You are on page 1of 38

OSMANLI TARİHİ İLE İLGİLİ MACARİSTAN'DAKİ ÇALIŞMALAR VE

BUNLARIN DEĞERLENDİRMESİ

GÉZA DÁVID-PÁL FODOR

I. Osmanlı tarihi ile ilgili bilimsel incelemelerin Macaristan'daki doğuşu


Osmanlılarla ve Osmanlı tarihi ile uğraşma Macaristan'da başlangıçta bir bilim dalı
teşkil etmemişti. İlk dönemlerde bu, zorunlu bir birlikte yaşamanın yan ürünü olarak
meydana gelmişti. Bazen kendi isteği üzerine ama sık sık esir veya köle sıfatıyla
imparatorluğunun topraklarına ulaşan "Macarlar" (yani Macaristan krallığının tebaları),
döndükten veya kurtulduktan sonra kısmen hatıralarını, kısmen duyduklarını kaleme alıp
çeşitli nitelikte eserler yazmışlardı. Bu tür yazılar bazen gerçekten çok ilginç tespitler
ihtiva etmektedirler, ancak müelliflerinin aynı zamanda, Müslimlere karşı besledikleri
husumetten kaynaklanan peşin hükümlerinden kolay kolay kurtulamadıkları da doğaldır1.
Bunların dışında, dönemin vakanüvisleri tarafından da çok sayıda tarih kaleme alınmıştı.
Tabiî olarak, bunlar da olaylara bir Macar, bir Hıristiyan gözüyle bakmışlarsa da
aktardıkları bilgiler devrin olaylarına ışık tutması açısından vazgeçilmez öneme
sahiptirler2.
Bir iki örnek vermek lâzım gelirse, ilk gruptan 15'inci yüzyılda esir düşen ve nihayet
Roma'da rahip olarak ölen Georgius de Hungaria'nın İslam dinini kimi yerlerde
beklenmedik ölçüde tarafsız ve hatta olumlu bir tarzda anlatması dikkat çekicidir. Kendi
ifadesine göre Müslümanlığı kabul etmesine az kalmıştır. O dönemin Osmanlı ordusu
hakkındaki tespit ve tasvirleri (mesela subaşılarla alâkalı satırları) de kaynak değeri
niteliğindedir3. Seyyahlardan ise 16'ncı asırda Amasya'ya kadar giden, doğduğu yer
açısından Macar olmayan, ancak "Hungarus" sayılan (yani bu ülkede faaliyette bulunan)
Hans Dernschwam'ı zikredebiliriz4. Osmanlılara karşı büyük bir antipati hissetmesine ve

1 Bunlardan bir demet için bkz. Rabok, követek, kalmárok az Oszmán Birodalomról. Közreadja Lajos

Tardy, Budapest, 1977.


2 Bizim için en önemli dönemi teşkil eden 16-17. yüzyılların tarih yazarları hakkında son derece güzel bir

çalışma hazırlandı: Emma Bartoniek, Fejezetek a XVI-XVII. századi magyarországi történetírás történetéböl,
Budapest, 1975.
3Rabok, követek, kalmárok. 49-153.
4 Babinger'in neşrine dayanarak yapılan Macarca çevirisi için bkz. Hans Dernschwam, Erdély,

Besztercebánya, Törökországi útinaplá. Közreadja Lajos Tardy, Budapest, 1984, 135-504, 525-580.
2 GÉZA DÁVID-PÁL FODOR

kötümser bir dünya görüşüne sahip olmasına rağmen realist bir insan olan Dernschwam'ın
verdiği rakamlar ve bazı ayrıntılar diğer eserlerde bulunamaz.
Vakanüvislere gelince, 15'inci yüzyılın Macar tarihçilerinden János Thuróczy
(1435?-1490)5 zirvedeki yerini alırken,6 16'ncı yüzyılın başlarında, başka bir "Hungarus"
olan Ludovicus Tubero (1459-1527),7 ortalarında, Ferenc Forgách (1530'dan sonra-
1577),8 sonlarında, János Decsi Baranyai;9 17'nci yüzyılın başlarında István Szamosközy
(1570-1612)10 ve Miklós Istvánffy (1538-1615),11 daha sonra ise özellikle
Transilvanya/Erdel tarih yazarları özellikle titizlikleriyle ön plana çıkmaktadırlar12.
Anlattıkları olayların sık sık şahidi olmadıkları için aktardıkları bilgileri mümkün olduğu
kadar kontrol etmemiz gerekiyor, arşiv kaynaklarıyla karşılaştırıldıklarında bazen şaşırtıcı
ölçüde tam ve doğru çıktıkları da görülmektedir.
İlmî olarak niteleyebildiğimiz ilk çalışmalar 18'inci yüzyılda meydana gelmeye
başlıyor. Bu alanda en önemli deneme Sámuel Decsy'nin aşağıda ayrıntılı tanıtacağımız
üç bölümlük Osmanografia'sıdır13. İkinci bir Osmanlı tarihi başka alanlarda kalıcı ve ciddî
yapıtlar veren Elek Fényes'in kaleminden çıkmış bulunuyor14. Erken dönemlerle pek fazla
uğraşmayan müellif en ayrıntılı biçimde, 1820'lerde Yunan topraklarında cereyan eden
hadiseleri anlatmaktadır. O da diğerleri gibi Türk kaynaklarından faydalanmadı.
Çağdaş yapılan resmî çevirilerin dışında, Osmanlı kronik ve belgelerinin ilk
tercümeleri Pázmány Üniversitesi'nde ilk defa Türkçe/Osmanlıca dersler veren János
Repiczky tarafından gerçekleştirildi. Osmanlı tarih yazarlarından Celalzade Mustafa'nın
eserinden (bunun dışında da 1526 yılı sefer ruznamçesinden) Mohács meydan savaşı ile

5 Son neşri: Johannes de Thurocz, Chronica Hungarorum. I. Textus. Ed. Elisabeth Galántaii-Julius Kristó,

Budapest, 1985; II. Commentarii. 1-2. Composuit E. Mályusz, adiuvante J. Kristó. Budapest, 1988.
6 Osmanlılarla ilgili görüşlerini Hicran Yusufoğlu (Akın) değerlendirdi: "Onbeşinci Yüzyıl Macar Kroniği

Thuróczy'de Türkler" Erdem 2:5 (1986), 579-596." Aynı yazar", XV. Yüzyıl Lâtince Macar Kroniği Chronica
Hungarorum'un Türk Tarihi Bakımından Değeri, Belleten LI:200 (1987), 667-759. Aynı yazar, Thuróczy és a
török krónikák a 15. századi török-magyar kapcsolatokról, Keletkutatás 1988 ösz, 3-12.
7 Macarcası: Ludovicus Tubero, Kortörténeti feljegyzések (Magyarország). Közreadja László Blazovich–

Erzsébet Sz. Galántai. (Szegedi Középkortörténeti Könyvtár, 4.) Szeged, 1994.


8 Latince yayını güvenilir değildir. Macarca çevirisi: Ferenc Forgách, Emlékirat Magyarország

állapotáról Ferdinánd, János, Miksa királysága és II. János erdélyi fejedelemsége alatt. Fordította István
Borzsák. Humanista történetírók. Magyar remekírók, Budapest, 1977, 567-1039.
9 Macarcası: Baranyai Decsi János magyar históriája (1592-1598), Fordította Péter Kulcsár. [Budapest,]

1982.
10 Sándor Szilágyi, Szamosközy István történeti maradványai 1566-1603, I-IV, Budapest, 1876-1880.

Magyar nyelvü kortársi feljegyzések Erdély múltjából. Szamosközy István történetíró kézirata. XVII. század
eleje. Közzéteszi Erzsébet E. Abaffy–Sándor Kozocsa. (A magyar nyelvtörténet forrásai, 2.) Budapest, 1991.
11 Nicolaus Istvánffy, Regni Hungarici historia... Coloniae Agrippinae, 1724, Macarca çevirisi için bkz.

Miklós Istvánfi, Magyarország története, 1490-1606, I-II, Fordította György Vidovich, Debrecen, 1867.
12 Bazılarını zikredelim: János Szalárdy, Siralmas magyar krónikája. Sajtó alá rendezte Ferenc Szakály,

Budapest, 1980. Mihály Cserei, Erdély históriája [1661-1711]. Sajtó alá rendezte Imre Bánkúti, Budapest, 1983.
János Bethlen, Erdély története, 1629-1673. Fordította Judit Vásárhelyi, Budapest, 1993. Georg Kraus, Erdélyi
krónika, 1608-1665. Fordította Sándor Vogel, Budapest, 1994.
13 Sámuel Decsy, Osmanografia, az az: a' török birodalom' természeti, erköltsi, egy-házi, polgári, 's hadi

állapottyának, és a' Magyar Királyok ellen viselt nevezetesebb hadakozásainak summás leirása. Bécsben, I-II.
1788, III. 1789.
14A török birodalom leírása, történeti, statistikai és geographiai tekintetben, Pest, 1854.
MACARİSTAN'DA OSMANLI TARİHİ ÇALIŞMALARI 3

ilgili bölümleri dilimize aktardı,15 ayrıca da yerel koleksiyonlarda mevcut belgelerin


çevirisini de yapmaya kalktı ve bunlardan Nagykörös şehrine ait vesikaları neşretti16.
Sürdürülen çalışmaların ciddiyeti açısından 1870 yılında kurulan Türkoloji Bö-
lümü'nün büyük bir katkısı oldu. Profesörlüğüne ilk atanan Ármin Vámbéry daha çok bir
dilci olarak tanınmakla birlikte Osmanlı tarihiyle ilgili eserleri de vardır,17 ayrıca bu
alandaki araştırmaları da her zaman destekledi. Halefi olarak tayin edilen, ancak görevine
başlayamayan József Thúry de her iki alanda eser verdi ve bunlardan Osmanlı tarihi ile
ilgili olanları daha kalıcı gözükmektedir18. Gyula Németh döneminde bir süre için dilcilik
ön plana geldiyse de Lajos Fekete'nin bölüme getirilmesiyle denge tekrar kuruldu19.
Bu noktada bilimsel amaçlarla güdülen Türkoloji veya Osmanistik olarak tasnif
edebildiğimiz incelemeler dönemine geliyoruz. Her yerde olduğu gibi, bu ilmî eğilimi
başlangıçta daha çok filolojik bir yaklaşım karakterize etmiştir ve böylelikle bugüne kadar
ulaştığımız gerçek anlamındaki tarihçilikten uzak düşmektedir. Bu, nitelik ve nicelik
bakımından zenginleşip olgunlaşan devri kronolojik sıra ile değil konulara göre gözden
geçireceğiz. Vurgulanması gereken hususiyet, ülkemizde yaklaşık 150 yıl devam eden
Osmanlı hâkimiyeti nedeniyle, bizdeki araştırmalar çoğunlukla Macaristan'a yönelik
yoğunlaştırılmıştır. Bu doğru ise de mevzulara her zaman imparatorlukta cereyan eden
olay ve oluşumlarla paralel olarak bakıldı. Böylelikle taşralı olmaktan kaçınabilinmiştir.
Macaristan'daki Osmanlı dönemininin aydınlatılmasını kolaylaştıran unsur, yukarıda
da kısaca değindiğim gibi kaynakların tek taraflı olmamasıdır. Demek ki, Osmanlı
kaynakları bazen Habsburg-Macar belgelerinin ışığı altında denetlenebilir ve aynı şekilde
Habsburg-Macar kaynakları Osmanlı vesikalarının tanıklığıyla karşılaştırılabilir. Kimi
durumlarda ise iki menşeli veriler birbirlerini tamamlamaktadırlar. Bizden güneye ve
doğuya düşen bölgelerde benzer miktarda Osmanlı öncesi veya çağdaş yerli malzeme
kalmadığı için bu tür mukayeseler yapmak imkânsızdır20.
II. Osmanlı paleografyasına ait teorik çalışmalar ve el kitapları
Her türlü arşiv belgelerine dayanarak yapılan çalışmanın sağlam temelini oluş-
turabilecek bu bilim dalında Lajos Fekete'nin faaliyeti anılmalıdır21. Kendisi Türkoloji'den
15 János Repiczky, A' mohácsi ütközet török forrásokból. Magyar Történelmi Tár I (1855), 125-140. Aynı

müellif, 1680'li yıllarda Temesvár muhafızı olan Cafer Paşa hayatını belgeleyen kroniği de Macar Bilimler
Akademisi'nde yaptığı bir konferansla tanıttı: János Repiczky, Dzsáfer pasa. Új Magyar Muzeum II (1850),
CCCXVII-CCCXXIX.
16 Nagy-Körös város török levelei, Fordította János Repiczky, Kecskemét, 1859.
17 Vámbéry'nin en ayrıntılı bibliyografyası için bkz. Carla Coco, Vámbéry Ármin müveinek bibliográfiája.

Vámbéry Ármin emlékezete, (Keleti Értekezések, 2.) Budapest, 1986, 26-50.


18 Thúry'nin yazıları hakkında bkz. Dezsö Fekete, Thury József irodalmi munkássága. Halasi Téka 6

(1987), [21-27].
19 Türkoloji Bölümünün tarihçesi için bkz. Susanne Kakuk, Cent ans d'enseignement de philologie turque

à l'Université de Budapest. Studia Turcica. Ed. by Louis Ligeti, Budapest, 1971, 7-28. Géza Dávid, 125 éves a
török tanszék, Keletkutatás 1995 ösz, 103-105.
20 Bu eksiklik yüzünden yer adlarının tespitinde veya demografi alanındaki neticelerin kontrolünde bu
ülkelerde büyük zorluklarla karşılaşılmaktadır.
21 Hayatı ve faaliyeti hakkında birkaç yıl önce Türkiye'de bir kitap çıkmıştır: Macar Asıllı Türk Tarihçisi
ve Arşivist Lajos Fekete'nin Arşivciliğimizdeki Yeri. (T. C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü.
Cumhuriyet Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın Nu: 20.) Ankara, 1994. İçinde Fekete'nin şimdiye kadar bir araya
getirilen en mükemmel bibliyografyası bulunan bu eserin başlığı biraz yanıltıcıdır, çünkü ELTE Üniversitesi'nde
profesör olan bilim adamımız memleketine en zor dönemlerde bile sadık kalarak uyrukluğunu hiçbir zaman
değiştirmedi.
4 GÉZA DÁVID-PÁL FODOR

mezun olmamakla birlikte birinci dünya savaşında bir esir kampında Türk subaylarından
öğrendiği ilk kelimelerle başlayarak birkaç yıl içinde geniş bilgi sahibi olduktan sonra,
arşivist deneyimlerinin sayesinde ilgisini Osmanlı paleografyasına yoğunlaştırarak
1926'dan bugüne kadar etkisini koruyan Macaristan'daki Osmanlı Diplomatiğine Giriş
adlı kitabını Macarca ve Almanca olmak üzere neşretti22. Takip ettiği tasnifleme ve yazı
ile belge türleri hakkında biriktirdiği malumat daha sonraki benzer eserlerde hem
Türkiye'de (Tayyib Gökbilgin), hem de başka ülkelerde (Romanya'da Mihail Guboglu,
Polonya'da Jan Reychman ve Ananiasz Zajaczkowski tarafından) ana hatları ile kabul ve
taklit edildi. Doğal olarak, 30-40 yıl sonra çıkan eserlerde, verilen örnekler
zenginleştirilip eklerin sayısı da çoğaltıldı. Tek önemli tenkitte Bulgar Boris Nedkoff
bulundu. Ona göre belgeleri, Fekete'nin öne sürdüğü görüşün aksine, dünyevî ve dinî
olarak ayırmamak, tümünü dinî olarak nitelemek lâzım. Bu fikri Die Entstehung und
Entwicklung des Osmanisch-Türkischen Paläographie und Diplomatik adlı kitabında
Valery Stojanow da benimsedi23. Osmanlı İmparatorluğu'nun her ne kadar İslam dinine
dayalı bir devlet olduğunu biliyorsak da, şerî ve kanunî belgeleri Osmanlı devri
yazarlarının da ikiye ayırdıkları düşünülecek olursa, Fekete'nin gruplandırmasının hiç de
yanlış olmadığı kesinlik kazanır.
Fekete'nin 1955'te yayımlanan Die Siy®qat-Schrift in der Türkischen Finanz-
verwaltung I-II. adlı ikinci eseri ilkinden daha ehemmiyetli ve daha geniş kapsamlıdır.
Bugüne kadar bir benzeri hazırlanamayan bu yapıt kendi türünün tek örneği olarak yerini
muhafaza etmektedir. (Dündar Günday'ın Arşiv Belgelerinde Siyakat Yazısı Özellikleri ve
Divan Rakamları24 veya Said Öztürk'ün Osmanlı Arşiv Belgelerinde Siyakat Yazısı ve
Tarihi Gelişimi25 adlı kitaplarında Fekete'de eksik kimi belge türleri mevcut olmakla
beraber bu çalışmaların çok daha düzensiz ve özensiz bir araya getirilmiş olduğu
aşikârdır.) Kitabın 115 sayfalık girişinde çeşitli defter türleri sıralandıktan sonra dikkatli
bir seçim ürünü olarak büyük sayıda verilen – zaman ve cins bakımından da çok yönlü –
örneklerde bulunan terim ve yer adları titizlikle aydınlatılmaktadır.
Fekete'nin paleografya alanında verdiği, maalesef sadece ölümünden sonra çıkan
üçüncü büyük yapıtı Einführung in die Persische Paläographie'sidir. Konumuzu ancak
dolaylı olarak ilgilendirdiği için bunu sırf anmakla yetiniyoruz.
III. Kaynak neşri
Bütün dünyada olduğu gibi, Osmanlı tarih ve arşiv kaynakları ile ilgili incelemeler
ülkemizde de bunların yayımlanması şeklinde başlamıştır. Tabiî olarak bu alanda da
19'uncu asırdaki neşirler ile yüz sene sonra yapılanlar arasında güvenilirlik bakımından
büyük farklar vardır. Bu genel olarak böyle ise de eski ve yeni istisnalar da vardır. Mesela
Áron Szilády'nin A defterekröl (Defterler hakkında) adlı yazısında tapu defterlerinden
verdiği örnekler26 o zamanki bilgi birikimine göre çok az hata ihtiva etmektedir. Şunu da

22 Bevezetés a hódoltság török diplomatikájába/Einführung in die Osmanisch-Türkische Diplomatik der

Türkischen Botmässigkeit in Ungarn, Budapest, 1926.


23 (Islamkundliche Untersuchungen, 76.) Berlin, 1983, 59-60. G. Dávid'in bu kitapla ilgili tanıtması için

bkz. Acta Orientalia Hungarica 40 (1986), 211-212.


24 G. Dávid'in bu kitapla ilgili tanıtması: Acta Orientalia Hungarica 31 (1977), 394-396.
25 (Osmanlı Araştırmaları Vakfı yayınları, 12.) İstanbul, 1996.
26 Pest, 1872, 16-20, 22-23.
MACARİSTAN'DA OSMANLI TARİHİ ÇALIŞMALARI 5

hemen ekleyelim ki: Bu önemli kaynak türünden dünya çapında yapılan ilk yayın belki de
budur.
III/1. Osmanlı kroniklerinin neşri
Yukarıda zikredilen Repiczky'nin dışında, 19'uncu asrın ikinci yarısında ve 20'nci
yüzyılın başlarında Osmanlı vakanüvislerinden büyük sayıda çeviri yapılıp neşredildi.
Ármin Vámbéry'nin bir talebesi Feyzi'nin (Fâizi'nin,27 veya Abdulheyy Kâfzâde'nin28)
Kanije ile ilgili, ancak oldukça güvenilmez ve masalımsı nitelik taşıyan kısa tarihini
dilimize aktarıp en şöhretli tarih dergimizde bastırdı29. Bu arada Macar Bilimler
Akademisi'nin başlattığı bir program çerçevesinde daha sistematik çalışmalar da
yürütülmüştür. Bunun meyvesi, József Thúry'nin iki ciltlik, bugün de bir el kitabı
niteliğini taşıyan eseridir30. Sırasıyla, anonim Osmanlı tarihleri olarak bilinen kaynak
grubundan 1486'ya kadar giden bir yazma, Neşri, Tursun bey, Hoca Sa‘deddin,
Kemalpaşazade, Lütfi Paşa, Ferdi/Bostan, Celalzade Mustafa, Sinan Çavuş/Muradî ve
Kâtip Mehmet Zaim'den alınan Macaristan'daki hadiselere ilişkin bölümler geliyor. Her
müellifin kısa hayat öyküsü ve değerlendirmesi verildikten sonra, gerekli yerlerde
aydınlatıcı notlarla birlikte metin sunuluyor. Tarih yazarlarının dışında her iki cildin
sonunda kimi belgeler de bulunmaktadır. Bunlardan sefer ruznamçelerini ve büyük
zaferlere ait fethnameleri anmamız lâzım.
Thúry'nin beklenmedik ölümünden sonra bu önemli çalışmaya bir Katolik papaz,
Imre Karácson devam etti31. Kendisi İbrahim Peçevi'nin, Kâtip Çelebi'nin ve Naima'nın
eserlerinden geniş bölümler Macarcaya aktardı32. Ayrıca da, Evliya Çelebi
Seyahatname'sinin geniş anlamda Macaristan'ı tasvir eden bablarını iki cilt halinde
yayımladı33. İlk cilt İstanbul neşrine dayanılarak yapıldı, ikinci cilt ise Beşir Ağa
Kütüphanesi'ndeki yazmanın yer yer atlatmalarla gerçekleştirilen çevirisidir34.
Aynı zamanda, hem Thúry,35 hem başka kişiler36 dergiler için de daha dar kapsamlı
tercümeler hazırladılar.

27 Kanije savunması ve Tiryaki Hasan Paşa. Haz. Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüd Başkanlığı,

(Kültür ve Turizm Bakanlığı yayınları, 690.) [Ankara, 1986,] 66.


28 Franz Babinger, Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserleri. Çev. Coşkun Üçok. (Kültür ve Turizm Bakanlığı

yayınları, 435.) 170-171, No. 131.


29 Ármin Vámbéry, Kanizsa (1600-1601). Századok 31 (1887), 716-726, 798-826.
30 József Thúry, Török történetírók, I-II, Budapest, 1893, 1896.
31 Hayatı ve kısa tutulan bibliyografyası için bkz. István Bene, Karácson Imre élete és mûvei (1863-1911).

Halálának 25. évfordulója alkalmából. Györ, 1936. Bunun dışında: Pál Fodor, Karácson Imre (születésének 125.
évfordulóján). Keletkutatás 1989 tavasz, 109-114.
32 Imre Karácson, Török történetírók. III, Budapest, 1916.
33
Evlia Cselebi török világutazó magyarországi utazásai. I-II. Fordította Imre Karácson, Budapest, 1904,
1908. Birinci cilt Pál Fodor'un yazdığı bir önsözle 1985'te tekrar basıldı.
34 Karácson'un çalışma metodu hakkında bkz. Pál Fodor, Evlia Cselebi útleirásai, Keletkutatás 1990 ösz,

51-53.
35 Selaniki tarihinden faydalanan yazısı: Szigetvár elfoglalása 1566-ban. Török forrás szerint.

Hadtörténelmi Közlemények 4 (1891), 60-80, 208-225. Ayrıca Avrupalı (Macar) tarihçilerin eserlerinden ilk
faydalanan Osmanlı vakanüvisi olan İbrahim Peçevi'nin Macar kaynakları hakkında öncü bir çalışması da vardır:
Pecsevi viszonya a magyar történetíráshoz. Századok 26 (1892), 395-410, 476-488, 560-579, 658-678, 740-746.
Yine Peçevi'ye dayanarak şu makaleyi yazmıştır: A török történetírás Esztergom visszavételéröl. Hadtörténelmi
Közlemények 5 (1892), 68-80, 181-196.
36 Raşid tarihinden Béla Mader Budapesti Hírlap'ta (8 Eylül 1886 tarihinde) birkaç sayfa, Imre Karácson

da kimi bölümler (Az 1663. évi török hadjárat Magyarországon. Rasid efendi török történetíró leírása szerint.
6 GÉZA DÁVID-PÁL FODOR

Bütün bu çeviriler, bazen son derece zor anlaşılan ve bugünkü sadeleştirilmiş Türkçe
varyantlarında da zaman zaman doğru dürüst yansıtılamayan Osmanlıca metinleri
genellikle aslına uygun aksettiriyorlar, ama kimi yerlerinde düzeltmelere ihtiyaç
duyulmaktadır.
Bu alandaki faaliyetler daha sonra hemen hemen tamamen sekteye uğratıldı ve uzun
bir müddet için yalnızca Lajos Fekete'nin Tarih-i Gılmanî'den yaptığı tercümesi37
öncekilere eklenmiştir. Son yıllarda Pál Fodor Silahtar ve Raşid tarihlerinden seçmeler
çevirdi38. Tam bir eser olarak ilk defa József Blaskovics'in,39 daha sonra György Hazai'nin
adı altında çıkan40 Tercüman Mahmud'un derlediği Tarih-i Ungurus zikredilmelidir.
III/2. Arşiv belgelerinin neşri
Yukarıda anılan verimli dönemde vakanüvislerin eserleri yanında arşiv belgelerinin
neşri için de ciddî çabalar sarf edildi. Bir taraftan Viyana ve Budapeşte kütüphanelerinde
bulunan vesikalar, zaman zaman sadece özet şeklinde verilerek dilimize çevirildi. Bu
geniş kapsamlı çalışmanın önemli bir bölümü esas mesleği doktorluk olan Antal Velics
tarafından gerçekleştirilmiş ancak iki cilt halinde yayıma hazırlayan zamanın bilinen
tarihçisi Ernö Kammerer olmuştur41. Velics'in kabiliyetli birisi olduğundan şüphe yoktur,
fakat işi biraz acele yaptığı için birbirine bağlı metinleri bile karşılaştırmadan okudu ve
bunun neticesi olarak aynı yer adını iki-üç defa doğru ondan sonra yanlış bir şekilde
yazdı. Bunun için bu kitabı türkologlarımız çoğunlukla kullanmıyorlar. Ama yerel tarihle
uğraşanlar ister istemez ona baş vuruyorlar ve dolayısıyla bazen yanlış neticelere
varıyorlar. Velics'in kullandığı malzemeyi (II. Dünya Savaşı sırasında Budapeşte'de
yananlar hariç) tabiatıyla yeniden ele almak lâzım, ancak bugünkü metotlarımızla aynı
çalışma 30-40 yıl sürecek ve 10-15 cilt olacak.
Türk kaynaklarını geniş ölçüde kullanan ilk araştırmacımız yukarıda anılan Imre
Karácson'dur. "Mescit kütüphaneleri" dışında arşivlere de girebilmiş olan çalışkan papaz
bir cilt olarak II. Ferenc Rákóczi ile ilgili belgeleri vefat etmeden önce yayıma
hazırlayabilmiştir42. Bunlardan daha değerli olan, 1533 ile 1789 arasındaki devirden
kalma 401 belgenin neşri ancak ölümünden sonra gerçekleşebildi43. Osmanlı arşivlerinin
o dönemdeki durumunu hatıralarımıza getirdiğimiz zaman topladığı vesikaların çeşit

Hadtörténelmi Közlemények 9 [1896], 73-100.) Macarc'ya çevirmişti. Naima'dan yine Karácson yararlanmıştır: I.
Rákóczy György 1636-iki háborúja Naima török történetíró leírása szerint. Hadtörténelmi Közlemények 6
(1893), 297-307. Gábor Bálint'in ise tarih ve coğrafya kitabı arasındaki sıfata sahip olan bir eserden tercümesi
vardır: A magyarországi török hódoltságról, XVII. századi török forrás szerint. Századok 4 (1870), 233-244, 297-
308.
37 Lajos Fekete, Mehmed Chalife "Tárich"-ja az 1625-1664. évek eseményeiröl. Hadtörténelmi

Közlemények 26 (1925), 387-427.


38 Buda visszafoglalásának emlékezete 1686. Összeállította Ferenc Szakály, Budapest, 1986, 411-442

(Silahtar), 443-448 (Raşid).


39 A magyarok története. Tarih-i Üngürüsz, Madzsar Tarihi. Fordította József Blaskovics. Budapest, 1982.

(Bu ciltte Tercüman Mahmud'un eseri dışında Cengiz Orhonlu'nun Nuruosmaniye Kütüphanesi yazmaları
arasında keşfettiği anonim bir Macar tarihi de yer almaktadır.)
40 Nagy Szülejmán udvari emberének magyar krónikája. A Tarih-i Ungurus és kritikája. Fordította György
Hazai. Budapest, [1996]. – Metnin çeviriyazısı Archivum Ottomanicum dergisinde bölümler halinde
basılmaktadır.
41 Antal Velics–Ernö Kammerer, Magyarországi török kincstári defterek, I-II, Budapest, 1886, 1890.
42 Imre Karácson, A Rákóczi-emigráczió török okmányai, 1717-1803, Budapest, 1911.
43 Imre Karácson, Török-magyar oklevéltár, 1533-1789. Szerkesztette Lajos Thallóczy, János Krcsmárik,
Gyula Szekfü. Budapest, 1914.
MACARİSTAN'DA OSMANLI TARİHİ ÇALIŞMALARI 7

zenginliği ve çok yönlülüğü dikkat çekicidir. Daha sonraki araştırmalar Karácson'un


kesinlikle gördüğü bazı tasnifleri tespit edebilmiştir. Bunlardan en önemlisi 3 ve 7
numaralı mühimme defterleridir44. Ayrıca Kâmil Kepeci tasnifine ait bir-iki ciltten de
faydalandığı öne sürülebilir45. Vurgulanması gereken başka bir nokta, Karácson'un, o
zamandan bu yana hiçbir Macar araştırmacının girmediği Evkaf Arşivi'nden (bugün
Vakıflar Genel Müdürlüğü) de birkaç doküman yayımlamış olmasıdır.
Osmanlı dönemine ait daha geniş kapsamlı belge neşri faaliyetlerinden iki diziyi
zikretmek gerekiyor. Sekiz ciltlik Magyar-török államokmánytár (Macar-Türk devlet
belgeleri koleksiyonu) kısmen Osmanlı orijinallerinden yapılan çağdaş veya modern
çeviriler, kısmen de Habsburg Macaristanı'ndan ve Transilvanya'dan Osmanlı
makamlarına veya Südde-i saadette bulunan kendi elçi ve adamlarına gönderilen yazılar
içermektedir46. Erdélyi országgyülési emlékek'in (Erdel meclislerinin belgeleri) 22 cildi
1540 ile 1699 arasındaki dönemden Türkçeden çevrilen vesikalar da ihtiva etmektedir47.
Ayrıca çeşitli konularla ilgili veya belirli bir bölgeye ait belge derlemeleri de yapıldı.
Bunlarda da bazen çok önemli arşiv kaynakları yer almaktadır48.
Bugünkü anlamında ilmî belge neşriyatı yine Lajos Fekete ile başlıyor. Çeşitli yerli
ve yabancı arşivlerde saklanan ve ülkemizle alâkalı olan vesika ve defterleri ilk
dönemlerde daha çok özetler halinde tanıtan Fekete,49 paleografyaya ait eserlerinde yer
alan dokümanların dışında, Esterházy ailesinin özel arşivindeki Osmanlı vesikalarının
daha önemli olanlarını Arap harfli transkripsiyon ve Alman tercümeleriyle yayımladı, geri
kalanlarının sadece hulasasını verdi50.
Öncü çalışmalarından biri, Macar topraklarındaki tahrirlerden Esztergom/Estergon
livasının 1570 tarihli mufassal defterinin yerli okuyuculara hitaben yaptığı neşridir51.

44 G. Dávid'in Archivum Ottomanicum'da yakında çıkacak The Mühimme Defteri as a Source for
Habsburg-Ottoman Rivalry in the 16th Century başlıklı yazısında buna dair örnekler vardır.
45 Géza Dávid, A Simontornyai szandzsák a 16. században. Budapest, 1982, 80, not 302.
46 Török-magyarkori állam-okmánytár. I-VIII. Szerkesztette Áron Szilády és Sándor Szilágyi, (Török-

magyarkori történelmi emlékek. Elsö osztály: Okmánytár, III-IX.) Pest, 1868-1872. Bu dizinin ilk iki cildi
Okmánytár a hódoltság történetéhez Magyarországon. Nagy-körös, Czegléd, Dömsöd, Szeged, Halas
levéltáraiból. (Pest, 1863) başlığı altında çıkmıştı ve kısmen daha önce Repiczky tarafından yayımlanan
belgelerin Szilády tarafından düzeltilen şekillerini içermektedir, kısmen birçok yeni Osmanlı vesikalarını ihtiva
etmektedir. Ayrıca adı geçen şehir ve kasabaların Macarca, Latince veya Almanca kaleme alınan kimi
dokümanları da eklenmiştir.
47 Szerkesztette Sándor Szilágyi, Budapest, 1875-1899. – Hurmuzaki ile çağdaş olan bu diziden

uluslararası literatürde maalesef pek faydalanılmıyor.


48
Bir iki örnek vermekle yetinelim: Erdélyi történeti adatok. Szerkeszti és kiadja Gr. Imre Mikó. IV.
Kolozsvár, 1862. László Szalay, A magyar történelemhez. I. Erdély és a Porta, 1567-1578, Pest, 1860. Ágoston
Szalay, Négyszáz magyar levél a XVI. századból. Pest, 1861. A budai basák magyar nyelvü levelezése. I. 1553-
1589. Szerkesztette Sándor Takáts, Ferencz Eckhart, Gyula Szekfü, Budapest, 1915.
49 Bunların en önemlilerinden bir cilt yazarın 100'üncü doğum yılı münasebetiyle bir araya getirildi: Lajos

Fekete, A hódoltság török levéltári forrásai nyomában. Szerkesztette Géza Dávid. (Budapest Oriental Reprints.
Series A 6. Editors: E. Schütz–É. Apor) Budapest, 1993.
50 Ludwig Fekete, Türkische Schriften aus dem Archive des Palatins Nikolaus Esterházy, 1606-1645,

Budapest, 1932.
51 Lajos Fekete, Az Esztergomi szandzsák 1570. évi adóösszeírása. Budapest, 1943. Ölümünden az önce

bir defterin "çevirisini" daha hazırladı: A Hatvani szandzsák 1550. évi adóösszeírása. (Jászsági füzetek, 4.)
Jászberény, 1968. (Söz konusu tahrir büyük ihtimalle 1550 yılında değil 1546'da temize çekilmiştir.)
8 GÉZA DÁVID-PÁL FODOR

Bunun ardında hem bizde (başta Gyula Káldy-Nagy tarafından52) hem de başka ülkelerde
birçok benzer yayın gerçekleştirildi. Diyebiliriz ki Ortaçağ Macaristanı'nın topraklarında
kurulan Osmanlı idarî birimlerinin hemen-hemen her biri hakkında, en azından bir nahiye
olmak üzere, bu cins neşriyat vardır. Bu tür defter yayınları doğal olarak çok yararlıdır,
ama yine de bazı eksiklikleri vardır. Yer adlarının dikkatli çözümlenişinden53 ve kişi
adlarının olabildiği kadar doğru okunuşundan başka – birkaç önemli istisna hariç – kısa
bir önsözle yetiniyorlar ve döktükleri verilerin değerlendirmesinden kaçınıyorlar.
Fekete'nin Káldy-Nagy'la giriştiği bir örnek eserde, Budin mukataalarının çeşitli
yıllardan kalan ayrıntılı gelir-gider defterlerinin metni bir taraftan Arap harfleriyle ve
Almanca bir sonsözle, öte yandan Macarca çevirisiyle ve aynı değerlendirme ile
araştırıcılara sunulmaktadır54. Son derece önemli ikinci bir mukataa neşri, başta canlı
büyük baş hayvanlar (sığırlar) olmak üzere Vác'tan geçen mallarla ilgilidir55.
Bir yerli koleksiyon olan Jászberény şehrinin Osmanlı belgelerinin Macarcaya
çevrilmesi son zamanların güzel bir örneğidir56. Aynı şekilde, tam anlamıyla arşiv belgesi
olmamakla birlikte, tarih olarak da niteleyemediğimiz Kavanin-i Yeniçeriyan'ın Macar
edisyonu bugüne kadar devamı olmayan bir dizinin ilk cildi olarak çıktı57.
Görüldüğü gibi, belge yayını alanında son dönemlerde sistematik bir çalışma
sürdürülmüyor, bu tür faaliyetler kısmen bilim adamının ilgi alanına göre yapılmakta,
kısmen de maddî imkânların açıldığı yerlerde gerçekleştirilebilmektedir. İşin tuhaf yönü,
parasal olanakların çoğunlukla yerel düzeyde daha kolay sağlanabilmesidir. Bu durumun
iki olumsuz neticesi vardır: Biri, il arşiv ve müzelerimizin kadrosunda, sunulan yazıları
kontrol edebilecek kişilerin bulunmayışı, öbürü ise bu taşralı yayınların ancak dar bir
çevrenin eline geçebilmesidir. Bu yüzden eski serilere benzer dizilerin basılması için
Bilim Akademisi'nin maddî ve manevî desteğine ihtiyaç duyulmaktadır. Maalesef bu
bakımdan ümit verici işaret şimdilik yoktur. Bu tür girişimlerin arkasında durabilecek
Akademi yayınevimizin birkaç yıl önce Hollandalı bir firmaya satılmış olması bu
bakımdan da oldukça olumsuz bir olaydır.

52 Gyula Kaldy-Nagy, Kanuni Devri Budin Tahrir Defteri (1546-1562), Ankara, 1971. Aynı yazar, Török

adólajstrom Baranyából a XVI. századból. Szigetvári emlékkönyv. Szigetvár 1566. évi ostromának 400.
évfordulójára. Szerkesztette Lajos Rúzsás. (A Magyar Tudományos Akadémia Dunántúli Tudományos Intézete
– Értekezések, 1966.) Budapest, 1966, 115-155. Aynı yazar, A Budai szandzsák 1559. évi összeírása. (Pest
megye mıútjából, 3.) Budapest, 1977. Aynı yazar, A Gyulai szandzsák 1567. és 1579. évi összeírása.
(Forráskiadványok a Békés Megyei Levéltárból, 10.) Békéscsaba, 1982. –- Elöd Vass yerel arşiv yıllıklarında ve
şehir monografilerinde tapu defterlerinden büyük ölçüde faydalanıyor ancak bu çalışmalar yeterince güvenilir
değillerdir.
53 Temesvár ve Moldova/Modava sancakları yer adlarının listesi için bkz. Pál Engel, A Temesvári és a

Moldovai szandzsák törökkori települései (1554-1579), (Dél-alföldi évszázadok, 8.) Szeged, 1996. – Balkan
ülkelerinde ve Türkiye'de çıkan neşriyatlarda sık sık buna da önem verilmemektedir.
54 L. Fekete und Gy. Káldy-Nagy, Rechnungsbücher Türkischer Finanzstellen in Buda (Ofen) 1550-1580,

Türkischer Text, Budapest, 1962. Lajos Fekete–Gyula Káldy-Nagy, Budai török számadáskönyvek, 1550-1580,
Budapest, 1962.
55 Gyula Káldy-Nagy, Statistische Angaben über den Warenverkehr des Türkischen Eroberungsgebiets in

Ungarn mit dem Westen in den Jahren 1560-1564, Annales Universitatis Scientiarum Budapestinensis de
Rolando Eötvös nominatae, Sectio Historica 11 (1970), 269-341.
56 Klára Hegyi, Jászberény török levelei. Szolnok Megyei Levéltári Füzetek 11 (1988), 7-177.
57 A janicsárok törvényei (1606) I. Török kéziratokból fordította Pál Fodor. (Török-magyar hadtörténelmi

emlékek. Elbeszélö kıtfök, 1.) Budapest, 1989. – Yukarıdaki iki bölümde ele alınan konularla ilgili olarak bir
yazı daha anılmalıdır: Gyula Káldy-Nagy, "Macar Tarihinin Türk Kaynakları", Studia Turco-Hungarica, Red.
Gy. Káldy-Nagy, I, Budapest, 1974, 15-22.
MACARİSTAN'DA OSMANLI TARİHİ ÇALIŞMALARI 9

IV. Konulara göre Osmanlı İmparatorluğu ve Macaristan'daki Osmanlı dönemi ile


ilgili çalışmalar ve bunların değerlendirilmesi
IV/1. Genel anlamda Osmanlı İmparatorluğu
IV/1/a. Osmanlı tarihleri
Her ne kadar Macarlar 14-17'nci yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu hakkında eşsiz
deneyimlere sahip idiyseler de, o dönemlerde bu bilgileri bilimsel olarak işleyip
değerlendirmeyi kimse üstlenmedi. Ancak 18'inci yüzyılda, dolaysız (yazılı olmayan)
bilgilerin bir kısmı artık tükenince, ilk defa savaşlar ve diplomasi olaylarından da öteye
Osmanlı "medeniyetini" yöntemsel olarak tasvir etmeyi hedef alan bir monografi
gerçekleşti58. Bu yapıtın yazarı Sámuel Decsy'yi bu işe özendiren, kendisinin de itiraf
ettiği gibi, Macar ilminin bir "ihmalini" gidermek arzusuydu.59 Üç ciltlik eserinin ilk iki
cildinde Osmanlı İmparatorluğu'nun "tabiî, ahlâkî, dinî, medenî ve askerî vaziyetini"60
ayrıntılı olarak tanıtıyor, üçüncü cildinde ise Türk-Macar savaşları tarihini kendi yaşadığı
döneme, 1789'a kadar gözden geçiriyor.
Decsy, çağının düzeyindeki sentezini gerçekleştirirken, Osmanlı İmparatorluğu'nu
iyi tanıyan (Sansovino, Marsigli ve bir sıra Fransız yazarı gibi) Batılı uzmanların
eserlerine, birkaç Türk ve sayısız Macar kroniğine, ayrıca o sıralar basılmış bulunan
Macar arşiv kaynaklarına dayanmıştı. Osmanlı İmparatorluğu'nu – bugün de hemfikir
olabileceğimiz gibi -– temelini bir ulusun (ve özellikle de Türk ulusunun) değil de, her
şeyden önce İslam dininin manevî ve siyasî sisteminin yaratmış olduğu bir hanedan
devleti olarak gördüğü için eserine bilerek Osmanografia başlığını koymuştu. Konusal
zenginliği ve ayrıntıları bakımından Decsy'nin eserine yakın nitelikte bir yapıt Macar
dilinde bugüne kadar gerçekleşmiş değildir.
Decsy'nin bu umut dolu girişimini yazık ki uzun süre izleyen çıkmadı. Türkolog-
şarkiyatçıların ilgisi birinci derecede Türk kaynaklarının ortaya çıkarılması ve
yayımlanmasına, bir de Osmanlı hâkimiyeti dönemine yöneldi (ve 20'inci yüzyılın büyük
kısmında da bu böyle kaldı). Bu yüzden, Osmanlı İmparatorluğu tarihi hakkında
Macaristan'da yeniden bağıntısız bir monografi yayımlanıncaya kadar bir yüzyıl beklemek
gerekli oldu. Bu iki ciltlik eser, Az oszmán uralom története Európában (Avrupa'da
Osmanlı Hâkimiyeti Tarihi) adıyla Gyula Lázár'ın kaleminden çıktı; yazar, ilk başta o
zamanın tanınmış Osmanlı tarihlerine ve diğer ülke monografilere (Hammer, Zinkeisen,
Cantemir, Engel, Ranke, Finley gibi ünlü yazarların yapıtlarına) dayandırdığı ve pek
orijinal olmayan çalışmasında eski çağlardan yaşadığı günlere kadar Türklerin ve
Osmanlıların (daha çok politik) tarihini takip ediyor61.
Bundan sonraki genel Osmanlı tarihi çıkıncaya kadar yine bir yüzyıl geçti. Bu eserin
yazarı, 1956'dan sonra çalışmalarını Almanya'da sürdüren József Matuz, Osmanlı
İmparatorluğu'nun Tarihi adlı derlemesini, aslının 1985'te Almanca yayımından beş yıl

58 Decsy, a.g.e. Biz, 1789'da çıkan düzeltilmiş, ikinci baskıyı kullandık. Nicolai Schmitth'in 1453'ten

1719'a kadarki dönemi kapsayan Osmanlı Tarihi (Imperatores ottomanici a capta Constantinopoli cum epitome
principum turcarum. I-II. Tyrnaviae, 1747-1752; ikinci baskı: 1760-1761) Decsy'ninkinden önce yayımlandı,
ancak bu eser hâlâ geç ortaçağlar ile erken yeniçağların tarihçi geleneğini devam ettiriyor.
59 Elöljáró beszéd" (Giriş konuşması); sayfa numaraları yok.
60 Aynı yer.
61 Gyula Lázár, Az oszmán uralom története Európában. I-II, Budapest, 1877.
10 GÉZA DÁVID-PÁL FODOR

sonra Macarca olarak da neşretti62. Burada bu yapıtın ancak birkaç önemli özelliğine
dikkati çekmek istiyoruz: 1. Matuz'u en başta politik ve kurumsal tarih ilgilendiriyordu ve
Osmanlı toplumunun tarihinden ziyade Osmanlı devletinin tarihini yazmış oluyor; 2.
Matuz, 16'ncı yüzyıla kadar Altın Çağ'dan, sonra ise "gerileme" ve "kadınlar saltanatı"
döneminden söz ederken, tarih yazarlarının "geleneksel" yaklaşımını izliyor; 3. Herhalde
Marksist ekolünün etkisiyle Osmanlı düzenini "feodalizm" sayıyor, çünkü "feodal toprak
rantının" var olmasını bunun temeli olarak görüyor63. Bu tartışma götürür konsepsiyona
rağmen kitap, Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan çöküşüne kadar aldığı tarihsel yolu,
zevkle okunabilecek stilde ve "hazmedilebilir" bir hacimde adım adım izliyor.
Hemen de Matuz ile aynı zamanda Klára Hegyi ve Vera Zimányi Az oszmán bi-
rodalom Európában (Avrupa'da Osmanlı İmparatorluğu) adlı çalışmalarını yayımladılar64.
Kitaba, "Yorumlu Resimli Kitap" veya "Resimli Osmanlı Tarihi" de diyebiliriz. Kitabın
metnini Klára Hegyi yazmış; olağanüstü zengin resimli materyali ise Vera Zimányi büyük
Avrupa kütüphanelerinin çoğu daha yayınlanmamış el yazmalarından seçmiş. Bu resimli
materyal kitabın büyük değerlerinden biri. Metin, buna lâyık bir düzeyde olduğu gibi, 13-
17'nci yüzyıllarda Osmanlı Devleti ve toplumunun tarihini kısaca fakat olağanüstü zarif
bir şekilde özetliyor. Klára Hegyi imparatorluğun yayılmasından ve verdiği savaşlardan
sadece ana hatlarıyla söz ediyor, fakat aynı zamanda – "mecburî" kurumsal tarih ve savaş
tarihinden öteye – ekonomi, bilim, sanatlar, Müslümanlarla Hıristiyanların durumu ve
günlük yaşamın görenekleri hakkında bununla orantılı bir kapsamda bilgi veriyor. 17'nci
yüzyıldaki değişimlere ilişkin görüşü Matuz'unkine yakın. Kitapta yazılanlar, taşıdığı
başlığın aksine, yalnız Aprupa'daki bölgeler için değil, hatta somut örneklerin çoğunun
tüm Osmanlı İmparatorluğu için geçerli.
IV/1/b. Biyografiler
Macar araştırıcılarının 16-17'nci yüzyılda ülkemizle yakın ilişkileri olan Osmanlı
devlet adamlarına dikkatlerini yöneltmesi, kendiliğinden anlaşılır bir davranıştı. Türkler
dönemine ilişkin başka birçok konuda ve yapıt türünde olduğu gibi burada da girişime
geçmeyi Sándor Takáts üstlendi. Birçok Budin paşasının (aralarında Arslan, Sokollu
Mustafa, Kara Üveys, Kalaylıkoz Ali, Sinan Frenk Yusuf, Ferhat, Sofi Sinan,
Sinanpaşazade Mehmet, Mehmetpaşazade Hasan, Kadızade Ali ve İbrahim Paşaların)
bugün de kullanılan biyografilerini kendisine borçluyuz65. Takáts en başta Habsburg-
Macar arşivlerindeki kaynaklara (diğerleri arasında İstanbul elçilerinin raporlarına)
dayanarak incelemelerini yürüttüğü için, sözü edilen paşaların Macaristan'daki
faaliyetlerini çalışmalarının merkez konusu olarak ele aldı. Fakat aynı zamanda bazen
ölçüsüz derecede Türk kahramanlarından yana çıkması, yazarın romantik tarih
görüşünden kaynaklanıyor.

62 József Matuz, Az Oszmán Birodalom története, Budapest, 1990.


63 Matuz, a.g.e., 92: "Yüksek düzeyde merkezîleştirme ve feodalizm birbirini dışlamaz. Feodalizmin
Avrupa ve Osmanlı türleri arasındaki ortak özellik, her iki halde de toprak ürününün bir kısmı derebeylerinin
hakkıydı. Toprağı işleyenlere kullanmaları için birer parça toprak verdiler, buna karşılık ürünün bir kısmını
feodal toprak rantı olarak aldılar. Bir toplumda feodalizmin egemen olup olmadığı sorusunun yanıtını tam da
feodal toprak rantı tayin eder."
64 Klára Hegyi-Vera Zimányi, Az Oszmán Birodalom Európában, Budapest, 1986. Almanca ve İngilizce

baskıları: Muslime und Christen. Das Osmanische Reich in Europa, Budapest, 1988. The Ottoman Empire in
Europe, Budapest, 1989.
65 Sándor Takáts, A török hódoltság korából. (Rajzok a török világból, IV.) [Budapest, 1929] 57-293, 501-

542.
MACARİSTAN'DA OSMANLI TARİHİ ÇALIŞMALARI 11

Budin paşaları arasında en uzun süre bu görevde bulunan Sokollu Mustafa Paşa özel
bir ilginin odak noktasında yer aldı. Gyula Káldy-Nagy bu devlet adamına ayırdığı iki
incelemesinde, Takáts'ın tasvirini Türk kaynaklarına dayanarak bütünleştirdi (örneğin
Mustafa Paşa'nın vakıfları ve beylerbeyi olarak görevleri hakkında ayrıntılı bilgi verdi
vb.)66. Macaristan'da görevde bulunan beylerbeyi ile sancakbeylerin resmî faaliyetlerini ve
kariyerlerini Géza Dávid geniş kaynaklara dayanarak inceledi. Bu incelemenin sonuçları
hakkında IV/2/f bölümünde bilgi vereceğiz.
En çok (iki uzunca ve bir kısa) biyografinin Macaristan'ın beşte ikisini Osmanlı
topraklarına katan Kanunî Sultan Süleyman hakkında yazılmış olması bir tesadüf değildir.
İlkini Lajos Fekete yazdı ve her ne kadar faaliyetleri ile karakterinin gölge düşüren
taraflarına da değiniyorsa da, genel olarak hükümdardan takdirle söz ediyor67. Daha geniş
kapsamlı ve daha hacimli Sultan Süleyman biyografisini Gyula Káldy-Nagy'a borçluyuz.
Müellif, sadece Sultan Süleyman'ın insan ve politikacı olarak performansını terazinin
kefesine koymakla kalmadı, aynı zamanda hükümdarlığı dönemindeki Osmanlı
politikasını ve toplumunu da ayrıntılarıyla tanıttı68. Yayımlanmamış arşiv kayaklarından
büyük ölçüde yararlanan monografi, genelde büyüklüğü kabul edilen hükümdarı açıkça
olumsuz olarak değerlendiriyor ve ancak koşulların uygun düşmesi sayesinde görünüşte
başarı sağlayabilmiş, konsepsiyonsuz, kararsız bir kişi sayıyor69.
Kanunî'nın üçüncü, kısa biyografisinin yazarı Pál Fodor, Osmanlı hükümdarının
Macaristan politikasını aynı şekilde hatalı buluyor, fakat hükümdarlık yeteneği ve tarihsel
rolü hakkında görüşleri daha olumlu70. Kaldı ki "anlayışlı" bu yaklaşım tarzı, aynı ciltte
yayımlanan, Klára Hegyi ve Pál Fodor'un kaleminden çıkan diğer dört sultan (I. Osman, I.
Bayezid, II. Mehmed, I. Selim) ve üç sadrazama (Köprülülere) ait portrede de hakim71.
IV/1/c. Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili başka konular

66 Gyula Káldy-Nagy, "Macht und Immobiliarvermögen eines Türkischen Beğlerbegs im 16. Jahrhundert",

Acta Orientalia Hungarica 25 (1972), 441-450. Aynı yazar, "Budin Beylerbeyi Mustafa Paşa", Belleten 54:210
(1990), 649–663.
67 Lajos Fekete, Szülejmán szultán, Budapest, 1967, 116: "Bu kişiyi nitelemek zor. Kırkyedi yıl hükümdar

kaldı, kırkyedi yıla iyisiyle kötüsüyle çok şey giriyor. Atalara saygı gösteriyor ve oğullarından ve torunlarından
dokuzunu öldürtüyor; komutanlık tecrübesi olmadan savaşa katılıyor; hükümdarlığı zamanında kanunları
çiğneyen ünlülere karşı, Kemalpaşazade, Ebussuud gibi tanınmış hukukçuları görevlendirmesinden dolayı
kendisine Kanunî lâkabı veriliyor; yüzyılın büyük mimarı Koca Sinan onun zamanında yaşadığından ve büyük
işler yapılabileceğini gördüğü zaman ne işçisini, ne de parasını esirgiyor ve harika camiler yaptırtabiliyor;
mükemmel kaptanpaşaları olduğundan ve onlara hizmetler verebildiğinden, bozkırlarda at koşturan bir halkı
denizlerde egemen kılabiliyor; devrinde değerli bilginler ve şairler -ve aralarından Muhibbi lâkabıyla kendisi de-
bulunduğundan, onun zamanında ilim ve edebiyat gelişip serpiliyor; hükümdarlık dönemi, Osmanlı
İmparatorluğu'nun manen ve maddeten en parlak devri oluyor. 'Tesadüfen' değil, ‘tabî olarak' da değil, fakat
kendisinden dolayı, şahsiyeti ve faaliyetinden dolayı. Olgular ondan yana...".
68 Gyula Káldy-Nagy, Szulejmán, Budapest, 1974. Kitabın kimi bölümleri Almanca ve İngilizce olarak da

yayımlandı: "Suleimans Angriff auf Europa", Acta Orientalia Hungarica 28 (1974), 163-212. "Rural and Urban
Life in the Age of Sultan Suleiman", Acta Orientalia Hungarica 32 (1978), 285-319.
69 Yazarın sözleriyle: "Geçip giden yüzyıllar sırasında, ‘tarih yapan' olağanüstü yetenekli kişiler de çıktı.

Kanunî bunlardan değildi. Gene de ünlü bir tarihî şahsiyet oldu; ama seçkin yeteneklerinden çok, daha ziyade
mevcut koşullardan dolayı. Mohács'taki en büyük zaferi, tam da Avrupa'da iktidar dengeleri bozulduğu sırada,
âdeta bedavadan kazandı. O zamanın koşulları, yani dünyaya geldiği devir, Kanunî Süleyman'ı yüceleştirdi" (a.
g. e., 215).
70 Pál Fodor, I. Szulejmán, a Pompás és a Törvényhozó. In: Pál Fodor–Klára Hegyi–Mária Ivanics, Török

és tatár hódítók, Budapest, 1993, 43-51.


71A.g.e., 5-42, 52-56.
12 GÉZA DÁVID-PÁL FODOR

Gerçi Macar Osmanistleri en başta Macaristan'da Osmanlı hâkimiyeti sorunlarıyla


meşgul oluyorlar, fakat özellikle son otuz yıl boyunca genel Osmanlı tarihi konularına da
giderek daha büyük bir ilgiyle yanaştılar. Gyula Káldy-Nagy, Osmanlı ordu teşkilâtının
ilk yüzyılları, 16'ncı yüzyılda Osmanlı kentleri ve köyleri, Osmanlı İmparatorluğu'nun
kuruluşundan önce Yakın Doğu'da ve Anadolu'daki siyasî değişimler, başlangıç yıllarında
Osmanlı Devleti'nin nitelikleri ve tahrir defterlerinin kaynak değerleri üzerine,
uluslararası alanda da büyük yankı uyandıran incelemeler yayımladı72. Gábor Ágoston,
Osmanlı İmparatorluğu'nun askerî başarılarını ve uzun vadede kaderini aynı şekilde
önemli ölçüde etkileyen harp sanayii ve teknolojisindeki (savaş malzemesi yapımı ve
topçuluktaki) gelişmeleri incledi; ve bugün artık bu önemli araştırma konusunda saygınlık
gören bir uzman oldu73. Pál Fodor, Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşunun bazı sorunları
üzerine, Osmanlı ordu teşkilâtı, 16'ncı yüzyılda iktidarda bulunan elit tabakasındaki ve
yönetim yapısındaki değişimler, Osmanlılarda siyasî düşünce ve fetih ideolojisi,
imparatorluğun denizler politikası, Osmanlı-Musevî ilişkileri ve Osmanlı para tarihi
konularında incelemeler yayımladı74. Mária Ivanics bir sıra makaleyi ve bir monografiyi
Kırım Hanlığı ile Osmanlı İmparatorluğu'nun ilişkilerine hasretti75. Klára Hegyi, Osman-
lılarda taşra sisteminin türleri hakkında kendine özgü bir konsepsiyon öne sürdü76.
IV/2. Macaristan'da Osmanlı dönemi

72 Gyula Káldy-Nagy, "The First Centuries of the Ottoman Military Organization", Acta Orientalia

Hungarica 31 (1977), 147-183. The ‘Strangers' (ecnebiler) in the 16th Century Ottoman Military Organization.
Between the Danube and the Caucasus. A Collection of Papers Concerning Oriental Sources on the History of
the Peoples of Central and South-Eastern Europe. Ed. by György Kara. Budapest, 1987, 165–169. Rural and
Urban Life (bkz. yukarda, not 68). Politische und kulturelle Einflüsse in Kleinasien zur Zeit der Herausbildung
des osmanischen Staates. Wiener Zeitschrift für die Kunde des Morgenlandes 82 (1992), 213-222. Kleinasien im
Spannungsfeld von vier neuen Machtzentren um 1260. Wiener Zeitschrift für die Kunde des Morgenlandes 85
(1995), 117-146. "The Holy War (jih®d) in the First Centuries of the Ottoman Empire". Harvard Ukrainian
Studies 3-4 (1979-1980), 467-473. Der Quellenwert der Tahrir Defterleri für die Osmanische
Wirtschaftsgeschichte, Osmanistische Studien zur Wirtschafts- und Sozialgeschichte. In memoriam Van˛o
Bo·kov. Hrsg. von Hans Georg Majer, Wiesbaden, 1986, 76-82.
73 Gábor Ágoston, Az oszmán tüzérség és a magyarországi várharcok egy kiadatlan 17. századi török

krónika alapján. Studia Agriensia 5. Eger, 1985, 173-183. Párhuzamok és eltérések az oszmán és az európai
tüzérség fejlödésében. Történelmi Szemle 34:3-4 (1992), 173-198. Gunpowder for the Sultan's Army: New
Sources on the Supply of Gunpowder to the Ottoman Army in the Hungarian Campaigns of the Sixteenth and
Seventeenth Centuries, Turcica 25 (1993), 75-96. Ágyúk és löpor a 16–17. századi Oszmán Birodalomban,
Yayımlanmamış Ph. D. tezi.. Budapest, 1993. "15. Yüzyılda Batı Barut Teknolojisi ve Osmanlılar", Toplumsal
Tarih 3:18 (1995), 10-15.
74 Pál Fodor, "AΩmed•'s D®sit®n as a Source of Early Ottoman History", Acta Orientalia Hungarica 38

(1984), 41–54. "The Way of a Seljuq Institution to Hungary: the cere¿¨", Acta Orientalia Hungarica 38 (1984),
367–399. "State and Society, Crisis and Reform, in the 15th–17th Century Ottoman Mirror for Princes", Acta
Orientalia Hungarica 40 (1986), 217–240. Ungarn und Wien in der Osmanischen Eroberungsideologie (im
Spiegel der Târî¿-i Beç ∆râlı, 17. Jahrhundert). Journal of Turkish Studies 13 (1989), 81–98.34. Török és
oszmán: az oszmán rabszolga-elit azonosságtudatáról. Történelmi Szemle 37:4 (1995), 367-383. "Sultan,
Imperial Council, Grand Vizier: Changes in the Ottoman Ruling Elite and the Formation of the Grand Vizieral
tel¿•◊", Acta Orientalia Hungarica 47 (1994), 67-85. The Grand Vizieral telhis. "A Study in the Ottoman
Central Administration 1566–1656", Archivum Ottomanicum 15 (1997), 137-188. Between Two Continental
Wars: the Ottoman Naval Preparations in 1590–1592, Armağan. Festschrift für Andreas Tietze. Hrsg. von
Ingeborg Baldauf und Suraiya Faroqhi unter Mitwirkung von Rudolf Vesely, Praha, 1994, 89–111.
Együttmüködés és válság a 15-17. századi oszmán-zsidó kapcsolatokban. Századok 131:4 (1997), 895-922. Az
oszmán pénzrendszer 16. századi válságáról (megjegyzések az 1585/89. évi leértékelésröl). Aetas 1999/4, 27-40.
75 Mária Ivanics, A Krími Kánság a tizenöt éves háborúban, Budapest, 1994.
76 Klára Hegyi, "A törökök berendezkedése meghódított országaikban", Történelmi Szemle 1981/3, 392-

404.
MACARİSTAN'DA OSMANLI TARİHİ ÇALIŞMALARI 13

IV/2/a. Genel değerlendirmeler


Macaristan'da Osmanlı hâkimiyetine ilişkin bilimsel ilk derlemeyi, çağın önde gelen
tarihçisi Ferenc Salamon hazırladı. Üç kere yeniden elden geçirilen monografinin77 ilk
kısmı Osmanlıların Avrupa'daki fetihlerini, 1526'dan önceki Osmanlı–Macar savaşlarını
ve Osmanlılarla Hıristiyanlığın ilişkilerini tanıtıyor. Ardından Macaristan'daki Türk ve
Macar serhat muhafaza sistemlerini, Türklerin kent politikasını, vergi sistemini ve
adliyesini etraflıca tasvir ettikten sonra, Habsburg idaresi altına giren küçülmüş Macar
devletinin, Macar asilzade sınıfının yerel muhtariyet örgütü olan vármegye'nin ve bireysel
Macar toprak beylerinin Osmanlı denetimi altındaki bölgelerinde vergilendirme ve adliye
hizmetlerini ayrıntılı olarak gözden geçiriyor. Bu ikincisi, yani Osmanlı dönemindeki
"çifte hâkimiyet" (condominium) Salamon'un en büyük keşfi sayılıyor. Yenilmiş olan
(fakat tamamen yok edilmemiş) bir ülkenin kurumlarıyla tebaasının, işgalcileri ele
geçirdikleri bölgeler üzerinde hâkimiyeti kendileriyle paylaşmaya mecbur etmiş
olmalarını Salamon da dünya tarihinde bir "curiosum" olarak nitelemişti. Salamon,
yabancı hâkimiyeti altına giren Macar halkının esas olarak, Osmanlı bölgelerinde bile
Krallık (Habsburg) Macaristanı'nın mevcut olması nedeniyle etnik ve dinî kimliğini
koruyabildiğinin de farkına varmıştı.
Macar tarih bilimi Salamon'un bu parlak sonuçlarını büyük saygınlıkla karşıladı,
fakat bunları çok çabuk unutuverdi ve 150 yıldan fazla süren Osmanlı dönemi hakkında
onunkinden daha az esnek, zaman zaman aşırı uçlara meyleden görüşler oluşturdu.
19'uncu yüzyılın son otuz-kırk yıllarında Türkofil görüşler güçlendi ve daha sonraki on
yıllar içinde Sándor Takáts'ın çalışmalarında bu görüşler zirveye ulaştı. Takáts birçok
bakımdan da çağını fazlasıyla aşmıştı: 1. Özellikle 16-17'nci yüzyılda Macaristan'da bir
arada yaşayan halkların (Türkler, Macarlar, Almanlar, Sırpların) ilişkileriyle, birbirlerine
etkisiyle ve günlük yaşamın görünümleriyle ilgileniyordu; 2. Hemen de her yazısı
kendisinin ortaya çıkardığı arşiv kaynaklarına dayandığı halde, tarihçiliği yazın sanatı da
sayıyordu ve yeteneği de olduğundan yaratıcılığını edebiyat düzeyinde gerçekleştirmeyi
başardı; 3. O aralık hem Macar, hem de uluslararası ilmî edebiyatına hakim olan şiddetli
Türk düşmanlığına açık seçik karşı çıktı. Bunda, politik görüşlerinin de payı oldu; o güne
göre gerçi Habsburg otoritesini kabullendi ama, geçmişte Macar bağımsızlığının şaşmaz
bir "savaşçısı" olarak yer aldı. Bu nedenle 16-17'nci yüzyılda Habsburgları (ve özellikle
de paralı askerlerini) olağanüstü antipatiyle; ülkeyi fetheden Türkleri ve onlara karşı
direnmeye çalışan Macarları ise tarafgirliğe varan bir sempatiyle tasvir etmişti. Yazı-
larında 16-17'nci yüzyıllar, Türklerin de Macarlara benzeyen, asil, cesur ve şerefli
rakipler olarak görüldükleri romantik bir kahramanlık yüzyılına dönüşmüştü. Takáts'ın
pek çok yeni (hatta postmodern denebilecek) konusu, bugüne kadar geçerliğini koruyan
ayrıntılar ve öncü teşhisleri nedeniyle bugün de gözardı edilemeyen hayat eseri, gerçekte
hiçbir zaman var olmayan bir dünya yaratmış olduğu için, sonuçta oldukça tek taraflı ve
yanıltıcı bir nitelik kazandı. Buna mukabil, üretken sorular ortaya atmasının, buluşlarının
ve veri kırıntılarının bugün de Macar tarihçilerine özendirici etkisi olduğu da bir gerçek78.

77 Bütünleştirilmiş olarak ilk baskısı 1864'te yayınlandı. Biz, kitabın gözden geçirilmiş ikinci baskısını

kullanmıştık: Ferenc Salamon, Magyarország a török hódítás korában, Budapest, 1886. Almanca baskısı:
Ungarn im Zeitalter der Türkenherrschaft, Leipzig, 1887.
78 Takáts, yaklaşık olarak 600 makale ve 30 kitap sahibidir (kitabların bir kısmı makalelerinin

derlemesidir). Türk-Macar ilişkileri hakkındaki en önemli çalışmaları dört cilt halinde yayımlandı: Rajzok a
török világból (I-III. Budapest, 1915-1917) ve A török hódoltság korából (Rajzok a török világból, IV.
[Budapest, 1928]). Seçme yazıları Türkçeye de çevrilmiştir: Macaristan Türk Aleminden Çizgiler. Çev. Sadrettin
14 GÉZA DÁVID-PÁL FODOR

İki dünya savaşı arasında Macar tarih biliminin en seçkin şahsiyeti Gyula Szekfü
buna tam karşıt uçları temsil ediyor. Her ne kadar 1917'de yayımlanan ve büyük etki
yapan çalışmasında, Türklerin oluşturduğu düzende daha Macarların yararına olan taraflar
bulduysa da,79 pek çok cilt dolduran ve birçok kere yeni baskısı yapılan Magyar történet'i
(Macar tarihi)'nin 16-17'nci yüzyıllara ait olan bölümlerinde artık Osmanlı fethinin
sonuçlarını umut kırıcı bir nitelikte tasvir ediyordu80. Macaristan'da geçen savaşları,
"Doğu ile Batı"nın, iki medeniyetin çarpışması olarak görmüş ve bu çatışmada "köle
sahibi Türk devletinin galibiyet kazanmasıyla Macarlarda Avrupa medeniyetinin izleri
kalmadı" sonucunu çıkarmıştı81. Osmanlı fethiyle birlikte gelen sürekli savaşlar ve yaşam
güvensizliği Büyük Ova'da (Alföld'de) "kültür aleyhtarı pusztayı", başka yerlerde ise
bataklıkları yaratmış, Macar iklimini de, toprağını tarlasını da bozmuştu. Düzenlenen
seferler ve tebaasını hiç umursamayan Osmanlı Devleti'nin zulmü Macarları demografik
felâkete sürüklemişti. Öyle ki, eski anayurt topraklarını Türklerin gölgesinde iskân eden
Balkan halkları işgal etmişti82. Bu pek çok zararın yanı sıra "Türklerin verimli etkilerini
aramamız boşuna olur. Burada birbirine zıt iki kültür söz konusudur ve bunların arasında
doğal olanı ancak savaştır"83.
Şimdiye kadar anılan yazarların ortak özelliği, Türklerin kurduğu düzeni çoğunluk
Macar ve Habsburg kaynaklarına dayanarak değerlendirmiş olmalarıdır. Yukarıda
değindiğimiz gibi, Osmanlı kaynaklarını aramaları ve bunları Macarca yayınlamaları ilk
büyük Macar türkologları kuşağının (Gévay, Velics, Thúry, Karácson ve diğerlerinin)
tüm gücünü tüketmişti; bu yüzden de bir türkoloğun yazdığı ve hemen de tamamen Türk
kaynaklarına dayanan ilk monografi ancak 1944'te yayımlandı. Bu çığır açan eser,
Budapest a törökkorban (Türkler döneminde Budapeşte) adını taşıyor. Yazarı Lajos
Fekete, daha önceki on yıllar boyunca Avrupa ve Türkiye'deki arşivlerden ve kütüp-
hanelerden muazzam materyal toplamıştı84. Gerçi kitap "Budapeşte'nin Tarihi" dizisinde
yayınlandığı için, odak noktasında en başta Budin ve Peşte'nin Türkler dönemine ait tarihi
yer alıyor, fakat esasında alalade bir kent tarihçesi monografisinden çok daha fazlasına
yer veriyor: Türklerin kurmuş olduğu siyasî, askerî ve toplumsal düzenin her önemli
görünümünden (Müslüman öğretimi, aile hayatı, mutfağı vb. de dahil) kapsamlı bir
tanıtma sunuyor85.

Karatay, İstanbul, 1970. Takáts tarihçiliği için bkz. Steven Bela Vardy, The Ottoman Empire in Historiography:
a Re-Evaluation by Sándor Takáts. Pittsburgh, 1977 ve aynı yazar, Clio's Art in Hungary and Hungarian-
America,. New York, 1985, 148-149.
79 Bunlara bir örnek, Alföld "köylü kentlerinin" (kasabalarının) yükselişi veya Osmanlıların yerli

sakinlerle karışmaması; bkz. Gyula Szekfü A magyar állam életrajza. Budapest, 1917, 92-93.
80 Gyula Szekfü, Magyar történet. A tizenhatodik század. (Bálint Hóman –Gyula Szekfû , Magyar

Történet. IV.) Budapest, t. y.; Magyar történet. A tizenhetedik század. (Hóman Bálint–Szekfû Gyula, Magyar
Történet. V.) Budapest, t. y., 5-79.
81 Szekfü, Magyar történet. A tizenhetedik század, 13.
82A.g.e., 35.
83A.g.e., 65.
84 Lajos Fekete, Budapest a törökkorban, (Budapest története, III.) Budapest, 1944. Kitabın bazı bölümleri

İngilizce olarak da yayımlandı: Lajos Fekete, Buda and Pest under Turkish Rule, (Studia Turco-Hungarica, III.
Redigit Gy. Káldy-Nagy.) Budapest, 1976.
85 Eseri, çağın önde gelen uzmanlarının (István Genthon, Magda Bárányné Oberschall ve Sándor

Garády'nın) Macaristan'daki Türk mimarisi ile el sanatlarını değerlendirmesinden bir ek tamamlıyor (a.g.e., 313-
401).
MACARİSTAN'DA OSMANLI TARİHİ ÇALIŞMALARI 15

Fekete, Türkler (Müslümanlar) ve Macarlar (Hıristiyanlar) arasındaki ilişkileri, "iki


dünya görüşü"nün savaşı olarak görüyordu. Fakat yalnız "ideolojik" düşüncelerden ya da
çağın zihniyetinin etkisiyle bu görüşe varmış değildir. Aynı zamanda, Osmanlı döneminin
günlük yaşamını incelerken, fethedenlerle fethedilenlerin toplumlarının sert bir biçimde
cepheleştiğini, birbirlerinden ayrıldıklarını ve aralarında temasın asgari olduğunu görmesi
kendisini bu sonuca vardırdı86. Böylece, – Salamon'un keşfinin "Türk tarafınca"
tamamlanıp desteklenmesiyle – Macaristan'da Osmanlı hâkimiyetinin bugün de kabul
edilen şu önemli özelliğine, yani Osmanlıların Macar toplumunu bütünleştirme
çabalarında Balkan halklarında eriştiklerine kıyasla çok daha az başarılı olduklarına
dikkatleri yöneltti.
1970'li yıllardan bu yana sevindirici bir şekilde artan monografiler, Salamon'un ve
Fekete'nin vardığı sonuçları birçok alanda tamamladılar ve daha da geliştirdiler. Bunu
başarmaları, araştırıcılarının eski prekonsepsiyonla ilgilerini kesip Osmanlı döneminin
incelenmesini daha geniş bağıntılara oturtmaları ve en başta da yeni arşiv kaynaklarını
araştırmalara yığın halinde dahil etmeleri sayesinde oldu. Bu yeni türden, objektif tarih
tasvirinin ilk ürünü, Gyula Káldy-Nagy'ın Harács-szedök és ráják (Haraççılar ve reaya)
adlı kitabı oldu87. Bu kitapta, 16'ncı yüzyılda Osmanlı amme idaresi ve vergilendirme
konularında, ayrıca Türklerin emrindeki birkaç önemli yerleşim alanının kamu yönetimi,
ticareti ve iktisadî faaliyetleri hakkında dakik verilerle desteklenen bir tanıtma sundu. Egy
világbirodalom végvidékén (Bir dünya imparatorluğunun serhat boylarında) adını taşıyan
Osmanlı fetih alanlarındaki kentlerin yazılı Macar materyalinden de yararlandığı
kitabında Klára Hegyi, Osmanlıların Balkanlar'da uyguladıkları "klasik" kurumlar
sistemini Macaristan'da yerleştiremedikleri sonucuna vardı88. Fâtihler, hâkimiyetleri
sonuna kadar askerî işgal kapsamında sınırlı kaldılar ve sivil ortamı denetlemek için yeter
güçleri kalmadı. Osmanlılar bakımından Macaristan "yeterince fethedilmemiş ve gerekli
düzen kurulmamış bir eyalet olarak kaldı"89. Macarlar için ise tam da bu olgu ve ayrıca
Macar devletinin varlığını koruması, sonra da Osmanlı kontrolü altındaki bölgelerde
giderek artan ölçüde adlî hizmetleri örgütleme faaliyeti Osmanlı İmparatorluğu'nda
alışılmamış bir özerkliğe erişmesine ve Avrupa'daki gelişmelerin gerisinde kalmamasına
olanak sağladı. Daha yeni bir monografisinde Klára Hegyi, Osmanlı ordusunun yapısı,
mevcudu, etnik-dinsel dağılımı, Osmanlı kale sistemi ve 17. yüzyılda Osmanlı vergi
usulünde değişiklikler (örneğin avarız vergisinin tahsili) ile ilgili bugün elde edilebilecek
en dakik verileri açıkladı90. Bunlardan anlaşıldığı gibi, Osmanlı eyalet kuvvetlerinin üçte
birini Macaristan'daki harekât üssünü savunmak üzere göndermek zorunda kalmışlardı ve
en azından 25,000 kişilik bu ordunun ihtiyacını 17'nci yüzyılda artık en başta Balkan
bölgelerinden toplanan vergilerden karşılayabilmişlerdi. Hegyi aynı zamanda, Osmanlı
fetih alanlarındaki Macar adliyesinin yaygınlaşma aşamalarını ve tarihlerini, Türk ve

86 "Macaristan'da Türk hâkimiyetinin sürdüğü yüz elli yıl boyunca, bir arada ve birbirlerinin yakınlarında

öyle yaşadılar ki, aralarında dayanışma bağları oluşmadı" (a.g.e., 308).


87 Gyula Káldy-Nagy, Harács-szedök és ráják. Török világ a 16. századi Magyarországon. (Körösi Csoma

Kiskönyvtár, 9.), Budapest, 1970. Bu eserin birçok bölümleri Türkçe olarak da basıldı: Macaristan'da 16'ncı
Yüzyılda Türk Yönetimi, (Studia Turco-Hungarica, I.) Budapest, 1974.
88 Klára Hegyi, Egy világbirodalom végvidékén, Budapest, 1976.
89 A.g.e., 276.
90 Klára Hegyi, Török berendezkedés Magyarországon, (História Könyvtár. Monográfiák, 7.) Budapest,

1995.
16 GÉZA DÁVID-PÁL FODOR

Macar çifte mülkiyetinin birkaç önemli sorununu, ayrıca Macaristan'da Türklerle Güney-
İslavları arasında işbirliği biçimlerini aydınlığa kavuşturdu.
Salamon'dan beri gündemde bulunan, Osmanlıların eline giren bölgelerde Macar
vergi usulü ve adliye hizmetleri konularını en esaslı şekilde Ferenc Szakály işledi. Bunlar
hakkında yazdığı kitaplardan birinde belirttiği gibi, Osmanlı hâkimiyeti altındaki bölgede
Macar etkisi Salamon'un tahmin ettiğinden de daha kuvvetliydi91. Macarlar 17'nci
yüzyılda –- en güneydeki kesimi ve daha büyük direniş gösterebilen bir iki alan dışında–
fethedilen bütün bölgeleri artık vergilendirmişlerdi ve mevcut olan her türlü vergiyi tahsil
etmeye çalışıyorlardı. Vergi toplayan üç merkez, yani Macar devleti, Katolik Kilisesi ve
derebeyleri arasında en verimli faaliyet gösterenler derebeyleriydi, fakat onlar da ancak
Macar serhat kalelerindeki askerin silah gücüne dayanarak başarılı olabiliyordu. Szakály'a
göre, Osmanlıların topladığı vergiler, Macarlar tarafına ödenenlerden kat kat fazlaydı.
Fakat çifte vergilendirme usulü gene de çok büyük önem taşıyordu, zira Macar hudut
muhafazasının idamesine, Osmanlı fethi sırasında çöken Macar kurumlar sisteminin
onarılmasına ve bunlar sayesinde de, parçalanmış olan ülkenin mütecanis olduğu bilincini
yerleştirmeye yardım ediyordu. Sonuncu soruna, yani Osmanlı işgali altındaki bölgelerde
Macar kurumlar sistemine Szakály ayrı bir monografi hasretti92. Bu eserinde fetih bölgesi
dahilindeki ve haricindeki örgütleri, görevlileri ve makamları (vármegye,
parasztvármegye) tanıttı. Bunların gittikçe mükemmelleşen çalışmaları sayesinde Macar
soylu tabakası 17'nci yüzyılda Türk makamlarını, Macar tebaasına ait adliye hizmetinden
ve amme idaresinden pratik olarak dışladı.
Gábor Ágoston A hódolt Magyarország (Fethedilmiş Macaristan) adlı derlemesinde,
Osmanlı fethinin sonuçları hakkında daha önce oluşan görüşlerin birçok noktada
değişmesine yol açtı93. Macar topraklarında 16-17'nci yüzyılda izlenen değişimlerden
(ormanların mahvolmasından, bataklıkların, turbalıkların yayılmasından) ve nüfusun
azalmasından sadece Osmanlı askerlerinin ve Osmanlı devletinin kurduğu düzenin
sorumlu olmadığına dikkati çekti. Bu olumsuzluklarda, kısmen daha Türkler döneminden
önce ekonomide başlamış olan değişimin (Büyük Ova'da hayvan besiciliğinin
yaygınlaşmasının, bentli su değirmenlerinin yayılmasının vb.) de payı oldu. Ormanların
seyrekleşmesine başlıca neden olarak ordunun artan ihtiyaçları (kale ve köprü inşaatı,
barut imalâtı, yakacak odun talebi) gösterilebilir. Fakat bundan Hıristiyan tarafı da bol bol
payını almıştı. Ágoston, Türk ve Tatar askerlerinin tahribatının olağanüstü bir şey
sayılmadığını, nüfusun azalmasını da daha ziyade, savaşlarla birlikte gelen açlığa ve
salgın hastalıklara dayandırmak gerektiğini Batı örnekleriyle belgeledi.
IV/2/b. Siyasî yönler
Günlerimizde 16-17'nci yüzyılı inceleyen Macar araştırıcıları, o dönemde Ma-
caristan'daki koşullar ve Türk fetihleri hakkında çok daha dengeli bir görüş oluştu-
ruyorlar; öte yandan da, uzun bir süre Macar tarihçilerini bölen, kimi zaman bugün de
kendini hissettirdiğine tanık olduğumuz, olguları basite indirgeyen, duygusal ve politik
bahanelerden de uzak kalamayan yaklaşımları aşmayı deniyorlar. 19'uncu yüzyılda
oluşmaya başlayan Macar tarih biliminin temsilcileri Türk dönemiyle ilgili olarak en
başta, eskiden beri Macaristan'da iktidarını sürdüren Habsburglar hakkında ne

91 Ferenc Szakály, Magyar adóztatás a török hódoltságban, Budapest, 1981.


92 Ferenc Szakály, Magyar intézmények a török hódoltságban, Budapest, 1997.
93 Gábor Ágoston, A hódolt Magyarország, (Magyarország krónikája, 6.) Budapest, 1992.
MACARİSTAN'DA OSMANLI TARİHİ ÇALIŞMALARI 17

düşündüklerinden hareket ederek tutum alıyorlardı94. Yüzyılın büyük politik olayları da


görüşleri önemli ölçüde etkiledi. Örneğin, 1848-49 Macar devrimi ve özgürlük
savaşlarının bastırılması ve özgürlük savaşı önderlerinin Osmanlı İmparatorluğu'nda
sığınma olanağı bulmaları; daha sonra Kırım savaşının ardından ise panslavizm ve Rus
tehditleri sonucunda Osmanlılarla Avusturya-Macaristan İmparatorluğu arasında,
Osmanlı ve Macar aydın çevreleri arasında samimi bir ilişki kurulması gibi95. Bu ortamda
Türk dostluğu ve Habsburg düşmanlığı kolayca gerilere doğru da yansıdı; öyle ki,
birçokları için Erdel Prensliği, Macar bağımsızlığının ve millî birliğin temsilcisi oldu;
Osmanlı İmparatorluğu Macar millî görüşünün destekçisi, Habsburg İmparatorluğu ise bu
görüşün tahripçisi sayıldı. Bu görüşü temsil edenler arasında – ki bu yukarıda görüldüğü
üzere Sándor Takáts'ın tarih yazılarını da etkilemişti – örneğin ünlü Ármin Vámbéry ve
İstanbul mimarîsinden bahseden kitabında aşağıdaki sözlere yer veren polihistor-mimar
Károly Kós da bulunuyordu: "Biz Macarlar için o [I. Süleyman], Macaristan'daki Osmanlı
hâkimiyetinin başlangıcını ifade eder; dile getirilmez acıların, sonu gelmez savaşların
başlangıcı demektir; tarihimizin en acılı sayfaları onun adıyla başlar. Fakat Sultan
Süleyman devri aynı zamanda Macar şövalyeler devrinin başlangıcı; ulusal şuurumuzun
oluşumunun, ayrı bir soy bilincine sahip oluşumuzun idrakıdır; Habsburglara karşı
Macarların sürdürdüğü bağımsızlık savaşlarının da başlangıcıdır aynı zamanda. Bundan
başka, bu dönem, vicdan özgürlüğü düşüncesinin oluşmaya başladığı dönemdir. Sultanın
himayesi altında Batılı düşmanların önünden kaçan Erdel'in ayrı bir Macar dünyası olarak
kuruluşunu da ifade eder Kanuni Sultan Süleyman adı".96
Gerçeklerden uzak kalan bu görüşü meslekten tarihçilerin büyük kısmı elbette daha o
zaman reddetmişti. Özellikle de, daha önce değindiğimiz Gyula Szekfü'nün sert Türk
aleyhtarlığı en başta ulus-devlete ilişkin tarih yaklaşımından kaynaklanıyordu. Bir halk,
bir millet, varlığını sürdürmesinin ve bağımsızlığının garantisini devlette gördüğü için,
kanısına göre Türkler millî bağımsızlığın en başta gelen garantisini tehlikeli bir şekilde
zayıflatmışlardı. Ve yalnızca Macar devleti topraklarının bir kısmını (tam da Macarların
en büyük yığınlarının meskûn olduğu bölgeleri) koparıp aldıkları için değil, aynı
zamanda, bu nedenle küçülmüş Macar devleti, Türk-Fransız ittifakını dengelemek
amacıyla kurulan ve Habsburgların yönettiği Orta Avrupa'ya ancak "iktidar kaynaklarının
kalıntılarıyla" katılmak zorunda kaldığı için de, bu garantinin zayıflamasına sebep
olmuşlardı. Gerçi Erdel Prensliği'nin kurulması ağır durumu bir ölçüde hafifletmişti, zira
bu beylik devletin bütünlüğünü yeniden sağlamak uğrunda deneyimde bulunmuştu. Ne
var ki bu çabalar iki büyük devletin karşı çıkması yüzünden başarıya ulaşamadı. Bunun
sonucunda Macarlar yalnız topraklarında değil, fakat manen de ikiye bölündü: Katolik
batı Macarlarına ve Protestan Erdellilere. Ve bunlar arasında "Erdel'deki Macar devlet
örgütüyle yetinmeyip, meşru hükümdar Habsburg kralının asâsı altında millî güçlerin
tümüyle birleştirilmesine gayret edenler" Katolik Batı Macarları oldu. Ne var ki, ülkenin
orta kesiminden Doğulu işgalciler atılmadıkça böyle bir birleşme imkânsızdı97. Nihayet

94 János Hóvári, Adalékok a magyarországi török hódoltság történetének historiográfiájához, Keletkutatás

1987 tavasz, 138-139.


95 Bkz. László J. Nagy, "La turcophilie en Hongrie au temps des crises d'orient: contributions à l'histoire

des relations turco-hongroises", Oriente Moderno (Nuova serie) 11:7-12 (1992), 21-25.
96 Károly Kós, Sztambul. Várostörténet és architektura, Budapest–Konstantinápoly, 1918, 9. Türkçe

baskısı: Károly Kós, İstanbul. Şehir Tarihi ve Mimarisi, Çeviren Naciye Güngörmüş, Ankara, 1995, 76.
Vámbéry pek benzer ifadeler kullanmıştı: A magyarság keletkezése és gyarapodása, Budapest, 1895, 345 vb.
97 Szekfü, A magyar állam életrajza, 116-117.
18 GÉZA DÁVID-PÁL FODOR

Macar devletini ve milletini temel gelişme yönünden saptıran, üç yüz yıl Osmanlılarla
sürdürülen savaşlardı ve bu nedenle "Türk hâkimiyeti, Macar tarihinin en büyük, belki de
yegâne felâketi," daha sonraki tüm sefaletin müsebbibi idi98.
Gerçi günlerimizde Macaristan'ın sözü geçer tarihçileri daha sonraki görüşü de bu
şekliyle kabul etmiyorlar, fakat Türklerin savaşları ve fethinin sonuçlarını bütünü
bakımından olağanüstü ağır olarak niteliyorlar. Elbette işgalcilerin Avrupa'ya yabancı
düşen düzeni, farklı kültürü yüzünden (ve yalnız bu yüzden) değil, fakat en başta onların
– 15'inci yüzyıl da dahil – üç yüz yıl süreyle ülke topraklarını savaş alanına çevirmiş
olmaları nedeniyle bu görüşü benimsiyorlar. 16'ncı yüzyılın ortaları ile 17'nci yüzyılın
sonları arasına düşen ve ülkenin ortasında iki düşman hudut muhafaza teşkilâtının
meydana geldiği dönemi özellikle ağır buluyorlar. Bu dönemin en geniş kapsamlı
muhasebesini yapan Ferenc Szakály'a göre, savaşlar sonucunda Macarların uğradığı
facialar şu şekilde derlenebilir: 1. Demografik felâket (iki yüzyıl içinde erişilen nüfus
artışı yok oldu); 2. Macaristan'daki azınlıklar yararına milliyetlerin oranlarının değişmesi
(Macaristan'ın 20'inci yüzyılda parçalanmasının kökleri buna uzanıyor); 3. Ortaçağ'daki
yerleşim yapısının bozulması (daha önceki ekonomik organizasyon merkezlerinin
gerilemesi); 4. Üretim güçlerinin mahvolması; 5. Ekonominin ve ticaretin duraklaması; 6.
Ülkenin siyasî bağımsızlığını kaybetmesi99. Gerçi bu sonuncusunu da kayıplardan sayıyor
ama, başkalarının da görüşünü paylaşarak, Habsburgların malî ve askerî desteği
olmasaydı, Macaristan'ın geri kalan bölümünü de Osmanlı fetihleri gaspetmiş olurdu,
kanısına varıyor100.
Öte yandan, Macaristan'ın gelişmiş Batı'nın gerisinde kalmasının, daha Türkler
ülkeye yerleşmeden önce başladığını da Macar araştırıcıları açıklıkla görüyordu. Ülke,
Türklerin rahat bıraktığı halde Atlantik ekonomisinin kenar mahalleleri haline gelen
devletlerin bulunduğu aynı Doğu-Orta-Avrupa bölgesinin bir kesimiydi. Klára Hegyi,
"Osmanlı fethi olmasaydı da sivil gelişmesinde ön safhada yer alamazdık, buna emin
olabiliriz; fakat bu geri kalmışlığın kaçınılamayacak ölçüden daha büyük boyutta olmasını
ise Türk hâkimiyetinin yarattığı da gerçek" diye yazıyor101.
En önemli sorunlarda muvafakat sağlanmakla beraber, Osmanlı fetih politikasının
değerlendirilmesi bugün de tamamen tekanlamlı değil. Bunu, Osmanlı İmparatorluğu'nun
politik hedefleri konusunda 1970'li–80'li yıllarda Macar tarihçileri arasında geçen sert
tartışmalarda açıklıkla görebiliyoruz. Bu tartışmaya Géza Perjés, 19'uncu yüzyılın meslek
literatüründeki bazı maddeleri tazeleyerek ve tamamlayarak, Kanunî Sultan Süleyman'ın
esasında Macaristan'ı fethetmek niyetinde olmadığı iddiasını ortaya atmakla yol açtı.
Perjés, bu iddiasını şu gözlemlerle kanıtlamaga çalıştı: 1. Kanunî, imparatorluğunun

98
Szekfü'nün bu görüşüne István Rácz da dikkati çekti: A török világ hagyatéka Magyarországon,
Debrecen, 1995, 237-238.
99 Ferenc Szakály, Mi veszett Mohács után? A magyarországi török uralom mérlege. Valóság 1988/3, 39-

51. Krş. aynı yazar, "Die Bilanz der Türkenherrschaft in Ungarn", Acta Historica 34:1 (1988), 63–77. Daha
sonraki bir yazısında Szakály, 16'ncı yüzyıldaki Macar ticaretinden çok daha olumlu sözler etmekle beraber,
bütünü bakımından yukarıdaki görüşünü devam ettirdi; bkz. Gazdasági és társadalmi változások a török hódítás
árnyékában, (História Könyvtár. Elöadások a történettudomány mühelyeiböl, 5.) Budapest, 1994.
100 Bu olguyu, sınır muhafazası konusunun seçkin uzmanı da verilerle destekleyerek vurgulamıştı: Géza

Pálffy, A magyarországi török és királyi végvárrendszer fenntartásának kérdéséhez. Keletkutatás 1995 tavasz,
61-86. Aynı yazar, "A török elleni védelmi rendszer szervezetének története a kezdetektöl a 18. század elejéig,
Történelmi Szemle 38:2-3 (1996), 193-195.
101 Hegyi, Egy világbirodalom végvidékén, 276.
MACARİSTAN'DA OSMANLI TARİHİ ÇALIŞMALARI 19

ekonomik çıkarları bakımından Akdeniz bölgesine bağlı olduğunun farkına vardı; 2.


Macaristan, ordusunun "eylem çerçevesi" (action radius) dışına düştüğü için Osmanlı
ordusu artık burada etkili bir şekilde faaliyet gösteremezdi; 3. Macaristan'ın devamlı işgali
çok pahalıya mal olurdu. Bu nedenle de Macarlara, vergi ödemeye razı oldukları ve
Habsburglara muhalif bir politika izledikleri takdirde ülkenin bağımsızlığını muhafaza
edebileceği yolunda bir teklifte bulundu. Fakat teklifi reddedilince Kanunî de ülkenin orta
kesimini işgal etti, zira Macaristan'ın tümünün Habsburgların eline geçmesini ancak bu
şekilde engelleyebilirdi102. Daha sonraları meydana gelen Erdel Prensliği'nden ilham alan
bu konsepsiyon, esas olarak, sanki Macaristan Türk uyduluğunu kabul etmiş olsaymış,
devlet bağımsızlığını tamamen kaybetmekten, sonraki yüz elli yılın savaş yıkımlarından
ve böylece de yirminci yüzyılın büyük Macar trajedisinden, ülkenin parçalanmasından
kurtulmuş olurmuş gibi bir telkinin kaynağı oluyordu.
Perjés'in tezleri çok eleştiriye uğradı. Örneğin, "eylem çerçevesi"nin önemini
büyüttüğüne, yanlış hesap yaptığına, çünkü Macaristan'ın rahatça Osmanlı ordusunun
etkili olarak savaşlar verebileceği bölgede bulunduğuna işaret ettiler103. İşgalin pahalıya
mal olması sorununa gelince, Kuzey-Sırbistan serhat vilayetinde olduğu gibi bunun her
vaziyette söz konusu olduğunu, Osmanlı idaresinin bu masrafları bilinçli olarak
üstlendiğini ortaya koydular. Kaldı ki, 16'ncı yüzyılın ikinci yarısına ait taşra hazine
muhasebelerinden de görüleceği gibi, Macaristan'da gerçekten zarara uğruyorlardı, fakat
bu zarar daha önce tahmin edilenden önemli ölçüde azdı104. Ayrıca, tam da o dönemde
yüzeye çıkan ve uydu Macaristan'ı "savunmanın", devlete, ülkeyi işgal etmekten daha
pahalıya mal olduğu yolundaki Osmanlı görüşlerine dikkatleri çektiler105. Şunu da
vurguladılar ki, Osmanlı Devleti, yapısal özellikleri ve zamanın büyük devletleri
arasındaki ilişkiler nedeniyle eninde sonunda yeni seferleri başlatmak zorunda kalırdı; ve
Kanunî Süleyman ile Vezir-i azam İbrahim Paşa kritik dönemde (1520-1532) artık sadece
Macaristan'ı değil, Habsburg İmparatorluğu'nu (en azından da Avusturya'yı) fethetmeyi
tasarlıyordu106. Bu yüzden Macaristan için, Habsburg hâkimiyetini kabul etmekten başka
bir seçenek kalmamıştı, çünkü onların güç kaynaklarından yararlanamadığı takdirde, hatta
kısmen varlığını sürdürme şansı bile olamazdı.
Bu tartışmalara katılanlar da, tartışmaların ancak kısmen somut tarihî olaylar ve
şahıslar üzerinde yürütüldüğünü artık biliyorlardı. Gerçekte tartışmalar Macaristan'ın

102 Géza Perjés, Az országút szélére vetett ország. Budapest, 1975, 112. Aynı yazar, Mohács, Budapest,

1979, 465. Krş. Mohaç Meydan Muharebesi, Çeviren, özetleyen ve tanıtan Şerif Baştav, Ankara, 1988. Bu eser
İngilizce de bastırılmıştır: The Fall of the Medieval Kingdom of Hungary: Mohács 1526-Buda 1541, Boulder,
1989.
103 Ferenc Szakály, Oktalan oknyomozás. Perjés Géza Mohács-könyvéröl. Kritika 1979/10, 21-23.

Tartışmaların ilk aşamasının derlemesi ve literatür için bkz. Pál Fodor, Magyarország és a török hódítás,
Budapest, 1991, 16-22. İngilizce: "Ottoman Policy towards Hungary", Acta Orientalia Hungarica 45 (1991),
274-278.
104 Gábor Ágoston, "The Costs of the Ottoman Fortress-System in Hungary in the Sixteenth and

Seventeenth Centuries", Ottomans, Hungarians, and Habsburgs in Central Europe. The Military Confines in the
Era of Ottoman Conquest, Ed. by Géza Dávid and Pál Fodor. (The Ottoman Empire and Its Heritage, 20) Leiden,
2000, 195-228.
105 P. Fodor, Magyarország és a török hódítás, 64-65. Ottoman Policy towards Hungary, 302-303.
106 Ferenc Szakály, A mohácsi csata. Budapest, 1975, 119-126. Fodor, Magyarország és a török hódítás,

27-34. Aynı yazar, A Bécsbe vezetö út. Két tárgyalás Sztambulban. Hyeronimus Laski tárgyalása a töröknél
János király nevében. Habardanecz János jelentése 1528 nyári sztambuli tárgyalásairól. Szerkesztette Gábor
Barta, Budapest, 1996, 65-96.
20 GÉZA DÁVID-PÁL FODOR

tarihî alternatifleri üzerinde oluyordu. Yani, bir zamanlar orta büyüklükte bir devlet
statüsüne sahip olan Macaristan'ın 20'nci yüzyılda bir küçük ulus ve küçük devlet
düzeyine düşmesinden kaçınabilmesi olanağı acaba var mıydı yok muydu, sorunu
üzerinde geçiyordu. Bu travmayı atlatabilmek için Osmanlı dönemini iyi bilmek
kaçınılmazdır ve bu nedenledir ki Macaristan'da Osmanistik araştırmaları her zaman
olduğu gibi bundan sonra da önemli bir rol oynayacaktır. Osmanistlerin görevi, günlük
politikanın beklentilerinden uzak kalarak, çalışmalarında bilimin serin kanlı yaklaşımına
geçerlilik kazandırmaktır.
IV/2/c. Osmanlı-Macar savaşları ve siyasî ilişkileri
Osmanlı-Macar askerî çarpışmaları Macar tarihçilerini eskiden beri ve yoğun
biçimde meşgul ediyor. Bazı savaş ve barış anlaşmalarıyla ilgili olarak daha 19'uncu
yüzyılın ikinci yarısında birçok incelemeler yayınlandı. Fakat husumetin başlangıç
kronolojisi gene de ancak son onyıllarda daha titiz olarak belirmeye başladı. L. Bernát
Kumorovitz, Macar ve Türk birliklerinin ilk kez Eflak'ta çarpıştıklarını ortaya koydu.107
Az sonra da Pál Engel, bunu onbeş yıllık bir aranın izlediğini ve 1389 yılında Kosova
meydan savaşıyle iki taraf arasında yüzyıllar boyu sürecek çarpışmalar dizisinin
başladığını açıklığa kavuşturdu. Osmanlı orduları ilk defa o zaman Macaristan'a akın
ettiler ve ondan sonra kısa aralarla sürekli saldırdılar ve ülkeyi küçük büyük zararlara
uğrattılar108.
Bunu izleyen ve 18'uncu yüzyıl başlarına kadar süregelen askerî olaylarla, ayrıca 15-
17'nci yüzyılda Macar ve Osmanlı sınır savunma sistemleriyle ilgili olarak büyük Macar
tarih derlemelerinde ayrıntılı tanıtmalar yer alıyor. Bu tür çalışmalar pek zengin olduğu
için burada sadece önemli denebilecek birkaçını hatırlatmakla yetinelim. Magyarország
hadtörténete (Macaristan Askerî Tarihi) adlı eserin ilk cildinde seçkin Macar savaş
tarihçileri (Gyula Rázsş, Ferenc Szakály, Endre Marosi, László Nagy), 15-17'nci yüzyılda
Macar millî savunmasındaki değişiklikleri ve işgalcilere karşı verilen savaşları yüzlerce
sayfa tutan incelemelerinde tanıttılar109. Magyarország története tíz kötetben (On Ciltte
Macaristan Tarihi) adındaki dizinin 1526 ile 1686 arasındaki dönemi ele alan iki cildinde
László Benczédi, Klára Hegyi, László Makkai, Ágnes R. Várkonyi ve István Sinkovics,
zamanın Türk politikası, savaşları ve askerî örgütleri hakkında kapsamlı bir genel bakış
sundular110. Erdély története három kötetben (Üç ciltte Erdel tarihi) adlı büyük
monografinin ilk iki cildinde Gábor Barta, László Makkai, Katalin Péter ve Ágnes R.
Várkonyi, Erdel Prensliği ile Osmanlı İmparatorluğu arasındaki politik ilişkiler ve zaman
zaman görülen çatışmalar hakkında ayrıntılı bilgiler verdiler111. Gerçi monografik nitelikte

107 L. Bernát Kumurovitz, I. Lajos királyunk 1375. évi havasalföldi hadjárata és "török" háborúja,

Századok 117:5-6 (1983) 919-979.


108 Pál Engel, "Magyarország és a török veszély Zsigmond korában (1387-1437)", Századok 128:2 (1994)

273-286. ve özellikle aynı yazar, A török-magyar háborúk elsö évei 1389-1392. Hadtörténelmi Közlemények 111
(1998) 561-577.
109 Magyarország hadtörténete két kötetben. Föszerkesztö Ervin Liptai, Budapest, 1984, 77-336.
110 Magyarország története 1526-1686. (Magyarország története tíz kötetben, 3/1-2) Föszerkesztö

Zsigmond Pál Pach, szerkesztö Ágnes R. Várkonyi, Budapest, 1985.


111 Erdély története. Elsö kötet. A kezdetektöl 1606-ig. (Erdély története három kötetben, 1. Föszerkesztö

Béla Köpeczi.) Szerkesztette László Makkai–András Mócsy, Budapest, 1986. Erdély története. Második kötet.
1606-tól 1830-ig. (Erdély története három kötetben, 2. Föszerkesztö Béla Köpeczi.) Szerkesztette László
Makkai–Zoltán Szász, Budapest, 1986. Kısaltılmış İngilizce baskısı: Béla Köpeczi et alii (eds.), History of
Transylvania, Budapest, 1994.
MACARİSTAN'DA OSMANLI TARİHİ ÇALIŞMALARI 21

olmayıp ayrı incelemelerden ibaret ama, gene de burada Béla K. Király ile János M. Bak
tarafından neşredilen ve Macar millî savunmasında o zamanki en önemli değişmelerle
Türk-Macar savaşlarını gözden geçiren kitabı hatırlatmamız yerinde olur112.
Sözü edilen çalışmaların ortak niteliği çoğunluk Macar (veya Avrupa) kaynaklarıyla
meslek literatürüne dayanarak, Osmanlı ordusunun faaliyetini ve örgütünü de Macar bakış
açısından ele almalarıdır. Bu nedenle, Géza Perjés'in uzun süre istisna sayılan
incelenmesi113 dışında Gyula Káldy-Nagy'ın ve Gábor Ágoston'un kaleme aldıkları ve
hem Osmanlı kaynaklarına dayanarak, hem de iç gelişmesini ve uluslararası etkileri göz
önünde bulundurarak Osmanlı Devleti'nin askerî teskilâtını ve Avrupa'daki savaşlarını
ana hatlarıyla belirledikleri yapıtlarının yayınlaması sevindirici bir olgudur114.
Türk savaşlarıyla ve siyasî temaslarla meşgul olan sayısız küçükçe makale ve kısmî
monografiler olduğu için, burada ancak, kanımıza göre bilim dalını önemli yeni
sonuçlarla zenginleştiren birkaç çalışmaya değineceğiz. Kronolojik sıraya göre, Mohács
meydan savaşına kadar uzanan dönemle ilgili ve temelden önemli yapıt, Ferenc Szakály'ın
Türk-Macar çarpışmalarını bölümlere ayırarak ele alan ve Osmanlı Devleti'nin adım adım
nasıl kesin üstünlük kazandığını gösteren incelemesidir115. Esrarengiz "Szeged Barışı'nın"
(1444) daha önce bilinmeyen olaylarını ve ardında olanları aydınlığa kavuşturan Pál
Engel, her şeyden önce János Hunyadi'nin iktidar hırsına hizmet eden anlaşmanın aslında
Nagyvárad'da imzalandığını ortaya koydu116. Hunyadi ile oğlu Kral Mátyás'ın savaşları
hakkında pek çok etüt yayımlandı, bunlar arasında Lajos Elekes,117 Gábor Barta118 ve
Zsuzsa Teke'nin119 kitapları bahse değer yapıtlardır. 15'inci yüzyıl ikinci yarısının en
büyük muharebelerinden Kenyérmezö Meydan Savaşı (1479) hakkında Ferenc Szakály
ile Pál Fodor bir inceleme hazırladı120. 15'inci yüzyılda Macar krallarının Türk politikası
hakkında Gyula Rázsó ve László Fenyvesi değerli etütler kaleme aldılar;121 Lajos Tardy
ise Macar diplomasisinin doğuda, Osmanlı İmparatorluğu'nun arkasında müttefikler
arayan denemeleri konusunda (araştırmalarını 16-17'nci yüzyıla da yayarak) uluslararası
bilim dünyasında da takdir edilen bir monografi kaleme aldı122.

112 János M. Bak and Béla K. Király (eds.), From Hunyadi to Rákóczi. War and Society in Late Medieval

and Early Modern Hungary. (War and Society in Eastern Central Europe, 3; Eastern European Monographs,
104.) Brooklyn, 1982.
113 Géza Perjés, "Az Oszmán Birodalom európai háborúinak katonai kérdései (1356-1699)",

Hadtörténelmi Közlemények (1967) 339-370.


114 Káldy-Nagy, The First Centuries. Gábor Ágoston,"Ottoman Warfare, 1453-1815", European Warfare.

Ed. by Jeremy Black, London, 1999, 118-144.


115 Ferenc Szakály, "Phases of Turco-Hungarian Warfare before the Battle of Mohács (1365-1526)", Acta

Orientalia Hungarica 33 (1979) 67-85.


116 Pál Engel, "János Hunyadi and the peace "of Szeged", Acta Orientalia Hungarica 47 (1994) 241-257.
117 Lajos Elekes, Hunyadi., Budapest, 1952.
118 Gábor Barta, Nándorfehérvár 1456, Budapest, 1985.
119 Zsuzsa Teke, Hunyadi János és kora, Budapest, 1980.
120 Ferenc Szakály–Pál Fodor, "A kenyérmezei csata (1479. október 13.)", Hadtörténelmi Közlemények

111 (1998) 309-350.


121 Gyula Rázsó, A Zsigmond-kori Magyarország és a török veszély. Hadtörténelmi Közlemények 1973.

Aynı yazar, Mátyás király török politikája. Hunyadi Mátyás. [Emlékkönyv Mátyás király halálának 500.
évfordulójára]. Szerkesztette Gyula Rázsó–László V. Molnár. Budapest, 1990, 149–200. Aynı yazar, Mátyás
hadászati tervei és a realitás. Hadtörténelmi Közlemények 103 (1990) 1–30. László Fenyvesi, Magyar-török
kapcsolatok Mátyás király haláláig. Hadtörténelmi Közlemények 103 (1990) 74-99.
122 Lajos Tardy, Beyond the Ottoman Empire. 14th-16th Century Hungarian Diplomacy in the East

(Studia Uralo-Altaica, 13). Szeged, 1978.


22 GÉZA DÁVID-PÁL FODOR

15'inci yüzyılın sonlarından Mohács meydan savaşına kadar süren dönemin önemli
olaylarının anlaşılabilmesine, özellikle Domokos Kosáry,123 András Kubinyi124 ve Ferenc
Szakály'ın125 katkıları oldu. Mohács savaşıyla ve buna vardıran yolla ilgili olarak elimizde
bol miktarda meslek literatürü var; bunlar arasında üç yapıt, Ferenc Szakály ve Géza
Perjés'in monografileri ile meydan savaşının 450. yıldönümünde yayınlanan, on bir
yazarın makalesini içeren toplu eser, orijinal tespitleriyle dikkati çekiyor126. 1526'dan
sonraki (Habsburg yahut Osmanlı otoritesi sorunlarıyla bağlantılı) politik yol arama
denemeleri ve Osmanlı fethinin başlangıcıyla ilgili en önemli incelemeleri Gábor Barta ile
Ferenc Szakály'a borçluyuz.127 (Osmanlı'ların siyasî hedeflerine ilişkin tartışmalarla
bağlantılı olarak önceki bölüme bkz.).
16'ıncı yüzyılın ortalarında–ikinci yarısında Macaristan'ın ortasında iki hasım hudut
muhafaza sistemi kuruldu ve bunlar, defalarca barışın teyit edilmesine rağmen,
birbirlerinin hinterlandında ve birbirlerinde sürekli nifak yarattı. Habsburg-Macar
Krallığının askerî teşkilâtı hakkında daha 20'nci yüzyılın başlarında önemli eserler
yazıldı,128 fakat son on yılın araştırmaları bu alanda adeta devrimci değişikliklere yol açtı.
Özellikle Géza Pálffy'nin monografileri ve incelemeleri bilgilerimizi önemli ölçüde
genişletti; Osmanlılara karşı savunma sisteminde 15-18'inci yüzyılda görülen değişmeler
konusunda şimdiye kadar en iyi genel değerlendirmeyi yaptı129. József Kelenik, "askerî
devrim" denilen olayın Macaristan'da yayılışının dökümünün yapılmasında önemli
neticeler elde etti130. Macaristan'daki Osmanlı serhat teşkilâtına ilişkin incelemeler son on
yılda aynı şekilde görülmemiş bir hız kazandı. Klára Hegyi, 1543 ile 1620 yılları arasına
düşen dönemden kalma Osmanlı mevacip ve tımar defterlerine dayanarak, Osmanlı kale
zinciri ve bu zincir içinde konuşlanmış olan askerî birliklerin yapısı, mevcudu ve

123 Domokos Kosáry, Magyar külpolitika Mohács elött, Budapest, 1978.


124 András Kubinyi, A szávaszentdemeter-nagyolaszi gyözelem 1523-ban. Hadtörténelmi Közlemények 25
(1978) 194-222.
125 Ferenc Szakály, "Nándorfehérvár, 1521: The Beginning of the End of the Medieval Hungarian

Kingdom", Hungarian-Ottoman Military and Diplomatic Relations in the Age of Süleyman the Magnificent. Ed.
by Géza Dávid and Pál Fodor, Budapest, 1994, 44–76.
126 Ferenc Szakály, A mohácsi csata. (Sorsdöntö történelmi napok, 2.) Budapest, 1975. Perjés, Mohács

(krş. not 102). Mohács. Tanulmányok a mohácsi csata 450. évfordulója alkalmából. Szerkesztette Lajos Rúzsás–
Ferenc Szakály, Budapest, 1986.
127 Gábor Barta, Az erdélyi fejedelemség születése. Budapest, 1979. Aynı yazar, An d'illusions (Notes sur

la double élection de rois après la défaite de Mohács). Acta Historica Academiae Scientiarum Hungaricae 24
(1978) 1-40. Aynı yazar, Vajon kié az ország? Budapest, 1988. Aynı yazar, La route qui mène à Istanbul 1526-
1528. (Studia Historica, 195.) Budapest, 1994. Ferenc Szakály, Lodovico Gritti in Hungary 1529-1534. A
Historical Insight into the Beginnings of Turco-Habsburgian Rivalry. (Studia Historica, 197.) Budapest, 1995.
128Bkz. örneğin: Pál Szegö, Végváraink szervezete a török betelepedéstöl a 15 éves háború kezdetéig.

1543-1593, Budapest, 1911.


129 Géza Pálffy, Katonai igazságszolgáltatás a királyi Magyarországon a XVI-XVII. században. Györ,

1995. A magyarországi török és királyi végvárrendszer, 61-86. A török elleni védelmi rendszer, 193-195.
Védelmi övezetek a Tiszától keletre a 16. században. In memoriam Barta Gábor. Tanulmányok Barta Gábor
emlékére. Szerkesztette István Lengvári. Pécs, 1996, 209-228. Kerületi és végvidéki fökapitányok és fökapitány-
helyettesek Magyarországon a 16–17. században. (Minta egy készülö fökapitányi archontológiai és -életrajzi
lexikonból). Történelmi Szemle 39:2 (1997) 257–288. A pápai vár felszabadításának négyszázéves emlékezete
1597-1997. Pápa, 1997. A császárváros védelmében. A györi fökapitányság története 1526–1598. A györi vár
töröktöl való visszafoglalása 400. évfordulójának emlékére Györ, 1999. Európa védelmében. Haditérképészet a
Habsburg Birodalom magyarországi határvidékén a 16–17. században. Pápa, 20002.
130József Kelenik, The Military Revolution in Hungary. Ottomans, Hungarians, and Habsburgs in Central

Europe. The Military Confines in the Era of Ottoman Conquest. Dávid and Fodor, 117-159.
MACARİSTAN'DA OSMANLI TARİHİ ÇALIŞMALARI 23

takviyesi yöntemlerinin rekonstrüksiyonunu gerçekleştirdi131. Gábor Ágoston,


Macaristan'da büyük sayıda Osmanlı askerlerinin bulunmasından kaynaklanan
harcamalar, Osmanlı ordusunun (başta da topçuların) teknik gelişmesi, hammadde ve
barut temini konularında öncü nitelikte etütler yazdığı gibi, Macaristan'da yarışan
Osmanlı ve Habsburg askerî mekanizmalarının incelikle karşılaştırılmasını da kendisine
borçluyuz132. Pál Fodor, Macaristan'da Osmanlıların kale inşaatı ve onarımı çalışmalarına,
bazı özel askerî birliklere, gönüllülerin serhat teşkilâtında oynadıkları role ve Temesvâr
vilayetinin askerî örgütüne ilişkin incelemelerini yayınladı133.
Habsburg-Macarları ile Osmanlılar kısa sürelerle açık savaşlara da giriştiler, fakat
daha önceki meydan muharebeleri yerine, artık çoğunluk uzun süreli kale kuşatmalarıyla
düşmana üstün gelmeyi denediler. Bu savaşlar hakkında da zengin bilimsel literatür geniş
bilgi veriyor. 1551-52 yıllarındaki kale savaşları hakkında Imre Szántó'nun monografisi
yararlı bilgiler sağlıyor134. Bazen "Uzun Muharebe", bazen "Onbeş Yıllık Harp" adıyla
anılan savaşın (1593-1606) en önemli askerî olaylarına son zamanlarda Sándor László
Tóth'un incelemeler dizisi daha iyi ışık tuttu135. Pál Fodor ise, Osmanlı yönetimini
neredeyse felâkete uğratan bu çatışmalara sürükleyen motifleri gözden geçirdi136. 17'nci
yüzyılın ikinci yarısındaki büyük savaşları ele alan çalışmalar arasında her şeyden önce
Géza Perjés'in iki yazısını hatırlatmamız yerinde olur. Biri, 1663-64 yıllarındaki büyük
Türk savaşı üzerinde duruyor; diğeri ise orduların iaşe sorunlarını ve bunların seferlere
yaptığı etkiyi inceliyor137. Kaldı ki o yıllarda Macaristan'ı Türk hâkimiyetinden kurtarmak
için büyük kuvvetler harekete geçmişti. Ágnes R. Várkonyi'nin ilginç incelemesi, Türk-

131 Hegyi, Török berendezkedés, 81-117. Ottoman Military Force in Hungary. Hungarian-Ottoman, Dávid

and Fodor, 131-148. "Etnikum, vallás, iszlamizáció: a budai vilájet várkatonaságának eredete és utánpótlása",
Történelmi Szemle 40:3-4 (1998) 229-256.
132 Ágoston, Gunpowder for the Sultan's Army, 75-96. Ottoman Gunpowder Production in Hungary in the

Sixteenth Century: the Baruthane of Buda. Hungarian-Ottoman, Dávid and Fodor, 149-159. Ottoman Artillery
and European Military Technology in the Fifteenth and Seventeenth Centuries. Acta Orientalia Hungarica 47
(1994) 15-48. Habsburgs and Ottomans: Defense, Military Change and Shifts in Power. The Turkish Studies
Association Bulletin 22:1 (1998) 126-141. "The Ottoman-Habsburg Frontier in Hungary (1541-1699): A
Comparison", The Great Ottoman, Turkish Civilisation. 1. Politics. Ed. by Güler Eren, Ercüment Kuran, Nejat
Göyünç, İlber Ortaylı and Kemal Çiçek, Istanbul, 2000, 276-287.
133 Pál Fodor, "Bauarbeiten der Türken an den Burgen von Ungarn im l6.–l7. Jahrhundert", Acta

Orientalia Hungarica 35 (1981) 55-88. "The Way of a Seljuq Institution to Hungary: the cere¿¨, Acta Orientalia
Hungarica 38 (1984) 367-399. Önkéntesek az oszmán hadseregben (Az 1575. évi erdélyi háború tanulságai).
Hadtörténelmi Közlemények 109 (1996) 55-81. "Das Wilayet von Temeschwar zur Zeit der Osmanischen
Eroberung", Südost-Forschungen 55 (1996), 25-44.
134 Imre Szántó, Küzdelem a török terjeszkedés ellen Magyarországon: Az 1551-52. évi várháborúk,

Budapest, 1985.
135 Sándor László Tóth, "Török stratégia a tizenöt éves háborúban 1593-1606", Acta Historica (Szeged) 69

(1981) 15-41. Szinán nagyvezér tervei 1593-94-ben. Hadtörténelmi Közlemények 29 (1982) 166-173. A
mezökeresztesi csata története (1596. október 26.). Hadtörténelmi Közlemények 30 (1983) 553-573. A török
haditevékenység akciórádiusza a 15 éves háborúban. Hadtörténelmi Közlemények 32 (1985) 761-785. A vác-
veröcei csata 1597. november 2-9. Hadtörténelmi Közlemények 102 (1989) 14-33. Megjegyzések az 1596-os
török hadjáratról szóló angol tudósításhoz. Hadtörténelmi Közlemények 102 (1989) 551-558.
136 Fodor, Between Two Continental Wars, 89–111. Prelude to the 'Long War' (1593-1606). Some Notes

on the Ottoman Foreign Policy in 1591-1593, The Greay Ottoman Turkish Civilisation. 1, Eren Kuran, Göyünç,
Ortaylı and Çiçek, 297-301.
137 Géza Perjés, Zrínyi és az 1663-64-es nagy török háború. In: Esterházy Pál, Mars Hungaricus. (Zrínyi

könyvtár, 3.) Sajtó alá rendezte és fordította Emma Iványi. Bevezette és szerkesztette Gábor Hausner, Budapest,
1989, 25-99. Aynı yazar, Mezögazdasági termelés, népesség, hadseregélelmezés és stratégia a 17. század
második felében (1650-1715), Budapest, 1963.
24 GÉZA DÁVID-PÁL FODOR

karşıtı uluslararası koalisyonu kurmak yolunda çaba harcayan Macar dış politikasını
tanıtıyor138. 1664 Vasvár anlaşmasından sonra Macarlar çaresizlik içinde, o zamana kadar
baş düşmanları olan Osmanlılara yöneldiler ve sonunda bu siyasî oryantasyon Imre Thö-
köly'nin ayaklanmasında ve Orta Macar Krallığı'nın kurulmasında zirvesine ulaştı. İkinci
Viyana kuşatmasının başlatılmasında da önemli rol oynayan bu denemeyle ilgili olarak,
sorunun en yetkili uzmanı sayılan László Benczédi'nin redaktörlüğü altında yayımlanan
inceleme geniş kapsamlı bir tablo sunuyor139. Kara Mustafa Paşa'nın 1683 yılı seferiyle
başlayan uzun savaş dönemini birçok seçkin yapıt konu edinmektedir. Árpád Károlyi
tarafından 1886'da yayımlanan, sonra 1936'da Imre Wellman'ın ilâvesiyle yeni baskısı
yapılan monografi, Budin'in geri alınması üzerinde yoğunlaşmakla beraber aynı zamanda
Kutsal Lig ve Osmanlıların tüm savaşlarını gözden geçirmesi bakımından, bugüne kadar
eşi görülmeyen bir eser sayılmaktadır140. János J. Varga'nın 1699'a kadar ve Ferenc
Szakály'ın Pasarofça barışına kadar savaş olgularını ve politik olayları izlemeleri, benzer
şekilde bu dönemin geniş ölçüde gözden geçirilmesini mümkün kılmaktadır141. 1986
yılında Budapeşte'de düzenlenen uluslararası konferans malzemesi olağanüstü çok yanlı
ve değerli materyaller içeriyor. Konferansta sunulan tebliğler, Acta Historica Academiae
Scientiarum Hungaricae adlı Macar dergisinin 1987 yılı 33. ve 34. sayılarında yayım-
landı142. Budin'in geri alınması (1686) ve bunu izleyen büyük çarpışmaların 300.
yıldönümü, Macar araştırıcılarının birçok değerli kaynak yayımlarıyla iki dünya
arasındaki çatışmanın ve süregelen olayların daha derinlerine inilmesine katkıda
bulunmaları bakımından iyi bir fırsat yarattı143.
Osmanlı İmğaratorluğu'nun yenilgiye uğraması ve Orta Avrupa'dan uzaklaştırılması
konusunu araştıran tarihçiler, çoğunluk Macar ve Avrupa kaynaklarına dayanarak
çalışmalarını sürdürmektedirler. Bundan ötürü Macar Osmanistleri için acil ödevlerden
biri, meslektaşlarının büyük çabaları sayesinde bugün de hakkında pek çok – fakat gene
de yetersiz – bilgiye sahip olduğumuz bu sürece, yeni Osmanlı arşiv kaynaklarını
araştırarak diğer yönden de ışık tutmaktır.

138 Ágnes R. Várkonyi, La coalition internationale contre les Turcs et la politique étrangère hongroise en

1663-1664. Études historiques hongroises 1975 publiées à l'occasion de XIVe Congrès international des
sciences historiques par la Commission nationale des historiens hongrois. I. Budapest, 1975, 399-426.
139 A Thököly-felkelés és kora. Szerkesztette László Benczédi, Budapest, 1983.
140 Árpád Károlyi–Imre Wellman, Buda és Pest visszavívása 1686-ban, Budapest, 1936.
141 János J. Varga, A fogyó félhold árnyékában. A török kiüzése Magyarországról, Budapest, 1986. Ferenc

Szakály, Hungaria eliberata. Budavár visszavétele és Magyarország felszabadítása a török uralom alól 1683-
1718, Budapest, 1986. Almancası: Hungaria eliberata (Die Rückeroberung von Buda im Jahr 1686 und
Ungarns Befreiung von der Osmanenherrschaft), Budapest, 1987.
142 Conférence internationale tenue à l'occasion de 300e anniversaire de la reconquête de Buda, Budapest
er
de 1 au 4 septembre 1986.
143 Buda expugnata 1686. Europa et Hungaria 1683–1718. I–II .A török kiûzésének európai levéltári

forrásai. Szerkesztette István Bariska–György Haraszti–János J. Varga. Budapest, 1986. Buda expugnata 1686.
Europa et Hungaria 1683–1718. III. A török kiûzésének hazai levéltári forrásai. Szerkesztette Ibolya Felhö–
Zsolt Trócsányi. Budapest, 1986. Buda visszafoglalásának emlékezete 1686. Összeállította Ferenc Szakály,
Budapest, 1986. Buda ostroma, 1686. Válogatta, a szövegeket gondozta, a bevezetö tanulmányt és a jegyzeteket
írta Katalin Péter. Fordította Katalin Péter és Zsuzsa Teke, Budapest, 1986. Budától-Belgrádig. Válogatott
dokumentumrészletek az 1686-1688. évi törökellenes hadjáratok történetéhez. A nagyharsányi csata 300.
évfordullójának emlékére. Szerkeszette László Szita. Pécs, 1987. A törökök kiüzése a Körös-Maros közéröl
1686-1695. Gyula város és a vár török alóli felszabadulásának 300. évfordulójára. A kötetet szerkesztette, a
tanulmányt írta és a forrásokat jegyzetelte László Szita, Gyula, 1995. László Szita–Gerhard Seewann, A
legnagyobb gyözelem. Dokumentumok az 1697. évi török elleni hadjárat és a zentai csata történetéhez, Pécs–
Szigetvár, 1997.
MACARİSTAN'DA OSMANLI TARİHİ ÇALIŞMALARI 25

IV/2/d. İktisat tarihi


İktisat tarihinin çeşitli alanlarından tarımla ilgili araştırmalar öncelikle mufassal
defterlerinin verilerine dayandırılabilir. Bazı şanslı vaziyetlerde, tahrirlerdeki rakamları
Habsburg-Macar vergi listelerindekilerle karşılaştırabiliriyoruz. Ayrıca, padişah hasları
olan yerlerde tahsil edilen öşür hakkında yapılan kayıtlar da çok değerlidir, ancak
bunlardan günümüze kalanların sayısı çok düşüktür ve bölge açısından da kısıtlıdırlar.
Gene de bu son olarak anılanlardan iki defter aynı bölgeden kalıp, biri 16'ncı, öbürü
17'nci yüzyıldaki ziraî durumu yansıtmaktadır. Ülkenin güneydoğusundaki Szeged
(Segedin) sancağına bağlı bulunan söz konusu yerleşim birimlerinde tahıl üretimi
alanında 100 yıl boyunca oldukça menfi oluşumlar gözlemlenebilir144. Ancak bu olumsuz
gelişmelerin ülke çapında ne kadar tipik olduğunu söylemek güçtür. Nagykğrös şehrinin
halkı arasında 17'nci yüzyılda da bir zengin tabakanın mevcudiyeti belgelenebilmekle
beraber yerin genel durumu bile sarsılmış bir manzara arz etmemektedir145. Maalesef bu
asırdan tarıma ait başka malzeme hemen hemen hiç kalmadığı ve kalanlar da çok dağınık
olduğu için146 bu konuda önemli bir ilerleme önümüzdeki dönemde de pek beklenemez.
Buna karşın, 16'ncı yüzyılda kaleme alınan mufassal tahrir defterlerinde bir bölgenin
en belirgin tarımsal ürünleri sıralandığı için çeşitli kesitlerde kimi göstergeler elde etmek
mümkündür. Tabiatıyla bir köye veya bir kişiye düşen ürünlerin sırf hesaplamasıyla
yetinmemek gerek, bunlara hakikî anlam vermek de lazımdır ki bu o kadar kolay değildir.
Macaristan'ın belli başlı yörelerinde bile et ve tahıl tüketiminde nispeten büyük farklar
olabiliyordu ancak bunun dağılımını iyice bilmiyoruz. Simontornya sancağı üzerinde
çalıştığım zaman bu mesele ile epey uğraşmıştım147. Konu ile ilgili kimi tespitlerimi 1986
Münih Kongresi'nde özetledim148. Ayrıntılar Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih
Vakfı yayınları arasında Türkçe olarak da çıkmış olan kitabımda bulunabilir.
Ekonominin ikinci önemli sahası sanayidir. Bu alandaki bilgimiz – 17'nci yüzyılda
meydana gelen serbestiyetleri sayesinde kimi Büyük Ova'daki padişah hassı olan
şehirlerimiz hariç – oldukça kısıtlıdır. Askerî açıdan da ehemmiyetli değirmenler mufassal
defterlerinde oldukça düzenli olarak sıralanmaktadırlar149. Bir harp malzemesi olan

144J. Káldy-Nagy, "Two Sultanic ø®◊◊ -Estates in Hungary during the XVIth and XVIIth Centuries", Acta

Orientalia Hungarica 13 (1961), 31-62.


145 Bkz. János Buza, "Gabonaárak és áruforgalom a török uralom alatt. (Nagykörös 1626-1682),

Agrártörténeti Szemle 27:1-2 (1985), 1-57, 356-359. Aynı yazar, "Törökkori állattartásunk a "vadszám" és" az
adózás tükrében. Századok 118 (1984), 3-60. Aynı yazar, "Die großbäuerliche Viehzucht auf der ungarischen
Tiefebene im 17. Jahrhundert", Zeitschrift für Agrargeschichte und Agrarsoziologie 32:2 (1984), 165-209.
146 Bazen Osmanlı dönemi sırasında bazen ondan sonra, kimi yerlerde Macar derebeyi çiftçileri sorguya

çekip ödemiş oldukları vergiler hakkında bilgi toplatmıştır. Bunların tutanakları için bkz. G. K. [Gábor
Kazinczy], "Adalékok a török-magyarkori beltörténethez. Hivatalos nyomozások a török adó s hódítások körül
Borsodban a XVII. század I. felében. Magyar Történelmi Tár VI (1859), 101-167. Károly Ráth, A Györ
vármegyei hódoltságról", Magyar Történelmi Tár VII (1860), 1-123. István Purjesz, "A török hódoltság Pest
megyében a XVII. század második felében. Levéltári Közlemények 29 (1958), 173-200.
147 Dávid, A Simontornyai szandzsák, 91-112.
148 Géza Dávid, "The Sancak as the Framework for Research on Ottoman Regional Studies", Türkische

Wirtschafts- und Sozialgeschichte von 1071 bis 1920. Akten des IV. Internationalen Kongressen, Hrsg. von Hans
Georg Majer–Raoul Motika, Wiesbaden, 1995, 56-57.
149Simontornya sancağı değirmenleri için bkz. Dávid, A Simontornyai szandzsák, 106.
26 GÉZA DÁVID-PÁL FODOR

güherçile imalatını yapan yerler de bazen gösterilmektedir150. Bunların dışında sadece


kanaralar, şemhaneler ve benzer, insanların günlük ihtiyaçlarını karşılayan küçük
işletmeler zikredilmektedir. Nehirler yakınında bulunan dalyanlarda balıkçılığın
çekirdeğini görebiliriz. Ancak Macaristan'daki tahrirlerde esnaflardan veya köy
seviyesinde yürütülen ev sanayiinden hiç söz edilmemektedir. Andığım dağınık bilgiler
de sistematik biçimde araştırılmadı151. Sözünü ettiğim şehir ve kasabaların Macarca
tutanaklarından ve başka belgelerden anlaşıldığı gibi, buralarda birkaç esnaf faaliyet
göstermeye başladı152. Mütevazi bir ölçüde her halde başka yerlerde de benzer nüveler
meydana gelmiştir153.
Ekonomi alanında uluslararası ticaretle öteki konulara nazaran biraz daha fazla
uğraşılmıştır. Bunun nedenleri: Bir taraftan Macaristan'dan hem Avusturya-Almanya,
hem de İtalya istikametine yapılan sığır ihracatının olağanüstü geniş boyutlara ulaşmış
olması,154 öte yandan ülkeye giren mensucat ve baharatın cins ve yollarının beynelmilel
çapta da ehemmiyetli bir araştırma alanı olmasıdır155. Bir üçüncü unsur da, ticaretle ilgili
belgelerin başka ülkelerde de biraz daha yüksek sayıda günümüze kadar gelmesi ve
böylelikle tanıklıklarının birbirini tamamlayabilmesi ve karşılaştırılabilmesidir. Başta
Büyük Ova halkımızın hayvanî ürünlerin pazarlamasındaki156 başarılarını gören bir

150 Bu konuda bkz. Ágoston, Ottoman Gunpowder Production in Hungary, 149-159.


151 Son zamanlarda Pál Zsigmond Pach daha önce neşredilen metinlere dayanarak Macaristan'ın Osmanlı
topraklarındaki mensucat ticaretinin (Aba, kebe, igriz. Posztófajták a hódoltsági török vámnaplókban a 16.
század derekán. Történelmi Szemle 39 [1997], 1-19) ve dokumacılığın kimi özellikleri üzerinde durdu ("Platea
Chapo ucza vocata". A hazai posztóipar 16. századi történetéböl. Századok 132:4 [1998], 793-824).
152 Kecskemét'te 16'ncı asırda kuyumcuları, kürkçüleri ve terzileri örgütlendirmek üzere üç esnaf

kurulmuştur: László Mészáros, Kecskemét gazdasági élete és népe a XVI. század közepén. Bács-Kiskun Megye
Múltjából. II. Szerkesztette Tibor Iványosi-Szabó. Kecskemét, 1979, 103-118. Szeged'de yalnızca, 16'ncı
yüzyıldan beri faaliyet gösteren kasapların esnafına rastlanmaktadır: Ferenc Szakály, Török megszállás alatt
(1543-1686). Szeged története 1. A kezdetektöl 1686-ig. Szerkesztette Gyula Kristó. Szeged, 1983, 693-694.
Gyöngyös'te 17'nci yüzyılın sonlarına doğru 7-8 sanat kolu teşkilatlandırılmıştır (kasaplar, çizmeciler, terziler ve
çokacılar da dahil olmak üzere kürkçüler, berberler, değirmenciler, inşaatçılar ve bir karma grup): Ferenc
Szakály, Gyöngyös gazdasági és társadalmi változásai a török korban. Tanulmányok Gyöngyösröl. Szerkesztette
Péter Havassy–Péter Kecskés, Gyöngyös, 1984, 164-165. Tolna'da kürkçü ve tüccar esnafından haberimiz
vardır: Ferenc Szakály, A mohácsi csatától a szatmári békekötésig, 1526-1711. Tolna mezöváros monográfiája.
Tolna, 1992, 121.
153 Yukarıda anılanların dışında esnaf sahibi olan kentler arasında Szakály Ráckeve, Nagykörös, Pásztó ve

Mezötúr'un adını sıralamaktadır: Tolna mezöváros monográfiája, 167/not 114.


154 László Makkai, Der Ungarische Viehhandel 1550-1650. Der Aussenhandel Ostmitteleuropas 1450-

1650. Köln–Wien, 1971, 483-506. Vera Zimányi, Esportazione di bovini ungheresi a Venezia nella seconda metà
del secolo XVI. Venezia e Ungheria nel Rinascimento, Firenze, 1973, 145-156. Gyula Kocsis, Az érsekújvári
hídvámjegyzék (Adatok a 16. század végi élöállat kivitelröl). Bács-Kiskun Megye Múltjából XII. Szerkesztette
Tibor Iványosi-Szab,. Kecskemét, 1993, 287-359. Son zamanlarda Lajos Gecsényi Avusturya'daki arşiv
malzemesine dayanarak sığır ticaretinin örgütlenmesiyle ilgili önemli yeni neticelere varmıştır: Bécs és a
hódoltság kereskedelmi összeköttetései a 16. században (Thököly Sebestyén felemelkedésének hátteréhez).
Századok 129:4 (1995), 767-790. Aynı yazar "Török áruk" és "görög kereskedök" a 16-17. századi királyi
Magyarországon. R. Várkonyi Ágnes emlékkönyv születésének 70. évfordulója ünnepére. Szerkesztette Péter
Tusor, Budapest, 1998, 185-203.
155 Bkz. Örneğin P. Zs. Pach, "The Role of East-Central Europe in International Trade. 16th and 17th

Centuries", Studia Historica Academiae Scientiarum Hungaricae 90, Budapest, 1970. Aynı yazar, "Levantine
Trade and Hungary in the Middle Ages (Thesis, Controversies, Arguments)", Studia Historica Academiae
Scientiarum Hungaricae 97, Budapest, 1975.
156 Tüccarlar arasında ülkenin başka bölgelerinden gelenler de vardı.
MACARİSTAN'DA OSMANLI TARİHİ ÇALIŞMALARI 27

tarihçimiz, 16'ncı yüzyılın memleketimizin ilk girişimci dönemi olarak


değerlendirilebilmesini de haklı olarak öne sürdü157.
Aynı zamanda tereke defterlerinden anlaşıldığı gibi, hem Macarlar hem de buraya
yerleşen Osmanlılar arasında oldukça büyük sayıda epeyce fakir denilebilen kişi vardı158.
Ali Çelebi adında taşrada yaşayan bir zaim ise varlıklı tabaka için bir örnektir159.
Tedavüldeki paraların çeşit ve değeri konusunda hem Osmanlı bölgeleri,160 hem de
onunla devamlı ilişkide bulunan Krallık Macaristan'ı161 hakkında çalışmalar vardır. İşin en
ilginç tarafı, arkeolojik kazılarda son derece az miktarda akçenin ortaya çıkışıdır162. Bu
durum ancak, bu bölgelerde, başta Osmanlıların penz olarak adlandırdıkları Macar
denarius olmak üzere, yerli ve başka Avrupalı (Fransız ve Leh) paraların daha yaygın bir
şekilde kullanılmalarıyla izah edilebilir.
IV/2/e. Demografik tarih
Osmanlı dönemi ile ilgili olarak en çok tartışılan ve en çok – kısmen yanlış –
kalıplaşmış formülle karakterize edilen konu nüfus sayısı ve hareketleridir. Sadece çağdaş
seyyahların tespitlerine veya yalnız Habsburg kaynaklarının verilerine dayandırılan
incelemeler uzun bir müddet için oldukça menfi bir tablo çizdiler. Tahrip edilen ve
mezraya dönüşen yüzlerce köy, büyük ölçüde azalan nüfus, esir olarak sürülen yüzbinler
gibi ifadeler özellikle yerel tarih yazanların makale ve kitaplarında karşımıza çıkıyor.
Osmanlı tahrirlerinin sayesinde en önemli yeni neticelere tam demografi alanında
varılabilir. Son araştırmaların ışığı altında, 15'inci yüzyılın sonu için daha önce kabul

157 Szakály, Gazdasági és társadalmi változások, 12. İkinci müteşebbis devir olarak 19'uncu yüzyıl

anılmaktadır.
158 Ibolya Gerelyes, Egy török és egy magyar borbélymester hagyatéki leltára a XVI. századból. Folia

Historica 7 (1979), 17-37. Aynı yazar, Török szíjgyártók és nyergesek Budán a XVI. században. Folia
Archaeologica 31 (1980), 265-276. Aynı yazar, "Inventories of Turkish Estates in Hungary in the Second Half of
the 16th Century", Acta Orientalia Hungarica 39 (1985), 275-338.
159 L. Fekete, Das Heim eines Türkischen Herrn in der Provinz im XVI. Jahrhundert, (Studia Historica,

29.) Budapest, 1960.


160 János Buza, A tallér és az aranyforint árfolyama, valamint szerepe a pénzforgalomban Magyarország

török uralom alatti területén a XVII. században (Nagykörös 1622-1682). Történelmi Szemle 20 (1977), 73-106.
Elemér Pávó, Török pénzek a hódoltság kori Magyarországon. Budapest, 1986. Klára Hegyi, A török hódoltság
pénzforgalma, Numizmatikai Közlöny 86-87 (1987-1988), 77-84.
161 Bu bakımdan János Buza'nın büyük sayıda son derece titiz yazıları vardır. Bunlardan bazılarını analım:

Egy francia váltópénz levantei sikere és magyarországi szerepe a 17. század második felében. The Successes of a
French Coin in the Levant and its Role in Hungary in the Second Half of the 17th Century. Gazdaság,
társadalom, történetírás. Economy, Society, Historiography. (Társadalom- és müvelödéstörténeti tanulmányok,
6.) Budapest, 1989, 127-137. Aynı yazar, "Ungerlein 1678." "Die Verbannung des ungarischen Denars aus dem
Geldumlauf der Reichstadt Nürnberg", Mitteilungen des Vereins für Geschichte der Stadt Nürnberg 79 (1992),
151-168. Aynı yazar, "Zoloták a török kori pénzforgalomban. Identifikációs kísérletek a gazdaságtörténet és a
numizmatika köréböl", A numizmatika és a társtudományok. Konferencia Szegeden, Szeged, 1994, 17-23. Aynı
yazar, "Die Rolle der Dreipölker im Geldumlauf Ungarns im XVII. Jahrhundert (Die Rehabilitation eines
polnischen Wechselgeldes)", Actes du XIe Congrès International de Numismatique, IV. Louvain-la-Neuve, 1993,
61-66.
162 István Gedai, "Turkish Coins in Hungary in the 16th and 17th Centuries", Türk Nümismatik Derneğinin

20. Kuruluş Yılında İbrahim Artuk'a Armağan / A Festschrift Presented to Ibrahim Artuk on the Occasion of the
20th Anniversary of the Turkish Numismatic Society, Istanbul, 1988, 102-119, Türkçesi: 120-126. Géza Dávid
and Ibolya Gerelyes, "Ottoman Social and Economic Life Unearthed. An Assessment of Ottoman Archaeological
Finds in Hungary", Studies in Ottoman Social and Economic Life. Studien zu Wirtschaft und Gesellschaft im
Osmanischen Reich. Hrsg. von Raoul Motika, Christoph Herzog, Michael Ursinus, Heidelberg, 1999, 67-68.
28 GÉZA DÁVID-PÁL FODOR

edilen 3,5–4 milyonluk toplam nüfusun163 iyimser ve yanlış bir tahmin olduğu ve gerçek
rakamın 3,2 en fazla 3,5 milyona daha yakın olduğu anlaşılmıştır164. Böylelikle 16'ncı
yüzyılın sonu için elde edilebilen 3,5 milyonluk bir toplam nüfus hiç de kötü değildir, tam
aksine, kuzey bölgelerde ve Transilvanya'da meydana gelen artışın sayesinde Osmanlı
topraklarındaki duraklamanın dengelenebildiği öne sürülebilir165. Çeşitli dalgalamalara ve
kimi bölgelerdeki menfi oluşumlara rağmen nüfus sayısı 17'nci yüzyılın sonuna kadar
yine küçük bir yükselme göstererek 4 milyona kadar ulaşabilmişti166.
Nüfus sayısında böyle bir durum müşahede edilirken halkın millî dağılımı alanında
Macarların zararına bazı değişmelerin meydana geldiği şüphesizdir. Şehirleşme
incelendiği zaman 16'ncı yüzyılın ikinci yarısında Buda ve Temesvár vilayetlerinde 15
sancağın yaklaşık 67.000 aile başkanından 15.000 küsurunun, yani yüzde 22,4'ünün kent
ve kasabalarda yaşamış olduğu denilebilir167. Müslimleri de hesaba katarsak bu oran daha
da yükselecek, çünkü Macaristan'da bunlar, pratikte sadece kent halkını artırdılar. Bu
değeri kıyaslayabilmek için önceki araştırmaların 15'inci asrın sonunda kasabalar
ahalisinin oranını yüzde 16-20 arasında saptadığını hatırlatmakta yarar vardır168. Konunun
olumsuz yönü, uzun vadede hemen hemen hiçbir şehrin sürekli bir gelişme gösteremediği,
tam aksine, arada bir zirveye ulaşan nüfus sayısını beklenmedik ve ani gerilemelerin takip
ettiğidir169. Ortalama köy büyüklüğünde de 1490 ve 1580 arasındaki dönemde müspet
oluşumlar gözlemlenebilir. Bu artış yerleşim yerlerinin mezraya dönüşmesinden de
kaynaklanabiliyordu, ancak mezralaşma sürecinin – ilk fetihler dönemi hariç – çok az
köyü etkilediği anlaşıldı170. Aynı şekilde göç hareketleriyle ilgili 16'ncı yüzyıldaki veriler,
oturdukları yeri terk edenlerin sayısını önceden varsayılandan daha düşük göstermekte ve
seçtikleri yeni ikametgâhın da Habsburg bölgelerinde değil, çoğunlukla en yakın yerleşim
biriminde bulunduğuna delalet etmektedir171.

163 Bkz. István Szabó, Magyarország népessége az 1330-as és az 1526-os évek között. Magyarország
történeti demográfiája. Szerkesztette József Kovacsics, Budapest, 1963, 63-113.
164 András Kubinyi, "A Magyar Királyság népessége a 15. század végén", Történelmi Szemle, 38 (1996),
135-161.
165 Bkz. Géza Dávid, "16-17. yüzyıllarda Macaristan'ın Demografik Durumu", Belleten, LIX:225 (1995),
344-346.
166 Zoltán Dávid, Az 1715-20. évi összeírás. A történeti statisztika forrásai. Szerkesztette József
Kovacsics, Budapest, 1957, 173.
167 G. Dávid, "16-17. yüzyıllarda Macaristan'ın Demografik Durumu", 347-348.
168 István Szabó, La répartition de la population de Hongrie entre les bourgades et les villages dans les

années 1449-1526. Etudes historiques, publiées par la Commission nationale des historiens hongrois. I,
Budapest, 1960, 383.
169 Krş. Géza Dávid, "Demographic Trends of Urban Population in 16th Century Ottoman Hungary",
Histoire économique et sociale de l'Empire ottoman et de la Turquie (1326-1960). Actes du sixième congrès
international tenu à Aix-en-Provence du 1er au 4 juillet 1992. Sous la responsabilité de Daniel Panzac.
(Collection Turcica, VIII.) Paris, 1995 [1996], 331-340. – Osmanlı kontrolü altındaki şehirleşmeye ait önceki
literatür tahrir defterlerindeki verilerden faydalanamamıştır. Örneğin: Lajos Rúzsás, Die Entwicklung der
Marktflecken Transdanubiens unter der Türkenherrschaft im 17. Jahrhundert. Die Wirtschaftlichen
Auswirkungen der Türkenkriege. Hrsg. von Othmar Pickl. (Grazer Forschungen zur Wirtschafts- und
Sozialgeschichte, 1.), Graz, 1971, 221-234. Ferenc Szakály, "Zur Kontinuitätsfrage der Wirtschaftsstruktur in
den Ungarischen Marktflecken unter der Türkenherrschaft", Die Wirtschaftlichen Auswirkungen, 235-272.
170 Simontornya sancağı için şu makaleye bkz. Géza Dávid, "Some Aspects of 16th Century Depopulation

in the Sanj®q of Simontornya", Acta Orientalia Hungarica 28 (1974), 63-74.


171 Bkz. Géza Dávid, "Data on the Continuity and Migration of the Population in 16th Century Ottoman

Hungary", Acta Orientalia Hungarica. 45 (1991) [1993], 219-252.


MACARİSTAN'DA OSMANLI TARİHİ ÇALIŞMALARI 29

17'nci yüzyılda meydana gelen demografik değişmelerin takip edilmesi çok daha
güçtür. Bu devirde yalnız Macar kaynakları devamlı ve hızlı olarak değer yitirmekle
kalmıyor, cizye defterlerindeki hane rakamları da bunlarla yarışırcasına azalıyor. Tahrir
defterleri ya hiç hazırlanmıyor ya da öncekilerin kopyası niteliğini taşıyorlar. Bu karanlık
dönemde bize ışık tutan tek, ama çok önemli bir unsur vardır. 1608 yılından sonra Macar
"porta" ünitesinin 1 "porta"=4 çift sahibi veya 12 çift sahibi olmayan köylü ailesi
şeklindeki belirlenmesine172 benzer biçimde, 17. yüzyıl Osmanlı vergilendirme sistemi
için de bir vergi biriminin birkaç ailenin birleştirilmesiyle meydana getirilmesi yabancı bir
şey değildi. Bu pratiğe başlangıç olarak avarız-ı divaniyenin tarh edilmesinde
rastlıyoruz,173 fakat büyük bir ihtimalle cizye için de geçerli bir yöntemdi. Klára Hegyi,
Macaristan için bu tür uygulamaların var olduğunu bazı yerlerde tespit edip devlete ait
vergilerin alınmasında bir ünitenin 3'ten 20'ye kadar değişen aileden oluşturulduğunu
kanıtladı174. Daha düşük kıymetler daha varlıklı, daha yüksekleri ise daha fakir bölgeler
için karakteristik olabilir175.
IV/2/f. İdarî tarih
Macaristan'daki Osmanlı yönetimi, üzerinde az durulan konulardan biridir. Son
zamanlara kadar bu alandaki vaziyet uluslararası çapta da aynıydı.
Ülkemizde Büyük Ova'daki şehirlerin yasal faaliyetleri ve bu arada kadıların görevi
ile ilgili olarak oldukça eski bir kitapçık çıkmıştı176. Lajos Fekete, Osmanlı dönemi Budin
ve Peşte'yi ele alan eserinde vilayet idaresini ana hatlarıyla aydınlatmıştı177. 1982'de
yayımlanmış olan 16'ncı Yüzyılda Simontornya Sancağı başlıklı kitabımda
sancakbeylerinin ve daha alt kademedeki görevlilerin vazifelerini ve atanan mirlivaları
tespit etmeye çalışmıştım178. Pál Fodor ise Temesvár vilayetinin yönetsel taksimatında
meydana gelen değişiklikleri gözden geçirmişti179.
Prosopografya alanında ise ilk adım çok daha önce atılmıştır. Vaktiyle Viyana
Arşivi'nde görevli olan Antal Gévay, mümkün olduğu kadarıyla İstanbul'dan sefirlerce
gönderilen haberlerden, olmadığı durumlarda ise en güvenilir Osmanlı tarih yazarlarının
eserlerinden faydalanarak Buda'ya tayin edilen beylerbeylerinin son derece güzel ve

172 István Bakács, A dicalis összeírások. A történeti statisztika forrásai. Szerkesztette József Kovacsics.

Budapest, 1957, 73. –- Sonraki yıllarda bir vergi ünitesi zikredilenlerden de daha fazla aileden ibaretti o kadar ki
savaşlardan tamamıyla korunan Árva ilinde bile kimi köylerin toplam mükellef sayısı 1/256 + 1/1024 olarak
saptandı (Zoltán Dávid, Adatok a török haborúk pusztításainak értékeléséhez. Keletkutatás 1993 ösz, 67). –-
Osmanlıların genelde yerli adetle kanunlara az çok uymalarını hatırlarsak bu sefer de Habsburg Macaristan'ında
uygulanan sistemi belirli bir ölçüde takip ettiklerini varsaymak pek yanlış olamaz.
173 Ömer Lütfi Barkan, "Avârız", İslâm Ansiklopedisi II, İstanbul, 1942, 13-19.
174 Klára Hegyi, "A török birodalom magyarországi jövedelemforrásai", Századok 117 (1983), 375-377.
175 Macaristan'ın 16'ncı ve 17'nci yüzyıllardaki demografik durumu hakkında yazdığım son ve geniş

kapsamlı makale için bkz. Géza Dávid, "Magyarország népessége a 16-17. században", Magyarország történeti
demográfiája (896-1995), Millecentenáriumi elöadások. Szerkesztette József Kovacsics, Budapest, 1997, 141-
171.
176 Mária Schwáb, Az igazságszolgáltatás fejlödése a török hódoltság idejében az alföldi városokban,

Budapest, 1939.
177 Fekete, Budapest a törökkorban, 170-220.
178 Dávid, A Simontornyai szandzsák, 18-36.
179 Fodor, Das Wilayet von Temeschwar, 25-44.
30 GÉZA DÁVID-PÁL FODOR

çoğunlukla itimat edilebilir bir listesini hazırlamıştı180. Atanma tarihlerini Osmanlı arşiv
kaynakları sık sık gün olarak teyit etmektedirler, başka hallerde bir-iki günlük farklarla
doğrudurlar.
Temesvár'daki mirmiranlar hakkında Frigyes Pesty'nin diğerinden çok daha az
güvenilir bir çalışması vardır181. Son zamanlarda ise József Blaskovics'in Eger/Eğri
paşalarını içeren bir denemesi de neşredilmiş,182 ancak bu da tam olmaktan uzaktır. Henüz
basılmamış habilitasyon çalışmamda Macaristan'daki vilayetlerin tümünü ele alıp, her
birinin başına getirilenlerin mümkün olduğu kadar güvenilir ve eksiksiz listesini sunmaya
çaba gösterdim183. Maalesef bunu, konuya ışık tutabilecek belgelerden mahrum
olduğumuz 17'nci yüzyılda ara sıra başaramadım.
Ayrıca bir iki sancak için de benzer incelemeler yapmıştım. Gyula sancağında tüm
Osmanlı dönemi boyunca tayin edilen mirlivaları saptamaya kalkmıştım, Szigetvár ve
Mohács-Pécs sancağında ise sadece 16'ncı asırda tayin edilen beyleri tespit etmekle
yetinmiştim184.
Bunun dışında ilk deneme olarak yaşamını 1528 ve 1561 yılları arasında çeşitli
görevlerle Macar topraklarında geçiren bir kişinin, Kasım Voyvoda Bey ve Paşa'nın hayat
öyküsünü geniş bir makale halinde yazmıştım185. Az önce Szeged-Mohács/Pécs-Szeged
sancakbeyliğini yapmış olan Derviş Bey'in biyografyasını hazırladım186.
Macar topraklarındaki idarî taksimat hakkında diyebiliriz ki, başta gelen vilayet ve
sancak adları eskiden beri bilinmektedirler. Buna rağmen son zamanlarda kısa ömürlü
Szigetvár, Györ (Yanık) ve Pápa paşalıklarının 16'ncı yüzyılın sonlarındaki mevcudiyeti
belgelenebilinip bazı, yalnız birkaç yıl için faaliyet gösteren sancaklar da tespit
edilebilmiştir. Ayrıca da yönetim birimlerinin oluşturulmasında izlenen Osmanlı
politikasının en önemli unsurları üzerinde de durulmuştur187.
IV/2/g. Macaristan'daki Osmanlı-Müslim medeniyeti
Daha önceki dönemlerde bu alanda hemen hemen hiçbir araştırma yürütülmemiştir.
Yalnızca bir Bektaşî şeyhi olan Gül Baba'nın biraz gizemli ve efsanevî kişiliği ve

180 Macarcası: A' budai pasák, Bécs, 1841; Almancası: "Versuch eines chronologischen Verzeichnisses

der Türkischen Statthalter Ofen", Der Österreichische Geschichtsforscher II (1941), 56-90.


181 Frígyes Pesty, "Temes vármegye föispánjai, a temesvári pasák, és tartományi elnökök", Magyar

Történelmi Tár XII (1863), 157-267.


182 József Blaskovics, Rimaszombat és vidéke a török hódoltság korában, Budapest, 1989, 65-70.
183 Géza Dávid, Török közigazgatás Magyarországon, Budapest, 1995 [1996].
184 Géza Dávid, Die Bege von Szigetvár im 16. Jahrhundert, Wiener Zeitschrift für die Kunde des
Morgenlandes in memoriam Anton C. Schaendlinger 82 (1992 [1993]), 67-96. Mohács–Pécs 16. századi bégjei.
Pécs a törökkorban. (Tanulmányok Pécs történetéböl, 7.) Pécs, 1999, 51-87.
185 Géza Dávid, Kászim vojvoda, bég és pasa. I-II. Keletkutatás 1995 ösz [1997], 53-66, 1996 tavasz
[2000], 41-56.
186 Géza Dávid, Az elsö szegedi bég, Dervis életpályája. Aetas 1999/4 [2000], 5-18.
187 Şu makalelerime bkz.: Géza Dávid, "A Dél-Dunántúl közigazgatása a török korban. Zalai Múzeum 4

(1992), 55-64. Ottoman Administrative Strategies in Western Hungary", Studies in Ottoman History in Honour
of Professor V. L. Ménage. Edited by Colin Heywood and Colin Imber, Istanbul, 1994, 31-43. "The Sancaq of
Veszprém", Acta Orientalia Hungarica 47 (1994) [1995], 57-65. – Son iki ve yukarıda anılan yabancı dilde
neşredilmiş yazılarım Türkiye'de kitap halinde de çıkmıştır: Studies in Demographic and Administrative History
of Ottoman Hungary, (Analecta Isisiana, XXV.) Istanbul, 1997.
MACARİSTAN'DA OSMANLI TARİHİ ÇALIŞMALARI 31

Buda'nın tepelerinde bulunan türbesi dikkatleri çekmiştir188. Daha sistematik çalışmalar


sadece 80'li yıllarda Gábor Ágoston tarafından yapılmıştır. En önemli kültür merkezleri
tespit edilip oralara atanan başta gelen kişilerin hayat öyküleri yazılmıştır189.
Edebiyat alanında bir iki şair ve yazarımızın Osmanlı kültüründen etkilenmiş olduğu
anlaşıldı. Bu bakımdan en ehemmiyetli örnek 16'ncı yüzyılın en büyük Macar şairi, Bálint
Balassi'dir. Serhatlerde dolaşan Balassi, aşıklardan bazı şarkılar duymuş olmalıdır, çünkü
iki Macarca yazılan şiirinin hangi Osmanlı melodisine veya güftesine dayanarak
söylenmesi gerektiğini açık bir şekilde belirtmişti. Bunlardan "Bir Türk şiiri" adlı eseri
"Ben seyrane gider iken" güftesi ve melodisi üzerine yapılmıştı. "Julia'yı bulduğunda onu
şöyle selamladı" adlı şiiri ise "Gerekmez dünya sensüz" melodisine göre söylenmeliydi,
aynı zamanda ilk satırı da bu cümlenin tercümesidir. Daha da enteresan olanı, "Macarcaya
çevirilen birkaç Türk beyti" başlığı altında dokuz parça toplamış olmasıdır. Yalnız ne
demin anılan iki şarkının ne de bu beyitlerin Türkçe orijinalleri tespit edilebilmiştir190.
Asıllarını bulabilsek de bulamazsak da bu işin önemli olan mesajı şudur: Belirli bir –
herhalde küçük – grup için söz konusu divan şiirleri ve onların varyantları müşterek bir
servetti ve bu kişilere, kimi Türk öykülerini hatırlatabilmek için ilk satırlarını söylemek
kafi idi191.
Osmanlı medeniyeti sahasında son ciddî inceleme askerî müzik tarihi ve meh-
terhaneler hakkında yürütülmüştü192.
IV/2/h. Osmanlılar ve Macaristan'daki Hıristiyan Kiliseleri
Macaristan'da Osmanlı idaresinin kurulması, Reformasyon'un hızla yayılışıyla tam
aynı zamana düşüyordu. Bunun neden olduğu toplumsal huzursuzluk Osmanlılar için
istikrarı tehlikeye sürüklediğinden, mezhepler arasındaki çatışmalara başlangıçta Osmanlı
Devleti'nin var gücüyle müdahale etmesi ve sonra da kimi akımlara karşı tutumunu yavaş
yavaş oluşturması gerekli oldu.
Osmanlılar en ahenkli ilişkiyi – tıpkı Balkanlar'da olduğu gibi – Ortodoks Kili-
sesi'yle kurdu. Çoğunluğu Sırp etnik grubundan olan Ortodokslar yığınla Osmanlı
Devleti'nin hizmetine geçtiklerinden, bir sıra ayrıcalık kazandılar, manastırlar inşa
edebildiler ve bunları 1557'den sonra tekrar kurulan İpek Sırp Patrikliği'nin emrine
verdiler. Macaristan'daki Sırp Ortodoks Kilisesi ile Osmanlı devleti arasındaki ilişkiler
konusunu en iyi gözden geçiren incelemeyi László Hadrovics yazdı193.
188 Ona ilişkin en ciddî çalışma: L. Fekete, "Gül-Baba et le bekt®·• derk'®h de Bud". Acta Orientalia
Hungarica 4 (1954), 1-18.
189 Gábor Ágoston, Muszlim oktatás és nevelés a török hódoltságban, Keletkutatás 1987 tavasz, 47-65.

Aynı yazar, "16-17. Asırlarda Macaristan'da Tasavvuf ve Mevlevîlik", 1. Milletlerarası Mevlâna Kongresi, 3-5
Mayıs 1987. Tebliğler. Konya, t. y. 221-231. Aynı yazar, Muszlim hitélet és müvelödés a Dunántúlon a 16-17.
században. Tanulmányok a török hódoltság és a felszabadító háborúk történetéböl. Szerkesztette László Szita.
Pécs, 1993, 277-292.
190 J. [Gyula] Németh, "Die Türkischen Texte des Valentin Balassa", Acta Orientalia Hungarica 2 (1952),

23-61; Aynı yazar, "Türkische Balassa-Texte in Karagöz-Spielen", Acta Orientalia Hungarica 5 (1955), 175-
180; László Szörényi, "Valahány török bejt". Balassi és az iszlám misztikája, Irodalomtörténeti Közlemények
1976, 706-713.
191 Balassi'nin divan şiirlerini anımsatan özgün bir eseri için bkz. Balázs Sudár, Egy Balassi-vers török

háttere, Keletkutatás 1995 ösz [1997], 67-79.


192 Balázs Sudár–István Rumen Csörsz, "Trombita, rézdob, tárogató..." A török hadizene és

Magyarország, Enying, 1996.


193László Hadrovics, L'église serbe sous la domination turque, Paris, 1947.
32 GÉZA DÁVID-PÁL FODOR

Protestan akımlarının gelişmesini Osmanlılar ilk zamanlarda ilgiyle izledi ve bazı


görüşlere göre bir ölçüde buna yardım da ettiler. Buna dair elde olan verileri Ferenc
Szakály derledi194. Fakat daha sonraları (özellikle 1575'ten sonra yeni kiliselerin
güçlenmesinin ardından) tıpkı Katoliklere karşı olduğu gibi onlara da kayıtsız kaldılar.
Osmanlı hâkimiyeti altında yaşayan Protestanlarla ilgili olarak okuyucular, en başta Jenö
Zoványi,195 Antal Földváry,196 Géza Kathona,197 Mihály Bucsay,198 Katalin Péter,199 Ferenc
Szakály200 ve Mihály Balázs201 eserlerinden bilgi edinebilirler.
Osmanlı fethinden başlangıçta en ağır biçimde Katolik Kilisesi etkilendi. Öyle ki,
kilise hiyerarşisi yok oldu, kilise mülklerine el kondu, atanmış piskoposlar ise bu
yerlerden uzakta, Krallık Macaristanı'nda yaşamlarını sürdürdüler202. Bu nedenle Roma,
Türk hâkimiyeti altına giren Balkanlar'ı ve Macaristan'ı misyonerlik bölgesi ilân etti,
17'nci yüzyıl başından itibaren misyonlar örgütlemeye girişti ve bu süreçte en başta
Raguza ticaret kolonilerinin, Cizvitlerin ve Boşnak Fransiskenlerin desteğine dayandı. Bu
çalışmaları 1622'den sonra Din Propagandası Kutsal Kongregasyonu (Sacra Congregatio
de Propaganda Fide) örgütledi. Bu kurumun arşivi, hem Katolik Kilisesi tarihinin, hem
Osmanlı İmparatorluğu'nda günlük yaşamın gerçek bir hazinesi sayılır. İnanılmaz ölçüde
değerli bu kaynak malzemesinden birkaç raporu ilk önce Tihamér Vanyó açıkladı203.
Ardından son on yıl içinde István György Táth bir düzine küçüklü büyüklü bildiri
yayımlanarak, muazzam ölçüdeki materyallere basılmış biçmde ulaşılmasına olanak
sağladı204. Araştırmalarıyla Osmanlı döneminin kilise tarihinde yeni boyutlara yol açan

194 Ferenc Szakály, "Türkenherrschaft und Reformation in Ungarn um die Mitte des 16. Jahrhunderts",

Étude historiques hongroises 1985 publiées à l'occasion du XVIe Congrès international des sciences historiques
par la Comité national des historiens hongrois, II. Budapest, 1985, 437-459.
195 Jenö Zoványi, A reformáció Magyarországon 1565-ig. Budapest, 1922. (Yeni baskısı: 1986.) A

magyarországi protestantizmus 1565-töl 1600-ig. (Humanizmus és reformáció, 6.) Budapest, 1977.


Magyarországi protestáns egyháztörténeti lexikon. Szerkesztette Sándor Ladányi, Budapest, 1977.3
196 Antal Földváry, A magyar református egyház és a török uralom, Budapest, 1940.
197 Géza Kathona, Fejezetek a török hódoltsági reformáció történetéböl. (Humanizmus és reformáció, 4.)

Budapest, 1974.
198 Mihály Bucsay, Der Protestantismus in Ungarn 1521-1978. Wien–Köln–Graz, 1977-1979.
199 Katalin Péter, Papok és nemesek. Magyar müvelödéstörténeti tanulmányok a reformációval kezdödö

másfél évszázadból, Budapest, 1995.


200 Ferenc Szakály, Mezöváros és reformáció. Tanulmányok a korai magyar polgárosodás kérdéséhez,

(Humanizmus és reformáció, 23.) Budapest, 1995.


201 Mihály Balázs, Teológia és irodalom. Az erdélyen kívüli antitrinitarizmus kezdetei, (Humanizmus és

reformáció, 25.) Budapest, 1998.


202 Fetih döneminde Katoliklerin durumuna sadece çok kısa değiniyor: Egyed Herman, A katolikus egyház

története Magyarországon 1914-ig, München, 1973,2 216, 227-229, 290-292.


203 Tihamér Vanyó, Belgrádi püspökök jelentései a magyarországi hódoltság viszonyairól 1649-1673,

Levéltári Közlemények 42 (1971) 323-337.


204 Sayısız neşriyatından yalnız en geniş olanlarını sıralayalım: István György Tóth, Benlich Máté belgrádi

püspök jelentése a török hódoltság katolikusairól 1651-1658. Levéltári Közlemények 60:1 (1989) 83-142 (Iván
Borsa ile birlikte). Relationes missionariorum de Hungaria et Transilvania (1627-1707). (Bibliotheca
Academiae Hungariae in Roma. Fontes 1.) Roma-Budapest, 1994. A mohácsi plébános, a budai pasa és a
kálvinista konstaninápolyi pátriárka. Don Simone Matkovics levelei a Hitterjesztés Szent Kongregációjához
(1622-1635). Ráday Gyüjtemény Évkönyve 8 (1997) 185-252. Raguzai Bonifác, a hódoltság elsö pápai vizitátora
(1581-1582). Történelmi Szemle 39:3-4 (1997) 447-472. Egy albán érsek a magyarországi török hódoltságban.
Pietro Massarecchi belgrádi apostoli vikárius levelei a Hitterjesztés Szent Kongregációjához. Tanulmányok
Borsa Iván tiszteletére. Szerkesztette Enikö Csukovits. Budapest, 1998, 245-281. Egy bosnyák misszióspüspök
térítöútjai a hódoltságban (Matteo Benlich belgrádi püspök levelei Rómába, 1653-1673). Levéltári Közlemények
MACARİSTAN'DA OSMANLI TARİHİ ÇALIŞMALARI 33

Antal Molnár, Raguza ve Cizvit arşivlerinin vesikalarından da yararlanarak sadece


misyon örgütlenmeleri tarihine yeni bir şekilde ışık tutmakla kalmadı, aynı zamanda
çeşitli etnik gruplarla bağlantılı kilise örgütlerinin birbirlerine karşı yürüttükleri savaşımı
ve bunların ardında sezilebilen ticaret çıkarlarını da ortaya koydu205.
IV/2/i. Sanat tarihi, arkeoloji
Osmanlı devri sırasında Macaristan'da meydana gelen en önemli sanat eserleri
kuşkusuz cami, mescit, türbe, hamam ve kaplıcalardı. Kale surları ve burçlar çoğunlukla
daha önceki yapılara eklenmiştir. Tabiatıyla ibadet yerlerinin bir kısmı kiliseden
çevirilmiş,206 ancak yenileri de yapılmıştır. Uç bölge olduğu için buradaki cami vb.'leri,
Balkanlar'ın bazı yörelerinde de olduğu gibi, pek fazla büyük ve gösterişli değillerdi.
Gene de, bu binalara karşı erken ilgi doğmuştur. Kimileri – kullanılmadıkları için – harap
hale gelmiş ise de ötekiler daha sonra koruma altına alınmışlardır. Aynı zamanda, ayakta
duran binalar bilimsel araştırma konusu olup kazılar yapılarak makale ve kitaplar da
yazılmıştır. Son 50 yılda bu alanda en faal kişi Gyözö Gerö idi207. Bilinen binaların
arkeolojik ve bilimsel araştırılmasıyla kalmayarak tamamen kaybolmuş sayılan birkaç
eseri de keşfetmiştir208. Bir mimar olan József Molnár da bu mevzua yönelerek bir sürü
makale neşredip bunların dışında hem bizde, hem Türkiye'de birer kitabı da çıkmıştır209.
Başta Erdel/Transilvanya'ya olmak üzere ülkemize çoğunlukla 17. yüzyılda
Anadolu'dan gelen ve bir kısmının uluslararası literatürde de Transilvanyalı olarak bilinen
değerli Gördes, Uşak ve Ladik halılarından zamanla Budapeşte Tatbikî Sanatlar
Müzesi'nde dünya çapında bile zengin bir koleksiyon meydana gelmiştir. Bu koleksiyonu
uzun yıllardan beri çeşitli vesilelerle tanıtan Ferenc Batári, son olarak Macarca ve
İngilizce basılan bir katalogda halıları teker teker ele alarak tasvirlerini vermiştir210.
Osmanlı el işlemelerinden özellikle "Eszterházy hazinesi" olarak bilinen kolek-
siyonda güzel örnekler bulunmaktadır. İkinci Viyana muhasarası sırasında ganimet olarak
bu ailenin eline geçen çadır, raht ve başka eşyalar daha sonra yine Tatbikî Sanatlar
Müzesine intikal etmiştir. II. Dünya Savaşı sırasında büyük ölçüde zarar gören bu
kıymetli eşyaları bir an önce restore ederek devamlı bir sergi olarak açmak arzu

70:1-2 (1999) 107-142. Raguzai misszionáriusok levelei Rómába a magyarországi hódoltságról (1571-1627).
Ráday Gyüjtemény Évkönyve 9 (1999) 277-334.
205 Antal Molnár, Scardonai püspökök "ad limina" jelentései (1624-1648). Fons 1:3 (1994) 275-314.

Pietro Massarecchi antivári érsek és szendröi apostoli adminisztrátor egyházlátogatási jelentése a hódolt Dél-
Magyarországról (1633). Fons 2:2 (1995) 175-219. L'église catholique dans la Hongrie ottomane (16e-17e
siècles)," Folia Theologica 9 (1998) 163-175. A belgrádi kápolna-viszály (1612-1643). Kereskedelem és
katolikus egyház a hódolt Magyarországon. Századok 134:2 (2000) 373-429.
206 Bu nedenle Ekrem Hakkı Ayverdi'nin Macaristan'daki Osmanlı mimarî eserleri için verdiği – ve

çoğunlukla Evliya Çelebi'nin kontrol edilmemiş ve sık sık edilemeyen tespitlerine dayanan – 700'ü aşan rakam
aldatıcı olabilir.
207 En önemli eserinde önceki dönemlere ait geniş bibliyografya da bulunmaktadır: Az oszmán-török

építészet Magyarországon. (Dzsámik, türbék, fürdök.) (Müvészettörténeti füzetek, 12.) Budapest, 1980.
208 Bunun en güzel örneği Siklós kasabasındaki Malkoç bey camiidir: Siklós. Malkocs bej-dzsámi. (Tájak,

korok, múzeumok kiskönyvtára, 488.) [Budapest, 1994].


209 József Molnár, A török világ emlékei Magyarországon, [Budapest, 1976]. Aynı yazar, Macaristan'daki

Türk Anıtları. Les monuments Turcs en Hongrie, Ankara, 1973.


210 Ferenc Batári, Oszmán-török szönyegek. Ottoman-Turkish Carpets, (Az Iparmüvészeti Múzeum

gyüjteményei, I.) Budapest–Keszthely, 1994.


34 GÉZA DÁVID-PÁL FODOR

edilmektedir. Bu malzemenin ve Osmanlı nakışlarının şu an en iyi uzmanı Emese


Pásztor'dur211.
Osmanlı döneminde Macaristan'daki olaylarla alakalı olarak çizilen minyatürleri
Géza Fehér pek çok yazısında değerlendirmiştir212.
Özellikle arkeolojik kazılar sırasında ortaya çıkan bakır eşyalar, çanak çömlekler,
mühürler ve benzerleri kısmen taşra müzelerinde, kısmen Budapeşte'deki koleksiyonlarda
muhafaza edilerek ara sıra teşhir de edilmektedir213. Ülkemizdeki Osmanlı tatbikî sanat
eserlerinin genel tanıtımını yine Géza Fehér yapmıştır214.
Arkeolojik kazılardan215 kimileri eski Macar köy kalıntılarını saptamaya yöneliktir216.
Kale ve palankalarda sürdürülen hafriyatlar dönemin tahkimat sistemleri, tamirat safha ve
şekilleriyle Osmanlılar tarafından yapılan eklemeler açısından bilgilerimizi
zenginleştirebilir217.
IV/2/j. Karşılıklı etkileşim
Macaristan'a gelen Osmanlıların -özellikle 16'ncı asırda- büyük bir çoğunluğu Türk
olmadıkları için aralarında imparatorluğunun yüksek kültürüne vakıf olanların sayısı
nispeten düşüktü. Aynı zamanda kalelere kapandıkları için yerlilerle olan günlük
münasebetleri de kısıtlıydı. Bununla birlikte 150 yıl devam eden yan yana yaşama kimi

211 Yazılarından güzel bir örnek: Emese Pásztor, Jancsika. Egy 17. századi lótakaró típus. "Jancsika" – a

Caparison Type of the Seventeenth Century", Ars Decorativa 13 (1993), 99-114.


212 Bunlardan en önemlileri: Géza Fehér, A magyar történelem oszmán-török ábrázolásokban. Budapest,

1982. Aynı yazar, Török miniatúrák a magyarországi hódoltság koráról, Budapest, 1975.
213 Konuya ilişkin yayınlardan örneğin bkz. Attila Gaál, "A szekszárdi múzeum hódoltságkori rézedényei",

Communicationes Archaeologicae Hungariae 1983, 163-186. Kuyumculuk hakkında: Béla Kövér [= József
Hampel], Újabb adatok az ötvösség történetéhez hazánkban. Archaeológiai Értesítö 17 (1897), 227-253. Géza
Fehér, "A Magyar Nemzeti Múzeum lelöhellyel jelölt hódoltságkori ezüstcsészéi", Folia Archaeologica XV
(1963), 87-105. Çanak çömlekler konusunda: Ibolya Gerelyes, "Adatok a tabáni török díszkerámia keltezéséhez
és etnikai hátteréhez", Folia Archaeologica XXXVI (1985), 223-247.
214 Géza Fehér, L'Artisanat sous la domination ottomane en Hongrie, Budapest, 1975. Bu kitabın

Türkçesi, hakikî müellifinin adını yalnızca bir dipnotta zikrederek Yaşar Yücel'in adı altında Belleten'de de
çıkmıştır (L:197, 557-590, VI + 74 resim).
215 Konuyu şu, yukarıda anılan yazımızda Ibolya Gerelyes'le daha geniş çerçevede ele almıştık: Dávid and

Gerelyes, Ottoman Social and Economic Life Unearthed, 43-79.


216 László Papp, Ásatások a XVI. században elpusztult Kecskemét-vidéki falvak helyén. Néprajzi Értesítö

23 (1931), 137-152. Kálmán Szabó, Az alföldi magyar nép müvelödéstörténeti emlékei. Budapest, 1938. István
Méri, Beszámoló a Tiszalök-rázompusztai és Túrkeve-mórici ásatások eredményéröl II. Archaeológiai Értesítö
81 (1954), 138-154. Imre Holl–Nándor Parádi, Das mittelalterliche Dorf Sarvaly, (Fontes Archaeologici
Hungariae.) Budapest, 1982. András Pálóczi Horváth, Régészeti és településtörténeti adatok a kunok
letelepedéséhez. (Egy középkori kun falu, Szentkirály feltárásának eredményei.) Falvak, mezövárosok az
Alföldön. Szerkesztette László Novák–László Selmeczi. (Az Arany János Múzeum közleményei, IV.)
Nagykörös, 1986, 215-235. Aynı yazar, Komplex településtörténeti kutatások a Nagykunságban. Perlekedö
évszázadok. Tanulmányok Für Lajos történész 60. születésnapjára. Szerkesztette Ildikó Horn, Budapest, 1993,
41-80.
217 Mesela: Attila Gaál, "Török palánkvárak a Buda-eszéki út Tolna megyei szakaszán", Studia Agriensia

5. Eger, 1985, 185-197. Ibolya Gerelyes, Elözetes jelentés a Békés-kastélyzugi törökkori palánkvár ásatásáról
1975-1978, Archaeológiai Értesítö 107 (1980), 102-111. Ibolya Gerelyes ve István Feld, Hódoltság kori
leletegyüttesek az ozorai várkastélyból, Communicationes Archaeologiae Hungariae 1986, 161-182. Kálmán
Magyar, Szigetvár és a dél-somogyi mezövárosok, várak kapcsolata 1526-1664 között. (Különös tekintettel
Babócsára és Kálmáncsára.) Tanulmányok a török hódoltság és a felszabadító háborúk történetéböl. A szigetvári
történész konferencia elöadásai a város és a vár felszabadításának 300. évfordulóján. Szerkesztette László
Szita, Pécs, 1993, 219-239.
MACARİSTAN'DA OSMANLI TARİHİ ÇALIŞMALARI 35

etkileşimlere yol açmıştı218. Giyim kuşamda ister bazı ayakkabı cinsleri (çizme,219 terlik
anlamında pabuç) ve dericilik teknikleri,220 ister kimi üst giysilerle (dolaman, zıbın) baş
örtüleri (kalpak) bu dönemde kullanılmaya başlandı. Yemeklerden yufka, pide, tarhana,
dolmalar, patlıcan, kahve gibiler yine o dönemde bize aktarıldı. Halk sanatlarında oldukça
kısıtlı olmakla birlikte nakışlarda221 ve çanak çömlekçilikte222 kimi benzerlikler
saptanabilinmiştir. Dilimizde geçici olarak bir sürü terim ve sözcük yerleşmekle birlikte
daha sonra bunların çoğu unutulup veya yalnızca halk ağızlarında devam edebilmiştir.
Kesinlikle Osmanlı devrinde Macarcaya aktarılan ve hâlâ herkesin ortak malı olan
kelimelerin sayısı bir düzineyi pek aşmıyor223.
Karşı istikametteki tesirler doğal olarak ihmal edilebilecek kadar azdı. Tapu tahrir
defterlerine eklenen kanunnamelerde, kimi mukataa kayıtlarında ve benzer metinlerde ara
sıra Macar terimleri224 de karşımıza çıkmakta ancak bunlardan sadece, biraz değişik mana
ile város (varoş) ve tamamen yeni anlam kazanarak katona (kadana) kelimeleri bugüne
kadar gelebilmiştir.

V. Konu ile ilgili yurt dışındaki yayınlar


Macaristan'daki Osmanlı dönemiyle ilgili çalışmaların bir kısmı, çeşitli nedenlerle
ülkeyi terk eden Macar asıllı araştırmacılar tarafından sürdürülmüş veya sür-
dürülmektedir. Uluslararası çapta ün kazanan üç kişiden ikisi son yıllarda maalesef vefat
etmişti. Filolojik açıdan son derece titiz çalışan Tibor Halasi-Kun, başlattığı defter
programı çerçevesinde Szeged (Segedin) ve Temesvár (Temeşvar) mufassallarını
neşretmek istemiş, ancak bir dizi makaleyi yayınlamış ise de işi bitirmek için ömrü vefa
etmemiştir225.

218 Genel bir irdeleme için bkz. Tamás Hofer, A török hódoltság hatása a magyar paraszti müveltségre.

Népi kultúra – népi társadalom. Folclorica et ethnographica. A Magyar Tudományos Akadémia Néprajzi
Kutatóintézetének Évkönyve XVII. Budapest, t. y. 15-36. Daha kısa Almanca şekli: "Der Einfluß der
Türkenherrschaft auf die ungarische bäuerliche Kultur", Acta Historica XXXIV (1988) [1990], 89-101.
219 Tek tük Osmanlı döneminden önce de karşımıza çıkmakta, ancak yaygınlaşması bu devre

raslamaktadır.
220 Alice Gáborján, "A szolnoki hódoltságkori ásatási lábbelianyag magyar viselettörténeti vonatkozásai",

Ethnográfia LXVIII (1957), 543-574. Aynı yazar, Magyar bör- és lábbelikészítés. Magyar Néprajz. Anyagi
kultúra 2. Kézmüvesség, Budapest, 1991, 282-308.
221 Gertrúd Palotay, Oszmán-török elemek a magyar hímzésben, Budapest, 1940.
222 Gyöngyi Kovács, Török kerámia Szolnokon, Szolnok, 1984.
223 Suzanne Kakuk, Recherches sur l'histoire de la langue Osmanlie des XVIe et XVIIe siècles. Les

éléments osmanlis de la langue hongroise, (Bibliotheca Orientalis Hungarica, 19.) Budapest, 1973. Zsuzsa
Kakuk, "Cultural Words from the Turkish Occupation of Hungary", Studia Turco-Hungarica IV. Budapest,
1977. Aynı yazar, A török kor emléke a magyar szókincsben, (Körösi Csoma Kiskönyvtár, 23.) Budapest, [1996].
224 Örnekler için: Fekete, Die Siy®qat-Schrift. I. 57-65.
225 Konuya ilişkin yazıları için bkz. Edmond Schütz, "In Memoriam Tibor Halasi Kun. Jan. 19, 1914 –

Oct. 19, 1991", Acta Orientalia Hungarica 47 (1994), 13-14. – Bu proje içinde Bruce McGowan Sirem
sancağının II. Selim döneminden kalma bir defterini neşretmiştir: Sirem Sancağı Mufassal Tahrir Defteri,
Ankara, 1983.
36 GÉZA DÁVID-PÁL FODOR

Jozef (József) Matuz'un eserleri arasında Macar konuları bu kadar geniş bir yer
tutmamış, ancak ölümünden birkaç yıl önce Székesfehérvár (İstolni Belgrad) sancağının
bir cizye defterini neşretmiştir226.
Gustav (Gusztáv) Bayerle bir taraftan Budin paşalarının Macarca mektuplarından iki
cilt yayımlamış,227 ayrıca da Nógrád (Novigrad) sancağının bir mufassal ve bir icmal
defterinin çeviri yazısını sunmuştur228.
Bu kişilerden sonra komşularımız ön planda gelmektedir. Avusturya'da eskiden beri
bizi de yakında ilgilendiren çalışmalar sürdürülmektedir. Son zamanlarda başta Anton C.
Schaendlinger, Claudia Römer, Markus Köhbach ve Ernst D. Petritsch bu bakımdan
önemli eserler ortaya koymuşlardır229. Birinci Dünya Savaşı'na kadar Macaristan
dahilinde bulunan ve kısa bir müddet hariç, o zamandan beri başka ülkelerin toprağı olan
bölgelerle ilgili olarak Slovakya, Romanya, Yugoslavya ve Hırvatistan'daki (bazen Macar
asıllı) türkologlar da uğraşmaktadırlar. Yaklaşım ve anlayışımızda zaman zaman ciddî
farklılıklar da müşahede edilebilmekle birlikte uzun vadede bunların ehemmiyetlerini
yitirip geri plana itilebileceğini umarız230.
Türkiye'de, yukarıda dipnotlarda gösterilenlerin dışında son yıllarda çıkmış olan iki
kitabın231 yanında Tayyib Gökbilgin'in kimi yazıları ve II. Ferenc Rákóczi ve Macar
mültecileri ile ilgili sempozyumun bildirileri anılabilir232.

226 Die Steuerkonskription des Sandschaks Stuhlweißenburg aus den Jahren 1563 bis 1565. Unter

Mitwirkung von István Hunyadi bearbeitet von Josef Matuz. A székesfehérvári szandzsák 1563-1565. évi
adóösszeírása. Hunyadi István közremüködésével közzéteszi Matuz József. (Islamwissenschaftliche Quellen und
Texte aus deutschen Bibliotheken, herausgegeben von Klaus Schwarz. Band 3.) Bamberg, l986. Bu kitap
hakkındaki tanıtmam: Géza Dávid, "Timar-Defter oder Dschizye-Defter? Bemerkungen zu einer Quellenausgabe
für den Sandschak Stuhlweißenburg (Rezensionsartikel)", Wiener Zeitschrift für die Kunde des Morgenlandes 81
(1991) [1992], 147-153.
227 Gustav Bayerle, Ottoman Diplomacy in Hungary. Letters from the Pashas of Buda, 1590-1593,

(Indiana University Publications, Uralic and Altaic Series. Vol. 101A) Bloomington, [1972]. Aynı yazar, The
Hungarian Letters of Ali Pasha of Buda, 1604-1616, Budapest, 1991. Tanıtmam için bkz. Géza Dávid,
Keletkutatás 1993 tavasz, 78-86.
228 Gustav Bayerle, Ottoman Tributes in Hungary. According to Sixteenth Century Tapu Registers of

Novigrad. The Hague–Paris, 1973. – Makalelerinden bizim için önem taşıyanlar şunlardır: "The Compromise at
Zsitvatorok, "Archivum Ottomanicum, VI (1980), 5-53. "Hungarian Narrative Sources of Ottoman History",
Archivum Ottomanicum IX (1984), 5-26.
229 Sadece kitaplarını zikredelim: Anton C. Schaendlinger, Die Feldzugstagebücher des ersten und zweiten

ungarischen Feldzugs Suleymans I., Wien, 1978. Aynı yazar, Die Schreiben Süleym®ns des Prächtigen an Karl
V., Ferdinand I. und Maximilian II. aus dem Haus-, Hof- und Staatsarchiv zu Wien, Wien, 1983. Aynı yazar ve
Claudia Römer, Die Schreiben Süleym®ns des Prächtigen an Vasallen, Militärbeamten, Beamte und Richter aus
dem Haus-, Hof- und Staatsarchiv zu Wien. Transkriptionen und Übersetzungen, Wien, 1986. Claudia Römer,
Osmanische Festungsbesatzungen in Ungarn zur Zeit Mur®ds III. Dargestellt anhand von Petitionen und
Stellenvergabe. (Österreichische Akademie der Wissenschaften, Schriften der Balkan-Kommission.
Philologische Abteilung 35) Wien, 1995. Markus Köhbach, Die Eroberung von Fülek durch die Osmanen 1554.
Eine historisch-quellenkritische Studie zur Osmanischen Expansion im östlichen Mitteleuropa (Zur Kunde
Südosteuropas. Band II/18). Wien–Köln–Weimar, 1994. Ernst Dieter Petritsch, Regesten der Osmanischen
Dokumente im Österreichischen Staatsarchiv. Band 1. (1480-1574). (Mitteilungen des Österreichischen
Staatsarchivs, Ergänzungsband 10/1) [Wien], 1991.
230 Söz konusu müellif ve eserler herhalde ilgili ülkelerin raporlarında yer alacağı için burada

sıralanmayacaklar.
231 Şerif Baştav, Osmanlı Türk–Macar Tarihi Münasebetlerinde İlk Devir (1456'ya Kadar). (Türk

Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, 116. Seri III. Sayı: A. 32) Ankara, 1991. Hicran Yusufoğlu, Osmanlı-
Macar İlişkileri, Başlangıçtan Ankara Savaşına Kadar, (Türk-Macar Dostluk Derneği Yayınları 1.) Ankara,
1995.
MACARİSTAN'DA OSMANLI TARİHİ ÇALIŞMALARI 37

Öteki ülkelerde Macaristan'la alâkalı Osmanlı kaynak ve konuları üzerinde ender


durulmaktadır233.
VI. Sonuç
Yukarıdaki sayfalardan Macaristan'da Osmanlı İmparatorluğu'nu ve ülkemizdeki
Osmanlı dönemini ele alan çalışmaların gerçekten çok yönlü ve geniş kapsamlı
olduğunun anlaşıldığını ümit ederiz234. Millî tarihimizin önemli bir safhası olduğundan,
bu devre karşı olan ilgi ileride de devamlı ve canlı olacak. Aynı zamanda, dört beş yüz yıl
önce cereyan eden olayları bizde yeterince objektif bir şekilde ve duygusal ön yargılardan
kurtularak değerlendirmek mümkündür. Geleceğin en önemli sorunu biraz daha iyi şartlar
altında çalışıp çalışamadığımızdır. Belirli konulara özel önem verilmesi ve maddî
imkânların da sağladığı takdirde bir deniz kadar zengin Osmanlı arşivlerinden daha pek
çok malzeme neşredilebilirken bunların değerlendirmesi sonucu olarak yeni bir sentez de
doğabilecek.

232 Türk-Macar Kültür Münasebetleri Işığı Altında II. Rákóczi Ferenc ve Macar Mültecileri Sempozyumu,

İstanbul, 1976.
233 Bunlardan Mihnea Berindei ve Gilles Veinstein'in L'Empire Ottoman et les pays roumains [sic !],

1544-1545. Etudes et documents. Paris–Cambridge/USA [1987] ve Caroline Finkel'in The Administration of


Warfare: the Ottoman Military Campaigns in Hungary, 1593-1606. (Beihefte zur Wiener Zeitschrift für die
Kunde des Morgenlandes. Herausgegeben von Arne A. Ambros und Anton C. Schaendlinger, Band 14.) Wien,
1988 başlıklı kitaplarını anmak gerekmektedir. –Macaristan'da basılan, ancak Bulgar meslektaşlarımızın
gerçekleştirdiği şu cilt son zamanların ürünüdür: Asparuch Radushev and Evgeniy Radushev, Ottoman
Garrisons on the Middle Danube. Based on Austrian National Library MS MXT 562 of 956/1549-1550,
(Bibliotheca Orientalis Hungarica XLVI) Budapest, [1996].
234 Doğal olarak, sıralanan yazıların dışında daha yüzlerce eser anılabilirdi. En önemli kitap ve

makalelerden bile bazılarını zikredemedik. Eksik olanları hakkında şu bibliyografyalara bakılabilir: Julius
Moravcsik, Ungarische Bibliographie der Turkologie und der Orientalisch-Ungarischen Beziehungen. 1914-
1925. Körösi Csoma Archívum 2 (1926), 199-236. L. Rásonyi, Ungarische Bibliographie der Turkologie und der
Orientalisch-Ungarischen Beziehungen. 1926-1934. Körösi Csoma Archívum I. Ergänzungsband (1935), 1-66.
Hungarian Turcology 1945-1974. Bibliography, Ed. by Zsuzsa Kakuk, Budapest, 1981, özellikle 139-165. Daha
sonraki dönemler için tabiatıyla Turkologischer Anzeiger kullanılabilir.

You might also like