You are on page 1of 6

Yeşil yapraklı sebzeler hangileridir ?

Brokoli, lahana, pazı, ıspanak, marul, semizotu, taze fasulye, kabak, maydanoz, karnabahar, nane, dereotu, tere, roka,
yeşil biber, enginar, salatalık, yeşil soğan, pırasa, kuşkonmaz. DSÖ günlük en az 400 gram tüketmeli.
 Besin değerini korumak için basınçlı kaplarda pişirilmelidir
 Kızartma yerine fırında pişirme yöntemi tercih edilmelidir

Diğer taraftan süt veya süt ürünlerini azaltıp bitkisel gıdalara ağırlık vererek de vücudun kalsiyum ihtiyacının
karşılanabileceği anlaşılıyor.
Çünkü karnabahar, lahana ve kalın yapraklı sebzeler, fasulye, mercimek, bezelye gibi bakliyat grubu besinler,
badem gibi yiyeceklerle de yeteri kadar kalsiyum kazanmanız mümkün.
Hafif ve düzenli egzersizler düzenli D vitaminiyle desteklendiği takdirde, bu ikili kombinasyon yaşlılıkla ilişkili
düşme olasılığını ciddi biçimde azaltıyor.
Günde 900 ünite D vitamini ve her gün yapılan hafif bedensel egzersizler birlikte ve inatla sürdürülürse düşme
olasılığında ciddi bir azalma elde ediliyor.
Kemiklerin, dişlerin yapılanması, yaşlanınca bütünlüğünü koruması, destek dokusunun gelişip
sağlamlaşması ve yüzlerce kimyasal sürecin aksamaması için kalsiyum her yaşın olmazsa olmazı.
Ancak süt bana göre bir yetişkin besini olmaktan daha çok bir çocuk besini. Ayrıca kalsiyum eksikliğinin
en ciddi sonuçlarından biri olan osteoporozu önlemede sütün ciddi bir destek sağlamadığını gösteren
çok sayıda çalışma da var. Bu nedenle prensip olarak çocukların süt içmesini, ergen ve yetişkinlerin süt
ürünleri tüketmesini öneriyorum.
Bir bardak sütte 300 miligram, 30 gram kadar yumuşak peynirde 50-100 miligram, bir su bardağı
yoğurtta da ortalama 300-350 miligram kalsiyum var.
Yetişkinler sütü mayalandırmalı, laktozunu azaltmalı, probiyotik güç eklemeli ve sindirimini kolay hale
getirmeli.
Yani yoğurt, kefir, ayran ya da peynir olarak tüketmeli.
Tam yağlı süt mü, yarım yağlı süt mü?

Tam yağlı süt veya süt ürünleri yüzde 3.5 gram, yarım yağlılar yüzde 1.5-2 gram kadar yağ ihtiva eder.
Yağsız sütlerde ise yağ oranı yüzde 0.5’in altına iner. Bir gram yağda 9 kalori vardır. Hassas bir kilo
takipçisiyseniz yarım yağlı süt avantajlı olabilir.
Ancak bir bardak sütte tam yağlı ile yarım yağlı arasında sadece 50 kalorilik küçük bir fark olduğunu
akılda tutalım.
Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta daha var. Yağı alınan sütün CLA (Canjogated Linoleic Acid)
muhtevası azalır. Oysa CLA “anti yağlanma gücü” yüksek bir maddedir. Yani yağdan tasarruf edeyim
derken, yağ depolamanız daha da hızlanabilir

Kanser ve diyabeti süt ürünleri önlüyor


Bilim insanları, süt ve süt ürünlerinin kronik hastalık riskini azaltmaya yardımcı olduğunu ve
kansere karşı koruma sağladığını açıkladı
DIŞ HABERLERSağlık Haberleri

Giriş Tarihi: 6.7.2019

Daha sağlıklı bir yaşam için yardımcı bir besin olarak görülen sütün zaman zaman sağlığa zararlı olduğu tartışma konusu. Ancak
İspanyol bilim insanlarının yaptığı çalışma, süt ve süt ürünlerinin birçok hastalığa karşı önleyici bir besin olduğunu ortaya koydu.
Granada Üniversitesi'nden uzmanlar protein, kalsiyum, magnezyum, fosfor, potasyum, çinko, selenyum, A vitamini, B12 vitamini ve
pantotenik asit gibi besinsel değere sahip süt ve türevlerinin sağlık üzerindeki etkilerini inceledi. Çalışma süresince süt ürünlerinin
kardiyovasküler hastalıklar, metabolik sendrom, kolon ve mesane kanseri ve tip 2 diyabet gibi kronik hastalıklar üzerindeki etkilerinin
araştırıldığı uluslararası çalışmalar değerlendirildi. Dünya çapında yapılan 14 çalışma ve raporun sistematik bir şekilde
değerlendirilmesi sonrası sütün sağlık üzerinde ne tür yararlı etkiler yarattığı belirlendi.
Son yıllarda süt ve süt ürünlerinin sağlık üzerindeki faydalarının tartışılması birçok ülkede tüketiminin düşmesine neden oldu. Ancak
Nutrition in Advances'de yayınlanan bu yeni çalışma bu durumu tersine çevirebilir. Buna göre, az yağlı süt ve süt ürünleri tüketimi
kardiyovasküler hastalık riskine karşı koruma sağlıyor. Özellikle az yağlı süt ve yoğurt tüketimi, tip 2 diyabet riskini düşürmede etkili.
Raporda, bu gıda grubunun normal seviyede tüketimin kalın bağırsak kanseri ve mesane kanseri riskini düşürdüğü kaydedildi. Süt
ürünlerinin, iddiaların aksine aşırı kilolu kişilerde metabolik anormalliklere neden olduğuna dair bir tespite de ulaşılamadı
sülin direncine dikkat
 Yorumlar
0




Sıradaki HaberCumhurbaşkanı Avrupa’yı tehdit etmedi, uyardı


Avrupa
Haber Giriş: 04.11.2014 - 11:08, Son Güncelleme: 04.11.2014 - 11:22

İnsülin direncine dikkat  Yazdır


 A
Yazı Tipi
 Yorumlar
0




İnsülin, pankreas bezinden salgılanarak ana enerji kaynağımız olan glukozun hücrelere girmesini sağlar ve öğün
sonrası kandaki düzeyi yükselir, bu süreçte salınan insülin hücrelerin şekeri kullanabilmesi için gereklidir.

İnsülin direnci olan kişilerin karaciğer, yağ ve kas hücreleri, insüline düzgün cevap veremez ve kan şekeri
yükselmeye devam eder. Şeker seviyesini düşürmek için pankreas bezi daha fazla insülin sağlar ve bir müddet
sonra pankreas yeterli insülin üretemez hale gelir. İnsülin direnci olan pek çok kişide hem şeker hem de insülin
düzeylerinin yüksek olduğu görülür. Kanda giderek yükselen şeker ise ‘Tip 2’ diyabet ve kardiyovasküler hastalıklara
zemin hazırlar.
İnsülin direnci gelişiminde endokrin, metabolik, immünolojik ve genetik faktörlerin önemli olduğu düşünülmektedir.
Fazla kilo, hareketsiz yaşam tarzı, yüksek kan basıncı, bazı ilaçlar, hiperglisemi, yaşlanma ve yüksek kan kolestrolü
ve lipit düzeyleri de diğer önemli faktörler olarak bilinmektedir.
İnsülin Direnci için Risk Altındaki kişiler
• Beden kütle indeksinin; 30’un üzerindeki, bel çevresi erkekte 102, kasnda 88’in üzerinde olanlar.
• Koroner Kalp hastalığı, Polikistik Over Sendromu bulunması
• Hareketsiz yaşam tarzı
İnsülin direnci tedavisinde; ilaç kullanımının yanı sıra mutlaka beslenme tedavisi de uygunlanmalıdır. Düzenli
egzersiz yapmanın, yeterli su içmenin, kişiye özel kalorisi düzenlenmiş dengeli bir beslenme programının insülin
direnci ve diyabet riskini minimuma indireceği bilinmektedir.

İNSÜLİN DİRENCİ VE BESLENME


İNSÜLİN direnci tedavisinde; vücut ağırlığınızın yüzde 10’nu 3-6 ay içerisinde kaybetmeyi hedeflemelisiniz. Yağ alımı
ve günlük kalorinin kısıtlandığı, basit karbonhidratlar yerine kompleks karbonhidratların tercih edildiği bir beslenme
programı metabolizmayı olumlu etkileyerek kilo kontrolünü sağlayacaktır.
İNSÜLİN DİRENCİNİZ VARSA RAFİNE KARBONHİDRATLARDAN UZAK DURUN!
* Patates, havuç, bezelye glisemik indeksi yüksek sebzelerdir, tercih etmeyin.
* Üzüm, kavun, incir, muz glisemik indeksi yüksek meyvelerdir, bunları yemeyin.
* Şekeri hayatınızdan çıkarın. Tatlı, kurabiye, şekerli içecekler, bal, reçel, tatlı yemeyin.
* Hamur işi ve beyaz undan yapılan tüm besinlerden uzak durun.
* Mısır, mısır ekmeği, pirinç, beyaz makarna yerine; bulgur tercih edin.
İYİ KARBONHİDRATLARA BESLENMENİZDE YER AÇIN
Az miktarda meyve tüketin. Ancak meyveyi mutlaka süt ve süt ürünleri ile birlikte yiyin. Özellikle insülin direnciniz
var ise yaban mersini tercih edebilirsiniz.
Nişastalı olmayan sebzeleri tercih edin. Konserve yerine; taze sebze tüketin.
Kurubaklagiller hem yüksek posa içeriği ile hemde glisemik indeksi düşük olduğundan; insülin düzeyinizi dengeler.
Haftada 2 gün kurubaklagil tüketin.
PROTEİN MUTLAKA OLMALI
* Yağsız et, tavuk, balık yiyebilirsiniz.
* Özellikle omega 3 insülin düzeyini dengelemeye yardımcı olur. Omega 3’ün en iyi kaynağı olan balığı haftada 2
kez yemelisiniz.
* Süt ve süt ürünlerinde; light yerine yarım yağlı olanları tüketmek; kan şekerinizi dengelemeye yardımcı olur ve
kan şekerinizin hızla düşmesini engeller. Tokluk hissi sağlar.
* Yemekleri pişirmede; tereyağ ve margarin kullanmayın.
* Yumurta alerjiniz yok ise haftada 5’den fazla olmayacak şekilde kahvaltılarda yumurta yiyebilirsiniz.
* Çiğ fındık, badem ve ceviz hem protein içeriği hem de tekli/çoklu doymamış yağ asitleri içerdiğinden; sağlık için
oldukça faydalıdır. İnsülinin hücrelerde kullanımını artırarak direnci önlemeye yardımcı olur.
SAĞLIKLI YAĞLAR DA VAR!
* Trans yağ içeren yiyeceklerden ve doymuş yağdan uzak durun.
* Zeytinyağı, kanola yağı, ayçiçeği yağı, keten tohumu yağı kullanabilirsiniz.
BUNLARA DİKKAT!
• Günde en az 2 litre su için.
• Doğal, katksız ürünlerle beslenmeye gayret edin,
• Tuzu azaltın onun yerine baharatları kullanın.
• Son olarak, egzersizi ihmal etmeyin.

You might also like