konforun cazibesi karşısında ziraatı, doğal hayatı, ﷽ dengeli yaşamı terk etti. Kimi zaman tohumların ّٰ genetiğini bozarak, kimi zaman kimyasal ve yapay َ اض لِيُ اف ِس َد ۪فيهَا َوي ُ اه ِل َك ا ال َح ار ث ِ َو ِاذَا تَوَلى َسعّٰى ِفي ااْلَر ürünlerle tabiatı zehirleyerek tertemiz nimetlere yazık etti. Halbuki toprağımıza, ürünümüze, el emeğimize ُ َاّللُ َْل ي ُِح َ ب ا ال َف سا َد ّٰ وَالنَسا َ َۜل و sahip çıkmak hepimizin vazifesiydi.
:َاّلل َعلَ اي ِه َو َسلَم
ُ َ صلَي ِ َ ال رَسُ و ُل َ اّلل َ ََوق İnsanoğlu “Sakın dengeyi bozmayın”4 ilahi uyarısına riayet etmeyerek kendi elleriyle toprağı, havayı ve suyu kirletti. Maddi menfaatlere aldanarak, ح َرامٌ َو ُغ ِذ َى بِا ال َح َر ِام َ ُح َرامٌ َو َم البَسُ ه َ َُم اط َع ُمهُ َح َرامٌ َومَشا َربُه kendisi dışındaki varlıklara ve gelecek nesillere karşı da sorumlu olduğunu unuttu. Oysaki Allah Teâlâ, bizi ُ َفأَنَى ي ُسا تَج َاب لِ َذلِ َك şöyle uyarmıştı: “Düzene sokulduktan sonra TEMİZ GIDA TEMİZ NESİL yeryüzünde bozgunculuk yapmayın…”5 Muhterem Müslümanlar! Aziz Müminler! Allah Resûlü (s.a.s), bir gün ashabına ve onların Bir toplumda maddi ve manevi tahribat gıdanın şahsında bütün insanlığa şöyle seslendi: “Ey insanlar! bozulmasıyla başlar. Helal haram duyarsızlığı, Allah Teâlâ temizdir, ancak temiz olanı kabul eder. insanlarda bir bilinç kirlenmesine dönüşür. Ahlaki ve Allah, Peygamberlerine emrettiği şeyleri insani değerler göz ardı edilince, yenilip içilenler, müminlere de emretti.” Peygamber Efendimiz bu üretilip tüketilenler fayda yerine zarar verir. sözlerinin ardından şu âyeti okudu: “Ey Nihayetinde toplumsal bir yozlaşma gerçekleşir; Peygamberler! Temiz olan şeylerden yiyin, güzel küçücük dimağların ve gencecik yavruların fıtratı işler yapın. Ben sizin yaptıklarınızı hakkıyla bozulur. Sevginin, saygının ve hoşgörünün tükendiği, bilmekteyim.”1 kötülüğün, hayâsızlığın ve adaletsizliğin çoğaldığı bir Allah Resûlü (s.a.s) konuşmasına devam ederek, ortam oluşur. Nitekim Cenâb-ı Hak, münafık ashabına bir adamın halini anlattı. Bu adam uzun şahsiyetinden bahisle, “O, senin yanından ayrılınca yolculuklar yapmış, üstü başı toz toprak içinde kalmış, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya, ekini ve nesli ellerini göğe açmış “Yâ Rab, yâ Rab!” diye yok etmeye çalışır. Allah ise bozgunculuğu yalvarıyordu. Sonra Peygamber Efendimiz şöyle sevmez”6 buyurmuştur. O halde, dünya üzerinde buyurdu: “Fakat onun yediği haram, içtiği haram, huzuru ve barışı yok etmek isteyenler, ekini ve nesli giydiği haram, gıdası haram idi. Peki, böyle ifsat etmek için çaba göstermektedir. Müminler için birisinin duası nasıl kabul edilsin?”2 bu ayet hem bir uyarı hem de temiz bir gıda ve nezih bir nesil inşa etmeye davettir. Kıymetli Müminler! Yerlerin ve göklerin sahibi olan Allah, uçsuz Değerli Müslümanlar! bucaksız bir kâinat ve bu kâinat içinde insanın Her söz ve davranışımız gibi, her lokmamızın da hayatını devam ettirmesine uygun bir dünya var etti. hayatımızda derin tesiri vardır. İnsan ne yediğine ve Tatlı ve latif sularla, bin bir çeşit leziz yiyecekle ailesine, sevdiklerine ne yedirdiğine dikkat etmekle çevremizi donattı. Ekinlerin yetiştiği arazileri, meyve mükelleftir. Bu dünya bize, biz de birbirimize bahçelerini, onları büyüten güneşi ve yağmuru lütfetti. emanetiz. O halde sorumluluğumuzun farkına varalım; Her biri ayrı güzel ve birbirinden değerli nice varlığı ölçülü ve ahlaklı bir hayatı benimseyelim. Helal insanın emrine amade kıldı. Sonra da kullarından kazancın, temiz üretimin, dengeli tüketimin ve sağlıklı seçici davranmalarını isteyerek şöyle buyurdu: nesillerin gayreti içinde olalım. “Allah’ın size verdiği helâl ve temiz rızıklardan 1 Mü’minûn, 23/51. yiyin ve iman etmiş olduğunuz Allah’ın 2 Müslim, Zekât, 65; Tirmizî,Tefsîru’l-Kur’ân, 2. yasaklarından sakının.”3 3 Mâide, 5/88. 4 Rahmân, 55/8. Ancak insanoğlu, çoğu zaman Rabbinin verdiği 5 A’râf, 7/56. 6 Bakara, 2/205. nimetlerden istifade edip yeryüzünü ıslah etmek ve iyiliği çoğaltmak yerine, fesat çıkarıp kendisine ve Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü