Professional Documents
Culture Documents
Yeniçeri Ocağının Kaldırılmasından Sonra Bektaşi Tekkeleri Ve Osmanlı Yönetimi - İbrahim Altuntaş
Yeniçeri Ocağının Kaldırılmasından Sonra Bektaşi Tekkeleri Ve Osmanlı Yönetimi - İbrahim Altuntaş
(imza)
Bakan ---------------------------------
Akademik Unvan, Ad-Soyad
(imza)
Üye Cezmi KARASU
Akademik Unvan, Ad-Soyad
(Danman)
(imza)
Üye --------------------------------
Akademik Unvan, Ad-Soyad
ONAY
(imza)
ÖZET
ALTUNTA, brahim
Yüksek Lisans-2005
Yaknça Tarihi
ABSTRACT
ALTUNTA, brahim
Master Thesis-2005
The purpose of this study is to bring up the relations between the Bektasi
Tariqat and the Ottoman government, that Bektas Tariqat was forbidden and the
relation between the Bektas lodges and the Ottoman government in the terms after
that Tariqat was forbidden.
Data were collected from many kind of sources we think that they are related
to the subject.
By the result of the study, it has been arrived that the political causes were
dominant more than the religious causes in the event that the Bektasi Tariqat was
abolished, the Bektasis got active secretly to continue their existence, although they
faced a hard supervision after the prohibition, concealed themselves, went into the
other tariqats secretly, tried to find employment at upper level of Ottoman
bureaucracy, contancted with opponent political person or groups, developed new
rituals in this period.
iv
ÇNDEKLER
Özet.............................................................................................................................. ii
Abstract....................................................................................................................... iii
Ksaltmalar................................................................................................................... v
Önsöz.......................................................................................................................... vi
GR ……………………………………………………………………………...... 1
1.BÖLÜM: 1826 YILINA KADAR BEKTA TARKATI VE
OSMANLI DEVLET ………………………………………………………....... 10
1.1. LK DÖNEM OSMANLI YÖNETM VE BEKTALK .................. 10
1.2. II. BAYEZD DÖNEMNDEK BEKTALK VE
BALIM SULTAN ………………………………………………….…. 18
1.3. I. SELM VE BEKTA TARKATI ……………………………….... 29
1.4. KLASK DÖNEM OSMANLI YÖNETM VE BEKTALK……... 33
2. BÖLÜM: 1826 SÜREC…………………........................................................... 45
2.1. YENÇER OCAI’NIN ORTADAN KALDIRILMASI……………. 45
2.1.1. Yeniçeri Oca’nn Osmanl Devlet Yapsndaki Yeri ve
Yeniçeri Oca’ndaki Deiim…………………………......... 45
2.1.2. Yeniçeri Oca’nn Ortadan Kaldrlmas ………………..…. 49
2.2. BEKTA TARKATI’NIN YASAKLANMASI ................…............. 60
2.2.1. Bektailikteki Senkretik Yap ve Osmanl Devlet Yönetiminin
Bektailie Bak Açsndaki Deiim …………………...…. 60
2.2.2. Bir Problematik: Ocak-Tarikat likisi …………………….... 68
2.2.3. Bektai Tarikat’nn Lav ………………………………….. 75
3. BÖLÜM: 1826 SONRASI BEKTALK VE OSMANLI YÖNETM ………. 83
3.1. BEKTA TEKKE, VAKIF VE EYHLERNN DURUMU………... 83
3.2. BEKTALN VAR OLMA MÜCADELES ……………………... 93
3.3. OSMANLI DEVLET YÖNETM VE BEKTALK ………………. 96
3.4. LAV’IN BEKTALN DER TARKATLARLA OLAN
LKLERNE VE RTÜELNE ETKS ………………………….. 106
3.5. BEKTALERN TOPLUMSAL,
SYASAL DURULARI VE MASONLUK ………………………... 118
SONUÇ …………………………………………………………………………... 123
KAYNAKÇA …………………………………………………………………….. 128
v
KISALTMALAR
ÖNSÖZ
GR
1
Bu konuda Rfk Bey ile Ahmed Cemalettin Efendi arasndaki tartma önemlidir. Rfk Bey’in
“Bektai Srr” eserine karn Ahmed Cemalettin Efendi “Müdafaa”sn yazmtr (Cemaleddin,
1328; Birdoan, 1996).
2
ylna kadarki dönem ve 1826 sonras dönem olarak üç farkl özgün nitelikli dönem
olarak ele almann daha yerinde olacan düünmekteyiz. Bu balamda Balm
Sultan’a kadarki dönem için en önemli isim üphesiz ki, tarikata isim babal da
yapan Hac Bekta- Veli’dir. Hac Bekta dönemini alglamak, genel olarak
Bektailiin nasl bir ortamda yorulduunu anlamaya edeer niteliktedir.
Hac Bekta- Veli’nin hayat hakknda bilgi veren en eski eser, Hac
Bekta’n vefatndan yaklak iki yüzyl sonra müridleri tarafndan kaleme alnm
olan Vilayetname’lerdir. Bu eserler bilimsel olmaktan çok, Hac Bekta’ yücelten ve
olaanüstü gösteren menkbelere dayal rivayetlerden oluur. Yine Hac Bekta’n
vefatndan yaklak yüzyl sonra kaleme alnan Eflaki’nin Menakbu’l-Arifin’i ile
ikiyüz yl sonra kaleme alnan Akpaazade’nin Tevarih-i Al-i Osman’, Hac
Bekta’ Veli hakknda snrl da olsa bilgi vermesi açsndan önemlidir (Flal,
1990, 136).
Hac Bekta- Veli’nin hayatyla ilgili olarak neredeyse ihtilaf olmayan tek
konu doduu yerin Niabur, öldüü yerin ise Sulucakarahöyük 1 olduudur.
Özellikle Hac Bekta’n kimin halifesi olduu konusu ise görü ayrlklarnn en
youn olduu noktadr. Tarihi açdan Ahmed Yesevi’nin 1166 ylnda vefat etmesi
nedeniyle, Hac Bekta’n ilk hocas olmas mümkün deildir. Ancak Yesevi
ocandan feyzald konusunda, mevcut aratrmalar younluktadr (Flal, 1990,
1
Sulucakahahöyük, günümüzde Nevehir snrlar içerisinde yer alan Hacbekta Kasabas’dr.
3
142). Vilayetnameler bu ball, Ahmet Yesevi ile Hac Bekta arasnda Lokman
Parende’yi yerletirmek suretiyle çözer (Gölpnarl, 5).
Günümüz güncel kaynaklarnda Hac Bekta’n hocas olarak iki önemli ahs
dikkat çeker ki, bir ksm aratrmac Vilayetname’den yola çkarak Lokman Parende
üzerinden Ahmed Yesevi’ye ularken (Gölpnarl, 5-10); dier ksm ise
Akpaazade, Elvan Çelebi 1 ve Eflaki’den yola çkarak Baba lyas üzerinden Seyyid
Ebu’l-Vefa el-Badadi’ye ular (Ocak, 1992, 373). Biraz daha ayrntya girdiimiz
takdirde Baba lyas’n, hem Dede Garkn’n, hem de Ebu’l-Vefa’nn halifesi
olduuna (Flal, 1990, 146), yada Baba lyas’n sadece Dede Garkn’n halifesi
olduuna (Bozkurt, 1990, 26) dair bilgilerle karlarz. Burhan Kocada (1996, 64)
ise, Baba lyas’n, Ebu’l-Vefa’nn tarikatna (Vefaiye) mensup olan Dede Garkn’n
halifesi olduunu ifade etmektedir.
Hac Bekta- Veli ile Babailik hareketinin öncüsü olan Baba lyas ilikisi
hakkndaki referanslar –yukarda da deindiimiz üzere– bizi Akpaazade, Elvan
Çelebi ve Eflaki’ye çkaryor. Akpaazade Tarihi (1992, 45)’ndeki bilgilerden yola
çktmzda, Abdalan- Rum 2 dediimiz derviler zümresinin önde gelen
Babalarndan olan Geyikli Baba’nn, kendini Orhan Gazi’ye tantrken “Baba lyas
müridiyim. Seyyid Ebülvefa tarikatindenim.” demesi önemli bir göstergedir. Öte
1
Akpaazade (XV. Yüzyl) ve Elvan Çelebi’nin (XVI. Yüzyl) Baba lyas’n torunlarndan olduklar
bilinmektedir (Melikoff, 2000, 38).
2
Abdalan- Rum/Rum Abdallar: Babai hareketine mensup zümrelerini niteleyen bir kavramdr
(Vefailik, Haydarilik), (Ocak, 1999, 81).
4
yandan henüz ortada “Bektailik” diye bir tarikat olmamasna karn, Hac Bekta
geleneinin taycs ve yaycs olma özelliini gösteren Abdallarn, ehl-i sünnet
d unsurlar bünyelerinde barndryor olmas; bu gelenein, Baba lyas’taki ve
Babai hareketindeki heterodoks niteliklerle paralellik arz ettiini gösterir 1 . Ayrca
Bektai geleneinin önemli isimlerinden Kumral Abdal ve Abdal Murad gibi isimler
de kendilerini Vefai diye adlandrmaktadr (Öz, G. 1996, 67). Bilindii üzere Baba
lyas, Seyyid Ebü’l-Vefa’nn kurduu Vefaiye tarikatnn Anadolu’daki eyhidir
(Ocak, 1992, 373). Tüm bu veriler bizi, Hac Bekta- Veli ile Baba lyas arasnda
eyhlik-müridlik ilikisi olduunun tespitine yönlendiriyor.
Irene Melikoff (2000, 38), Hac Bekta ile müridi olduu Baba lyas’n
Anadolu’ya birlikte geldiini söylemektedir. Ancak Akpaazade (1992, 164), Hac
Bekta’n Anadolu’ya geliini u ekilde ifade etmektedir:
Bu bilgilerden yol çkarak Hac Bekta’n Baba lyas’tan bir süre sonra
Anadolu’ya geldiini; Anadolu’ya geldii srada ilk i olarak Baba lyas’ ziyaret
etmek istemesinden de Baba lyas’ Horasan’dan tandn, ya da namn duymu
olmasndan ötürü, Amasya’ya gidip müridlik yapt sonucunu çkarabiliriz. Hac
Bekta’n kardei Mente’in isyana bizzat katlarak isyan srasnda ölmü olmas,
Hac Bekta’ da isyan ile ilikilendirmektedir. Ne var ki, Mente’in isyana katld
bilinmekle birlikte, Hac Bekta için ayn ey söylenememektedir. Horasan’dan
Anadolu’ya, dahas Amasya’ya kadar birlikte hareket eden iki kardein isyan
1
Konuyla ilgili önemli aratrmalar bulunan Fuad Köprülü (1991, 207), bu konulardaki yaklamlar
biraz daha ileri götürerek, Babai hareketinin Batnilikten çktn ifade etmektedir.
5
1
Kalenderi-Haydari erkannda saç, sakal ve kalarn kaznmas geleneidir.
6
anlamldr. Bu da XV. yüzyln sonlarnda dahi bu ad tayan mevcut bir zümrenin
henüz ortaya çkmadn göstermektedir (Ocak, 1999a, 207). Ocak (1999a)’a göre
‘Bektai’ teriminin ilk defa ve bamsz bir zümrenin ad sfatyla kullanlmas, XVI.
yüzylda gerçeklemitir 1 . Bektailik, bata Kadnck Ana, Abdal Musa ve Balm
Sultan olmak üzere Hac Bekta geleneine bal dervilerin, dank olan Rum
Abdallar-Kalenderi-Haydari-Vefai gibi zümreleri Hac Bekta’n ad etrafnda
birletirmesi ve Hac Bekta kültü oluturup, bunu bir dinsel ritüel haline
getirmesiyle oluturulmutur 2 . Hac Bekta zamannda, tam anlamyla varolan bir
Bektai dinsel ritüelinin, erkannn ve tarikat örgütlenmesinin mevcut olduunu
söylemek mümkün deildir. Varolduunu düündüümüz olgu ise, heterodoks olmak
gibi ortak paydalar bulunan zümrelerinin sahip olduu ritüeldir.
Hac Bekta dönemi Bektailiine ilikin ortaya atlan baz görülere göre, bu
dönem Bektailii ‘Orijinal Bektailik’tir. Çünkü Hac Bekta’n halifesinin
bulunmamas nedeniyle, onun fikirlerini yayabilecek bir unsurun olmamas, Hac
Bekta dönemi Bektailiin slam d geleneklerin içerisinde erimesine neden
olmaktadr (ahin, 1995, 339). Bu da Hac Bekta dönemi Bektailiinin asli
1
Bilindii gibi bu tarih, Balm Sultan’n Sulucakarahöyük’teki Tekkenin –resmi olarak– bana
getirilmesine denk dümektedir.
2
Fuad Köprülü (1991, 209), Bektailiin oluumuna balangç olarak Babai hareketini göstermenin
doru olacan düünmektedir.
8
1
Bektai inançlarndaki slam öncesi unsurlar konusunda ayrntl bilgi için Ahmet Yaar Ocak
(2000a)’n çalmasna bavurulabilir.
2
Ahmet Yaar Ocak (1999, 82), bu dönemdeki derviler için ‘proto-Bektailer’ terimini kullanmtr.
9
1. BÖLÜM
VE OSMANLI DEVLET
Osmanl Devlet yönetimi ile Bektailik arasndaki ilk iliki belirtileri, Hac
Bekta- Veli ile ilk Osmanl Beyleri arasnda bir görümenin olup olmad
konusundaki fikir ayrl ile balar. Bu balamda, Bektai geleneinde ve baz
güncel yaynlarda (Flal, 1990, 193), Hac Bekta’n ölüm tarihi olarak –kronolojik
olarak mümkün olmamasna ramen– 1337 ylnn gösterilmesinin bilinçli bir
yaklam olduu düüncesindeyiz. Bu yaklamn kabulü, Vilayetname’de ayrntl
olarak bahsi geçen Hac Bekta-Osman Bey görümesini dorulama anlamna
gelmektedir. Vilayetname’ye göre Hac Bekta, Osman Bey’e ‘tac giydirmi’,
‘kemer balam’, ‘nasip vermi’ ve onu ‘din dümanlarna havale etmi’tir
(Gölpnarl, 74).
lk Osmanl Beyleri ile Hac Bekta- Veli arasndaki olduu iddia edilen
ilikiler XV. yüzylda, yani Bektailiin devlet içinde önemli bir yer kazanmasndan
sonra ortaya çkt anlalmaktadr. Baki Öz (1997a), Vilayetname’den hareketle,
Osman Bey ve Erturul Gazi’nn Hac Bekta ile görütüünü dorulamakta ancak
bu görümenin padiah atama anlamndan çok ‘ballk bildirme’ ve ‘yola kabul’
anlamna geldiini söylemektedir. Akpaazade (1992)’nin ise bu görüme
hakkndaki tavr nettir: “Her kimse ki Hac Bekta, Osmanl Hanedanndan birisi ile
konutu derse yalandr. öyle bilesiniz.”
11
üphesiz ki Bektai geleneinin, Hac Bekta ile ilk Osmanl Beylerini srarc
bir ekilde ilikilendirme ura, Bektai Tarikat’nn prestijini arttrma gayreti
anlamna gelmektedir. Bu gayret, bir taraftan ‘tac giydirme’ ve ‘nasip verme’
eklinde prestij anlam tarken; dier taraftan da Hac Bekta’n Yeniçeri Oca’na
börk giydirebilmesi için uygun kronolojiyi salamaya yöneliktir ki, Bektai Tarikat-
Yeniçeri Oca ilikisini ilerleyen bölümlerde daha ayrntl olarak ele alacaz.
1978; Öz G., 1997; Bozkurt, 1990; Refik, 1994; Öz B. 1997a). Hac Bekta ile
Kadnck Ana’nn evlenmesinden doduuna inanlan Seyyid Ali Sultan (Timurta)
da, Osmanl kuvvetlerinin Rumeli’ne geçiinde ve Balkanlar’da yeni fetihler
yaplmasnda büyük yararllklar göstermitir (Ulusoy, 1986, 67; Ocak, 1999a, 89).
Ocak (1999a)’a göre ilk Osmanl yöneticileri ile Türkmen kitlelerinin ayn
toplumsal tabana mensup olmalar nedeniyle slam’ alglama ve yorumlama tarzlar
da ayn idi. Yani, sultanlarn dervilere olan yaklamlar, bir taraftan onlar
araclyla yönettikleri Türkmen boylar üzerindeki egemenliklerini merulatrm
olurken, dier taraftan da ahsen yaknlk duyduklar ve sayg besledikleri bu
ahsiyetlere minnettarlklarn göstermi oluyorlard (Ocak, 1999a, 81). Bu sosyal
düzlemde ilikilerin girift bir halde varolmasnda, yönetenlerle yönetilenler arasnda
slam’ yorumlama bakmndan önemli bir farklln olmamasnn etkisi büyüktür.
Bu balamda Osmanl Beyleri’nin asl baars, dengeli bir siyaset gütmelerinde
yatar. Heterodoks derviler karsnda son derece uysal, uzlamac ve halk karsnda
da onlardan biri olan Osmanl Beyleri, bu tutumlaryla Babailer Ayaklanmas ile
yaratlan yeni sürecin kapan perdesini çekmitir (Çamurolu, 1999a, 185).
13
Üzerinde durulmas gereken bir husus vardr ki, ilk Osmanl Beylerinin eyh
ve dervilere verdii imtiyazlar snrsz ve koulsuz deildir. Osmanl Beyleri
gerektiinde onlarn faaliyetlerini takip ve kontrol etmekten de geri durmamlardr
(Bozkurt, 1990, 31). Bu konuda, Orhan Bey’in Bursa ve civarndaki dervilerin
denetimi srasnda, uygun davranlar göstermeyen dervilere ihtarda bulunmas veya
14
Balm Sultan ile birlikte Bektailik adn alacak olan Rum Abdallar ve onlara
bal heterodoks yapl Türkmen kitlelerinin yerletikleri veya yerletirildikleri
bölgeler dikkate deerdir. Bu zümreler, ehl-i sünnet inancnn hakim bulunduu ehir
ve kasabalardan uzaa konulanmlardr. Bizzat Hac Bekta’n Konya, Kayseri
veya Krehir kent merkezleri içinde deil de, Sulucakarahöyük’teki Türkmen
airetleri içinde zaviye açmasnn da mant ayndr (Ocak, 1992, 375). Söz konusu
mantk, bu derviler topluluunun sahip olduklar propaganda güçleri ile her türlü
yerel inançla kolayca badaabilen bir inanç yapsna sahip olmalardr (Köprülü,
1944, 462).
lk Bektailer, kimi zaman askeri fetihler balamadan önce, cezbedici mistik
görülerine kaplan Hristiyanlarn slamlamasnda etkili olduu gibi (Balivet, 25);
çou zaman da fetihlerin ardndan bu etkiyi salamtr (Çamurolu, 1999a, 186).
Bektailik, Tuna kylarndan Arnavutluk’a kadar çok geni alanlarda kurulan
tekkelerle Balkanlarn slamlamasnda önemli roller üstlenmitir (Köprülü, 1944,
461).
1
Sar Saltuk-Aya Spyridon eitlenmesine ilk defa Kruya çevresindeki Sar Saltuk menkbesinde
rastlyoruz (Hasluck, 1995, 95).
16
lk Osmanl sultanlar ile Ahiler ve Abdallar arasndaki sk ilikiler eski
kaynaklarca da dorulanmaktadr. Elvan Çelebi Menakbu-‘l-Kudsiyye’sinde, Hac
Bekta ile ilerde Osman Gazi’nin kaynpederi olacak eyh Edebali arasndaki
dostluk balar hakknda bilgi vermektedir (Melikoff, 2000, 38). Bilindii üzere eyh
17
Edebali, bir Ahi eyhi olmasnn yan sra, Baba lyas’n da halifesidir. Bektailerin
dinsel ibadetleri esnasnda okuduklar tercemanlarn, Ahilerin okuduu tercemanlarla
ciddi benzerlikler göstermesi, her iki zümrenin ortakl konusunda fikir verebilir.
Ancak, bu bilgilerden yola çkarak Bektailiin Ahiliin devam olduu sonucuna
varmak mümkün deildir. Konuyu, Bektailiin badatrmac yaps balamnda ele
almak daha yerinde olacaktr. Ahilik ve Bektailik arasndaki ilikiler örgüsü ayr bir
tartmann konusunu oluturacak ciddiyette öneme sahiptir. u aamada Ahilik ile
Bektailik arasnda youn bir iliki olduunu söylemekle yetineceiz.
Osmanl Beylii daha kurulu aamasnda dahi bir taraftan heterodoks yapl
Türkmen Babalar ve kitleleriyle dirsek temas içerisine girerken, dier taraftan da
ehl-i sünnet geleneine bal bir dinsel örgütlenme yolunu benimsemitir. Orhan Bey
zamannda kurulan ilk medresenin bana, Vahdet-i Vücuda bal bir tasavvuf
yaklamyla bilinen Davud- Kayseri geçmitir (Kara, 1990, 162).
Manisal Lala Paa dnda vezir-i azam olan otuz dört kiinin tümü devirmedir
(Bozkurt, 1990, 33).
üzere iki evre olarak ele alnabilir (Köprülü, 1944, 462; Ocak, 1992, 373). Birge
(1991), bu iki evreye ek olarak, 1826 yln üçüncü evrenin balangc olarak tespit
etmektedir. Bektailiin geçirdii tüm aamalar, birçok açdan dier dönemlerden
ciddi farkllk gösteren yapsal özelliklere sahiptir.
1
Bektai ananeleri Balm Sultan’n Hristiyan bir anadan doduunu kabul etmektedir (Birge, 1991,
65).
2
Konuyla ilgili Kazak Abdal’n bir deyii bulunmaktadr: “Mekan tutmu hanbanda bucan /
Bulutlara ap tutan sancan / Uyandrd pirimiz ocan / Mürsel olu Balm Sultandr” (ahin, 1995,
88).
20
Konuyla ilgili kaynaklarn neredeyse tümü, Balm Sultan ile II. Bayezid’i sk
iliki içerisinde göstermektedir. Ocak (1992), bu ilikinin Dimetoka’da domasndan
yola çkarak, Seyyid Ali Sultan Dergah’na ilgi duyan II. Bayezid’in burada Balm
Sultan’la tanmasnn sonucunda gelitii rivayetini doru görmektedir. Bata
Solakzade olmak üzere Osmanl tarihçileri, II. Bayezid’in 1492’li yllarda, birkaç ay
süren Arnavutluk seferi srasnda Dimetoka’ya uradn belirtmektedir (ahin,
1995, 84). Bu seferden ksa bir süre sonra Balm Sultan’n Pirevi’nin bana
getirilmi olmasndan yola çkarsak, II. Bayezid’in bu sefer srasnda Balm Sultan’la
tanm olmasn muhtemel görebiliriz. Bu iki ahsn nerede ve nasl tantnn
ötesinde, II. Bayezid’in Balm Sultan’a Bektai Tarikat’n örgütlemesi görevini
verecek düzeyde bir iliki örgüsünün mevcut olmas önemlidir.
Bektai geleneine göre Sultan Selim tarafndan tahttan indirilen II. Bayezid,
ibadet ile megul olmak üzere mensubu bulunduu Dimetoka’daki Kzl Deli Sultan
Dergahna giderken ölmü/öldürülmütür (Dedebaba, 1995, 441; ahin, 1995, 94).
Doruluunu kabul ettiimiz taktirde bu sav, II. Bayezid’in Balm Sultan ile
Dimetoka’da tanm olmas ihtimaline ciddi katk salamasnn ötesinde, Bektai
geleneinin II. Bayezid’i bir Bektai tekkesinin mensubu olarak alglamamz
salamaktadr.
Hiç üphesiz ki, Bektai geleneinin çounlukla II. Bayezid’e sahip çkyor
olmasnda, Balm Sultan’n Sulucakarahöyük’teki dergahn bana getirilmesinin
21
etkinlii büyüktür. Bedri Noyan Dedebaba (1995), II. Bayezid’in Bektai Tarikat
içindeki yeri konusunda son noktay koyacak türden yaklam getirmektedir: “II.
Bayezid, 1509 ylnda hükümdarlar gibi karlanan Balm Sultan’dan Çinili Kökün
büyük salonunda meydan açlarak nasip almtr. Veli lakabyla anlrd...”
Bunlarn dnda ve en az bunlar kadar önemli olan bir dier konu ise II.
Bayezid’in Hac Bekta Vilayetnamesi’nin yazlmasn salamasdr.
Vilayetname’nin yazl tarihi tam olarak saptanamamasna karlk, eserin Uzun
Firdevsi tarafndan yazldna kesin gözüyle baklyor. Eserin yazld tarih
konusunda ise 1481 ile 1501 yllar aras gösterilebilir. Bu tarihler arasnda
yazldnn düünülmesinde Vilayetname’nin hiçbir yerinde Balm Sultan gibi –
tarikatn ikinci piri saylan– bir ahsn adnn dahi geçmemi olmasnn yeri büyüktür
(Gölpnarl, Vilayetname, XXVII). Dier taraftan Vilayetname’nin II. Bayezid’in
yardmlaryla yazdrld rahatlkla söylenebilir. 3
1
Türbe, II. Murad tarafndan yaptrlmtr. Türbenin alemi için II. Murad’n alt yüz altn döktürdüü
bilinmektedir (Melikoff, 1999, 198).
2
Hac Bekta türbesini onarann II. Bayezid olduunu Vilayetname’deki u dizelerden anlayabiliriz:
“Türbesinin üstüni kurunlayan / ah Sultan Bayezid’dür sen inan” (Gölpnarl, Vilayetname,
XXXIV)
3
Vilayetname’deki (Gölpnarl, XXIX) “Ömr-ü bahtn eylesün Allah ziyad / Ta kyamet devlet ile
baki bad” dizelerinden eserin, II. Bayezid’in yaad dönemde yazldn rahatlkla çkarabiliriz.
22
Hurufilik cereyan ile temasa geçen Kalenderi zümreleri, zaten resmi ideolojiye, yani
Osmanl Sünniliine muhalif olduklarndan, hiç üphe yok ki, Safeviler’e sempati
besliyorlar, böylece ii-Safevi propagandas için çok uygun bir muhatap
oluturuyorlard (Ocak, 1999a, 122). Keza Ocak (1999a), XVI. yüzyldan itibaren
Osmanl belgelerinde ‘Ehl-i Rafz’, ‘Ehl-i lhad’, ‘Taife-i Kalenderan- Rafziyan’
gibi ifadelerin bulunmasn anlaml görmektedir.
önemli bir katlk darbesi vurmas anlamna geldiini düünmektedir ki, bu yaklam
tarafmzca da paylalmaktadr.
1
Kemer üzerine taklan, üzerinde Oniki mam sembolize eden on iki köeli ta bulunan bir çeit
büyük kement (Görkem, 2000, 228).
2
‘Hak-Muhammed-Ali’ eklinde ifadesini bulan bir ritüeldir.
27
zamannda oldukça youn olarak Bektai ritüeli haline gelmi olmas, bu etkilerin
politize nitelie sahip olup olmadn tartlr bir hale getirmektedir.
Bilindii gibi, II. Bayezid tahtta iken, olu ehzade Selim Trabzon’da vali
olarak görev yapmaktayd. Safevi Devleti’nin siyasal birliini oluturmas üzerine
yaanan snr anlamazlklarn, ehzade Selim’in stanbul’a elçiler göndererek
babasna ah smail’i ikayet ettii de bilinen dier bir tarihsel gelimedir. Sultan
Selim’in Erzincan ve Bayburt’a kadar olan yerlere basknlar yapm olmas, snr
anlamazlklar konusunun iki devlet arasnda ciddi bir gerginlik yaratmasna neden
olmad anlalyor. Kocada (1996), bu durumu, mistik yapsnn ön plana çkm
olmasyla ün yapm olan II. Bayezid’in kiiliine balamaktadr.
XVI. yüzyla kadar, daha sonralar Alevilik olarak tannan dini bir grubun
varlndan söz edilemez. XVI. yüzyla kadar Anadolu’da birbirleriyle az çok yakn
ilikiler içinde olan farkl heterodoks gruplar, Safevi Hanedan’nn ortaya çkyla
birlikte, birbirlerinden farkl iki temel eilim göstermeye balamtr (Çamurolu,
1999b, 102). Bu heterodoks gruplarn hepsinde mevcut olan farkl tasavvufi
inançlarn yan sra, Safevi etkisiyle, daha hukuki, fkh yönetimli anlay görünürlük
kazand (Çamurolu, 1999b, 102).
XVI. yüzyln ilk yarsyla iilii ran’n resmi mezhebi ilan eden ah
smail’in “Hatai” mahlasyla ve son derece akc, saf Türkçe ile söylemi olduu
iirleri, Kzlba-Bektai zümrelerini youn olarak etkilemitir. ah smail’in bu
etkisi yalnz iir boyutuyla kalmam, Anadolu’ya gönderdii halifelerinin
Türkmenleri etkileme konusunda en güçlü ve etkili silah olmutur (Flal, 1990,
30
207). Zamanla Anadolu’dan birçok Türkmen aireti, ah’a katlmak için göçmü;
Anadolu’da özellikle Antalya ve Adana yörelerinin Kzlba topluluklar, bu göçte
srar etmitir (Görkem, 2000, 224). Ksacas I. Selim dönemi Anadolu’su, Kzlbalk
fikirlerinin ah smail tarafndan devinimi yüksek ve kitlesel olarak yayld
döneme rastlamaktadr. Üstelik artk bu yaylmann kayna da açk ve net bir ekilde
belli olmutur: Safevi Devleti (ahin, 1995, 99).
Bu konuyla ilgili kart tez ise, Bektailiin 1826’ya kadar devletle arasnn
souduu tek dönemin I. Selim’in hükümdarlk yllar olduu yönündedir. Herhangi
bir belge bulunmamakla birlikte Bektai gelenei, Sultan Selim devrinde devlet
32
“Eer bu durum 1 vaki ise o takdirde bunu, ad geçen padiah (I. Selim,
.A.) zamannda Orta Anadolu’da meydana gelen isyanlarla ilgili
görmek gerekir. Bununla birlikte ne olursa olsun, bu gibi durumlarda
devlet suçlular cezalandrmaktan öteye geçmemi, bütün tarikat
muhatap almamtr.”
1
Ocak’n kastettii durum, I. Selim dönemi devlet siyasetinin Bektailere kar katlamasdr.
33
Dikkate deer bir konu, I. Selim dönemi itibariyle Bektailik ile Kzlbalk
arasnda ufak farkllklarn olmasna ramen, bu iki zümrenin bir ekilde iç içe
bulunmasdr. Anadolu’da meydana gelen isyanlara Kzlbalarn youn katlm ve
Osmanl yönetiminin bu zümrelere kar uygulad baskc takip siyasetine kar,
Bektai Tarikat çok karmasa da, Bektai zümreleri ayn teolojik paydaya sahip
olduu Kzlba gruplarn I. Selim dümanln paylamtr diyebiliriz. Bu
nedenden ötürüdür ki, Bektai ananesi I. Selim’e ho gözle bakmamtr. Msr’n
Anadolu’daki gelenekten farkl bir tutum gelitirmesini de bu nedene balamann
doru olaca düüncesindeyiz.
Mürsel Bali’nin ölümünden sonra iki karde, Bali Çelebi (Balm Sultan) ve
Kalender Çelebi Hac Bekta Postniinliine oturur. Kalender Çelebi’nin
öldürülmesinden sonra, onun taraftarlarnn da geçinemedikleri Resul Bali’nin torunu
Hüdadad’ öldürdükleri ileri sürülmütür (Dedebaba, 1995, 51). Bektai geleneine
göre, 1551 ylna kadarki 34-36 yllk süreçte Pirevi postniinsiz kalmtr
(Dedebaba, 1995, 51). I. Süleyman’n, mücerred dervi Sersem Ali Baba’y
34
1
Bu iç içelik sadece Kalenderilik-Bektailik arasnda olmamtr, dier heterodoks zümreleri de içine
alacak ekilde varln sürdürmütür. XVI. yüzylda Hurufilik Kalenderilik’le o kadar iç içe girmitir
ki, örnein Virani gibi bu devirde yaam pek çok Kalenderi airinde Hurufi tesirler çok kuvvetle
belirir (Ocak, 1999a, 136).
37
1
Baki Öz’ün ilgili eserdeki 9, 10, 13 nolu belgeler. Ayrca konu ile ilgili ayrntl belgeler için Ahmet
Refik Altnay’n eseri referans kullanlabilir.
38
olu Bekta’n getirilmesini, Bekta adna Yeniçeri Aas Muhammet Paa arz
ediyor ve 1759 günü atama gerçekleiyor. III. Mustafa’nn, Yeniçeri Aasna verdii
talimat u ekildedir (Öz B., 1997b, 85): “Mürsel kolundan Seyyid Bekta Efendiye
git ve görevine balamasna yardmc ol. Hiç kimse buna engel olmasn.”
Bu beratla ilgili olarak birkaç noktaya dikkat çekmek yerinde olur. Öncelikle
tarikat içerisinde post kavgasnn yaand açktr. Bu kavga Hudadadl-Mürselli
çekimesinin devam ettii konusunda göstergedir. Dier bir nokta, tarikat içi
anlamazlklarda Osmanl merkezi yönetiminin, sorunu çözmek üzere üst kurum
olarak görüldüüdür. Dilekçenin en üst karar organ olan Divanda görüülerek karara
balanmas ve bu kararn uygulanmas konusunda Yeniçeriba Ömer’in
görevlendirilmesi göz önüne alnrsa, Osmanl devlet yönetimi bu konuda oldukça
duyarl davranmtr, diyebiliriz. eyh Hüseyin’in Konya’daki kaddan ald beratla
göreve balamas ise, tarikat içindeki çekimeleri yürüten insanlarn gerekirse kady
bile hakem pozisyonunda muhatap kabul ettiinin göstergesidir. Ayrca, postniinlik
görevinin Mürselli soyunda kalmaya devam ettiini rahatlkla söyleyebiliriz.
Hac Bekta eyhlerinin etkisinden bir dereceye kadar kaçmak için imkanlar
mevcuttur. Bir eyh aday, kendisi tarafndan arzu edilen mevki için kad tarafndan
da önerilebilmekteydi. Böyle bir durumda baka dini vakflardaki mevkiler için tüm
dier adaylarn yapt gibi kadya bavurmaktayd (Faroqhi, 2000, 114). Faroqhi
(2000), Bektai Tarikat eyhlerinin kendi tarikatlarna bal zaviyeler üzerindeki
kontrol haklarn 1620 yllar civarnda elde etmi olduklarn düünmektedir. Orta
Anadolu’da bulunan Bektai zaviyelerinin kontrolünün, dier bölgelerde bulunan,
yani ulalmas daha zor olan zaviyelere oranla daha etkili biçimde yaplabildiini
muhtemel görebiliriz.
yaynlad belgeye göre olayn can alc noktas, III. Murad döneminde (1577
ylnda) Malatya’da ah smail adyla ortaya çkan kiiye sadaka gönderenlerin
öldürülmesine ilikin Malatya Beyine emir gönderilmi olmasdr. Emirde, Malatya
ve dolaylarnda ah smail adyla ortaya çkan kiiye bölge topluluklarnn destek ve
sadaka verdiinin tespiti yapldktan sonra, kad tarafndan yaplan yarglama
neticesinde suçu sabit görülenlerin dinsel yasalara göre aslmas isteniyor (Birdoan,
1995b, 287-8). Faroqhi (2000), Malatya’dan gelen zümrelerin Sulucakarahöyük’teki
merkez tekkede arlanmas olayna tekke eyhlerinin ‘göz yumma’s olarak
yorumladn düünürsek, Malatya Beyine ölüm emri gönderen sultann,
Sulucakarahöyük’teki merkez tekke eyhlerine veya bölge kadsna bir emir
göndermemi olmasn ikinci bir ‘göz yumma’ olarak yorumlayabiliriz.
1
Vergi muafiyetleriyle ilgili ayrntl bilgi ve belgeler için Birdoan’n Anadolu ve Balkanlar’da
Alevi Yerlemesi eserine bavurulabilir.
43
Hac Bekta Dergahnn gelirlerine ilikin kimi rakamlar varsa da, giderlerine
ait rakamsal bilgilerden yoksunuz. II. Bayezid dönemi vakflarn toplam gelirine
ilikin rakamlara Krehir tahrirlerinde rastlanr. Önemli ölçüde para Krehir
sancandaki vakflarndan salanmakla birlikte; Krehir, Aksaray ve Kayseri
sancaklarndaki 70 dolayndaki köy ve mezralardan 100 bin akçeye kadar gelir
salanlmaktadr (Öz B., 1997a, 251). Bu örnekle, II. Bayezid dönemindeki Safevi
tehlikesinin, Bektailii ekonomik olarak güçlendirmeyi salad anlalyor (Ocak,
1992, 372). Manevi nüfuzlarna bir de maddi nüfuz ekleyen zaviyeler, buna ramen
eyhlerin etkilerinin hiçbir zaman mahalli idareciyi at, örnein bir sancak beyi ile
rekabete neden olacak hale geldii görülmemitir. Bu da devletin, eyhlerin gücüne
bir yere kadar imkan tandn gösteren önemli bir tespittir (Ocak, 1992, 377). Keza,
Osmanl Devleti tarihi, merkezi yönetimin buna benzer sk denetim örnekleriyle
doludur.
1
Vergi muafiyeti tekkeyi kapsad gibi, timi zaman da tekkenin çevresindeki yerleri de
kapsayabiliyordu. 1584 Krehir tahrirlerinden anlalan, Hacbekta Köyü ‘avarz- divaniye’ ile
‘tekalif-i örfiye’ vergilerinden muaf tutulmutur. Hac Bekta köyünde oturan 81 kii de ayrca
dergaha hizmet ettiklerinden ‘resm-i çift’ ve ‘resm-i bennak’ vergilerinden muaf olmulardr (Öz B.,
1997a, 252).
44
XVIII. yüzyla ilikin toplam gelirlere ait bilgi olmamasna karn, her yl
padiahlarca 5 bin akçe ‘hrka bahas’ olarak gönderilmektedir. Ayrca yirmi be
yllk bir yazmadan ve Çapanoullar’nn da desteiyle 1 tekkenin onarm giderleri
hazinece karlanmtr (Öz B., 1997a, 251). Öyle anlalmaktadr ki, II. Bayezid
dönemi vakf gelirleri zaman içerisinde azalmtr. Özellikle XVIII. yüzylda, tekke
onarm için 25 yl yazmann yaplm olmas tarikatn fazlaca zengin bir bütçeye
sahip olmad fikrini bize vermektedir ki, bu yaklam Ocak’n, imtiyazlarn yava
yava kstlanmaya baland, görüüyle örtümektedir.
1
Bu bilgi, Bektai zaviyelerinin gelirlerinin sadece vakf zenginliklerinden ibaret olmadn
göstermektedir. Zaman zaman mahalli zenginler, idari otoriteler, devlet adamlar tarafndan çeitli
vesilelerle ayni ve nakdi balar da yaplmaktadr. XVI. yüzylda Dulkadiroullar’ndan
ehsuvarolu Ali Bey ile Malkoçolu Bali Bey’in Hac Bekta Zaviyesi’ne yaptklar balar buna
örnek verilebilir. (Ocak, 1992, 377).
45
2. BÖLÜM
1826 SÜREC
1
Kimi kaynaklarda ocan kurulu tarihi olarak 1363 tarihi verilmektedir.
46
kalmtr. Yeniçeri Aalar, ocan kuruluundan 1451 ylna kadar ocaktan tayin
edilirken, Yeniçerilerin II. Mehmed’ten sefer bahii istemek suretiyle yaptklar
isyan üzerine Yeniçeri Aalarnn Sekbanbalarndan tayini gelenei balamtr
(Uzunçarl, 1988, 179). Bu uygulama da zamanla deierek, tamamen ocak
dndan kiilerin aa tayin olabilmesini salayan düzenlemeler getirilmitir
(Halacolu, 1991, 42). Deien bir baka uygulama ise Yeniçerilerin evlilii
konusunda olmutur. XVI. yüzyln ortalarna kadar evlenmemeleri yasaklanan
Yeniçeriler, stanbul ve Edirne’de oda denilen klalarda bekar hayat yaamlardr.
I. Selim döneminden itibaren ise emektarlara bahedilen evlenme hakk, zamanla
geniletilmitir (lgürel, 1986, 388).
1
Defterdar Sar Mehmet Paa, XVIII. yüzylda devletten ulufe alan asker saysn 196.227 olarak
tespit etmektedir (Erylmaz, 1992, 24).
47
artlarn gerçek ihtiyaçlara dayand söylenemez. XVIII. yüzyl itibariyle yüz bin
Yeniçeri olduunu ve bunlarn yarsnn stanbul’da yaadn varsayarsak, bu
sayya yeniçeri çevrelerini de eklediimizde stanbul için önemli bir nüfus arlnn
olutuu ortaya çkacaktr (Çamurolu, 1994, 76).
Devletin zaferden zafere kotuu bir dönemde, aslnda uzun zamandr farkna
varmaya baladklar kendi güçlerini özellikle I. Selim’in babas II. Bayezid’e kar
yürüttükleri iktidar mücadelesinde iyice hissetmilerdir. Onlar artk padiaha karn
da bir güçtür (Çamurolu, 1994, 28). Bu güç II. Osman zamannda kendini tam
olarak ortaya koyar. II. Osman, Hotin seferinin baarszlnn nedeni olarak
Yeniçeri ve Sipahileri görür ve Suriye’den ordu toplatlmas kararn verir, ki bu
karar onun ölümüne neden olacaktr (lgürel, 1986, 392). Böylece, varln klçla
kuran ve koruyan bir devletin temsilcisi olan, fütüvvetin seyfiye kolu saylan ocan
kayt kütüünde ilk sray alan ve ancak böyle bir merasimle hükümdarlk hakkn
kazanan bir padiah, yine ayn ocan eylemiyle öldürülmütür (Gündüz, 1983, 93).
1
Yeniçeriler, stanbul’da esnaf dükkanlarna –yeniçeri olsa da olmasa da– onlara devlet karsnda bir
tür dokunulmazlk salayan nianlar asmaktadrlar (Çamurolu, 1994, 94).
49
Osmanl Devleti ile Yeniçeri Oca arasndaki ilikiye ilikin Niyazi Berkes
(1973, 106)’in yorumu son derece yerindedir:
lk defa III. Mustafa, sonralar I. Abdülhamid Yeniçerilere bir düzen vermeyi
tasarlamsa da baaramamlardr. III. Selim, Nizam- Cedit ile daha kararl bir
ekilde oca kaldrma planlar yapmtr. Modern askerlii kabul edenlerin Nizam-
Cedit saflarna alnmas, istemeyenlerin olduklar halde braklmas kabul edilince
devlet eyleme geçmitir. Birçok olumsuzluk, yetersizlik, iradesizlik nedeniyle
Nizam- Cedit’e yazlanlar ksa süre içinde talimleri anlamsz bulmaya, ‘bu gavur
iidir, bize yaramaz’ demeye balamtr (Berkes, 1973, 107). Nizam- Cedit
düüncesi eyleme geçmeye baladkça, bunun eninde sonunda ocan kaldrlmasna
varacan düünen Yeniçerilerin says ve birbirini çekemeyen devlet adamlarnn
Yeniçeri taraftarl da ayn oranda artmaktadr. Bu zümrelerin Yeniçeri taraftarl,
eriat ve kanun taraftarlndan deil, siyasal çekimelerde bunlar kendilerine araç
olarak kullanma isteinden ileri geliyordu (Berkes, 1973, 107). III. Selim, kendinden
50
1
mparatorluk danman.
52
güç’ olarak ortaya çkmasnda, askeri ve sivil zümrelerin Yeniçerileri bilinçli olarak
yönlendirmelerinin etkinliinden de söz edebiliriz.
1
Öyle ki, Selim Paa’nn atanmas meselesi bile büyük sorun oluturmutur. Selim Paa Sadrazam
olduunu örendikten sonra, Yeniçerilere bir ey hissettirmemek adna durumu sadece kardei Halil
Bey’e haber vermi ve Silistre’den stanbul’a bir Tatar kyafetine bürünerek gelmitir (Çamurolu,
1994, 84).
54
Nihayet 12 Haziran 1826 ylnda Ekinci Ocann ilk talimi balar. Yeniçeri
ileri gelenleri, talimden sadece silah talimini anladklarndan, bu ie söz verdikleri
halde yanamazlar. Ayrca, Yeniçeriler arasnda yeni talim nedeniyle elde olan
Yeniçeri esamelerinin ellerinden alnaca eklinde propaganda yaplmaktadr.
Hükümet ise, elde olan esamelerin, hayatlar boyunca ellerinde kalacan
duyurmutur (Sezer, 1998, 219).
Asl etkili konumay ise ulemadan Abdurrahman Efendi yapt: “Bu din ve
devletin devam ve bekas murad- ilahi ise, o habisleri mahvederiz. Deil ise bu din
ve devlet yolunda mahvolup gideriz. Daha ne olmak ihtimali kald?” (Karal, 1994,
148). Bunun üzerine II. Mahmud, Sancak- erif’in Sultanahmed Meydan’na
dikilmesini ve vatann seven her stanbullu’nun sancak altnda toplanmas emrini
verdi. Birkaç saatin içinde halk, örenci, asker, ulema ve devlet erkan Sancak-
erif’in altnda toplanarak ocan üzerine yürüdü.
1
Huruc ales-Sultan: Meru Sultana kar açk isyan.
57
hamallar, stanbul’un XIX. yüzyl balarndaki ekonomik yaps içinde önemli bir
nüfusun geçinmesini salyordu. Ocan kapatlmas sürecinde bunlarn binlercesi
Anadolu’ya sürülmütür (Timur, 1989, 138). XIX. yüzyl balarnda en az 5 bin
hamaln, yaklak 30 bin nüfusun geçimini saladn düünürsek, 1826 sürecinin
ardndan binlerce insan için ocakla birlikte ekmek kapsnn da kapandn
söyleyebiliriz (Baykara, 1990, 150). Baykara, Türklere hamallktan el çektirilmesiyle
birlikte Ermenilerin bu i kolunu doldurduunu belirterek, “Türklerin hizmet ve
esnaflktan uzaklatrlmasnda, 1826 önemli bir tarihtir” vurgusunu yapmaktadr.
1826 yl Austos ay sonunda stanbul’un birçok semtinde yangnlarn çkt
görülmektedir. Ayrca, bir grup Yeniçerinin 1830 ylnda Kastamonu bölgesinde iki
ayr baarsz isyan hareketinde bulunduu anlalmaktadr (Çamurolu, 1994, 102).
Takvim-i Vekayi’nin 1833 Austos saysnda ‘Trnova’da Cadlk Vakas’ diye iki
yeniçerinin mezarlarnn açld, bunlarn saç, sakal ve trnaklarnn uzam
olmasndan, geceleri dirilip vampirlik yaptklarnn anlald haberi verilir.
Anlalan Osmanl yönetimi, Yeniçerileri karalayp, kamuoyunun destek ve
59
Ocan lavndan sonra on be gün içerisinde on binden fazla asker yazlarak,
Asakir-i Mansure-i Muhammediyye adyla yeni talimli bir ordu oluturuldu (Mutlu,
1994, 24). Ordunun seraskerliine de Yeniçeri Ocann kaldrlmasnda büyük
hizmetleri geçen Aa Hüseyin Paa getirildi (lgürel, 1986, 395). II. Mahmud, halkn
dini duygularn da hesaba katarak Hristiyan subaylarn yerine Mehmet Ali Paa’dan
60
Türk ya da Arap subaylar istedi. Mehmet Ali Paa’nn bunu reddetmesi üzerine
Prusya’dan subaylar getirildi, ancak düük rütbeli olan bu subaylardan da yeterli
verim alnamad (Karal, 1994, 151).
Bektailiin ordu üzerindeki moral kayna olma ile ilgili bütün faaliyetleri,
o günden itibaren Mevlevilik tarikatna geçmi ve tarikatn ordudaki temsilcisi olan
eyhe ‘mareallik’ 1 unvan verilmitir (Kara, 1990, 210).
1
1826’ya kadar Bektailik temsilcisi miralay rütbesinde idi. II. Mahmud ise bu rütbeyi mareallie
yükseltmitir (Kara, 1990, 210).
61
Öztürk (1992), “Bektailik’in, çok geni kitlelere hitap eden bir tarikat
olduunu düünürsek, onun, Hac Bekta’n ölümünden hemen sonra bozulmaya
baladn ..... kabulde hiç zorluk çekmeyiz” diyerek bozulmann tarihini Hac
Bekta’n ölümüne kadar götürmektedir. Yukardaki bölümlerde ortaya koyduumuz
üzere, Hac Bekta’n hayatta olduu süreçte Bektailik diye bir tarikatn ya da
örgütlenmenin varolmadn rahatlkla söyleyebiliriz. Dolaysyla, Bektailik Hac
Bekta’n ölümüyle bozuldu, yaklam da havada kalan bir bak açsnn ürünüdür.
Devletin dini olan slam, atalarnn gelenek ve göreneklerinin ar bast bir
boy yaam topluluunda, söylencelere ve anlatlarak dayanm bulunan Batni
görünüm altnda daha kolaylkla özümsenmitir diyebiliriz. Ayrca, temelde zengin
olan inançlar karmna, Anadolu yerleik nüfusunun ayrlmaz parçalar olan baka
öeler de katlacaktr (Melikoff, 2000, 34).
1
Ahilik ile Bektailik arasndaki daha geni bilgi için Melikoff (1999b)’un eserine bavurulabilir.
63
etkin ekilde kullanan zaviye olarak Sar Saltuk Zaviyeleri gösterilebilir. Yunanistan,
Arnavutluk, Romanya ve Bulgaristan’da bulunduklar yerlerdeki mahalli aziz
kültlerini kendilerine mal ederek slamiletirmiler ve böylece yerli Hristiyanlarn
Müslümanlamalarna katkda bulunmulardr (Ocak, 1992, 375). Ayrca, Bedreddin
hareketinin etkin olduu bölgelerin, sonralar gözde Bektai muhitleri haline geldii
anlalyor. Her iki hareketin youn olarak etkinlik gösterdii yerler arasnda Trakya,
Bulgaristan, Eflak, Makedonya ve kukusuz Bedreddin’in müridlerinin varlnn da
saptand Bektailiin kalesi Arnavutluk gösterilebilir (Balivet, 2000, 103). Her iki
hareketin paralelliini daha anlaml hale getiren nokta Bedreddin hareketi
içerisindeki Hristiyan etkinliidir. 1
Hurufilik, harflere gizli anlamlar yükleyerek sistemli bir temelle kurulan bir
tarikattr. Hurufilikteki beden balarndan kurtularak kendilerinde tanrsall
bulmay, tanrsallkla bütünlemeyi amaçlayan yaklamn en önemli temsilcisi
üphesiz ki, Seyyid Nesimi’dir. Hurufiliin Bektai doktrini üzerinde ne ölçüde iz
braktn anlayabilmek için Bektai edebiyatn incelemek yeterlidir (Ocak, 1992,
1
Bektai senkretik yapsndaki Hristiyan etkisine ilikin ayrntl bilgi için Balivet (2000)’in eserine
bavurulabilir.
2
Fahreddin Acemi’nin Hurufilerden birkaçnn Edirne’de yaklma ilemi srasnda atei üflerken
sakaln tututurduu bilinmektedir (Gölpnarl, 1953, 269).
64
375). Bu balamda Nesimi, Virani ve Yemini ile birlikte Bektai edebiyatndaki yedi
büyük air arasnda saylan Hurufi airlerinden birkaçdr (Melikoff, 1999b, 170).
Hurufiler, kendilerine ait baz yaklamlar Hac Bekta’n gizli fikirleri diye
tantmasyla birlikte, younlaan zndklk ve sapknlk ithamlarndan korunmak için
Bektailik içerisinde kendilerine daha fazla yer açmlardr (Hasluck, 1995, 72).
Özellikle II. Bayezid’e kar yaplan suikast giriiminden sonra k veya torlak diye
bilinen Kalenderilere kar balayan takibat neticesinde, Hurufilik de youn olarak
Bektailie szmtr (Köprülü, 1944, 462). I. Süleyman döneminde Hurufi düüncesi
Osmanl mparatorluu topraklarndan tamamen atlmaya çallr, ancak Hurufiliin
Bektailikle kaynam olmasyla bu tam olarak gerçekletirilemez (Melikoff, 1999b,
170).
34). Çehrenin son eklini almasnda Balm Sultan’n tarikatn bana getirilmesinin
de etkinlii büyüktür. Hurufi, Kzlba etki ve Balm Sultan’n Bektai yaplanmasn
salamasnn yakn zamanlara denk gelmesinin tesadüf olmadna yukar
bölümlerde deinmitik. Balm Sultan böyle bir ortamda ‘Hak-Muhammed-Ali’
tarznda ifade edilen dinsel yaklam ve on iki imam kültünü Bektailiin esaslar
arasnda en ba yere yerletirir (Ocak, 1992, 375). Bektailikteki Ayn-i Cem,
Kzlba tören kurallarnn Bektailer üzerindeki yönlendirici arlnn bir dier
kantdr (Melikoff, 1999b, 186). Kzlba ve Bektai törenleri ayrntlarda baz
farkllklar gösterse de, özünde ortaktr. Bedri Noyan Dedebaba (1995)’ya göre fark;
-erkanda ufak deiiklikler olmakla birlikte- inançlarda deil, yönetme tarzndadr.
Kzlbalkta önemli yer tutan ‘musahip kardelii’ gelenei, Bektailikte yok iken,
‘mücerret dervi’ adeti ise Kzlbalkta yoktur.
Marifet abna yunmayan ak / Hakikat kamili saylmaz asla” (Eröz, 191)
1
Bektai geleneine göre eriat: Anadan domak, Tarikat: krar vermek, Marifet: Nefsini bilmek,
Hakikat: Tanr’y kendi öz varlnda bulmak anlamna gelir (Dedebaba, 1995, 251).
67
padiahn ‘ayann tozuna yüz sürecek’ ölçüde balln; tarikat olarak namaz
klp, oruç tuttuklarn, tarikatlarnn eriat kurallarna uyduunu bildirmitir
(Birdoan, 1996, 85).
verebiliriz 1 . Ayrca Bektailikteki ‘Allah’ ile olan iliki, görünüte alaya almak yada
kafa tutmak eklinde alglanrken, özünde korkudan ziyade sevgiye dayanan bir
inancn ifadesidir (Gölpnarl, 1985, 163). Bu tür örnekleri sralamak mümkündür. u
aamada Bektai dinsel yaklam ile ehl-i sünnet inancn ayn paydada
deerlendirmenin dahi tartma götürdüü gerçeini ortaya koymakla yetineceiz.
Örneklerde de görüldüü gibi Bektai teolojik örgüsünde yer bulan her inanç
sistemi, bir taraftan Bektailiin heterodoks yann kuvvetlendirirken, dier taraftan
da bu katklar Bektailik ile ehl-i sünnet inanc arasnda öteden beri var olan
farklln derinlemesine yol açmtr. Felsefi, dinsel ve yapsal olarak Osmanl
merkezi yönetiminin dairesini zorlayan bu farkllk, zaman içinde uçurum noktasna
gelmitir. Çünkü artk zamanla Bektai zümreleri ile Sünni inanç çevreleri arasndaki
en büyük ortak nokta slam tasavvufundaki benzerlikler olacaktr. Bektai
zümrelerini slam’a balayan en ciddi balant Hz. Ali sevgisidir. Bu yüzden Hz.
Ali’yi sevenleri sevme, sevmeyenlerden nefret etme anlay Bektailiin özünü
oluturur. Bektai çevreleri, bünyelerine katlan her inanç unsurunun da yardmyla
ibadet, tasavvuf, erkan, ritüel açsndan yeni esaslar üretmilerdir.
1
Bu ritüele tüm Bektai-Kzlba Ayn-i Cemlerinde rastlanmaz. Daha çok Balkanlar ve Arnavutluk
bölgesindeki Bektailerde görülebilen bir ritüeldir.
69
bilinmeyenlerle dolu bir problematik olduu kanaatindeyiz. öyle ki, her iki ocak
arasnda ilikinin bir ekilde var olduu bilinmekle birlikte, bu ilikinin niteliine
ilikin veriler farkl görülere ulalabilecek özellie sahiptir.
balangc daha öncesinde bir ekilde varolmakla birlikte, Balm Sultan ile ivme
kazanmtr kanaatindeyiz.
Yeniçeri Oca’nn Bektailikle olan ilikisi bir ekilde ocan lavna kadar
sürmütür. Yeniçerilik üzerindeki Bektai etkisine yönelik en belirgin gösterge
olarak ocakta kullanlan tabirler gösterilir. Ocaa, ‘Oca- Bektaiyan’; Yeniçerilere,
‘taife-i Bektaiye’, ‘Gürüh-u Bektaiye’, ‘Zümre-i Bektaiyan’; Ocak aalarna
‘rical-i dudman- Bektaiye’; Ocaktaki Çorbaclara ‘Sanadid-i Bektaiyan’, ‘Aayan-
Bektaiyan’ gibi tabirler en çok kullanlanlar arasndadr (Uzunçarl, 1988, 150,
235).
Ocan 94. cemaat ortasnda Hac Bekta babalarndan birinin, Hac Bekta
Vekili olarak oturduu bilinmektedir (Ahmet Cevdet, 1966, 235).
Sulucakarahöyük’teki merkez tekkedeki postniinin ‘Hac Bekta Vekili’ unvan ile
stanbul’daki bütün Bektai tekkeleri babalarnn en büyüü olarak Aksaray’da
Etmeydan’nda Yeni Odalar diye anlan büyük yeniçeri klasnda oturmas,
Yeniçeriler üzerindeki Bektai nüfuzunun en önemli temsil mekanizmasn
oluturmutur (Koçu, 11). unu belirtmekte de yarar vardr ki, Yeniçeriler arasnda
Rüfai, Kadiri, Bayrami gibi baka tarikatlara girmi olan insanlar da mevcuttur
(Ülkütar, 1969, 11).
Merkez Tekkedeki postniin vefat ettii zaman yerine geçen yeni baba
stanbul’a gelir. Yeniçeri Ocandaki Bektailer onu alr, alay ve Aa Kapsna
götürürler, tacn Yeniçeri Aas giydirip alay ile Bab- Ali’ye gider ve Sadrazam
71
tarafndan kendisine ferace giydirir (Ahmet Cevdet, 1966, 235). Yeni Postniinin
stanbul’daki ihtiyaçlarnn karlanmasnda Ocakl Bektailerin yardmc olmas da
gelenektendir. I. Süleyman döneminde, postniin Sersem Ali Dedebaba’nn
stanbul’a daveti bu konuya örnek oluturabilir (Ülkütar, 11).
Yeniçeri inancna göre, orta ve bölük kazanndan baka, bir de Hac Bekta-
Veli’nin içinde çorba piirdikten sonra hediye ettiine inanlan kazan (Kazan- erif)
vardr. nana göre bu kazan kaldrlp yerine su dökülürse dünya alt üst olacaktr
(Uzunçarl, 1988, 259). Ocak ile tarikatn ban gösteren bir dier gelime ise, II.
Viyana kuatmasnda esir alnan Kont Marsigli tarafndan aktarlmaktadr. Kont,
Yeniçeri Aasnn Divan’da Hac Bekta’n ad geçtiinde sürekli ayaa kalktn
söylemektedir (Birge, 1991, 85). Ayrca Aa Kaps’nda Hac Bekta- Veli’nin ruhu
için dua okutulduu da bilinmektedir (Uzunçarl, 1988, 398, 621).
iman yemini alnd bilinmektedir (Birge, 1991, 85). 1822 tarihli Yeniçeri askerinin
terhis belgesinin çevirisinde “Oniki mam, Oniki tarik, üçler-yediler-krklar” gibi
Bektai ritüelinde yer bulan ifadelere rastlanlmaktadr (Birge, 1991, 86).
Yeniçeriler ile Bektai tekkeleri arasndaki ilikiye ilikin bir dier örnek
Faroqhi (2000) tarafndan verilmektedir. 1720’li yllara ait bir belgeye göre, o dönem
tarikatn banda bulunan eyh Elvan, Hacbekta Zaviyesine bal tarikat
vakflarnn düzeni ile ilgili çkan bir sorun üzerine stanbul’a gider. eyh Elvan’n
stanbul’a yapt ziyaret srasnda Yeniçeri Aasnn araclndan faydalanm
olduu tahmin edilmektedir. Üst rütbeli olmad bilinen Ali Aa isimli bir Yeniçeri,
ald emirle Hacbekta Kasabas’na gelerek, eyh ailesinin bir ferdinin vakf
idareciliini üstlenmesini, baka birisinin nazr tayin edilmesini salayarak stanbul’a
dönmesi istenmektedir (Faroqhi, 2000, 116).
biri gönderilmi olabilir (Faroqhi, 2000, 116). Bu örnein dndaki baz durumlarda,
tarada bulunan baz zaviyelerin eyhlerinin Hacbekta’taki eyhin müdahalesini
gerçekten de gereksiz bulup onun yerine bölgedeki kadya bavurmu olduklar
olaylara rastlanmasn da mümkün olduu tahmin edilebilir.
Aslnda çeliki gibi görün her iki yaklamn birçok ortak noktas mevcuttur.
Her eyden önce, Yeniçeriliin kuruluunda Bektai etkisinin srarla vurgulanmas
ile Osmanl Devleti’nin oluumundaki Bektai etkisini ön plana çkarma gayreti
arasnda dorudan bir iliki vardr. Yukardaki örneklerde de görüldüü gibi,
Bektailer ile Yeniçeriler arasndaki iliki, özellikle I. Selim dönemi Safevi Sava ve
Kalender Çelebi isyanlarndan da anlald gibi ekilsellik yan ar basan, yüzeysel
bir ilikidir. Çamurolu (1994), Yeniçerilerin Bektailii sürecinin ciddi anlamdaki
balangcn, yani iç içe geçiini daha sonraki yüzyllarda aramaktadr. Sürecin ciddi
anlamdaki balangc her ne kadar XVI. yüzyl bulsa da, gerçek anlamda
özdelemenin XVIII. yüzylda gerçekletii anlalmaktadr. Öz (1997a)’e göre
XVIII. yüzylda her iki güç kader birlii içerisine girmitir. Çamurolu (1994)’na
göre ise, Patrona Halil syan bu anlamda bir dönüm noktasdr. Uzunçarl (1988)
da, dönüm noktas olarak Alemdar Mustafa Paa syann göstermektedir.
1
II. Mahmud tarafndan vakanüvislie getirilen Esad Efendi’nin, Üss-ü Zafer adl yaptndan dolay
10 bin kuru ve 2630 altnla ödüllendirildii unutulmamaldr (Öz B., 1997a, 177). Bu bakmdan Esad
Efendi’nin Üss-i Zafer adl eserinin II. Mahmud tarafndan, Bektai Tarikat ve Yeniçeri Oca’nn
lavnn üzerine kurmaya çalt yeni ve merkezi düzenin oluumu için propaganda yapmas
amacyla yazdrld düünülebilir (Ortayl, 2000, 345).
77
Enver Ziya Karal (1994, 150)’n “Bektailer, Yeniçeriler gibi her türlü
yenilie dümandlar” eklinde görüü vardr ki, bu yargya nasl ulat konusunda
fikir sahibi deiliz. Ancak, Bektailiin dinsel ve senkretik yaps itibariyle deiime
ve yenilie en açk tarikat olduunu söyleyebiliriz.
Celveti, Sadiyye gibi birçok tarikatn temsilcisinin yannda sadrazam, eski ve yeni
eyhülislam gibi önemli devlet adamlar da katlr (Cevdet Paa, 1966, 236).
Sadrazam ilk sözü alarak tarikat müridlerinin slam’n farzlarn yerine getirmemesi
gibi örneklerin eliinde katlmclara fikirlerini sorar. Katlmclar önceleri “O
tarikat adamlar ile ilikilerimiz olmad için durumlarn ve tutumlarn bilmeyiz” 1
demekle birlikte daha sonra, duyduklar ehl-i sünnet d eylemlerden örnekler
verirler (Cevdet Paa, 1966, 237). ‘Öldürülmeleri vaciptir’ kararnn ardndan lav ve
cezalandrma ileminin nasl olacana dair konumalar yaplr.
Üsküdar ve Eyüp bata olmak üzere altm yldan önce yaplm olan Bektai
Tekkelerinin dier tarikat ileri gelenlerine tahsis edilmesine, altm yldan sonra
yaplm olanlarn da yklmalarna, tekkelerde bulunan cami, mescid ve
medreselerin ayn amaçla kullanmnn devam edilmesine karar verilir. Her iki grup
tekkelerde bulunan Bektai Baba ve müridlerinin dinsel açdan ‘düzelmesi’ için
Hadim, Birgi ve Kayseri gibi ulemann youn olduu yerlere sürgün edilmeleri
yönünde görü bildirilir (Cevdet Paa, 237).
1
II. Mahmud döneminin ünlü sufilerinden Kuadal brahim Halveti, Bektailere yaplan bu olaylar
tasvip ettiini, Bektailik, iilik, Rafizilik’in birbirleriyle sk ilikileri olduunu, hatta hepsinin de
ayn olduunu, dostlarna yazd bir mektupta padiahn ve ulemasnn vermi olduu bu karar
desteklediklerini bildirmitir (Öz G., 1997, 72).
82
3. BÖLÜM
Cevdet Paa (239), Bektailerin sk bir ekilde arand srada Beikta
Cemiyet-i lmiyesi 1 olarak bilinen özel bir ilmi grubun üyeleri olan Melekpaazade
Abdülkadir Bey, eski vakanüvis anizade Mehmet Ataullah Efendi 2 ve defterdar
smail Ferah (Ferruh) Efendi gibi isimlerin Bektailikle suçlanarak Manisa,
Menemen, Bursa gibi yerlere sürgün edildiklerini bildirmektedir 3 . Ancak Ferah
Efendi, o dönemde Tefsir-i Mevakip adl eseri yazmakla megul olduu için,
padiahn emriyle eserini tamamlamak üzere sürgün yeri Kadköy olarak
deitirilmitir. Murat Mollazade Arif Efendi de bu yolla suçlanr ve stanbul’a ayak
basmamak üzere Aydn Güzelhisar’na sürgün edilir. Cevdet Paa (239), bu konuya
ilikin tespitini u ekilde bitirmektedir: “Bunlarn Bektailikle hiç ilgi ve ilikileri
yoktu”. Ayrc, devlete kar açkça tavr taknd iddia edilen sarraf abç Yahudi
Bektailikle itham edilerek idam edilmitir. abç Yahudi’nin idamndan sonra bütün
mallarna devletçe el konulmutur (Mutlu, 25). Örneklerde görüldüü üzere,
birbirlerine kar dümanlk besleyen insanlar, hasmlarn Bektai olmakla
‘suçlayarak’ ceza almalarn salamaktadrlar. Bu gibi örnekler o dönemde Bektai
olmann ne denli takibe maruz kalnabileceinin ipuçlarn vermektedir.
1
Bu oluum, sadece felsefe, iir, edebiyat ve modern ilimlerle uraan bir dernektir (Çamurolu,
1994, 37).
2
anizade, tbbi eserlerin yannda aritmetik, geometri, cebir ve askerlik üzerine kitaplar olan bir
bilgindir (Çamurolu, 1994, 37).
3
II. Mahmud yaynlad fermannda anizade’nin sürgünü konusunda “… pek ünlü olmakla birlikte
bunlarn dahi terbiyelerinin verilmesi gerekir” eklinde ifade kullanmaktadr (Öz B., 1997b, 90).
85
Bektailere yönelik olarak uygulanan takip siyaseti öyle bir boyuta varmtr
ki, Yeniçeri isyan srasnda hapiste olmalarna ramen, 15 kii daha sonra
tutuklanarak dier Bektailer gibi eyhülislamn sorgusuna çekildikten sonra yedi
tanesinin ehl-i sünnet olduklarna kanaat getirilerek serbest braklmasna, dier sekiz
tanesinin ise bozuk itikatlar sebebiyle ayr ayr yerlere sürgün edilmelerine karar
verildii anlalmaktadr (Ayar, 1998, 42).
Dier taraftan II. Mahmud 1827 ylnda, Hac Bekta Veli Vakf yönetimini
Nakibendi Tarikat ilkeleri dorultusunda yönetmesi kouluyla Hamdullah
Efendi’nin kardei Veliyüddün Efendi’yi görevlendirdii dorultusunda bir berat
verir: “… kötünün ortadan kaldrlmasyla Nakibendi Tarikat usulü yerine
getirilmek kouluyla ad geçen karde Seyyid Veliyüddin’e …….. görev belgesi
gereince bu berat verdim” (Öz B., 1997b, 93). Bektai Veliyüddin posta
1
Ali Bey’in Rumeli’de Dimetoka ve civarnda yapt tahkikat neticesinde dört adet defter hazrlad
anlalmaktadr (Mutlu, 1994, 25).
2
Rumeli’ye yolculuk srasnda Ali Bey’e Bektailik haricinde bir de ek görev verilmi, Ali Bey asl
görevini yapamamaktan muzdarip olmas nedeniyle bir yardmc daha istemitir. Ali Bey’in tekkelerle
ilgili görevi Osmanl merkezince daha önemli görülmü olmal ki, öteki görevi üzerinden alnm ve
yalnzca Bektailerle ilgilenmesi istenmitir (Ayar, 1998, 51).
86
II. Mahmud, ‘bunu kendimize i edinip bu din sapkn topluluu yok etmeye
çalacaz’ diyerek, idam edileceklerin hemen öldürülmelerini, balanmas
istenilenlerin ise sürgün edilmelerini buyurur (Öz B., 1997a, 180). Sanrz
Bektailerin takip iinin gevek tutulmu olmasndan dolaydr ki, padiah bu iin
yakndan izlenmesi ve Bektailiin tümüyle yok edilmesini sadrazamlk katndan
tekrar ister. Ancak II. Mahmud’un sadrazamndan kimi Bektailerin aratrlmasn
ve gereken cezann verilmesini istedii fermannda “… Ben sana söyler iken rüzgarn
iddetli olmasndan ve camlarn vurmasndan iitememisin….” ifadelerinden
üslubunun fazlasyla sertletiini söyleyebiliriz (Öz B., 1997b, 91).
1
Darphane Nazr ile Asakir-i Mansure bakan kastedilmektedir.
87
1
Trakya’daki Otman Baba Zaviyesi’nin I. Süleyman dönemindeki mutfak araçlarnn says –16
kazan, 43 sahan, 73 tepsi, 32 bakraç, 7 tava, 10 kepçe, 6 büyük tas (Ocak, 1978, 267)–
düünüldüünde Bektai zaviyelerinin ne denli etkin hizmet verdii, yaygn olduu ve halkça kabul
gördüü sonucuna ulamamz salayabilir.
90
Tekkesi, Niyazi Baba Tekkesi, Cafer Baba Tekkesi, nci Baba Tekkesi; stanbul:
ahkulu Sultan Dergah 1 , Karaaaç Tekkesi, Karyad Tekkesi, Perian Baba
Tekkesi, ehitlik Tekkesi, Akbaba Tekkesi, vaz Fakih Baba Tekkesi, Bademli
Tekkesi, Yarmca Baba Tekkesi, Alam Baba Tekkesi 2 ; Rumeli: Pnarhisar
Tekkesi, Demir Baba Tekkesi, Seyyid Ali (Kzl Deli) Sultan Dergah, Kesriye
Tekkesi, Vodorina Tekkesi, Velikiot Tekkesi, Kuç Tekkesi, Hdr Baba Tekkesi;
Msr: Kaygusuz Abdal tekkesi, Kasr- Ayn Tekkesi (Hasluck, 1995; Melikoff,
1999b; Öz B., 1997a; zeti, 1998).
1
El konulan Bektai tekkelerdeki arazilerin kuru/sulak tarla, bahçe, çayr, mera, ba gibi niteliklerine
göre ayrlarak kaytlara ilendii anlalmaktadr. Ayrca sr, keçi, koyun, at, katr ve merkep gibi
hayvanlarn ve meyve aaçlarnn da saylar kaytlarla sabittir (Dacolu, 1996, 25, 37). Örnek
olarak Silistre sancandaki dört ayr Bektai Tekkesindeki 217 hergelenin (merkeb) 5236 kurua
satldn verebiliriz (Ayar, 1998, 59).
2
Tekkelerin müsaderelerinde zaman zaman tekkelerde bulunan ve ‘mülk’ diye tarif edilen, eyhlerin
kendi ahslarna ait emlak ve arazilerin eer varisleri varsa bunlara braklmas uygulamasnn
benimsendii anlalmaktadr (Ayar, 1998, 59). Bu tür uygulamalarla, -eyhin sürgün edilmesi
nedeniyle- aile efradnn madur olmamas gibi bir amacn gözetildii görülmektedir.
92
Demir Baba Zaviyesi, Göbekli Saraç Baba Zaviyesi, Nefer Baba Zaviyesi ve
Hzr Baba Zaviyesi ile Kara Baba Tekkesinde de birer kütüphane mevcuttur. Bu
zaviyelerde bulunan kitaplar Abdal Musa zaviyesindeki mevcut kitaplardan daha
azdr. Ancak kitaplara bakld zaman genelde içerik yönün ayn tür eserlerin varl
göze çarpar. Bu eserler ya büyük slam klasikleri ya da didaktik edebiyat eserleridir
(Dacolu, 1996, 24). Ancak bu durum, Bektailerin Sünniliine kant gösterilmesi
anlamna gelmemektedir. Bektailerin, kendilerine ait kitaplarn yannda Sünni dinsel
öretiye yönelik kitaplarn da bulunmas, Osmanl devlet yönetiminin bir basks
sonucu olabilecei gibi, bilgi edinme gereinin sonucu da olabilir (Öz B., 1997a,
209). Bu arada baz Bektailerin, Osmanl Devletinin takibinden en az zararla
kurtulmak için ehl-i sünnet d eserlerin bazlarn ortadan kaldrm olmas ihtimali
de akla gelebilir.
93
Ahmet Yaar Ocak (1992, 378), Bektai Tarikat’nn ilgasnda sadece birkaç
küçük tekke eyhinin idam edilmi olmasyla yetinildiini belirtmektedir. 1826
sürecinin Sayn Ocak’n dedii gibi birkaç Bektai Babasnn idamyla sonuçlanm
olmas dorudur. Ancak ilga, her ne kadar –bilindii kadaryla– birkaç idam cezas
ile sonuçlandrlmsa da bu, Bektailere yönelik olarak yaplan basknn az olduu
anlamna gelmemelidir. Her eyden önce son Yeniçeri isyannda bulunan suçlular
tek tek bulmann mümkün olmamas nedeniyle Bektailerin tümü hakknda –her ne
kadar tam olarak uygulanmasa da– ‘katli vaciptir’ karar alnmas önemli bir
göstergedir. Ayrca Osmanl yönetimi, tarikat hedef almam olsayd tüm Bektai
Tarikat’n kapatp, Bektailikle ilgili her eyi yasaklar myd?
1826 süreciyle birlikte Balm Sultan dönemi ile balayan Bektai Tarikat’nn
‘resmi tarihi’ sona ermitir. Bu süreç, Bektailer için üçüncü evre olan 1826 sonras
‘gizli yllar’n balangc anlamna gelmektedir. Osmanl heterodoks inanç
geleneinin en büyük tarikat olan Bektailik, yaklak üç yüz yldan fazla bir zaman
resmi faaliyetini yürüttükten sonra etkinliini resmi olmayan boyuta tamtr.
Ahmet Yaar Ocak (1992, 377), II. Mahmud’un Bektailie indirdii 1826
darbesini baka bir tarikata indirmesi halinde büyük ihtimalle o tarikatn dalp
94
olduklar eklinde cevaplar vererek kurtarrlar. Bu, meru bir savunma biçimi olarak
kabul edilen takyyedir 1 (Birge, 1991, 89).
Genel kabul gören yaklam –ki ehl-i sünnet tarikatlarn da düsturu budur–
‘olduun gibi görünmek ya da göründüün gibi olmak’ iken, Bektailikte ise
‘göründüün gibi olmamak ve olduun gibi görünmemek’ esastr (Ergun, 1943, 409).
Tamamyla yok edilemeyecek kadar yaygn olsalar da, can korkusu onlar
gizlenmeye götürmütür. Açkça Sünni olan bir ülkede gizlilik her zaman belirli
ölçüde zorunlu olmutur. Ancak bu zorunluluk 1826 süreci karsnda kesinlikle
artmtr (Birge, 1991, 93). Bundan ötürü, dier tarikat kisvelerine bürünmek ve
kendilerini bu tarikatn mensubu gibi göstermekten de bir saknca duymamlardr.
Gizlilik ve takyye ve gibi uygulamalar, belki de Bektailerin varlklarnn sürmesini
salayan ve inançlarnn sonraki nesillere aktarlmasna yardmc olan en önemli
unsurdur. Böylelikle Bektailik, 1826 süreci ile resmen sona ermesine ramen fiilen
yaamaya devam etmitir.
Tarikata yaplan müdahale, Bektaileri ksa bir süre için sessiz kalarak bu
dönemi atlatma eilimine götürmütür. Ancak, bu sessizliin sürekli olmas da
mümkün deildir. Nitekim binlerce üyesi bulunan Bektailik, zamanla kendisine
yaplan bu davran bertaraf edebilmenin ve eski durumuna, eski yasallna
kavumann yollarn aramtr (Kara, 1990, 210). Bu sk siyasi takibat nedeniyle zor
durumda kalan Bektailerin bir ksm cann kurtarabilmek, bir ksm da inanç ve
görülerini devam ettirebilmek için, bu yöntemi tercih ederek dier tarikatlarn
tekkelerine snmlar ve sonra da kendi fikirlerini bu tarikat mensuplarna
benimsetmek yolunu tutmulardr.
1
Takyye: 1. Saknma, çekinme; 2. Birinin mensup olduu mezhebi gizlemesi (Develliolu, 1026).
96
kadar bir süre sonra faaliyetlerine baladklar konusunda elimizde yeterli veri
mevcut deildir.
Yaar Nuri Öztürk (1992, 197) ise, Bektailiin yeniden gün yüzüne çkma
tarihini II. Merutiyete kadar götürmektedir. Öztürk’e göre bunun nedeni, 1840
Tarikatlar Bülteni’nde ve Brown’un 1868 yaynlanan stanbul tekkelerindeki zikir
günlerini gösteren listede Bektailikten söz edilmemesidir. Ancak uras gerçek ki,
Bektailiin Abdülmecid ile birlikte toparlanmaya balamas demek, resmi olarak
zikir yapmas anlamna gelmemektedir. Keza artk Osmanl Devletinin sonuna kadar
resmi olarak zikir yaplamayacaktr. Bu anlamda tarikatlarn zikir günleri arasnda
Bektailerin zikir programnn bulunmamas gayet normaldir.
1
Dergahn gerçek anlamda faaliyet yürütmesi Mehmet Ali Hilmi Dedebaba zamanndadr (Öz B.,
1997a, 194).
2
Baki Öz (1997a, 194)’e göre ilk açlan Bektai Tekkesi budur. Tekke, Abdülmecid döneminde
smail Baba tarafndan canlandrlm olsa da, asl önemini Abdünnafi Baba zamannda kazand için
Nafi Baba adyla da bilinir olmutur. Ayrca saraydaki Bektailerin çounluu ehitlik dergah’ndan
nasiplidir (Öz B., 1997a, 331).
3
Kitap Bektai öreti ve uygulamalar hakknda genel bilgiler içerir (Birge, 1991, 114).
99
resmi bir postniinlik atamas anlamna gelmedii, söz konusu kiilerin Hac Bekta-
Veli’nin soyundan gelmesi nedeniyle evladiyet hissesi balanmas eklinde
düünüldüü kansndayz. Ortayl (2000, 350), 1852 ylndaki bir irade ile
Hacbekta Dergahndaki postniinin durumunun restore edildii ve dergahn
Bektailere geri verildiini iddia etmektedir. Ortayl’nn bu bilgiye nasl ulat
konusunda fikir sahibi deiliz. Belki de kastedilen ey bu tarihten birkaç yl
öncesinde evladiyet hissesinin Ali Celalettin Çelebi’ye balanmasdr.
1850 ylnda Charles Mac Farlane adndaki bir ngiliz, Türkiye yolculuu
srasnda yaadklarn kitaplatrr. Buna göre yazar yolculuk srasnda bir ya da iki
Bektai önderiyle iliki kurmu ve tarikatn o srada hzl gelimekte olduuna ikna
olmutur. Özellikle Bursa ve civarnda kalabalk Bektai gruplarna rastlamtr.
Farlane, karlat tüm dier gezginlerle ayn kany paylamaktadr, “o zamanlarda
Bektailer yalnz varolmaya devam etmekle kalmayp ayn zamanda
Muhammedilerin Ortodoks imanlar için bir tehdit oluturacak kadar da
kalabalktrlar” (Birge, 1991, 97). Birge’nin bu kanaate nasl ulat konusunda fikir
sahibi deiliz ancak, bu gelimelerin Bektailerin 1826 sürecinden sonra direncini
belgeleyen önemli bir göstergedir. Dier taraftan Bursa’nn o dönem itibariyle
önemli bir Bektai merkezi olduu sonucunu çkarabiliriz.
Tekkesi, Greitza Tekkesi, Baçka Tekkesi, Hac Süleyman Baba Tekkesi; Üsküp’teki
Süleyman Baba Tekkesi; stanbul’daki Eryek Baba (Perian Baba) Tekkesi Seyyid
Mustafa Baba’nn yardmyla etkinlik kazanmtr (Hasluck, 1991; Öz B., 1997a).
Resmi olarak olmasa dahi fiili olarak yava yava etkinlik kazanmaya
balayan tekkelerin birçounun Arnavutluk’ta bulunuyor olmas, yukarda ifade
ettiimiz gibi, Bektailerin 1826 serecinden sonra Arnavutluk topraklarn
kendilerine snma ve varlklarn devam ettirme merkezi seçtii tezimizi destekler
niteliktedir. Bununla birlikte Abdülmecid dönemindeki Bektailik eski günlerinden
çok uzaktr. Bu dönemdeki Bektailer için en pozitif gelime Bektai takibinin
durmu olmasdr.
1826 sürecinden sonraki Bektailik için Abdülaziz dönemi ‘altn ça’ (Öz B.,
1997a, 192) olarak nitelendirilmektedir. Bu dönemde Bektailiin yeniden eski
haline dönme yoluna girdii görülmektedir (Ocak, 1992, 374). Köprülü (1944,
461)’ye göre ilgadan sonra Bektailiin tekrar ortaya çkmas Abdülaziz zamanna
denk dümektedir. Tanzimat’tan sonra tekkelerin yeniden açlmas srasnda devletin
‘Bektailere iade itibar ettii’, hatta bu konuda ise ‘Sultan Abdülaziz’in samimi
olduunu göstermek maksadyla ikrar verip Bektai tarikatna girdii’
bildirilmektedir (Öz G., 1997, 84).
1
Yazar, 1826’dan bu yana kontrol altnda bulunan yaynlarn baladn, dahas Cavidan’ dahi
yaynlandn belirterek kzgnln dile getirir (Kara, 1985, 985).
2
Hac Bekta Dergah postniinliinin Çelebi Feyzullah Efendi’ye verilmesi hakkndaki Abdülaziz’in
1871 tarihli fermannn tam metni için Öz, B., 1997a, 96’ya baklabilir.
102
1
Mehmet Hamdullah Çelebi’nin Amasya’ya sürgününden sonra, 1828 ylndaki ölümüne kadar postta
küçük kardei Veliyettin Çelebi’nin oturduu, Veliyettin Çelebi’nin olu Ali Celalettin Çelebi’nin
1846’da mütevellilik berat ald bilinmektedir. Osmanl devlet yönetimince postniin olan söz
konusu eyh Feyzullah Efendi, Ali Celalettin Çelebi’nin küçük kardeidir. Celalettin Çelebi’nin
ardndan büyük olu Ahmet Cemalettin Çelebi posta oturur (1902-1921) ki, kendisi ‘Müdafaa’ isimli
kitabn yazardr (Ulusoy, 1986, 70,97,99).
103
1
Mehmed Hilmi Dedebaba’nn merkez dergah postniini Feyzullah Efendi’nin yakn arkada olduu,
1907 ylndaki ölümüne kadar ahkulu’ndaki postniinlik görevine devam ettii bilinmektedir
(Melikoff, 1994, 241).
2
Bektailiin resmilemesi için yaplan bir sonraki ciddi mücadele XX. yüzyln banda çkan
Muhibban dergisi arayclyla olmutur. Derginin amac Bektailiin resmen serbest braklmasdr:
“Baz dedikoducu eyhlerin sözlerine bakp da tarikatlarn ayrs gayrs olduuna inanmak artk
olmaz” (Kara, 1985, 922).
104
Eyüp’teki Karyad Tekkesi ise Mehmet Necip Baba 1 tarafndan yeniden açlmtr.
stanbul’daki Karaca Ahmet Sultan Tekkesi; Anadolu’daki amaspur Tekkesi;
Arnavutluk’taki Krahas Tekkesi, Glava Tekkesi, Trepel Tekkesi, Sianolas Tekkesi;
Bosna’da Seyit Baba Tekkesi; Msr’daki Mukattam Dergah Hdiv smail Paa
tarafndan Abdülaziz döneminde faaliyete geçen ya da tamir ettirilen dier Bektai
Tekkelerinden bazlardr (Köprülü, 1939, 28; Hasluck, 1991, 26-59; Öz B., 1997a,
328-371). Bu tekkelerin faaliyete geçmesinde –Tarikata yeniden resmilik
kazandrmak amacyla– orta ve üst kesimlerdeki kentli insanlarn yaptklar
bürokratik çalmalarn etkisinden söz edebiliriz.
1
Yunanistan’daki Reni Tekkesinde 1888’li yllarda 54 dolaynda derviin bulunduu bilinmektedir
(Hasluck, 1991, 40).
106
Bu noktada Abdülaziz dönemi dinsel ve siyasal hayatnda önemli bir yer tutan
Meclis-i Meayh’e deinmeyi yerinde görüyoruz. Meclisin, kurulu çalmalarna
1863’lerde baland halde, fiili olarak 1866’da etkinlik gösterdii bilinmektedir
(Gündüz, 1983, 204). Meclis-i Meayh’in kurulmasyla beraber uzun yllar kendileri
tarafndan ve kendi prensipleriyle yönetilen tekkeler, bir devlet dairesi haline
getirilmitir 3 (Kara, 1990, 317). eyhülislamla ve Evkaf- Hümayun Nezaretine
kar sorumlu olan Meclis’in kurulu görevi ise tekkelerin tarikat ilkelerine göre
idare edilmelerini salamak ve tekke eyhliklerine yetkin olan kimseleri seçerek
tayin etmektir (Gündüz, 1983, 204).
1
Evrad: Okunmas adet olunan dini dualar (Develliolu, 242).
2
Deveran: Dönüp dolama, dolanma (Develliolu, 181).
3
1868-1881 yllar arasnda stanbul’da 252 tekkenin bulunduu ve bunlardan 35’inin merkez tekke
kabul edildii anlalmaktadr (Gündüz, 1997, 9).
108
Aslna baklrsa bu bilgiyi temkinli karlamakta yarar vardr. öyle ki, henüz
resmi olarak tannmayan bir tarikatn, tarikatlar ve tekkeleri koordine eden bir
kurulda yer almas çeliki gibi görülmektedir. Ayrca Bektailerin Meclis-i
Meayh’e kar yaptklar yeniden yasallama taleplerinin, II. Mahmud’un Bektai
tekkelerini Nakibendilere verdii gerekçesiyle reddedildiini de unutmamalyz.
Bilginin doru olmas halinde, Bektai temsilcisi Mehmet Ebul Feyz Efendi’nin
Nakibendi yolana bal kalmas kouluyla bir temsilin söz konusu olabileceini
düünmekteyiz.
1
Gündüz (1983), II. Mahmud’un bu sürgün olayn Halidi-Bektai mücadelesini yattrmak için
yapm olabilecei gibi, Halidiyye Tarikat’nn kurucusu ile stanbul Halifesi Abdülvehhab es-Susi ve
taraftarlar arasndaki çekimenin durdurulmas amac ile yapldnn düünülebileceini
belirtmektedir.
109
tavr II. Mahmud’un bütün tarikat ehline kar daha dikkatli yaklatn gösterir ki,
bu durum Abdülmecid dönemine dek devam etmitir.
göstergesidir (Kara, 2002, 28). Bektai eyhi Yeniçeri Ocanda ‘miralay’ rütbesiyle
temsil edilirken, Asakir-i Mansure-yi Muhammediye’deki Mevlevi eyhi ise
‘maraal’ rütbesiyle oturtulmutur. Böylelikle II. Mahmud ve son padiahlarn
Mevlevi ve Nakibendi olmalaryla bu tarikatlarn yldz parlar ve orduda
Mevlevilik, halk arasndaysa Nakibendilik Bektailiin yerini almaya çalr 1
(Kocada, 1996, 146).
1
Bektailiin yasaklanmasnn ardndan eyhülislamn ve Nakibendiliin Bosna’da kesin bir
hakimiyet ve yaygnlk kazanmtr (Cornell, 1999, 18).
112
1
Yine bu yüzyln sonlarnda Üsküdar’da Rifai asitanesi eyhi Ziya Efendi’nin banda ‘Bektai fahr’
ile sokaklarda gezmeye balad bilinmektedir (Ergun, 1943, 410).
113
1
XIX. yüzyln bandan itibaren Kzlbalk teriminin yerini Alevilik almaya balamtr.
115
en çok mahalle gibi alt kültürün olduu yörelere yayld alanlar buralardr (Öz B.,
1997a, 192). Baki Öz’ün bu yaklam, Melikoff ile ahin’in birbirine zt gibi
alglanan görülerindeki ortak noktay göstermesi bakmndan önem tamaktadr.
Gerek 1826 sürecini zararsz atlatma amacyla olsun, gerek dier tarikatlarla
girilen ilikiler neticesinde olsun, gerekse Alevilerle yaknlama balamnda olsun
tüm bu gelimeler neticesinde Bektailiin dinsel ritüelinde baz farkllklarn ortaya
çkt görülmektedir. Bu tür deiiklikler temelde gizlilik esasndan hareketle
Bektai ritüelini girmitir.
1826 müdahalesiyle birlikte bata Üss-i Zafer olmak üzere, II. Mahmud’u ve
müdahaleyi öven, Bektaileri yalan söyleyen, oruç tutmayan, riyakar, içki içen,
namaz klmayan, üstü ba kokan bir ekilde tasvir etme yönünde eserlerin kaleme
alnd görülmektedir (Sezgin, 1995, 166-167). Müdahalenin kalemörlüü yönünde
yazlan eserlerin temel hedefi, Bektailii karalamaktr. Oysa, Bektailere yönelik bu
iddialar geni bir anlayla karlanr ki bu, alayc ve hazrcevap Bektai tipini
dourur (Ocak, 1992, 378).
1
Bu balamda 1826 sonras Bektai ritüelinde ciddi yer edinen Bektai fkralarna ilikin bir örnek
vermeyi yerinde görüyoruz:
Bektai ile Hoca birlikte yola çkmlar. Hoca atta, Bektai eekte. Geceyi geçirmek için bir
otlakta mola vermiler. Eyerlerini çkarp yemek yemiler, sonra biraz konumular, yatacaklar vakit
117
“Bir gün Sultan Mahmud tekkeyi bastrr. çerdekilerin hepsi bir delie
sinerler. Yalnz ihtiyar bir Bektai kaçamayarak ortada kalr. Sultan,
babaya sorar: ‘-Baba canlar nerede?’ Baba hemen cevap verir: ‘-
evketlu Sultanm! Seni görünce ortalkta can m kalr?” (Boz, 1999,
106).
Hoca öyle dua etmi: “Yarabbi! Atm sana emanet ediyorum, onu sen koru”. Bektai ise: “Müridim,
benim eeimi de sen koru” diye dua etmi. Hoca arm ve “Bre günahkar, sen de Allah’a emanet
etsene” demi. Fakat dervi hiç aldrmam. Uykuya dalmlar, sabah uyandklarnda Bektai’nin eei
çayrda otlarken, hocann atnn kayplara kartn görmüler. Hoca, “Bu nasl i? Ben onu Allah’a
emanet etmitim. O kaybolmu da Bektainin eei yerinde duruyor” demi. Dervi hiç önemsemeden
cevap vermi: “Bunda alacak bir ey yok hoca. Sen Allah’n tek kulu deilsin. Senin at alm, bir
baka kuluna vermitir. Amma benim Müridimin benden baka kulu yok. Onun için benim eei
sabaha kadar beklemitir.” Öykü hocann bile buna güldüünü söyleyerek biter (Dedebaba, 1995,
627).
118
1
ahkulu Sultan Tekkesi’nde tarikata girmitir (Öz B., 1997a, 327).
2
Rza Tevfik bir mektubunda, yüksek makamlarda görevli birçok Bektainin olduunu, kendisinin
birkaç vezir ve elçi tandn, Talat Paa’nn da kendisi gibi Far-mason ve Bektai olduunu
belirtmektedir (ahin, 1995, 126).
119
1
Bedri Noyan Dedebaba (1995, 444), tannm Bektailerin listesini ayrntl olarak vermitir.
120
Ayn zamanda Far-mason, Jön Türk ve Bektai olan isimler arasnda Rza
Tevfik’in dnda birçok ünlü kii vardr. Talat Paa, eyhülislam Musa Kazm
Efendi 1 , Namk Kemal, Abdülhak Hamid’i bu isimler arasnda gösterebiliriz
(Melikoff, 1999b, 305; 1994, 233).
Eröz (1977), Tevfik Baba örneinden yola çkarak birkaç Bektai’nin Far-
mason olmasyla tüm Bektailere yönelik olarak böyle bir nitelendirmenin
yaplamayacan belirtmektedir ki, bu tarafmzca da yerinde bir yaklamdr. O
dönemin siyasal ve dinsel konjektörü içerisinde; yani Jön Türkler ile ttihat ve
Terakki üyelerinin tarikatlarn elindeki kamuoyunu kullanmak istedii (Kara, 1985,
987), Far-masonlarn dinsel ve siyasal muhalif zümrelerin içerisine szmaya çalt,
Bektailerin varlklarn devam ettirebilmek adna bir taraftan gizlilie çekilip, dier
taraftan da üst düzey bürokratik yaplanmalarla iliki gelitirdii bir ortamda birkaç
Bektai’nin Far-masonluu tercih etmesinden dolay, Bektailerin Far-mason olduu,
yönündeki yaklamlarn abartl olduu kanaatindeyiz. Ayrca öyle sanyoruz ki,
Bektailik ile Far-masonluun yollarnn kesimesini salayan en önemli belirleyici
unsurlardan birisi, her ikisinin de yer altnda faaliyet gösteriyor olmasdr.
1
Bernard Lewis (1970)’e göre eyhülislam Musa Kazm Efendi bir Nakibendi’dir.
123
SONUÇ
Hac Bekta- Veli hakknda bilinenler snrl dahi olsa, kendisinin yaad o
dönemde Anadolu’nun en ünlü velisi olduunu söylememiz tarafmzca pek mümkün
görülmemektedir. öyle ki o yüzylda yaam birçok büyük abdal mevcuttur. ‘eyh
uçmaz, müridi uçurur’ misali, Hac Bekta kültünün ortaya çkmasn ve
yaygnlamasn salayan ahs Abdal Musa’dr. Abdal Musa ayn zamanda ilk
dönem Bektai dervii olan saylabilecek abdallarn öncüsüdür. Bektai kültünü
Osmanl Devleti topraklarna tayan isim de yine Abdal Musa’dr.
Günümüzde baz kimselerin Sünni dinsel öretiye sk skya bal biri
olduu yaklamna kar, bazlarnn da slam d, heterodoks olarak nitelendirdii
Hac Bekta, Abdal Musa bata olmak üzere ‘Rum Abdallar’ olarak nitelendirilen
zümreler tarafndan yüceltilmitir. Hac Bekta kültü, Abdallar zümresi sayesinde
Osmanl Devleti’nin özellikle uç boylarnda etkili olan tasavvuf ekolü haline
gelmitir. Hac Bekta kültünün yaygnlk kazanmasnda, ilk Bektai dervileri kadar,
onlarla iyi ilikiler gelitiren Osmanl Beylii yöneticilerinin tutumu da etkili
124
devam ettirme ans bulamamtr. Ancak bu, Bektailiin varln devam ettirme
ansn bulamayacan anlamna da gelmemitir.
KAYNAKÇA
Ahmet Cevdet Paa, (1966). Tarih-i Cevdet. Cilt 12, stanbul: Üçdal Neriyat.
Cornell, Erik (1999). Bosna ve Bektailii Üzerine. Alevi Kimlii, stanbul: T.V.Y.Y.
Dacolu, Kemal (1996). 1827 (1243) Tarihli Muhallefat Defterine Göre Bektai
Zaviyeleri. Yaynlanmam Yüksek Lisans Tezi. Isparta: Süleyman Demirel
Üniversitesi.
Hathaway, Jane (1999). Unutulan kon: Hz. Ali’nin Klc Zülfikar’n Osmanl
Türevi, Cogito Osmanllar Özel Says. Say 19. stanbul: YKY.
pirli M. (1990). II. Mahmud Döneminde Vakflarn daresi, Sultan II. Mahmud ve
Reformlar Semineri. stanbul.
131
Koçu, R. Ekrem (1970). Yeniçeriler ve Bektailik. Hayat Tarih Mecmuas. Cilt III,
Say 10. stanbul.
Mustafa Nuri Paa, (1980). Netayic ül-vukuat. Cilt III-IV, Sadeletiren: Neet
Çaatay, Ankara: T.T.K.
Öz, Baki (1997b). Alevilik’le lgili Osmanl Belgeleri. stanbul: Can Yaynlar.
Öz, Güla (1996). Aleviliin Tarihi Kökleri ve Anadolu Erenleri. Ankara: Uyum
Yaynlar.
Öztürk, Mürsel (1987). Hac Bekta- Veli, Belleten, Cilt 50-L, Say 198.
Ülkütar, M. akir (1969). Hac Bekta Veli ve Yeniçeri Oca. Hisar Dergisi. Cilt
9, Say 68. stanbul.
Ünver, Sühelyl (1976). Yeniçeri Klalar, Belleten. Cilt 2, Say 167-160. Ankara:
TTK.
brahim ALTUNTA
Osmangazi Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Eskiehir
Haziran, 2005