You are on page 1of 200

İzmir Türk Musevileri e-Haber Bülteni

DIYAL o G
Revista Digital de los Judios Turkanos de İzmir

(038) Mart–Nisan 2015

Dürüstlük Adalet Barış


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG -2-

İÇİNDEKİLER

003 - Merhaba 088 - Edmond i sus Emisyones – Edmond Cohen 170 - İz Düşümü – Lina Filiba
004 - Başkandan 093 - Prof.Dr. Moshe de Liba 173 - Bu Sayının Yazısı – Rav Naftali Haleva
005 - Özel Bir Konuşma – Rozita Gomel Palacci 094 - Robert Cohen GENÇ GÖRÜŞ
009 - HABERLER 097 - PARA KE NO SE OLVIDE 181 - Yaşam Notları - Şela Habif
039 - Dış Basından Tercüme 099 - DE LA PRENSA MONDIAL BİLİYOR MUYUZ?
046 - İÇİMİZDEN KÖŞE YAZILARI 185 - Pesah 2015 – Nazlı Doenyas
051 - Aramızdan Ayrılanlar 117 - Perspektif – Rafael Algranati 188 - Dini Takvim – Nazlı Doenyas
052 - RABİ HAYİM PALAÇİ - Moti Katan 120 - Derinlik BİZİM KÜRSÜ
SEKSION EN LADINO 122 - Mi-draş Yitshak – Rav İsak Alaluf 194 - Bodrum Yahudi Mezarlığı - Siren Bora
054 - Atelye de Lektura al derredor del DIYALoG 128 - Rav Berti Derofe
057 - Deskorso de una İzmirliya 131 - Çağrışımlar - Avram Ventura
060 - Saviash Ke 133 - Çuvaldız – Rafael Algranati
061 - El Kantoniko de Rachel - R.A.Bortnick 143 - One Minute - Avram Aji
063 - Yehuda ke dize? – Yehuda Hatsvi 146 - Yansımalar - Raşel Rakella Asal
067 - D’aki D’aya - Eliz Gatenyo 151 - Açı - David Enriquez
071 - Shimon Kapitan d’Estambol – Shimon Geron 155 - Yaşam Koçunuz – Violet Alalof
079 - Gad Nassi 157 - Bir Başka Deyişle - Nisim Sigura
082 - Albert Contente mos Konta - Albert Contente 159 - Galatalı Küçük bir Kız - Coya Delevi
083 - Coya Delevi 163 - Washington’dan Mektup – Altan Gabbay
086 - Kantoniko de Buenos Aire Graciela Tevah de Ryba 166 - Metin’ce – Metin Delevi


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG -3-

İlkbahar mevsimlerin en güzeli en değerlisidir.


Merhaba Çünkü baharı yaşamak demek, hayatı yaşamak
Yayın Yönetmeninden
demektir. Hayat her zaman güzeldir ama baharda
bir başka güzeldir.

Değerli Okurlarım, Herkesin baharı sevmek için bir bahanesi vardır.


Bir öğrenci için artık yaz tatilinin yaklaşması
Bugünlerde güzel İzmir’imizde doyumsuz bir anlamını taşır bahar. Karamsarlık içindeki insanlar
mevsim olan İlkbahar’ın işaretlerini görmeye içinse yeni umutlar, yeni heyecanlar demektir.
başladık. Bazı yörelerde badem ağaçları çiçeklerini
bile açtı. Aşk mevsimidir Bahar!.. Her Bahar’da insan
sevdiğine bir daha aşık olur hiç kopmamacasına,
Bazı inanışlara göre “Cemre” 19-20 Şubat hayata yeniden bağlanır ağaçlara, çiçeklere, dağlara
tarihlerinde havaya, 26-27 Şubat tarihinde suya, 5-6 bayırlara tekrar tekrar aşık olur.
Mart tarihinde ise toprağa düşer. “Cemre”nin
İlkbahar başlangıcında yedişer gün arayla önce İzmir’de Bahar küresel ısınma sebebi ile eskiye
havada sonra su ve toprakta oluştuğu varsayılan oranla çok daha kısa geçiyor. Başka bir deyişle
sıcaklık artışını ifade ettiği öne sürülür. gitgide değerleniyor.

Bahar mevsimi ile birlikte Yahudi dünyası Purim, Odalarınızı havalandırmak için açacağınız
Pesah, Shavout gibi sevinç ve mutlulukla kutladığı pencerelerinizden, baharın o güzel kokusu ile
bayramları karşılamaya hazırlanır. birlikte evlerinize sağlık, bereket, neşe, barış
dolmasını diliyorum.
İlkbahar uyanıştır!.. Yalnızca bitkilerin değil,
insanlar, hayvanlar dahil tüm doğanın uyanışı, Sevgiyle kalın!..
arınışı, yeniden doğuşudur!..


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG -4-

Vakıflarda seçimleri durdurmuştur. Halen Vakıf


Başkandan seçimleri yapılamamaktadır. Yönetim Kurulumuz
Sami Azar
görev süresini doldurmuş ancak bu yasak dolayısı
ile seçimlere gidememektedir. Vakıflar Genel
Büyüklerim, Küçüklerim, Sevgili Kardeşlerim,
Müdürlüğünün yeni bir Seçim Yönetmeliği
Cemaat olarak resmen kabul edilip Vakıf yayınlamasının ve yasağın kalkmasının hemen
olmamızın üçüncü senesini yaşıyoruz. 1936’da ardından seçimlere gidilecektir.
kabul edilen Vakıflar Kanunu, azınlık statüsündeki
Biz Yahudiler, tüm tarihimiz boyunca bir cemaat
cemaatlerin sahip oldukları gayrimenkulleri
kavramı içinde yaşamış bir toplumuz. Cemaatlerin
listeleyip belli bir süre içinde Vakıflara beyan
en önemli özelliği; en zengininden en fakirine, en
etmelerini gerektiriyordu. Zamanın Cemaat
radikal dindarından en tanrıtanımazına, en
yöneticileri, bilemediğimiz sebeplerden dolayı, bu
gencinden en yaşlısına kadar, hatta mezarlıklarda
kanunun gereğini yerine getirmemişler. Böylece
yatanlara kadar herkesi kucaklamasıdır. Bu
2012 yılı sonuna kadar “yaşar yaşamaz” durumunda,
durumda, takdir edersiniz ki, cemaatin tüm
resmi hukuki bir varlık olamadan, mülklerimizin
üyelerinin her alınan kararda tatmin olması
tapuda sahibi olamadan geldik.
beklenemez. Aynen demokrasilerde olduğu gibi
Bu tarihte bir siyasi irade ile “İzmir Musevi Cemaati azınlığın haklarının korunduğu bir çoğunluk
Vakfı” ünvanı ile mevcut 165 isimlik Cemaat kararları silsilesidir Cemaat yönetimi...
Vakıfları listesine kayda geçtik. Mülklerimizin bir
Oldukça soğuk geçen bu kış aylarından sonra bahar
kısmının tapularını derhal aldık, bir kısmını ise
aylarına girmek üzereyiz. Önümüzdeki günlerde
alamadık. Bu alamadıklarımız ileride dava konusu
Pürim ve daha sonra da Pesah bayramlarımız
olacak ve yeniden istekte bulunacağız.
gelecek. Herkese neşe, sağlık, mutluluk ve en
Bu arada bir buçuk seneyi aşkın bir süredir, önemlisi özgürlük diliyorum.
Vakıflar Genel Müdürlüğü, yeni bir yönetmelik
Sevgiyle dolu dolu kalın,
çıkıp yeni bir düzenleme gelinceye kadar tüm
Sami Azar


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG -5-

UNESCO – Paris’te
26 Ocak 2015
Holokost Kurbanlarını Anma Günü
İzmirli Rozita Gabay Palacci’nin
Konuşması

ÖZEL
BİR KONUŞMA
Tercüme: Lina Filiba

Sayın Büyükelçi,
Sayın Senatör Hanımefendi,
Değerli Konuklar,


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG -6-

Bugün yüreğimin konuşmasına izin vermeye Altı yaşımda laik cumhuriyetin okul sıralarına
kararlıyım. katıldım. Öğretmenim Nurefşan Hanım ateşli bir
Kemalist idi ve 45 yıllık ilk arkadaşım Pınar için
Güneşinin yürekleri ısıttığı, esintisinin yüzleri ben sadece “Rozita” idim. İyi bir öğrenci idim.
okşadığı Ege Denizi kıyısındaki İzmir’de Sefarad Tarih edebiyat ve dil derslerimi iyi öğrendim.
Yahudisi bir ailenin çocuğu olarak doğdum. Zaman içinde hiç solmayan sağlam arkadaşlıklar
kurdum.
Ebeveynlerim kendi aralarında, deşifre etmemin
uzun zaman aldığı “Ladino” dilini konuşurlardı. Bir süre sonra, daha başka zenginliklerimin
Büyükannemin uzak bir ülkeden “kantikas” olduğunu da keşfettim. Atalarımdan bana miras
melodilerini dinler, restoranların menülerinde hiç kalan bir başka tarih, bir başka kültür ve bir başka
rastlamadığım borekitas, biskoçikos ve fritadalar dilim vardı!.. Kendimi ne biri ne de diğeri olmadan
yerdim. hayal edemiyorum.

Büyürken cömertliği, konukseverliği ve güveni Öykümüz Endülüs’ün güneşi altında başlamış ve


keşfettim. Arkadaşlarım Mehmet ve Bilge’nin Engizisyon ile Katolik Kralların acımasızlığıyla
evlerinde geçirdiğim o güzel günler, dinine sıkı damgalanmıştı. Aynı zaman döneminde II Beyazıt
sıkıya bağlı Letafet Teyze’nin hiç unutamadığım Osmanlı Sultanı idi. Bu konuksever ve hoşgörülü
sevgi dolu şefkatli gözleri, belleğimde her zaman Sultan sayesinde, milyonlarca Yahudi Rusya’da ve
canlı kalacak tatlı anılarımdandır. Avrupa’da pogromlar ve katliamlara maruz
kalırken, 150.000 Yahudi, Osmanlı topraklarında
Özel günlerde pasta ve bayram yemekleri kendilerine sıcak bir yuva bulmuş ve dört yüzyıl
tabaklarının evlerimiz arasında gidip gelmelerini boyunca endişelenmeden yaşamışlardır.
görmeniz lazımdı. Musevi, Müslüman ve
Hıristiyanlar arasındaki ilişkiler içtenlik ve sevgi 20. yüzyıl acı başladı!.. Dedem bana genç
dolu idi. cumhuriyetin hikâyesini anlatırdı. Her akşam, çok


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG -7-

sevdiği Türk kahvesini içtikten sonra kucağına II. Dünya Savaşı Yahudi toplumunun kaderini
oturur, bugünün tv dizisi kıvamında günün sonsuza değin değiştirdi. Babam sık sık bana Kemal
hikâyesini dinlerdim. Çok neşeli değil ama heyecan Paşa’sının şu hikâyesini anlatırdı:
verici idi.
Bir akşam Atatürk’ün danışmanı ve savaş arkadaşı
Dolmabahçe Sarayına gelmiş. Savaş riski
yaşamamak için Atatürk’ten azınlıklar ile ilgili
Almanlara rehin verme anlamında bir yasanın
çıkartılmasını istemiş. Atatürk, yorgun olduğunu
söyleyip konuyu ertesi sabah görüşeceklerini
söylemiş. Danışmanının ayrılmasından sonra
Atatürk bahçıvanını çağırıp, bahçede lale hariç
diğer tüm çiçekleri sökmesini istemiş. Şaşkın
bahçıvan Atatürk’ün emrini gece boyunca yerine
getirmiş. Ertesi sabah saraya gelen arkadaşı altüst
edilmiş ve yalnızca lale ekili olan bir bahçe ile
karşılaşınca çok şaşırmış. Atatürk’ün yanına gidip
Savaş, yangın, kaos, belirsizlik ve değişimler pek bunun nedenini sormuş. Atatürk kendisine,
çok Yahudinin vaad edilmiş topraklara, Amerika azınlıkları olmayan vatanının böyle bir bahçeye
Birleşik Devletleri’ne veya Fransa’ya gitmek üzere benzeyeceğini, Hitler adlı birinin, kendi kafasına
ayrılmalarına sebep oldu. Gerginlikler, göre sarışın mavi gözlü bir ırkın, yahudilerden,
ayaklanmalar, anlaşmazlıklar ve reformlar benim çingenelerden, eşcinsellerden, komünistlerden
genç vatanımı etkiledi. Cumhuriyet sancısız veya aydınlardan daha değerli olduğuna karar verdi
doğmadı. Yahudi Cemaati, kendine yer diye Yahudi vatandaşlarının bir saçının teline
edinebilmek için çok gayret sarfetti. Benim ailem dokunulmasına asla izin vermeyeceğini söylemiş.
gitmedi, burada kaldı.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG -8-

Maalesef Türkiye’nin babası 10 Kasım 1938’de saat Türkiye’min değişmesini istemiyorum. 500 yıllık bu
9:05’te çok genç yaşta hayata gözlerini tarihin bitmesini istemiyorum. 102 yaşındaki
yumduğunda, bizleri gamalı haç tehdidi ile yine Büyükannemin son dinlenme mekanının kendi
karşı karşıya bıraktı. insanları arasında olmasını ve annemin
arkadaşlarının balkonunda kahvesini içmeye
Ülkede krematoryum söylentileri kol geziyordu. devam ederek yaşlanabilmesini istiyorum.
Yahudiler bunun sadece söylenti olarak kalması
için dua ediyorlardı. O günlerde gestapo, babamın Ben 24 ve 20 yaşlarında David ile Ilan adlı iki erkek
bir akrabası olan Leon Taranto’nun kapısını çaldı. çocuk annesiyim. Annem ve babam gibi onları
Eşi Victoria, kızı Gisele ve damadı ile 3 yıldır cumhuriyete ve ikinci yuvama Fransa’ya saygı
Paris’ten çıkamıyorlardı. Tüm maddi olanaklarına duyarak büyüttüm. Tabii ki onların Türk pasaportu
rağmen en büyük zenginlikleri Türk vatandaşlığı var!.. Onlar için Türk pasaportu şimdilik Boulogne
idi. Türk pasaportları onların kurtuluş trenine Billancourt’da bir damga için uzun kuyruklarda
binmelerine olanak sağlamıştı. beklemek veya İzmir’de gümrükten hızlı geçiş ile eş
anlamlı olsa da.
Ayşe Kulin’in “Nefes Nefese” adlı çok güzel
romanını okumuştum. Kendi hayatlarını tehlikeye Bazı insanlar, benim bu toplumda yerimin
atarak Yahudilerle dolu bu vagonların güvenli olmadığına karar verdiler diye geriye adım
limanlara ulaşmasını sağlayan kadın erkek onca atılmasını istemiyorum.
insan hakkında dokunaklı tanıklık yapan övgü dolu
Holokost’un anısının korunması için 70 yıl boyunca
bir kitap!..
sarfedilen tüm çabaların, duman olup yok olmasını
Türkiye bizi korudu. Ailelerimiz sağ salim ve bir istemiyorum. Bu pasaportun bizim seçmediğimiz
arada kalabildi. Söyleyebileceğim tüm şükran bir yola çıkmaya mecbur etmesini değil, ufkumuzu
sözcükleri asla yeterli olmayacaktır. genişletmeye yaramasını istiyorum.

Son yıllardaki gelişmeler beni çok üzüyor!.. Bunun mümkün olabileceğini umuyorum!...


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG -9-

DIYALoG
Paris’teki
ALSYETE Judeo-Espagnol
Çalışma Atelyelerindeki
Lisan Kurslarında
Eğitim Amaçlı Okunuyor

HABERLER

Fransa’nın en büyük Yahudi Din adamlarından biri


olan Rabbi Daniel Farhi, ALSYETE Judeo-Espagnol
Kurumunda açtığı atelye tarzındaki lisan
kurslarında, DIYALoG Bülteninin Ladino
bölümünü derslerde eğitim amaçlı okutarak Judeo-


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 10 -

Espagnol lisanının korunmasına katkıda Bu okuma sırasında Judeo-Espagnol dili


bulunuyor. egzersizlerini, prestijli bir geçmişe sahip ve önemli
bir cemaat olan İzmir Yahudi Cemaati
mensuplarının halen bugün konuştukları otantik
şekli ile yapabilme imkânı bulacakları duyuruldu.

DIYALoG’u okuma kursları sırasında, saygın bir


Yahudi Cemaati olan İzmir’deki kardeşlerinin,
cemaat yaşamları ile sosyal ve kültürel durumlarını
irdeleme ve takip etme olanağı bulunacağı
açıklandı.

ALSYETE’nin yayınladığı 2015 yılının ilk üç aylık


eğitim programında, Rabbin Daniel Farhi’nin, bu
yıl İzmir Yahudilerinin 40 sayfaya yakın bir
bölümünün Judeo Espanyol dilinde yayınlandığı
DIYALoG Bülteni Okuma Atelyesi kurulduğunu
duyurdu.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 11 -


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 12 -

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığının Bu hadise, kurbanlarının dini ya da etnik


23 Şubat 2015 tarih 71 numaralı Açıklaması kökenlerinden bağımsız olarak, insanlık tarihinde
yerini almış bir trajedidir ve tarihe böyle not
12 Aralık 1941 Günü düşülmesi gerekir.

Köstence Limanı’ndan Kalkan Bu anlayışla, Holokost’un 70'inci yıldönümünü de


“Struma” İsimli Geminin vesile kılarak, “Struma” gemisinde hayatını
kaybedenleri saygıyla anıyor, yakınlarına ve olayın
24 Şubat 1942 Tarihinde gözleri önünde cereyan etmesi nedeniyle konuya
Karadeniz’de Uluslararası Sularda yönelik hassasiyet ve buruklukları devam eden
Torpillenmesi Hadisesi Hk. Türk Musevi Cemaati mensubu yurttaşlarımıza
başsağlığı diliyoruz. Hayata tutunmaları için gayret
Bundan tam 73 yıl önce, 24 Şubat 1942 tarihinde, sarfettiğimiz bu insanları kaybetmenin acısını
Köstence limanından kalkan, Yahudi göçmenleri paylaşıyoruz.
taşıyan “Struma” gemisi, Karadeniz’de, Şile
açıklarında, uluslararası sularda bir Sovyet Bulunduğumuz coğrafyada vuku bulmuş birçok
denizaltısı tarafından torpillenerek batırılmış, bir insanlık trajedisine her zaman insani bir
kişi hariç, mürettebatla birlikte gemide bulunan duyarlılıkla yaklaşmaya özen gösteren Türkiye, bu
103’ü çocuk 768 kişi hayatını kaybetmiştir. elim hadisenin hatırasını da gelecek nesillere
yansıtmayı görev bilecektir.
II. Dünya Savaşı yıllarında neredeyse tüm Avrupa’yı
saran Nazizm ve antisemitizmin etkisiyle
yaşadıkları ülkeleri, şehirleri, köyleri terketmek
zorunda kalan kadın, çocuk, hasta, genç, yaşlı, 
bebek tam 768 kişinin hayatı, 73 yıl önce bugün
elim bir şekilde son bulmuştur.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 13 -

Devlet tarafından Artık Struma’dan sadece bir gemi gibi


bahsediyoruz içinde ölen 768 kişi de sadece birer
Struma anma töreni yapıldı. rakam sanki.

24 Şubat 2015 Sarayburnu'nda Ama Struma insanlarla dolu idi. Kadınlar, çocuklar,
Devlet tarafından düzenlenen Struma anma gençler, yaşlılar, çaresiz, yalnız, ama ümitle
töreninde Türk Musevi Cemaati adına yaşamak isteyen insanlarla dolu idi.
Başkan Vekili Moris Levi ‘nin yaptığı konuşma.
O insanlar sadece Struma diye anılıyorlar.

Batmadan önce son 15 yılını Tuna üzerinde hayvan


taşımak için kullanılmış olan 46 metre bir hurda
geminin adı ile "insanları " anıyoruz.
Struma denildiğinde benim hatırladığım yaşı 80
lerinde koca koca büyüklerimin bu ismi
duyduklarında hıçkıra hıçkıra ağlayışlarıdır.

Henüz genç bir delikanlı iken, gece yarıları


yetkililerin göz yumması ile kayıklara evlerinden
topladıkları yiyecekleri doldurup Struma’ya Kızılay
ile birlikte erzak taşıyan ve o insanların
çaresizliğine bizzat şahit olmuş olan insanları
Burada olanların pek çoğu Struma olayı olduğu tanıdım ben.
günlerde hayatta bile değildik.
***
Bugün Struma'yı oluşturan o kurbanları, o
insanları da tek tek hatırlayan hiç kimse yaşamıyor, Struma bırakılmıştı, yalnızdı, sahipsizdi,
önemsizdi, çaresizdi, herkesin kurtulmak istediği


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 14 -

bir dertti, ortadan kalkması dilenen hiç çok Strumalar anacak ve Strumaların
yaşanmamış olması tercih edilen bir musibetti sorumluluğunu taşıyacağız.

Ne yazık ki, yalnız Türkiye'nin değil İngiltere'nin, ***


Rusya'nın, Romanya'nın ve belki de diğer bütün
Avrupa devletlerinin hiç olmamasını diledikleri Yaşam hakkı kutsaldır. Bütün Semavi dinlerde bir
gemilerden biriydi. hayat kurtarmanın tüm insanlığı kurtarmak ile eş
değer olduğu vurgulanmıştır.
İyi ki anılıyorlar, çünkü tarih ötekileştirme ve
nefret yüzünden yok edip de anılmayan kim bilir
ne kadar çok benzerleri ile dolu.

Bugün olaydan 73 yıl sonra, o dönemin


yetkililerini, diplomatlarını, devlet adamlarını
adalet terazisi ile ölçmek mümkün değildir.

Zaten suçlanacak hiç kimse yok ise demek ki


herkesin OLAYDA BİR SORUMLULUK payı vardır.

Ama yapılacak olan şey dün olanların ışığında Kurbanlar ve "fikir ve söylem sahipleri" değişmiştir
bugünü yeteri kadar açık görebilmektir. ancak ne yazık ki Struma olayından 73 yıl sonra bile
nefret dolu söylemler devam etmektedir.
Geçmişin yanlışlarından tüm insanların geleceği
adına doğruları çıkarabilmektir.
Struma, söylemlerin menfaatlere, menfaatlerin
Eğer bu yapılmaz, yapılamaz ise ; eylemlere dönüşebileceği noktada çaresiz
insanların yalnızlığa nasıl terk edilebileceğinin
Görülen odur ki böyle devam eder ise dünya daha tipik bir hikâyesidir.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 15 -

Bütün gelişmelere ve zaman zaman ötekileştirici Struma gibi tarihi olaylar bir kez daha bize
söylemleri kullanmanın çeşitli nedenlerle çok cazip gösteriyor ki:
göründüğü dönemlerde bile insanların ve inanç
sahiplerinin hayat haklarına ve hassasiyetlerine Doğru olanı doğru olduğu için yaptığımız ve
yönelik sonuçların bilincinde olabilmeliyiz. bunun sorumluluğunu taşıdığımız sürece yarınların
nesillerine hem daha onurlu bir geçmiş hem de
daha kuvvetli bir gelecek bırakabiliriz.
***
Struma'yı da yalnızlaştıran ve terk eden o günün
devletleri arasından bizim bugün anıyor
Türk Musevi cemaati olarak ne sebepten ve kimler
olmamızda bir doğruyu yıllar sonra da olsa yalnızca
tarafından söylenmiş olursa olsun her bir
doğru olduğuna inandığımız için yapıyor olmamız,
Antisemit, İslam karşıtı ve benzeri nefret
geçmişin sorumluluğu ile yarına güvenle bakma
söyleminin, hepimizin yarınlarını karartmasında
yolunda hepimize umut vermektedir. Bu umudu
yarattığı yalnızlığın acısını da yaşadığımızı
genişleterek, tabana yayarak yaratacağımız gelecek
vurgulamak isteriz.
tüm dünyaya ışık olabilecektir.
Bundan dolayı da yaşadıkları toplumlarda
İslamofobi ve benzer ötekileşmeyi, Türk Musevileri olarak bu adımları atanlara,
itibarsızlaştırılmayı yaşayanların yaşadıkları acımızı paylaşanlara teşekkür ediyoruz.
karşısındaki duygularını çok iyi anlıyoruz.

Bunun içindir ki azınlık olarak yaşayan toplumların


kendilerini sahipsiz ve yalnız hissetmelerinin 
önüne geçebilmek, çok olanın kendini o azınlık
yerine koyarak anlayışını, eğitim sistemini ve
adaletini genişletebilmesi ile mümkün olabilir.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 16 -

Cumhurbaşkanı Norveç’te
Recep Tayyip Erdoğan, “Barış Halkası”
İshak İbrahimzadeh’i kabul etti.
Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da geçen
hafta bir Müslüman’ın bir sinagoga düzenlediği
saldırının ardından harekete geçen Norveçli
Müslümanlar, Yahudilerle dayanışma içinde
olduklarını göstermek için başkent Oslo’daki bir
sinagogun önünde insan zinciri oluşturdu.
Danimarka doğumlu 22 yaşındaki Ömer
Abdülhamit el Hüseyin’in düzenlediği saldırının
ardından düzenlenen eyleme Müslüman gençler
destek verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk


Musevi Cemaati Başkanı İshak İbrahimzadeh ile
Türkiye Musevi Cemaati Onursal Başkanı Bensiyon
Pinto’yu Beylerbeyi Sarayı’nda kabul etti.

Beylerbeyi Sarayı'nda basına kapalı gerçekleşen


kabul bir saat sürdü. Toplantıdan sonra hiçbir
açıklama yapılmadı.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 17 -

Oslo’daki Sinagogun Önünde Büyük Bir Barış


Çemberi Oluşturuldu

Oslo’daki Sinagog’un çevresini kuşatan ve bir “barış


çemberi” oluşturan Müslümanlar, Kopenhag’da
yaşanan terör olayının çok kötü bir trajedi
olduğunu ve artık Musevi toplumuna yapılan bu
tacizlerin durması gerektiğini açıkladı.

Grup, Facebook’tan şöyle bir açıklama yaptı;

“Islam dini hangi dine mensup olurlarsa olsunlar


insanları kardeşimiz sayıp onları korumak
üzerinedir. Asla nefret edenlerle aynı seviyeye Müslüman ve Yahudilerin dini liderlerinin yan yana
düşmeyeceğiz. Müslümanlar olarak Musevi yer aldığı eylemde konuşan Zişan Abdullah,
toplumuna yapılan bu tarz saldırıları kınadığımızı “İnsanlık tek ve bizler bunu kanıtlamak için
söyleyip onlara desteğimizi veriyoruz. Bu sebeple 21 buradayız” dedi.
Şubat’ta Oslo’da Sinagog’ların çevresinde bir
kalkan oluşturacağız.” Eylemin organizatörlerinden Abdullah, “Savaş
çığırtkanlarından daha fazla barış çığırtkanı var.
Oslo’daki Musevi toplumunun başındaki isim Ervin Dini farklılıklar ve kökenler karşısında insanlık için,
Kohn Müslüman grubun insiyatifini desteklerken, barış için, sevgi için hala umut var” diye konuştu.
bunun çok olumlu bir adım olduğunun altını çizdi.
Nüfusu 5 milyon 200 bin olan Norveç’te yaklaşık
“Antisemitizme hayır, İslamofobiye hayır” diye 1000 Yahudi ve 200 bin Müslüman yaşıyor.
slogan atan eylemciler, sinagogun etrafında ‘barış
çemberi‘ oluşturdu.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 18 -

İzmir Yahudi Müzesi Projesi 2014 tarihli yıllık toplantısında da tüm Güney
Amerika temsilcilerine sunuldu.
Latin Amerika’da
İzmir Projesinin yurtdışı sunumlarının düzenli bir
Nisim ben Joya - İzmir şekilde gerçekleştirilmesine yönelik bir çalışma bu
günlerde yer almaktadır. Bu sunumlar İzmir
Musevi Cemaati ve Kiriaty Vakfının uyumlu bir
şekilde gerçekleştirdiği bir plana göre ilerleyecektir.

İzmir Yahudi Müzesi Projesi Ekim 2014 tarihinde


Buenos Aires Yahudi Cemaati’ne Kiriaty Vakfı
temsilcisi tarafından Buenos Aires –
Arjantin’de sunuldu. Yahudi Cemaatinden
kalabalık bir üye grubunun katıldığı sunum büyük Bu çalışmanın daha ileride çeşitli Yahudi
ilgi uyandırdı. Cemaatlerinin İzmir Projesine ilgisini ve katılımını
ve desteğini sağlayabileceğini düşünüyoruz. Bu
Bu ilginin sonucu olarak, proje FESLA (Federacion çalışmanın projemize büyük yararı olacağından
Sefaradi Latinoamericana ) yöneticileri tarafından eminiz.
bu federasyonun Bogota-Kolombiya’daki 18 Kasım


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 19 -

Akhisar’da Musevi Mezar en eski mezar taşının 1876, en geç tarihli mezar
taşının ise 1936 yılına ait olduğu saptandı. Dr. İnci
Taşlarına Türkoğlu’nun gayretleriyle İngiltere’deki
Bilimsel İnceleme Cambridge Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nicholas de
Metin Delevi Lange tarafından yapılan tercümeye göre bazı
mezar taşları, ait oldukları kişiler ve ölüm tarihleri
şu şekilde;
1- Noya, Şelomo oğlu Samuel’in eşi
Ölümü 23 Kislev 5672 (14 Aralık 1911)
2- Luna Bencoya - Ölümü 19 Tammuz 5658 (9 Temmuz 1898)
3- Mordehay Gerner, David Gerner’in oğlu
Ölümü 22 Av 5669 (9 Ağustos 1909)
4- David Hallevi - Ölümü 6 Şevat 5636 (1 Şubat 1876)
5- Bayan …., Şelomo Bencuya’nın eşi –
Ölümü 22 Tevet 5658 (16 Ocak 1898)
6- Ester, Şelomo Politi’nin eşi –
Ölümü 14 Adar 5696 (8 Mart 1936)

İlk inceleme hakkında bilgi veren Thyateira Kazısı


Akhisar'da Musevi Mezar Taşlarına İlişkin başkanı Prof. Dr. Engin Akdeniz, arkeolojik kazı
İlk Bilimsel Çalışma Yapıldı çalışmalarının yanı sıra çevrede yer alan kültür
varlıklarıyla ilgili çeşitli çalışmalar yaptıklarını
Akhisar İlçe Merkezi’nin güneydoğusundaki Reşat Musevi mezar taşlarının da bu kapsamda Dr.İnci
Bey Mezarlığı yakınlarındaki bir alanda koruma Türkoğlu’nun gayretleriyle konunun uzmanı
altında olan ve Thyateira kazısı başkanlığı Cambridge Üniversitesi’nden Nicholas de Lange
tarafından incelemeler yapılan Musevi Mezar tarafından tercüme edildiğini söyledi.
taşlarının üzerlerinde yer alan yazı ve tarihlerin http://www.kimseduymasin.com/haber-2012-MUSEVI-MEZARTASLARINA-BILIMSEL-
INCELEME.html
tercüme edilmesi sonucunda şimdilik okunabilen


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 20 -

İvo Molinas’ın AGOS’a Röportajı “Hükümetin işlerine biz karışmayız” anlamına


geliyor bu söz. Biz burada iyi yaşamak için,
“No moz Karışayamoz a la Eços hükümetle sıkıntıya girmemeliyiz. Hep iyi vatandaş
Del Hükümet” olacağız.” Şalom’un Nişantaşı’ndaki, şartlar gereği
yüksek korumalı ofisinde bir araya gelerek,
Fatih Gökhan Diler 12.02.2015
Türkiye’deki Yahudi düşmanlığından hükümetin
azınlık politikalarına, İsrail ve bakanların dilinden
düşürmediği Amerika’daki İsrail lobisinden 1915
Ermeni Soykırımı’na pek çok konuda, gerçekten
samimi bir söyleşi yaptık.

27 Ocak’ta Ankara’da yapılan Holokost


anmasıyla başlayalım. Holokost, ilk defa
Ankara’da anıldı, ne düşünüyorsunuz?

Her sene, tarihin bu en büyük soykırımı için, 27


Ocak’ta Holokost anması yapılıyor. Esasında
İstanbul’da yayımlanan haftalık Şalom’un Yahudiler, dinî geleneklerine göre - İbrani takvimi
Genel Yayın Yönetmeni İvo Molinas, değiştiği için- aşağı yukarı her sene Nisan ayına
Yahudilere yönelik medyadaki nefret denk gelen bir günde dinî anma töreni yaparlar.
söyleminden ve düşmanlıktan dem vuruyor ve Diaspora’da ve İsrail’de olduğu gibi, burada da ayin
Türkiye Musevi cemaatinde belki de mecburen yapıyoruz. 27 Ocak’ta yapılan ve daha seküler
yerleşmiş, başlıkta da gördüğünüz, az bilinen diyebileceğimiz bu anma, Türkiye’de 2011’den beri
bir deyimi hatırlatıyor: “Şimdi bizde Türkçe yapılıyor. Bu, Türkiye adına çok olumlu bir şey…
kelimelerin de karıştığı Ladino bir deyiş vardır: Bildiğim kadarıyla, Holokost kurbanlarını anan tek
“No moz karışayamoz a la eços del hükümet.” Müslüman ülke Türkiye; bu anlamda çok ümit


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 21 -

verici. Bu sene ilk defa Ankara’da, üst düzey bir durumda. Ancak, bir gün birisi nefret söylemi
temsilcinin, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in yasası var, biz de bunun icraatına geçiyoruz
katılımıyla, kalabalık bir toplulukla beraber yapıldı. dediğinde, bu konuda bir ilerleme ve bilinçlenme
Türkiye Musevi Cemaati için oldukça teselli edici görebiliriz. Hükümet katından gelen Yahudi karşıtı
bir girişimdi, bu açıdan çok memnunuz. Türkiye nefret söyleminin de, bilinçli yapılmadığını
gibi ‘zor’ bir siyasi iklim içinde olan, Yahudi düşünüyorum. Ama bir yandan Holokost anması
karşıtlığının her geçen gün arttığı bir ülkede, böyle yapılırken, diğer yandan böyle bir nefret söylemine
bir anmanın yapılması çok anlamlı… maruz kalınmasının mantıklı bir izahı olamaz. Bu
önyargıların eğitimle ve hukukun işlerlik
Zaman zaman bu tür önemli adımlar kazanmasıyla yıkılabileceğine inanıyorum.
atılmasına rağmen, devlet veya hükümet
kanadında azınlıklara karşı nefret söylemi Eğitim demişken, Musevi cemaatinin eğitim
devam ediyor. Bunu neye bağlıyorsunuz? kurumlarında durum nasıl?

Türkiye’de bir kuşak var, bilinçdışı olarak bu nefret Bizim bir tek okulumuz var: Ulus Musevi Lisesi.
söylemini içselleştirmiş durumdalar. Bazıları için Oraya herhangi birisi ilk defa girdiğinde, çok
Müslüman olmayanlar, potansiyel bir düşman. Bu şaşırıyor. Çünkü âdeta bir kaleden daha güçlü bir
durum, sadece dindar kesimde görülmüyor tabii ki, şekilde korunuyor. Demir kapılar art arda geliyor.
milliyetçi kesimde de var. Dindar kesimde, daha İnanılmaz güvenlik önlemleri var. Bir eğitim
çok Musevilere yönelik bir nefret söyleminin kurumuna bu şekilde girilmesi, tabii ki son derece
içselleştiğini görüyoruz. Bu, aldıkları eğitimden, üzücü bir olay. Bunu belirttikten sonra, özellikle
bulundukları sosyal ortamdan kaynaklanan AK Parti hükümeti döneminde bizim okullara her
birtakım önyargıların zaman içinde tam anlamıyla anlamda doğru ve yardımcı olacak bir bakış açısıyla
içselleştirilmesiyle oluşuyor. Yahudi karşıtı yaklaşıldı. Bizim cemaat de öyle herkesin
davranışlar, bu çevrede ırkçılık ya da nefret söylemi düşündüğü gibi zengin bir cemaat değil artık, ne
olarak dahi görülmüyor, tamamıyla normalleşmiş cemaatin yönetimi, ne de cemaati oluşturan


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 22 -

bireyler zengin. Eskisi gibi değil artık. Hızla orta oyuncuların olduğu bir düzende küçük oyuncuların
sınıfın altına doğru giden bir profil söz konusu. yeri maalesef olamıyor. Bunun sebebi artık
Dolayısıyla, okul ücretlerini karşılamakta da kapitalizm mi, yoksa başka şey mi bilemiyorum.
zorlanıyorlar. Hükümetin yaptığı son Tekelleşme sürecinde, altta kalan taraflardan olduk
düzenlemeyle, azınlık okullarına destek de ne yazık ki. Bir diğer noktaysa, Musevilerde
yapılmaya başlandı. Bu, Cumhuriyet tarihinde ilk genelde kendi işine sahip olma düşüncesi vardır.
defa olan bir şey… Bizim öğrencilerimiz de bu Profesyonel yöneticilik, hiçbir zaman çok rağbet
destekten yararlanıyor. Ama buradaki çelişkiyi, bir görmedi. Bu zorunlu gelişmelerden sonra,
kez dile getirmekte fayda var. Hoş görülen ve hiçbir gençlerin kariyer tercihleri de dönüşüm geçiriyor.
şekilde bir hukuki yaptırım uygulanmayan bir anti- Gençlerimiz artık kendi işini kurmak ya da
semitizm var, diğer yandan da azınlık okullarına babadan kalanı devam ettirmek yerine, piyasaya
destek veriliyor, vakıf mallarının iadesi süreci bir yönetici olarak girmeyi tercih ediyor. Bu tekelleşme
şekilde devam ediyor, kilise açılıyor, sinagog ortamında, nüfus ve sermaye olanakları açısından
restore ediliyor. Anlaşılacağı üzere Türkiye, gerilerken direnebilmemiz çok zordu.
azınlıklara bakış açısında bir geçiş süreci yaşıyor.
Bu geçiş sürecinin bedeli ne olacak, tabii onu Pek çok iş alanında iktidara yakın sermayenin
bekleyip göreceğiz. söz sahibi olduğunu görüyoruz. Bu da sizi
etkilemiş olabilir mi?
Türkiye’deki Musevi toplumunun ekonomik
durumunun kötüleşmeye başladığını Bunlar mutlaka oluyordur, ama bu sadece
söylediniz. Bunu biraz açabilir misiniz? Musevileri ilgilendiren bir durum değil. İktidara
yakın olan kesimle, iktidara yakın olmayan kesim
Türkiye Musevilerinin çok geleneksel bazı ayrımı, Türkiye’de genel bir sorun. Türkiye’deki
meslekleri vardır. Tekstil dışında bu meslek dalları Musevi toplumunun özel bir sorunu değil. Bunun
zaten yok olma tehlikesinde, ekonomik anlamda dışında tabii ki duyduğum, Gazze olayları
küçülmeye gidiyor. Tekstilde de, büyük döneminde abartılmış veya doğru olmayan


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 23 -

haberlerle İsrail karşıtlığının yoğunlaştığı hâlâ kendi kültürlerini ve dillerini koruyorlar. Biz
dönemlerde, “Ben Yahudilerle çalışmak Ladinoyu öldürdük. Ben anlıyorum, fakat
istemiyorum” diyenler tekrar su yüzüne çıkıyor. konuşmuyorum. Benim çocuklarım da anlıyor gibi,
Ama bence bunlar genele baktığımızda marjinal ama hiç konuşmuyorlar. Şimdi bizde Türkçe
kalıyor. Böyle dönemler yaşanabiliyor. Mesela, kelimelerin de karıştığı Ladino bir deyiş vardır: “No
Mavi Marmara olaylarının yaşandığı günlerde İsrail moz karışayamoz a la eços del hükümet.”
mallarını boykot çağrısına, Türkiye’deki “Hükümetin işlerine biz karışmayız” anlamına
Musevilerin sahip olduğu – zaten üç beş tane olan– geliyor. Biz normal bir hayat sürmek istiyoruz.
şirketler de dahil edilmişti. Şimdi ne alakası var Çocuklarımıza en iyi eğitimi vermek, zengin olmak
Vakko’nun İsrail’in siyasetiyle? Bu anti-semitizmin istiyoruz. Yahudiler, eğitime en çok önem veren
en tipik göstergesi. toplumdur. Eğitime çok önem verdiğinde,
diğerlerinden ayrışıyorsun. Ticaret, sanayi gibi her
Şalom’la Agos arasındaki farka baktığınızda da, türlü parasal konularda üstlere fırlıyorsun. Amaç
Şalom’un daha yapıcı bir dil kullandığını daha iyi yaşamak… Yahudiler, şarap içtiğinde
görürsünüz. Agos, daha cesurdur, karşı çıkan “Hayata” derler. İyi yaşamak içindir. Türklerse
gazetedir. Şalom, son birkaç yılda biraz “Şerefe” derler. Gurur, şeref çok önemli… Kültürel
değişmesine rağmen, yapıcı bir dil kullanır. mirastan bahsediyoruz, iyi hayat için her türlü
mücadeleyi vereceksin. Biz burada iyi yaşamak için
Musevi cemaati, Türkiye’nin önemli hükümetle sıkıntıya girmemeliyiz. Hep iyi vatandaş
meselelerine nasıl bakıyor? olacağız. “Vatandaş Türkçe konuş”, hemen Türkçe
konuşmaya başlamışız. Neye mal olmuş, dilimize
Türkiye’de Musevi cemaatinin asıl dili ‘Ladino’, mal olmuş. Yahudiler, vergisini zamanında öder,
ancak ‘vatandaş Türkçe konuş’ denince, bizimkiler herhangi bir siyasi konuda yorumda bulunmazlar.
hemen asker gibi, çocuklarına Türkçe isimler İsrail konusunda üzülür, ama hiçbir şey
koymuş, sokakta vapurda Türkçe konuşmuş. konuşmazlar. Aynı, hükümetin işlerine biz
Hâlbuki Ermeniler ve Rumlar, bu emre pek uymadı, karışmayız mantığıyla. Ne Ergenekon, ne Kürt


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 24 -

meselesi, çözüm süreci... Bireysel olarak eskiye Onlar Türkiye’ye ziyarete geldiğinde, ki artık
oranla daha iyi tabii. Şalom’la Agos arasındaki farka malum nedenlerden dolayı bu olmuyor, bizi de
baktığınızda da, Şalom’un daha yapıcı bir dil ziyaret ederler. Türkiye’deki gelişmeler hakkında
kullandığını görürsünüz. Agos daha cesurdur, karşı fikrimizi alırlar. Bizler de oraya gittiğimizde,
çıkan gazetedir. Şalom, son birkaç yılda biraz bireysel olarak yine onlarla görüşürüz.
değişmesine rağmen, yapıcı bir dil kullanır. Amaç, Arkadaşlıktır bunlar. Yoksa, kurumsal bir ilişki söz
her zaman iyi geçinmek… Dolayısıyla, bizim konusu değil. Olmaz zaten. Öyle bir misyonumuz
toplumdan herhangi bir görüş alamazsınız; en fazla, yok. İsrail’le ilgili herhangi bir resmî iletişim
hükümetle ilgili iyi temennilerde bulunabilirsiniz. kanalımız yok.

“Yeri geldi mi İsrail’i biz de eleştiriyoruz” Türkiye’de, Amerika’daki Ermeni toplumuna


ilişkin ‘Şeytan Diaspora’ benzetmesi var.
Türkiye’deki Musevi cemaatinin Amerika’daki Oradaki Ermeni Diasporası’nın içinde çok
Yahudi toplumu ve İsrail’le ilişkileri nasıl? çeşitli görüşler bulunmasına rağmen,
Türkiye’de sanki tek vücut bir Ermeni
Bu konuda Türkiye’deki Musevi cemaatine Diasporası olduğu fikri sabit. Hâlbuki durum
gerektiğinden çok daha fazla önem atfediliyor. İyi böyle değil, aksine parçalı bir yapı olduğunu
niyetli Müslüman bir arkadaşım bana, “Söyle şu söyleyebiliriz. Peki, Amerika’daki Yahudi
Netanyahu’ya da savaşı durdursun, adam Diasporası’nın bu açıdan durumu nasıl?
öldürmesin” derdi. Yok öyle bir şey. Nasıl olabilir?
Bizim, Netanyahu’ya bir telefonla ulaşma gücümüz Orada da farklı görüşler tabii ki var. Netenyahu’ya
olabilir mi? karşı, İsrail’in sol ve liberal kesimini temsil edenler
var. Hatta bu sol ve liberal kurumlar, Obama
Türkiye’deki Musevi cemaati başkanı İsrail’de yönetimi tarafından da desteklenir. Amerika’daki
kimlerle görüşebilir, nasıl bir iletişim kanalı Yahudi toplumu içinde böyle bir mücadele var,
vardır? ama bu sol ve liberal görüşler nispeten ‘yeni’


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 25 -

oldukları için, şu anda o kadar da seslerini olduğu hükümetin bakanı katılıyor, Türkiye
yükseltemiyorlar. Obama’nın mevcut İsrail katılmıyor.
yönetimine çok sempatiyle bakmadığından
hareketle, bu tür muhalif Amerikalı Yahudi sivil “1915’e soykırım dersek, Holokost’a ne diyeceğiz?”
toplum kuruluşlarına yardım eder diye bakıyoruz.
Ama bu da yeni bir gelişme. Beş sene önce yoktu Amerika’daki İsrail lobisinin ve Yahudi sivil
böyle bir şey. Amerika’daki Yahudiler, tek sesti. toplum kuruluşlarının, İsrail-Türkiye
Artık yeni yeni farklı kesimlerin oluşturduğu sivil ilişkilerinin seyrine göre Amerika’daki Ermeni
toplum kuruluşlarını görüyoruz ve hem Amerika lobisi ve Ermeni sivil toplum kuruluşlarıyla
Yahudi toplumu, hem kendi iç meselelerinde, hem işbirliği yaptığı söylenir. Bu görüşler ne kadar
de İsrail’in yerleşimleri konusunda son derece geçerli?
önemli bir iç tartışma ortamı yaşıyor. Obama’ya da
bakarsanız, yerleşim birimlerinden dolayı Çok açık ve net söyleyeyim. Türkiye İsrail
neredeyse Netanyahu’yla konuşamaz duruma geldi. karşıtlığının bu kadar yükselmiş olmasına rağmen…
Aynı şekilde, kimi muhalif Yahudi sivil toplum Bakın, Münih Güvenlik Toplantısı’nda, Dışişleri
kuruluşları da yerleşim birimleri konusunda, diğer Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, sırf İsrail Dışişleri Bakanı
geleneksel sivil toplum kuruluşlarıyla tartışma katılıyor diye toplantıyı terk etti. Filistinli ve Katarlı
hâlinde. Çünkü İsrail’in Batı Şeria’daki yerleşim bakanların katıldığını belirteyim. Filistinli bakan
politikaları, barışın en büyük engeli olarak kim? İsrail’in düşmanı… İsrail’in savaş hâlinde
algılanıyor. olduğu hükümetin bakanı katılıyor, Türkiye
katılmıyor. Bu kadar İsrail karşıtlığının ayyuka
Münih Güvenlik Toplatısı’nda, Dışişleri Bakanı çıktığı bir dönemde bile, Amerika’daki İsrail lobisi
Mevlüt Çavuşoğlu, sırf İsrail Dışişleri Bakanı ve Yahudi sivil toplum kuruluşları, 1915
katılıyor diye toplantıyı terk etti. Filistinli ve Katarlı konusundaki tavırlarında bir değişiklik göstermiyor.
bakanların katıldığını belirteyim. Filistinli bakan İnandıkları doğruyla devam ediyorlar. Ne kadar
kim? İsrail’in düşmanı… İsrail’in savaş hâlinde böyle devam eder bilmiyorum. Değişik sesler de


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 26 -

çıkmaya başladı. Olaya ‘rövanşist’ bakan çevrelerde, başından beri planlı, her türlü teknik detayı
“Madem öyle, ben de Ermeni Soykırımı’nı tanımak düşünülmüş, personel planlaması yapılmış bir
için neler yapacağım” diyenler oluyor. Ermeni soykırımla karşılaşıyoruz. Tek amaç, Yahudilerin
Soykırımı, İsrail Parlamentosu’nda da, aşırı sol bu dünyadan silinmesi… 1915’te Anadolu’da
kesimin girişimiyle bir oturumda tartışıldı. yaşanan olaylara bakıldığında, böyle bir nihai amaç
Netanyahu’nun girişimiyle oylamaya geçilmeden, görmüyoruz. Neydi amaç? Ermenilerin oradan
oturum kapandı. Ama bu da yeniydi. Ermeni sürülmesi. Sonra bir katliama dönüştü. Ama
Soykırımı, İsrail için hiç tartışma konusu olmamıştı. bakıyorsunuz, İstanbul, Ankara, İzmir veya
İsrail’deki muhafazakâr kesim, diplomatik düşünüp Bursa’da Ermenilere dokunulmamış. Holokost, bu
“Aman Türkiye’yi üzmeyelim. Amerika ‘Büyük açıdan hakikaten bir ve tek, eşi yok. Benzemez bir
Felaket’ diyor, biz de o yönde konuşalım” diye olay olduğu için, 1915 bir soykırım olarak
düşünüyor. Ama tabii ki, yavaş yavaş aykırı sesler nitelendirilse bile, soykırım kelimesinin
de çıkmaya başladı. Amerika’daki Yahudi sivil kullanılması sanki Holokost gibi büyük bir
toplum kuruluşlarında da böyle farklı sesler var, soykırımın anlamını hafifletebilir. Bir bilinçaltı
ama genel anlamda Ermeni Soykırımı konusunda mücadelesi… Ben, tüm samimiyetimle söylüyorum
bir politika değişikliği yok. size, soykırım demekle rahatlayacaksak, soykırım
diyelim, ama bir dil problemi var burada. Keşke
1915 olaylarının Yahudi toplumunda ‘soykırım’ soykırımın bir alt kategorisi, böyle bir terminoloji
olarak adlandırılmamasının, Holokost’un yaratılabilseydi. Dilin çözemediği bir problem. Biz
‘biricik soykırım’ olarak görülmesiyle ilgili bir ve tek büyük soykırım olarak Holokost’u
olduğunu düşünenler de var. Siz nasıl görürüz. 1915’teki her şeyi topladığınızda, bu bir
değerlendiriyorsunuz, bu görüş ne kadar soykırımdır. Ama ben yine de, 1915 olayları için
kuvvetli? soykırım kelimesini kullanmaktan imtina ediyorum.
Çünkü 1915’e soykırım dersek, Holokost’a ne
Ben bu konuda hep çelişki içinde oldum. Hiçbir diyeceğiz?
zaman karar veremedim. Holokost’a bakıldığında,


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 27 -

“600 yıl önceki İspanyolcayı yaşattık, gelmiş bana yerleşmek için değil, en azından vatandaşlık almak
sınav yapıyor” için başvuracak. Bizimkiler olaya faydacı bakıp,
vizeden kurtulacağız diyorlar. Biz onların 600 yıl
İspanya’nın Sefarad Yahudilerine vatandaşlık evvelki dillerini yaşattık. Bir İspanyol arkadaşımla
vereceği konuşuluyordu, bu konuda son konuştuğumda, bir kelimeyi soruyorum, bilmiyor;
durum nedir? iki gün sonra gelip, bu Don Kişot zamanından
kalma İspanyolca diyor. İspanyolcanın
Bunun 10 yıllık bir hikâyesi var. Bazı avukatlar, evrimleşmeden önceki hâli… Bizden şimdi bunun
İspanya’nın iç hukukunda bir açık yakaladı ve bu hesabını soruyorlar. Belki ben, sırf bu yüzden
açıkla, İspanya dışında yaşayan İspanya başvuru yapmayacağım.
kökenlilerin, ki zaten bunlar yüzde yüz
Yahudilerdir, tekrar İspanya vatandaşı olabilme
ihtimali ortaya çıktı. Başvuran bazı Türkiyeli 
Museviler, İspanyol vatandaşlığı kazandı. Sonra,
İspanya hükümeti, olumlu anlamda bunun üzerine
giderek yeni bir yasa çıkartmaya çalışıyor.
Sefaradlığını ispat eden ve İspanyol diline vâkıf
olduğuna dair bir belge getiren kişi, otomatik
olarak İspanyol vatandaşı olacak. Bu müthiş bir
şey… Ama eskiden İspanyol diline vâkıf olma
koşulu yoktu. Beni kovmuşsun oradan, çulsuz
göndermişsin, ondan sonra ben senin dilini
kültürünü yaşatmışım, sen hâlâ beni sınava
sokacaksın. Bu yasa, meclisten geçmiş, kralın
onayına kaldı. Birkaç ay içinde çıkacak.
Türkiye’den önemli sayıda Musevi, İspanya’ya


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 28 -

-Alman Hakim: oraya saldırmayı amaçladı. YouTube videosu


kalabalığın Filistin ve Türk bayrakları ile “Adolf
Anti-Siyonizm, Hitler” ve “Yahudilere ölüm” diyerek koştuğunu
gösteriyor. Videoda ayrıca Essen’de popüler olan
Antisemitizmin kodudur Müslüman rapçi Sinan-G kameranın önünde bu
Kaynak: israilblogu.com gösterinin Yahudi karşıtı olduğunu anlatıyor;
“Yahudiler bize hakaret ettiler, bunlar delice
Yaz aylarındaki İsrail-Hamas çatışması sırasında şeyler,” diyor. Geniş güvenlik önlemlerine rağmen
Avrupa’da İsrail karşıtlığı arttı. Geniş çaplı ve kalabalık grup kısa zamanda kontrolden çıktı. Die
şiddet içerikli protestolar, Londra’dan Paris’e, Welt’e göre polis 49 protestocuyu yakaladı, 45 dava
Almanya dahil birçok Avrupa başkentinde aralık ayında düştü.
gerçekleştirildi. Temmuz ayında Knesset’te bir
konuşma yapan Alman Keren Hayesod Başkanı
Norman Gelbart “Yahudilere ölüm,” “Yahudiler
domuzdur” gibi sloganların 1933 yılını hatırlattığı
söyledi ve neden Alman polisinin bu durumda bir
şey yapmadığını sordu.

Adaletin çarkları yavaş dönse de olaylardan altı ay


sonra Alman Hâkim Gauri Sastry 24 yaşındaki
Taylan Can’ı 18 Temmuz’da Essen’de düzenlenen
İsrail karşıtı gösteride etnik bir azınlığa karşı
kışkırtmak suçundan mahkum etti. Görgü Born’da doğan Tük kökenli Taylan Can bilinen bir
tanıklarına göre kalabalık grup İsrail karşıtı İsrail karşıtı aktivist. Die Welt’e göre Kopenhag
sloganlar atarak İsrail yanlısı küçük bir gruba protestosunda ödünç polis megafonu ile İsrail
taşlarla saldırdı ve yerel bir sinagoga yürüyerek karşıtı sloganlar atmıştı. Born’da düzenlediği İsrail


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 29 -

karşıtı gösteride ise “Hamas, Hamas, Yahudiler gaz Holokost:


odasına” diye bağırmıştı. Essen’deki davada Can’ın
kullandığı “Siyonist” kelimesi azınlığa karşı İnsanlığın Felaketi
kışkırtma olarak kabul edildi. Mahkemede HASAN BÜLENT KAHRAMAN
olmadığını, Yahudilerle bir sorunu olmadığını
belirten Can, Siyonist devlete karşı olduğunu
söyledi. Hakim ise “Siyonist’ antisemitlerin dilidir,
‘Yahudi’ demenin kodudur,” diye cevapladı. Sastry
bu kararıyla, Alman yasalarına göre benzer
davalarda bir bağlayıcılığı olmasa da, antisemitizm
ile anti-Siyonizm’i birbirine bağlamış oldu. Can üç
ay göz hapsi ve 200 Euro cezaya mahkûm oldu.
Geçtiğimiz hafta Can Facebook hesabından da
Yahudilere karşı olmadığını yazdı.

Gelbart hakimin kararını cesur olarak niteledi.


Kararın çok dikkat çekeceğini belirten Gelbart,
Almanya parlamentosu dahil birçok politikacıların Kötülük çok ürkütücü, zalim bir kavram.
‘Siyonist’ kelimesi ile Yahudilere karşı nefretini dışa Holokost'u biraz olsun düşünmek bile yeter.
vurduğunu söyledi. “Avrupa çapında bir anti- Auschwitz, Yahudilerin değil, Yahudi olmayanların
Siyonist endüstri var ve bu kelime ile nefretlerini 'kötücül' gerçeği ve onların 'soykırımı' aslında
meşrulaştırıyorlar.” Münih'e gitmiştim.

Münih’e gitmiştim. İşlerim çoktu. Bir akşamüstü


bir yabancı kentteyken hep yaptığım gibi nereye
gittiğimi bilmeksizin yürüdüm. Çok sevdiğim


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 30 -

yerlerden tren istasyonuna geldim. Metro hattı da Gene de esas olarak kötülerin kazanacağını
oraya bağlanıyordu. Öylesine bakıyordum etrafıma. düşünürüm. İyiler, sadece filmlerde ve romanlarda
kazanır. Hayatta kaybederler. Bunu yazarken hem
Ansızın Buchenwald denen tabelayı gördüm.
üzgün hem de mahcubum. Ne var ki, iyilik üstüne
Donup kaldığımı bugün bile bütün ayrıntısıyla kurulu olduğunu sandığımız dünya ne yazık ki,
anımsıyorum. Tam o anda bildiğimiz Almanca kötücüllerin hamleleriyle gelişiyor. Hatta hep
tınılarıyla, Alman istasyonlarındaki bildiğimiz düşünmüşümdür.
hoparlör sesiyle Buchenwald dendiğini
ayrımsadım. Gerçekten donup kalmıştım. Şiddetle kötülük arasında elbette bir bağ var ve
büyük teoriler bile şiddettir. Kuşkusuz, sıradan
Orası, milyonlarca insanın katledildiği bir toplama şiddetten söz etmiyoruz. Ama Marx'ın, Freud'un,
kampıydı. Bende ayrıca bir öyküsü vardı. Ve işte Einstein'ın, hatta Kepler'in, Copernicus'un, Şeyh
şimdi şu kadar yakınımdaydı. Bedrettin'in görüşleri kötücüllük olarak
Gidip birisine ne kadar ötede olduğunu sordum, adlandırılmadı mı başlangıçta ve onların
"20 dakika" dedi. Münih'in 20 dakika ötesinde yüz kötücüllükle bir ilişkisi olduğu söylenmedi mi?
binlerce insan öldürülmüştü. Hiçbir şey bana Kısacası, kötülük konusu her zaman ilgimi
Yahudi Soykırımı'nı/Holokost'u ve altındaki çekmiştir. Çok istesem de doğrudan bir ders
'kötülüğü' bu kadar somut, bir çelik kadar sert, vermedim bu konuda. Ama verdiğim her derste
soğuk ve sağlam anlatamaz. konuyu uzun uzun işledim. En önemli felsefi
Kendimden kuşkuya düştüğümü anımsıyorum, ben konuları arasındadır. İnsanın neden bilerek ve
Münih'te yaşayan ve Yahudi olmayan birisi isteyerek kötülük yaptığı her daim çekici olmuştur.
olsaydım ne yapardım diye düşündüğümü de Yeryüzünde öleceğini aklıyla bile bile yaşayan tek
unutamadım. varlık olduğu gibi, insan, hemcinsini tasarlayarak,
planlayarak öldüren tek varlıktır da. Kötülük,
Kendimi kötücül, kötü bir insan sanmam. içimizdedir.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 31 -

Biz fark etmesek de orada durur ve kımıldar, bizi Gene de içimizde çiğ yanlar kalıyor. Onların
yönlendirir. O çok masum sanılan çocuklara bakın. yarattığı dürtüler bazen bizi de şaşırtıyor ama biraz
Onlardan daha zalim, daha kötücül, daha dehşet üzülerek, biraz utanarak üstünde durmaksızın
veren yaratıklar bulmak olanaksız gibidir. Doğada geçip gidiyoruz.
bulunan ve kötülük diye bildiğimiz şeyler sadece
Asıl mesele öteki, büyük kötülük. İnsanın içinde
içgüdülerdir ve hayatta kalmakla ilgili şeylerdir.
dolaşan iblisler. Damarlarında zaman zaman akan
siyah kan. Kötülüğün yeryüzünde kurulması
Bu nedenle dinler önemlidir. Dinleri çıkarsanız
gereken gerçek olduğuna inanan yanı, insanın.
insanlık ve tarihi kalmaz. Doğrudur, din adına, din
Bilerek, isteyerek, düşünerek, tasarlayarak işlediği
için savaşlar olmuştur. Katliamlar yaşanmıştır.
kötülükler insanın.
Ama gene de insanı kötülükten arındırır mı
arındırmaz mı, o derecede ileri giden güçlü bir şey Bu başlı başına bir olgu ve kendi içinde derinlikleri
söyleyemeyeceğim ama, bizi kötülükten bir nebze var.
olsun uzak tutan şey dinlerdir, buyruklarıdır.
Yıllardır Japon sineması ve edebiyatını izlerim. O
“KÖTÜ İNSAN” BİR GERÇEK kültürün özünde bir kötülük olgusu var örneğin.
Sıradan kötülük başlı başına bir olgudur. Bizzat o Bununla Japonlar kötüdür, kötülük yanlısıdır gibi
kötülüklerle yaşayan insanlar var. saçma bir şey söylemiyorum.
Fakat Batı edebiyatında olduğundan daha derin bir
Çalmak, zarar vermek, acı çektirmek ama en
damar olduğu kesin. Sadece Yukio Mishima'yı
basitinden, en sıradanından, ilginç bir konudur
okumak bile bu konuda başlı başına bir
dışarıdan bakıp izleyen için. 'Kötü insan' bir gerçek.
deneyimdir. Denizi Yitiren Denizci de diğerleri de
Ama bu kötülüklerin basitlikler, ucuzluklar
hep gelip bu çizgiye saplanır: İnsanlar bilinçleriyle
düzeyinde teşekkül etmesi o kadar önemli değil.
kötüdürler.
Sonunda insanız. Kendimizi yetiştirmek
çabasındayız. Eğitimli ve olgun insanlar olmaya Kötülük böylesine değerlendirildiğinde elbette
çalışıyoruz. Bir yere kadar. Tanrısal bir boyut kazanıyor. Bu algının altında


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 32 -

basit bir gerçek var: inanç sistemlerinin hemen Bütün o kötülük duygusunun ve ediminin içinde,
tamamında insana hayat veren ve verdiği hayatı altında bir arınma arayışı vardı.
geriye alan tek kuvvet Tanrı'dır.
Fransız Devrimi'nin yazarından da başka bir şey
Daha açık söyleyeyim: öldürmek Tanrı'nın beklemek olanaksızdı. Fakat Genet'de işler daha da
uhdesindedir ve onun yetkisidir. İnsan iki şey karışır. Genet, kötülüğün somut ve sıradan halini
yaparak Tanrılaşabilir: Ya yaratarak, yoktan var anlatacaktır. Buna mukabil, Sartre onu da 'aziz'
ederek ya da öldürerek, var olanı ortadan diye tanımlayacaktır. Aynı şey: kötülük her zaman
kaldırarak. kötü değildir!
Tanrı'nın yaratıcılığına söyleyecek söz yoktur da, AUSCHWITZ'İN TANIK OLDUKLARI
öldürücülüğü her zaman gizli veya açık bir isyan
Bütün bunlar iyidir, güzeldir de hiçbir şey,
duygusu uyandırmıştır.
geçenlerde 90. yılı nedeniyle yeniden anılan,
Yunan tragedyası tam da budur: insan isyan eder, anımsanan Auschwitz'in tanık olduğu kötülüğü
iyi, doğru, güzel bir nedenle de olsa isyan eder, karşılamaz. Yeryüzünde insana ait bir kötülük
vakar içinde başkaldırır, Tanrı'ya karşı gelir. varsa, onun sembolü Yahudilere karşı uygulanan
Tragedya budur. Batı bilinci bu gerçekle örülmüş, soykırımdır, kendi adıyla Holokost'tur.
yoğrulmuştur. Ne bileyim, ilk romanlardan biri
Daha fazla bu konuda ne yazılıp ne söylenebilir,
sayılan, bana göre gelmiş geçmiş en güçlü ve güzel
bilmiyorum. Naziler, sistemli bir biçimde insanları
10 roman arasında sayacağım Laclos'nun Tehlikeli
yok etmeye karar verdiler ve bunu uyguladılar.
Alakalar'ı bal gibi bir kötülük romanıdır. Ama gene
Gerçek kötülük olabildiğince basit olandır.
o çizgide hiçbir şey Marki de Sade'ın yerini
Ürkütücülüğü de bu özelliğinden kaynaklanır.
tutamaz.
Soykırım o derecede basitti: Yok etme kararını
Sade, işlediği, içerdiği kötülükle yerleşik ahlak vermek ve bunun mekanizmasını hazırlamak. İşin
anlayışını, değer yargılarını alt üst etmek istiyordu. ilginç yanı, bu anlayış, bu uygulama, modernliğin
Bu nedenle 'ebedi' diye anılmıştı. en üst düzeyine işaret ediyordu. Düşünün ki, bir


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 33 -

devlet, toplama kampları kuruyor, oraya ya da Yaşamak”ta anlatıldığı kadar ürkütücü


milyonlarca insan aktarıyor. Onları öldürecek. değildir.
Kayıtlarını tutuyor. En ince ayrıntılarına kadar
Semprun, bir komünist ve Direniş mensubu.
yazıyor her şeyi. Yok etme makinalarını oluşturmak
Yakalanıp Buchenwald'e gönderiliyor. 1945'te bir
için planlar yapıyor, mühendislik akılları
Haziran günü müttefikler kampa girene kadar
kullanıyor. Ve neticede milyonlarca insanı ortadan
orada kalıyor. Yolculuğunun hikayesi, Büyük
kaldırıyor.
Yolculuk'ta. Kamp ise hem andığım kitapta hem de
O insanların bir tek günahı yoktu. Tek günahları Ne Güzel Pazar isimli kitabında anlatılıyor.
başka bir dinin mensubu olmalarıydı. Kendisini, dostum Büyükelçi Aydın Sezgin'in
himmetiyle buldum.
Komşularıyla aynı dili kullanıyorlardı. Aynı ülkenin
vatandaşıydılar. Sadece dinleri, inançları farklıydı. Uzun uzun konuştuk. Hâlâ yayınlamadığım o
Bu nedenle 'ortadan kaldırılmaları' için devlet, söyleşide anlattı, bu kötülük düşüncesinin iç
diğer insanlar, büyük ve gitgide büyüyen bir yüzünü. Yahudi soyunun kırıldığı cehennemden
nefretle, hınçla, kinle davranabiliyordu. İnsanlar geliyordu.
insanlara kırdırılabiliyordu.
Onlara aklın alamayacağı kadar kötü işler Uzun sözün kısası, tüm bu yazıları bile kötülük
yaptırılıyordu. İnsanlıklarından soyunmaları, kavramının bir tür 'romantizasyonu' olarak
soyutlanmaları isteniyordu. düşünüyorum. Kötülük bütün bunların ötesinde
çok ürkütücü, zalim bir kavram. Holokost'u biraz
İnsan nasıl bu noktaya gelebilir? Kimse, hiçbirimiz olsun düşünmek bile yeter.
masum değiliz. Claude Lanzmann'ın yönettiği 9.5
saatlik Shoah ('felaket' demek İbranca’de) filmi Auschwitz, Yahudilerin değil, Yahudi
ortada. Ama bunların hiçbiri gidip bizzat olmayanların 'kötücül' gerçeği ve onların
tanıştığım, dünyanın en ilginç yaşam öykülerinden 'soykırımı' aslında...
birinin sahibi Jorge Semprun'un yazdığı “Yazmak


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 34 -

Anadolu’daki Yahudilerin Türkler gelmeden yüzlerce yıl önce Anadolu’da


Yahudiler yaşardı. M.Ö. 223 ile 187 yılları arasında
2500 Yıllık Öyküsü hükümdarlık sürmüş ve Doğu Akdeniz’in hakimi
Kral 3. Antiochus tarafından oralara
Aşağıda okuyacağınız araştırma yazısı Hürriyet Daily News
yerleştirildikleri bilinir. Ancak M.Ö. 167 yılında
gazetesinde yayımlanmış Niki Gamm tarafından derlenip kaleme
alınmıştır. Kral 4. Antiochus Yahudilerin dini ritüellerini
uygulamalarını yasakladı. Bu duruma karşı gelen
Osmanlı İmparatorluğu İspanya Yahudilerine Makabi ailesinin isyanı Kudüs’ün M.Ö. 164 yılında
kucak açması ile tanınsa da Anadolu topraklarında fethi ile sonuçlandı. Gelişmeler üzerine Kral,
Yahudilerin tarihi milattan önceki döneme kadar Yahudilerin topraklarında yaşamalarına izin
uzanıyor. verdiğine dair söz verdi ve dini ritüellerini
uygulamalarına karışmayacağını açıkladı. Bu büyük
zaferi Yahudiler Hanuka bayramı ile kutlarlar.

Yahudilerin Anadolu’da yaşamalarına dair ilk kanıt


Kral 3. Antiochus döneminden de önceye uzanır.
Anadolu’nun güneybatısında Sardis’te M.Ö. 5.
Yüzyıla ait bulunan sinagog kalıntıları da bunu
doğrular. Roma dönenimde birçok bölgede çıkan
ayaklanmalara rağmen korunan Yahudilerin Bizans
döneminde de iyi durumda oldukları anlaşılıyor.
Tek istisna 527-565 yılları arasında hüküm süren
İmparator 1. Justinian. İmparator dinlerin işleyişleri
üzerinde söz sahibi olup tüm imparatorlukta tek
dinin olmasını hedeflemişti. Ancak bu nedenle
YAHUDILERDEN OLUŞAN HEYET BIR OSMANLI “hem Hıristiyan kiliseler arasındaki farkları
YETKILISIYLE GÖRÜŞÜRKEN çoğaltmış, hem de Yahudi, pagan ve kafirlerle


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 35 -

çatışmaya girdi,” diye anlatır tarihçi A.A. Vasiliev İstanbul’a taşındıktan sonra bile Edirne’de büyük
Bizans İmparatorluğu’nun Tarihi adlı kitabında: bir Yahudi nüfusu kaldı. 1907 yangınında 13 sinagog
“Yahudiler ve Samaryalıların bu duruma isyanı yandı. Daha sonra tahrip olan sinagoglar yerine
vahşi bir şiddet ile durduruldu. Birçok sinagog büyük bir sinagog inşa edildi ve günümüzde
yıkıldı, kalanlarda ise İbranice Tevrat okumak restorasyon çalışmaları ile gündeme gelen sinagog
yasaklandı. Vatandaşlık hakları geriledi.” da budur.
6. yüzyıldan itibaren farklı zamanlarda Yahudiler
Osmanlı’nın İstanbul’u fethi sırasında şehirde kaç
zulme uğradılar ancak genel anlamda Bizans
Yahudinin yaşadığı bilinmemekle birlikte, kuşatma
otoriteleri Yahudileri rahat bıraktılar. Dördüncü
öncesinde birçoklarının şehirden gittikleri tahmin
Haçlı seferi sırasında 1204 yılında Konstantinopl
ediliyor. Dönmelerini teşvik etmek için Fatih
fethedildi. Haçlılar Yahudilere zalimce davrandılar.
Sultan Mehmet Makedonya’daki yüz fakir aileyi
Ancak Yahudileri Hıristiyanlığa döndürmekten çok
İstanbul’a getirdi. Ayrıca Bursa Hahambaşısını
Yahudilerin mal varlıkları ve servetleri ile daha
İstanbul’daki Yahudi cemaatinden sorumlu tayin
ilgiliydiler. Şehrin 1261 yılında yeniden fethiyle
etti, tıpkı Rum Ortodokslar için patiği
Bizanslılar Yahudilere yeniden daha hoşgörülü
görevlendirdiği gibi. Açıklamasında Sultan
davranmaya başladılar ancak Yahudilerin belli
Yahudilere, Allah’tan Hz. İbrahim ve Hz. Yakup’un
bölgelerde yaşamalarına ve genel halkla
torunlarını koruyacağına dair emir aldığını söyledi.
karışmamaları istendi.
Yahudilerin kendi himayesinde olduğunu ve
Osmanlı dönemi Yahudileri yiyecekleri olduğunu takip edeceğini söyledi.
Yahudileri, incir ve şarap ağacının altında özgürce
Osmanlı Türkler 13. Yüzyılda güçlenmeye
yaşayıp ticaret yapabilecekleri ve mülk sahibi
başladıklarında Yahudilerle bazı temasları olmaya
olabilecekleri İstanbul’a çağırdı.
başladı. Konya, Bursa ve Balkanlar’da Yahudi aileler
ve sinagoglar bulunuyordu. Bursa 1326 yılına kadar Osmanlı topraklarında yaşayan Yahudilerin sayısı
ilk başkenti oldu Osmanlıların. Daha sonra 1365 İspanya’dan kovulan Yahudilerin kabulü ile ciddi
yılında başkent Edirne’ye taşındı. Osmanlı başkenti anlamda yükseldi. 1492 yılında 150 bin


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 36 -

civarındaydılar. İspanya’dan kovulduklarında Ancak Yahudilerin giyecekleri kıyafetler


bazıları Avrupa’nın diğer yerlerine giderken çoğu konusunda bazı kurallar vardı ve silah taşıyamaz
onların değerlerinin farkında olan 2. Beyazıt orduda görev alamazlardı. 1839 Tanzimat
hükümdarlığındaki Osmanlı topraklarına Fermanı’ndan sonra tüm vatandaşlar eşit sayıldı.
yerleştiler. Osmanlı İmparatorluğu tarihi ve Türk Yahudileri aktif bir kamusal yaşam sürse de
Modern Türkiye adlı kitabında Standford J. Shaw etkileri 19. ve 20. yüzyılda gittikçe azaldı. Yedi
“Yahudilerin özgürlükleri o kadar artmıştı ki Yahudi ilk ve ikinci parlamentonun üyesi oldular
önemli sayıda Yahudi İspanyol engizisyonu 1877-1878 ve 1908’de. 1920’de kurulan Büyük Millet
sırasında veya Polonya, Avusturya, Bohemya’dan Meclisi’nde sekiz Yahudi vardı.
Osmanlı’ya yanlarında ticaret ve diğer becerileri ile http://israilblogu.com/2015/01/30/anadoludaki-yahudilerin-2500-
geldiler. Kısa zamanda zenginleştiler ve 16. yillik-oykusu/
Yüzyılda Sultanların gözünde yerleri ve etkileri
arttı,” diye anlatır.
Balat merkezinde oturan Yahudiler Eminönü’ne
kadar genişliyordu. 50 bin Yahudi ve 44 sinagogları
vardı. 17. Yüzyıl gezgincisi Evliya Çelebi
Yahudilerin mesleklerini kuyumcu, tıp, tekstil,
peynir üretimi, banka ve tavernacılık olarak anlatır.
Sarayın hekimbaşısı Jacobo de Gaeta mesela,
sonradan İslam’ı seçen bir Yahudiydi. İlk matbaa
iki Yahudi kardeş tarafından kurulmuştu 1493’te.
Portekiz kökenli Josef Nasi önemli diplomatik
mevkilere ulaştı Kanuni Sultan Süleyman ve 2.
Selim döneminde. Naksos düklüğü ile
şereflendirilen Nasi, Venedik’e savaş açmış ve
Kıbrıs Osmanlı’ların eline geçmişti.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 37 -

Paris Filarmoni Salonu 200 milyon euro ile başlayan projelendirme


aşamasının sonunda salon 386.5milyon euroluk bir
Bir Müzik Rüyası ve maliyete ulaştı.
Daniel Barrenboim
Nesim Levi
14 Ocak'ta Paris filarmoni orkestrasının konseriyle
açılan salon her türlü evrensel müziğin
uygulanabilecegi şekilde tasarlandı.

Çok özel tekniklerle oluşturulan akustik sistemi


doğanın seslerini en ince ayrıntıları ile yankılıyacak
şekilde gerçekleştirildi.

14 Ocak'ta hizmete giren bir konser salonu ile Paris,


maliyeti yüksek ancak iddialı bir konser salonuna
sahip oldu.

1982 yılında Paris'in kültürel seviyesini yükseltecek


arayışlar bağlamında başlanan konser salonu
projesiyle ilgili mimari hazırlıklar, gerekli fonların
oluşturulması ve bürokratik işlemlerin
sonuçlandırılması on yıllık bir süre gerektirmiştir. Binanın cephesi klasik müziği etkileyen en önemli
doğa sesi olan (kuş cıvıltılarını) temsil eden 340 bin
madeni kuş motifi ile süslendi.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 38 -

2015 yılı programında 19 Ocak'ta gerçekleşen ve 23


Nisan’da verilecek olan Yahudi asıllı orkestra şefi ve
kompozitör Daniel Barenboim yönetimindeki
konserler sezonun önemli etkinliklerinin önemli
bir bölümünü oluşturuyor.

72 yaşındaki Barenboim'in 19 Ocak'ta yönettiği


konser uluslararası başarılar ve ödüllerle dolu
meslek hayatının önemli bir aşaması olan Doğu-
Batı Divan Orkestrasının konseridir.

Filistinli ve bilge Edward W. Said ile kurduğu Doğu


-Batı Divan Orkestrası yetenekli İsrail, Filistin ve
Arap gençlerinden oluşuyor.

Doğu -Batı Divan Orkestrasının Barenboim


tarafından yönetilen konserinde Ravel’in eserleri
yorumlandı.

Wagner tutkusu nedeniyle İsrail'de tenkitlere


maruz kalmış olan Barenboim müziği her türlü
politik ve benzer etkileşimlerin üzerinde tutması
nedeniyle uluslararası olağanüstü bir değere
ulaşmıştır.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 39 -

Kurtarılmaya Değer
Bir Yahudi Getosu
Venedik Yahudilerinin içinde hapsolup kaldığı
geto 500 yıl sonra yenileniyor.
Livia Albeck-Ripka|

DIŞ
BASINDAN
TERCÜME
Lina Filiba

Venedik gibi bir şeyi kimse yapamaz. Sadece Tanrı.


İnsanlığın en büyük başarısı ve onu Tanrı’ya en fazla
yaklaştıran ise, böyle harikalar yaratamadığı için
var olanları korumaktır.
Fransız Filozof Simone Weil (Venise Sauvée 1955)


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 40 -

20 Kasım günü moda tasarımcısı Diane Von Yahudiler, hükümetin amaçlarına rağmen
Furstenberg tarafından kurulmuş olan uluslararası kendilerini tamamen ifade edebilecekleri, zaman
yardımseverlik kuruluşu Venedik Mirası Konseyi içinde şehri ve bütünüyle Avrupa’yı etkileyecek bir
(Venetian Heritage Council) Venedik Yahudi cemaat oluşturabilecekleri bir alan bulmuşlardı.
getosunu restore etmek, harap olmuş mirasını 2016
yılındaki 500. yıldönümüne yetişecek şekilde Von Furstenberg VHC’nin Kasım ayındaki
zengin bir Yahudi kültür merkezi haline getirmek restorasyon duyurusunda “Hepimiz gelecek
için 12 milyon $ taahhüt etti. Proje, Venedik nesillerin – bugünden 500 yıl sonra da – insan
adasında yarım yüzyıl boyunca var olmuş olan kültürünün ve gelişiminin hikayelerine
zengin Yahudi kültürüne kanıt olamayacak kadar erişebilmelerini sağlamaya sorumluyuz” dedi.
ufak ve dağınık bir müzenin ve getonun bir
zamanlar yaşam dolu beş sinagogunun da
restorasyonunu içerecek.

Venedik geto rehabilitasyonu çok gecikmişti. 1516


yılında Serenissima Repubblica Yahudilerini
dünyanın ilk getosuna kapattı. Şehrin civarında
küçük ve çevre kirliliği ile kirlenmiş bir adadaki
getoda, geceyarıları kapıları kilitleyen ve gün
doğumuna kadar cemaati getoda hapseden
Hıristian muhafızlara Yahudiler tekrar getoya
girmek için para ödemek zorundaydılar. Geto
ayrımcılık eylemi olarak oluşturulmuş olsa da
zaman içinde Yahudi kültürü ve kimliğinin geliştiği
bir sığınak haline geldi. Venedik kanalları
tarafından hem hapsedilmiş hem birleştirilmiş olan


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 41 -

Venedik 1600 yaşındaki yapı temelleri ve su Venedik Uluslararası Yahudi Araştırmaları Merkezi
baskınına karşı bitmeyen savaşından dolayı direktörü Shaul Bassi “Şu anda Venedik’e, şehrin
bütünüyle hassas olmakla birlikte, geto aşırı güzelliği ve gerçek boyutuyla ilgisi olmayan şeyler
kalabalık bir nüfusu barındırmaktan kaynaklanan için her geçen gün daha az süre kalan daha çok
sıradışı mimarisi ile özellikle dengesiz. VHC’nin sayıda insan getiriliyor. Şehri öldürüyoruz,” dedi.
Venedik ofisi müdürü Toto Bergamo Rossi gülerek “Geto gizli güzellik taşıyan bir yer; öykülere,
“Bazen bir duvarı indirmeye başlıyor ve duvarı getolaşmaya rağmen hayatta kalma ve başarı
ayakta tutanın sihir olduğunu keşfediyorsunuz,” hikayelerine ihtiyacı olan bir yer. Sinagogların içi
dedi. İnsanın eğilimi egomuzu zorlamak, kendimizi güzel fakat dışları göze çarpmayan Venedik
empoze etmek, ama niye? Benim restorasyon palazzoları. Müzenin hikayeyi anlatma yeteneğine
anlayışım tam zıddı: İmkanımız olduğu kadar saygı sahip bir yer olabilmesi için gerçekten önemli bir
göstermek ve bir adım geride durmaya çalışmak. müdahele gerekli idi.
Biz tarih ile rekabet halinde olmamalıyız.
Asil bir amaç, ve Venedik’e varıp kötü kokusunun
Restorasyon zarif ve saygılı bir şekilde yapılırken, iticiliği ile turistler tarafından tıkanmış geçilmez
projenin temel amaçlarından biri sadece sokakları ile karşılaşanlar bu dürtüyü anlayacaktır.
korumaktan ziyade canlandırmak. Rossi “Ben Fakat Venedik’te çok az sayıda Yahudi kaldı, ve
Yahudi projesi olduğu için seçmedim,” dedi. “Geto bunların hemen hiçbiri getoda değil. Yenileme
Venedik’in kültürel mirasının önemli bir parçası ve Venedik’e yeni bir yaşam soluğu getirmeye
biz de daha iyi bir Venedik yapmak istiyorsak yardımcı olacak fakat şehrin bazı vatandaşları
kültür düzeyini yükseltmeliyiz.” Rossi projenin gerçek Yahudi kültürü nefesi olmayacağından
Venedik’te oluşması gereken geniş kapsamlı endişeli.
değişimin bir parçası olduğunu ve kruvaziyer gemi
turizmi ile romantik kentin dolambaçlı ***
sokaklarının her köşesinde ucuz mal satan
Şehrin dışında yerleşmeye zorlanan, özel vergiler
satıcıların yerine olağanüstü tarihi mirasına
ödetilen ve gemilere binmeleri yasaklanmış olan
odaklanması gerektiğini anlatır.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 42 -

Yahudilerin 10. Yüzyıldan itibaren kamu bulunuyordu ki, gizli zemin kat odalarında doktor,
yaşamından dışlandıklarının kanıtları bulunmakta. “strazzarioli” paçavra satıcıları, tüccar ve tefeci
14. yüzyılda, birçok savaşın getirdiği ekonomik oldular. Getodaki çok kısıtlı alan düşünüldüğünde
yıkım dönemi ve kara veba yıllarında tefeciler oranın sakinleri dikey olarak inşa ettikleri yapılara
olarak memnuniyetle karşılandılar. Fakat 15. Yüzyıl ekledikleri bölümler, geçici eklemeler ve dar
sonlarına doğru borç, kredi veren Yahudiler yürüme yolları ile kentin en yüksek binalarını inşa
yeniden yasaklandılar. Geride kalanlar sarı rozetler ettiler.
takmak ve daha sonraları da dini sembol olarak
şapkalar giymek zorunda idiler. Arazi sahibi Başlangıçta zulümden kaçan Alman Yahudileri
olamayan ve sinagog inşa edemeyen Yahudilerin getoya taşındı ve 1528’de Aşkenaz Sinagogu “Scuola
bazıları zorla vaftiz edilmişti. 1492’de çok sayıda Grande Tedesca”yı inşa ettiler. 1541’de gezgin
İspanyol ve Portekiz Yahudisi Engizisyon sırasında Yahudiler Levant limanlarından geldiklerinde
sınır dışı edildiklerinde Venedik’e yerleştiler ve 1516 “Ghetto Vecchio” kurulup onları ilk
yılına gelindiğinde onların şehirde kalabilmeleri yerleşimcilerden ayırdı. (İsimlerine rağmen Ghetto
için izin verilmesi konusunda yoğun tartışmalar Vecchio “eski geto” aslen Ghetto Nuovo’dan “yeni
yaşandı. geto”dan daha yenidir.) Avrupa’nın farklı
bölgelerinden gelen her grup kendi ritüellerini ve
O yılın 29 Mart’ında yeni kanunlar Yahudilerin böylelikle tek toplum olma duygusunu korumak
“geceleri ortalıkta dolaşmalarını önlemek için” istiyordu, bundan dolayı 1571 yılına gelindiğinde
birlikte yaşamalarını zorladı. Yahudileri sivil hayata getodaki beş sinagogun her biri orayı kendilerine
ve dini, siyasi güç merkezlerine uzak tutarak bir yuva yapmış çeşitli gruplara hizmet ediyorlardı.
dökümhane alanında (Venedik İtalyancası ile geto)
“Ghetto Nuovo” kuruldu. Avrupa’da dine dayalı Riccardo Calimani “The Ghetto of Venice” adlı
resmi organize ayrımcılığın ilk örneği oldu. Bazı eserinde “Yahudi Venedik içindeki birçok cemaatin
meslekleri uygulayabilmelerine izin verilen toplamını temsil ediyordu: Alman, Portekizli,
Yahudilerin faaliyetleri o kadar yakışıksız İspanyol ve Levanten,” diye yazmıştır. “Bu


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 43 -

grupların her biri kendi dini geleneklerini kadar Yahudiler geriye bakıldığında aldatıcı bir
muhafaza etti; ayrı yaşadılar, farklı ayrıcalıklara özgürlük parantezi yaşadıkları görülüyor,” diye
sahiptiler ve farklı ekonomik işlevleri vardı. yazarlar. Bu süre zarfında çok sayıda Yahudi gitti
Genellikle birbirleriyle çatışma içindeydiler... veya asimile oldu ve geto da bir diğer Venedik
Zamanın geçmesi ile farklılıklar azaldı fakat banliyösü haline geldi.
Yahudiliğe has güçlü bireysellik eğilimi nedeniyle
asla farklılıklar kaybolmadı.” 20. yüzyıla gelindiğinde Yahudi yaşamının sadece
gölgeleri kaldı. Şair Rainer Maria Rilke küçülen
Birçok kısıtlamalara rağmen toplum karmaşık bir topluluğu ziyaret ettiğinde “Sadece yoksul gündelik
kültürel ve entellektüel yaşamı teşvik etti. Kral VIII. sesler duyuluyor” diye yazdı. II. Dünya Savaşı’na
Henry’ye boşanması sırasında tavsiyelerde gelindiğinde Venedik’te sadece 1200 Yahudi
bulundu, Leon Modena, Sara Capio Sulam ve kalmıştı. Savaşın son yıllarında bunların 247si
Simone Luzatto gibi bilim insanları tarafından toplanıp Auschwitz-Birkenau’ya sürüldü. Sekizi
eserler üretildi ve 1650 yılına kadar Avrupa’daki geri geldi.
İbranice yayınların üçte biri burada basıldı. ***
Hıristiyanlar getoyu ziyaret edip baharatlar,
mücehver, kumaşlar alıyor bankaları, doktorları Bugün yaklaşık 500 Yahudi getoda kalmakta fakat
ziyaret ediyorlardı. 17. yüzyıla gelindiğinde diğer Venedikliler gibi birçoğu gittikçe pahalılaşan
Yahudiler Venedik’in dış ticaretinin büyük kısmını ve yaşanmaz hale gelen şehirden ayrılıyor.
kontrol ediyordu ve bilim gelişti. Batmakta olan adaların nüfusu her gün orada -
çoğu turist olan - nüfusunun yarısından azını
1797 yılında Venedik Cumhuriyeti’nin yıkılması ile oluşturuyor. Fakat Yahudilerin kendilerine has
Yahudiler eşitliğe kavuştular. Bassi ve arkadaşı entropileri onların toplumlarını karıştırıyor.
Isabella di Lenardo “The Ghetto Inside Out”
Oranın yerlilerinden Susanna Calimani bana
kitabında “Napolyon açılımı ile getonun
“Venedik Yahudi Cemaati daha iyi fırsatlar arayan
açılmasından Mussolini’nin 1938 Irk Yasaları’na
gençlerin ayrılmasından dolayı nüfus kaybediyor,”


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 44 -

dedi, “fakat aynı zamanda belki de karışık evlilik olduklarını düşündüklerini söyledi. “Eskiden
yapmış olmalarından şu anki Yahudi cemaatinden Habad’a çok kızgın ve küskün idim” dedi Bassi.
kendilerini uzak hissediyorlar çünkü cemaatin çok “Sonra dedim ki Venedik’in tarihinde hep farklı
Ortodoks olduğunu düşünüyorlar. Buna son yerlerden farklı şekillerde gelen gruplar oldu ve
yıllarda Yahudiler arasındaki oluşmuş olan güçlü muhtemelen her yeni gelen grup şüphe ve kızgınlık
kutuplaşma fenomeninin de neden olduğunu ile karşılandı. Demek ki, ben de “Habad’a burada
düşünüyorum – dindar insanlar daha dindarlaşıyor yer yok” dersem 500 yıl önceki mantığı uygulamış
ve sekülerler aksi yönde hareket ediyor ve benim olacağım.”
görüşüme göre İtalyan Yahudiliğinin en harika
özelliklerinden biri olan İtalyan orta yolu: Geto tarihi bir grubun diğerleri ile çatışarak kendi
gelenekçiliğin kaybolmasına yol açıyor.” Ve hala kimliklerini korumaya çalışmasını ve zaman içinde
kendilerini geleneklerine bağlı hisseden birlikte var olma yolunu bulmaları hakkındadır.
Yahudilerin, diğer Venedikliler gibi bazen Bassi, Venedik cemaatinin benzer şekilde bir
turistlerin bunaltıcılığından etkilenerek kendi dönüm noktasında olduğunu ve getonun karmaşık
kültürel ve dini ritüellerini gözden ırak, kapalı mirasını canlı tutabilmek için uluslararası iletişime
kapılar ardında uygulamaları daha olası hale geldi. açık olması gerektiğini söyledi. Venedik
Bu eğilim yaklaşık 20 yıl önce gelmiş olan ve Uluslararası Yahudi Araştırmaları merkezi 2015
turistleri ağırlayıp dini törenleri açık açık merkezi yılında, yıldönümü kutlamaları kapsamında yeni
meydanda organize eden Habad cemaati ile bir program başlatmayı planlıyor: Beit Venezia:
gerginlik yarattı. Calimani Venedik Yahudilerinin multimedya ortamında eğitim ve kültür
en büyük sorunlarından birinin iki grup arasındaki etkinliklerini gerçekleştirebilecek Yahudi kültürü
ayrılık olduğunu hissettiğini söyledi. için bir yuva. İsrail’e göç 40 yıldan beri en yüksek
seviyede ve Avrupa genelinde antisemitik olaylar
Bassi, ironik olarak birçok ziyaretçinin geleneksel artışta olduğundan İtalya’da Yahudi yaşamının
giysileri ile daha “otantik” göründüklerinden canlanması bu dönemde kritik. İtalyan kökenli
Habad Yahudilerinin “gerçek Venedik Yahudileri” İsrailli demografi uzmanı Sergio Della Pergola göç


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 45 -

edenlerin İtalya’daki ekonomik kriz ile medya, Bu sonbahar, Yom Kipur bitimi güneş batımında,
internet ve parlamentonun pek çok sektöründe Venedik’in kötü şöhretli güvercinleri Canton
görülen yaygın antisemitizmden motive olduklarını Sinagogu’nun penceresinden kovalanırken
söylüyor. ebeveynlerin çocuklarını “tallet”lere sarmalayarak
gelecek yıl için kutsamalarını seyrediyordum.
Restorasyon hakkındaki düşüncelerini sormak için Kadınlar balkonundan 500 yıllık cemaatin
Von Fürstenberg’e e-posta yolladığımda soyundan gelenlerin çoğunun beyaz kumaşa
alçakgönüllülükle ve biraz da sertçe yanıtladı. “Ben sarılmış ve görülmez olarak sıkışıkça yanyana
Venedik getosunun korunmasında hiç bir şekilde durduklarını gördüm. Ancak birkaçı ayrı ve çıplak
önderlik etmiyorum,” diye yazdı. Devamında, “Toto duruyordu; sanki bir başka Yahudi Diaspora
ile son Venedik seyahatimde bir araya geldik ve cemaatinin zenginliğini, miras ve geleneklerini
onun tutkusundan etkilendim.” Önde-gelen moda kaybetme olasılığını kehanet ediyorlardı.
tasarımcısı açıkça çok sayıda e-postaya cevap
vermek zorunda olmalı, buna rağmen “bu geto ***
dünyanın en eskisi olduğundan harika bir proje”
olduğunu düşündüğünü işaret etmek için zaman Livia Albeck-Ripka yaratıcı stüdyo Fabrica’nın bursu ile
ayırıyor. İtalya’da yaşayan Avustralyalı gazetecidir. Daha öncesinde
Dumbo Feather dergisinde yardımcı editör idi.
Yerliler fiziksel restorasyon ile getonun güzelliğinin
ortaya çıkacağını bununla birlikte bu kopukluğun Orijinal metin: http://tabletmag.com/jewish-life-and-
yerel toplumun ve acemi cemaatin ihtiyaçlarını göz religion/187770/restoring-venice-ghetto
ardı edebileceğinden korktuklarını söylediler.
Calimani tüm bu paranın bireylere pek değil de,
aslen binalara sinagoglara ve Yahudi kültür 
mirasına yardımcı olacağından korktuğunu söyledi.

***


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 46 -

27 Ocak
Uluslararası Holokost Kurbanlarını
Anma Günü Kapsamında
Bu yıl ilk kez Ankara’da
Anma Töreni düzenlendi.

İÇİMİZDEN

Beki Şikar

Törene katılmak için Hahambaşı Rav İsak Haleva


önderliğinde Ankara’ya giden İzmir Cemaat
Başkanımız Sami Azar ve bazı yönetim kurulu
üyelerinin de yer aldığı kalabalık bir cemaat heyeti,
ilk önce Anıtkabir’i ziyaret ederek, Atatürk’e
saygılarını sundu. Heyet adına Anıtkabir defterini


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 47 -

imzalayan Rav Haleva, “Asırlardır bu ülkede trajedisinin ve benzer ırkçı hadiseler liselerimizde
yaşayan Musevi inançlı TC vatandaşları olarak, tarih derslerinde okutulmalı” cümlesi çok dikkat
manevi huzuruna geldiğimiz bugün, devletimize ve çekiciydi.
Cumhuriyetimize olan derin bağlılığımızı bir kez
daha ifade ediyor; ülkemizin ve devletimizin
bölünmez bütünlüğüne olan sarsılmaz inancımızı,
Cumhuriyetimizin geleceğine olan güvenimizi bir
kez daha teyit ediyoruz,” yazdı.

Bilkent Piyano Üçlüsü,


Soprano Linet Şaul ve
Piyanist Jerfi Aji’nin de
müzik dinletileri
sunduğu anma
programının
sonunda mum yakma töreni için salonda Anma töreni fotoğraf sanatçısı Alberto
bulunanlar ayağa kalktı. Türkiye Musevileri Modiano’nun ‘Holokost Simgeleri’ sergisi
Hahambaşısı Rav İsak Haleva öncülüğünde sonrasında başladı. Anma töreninde her yıl olduğu
Büyükelçi Ertan Tezgör, Rektör Abdullah Atalar ve gibi bu yıl da Uluslararası Holokost Anma İttifakı
Ulus Özel Musevi lisesi öğrencilerinin de Türk Heyeti Başkanı Büyükelçi Ertan Tezgör bir
bulunduğu grup tarafından Holokost kurbanları konuşma yaparak katılımcılara değerli bilgiler
anısına mum yakıldı. Rav Haleva, mum sundu. Tezgör sözlerine Anne Frank’ın “Öldükten
yakarken, "Dünyamız, böylesi vahşete bir kez sonra da yaşamak istiyorum” sözleri ile son verdi.
daha tanık olmasın" temennisinde bulundu.
Bir Daha Asla!....
Bilkent Üniversitesi rektörü Abdullah Atalar’ın
“İkinci Dünya Savaşı’nda yaşanan bu insanlık


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 48 -

Bubi’nin İzmir Ekol Sanat Musevi Cemaati Vakıf Başkanının da hazır


bulunduğu açılışta, Ekol Sanat Galerisi, Ekol
Galerisindeki Sergisi Göz ve Ekol K.B.B. Hastanelerinin Yönetim
Büyük İlgi Topladı Kurulu Başkanı Opr. Dr. Mehmet Baz ev sahibi
olarak sanatseverler ve ziyaretçilerle yakından
İzmir Ekol Sanat Galerisi, kendine özgün tarzı
ilgilendi.
ile fark yaratan Bubi'nin "Kazımalardan
Yüzeye, Yüzeyden Rölyefe" isimli sergisine Serginin açılışında konuşan Mehmet Baz,
İzmir’de ev sahipliği yapıyor. Bubi'nin “Kazımalardan Yüzeye, Yüzeyden
Rölyefe" geçiş serüvenini özetleyen bu
retrospektif sergisinin Türk resmi içinde
prototip bir sergi olma özelliği taşıdığını
söyledi. Baz, “Bubi'nin 40 sene içindeki üretim
aşamalarını, kullandığı tekniklerle açıklayan bu
sergi; sanatçının kazımalardan kafeslere,
kafeslerden motiflere, motiflerden aplike
yüzeylere ve yamalara çıkışını belgelemesi
açısından önem taşıyor. Bubi benim kendi
koleksiyonumda da eserleri olan bir sanatçı.
Kendisini sadece tuvale hapsetmemiş tuval
dışında da her türlü malzemeyi resimlerinde
Serginin açılışı için düzenlenen canlı müzik kullanmış bir sanatçı. Koleksiyonerlerin kendi
eşliğindeki özenle hazırlanmış kokteyle, çok koleksiyonlarında eserlerini olmasını istediği bir
sayıda sanatçı ve gazetecinin yanı sıra sanat sanatçı" dedi.
eleştirmeni Doğan Hızlan da katıldı. İzmir


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 49 -

Yaşadıklarını sanat yoluyla kullanmayı “ALEF” Tiyatro Grubu


sevmeyen Bubi, “Ben soyut işler yaparım.
Hiçbir şey anlatmadığımı iddia ediyorum. “Dalga” adlı oyunlarını İzmir’de
Yapıtlar üretmek için herkesin yapabileceği tarz başarı ile sahnelediler.
işler yapmaya çalıştım. Ben herhangi birinin
yaptığı işler gibi işler yapmaya çalıştım" diye 17 Ocak
konuştu. Sanata başladığı yıllarda babasının Cumartesi
muayenehanesinde asılı olan, hat sanatıyla akşamı ‘Alef’
yazılmış eserin kendisini çok etkilediğini, o tiyatro grubu
eser gibi yapıtlar üretmeye çalıştığını itiraf ‘Dalga’ adlı
eden Bubi, “Ben bilerek iş yapmamayı tercih oyunu İzmir
ederim. Kendimden kurtulmaya çalışıyorum. Fuar İsmet
İnönü Kültür
Bilerek sanat yapılmaz. Bilerek yapılan
Merkezi’nde sahnelediler.
zanaattır" diye konuştu.
Oyun büyük bir beğeni ile izlendi. Oyunun
Ekol Sanat Galerisi'nde 45 gün açık kalacak bitiminde Alef yöneticilerinden Leon Kalma, Alen
olan “Kazımalardan Yüzeye, Yüzeyden Rölyefe" Hananel, Klara Arditi’ye plaket ve armağanlar
adlı sergide, sanatçının 40 yıllık sanat verildi.
yaşamının çeşitli dönemlerine ait 75 eser yer
alıyor. Onlar da İzmir Cemaat Başkanı Sami Azar, İzmir
FKD Başkanı Rafael Algranati ve oyunu İzmir’e
getirme sorumluluğunu üstlenen duayen yönetici
İzak Strugo ve ekibinden İnci Hemsi, Lale Abuaf,
Katya Beresit ve Keti Asal’a birer plaket ve hatıra
sundular.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 50 -

Prof. Dr. SONIA AMADO


Psikoloji Bölüm Başkanı oldu.
TEŞEKKÜR

Değerli Büyüğümüz, çok sevgili Annemiz

Fortüne Asal’ın
vefatı dolayısıyla gerek cenaze töreninde
gerek sonraki günlerde yanımızda olan,
taziye ziyaretine gelerek, dualara katılarak,
derneklere bağışta bulunarak içtenlikle
acımızı paylaşan tüm dostlarımıza
teşekkürü bir borç biliriz.

Bu acı kaybımızda tek tesellimiz, topluma


hizmeti ilke edinmiş bu örnek insanın
daima sevgi ve saygıyla anımsanacak
Prof. Dr. Sonia Amado, Ege Üniversitesi Edebiyat olmasıdır.
Fakültesi Psikoloji Bölüm Başkanlığına atandı.
Bilişsel Psikoloji alanında araştırmalarını sürdüren Mekânı cennet olsun.
Prof. Dr. Amado, bu idari görevle 500 lisans ve 130
kadar yüksek lisans ve doktora öğrencisi bulunan Baruh Dayan Haemet!
psikoloji bölümünün başkanlığını üstlenmiş
bulunuyor. Kendisine yeni görevinde kolaylıklar ve Asal, Bonfil, Habif & Benefrahim
başarılar diliyoruz. Aileleri


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 51 -

Barouh Dayan Haemet


SUZAN AMON
8 ŞUBAT 2015


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 52 -

Yazdığı Kitaplar
(Devam)

Eliezer İlel’in eşi 1862 yılında vefat ettiğinde, Rebi


Rabenu Agaon Hayim başsağlığı dileklerini iletmesi için oğlunu
Bükreş’e kadar gönderdi. Vasiyetinde Rebi Hayim
Palaçi’nin vakfına oldukça önemli miktarda para
bıraktı. Bu para Rabi Hayim’in kitaplarının
basımında büyük kolaylık sağladı.

Rabi Hayim Palaçi Bütün bu süreçte Rabi Hayim’in oğulları hep


babalarının yanında yerlerini almışlar ve her işinde
kendisine yardımcı olmuşlardı.
Z.T.L.

İlel ailesinin dışında, Rebi Hayim’i her tanıyan,


yaptığı önemli çalışmaları gören, topluma katkılara
şahit olan ve yazdığı eserleri okuyan birçok cemaat
mensubu, Rabi Hayim’e yardımı kendilerine görev
bilirlerdi.
Moti Katan
2011
Bu yardım akışı Rabi Hayim’in vefatından üç yıl
sonrasına 1871 yılına kadar sürdü. Ondan sonra da
azalmaya başladı. Bir taraftan gelir azalıyor, diğer
taraftan toplum için yapılan yatırımlar ve kitapların
basım giderleri her geçen gün artıyordu.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 53 -

Öyle ki giderler Rabi Hayim’in yaşadığı dönemin 4 kırgınlığını da şöyle ifade etmişti: Basılacak kitabın
misline kadar yükselmişti. Bu zor dönemde Sinyor parasını artık varlığımı satarak ve cebimden
İlel’in oğulları Şemuel Abuaf Mimilasi, Mihael karşılayarak bulabiliyorum. Hiç kimse yardım
Hayim Tsuryano, Mesut Sayman, Behor Hayim etmiyor. Kitabım çıktığı zaman onu artık varlıklı
Avraam, Yitshak Politi ve oğulları, Mihael Hayim insanlara vermeyeceğim. Onları yalnızca Tora
Amaso ve damadı gibi birçok yardımsever insanı eğitimi gören Talmide Hahamimlere dağıtacağım.
bularak bu zor dönemin aşılmasına yardımcı
olmuşlardı. Artık kimseden para istememeye karar vermişti.
Her yeni kitap basacağında, kendi şahsi parasını
1877 yılında oğlu Rabi Avraam Palaçi, bastırdığı kullanmış ve gerektiğinde ailesinin varlıklarını
Rabi Hayim’in kitabının baş sayfasında şöyle değerlendirerek kitaplarını basmış ve Tanrı’ya ona
yazmıştır: “Bu kitabın 6000 Aryot olan maliyetinin bu imkanı verdiği için şükretmişti.
yarısı Sayın Eliezer İlel ve oğullarının yardımları ile
karşılanmış, geri kalan 3000 Aryot ise borç alınarak Kardeşi Rabi Nesim Palaçi’nin yazdığı “Avot Aroş”
basılabilmiştir. Bu da bizlere bir kitap basımı için o kitabını da aynı şekilde kendi parasını kullanarak
dönemde 6000 Aryot gerektiğini öğretmektedir. bastırmış ve henüz hayatta olan Rabi Hayim Palaçi
kitabın “Aşmahta”sına yazdığı bir yazı ile oğlu Rabi
Daha sonraları bu yardımlar gitgide azalmış ve oğlu Avraam’ın bu özverili örnek davranışını takdir
Rabi Avraam’ı her kitap basımında kapı kapı ederek tebrik etmişti.
dolaşarak para bulmaya zorlamıştır. Bu zor durum
Rabi Avraam’ı oldukça yormakta ve bıktırmaktaydı.
Gelecek Sayıda:
Artık insanlar eskiden olduğu gibi yardım Toplumla Çalışmaları
etmemekteydi. Son hazırladığı “Şemo Avraam”
isimli kitabını tüm çabalarına rağmen
bastıramıyordu. Son bir gayretle varlığının bir

kısmını satarak kitabı bastırmış, üzüntü ve


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 54 -

Atelye de Lektura
en Judeo-Espanyol a Paris,
por el
Rabbino Daniel Farhi
al derredor de nuestra revista
DIYALoG

SEKSION
EN
LADINO


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 55 -

La kaza Judeo-Espanyol “ALSYETE” en Paris, en su Este kurso de lektura se egzersara en la lengua


programa de estudios ke publiko por el primer Judeo-Espanyol, en la manera ke oy en diya se avla
quarto del 2015, anunsio ke: en esta importante komunidad kon una rika
estorya i ansi tener la posibilidad de seguir de mas
serka la vida komunal, sosial i kultural de nuestros
ermanos judios ke biven en un pais ande la
situasion esta leshoz de ser facil.

İzmir Türk Musevileri e-Haber Bülteni

DIYAL o G
Revista Digital de los Judios Turkanos de İzmir

el Rabino Daniel Farhi moderara este anyo un


kurso ke tomara la forma de un “atelye de lektura”
al derredor de la revista DIYALoG de la komunidad
de los Judios de Izmir (Turquia), ande una parte
emportante de la revista se enkuentra en Judeo-
Espanyol (mas de 40 paginas kada 2 mezes) i el
resto en Turko.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 56 -


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 57 -

nona kantava las “kantikas” de un payis leshos i yo


Deskorso de una İzmirliya komiya borekitas, biskoçikos i las fritadas ke no
Rozita Gomel Palacci puediya ver en las listas de los restorantes.
Tradusido par: Eliz Gatenyo
En engrandesyendo, deskuvri la jenerositad, la
ospitalidad i la konfiensa. Los diyas ke pasavan
ande Mehmet i Bilge, debasho de el ojo afektuozo
En el Unesco de la muy relijiosa Letafet Teyze, son rekuerdos
muy dulses.
Paris el 26 Enero 2015
Diya de Komemorasyon Kaliya ver los çinis de gatôs i de komidas
tradisyonales de las fiestas ke ivan i viniyan entre
del Holokosto los vizinos. El akordo entre los musulmanos, los
kristianos i los judios era maraviyozos i senseros.
Sinyor Ambasador,
Sinyora la Senadora A sesh anyos me fui a la eskola de la republika
Sinyores i sinyoras los envitados, laika. Mi maestra Nurefsan Hanım era una fuerte
Kemalista i para mi primera amiga Pinar, ke es mi
Oy desidi de deshar avlar amiga de 45 anyos, era yo simplemente Rozita. Yo
mi korason. Nasi en una era una buena eleva. Me ambezi mi istorya, mi
famiya judiya sefaradiya literatura i linguas. Fragui amistades rezyas ke no
de İzmir, al bodre de la se fanaron kon el tiempo.
mar Ege ande el sol
kayenta los korasones i la Deskuvri tanbien ke teniya otra una rikeza
brisa karesa las karas. demaziya. Una otra istorya, una otra kultura i otra
una lingua ke eran erensya de mis antepasados. No
Mis paryentes avlavan el ladino entre eyos, una puedo imajinarme de ser ni sin la una, ni sin la
lingua ke meti muncho tiempo para deshifrarla. Mi otra.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 58 -

Esta istorya aviya ampesado debasho de el sol de La sigunda gerra mondial troko por entero el
Andalusiya i fue markada por la brutalidad de la destino de la komunitad judiya. Mi papa me
inkizisyon de los reyes katolikos. Al mizmo tiempo, kontava munchas vezes esta konsejika kon Kemal
Beyazıt II reynava en la Puerta Grande (Bab-ı Ali = Pasha.
İmperio Ottomano) . Un imperio musulmano
tolerente i un sultan ospitalyero ande 150 000 Una noche el konsejero i amigo de gerra de Atatürk
judios se refujieron i bivieron mas de 4 sieklos sin vino a el Palasyo Dolmabahçe. El keriya
preokuparsen de los pogromes, matansinas i de las absolutamente azer pasar una ley sovre las
dezgrasyas ke pasaron sus ermanos i ermanas en la minoritades. El keriya dar promesas a los alemanes
Evropa i en la Rusiya. para evitar la gerra. Atatürk le disho ke estava
kansado i ke keriya diskutir a la demaniana.
El 20. Sieklo ampeso kon dolor. Mi nono me konto Despues ke se fue el konsejero, Atatürk yamo al
la istoria de la republika jovena. Kada noçe, guertelano i le disho de arankar todas las flores,
despues ke el beviya el kafe turko, yo me asentava eksepto las tulipanas. El guertelano ezitante,
sovre sus piernas i ansina teniya yo el derito de oyir realizo el orden. Al diya, el amigo topo la guerta
una episoda, komo las serias de television de d’ariva abasho. Estava enkantado, Atatürk le
muestros diyas. No estava muy alegre ma estava ekspliko ke su payis sin las minoritades, iva pareser
muy passionante. a esta guerta. I el no iva nunka permeter ke token
La gerra, el kaos, la insertitud, el fuego i los un solo kaveyo de sus sivdadinos judios, por ke
kambios, forsaron a munchos judios a yir para la Hitler aviya desidado ke una rasa blonda valiya mas
Tierra Prometida, la Fransia i los Estados Unidos. muncho ke los judios, zinganos, homoseksuales,
Las ajitasyones, las revoltas, los desakordos i las komunistos o entelektuales.
reformes aviyan desinado mi payis joven. La Malorozamente, el padre de la Turkiya mos desho
republika no nasyo sin dolor. La komunitad judiya muy presto , el 10 Noviembre 1938 a las oras 9.05 .
iso muy grandes esfuersos para azerse un Presto, muy presto en deshandomos delantre la
luguariko. Mi famiya kedo aya, no se fue. amenasa de la svastika.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 59 -

Las rumores de los ornos krematorios estavan Tengo dos ijos, David i İlan. Tienen 24 i 20 anyos.
sirkulando en el payis. Los judios estavan rogando Komo mis paryentes, i yo los engrandesi kon el
ke estos kedaran solo en rumores. En el mizmo respekto a la republika, en mi sigunda patriya: La
tiempo el Gestapo çafteyo la puerta de el sinyor Fransia. Siguro ke tienen el pasaporto turko. Por el
Leon Taranto, un amigo de mi padre. El, su mujer, momento, para eyos, el pasaporto turko es el
su ija Giselle i su yerno, estavan blokados en Paris sinonimo de kolas largas en Boulogne Billancourt
desde 3 mezes. Ya eran rikos ma la mas grande para una sinyatura o un “fast pass” en la duana de
rikeza suyas era la nasyonalidad turka. Sus İzmir.
pasaportos turkos les permetio de tomar el treno
de la salvasyon. Meldi la muy ermoza istorya de No kero ke ayga un retorno para atras por ke
Ayşe Kulin “Nefes Nefese”. Un fuerte testimonyo en algunas personas desidaron ke yo mas no teniya un
omenaje a todos los ombres i todas las mujeres ke lugar en esta sosyedad.
metyeron sus vidas en perikolo para yevar estos
vagones yenos de judios, a la buena destinasyon. No kero ke todos los esforsos eços para la memorya
de la Shoah desde 70 anyos, bolen komo un umo.
La Turkiya mos protejo, muestras famiyas kedaron Kero ke este pasaporto mos sierva a ekspandir
enjuntos, sanos i rezyos. Muestros biervos de muestros orizones i no a ke seyamos kondenados a
gratitud nunka seran bastante. tomar un kamino ke no eskojimos.

Los evenimientos de estos anyos dalkavo me Me atrivo a esperar ke es posivle.


atristan muncho. No kero ke mi Turkiya troke, no
kero ke esta istoria de 500 anyos se eskape. Kero ke
mi nona de 102 anyos pueda repozar entre los suyos 
i mi madre pueda enviejeserse en bevyendo su kafe
en el balkon, kon sus amigas.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 60 -

djoven avlante de ladino?


Saviash ke… (De Estambol tenemos a
Rachel Amado Bortnick
Kobi Cemal, de 9 anyos,
ke lo podesh oyer en:
www.youtube.com/watch?v=HypZspt89C
g)


• El 4.en simpozio de UCLadino, en la
Universidad de California en Los Angeles, va
tener lugar
• En Estambol se fiesto el Segundo Dia durande el
Internasional del Ladino el 8 febrero, 2015, kon 3- 4 marso,
un programa yeno de dia entero, i una 2015, i ke
asistensia de 300 personas? los
prinsipales
konferensia
 ntes seran Avner Perez de Israel, I Marie
Christine Varol de Fransia?

• Avrimos agora en Ladinokomunita una


konkurensya a ver de ande va salir el mas


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 61 -

mueve anyos kuando entraron los almanes nazistas


El Kantoniko de Rachel al pais (Yugoslavia) i empesaron a deportar a los
Rachel Amado Bortnick djudios a kampos de muerte. El, su papa I mama
estavan en el vagon yeno de djudios, al punto de
partir, kuando Moris se fuyo por un burako ke avia
Filmo meresido de Atansion echo su papa en el taban del vagon. Un kolonel
Italyano lo vido, i Moris le avlo en ladino, le konto
su estorya. El Italiano lo entendyo, lo protejo, le
La lingua ke Salvo una Vida dyo a komer, I le ayudo a ke se fuyga ande los
“Saved by the Language” partizanos.

En turko ay una dicha: “bir insan, bir lisan” - una Ma no fue esto la sola ves ke el ladino lo salvo.
lingua es una persona. Pensi en esta dicha en Despues de sovrebivir la gerra en indose kon los
viendo el filmo dokumentario “Saved by the partizanes, i tambien en eskondiendose solo en las
Language” (salvado por la lingua), la estorya de muntanyas i komyendo nada mas ke algunas
komo una lingua salvo una vida. En este kavzo, la yervas, en 1944, ve pilotes amerikanos saltar de
lingua es ladino (judeoespanyol) i la vida es del Sr. avion kon parachutes al kampo serka de ande
Moris Albuhari, nasido en Sarayevo (Saray Bosna) estava el. Los pilotes lo aferraron a Moris al punto
en 1930. Al deredor de esta estorya el fimo mos de tufek, i le demandaron ken es. Moris no savia
teshe mas fatos i ideas ke mos emosynan I mos inglez, les de mando: “avlan espanyol?” Un pilot
azen pensar. ispano- amerikano le respondyo ke si, i Moris le
pudo dar a entender ke el es djudyo. “Como es que
Komo es ke el ladino salvo la vida de Moris? Komo sabes español?” el pilot kijo saver. Moris disho “so
en todas famiyas sefaradis de los Balkanes, la sefaradi,” I le dio a entender lo ke es “sefaradi.”.
lengua en kaza de su famiya era ladino (o “judyo”, Ansi es ke el grupo de pilotes entendieron ke este
asigun lo yamavan algunos.) El era un ijiko de manseviko no era enemigo.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 62 -

En el filmo el Sr. Alfbuhari mos konta no solo su Los produktores de Saved by the Language son dos
eksperiensa dramatika de la gerra, ma tambien de mansevos, amantes i estudiantes de
lo ke era la vida djudia en su chikez en Sarayevo. djudeoespanyol, Bryan Kirschen i Susanna
Dingunos de sus amigitos I vizinos aboltaron de los Zaraysky, todos los dos ashkenazim. Susanna, ke
kampos. Las ultimas 4 personas djudias ke kedaron konose unas 10 linguas, bivio un tiempo en Bosnia
en vida i ke dainda avlan el ladino (algunos mas, ande konosyo a Moris Albuhari. Bryan esta
otros menos) se reunen en el fillmo, mos avlan de tomando su doktorada en djudeoespanyol. Es para
sus padres, kantan kantikas ke se akodran, I kon amostrar la valor de esta lingua ke eyos izieron este
tristeza deskuten la piedrita de la lengua “djudyo” I filmo.
de la ermoza kultura ke biviya kon eya.
Una lengua es una persona. Entendemos al
Ma el filmo, ke dura serka una ora, no mos desha d’enfrente kuando le avlamos en su lengua, I en
solo kon esto. Mos aze pensar sovre el avenir de la avlando su lengua mos azemos parte de su kultura.
umanidad tambien. Mos akodraremos ke en Vale la pena salvar una lengua. I una lengua puede
Sarayevo bivieron djudios, kristianos I muslumanos salvar una persona, o mas.
endjuntos en paz I amistad. Fue un muslumano ke
guadro durante la Sigunda Gerra, el famozo
manuskrito de la Agada de Sarayevo. Durante la
gerra de Bosnia (1992-1996) fue la asosiasion djudia Saved by the Language se puede merkar en DVD. Demandar detalyos de
bmkirschen@gmail.com
lokal, “La Benevolencia,” ke protejo i dio a komer a
los refujiados de kualkera relijion. La memoria de
esta “konvivensia”, I de sufriensas personales de
gerras, son seguramente la baza de los 
pensamientos umanistikos ke mos prezenta el
sinyor Albuhari.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 63 -

En el anyo 598 (antes del kontado sivil),


Yehuda ke dize? Yerushalayim fue konkistada por el Rey
Yehuda Hatsvi
Nebuhadnetsar de Babilonia. Unos kuantos anyos
despues empeso una revolta total de los djudios
kontra el reynado ajeno.
Yosef ben Matatyahu
o/u La punta de vista de Yermiyahu fue ke
Nevuhadnetsar fue el embiyado por el Dio, no
Josephus Flavius? solamente para kastigar al puevlo, ma para
asegurar ke la paz prevalesera en todo el mundo.
La estoria judia esta yena de personajes ke meresen
Dunke, durante la gerra kontra los okupantes, el
muestra admirasion: lideres, savios, profetas,
deskorajava al puevlo, predikando a rendirse.
bravos gerreros, i reyes. Ma, a vezes, kon toda mi
admirasion, ay unos kuantos de estos personajes,
Al final, en el anyo 586 aC, okurio el hurban del
grandes a tanto ke sean, ke me es defisil darles kara
Primer Bet Mikdash por mano de los babilonios.
i simpatizarlos.
Para mi, malgrado este fato triste komo en efekto
Por exemplo vos traygo tres de eyos:
Yermiyahu ya lo avia predizido, este profeta
permanese ser un personaje impopular.
1. El profeta Yermiyahu, bivio en los ultimos
tiempos del Primer Bet- Mikdash.
2. Raban Yohanan ben Zakay, uno de los
savios judios mas grandes, i un lider importante en
En sus profesias, el se preoukava mucho por los
la epoka de la revolta judia kontra la armada del
proves i sus kondisiones de vida, i luchava por la
Imperio Romano, i tambien despues de la
djustisia i la integridad, sea entre el puevlo, komo
destruksion del Segundo Templo (Bet Mikdash).
en la korte de los reyes.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 64 -

En el anyo 67, Raban Yohanan ben Zakay reusho (saserdotes), el fue buen edukado i se engrandesyo
salir a eskondidas de Yerushalayim, en el interval en el milyu de los grandes savios judios de akea
del asedio romano sovre la sivdad; se enkontro kon jenerasion.
Aspasianos (Vespasiano), el komandante de la
armada enemiga, i la unika koza ke le avia rogado Yosef partisipava en los debates ke tomavan lugar
fue de desharlo ir a la sivdadika de Yavne, i ayi entre los Hahamim, i tambien era bien versado en
arrekojer unos grupos de hahamim para kontinuar todas las seremonias del Bet Hamikdash.
a estudiar, i tambien ensenyar, las reglas del
judaismo. El era un judio devoto, aun ke kon una influensia
helenista. Yosef ben- Matatyahu konosia el grego i
Kon esta lesensya de Vespasiano, Raban Yohanan tambien estava al korriente de lo ke pasa en el
se dediko toda su vida a la prezervasion i mundo. Ya en su manseves kumplio unas kuantas
adelantamiento de la Ley. misiones en favor del puevlo.

Los istoriadores komentan, ke sin la inisiativa de En el anyo 66, kuando desbrocho la revolta grande
Raban Yohanan ben Zakay, i sus ovras importantes, kontra el dominio de los romanos en Erets Yisrael,
el judaismo podria despareserse enteramente del Yosef fue embiyado por los lideres de la revolta a
mundo. organizar i fortifikar a las sivdades en la rejion del
Galil. Yosef ben Matatyahu perkuro i izo todo lo
Ma, kon todo el respekto: a mi personalmente, posivle, ma Vespasiano, el shefe militar de la
Raban Yohanan ben Zakay me desha una savor enorme armada romana, reusho a konkistar todas
amarga en la boka. las sivdades judias.

Esto fue en el anyo 67.


3. Yosef ben Matatyahu nasio en el anyo 37,
en Yerushalayim. Komo un desendiente de los La unika forteresa ke ayinda sostenia, fue Yodfat,
Hashmonayim, una famiya noble de Kohanim en la kual estava i Yosef ben- Matatyahu. El asedio


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 65 -

sovre Yodfat turo algunos dos mezes, pero al final, Despues de dezertar la gerra i azerse teslim kon los
los romanos reusheron esbrochar las murayas de romanos, Yosef ben- Matatyahu fue el protejado de
Yodfat, mientras ke los ultimos gerreros judios se Vespasiano, i se adjunto a el en todas sus
eskondieron en una kueva. kampanyas militaras en la Tierra Santa, inkluye el
asedio sovre Yerushalayim.
Los romanos ofresieron a salvar la vida de los
kombatientes a kondision de sotometersen. Yosef El rolo de Yosef en estas batalias era de konvenser a
ben Matatyahu propozo de achetar a la oferta, ma los kombatientes judios, ke es una gerra perdida i
todos los gerreros la remandaron definitivamente, i mijor sera de sesar la lucha i rendirsen.
desidieron de suisidarsen uno por uno, a la sira
travada por el goral (destino). Despues de poko tiempo, Vespasiano fue elijido ser
el emperor del imperio romano, i su ijo Titus (Tito)
Yosef propozo un modo de loteria: los gerreros se lo remplaso komo el komandante de la armada
arresentaran en un sirkolo, i kada tresera persona romana en el pais judio.
sera matado por su amigo; asta ke kedara un solo
ombre ke tendra de suisidarse kon sus propias Kon la destruksion de Yerushalayim i el Bet
manos. Mikdash, torno Titus a Roma, i tomo a Yosef kon el,
a bivir en la grande kapitala komo adoptado de la
Ke "kuryozo" ke Yosef i un otro amigo fueron los ke famiya imperiala, i ansi yevar el nombre Josephus
kedaron los de alkavo, sanos i salvos! Flavius.
Ay una ipoteza ke Yosef tuvo la kapachedad de Josephus se distingio komo istoriador i un eskritor
kalkular ke el ke se parara en el lugar 31, va ser el ke exelente. Ay de admeter ke sin sus livros, muestra
kedara el ultimo. konosensia de la epoka seria muy limitada i palida.
Diez anyos despues ke yego a Roma, Josephus
"Kim bilir?" Esto se demanda en turko;
publiko su livro "La Gerra de los Judios",
i este evento kedo komo una engima asta oy en dia.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 66 -

deskriviendo en detalios la revolta grande kontra Otro livro importante fue el livro titolado "Kontra
los romanos. Apion".

(Ptolomeo Apion fue un gramatiko ejipsiano ke


avia deskreditado la validez i la antiguedad del
judaismo).

En este livro, Josephus Flavius fue el defendedor


del judaismo, i bien reusho arrempushar kon fuersa,
i inklinar todas las keshas de Apion.

Josephus Flavius eskrivio tambien un livro


autobiografiko, tratando de djustifikar sus echas.
Bien entendido ke este fue un eskrito de punta de
vista muy subjektiva, i no entrare aki en diskusion
kon el.

Josephus Flavius fue un gran istoriador.

Ma, alkansa este fato a efasar la kulpa de un traidor?


Despues de una otra dekada, o mas, su livro "Las
antiguedades de los Judios", salio a luz. Este grande
livro mos konta la istoria entera de muestro puevlo
desde el prinsipio. El buto de este livro era dar a 
saver al mundo ke el puevlo judio es kapaz de
kontribuir mucho a toda la umanidad.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 67 -

chikitikos, el uno muevo nasido kedaron en las


D’aki – D’aya kayes… La botika de chastre se kemo tanbien. Ke
Eliz Gatenyo
vana azer? Se fueron ande un primo por la parte de
Balat, despues se fueron ando otro primo, (para no
El Amor de Mösyö Boton dar enfasyo). A la fin disheron, esto no puede
kontinuar ansina. Alkilaron una kaza en Galata, i
Keridos amigos, mi nono ampeso a kuzir en kaza. Ansina los
engrandesyeron a los ijos.
Vos kero konfesar ke este mes me esforsi muncho a
topar un sujeto para eskrivir.

Kada ves me maraviyo i en mizmo tiempo los


enviyo los jurnalistos, komo es ke topan los sujetos
ke vana eskrivir kada diya o kada semana…

Oy es el diya de los amorozos. Valentin’s day. A


esta okazyon vos kero avlar un poko de el amor de
mi nono Simantov Robert Boton i su mujer kerida
mi nona ke no konosi, Sol Hullu (Boton).

Mi nono Robert era el mas grande ijo de la famiya.


Eran 4 ermanos. Moravan en Hasköy. Su padre
Moshe Boton era un shastre muy famozo. Una
noche afito un fuego muy grande en Hasköy i se
kemaron mas de 1000 kazas. Moshe Boton kon su
mujer İda Boton (eya era blonda kon ojos vedres, la
yamavan la inglezika de Aynalıkavak) i sus 4 ijikos


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 68 -

Vineremos a mi nona Sol Hullu. Mi nona Sol era la pudo estar mas aki i se fue detras de sus ijos, kon
ija de un banker Izak Hullu i Ventura Hullu. Este las 4 ijas ke dainda no eran kazadas, serro el köşk
İzak Hullu era un ombre muy korajozo me kontava de Beykoz, tomo la yave i se fue a Paris. Kon la
mi mama. Akel tiempo ke aki era el Empiro esperansa ke vana tornar algun diya. No tornaron,
Otomano, se iva kon kavayos de Istanbul a Edirne i en el köşk de Beykoz kedo ansina. Ken save ken
o a Salonik kon bolsas de oro i moneda. Por ke esto mora agora.
era su echo. En viajando siempre teniya kon el
Mira lo ke es el destino, eyos se fuyeron de aki para
revolveres i tufenkes. Teniyan una kaza al bodre de
no murirsen en la gerra, En Paris el un ijo fue
la mar en Beykoz. Mi mama me kontava ke esta
deportado i matado por los alemanes delantre de
kaza era un konak, una rezidensya. I al lado
los ojos de la madre, ke despues no bivio muncho
teniyan dos otras rezidensyas ke i eyos eran
la povereta, de la ansya.
bankeres. Mi nona teniya 5 ermanas i dos ermanos.
Dunke eran 8... Kon esta rikeza, el sinyor İzak Agora vineremos al amor de los mansevos.
Hullu jugava en la Borsa, ke no era developada
komo la borsa de agora. Un diya no se kuando, por Mi nono Robert despues ke eskapo la eskola del
ke ni mi mama no se akodrava muy bien por ke era seminaryo de Hasköy, se empiego ande Tiring. En
chika, peryo todo su bien en la Borsa i de la sehora, el tiempo de los Sultanes de el 19. Sieklo munchos
le abasho gota. I despues de kurto tiempo, muryo. entelektuales vinieron aki komo konsejeros de la
De el Dio ke los ijos ya eran bastante grande ke Alemania. I tuvieron Buenos postos en el saray.
lavoravan i kontinuaron a bivir komo antes. Komo el şefe de la Bando-Muzika del Saray…
Kuando los yamaron asker los dos ijos en el tiempo Doktores de los Sultanes, soldados ofisies,
de la gerra primera, dainda eran muy mansevos, el enjeniores i tanbien artizanos (zenaatkar). Uno de
uno teniya 18 el otro 17. Se espantaron ke no vana estos era un judio Viktor Tiring. Tiring era un
tornar mas, komo sus otros amigos, se embinaron a magazen muy muy luksiyozo. Todos los pashas,
un vapor a las eskondidas i se fuyeron a Paris. Estos soldados, vezires i eradadores (veliaht) se vistiyan
dos ijos eran los ojos pretos de sus madres. No de Tiring. Komo mi nono, ya era auzado de ayudar
a su padre en los tiempos de las vakansas de la


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 69 -

eskola, el se okupava de tomar las mezuras de los Una noche, se fueron ande la kaza de mi nona i
senyores ke viniyan a azersen kuzir kostumes o tomaron una repuesta negativa. Por ke teniya otras
kamizas spesyales kon inisyales personales. dos ermanas mas grande ke no eran kazadas.
Asperaron ke se kaze la una, despues se kazo la
Mi nona Sol era la şefe de el atelye de kustura en el otra, entremientes pasavan los anyos. Justo ke se
dalkavo etaje del magazen. Ansina se konosyeron i vana yir demuevo a demandarla, ampeso la primera
se enamoraron los dos. gerra mondiala. Lo yamaron asker para Gelibolu. Al
diya kaliya ke se prezentara al doktor para kontrol.
Mi mama me
Noche entera fumo mahsus un sigaro detras de
kontava, ke mi
otro. El no era auzado de fumar ni un sigaro. Bevio
nono suviya unas
un kafe detras de otro, no durmio noche entera.
kuantas vezes al
İmajinavos en ke hal estava a la demaniana. De
diya al atelye, para
fumar tanto sigaro, se le aviyan echo los ojos
demandar una
amariyos, de bever tanto kafe, teniya palpitasyon. I
alfinete o una
de no durmir noche entera no teniya ni fuersas
algujika. Esto era
para kaminar. Desorte ke el doktor lo topo muy
el preteksto de
hazimiento i ansina le dio raporto ke no vale para
kerer verla a su
la gerra. Malgrado esto se espantaron de kazarsen.
bien amada, por
Pensaron de asperar un poko a ver lo ke se pasa.
ke naturalmente
no era permetido
Akel tiempo se uzava muncho komerço kon la
de deshar el echo i
Rusiya. Se salyo de Tiring, i se fue a la Rusiya a
yir a flörtar.
merkar tapetes i venderlos aki. Keresh ke afite la
Ansina estavan viendosen en el magazen a la revolusyon en la Rusiya i lo amferren a mi nono i lo
eskondidas i vino un diya ke mi nono le disho a mi metan en prezo? Todas las paras i los papeles
nona ke se vana yir a demandarla de sus paryentes. fueron arovados. Por el konsolato Ottomano le


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 70 -

mandaron papeles i paras de aki i lo salvaron de el tiya se fue a Paris, se kazo aya… i mi nono bivio kon
prezo. mozotros asta la fin de su vida.

I despues de 7 anyos de asperar ya se kazaron El guadrava las letras i las kartas ke se eskriviyan
bendicho el Dio. En estos anyos mi nona aparejo su kuando se iva a viyajar por eço. Kuando teniya yo
ashugar. Asta tanto ke le izo pantoflas de kadife i 14-15 anyos, las topi aryentro de un kuti, en la
las brodo kon los kaveyos suyos.(Ya tuvo tiempo i kamareta de mi nono. Ah ke ermozas palavras! En
pasensya bastante.) Nasyo mi mama İda i despues las kartas aviyan diferentes figuras romantikas.
nasyo un ijiko İzak ke se muryo de tres anyos de Justo ke estava yo meldandolas kon grande plazer,
difteria i despues nasyo mi tiya Rozi 10 anyos mas ke no entre mi nono? Me las tomo de la mano, i
chika de mi mama. Malorozamente mi nona mas no las vide. No se lo ke las izo, ma pekado! Por
sufriyiya de una tansyon muy alta. Malgrado ke ke ivana ser un rekuerdo muy sentimental para
komiya solo pipinos i yoğurt no puediya abasharle mozotros.
la tansiyon asta ke un diya en supito se muryo ande
la kunyada, asentadika, beviendo kafe. Mi mama A esta okazyon esto kontente ke lo nombri a mi
teniya 18 i su ermanika teniya 8 anyos. Mi nona nono, ke veramente era una persona dinya i muy
teniya 45 anyos kuando se muryo i mi nono 55 apresiyada de su entorno.El era un hombre muy
kuando enbivdo. justo i muy sezudo. Era konsiderado por todos. Lo
yamavan Lord Chamberlain. Malorozamente ay
Mi nono ke peryo a su Solanj kerida (la yamava muy pokas personas komo el en muestros diyas.
ansina) no se kazo demuevo. Mi mama no era ni
espozada akel tiempo… Kuando se kazo mi mama, Ke su alma repoze en Gan Eden.
moraron todos enjuntos. Mozotros mos
engrandesimos en una famiya bien grande. Kon 
padre, madre, nono i tiya. Desorte ke tuvimos una
chikes kon muncha kerensya i muncho regalo. Mi


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 71 -

Regreso a Auschwitz
Shimon Kapitan d’Estambol - I
Shimon Geron
Vinieron a Auschwitz por la primera vez tratados
komo animales. Ahora tornando aki después de 70
Keridos amigos i amigas del Diyalog. añios los tratan komo heroes. Kisas este viaje va ser
Tengo en mis manos un artikulo ke salio la semana pasada en el el ultimo viaje ke hasen antes de sus muertes. Dia
Jewish News i ke fue presentado por"Nathan Jeffay". Se trata del de Martes el mundo marko los 70 añios desde el
Anniversario de 70 anios del Holokosto i en esta okasion sienes de
sobrevivientes se fueron a"Aushwitz-Birkenau",kisas por la ultima
Holokosto. La Commemorasion tomo lugar en
vez tomando kuento de la edad ke tenia esta gente. La tarea de frente de la Entrada a Auschwitz ke era la Fabrika
guardar la memoria en vida kaie ahora en manos de los mansevos. de la Muerte. Ayi se topanan gente importante
Una kosa ke no debe ser olvidada, sobre todo delantre la komo Steven Spielberg ma el se konsentra mas
reaparision del Anti-Semitismo en el mundo. sobre los sobrevivientes. Vinieron aki gente ke
Saludes a todos.
deshando atras el komforte de sus kasas en
Londres, New York i Tel-Aviv, viniendo de 19 paises,
a una temperatura basho el zero. Tenian ke esperar
por horas en los aeropuertos i tenian ke viajar en la
Clase de Economia. Al yegar aki los metieron en
hoteles de luxo en espera ke empeze el
Evenemento Grande. Los metieron en autobus para
ir a Auschwitz i ayi se enkontraron kon 200 de mas
viniendo de otros campos. Malgrado las
difikultades, este evenemento era muy importante i
estaban bien excitados.

"Irene Weiss" de 84 anios disho "Este lugar es el


sementerio de mi famiya entera i siento ke debo


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 72 -

desir el Kaddish"El tiempo frio ayudo a mostrar de mi korazon Te yami, Dio Mio". Entre los 3000 ke
mijor lo ke se habia pasado en este lugar un tiempo. se topaban ayi, habian Dignitarios, Liberatores al
lado de los Sobrevivientes i todos lo sabian ke en el
Un otro sobreviviente "Roman Kent" disho "Lo ke Proximo Anniversario despues de una Dekada se
se paso aki bastara para kedarme despierto sin topara aki kaji ninguno. En general la edad maxima
dormir hasta el fin del tiempo". Nasido en Lodz, era 85 anios. Sus hijos i inietos ke hoy los habian
hoy vive en New York i disho después "Un minuto akompaniado se okupaban de sus nesesidades
aki era komo un dia, un dia aki era komo un anio i tomando la responsabilidad en mano. Estos
un mez aki era la eternidad." mansevos tornando a sus eskuelas i al Campus ivan
hablar de sus experiensias. Kisas ivan hablar
"Halina Birenbaum"una dama chika Israeliana tambien kon los politikos i en la television en los
hablo de su terror diario en este lugar. Los Nazistos anios ke vienen. Los del futuro a kienes este
la metieron kon gente ke tenian ningun lugar en el konsepto es abstakto ivan a saber lo ke se paso en
mundo. Nasida en Varsovia disho ke a sus 14 anios la historia.
tenia espanto de morir. Nunka supo lo ke era
resibir un beso i la guardia del campo tiro kaji "Celina Biniaz" de 83 anios disho "Penso ke el
sobre el korazon i una kosa la salvo. Tenia ke Anniversario de 70 anios es importante. Yegando al
kantar kantikas Alemanas para divertirlos.De un Anniversario de 80 anios habran menos gente
lado se estaba selebrando el Noel i del otro lado se viniendo aki. El tiempo ya vino de deshar esto a los
veia el humo ke salia de las chimeneas de los Judios mansevos. Eya nasio en Krakow i vive en Amerika.
ke habian matado. Disho ke tenemos ke asegurarnos ke una kosa
asemejante no tome lugar de nuevo. En esta
Unos kuantos minutos después se oio el Shofar i la commemorasion hay munchos mansevos i va ser
orasion "EL MALE RAHAMIM". Los sobrevivientes una preparasion para el rol ke van a jugar en el
kon sus kabezas abashadas estaban yorando. Unos futuro. Van a haser todo para ke esta Legasia
serraron los ojos i otros se metan en el brazo de sus kontinue.
kompanieros. Se meldo un Psalmo "Del profundo


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 73 -

El problem hoy es ke hay de nuevo una nuble preta


ke es el Typo de Anti Semitismo de hoy. Se pensaba Shimon Kapitan d’Estambol - II
Shimon Geron
ke el audio kontra los Judios era eradicado.
Keridos lektores del DIYALoG,
La Demonizasion de los Judios esta tomando lugar
de nuevo i parese en 2015 a lo ke hemos visto en En el Time Magazine de esta semana habia un artikulo interesante
1933. Hay Extremistos Religiosos i Fanatikos i eyos presentado por "Joe Klein" tratando de lo ke se esta pasando en el
kieren kitar a los Judios sus pasados. Kitar sus Medio Oriente. La paz kon los Arabos ke paresia impossible tiene
una esperanza tomando kuento de las amenazas ke enfrentan
Identidades i sus Historias. La Villifikasion de
unos paises Arabos. Después de la Primavera Araba la situasion se
Israel traie atras todo. Kada pais ke habla de la agravo i hay peleas entre los Sunnis i Shiites ke hasen tornar a unos
Destruksion de un otro pais debe ser excluido de la paises hacia Israel. Se ve ke los 2 lados tienen problemas en
Famiya de Nasiones. Debe haber Zero Toleransia kommun i esto los aserka.
kontra el Aborresimiento.
El Kamino a la Paz
Si no se toma mesuras kontra esto ahora, sera
demasiado tarde maniana. Tenemos la okasion de El 26 Mayo tomo lugar una konversasion
meter fin a esto. Si no la tragedia de este lugar inesperada en Brusellas entre 2 espiones de rango
horrible va eskureser al Mundo Nuevo. El silensio alto. Uno era Amos Yadlin de Israel i el otro era el
del Mundo se va de nuevo a lugares komo Prinsipe de Saudi Arabia Turki Al Faisal. La
Auschwitz. Ser Anti Semite i ser Indifferente konversasion duro mas de una hora i hablaron de
termina en Auschwitz. Tenemos ke asegurarnos ke la politika regional kon un moderador de
esto no se pase de nuevo. Washington Post David Ignatius. No estaban de
akuerdo en siertas kosas i en otras kosas estaban de
 akuerdo. Sobre todo la amenaza ke representa Iran
para los 2 paises. Era necesario tambien de soportar
al Gobierno Nuevo de Egypto i se hablo de la


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 74 -

aksion internasional kontra Syria. El Prinsipe Turki Lieberman ke tuvo un enkuentro kon un
disho" Los Arabos pasaron el Rubicon i no kieren Ex=Leader Palestiniano en exilio Mohammed
harvarsen mas kon Israel". Mismo si no era un Dahlan. De kualo se hablo? Kisas de nada
dialogo offisial tenia un message importante. El importante. Es klaro ke kon la Situasion de Status
Rey de Saudi Arabia estaba de akuerdo kon esto. Quo se esta perdiendo pasiensia. Salio una
Ma Benyamin Netanyahu no pudo resiprokar de generasion nueva de leaderes ke kieren tomar el
manera habierta porke poliikamente era peligroso. poder en la mano en Israel i en Palestina. Hay unas
Unos en su gobierno estaban kontra un akuerdo amenazas nuevas en la region komo la de ISIS.
kon los Palestinianos. Despues de unos kuantos
mezes Netanyahu se desidio de no haser un gesto Es ke puede haber un Akuerdo Nuklear entre los
politiko ma sujero en el ONU en Septiembre ke Estados Unidos i Iran? Hoy tenemos menos
una allianza kon los Arabos no solamente era menester del petrolio. La Primavera Araba en lugar
possible ma la mijor manera de topar una solusion de traier la Demokrasia, trusho el chaos. Los
al problem de los Palestinianos. poderes establesidos en la region komo Israel,
Saudi Arabia, Egypto tienen politikas muy similares.
Otras kosas extranias se pasaban en el Medio Se komparte entre eyos la intelligensia desde anios.
Oriente. El dia del Anio Nuevo el Presidente de Israel i Egypto estan cooperando en la kestion de
Egypto Al Sisi deklaro ke el Islam Radikalizado seguridad en el Sinaii i Gaza. Hamas kon su liezon
tenia ke ser konfrontado para ke haiga un a los Hermanos Musulmanes es el enemigo de los
Reformasion Musulmana. No se puedia akseptar lo dos paises. Los offisiales Saudis i Israelianos se
ke se pensaba ser tan santo ke traiga a la enkuentran. Kisas es un "Mushroom Politics" ke
UMMA/Mundo Islamiko, anxiedad, matansias i puede briyar i salir a la surfasia. Kon la gente ke se
destruksion por el resto del mundo. Lo ke disho el hablo en la region se desia ke Israel era un Alliado
nunka fue dicho antes. Despues el proximo dia de Facto. Ma no se puedia haser nada sin un
estaba eskrito en Times de Israel lo ke raporto el Akuerdo de Paz entre los Palestinianos i Israelianos.
Ministro de Asuntos Extranjeros Avigdor


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 75 -

El effekto ke tuvo ISIS Irak i Iran. Tokaba mismo a una parte de la Arabia
Saudita. Era en esta region ke se produsia el
Al empesijo de 2015 el Medio Oriente se topa muy
petroleo. El conflicto viejo "Sunni/Shiite" se
embatakado. Sobre todo por razon del Conflicto
kompliko mas kon una Amenaza Nueva komo la
Israelo-Palestiniano. Un deteriasion tomo lugar
kreasion de un Estado Islamiko en tierras tomadas
kon la Guerra de Gaza ke duro 50 dias. Esto
de la Syria i de Irak. A Assad no lo aman los vesinos
permetio a Abbas de ir a las Nasiones Unidas para
ke son Sunnis. La marcha de ISIS troko todo. Irak
ke rekonosen al Estado Palestiniano. Se hasia de
kontrolado por Isis sera una amenaza no solamente
manera Unilaterala sin negosiar kon Israel.
a Iran ma a otras famiyas Sunnis komo la Jordania,
Despues Abbas se fue a demandar de ser Miembros
Egypto, Syria, Palestina. Egypto tuvo ke luchar kon
de la Corte Internasional Criminel. Para Israel esto
eyos en el Sinaii i lo mismo se esta pasando en
representaba la luz kolorada ande los Palestinianos
Libya. En el otro lado se topan los Kurdes kon los
puedian akusar a Israel de krimenes kontra la
Pilotes de la Jordania i de la Arabia Saudita.
humanidad por kualkier kosa. Israel para vengarse
detenio los revenidos de las taxas ke se ivan a los
Hay un otro kambio en la region. Israel, Iran,
Palestinianos. Los Palestinianos en kontra
Arabia Saudita no saben lo ke se esta pasando kon
pensaron de suspendir unas operasiones komo las
los Turkos. Eyos ven a Isis de otra manera. Deshan
eskuelas i la sanedad sobre todo la seguridad. En el
a miles de Jihadistos ke pasen la frontiera porke Isis
resto de la region habian divisiones entre Sunnis i
se harva kontra Bashar Al Assad i kontra los Kurdes
Shiites hasiendosen mas peligrosos. Paises Sunnis
el PKK. Para la Turkia los Kurdes al Sud Este de
komo Arabia Saudita, Egypto, Jordania i los Estados
Irak son una amenaza. Ma es una kosa ke se niega.
del Golfo estaban preokupados. Irak basho Saddam
Hussein, mismo si era feo por lo menos habia una
estabilidad. Subito salio un vasio explotado por La posision de los Estados Unidos
Iran. Se kreo una region ke la yamaban "Shiite Munchos se demandan si la Amerika no troko su
Crescent" indo del Libano del Sud kontrolado por politika en esta region. Se demandan mismo si eyos
Hezbollah i Assad, pasando por la Syria i indo hasta no tienen una Allianza sekreta kon los Hermanos


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 76 -

Musulmanes para destabilizar al Gobierno Sunni. manera ekonomika i de seguridad. Este pais es
La Administrasion de Obama mantiene ke lo ke Israel. Mismo si no lo aman por lo menos lo
hizieron es mijor de lo ke hizo George Bush. respektan. Asi hay esperanza de krear una allianza
Ademas eyos mantienen 2 flotas en la region i de seguridad kontra la amenaza de los extremistos,
tienen Bases Militares en Qatar, Abu Dhabi i sean Sunnis o Shiites. Mismo si tienen ke ser
Djibouti. Esto debe mostrar ke no se desangajaron. parteneros kon Israel.
A Washington parese todo desproporsionado kon
las problemas kon la Russia i la Asia del Este. De STRANGE BEDFELLOWS
Cairo a Riyadh hasta Jerusalem existe falta de Amigos in kompatibles.
konfienza. No se sabe si la Amerika buska tener
Es possible envisejar este tipo de allianza? La
estabilidad o si espera traier ayi una Demokrasia
historia nos dira "No". Dias antes de la kaida del
por kuala no estan prontos. El Medio Oriente
gobierno de Netanyahu en Disiembre, la
Moderno era estabilzado de una manera toxika
Intelligensia Israeliana ke es la mas sceptica en el
kaminando enjuntos kon la Guerra Fria. Las Super
pais daba un poko de esperanza en sus kalkules.
Potensias traian ayi ayudo ekonomiko i seguridad.
Todo se basaba sobre la kestion de los interesos en
En el Siglo 21 el Union Sovietiko desaparesio i los
komun entre los partidos. Grasias a esto puedia
Estados Unidos no tiene el insentivo i tampoko la
krearse un akuerdo en la region. No era del todo
moneda de haser packetos de regalos a sus klientes.
impossible ke los paises Arabos ayuden en esto
Las nasiones en esta region no supieron liberarsen
para yegar a un Akuerdo kon los Palestinianos. Los
de ser dependentes de las fuerzas al exterior. Si hay
de Egypto puedian dar seguridad, los de la Arabia
un problem lo yama "911" disho un diplomat Arabo.
Saudita i los de los Estados del Golfo dar los fondos
En realidad eyos no deben pensar ke la Amerika fue
nesesarios para developar la ekonomia Palestiniana.
kreada para los Sunnis. Ahora los Arabos se tornan
Para ke se realize esto Israel seria obligada a haser
a una idea vieja ke deben unirsen para ser
unos kambios en la politika. Estos paises no
protejidos. Kuando hablan en serio se dan kuento
puedian ser vistos co-operando kon Israel tan ke no
ke hay una nasion en la region ke se developo de
habia un akuerdo kon los Palestinianos, Si no ISIS


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 77 -

puedia tornar "La Kaie Araba"kontra eyos. Ke los kon los Palestinianos. Tampoko estableser
Estados Unidos esta echando bombas sobre eyos en relasiones kon los vesinos Sunnis Arabos. No hay
Syria i Irak, ya es bastante malo. Este akto les da otras possibilidades. Si el Partido de Lavoro tiene la
mas fuerza a Isis en la Kaie Araba. mayoria i se mete kon el Partido Sentristo de Lapid
entonsez Avigdor Lieberman sera un partenero. Ma
En el korazon de este "Conondrum" esta Binyamin
el tiene un otro juego afuera. Tiene ke hablar kon
Netanyahu. Kisas el puede vender la allianza en
los Leaderes de otros paises i por esta razon se hizo
NewYork ma en kasa se mostra intransigente sobre
mas Realisto. Ma tiene menos fuerza por ser
todo kon sus leyes ke hasen de Israel "Un Estado
akusado de korrupsion.
Judio". Ayi viven 1.7 milliones de sivdadanos Arabos
ke kaien en Segunda Klase. Fue esta ley ke hizo
Una Generesion Nueva
kaier al gobierno. Netanyahu no es tan popular en
Israel. Siendo asi ninguno pensa ke el no va ganar Netanyahu estuvo en el sentro politiko por kaji 25
en las eleksiones de Marzo. Tiene el don de la anios. Mahmoud Abbas de su lado paso mas
politika i en la opposision no hay ninguno ke tiene tiempo kon la Authoridad Palestiniana. Hoy
charisma. Todo lo ke se paso komo insidentes de tenemos una generasion nueva importante. En los
terror komo las kuchiadas, la harvada kon koches 2 kavzos se kreye ke ya vino el fin de eyos. Komo
de los pietones lavoraron en favor de Netanyahu un Leader Palestiniano "Dahlan" es el mas duado
mismo si no es tan seguro ke podra guardar el mismo si tuvo la reputasion de komportarse komo
kontrol del Partido de Likud. Un otro ke puede un bandido kuando dirijia las Fuerzas de Seguridad
ganar es el Leader de los Colonizantes "Naftali en Gaza. A sus 53 anios parese mas mansevo i era el
Bennett". Puede haber tambien una Coalision del Protege de Arafat. Es tambien el enemigo de Abbas
Partido de Lavoro. Las negosiasiones verdaderas akusado de korrupsion. Tiene la intension de krear
empezan despues de las eleksiones. Netanyahu una Coalision Nueva entre Fatah i Hamas i kiere
pensa de krear una Coalision del Sentro. La kestion presentarse por la Presidensia kuando Abbas se
se pone si el va inkluir a Bennett. Si es esto ke sale, retira. Komo pensa haserlo? En alliandose kon
entonsez no hay esperanza para Israel de negosiar "Marwan Barghouti" ke esta en prision en Israel por


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 78 -

5 vidas. Este hombre es visto komo un heroe i tiene Lo ke se mete en el kamino es la realidad. Israel
55 anios. Un tiempo era el Leader de la Primera i puede elegir un Gobierno de la Derecha ke no va
Segunda Intifada antes de ser arrestado en 2002. Su tener nada ke haser kon los Arabos. Los Territorios
mujer lo soporta. Segun el plano de Dahlan, Okupados pueden toparsen en chaos kuando faltan
Barghouti sera en la kabeza de la Authoridad los fondos para tener ayi una Fuerza de Seguridad.
Palestiniana, del interior de la prision i Dahlan sera Los Estados Unidos puede yegar a un Akuerdo kon
el hombre ke hase el lavoro de Ramallah. El Primer Iran sobre las armas nukleares. El Rey de la Arabia-
Ministro de antes "Salm Fayyad" administrara los Saudita puede morir komo ya tiene 93 anios. La
territorios. Netanyahu se keshaba siempre ke no Jordania komo un pais moderado puede ser
tenian un partenero de paz en el otro lado. Abbas inondado kon refugiados de la Syria i de Irak
no tenia bastante soporte para poder negosiar. ensima de los Refugiados Palestinianos. Bashar Al
Kuando a Arafat, no tenia el deseo del todo de Assad puede kaier o sobre vivir kon konsekuensias
negosiar. Un gobierno ke es dirijido por Dahlan o sobre los Kurdes, Turkos i Libanesos. Libya podra
Barghouti no puede ser tan flako. En los sirkulos de alliarse kon Isis. El Gobierno de Irak puede kaier.
Netanyahu se diskutia si Barghouti no debia ser Estas kosas se pueden pasar fasilmente. Mismo mas
liberado. Netanyahu i Dahlan pensan ke hay ke fasilmente ke el Akuerdo de Paz entre Israel i los
traier en medio a los Estados Arabos komo Palestinianos. Ma el fakto ke hay unas
intermedieros. Dahlan pensa ke los Arabos lo van a konversasiones tomando lugar en sekreto en las
forzar a dar unos pasos adelantre. Netanyahu pensa Nasiones Unidas i en las Capitales de la Region
ke los Arabos van a forzar a los Palestinianos para signifikan ke "La paz ke parese ser tan impossible,
haser konsessiones. Viene todo al mismo kuento. no es una kosa ke se puede kitar de la lista.
Se habla de una Cooperasion Ekonimika ke va
transformar a los Puertos de Haifa i Gaza, kreando
un Singapore del Medio Oriente. Krear una 
seguridad tan fuerte ke lavora kontra el
Radikalismo Sunni i Shiite.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 79 -

esto, no se sintian en seguridad i eran el objeto de


Gad Nassi nombrozos afrontos. Lo ke avia despertado en
Israel
algunos de eyos, una rankor ke se avia konvertido
en un dezeo de vengansa.
La Leyanda
de la Bella Susana En efeto, un djudyo renomado, Diego Suson,
konsevio un plano ke sembraria la teror, kon la
perspektiva de provokar posiblamente, una revolta
jeneral de los djudyos. Se akodravan de la
persekusion de los vizigotes, ke akia provokado ke
los djudyos fomenten astutamente un rebelion, ke
avia, en su tiempo, favorizado la invazion araba de
la Espanya. Agora, era posible de aktuar de la
mizma manera. Ansi, empesaron en la kaza de
Diego Suson a tener reuniones sekretas para
diskutir el plano de la grande revolta djudiya de
Espanya.

Diego Suson tenia una ija, ke por su belleza


ekstraordinaria era konosida en Sevilla entera
komo "la feminina ermoza". Fasinada por la
admirasion susitada por su ermozura, la bella
Esto afito en Sevilla, en el siglo XIV. Los djudyos de Susona se iva iluzionado de alkansar a una alta
esta sivdad, despues del masakro ke les avia pozision en la vida sosiala. Ansi, sin ke su padre lo
afektado, avian obtenido la proteksion del Palasio sepa, se avia akordado de ser kurtizada por un
Real, i bivieron kon siertas garantias. Todo kon mansevo kristiano, aparteniendo a una de las mas


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 80 -

illustras famiyas de Sevilla, ke tenia en su palasio Su amante se hue imediamente a la kaza del
un eskudo de eraldika glorioza. Susona se selebro Don Diego de Merlo, Asistente del Mayor
enkontrava kon el sekretamente fin'a ke devino su de Sevilla, i le raporto todo lo ke Susona le avia
amante. kontado.

Un diya, kuando Susona estava espandida en su Despues, Don Diego de Merlo, akompanyado de
kamareta, fue testigo de djudyos konjurados, sus mas altos funksionaruos judisiaros, armados
tratando de la finalizasion de sus plano de revolta. asigun ke se deve, vijitaron las kazas de los
Susona, asigun su uzo de kada noche, no estava konjurados, i en unos kuantos oras, todos fueron
durmiendo, estava asperando ke su padre vayga a kapturados. No paso poko diyas, ke todos estos
su kama, para puederse fuyir en eskondiendose i fueron kondanados a la muerte i enforkados en la
estar kon su amante asta el amaneser. forka de "Buena Vista", en Tablada.

Avia eskuchado byervo por byervo toda la El diya mizmo ke su padre fue enforkado, la bella
konversasion de los konspiratores, i todo este feminina refleshiso sovre su triste sorte. Aunke su
tyempo, su korason estuvo batiriendo de ansya, denunsia avia sido vedra, sus konsekuensas no le
pensando ke ke su amante sera entre los primeros avian inspirado djustisia, sino ke la salvajeria. De
nobles ke ivan a ser matados. otra parte el motivo de akuzar a su padre fue
solamente para salvar a su amante de la muerte
Aspero fin'a ke los konjurados terminan sus para ke puede gozarse de su vida de pekado.
reunion i kuando todos se avian ido i su padre se Turmentada por los remorsos, Susona se hue a la
avia echado, salyo de su kaza kaminando por las katedrala, pidiendo konfesion. El arkipretro la
kayes de la djuderia, arivo en koriendo a Mateos baptizo i le akordo el pardon, konsejandola de
Gago, por de ande salyo del barrio. De ayo se dirijo enserrarse en un kovento i azer penitensia. Susona
a la kaza de su amante i en sangrutiendo le konto se konformo a este konsejo en kedandose munchos
todo lo ke avia oyido. anyos en un kovento, fin'a ke sintio un diya, una


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 81 -

sensasion de kalmo en su alma. Se abolto a su kaza El mandato del testamiento ya fue kumplido, i la
ande yevo una vida egzempleria de kristiano. kavesa de Susona fue fiksada sovre una punta del
lintel de la puerta de su kaza, ke era la primera
Enfin, kuando Susona se muryo i avrieron su kaza de la kaye ke yeva oy su nombre.
testamiente, vieron una klauza ande esta eskrito:
El orible despolio sekado por el sol se troko en
kalavera i kedo ayi del fin del siglo XV, a lo manko
asta la meatad el siglo XVII, asigun el testimonyo
de syertos ke la tienen visto en los anyos 1600. Por
esta razon la kaye se yamo "Kaye de la Muerte".
Este nombre permanesio fin'a el siglo XIX, kuando
se troko por el nombre "Kaye Susona" ke yeva oy.

---------------------------------------------------
Fuente: al-Andalus

"I para ke sierve de egzemplo a las jovenas i en


testimonio de mi detresa, demando ke kuando sere 
muerta, de apartar mi kavesa de mi puerpo, i
meterla sovre un klavo en la puerta de mi kaza, i ke
kede ayi para siempre."


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 82 -

Madjun era un
Albert Contente mos Konta dulse con
New York / USA
differentes frutas
apuradas con
Estimados Lektores,
asukar i se vendiya
Kon este ultimo anekdot, arivamos a la fin de los eskritos ke en seksiones en
me mando el sinyor Alber Kontente. Su primer anekdot se una tavla (Tray en
avia publiado en nuestro Numero 16 Julio-Augusto 2011. Ingles). En esta
Esto kere dizir ke serka 5 anyos, en kada numero del tavla aviya
DIYALoG el Sinyor Alber Kontente mos izo sunriyir. diferentes frutas,
Mounchas grasias al nombre de todod nuestros lektores. Madjun de limon,
de narandja, de
almendra, de
El Alto Vendedor petales de roza, de
almastiga i de
De Madjun sharope blanko. En esta tavla teniya un vazo de
(Madjuncu) agua de limon. Si pagavamos sinko groshes mas
este madjun se untava en esta agua de limon para
Kuando eramso chikos, me akodro mi Grandpapa kes se aga mas savroso kon la savor del limon.
tomava a mi ermana la grande i se la yevava al park
enfrente del café onde se asentava a jugar tavle. El vendedor era una persona bien alta i siempre se
Para ke no yöre mi ermana, le merkava de el vistiya mou bien kon una jaketa blanka ke paresiya
vendedor de Madjun un montante de madjun un Doktor. Para los chikos, ver esta persona bien
embroliado en un paliko i se chupava asta ke se alta era de ver i espantar.
terminava.
Por esto lo yamavan EL ALTO MADJUNDJU.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 83 -

probavle no va dezir ser “unikamente” novya i


Coya Delevi madre. Las muchachas keren ser tambien, mujeres
İstanbul
teniendo kriaturas i karyera. Muy natural. Es sus
derechos.
- 8 Marso –
Kualos son esto derechos de la Mujer, ke se avlan
Diya Universal de los tanto kada 8 del Marso? En prinsipyo, son los
“Derechos de la Mujer” derechos ke le asiguran en todo domeno de la vida
komun, igualidad kon el Ombre... En los domenos
sosyal, ekonomik, politik ets... Son derechos
fundamentales achetados por organizasyones
internasyonalas komo la O.N.U (Nasyones Unidas),
İ.L.O (Organizasyon İnternasyonala del Lavoro)
ets.. La Deklarasyon Universal de los Derechos del
Ombre es tambien un dokumento ke asigura la
proteksyon de estos derechos.

El prinsipyo, la igualidad fue syempre al orden del


diya en las demokrasias del Oksidente. Portanto,
en estos paises, las mujeres dyeron una grande
lucha para pueder obtener el derecho de elijir. El
Me akodro, en mi chikes, kuando se demandava a mas importante dokumento rezultando de esta
una ninya lo ke kere azerse en engrandesyendo, eya lucha, fue el “Akordo sovre los Derechos Politikos
respondiya: “ Yo me vo azer novya!”. Oy, en de la Mujer”, achetado en la O.N.U i entrado en
preguntando lo mizmo, kualo responde una vigor el 7 Julio 1954. Aki en Turkiya, desde el 1934,
adolesente?... Munchas kozas, ma entre eyas muy ya se aviya konosido a las mujeres el derecho de


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 84 -

votar i ser elijidas. En la eleksyon del 1935 eyas En realidad es un sujeto bastante ondo, ke yo no
uzaron este derecho. Malorozamente, en diversas me syento enteramente kapache (kompetente) de
periodas, solamente un chiko shifro de mujeres analizar. Solamente me esto kontentando de
reusho a entrar al Parlamento. Puedemos dezir ke ekspozar mis opinyones, bazandome sovre los
por la ora, eyas no se entegraron kompletamente a rezultados de las enkuestas amostrando ke en
la Politika... syertos paises o syertas komunidades, uvo muy
chiko trokamiento,( por no dezir “nulo”) en la
Organizasyones komo “El Movimiento de la situasyon de las mujeres. Se trata por lo mas, de
Libertad de la Mujer” lucharon para obtener los presyones tradisyonal o relijyozas, diversos uzos
mizmos derechos sosyal de los ombres, la libertad ets... ke konstituan seryozos obstakolos delantre la
de instruksyon, de lavorar, de eskojer su karyera i emansipasyon i libertad de estas mujeres.
su manera de bivir, entre otros derechos. En
syertos derredores estas organizasyones Avlaremos un poko de la Madre Djudia Sefaradi.
provokaron reaksyones negativas, de sorte ke el Eya syempre fue el pilar de la famiya, logro para
movimiento kamino muy avagar. Finalmente. La konservar las tradisyones relijyozas, folklorikas.
O.N.U deklaro el anyo 1975, komo “Anyo Universal Grasyas a eya, mizmo si no semos muy nombrozos,
de la Mujer”. oy estamos pudyendo avlar, eskrivir en Judeo-
Espanyol... Azyendo esforsos para no deshar
Teorikamente la igualidad parese egzistir... Ma, en olvidar la Kultura Sefarad. Puede ser, aktualmente
la pratika!?.. Malgrado los anyos i las luchas ke se diskute ke grado la Madre Djudia esta
dyeron las mujeres, kuantas reusheron a obtener kontinuando su misyon de “Transmisyon” de
sus derechos?... Por siguro munchas, ma no todas. muestra İdioma i Kultura.
No kero ser konsiderada komo pesimista, ma devo
dezir ke oy no puedemos pretender un radikal o Es un sujeto ke merese konsiderasyon. Par
grande amijoreamiento en este domeno. konsekuensa, no me esto sintyendo el “Derecho!”
de ekspozar mi idea de una manera unilateral.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 85 -

Prefereriya un interkambiyo de opinyones. Mis


propozitos no deven ser konsiderados komo
kritika. Es simplemente una konstatasyon. A la
kontra, ser testigos de la evolusyon, de la
emansipasyon de muestras ijas, inyetas (futuras
madres), mos glorifika. Tyenen la libertad i el
“Derecho” de azer altos estudyos para aparejarsen
una karyera.

Estamos vyendo las mujeres kaji en todos los


domenos profesyonal. Mizmo si syertos lavoros
estan dayinda en el monopolyo de los ombres. Esto
avlando aki, de una jeneralidad, i no solo de la
Mujer Djudia. Por terminar devo dezir ke no se
puede enyegar la grande evolusyon ke kumplieron
las mujeres en el korso de los anyos. Mizmo si
semos en minoridad por la ora. Eyas estan en la
Administrasyon, Ekonomiya, Politika, en la Media
ets... Estan azyendo altos estudyos en la
Medikeriya, Derecho, Sensyas ets... Este tablo
pozitivo mos da grande plazer, orgolyo i esperansa
para el avenir.




(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 86 -

guadra!, seguimos el viaje mientres vishitamos


Kantoniko de Buenos Aires favrikas de ropas de kuero de kodrero, la kria de
Graciela Tevah de Ryba gusanos de seda i el modo ke tinyen los ilos, fávrika
de tapetes i mas.

Viaje a Turkia
(Tresera Parte)

Konoser Konya i la istoria de los sufíes, el


monasterio derviche me paresía estar en un
esfuenyo, ama aynda más kuando yegamos a
Capadoccia kon sus ermozos paisajes, esa noche
Despues de los esmoviantes i alegres dyas pasados fui aun espektákulo de bailes derviches i danzas
en Izmir, salimos para Kusadasi, kaminar i turkas ke gozí muncho.
konoser Efesos poniendo el tino en la istoria ke


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 87 -

En Ankara vishité el museo de las sivilizasiones mientres meldava su kredensial i kon sorpresa me
mui interesante i el mausoleo de Kemal Ataturk, akavido ke si… Paloma Baruj Bensignior ama akí
despúes a Estambul… el guía ke tuve durante esos no espaka, me dize ke es de Izmir i la mas grande
dyas, disho ke en Estambul teníamos un buena sorpresa… prima ermana del marido de Eme
guía de nomvre Paloma. Alaluf.

El dya libre me enkontré kon Izzet Bana, alegría


grande al vernos despúes de dos anyos kuando vino
a Buenos Aires a kantar… vide una boda alabada
en la sinagoga Neve Shalom , komimos djuntos i
para eskapar a una kaza de viejos ande Izzet kantó.

Estos enkontros kon djentes konosidas, izo aynda


mas grande mi alegría otras no pude verlas porke
estavan de vakansas, los dyas pasaron envolando
ansina ke avlí por telefón kon Guler Orgun por no
kedar mas tiempo.

El balance del viaje fue mui bueno, konoser el sitio


de mis avuelos, kaminar esas kalejas, gostar
komidas kon los savores de mi madre, meldar
Ansina akontesió vino al otel a bushkarnos i
biervos ke entendía, ver djente kerida i amiga fue lo
ampezamos el dolash en Estambul, navegar por el
mas.
Marmara, kaminar las meskitas, palasios, kalejas
Gran Bazar i de las espesias mui kontente estava.
Desde ke vide a Paloma mi penserio estava ke era 
una de las muestras, le demandí su alkurnya


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 88 -

tyempo ande la mayoriya de la povlasyon de la


Edmond i sus Emisyones sivdad era djudiya, tanto ke Selanik era yamada la
Edmond Cohen / Paris Yerushalaïm de los Balkanes.

Purim Asigun lo ke mos konta Michael Molho, esta fyesta,


la mas alegre de todas las fyestas djudiyas (asigun
el, yo me demando si no es Simhat-Tora) se
Komo ya lo savesh, este anyo la fyesta de Purim
asemeja al karnaval kristyano. Mismo los hahamim
kaye el 5 Marso i dunke pensi de avlarvos oy de
los mas severos en jeneral, permiten este diya de
esta fyesta, sin empesar por de muevo kon lo ke ya
bever, de djugar, de travestirse.
vos konti los anyos pasados sovre esta misma
fyesta.
Ya se save ke asigun el Talmud, todo djudyo puede,
en diya de Purim, bever asta no pueder azer la
Este anyo, pensi de avlarvos de los uzos i
diferensya entre maldicho sea Aman ! i bendicho
kostumbres de esta fyesta komo era en Selanik,
sea Mordehaï ! I komo mos dize Molho, en Purim
asigun lo konta el haham Michael Molho, k’este’n
los djudyos no aziyan mas ke komer, bever, djugar i
Ganeden, en su livro Usos y costumbres de los
baylar.
sefardies de Salonica, vos do el titulo de la
traduksyon en kasteyano, syendo ke el orijinal en La fyesta empesa, asigun Molho, el shabath ke kae
franses no fue nunka puvlikado. antes de Purim, Shabath yamado Shabath Zahor ;
en Selanik se yamava Sabba de las novyas. Este diya
Ya entenditej ke, malorozamente, lo ke mos konta la alegriya i la buen umor reynan en las kazas
Molho no son los uzos i kostumbres de oy en una djudiyas ; los padres, i mismo los vizinos, dan a los
sivdad vazyada por los Almanes de kaji todos sus chikos dulsuras en forma de kozas para eyos : a las
moradores djudyos en 1943, embiyados en ijikas tijeras o kozas de kuzir, a los ijikos oras,
Auschwitz ande fueron kaji todos asasinados. Lo ke martiyos para chaptear a Aman, ama tambyen
mos konta Molho son los uzos i kostumbres de un kuklas, ke toman por sus novyas, por este el


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 89 -

nombre de sabba de las novyas. Esto todo en muy vyeja. Un autor selanikli mos konta ke en el
asukar, ke los chikos eskapan muy presto de komer siglo 18, komo la asukar era koza demaziya mahpul,
i gozar. A los mas grandes se regala un folar, byervo la kukla en forma de Aman se aziya en pasta de
portuges ke kyere dizir regalo (asigun Molho i arina (avro una paranteza para dizir ke esto mos
tambyen Nehama ; yo kije mirar en diksyonaryos de aserka del sentido portuges) i este autor se
portuges , no es falso, es el regalo ke da el padrino a demandava si esta kostumbre no iva a la kontra de
su aijado para la Paskua, ama esto es el sigundo la mitsva de no azer imajenes. Molho mos akodra,
sentido ; el primer sentido es un gato kon uevo ke o, por lo ke es de mi, mos ambeza, porke para
se aze en Paskua) . Para los djudyos, un folar es una akodrarse ya kaliya saverlo de antes, ke en Persa
dulsura en forma de orka, para rekodrar la orka de (Molho dize Babilonya) los chikos aziyan kuklas de
Aman. madera en forma de Aman ke eran enkolgadas al
tejado de la kaza, i ke en el siglo 7, del tyempo de
Ama tambyen se aziyan en asukar toda la djente de los Geonim, este uzo dezaparesyo.
la Megila : Ester, Vashti, Ahashverosh, Mordehaï,
ets. A poko a poko estas formas fueron remplasadas Molho mos konta ke en Selanik, antes del grande
por djuetes en asukar. Molho mos konta ke en el fuego de 1917, ya de la mediudiya antes de Purim los
siglo pasado (kale entender el siglo 19) kon las merkaderes serravan sus negosyos i botikas i toda la
paras de los elevos, el maestro de la eskola djudiya sivdad tomava un ayre de fyesta. Kada uno kon su
aziya fabrikar a un Aman en asukar, i era enkolgado martiyo chapteando kon muncho ruido a kada vez
al tavan de la klasa, en rekodro de la orka de Aman. ke en la meldadura de la Megila se oiya el nombre
En noche de Purim, el maestro chapteava kon su de Aman i de sus ijos.
palo a Aman i lo rumpiya en mil pedasos, ke los
chikos komiyan despues kon muncho plazer. Purim es, sovre todo, una fyesta de famiya. En eya
ay de azer pranso i bever, de komer gatos i dulses, i
En Selanik, mos dize Molho, la tradisyon de de embiyar i resivir regalos en forma de dulsuras.
reprezentar a Aman para azer regalo a los chikos es


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 90 -

Afillu si la Ley i la tradisyon djudyas impiden a los De la misma manera, los hahamim permityeron de
ombres de travestirse en mujeres, i a la rovez, es azer patirdi kuando se melda en la megila el
uzo ke los djudyos se travestisan en Purim, ke kaye nombre de Aman, porke Aman es desendyente de
en mismo tyempo ke el karnaval kristyano. En otros Aggag, el mismo desendyente de Amalek. I esta
tyempos, para travestirsen se kontentavan kon eskrito en Devarim, kapitulo 25, pasuk 19 :
poko : unos se metiyan preto sovre la kara, i « Arremataras a memorya de Hamalek debasho de
metiyan el kaftan a la rovez, deshando ver la piel de los syelos : no te olvides ! » Azer patirdi kuando se
la samarra ; otros, lavoradores, vestiyan, en vez de melda el nombre de Aman es manera de arrematar
sus vestidos de lavoro (shalvar, vita kolorada i fez) a la memorya de Amalek.
vestidos de djente kebar (antari, djube i bonete).
Ama se kedavan en kaza o pasavan djusto a la de Agora syerro esta chika paranteza para aboltar un
los vizinos. No se atreviyan a bashar a la kaye, por punto a Molho, ke insista sovre la tradisyon, i no es
espanto de los hahamim. Todo se aziya en famiya. solo una tradisyon, me parese ke es una mitsva, de
Kale dizir ke el karnaval kon travestimyento es un dar regalos a los amigos i vizinos ama tambyen i
uzo ke empeso en Italya en el siglo 16. Los djudyos sovre todo a los proves.
del imperyo osmanli no konosiyan a los maskos.
Agora si me keda el tyempo, kyero deshar a Selanik
Aki desho djusto un momentiko a Michael Molho
para azervos dos meldaduras : una son los rekodros
para avrir una chika paranteza sovre los
de chikes de la Senyora Eliz Gategno en Estambol,
travestimyentos de Purim. Es vedra ke los hahamim
otra son rekodros de chikes de la Senyora Rivka
otorizaron los djudyos a travestirse el diya de
Abiry en Bulgariya, las dos en tyempo de Purim.
Purim, a kondisyon de no vestirse de mujer para los
ombres ni de ombres para las mujeres, syendo ke
Empesaremos por lo ke eskrivyo Eliz Gattegno en
esto es proibido por el Tanah.. La idea es ke si
Ladinokomunita el 7 de marso 2009 del anyo
travestirse sin dezobedeser a la Tora da plazer a la
pasado:
djente, todo lo ke da plazer sin ir kontra las mitsvot
es bueno para los djudyos.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 91 -

(Mesaj n° 27827)………………………………………………….. dezayuno. Mis paryentes lo yamavan "Shabat de


Folares". Estos folares eran unos sestikos de masa
Purim Purim Lanu, de borekas kon un guevo haminado aryentro. Para
Pesah en la mano, los ijikos se aziya sestikos i para las ijikas se aziya
Ya vino enverano, pantuflikas.
Para yir al kampo !.
Despues de Shabat, mi mama se iva a Balikpazar.
Keridos amigos, En Kalyoncukulluk se topava un helvaci, ke vendiya
fila para baklava. Esta fila era muy espesyal. Muy
Estos versos son, la primera koza ke me vienen al muy fina i muy delikada. Este helvaci teniya las
tino, kuando viene Purim, kada anyo. filas las mas renomadas de mi tiempo.

Rosina mos demando kualo mos akodramos de el Despues se merkava muezes kon kilos i kilos. Se
Purim de muestra tchikes? merkava lokumes d’almastiga.

Ampesi a pensar. Ize un viaje al pasado. Uuuuu, En kaza, mi nono ke biviya kon mozotros, teniya el
salyo tantos rekuerdos, tantas fotos i tantos filmos dover, de alimpyar las muezes ke no ayga
de el arshivo d’el meoyo. kashkaras i pasarlas por la makina, para ayudar a
mi mama.
En mi tchikes, Purim era una alegriya. Seya para los
tchikos o seya para los grandes. Mi mama aziya kuantos modos de dulsuryas ke
nunka me olvido la savor. Baklavas de muez, Aman
La primera koza ke mos dava haber ke ya esta Tashen, Strudel de muez i lokum, masapan, orejas
viniendo purim, era los folares ke mi mama de Aman, biskotchikos. De todo esto se aziya unos
aparejava un viernes antes de Purim. Estos folares kuantos tifsines. Aparte de esto se merkava
se komiyan al Shabat, a la torna de el kal, en el mavlatchas de Madam Belifante.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 92 -

Despues se aparejava tchinis i tchinis para los muncho ke mos ivamosa yir al balo, por ke
vizinos i para las tiyas, paryentes etc.. En muestro teniyamos la permisyon de fardarmos. Mos
apartamento eramos 11 famiyas, las 10 judias i la 1 metiyamos ruj a los mushos, i kalem a los ojos i
Italyana. Diya de purim yo i mi ermanika pudra a la kara.
yevavamos los tchinis ande los vizinos, (sin arovar
de aryentro) i los vizinos mos davan los suyos. I en Ahhh ke alegriya ke era.
vezes aviya vizinos ke mos davan mavlatchas para
I agora me meto ruj a los mushos, i kalem a los ojos
mi i mi ermanika. Mi padre i mi madre yevavan
i pudra a la kara, ma no me alegro komo me
ande las tiyas i a unas kuantas famiyas ke no
alegrava akeyos diyas! Acaba de ke??
teniyan posibilitad de merkar o azer dulsuryas.
Purim alegre !..
Teniyamos un portalero (kapici) ke ya konosiya
todas muestras fiestas i todas muestras uzansas.. La Eliz Gatenyo (Istanbul)
mujer de Rifat el kapici se yamava Zekiye. Zekiye
tomava una tavla grande, metiya ensima un tapon
brodado i metiya ensima bonbones, masapan,
mavlatchas, baklavas etc. I demanianika de Purim,
sonava las puertas de todos los vizinos. Mos
augurava Purim alegre i mos ofriya bonbones, i
mozotros le metiyamos un bahshish a la tavla.

Se organizava balos para las kriyaturas. Mi mama


mos aparejava fostanes, seya de zinganas, seya de
reynas o espaniolas. Estos fostanes se kuziyan en
kaza, por ke akel tiempo no aviya vistimientas
prontas komo agora. Yo me akodro ke me alegrava


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 93 -

Los Leviim estan yevando el Tabernaklo


Prof.Dr. Moshe “de Liba el Sanktuario dublado, esta alsado kon orgolyo
i la Nuve esta delantre de mozotros, la kalor
insuportable
i mozotros estamos deshando detras nuves de
Otruna Salida de Ayifto polvo.
-I kualo konsentiras? kontinuo el rabino en sus
El mas chiko de las kreaturas era kuriozo demandas.
komo todas las kreaturas,i puede ser un poko mas, -Konsentire la kalor del dezierto; no tengo frio
en el geto de Popovitz en Transnistria, i no esto konsintiendo mas ambrera,
se topo un pasatiempo en el invierno entezador: porke esta kayendo la mana de los sielos.
suvido sovre una kasha al lado de la unika ventana -I ande vos iresh? pregunto demuevo el rabino.
estuvo mirando oras la inieve blanka -Salimos de Raamses, ke es Sekureni,
ke kuvrio los kampos. i Refidim, es la shara Kãsãutsi
- Ke estas viendo ayi, le demando el rabino aedado i ayi no avia del todo agua para bever
- Al puevlo de Israel vere, kaminando en el porke era el dezierto.
dezierto. Muy bien, le disho el rabino, muy bien
- I komo veras el dezierto i al puevlo de Israel? tienes imajinasion, mi ijo, i tambien visión.
pregunto el rabino. De agora endelantre, ven kada dia
- La kolor blanka de la inieve la troki en amariya, mos asentamos sovre la kasha
las karavanas de los djudios ekspulsados, son los i te ensenyare la Tora.
djudios Kuando te engrandeseras i te azeras
ke estan saliendo en konvoyo de tierra de Ayifto rabino o maestro de eskola
en el dezierto grande, en la arena dorada los vide, kontaras a tus elevos
vide tambien al puevlo de Israel i sus trivos sovre las salidas de Ayifto,
kaminar, andar. esta, i la otra.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 94 -

mirar, de serka, estos ermozos askieres, yegados en


Robert Cohen muestra sivda, desde noviembre 1942. A siete anios,
teniya los ojos aviertos sobra todas las meraviyas de
la vida.

Este soldado ajeno teniya una buena odor de kuero


Otro Pedasiko de mi Vida fresko. Me aserki un poko para meldar las palavras
engravadas sobre la bokla de su sintura. Era GOTT
1943 El Alman del Tram. MIT UNS.. El Alman, soridende, me meldo las
palavras, i me disho la
traduksion DIEU AVEC
NOUS. Alevanti la kara a mi
madre, i les dishe « Kon
mozotros, tenemos solo los
Inglezes, les Amerikanos, i
los Russos, verdad ? » Me paresio ke mi madre se
iya dezmayar ! Me aharvo, muchas vezes, golpes
duros komo nunka aviya resivido de sus manos. Me
meti a yorar, eya tambien ! Blanka komo una
muerta, disho a el Alman ke era solo un ninio de
siete anios, i ke nos saviya lo ke deziya.

Marsilya se estirava al sol. Mi madre me yevo kon El Alman, ke no sonriya mas, le disho ke le
eya por una vijita a la famiya. Estavamos asentados paresiya, a el, ke teniya io mucho meoyo i
en el tramway. Un soldado alman se vino asentar saviduria.
delantre de mi. Era la premera ves ke puediya


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 95 -

Se alevanto, i abasho del tram. Si aviya supido ke


eravamos jidios, mos averiya kumido nudos i
krudos ! Mi madre, yelada de espanto, no saviya
mas onde deviamos abashar. Los otros viajiadores
del tram miravan afuera, ninguno no kieriya
pareser de muestras konosiensas. Abashimos del
tram en un lugar ke mi madre no konesiya, i
kaminimos longo paseyo.

En mi famiya, ninguno no avlava nunka a las


kriaturas de lo ke akontesiya en el mundo en gerra.
NO SAVIYA NADA, i no entendiya deke los ninios
me yamavan suzio judio, a la eskola. Mi madre kijo
saver de onde teniya estas nuevas konosiensas.
Mitio mucho tiempo a me araskar las palavras. Era
mi tio, Samuel, se adjideyando de mi, ke me aviya
« inisiado » a los segredos de las grandes personas.
Mi madre disho ke iya peleyar su ermano por estas
peligrozas revelasiones. No se si tuvo el tiempo de
lo peleyar, antes ke venga la Gestapo a kaza.




(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 96 -

1947 Moshoniko, se viendo enserrado por mi kulpa, no


puediya demandar a la nonna de le avrir !
El Chamar ke me dio
El chiko teniya sinko anios, i era kolay a enganiar.
mi Padre Io teniya doze anios.

Ansina fue echo. Sali en la escalera, la nonna serro i


eskundio la yave, i me meti a gridar.
Tralalala, Io me Sali, i tu no puedes. Tengo la
yave i me la yevo !

Aman! Ke aviya dicho. Mi padre aviya atornado a


kaza, se eskundio, me desho abashar, i me mando
un chaketon ke me izo aboltar la kaveza tres vezes
Kada fin de semana, mi nonna veniya a kaza para sobre las espaldas. I yo, sufokando de indiniasion,
mos kudiar, de este modo, mi madre puediya salir iorando i gridando, no pude eksplikar esta error
un poko kon su marido. judisiaria. Es mi nonna, avriando la puerta ke
ekspliko a su yerno muestro komploto. Mi padre
En este shabbat de invierno, Moshoniko se aviya no le gustava estar tomado en yerro. Disho ke io
kalado, teniya kaiyentura, i el moko le saliya de la tambien me devia kedar a kaza, porke el chiko no
nariz. El dotor disho ke no deviya salir de kaza. Ma se sele.
io dishe a mi nonna ke io no era hazino, i ke kierya
salir. Ma no kaliya araviar Moshoniko. « Lo vamos Fue la premera, i ultima ves, ke mi padre me
enganiar. Te ago salir, serro la puerta kon la yave, i aharvo.
tu, mos vas gridar ke mos enserrates, i ke te vas en
yevando la yave ! »


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 97 -

Pedasikos de mi Memoria
Leon Benatov

Todos Endjuntos
En los primeros dias de junio de 1943 la famiya mia
resivio un avizo del Komisariato de las kuestiones
PARA KE de djidios ke prime partir de Sofia para la sivdad
NO SE Provadia. El padre mio tenia mas de 45 anyos i no
lo tomaron al lavoro obligatorio.
OLVİDE
Yo era un ijiko de 5 anyos, la ermana mia Polina era
un bebe de 10 mezes. De boka en boka ya se stuvo
oyendo ke mos pueden mandar a la Alemania. En
Kompozision I redaksion: Viktoria Atanasova
Ordenador: Leon Benatov la kaza ande biviamos аvia una famiya bulgara. El
Kachas: Albert Benatov era abogado. Se yamava Todor Royalsky, uno de los
Fotos: Dime Krastev, Moni Franses, Sami
Kohen
lideres del partido agrario. No tenian krios.

Munchas vezes esta famiya vinia en muestro


apartamento i propozavan de tomar la ermana mia
para salvarla. Me akodro komo mi mama dizia en
djudezmo:- “No! Todos endjuntos”. Agora me sto
demandando si la madre mia era egoista.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 98 -

Vino el dia de partir para Provadia.

La famiya Royalski mos stuvo ayudando i enviando


a la estasion del treno. La mujer de Royalski stava
yevando la ermana mia. Vinimos al tren i en este
momento mi madre vido ke el bebe sta mankando i
ampeso gritar komo loka “Poli, Poli”. Eya penso ke
le arovaron el bebe. Esta famiya era una famiya
onesta i despues de unos kvantos minutos vino la
mujer kon mi ermanika.

Avia muncha djente en la estasion i por esto mos


pedrio.

En el DIYALoG siguiente:
KOMO SALVI A MI ERMANA


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 99 -

Holocaust Memorial Day;


Speech by Ishak İbrahimzadeh
President of the Jewish
Community of Turkey
In the beginning of the 1930's, Stella married Leon
and moved to Paris from Istanbul. Their daughters,
Nelly and Irene, were born in France. With the
German invasion of France, Leon, who was a
DE LA French citizen, was sent to Drancy internment
camp along with his two brothers. The Nazis did
PRENSA not send away Stella because of her Turkish
nationality. She struggled to survive with her
MONDIAL daughters in Paris under what were difficult
Lina Filiba
circumstances. In 1944 the Germans started
sending all Jews to concentration camps without
making any distinction or exception with regards
to their citizenship. This was due to the fact that
the Nazis understood they would soon lose the war.

With the help of Turkish diplomats, Stella


managed to register her daughters as Turkish
citizens and at the very last moment she jumped
on the Orient Express sent by the Turkish
government and made it to Balat, Istanbul instead


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 100 -

of Auschwitz. She moved into her sister Rosa's tragedy; at the fifty-five million lives lost in the
house there. Second World War, as well as the eleven million
who perished in gas chambers; at the Cold War,
Stella and her daughters returned to France in 1946 which imprisoned humanity with fear and paranoia
right after the war and located Leon, who somehow and came to an end only when the Berlin Wall was
succeeded in breaking out of Drancy but still one torn down; looking back at all this, have we learned
of his brothers perished in Auschwitz. They our lesson? Can we confront the future now, 70
continued their lives under the shadow of their years after one of the darkest periods in humanity?
repressed memories.
I am grateful to be the child of a family who did not
I am thankful and grateful to all our diplomats who live through a holocaust in this land. I feel the
put themselves at risk to save not only my power of unity in this very hall, but why, even
grandmother's sister Stella, great aunts Nelly and while I am addressing you, do I have a deep sense
Irene, who told her story 15 days ago in tears , but of fear at the threat of what are only newly adapted
also many other Jewish lives. versions of the hate speeches, false accusations and
provocations of the ominous days to which I've just
With the same respect I would also like to referred.
remember the lives of those victims of Struma and
others who, because the same kind of In trying to solve life's bitter truths, we don't really
humanitarian initiative was not taken, where solve anything but rather create non-solutions. In
sentinto the darkness of death. doing this, aren't we causing more damage to
humanity and to our beliefs? Aren't we, for the
Looking back at past events, at the 1925 publication sake of our causes, creating victims just to gain
of Mein Kampf, which contained the incurable support, while in the meantime, through our one-
poison of anti-Semitism; at the world's sided attitudes, we turn the real victims into the
unresponsiveness to Krystallnacht, which turned source of the crime?
out to be the final warning to an approaching


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 101 -

How quickly we've lost the awareness that self- Our teachings tell us that Avraham Avinu lived
criticism is the first step to identifying social issues during the era of Nimrod, one of the most vicious
and failures in our quest to freedom, that the most dictators in history. In his aim to create a
ethical way to define freedom is not the freedom to totalitarian world aiming to exterminate God,
do whatever we want but rather a freedom based Nimrod brainwashed the people with empty
on sensitivity towards differences. This ‘freedom' promises to the point where they lost their
can only be achieved through education and can awareness of God. But God Himself intervened. By
only be protected by the power of justice and not influencing their minds and diversifying their
by the justice of the powerful. thinking, God createddifferent communities in
which there where even those that could not
While we globalize in economic terms and understand one another, thus saving the World.
integrate ourselves through social media, why
haven't we given the same priority to this ‘ethical On the one hand, the Creator has taught us the
freedom', which is our common denominator. necessity of taking swift and effective action
against any nascent threat to humanity, while on
As the children of the One God, aren't we also the the other hand He has taught us to protect and
children of the Prophet Ibrahim, or, as we call him, defend each other even when there is no consensus
Avraham Avinu, Abraham our father, who has been among parties with differences.
an example to all of us and who is the one who
introduced us to this concept of "Ethical Freedom." Even though the Prophet Ibrahim was the first
person to stand against Nimrod, once he wanted to
Didn't the Prophet Ibrahim and his God have any reach Godliness, God asked him to make a journey
message for us, his children, so that we would within himself.
neither be the victims nor the perpetrators of the
holocausts of the world? God told Avraham Avinu that by questioning
himself and by gaining inner peace through self-


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 102 -

criticism, he could destroy his prejudices. As long As the representatives of Abrahamic faiths, we can
as he could internalize loving kindness as a way of follow his ways: not through ignorance but through
life then he could reach his Creator, who is above equal opportunity and universal ethical values; not
collective conscience. through how much we collectively possess but
through how much we share; whatever the
The Prophet Ibrahim keeping his doors open never conditions are, instead of considering war as an
made his guests feel like outsiders, and argued with option, raising societies that will be guardians of
God so that He would not destroy Sodom, a city peace. Implemented into our educational system at
which had lost its ethical values. He was pained by its widest boundaries, we must make it our primary
the fact that the absence of even ten righteous goal to integrate this philosophy from the earliest
people in that city was the reason for its age, as Mr. Ihsan Dogramacı the founder of this
destruction. Furthermore, he didn't hesitate when university whom I remember with gratitude,did.
God commanded him to sacrifice his son in His
name, and subsequently received the lesson of his In this way, we can redeem within us our Creator
life: he understood that God does not want us to whom we murdered at the gas chambers.
sacrifice our children even for His sake, but rather
he wants us to sacrifice our egos in order to hand We, the children of Avraham Avinu, despite having
down a livable world to our children. experienced great pain, will continue to search for
the Absolute Truth with the awareness that we can
As God provided space within Himself for make mistakes until peace, understanding and
humanity with the same awarenesswe should make brotherhood prevail.
space for humanity in order to provide the world
with the love and understanding that it has been The best answer to the Holocaust, and all the other
missing to fight with the dark angels we've created pains that humanity has been through, is to ensure
and made a part of our faiths. that our children do not experience that which our
forebears have lived through.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 103 -

Therefore, we should not allow the Holocaust to be A Jewish Ghetto Worth Saving
forgotten, and most importantly, that we should
not forget that the responsibility of not re-living
The ghetto that trapped Venice’s Jews is
holocausts are in our hands.
getting a renovation after 500 years
We believe and know that we can succeed in this, By Livia Albeck-Ripka
as long as we walk together hand in hand, in
solidarity, with the richness of our differences.

I bow with humility before the pain and the loving


memory of all those who died.

http://www.turkyahudileri.com/content/view/3407/287/


Something like Venice no one can do. Only God. The
greatest achievement for mankind and the one that
approaches it most to God, since it cannot create
such wonders, is to preserve those that exist.

—French philosopher Simone Weil (Venise Sauvée 1955)


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 104 -

On Nov. 20, the Venetian Heritage Council, an themselves, forging a community that would go on
international philanthropy founded by the fashion to influence the city, and Europe as a whole.
designer Diane Von Furstenberg, pledged $12
million to restore the Venice Jewish ghetto, to “All of us are responsible for making sure that
salvage its crumbling heritage and turn it into a future generations—500 years from today—have
rich Jewish cultural center in time for its 500th access to these stories of human culture and
anniversary in 2016. The project will include the progress,” Von Furstenberg said in the VHC’s
renovation of what’s now a small, disorganized November announcement of the restorations.
museum, which is no testament to the rich Jewish
culture that has inhabited the Venetian island for While all of Venice is fragile, due to its eternal
half a century, and the restoration to glory of the battle with flooding and 1,600-year-old
ghetto’s five synagogues, once bustling with life. foundations, the ghetto is particularly unstable,
given the unusual architecture that resulted from
The rehabilitation of the Venice ghetto is long overcrowding. “Sometimes you start taking apart a
overdue. In 1516 the Serenissima Repubblica wall and you discover it was being held up by
confined its Jews to the first ghetto in the world. magic,” said Toto Bergamo Rossi, director of the
Gated into a small, polluted island on the periphery VHC’s Venice office, with a laugh. “The tendency of
of the city, the community was locked up at the human is to force the ego, to try to impose
midnight by Christian guards whom they had to ourselves, but why? My concept of restoration is
pay upon entering the ghetto; they were discharged the opposite: Respect as much as we can, try to be
at dawn. But while the ghetto was created as an act a step behind. We shouldn’t be in competition with
of segregation, over time it became a refuge in history.”
which Jewish culture and identity thrived. Both
imprisoned and united by the canals of Venice, While the restorations will be subtle and
Jews found—despite the intentions of the respectful, one of the key aims of the project is to
government—a space in which to wholly express revitalize rather than simply preserve. “I didn’t


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 105 -

choose this project because it is Jewish,” Rossi said. impassable alleys clogged with tourists will
“The ghetto is a crucial part of Venice’s cultural recognize the impulse. But there are very few Jews
heritage, and if we want to make a better Venice, left in Venice, and almost none in the old ghetto.
we have to raise the level of culture.” Rossi The renovation may help breathe new life into
describes the project as part of a broader shift that Venice, but some citizens are concerned that it
needs to occur in Venice, focusing on its won’t be the breath of authentic Jewish culture.
extraordinary historical heritage, rather than
cruise-ship tourism and ubiquitous hawkers selling
cheap goods along the romantic city’s winding
streets.

“Right now, Venice is about bringing more and


more people, for shorter times, for things that have
nothing to do with the beauty and real dimension
of Venice. We are killing the city,” said Shaul Bassi,
director of the Venice Center for International
Jewish Studies . “The ghetto is a place of hidden
beauty; it’s a place that needs a narrative, the
stories of survival, the stories of accomplishment,
despite the ghettoization. The synagogues are
beautiful inside, but outside they are just
inconspicuous Venetian palazzos. We really
needed a major intervention to turn the museum
into a place capable of telling the story.”

It’s a noble goal, and those who have arrived in


Venice only to be put off by its foul smell and


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 106 -

There is evidence of Jews being excluded from only certain professions, Jews became doctors,
public life in Venice as early as the 10th century: strazzarioli (ragsellers), merchants, and
forbidden from boarding ships, made to settle on moneylenders, whose activities were considered so
the outskirts of the city, and forced to pay special unseemly they had to be carried out in hidden
taxes. Due to the economic devastation of multiple ground-floor rooms. Given the minimal space in
wars and the Black Death, however, they were the ghetto, its inhabitants built upward, resulting
welcomed as moneylenders in the 14th century. But in subdivisons, temporary additions, narrow
by the end of the 15th century, money-lending Jews walkways, and the tallest buildings in the city.
were again banned. Those left were forced to wear
yellow badges, and later hats, as religious Originally, German Jews escaping persecution
identifiers. Prohibited from owning land and moved to the ghetto, building the Ashkenazi
building synagogues, some were even forcibly synagogue, the Scuola Grande Tedesca, in 1528.
baptized. By 1492, many Spanish and Portuguese When wandering Jews arrived from Levantine
Jews, having been expelled during the Inquisition, ports in 1541, the Ghetto Vecchio was established,
settled in Venice, and by 1516, there was heavy separating them from the original settlers. (Despite
debate about whether to allow them to remain in the names, the Ghetto Vecchio, or “old ghetto,” is
the city. in fact newer than the Ghetto Nuovo, or “new
ghetto.”) Coming from different parts of Europe,
On March 29 of that year, new laws forced all Jews each group wanted to preserve its rituals and sense
to live together “in order to prevent their roaming of community so that by 1571, there were five
about at night.” Formed on the site of a foundry (in synagogues, each catering to diverse groups of Jews
Venetian Italian, geto) the Ghetto Nuovo was who had made the ghetto their home.
established, keeping Jews away from civil life and
the centers of religious and political power. It was “Jewish Venice represented the sum of many
the first case of officially organized segregation communities: German, Portuguese, Spanish, and
based on religion in Europe. Allowed to practice Levantine,” writes Riccardo Calimani in The Ghetto


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 107 -

of Venice. “Each of these groups preserved its own Inside Out. During this time, many Jews left or
religious traditions; they lived separately, enjoyed assimilated, and the ghetto became just another
different privileges, and had distinct economic Venetian suburb.
functions. They were often in conflict. … With the
passing of time the differences waned but, owing By the early 20th century, mere shadows of Jewish
partly to the strong, innate Jewish tendency toward life remained. “One hears nothing but poor
individualism, they never disappeared entirely.” everyday sounds,” wrote poet Rainer Maria Rilke of
visiting the dwindling community. By WWII, only
Despite the many restrictions, the community 1,200 Jews remained in Venice. In the final years of
fostered a complex cultural and intellectual life: the war, 247 of them were rounded up and
providing advice to Henry VIII during his divorce; deported to Auschwitz-Birkenau. Eight returned.
producing works by scholars like Leon Modena,
Sara Copio Sullam, and Simone Luzzatto; and, up ***
to 1650, printing one third of all Hebrew
publications in Europe. Christians would visit the Today, some 500 Jews remain in the ghetto, but,
ghetto to buy spices, jewelry, and fabrics and to like other Venetians, many are moving away from
visit banks and doctors. By the 17th century, Jews the city, which is increasingly expensive and
controlled much of Venice’s foreign trade, and uninhabitable. The sinking islands’ population
commerce and scholarship flourished. makes up less than half of the people there each
day—most of them tourists. But Jews also have
In 1797, with the fall of the Republic of Venice, Jews their own entropy, flinging their community apart.
were emancipated. “From the Napoleonic opening
up of the Ghetto until Mussolini’s Race Laws of “The Jewish community of Venice is losing people
1938, the Jews live what retrospectively will seem because of this outflow of young people looking for
an illusory parenthesis of freedom,” write Bassi and better opportunities,” resident Susanna Calimani
his colleague Isabella di Lenardo in The Ghetto told me, “but also because Jewish young people …


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 108 -

feel far from the Jewish community as it is, since appearance. “I used to be very angry and resentful
they might have made a mixed marriage and feel of Chabad,” Bassi said, “and then I said, look, the
that the community is too Orthodox. I think this is history of Venice is of people coming from
also caused by a phenomenon of strong different places in different ways, and probably
polarization of Judaism that took place in last each new group was welcomed with suspicion and
years—religious people became more religious and resentment. … So if I say, ‘Chabad has no place
lay ones moved in the opposite direction… losing, here,’ I would be applying the same logic as 500
in my opinion, one of the most wonderful years ago.”
peculiarities of Italian Judaism, the Italian middle
way: traditionalism.” The ghetto’s history is one of groups clashing in
trying to preserve their identities, eventually
And those Jews who still feel connected to their finding a way to coexist. Likewise, explains Bassi,
tradition have, like other Venetians, sometimes felt the Venetian community is at a crossroads and
overwhelmed by tourists, making them more likely must be willing to communicate internationally in
to keep their cultural or religious practice out of order to keep the complex heritage of the ghetto
public eye, behind closed doors. This tendency has alive. As part of anniversary celebrations, the
created some tension with the Chabad community, Venice Center for International Jewish Studies
which arrived in the ghetto some 20 years ago, and plans to launch a new program in 2015: Beit
which welcomes tourists and conducts religious Venezia: A Home for Jewish Culture, which will
ceremonies openly in the central campo. Calimani provide educational and artistic activities in a
says she feels one of the greatest challenges facing multimedia space. A revival of Jewish life in Italy is
Venetian Jewry is the rift between the two groups. critical right now, with the biggest exodus to Israel
in some 40 years and a spike in anti-Semitic
It is ironic, said Bassi, that many visitors take incidents across Europe. Italo-Israeli demographer
Chabad to be “real Venetian Jews” because they Sergio Della Pergola says those emigrating are
look more “authentic” in their traditional “motivated by the economic crisis in Italy as well as


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 109 -

‘endemic’ prejudice and anti-Semitism in the and Venice’s infamous pigeons were shooed from
media, on the Internet, and vast sectors of the windows of the Canton Synagogue, I watched
parliament.” parents shroud their children in tallitot, blessing
them for the year to come. From the women’s
When I emailed Von Furstenberg to ask for her gallery, I saw most people disappear beneath white
thoughts on the restoration, she replied humbly, if cloth, the descendants of a 500-year-old
somewhat curtly. “I am in no way leading this community huddled intimately together. A few
preservation of the ghetto of Venice,” she wrote. however, stood bare and alone; prophets of the
Referring to Rossi, she continued: “I met with Toto possibility of losing the richness, heritage, and
on my last trip to Venice, and I was moved by his traditions of yet another Jewish Diaspora
passion.” Clearly, the high-profile fashion designer community.
has a lot of emails to respond to, but she does take
the time to point out that it’s “a wonderful project, ***
since the Ghetto is apparently the oldest in the
world.” Livia Albeck-Ripka is an Australian journalist living in Italy on a
fellowship with the creative studio Fabrica. She was previously the
deputy editor of Dumbo Feather magazine.
Locals have expressed their fear that such
detachment might lead to a physical restoration of Find this story online: http://tabletmag.com/jewish-life-and-
the ghetto’s beauty, forgetting, however, about the religion/187770/restoring-venice-ghetto
needs of the locals and their fledgling community.
Calimani told me she is “afraid that all the money…
will indeed help the buildings, synagogues, and
Jewish cultural heritage, but not so much the 
individuals.”
***
As the sun set at the end of Yom Kippur this fall


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 110 -

Rozita Gabay Palacci


Paris / France

“Turkish Passport”
https://www.youtube.com/watch?v=RSJcOzio8hQ
Monday, 26 January 2015 at 14.00 hours
Followed by cocktails at UNESCO Foyer
On the occasion of the International Day of UNESCO House, Room IV
Commemoration in Memory of the Victims of the 125, avenue de Suffren – Paris 7e
Holocaust
Ambassador Hüseyin Avni Botsali
Permanent Delegate of the Republic of Turkey to This invitation, valid for two persons and subject to the
UNESCO availability of seats, will be requested at the entrance.
has the honor to extend to You an invitation to
attend the screening of the documentary movie


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 111 -

J’ose Espérer Mr. l’Ambassadeur,


Mme La Sénatrice,
Que c’est Possible!.. Mesdames et Messieurs les invités,
par

Rozita Gabay Palacci


Aujourd’hui j’ai décidé de laisser parler mon cœur.
Unesco – Paris
Je suis née dans une famille juive sépharade à
26 Janvier 2015
Izmir, sur les bords de la mer Egée où le soleil
Jour de Commémoration de l’Holocauste chauffe les cœurs et la brise caresse les visages.

Mes parents parlaient entre eux le ladino, une


langue que j’ai mis un certain temps à déchiffrer.
Ma grand-mère me chantait es « kantikas » d’un
pays lointain et je mangeais des burikitas, des
biscochikos et de la fritada que je ne voyais pas sur
les cartes des restaurants.

En grandissant j’ai découvert la générosité,


l’hospitalité et la confiance. Des journées passées
chez Mehmet et Bilge sous l’œil bienveillant de la
très pieuse Letafet Teyze sont de doux souvenirs.

Il fallait voir les va-et-vient des assiettes de gâteaux


et des plats de fêtes. L’entente était merveilleuse et
sincère entre juifs, musulmans et chrétiens.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 112 -

A six ans, j’ai rejoint les bancs de la république Cette histoire avait commencé sous le soleil
laïque. Ma maitresse Nurefsan Hanim était une d’Andalousie et a été marquée par la brutalité de
fervente Kémaliste et pour ma première copine l’inquisition des rois catholiques. Au même
Pinar, mon amie de 45 ans, j’étais simplement moment, à la sublime porte, Beyazit 2 régnait. Un
Rozita. J’étais bonne élève. J’ai appris mon histoire, empire musulman tolérant et un sultan accueillant
ma littérature et les langues. J’ai construit des où 150 000 juifs ont trouvé refuge et ont vécu plus
amitiés solides qui n’ont jamais fanées avec le de 4 siècles sans s’inquiéter des pogroms,
temps. exécutions et des horreurs que ses frères et sœurs
subissaient en Europe et en Russie.
J’ai aussi découvert que j’avais une richesse de plus.
Une autre histoire, une autre culture et une autre Le 20ème siècle a commencé dans la douleur. Mon
langue que j’avais héritée de mes ancêtres. Je ne grand-père m’a raconté l’histoire de la jeune
peux m’imaginer ni sans l’une ni sans l’autre. république. Tous les soirs, après son café turc, sur
ses genoux, j’avais droit à un épisode comme les
séries télévisées de nos jours. Ce n’était pas très gai
mais passionnant.

La guerre, le chaos, les incertitudes, le feu et les


changements ont poussé beaucoup de juifs à partir
pour la terre promise, les Etats-Unis et la France.
Les agitations, les révoltes, les mésententes et les
réformes ont dessiné mon jeune pays. La
république n’est pas née sans douleur. La
communauté juive a fourni beaucoup d’efforts pour
se faire une petite place. Ma famille est restée, elle
n’est pas partie.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 113 -

La 2nd guerre mondiale a changé à jamais la Les rumeurs des fours crématoires circulaient dans
destinée de la communauté juive. Papa me le pays. Les juifs priaient pour ça ne soit que des
racontait souvent cette histoire de son Kemal Pasa. rumeurs. En même temps, la gestapo frappait à la
porte de Mr Leon Taranto, un parent de mon père.
Un soir le conseiller et ami de guerre d’Atatûrk Il était bloqué à Paris depuis 3 ans avec sa femme
arrive au palais de Dolma Bahce. Il veut Victoria, sa fille Gisèle et son gendre. Ils avaient les
absolument faire passer une loi sur les minorités; moyens mais leur plus grande richesse était leur
donner des gages aux Allemands pour éviter la citoyenneté turque. Leurs passeports Turques leurs
guerre. Atatürk lui dit qu’il est fatigué et qu’ils en ont permis de prendre le train de la délivrance. J’ai
discuteraient le lendemain. Après le départ de son lu la très belle histoire d’Ayse Kulin « Nefes
conseiller, il fait venir son jardinier et lui demande Nefese ». Un poignant témoignage en hommage à
d’arracher toutes les fleurs sauf les tulipes. Le tous ces hommes et ces femmes qui ont mit leurs
jardinier perplexe exécute les ordres. Le lendemain vies en danger pour amener ces wagons remplis de
l’ami trouve un jardin sans dessus dessous. Il est juifs à bon port.
intrigué, Atatürk lui explique que son pays sans ses
minorités ressemblerait à ce jardin et qu’il ne La Turquie nous a protégé, nos familles sont
laisserait jamais toucher à un cheveux de ses restées ensemble, saines et sauves. Tous les mots
citoyens juifs parce qu’un certain Hitler avait de gratitude ne seront jamais assez.
décidé qu’une race blonde aux yeux bleus valait
mieux que les juifs, tziganes, homosexuels, Les évènements de ces dernières années me
communistes ou intellectuels. chagrinent beaucoup. Je ne veux pas que ma
Turquie change, je ne veux pas que cette histoire
Malheureusement, le père de la Turquie nous a de 500 ans se termine. Je veux que ma grand-mère
quitté le 10 novembre 1938 à 9h05, tôt, beaucoup de 102 ans puisse reposer parmi les siens et ma
trop tôt en nous laissant devant la menace de la mère puisse vieillir en buvant son café au balcon de
croix gammée. ses amies.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 114 -

J’ai deux garçons: David et Ilan, 24 et 20 ans.


Comme mes parents, je les ai élevés dans le respect
de la république, ma deuxième patrie: la France.
Bien sûr, ils ont le passeport turc. Pour l’instant,
pour eux, le passeport turc est synonyme de
longues queues à Boulogne Billancourt pour une
signature ou un fast pass à la douane d’Izmir.

Je ne veux pas qu’il y ait un retour en arrière parce


que certaines personnes ont décidé je n’avais pas d
place dans cette société.

Je ne veux pas que tous les efforts fournis pour la


mémoire de la Shoah depuis 70 ans partent en
fumée. Je veux que ce passeport nous serve à élargir
nos horizons et pas à nous condamner à prendre
un chemin que l’on n’a pas choisi.

J’ose espérer que c’est possible.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 115 -

Iran's Basij Force Returns During the ceremony, the representative of the
Iranian Jewish community at the parliament,
Stolen Torah Manuscripts Siamak Mareh Sedq, in a letter to Basij
to Jewish Community Commander Brigadier General Mohammad Reza
Naqdi appreciated the efforts of the Basij forces,
saying the move displayed the respect and value
that the Islamic establishment attaches to the
divine religions.

"I am bound to extend my deepest appreciation to


your colleagues in Fars province's Basij Force for
their efforts to discover the hand-written holy
Torah that was lost from a synagogue in the city of
Shiraz," he said in the letter.

TEHRAN (FNA)- An ancient hand-written Torah Iranian officials have always underscored the
that was stolen from a synagogue in Southern Iran necessity for respecting all religions and their
was found by Iran's Basij (volunteer) force and followers in Iran.
returned to the Jewish community.
Iranian President’s Special Adviser for Religious
After a number of ancient Torah manuscripts were and Ethnic Minorities’ Affairs Ali Younesi said
lost in a synagogue in Shiraz, the capital city of earlier this month that Islam (which is the official
Iran's Southern Fars province, a few days ago, Iran's religion in Iran) has not allowed its followers to
Basij units could find one of the holy books, which insult any religion and instead has urged them to
has been described as invaluable, and returned it to respect all believers.
the Jewish community on the anniversary of the
victory of the Islamic Revolution (February 11).


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 116 -

Izmir Jewish Museum Project We are now working on the presentation of Izmir
Project abroad that will proceed according to a
Exposure in Latin Amerika joint plan made by Izmir Jewish Community and
Kiriaty Foundation.

The Izmir Jewish Museum Project was presented to


the Jewish community of Buenos Aires in
Argentina in October 2014, by a representative
of Kiriaty Foundation. A large group from Buenos We beleive that this effort will bring about
Aires Jewish Community took part in the involvement and and support of various Jewish
presentation which arose widespread interest. Communities in Izmir Project which will have an
important impact on our Project.
As a result of this presentation, the Project was
presented also in the yearly congress of FESLA
(Federacion Sefaradi Latinoamericana) in Bogota –
Colombia to the directors board , many members 
and activists of the Federation from all the Latin
American Countries.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 117 -

Perspektif
RAFAEL ALGRANATİ / İzmir

Yüreğim Sızlıyor

KÖŞE
YAZILARI

Geçen sayımızda ele aldığım Milas Yahudi


Mezarlığının içler acısı durumu için Milas
Belediye Başkanı Muhammet Tokat “Yüreğim
Sızlıyor” dedi.
Mezar taşları kırılan, zaman zaman içine çöp
dökülen, girişine oyun parkı yapılan, hatta
koyunların bile otlatılmaya salındığı Milas’ın
Gümüşlük Mahallesi’nde yer alan Milas Yahudi


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 118 -

Mezarlığının her gün daha kötüye giden durumu, Başkan Tokat, Yahudi Mezarlığı'nın kötü durumu
yurt içi ve dışından mezarlıkta gömülü aile için de çalışma başlatacaklarını kaydetti.
büyüklerini ziyaret etmek için sürekli gelen Milas
kökenli Yahudiler arasında büyük bir rahatsızlık Basın toplantısında 2014 yılında yaşananları
yaratıyordu. değerlendiren ve milletvekilliği konusunda kesin ve
net ifadelerle aday olmayacağını dile getiren
Başkan Tokat, 2015 yılını seferberlik yılı olarak ilan
etti. Belediye olarak dişe dokunur tek gelir
kalemlerinin gayrimenkullerin kiralarından elde
edilecek gelirler, çevre temizlik vergisi bir de İller
Bankası’ndan gelen pay olduğunu anlatan Başkan
Tokat, İller Bankasından gelen 1,6 milyon payın da
900 bin liraya indirildiğini anlattı.

YAHUDİ MEZARLIĞINI DÜŞÜNDÜKÇE İÇİM


SIZLIYOR
Mera haline getirilen, hayvanların otladığı ve çocuk
2014 yılını değerlendirmek için düzenlediği parkına dönüştürülen Milas Yahudi Mazarlığı’nın
kahvaltılı basın toplantısında Başkan Tokat konuya içinde bulunduğu olumsuz koşulları
geniş yer verdi. Toplantıya ilçedeki gazetecilerle değerlendirirken yüreğinin sızladığını belirten
birlikte Belediye Başkan Yardımcıları Zeynep Mat Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat:
ve Faik Karagöz de katıldı. “Yahudiler bizle beraber yaşamış aynı havayı
koklamış hemşerilerimizdir. Benim doktorum
Geride kalan bir yılı ‘sancılı bir yıl’ olarak Yahudi’ydi. Milas’ta Yahudi Mahallesi diye bir
değerlendiren Başkan Tokat, yeni yılda belediyenin yer var halen. Bunun yanında benim bazen
sorumluluklarının artacağına dikkat çekerek, bu yüreğim sızlıyor. Onlar giderken havranın
bağlamda çalışmalara hız vereceklerini söyledi. anahtarını teslim etmişler bize. Burayı illa ki


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 119 -

kullanacaksanız bir eğitim kurumu yapın yapacak. O oyun parkı da kesinlikle


demişler. Şimdi biz havrayı yıkmışız yerine kaldırılacak. Yine buradan çağrı yapıyorum
Halk Eğitimi binası dikmişiz. Şimdi bunlar çok Yahudi dostlarımıza, bize en azından bir
üzücü şeyler.” dedi. danışmanlık yapsınlar. Hasat şenliğinde
tanıştığımız David Bey’in bu konuda bizlere
Yunanistan’ın Kos Adası’ndaki kültürel destek olacağını düşünüyorum.” dedi.
sahiplenmeye işaret eden Tokat; Kos’taki caminin
de havranın da kilisenin de ayakta durduğunu Konuyu görüştüğüm İzmir Musevi Cemaati Vakıf
belirterek, bu kültürel değerlere sahip çıkılmasının Başkanı Sami Azar, öncelikle Milas Belediye
kültür turizmine çok büyük katkılar sağladığını Başkanı Muhammet Tokat’ın açıklamalarında öne
söyledi. “30 bin nüfuslu Kos şu an en az Bodrum çıkan samimi duyarlılıktan çok etkilendiğini
kadar etkili bir turizm merkezi!..” diyen Tokat, belirterek: “Mezarlık içi düzenlemeler oldukça
Yahudi Mezarlığı denince vicdanın sızladığını hassas bir çalışmadır. Bu çalışmanın
söyleyerek: “Buranın düzenlenmesi, oyun başlatılabilmesi için, Sayın Tokat’ın planladığı
parkının oradan kaldırılması için gereken mezarlık çevresinin duvar üstü çitle korumaya
girişimleri başlatacağız. Daha öncede Yahudi alınma çalışmalarının tamamlanması gerekir.
cemiyeti ile bağlantıya geçtik. Bu bağlantının Aksi halde bir yararı olmaz. Çevre koruması
güçlendirilmesini, maddi bir katkı tamamlanınca bizden istenecek her türlü
sağlamasalar bile bize danışmanlık çalışmayı başlatmaya hazırız” dedi.
yapmalarını istiyoruz. Çünkü burası bir tarihi
mezarlık kafamıza göre düzenleme yapmak Başkan Tokat’ın açıklamaları, Milas ve İzmir
olmaz. Bu işlerden anlayan birilerinin Yahudileri arasında memnuniyet yaratırken,
danışmanlık yapması gerekiyor. Yahudi beklentileri de oldukça arttırdı. Mezarlık çevresinin
cemaatinin bu konuya ilgi göstermesini bu yıl içinde korumaya alınması bekleniyor.
bekliyoruz. Dün müdürlerle bir toplantı
http://www.harfvolver.com/2015/02/01/yasua-emmi/
gerçekleştirdik. Park Bahçeler Müdürümüz
orada gereken ot temizliği, düzenlemeyi


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 120 -

Hükümdarlardan biri, günün birinde ülkesinin en


Derinlik önemli heykeltıraşını yanına çağırdı. İstediği, birer
DIYALoG karış yüksekliğinde, altından, birbirinin tıpatıp
aynısı üç insan heykeli yapmasıydı. Aralarında bir
En Değerli İnsan fark olacak ve bu farkı sadece ikisi bilecekti.

Heykeller hazırlandı ve doğum gününde komşu


ülke hükümdarına gönderildi. Heykellerin yanına
bir mektup konmuştu. Şöyle diyordu heykelleri
yaptıran hükümdar:

‘Doğum gününü bu üç altın heykelle kutluyorum. Bu


üç heykel birbirinin tıpatıp aynısı gibi görünebilir.
Ama içlerinden biri diğer ikisinden çok daha
değerlidir. O heykeli bulunca bana haber ver.’

Hediyeyi alan hükümdar önce heykelleri tarttırdı.


Üç altın heykel gramına kadar eşitti. Ülkesinde
sanattan anlayan ne kadar insan varsa çağırttı.
Hepsi de heykelleri büyük bir dikkatle incelediler
ama aralarında bir fark göremediler.
İki komşu ülkenin hükümdarları birbirleriyle
savaşmazlar, ama her fırsatta birbirlerini rahatsız Günler geçti. Bütün ülke hükümdarın sıkıntısını
ederlerdi. Doğum günleri, bayramları fırsat bilip duymuştu ve kimse çözüm bulamıyordu. Sonunda,
ilginç armağanlar göndererek birbirlerine zekâ hükümdarın fazla isyankâr olduğu için zindana
gösterisi yaparlardı. attırdığı bir genç haber gönderdi.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 121 -

İyi okumuş, akıllı ve zeki olan bu genç, Bir kulağından giren diğer kulağından
hükümdarın bazı isteklerine karşı çıktığı için çıkıyorsa, o insan da makbul değildir.
zindana atılmıştı.
En değerli insan, kulağından gireni yüreğine
Başka çaresi olmayan hükümdar bu genci çağırttı. gömen insandır.’

Genç önce heykelleri sıkı sıkıya inceledi, sonra çok


ince bir tel getirilmesini istedi.

Teli birinci heykelciğin kulağından soktu, tel


heykelin ağzından çıktı.

İkinci heykele de aynı işlemi yaptı. Tel bu kez diğer


kulaktan çıktı.

Üçüncü heykelde tel kulaktan girdi ama bir yerden


dışarı çıkmadı. Ancak telin sığabileceği bir kanal
kalp hizasına kadar iniyor, oradan öteye
gitmiyordu.

Hükümdar heykelleri gönderen komşu hükümdara


cevabı yazdı:

‘Kulağından gireni ağzından çıkartan insan


makbul değildir.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 122 -

anlaşmasını hatırlayacağını daha doğrusu dikkate


Mi-draş Yitshak alacağını anlatmaktadır. Ancak burada yer alan
Rav İSAK ALALUF “Yaakov” sözcüğü bir “vav” harfi fazladan yazılır.
Bunun gibi TaNaH’ın tamamında beş kez aynı
duruma rastlanır. Bununla ilgili olarak Raşi Midraş
“Vav” kaynaklı bir açıklama yapar.
Harfinin Öğrettikleri
Günün birinde Yaakov, Maşiah’ın geleceğini
müjdeleyecek olan Eliyau Anavi’ye rastlar. Ona ne
Sabah Tefila’nın öncesinde birçok
zaman bu müjdeyi vereceğini sorar. Eliyau da
cemaat “Bakaşot” ve “Zemirot”
zamanı gelince bu müjdenin verileceğini söyler.
dediğimiz bölümleri okur. Türkiye
Yaakov bu sırada ona güvenmediğini ve bir
Cemaati bir zamanlar bu bölümleri
“kaparo” istediğini söyleyince aralarında bir
okurdu ama günümüzde sinagoga ve
anlaşma yapılır. Eliyau isminin “vav” harfini
Tora’ya çok da fazla rağbet yokken
Yaakov’a verir. Böylece Yaakov TaNaH’ta beş kez
buna yaklaşan yahid sayısı da çok
“male” yazılır aynı şekilde Eliyau’nun ismi de beş
fazla değil. Burada yer alan Tora’dan bir pasuk
kez “Eliya” olur. Herkesin aklına gelebilecek
ilginç açıklamalar içerir:
soruları sormaya başlayalım:
“Vezaharti et beriti Yaakov veaf et beriti
Öncelikle alabileceği başka harfler varken neden
Yitshak veaf et beriti Avraam ezkor veaarets
özellikle “vav” harfini seçmiştir. Mistik anlamı
ezkor.”
olabilecek daha farklı harfler de vardır. Örneğin bir
“alef” harfi ilk harf olması, Eliyau’nun da ilk harfi
Bu pasuk Behukotay peraşasında yer alan uyarılar
olması nedeniyle seçilebilirdi. Ama ısrarla “vav”
dolu bölümün finalinde yer alır. Kırk dokuz tane
harfi seçilmiştir.
“lanet” dinledikten sonra bu pasuk gönüllere su
serpen bir cümledir. Cümle Tanrı’nın atalarla olan


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 123 -

İkinci soru Yahudilikte sayılar çok önemlidir. Yedi, Rabiler o günü oruç ilan edebilirken günümüzde
üç, on, bir gibi sayılar oldukça popüler ve mistiktir. “get” için sıra bekler bir hale gelmiş durumdayız.
Beş kez bunu seçmesinin nedenini Çünkü evlilik kurumu sadece çıkarlarımızın ön
bağlayabileceğimiz çok fazla şey yoktur. Tora’nın planda olduğu bir hale gelmiştir.
beş kitabı desek bizim sözünü ettiğimiz sadece
Sukot bayramının yedinci gününden sonra ek bir
Tora’yı değil TaNaH’ın yirmi dört kitabını
bayram kimilerine göre de ek bir gün kutlanır.
kapsamaktadır.
Şmini Hag Atseret. Bunun nedenini Midraşik
anlatımda şöyle görmek mümkündür. Otuz günlük
Basitçe “vav” harfinin simgelediklerine bakalım.
Elul ayını takiben on gün sürecek Yamim Noraim
“Vav” harfi birleştirici bir harftir. Bir bağlaç görevi
sürecinde Tanrı ile birlikte olmaya çalışıyoruz.
görür. Bu bağlaç birleştirici olduğundan bu harfin
Bundan sonra kutladığımız Sukot bayramı da Tanrı
seçilmesi İsrael toplumunun en kritik
ile birlikte sevinmek için bir özel zamandır. Bu
meselelerinden birine gönderme yapar.
zamanın sonunda işlerimizi geri dönmek için
“Ayrımcılık” ve “Toplumun Bölünmüşlüğü.”
gitmek istediğimizde Tanrı bizlere “kaşe alay
peridathem – benim için sizden ayrılmak zor”
Maşiah’ın gelişini geciktiren en önemli durum bu
demiş ve bir gün daha kalmamızı istemiştir.
verdiğimiz başlıklardır. Çünkü bizler resmen
“Perida” dediğimiz bir yerden ayrılmak sözcüğü
bölünmüş bir toplum haline gelmiş durumdayız. İş
aslında “perud” birlikte olmamak tek olmamak
dünyasında, dini konularda, komşuluk ve
ayrılmak fiilinden türer. Bu yüzden de Tanrı için
arkadaşlıkta sadece kendi çıkarını düşünen bir
bile bizlerin bir arada olmaması oldukça zor ve
toplum haline gelmiş olduğumuzu söylemek asla
istenmeyen bir şeydir. Bizim aramızdaki ayrılık
yanlış olmayacaktır. En kutsal birliktelik olarak
bitmediği sürece Maşiah’ın gelmesi de mümkün
gördüğümüz evlilik kurumu bile günümüzde peş
değildir. Bu ancak İsrael toplumunun “vav” harfinin
peşe yaşanan “get” dediğimiz boşanmalarla
birleştirici özelliğini öğrenmesi ile mümkün
kesintiye uğramaktadır. Bir zamanlar Suriye Halep
olacaktır ve bu yüzden de Yaakov Eliyau Anavi’den
cemaatinde yüz yılda bir kez gerçekleşen “get” için
teminat olarak “vav” harfini istemiştir.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 124 -

Zoar Akadoş “Yisrael, Orayta veKudşa Berih U had bağlantıyı işaret etmektedir. Ancak bunlar olunca
U – İsrael toplumu, Tora ve Tanrı tektir” ifadesine İsrael toplumu Tora öğrenmeyi benimseyince
yer verir. Bir yanda Tanrı diğer yanda ise İsrael Maşiah gelecektir. Maşiah da Moşe’nin yaptıklarını
toplumu bulunur. İkisi arasındaki bağlantıyı da bizlere tekrar edecektir. Bunu anlamak için de Or
Tora sağlar. Çünkü insan olarak bizler nasıl Tanrı Ahayim’in öğretilerine bakacağız.
ile bağlantı kurmayı başarabiliriz sorusunun yanıtı
Tora öğrenimidir. Tora öğrenimi bu bağlantıyı her Or Ahayim Moşe ile Maşiah’ın aynı kişiler
zaman taze ve devamlı tutacaktır. Ne meditasyon, olduğunu iddia eder. bunun için de kanıtları vardır.
ne okunan segulalar, ne de bağlanan kırmızı Moşe halkı Mısır’dan çıkarmıştır Maşiah da
iplikler bunu sağlayamaz. Bunlar sadece kendimizi sürgünden çıkaracaktır. Yani misyonları aynı
iyi hissettirir. Asıl önemli olan devamlı bir Tora gibidir. O zaman “neden Maşiah ben David” sorusu
öğrenimidir. Link bu sayede kurulur. gündeme gelir ki bunun da cevabı David ile
Moşe’nin neşamaları arasında bir bağlantının
Bu söylediklerimizi anlamak için biraz daha derine olduğudur. Bereşit kitabının sonunda Yaakov
girelim: Öncelikle “vav” harfi iki tane “vav” olarak Yeuda’ya beraha verirken “ad ki yavo şilo – şilo yani
yazılır. Bunun sayısal değeri on ikidir. Bu sayı İsrael Maşiah gelene kadar” ifadesine yer verir. Şilo
kabilelerinin sayısıdır ve birlikteliği simgeler. Bir sözcüğünün sayısal değeri olan üç yüz kırk beş
başka yazılış şekli ise “vav – alef – vav” şeklindedir. aynıdır. Tefilalarda kullandığımız “en gaalti ethem
Bunun sayısal değeri on üçtür ve “ehad” tek aharit kereşit – sizleri sonrasında ve öncesinde
sözcüğünün sayısal değerine eşittir. Tanrı ehad kurtardığım gibi” ifadesinde ilk kurtuluşu Moşe
umyuhad olarak bilinir. Bir yanda İsrael kabileleri yapmış, ikinciyi de Maşiah yapacaktır. O halde
bir yanda Tanrı. Bunlar arasındaki linki sağlamak neden Moşe veya Maşiah her kimse gelmek
için bir de Tora bağlantısı bulmamız gerekir ki o da istememektedir çünkü “ki eno hafets ligol batlanim
“vav” harfinin üçüncü yazılış tipinde gizlidir. “Vav – – çünkü tembelleri boş oturanları kurtarmak
yud - vav” Bu yazılışın sayısal değeri olan yirmi iki istememektedir” ifadesinde öğrenmeyen bir
Tora’nın yazımında kullanılan İbranice alfabesinin toplumun toplum olamayacağı belirtilir.
harf sayısını verir. Bu basit hesap da bizlere bu üçlü


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 125 -

Şimdi de neden beş tane “vav” aldığına bakalım. Biz diasporada olduğumuz sürece Tanrı’nın ismi ve
tahtı tamamlanmış değildir. Bunu Şemot
Birkat Kohanim duasında Kohenler ellerini özel bir kitabındaki “ki yad al kes Y.a” pasuğunda
şekilde kaldırarak “duhan” üzerinde beraha görmekteyiz. Burada taht veya sandalye anlamına
verirler. Rabiler berahanın Kohenler’in ellerinden gelen “kise” sözcüğü “alef” harfi olmadan “kes”
geldiğini bu yüzden de ellerin açıldığını öğretirler. olarak yazılmıştır. Tanrı’nın dört harfli isminin ise
Elimizin dört parmağı üç bölümden oluşur bu da sadece “yud” ve “he” harfleri vardır diğer iki harf
on bölüme tekabül eder. baş parmağın iki olan “vav” ve “he” harfleri pasukta yoktur.
bölümünü de buna eklersek ortata on dört sayısı
çıkar. ibranice’de “yad – el” sözcüğü on dört Alenu Leşabeah duasının sonunda gelecekte
sayısını gösterir. Birkat Kohanim’de de on beş Tanrı’nın krallığının ebedi olacağı yazılıdır. Ancak
sözcük vardır. En son sözcük olan “Ş.alom” şimdi dünyanın genelinde Tanrı’ya inanmayan ve
avucumuzu simgeler. On dört bölüm ile avuç içi avoda zara yapan o kadar çok toplum varken
Birkat Kohanim sözcüklerini tamamlar. Avuç içi Tanrı’nın ne ismi ne de onursal tahtı tamamlanmış
barış, selamlamak anlamına gelir. Uluslararası bir değildir. Halbuki Mısır çıkışı “Deniz Şarkısı”nda
işaret olarak birini selamlemek istediğimizde eller bütün kainatın bu görkemli olay sonunda Tanrı
sıkılır ve birbirine çarpılır. Bu da barış içinde bilir olduğunu söylemekteyiz. Gelecekte de bunu
olduğumuzun simgesidir. İki tane on beş de tekrar söyleyeceğiz.
birlikte otuz sayısını verir. “Vav” harfinin sayısal
değeri altıdır ve Yaakov beş tane “vav” almak Onun için Kadiş duasında “yitgadal ve yitkadaş
istemiştir. Bu da iki elin birleşmesi yani barış şeme raba” derken gelecekte isminin büyük olarak
anlamına gelir. Buna göre Maşiah’ın gelmesi için bilineceğini söyler ve buna “amen” deriz. Cümlenin
Bene Yisrael mutlaka barış içinde olmalıdır. Aynı tercümesi “ismin büyüktür” şeklindedir ama bu
zamanda bir elin beş parmağı beş tane “vav” zaten bilinen bir şeydir. “Şeme” sözcüğünün
harfine benzer. yazılışında halihazırda dört harfin ikisi olan “yud”
ve “he” harfleriyle “şem” isim sözcüğünün harflerini


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 126 -

birleştirir ve “şeme – ismin” sözcüğünü elde ederiz. Kişinin Yahudi ismi bu dünyada yapacaklarını
Bu büyüklüğün bilinmesi nasıl olacaktır? Bunun belirler. “Neşama” sözcüğünün orta harflerini
için “vav” ve “he” harflerinin de olması gerekir. alırsak ortaya “şem” yani isim sözcüğü çıkar. Onun
“Yitgadal” sözcüğü beş, “veyitkadaş” sözcüğü ise için isim çok önemlidir. Eliyau ismini alıp
altı harften oluşur. İşte isim tamamlanma yoluna harflerinin yerlerini değiştirecek olursak ortaya “li
girmiştir. Buna insan isteyerek “amen” diyebilir. U – U bende- sözcükleri çıkar. bu yüzden
Eliyau’nun görevinin de bu harfleri geri getirmek
Yine Tefila’da söylenen bir başka cümleye bakalım. olduğu söylenir. Tanrı’nın isminde eksik olan
Bu cümlede de eksik olan sandalyeyi harfler “he” ve “vav” harfleridir. Yaakov beş tane
tamamlayacağız. “U kayam uşmo kayam vehiso “vav” harfini alınca (“he” harfinin sayısal değeri
nahon – O var olacak ve ismi var olacak ve tahtı beştir) Eliyau’dan bir garanti almış olur.
gerçek olacak” derken eksik olan harfler olan “alef –
vav – yud” harflerini “O” anlamına gelen “U” Pesah sederinde dört bardak şarap içeriz. Dört
sözcüğünde buluyoruz. farklı kurtuluş ifadesi olduğundan bu bir alahadır.
Rabiler “veeveti – getireceğim” dediğimiz beşinci
Yine bir başka cümle: “Ki bahar Ad.. betsiyon iva bir kurtuluş aşamasını daha işaret ederler. Bu
lemoşav lo” bu cümlede biz Tsiyon’a dönünce “iva; gelecekte olacak bir olaydır. Bu beşinci kurtuluş
alef – yud – he” lemoşav lo – yer bulacaktır. Bizlere aşamasını da Eliyau getirecektir. Bu yüzden Pesah
harfleri geri getirecek olan kimdir. Eliyau Anavi. masasında bazı gelenekler tarafından tatbik edilen
Dualarda “arahman U yişlah lanu et Eliyau Anavi – beşinci bardak “Koso şel Eliyau Anavi – Eliyau
Tanrı bize Eliyau Anavi’yi göndersin” deriz. Ancak Anavi’nin bardağı olarak bilinir. O zaman gelecekte
burada “u” sözcüğüne gerek yoktur. Ancak burada beş bardak şarap içeceğiz ve “veotseti – veitsalti –
istediğimiz “u” sözcüğünde yer alan harflerin Eliyau vegaalti – velakahti – veeveti” kurtuluş tiplerinin
tarafından geri getirilmesi ve isim ile tahtın bir an hepsini yaşamış olacağız. Kurtuluştan söz eden bu
evvel tamamlanmasıdır. beş kelimenin de ilk harflerinin “vav” olması dikkat
çekicidir.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 127 -

“Vezaharti et beriti Yaakov” sözleri fazladan bir tanımlanır. Halbuki Agada’da okuduğumuz “veşam
“vav” harfi ile yazılınca işte ortaya böyle geniş bir naşir şir hadaş – orada sana yeni bir şarkı
etik öğreti çıkmaktadır. Tora’nın sadece bir söyleyeceğiz” ifadesinde “şir – şarkı” erildir. Çünkü
harfinin bunlara sebep olduğunu düşünürsek ilk kurtuluşta okunan şarkıdaki dişil yaklaşım
araştırmamız gereken üçyüz beş binden fazla harf üretkenliği vurgular. Dişiler üretkendir. Daha farklı
ve aralıklarıyla altı yüz bin harf olduğunu aklımızın sürgünler ve kurtuluş şarkılarına işaret ederler.
köşesine yazmamız gerekir. Ancak final kurtuluştaki şarkı erildir. Eril üretken
değildir. Burada artık başka sürgünler ve başka
Rabi Yeoşua günün birinde Eliyau Anavi ile kurtuluş şarkılarının olmayacağını söylemek
karşılaşır ve ona Maşiah’ın ne zaman geleceğini gerekir.
sorar. O da bu soruyu Roma kapılarında oturan
Maşiah’ın bizzat kendisine sorabileceğini ifade O günde Yaakov ile Eliyau’yu fısıldarken göreceğiz.
eder. Rabi Roma’ya gider ve Maşiah’a sorar. O da Aralarındaki “vav” harfi ile ilgili anlaşmalarını
“ayom – bu gün” der. Cevabı alan Rabi akademiye hatırlayacaklardır. Bizler konuyu bildiğimiz için de
döner ve herkes hazırlanır. Gün geçer Maşiah onların bu konuşmalarını bildik bir gülümseme ile
gelmez. Rabi tekrar oraya gider ve neden izleyeceğiz. Bir harfin bile bizlere yaptığı
gelmediğini sorar. Maşiah da sözümü bitirmeme eğitmenliği, öğretmenliği daha iyi kavrayacağız.
fırsat vermedin der. “Ayom im bekolo tişmau – bu Eliyau Anavi bizlere her zaman iyi haberler ve
gün eğer Tanrı’nın sözünü dinlerseniz.” Tanrı’nın müjdeler getirsin!.. Amen.
sözünü dinlediğimiz her gün Maşiah’ın gelişini
çabuklaştırmış oluruz.

Her gün okuduğumuz dualarda “az yaşir – şarkı 


söyleyecek” derken finaldeki kurtuluşa gönderme
yapmaktayız. Yine Amida öncesinde okuduğumuz
“şira hadaşa” sözlerinde “şira – şarkı” dişi olarak


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 128 -

beraber kutladık. Kendilerine çok teşekkür


Rav Berti Derofe ediyorum. Bunların dışında artık birçok kişiyle bire
İzmir
bir Tora öğreniyoruz. Günün her saati gelen
soruları yanıtlamaya çalışıyorum ve bu beni
Şalom, gerçekten hem mutlu ediyor hem de
umutlandırıyor.
Öncelikle DIYALoG’da yazmaya davet edilmenin
beni çok mutlu ettiğini belirtmek isterim. Bu Hepimiz biliyoruz ki İzmir 100 yıl öncesine kadar
sayede hepinize hitap edebilme şansına eriştim. Tora’nın başkentlerinden biriydi. Bu topraklar
üzerinde çok büyük Talmid Hahamlar yetiştiler.
Birçoğunuzun bildiği gibi geçtiğimiz Roş Aşana Halktaki en basit insanın bile Tora bilgisinin
bayramı ile İzmir’deki yeni görevime başladım ve yüksek olduğunu o zamanın ravlarının yaptıkları
birçok konuda ilerleme kaydettik. Artık Perşembe deraşaları okuduğumuzda daha iyi anlıyoruz.
Akşam’ları saat 20:30’da Liga’da Tora sohbetlerimiz, İzmir’de o zamanlar Tora sesi yükselmeyen, içinde
Şabat Sabahı saat 10:30’da Talmud Tora’mız var. en azından bir tane yeşiva bulunmayan sokak
Her sabah tefila sırasında bir kaç alaha öğreniyor olmadığını kaydediyor kitaplar. Bu dev mirası
ve ruhani yönden kendimizi geliştiriyoruz. Şabat devam ettirebilmek için uğraşmak benim için
Akşamları deraşalarında peraşanın bize vermek gerçekten çok büyük bir onur. Bu yüzden Tanrı’ya
istediği derin mesajların üzerinde yoğunlaşıyoruz. şükranlarımı sunuyorum. Purim bayramı vesilesi
Bayramları büyük bir coşkuyla, geleceğimiz olan ile bayram hakkında ufak bir Divre Tora ile
gençlerimiz ve çocuklarımızın da katılımıyla sözlerimi sonlandırmak istiyorum.
yaşabilmek için elimizden geleni yapıyoruz.
Nitekim Hanuka ve Purim bayramlarını Sayın Masehet Şabat 88. safya bize Yisrael Halkı’nın
Nesim Musafir’in gönüllü olarak ve gerçekten çok Tora’yı ne şekilde aldığından bahsederken
büyük özveri ve yoğunlukla çalışmaları sonucunda enteresan bir betimleme kullanır. Akadoş Baruh
yarattığı ve eğittiği Çocuk Koromuz’un şarkılarıyla U’nun dağı kaldırıp bütün halkı altında topladığını


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 129 -

ve Tora’yı kabul ederseniz güzel etmezseniz burası Tora’yı almak istememişlerdir. Bunun üzerine
sizin mezarınız olacak dediğini ve bunun üzerine Tanrı dağı tepelerine getirmiştir. Halk Sözlü Tora’yı
Yisrael Halkının Tora’yı kabul ettiğini anlatır. Aynı da zorla kabul etmiş olmasına rağmen hiç bir
yerde “Naase ve nişma” yani “yapacağız ve zaman bundan memnun olmamış ve yeterli önemi
dinleyeceğiz” kelimelerini açıklarken de Yisrael vermeyip birçok kez hata yapmıştır.
Halkı’nın sorgusuz sualsiz Tora’yı kabul ettiklerini
yazar. Bu aslında bizi bir çelişkiye sürükler. Eğer Gemara bize megilada geçen “kiymu vekiblu” yani
Yisrael Halkı Tora’yı sorgusuz kabul ettiyse o “uyguladılar ve kabul ettiler” kelimlerinin zorla
zaman Akadoş Baruh U neden dağı tepelerine kabul edilen Tora’nın Purim’de tekrardan sevgiyle
kaldırıp onları kabul etmeye zorlamıştır? kabul edildiğini öğrettiğini söyler. Peki Purim ile
Sözlü Tora’nın ne gibi bir bağlantısı vardır?
Bu soruya verilen cevaplardan bir tanesi Tora’nın
alınışı aslında tek bir Tora’nın alınışı olarak Bunu anlayabilmek için Megila’ya bir göz atmamız
gerçekleşmediği o gün hem Yazılı hem de Sözlü gereklidir. Megila’nın başında Ahaşveroş’un bütün
Tora’nın verildiğidir. Tanrı öncelikle Yisrael halkları davet ettiği büyük ziyafetten bahseder.
Halkı’na Yazılı Tora’yı vermiştir. Yisrael Halkı bunu Mordehay Sanhedrin başkanı olarak alahaya göre
sevinçle sorgusuz sualsiz kabul etmiştir. Çünkü bu ziyafete gidilmemesi gerektiğini söylemesine
hem uygulaması hem de öğrenmesi kolaydır. Fakat rağmen bütün Yisrael Halkı onu dinlemez ve gider.
sıra Sözlü Tora’ya gelince bunu almak Bunun üzerine hikâye devam eder ve Aman
istememişlerdir. Sözlü Tora yazılı Tora’da Yahudileri yok etme planını Ahaşveroş’a kabul
yazmayan fakat içerisinde gizlenmiş kuralları ve ettirir. Bu sırada Ester kraliçedir ve Mordehay ile
aynı zamanda Rabilerin günahtan uzaklaştırmak bağlantıdadır. Ester Mordehay’a kralın huzuruna
için koydukları kuralları öğretir ve bunu öğrenmek çıkmadan önce bütün halkın üç gün boyunca oruç
için de büyük bir çaba göstermek ve uzun zaman tutmalarını emreder. Fakat bu üç gün Pesah’a denk
ayırmak gerekir. Onlar Sözlü Tora’yı duyunca bu gelecektir ve bir sürü mitsvayı yapamayacaklardır.
karanlık kolayca öğrenilemeyen uğraşı gerektiren Buna rağmen Mordehay Yahudilerin varlıklarını


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 130 -

sürdürebilmeleri tehlikede olduğundan bu üç günü


oruç ilan eder. Bütün Halk da durumun ciddiyetini
ve yaptıkları hatayı anlayıp teşuva yapar ve
Mordehay’ın sözünü dinlerler. Ardından gelen
mucize ve kurtuluşla beraber Hahamların önemini
ve Sözlü Tora’nın yüceliğini daha iyi kavrayıp
tekrardan sevgiyle kabul ederler. Ve Megila bize
Layeudim ayeta ora yani Yahudiler için ışık vardı
der. Gemara bu ışığın Tora olduğunu öğretir. Yani
başta onlar için karanlık görünen sözlü Tora onları
kurtarmış ve onlara ışık olmuştur.

Aynı şekilde biz de bu güzel mucizeler ve Tora'nın


tekrardan sevinçle kabul edilişi bayramında
Tora’nın güzelliği ve önemini daha iyi kavrayabilip
bu dünya üzerindeki her anımızı ona hizmet
edebilmek (Tora öğrenimi, uygulaması ve iyi
eylemler) amacıyla kullanabilme seviyesine
erişebilmemiz dileklerimle…

Tora’nın bütün berahaları üzerimizde olsun…


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 131 -

Gece yarıları telefon ziliyle uyanmanın, bende öyle


Çağrışımlar olumsuz izleri kalmıştır ki, konu hem bir şiirimin
AVRAM VENTURA / İzmir
temasını oluşturmuş, hem de bir denememde bunu
işlemişimdir. Bu zamansız uyandıran telefonlar,
Uyanmak - Uyandırılmak yanlış aramadan kaynaklanmıyorlarsa, mutlaka
ilerdeki bir olumsuzluğun başlangıcıdırlar.
Siz hiç bir çalar saatin sesiyle uyandınız mı?..
Bildiğim, hiç saat kullanma alışkanlığı olmayan
Ya da sıra dışı bir ses, bir telefon zili, bir dürtü veya insanlar da vardır ki, onlar, beden saatlerinin
beklenmedik bir gürültüyle... uyarılarıyla, istedikleri saatte uyanabiliyorlar.

Daha önce kurduğumuz bir saatin bizi uyandırması


Mutlaka uyanmış, biliyorsunuzdur. Ya bir
gibi, yaşamın olağan akışı içinde bir ses, bir olay ya
yolculuğa erken saatte çıkacak, ya işinizde belli bir
da bir görüntü, uykumuzda çalan bir zil sesi gibi,
saatte olacak, ya da okula yetişecektiniz.
bir anlık şaşkınlığa düşürebiliyor. Düşüyoruz da.
Uykunuzun en yoğun olduğu, belki de güzel
Bir farkla ki, saati biz kuruyoruz, kaçta uyanmak
düşlerin sizi kuşattığı bir sırada, saatin ziliyle
istediğimiz geceden bellidir; oysa gün içindeki bir
yataktan fırlıyorsunuz. Bu sizin yatmadan önce
uyarı sesi, bilincimizin dışında ortaya çıktığı için
belirlediğiniz, uyanmak istediğiniz saattir. Bunun
şaşırtıcı olabiliyor.
dışında bir gece yarısı, telefonun zamansız çalan
zili ya da olağandışı bir gürültüyle sarsıldığınız Bilinçli ya da bilinçdışı...
oluyor. Her iki durumda da, bir anlık zaman-
mekân şaşkınlığı geçiriyorsunuz. Daha kalkma Uykuda ya da uyurgezer durumda...
zamanınız gelmediyse, bölünmüş uykunuzu
sürdürmeye çalışıyor; şayet kurduğunuz saatle Sonuçta bir uyanmadan söz ediyoruz. İster bir zil
uyandıysanız, alışkın hareketlerle kalkıyor, günlük sesiyle, isterse biri ya da birileri tarafından...
yaşamın dağdağasına atılıyorsunuz. Önemli olan uyanmak!


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 132 -

Kimi insan, gecenin doğal süresi içinde uykusunu yüklenerek onları uyandırabildiklerini, yalnızca
alabilirken, kimi bu saatleri keyfine ya da anımsatmış olalım. Tarih boyunca, bütün yeryüzü
gereksinimine göre uzatabiliyor. Öyle insanlar da coğrafyasında bunun sayısız örneklerini bulabiliriz.
vardır ki, gözleri açık, bütün ömrünü uyuyarak Bu arada, toplum olarak kimi insanların, uyanmak
geçirebilmektedir. için bir zil sesi ya da bir dürtü beklentisi içinde
bulunduğunu gördüğümüzde, kendi konumumuzu
Fazıl Hüsnü Dağlarca'ın dizeleri bu tür insanları düşünmek ve sorgulamak için yeterli bir zaman
tanımlamak için yeterli olabilir: kazanabiliriz.

Öyle dalmış ki yüz yıllar süren uykusuna / Daha önce de vurguladığımız gibi, önemli olan
Uyandıramazsan / Uyanacak değil. uyanmak!
Ne bir çalar saat, ne atılan çığlıklar, ne patlayan bir
Olağan sürenin dışında uykuda yitireceğimiz
tabanca, ne bir dürtü, kimini uyandırmak için
zamanı, aslında yine kendi yaşamımızdan
yeterli olabiliyor. Bu tür bir insanın uykusu, ya bir
çalıyoruz; üretebileceğimiz, paylaşabileceğimiz,
hastalık düzeyinde çok ağırdır, ya da bilinçli olarak
sevişebileceğimiz, zenginleştirebileceğimiz,
uyanmak istememektedir. Gandhi, bir insanın
çoğaltabileceğimiz zamandan...
gerçekten uyuyorsa uyandırılabileceğini söyler.
Yoksa uyuyor gibi yapanları, istediğimiz kadar çaba
Her şeye karşın, uyanamayacağımız bir son uyku
harcayalım, hiçbir şekilde uyandıramayız.
var ki, ne çalar saatin yararı olur, ne de bir
Nietzche, uyumanın öyle göründüğü kadar kolay başkasının... Bu son uykuya dalıncaya kadar,
bir sanat olmadığını söylüyor; bunun için bütün uyanık olmalıyız!
gün uyanık olmamız gerekmektedir.

Bireyler gibi toplumların da zaman zaman uykuya


yattıklarını, kimi eylemlerin birer çalar saat işlevini


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 133 -

Çuvaldız
RAFAEL ALGRANATİ / İzmir

İki Paylaşım
Bugün köşemde, sizlerle paylaşmak istediğim iki ayrı yazıya yer
vereceğim. Birincisi BBC’nin web sitesinde 31 Ocak’ta yayınlanan,
Şeref İşler’in Holokost’u anma günü ile ilgili yazdığı bir makale.

Diğeri ise Hektor Vartanyan’ın harfvolver.com’da yayınlanan


YEŞUA EMMİ başlıklı yazısı. Beğeneceğinizi umuyorum.

***
Polonya'daki toplama kampında tutulanların
kurtarılmalarının 70. yıldönümü olması sebebiyle,
70 yıl sonra Auschwitz'te yakınlardaki Krakow kenti dolmuş taşmış.
Yüzleşme, Acı ve Umut
İnsanlık tarihinin en kara dönemlerinden birine
"Gezimize hoşgeldiniz. tanıklık eden Auschwitz'e giden otobüslerde yer
Otobüsümüz ısıtmalıdır. bulunamaz halde...
Yolda kahve molası da vereceğiz."
Auschwitz Müzesi yetkilileri ziyaretçilerin rehberle
İkinci Dünya Savaşı'nda bu yollardan geçenlerin gelmesini istediğinden, ben de soğuk Krakow
maruz kaldığı koşulların tam tersi bir şekilde sokaklarında bir tur operatörü arıyorum. Sonunda
Auschwitz'e gidiyorum. bir kız "Turda yerimiz var" diyor ve ekliyor "Ama
İngilizce değil."


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 134 -

Bunun sorun olmadığını, orayı görmek istediğimi Kampta öldürülen tutsakların yaklaşık yüzde 90'ı
söylediğimde kız bu sefer kulağıma eğilip "Sadece Yahudi. Auschwitz'den sağ çıkamayanların sayısı
Almanca turda yer var" diyor. ise yaklaşık 1 milyon 100 bin.

Otobüste gergin bir hava var. Önümdeki iki Alman 'Bu sayfayı kapamam gerek'
"Oraya vardığımızda İngilizce turdan bilet bulmaya
çalışalım" diye fısıldaşıyor. Auschwitz'den çıkanların daha sonra neler
hissettiklerini düşünmeye çalışırken ufukta bir dizi
Açık açık söylenmese de Almanya'nın İkinci Dünya baca beliriyor.
Savaşı'nda oynadığı rol ve bunun en önemli
sembollerinden birine doğru gittiğimiz gerçeği sis
gibi çökmüş, insanlar sessiz.

"Suçluluk hissi mi acaba? Yoksa başkaları


tarafından yargılanma çekincesi mi?" diye
düşünüyorum.

Zira İkinci Dünya Savaşı sırasında Adolf Hitler'in


yönetimindeki Nazi Almanyası "alt ırk" olarak
gördüğü Yahudi, eşcinsel, siyasi suçlu ve daha
birçok kişiyi bir dizi toplama kampında öldürdü Sonra sıra sıra bir dizi baraka... Bitmek tükenmek
veya köle olarak kullandı. bilmeyen bir dizi kahverengi bina... Tuğlaları
tarihin karanlığını yansıtırcasına koyu...
Auschwitz, bu kampların en büyüğü. O nedenle de
Nazi Almanyası'nın "Yahudi meselesinde nihai Ürküyorum. Nefes alamıyorum. Elektrikli tel
çözüm" politikasıyla sıklıkla ilişkilendiriliyor. örgülerden tek adım dahi ileriye gitmek
istemiyorum.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 135 -

Bu sırada bir kadın geliyor yanıma. İsminin Marta Marta, babasının doğal nedenlerden ölmeden kısa
Roth olduğunu öğrendiğim kişiyle kırık süre önce her gece kâbuslar görmeye başladığını ve
Almancamla konuşuyorum. kendini bir kez daha bir toplama kampında
sandığını anlatıyor.
Amerika Birleşik Devletleri'nden gelmiş Marta.
Bana güler bir yüzle ve içten bir sevecenlikle Kendisi ise annesinin ailesi hakkında bilgi
Türkiye tatilinden, Dalaman'da yediği balıktan toplamak için Auschwitz'de. Orada ölen
bahsediyor. anneannesine ne olduğunu, kurtulan annesi ve
halalarının oradaki hayatını merak ediyor.
İngilizce bildiğimi fark edince dil değiştiriyor ve
"Bu turu Almanca gezmekten rahatsız oluyorum.
Auschwitz arşivinin tutulduğu binada ailesiyle ilgili
Tek bilet bu turda kalmış" diyor.
bir dizi sorunun olduğu bir form dolduruyor ve
Daha sonra da tüm gezi boyunca hepimizi tozlu raflardan bir kayıt bulunuyor: Shari Feldman.
etkileyecek sözler sıra sıra ağzından dökülüyor: Shari, Marta'nın halası.

"Bu kamp ailemi benden aldı. Annem, beş halam,


anneannem buradaydı. Onların yürüdüğü yolları
yürümem gerek. Elle tutulur bir bilgiye ulaşmam
gerek. Bu sayfayı kapamam gerek."

Yahudi olan Marta'nın babası ve babaannesi başka


bir toplama kampı olan Terezin'e gönderilmiş.
Babası savaş sonunda kamptan kurtulmuş fakat
kendi annesini orada kaybetmenin verdiği acıyla
yüzleşmemek için bir daha soykırım hakkında
ağzını bıçak açmamış. Arşiv görevlisinin beyaz bir kağıda ufak mavi
harflerle yazdığı bilgi Marta için hem bir teselli,


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 136 -

hem de uzun yıllar sonra soyağacında Açılmamış sarışın örgüler


tazeleyebileceği bir dal.
Artık turistik bir geziden çıktığımız açık. Marta'nın
Halasının ne gün tutuklandığını, ne gün ailesi aracılığıyla bir empati dersindeyiz.
kurtulduğunu ve hatta yaşı hakkında Nazilere Rehberimiz Jacek, grubumuzda Almanların da
yalan söylediğini üç satırdan öğreniyor. olduğunu bilerek sakin ama açık sözlü bir şekilde
bize yardımcı olmaya çalışıyor.
Arşiv görevlisi, Marta'nın annesinin ve diğer
halalarının kayıtlarını bulamıyor ama bunun büyük Barakalardan birine girdiğimizde koridorlar
ihtimalle Nazilerin çekilirken yaktıkları kayıtlarda boyunca uzanan fotoğraflar karşılıyor bizi. Bir diğer
olabileceğini söylüyor. odada tutsaklardan toplanan ayakkabılar yerden
tavana bir dağ olmuş adeta.
Marta böylece teselliyle birlikte, yüzleşmek
zorunda kalacağı ilk bilgiyi de beraberinde alıyor:
Anneannesinin kaydı yok.

Daha sonra Almanca konuşan Polonyalı rehberimiz


Jacek Bribram'ın da söyleyeceği gibi, Naziler
çalışmaya uygun görmedikleri kişileri Auschwitz'te
trenden iner inmez gaz odalarında öldürüyor,
"gereksiz" gördükleri bu kişilerin kaydını tutma
gereği görmüyorlardı.

Marta artık anneannesinin trenden iner inmez


gazla öldüğünden emin. Ama elinde ölüm tarihi
bile yok.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 137 -

Bir başka odada tutsaklardan toplanan ve üstünde Zorla tuttuğu yaşlar yavaş yavaş yanaklarından
isimlerinin yazılı olduğu bavullar var. süzülüyor.

Marta her fırsatta gözlüklerini takıp isimleri okuyor, "Barbarlık" diyor, "Nasıl olur?" diyor, "Öfkeliyim”
fotoğraflara bakıyor, kırıma uğramış soyunun izini diyor. Tam cümle kuramıyor. Zaten böyle bir acı
sürmeye çalışıyor. nasıl cümleye dökülür ki?

Duygularının arttığını, yorulduğunu fark ediyoruz.


Yardımcı olmaya, en azından destek olmaya
çalışıyoruz.

Girdiğimiz bir odada tasviri zor bir görüntü


karşılıyor bizi. Koğuş büyüklüğünde bir odada
yerden tavana kadar saç...

Tutsakların Auschwitz'e geldiğinde tıraş edilen


saçları: Sahipsiz siyah lüleler, açılmadan
kesildiğinden zamanda donup kalan sarışın
örgüler... Barakadan dışarı çıktığımızda Marta'nın yanına
Almanya'nın başkenti Berlin'den gelen Antje
Aramızda bunun böceklerden dolayı yapıldığını Grabley yaklaşıyor. Birbirlerine destek olup bir süre
konuşurken Jacek bize Nazilerin insan saçından önden yürüyorlar.
halı yapmak için kullandıkları bir aleti gösteriyor.
Antje de Auschwitz'i yerinde görmek ve yüzleşmek
Ailesinin, özellikle de annesinin saçının dünyanın için Berlin'den gelmiş. "Utanıyorum" diyor sessizce.
bir yerinde halı olması ihtimali Marta için son Daha önce İngilizce geziye katılmış ama rahatsız
damla... olup bitirememiş.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 138 -

Otobüste merak ettiğim soruyu soruyorum ona: "Auschwitz'i ziyaret eden gençlerin
öğrendiklerinden sonra dünyayı
Bu geziyi Almanca dinlemek nasıl bir etki yapıyor? değiştireceklerinden ümitliyim" diyor Jacek.

Antje kendi yüzleşme deneyimi için Almanca'yı 'Misafirim ol lütfen'


seçtiğini anlatıyor. "Geziye İngilizce turla
katıldığımda kulağımda bir anlatım duyuyordum Gezimizin sonunda Marta'nın yeniden
ama duvardaki yazılar, işaretler, bunlar benim gülümsemeye başladığını görüyorum. Antje de
dilimde. Gerçekçi olup geziyi bu olayların olduğu yanında.
dilde, Almanca'da dinleyip yüzleşmek istedim"
diyor. Antje bir kağıda iletişim bilgilerini yazıyor,
"Berlin'e bir daha yolun düşerse, misafirim ol
Biraz daha düşünüp sözlerine devam ediyor: lütfen" diyor.

"Auschwitz'i sadece her Alman değil, her insan Marta'nın Almanca teşekkür etmesiyle ikisi bir kez
ziyaret etmeli. Tarih burda bizi uyardı. Günümüzde daha sarılıyorlar. Gözleri yaşlı, yanakları ıslak...
olanlara baktığımızda bunun önemi daha belli
oluyor. Öğretmenlere bu yönde büyük görev Şehir merkezine geri dönen otobüste herkes
düşüyor.” duyguların ağırlığıyla yorgun. Ama Marta bu
yorgunluğun yanında yüzleşmenin getirdiği
Jacek de hemfikir. Kampı ziyaret eden gençlerin tatminle hafiflemiş.
yaşça büyük kişilere nazaran daha çok soru
sorduğunu ve hazırlıklı geldiğini söylüyor. Rehber Auschwitz'e sırtımızı dönüp uzaklaşırken "Biliyor
olarak kendisinin de bir neslin geleceği musun, bir mahkum anneme fena aşık olmuş,
bakımından büyük sorumluluk hissettiğinin altını kurtulurlarsa evlenmek istemiş, annem de
çiziyor. kurtulmayacaklarını düşünüp kabul etmiş" diyor.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 139 -

Çocuksu bir merakla soruyorum: "Hitler yenildi. Ben Auschwitz'de gelecek hayali
ellerinden çalınan çocukların anısına, 39 yaşımda
"Peki sonra ne oldu?" kendi hayalim olan doktorluk eğitimine başladım.
Yaramız kapanmadı elbet ama acım bugün biraz
Marta gülümseyerek yanıtlıyor, "Annem sözünden azaldı."
dönmek zorunda kalmış" diyor.

Soru sormama artık gerek kalmıyor, o


düşüncelerini sıralamaya başlıyor:

"Almanlara kızgın değilim. Gençler bu olanlardan


sorumlu değil. Benim öfkem halen devam eden
anlayışsızlığa, hoşgörüsüzlüğe..."

O da artık arkadaşı olan Alman Antje'nin sözlerini


tekrarlıyor:

"Dünya tehlikeli bir yere doğru gidiyor. Paris'teki


(Mizah dergisi Charlie Hebdo Dergisi'ne yapılan)
saldırıyı kınıyorum. Aynı şekilde Almanya'da
yapılan İslam karşıtı gösterileri de kınıyorum. Ben
barış istiyorum." http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2015/01/150130_auschwitz_seref
?ocid=socialflow_facebook

Annesinin taşıdığından bahsettiği iyimserliği


kendisinde görüyorum. Birkaç saat önce aile
bireylerinin öldürüldüğü yeri ziyaret etmesine
rağmen "Ben kazandım" diyor ve ekliyor:


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 140 -

Yeşua Emmi en çok etkileyen yanlarındandı. Ticaret yaptığı


insanların inançlarına ve görüşlerine ihtimam
Tanrı hepimizi topraktan yarattı ve yine toprağa gösterirdi. Kimseyi horlamaz, güler yüzünü eksik
döneceğiz. Hepimiz toprak olacağız. Sonra birisi o etmez ve sıkıntısı olanın sıkıntısını gidermek için
topraktan bir avuç aldığında hangimizin Türk, elinden geleni yapardı. Zaten onu Yahudi
hangimizin Yahudi ya da hangimizin Ermeni Yaşua’yken Yaşua Emmi yapan da bu hüsnü niyet
olduğunu bilmeyecek. Bir avuç toprak. Yele üzere bin’a ettiği kişiliğiydi.
karışmış bir avuç toz. “
Yaşua Emmi sık sık işyerimize uğrar ve çayımızı
Onu bu bilge sözleriyle hatırlıyorum en çok. içerdi. Yaşua Emmi’nin geldiğini duyan komşu
Bursa’nın bir avuç kalmış Yahudi Cemaati’nin bir esnaf da hemen koşar gelirdi. Çay demlenir,
ferdiydi. Babamla olan ticari münasebeti bardaklar dolar ve Yaşua Emmi’nin doyulmaz
neticesinde tanışmıştık. Ben o vakitler babamın sohbeti başlardı. Her şeyden konuşurdu. Eski
yanında ticareti çekirdekten çitlemeye Bursa’yı, tarihi, inançları ve bugünü öyle güzel
çalışıyordum. 7 yaşındaydım. Bir gün yaşlı ve anlatırdı ki; dinleyen herkes mest olurdu. Yaşua
tonton Yaşua Emmi geldi. Uzun bir müddet de Emmi’yi çok seven esnaf arada “Yahu Emmi gel
çocukluğumun ve ilk gençliğimin bilge figürü müslüman ol, bak senin gibi güzel bir adam boşu
olarak bende büyük yer tuttu. boşuna cehennemde yanacak” diye takılırdı. O
vakit Yaşua Emmi tütün tüttürmekten sararmış
Yaşua Emmi iş yaptığı herkesçe sevilmezdi belki bıyıklarının altından güler ve her zaman aynı
ama herkesçe sayılırdı. Özellikle iş ahlakı takdir cevabı verirdi:
edilirdi. Yahudi olduğu için kendisine karşı önyargı
ve kin besleyenler dahi ticarette Yaşua Emmi’yi “Cehennem burada. Buraya getirdik. Hangi dine
tercih ederlerdi. Dürüstlüğüyle herkesin güvenini inanırsan inan yanıyoruz işte. Öldükten sonra
kazanmıştı. Alışveriş yaptığı kişilere olan gidilecek bir yer değil cehennem. Cehennemin
ödemelerini bir gün dahi aksattığı görülmemişti. odunu da, alevi de bugündür.”
Dürüstlük ve hakkaniyet hususundaki titizliği beni


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 141 -

Bursa’da Tophane’nin hemen altında Arap Şükrü biri söz konusu olduğunda buna katlanamazdı.
sokağında bir sinagog vardı. Oranın cemaatindendi Neticede İsrail’e taşınma kararı aldı. Yaşadığı
Yaşua Emmi. “Eskiden Arap Şükrü ve civarı hep topraklara adeta sevdalı bir adam için verilebilecek
Yahudi’ydi. Şimdi bir biz kaldık, bir elin parmakları en ağır karardı bu. İçi kan ağlaya ağlaya gitti Yaşua
kadarız” der, hayıflanır dururdu. “Ata toprağı” Emmi. Giderken de cebime 10 lira, alnıma uzun
der, ”Nasıl gidelim?” der, “Bir Yahudi Yaşua’yı süren bir öpücük ve elime de Anna Karenina’yı
sığdıramıdılar” der dururdu. Bursa’ya aşıktı. “Böyle bırakarak gitti.
bir memleket bırakılıp da gidilir mi?” der ve
ardından dolu dolu gülerdi. Bir gün sinogoga bir Babamla yaptıkları son konuşmada Yaşua
saldırı oldu. Ülkü ocaklarına bağlı bir grup Emmi’nin bir çocuk gibi ağladığına da şahit oldum:
sinagogu taşladı, bir kısmını ateşe vermeye ve
yağmalamaya kalktı. Yaşua Emmi de bu saldırı “Biz bu topraklarda var olduk. Var ettik. Atalarımın
sırasında yaralandı. Yaraları çabuk iyileşse de, ruhu toprağından havasını suyunu bilmediğim ellere
iyileşemedi Yaşua Emmi’nin. O günden sonra göçüyorum? Neden? Yahudi olduğum için.
yüzündeki ışık çekildi ve gülüşü eskimeye, Anneannemin ve annemin doğumlar yaptığı eve
eksilmeye başladı. Çok sevdiği insanları tarafından sürgü vurup gidiyorum, neden? Yahudi olduğum
saldırıya uğramak ruhunu kırmıştı Emmi’nin. Artık için. Lakin iki elim yakalarındadır. Ağlayanın malı
ticaret yapmak için bile daha seyrek ziyaret etmeye gülene fayda etmez. Şimdi biz yaprak yaprak
başlamıştı bizleri. Gülemez olmuştu Yaşua Emmi. gidiyoruz ama kökümüz de buradadır. Sökmeye de
Biz ilerleyen günlerde düzelir diye umarken, her kimsenin gücü yetmez.”
şey daha da kötüye gitti. Yaşua Emmi’nin biricik
torunu sırf Yahudi olduğu için okulda sınıf Böyle gitti Yaşua Emmi. Bir daha kendisinden hiç
arkadaşları tarafından saldırıya uğramış ve haber alamadım. Ta ki geçen gün şans eseri kızı
yaralanmıştı. Bu olaydan sonra Bursa’ya sığamaz Maryem ile karşılaşana kadar. Öğrendim ki 2010
oldu Yaşua Emmi. Kendine zarar verildiğinde zerre yılında vefat etmiş Yaşua Emmi. Bursa’ya
umursamazdı ama torunu yahut kendinden başka gömülmek istemiş ama bir takım engellerden ötürü


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 142 -

bu vasiyeti yerine getirilememiş. Ressam olan


Maryem de babasının mezar taşına Uludağ’ı ve
Arap Şükrü Sokağı’nı resmederek biraz da olsa ölü
gönlünü almaya çalışmış babasının. İsrail’de
yaşadığı müddetçe de yüzü gülmemiş Yaşua
Emmi’nin. Bursa özlemiyle tüketmiş günlerini.
Maryem’e neden Türkiye’ye geldiğini sorduğumda
aldığım cevap ise Yaşua Emmi’nin neden bu kadar
sevildiğinin göstergesiydi. Türkiye’den giderken
Kürt Akif Diyarbakır’da olduğu için ödeyemediği
borcunu hiç unutmamış Yaşua Emmi. Bugünün
parasıyla 50 tl olan borcunun mutlaka ödenmesini
istemiş kızından ecel döşeğinde.

Yaşua Emmi toprak oluyor şimdi yavaş yavaş. Ve


dediği gibi bir gün biri o toprağı avuçladığında
orada yatanın kim olduğunu, etnik kimliğini ve
adını bilmeyecek belki de. Lakin rüzgârda uçan
tozlar dile gelip söyleyecekler orada memleket
hasretiyle yatmakta olan dürüst bir insanın
olduğunu.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 143 -

Babacığım daha ilkokuldayken, beni Kardıçalı


One Minute handa bir Fransızca öğretmenine gönderirdi.
AVRAM AJİ / İzmir
Kendisinin bir türlü öğrenme imkanını
bulamadığını bana öğretebilmek için..

Yaşlanan İzmir Onların jenerasyonu, hem birinci hem de ikinci


dünya savaşının acımasız ortamında ezilmiş , hem
Geçen sayıda David Enriquez kardeşimizin de azınlık olmamız dolayısıyla uğradığımız
yazısından son istatistikleri okumuşsunuzdur… haksızlıkların yarattığı ekonomik tahribattan dolayı
çok etkilenmişler.. Eğitimlerini istedikleri gibi
İzmir Yahudileri hem yaşlanıyor, hem de hızla
tamamlayamamışlardı.
azalıyor… Üzüntü verici!.. Yeni jenerasyon çiftler
bir iki çocuğu zor yapıyor. Bizler bile ikiden
Şimdiki genç çiftler daha kaliteli bir yaşam
fazlasını istemedik. Onlar da yerden göğe kadar
düşlüyorlar. Dünyayı gezmek… Daha sağlıklı
haklılar. İzmir’de ev fiyatları ve kiraları yüksek.
beslenmek. Erkekler ve kızlar iş yerlerinde
Mortgage kredileri on yıl ile sınırlı (halbuki ABD’de
yükselerek kariyer peşinde koşmaktan evliliği de,
otuz yıla kadar çıkıyor).
çocuk yapmayı da geciktiriyorlar…
Yeni evli gençlerimizin çocuklarına vermeyi
arzuladıkları eğitim süresi uzun ve masrafları çok Türkiye’nin ekonomik durumu bir türlü
çok yüksek. Ancak onların çocukları için en iyiyi durağanlıktan kurtulamadı. Türkiye’mizdeki
arzulamalarından daha doğal ne olabilir ki!.. işsizler ordusu sürekli arttığından, gerçekten çok
iyi eğitimli ve donanımlı gençlerimize, sevdikleri
Yahudiliğin geleneksek kültüründe, her zaman bir iş imkânı sunmaktan çok uzaktayız. Mevcut
çocuklara en iyi eğitimi vermek vardır. Bu ortam onların arzuladıkları, düşledikleri kişisel
fikirden hiçbir şekilde ödün verilmedi ve gelişimi sağlamıyor.
verilmez!


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 144 -

Eskiden babadan oğula devreden esnaflık devri Yahudi Cemaati ile bu konuda dirsek temasımızı
çoktan devri kapandı.. Zaten biz Yahudilerin kaybetmememiz lazım.
becerikli olduğumuz birçok meslek yok oldu
(Lütfen hatırlayın, İzmir’in en iyi terzileri kimdi Yahudi kültürünü de nasıl aktaracağımızı
diye). Globalizasyonun etkisi ile küçük şirketlerin planlamamız lazım. Boyoz, burekaz gibi roska gibi
ayakta kalma şansları kalmadı. subya gibi marka olmuş yemeklerimizi, Judeo-
Espanyol şarkılarımızı tanıtmak. Yazarlarımızı,
Bu sorunu biz İzmir Yahudilerine özgün bir şeymiş şairlerimizi, din bilginlerimizi tanıtmak bizim
gibi de algılamamak lazım. Gelişmiş bütün vazifemiz. Bayramları nasıl kutladığımız da dahil,
ülkelerde ayni sorun var. Avrupa da ayni şekilde isteyenlere geleneksel dini bilgilerin verilmesi de
süratle azalıyor ve yaşlanıyor. Belirli oranda bu kapsamda düşünülmesi lazım.
göçmen kabul etmelerinin sebebi tamamen bu
yüzden. Rutin işleri bile yapacak kimse kalmıyor. Orta yaş gurubuna yönetimi devrederek, bilgi ve
Servetleri artmasına rağmen! birikimimizi, kültürel mirasımızı aktarmakla
başlayacağız.
İzmir’in gelecek elli yılını planlamak bize düşüyor.
Yaşlılarımızın işi ise zor… Her şeyi maddiyata
Üç kategoriye ayırırsak: Gençlerimize, orta yaş
indirgemeden önce durum tespiti yapılmalı,
gurubu-çocuklu evli çiftlere ve yaşı altmışın
yardımseverlerle yaratılabilecek kaynakların
üzerinde kalanlara ayrı ayrı planlar gerekiyor..
rasyonel bir şekilde kullanılması için geleceği
.
planlamamız lazım.
Öncelik bana göre, tabi ki çocuklara ve gençlere
verilmeli. Onların eğitiminden ödün verilemez. Azil yerine “evinde bakım” bugünün en iyi sistemi
Her ne kadar burs gerekiyor ise kaynaklarımızdan gibi gözüküyor. Yurtdışındaki ve İstanbul’daki
öncelikle bunlar ayrılmalı. Ayrıca onlara bir uzmanlarla konuşup gelecek yirmi beş, elli yılı nasıl
mentorluk ve koçluk sistemi yaratılarak hayata planladıklarını araştırmalıyız. Gözlemlerimizi
daha da donanımlı hazırlamamız şart. İstanbul paylaşmalıyız.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 145 -

Maddi durumu iyi olsa bile, çoluğu-çocuğu-torunu


İzmir dışına gitmiş olan yaşlılarımızın, bir bakıcı ile
evde dört duvara ve yalnızlığa hapsetmekten daha
iyisini yapabiliriz. Kendi aramızda
oluşturabileceğimiz bir dayanışma gurubunu
hayata geçirmek için çok geç değil…

Yüz sene sonra bizden geriye bu şehirde ne


kalacak?

Yedi sekiz sinagog, üç mezarlık… Kültürümüzü


yansıtacak Sefarad müze girişimi inşallah kısa
zamanda hayata geçer. Böylece burada bir hoş seda
bırakmış oluruz.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 146 -

canlılar dünyasındaki uzun zincirde hala en akıllı


Yansımalar varlıklar olduğumuzu düşünüyoruz. Kuşkusuz her
RAŞEL RAKELLA ASAL / İzmir
birimiz kendi biricik dünyamızda biricik hikâyeler
oluşturuyoruz. Kişiye özel ve birbirinden bağımsız
gibi görünen bu hikâyelerin milyarlarca insanı, yani
Benim Hikâyem bizi birbirimize bağlayan görünmez ipler olduğuna
Birisi size "Senin hikâyen ne?" diye sorsaydı inanıyorum.
nereden başlardınız anlatmaya? Biraz zaman mı
isterdiniz; aklınızı kurcalayıp, ilginç bir şeyler mi Hikâyelerimiz düz bir çizgide ilerlemiyor; her
anlatmaya çalışırdınız? Kendi eksikliklerinizi birimiz yaşam öykülerimizin içinde yol alırken, sık
ayıklamak, kalan iyi yönlerinizi parlatmak için sık içini yokluyor, geriye dönüyor, hatırlıyor,
kolları mı sıvardınız hemen? Ya da içinizdeki geçmişi yeniden irdeliyor ve bu arada bir sürü
sansürcü ortaya çıkıp sizi susturur hikâyenizi durağa uğruyoruz. Bazı zamanlar tali yollara
kendinize mi saklardınız? Yoksa ta en baştan mı saptığımız, zor dönemlerden geçtiğimiz durumlar
başlardınız anlatmaya iç denizine balıklama yaşıyoruz. Bu üstesinden gelmesi güç durumlarla
atlayıp, kocaman bir iştahla kendi hikâyenizi? Hoşa karşılaştığımızda hayatı sorguluyor; yaşam, ölüm,
giden, mutlu bir hikâye mi olurdu anlattığınız? Ya sevgi, mutluluk, yalnızlık, yabancılaşma, özgürlük
da karşınızdakinin gözlerini dolduracak anılardan gibi bir sürü kavramlar üzerine kafa yoruyoruz.
mı ibaret olurdu sizi siz yapan şeyler? Onun Bizden önceki insanların sayısını bir düşünün… Biz,
aklında iz bırakmak ister miydiniz? Yoksa birinin dedelerimiz, dedemizin dedesi ve bizden öncekiler,
aklında iz bırakma telaşına dahi düşmeden sel olup sıçrayarak gerilere giden bütün ailenin kuşakları ve
akar mıydı içiniz? çok uzaklardakiler… Bu sıralamalar böyle devam
edip gider. Bunların hepsi, bizi biz yapan
"Hikâye insandan insana giden yoldur," diye damarlarımızın içine sıkışmış.
okumuştum bir yerde. Evet, hepimiz farklıyız.
Parmak izlerimiz, kültürümüz, inançlarımız, varlık Bilinçaltı gibi, bellek gibi, zamanın kendisi gibi en
sebeplerimiz farklı. Milyonlarca yıldır yaşayıp ölen dip tabaka yok, ilk diye bir şey yok, son diye bir şey


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 147 -

yok, sadece tabakalar… Sadece zamanda nasıl içindeyim. Ah, pek çok şey, evet, pek çok şey vardı
hareket ettiğimizle, zamanın bizim yanımızdan yaşadığımız, ta uzak geçmişte, hemen yakın
nasıl geçip gittiğiyle, nasıl değiştiğimiz ve geçmişte, bin bir çeşitlilikle, birbirimize kesişme
değişmeye devam ettiğimiz ve aynı yere geri noktalarımızın sonsuz sayısı içinde… Geçmişin
dönmeyeceğimizle ilgili bilgiler var elimizin anılarıyla, kokularıyla, gürültüleriyle örülmüş;
altında, o kadar. hepsi, geçmişe ve anılara yönelik olmak üzere,
katmerli bir anımsamanın parçalarıydı
Biz insanlar birbirimizin yaşamlarına dokunarak, düşündüklerim. Onun hakkında, kendim
birbirimizin yaşamlarını çoğaltarak yaşarız. Bu hakkımda. Evet, olağanüstüydü yaşam. Ölüm ve
buluşma noktalarından en duyarlısı ebeveyn/anne yaşam ikiz kardeştiler. İkisi de bir ve aynı
baba/ çocuk ilişkisidir. Yaşam ne denli karmaşık dönüşümdü, biri ötekinden doğmaydı, biri
ilişkilerden oluşuyorsa, yaşamın içinde birbirine ötekinden filizlenerek çiçek açandı, varlık
dolanan hikâyeler de karmaşık bir yaşam örgüsü kazanandı. Ve bütün ihtişamıyla yoluna devam
oluşturuyorlar. Hele anne çocuk ilişkisinde, anne eden dünya vardı karşımda. Ölümün her şeyi aşan
imgesi çocukta annesinin sesiyle, canlılığıyla, gürül iktidarını yaşıyordum. İnsana ve hayata dair ne
gürül yankılanır. Göbek bağı, doğumdan sonra varsa, hepsinin sınırlarını aşıp ötelere geçen bir
işlevini yitirse de, hala aranızdaki bağ kopmamıştır, akışı deneyimliyordum.
kopamaz. Anne sevgisi duyguların en özü, en
gerçeği, en durusu, en temizi ve sadece senin için Annem kendi “ben’imin” en derin noktalarındaydı,
olanıdır. Çocuk için yaşam annedir; anne için yüreğimdeydi, yüreğimden de daha derindeydi,
çocuk bir ömür. ruhumdaydı ve ruhumdan da derindeydi, o ve ben.
İkimiz de birbirimize dolanmış iç dünyalarımızın
Annemi kaybetmemin hüznü ile bugünlerde bir iç derinliklerindeydik. Birbirimize eklenmiştik.
hesaplaşması yaşıyorum. Tıpkı yaşam gibi gizemli, Birbirimize kenetlenmiştik. Emily Bronte’nin
karmaşık, tıpkı yaşam gibi anlaşılması da sözlerini düşünüyorum: “O benden daha çok
anlatılması da zor bir ayrılığı yaşamanın burukluğu bendi; ben ondan daha çok oydum.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 148 -

Annem insanlığa duyduğu sevgi uğruna toplum Annemin ölümüyle sanki hayatıma bir perde indi.
içinde çalıştı. Annemin bu açıdan hayatı eylemdi. Yaşama tekrar başlamak gibi, onsuz bir yaşam.
Bu bağlamda o ayrıcalıklıydı, çünkü insanlara çok Bundan sonra hayatımda renkler farklı, kokular
yakın oldu. Ona yakışan da buydu. Özveriyle, farklı olacak, şeylerin içimde yarattığı duygular
alçakgönüllülükle ve de kocaman yürekle çalıştı farklı olacak.
İzmir Musevi cemaatinde. Yaşlılar Yurdunun
Kadınlar Kolu Başkanlığını kırk yıl boyunca büyük Annem tam manasıyla bir kitap kurduydu. Bunu
bir özveriyle sürdürdü. Görev yaptığı süre boyunca hep hatırlayacağım. Elinde bir kitap veya gazeteyle
Yaşlılar Yurdunun daha iyi şartlara kavuşması için yatağına gömülür, her şeyden kopardı. Onu kitap
gönüllü hanımlarla birlikte büyük çaba sarf etti. okurken görseniz kitap okuma keyfinin ne
Yapıcı kişiliğiyle Mart 2014’te Fakirleri Koruma olduğunu anlardınız. Öyle ki, o mekânın yaydığı
Derneği tarafından “Jane Selma Elküs Erdem huzurun o da bir parçası olurdu. Hayatında
Ödülü” ile onurlandırıldı. O her zaman kitapların hayran olunası türden bir ağırlığı ve
alçakgönüllü oldu, ama bu sahte bir kıymeti vardı. Kitaplarda, kitaplarla birlikte
alçakgönüllülük değildi. Evet, sevgi ile yaptı. Çünkü yaşarken kendi dünyasının ötesinde, başka
sevgi her zaman kendi sınırlarını delip geçer. Zira dünyaların olduğunu fark etmişti.
seven insan kendi sınırlarının ötesindedir.
Aile yuvasının koruyucu kanatları altında
Sohbet ederken keyif aldığınız dostlarınız vardır; annemden öğrendiklerim şunlar: Başkalarını
hayata bakışlarıyla, olaylara getirdikleri bağışla, her zaman başkalarını bağışla. Lütfen ve
yorumlarıyla, tavırlarındaki içtenlikle, kendilerine teşekkür ederim de. Böbürlenme. Hiç kimsenin
has üslubuyla, başarılarıyla, entelektüel arkasından kötü söz söyleme. İnsanlarla
derinlikleriyle ve yaratıcı kişilikleriyle sizi her an konuşurken gözlerinin içine bak. Asla yalan
zenginleştirdiğinizi hissettiğiniz dostlarınız... İşte söyleme. Dünyanın adaletsiz olduğunu, bazılarının
annem tam da bu dostlardandı. Onunla iyi diğerlerinden daha çok acı çektiklerini, eşit
arkadaştık. Hemen hemen her konuda kendime sözcüğünün aslında görece bir anlamı olduğunu
örnek aldığım yetişkin kadın modeli oydu. anlamam için başımı kaldırıp çevreme bakmamın


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 149 -

yeterli olduğunu... ben hep ailemden, annem ilgilendirir. Unutma anne, yüreklerimiz ve
babamdan öğrendim. bedenlerimiz bize sadece bir kez için verilmiştir.
Çoğumuz sanki bizim yaşanacak iki hayatımız
Benim onda takdir ettiğim, bende hayranlık varmış, birisi taslak, öteki mükemmel versiyonmuş
uyandıran yeteneği onun insanlarla olan ve ikisinin arasında bir sürü versiyonlar varmış gibi
iletişimiydi. Ama asıl beni hayrete düşüren her şeyi yaşarız. Ama sadece bir tane vardır ve sen bunu
tam benim sezdiğim şekilde sezebilmesiydi. anlayamadan yüreğin yıpranır…” Aklımdan
Kendim hakkında, yaşam hakkında, başkaları geçenler bunlardı, lakin ona karşı kendimi
hakkında, başkalarıyla ilişkilerimiz hakkında… savunmaz, susmayı tercih ederdim. O noktada
yılların, mevsimlerin, koskoca yılların, bir ömrün keşfedebildiğim tek şey, yollarımızın birbirinden ne
gerisinde, her güne damgasını vuran kadar uzak düştüğüydü. Sonraları annem bana
sohbetlerimizde aynı görüşleri paylaşıyor alıştı, o kadar ki, onun yanında fazla kalsam “Haydi
olmamızdı. artık sen evine git, çalışmalarına geri dön” diyecek
kadar. Nihayet ikimiz de birden fark ediyorduk, o,
Kitaplardan konuşurduk, ya da gördüğümüz bir
benim hiç olmadığım ve ben o olduğumda, o
film hakkında… İnsanı insan yapan her şeyi
benim arkadaşım, dostum, sırdaşım, annem,
sorgulardık… Sonra geri kalan diğer sahneler var:
kendimdi ve sonsuza dek, hep öyle kalacaktık. Ve
Annem daima, benim vaktimi nasıl geçirdiğimi,
aramızda hiçbir şey söylenmediği halde, daha çok
niçin o gün gezmeye gitmeyip evde oturduğumu
doğrulanmıştı bu. Anne kızdık. Ve bu ayrıcalık
merak ediyor, annem beni yeni arkadaşlar bulmaya
sadece bir kez verilmişti bize.
teşvik ediyor; kitaplar ve yazmak arasında
geçirdiğim kocaman zaman parçalarım… kimi
Başka sahneler de var: Yaz mevsimindeki
günler anlamakta zorlandı ama sonraları alıştı
beraberliğimiz. Yemek sonrası sessizlik; kimimiz
bana. “Kimse bir ada değildir, kendini başkalarına
uyukluyor, kimimiz çalışıyor, tüm dünya suskun.
kapatamazsın, insanın insana ihtiyacı vardır, lak
Cennet gibi saatlerdir Çeşme öğleden sonraları. En
lak lak lak…” sözleri bir müddet sonra kesildi.
çok sevdiğim saatlerdir. Sıcak, kuşlar,
“Hayatımı nasıl yaşayacağım sadece beni


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 150 -

ağustosböcekleri… bahçe, kümeler halinde çiçekler, değerli görünüyor. İşte hayat bu! Ya da annemin
sarmaşıklar… hepsi güneşin altında, neşeli bir briç oynamak için arkadaşlarıyla randevulaştığı
şekilde toplanmış… hafif bir esinti ağaçların telefon konuşmaları veya dördüncü oyuncu
arasında hışırdar, sıcak güneşli bir günün üzerine arayışları. Ya da torunlarıma şeftali bölmesi,
hafif bir keten şal gibi çöken sessizlik… Öğle böldüğü şeftali dilimini daha küçük parçalara
yemeğinden sonra herkes odasına dinlenmeye bölmesi, sonra muzu soyması, çok yavaşça soyması,
çekilir, havada çok ağır bir uyuşukluk vardır; dünya çok ince dilimler halinde, sonra bir kayısı, bir
uykuya dalıyordur. Bunların hepsi uykunun armut…
bastırmasıyla öğle uykusu ile taçlanır. Annemin
deyişiyle, dünyanın en şanlı insanlarındandık. Evet, Seneye yaz, beş yıl, on yıl sonra tekrar Çeşmeye
evet. Evet. Mutluydu, mutluyduk. Ve önemli olan gideceğim ve asla unutamayacağımı bildiğim bir
sadece buydu; torunlarıyla olmaktan, Çeşme’de konuşmayı hatırlayacağım. O görünmeyen ama
bizlerle olmaktan mutluydu. Sonra, ikindi vakti çay yakınımdaki birisinin benim sevdiğim şeyi
saati. Çocukların bahçede koşuşturmaları. Akşam seveceği, benim istediğim şeyi isteyeceği, kısaca
yemeği hazırlıkları, kızım Ayda ve Salvo’nun “ben” kimsem o olacağı ve beni onaylarcasına
İzmir’den gelmelerini heyecan içinde bekleyişimiz; gülücüklerle fısıldayacağı.
gelmeleri ile akşam yemeği için masaya oturmamız.
Yemek tabaklarını bulaşık küvetine yerleştirmemiz. Oradan buradan konuşuyorduk. Dakikalarımızın
Annemin öğrettiği gibi, onun annesinden öğrendiği sayılı olduğunu biliyorduk. Ödünç zamanlarda
gibi, bütün tabaklardaki artıkları tek bir tabakta yaşadığımızı, zamanın daima ödünç olduğunu ve
toplamamız. Benim gibi, o da düzenli bir ev istiyor. ödünç veren yaşamın, verdiği kredileri tam da
O tabakları yerleştirişimizde bir şey, olağanüstü bir bizim geri ödemek için en hazırlıksız olduğumuz
şey buluyorum şimdi anımsarken. Elimde bir yığın bir zamanda geri aldığını biliyorduk. Ama bunun
tabakla benim mutfağa yönelmem, onun da benim geçirilen son Çeşme yazı olduğunu fark etmeden…
peşimden mutfağa girmesi, bana yardımcı olması.
Bu tamamen sıradan şeyler bir anda ne kadar


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 151 -

Luis Zapatero, o dönemlerde T.C. Başbakanlık


Açı görevinde bulunan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı
DAVID ENRIQUEZ / İzmir
da yanına eş başkan alarak, bu projeyi Birleşmiş
Milletlere taşır ve böylelikle söz konusu proje
Birleşmiş Milletler şemsiyesi altına girer.
Medeniyetler Çatışması
Medeniyetler İttifakı Ancak, temelde Batı kültürü ile İslam arasındaki
gerginlikleri bertaraf etmek üzere geliştirilen bu
ve Laiklik proje, geçen on yıl içerisinde maalesef başarısızlıkla
sonuçlanarak “Medeniyetler Çatışması” tezinin
1990’lı yıllarda Samuel Huntington ünlü geçerliliğini doğrularken, bu iki medeniyet
“Medeniyetler Çatışması” kavramını ortaya arasındaki uzlaşının da şimdilik imkânsızlığını
atarak bundan böyle kamplaşmaların ve ortaya koymuştur.
çatışmaların ülkeler arasında değil ‘Medeniyetler’
(özellikle Batı ve Doğu medeniyetleri) arasında Gerçekçi bir yaklaşımla, “Medeniyetler İttifakı”
olacağını ileri sürer. girişiminin, günümüz koşullarında başarılı
olmasını beklemek aslında bir hayalden öteye
Oldukça ses getiren ve tartışma yaratan bu savdan gidemezdi. “Din” ve “Demokrasi” gibi taban tabana
yaklaşık on beş yıl sonra, 2005 yılında, bu kez zıt, birbirlerine tamamıyla aykırı iki olgunun, bazı
İspanya Başbakanı Luis Zapatero, “Medeniyetler koşullar yerine getirilmeden, birlikte yaşamaları ve
Çatışması”nın önünü kesebilecek bir uzlaşmalarının beklenmesi zaten olağandışı bir
“Medeniyetler İttifakı” projesi geliştirir. Bu beklenti olurdu.
projenin hedefi, kültürler ve dinler arası diyalog ve
işbirliğinin geliştirilmesiyle, özellikle dinî Bu proje ile umulan, taassup ve ideolojik
radikalizmden kaynaklı gerilimlerin azaltılmasını saplantıların, özgürlükler ve uzlaşı kültürü gibi zıt
sağlamaktı. bir kutupla birlikte bir hoşgörü ortamında


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 152 -

yaşayabilmesiydi. Oysa türü ne olursa olsun baskın özellikleri dolayısıyla din ve demokrasinin
dogmalar içerisinde hapsedilmiş ideolojik birlikte yürüyebilmesi, bazı özel şartlar dışında,
inançların doğaları gereği özgürlüklerle pratikte mümkün değildir.
bağdaşabildiği ne teoride ne de pratikte
görülmüştür. Bu iki unsurun birlikteliğini mümkün kılabilecek
özel şart ise “Laiklik” anlayışıdır.
“Medeniyetler İttifakı” kavramı ile bağdaşması
beklenilen iki ana unsur olan ‘Din’ ile ‘Demokrasi’ Din ve demokrasinin birlikteliği ancak “Laiklik”
kavramlarından ‘Din’, hepimizin bildiği gibi, ‘tek’ prensibinin çalıştırılabildiği toplum ve ortamlarda
ve ‘dogmatik’ bir doğruya dayanarak varlığını mümkün olabilmiştir. “Laiklik”, din ve devlet
sürdürür. ‘Demokrasi’ ise varlık nedenini “birçok” işlerini ayırarak, inanç özgürlüğü dâhil özgürlükleri
doğrunun bir arada yaşamasına borçludur. ön plana çıkartarak, inançlısından inançsızına
Birincisi inandığı “tek” doğru, diğeri ise geniş bir yelpazede yer alan insanların bir arada
barındırdığı “birçok” doğru için mücadele verir. olabildiğince ahenk içerisinde yaşamalarını
mümkün kılabilecek tek unsurdur. Bu prensibin
Bunun yanı sıra, din içerisindeki ‘tek doğru’ benimsenmediği ve hayata geçirilemediği hiçbir
kavramı inanç ve biat gerektirdiğinden sorgusuz toplumda, gerçek anlamda demokratik, çok sesli ve
kabule dayanır. Oysa demokrasinin öngördüğü gelişen bir toplumun yaşamı için gereksinim
‘birçok doğru’ araştırmayı/ karşılaştırmayı/ duyulacak oksijen bulunamamıştır. Bunun kanıtı
sorgulamayı gerektirir. ‘Çok’ doğrulu bir için Ortadoğu haritasına ve hatta bir ölçüde
dünyada ‘doğrular’ soruları beraberinde getirir. Bu günümüz Türkiye’sine bakmak yeterlidir.
interaktif etkilenişim sonucu bazen ‘doğrumuzu’
değiştirmek durumunda bile kalabiliriz. Laiklik, insanlık tarihinde yeni sayılabilecek bir
kavramdır. İlk kez 1905 yılında şimdiki bilinen
Benzer bir sorgulamayı inanç dünyasında haliyle Fransa’da kurumsallaşmıştır.
yapabilmek ise mümkün değildir. İşte, tarafların bu


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 153 -

Laiklik talebi Batı’da, sosyal, siyasi ve ekonomik diğer yandan da, dolaylı olarak, rasyonel
alanları kuşatan Kilisenin totaliter bir güç olarak düşüncenin ve sorgulamanın da gelişmesine neden
görülmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Bu güce karşı, olmuştur. Kilisenin bu özelliği zaman içerisinde
zaman içerisinde, Batı Aydınlanmasını ile birlikte Batı Aydınlanmasının doğuşuna zemin
Avrupa’da siyasi ve düşün dünyasında başkaldırılar hazırlamıştır. İstemeyerek de olsa, Hıristiyanlık
kendini göstermeye başlar. Bu başkaldırılar Kilise dinin düşün dünyasına kazandırdığı bu ivme, gün
tarafından kâfir olarak değerlendirilerek hızla gelmiş Kilisenin karşısına kendisini pasifize eden
bastırılma yoluna gidilse de, bir süre sonra, baskıya bir güç olarak çıkmıştır.
rağmen, ‘Laiklik’ kavramı ciddi mücadeleler sonucu
Avrupa’da yavaş yavaş yer etmeye başlar. Laiklik Sanat ve bilime kendini kapamış dinlerin baskın ve
yolunda, Aydınlanmanın da ruhuyla, Batılı hâkim güç olarak varlığını sürdürdüğü toplumlarda
düşünürler mutlakıyetçiliğin iki türüne şiddetle ise Aydınlanma başarısı bir türlü yakalanamamıştır.
karşı çıkarlar: kral ve din. Böylelikle 18 nci Bunu Yahudilik ve İslam için söylemek
yüzyıldan itibaren laiklik kavramı iki tür mümkündür. Ancak, burada bir parantez açmakta
özgürleşmeyle anılmaya başlanır: yarar görmekteyim. Müslümanlara kıyasla
Yahudilerin büyük bölümü için durum, ‘Diaspora
• Bağlayıcı, bağnaz inançtan yavaşça kopmaya yaşamı’ olarak tanımlayabileceğimiz ortam
başlayan vicdan ve düşünce özgürlüğü, sayesinde, farklı bir yönde gelişebilmiştir. Özellikle
Batı ülkelerinde sürgün yaşamını sürdüren
• Siyasi özgürlükler Yahudilerin, içinde yaşadıkları Batı ülkelerinin
değerleri ile tanışmaları ve etkilenişimler bu
Özünde özgürlükleri barındıran “Laiklik” değerleri içselleştirmelerine yol açmıştır.
kavramının Batı toplumlarında yer etmesinin en
önemli etkeni ise, çelişkili görünse de, Kilisenin Böylece bu temas, bir anlamda, zaman içerisinde
kendisi olmuştur. Kilisenin sanata verdiği önemli Yahudi Aydınlanmasına da yol açarak Yahudilerin
destek bir yandan sanatın gelişmesini tetiklerken bugüne kadar sürdüre geldikleri başarılarının


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 154 -

kapısını açmıştır. Yahudiler eğer Diasporaya


dağılmamış, bu ülkelerde azınlık olarak yaşamamış
ve Ortadoğu’da kalmış olsalardı belki de büyük
olasılıkla, kuzenleri bugünkü Filistinlilerden pek de
farklı bir konumda bulunamayacaklardı. Bir
anlamda Yahudiler için Avrupa görmüş Filistinliler
terimini kullanırsak çok da yanlış olmayacaktır. Bu
nedenle Yahudiler ve dolayısıyla Yahudilik bir
“Medeniyetler İttifakı” içerisinde rahatlıkla ve
sorunsuzca yerlerini alabilirlerken, İslam ve
genelde Müslümanlar için aynı şeyi söyleyebilmek
bugün için pek de mümkün görünmemektedir.
Böyle olunca da “Medeniyetler İttifakı” projesinin
yürüyememesini yadırgamamak gerekir.

Son bir nokta ise; başarısızlığa uğrayan


“Medeniyetler İttifakı” anlayışının sahayı giderek
“Medeniyetler Çatışmasına” bırakması, maalesef
günümüzde Batı’da giderek yaygınlaşan
“İslamofobi” gibi olumsuz ve tehlikeli olguların
gelişmesine ve yayılmasına zemin yaratmaktadır.
Dileriz ki, zor da olsa, sağduyu her şeye rağmen
“Medeniyetler İttifakı”nı içine girdiği açmazdan
çıkartarak “Medeniyetler Çatışması”nın önünü
keser ve dünyamızı barış ve istikrara kavuşturur.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 155 -

senelerde hayatını da ara ara böyle düzenledin,


Yaşam Koçunuz farkında mısın?” Evet, farkındayım. Dolabımda çok
VİOLET ALALOF / İzmir
kullanılmayan ama olmazsa olmaz bir kaç parçam
en arkada ama hep orada; hiç ihtiyacım olmayan
ama dolabımda yer tutmuş ya da ben tutmasını
Dolap Temizliği Yaptım Bugün… istediğim için orada durmuş ama bir anda yeter
artık dediklerim gönderilmiş; çok işe yararmış gibi
Son bir kaç aydır karıştırmışım dolap içlerini. gözüküp aldığım ama elimi bile sürmediklerim
Düzeni severim ben. Ruhum sakinler kendi artık işe yaramadığından emin olunarak atılmış;
düzenimi bulduğumda. Askılar aynı yöne bakacak, günlük hayatımda içinde olmaktan en keyif aldığım
kıyafetler uzunluğuna ve rengine göre kıyafetler hemen elimin altında ve en önde...
gruplandırılarak asılacak, bazıları kullanma Dolapla hayat çok benzer aslında :)
amaçlarına göre dizilecek gibi... Var işte herkesin
bir deliliği :) Bunları düşünürken birden aklıma “Görmek “
konusu geldi. Ne düşüneceğinizi önceden
Gelgelelim hepsi karışmış birbirine şu son kestiremiyorsunuz ki? Kendiliğinden geliyor
zamanlarda. Önem vermemişim içe dıştaki düzen düşünceler. Bana ise onları izlemek kalıyor. Bu
kadar. Nasıl olsa kapaklar kapanınca içeriyi arada 4 derece miyop benim gözlerim. 10 yaşında
görmüyorum. Dıştan görünen düzenli ya idare 0,75’ le başlayarak 4 e kadar geldi. Yani yaklaşık 38
ediyor bir süre. Ta ki ruhum “Kalk toparlan!” senedir gözlük ve lens kullanıyorum. Her bedensel
diyene kadar. rahatsızlığın ruhsal bir nedeni olduğunu
bildiğimden dolayı da bir şeyleri o yaşlardan
Dolaplarımı toparlarken bugün yine, zihnimin ve başlayarak görmek istemediğimi biliyorum.
ruhumun düzenden dolayı her katmanı
ferahladıkça, kendimi kendime soru sorup cevaplar Neyse, anlatmak istediğim bu değil. Gözümde
şekilde buldum. Dedim ki kendime “Sen son gözlük veya lens varken de görmüyorum ben.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 156 -

Yolda yürürken yanımdan biri geçti mesela. Bugün dolap boşaltırken ve artık 48 yaşına
Bakıyorum ama geçip gittikten sonra sorun bana gelmenin de etkisiyle herhalde ömrüm boyunca
ne giyiyordu diye asla cevap veremem. Yani marka etrafımdakilerin görmediklerini ben hissederek
ayakkabılarını göremem ben; ya da cebi delinmiş görmüşümü iyice anladım. İçi görmüşüm dıştan
paltosunu. Ama hissederim ben. O marka görünmeyen. Hem bir hediye hem bir ceza bu!
ayakkabıyı giymesinin onda yarattığı hissi görürüm Görünen ile görünenin arkasındaki gerçek
ben yanımdan geçerken. Ya da paltosunun cebinin arasındaki bir savaş gibi bu! Kim kazanacak?
delinmesi onu utandırmışsa utandığını hissederim Hangisi zaman içinde kendi gücünü ortaya
yanımdan geçerken. Yani ben hissederek koyacak? Benim hissim mi, yoksa bana öğretilenler
görüyorum. mi kazanacak? Allahtan her defasında kulaklarımı
tıkayıp kendi gerçeğimi yanlış da olsa keşfetme
Bu bazı sorunlar yaratabiliyor tabii ki. Ruhunun cesaretine sahip olma yetisi verilmiş bana. Buna
zarifliğini, sevgideki cömertliğini hissettiğim ve müteşekkirim.
hayatıma aldığım birinin eline özensizce sürdüğü
ojesini görmediğim için etraftan uyarı aldığım Nereden nereye geldim :) Bir dolap temizliği
oluyor! “Bu kişi sana göre değil Violet, görmüyor içimde temizlik yaptı yine.
musun o özensiz biri ve sana da öyle davranır !”
Öneriyorum, açın kapakları, girin içine, temizleyin,
Kafam bazen karışıyor mu ?... Evet !... düzenleyin, boşaltın. Dolabı yani ! :)

Sorgulayıp incelemeye alıyorum. Gerçekten eline


özensizce oje süren kendi hayatındakilere de
özensizce davranır mı? Acaba onların gördüğü bir
şey var mı benim göremediğim? Etrafımdakilerin
söyledikleri ile benim hissettiğim arasında gidip
geldiğim bir süreç başlıyor.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 157 -

insanların kendi elindedir. Zamanın değeri


Bir Başka Deyişle gelecekte daha iyi anlaşılıyor. Çoğu insan
NİSİM SİGURA / İzmir
yapamadığı şeyler için pişmanlık duyuyor ve zaman
yetmedi diyor. Bu konuyu çok sevdiğim kısa bir
Zamanın Değeri ve öykü ile yansıtmak istiyorum, siz değerli dostlara..:

Düşündürdükleri Aynı parkta oturan bir çocuk ile yaşlı bir dedenin
düşündükleri gibi… Çocuk yaşlı dedenin yüzüne
Değerli Okurlar; bakar ve içinden “Bu amca ne kadar çok yaşamış”
der. Yaşlı dede ise çocuğa bakarak “Zaman ne kadar
Zamanı bu kadar değerli kılan nedir? sorusunu da çabuk geçmiş” der. Dede için zaman çok çabuk
birçoğumuz düşünmüşüzdür… Biliyoruz ki, geçerken, çocuk için zaman çok uzun bir süreç gibi
zamanla ilgili birçok özdeyiş ve deyim de vardır. Bu görünür. Aslında zaman çok çabuk geçer. Bugün
deyimlerin hepsi de zamanı boş geçirmememiz biter, yeni bir gün başlar, yarın olur ve ardından
gerektiğini bize söyler. “Zamanımızı nasıl haftalar, aylar, yıllar geçer. İnsanlar eski
değerlendirebiliriz? gibi soruları her gün duyarız. resimlerine baktığında zamanı daha iyi
Çevremizdeki insanlar zamanın kıymetini anlayabiliyor. Zaman ne kadar da hızlı geçmiş diye
gelecekte daha iyi anlayacağımızı her fırsatta insan düşünüyor. Önemli olan o zamanı dolu dolu
söylemekte olsalar da, maalesef bir çoğumuzun yaşamaktır. Boş yaşanmış yıllara, insan arkasına
zamanı iyi değerlendirmede epey geri kaldığımız bakıp hiç bir anı hatırlamıyorsa, hayata anlam
çok rastlanır bir gerçektir.. Zaman insanlar için çok katacak hiçbir şey yapmamışsa insan o zaman ne
değerlidir. Geçen zaman geri gelmeyeceği gibi kadar boş yaşadığını anlar. Bu boş geçirilmiş zaman
bugünkü zamanı da biz anlamadan yaşar dururuz.. hiç yaşanmamış gibidir. Hayata başlarken de sıfırdı,
Sonra bakarız ki zaman nasıl geçmiş anlamayız. Bu bitirirken de sıfır. " İnsanın en büyük sermayesi
yüzden ' Zaman insanların en kıymetli hazinesidir.' zamandır" tabiri yazdıklarımı doğrular
sözleri arasında zamanımızı kullanıp dururuz.. mahiyettedir. İnsanlar doğduklarından itibaren her
Oysa bu kıymetli hazineyi nasıl harcayacağı ise şeyi zamanla öğrenir. Sevmeyi, başarmayı ya da


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 158 -

saygı duymayı zaman içinde öğrenir. Zamanla her kadar zaman ayırabiliyoruz? Bırakınız onları çok
şeyin değiştiğini de... Zaman çok geniştir ve öyle bir kısa bir ziyaret etmeyi; bazen bir telefon etmeyi, bir
süreçtir ki insan anlayamaz. Zamanın sonuna mesaj bile yollamayı ihmal ettiklerimiz olmuyor
doğru geldiğinde her şeyi anlar, zamanın değerini mu? Hayatımızda değer, saygı ve sevgi bekleyen
daha iyi anlar, zamanı nasıl kullanacağını öğrenir, yakınlarımızın onlar olduğunu anlayabiliyor muyuz?
zamanın boş geçmemesi gerektiğini çözer. Ama Yoksa öyle hızlı geçti ki günler deyip yeterli zaman
önemli olan bunu zamanın sonunda değil de bulamadığımıza kendimizi çocukça inandırma
hayatın içinde öğrenmemizdir. çabası içinde mi buluyoruz?
Birçoğumuzun , en çok yakındığı konulardan biri Bu ayki kısa yazıma, Joseph M. Cotter'in çok
de zamanın çok çabuk geçtiğidir. Aslında yeterli sevdiğim bir özdeyişi ile son veriyorum:
zamanımız hep vardır, yeter ki doğru ve yerinde
"Bugün, dün ne olacak diye üzülmüş olduğum,
kullanalım.. Bazen aklıma takılır, " geçmişte
yarındır!.."
yaptıklarımızın çoğu kez bizlere büyük görünmesi
acaba bugün fazla bir şey yapmadığımızın bir
göstergesi midir.." diye. Çok fazla yanıldığımı
sanmıyorum.. Aslında geleceği belirlemek için,
geçmişi ve bugünü iyi ve doğru olarak
değerlendirip bu günden gelecek için yeni ve
detaylı plan ve projeleri kısmen de olsa
yaratabilmeliyiz en azından. Sizce gereken önemi
gereken yerlere verebiliyor muyuz? Bu kadar hızlı 
akıp giden hayatta, günlük yaşam ve geçim
kaygılarımızdan bir an için uzaklaşıp
düşündüğümüzde, hele hele bayram gibi özel
günlerde büyüklerimize, küçüklerimize,
sevdiklerimize, arkadaş, dost ve kardeşlerimize ne


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 159 -

rol üstlenmişlerdi. Onlara karşı çetin ve acımasız


Galatalı Küçük Bir Kız bir kampanya başlatıldı. Asimile olup Katolik dinini
COYA DELEVİ / İstanbul kabule zorlandılar. Bazıları bunu kabul eder
göründüler (Marrano’lar). Dinlerini, inançlarını
1942 Sonrası terketmemeyi seçenler, doğdukları topraklardan
kovuldular. Bu durum, İspanya’da birçok alanda
PORTEKİZ YAHUDİLERİ boşluklar yarattıysa da, bazı tarihçilere göre
Engizisyon’un, İspanyol Monarşisini
İspanyol yazar Luis Suarez Fernandez’in “Les Juifs kuvvetlendirdiği de bir gerçektir.
Espanyols au Moyen Age”(1*) (Orta Çağ’da İspanyol
Yahudileri) eserinde öyle demişti: “Yahudilerin Cecil Roth’dan bir alıntı ile devam edelim:
büyük bir çoğunluğu, sürgün yaşamının zor “Hiristiyanlığı kabul etmeyenlerin tümü, dört ay
koşullarını seçip, atalarının dinine sadakatlarını içinde ülkeyi terketti. Bunların sayısı 150.000 -
gösterdiler. Bu izlenimi ve duyguyu her zaman 250.000 arasında tahmin edilmektedir. Trajik bir
taşıdım”. tesadüf eseri, Ferman’ın belirlediği sürenin sona
ermesi, “Tisha Be Av”, 9 Av gününe rastlamıştı...”
Yahudilerin İspanya’dan kovulmaları ile ilgili çok
yazıldı, çizildi. Olanağım ölçüsünde, bu belgeleri, Yahudi tarihinin bu dönemi her zaman ilgiyle,
dokümanları tabii ki okumağa çalışıyorum. heyecanla okunan ve oldukça eğitici bir bölüm
Genede, ciddi kaynaklara dayanarak, bazı bilgiler oluşturmuştur. Bu konularda yetersiz bilgilere
aktarabilirim sanıyorum. Aslında, bu dönem sahip olduğumun bilincine vardığımda, birkaç yıl
hakkında epey yazıldığından, ben kısa bir iki önce ufak tefek araştırmalar yapmaya, değişik
paragrafla yetineceğim. eserler okumaya başladım. Ben, tarihçi ya da
profesyonel değilim. Ara sıra aktardığım
15.yy’a kadar, Yahudiler, İspanya’nın sosyal, çalışmalarım, okuduğum kitap ve belgelerle
ekonomik, kültürel yaşamında oldukça önemli bir sınırlıdır.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 160 -

Belki bizler, 1492 sürgünlerinin torunları, doğal Bu konuda, Cecil Roth’dan bir diğer alıntı: “1492
olarak, genellikle Osmanlı topraklarına yerleşmiş deki Yahudi göçü sırasında, kovulanların büyük
atalarımızdan söz ettik. Onların kaderiyle çoğunluğu, en kolay yolu seçtiler. Hemen
ilgilendik. Gerçekten “SEFARADİ” dendiğinde, yanıbaşlarındaki Portekiz’e vardılar. Bir bedel
çoğunlukla, İspanya’dan kovulduktan sonra karşılığında, o ülkede yerleşmelerine izin verildi. Ne
yaşadığımız bu topraklara gelenlerden bahsederiz. var ki, aradan birkaç yıl geçmeden Portekiz Kralı,
Belki de bu algı, Ibranice’de “Sefarad” sözcüğünün politikasını değiştirip komşusu İspanya’yı örnek
Ispanya anlamını taşıdığından kaynaklanmaktadır. almaya karar verdi. 1496’da, sığınmacı Yahudilere iki
Yakın bir geçmişe kadar, Orta Çağ’da Portekiz’e seçenek sunan Fermanı çıkardı: Katolik dinini kabul
göç eden Yahudilerden o kadar fazla söz etmek, ya da ülkeyi terketmek...”.
edilmediğini gözlemledim. Bu benim kişisel
kanaatım. Aslında, Portekiz’e göç eden Yahudilerin Bu Ferman Portekiz Marrano’larının trajik
kaderleri diğerlerinkinden farklı olmamıştı. Bir öykülerinin başlangıcı olmuştur. Kral Manuel,
süredir Portekiz Yahudileri ve onların daha sonraki İspanya ile yakınlaşma politikası icabı, İspanyol
değişik ülkelere göçleri hakkında bilgilenmeyi Prenseslerinden biriyle evlenme yoluna gitti. Ama,
sürdürdüm. ona bunun için uyması gereken şartlar da empoze
edilmişti: yani, Kral Joao II zamanında, Portekiz’e
“İspanya Yahudileri başka ülkelere kaçtılar. Fakat sığınmış olan Yahudileri kovmak... Buna pek
,1492’deki kapsamlı bir göçtü. 13 Temmuz’dan yanaşmak istemeyen Manuel, sığınmacılara bazı
başlayarak, 250.000’e yakın İspanyol Yahudi’si, tavizler tanıdı. Amacı, İspanya Hükümdarları
(büyük çoğunlukla Sefaradlar) Portekiz’e, İzabella ve Ferdinand’dan daha insancıl!..
Navarra’ya, Akdeniz kıyılarına ve özellikle, Osmanlı davranmaktı. Yahudileri Lizbon’da toplayıp, onları
İmparatorluğu’na yöneldiler. Sığınmacıların sayısı dinlerini değiştirmeye zorladı.
hakkında çelişkili rakamlar olduğunu belirtmek
isterim. 1996’da, Portekiz’de, Sürgün Fermanının 500 üncü
yılı dolayısıyla yapılan anma töreninde, Yahudi


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 161 -

kökenli Portekiz Devlet Başkanı Dr. Jorge Sampaio Yazar D.M.Gittlitz, “Secrecy and deceit: The
ve Portekiz Hükümeti, Portekiz Engizisyonunun religion of the Crypto-Jews” adlı eserinde böyle
varlığını resmen kabul ettiler. diyor:

1496 Sürgün Fermanını, 1506’daki Lizbon Katliamı “Portekiz’de başlangıçta, Katolik dinini kabul
izledi. Nisan 1506’da, üç gün süresince, Yahudiler, etmeyerek, İspanya’dan kaçan 90.000 kadar Sefarad
Lizbon sokaklarında katledildiler. 2006 senesinde, Yahudisi vardı. Bunlar, 1496’da Konverso”(dininden
bu trajik olayın 500.cı yılında organize edilen anma dönen) olmaya zorlanan ve 1536 daki Portekiz
kutlamaları kapsamında toplantılar ve Katliamı Engizisyonuna dek geçen ilk 40 yılı yaşayan
sembolize eden anıtın açılışı yapıldı. Konuşmacılar jenerasyondu. Ve de bunlar, Fransa’nın Güney-
özellikle, Portekiz tarihinde kara bir sayfa olan bu Batısında, Londra’da, Amsterdam’da, yeni cemaatler
olayın unutulmaması gerektiğini belirttiler. Bir iki de kuran aynı Portekiz Yahudileridir...”
cümleyle, buna değinmek istiyorum.
“Los JUDİOS ESPANYOLES”…Yazar Felipe T.B.De
“Bu, Modern Çağların ilk pogromuydu. İki bin kadar Quiros’un bu çalışması çok değerli bir referans
“Konverso”, Hiristiyan komşuları tarafından kitabıdır. Ingilizceye “THE SPANISH JEWS” olarak
öldürüldü. Çoğu, 1492’de Aragon ve Kastilya çevrilen bu eserden bir paragraf:
Kırallığından kaçıp, Portekiz’e sığınmış olan
Yahudilerdi.” “...Fransa, Portekiz, İtalya gibi ülkeler, İspanya
Monarşistlerini zulümleri dolayısıyle her zaman
Zamanla Kral Manuel, bir koruma politikası eleştirmişlerdi... Buna rağmen, onlar da İspanya’dan
uygulayarak bir kısım Yahudinin Hollanda’ya gelen Yahudileri düşmanlıkla karşılamışlardır...”.
gitmelerine izin verdi. 1521 de tahta geçen oğlu Joao
III karşılıklı evliliklerle İspanya’ya daha da Hollanda’da, özellikle Amsterdam’da, Yahudiler
yakınlaşma politikasını benimsedi. 1536 da, (çoğunlukla Sefaradlar) bir tür özgürlükten
Engizisyonun Portekizde yerleşmesine izin verdi. yararlandılar. Engizisyonu tanımadılar. Portekiz


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 162 -

Yahudileri Amsterdam’da birçok topluluklar Yahudi tarihinin bu ünlü kişileriyle ilgili çok yazı
kurdular. Ve zamanla atalarının inançlarına yazılmıştır.
döndüler. Hollanda yönetimi onlara bir kaç alanda,
özellikle ticarette bir tür korumacılık da sağladı. Günümüzde, Portekiz’de yaşayan çok az Yahudi
Bunların yanı sıra, 1500’lerde Portekiz’den göç eden var. Özellikle Belmonte’de, halen Yahudi
Yahudiler, Londra, Bordeaux (Fransa), Hollanda kökenlerini korumuş aileler var. Yaklaşık bir Asır
Antillerinin en büyük adası, Curaçao’ya da öncesine kadar, kendilerinin, Ibrani Ulusunın son
yerleştiler... temsilcileri olduklarını zanneden bu toplum,
tesadüf eseri, 20. Asır başlarında bir gemici
Bazı çevrelere göre, Curaçao Yahudileri bu bölgede, tarafından bulundu. Onlar, Portekiz’in son
kesintisiz, en uzun süre yaşamış olan toplum Marrano’ları (2*)... Birkaç yıl önce, Belmonte’de
olmuştur. Geçtiğimiz yıllarda, bir bölümünde, bu “Kripto-Judaismo Müzesi” nin açılışı gerçekleşti.
adadaki yaşamı gösteren bir belgesel izledim. Dr. Zaman içinde, oraya din görevlileri yollayan Israil
Eliezer Papo’nun belgeseli “El Ultimo Sefaradi”nin Hükümetinin yardımları ile, Belmonte Yahudileri,
projeksyonu esnasında nedense, günümüzde eski tedirginliklerinden sıyrılmaya çalışıyor. Buna
Curaçao’da, çok az sayıda Yahudi yaşadığı rağmen, Sn. Michael Studemund-Halévy’nin, bir
izlenimini edindim. Bu konuda, emin kaç yıl önceki bir yazısında belirttiği gibi, “Portekiz
olmadığımdan, fazla yorum yapmak istemiyorum. bugün, Yahudisiz bir ülkedir...”.

Belçika’ya gelince... İspanyol yönetimi altındaki o


zamanın Anvers kentinde, Rönesans’tan beri bir (1*) Bu eserin orjinali “JUDIOS ESPANOLES EN LA EDAD MEDIA”
Yahudi toplumu yaşamaktaydı. Ne yazık ki (2*) “LOS ULTİMOS MARRANOS”- Legado Sefaradi.
Marranolar burada da Engizisyonun soğuk nefesini
hissettiler. Buradaki ünlülerin arasında, Dona
Grasia Nasi-Mendes (La Senora), damadı ve aynı 
zamanda yeğeni olan Jozef Nasi’yi sayabiliriz.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 163 -

İngilizce Edebiyat profesörü Laurel Corona tarihi


Washington’dan Mektup romanları ile tanınmış bir yazar. Geçen yıl
ALTAN GABAY / Washington DC
yayımlanmış The Mapmaker’s Daughter adlı
kitabında 15. yüzyıl İspanya’sını, o zamanlarda
Haritacının Kızı yaşamış haritacı ailelerinin birinde yetişmiş
The Mapmaker’s Daughter olabilecek bir kızın hayat hikâyesiyle gözler önüne
getirmeye çalışıyor.

Devrin birçok tanınmış haritacılarının Balear


Takımadalarında yaşadıkları, adaların en büyüğü
olan Palma de Mayorkalı haritacıların Yahudi
haritacılar olarak tarihe geçmiş oldukları,
birçoğunun tanınmış haham ailelerinde yetişmiş
oldukları, Engizisyon mahkemeleri ile İspanya’da
önce Museviliğin, ardından ise Müslümanlığın bir
nevi sapıklık (heresy) sayılacağı fetvaları yayılmaya
başladığında, Katolik kilisesinin himayesi altında
İspanya, Portekiz gibi ülkelerde yaşayıp da Katolik
olmayanların İber yarımadasını terk etmeye
başladıkları, doğup yetiştikleri yerlerden
ayrılmamayı seçenlerin çoğunun Katolik olmayı
kabul ettikleri, bazıları (konversolar) arasında eski
örf ve adetlerine bağlılıkları şüphe uyandıranların
yakalanıp şehir meydanlarında yakıldıkları hep
bilinenler arasında. Kastilya Kraliçesi I. İzabella ve
Aragonlu II. Ferdinand izdivaçları ardından,


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 164 -

kraliyet hükümleri altında, papa IV. Sixtus’ün Portekiz maliyecisi olmuş Isaac ben Judah
rızasıyla Torkemadalı Tomas vari müfettişlerin Abravanel (1437–1508) gibi devlet adamlarına dair
gazabına uğramış olanların akıbetleri, İber biyografilerden faydalanarak romanını sağlam bir
Yarımadasından ayrılıp Sultan II. Beyazıt'ın idaresi tarihi zemine bağlamaya çalıştığı anlaşılmakta. Ben
altındaki Osmanlı topraklarına, Afrika'dan, Judah Abravanel yalnız bir devlet adamı olarak
Avrupa'nın en Kuzeyler ve hatta Karayiplere, değil, aynı zamanda önemli bir maliyeci, filozof,
Güney ve Kuzey Amerika kıtalarına kadar kalkıp Yahudi din bilgini ve cemaat lideri olarak tarihe
gitmiş olanların öyküleri bile saptanmış. Kristof geçmiş, fakat başarılarını hep karısına borçlu
Kolomb'un okyanusları aşan seferleri, haritalarını olduğunu ifade ettiği bilinmekle beraber,
tedarik ettiği kaynaklar, haritalar üzerine düşülmüş biyografisinde karısının adına bile
her not, her işaret nice tarihi araştırmalara konu rastlayamadığından tarihi bir de kadın
olmuş. 16. Yüzyıl Osmanlı Kaptan-ı Deryası Piri perspektivinden özetlemeye çalışmış denebilir.
Reis'e ait olduğu bilinen ve o zamanların en
ayrıntılı haritalarından biri olarak kabul edilmiş Roman dünya çapında yeni keşiflerin yaşandığı bir
Topkapı Müzesinde teşhir edilen meşhur Piri Reis devri kapsıyor. Devrin önemli imparatorlukları ve
haritasının hazırlanmasında da Kolomb'un krallıkları arasında yeni dengelerin kurulmakta
kaynaklarından faydalanılmış olduğu tahmin olduğu çalkantılı jeopolitik atmosfere dalmadan,
ediliyor. Her bir harita muhtelif efsanelere konu öyküye 1432 yılının Sevilla'sında bir haritacının 6
olabiliyor. yaşındaki kızı Amalia Cresques ile başlıyoruz.

The Mapmaker’s Daughter kitabını yazmaya Cresques'ler devrin ünlü haritacıları arasında yer
hazırlanırken, Laurel Corona 15. yüzyıl almış. Romanda bu tarihi bilgilere sadık kalarak,
İspanya'sının tarihini yakından inceleyip 1492'de Katolik olmayanların İspanya'dan
araştırmayı ihmal etmemiş. Lizbonlu denizci Henry kovulmasıyla sonuçlanacak 60 yıllık devreyi
olarak ün salmış devlet adamı Henry the Navigator Amalia'nın hayatıyla anlamaya çalışıyoruz. Aile
ve devrin en tanınmış Yahudi ailelerinden gelip göçleri, aşklar, evlilikler, kazalar, işkenceler,


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 165 -

sürgünler ve tabi farklı kültür ve gelenekler göçlerinin ardından geçmiş iki asır sonrası, 17.
arasında bocalamalar hayatı boyunca Amalia'yı yüzyılda Sabetay Zevi hareketiyle ailenin tekrardan
çelişkiler içinde bırakıyor. Zaman yolculuğunda bir ayrılma öyküsü anımsayabilirsiniz. Tarihin
yandan hızla değişen hayat şartlarına uyup derinliklerine inip zor şartlar altında yaşanmış
alışmaya çabaladığında, diğer yandan özlediklerini çelişkilere baktıkça hayatta izlemeye çalıştığımız
hatırlayıp sergilemekten kaçınamıyor. Geniş uzun ince yolun haritası her gün daha belirgin
toplum bir yana, Amalia'nın kendi ailesi üç ayrı hatlarla yeni şeklini bulabiliyor.
yola ayrılmış bulunuyor. Baskı altında Museviliği
terkedince bir manastıra kapanıp rahibe olmayı
seçenlerle tanştığımızda, diğer yanda Amalia'nın
din değitirip Hristiyanlığı kabul etmiş olmalarına
rağmen gizlice Musevi örf ve adetleriyle yaşayanlar
arasında bulunduğunu zaten biliyoruz, arada
Musevi olduklarını gizlemeden, örf ve adetlerini
açıkça sergileyenler de mevcut, her an tehlike
içinde olduğunu hatırlatan gayet gergin bir
ortamda bulunduğu malum. Etrafında görüp
duyduğu yaşanmakta olan tüm vahşete rağmen
hatırladığı özel bir yemeği pişirip yiyebilmenin,
kuytu bir yerde temiz bir suda yıkanabilmenin,
sevdikleiyle oturup dertleşebilmenin kendisine
verdiği huzuru tadmak mümkün.

Eğer Fuat Andıç'ın 2006 yılında yayımlanmış


Elveda Yurdum adlı kitabını okuduysanız, aynı
devir İberya'sından bir hekim ailesinin Selanik'e


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 166 -

ettiler ve tutuklu – rehin Yahudilerin serbest


Metince kalmalarını sağladılar. Dönüşlerinde, İstanbul’da
METİN DELEVİ / İstanbul
Sultan Abdülmecit tarafından kabul edildiler,
kendisine gerçekleri anlattılar ve bu sayede
19.Yüzyılın Önemli Simalarından Biri olayların bir “iftira” olduğunu belirten bir fermanın
yayınlanmasını sağladılar. Hemen peşinden de
Moses Montefiore Sultan, Osmanlı Yahudilerinin sadık bir tebaa
(1874 – 1885) olduğunu ve onlara zorluk çıkartılmaması için bir
(2.Bölüm) ferman daha yayınladı.

1840 yılında, üzücü bir olay Montefiore’nin bir kez İstanbul’dan sonraki durakları Roma’da konu ile
daha uluslararası sahneye çıkmasına neden oldu. ilgili olarak Papa ile görüşmek istediler, ancak Papa
Şam’da Papaz Tomasso ve hizmetkârı, en son bu talebi reddedince, ellerindeki Sultan
Yahudi mahallesi etrafında görüldükten sonra Ferman’ının bir kopyasını Papa’ya iletiler ve
ortadan kaybolmuşlardı. Bu olaydan Yahudiler Kilise’nin olay karşısındaki tutumumun yanlışlığını
sorumlu tutuldu, yeni bir “kan iftirası” vakası anlatmaya çalışmıştılar.
oluştu, Yahudi evleri ve işyerleri saldırıya uğradı,
birçok Yahudi işkence altında olayı “itiraf” etme 1846 yılında Rus Çarı Yahudilerin Almanya ve
durumunda kaldı ve sözde itiraflar sonrasında 7 Prusya sınırından en az 50 km uzağına gitmeleri
cemaat lideri hapse atıldı ve 35 genç rehin tutuldu. için bu bölgeleri terk etmelerini emreden bir kanun
Şam ve çevresindeki Yahudiler tehdit altında çıkarttı. Montefiore hemen Çar’dan randevu alıp
tutulmaktaydı. kendisi ile görüşüp bu kanunun iptal edilmesini
sağladı. Ayrıca Rusya’da Yahudilere dinlerini
Olay uluslararası boyut kazanınca Montefiore, uygulama konularında konulan kısıtlamaların
Adolphe Cremieux eşliğinde bölgeye gittiler, Hıdiv hafifletileceği konusunda güvence aldı.
Mehmet Ali Paşa’yı suçsuzlukları konusunda ikna


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 167 -

Londra’ya dönüşünde Sir Montefiore’ye Kraliçe Genç kızlar için dikiş, elişi eğitimi veren bir okul
Viktorya tarafından “Baron” unvanı verildi. Artık açtı. Okulun açıldığı gün 140 genç kız kayıt için
Montefiore İngiltere’de ender olan Yahudi asiller başvurdu. Bu seyahatin diğer önemli olayı,
arasına girmişti. Yeruşalayim duvarları dışında yerleşim alanı olarak
kullanılmak üzere satın aldığı topraklardı. O
1848 ve 1855 yılında tekrar dönem için şehir duvarları dışında, değil yaşamak
Filistin’e gitti. Bölgede dolaşmak bile tehlikeli sayılırdı. Buna rağmen,
yaşayan Yahudilerin bölgede yerleşimi teşvik etmek için, bölgeye
sefaleti karşısında, onlara yerleşeceklere maddi destek sağladı. Bu bölgeye
geçim kaynakları sağlamak Mishkenot
amacıyla, eğitim kurumları Sha’ananim adı
açılmasını sağladı; bu verildi. Bu bölge
kurumlarda normal eğitim gerçek anlamda
yanında meslek eğitimi de yerleşimcilerin ilk
verildi. Toprağın işlenmesi, merkezi oldu.
tarım ve hayvancılık Montefiore,
yapılabilmesi için topraklar fakirlere bedava un dağıtmak üzere bir yel
satın alıp bölge halkının kullanımına açtı. değirmeni inşa ettirdi. Kendi adıyla, (Yemin
Moshe- Moşe’nin sağkolu) olarak bilinen bu
1854 yılında yakın arkadaşı ABD’li hayırsever Judah
yeldeğirmeni halen ayakta durmaktadır.
Touro vefat etmiş ve mirasının büyük bir kısmını
Moses Montefiore denetiminde Filistin Yahudileri Bölgede oturan her ailenin evi ve tarım yapmak
yararına kullanılmasını istemişti. üzere toprağı vardı. İlk yıllarda yerleşimcilerin tüm
maddi ihtiyaçları, vaad edildiği gibi, Montefiore
Moses, 1855 yılındaki Filistin seyahatinde Judah
tarafından karşılandı. 1860 lı yıllara gelindiğinde,
Touro fonu desteğiyle eğitim kurumları ve yerleşim
bu bölgede oturanlar belirli bir seviyeye gelince,
alanları konusunda çalışmalar yaptı.
Aşkenaz ve Sefaradlar için iki Sinagog inşa ettirdi.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 168 -

Yine bu seyahat esnasında, Filistin’de Yahudi bir kopyasını Ramsgate Malikânesinin yanına
toplumla ilgili olarak çok ciddi bir nüfus sayımı yaptırdı ve Judith oraya gömüldü.
yaptırdı ve demografik bilgiler toplattı. Her Yahudi
için çok detaylı bilgi toplanmaya çalışıldı. 1863’de Montefiore’yi tekrar İstanbul’da görüyoruz.
Sultan Abdül Aziz tahta çıktığında Montefiore
1858 yılında tüm Sultan’ı kutlamak üzere İstanbul’a geldi. Sultan ile
Avrupa’nın dikkatini çeken yaptığı görüşme sonucu Abdülmecit tarafından
bir olay Montefiore’nin Osmanlı Yahudileri lehine çıkartılan tüm
yine Adolphe Cremieux ile fermanların yenilenmesini sağladı.
birlikte Vatikan kapılarına
dayanmasına neden oldu. 1864 yılında, Montefiore, antisemittik olayların
Mortara adlı bir çocuk, başlaması üzerine Kral ile görüşmek üzere Fas’a
bebekliğinde evin gitti. Kral’dan bu olayların tekrarlanmaması
hizmetçisi tarafından konusunda güvence aldı.
gizlice vaftiz edilmiş,
hizmetkâr da vaftiz olayını 1866 yılında, kolera salgını sonrası tekrar Orta
din adamlarına itiraf edince çocuk Vatikan gizli Doğu’ya gitti. Salgın nedeniyle zor durumda
polisi tarafından zorla evinden alınmış ve papaz kalanlara sağlık hizmeti sağladı. Bu arada Yafo’ya
olarak yetiştirilmek üzere bir din okuluna yakın bir yerde, meyve bahçeleri olarak
yerleştirilmişti. Ailenin tüm gayretlerine rağmen ne kullanılmak üzere toprak satın aldı.
çocuk ailesine iade edilmiş ne de görüştürülmüştü.
Cremieux ve Montefiore, Papa nezdindeki tüm 1867 yılında Yahudilere karşı sistematik saldırılar
çabalarına rağmen olumlu bir sonuç alamadılar. başlayınca Romanya’ya gitti. Yahudilerin
korunmasını sağlamak için Kral’la görüştü. Bu
1862 yılında Moses’in 50 yıllık eşi Judith vefat etti. seyahati esnasında Romanya’da saldırıya uğradı
Montefiore eşi için Bethlehem’deki Raşel mezarının ancak zarar görmeden kurtulmayı başardı.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 169 -

1872 yılında Rus Romanof ailesinin tahta Moses Montefiore,


çıkmalarının 200. yılı kutlamalarına İngiltere 28 Temmuz 1885
Yahudileri temsilcisi olarak katıldı. Çar II. tarihinde 101
Alexander tarafından büyük bir hürmetle yaşında vefat etti.
karşılandı, çeşitli konularda birçok görüşme yapıldı. Malikesinde eşinin
Sonuçta, Montefiore, Rus Yahudilerinin dini yanına defnedildi.
özgürlüklerinin genişletilmesi konusunda
güvenceler aldı. Tüm Yahudi
Cemaatleri ve
1875 yılında 90 yaşına geldiğinde son kez olarak özellikle Filistin Yahudileri “ha Sar- Bakan” olarak
Filistin’e gitti. Dönüşünde “Kutsal Topraklar adlandırdıkları koruyucuları Moses Montefiore’yi
Seyahatim: 40 günün hikâyesi” adlı çok kapsamlı hiçbir zaman unutmadılar. Hastanelere, kurumlara,
bir kitap hazırladı. yollara verdikleri adıyla ve yakın bir tarihte yapılan
bir şarkıyla adını ölümsüzleştirdiler.
1884 yılında Moses’in 100.
doğum yılı başta İngiltere ve
Kaynaklar:
Filistin’de olmak üzere tüm • Encyclopedia Judaica – Sir Moses Montefiore
Avrupa’da özel etkinliklerle • Sir Moses Montefiore & centennial biography- LUCIEN WOLF 1825
kutlandı. Kraliçe bizzat • Sir Moses Montefiore – PAUL goodman 1925
• 1911 Encyclopedia Britannica- Montefiore, Sir Moses Haim
Montefiore’yi kutladı. Diğer • Sir Moses Montefiore at Jewish History – www.chabad.org
Avrupa Kraliyet mensupları • The Sir Moses Montefiore & Lady Judith Montefiore Heritage Site
özel olarak kendisine tebrik www.sirmoses.org.uk
• Diaries of Sir Moses Montefiore and Lady Montefiore
mektupları gönderdiler. www.seforimonline.org
Moses Montefiore tüm dünyada yalnız Yahudilerin
değil tüm insanlığın yardımseverlik sembolü
olmuştu.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 170 -

mümkün. Sadece sosyal başarıyı ölçmek için gerekli


İz Düşümü araç yok. Aslında bir tane var. Ve yerli imalat,”
LİNA FİLİBA / İstanbul
diyerek; Kishon bizi yarattığı karakterlerden “sosyal
barometre” başarı-ölçer Menashe ile tanıştırır.
Kishon “Menashe’yi Aldatamazsın” hikâyesinde oyun
yazarı ve şair her daim stresli ve ezik T.Ş. ile bir
ve
kafede karşılaşan Menashe şaire soğuk bir selam
Sosyal Barometre verip geçer. T.Ş. ile kahve içmekte olan ortak
tanıdık karakter Menashe’nin selamının
Seksenli yıllarda bulabildiğimiz tüm kitaplarını soğukluğundan şairin oyununun seçmelerde
okuduğumuz ve hatta Devlet Tiyatrosu tarafından başarısız olduğunu yorumlar. Menashe, başarı-
sahnelenmiş “Tarla Kuşuydu Juliet” oyununu ölçer sosyal barometresi ile notunu vermiş
keyifle izlediğimiz Ephraim Kishon’un zeki kelime geçmiştir. Menashe sadece başarılı kişilere sıcak
oyunları ve renkli karakterlerle bezenmiş selam verir, diğerlerine ya soğuk bir selam verip
hikayeciklerini hatırlamak bile ülkece yaşamakta uzaklaşır ya da selamsız sabahsız yanlarından
olduğumuz bu ağır ve iç kapayıcı dönemde bize geçer.
keyifli bir kaçış kaynağı olabiliyor.
Kishon’un Menashe’sinin karşılaştığı kişiye verdiği
Kitaplarını okuduğum yıllarda diğer selamın niteliği sosyal barometre gibi toplum
hikayeciklerinin yanı sıra çok yer etmemiş olsa bile içindeki yerini ve insanların onun hakkındaki
Kishon’un yaşamlarımızda modern sanal dünya ile düşüncelerini yansıtır. Bireylerin toplum içinde
haşır neşir olduğumuz bugün nedense öne çıkan varolma, kabul görme ve değer verilme ihtiyacı ile
bir hikayesi var. ilgili minik ve acımasız bir hiciv.

“Bilim herşeyi ölçmek için gerekli araç ve Bu doğal ihtiyacımız sadece sosyal ve profesyonel
metodolojiyi keşfetti. UV ışınlarının gücünü, ortamlardaki bireyler arası ilişkilerimiz için değil
havadaki nemi, nükleer testlerin başarısını ölçmek


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 171 -

artık günümüzde sanal ortamdaki varlığımız kaçınıyor da olabiliriz. Eğer sanal dünyaya soğuk
açısından da anlamlı. Özellikle sosyal medya duruyor isek bundan sonraki yorumlar bizleri
ortamlarında varlık gösteren, kendilerini ifade eden ilgilendirmeyebilir elbet. Diğer taraftan sosyal
ve sanal dünya dışındaki normal yaşamlarında medyada varlık gösteriyor ve networking ile sosyal
tanışıklık ve dostluk ilişkilerini bu yenidünyada da çevremizi geliştirmek, gelişmelere ayak uydurmayı
geliştirmeye çalışanlarımızın bir gerçeği. amaçlıyor isek bilinçli kullanıcı olmak için
kendimizi bilinçlendirmemiz iyi olmaz mı?
Profesyonel açıdan baktığımızda öncelikle
şirketlerin web ortamında ve sosyal medyada yer Araştırmalara göre Facebook, Twitter, Linkedin,
almasının olmazsa olmaz olduğunu öğrendik. Instagram ve benzeri sosyal network programları
Toplumun her kesiminin, her yaştan kişinin aradığı ile bloglar sıralamada dördüncü en popüler
bilgi, kişi, şirket veya konu ile ilgili bilgi almak için çevrimiçi aktiviteler. Tüm web hareketleri analiz
ilk başvurduğu ortam haline geldi. Özellikle yıllar edildiğinde web kullananların %73’ü bu siteleri
içinde biriken herhangi bir kişi veya konu ile ilgili ziyaret ediyor ve web kullanım oranının
bilgi ve detaylar silinmeksizin web ortamında gelişmesinin üç misli oranda artış gösteriyorlar.
erişilir olabildiğinden bazı durumlarda bulunması Artık kişisel e-posta okumaktan çok daha fazla
istenmeyen bu kırpıntı detayların önüne geçecek, zamanı sosyal medya ortamlarında harcıyoruz.
bizler tarafından dikkatlice derlenmiş bilginin web
ortamında bulunması daha iyi fikir değil mi? İsterseniz biraz bu ortamlarda karşımıza çıkan yeni
dönemin “like” (beğenme) fenomeni üzerinde
Acaba normal yaşamlarımızda sosyal ortamlarda düşünelim. Yoğunlukla kullanılan sosyal medya
sahip olmak istediğimiz kabulü sanal dünyada da programlarında okuduğumuz bir yazı, gördüğümüz
arıyor muyuz? Sanal sosyal barometrenin bir resim yapılan bir yorum, ne olursa olsun,
“ısınması” aradığımız erişmeye çalıştığımız bir hoşumuza gittiğinde İnglizce “thumbs up” diye
hedef mi? Belki de sanal ortama tamamen soğuk ifade edilen, elin yumruk halinde ve başparmağın
duruyor ve hiç ilgilenmiyor veya kayıtlı olmaktan yukarı doğru durduğu onay sinyalini


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 172 -

gördüğümüzde üzerini tıkladığımızda “like” etmiş Olduğumuz gibi, doğal, abartısız ve kişisel bilgi
oluyoruz. Başkaları da bizim yazdığımız, paylaşımında kontrollü, sosyal medya
yayınladığımız bilgi, yorum resim veya diğer programlarının filtre ve güvenlik ayarlarını
bilgileri gördüklerinde bunları “like” ediyorlar. kullanımda dikkatli olduğumuzda bu ortamlarda
sevdiklerimiz, dostlarımız ve tanıdıklarımız ile
Yeni sanal dünyanın sosyal barometresi acaba bu etkileşimde bulunmak çok ama çok keyifli. Sosyal
“like” fenomeni olabilir mi? Sanal ortamlarda barometrenin bizim hakkımızdaki hükmünü
kendimizi gösterdiğimiz ve öne çıkan imajımız ile düşünmeksizin ve içinde olduğumuz ortamın
yorumlarımız karşısında “like” sinyalleri arayışında normal yaşamlarımızdan farklılığını unutmaksızın
mıyız? Sanal sosyal barometremiz bizim için paylaşılacak, öğrenilecek, “like” edilecek
önemli mi? Hatta biraz daha ileri giderek sanal beğendiklerimizle dolu yeni bir pencere açıyor.
ortamda var olma ve kabul görmeyi normal
yaşamda var olmaktan daha önemli olabilecek Niçin olmasın?
kadar önemsiyor muyuz? Sanırım bu soru olası bir
alarm sinyali olarak beyinlerimize not düşecektir.

Çok sayıda araştırma, bireylerin sanal network


ortamlarında kendilerini olduklarından farklı
gösterebildiklerini ve gerçekleri süsleyerek belki de 
değiştirerek sunabildiklerini göstermekte. Özellikle
bu gerçeğin ışığında kendimizi diğer sanal
dostlarımızla karşılaştırma hatasına düşmeksizin
kendi kimliğimizle var olarak etkileşimde
bulunuyoruz. Gerçek yaşamda dostlarımızı
hatırlayıp arıyor isek karşılığında bizler de
hatırlanmış oluyoruz, sosyal medya da farklı değil.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 173 -

Yahudilikte
Kadının Gücü

BU SAYININ
YAZISI
Rav Naftali Haleva
Kaynak : Şalom

Her cuma akşamı okunan Eşet Hayil duası


kadının Yahudi toplumundaki yerini açık ve
net bir şekilde dile getirir. Kadının erkekten
güçlü olduğunu veya tersini savunacak bir
konunun tartışılması yanlış bir olaydır. Çünkü
gerek kadın gerekse erkek yaratılıştan itibaren
farklı özelliklere sahip olsalar da Yahudilikte
eşittir. Zaten bu farklılık ikisinin birbirini
tamamlaması amacındadır.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 174 -

“Koca, eşine verdiği değeri Kral Şelomo’nun yazdığı ● Fakir fukaraya, ihtiyacı olanlara elini uzatıp
Eşet Hayil ilahisindeki cümleler şu şekilde dile yardım eder.
getirir.” ● Evdekilerin kar kış ve soğuktan korkmasına gerek
yoktur çünkü hepsinin al yünlü giysileri
● Erdemli kadını bulduğunda bil ki onun değeri vardır. (Mişle 31:10-31)
mücevherlerden bile üstündür.
● Kocası ona tüm kalbiyle güvenmelidir ki serveti Her cuma akşamı okunan
hiçbir zaman eksilmesin. Eşet Hayil duası kadının
● O da kocasına tüm hayatı boyunca iyilikle karşılık Yahudi toplumundaki
verecektir. yerini açık ve net bir
şekilde dile getirir. Kadının
● O yün ve keteni ararken elleriyle avuçlarıyla can-ı erkekten güçlü olduğunu
gönülden çalışır. veya tersini savunacak bir
● Bir tüccar ihtiyaçlarının gelmesi için nasıl gemileri konunun tartışılması yanlış
beklerse, o da gerekirse ekmeğini uzaklardan getirir. bir olaydır. Çünkü gerek
● Gece vakti iken uyanır, ev halkına yemeğini, kadın gerekse de erkek
çalışanlara da paylarını verir. yaratılıştan itibaren farklı
özelliklere sahip olsalar da
● Bir arsa düşünün, onu alır ve kendi eli avucuyla
Yahudilikte eşit derecede olduklarını vurgulamak
ektiği meyvelerle bir bağa dönüştürebilir.
isterim. Zaten bu farklılık ikisinin birbirini
● Belindeki kuşağı sıkıp tasarruf yapmayı bildiği gibi tamamlaması amacındadır. Bu nedenle kadın ve
çalışmak için kollarına da kuvvet vermeyi bilir. erkeğin faklı rolleri mevcuttur. Yahudilikte güçlü
● Kazancının iyi olduğunun farkındadır o yüzden kavramı kişinin sahip olduğu dış görünüşle
gece lambası hep yanar. hesaplanmaz. Çünkü gerek kadın gerek erkeğin
● Bulduğu yün ve keteni elleriyle avuçlarıyla ipliğe gücü Yahudilikte dışa bağlı değil, aksine tamamen
dönüştürür. içiyle alakalıdır.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 175 -

Maalesef bugün yaşadığımız toplum kadının gücü mümkün olabilecektir. Yaratılıştan itibaren kadının
hakkında tezat oluşturabilecek soru işaretleriyle gerçek kimliğinde iyilik yapmak tüm arzusudur ve
karşı karşıya kalmakta ancak gerçekte kendi içinde ruhu da Tora’yı, mitsvaları tüm kalbiyle
var olan gücü bilmiş, fark etmiş olsa bu soruyla uygulayacak bir niteliktedir. Arzuladığı gerçek
karşı kaşıya kalmayacağı kesindir. mutluluğa da kişisel olarak da bu değerleri gelecek
nesle aktarması ve ailesiyle birlikte ulaşacaktır.
Tora’da Tanrı Moşe’ye Sina Dağı’nda şöyle der: “Ko
tomar lebet Yaakov vetaged lebene İsrael. – Bu Pele Yoets kitabında erkeklere şu şekilde bir
söylediklerimi Yaakov’un evine söyle ve tavsiyede bulunuyor: Sen Tora’daki mitsvaları
İsraeloğullarına anlat.” gerektiği gibi yap, çünkü kadın bunları tüm
arzusuyla yapabilecek bir nitelikte olduğundan
Bet Yaakov-Yaakov’un evi denince kadınlardan Tora’ya senden daha çabuk yaklaşabilir ve kadın ne
bahsedilmektedir. Bene İsrael kelimeleri ise yaptığını biliyorsa amaca senden daha kolay
erkekleri dile getirmektedir. Tanrı Moşe’ye diyor ki ulaşabileceği bir kesindir.
Tora’yı ilk önce kadınlara söyle. Neden ilk önce
kadınlara verildi? Çünkü kadın öyle bir yapıya Erkeklerin manevi açıdan bütünlüğe gelebilmeleri
sahip ki, mitsvalar olsun, midraş’ın belirttiği diğer için daha fazla mitsva uygulamalarına ihtiyaçları
sevaplar olsun, en iyisini yapabilmek için çalışırlar vardır. Buna karşın kadınlar, yaratışlarından
ve bunda da başarılı olurlar. Tora’nın yolunda itibaren bu bütünlüğe daha yakın olduklarından bu
yürüyebilmek, Tanrı’nın gösterdiği yolda konuda erkekler kadar daha yükümlü değildirler.
yürüyebilmek için can atarlar. Bunu da tüm
kalpleriyle yaparlar. Bu nedenle Tora öğretilerinin Bereşit kitabında Tora bize, Sara’nın Yişmael’in
ilk önce kadınlar tarafından benimsenmesi yıkıcı davranışlarını sezdiğini anlatmaktadır. Sara
gerekiyor ki erkekler bu konu daha rahat kocası Avraam atamızdan oğlu Yitshak’ın gelişmesi
kavrayabilsin. Ancak tüm değerlerin geleceğe için gereken ruhani ortama zarar verdiği
aktarılması kadının ilk onay ve kabul görmesi ile gerekçesiyle, Yişmael’in evden uzaklaştırmasını


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 176 -

ister. Avraam buna çok üzülür ve karar vermekte edilmekten kurtaran Kraliçe Ester, Yael, Yudit,
zorlanır. Ama Tanrı ona şu şekilde söyler: “Sara’nın Hana gibi kadın kahramanlar Yahudi dini ve
sana söylediği her şeyde onun sözünü tarihinde kadının yüceliğini simgelerler. Diğer tüm
dinle.” (Bereşit 21:12) Hahamlarımız buradan yola kültürlerin kadınları aşağı görüp, en iyi ihtimalle
çıkarak, Sara’nın nevua (peygamberlik gücü) onları köle veya mal gibi kullandıkları dönemlerde
konusunda Avraam’dan daha yüksek bir seviyede kadınlarımızın, peygamber, lider ve eğitimci
olduğunu söylemişlerdir. Nitekim duygusal açıdan oldukları görülür.
kadının kendine ait bir potansiyeli olması sebebi ile
kadınlarımızın evin içindeki insanların manevi Nitekim Talmud’da Sara, Miryam, Devora, Hana,
düzelmesi ve gelişmesi tamamen evin içindeki Avigail, Hulda, Ester olmak üzere yedi tane kadın
kadının rolüne bağlıdır. peygamber isminden bahsedilir. Rabilerimizin
belirtiği gibi kadınlar erkeklerden daha önemli
Tora, sonraki çift Yitshak ve Rivka’da da Yaakov’un yerlere de gelebilmektedirler.
dürüst olup Yitshak’ın vereceği berahanın Esav’a
değil, Yaakov’a uygun olduğunu özellikle Rivka’nın Rambam, eserinde insanoğlunda Tanrı’nın
anladığını anlatılır. Midraş ileride atalarımızın yansımasını, insanoğlunun zekâsı olarak tanımlar.
Tanrı’dan İsraeloğullarına merhamet gösterip Bu durumda kadın erkekten biyolojik ve psikolojik
onları kurtarmasını isteyeceklerinde, Tanrı’nın olarak değişik olmakla birlikte erkekle eşittir.
özellikle Rahel’in sesini işiteceğini yazar. Talmud’un bilginleri de kadında daha fazla
sezinleme kapasitesi saptar. Tora’nın Yaratılış
Kızıldeniz’i aşarken Tanrı’nın mucizesini dile (Bereşit) bölümünde görüleceği gibi erkeğin
getiren ve ilahiyi söylerin başında yer alan Miryam, hammaddesi Tanrı’nın can verdiği toz toprak,
Tanah’ta İsraeloğullarına hakimler döneminde kadının hammaddesi ise zaten ilahi kazınmış olan
liderlik eden Devora Peygamber, Yeuda kralı erkeğin kaburgasıdır. Kadın (işa) erkekten (iş)
Yoşiau’nun devrinde yaşayan Hulda Peygamber, türemiş olup hammaddesi daha üstündür.
üstün tevazua sahip olan Rut ve Yahudileri yok


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 177 -

Yahudi ailesinin saflığı ve temel taşı büyük ölçüde erkeklerin “şelo asani işa” (beni kadın
annenin tutumuna bağlıdır. Kadının çocuklarına ve yapmadığın için) şeklinde beraha (dua)
kocasına göstereceği ilgi çok büyük önem taşır. söylenmesidir. Kadınların ise “şeasani kirtsono”
Yahudi geleneklerinde kadınlara ayrılmış üç önemli (beni istediği gibi yaptığı için) şeklinde beraha
mitsva bulunır. Nerot (Şabat ve bayramlarda (dua) söylemesi güya kadının aşağılandığı izlemini
mumların yakılması), hala (açılan hamurdan bir verir. İlk bakışta erkek, kadın olarak doğmadığı için
kısım ayrılması) ve nida-mikve (aile saflığı ve sevinerek “beni kadın yapmadığın” şeklinde
temizliği, kadının adet dönemi ile ilgili kurallar). teşekkür etmektedir. Benzer şekilde kadın da sanki
erkek olmayı tercih edermiş “beni erkek
Kadınların sahip olduğu o iç dünyaları sayesinde yapmadığın” şeklinde beraha söyleyememekte ve
bilin ki birçok şey değişebilir: Aile hayatı, çaresiz “beni istediği gibi yapan” demektedir. Tüm
çocuklarımızın geleceği, manevi değerlerin artması, bunlar, yüzeysel bakışla varılan sonuçlardır. Ancak
cemaatimizin geleceği, sağlam bir nesil gerçekte durum farklıdır.
oluşturmak… Bunların hepsi yalnız kadınların
elinde. Bunu anlamak için iki tane hizmetkârı olan bir
kralı düşünelim. İlki, halkı yönetmekle görevli ve
Halkın geleceği olan yarının çocuklarını büyütmek ikincisi kralın ev işlerinden sorumlu olsun.
kadınların eline teslim edildiğinden günün her
anında sorumluluk ve esneklik gerektiren bu görevi Kralın evinde görev yapan hizmetkâr, kralı gün
sadece belirli zamanlarda bağlayıp yerine getirmek boyunca tahtında, avluda, sarayın odalarında
mümkün olmadığından, Tora zamanın sebep olmak üzere birçok kez görmektedir. Buna karşın
olduğu Mitsva Ase olumlu mitsvalardan kadını devlet işleri ile sorumlu bakan, kral ile sadece
muaf tutmuştur. haftada bir haftalık toplantılarda görüşmektedir.
Devletin başındaki bu adamın krala “beni kralın
Yahudilerin kadına bakışıyla ilgili en çok evinde hizmetkâr yapmadığın için teşekkür ederim.
sorulardan biri de sabah duaları içinde “ demesi hem iyi hem de kötü şekilde anlaşabilir.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 178 -

Kişinin “Bakan gibi saygı değer bir görevde yükümlü olan bir kadın olarak yaratmadığın ve
olduğundan dolayı teşekkür etmesi övgü dolu bir görevim gereği mitsvalardan yükümlü olduğum
söz olarak anlaşılır. Ancak, eğer bu kişi, kralın onu için sana teşekkür ederim” (örnekteki hizmetkâr
evinde hizmetkâr yapıp, her gün kralı görmek gibi).
zorunda bırakmadığı için teşekkür ediyorsa, bu
onun kralı hiç görmek istemediği anlamına gelir. Anlaşıldığı gibi sabah kalktığımızda söylediğimiz
Diğer taraftan, kralın evinde hizmetkâr olan berahalar, erkek ve kadının statüsü ile ilgili
kimsenin “beni devletin başına koymadığı için” olmayıp, Tanrı’ya bize verdiği mitsvalardan dolayı
sözleriyle minnettar olması sadece krala övgü duyulan şükranı yansıtmaktadır. Sabah kalkış
olarak anlaşılır. berahalarında Tanrı’ya bizi Yahudi olarak,
hayatımıza anlam verip bizi sonsuz hayata
“Beni devletin başına koyup senden uzak kalmak götürecek olan mitsvalarını yerine getirmemizi
zorunda bırakmadın ve seni her gün görebilir ve mümkün kıldığı için teşekkür ederiz.
seni görevim itibari ile her gün daha çok
övebilirim.” Kadının “şeasani kirtsono” (beni istediğin gibi
yaptığın için) şeklinde beraha söylemesi ise
Aynı durum Kralların Kralı için de söz konusudur. Tanrı’nın isteğini kabul eden bir kimse gibidir.
Kadının “beni erkek yapmadığın için” şeklinde Tanrı’nın isteğine uygun olan bundan mutluluk
beraha söylemesi şu şekilde anlaşılabilir. “Erkekler duymak büyük bir derecedir. Bunun gibi normal
gibi tüm mitsvaları yapmak zorunda olmadığım, (Kohen ya da Levi olmayan) bir Yahudi erkeğin de
tefilaya zamanında kalkıp erkek gibi tallet ve tefilin Kohen olmayıp Bet Amikdaş’taki görevleri yerine
takmadığım için vs. sana minnettarım.” Bu sebeple getiremediği için üzülmesi söz konusu değildir.
kadının bu şekilde beraha söylemesi uygun değildir. Tanrı her Yahudi’yi kendi isteği doğrultusunda
(örnekteki bakan gibi) Ancak, “beni kadın görevlendirirmiştir. Tüm Yisrael bir bütündür ve
yapmadığın” şeklinde beraha söyleyen erkeğin tek her Yahudi bu bütünü tamamlayan bir parçadır.
bir amacı vardır: “Tanrım beni daha az mitsva ile


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 179 -

Rabiler, Yisraeloğulları’nın her neslinin dürüst


kadınlarının, o nesli meziyetlendirdiklerini
belirtirler; kadınsız bir erkek, neşesiz ve kutsamasız
yaşar. Bir erkek karısını kendisi kadar sevmeli ve
ona kendisinden fazla saygı beslemelidir.
Görünüşte erkek ön planda gibiyse de hemen
hemen her erkeğin arkasında yönlendirici bir kadın
olduğudur.

Talmud’da dile getirdiği üzere Bene Yisrael


Mısır’dan o nesildeki Tanrı korkusu sahibi kadınlar
sayesinde kurtuldular. Neden kadınlarımız?

Mısır’da erkek – kadın herkes köleyken erkekler bu


dünyayı çoğaltmak istemediler, bu şekildeki bir
ortama çocuk getirmeğe gerek olmadığını
düşündüler. Kadınlarımız ise “Şu anda içinde
bulunduğumuz durum iyi olmayabilir Firavun
erkek çocukları öldürürken bizler de evlenmemek
ve çoğalmamakla potansiyel doğabilecek kızları Kadınlarda, ruhani dengeyi koruma konusunda
yok etmektesiniz. Bizim amacımız gelecek inşa erkeklerden daha gelişmiş bir sorumluluk duygusu
etmektir ve geleceğimiz de iyi olacak” diyerek bulunmaktadır. Kadınlar erkeklerin aksine altın
çoğalmaya devam ettiler. Bunun üzerine Tanrı buzağı günahına katılmamışlar; ayrıca Tanrı’ya
“Kadınlar Tanrı inancını gösterdiler, Tanrı güvenip casusların İsrael toprağı için konuştukları
imanından ayrılmadılar ve çoğaldılar. İşte onlar kötü itirafları da kabul etmeyerek İsrael
için hepinizi Mısır’dan çıkarıyorum” dedi. topraklarına girmeye hak kazanmışlardır.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 180 -

Eğer siz kadınlar Tanrı’ya aynı şekilde sonsuz bir gerçek olarak yaşama geçiren mutlu kişilerdir.
inançlı ve Yahudi milleti çocukları için tüm Yeşalem Ad… Paolhem. Tanrı eylemlerini
gücünüzle gerçek kimliğinizle gösterirseniz, ödüllendirecektir.
toplumuzda o zaman geleneklerine bağlı güçlü
nesiller oluşacağından hiç şüpheniz olmasın. Kadın, erkeğin kaburgasından yaratıldı.
Ayaklarından yaratılmadı!
Yazımın başında Kral Şelomo’nun derlediği ve
kadını öven metinde belirtilen esas tema kadın iş Öyle olsa ezilirdi.
hayatına atılsa da ve kariyer sahibi olsa da
kendisini güçlü yapan iç dünyasının kuvvetidir. Üstün olsun diye başından da yaratılmadı!..
Kadınlarımızın topluma verebilecekleri en büyük Ama göğsünden yaratıldı.
katkı cemaatimizde kaybolmaya yüz tutan manevi Eşit olsun diye…
değerlerin artmasını sağlamak ve çocuklarımıza
aktarabilmektir.
Kolun biraz altında…
Tora öğretilerin güzelliğini canla başla öğretmeye Korunsun diye…
çalışan annelerimizi saygıyla anarken, bu vesileyle
Tora sevgisini aşılamaya çalışan tüm kadınlara Kalp hizasında…
hazaka beruha dualarımı sunmak isterim.
Sevilsin diye…
Cemaatimizdeki saygın hanımefendiler; bilge
hükümdar Şlomo Ameleh’in en önemli Kadın Adam’dan yaratıldı.
özdeyişlerinden biri olan “Şema Beni Musar Aviha
Veal Titoş Torat İmeha – Evladım Babanın Ama her erkek bir kadından doğar…
öğütlerini dinle ve annenin Tora’sını bırakma”
sözünü sıradan bir özdeyiş olmaktan çıkarıp somut


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 181 -

Yaşam Notları
ŞELA HABİF / İzmir

Zaman Üzerine
Çağrışımlar

Zaman nedir? Bir başlangıcı sonu var mıdır? Ya da


zaman zamansız mıdır?
GENÇ Bizlerin varlığından bağımsız olarak düşünebilir
GÖRÜŞ miyiz? Yoksa insan bilincinin bir tasarımı mı
zaman?

Buna benzer sorular tarih boyunca birçok


düşünürün, filozofun, bilim adamının zihnini
meşgul etmiş ve birbirlerinden farklı fikirler ortaya
koymuşlardır. Bilim, felsefe, mitoloji veya
metafizikle ilgilenenler için zaman değişik
boyutlarda düşünülebilir. Kendi yaşamımızın dar
kalıpları içinde ele alırsak zaman kavramını nasıl
yorumlarız?

Tanımlamaya kalksak her birimiz farklı


çağrışımlarda buluşabiliriz gibi geliyor. Zaman’ı


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 182 -

hem süreç hem de tarih olarak düşünebiliriz. Kimi Çoğumuz kör bir telaşla koşuyoruz, koşmamız
için bir dönem, bir çağ; kimi için de geçmiş, gerektiğini düşündüğümüz yolu, zamanla
gelecek ve yaşanan an’dan oluşan yaşamın yarışıyoruz adeta… Yolun başında bir an önce
kendisidir zaman… büyüme telaşıyla, sonraları zamanın nasıl akıp
gittiğine akıl erdiremeden tüketiyoruz onu… Biz
Doğduğumuz andan başlayarak bir zaman onu tükettik sanırken aslında onun bizi tükettiğini
harcamaya başlıyoruz. fark ettiğimizde vakit çok geç olabiliyor. Satın
alamayacağımız, telafisi olmayan, yerine
Biz miyiz zamanı yitiren? Yoksa zaman içinde yiten konamayan, kontrol edemediğimiz bir şey zaman…
biz miyiz?
İnsanoğlu her ne kadar ona hükmetmeye çalışsa da
Bana kalırsa zamanın içinden geçip gidiyoruz… çabaları boşuna bir uğraş olmaktan öteye
geçemiyor. Hiçbir barikat kum saatinin delice
Tükenen zaman değil, ömrümüz sanki… aktığı ince belini tıkamaya yetmiyor.

Zamanın içini neyle doldurduğumuz yaşam Biz istediğimiz kadar yönetmeye çalışalım zamanı,
kalitemizin ölçüsü oluyor bir bakıma… Biz her şeyi o hiç de boyun eğecekmiş gibi gözükmüyor. Sanki
zamanda yaratıyoruz. Benjamin Franklin’in dediği bizler saati değil, saat bizi kuruyor çoğu zaman.
gibi yaşamın en önemli hammaddesi zaman… Programlanmış gibi yaşıyor, iç saatimizi
görmezden geliyoruz. Her an mümkün olmasa da
Hepimize zaman eşit olarak verilmiş, her gün her bedenimizin saatine ara sıra kulak verdiğimizde
birimizin 24 saati var, onu nasıl kullandığımızda saniyelerin nasıl akıp gittiğini gösteren
yaptığımız seçimler belirleyici oluyor. Hepimiz kelepçelerden kurtulmuş oluyoruz bir bakıma…
zamansızlıktan yakınırız, ancak en hoyratça
harcadığımız şey de zaman olmuyor mu? Zaman aslında hiçbir etkide kalmadan doğal akışı
içinde ilerliyor. Bizim algımıza göre hızla aktığı,


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 183 -

yavaşladığı hatta durduğu oluyor. Çok keyif alarak, şey yoktur. Büyüklüğü ile sonsuzluğa kadar uzanır;
tutkuyla yaptığımız her işte zaman su gibi akarak küçüklüğü ile sonsuz parçalara bölünebilir. Herkes
varlığını hissettirmezken; zorla, istemeden onu ihmal eder, herkes onu yitirmekten üzüntü
bulunduğumuz her yerde kendini olanca ağırlığıyla duyar. İnsanın en değerli hazinesi zamandır!
hissettiriyor.
Zamanımızın kıymetini gerçekten bilebiliyor
Öyle anlar vardır ki zamanın yasaları geçerli değil muyuz?
gibidir, bunlara büyülü anlar deriz. Bir dağın
zirvesinden manzaraya bakarken, ya da okyanus Bana öyle geliyor ki zamanımızın çok olduğu
damlalarının kıyıya vuruşunu seyrederken, bir yanılsaması, değerini fark etmemizin önüne
şeyler yaratmanın esrikliği içindeyken ya da aşk geçiyor. Oysaki sınırlı zamanımızın kaldığını
ateşiyle kavrulurken; işte böyle anlarda plan, kaygı öğrensek yaklaşımımız aynı olur muydu?
ve bellek önemini yitirir. Zaman durmuştur.
Budistler her sabah omuzlarındaki düşsel kuşa
Yaşamımızın zamanı saatlerin gösterdiği zamanla sorarlarmış:
gerçekten aynı mıdır? Yelkovan hiçbir şeyden
etkilenmeden her zamanki turunu tamamlarken, O gün bugün mü?
bizler için saatlerin ilerleyişi değişken olabiliyor.
İçinde bulunduğumuz duygular ve koşullar zamanı Bunun cevabını bilmemiz olanaksız olsa da her
nasıl algıladığımızı etkileyebiliyor. günümüzün son günümüz olma ihtimali var. Bunu
anımsamamız bile her şeyi farklı bir gözle
Fransız düşünürü Voltaire bu konuda şöyle der: görmemizi sağlamaz mı?

‘Zaman tasarladığımız projelerin gerçekleştirilmesi Geçen gün, bir beyin cerrahının konuşmasını
için yeterli değildir. Bekleyen biri için ondan daha dinledim. Kanserle mücadele eden bir hastası bir
yavaş, hoşlanan biri için de ondan çabuk geçen bir gün kendisine şöyle demiş: İki yılda 50 yıldır


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 184 -

yapmadığım, ertelediğim her hayalimi Zamanla değişiyoruz, kendimizi daha çok tanıyor;
gerçekleştirdim. Bunu söyledikten kısa bir süre değerlerimizi, ihtiyaçlarımızı farkına varıyoruz.
sonra da yaşam veda etmiş. Beyin cerrahı
konuşmasını şu soruyla bitiriyor: Neden her Zamanı yönetmek elimizde olmasa da kendimizi,
günümüzü son günümüzmüş gibi yaşayamıyoruz? duygularımızı yöneterek onunla yarışmak yerine
barışmayı başarabiliriz; kendi amaç ve isteklerimize
Murathan Mungan “Şairin Romanı” adlı kitabında göre yaşamayı seçerek…
bu konuda şöyle diyor: ‘Ne tuhaf! İnsanoğlunun bu
dünyada en geç keşfettiği şey şimdiki zamandı. Sözlerimi Goethe’nin bir cümlesiyle noktalamak
İnsan içinde bulunduğu anı derinleştirmeyi istiyorum:
zamanla, yani zamanı azaldıkça öğreniyordu.
‘Yaşamaya zaman ayırın, zira zaman bunun
Şöyle bir düşündüğümüzde tek gerçeklik için yaratılmıştır’
yaşadığımız an… ne öncesi ne sonrası… Bazen bir
sonraki adımı düşünmekten anın tadını Umarım kıymetli zamanınızı çalmamışımdır!
çıkaramıyoruz ya da geçmişin pişmanlıkları
bugünü gölgeleyebiliyor.

Zaman neler öğretmiyor ki bize…

An geliyor, acıları dindirmede, yaraların kabuk


bağlayıp iyileşmesinde, dost gibi görünüyor, bazen
de böğrümüzde saplı duran bir hançer oluyor,
yüreğimizi kanatıyor. Bizi bir kıskacın içinde
bilinmeze doğru götürüyor.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 185 -

Nazlı Doenyas
İstanbul

Özgürlüğümüzün Bayramı
Pesah 2015 (5775)
Bu yıl Pesah, 3 Nisan Cuma başlayıp,
11 Nisan Cumartesi akşamı
yıldızların çıkışı ile sona eriyor.

BİLİYOR Pesah’ta Tanrı’nın, Yahudiler’i Mısır topraklarında


210 yıl süren esaretlerinden kurtarıp, özgürlüğe
MUYUZ? kavuşturması kutlanır.

“Ben seni Mısır Ülkesi’nden


-köle evinden- çıkarmış olan Tanrın Aşem’im”
(Şemot 20:2) (Devarim 5:6).

10 Emir’in ilki olacak kadar önemli olan bu


Kurtuluş, Yahudi varoluşunu ve yaşamının amacını
o denli etkiler ki, Mısır’dan Çıkış sadece Pesah’ın
sekiz günü boyunca değil, Şavuot, Sukot, Roş
Aşana, Kipur, ayrıca her hafta Şabat Kiduşunda ve
Yahudi yaşamının her gününde tefilin ve tsitsit
takarken ve Şema okurken, sürekli olarak hatırda
tutulur.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 186 -

Pesah’ın gereklerini, Tanrı Moşe’ye Mısır’dan -Dört kurtuluş ifadesi:


Çıkış’tan iki hafta önce anlatır. Bunlar, Roş Hodeş “Sizi Mısır’ın yükü altından çıkaracağım… Sizi
Nissan’dan önceki Şabat -Şabat Ahodeş’te onların köleleştirici işlerinden serbest kılacağım…
okuduğumuz mitsvalar ile birlikte açıklanır. Bu Sizi büyük bir güç gösterisi ve sert yargılar eşliğinde
mitsvalar; Yahudi halkına verilen ilk mitsva olan özgürlüğe kavuşturacağım… Sizi Kendim’e Halk
Roş Hodeş-Yeni Ay konsepti ile bir Yahudi takvimi olarak alacağım1..”
oluşturulması, Nissan ayının “ayların başı” olarak
kabul edilmesi, halen Mısır’dayken Pesah korbanı -Pesah bayramının dört ismi: Hag A-Pesah- Pesah
getirilmesi, Pesah korbanının matsa ve acı otlar ile bayramı2; Hag A-Matzot-Matsa bayramı 3; Zeman
yenmesi ve yedi gün boyunca mayalı gıdalar Herutenu-Özgürlük zamanı4 ve Hag A-Aviv-Bahar
tüketmekten kaçınılmasıdır. bayramı 5

Pesah’ta ”Dört” rakamı göze çarpar -İsrailoğulları’nın zor şartlar ve yoğun asimilasyona
rağmen Mısır’da sonuna kadar korudukları dört
Agada ve Seder’de önemli bir yeri olan “dört” özellik: Yahudi isimlerini hiçbir zaman Mısır
rakamı ile ilgili birçok yorumdan bazıları: isimleriyle değiştirmediler; dillerini değiştirmeyip
hep İbranice konuşmaya devam ettiler, ahlak
-Seder’deki dört kadeh şarap seviyesi bu kadar alçalmış bir toplumun içinde
yaşamalarına rağmen ahlaki değerlerini korudular,
-Dört oğul: Bilge çocuk, asi çocuk, saf çocuk ve giyim tarzlarını değiştirmediler.
soru sormayı bile bilmeyen çocuk. ...
*1- Şemot 6:6-7
-Dört soru: “Ma Niştana-Ne değişti”- Dört soru, şu *2- Şemot 34:25
cümleyle başlar: Bu gecenin diğer gecelerden farkı *3- Şemot 23:15
nedir?” *4- Mişna Pesahim 10:5
*5- Devarim 16:1


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 187 -

Pesah’ın günleri diğer bayramların hangi - Pesah’ın 5.günü = Yom Kipur:


günlere geleceklerini belirler Bu yıl Pesah’ın 5.günü Çarşamba
Bu yıl Yom Kipur 23 Eylül 2015 Çarşamba
Yahudi takvimi o kadar ilginç bir şekilde
düzenlenmiştir ki, Pesah’ın birinci günü hiçbir -Pesah’ın 6.günü = Purim
zaman Pazartesi, Çarşamba veya Cuma’ya denk Bu yıl Pesah’ın 6.günü Perşembe
gelmez. Bu yıl Purim 5 Mart 2015 Perşembe
Pesah’ın ilk altı günü de, sene içindeki diğer
Pesah Agadasında Moşe Rabenu’nun ismi
bayramların hangi güne geleceklerini belirler:

- Pesah’ın 1.günü = Tişa Beav: Mısır çıkışının her aşamasında önemli rol oynayan
Bu yıl Pesah’ın 1.günü Cumartesi Moşe Rabenu’nun ismi Agada-Anlatı kitabında kaç
Bu yıl Tişa Beav - 9 Av -25 Temmuz 2015 kez geçer?
Cumartesi- (Şabat olduğu için, Tişa Beav orucu,
26 Temmuz Pazar günü tutuluyor.) Bütün Agada’da, Moşe Rabenu’nun adı adeta
yanlışlıkla yazılmışçasına, sadece bir kez geçer.
- Pesah’ın 2.günü = Şavuot: Bunun nedeni hakkında farklı yorumlar görülür.
Bu yıl Pesah’ın 2.günü Pazar Rabiler, Mısır’dan Çıkış’ın tamamen Yüce Tanrı
Bu yıl Şavuot 24 Mayıs 2015 Pazar tarafından gerçekleştirildiği hakkında en ufak bir
tereddüte yer bırakmak istemez. Bu şekilde,
- Pesah’ın 3.günü = Roş Aşana Agada’da Moşe Rabenu’dan sadece bir kez
Bu yıl Pesah’ın 3.günü Pazartesi bahsederek, onun bir kahraman olarak görülüp,
Bu yıl Roş Aşana 14 Eylül 2015 Pazartesi ona taparcasına hayranlık duyulmasının önüne
-Pesah’ın 4.günü = Simha Tora: geçilir.
Bu yıl Pesah’ın 4.günü Salı-
Bu yıl Simha Tora 6 Ekim 2015 Salı


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 188 -

Önemli Not: Yazıda kısa bir özet olarak verilen bilgiler,


okuyucuya bu konular hakkında fikir vermek amacıyla Dini Takvim
Every Person’s Guide to Passover, Şemot (Gözlem) Nazlı Doenyas

,Pesah Agadası(Gözlem),El Gid Para El Pratikante


(Gözlem); From Bondage to Freedom;Tevrat; Living 1 Mart – 30 Nisan 2015
Inspired kitaplarından ve www.chabad.com; (10 Adar – 11 İ yar 5775)
www.jewishvirtuallibrary.org; 4 Mart Çarşamba (13 ADAR)
www.torah.org; ESTER ORUCU
www.torahtots.com; Purim’den önceki gün, 13 Adar’da oruç tutulur.
www.aish.com; Kraliçe Ester; halkını Aman’ın soykırım
www.jweekly.com; planlarından kurtarabilmek için Kral ile görüşmek
www.betemunah.org; ister.Fakat çağrılmadan kralın huzuruna çıkmanın
cezası ölümdür. Bu yüzden, Ester; kuzeni haham
sitelerinden derlenerek hazırlanmıştır. Cemaatlerin Mordehay’dan, tüm Yahudi halkının kendisiyle
farklı gelenekleri ve uygulamaları olabildiği için Özel birlikte 3 gün boyunca oruç tutup dua etmelerini
Günler ve uygulamalar hakkında en doğru ve detaylı ister.
bilgiler için, cemaatin kendi Rabi’lerine başvurması
gerekir. Bu orucun tutulmasını Ester istediği için, “Ester
Orucu” adıyla anılır.

Halk arasında yaygın, ama YANLIŞ bir inanış; bu


orucu sadece adı Ester olanların tutması
gerektiğidir. Hamile, süt veren kadınlar hariç,
sağlıklı ve bar/bat mitsvasını yapmış her Yahudi,
Ester Orucu’nu tutmakla yükümlüdür.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 189 -

Oruç, 4 Mart Çarşamba sabahı gün doğmadan 3- Matanat LaEvyonim-En az iki ihtiyaç sahibine,
başlayıp, aynı günün akşamı, yıldızlar çıkınca sona Purim günü ulaşacak şekilde hediye vermek ve
eriyor.
4- Purim ziyafeti ve eğlencesi ile yemek, içmek ve
Ester orucu gününde Minha duasında yakarış Tanrı’nın yanımızda olduğunu bilmenin verdiği
duaları Tahanunim yapılmaz. güven duygusu ile mutlu olmak.

13 Adar Şabat gününe denk gelirse, oruç ondan 6 Mart Cuma (15 ADAR)
önceki Perşembe, 11 Adar’da tutulur. PURİM ŞUŞAN
13 Adar günü, Yahudiler, kendilerini savunmak için
5 Mart Perşembe (14 ADAR) PURİM bir araya gelir ve onları öldürmek isteyen
Yahudi takvimindeki en neşeli, en keyifli düşmanlarını yenilgiye uğratır. 14 Adar’da da
bayramlardan biridir. Purim’de; Tanrı’nın zaferlerini kutlarlar.
İsrailoğulları’nı, doğal gibi görünen olayların
arkasında gizlenen mucizelerle kurtarması Başkent Şuşan’da ise savaş ve zafer 14 Adar’da
kutlanır. Bunun yanında, Tora’nın yeniden kabul gerçekleşir, bu yüzden Purim kutlamaları da 15
edilmesi, Yahudi milletinin bir’liği de kutlanır. Adar’da yapılır. Bu sebeple 15 Adar,(bu yıl 6 Mart
Purim’e özel, dört mitsva: Cuma) Purim Şuşan-Şuşan’ın Purim’i olarak anılır.
Purim Şuşan, Yeoşua zamanında surlarla çevrilmiş
1- Megila Ester’i okumak/dinlemek (4 Mart olan şehirlerde kutlanır. Istanbul da bu kategoriye
Çarşamba akşamı ve 5 Mart Perşembe günü ile 5 girer.
Mart Perşembe akşamı ve 6 Mart Cuma sabahı)
14 Mart Cumartesi (23 ADAR)
2- Mişloah Manot-En az bir arkadaşa Purim günü ŞABAT PARA- Şabat Para veya “Kızıl İnek”ten
ulaşacak şekilde yemeye hazır şekilde iki çeşit bahsedilen Şabat; Şabat Ahodeş’ten önceki
yiyecek hediye göndermek, Cumartesidir.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 190 -

“Şabat Para”da Tora’nın “Taase- Yap” şeklindeki Çıkış’tan iki hafta önce söylediklerinden bahseder:
mitsvalarından olan, Kızıl İnek ile arınma mitsvası Yahudi halkına verilen ilk mitsva olan Roş Hodeş-
anlatılır ve bu şekilde Pesah ile ilgili hazırlıklar Yeni Ay konsepti ile bir Yahudi takvimi
başlamış olur. oluşturulması, Nissan ayının “ayların başı” olarak
kabul edilmesi, halen Mısır’dayken Pesah korbanı
Para Aduma ritüeli, kişiyi; insan cesediyle temas getirilmesi, Pesah korbanının matsa ve acı otlar ile
etme sebebiyle oluşan tuma-ritüel kirlilikten yenmesi ve yedi gün boyunca mayalı gıdalar
arındırır. Kendileri tamamen arınmış durumda tüketmekten kaçınılması. (Şemot12:1-20)
olan kişiler, tame-ritüel olarak kirli olan kişiyi
arındırdıktan sonra, kendileri tame duruma 28 Mart Cumartesi (8 NİSAN) ŞABAT AGADOL
geçerler. Birini temizlerken, prosedürü yapanların Pesah’tan önceki Şabat, Şabat Agadol - Büyük
kirlenmesi, Para Aduma kanununu anlaşılamayan Şabat’tır.
ve açıklanamayan, sadece Tanrı’ya olan inançla
yerine getirilen bir mitsva sınıfına koyar. İsrailoğulları Mısır’da halen esirken, o yıl bir Şabat
günü olan 10 Nisan’da Tanrı’nın Emri ile evlerine
Bazı alaha otorilerine göre, her erkeğin Para birer kuzu alır ve 14 Nisan öğleden sonra bunları
bölümünü dinleme yükümlülüğü; Tora’da Pesah korbanı olarak kesmek üzere dört gün
belirtilmiştir. boyunca evlerinde bağlı tutar.(Şemot 12:3-6)
.Mısır’lılar; Yahudi komşularına bunun nedenini
21 Mart Cumartesi (1 NİSAN) sorduklarında; bu kuzuların 14 Nisan ‘da Tanrı
ŞABAT AHODEŞ adına Pesah korbanı olarak kesilecekleri cevabını
Roş Hodeş Nissan’dan önceki Şabat, veya bu sene alır. Mısır’lılar, kuzuya tapmalarına ve bu kuzuların
olduğu gibi Roş Hodeş tam Şabat’a gelirse Roş korban edileceğini bilmelerine rağmen, bir mucize
Hodeş Nisan; Şabat Ahodeş’tir (Yeni Ay Şabat’ı). eseri Yahudiler’e hiçbir şey yapmazlar. Şabat
Agadol’de, bu mucize anılır.
Ahodeş Peraşası; Tanrı’nın Moşe’ye Mısır’dan


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 191 -

3 Nisan Cuma sabahı (14 NİSAN) tamamlanması)takiben, Seudat Mitsvah (Mitsva


Hamets’lerin “satılması” için en son zaman Ziyafeti) öğünüyle, okumanın tamamlanması
Pesah boyunca Hamets yemek, evimizde kutlanır. Buna şahit olan behorlar, bu öğünü
bulundurmak, bunlardan fayda sağlamak, hatta yedikleri zaman bütün gün oruç tutma
iyeliğimizde bulundurmak bile yasaktır. Pesah’a zorunlulukları kalkar. Halk arasında YANLIŞ
kadar tüketemeyeceğimiz Hametsi ziyan etmemek bilinen bir inanış, anne veya babanın bu törene
için, bu tarz erzak maddeleri, Pesah boyunca katılıp o Seuda’dan bir parça eve getirip behor’a
saklanmak üzere bir kutuya konularak evden ayrı yedirmesidir. Bu şekilde behor’un orucu kesilmez.
bir yerde muhafaza edilir. Bu maddelerin iyeliği, Behorların Siyum’a şahsen katılmaları gerekir.
Rabanut aracılığıyla Yahudi olmayanların
mülkiyetine geçirilir, Pesah bitişinde geri alınmak 3 Nisan Cuma (14 NİSAN)
üzere, onlara “satılır”.Bu konuda bilgi almak için BİUR HAMETS 09:30
cemaat Rabilerine başvurmak gerekir. (Sadece bir En son hamets yeme saati. En geç bu saate kadar
kağıt fax’layarak veya mail atarak yapılan bu basit evvelki gece bulunmuş olan son hamets parçaları
işlemin devamı, Rabi’ler tarafından yerine yakılır. Evde gözden kaçmış olan hamets için iptal
getirilmektedir) duası okunur: “Kal Hamira Vahamia Deika Birşuti
Biarte, Dehazite Udla Hazite, Deviarte Udla Biarte,
3 Nisan Cuma sabah (14 NİSAN) Livtil, Veleeve Efker Keafra Deara- Sınırlarım içinde
Taanit Behorot-Siyum Masehet olup, gördüğüm ve görmediğim, yaktığım ve
Ailenin ilk doğan çocuğu erkekse (Behor), bugün yakmadığım ve varlığını bilmediğim her Hamets ve
oruç tutar, oruç akşam Pesah kiduşu ile kesilir. mayalı madde iptal olsun ve toprağın tozu gibi
Berit Mila(sünnet) sonrası verilen yemek gibi, sahipsiz sayılsın”.
herhangi bir mitsva (dinin gerekleri) için yapılan
yemekle bu oruç bozulabilir. Aynı şekilde o günkü Sabah 09:30’dan itibaren, artık ne ekmek, ne de
Tefila (sabah duası) sonrası, Siyum Masehet’i matza yenebilir. İstenirse, matzadan ve matza
(Talmud’un bir bölümünün okunmasının unundan yapılmış mamuller, biumelos, börek,


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 192 -

köfte, pesah keki ve benzeri yemekler yenebilir. Yisrael için nesilleri boyunca gözetim (temasını
içerecektir)”. (Şemot 12:42) Tanrı, bayramın
3 Nisan Cuma akşamı (14 NİSAN) akşamı gereklerini yerine getirmiş hiçbir Yahudi’ye, bu
PESAH 1.GECE gece negatif hiçbir şey olmasına izin vermeyecektir.
Akşam duası sırasında Tanrı’ya şükran methiyeleri
olan Allel duası; ligmor-tam olarak okunur.(Allel 4 Nisan Cumartesi- (15 NİSAN)
hiçbir zaman akşam dualarında okunmaz, sadece PESAH 1.GÜN-Yom Tov-
Pesah akşamı okunur.) * Sabah duasında ligmor-tam Allel okunur.
* Tikun Atal-Sabah duasında Musaf Amida’sında
*Şabat ve bayram onuruna mumlar, güneş Morid Atal’dan önce, çiğin düşmesi için okunan
batmadan önce yakılır: “Baruh Ata Ad. Elo-enu dua- Tikun Atal okunur.
Meleh Aolam Aşer Kideşanu Bemitzvotav Vetsivanu * Morid Atal-Sabah duasında Musaf Amida’sından
Leadlik Ner şel Şabat ve şel Yom Tov-Bizlere Şabat başlayarak, artık “Maşiv aruah umorid ageşem-
ve Yomtov mumlarının yakılması mitsvasını veren Rüzgar estirir ve yağmur yağdırırsın” kısmının
Evren’in Efendisi Tanrı’mız Sen Mübareksin.” yerine “Morid atal-Çiyin düşmesini sağlarsın”
bölümü söylenir.
*Akşam birçok mitsva içeren 14 bölümlü geleneksel
Pesah Sederi yapılır. 4 Nisan Cumartesi akşam- (15 NİSAN) akşam
PESAH 2.GECE-
*Afikoman ilk gece en geç gece yarısına kadar *Akşam, birçok mitsva içeren 14 bölümlü Pesah
yenilmiş olmalıdır. Sederi yapılır.
*Afikoman’ın gece yarısına kadar yenmesi şartı
*Pesah’ın ilk akşamı “lel shimurim”-gözetim gecesi- yoktur.Sabaha kadar yenebilir..
korunmalı gece” dir.” Bu, Tanrı için (Bene Yisrael’i) *Akşam-Sefirat Ha-Omer
Mısır Ülkesinden çıkarma konusundaki gözetim Omer Sayımına Başlanması- Bayramın
gecesidir. Tanrı’nın Gecesi budur ve tüm Bene 2.gecesinden itibaren 49 gece boyunca Omer


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 193 -

sayılır.49 gecenin sonu, ellinci gün, Şavuot 11 Nisan Cumartesi (22 NİSAN) YOM TOV
bayramıdır. Şemini Şel Pesah--Pesah’ın sekizinci günü

5 Nisan Pazar—(16 NİSAN) *Sabah duasında yarım Allel söylenir.


PESAH 2.GÜN-Yom Tov-
*Sabah duasında ligmor-tam Allel okunur. *Seudat Ha Maşiah-Maşiah Seudası- Pesah
bayramının bu son öğününde, Maşiah’ın,
* Avdala-Gün batımında, Yom Tov günlerini Hol kurtuluşun gelmesindeki rolü üzerinde
Amoed’den (bayramın ara günleri) ayırmak için yoğunlaşılır.
sadece şarapla Avdala yapılır ( Şabat olmadığı için
mum ve güzel kokulu baharatlar kullanılmaz.) *Avdala-Yıldızlar çıktıktan sonra, Yom Tov
günlerini Hol Amoed’den (bayramın ara günleri)
10 Nisan Cuma (21 NİSAN) YOM TOV ayırmak için Avdala yapılır. Avdala töreni, bu yılki
Şevii Şel Pesah-Pesah’ın yedinci günü Pesah Bayramı’nın sona erdiğini simgeler.

*Pesah’ın yedinci günü, Keriat Yam Suf-


Kızıldeniz’in yarılıp Yahudiler’e geçit verdiği gün
olarak kabul edilir. Kızıldeniz, Yahudiler geçtikten
sonra, onları yakalayıp esaret hayatına geri
döndürmek için peşlerinden gelen Mısırlılar’ın
üzerine kapanır, Firavun hariç bütün Mısır ordusu
Kızıldeniz’de boğulur. Düşmanlarımız olsa bile,
Tanrı’nın yaratmış olduğu bu kişilerin ölümü

sebebiyle sevinmeyiz ve bu gün tam değil, yarım
Allel söyleriz.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 194 -

Dr. Siren Bora


İzmir

Bodrum Yahudi Mezarlığı


-Bölüm I-
Ülkemizde 1990’lı yıllardan itibaren önemi
anlaşılan sözlü tarih çalışmaları nasıl sıradan
insanların öznel bakış açılarına odaklanıp aile, köy,
BODRUM mahalle tarihlerini inceleyerek gündelik yaşamın
tarihini kayda geçiriyorsa; kanımızca, mezar
Yahudi Mezarlığı taşlarının ‘’konuşturulup sesinin dinlenilmesi’’ de,
tıpkı sözlü tarih çalışmaları gibi köy-mahalle-aile
tarihi, dinsel ritüellerdeki öznellik, sanat anlayışı,
nüfus dağılımı, ekonomik etkinlikler ve hatta salgın
Dr.Siren Bora’nın hastalıklar üzerine odaklanılarak bölgedeki
2013 YILI Ekim ayında düzenlenen gündelik yaşamın tarihinin kayda geçirilmesini
Uluslararası Bodrum Sempozyumunda sunduğu ve
sağlayacaktır 1.
Ege Üniversitesi Araştırma Merkezi tarafından yayınlanan
Bodrum Yahudi Mezarlığı ile ilgili bildiri. 1
Ülkemizde ilk kez, A.Süheyl Ünver mezarlıkların önemini kavramış ve 1915 yılında
İstanbul Karacaahmet Mezarlığında yer alan mezar taşları üzerindeki desenler
üzerinde çalışmıştır. 1952 yılında ise, tarihi mezarların belirlenmesi için bir ‘’ilmi
encümen’’ kurulmuştur. Günümüzde mezar taşlarının, tarih araştırmalarındaki yeri ve
önemini kavrayan pek çok üniversite, araştırma kurumu ve tarihçi, Anadolu ve Rumeli
de yer alan Akkoyunlu, Karakoyunlu, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait mezar
taşlarının envanterinin çıkarılıp korunmaya alınması için çalışma başlatmışlardır.
Örnek vermek gerekirse, 1981 yılı sonrası Alman Araştırma Kurumu Hans-Peter
Laqueur’i İstanbul’daki tarihi mezar taşlarının arşivlenmesi için görevlendirmiştir. 1982
yılında Alman Arkeoloji Enstitüsü, Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü ve Fransız
Bilimsel Araştırmalar Merkezi bu konuda işbirliği yapma kararı almıştır. Ayrıntılı bilgi


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 195 -

Tarihçiler, mezar taşlarının tarihsel niteliği ve üyelerinin ölüme yaklaşımı ve ölüm anlayışı ile
önemi ile ilgili değişik tanımlamalar ilgili bilgi sahibi olunabilmektedir.
yapmaktadırlar: Mezar taşları, kimine göre arşiv
İnsanlık var olduğundan beri, ölümün ‘’uhrevi’’ ve
belgesi; kimine göre tapu kaydı; kimine göre bir
‘’dünyevi’’ yönleri olmuştur. Herhangi bir şekilde
milletin varlık ve tarihinin bekçisi; kimine göre ise
tanrısal (çok tanrıcı veya tek tanrıcı) bir gücün
bir milletin soy kütüğüdür. Günümüzde artık
varlığını kabul eden insanların ilk olarak ölenlerin
herhangi bir ilin veya bölgenin sosyal tarihini
öbür dünya yaşamını ilgilendiren uhrevi kaygılarla
yazmak isteyenler için demografik yapıya ilişkin
dolu olmaları ve bu yüzden ölü gömmenin (eğer o
zengin bilgiler sunan mezarlıkları kullanmak
toplumda gömü adeti varsa) aynı zamanda dini
kaçınılmazdır.
ritüeller bütünü olması gayet doğaldır. Olayın
Öncelikle, mezar taşlarındaki kitabeler gömülenin dünyevi boyutuna gelince, o da insanın ölenin
kimliğini belirten ve gelen geçenin ölenin ruhuna ardından onu kalıcı hale getirmek istercesine
dua etmesini sağlayan anıtlardır. İkincil olarak, gömülme yerine bazen çok abartılı anıtlar, bazen
sanat tarihi açısından zengin malzeme de en azından küçük bir işaret dikme alışkanlığının
sunmaktadırlar. Ayrıca, mezar taşlarının var olmasıdır. Bu tür bir adetin asıl amacı ölenin
üzerindeki yazıtlar sayesinde yerel cemaatin ya da dışarıdan istenmeyen bir müdahaleye maruz
kavmin bölgeye yerleşme tarihi saptanabilmekte; kalmasını engellemek olsa da, aslında bu ölenin
adına bir anıt oluşturma uğraşıdır ve insanlık
tarihinin ilk zamanlarına kadar uzanmaktadır.
için bkz. Bahri Ata, ‘’Tarihi Mezarlıklar, Eğitim ve Bolu Örneği’’, Bolu Bilim, Sanat ve
Kültür Araştırmaları Dergisi 1 (1998), s.s 26-31. 2013 yılında, Kuşadası Kültürel ve Tarih boyunca değişik kültür çevrelerinde ölenin
Tarihi Mirası Koruma Derneği tarafından ‘’Osmanlı Mezar taşları Türkiye Envanteri
Projesi’’ hazırlanmıştır. Yine aynı yıl Iğdır’da, Akkoyunlular ve Karakoyunlular
bedenini ortadan kaldırmak için birbirinden farklı
dönemine ait mezarlar bölge Kültür ve Turizm Müdürlüğünce koruma altına alınmıştır. yöntemler uygulandığı bilinmektedir. Bazı
Tokat Niksar’da, Niksar Belediyesi Melikgazi Türk İslam Medeniyetleri Taş Eserler
Müzesinde sergilenen 600 parça mezar taşının tamamı Cumhuriyet Üniversitesi
kavimler cesedi ıssız yerlere, bazıları da vahşi
Akademisyenleri tarafından incelenmeye başlanmıştır. 2013 yılında Karşıyaka hayvanların bulundukları bölgelere terk etmeyi
Belediyesi ve Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim
üyelerinin işbirliğiyle İzmir Karşıyaka’daki Müslüman mezarlıkları incelenmiş ve uygun görmüşlerdir. Cesetleri gömme adeti,
‘’Karşıyakanın Taş Çiçekleri’’ adı altında kitap haline getirilmiştir. insanlık tarihinde daha geç dönemlerde


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 196 -

başlamıştır 2. Böylelikle ölü gömme adetinin şekilsel hahayim’’ (yaşam haznesine)’e kısacası aslına gider.
kısmı, ‘’Mezarlar’’ ve ‘’Mezar taşları’’ ortaya Ruah (ruh) ise, Şeol’e (çukur-mezar) gitmektedir.
çıkmıştır. 3 Ahirette de mükafat ya da ceza görecek olan, Ruah
(ruh)tur. Yahudiliğin ilk dönemlerinde, ölen
YAHUDİLİKTE ÖLÜM VE CENAZE İLE İLGİLİ
İNANÇLAR, UYGULAMALAR kimsenin ruhunun toprağın altına ‘’Şeol’’e
Ölüleri toprağa gömme geleneği, sadece insanlara karanlıklar dünyasına indiğine ve orada ruhun
özgü bir fenomen gibi görünmektedir. İnsani yanı daha önce ölen atalarının arasına katıldığına
olduğu gibi, insanların ölümden sonraya ait inanç inanılmıştır 5. Milattan önce ikinci yüzyılın sonuna
ve anlayışlarını da yansıtmaktadır. Ahmet Güç’ün doğru, öldükten sonra bir dirilişin olacağı ve
Yehezkel Kaufmann’dan yaptığı alıntıya göre, ölünün yargılanacağı inancı ortaya atılmıştır 6 .
Yahudiler arasında yaygın olan ölen kimsenin Anlaşıldığına göre, Yahudilikte Ahiret inancı, tarihi
ruhunun bedenden ayrı yaşayışı inancı, halk bir seyir takip etmektedir. Torah’ta Daniel kitabına
inancıdır. Yahudi kutsal kitabı Torah’ta (Tevrat) bu kadar Ahiret inancı hakkında açık ifadeler yer
inancın dini ya da ahlaki temeline rastlanılmaz 4. almaz. Öyle görünüyor ki Torah, ölülere ilgi
Aslında, Müslümanlık ve Hıristiyanlıktan farklı göstermeyi ve yas tutmayı evrensel bir mesele
olarak Yahudi inanç sisteminde insan; guf (beden), insan kültürünün bir eseri olarak görmüş ve
neşama (can), ruah (ruh) ve nefeş’ten (nefis) tamamen dünyevi kabul etmiştir 7.
oluşur. Bu inanç sistemine göre, bir Yahudi öldüğü Yahudilikte bir kimse öldüğü zaman gözlerini
zaman neşama’sı (canı) yani doğum esnasında
Tanrının insanın içine üflediği ‘’Tanrısal partikül’’ 5
‘’a.m.’’, s. 65. Ahmet Güç’e göre, Yahudilikte gerçek eşitliğin Şeol’de var olduğu ve
ilahi ve temiz olan Tanrısal parça ‘’Tserura betsror Şeol’ün dönüşü olmayan karanlığın hakim olduğu yer anlamına geldiği inancı yaygındır.
6
‘’a.m.’’, s. 65. Maimonides (Rambam), vahiy ile irtibatlandırarak oluşturduğu iman
2
Alpay Bizbirlik, ‘’Manisa Müzesindeki XVIII ve XIX. Yüzyıla ait Osmanlı Mezar esasları ile ölümden sonraki yaşamla ilgili fiziki dirilişi ortaya koymuştur.’’Tehiyat
Kitabeleri Üzerine Değerlendirmeler’’, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Hametim’’(Ölülerin Diriltilmesi) başlıklı makalesinde, bu dirilişin ‘’Olam
Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi, cilt 26, sayı 41 (2007), s.s 9-22. S.10. Haba’’da(Gelecekteki Ebediyet) olacağını yazmaktadır. Rabi Moşe Ben Nahman
3
Hikmet Tanyu, Türklerde Taşla İlgili İnançlar, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi (Ramban) ise, ‘’Şaar Hagemul’’de nihai hükmün oluşacağı büyük yargılamanın Olam
Yayını LXXXI Ankara 1968, s.84. Haba’ya geçişin son safhası olduğunu ileri sürmüştür. Bkz. Marilla Erçik, ‘’Üç dinde
4
Ahmet Güç, ‘’Yahudilikte Defin ve Sonrasına Ait Gelenekler’’, Uludağ Üniversitesi cennet’’Aktuel.com.tr.
7
İlahiyat Fakültesi Dergisi cilt 10, sayı 1 (2001), s.64-65. Güç,‘’a.m.’’, s. 68.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 197 -

kapatmak adettir. Bu adet, Torah’ta geçen şu almaktadır. Başlangıçta Yahudiler tabut


ifadelere dayandırılmaktadır: ‘’Mısır’a ben seninle kullanmamışlardır. Cenaze, açık mezara konur
beraber ineceğim ve mutlaka seni yine çıkaracağım çakal ve kurtlarca yağmalanmasının önlenmesi için
ve senin gözlerini Yusuf’un eli kapayacaktır’’ 8 . üzeri taşlarla örtülürdü. Veya mağara ya da hava
Hemen hemen evrensel olan bu ayet, belki de bacalarına konurdu 13 . Ölüye özen gösterilmesi 14 ,
ölümün uykuya benzetilmesi şeklinde basitçe ölüyü gömmenin sadakat ve şefkat işareti olması 15,
açıklanmıştır 9 . Defin zorunludur 10 . Çünkü gömülmeden gitmenin felaket olarak kabulü
Yahudilikte, ‘’defnedilmeden bırakılan ceset önemli Yahudi adetleridir 16 . Yahudiler, yaşayan
üzerinde bulunduğu toprağı murdar eder’’ inancı insanı canlı bir ruh (ruah), ölüyü ise ölü bir ruh
vardır. Hatta ölüme mahkum edilenlerin dahi (ruah) kabul ederler 17. Ölüm yok olmak değildir.
gömülmesi istenmiştir. İlk zamanlarda giysi ve eşya Beden var olduğu ve en azından kemikler durduğu
ile gömülme adeti vardı. Torah’ta, Şimuel’in sürece ruh, bir gölge gibi Şeol’ün yer altı
Şeol’den üstündeki pelerini (paltosu) ile geldiği meskeninde son derece zayıf bir halde varlığını
belirtilmektedir 11. Kefen bezi ile gömü uygulaması sürdürür 18. Bu yüzden defnedilmeden bırakılmak
hem Mişna’da 12 hem de Yeni Ahit’te (İncil) yer lanetlerin en kötüsü 19, en kötü kader olarak kabul
edilmiştir 20.
8
’Kutsal Kitap-Yeni Dünya çevirisi’’, New York 2008, Tekvin 46/4.
9
10
‘Güç, ‘’a.m.’’, s. 69. Ölüm sözkonusu olduğunda cenaze töreni öncesi
Tesniye 21/22-23. Yahudilikte, ölümden itibaren 24 saat içinde defin zorunludur
(Çoğunlukla 3 saat içinde gömü yapılır). Cenazeyi geciktirmek hem Tanrıya hem de Yahudilerce izlenen ritüel şu şekildedir: Önce defin
ölene karşı büyük bir günah olarak kabul edilmektedir. Genel kanıya göre; cenazenin için beden hazırlanır. Bu işlemi yapacak olanlar
bekletilmesi ile hem Sina dağında öğütlenen anne baba saygısına aykırı davranılmakta,
hem de Tanrı ve ölenin beden dışına çıkan ruhu bekletilmektedir. Bu arada ruh eziyet gönüllü kadın ya da erkek arkadaşlardır. (Hevra
çekmektedir. ‘’a.m.’’,s.69.
11
‘’a.m.’’, s. 70. I. Şimuel 28/14. Burada sözkonusu olan palto ya da pelerin, Kefeni
13
işaret etmektedir. ‘’a.m.’’, s.70.
12 14
Yahudilikte, Medeni Hukuk ve Ceza Hukuku ile ilgili tüm kanunları içeren kitaba II. Şimuel 4/12. I.Krallar 13/31. İşaya 53/9.
15
Talmud adı verilir. Mişna, Talmud’un ilk bölümünü oluşturmaktadır. (Talmud; Mişna, Tekvin 47/29 vd. II. Şimuel 2/5
16
Gamara ve Agada olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır). Kefen ile gömü ‘’a.m.’’, s.71.
17
uygulaması, Kudüs Sanhedrin(En Yüksek Yahudi Dini Kurulu) in başkanı olan ‘’a.m.’’, s.71.
18
İkinci(oğul) Rabban Gamaliel’in, Mişna’da bu konu ile ilgili ayrıntılı açıklama yapması Eyüb 26/5-6. İşaya 14/9-10. ‘’a.m.’’s. 71.
19
sonucu başlamıştır. Ayrıca Yeni Ahit’te yer alan kayıt için bkz. ‘’a.m.’’, s.70. Yuhanna Yeremya 16/4, 22/19. ‘’a.m.’’, s.71.
20
19/39. 11/11-18. I. Şimuel 17/46. ‘’a.m.’’, 71.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 198 -

Kadişa). Yıkama (Rehitsa), Arınma (Tahara) ve matemlilerin sembolik olarak son vedalaşmasıdır.
Kuşanma (Halbaşa) işlemleri sırasıyla uygulanır. Geleneğe göre, toprak atmak için kullanılan
Üstü örtü ile kapalı olan beden açılır, mücevherleri küreğin ucu toprağı göstermelidir. Üç kürek toprak
varsa çıkarılır. Beden ya Mikve’ye (havuz) sokularak atıldıktan sonra, kürek elden ele geçirilmez yere
ya da üç kova su dökülerek yıkanır, kurutulur ve saplanır. Bir sonraki kişi küreği topraktan çıkarıp
Tahrihim denen kefene sarılır. Tabut (Aron) aynı işlemi gerçekleştirir. Bu süreç, mezar toprakla
kullanılıyorsa içine sovev denilen örtü serilir. örtülene kadar devam eder. Toprak atma işlemi elle
Tallit’de (dua şalı, dua örtüsü) sovev olarak de yapılabilir. Cenazeye katılmak, cenaze sahibine
kullanılabilir. Ancak Tallit’in Tsitsitlerinden eşlik etmek bir Mitzva (Allahın emri) olarak kabul
(saçakları) biri, artık Tsitsit kaşer (helal) kabul edilir 23.
edilmeyeceği için kesilmelidir. Tabut kullanılıyorsa,
üstü açık bırakılarak ölü beden gösterilmez, tabut Halakha (Yahudi Şeriatı), mezar üzerine mezar
kapalı tutulur. taşının dikilmesi ya da konulması ile ilgili bir
zorunluluk getirmemiştir. Zaten Yahudilikte, dikili
Cenaze töreni sırasında çeşitli Mezmurlar 21, Minyan taşlar put olarak kabul edilip yasaklanmıştır: ‘’Ve
(10 kişi) varsa Kadiş , ‘’El Maleh Rahamim’’ adlı kendin için Allahın Rabbin nefret ettiği dikili taş
24
dualar okunur. Tören sonunda merhumla ilgili dikmeyeceksin’’ . ‘’Kendinize putlar
Kaside de okunabilir 22 . Dualar bittikten sonra, yapmayacaksınız ve kendiniz için oyma put ve dikili
mezarı toprakla örtmek üzere yastakiler öne çıkar. taş dikmeyeceksiniz ve önünde secde etmek için
Mezarın toprakla örtülmesi merhumla memleketinizde resimli taş kurmayacaksınız; çünkü
ben Allahınız Rab’im’’. ‘’Ve kendin için Allahın
21
Mezmurlar(Tehillim), Tanah’ta David’e ait bölümde yer
almaktadır(1,23,24,103).Meth-i sena ya da methiyelerdir. İlahiler olarak ta
23
bilinmektedir. Bu Mitzva, üzücü bir olaya eşlik etmek söz konusu olduğu için ‘’ Avera-Eksi Mitsva’’
22
Kadiş kelimesi, Aramcadır. Tanrının yüceliğini anlatan bu dua ölenin yakınları olarak adlandırılır. Bugün İsrail’de kadınlar da cenaze törenine katılarak mezara elle
tarafından yas süresince okunur. El Maleh Rahamim ise, cenaze töreninin bir toprak atmaktadırlar. Sadece adet dönemindeki kadınların cenaze törenine katılması
bölümünde genellikle ruhun yükselişine yardım için okunan bir duadır. Ayrıca uygun bulunmamaktadır(Aslında bu yasağı da kadınlar kendi kendilerine
Aşkava(çoğulu Aşkavot) adı verilen dua ya da dualar, öleni anmak amacıyla ölümün getirmişlerdir).
24
seneyi devriyesinde okunmaktadır. Bu bakımdan Müslümanlıktaki Mevlüt’ e Hikmet Tanyu, Türklerde Taşlarla İlgili İnançlar, Ankara Ünv. İlahiyat Fak. Yay. LXXXI ,
benzetilebilir. Ankara 1968, s.30.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 199 -

Rabbin nefret ettiği dikili taş dikmeyeceksin’’ 25 . bir çeşit ceza kabul edilmektedir 30. İntihar yoluyla
Kanımızca sözkonusu ayetler nedeni ile 19. Yüzyılın yaşamına son verenler ise, cemaat mezarlığı içinde
sonuna kadar Yahudi mezarlıklarındaki (Batey ayrı bir yere gömülerek adeta aforoz edilirler 31.
Kıvarot- Kabirler Evi ya da Beyt Olam-Sonsuzluk
Evi) mezar taşları kabir üzerine yatay bir biçimde
yerleştirilmiştir 26. Mezar taşlarını dikey yerleştirme
geleneği 20. Yüzyıla özgüdür ve batıda yaşayan
Yahudi cemaatleri arasında yaygınlaşıp sonra
doğuda da uygulanmaya başlanmıştır 27 .
Yahudilerde Atalar döneminden itibaren aile
mezarlıklarına gömülmek adettendir 28. Hatta aile
mezarlığından ayrı yere gömülmek ceza
sayılmaktadır 29. Gömüleni mezardan çıkarmak da
25
Musanın 3. Kitabı Levililer(Vayikra) bab 26. Musanın 5. Kitabı Tesniye bab 16. Zebur
(David’in Mezmurları).
26
Yahudilikte, mezar taşının mezara ne zaman yerleştirileceği ile ilgili çeşitli gelenekler
mevcuttur. Birçok cemaat vefattan bir yıl sonra mezar taşını mezar üzerine koydurur.
Bazıları ise, daha erken. Örneğin bir hafta sonra taşı yerleştiren vardır. Mezar taşı
İsrail’de Şloşim(Otuz)den sonra yani cenazeden otuz gün sonra konulur.
27
Bu uygulama, 1860 yılında Paris’te bir grup Yahudi genci tarafından kurulan Alliance
Israelite Universelle’in, doğudaki etkinlikleri sırasında başlamış olsa gerek. Alliance
Israelite Universelle’in doğudaki Yahudi cemaatlerini kalkındırma çalışmaları ile ilgili
30
ayrıntılı bilgi için bkz. Henri Nahum, Les Juifs de Smyrne a la fin du XIX. eme siecle et au İşaya 14/19. Yeremya 8/1. ‘’a.m.’’, s.71.
31
debut du XX.eme siecle, (yayınlanmamış doktora tezi) Paris 1990, s.s 100-110. S.s 131- Torah’ta (Tevrat) intiharla ilgili genel bir kural vardır: ‘’Uşmartem meod al
144. Aron Rodrigue, French Jews, Turkish Jews The Allince Israelite Universelle in nafşotehem’’(Nefisleriniz üzerinde ziyadesiyle korumacı olunuz).AyrıcaTorah’ta,
Turkey 1860-1914, (Pho deissertation) Harvard University 1985. Aslında Yahudi intiharı haram kılan bir ayet bulunmaktadır:’’Diğer yandan; kendi yaşamınızın kanının
mezarlıklarında uygulandığı söylenen Mısır’dan gelme ‘’ayna’’ adı verilen bir sistem hesabını soracağım. Hesabı her vahşi hayvanın elinden soracağım. İnsan hayatının
vardır(Yatık levhanın baş tarafına dikey levha koyma uygulaması). Ancak ne Bodrum hesabını,insanın elinden-insanın kendi kardeşinin elinden soracağım. İnsan kanı döken
Yahudi Mezarlığında ne de incelediğimiz Aydın vilayetine bağlı diğer sancaklarda yer kişinin kanı, insan tarafından dökülecektir, çünkü Tanrı, insanı kendi görüntüsünden
alan Yahudi mezarlıklarında sözkonusu sistemin izlerini göremedik. yapmıştır…’’. Bkz. Tora-Bereşit, Perek 9 Bab 5, İst. 2002, s.53. Türkiyedeki
28
Ahmet Güç, ‘’a.g.m.’’, s.71. Tekvin 23/3 vd. , 25/9 vd., 49/31. Hz. Yakub, sırf bu uygulamalara gelince; eski Türkiye Hahambaşısı Rabi Rafael Saban tarafından
sebepten dolayı Mısır’da gömülmeyi vasiyet etmiş olabilir. Tekvin 47/29. Alaha(Kanun) önerisinde bulunulmuştur: ‘’İntihar eden aklını yitirmiştir aklını yitiren
29
I. Krallar 13/22. ‘’a.m.’’, s. 71. cezai müeyyideye tabi tutulmaz’’. Ancak bu öneri genel uygulamaya yansıtılmamıştır.


(038) Mart – Nisan 2015 DIYALoG - 200 -

You might also like