You are on page 1of 2

GÜNÜN KISA TARİHİ

Nazife ŞİŞMAN
İstanbul: Timaş Yayınları, 2008, 176 sayfa, ISBN: 975-263-70-09
Tanıtım: Fatma Tunç YAŞAR*

Heraklitos’un1 herkesçe bilinen sayfalarına gönderecek kadar


“bir nehirde iki kere yıkanılmaz” hızlı olduğunu gösteriyor. Dün-
deyişiyle ya da “değişmeyen tek yanın kendi çevresinde dönme
şeyin değişimin kendisi” ifade- hızı değişmedi ama bir güne
siyle özetlenen her şeyin sürekli sığan şeyler değişti. İmparator-
bir değişim içerisinde olduğu luğun en uzun yüzyılı olarak
düşüncesi geçmiş ile bugün ara- nitelendirilen 19. yüzyıl’da bile
sına çizilen ince çizginin temel İstanbul’da günü birlik seyahat
parametresi. Nazife Şişman ta- yeni ulaşım imkânlarıyla sur
rafından kaleme alınan Günün içinden Üsküdar’a kadar idi.
Kısa Tarihi isimli kitabın anah- Dönemin kaynakları bunu bü-
tar kavramı da değişim. Ancak yük bir değişim olarak görüyor- içerisinde yekpare bakabilmenin
bu kitapta değişim, yaşanmakta du. 21. yüzyılın ilk on yılında ise yolunun bugünün içinden konu-
olan ile yaşanmış olanı ayıran aynı gün içerisinde dünyanın şabilmekle mümkün olacağını
değil ikisi arasındaki güçlü bağı bir ucundan diğerine ulaşmak dillendiriyor. Değişimin zihni-
tasvir ve tahlil eden bir niteliğe mümkün. Kitabın önsözünde yete yansımalarını gündelik ha-
sahip. Modern seküler zihniye- yazar, oğlunun kendisine en ba- yattan kıssadan hisse tarzındaki
tin “anı yaşa” şeklinde tercüme sit şeyler için bile “Sizin çocuk- anekdotlar üzerinden geleneksel
edilen carpe diem yaşam felse- luğunuzda var mıydı? şeklin- hayat tarzına göndermelerde
fesinin anı, bağlamından kopa- deki sorusuna her ne kadar “Ne bulunarak anlatıyor. Geleneksel
rarak anlamsızlaştıran ve bireyi gezer evladım, biz mağarada yaşama dair atıflar, ilk bakışta
geçmiş sorumluluklarından ve yaşıyorduk o günlerde” diyerek tecrübe edilen değil, normatif
geleceğe dair yükümlülükle- latife ile mukabele etse de bu so- bir yaşam tarzı olarak geçmişi
rinden arındırarak “özgür” ve runun, değişimin hızını yoğun romantize etmek olarak okuna-
“bağımsız” kılan değişim algı- bir şekilde kendisine hissettir- bilecek gibi gözükse de yazarın
diğini ifade ediyor. Aslında ki- farkında olarak karşılaştırmaya
sının aksine bu kitap, değişimin
tap, bu mahiyetteki bir sorunun dayalı bir üslup benimsediği
içinde yaşanılan anı yaşanmış
hakikatten ziyade yargı olduğu anlaşılıyor. Bu karşılaştırmalar
olandan ayırmadığını, aksine
üzerinde de duruyor. Modern günlük hayatın hızlı ve karma-
şimdinin ancak geçmişle olan
insanın geçip giden her anını şık örüntüsü içerisinde üzerinde
ilişkisi nisbetinde anlaşılabilir
ötekileştirerek kendinden uzak- düşünmeden hayata geçirdiği-
olduğunu, bizim geçmişle olan
laştırdığını, geçmişi ile her türlü miz pratiklerin, kullandığımız
ilişkimizin aynı zamanda bugü-
bağını kopardığını ve dolayısıy- dilin farkında olmadan nasıl dö-
nü yaşama biçimimiz olduğunu
la kendisi için yaşanılanın ne nüştüğünü ve bu pratiklerin de
hatırlatıyor.
imtihan ne ibret ne de tecrübe hayat telakkimizi aynı nispette
Günün Kısa Tarihi, içinde yaşa- olması hasebiyle bir değeri haiz nasıl dönüştürdüğünü ve değiş-
dığımız dünyayı, sıradan, gün- olmadığını ifade ediyor. tirdiğini gösteriyor.
delik pratiklerden snaphot fo-
Kitap, değişimin hızı ve değişi- “Ambalajlı Mutluluk” başlığı
toğraf kareleriyle anlatıyor. Bu
min kendisine atfedilen anlam altındaki ilk bölümde seküler
kareler, değişimin geç modern
dolayısıyla geç modern dönemin materyalist hayat telakkisinin
dönem olarak tarif edilen zama-
seküler hayat algısının param- ortaya çıkardığı hayat tarzı gele-
nımızda günü bitmeden tarih
parça, darmadağınık, anlamdan neksel yaşama ait terminolojiye
* Değerler Eğitimi Merkezi, yoksun bir görüntü ortaya çı- atıflarla tartışılıyor. Yazar, yakın
tuncfatma@yahoo.com kardığını ve bu parçalanmışlık bağlamlarda kullanılan müsrif-

YIL 1 S AY I 4 | D E M D E R G İ 105
munis, tüketim-kullanım, yok- Bourdieu’nun habitus olarak min aynı zamanda bir dünya-
sunluk-kanaat, mutluluk-teselli, tanımladığı gündelik pratikle- dan, o dilin ifade ettiği bir an-
emanet-mülk gibi kavramların rin bireyin hayat telakkisinden lamlar dünyasından uzaklaşma
işaret ettiği yaşam tarzlarını bağımsız olmadığını savunan anlamına geldiğini ifade ediyor.
günlük hayatın içerisinden tanı- yazar, maddi kültür ile manevi Örneğin Müslümanlar için an-
dık örneklerle anlatıyor. Kitabın kültürün birbirini dönüştürdü- cak bir ibadet olması bağlamın-
en can alıcı noktalarından birisi ğünü ve birbirinin aynası oldu- da zikredilebilecek “cemaatle
modern hayatın ortaya çıkardığı ğunu ifade ediyor. Geç dönem namaz”, günümüzde “toplu na-
paradoksal sonuçları güçlü ve Osmanlı dünyasının Batı ile maz” olarak ifade edilmekte ve
ikna edici bir üslupla okuyucu- yüzleşmesinden doğan en te- bir takım toplumsal hareketle-
ya göstermesi. Modern bilim, mel problemlerden biri de hiç rin ve siyasi hedeflerin sembolü
bireye daha sağlıklı bir hayat, şüphesiz maddi olan ile manevi olarak görülmektedir.
uzun bir ömür, seçim hakkı, eşit- olan arasına çekilecek olan sınır-
“Seyirlik Dünya” başlığını ta-
lik gibi çok sayıda vaatte bulun- dı. Ahmet Mithat gibi entelektü-
şıyan son bölümde ise yazar,
muştu. Oysa ahlaki çerçeveden eller Batı’nın bilim ve teknoloji
hayatın bir gösteriye, gerçekle-
yoksun modern bilim zannedil- gibi maddi kültür öğelerinin
Osmanlı’ya ithal edilmesini bir rin birer imaja dönüştüğünü ve
diğinin aksine bireyin hayatında
zaruret olarak görürken, doğu- bu sahte görselliğin de hayatı,
ciddi tehditler oluşturdu. Yazar,
nun ahlak, kültür ve din gibi yaşayış tarzını ve yaşam algısı-
kız çocuklarının doğduktan
manevi unsurlarını muhafaza nı dönüştürdüğü ifade ediyor.
sonra diri diri toprağa gömen
1400 yıl öncesinin pagan toplu- etmekten yana tavrını ortaya Savaş objektifleriyle başkala-
mu ile ileri teknolojinin imkân- koymuştu. Ancak onlar, mad- rının acılarının seyirlik malze-
larıyla cinsiyet tespiti yaptırarak di kültür ve manevi kültürü meye dönüşmesini, Afrika’dan,
doğmadan kız çocuklarının ha- birbirinden ayırabileceklerini Asya’dan, üçüncü dünya ülke-
yatına son veren yeni paganist düşünmüş ve birinde değişimi lerinden gözler önüne getirilen
toplum arasında nasıl bir fark savunurken diğerini donmuş açlık ve sefalet haberlerinin an-
bulunduğunu soruyor. Öte yan- olarak muhafaza edebilecekleri lık görüntüler olarak gözlere hi-
dan kitap, “Bilimsel ve teknolo- yanılgısına düşmüşlerdi ya da tap ederken bir türlü gönüllere
jik gelişmeler bir güne sığabile- en azından öyle umuyorlardı. inememesini birer modern dene-
cek şeylerin sayısını her geçen yim olarak nitelendiriyor. Yazar,
Oysa maddi olanla manevi olan sergileyen ve sergilen arasında
gün arttırmaya devam ederken,
arasındaki sürekli etkileşim söz kurulan hiyerarşinin sergileneni
modern birey neden vakit sıkın-
konusu. Ancak geleneksel hayat ötekileştirdiğini, yakınlaştırır-
tısı çekiyor?” sorusunu akla ge-
tasavvurunda maddi ve manevi ken aslında yabancılaştırdığını
tiriyor. Modern yaşam, bir taraf-
olan arasında bir etkileşim olsa dahası uzaklaştırarak sadece bi-
tan sunduğu imkânlarla bireyin
bile bu etkileşim, manevi olan rer görsel malzemeye dönüştür-
ortalama ihtiyaçları için ayırdığı
lehine bir hiyerarşi olarak te- düğünü ifade ediyor.
vakti azaltırken, diğer yandan
zahür etmekteydi. Geç modern
da sürekli yeni ihtiyaçlar ürete- Anlatım tarzı, üslubu ve sıradan
dönemde ise maddi yani dünye-
rek bireyin hareket alanını da- gündelik pratikler üzerinden ya-
vi olan, dönüştüren, değiştiren,
raltıyor. Bu kitap, modern haya- pılan derin analizleriyle Günün
hatta hükmeden bir hüviyete
tın imkânlarının kısıtlamaları ve Kısa Tarihi yaşamakta olduğu-
büründü ve hiyerarşiyi tersine
daha da önemlisi tehditleriyle muz günü tarih yapan değişim
çevirdi. Yazar da bu değişimi,
bir arada düşünülmesi gerekti- olgusuyla bizi yüzleştiriyor. Et-
konutlarını camilerden yüksek
ğine dikkati çekiyor. rafımızı kuşatan atmosferi aşina
yapmaktan içtinap edenlerle
Şişman, “Seküler Hayaller Rü- Kabe’ye kuşbakışı bakan yedi olduğumuz ancak üzerinde pek
yasız Zamanlar” adını taşıyan yıldızlı otelleri inşa edenler aynı düşünmediğimiz örnekler üze-
ikinci bölümde bilim, teknoloji, dinin mensupları olsa bile aynı rinden anlatan kitap, bu kuşatıl-
sanat, mimari gibi maddi kül- hayat tasavvuruna sahip olabilir mışlık ve aynı zamanda parça-
tür unsurlarındaki değişimin mi sorusu üzerinden tartışıyor? lanmışlık içerisinde yekpare bir
zihniyet ve hayat tasavvuru Aynı şekilde maddi kültür öğesi kavrayışa, anlamlı bir bütünlü-
üzerindeki etkisini tartışıyor. olarak dil ve ifadedeki değişi- ğe ulaşma yolunda okuyucuya

106 DEM DERGİ | YIL 1 S AY I 4

You might also like