Professional Documents
Culture Documents
Lecture Notes - Ergonomi CH 08 PDF
Lecture Notes - Ergonomi CH 08 PDF
BABALIK
Bölüm 8
YORULMA VE MOLA
8.1 Yorgunluk
Genel olarak herhangi bir iş yapma isteksizliğinde "yorgunum, bu işi yapamam" diye genel
yorgunluğumuzu ifade ederken,
bir perdeyi kornişine takarken "kolum çok yoruldu, perdeyi tutacak, takacak halim kalmadı" derken
sadece kolumuzun yorulduğunu, hatta bu yorgunluğun belirli bir rahatsızlık derecesine ulaştığını ifade
ederiz.
• Ikincisi kol kaslarının fazla zorlanmasından doğan, ağrılı, yeri belli olan bir histir.
Yukarıda tanımlanan iki farklı yorgunluk halinin fizyolojik nedenleri de farklıdır. Bu nedenle yorgunluğu
• Genel yorgunluk
"iş yükü nedeniyle bir organın, bir kasın veya tüm organizmanın işlevsel yeteneğinin, performansının
azalmasıdır, bu azalma dinlenme ile geri giderilebilen bir azalmadır"
şeklinde tanımlarız.
Sürekli performans sınırının üstünde çalışırken, artan oksijen gereksinimi yeter düzeyde
karşılanamadığından anaerobik glikolizin oluşturduğu laktik asit artmaya ve kas lifleri de fazla asit
yüzünden şişmeye başlar.
Lifler katı bir zarfla sarılı olduklarından ağrı algılayan sinirleri de bu sargı içinde sıkıştırmaya başlarlar.
İster iş olsun, ister spor olsun bedensel faaliyet uzun bir zaman aralığında, ancak aerobik bölgede
sürdürülebilir, çünkü sadece bu bölgede yeterli ATP sağlanabilir.
Solunumla alınan oksijen akciğerde kana, orada da hemoglobine bağlı olarak yine kan yardımıyla
akciğere ve böbreklere taşınır. Yine yanma esnasında ortaya çıkan ısı da kan sayesinde vücudun
çekirdek bölgesinden dış bölgesine, geriye doğru ilerler.
Ergonomi İşbilim Fatih C. BABALIK
Zorlama arttıkça, performans yavaş yavaş azalmakta, sonunda uyarıya rağmen kas artık görevini
yapamamaktadır.
Örneğin verilen elektrik sinyalinden sonra bir yükü kaldırması istenen iş görende zamanla o kütleyi
kaldırma yüksekliği azalmakta,
kasın kasılma, daha ziyade de gevşeyip rahatlama süresi uzamada, sinyal ile kasın kasılmaya başlaması
arasında geçen süre de artmaktadır.
Kasın kasılma sürecinde kimyasal bir süreç yaşanmaktadır, bu süreçte yapılacak mekanik iş için gerekli
enerji kasa sunulmakta, bundan sonra gelen gevşeme sürecinde de enerji depoları doldurulmaktadır.
Çalışan bir kasta enerji harcama ve enerji yenileme ardı ardına sürer gider.
Yüksek zorlamalardan sonra yorulan kaslarda şeker ve fosfor bileşenlerinin (enerji taşıyıcılarının)
azaldığı, buna karşılık atık madde laktik asit ve karbonik asidin arttığı görülür.
Tıp alanındaki araştırmalarda asıl yorulmanın merkezi sinir sisteminde oluştuğu iddiaları ile yorulmanın
kas liflerinde oluştuğu iddiaları karşılıklı olarak sürdürülmektedir.
Kas yorgunluğu hissedilmeye başlandığında, beyinden gelen emirle, bilinçli bir şekilde daha fazla
gayret sarf edilerek performansın düşmesi belirli bir süre önlenmektedir. Elektromiyografik yöntemle
yapılan kas aktivitesi ölçümleri de bu sonucu vermiştir.
Bugün sahip oldugumuz bilgiler kas yorgunluğunda hem merkezi sinir sistemindeki süreçlerin, hem de
kasta enerjinin harcanması, atıkların ortaya çıkması gibi kimyasal süreçlerin rolü olduğunu
göstermektedir.
Zihinsel faaliyet sonucu yorgunluğun sonuçları da bedensel faaliyet sonrası yorgunluğun sonuçlarına
benzer. Zihinsel zorlanma sonucu, örneğin duygusal nedenlerle işten soğuma, işi reddetme istemi
nedenlerinden çok kısa zamanda yorgunluk hissedilebileceği gibi, bunun tam tersine de rastlanılır;
etkin bir motivasyon mevcut ise yorgunluk uzun süre fark edilmeyebilir.
Resepsiyon bozukluğu:
• Gözlerin yanması,
Algılama bozukluğu:
• Optik aldanmalar,
• Hayal görme ki bu karanlık ortamda uzun süren araç kullanımında sıkça karşılaşılan bir olgudur.
Koordinasyon bozukluğu:
• İşten kopma,
• Ne yapacağnı bilememe (bu davranış beyni fazla yükten korumak için otomatik olarak devreye
giren bir koruma mekanizması olarak kabul edilmektedir.)
Sürekli aynı işi yapan işçi hata yaptığını fark ettiğinde veya ona hata yaptığı söylendiğinde, yorgunluğu
nedeniyle hemen kendini toparlayamayacak ve ardından yeni hatalar yapabilecektir.
Bu bakımdan uyarılarda da dikkatli olmak gerekir, uyarı yerine kısa süreli de olsa dinlenme olanağı
vermek daha doğrudur.
Çalışma ve kontrol gücünde azalma hissi: İş yapma istememe, çocukça davranma, ilgisizlik.
Sosyal ilişkilerde bozukluk: Bilgi iletiminde isteksizlik, duygusal dengesizlik, kolay öfkelenme.
Ne bedensel, ne de zihinsel faaliyet için insanın içinde bir arzu vardır, tembel, hareketlerde
ağırlaşmış bir hal söz konusudur.
Eğer dinlenebilme olasılığı varsa genel yorgunluk hissi büyük bir sorun oluşturmaz, ama bu olanak
yok ise genel yorgunluk hali şiddetini arttırır.
Ergonomi İşbilim Fatih C. BABALIK
Yorgunluk hali hissetme aslında insanı koruyucu bir özelliktir, bu sayede çalışan kişi kendini daha
fazla zorlamayacak, tüm organizmasının dinlenmesi için gerekli uyarıyı aldığı için gerekli molayı
verecek, sağlığını, iş potansiyelini koruyacaktır.
8. Biyolojik gece-gündüz ritminin doğurduğu, uyku isteğini doğuran doğal periyodik yorgunluk.
Yorgunluğun işaretleri hem objektif hem de subjektif karakterlidir. En önemli yorgunluk işaretleri
şunlardır:
• Kolay düşünememe
• Dikkatin azalması
İş görenlerde kronikleşmiş yorgunluğa da sık sık rastlanır. Kronik yorgunluk fazla zorlanma karşısında
değil, süreklilik arz eden, her gün tekrarlayan iş yükünden doğar.
Kronik yorgunluğun belirtileri işi yaparken veya işten sonra değil sürekli olarak kendini gösterir, daha
uyanırken başlayan bu yorgunluk hissi işe başlarken de mevcuttur.
• Asosyal davranma
• Kolay öfkelenme
• baş ağrısı,
• baş dönmesi,
• uykusuzluk,
Ergonomi İşbilim Fatih C. BABALIK
• sebepsiz terleme,
• iştahsızlık,
• sindirim bozukluğu
Klinik yorgunluk olarakta adlandırılan kronik yorgunlukta sebep ve sonucu birbirinden ayırmak
kolay değildir.
İşe, amirine veya iş yerine karşı antipati duyan bir iş gören kısa sürede klinik yorgunlar sınıfına
katılabileceği gibi, klinik yorgunluk hisseden kişi ise, amirine veya iş yerine antipati duymaya
başlayabilecektir.
Bedensel işte harcanan enerjiyi Joule cinsinden ölçmek olanağı vardır ama yorgunluğun ne bir ölçüsü,
ne de bir ölçüm yöntemi vardır.
• Elektroensefalografişe EEG
• Psikomotor testler
8.7 İş Molaları
İşbilimde mola bir vardiya süresi içerisinde işe ilişkin faaliyetlerin durdurulduğu zaman dilimi şeklinde
tanımlanır.
Mola tüm bedenin çalışmayacağı süreç anlamına gelmez. İş kanunları gereği, 15 dakika veya daha uzun
süreli olarak kahvaltı ve/veya yemek için öngörülmüş molaların dışında iş içerisinde de molalar vardır.
Mola ile kısa mola arasındaki fark, moladan sonra işe yeniden başlandığında kısa da olsa normal iş
hızına, iş düzenine ulaşmak için bir sürenin gerekmesidir.
5 dakikadan uzun süren molalardan sonra tekrar işe başlarken vücudun oksijen gereksinimi ilk iki dakika
süresinde biraz daha fazladır, ikici dakika sonuna doğru normal düzeye iner, Şekil 8.2.
Molanın etkenliği süresi arttıkça azalır, molanın dinlendirme değeri azalan üstel bir fonksiyon
biçimindedir, Şekil 8.3.
Yorgunluk, iş yükünün ağırlığı ve süresi ile üstel fonksiyon ilişkisi içerisinde artar, dinlenme ile de aynı
şekilde azalır. Şekil 5.8'de 150 W ve 50 W performans gerektiren iki işte yorulma nedeniyle kalp atış
frekanslarının nasıl farklı şekilde arttığı ve dinlenme sürecinde yine farklı ama üstel fonksiyon şeklinde
azaldığı gösterilmiştir.
Ergonomi İşbilim Fatih C. BABALIK
Eğer belirli bir zorlanma fazından sonra gelen dinlenme süresi yeterli değil ise yorgunluk tamamen
ortadan kalkmaz, kalp atış frekansı başlangıç düzeyine dönemez;
yorgunluk tamamen ortadan kalkmadan gelen yeni bir zorlanmada organizma çok kısa sürede
performans sınırına ulaşabilir.
Bunun güzel bir örneği bisiklet deneyidir. Lehmann, Karrasch ve Muller tarafından yapılan deneyde (
Şekil 8.4) 5 dakika bisiklet kullanan denek 7,5 dakika dinlenmiştir. Dinlenme süresi çalışma süresinin
%150'sidir. Bu iş 200 W'ltk performans gerektiren bir iştir yani ağır bir kas işidir.
Daha deneyin ikinci tekrarında kalp atış frekansı dakikada 180'e, performans sınırına ulaşmıştır.
Deneğin yapabildiği işin değeri 120 kJ'dur. (İş süresi 600 saniye, İş = Güç x zaman = 200 W x 600 sn =
120000 Joule.)
• İkinci beş dakikalık bisiklet kullanımından sonra kalp atış frekansı 180'den başlangıçtaki 65
değerine yaklaşık bir saatlik süreden sonra inebilmiştir.
• Aynı deney 2 dakika bisiklet sürme, 3 dakika dinlenme (iş süresi/dinlenme süresi oranı
değişmedi) şeklinde yapılmıştır. Deney ard arda tekrarlanırken her seferinde deneğin kalp atış
frekansı yükselmiştir. 12. deneyden sonra yine 180 sınırına varmış , deney kesilmek zorunda
kalınmıştır, kalp atışlarının normale dönüşü yine uzun zaman almıştır. Deneğin yaptığı işin
değeri bu sefer 288 kJ'dur. Deney süresi 1 saattir.
• Üçüncü deney dizisi ise 0,5 dakika bisiklete binme ve 0,75 dakika dinlenme şeklinde
düzenlenmiştir. Deney yine 1 saat sürdürülmüş. Bir saatin sonunda kalp atış frekansı 120
civarında kalmıştır, istendiği takdirde denek deneye devam edecek durumdadır.
• Deneğin yaptığı işin değeri ikinci deneydeki ile aynı, 288 kJ'dur. Kalp atış frekansı 10 dakika
sonra normal düzeyine inmiştir. Aradaki fark ikinci deneyde denek bir saatin sonunda
performans yetenek sınırına ulaşmışken, üçüncü deneyde denek hala çalışmayı rahatça devam
ettirebilecek durumdadır.
Ergonomi İşbilim Fatih C. BABALIK
Molanın vardiya içindeki dağılımına göre dağılımı ise planlanmış mola ve planlanmamış mola olarak
ikiye ayrılır.
• Planlanmamış molalar ise malzemenin, takımın, işe katkıda bulunacak tekniker, usta gibi
diğer bir kişinin beklendiği bekleme süreleri ile arızaların yol açtığı, yani iş akışı gereği ortaya
çıkan molalardır.
Ayrıca bir de isteğe bağlı mola vardır ki, iş gören, eğer işini diğerlerinden bağımsız olarak yapma
olanağına sahip ise, yorgunluk hissettiginde işte kısa bir mola verebilir, işini yavaşlatabilir.
Kısa molalardan sonra tekrar işe başlandığında işe normal hızında devam edilebildiğinden kısa mola
nedeniyle kaybedilen iş süresi dengelenebilir, hatta bazı hallerde üretimi arttırmak bile olasıdır.
Akılda kalıcı basit bir kural olarak enerji harcama açısından 42 kJ/dak =700 W veya daha fazla enerji
gerektiren, sürekli performans sınırının çok üstünde olduğundan ancak kısa süre sürdürülebilen
işlerde, mola iş biter bitmez hemen verilmelidir.
Güçlü kişiler için sürekli performans sınırına yakın veya eşit, bazı işçiler için de sürekli performans
sınırının biraz üstünde olan, 16-17 kJ/dak harcanan işlerde ise mola biraz geciktirilerek verilebilir
ama bu mola genelde mutlaka vardiya süresi içinde olmalıdır.
Ergonomi İşbilim Fatih C. BABALIK
Molaların beklenen yararı saglayabilmesi için işin koşullarına göre Molaların nasıl ve nerede
kullanılması gerektiği de belirlenmelidir:
Örneğin aşırı sıcak ortamda çalışan işçi molasını rahat klimatik ortamda geçirmeyip de, işinin
yanıbaşında aşırı sıcak ortamda geçirirse bundan bir yarar sağlamaz. Aşırı sıcak ortamda işçi genelde
fazla bir kas yükü ile zorlanamaz. Bu tip iş yerlerinde işçinin ek molaları işinin yanı başında, sıcak iş
ortamında bir sandalye veya banka oturarak geçirdigi sık sık gözlenmiştir.
Böyle bir molayla kas yükünün sebep olduğu yorgunluk ortadan kalkar ama ondan daha büyük bir
yorgunluk veren klimatik ortamın yorgunluğu, stresi azalmaz.
Aynı şekilde çok gürültülü ortamda çalışan işçiye gürültü nedeniyle verilen ek dinlenme molası da 70
dB(A)'nın altında, gürültüsüz bir ortamda geçirilmeyecekse hiçbir yarar sağlamaz.
Statik yüklemeden dolayı yorulan bir kas, kısa süre için bile dinlendirilirse (kısa, hatta çok kısa mola
verilirse) yorgunluğu ortadan kalkar ki buna kas molası denir.
Bir boya kutusunu omuz hizasında tutmak kol kaslarının statik yüklenmesine bir örnektir. Kol kasları
yoruldukça kasta oksijen azalacak, atıklar artacaktır. Bu durum damarların genişleyip taze kan
iletmesi isteğini doğuracak, ancak kas gergin olduğundan, kas iç basıncı damarların genişlemesine
izin vermeyecektir.
Kısa bir mola verildiğinde kas gerginliği ortadan kalkacak, damarlar genişleyecek, kasa taze kan
kolayca gidecek, anaerabik çevrimin sonucu olan laktikasit uzaklaştırılacak veya okside olacak, özetle
mola ne kadar kısa olursa olsun molaların sonunda kasta normal koşullara dönülmüş olacaktır.
Eğer iş düzenlemesinde işin içerisinde statik iş önlenemiyorsa sık sık kısa molalar vermek
gerekecektir.
Özellikle seri üretimde zaman planlaması yaparken, işin statik iş öğeleri dikkatle analiz edilmeli, statik
işin yorduğu kasların dinlenmesini sağlayacak denge hareketlerine de gereken zaman ayrılmalıdır.
İkisi arasına konulacak, dinamik bir hareketle, yorulan kas yukarıda anlatılan şekilde dinlenme
olanağını bulacaktır.
İşletmede planlanmış , planlanmamış, ancak iş akışı gereği gerekli ve istege bağlı molaların çokluğu her
zaman iş yükünün oluşturduğu zorlanmanın uygun sınırlar altında kalmasının bir garantisi değildir.
Buna örnek alarak Hettinger'in yaptığı bir araştırma verilebilir: Aşırı sıcak ortamda çalışan işçilere
verilen mola süreleri vardiyanın % 65'ini oluşturmasına rağmen, işçilerin yarısında kalp atış frekansı
dakikada 60 artış göstermiştir ki, bu büyük artış kalp ve dolaşım sisteminin aşırı zorlandığının
ifadesidir.
Planlanmış , planlanmamış ve istege bağlı molaların dinlendirme değeri de birbirlerinin aynı degildir.
1. Molaların ilk bölümünün dinlendirme değeri en büyüktür. Bu nedenle kısa molalar tercih
edilmelidir.
3. Molaların sıklığı bedensel (ve zihinsel) çalışmanın ağırlığına bağlıdır. Çok ağır işlerde birkaç dakikalık
çalışmadan sonra da mola vermek gerekebilir.
Ergonomi İşbilim Fatih C. BABALIK
Yorgunluğun çalışma süresi arttıkça üstel fonksiyon şeklinde arttığının ortaya çıkmasıyla vardiya süresi
tartışmaları da yoğunluk kazanmıştır. 1919 yılındaki Uluslararası iş güvenliği kongresinde günlük 8 saat
çalışma önerilmiştir.
Bundan 20 yıl önce haftada 6 gün toplam 48 saat çalışma yöntemi Almanya'da Zeiss fabrikalarında
uygulanmaya başlanmıştır. Bugün bazı ülkelerde bir yandan haftada 40 saat çalışma süresinin altına
inilmişken, aynı ülkelerde -işçinin de isteği ile uyumlu olarak- fazla mesai ile günde 10, bazı özel hallerde
de özel izinle 12 saate kadar vardiya uzayabilmektedir.
Çeşitli deneylerle işte uygulanan kuvvet veya harcanan enerjiye göre ne kadar dinlenme ek süresi
verilmesi gerektiği belirlenmiştir.
Kasın tamamen dinlenebilmesi için gerekli dinlenme süresi iş yükünün maksimum performansa
oranına ve işin statik iş veya dinamik iş olduğuna bağlıdır.
Şekil 8.5'teki diyagramdan yararlanarak örneğin sürekli performansın 1,7 katı bir işte kas 1 dakika
gergin kalıyorsa, dinamik işten sonra gergin kasın dinlenmek için gereksinimi olan dinlenme süresinin
iş süresine oranının % 100'üne eşit olduğu yani yaklaşık 1 dakika dinlenmeye gereksinimi olduğu
diyagramdan okunabilir.
Denklemde bu değerler yerine konduğunda ise 1,15 dakika elde edilir. İşçinin aşırı bir yorgunluk
hissetmeden, sürekli performans sınırının oldukça üstündeki bu dinamik işi bir vardiya boyu
sürdürebilmesi için her 1 dakikalık işten sonra 1,15 dakika dinlenmesi gerekecektir ki bu basit sonuç
SPS üzeri yüklerin işgöreni ne kadar zorladığını göstermektedir.
Aynı deneyin sonuçlarından elde edilen ve SPS'nın 1,2 ve 1,4 katı performans gerektiren dinamik
işlerde gerekli olan dinlenme ek süresi, iş süresinin oranı olarak Şekil 8.6'da ve dakika cinsinden Şekil
8.7'deki diyagramlarda verilmiştir.
Ergonomi İşbilim Fatih C. BABALIK
Örneğin maksimum tutma kuvvetinin % 50'si kadar bir kuvvet uygulayarak 0,5 dakika süreyle statik
tutma işi uygulandığında kasın dinlenebilmesi için iş süresinin % 400‘ü kadar yani 2 dakika zaman
gerekli olduğu Şekil 8.8'deki diyagramdan okunur.
Buradan elde edilen sonucun anlamı, statik işte maksimum kuvvetinin yarısını uygulayarak 0,5 dakika
çalışan işçi 2 dakika dinlenecek ve tekrar 0,5 dakika çalışarak bu çalışma-dinlenme temposuyla 8 saatlik
vardiyayı tamamlayacaktır.
Statik zorlamalarda ek dinlenme süresini hesaplayabilmek iş için uygulanan kuvvetin işçinin ortaya
koyabildiği en büyük statik tutma kuvvetine oranına göre, o kuvveti ne kadar süre uygulayabileceğinin
bilinmesi gerekir. Statik işte maksimum tutma zamanı tmaks
F/Fmaks<O, 15 iken uygulanan kuvvet statik işin sürekli performans sınırının altında olduğundan t'nin
sonsuz olacağı, yani ek dinlenme sürelerine gereksinim olmayacağı bu diyagramda da görülmektedir.
Ergonomi İşbilim Fatih C. BABALIK
Örnek olarak statik işlerde (F/Fmaks)=0,2; 0,4 ve 0,6 halleri için dinlenme ek süresi, iş süresinin oranı
olarak Şekil 8.10'da ve dakika cinsinden Şekil 8.11'deki diyagramlarda verilmiştir.
Örnek olarak statik işlerde (F/Fmaks)=0,2; 0,4 ve 0,6 halleri için dinlenme ek süresi, iş süresinin oranı
olarak Şekil 8.10'da ve dakika cinsinden Şekil 8.11'deki diyagramlarda verilmiştir.
Statik işlerde çalışma süresi arttıkça, damarlarda kan akışına karşı direnç büyüyecek, kasın beslenmesi
gittikçe zorlanacak, dolayısıyla kasın uygulayabileceği maksimum kuvvet azalmaya başlayacaktır. Bu
gerçek Şekil 8.12'de görülmektedir. Bu diyagram matematik ifadesi ise:
Ergonomi İşbilim Fatih C. BABALIK
• Eğer statik işte uygulanan kas kuvveti, kişinin üretebilecegi maksimum kas kuvvetinin % 15'ini
geçmiyorsa, yani statik işler için belirlenen sürekli performans sınırını aşmıyorsa, kas
kuvvetinde ölçülebilir düzeyde bir azalma olmamaktadır.
• İşin sonunda ölçülen maksimum kas kuvveti Fs iş süresi uzadıkça daha da azalmaktadır.
• Büyük kuvvet uygulayarak yapılan statik işlerde maksimum kas kuvvetinin azalma hızı ve oranı
daha küçük kuvvetle yapılan işlere göre daha büyüktür.
• Statik işte çok büyük molalara gereksinim duyulmaktadır. Bu da, statik işin ne kadar verimsiz,
sakınılması gereken iş olduğunu göstermektedir.
• Eğer iş dayanılabilirlik sınırına kadar sürdürülürse, o anda kastaki maksimum kuvvet, ancak
işte uygulanan kuvvet kadardır.
Örneğin maksimum kas kuvvetinin % 30'u kadar bir kuvvetle statik tutma işi yapılsa, bu işe yaklaşık 2,5
dakika dayanılacaktır ve tmaks=2,5 dakika sonunda kastaki maksimum kuvvet de başlangıçtaki
maksimum kuvvetin sadece % 30'u kadardır.
8.10 Örnek
Sürekli performans sınırı üstünde statik tutma işinde gerekli mola süresi:
Bir bayan büro çalışanının maksimum tutma kuvveti 250 N dur. İşçinin görevi ortalama 18 N
ağırlığındaki dosyaları 40 metre uzaklıktaki arşive taşımaktır. Taşıma esnasında yürüme hızı 4,8
km/saat (= 1,33 m/s) olduğuna göre, her seferinde 4 dosya taşıyan bu işçiye ek dinlenme molaları
vermek gerekir mi?
Ergonomi İşbilim Fatih C. BABALIK
Bu oran 0, 15 ten büyük olduğu için tutma işi bayan işçi için sürekli performans sınırının üstündedir.
işçinin yükü tutma süresi t = yol I hız = 40 m I 1,33 ms-1 = 30 s = 0,5 dakika
Dinlenmesi için işçiye verilmesi gereken ek dinlenme süresi DS (iş süresinin yüzdesi olarak):
işçinin yükü tutma süresi t = yol I hız = 40 m I 1,33 ms-1 = 30 s = 0,5 dakika
Dinlenmesi için işçiye verilmesi gereken ek dinlenme süresi DS (iş süresinin yüzdesi olarak):
Yükü tutma süresinin % 62 si kadar ek dinlenme süresi verilmelidir: 0,62 x 0,5 = 0,31 dakika ~ 18 saniye.
İşçi dört dosyayı taşıma esnasında 0,5 dakika elinde tutmakta, ardından 18 saniye dinlenmesi
gerekmektedir .
Bu oran 0, 15 ten büyük olduğu için tutma işi bayan işçi için sürekli per formans sınırının üstündedir.
Ergonomi İşbilim Fatih C. BABALIK
İşçinin yükü tutma süresi t = yol I hız = 40 m I 1,33 ms-1 = 30 s = 0,5 dakika Dinlenmesi için işçiye verilmesi
gereken ek dinlenme süresi DS (iş süresinin yüzdesi olarak):