Professional Documents
Culture Documents
Huseyn
el Acurri
Zemm’ul Livat
EŞCİNSELLİĞİN
İSLAMDAKİ
HÜKMÜ
Bu kitaba yayın evi uzunca bir giriş yazısı yazmıştır. Bende faydalı
olacağını umarak o yazıyı küçük değişiklikler yaparak olduğu gibi
yazdım. Bazı dipnotları kısalttım. Yayınevleri genelde hadisleri
yazarken “rivayet etti” “rivayete göre” gibi lafızlar kulanıyor! Bu
Türkçe'de “söylenti”, “öyle düşünülen”, “kesin mi değil mi şüpheli
olan” anlamlarda kullanıldığı için ben “nakletti” diye kaydettim.
Abdullah
Giriş
10 Kifayet’ul Ahyar s 495 (Bu kitap Ravza yayınları tarafından 2 cilt olarak basılmıştır)
11 El Furu ve Tashih’ul Furu 8/187
sayanlar ise tekfir edilmişlerdir. Maalesef günümüzde
Müslüman olduğu iddia edilen bazı kimselerden eşcinselliğin
bir günah ve suç olmadığı yönünde açık küfür sözleri
duyulmakta, bazıları ise böyle açıktan söylemeseler dahi bunun
bir tercih meselesi olup saygı duyulması yönünde söylemlerde
bulunarak yine dolaylı yoldan bu haramları helalleştirme
cihetine gitmektedirler. Yukarıda işaret ettiğimiz gibi İslama
intisab eden birçok ülkenin kanunlarına göre bu haram fiiller
mübah yani serbest addedilmektedir ki bütün bunların hepsi
İslam’dan çıkış yani küfürdür. Allah’ın haram kıldığı bir şeyi
ister sözle, ister fiiller helal kılan herkes bu şekilde şirke
düşmüş olur.
13 Livata, eski Türk toplumunda da bilinen ve kabul edilen bir şey değildi. Türkler arasında
yaptığı seyahatlerle tanınan İbn Fadlan (v 310) o zamanki Türk toplumu nezdinde
eşcinselliğin son derece büyük tepkiyle karşılanan bir iş olduğunu ve şiddetle
cezalandırıldığını misaller vererek anlatır. (Rihletu İbni Fadlan s.65) Türkler arasında bu
tarz şeylerin yayılması da yine yozlaşmış medeni (!) milletlerle tanışılması ve onlara
duyulan özenti sonucunda meydana gelmiştir.
“Ey erkeklerle nikahlananlar, müjdeler olsun size
İnsanların diriltileceği günde mükafat var size
Bundan sonra:
Bize Ca’fer b. Süleyman tahdis etti, dedi ki: Bize Ebu İmran
-ki ancak Abdullah b. Rabah- Ka’b tarikinden olduğunu
düşünüyorum- tahdis etti, dedi ki: “İbrahim aleyhis selam her gün
15 Abdurrezzak Musannef 1222
tepeden Sodom’a bakıyor ve ‘Karşılaşacağın bir günden dolayı
vay haline Sodom!’ diyordu. Derken elçiler İbrahim’e geldiler.
Allahu Teala’nın şu buyruğu bundan söz etmektedir:
16 İbn Ebi Hatim’in naklinde “onlarda gördüğü güzellikten dolayı durdukları yer ona kendisini
kötü hissettirdi.” şeklinde geçmektedir. (Tefsiru İbn Ebi Hatim)
Ebu İmran dedi ki: “Lut aleyhis selam misafirleri evine koydu
ve sonra evin kapısının önüne oturdu ve şöyle dedi:
22 İmam Ahmed 1875, 2915, Hakim Müstedrek 4/356; İbn Kayyim hadisin sahih olduğunu
söylemiştir
Erkeğin Erkeğe Vardığı Zaman İkisinin De
Zinakar Olduğu Hususunda ve Erkeğin
Erkekle Mübaşeret Etmesinin (Şehvetle
Yakınlaşmasının) Yasaklığı Hususunda
Nakledilenler Babı
Ya da şöyle buyurdu:
İbn Cureyc tahdis etti, dedi ki: Ata’ya “Sana bir adamın
başka bir adama yaptığına dair bir delil gelse?” diye sordum.
“Evlilik görmüşse recmedilir, bekarsa değneklenir ve sürgüne
gönderilir” dedi.
Bu haberlerden bazısı:
36 Orjinal nüshada bu şekilde geçmektedir. Ancak burada tashif yani hareke hatası olduğu
görülmektedir. Bundan kasıd meşhur selef alimlerinden İbn Cureyc olmalıdır. Vallahu
a’lem
Cabir’den, onun Amir’den -yani eş Şa’bi’den naklettiğine
göre o “Muhsan olsa da olmasa da öldürülür” demiştir.
Bir adam diğerine açık bir şekilde “Sen Lut Kavmi’nin amelini işliyorsun” diye
şuçlamada bulunsa, bunun hükmü kişinin zina ile suçladığı zamanki hükümle
aynıdır. Adam şuçladığı kişi aleyhine adil şahitler getirirse ne ala. Aksi takdirde
zina iftirasından dolayı had uygulandığı gibi ona da had uygulanır. Hatta ona
uygulanacak hüküm daha katı ve daha ileridir. Eğer suçlanan kişi o işi yapmışsa
hükmü söz konusu ettiğimiz gibidir.”
İbn Vehb dedi ki: Malik b. Enes rahimehullah dedi ki: “Yapan
ve kendisine yapılan aleyhine dört kişi şehadette bulunduğu
zaman ikisi de recmedilir. Kişi onu sürme kabındaki mil gibi
görmedikçe recmedilmezler. Büluğ çağına erdikten sonra
muhsan olmaları ya da olmamaları bir şeyi değiştirmez.”
38 El Müdevvene’de 4/486 şunlar geçmektedir: “Bunu bir adam bir çocukla ya da bir
büyük büyükle yaparsa hadleri sence ne olur?”
Malik şöyle dedi: “Bunu çocukla yapan kimse recmedilir ama çocuk recmedilmez.
Bunu bir büyük bir büyükle yapsa muhsan olmasalar bile ikisi de recmedilir.”
e- Eğer büluğ çağına yakın bir çocuksa imam onu
edeplendirir, aynı hale geri döndüğü takdirde karşılaşacağı
büyük bir ceza ile korkutur. Oğlanlarla mübaşeret etmeye
(şehvetle yakınlaşmaya) meyilli fasıkların yanında bulunmaktan
onu sakındırır.
Çocuk mükellef olmasa bile velisi mükelleftir. Haram kılınmış bir şeyi yapmasına
imkan sağlaması ona helal değildir. Zira çocuk onu alışkanlık haline getirir ve
çocuğun onunla bağını koparmak çok zor bir hal alır. Bu alimlerin iki kavlinden
daha doğru olandır. Bunu (ipek giymeyi) çocuğa haram görmeyenler çocuğun
mükellef olmadığını hüccet getirmişlerdir. İpeğin binek hayvanına haram olmadığı
gibi çocuğa da haram olmadığını söylemişlerdir. Bu en fasid kıyaslardandır. Zira
çocuk mükellef olmasa bile mükellefliğe hazırlanmaktadır. Bundan dolayı
abdestsiz bir şekilde namaz kılmasına, çıplak ya da necis bir şekilde namaz
kılmasına, içki içmesine, kumar oynamasına ve livata yapmasına imkan
sağlanmaz.”
Ebu Sehl’den şöyle dediği nakledilmiştir: “Bu ümmetin içinde kendilerine lutiler
denen üç sınıftan oluşan bir topluluk ortaya çıkar. Bir sınıf bakar, bir sınıf dokunur,
bir sınıf da o işi yapar.” (Zemm’ul Melahi 140)
İbnu Ebi’s Sa’ib’den nakledildiğine göre o şöyle demiştir: “Ben Kur’an okuyucusu olan
sakalsız bir oğlandan, yetmiş bakire kadından korktuğumdan daha çok korkarım.”
(Zemm’ul Heva 108)...
Kitabun Sonu