You are on page 1of 338

Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı


Türk Dili Bilim Dalı

TÜRK KÖKENLİ BOSNA HERSEK SOYADLARI

Dženana BRAČKOVIĆ

Doktora

Ankara, 2020
TÜRK KÖKENLİ BOSNA HERSEK SOYADLARI

Dženana BRAČKOVIĆ

Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü


Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
Türk Dili Bilim Dalı

Doktora

Ankara, 2020
iv

TEŞEKKÜR

Eylül 2015’te başlayan doktora eğitimim boyunca, derslerinde sunduğu bilgilerinden dolayı ve
tez danışmanlığımı üstlenen saygıdeğer Hocam Prof. Dr. Sükrü Halûk AKALIN’a teşekkürü
bir borç bilirim. Değerli hocam prof. dr. Şükrü Halûk AKALIN’a, tez çalışmam boyunca
gösterdiği destek, anlayış, yol ve yöntemden dolayı ayrıca teşekkürlerimi sunmak isterim.
Kıymetli Hocamın verdiği bilgi ve öneriler hayatım boyunca faydalı olacaktır.

Tez izleme komitesi üyelerinden Prof. Dr. Nesrin BAYRAKTAR ERTEN Hocam’a,
derslerinde sunduğu bilgi ve detaylı anlatım için, tezimi daha kolay ve fazla sorunlarla
karşılaşmamam için, doğru yol ve yöntemlerinden dolayı ayrıca teşekkür ederim. Değerli
Hocamın desteği ve yardımı, tez yazma sürecini oldukça kolaylaştırmıştır. Yine tez izleme
komitesi üyelerinden Doç. Dr. Hatice ORUÇ Hocam’a, Ankara’da annelik sıfatını üstlendiği,
her daim yanımda bulunduğu ve tezimi gün ışığına çıkartmam için destek, yardım ve bilgilerini
esirgemediğinden dolayı sonsuz teşekkürlerimi belirtmek isterim.

Çok değerli ve tez jüri üyesi Prof. Dr. Emine YILMAZ Hocam’a, doktora ders sürecimde,
derslerinde sunduğu bilgi, öneri, tecrübe paylaşımı ve ilerideki akademik hayatımın daha
başarılı olması için verdiği bilgi ve önerilerinden dolayı ayrıca teşekkürlerimi sunarım.
Saygıdeğer Hoca Emine YILMAZ Hocam, Türk Dilinin hazinesini keşfetmek için daha
derinlere dalmama ilham kaynağı olmuştur.

Doktora ders sürecimde, derslerine katıldığım ve kendilerinden hayatım boyunca bana fayda
sağlayacak bilgilerinden ve desteklerinden dolayı kıymetli Hocalarım Prof. Dr. Ülkü ÇELİK
ŞAVK ve Doç. Dr. Fatma Binnur ERDAĞI DOĞUER’e ayrıca teşekkür ederim.

Tez jürisi üyelerinden, Sırbistan Bilim ve Sanat Akademisi – Sırp Dili Enstitüsü’nden
katılansaygıdeğer Prof. Dr. Marija ĐINĐIĆ Hocam’a özellikle teşekkürlerimi sunmak isterim.

Doktora eğitimimi, Ankara’da, Hacettepe Üniversitesi’nde yapmamı sağlayan Yurtdışı


Türklerve Akraba Topluluğu Başkanlığı’na teşekkürü bir borç bilirim. Doktora eğitimim
boyunca, madden ve manen desteklerinden, sabır ve anlayışlarından dolayı sevgili annem,
babam ve kardeşime teşekkür ederim. Varlıklarına sonsuz şükür.
v

ÖZET

BRAČKOVIĆ, Dženana. Türk Kökenli Bosna Hersek Soyadları, Doktora, Ankara, 2020.

Bu çalışmada, yaklaşık dört yüz yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu hâkimiyeti altında kalan
Bosna-Hersek’te tarihte ve bugün Türk kökenli soyadları belirlenecek; ses (phonetic), yapı
(morphology), anlam (semantic) ve köken bilimi (etymology) açılarından araştırılıp
incelenecektir.

Bir süre Osmanlı İmparatorluğu hâkimiyeti altında kalan Bosna-Hersek toplumu, sadece
Osmanlı kültür ve geleneğini değil, aynı zamanda da devamlı olarak kullandığı Boşnak dilinde
bazı Türk kelime ve unsurlarını da benimsemiştir.

Bosna-Hersek’te, Osmanlı Türkçesi dil unsurları soyadlarında da yer almaktadır. Bunlar, özel
isimlerinin yanı sıra, çeşitli unvan veya lakap niteliklerini taşımaktadır. Bunların yanı sıra,
meslek, askeri unvan ve malzemeler, hayvan adları, yemek adları, yer birimi, mimari ve diğer
yapılar, bitki adları, dini terimler ve soyut adlarından türemiş soyadlar da bulunmaktadır.
Özellikle belirtilmesi gereken şey ise, bu soyadların içerisinde Arap veya Fars unsurlarının da
mevcut olmasıdır. Yalnız bu unsurların da Boşnak diline girmesi Osmanlı Türkçesinin
vasıtasıyla olduğu için, söz konusu soyadlar, Türk kökenli olarak değerlendirilecektir.

Boşnak ve Türk dili arasındaki ilişkiler ile ilgili çeşitli kitap ve makaleler yazılmıştır. Bunların
çoğu Türkçeden Boşnakçaya ödünç alınmış kelimeler üzerindedir. Şimdiye kadar antropoloji
ile ilgili ciddi bir çalışma yapılmamıştır. Bilindiği üzere, yeterince dokunulmamış sahalardan
birisi de sosyal antropoloji alanıdır. Bu doktora tez çalışmasının da antropoloji alanında katkı
sağlayacağı ve benzeri çalışmalara yol açacağı umut edilmektedir.

Bu doktora tez çalışmanın araştırma planı ve yöntemleri üç bölüme ayrılacaktır:

Birinci bölümde Bosna Hersek’te bulunan Devlet ve Tarihi Arşivi, Gazi Hüsrev Bey
Kütüphanesi, Şarkiyat Enstitüsü gibi kurumlar ziyaret edilecek ve bu kurumlarda bulunan tapu
tahrir defterleri, sicil defterleri incelenecektir. Soyadların en büyük hazinesi olan telefon
rehberleri de incelenecektir.

İkinci bölümde, söz konusu doktora tez çalışmasına benzer yapılmış yazılı kaynaklar, özellikle
sosyal antropoloji üzerinde yayınlanmış makale ve kitaplar incelenecek. Aynı zamanda,
soyadları, ölüm ilanlarında da bulmak mümkün olacaktır.
vi

Üçüncü bölümde ise bazı Boşnak ailelerinde mevcut olan soyadlar ile ilgili bilgiler incelenecek.
Çeşitli soyadlar ile ilgili aile ferdileri tarafından yazılmış makale, kitap gibi kaynaklar
değerlendirilecektir.

Anahtar kelimeler: onomastik, sosyal antroponomi, soyad, Boşnakça, Türkçe, kök;


vii

ABSTRACT

BRAČKOVIĆ, Dženana.Turkish Origins in Bosnian and Herzegovinian Surnames, PhD,


Ankara, 2020.

In this study, the surnames of Turkish origin will be determined in Bosnia and Herzegovina,
which has been under the rule of the Ottoman Empire for about four hundred years; It will be
explored and studied in terms of phonetic, structure (morphology), semantic and etymology.

Bosnia and Herzegovina society, which was under the domination of the Ottoman Empire for
a while, adopted not only the Ottoman culture and tradition, but also some Turkish words and
elements in the Bosnian language that it constantly uses.

In Bosnia and Herzegovina, Ottoman Turkish language elements are also included in the
surnames. These have various titles or nicknames as well as their special names. In addition,
there are surnames derived from profession, military titles and materials, animal names, food
names, place units, architectural and other structures, plant names, religious terms and abstract
names. It should be noted that Arab or Persian elements are also included in these surnames.
Since the fact that these elements also enter Bosnian language is through Ottoman Turkish, the
surnames in question will be considered as Turkish origin.

Various books and articles have been written on the relations between Bosnian and Turkish
language. Most of these are on words borrowed from Turkish into Bosnian. There has not been
any serious study on anthropology so far. As is known, one of the fields that has not been
touched sufficiently is the field of social anthropology. It is hoped that this doctoral thesis will
also contribute to the field of anthropology and lead to similar studies.

The research plan and methods of this doctoral thesis study will be divided into three parts:

First part will include visits of the State and Historical Archive, Gazi Husrev Beg Library and
Institute of Oriental Studies in Sarajevo, Bosnia and Herzegovina and the tahrir and registration
books in these institutions will be examined. Telephone directories, the biggest treasure of the
surnames, will also be examined.

Second part will include examination of written sources similar to the doctoral thesis study,
especially articles and books published on social anthropology. It will also be possible to find
surnames in obituaries.
viii

Third part will include visits to families that has got informations about their surnames.
Resources such as articles and books written by family members regarding various surnames
will be evaluated.

Keyword: onomastic, social antropology, surname, Bosnian, Turkish, origin;


ix

İÇİNDEKİLER

KABUL VE ONAY ....................................................................................................... i

YAYIMLAMA VE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI BEYANI .................................... ii

ETİK BEYAN ................................................................................................................ iii

TEŞEKKÜR ................................................................................................................... iv

ÖZET .............................................................................................................................. v

ABSTRACT ................................................................................................................... vii

İÇİNDEKİLER............................................................................................................... ix

KISALTMALAR ........................................................................................................... xx

ÖNSÖZ........................................................................................................................... xxi

GİRİŞ ............................................................................................................................. 1

1.BÖLÜM: KÖKEN BİLİMİ (ETİMOLOJİ ................................................................. 19

1.1.Özel İsimlerden Türemiş Soyadlar ................................................................ 19

1.1.1.Yalın .................................................................................................... 19

1.1.2.Birleşik Özel İsimler İsimler .............................................................. 24

1.1.3.-oviç/-eviç soyad ekini almış özel isimler ........................................... 25

1.1.4.-iç soyad ekini almış özel isimler ........................................................ 34

1.1.5.Türkçe yapım eki –li ile Boşnakça soyad eki –iç'i almış özel

Isimler................................................................................................. 35

1.1.6.Boşnakça yapım eki –(i)ya'yı almış özel isimler ................................ 35

1.1.7.-ika ekini almış özel isimler ................................................................ 36

1.2.Kısaltılmış özel isimlerden (hypocoristics) türemiş soyadlar ....................... 36

1.2.1.-iç soyad ekini almış soyadlar .............................................................. 36

1.2.2.-oviç/-eviç soyad ekini almış soyadlar.................................................. 38

1.2.3.Kısaltılmış özel isim ve unvanlardan türemiş soyadlar ........................ 39

1.3.Unvanlardan Türemiş Soyadlar ..................................................................... 40


x

1.3.1.Yalın ..................................................................................................... 40

1.3.2.-oviç/-eviç soyad ekini almış unvanlar ................................................. 41

1.3.3.-iç soyad ekini almış unvanlar .............................................................. 42

1.3.4.Türkçe yapım eki –li ile Boşnakça soyad eki –iç'i almış unvanlar ...... 45

1.3.5.Boşnakça yapım eki –(i)ya'yı almış unvanlar ...................................... 46

1.3.6.Aile Üyeleri Unvanları ......................................................................... 46

1.3.6.1.Yalın ......................................................................................... 46

1.3.6.2.-oviç/-eviç soyad ekini almış unvanlar ..................................... 46

1.3.6.3.-iç soyad ekini almış unvanlar .................................................. 46

1.3.7.İslamî Unvanlar .................................................................................... 47

1.3.7.1.-oviç/-eviç soyad ekini almış unvanlar .................................... 47

1.3.7.2.-iç soyad ekini almış unvanlar .................................................. 47

1.3.7.3.-iç soyad eki ile birleşik sözcükler ........................................... 48

1.3.7.4.Boşnakça yapım eki –(i)ya’yı almış unvanlar .......................... 49

1.3.8.Askeri Unvanlar .................................................................................. 49

1.3.8.1.Yalın ......................................................................................... 49

1.3.8.2.-oviç/-eviç soyad ekini almış unvanlar ..................................... 51

1.3.8.3.-iç soyad ekini almış unvanlar .................................................. 52

1.3.8.4.Türkçe meslek yapım eki –ci/-çi ile Boşnakça soyad eki –iç’i

almış unvanlar unvanlar ........................................................... 55

1.3.8.5.Boşnakça yapım eki –(i)ya’yı almış unvanlar .......................... 56

1.3.8.6.Türkçe meslek yapım eki –ci/-çi ile Boşnakça yapım eki –(i)ya’yı

almış unvanlar ......................................................................... 56

1.3.8.7.Boşnakça yapım eki –(i)ya’yı almış unvanlar .......................... 57

1.3.9.Unvanlardan Türemiş Kısaltma (Hypocoristics) Soyadlar .................. 57

1.3.9.1.Yalın ......................................................................................... 57

1.3.9.2.-iç soyad ekini almış unvanlar .................................................. 57


xi

1.3.9.3.-oviç soyad ekini almış unvanlar .............................................. 58

1.3.10.Özel İsim ve Unvanlardan Türemiş Soyadlar .................................... 58

1.3.10.1.Aga-Ağa Unvanı ................................................................... 58

1.3.10.2.Amca Unvanı ........................................................................ 64

1.3.10.3.Baba Unvanı ......................................................................... 64

1.3.10.4.Baša-Başa (Başkan) Unavnı ................................................ 65

1.3.10.5.Beg-Bey Unvanı .................................................................... 66

1.3.10.6.Čauš-Çavuş Unvanı.............................................................. 70

1.3.10.7.Čehaja/Ćehaja-Kâhya (Kethüda) Unvanı ............................ 70

1.3.10.8.Dede Unvanı ......................................................................... 71

1.3.10.9.Efendi Unvanı ....................................................................... 71

1.3.10.10.Hafiz-Hafız Unvanı ............................................................ 72

1.3.10.11.Hoca Unvanı ...................................................................... 73

1.3.10.12.Kadı Unvanı ....................................................................... 74

1.3.10.13.Kalfa Unvanı ...................................................................... 75

1.3.10.14.Paşa Unvanı ....................................................................... 75

1.3.10.15.Reis Unvanı ........................................................................ 76

1.3.10.16.Spahija-Sipahi Unvanı ....................................................... 76

1.3.11.Unvan ve Özel İsimlerden Türemiş Soyadlar .................................... 77

1.3.11.1.Derviş Unvanı ...................................................................... 77

1.3.11.2.Hacı Unvanı ......................................................................... 77

1.3.11.2.1.Yalın .................................................................... 78

1.3.11.2.2.-iç soyad ekini almış soyadlar ............................. 78

1.3.11.2.3.-oviç/-eviç soyad ekini almış soyadlar ................ 78

1.3.11.3.Mula-Molla Unvanı .............................................................. 80

1.3.11.3.1.-iç soyad ekini almış soyadlar ............................. 80

1.3.11.3.2.-oviç ekini almış soyadlar .................................... 81


xii

1.3.11.4.Pir Unavnı ............................................................................ 81

1.4.Sıfat ve Özel İsimlerden Türemiş Soyadlar .................................................. 82

1.4.1.Deli Sıfatı ............................................................................................. 82

1.4.1.1.Yalın ......................................................................................... 82

1.4.1.2.-iç soyad ekini almış soyad ...................................................... 82

1.4.1.3.-oviç soyad ekini almış soyadlar .............................................. 82

1.4.2.Ćelav – Kel Sıfatı ................................................................................. 83

1.4.3.Yamak Sıfatı ......................................................................................... 83

1.4.4.Kalaycı Sıfatı ........................................................................................ 83

1.4.5.Kara Sıfatı ............................................................................................ 84

1.4.5.1.Yalın ......................................................................................... 84

1.4.5.2.-iç soyad ekini almış soyadlar .................................................. 84

1.4.5.3.-oviç soyad ekini almış soyadlar .............................................. 84

1.4.6.Küçük Sıfatı .......................................................................................... 85

1.4.7.Uzun Sıfatı ............................................................................................ 85

1.5.Lâkaplardan Türemiş Soyadlar ..................................................................... 85

1.5.1.Yalın ..................................................................................................... 85

1.5.2.-iç soyad ekini almış soyadlar .............................................................. 88

1.5.3.-oviç soyad ekini almış soyadlar .......................................................... 91

1.6.Şahsın Unvanı, Adı, Mesleği ile Yapılmış Tam Adından Türemiş Soyadlar 92

1.6.1.-iç soyad ekini almış soyadlar .............................................................. 92

1.6.2.-oviç/-eviç soyad ekini almış soyadlar.................................................. 97

1.7.Meslek Adlarından Türemiş Soyadlar ........................................................... 99

1.7.1.Yalın ..................................................................................................... 99

1.7.2.-oviç/-eviç soyad ekini almış soyadlar.................................................. 101

1.7.3.-iç soyad ekini almış soyadlar .............................................................. 104

1.7.4.Türkçe meslek yapım eki -ci/-çi’yi almış soyadlar .............................. 105


xiii

1.7.5.Türkçe yapım eki –ci/-çi ile soyad eki –iç’i almış soyadlar ................. 106

1.7.6.Türkçe yapım eki –ci/-çi ile Boşnakça yapım eki –(i)ya’yı almış
soyadlar ................................................................................................ 116

1.7.7.Boşnakça yapım eki –(i)ya’yı almış soyadlar ...................................... 119

1.7.8.Türkçe yapım eki –li ile Boşnakça yapım eki –(i)ya’yı almış
soyadlar ................................................................................................ 119

1.7.9.Kısaltma (hypocoristic) eki –o’dan türemiş soyad ............................... 120

1.8.Etnik Yapı Adlarından Türemiş Soyadlar ..................................................... 120

1.8.1.Yalın ..................................................................................................... 120

1.8.2.-oviç/-eviç soyad ekini almış soyadlar.................................................. 122

1.8.3.-iç soyad ekini almış soyadlar .............................................................. 123

1.8.4.Türkçe yapım eki –li ile soyad eki –iç’i almış soyadlar ....................... 123

1.8.5.Türkçe yapım eki –li ile Boşnakça yapım eki –(i)ya’yı almış soyadlar 124

1.8.6.Boşnakça yapım eki –(i)ya'yı almış soyad. ......................................... 124

1.8.7.Unvan ve Etnik Yapı Adından Türemiş Soyad .................................... 124

1.9.Genel İsimlerden Türemiş Soyadlar ............................................................. 125

1.9.1.Yalın ..................................................................................................... 125

1.9.2.Boşnakça yapım eki –(i)ya’yı almış soyad........................................... 128

1.9.3.Türkçe yapım eki –çi ile Boşnakça yapım eki –(i)ya’yı almış soyad .. 128

1.9.4.Boşnakça küçültme eki –çiç’i almış soyad........................................... 128

1.9.5.-iç soyad ekini almış soyadlar .............................................................. 128

1.9.6.-oviç/-eviç soyad ekini almış soyadlar.................................................. 130

1.10.Hayvan Adlarından Türemiş Soyadlar .......................................................... 131

1.10.1.Yalın ................................................................................................... 131

1.10.2.-oviç/-eviç soyad ekini almış soyadlar................................................ 134

1.10.3.-iç soyad ekini almış soyadlar ........................................................... 134

1.10.4. Türkçe yapım eki –çi/-ci ile Boşnakça yapım eki –(i)ya’yı almış
soyadlar ............................................................................................. 135

1.10.5.Çeşitli ek almış hayvan adlarından oluşan soyadlar........................... 135


xiv

1.10.5.1.-iş ekini almış soyad ............................................................. 135

1.10.5.2.-in ekini almış soyad ........................................................... 135

1.11.Sayı Adlarından Türemiş Soyadlar ............................................................... 135

1.11.1.Yalın ................................................................................................... 135

1.11.2.-iç soyad ekini almış soyadlar ............................................................ 136

1.11.3.-eviç soyad ekini almış soyadlar ......................................................... 136

1.12.Yemek Adlarından Türemiş Soyadlar ........................................................... 136

1.12.1.Yalın ................................................................................................... 136

1.12.2.-oviç/-eviç soyad ekini almış soyadlar................................................ 137

1.12.3.-iç soyad ekini almış soyadlar ............................................................ 138

1.13.Renk Adlarından Türemiş Soyadlar .............................................................. 139

1.13.1.Yalın ................................................................................................... 139

1.13.2.-oviç soyad ekini almış soyad............................................................. 139

1.14.Maden Adlarından Türemiş Soyadlar ........................................................... 139

1.14.1.Yalın ................................................................................................... 139

1.14.2.-iç soyad ekini almış soyad ................................................................ 140

1.14.3.-oviç soyad ekini almış soyadlar ....................................................... 140

1.14.4. –(i)ya yapım ekini almış soyadlar ..................................................... 141

1.15.Eşya Adlarından Türemiş Soyadlar ............................................................... 141

1.15.1.Ev eşyası ............................................................................................. 141

1.15.1.1.Yalın ..................................................................................... 141

1.15.1.2.-iç soyad ekini almış soyadlar .............................................. 141

1.15.1.3.-oviç soyad ekini almış soyadlar .......................................... 142

1.15.1.4.-ina ekini almış soyad .......................................................... 142

1.15.2.Giysi Adlarından Türemiş Soyadlar ................................................... 142

1.15.2.1.Yalın ..................................................................................... 142

1.15.2.2.-iç soyad ekini almış soyadlar .............................................. 142


xv

1.15.2.3.-oviç soyad ekini almış soyadlar .......................................... 142

1.15.2.4.Türkçe yapım eki –li ile soyad eki –iç’i almış soyadlar ....... 143

1.15.3.Mutfak Eşyası ..................................................................................... 143

1.15.3.1.Yalın ..................................................................................... 143

1.15.3.2.-iç soyad ekini almış soyad .................................................. 143

1.15.3.3.-oviç soyad ekini almış soyadlar .......................................... 143

1.15.4.Tarım Aleti ......................................................................................... 144

1.15.4.1.Yalın ..................................................................................... 144

1.15.4.2.-iç soyad ekini almış soyad .................................................. 144

1.15.5.Müzik Aleti............................................................................... ......... 144

1.15.5.1.Yalın ..................................................................................... 144

1.15.5.2.-oviç soyad ekini almış soyadlar .......................................... 145

1.15.5.3.-(i)ya yapım ekini almış soyad ............................................. 145

1.15.5.4.-çe küçültme ekini almış soyad ............................................ 145

1.15.6.Silah ve Savaş Aleti............................................................................ 145

1.15.6.1.Yalın ..................................................................................... 146

1.15.6.2.-iç soyad ekini almış soyad .................................................. 146

1.15.6.3.-oviç soyad ekini almış soyadlar .......................................... 146

1.15.6.4.Türkçe yapım eki –li ile soyad eki –iç’i almış soyadlar ....... 146

1.15.7.Çeşitli Eşyalar ..................................................................................... 147

1.15.7.1.Yalın ...................................................................................... 147

1.15.7.2.-iç soyad ekini almış soyad ................................................... 147

1.15.7.3.-oviç soyad ekini almış soyadlar ........................................... 148

1.15.7.4.Kısaltma (hypocoristic) eki –o’yu almış soyad ..................... 148

1.16.Vücut Parçaları Adlarından Türemiş Soyadlar .............................................. 149

1.16.1.Yalın .................................................................................................... 149

1.16.2.-aş ekini almış soyad ........................................................................... 149


xvi

1.17.Mimari ve Diğer Yapı Adlarından Türemiş Soyadlar .................................... 150

1.17.1.Yalın .................................................................................................... 150

1.17.2.-oviç/-eviç soyad ekini almış soyadlar................................................. 151

1.17.3.-(i)ya yapım ekini almış soyad ............................................................ 151

1.18.Doğa ve Yer Bilimi Adlarından Türemiş Soyadlar ........................................ 152

1.18.1.Yalın .................................................................................................... 152

1.18.2.-oviç soyad ekini almış soyad.............................................................. 152

1.18.3.-(i)ya yapım ekini almış soyadlar ........................................................ 152

1.19.İslamî Bilimi Adlarından Türemiş Soyadlar .................................................. 153

1.19.1.Yalın .................................................................................................... 153

1.19.2.-iç soyad ekini almış soyadlar ............................................................. 154

1.19.3.-oviç soyad ekini almış soyadlar ......................................................... 154

1.19.4.-(i)ya yapım ekini almış soyad ............................................................ 155

1.20.Soyut Adlarından Türemiş Soyadlar .............................................................. 155

1.20.1.Yalın .................................................................................................... 155

1.20.2.-iç soyad ekini almış soyadlar ............................................................. 156

1.20.3.-oviç/-eviç soyad ekini almış soyadlar................................................. 158

1.20.4.-(i)ya yapım ekini almış soyadlar ........................................................ 158

1.21.Bitki Adlarından Türemiş Soyadlar ............................................................... 158

1.21.1.Yalın .................................................................................................... 158

1.21.2.-iç soyad ekini almış soyadlar ............................................................. 159

1.21.3.-oviç/-eviç soyad ekini almış soyadlar................................................. 159

1.22.Bedensel Sakatlık Adlarından Türemiş Soyadlar........................................... 159

1.22.1.Yalın .................................................................................................... 159

1.22.2.-iç soyad ekini almış soyad ................................................................. 160

1.22.3.-oviç/-eviç soyad ekini almış soyadlar................................................. 160

1.23.Sıfatlardan Türemiş Soyadlar ......................................................................... 160


xvii

1.23.1.Yalın .................................................................................................... 160

1.23.2.-iç soyad ekini almış soyadlar ............................................................. 165

1.23.3.-oviç/-eviç soyad ekini almış soyadlar ................................................ 167

1.23.4.-(i)ya yapım ekini almış soyadlar ........................................................ 169

1.23.5.Türkçe yapım eki –ci ile Boşnakça yapım eki –(i)ya’yı almış soyadlar 171

1.23.6.-ica ekini almış soyad ......................................................................... 171

1.23.7.Kısaltma (hypocoristic) –o ekini almış soyad ..................................... 171

1.24.Fiillerden Türemiş Soyadlar ........................................................................... 172

1.24.1.Yalın - sıfat fiil ekleri, zaman ekleri ve fiil kipi eklerinden türemiş

Soyadlar .............................................................................................. 172

1.24.2.Zaman ekini almış soyad ..................................................................... 174

1.24.3.Türkçe yapım eki –ci ile Boşnakça yapım eki –(i)ya’yı almış soyad . 175

1.24.4.Türkçe yapım eki –ci ile soyad eki –iç’i almış soyadlar ..................... 175

1.24.5.Sıfat fiil ekleri ile –iç soyad ekini almış soyadlar ............................... 176

1.24.6.-iç soyad ekini almış soyad ................................................................. 176

1.24.7.-oviç soyad ekini almış soyadlar ......................................................... 177

1.25.Belirsiz Sözcük Türlerinden Türemiş Soyadlar ............................................. 177

2. BÖLÜM: SES BİLİMİ (FONOLOJİ ......................................................................... 178

2.1.Ses Türemesi ........................................................................................................ 179

2.1.1.-a sesinin türemesi ....................................................................................... 179

2.1.2.-i sesinin türemesi........................................................................................ 180

2.1.3.-h sesinin türemesi ....................................................................................... 181

2.1.4.-d sesinin türemesi ....................................................................................... 181

2.1.5.-y sesinin türemesi ....................................................................................... 182

2.1.6.-k sesinin türemesi ....................................................................................... 182

2.1.7.-v sesinin türemesi ....................................................................................... 182


xviii

2.1.8.-n sesinin türemesi ....................................................................................... 183

2.2.Ses Düşmesi ......................................................................................................... 183

2.2.1.İkiz ünsüz düşmesi ...................................................................................... 183

2.2.2.Sözcük başı ses düşmesi .............................................................................. 185

2.2.3.Sözcük sonu ses düşmesi............................................................................. 186

2.2.4.Sözcük ortasında ses düşmesi ..................................................................... 186

2.2.5.Soyad eki –iç ile –oviç/-eviç’in eklenmesiyle, sözcük sonu ses düşmesi ... 191

2.2.6.Ünlü ile biten unvanlara soyad eki –iç eklendiğinde bir ünlü düşmesi ....... 194

2.2.7.Unvan ile özel isminin birleşmesiyle bir ünlü düşmesi ............................... 204

2.2.8.Sıfat ile özel isminin birleşmesiyle bir ünlü düşmesi .................................. 205

2.3.Ses Değişmesi ...................................................................................................... 205

2.3.1.Ünlü ile ünlü ................................................................................................ 206

2.3.2.Ünlü ile ünsüz.............................................................................................. 211

2.3.3.Ünsüz ile ünsüz ........................................................................................... 212

2.4.Göçüşme – Metatez .............................................................................................. 220

3. BÖLÜM: BİÇİM BİLİMİ (MORFOLOJİ ................................................................. 221

3.1.Boşnakça Ekler ..................................................................................................... 221

3.1.1.-oviç/-eviç soyad eki .................................................................................... 221

3.1.2.-iç soyad eki ................................................................................................ 244

3.1.3.-(i)ya yapım eki ........................................................................................... 266

3.1.4.Küçültme eki –çiç........................................................................................ 272

3.1.5.Kısaltma (hypocoristic) eki –o .................................................................... 273

3.1.6.Küçültme eki –ica ....................................................................................... 274

3.1.7.Çeşitli soyad ekleri ...................................................................................... 274

3.2.Türkçe Ekler ......................................................................................................... 275

3.2.1.Küçültme ekleri ........................................................................................... 275


xix

3.2.2.-çI/-cI eki ..................................................................................................... 275

3.2.3.-lI eki ........................................................................................................... 279

3.2.4.-lIk eki ......................................................................................................... 280

3.2.5.-lar/-ler çokluk eki ...................................................................................... 281

3.2.6.Sıfat – fiil ekleri.......................................................................................... 281

3.2.7.Zarf – fiil eki ............................................................................................... 283

3.2.8.Görülen geçmiş zaman kipi ......................................................................... 283

3.2.9.Emir kipi ...................................................................................................... 283

3.3.Farsça Ekler .......................................................................................................... 284

3.3.1.dār/-tār eki .................................................................................................. 284

3.3.2.-zâde eki ...................................................................................................... 285

3.4.Birleşik Ekler........................................................................................................ 285

3.4.1.Boşnakça + Türkçe Ek ................................................................................ 285

3.4.2.Farsça + Boşnakça Ek ................................................................................. 288

SONUÇ .......................................................................................................................... 289

KAYNAKÇA ................................................................................................................ 293

EK 1. SOYADLAR DİZİMİ .......................................................................................... 297

EK 2. ORİJİNALLİK RAPORU .................................................................................... 319

EK 3. ETİK KOMİSYON MUAFİYETİ FORMU ........................................................ 321


xx

KISALTMALAR

Ar. – Arapça

Boş. – Boşnakça

Eski T. – Eski Türkçe

Far. – Farsça

İbr. – İbranice

Lat. – Latince

Moğ. – Moğolca

Örn. – Örnek

Sans. – Sanskritçe

Soğd. – Soğdca

T. – Türkçe

Yun. – Yunanca

vb. – ve benzeri
xxi

ÖNSÖZ

Bu doktora tez çalışması, Bosna Hersek’te bulunan ve tespit edilmiş Türk kökenli soyadlarının
dilbilimsel yöntemlerle incelemesini kapsamaktadır. Bu bağlamda özel isim, unvan, lakap,
etnik yapı, meslek, hayvan adları, soyut adlar, renk adları, sayı adları, çeşitli isimler, çeşitli eşya
adları, maden adları, İslami bilimi adları, doğa ve yer bilimi, mimari ve diğer yapı adları, sıfat,
fiil ve belirsiz adlardan oluşan 1473 Türk kökenli soyad tespit edilmiştir. Soyadları bir araya
toplamak oldukça zor olduğu gibi, hepsini birden toplamak da mümkün değildir. Soyadlarının
toplanması esnasında, telefon rehberleri, yayınlanmış Osmanlı şeriyye sicilleri ve tahrir
defterleri, konuyla ilgili kitap ve makaleler, ölüm ilanları ve bazı ailelerde bulunan soyadları ile
ilgili yazılı belgelere başvurulmuştur.

Soyadları biriktirme sırasında, telefon rehberleri, sicil ve tapu-tahrir defterleri incelemelerini


kapsayan kitap ve makale, ölüm ilanları ve çeşitli ailelerde bulunan soyadlarla ilgili yazılı
bilgilere başvurulmuştur.

Soyadlar üzerine yazılmış çeşitli makale ve kitaplar, soyadlarının sınıflandırılmasında yardımcı


olmuştur. Lakin, bazı soyadlarının anlamlarının belirtilmesi konusunda zorluklar yaşanmıştır.
Bu nedenle, söz konusu soyadlar, çeşitli anlam taşıma ihtimali doğrultusunda, farklı
sınıflandırmalara yerleştirilmiştir. Böylece, bir soyadının farklı anlamları gösterilmiştir.
Soyadlarının uğradıkları ses değişiklikleri ve içerdiği ekler, ses bilimi ve biçim bilimi
bölümlerinde incelenmiştir.

Bu çalışmanın, soyadları üzerine yapılacak yeni çalışmalara katkı sağlaması, bu çalışma


sırasında tespit edilememiş diğer Türk kökenli soyadlarının tespitine yol açması umut
edilmektedir. Aynı zamanda, Türk kökenli soyadları için bir baz oluşturulması
hedeflenmektedir.
1

GİRİŞ

Bosna-Hersek, varlığından bu yana, değişik medeniyet, kültür, din ve dillere ev sahipliğini


yapmış bir bölge idi. Kendi medeniyet, kültür, din ve dil unsurlarını çeşitli yabancı unsurlarla
genişletiyordu. Bunun da, Bosna-Hersek’in en önemli niteliklerinden birtanesi, hatta en
önemlisi olduğu söylenebilir. Yabancı unsurları benimseme özelliği Boşnak diline de
yansımıştır. Oldukça yabancı sözcüklerle dolu olan Boşnak dili, çok sayıda Türk kökenli
sözcüklere de sahiptir. Bu sözcükler, Boşnak dilinin en geniş ve en kapsamlı yabancı sözcükler
kısmını temsil etmektedir (Vajzović 1999:11). Bazı sözcükler artık günlük hayatta kullanılmasa
da, varlıklarını edebi eserler ve bu çalışmanın ana konusu olan soyadlarda sürdürmektedir.
Türkçe sözcükler, soyadlarının oluşmasından çok önce Boşnak diline girmiş ve soyadlar
sonradan bu sözcüklerden oluşmuştur. Sözcüklerin geçişi sırasında, Osmanlı Devleti'nin resmi
dili olan Türkçe kullanılmaktaydı. Türkçenin içerisinde, Arapça, Farsça ve bunların yanı sıra
Yunanca, İbranice ve Moğolca gibi dillerden geçmiş sözcükler de yer almaktadır. Boşnakça söz
konusu dillerle doğrudan temasta bulunmadığı için, Osmanlı Türkçesi üzerinden Boşnakçaya
geçmiş sözcükler, bu çalışmada soyadlar, Türk kökenli olarak değerlendirilmektedir.
Çalışmanın ana bölümlerinden önce, çalışmanın amacı, kullanılmış olan kaynaklar, soyadların
tespiti ve tasnifinde ortaya çıkan zorluklar gibi konulara değinilmiştir. Ayrıca, Bosna-Hersek
tarihi, Boşnak ve Türk ilişkileri, Türkçenin Boşnakçadaki yeri ve soyadlarının sınıflandırılması
gibi konularda bilgiler verilmiştir.

Üç ana bölümden oluşan çalışmanın ilk bölümü köken bilimi-etimoloji, ikinci bölümü ses
bilimi-fonoloji ve üçüncü bölümü ise biçim bilimi-morfolojidir.

Çalışmanın ilk bölümü olan köken biliminde, sonradan soyada dönüşmüş Türk kökenli
sözcüklerin asıl kökü incelenmiştir. Sözcüklerin asıl şekli ile beraber anlamları da verilmiştir.
Birden fazla anlam taşıyan sözcüğün, soyada göre en uygun anlamları sunulmuştur. Bunların
yanı sıra, sözcüklerin tarihi, ortaya çıkmalarından bu yana ne gibi şekiller benimsedikleri ve
Boşnakçadaki anlamları da verilmiştir. Bu bölümde aynı zamanda, soyadlarının temel
sınıflandırılması da yapılmıştır. Soyadları, özel isim, kısaltılmış isim (hypocoristic), unvan,
lakap, unvan ve özel isim, birden fazla unvan ve isim, meslek, etnik yapı, hayvan, yemek, çeşitli
eşya adları, soyut adlar, mimari ve yapı adları, doğa ve yer bilimi adları, bitki adları, İslam
bilimi adları, maden adları, vücut uzuvları, bedensel sakatlıklar, sıfat, fiil ve belirsiz adlardan
türemiş soyadlar olarak sınıflandırılmıştır.
2

İkinci bölümde, soyadlarının oluşma sırasında uğradıkları çeşitli ses değişiklikleri ve bunları
inceleyen ses bilimi-fonoloji incelenmiştir. Türkçeden Boşnakçaya giren sözcükler,
Boşnakçanın ses sistemine uyum sağlamaları için çeşitli ses değişikliklerine uğramıştır. Bu ses
değişmeleri soyadlarda, Türkçeden Boşnakçaya giren diğer sözcüklerden daha yaygındır. Aynı
kökü taşıyan birkaç soyad bulunmakta ve bu soyadların çeşitli ses değişme, düşme ve
türemelere uğradığı görülmektedir. Bunlar, sözcüğün yanlış telaffuzuyla, aileler bölündüğünde
soyadlarının da ayırt edilebilmesi için bazı ses değişiklikleri yapılmasıyla ortaya çıkmıştır.
Bunların yanı sıra, Türk kökenli sözcükler Boşnakçaya geçtikleri sırada çeşitli ses
değişmelerine uğramıştır. Bunların en yaygınları Türkçede ön damaklı k sesinin Boşnakçada
ince ç (ć) ve ön damaklı g sesinin Boşnakçada ince c (đ) sesine dönüşmesidir. Bu ince c (đ) <
g ses değişmesi Türkiye’nin Karadeniz bölgesinde konuşulan Karadeniz ağzından da etkilenmiş
olabilir. Osmanlı Devleti’nin çeşitli bölgelerinden insanlar Bosna Hersek’e gitmiş ve
beraberlerinde şivelerini de getirmişlerdir. Bu şive yerel halk arasında da kabul edilmiş ve
böylece o şiveye göre sözcükler ortaya çıkmış diye tahmin edilmektedir. Buna benzer diğer bir
ses değişmesi ise u < ı ses değişmesidir. Ayrıca k sesinin g sesine dönüşmesi de bir örnekte
görülmekte ve bu da Ankara ağzına benzemektedir. Diğer bir yaygın ses değişmesi ise m < n
ses değişmesidir. Ses değişmelerinin yanı sıra, ses düşme, ses türeme ve göçüşme – metatez
gibi ses olayları da bu bölümde yer almaktadır. Ses türemelerinin içinde en yaygını ve en önemli
olanı h sesinin türemesidir. Bazen sözcük başı, bazen ise sözcük ortasında türediği
görülmektedir. Bu ses türemesinin sebebi, Boşnak – Müslüman kimliğini ve Boşnakçayı öne
çıkartmaktır. Bosna Hersek’te resmi olarak kullanılan diğer iki dil Sırpça ve Hırvatçada h sesi
türememekte ve bazı durumlarda düşmektedir. Bu ses olaylarının örnekleri söz konusu bölümde
verilmiştir.

Üçüncü bölümde, biçim biliminde, soyadlarda ek varlığı incelenmiştir. Türk kökenli soyadlar,
sözcüğün anlamına göre gereken eklerle Boşnakçaya geçmiştir. Yerel dilin, Boşnakçanın biçim
bilimine göre sonradan bu soyadlara Boşnakça ekler de eklenmiştir. Bunların arasında en
meşhur olan soyad ekleri –oviç ve –iç ekleridir. Bu eklerin Türkçe karşılığı oğlu’dur. Soyad
eklerinin yanı sıra, yapı ekleri ve büyük sayıda küçültme ekleri de bulunmaktadır. Bu ekler,
Boşnakça, Türkçe ve Farsça ekler olarak ayırt edilmiştir. Bunların yanı sıra, birleşik ekler de
değerlendirilmiştir. Ekler, tek başına anlam taşımadıkları için soyadlardaki anlamlara göre
sınıflandırılmıştır. Söz konusu eklerin Boşnakçaya geçişi sırasında uğradıkları değişikliklere
dikkat çekilmiş ve Boşnakçada benimsenmiş şekiller gösterilmiştir. Ekler, soyadlardaki
anlamlarına göre örneklerle sunulmuştur.
3

Bu çalışmanın amacı, Bosna-Hersek’te var olan, Türk kökenli soyadlarını tespit edip ortaya
çıkartmak ve söz konusu soyadları dil bilimi açısından incelemektir. İnceleme sırasında,
soyadlar bir sözcük olarak değerlendirilip bu sözcüğün kökü, anlamı, uğradığı ses
değişiklikleri, içerdiği ekler şeklinde bir dil bilimsel çalışma gerçekleştirilmiştir. Aynı zamanda
amaç, soyadlarını bir araya toplamak ve bir baz oluşturmaktır. İlk başta tüm soyadları toplamak
mümkün olmasa da, ilerleyen zamanda tespit edilen her yeni soyadı bu baza eklemektir. Bu
çalışmanın diğer bir amacı ise, Boşnakça etimolojik sözlük çalışmalarına bir katkı sağlamaktır.

Bu çalışmada çeşitli yöntemler kullanılmıştır. Soyadlarının sadece bir yerde toplanmış bir
kaynağı bulunmadığı için, araştırma sırasında, büyük sayıda belgeye başvurma gereği
duyulmuştur. Vurgu Türk kökenli soyadları üzerine olduğu için, Boşnakçaya giren Türkçe
sözcükler üzerine yazılmış çeşitli kitap, sözlük, makale gibi kaynaklar da incelenmiştir.

Araştırma yöntemleri aşağıdaki sırayla gerçekleşmiştir:

- soyadlarının büyük sayıda bulunduğu telefon rehberleri, araştırma sırasında en büyük ana
kaynak olmuştur. 1990 yılından bu yana yayınlanmış telefon rehberlerinin hepsine ulaşmak
mümkün olmasa da, çok sayıda telefon rehberine ulaşılmıştır. Bu telefon rehberleri incelenip,
Türk kökenli soyadlar tespit edilmiştir;

- soyadlarının öncüsü olarak bilinen, 18. yüzyıl ünlü Boşnak kronik yazarı ve şairi Molla
Mustafa Başeski’nin (Mula Mustafa Bašeskija) kaleme aldığı Mecmua (Ljetopis), çok sayıda
soyadı içermektedir. Boşnakça yazılmış soyadlarının yanında, parantez içinde soyadlarının
Türkçe şekilleri de verilmiştir. Bu Mecmua, Türk kökenli soyadlarının tespiti sırasında, oldukça
katkı sağlamıştır;

- Bosna-Hersek’te genel olarak soyadlarla ilgili yazılmış kitap ve makale, soyadlarının tespit
edilmesinde yardımcı olmuştur;

- aileler tarafından kaleme alınmış veya aile kütüphanelerinde, ailenin soyu ile ilgili bulunan
kaynaklar internet üzerinden veya doğrudan ailelerden temin edilmiştir;

- soyadları resmi olarak kullanıma girdiği sırada Bosna-Hersek bağımsız bir ülke olmayıp
Sırbistan ve Hırvatistan’ın da dahil olduğu Sosyalist Federal Yugoslavya Cumhuriyeti’nin bir
parçasıydı. Bu sebeple, söz konusu bu ülkelerde kaleme alınmış olan soyadlarıyla ilgili
kaynaklara da başvurulmuştur. Aynı soyadlar çok sayıda Eski Sosyalist Federal Yugoslavya
Cumhuriyeti’nin ülkelerinde de bulunmaktadır. Bu nedenle, araştırma esnasında, bu ülkelerde
yapılmış çalışmalardan da başvurulmuştur.
4

Yukarıda belirlenmiş araştırma yöntemleri, Türk kökenli soyadlarının tespiti için yapılmıştır.

Soyadlarının dil bilimi açısından, özellikle anlam ve tasnifi için, aşağıdaki yöntemler
gerçekleşmiştir:

- soyadlar Türk kökenli olduğu için, anlam tespiti sırasında, Türkçeden Boşnakçaya giren
sözcükler üzerine yazılmış sözlük, kitap ve makaleler incelenmiştir. Çeşitli Bosna-Hersekli
tarihçiler tarafından yayınlanmış Osmanlı tahrir defterleri ve şeriyye sicilleri de kaynak olarak
değerlendirilmiştir. Sözcüklerin etimolojisine daha detaylı değinmek için, çeşitli Türk etimoloji
sözlüklerinden de yararlanılmıştır. Bu konuda Osmanlı-Türkçesi sözlüklerinin büyük faydası
olmuştur.

- soyadlarının ses ve biçim analizi için, hem Boşnakça hem de Türkçe gramer kitapları
değerlendirilmiştir. Boşnakçada, Farsça ve Arapça üzerine yazılmış kaynaklar da çalışmaya
dahil edilmiştir.

İnsanlar, her daim, geldikleri soy ile ilgili bilgileri merak etmişlerdir. Önceden bununla ilgili
ciddi ve kapsamlı çalışmalar yapılmamış olsa da, çeşitli araştırmacılar tarafından son
zamanlarda, sosyal antroponimi içeren çalışmaların sayısı artmaktadır. büyük sayıda ortaya
çıkmaktadır.

Bosna-Hersek’te, soyadlar ile ilgili kitap, makale vb. gibi çalışmalar kaleme alınmış, fakat Türk
kökenli soyadlarını kapsayan ciddi bir çalışma şimdiye kadar yapılmamıştır. Soyadları ile ilgili
diğer çalışmalarda, Türk kökenli soyadlara yer verilmiş ise de, detaylı olarak dil bilimi
açısından inceleme yapılmamıştır. Bu soyadlar, bazı şarkiyatçı ve dil bilimcileri tarafından
Osmanlı döneminde ortaya çıkmış soyadlar veya oryantal kökenli soyadlar olarak
adlandırılmaktadır. Bazı yazılarda, Müslüman soyadlar olarak da geçmektedir. Soyadlar
incelendiğinde dikkat daha çok ortaya çıktığı yer ve tarih üzerindedir. Bunların yanı sıra,
soyadların, isim, meslek, lakap, unvan, etnik yapı vs. gibi tasnifi yapılmaktadır.

Soyadlar üzerine yapılmış kapsamlı çalışmalarından bir tanesi, Risto Miliçeviç’in kaleme aldığı
Hercegovaçka Prezimena (Hersek Soyadları) başlıklı kitaptır. Bu kitap, Bosna Hersek’in
Hersek bölgesinde ortaya çıkmış soyadlarını içermektedir. Bu soyadların arasında Türk kökenli
soyadları da yer almakta ve Müslüman aileler tarafından kullanılan soyadlar olarak
adlandırılmaktadır. Soyadları ile ilgili dil bilimi açısından detaylı bilgi verilmemiştir.
5

Diğer bir kapsamlı çalışma, Amira Turbiç-Handanagiç ve Elvir Musiç’in kaleme aldıkları
Bosanskohercegovaçka prezimena (Bosna-Hersekli Soyadlar) başlıklı kitaptır. Çalışmamız
esnasında, kitabın, özel adlardan türemiş soyadlarını inceleyen ilk cildi yayınlanmıştır.
Soyadlar, halk özel isimleri, oryantal özel isimler, diğer dillerden türemiş özel isimler ve
kısaltılmış özel isimler (hypocoristic) bölümlerinden oluşmaktadır.

Osmanlı döneminde ortaya çıkmış soyadlarını içeren bir çalışma Türkolog tarihçi Aladin
Husiç’in, Nastanak, razitak i upotreba prezimena u razdoblju osmanske vlasti u Bosni i
susjednim zemljama (Bosna-Hersek ve Komşu Ülkelerinde Osmanlı İdaresi Zamanında
Soyadların Oluşuma, Gelişimş ve Kullanımı) başlıklı makalesidir. Çalışmada, soyadların ortaya
çıkması ile ilgili kısa bir tarihçe verilmiş ve soyadlar sınıflandırılmıştır. Türk kökenli
soyadlarının yanı sıra Bosna-Hersek’te var olan diğer soyadları da değerlendirilmiştir. Makale
olduğu için bu çalışmada belli sayıda soyadı yer almaktadır. Söz konusu makale, bu çalışma
için yol gösterici olarak katkıda bulunmuştur.

Ad bilimci İndira Şabiç tarafından Prezimena Militarnog Porijekla u Bosni i Hercegovini


(Bosna-Hersek’te Askeri Kökenli Soyadlar) adlı bir makale kaleme alınmıştır. Bu makalede
askeri unvan ve aletlerden türemiş soyadlar incelenmiştir. Şabiç bazı vücut sakatlığı
terimlerinden türemiş soyadlarını, savaş yaralılarının sakatlığından ortaya çıktığını
düşünmektedir. Bu soyadlar, çalışmamızda vücut sakatlığı olarak incelenmiştir.

Soyadlarının oluştuğu dönemde, Bosna Hersek, Sosyalist Federal Yugoslavya Cumhuriyeti’nin


çatısı altında bulunduğu için, soyadlarının araştırılması sırasında, SFYC’nin aynı çatı altında
bulunan Sırbistan ve Hırvatistan’da, hem Türk unsurlarını taşıyan, hem de genel olarak
soyadları ile ilgili yapılmış çalışmalar, bu doktora tez çalışması için, oldukça verimli bir kaynak
olmuştur.

Hırvatistan’da yapılmış çalışmalar arasında, Zadar Üniversitesi, Etnoloji ve Antropoloji


Bölümü’nde öğretim üyesi olan prof. dr. Dunja Brozoviç-Ronçeviç’in kaleme aldığı Turski
Jezični Sloj u Hrvatskim Prezimenima (Hırvat Soyadlarında Türk Unsurları) adlı makale ve
ünlü ad bilimci Petar Şimunoviç’in Naša Prezimena (Soyadlarımız) adlı kitap bulunmaktadır.

Makalede, Prof.dr. Dunja Brozoviç-Ronçeviç, Türk kökenli birkaç soyadı örneğini


sınıflandırıp anlamlarını vermiştir. Petar Şimunoviç ise, kitabında, soyadlar ile ilgili genel bilgi
verdikten sonra, Hırvatistan’da mevcut olan soyadlarını sıralayarak bunlarla ilgili bilgiler
sunmuştur. Bunlara ilaveten, çalışmamızda, Hırvatistan’da soyadları ile ilgili yazılmış başka
eserler de incelenmiştir.
6

Sırbistan’da soyadlarıyla ilgili, Dr. Velimir Mihayloviç’in Srpski Prezimenik (Sırp Soyadları
Rehberi) ve Zagorka Vaviç-Gros’un Prezimena su čuvari našeg jezika (Soyadlar Dilimizin
Muhafızlarıdır) kitabı önemli kaynaklardan biridir. Sırp Soyadları Rehberi’nde soyadlar
alfabetik olarak sıralanmış ve soyadlar ile ilgili, anlam ve tarih gibi kısa bilgiler verilmiştir.
Soyadlar Dilimizin Muhafizlarıdır kitabında, soyadları anlam, tarih ve dil bilimi açısından da
incelenmiştir.

Yine Sırbistan’da, Arabist Dr. Srđan Jankoviç tarafından yazılan Razvoj Prezimena Kod
Muslimana (Müslümanlarda Soyadların Gelişimi) adlı makale, bu çalışma için önemli bir
kaynaktır. Makalesinde, dr. Jankoviç, soyadların oluşması ili ilgili bilgiler sunmaktadır. Bu
makalede, Türk kökenli soyadlara önem verilmiştir.

Bu çalışma için, Hırvatistan ve Sırbistan kaynaklarında, Bosna-Hersek’te de mevcut olan, Türk


kökenli soyadları tespit edilip incelenmiştir.

Soyadlarının tespiti sırasında, genel olarak telefon rehberlerine başvurulmuştur. 1990 yılından
bu yana, ulaşabilindiği kadar telefon rehberi incelenmiş ve buradan soyadlar alınmıştır.
Rehberlerde tespit edilememiş bazı soyadlar, diğer kaynaklar, ölüm ilanları, soyadlarla ilgili
yazılmış makale ve kitap gibi diğer kaynaklarda ortaya çıkmıştır. Önceden de bahsedildiği gibi,
önemli kaynaklardan biri de Molla Mustafa Başeski’nin 18. yüzyılda yazdığı Mecmua’dır. Tüm
soyadları bir arada toplamak oldukça zor bir iştir ve çeşitli kaynaklara başvurmak
gerekmektedir.

Soyadlar bir araya toplandıktan sonra, soyadların sınıflandırılması yapılır. Sınıflandırma


sırasında, yine çeşitli zorluklarla karşılanmaktadır. Bir soyadın birkaç anlamı olabilir. Hem
unvan, askeri unvan hem de meslek anlamında aynı kökten gelen soyadlar mevcuttur. Bu
durumlarda, soyadlar hem unvan hem meslek bölümüne yerleştirilmekte ve anlamlar hakkında
bilgi verilmektedir. Bugün mevcut olmayan, lakin Osmanlı döneminde ortaya çıkan unvanlar,
Osmanlılarla birlikte Bosna-Hersek’e de gelmiştir. Fakat, Bosna-Hersek’te, Osmanlı
döneminde, asıl anlamından farklı bir anlam taşımaktaydı. Bu çalışmada, asıl anlamların yanı
sıra, Osmanlı döneminde bu unvanların Bosna-Hersek’te kazandıkları anlamlar da verilmiştir.

Soyadların anlamlarının tespiti sırasında, Osmanlı-Türkçesi ve Türkiye Türkçesi Etimoloji ve


diğer sözlüklerin yanı sıra, 1966 yılında, ünlü şarkiyatçı Abdullah Şkaljiç’in kaleme aldığı
Turcizmi u srpskohrvatskom jeziku (Sırpça-Hırvatça’da Türkçe Kelimeler) adlı kitabı en önemli
7

kaynaklardan biri olmuştur. Bu kaynak, aynı zamanda özel isimlerin tespitinde de yardımcı
olmuştur.

Bosna Hersek’te, artık mevcut olmayan kişi adları, Osmanlı zamanında özel isim olarak
kullanılmış ve bu özel isimlerden soyadlar türemiştir. Soyut anlam taşıyan bazı genel isimler,
Osmanlı tahrir defterlerinin incelenmesi sırasında özel isimler olarak ortaya çıkmıştır. Bu
nedenle, bu çeşit soyadlar hem soyut adlar hem de özel adlar olarak gösterilmiştir. Bosna
Hersek’in önde gelen şarkiyatçılarının yayınladıkları tahrir defterleri, bu tip zorlukların
aşılmasında yardımcı olmuştur.

Özel adlardan türemiş soyadların incelemesinde, ünlü Bosna Hersekli dil bilimcisi Dr. İsmet
Smailoviç’in, 1977 yılında yazdığı Muslimanska imena orijentalnog porijekla u Bosni i
Hercegovini (Bosna-Hersek’te Oryantal Kökenli Müslüman Kişi Adları) başlıklı kitabı ve
Prilagođavanje muslimanskih imena orijentalnog porijekla našem jeziku (Oryantal Kökenli
Müslüman Kişi Adlarının Dilimize Uyarlanması) adlı makalesi önemlidir. Osmanlıların Bosna-
Hersek’e gelmesiyle, beraberinde İslam dini de gelmiştir. İslam dinini kabul eden kimseler, o
zamana kadar kullandıkları öz adlarını değiştirip, Osmanlılardan benimsedikleri özel adları
kullanmaya başlamışlardır. Arapça, Farsça ve Türkçe, hatta İbraniceden de oluşan özel adlar,
Boşnakçaya geçtikleri sırada, çeşitli ses değişmelerine uğramıştır. Söz konusu ses değişmeleri,
yanlış telaffuz veya belgelere yanlış kayıt edilme gibi sebeplerden dolayı ortaya çıkmıştır. Bu
doğrultuda, bu kitap ile makale, özel adlardan türemiş soyadların incelemesinde oldukça faydalı
bir kaynaktır.

Yine, özel adlar söz konusu olunca, Bosna-Hersek’te çok sayıda kısaltılmış özel adlar
mevcuttur. Bunlar, asıl özel adların kısaltılmış şekilleridir. Ör: Ahmed – Ahmo, İbrahim – İbro,
Mehmed – Meho, Mustafa – Mujo, Suleyman – Sulyo. Bu kısaltılmış şekiller ilk başta lakap
olarak kullanılıyordu, zamanla özel ad olarak da kullanıma girmiştir. Kısaltılmış özel adlardan
Evliya Çelebi 17. yüzyılda kaleme aldığı Seyahatname adlı eserinde bahsetmektedir. Aynı
zamanda, Molla Mustafa Başeski de Mecmua’sında, bu formlara yer vermektedir. Kısaltılmış
özel adlardan türemiş soyadlarının sayısı da az değildir. Bu soyadlar, bu çalışmada da analiz
edilmiştir. Söz konusu soyadların analizi için, en önemli kaynaklardan biri de, Bosna-Hersek’in
önde gelen Türkologlardan biri olan Prof. dr. Kerima Filan’ın Ime i pokraćeno ime (Özel Ad ve
Kısaltılmış Özel Ad) adlı makalesidir.

Diğer genel adlardan türemiş soyadların kök, ses, anlam ve biçim biliminin analiz edilmesinde,
yukarıda bahsedilen sözlük, kitap ve makalelerin yanı sıra, Boşnakçada var olan oryantal
kökenli sözcükler üzerine yazılmış çalışmalar oldukça elverişliydi. Bunların arasında, Bosna
8

Hersekli ünlü dil bilimcisi Prof. dr. Hanka Vayzoviç’in Orijentalizmi u književnom djelu –
lingvostilistička analiza (Edebi Eserlerde Oryantalizmalar – Dil Bilimi İncelemesi) başlıklı
çalışmasını öne çıkarmak gerekmektedir. Bu çalışma özellikle biçim bilimi açısından önem
taşımaktadır, çünkü büyük sayıda soyadlar, çeşitli Boşnak küçültme ekleri ile türemiş ve bu
eklerin belirlenmesinde yardımcı olmuştur.

Yukarıda bahsedilen çalışmalar, bu doktora tezini daha sağlam yazabilmek ve yazılış sürecinde
ortaya çıkan çeşitli zorlukları daha doğru ve kolay şekilde aşabilmek için, büyük bir katkıda
bulunmuştur.

Bugünkü Bosna Hersek bölgesinin, eski zamanlarda ilk yerleşenlerin arasında Hint Avrupa
menşeli İliryalıların olduğu kabul edilmektedir. Zamanla, bölgeye Slav kökenli halkın akımı
başlar ve tarih boyunca, dinî veya herhangi başka bir ayrımcılık yapılmadan, bu halk özgün bir
Bosna halkını, Boşnakları temsil etmekteydi (Handžić 1995:119).

Bosna ilk başlarda coğrafi bir terimdir, sonrasında bölgenin halkı bu isme izafeten Bosnalılar
olarak anılmıştır. XII. yüzyıldan itibaren, Bosna bir devletin de adıdır (Handžić 1995: 120).

Osmanlıların Bosna’yı fethinden evvel, Bosna devlet yapısına sahipti ve bu devlet içerisinde,
üç ayrı inanç sistemi, Katoliklik, Ortodoksluk ve Bogumillik mevcuttu. Bu, üç dinin mensupları
tek kelimeyle Bosna halkını, Boşnakları temsil ediyordu. Din ibadetlerinin dışında, bu halk
arasında herhangi bir farklılık bulunmuyordu.

Osmanlılar 1352’de Çimpe ve 1354’de Gelibolu'nun fethiyle birlikte Balkanlara geçiş için bir
köprü başı elde etmişler ve bundan sonra Balkanlara yerleşme amaçlı Türk göçü ve iskanı
başlamıştır. 1361’de Edirne’nin fethiyle bölgede ileri faaliyetler artmıştır. Osmanlıların fetih
hareketinde dervişler de yer almışlar, bunlar fethedilen bölgelerde zaviyeler kurmak suretiyle
bölgede İslamın yayılması ve Türk yerleşimleri için zemin hazırlamışlardır. Onlar vasıtasıyla
pek çok bölge, fetihten önce Türklerle karşılaşmıştır. Dolayısıyla Bosna-Hersek’te de halkın
Türklerle karşılaşması buranın Osmanlılar tarafından fethinden evvel gerçekleşmiştir.

Resmi anlamda Bosna halkının Türkler ile karşılaşması, buranın 1463 yılında Osmanlılar
tarafından fethi iledir. O zamanlar Bosna krallığı mevcuttu ve Kral Stjepan Tomašević
(Tomaşeviç) tarafından idare edilmekteydi. Bu tarih Bosna’nın nihai fethi olarak kabul
edilmekle birlikte, Bosna’nın tamamının fethi daha uzun bir süreci kapsamaktadır ve ancak bu
sürec yaklaşık 130 yıl sonra 1592 yılında ülkenin kuzey-batı bölgesinde bulunan Bihke (Bihać-
Bihaç) fethi ile tamamlanmıştır. (Imamović 1998: 124).
9

Osmanlı Devleti’nin idaresiyle birlikte, Bosna halkının din, kültür ve yaşamının diğer
sahalarında değişiklikler meydana gelmiştir. Bu değişiklikler, Bosna-Hersek sosyal
antropolojisini de oldukça etkilemiştir. Yeni düzenin gelmesi ile, devreye yeni dil de girmiştir.

Bosna-Hersek’in ve Bosnalıların, Osmanlıların gelmesi ile kazandıkları en büyük şey, İslam


dini idi. Aslında, İslam, fetihten önce de yavaş yavaş Bosna-Hersek bölgesinde iz bırakmaya
başlamıştı. Fetihten sonra, şehir halkının yanında köy halkı arasında da taraftar bulmasıyla
İslam dini için kuvvetli bir zemin hazırlanmıştır. İslamiyete geçmesi için halk zorlanmamış ve
dileyen İslama geçerken dileyen mevcut dininde kalmaya devam etmiştir. Bu Osmanlının
istimalet- hoşgörü politkasının bir sonucudur.

İslam’ı kabul eden halk, genel olarak din ile beraber öz ismini de değiştirmektedir.
Osmanlılarda kullanılan Arapça, Farsça ve Türkçe öz isimler, Bosna-Hersek’te yeni Müslüman
halk arasında yayılmaya başlamıştır. Bunların arasında en meşhuru Abdullah ismiydi. Abd
sözcüğünü içeren Abdulrahman, Abdulgaffar gibi isimler de yaygındı. Bazı durumlarda, İslam’ı
kabul edenler, babalarının adlarını (Osmanlı’dan önce kullandıkları adlar), söz konusu adlarla
gösteriyordu. Çoğu zaman, Müslüman olmayan halk, cizye ödememek maksadıyla, Müslüman
ismini benimsiyordu lakin kendi dini ibadetlerinden sapmıyordu. Türkçede aynı anlamı taşıyan
isimlerle eski isimler değiştiriliyordu, örn: Živko (Jivko) – Jahya, Vuk – Kurt, Gvozden – Timur
oluyordu (Handžić 1940: 29). Bunu belirtmek gerekir ki, hangi ismi taşıyor ve hangi dinden
olursa olsun, Bosna-Hersek halkı, Osmanlı belgelerinde, tek isimle, Boşnak olarak
nitelendirilmektedir (Handžić 1995: 119).

İslam dini, dervişler tarafından tekkelerde, manevi dünyayı daha yakından tanımak amacıyla,
halka anlatılıyordu ve böylece din kültürünün gelişmesinde yardımcı oluyordu. Dini ibadetlerin
yanı sıra, din, gelenekler, adetler de anlatılıyordu. İslam'ın gelmesiyle, İslami bilimlerin
okutulduğu, mekteb ve medreseler açılarak, Bosna-Hersek'te bu bilimlerin öğretilmesinde, din
alimlerinin ve İslami unvan almaya hak kazanmış yerel halktan kişilerin yetişmesine vesile
olmuştur.

Osmanlıların gelmesi ile, şehir, kasaba ve köylerde büyük gelişmeler gerçekleşmiştir. Yeni
düzen, yeni idari sistemini, yeni askeri teşkilâtını, yeni eğitim, yeni sanat, yeni esnaf teşkilâtını
da getirmiştir. Bosna-Hersek halkı, bu yeni oluşmaya başlamış düzene dahil edilerek, Türk
gelenekleri ve yaşam biçiminin yayılmasını sağlamıştır.

Askeri teşkilat söz konusu olunca, beylerbeyi, sancakbeyi, paşa, vezir, subaşı vb. arasında, yerel
halktan tayin edilmiş kişiler de bulunmaktaydı. Osmanlı Devleti'nin çeşitli bölgelerinden
10

Bosna'ya tayin edilmiş vezirler de, görevlerinin sona ermesinden veya emekli olduktan sonra,
Bosna-Hersek'te kalıp soylarını devam ettirmeyi karar kılmışlardı. Bu karar, kişinin kendi
isteğine bağlıydı. (Filan 2014: 154). Söz konusu vezir ve diğer halkın uyruğu, bu doktora tez
çalışmasının Etnik Yapı Adlarından Türemiş Soyadlar bölümünde belirtilmiştir.

Anadolu'dan Balkanlara çeşitli özel sebeplerden dolayı göç etmiş kişiler de bulunmaktaydı,
lakin onların sayısı oldukça azdı ve genelde büyükşehirlerde yerleşiyorlardı. Bundan Molla
Mustafa Başeski kendi Mecmuası'nda da bahsetmektedir. Lakin bu halk veya atalarının
Saraybosna'ya ne zaman yerleştiklerine dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır (Filan 2014: 153-
154).

Çeşitli idari işlerde, mühürdar, defterdar, kâtip gibi görevlerde yerel halk da dahil oluyordu.

Esnaf zanaatı söz konusu olunca, dericilik, kuyumculuk, tekstil ve metal sanayiler oldukça
meşhurlaşmıştı. Bazı zanaatlar, dericilik, kuyumculuk gibi, halen devam etmektedir. Bazıları
kaybolmaya yüz tutmuş olsa bile, bir zamanlar varoldukları, çeşitli belgelerin yanı sıra, bu
çalışmada yer alan soyadlarından da öğrenilebilmektedir.

Aga ve bey – beg unvanları, Osmanlı döneminde, Bosna-Hersek'te, sadece Osmanlı soyundan
gelen değil, yerel halk arasında da ün kazanmış, maddi durumu oldukça yüksek seviyede, diğer
halk tarafından saygı ile karşılanan kişilere aitti. Bu unvanlar artık kullanılmamakta, lakin
soyadlarında yer almaktadır.

Bu demek oluyor ki Türk kökenli, Bosna-Hersek'te mevcut olan soyadlar, hangi dinden olduğu
farketmeksizin Slav kökenli Bosna Hersek halkı tarafından taşınmaktadır. 1 Mart 1992
tarininde, Bosna-Hersek, Sosyalist Federal Yugoslavya Cumhuriyeti'nden bağımsızlığını ilan
ettikten sonra, Bosna Hersek'teki halk, Boşnak, Sırp ve Hırvat olarak üç ayrı etnik gruba
ayrılmıştır. Lakin, soyadlar söz konusu olunca, herhangi bir değişiklik gerçekleşmemiştir. Türk
kökenli soyadlar, her üç millet arasında varlığını sürdürmeye devam etmiştir. Türk kökenli
soyadı taşımak, aslen Türk veya Müslüman olmak anlamına gelmemektedir.

Farklı dillerin ortaya çıkmasından bu yana, dil ilişkileri, dil temasları var olmaktaydı ve halen
de var olmaya devam etmektedir. Bu dil temasları, insanların bir yerden başka bir yere göç
etmeleri, bir devletin başka bir ülkeyi fethetmesi vs. gibi çeşitli sebeplerle gerçekleşmektedir.
İnsanlar yerleştirdikleri yeni yerde, yerel dil, kültür ve medeniyete beraberlerinde getirdikleri
dil, kültür ve gelenekleri aktarırlar, kendileri de yerel unsurları benimserler. Yerel dil ile temasa
geçen yeni dil, kendi sözcük varlığında, diğer yabancı dillerden alınmış sözcükleri de
11

içermektedir. Bu yabancı sözcükler, yeni dil ile beraber yerel dile de geçmektedir. Fakat, yeni
dil ile yerel dilin ilişkileri incelendiğinde, söz konusu yabancı sözcükler yeni dilin sözcükleri
olarak değerlendirilecektir. Bu da, yerel dil o sözcüklerin aslen geldikleri diller ile doğrudan
temasta bulunmadığı sırada gerçekleşmektedir. Etimoloji incelemelerinde, sözcüklerin asıl
kökü ve asıl şekilleri sunulmaktadır. Bu durum, Türkçeden Boşnakçaya giren sözcükler için de
geçerlidir.

Osmanlı Devleti’nin resmi dili olan Türkçe, Arapça ve Farsça sözcüklerini de içermektedir.
Bunların yanı sıra, bu dile Moğolca, Yunanca, İbranice gibi dillerden sözcükler de geçmiştir.
Bu nedenle, Türkçe vasıtasıyla Slav dillerine, doğrusu Boşnakça'ya ödünç olarak geçmiş
sözcükler, tek kelimeyle Türkçe sözcükler olarak değerlendirilmektedir. Bunun sebebi,
Boşnakça'nın söz konusu diller ile doğrudan temasta bulunmamasıdır. Bu çalışmanın ana
konusu, Bosna Hersek'te var olan Türk kökenli soyadlar olduğundan, içlerinde Arapça, Farsça,
Moğolca, İbranice, Yunanca vs. kökenli bulunuyor olsa da, hepsi Türk kökenli olarak
değerlendirilmiştir.

Türk dilinin en çok etkilediği, söz varlığından pek çok unsurun geçtiği diller arasında, Slav
dillerinden Boşnakça da yer almaktadır. Boşnakça, diğer Balkan dilleri gibi, Osmanlı
döneminde, o dönemin Türkçesinin birçok sözcük ve unsurlarını bünyesine dahil etmiştir.
Türkçe, Balkan dillerinde 14. yüzyıldan beri izlerini sürdürmeye devam etmiştir (Filan
2017:20). Bosna-Hersek'in, Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethedilmesinden önce,
Balkanlara gelen Türkler yerel halkı, kendi dili ile tanıştırmıştır. Fakat Türkçenin, Bosna-
Hersek'te resmi olarak kullanıma girmesi, Osmanlı’nın fethinden, 1463 yılından itibaren
başlamıştır.

Osmanlı hakimiyeti altında bulunan Bosna-Hersek’te, Türkçe, halk ilişkilerinde oldukça


yaygındı. Her türlü idari işlemlerinde, resmi dil olarak Türkçe kullanılmaktaydı. Eğitim sistemi
çoğunlukla Türkçe üzerinden yürütülüyordu, lakin ilim adamı olmak isteyen, Arapça da bilmek
mecburiyetindeydi. Din ve ilim dili Türkçe ve Arapça idi. Farsça ise, daha çok, şiir
söyleşilerinde yer almaktaydı (Filan 2017: 19). Yerel halk arasında, yerel dil kullanılmaktaydı.

Önceden de bahsedildiği gibi, Bosna-Hersek’e, Osmanlı İmparatorluğu’nun çeşitli


bölgelerinden gelen halk yerleşmekteydi. Bu halk, aynı zamanda kendine öz şivesi ile Türkçeyi
konuşmaktaydı ve yerel halk arasında bu Türkçe ile temasa geçmekteydi. Bu demek oluyor ki,
Boşnakça Türkçenin değişik şekilleri ile temasta bulunmuştur.
12

Türkçeden Boşnakçaya giren sözcüklerin geçiş süreci, üç farklı evreden oluşmaktadır:

-birinci evre, ses ve biçim değilikliklerine uğramamış, asıl gibi olan sözcükler;

-ikinci evre, yerel dilin ses ve biçim sistemine göre çeşitli değişikliklere uğramış sözcükler ve

-üçüncü evre, anlam değişikliğine uğramış sözcükler.

Birinci evreyi kapsayan sözcükler, ses değişmesine uğramamış herhangi bir Türkçe veya
Boşnakça ek içermeyen sözcüklerdir.

İkinci evreyi kapsayan sözcükler, Türkçe ve Boşnakçanın farklı alfabe ve ses sisteminden
dolayı, Türkçede var olan, lakin Boşnakçada mevcut olmayan seslerden dolayı, Türkçeden
Boşnakçaya geçiş sırasında, Boşnakçanın ses sistemine adapte olmak amacıyla, değişikliklere
uğramış sözcüklerdir. Bunlar arasında, aynı ses iki dilde de bulunmasına rağmen, yine geçiş
sırasında başka bir ses ile değiştiği de olmaktadır. Bu olay, yerel dilin konuşulduğu bölgenin
ağzına bağlı olabilir. Bunun en iyi örneği Türkçede k sesinin Boşnakçada ć (ince ç) sesine
dönüşmesidir. Bu ses değişme daha çok Hersek bölgesinde gerçekleşmiştir. Bosna bölgesinde
bu tip değişime rastlanırsa, sözcüğün Hersek bölgesinden geldiği tahmin edilmektedir. Örn:
ćilim < kilim, ićindija < ikindi, jeleć < yelek vb. Diğer önemli ses değişmelerinden bir tanesi
de Türkçede g sesinin Boşnakçada đ (ince c) sesine dönüşmesidir. Örn: đuzel < güzel, đul <
gül, đerdan < gerdan vb. Bu c < g ses değişmesinin Karadeniz şivesinde de var olduğunun
farkına vararak, Boşnakçada ses değişimi mi söz konusu yoksa bu sözcükler Karadeniz şivesi
üzerinden mi Boşnakçaya geçmiştir? Bununla ilgili herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.

Tabii ki diğer ses değişmeleri de mevcuttur ve bunlar soyad örnekleriyle bu çalışmada


gösterilmiştir.

Biçim bilimi konusunda, Boşnakçaya giren Türkçe –lI ve –çI ekleri ile yine Türkçe üzerinden
giren Farsça –dār eki en meşhur olanlardır. –lI ile –çI ekleri, Boşnakçada sadece –li ile –çi
şeklini benimsemiştir. Bu ekler, Boşnakça yapı eki olan –(i)ya eki ile kullanım sırasında
desteklenmektedir. –li eki, -(i)ya eki ile beraber, Boşnakçada etnik yapıyı belirten, Türk kökenli
olmayan etnonimlere de eklenmektedir. Örn: Glamoçliya – Glamoçlu, Budimliya – Budimli vb.

Üçüncü evreyi kapsayan sözcükler, Osmanlı döneminde, Boşnakçaya geçiş sırasında aynı
anlamla Boşnakçada da yerini almış sözcüklerin sonradan anlam değişmesine uğramış
sözcüklerdir. Efendi sözcüğü, erkek isminden sonra bey yerine kullanılan unvan sözü, sahip
durumunda olan, buyruğu geçen kimse anlamıyla bilinen sözcük olsa da, Boşnakçada sadece
din adamlarının isimlerinden sonra kullanılan bir unvandır ve mekteplerde din eğitimini veren
13

kişilerin unvanıdır. Reis sözcüğü, bugün Bosna Hersek’te sadece İslam Birliği Başkanı
tarafından kullanılan bir unvandır.

Osmanlı Devleti, Bosna-Hersek’te öncesinde bulunmayan bazı idari kurum ve görevleri, çeşitli
meslekleri de beraberinde getirmiştir. Kaymakamlık, sancakbeylik, beylerbeylik, kadılık,
müftülük gibi idari kurumlar, mühürdar, defterdar, kâtip gibi idari görevler, abacılık, aşçılık,
kürkçülük, kuyumculuk, debbağlık gibi meslekler, Bosna-Hersek’te önceden bulunmadığı ve
bunların Boşnakçada ismi olmadığı için, bu kurum, görev ve meslek adları Türkçe olarak
Boşnakçada benimsenmiştir. Boşnakça bu açıdan kendi sözcük hazinesini geliştirmiştir.

Askeri teşkilatta, subaşı, yüzbaşı, tüfekçi, topçubaşı, onbaşı, solak, silahdar, sipahi, dizdar gibi
askeri unvanlar Boşnakçanın bünyesinde de yer almaya başlamıştır. Bosna-Hersek halkı
Türkçeyi, tahsil görmüş İstanbul’dan gelen komutanlardan da öğrenmeye başlamıştır (Čaušević
2011:208).

İslam’ın kabulu ile birlikte, cami, tekke ve medreselerde Türkçe üzerinden eğitim ve vaazlar
gerçekleşiyordu. Arapçadan Türkçeye çevirilmiş Kur’an-ı Kerim vasıtasıyla da Türkçe
öğretiliyordu. Bu, dini terimlerin yayılmasına yol açmıştı ve sonradan bu terimlerin tamamen
Boşnakçada asli şekli ile kullanılmasına vesile olmuştur. Molla, müderris, hafız, imam,
müezzin, hoca gibi terimler İslam sayesinde Boşnakça’nın sözlük varlığına dahil olmuştur.
Molla kelimesi bugün artık günlük kullanımda yok, diğer sözcükler ise halen varlığını
sürdürmektedir. Hoca sözcüğü Boşnakça’da sadece camide Kur’an-ı Kerim okuyan, din bilimi
ile uğraşan bir kimse, din alimi için bir unvandır.

1878 yılında Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun Bosna-Hersek’i işgal etmesinin


ardından, Türk kültürü ve dili, yavaş yavaş Bosna-Hersek’te o zamana kadar sürdürdüğü
etkisini azaltmaya başlamıştır. Bazı kurumlar Osmanlı döneminin bitmesiyle henüz sönmemiş
olsa da, sonradan tamamen Bosna-Hersek’in idari yapısından kaldırılmıştır. Bunların arasında,
kaymakamlık, sancakbeylik, beylerbeylik, kadılık yer almaktadır. Aynı zamanda, kaymakam,
sancakbeyi, beylerbeyi, kadı gibi unvanlar da artık kullanılmamaktaydı. Bunların yanı sıra,
çeşitli görev ve meslekler de yavaş yavaş yeni sistemin getirdiği yenilikler ile değiştiriliyordu.

Bunu belirtmek gerekir ki, Osmanlı döneminin bitmesi, Türk varlığının Bosna-Hersek’te
bitmesi anlamına gelmemektedir. Sekiz binden fazla Türkçe sözcük Boşnakçanın sözlük
varlığında yer almaktadır. Günlük hayatta kullanılan ve bunların başka şekilleri olmayan,
yastık, yorgan, çarşaf, kaşık, cezve, kahve, saat, kaldırma, kapı vd. gibi sözcükler Boşnakçada
köklerini salmış ve sökülmesi mümkün olmayan sözcüklerdir.
14

Artık kullanımda mevcut olmayan sözcükler de gerçekte varlığını kaybetmemiştir. Bunlar


çeşitli Osmanlı dönemini anlatan edebi eser, el yazmaları, arşiv ve kütüphane dökümanları gibi
birçok yazılı kaynakta izlerini sürdürmektedir.

Türkçe, aynı zamanda sosyal antropolojide de yer almaktadır. Osmanlı döneminden kalma
mimari yapı ve sokak adlarında da var olmaktadır. Artık halk arasında kullanımda bulunmayan
sözcükler, çeşitli tabelalarda, bir zamanlar Osmanlı Devleti’nin Bosna-Hersek topraklarında
varlığını sürdürdüğünün en iyi kanıtlarından biridir.

Türk uyruklu olmayan, Slav kökenli halkın kimliğini Türkçe sözcükler belirtmektedir. Pasaport
ve kimliklerde soyad olarak geçen Türkçe sözcükler yazılıdır. Türk kökenli soyadlar, Bosna-
Hersek’te, Türkçenin en önemli muhafızlarıdır.

İnsan dünyaya geldiğinde, öz adından önce soyada sahip olmaktadır. Soyad, bir insanın
doğumundan önce oluşmuştur. Tarihe bakılırsa, soyadların ortaya çıkmasından önce, atalarımız
ilk önce öz adına sahip olurlar, biz ise soyada sahip oluruz. Eski zamanlarda toplum fazla
gelişmemiş olduğu için, soyada pek ihtiyaç duyulmuyordu. Toplumun gelişmesi ve ihtiyaçların
arttırmasıyla, soyadlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Soyad, ebeveynlerden evlatlara, nesilden
nesile geçmektedir (Miličević 2005: 59). Soyadlarda, insanoğlunun yaşadığı tarihi dönemler ve
bu dönemler içerisinde, soyadlara şekil ve içerik vermiş sosyal olaylar saklıdır. Soyadların
ortaya çıkma motifleri, sosyal onomastik bilimi tarafından incelenmektedir.

Dünya halklar arasında, soyadlar aynı zaman içerisinde ortaya çıkmamıştır. Dil bilimine göre
soyadı kavramı, XI. yüzyıldan itibaren ortaya çıkarak şekillenmeye başlamıştır. Avrupa
ülkelerinde soyadlarının oluşumunun farklı şekillerde olduğu söylenir. Soyadı önce asilzadeler
arasında, sonra tüccar sınıfında, daha sonra ise kentliler arasında yaygınlaşmıştır. Köylüler ise
daha uzunca bir süre soyadından mahrum kalmışlardır (Kurbanov II. c. 2011:75).

Soyadı kullanımı dünya halkları arasında henüz aynı seviyede değildir. Soyadı kullanmamakta
olan halklar da bulunmaktadır. Bunların arasında İzlanda halkı yer almaktadır (Kurbanov II. c.
2011:76).

Her soyadının içerisinde bir hikâye, bir sır gizlidir. Çoğu zaman bu hikâye ve sırlar, soyadın
taşıyıcıları tarafından bilinmemektedir. Soyad aynı zamanda bir tarihin de simgesidir. Yabancı
sözcüklerden oluşan soyadlar da mevcuttur ve bunlar ailelerin sık sık yaptığı göçlerin
neticesidir.
15

Orta çağda soyadlar, ilk olarak, ekonomi ve kültür gelişim merkezleri olan şehirlerde ortaya
çıkmıştır. A. Françiç’e göre, soyadları ilk başta imtiyazlı kişiler almıştır, son alanlar ise çalışma
hakkına sahip işçilerdi. Yine A. Françiç’e göre, şehir halkı köy halkından, erkekler kadınlardan
önce soyada sahip olur. (Musić, Turbić-Handanagić 2018:19)

Avrupa’da soyadlarının ortaya çıkması ve kurulması için, nüfus kayıt defterlerinin tutumunu
kararlaştıran Trent Konseyi (1545 – 1563) büyük bir rol oynamıştır. Bosna-Hersek’te soyadlar
resmi belgelerde, yasal olarak, Osmanlı döneminin sonunda, Avusturya-Macaristan
döneminde, XVIII. yüzyılda, bugünkü şekliyle kullanıma girmiştir. Osmanlı döneminde,
kişinin adı ile beraber, baba adı ve doğduğu yer kayda giriyordu. Ad ve soyad olarak Avusturya-
Macaristan döneminde, soyadın yasal olarak kullanılması ise Yugoslavya Cumhuriyeti
döneminde başlamıştır (Rodoslov.ba). Bosna-Hersek soyadları, XII. ile XIX. yüzyıllar arasında
nadir kullanılan bir ifadeden yasal olarak belirlenmiş bir yükümlülüğü taşıyan ifadeye
dönüşmüştür.

Bosna-Hersek’te soyadlar çok geç ortaya çıkmıştır. Etnologlar, bir zamanlarda soyadlarının
olmadığını, öz ismin yanında patronim olarak adlandırılan baba adı ile kimlik tespiti yapıldığını
söylüyorlar. Bu gelenek, doğu kültüründen gelmektedir. Örneğin, Luka Antin (Anto’nun
Luka’sı-Anton oğlu Luka), Meho Husin (Huso’nun Meho’su-Huso oğlu Meho), Rade Simin
(Simo’nun Rade’si-Simo oğlu Rade) vb. Ardından baba adları sürekli olarak soyadlara
dönüşüyordu: Luka Antić, Meho Husić, Rade Simić. Böylece soyadlar, baba adı, lakap, sonradan
da ergonim olarak da adlandırılan aile üyesinden birisinin mesleğine göre veriliyordu. Toponim
olarak bilinen ikamet ve doğum yerine göre de soyadlar veriliyordu. Hayvan adlarını taşıyan
soyadlar da bulunuyordu. (Rodoslov.ba)

Bu, öz ad ile beraber baba adının kimlik belirtisi gibi kullanımı Osmanlı döneminde de
kullanılıyordu. Bazı durumlarda, baba adı yerine başka belirtiler de kullanmaktaydı. Bunlardan
özellikle kişilerin doğdu yer, meslek veya kayıtta geçen kişiye özgü bir nitelik. Bundan dolayı,
soyadlar arasında sadece öz isim değil, unvan, meslek, lakap, çeşitli eşya, soyut adlar, hayvan
adlarını içeren soyadlar da türemiştir.

Bosna-Hersek’te soyadlar, XVI. yüzyılın başında net bir şekilde ortaya çıkmaya başlamıştır.
Bunun en sağlam kanıtı, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde kaydettiği soyad örnekleridir:
Ljubić – Ljub-zade, Koskić – Kosk-zade, Ćović – Çovo-zade. (Čelebija 1979: 117) Bunların
yanı sıra, XVII. yüzyılda yine Osmanlı geleneği, öz ad – baba ad kimlik belirtmesi devam
etmekteydi. (Husić 2017: 71)
16

Seyahatname'nin yanı sıra, ilk soyad örnekleri: Kuluoğlu – Kulović ve Karoğlu – Karović, 1757
yılında Mula Mustafa Bašeskija’nın (Molla Mustafa Başeski) yazdığı Mecmua’sında yer alıyor
(Bašeskija 1997: 32). Söz konusu Mecmua aynı zamanda soyadların öncüsü olarak da biliniyor.

Soyad örnekleri XVII. ve XVIII. yüzyılda tutulmuş çeşitli tahrir ve sicil defterlerinde de yer
almaktadır.

Boşnakçada soyad için –ić, -ević ve –ović ekleri kullanılıyor. Bu eklerin Türkçe karşılıkları
-oğlu ve –zade ekleridir. Osmanlı döneminden önce –iç eki yaygın bir soyad eki idi.
Osmanlı’nın gelmesiyle beraber bu ekin kullanımı azalmakta lakin tekrar sahaya çıkmasını
Farsça küçük anlamında olan –zade eki teşvik etmiştir. Bunun nedeni, -iç ekinin aynı, küçük
anlam taşımasıdır.

XIX. yüzyılın ikinci yarısında, Avusturya-Macaristan döneminin başlamasıyla, idari kayıtlarda


ad ve soyad olarak kişinin kimliğinin belirtilmesi zorunlu kılınmıştır. Ad ve soyad şekli,
resmiyetini ise Yugoslavya Cumhuriyeti döneminde kazanmıştır.

Belirtilmesi gereken ise, Bosna-Hersek’te Türk kökenli soyadlarının sadece Boşnak-Müslüman


milleti tarafından değil, aynı zamanda da Hırvat-Katolik ve Sırp-Ortodoks milletleri tarafından
da kullanıldığıdır.

Türk kökenli Bosna-Hersek soyadları, doğrusu antroponimler, hem yapı hem türeme
şekilleriyle tamamen Bosna-Hersek soyadlarının yapı ve türeme şekline uyum sağlamaktadır.

Bu doktora tez çalışmasında, soyadların sınıflandırılması aşağıdaki gibi gerçekleşmiştir:

-özel ad: özel adlardan türemiş soyadlar, erkek ve çok nadiren kadın özel adından oluşmakta
olup diğerlerine göre oldukça fazladır;

-kısaltılmış (hypocoristic) ad: bu soyadlar, genel özel adların kısaltılmış şekillerinden


oluşmaktadır;

-unvan: genel, aile, İslami ve askeri unvanlardan oluşan soyadlar;

-özel isim ve unvan / unvan özel isim: bu soyadlar özel isim ile çeşitli unvanlardan
oluşmaktadır;

-sıfat ve özel isim: çeşitli sıfat ve özel ismlerden türemiş soyadlar;

-lâkap: çeşitli lâkablardan oluşan soyadlar;

-birden fazla unvan, lâkap ve özel ad: şahsın unvanı, adı, mesleği ile türemiş soyadlar;
17

-meslek: çeşitli mesleklerden türemiş soyadlar;

-etnik yapı: şahsın uyruğunu gösteren ülke veya şehir adlarından türemiş soyadlar;

-genel ad: bağımsız olarak herhangi bir sınıflandırmada yer almayan adlardan türemiş soyadlar;

-hayvan adları: hayvanların güç ve kuvvet gibi niteliklerine göre insanların lâkap veya öz ad
olarak benimsedikleri hayvan adlarından türemiş soyadlar;

-sayı adları: çeşitli sayılardan türemiş soyadlar;

-yemek adları: çeşitli yemek, baharat ve içecek adlarından türemiş soyadlar;

-renk adları: çeşitli renk adlarından türemiş soyadlar;

-maden adları: çeşitli maden adlarından türemiş soyadlar;

-eşya adları: ev, mutfak, giysi, tarım, müzik, silah ve savaş aleti, ve diğer eşya adlarından
türemiş soyadlar;

-vücut parçaları adları: insanın çeşitli vücut parçaları adlarından türemiş soyadlar;

-mimari ve diğer yapı adları: çeşitli anlamlı mimari ve diğer yapı adlarından türemiş soyadlar;

-doğa ve yer bilimi adları: doğaya özgü, doğadan kaynaklanan ve doğada bulunan çeşitli
şeylerden türemiş soyadlar;

-İslami bilim adları: İslama ait, İslama özgü şeylerden türemiş soyadlar;

-soyut adlar: gözle görünmeyen, dokunulmayan, manevi anlamlı adlardan türemiş soyadlar;

-bitki adları: her türlü bitki adlarından türemiş soyadlar;

-bedensel sakatlık adları: insanın doğuştan veya sonradan kaza veya savaş sırasında
yararlanma sebebiyle ortaya çıkan sakatlılık adlarından türemiş soyadlar;

-sıfat: çeşitli sıfatlardan türemiş soyadlar;

-fiil: çeşitli fiillerden türemiş soyadlar;

-belirsiz sözcük türleri: herhangi bir belirli anlam taşımayan sözcüklerden türemiş soyadlar;
18

Özel ad, unvan, meslek, etnik yapısı adlarının yanı sıra, tüm diğer soyadlar, bir zamanlar soyadı
taşıyanların atalarının değişik özellik ve yaptığı işin bir belirtisi olarak oluşmuştur.

Bu sınıflandırmanın içerisinde, her sınıflandırmada yalın ve ek almış soyadlar gibi alt


sınıflandırma yapılmıştır.

Bu çalışmada incelenecek olan leksemlerin sayısı, genel Boşnak dilinde yer alan Türkçe
kelimelerin sayısının sadece bir kısmıdır. Soyadların sayısı nihai değildir.
19

1. BÖLÜM – KÖKEN BİLİMİ (ETİMOLOJİ)

1.1. Özel isimlerden türemiş soyadlar

Patronim olarak bilinen bu soyadlar, Bosna Hersek’te büyük sayıda mevcuttur ve en meşhurdur.
Türk isimleri, Osmanlı Devleti’nin Bosna Hersek’i fethetmesiyle ve kendileriyle beraber
getirdikleri yeni din olan İslam’ın, yerel halk tarafından kabul etmesiyle beraber kullanıma
girmiştir. Türk veya oryantal isimler, semantik açısından bir özellik taşımaktadır. İsimlerin iyi
bir anlam taşıması, insanlar için önemliydi ve anlama göre isim veriliyordu. Genel olarak,
herkes baba soyadını devralıyor, lakin çok nadiren ana soyadı - matronim da taşınmaktadır.
Bunun sebebi, ailenin erkek mensubunun erken ölmesinde veya çocuğunun gayri meşru bir
ilişkiden doğmasıdır. Bu soyadlarda, atalarla olan bağ belirgin ve bundan dolayı ara sıra bu tip
soyadlara ata isimlerinden türemiş soyadlar da denir (Milićević 2005:). Bu soyadların arasında,
özel isimlerinin küçültülmüş şekilleri (hipocorism) de bulunmaktadır. Bunlara ilk önce, Evlija
Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde, Saraybosna ile ilgili bölümde rastlanmaktadır. Ör: İbro >
İbrahim, Ahmo > Ahmed, Haso > Hasan, Huso > Husejn, Ramo > Ramadan gibi. Söz konusu
kısaltmalar yerel halk tarafından oluşmuştur. (Çelebi : 131).

Burada incelenecek olan soyadlar, özel isim olan kök ve soyad eki –ić veya –ović/-ević’ten
oluşmakta, aynı zamanda da sadece ć sesini almış soyadlar da bulunmaktadır. Özel isim ve
kökü değişmemiş soyadlara da rastlanmaktadır. Bazı aynı kökü taşıyan soyadlarda ses (fonem)
değişikliği, ünlü veya ünsüz düşmesi veya ünsüz değişmesi – göçüşme (metatez) de
görülmektedir. Bunlar, söz konusu soyadlarda incelenecektir.

1.1.1. Yalın

Abdula < Ar. Abdullah, Allah’ın kulu;

Abdulhak < Ar. Abdul, kul + Ar. Hakk, Allah, Tanrı - Allah’ın/Tanrı’nın kulu;

Ahmetaš < Ar. Ahmet + aş (kısaltma eki (hypocoristic)), övülmeye layık, övülmüş;

Ajdin < T. Aydın, ışıklı, pırıltılı, aydınlık; açık, kolay anlaşılır; öğrenimi, bilgisi ve görgüsü

olan, ileri düşünceli kimse; umut veren; mehtap;

Ajvaz ~ Hajvaz < T. Ayvaz, koca eş; güzel, yakışıklı; saçsız, kel; sağır; kaba; Osmanlılar

zamanında büyük konaklarda mutfak işlerini gören uşak;


20

Akif < Ar. Akif, ibadet eden, ibadetle uğraşan kişi;

Aladin < Ar. Alȃaddin, dinin yücesi, ulusu, büyüğü;

Arif < Ar. Arif, çok anlayışlı ve sezgili kimse;

Bajrama < T. Bayram < Eski T. Badram – Bayram – kökü kesin belli değildir; ulusal veya

dinsel bakımdan önemi olan, kutlanan gün; sevinç, neşe;

Behlil < Ar. Behlül, çok güldüren, şakacı; hayırsever, iyi adam;

Behram < Far. Behram, merih yıldızı; eski İran dininde yolcuları korumakla görevli

olduğuna inanılan melek;

Bektaš < T. Bektaş, akran, eş, yaşıt; eşit, denk;

Bilal < Ar. Bilȃl, su gibi ıslatan; ıslaklık;

Bulut < Eski T. Bulıt – kökü kesin olarak belli değildir; gökyüzünün yüksekçe katlarındaki

görülebilir duruma gelmiş su buharı kütlesi; soyadın, Bulut isimli Hersek

bölgesinden gelen bir şahsın soyuna ait olduğu tahmin edilmektedir

(www.prebilovci.net);

Burak < Ar. Burak, ‘Hz. Muhammed’in Miraç Gecesi’ndeki biniti;

Ćemal (Çemal) < Ar. Kemal, bilgi ve erdem bakımından olgunluk, yetkinlik, erginlik,

eksiksizlik; en yüksek değer;

Ćerim (Çerim) < Ar. Kerim, cömert, eli açık; ulu, büyük;

Dilber < Far. Dilber, gönlü alıp götüren güzel;

Durak – Duran < kelimenin asıl kökü geçişsiz fiil durmak < Eski T. tur-mak’tan

gelmektedir; varlığını sürdürmek, var olmak, yaşamak;

buradaki anlamı Abdullah Şkaljiç’in Sırp-Hırvat Dilinde Türkçe Kelimeler

Sözlüğü’ne göre erkek özel isimdir ve sürekli, sağlam, direnişli gibi

anlamlar taşımaktadır (Škaljić 1966: 228);


21

Durgut < T. Turgut, konut, oturulacak yer;

Džafer < Ar. Cafer, küçük akarsu; Caferȋ mezhebinin kurucusu; Hz. Ali’nin Mute

Savaşı’nda ölen kardeşinin adı;

Džanan < Far. Canan, sevgili, gönül verilen, ȃşık olunan;

Dželil < Ar. Celil, ulu, büyük, yüce;

Džemila < Ar. Cemil, güzel; Allah’ın sıfatlarından biri;

Džihan - Džihana < Far. Cihan, evren, ȃlem; dünya; ikinci soyadta a sesinin türemesi;

Ejub (Eyub) < Ar. Eyüp, çok ıstırap çeken kimse, Kur’an’da adı geçen ve sabırlı insan

örneği olarak gösterilen peygamber;

Fejza (Feyza) < Ar. Feyza, bolluk, çokluk; coşma, taşma;

Ferhat < Ar. Ferhat, güçlüğü yenip bir yeri ele geçiren;

Feriz < T. Feriz, ekini alınmış tarla;

Firdus < Far. Firdevs, Cennet, cennet bahçesi;

Habib (Hebib) < Ar. Habip, sevgili;

Hajdar < Ar. Haydar, aslan; cesur, yiğit kimse; Hz. Ali’nin lakabı;

Hamza < Ar. Hamza, aslan, güçlü adam, İslam tarihinde Hz. Muhammed’in amcası;

Handan < Far. Handan, gülen, gülücü, güleç, sevinçli;

Hilal < Ar. Hilȃl, ayın ilk günlerdeki durumu, yeni ay, ayça;

Hrustan < Far. Rüstem, yiğit, kahraman; İran’ın efsanevi ünlü pehlivanı, ve savaşçısı;

Hurem < Far. Hürrem, sevinçli, şen, güler yüzlü, gönül açan; taze, körpe;

Husein < Ar. Hüseyin, küçük sevgili;

Idriz < Ar. İdris, meyvesi hoş kokulu, kerestesi güzel bir kiraz türü, Kur’an-ı Kerim’de adı

geçen, ilk kez giysi dikip giydiği için terzilerin, ilk kez kalem kullandığı için

yazarların piri sayılan İdris Peygamberin adı;


22

Islam < Ar. İslȃm, Hz. Muhammed’in yaydığı din, Müslümanlık; Müslüman dininden olan

kimse, Müslüman;

Jašar < T. Yaşar, doğan çocuğun uzun ömürlü olması dileğiyle konulan bir ad; yaşında;

Jonuz ~ Junuz < Ar. Yunus, ılık ve sıcak denizlerde yaşayan etçil memeli hayvan;

ilk soyadta Jonuz < Yunus, o < u ile z < s ses değişmesi,

ikinci soyadta ise Junuz < Yunus, z < s ses değişmes;

Kasum < Ar. Kasım, ayıran, bölen, taksim eden; kırıcı, ezici, ufaltıcı;

Korkut < T. Korkut, büyük dolu tanesi; cin, şeytan gibi hayalȋ yaratıklar, korkusuz, yavuz,

heybetli;

Kubat < T. Kubat, kaba, şişman, biçimsiz;

Latif < Ar. Lȃtif, hoş, narin, şirin; yumuşak, nazik; Tanrı adlarındandır;

Mahir < Ar. Mahir, hünerli, becerikli, elinden iş gelen kimse;

Mahmut < Ar. Mahmut, övülmüş, övülmeye değer;

Malkoč < T. Malkoç, kale muhafızı, koruyucu;

Mehmed < T. Mehmet, < Ar. Muhammet, övülmüş, Hz. Muhammed’in adlarından biri;

Memiš < T. Memiş, Mehmet adının halk dilinde bozulmuş biçimlerinden biri;

Merdan < Far. Merdan, erkekler, yiğitler, mertler;

Merdžan < Ar. Mercan, tropik ve ılık denizlerde yaşayan, geniş resifler oluşturan,

mercanlar sınıfının örneği olan, kırmızı kalker iskeletli hayvan; bu hayvanın

iskeletinden elde edilen ve süs eşyaları yapımında kullanılan madde; açık kırmızı

renkte bir balık türü;

Mezit < Ar. Mezit, ziyadeleşmiş, artmış, büyümüş;


23

Miralem – Padişahın bayrağını taşımak, bayrak mehterlerinin komutanlığını yapmak;

padişahça vezirlere, beylerbeyi ve sancakbeylerine verilen sancak ve tuğları

sahiplerine iletmek; gerektiğinde padişahın üzengisini tutmak gibi işlerle

yükümlü olan yüksek saray görevlilerinden biri;

Muharem < Ar. Muharrem, haram kılınmış; ay takviminin birinci ayı, aşure ayı;

Mumin < Ar. Mümin, tanımış, iman etmiş; İslam dinine inanmiş, Müslüman;

Murtez < Ar. Murtaza, kendisinden razı olunmuş; Hz. Ali’nin lakabı;

Musa < Ar. Musa, Musevi dininin kurucusu, İsrail peygamberi ve kanun koyucusu; bir

vasiyeti yerine getirmekle görevli kimse;

Muslim < Ar. Müslim, İslam dininde olan, Müslüman;

Nezir < Ar. Nezir, kendini Tanrı’ya ve ibadete adayan; bir dilekte bulunan, aday adayan;

Nizam < Ar. Nizam, kural; düzen, tertip, sıra; kanun;

Ohran < T. Orhan, şehrin yöneticisi, hȃkimi;

Pajazit < Ar. Bayezit, çeşitli dönemlerde yaşamış Osmanlı şehzadelerinin ortak adı;

Rahman < Ar. Rahman, ayrım gözetmeksizin tüm canlılara merhamet eden, koruyan;

Tanrının adlarından;

Ramadan < Ar. Ramazan, arabi ayların dokuzuncusu, oruç tutulan ay;

Redžep < Ar. Recep, gösterişli, heybetli; arabi ayların yedincisi ve kutsal sayılan üç

aylardan birincisi;

Rejhan < Ar. Reyhan, güzel kokulu bir süs bitkisi, fesleğen;

Rizvan < Ar. Rıdvan, razı olma, hoşnutluk, memnuniyet; Cennetin kapıcısı olan büyük

melek;

Salman ~ Selman < Ar. Selman, barış içinde bulunma, huzur, erinç;

Sefer < Ar. Sefer, yolculuk, savaş;


24

Selver < Far. Selver, lider, önder;

Semiz < T. Semiz, şişman; eti, yağı çok olan, tavlı;

Sinan < Ar. Sinan, mızrak, süngü;

Skender < Ar. İskender, padişah; M.Ö. 356-323 arasında yaşayan, Yunanistan, İran,

Anadolu, Suriye ve Hindistan’ı ele geçirmiş olan büyük kumandan;

Šaban < Ar. Şaban, arabi ayların sekizincisi, ramazandan önce gelen ay;

Šahin < Far. Şahin, oldukça büyük boylu, yırtıcı kuş;

Šahman < T. Şahman, parlak, sert, kırmızı özlü çeşit bir buğday;

Šukur ~ Šućur < Ar. Şükür, Tanrı’ya duyulan minneti dile getirme, mutlu bir olay veya

durumdan, yapılan bir iyilikten duyulan hoşnutluğu bildirme;

ikinci soyadta ince ç (ć) < k ses değişmesi;

Tahir < Ar. Tahir, temiz, pak;

Turan < T. Turan, Turancıların dünyadaki bütün Türkleri birleştirerek kurmayı amaçladıkları

ülkenin adı; Türklerin Orta Asya’daki en eski yurtları;

Vejsil < T. Veysel < Ar. Üveys, kurt;

1.1.2. Birleşik Özel İsmiler

Abdulhak < Ar. Abdul, kul + Ar. Hakk, Allah, Tanrı; Allah’ın/Tanrı’nın kulu;

Ališah < Ar. Ali, yüce, yüksek + Far. Şah, İran veya Afgan hükümdarı; satranç oyununda

her yönde tek hane gidebilen en önemli taş; alevilik, Bektaşilikte pir; sf. benzerlerine

oranla en üstün, en güzel, en iyi; Alişah, hükümdarların en yücesi;

Ališan < Ar. Ali + Ar. Şan, ün, nam, şöhret; Alişan, herkes tarafından tanınan, ünlü;

Arfadžan < Arfa-đun < Ar. Arafa + T. Gün, bayramdan önceki gün;
25

Memidžan ~ Memiđan < Mehmetcan, T. Mehmet, + Far. Can,

ilk soyad kalın c (dž) sesi, ikinci soyad ince c (đ) sesi ile

yazılmıştır;

1.1.3. –ović/-ević soyad ekini almış özel isimler

Abazović < Ar. Abbas; kişinin bir şeyden vazgeçirilemeyeceğinin belirtisi; + -oviç;

Abdulahmanović ~ Abdurahmanović ~ Avdurahmanović < Ar. Abdulrahman, Rahmet

sahibi olan Tanrı'nın kulu; + -oviç;

Abdulahmanović < Abdulrahman + -oviç, r sesinin düşmesi,

Abdurahmanović < Abdulrahman + -oviç, l sesinin düşmesi,

Avdurahmanović < Abdulrahman + -oviç, v < b ses değişmesi,

l sesinin düşmesi;

Abdulahović < Ar. Abdullah, Tanrı'nın kulu, + oviç, bir l sesinin düşmesi;

Abdulzaimović ~ Abduzaimović < Ar. Abdulzaim + -oviç,

Abduzaimović < Abdulzaim + -oviç; l sesinin düşmesi;

Not: Bu soyatda Abdul kelimesi yanlışlıkla kullanılmış olmakta, çünkü Abdul kelimesi sadece

Allah'ın isimleri ile beraber kullanılan bir kelimedir. Allah'ın isimleri, özel isimler olarak

kullanıldığında, isimden önce Abdul-kul, Allah'ın kulu kelimesi mutlaka kullanmalıdır,

Abdülkerim, Abdülrahman, Abdülaziz gibi. Zaim ismi, Allah'ın isimlerinden birtanesi

olmadığı için, söz konusu ismin başına Abdül kelimesini eklemek yanlıştır.

Ademović < Ar. Ȃdem + -oviç;

Adilović < T. Âdil < Ar. Adl, eşit davranmak, doğru, insaflı olmak > 'Ādil, Haktan,

adâletten ayrılmayan, adâletli; doğru, hakka uygun; + -oviç;


26

Ahmetović ~ Ahmedović ~ Ahmetanović ~ Ahmetašević ~ Ahmatović

< Ar. Ahmet /Ahmed, + -oviç,

Ahmetanović < Ahmet + -an + -oviç, isim türeyen –an eki,

Ahmetašević < Ahmet + -aş + -eviç, küçültme eki –aş eki,

Ahmatović < Ahmet + -oviç, a < e ses değişmesi;

Ajdinović < T. Aydın + -oviç;

Ajetović < Ar. Ayet + -oviç;

Ajvazović < T. Ayvaz + -oviç;

Alidžanović < Ar. Ali + Far. Can + -oviç;

Aliomerović < Ar. Ali + Ar. Ömer + -oviç;

Ališahović < Ar. Ali, + Far. Şah + -oviç;

Arifović < Ar. Arif + -oviç;

Azizović < Ar. Aziz + -oviç;

Bajramović < T. Bayram + -oviç;

Bečirević ~ Bečirović ~ Bećirević < Ar. Bekir + -oviç/-eviç, č/ć (ç) < k ses değişmesi;

Bektašević ~ Bektešević ~ Begtašević < T. Bektaş + -eviç,

Begtašević < Bektaş + -eviç, g < k ses değişmesi,

Bektešević < Bektaş + -eviç, e < a ses değişmesi;

Behlulović ~ Behlilović < Ar. Behlül + -oviç,

Behlilović < Behlül + -oviç, i < ü ses değişmesi;

Behramović < Far. Behram + -oviç;

Bilalović < Ar. Bilal + -oviç;

Bulutović < T. Bulut + -oviç;

Čemalović ~ Ćemalović < Ar. Kemal + -oviç, kalın ç (č), ince ç (ć) < k ses değişmesi;
27

Ćamilović < Ar. Kȃmil, + -oviç, ince ç (ć) < k ses değişmesi;

Dilberović < Far. Dilber + -oviç;

Duraković – Duranović < geçişsiz fiil durmak + -oviç;

Durgutović < T. Turgut + -oviç, d < t ses değişmesi;

Durmišević < T. Durmuş, + -oviç, i < u ses değişmesi;

Džaferović < Ar. Cafer + -oviç;

Džananović ~ Dženanović < Far. Canan + -oviç,

Dženanović < Canan + -oviç, e < a ses değişmesi;

Džandžanović < Far. Can + Fars. Can + -oviç;

Džanović < Far. Can + -oviç;

Džihanović < Far. Cihan + -oviç;

Edhemović < Ar. Edhem + -oviç;

Ejupović ~ Ejubović < Ar. Eyüp + -oviç,

Ejubović < Eyüp + -oviç, b < p ses değişmesi;

Eminović < Ar. Emin + -oviç;

Esadović < Ar. Esat + -oviç, d < t ses değişmesi;

Fehimović < Ar. Fehim + -oviç;

Ferhatović < Ar. Ferhat + -oviç;

Ferizović < T. Feriz + -oviç;

Fetahović < Ar. Fettah + -oviç;

Gafurović < T. Gaffar < Ar. Gufran, affetmek, bağışlamak > Gaffār, kullarının günahlarını

affeden, bağışlaması çok olan; + -oviç;


28

Habibović ~ Hebibović < Ar. Habip + -oviç,

Habibović < Habip + -oviç, b < p ses değişmesi,

Hebibović < Habip + -oviç, e < a ile b < p ses değişmesi;

Hajrulahović ~ Hairlahović < Ar. Hayrullah + -oviç,

Hairlahović < Hayrullah + -oviç, i < y ses değişmesi, u ile bir

l sesinin düşmesi,

Hajrulahović < Hayrullah + -oviç, bir l sesinin düşmesi;

Hajdarević ~ Hajdarović < Ar. Haydar + -oviç/-eviç;

Hajredinović ~ Hajradinović ~ Hajrudinović < Ar. Hayrettin + -oviç,

Hajradinović < Hayrettin + -oviç, a < e ses değişmesi ve d < çift t ses değişmesi,

Hajredinović < Hayrettin + -oviç, d < çift t ses değişmesi,

Hajrudinović < Hayrettin + -oviç, u < e ile d < çift t ses değişmesi;

Hajvazović < T. Ayvaz + -oviç, söz başı h sesin türemesi;

Hakanović < T. Hâkan < Far. Hakan < T. Kaġan, Türkler'de ve Moğollar'da hükümdarlara

verilen unvan; + -oviç;

Halilović < Ar. Halil + -oviç;

Hamidović < T. Hamit – Hamid < Ar. Hamd, övmek > Hamid, övülmeye lâyık, methedilecek

sıfatlara sâhip olan; + -oviç, d < t ses değişimi;

Hasanović < Ar. Hasan + -oviç;

Hašimović < Ar. Haşim + -oviç;

Hatibović < T. Hatip – Hatib < Ar. Hutbe, hiyap etmek > Hatib, güzel söz söyleyen,

hitâbet yeteneği olan kimse; topluluk karşısında söz söyleyen kimse; Cuma

günleri câmide minbere çıkarak hutbe okumakla görevli olan kimse; + -oviç;
29

Hrustemović ~ Hrustanović < Far. Rüstem + -oviç,

Hrustanović < Rüstem + -oviç, söz başı h sesin türemesi, a <

e ile n < m ses değişmesi,

Hrustemović < Rüstem + -oviç, söz başı h sesin türemesi;

Huremović < T. Hurrem – Hürrem < Far. Hurrem + -oviç, bir r sesinin düşmesi;

Husejinović ~ Huseinović ~ Husejnović < Ar. Hüseyin + -oviç,

Huseinović < Hüseyin + -oviç, y sesinin düşmesi,

Husejnović < Hüseyin + -oviç, i sesinin düşmesi;

Ibrahimović < Ar. İbrahim < İbr. İbrahim + -oviç;

Idrizović < Ar. İdris + -oviç, z < s ses değişmesi;

Iljazović ~ Ilijazović < Ar. İlyas < İbr. İlyas + -oviç,

Ilijazović < İlyas + -oviç, i sesinin türemesi, z < s ses değişmesi,

Iljazović < İlyas + -oviç, z < s ses değişmesi;

Isaković < Ar. İshak < İbr. İshak + -oviç;

Islamović < Ar. İslam + -oviç;

Ismailović < Ar. İsmail < İbr. İsmail + -oviç;

Jakupović ~ Jakubović < Ar. Yakup + -oviç,

Jakubović < Yakup + -oviç, b <p ses değişmesi;

Jašarević ~ Jašarović < T. Yaşar + -oviç/-eviç;

Junuzović < Ar. Yunus + -oviç, z < s ses değişmesi;

Jusufović < Ar. Yusuf, inleyen, ah eden; inilti; < İbr. Yusuf + -oviç;

Kasumović < Ar. Kasım + -oviç, u < ı ses değişmesi;

Korkutović < T. Korkut + -oviç;

Latifović < Ar. Lȃtif + -oviç;


30

Mahmutović < Ar. Mahmut + -oviç;

Mehmedinović ~ Mehmedović ~ Mehmetović ~ Muhamedović < T. Mehmet + -oviç

< Ar. Muhammet + -oviç;

Memišahović < Mehmetşahoviç < T. Mehmet + Far. Şah + -oviç;

Memišević < T. Mehmet + -eviç, (bknz. Memiş);

Merdanović < Far. Merdan + -oviç;

Merđanović ~ Mardžanović ~ Mrdžanović ~ Mrđanović < Ar. Mercan + -oviç,

Mardžanović < Mercan + -oviç, a < e ses değişmesi,

Mrdžanović / Mrđanović < Mercan + -oviç, e sesinin düşmesi;

Muftarević < T. Muhtar < Ar. İhtiyār, seçmek, tercih etmek > Muhtar; beğenilmiş, seçilmiş

seçkin, mümtaz; zor, baskı ve emir altında bulunmayan, dilediği gibi hareket

edebilen, istediğini yapabilen; özerk, otonom; + -oviç; soyadın taşıyıcıların

rivayetlerine göre, soyuları, Sjenitsa’dan (Sjenica, Sırbistan) bir Muhtar isimli

ağadan gelmektedir; f < h ses değişimi;

Muharemović < Ar. Muharrem + -oviç, bir r sesinin düşmesi;

Muhidinović < Ar. Muhittin + -oviç, d < çift t ses değişmesi;

Muhsinović < Ar. Muhsin + -oviç;

Muminović < Ar. Mümin + -oviç;

Muratović < Ar. Murat + -oviç;

Muslimović < Ar. Müslim + -oviç;

Mustafović < Ar. Mustafa + -oviç, a sesinin düşmesi;

Muzaferović < Ar. Muzaffer + -oviç, bir f sesinin düşmesi;

Nedžibović < Ar. Necip + -oviç, b < p ses değişmesi;

Nezirović < Ar. Nezir + -oviç;


31

Nuhanović < Ar. Nuhan + -oviç,;

Numanović < Ar. Numan + -oviç;

Nuradinović ~ Nurudinović < Ar. Nurettin + -oviç,

Nuradinović < Nurettin + -oviç, a < e ses değişmesi, d < çift t

ses değişmesi,

Nurudinović < Nurettin + -oviç, u < e ses değişmesi, d < çift t

ses değişmesi;

Orhanović ~ Ohranović < T. Orhan + -oviç,

Ohranović < Orhan + -oviç, h – r göçüşme – metatez;

Omerović ~ Omeranović ~ Omerašević < Ar. Ömer + -oviç,

Omeranović < Ömer + -an – kısaltma (hypocoristic) eki + -oviç,

Omerašević < Ömer + -aş – kısaltma (hypocoristic) eki + -oviç;

Osmanović < Ar. Osman + -oviç;

Ragipović ~ Ragibović < Ar. Ragıp + -oviç,

Ragibović < Ragıp + -oviç, b < p ses değişmesi;

Rahmanović < Ar. Rahman + -oviç;

Ramadanović < Ar. Ramazan + -oviç, d < z ses değişmesi;

Rasimović < Ar. Rasim + -oviç;

Rašitović ~ Rašidović < Ar. Raşit + -oviç,

Rašidović < Raşit + -oviç, d < t ses değişmesi;

Redžepović ~ Ređepović < Ar. Recep + -oviç, kalın c (dž) ile ince c (đ) şekilleri;

Resulović < Ar. Resul + -oviç;

Rešidović < Ar. Reşit + -oviç, d < t ses değişmesi;

Rizvanović < Ar. Rıdvan + -oviç, z < d ses değişmesi;


32

Rustemović < Far. Rüstem + -oviç;

Sabitović < Ar. Sabit + -oviç;

Sadiković < Ar. Sadık + -oviç;

Salihović < Ar. Salih + -oviç;

Salimović < Ar. Salim + -oviç;

Salmanović < Ar. Salman + -oviç;

Selmanović < Ar. Selman + -oviç;

Seferović < Ar. Sefer + -oviç;

Selimović ~ Selimanović < Ar. Selim + -oviç,

Selimanović < Selim + isim türeyen -an eki, + -oviç;

Sinanović < Ar. Sinan + -oviç;

Skenderović < Ar. İskender + -oviç, i sesinin düşmesi;

Smailović ~ Smajilović ~ Smajlović < Ar. İsmail < İbr. İsmail + -oviç,

Smailović < İsmail + -oviç, sözcük başı i sesinin düşmesi,

Smajilović < İsmail + -oviç, sözcük başı i sesinin düşmesi, j (y)

sesinin türemesi,

Smajlović < İsmail + -oviç, sözcük başı i sesinin düşmesi, sözcük

ortası i sesinin düşmesi, j (y) sesinin türemesi;

Sulejmanović < Ar. Süleyman < İbr. Süleyman + -oviç;

Šabanović < Ar. Şaban + -oviç;

Šačirović < Ar. Şakir + -oviç, ç < k ses değişmesi;

Šahbazović < Far. Şahbaz + -oviç;

Šahinović < Far. Şahin + -oviç;

Šahmanović < T. Şahman + -oviç;


33

Šemsović < Ar. Şems + -oviç;

Šerifović < Ar. Şerif + -oviç;

Šukurević ~ Šukurović ~ Šućurović < Ar. Şükür + -oviç

Šućurović < Şükür + -oviç,ince ç (ć) < k ses değişmesi;

Tahirović < Ar. Tahir + -oviç;

Turanović < T. Turan + -oviç;

Uvejzović < Ar. Üveys + -oviç, z < s ses değişmesi;

Uzeirović < Ar. Üzeyir + -oviç, y sesinin düşmesi;

Vejselović ~ Vejsilović < T. Veysel < Ar. Üveys + -oviç,

Vejsilović < Veysel + -oviç, i < e ses değişmesi;

Zahirović < Ar. Zahir + -oviç;

Zaimović ~ Zajimović ~ Zajmović < Ar. Zaim + -oviç,

Zajimović < Zaim + -oviç, j (y) sesinin türemesi,

Zajmović < Zaim + -oviç, j (y) sesinin türemesi, i

sesinin düşmesi;

Zarifović < Ar. Zarif + -oviç;

Zejnilović < Ar. Zeynel + -oviç, i < e ses değişmesi;

Zejnović < Ar. Zeyn, süs, bezek, + -oviç;

1.1.4. -ić soyad ekini almış özel isimler

Arifić < Ar. Ārif, çok anlayışlı ve sezgili (kimse), + iç;

Dževahirić < Ar. Cevāhir, elmas, yakut ve benzeri taşlar, mücevher, + iç;

Džihanić < Far. Cihān, evren, dünya, + iç;

Eminić < Ar. Emīn, güvenli; sakıncasız, emniyetli, tehlikesiz; şüphesi olmayan, + iç;
34

Fazlić < Boş. Fazliya, < Ar. Fazıl < fazl, fazilet sahibi olmak,

ahlâkı, ilmi ve sahip olduğu meziyetler bakımından üstün kimse, fazilet sahibi,

erdemli, faziletli; + -iç;

Habibić < Ar. Habīb, sevgili, + iç;

Hadžerić < Ar. Hacer, taş, + -iç;

Hanifić < Ar. Hanif, Allah’ın birliğine inanan, İslam’a tabi olarak şirk ve dalaletten kurtulan

kimse, Hz. Muhammed’in peygamberliğinden önce Cahiliyet devrinde Allah’ın

birliğine inanan kimse, + -iç;

Hulusić < Ar. Ḫulūṣ, gönül temizliği, + iç;

Kadirić < T. Kadir < Ar. Ḳadr, değer, kıymet, itibar; + iç;

Kasumić < T. Kasım < Ar. Ḳāsim, yılın on birinci ayı, son teşrin, teşrinisani; kışın başlangıcı

sayılan 8 Kasım günü başlayıp Hıdırellez’in ilk günü olan 6 Mayıs’a kadar altı ay

süren dönem, + iç; u < ı ses değişmesi,

Latifić < Ar. Laṭīf, yumuşak, hoş, ince bir güzelliği olan; + iç;

Lutvić < T. Lütuf < Ar. Luṭf, önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik ve yardım, ihsan,

inayet, atıfet; + iç;

Mehmedić < T. Mehmed, Mehmet, < Ar. Muhammed, övülmeye değer olan, en güzel huylara

sahip kimse < tahmid, pek çok övmek, + -iç;

Merdanić < Far. Merd + çoğul eki –an, < Merdan, mert insanlar, mertler, yiğitler, + -iç;

Merdžanić ~ Merđanić < Ar. Mercān, tropik ve ılık denizlerde yaşayan, geniş resifler

oluşturan, mercanlar sınıfının örneği olan, kırmızı kalker iskeletli

hayvan mercan balığı; bu hayvanın iskeletinden elde edilen ve süs

eşyaları yapımında kullanılan madde; + iç, ilk soyad kalın c (dž),

ikinci soyad ise ince c (đ) ile yazılmıştır;


35

Muradić < T. Murat < Ar. Murād, istek, dilek; amaç, erek, gaye; + iç;

Murtezić < Ar. Murtazâ, beğenilmiş, seçilmiş hoşnut ve râzı olunmuş kimse < Ar. irtizâ,

seçmek, beğenmek; + -iç;

Mustafić < Ar. İstifa, seçmek, tercih etmek > Mustafa, maddi, manevi yönden arıtılıp saf ve

seçkin duruma getirilmiş veya cinsi içinden en temizi, en iyisi ve en halisi olarak

seçilmiş kimse; + iç, sözcükteki son a sesinin düşmesi;

Nizamić < Ar. Niẓām, düzen; kural; + iç;

Omerdić < T. Ömer < Ar. Omer + -d + -iç; bir d sesinin türemesi;

Šabanić < Ar. Şa’bān, ay takviminin sekizinci ayı, üç ayların ikincisi, + iç;

1.1.5. Türkçe yapım eki –li ile Boşnakça soyadı eki –iç’i almış özel isimler

Ahmetlić < Ar. Ahmed, pek çok methedilmiş, övülmüş kimse < hamd, övmek; + -li + -iç;

Bajramlić < Eski T. badram – bayram, kökü belli değildir; milletçe sevinç içinde kutlanan,

dînî veya millî bir anlam taşıyan kutsal gün; + -li, + -iç;

Serhatlić ~ Sarhatlić < Far. Ser, baş, + Ar. Hadd, sınır > Serhad, sınır boyu, hudut;

+ -li + -iç; ikinci soyadta e sesi a sesine dönüşmüştür,

1.1.6. Boşnakça yapım eki –(i)ya'yı almış özel isimler

Fazlija (Fazliya) < Ar. Fazlı, erdemli, üstün, iyiliksever; + -(i)ya ekin türemesi,

sözcük ünlü ile bitiyorsa, i sesi düşmektedir;

Habibija < Ar. Habib, sevgili; + -(i)ya ekin türemesi;

Jusufija < Ar. Yusuf + -(i)ya;

Muzaferija < Ar. Muzaffer, üstünlük elde etmiş, zafer kazanmış, yenmiş, utkulu;

-(i)ya ekin türemesi;


36

Skenderija < Ar. İskender, -(i)ya ekin türemesi;

Šahmanija < T. Şahman, + -(i)ya ekin türemesi;

Šukrija < T. Şükrü < Ar. Şukr, verdiği nimetler için Allah'a karşı duyulan minneti dile

getirme, iylik bilen, kelime sonundaki ü sesinin i sesine dönüşmesi ve -(i)ya ekin

türemesi;

1.1.7. –ika ekini almış özel isimler

Husika < Boş. Huso < T. Hüsein < Ar. Huseyn + -ika;

o sesinin düşmesi;

Mehmedika < T. Mehmet – Mehmed < Ar. Muhammed + -ika;

Omerika < T. Ömer < Ar. Omer + -ika;

1.2. Kısaltılmış özel isimlerden (hypocoristics) türemiş soyadlar

Evlija Çelebi, 17. yüzyılda kaleme aldığı Seyahatnamesi’nde, Bosna Hersek halkının kendi öz
ismini kısaltılmış şekilde söylediklerini açıklamaktadır (Putopis 1996:131). Öz isimlerin
kısaltılmış şekli aynı zamanda da lâkap olarak kullanılıyordu, lâkin zamanla lâkaplar özel isim
olarak kullanıma girmiştir. Özel isimlerinin bu kısaltmaları, tam olarak, çift kısaltma
(hypocoristic) form modelinin yerli sistemin etkisinin de bulunduğunu belirtmektedir (Janković
1987: 431).

1.2.1. -iç ekini almış soyadlar

Ahmić < Boş. Ahmo < T. Ahmet < Ar. Ahmed + -iç;

soyad eki –iç’in eklenmesiyle kısaltma eki –o düşmüştür;


37

Abdić ~ Avdić < Boş. Avdo < T. Abdullah < Ar. Abdullah + iç;

soyad eki –iç'in eklenmesiyle kısaltma eki –o düşmüştür;

Not: Abdiya ile Avdiya, Abdullah isminin Boşnakça’da kısaltma

(hypocoristic) çift formudur;

Bajrić < Boş. Bayro < T. Bayram < Eski T. Badram – Bayram + -iç;

soyad eki –iç’in eklenmesiyle o sesi düşmüştür;

Fejzić < Boş. Feyzo < T. Feyzullah < Ar. Feyzullah + -iç;

soyad eki –iç'in eklenmesiyle kısaltma eki –o düşmüştür;

Hajrić < Boş. Hayro < T. Hayrettin < Ar. Hayruddin + -iç;

soyad eki –iç’in eklenmesiyle kısaltma eki –o düşmüştür;

Hasić < Boş. Haso < T. Hasan < Ar. Hasan + -iç;

soyad eki –iç’in eklenemsiyle kısaltma eki –o düşmüştür;

Husić < Boş. Huso < T. Hüseyin < Ar. Husein + -iç;

soyad eki –iç'in eklenmesiyle kısaltma eki –o düşmüştür;

Jusić < Boş. Yuso < T. Yusuf < Ar. Yusuf < İbr. Yusuf + -iç;

soyad eki –iç’in eklenmesiyle kısaltma eki –o düşmüştür;

Mehić < Boş. Meho < T. Mehmed < Ar. Muhammed + -iç;

soyad eki –iç’in eklenmesiyle kısaltma eki –o düşmüştür;

Muhić < Boş. Muho < T. Muharem < Ar. Muharrem + -iç;

soyad eki –iç’in eklenmesiyle kısaltma eki –o düşmüştür;

Mujić < Boş. Mujo < T. Mustafa < Ar. Mustafa + -iç;

soyad eki –iç’in eklenmesiyle kısaltma eki –o düşmüştür;

Ramić < Boş. Ramo < T. Ramadan < Ar. Ramazan + -iç;

soyad eki –iç’in eklenmesiyle kısaltma eki –o düşmüştür;


38

Rizvić < Boş. Rizvo < T. Rıdvan < Ar. Ridvān + -iç;

soyad eki –iç’in eklenmesiyle kısaltma eki –o düşmüştür;

Smajić < Boş. Smayo < T. İsmail < İbr. İsmail + -iç;

soyad eki –iç’in eklenmesiyle kısaltma eki –o düşmüştür;

Suljić < Boş. Suljo (Sulyo) < T. Süleyman < Ar. Suleyman < İbr. Suleyman + -iç;

soyad eki –iç’in eklenmesiyle kısaltma eki –o düşmüştür;

1.2.2. -oviç ekini almış soyadlar

Bajrović < Boş. Bayro < T. Bayram < Eski T. Badram – Bayram + -oviç; soyad eki –oviç'in

eklenmesiyle kısaltma eki –o düşmüştür;

Hajrović < Boş. Hayro < T. Hayrettin < Ar. Hayruddin + -oviç; soyad eki –oviç’in

Eklenmesiyle kısaltma eki –o düşmüştür;

Husović < Boş. Huso < T. Hüseyin < Ar. Husein + -oviç; soyad eki –oviç’in eklenemsiyle

kısaltma eki –o düşmüştür;

Mehović < Boş. Meho < T. Mehmed + -oviç; soyad eki –oviç'in eklenmesiyle kısaltma eki –o

düşmüştür;

Muhović < Boş. Muho < T. Muharrem < Ar. Muharrem + -oviç; soyad eki –oviç'in

eklenemsiyle kısaltma eki –o düşmüştür;

Ramović < Boş. Ramo < T. Ramadan < Ar. Ramazan + -oviç; soyad eki –oviç'in

eklenmesiyle kısaltma eki –o düşmüştür;

Smajević ~ Smajović < Boş. Smayo < T. İsmail < İbr. İsmail + -eviç / -oviç; soyad eki

-oviç’in eklenmesiyle kısaltma eki –o düşmüştür;

Suljević < Boş. Sulyo < T. Süleyman < İbr. Suleyman + -eviç; soyad eki –eviç’in

eklenmesiyle kısaltma eki –o düşmüştür;


39

1.2.3. Kısaltılmış özel isim ve unvanlardan türemiş soyadlar

Ahmagić < Boş. Ahmo + T. Aga + -iç; aga unvanının eklenmesiyle kısaltma eki –o,

soyad eki –iç’in eklenmesiyle a sesi düşmüştür;

Abdagić ~Avdagić < Boş. Avdo + T. Aga + -iç; aga unvanının eklenmesiyle kısaltma eki –o,

soyad eki –iç’in eklenmesiyle a sesi düşmüştür;

Hasagić < Boş. Haso + T. Aga + -iç; aga unvanının eklenmesiyle kısaltma eki –o,

soyad eki –iç’in eklenmesiyle a sesi düşmüştür;

Husagić < Boş. Huso + T. Aga + -iç; aga unvanının eklenmesiyle kısaltma eki –o,

soyad eki –iç'in eklenmesiyle a sesi düşmüştür;

Ibragić < Boş. İbro < T. İbrahim < Ar. İbrahim < İbr. İbrahim + T. Aga + -iç; aga

unvanının eklenmesiyle kısaltma eki –o, soyad eki –iç'in eklenmesiyle

a sesi düşmüştür;

Mehagić < Boş. Meho + T. Aga + -iç; aga unvanının eklenmesiyle kısaltma eki –o,

soyad eki –iç'in eklenmesiyle a sesi düşmüştür;

Mujagić < Boş. Mujo + T. Aga + -iç; aga unvanının eklenmesiyle kısaltma eki –o,

soyad eki –iç’in eklenmesiyle a sesi düşmüştür;

Suljagić < Boş. Suljo (Sulyo) + T. Aga + -iç; aga unvanının eklenmesiyle kısaltma eki

-o, soyad eki –iç'in eklenmesiyle a sesi düşmüştür;


40

1.3. Unvanlardan türemiş soyadlar

1.3.1. Yalın

Agan < T. Ağa < Moğ. Ākā, n sesinin türemesiyle özel isim şeklini almıştır;

Ajvaz < T. Ayvaz, büyük konaklarda mutfak ve yemek hizmetlerinde çalıştırılan uşak;

Begluk < T. Beylik, bey olma durumu, u < i ses değişmesi;

Čehaja ~ Ćehaja < T. Kâhya < Far. Kethüda < ked + ḫudā, zengin kimselerin ve devlet

büyüklerinin buyruğunda çalışan, onların birtakım işlerini gören kimse;

kelimenin Türkçe’den Boşnakça’ya geçtiğinden dolayı, Kâhya

kelimesini esas alıp Boşnakça’ya geçmesi sırasında gerçekleşen ses

değişmeler dikkate alınacaktır; ilk soyad kalın ç (č), ikinci soyad ince ç

(ć) sesi ile türemiştir;

Jamak < T. Yamak, bir işte yardımcı olarak çalışan erkek;

Malbaš < Ar. Mal, bir kimsenin, bir tüzel kişinin mülkiyeti altında bulunan, taşınır veya

taşınmaz varlıkların bütünü, + T. Baş, bir topluluğu yöneten kimse;

Reiz < Ar. Re’is, başkan, lider, âmir; z < s ses değişmesi;

Sultan < Ar. Sultan, Müslüman, özellikle Sünni hükümdarların kullandıkları unvan, padişah;

belli bir alanda en üst düzeyde olanlar için kullanılan bir söz;

Ulak < T. Ulak, haberci;


41

1.3.2. –oviç / -eviç ekini almış unvan soyadları

Adbegović < Eski T. At, varlıkları birbirinden ayırmaya, tek tek veya cins cins karşılamaya

yarayan kelime, isim; şöhret, nam, şan, + T. Bey < Eski T. Beg, bir beyliğin

küçük bir devletin başında bulunan kimse, + -oviç;

Not: Bu soyadla ilgili herhangi bir bilgi bulunmamakla beraber, taşıyanların

soyu, ünlü ve tanınmış bir beyden geldiği tahmin edilmektedir.

Aganović < T. Aga + -an + -oviç; aga sözcüğünden –an eki ile birlikte türemiş özel isim;

Ahbabović < T. Ahbap < Ar. Ahbab, kendisiyle yakın ilişki kurulup sevilen, sayılan kimse,

+ -oviç;

Ajvazović < T. Ayvaz + -oviç, (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Beganović < T. Bey + -an + -oviç, bey-beg sözcüğünden –an eki ile birlikte türemiş özel isim;

Begović < T. Bey < Eski T. Beg, erkek adlarından sonra kullanılan saygı sözü; erkek özel

adları yerine kullanılan bir söz; erkek sıfatlarının hemen arkasına eklenir, + -oviç;

Dostović < T. Dost < Far. Dūst, birini riyasız ve samimi duygularla seven, her bakımdan

kendisine güvenilir kimse; sevgili, yar; bir şeye çok yakın ilgi duyan kimse,

+ -oviç;

Jamaković < T. Yamak + -oviç, (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Muftarević < T. Muhtar < Ar. İhtiyār, seçmek, tercih etmek > Muhtar; bir köy veya mahalle

halkı tarafından o köy yâhut mahallenin kānunla belirlenmiş idârî işlerini

yürütmek üzere seçilen kimse; + -eviç; f < h ses değişmesi;

Pašanović < T. Paşa + -an + -oviç, paşa sözcüğünden –an eki ile birlikte türemiş özel isim;

Sultanović < Ar. Sultan, + -oviç, (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);


42

1.3.3. –iç ekini almış unvan soyadları

Agić < T. Ağa < Moğ. Ākā, ileri gelen yaşlı kimseler için kullanılan hitap ve unvan sözü;

büyük erkek kardeş, ağabey, ağa; son a sesinin düşmesi;

Bašagić < T. Baş < Eski T. Baş, bir topluluğu yöneten kimse, başkan, reis; aynı işi yapan,

aynı meslekte bulunan kimseler içinde mevki ve rütbece diğerlerinden önde olan

veya amir durumunda bulunan kimse, + T. Aga < Moğ. Ākā, ileri gelen yaşlı

kimseler için kullanılan hitap ve unvan sözü; büyük erkek kardeş, ağabey, ağa,

+ -iç;

(Baş, bu anlamda, sözcüğünün başına gelerek birleşik isim meydana getirir.)

Begić < T. Bey, + -iç, (anlam bir önceki bölümde verilmiştir);

Begzadić < Beyzade, bey oğlu, soylu kimse; < T. Bey, + Far. Zāde, oğul, evlat; + -iç;

Čelebić ~ Ćelebić < T. Çalap + Ar. ī, Bektaşi ve Mevlevi pirlerinin en büyüklerine verilen

unvan, + -iç, ilk soyad kalın ç (č), ikinci soyad ise ince ç (ć) sesi ile

yazılmıştır;

Divanefendić < Ar. Dīvān, yüksek düzeydeki devlet adamlarının kurduğu büyük meclis,

+ T. Efendi, + -iç, bir i sesin düşmesi;

Dostić < T. Dost < Far. Dūst, + -iç; (anlam bir önceki bölümde verilmiştir);
43

Efendić < T. Efendi < Yun. Afѐndis (kendi kendine iş gören; mutlak hakim); sahip

durumunda olan, buyruğu geçen, hükmünü yürüten, kendisine uyulan kimse,

sâhip; erkek isimlerinden sonra bey yerine kullanılan unvan sözü; (Eskiden

saygı ifâdesi olarak şehzâdeler, din adamları, okumuş kimseler için

kullanılırdı. Bugün ise beyden sonra gelen ikinci derecede bir unvan

durumundadır); erkekler için kullanılan hitap sözü; koca; terbiyeli, edepli, ölçülü,

temkinli; + iç, bir i sesin düşmesi, kelime Türkçe’den Boşnakça’ya girdiğinde,

diğer ünlüler ile biten kelimeler gibi, Boşnak yapı eki –(i)ya’yı almış ve efendija –

efendiya şeklini benimsemiştir;

Kadić < Ar. Kada, hükmetmek > Kadı, İslam hukukuyle yönetilen devletlerde halk arasında

çıkan anlaşmazlıkları, her türlü davayı halletmek üzere devlet tarafından tayin edilen

memur; + -iç; kelime Türkçe’den Balkan dillerine ve Almanca’ya geçmiştir;

Mahalbašić < Ar. Mahal, yer, mekan, mevki, cay, + T. Baş, + -iç,

< Mahallebaşı, bir mahalleyi yöneten kimse,

Mulić < T. Molla < Ar. Mevla, efendi > Mulā > Molla, Osmanlı devlet teşkîlâtında

mevleviyet sâhibi bulunan, Mekke, Medîne, Bursa, Edirne, Filibe gibi büyük

vilâyetlerden birinin kadısı olan kimse, büyük kadı; müderrislikten daha üstün bir

ilmiye rütbesinde, mevleviyet veya büyük kadılık pâyesinde bulunan kimse; âlim,

hoca;
44

Mutevelić < Ar. Mutevelli < tevelli, bir işi üzerine almak,

bir vakfı vakfedenin koyduğu şartlara göre yöneten kimse, + -iç, bir l ve bir

i sesinin düşmesi; Osmanlı Devleti'nin 15. yüzyılda Bosna Hersek'in topraklarına

gelmesiyle beraber, bu topraklarda vakıflar kurulmaya başlıyor ve Osmanlı

Devleti'nin Bosna Hersek'teki hükümlülüğünün sona ermesine kadar, kurulan

vakıflar mütevelli tarafından yönetiliyordu; kelime Boşnakça'ya girdiğinde

muteveliya şeklini benimsemiş, ayrıca soyad eki –iç'in eklenmesiye –(i)ya eki

düşmüştür;

Pašić < kelimenin kökü kesin belli değildir, T. beşe ‘’ağabey’’den, baş ağa’dan, veya

Far. pây-i şâh ‘’şahın ayağı, şahın sağ kolu’’ tamlamasından gelme ihtimali öne

sürülmektedir. Kelime paşa olarak Balkan dillerine geçmiştir; Osmanlı Devleti’nde

mirlivâ (tuğgeneral) lara ve daha yüksek rütbedeki askerlerle yüksek rütbeli sivil

memurlara verilen resmî unvan; Cumhûriyet döneminde general; Eski Türklerde

büyük evlât; sayılan ve sevilen kimseler için kullnılan hitap sözü; + iç; son a sesinin

düşmesi;

Sultanić < Ar. Sulṭān, hükümdar (müslüman sünnî hükümdarlar için kullanılmıştır), pâdişah

ailesine mensup anne, kız kardeş, kız çocuk gibi kadınlara verilen unvan, mânevî

saltanatları sebebiyle bazı din ve tasavvuf büyüklerine ve tarîkat pirlerine

verilen unvan, Arapça, Farsça ve Türkçe tamlamalarda ‘’ilim, sanat vb. bir

alanın en büyüğü, en yücesi’’ anlamında kullanılır; + -iç;


45

Šeherčehajić < T. Şehir < Far. Şehr, insanların toplu olarak yaşadığı yerleşim yerlerinden,

idari ve mülki bakımdan köy ve kasabadan sonra en büyük olanı; halkının

büyük kısmı ticaret, sanayi ve idare işleriyle uğraşan, tarım alanı olmayan

kalabalık yerleşim merkezi, kent; kelime Türkçe’ye geçtiğinde bir i sesi

türemiş, Boşnakça’ya geçtiğinde ise, i sesi e sesine dönüşmüştür; + T. Kahya

< Far. Kethuda (kelimenin kökeni önceki aynı kökenli soyadta incelenmiştir),

+ -iç,;

Bu sözcük, Bosna Hersek’in Osmanlı Devleti döneminde, bir şehrin

(belediye) başkanı görevinde bulunan kişiyi ifade ediyordu (Žujo 2009: 444).

1.3.4. Türkçe yapım eki –li ile Boşnakça soyad eki –iç’i almış soyadlar

Aganlić < T. Ağa < Moğ. Ākā, (anlam bir önceki bölümde verilmiştir), + -li, + iç; sözcük aynı

aynı zamanda da özel isim olarak da geçmektedir;

Mulalić < T. Molla < Ar. Mevlā, efendi > Mūla > Molla, Osmanlı devlet teşkîlâtında

mevleviyet sâhibi bulunan, Mekke, Medîne, Bursa, Edirne, Filibe gibi büyük

vilâyetlerden birinin kadısı olan kimse, büyük kadı; müderrislikten daha üstün

bir ilmiye rütbesinde, mevleviyet veya büyük kadılık pâyesinde bulunan kimse;

âlim, hoca; medrese öğrencisi; + -li + -iç;

Pašalić < önceden de belirtildiği gibi, kelimenin kökü belli değildir; (anlam bir önceki bölümde

verilmiştir; + li + -iç;
46

1.3.5. Boşnakça yapım eki –(i)ya’yı almış soyad

Mutevelija < T. Mütevelli < Ar. Tevelli, bir işi üzerine almak < Mutevelli; kelimenin anlamı,

aynı kökü taşıyan önceki soyadta verilmiştir; kelimenin köküne Boşnak yapı

eki –(i)ya eklenmiştir. Bu ek, Boşnakça’ya giren, ünlü ile biten bazı kelimelere

eklennmiştir;

1.3.6. Aile Üyeleri Unvanları


1.3.6.1. Yalın

Kardaš < Eski Türk. Karındaş < karın + daş > kardaş, ‘ş’nin etkisiyle kardeş; aynı anne

babadan doğmuş veya yalnız anneleri ya da babaları aynı olan kimselerin birbirine

göre durumu; aynı anne babadan doğmuşçasına yakın tutulan kimse; aynı fikir ve

inancı taşıyan, değer verilen ortak bir bağın birbirine bağladığı kimseler;

1.3.6.2. –oviç / -eviç soyad ekini almış unvanlar

Kardašević ~ Gardašević < Eski Türk. Karındaş < karın + daş > kardaş, ‘ş’nin etkisiyle

kardeş, + -eviç, ikinci soyadta k sesi g sesine dönüşmüştür;

kelimenin anlamı bir önceki soyadta verilmiştir;

1.3.6.3. –iç soyad ekini almış unvanlar

Jengić < Eski T. Yengge, kardeş, dayı veya amca karısı; düğünde geline kılavuzluk eden,

gerdek gecesi yeni evlilerin evinde kalan yaşlı kadın; kadınlar için kullanılan hitap

sözü; + -iç, son e sesinin düşmesi;


47

1.3.7. İslamî Unvanlar


1.3.7.1. –oviç / -eviç ekini almış unvanlar

Dervišević < Far. Derviş, tarîkata girip bir şeyhe bağlanan, onun izinden Hak yolunda

yürüyüp nefsini ıslâh eden, varlık iddiâsından geçip Allah’ın birliğini bütün

kâinatta görerek kendini Hakk’a ve onun yarattıklarına adayan kimse, tarîkat

müntesibi; böyle bir hakîkat yolcusunun niteliklerini taşıyan, kanâatkâr, saf,

alçak gönüllü, her şeyi hoş gören kimse: + -eviç; sözcük Türkçe üzerinden

Boşnakça’ya girmiştir;

Hadžović < T. Hacı < Ar. Hācc, hacca giden, hacı olmuş bir kimse; + -oviç;

Hafizović < Ar. Ḥifẓ, korumak < Ḥafiẓ, koruyan, muhâfaza eden kimse, Kur’ân-ı Kerîm’i

bütünüyle ezberlemiş olan ve ezberden okuyabilen kimse; + -oviç;

1.3.7.2. –iç ekini almış unvanlar

Dervišić < Far. Derviş, (anlam, bir önceki bölümde verilmiştir), + -iç;

Hadžić < T. Hacı < Ar. Ḥācc, hacceden kimse, Hac farizasını yerine getiren, hacca giden

kimse, kelime Boşnakça’ya girdiğinde, Hadžija – Haciya şeklini almıştır, + -iç;

soyad eki eklendiğinde, -(i)ya eki düşmüştür;

Hodžić < Far. Hace, efendi > T. Hoca, dini hizmetlerde görevli kimse, din görevlisi; bir

öğretim kurumunda ders okutan kimse, öğretmen, muallim; birine bir husuta

öğreticilik yapan kimse, usta, üstat; + -iç;


48

Muftić < Boş. Muftija < T. Müftü < Ar. iftā, fetvâ vermek < muftī, il ve ilçelerdeki imam,

hatip, vâiz, müezzin gibi din görevlilerinin âmiri durumunda olan ve dînî hususlarda

fetvâ verme yetkisine sahip bulunan memur; dînî hususlarla ilgili soruları

cevaplandıran ve meseleleri fetvâ vermek sûretiyle halleden fıkıh âlimi;

Şeyhülislâm sözünün yaygınlaşmasından önce onun yerine kullanılan tâbir; + -iç; ü

sesin yerine Boş. yapı eki –(y)a’nın eklenmesi, kelime soyada dönüşünce, -(y)a

ekinin düşmesi ve yerine soyad eki –iç’in eklenmesi;

1519 yılından itibaren, Saraybosna müftülüğün merkezi oluyor ve bu günlere kadar

da bunu sürdürmeye devam etmektedir. Bu soyadın taşıyıcıları da, müftü görevinde

bulunan atalarının soyundan gelmektedir.

1.3.7.3. –iç soyad eki ile birleşik sözcükler

Hafizadić < Ar. Ḥafiẓ, (anlam önceden verilmiştir), + Far. zāden, doğmak, doğurmak < zāde,

doğmuş olan kimse, çocuk, yavru; + -iç; > Hafızzade, hafızın oğlu;

Imanagić < Ar. Emn, emin olmak, güvenmek, < imān, Allah’a inanma, dînî inanç, kuvvetli

inanç; + Moğ. Ākā (anlam önceden verilmiştir), + -iç soyad eki eklendiğinde,

aga kelimesindeki son a sesi düşmüştür;

Islambašić < Ar. Selām – Selāmet, kurtulmak, berî olmak, < İslām, İslâmiyet’le, İslâm dîniyle

ilgili, İslâmiyet’e âit, + Eski T. bāş, bir topluluğu yöneten kimse, başkan, reis;

+ -iç; > İslambaşı, İslamı yöneten, İslamın başında olan kimse;


49

1.3.7.4. Boşnakça yapım eki –(i)ya’yı almış unvanlar

Hadžija < T. Hacı < Ar. Ḥācc (anlam önceden verilmiştir), + -(i)ya, ünlü ile biten isim, unvan

vb. kelimeler Boşnakça'ya girdiğinde, Boşnak yapı eki -(i)ya'yı almıştır;

Pirija < T. Pir < Far. Pἶr, yaşlı, ihtiyar kimse; bir tarîkatın kurucusu; bir mesleğin kurucusu

veya bir esnaf topluluğunun başı durumunda olan, önder denmeye lâyık, tecrübeli ve

üstat kimse; + -(i)ya;

1.3.8. Askeri unvanlar


1.3.8.1. Yalın

Alendar < T. Alemdar < Ar. Alem + Far. Dār, sahip olan, tutan; bayrak taşıyan kimse;

sancaktar; bir işin başında olan kimse, önder;

Begler < Beglerbeg < T. Beylerbeyi < T. Bey + çoğul eki –ler + bey + 3. tekil şahıs eki

-I; Osmanlı Devleti’nde eyâletlerin başında bulunan mülkî ve askerî en büyük

amîr; kelime Boşnakça’ya girdiğinde kısaltılmış ve son bey kelimesi düşmüştür;

y sesler g selerine dönüşmüştür;

Bostan < T. Bostancı < Far. Būstān < Far. Bū, koku + -istān, yer bildiren > -sitān > būsitān >

būstān, koku yeri; sebze bahçesi, bağ;

Osmanlı Devleti’nde yüksek görevlerde bulunan memurlarının bahçe ve

bostanlarında çalışmak amacıyla devşirme usûlüyle getirilen erler. Belirli bir süre

sonra, yeniçeri kolordusuna yazılıp, 18. yüzyıldan itibaren yeniçeri kolordusunda

atlılar olarak görev yapıyorlardı (HODC 2004: 427);


50

Čauš < Eski T. Çavuş, birlik komutanı; orduda onbaşından sonra gelen erbaş; eski Türk

devletlerinde mevcut olup Osmanlılar’ın ilk zamanlarında elçilik, siyâsî haberleşme

idârî işler gibi önemli hususlarla görevli iken gittikçe iş alanları daralan ve

sonraları görevleri dîvân-ı hümâyunda hizmet etmek, pâdişâhın yanında ve

hizmetinde bulunmak olan kimselere verilen isim; pâdişâha ve paşalara bir nevi

yâverlik yapan kimse; kâhyâdan bir alt seviye olup aşçıbaşılarla birlikte acemileri

çalışmalarında gözlemlemişlerdi (HODC 2004: 425);

Dizdar < Far. Diz, kale + Far. Dār, tutan, muhafaza eden; Kale muhafızı,

Osmanlı Devleti döneminde, kale muhafızlığın yanı sıra, kale içinde bulunan tüm

orduların komutanı;

Jamak < T. Yamak, bir usta veya çırağın yanında çalışan erkek yardımcı; yeniçeri ocağında

aday durumunda bulunan kimse; sınır kalelerinde savaşa gitmeyip kalede muhafız

olarak kalanlara verilen isim;

Kapikul < T. Kapı Kulu, Osmanlılar’da devlet merkezinde ve pâdişah emrinde bulunan

yeniçerilerle sipâhî bölüklerinin teşkil ettiği askerî kuvvet;

Kavaz < Ar. Ḳavvās, elçilik veya konsolosluklarda görev yapan hizmetli; elçilik ve

konsolosluklarda koruma görevlisi;

Serdar < Far. Ser, baş + Far. Dār, tutan, > Serdār, başkomutan;

Solak < T. Solak, yazmak, çizmek vb. el ile yapılan işlerde sol elini kullanan kimse;

Yeniçeri ocağında pâdişâhın muhâfız birliği durumunda olan, ‘’solak ortaları’’

denilen birliklerden birine mensup asker, pâdişâhın sağındaki muhâfızlar ona

sırtlarını dönmemek için oklarını sol elle kullandıklarından bu isim verilmiştir;


51

Ombaša < T. On, + T. Baş, > Onbaşı; Osmanlı Devleti’nin oluşturulduğu sıralarda, tüm

askerler atlılar idi ve hepsi akıncılardı. Akıncı kanununa göre her on akıncının

başında onbaşı bulunuyordu (HODIC 2004: 484-485);

1.3.8.2. –oviç / -eviç soyad ekini almış unvanlar

Alajbegović < Yun. Alayi – Bizans Yun. Allagion, Bizans ordu teşkilatındaki allagion –

seferde imaparatorun maiyetindeki asker anlamıyla Türkçe’ye girmiştir. Âlây

şekli ile Arapça ve Farsça’ya girmiş olup bu telaffuz ile Osmanlı Türkçesi’nde

de kullanılmıştır; + T. Bey + -oviç; zeamet sahibi olan ve vilayet sipahilerinin

başı durumunda bulunan kimse;

Bajraktarević ~ Barjaktarević < T. Bayrak + Far. Dār, sahip olan, tutan; + -eviç;

askerde bayrak taşımakla görevli kimse;

ikinci soyadta y sesi ile r sesinin yer değişmesi ile göçüşme

(metatez) gerçekleşmiştir;

Baščaušević < T. Baş, + T. Çavuş, + -eviç > Başçavuşeviç > Başçauşeviç;

Yeniçeri ocağında beşinci bölüğün âmiri ve diğer çavuşların başı durumunda

olan yeniçeri zâbiti;

Beglerbegović < T. Bey + -ler + bey + -i + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Beglerović < T. Bey + -ler + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Čaušević < T. Çavuş + -eviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Dizdarević < Far. Dizdār + -eviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Kavazović < Ar. Kavas + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Sandžaktarević < T. Sancak, bayrak + Far. Dār, tutan > Sancaktar, sancak taşıyan kimse,

alemdar; + -eviç;
52

Serdarević < Far. Serdār + -eviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Solaković < T. Solak + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

1.3.8.3. –iç soyad ekini almış unvanlar

Azapagić < T. Azapaga < Ar. Azab, Yeniçeriler zamanında gerektikçe sancaklardaki

gençlerden toplanıp ordu ve donanmaya katılan asker + Moğl. Aka + -iç;

Azaplar, yeniçeri ordusundan önce oluşmuş yaya birliğiydi. Osmanlı ordusunun

öncülüğü olarak kullanılıyordu. Azapların başında azapaga bulunuyordu. Azap

birliği 17. yüzyıldan beri varlığını sürdürmemeye başlamış, Sultan II Mahmud

döneminde resmî olarak tamamen kaldırılmıştır;

aga kelimesindeki son a sesin düşmesi;

Bešlagić < T. Beşli + Moğl. Aka, > Beşliaga, beşlilerin başında bulunan aga; + -iç;

Bešlić < T. Beşli, Osmanlı Devleti ordusunda yerel bölgelerde, kalelerde görev yapan,

halk tarafından seçilen asker; + -iç;

Buljugić < T. Bölük, bölünmüş bir bütünün parçası, parça, kısım; Osmanlı ordu teşkîlâtında

kapıkulu ocaklarında, eyâlet ve maiyet askerlerinde, zamana göre sayıları

değişmiş olan ocakları meydana getiren birliklerden her biri, + T. Baş + -iç;

Buljubašić < T. Bölükbaşı, yeniçeri teşkîlâtında ağa bölüklerinin kumandanı; + -iç;

Ćeribašić ~ Ceribašić < T. Çeribaşı, askerin başı, başbuğ < Eski T. Çerig, ordu; asker

(kelimenin kökü kesin belli değildir); + -baş + -iç;

ikinci soyad Ceribašić Boşnakça alfabesinde yer alan c (ts) sesi ile

başladığından dolayı, bu soyadın anlamı çingenelerin başı, reisi de

olabilir;
53

Delić < Eski T. télbe > télve > telü > delü > deli, 15. ile 16. yüzyıllarda Rumeli'de ve daha

sonra Anadolu'daki vezir ve beylerbeyilerinin maiyetinde teşkil edilen süvâri askeri;

+ -iç;

Savaş ve herhangi bir mücadele sırasında, söz konusu askerler olağanüstü

kahramanlığını, hiçbir şeyden korkmadıklarını göstererek deli ismini almışlardır.

Deliler 1829 yılında, Sultan II Mahmud döneminde kaldırılmıştır (HODC 2004:

486-487).

Delibašić < Delibaşı, elli altmış kişiden ibâret olan ve bayrak denen deli birliğinin başı,

< Eski T. deli, + T. baş, + -iç;

Dizdarić < Far. dizdār (anlam Yalın bölümünde verilmiştir); + -iç;

Đonlagić < Gönüllü ağası < T. Gönüllü + Moğ. Aka + -iç; gönüllü askerlerin amiri

durumunda olan subay; aga kelimesinin son a sesinin düşmesi;

Gazić < T. Gazi < Ar. ġazv > ġazā, cenge gitmek + -iç; gazā eden, İslâm dini ve vatan uğruna

elde silâh düşmanla savaşan, gazādan şehit olmadan dönen kimse; gazāda büyük

kahramanlıklar gösteren kumandan veya şehirlere verilen unvan;

Gulamić < T. Gulâm < Ar. Ġulām + -iç; delikanlı, genç oğlan; köle, kul, esir, bende;

Osmanlı Devleti’nde tımar sâhiplerinin savaşa berâber götürdükleri savaşçı;

Gulamler, Osmanlı hükümetinin sağlanmasında en önemli rol oynamışlardı.

Dini ve yasal kurumlarının henüz oluşmamış dönemde, Osmanlı askeri

düzeninde gulamler sistemi hükmetmektedir. Gulamler, herhangi bir şekilde

köleliğe düşmüş, İslam’ı benimsemiş, efendilerinin azad edilmiş köleleri olarak

askeri sistemine dahil edilmiş, onlara sadakatle hizmet etmiş ve görevini gayretle

yerine getirmiş ve bu nedenle büyük tımarlarla ödülmüşlerdir (Ibrahimović 1991:

270).
54

Juzbašić < T. Yüzbaşı, orduda rütbesi üsteğmenle binbaşı arasında olan subay + -iç;

Osmanlı Devleti ordusunda askerler hem yaya hem de atlı olarak savaşa

katılıyordu. Bunların başlarında bulunan komutanlardan biri de yüzbaşı idi

(HODC 2004: 412);

Kavazić < T. Kavas < Ar. Kavvas (anlam Yalın bölümünde verilmiştir); + -iç;

Odobašić < T. Odabaşı, yeniçeri ocağında alaylardaki selâm merâsimini düzenleyen ve

yöneten, bölüğün düzeniyle de ilgilenen subay, + -iç;

Ombašić < T. Onbaşı, + -iç, (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

yüzbaşılar gibi onbaşılar da yaya ve atlı askerlerinin komutanlığında yer alıyordu;

Spahić < Far. Sipahi, Osmanlı ordusunda timar sisteminde süvari askeri; + -iç;

Subašić < T. Subaşı, Türk devletlerinde ordu kumandanı, Osmanlılar’da şehirlerin

güvenliğini sağlayan görevli, + -iç;

„Osmanlılar’dan önceki Türk devletlerinde kelime sü-başı olarak geçer. Osmanlılar

ilk zamanda aynı imlâyı korumuşlarsa da, XVI yüzyılın başlarından itibaren imlâ

subaşı şeklinde değişmiştir. Sü veya su eski Türkçe’de ‘’asker, ordu’’ anlamına

gelir. Kelime Orhun yazıtlarında geçer. Oğuz kabileleri tarafından bazen ‘’sü

begi’’şeklinde unvan olarak kullanılırdı. Karahanlılar’da orduyu sevk ve idare işine

‘’sü başlamak’’ (Dîvânü lugāti’t Türk Tercümesi, III, 292) denilirdi ki ‘’kumandan’’

mânasındaki subaşı tabiri buradan gelmektedir. Aynı şekilde Kutadgu Bilig’de yer

alan ‘’sübaşlar er, sübaşlar kişi’’ ve ‘’sübaşısı’’ gibi tabirler de ( I, 241, 242),

‘’subaşı’’ anlamında kullanılmıştır. Yûsuf Has Hâcib subaşı tayin edilecek kişinin

seçkin sert tabiatlı, tecrübeli, cesur, cömert, iyi nişancı, alçak gönüllü, haysiyetli,

tedbirli, hile ve taktiklere başvurabilen ve siyasî zekâya sahip biri olması gerektiğini

vurgular (Kutadgu Bilig, I, 242, 243-244, 245-249). Karahanlılar, Gazneliler, ve


55

Selçuklular’da kumandanlar ‘’sâhibü’l-ceyş’’ ve ‘’sipehsâlâr’’ gibi Arapça, Farsça

unvanların yanında subaşı unvanını da taşırlardı” (İA cilt 37 2009: 447).

1.3.8.4. Türkçe meslek yapım eki –ci/-çi ile Boşnakça soyad eki –iç’i almış
unvanlar

Bostandžić < T. Bostan < Far. Bustan + -cı + -iç, Osmanlı Devleti döneminde sarayın

korunmasına ve şehrin güvenliğine bakmakla görevli olan erlerden her biri;

Čarkadžić < Far. Çarha > T. Çarka + -cı + -iç, yürüyüş halindeki ordunun önünden giden

en seçkin ileri kuvvet, öncü asker;

Topčić < T. Top + -çu, > Topçu, topların kullanılması, bakımı, ikmâli ve taşınması ile

uğraşan asker sınıfı;

Topčibašić < T. Topçubaşı, yeniçeri topçu ocağının başı, + -iç;

Tufekčić ~ Tufegdžić ~ Tufegđić < Far. Tufeng > T. Tüfek, uzun namlulu, taşınabilir ateşli

silâh + -çi >Tüfekçi, tüfek yapan ve tâmir eden usta; saray

muhâfızı, saraylarda vazîfe gören silâhlı memur, tüfengî

+ -iç;

Turnadžić < T. Turnacı + -cı + -iç, Yeniçeri ocağında pâdişahların tazılarına ve turnalarına

bakmakla, pâdişah ava çıktığı zaman yanında bulunmakla görevli olan, Rumeli

ve Anadolu’da reâyâ ocaklarından devşirme yolu ile acemi asker toplayan

68. ortaya mensup yeniçeri;


56

1.3.8.5. Boşnakça yapım eki –(i)ya’yı almış unvanlar

Bešlija < T. Beşli + -ya; (anlam bir önceki bölümde verilmiştir);

Delija < Eski T. Deli + -ya; (anlam bir önceki bölümde verilmiştir);

Đonlija < T. Gönüllü, kendi isteğiyle orduya katılmış asker; Osmanlı Devleti’nde

eyaletlerde, büyük şehirlerde yeniçeriler yerine kullanılan ulufeli asker; + -(i)ya;

Kuloglija < T. Kuloğlu, Sultan Selimin dönemine kadar yeniçeriler evlenmiyordu, kışlalarda

hayatlarını sürdürüyordu. Sultan, bir dönem kendi hizmetinde bulunan yaşı büyük

yeniçerilere evlenme izni veriyordu. Sonradan bu kural kaldırılıp yeniçeriler

yaşları farketmeksizin evlenebiliyorlardı. Evlenen yeniçerilerin çocuklarına

kuloğlu ismi veriliyordu. Bu çocuklar da, babaları öldükten sonra, ocakta askerlik

yapıyorlardı; + -(i)ya;

Odžaklija < T. Ocaklı, Yeniçeri ocağına bağlı olan yeniçeri; + -(i)ya;

1.3.8.6. Türkçe meslek yapım eki –ci/-çi ile Boşnakça yapım eki –(i)ya’yı
almış unvanlar

Čarkadžija < Far. Çarha > T. Çarka + -cı + -(i)ya; (anlam bir önceki bölümde verilmiştir);

Lagumdžija < T. Lağım < Ar. Laġam, yer altı tüneli < Yun. Lakhóma, savaşta düşman kale

veya ordugâhını patlayıcı madde ile havaya uçurmak, mâden ve taş

ocaklarında taşları atmak için kazılan dar yer altı yolu, sıçan yolu; + -ci;

> Lağımcı, düşman kale ve siperlerini atmak için lağım kazan asker ve bu işle

görevli sınıf; + -(i)ya;


57

Tufekčija ~ Tufekćija ~ Tufekdžija ~ Tufegdžija < Far. Tufeng > T. Tüfek + -ci/-çi + (i)ya;

ilk soyadta –çi eki Boşnakça

alfabesinde yer alan kalın ç (č), ikinci

soyadta ise ince ç (ć) sesi ile yazılmış;

üçüncü soyadta k sesinin değişmemesi

ile birlikte –ci eki ile yazılmış, son

soyadta ise k sesinin g sesine

dönüşmesi ile –çi eki –ci ekine

dönüşmüştür; (anlam bir önceki

bölümde verilmiştir);

1.3.8.7. Boşnakça yapım eki –(i)ya’yı almış unvan

Gazija < Ar. Gazv > Gaza > T. Gazi + -(i)ya; (anlam bir önceki bölümde verilmiştir);

1.3.9. Unvanlardan Türemiş Kısaltma (hypocoristic) Soyadlar


1.3.9.1. Yalın

Ćato < Boş. Çatib < T. Kâtip < Ar. Ketb – Kitābet, yazmak > Kātib, bir resmî dâirede, bir

kurumda veya bir kişinin yanında yazı yazmakla görevli kimse;

1.3.9.2. –iç soyad ekini almış unvan

Ćatić < Boş. Çato < Boş. Çatib < T. Kâtip < Ar. Kātib;+ -iç;

(anlamı Yalın bölümünde verilmiştir);


58

1.3.9.3. –oviç soyad ekini almış unvan

Ćatović < Boş. Çato < Boş. Çatib < T. Kâtip < Ar. Kātib; + -oviç;

(anlamı Yalın bölümünde verilmiştir);

1.3.10. Özel İsim ve Unvanlardan Türemiş Soyadlar


1.3.10.1. Aga – Ağa Unvanı

İtibarlı emirlere, birçok kuruluşun başındaki amirlere, yörelerin idaresini ellerine almış
kimselere verilen unvan. “Ağa, Moğolca kelimesi aka’dan gelmektedir. Anlamı ‘’büyük erkek
kardeş’’tir. Kelime sonraki zamanlarda ağabey anlamında kullanıma girmiştir. Dede Korkut
destanlarında, büyük kardeş ve büyük ve muhterem bey anlamını taşıyan ağa, günümüzde de
Anadolu’da köy ve kasabalarda kardeş anlamında kullanılmaktadır. Edebî Türkçe’de ağanın
bey kelimesi de ilâve ederek ağabey şeklinde kullanıldığı malûmdur. Moğollar’ın aka kelimesi
ise daha kaanlar döneminden itibaren bir unvan şeklinde kullanıldı. Çeşitli kaynaklardan da
anlaşılacağı üzere aka daha ziyade asil soydan olmayan, fakat hizmetleri sayesinde mühim
mevkîlere yükselen itibarlı, saygı duyulan devlet adamlarına verilen bir unvandı. Türk ve
Moğol devlet teşkilâtı geleneklerini kuvvetle devam ettiren Safeviler’de aka – ağa şeklinde
telâffuz edilerek en başta oymakların ileri gelenlerini ve büyüklerini ifade ederdi. Osmanlı
Devleti teşkilâtının genişleme ve gelişmesi üzerine ağa, askerî teşkilâtta en çok kullanılan
unvan haline geldi. Eyalet ve sancakların askerî valileri olan paşa ve beylerden sonra
imparatorluğun askerî teşkilâtındaki bütün âmirler, saray teşkilâtındaki kuruluşların başında
bulunanların ve hatta bazı mülkî reislerin bu unvanı taşıdıkları görülür“ (İ.A. cilt I 2009: 451-
452).

Aşağıdaki soyadlarda aga kelimesi özel isimlere eklenmiştir. Birleşik kelimenin soyada
dönüşmesi ile birlikte, soyad eki –iç’in eklenmesiyle aga kelimesinin son a sesi düşmüştür;

Abdulagić ~ Avdagić < Ar. Abdullah + -aga + -iç; iki soyad da Abdullah isminin küçültme

(hypocoristic) şeklidir, Avdo Boşnakça’da Abdullah isminin

küçültme (hypocoristic) şeklidir, aga unvanının eklenmesiyle son o

sesi düşmüştür;

Ademagić < Ar. Adem + -aga + -iç;


59

Adilagić < Ar. Adl > Ādil + -aga + -iç;

Ahmetagić ~ Ahmedagić ~ Ahmagić < Ar. Hamd > Ahmed + -aga + -iç; üçüncü soyad

Boşnakça'da Ahmed isminin küçültme (hypocoristic)

şekli Ahmo'dur, aga unvanının eklenmesiyle son o

sesi düşmüştür;

Alagić < Ar. Uluvv > Āli + -aga + -iç; aga kelimesinin eklenmesiyle Ali isminin son i sesi

düşmüştür;

Arifagić < Ar. İrfān > Ārif + -aga + -iç;

Arslanagić < T. Aslan – Arslan < Eski T. Arslan, yiğitlik, cesâret, sağlamlık, kuvvet gibi bu

hayvana has meziyetlere sâhip kimseler için kullanılan övgü sözü; + -aga + -iç;

Bosna Hersek’te, Arslan, özel erkek ismi olarak kullanılmaktadır;

Bečiragić ~ Bećiragić < Ar. Bekir, sabahları erken kalkmayı alışkanlık edinmiş kimse; + -aga

+ -iç;

Begtašagić < T. Bektaşi, kurucusu Hacı Bektâş Veli olan bektâşîlik tarîkatına mensup olan

kimse, + -aga + -iç;

Bilalagić < Ar. Bilal + -aga + -iç;

Ćerimagić < Ar. Kerem, cömert olmak, şerefli olmak > Kerim, kerem sahibi kimse, cömert,

alicenap; ulu, büyük, şerefli, aziz; + -aga + -iç; ince ç (ć) < k ses dönüşmesi;

Džaferagić < Ar. Cafer, küçük akarsu, kurucusu Cafer es-Sadık olan Caferî mezhebine bağlı

kimse; + -aga + -iç;

Eminagić < Ar. Emn, korkusuz, güvenli olmak > Emin, güvenilir, inanılır, itimat edilir kimse;

Osmanlı Devleti'nde bir işin başı ve sorumlusu durumunda olanlara verilen

memuriyet unvanı; + -aga + -iç;


60

Fazlagić < T. Fazlı < Ar. Fazl, fazilet sahibi olmak > Fazil, ahlakı, ilmi ve sahip olduğu

meziyetler bakımından üstün kimse; + -aga + -iç; Boşnakça'da ismin aslı

Fazliya'dır. Burada ise kelime, Fazliya isminin küçültme (hypocoristic) şekli

Fazla'dır. Fazla ismine aga unvanı eklendiğinde, bir a sesi düşmüştür;

Fejzagić < Ar. Feyz, verimlilik, bolluk, bereket; niğmet, bağış, ihsan, kerem;

+ -aga + -iç; soyadın Feyzullah isminin küçültme (hypocoristic) şekli Feyzo'dan

da gelme ihtimali yüksektir;

Fetahagić < Ar. Feth, açmak > Fettah, kapalı şeyleri, lutuf ve rahmet kapılarını açan;

+ -aga + -iç;

Hajdaragić < T. Haydar < Ar. Hayder, asıl anlamı arslan, Hz. Ali'ye lakap olmuş, onun

yiğitlik ve cesaretinden dolayı yiğit ve cesur anlamında kullanılmıştır; + -aga +

-iç;

Halilagić < Ar. Hullet, dostluk > Halil, sadık ve gerçek dost; + -aga + -iç;

Hamzagić < Ar. Hamza, arslan, güçlü adam; + -aga + -iç;

Hasanagić < Ar. Hasan, güzel, iyi ve hayırlı iş, iyi davranma; + -aga, + -iç;

Husejnagić < T. Hüseyin < Ar. Huseyn, küçük güzel; + -aga + -iç; kelime Arapça'dan

Türkçe'ye girdiğinde bir i sesi türemiş olup Türkçe'den Boşnakça'ya girdiğinde

aynı ses düşmüştür;

Ibrahimagić < İbr. İbrahim, inananların babası, hakların babası; + -aga + -iç;

Idrizagić < Ar. İdris, meyvesi hoş kokulu, kerestesi güzel bir kiraz türü; ilim ve fende ileri

seviyede olan; + -aga + -iç;

Isakagić < İbr. İshak – İsak, gülen; + -aga + -iç;

Islamagić < Ar. Selam – Selamet, kurtulmak, beri olmak > İslam, İslam dininden olan kimse;

müslüman; + -aga + -iç;


61

Jašaragić < T. Yaşar, doğan çocuğun uzun olması dileğiyle konulan bir ad; + -aga + -iç;

Junuzagić < Ar. Yunus, denizlerde yaşayan memeli hayvan; + -aga + -iç;

Jusufagić < İbr. Yusuf, inleyen, ağlayan, ah eden; + -aga + -iç;

Kasumagić < Ar. Kasm, ikiye bölmek, parçalara ayırmak > Kasim, ayıran, bölen, taksim

eden; + -aga + -iç;

Lutvagić < Boş. Lutvo < Lutviya < T. Lutfi < Ar. Lutf, iyi muamele, iyilik, yumuşaklık,

hoşluk; bağış, bağışlama, ihsan, kerem, cömertlik; Lutfi isminin Boşnakça'daki

küçültme (hypocoristic) şeklidir; + -aga + -iç;

Mahmutagić < Ar. Hamd, övmek > Mahmud, övülmüş methedilmiş, methe ve övgüye değer;

+ -aga + -iç;

Muhamedagić ~ Mehmedagić < Ar. Tahmid, pek çok övmek > Muhammed,

övülmeye değer olan, en güzel huylara sahip

kimse; + -aga + -iç;

Muharemagić < Ar. Tahrim, yasaklamak, haram kılmak > Muharrem, İslam dininde kesin

olarak yasaklanmış, haram edilmiş şey; hicri senenin veya kameri yılın

birinci ayı, aşure ayı; + aga + -iç; bir r sesinin düşmesi;

Muminagić < Ar. İman, tasdik etmek, inanmak, boyun eğmek > Mumin, Allah'ın varlığına,

birliğine, Hz. Muhammed'in O'nun kulu ve peygamberi olduğuna ve

İslamiyet'in diğer iman esaslarına inanan, iman sahibi kimse, müslüman;

+ -aga + -iç;

Muratagić < Ar. İrade, dilemek, istemek, seçmek > Murad, erişilmek istenen, olması,

gerçekleşmesi, arzu edilen şey, istek, dilek, amaç; + -aga + -iç;

Numanagić < Ar. Numan, gelincik çiçeği; + -aga + -iç;

Omeragić < Ar. Omer, yaşama, yaşayış, hayat, canlılık; + -aga + -iç;
62

Osmanagić < Ar. Osman, bir tür kuş ya da ejderha; toy denilen, kazdan büyük bir kuşun

yavrusu; + -aga + -iç;

Rašidagić < Ar. Ruşd, doğru yolda gitmek > Raşid, olgun, erişkin; doğru yola giden,

hak yolu kabul eden; + -aga + -iç;

Redžepagić ~ Ređepagić < Ar. Receb, Arabi ayların cemaziyelahir ile şaban arasında kalan

yedincisi, üç ayların ilki; + -aga + -iç; ikinci soyad Boşnakça

alfabesinde yer alan ince c (đ) harfi ile yazılmıştır;

Rustemagić < Far. Rüstem, yiğit, kahraman; + -aga + -iç;

Salihagić < Ar. Salah, iyi, yaraşır, uygun olmak > Salih, elverişli, uygun, yaşar; yetkisi olan,

yetkili; dinin emrettiği hususlara uygun davranan, iyi amel sahibi, günah

işlemekten kaçınan; + -aga + -iç;

Seferagić < Ar. Sefer, yolculuk, seyahat; gemi, uçak vb. taşıt araçlarının kalkış yerinden varış

yerine kadar yaptığı yolculuk; savaş için yapılan yolculuk, savaşa gidiş ve

yapılan savaş; kez, defa, kere; oturulan yerden normal bir yürüyüşle üç gün veya

on sekiz saat uzaklıktaki başka bir yere yapılan yolculuk; Allah sevgisiyle dolup

taşan insan gönlünün dünyevi bağlardan kurtulup Cenabıhakk'a yönelişi,

maddeden manaya yolculuğu; + -aga + -iç;

Selimagić < Ar. Selamet, kurtulmak, sağlam olmak > Selim, maddi ve manevi kusuru,

noksanı olmayan, sağlam, doğru; + aga + -iç;

Selmanagić < Ar. Selman, barış içinde bulunma, huzur, erinç; + -aga + -iç;

Sinanagić < Ar. Sinan, kargı, süngü, ok vb. savaş aletlerinin keskin ve sivri ucu, ok temreni,

mızrak; + -aga + -iç;


63

Skenderagić < T. İskender, padişah; M.Ö. 356-323 arasında yaşayan, Yunanistan, İran,

Anadolu, Suriye ve Hindistan’ı ele geçirmiş olan büyük kumandan; + -aga

+ -iç;

Smailagić ~ Smajilagić ~ Smajlagić < İbr. İsmail, Tanrı'yı işiten; + -aga + -iç; her üç

soyadta kelime başındaki i sesinin düşmesi; ikinci

soyadta bir y sesinin türemesi; üçüncü soyadta y

sesinin türemesi, i sesinin düşmesi;

Sulejmanagić < İbr. Süleyman, huzur, sükun; + -aga + -iç;

Šabanagić < Ar. Şaban, Arabi ayların recep ile ramazan arasında kalan sekizincisi; bön,

budala, şaşkın kimse (erkek ad olarak kullanılmış ve anlam kayması ile bu

manayı kazanmıştır); + -aga + -iç;

Šačiragić ~ Šaćiragić < Ar. Şukr, nimet ve ihsan vereni övmek > Şakir, şükreden kimse;

şükredici; + -aga + -iç;

Šahinagić < Far. Şahin, 55-60 santim boyunda, kanatları ve kuyruğu geniş, tüyleri benekli

ve çizgili, yaygın olarak yaşayan, pek çok türü bulunan, doğana benzer yırtıcı

avcı kuş; + -aga + -iç;

Vejsilagić < Ar. Üveys, kurt > T. Veysel; + -aga + -iç;

Velagić < Ar. Velayet, idare etmek, işini üzere almak, sevmek > Veli, Cenab-ı Hakk'a yakınlık

mertebesini kazanmış olan seçkin kul, Allah'ın dostu ve sevgili kulu; + -aga + -iç;

aga unvanının eklenmesiyle isimdeki i sesi düşmüştür; soyadı taşıyanların

rivayetlerine göre, ataları Veli-ağa Macaristan'dan Bosna Hersek'e tüccar olarak

gelmiş, Hersek bölgesindeki küçük şehir olan Blagay'a yerleşmiş ve soyu burdan

Bosna Hersek'in diğer bölgelerine yayılmıştır;


64

Zahiragić < Ar. Zuhur, aşikar olmak, görünmek > Zahir, meydanda olan, görünen, açık ve

belli olan şey; bir şeyin görünen tarafı, dış yüzü, dış görünüşü; + -aga + -iç;

1.3.10.2. Amca Unvanı

Eski T. aba eçesi, babanın ağabeyi > abıca > abuca > amuca > amca; bir kimsenin babasının
erkek kardeşi; baba kardeşi yerine konan veya öyle imiş gibi kendisine saygı gösterilen kimse,
yaşça büyük erkek; erkek isimlerinden sonra kullanılan unvan sözü; orta yaşlı erkekler için
kullanılan hitap sözü; kelime Boşnakça’ya girdiğinde bir i sesi türemiş ve amica şeklini
benimsemiştir; amica kelimesi Boşnakça’da, eğer aile unvanını kasdediyorsa, isimden önce
gelir, örn: amica Salih, amica Ömer, amica Yusuf vb.; aşağıdaki soyadta amca unvanı isimden
sonra kullanıldığından dolayı, Türkçe kullanış şekli ile Boşnakça’ya geçtiği görülmektedir;

Salihamiđić < Ar. Salih + T. Amca + -iç;

1.3.10.3. Baba Unvanı

„Baba – bazı mutasavvıflara, tarikat şeyhleriyle halifelerine veya meczuplara verilen bir unvan.
Sevgi, saygı, fedakarlık ve himaye gibi ahlaki esaslar üzerine kurulan baba – evlat münasebeti,
çok eski zamanlardan beri din önderleriyle onlara tabi olan kişiler arasında bulunması gereken
iyi ilişkiler için örnek alınmıştır. İslam’ın ilk asırlarında din alimlerine, abid, zahid ve
mürşidlere baba unvanı verildiğine dair bir bilgiye sahip değiliz. 10. yüzyıldanitibaren çeşitli
tesir ve sebeplerle bazı meczuplarla münzevi sufilere bab veya baba unvanınınverilmeye
başlandığı görülmektedir. Anadolu fethedilmeden önce baba unavnı kullanılmaktaydı. Sünni
ve Şii tasavvuf alimlerin arasında da kullanılıyordu. Anadolu’nun fethedilmesiyle birlikte,
çeşitli şeyh, derviş ve dini mensuplarının bu topraklara gelmeleriyle beraber, baba kelimesi de
aynı manada bu bölgede kullanıma girmiştir. Aynı manasını da Osmanlı Devleti zamanında da
sürdürmüştür” (İA, 4. cilt 1991: 365-366). Osmanlılar’ın Bosna Hersek’e gelmeleriyle beraber,
bu unvan aynı manada Bosna dini tarikat mensupları arasında da benimsenmiştir.

Alibabić < Ar. Ali + T. Baba + -iç;


65

1.3.10.4. Baša – Başa (Başkan) Unvanı

Baş kelimesinden gelen bu unvan, Eski Türk ve Osmanlı Devleti’nden beri kullanılmıştır. Bir
topluluğu yöneten kimse, başkan, reis gibi anlamları taşımaktadır. Aynı meslekte bulunan veya
aynı işi yapan kişilerin başında bulunan, amir gibi bir anlamı vardır. Önceden işlenen askeri
unvanlarda da oldukça yaygındır (bknz. Askeri unvanlar). Aşağıdaki soyadlarda baş kelimesi
özel adlar ile birlikte kullanılmıştır. Boşnakça’ya başa şekli ile geçmiştir. Adları ile birlikte bu
unvanı taşıyan şahıslar, toplumun arasında önde gelen, amir, başkan gibi niteliklere sahiptiler.
Soyadı eki –iç’in eklenmesiyle beraber, başa kelimesinin son a sesi düşmüştür;

Ahmedbašić ~ Ahmetbašić < Ar. Ahmed / Ahmet + T. Başa + -iç;

Alibašić ~ Bašalić < Ar. Ali + T. Başa + -iç; ikinci soyadta özel isim ile unvan yer

değiştirmiştir; bu yer değişme sırasında soyad eki –iç’in özel

isime eklenmesiyle, ismin sonundaki i sesi düşmüştür;

Avdibašić < Boş. Avdo < Ar. Abdullah + T. Başa + -iç; önceden de belirtildiği gibi, Avdo

ismi Abdullah isminin Boşnakça'daki küçültme (hypocoristic) şeklidir. Bu

soyadta o sesi i sesine dönüşmüştür;

Bajrambašić < Eski T. Bayram + T. Başa + -iç;

Bečirbašić ~ Bećirbašić < Ar. Bekir + T. Başa + -iç;

Fazlibašić < T. Fazlı < Ar. Fazıl + T. Başa + -iç;

Hajdarbašić < T. Haydar < Ar. Hayder + T. Başa + -iç;

Hasanbašić < Ar. Hasan + T. Başa + -iç;

Huseinbašić < T. Hüseyin < Ar. Huseyn + T. Başa + -iç;

Islambašić < Ar. İslam + T. Başa + -iç;

Jašarbašić < T. Yaşar + T. Başa + -iç;

Jusufbašić < İbr. Yusuf + T. Başa + -iç;

Mehmedbašić ~ Mehmedbašića < T. Mehmed < Ar. Muhammed + T. Başa + -iç;


66

Muminbašić < Ar. Mumin + T. Başa + -iç;

Muradbašić ~ Muratbašić < Ar. Murad / Murat + T. Başa + -iç;

Musabašić < Ar. Musa + T. Başa + -iç;

Omerbašić < Ar. Omer + T. Başa + -iç;

Osmanbašić < Ar. Osman + T. Başa + -iç;

Redžebašić < Ar. Receb + T. Başa + -iç;

Salihbašić ~ Salibašić < Ar. Salih + T. Başa + -iç; ikinci soyadta kelimenin son h sesi

düşmüştür;

Selimbašić < Ar. Selim + T. Başa + -iç;

Smailbašić < İbr. İsmail + T. Başa + -iç; aynı kökü taşıyan diğer soyadlardaki gibi, bu

soyadta da kelimenin başındaki i sesi düşmüştür;

Velibašić < Ar. Veli + T. Başa + -iç;

1.3.10.5. Beg - Bey Unvanı

“Bu unvan, Türkler’e ait olan eski unvandır. Türkmenler’de beg (bek), Doğu Türkçesi’nde big,
Kazaklar’da bī veya bīy şeklinde kullanılan bu eski Türk unvanı, Osmanlı Türkçesi’nde bey
şekli ile kullanıma girmiştir. Bu kelime ilk defa, Orhun kitabe ve Uygur metinlerde
rastlanmakta olup, çok sayıda Doğu ve Batı kaynaklarının verdiği bilgilere göre çeşitli Türk
devletlerinde, gerek Müslümanlığın kabulünden önce gerekse müslüman oluşlarından sonra bir
unvan olarak kullanılmıştır. Büyük Selçuklular’dan itibaren çeşitli Türk devletlerinde beg
unvanı Arapça emir karşılığı olarak kullanılmıştır. Beg kelimesi Osmanlı hakimiyetinden sonra,
Boşnakça’nın da yer aldığı Balkan dillerine girmiştir” (İ. A. 1992, cilt VI, syf 11 – 12). Bu
dillerde beg şeklini benimsemiştir. Beg kelimesi unvan olarak daima ismin sonuna gelmektedir.
Belirtilmesi gereken önemli unsur ise, beg kelimesi bugün Boşnakça dilinde
kullanılmamaktadır.

Aşağıdaki soyadlar, özel isim ve bey – beg unvanından oluşmaktadır;

Abasbegović < Ar. Abbas + T. Beg + -oviç;


67

Adembegović < Ar. Adem + T. Beg + -oviç;

Ahmedbegović ~ Ahmetbegović < Ar. Ahmed + T. Beg + -oviç;

Alibegić ~ Alibegović < Ar. Ali + T. Beg + ilk soyad –iç eki, ikinci soyad ise –oviç eki

ile yazılmıştır;

Avdibegović ~ Avdibegovića < Boş. Avdo < Ar. Abdullah + T. Beg + -oviç; ikinci soyadın

sonunda bir a sesi türemiş olup, ismin ilgili halini belirtip ek

olarak da sayılabilir;

Bečirbegović ~ Bećirbegović < Ar. Bekir + T. Beg + -oviç; k > kalın ç (č) / ince ç (ć);

Bilalbegović < Ar. Bilal + T. Beg + -oviç;

Džaferbegović < Ar. Cafer + T. Beg + -oviç;

Džanbegović < Far. Can + T. Beg + -oviç;

Dževdetbegović < Ar. Cevdet, iyilik, hoşluk, tazelik, kusursuz olma; + T. Beg + -oviç;

Fazlibegović < Ar. Fazıl + T. Beg + -oviç;

Fejzibegović < Boş. Feyzo < Ar. Feyzullah + T. Beg + -oviç; ismin sonunda bir i sesinin

türemesi;

Ferhatbegović < Far. Ferhat + T. Beg + -oviç;

Ferizbegović < T. Feriz < Far. Firuz + T. Beg + -oviç;

Fetahbegović < Ar. Fettah + T. Beg + -oviç;

Fetibegović < Ar. Fetih + T. Beg + -oviç;

Fidajbegović < Ar. Fida, feda için hazır olan, fedakarlık yapan, feda eden (Škaljić 1966:

282); + T. Beg + -oviç; kelime sonundaki bir y sesinin türemesi;

Hajdarbegović < Ar. Hayder + T. Beg + -oviç;

Halilbegović < Ar. Halil + T. Beg + -oviç;

Hamzabegović < Ar. Hamza + T. Beg + -oviç;


68

Hasanbegović < Ar. Hasan + T. Beg + -oviç;

Hašimbegović < Ar. Haşim, kıran, ezen, parçalayan; haşmetli, gösterişli; + T. Beg + -oviç;

Hrustanbegović < Far. Rüstem + T. Beg + -oviç;

Huseinbegović < T. Hüseyin < Ar. Huseyn + T. Beg + -oviç;

Ibrahimbegović < İbr. İbrahim + T. Beg + -oviç;

Idrizbegović < Ar. İdris, + T. Beg + -oviç;

Isabegović < Ar. İsa, vasiyet etmek, vasi tayin etmek; + T. Beg + -oviç;

Islambegović < Ar. İslam + T. Beg + -oviç;

Jašarbegović < T. Yaşar + T. Beg + -oviç;

Jusufbegović < İbr. Yusuf + T. Beg + -oviç;

Mahmutbegović < Ar. Mahmut + T. Beg + -oviç;

Maličbegović < Ar. Malik + T. Beg + -oviç;

Muhamedbegović ~ Mehmedbegović < Ar. Muhammed / T. Mehmed + T. Beg + -oviç;

Muradbegović ~ Muratbegović < Ar. Murad + T. Beg + -oviç;

Musabegović < Ar. Musa + T. Beg + -oviç;

Muslibegović < Ar. Muslim + T. Beg + -oviç;

Nuhbegović < Ar. Nuh, Kur'an'da geçen peygamberlerden biri; + T. Beg + -oviç;

Nurbegović < Ar. Nur, gözle görülen aydınlık, maddi şeyleri görmeye yarayan ışık;

kalp gözüyle his ve idrak edilen gönül açıcı aydınlık, maddi olmayan

hususlarda basiret gözüyle görülen ve gerçeği görmeyi sağlayan manevi

ışık; + T. Beg + -oviç;

Omerbegović < Ar. Omer + T. Beg + -oviç;

Osmanbegović < Ar. Osman + T. Beg + -oviç;

Rašidbegović < Ar. Raşid + T. Beg + -oviç;


69

Resulbegović < Ar. Risalet, mektup veya elçi göndermek > Resul, peygamber, nebi;

elçi; + T. Beg + -oviç;

Rešidbegović < Ar. Reşid + T. Beg + -oviç;

Rifatbegić ~ Rifatbegović < Ar. Rif'at, yücelik, yükseklik, özellikle mevki yüksekliği;

+ T. Beg + ilk soyad –iç;

+ ikinci soyad –oviç;

Rizvanbegović < Ar. Rıdvan + T. Beg + -oviç;

Salihbeg ~ Salihbegović < Ar. Salih + T. Beg + -oviç; ilk soyad, herhangi bir soyad ekini

almamıştır;

Selimbegović < Ar. Selim + T. Beg + -oviç;

Smailbegović ~ Smajilbegović ~ Smajlbegović < İbr. İsmail + T. Beg + -oviç;

Šaćirbegović < Ar. Şakir + T. Beg + -oviç;

Šahbegović < Far. Şah, padişah, hükümdar; büyük mutasavvıflara verilen unvan;

+ T. Beg + -oviç;

Šahinbegović < Far. Şahin + T. Beg + -oviç;

Tahirbegović < Ar. Tahir + T. Beg + -oviç;

Uzeirbegović < Ar. Uzeyir, Kur'an-i Kerim'de geçen ad; + T. Beg + -oviç;
70

1.3.10.6. Čauš – Çavuş Unvanı

Kökü Eski Türkçesi’ne dayanan bu kelime, unvan olarak Osmanlı Devleti’nde kullanıma
girmiştir. Osmanlı Devleti zamanında, saray içerisinde ve saray dışında çeşitli görevlerde
bulunan komutan. Aynı zamanda, acemioğlanların başında bulunup onların çalışmalarını
gözetleyen (HODC 2004: 425).

Aşağıdaki soyadlarda, çavuş unavnı, özel isimlerle birlikte kullanılmıştır. Çavuş kelimesi
Boşnakça’ya girdiğinde, bir ses olayı gerçekleşmiştir, v sesi u sesine dönüşmüştür.

Avdičaušević < Boş. Avdo < Ar. Abdullah + Eski T. Çavuş + -eviç;

Muratčauš < Ar. Murad + Eski T. Çavuş; bu soyad, herhangi bir soyad ekini almayıp

yalın olarak kullanılmaktadır;

Osmančaušević < Ar. Osman + Eski T. Çavuş + -eviç;

1.3.10.7. Čehaja / Ćehaja - Kȃhya (Kethüda) Unvanı

Farsçası Kethuda olan bu unvan, Türkçe’ye geçtiğinde Kahya şeklini benimsemiştir. Bu kelime,
Osmanlı Devleti zamanında unvan olarak Türkçe şekli ile Balkan dillerine de geçmiştir.
Böylece Boşnakça’ya da giren bu unvan, Ćehaja (Çehaya) şeklini almıştır. Bazen kalın ç (č),
bazen ise ince ç (ć) ile yazıldığı görülmektedir. Ağadan sonra, orduda kahya sözü geçen en
önemli komutanlardan biriydi. Ordudaki tüm ceza ile ilgili işler kahya tarafından
yürütülüyordu. Acemilerin ve teknelerde görev yapanlarının işlerini en iyi kahya biliyordu
(HODC 2004: 425).

Aşağıdaki soyadlarda, kahya unavnı hem özel isim, hem de hayvan ismi ile birlikte soyad olarak
kullanmaktadır. Kahya kelimesine soyad eki –iç eklendiğinde, kelimenin son a sesi düşmüştür;

Huseinčehajić ~ Husejnćehajić < T. Hüseyin < Ar. Huseyn + T. Kahya + -iç;

bu örneklerde kalın / ince ç yazılış şekilleri görülebilir;


71

Kurtćehajić < T. Kurt + T. Kahya + -iç; soyadı taşıyanların rivayetlerine göre, ataları

Anadolu'dan, Konya'dan gelmektedir. Bunlar iki kardeş, Hasan ve Kurt.

Konya'daki görevinin ardından Bosna'ya geldiği tahmin edilmektedir. Bu

soyadın aynı zamanda, kurt özelliğine sahip kimseye lakap olarak verildiği

tahmin edilmektedir;

Mahmutćehajić < Ar. Mahmud + T. Kahya + -iç;

1.3.10.8. Dede Unvanı

Orta Türkçe, Oğuzca’dan gelen bu kelime, Türkçe’nin vasıtasıyla Boşnakça’ya da girmiştir.


Aile unvanı olarak bilinmekle beraber, dede unvanı dini ceması tarafından çeşitli tarikat
mensuplarına verilen bir unvandır. İslam’ın Bosna Hersek’e gelmesiyle birlikte, dini unvanlar
Bosna Hersek’teki oluşan dini cemiası tarafından da benimsenmiştir.

Hasandedić < Ar. Hasan + Orta T. Dede + -iç;

1.3.10.9. Efendi Unvanı

Asıl kökü Yun. kelimesi aféndis < authentês'ten gelen efendi unvanı, Türkçe'den Arapça,
Farsça, Çek, İngilizce ve Boşnakça'nın da yer aldığı Balkan dillerine geçmiştir. Kelimenin
çeşitli anlamları vardır, sahip durumunda olan, buyruğu geçen, hükmünü yürüten, kendisine
uyulan kimse, sahip; erkek isimlerden sonra bey yerine kullanılan unvan sözü. Eski zamanlarda
bu unvan, din adamları, okumuş kimseler için kullanılırdı. Bosna Hersek'te dini cemiası
mensupları tarafından halen kullanılmaktadır. Çeşitli mevki ve makamlarda bulunan, dini
işlerini yürüten şahısların isminden sonra gelir, örğ. diyanet işleri başkanı, müftü ve camilerde
çocuklara dini dersleri veren kişiler için kullanılır. Kelime Boşnakça'ya girdiğinde, efendiya
şeklini benimsemiştir. Soyad eki –iç'in eklenmesiyle –(i)ya eki ve kelime sonundaki i sesi
düşmüştür;

Abdulahefendić < Ar. Abdullah + T. Efendi + -iç;

Aliefendić < Ar. Ali + T. Efendi + -iç;

Eminefendić < Ar. Emin + T. Efendi + -iç;


72

Hasanefendić < Ar. Hasan + T. Efendi + -iç;

Hifziefendić < Ar. Hifz koruma, saklama, muhafaza etme; ezberleme; Kur'an-ı Kerim'i

bütünüyle ezberleme; + T. Efendi + -iç; kelimenin sonunda bir i sesi türemiş

olup kelime isim haline dönüşmüştür;

Huseinefendić < Ar. Hüseyin + T. Efendi + -iç;

Ibrahimefendić < İbr. İbrahim + T. Efendi + -iç;

Jahjaefendić ~ Jahijaefendić < İbr. Yahya, Allah lütufkardır; + T. Efendi + -iç;

ikinci soyadta h ile y sesinin arasında bir i sesi türemiştir;

Mahmutefendić < Ar. Mahmud + T. Efendi + -iç;

Musaefendić < Ar. Musa + T. Efendi + -iç;

Nuhefendić < Ar. Nuh + T. Efendi + -iç;

Omerefendić < Ar. Omer + T. Efendi + -iç;

Salihefendić < Ar. Salih + T. Efendi + -iç;

1.3.10.10. Hafiz – Hafız Unvanı

Hafız kelimesi asıl Ar. Hifz ‘korumak’ anlamındaki kelimeden türemiştir. Anlamı koruyan,
muhafaza eden kimsedir. Hafızlar, Kur’an-ı Kerim-i bütünüyle ezberlemiş olan ve ezberden
okuyabilendir.

Aşağıdaki soyadlarda hafız kelimesi özel isim ile kullanılmıştır. Bosna Hersek’te hafız
unvanıgenelde isimden önce gelmektedir; hafız Mensur, hafız İsmet, hafız Halid vb.;

Emirhafizović < Ar. Emir + Ar. Hafız + -oviç;


73

Sabrihafizović < T. Sabri < Ar. Sabr, katlanılması zor olan haksızlık, sıkıntı, acı, hastalık,

yoksulluk, felaket vb. durumlar karşısında umutsuzluğa kapılmayıp şikayet

etmeden, sızlanmadan dayanma, tahammül gösterme; ruha ve bedene zarar

veren şeylerden uzak durma, nefsin aşırı istek ve arzularına karşı koyma;

+ Ar. Hafız + -oviç;

1.3.10.11. Hoca Unvanı

Kelimenin asıl kökü, efendi anlamındaki Far. kelimesi Hace’den gelmektedir. Dini hizmetlerde
görevli kimse, din görevlisi gibi anlamlar taşımaktadır. Hoca kelimesinin ardından soyad eki
–iç eklendiğinde, son a ses düşmüştür;

Ahmedhodžić ~ Ahmethodžić < Ar. Ahmed + Far. Hoca + -iç;

Alihodža ~ Alihodžič ~ Alihodžić < Ar. Ali + Far. Hoca + -iç;

ilk soyad, soyad ekini almamıştır; ikinci soyadtaki soyad

ekinin ç kalındır; üçüncü soyadta ise soyad ekinin ç sesi

incedir;

Arifhodžić < Ar. Arif + Far. Hoca + -iç;

Bečirhodžić ~ Bećirhodžić < Ar. Bekir + Far. Hoca + -iç;

ilk soyadta ismin k sesi kalın ç (č), ikinci soyadta ise ince ç (ć)

sesine dönüşmüştür;

Dželilhodžić < Ar. Celil + Far. Hoca + -iç;

Fazlihodžić < Ar. Fazl + Far. Hoca + -iç;

Hajdarhodžić < Ar. Hayder + Far. Hoca + -iç;

Halilhodžić ~ Alilhodžić < Ar. Halil + Far. Hoca + -iç;

ikinci soyadta ismin ilk h sesi düşmüştür;

Hasanhodžić < Ar. Hasan + Far. Hoca + -iç;


74

Jusufhodžić < İbr. Yusuf + Far. Hoca + -iç;

Muminhodžić < Ar. Mumin + Far. Hoca + -iç;

Murathodžić < Ar. Murad + Far. Hoca + -iç;

Nezirhodžić < Ar. Nezir < Ar. Nezr, şarta bağlı vaat, adak adama; adak; + Far. Hoca + -iç;

Nuhodžić < Ar. Nuh + Far. Hoca + -iç;

Omerhodžić < Ar. Omer + Far. Hoca + -iç;

Osmanhodžić < Ar. Osman + Far. Hoca + -iç;

Salihodžić < Ar. Salih + Far. Hoca + -iç; bir h sesinin düşmesi;

Selimhodžić < Ar. Selim + Far. Hoca + -iç;

Smailhodžić ~ Smajilhodžić ~ Smajlhodžić < İbr. İsmail + Far. Hoca + -iç;

Zejnilhodžić < Ar. Zeynel + Far. Hoca + -iç;

1.3.10.12. Kadı Unvanı

Asıl kökü, anlamı hükmetmek olan Ar. kelimesi kada’dan gelmektedir. Osmanlı Devleti’nde
kadılar Tanzimat’a kadar bütün davalara, Tanzimat’ın ilanından medeni kanunun kabulüne
kadar ise sadece boşanma, nafaka, miras vb. davalara bakarlardı; Kadılar Bosna Hersek’te,
Osmanlı Devleti zamanında bulunuyordu. Bosna Eyaleti’nin 1867 yılının Kanunu ile Kadılık
ve bununla beraber kadılar Bosna Hersek’te artık bulunmamaktadır (Aličić 1983).

Kelime Boşnakça’da kadiya şekli ile benimsenmiştir; soyad eki –iç’in eklenmesiyle, kelime
-(i)ya eki düşmüştür;

Ahmetkadić < Ar. Ahmed + Ar. Kadı + -iç;

Alikadić < Ar. Ali + Ar. Kadı + -iç;

Hamzakadić < Ar. Hamza + Ar. Kadı + -iç;

Ibrahimkadić < İbr. İbrahim + Ar. Kadı + -iç;

Lutvikadić < Ar. Lutf + Ar. Kadı + -iç;

Musakadić < Ar. Musa + Ar. Kadı + -iç;


75

Numankadić < Ar. Numan + Ar. Kadı + -iç;

Osmankadić < Ar. Osman + Ar. Kadı + -iç;

Rašidkadić < Ar. Raşid + Ar. Kadı + -iç;

1.3.10.13. Kalfa Unvanı

Arapça Halife kelimesinden türemiş kalfa kelimesi, bir zanaatta derecesi çırakla usta arasında
bulunan kimse, aynı zamanda da mimar yardımcısı anlamlarını taşımaktadır; kelime
Boşnakça’ya Osmanli Devleti zamanında geçmiştir. Artık kullanılmamaktadır. Soyad eki –iç’in
eklenmesiyle, kelime sonundaki a sesi düşmüştür;

Alikalfić < Ar. Ali + Ar. Kalfa + -iç;

1.3.10.14. Paşa Unvanı

Önceden de belirtildiği gibi, kökü belli olmayan bu kelime, T. beşe, ağabey, baş ağa’dan veya
Far. pay-i şah, şahın ayağı, şahın sağ kolu tamlamasından gelebilme ihtimali öne sürülmektedir.
Osmanlı Devleti zamanında mirliva (tuğgeneral)lara ve daha yüksek rütbedeki askerlerle
yüksek rütbeli sivil memurlara verilen resimi bir unvandır. Kelime, Omsanlı Devleti döneminde
Türkçe’den paşa şekli ile Boşnakça’ya geçmiştir. Artık unvan olarak kullanılmamaktadır.
Genelde özel isimden sonra kullanılır. Soyad eki –iç’in eklenmesiyle, kelime sonundaki a sesi
düşmüştür;

Fadilpašić < Ar. Fadil + T. Paşa + -iç;

Hajdarpašić < Ar. Hayder + T. Paşa + -iç;

Hrustempašić ~ Rustempašić < Far. Rüstem + T. Paşa + -iç; ilk soyadta özel ismin başında

bir h sesinin türemesi;

Ibrahimpašić < İbr. İbrahim + T. Paşa + -iç;

Redžepašić < Ar. Receb + T. Paşa + -iç;

Sulejmanpašić < İbr. Suleyman + T. Paşa + -iç;

Sunulahpašić < Ar. Sunullah, Allah'ın gücü, kudreti; + T. Paşa + -iç;


76

Šahinpašić < Far. Şahin + T. Paşa + -iç;

Zulfikarpašić < Ar. Zu, sahip + el, ve + fekar, yarık; + T. Paşa + -iç; iki parçalı;

1.3.10.15. Reis Unvanı

Reis unvanı Bosna Hersek’te halen kullanılan bir unvandır. İslam Birliği Başkanı tarafından
kullanılan bir unvan ve sadece o görev için kullanılır. Asıl kökü Ar. Ri’aset, baş olmak
anlamındaki kelimeden gelmektedir. Bu kelimeden de re’is kelimesi türemiştir. Genel anlamı
baş, başkan, amirdir. Avusturya-Macaristan hükümeti, Müslüman dini kurumları üzerinde
kontrol sağlamak için, 1882 yılında yüksek dini başkan durumundaki reîsülulemâ makamını
oluşturdu. Reis ancak İstanbul’daki şeyhülislamdan dini görevi idra edebileceğine dair bir izin
(menşur) aldıktan sonra görevine başlayabilirdi. (İA VI cilt 1992: 302) Genelde şahsın isminden
önce kullanılır, lakin unvanlar Türkçe’de özel isimden sonra kullandığı için, aşağıdaki
soyadtaTürkçe şekli ile kullanılmıştır ve böylece soyad eki –oviç’in eklenmesiyle soyada
dönüşmüştür;

Alirejsović < Ar. Ali + Ar. Reis + -oviç; soyadtaki reis unvanı bugünkü anlamını taşımayabilir

çünkü Osmanlı Devleti zamanında, bu unvan çeşitli anlamlar taşıyordu, bir işte

başkanlık eden, amir görevinde bulunan kimseleri de ifade ediyordu;

1.3.10.16. Spahija – Sipahi Unvanı

Asıl kökü Far. kelimesi sipahi’den gelen bu kelime, asker anlamını taşımaktadır. Osmanlı
askeri teşkilatında değişik gruplar için kullanılmıştır. Bosna Hersek’in Osmanlı Devleti’nin
hükmü altına girmesiyle, kelime Boşnakça’ya da geçmiştir. Boşnakça’da spahiya şeklini
benimsemiş olup bazı ses ve biçim değişikliklerine uğramıştır. S ve p seslerinin arasındaki
bulunan i sesi düşmüş ve kelimenin sonuna Boşnakça yapı eki –(y)a eklenmiştir. Soyad eki-
iç’in eklenmesiyle –(y)a eki ile kelime sonundaki i sesi düşmüştür;

Abaspahić < Ar. Abbas + Far. Sipahi + -iç;

Ahmedspahić ~ Ahmespahić ~ Ahmetspahić < Ar. Ahmed + Far. Sipahi + -iç;

Alispahić < Ar. Ali + Far. Sipahi + -iç;

Bečirspahić ~ Bećirspahić < Ar. Bekir + Far. Sipahi + -iç;


77

Džaferspahić < Ar. Cafer + Far. Sipahi + -iç;

Huseinspahić < Ar. Huseyin + Far. Sipahi + -iç;

Jašarspahić < T. Yaşar + Far. Sipahi + -iç;

Jusufspahić < İbr. Yusuf + Far. Sipahi + -iç;

Mehmedspahić < T. Mehmed + Far. Sipahi + -iç;

Muharemspahić < Ar. Muharrem + Far. Sipahi + -iç;

Muratspahić < Ar. Murad + Far. Sipahi + -iç;

Omerspahić < Ar. Omer + Far. Sipahi + -iç;

Osmanspahić < Ar. Osman + Far. Sipahi + -iç;

Salihspahić ~ Salispahić < Ar. Salih + Far. Sipahi + -iç;

1.3.11.Unvan ve Özel İsimlerden Türemiş Soyadlar


1.1.1.1. Derviş Unvanı

Derviş kelimenin kökü, aynı kökü içeren önceki soyadlarda incelenmiştir. İslam’ın Bosna
Hersek’e gelmesiyle, İslam’a ait tüm unsurlar Bosna Hersek halkı tarafından benimsenmiştir.
Böylece, İslami unvanlarına layık görülenlere, çeşitli unvanlar takılıyordu.

Dervišhalidović < Far. Derviş + Ar. Halid, hali, şekli ve sureti bozulmayan, değişmeyen, asli

durumu ve şekliyle devam eden, daimi; sonsuz, baki, ebedi; < Huld, uzun

müddet kalmak; + -oviç;

1.1.1.2. Hacı Unvanı

“Hac kelimesi İbranice’de hag şeklindedir, ‘’bayram’’ anlamına gelen bu kelime ‘’bir şeyin
etrafında dönmek, dolanmak’’ manasındaki hvg kökünden türemiştir. Hac veya hag çok eski
bir Sami tabir olup İbranice’den başka Aramice’de ve Sabii dilinde de bulunmaktadır.
Kelimenin asıl anlamının ‘’bir şeyin etrafında dönme, dolaşma ve halka oyunu’’ olduğu, daha
sonra bayram manasını kazandığı belirtilmektedir. Arapça’da ‘’gitmek, yönelmek; ziyaret
etmek’’ anlamlarına gelen hac kelimesi, fıkıh terimi olarak imkanı olan her müslümanın
78

belirlenmiş zaman içinde Kabe’yi, Arafat, Müzdelife ve Mina’yı ziyaret etmek ve belli bazı
dini görevleri yerine getirmek suretiyle yaptığı ibadeti ifade eder. Bu ibadeti yerine getirenlere
Arapça’da hac (çoğulu huccac), Türkçe’de hacı denir” (İ.A. 1996, cilt XIV, syf 382). Kelime
Boşnakça’ya girdiğinde haciya şeklini benimsemiştir. Bugünlerde de kullanılmaktadır ve
genelde isimden önce gelir. İsimden önce kullanıldığında, -(y)a eki düşmektedir;

1.3.11.2.1. Yalın

Hadžiavdija ~ Hadžavdija < İbr. Hacı + Boş. Avdiya < Ar. Abdullah;

1.3.11.2.2. –iç soyad ekini almış soyadlar

Hadžialić ~ Hadžalić < İbr. Hacı + Ar. Ali + -iç;

Hadžiabdić ~ Hadžiavdić < İbr. Hacı + Boş. Abdiya < Ar. Abdullah + -iç; soyad eki –iç’in

eklenmesiyle –(y)a eki düşmüştür;

< İbr. Hacı + Boş. Avdiya < Ar. Abdullah + -iç; soyad eki –iç’in

eklenmesiyle –(y)a eki düşmüştür;

Hadžiahmić < İbr. Hacı + Boş. Ahmo (hypocoristic) < Ar. Ahmed + -iç;

Hadžihamzić < İbr. Hacı + Ar. Hamza + -iç;

Hadžimurtezić < İbr. Hacı + Ar. Murtaza + -iç;

Hadžimustafić < İbr. Hacı + Ar. Mustafa + -iç;

1.3.11.2.3. –oviç / -eviç soyad ekini almış soyadlar

Hadžiahmetović < İbr. Hacı + Ar. Ahmed + -oviç;

Hadžiibrahimović ~ Hadžibrahimović < İbr. Hacı + İbr. İbrahim + -oviç;

Hadžifejzović < İbr. Hacı + Ar. Feyz + -oviç;

Hadžihajdarević < İbr. Hacı + Ar. Hayder + -oviç;

Hadžihalilović < İbr. Hacı + Ar. Halil + -oviç;


79

Hadžihasanović < İbr. Hacı + Ar. Hasan + -oviç;

Hadžihuseinović < İbr. Hacı + Ar. Huseyn + -oviç;

Hadžiisaković < İbr. Hacı + İbr. İsak + -oviç;

Hadžijusufović < İbr. Hacı + İbr. Yusuf + -oviç;

Hadžimahmutović < İbr. Hacı + Ar. Mahmut + -oviç;

Hadžimehmedović < İbr. Hacı + T. Mehmed + -oviç;

Hadžimuhamedović < İbr. Hacı + Ar. Muhammed + -oviç;

Hadžimuratović < İbr. Hacı + Ar. Murad + -oviç;

Hadžiomerović < İbr. Hacı + Ar. Omer + -oviç;

Hadžiosmanović < İbr. Hacı + Ar. Osman + -oviç;

Hadžiredžepović < İbr. Hacı + Ar. Receb + -oviç;

Hadžisadiković < İbr. Hacı + Ar. Sadik + -oviç;

Hadžisalihović < İbr. Hacı + Ar. Salih + -oviç;

Hadžiselimović < İbr. Hacı + Ar. Selim + -oviç;

Hadžismailović ~ Hadžismajlović < İbr. Hacı + İbr. İsmail + -oviç;

Hadžisulejmanović < İbr. Hacı + İbr. Suleyman + -oviç;

Hadžišabanović < İbr. Hacı + Ar. Şaban + -oviç;


80

1.3.11.3. Mula – Molla Unvanı

Bazı İslâm toplumlarında tanınmış din âlimlerine veya belirli seviyede öğrenim görmüş
kimselere verilen unvan. Monla, munla, ve mulla biçiminde de görülen kelimenin Arapça’da
‘’efendi, sahip, âmir’’mânasındaki mevlâdan geldiği kabul edilmektedir. Arapça’da
‘’efendimiz’’ anlamındaki mevlânânın değişikliğe uğramasından ortaya çıktığı düşünülen ve
daha eski bir kullanım olduğu sanılan monla (munla) kelimesindeki ‘’n’’ harfi zamanla ‘’l’’ye
dönüşmüştür. Molla unvanını alan kişinin bilgiyle dolu olduğu kabul edilerek mollanın
‘’doldurmak’’ anlamındaki mel’ köküne dayandığı da ileri sürülmüşse de (Gıyâseddin, s.857)
bu ihtimal zayıf görülmektedir. Tarih boyunca çeşitli İslâm toplumlarında görülen molla
kelimesi günümüzde en çok İran’da kullanılmaktadır. İran’da halk dilinde yazı yazmayı bilmese
de yazıyı okuyabilen kimselere molla denilmiştir (İA cilt 30 2005: 238). Bosna Hersek’te sözü
geçe mulla kelimesi, mevla kelimesinden türemiştir. Tahsil görmüş kişilere karşı özel saygıyı
ifade eden bir şekli de molla’dır. Sultan fermanlarında, üst düzeydeki kadılara, Sultan, mevlana
/ mevlana Saraybosna kadısı diye hitap etmektedir. Dolayısıyla, Bosna Eyaleti’nde çok sayıda
tahsil görmüş kişileri ifade eden mulla kelimesini ile Osmanlı Eyaleti’nde özel bir görevle
adanmış üst düzeydeki askeri kadısını ifade eden mulla kelimesini ayırt etmek gerekmektedir.
Kadılığın diğer kadılarına göre, mulla daha üstün bir otoriteye sahip olup, sık sık Mulla-
efendiya (efendi) veya Mulla u mahmeki (Mulla mahkemede) olarak da hitap edilmiş mulla’ya
karşı genel hürmet ve takdir belirgindi. Görevi değil de sadece eğitimliği ifade eden mulla
kelimesi, bu unvanı taşıyan kişinin özel ismi ile beraber kullanılıyordu. Bu unvan ilk başta en
üst düzeyde bulunan şeyh-ul-islam ve iki kazasker gibi devlet memurlarına aitti. Mulla kelimesi
sonradan kasabalarda da yaygınlaşmış ve saygın bir dini tahsiline sahip kişilere atfedilmiştir.
Bosna Eyaleti’nde, mulla kelimesi, Eyalet düzeyinde en üst düzeyde bulunan kadıyı ifade
etmekteydi (Gadžo-Kasumović 2008: 8-9). Kelime Boşnakça’da zamanla mula şeklini
benimsemiştir. Boşnakça’da çift ünsüz bulunmadığı için bir l sesi düşmüştür;

1.3.11.3.1. –iç soyad ekini almış soyadlar

Mulabdić < Ar. Molla + Boş. Abdiya < Ar. Abdullah + -iç;

Mulamustafić < Ar. Molla + Ar. Mustafa + -iç;


81

1.3.11.3.2. –oviç soyad ekini almış soyadlar

Mulaahmetović ~ Mulahmetović < Ar. Molla + Ar. Ahmed + -oviç;

Mulahalilović < Ar. Mula + Ar. Halil + -oviç;

Mulahasanović < Ar. Mula + Ar. Hasan + -oviç;

Mulahuseinović ~ Mulahusejnović < Ar. Molla + Ar. Huseyn + -oviç;

Mulaomerović < Ar. Molla + Ar. Omer + -oviç;

Mulaosmanović < Ar. Molla + Ar. Osman + -oviç;

Mulasalihović < Ar. Molla + Ar. Salih + -oviç;

Mulašaćirović < Ar. Molla + Ar. Şakir + -oviç;

1.3.11.4. Pir Unvanı


“Sözlüklerde, ihtiyar, ak saçlı, tecrübeli kimse gibi anlamlar taşıyan ve asıl kökü Farsça’dan
gelen Pîr kelimesi, tasavvufta mürşid, veli ve şeyh terimleri ile aynı anlamda kullanılmıştır. Bu
kullanıma göre, pir, salike rehberlik yapan kimsedir. Kelime tasavvufi manasıyla ilk defa 9. –
10. yüzyıllarda Horasan sufileri ve özellikle Nişabur melametileri tarafından kullanılmaya
başlamıştır. Pir kavramı mürşid, murad, veli, mürebbi, şeyh, hadi, kutub, gavs, delil-i rah, hızr-
ı rah gibi yakın anlamlı kelimeler için de söz konusu olan zahiri ve batını manaya sahiptir.
Zahiri anlamda pir, seyrü sülukü tamamlayıp insanları Hak yoluna irşad eden kimsedir. Bu
kullanımıyla Pir, tarikat şeyhi anlamına gelir. Pir mücerret bir şahsiyet veya manevi ve ilahi
bir ilke de olabilir. Bu, Pir’in batını manasıdır. Tarikatların teşekkülünden sonra Pir kavramı
kurumsal bir anlam kazanmış, tarikat kurucusuna Pir veya pir-i tarikat ismi verilmiştir” (İ.A.
2007: 34. cilt 272-273).

Aşağıdaki soyadta pir unvanı özel isim ile beraber kullanılmıştır;

Piralić < Far. Pir + Ar. Ali + -iç;


82

1.4. Sıfat ve Özel İsimlerden Türemiş Soyadlar


1.4.1. Deli Sıfatı

Kökü Eski Türkçe’ye dayanan bu kelime, aklı, dengesini kaybetmiş, kendine ve çevresine zarar
verebilme ihtimalinde bulunabilen kimse; mecnun, divane; aklını yerinde ve gereği gibi
kullanmayan; bir şeye aşırı düşkün kimse; normal sınırı aşan, sınır tanımayan, ölçüsüz gibi
anlamlar taşımaktadır. Aynı zamanda, kendini aşıp son derecede cesaret göstermek, öne çıkan
engellerin ölüm tehlikesini bile ihmal edip akla erişemeyen cesur davranışlarda bulunmak gibi
anlamları da ifade edebilmektedir. Bu anlamda da aşağıdaki soyadlarda da kullanılmıştır.
Kelime, Türkçe’den Boşnakça’ya asıl şekli ile geçmiştir. Soyadlarda özel isimlerden önce
kullanılmaktadır.

1.4.1.1. Yalın

Delahmet < Eski T. Deli + Ar. Ahmed;

1.4.1.2. –iç soyad ekini almış soyad

Delalić < Eski T. Deli + Ar. Ali + -iç;

1.4.1.3. –oviç ekini almış soyadlar

Deliahmetović < Eski T. Deli + Ar. Ahmed + -oviç;

Deliomerović < Eski T. Deli + Ar. Omer + -oviç;

Delizaimović < Eski T. Deli + Ar. Zaim + -oviç;


83

1.4.2. Ćelav – Kel Sıfatı

Asıl kökü Farsça Kel olan bu kelime, hastalık veya saç dökülmesi sebebiyle başın saçsız kalmış
yeri, saçları dökülmüş olan, başında saç bulunmayan gibi anlamlar taşımaktadır. Kelime
Boşnakça’ya girdiğinde k sesi ince ç (ć) sesine dönüşüp kelime köküne Boşnakça sıfat eki –av
eklenmiştir. Böylece, kelime Boşnakça’da çelav şeklini benimsemiştir. Özel isimden önce
kullanılmaktadır;

Čelhasić < Far. Kel + Boş. Haso < Ar. Hasan + -iç;

Ćelahmetović < Far. Kel + Ar. Ahmed + -oviç;

1.4.3. Yamak Sıfatı

Aynı kökü içeren önceki soyadta belirlendiği gibi, Türkçe olan bu kelime, bir usta veya çırağın
yanında çalışan erkek yardımcı gibi anlamı taşımaktadır. Bu anlamda da Boşnakça’yada
geçmiştir. Özel isimden önce kullanılmaktadır.

Jamakosmanović < T. Yamak + Ar. Osman + -oviç;

1.4.4. Kalaycı sıfatı

Kalay kelimesi, kuala kelimesinden gelmektedir. Kuala, Malezya’da kalay yataklarının


bulunduğu Kuala Lumpur şehridir. Arapça yolu ile Türkçe’ye geçtiği tahmin edilmektedir.
Anlamı, yumuşak, gümüş beyazı renginde, düşük sıcaklıklarda kolayca eriyen, çok
iyiparlatabilen, ince levhalar haline getirilebilen, normal sıcaklıklarda havada oksitlenmeyen,
lehim imaline yarar, yoğunluğu 18˚’nin altında 5.8, üstünde 7.2, erime derecesi 232˚, atom
ağırlığı 118,70, atom numarası 50, sembolü Sn olan metal element; bu elementin bakır bir kaba
sıvanmasından oluşan ince tabakadır. Kelime köküne Türkçe yapı eki –ci eklenip bu mesleği
edinmiş, meslekle ilgilenen kişiyi ifade etmektedir - kalaycı.

Aşağıdaki soyadta, kalaycı kelimesi sıfat anlamını benimsemiştir;

Kalajdžisalihović < T. Kalay + T. –ci + Ar. Salih + -oviç;


84

1.4.5. Kara Sıfatı

Kelime Eski Türkçe’den beri kullanılmaktadır. Siyah veya koyu renkli olan; esmer; kömür
renginde olan gibi anlamlar taşımaktadır. Aşağıdaki soyadlarda kara kelimesi özel isim ile
birlikte kullanılmıştır. Söz konusu anlamların yanı sıra, özel isim ile birlikte kullanıldığında
sert, titiz, bazen korku saçan, sözü her yerde geçerli olan bir kimseyi de ifade etmektedir.

1.4.5.1. Yalın

Karahasan < Eski T. Kara + Ar. Hasan;

Karahmet < Eski T. Kara + Ar. Ahmed;

1.4.5.2. -iç soyad ekini almış soyadlar

Karabdić ~ Karavdić < Eski T. Kara + Boş. Abdo/Avdo < Ar. Abdullah + -iç;

Karamustafić < Eski T. Kara + Ar. Mustafa + -iç;

1.4.5.3. -oviç soyad ekini almış soyadlar

Karahasanović < Eski T. Kara + Ar. Hasan + -oviç;

Karahmetović < Eski T. Kara + Ar. Ahmed + -oviç;

Karaibrahimović < Eski T. Kara + İbr. İbrahim + -oviç;

Karamehmedović ~ Karamehmetović < Eski T. Kara + T. Mehmed + -oviç;

Karamuratović < Eski T. Kara + Ar. Murad + -oviç;

Karaosmanović < Eski T. Kara + Ar. Osman + -oviç;

Karasalihović < Eski T. Kara + Ar. Salih + -oviç;

Karaselimović < Eski T. Kara + Ar. Selim + -oviç;


85

1.4.6. Küçük Sıfatı

Kučukalić < Eski T. kiçig > kiçik – kiçük; kelime büyük sıfatının etkisiyle düz sıradan

yuvarlak sıraya geçmiştir - küçük; ölçüleri bakımından aynı cinsteki

benzerlerinden daha alçak, daha dar, daha kısa ve daha ufak olan; bir şeyin ufak

benzeri olan; sayı, nicelik, şiddet vb. bakımından az veya önemsiz olan; yaşı

daha az olan; nitelikleri bakımından değersiz, niteliksiz, adi; mevki, tesir, nüfuz,

ve nitelik bakımından seviyesi ileri olmayan; yaşça ufak kimse, çocuk;

+ Ar. Ali + -iç;

1.4.7. Uzun Sıfatı

Uzunalić < Eski T. Uzun, iki ucu arasında kendi ölçülerine göre fazla mesafe olan; başlangıcı

ile bitişi arasında fazla zaman bulunan, çok süren, çok zaman alan; boylu, boyu

fazla olan; uzun süre devam edecek şekilde, uzun müddet, uzun uzun;

+ Ar. Ali + -iç;

1.5. Lȃkaplardan Türemiş Soyadlar


1.5.1. Yalın

Akbaba ~ Agbaba < T. Akbaba, dağlık yerlerde yaşayan, yüksekten uçan, gözleri çok keskin,

baş ve boynu çıplak, leş artıkları ile beslenen yırtıcı kuş; ihtiyar;

Akbaba sülalesi, 1700 yıllarında Konya – Akşehir’den Bosna

Hersek’teki Trebinye şehrine yerleşmiş ve böylece soyad, Bosna

Hersek’te varlığını sürdürmeye devam etmiştir (Akbaba: 50);


86

Aškraba < Soyad ile ilgili kesin bir bilgi yoktur. Ayrıca bazı rivayetlere göre, soyadın Aşk ile

Rabb kelimelerinden türediği öne sürülmektedir ve böylece ‘’Allah’a karşı sevgi,

Allah sevgisi’’ gibi anlamlar taşımaktaymış; Bir zamanlarda, tekkede hizmet

etmiş bir eş bu soyadı taşımış ve böylece soyad yaygınlaşmıştır;

Čorbeg < T. Kör < Far. Kūr, görme duyusundan mahrum olan, görmeyen, âmâ;

+ Eski T. Bey;

sonradan soyada dönüşen bu lakap, bir zamanlar gözü görmeyen bir beye verildiği

tahmin edilmektedir;

Džinalija < T. Cin < Ar. Cinn, insanlar tarafından görülmeyip çeşitli biçimlere girerek ancak

kendileriyle ilgi kuranlara veya istedikleri kimselere göründüklerine ve olağanüstü

sayılan bâzı işleri yapacak güce sâhip bulunduklarına inanılan gizli yaratıklara

verilen isim, ecinni; + T. Ali + -ya > Aliya, Boşnakça özel erkek isim;

bir zamanlar Aliya isimli bir şahsa, cin niteliklerine sâhip olduğu için bu lâkab

verildi diye tahmin edilmektedir;

Đulaga < Far. Gul, gül ağacının güzel kokulu, pek çok çeşidi bulunan çok makbul çiçeği; gül

ağacı; sevgili, canan; + Moğl. Aka;

Büyük bir ihtimalde, söz konusu soyadını taşıyanların ataları, güllerle ilgilenen, gül

seven, veya sevimli bir aga olduğundan dolayı kendisine bu lakab verilmiştir;

Bosna Hersek’te bu lakap, özel isim olarak da kullanılmaktadır;


87

Hazrolaj < T. Hazır olmak, hazır durumda bulunmak; < Ar. huzur > hazir, hazır olmak, bir

yerde bulunmak; + T. olmak; kelime Abdullah Şkaljiç’in Türkçe Kelimeler

Sözlüğü’nde ‘’hazurola’’ olarak geçmektedir (Škaljić 1966 : 325);

soyad ile ilgili kesin bilgi olmamakla birlikte, kelime lakap olarak sürekli hazır

şekilde bulunmuş, hatta askeri görevinde veya günlük hayatında ‘’hazır ol’’ i

ifadesini sık sık kullanmış bir kimseye verildiği tahmin edilmektedir;

hazır kelimesindeki ı sesinin düşmesi;

Karabeg < Eski T. Kara + Eski T. Beg; lakap olarak kullanılmış bu birleşik kelime, hem

esmer, hem de aynı zamanda tavrı sert, kendisinden korkulan, sözü

her yerde geçen bir beye lakap olarak verildiği tahmin edilmektedir;

Karađuz < T. Karagöz, deve derisi veya mukavvadan yapılmış insan şekillerini, hayvan,

ev, tasvirlerini, arkadan ışık vererek bir beyaz perde üzerine aksettirmek ve

gösterilen şahısları perde arkasından seslendirmek suretiyle oynatılan oyun, gölge

oyunu, hayal oyunu; bu oyunun iki baş kişisinden, oyuna adını veren ve halkın

aklıselîmini, ahlak anlayışını temsil edeni, tok sözlü ve dürüst olan; söz konusu

oyunun kahramanından esinlenerek, kahramanla aynı özellikleri paylaşan bir

kimseye lakap olarak verilmiş, ardından nesli bu lakabı soyad olarak

benimsemiştir;

Karahodža < Eski T. Kara + Far. Hoca, bu lakap camide görev yapan, esmer

olduğundan veya tavrı sert, titiz, çocuklar ve diğer yetişkinler tarafından korku

ama aynı zamanda da sonsuz saygı ifade eden bir hocaya verilmiş olup, nesli

sonradan bu lakabı soyad olarak benimsemiştir; Bosna Hersek’te hoca kelimesi

sadece camide görev yapan bir kimse için kullanılmaktadır;

Karakaš < T. Karakaş, kara ve gür kaşlı kimse;


88

Kodžaga < Eski T. T. Koca, ihtiyar; ölçüleri emsâlinden çok daha büyük olan, büyük,

geniş ve iri; yaşça büyük, yaşlı; büyük, ulu, kıymetli meziyetleri olan;

+ Moğ. Aka; lakap, koca anlamının özelliklerini taşıyan bir ağaya verildiği

tahmin edilmektedir; lakap sonradan soyad şekline dönüşmüştür;

1.5.2. -iç soyad ekini almış soyadlar

Agbabić < T. Akbaba + -iç; kelimenin kökü önceden incelenmiştir;

Akagić < Eski T. Āk, kar renginde olan rengin adı, beyaz; bazı şeylerin beyaz olan kısmı;

beyaz leke; duru, lekesiz, temiz, beyaz; temiz, namuslu, asil; + Moğl. Aka + -iç;

soyad eki –iç’in eklenmesiyle aga kelimesinin son a sesi düşmüştür;

lakap, temiz ruhlu, iyi niteliklerini taşımış bir ağaya verildiği tahmin edilmektedir;

Čirkinagić < T. Çirkin < Far. Çirk, kir > Çirk-in, kirli; göze ve kulağa hoş gelmeyen, bet,

kabih; yakışık almayan, hoşa gitmeyen, beğenilmeyen; güzel, çekici ve câzip

olmayan kimse; fenâ, kötü; + T. Aga < Moğ. Ākā + -iç;

soyad bir zamanlar çirkin olan bir ağaya lakap olarak verildiği tahmin

edilmektedir;

Čolakhodžić < Eski T. Çoluk < Çol-mak, sakatlanmak > Çolak,bir kolu veya eli sakat olan

kimse; + Far. Hoca + -iç; soyad eki –iç'in eklenmesiyle hoca kelimesindeki

son a sesinin düşmesi; lakap, bir zamanlar çolak olan bir hocaya verildiği

tahmin edeilmektedir;

Čorhodžić < T. Kör < Far. Kūr, görme duyusundan mahrum olan, görmeyen, âmâ;

Far. Hoca + -iç; kalın ç (č) < k ses değişmesi; soyad eki –iç’in eklenmesiyle

hoca kelimesindeki son a sesinin düşmesi; bir zamanlar görme engelli olan bir

hocaya verilmiş bir lakaptır diye tahmin edilmektedir;


89

Džinalić < T. Cin < Ar. Cinn + Ar. Ali + -iç;

soyad, bir zamanlar cin niteliklerini taşıyan Ali isminde bir şahsa lakap olarak

verildiği tahmin edilmektedir;

Đulabić < Far. Gul + Far. Ab, su > gul-ab, gül suyu; ince c (đ) < g ses değişmesi;

bu kelime lakap olarak gül suyu ile ilgilenen, gül suyunu seven birine verildiği

tahmin edilmektedir;

Đulalić < Far. Gul + Ar. Ali + -iç; ince c (đ) < g ses değişmesi; soyad eki iç’in eklenmesiyle

bir i sesi düşmüştür; lakap, bir zamanlar Ali isimli birine, gül ile ilgilendiği, gül

sevgisinden dolayı verildiği tahmin edilmektedir;

Harambašić ~ Arambašić < Harambaša < Harambaşı, haydutların başında olan, haydut

lideri (Škaljić 1966: 313);

< Ar. Haram, dinin kesin bir delille yasakladığı, işlenmesi azabı,

inkar edilmesi küfrü gerektiren şey, hareket veya davranış;

dokunulması, herhangi bir şekilde saygısızlık gösterilmesi

yasaklanmış olan, mukaddes, kutsal; yasak, doğru olmayan, hak

olmayan şey; + Eski T. Baş, + -iç;

Karabašić < Eski T. Kara + Eski T. Baş + -iç; bu birleşik kelime, lakap olarak karabaşlı,

esmer veya sert yüzlü, titiz birisine verildiği tahmin edilmektedir;

Karahodžić < Eski T. Kara + Far. Hoca + -iç; soyadın anlamı önceden verilmiştir;

Kurtagić < T. Kurt, bir yeri veya işi çok iyi bilen kurnaz kimse; + -aga + -iç;

Soyad, bir zamanlar kurdun niteliklerini taşıyan bir ağaya lakap olarak verildiği

tahmin edilmektedir;
90

Mumbašić < Far. Mūm, bal mumu, erimiş iç yağı, parafin, stearik asit gibi maddelerden

daha çok çubuk şeklinde dondurularak yapılan ve ışığından faydalanmak için

ortasına yerleştirilmiş bir fitili üst kısmından yakmak suretiyle kullanılan basit

bir aydınlatma aracı, şem; + Eski T. Baş + -iç;

sonradan soyada dönüşmüş bu lakap, mum ile ilgilenen, mum toplayan bir

kimseye verildiği tahmin edilmektedir;

Šečeragić ~ Šećeragić < T. Şeker < Far. Şeker < Hint.; (anlam Yemek Adları bölümünde

verilmiştir); + Moğ. Aka + -iç;

sonradan soyada dönüşen bu lakap, bir zamanlar şeker seven veya

kendisi tatlı olduğu için, diğerleri tarafından şeker diye hitap

edilen bir agaya verildiği tahmin edilmektedir;

Šećerkadić < T. Şeker < Far. Şeker < Hint. ; (anlam Yemek Adları bölümünde verilmiştir);

+ T. Kadı < Ar. Kadā + -iç;

sonradan soyada dönüşen bu lakap, bir zamanlar şeker seven veya şeker gibi

tatlı olan bir kadıya verildiği tahmin edilmektedir;

Tataragić < T. Tatar ağası, posta sürücülerinin başı; + -iç;

Turčinhodžić < Eski T. Türk, güç, kuvvet; güçlü, kuvvetli; ana yurdu Orta Asya olan,

buradan çeşitli yönlere yayılarak büyük devletler kuran, Türkçe’nin değişik

lehçeleriyle konuşan millet ve bu milletten olan kimse; + Far. Hoca + -iç;

lakap, Türkiye’den gelen, asılı Türk kökenli olan, Türk niteliklerini taşıyan

bir hocaya verildiği tahmin edilmektedir; soyad eki –iç’in eklenmesiyle hoca

kelimesinin son a sesi düşmüştür;


91

1.5.3. -oviç soyad ekini almış soyadlar

Delibegović < Eski T. Deli + Eski T. Bey + -oviç;

soyada dönüşen bu lakap, bir zamanlar delice hareketlerde bulunan,

davranışlarında değişik tavırlar sergileyen bir beye verildiği tahmin

edilmektedir;

Đulbegović < Far. Gul + Eski T. Bey + -oviç;

lâkap, gül ile ilgilenen, gül seven ama aynı zamanda da gül gibi sevimli

bir beye verildiği tahmin edilmektedir;

Elmazbegović < Ar. El-mās < Yun. Adamas, yenilmez, mağlup olmaz; billurlaşmış saf

karbondan ibaret, çok sert, çok kıymetli parlak taş; cam kesmeye yarayan

ucu elmaslı keski, elmastıraş; elmasla süslenmiş, üzerinde elmas bulunan;

+ Eski T. Bey + -oviç;

soyad, bir zamanlar elmas ile uğraşan, elmas toplayan veya seven bir beye

lakap olarak verildiği tahmin edilmektedir;

Karabegović < Eski T. Kara + Eski T. Bey + -oviç; soyadın anlamı ile ilgili bilgi önceden

verilmiştir;

Karađozović ~ Karađuzović < T. Karagöz + -oviç; (anlam bir önceki bölümde verilmiştir);

Šećerbegović < T. Şeker < Far. Şeker < Hint. + Eski T. Bey + -oviç;

sonradan soyada dönüşen bu lakap, bir zamanlar şeker seven, şeker gibi tatlı

olan bir beye verildiği tahmin edilmektedir;


92

1.6. Şahsın Unvanı, Adı, Mesleği ile Yapılmış Tam Adından Türemiş Soyadlar
1.6.1. –iç soyad ekini almış soyadlar

Aganspahić < Moğ. Aka + Far. Sipahi + -iç;

birleşik unvandan oluşan bu soyad, aynı zamanda hem aga hem de

sipahi unvanına sahip bir kimseye verildiği tahmin edilmektedir;

Begagić < Eski T. Bey + Moğ. Aka + -iç;

sonradan soyada dönüşen bu birleşik unvan, beg ve aga niteliklerini taşıyan bir

kimseye verildiği tahmin edilmektedir;

Dervišagić < Far. Derviş + Moğ. Aka + -iç;

derviş ve aga niteliklerini taşıyan, bir kimseye verildiği tahmin edilen bu

birleşik unvan, sonradan nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya

başlanmıştır;

Dervišefendić < Far. Derviş + Yun. Efendi + -iç;

bu birleşik unvan, derviş ve efendi niteliklerine sahip olan,

soyadı taşıyanların atalarına verildiği tahmin edilmektedir;

Derviškadić < Far. Derviş + Ar. Kadı + -iç;

derviş ve kadı unvanlarına sahip olan bir kimseye verilmiş bu birleşik unvan,

sonradan nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Hadžagić < Ar. Hacı + Moğ. Aka + -iç;

hacı ve aga niteliklerine sahip olan bir kimseye verilen bu birleşik unvan, nesli

tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Hadžiahmetagić < Ar. Hacı + Ar. Ahmed + Moğ. Aka + -iç;

Ahmet isimli bir kimseye hacı ve aga niteliklerinden dolayı verilmiş bu

birleşik unvan, sonradan nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya

başlanmıştır;
93

Hadžialagić < Ar. Hacı + Ar. Ali + Moğ. Aka + -iç;

Ali isimli bir kimseye hacı ve aga niteliklerinden dolayı verilmiş bu birleşik

unvan, sonradan nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Hadžialijagić ~ Hadžalijagić < Ar. Hacı + Boş. Aliya + Moğ. Aka + -iç;

asıl kökü Ali isminden gelen Aliya isimli bir kimseye hacı ve

aga niteliklerinden dolayı verilmiş bu birleşik unvan,

sonradan nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya

başlanmıştır;

Hadžiavdagić < Ar. Hacı + Boş. Avdo < Ar. Abdullah + Moğ. Aka + -iç;

asıl kökü Abdullah isminden gelen Avdo isimli bir kimseye hacı ve aga

niteliklerinden dolayı verilmiş bu birleşik unvan, sonradan nesli tarafından

soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Hadžibegić < Ar. Hacı + Eski T. Bey + -iç;

hacı ve bey niteliklerine sahip bir kimseye verilmiş bu birleşik unvan, nesli

tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Hadžidedić < Ar. Hacı + Orta T. Dede + -iç;

hacı ve dini niteliğini taşıyan, derviş ve şeyh adaylarına verilen dede niteliğine

sahip bir kimseye verilmiş bu birleşik unvan, nesli tarafından soyad olarak

kullanılmaya başlanmıştır;

Hadžiefendić < Ar. Hacı + Yun. Efendi + -iç;

hacı ve efendi niteliğine sahip bir kimseye verilmiş bu birleşik unvan, nesli

tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;


94

Hadžieminagić < Ar. Hacı + Ar. Emin + Moğ. Aka + -iç;

Emin isimli bir kimseye hacı ve aga niteliklerinden dolayı verilmiş bu

birleşik unvan, nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Hadžihasanagić < Ar. Hacı + Ar. Hasan + Moğ. Aka + -iç;

Hasan isimli bir kimseye hacı ve aga niteliklerinden dolayı verilmiş bu

birleşik unvan, nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Hadžijašaragić < Ar. Hacı + T. Yaşar + Moğ. Aka + -iç;

Yaşar isimli bir kimseye hacı ve aga niteliklerinden dolayı verilmiş bu

birleşik unvan, nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Hadžikadić < Ar. Hacı + Ar. Kadı + -iç;

hacı ve kadı niteliklerine sahip bir kimseye verilmiş bu birleşik unvan, nesli

tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Hadžikadunić < Ar. Hacı + Eski T. Kātūn < Soğd. Hātūn < hātēn, ev işleri ve ev

yönetiminde aranan niteliklere sahip olan, temiz, idareli ve becerikli kimse;

hanımlar için kullanılan unvan sözü; hanım, bayan anlamında hitap sözü;

+ -iç;

kadın kelimesini içerdiğinden dolayı, sonradan nesli tarafından soyad olarak

kullanılmaya başlanmış bu birleşik unvan, bir zamanlar bir kadına ait

olduğunu belirtmektedir; burada, kadun – kadın kelimesi, ulu, sözü geçen,

başkaları tarafından saygı görülen, hacı gibi dini niteliklerine sahip olan bir

kadını belirtmektedir;

Hadžikalfagić < Ar. Hacı + Ar. Kalfa + Moğ. Aka + -iç;

hacı, kalfa ve aga niteliğine sahip olan bir kimseye verilmiş bu birleşik

unvan, nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;


95

Hadžimehmedagić < Ar. Hacı + T. Mehmed + Moğ. Aka + -iç;

Mehmed isimli bir kimseye, hacı ve aga niteliklerinden dolayı verilmiş

bu birleşik unvan, nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya

başlanmıştır;

Hadžimujagić < Ar. Hacı + Boş. Muyo < Ar. Mustafa + Moğ. Aka + -iç;

asıl kökü Mustafa isminden gelen Muyo isimli bir kimseye, hacı ve aga

niteliklerinden dolayı verilmiş bu birleşik unvan, nesli tarafından soyad

soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Hadžimulić < Ar. Hacı + Ar. Mula + -iç;

hacı ve mula niteliklerine sahip olan bir kimseye verilmiş bu birleşik unvan,

nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Hadžimuratagić < Ar. Hacı + Ar. Murad + Moğ. Aka + -iç;

Murat isimli bir kimseye hacı ve aga niteliklerinden dolayı verilmiş bu

birleşik unvan, nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Hadžiomeragić < Ar. Hacı + Ar. Omer + Moğ. Aka + -iç;

Omer isimli bir kimseye hacı ve aga niteliklerinden dolayı verilmiş bu

birleşik unvan, nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Hadžiomerspahić < Ar. Hacı + Ar. Omer + Far. Sipahi + -iç;

Omer isimli bir kimseye hacı ve sipahi niteliklerinden dolayı verilmiş bu

birleşik unvan, nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Hadžipašić < Ar. Hacı + T. Paşa + -iç;

hacı ve paşa niteliklerine sahip olan bir kimseye verilmiş bu birleşik unvan,

nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;


96

Hadžipirić < Ar. Hacı + Far. Pir + -iç;

hacı ve pir niteliklerine sahip olan bir kimseye verilmiş bu birleşik unvan, nesli

tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Hadžirašidagić < Ar. Hacı + Ar. Raşid + Moğ. Aka + -iç;

Raşid isimli bir kimseye, hacı ve aga niteliklerinden dolayı verilmiş bu

birleşik unvan, nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Hadžispahić < Ar. Hacı + Far. Sipahi + -iç;

hacı ve sipahi niteliklerine sahip olan bir kimseye verilmiş bu birleşik unvan,

nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Hafizagić < Ar. Hafiz + Moğ. Aka + -iç;

hafız ve aga niteliklerine sahip olan bir kimseye verilmiş bu birleşik unvan, nesli

tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Hafizkadić < Ar. Hafiz + Ar. Kadı + -iç;

hafız ve kadı niteliklerine sahip olan bir kimseye verilmiş bu birleşik unvan,

nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Imamagić < Ar. İmam, cemaatle kılınan namazlarda en önde duran ve namaz kılınırken

kendisine uyulan kimse; + Moğ. Aka + -iç;

imam ve aga niteliklerine sahip olan bir kimseye verilmiş bu birleşik unvan,

nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Pašagić < T. Paşa + Moğ. Aga + -iç;

paşa ve aga niteliklerine sahip olan bir kimseye verilmiş bu birleşik unvan, nesli

tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;


97

Pašaefendić < T. Paşa + Yun. Efendi + -iç;

paşa ve efendi niteliklerine sahip olan bir kimseye verilmiş bu birleşik unvan,

nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Piragić < Far. Pir + Moğ. Aka + -iç;

pir ve aga niteliklerine sahip olan bir kimseye verilmiş bu unvan, nesli tarafından

soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

1.6.2. –eviç / -oviç soyad ekini almış soyadlar

Dervišbegović < Far. Derviş + Eski T. Bey + -oviç;

derviş ve bey niteliklerine sahip olan bir kimseye verilmiş bu birleşik unvan,

nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Gazibegović < Ar. Gazi + Eski T. Bey + -oviç;

gazi ve bey niteliklerine sahip olan bir kimseye verilmiş bu birleşik unvan,

nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Hadžibaščaušević < Ar. Hacı + T. Başçavuş + -eviç;

hacı ve başçavuş niteliklerine sahip olan bir kimseye verilmiş bu

birleşik unvan, nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Hadžibegović ~ Hadžibeganović < Ar. Hacı + Eski T. Bey + -an + -oviç;

hacı ve bey niteliklerine sahip olan bir kimseye verilmiş

bu birleşik unvan, nesli tarafından soyad olarak

kullanılmaya başlanmıştır;

Hadžihafizović < Ar. Hacı + Ar. Hafız + -oviç;

hacı ve hafız niteliklerine sahip olan bir kimseye verilmiş bu birleşik unvan,

nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;


98

Hadžihafizbegović < Ar. Hacı + Ar. Hafız + Eski T. Bey + -oviç;

hacı, hafız ve bey niteliklerine sahip olan bir kimseye verilmiş bu

birleşik unvan, nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Hadžijamaković < Ar. Hacı + T. Yamak + -oviç;

Hacı ve yamak niteliklerine sahip olan bir kimseye verilmiş bu birleşik

unvan, nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Hadžimuminović < Ar. Hacı + Ar. Mumin + -oviç;

hacı ve mumin niteliklerine sahip olan bir kimseye verilmiş bu birleşik

unvan, nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Hafizbegović < Ar. Hafız + Eski T. Bey + oviç;

hafız ve bey niteliklerine sahip olan bir kimseye verilmiş bu birleşik unvan,

nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Mulabegović < Ar. Mula + Eski T. Bey + -oviç;

mula ve bey niteliklerine sahip olan bir kimseye verilmiş bu birleşik unvan,

nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

Pašanbegović < T. Paşa + -n > Paşan, özel erkek isim de olabilir; paşa kelimesini

vurgulamak için de kullanılmış olabilmektedir; + Eski T. Bey + -oviç;

bir zamanlar paşa ve bey niteliklerini taşıyan bir şahsa verildiği tahmin

edilmektedir;

Reijzbegović ~ Reizbegović < Ar. Reis – Reyis (günlük dil) + Eski T. Bey + -oviç;

reis ve bey niteliklerine sahip olan bir kimseye verilmiş bu

birleşik unvan, nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya

başlanmıştır;
99

Šejhbajraktarević < Ar. Şeyh + T. Bayraktar + -eviç;

şeyh ve bayraktar niteliklerine sahip olan bir kimseye verilmiş bu

birleşik unvan, nesli tarafından soyad olarak kullanılmaya başlanmıştır;

1.7. Meslek Adlarından Türemiş Soyadlar

Bu soyadlar en meşhurdur. Türk leksik temelleri bu soyadlarda çok fazladır. İlk başta kişiler
için lakap olarak kullanılmaya başladığında, bu soyadlar, Osmanlı İmparatorluğu’nun
hizmetinde olan veya Osmanlı İmparatorluğu hakimiyeti altında bulunan bölgelerde el
sanatlarıyla uğraşan kişilere veriliyordu. Bu kişiler, sonradan söz konusu soyadalarını taşıyan
kişilerin ataları olarak biliniyordu.

Maddi kültürel mirasın önemli parçası olan zanaatların, özellikle de kaybolmuş zanaatların,
Sırpçada izlerini soyadları aracılığıyla görebilmekteyiz. Abadžija, Ekmečić, Kazazović,
Kalajdžijić (Kalajdžić), Terzija (Terzić), Tufegdžić gibi soyadları, eskiden abacı, ekmekçi,
kazaz, kalaycı, terzi, tüfekçinin var olduğunu ve bu zanaatkârların günlük hayatın vazgeçilmez
parçası olduğunu bize göstermektedir. Bugün Sırpçada sadece soyadlarında yaşayan “ayvaz”
kelimesi Türkçe halk ağızlarında yaşamaktadır (Özek, Đinđić 2017: 82).

1.7.1. Yalın

Berber < Far. Berber, saç ve sakalın kesilmesi, taranması ve yapılması işiyle uğraşan veya

bunu meslek edinen kimse, erkek berberi, perukar; bu işin yapıldığı dükkan;

Čirak < T. Çırak < Far. Çirāġ < Çerāġ, mum, meş’ale gibi ışık veren şey;

bir ustanın yanında zanâat veya sanat öğrenen kimse, şakirt; bir dükkanda ayak

işlerine bakan yardımcı;

Đulderen < T. Gül < Far. Gul, gül ağacının güzel kokulu, pek çok çeşidi bulunan, çok

makbul çiçeği; gül ağacı; + Far. –der-en; gül toplayan, gülleri derleyen;

Ećim < T. Hekim < Ar. Hakim, mesleği hastalıkları teşhis ve tedavi etmek olan kimse, tıp

doktoru, tabip;
100

Halač ~ Halać < T. Hallaç < Ar. Halc, pamuğun çiğit denilen tanesini çıkarmak > Hallāc,

pamuk veya yünü bu iş için yapılmış bir aletle, tokmak ve yay ile kabartan

kimse, pamuk atıcısı; ilk soyad kalın ç (č), ikinci soyad ince ç (ć) ile

yazılmıştır;

Haznadar ~ Haznader < T. Hazînedar – Haznedar, bir hazineyi korumak ve yönetmekle

görevli kimse; < Ar. Hazine, toplu halde bulunan altın, gümüş,

mücevher, para vb. maddi değeri yüksek şeylerin bütünü; devlet

malı, devlet parası ve bunların saklandığı yer; + Far. Dār, koruyan,

tutan;

Kasap < T. Kasap < Ar. Kassāb, koyun, kuzu, sığır, dana gibi eti yenecek dört ayaklı

hayvanları kesen veya kesilmiş hayvanları parçalayarak satan kimse; bu etlerin

satıldığı dükkan, kasap dükkanı; < Ar. Kasb, kesmek;

Kazaz < T. Kazaz < Ar. Kazzāz, ham ipeği işleyen, iplik ve ibrişim durumuna getiren kimse;

ipek satan kimse; < Ar. Kazz, ipek;

Matrak < T. Matrak, kalın sopa; acemi erlerin talim yaparken silah gibi kullandıkları, baş

tarafı armut biçiminde, üzeri deri kaplı kalınca değnek, bir çeşit lobut, mıtrak;

< Ar. Mitrak, sopa, hallâç değneği;

Mudželet < T. Mücellit, cilt yapan kimse, ciltçi; < Ar. Mucellid < Teclid, ciltlemek;

Mujezin < T. Müezzin, namaz vakitlerini haber vermek için ezan okumakla görevli kimse;

< Ar. Mu’ezzin < ezan > te’zin, ezan okumak;

Muršed < T. Mürşit – Mürşid, rehber, kılavuz, önder; hak ve hakikate erişme yolunda

müritlerine örnek olan, onları irşat eden, rehberlik eden kimse, şeyh;

< Ar. irşād, doğru yolu göstermek > Murşid;


101

Nakaš < T. Nakkaş, renkli resim ve tezyînat yapan sanatkar, kitapları resimleyen, kap ve

sayfalarını süsleyen, mimari eserlerin tavan ve duvarlarını, çinileri, toprak kapları,

vb. lerini resim ve şekillerle bezeyen süsleme ustası;

< Ar. Nakş, boyayıp süslemek > Nakkāş;

Sarač < T. Saraç, at takımları, eyer ve koşum yapan veya satan kimse; meşin ve

sahtiyandan yapılan eşya ve at takımlarını sırma ve ipekli işlemlerle süsleyen

zanaatkar; < Ar. Serc, eyer > Serrāc;

Saraybosna’da, Osmanlı Devleti zamanında en meşhur zanaatlarından biriydi.

Saraç esnaflarının dükkanlarının bulunduğu yerin ismi de Saraçi – Saraçlar oldu.

Bugünlerde, bu yer, Saraybosna’nın meşhur Başçarşısı’nın ana caddesidir ve halen

halen de Saraçi ismini taşımaktadır (Žujo 2009:373);

Tabak < T. Tabak, deri sepileyen kimse, sepici, debbağ; < Ar. Debbāg;

Tabak mesleği, Osmanlı Devleti zamanında, Saraybosna’da çok meşhur bir zanaat

idi. Soyadın yanı sıra, bugünlere kadar, kavram, sokak isminde de korunmuştur –

Tabaci – Tabaklar. Tabak esnaflığı 1921 yılında Saraybosna’da tamamen

kaldırılmıştır (Žujo 2009:463);

1.7.2. –oviç/ -eviç soyad ekini almış soyadlar

Bakalović < Ar. Bakkāl, sebze satan kimse < Bakl, sebze + -oviç;

perakende olarak çeşitli yiyecek ve temizlik maddeleri satan esnaf;

bu maddelerin satıldığı dükkan;

Bazardžanović < T. Bezirgân < Far. Bāzārgān > Bāzergān > Bezirgān, tüccar, tâcir;

kâr peşinde koşan, çıkarcı kimse;

Berberović < Far. Berber + -oviç; (anlam önceden verilmiştir);


102

Čaršimamović < T. Çarşıimamı < Far. çehār > çār, dört + sū, taraf, cihet

> çār-sū > çārşū > çarşı, çeşitli dükkanların bulunduğu, üstü açık veya

kapalı alış veriş yeri; + Ar. İmam + -oviç;

soyadı taşıyanların ataları büyük bir ihtimalde çarşının imamıydı ve halk

tarafından böylece tanınmış biri olarak kaldığı tahmin edilmektedir.

Saraybosna’nın Başçarşısı’nda bulunan bir cami de, Çarşi Camisi olarak

halk tarafından bilinmektedir. O caminin imamı da olduğu tahmin

edilebilmektedir;

Čobanović < T. Çoban < Far. Çōbān – Şōbān + -oviç;

koyun, keçi, manda, sığır gibi ehlî hayvan sürülerini güdüp otlatan kimse;

Ćatibović < T. Kâtip < Ar. Ketb – Kitābet, yazmak > Kātib + -oviç;

Bir resmi dairede, bir kurumda veya bir kişinin yanında yazı yazmakla görevli

kimse; yazan, yazıcı;

Defterdarević < Far. Defter + Dār > Defterdār + -eviç;

Bir ilin maliye işlerine bakan sorumlu memur, Maliye Bakanlığı’nın o ildeki

en yüksek memuru; Osmanlı Devleti’nde mali işlerin başında bulunan

yüksek memur;

Džerahović < T. Cerrah < Ar. Cerh, yaralamak > Cerrāh + -oviç;

uzmanlık alanı ameliyat yapmak olan hekim, operatör; eskiden tıp öğrenimi

görmeden hekimlik yaparak yara tedavi eden kimse;

Haznadarević < T. Haznedar < Ar. Hazine + Far. Dār + -eviç;

(anlam önceden verilmiştir);

Hečimović ~ Hećimović ~ Ećimović < T. Hekim < Ar. Hakim + -oviç;

(anlam önceden verilmiştir);


103

Imamović < Ar. İmām + -oviç;

cemaatle kılınan namazlarda en önde duran ve namaz kılınırken

kendisine uyulan kimse; İslam dininde görüş ve fikirleriyle bir mezhebe

öncülük etmiş olan kimse;

Kajmekamović ~ Kajmekanović < T. Kaymakam < Ar. Kā’im + Makām

> kā’im-i makām > kā’im-makām + -oviç;

bir ilçenin en büyük mülki amiri; yarbay;

Kasapović < T. Kasap < Ar. Kassāb + -oviç; (anlam önceden verilmiştir);

Kazazović < T. Kazaz < Ar. Kazzāz + -oviç; (anlam önceden verilmiştir);

Muderizović < T. Müderris < Ar. Tedris, ders vermek > Muderris + -oviç;

medrese ve büyük camilerde yüksek seviyede ders okutan icazetli alim,

medrese hocası; Tanzimattan sonra kurulan yüksek öğretim kurumlarında

öğretim üyesi, profesör;

Muhasilović < T. Muhassıl, meydana getiren, ortaya çıkaran, üreten, hâsıl eden; Osmanlı

maliye teşkilatına bağlı vergi tahsildarı; < Ar. Tahsil, elde etmek, toplamak

> Muhassil + -oviç;

16. yüzyıla ait kaynaklara göre, bu isim, vergi toplayanlar için kullanılmıştır.

Bir zamanlar sonra, 18. yüzyılda, vergi toplamanın yanı sıra, isim, idari

İşlemlerini üstlenen bir kimse için kullanılmıştır. Tanzimat’tan sonra, 1840.

yılında, Meclis-i Vâlâ’nın verdiği kararla, muhassıl olan kişiye tüm vergileri

toplaması buyurulmuştur. Verilen kararın elde edemediği sonuçlar yüzünden,

söz konusu mevki tamamen kaldırılmıştır (HODC 2004:287).


104

Muhurdarević < T. Mühürdar < Far. Muhr + Dār, sahip ve malik olan > muhr-dār + -eviç;

Osmanlı devlet teşkilatında vezir, vali vb. devlet büyüğünün mührünü

taşımak ve o makamla ilgili evrakı mühürlemekle görevli memur, maiyet

memuru; bir zatın mührünü taşıyan ve gerektiğinde kullanan kimse, özel

katip;

Mujezinović < T. Müezzin < Ar. Mu’ezzin + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Sandžaktarević < T. Sancaktar, sancak taşıyan kimse, alemdar;

Eski T. sānç-mak, saplamak > sanç-gak > sanç-ak > sancak,

bir devletin, bir askeri birliğin şeref ve gururunu temsil eden, kenarları

saçaklı, üzerinde çeşitli şekiller ve işlenmiş yazılar bulunan, yere dikilecek

şekilde yapılmış gönderli bayrak; bayrak; + Far. Dār, tutan + -oviç;

Saračević < T. Saraç < Ar. Serrac + -eviç; (anlam önceden verilmiştir);

Tabaković < T. Tabak < Ar. Debbāġ + -oviç; (anlam önceden verilmiştir);

1.7.3. –iç soyad ekini almış soyadlar

Bakalbašić < T. Bakkal < Ar. Bakkāl + Eski T. Baş, > Bakkalbaşı + -iç;

bakkalların başında bulunan, bakkal yöneticisi, bakkalın ilk adamı;

Berberkić < Far. Berber + -k + -iç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Hamalukić < T. Hamallık + -iç;

hamalın yaptığı iş; bir yükü gereksiz yere taşıma işi;

Kalfić < T. Kalfa < Ar. Halife + -iç; (anlam önceden verilmiştir);

Kasabašić < T. Kasap < Ar. Kassab + Eski T. Baş > Kasapbaşı + -iç;

kasapların başında bulunan, kasap yöneticisi;

Kazazić < T. Kazaz < Ar. Kazzaz + -iç; (anlam önceden verilmiştir);
105

Nalbantić < T. Nalbant < Ar. Na’l, nal + Far. Bend, bağlayan, takan > na’l-bend + -iç;

at vb. hayvanları nallayan kimse;

Telalagić < T. Tellâl < Ar. Dellāl + Moğ. Aka + -iç;

bir malın satışının yapılacağını veya herhangi bir şeyi halka bildirmek için çarşı

pazar gibi kalabalık yerlerde yüksek sesle bağırmakla görevli kimse; satışlarda

aracılık yapan kimse; aynı zamanda ağa unvanına sahip bir tellal;

Telalbašić < T. Tellâl < Ar. Dellāl + Eski T. Baş + -iç;

Tellalların başında bulunan, tellalların öncüsü;

Terzić < T. Terzi < Far. Derzi + -iç;

elbise biçip diken ve bunu meslek edinen kimse;

1.7.4. Türkçe meslek yapım eki –çi/-ci’yi almış soyadlar

Bojadži < Eski T. bodug < bodu – mak, boyamak, d ~ y gelişimi ve u ~ a değişimiyle boya;

üzerine sürüldüğü, içine katıldığı şeye renk veren ve bu maksatla kullanılan

madeni, bitkisel veya sentetik madde; renk; yüz tuvaleti, makyaj; + -cı;

> Boyacı, boya yapan, boya satan kimse; boyama işini meslek edinen kimse;

ayakkabı boyayan kimse;

Devedži < Eski T. teve – tevey, teve’nin Moğolca temegen’den geldiği bazı dilciler tarafından

ileri sürülmüştür;

geviş getiren memelilerden, sırtı bir veya iki hörgüçlü, eti yenip sütü içilen,

bacakları ve boynu çok uzun yük ve binek hayvan;

+ -ci > Deveci, deve sürücüsü, deve kervanını güden kimse, sarvan; Yeniçeri

ocağında develerle ilgilenen ortalara ve bu ortalara mensup olanlara verilen isim;


106

1.7.5. Türkçe yapım eki –çi / -ci ile soyad eki –iç’i almış soyadlar

Abadžić < Ar. Abā, yünden dokunmuş, çok sağlam, eskiden daha ziyade küçük esnafın ve

fakir kimselerin giydikleri potur, hrka, cepken, palto, terlik vb. şeyler yapılan,

çoğunlukla deve tüyü renginde bir çeşit kaba kumaş, kaba çuha; bu kumaştan

yapılmış bol ve geniş giyecek, hırka, cüppe; derviş hırkası; abadan yapılmış;

+ -ci + -iç;

> Abacı, aba denen kumaşı yapan, bu kumaştan giyecek şeyler diken veya bunları

satan esnaf;

Ajnadžić < T. Ayna < Far. Āyine, karşısındaki şeylerin görüntüsünü aksettiren, özellikle

insanların kendilerini görmek için kullandıkları, arkası sırlanmış cam veya

mâdenden levha, gözgü; + -ci + -iç;

> Aynacı, ayna yapan veya satan kimse;

Arabadžić < kelimenin kökü kesi belli değildir; Türkçe kelime olan araba imlâsıyle

Arapça’ya geçmiş ve Osmanlı Türkçesi metinlerinde bu imlâ ile de

kullanılmıştır; + -ci + -iç;

< T. Araba, at, eşek, öküz gibi hayvanlar tarafından çekilen, yük ve insan

taşıyan tekerlekli kara taşıtı; motorla işleyen tekerlekli kara taşıtı, otomobil;

> Arabacı, at arabası, motorla işleyen tekerlekli kara taşıtını süren kimse;

aynı zamanda da araba ile uğraşan, araba satan kimse anlamlarını da

içermektedir;
107

Arpadžić < Eski Türkçe’den bu yana kullanılan bu kelimenin Hint-Avrupa dillerinden geldiği

tahmin edilmektedir;

< Eski T. Arpa, buğdaygillerden, taneleri ekmek ve bira yapımında kullanılan,

hayvanlara yem olarak verilen bir tahıl cinsi; bu bitkinin tanesi; + -ci + -iç;

> Arpacı, Osmanlı Devleti’nde saray has ahırlarındaki binek ve araba

hayvanlarının arpasını ve otunu sağlamakla görevli kimse; sefer zamanında

ordudaki hayvanların yemini sağlayan görevli; arpa ve hayvan yemi satan

kimse;

Aščić < kelime, Eski Türkçe’den beri kullanılmaktadır. Kökü, Türkçe veya Farsça’dan

geldiği görüşler öne sürülmektedir;

< Eski T. Aş, yenilmek üzere pişirilmiş yiyecek, temek, taam; muharrem ayında

pişirilen aşûre; + çi + -iç;

> Aşçı, yemek pişirmeyi meslek edinmiş olan, konaklarda ve evlerde yemek

pişirmekle görevli kimse, ahçı; yemek pişirip dükkanında para ile yediren ve

dışarıya satan kimse;

Biberdžić < T. Biber < Yun. Pipéri < Sans. Pippali + -ci + iç;

> Biberci, biber satan, biber yapan kimse;

Bičakčić ~ Bičakćić < Eski T. bıç-mak, biçmek > Bıçak, bir sap ve kesici bir mâdenî

kısımdan meydana gelen kesme aleti; ilk soyadtaki –çi eki kalın ç (č),

ikinci soyadtaki –çi eki ise ince ç (ć) sesi ile yazılmıştır; + çi + -iç;

> Bıçakçı, bıçak yapan veya bıçak satan kimse;

Bojadžić < Eski T. Bodug > Boya + -ci + -iç;

> Boyacı, boya yapan, boya satan kimse; boyama işini meslek edinen kimse;
108

Bulgurdžić < T. Bulgur – kökü kesin belli değildir; buğdayın kaynatılıp kurutulduktan ve

kabuğu çıkarıldıktan sonra dövülerek kırılmış olan şekli; çeşitli yemeklerde

kullanılır ve pirinç gibi pilâvı yapılır;

> Bulgurcu, bulgur yapan, bulgur satan kimse;

Čadordžić < kelimenin farklı kökleri olduğu ileri sürülmektedir;

< Eski T. Çātır;

< Far. Çāder;

barınmak maksadıyle yere çakılmış kazıklara keçe, kalın bez, kıl dokuma veya

deri gerilmek suretiyle açık havada kurulan, kolayca sökülüp taşınabilir

barınak; + ci + -iç; o < ı ses değişmesi;

> Çadırcı, çadır yapan veya çadır satan kimse; Yeniçeri ocağında çadır

yapmakla görevli olanlara verilen isim;

Čamdžić < Ar. Şem, mum; < şem > şam > şam ağacı, çıra ağacı > çam ağacı’nın kısaltılmış

şekli çam, çamgiller denen büyük bitki familyasını meydana getiren, iğne

yapraklı, reçineli ağaçların ortak adı; + -ci + -iç;

> Çamcı, çam ile ilgilenen, çam yetiştiren, çam satan bir kimse;
109

Čibukčić < Eski T. Çıp, ince dal > çıp + ı + k > çıbuk > çubuk, maden veya herhangi bir sert

maddeden sopa biçiminde dar, ince ve düz parça; küçük ve ince ağaç dalı, ağaç

olmak üzere toprağa dikilen körpe dal; tütün içmek için kullanılan ekseri yasemin,

kiraz, gül, pelesenk gibi ağaçlardan yapılan uzun ağızlık; kumaş üzerinde top

boyunca devam eden uzun düz çizgi; bir gemide ana direğin üzerine konan ikinci

ve üçüncü direk parçası; + -çi + -iç;

> Çubukçu, tütün içiminde kullanılan çubukları yapan veya satan kimse;

saraylarda ve konaklarda tütün çubuklarını hazırlamak ve ikram etmekle

görevli kimse;

Čizmedžić < T. Çiz-me (çöz-me) edik, çözülüp bağlanmak suretiyle giyilen pabuç’un

kısaltması; ayağı bacakla birlikte örtüp koruyan bir çeşit uzun ayakkabı;

+ ci + -iç;

> Çizmeci, çizme yapan veya satan kimse;

Čorbadžić ~ Čorbađić < T. Çorba < Şorba, Far. Şūr, tuzlu + Ābā > Bā, yiyecek;

yemeğin başında kaşıkla içilen sulu, sıcak yiyecek; + -ci + -iç;

ilk soyadta –ci eki kalın c (dž), ikinci soyadta –ci eki ince c (đ)

sesi ile yazılmıştır;

> Çorbacı, çorba yapan veya çorba satan kimse; Yeniçeri

teşkilatında ve acemi ocağında bölüklerin bütün işlerinden

sorumlu olan bölük kumandanlarına verlen isim;


110

Čurčić ~ Ćurćić < T. Kürkçü < Eski Türkçe’den beri kullanılan bu kelimenin kökü belli

değildir; < Eski T. Kürk, işlendiği zaman giyecek yapmak için kullanılan

hayvan postu; bu posttan yapılmış giyecek; + -çi + iç;

> Kürkçü, kürk alıp satan, bu işin ticaretini yapan kimse; kürkleri manto,

ceket, yaka vb. yapılmak üzere hazırlayan kimse;

Ćilimdžić < T. Kilim < Far. Gilim, zemine veya sedir, divan vb. yerlere serilen, çeşitli

renklerde motif ve çizgilerle süslü, halıdan daha ince, havsız, kıl veya yün

dokuma; + -ci + -iç;

> Kilimci, kilim dokuyan veya satan kimse;

Degirmendžić < Eski T. Tegirmen < Tegir-mek, döndürmek; iri ve taneli şeyleri öğütmeye

yarayan, elle veya su, rüzgâr, elektrik vb. bir güçle çalıştırılan âlet; içinde

öğütme işi yapılan böyle bir düzeneğin bulunduğu yer; + ci + iç;

> Değirmenci, un değirmeni işleten kimse;

Demirdžić < T. Demir < Eski T. Temür > Demür > Demir; (anlam Maden Adları

bölümünde verilmiştir); + -ci + -iç;

> Demirci, demiri dükkânında veya atölyesinde işleyen zanâatkâr;

Devedžić < T. Deve < Eski T. Teve – Tevey (anlam önceden verilmiştir); + ci + -iç;

> Deveci, deve sürücüsü, deve kervanını güden kimse, sarvan;

Dovadžić < T. Dua < Ar. Du’ā, güçsüzlük, ihtiyacını ortaya koyarak Allah’a yalvarma, bir

şeyin olmasını veya olmamasını isteme, yakarış, niyaz; bu maksatla hazırlanmış

ibare; + -ci + -iç;

> Duacı, biri veya bir şey için dua eden kimse;
111

Džamdžić < Far. Cām, silisli kumun soda ve potas katılarak ateşte eritilmesiyle elde edilen

şeffaf, sert ve çabuk kırılır madde, sırça; bu maddenin pencere, kapı, dolap gibi

yerlere takılan tabaka halindeki şekli; bu maddeden yapılmış; + -ci + -iç;

> Camcı, cam takmayı meslek edinmiş kimse; cam îmal eden, cam ticareti

yapan kimse;

Đumrukčić < T. Gümrük < Yun. Kumérkion < Lat.; bir ülkeye başka ülkelerden giren veya

bir ülkeden başka ülkelere çıkan ve yasaların tanıdığı ayrıcalıklar dışında kalan

her türlü eşyâdan alınan vergi, resim; ülkeye girip çıkan malları kontrol etmek

ve bu husustaki mevzûâtı uygulamakla görevli devlet teşkîlâtı; bu teşkîlâtın

çalıştığı yer; + -çi + -iç;

> Gümrükçü, gümrükte görevli kimse; başkalarına ait eşyaları bir ücret

karşılığı gümrükten çıkarmayı iş edinen komisyoncu, gümrük

komisyoncusu;

Elčić < T. Elçi < Eski T. İl, ülke, yabancı ülke > İl + çi; bir devleti diğer bir devlet katında

temsil eden kimse, sefir; belli bir hususu konuşmak üzere bir taraf adına diğer tarafa

gönderilen kimse, aracı; + -iç; bir i sesinin düşmesi;

Halvadžić < T. Helva < Ar. Halvā, un veya unlu maddelerle şeker ve yağdan yapılan,

muhtelif şekil ve çeşitleri olan tatlı; + -ci + -iç;

> Helvacı, helva yapıp satan kimse;

Hamamdžić < T. Hamam < Ar. Hammām, yıkanılacak yer; + -ci + -iç;

> Hamamcı, hamam işleten kimse;


112

Jemendžić < Ar. Yemenī, üzerine kalıpla desen basılıp elle boyanan ve kadınlar tarafından

başa bağlanan tülbent; kısa kenarlı hafif bir pabuç çeşidi; bir tür hafif ve kaba

ayakkabı; + -ci + -iç; kelime sonundaki i sesinin düşmesi;

> Yemenci, yemeni yapan veya satan kimse;

Jezidžić ~ Jeziđić < T. Yaz-ı < Yazu < Yazıġ, yazmak işi, düşüncelerin belli işaretlerle tespit

edilmesi; dilin seslerini göstermeye yarayan, harf veya şekillerden

meydana gelen işaretler sistemi; yazma tarzı; yazılmış şey; herhangi bir

konuda kaleme alınmış ilim, fikir veya sanat eseri, makale, fıkra vb.;

+ -ci + -iç; e < a ses değişmesi; ilk soyadta –ci eki kalın c (dž), ikinci

soyadta ince c (đ) sesi ile yazılmıştır;

> Yazıcı, kâtip, yazı işleriyle uğraşan kimse; yazar;

Kafedžić ~ Kafeđić ~ Kahvedžić < Ar. Kahve, içecek şey, şarap; kök boyasıgillerden bir

sıcak iklim ağacı; bu ağacın meyvesinin aynı isimdeki

çekirdeği; bu çekirdeklerin kavrulup öğütülmesi veya

dövülmesiyle elde edilen toz halindeki madde; bu

maddeden suda pişirilen içecek; + -ci + -iç; ikinci

soyadta -ci eki ince c (đ) sesi ile yazılmıştır;

> Kahveci, çekilmiş veya çekirdek kahve satan kimse;

kahve işleten veya kahve pişirip satan kimse;


113

Kalajdžić < Malezya’da kalay yataklarının bulunduğu Kuala Lumpur şehrinin Kuala adından

gelmektedir ve Arapça yolu ile Türkçe’ye de geçmiştir;

< Kalay, yumuşak, gümüş beyazı renginde, düşük sıcaklıklarda kolayca eriyen,

çok iyi parlatabilen, ince levhalar haline getirilebilen, normal sıcaklıklarda

havada oksitlenmeyen, lehim îmâline yarar, yoğunluğu 18˚’nin altında 5.8,

üstünde 7.2, erime derecesi 232˚, atom ağırlığı 118,70, atom numarası 50,

sembolü Sn olan metal element; bu elementin bakır bir kaba sıvanmasından

oluşan ince tabaka;

> Kalaycı, kap kalaylayan kimse;

Kapidžić < Eski T. kapıġ > Orta T. kapuġ > kapu > kapı < kap-mak (~kapa-mak), bir yere

girilip çıkılırken içinden geçilen yer; giriş çıkışı sağlamak için bir yere

yerleştirilen, tahta yahut demirden iki veya tek kanatlı açılır kapanır düzen;

+ -ci + -iç;

> Kapıcı, gireni çıkanı çok olan büyük binalarda, apartman ve iş yerlerinde kapıyı

bekleyen, bazı bakım ve hizmetleri yapan kimse; Osmanlı Devleti teşkilatında

saray kapılarını bekleyen görevli sınıf;

Kestendžić ~ Kestenđić < T. Kestâne < Yun. Kastanoia + -ci + -iç; (anlam Yemek

Adları bölümünde verilmiştir); ilk soyadta –ci eki kalın c (dž),

ikinci soyadta ince c (đ) sesi ile yazılmıştır;

> Kestaneci, kebap kestane satan kimse;

Kujundžić < T. Kuyum, değerli metal ve taşlardan yapılan süs eşya; + -ci + -iç;

> Kuyuncu, değerli metal ve taşlardan bilezik, küpe vb. süs eşyası yapan veya

satan kimse, sarraf, mücevherci, cevahirci;


114

Menzildžić < Ar. Nuzūl, inmek, konmak, konaklamak > Menzil, yolcuların konakladıkları

yer, konak yeri, konak; iki konak arasındaki uzaklık, bir konaklık mesafe,

normal yürüyüşle bir günlük yol; varılacak yer; rütbe, mevki, makam; oturulan,

ikamet edilen yer, ev, mesken, ikāmetgâh; + -ci + -iç;

> Menzilci, eskiden posta hizmetlerinde menzil atları ile haber götüren kimse,

tatar, postacı; menzil emîni;

Mumdžić < Far. Mūm, bal mumu, erimiş iç yağı, parafin, stearit asit gibi maddelerden daha

çok çubuk şeklinde dondurularak yapılan ve ışığından faydalanmak için ortasına

yerleştirilmiş bir fitili üst kısmından yakmak suretiyle kullanılan basit bir

aydınlatma aracı, şem; + -ci + -iç;

> Mumcu, mum yapan veya satan kimse;

Nalčadžić < T. Na’l-çe > Nalça, daha fazla dayanması için ayakkabıların ökçesine çakılan

demir; + -ci + -iç;

> Nalçacı, demiri ayakkabıların ökçesine çakan kimse;

Pilavdžić < T. Pilâv < Far. Pelāv + -ci + -iç; (anlam Yemek Adları bölümünde verilmiştir);

> Pilavcı, pilav yapan veya pilav satan kimse;

Sahačić ~ Sahadžić < T. Saat < Ar. Sā’at, gece ile gündüzden meydana gelen bir günün

yirmi dörtte birine eşit olan altmış dakikalık zaman birimi; günün

hangi zamanında bulunulduğunu belirtmeye yarayan ve 1’den 24’e

kadar rakamlarla gösterilen belli vakitlerinden her biri; vakit, zaman;

zamanı göstermeye yarayan âlet; + -çi/-ci + -iç; bir a ile son t sesinin ilk

soyad –çi eki, ikinci soyad ise –ci eki ile kullanılmıştır;

> Saatçi, saat satan veya saat tamiriyle uğraşan kimse;


115

Samardžić < T. Semer < Yun. Samari, yük bağlamak veya üzerine binebilmek için merkep,

katır vb. hayvanların sırtına konan, ağaç iskeletli bir çeşit kaba eyer; sırt

hamallarının kullandığı arkalık, hamal arkalığı, arkalıç; + -ci + -iç;

> Semerci, semer yapan veya satan kimse;

Skeledžić < T. İskele < Yun. Skala, deniz taşıtlarının yanaşması için yapılmış, kıyıdan denize

doğru uzanan tahta veya beton yer; üstüne çıkılıp yüksek yerlerde çalışılması için

yapıların dış kısmına geçici olarak kurulan, kereste veya demir borulardan kat kat

çatı; üzerine çıkılarak yüksek yerlerde çalışmayı sağlayan geçici çatı;

+ -ci + -iç; kelimenin ilk i sesinin düşmesi;

> İskeleci, yukarıda geçen yapıları yapan kimse;

Sujoldžić < T. Su Yolu, su nakledilen yol; + -ci + -iç; u sesinin düşmesi;

> Suyolcu, Osmanlı Devleti döneminde şehre içme suyu getirilen su yolları ile,

maslakların ve su dağıtım şebekesinin bakım ve onarımıyle görevli olan kimse;

Bosna Hersek vakıflarında, vakıf görevlisi, su kaynağı ve çeşmelerinin bakımı

ile uğraşan kimse (Mehmedović 2017:23);

Taščić < Eski T. Tāş, yeryüzünün sertleşmiş ve katılaşmış tabakalarında bulunan, içindeki

maden, tuz ve oksitlere göre değişik renkte ve değişik birleşimdeki çok sert cisim;

bunlardan kopmuş veya koparılmış parça; + -çi + -iç;

> Taşçı, taş ocağında taş çıkaran veya taş satan kimse; taş yontan kimse;

Teskeredžić < Ar. Tezkire, küçük mektup, pusula; bir iş için izin verildiğini bildiren veya bir

hususu ispata yarayan resmi belge; + -ci + -iç;

> Tezkereci, Osmanlı Devleti’nde, sadrazam ve vezirlerin özel kalem müdürü

durumunda olan görevli; eskiden dava özetlerini yazan memur;


116

Tutundžić < Eski T. Tütün, duman < tüt-mek; patlıcangillerden, birleşiminde nikotin bulunan

otsu bitki; bu bitkinin kıyılıp kurutulduktan sonra sigara veya puro şeklinde

içilen yaprağı; duman; + -ci + -iç;

> Tütüncü, tütün yetiştiren veya satan kimse; sigara vb. ni satan kimse; bunların

satıldığı dükkan; Osmanlı sarayında silahtar ağa maiyetinde olan ve padişahın

tütün ve çubuk hizmetine bakan iç oğlanı;

Zildžić < T. Zil, küçük madeni bir çanla buna vuran bir tokmaktan oluşan, elle veya başka bir

düzenle işletilen haber verme ve uyarma aracı; teflerin kenarına takılan veya

köçeklerin parmaklarına takarak oynadıkları, birbirine çarpmak suretiyle ses çıkaran

madeni pullara verilen isim; < Far. Zir, sazda ince sesli tel; + -ci + -iç;

> Zilci, zil yapan veya zil satan kimse;

1.7.6. Türkçe meslek yapım eki –çi / -ci ile Boşnakça yapım eki –(i)ya’yı almış
soyadlar

Abadžija < Ar. Abā + -ci + -ya; (anlam önceden verilmiştir);

Saraybosna’da abacılık en meşhur mesleklerden biriydi ve 16. yüzyılda ortaya

çıkmıştır. Avusturya-Macaristan döneminde, bu meslekle ilgilenlerin sayısı azalıp

bir zamanlar sonra tamamen kaldırılmıştır (Žujo 2009:16);

Bojadžija < Eski T. Boduġ < bodu-mak, boyamak; d ~ y gelişimi ve u ~ a değişimiyle boya;

+ -ci + -ya; (anlam önceden verilmiştir);

Čamdžija ~ Ćamdžija < Ar. Şam ağacı > Çam ağacı > Çam + -ci + -ya; (anlam önceden

verilmiştir); ilk soyad kalın ç (č), ikinci soyad ise

ince ç (ć) ile yazılmıştır;


117

Čivčija ~ Čivćija < T. Çivi (kökü belli değildir), bir şeyi diğer bir şeye tutturmak için maden

veya ağaçtan bir ucu sivri, diğer ucu başlı olarak yapılmış ufak çubuk,

muh; duvar ve kaldırım taşlarını sıkıştırmak, boşluklarını kapamak için

aralarına sokulup yerleştirilen uzunca ve sivri taş parçalarına verilen

isim; + -çi + -ya; ilk soyadta –çi eki kalın ç (č), ikinci soyadta ise

ince ç (ć) ile yazılmıştır;

Čurčija < Eski T. Kürk (kökü belli değildir); + -çi + -ya; kelimenin kökü önceden

incelenmiştir;

Osmanlı Devleti zamanında, Saraybosna’da 16. yüzyılda gelişmiş bir meslek

(Žujo 2004:199). Eskisi kadar meşhur olmasa da, mu meslek halen var olmaktadır;

Dovadžija < T. Dua < Ar. Du’ā; + -ci + -ya; (anlam önceden verilmiştir);

Eskidžija < T. Eskici, çeşitli eski eşyâ ve özellikle giyim eşyâsı alıp satan kimse; eski

ayakkabıları tâmir eden kimse;

Furundžija < T. Fırın < Yun. Phournos, ekmek, simit, börek vb. hamur işlerini pişirmeye

yarayan, ön kısmında bir açıklık bırakılmış, tavanı tonoz biçiminde yapı;

elektrik, bütangaz, havagazı vb. maddelerle ısınan, yemek pişirmeye veya

ısıtmaya yarayan mutfak aleti; ekmek, pasta vb. hamur işlerinin pişirildiği ve

satıldığı dükkan; + -ci + -ya;

> Fırıncu, fırın işleten kimse;

Halvadžija < T. Helva < Ar. Halvā + -ci + -ya; (anlam önceden verilmiştir);

Kalajdžija < T. Kalay < Malezya’nın Kuala Lumpur şehrinin Kuala adından; + ci + -ya;

(anlam önceden verilmiştir);

Kapidžija < Eski T. Kapıġ > Orta T. kapuġ > kapu > kapı, + -ci + -ya; (anlam önceden

verilmiştir);
118

Kujundžija < T. Kuyum, + -ci + -ya; (anlam önceden verilmiştir);

Kulukčija < T. Kulluk, kul olma durumu; hizmet, hizmetçilik; + -çi + -ya;

> Kullukçu, kulluklarda görevli yeniçerilere verilen isim, güvenlik görevlisi;

hizmetkar, hizmetçi;

Kurudžija ~ Kuruđija < T. Kurucu, bir müessesenin, bir işin kurulmasını sağlayan kimse,

bânî, müessis; kuran, kurulmasını sağlayan; + -(i)ya;

Lagumdžija < T. Lağım < Ar. Laġam, yer altı tüneli < Yun. Lakhóma, pis suların dışkıların

akıp gitmesi için açılmış yer altı yolu, geriz; + -ci;

> Lağımcı, lağım temizleyen işçi; + -ya;

Mataradžija ~ Matardžija < T. Matara < Ar. Mithere, temizlik kabı > mathere > mathara, h

sesinin düşmesiyle matara, askerlikte, yolculukta bele, boyuna

veya atların eyer kaşlarına asılarak kolayca taşınabilen, deri,

maden vb. şeylerden yapılmış su kabı; + -ci + -ya;

> Mataracı, toplu olarak yapılan gezi ve yolculuklarda,

kervanlarda matara ile su taşıyan ve dağıtan kimse, kafile

sakası;

Pilavdžija < T. Pilâv < Far. Pelāv + -ci + -ya; (anlam önceden verilmiştir);

Sofradžija < Ar. Sufre, üzerine yiyecekler, içecekler, tabak, kaşık, çatal vb. konularak

çevresine oturulup yemek yenilecek şekilde düzenlenmiş masa, sini, yaygı;

yemek; tahta veya madenden yapılmış ayaklı veya ayaksız yemek tepsisi, sini;

+ -ci + -ya;

> Sofracı, saray ve konaklarda sofra ve yemek hizmetiyle görevli kimse;

Šerbedžija < T. Şerbet < Ar. Şurb + -ci + -ya;

> Şerbetçi, şerbet yapan veya satan kimse;


119

Tarakčija < Eski T. Tarġak < tār-mak, dağıtmak, yaymak; saç, sakal ve tüylü şeylerin

kıllarını birbirinden ayırmaya ve karışıklığını gidermeye yarayan, kadınların süs

olarak veya saçlarını tutturmak için de kullandıkları dişli alet; + -çi + -ya;

> Tarakçı, tarak yapan veya tarak satan kimse;

1.7.7. Boşnakça yapım eki –(i)ya’yı almış soyadlar

Đuderija < T. Güderi < Far. Kūder – Türkçe’nin deri etkisiyle Küderi; dağ keçisi, koyun,

kuzu ve özellikle geyik derilerinin yağla sepilenerek hazırlanması sūretiyle

elde edilen çok yumuşak, yıkanmaya elverişli, ince makbul deri; bu deriden

yapılmış temizleme bezi; bu deriden yapılmış; + -iya; bu deri ile uğraşan kimse,

bu deriyi satan kimse;

Teftedarija < Far. Defter + Far. Dār + -iya; t < d; (anlam önceden verilmiştir);

1.7.8. Türkçe yapım eki –li ile Boşnakça yapım eki –(i)ya’yı almış soyadlar

Čardaklija < T. Çardak < Far. Çehār > Çār + Ar. Tāk < Çār-tāk;

> Çardaklı, gümrükte görev yapan kimse;

Kabaklija < T. Kabak – Eski T.’den beri kullanılır; kāp’tan küçültme eki –ak ile;

kabakgillerden, birçok cinsi bulunan, sürüngen gövdeli bitki; bu bitkinin

yemek veya tatlısı yapılan yahut süs olarak kullanılan çeşitli biçimlerdeki

meyvesi; bu meyveden pişirilmiş yemek; + -li + -ya;

> Kabaklı, kabak yapan yahut satan kimse, kabak seven kimse;

Kundaklija < T. Kundak < Yun. Kontaki, ateşli silahlarda namlunun altında bulunan ve

silahı çeşitli yönlere çevirmeye yarayan ağaç veya tahta kısım; + -li + -ya;

> Kundaklı, kundaklarla ilgilenen, kundaklarla saran kimse;


120

Kuršumlija < T. Kurşun < Orta T. Korugjin, koşūn (Oğuzca); ağır, yumuşak, kolayca

dövülebilen, mâviye çalan gri (kurşunî) renkli, boru îmâli ve birçok

kimyevî birleşikte kullanılan, yoğunluğu 11,3, erime derecesi 327˚, atom

ağırlığı 207,21, atom numarası 82, sembolü Pb olan metal element; tabanca,

tüfek gibi hafif silâhlarda kullanılan mermi; + -li + -ya;

> Kurşunlu, kurşunla ilgilenen, kurşun yapan veya satan kimse;

1.7.9. Kısaltma (hypocoristic) eki –o’dan türemiş soyad

Terzo < T. Terzi < Far. Derzi, elbise biçip diken ve bunu meslek edinen kimse;

soyad bir zamanlar terzilik mesleği ile uğraşan bir kimseye lakap olarak da

verilmiş olabilmektedir;

1.8. Etnik Yapı Adlarından Türemiş Soyadlar

Bu soyadlar, etnik yapısını belirtmektedir. Osmanlı Devleti zamanında, tüccarlık, görev vb.
sebeplerden ötürü, insanlar bir yerden başka bir yere göç ediyordu. Böylece, göç ettikleri yerde
kalıp orada yuva kuruyorlardı. Çeşitli diyarlardan insanlar Bosna Hersek’e de gelmiştir.

Bu soyadların özelliği, aynı zamanda hem Türk dilinin yapım eki –li hem de Slav dillerinin,
daha doğrusu Boşnak dilinin yapım eki ve sık sık etnik yapısını gösteren –(i)ya ekinin birlikte
kullanmasıdır. Bu ekler birlikte hem Türk kökenli, hem de Boşnak kökenli soyadlarında
kullanılır;

1.8.1. Yalın

Abaza < Abhazlar, Batı Kafkasya’da Karadeniz kıyısında yaşayan yerli halklardan biri;

(İA, Ek-1 cilt, 2016:1);

Adžem ~ Adžam < T. Acem, Arap olmayan toplumlar; İslamî fetihler sırasında özel mânada

İranlılar için kullanılmıştır (İA, cilt I, 1988:321);


121

Afgan < Afganistan halkından olan veya bu halkın soyundan gelen kimse, Afganlı;

Afganistan’a ve Afganistan halkına ait;

Arap < T. Arap < Ar. Arab, Arap yarım adasından çıkıp yayılmış olan Sâmî bir kavmin adı;

Arap kavminden olan kimse;

Arnaut < T. Arnavut < Arvanid < Yun. Arvanitis < Arbanites; Arnavut – göçüşme ile;

Arnavutluk halkından olan, bu halkın soyundan gelen kimse; Arnavutluk’a ve

Arnavutlar’a ait;

Čerkez ~ Ćerkez < Kafkasya’nın yerli boylarından birinin adı; bu boya mensup olan kimse;

Çerkeslerle ilgili; ilk soyad kalın ç (č), ikinci soyad ise ince ç (ć) ile

yazılmıştır;

Čutahija ~ Ćutahija < T. Kütahya, Türkiye’nin Ege Bölgesi’nde yer alan illerinden biri;

soyadın taşıyıcılarının rivayetlerine göre, bir zamanlar Kütahya’dan

bir vali, tayini üzere Bosna Hersek’e gelmiş ve burada yerleşmiştir;

bu bilgi de Vedad İbişeviç’in Osmanlı Döneminde Bosna Valileri

1463.-1878. adlı kitabında yer almaktadır (Ibišević 2006:206);

Habeš < Habeşistan halkından olan veya bu halkın soyundan gelen kimse; Habeşistan’a veya

Habeşler’e ait;

Halep < Suriye’deki bir şehrin adı; Halep’ten gelen, Halep’e ait;

Karaman < Türkiye’nin iç Anadolu Bölgesi’nde yer alan illerinden biri; Karaman’dan gelen,

Karaman’a ait;

Kudus ~ Kuduz < T. Kudüs, Filistin’in merkezi olan şehir, Kudüs’ten gelen, Kudüs’e ait;

Stambol < T. İstanbul, Türkiye’nin en büyük şehri; < Yun. Stanpoli, Eski Yunanca eis’ten

polin şehre doğru (gitmek) anlamına gelen ve eski çağ uzmanlarından bir kısmının

İstanbul adının etimolojik kaynağı olarak önerdikleri söz (www.milliyet.com.tr);


122

Taslidža < T. Taşlıca, Osmanlı Devleti’nde Karadağ’da bulunan Pljevlja şehrin adı; bu

şehirden gelen, bu şehre ait olan;

Tatar (Tatarin) < Tataristan, Kırım, Kuzey Kafkasya ve Sibirya’da yaşayan Türk soyundan

halk; bu halktan olan kimse; bu halkla ilgili, bu halka ait;

1.8.2. –oviç/-eviç soyad ekini almış soyadlar

Adžemović < T. Acem + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Arapović < Arap + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Arnautović < Arnavut + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Halepović < Halep + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Karamanović < Karaman + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Kuduzović < Kudüs + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Tatarević < Tatar + -eviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Turčinović < Boş. Turçin < T. Türk, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan halk ve bu

halktan olan kimse; dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan, Türkçe’nin değişik

lehçelerini konuşan soy ve bu soydan olan kimse; + -oviç;

Turkanović < Türk + -an + -oviç; Türk, Türkiye’den gelen, Türkiye’ye ait olan;

Turkmanović < T. Türkmen < Far. Turkmān, Oğuz Türklerinin bir kolu ve bu koldan olan

kimse; + -oviç;

Turković < Türk + -oviç; Türk olan;


123

1.8.3. –iç soyad ekini almış soyadlar

Arapčić < Arap + -iç; (anlam önceden verilmiştir);

Edrenić < T. Edirne, Türkiye’nin Marmara Bölgesi’nde yer alan illerinden biri; + -iç;

Edirneli olan, Edirne’den gelen, Edirne’ye ait;

Hindić < T. Hint, Hintle, Hindistan’la ilgili; Hind’e ait, Hint’te yapılan; Hintli; + -iç;

Stambolić < Boş. Stambol < T. İstanbul + -iç; (anlam önceden verilmiştir);

Taslidžić < T. Taşlıca + -iç; (anlam önceden verilmiştir);

Turkić < T. Türk + -iç; (anlam önceden verilmiştir);

1.8.4. Türkçe –li yapım eki ile Boşnakça –iç soyad ekini almış soyadlar

Adanalić < T. Adana, Türkiye’nin Akdeniz Bölgesi’nde yer alan illerinden biri;

+ -li + -iç;

< Adanalı, Adana’dan gelen, Adana’ya ait;

Arnautalić < T. Arnavut + -li + -iç;

< Arnavutlu, Arnavutluk’tan gelen; Arnavutluk’a ait; Arnavut;

Izmirlić < T. İzmir, Türkiye’nin Ege Bölgesi’nde yer alan bir il; + -li + -iç;

> İzmirli, İzmir’den gelen; İzmir’e ait;

Misirlić < T. Mısır, Afrika’nın kuzeyinde bulunan bir ülkenin adı; + -li + -iç;

> Mısırlı, Mısır’dan gelen; Mısır’a ait;

Osmanlić < T. Osmanlı, 13. yüzyılda Osman Gazi tarafından Anadolu’da kurulan büyük

Türk imparatorluğunun uyrukları; + li + -iç;

Sarajlić < T. Saray, Osmanlı Devleti zamanında Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna için

kullanılan isim; + -li + -iç;

> Saraylı, Saraybosna’da yaşayan, Saraybosnalı olan, Saraybosna’ya ait;


124

Usčuplić ~ Uščuplić ~ Ušćuplić < T. Üsküp, Balkan yarımadasında bulunan Makedonya

devletinin başkenti – Skopje; + -li + -iç;

> Üsküplü, Üsküp’te yaşayan, Üsküplü olan, Üsküp’e ait;

1.8.5. Türkçe –li yapım eki ile Boşnakça –(i)ya yapım ekini almış soyadlar

Arnautalija ~ Arnautlija < T. Arnavut + -li + -ya;

Arnavut’tan gelen, Arnavutlu;

Hindlija < T. Hint + -li + -ya; d < t ses değişmesi; Hindistan’dan gelen, Hint;

Izmirlija < T. İzmir + -li + -ya; İzmir’den gelen, İzmirli;

Misirlija < T. Mısır + -li + -ya; Mısır’dan gelen, Mısırlı;

Sarajlija < T. Saray – Saraybosna + -li + -ya; Saraybosna’dan gelen, Saraybosnalı;

Stambolija < Boş. Stambol < T. İstanbul + -li + -ya; İstanbul’dan gelen, İstanbullu;

Šamlija < T. Şam, Suriye’nin başkenti; + -li + -ya; Şam’dan gelen, Şamlı;

1.8.6. Boşnakça yapım eki –(i)ya’yı almış soyad

Adžamija < T. Acem + -(i)ya; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

1.8.7. Unvan ve Etnik Yapı Adından Türemiş Soyad

Hadžiarapović < T. Hacı + T. Arap + -oviç; soyadın taşıyıcılarının ataları Arap ülkelerinden

gelmekle olup aynı zamanda da hac görevini yerine getirip hac unvanını da

sahiplenmiştir;
125

1.9. Genel İsimlerden Türemiş Soyadlar


1.9.1. Yalın

Bahar < Far. Behār, kış ile yaz arasında 21 Mart’tan 22 Haziran’a kadar süren mevsim,

ilkbahar; meyve ağaçlarının bu mevsimde açan çiçekleri; bir şeyin gençlik, tazelik,

canlılık dönemi;

Bebek < T. Bebek, meme emmekte olan veya kucak çağındaki küçük çocuk; bezden veya

herhangi bir maddeden yapılmış insan şeklinde oyuncak;

Berat < T. Berat < Ar. Berā’et, borçtan aklanma belgesi > Berat, bir kimseye herhangi bir

imtiyaz verildiğini gösteren belge, müsaade, izin; Osmanlı Devleti’nde bir kimseye

nişan, rütbe, memuriyet, veya herhangi bir imtiyaz verildiğini bildiren ferman;

Dinar < Ar. Dinār < Lat. Denarius, altın liranın dörtte biri değerinde olan eski para;

Sırbistan, İran, Irak, Tunus ve Cezayir’in resmi parası;

Duman < Eski T. Tuman, yanan bir maddeden çıkan, içinde tamamıyle yanmamış katı

zerreler ve buğu bulunan gaz; sis veya tozların havada meydana getirdiği

bulanıklık, sis, pus;

Džumhur < Ar. Cumhūr, halk topluluğu, halk; topluluk, heyet, sınıf;

Đugum < T. Güğüm < Yun. Koukoumi < Lat.; tek kulplu, uzun boyunlu, ağzı dar, içine su

ve sulu şeyler konan bakır kap;

Engel < T. Engel, bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz,

mānia, handikap, ket; hemzemin geçitlerde kara yolu güvenliğini sağlamak için

kullanılan açılır kapanır düzenek, bariyer; herhangi bir yolu kapamak için konulan

nesne, bariyer; kara yollarının kenarlarına yapılan korkuluk, bariyer; engelli

koşularda, her yarışçının üzerinden atlaması gereken tahta düzenek;


126

Feleć < Ar. Felek, gökyüzü, semâ; dünya, âlem, devran; gök katlarında yer alan yıldızların

insan kaderi üzerinde yaptığı kabul edilen etki; kadere hakim olduğuna inanılan güç,

tâlih, baht;

Gazap < T. Gazap < Ar. Gazab, aşırı hiddet, intikam alma duygusu ile karışık öfke, kızgınlık,

hışım;

Gurbeta < Ar. Gurbet, yabancı memleket, yad el; memleketinden uzak olma, vatanından ayrı

yaşama halinin verdiği duygu, gariplik, yabancılık; asıl vatan olan ruhlar alemine

göre bu dünya ve bu dünyada bulunma durumu;

Helač ~ Helać < Ar. Helāk, ölme, mahvolma, yok olma; perîşan olma, bitkin duruma gelme;

Jildizlar < Eski T. Yulduz, y’den dolayı düzleşme > Yılduz, ses uyumu > Yıldız,

ışıklı ve sabit bir nokta halinde görülen gök cisimlerinden her biri;

+ çoğul eki –lar; birden fazla yıldız, çok sayıda yıldız;

Joldaš < T. Yoldaş, yol arkadaşı; arkadaş, dost; Yeniçeriler arasında kullanılan bir hitap sözü;

Joldžo < T. Yolcu, yolculuk eden kimse; yolculuğa çıkmaya hazırlanan kimse;

bu sözcükte o sesi, kısaltma eki olarak da kullanılmış olabilmektedir;

Kalaba < Ar. Ġalebe, çok olmak > Eski T.T. ve halk ağzı Kalabalık

> Kalaba, sayıca çok, pek çok;

Kamber < T. Kamber < Ar. Kanber, sadık köle; Hz. Ali’nin Kanber adında bir kölesi;
127

Mađun < T. Mâcun < Ar. ‘Acn, hamur kıvamına getirmek, yoğurmak

> Ma’cūn, hamur kıvamına getirilmiş şey; yağlı boyadan önceden boyanacak

yerlerdeki yarık ve delikleri kapatmak için kullanılan, kaba üstübeç ve çiğ bezir

yağından yapılan hamur halindeki koyu madde; kapı ve pencerelerde camı

çerçeveye sıkıca tutturmak için cam kenarlarına sürülen, sülüğen, üstübeç ve

bezir yağından yapılmış hamur kıvamındaki madde, camcı macunu; çocuklar için

yapılan ve ince bir çubuk üzerine sarılarak satılan baharlı, tarçınlı, yumuşak ve

yapışkan tatlı;

Masal < T. Masal < Ar. Mesel, ibret alınacak hikaye, örnek; kulaktan kulağa nakledilerek

zamanımıza kadar gelen ve olağanüstü maceralarla, kahramanlıklarla süslenmiş

olan hayali hikaye; öğretici ve öğüt verici çocuk hikayesi, ahlaki dersler veren, ibret

alınabilen alegorik eser; soyad olarak kullanılan bu lakap, bir zamanlar masal

anlatmayı seven bir kimseye verildiği tahmin edilmektedir;

Merkez < T. Merkez < Ar. Rekz, dikmek, saplamak > Merkez, saplama yeri; bir daire çizerek

dönen bir şeyin bağlı bulunduğu direk veya milin saplandığı yer; bir çemberin

veya bir kürenin yüzeyindeki bütün noktalara eşit uzaklıkta olan, bir küre veya

çemberin tam ortasında bulunan nokta; belirli bir yerin ortası, orta kabul edilen

en önemli yeri; bir ülkenin, bir belde veya bölgenin yönetildiği yer, makar;

çeşitli şubeleri bulunan bir kuruluşun yönetildiği yer veya bina;

Mezet < T. Mezat < Ar. Zeyd – Ziyāde, artmak, arttırmak > Mezād, alıcıların toplu olarak

bulunduğu bir yerde arttırma yoluyle yapılan satış;

Pehlivan < T. Pehlivan, güreş yapan kimse, güreşçi (Türkçe anlamı); iri yapılı,

kuvvetli kimse; yiğit, cesur, kahraman; < Far. Pehlevān, yiğit, kahraman;
128

Temin < T. Temin, bir iş için gerekli olan şartları hazırlama, sağlama; elde etme, ele geçirme,

sahip olma, edinme, tedarik etme; emin duruma getirme, korkusunu giderip emniyet

verme, güvenlik hissi verme; < Ar. Emn, emin olmak, güvenmek > Te’min;

Tukur < T. Tükürük, tükürük bezlerinden ağıza akan ve yutmayı kolaylaştıran salgı;

Zuluf < T. Zülüf, yüzün iki tarafından sarkan saç lülesi; < Far. Zulf;

1.9.2. Boşnakça yapım eki –(i)ya’yı almış soyad

Kamberija < T. Kamber + -(i)ya; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

1.9.3. Türkçe yapım eki –çi ile Boşnakça yapım eki –(i)ya’yı almış soyad

Miraščija ~ Mirašćija < T. Mîras, ölen bir kimseden yakınlarına kalan mal, mülk, para vb.,

irsiyet yoluyle bir nesilden diğerine geçen özellik; bir nesle

atalarından kalan maddi-manevi şey; < Ar. İrs – verāset, vāris

olmak > Miras + -çi + -ya;

< Mîrasçı, kendisine miras kalan kimse, vâris;

1.9.4. Boşnakça küçültme eki –çiç’i almış soyad

Dumančić < T. Duman < Eski T. Tuman (kök önceden incelenmiştir); + -çiç;

< Dumançiç, küçük duman, dumancık;

1.9.5. –iç soyad ekini almış soyadlar

Haračić < T. Haraç < Ar. Harāc, Osmanlı Devleti’nde müslüman olmayan tebaadan ve

sahibi müslüman olmayan araziden alınan vergi; zor kullanarak zorbalıkla alınan

para; + -iç;
129

Insanić < T. İnsan < Ar. Uns, ünsiyet etmek, alışmak > İnsān, iki ayaklı, iki elli, aklı ve

konuşma yeteneği olan memeli canlı; bu türden olan canlı, birey, fert; ahlâkı ve

huyu üstün nitelikli, insaniyetli, değerli, ahlaklı, faziletli kimse; herhangi bir kişiyi

ifade etmek için zamir gibi kullanılır; + -iç;

Joldžić < T. Yolcu, (kelimenin kökü önceden incelenmiştir); + -iç; bir u sesinin düşmesi;

Kadunić < T. Kadın < Eski T. Kātūn < Soğd. Hātūn < Hātēn, erişkin duruma gelmiş dişi

insan; bu cinsten olup evlenmiş veya bir erkekle beraber olmuş kimse; ev işleri ve

ev yönetiminde aranan niteliklere sahip olan, temiz, idareli, ve becerikli kimse;

dişilik tarafı kuvvetli, dişi olmanın verdiği cinsi cazibeye sahip kimse; hanımlar

için kullanılan unvan sözü; „hanım, bayan“ anlamında hitap sözü; ev işleri gören

yardımcı, hizmetçi; + -iç;

Kalbić < T. Kalp < Ar. Kalb, iki akciğer arasında ve biraz solda bulunan, emme basma bir

tulumba durumunda, vücuttaki kanı akciğerlere ve akciğerlerden döndükten sonra

tekrar vücuda sevkederek kan dolaşımını sağlayan organ, yürek; iman, sevgi ve

nefretin, iyi ve kötü bütün duyguların, anlayış, duyuş, seziş yeteneklerinin kaynağı

olduğu kabul edilen, insanın manevi varlığının merkezi, gönül; + -iç;

Merhemić ~ Mehremić < Ar. Merhem, içinde gerekli etkili maddeler bulunan, yumuşak ve

koyu kıvamda, yağlı veya yağsız, deri üzerine sürülerek kullanılan

ilaçların ortak adı; manevi bir acının, bir üzüntünün şiddetini

azaltacak, ümit ve teselli kaynağı olacak şey, çare; + -iç;

Mirašćić < T. Mirasçı < Ar. İrs – veraset (anlam önceden verilmiştir); + -iç;

Nargilić < T. Nargile < Far. Nārgil, hindistan cevizi, > Nārgile, dumanını sudan geçirip,

temizlemek suretiyle tömbeki içmeye yarayan, lüle, gövde ve marpuçtan ibaret

düzenek; + -iç;
130

Sojtarić < T. Soytarı < Far. Sa’teri < Ar.; taklitler, tuhaflıklar, gülünç söz ve hareketlerle

halkı güldürüp eğlendiren kimse, maskara; menfaati uğruna şeref ve itibarını

düşünmeden kendini gülünç duruma düşürecek şekilde yaltaklanan kimse,

şaklaban, dalkavuk; tuhaflıkları ve esprileriyle padişahları, kralları vb. eğlendiren

kimse; + -iç;

1.9.6. –oviç / -eviç soyad ekini almış soyadlar

Ćufurović < T. Küfür < Ar. Küfr, örtmek; inkar etmek, inanmamak > Küfür, sövme,

küfretme; sövme sözü, söverken kullanılan çirkin söz; Allah’ın varlığını,

birliğini kabul etmeme, dinin esaslarına inanmama; İslam inanç esaslarına aykırı

söz; + -oviç;

Destanović < T. Destan < Far. Dāstān > Destān, milletlerin eski çağlardaki din, fazîlet ve

millî kahramanlık mâcerâlarını, başlarından geçenleri dile getiren büyük

manzum hikâye, dâsitan, epope; halk üzerinde etki bırakan savaş, musîbet

vb. üzücü bir olayı, gülünç bir vak’ayı veya bir aşk hikâyesini anlatan, çoğu

besteli, on bir hecelik koşma biçimindeki halk şiiri, bir âşık edebiyâtı türü;

+ -oviç;

Dinarević < Ar. Dinār < Lat. Denarius (anlam önceden verilmiştir); + -eviç;

Divanović < T. Divan < Far. Divān, büyük meclis, yüksek meclis; + -oviç;
131

Fišeković < T. Fişek, (kökü belli değildir); tabanca, tüfek gibi silahlarda kullanılan, içi barut

dolu bir kovanla ucunda bir çekirdekten meydana gelen cephane, kurşun, fişenk;

donanma, şenlik ve işaretleşmelerde kullanılan, havaya atıldığında çeşitli renk ve

şekiller alan, yanıcı veya patlayıcı madde; silindir biçiminde üst üste dizilerek

kâğıda sarılmış madeni para, altın vb.; 250 gr. ağırlığında fişek biçiminde tütün

paketi; kağıdı üst üste sararak içine çekirdek vb. koyulan silindir; + -oviç;

Išaretović < T. İşâret < Ar. Şevr > İşāret, bir şeyi, anlatılmak istenen bir manayı el, parmak,

kaş, göz, baş ile gösterme; bir şeyin varolduğunu, meydana çıktığını gösteren

belirti, alamet, emare; bir anlam yükletilen ve bir şeyi bildirmeye, anlatmaya

yarayan şekil, anlam taşıyan iz, im; bir şey üzerine dikkati çekme, belli bir

hususu belirtme, gösterme; gönüle gelen belirti; + -oviç;

Kamberović < T. Kamber < Ar. Kanber + -oviç; (anlam önceden verilmiştir);

Mezetović < T. Mezat < Ar. Mezād + -oviç; (anlam önceden verilmiştir);

Pehlivanović < T. Pehlivan < Far. Pehlevān + -oviç; (anlam önceden verilmiştir);

Teminović < T. Temin < Ar. Emn > Te'min + -oviç; (anlam önceden verilmiştir);

1.10. Hayvan Adlarından Türemiş Soyadlar


1.10.1. Yalın

Akbaba < T. Akbaba (Arapça ukāb’dan halk etimolojisiyle ortaya çıktığı tahmin de

edilmektedir); dağlık yerlerde yaşayan, yüksekten uçan, gözleri çok keskin, baş ve

boynu çıplak, leş artıkları ile beslenen yırtıcı kuş;

Akrap < T. Akrep < Ar. Akreb; örümcekgillerden, kuyruğunun kıvrık ve kalkık ucunda

zehirli, bir iğnesi bulunan ve soktuğu zaman bu zehiri vücûda bırakan tehlikeli

küçük hayvan; tehlikeli, can yakıcı, zararlı kimse; Boşnakça’da, çirkin, kötü

huylu gibi anlamlar da taşımaktadır;


132

Arslan < T. Aslan < Eski T. Arslan, Afrika ve Batı Asya’da yaşayan, dört ayaklı, yırtıcı, çok

kuvvetli, kedi cinsinden memeli hayvan; yiğitlik, cesaret, sağlamlık, kuvvet gibi bu

hayvana has meziyetlere sahip kimseler için kullanılan övgü sözü; delikanlılara

hitap sözü;

Bajkuša < T. Baykuş < Bay, zengin + kuş; zararlı ve kemirici hayvanları avlamakla geçinen,

başlarında iki tepelik bulunan, yırtıcı gece kuşlarının ortak adı;

kelimenin sonunda bir a sesinin türemesi; bu sesinin türemesinin sebebi de,

Boşnakça’da cinsiyet ayrımının olduğu ve kadın cinsiyetli isimlerinin a sesi ile

bitmesidir; baykuş hayvanının Boşnakça’da sova şekli ile olması kadın cinsiyetli

olduğunu belirtmekte ve böylece, kelime sonundaki a sesinin türemesine sebep

olmuştur;

Bulbul < T. Bülbül < Far. Bulbul, çok güzel öten, sesinin güzelliğiyle meşhur küçük kuş;

Čakal < T. Çakal < Far. Şegāl < Sans.; et oburlardan, geceleri sürü halinde ve uluyarak

gezen, kuyruğu tilkiye, rengi kurta benzer, memeli, yabani hayvan; düzenbaz,

kurnaz, hîlekâr kimse;

Domuz < T. Domuz < Eski T. Tonguz, İslamiyet’te eti haram olan, kalın derili, eti, yağı ve

derisi için beslenen, ağır, hantal, memeli evcil hayvan, hınzır; küfür ve hakaret sözü

olarak kullanılır;

Japalak < T. Yapalak < Eski T. Yapakulak < Yapak, yün + Kulak; bir tür baykuş;

Kaplan < T. Kaplan – Eski T.’de geçmeyen kelimenin kökü kesin olarak belli değildir;

sonundaki –lan eki diğer bazı vahşi hayvan isimlerinde de görülmektedir;

kedigillerden, Afrika ve Asya’nın sıcak bölgelerinde yaşayan, sarımtrak

kahverenkli postu kendine has şekilli siyah çizgilerle kaplı, karnı beyaz, kuyruğu

halka halka, çok kuvvetli, iri, çevik, yırtıcı hayvan;


133

Karabatak < T. Karabatak, perde ayaklılardan, dünyanın her tarafındaki deniz ve göl

kıyılarında yaşayan, dalarak avladığı balıklarla beslenen, kuvvetli ve sivri

gagalı, siyaha yakın renkli deniz kuşu;

Karadža < T. Karaca, geyikgiller familyasından, geviş getiren, kısa boynuzlu, Avrupa ve

Asya’da yaşayan eti çok lezzetli av hayvanı;

Karga < T. Karga – Eski T.’den beri kullanılır; kanatları geniş, tüyleri kara, gagası dişli, tarla

ve bahçelere çok zararlı ötücü kuş;

Kartal < T. Kartal – kökü belli değildir; kartalgiller familyasından, bezayla karışık esmer

renkte, yuvasını yüksek kayalıklara kuran, kanatları uzun, kuvvetli gagasının ucu

iyice kıvrık, ayakları parmaklarına kadar tüylerle kaplı, sağlam yapılı, zararlı

hayvanları yiyerek tabiatta denge unsuru olan, çok büyük yırtıcı kuş;

Kurt ~ Čurt ~ Ćurt < T. Kurt – ilk defa Orta T. döneminde Oğuzca bir kelime olarak

görülür; ilk başta „ilkel ayaklı küçük hayvan“ anlamını taşımaktaydı;

köpekgillerden, gri sarı renkli, yırtıcı, etçil memeli hayvan; işini çok

iyi bilen, kurnaz kimse;

Očuz ~ Oćuz < T. Öküz – Eski T.’den beri kullanılır; kelimenin kökü kesin belli değildir;

Toharca veya Hint-Avrupa dillerinden geldiği görüşler ileri sürülmektedir;

çift sürmek, araba çekmek gibi hizmetlerde kullanılan enenmiş erkek sığır;

kalın kafalı, akılsız, görgüsüz, kaba kimse;

Pervan < T. Pervâne < Far. Pervāne, geceleri ışık etrafında dönerek uçan küçük kelebek;

son e sesinin düşmesi;


134

1.10.2. –oviç/-eviç soyad ekini almış soyadlar

Arslanović < T. Arslan + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Bulbulović < T. Bülbül < Far. Bulbul + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Čakalović < T. Çakal < Far. Şegāl + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Kaplanović < T. Kaplan + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Karabatković < T. Karabatak + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Kurtović ~ Ćurtović < T. Kurt + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Kušović < T. Kuş – Eski T.’den beri kullanılır; yumurtlayan omurgalılardan gagalı, iki ayaklı,

iki kanatlı, vücudu tüylerle kaplı, uçucu hayvanların ortak adı; + -oviç;

Pervanović < T. Pervâne < Far. Pervāne + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Šahinović < T. Şâhin < Far. Şāhin, 55-60 santim boyunda, kanatları ve kuyruğu geniş, tüyleri

benekli ve çizgili, yaygın olarak yaşayan, pek çok türü bulunan, doğana benzer

yırtıcı avcı kuş; + -oviç; kelime özel isim olarak da kullanılmaktadır;

1.10.3. –iç soyad ekini almış soyadlar

Aždajić < Boş. Ajdaya - Ajdaha < T. Ejderha < Far. Ejderhā, türlü biçimlerde tasarlanan

korkunç bir masal canavarı, ejder, dragon; + -iç;

kelimenin nazımda kullanıldığı şekil ise Ejdehâ’dır. Boşnakça’da da genelde

nazımda kullanıldığı için, Ajdehâ şekli ile dile geçmiştir;

Čurtić ~ Ćurtić < T. Kurt + -iç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Karadžić < T. Karaca + -iç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Kušić < T. Kuş + -iç; kelimenin kökü önceden incelenmiştir;

Pervanić < T. Pervâne < Far. Pervāne + -iç; kelimenin kökü önceden incelenmiştir; soyad

eki -iç’in eklenmesiyle, kelimenin sonundaki e sesi düşmüştür;


135

1.10.4. Türkçe yapım eki –çi/-ci ile Boşnakça yapım eki –(i)ya’yı almış soyadlar

Bulbulija < T. Bülbül < Far. Bulbul + -ya; bülbül niteliklerini taşıyan kimse, bülbül gibi

olan;

Karadžija < T. Karaca + -ci + -ya; karaca niteliklerini taşıyan kimse, karaca gibi olan;

Kartalija < T. Kartal + -ya; kartal niteliklerini taşıyan kimse, kartal gibi olan;

1.10.5. Çeşitli ek almış hayvan adlarından oluşan soyadlar

1.10.5.1. –iş ekini almış soyad

Bulbulišić < T. Bülbül < Far. Bulbul + -iş + -iç; yapı eki –iş bu kelimede küçültme anlamını

vermektedir; Türkçe karşılığı –cık ekidir ve Türkçe’de Bülbülcük şekline

yakındır;

1.10.5.2. –in ekini almış soyad

Domuzin < T. Domuz < Eski T. Tonguz + -in;

1.11. Sayı adlarından türemiş soyadlar

1.11.1. Yalın

Bučuk < T. Buçuk < Eski T. Bıçuk, kesik, yarım < bıç-mak, biçmek; tam sayılardan, üleştirme

sıfatlarından sonra gelmektedir;

Dortbučuk < T. Dört < Eski T. Tört, üçten sonra, beşten önce gelen sayının adı; + T. Buçuk;

> Dört buçuk;

Otuzbir < T. Otuz < Eski T. Otuz, yirmi dokuzdan sonra, otuz birden önce gelen sayının adı;

+ T. Bir – Eski T.’den beri kullanılır; sayıların ilkinin adı; > Otuz bir;
136

1.11.2. –iç soyad ekini almış soyadlar

Birindžić < T. Birinci, bir sayısının sıra sıfatı, sırada yeri en başta ve ikinciden önce olan, ilk;

herhangi bir hususta en başta, en ileride olan kimse; + -iç;

Krkić < T. Kırk – Eski T.’den beri kullanılır; otuz dokuzdan sonra, kırk birden önce gelen

sayının adı; + -iç;

1.11.3. –eviç soyad ekini almış soyad

Krkbešević < T. Kırk – Eski T.’den beri kullanılır; otuz dokuzdan sonra, kırk birden önce

gelen sayının adı; + T. Beş < Eski T. Biş, dörtten sonra, altıdan önce gelen

sayının adı; + -eviç; > Kırk beş;

1.12. Yemek adlarından türemiş soyadlar

1.12.1. Yalın

Biber < T. Biber < Yun. Pipéri < Sans. Pippali; Türkiye’de bol yetişen, patlıcangillerden otsu

bir bitki; bu bitkinin, tâze iken üstü kaygan ve parlak yeşil olup cinsine göre sonradan

kızaran, ekserisi acı, yemeği ve turşusu yapılan ve çok yenen meyvesi;

Burek < T. Börek – kelimenin kökü tam belli değildir; hamur veya yufkanın içine kıyma, et,

peynir, tavuk gibi çeşitli şeyler konulup tava, saç yahut fırında pişirilerek yapılan

yemek; Bosna Hersek’te, bu yemeğin sadece etten yapılana Burek – Börek denir;

Hamur < T. Hamur < Ar. Hamir; unun su ile yoğrulmasından meydana gelen, sıvı ile katı

arası, yumuşak madde; bu kıvamdaki herhangi bir karışım; asıl, maya, cevher;

Kajgana < T. Kaygana < Far. Hāygine, çalkalanıp yağda pişirilmiş yumurta; yumurta ile

yapılan bir çeşit tatlı;


137

Kajmak < T. Kaymak < Eski T. Kayak, sütün, hafif ateşte karıştırıla karıştırıla pişirilmesi ve

çok hafif ateşte bekletilmesi sonunda elde edilen koyu ve yağlı öz kısmı;

Kesten < T. Kestâne < Yun. Kastanoia, kayıngillerden, sert ve dayanıklı kerestesi çok

makbul, yaprakları sert, parlak uzun ve dişli, gövdesi dik, ılık bölgelerde yetişen,

uzun ömürlü orman ağacı; bu ağacın kebap ve haşlanmış olarak yenen veya

şekerlemesi yapılan makbul meyvesi;

Pekmez < T. Pekmez < Orta T. – Oğuz. Bekmes > Pekmes < Far. Begmāz, üzüm, dut vb.

meyvelerin koyuca bir kıvama gelinceye kadar kaynatılmasından elde edilen tatlı

sıvı;

Pilav < T. Pilav < Far. Pelāv, pirinçten yapılan meşhur yemek;

Somun < T. Somun < Yun. Psomion, yuvarlak ve ortası kabarık ekmek;

Sudžuka < T. Sucuk – kökü belli değildir; asıl anlamı „bağırsak“; baharatla terbiye edilmiş

kıymanın inek veya koyun bağırsakları içine doldurulup kurutulması ile elde

edilen yiyecek;

Tuz < T. Tuz < Eski T. Tūz, suda eriyen, kokusuz, dili yakan bir tada sahip, yiyecekleri

korumada ve tatlandırmada kullanılan billûrsu madde;

1.12.2. –oviç / -eviç soyad ekini almış soyadlar

Biberović < T. Biber < Yun. Pipéri < Sans. Pippali + -oviç; (anlam Yalın bölümünde

verilmiştir);

Bureković < T. Börek + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Čureković < T. Çörek – Orta T.’den beri kullanmaktadır; kökü kesin belli değildir;

yumurtalı, az yağlı, şekerli veya şekersiz muhtelif şekilde yapılmış, ufak hamur

işi yiyeceklerin ortak adı; + -oviç;


138

Kačamaković < T. Kaçamak – kökü belli değildir; mısır unu ile yapılan yağlı bir yemek;

+ -oviç;

Kajmaković < T. Kaymak < Eski T. Kayak + -oviç; anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Kestenović < T. Kestâne < Yun. Kastanoia + -oviç; anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Pekmezović < T. Pekmez < Orta T. (Oğuzca) Bekmes > Pekmes < Far. Begmāz; + -oviç;

(anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Sudžuković < T. Sucuk – kökü belli değildir; + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Šekerović ~ Šećerović < T. Şeker < Far. Şeker < Hint.; şeker kamışı, şeker pancarı vb.

bitkilerin öz suyundan veya nişastasından çıkarılan, çoğunlukla

beyaz billûrlar halinde, suda kolayca eriyen, ağızda tatlı bir lezzet

bırakan, birleşiminde karbon oksijen ve hidrojen bulunan

maddelere verilen ortak isim; şekerle hazırlanmış akide, lokum,

karemela vb. yiyeceklere verilen ortak ad; + -oviç;

1.12.3. –iç soyad ekini almış soyadlar

Biberkić < T. Biber < Yun. Pipéri < Sans. Pippali + -iç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Ekmečić < T. Ekmek – Eski T. etmek’ten benzeşme ile ekmek; unun su ile yoğrulmasından

elde edilen hamurun fırın, saç veya tandırda pişirilmesiyle yapılan ve insanın

başlıca gıdâsı olan yiyecek; + -iç; soyadın taşıyıcıların atası Hersek bölgesinden

gelmektedir ve bir zamanlar fırında, fırıncının yardımcısı olarak çalıştığı rivayet

edilmektedir (www.prebilovci.net);

Pilavić < T. Pilâv < Far. Pelāv + -iç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Šerbetić < T. Şerbet < Ar. Şurb, içmek > Şerbet, meyve özü, su ve şekerle yapılan tatlı

içecek;
139

1.13. Renk Adlarından Türemiş Soyadlar


1.13.1. Yalın

Boja < T. Boya < Eski T. Bodug < bodu-mak, boyamak; üzerine sürüldüğü, içine katıldığı

şeye renk veren ve bu maksatla kullanılan mâdenî, bitkisel veya sentetik madde; renk;

Mor < T. Mor – kökü kesin belli değildir; kırmızıya çalan menekşe rengi, mâvi ile kırmızının

karışmasından meydana gelen renk; bu renkte olan;

Sijah < T. Siyah < Far. Siyāh; en koyu renk, kömür rengi, kara; sıyah ırktan olan kara derili

kimse; kara renkte olan; ışıksızlık sebebiyle kara bir renk almış, kararmış;

1.13.2. –oviç soyad ekini almış soyad

Ješilović < T. Yeşil < Eski T. Yaşıl < Yāş, yeşillik > Yaş+ı+l; sarı ile mavi arasında yer alan

renk, yaprak rengi; bu renkte olan; kurumamış, tâze sebze; daha olmamış, ham

meyve; + -oviç;

1.14. Maden Adlarından Türemiş Soyadlar


1.14.1. Yalın

Čelik < T. Çelik – kökü belli değildir; demirin yüzde ikiden daha az karbonla meydana

getirdiği alaşımın adı; bu alaşımdan yapılmış; çok kuvvetli, çok güçlü, çok sağlam;

Demir < Eski T. Temür > Demür > Demir; dövülüp şekillendirilmesi, çekilip uzatılması,

inceltilmesi kolay ve döküme elverişli olduğu için kullanılış yeri çok geniş olan,

yoğunluğu 7,8, erime derecesi 1510, atom ağırlığı 55,85, atom numarası 26 ve

sembolü Fe olan element; bir şeyin demirden yapılan ve belli bir işe yarayan parçası;

bu mâden gibi sert, katı, dayanaklı, kuvvetli;


140

1.14.2. –iç soyad ekini almış soyad

Đumišić < T. Gümüş < Eski T. Kümüş, tabiatta altın, bakır, bâzan platinle birlikte bulunan,

altından sonra en kolay dövülüp haddelenebilen, ısı ve elektriği en iyi ileten,

ziynet ve kıymetli süs eşyâsı îmâline yarayan, kendine haz beyaz renkte, atom

ağırlığı 107,88, atom numarası 47, sembolü Ag olan metal element, sim; bu

elementten yapılmış eşya; + -iç;

1.14.3. –oviç soyad ekini almış soyadlar

Čeliković < T. Çelik + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Čumurović ~ Ćumurović < T. Kömür < Eski T. Köm-mek, gömmek < Köm-ü-r; diğer bir

görüşe göre Köy-mek (küy-mek), yanmak < Köy-mür;

yüksek basınç veya yüksek sıcaklık altında bitkilerin yapısının

değişmesi sonucu meydana gelen, karbonca çok zengin, siyah,

yanıcı, kalorisi yüksek madde; + -oviç;

Demirović < T. Demir < Eski T. Temür > Demür > Demir + -oviç; (anlam Yalın

bölümünde verilmiştir);

Elmazović < T. Elmas < Ar. El-mās < Yun. Adamas, yenilmez, mağlûp olmaz;

billûrlaşmış saf karbondan ibâret, çok sert, çok kıymetli parlak taş; cam

kesmeye yarayan ucu elmaslı keski, elmastıraş; elmasla süslenmiş, üzerinde

elmas bulunan; + -oviç;


141

1.14.4. –(i)ya yapım ekini almış soyadlar

Čumurija ~ Ćumurija < T. Kömür < Eski T. Köm-mek, gömmek < Köm-ü-r; diğer bir

görüşe göre Köy-mek (küy-mek), yanmak < Köy-mür; + (i)ya;

(anlam önceden verilmiştir);

1.15. Eşya Adlarından Türemiş Soyadlar


1.15.1. Ev eşyası
1.15.1.1. Yalın

Kilim < T. Kilim < Far. Gilim, zemîne veya sedir, divan vb. yerlere serilen, çeşitli renklerde

motif ve çizgilerle süslü, halıdan daha ince, havsız, kıl veya yün dokuma;

Ledžen ~ Leđen < T. Leğen < Far. Legen, içinde öteberi yıkanan veya çeşitli işlerde

kullanılan yayvan kap;

Petek < T. Petek < Erm. Petak, arıların kendi salgıladıkları bal mumu denen madde ile

yumurtalarını bırakmak için yaptıkları ve içini balla doldurdukları, altı köşeli

yuvacıklar topluluğuna verilen isim; bazı şeylerin buna benzer parçası; arı kovanı;

balçıktan tahıl ambarı;

1.15.1.2. –iç soyad ekini almış soyadlar

Čupić < T. Küp – Eski T.’den beri kullanılır; içine su, yağ, pekmez gibi sıvılar ve buğday, un

vb. erzak konan, karnı geniş, dibi dar toprak kap; + -iç;

Mumić < T. Mum < Far. Mūm, bal mumu, erimiş iç yağı, parafin, stearik asit gibi

maddelerden daha çok çubuk şeklinde dondurularak yapılan ve ışığından

faydalanmak için ortasına yerleştirilmiş bir fitili üst kısmından yakmak sûretiyle

kullanılan basit bir aydınlatma aracı, şem; bal mumu; + -iç;


142

1.15.1.3. –oviç soyad ekini almış soyad

Mumović < T. Mum < Far. Mūm + -oviç; (anlam bir önceki bölümde verilmiştir);

1.15.1.4. –ina ekini almış soyadlar

Čupina ~ Ćupina < T. Küp + -ina; (anlam önceden verilmiştir);

1.15.2. Giysi Adlarından Türemiş Soyadlar


1.15.2.1. Yalın

Čemer < T. Kemer < Far. Kemer, bele bir kere dolandıktan sonra bağlanan veya tokalanan bel

bağı;

Ćulah <T. Külâh < Far. Kulāh, askerler ve her tabakadan halk tarafından asırlar boyunca

giyilmiş olan, genellikle tepesi sivri, dikişsiz, tek parça keçeden baş giyeceği; bir

şeyin üstünü örtmeye yarayan ucu sivri şey;

Koparan < T. Koparan, kolları geriye sarkık cepken biçiminde, beyaz keçeden yapılmış

kaytanla işlemeli bir tür ceket;

1.15.2.2. –iç soyad ekini almış soyadlar

Čizmić < T. Çizme, ayağı bacakla birlikte örtüp koruyan bir çeşit uzun ayakkabı;

Papučić < T. Pabuç < Far. Pā, ayak + Pūş, örten > Pā-pūş, ayakkabı;

1.15.2.3. –oviç soyad ekini almış soyadlar

Ćulahović < T. Külâh < Far. Kulāh + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);
143

1.15.2.4. Türkçe yapım eki –li ile soyad eki –iç’i almış soyadlar

Čemerlić ~ Ćemerlić < T. Kemer < Far. Kemer + -li > Kemerli, kemeri olan; kemer

biçiminde yapılmış olan, kavisli, yay biçiminde; +-iç;

1.15.3. Mutfak eşyası

1.15.3.1. Yalın

Bardak < T. Bardak < Orta T. (Oğuzca) Bart, su içilen kap < küçültme eki ile bart + ak;

su veya sulu şeyleri içmek için kullanılan, genellikle camdan yapılmış kap;

Čanak < T. Çanak < Eski T. Çan, büyük kap > Çan + ak; pişirilmiş topraktan yapılma

yayvan kâse; yayvan kap;

Čatal < T. Çatal < Çar-al < Çat-ġal < Çat-ġalı, üç veya dört dişli, mâdenden yemek yeme

âleti;

1.15.3.2. –iç soyad ekini almış soyad

Sahanić < T. Sahan < Ar. Sahn > Sahan, içinde yemek ısıtılan, yumurta vb. pişirilen,

derinliği az, bakır, alüminyum, çelik vb. mâdenî kap; + -iç;

1.15.3.3. –oviç soyad ekini almış soyadlar

Bardaković < T. Bardak < Orta T. (Oğuzca) Bart, su içilen kap < küçültme eki ile bart + ak;

+ -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Čatalović < T. Çatal < Çar-al < Çat-ġal < Çat-ġalı; + -oviç; (anlam Yalın bölümünde

verilmiştir);

Sahanović < T. Sahan < Ar. Sahn > Sahan + -oviç; (anlam bir önceki bölümde verilmiştir);
144

1.15.4. Tarım Aleti

1.15.4.1. Yalın

Balta < T. Balta < Eski T. Baltu > Baldur – kökü kesin belli değildir; odun yarmaya, ağaç

kesmeye ve yontmaya yarayan, ağaç saplı, demirden kesici âlet, nacak; eskiden

kullanılan bu âlet biçimindeki yakın savaş silâhı, teber;

Pala < T. Pala < Lat. Pala, kürek; geniş olan uç kısmı kabzasına doğru daralan, kavisli, kalın

ve kısa bir nevi kılıç; kürek vb. şeylerin enli ve yassı tarafı;

1.15.4.2. –iç soyad ekini almış soyad

Baltić < T. Balta < Eski T. Baltu > Baldur; + -iç; kelimenin kökü Yalın bölümünde

incelenmiştir; kelime sonundaki a sesinin düşmesi;

1.15.5. Müzik Aleti


1.15.5.1. Yalın

Borozan < T. Borazan < T. Boru + Far. Zen, çalan > Boru-zen > Borozan > Borazan;

üflenerek çalınan ve ziyâde askerî bandolarda kullanılan perdesiz, keskin sesli,

boru şeklinde mâdenî çalgı; bu boruyu çalan kimse, emirleri boru çalarak bildiren

er;

Keman ~ Čeman ~ Ćeman < T. Keman < Far. Kemān; çene altına dayanıp sol kol üzerine

yatırılarak sağ eldeki yayla çalınan dört telli çalgı;

Tambur < T. Tambur < Ar. Tanbūr < Far. Tenbūr; klasik mûsikîmizin başlıca çalgılarından

biri olan, yay ve mızrapla çalınan, ince uzun sapı perdeli, yuvarlak karınlı, telli

çalgı;
145

1.15.5.2. –oviç soyad ekini almış soyadlar

Ćemanović < T. Keman < Far. Kemān + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Kudumović < T. Kudüm < Ar. Kudūm, mehter mûsikîsinde, klasik mûsikîmizde, bilhassa

tekke mûsikîsinde kullanılan ve zahme denen, uçları yuvarlak iki değenekle

çalınan, üzerine deri gerilmiş, nakkāreden büyük, kösten küçük, iki kâseden

ibâret usûl vurma âleti; + -oviç;

1.15.5.3. –(i)ya yapım ekini almış soyad

Kudumija < T. Kudüm < Ar. Kudūm + -(i)ya; (anlam bir önceki bölümde verilmiştir);

1.15.5.4. –çe küçültme ekini almış soyad

Tulumče < T. Tulum, üflenerek çalınan, içi hava ile doldurulmuş, yekpâre hayvan derisinden

ibâret basit bir çalgı, gayda; + -çe;

1.15.6. Silah ve Savaş Aleti

1.15.6.1. Yalın

Buzdovan < T. Boz Doğan, ateşli silâhın îcâdından önce sapından tutulup düşmana vurulmak

sûretiyle kullanılan, demir, bakır ve ağaçtan yapılan, baş kısmı doğan kuşu

biçiminde, yuvarlak veya altı dilimli bir savaş âleti, gürz, topuz, şeşper;

Handžar < T. Hançer < Ar. Hancer, kamadan küçük, ucu eğri ve sivri, iki yanı keskin bıçak;

Kalkan < T. Kalkan < Eski T. Kalkan – Kalkang < Moğ. Kalka; eski savaşlarda savaşçının

kılıç, kargı, mızrak ve ok darbelerine karşı kendini korumak için sol elinde tutarak

kullandığı siper;
146

Kundak < T. Kundak < Yun. Kontaki, ateşli silâhlarda namlunun altında bulunan ve silâhı

çeşitli yönlere çevirmeye yarayan ağaç veya tahta kısım;

Mizdrak < T. Mızrak < Ar. Zerk, mızrak atmak > Mizrāk, ucunda sivri bir demir bulunan,

uzun saplı eski bir savaş âleti, kargı;

Tufek < T. Tüfek < Far. Tüfeng, uzun namlulu, taşınabilir ateşli silâh;

Topuz < T. Topuz, eskiden sapından tutularak kullanılan, ucu top biçiminde demir, bakır veya

ağaçtan bir savaş âleti;

1.15.6.2. –iç soyad ekini almış soyad

Silahić < T. Silâh < Ar. Silāh, düşmanı öldürmek, imhâ etmek veya kendini savunmak

maksadıyle kullanılan her türlü âlet;

1.15.6.3. –oviç soyad ekini almış soyadlar

Kuršumović < T. Kurşun < Orta T. Korugjin, Koşūn (Oğuzca); tabanca, tüfek gibi hafif

silâhlarda kullanılan mermi; + -oviç;

Topuzović < T. Topuz; + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

1.15.6.4. Türkçe yapım eki –li ile – iç soyad ekini almış soyad

Kuršumlić ~ Kršumlić < T. Kurşun + -li + -ya; (anlam bir önceki bölümde verilmiştir);
147

1.15.7. Çeşitli eşyalar

1.15.7.1. Yalın

Kalem < T. Kalem < Ar. Kalem < Yun. Kalamos, kamış, kamış kalem; yazı yazmaya mahsus,

genellikle çubuk biçiminde âlet;

Keser < T. Keser – kes-mek'ten isim-fiil ekinin kalıplaşmasıyle; ortasında çivi çıkarmaya

mahsus bir delik bulunan, bir tarafı köşeli, bir tarafı keskin ağızlı bir demir ve bunun

geçirildiği sert tahta bir saptan ibâret kesme, yontma ve çakma âleti;

Palamar < T. Palamar < Yun. Palamarin; gemileri rıhtım, iskele veya şamandıraya

bağlamaya yarayan kalın halat;

Sandžak < T. Sancak < Eski T. sānç-mak, saplamak > sanç-ġak > sanç-ak > sancak;

bir devletin, bir askerî birliğin şeref ve gurûrunu temsil eden, kenarları saçaklı,

üzerinde çeşitli şekiller ve işlenmiş yazılar bulunan, yere dikilecek şekilde

yapılmış gönderli bayrak;

Santrač ~ Santrać < T. Satranç < Ar. Satrene < Far. Setreng; iki kişi ile, altmış dört kareli

bir tahta veya yüzey üzerinde şah, vezir, kale, fil, at, piyon isimlerini

alan, farklı biçim ve büyüklükteki on altışar taşla oynanan bir oyun,

şatranç;

ilk soyadın sonundaki ç sesi Boşnak kalın ç (č), ikinci soyadın sonundaki

ç sesi ise, ince ç (ć) sesi ile yazılmıştır;

1.15.7.2. –iç soyad ekini almış soyad

Kumbarić < T. Kumbara < Far. Humbara, para biriktirmeye yarayan, mâden, toprak veya

plastikten delikli küçük kap; + -iç;


148

1.15.7.3. –oviç soyad ekini almış soyadlar

Džuzdanović ~ Đuzdanović < T. Cüzdan < Ar. Cuz, parça + Far. –dān > cuz-'dān,

üstte taşınması gereken para, kâğıt vb. şeyleri koymaya

yarayan, cebe girecek büyüklükte çanta; elde taşınan evrak

çantası; bir kimseye kimliğini ispatlaması için resmî bir

makamca verilen belge; + -oviç;

ilk soyad kalın c (dž), ikinci soyad ise ince c (đ) ile

yazılmıştır;

Kuskunović < T. Kuskun – kökü belli değildir; hayvanın kuyruğunun altından geçirilerek

eyere bağlanan kayış; + -oviç;

Tahtović < T. Tahta < Far. Tahte, biçilmiş ağaç; kalınca ve uzun biçilmiş düz ağaç parçası;

bu parçaların zemîne döşenmesiyle meydana gelen alan; bu parçaların yan yana

getirilmesiyle meydana gelen yüzey; + -oviç;

1.15.7.4. Kısaltma (hypocoristic) eki –o'yu almış soyad

Tahto < T. Tahta < Far. Tahte; + -o; küçültme eki –o'nun eklenmesiyle, kelimenin sonundaki

a sesi düşmüştür;

bu soyad, lâkab olarak da geçebilir;


149

1.16. Vücut Parçaları Adlarından Türemiş Soyadlar

1.16.1. Yalın

Badžak < T. Bacak < Far. Pāçe, hayvan ayağı, paça > Pāçe + k > Pāçak > Bacak;

insanın kalça ile taban arasındaki organı;

Bilek < T. Bilek < Eski T. Bilek, Bil, bel > Bil + ek; elle kolun birleştiği yer; ayakla baldırın

birleştiği yer; kol kuvveti, güç, kuvvet;

Kulak < T. Kulak < Eski T. Kulġak – Kulkak < Kul-mak, işitmek; başın iki yanında bulunan

işitme organı, bu organın sesleri toplayan, dıştan görülen kısmı;

Parmać < T. Parmak < Barmak; insanın ve bazı hayvanların el ve ayaklarının son bölümünü

oluşturan eklemli uzantılardan her biri; bu uzantının elde bulunanı, el parmağı;

Sakal < T. Sakal – Eski T.'den beri kullanılır, kökü belli değildir; erkeklerde çene ve

yanaklarda çıkan kılların bütünü;

1.16.2. –aş ekini almış soyad

Sakalaš < T. Sakal, kelimenin anlamı Yalın bölümünde verilmiştir; + -aş;


150

1.17. Mimari ve Diğer Yapı Adlarından Türemiş Soyadlar

1.17.1. Yalın

Bakal < T. Bakkal < Ar. Bakl, sebze > Bakkāl, sebze satan kimse; perâkende olarak çeşitli

yiyecek ve temizlik maddeleri satan esnaf; bu maddelerin satıldığı dükkân;

bir k sesinin düşmesi;

Kale < T. Kale < Ar. Kal'a, eskiden düşmana karşı koymak ve güvenliği sağlamak için

savunulması gereken önemli noktalara yapılan yüksek, kalın duvarlı, burçlu, mazgallı,

sağlam ve kuvvetli yapı, kermen, germen;

Konak < T. Konak, büyük, gösterişli ev; araba ve hayvan yolculuğunda geceyi geçirmek için

inilen yer, durak;

Saraybosna'da Konak, dışarıdan gelen devlet adam veya herhangi üst düzeyde

olan misafirlerinin karşılandığı yerdir;

Penđer < T. Pencere < Far. Pencer > Pencere, binâ duvarlarında, taşıtların belli yerlerinde,

hava ve ışığın içeriye girmesi ve içeridekilerin dışarıyı görmesi için bırakılan

açıklık;

Tandir < T. Tandır < Ar. Tennūr – ayrışma ile tendür > tandır, içine saman ve keçi kılı

karıştırılmış topraktan yapılan ve yere kazılan bir çukur içine yerleştirilen ufak

fırın; kışın el ve ayakları ısıtmaya yarayan üstü kapalı küçük mangal; kışın soğuk

yerlerde oda ortasında yapılan bir ısıtma düzeneği;


151

1.17.2. –oviç / -eviç soyad ekini almış soyadlar

Dučanović < T. Dükkân < Ar. Dukkān < Far.; içinde perâkende öteberi satılan veya küçük

îmalât yapılan iş yeri; + -oviç;

Čardaković < T. Çardak < Far. Çehār > Çār, dört + Ar. Tāk, kemer, kubbe > Çār-tāk,

üzerine ağaç, çiçek ve yeşillik sarılmak üzere direklerden yapılmış çatkı,

kameriye; binâların önünde kuru ağaç dallarından yapılmış gölgelik, sayvan;

dört direk üstüne çalı çırpıdan yapılmış kulübe, alacık; bâzı bölgelerde evlerin

üst katlarında yemiş kurutmak için yapılan önü açık, üstü örtülü taraça, sergâh,

sergen; Osmanlı Devleti'nde gümrük binâsı olarak yapılıp esnafa ve esnafı

kontrol eden görevlilere tahsis edilen, eşyâ ve erzak tartmak, vergi tâyini ve

vergi tahsîli gibi işlerin yapıldığı binâ; + -oviç;

Konaković < T. Konak + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Menzilović < T. Menzil < Ar. Nuzūl, inmek, konmak, konaklamak > Menzil, yolcuların

konakladıkları yer, konak yeri, konak; iki konak arasındaki uzaklık, bir

konaklık mesâfe, normal yürüyüşle bir günlük yol; rütbe, mevki, makam;

oturulan, ikāmet edilen yer, ev, mesken, ikāmetgâh; + -oviç;

Tandirović ~ Tandirević < T. Tandır < Ar. Tennūr – Tendür + -oviç / -eviç; (anlam Yalın

bölümünde verilmiştir);

1.17.3. –(i)ya yapım ekini almış soyad

Ćuprija < T. Köprü < Eski T. Köprüg – kelimenin kökü tam belli değildir;

aralarında doğrudan doğruya geçişi önleyen bir engel bulunan iki yeri birbirine

bağlayan veya bir trafik akımının diğerini kesmeden üstten geçmesini sağlayan

yapı; bağlantı sağlayan şey, bağ; + -(i)ya;


152

1.18. Doğa ve Yer Bilimi Adlarından Türemiş Soyadlar

1.18.1. Yalın

Čamur < T. Çamur – kökü tam belli değildir; su ile karışarak bulaşıcı, sıvaşıcı duruma

gelmiş, basılınca içine batılan toprak; çömlek, lüle, heykel, seramik gibi şeylerin

yapımında kullanılmak üzere su ile karıştırılarak kullanılacağı işe göre belli bir

kıvama getirilmiş killi veya silisli toprak;

Čatak < T. Çatak, iki dağ yamacının keşiştiği yerde meydana gelen dere yatağı;

Čukur < T. Çukur – kökü tam belli değildir; çevresine göre daha aşağı seviyede bulunan yer;

belli bir maksatla kazılmış veya oyulmuş yer;

Ćeremida < T. Kiremit < Yun. Keramida, yağmurun içeriye girmesini önlemek için binâların

çatılarına döşenen, kızıl toprak renginde ve aynı büyüklükte parçalar hâlindeki

pişmiş balçık;

Kaja - Kajan < T. Kaya – Eski T.'den beri kullanılır; sert ve iri taş kütlesi; ikinci soyadta bir n

sesi türemiştir;

1.18.2. –oviç soyad ekini almış soyad

Kajanović < T. Kaya + -n + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

1.18.3. –(i)ya yapım ekini almış soyadlar

Čukurija < T. Çukur + -(i)ya; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Kajanija < T. Kaya + -n + -(i)ya; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);


153

1.19. İslamî Bilimi Adlarından Türemiş Soyadlar


1.19.1. Yalın

Džemat < T. Cemâat < Ar. Cem, toplamak > Cemâ'at; bir yere toplanmış insan kalabalığı;

bir imama uyup namaz kılan müslümanların bütünü; aynı dinden veya aynı soydan

olanların meydana getirdiği topluluk;

Džin < T. Cin < Ar. Cinn; insanlar tarafından görülmeyip çeşitli biçimlere girerek ancak

kendileriyle ilgi kuranlara veya istedikleri kimselere göründüklerine ve olağanüstü

sayılan bâzı işleri yapacak güce sâhip bulunduklarına inanılan gizli yaratıklara verilen

isim;

Islam < T. İslâm < Ar. Selām – Selāmet, kurtulmak, berî olmak; Allah'ın Kur'an ile

vahyettiği ve esasları Hz. Muhammed tarafından bildirilen din, müslümanlık;

bu dinden olan kimse, müslüman; İslâmiyet'le, İslâm dîniyle ilgili, İslâmiyet'e ait;

İslam, Bosna Hersek'te erkek özel isim olarak da kullanılır;

Mumin < T. Mümin < Ar. İmān, tasdik etmek, inanmak, boyun eğmek > Mu'min;

Allah'ın varlığına, birliğine, Hz. Muhammed'in O'nun kulu ve peygamberi

olduğuna ve İslâmiyet'in diğer îman esaslarına inanan, îman sâhibi kimse,

müslüman; kelime 17. yüzyılda Mostarlı bir kadının sicil defterinde özel isim

olarak geçmektedir (SOK 1987:30);

Muslim < T. Müslim < Ar. İslām, boyun eğmek, barış yapmak; İslam dininde olan,

müslüman;
154

1.19.2. –iç soyad ekini almış soyadlar

Ičindić ~ Ićindić < T. İkindi < Eski T. İkindi < iki+nti, ikinci, günün ikinci yarısı;

öğle ile akşam arasındaki zaman; ikindi namazı ve ikindi ezanı; + -iç;

Imanić < T. Îman < Ar. Emn, emin olmak, güvenmek; Allah'a inanma, dînî inanç; kuvvetli

inanç; Allah'ın birliğini, melekleri, mukaddes kitapları, peygamberleri, kıyâmet

gününü, kaderi, ölümden sonra dirilmeyi kalp ile tasdik ve dil ile ikrar etme, kalben

inanma ve dil ile söyleme; + -iç;

Šejtanić < T. Şeytan < Ar. Şeytān < İbr. Sātān; meleklerin başı ve hocası olduğu halde isyan

edip Allah'ın emirlerine karşı geldiği için huzurdan kovulan ve rahmetten uzak

kalan âsî varlık, iblis; bu varlığın devâmı olarak insanda bulunan ve ona musallat

olup doğru yoldan uzaklaştıran, dâima fenâlığa, isyâna teşvik eden kötü kuvvet;

karakterinde kibir, azamet, hîle vb. kötü sıfatlar hâkim olan, azgın, habis, şerir

kimse; çok zeki ve kurnaz kimse;

1.19.3. –oviç soyad ekini almış soyadlar

Akšamović < T. Akşam < Eski T. Ahşam – kelimenin Soğdca'dan geldiği öne sürülmektedir;

güneşin batma zamânı, günün sonu; güneşin batışından sonraki ilk saatler;

gece; akşam ezanı ve akşam namazı; akşam vakti, akşam vaktinde, akşamleyin

+ -oviç;

Džinović < T. Cin < Ar. Cinn + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Edželović < T. Ecel < Ar. Ecel, her canlı için takdir edilmiş olan ölüm zamânı, ömrün son

demi; + -oviç;

Islamović < T. İslam < Ar. Selām – Selāmet; + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);
155

Muminović < T. Mümin < Ar. İmān > Mu'min; + -oviç; (anlam Yalın bölümünde

verilmiştir);

Muslimović < T. Müslim < Ar. İslām; + -oviç; (anlamı Yalın bölümünde verilmiştir);

1.19.4. –(i)ya yapım ekini almış soyad

Akšamija < T. Akşam < Eski T. Ahşam + -(i)ya; bu soyad, bir zamanlar akşamı seven,

akşamleyin gezen birini lakap olarak verildiği tahmin edilmektedir;

1.20. Soyut Adlarından Türemiş Soyadlar

1.20.1. Yalın

Ćeif < T. Keyif < Ar. Keyf, durum, ruh hâli; sağlık, sıhhat, âfiyet; ferahlık, rahatlık, huzur

duygusu, gönül açıklığı; arzu, heves, istek; zevk, haz, neşe; içki ve uyuşturucu

maddelerin verdiği hafif sarhoşluk, hafif neşe;

Darman < T. Derman < Far. Dermān, ilâç, şifâ, devâ, çâre; çâre, hal yolu, çıkış yolu; kuvvet,

güç, mecal, tâkat;

Dilek < T. Dile-k < Eski T. Tilek < Tile-k; olması istenen şey, istek, arzu, talep, ricâ, temennî;

Kijamet < T. Kıyâmet < Ar. Kiyāmet; semâvî dinlerdeki ortak inanışa göre takdir edilen

zamânı gelince bu âlemin ve bu âlemdeki canlı cansız her şeyin bir anda

mahvolup yok olması, ölülerin dirilmesi, âhiret hayâtının başlaması olayı ve bu

olayın meydana geldiği zaman; gürültülü karışıklık, kaynaşma, gürültü, patırtı,

velvele; felâket, büyük sıkıntı, belâ ve musîbet, âfet;


156

Oruč < T. Oruç < Far. Rūze > Urūze > Uruç > Oruç; İslâm dîninin beş şartından biri olan,

imsaktan güneş batıncaya kadar yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durma şeklindeki

ibâdet; dinlerde ibâdet maksadıyle şartları bildirildiği şekilde belli bir müddet perhiz

etme; ünlü şarkiyatçı Dr. Hazim Şabanoviç'in Bosansko krayişte (Boşnak Eyaleti) adlı

bir makalesinde incelediği bir maliye defteri'nde, Oruç özel isim olarak da

geçmektedir ( Šabanović 1958:193).

Sabur < T. Sabur < Ar. Sabr, sabretmek > Sabūr, sabrı çok olan, çok sabırlı kimse;

Verem < T. Verem < Ar. Verem, vücutta herhangi bir organa, özellikle de akciğerlere

yerleşen Koch basilinin yol açtığı bulaşıcı, ateşli hastalık, tüberküloz; bu hastalığa

tutulmuş olan kimse, veremli;

Zulum < T. Zulüm < Ar. Zulm, hakkını eksik vermek; adâlete aykırı davranma, hak edene

hakkını vermeme, haksızlık, adâletsizlik; eziyet, cevr, cefâ; bir şeyi kendi yerinden

başka bir yere koyma, başka bir yerde kullanma;

1.20.2. –iç soyad ekini almış soyadlar

Bahtić < T. Baht < Far. Baht, Allah tarafından ezelde belirlendiği kabul edilen kısmet ve

nasip, uygun tâlih, ikbal, şans; + -iç;

Barišić < T. Barış < barış-mak > barış-ış'tan kaynaşma ile olduğu öne sürülmektedir;

dargınlık veya savaştan sonra anlaşma, uzlaşma, sulh; + -iç;

Kavgić < T. Kavga < Far. Ġavgā, şiddetli tartışma veya dövüş, mücâdele; savaş, cenk;

+ -iç;
157

Meseldžić < T. Mesele < Ar. Su'āl, sormak > Mes'ele, sorulan şey; çözüme kavuşturulması,

bir sonuca bağlanması gereken durum, sorun; çözümü zor iş veya durum; bir

ilim ve fende ilmî bir metotla çözümlenmesi gereken husus, problem; devletler

veya milletler arasında meydana gelen ve genellikle savaşla sonuçlanan ciddî

anlaşmazlık, ihtilâf; bir kimseye veya bir makāma sorulup cevâbı istenen şey;

fetvâ gerektiren bir hususta, şeyhülislâma sorulmak üzere fetvâ emîni kâtibi

tarafından şer'î usûl ve tâbirlere uygun bir şekle sokularak özel bir kâğıda

yazılan soru; + -ci + -iç;

soyadta meslek yapı eki –ci'nin bulunmasından dolayı, bu soyad, soruları çözen,

mesele için çözüm üreten bir kimseye lâkap olarak verildiği tahmin edilmektedir;

Zemanić < T. Zaman < Ar. Zemān, olmuş ve olacak hâdiselerin birbiri ardınca cereyan

edişinin düşüncemizde meydana getirdiği başı ve sonu belli olmayan, soyut

kavram, vakit; bu kavramın belirli sınırlar içinde kalan bir parçası, vakit; bir önce

veya bir sonraya göre belirli bir an; içinde bulunulan devir, yaşanmakta olan

vakit; + -iç;

1.20.3. –oviç / -eviç soyad ekini almış soyadlar

Bahtović < T. Baht < Far. Baht + -an + -oviç; (anlam bir önceki bölümde verilmiştir);

Oručević < T. Oruç < Far. Rūze > Urūze > Uruç > Oruç + -eviç; (anlam Yalın bölümünde

verilmiştir);

Zulumović < T. Zulüm < Ar. Zulm + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);
158

1.20.4. –(i)ya yapım ekini almış soyad

Meseldžija < T. Mesele < Ar. Su'āl > Mes'ele + -ci + -ya; kelimenin anlamı –iç ekini almış

soyadlar bölümünde verilmiştir; hem Türk yapı eki –ci, hem de Boşnak yapı eki

-ya'yı içeren bu soyad, muhtemelen meslerle ilgilenen, mesele için çözüm bulan

kimseye lâkab olarak verildiği tahmin edilmektedir;

1.21. Bitki Adlarından Türemiş Soyadlar

1.21.1. Yalın

Činara < T. Çınar < Far. Çenār, iki çeneklilerden, boyu 30 metreyi bulabilen, gövdesi kalın,

yaprakları parçalı, uzun ömürlü, gölgesi koyu olduğu için bahçe ve parklara süs

ağacı olarak dikilen büyük ağaç; + -a;

Čorak ~ Ćorak < T. Çorak < Far. Şūrek, tuzlu yer; üzerinde mahsul yetişmeyen, verimsiz

toprak, su geçirmemesi için damlara sıvanan bir çeşit killi toprak; toprağın

üzerinde beyaz bir tabaka hâlinde biriken ve eskiden barut yapmakta

kullanılan potaslı tuz;

ilk soyad kalın ç (č), ikinci soyad ise ince ç (ć) ile yazılmıştır;

Tarčin < T. Tarçın < Far. Dārçin – halk ağzında darçın şeklinde de kullanılır;

definegillerden, ana yurdu Güney ve Güneydoğu Asya olan, bilhassa Seylan ve

Çin'de yetişen, yapraklarını dökmeyen kokulu bir ağaç; bu ağacın bahar olarak

kullanılan, iştah açmak, soğuk algınlığı, nezle vb. ni gidermek, vücut direncini

arttırmak, kalbi kuvvetlendirmek gibi çeşitli hassaları bulunan kokulu kabuğu;


159

1.21.2. –iç soyad ekini almış soyadlar

Altumbašić < T. Altınbaş, genellikle Ege bölgesinde yetişen, yuvarlak, kalınca kabuklu güzel

bir tür kavun; + -iç;

Đulić < T. Gül < Far. Gul, gülgillerin örnek bitkisi; bu bitkinin katmerli, genellikle kokulu

olan çiçeği; + -iç;

soyad, Boşnak kadın ismi Cula’dan (Đula) da türemiş olmabilmektedir;

1.21.3. –oviç / -eviç soyad ekini almış soyadlar

Činarević < T. Çınar < Far. Çenār; + -eviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Đulović < T. Gül < Far. Gul; + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Ekinović < T. Ekin < ek-i-n; Orta T. (Oğuzca) Ekin, ekilmiş toprak; buğday, arpa vb.

tahılların, tohumlarının tarlada filizlenmesinden harmana kadarki durumlarına

verilen isim; + -oviç;

1.22. Bedensel Sakatlık Adlarından Türemiş Soyadlar

1.22.1. Yalın

Čolak < T. Çolak < Eski T. Çoluk < Çol-mak, sakatlanmak;

bir kolu veya eli sakat olan kimse;

Čolpa < T. Çolpa < Far. Çūl, eğri + Pā, ayak > Çul-pā, eğri ayaklı;

bir ayağı sakat kimse; yürürken önce sol ayağını atan kimse;

Topal < T. Topal, bacak ve ayaklarındaki bir ârıza sebebiyle düzgün yürüyemeyen, bir o

yana, bir bu yana eğilerek yürüyen insan veya hayvan; yürürken aksayan;

ayaklarından biri diğerine göre kısa olan;


160

1.22.2. –iç soyad ekini almış soyad

Topalić < T. Topal; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir); + -iç;

1.22.3. –oviç / -eviç soyad ekini almış soyadlar

Čolaković < T. Çolak < Eski T. Çoluk < Çol-mak; (anlamı Yalın bölümünde verilmiştir);

Džudžević < T. Cüce < Far. Cūce, civciv; vücûdu gelişmemiş, boyu ve organları çok kısa ve

küçük kalmış kimse; gelişmemiş, küçük, değersiz kimse; çok kısa boylu, bodur;

+ -eviç;

Topalović < T. Topal; kelimenin anlamı Yalın bölümünde verilmiştir; + -eviç;

1.23. Sıfatlardan Türemiş Soyadlar

1.23.1. Yalın

Adžaip < T. Acâyip – Acâip – Acâib < Ar. Aceb, şaşmak > Acibe, insanı şaşırtan şey;

garip, tuhaf, alışılanın dışında, değişik; hayretler içinde bırakan garip şey;

şaşılacak şey;

Ajdin < T. Aydın < Eski T. Aydıng, ay ışığı, Eski T. Aydıñ – aydın < ay;

ışıklı, aydınlık, parlak; anlaşılır, açık, vâzıh (söz veya yazı); kutlu, hayırlı; kültürlü,

tahsilli, bilgili ve ileri görüşlü kimse, münevver, entelektüel;

Aladžuz ~ Alađuz < T. Elâ göz < Ala, sarıya çalan kestâne renkli gözlü bir kimse;

Ašik < T. Âşık < Ar. İşk, çok sevmek, âşık olmak > āşık, bir şeye veya birine karşı aşırı sevgi

duyan kimse, tutkun, meftun; karşı cinsten birine gönlünü kaptırmış kimse; bir kadınla

bir erkek arasındaki gizli ilişkide erkeğe verilen ad; dalgın, unutkan, kalender kimse;

şiirlerini çaldığı saz eşliğinde söyleyen şâir, saz şâiri, ozan; nefsini dünya nîmetlerinin

çekiciliğinden arındıran, bütün bağlılığı ve sevgisi Allah’a olan kimse;


161

Bajat < T. Bayat < Eski T. Bayāt, kadim, Tanrının bir ismi; kökü kesin belli değildir;

zamânın etkisiyle tâzeliğini kaybetmiş; eskimiş, zamânı ve modası geçmiş, önemini

kaybetmiş;

Bečar ~ Bećar < T. Bekâr < Ar. Bikr, erkek görmemiş kız; evlenmemiş erkek;

evli olmayan kimse, ergen; âilesinden uzakta yalnız yaşayan kimse;

tâtillerde evci olarak, çıkmayan yatılı öğrenci;

Berak < T. Berrak < Ar. Berk, şimşek çakmak, parlamak > Berrāk, bulanık olmayan, duru,

temiz, saf; çok parlak, ışıklı, aydınlık; açık seçik, net; pürüzsüz, kulağa hoş gelen;

bir r sesinin düşmesi;

Buzuk < T. Bozuk, işlemez, işe yaramaz durumda olan, ârızalı; düzensiz, tertipsiz, karışık;

bozulmuş, kötüleşmiş, fesâda uğramış; kokmuş, çürümüş, ekşimiş; ufak para; sağlık

durumu kötü, zayıflamış, soluk, solgun, bitik; huzursuz, tedirgin;

Čakar < T. Çakır, mâvi hâreli gözlü olan kimse;

Čolpa < T. Çolpa – Çolpaz – Çulpa < Far. Çūl, eğri + Pā, ayak > Çūl-pā, eğri ayaklı;

beceriksiz, âciz, ayağı dolaşan şaşkın kimse;

Čorak ~ Ćorak < T. Çorak < Far. Şūrek, tuzlu yer; verimli olmayan, kısır, acı; genelde

toprak ve su için kullanılır;

Đuzel < T. Güzel < Gözel < Göz-el; göze ve kulağa hoş gelen, görülmesi, duyulması insana

zevk veren, cemil; taşıdığı üstün nitelikler veya isteğe uygun olması sebebiyle

insanda iyi etki bırakan, takdir uyandıran; açık, sâkin, hoş; çekici, câzip kimse;

insanda hoşa giden bir etki ve estetik duygu uyandıran şeyin niteliği; iyi, hoş, âlâ;

pekiyi, pekâlâ, doğru;


162

Guljumser < T. Gülümser, hafifçe gülümseyen, sevimli;

Handan < T. Handan < Far. Handiden, gülmek > Handān, gülen, şen, neşeli;

Jeramaz < T. Yaramaz < yara-mak – isim - fiil ekinin kalıplaşmasıyle yaramaz;

uslu durmayan, söz dinlemeyen, haşarı; işe yaramayan, yararlı olmayan kimse

veya şey; uygunsuz, zararlı, fenâ, kötü; çapkın;

Jogun < T. Yoğun < Eski T. Yoġun, büyük, kalın;

hacmine oranla ağırlığı çok olan, kalın, koyu, kesif; çok; nitelikçe yüklü, kesif;

Kaba < T. Kaba < Eski T. Kaba < Kāpa, hafif olduğu halde kalın veya hacmi büyük olan;

özenilmeden yapılmış, gerektiği gibi ince işlenmemiş; iri tâneli; söz ve davranışları

nâzik olmayan, insanlarla olan ilişkilerinde görgü kurallarının gerektirdiği incelik ve

nezâket bulunmayan kimse; incelikten mahrum, terbiyeye aykırı, terbiye dışı;

Kafadar < T. Kafadar < Ar. Kafā + Far. Dār, sâhip ve mâlik olan > kafā-dār;

aynı kafada olan, fikir ve anlayışları birbirine uyan kimselerden her biri, kafa

dengi;

Kahriman < T. Kahraman < Far. Kahremān, savaşta yiğitlik ve cesâret göstererek

korkusuzca dövüşen kimse, yiğit, bahâdır; mukaddes bildiği şey uğruna büyük

fedakârlıklara katlanan, gayretli, gözü pek ve cesur kimse; bir olayda yeri en

önemli olan kimse; roman, hikâye, piyes gibi eserlerde vak’aların merkezi

durumunda olan en önemli kişi;

Kara < T. Kara – Eski T.’den beri kullanılır; kömür renginde olan rengin adı; ayıp, kusur;

kömür renginde olan, siyah renkli; esmer; rengi koyu olan, başka renkleri de olan

şeylerin siyah veya siyaha yakın koyu renkli olanı; kötü, meş’um;
163

Karišik ~ Karišuk < T. Karışık, ayrı nitelikteki şeylerden oluşmuş; saf olmayan, içine

niteliğini değiştirecek başka bir şey katılmış olan; düzeni, tertîbi

bozulmuş, düzensiz, intizamsız; birbirine geçmiş, birbirinin içine

girmiş, karmakarışık; anlaşılması güç olan, açık olmayan, muğlak;

Keskin < T. Keskin, iyi kesen, çok kesici; çok tesirli, müessir; kuvvetli, şiddetli, sert; işini

hakkıyle yapan, en iyi şekilde yapan; hatları dik veya dike yakın bir açı yaparak

birleşen, geçişleri sert olan; tiz, şiddetli, kulak tırmalayıcı; sert;

Korkman < kelimenin kökü geçişsiz fiil korkmak’tan gelmektedir; Eski T.’den beri kullanılır;

korkuya kapılmak, korku duymak, ürkmek; bu soyad da her şeyden korkan, çok

korkan bir kimseye bir zamanlar lâkap olarak verildiği tahmin edilmektedir;

Kučuk ~ Kućuk < T. Küçük < Eski T. Kiçig > Kiçik – Kiçük, ölçüleri bakımından aynı

cinsteki benzerlerinden daha alçak, daha dar, daha kısa ve daha ufak olan;

bir şeyin ufak benzeri olan; sayı, nicelik, şiddet vb. bakımından az veya

önemsiz olan; yaşı daha az olan; nitelikleri bakımından değersiz,

niteliksiz, âdî; mevki, tesir, nüfüz ve nitelik bakımından seviyesi ileri

olmayan; yaşça ufak kimse, çocuk;

ilk soyad kalın ç (č), ikinci soyad ise ince ç (ć) sesi ile yazılmıştır;

Kusmuk < T. Kusmuk, kusmak sûretiyle mîdeden çıkarılan şey, kusuntu; büyük bir ihtimalde

söz konusu soyadtaki anlamı mide bulandırıcı, mide bulandıran şey, aynı

zamanda da midesi sürekli bunalan bir kimseyi de ifade edebildiği tahmin

edilmektedir;

Kusuran < kelimenin kökü kusur kelimesinden gelmektedir; eksiklik, noksan; sakatlık, özür,

hatâ; bu soyadta kelimenin anlamı kusurlu olan, hatâlı olan, sürekli hatâ yapan

diye tahmin edilmektedir; + -an;


164

Makul < T. Mâkul < Ar. Akl, bilmek, akletmek > ma’kûl; akla uygun, akla yatkın gelen,

mantıkî; akıllıca davranan, akıllı, mantıklı; aşırı olmayan, elverişli, uygun; akılla

ispatlanabilir, akılla bilinebilir olan, aklî (bilgi);

Melez < T. Melez – kökü tam belli değildir; farklı ırklara mensup anne babadan doğan kimse;

cinsi saf ve hâlis olmayan, ayrı türlerin birleşmesinden meydana gelen, kırma

(hayvan veya bitki); karışık, katışık;

Miskin < T. Miskin, < Ar. Sukūn – Sukūnet, hareketsiz durmak; çok fakir, düşkün olmak;

aşırı derecede tembel, uyuşuk, mıymıntı kimse (kimse); âciz, zavallı kimse; tepki

gösterilecek yerlerde tepkisiz kalan, mücâdele ve teşebbüs yeteneği olmayan,

pısırık kimse; dînen zekât verilecek derecede yoksul, muhtaç kimse; Allah

karşısında aczini, yokluğunu bilen gönül eri, gerçek zenginin Allah olduğunu ve

kendisinin O’na karşı mutlak ihtiyaç içinde bulunduğunu bilen derviş kul, fakir;

Mutlak < T. Mutlak < Ar. İtlāk, salıvermek > Mutlak; herhangi bir şart ve kayıtla sınırlı

olmayan, kayıtsız şartsız; kesin, kat’î, tam, eksiksiz; karışık ve katışık olmayan,

saf; serbest bırakılmış, salıverilmiş, serbest; hiçbir kayıtla bağlı olmayan, nispî,

izâfî, bağıntılı ve mukayyet olmayan; kesin olarak, mutlak sûrette, mutlaka,

behemehal;

Muzur < T. Muzır < Ar. İzrār, zarar vermek > Muzirr (halk ağzında muzur şeklinde

kullanılır); zarar veren, zararlı; zararlı şeyler yapan, her şeyi karıştıran, bozan;

Pačariz < T. Paçarız < Far. Çep-rāst, sol-sağ > Çaparız – göçüşme (metatez) ile paçarız;

çapraz; karışık, çapraşık iş; engel;

Salak < T. Salak – kökü kesin belli değildir; görünüşü, davranışları aptal ve akılsız etkisi

bırakan kimse; „aptal, budala, ahmak“ vb. anlamlarda hakāret sözü olarak kullanılır;

Šakrak < T. Şakrak, neşeli, keyifli, gevrek ses; keyifli keyifli konuşan, şen, neşeli kimse;
165

Šaškin < T. Şaşkın, ne yapacağını şaşırmış kimse; alık, sersem, budala; çılgın, deli gibi bâzan

sevgi, bâzan sitem ifâdesi taşıyan hitap sözü;

Tahmaz < T. Tahmaz, kaba, aptal, beceriksiz kimse;

Torlak < T. Torlak, toy, genç, acemi; terbiye görmemiş, evcilleşmemiş, hergele; tekkeye yeni

giren acemi derviş;

Uzun < T. Uzun < Eski T. Uzun; iki ucu arasında kendi ölçülerine göre fazla mesâfe olan;

başlangıcı ile bitişi arasında fazla zaman bulunan, çok süren, çok zaman alan; boylu,

boyu fazla olan; uzun süre devam edecek şekilde, uzun müddet, uzun uzun;

1.23.2. –iç soyad ekini almış soyadlar

Čakalić < T. Çakal < Far. Şegāl < Sans.; düzenbaz, kurnaz, hîlekâr kimse; titiz, huysuz,

yalancı, görgüsüz, aşağılık kimse; + -iç;

Eskić < T. Eski – Eski T.’den beri kullanılır; çok zamandan beri var olan, üzerinden zaman

geçmiş olan, kadim; zamanın etkisiyle veya kullanıla kullanıla yıpranmış, bozulmuş,

yeniliğini kaybetmiş, köhne; bir zamanlar var olup şimdi mevcut olmayan; herhangi

bir meslekte uzun süreden beri çalışmış olan; mesleğinde uzmanlaşmış, deneyimi

olan; + -iç;

Hairlić < T. Hayırlı, faydalı, makbul, iyi; uğurlu, mübârek; yararı, hayrı olan; + -iç;

Jabandžić < T. Yabancı, başka bir milletten olan, başka devlet uyruğunda olan kimse, bigâne,

ecnebi; başka bir milletle ilgili olan; aileden, çevreden olmayan kimse veya şey,

özge; tanınmayan, bilinmeyen; aynı türden, aynı çeşitten olmayan; + -iç;


166

Jogunčić < T. Yoğun, kelimenin anlamı Yalın bölümünde verilmiştir; + -ç + -iç; -çiç eki

genelde küçültme anlamını taşır, Türkçe’deki –cIk gibi; lakin burada –ç sesinin

türemesi söz konusudur; soyadın daha kolay şekilde telaffuz edilebilmesi için de

türediği tahmin edilmektedir;

Kahrić < T. Kahhar < Ar. Kahr, üstün gelmek, zorla istediğini yapmak > Kahhār;

çok kahreden, ezen, mahveden, yok eden; + -iç;

Kirlić < T. Kirli, üzerinde veya içinde leke, toz, yağ vb. bulunan, temizliği kirle bozulmuş

olan, pis; toplumun değer yargılarına aykırı olan; + -iç;

Korkalić < T. Korkak, çabuk korkuya kapılan, olmayacak şeylerden korkan, cesur olmayan,

kimse, ödlek; + -li + -iç;

Korkarić < geçişsiz fiil Korkmak, korkuya kapılmak, korku duymak, ürkmek; bir şeyi

yapmaya cesâret edememek; endişe etmek, kaygı duymak, tasalanmak;

çekinmek; sıfat fiil eki –ar ile korkar, bir kimseden veya bir şeyden korkan

kimse, korku içinde olan; + -iç;

Krdžalić < T. Kırca, hafif kırlaşmış; + -li + -iç;

Krdžić < T. Kırca, kelimenin anlamı bir önceki soyadta verilmiştir; + -iç;

Munasipčić ~ Munasibčić < T. Münâsip < Ar. Munāsebet, uymak, benzeşmek, uygun

gelmek > Munāsib, uygun, yerinde; beğenilen, hoşa giden;

+ -ç + -iç; önceden de bahsetildiği gibi –çiç eki küçültme ekidir

ve Türkçe karşılığı –cIk’tir; yalnız bu soyadta soyadın daha

kolay telaffuz edilebilmesi için bir –ç sesinin türemesi

gerçekleştiği tahmin edilmektedir;

Sihirlić < T. Sihirli, sihir özelliği taşıyan, büyülü; insana sihir gibi tesir eden, büyüleyici;

+ -iç; soyad eki –iç’in eklenmesiyle bir i sesi düşmüştür;


167

Sivrić < T. Sivri < Eski T. Süvri, ucu keskin ve iğne gibi batıcı olan; kenarları arasındaki

mesâfe uca doğru daralarak incelen; + -iç;

Tatlić < T. Tatlı, şeker tadında olan, içinde şeker bulunan, tadı hoş olan, ağıza hoş gelen;

içilebilir ve yenebilir lezzette olan, acı olmayan; insanın üzerinde iyi etki bırakan,

hoşa giden, ferahlık veren, rahatlatan, yumuşak; cana yakın, yumuşak, sevimli;

şekerle veya şekerli şeylerle yapılan yiyecek; + -iç;

Uzunić < T. Uzun < Eski T. Uzun, (anlam Yalın bölümünde verilmiştir); + -iç;

1.23.3. –oviç/-eviç soyad ekini almış soyadlar

Ablaković < T. Ablak < Ar. Eblak, rengi alaca olan; yayvan, dolgun ve geniş yüz; + -oviç;

Ajdinović < T. Aydın < Eski T. Aydıng, ay ışığı; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Bahtanović < Boş. Bahtan < T. Bahtlı, bahtı iyi olan, mutlu, talihli; + -oviç;

Bahtijarević < T. Bahtiyar < Far. Baht, talih + Yār, dost, yardımcı > Baht-yār > Bahtiyār;

tâlihli, mesut, mutlu; + -eviç;

Bečarević ~ Bećarević < T. Bekâr < Ar. Bikr; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

+ -eviç;

Čiplaković < T. Çıplak < Çılba-mak, soymak > Çılba-k – göçüşme ile Çıblak > Çıplak;

üzerinde gerekli olan veya bulunması bir güzellik verecek olan şeyden

bulunmayan, giyecek, örtecek, koruyacak, süsleyecek vb. bir şeyi mevcut

olmayan, üryan; açık, apaçık, ortada; fakir, züğürt; Yeniçeri ocağında hizmete

girmek üzere nöbete soyunan erlere verilen isim; + -oviç;

Đuzelović < T. Güzel < Gözel, (anlam Yalın bölümünde verilmiştir); + -oviç;
168

Garibović < T. Garip < Ar. Gurbet – Garābet, vatanından uzak olmak; yabancı olmak

> Garib, kimsesiz, zavallı, bîçâre kimse; gurbet ellerde kalmış, kendi ilinden

ayrılmış, bulunduğu yerde yabancı olan kimse, yabancı; kolay anlaşılamayan,

gizli tarafları bulunan, anlaşılmaz şey, sırlı; içe dokunan, dokunaklı, müessir;

yadırganan, şaşırtıcı, değişik, tuhaf şey, acâyip; + -oviç;

Ihtijarević < T. İhtiyar < Şemseddin Sâmi’ye göre sâhibü’l-ihtiyar, seçme hakkı elinde

bulunan kimse – tamlamasından kısaltma yolu ile ortaya çıktığı tahmin

edilmektedir; yaşlı, kocamış; yaşlı kimse; + -eviç;

Jogunović < T. Yoğun; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir); + -oviç;

Kafadarević < T. Kafadar < Ar. Kafā + Far. Dār; + -oviç; (anlam Yalın bölümünde

verilmiştir);

Kaharević ~ Kahrović < T. Kahhar < Ar. Kahr > Kahhār; + -eviç/-oviç; (anlam önceden

verilmiştir);

Kahrimanović < T. Kahraman < Far. Kahremān + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Kučuković < T. Küçük < Eski T. Kiçig > Kiçik – Kiçük; + -oviç; (anlam Yalın

bölümünde verilmiştir);

Mazlumović < T. Mazlûm < Ar. Zulm, zulmetmek > Mazlūm; haksızlığa uğramış, zulüm

görmüş kimse; yumuşak, uysal, sessiz, sâkin kimse; hüzünlü, mahzun;

+ -oviç;

Melezović < T. Melez – kökü kesin belli değildir; + -oviç; (anlam Yalın bölümünde

verilmiştir);

Muzurović < T. Muzır < Ar. İzrār; + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Salaković < T. Salak + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);


169

Šišmanović < T. Şişman, vücûdu, aşırı derecede yağlı olduğu için şişkin görünen kimse,

şişko; + -oviç;

Torlaković < T. Torlak + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

Uzunović < T. Uzun < Eski T. Uzun + -oviç; (anlam Yalın bölümünde verilmiştir);

1.23.4. –(i)ya yapım ekini almış soyadlar

Bakija < T. Bâkî < Ar. Bekā, devam etmek, sürekli olmak > Bāki; ebedî, ölümsüz, kalımlı;

varlığını koruyan, devam eden, devamlı, sürekli; kalan kısım veya meblağ, alt taraf,

mâbad; + -(i)ya;

soyadta anlamı da sürekli olan, devam eden diye tahmin edilmektedir;

Ćirlija < T. Kirli + -ya; kelimenin anlamı –iç ekini almış soyadlar bölümünde verilmiştir;

soyadın anlamı kirli olan kimse; burada sadece dış görünüş kirliliği değil, aynı

zamanda insanın ruhunun kirliliği de söz konusudır;

Đidelija < kelimenin kökü geçişsiz fiil gitmek’ten geldiği tahmin edilmektedir; burada Türk

yapı eki –li ile Boşnak yapı eki –ya’nın eklenmesiyle kelime sıfat niteliğini

kazanıp sürekli bir yere giden, yerinde durmayan, bir yere gitmek isteyen anlamda

olduğu tahmin edilmektedir;

Eskija < T. Eski + -ya; kelimenin anlamı –iç soyad ekini almış soyadlar bölümünde

verilmiştir; kelimenin buradaki anlamı eski olan şey, eskimiş, eskilerden olan,

eski geleneğe dayanan, eski zamanlara göre yaşayan bir kimse de olduğu tahmin

edilmektedir;
170

Garibija < T. Garip < Ar. Gurbet – Garābet + -(i)ya; kelimenin anlamı –oviç soyad ekini

almış soyadlar bölümünde verilmiştir; kelimenin bu soyadtaki anlamı garip olan,

yolunu şaşmış, kimsesiz kimse diye tahmin edilmektedir; aynı zamanda da

dervişler için de kullanılır;

Hevešlija < T. Hevesli, bir şeyi elde etmeye, öğrenmeye veya onunla uğraşmaya istekli olan,

arzulu, meraklı; + -ya; soyad da aynı anlamı taşımaktadır;

Krdžalija < T. Kırcalı, hafif kırlaşmış; + -ya; soyadtaki anlamı kırcalı bir kimse’dir;

Mahalija < T. Mahalleli, aynı mahalede oturan kimselerin bütünü; aynı mahalleden olan;

+ -ya; burada soyadın anlamı mahalleden olan, mahallede olan bitenden

haberdar olan, sürekli mahallede bulunan bir kimse diye tahmin edilmektedir;

Mejdanija < T. Meydan + -(i)ya; kelimenin anlamı meydanda bulunan, meydanda dolaşan

diye tahmin edilmektedir; diğer bir görüş ise, kelimenin Meydanci -

kelimesinden geldiğidir, ama bu tam belli değildir;

Paralija < T. Paralı, parası olan, varlıklı, servet sâhibi; para karşılığında yapılan veya

sağlanan; + -ya; soyadın anlamı da para sâhibi, parası çok olan, zengin’dir;

Sivrija < T. Sivri + -ya; kelimenin anlamı –iç soyad ekini almış soyadlar bölümünde

verilmiştir; kelimenin mecazi anlamı da genel tutuma göre yadırganacak kadar

farklı veya aşırı olan ve bu nedenle bu soyadtaki anlamı da benzer anlamda

kullanılmış olduğu tahmin edilmektedir;

Šeherija < T. Şehir < Far. Şehr, insanların toplu olarak yaşadığı yerleşim yerlerinden, idârî

ve mülkî bakımdan köy ve kasabadan sonra en büyük olanı; halkının büyük kısmı

ticâret, sanâyi ve idâre işleriyle uğraşan, tarım alanı olmayan kalabalık yerleşim

merkezi; bu soyadta kelimenin anlamı şehirden gelen, şehirli, şehir halkından

olan kimse’dir;
171

1.23.5. Türkçe yapım eki –ci ile Boşnakça yapım eki –(i)ya’yı almış soyadlar

Memeleđija ~ Mameledžija < kelimenin kökü memleket kelimesinden gelmektedir; Türkçe

Memleketçi şeklindedir ve anlamı memleketten gelen,

memlekete ait, memleketli'dir;

1.23.6. –ica ekini almış soyad

Kahrica < T. Kahhar < Ar. Kahr + -ica; kelimenin anlamı –iç soyad ekini almış soyadlar

bölümünde verilmiştir; bu soyadtaki anlamı kahr olan, kahr eden, önüne geleni

ezen, mahveden diye tahmin edilmektedir;

1.23.7. Kısaltma (hypocoristic) –o ekini almış soyad

Sivro < T. Sivri + -o; kelimenin anlamı –iç soyad ekini almış soyadlar bölümünde verilmiştir;

kısaltma eki –o’nun eklenmesiyle kelimenin sonundaki i sesi düşmüştür; bu soyad

aynı zamanda sivri niteliklerini taşıyan birine lâkab olarak verildiği tahmin

edilmektedir;
172

1.24. Fiillerden Türemiş Soyadlar

1.24.1. Yalın – bu soyadlar çeşitli sıfat fiil eklerinden, zaman eklerinden ve fiil kipi
eklerinden türemiş soyadlardır

Arar < T. geçişli fiil aramak < Orta T. (Oğuzca) arka-mak; bir şeyi bulmaya çalışmak

taharrî etmek; yoklamak, araştırmak; + -ar > Arar, bir şey arayan, bir şeyin peşinde

olan, sürekli bir aranışta bulunan diye anlamlar taşıdığı tahmin edilmektedir;

Bilan < T. geçişli fiil bilmek – Eski T.'den beri kullanılır; bir şey hakkında bilgisi, mâlûmâtı

olmak, o şeyi öğrenmiş bulunmak; bir işin ehli olmak, o işi yapmaya alışmış

bulunmak; bir şeye yeteneği olmak, başarmak, muktedir olmak;

+ -an > Bilen, bir işi çok iyi bilen, bilgi sahibi, bilgili diye anlamlar taşıdığı tahmin

edilmektedir;

Čikmiš < T. geçişsiz fiil çıkmak < Orta T.'den beri kullanılır; bazı dilcilerin görüşlerine göre

Eski T. taşık-mak > tışık-mak, dışarı çıkmak fiilinden geldiği düşünülmektedir;

+ mIş > Çıkmış, çıkmış olan, sürekli çıkan gibi anlamlar taşıdığı tahmin

edilmektedir;

Derdemez < T. geçişli fiil demek < Eski T. ti-mek > di-mek > de-mek;

duygu ve düşüncelerini sözle anlatmak, söylemek; ağızdan bir ses veya söz

çıkarmak, telaffuz etmek; anlatmak, ifâde etmek; istemek;

+ -er /-mez > Derdemez, hemen, o anda; bu soyadta, kelimenin anlamı bir

işi hemen yapan, an itibariyle işe koyulan, bir işi hemen bitirmeye kalkışan

kimse gibi anlamlar taşıdığı tahmin edilmektedir;


173

Dursun ~ Dursum~ Tursun ~ Tursum < T. geçişsiz fiil durmak < Eski T. tur-mak;

yapmakta olduğu hareketi kesmek, hareketsiz

kalmak; sona ermek, kesilmek;

burada fiilden özel erkek isminin türemesi

söz konusudur; fiilin köküne emir kipi 3. tekil

şahıs eki eklenmiştir; Boşnakça'da

bazen n sesi m sesi olarak telaffuz edilir veya

çeşitli belgelerde ve yazılarda m sesinin çizgisinin

iyi görünmemesinden dolayı, n sesi olarak okunur

ve böylece bu soyadının çeşitli şekilleri ortaya

çıkmıştır;

Đulmez < T. gülmez < bu kelimenin kökü de geçişsiz fiil gül-mek < Eski T. kül-mek,

kesik kesik sesler çıkarmak sûretiyle duygusunu, sevinç veya hayretini açığa

vurmak; ses çıkarmadan hafifçe gülümsemek, tebessüm etmek; alay etmek,

eğlenmek;

bu soyadta sıfat fiil olumsuz eki –mez’in eklenmesiyle sıfat niteliğini alıp

soyadın anlamı da hiç gülmeyen, yüzünde gülümseme görünmeyen bir kimse

diye tahmin edilmektedir;

Jarrar < T. geçişsiz fiil yaramak < Eski T. yara-mak, uymak, yaraşmak;

yarar sağlamak, faydalı olmak, kendisinden faydalanılmak; sağlığa uygun gelmek;

uygun olmak; + ar > Yarar, yararlı, faydalı olan kimse / şey;


174

Jetiš < T. geçişsiz fiil yetişmek; ulaşmak, vâsıl olmak; hazır olmak, bitmek, tamamlanmak;

tam zamânında gelmek, vaktinde bulunmak; emir kipi 2. tekil şahış şekli ile > Yetiş,

birine yetişmesi için uyarıda bulunan, sürekli yetişmeyi göz önüne alan ve yetiş

ifadesini sık sık kullanan birisi gibi anlam taşıdığı tahmin edilmektedir;

Kačar < T. geçişsiz fiil kaçmak – Eski T.'den beri kullanılır; kurtulmak için süratle

uzaklaşmak; gizlice ayrılmak, firar etmek; karşılaşmamaya çalışmak, yüz yüze

gelmek istememek; uzaklaşmak istemek; + -ar > Kaçar, kaçmayı alışkanlık edinmiş,

bir kimseden veya bir şeyden kaçan gibi anlamlar taşıdığı tahmin edilmektedir;

Sever < geçişli fiil sev-mek; bir şeye veya kimseye karşı sevgi duymak, gönlünde (ona karşı)

bir muhabbet beslemek; âşık olmak, gönül vermek; çok hoşuna gitmek; partisip eki

-er ile sıfat niteliğini kazanıp bir kimseyi veya bir şeyi seven, sevgi duyan anlamları

içermektedir;

1.24.2. Zaman ekini almış soyad

Dželdum < T. Geldim < T. geçişsiz fiil gelmek < Eski T. kel-mek; konuşana göre uzak bir

yerden daha yakın bir yere doğru yol almak, bir mesâfe katedip uzak bir yerden

daha yakın bir yere varmak; bulunduğu yerden ayrılıp geri dönmek, avdet etmek;

varmak, ulaşmak, erişmek, vâsıl olmak; bir yere uğramak, ziyâret etmek;

fiilin köküne belirli geçmiş zaman 1. tekil şahıs eki eklenmiştir;

burada soyadın anlamı bir yere vardığında sık sık ‘geldim’ ifadesini kullanan,

sürekli bir yere giden, bir yere varan için lakâb olarak kullanıldığı tahmin

edilmektedir;
175

1.24.3. Türkçe yapım eki –ci ile Boşnakça yapım eki –(i)ya'yı almış soyad

Bilandžija < T. Bilenci < T. geçişli fiil bilmek – Eski T.'den beri kullanılır; bir şey hakkında

bilgisi, mâlûmâtı olmak, o şeyi öğrenmiş bulunmak; bir işin ehli olmak, o işi

yapmaya alışmış bulunmak; bir şeye yeteneği olmak, başarmak, muktedir

olmak;

bu soyadta fiilin köküne aynı zamanda sıfat fiil eki –en eklenmiş, yalnız

Boşanakça'da e sesi a sesine dönüşmüştür; sıfat fiil ekine Türk yapı eki –ci

ile Boşnak yapı eki –ya eklenmiştir; böylece soyad, bir şeyi çok iyi bilen,

bigili, işin ustası, başarılı bir kimse gibi anlamlar taşıdığı tahmin edilmektedir;

1.24.4. Türkçe yapım eki –ci ile soyad eki –iç'i almış soyadlar

Bilandžić < T. Bilenci < T. geçişli fiil bilmek – Eski T.'den beri kullanılır; + -iç;

soyadın anlamı bir önceki bölümde incelenmiş soyadın anlamıyla aynı

olmaktadır;

Delendžić < T. Delenci < T. geçişli fiil delmek < Eski T. Tel-mek; + -iç;

üzerinde delik açmak;

yapı eki –ci'nin eklenemsiyle soyad bir şeyi delen, delik açan, bu işle uğraşan

bir kimse gibi anlam kazandığı tahmin edilmektedir;


176

1.24.5. Sıfat fiil ekleri ile –iç soyad ekini almış soyadlar

Čikarić < T. Çıkar < T. oldurgan ve geçişli fiil çıkarmak; + -iç;

bulunduğu yerden dışarı çıkmasını sağlamak; bir yerden çıkmak zorunda

bırakmak, çıkmaya mecbur etmek, ihraç etmek;

Abdulah Şkaljiç'e göre çıkarma bir ifadedir; birinin çıkarmasını çıkartmak;

birini öfkelendirmek, birini kızdırmak anlamında (Škaljić 1966: 176);

bu nedenle, bu soyadın da buna benzer bir anlam taşıdığı tahmin edilmektedir;

Dujmušić < T. Duymuş < T. geçişli fiil duymak < Eski T. Tuy-mak, sezmek; + -iç;

işitmek; öğrenmek, haber almak, işitmiş olmak; (dokunma, koklama ve tatma

duyularından biriyle sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık, tatlılık, acılık,

ağırlık, hafiflik vb. nitelikleri) hissetmek; çok açık, ortada ve belirli olmayan bir

şeyi sezmek, var olduğunu farketmek, anlamak; bir ruh hâlinin etkisini üzerinde

hissetmek, o hal içinde olmak; işitme duyusuna sâhip olmak, sağır olmamak;

soyadın anlamı da bir şeyi iyi bilen, iyi sezen, iyi duyan, haberdar olan, bilgili

diye tahmin edilmektedir;

1.24.6. –iç soyad ekini almış soyad

Begenišić < Boş. Begenisati < T. geçişli fiil beğenmek – kökü belli değildir; + -iç;

iyi ve güzel bulmak, takdir etmek; doğru bulmak, kabul etmek, tasvip etmek;

hoşuna gitmek, hoşlanmak, gönlü kaymak; bir şeyi diğerlerinden daha iyi ve

güzel bularak seçmek, tercih etmek;

Boşnakça fiil çekimi sırasında s sesi ş sesine dönüşür; begenişem = beğeniyorum;

burada soyadın anlamı da bir şeyi, bir kimseyi beğenme, hoşlanma diye tahmin

edilmektedir;
177

1.24.7. –oviç soyad ekini almış soyadlar

Dursunović ~ Tursunović ~ Tursumović < T. geçişsiz fiil durmak; masdar eki –mak'ın

düşmesiyle, emir kipi 3. tekil şahıs eki eklenip

özel erkek isim türemiştir; soyad ile ilgili

anlam ve ses değişimleri önceden verilmiştir;

Kačarević < kelimenin kökü geçişsiz fiil kaç-mak’tan gelmektedir; anlam Yalın bölümünde

verilmiştir; + -oviç;

1.25. Belirsiz Sözcük Türlerinden Türemiş Soyadlar

Birdahić < T. Bir daha – zarf; ikinci kez, yeniden, tekrar, asla; + -iç;

Falan ~ Filan < T. Falan – Filân < Ar. Fulān, herhangi bir kişi > Filān > Falan;

belirtilmesi gerekli görülmeyen isimlerin önüne getirilerek onları belirsiz

şekilde niteler; söylenmesi uygun görülmeyen bir özel ismin yerini tutar;

bir şahıs veya nesneyi bildiren kelimelerden sonra ona benzer şeyleri ayrıca

saymamak için kullanılır;


178

2. BÖLÜM: SES BİLİMİ (FONOLOJİ)

Boşnak alfabesi, 4 ünlü, 26 ünsüz, toplam 30 sesten oluşmaktadır. Türk alfabesi ise 8 ünlü, 21
ünsüz, toplam 29 sesten oluşmaktadır. Çoğu sesler aynı olsa da, bir dilde bulunan, öteki
dildebulunmayan sesler de mevcuttur. Boşnak alfabesinde bulunan, lakin Türk alfabesinde
bulunmayan 5 ünsüz bulunmaktadır. Bunlar c (ts olarak okunur), ć ( ince ç ), đ ( ince c ), lj ( l
+ j (y) ) ve nj ( n + j (y) ). Karşıtları Türk alfabesinde bulunmamaktadır. Türk alfabesinde
bulunan, lakin Boşnak alfabesinde bulunmayan 3 ünlü ile 1 ünsüz bulunmaktadır. Bunlardan ı,
ö ve ü ünlüler, ğ – yumuşak g ise ünsüzdür. Türkçe’den Boşnakça’ya giren sözcüklerde söz
konusu sesler bulunuyorsa, bunlar Boşnakça’da en yakın veya benzer ses ile uygulanmıştır.
Bazen her iki dilde de ses aynı ise, yine geçiş sırasında veya zaman içerisinde, değişikliğe
uğraması mevcuttur.

Türkçe’den Boşnakça’ya giren sözcükler, Boşnakça’nın ses sistemine göre tabii olmuştur. Bu
geçiş sırasında, çeşitli ses ikamesi de gerçekleşmiştir. Aynı zamanda, değişmelere uğramamış,
kendi öz halini korumuş sözcükler de mevcuttur. Söz konusu sözcüklerin bazıları da, ilk geçiş
sırasında ses değişmelerine uğramasa da, sonradan, geçtiği dilde yaygınlaşması, zamanla
geçtiği dilin çeşitli lehçeleriyle temasta bulunması durumunda ses değişmelerine uğramıştır.

Türkçe sözcüklerin Boşnakça’ya aktarılması uzun bir süreç içerisinde gerçekleşmiştir. Aktarma
yazılıdan ziyade daha çok sözlü dil ile yapılmıştır. Bundan dolayı, bir sözcüğün, birkaç defa
aktarılması ve böylece çeşitli ses olaylarına uğraması durumunda değişik şekillerle
Boşnakça’ya geçmesi mümkündür. Önceden de bahsedildiği gibi, aktarma daha sık sözlü dil ile
yapıldığı için, çeşitli Türk lehçeleri de ses olaylarını etkilemiştir. Sözlü aktarımı sırasında, bir
sözcüğün farklı bir şekilde duyulması ve sonradan yayılması, değişik ses olaylarına
uğramasının sebeplerinden biridir. Tahsil görmüş, aydın insanlardan ziyade, daha çok sıradan
insanların konuşma dilinden aktarma yapıldığından ve Bosna Hersek halkının Türkçe
bilmemesinden dolayı, sözcüğünün öz şekline dikkat edilmemiştir (Vajzović 1999:93). Giriş
bölümünde de bahsedildiği gibi, Türkçe’den Boşnakça’ya giren sözcükler, Arapça, Farsça ve
Türkçe’den oluşan Osmanlı-Türkçesi’nden gelmektedir. Türkçe, Osmanlı-Türkçesi’nin devamı
olduğu için, tüm bu sözcükler asıl Türk kökenli olmasa da, Osmanlı-Türkçesi’nin vasıtasıyla
geçtikleri için, Türkçe olarak değerlendirilecektir. Bunun sebebi, Osmanlı-Türkçesi sözcüklerin
arasında Arapça, Farsça, Yunanca, İbranice vd. dillerden gelen sözcüklerin bulunması, ayrıca
Boşnakça’nın bu dillerle direk olarak temasta bulunmamasıdır.
179

Bu nedenle, bu çalışmada incelenecek olan soyadlarda gerçekleştirilmiş ses olaylar, Türkçe ve


Boşnakça ses sistemine göre karşılaştırılacaktır.

Ses türeme, ses düşme, ses değişme ve metatez-sözcük içerisinde sesin yer değişmesi gibi ses
olaylar, soyadlar örneklerinde gösterilecektir.

2.1. Ses Türemesi

Ses türemesi olayı, çeşitli sebeplerden dolayı ortaya çıkmış olabilir. Ses etimolojik anlam
taşımasa da, sözcük başında, ortasında veya sonunda ses türemesi gerçekleşebilmektedir. Bu
olay, çoğu zaman sözcüğün telaffuz sırasında yanlış duyulmasından, yazılı metinlerde yanlış
okunmasından ve bundan dolayı duyulduğu ve okunduğu şekilde yayınlaşmasından ortaya
çıkabilir. Diğer bir sebep ise, sözcüğün daha kolay telaffuz edilebilmesi ve geçtiği dile daha
yakın olmasıdır. Çeşitli ses türemeler aşağıdaki soyadlarda gösterilmiştir:

2.1.1. –a sesinin türemesi

Aşağıdaki soyadlarda –a sesi, kadın cinsiyetini belirtmektedir. Türkçede cinsiyet ayrımının


bulunmamasıyla beraber, Türkçeden Boşnakçaya giren kelimeler eğer Boşnakçada kadın
cinsiyetinden geliyorsa kelimenin sonuna bir –a sesi eklenir;

Bajkuša < Baykuş + -a – Boş. Sova;

Ćeremida < Kiremit + -a – Boş. Cigla;

Džemila < Cemile + -a – kadın ismi;

Sudžuka < Sucuk + -a – Boş. Sucuka;

-a sesi aynı zamanda erkek isimlerde de meşhurdur. Bu özel isimler daha çok Arap kökenli
isimlerdir, lakin Türkçe isimler de mevcuttur. Bunların örnekleri aşağıdaki soyadlarda
verilmiştir;

Bajrama < Bayram + -a;


180

Aşağıdaki soyadlarda –a sesi, ilgi hâl ekini – ait olma niteliğini taşımaktadır;

Avdibegovića < Avdibegoviç + -a; T. Avdibegoviç’in, Avdibegoviçler’in;

Mehmedbašića < Mehmedbaşiç + -a; T. Mehmedbaşiç’in, Mehmedbaşiçler’in;

-a sesi belirsiz olarak da kelimeye türemiş olabilir. Bunun çeşitli sebepleri olabilir, yanlış
telaffuz veya yazılı kaynaklarda yanlış yazılmış gibi. Aynı zamanda da soyad eki olarak da
geçerli olabilmektedir;

Arnautalija < Arnavut + -a + -li + -ya;

Činara < Çınar + -a;

2.1.2. –i sesinin türemesi

Aşağıdaki soyadlarda, -i sesinin türemesi farklı sebeplerden ötürü gerçekleşmiş olabilir.


Kelimenin daha kolay bir şekilde telaffuz edilebilmesi için veya aynı kökenli başka bir soyadın
bulunmasından dolayı, soyun farklılığını belirtmek için, ses değişiklikleri gerçekleşmiş olabilir.

Čutahija ~ Ćutahija < Kütahya > Kütah + -i –ya;

Hifziefendić < Hifz > Hifz + -i + efendi + -iç;

Ilijazović < İlyas > İl + -i yaz + -oviç;

Jahijaefendić < Yahya > Yah + -i +-ya + efendi + iç;


181

2.1.3. –h sesinin türemesi

Etimolojik h sesi, Bosna Hersek’in Müslüman yazar ve halkı tarafından korunan bir sestir. Bu
küçük ses bilgisel ayrım, aslında Bosna Hersek’te büyük bir sosyo-kültürel ve etnik ayrımın
simgesidir. Boşnaklar için h sesi Türk-Osmanlı kültürünün simgesidir (Eker 2006:81). Bosna
Hersek’te bulunan diğer halklara göre, h sesi daha çok Müslüman halkı arasında mevcuttur.
Müslüman halkı arasında konuşulan dilin en önemli noktalarından biridir. Bu nedenle,
etimolojik olarak bir anlam taşımasa da, h sesi bazı sözcüklerde türemiştir.

Aşağıdaki soyadlarda da söz konusu nedenlerden dolayı h sesinin türemesi mümkündür.


Soyadın taşıyıcılarının Müslüman olduklarını vurgulamak için soyadta h sesinin türediği
tahmin edilmektedir.

Aşağıdaki soyadlarda –h sesi özel isimlerin başında türemiştir:

Hajvaz ~ Hajvazović < Ayvaz > H + Ayvaz;

> H + Ayvaz + -oviç;

Hrustemović ~ Hrustanović ~ Hrustanbegović ~ Hrustempašić < Rüstem

> H + Rustem + -oviç;

> H + Rustan + -oviç;

> H + Rustan + beg + -oviç;

> H + Rustem + paşa + -iç;

aşağıdaki soyadlarda ise, h sesi, sözcüğün ortasında türemiştir;

Sahačić ~ Sahadžić < Saat > Sa + -h –a + -çiç ~ Sa + -h –a + ciç;

2.1.4. –d sesinin türemesi

Mizdrak < Mızrak > Miz + -d –rak;

Omerdić < Ömer > Omer + -d + -iç;


182

2.1.5. –y sesinin türemesi

Fidajbegović < Fidâ > Fida + -y + beg + -oviç; burada beg – bey unvanı ile birlikte

kullanıldığı için, -y sesinin türemesi ile özel isminin türeme ihtimali

mümkündür;

Hazrolaj < Hazır olmak > Hazrola + -y;

Mujezin < Müezzin < Ar. Mu’ezzin > Mu + -y –ezin;

Smajilović ~ Smajlović ~ Smajilagić ~ Smajlagić ~ Smajilbegović ~ Smajlbegović ~

~ Smajilhodžić ~ Smajlhodžić < İsmail > Sma + -y –il + -oviç;

> Sma + -y – l + -oviç;

> Sma + -y – il + -agiç;

> Sma + -y – l + -agiç;

> Sma + -y – il + -begoviç;

> Sma + -y – l + -begoviç;

> Sma + -y – il + -hociç;

> Sma + -y –l + -hociç;

2.1.6. –k sesinin türemesi

Berberkić < Berber + -k + -iç;

2.1.7. –v sesinin türemesi

Dovadžić ~ Dovadžija < Dua + -cı > Du + -v + -a + -cı + -ya > Do + -v + -a + ciya;
183

2.1.8. –n sesinin türemesi

Kajan ~ Kajanović ~ Kajanija < Kaya + -n;

< Kaya + -n + -oviç;

< Kaya + -n + -(i)ya;

2.2. Ses Düşmesi

2.2.1. İkiz ünsüz düşmesi

Türkçeden Boşnakçaya giren ikiz ünsüzlü sözcüklerde bir ünsüzün düşmesi gerçekleşmiştir. Bu
ses olayı, Boşnakçada sözcüklerde ikiz ünsüzün bulunmamasından dolayı ortaya çıkmıştır.
Sözcüklerde ikiz ünsüzlere nadiren rastlanır ve bunlar daha çok Allah, Bismillah vb. dini
sözcüklerde görülmektedir. Bunların Alah, Bismilah gibi bir ünsüz ile kullanışı da mevcuttur.
İkiz ünsüzler aynı zamanda tahsil görmüş şahıslar, iyi derecede Türkçe ve Arapça bilen
büyükler tarafından kullanılır ( Peco 1967:141, alıntı Smailoviç 1977:25).

Abazović ~ Abaspahić < Abbas – bir b sesinin düşmesi ile Abas > Abazoviç

> Abaspahiç;

Abdulahović ~ Abdulahefendić < Abdullah – bir l sesinin düşmesi ile Abdulah >

> Abdulahoviç

> Abdulahefendiç;

Bakal ~ Bakalović ~ Bakalbašić < Bakkal – bir k sesinin düşmesi ile Bakal > Bakal

> Bakaloviç

> Bakalbaşiç;

Berak < Berrak – bir r sesinin düşmesi ile Berak;

Džerahović < Cerrah – bir r sesinin düşmesi ile Cerah > Cerahoviç;

Đonlija ~ Đonlagić < Gönüllü – bir l sesinin düşmesi ile Gönülü > Conliya

> Conlagiç;
184

Fetahagić ~ Fetahbegović < Fettah – bir t sesinin düşmesi ile Fetah > Fetahagiç

> Fetahbegoviç;

Hajrulahović ~ Hairlahović < Hayrullah – bir l sesinin düşmesi ile Hayrulah >

> Hayrulahoviç

> Hairlahoviç;

Halač ~ Halać < Hallaç – bir l sesinin düşmesi ile Halaç; sözcüğün iki şekli bulunmaktadır;

ilk şekil kalın ç (č) – Halač; ikinci şekil ince ç (ć) – Halać olarak

yazılmıştır;

Hamalukić < Hamallık – bir l sesinin düşmesi ile Hamalık > Hamalukiç;

Hurem ~ Huremović < Hürrem – bir r sesinin düşmesi ile Hürem > Hurem

> Huremoviç;

Kahrić ~ Kaharević ~ Kahrović ~ Kahrica < Kahhar – bir h sesinin düşmesi ile Kahar >

> Kahriç

> Kahareviç

> Kahroviç

> Kahrica;

Kulukčija < Kullukçu – bir l sesinin düşmesi ile Kulukçu > Kulukçiya;

Muderizović < Müderris – bir r sesinin düşmesi ile Müderis > Muderizoviç;

Mudželet < Mücellet – bir l sesinin düşmesi ile Mücelet > Mucelet;

Muhamedagić ~ Hadžimuhamedović < Muhammed – bir m sesinin düşmesi ile

Muhamed > Muhamedagiç

> Hacimuhamedoviç;
185

Muharem ~ Muharemović ~ Muharemagić < Muharrem – bir r sesinin düşmesi ile

Muharem > Muharem

> Muharemoviç

> Muharemagiç;

Muhasilović < Muhassıl – bir s sesinin düşmesi ile Muhasıl > Muhasiloviç;

Mujezin ~ Mujezinović < Müezzin – bir z sesinin düşmesi ile Müezin > Muyezin

> Muyezinoviç;

Muzaferović < Muzaffer – bir f sesinin düşmesi ile Muzafer > Muzaferoviç;

Nakaš < Nakkaş – bir k sesinin düşmesi ile Nakaş > Nakaş;

Sunulahpašić < Sunullah – bir l sesinin düşmesi ile Sunulah > Sunulahpaşiç;

Telalagić ~ Telalbašić < Tellal – bir l sesinin düşmesi ile Telal > Telalagiç

> Telalbaşiç;

2.2.2. Sözcük başı ses düşmesi

Skender ~ Skenderagić < İskender – sözcük başı i sesinin düşmesi ile Skender > Skender

> Skenderagiç;

Smailović ~ Smajilović ~ Smajlović ~ Smailagić ~ Smajilagić ~ Smajlagić ~ Smailbašić

< İsmail – sözcük başı i sesinin düşmesi ile Smail > Smailoviç

> Smayiloviç

> Smayloviç

> Smailagiç

> Smayilagiç

> Smaylagiç

> Smailbaşiç;
186

Skeledžić < İskeleci – sözcük başı i sesinin düşmesi ile Skeleci > Skeleciç;

Aşağıdaki soyadlarda sözcük başı h sesinin düşmesi gerçekleşmiştir. Önceden de bahsedildiği


gibi, h sesinin türemesi daha çok Bosna Hersek’te yaşayan Müslüman halkın dilinde mevcut
olup, h sesinin düşmesi diğer halkların dilinde sıkça rastlanan bir ses olayıdır:

Alilhodžić < Halil – sözcük başı h sesinin düşmesi ile Alil > Alilhociç;

Ećimović < Hekim – sözcük başı h sesinin düşmesi ile Ekim > Eçimoviç;

Arambašić < Harambaşı – sözcük başı h sesinin düşmesi ile Arambaşı > Arambaşiç;

2.2.3. Sözcük sonu ses düşmesi

Abdula < Abdullah – sözcük sonu h sesinin düşmesi ile Abdulla > Abdula;

Murtez < Murtaza – sözcük sonu a sesinin düşmesi ile Murtaz > Murtez;

Penđer < Pencere – sözcük sonu e sesinin düşmesi ile Pencer > Pencer – sözcük Boşnak

alfabesinde bulunan ince c (đ) sesi ile yazılmıştır;

Pervan < Pervane – sözcük sonu e sesinin düşmesi ile Pervan > Pervan;

2.2.4. Sözcük ortasında ses düşmesi

Sözcük ortasında ses düşme olayı çeşitli nedenlerden dolayı gerçekleşmiştir. İki ünlü veya
ünsüzün bir araya gelme durumunda, seslerden biri düşmektedir. Aynı olay iki ünsüzün bir
araya gelmesinde de geçerlidir. Bunlar birleşik sözcüklerde mevcuttur. Diğer bir olay ise, çeşitli
eklerin eklenmesi durumunda. Ek ünlü veya ünsüz ile başlıyorsa ve sözcük bunlardan biri ile
bitiyorsa, yine bir ses düşmesi gerçekleşecektir. Bazen nedeni olmayan sebeplerden ötürü, ses
düşmesi gerçekleşebilir. Bu ses düşme olayları, aşağıdaki soyadlarda gösterilmiştir:

Abaspahić < Abbas + Sipahi + -iç; > Abasspahiç – bir s sesinin düşmesi ile Abaspahiç;
187

Abdagić ~ Avdagić < Abdo ~ Avdo (Abdullah isminin Boşnakça’da kısaltılmış şekilleri)

+ Aga + -iç > Abdoagiç ~ Avdoagiç – ismin sonundaki o sesinin

düşmesi ile Abdagiç ~ Avdagiç;

Abdulahmanović < Abdulrahman + -oviç > Abdulrahmanoviç – r sesinin düşmesi ile

Abdulahmanoviç;

Abdurahmanović < Abdulrahman + -oviç > Abdulrahmanoviç – l sesinin düşmesi ile

Abdurahmanoviç;

Abduzaimović < Abdulzaim + -oviç > Abdulzaimoviç – l sesinin düşmesi ile Abduzaimoviç;

Ahmagić < Ahmo (Ahmet isminin Boşnakça’da kısaltılmış şekli) + Aga + -iç > Ahmoagiç –

ismin sonundaki o sesinin düşmesi ile Ahmagiç;

Ahmespahić < Ahmed + Sipahi + -iç > Ahmedspahiç – ismin sonundaki d sesinin düşmesi ile

Ahmespahiç;

Alagić < Ali + Aga + -iç > Aliagiç – ismin sonundaki i sesinin düşmesi ile Alagiç;

Alibabić < Ali + Baba + -iç > Alibabaiç – baba sözcüğünün son a sesinin düşmesi ile

Alibabiç;

Alirejsović < Ali + Reis + -oviç > Alireisoviç – reis sözcüğünün i sesinin düşmesi ile

Alirejsoviç;

Arfadžan < Arefe + Gün > Arefegün > Arefecun > Arefecan – ilk sözcüğünün ikinci e sesinin

düşmesi ile Arfacan;

Arnautalić ~ Arnautalija ~ Arnautlija < Arnavut + -li + -iç > Arnavutliç – v sesinin düşmesi

ile Arnautliç > Arnautaliç

> Arnautaliya

> Arnautliya;
188

Avdurahmanović < Abdul + Rahman + -oviç > Avdulrahmanoviç – l sesinin düşmesi ile

Avdurahmanoviç;

Buljubašić < Bölükbaşı + -iç > Buljukbaşiç – k sesinin düşmesi ile Bulyubaşiç;

Čaršimamović < Çarşı + İmam + -oviç > Çarşıimamoviç – ı sesinin düşmesi ile

Çarşimamoviç;

Ćeif < Keyif > Çeyif – y sesinin düşmesi ile Çeif;

Đonlagić < Gönüllü ağa + -iç > Conulluagiç – sözcük içerisinde bulunan u seslerinin düşmesi

ile Conlagiç;

Fejzagić < Feyzo ( Feyiz isminin Boşnakça’da kısaltılmış şekli) + Aga + -iç > Feyzoagiç –

ismin sonundaki o sesinin düşmesi ile Feyzagiç;

Fetibegović < Fetih + Beg + -oviç < Fetihbegoviç – h sesinin düşmesi ile Fetibegoviç;

Hadžalić < Haci + Ali + -iç > Hacialiç – haci sözcüğünün son i sesinin düşmesi ile

Hacaliç;

Hadžismailović ~ Hadžismajlović < Haci + İmsail + -oviç > Haciismailoviç ~

Haciismayloviç – bir i sesinin düşmesi ile

Hacismailoviç ~ Hacismayloviç;

Hairlahović < Hayrullah + -oviç > Hayrulahoviç – y ile u sesinin düşmesi ile Hairlahoviç;

Hairlić < Hayırlı + -iç > Hayirliç – y sesinin düşmesi ile Hairliç;

Hamzagić < Hamza + Aga + -iç > Hamzaagiç – bir a sesinin düşmesi ile Hamzagiç;

Hasagić < Haso (Hasan isminin Boşnakça kısaltılmış şekli) + Aga + -iç > Hasoagiç – ismin

sonundaki o sesinin düşmesi ile Hasagiç;

Hazrolaj < Hazır olmak > Hazır ola – ı sesinin düşmesi ile Hazrolay;

Husagić < Huso (Hüseyin isminin Boşnakça kısaltılmış şekli) + Aga + -iç > Husoagiç – ismin

sonundaki o sesinin düşmesi ile Husagiç;


189

Husein ~ Huseinović ~ Huseinbašić ~ Huseinbegović ~ Huseinefendić

< Hüseyin – y sesinin düşmesi ile Hüsein > Husein

> Huseinoviç,

> Huseinbaşiç,

> Huseinbegoviç,

> Huseinefendiç;

aynı kökenli diğer iki soyadta ise Husejnović ~ Husejnagić < Hüseyin – i sesinin düşmesi ile

Hüseyn > Huseynoviç,

> Huseynagiç;

Ibragić < İbro ( İbrahim isminin Boşnakça kısaltılmış şekli) + Aga + -iç > İbroagiç – ismin

sonundaki o sesinin düşmesi ile İbragiç;

Kafedžić ~ Kafeđić < Kahveci + -iç > Kahveciç – h sesinin düşmesi ile Kafeciç; ilk soyad

kalın c (dž), ikinci soyad ise ince c (đ) sesi ile yazılmıştır. Önceden

bahsedilen h sesinin düşme nedenleri bu örnekte de geçerlidir.

Karabatković < Karabatak + -oviç > Karabatakoviç – sözcük içerisindeki son a sesinin

düşmesi ile Karabatkoviç;

Kestendžić ~ Kestenđić < Kestaneci + -iç > Kestaneciç – sözcüğün sonundaki e sesinin

düşmesi ile Kestenciç; ilk soyad kalın c (dž), ikinci soyad ise, ince

c (đ) ile yazılmıştır;

Korkalić < Korkaklı + -iç > Korkakliç – k sesinin düşmesi ile Korkaliç;

Krdžić < Kırca + -iç > Kırciç – ı sesinin düşmesi ile Krciç;

Kršumlić < Kurşunlu + -iç > Kurşumliç – sözcük içerisindeki ilk u sesinin düşmesi ile

Kurşumliç;
190

Lutvagić < Lutvo (Lütüf isminin Boşnakça kısaltılmış şekli) + Aga + -iç > Lutvoagiç – ismin

son o sesinin düşmesi ile Lutvagiç;

Memeleđija ~ Mameleđija < Memleketçi + -ya > Memleketçiya > Memleketciya – t sesinin

düşmesi ile Memeleciya ~ Mameleciya;

Matardžija < Mataracı + -ya > Mataracıya – sözcük sonundaki a sesinin düşmesi ile

Matarciya;

Mehagić < Meho ( Mehmed isminin Boşnakça kısaltılmış şekli) + Aga + -iç > Mehoagiç –

ismin sonundaki o sesinin düşmesi ile Mehagiç;

Mrdžanović ~ Mrđanović < Mercan + -oviç > Mercanoviç – sözcük içerisindeki e sesinin

düşmesi ile Mrcanoviç; ilk soyad kalın c (dž), ikinci soyad ise

ince c (đ) ile yazılmıştır;

Muslibegović < Muslim + Beg + -oviç > Muslimbegoviç – ismin sonundaki m sesinin düşmesi

ile Muslibegoviç;

Nuhodžić < Nuh + Hoca + -iç > Nuhhociç – bir h sesinin düşmesi ile Nuhociç;

Redžepašić < Recep + Paşa + -iç > Receppaşiç – bir p sesinin düşmesi ile Recepaşiç;

Salibašić ~ Salihodžić ~ Salispahić < Salih – h sesinin düşmesi ile Sali > Salibaşiç

> Salihociç

> Salispahiç;

Smajlović ~ Smajlagić ~ Smajlhodžić < İsmail – sözcük içerisindeki i sesinin düşmesi ile

İsmayl > Smayl > Smayloviç,

> Smaylagiç,

> Smaylhociç;

Spahić < Sipahi + -iç > Sipahiç – sözcük içerisindeki i sesinin düşmesi ile Spahiç;
191

Suljagić < Sulyo ( Süleyman isminin Boşnakça kısaltılmış şekli) + Aga + -iç > Sulyoagiç –

ismin son o sesinin düşmesi ile Sulyagiç;

Šerbedžija < Şerbetçi + -ya > Şerbetçiya – t sesinin düşmesi ile Şerbeciya;

Teftedarija < Defterdar + -(i)ya > Defterdariya > Tefterdariya – r sesinin düşmesi ile

Teftedariya;

Uzeirović < Üzeyir + -oviç > Üzeyiroviç – y sesinin düşmesi ile Uzeiroviç;

Velagić < Veli + Aga + -iç; > Veliagiç – i sesinin düşmesi ile Velagiç;

Zajmović < Zaim + -oviç > Zaimoviç – i sesinin düşmesi ile Zaymoviç;

2.2.5. Soyad eki –iç ile –oviç / -eviç’in eklenmesiyle, sözcük sonu ses düşmesi

Aşağıdaki soyadlarda ünlü ile biten unvan, sıfat, lakap, özel isim, hayvan ismi ve diğer
kelimelere soyad eki –iç veya –oviç eklendiğinde, bir ünlü düşmesi gerçekleşmiştir;

Agbabić < Akbaba + -iç > Akbabaiç – sözcük sonundaki a sesinin düşmesi ile Agbabiç;

Agić < Aga + -iç > Agaiç – sözcük sonundaki a sesinin düşmesi ile Agiç;

Aždajić < Ajdaya (Ejderha) + -iç > Ajdayaiç – sözcük sonundaki a sesinin düşmesi ile

Ajdayiç;

Babić ~ Babović < Baba + -iç / -oviç > Babaiç ~ Babaoviç – sözcük sonundaki a sesinin

düşmesi ile Babiç ~ Baboviç;

Baltić < Balta + -iç > Baltaiç – sözcük sonundaki a sesinin düşmesi ile Baltiç;

Birdahić < Bir daha + -iç > Birdahaiç – sözcük sonundaki a sesinin düşmesi ile Birdahiç;

Čelhasić < Kel + Haso (Hasan isminin kısaltılmış şekli) + -iç > Kelhasoiç – ismin sonundaki

o sesinin düşmesi ile Çelhasiç;

Čizmić < Çizme + -iç > Çizmeiç – sözcük sonundaki e sesinin düşmesi ile Çizmiç;

Delić < Deli + -iç > Deliiç – sözcük sonundaki i sesinin düşmesi ile Deliç;

Džinalić < Cin + Ali + -iç > Cinaliiç – ismin sonundaki i sesinin düşmesi ile Cinaliç;
192

Džudžević < Cüce + -eviç > Cüceeviç – sözcük sonundaki e sesinin düşmesi ile Cuceviç;

Đulalić < Gül + Ali + -iç > Gülaliiç – ismin sonundaki i sesinin düşmesi ile Culaliç;

Efendić < Efendi + -iç > Efendiiç – sözcük sonundaki i sesinin düşmesi ile Efendiç;

Elčić < Elçi + -iç > Elçiiç – sözcük sonundaki i sesinin düşmesi ile Elçiç;

Eskić < Eski + -iç > Eskiiç – sözcük sonundaki i sesinin düşmesi ile Eskiç;

Hadžialić < Haci + Ali + -iç > Hacialiiç – ismin sonundaki i sesinin düşmesi ile Hacialiç;

Hamzić ~ Hadžihamzić < Hamza + -iç ~ Haci + Hamza + -iç > Hamzaiç ~ Hacihamzaiç –

ismin sonundaki a sesinin düşmesi ile Hamziç ~ Hacihamziç;

Ičindić ~ Ićindić < İkindi + -iç > İkindiiç – sözcük sonundaki i sesinin düşmesi ile İçindiç;

ilk soyad kalın c (dž), ikinci soyad ise ince c (đ) sesi ile yazılmıştır;

Jabandžić < Yabancı + -iç > Yabanciiç – sözcük sonu i sesinin düşmesi ile Yabanciç;

Jengić < Yenge + -iç > Yengeiç – sözcük sonundaki e sesinin düşmesi ile Yengiç;

Kalfić < Kalfa + -iç > Kalfaiç – sözcük sonundaki a sesinin düşmesi ile Kalfiç;

Karadžić < Karaca + -iç > Karacaiç – sözcük sonundaki a sesinin düşmesi ile Karaciç;

Karamustafić < Kara + Mustafa + -iç > Karamustafaiç – ismin sonundaki a sesinin düşmesi

ile Karamustafiç;

Kavgić < Kavga + -iç > Kavgaiç – sözcük sonundaki a sesinin düşmesi ile Kavgiç;

Kestenović < Kestane + -oviç > Kestaneoviç – sözcük sonundaki e sesinin düşmesi ile

Kestenoviç;

Krdžić < Kırca + -iç > Kırcaiç – sözcük sonundaki a sesinin düşmesi ile Krciç;

Kučukalić < Küçük + Ali + -iç > Kuçukaliiç – ismin sonundaki i sesinin düşmesi ile

Kuçukaliç;

Kumbarić < Kumbara + -iç < Kumbaraiç – sözcük sonundaki a sesinin düşmesi ile

Kumbariç;
193

Mulić < Molla > Mula + -iç > Mulaiç – sözcük sonundaki a sesinin düşmesi ile Muliç;

Mustafović ~ Mustafić ~ Hadžimustafić < Mustafa – ismin sonundaki a sesinin düşmesi ile

Mustafoviç ~ Mustafiç ~ Hacimustafiç;

Nargilić < Nargile + -iç > Nargileiç – sözcük sonundaki e sesinin düşmesi ile Nargiliç;

Pašić < Paşa + -iç > Paşaiç – sözcük sonundaki a sesinin düşmesi ile Paşiç;

Pervanić ~ Pervanović < Pervane + -iç / -oviç > Pervaneiç ~ Pervaneoviç – sözcük

sonundaki e sesinin düşmesi ile Pervaniç ~ Pervanoviç;

Piralić < Pir + Ali + -iç > Piraliiç – ismin sonundaki i sesinin düşmesi ile Piraliç;

Sihirlić < Sihirli + -iç > Sihirliiç – bir i sesinin düşmesi ile Sihirliç;

Sivrić < Sivri + -iç > Sivriiç – bir i sesinin düşmesi ile Sivriç;

Tahtović < Tahta + -oviç > Tahtaoviç – sözcük sonundaki a sesinin düşmesi ile Tahtoviç;

Taslidžić < Taşlıca + -iç > Taşlıcaiç – sözcük sonundaki a sesinin düşmesi ile Tasliciç;

Tatlić < Tatlı + -iç > Tatliiç – sözcük sonundaki i sesinin düşmesi ile Tatliç;

Terzić < Terzi + -iç > Terziiç – sözcük sonundaki i sesinin düşmesi ile Terziç;

Uzunalić < Uzun + Ali + -iç > Uzunaliiç – ismin sonundaki i sesinin düşmesi ile Uzunaliç;

Aşağıdaki soyadlarda soyad eki –iç’in eklenmesiyle, kısaltma eki (hypocoristic) –o düşmüştür;

Ahmić ~ Hadžiahmić < Ahmo + -iç > Ahmoiç – ismin sonundaki –o sesinin düşmesi ile

Ahmiç ~ Haciahmiç;

Abdić ~ Avdić < Abdo ~ Avdo + -iç > Abdoiç ~ Avdoiç – ismin sonundaki –o sesinin düşmesi

ile Abdiç ~ Avdiç;

Bajrić < Bayro + -iç > Bayroiç – ismin sonundaki –o sesinin düşmesi ile Bayriç;

Ćatić < Çato (Kâtip) + -iç > Çatoiç – unvan sonundaki –o sesinin düşmesi ile Çatiç;

Fejzić < Feyzo + -iç > Feyzoiç – ismin sonundaki –o sesinin düşmesi ile Feyziç;
194

Hajrić < Hayro + -iç > Hayroiç – ismin sonundaki –o sesinin düşmesi ile Hayriç;

Hasić < Haso + -iç > Hasoiç – ismin sonundaki –o sesinin düşmesi ile Hasiç;

Husić < Huso + -iç > Husoiç – ismin sonundaki –o sesinin düşmesi ile Husiç;

Jusić < Yuso + -iç > Yusoiç – ismin sonundaki –o sesinin düşmesi ile Yusiç;

Mehić < Meho + -iç > Mehoiç – ismin sonundaki –o sesinin düşmesi ile Mehiç;

Muhić < Muho + -iç > Muhoiç – ismin sonundaki –o sesinin düşmesi ile Muhiç;

Ramić < Ramo + -iç > Ramoiç – ismin sonundaki –o sesinin düşmesi ile Ramiç;

Suljić < Sulyo + -iç > Sulyoiç – ismin sonundaki –o sesinin düşmesi ile Sulyiç;

2.2.6. Ünlü ile biten unvanlara soyad eki –iç eklendiğinde bir ünlü sesinin düşmesi

- aga unvanı + -iç

Abdagić ~ Avdagić < Abdaga ~ Avdaga + -iç > Abdagaiç ~ Avdagaiç – a sesinin düşmesi ile

Abdagiç ~ Avdagiç;

Abdulagić < Abdulaga + -iç > Abdulagaiç – a sesinin düşmesi ile Abdulagiç;

Ademagić < Ademaga + -iç > Ademagaiç – a sesinin düşmesi ile Ademagiç;

Adilagić < Adilaga + -iç > Adiagaiç – a sesinin düşmesi ile Adilagiç;

Ahmetagić ~ Ahmedagić ~ Ahmagić < Ahmetaga ~ Ahmedaga ~ Ahmaga + -iç > Ahmet

> Ahmetagaiç ~ Ahmedagaiç ~ Ahmagaiç – a sesinin

düşmesi ile Ahmetagiç ~ Ahmedagiç ~ Ahmagiç;

Akagić < Akaga + -iç > Akagaiç – a sesinin düşmesi ile Akagiç;

Alagić < Alaga + -iç > Alagaiç – a sesinin düşmesi ile Alagiç;

Arifagić < Arifaga + -iç > Arifagaiç – a sesinin düşmesi ile Arifagiç;

Arslanagić < Arslanaga + -iç > Arslanagaiç – a sesinin düşmesi ile Arslanagiç;

Azapagić < Azapaga + -iç > Azapagaiç – a sesinin düşmesi ile Azapagiç;
195

Bečiragić ~ Bećiragić < Beçiraga + -iç > Beçiragaiç – a sesinin düşmesi ile Beçiragiç;

ilk soyad kalın ç (č), ikinci soyad ise ince ç (ć) ile yazılmıştır;

Begagić < Begaga + -iç > Begagaiç – a sesinin düşmesi ile Begagiç;

Begtašagić < Begtaşaga + -iç > Begtaşagaiç – a sesinin düşmesi ile Begtaşagiç;

Bilalagić < Bilalaga + -iç > Bilalagaiç – a sesinin düşmesi ile Bilalagiç;

Ćerimagić < Çerimaga + -iç > Çerimagaiç – a sesinin düşmesi ile Çerimagiç;

Dervišagić < Dervişaga + -iç > Dervişagaiç – a sesinin düşmesi ile Dervişagiç;

Džaferagić < Caferaga + -iç > Caferagaiç – a sesinin düşmesi ile Caferagiç;

Đonlagić < Conlaga (Gönüllü ağası) + -iç > Conlagaiç – a sesinin düşmesi ile Conlagiç;

Eminagić < Eminaga + -iç > Eminagaiç – a sesinin düşmesi ile Eminagiç;

Fazlagić < Fazlaga + -iç > Fazlagaiç – a sesinin düşmesi ile Fazlagiç;

Fejzagić < Feyzaga + -iç > Feyzagaiç – a sesinin düşmesi ile Feyzagiç;

Fetahagić < Fetahaga + -iç > Fetahagaiç – a sesinin düşmesi ile Fetahagiç;

Hadžagić < Hacaga + -iç > Hacagaiç – a sesinin düşmesi ile Hacagiç;

Hadžialagić < Hacialaga + -iç > Hacialagaiç – a sesinin düşmesi ile Hacialagiç;

Hadžialijagić ~ Hadžalijagić < Hacialiyaga ~ Hacaliyaga + -iç > Hacialiyagaiç ~

Hacaliyagaiç – a sesinin düşmesi ile Hacialiyagiç ~

Hacaliyagiç;

Hadžiavdagić < Haciavdaga + -iç > Haciavdagaiç – a sesinin düşmesi ile Haciavdagiç;

Hadžieminagić < Hacieminaga + -iç > Hacieminagaiç – a sesinin düşmesi ile Hacieminagiç;

Hadžihasanagić < Hacihasanaga + -iç > Hacihasanagaiç – a sesinin düşmesi ile

Hacihasanagiç;

Hadžijašaragić < Haciyaşaraga + -iç > Haciyaşaragaiç – a sesinin düşmesi ile

Haciyaşaragiç;
196

Hadžikalfagić < Hacikalfaga + -iç > Hacikalfaagaiç – a sesinin düşmesi ile Hacikalfagiç;

Hadžimehmedagić < Hacimehmedaga + -iç > Hacimehmedagaiç – a sesinin düşmesi ile

Hacimehmedagiç;

Hadžimujagić < Hacimuyaga + -iç > Hacimuyagaiç – a sesinin düşmesi ile Hacimuyagiç;

Hadžimuratagić < Hacimurataga + -iç > Hacimuratagaiç – a sesinin düşmesi ile

Hacimuratagiç;

Hadžiomeragić < Haciomeraga + -iç > Haciomeragaiç – a sesinin düşmesi ile

Haciomeragiç;

Hadžiosmanagić < Haciosmanaga + -iç > Haciosmanagaiç – a sesinin düşmesi ile

Haciosmanagiç;

Hadžirašidagić < Haciraşidaga + -iç > Haciraşidagaiç – a sesinin düşmesi ile

Haciraşidagiç;

Hafizagić < Hafizaga + -iç > Hafizagaiç – a sesinin düşmesi ile Hafizagiç;

Hajdaragić < Haydaraga + -iç > Haydaragaiç – a sesinin düşmesi ile Haydaragiç;

Halilagić < Halilaga + -iç > Halilagaiç – a sesinin düşmesi ile Halilagiç;

Hamzagić < Hamzaga + -iç > Hamzagaiç – a sesinin düşmesi ile Hamzagiç;

Hasagić < Hasaga + -iç > Hasagaiç – a sesinin düşmesi ile Hasagiç;

Hasanagić < Hasanaga + -iç > Hasanagaiç – a sesinin düşmesi ile Hasanagiç;

Husagić < Husaga + -iç > Husagaiç – a sesinin düşmesi ile Husagiç;

Husejnagić < Huseynaga + -iç > Huseynagaiç – a sesinin düşmesi ile Huseynagiç;

Ibragić < İbraga + -iç > İbragaiç – a sesinin düşmesi ile İbragiç;

Ibrahimagić < İbrahimaga + -iç > İbrahimagaiç – a sesinin düşmesi ile İbrahimagiç;

Idrizagić < İdrizaga + -iç > İdrizagaiç – a sesinin düşmesi ile İdrizagiç;

Imamagić < İmamaga + -iç > İmamagaiç – a sesinin düşmesi ile İmamagiç;
197

Imanagić < İmanaga + -iç > İmanagaiç – a sesinin düşmesi ile İmanagiç;

Isakagić < İsakaga + -iç > İsakagaiç – a sesinin düşmesi ile İsakagiç;

Islamagić < İslamaga + -iç > İslamagaiç – a sesinin düşmesi ile İslamagiç;

Jašaragić < Yaşaraga + -iç > Yaşaragaiç – a sesinin düşmesi ile Yaşaragiç;

Junuzagić < Yunuzaga + -iç > Yunuzagaiç – a sesinin düşmesi ile Yunuzagiç;

Jusufagić < Yusufaga + -iç > Yusufagaiç – a sesinin düşmesi ile Yusufagiç;

Kasumagić < Kasumaga + -iç > Kasumagaiç – a sesinin düşmesi ile Kasumagiç;

Kurtagić < Kurtaga + -iç > Kurtagaiç – a sesinin düşmesi ile Kurtagiç;

Lutvagić < Lutvaga + -iç > Lutvagaiç – a sesinin düşmesi ile Lutvagiç;

Mahmutagić < Mahmutaga + -iç > Mahmutagaiç – a sesinin düşmesi ile Mahmutagiç;

Mehagić < Mehaga + -iç > Mehagaiç – a sesinin düşmesi ile Mehagiç;

Mehmedagić < Mehmedaga + -iç > Mehmedagaiç – a sesinin düşmesi ile Mehmedagiç;

Muhamedagić < Muhamedaga + -iç > Muhamedagaiç – a sesinin düşmesi ile Muhamedagiç;

Muharemagić < Muharemaga + -iç > Muharemagaiç – a sesinin düşmesi ile Muharemagiç;

Muminagić < Muminaga + -iç > Muminagaiç – a sesinin düşmesi ile Muminagiç;

Muratagić < Murataga + -iç > Muratagaiç – a sesinin düşmesi ile Muratagiç;

Numanagić < Numanaga + -iç > Numanagaiç – a sesinin düşmesi ile Numanagiç;

Omeragić < Omeraga + -iç > Omeragaiç – a sesinin düşmesi ile Omeragiç;

Osmanagić < Osmanaga + -iç > Osmanagaiç – a sesinin düşmesi ile Osmanagiç;

Pašagić < Paşaga + -iç > Paşagaiç – a sesinin düşmesi ile Paşagiç;

Piragić < Piraga + -iç > Piragaiç – a sesinin düşmesi ile Piragiç;

Rašidagić < Raşidaga + -iç > Raşidagaiç – a sesinin düşmesi ile Raşidagiç;

Redžepagić ~ Ređepagić < Recepaga + -iç > Recepagaiç – a sesinin düşmesi ile Recepagiç;

ilk soyad kalın c (dž), ikinci soyad ince c (đ) ile yazılmıştır;
198

Rustemagić < Rustemaga + -iç > Rustemagaiç – a sesinin düşmesi ile Rustemagiç;

Salihagić < Salihaga + -iç > Salihagaiç – a sesinin düşmesi ile Salihagiç;

Seferagić < Seferaga + -iç > Seferagaiç – a sesinin düşmesi ile Seferagiç;

Selimagić < Selimaga + -iç > Selimagaiç – a sesinin düşmesi ile Selimagiç;

Selmanagić < Selmanaga + -iç > Selmanagaiç – a sesinin düşmesi ile Selmanagiç;

Sinanagić < Sinanaga + -iç > Sinanagaiç – a sesinin düşmesi ile Sinanagiç;

Skenderagić < Skenderaga + -iç > Skenderagaiç – a sesinin düşmesi ile Skenderagiç;

Smailagić ~ Smajilagić ~ Smajlagić < Smailaga ~ Smayilaga ~ Smaylaga + -iç >

Smailagaiç ~ Smayilagaiç ~ Smaylagaiç – a sesinin

düşmesi ile Smailagiç ~ Smayilagiç ~ Smaylagiç;

Sulejmanagić < Sulejmanaga + -iç > Suleymanagaiç – a sesinin düşmesi ile Suleymanagiç;

Suljagić < Sulyaga + -iç > Sulyagaiç – a sesinin düşmesi ile Sulyagiç;

Šabanagić < Şabanaga + -iç > Şabanagaiç – a sesinin düşmesi ile Şabanagiç;

Šačiragić ~ Šaćiragić < Şaçiraga + -iç > Şaçiragaiç – a sesinin düşmesi ile Şaçiragiç;

ilk soyad kalın ç (č), ikinci soyad ise ince ç (ć) ile yazılmıştır;

Šahinagić < Şahinaga + -iç > Şahinagaiç – a sesinin düşmesi ile Şahinagiç;

Šečeragić ~ Šećeragić < Şeçeraga + -iç > Şeçeragaiç – a sesinin düşmesi ile Şeçeragiç;

ilk soyad kalın ç (č), ikinci soyad ise ince ç (ć) ile yazılmıştır;

Tataragić < Tataraga + -iç > Tataragaiç – a sesinin düşmesi ile Tataragiç;

Vejsilagić < Veysilaga + -iç > Veysilagaiç – a sesinin düşmesi ile Veysilagiç;

Velagić < Velaga + -iç > Velagaiç – a sesinin düşmesi ile Velagiç;

Zahiragić < Zahiraga + -iç > Zahiragaiç – a sesinin düşmesi ile Zahiragiç;
199

- amca unvanı + -iç

Salihamiđić < Salihamca + -iç > Salihamcaiç – a sesinin düşmesi ile Salihamiciç;

- baş – başa unvanı + -iç

Ahmedbašić ~ Ahmetbašić < Ahmedbaşa ~ Ahmetbaşa + -iç > Ahmedbaşaiç ~ Ahmetbaşaiç

a sesinin düşmesi ile Ahmedbaşiç ~ Ahmetbaşiç;

Alibašić < Alibaşa + -iç > Alibaşaiç – a sesinin düşmesi ile Alibaşiç;

Arambašić < Arambaşa + -iç > Arambaşaiç – a sesinin düşmesi ile Arambaşiç;

Avdibašić < Avdibaşa + -iç > Avdibaşaiç – a sesinin düşmesi ile Avdibaşiç;

Bajrambašić < Bayrambaşa + -iç > Bayrambaşaiç – a sesinin düşmesi ile Bayrambaşiç;

Bečirbašić ~ Bećirbašić < Beçirbaşa + -iç > Beçirbaşaiç – a sesinin düşmesi ile Beçirbaşiç;

ilk soyad kalın ç (č), ikinci soyad ise ince ç (ć) sesi ile yazılmıştır;

Buljubašić < Bulyubaşa (Bölükbaşı) + -iç > Bulyubaşaiç – a sesinin düşmesi ile Bulyubaşiç;

Fazlibašić < Fazlibaşa + -iç > Fazlibaşaiç – a sesinin düşmesi ile Fazlibaşiç;

Hajdarbašić < Haydarbaşa + -iç > Haydarbaşaiç – a sesinin düşmesi ile Haydarbaşiç;

Hasanbašić < Hasanbaşa + -iç > Hasanbaşaiç – a sesinin düşmesi ile Hasanbaşiç;

Huseinbašić < Huseinbaşa + -iç > Huseinbaşaiç – a sesinin düşmesi ile Huseinbaşiç;

Islambašić < İslambaşa + -iç > İslambaşaiç – a sesinin düşmesi ile İslambaşiç;

Jašarbašić < Yaşarbaşa + -iç > Yaşarbaşaiç – a sesinin düşmesi ile Yaşarbaşiç;

Jusufbašić < Yusufbaşa + -iç > Yusufbaşaiç – a sesinin düşmesi ile Yusufbaşiç;

Kasabašić < Kasabaşa + -iç > Kasabaşaiç – a sesinin düşmesi ile Kasabaşiç;

Mehmedbašić ~ Mehmedbašića < Mehmedbaşa + -iç > Mehmedbaşaiç – a sesinin düşmesi

ile Mehmedbaşiç ~ Mehmedbaşiça;

Muminbašić < Muminbaşa + -iç > Muminbaşaiç – a sesinin düşmesi ile Muminbaşiç;
200

Muradbašić ~ Muratbašić < Muradbaşa ~ Muratbaşa + -iç > Muradbaşaiç ~ Muratbaşaiç –

a sesinin düşmesi ile Muradbaşiç ~ Muratbaşiç;

Musabašić < Musabaşa + -iç > Musabaşaiç – a sesinin düşmesi ile Musabaşiç;

Omerbašić < Omerbaşa + -iç > Omerbaşaiç – a sesinin düşmesi ile Omerbaşiç;

Osmanbašić < Osmanbaşa + -iç > Osmanbaşaiç – a sesinin düşmesi ile Osmanbaşiç;

Redžebašić < Recebaşa + -iç > Recebaşaiç – a sesinin düşmesi ile Recebaşiç;

Salihbašić ~ Salibašić < Salihbaşa ~ Salibaşa + -iç > Salihbaşaiç ~ Salibaşaiç – a sesinin

düşmesi ile Salihbaşiç ~ Salibaşiç;

Selimbašić < Selimbaşa + -iç > Selimbaşaiç – a sesinin düşmesi ile Selimbaşiç;

Smailbašić < Smailbaşa + -iç > Smailbaşaiç – a sesinin düşmesi ile Smailbaşiç;

Velibašić < Velibaşa + -iç > Velibaşaiç – a sesinin düşmesi ile Velibaşiç;

- čehaja / ćehaja – kâhya / kethüdâ unvanı + -iç

Huseinčehajić ~ Husejnćehajić < Huseinçehaya ~ Huseynçehaya + -iç > Huseinçehayaiç

~ Huseynçehayaiç – a sesinin düşmesi ile Huseinçehayiç

~ Huseynçehayiç; ilk soyad kalın ç (č), ikinci soyad ise

ince ç (ć) ile yazılmıştır;

Kurtćehajić < Kurtçehaya + -iç > Kurtçehayaiç – a sesinin düşmesi ile Kurtçehayiç;

Mahmutćehajić < Mahmutçehaya + -iç > Mahmutçehayaiç – a sesinin düşmesi ile

Mahmutçehayiç;

- dede unvanı + -iç

Hadžidedić < Hacidede + -iç > Hacidedeiç – e sesinin düşmesi ile Hacidediç;

Hasandedić < Hasandede + -iç > Hasandedeiç – e sesinin düşmesi ile Hasandediç;
201

- efendi unvanı + -iç

Abdulahefendić < Abdulahefendi + -iç > Abdulahefendiiç – bir i sesinin düşmesi ile

Abdulahefendiç;

Aliefendić < Aliefendi + -iç > Aliefendiiç – bir i sesinin düşmesi ile Aliefendiç;

Dervišefendić < Dervişefendi + -iç > Dervişefendiiç – bir i sesinin düşmesi ile Dervişefendiç;

Divanefendić < Divanefendi + -iç > Divanefendiiç – bir i sesinin düşmesi ile Divanefendiç;

Eminefendić < Eminefendi + -iç > Eminefendiiç – bir i sesinin düşmesi ile Eminefendiç;

Hadžiefendić < Haciefendi + -iç > Haciefendiiç – bir i sesinin düşmesi ile Haciefendiç;

Hasanefendić < Hasanefendi + -iç > Hasanefendiiç – bir i sesinin düşmesi ile Hasanefendiç;

Hifziefendić < Hifziefendi + -iç > Hifziefendiiç – bir i sesinin düşmesi ile Hifziefendiç;

Huseinefendić < Huseinefendi + -iç > Huseinefendiiç – bir i sesinin düşmesi ile

Huseinefendiç;

Ibrahimefendić < İbrahimefendi + -iç > İbrahimefendiiç – bir i sesinin düşmesi ile

İbrahimefendiç;

Jahjaefendić ~ Jahijaefendić < Yahyaefendi ~ Yahiyaefendi + -iç > Yahyaefendiiç ~

Yahiyaefendiiç – bir i sesinin düşmesi ile Yahyaefendiç ~

Yahiyaefendiç;

Mahmutefendić < Mahmutefendi + -iç > Mahmutefendiiç – bir i sesinin düşmesi ile

Mahmutefendiç;

Musaefendić < Musaefendi + -iç > Musaefendiiç – bir i sesinin düşmesi ile Musaefendiç;

Nuhefendić < Nuhefendi + -iç > Nuhefendiiç – bir i sesinin düşmesi ile Nuhefendiç;

Omerefendić < Omerefendi + -iç > Omerefendiiç – bir i sesinin düşmesi ile Omerefendiç;

Salihefendić < Salihefendi + -iç > Salihefendiiç – bir i sesinin düşmesi ile Salihefendiç;
202

- hoca unvanı + -iç

Ahmedhodžić ~ Ahmethodžić < Ahmedhoca ~ Ahmethoca + -iç > Ahmedhocaiç ~

Ahmethocaiç – a sesinin düşmesi ile Ahmedhociç ~

Ahmethociç;

Alihodžič ~ Alihodžić < Alihoca + -iç > Alihocaiç – a sesinin düşmesi ile Alihociç;

ilk soyadta, soyad eki –iç, kalın ç (č), ikinci soyadta ince ç (ć)

ile yazılmıştır;

Halilhodžić ~ Alilhodžić < Halilhoca ~ Alilhoca + -iç > Halilhocaiç ~ Alilhocaiç – a sesinin

düşmesi ile Halilhociç ~ Alilhociç;

Arifhodžić < Arifhoca + -iç > Arifhocaiç – a sesinin düşmesi ile Arifhociç;

Bečirhodžić ~ Bećirhodžić < Beçirhoca + -iç > Beçirhocaiç – a sesinin düşmesi ile

Beçirhociç; ilk soyad kalın ç (č), ikinci soyad ince ç (ć) ile

yazılmıştır;

Čolakhodžić < Çolakhoca + -iç > Çolakhocaiç – a sesinin düşmesi ile Çolakhociç;

Čorhodžić < Çorhoca (Körhoca) + -iç > Çorhocaiç – a sesinin düşmesi ile Çorhociç;

Dželilhodžić < Celilhoca + -iç > Celilhociç – a sesinin düşmesi ile Celilhociç;

Fazlihodžić < Fazlihoca + -iç > Fazlihocaiç – a sesinin düşmesi ile Fazlihociç;

Hajdarhodžić < Haydarhoca + -iç > Haydarhocaiç – a sesinin düşmesi ile Haydarhociç;

Hasanhodžić < Hasanhoca + -iç > Hasanhocaiç – a sesinin düşmesi ile Hasanhociç;

Jusufhodžić < Yusufhoca + -iç > Yusufhocaiç – a sesinin düşmesi ile Yusufhociç;

Karahodžić < Karahoca + -iç > Karahocaiç – a sesinin düşmesi ile Karahociç;

Muminhodžić < Muminhoca + -iç > Muminhocaiç – a sesinin düşmesi ile Muminhociç;

Murathodžić < Murathoca + -iç > Murathocaiç – a sesinin düşmesi ile Murathociç;

Nezirhodžić < Nezirhoca + -iç > Nezirhocaiç – a sesinin düşmesi ile Nezirhociç;
203

Nuhodžić < Nuhoca + -iç > Nuhocaiç – a sesinin düşmesi ile Nuhociç;

Omerhodžić < Omerhoca + -iç > Omerhocaiç – a sesinin düşmesi ile Omerhociç;

Osmanhodžić < Osmanhoca + -iç > Osmanhocaiç – a sesinin düşmesi ile Osmanhociç;

Salihodžić < Salihoca + -iç > Salihocaiç – a sesinin düşmesi ile Salihociç;

Selimhodžić < Selim + -iç > Selimhocaiç – a sesinin düşmesi ile Selimhociç;

Smailhodžić ~ Smajilhodžić ~ Smajlhodžić < Smailhoca ~ Smayilhoca ~ Smaylhoca + -iç

> Smailhocaiç ~ Smayilhocaiç ~ Smaylhocaiç

a sesinin düşmesi ile Smailhociç ~

Smayilhociç ~ Smaylhociç;

Zejnilhodžić < Zeynilhoca + -iç > Zeynilhocaiç – a sesinin düşmesi ile Zeynilhociç;

- kalfa unvanı + -iç

Alikalfić < Alikalfa + -iç > Alikalfaiç – a sesinin düşmesi ile Alikalfiç;

- molla – mula unvanı + -iç

Hadžimulić < Hacimolla > Hacimula + -iç > Hacimulaiç – a sesinin düşmesi ile Hacimuliç;

- paşa unvanı + -iç

Fadilpašić < Fadilpaşa + -iç > Fadilpaşaiç – a sesinin düşmesi ile Fadilpaşiç;

Hadžipašić < Hacipaşa + -iç > Hacipaşaiç – a sesinin düşmesi ile Hacipaşiç;

Hajdarpašić < Haydarpaşa + -iç > Haydarpaşaiç – a sesinin düşmesi ile Haydarpaşiç;

Hrustempašić ~ Rustempašić < Hrustempaşa ~ Rustempaşa + -iç > Hrustempaşaiç ~

Rustempaşaiç – a sesinin düşmesi ile Hrustempaşiç ~

Rustempaşiç;
204

Ibrahimpašić < İbrahimpaşa + -iç > İbrahimpaşaiç – a sesinin düşmesi ile İbrahimpaşiç;

Redžepašić < Recepaşa + -iç > Recepaşaiç – a sesinin düşmesi ile Recepaşiç;

Sulejmanpašić < Suleymanpaşa + -iç > Suleymanpaşaiç – a sesinin düşmesi ile

Suleymanpaşiç;

Sunulahpašić < Sunulahpaşa + -iç > Sunulahpaşaiç – a sesinin düşmesi ile Sunulahpaşiç;

Šahinpašić < Şahinpaşa + -iç > Şahinpaşaiç – a sesinin düşmesi ile Şahinpaşiç;

Zulfikarpašić < Zulfikarpaşa + -iç > Zulfikarpaşaiç – a sesinin düşmesi ile Zulfikarpaşiç;

- sipahi unvanı + -iç

Abaspahić < Abaspahi + -iç > Abaspahiiç – bir i sesinin düşmesi ile Abaspahiç;

Ahmespahić < Ahmespahi + -iç > Ahmespahiiç – bir i sesinin düşmesi ile Ahmespahiç;

Salispahić < Salispahi + -iç > Salispahiiç – bir i sesinin düşmesi ile Salispahiç;

2.2.7. Unvan ile özel isminin birleşmesiyle bir ünlü düşmesi

- hacı unvanı + özel isim

Hadžibrahimović < Haci + İbrahim + -oviç > Haciibrahimoviç – bir i sesinin düşmesi ile

Hacibrahimoviç;

Hadžismailović ~ Hadžismajlović < Haci + İsmail + -oviç ~ Haci + İsmayl + -oviç >

Haciismailoviç ~ Haciismayloviç – bir i sesinin düşmesi

ile Hacismailoviç ~ Hacismayloviç;

- molla – mula unvanı + özel isim

Mulahmetović < Molla + Ahmet > Mula + Ahmet + -oviç > Mulaahmetoviç – bir a sesinin

düşmesi ile Mulahmetoviç;


205

2.2.8. Sıfat ile özel isminin birleşmesiyle bir ünlü düşmesi

- deli sıfatı

Delahmet < Deli + Ahmet > Deliahmet – i sesinin düşmesi ile Delahmet;

Delalić < Deli + Ali + -iç > Delialiç – i sesinin düşmesi ile Delaliç;

- kara sıfatı

Karahmet < Kara + Ahmet > Karaahmet – bir a sesinin düşmesi ile Karahmet;

Karahmetović < Kara + Ahmet + -oviç > Karaahmetoviç – bir a sesinin düşmesi ile

Karahmetoviç;

2.3. Ses Değişmesi

Ses değişme olayı, Türkçe’den Boşnakça’ya giren sözcüklerde sıkça rastlanan bir olaydır. Bu
olay en çok Türkçe’de olan, lakin Boşnakça’da bulunmayan sesler arasında gerçekleşmiştir. Bu
sesler, Boşnakça’nın ses sistemine göre benzer veya yakın seslerle değiştirilmiştir. Aynı
zamanda, her iki dilde de bulunan seslerin arasında da değişme gerçekleşmiştir. Bu ses
değişmelerinin çeşitli nedenleri olabilir, ama bazen nedensiz de değişme ortaya çıkabilir. Ses
değişmeler, sözcüğünün telaffuzu, yazılışı ve okunuşu sırasında gerçekleşmiştir. Bir Türkçe
sözcüğünün birkaç defa değişik şekillerle Boşnakça’ya girmesi mümkündür. Bu süreç
içerisinde de sözcük, yayılma sırasında çeşitli ses değişikliklerine uğrayabilir.

Türkçe sözcükler daha sık sözlü olarak Boşnakça’ya girdikleri için, sözcüklerin geçiş sırasında,
değişik o zamanın Osmanlı-Türkçesi’nin değişik şiveleri önemli bir rol oynamıştır. Bunlardan
Karadeniz şivesinin etkisi görülmektedir. G sesinin Boşnakça’ya giren sözcüklerde ince c – đ
sesine dönüşmesi; göz – coz, güzel – cuzel, gidelim – cidelum, gül – cul gibi örneklerde olduğu
gibi. Türkçe’nin g sesi daha yumuşak bir şekilde telaffuz edildiği için, Boşnakça’da daha sık
ince c – đ sesi ile değiştirilmiştir. G sesinin kalın c – dž sesi ile yazılmış örnekler de
bulunmaktadır. I sesinin Boşnakça alfabesinde bulunmamakla beraber, canım – canum, başım
– başum gibi örneklerde u sesine dönüşmesi yine Karadeniz şivesinin etkisini göstermektedir.
I sesinin Boşnakça ses sisteminde bulunmadığı ve buna yakın veya benzer bir sesinin de
bulunmadığı için, çeşitli seslerle, bazen ise sadece bu sesin düşmesiyle uygulanmıştır. Bu
206

uygulamalar, bu bölümdeki örneklerde gösterilecektir. Diğer bir önemli ses değişme olayı k –
kalın ç (č) / ince ç (ć) sesler arasındadır. Yine k sesi Türkçe’de daha yumuşak bir şekilde telaffuz
edildiği için, Boşnakça’da örnekler daha sık ince ç – ć sesi ile değiştirilmiştir. Kalın ç – č sesi
ile örnekler de mevcuttur.

Bu iki ses değişmenin nedneleri henüz tam olarak araştırılmamış olsa da, bazı Bosna Hersekli
dil bilimciler, bu ses olayını, Bosna Hersek’te İslam dininin kabulune bağlamaktadırlar. Bu ses
değişme olayları daha sık Hersek bölgesinde mevcuttur. K ile g sesli örnekler asıl şekillerini
Krayina, Kuzey Bosna bölgesinde korumuş, Hersek ve diğer bölgelerde ise ses değişimi
gerçekleşmiştir. Bunun sebebini araştırmacılar, İslam daha çok Kuzey ve Orta Bosna
bölgelerinde kabul edilmiş, Hersek ve diğer bölgelerde İslamın kabulu daha yavaş sürmüştür.
Tabii ki, bu kesin bir neden olarak kabul edilmemektedir.

Türkçe’nin ğ - yumuşak g sesi, Boşnakça’da g, ince c-đ ve y (j) sesi ile değiştirilmiştir.

Bir ses değişme olayı daha, bazı Türkçe sözcüklerde ü sesinin l sesinden sonra gelmesi
sırasında, l sesinin Boşnakça ses sisteminde bulunan lj (l+y) dönüşmesidir. Bunun sebebi,
Türkçe’de l sesinin yumuşak şekilde telaffuz edilmesi ve Boşnakça ses sisteminde lj sesinin
buna en iyi uyumasıdır. Örnekler bu bölümde verilecektir.

Diğer ses değişme olayları, bölgeye ve o bölgede konuşulan şiveye de bağlıdır. Bir sözcük,
değişik şekillerle girmiş olabilir ve böylece o şekillerle dilde yerini koruyabilmiştir. Ses
değişikliklerine uğramasına rağmen, anlamı aynı kalmıştır. Nadiren anlam değişikliği de
gerçekleşmiştir.

Söz konusu ses değişmeler, aşağıdaki soyadlarda incelenmiştir:

2.3.1. Ünlü ile Ünlü

-a<e

Adžam ~ Adžamija < Acem ~ Acemiya;

Ahmatović < Ahmet + -oviç; Ahmat özel erkek isim olarak Bosna Hersek’te mevcuttur.

Akrap < Akrep;

Bazardžanović < Bezirgan + -oviç;

Bilandžić ~ Bilandžija < Bilenci + -iç ~ Bilenci + -ya;


207

Čehaja ~ Ćehaja < Kahya;

Darman < Derman;

Hajradinović < Hayrettin + -oviç;

Halvadžić < Helvacı + -iç;

Handžar < Hançer;

Haznadar ~ Haznader < Haznedar;

Hrustanović ~ Hrustanbegović < Rüstem + -oviç ~ Rüstem + Beg + -oviç;

Mardžanović < Mercan + -oviç;

Nuradinović < Nurettin + -oviç;

Pajazit < Beyazit;

Samardžić < Semerci + -iç;

Sarhatlić < Serhat + -li + -iç;

Turkmanović < Türkmen + -oviç;

- a<ı

Čakar < Çakır;

Lagumdžija < Lağımcı + -ya;

Ombaša < Onbaşı;

- a<i

Bazardžanović < Bezirgan + -oviç;

- a<u

Arfadžan < Arfa + Cun < Arefe + Gün;


208

- e<a

Aladžuz ~ Alađuz < Ela göz;

Bektešević < Bektaş + -eviç;

Dženanović < Canan + -oviç;

Haznadar ~ Haznader ~ Haznadarević < Haznedar ~ Haznedar ~ Haznedar + -eviç;

Hebib ~ Hebibović < Habib ~ Habib + -oviç;

Jeramaz < Yaramaz;

Jezidžić ~ Jeziđić < Yazıcı + -iç;

Kajmekamović ~ Kajmekanović < Kaymakam + -oviç;

Kesten ~ Kestendžić ~ Kestenđić ~ Kestenović < Kestane ~ Kestaneci + -iç ~ Kestane + oviç;

Mezet ~ Mezetović < Mezat ~ Mezat + -oviç;

Murtez ~ Murtezić ~ Hadžimurtezić < Murtaza ~ Murtaza + -iç ~ Hacimurtaza + -iç;

- e<i

Ćeremida < Kiremit;

Mudželet < Mücellit;

Muršed < Mürşid;

- i<a

Kahriman ~ Kahrimanović < Kahraman ~ Kahraman + -oviç;

- i<e

Vejsil ~ Vejsilović ~ Vejsilagić < Veysel ~ Veysel + -oviç ~ Veyselaga + -iç;

Zejnilović < Zeynel + -oviç;


209

- i<ı

Čirak < Çırak;

- i<u

Čibukčić < Çubuk + -çiç;

Durmišević < Durmuş + -eviç;

Topčibašić < Topçubaşı + -iç;

- i<ü

Behlil ~ Behlilović < Behlül ~ Behlül + -oviç;

Đonlija < Gönüllü + -ya;

Đumišić < Gümüş + -iç;

- o<u

Dovadžić ~ Dovadžija < Duacı + -iç ~ Duacı + -ya;

Joldžo < Yolcu,

Jonuz < Junuz < Junus;

Stambol ~ Stambolić ~ Stambolija < İstanbul ~ İstanbul + -iç ~ İstanbul + -(i)ya;

- u<e

Hajrudinović < Hayrettin + -oviç;

Nurudinović < Nurettin + -oviç;


210

- u<ı

Kasum ~ Kasumić ~ Kasumović ~ Kasumagić < Kasım ~ Kasım + -iç ~ Kasım + -oviç ~

Kasımaga + -iç;

Hamalukić < Hamallık + -iç;

Kadunić < Kadın + -iç;

Altumbašić < Altınbaş + -iç;

Karišuk < Karışık;

Hadžikadunić < Hacikadın + -iç;

- u<i

Begluk < Beglik;

Dželdum < Geldim;

- u<o

Buzuk < Bozuk;

- u<ö

Aladžuz ~ Alađuz < Ela göz;

Buljugić ~ Buljubašić < Bölük + -iç ~ Bölükbaşı + -iç;

Burek ~ Bureković < Börek ~ Börek + -oviç;

Čumurović ~ Čumurija ~ Ćumurović ~ Ćumurija < Kömür + -oviç ~ Kömür + -(i)ya;

Čureković < Çörek + -oviç;


211

- u<ü

Đumišić < Gümüş + -iç;

Đumrukčić < Gümrükçü + -iç;

Muderizović < Müderris;

Mudželet < Mücellit;

Mujezin ~ Mujezinović < Müezzin ~ Müezzin + -oviç;

Muršed < Mürşid;

2.3.2. Ünlü ile Ünsüz

- u < ev

Firdus < Firdevs;

- u<v

Baščaušević ~ Čaušević ~ Hadžibaščaušević < Başçavuş + -eviç ~ Çavuş + -eviç ~

Hacibaşçavuş + -eviç;

- y<i

Alirejsović < Alireis + -oviç;


212

2.3.3. Ünsüz ile Ünsüz

- b<p

Ćatibović < Katip + -oviç;

Ejub ~ Ejubović < Eyüp ~ Eyüp + -oviç;

Garibović ~ Garibija < Garip + -oviç ~ Garip + -(i)ya;

Habib ~ Hebib ~ Hebibović < Habip ~ Habip + -oviç;

Jakubović < Yakup + -oviç;

Nedžibović < Necip + -oviç;

Ragibović < Ragip + -oviç;

- kalın ç (č) < k

Bečar ~ Bečarević < Bekar ~ Bekar + -eviç;

Bečirević ~ Bečirović ~ Bečiragić ~ Bečirbašić ~ Bečirbegović ~ Bečirhodžić ~ Bečirspahić


< Bekir + -eviç ~ Bekir + -oviç ~ Bekiraga + -iç ~ Bekirbaşa + -iç ~ Bekirbeg + -oviç ~

~ Bekirhoca + -iç ~ Bekirsipahi + -iç;

Čehaja < Kahya;

Čelhasić < Kel + Haso + -iç;

Čemalović < Kemal + -oviç;

Čeman < Keman;

Čemer ~ Čemerlić < Kemer ~ Kemer + -li + -iç;

Čorbeg < Körbeg

Čorhodžić < Körhoca + -iç;

Čumurović ~ Čumurija < Kömür + -oviç ~ Kömür + -(i)ya;

Čupić ~ Čupina < Küp + -iç ~ Küp + -ina;

Čurčić ~ Čurćija < Kürk + -iç ~ Kürk + -(i)ya;


213

Čurt ~ Čurtić < Kurt ~ Kurt + -iç;

Čutahija < Kütahiya;

Ekmečić < Ekmek + -iç;

Hečimović < Hekim + -oviç;

Helač < Helak;

Ičindić < İkindi + -iç;

Maličbegović < Malik + Beg + -oviç;

Očuz < Oküz;

Šačirović ~ Šačiragić < Şakir + -oviç ~ Şakiraga + -iç;

Šečeragić < Şekeraga + -iç;

Usčuplić ~ Uščuplić < Üsküplü + -iç;

- kalın ç (č) ikiz k

Dučanović < Dükkan + -oviç;

- ince ç (ć) < k

Bećar ~ Bećarević < Bekar ~ Bekar + -eviç;

Bećirević ~ Bećiragić ~ Bećirbašić ~ Bećirbegović ~ Bećirhodžić ~ Bećirspahić

< Bekir + -eviç ~ Bekiraga + -iç ~ Bekirbaşa + -iç ~ Bekirbeg + -oviç ~ Bekirhoca + -iç

~ Bekirsipahi + -iç;

Ćamilović < Kamil + -oviç;

Ćatibović < Katip + -oviç;

Ćehaja < Kahya;

Ćeif < Keyif;


214

Ćelahmetović < Kelahmet + -oviç;

Ćemal ~ Ćemalović < Kemal ~ Kemal + -oviç;

Ćeman ~ Ćemanović < Keman ~ Keman + -oviç;

Ćemerlić < Kemer + -li + -iç;

Ćeremida < Kiremit;

Ćerim ~ Ćerimagić < Kerim ~ Kerimaga + -iç;

Ćilimdžić < Kilimci + -iç;

Ćirlija < Kirli + -(i)ya;

Ćufurović < Küfür + -oviç;

Ćulah ~ Ćulahović < Külah ~ Külah + -oviç;

Ćumurović ~ Ćumurija < Kömür + -oviç ~ Kömür + -(i)ya;

Ćupina < Küp + -ina;

Ćuprija < Köprü + -(i)ya;

Ćurćić < Kürk + -iç;

Ćurt ~ Ćurtić ~ Ćurtović < Kurt ~ Kurt + -iç ~ Kurt + -oviç;

Ćutahija < Kütahiya;

Ećim ~ Ećimović < Hekim ~ Hekim + -oviç;

Feleć < Felek;

Hećimović < Hekim + -oviç;

Helać < Helak;

Ićindić < İkindi + -iç;

Oćuz < Öküz;

Parmać < Parmak;


215

Šaćiragić ~ Šaćirbegović ~ Mulašaćirović < Şakiraga + -iç ~ Şakirbeg + -oviç ~

Mollaşakir + -oviç;

Šećerović ~ Šećeragić ~ Šećerbegović ~ Šećerkadić < Şeker + -oviç ~ Şekeraga + -iç ~

Şekerbeg + -oviç ~ Şekerkadı + -iç;

Šućur ~ Šućurović < Şükür ~ Şükür + -oviç;

Ušćuplić < Üsküplü + -iç;

- d<t

Ćeremida < Kiremit;

Durgut ~ Durgutović < Turgut ~ Turgut + -oviç;

Esadović < Esat + -oviç;

Hamidović < Hamit + -oviç;

Hindić ~ Hindlija < Hint + -iç ~ Hint + -li + -ya;

Rašidagić ~ Rašidbegović ~ Rašidkadić ~ Rašidović ~ Rešidović

< Raşitaga + -oviç ~ Raşitbeg + -oviç ~ Raşitkadı + -iç ~ Raşit + -oviç ~ Reşit + -oviç;

- d < ikiz t

Hajradinović ~ Hajredinović ~ Hajrudinović < Hayrettin +oviç;

Muhidinović < Muhittin + -oviç;

Nurudinović < Nurettin + -oviç;

- d<z

Ramadan ~ Ramadanović < Ramazan ~ Ramazan + -oviç;


216

- kalın c (dž) < g

Aladžuz < Ela göz;

Bazardžanović < Bezirgan + -oviç;

Dželdum < Geldum;

- kalın c (dž) < ğ

Ledžen < Leğen;

- kalın c (dž) < ç

Handžar < Hançer;

- ince c (đ) < g

Alađuz < Ela göz;

Đonlija < Gönüllü + -ya;

Đuderija < Güderi + -ya;

Đulabić < Gulab + -iç;

Đulaga < Gül + Aga;

Đulalić < Gül + Ali + -iç;

Đulbegović < Gül + Beg + -oviç;

Đulderen < Gülderen;

Đulić ~ Đulović < Gül + -iç; ~ Gül + -oviç;

Đulmez < Gülmez;

Đumrukčić < Gümrükçü + -iç;

Đuzel ~ Đuzelović < Güzel ~ Güzel + -oviç;


217

- ince c (đ) < ğ

Leđen < Leğen;

- f<h

Muftarević < Muhtar + -eviç;

- f<v

Kafedžić ~ Kafeđić < Kahveci + -iç;

- g<ğ

Begenišić < Beğenmek fiilinden; Beğen +-iş + -iç;

Degirmendžić < Değirmenci + -iç;

Jogun ~ Jogunčić ~ Jogunović < Yoğun ~ Yoğun + -çiç ~ Yoğun + -oviç;

- g<k

Agbaba ~ Agbabić < Akbaba ~ Akbaba + -iç;

Begtašević ~ Begtašagić < Bektaş + -eviç ~ Bektaşaga + -iç;

Buljubašić ~ Buljugić < Bölükbaşı + -iç ~ Bölük + -iç;

Gardašević < Kardeş + -eviç;

Tufegdžić ~ Tufegđić < Tüfek + -çi + -iç;

- lj < l

Buljubašić ~ Buljugić < Bölükbaşı + -iç ~ Bölük + -iç;

Guljumser < Gülümser;


218

- m<n

Altumbašić < Altınbaş + -iç;

Kuršumović ~ Kuršumlija < Kurşun + -oviç ~ Kurşun + -li + -ya;

Ombaša ~ Ombašić < Onbaşı ~ Onbaşı + -iç;

Stambol ~ Stambolić ~ Stambolija < İstanbul ~ İstanbul + -iç ~ İstanbul + -(i)ya;

- n<m

Kajmekanović < Kaymakam + -oviç;

Kujundžić < Kuyumcu + -iç;

Hrustanović ~ Hrustanbegović < Rüstem + -oviç ~ Rüstembeg + -oviç;

- p<b

Pajazit < Beyazıt;

Papučić < Pabuç + -iç;

- ş<s

Hevešlija < Hevesli + -ya;

Uščuplić ~ Ušćuplić < Üsküplü + -iç;

- t<d

Teftedarija < Defterdar + -(i)ya;

- v<b

Avdurahmanović < Abdulrahman + -oviç;


219

- v<f

Lutvagić < Lütüfaga + -iç;

- z<d

Rizvan ~ Rizvanović ~ Rizvanbegović < Rıdvan ~ Rıdvan + -oviç ~ Rıdvanbeg + -oviç;

- z<s

Elmazović ~ Elmazbegović < Elmas + -oviç ~ Elmasbeg + -oviç;

Idriz ~ Idrizović ~ Idrizagić ~ Idrizbegović < İdris ~ İdris + -oviç ~ İdrisaga + -iç

~ İdrisbeg + -oviç;

Ilijazović ~ Iljazović < İlyas + -oviç;

Jonuz ~ Junuz ~ Junuzović < Junus ~ Junus + -oviç;

Kavaz ~ Kavazić ~ Kavazović < Kavas ~ Kavas + -iç ~ Kavas + -oviç;

Kuduz ~ Kuduzović < Küdüs ~ Küdüs + -oviç;

Muderizović < Müderris + -oviç;

Reiz ~ Reijzbegović ~ Reizbegović < Reis ~ Reisbeg + -oviç;

Uvejzović < Üveys + -oviç;


220

2.4. Göçüşme – Metatez

Bu ses olayı, kelime içerisindeki seslerin yer değişmesini ifade etmektedir. Sesler yer değişmiş
olsa da, kelimenin anlamı aynı kalmaktadır. Bu olay, kelimenin yanlış telaffuz edilmesi veya
daha kolay bir şekilde, şiveye göre telaffuz edilebilmesi için ortaya çıkmaktadır.

Barjaktarević < Bajraktareviç < Baj-raktareviç > Bar-jaktareviç;

Mehremić < Merhemiç < Mer-hemiç > Meh-remiç;

Ohran ~ Ohranović < Orhan ~ Orhanoviç < Or-han ~ Or-hanoviç > Oh-ran ~ Oh-ranoviç;

Santrač ~ Santrać < Satranç < Sat-ranç > San-traç;


221

3. BÖLÜM: BİÇİM BİLİMİ (MORFOLOJİ)

3.1. Boşnakça Ekler

3.1.1. –oviç / -eviç soyad eki

Bosna Hersek’li soyadlarının yapısında, meşhur Slav dillerinin iyelik eki –ov / -ev yer
almaktadır. Tek başına kullanılmadığı için, yine soyad eki olarak geçen ve küçültme anlamını
taşıyan –iç eki ile beraber kullanılır. –oviç / -eviç ekinin Türkçe karşılığı oğlu’dur.

Aşağıdaki soyadlarda, -oviç / -eviç eki özel isimlerle birlikte kullanılmıştır. Bu soyadlar
enmeşhur ve çok sayıdadır.

Abazović < Abaz + -oviç;

Abdulahović < Abdulah + -oviç;

Abdulahmanović < Abdulahman + -oviç;

Abdurahmanović < Abdurahman + -oviç;

Avdurahmanović < Avdurahman + -oviç;

Abdulzaimović < Abdulzaim + -oviç;

Abduzaimović < Abduzaim + -oviç;

Ademović < Adem + -oviç;

Adilović < Adil + -oviç;

Aganović < Agan + -oviç;

Ahmatović < Ahmat + -oviç;

Ahmedović < Ahmed + -oviç;

Ahmetanović < Ahmetan + -oviç;

Ahmetašević < Ahmetaş + -eviç;

Ahmetović < Ahmet + -oviç;

Ajdinović < Aydin + -oviç;

Ajetović < Ayet + -oviç;


222

Ajvazović < Ayvaz + -oviç;

Alidžanović < Alican + -oviç;

Aliomerović < Ali + Omer + -oviç;

Ališahović < Alişah + -oviç;

Arifović < Arif + -oviç;

Azizović < Aziz + -oviç;

Bajramović < Bayram + -oviç;

Bečirević < Beçir + -eviç;

Bečirović < Beçir + -oviç;

Bećirević < Beçir + -eviç;

Beganović < Began + -oviç;

Begtašević < Begtaş + -eviç;

Behlilović < Behlil + -oviç;

Behlulović < Behlul + -oviç;

Behramović < Behram + -oviç;

Bektašević < Bektaş + -eviç;

Bektešević < Bekteş + -eviç;

Bilalović < Bilal + -oviç;

Bulutović < Bulut + -oviç;

Čemalović < Çemal + -oviç;

Čobanović < Çoban + -oviç;

Ćamilović < Çamil + -oviç;

Ćemalović < Çemal + -oviç;

Dilberović < Dilber + -oviç;


223

Dostović < Dost + -oviç;

Durgutović < Durgut + -oviç;

Durmišević < Durmiş + -eviç;

Džaferović < Cafer + -oviç;

Džananović < Canan + -oviç;

Džandžanović < Cancan + -oviç;

Džanović < Can + -oviç;

Dženanović < Cenan + -oviç;

Džihanović < Cihan + -oviç;

Edhemović < Edhem + -oviç;

Ejubović < Eyub + -oviç;

Ejupović < Eyup + -oviç;

Eminović < Emin + -oviç;

Esadović < Esad + -oviç;

Fehimović < Fehim + -oviç;

Ferhatović < Ferhat + -oviç;

Fetahović < Fetah + -oviç;

Ferizović < Feriz + -oviç;

Gafurović < Gafur + -oviç;

Habibović < Habib + -oviç;

Hairlahović < Hairlah + -oviç;

Hajdarević < Haydar + -eviç;

Hajdarović < Haydar + -oviç;

Hajradinović < Hayradin + -oviç;


224

Hajredinović < Hayredin + -oviç;

Hajrudinović < Hayrudin + -oviç;

Hajrulahović < Hayrulah + -oviç;

Hajvazović < Hayvaz + -oviç;

Hakanović < Hakan + -oviç;

Halilović < Halil + -oviç;

Hamidović < Hamid + -oviç;

Hasanović < Hasan + -oviç;

Hašimović < Haşim + -oviç;

Hatibović < Hatib + -oviç;

Hebibović < Hebib + -oviç;

Hrustanović < Hrustan + -oviç;

Hrustemović < Hrustem + -oviç;

Huremović < Hurem + -oviç;

Husejinović < Huseyin + -oviç;

Huseinović < Husein + -oviç;

Husejnović < Huseyn + -oviç;

Ibrahimović < İbrahim + -oviç;

Idrizović < İdriz + -oviç;

Iljazović < İlyaz + -oviç;

Ilijazović < İliyaz + -oviç;

Isaković < İsak + -oviç;

Islamović < İslam + -oviç;

Ismailović < İsmail + -oviç;


225

Jakubović < Yakub + -oviç;

Jakupović < Yakup + -oviç;

Junuzović < Yunuz + -oviç;

Jusufović < Yusuf + -oviç;

Kasumović < Kasum + -oviç;

Korkutović < Korkut + -oviç;

Latifović < Latif + -oviç;

Mahmutović < Mahmut + -oviç;

Mardžanović < Marcan + -oviç;

Mehmedinović < Mehmedin + -oviç;

Mehmedović < Mehmed + -oviç;

Mehmetović < Mehmet + -oviç;

Memišahović < Memişah + -oviç;

Memišević < Memiş + -oviç;

Merdanović < Merdan + -oviç;

Merđanović < Mercan + -oviç;

Mrdžanović < Mrcan + -oviç;

Mrđanović < Mrcan + -oviç;

Muftarević < Muftar + -eviç;

Muhamedović < Muhamed + -oviç;

Muharemović < Muharem + -oviç;

Muhidinović < Muhidin + -oviç;

Muhsinović < Muhsin + -oviç;

Muminović < Mumin + -oviç;


226

Muratović < Murat + -oviç;

Muslimović < Muslim + -oviç;

Mustafović < Mustafa + -oviç;

Muzaferović < Muzafer + -oviç;

Nedžibović < Necib + -oviç;

Nezirović < Nezir + -oviç;

Nuhanović < Nuhan + -oviç;

Numanović < Numan + -oviç;

Nuradinović < Nuradin + -oviç;

Nurudinović < Nurudin + -oviç;

Ohranović < Ohran + -oviç;

Omeranović < Omeran + -oviç;

Omerašević < Omeraş + -eviç;

Omerović < Omer + -oviç;

Orhanović < Orhan + -oviç;

Osmanović < Osman + -oviç;

Ragibović < Ragib + -oviç;

Ragipović < Ragip + -oviç;

Rahmanović < Rahman + -oviç;

Ramadanović < Ramadan + -oviç;

Rasimović < Rasim + -oviç;

Rašidović < Raşid + -oviç;

Rašitović < Raşit + -oviç;

Redžepović < Recep + -oviç;


227

Ređepović < Recep + -oviç;

Resulović < Resul + -oviç;

Rešidović < Reşid + -oviç;

Rizvanović < Rizvan + -oviç;

Rustemović < Rustem + -oviç;

Sabitović < Sabit + -oviç;

Sadiković < Sadik + -oviç;

Salihović < Salih + -oviç;

Salimović < Salim + -oviç;

Salmanović < Salman + -oviç;

Seferović < Sefer + -oviç;

Selimović < Selim + -oviç;

Selimanović < Seliman + -oviç;

Selmanović < Selman + -oviç;

Sinanović < Sinan + -oviç;

Skenderović < Skender + -oviç;

Smailović < Smail + -oviç;

Smajilović < Smayil + -oviç;

Smajlović < Smayl + -oviç;

Sulejmanović < Suleyman + -oviç;

Šabanović < Şaban + -oviç;

Šačirović < Şaçir + -oviç;

Šahbazović < Şahbaz + -oviç;

Šahinović < Şahin + -oviç;


228

Šahmanović < Şahman + -oviç;

Šemsović < Şems + -oviç;

Šerifović < Şerif + -oviç;

Šućurović < Şuçur + -eviç;

Šukurević < Şukur + -eviç;

Šukurović < Şukur + -eviç;

Tahirović < Tahir + -oviç;

Turanović < Turan + -oviç;

Uvejzović < Uveyz + -oviç;

Uzeirović < Uzeir + -oviç;

Vejselović < Veysel + -oviç;

Vejsilović < Veysil + -oviç;

Zahirović < Zahir + -oviç;

Zaimović < Zaim + -oviç;

Zajimović < Zayim + -oviç;

Zajmović < Zaym + -oviç;

Zarifović < Zarif + -oviç;

Zejnilović < Zeynil + -oviç;

Zejnović < Zeyn + -oviç;

Aşağıdaki soyadlarda –oviç / -eviç eki, özel isimlerinin kısaltılmış (hypocoristic) şekline
eklenmiştir;

Bajrović < Bayro + -oviç; < Bayram

Hajrović < Hayro + -oviç; < Hayrettin

Husović < Huso + -oviç; < Husein


229

Mehović < Meho + -oviç; < Mehmed

Muhović < Muho + -oviç; < Muharem

Ramović < Ramo + -oviç; < Ramadan

Aşağıdaki soyadlarda –oviç / -eviç eki, aile, İslamî, askerî ve diğer unvanlara eklenmiştir;

Adbegović < Adbeg + -oviç;

Ahbabović < Ahbap + -oviç;

Ajvazović < Ayvaz + -oviç;

Alajbegović < Alaybeg + -oviç;

Bajraktarević < Bayraktar + -eviç;

Barjaktarević < Bayraktar + -eviç;

Baščaušević < Başçavuş + -eviç;

Beglerbegović < Beglerbeg + -oviç;

Beglerović < Begler + -oviç;

Čaušević < Çavuş + -eviç;

Ćatović < Çato + -oviç; < Kâtip

Dervišević < Derviş + -eviç;

Dizdarević < Dizdar + -eviç;

Gardašević < Gardaş + -eviç; < Kardeş

Hadžović < Hacı + -oviç;

Hafizović < Hafiz + -oviç;

Jamaković < Yamak + -oviç;

Kardašević < Kardaş + -oviç;

Kavazović < Kavaz + -oviç;


230

Sandžaktarević < Sancaktar + -eviç;

Serdarević < Serdar + -eviç;

Solaković < Solak + -oviç;

Sultanović < Sultan + -oviç;

Aşağıdaki soyadlarda –oviç / -eviç eki, unvan ile isimden oluşan soyadlara eklenmiştir:

Abasbegović < Abas + Beg + -oviç;

Adembegović < Adem + Beg + -oviç;

Ahmedbegović < Ahmed + Beg + -oviç;

Ahmetbegović < Ahmed + Beg + -oviç;

Alibegović < Ali + Beg + -oviç;

Avdibegović < Avdi + Beg + -oviç;

Avdibegovića < Avdi + Beg + -oviç;

Bečirbegović < Beçir + Beg + -oviç;

Bećirbegović < Beçir + Beg + -oviç;

Bilalbegović < Bilal + Beg + -oviç;

Džaferbegović < Cafer + Beg + -oviç;

Džanbegović < Can + Beg + -oviç;

Dževdetbegović < Cevdet + Beg + -oviç;

Fazlibegović < Fazli + Beg + -oviç;

Fejzibegović < Feyzi + Beg + -oviç;

Ferhatbegović < Ferhat + Beg + -oviç;

Ferizbegović < Feriz + Beg + -oviç;

Fetahbegović < Fetah + Beg + -oviç;


231

Fetibegović < Feti + Beg + -oviç;

Fidajbegović < Fidaj + Beg + -oviç;

Hajdarbegović < Haydar + Beg + -oviç;

Halilbegović < Halil + Beg + -oviç;

Hamzabegović < Hamza + Beg + -oviç;

Hasanbegović < Hasan + Beg + -oviç;

Hašimbegović < Haşim + Beg + -oviç;

Hrustanbegović < Hrustan + Beg + -oviç;

Huseinbegović < Husein + Beg + -oviç;

Ibrahimbegović < İbrahim + Beg + -oviç;

Idrizbegović < İdriz + Beg + -oviç;

Isabegović < İsa + Beg + -oviç;

Islambegović < İslam + Beg + -oviç;

Jašarbegović < Yaşar + Beg + -oviç;

Jusufbegović < Yusuf + Beg + -oviç;

Mahmutbegović < Mahmut + Beg + -oviç;

Maličbegović < Maliç + Beg + -oviç;

Mehmedbegović < Mehmed + Beg + -oviç;

Muhamedbegović < Muhamed + Beg + -oviç;

Muradbegović < Murad + Beg + -oviç;

Muratbegović < Murat + Beg + -oviç;

Musabegović < Musa + Beg + -oviç;

Muslibegović < Musli + Beg + -oviç;

Nuhbegović < Nuh + Beg + -oviç;


232

Nurbegović < Nur + Beg + -oviç;

Omerbegović < Omer + Beg + -oviç;

Osmanbegović < Osman + Beg + -oviç;

Rašidbegović < Raşid + Beg + -oviç;

Resulbegović < Resul + Beg + -oviç;

Rešidbegović < Reşid + Beg + -oviç;

Rifatbegović < Rifat + Beg + -oviç;

Rizvanbegović < Rizvan + Beg + -oviç;

Salihbegović < Salih + Beg + -oviç;

Selimbegović < Selim + Beg + -oviç;

Smailbegović < Smail + Beg + -oviç;

Smajilbegović < Smayil + Beg + -oviç;

Smajlbegović < Smayl + Beg + -oviç;

Šaćirbegović < Şaçir + Beg + -oviç;

Šahbegović < Şah + Beg + -oviç;

Šahinbegović < Şahin + Beg + -oviç;

Tahirbegović < Tahir + Beg + -oviç;

Uzeirbegović < Uzeir + Beg + -oviç;

Avdičaušević < Avdi + Çauş + -eviç;

Osmančaušević < Osman + Çauş + -eviç;

Emirhafizović < Emir + Hafiz + -oviç;

Sabrihafizović < Sabri + Hafiz + -oviç;


233

Alirejsović < Ali + Reys + -oviç;

Dervišhalidović < Derviş + Halid + -oviç;

Hadžiahmetović < Haci + Ahmet + -oviç;

Hadžibrahimović < Haci + İbrahim + -oviç;

Hadžifejzović < Haci + Feyz + -oviç;

Hadžihajdarević < Haci + Haydar + -eviç;

Hadžihalilović < Haci + Halil + -oviç;

Hadžihasanović < Haci + Hasan + -oviç;

Hadžihuseinović < Haci + Husein + -oviç;

Hadžiibrahimović < Haci + İbrahim + -oviç;

Hadžiisaković < Haci + İsak + -oviç;

Hadžijusufović < Haci + Yusuf + -oviç;

Hadžimahmutović < Haci + Mahmut + -oviç;

Hadžimehmedović < Haci + Mehmed + -oviç;

Hadžimuhamedović < Haci + Muhamed + -oviç;

Hadžimuratović < Haci + Murat + -oviç;

Hadžiomerović < Haci + Omer + -oviç;

Hadžiosmanović < Haci + Osman + -oviç;

Hadžiredžepović < Haci + Recep + -oviç;

Hadžisadiković < Haci + Sadik + -oviç;

Hadžisalihović < Haci + Salih + -oviç;

Hadžiselimović < Haci + Selim + -oviç;

Hadžismailović < Haci + Smail + -oviç;


234

Hadžismajlović < Haci + Smayl + -oviç;

Hadžisulejmanović < Haci + Suleyman + -oviç;

Hadžišabanović < Haci + Şaban + -oviç;

Mulaahmetović < Mula + Ahmet + -oviç;

Mulahalilović < Mula + Halil + -oviç;

Mulahasanović < Mula + Hasan + -oviç;

Mulahmetović < Mula + Ahmet + -oviç;

Mulahuseinović < Mula + Husein + -oviç;

Mulahusejnović < Mula + Huseyn + -oviç;

Mulaomerović < Mula + Omer + -oviç;

Mulaosmanović < Mula + Osman + -oviç;

Mulasalihović < Mula + Salih + -oviç;

Mulašaćirović < Mula + Şaçir + -oviç;

Aşağıdaki soyadlarda –oviç / -eviç eki, sıfat ve özel isimden oluşan soyadlara eklenmiştir:

Ćelahmetović < Çel + Ahmet + -oviç;

Deliahmetović < Deli + Ahmet + -oviç;

Deliomerović < Deli + Omer + -oviç;

Delizaimović < Deli + Zaim + -oviç;

Jamakosmanović < Yamak + Osman + -oviç;

Kalajdžisalihović < Kalaycı + Salih + -oviç;

Karahasanović < Kara + Hasan + -oviç;

Karahmetović < Kara + Ahmet + -oviç;


235

Karaibrahimović < Kara + İbrahim + -oviç;

Karamehmedović < Kara + Mehmed + -oviç;

Karamehmetović < Kara + Mehmet + -oviç;

Karamuratović < Kara + Murat + -oviç;

Karaosmanović < Kara + Osman + -oviç;

Karasalihović < Kara + Salih + -oviç;

Karaselimović < Kara + Selim + -oviç;

Aşağıdaki soyadlarda –oviç / -eviç eki, lakaplara eklenmiştir:

Delibegović < Deli + Beg + -oviç;

Đulbegović < Cul + Beg + -oviç;

Elmazbegović < Elmaz + Beg + -oviç;

Karabegović < Kara + Beg + -oviç;

Karađozović < Karacoz + -oviç;

Karađuzović < Karacuz + -oviç;

Šećerbegović < Şeçer + Beg + -oviç;

Aşağıdaki soyadlarda –oviç / -eviç eki, şahsın adı, unvanı, lakabı, mesleği gibi birleşik
isimlerden türemiş soyadlara eklenmiştir:

Dervišbegović < Derviş + Beg + -oviç;

Gazibegović < Gazi + Beg + -oviç;

Hadžibaščaušević < Haci + Başçauş + -eviç;

Hadžibeganović < Haci + Began + -oviç;

Hadžibegović < Haci + Beg + -oviç;

Hadžihafizbegović < Haci + Hafiz + Beg + -oviç;


236

Hadžihafizović < Haci + Hafiz + -oviç;

Hadžijamaković < Haci + Yamak + -oviç;

Hadžimuminović < Haci + Mumin + -oviç;

Hafizbegović < Hafiz + Beg + -oviç;

Mulabegović < Mula + Beg + -oviç;

Pašanbegović < Paşan + Beg + -oviç;

Reijzbegović < Reiyz + Beg + -oviç;

Reizbegović < Reiz + Beg + -oviç;

Šejhbajraktarević < Şeyh + Bayraktar + -eviç;

Aşağıdaki soyadlarda –oviç / -eviç eki, meslek adlarından türemiş soyadlara eklenmiştir:

Bakalović < Bakal + -oviç;

Bazardžanović < Bazarcan + -oviç;

Berberović < Berber + -oviç;

Čaršimamović < Çarşi + İmam + -oviç;

Ćatibović < Çatib + -oviç;

Ćobanović < Çoban + -oviç;

Defterdarević < Defterdar + -eviç;

Džerahović < Cerah + -oviç;

Ećimović < Eçim + -oviç;

Haznadarević < Haznadar + -eviç;

Hečimović < Heçim + -oviç;

Hećimović < Heçim + -oviç;

Imamović < İmam + -oviç;


237

Kajmekamović < Kaymekam + -oviç;

Kajmekanović < Kaymekan + -oviç;

Kasapović < Kasap + -oviç;

Kazazović < Kazaz + -oviç;

Muderizović < Muderiz + -oviç;

Muhasilović < Muhasil + -oviç;

Muhurdarević < Muhurdar + -eviç;

Mujezinović < Muyezin + -oviç;

Saračević < Saraç + -eviç;

Tabaković < Tabak + -oviç;

Aşağıdaki soyadlarda –oviç / -eviç eki, etnik yapı adlarından türemiş soyadlara eklenmiştir:

Adžemović < Acem + -oviç;

Arapović < Arap + -oviç;

Arnautović < Arnaut + -oviç;

Hadžiarapović < Haci + Arap + -oviç;

Halepović < Halep + -oviç;

Karamanović < Karaman + -oviç;

Kuduzović < Kuduz + -oviç;

Tatarević < Tatar + -oviç;

Turčinović < Turçin + -oviç;

Turkanović < Turkan + -oviç;

Turkmanović < Turkman + -oviç;

Turković < Turk + -oviç;


238

Aşağıdaki soyadlarda –oviç / -eviç eki, çeşitli adlardan oluşan soyadlara eklenmiştir:

Ćufurović < Çufur + -oviç;

Destanović < Destan + -oviç;

Dinarević < Dinar + -eviç;

Divanović < Divan + -oviç;

Fišeković < Fişek + -oviç;

Išaretović < İşaret + -oviç;

Kamberović < Kamber + -oviç;

Mezetović < Mezet + -oviç;

Pehlivanović < Pehlivan + -oviç;

Teminović < Temin + -oviç;

Aşağıdaki soyadlarda –oviç / -eviç eki, hayvan adlarından türemiş soyadlara eklenmiştir:

Arslanović < Arslan + -oviç;

Bulbulović < Bulbul + -oviç;

Čakalović < Çakal + -oviç;

Ćurtović < Çurt + -oviç;

Kaplanović < Kaplan + -oviç;

Karabatković < Karabatk + -oviç;

Kurtović < Kurt + -oviç;

Kušović < Kuş + -oviç;

Pervanović < Pervan + -oviç;

Šahinović < Şahin + -oviç;


239

Aşağıdaki soyadta –oviç / -eviç eki, sayı adından türemiş soyada eklenmiştir:

Krkbešević < Krkbeş + -eviç;

Aşağıdaki soyadlarda –oviç / -eviç eki, yemek adlarından türemiş soyadlara eklenmiştir:

Biberović < Biber + -oviç;

Bureković < Burek + -oviç;

Čureković < Çurek + -oviç;

Kačamaković < Kaçamak + -oviç;

Kajmaković < Kaymak + -oviç;

Kestenović < Kesten + -oviç;

Pekmezović < Pekmez + -oviç;

Sudžuković < Sucuk + -oviç;

Šećerović < Şeçer + -oviç;

Šekerović < Şeker + -oviç;

Aşağıdaki soyadta –oviç / -eviç eki, renk adından türemiş soyada eklenmiştir:

Ješilović < Yeşil + -oviç;

Aşağıdaki soyadlarda –oviç / -eviç eki, maden adlarından türemiş soyadlara eklenmiştir:

Čeliković < Çelik + -oviç;

Čumurović < Çumur + -oviç;

Ćumurović < Çumur + -oviç;

Demirović < Demir + -oviç;

Elmazović < Elmaz + -oviç;


240

Aşağıdaki soyadlarda –oviç / -eviç eki, çeşitli eşya ve alet adlarından türemiş soyadlara
eklenmiştir:

Bardaković < Bardak + -oviç;

Čatalović < Çatal + -oviç;

Ćemanović < Çeman + -oviç;

Ćulahović < Çulah + -oviç;

Džuzdanović < Cuzdan + -oviç;

Đuzdanović < Cuzdan + -oviç;

Kudumović < Kudum + -oviç;

Kuršumović < Kurşum + -oviç;

Kuskunović < Kuskun + -oviç;

Mumović < Mum + -oviç;

Sahanović < Sahan + -oviç;

Tahtović < Taht + -oviç;

Topuzović < Topuz + -oviç;

Aşağıdaki soyadlarda –oviç / -eviç eki, mimari yapı adlarından türemiş soyadlara eklenmiştir:

Čardaković < Çardak + -oviç;

Dučanović < Duçan + -oviç;

Konaković < Konak + -oviç;

Menzilović < Menzil + -oviç;

Tandirević < Tandir + -eviç;

Tandirović < Tandir + -oviç;


241

Aşağıdaki soyadta –oviç / -eviç eki, doğa ve yer bilimi adından türemiş soyada eklenmiştir:

Kajanović < Kayan + -oviç;

Aşağıdaki soyadlarda –oviç / -eviç eki, İslamî bilimi adlarından türemiş soyadlara eklenmiştir:

Akšamović < Akşam + -oviç;

Edželović < Ecel + -oviç;

Islamović < İslam + -oviç;

Muminović < Mumin + -oviç;

Muslimović < Muslim + -oviç;

Aşağıdaki soyadlarda –oviç / -eviç eki, soyut adlarından türemiş soyadlara eklenmiştir:

Bahtović < Baht + -oviç;

Oručević < Oruç + -eviç;

Zulumović < Zulum + -oviç;

Aşağıdaki soyadlarda –oviç / -eviç eki, bitki adlarından türemiş soyadlara eklenmiştir:

Činarević < Çinar + -eviç;

Đulović < Cul + -oviç;

Ekinović < Ekin + -oviç;

Aşağıdaki soyadlarda –oviç / -eviç eki, vücut sakatlığı adlarından türemiş soyadlara eklenmiştir:

Čolaković < Çolak + -oviç;

Džudžević < Cuce + -eviç;

Topalović < Topal + -oviç;


242

Aşağıdaki soyadlarda –oviç / -eviç eki, sıfatlardan türemiş soyadlara eklenmiştir:

Ablaković < Ablak + -oviç;

Ajdinović < Aydin + -oviç;

Bahtanović < Bahtan < Bahtlı + -oviç;

Bahtijarević < Bahtiyar + -oviç;

Bečarević < Beçar + -eviç;

Bećarević < Beçar + -eviç;

Čiplaković < Çiplak + -oviç;

Đuzelović < Cuzel + -oviç;

Garibović < Garib + -oviç;

Ihtijarević < İhtiyar + -eviç;

Jogunović < Yogun + -oviç;

Kafadarević < Kafadar + -eviç;

Kaharević < Kahar + -eviç;

Kahrović < Kahr + -oviç;

Kahrimanović < Kahriman + -oviç;

Kučuković < Kuçuk + -oviç;

Mazlumović < Mazlum + -oviç;

Melezović < Melez + -oviç;

Muzurović < Muzur + -oviç;

Salaković < Salak + -oviç;

Šišmanović < Şişman + -oviç;

Torlaković < Torlak + -oviç;

Uzunović < Uzun + -oviç;


243

Aşağıdaki soyadlarda –oviç / -eviç eki, fiilerden türemiş soyadlara eklenmiştir:

Duraković < Durak + -oviç;

Duranović < Duran + -oviç;

Kačarević < Kaçar + -eviç;

Tursumović < Tursum + -oviç;

Tursunović < Tursun + -oviç;

3.1.2. –iç soyad eki

Bu tarihi küçültme eki, İslam'ın Bosna-Hersek topraklarına gelmeden evvel oldukça yaygın bir
ek idi. İslamlaşmanın ardından Müslüman antroponimlerde –iç eki bir müddet ortadan çekilmiş
ve bunun sebebi ise, Osmanlı antroponim sisteminin etkisinin altında olmasıdır (Janković: 430).
18. yüzyıl, Müslüman antroponim sisteminde ikinci unsurların gelişmesinde bir dönüm
noktasını belirtmektedir. Patronim eki –iç ortaya çıkıyor ve yayınlamaya başlıyor (Janković:
432). Aynı zamanda bu ek mensubiyet de ifade etmektedir. Soyad eki –iç, matronim olarak
bilinen kadın özel isimlerinde de kullanılmaktadır. Ek, aynı zamanda küçültme eki olarak da
geçmektedir ve daha küçük, daha genç gibi anlamlar taşımaktadır.

Aşağıdaki soyadlarda soyad eki –iç, özel isimlerden türemiş soyadlara eklenmiştir:

Ahmetlić < Ahmet + -li + -iç;

Arifić < Arif + -iç;

Bajramlić < Bayram + -li + -iç;

Dževahirić < Cevahir + -iç;

Džihanić < Cihan + -iç;

Eminić < Emin + -iç;

Fazlić < Fazıl + -iç;

Habibić < Habib + -iç;

Hadžerić < Hacer + -iç;


244

Hanifić < Hanif + -iç;

Hulusić < Hulusi + -iç;

Kadirić < Kadir + -iç;

Kasumić < Kasum + -iç;

Latifić < Latif + -iç;

Lutvić < Lutuf + -iç;

Mehmedić < Mehmed + -iç;

Merdanić < Merdan + -iç;

Merdžanić < Mercan + -iç;

Merđanić < Mercan + -iç;

Muradić < Murad + -iç;

Murtezić < Murtaza + -iç;

Mustafić < Mustafa + -iç;

Nizamić < Nizam + -iç;

Omerdić < Omer + -d + -iç;

Sarhatlić < Sarhat + -li + -iç;

Serhatlić < Serhat + -li + -iç;

Šabanić < Şaban + -iç;

Aşağıdaki soyadlarda –iç eki, kısaltılmış (hypocoristic) özel isimlerden türemiş soyadlara
eklenmiştir:

Abdić < Abdo + -iç;

Ahmić < Ahmo + -iç;

Avdić < Avdo + -iç;

Bajrić < Bayro + -iç;


245

Fejzić < Feyzo + -iç;

Hajrić < Hayro + -iç;

Hasić < Haso + -iç;

Husić < Huso + -iç;

Jusić < Yuso + -iç;

Mehić < Meho + -iç;

Muhić < Muho + -iç;

Ramić < Ramo + -iç;

Suljić < Sulyo + -iç;

Aşağıdaki soyadlarda –iç eki, kısaltılmış özel isim ile unvanlardan türemiş soyadlara
eklenmiştir:

Abdagić < Abdo + Aga + -iç;

Ahmagić < Ahmo + Aga + -iç;

Avdagić < Avdo + Aga + -iç;

Hasagić < Haso + Aga + -iç;

Husagić < Huso + Aga + -iç;

Ibragić < İbro + Aga + -iç;

Mehagić < Meho + Aga + -iç;

Suljagić < Sulyo + Aga + -iç;

Aşağıdaki soyadlarda –iç eki, unvanlardan türemiş soyadlara eklenmiştir:

Agić < Aga + -iç;

Bašagić < Baş + Aga + -iç;

Bašić < Baş + -iç;


246

Begić < Beg + -iç;

Begzadić < Beg + Zade + -iç;

Čelebić < Çelebi + -iç;

Ćelebić < Çelebi + -iç;

Divanefendić < Divan + Efendi + -iç;

Dostić < Dost + -iç;

Efendić < Efendi + -iç;

Kadić < Kadı + -iç;

Mahalbašić < Mahallebaşı + -iç;

Mulić < Mula + -iç;

Mutevelić < Mütevelli + -iç;

Pašić < Paşa + -iç;

Sultanić < Sultan + -iç;

Šeherčehajić < Şeherçehaja (Şehrin Kahyası) + -iç;

Aganlić < Agan + -li + -iç;

Mulalić < Mula + -li + -iç;

Pašalić < Paşa + -li + -iç;

Dervišić < Derviş + -iç;

Hadžić < Hacı + -iç;

Hodžić < Hoca + -iç;

Jengić < Yenge + -iç;

Muftić < Müftü + -iç;


247

Hafizadić < Hafız + Zade + -iç;

Imanagić < İman + Aga + -iç;

Islambašić < İslambaşı + -iç;

Azapagić < Azap Ağası + -iç;

Bešlić < Beşli + -iç;

Bešlagić < Beşli Ağası + -iç;

Bostandžić < Bostancı + -iç;

Buljugić < Bölük + -iç;

Ceribašić < Çeribaşı + -iç;

Čarkadžić < Çarkacı + -iç;

Ćatić < Çatip + -iç;

Ćeribašić < Çeribaşı + -iç;

Delibašić < Delibaşı + -iç;

Delić < Deli + -iç;

Dizdarić < Dizdar + -iç;

Đonlagić < Gönüllü + -iç;

Gazić < Gazi + -iç;

Gulamić < Gulam + -iç;

Juzbašić < Yüzbaşı + -iç;

Kavazić < Kavaz + -iç;

Odobašić < Odabaşı + -iç;

Ombašić < Onbaşı + -iç;

Spahić < İspahi + -iç;


248

Subašić < Subaşı + -iç;

Topčibašić < Topçubaşı + -iç;

Topčić < Topçu + -iç;

Tufegdžić < Tüfekçi + -iç;

Tufekčić < Tüfekçi + -iç;

Aşağıdaki soyadlarda –iç eki, özel isim ve unvanlardan türemiş soyadlara eklenmiştir:

Abdulagić < Abdul + Aga + -iç;

Ademagić < Adem + Aga + -iç;

Adilagić < Adil + Aga + -iç;

Ahmedagić < Ahmed + Aga + -iç;

Ahmetagić < Ahmet + Aga + -iç;

Alagić < Ali + Aga + -iç;

Arifagić < Arif + Aga + -iç;

Arslanagić < Arslan + Aga + -iç;

Bečiragić < Beçir + Aga + -iç;

Bećiragić < Beçir + Aga + -iç;

Begtašagić < Begtaş + Aga + -iç;

Bilalagić < Bilal + Aga + -iç;

Ćerimagić < Çerim + Aga + -iç;

Džaferagić < Cafer + Aga + -iç;

Eminagić < Emin + Aga + -iç;

Fazlagić < Fazıl + Aga + -iç;

Fejzagić < Feyiz + Aga + -iç;


249

Fetahagić < Fetah + Aga + -iç;

Hajdaragić < Haydar + Aga + -iç;

Halilagić < Halil + Aga + -iç;

Hamzagić < Hamza + Aga + -iç;

Hasanagić < Hasan + Aga + -iç;

Husejnagić < Huseyn + Aga + -iç;

Ibrahimagić < İbrahim + Aga + -iç;

Idrizagić < İdriz + Aga + -iç;

Isakagić < İsak + Aga + -iç;

Islamagić < İslam + Aga + -iç;

Jašaragić < Yaşar + Aga + -iç;

Junuzagić < Junuz + Aga + -iç;

Jusufagić < Jusuf + Aga + -iç;

Kasumagić < Kasum + Aga + -iç;

Lutvagić < Lutvo + Aga + -iç;

Mahmutagić < Mahmut + Aga + -iç;

Mehmedagić < Mehmed + Aga + -iç;

Muhamedagić < Muhamed + Aga + -iç;

Muharemagić < Muharem + Aga + -iç;

Muminagić < Mumin + Aga + -iç;

Muratagić < Murat + Aga + -iç;

Numanagić < Numan + Aga + -iç;

Omeragić < Omer + Aga + -iç;

Osmanagić < Osman + Aga + -iç;


250

Rašidagić < Raşid + Aga + -iç;

Redžepagić < Recep + Aga + -iç;

Ređepagić < Recep + Aga + -iç;

Rustemagić < Rustem + Aga + -iç;

Salihagić < Salih + Aga + -iç;

Seferagić < Sefer + Aga + -iç;

Selimagić < Selim + Aga + -iç;

Selmanagić < Selman + Aga + -iç;

Sinanagić < Sinan + Aga + -iç;

Skenderagić < Skender + Aga + -iç;

Smailagić < Smail + Aga + -iç;

Smajilagić < Smayil + Aga + -iç;

Smajlagić < Smayl + Aga + -iç;

Sulejmanagić < Suleyman + Aga + -iç;

Šabanagić < Şaban + Aga + -iç;

Šačiragić < Şaçir + Aga + -iç;

Šaćiragić < Şaçir + Aga + -iç;

Šahinagić < Şahin + Aga + -iç;

Vejsilagić < Veysil + Aga + -iç;

Velagić < Veli + Aga + -iç;

Zahiragić < Zahir + Aga + -iç;

Salihamiđić < Salih + Amca + -iç;


251

Alibabić < Ali + Baba + -iç;

Ahmedbašić < Ahmed + Baş + -iç;

Ahmetbašić < Ahmet + Baş + -iç;

Alibašić < Ali + Baş + -iç;

Avdibašić < Avdi + Baş + -iç;

Bajrambašić < Bayram + Baş + -iç;

Bašalić < Baş + Ali + -iç;

Bečirbašić < Beçir + Baş + -iç;

Bećirbašić < Beçir + Baş + -iç;

Fazlibašić < Fazıl + Baş + -iç;

Hajdarbašić < Haydar + Baş + -iç;

Hasanbašić < Hasan + Baş + -iç;

Huseinbašić < Husein + Baş + -iç;

Islambašić < İslam + Baş + -iç;

Jašarbašić < Yaşar + Baş + -iç;

Jusufbašić < Jusuf + Baş + -iç;

Mehmedbašić < Mehmed + Baş + -iç;

Mehmedbašića < Mehmed + Baş + -iç + -a;

Muminbašić < Mumin + Baş + -iç;

Muradbašić < Murad + Baş + -iç;

Muratbašić < Murat + Baş + -iç;

Musabašić < Musa + Baş + -iç;

Omerbašić < Omer + Baş + -iç;


252

Osmanbašić < Osman + Baş + -iç;

Redžebašić < Recep + Baş + -iç;

Salihbašić < Salih + Baş + -iç;

Selimbašić < Selim + Baş + -iç;

Smailbašić < Smail + Baş + -iç;

Velibašić < Veli + Baş + -iç;

Alibegić < Ali + Beg + -iç;

Rifatbegić < Rifat + Beg + -iç;

Huseinčehajić < Husein + Çehaja + -iç;

Kurtćehajić < Kurt + Çehaya + -iç;

Mahmutčehajić < Mahmut + Çehaya + -iç;

Hasandedić < Hasan + Dede + -iç;

Abdulahefendić < Abdulah + Efendi + -iç;

Aliefendić < Ali + Efendi + -iç;

Eminefendić < Emin + Efendi + -iç;

Hasanefendić < Hasan + Efendi + -iç;

Hifziefendić < Hifzi + Efendi + -iç;

Huseinefendić < Husein + Efendi + -iç;

Ibrahimefendić < İbrahim + Efendi + -iç;

Musaefendić < Musa + Efendi + -iç;


253

Nuhefendić < Nuh + Efendi + -iç;

Omerefendić < Omer + Efendi + -iç;

Salihefendić < Salih + Efendi + -iç;

Ahmedhodžić < Ahmed + Hoca + -iç;

Ahmethodžić < Ahmet + Hoca + -iç;

Alihodžić < Ali + Hoca + -iç;

Alilhodžić < Alil + Hoca + -iç;

Arifhodžić < Arif + Hoca + -iç;

Bečirhodžić < Beçir + Hoca + -iç;

Bećirhodžić < Beçir + Hoca + -iç;

Dželilhodžić < Celil + Hoca + -iç;

Fazlihodžić < Fazıl + Hoca + -iç;

Hajdarhodžić < Haydar + Hoca + -iç;

Halilhodžić < Halil + Hoca + -iç;

Hasanhodžić < Hasan + Hoca + -iç;

Jusufhodžić < Yusuf + Hoca + -iç;

Muminhodžić < Mumin + Hoca + -iç;

Murathodžić < Murat + Hoca + -iç;

Nezirhodžić < Nezir + Hoca + -iç;

Nuhodžić < Nuh + Hoca + -iç;

Omerhodžić < Omer + Hoca + -iç;

Osmanhodžić < Osman + Hoca + -iç;

Salihodžić < Salih + Hoca + -iç;


254

Selimhodžić < Selim + Hoca + -iç;

Smailhodžić < Smail + Hoca + -iç;

Smajilhodžić < Smayil + Hoca + -iç;

Smajlhodžić < Smayl + Hoca + -iç;

Zejnilhodžić < Zeynil + Hoca + -iç;

Ahmetkadić < Ahmet + Kadı + -iç;

Alikadić < Ali + Kadı + -iç;

Hamzakadić < Hamza + Kadı + -iç;

Ibrahimkadić < İbrahim + Kadı + -iç;

Lutvikadić < Lutvo + Kadı + -iç;

Musakadić < Musa + Kadı + -iç;

Numankadić < Numan + Kadı + -iç;

Osmankadić < Osman + Kadı + -iç;

Rašidkadić < Raşid + Kadı + -iç;

Alikalfić < Ali + Kalfa + -iç;

Fadilpašić < Fadil + Paşa + -iç;

Hajdarpašić < Haydar + Paşa + -iç;

Hrustempašić < Hrustem + Paşa + -iç;

Ibrahimpašić < İbrahim + Paşa + -iç;

Redžepašić < Recep + Paşa + -iç;

Rustempašić < Rustem + Paşa + -iç;


255

Sulejmanpašić < Suleyman + Paşa + -iç;

Sunulahpašić < Sunulah + Paşa + -iç;

Šahinpašić < Şahin + Paşa + -iç;

Zulfikarpašić < Zulfıkar + Paşa + -iç;

Abaspahić < Abas + Sipahi + -iç;

Ahmedspahić < Ahmed + Sipahi + -iç;

Ahmespahić < Ahme + Sipahi + -iç;

Ahmetspahić < Ahmet + Sipahi + -iç;

Alispahić < Ali + Sipahi + -iç;

Bečirspahić < Beçir + Sipahi + -iç;

Bećirspahić < Beçir + Sipahi + -iç;

Džaferspahić < Cafer + Sipahi + -iç;

Huseinspahić < Husein + Sipahi + -iç;

Jašarspahić < Yaşar + Sipahi + -iç;

Jusufspahić < Yusuf + Sipahi + -iç;

Mehmedspahić < Mehmed + Sipahi + -iç;

Muharemspahić < Muharem + Sipahi + -iç;

Muratspahić < Murat + Sipahi + -iç;

Omerspahić < Omer + Sipahi + -iç;

Salihspahić < Salih + Sipahi + -iç;

Salispahić < Sali + Sipahi + -iç;

Hadžalić < Hacı + Ali + -iç;


256

Hadžiabdić < Hacı + Abdo + -iç;

Hadžiahmić < Hacı + Ahmo + -iç;

Hadžialić < Hacı + Ali + -iç;

Hadžiavdić < Hacı + Avdo + -iç;

Hadžihamzić < Hacı + Hamza + -iç;

Hadžimurtezić < Hacı + Murtaza + -iç;

Hadžimustafić < Hacı + Mustafa + -iç;

Mulabdić < Mula + Abd + -iç;

Mulamustafić < Mula + Mustafa + -iç;

Piralić < Pir + Ali + -iç;

Aşağıdaki soyadlarda –iç eki, sıfat ve özel isimlerden türemiş soyadlara eklenmiştir:

Delalić < Deli + Ali + -iç;

Čelhasić < Çel (Kel) + Haso + -iç;

Karamustafić < Kara + Mustafa + -iç;

Kučukalić < Küçük + Ali + -iç;

Uzunalić < Uzun + Ali + -iç;

Aşağıdaki soyadlarda –iç eki, lakaplardan türemiş soyadlara eklenmiştir:

Agbabić < Akbaba + -iç;

Akagić < Akaga + -iç;

Arambašić < Arambaşı + -iç;


257

Čirkinagić < Çirkinaga + -iç;

Čolakhodžić < Çolakhoca + -iç;

Čorhodžić < Çorhoca (Körhoca) + -iç;

Džinalić < Cin + Ali + -iç;

Đulabić < Culab (Gulab) + -iç;

Đulalić < Cul (Gül) + Ali + -iç;

Harambašić < Harambaşı + -iç;

Karabašić < Karabaşı + -iç;

Karahodžić < Karahoca + -iç;

Kurtagić < Kurtaga + -iç;

Mumbašić < Mumbaşı + -iç;

Šečeragić < Şeçeraga + -iç;

Šećeragić < Şeçeraga + -iç;

Šećerkadić < Şeçerkadı + -iç;

Tataragić < Tataraga + -iç;

Turčinhodžić < Turçinhoca (Türkhoca) + -iç;

Aşağıdaki soyadlarda –iç eki, şahsın adı, unvanı, lakabı, mesleği vb.'den türemiş soyadlara
eklenmiştir:

Aganspahić < Agan + Sipahi + -iç;

Begagić < Beg + Aga + -iç;

Dervišagić < Derviş + Aga + -iç;

Dervišefendić < Derviş + Efendi + -iç;

Derviškadić < Derviş + Kadı + -iç;

Hadžagić < Hacı + Aga + -iç;


258

Hadžalijagić < Hacı + Aliya + Aga + -iç;

Hadžiahmetagić < Hacı + Ahmet + Aga + -iç;

Hadžialagić < Hacı + Ali + Aga + -iç;

Hadžialijagić < Hacı + Aliya + Aga + -iç;

Hadžiavdagić < Hacı + Avdo + Aga + -iç;

Hadžibegić < Hacı + Beg + -iç;

Hadžidedić < Hacı + Dede + -iç;

Hadžiefendić < Hacı + Efendi + -iç;

Hadžieminagić < Hacı + Emin + Aga + -iç;

Hadžihasanagić < Hacı + Hasan + Aga + -iç;

Hadžijašaragić < Hacı + Yaşar + Aga + -iç;

Hadžikadić < Hacı + Kadı + -iç;

Hadžikadunić < Hacı + Kadun + -iç;

Hadžikalfagić < Hacı + Kalfa + -iç;

Hadžimehmedagić < Hacı + Mehmed + Aga + -iç;

Hadžimujagić < Hacı + Muyo + -iç;

Hadžimulić < Hacı + Mula + -iç;

Hadžimuratagić < Hacı + Murat + Aga + -iç;

Hadžiomeragić < Hacı + Omer + Aga + -iç;

Hadžiomerspahić < Hacı + Omer + Sipahi + -iç;

Hadžiosmanagić < Hacı + Osman + Aga + -iç;

Hadžipašić < Hacı + Paşa + -iç;

Hadžipirić < Hacı + Pir + -iç;

Hadžirašidagić < Hacı + Raşid + Aga + -iç;


259

Hadžispahić < Hacı + Sipahi + -iç;

Hafizagić < Hafız + Aga + -iç;

Hafizkadić < Hafız + Kadı + -iç;

Imamagić < İmam + Aga + -iç;

Pašaefendić < Paşa + Efendi + -iç;

Pašagić < Paşa + Aga + -iç;

Piragić < Pir + Aga + -iç;

Aşağıdaki soyadlarda –iç eki, meslek adlarından türemiş soyadlara eklenmiştir:

Bakalbašić < Bakkalbaşı + -iç;

Berberkić < Berber + -k + -iç;

Hamalukić < Hamalluk (Hamallık) + -iç;

Kalfić < Kalfa + -iç;

Kasabašić < Kasapbaşı + -iç;

Kazazić < Kazaz + -iç;

Nalbantić < Nalbant + -iç;

Telalagić < Tellal ağası + -iç;

Telalbašić < Tellalbaşı + -iç;

Terzić < Terzi + -iç;

Abadžić < Abacı + -iç;

Ajnadžić < Aynacı + -iç;

Arabadžić < Arabacı + -iç;

Arpadžić < Arpacı + -iç;


260

Aščić < Aşçı + -iç;

Biberdžić < Biberci + -iç;

Bičakčić < Bıçakçı + -iç;

Bičakćić < Bıçakçı + -iç;

Bojadžić < Boyacı + -iç;

Bulgurdžić < Bulgurcu + -iç;

Čadordžić < Çadırcı + -iç;

Čamdžić < Çamcı + -iç;

Čibukčić < Çubukçu + -iç;

Čizmedžić < Çizmeci + -iç;

Čorbadžić < Çorbacı + -iç;

Čorbađić < Çorbacı + -iç;

Čurčić < Kürkçü + -iç;

Ćilimdžić < Kilimci + -iç;

Ćurćić < Kürkçü + -iç;

Degirmendžić < Değirmenci + -iç;

Demirdžić < Demirci + -iç;

Devedžić < Deveci + -iç;

Dovadžić < Duacı + -iç;

Džamdžić < Camcı + -iç;

Đumrukčić < Gümrükçü + -iç;

Elčić < Elçi + -iç;

Halvadžić < Helvacı + -iç;

Hamamdžić < Hamamcı + -iç;


261

Jemendžić < Yemenci + -iç;

Jezidžić < Yazıcı + -iç;

Jeziđić < Yazıcı + -iç;

Kafedžić < Kahveci + -iç;

Kafeđić < Kahveci + -iç;

Kahvedžić < Kahveci + -iç;

Kalajdžić < Kalaycı + -iç;

Kapidžić < Kapıcı + -iç;

Kestendžić < Kestaneci + -iç;

Kestenđić < Kestaneci + -iç;

Kujundžić < Kuyumcu + -iç;

Menzildžić < Menzilci + -iç;

Mumdžić < Mumcu + -iç;

Nalčadžić < Nalçacı + -iç;

Pilavdžić < Pilavci + -iç;

Sahačić < Saatçı + -iç;

Sahadžić < Saatçı + -iç;

Samardžić < Semerci + -iç;

Skeledžić < İskeleci + -iç;

Sujoldžić < Suyolcu + -iç;

Taščić < Taşçı + -iç;

Teskeredžić < Teskereci + -iç;

Tutundžić < Tütüncü + -iç;

Zildžić < Zilci + -iç;


262

Aşağıdaki soyadlarda –iç eki, etnik yapısı adlarından türemiş soyadlara eklenmiştir:

Arapčić < Arap + -ç + -iç;

Edrenić < Edirne + -iç;

Hindić < Hint + -iç;

Stambolić < Stambol (İstanbul) + -iç;

Taslidžić < Taşlıca + -iç;

Turkić < Türk + -iç;

Adanalić < Adanalı + -iç;

Arnautalić < Arnavutlu + -iç;

Izmirlić < İzmirli + -iç;

Misirlić < Mısırlı + -iç;

Osmanlić < Osmanlı + -iç;

Sarajlić < Saraylı (Saraybosnalı) + -iç;

Usčuplić < Üsküplü + -iç;

Uščuplić < Üsküplü + -iç;

Ušćuplić < Üsküplü + -iç;

Aşağıdaki soyadlarda –iç eki, çeşitli adlardan türemiş soyadlara eklenmiştir:

Haračić < Haraç + -iç;

Insanić < İnsan + -iç;

Joldžić < Yolcu + -iç;

Kadunić < Kadın + -iç;

Kalbić < Kalp + -iç;


263

Mehremić < Mehrem + -iç;

Merhemić < Merhem + -iç;

Nargilić < Nargile + -iç;

Sojtarić < Soytarı + -iç;

Aşağıdaki soyadlarda –iç eki, hayvan adlarından türemiş soyadlara eklenmiştir:

Aždajić < Ajdaya (Ejderha) + -iç;

Bulbulišić < Bulbul + -iş + -iç;

Čurtić < Çurt (Kurt) + -iç;

Ćurtić < Çurt (Kurt) + -iç;

Karadžić < Karaca + -iç;

Kurtić < Kurt + -iç;

Kušić < Kuş + -iç;

Pervanić < Pervane + -iç;

Aşağıdaki soyadlarda –iç eki, sayı adlarından türemiş soyadlara eklenmiştir:

Birindžić < Birinci + -iç;

Krkić < Kırk + -iç;

Aşağıdaki soyadlarda –iç eki, yemek adlarından türemiş soyadlara eklenmiştir:

Biberkić < Biber + -k + -iç;

Ekmečić < Ekmek + -iç;

Pilavić < Pilav + -iç;

Šerbetić < Şerbet + -iç;


264

Aşağıdaki soyadta –iç eki, maden adından türemiş soyada eklenmiştir:

Đumišić < Gümüş + -iç;

Aşağıdaki soyadlarda –iç eki, çeşitli eşya ve alet adlarından türemiş soyadlara eklenmiştir:

Baltić < Balta + -iç;

Čemerlić < Kemer + -li + -iç;

Čizmić < Çizme + -iç;

Čupić < Küp + -iç;

Ćemerlić < Kemer + -li + -iç;

Kršumlić < Kurşun + -li + -iç;

Kumbarić < Kumbara + -iç;

Kuršumlić < Kurşun + -li + -iç;

Mumić < Mum + -iç;

Papučić < Papuç + -iç;

Sahanić < Sahan + -iç;

Silahić < Silah + -iç;

Aşağıdaki soyadlarda –iç eki, İslâmî bilimi adlarından türemiş soyadlara eklenmiştir:

Ičindić < İkindi + -iç;

Ićindić < İkindi + -iç;

Imanić < İman + -iç;

Šejtanić < Şeytan + -iç;


265

Aşağıdaki soyadlarda –iç eki, soyut adlarından türemiş soyadlara eklenmiştir:

Bahtić < Baht + -iç;

Barišić < Barış + -iç;

Kavgić < Kavga + -iç;

Meseldžić < Meseleci + -iç;

Zemanić < Zaman + -iç;

Aşağıdaki soyadlarda –iç eki, bitki adlarından türemiş soyadlara verilmiştir:

Altumbašić < Altınbaş + -iç;

Đulić < Gül + -iç;

Aşağıdaki soyadta –iç eki, vücut sakatlığı adından türemiş soyada eklenmiştir:

Topalić < Topal + -iç;

Aşağıdaki soyadlarda –iç eki, sıfat adlarından türemiş soyadlara eklenmiştir:

Čakalić < Çakal + -iç;

Eskić < Eski + -iç;

Hairlić < Hayırlı + -iç;

Jabandžić < Yabancı + -iç;

Kahrić < Kahr + -iç;

Kirlić < Kirli + -iç;

Krdžalić < Kırcalı + -iç;

Krdžić < Kırca + -iç;

Sihirlić < Sihirli + -iç;


266

Sivrić < Sivri + -iç;

Tatlić < Tatlı + -iç;

Uzunić < Uzun + -iç;

Aşağıdaki soyadlarda –iç eki, fiilden türemiş soyadlara eklenmiştir:

Begenišić < Begeniş + -iç;

Bilandžić < Bilenci + -iç;

Čikarić < Çıkar + -iç;

Delendžić < Delenci + -iç;

Dujmušić < Duymuş + -iç;

Korkalić < Korkaklı + -iç;

Korkarić < Korkar + -iç;

Aşağıdakı soyadta –iç eki, belirsiz adtan türemiş soyada eklenmiştir:

Birdahić < Bir daha + -iç;

3.1.3. –(i)ya yapım eki

-(i)ya yapım eki, oldukça işlevsel bir ektir. Tek başına herhangi bir anlam taşımamaktadır.
Sözcük ünsüz ile bitiyorsa, ekten önce bir i sesi eklenir. Hangi anlam taşıyacağı, eklenmiş
sözcüğünün kökenine bağlıdır. Aynı zamanda, sadece soyad eki olarak da kullanılmaktadır.
Ekin çeşitli anlamları aşağıdaki soyadlarda gösterilecektir.

Aşağıdaki soyadlarda, -(i)ya ekinin eklenmesiyle, özel adlardan yeniden özel adlar türemiştir.
Türemiş adlar, Türkçe adlarının Boşnakça’daki şekilleridir:

Fazlija < Fazıl + -(i)ya;

Habibija < Habib + -(i)ya;

Jusufija < Jusuf + -(i)ya;


267

Kamberija < Kamber + -(i)ya;

Muzaferija < Muzaffer + -(i)ya;

Skenderija < İskender + -(i)ya;

Šahmanija < Şahman + -(i)ya;

Šukrija < Şükrü + -(i)ya;

Aşağıdaki soyad lakap olarak geçmekte ve sözcüğün içinde özel ad Ali geçtiği için bu ada da
-(i)ya eki eklenmiştir. Boşnakça’da Ali, Aliya şekli ile daha yaygındır:

Džinalija < Cin + Ali + -(i)ya;

Aşağıdaki soyadlarda, -(i)ya ekinin unvan sözcüklerine eklenmesi ile, aynı unvanlar türemiştir:

Bešlija < Beşli + -(i)ya;

Čarkadžija < Çarkacı + -(i)ya;

Delija < Deli + -(i)ya;

Đonlija < Gönüllü + -(i)ya;

Gazija < Gazi + -(i)ya;

Hadžija < Hacı + -(i)ya;

Kuloglija < Kuloğlu + -(i)ya;

Mutevelija < Mütevelli + -(i)ya;

Lagumdžija < Lağımcı + -(i)ya;

Odžaklija < Ocaklı + -(i)ya;

Pirija < Pir + -(i)ya;

Tufegdžija < Tüfekçi + -(i)ya;

Tufekčija < Tüfekçi + -(i)ya;

Tufekćija < Tüfekçi + -(i)ya;


268

Aşağıdaki soyadlarda –(i)ya ekinin, mesleki niteliğini taşıyan soyadlara eklenmesiyle, yeniden
mesleki soyadlar türemiştir:

Abadžija < Abacı + -(i)ya;

Bojadžija < Boyacı + -(i)ya;

Čamdžija < Çamcı + -(i)ya;

Čardaklija < Çardaklı + -(i)ya;

Čivčija < Çivçi + -(i)ya;

Čivćija < Çivçi + -(i)ya;

Čurćija < Kürkçü + -(i)ya;

Ćamdžija < Çamcı + -(i)ya;

Dovadžija < Duacı + -(i)ya;

Đuderija < Güderi + -(i)ya;

Eskidžija < Eskici + -(i)ya;

Furundžija < Fırıncı + -(i)ya;

Halvadžija < Helvacı + -(i)ya;

Kabaklija < Kabaklı + -(i)ya;

Kalajdžija < Kalaycı + -(i)ya;

Kapidžija < Kapıcı + -(i)ya;

Kujundžija < Kuyumcu + -(i)ya;

Kulukčija < Kullukçu + -(i)ya;

Kundaklija < Kundaklı + -(i)ya;

Kuršumlija < Kurşunlu + -(i)ya;

Kurudžija < Kurucu + -(i)ya;

Kuruđija < Kurucu + -(i)ya;

Lagumdžija < Lağımcı + -(i)ya;


269

Mataradžija < Mataracı + -(i)ya;

Matarđija < Mataracı + -(i)ya;

Pilavdžija < Pilavcı + -(i)ya;

Sofradžija < Sofracı + -(i)ya;

Šerbedžija < Şerbet + -(i)ya;

Tarakčija < Tarakçı + -(i)ya;

Teftedarija < Defterdar + -(i)ya;

Aşağıdaki soyadlarda, -(i)ya eki, etnik yapısını belirten soyadlara eklenmiş ve aynı anlamda
soyadlar türemiştir:

Adžamija < Acem + -(i)ya;

Arnautalija < Arnavutlu + -(i)ya;

Arnautlija < Arnavutlu + -(i)ya;

Hindlija < Hintli + -(i)ya;

Izmirlija < İzmirli + -(i)ya;

Misirlija < Mısırlı + -(i)ya;

Sarajlija < Saraylı (Saraybosnalı) + -(i)ya;

Stambolija < Stambollu (İstanbullu) + -(i)ya;

Šamlija < Şamlı + -(i)ya;

Aşağıdaki soyadta, -(i)ya eki, bir yere ait olma anlamını taşıyan soyada eklenmiş ve aynı anlamı
kazanmıştır:

Mameledžija < Memleketçi + -(i)ya;

Memeleđija < Memleketçi + -(i)ya;


270

Aşağıdaki soyadlarda, -(i)ya ekin eklenmesiyle isimden aynı isim türemiştir:

Miraščija < Mirsaçı + -(i)ya;

Mirašćija < Mirasçı + -(i)ya;

Aşağıdaki soyadlarda, -(i)ya eki hayvan adlarından türemiş soyadlara eklenmiş ve soyad sıfat
niteliğini kazanmıştır:

Bulbulija < Bülbül + -(i)ya;

Karadžija < Karaca + -(i)ya;

Kartalija < Kartal + -(i)ya;

Aşağıdaki soyadta, -(i)ya eki maden adına eklenmiştir ve hem yer adı, meslek ve sıfat niteliğini
kazanabilir:

Čumurija < Kömür + -(i)ya;

Ćumurija < Kömür + -(i)ya;

Yukarıda yer alan Çumuriya soyad, Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'da Çumuriya isimli
bir sokağın bulunmasından dolayı, yer adından türemiş olabilir. Çumuriya, aynı zamanda
kömür ile uğraşan, kömür yapan, kömür satan kimse anlamında meslekten türemiş ve kömür
gibi kara anlamında sıfattan türemiş olabilir.

Aşağıdaki soyadta, -(i)ya eki, müzik aleti adından türemiş soyada eklenmiştir ve meslek
niteliğini kazanmıştır:

Kudumija < Kudum + -(i)ya;

Aşağıdaki soyadta, -(i)ya eki, mimari yapı adına eklenmiş ve aynı anlamı kazanmışstır:

Ćuprija < Köprü + -(i)ya;


271

Aşağıdaki soyadlarda, -(i)ya eki, yer bilimi adlarından türemiş soyadlara eklenmiş, yer adı,
soyad eki ve sıfat niteliğini kazanmış olabilmektedir:

Čukurija < Çukur + -(i)ya;

Kajanija < Kayan + -(i)ya;

Mejdanija < Meydan + -(i)ya;

Šeherija < Şehir + -(i)ya;

Aşağıdaki soyadta, -(i)ya eki, İslami bilimi adından türemiş soyada eklenmiş ve sıfat anlamını
kazanmıştır:

Akšamija < Akşam + -(i)ya;

Aşağıdaki soyadta, -(i)ya eki, soyut adından türemiş soyada eklenmiştir ve sıfat anlamını
kazanmıştır:

Meseldžija < Meseleci + -(i)ya;

Aşağıdaki soyadlarda, -(i)ya eki, sıfatlardan türemiş soyadlara eklenmiş ve yeniden sıfat
anlamını kazanmıştır:

Bakija < Baki + -(i)ya;

Ćirlija < Kirli + -(i)ya;

Eskija < Eski + -(i)ya;

Garibija < Garip + -(i)ya;

Hevešlija < Hevesli + -(i)ya;

Krdžalija < Kırcalı + -(i)ya;

Mahalija < Mahalli + -(i)ya;

Paralija < Paralı + -(i)ya;

Sivrija < Sivri + -(i)ya;


272

Aşağıdaki soyadta, -(i)ya eki, fiilden türemiş soyada eklenip sıfat niteliğini kazanmıştır:

Bilandžija < Bilenci + -(i)ya; soyad, bilmek fiilinden türemiştir;

Đidelija < Cidelum + -(i)ya; soyad, gitmek fiilinden türemiştir;

3.1.4. Küçültme eki –çiç

-çiç eki sözcüğe eklendiğinde, küçük bir şey gibi küçüklük anlamını katmaktadır. Hitap
sözcüklerinde tatlı, sevimli gibi anlamlar ifade etmektedir. Türkçe’deki –cIk eki ile aynı anlam
taşımaktadır:

Arapčić < Arap + -çiç; küçük Arap, Arap çocuğu;

Dumančić < Duman + -çiç; küçük duman, dumancık;

Jogunčić < Yoğun + -çiç; küçük yoğunluk, az yoğun olma durumu;

Munasibčić < Münasip + -çiç; nasibi küçük olan;

Munasipčić < Münasip + -çiç; nasibi küçük olan;

3.1.5. –an eki

-an eki işlevsel bir ektir. Tek başına herhangi bir anlam taşımamaktadır. İsimden isim,
unvandan isim, isimden sifat gibi işlevselliği vardır. Örnekler, aşağıdaki soyadlarda
gösterilecektir:

Aşağıdaki soyadlarda, -an ekinin eklenmesiyle, anlam kaybetmeden özel isimden özel isim
türemiştir:

Ahmetanović < Ahmet + -an + -oviç;

Selimanović < Selim + -an + -oviç;


273

Aşağıdaki soyadlarda, -an eki, unvan sözcüklerine eklenmiş ve özel isim türemiştir. Özel
isminin yanı sıra, sözcükler sıfat niteliğini de benimsemiş olabilmektedir:

Agan ~ Aganović ~ Aganspahić < Aga + -an; bu soyadlarda Agan sözcüğü hem özel isim,

hem de aga sözcüğüne vurgu katarak, ulu aga, önde gelen

aga, sözü her yerde geçen aga gibi sıfat niteliğini

taşıyabilmektedir;

Beganović ~ Hadžibeganović < Beg + -an; bu soyadlarda Began sözcüğü hem özel isim, hem

de beg sözcüğüne vurgu katarak, ulu beg, önde gelen beg,

sözü her yerde geçen beg gibi sıfat niteliğini

taşıyabilmektedir;

Pašanović ~ Pašanbegović < Paşa + -an; bu soyadlarda, Paşan sözcüğü hem özel isim, hem

de paşa sözcüğüne vurgu katarak, ulu paşa, önde gelen paşa, sözü

her yerde geçen paşa gibi sıfat niteliğini taşıyabilmektedir;

Aşağıdaki soyadlarda –an eki, sadece soyad eki olarak kullanıldığı tahmin edilmektedir;

Korkman < Korkmak + -an;

3.1.6. Kısaltma (hypocoristic) eki –o

-o kısaltma eki genelde özel isimlere eklenmektedir. Özel isimlere eklendiğinde, yine anlam
kaybetmeksizin özel isim türeyebilir, aynı zamanda da özel isimden lakap türeyebilmektedir.
Özel isim olmayan, çeşitli sözcüklere eklendiğinde, yine lakap, ama aynı zamanda da sıfat
anlamında da geçerlidir;

Aşağıdaki soyadlarda, -o ekinin eklenmesiyle, sözcük, lakap veya sıfat anlamını kazanmış
olabilmektedir:

Sivro < Sivri + -o; sivri olan,

Tahto < Tahta + -o; tahta yapan, tahta üreten, sürekli tahtalarla çalışan;
274

3.1.6. Küçültme eki -ica

Kahrica < Kahhar + -ica; küçük kahhar, kahharcık gibi;

3.1.7. Çeşitli soyad ekleri

Bu ekler, soyadlar ortaya çıkmaya başladığında, soyad ekleri olarak uygulanmıştır. Genelde
küçültme ekler olarak geçmektedir.

-ika eki

Husika < Huso < Huseyin + -ika;

Mehmedika < Mehmed + -ika;

Omerika < Omer + -ika;

-in eki

Domuzin < Domuz + -in;

-iş eki

Bulbulišić < Bülbül + -iş + -iç;


275

3.2. Türkçe Ekler


3.2.1. Küçültme ekleri

-aş eki

Bu ek, ad bilimci I. Smailoviç ile şarkiyatçı A. Şkaljiç'e göre küçültme (hypocoristic) eki olarak
geçmektedir (Smailović 1990: 133, Škaljić 1966: 75) ve böylece lakap anlamında
kullanılmaktadır. Aşağıdaki soyadlarda da, bu anlamda değerlendirilecektir:

Ahmetašević < Ahmet + -aş + -eviç;

Mehmedašević < Mehmed + -aş + -eviç;

Omerašević < Omer + -aş + -eviç;

-çe eki

Bu ek, hem küçültme eki, hem de hitap sözcüklerinde tatlı, sevimli gibi anlamlar taşımaktadır;

Tulumče < Tulum + -çe; küçük tulum;

3.2.2. -cI /-çI eki

Türkçe’de bu ek, eklendiği kelimenin ünlü ve ünsüz uyumlarına bağlıdır. En işlek eklerden
birisidir. Farklı işlevleri vardır ( Korkmaz 2009:41). Boşnakça’da ek, sadece –ci ve –çi
şekillerini benimsemiştir. Sözcük ünlü ile bitiyorsa, -ci eki eklenir, ünsüz ile bitiyorsa, hangi
ekin ekleneceği ünsüz denklemesine bağlıdır. Eklendiği sözcüğe göre işlevi belirlenmektedir.

Aşağıdaki soyadlarda, -ci / -çi eki meslek niteliğini taşımaktadır:

Abadžić ~ Abadžija < Aba + -cı + -iç / -ya;

Ajnadžić < Ayna + -cı + -iç;

Arabadžić < Araba + -cı + -iç;

Arpadžić < Arpa + -cı + -iç;

Aščić < Aş + -çı + -iç;

Biberdžić < Biber + -ci + -iç;


276

Bičakčić ~ Bičakćić < Bıçak + -çı + -iç;

Bojadži ~ Bojadžić ~ Bojadžija < Boya + -cı + -iç / -ya;

Bulgurdžić < Bulgur + -cu + -iç;

Čadordžić < Çadır + -cı + -iç;

Čamdžić ~ Čamdžija ~ Ćamđija < Çam + -cı + -iç / -ya;

Čibukčić < Çubuk + -çu + -iç;

Čivčija ~ Čivćija < Çiv + -çi + -ya;

Čizmedžić < Çizme + -ci + -iç;

Čorbadžić ~ Čorbađić < Çorba + -cı + -iç / -ya;

Čurčić ~ Čurčija ~ Ćurćić < Kürk + -çü + -iç / -ya;

Ćilimdžić < Kilim + -ci + -iç;

Degirmendžić < Değirmen + -ci + -iç;

Demirdžić < Demir + -ci + -iç;

Devedži ~ Devedžić < Deve + -ci + -iç;

Džamdžić < Cam + -cı + -iç;

Eskidžija < Eski + -ci + -ya;

Furundžija < Fırın + -cı + -ya;

Halvadžić ~ Halvadžija < Helva + -cı + -iç / -ya;

Jemendžić < Yemen + -ci + -iç;

Kafedžić ~ Kafeđić ~ Kahvedžić < Kahve + -ci + -iç;

Kalajdžić ~ Kalajdžija < Kalay + -cı + -iç / -ya;

Kestendžić ~ Kestenđić < Kestane + -ci + -iç;

Kujundžić ~ Kujundžija < Kuyum + -cu + -iç / -ya;

Kulukčija < Kulluk + -çu + -ya;


277

Kurudžija ~ Kuruđija < Kuru + -cu + -ya;

Lagumdžija < Lağım + -cı + -ya;

Mataradžija ~ Matardžija < Matara + -cı + -ya;

Menzildžić < Menzil + -ci + -iç;

Mumdžić < Mum + -cu + -iç;

Nalčadžić < Nalça + -cı + -iç;

Pilavdžić ~ Pilavdžija < Pilav + -cı + -iç / -ya;

Sahadžić ~ Sahačić < Saat + -çı + -iç;

Samardžić < Semer + -ci + -iç;

Skeledžić < İskele + -ci + -iç;

Sofradžija < Sofra + -cı + -iç;

Šerbedžija < Şerbet + -çi + -iç;

Tarakčija < Tarak + -çı + -ya;

Taščić < Taş + -çı + -iç;

Tutundžić < Tütün + -cü + -iç;

Zildžić < Zil + -ci + -iç;

Aşağıdaki soyadlarda –ci / -çi eki, bir görevde bulunma niteliğini taşımaktadır:

Đumrukčić < Gümrük + -çü + -iç;

Elčić < El + -çi + -iç;

Hamamdžić < Hamam + -cı + -iç;

Jezidžić ~ Jeziđić < Yazı + -cı + -iç;

Kapidžić ~ Kapidžija < Kapı + -cı + -iç;

Sujoldžić < Suyol + -cu + -iç;


278

Teskeredžić < Tezkere + -ci + -iç;

Aşağıdaki soyadta –ci / -çi eki, isimden isim türemiştir:

Jabandžić < Yaban + -cı + -iç;

Joldžo ~ Joldžić < Yol + -cu + -iç;

Aşağıdaki soyadta –ci / -çi eki, isimden sıfat türemiştir:

Dovadžić ~ Dovadžija < Dua + -cı + -iç ~ Dua + -cı + -ya;

Aşağıdaki soyadlarda –ci / -çi eki, fiilden sıfat türemiştir:

Bilandžić ~ Bilandžija < Bilen + -ci + -iç / -ya;

Delendžić < Delen + -ci + -iç;

Aşağıdaki soyadta –çi / -ci eki, isimden isim türemiş ve sahip olma niteliğini kazanmıştır:

Mirašćić ~ Miraščija ~ Mirašćija < Miras + -çı + -iç / -ya;

Aşağıdaki soyadta –ci / -çi eki, bir yere ait olma, bir yerden gelme niteliğini taşımaktadır:

Mameleđija ~ Memeleđija < Memleket + -çi + -ya;


279

3.2.3. –lI eki

Bu ek, çok geniş kullanımlıdır. Eklendiği ada, kendinde bulundurma, sahip olma, o özelliği
taşıma, bir yere ait olma gibi işlevler yükleyen sıfat yapar ( Korkmaz 2009:340). Boşnakçada
sadece –li şekil benimsenmiştir.

Aşağıdaki soyadlarda –li eki, özel adlara eklenmiş ve böylece soyadın taşıyıcılarının o isimli
şahısların soyundan geldiği, onlara ait olduğu anlamındadır:

Ahmetlić < Ahmet + -li + -iç;

Bajramlić < Bayram + -li + -iç;

Sarhatlić ~ Serhatlić < Serhat + -li + -iç;

Aşağıdaki soyadlarda –li eki, unvanlara eklenmiş ve soyadın taşıyıcılarının bir zamanlar bu
unvanlara sahip şahıslarının soyundan geldiği ve onlara ait olduğu anlamındadır:

Aganlić < Agan + -li + -iç;

Babalija < Baba + -li + -ya;

Mulalić < Mula + -li + -iç;

Pašalić < Paşa + -li + -iç;

Aşağıdaki soyadlarda –li eki çeşitli adlara eklenip mesleki niteliğini taşıyan soyadlar türemiştir:

Kabaklija < Kabak + -li + -ya;

Kundaklija < Kundak + -li + -ya;

Aşağıdaki soyadta –li eki, ada eklenip görev niteliğini taşıyan soyad türemiştir:

Čardaklija < Çardak + -li + -ya;


280

Aşağıdaki soyadlarda –li eki, yer adlarına eklenip etnik yapısını belirten soyadlar türemiştir:

Adanalić < Adana + -li + -iç;

Arnautalić ~ Arnautalija ~ Arnautlija < Arnavut + -lu + -iç / -ya;

Hindlija < Hint + -li + -ya;

Izmirlić ~ Izmirlija < İzmir + -li + -iç / -ya;

Misirlić ~ Misirlija < Mısır + -lı + -iç / -ya;

Osmanlić < Osman + -li + -iç;

Sarajlić ~ Sarajlija < Saray ( Sarajevo / Saraybosna ) + -li + -iç / -ya;

Stambolija < Stambol (İstanbul) + -li + -ya;

Šamlija < Şam + -li + -ya;

Usčuplić ~ Uščuplić ~ Ušćuplić < Üsküp + -lü + -iç;

Aşağıdaki soyadlarda –li eki, ada eklenip sıfat niteliğini taşıyan soyadlar türemiştir:

Čemerlić ~ Ćemerlić < Kemer + -li + -iç;

Kuršumlić ~ Kršumlić < Kurşun + -lu + -iç;

3.2.4. –lIk eki

Addan ad türeten bir ektir. Bunun yanı sıra, “bir şey için“ anlamında ve „tahsis işlevinde“
sıfatlar da türetir. İşlek, canlı bir ektir (Korkmaz 2009:341). Bu ekin, sıfatlardan isim yapma
fonksiyonunun yanı sıra, sıfat olarak kullanılan isimlerden mücerret isimler teşkil etmektir
(Ergin 2019:166). Boşnakçada bu ek sadece –luk şeklini benimsemiştir.

Aşağıdaki soyadlarda –lIk eki, bir görevi, bir mesleği ifade etmektedir.

Begluk < Bey + -lik;

Hamalukić < Hamal + -lık + -iç;


281

3.2.5. –lar / -ler çokluk eki

Türkçe'de teklik ve çokluk vardır. Teklik eksiz, çokluk ise eklidir. İsim kök ve gövdeler teklik
ifade etmekte, çokluk ise, kök ve gövdelere çokluk ekin eklenmesiyle belirlenmektedir.
Boşnakça'ya giren Türkçe sözcüklerin arasında Türkçe çokluk eki olan –lar / -ler ekine çok
nadiren rastlanmaktadır.

Soyadların arasında –lar eki içeren tek bir soyad keşfedilmiştir:

Jidizlar < Yıldız + -lar;

3.2.6. Sıfat fiil ekleri

Partisipler nesnelerin hareket vasıflarını karşılayan fiil şekilleridir. Partisipler, fiil kök ve
gövdelerine ek ekleyerek oluşurlar. Partisipler isim çeşidi bakımından isim ve esas itibariyle
vasıf isimleri oldukları için bilhassa sıfat olarak kullanılırlar (Ergin 2019:333-334).

Aşağıdaki soyadlarda partisipler, hem özel isim hem de sıfat niteliğini taşımaktadır:

- sıfat-fiillerden türemiş özel isimler

Dujmušić < geçişli fiil duy-mak < Eski T. tuy-mak; mastar eki –mak’ın düşmesiyle partisip

eki –muş eklenip özel isim türemiştir;

Durak ~ Duraković < geçişsiz fiil dur-mak < Eski T. tur-mak; mastar eki –mak’ın

düşmesiyle partisip eki –ak eklenip özel isim türemiştir;

Duran ~ Duranović < geçişsiz fiil dur-mak < Eski T. tur-mak; mastar eki –mak'ın

düşmesiyle partisip eki –an eklenip özel isim türemiştir;

Durmišević < geçişsiz fiil dur-mak < Eski T. tur-mak; mastar eki –mak'ın düşmesiyle

partisip eki –miş eklenip özel isim türemiştir;

Jašarević ~ Jašarović < geçişsiz fiil yaş-a-mak – Eski T.'den beri kullanmaktadır; mastar eki

–mak'ın düşmesiyle partisip eki –ar eklenip özel isim türemiştir;


282

- sıfat-fiillerden türemiş sıfatlar

Arar < geçişli fiil ara-mak < Orta T. (Oğuz.) arka-mak; mastar eki –mak’ın düşmesiyle

partisip eki –ar eklenip sıfat türemiştir;

Bilan ~ Bilandžić ~ Bilandžija < geçişli fiil bil-mek – Eski T.'den beri kullanılmaktadır;

mastar eki –mek'in düşmesiyle partisip eki –an eklenip

sıfat türemiştir;

Čikarić < oldurgan ve geçişli fiil çıkar-mak; mastar eki –mak'ın düşmesiyle sözcüğün

kökünde partisip eki –ar bulunmaktadır ve böylece sıfat türemiştir;

Čikmiš < geçişsiz fiil çık-mak; mastar eki –mak'ın düşmesiyle partisip eki –miş eklenip

sıfat türemiştir;

Delendžić < geçişli fiil del-mek < Eski T. tel-mek; mastar eki –mek'in düşmesiyle partisip

eki –en eklenip sıfat türemiştir;

Đulmez < geçişsiz fiil gül-mek < Eski T. kül-mek; mastar eki –mek'in düşmesiyle partisip

eki olumsuz şekli –mez eklenip sıfat türemiştir;

Jarrar < geçişsiz fiil yara-mak < Eski T. yara-mak; mastar eki –mak'ın düşmesiyle partisip

eki –ar eklenip sıfat türemiştir;

Kačar ~ Kačarević < geçişsiz fiil kaç-mak – Eski T.'den beri kullanılmaktadır; mastar eki

-mak'ın düşmesiyle partisip eki –ar eklenip sıfat türemiştir;

Sever < geçişli fiil sev-mek – Eski T.'den beri kullanmaktadır; mastar eki –mek'in

düşmesiyle partisip eki –er eklenip sıfat türemiştir;


283

3.2.7. Zarf-fiil eki

Zarf fiil ekleri, hareket hâli ifade eden fiil şekilleridir (Ergin 2019:338).

Aşağıdaki soyadta, geniş zaman kipinin olumlu ve olumsuz şekillerinin eklenmesiyle ulaç
türemiş ve sıfat anlamını benimsemiştir:

Derdemez < geçişli fiil de-mek < Eski T. ti-mek > di-mek > de-mek; mastar eki –mek'in

düşmesiyle fiilin ikilemesine geniş zaman kipinin olumlu eki –r ile olumsuz

eki –mez eklenip ulaç türemiştir;

3.2.8. Görülen geçmiş zaman kipi

Dželdum < geçişsiz fiil gel-mek < Eski T. kel-mek; mastar eki –mek'in düşmesiyle fiilin

köküne görülen geçmiş zaman kipinin 1. tekil şahıs eki –dIm eklenip soyad sıfat

veya lakap niteliğini kazanmıştır;

3.2.9. Emir kipi

Aşağıdaki soyadlarda, emir kipinin fiil köküne eklenmesiyle ilk soyadlarda özel isim, ikinci
soyadta ise lakap veya sıfat niteliğini taşıyan anlamlar benimsenmiştir:

Dursun ~ Dursum ~ Tursun ~ Tursum ~ Dursunović ~ Tursunović ~ Tursumović

< geçişsiz fiil dur-mak; mastar eki –mak’ın düşmesiyle emir kipi 3. tekil şahıs eki

–sIn’ın eklenmesiyle özel isim türemiştir;

Jetiš < geçişsiz fiil yetiş-mek; mastar eki –mek’in düşmesiyle emir kipi 2. tekil şahıs kipi

oluşmuştur; soyad sıfat veya lakap niteliğini benimsemiştir;


284

3.3. Farsça Ekler


3.3.1. -dār / -tār eki

Ekin asıl şekli dāşten, anlamı ise tutmak’tır. Kısaltılmış şekli –dār / -tār, bir şeye sahip olan,

bir şeyi tutan gibi partisip bir ektir ve isimlere eklenir (Haverić, Šehović 2017:69).

Aşağıdaki soyadlarda, -dār / -tār eki ile unvan nitelikli soyadlar türemiştir:

Alendar < Alem + -dār;

Bajraktarević ~ Barjaktarević ~ Šejhbajraktarević < Bayrak + -tār;

Dizdar ~ Dizdarić ~ Dizdarević < Diz + -dār;

Serdar ~ Serdarević < Ser + -dār; bu soyad aynı zamanda özel erkek isimden de türemiştir;

Aşağıdaki soyadlarda, -dār / -tār eki meslek nitelikli soyadlar türemiştir:

Defterdarević ~ Teftedarija < Defter + -dār;

Haznadar ~ Haznader ~ Haznadarević < Hazine + -dār;

Muhurdarević < Mühür + -dār;

Aşağıdaki soyadta, -dār / -tār eki sıfat nitelikli soyad türemiştir:

Kafadar ~ Kafadarević < Kafa + -dār ~ Kafa + -dar + -eviç;


285

3.3.2. –zâde eki

Anlamı doğmak, doğurmak olan zāden şeklinin kısaltılmış şeklidir. Birleşik isimler türeten bu
ek, doğmuş olan kimse, çocuk, yavru gibi anlamlar taşımaktadır. Soyadın kısmı olarak
kullanılmaktadır. Bu eki içeren çok sayıda soyada rastlanmamıştır.

Aşağıdaki soyadta, -zāde eki unvanlara eklenmiştir, yalnız ilk soyad erkek ve kadın ismi olarak
türemiştir:

Begzadić < Bey + -zāde; bir beyin oğlu; erkek özel isim olarak Begzad, kadın özel isim

olarak Begzada;

Hafizadić < Hafız + -zāde; bir hafızın oğlu;

3.4. Birleşik Ekler


3.4.1. Boşnakça + Türkçe ek

-džija / -čija - -ciya / -çiya

Bu ek, Türk yapı eki –cı, -ci, -cu, -cü / -çı, -çi, -çu, -çü ile Boşnak yapı eki –(i)ya’dan
oluşmaktadır. Türk yapı ekler, Boşnakça’da sadece –ci ile –çi şekillerini benimsemiştir. –ciya
ekinin Boşnakça’da iki yazılı şekli bulunmaktadır: -džija ve –đija. Birinci şekil kalın c (dž),
ikinci şekil ise ince c (đ) ile yazılmıştır. Birinci şekil daha sıkça kullanılmaktadır. Benzer durum
–çiya eki için de geçerlidir. -čija ve -ćija şekiller bulunmaktadır. Birincisi kalın ç (č), ikincisi
ise ince ç (ć) ile yazılmıştır. Ünlü ile biten sözcükler sadece –ciya ekini almıştır. Ünsüz ile biten
sözcüklerde, ses deklemine göre hangi ekin uygulanacağı belirlenmektedir. En yaygın eklerden
biridir ve oldukça işlek bir ektir. Hangi anlam taşıyacağı, eklendiği sözcüğünün köküne
bağlıdır.

Aşağıdaki soyadlarda –ciya / -çiya eki, isimden meslek türemiştir:

Abadžija < Aba + -cı + -ya;

Bojadžija < Boya + -cı + -ya;

Čamdžija ~ Ćamđija < Çam + -cı + -ya;

Čivčija ~ Čivćija < Çiv + -çi + -ya;


286

Čurčija < Kürk + -çü + -ya;

Eskidžija < Eski + -ci + -ya;

Furundžija < Fırın + -cı + -ya;

Halvadžija < Helva + -cı + -ya;

Kalajdžija < Kalay + -cı + -ya;

Kapidžija < Kapı + -cı + -ya;

Kujundžija < Kuyum + -cu + -ya;

Kulukčija < Kulluk + -çu + -ya;

Kurudžija ~ Kuruđija < Kuru + -cu + -ya;

Lagumdžija < Lağım + -cı + -ya;

Mataradžija ~ Matarđija < Matara + -cı + -ya;

Pilavdžija < Pilav + -cı + -ya;

Sofradžija < Sofra + -cı + -ya;

Šerbedžija < Şerbet + -çi + -ya;

Tarakčija < Tarak + -çı + -ya;

Aşağıdaki soyadta –ciya / -çiya eki, isimden sıfat türemiştir:

Dovadžija < Dua + -cı + -ya;

Aşağıdaki soyadta –ciya / -çiya eki, isim fiili – patrisipten sıfat türemiştir:

Bilandžija < Bilen (< Bilmek) + -ci + -ya;


287

Aşağıdaki soyadta –ciya / -çiya eki, isimden yine sahip, sahiplenen anlamında bir isim
türemiştir:

Miraščija ~ Mirašćija < Miras + -çı + -ya;

Aşağıdaki soyadta –ciya / -çiya eki, bir yere ait olma anlamında isimden isim türemiştir:

Mameleđija ~ Memeleđija < Memleket + -çi + -ya;

-lija - -liya eki

-liya eki, Türkçe sıfat türeten ek –lI ile Boşnakça yapı eki –(i)ya eklerinden oluşmaktadır.
Boşnakça’da –lI eki sadece –li şeklini benimsemiştir. –lI Boşnakça sözcükler arasında
bulunuyor olsa da, -liya eki daha sıkça görülür ve daha yaygındır. İşlek bir ektir ve anlamı
eklendiği sözcüğün köküne bağlıdır.

Aşağıdaki soyadlarda –liya eki, isimden meslek türemiştir:

Čardaklija < Çardak + -li + -ya;

Kabaklija < Kabak + -li + -ya;

Kundaklija < Kundak + -li + -ya;

Aşağıdaki soyadlarda –liya eki, yer adlarından etnik yapısını içeren soyadlar türemiştir:

Arnautalija ~ Arnautlija < Arnavut + -lu + -ya;

Hindlija < Hint + -li + -ya;

Izmirlija < İzmir + -li + -ya;

Misirlija < Mısır + -lı + -ya;

Sarajlija < Saray (Saraybosna) + -lı + -ya;

Stambolija < Stambol (İstanbul) + -lu + -ya;

Šamlija < Şam + -lı + -ya;


288

3.4.2. Farsça + Boşnakça ek

-dariya

-dariya eki, Farsça tutan anlamında –dār / -tār eki ile Boşnakça yapı eki –(i)ya'dan
oluşmaktadır. –dār eki ünsüz ile bittiği için, -ya ekinden önce bir i sesi eklenmiştir. Çok nadiren
rastlanmaktadır. Soyadların incelemesinde, aynı kökenli, yalnız farklı şekilde yazılmış, bu eki
içeren bir soyad keşfedilmiştir.

Aşağıdaki soyadta –dariya eki, isimden meslek türemiştir:

Defterdarević ~ Teftedarija < Defter + -dār + -(i)ya;


289

SONUÇ

1463 yılında Osmanlı Devleti'nin hâkimiyetine girdiğinde, Bosna Hersek yeni bir din, kültür,
medeniyet ve dil ile karşılaşmıştır. Yeni düzenin amacı var olan düzeni yok etmek değil, onunla
uyum sağlamaktı. Bölge de mevcut olan Katoliklik, Ortodoksluk ve Bogumillik inançları
arasına İslam dini de dahil olmuştur. İslamın gelişi, Bosna Hersek'te yeni bir kültür ve
medeniyetin ortaya çıkmasında en büyük rolü oynamıştır. o ülkede yeni bir kültürün ortaya
çıkmasında en büyük rol oynamıştır. Osmanlı idaresiyle birlikte yeni bir idarî sistem de
gelmiştir.

Bölgede evvelden var olan üç inancın mensupları arasında İslam'a karşı bir ilgi oluşmuş, halk
yavaş yavaş Osmanlı din adamlarından bu yeni din hakkında bilgiler almaya ve onların
sohbetlerine katılmaya başlamışlardır. Bogomilliğin öğretilerinin İslam'a daha yakın olması,
onlar arasında İslamiyetin diğerlerine nazaran daha hızlı yayılmasına sebep olmuştur. Ancak
İslamiyet elbette sadece onlar arasında değil, diğer iki dinin mensupları arasında da kendisine
taraftar bulmuştur. Ancak İslam'a geçişler bir baskı sonucu gerçekleşmemiştir, kişiler dini
tercihlerinde serbest olarak hareket etmişlerdir. İslamı benimseyenler bunu kendi istekleri
doğrultusunda yaparlarken, diğer din mensupları da kendi dinlerinde kalmaya ve ibadetlerini
özgürce yerine getirmeye devam etmişlerdir.

İdari sistem yeni bir devlet ve askeri yapıyı ifade etmekteydi. Daha önce mevcut olmayan
kurumlar Osmanlı idaresiyle birlikte Bosna-Hersek'te faaliyet göstermeye başladılar. Askeri ve
idari sistem içerisinde yerel halktan kimseler de yer almaktaydı. Slav kültürü ile Türk-İslam
kültürü birbiri ile harman oluyordu.

İslam'ın yanı sıra, Bosna Hersek'te Osmanlı Devleti dönemini belirleyen en önemli unsurlardan
biri de dildir. Türkçe, yaşamın her alanına girmiştir. Halk arasında günlük yaşamda yerel dil
konuşuluyordu, lakin Türkçe de yerini almıştı. Dini ibadetler daha çok Türkçe ve Arapça olarak
gerçekleşiyordu. İdari işlemler Türkçe yapılmaktaydı. Farsça ise daha çok edebi dil olarak önem
taşımaktaydı. Yeni oluşmuş kurumlar, beraberinde yeni terimleri de getirmekteydi. Bu yeni
terimler sonradan halk tarfından aslî şekli ile benimsenip, yerel dile dahil ediliyordu. Bunların
yanı sıra, yerel dilde karşılığı bulunan Türkçe kelimeler de yavaş yavaş yerel dile girmekteydi.

Bu sözcükler, XII. yüzyıldan XIX. yüzyıla kadar, Bosna-Hersek'te ortaya çıkan ve gelişen
soyadlar arasında da yer etmiştir. Giriş bölümünde de bahsedildiği gibi, bunun en büyük iki
kanıtı Evliya Çelebi'nin Seyahatmamesi ile Molla Mustafa Başeski'nin Mecmuası'dır.
290

Telefon rehberleri, Osmanlı tahrir ve şeriyye sicil defterleri, ölüm ilanları ve diğer belgeler
araştırıldıktan sonra, Bosna-Hersek'te bulunan 1473 Türk kökenli soyad tespit edilmiştir.
Belirtmek gerekir ki, bu sayı nihayi sayı değildir. Türkçenin içerisinde Arapça ve Farsçadan da
gelen kelimeler olduğundan, bu soyadlar Türk kökenli olarak kabul edilmiştir, çünkü
Boşnakçanın Arapça ve Farsça ile doğrudan teması yoktur.

Söz konusu 1472 soyad arasında, 352 soyad özel adlardan türemiş soyadlardır. İslam'ın kabulu
ile birlikte, insanlar kendilerine İslam'a uygun bir isim vermekteydiler. Böylece Türkçe adlar
meşhur olmaya başlamıştır. Bosna-Hersek'te Müslümanları yerel halk oluşturduğundan Türk
kökenli soyadlarını Bosna-Hersek halkının, daha doğrusu Slav kökenli halkın taşıdığını
belirtmek gerekir. Bu özel adlar arasında yalın halde, Boşnak soyadı ekleri ve diğer yapım
ekleri, Türk ve Fars yapım eklerini içeren soyadlar da bulunmaktadır. Aynı zamanda, ilk başta
lakap olarak kullanılan, sonradan ise hem lakap hem de özel ad niteliğini taşıyan kısaltılmış öz
adlar da yer almaktadır.

Yeni idarî ve askerî sistem, yeni unvanlar da getirmiştir. Soyadlar arasında 130 unvan ve 292
unvan ile öz addan oluşan soyad tespit edilmiştir. Unvanlar söz konusu olunca, İslamî unvanlar
şimdiye kadar varlığını sürdürmeye devam etmiştir. Diğerleri ise, Osmanlı Devleti
hakimiyetinin Bosna-Hersek'te sona ermesinden sonra sadece tarihi kitap ve belgelerde yazılı
kanıt olarak kalmıştır. Bazı unvanlar ise Osmanlı zamanında bir anlam taşıyıp, sonradan farklı
anlamlar yüklenerek devam etmişlerdir. Bunun en iyi örneği Reis unvanıdır. Osmanlı
zamanında, bir topluluk ya da mesleğin başkanı, lideri gibi anlamlar taşımış olsa da, Avusturya-
Macaristan döneminde, 1878 yılından itibaren, sadece Bosna-Hersek İslam Birliği Başkanın
kullandığı bir unvan olmuştur. Yine unvanlar arasında da, hem yalın halde hem de çeşitli ekler
içeren soyadlar bulunmaktadır.

İnsanlara değişik karakter ve dış görünüşlerine göre, diğer insanların verdikleri, çeşitli
sıfatlardan oluşan lakaplar da bu soyadlar arasında yer almaktadır. Sıfat ile kişi adından türemiş
soyadlarının sayısı ise yirmi beştir. Genel lakap sayısı ise otuz yedidir.

Soyadlarının arasında, birden fazla unvan, şahıs adı, sıfat veya lakaptan oluşan soyadlara da
rastlanmaktadır. Bunlar genelde, kişinin hayatı boyunca kazandığı unvanlardan ve diğerlerinin
kendisine hitap ettikleri sözcüklerden oluşmaktadır. Bu çalışmada incelenmiş bu tip soyadların
sayısı elli birdir.

Şahıs adlarından sonra, sayıca en fazla soyadı meslek adlarından türemiştir. Osmanlı'nin
gelmesiyle, Bosna-Hersek'te çeşitli zanaat, el sanatları ortaya çıkmıştır ve Kuyumculuk gibi
291

bazıları da halen Osmanlı izlerini temsil etmektedir. Yalın ve çeşitli Boşnakça, Türkçe ve
Farsça eklerinden oluşan bu meslek adlarından türemiş soyadlarının sayısı ise 136'dır.

Osmanlı Devleti'nin çeşitli bölgelerinden devlet görevlisi olarak veya kendi isteğiyle gelen
birçok kişinin Bosna-Hersek'e yerleşip soylarını burada devam ettirdikleri bilinmektedir. Bu
kalabalığın içinden sayılabilecek, tayinleri Bosna-Hersek'e yapılmış ve ardından kendi isteğiyle
burada yerleşmiş vezirlerin ya da herhangi bir başka sebeple bölgede mesken tutmuş kişilerin
taşıdığı etnik yapı belirten elli soyadına dair bilgiler de bugüne ulaşmıştır.

Herhangi bir sınıflandırmada bulunmayan, genel adlardan türemiş soyadların sayısı ise elli
birdir.

İnsanların gücü, kuvveti, dik duruşu gibi niteliklerinden dolayı, çoğu zaman lakap olarak
hayvan adları taşımaktaydı. Zamanla hayvan adları, anlamlarından dolayı, şahıs adı olarak da
kullanıma girmiştir. Kuvvet, kurnazlık gibi nitelikleri anımsatan aslan, kaplan, kurt gibi hayvan
adları, Bosna-Hersek soyadlarında oldukça yaygındır ve diğer hayvan adları ile beraber
bunların sayısı kırktır.

Diğer soyadları arasında, altı sayı adı, yirmi beş yemek adı, dört renk adı, on maden adı, ev,
giysi, mutfak, tarım aleti, müzik aleti, silah ve savaş aleti ve diğer çeşitli eşya adlarından oluşan
soyadlarının sayısı ise altmış yedidir.

İnsanların çeşitli uzuvlarına göre türemiş soyadlarının sayısı altıdır. Osmanlı dönemine özgü
mimarî ve diğer yapıların adlarına göre türemiş soyadlarının sayısı on ikidir. Doğa ve yer birimi
adlarından türemiş soyadlarının sayısı dokuzdur.

Özel adlarla beraber, Osmanlı döneminden sonra varlığını sürdürmeye devam eden İslam bilimi
adlarından türemiş soyadlarının sayısı ise on beştir.

Soyadlarının onsekizi soyut adlarından türemiştir. Çeşitli bitki adlarından türemiş soyadlarının
sayısı dokuzdur.

Doğuştan veya farklı sebeplerden ötürü, insanda oluşan bedensel sakatlık adlarından türemiş
soyadların sayısı yedidir.

Sıfatlardan türemiş soyadlarının sayısı doksan sekiz, fiillerden türemiş soyadların sayısı ise
yirmi dörttür. Belirsiz adlardan türemiş üç tane soyad bulunmaktadır.

Soyadlar, Bosna-Hersek'te resmi olmaksızın XII. yüzyıldan itibaren oluşmaya başlamıştır.


Şahıs adının yanı sıra kimlik belirtisi olarak kullanılan baba adı, sonradan büyük sayıda özel
292

adlardan - patronimlerden türemiş soyadları ortaya çıkartmıştır. Bosna Hersek'te en yaygın iki
soyadı eki bulunmaktadır. Bunlar –iç ve –oviç / -eviç eklerdir. Osmanlı döneminden önce, -iç
eki oldukça yaygın bir ekti, lakin Osmanlı dönemi sırasında bu eke nadiren rastlanıyordu.
Farsça küçük, oğul anlamında –zade eki, aynı anlamlı olan –iç ekinin tekrar sahneye geri
dönmesini teşvik etmiştir. –oviç / -eviç eki, Slavca iyelik eki –ov / -ev ile –iç ekinden oluşup
oğlu anlamını hitap etmektedir.

Türk kökenli soyadlar, Arapça, Türkçe, Farsça, Yunanca, İbranice, Moğolca gibi çeşitli
sözcüklerden oluştuğu için, Boşnakçaya geçtikleri sırada çeşitli ses değişmelerine uğramış,
yerel dilin yapısına göre uyum sağlamıştır. Aslî şekilleri ile geçmiş, farklı ses sisteminden ötürü,
ses değişimine uğramış soyadları mevcuttur. Tüm bu ses olayları, farklı anlam kazandırma,
soyadlarının resmi olarak oluşumundan önce gerçekleştiğini belirtmek gerekir. Bir soyadı
birden fazla anlam taşıyabilmektedir.

500 yıllık bir miras, bir halkın kimliğinde de kendisini göstermektedir. Türklerden din ve bazı
diğer adet ve gelenekleri benimseyen Slav kökenli Bosna-Hersek halkı, kimliğinde Türk
unsurunu taşımaktadır. Türkçeden Boşnakçaya geçmiş sözcüklerin büyük bir kısmı artık günlük
hayatta kullanmıyor olsa da, Bosna-Hersek'te bulunan Türk kökenli soyadlar vasıtasıyla var
olmaya devam edecektir. Nihayet bu çalışmada yer alan soyadlarının bir anlamda Bosna-
Hersek'te Türkçenin muhafızları olarak kalacağı söylenebilir.Soyadlar bir dilin muhafızları ise,
Bosna Hersek'te Türkçenin muhafızları, bu çalışmada yer almış soyadların olduğunu
söyleyebiliriz.
293

KAYNAKÇA

AKBABA, İ., Akbaba Sülale Şeceresi, Aile Belgesi.


ALIČIĆ, A. (1990), Privredna i konfesionalna struktura stanovništva u Hercegovini krajem
XVI stoljeća, POF 40/1990, Orijentalni institut u Sarajevu, Sarajevo.
BAN, L. – MATOVAC, D. (2012), On turkish loanwords in croatian language, Trakya
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, Cilt 2, Sayı 4.
BASKAKOV, N. A. (1997), Türk Kökenli Rus Soyadları, Türk Dil Kurumu, Ankara.
BAŠESKIJA, M. M. (1997), Ljetopis, Sarajevo-Publishing, Sarajevo.
BAYHAN, Ş. (2018), Boşnakça-Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu, Ankara.
BIŠČEVIĆ, V. (2006), Bosanski namjesnici osmanskog doba 1463. – 1878., Connectum,
Sarajevo.
BROZOVIĆ-RONČEVIĆ, D. (2013), Turski jezični sloj u hrvatskim prezimenima, Institut za
hrvatski jezik i jezikoslovlje, Zagreb.
ČAUŠEVIČ, E. (1991), „Bosanski“ turski i njegova autentična obilježja, POF, 41,
Orijentalni institut u Sarajevu, Sarajevo.
ČAUŠEVIĆ, E. (1996), Gramatika suvremenoga turskog jezika, Hrvatska Sveučilišna
Naklada, Zagreb.
ČELEBI, E. (1996), Putopis, Sarajevo-Publishing, Sarajevo.
DEMİR, N. (2019), Türkçe Ses ve Biçim Bilgisi, Altınordu Yayınları, Ankara.
DEVELLİOĞLU, F. (2008), Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Aydın Kitabevi
Yayınları, Ankara.
ĐINĐIĆ, M. (2013), Turcizmi u savremenom srpskom književnom jeziku (semantičko-
derivaciona analiza), Yayınlanmamış Doktora Tezi, Univerzitet u Beogradu, Filološki
fakultet, Beograd.
ĐINĐIĆ, M. (2014), Yeni Türkçe-Sırpça Sözlük, Türk Dil Kurumu, Ankara.
EKER, S. (2006), Bosna’da Etno-Linguistik Yapı ve Türk Dili ve Kültürü Üzerine, Milli
Folklor, Yıl 18, Sayı 72.
EREN, H. (1999), Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü, Ankara.
ERGİN, M. (2019), Türk Dil Bilgisi, Boğaziçi Yayınları, İstanbul.
FILAN, K. (2013), Iz bosanske historijske antroponomastike: ime i pokraćeno ime, Anali
Gazi Husrev-begove biblioteke, Knjiga XXXIV, Sarajevo.
FILAN, K. (2017), O turskom jeziku u Bosni, Connectum, Sarajevo.
FILAN, K. (2014), Turski jezik u Bosni u osmansko doba, Anali Gazi Husrev-begove
biblioteke, 43, Sarajevo.
294

FILIPOVIĆ, N. (1968), Specifičnosti islamizacije u Bosni, Pregled LVIII, Sarajevo.


FILIPOVIĆ, N. (1975), Uticaj Islama na bosanskohercegovačko tlo – Islamizacija, Radio
Sarajevo, treći program br.7, IV, Sarajevo.
GADŽO-KASUMOVIĆ, A. (2008), Mulla u bosanskom ejaletu, Anali Gazi Husrev-begove
biblioteke, Sarajevo.
HALILOVIĆ, S. – PALIĆ, I. – ŠEHOVIĆ, A. (2010), Rječnik bosanskoga jezika, Filozofski
fakultet u Sarajevu, Sarajevo.
HANDŽIĆ, A. (1995), Konfesionalni sastav stanovništva u Bosni i Hercegovini u prvim
stoljećima osmanske vladavine, POF 42-43/1992-99, Orijentalni institut u Sarajevu, Sarajevo.
HANDŽIĆ, M. (1940), Islamizacija Bosne i Hercegovine i porijeklo bosanskohercegovačkih
muslimana, Islamska dionička štamparija, Sarajevo.
HAVERIĆ, Đ. – ŠEHOVIĆ, A. (2017), Leksika orijentalnog porijekla u frazemama
bosanskog jezika, Univerzitet u Sarajevu, Filozofski fakultet, Sarajevo.
HAVERIĆ, Đ. – ŠEHOVIĆ, A. (2017), Riječi perzijskog porijekla u bosanskom jeziku,
Institut za jezik, Sarajevo.
HUSIĆ, A. Nastanak, razvitak i upotreba prezimena u razdoblju osmanske vlasti u Bosni i
susjednim zemljama, (Bilimsel Makale).
IBRAHIMOVIĆ, R. (1991), Struktura vojničke klase u XV i početkom XVI vijeka s posebnim
osvrtom na širenje Islama u Bosni, POF 41, Orijentalni institut u Sarajevu, Sarajevo.
İHSANOĞLU, E. (2004), Historija osmanske države i civilizacije I, IRCICA İstanbul,
Orijentalni institut u Sarajevu, Sarajevo.
IMAMOVIĆ, M. (1998), Historija Bošnjaka, Preporod, Sarajevo.
JAHIĆ, DŽ. – HALILOVIĆ, S. – PALIĆ, I. (2000), Gramatika bosanskoga jezika, Dom
štampa, Zenica.
JANKOVIĆ, S. (1987), Razvoj prezimena kod muslimana, Srpska akademija nauka i
umetnosti, Naučni skupovi, Knjiga XXXVII, Odeljenje jezika i književnosti, Knjiga 7,
Beograd.
KAMBEROVIĆ, H. (2005), Begovski i zemljišni posjedi u Bosni i Hercegovini od 1878. do
1918., Naučnoistraživački institut „Ibn Sina“, Sarajevo.
KLAIĆ, B. (1974), Veliki rječnik stranih riječi, Zora, Zagreb.
KORKMAZ, Z. (2009), Türkiye Türkçesi Grameri – Şekil Bilgisi, Türk Dil Kurumu
Yayınları, Ankara.
KURBANOV, A. (2011), Onomastiğin (Ad Biliminin) Esasları, 2. Cilt, Türk Dil Kurumu,
Ankara.
KURT, A. (2017), Porodica Kurt iz Mostara – Historija i Rodoslov, Nacionalna i
univerzitetska biblioteka Bosne i Hercegovine, Mostar.
295

MEHMEDOVIĆ, A. (2017), Upravljanje vakufima u BiH 1847-2017, El-Kalem, Sarajevo.


MIHAJLOVIĆ, V. (2002), Srpski prezimenik, Aurora, Novi Sad.
MILIĆEVIĆ, R. (2005), Hercegovačka prezimena, Beograd.
MUJIĆ, A. M. (tercüme ve inceleme) (1987), Sidžil mostarskog kadije, Prva književna
komuna, Mostar.
MUSIĆ, E. – TURBIĆ-HANDANAGIĆ, A. (2018), Bosanskohercegovačka prezimena I,
Bošnjačka nacionalna zajednica za Grad Zagreb i Zagrebačku županiju, Zagreb.
ÖZEK, F. – ĐINĐIĆ, M. (2017), Yeni Türkçe-Sırpça Sözlük’teki Ağız Sözcükleri Üzerine,
Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl 5, Sayı 63.
PAKALIN, M. Z. (1983), Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü I, II, III, Devlet
Kitapları, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul.
SERTKAYA, O.F. (2018), Kelime Dağarcığımızdan – Etimoloji Araştırmaları, Akçağ,
Ankara.
SKOK, P. (1971), Etimologijski rječnik hrvatskoga ili srpskoga jezika, Jugoslovenska
akademija znanosti i umjetnosti, Zagreb.
SMAILOVIĆ, I. (1977), Muslimanska imena orijentalnog porijekla u Bosni i Hercegovini,
Institut za jezik i književnost, Odjeljenje za jezik, Monografije I, Sarajevo.
SMAILOVIĆ, I. (1977), Prilagođavanje muslimanskih imena orijentalnog porijekla našem
jeziku, Književni jezik, VI/3, Sarajevo.
SUĆESKA, A. (1968), Neke specifičnosti istorije Bosne pod Turcima, Institut za historiju
radničkog pokreta Sarajevo, IV, Sarajevo.
ŠABANOVIĆ, H. (1958), Bosansko krajište 1448 – 1463, Godišnjak istorijskog društva
Bosne i Hercegovine, Sarajevo.
ŠABANOVIĆ, H. (1955), Pitanje turske vlasti u bosni do pohoda Mehmeda II 1463.g.,
Godišnjak istorijskog društva Bosne i Hercegovine, VII, Sarajevo.
ŠABIĆ, I. (2014), Onomastička analiza bosanskohercegovačkih srednjovjekovnih
administrativnih tekstova i stećaka, Doktora Tezi, Sveučilište Josipa Jurja Strossmayera,
Filozofski fakultet, Osijek.
ŠABIĆ, I. (2018), Prezimena militarnoga porijekla u Bosni i Hercegovini, Original Scientific
Paper (Bilimsel Makale).
ŠIMUNOVIĆ, P. (1985), Naša prezimena, porijeklo-značenje-rasprostranjenost, Nakladni
zavod matice Hrvatske, Zagreb.
ŠKALJIĆ, A. (1965), Turcizmi u srpskohrvatskom jeziku, Svjetlost, Sarajevo.
TIBHT (2007), Telefonski imenik pretplatnika BH Telecoma 2007/2008, BH Telecom d.d.
Sarajevo.
TIBIHBL (1991/1992), Telefonski imenik BiH Banja Luka, Svjetlost, Sarajevo.
296

TIPTTS (1999), Telefonski imenik Javnog preduzeća PTT saobraćaja, Javno preduzeće PTT
saobraćaja Bosne i Hercegovine, Dom Štampe d.d. Zenica.
TIS (1992), Telefonski imenik Sarajeva, Javno preduzeće PTT saobraćaja Bosne i
Hercegovine, GIK OKO d.d. Sarajevo.
TI0716 (1991), Telefonski imenik mrežne grupe 076 Brčko, DP PTT Saobraćaja Brčko, DP.
TDV (1988), İslam Ansiklopedisi, cilt 1, İstanbul.
TDV (1992), İslam Ansiklopedisi, cilt 6, İstanbul.
TDV (2001), İslam Ansiklopedisi, cilt 24, İstanbul.
TDV (2007), İslam Ansiklopedisi, cilt 37, İstanbul.
VAJZOVIĆ, H. (1999), Orijentalizmi u književnom djelu – lingvistička analiza, Institut za
jezik, Sarajevo.
VAVIĆ-GROS, Z. (2013), Prezimena su čuvari našeg jezika, Prometej, Novi Sad.
ŽUJO, V. (2009), Leksikon Sarajeva I – II, Mediapress, Sarajevo.
Bosna Hersek’te Ölüm İlanları.
www.sözlük.gov.tr. (TDK - Güncel Türkçe Sözlük)
www.lugatim.com. (Kubbealtı Lugatı – Güncel Osmanlı Türkçesi Sözlüğü)
www.prebilovci.com.
www.rodoslov.ba.
297

SOYADLAR DİZİNİ

Abadžić 106,261,271 Abadžija 117,269,277,287 Abasbegović 66,231

Abaspahić 76,186,187,205,258 Abaza 19,181 Abazović 25,185,222

Abdagić 39,187,195,246 Abdić 36,194,245, Abdula 19,180

Abdulagić 58,195,249 Abdulahefendić 71,184,202,254 Abdulahmanović 25,188,222

Abdulahović 25,184,222 Abdulhak 19,24 Abdulhak 19,24

Abdulzaimović 25,222 Abdurahmanović 25,188,222 Abduzaimović 25,188,222

Ablaković 168,243 Adanalić 124,263,281 Adbegović 40,230

Ademagić 58,195,249 Adembegović 67,231 Ademović 25,222

Adilagić 59,195,249 Adilović 25,222 Adžaip 161

Adžam 121,207 Adžamija 125,207,268 Adžem 121

Adžemović 123,231 Afgan 121 Agan 40,274

Aganlić 45,247,281 Aganović 41,222,274 Aganspahić 92,259,274

Agbaba 85,218 Agbabić 88,192,218,258 Agić 42,192,247

Ahbabović 41,230 Ahmagić 39,59,188,195,246 Ahmatović 26,207,222

Ahmedagić 59,195,249 Ahmedbašić 65,200,252 Ahmedbegović 67,231

Ahmedhodžić 73,203,254 Ahmedović 26,222 Ahmedspahić 76,256

Ahmespahić 76,188,205,256 Ahmetagić 59,195,249 Ahmetanović 26,222,274

Ahmetaš 19 Ahmetašević 26,222,276 Ahmetbašić 65,209,252

Ahmetbegović 67,231 Ahmethodžić 73,203,254 Ahmetkadić 74,255

Ahmetlić 35,244,280 Ahmetović 26,222 Ahmetspahić 78

Ahmić 36,194,245 Ajdin 19,161 Ajdinović 26,168,222,243

Ajetović 26,222 Ajnadžić 107,261,276 Ajvaz 19,40

Ajvazović 26,41,223,230 Akagić 88,195,258 Akbaba 85,132


298

Akif 20 Akrap 132,207 Akšamija 156,272

Akšamović 155,242 Aladin 20 Aladžuz 161,209,211,217

Alađuz 161,209,211,217 Alagić 59,188,195,249 Alajbegović 51,230

Alendar 49,285 Alibabić 64,188,252 Alibašić 65,200,252

Alibegić 67,253 Alibegović 67,231 Alidžanović 26,223

Aliefendić 71,202,254 Alihodža 73 Alihodžič 73,203,254

Alihodžić 73,187,203,254 Alikadić 74,255 Alikalfić 75,204,256

Alilhodžić 73,187,203,254 Aliomerović 26,223 Alirejsović 76,188,212,234

Ališah 24 Ališahović 26,223 Ališan 24

Alispahić 76,256 Altumbašić 160,211,219,266 Arabadžić 1007,261,277

Arambašić 89,187,200,258 Arap 122 Arapčić 124,263,273

Arapović 123,238 Arar 173,283 Arfadžan 24,188,208

Arif 20 Arifagić 59,195,249 Arifhodžić 73,203,254

Arifić 33,244 Arifović 26,223 Arnaut 122

Arnautalić 124,188,261,281 Arnautalija 125,181,188,271,281,289 Arnautlija 125,188,271,281,289

Arnautović 123,238, Arpadžić 107,261,277 Arslan 132

Arslanagić 59,195,249 Arslanović 134,239 Aščić 108,261,277

Ašik 161 Aškraba 86 Avdagić 39,59,195

Avdagić 58,187,246 Avdibašić 65,200,252 Avdibegović 67,231

Avdibegovića 67,181,231 Avdić 37,194,246 Avdičaušević 70,233

Avdurahmanović 25,188,220,222 Azapagić 52,195,248 Aždajić 135,192,264

Azizović 26,223 Badžak 150 Bahar 125

Bahtanović 159,242,275 Bahtić 157,266 Bahtijarević 168,243

Bahtović 158,242 Bajat 162 Bajkuša 132,180


299

Bajraktarević 51,230,285 Bajrama 20,180 Bajrambašić 65,200,252

Bajramlić 35,244,280 Bajramović 26,223 Bajrić 37,194,246

Bajrović 38,230 Bakal 151,184 Bakalbašić 105,184,260

Bakalović 102,184,237 Bakija 170,273 Balta 145

Baltić 145,192,265 Bardak 144 Bardaković 145,241

Barišić 157,266 Barjaktarević 51,221,230,285 Bašagić 42,247

Bašić 247 Bašalić 65,252 Baščaušević 51,212,230

Bazardžanović 102,207,208,217,237 Bebek 125 Bečar 162,213

Bečarević 168,213,223,243 Bečiragić 59,196,249 Bečirbašić 65,200,213,252

Bečirbegović 67,213,231 Bečirević 26,213,223 Bečirhodžić 73,203,213,254

Bečirović 26,213,223 Bečirspahić 76,213,256 Bećar 162,214

Bećarević 168,214,223,240 Bećiragić 59,196,214,249 Bećirbašić 65,200,214,252

Bećirbegović 67,214,231 Bećirević 26,214,225 Bećirhodžić 73,203,214,254

Bećirspahić 76,214,256 Begagić 92,196,259 Beganović 41,225,274

Begenišić 177,218,267 Begić 42,247 Begler 49

Beglerbegović 51,230 Beglerović 51,230 Begluk 40,211,282

Begović 41 Begtašagić 59,196,218,250 Begtašević 26,218,223

Begzadić 42,247,286 Behlil 20,210 Behlilović 27,210,223

Behlulović 26,223 Behram 20 Behramović 26,223

Bektaš 20 Bektašević 26,223 Bektešević 26,209,223

Berak 162,184 Berat 125 Berber 99

Berberkić 105,183,260 Berberović 102,237 Bešlagić 52,248

Bešlić 52,248 Bešlija 56,269 Biber 137

Biberdžić 108,261,277 Biberkić 139,265 Biberović 138,223,240


300

Bičakčić 109,262,278 Bičakćić 109,262,278 Bilal 20

Bilalagić 61,197,251 Bilalbegović 69,232 Bilalović 27, 224

Bilan 174,284 Bilandžić 177,208,268,281,284 Bilandžija 177,208,274,281,284,289

Bilek 151 Birdahić 179,193,269 Birindžić 137,266

Boja 140 Bojadži 107,278 Bojadžić 109,262,278

Bojadžija 118,270,278,288 Borozan 147 Bostan 51

Bostandžić 56,249 Bučuk 137 Bulbul 134

Bulbulija 136,272 Bulbulišić 136,265,277 Bulbulović 135,240

Bulgurdžić 109,262,278 Buljubašić 54,189,201,212,219,220 Buljugić 54,212,219,220,249

Bulut 20 Bulutović 27,224 Burak 20

Burek 138,212 Bureković 139,212,241 Buzdovan 148

Buzuk 163,212 Čadordžić 110,262,278 Čakal 134

Čakalić 167,268 Čakalović 135,240 Čakar 163,209

Čamdžić 110,262,278 Čamdžija 118,270,278,288 Čamur 154

Čanak 145 Čardaklija 121,270,282,290 Čardaković 153,242

Čarkadžić 56,249 Čarkadžija 58,270 Čaršimamović 103,190,238

Čatak 154 Čatal 145 Čatalović 146,242

Čauš 51 Čaušević 53,213,231 Čehaja 40,209,214

Čelebić 42,248 Čelhasić 84,193,214,258 Čelik 141

Čeliković 142,241 Čemalović 27,214,224 Čeman 147,214

Čemer 144,214 Čemerlić 145,214,266,283 Čerkez 123

Čibukčić 110,211,262,279 Čikarić 178,268,285 Čikmiš 174,285

Činara 160,182 Činarević 161,243 Čiplaković 169,244

Čirak 101,211 Čirkinagić 89,259 Čivčija 119,270,279,288


301

Čivćija 119,270,279,288 Čizmedžić 111,262,279 Čizmić 144,193,266

Čobanović 103,224 Čolak 161 Čolakhodžić 204,259

Čolaković 162,243 Čolpa 161,163 Čorak 160,163

Čorbadžić 111,262,279 Čorbađić 111,262,279 Čorbeg 87,214

Čorhodžić 204,214,259 Čukur 154 Čukurija 154,273

Čumurija 142,212,214,273 Čumurović 142,212,214,241 Čupić 143,214,266

Čupina 144,214 Čurčić 111,214,262,279 Čurčija 119,214,270,279,288

Čureković 139,212,241 Čurt 135,215, Čurtić 136,215,265

Čutahija 123,182,215 Ćamilović 27,215,224 Ćamdžija 118,270,278,288

Ćatibović 104,214,215,238 Ćatić 59,195,249 Ćato 59

Ćatović 59,231 Ćehaja 40,209,216 Ćeif 157, 190,216

Ćelahmetović 84,216,236 Ćelebić 42,248 Ćemal 20,216

Ćemalović 27,216,224 Ćeman 147,216 Ćemanović 147,216,242

Ćemerlić 145,216,266,283 Ćeremida 154,181,210,216,217 Ceribašić 54,249

Ćeribašić 54,249 Ćerim 20,216 Ćerimagić 61,197,216,251

Ćerkez 253 Ćilimdžić 111,216,262,279 Ćirlija 171,216,274

Ćorak 160,163 Ćufurović 132,216,240 Ćulah 144,216

Ćulahović 144,216,242 Ćumurija 142,212,216,273 Ćumurović 142,212,216,241

Ćupina 144,216 Ćuprija 153,216,273 Ćurćić 111,216,262,279

Ćurt 135,216 Ćurtić 136,216,265 Ćurtović 135,216,240

Ćutahija 123,182,216 Darman 157,209 Defterdarević 104,238,287,291

Degirmendžić 112,219,262,279 Delahmet 84,207 Delalić 84,207,258

Delendžić 177,268,281,285 Deliahmetović 84,236 Delibašić 54,249

Delibegović 92,237 Delić 54,193,249 Delija 57,270


302

Deliomerović 84,236 Delizaimović 84,236 Demir 141

Demirdžić 112,262,279 Demirović 142,241 Derdemez 174,285

Dervišagić 93,197,260 Dervišbegović 98,237 Dervišefendić 93,203,260

Dervišević 47,231 Dervišhalidović 79,235 Dervišić 48,249

Derviškadić 93,260 Destanović 132,240 Devedži 107,279

Devedžić 112,263,279 Dilber 20 Dilberović 27,224

Dilek 157 Dinar 127 Dinarević 132,240

Divanefendić 42,203,248 Divanović 132,240 Dizdar 51,286

Dizdarević 53,231,286 Dizdarić 54,249,286 Domuz 134

Domuzin 137,271 Dortbučuk 137 Dostić 42,248

Dostović 41,225 Dovadžić 112,184,211,263,281 Dovadžija 119,184,211,271,281,282

Dučanović 153,215,242 Dujmušić 178,268,284 Duman 127

Dumančić 130,275 Durak 21,284 Duran 21,284

Duraković 27,255,284 Duranović 27,245,284 Durgut 21,217

Durgutović 27,217,224 Durmišević 27,211,225,284 Dursum 175,286

Dursun 175,286 Dursunović 179,286 Džafer 21

Džaferagić 61,197,251 Džaferbegović 69,232 Džaferović 27,225

Džaferspahić 78,257 Džamdžić 112,263,279 Džanan 21

Džananović 27,225 Džanbegović 69,232 Džandžanović 27,225

Džanović 27,225 Dželdum 176,212,218,286 Dželil 21

Dželilhodžić 75,204,255 Džemat 155 Džemila 21,181

Dženanović 27,210,225 Džerahović 104,185,238 Dževahirić 34,245

Dževdetbegović 69,232 Džihan 21 Džihana 21

Džihanić 34,245 Džihanović 27,225 Džin 155


303

Džinalić 193,259 Džinalija 87,269 Džinović 156

Džudžević 162,194,243 Džumhur 127 Džuzdanović 150,242

Đidelija 171,274 Đonlagić 54,185,190,197,249 Đonlija 57,185,211,218,270

Đuderija 121,218,271 Đugum 127 Đulabić 90,218,259

Đulaga 88,218, Đulalić 90,194,218,259 Đulbegović 92,218,237

Đulderen 101,218 Đulić 161,218,267 Đulmez 175,219,285

Đulović 161,218,243 Đumišić 141,211,213,266 Đumrukčić 113,213,219,263,280

Đuzdanović 150,242 Đuzel 163,219 Đuzelović 169,219,244

Ećim 101,216 Ećimović 104,188,216,238 Edhemović 27,225

Edrenić 124,264 Edželović 156,243 Efendić 43,193,248

Ejub 21,214 Ejubović 28,214,225 Ejupović 28,225

Ekinović 161,243 Ekmečić 140,215,266 Elčić 113,194,263,280

Elmazbegović 92,221,237 Elmazović 142,221,241 Eminagić 61,197,251

Eminefendić 73,203,255 Eminić 34,245 Eminović 28,225

Emirhafizović 74,234 Engel 127 Esadović 28,217,225

Eskić 167,194,268 Eskidžija 119,271,279,288 Eskija 171,274

Fadilpašić 77,205,257 Falan 179 Fazlagić 61,197,251

Fazlibašić 67,201,253 Fazlibegović 69,232 Fazlić 34,245

Fazlihodžić 75,204,255 Fazlija 36,269 Fehimović 28,225

Fejza 21 Fejzagić 61,190,197,251 Fejzibegović 69,232

Fejzić 37,195,247 Feleć 127,216 Ferhat 21

Ferhatbegović 69,232 Ferhatović 28,225 Feriz 21

Ferizbegović 69,232 Ferizović 28,225 Fetahagić 61,186,197,251

Fetahbegović 69,186,232 Fetahović 28,226 Fetibegović 69,190,232


304

Fidajbegović 69,184,233 Filan 179 Firdus 21,213

Fišeković 132, 240 Furundžija 119,271,279,288 Gafurović 28,225

Gardašević 46,219,231 Garibija 172,214,274 Garibović 170,214,244

Gazap 127 Gazibegović 98,237 Gazić 54,250

Gazija 58,270 Gulamić 55,250 Guljumser 164,220

Gurbeta 127 Habeš 123 Habib 21,214

Habibić 34,246 Habibija 36,269 Habibović 28,225

Hadžagić 94,197,260 Hadžalić 80,190,258 Hadžalijagić 94,197,260

Hadžavdija 80 Hadžerić 34,246 Hadžiabdić 80,258

Hadžiahmetagić 94,260 Hadžiahmetović 80,235 Hadžiahmić 80,195,258

Hadžialagić 94,197,260 Hadžialić 80,194,258 Hadžialijagić 94,197,260

Hadžiarapović 126,239 Hadžiavdagić 94,197,260 Hadžiavdić 80,258

Hadžiavdija 80 Hadžibaščaušević 99,213,237 Hadžibeganović 99,237,275

Hadžibegić 94,260 Hadžibegović 99,237 Hadžibrahimović 80,206,235

Hadžić 48,249 Hadžidedić 95,202,260 Hadžiefendić 95,203,260

Hadžieminagić 95,197,260 Hadžifejzović 80,235 Hadžihafizbegović 99,237

Hadžihafizović 99,238 Hadžihajdarević 80,235 Hadžihalilović 80,235

Hadžihamzić 80,194,258 Hadžihasanagić 95,197,260 Hadžihasanović 80,235

Hadžihuseinović 80,235 Hadžiibrahimović 80,235 Hadžiisaković 81,235

Hadžija 49,270 Hadžijamaković 99,238 Hadžijašaragić 95,197,260

Hadžijusufović 81,235 Hadžikadić 95,260 Hadžikadunić 96,212,260

Hadžikalfagić 96,198,260 Hadžimahmutović 81,235 Hadžimehmedagić 96,198,260

Hadžimehmedović 81,235 Hadžimuhamedović 81,186,235 Hadžimujagić 96,198,260

Hadžimulić 96,205,260 Hadžimuminović 99,238 Hadžimuratagić 97,198,260


305

Hadžimuratović 81,235 Hadžimurtezić 80,210,258 Hadžimustafić 80,195,258

Hadžiomeragić 97,198,260 Hadžiomerović 81, 235 Hadžiomerspahić 97,260

Hadžiosmanagić 198,261 Hadžiosmanović 81,235 Hadžipašić 97,205,261

Hadžipirić 97,261 Hadžirašidagić 97,198,261 Hadžiredžepović 81,235

Hadžisadiković 81,235 Hadžisalihović 81,235 Hadžiselimović 81,235

Hadžismailović 81,190,206,235 Hadžismajlović 81,190,206,236 Hadžispahić 97,261

Hadžisulejmanović 81,236 Hadžišabanović 81,236 Hadžović 48,231

Hafizadić 49,249,287 Hafizagić 97,198,261 Hafizbegović 99,238

Hafizkadić 98,261 Hafizović 48,231 Hairlahović 28,186,190,225

Hairlić 167,190,268 Hajdar 21 Hajdaragić 61,198,251

Hajdarbašić 67,201,253 Hajdarbegović 69,233 Hajdarević 28,225

Hajdarhodžić 75,204,255 Hajdarović 28,225 Hajdarpašić 77,205,257

Hajradinović 28,209,217,225 Hajredinović 28,217,225 Hajrić 37,196,247

Hajrović 39,230 Hajrudinović 28,211,217,225 Hajrulahović 28,186,225

Hajvaz 20,183 Hajvazović 28,183,226 Hakanović 29,226

Halač 101,186 Halać 101,186 Halep 123

Halepović 124,239 Halilagić 61,198,251 Halilbegović 69,233

Halilhodžić 75,255 Halilović 29,226 Halvadžić 113,209,263,279

Halvadžija 119,271,279,288 Hamalukić 106,186,212,261,283 Hamamdžić 113,263,280

Hamidović 29,217,226 Hamur 138 Hamza 21

Hamzabegović 69,233 Hamzagić 61,190,198,251 Hamzakadić 76,256

Hamzić 194 Handan 21,164 Handžar 148,209,218

Hanifić 34,246 Haračić 130,265 Harambašić 90,259

Hasagić 40,190,198,247 Hasanagić 62,198,251 Hasanbašić 67,201,253


306

Hasanbegović 69,233 Hasandedić 72,202,254 Hasanefendić 73,203,255

Hasanhodžić 75,204,255 Hasanović 29,226 Hasić 38,196,247

Hašimbegović 69,233 Hašimović 29,226 Hatibović 29,226

Haznadar 101,209,210,287 Haznadarević 104,210,238,287 Haznader 101,209,210,287

Hazrolaj 88,184,190 Hebib 21,210,214 Hebibović 28,210,214,226

Hečimović 104,215,238 Hećimović 104,216,238 Helač 127,215

Helać 127,216 Hevešlija 172,220,274 Hifziefendić 73,182,203,255

Hilal 21 Hindić 124,217,264 Hindlija 126,217,272,282,290

Hodžić 48,249 Hrustan 21 Hrustanbegović 69,183,209,220,233

Hrustanović 29,183,209,220,226 Hrustemović 29,183,226 Hrustempašić 77,183,205,257

Hulusić 34,246 Hurem 22,186 Huremović 29,186,226

Husagić 40,190,198,247 Husein 22,191 Huseinbašić 67,191,201,253

Huseinbegović 69,191,233 Huseinčehajić 72,202,254 Huseinefendić 73,191,203,255

Huseinović 29,191,226 Huseinspahić 78,257 Husejinović 29,226

Husejnagić 62,191,198,251 Husejnćehajić 72,202 Husejnović 29,191,226

Husić 38,196,247 Husika 37,277 Husović 39,230

Ibragić 40,191,198,147 Ibrahimagić 62,198,251 Ibrahimbegović 69,233

Ibrahimefendić 73,203,255 Ibrahimkadić 76,256 Ibrahimović 29,226

Ibrahimpašić 77,206,257 Ičindić 156,194,215,267 Ićindić 156,194,216,267

Idriz 22,221 Idrizagić 62,198,221,251 Idrizbegović 69,221,233

Idrizović 29,221,226 Ihtijarević 170,244 Ilijazović 29,182,221,226

Iljazović 29,221,226 Imamagić 98,198 Imamović 104,238

Imanagić 49,199,249,261 Imanić 156,267 Insanić 130,265

Isabegović 69,233 Isakagić 62,199,251 Isaković 29,226


307

Išaretović 132,240 Islam 22,155 Islamagić 62,199,251

Islambašić 49,67,201,249,253 Islambegović 70,233 Islamović 30,156,226,243

Ismailović 30,226 Izmirlić 125,264,282 Izmirlija 126,272,282,290

Jabandžić 167,194,268,280 Jahijaefendić 73,182,203 Jahjaefendić 73,203

Jakubović 30,214,226 Jakupović 30,226 Jamak 41,51

Jamakosmanović 84,236 Jamaković 42,231 Japalak 134

Jarrar 175,285 Jašar 22 Jašaragić 62,199,251

Jašarbašić 67,201,253 Jašarbegović 70,233 Jašarević 30,284

Jašarović 30,284 Jašarspahić 78,257 Jemendžić 113,263,279

Jengić 47,194,249 Jeramaz 164,210 Ješilović 141,241

Jetiš 176,286 Jezidžić 114,210,263,280 Jeziđić 114,210,263,280

Jildizlar 128,283 Jogun 164,219 Jogunčić 168,219,275

Jogunović 170,219,244 Joldaš 128 Joldžić 130,265,280

Joldžo 128,211,280 Jonuz 22,211,221 Junuz 22,221

Junuzagić 62,199,251 Junuzović 30,221,226 Jusić 38,196,247

Jusufagić 62,199,251 Jusufbašić 67,201,253 Jusufbegović 70,233

Jusufhodžić 75,204,256 Jusufija 36,269 Jusufović 30,227

Jusufspahić 79,257 Juzbašić 55,250 Kaba 164

Kabaklija 121,271,282,290 Kačamaković 139,241 Kačar 176,285

Kačarević 179,245,285 Kadić 43,248 Kadirić 34,246

Kadunić 131,212,265 Kafadar 164,287 Kafadarević 170,244,287

Kafedžić 114,191,219,263,279 Kafeđić 114,191,219,263,279 Kaharević 170,186,244

Kahrić 168,186,268 Kahrica 173,186,276 Kahriman 164,210

Kahrimanović 170,210,244 Kahrović 170,186,244 Kahvedžić 114,263,279


308

Kaja 154 Kajan 154,185 Kajanija 154,185,273

Kajanović 154,185,243 Kajgana 138 Kajmak 138

Kajmaković 139,241 Kajmekamović 104,210,239 Kajmekanović 104,210,220,239

Kalaba 128 Kalajdžić 114,263,279 Kalajdžija 119,271,279,288

Kalajdžisalihović 85,236 Kalbić 131,265 Kale 152

Kalem 149 Kalfić 106,194,261 Kalkan 148

Kamber 128 Kamberija 129,269 Kamberović 133,240

Kapidžić 115,263,280 Kapidžija 119,271,280,288 Kapikul 51

Kaplan 134 Kaplanović 135 Kara 164

Karabašić 91,259 Karabatak 134 Karabatković 135,191,240

Karabdić 85 Karabeg 88 Karabegović 92,237

Karadža 134 Karadžić 136,194,265 Karadžija 136,272

Karađozović 92,237 Karađuz 88 Karađuzović 92,237

Karahasan 85 Karahasanović 86,236 Karahmet 85,207

Karahmetović 86,207,236 Karahodža 89 Karahodžić 91,204,259

Karaibrahimović 86,237 Karakaš 89 Karaman 123

Karamanović 124,239 Karamehmedović 86,237 Karamehmetović 86,237

Karamuratović 86,237 Karamustafić 85,194,259 Karaosmanović 86,237

Karasalihović 86,237 Karaselimović 86,237 Karavdić 85

Kardaš 46 Kardašević 46,231 Karga 134

Karišik 165 Karišuk 165,212 Kartal 134

Kartalija 136,272 Kasabašić 106,201,261 Kasap 101

Kasapović 104,239 Kasum 22,212 Kasumagić 62,199,212,251

Kasumić 35,212,246 Kasumović 30,212,227 Kavaz 51,221


309

Kavazić 55,221,250 Kavazović 53,221,231 Kavgić 158,194,267

Kazaz 101 Kazazić 106,261 Kazazović 104,239

Keman 147 Keser 149 Keskin 165

Kesten 138,210 Kestendžić 115,191,210,263,279 Kestenđić 115,191,210,263,279

Kestenović 139,194,210,241 Kijamet 157 Kilim 143

Kirlić 168, 268 Kodžaga 89 Konak 152

Konaković 153,242 Koparan 144 Korkalić 168,191,268

Korkarić 168,268 Korkman 165,276 Korkut 22

Korkutović 30,227 Krdžalić 168,268 Krdžalija 172,274

Krdžić 168,191,194,268 Krkbešević 137,241 Krkić 137,266

Kršumlić 149,191,266,283 Kubat 22 Kučuk 165

Kučukalić 86,194,259 Kučuković 170,244 Kućuk 165

Kudumija 147,273 Kudumović 147,242 Kudus 123

Kuduz 123,221 Kuduzović 124,221,239 Kujundžić 115,220,263,279

Kujundžija 120,271,279,288 Kulak 151 Kuloglija 57,270

Kulukčija 120,186,271,279,288 Kumbarić 150,194,266 Kundak 148

Kundaklija 121,271,282,290 Kuršumlić 149,266,283 Kuršumlija 122,220,271

Kuršumović 149,220,242 Kurt 135 Kurtagić 91,199,259

Kurtćehajić 72,202,254 Kurtić 265 Kurtović 135,240

Kurudžija 120,271,279,288 Kuruđija 120,271,279,288 Kuskunović 150,242

Kusmuk 165 Kusuran 165 Kušić 136,265

Kušović 135,240 Lagumdžija 58,120,209,270,271,279,289 Latif 22

Latifić 35,246 Latifović 30,227 Ledžen 143,218

Leđen 143,219 Lutvagić 62,192,199,221,251 Lutvić 35,246


310

Lutvikadić 76,256 Mađun 128 Mahalbašić 43,248

Mahalija 172,274 Mahir 22 Mahmut 22

Mahmutagić 62,199,251 Mahmutbegović 70,233 Mahmutćehajić 72,202,254

Mahmutefendić 73,203 Mahmutović 30,227 Makul 166

Malbaš 41 Maličbegović 70,215,233 Malkoč 22

Mameledžija 173,192,272,281,289 Mardžanović 30,209,227 Masal 128

Mataradžija 120,271,279,289 Matardžija 120,192,271,279,289 Matrak 102

Mazlumović 170,244 Mehagić 40,192,199,247 Mehić 38,196,247

Mehmed 22 Mehmedagić 62,199,251 Mehmedašević 277

Mehmedbašić 67,201,254 Mehmedbašića 67,182,201,254 Mehmedbegović 70,233

Mehmedić 35,246 Mehmedika 37,277 Mehmedinović 30,227

Mehmedović 30,227 Mehmedspahić 79,258 Mehmetović 30,227

Mehović 39,230 Mehremić 131,222,265 Mejdanija 172,273

Melez 166 Melezović 170,244 Memeleđija 173,192,272,281,289

Memidžan 25 Memiđan 25 Memiš 22

Memišahović 30,227 Memišević 30,227 Menzildžić 115,263,279

Menzilović 153,242 Merdan 22 Merdanić 35,246

Merdanović 30,227 Merdžan 23 Merdžanić 35,246

Merđan 23 Merđanić 35,246 Merđanović 30,227

Merhemić 131,265 Merkez 129 Meseldžić 159,267

Meseldžija 160,274 Mezet 129,210 Mezetović 133,210,240

Mezit 23 Miralem 23 Miraščija 130,272,281,289

Mirašćić 131,281 Mirašćija 130,272,281,289 Misirlić 125,264,282

Misirlija 126,272,282,290 Miskin 166 Mizdrak 148,183


311

Mor 140 Mrdžanović 30,192,227 Mrđanović 30,192,227

Muderizović 105,186,213,221,239 Mudželet 102,186,210,213 Muftarević 30,42,219,227

Muftić 48,249 Muhamedagić 62,186,199,252 Muhamedbegović 70,233

Muhamedović 30,227 Muharem 23,187 Muharemagić 63,187,199,252

Muharemović 31,187,227 Muharemspahić 79,258 Muhasilović 105,187,239

Muhić 38,196,247 Muhidinović 31,217,227 Muhović 39, 230

Muhsinović 31,227 Muhurdarević 105,239,287 Mujagić 40

Mujezin 102,184,187,213 Mujezinović 105,187,213,239 Mujić 38

Mulaahmetović 82,236 Mulabdić 82,258 Mulabegović 100,238

Mulahalilović 82,236 Mulahasanović 82,236 Mulahmetović 82,206,236

Mulahuseinović 82,236 Mulahusejnović 82 Mulalić 45,248,282

Mulamustafić 82,258 Mulaomerović 82,236 Mulaosmanović 82,236

Mulasalihović 82,236 Mulašaćirović 82,217,236 Mulić 43,195,248

Mumbašić 91,259 Mumdžić 116,263,279 Mumić 143,266

Mumin 23,155 Muminagić 63,199,252 Muminbašić 67,201,254

Muminhodžić 75,204,256 Muminović 31,157,227,243 Mumović 143,242

Munasibčić 168,275 Munasipčić 168,275 Muradbašić 67,202,254

Muradbegović 70,233 Muradić 35,246 Muratagić 63,199,252

Muratbašić 67,202,254 Muratbegović 70,233 Muratčauš 71

Murathodžić 75,204,256 Muratović 31,227 Muratspahić 79,258

Muršed 102,210,213 Murtez 23,188,210 Murtezić 35,210,246

Musa 23 Musabašić 67,202,254 Musabegović 70,233

Musaefendić 73,203,255 Musakadić 76,256 Muslibegović 70,192,233

Muslim 23,155 Muslimović 31,157,227,243 Mustafić 35,195,246


312

Mustafović 31,195,227 Mutevelić 44,248 Mutevelija 46,270

Mutlak 166 Muzaferija 36,269 Muzaferović 31,187,228

Muzur 166 Muzurović 170,244 Nakaš 102,187

Nalbantić 106,261 Nalčadžić 116,263,280 Nargilić 131,195,265

Nedžibović 31,214,228 Nezir 23 Nezirhodžić 75,204,256

Nezirović 31,228 Nizam 23 Nizamić 35,246

Nuhanović 31,228 Nuhbegović 70,233 Nuhefendić 73,203,255

Nuhodžić 75,192,205,256 Numanagić 63,199,252 Numankadić 76,256

Numanović 31,228 Nuradinović 31,209,228 Nurbegović 70,233

Nurudinović 31,211,217,228 Očuz 135,215 Oćuz 135,217

Odobašić 55,250 Odžaklija 57,270 Ohran 23,222

Ohranović 31,222,228 Ombaša 52,209,220 Ombašić 55,220,250

Omeragić 63,199,252 Omeranović 31,228 Omerašević 31,228,277

Omerbašić 67,202,254 Omerbegović 70,234 Omerdić 35,183,246

Omerefendić 73,203,255 Omerhodžić 75,205,256 Omerika 37,277

Omerović 31,228 Omerspahić 79,258 Orhanović 31,228

Oruč 158 Oručević 159,243 Osmanagić 63,199,252

Osmanbašić 67,202,254 Osmanbegović 70,234 Osmančaušević 71,234

Osmanhodžić 75,205,256 Osmankadić 76,256 Osmanlić 125,264,282

Osmanović 31,228 Osmanspahić 79 Otuzbir 137

Pačariz 166 Pajazit 23,209,220 Pala 146

Palamar 149 Papučić 144,220,266 Paralija 172,274

Parmać 151,217 Pašaefendić 98, 261 Pašagić 98,199,261

Pašalić 45,248,282 Pašanbegović 100,238,276 Pašanović 42,276


313

Pašić 44,195,248 Pehlivan 129 Pehlivanović 133,240

Pekmez 138 Pekmezović 139,241 Penđer 152,188

Pervan 135,188 Pervanić 136,195,265 Pervanović 135,195,240

Petek 143 Pilav 138 Pilavdžić 116,263,280

Pilavdžija 120,271,280,289 Pilavić 140,266 Piragić 98,199,261

Piralić 83,195,258 Pirija 49,270 Ragibović 32,214,228

Ragipović 32,228 Rahman 23 Rahmanović 32,228

Ramadan 23,218 Ramadanović 32,218,228 Ramić 38,196,247

Ramović 39,230 Rasimović 32,228 Rašidagić 63,199,217,252

Rašidbegović 70,217,234 Rašidkadić 76,217,256 Rašidović 32,217,228

Rašitović 32,228 Redžebašić 67,202,254 Redžep 23

Redžepagić 63,199,252 Redžepašić 77,192,206,257 Redžepović 32,228

Ređepagić 63,199,252 Ređepović 32,228 Reijzbegović 100,221,238

Reiz 41,221 Reizbegović 100,221,238 Rejhan 24

Rešidbegović 70,234 Rešidović 32,217,228 Resulbegović 70,234

Resulović 32,228 Rifatbegić 70,254 Rifatbegović 70,234

Rizvan 24,221 Rizvanbegović 70,221,234 Rizvanović 32,221,229

Rizvić 38 Rustemagić 63,200,252 Rustemović 32,229

Rustempašić 77,205,257 Sabitović 32,229 Sabrihafizović 74,234

Sabur 158 Sadiković 32,229 Sahačić 116,183,263,280

Sahadžić 116,183,263,280 Sahanić 146,267 Sahanović 146,242

Sakal 151 Sakalaš 151 Salak 166

Salaković 170,244 Salihagić 63,200,252 Salihamiđić 65,201,253

Salihbašić 67,202,254 Salibašić 67,192,202 Salihbeg 71


314

Salihbegović 71,234 Salihefendić 73,203,255 Salihodžić 75,192,205,256

Salihović 32,229 Salihspahić 79,258 Salimović 32,229

Salispahić 79,192,206,258 Salman 24 Salmanović 32,229

Samardžić 116,209,264,280 Sandžak 149 Sandžaktarević 53,105,231

Santrač 150,222 Santrać 150,222 Sarač 102

Saračević 106,239 Sarajlić 125,264,282 Sarajlija 126,272,282,290

Sarhatlić 36,209,246,281 Sefer 24 Seferagić 64,200,252

Seferović 32,229 Selimagić 64,200,252 Selimanović 32,229,275

Selimbašić 68,202,254 Selimbegović 71,234 Selimhodžić 75,205,256

Selimović 32,229 Selman 24 Selmanagić 64,200,252

Selmanović 32,229 Selver 24 Semiz 24

Serdar 51,286 Serdarević 53,232,286 Serhatlić 36,246,281

Sever 176,285 Sihirlić 168,195,268 Sijah 141

Silahić 148,267 Sinan 24 Sinanagić 64,200,252

Sinanović 32,229 Sivrić 169,195,268 Sivrija 172,274

Sivro 173,276 Skeledžić 117,188,264,280 Skender 24,187

Skenderagić 64,187,200,252 Skenderija 36,269 Skenderović 32,229

Smailagić 64,187,200,252 Smailbašić 68,184,202,254 Smailbegović 71,184,234

Smailhodžić 75,205,256 Smailović 33,184,187,200,252 Smajević 39

Smajić 38 Smajilagić 64,184,187,200,252 Smajilbegović 71,184,234

Smajilhodžić 75,205,256 Smajilović 33,187,229 Smajlagić 64,184,187,192,200,252

Smajlbegović 71,234 Smajlhodžić 75,192,205,256 Smajlović 33,184,187,192,229

Smajović 39 Sofradžija 120,271,280,289 Sojtarić 131,265

Solak 52 Solaković 53,232 Somun 138


315

Spahić 55,192,250 Stambol 123,211,220 Stambolić 124,211,220,264

Stambolija 126,211,220,272,282,290 Subašić 56,250 Sudžuka 139,181

Sudžuković 139,241 Sujoldžić 117,264,280 Sulejmanagić 64,200,252

Sulejmanović 33,229 Sulejmanpašić 77,206,257 Suljagić 40,193,200,247

Suljević 39 Suljić 38,196,247 Sultan 41

Sultanić 44,248 Sultanović 42,232 Sunulahpašić 77,187,206,257

Šaban 24 Šabanagić 64,200,252 Šabanić 35,246

Šabanović 33,229 Šačiragić 64,200,215,252 Šačirović 33,215,229

Šaćiragić 64,200,217,252 Šaćirbegović 71,217,234 Šahbazović 33,229

Šahbegović 71,234 Šahin 24 Šahinagić 65,200,253

Šahinbegović 71,234 Šahinović 33,135,229,240 Šahinpašić 77,257

Šahman 24 Šahmanija 36,269 Šahmanović 33,229

Šakrak 166 Šamlija 126,272,282,290 Šaškin 167

Šečeragić 91,215,217,259 Šećeragić 91,259 Šećerbegović 93,217,237

Šećerkadić 91,217,259 Šećerović 140,217,241 Šeherčehajić 45,248

Šeherija 172,273 Šejhbajraktarević 100,238,286 Šejtanić 156,267

Šekerović 140,241 Šemsović 33,229 Šerbedžija 120,193,271,280,289

Šerbetić 140,266 Šerifović 33,229 Šišmanović 171,244

Šućur 24,217 Šućurović 33,217,230 Šukrija 36,269

Šukur 24 Šukurević 33,230 Šukurović 33,230

Tabak 103 Tabaković 106,239 Tahir 24

Tahirbegović 71,234 Tahirović 33,230 Tahmaz 167

Tahto 151,276 Tahtović 151,195,242 Tambur 147

Tandir 152 Tandirević 153,242 Tandirović 153,242


316

Tarakčija 121,271,280,289 Tarčin 160 Taščić 117,264,280

Taslidža 123 Taslidžić 125,195,264 Tatar 124,

Tataragić 91,200,259 Tatarević 124,239 Tatarin 124

Tatlić 169,195,268 Teftedarija 121,193,221,271,287,291 Telalagić 106,187,261

Telalbašić 106,187,262 Temin 129 Teminović 133,240

Terzić 106,195,262 Terzo 122 Teskeredžić 117,264,280

Topal 161 Topalić 162,267 Topalović 162,244

Topčibašić 57,211,250 Topčić 56,250 Topuz 148

Topuzović 149,242 Torlak 167 Torlaković 171,244

Tufegdžić 57,219,250 Tufegdžija 58,270 Tufegđić 57,219,250

Tufek 148 Tufekčić 57,250 Tufekčija 58,270

Tufekćija 58,270 Tufekdžija 58,270 Tukur 129

Tulumče 148,278 Turan 24 Turanović 33,230

Turčinhodžić 91,259 Turčinović 124,239 Turkanović 124,239

Turkić 125,264 Turkmanović 124,209,239 Turković 124,239

Turnadžić 57 Tursum 175 Tursumović 179,245,286

Tursun 175,286 Tursunović 179,245,286 Tutundžić 118,264,280

Tuz 139 Ulak 41 Usčuplić 125,215,264,282

Ušćuplić 125,217,220,265,282 Uščuplić 125,215,220,264,282 Uvejzović 33,221,230

Uzeirbegović 71,234 Uzeirović 33,193,230 Uzun 167

Uzunalić 86,195,259 Uzunić 169,268 Uzunović 171,245

Vejselović 33,230 Vejsil 24,210 Vejsilagić 65,200,210,253

Vejsilović 33,210,230 Velagić 65,193,200,253 Velibašić 68,202,254

Verem 158 Zahiragić 65,200,253 Zahirović 34,230


317

Zaimović 34,230 Zajimović 34,230 Zajmović 34,193,230

Zarifović 34,230 Zejnilhodžić 75,205,256 Zejnilović 34,210,230

Zejnović 34,230 Zemanić 159 Zildžić 118,264,280

Zulfikarpašić 77,206,257 Zuluf 129 Zulum 158

Zulumović 159,243

You might also like