You are on page 1of 7

1.

Bölüm

Öğr. Gör. Dr. Halil Tosun

BİYOTEKNOLOJİNİN TANIMI TARİHÇESİ VE UYGULAMA ALANLARI

Biyoteknoloji: Mikroorganizma, hücre veya doku kültürlerinden veya mikrobiyal

metabolitlerden, mikrobiyoloji, biyokimya ve mühendislik bilimlerinin kullanılarak

değerli ürünlerin elde edildiği interdisipliner bir bilim dalıdır.

Biyoteknoloji mikroorganizma, enzim ve bunların sistemlerinin üretim ve hizmet

sektörlerinde kullanılması olarak tanımlanmaktadır. Gelişmiş ve gelişmekte olan

ülkelerde giderek büyük önem taşıyan “Biyoteknoloji” alanındaki araştırma ve eğitim

çalışmaları ulusal ve uluslararası örgütlerce desteklenmekte; bazı ülkelerde bu

alanda yapılan büyük yatırımlarla bu ülkeler dünya liderliğine soyunmaktadır.

Türkiye’de de Devlet Planlama Teşkilatı tarafından Biyoteknoloji 2000’li yılların bilimi

ve anahtar endüstri olarak ilan edilmiş ve önümüzdeki yıllarda biyoteknoloji

sektöründe diğer sektörlere göre çok daha fazla gelişme beklendiği kaydedilmiştir.

Biyoteknoloji çok disiplinli ve geniş kapsamlı bir bilim dalıdır. Bu nedenle disiplinler

arası ortak çalışmalar önem taşımaktadır. Biyoteknolojinin birçok alanda, gerek

sanayi boyutunda, gerekse bilimsel boyutta çok geniş uygulama alanları

bulunmaktadır. Eski çağlardan beri bilinen klasik alkollü içkiler vb. üretimlerinden,

günümüzde teknolojik gelişmelerin ışığında yeni ve spesifik ürünlerin üretimine kadar

birçok alanda kullanıldığı gıda sanayi, biyoteknolojinin en önemli uygulama

alanlarından birisini oluşturmaktadır.

Biyoteknoloji tarihsel gelişim süreci göz önüne alındığında iki kategoriye ayrılır.

Geleneksel biyoteknoloji ve Modern biyoteknoloji.

1
Geleneksel biyoteknoloji : Biyolojik sistemler (genellikle bakteri, maya, mantar)

hiçbir modifikasyona uğramadan aynen kullanılır. Ekmek, peynir, alkol, çeşitli alkollü

içkiler, sirke, yoğurt gibi maddelerin üretilmesinde kullanılır. “Fermantasyon

teknolojisi” ağırlıklı olup buna yönelik üretimi kapsamaktadır. Modern

Biyoteknoloji ise genetik mühendisliği tekniklerinin kullanılarak biyolojik sistemlerin

modifikasyona uğratıldığı (mutasyon ve rekombinant DNA teknolojisi) ve kan

proteinleri, insan kanı serumu, insan hormonları, insülin, biyoteknolojik aşılar gibi

yararlı ürünlerin eldesine olanak veren bir alandır. Günümüzde her iki alanda

kullanılmaktadır.

Biyoteknolojik işlemlerin büyük çoğunluğu substratın mikroorganizma hücreleri

tarafından ürüne dönüştürülmesini içerir. Bununla birlikte hedeflenen ürün bazen

mikroorganizma hücresinin kendisi bazen de mikrobiyal bir metabolit olabilir. Ayrıca

substrattan hedeflenen ürünün eldesinde mikrooganizmanın kendisi kullanılabileceği

gibi serbest veya immobilize enzimler kullanılarak ta ürün elde etmek mümkündür.

Bu süreçte biyoteknolojik işlemler aşağıdaki uygulamaları kapsar:

• Uygun ürünün belirlenmesi

• Belirlenen ürün için uygun mikroorganizma suşlarının belirlenmesi

• Mikroorganizma ile ilgili izolasyon, saflaştırma, mutasyon işlemleri ile yüksek

verim elde edilecek mikroorganizma suşlarının seçilmesi

• Hammadde içeriğinin formüle edilmesi

• İşlemin gerçekleşeceği biyoreaktörlerin dizaynı

• Biyoreaktör işlemlerinin optimizasyonu

• Elde edilecek ürünün yüksek verimle geri kazanılmasını sağlayacak izolasyon

ve saflaştırma yöntemlerinin saptanması, geliştirilmesi ve optimize edilmesi

• Elde edilen ürünün kalite kontrolü, paketlenmesi ve tüketiciye sunulması

2
BİYOTEKNOLOJİNİN TARİHÇESİ

Biyoteknolojinin tarihçesi Çizelge 1.1.’de özetlenmiştir.

• Ekmek mayalanması M.Ö. 3000

• Alkolik mayalanma M.Ö. 3000

• Sirke yapımının öğrenilmesi M.Ö. 3000

• Mezopotamyada şarap üretimi M.Ö. 2000

• Sümerler , Babiller ve Mısırlılar M. Ö.300


Tarafından Bira üretimi

• Etanol üretimi 1150

• Sirke üretimi (endüstriyel) 14,yy

• Kültür mantarı üretimi 1650

• Mikrobiyal yoldan süt asidi üretimi 1881

• Alexander Fleming petri kaplarında bir parça küfle çevrelenmiş bölümde tüm

bakterilerin öldüğünü keşfetti. Böylece penisilin dönemi başladı. Fakat 15 yıl

sonra tıbbi kullanım için uygun duruma geldi. 1928

• Proteinler ve DNA çeşitli laboratuvarlarda çalışılmaya başlandı. “Moleküler

biyoloji” terimi gündeme girdi. 1938

• Bir gen bir enzim hipotezi ortaya atıldı 1941

• Rockefeller vakfı Meksika hükümeti ile işbirliği yaparak Meksika Tarım

Programı başlatıldı. Bu yabancı yardımıyla yapılan ilk bitki ıslahı çalışması

olarak biyoteknoloji tarihinde yerini aldı. 1943

• Kortizon büyük ölçekte üretilen ilk ürün 1953

3
• DNA ile yapılan yaygın çalışmalar 1953 – 1976

• Genetik mühendisliği ile geliştirilmiş insan insulinin bakteri tarafından

• üretilmesi 1982

• Böcek, bakteri ve virüslere dirençli bitkilerin toprakta yetiştirilmesi

çalışmaları 1985

• İlk rekombinant aşı (sarılık, Hepatit B) 1986

• İlk genetiği değiştirilmiş hayvan olarak meme kanseri çalışmalarında kullanılan

fare için patent alınması 1988

• İlk başarılı gen terapi çalışmasının yapılması 1990

• İlk genetik mühendisliği ile geliştirilmiş domatesin dünya gıda örgütü tarafından

kabulü 1994

• Biyosensörlerin kullanılması 1996

• Doly’nin yapılması 1997

• Ebriyonik kök hücre üretimi 1998

• Deli dana hastalığı için hızlı ve hassas tanı sisteminin geliştirilmesi 1999

Yukarıda verilen tablodan anlaşıldığı gibi biyoteknoloji 1940’lı yıllara kadar

mikroorganizmaların hiçbir modifikasyona uğratılmadan aynen kullanıldığı bir

döneme sahiptir. Bu dönemde biyoteknoloji bilimi ekmek, peynir, alkol, çeşitli alkollü

içkiler, sirke, yoğurt ve yerel fermente ürünlerin eldesi ile ilgili idi. Bu dönem

fermantasyon teknolojisi ağırlıklıdır. Geleneksel biyoteknoloji olarak ta adlandırılır.

1940-1975 yılları ise biyoteknolojik uygulamaların endüstriyel anlamda genişlediği bir

dönemdir. Antibiyotiklerin keşfi, virüs aşılarının üretimi, enzimlerin üretimi, protein,

karbonhidrat, organik asitler, alkol vb. üretimi, biyogaz üretimi vs. Bu dönemde de

mikroorganizmalar üzerinde ve bunların genomlarında köklü değişiklikler yapılmadığı

4
için bugünkü anlamda kullanılan biyoteknolojik uygulamaları pek kapsamamaktadır.

Bu nedenle bu dönemde fermentasyon teknolojisine dayanmaktadır. 1975’li yıllardan

günümüze geldiğimizde ise gelişmiş ve modern tekniklerin biyolojik sistemlere

uygulandığını görmekteyiz. Bu dönemde rekombinant DNA teknolojisi ile

mikroorganizmalardan yararlı ürünler elde edilmiştir. Genetik mühendisliği ve

moleküler genetik bilgilerinin biyoteknolojiye uygulanması ile insan insülini, hayvan

aşıları, büyüme hormonları üretimi mümkün olmuştur. Bu döneme Modern

biyoteknoloji denmektedir.

BİYOTEKNOLOJİNİN BAŞLICA UYGULAMA ALANLARI

¬ Biyosüreç Teknolojisi

– Alkollü içeceklerin üretimi

– Antibiyotik üretimi

– Memeli hücre kültürleri

– Yeni ürünlerin üretimi (Ör: Polisakkaritler)

– İlaç üretimi

– Organik çözücü üretimi (Ör:Aseton, butanol)

– Protein bakımından zenginleştirilmiş gıdaların üretimi

– Üretim kapasitesi artışı için fermantasyon tasarımı optimizasyonu

¬ Enzim Teknolojisi

– Özgün kimyasal reaksiyonlar için kullanımları

– Enzim immobilizasyonu (tutuklanması)

– Yarı sentetik penisilin üretiminde

– Nişasta ve selüloz hidrolizinde

– Biyolojik analizler için sensörlerin oluşturulmasında

¬ Atık Teknolojisi

5
– Atıkların yeniden kullanılabilmesi

– Atıklardan yeni ürünlerin üretilmesi (Ör: alkol)

¬ Çevre Teknolojisi

– Kirliliğin kontrolü

– Atık toksinlerin uzaklaştırılması

– Düşük dereceli madenlerden ve madencilik endüstrisi atıklarından

metallerin geri kazanılması

¬ Yenilenebilen Kaynaklar Teknolojisi

– Kimyasal ham madde ve etanol, metan ve hidrojen üretimi için

lignosellülozik materyalin yenilenebilen enerji kaynağı olarak

kullanılması

– Bitki ve hayvan materyalinin tamamının kullanılması

¬ Ziraat ve Hayvancılık

• Besin değeri yüksek, hastalığa dirençli, strese toleranslı yüksek

kalitede ve verimde genetik mühendisliği ile geliştirilmiş

bitkilerin oluşturulması

• Hayvancılıkta ürün artırımını sağlamak

¬ Sağlık

– Yeni ilaçların oluşturulması

– İlaçların sadece hastalıklı bölgeye ulaşmasının sağlanması

– Hastalık tanılarının geliştirilmesi

– Aşıların geliştirilmesi

– İnsan genomunun anlaşılması

– Gen tedavisi

6
Bu sınıflandırma ürün bazında tasnif edilirse biyoteknoloji şu alt dallara

ayrılır.

¬ Farmasotik Biyoteknoloji: İmmunomodülatörler, büyüme hormonları,

kan proteinleri, antibiyotikler, antikanser ajanları, aşılar, gen terapisi.

¬ Çevre Biyoteknolojisi: Biyolojik su arıtma sistemleri, biyoremidasyon,

biyodegredable polimerler

¬ Tarımsal Biyoteknolojisi: Genetiği değiştirilmiş organizmalar,

biyoinsektisidler, biyotoksinler

¬ Biyoelektronik: Biyoçip ve biyosensörler

¬ Kimyasal Biyoteknoloji: Endüstriyel enzimler, organik asitler, amino

asitler

Kaynaklar:

¬ Biyoteknoloji I: Ayşegül Topal Sarıkaya. İstanbul Üniversitesi.

Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü.

¬ Biyoteknoloji: Azmi Telefoncu. Ege Üniversitesi Basımevi. Bornova,

İzmir. 1995

¬ Basic Biotechnology. John Bu’lock, Bjorn Kritiansen. Academic Press.

Orlano, Florida. 1987.

¬ Biomolecular Engineering, Hyun Gyu Park Lecture Note 1. Introduction

to molecular biotechnology,Ch1. The molecular biotechnology evolution

You might also like