You are on page 1of 6

AİLE İÇİ ŞİDDET

Yaşamımızın hemen hemen her alanında karşımıza çıkan şiddet, çığ gibi giderek
büyüyen ve önüne geçilemeyen bir şekilde birçoğumuzun hayatını, fiziksel ve ruhsal
sağlığını, huzurunu ve mutluluğunu etkileyen gizli bir tehlike olarak varlığını
sürdürmeye devam ediyor. Tehlikenin büyüklüğünü kavrayabilmek adına yılda 1.6
milyondan fazla sayıda insanın şiddet yüzünden hayatını kaybettiğini vurgulamak
büyük bir önem teşkil ediyor (Dünya Sağlık Örgütü, 2002). Şiddetin bu denli yaygın
olması da ne yazık ki yaşamın aslında kaçınılmaz bir parçasıymış gibi sessiz bir
kabulü de beraberinde getiriyor. Şiddeti bu denli görmezden gelmenin önemli
sebeplerinden biri aslında ‘şiddet’ kavramının, şiddet probleminin ne olduğuna ilişkin
zihinlerde net bir tanımının olmamasıdır. (1)

‘Şiddet’in tanımı onu tanımlayan kişiler ve bu kişilerin amaçları doğrultusunda


farklılıklar gösterse de Dünya Sağlık Örgütü ‘şiddet’i şu şekilde tanımlamaktadır:
“Fiziksel güç ya da kuvvetin, amaçlı bir şekilde kendine, başkasına, bir gruba ya da
topluluğa karşı fiziksel zarara ya da fiziksel zararla sonuçlanma ihtimalini
artırmasına, psikolojik zarara, ölüme, gelişim sorunlarına ya da yoksunluğa neden
olacak şekilde tehdit edici biçimde ya da gerçekten kullanılmasıdır” (Dünya Dünya
Sağlık Örgütü, 2002, s. 4). Daha genel bir tanım yapmak gerekirse şiddet bireylerin
yaralanmasına, sindirilmesine, öfkelenmesine veya duygusal baskı altına alınmasına
yol açan davranış veya yaklaşımdır (Arın, 2002; Öztunalı-Kayır, 2001).(2)
Aile İçi Şiddetin Türleri ve Yaygınlığı

Şiddet ve Sağlık Konulu Dünya Raporu’nda şiddet, eylemin gerçekleştirildiği kişiler


açısından 3 geniş kategori altında sınıflandırılmıştır. Buna göre; kişinin kendisine
yönelik şiddet, kişiler arası şiddet ve kolektif şiddet olmak üzere 3 tip şiddet vardır. En
yaygın olan şiddet biçimlerinden olan ancak özel ilişkiler çerçevesinde
gerçekleştiğinden çoğunlukla kapalı kapılar ardında kalan aile içi şiddet kişiler arası
şiddet sınıflandırmasına girmektedir. Bu bağlamda ‘aile içi şiddet’ ‘eşler ve aile
bireyleri arasında çoğunlukla ev içerisinde yaşanan şiddet’ olarak tanımlanabilir
(Arın, 1996; Dünya Sağlık Örgütü, 2002). Aile içi şiddet günümüzde çoğunlukla erkek
tarafından kadına uygulanan şiddet şeklinde görülmektedir. Aile içi şiddet genel
olarak “aile içinde bir bireyin hayatının, bedeninin, psikolojik bütünlüğünün ya da
özgürlüğünün güç ya da zor kullanılarak tehlikeye uğratılması” şeklinde
tanımlanabilir. Aile içi şiddete maruz kalanların büyük çoğunluğu kadınlar ve
çocuklardır(3)

Kadınların aile içinde yaşadığı şiddetin çeşitleri özetle şu başlıklar altında


toplanabilir:

1. Yetersiz fiziksel ve duygusal ilgi demek olan ihmal,

2. Anlayış, sevgi ve sempati görememe demek olan duygusal-psikolojik şiddet,

3. Tehdit, aşağılama, küçümseme, sindirme, bezdirme vb.den oluşan sözel şiddet,

4. İtip kakma, tokatlama, yaralama, dövme, yakma vb.den meydana gelen fi ziksel
şiddet,

5. Fiziksel şiddetin bir üst boyutu olan ensest, tecavüz ve fahişeliğe zorlanma gibi
çeşitleri bulunan cinsel şiddet (Yıldırım, 1998, s. 28).(4-5)

Şiddete Maruz Kalan Kadınların Psikolojisi

Aile içi şiddetin kadın üzerinde oluşturduğu etkiler söz konusu olduğunda en çok
üzerinde durulan noktalardan biri kadının ruh sağlığının bu durumdan nasıl
etkilendiği yönündedir. Şiddetin kadın üzerindeki psikolojik etkileri yaşanan şiddetin
tipi, süresi, ciddiyeti, şiddetin gerçekleştiği sıradaki yaşam döngüsü, kişinin sahip
olduğu başa çıkma mekanizmaları ve sosyal desteğine göre değişiklik göstermektedir
(Stewart ve Robinson 2005). Başlangıçta şok ya da hissizlik şeklinde reaksiyonlara yol
açan şiddet, gelecekte de benzer durumların yaşanma ihtimali düşüncesiyle korku
duyulmasına yol açar. Şiddetin uzun süreli olduğu durumlarda ise güven duygusunda
sarsılmalar, çaresizlik ve umutsuzluk hisleri, kontolün kaybedildiği duygusu, kendini
suçlama ve özsaygıda düşüş sıklıkla gözlenmektedir

Aile içi şiddetin çeşitleri göz önünde bulundurulduğunda kadınlar üzerinde en ciddi
etki yaratan durumun fiziksel ve cinsel şiddetin bir arada uygulanması sonucu ortaya
çıktığı, erkeğin alkol ve madde kullanımının şiddet uygulanması ile yüksek oranda
ilişkili olduğu, boşanmış ya da ayrı çiftlerin evli çiftlere oranlara 2 ya da 3 kat daha
fazla şiddet içerikli deneyim bildirdikleri bulunmuştur (Coker, Smith, McKeown ve
King, 2000). Daha da önemlisi, kendi ailelerinde fi ziksel ya da psikolojik şiddete
tanıklık etmiş kadınların (özellikle babaları tarafından annelerine uygulanan şiddete)
böyle bir öyküye sahip olmayan kadınlara oranla eşlerinden şiddet görme açısından
anlamlı derecede fazla risk taşıdıkları görülmüştür (Coker ve ark., 2000). Benzer bir
sonuç da Türkiye’de Yıldırım’ın (1998) çalışması sonucu ortaya çıkmış, şiddete
uğrayan kadınların %75’inin annesinin de kocaları tarafından şiddete maruz
bırakıldığı bildirilmiştir.(6)

Çocuğun Aile İçi Şiddete Maruz Kalması ve Çocuk İstismarı


Aile içi şiddet ile çocuk istismarı sıklıkla bir arada görülmektedir. Bu durumda çocuk
fiziksel şiddete ya da diğer

istismar edici davranışlara tanıklık edebilir, bunun yanı sıra istismar eden eş ya da
partner çocuğa doğrudan vurabilir ya da çocuğu fiziksel olarak incitebilecek
davranışlarda bulunabilir (Davies ve ark. 1998, Barran 2014). Ayrıca eşleri
tarafından istismara uğrayan kadınların çocuklarını istismar etmeleri de söz
konusudur ve alan yazında çok fazla karşılaşılmamakla birlikte aile içi şiddetin bir
sonucu olarak ele alınmaktadır (Peled 2011). Şiddete doğrudan maruz kalan çocuklar
kadar dolaylı olarak maruz kalan çocuklar da bu durumdan olumsuz etkilenirler ve
profesyonel yardım almaları gereklidir. Çocuğun duygusal, sosyal ve kişilik gelişimini
engelleyici tüm davranışların, duygusal istismar ve ihmal kavramı altında
tanımlandığı görülmektedir (Ünal 2008). Çocuğa bağırma, reddetme, aşağılama,
küfretme, yalnız bırakma, yanıltma, korkutma, yıldırma, tehdit etme, duygusal
bakımdan ihtiyaçlarını karşılamama, yaşın üzerinde sorumluluklar bekleme, kardeşler
arasında ayırım yapma, değer vermeme, önemsememe, küçük düşürme, alaylı
konuşma, lakap takma, aşırı baskı ve otorite kurma, bağımlı kılma ve aşırı koruma
gibi davranışlar duygusal istismar olarak tanımlanabilir (Tıraşçı ve Gören 2007). (7)

Son yıllarda aile içi şiddete maruz kalma da çocuğa kötü muamele kavramının içinde
değerlendirilmeye başlanmıştır (WHO 2014). Çocuğun aile içi şiddete maruz kalması
başlarda çocukların yetişkinler arasında yaşanan şiddet içerikli olaylara doğrudan
tanıklık etmesi olarak değerlendirilmiştir (MacMillan ve ark. 2013). Holden’a göre
(2003) araştırmalarda sıklıkla kullanılan aile içi şiddete maruz kalma kavramının,
araştırmalarda ele alınış biçimi fazlaca değişkenlik göstermektedir
Şiddetin Çocuklar Üzerindeki ve Yaşam Boyu Süren Etkileri Aile içi şiddetin çocuklar
üzerinde birçok olumsuz etkisi söz konusudur ve bu etkiler şiddetli ve uzun süreli
olabilir (UNICEF 2006). İngiltere’de aile içi şiddet konusunda hizmet veren dört
merkezin yardımı ile yürütülen bir çalışmaya göre, aile içi şiddete tanık olan
çocukların %52’si davranış sorunları geliştirmiş, %39’u okula uyum problemleri
göstermiş, %25’i istismar edici davranışlar sergilemeye başlamış, %60’ı ise evde
yaşanan şiddet olaylarından kendisinin sorumlu olduğunu belirtmiştir (Barran 2014).
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre anababasından kötü muamele gören çocuklarda bazı
psikolojik, fiziksel ve davranışsal sorunların gelişmesi olasıdır. Bu sorunlar, istismar
eden ya da istismar edilen olma, depresyon, sigara içme, obezite, yüksek riskli cinsel
davranışlar, istenmeyen hamilelik, alkol ya da madde kullanımı olarak ortaya
çıkmaktadır (WHO 2014).(8)

Şiddete maruz kalındığında ya da risk altındayken başvurulabilecek kurum ve


kuruluşlar:
Şikayet ve İhbar İçin:
• Valilik - Kaymakamlık
• Polis Merkezi
• Jandarma Karakolu
• Adli Makamlar (Cumhuriyet Başsavcılığı ve Aile Mahkemeleri)
• Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri
• Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri
• Sağlık Kuruluşları
Acil telefon hatları
• ALO 155 Polis İmdat,
• ALO 156 Jandarma İmdat
• ALO 183 Sosyal Destek Hattı (7 Gün 24 Saat Ücretsiz Hizmet Verir)
• 112 ACİL Çağrı Merkezi
• GELİNCİK HATTI 444 43 06
Şiddet İhbar Mobil Uygulaması
• Kadın Destek Sistemi (KADES)
Tedavi ve şiddeti belgeleyen sağlık raporu için:
• SaDanışma, destek, sığınmaevi/konukevi ve maddi yardım için:
• Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü (Konukevi Hizmeti, Destek ve
Danışmanlık)
• Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri
• Sosyal Hizmet Merkezleri
• ALO 183 Sosyal Destek Hattı (7 Gün 24 Saat Ücretsiz Hizmet Verir)
• Sivil Toplum Örgütleri Sığınmaevi/Konukevi Hizmeti, Destek ve Danışmanlık, Ayni-
Maddi Yardım
• Barolar ve Baroya Bağlı Kadın Hakları Merkezleri
• Belediyeler (Sığınmaevi/Konukevi Hizmeti, Destek ve Danışmanlık, Ayni-Maddi
Yardım)
• Valilik, Kaymakamlık
• ALO 144 Sosyal Yardım Hattı
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun
nedir, nasıl yararlanılır?
Bu Kanunun amacı kadınları, çocukları, aile bireylerini ve tek taraflı ısrarlı takip
mağdurlarını şiddete karşı korumaktır.
Bu Yasa’nın Korumasından Kimler Yararlanabilir?
Aile içi şiddete maruz kalan eş ve çocuklar ile aynı çatı altında yaşayan diğer aile
bireyleri (akrabalar).
Tek taraflı ısrarlı takip mağdurları.
Mahkemece ayrılık kararı verilen veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı olan ya da evli
olmalarına rağmen fiilen ayrı yaşayan aile bireyleri Şiddet Önleme ve İzleme
Merkezleri 7 gün 24 saat esasıyla çalışmaktadır.(9)

Kaynakça
1)https://bursa.psikolog.org.tr/index.php?
lang=bursa&url=tr/yayinlar/dergiler/1031828/tpy1301996120080000m000151.pdf&

2)Güler, N., Tel, H. ve Tuncay, F. Ö., (2005). Kadının aile içinde yaşanan şiddete bakışı. C.Ü. Tıp
Fakültesi Dergisi, 27, 51-56.

3)Hıdıroğlu, S., Topuzoğlu, A., Ay, P. ve Karavuş, M. (2006). Kadın ve çocuklara karşı fi ziksel şiddeti
etkileyen faktörlerin değerlendirilmesi: İstanbul’da sağlık ocağı tabanlı bir çalışma. New/Yeni
Symposium Journal, 44, 196-202.

4)Arın, M. C. (1996). Kadına yönelik şiddet. Cogito, 6, 305- 312.

5)İçli TG, Öğün A, Özcan N (2000) Ailede kadına karşı şiddet ve kadın suçluluğu. TC Devlet Bakanlığı
Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü Yayınları. Ankara

6)Kıvrak Y, Gey N, Kıvrak HA, Kokaçya MH, Çöpoğlu ÜS, Arı M (2015) Kadına yönelik eş şiddeti,
çocukluk travmaları, depresyon ve yaşam kalitesi: Toplum temelli çalışma. Anadolu Psikiyatri Dergisi,
16:314-322.

7)Ünal F (2008) Ailede çocuk istismarı ve ihmali. Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi, 12:9-18.
8)TÜİK (2014) Kadına yönelik aile içi şiddet istatistikleri. http://www.tuik.gov.tr/VeriTabanlari.do?
ust_id=109&vt_id=31

9)https://ailevecalisma.gov.tr/ksgm/siddete-maruz-kalindiginda/

You might also like