You are on page 1of 8

Bölüm 2.

1: Drone Parçaları
1
Ekran 1:
Merhabalar, drone parçalarını inceleme uygulamamıza hoş geldiniz! Hazırsanız başlayalım.
Ekran 2:
Ekranda bir drone’u oluşturan parçaları görmektesiniz. Şimdi birlikte bu parçalar hakkında daha
detaylı bilgiler edineceğiz. Bunun için tek yapmanız gereken incelemek istediğiniz parçayı
seçmektedir.
Ekran 3:
Drone İskeleti: “İskelet” ya da “Çerçeve” olarak anılan bu parça, dronelar’ın bütün parçalarının
tutturulduğu bir omurgadır. Üzerinde kontrolörleri, algılayıcıları ve iniş takımı gibi parçaları
takmak için yerler, pervane ve motorlar için ayrılmış bölümler bulunur. İskelet hafif olursa,
motorun gücü gövdeyi kaldırmaya çalışacağına drone için manevraya harcanacağından hem
taşıyacağı ağırlık artar hem de daha yüksek irtifada ve daha hızlı uçabilir. İskeletler genellikle
fiberglas, mühendislik polimerleri, alüminyum ve karbon fiberden yapılır.
Ekran 4:
Uçuş Kontrolcüsü: Uçuş kontrolcüsü drone’un beynidir. Uzaktan kumandadan veya üzerindeki
alıcılardan gelen bilgilere göre drone’un havada kalması için Elektronik Hız Kontrolcüsü
yardımıyla motorlara ne hızda döneceğini bildirir. Bir drone için en önemli parçalardan biridir.
Kendi üzerinde jiroskop ve ivmeölçer gibi alıcılar bulunabilir, ancak drone üzerindeki GPS ve
yakınlık alıcısı gibi diğer bütün alıcılar da direk olarak uçuş kontrolcüsüne bağlanır. Uçuş
kontrolörü üzerinde yüklü yazılıma göre havadan fotoğraf ve video çekimi için daha stabil uçuş,
ya da yarış için hızı ön plana çıkaran uçuş gibi farklı önceliklerde ayarlanabilir. İçinde yüklü
yazılım izin verirse, drone yerden kumandaya gerek olmadan önceden çizilen rotaya göre
otomatik olarak da uçabilir. Uçuş kontrolcüleri için açık kaynak kodlu yazılımlar bulmak da
mümkündür, bu şekilde programlama bilgisine sahip olan kullanıcılar, ön plana çıkartmak
istedikleri özelliklere göre yeniden programlayabilirler. Oto pilot özelliğine sahip olan uçuş
kontrolcüleri GPS modülleri sayesinde önceden belirlenen rotada uçabilir, pilotun komutuna
göre otomatik olarak kalktığı yere dönebilir ve belli bir noktanın üzerinde daire çizmek gibi
önceden programlanmış hareketleri yapabilirler. Eğer önceden girilen noktalar varsa drone belli
hızda bu noktalara giderek belirlenen irtifada istenen süre kalabilir. İlerlerken önündeki
engellerden sakınabilir. Bazı uçuş kontrolcülerindeki oto pilot özelliği sayesinde kumanda
kollarının işlevini değiştirmek de mümkündür. Bu konuyla ilgili detayları kumanda komutlarını
incelerken göreceğiz.
Ekran 5:
Elektronik Hız Kontrolcüleri: Elektronik Hız Kontrolcüleri motora hangi yöne ve ne hızda
döneceğini söyleyen devrelerdir. Drone, üzerindeki uçuş kontrolcüsünden aldığı sinyale göre
güç kaynağından gelen akımı ayarlayarak motorun hızını ve yönünü kontrol eder. Genellikle 12
Amper ile 40 Amper arasında akım destekleyen bu devrelerin seçimi kullanılacak motorlara ve
pervane boyutlarına göre yapılmalıdır. Elektronik Hız Kontrolcüsünün bir ucu motora, diğer ucu
da uçuş kontrolcüsüne bağlanır. Dronelar’da her motor için bir Elektronik Hız Kontrolcüsü
bulunur. Günümüzde modern dronelar’da Elektronik Hız Kontrolcüleri sadece hız kontrolü için
kullanılırlar ancak bazı durumlarda, drone içindeki başka parçalar için güç sağlama görevini de
üstlenirler. Bu tip Elektronik Hız Kontrolcüleri “Battery Eliminating Circuit” denen bir özelliğe
2 sahiptirler ve güç ihtiyacı olan parçalara sabit voltajda güç iletebilirler. Bu durumda, drone’da
sadece bir Elektronik Hız Kontrolcüsünde bu özelliğin bulunması yeterlidir.
Ekran 6:
Pervaneler: Pervaneler dronelar’ın gücü uçuşa çevirdikleri parçalardır. Motor gücüne ve drone
büyüklüğüne göre çapları ve özellikleri değişebilir. Multirotor dronelar’da, hangi tip pervanenin
hangi motora takılacağı çok önemlidir. Aksi takdirde drone normal uçuşunu gerçekleştiremez.
Bu nedenle birçok drone, pervaneleri sadece doğru motora takılacak şekilde tasarlamıştır.
Pervane tasarımları hız için veya daha stabil uçuş sağlaması için değişebilir. Kullanım amacına
göre doğru pervaneyle uçuşa başlamak çok önemlidir. Pervaneler iki ya da üç bıçaklı olabilir,
pervane tipi dronelar’ın uçarken ne kadar gürültü yapacağında ve titreşim miktarında da önemli
bir etkendir. Pervaneler genellikle plastik malzemeden yapılır. Bu pervanelerin kaldırma gücü
daha sert malzemeden yapılan pervanelere göre daha azdır, ancak örneğin karbon fiber
malzemeden yapılan sert pervaneler, kırılması çok zor olduğu için herhangi bir kaza sırasında
çarptıkları yere büyük hasar verebilir, insana çarpması halinde bıçak gibi kesebilir. Bu nedenle
genellikle dronelar’la birlikte gelen pervaneler kullanılmalı ve karbon fiber pervanelerden
kaçınılmalı, mutlaka kullanılması gerekliyse canlıların bulunduğu yerlerde uçurulmamalıdır.
Pervanelerin değiştirilmesi durumunda uçuş kontrolcüsünün programına girip uçuş
parametrelerinin de ayarlanması gereklidir, aksi takdirde stabil bir uçuş sağlanamaz. En akıllıca
kullanım, zaten daha önceden uçuş kontrolcüsünde parametreleri optimize edilmiş ve drone ile
birlikte gelen pervanelerle uçuş yapmaktır.
Ekran 7:
Pervane Koruyucuları: Pervaneler dronelar’ın en kolay kırılan ve değiştirilen parçalarıdır.
Başarılı bir uçuş sonrasında bile, iniş sırasında drone’un hafif eğilmesi durumunda pervaneler
yere değerek kırılabilir. Ya da kontrolün kaybedilmesi yüzünden drone bir cisme çarparsa,
çarptığı cisim pervanelerden dolayı zarar görebilir. Bu nedenle drone üzerine pervaneleri
kırılmaktan ve cisimleri pervanelerden koruyan çerçeveler takılır. Bunlar güvenli uçuş sağlasa
da fazladan ağırlık yaptıkları için taşıdığı ağırlık, hız ve uçuş süresine olumsuz etki yaparlar.
Ekran 8:
Algılayıcılar: Modern dronelar, üzerlerinde birçok alıcıyla donatılmışlardır. Bu sayede verilen
komutları çok hassas bir şekilde yerine getirebilir, farklı görevleri yapabilirler. Dronelar üzerinde
en çok rastlanan algılayıcılar ivmeölçer, dijital pusula, jiroskop, barometre, GPS ve yakınlık
algılayıcısıdır. Ekranda yer alan bu parçaları seçerek daha detaylı bilgi edinebilirsiniz.

• İvmeölçer: Drone hareket ederken 3 eksenden ivmesini ölçer ve en küçük hareketleri


bile algılamasını sağlar. Stabil bir uçuş için gereklidir.
• Dijital Pusula: Drone uçarken baktığı yönü bilmesini sağlar ve havada hareketsiz asılı
kalmasını sağlar. Pusulalar çevredeki manyetik alanlardan ve dünya üzerindeki
yerlerinden etkilendikleri için her uçuştan önce kalibre edilmesi gereken algılayıcılardır.
• Jiroskop: 3 eksendeki açısal momentumu algılayarak drone’un çevresinde dönmeden
düz bir şekilde uçmasını sağlar.
• Barometre: Ortam basıncını ölçerek drone’un hangi irtifada uçtuğunu bildirir. Referans
olarak deniz seviyesini ya da ilk kalkış basıncını ölçen barometreler vardır.
• GPS: Dünya üzerindeki tam yerini hesaplayarak dronelar’ın belli bir rotayı takip
edebilmesini ya da kalktığı yere otomatik olarak dönebilmesini sağlar. Dronelar’ın
havada aynı yerde kaymadan durması için de yardımcı algılayıcılardır. Kalkmadan önce
3 GPS alıcısının yeterli sayıda uyduyu bulması sağlanmalıdır, aksi takdirde kalktığı yeri
bilmesi mümkün olmaz.
• Yakınlık Algılayıcıları: Bu algılayıcılar, dronelar’ın iç mekanda yer mesafesini ve
çevresindeki nesneleri algılayarak düzgün uçabilmesini sağlar. Dışarıda ise, özellikle
otomatik uçuş sırasında önündeki ve altındaki engelleri algılayarak bunlardan
kaçınmasını sağlar. Bu tip algılayıcılar belli bir mesafeye kadar algılayabilir, bu yüzden
drone alırken buna dikkat edilmelidir. Kızılötesi (Infrared), ultrasonik, lazer ve optik gibi
farklı teknolojilerle cisimleri algılarlar.
Ekran 9:
Motorlar: Motorlar pervaneleri döndüren parçalardır ve her pervane için bir motor gerekir.
Genellikle fırçasız motorlar kullanılır. Motor seçimi drone ağırlığına göre yapılır ve genellikle
motorların toplam itiş gücü drone ağırlığının iki katı olarak hesaplanır. Yani yarı güç verildiğinde
drone havada asılı kalabilmelidir. Yarış için tasarlanan dronelar’da bu oran daha yüksek olur.
Motor gücü arttıkça onları çalıştırmak için gereken güç de artacağından kullanılacak pil de daha
güçlü ve ağır olacaktır. Bu nedenle dronelar üzerindeki motorlar maksimum güç yerine
“optimum” güç için tasarlanmışlardır. Her motorun kaldırabileceği pervane çapı bellidir, daha
büyük pervanelerin takılması durumunda drone dengeli bir uçuş yapamaz ve uçuş süresi çok
kısalır.
Ekran 10:
Gimballer: Dronelar uçarken titreşim oluşturdukları için, eğer görüntü almak için
kullanılacaklarsa, mutlaka görüntüyü bu titreşimden izole edecek bir mekanizmaya ihtiyaç
duyarlar. Bu nedenle kameraları direkt dronelar’a değil gimballar’a takmak gerekir. Bu sayede
profesyonel kalitede çekimler yapmak mümkün olur. Gimballar kameraların döndürülebilmesine
de imkan sağladıkları için görüntülemenin önemli olduğu yerlerde mutlaka kullanılması gereken
parçalardır. İki eksenli ve üç eksenli olmak üzere iki tipi bulunur. Üç eksenli gimballar, drone
sağa ya da sola dönerken de kameranın hareketlerinin yumuşak olmasını sağlarlar. Bu nedenle
profesyonel çekimler için genellikle 3 eksenli gimballar tercih edilir. Bazı dronelar üzerinde
gimbal bulunmaz. Ancak çekim sırasında görüntü elektronik olarak sabitlenir. Bunu yaparken bir
program görüntüdeki titreşimleri izleyip görüntünün sarsıntısız olması için her karenin yerini
kaydırır. Bu yöntem fiziksel ya da mekanik gimballar’dan çok daha ucuz ve onlar kadar etkili
olabilse de orijinal görüş açısından daha dar bir açıda görüntü elde edilmesine neden olduğu
için genellikle tercih edilmezler. Taşıyacağı ekipmana göre gimballar’ın boyut ve ağırlıkları
değişebilir. Bu nedenle gimbal seçerken taşıyacağı ekipmanın ağırlığı doğru hesaplanmalıdır.
Ekran 11:
Uçuş Loglama Ekipmanları: Dronelar’ın uçuşu sırasında çeşitli bilgileri kaydeden kara kutulara
benzetilebilirler. Uçuş sırasında algılayıcılardan gelen tüm bilgiler, hız, konum, yön ve pil
kapasitesi bilgileri kaydedilir. Ya bilgileri pilotun olduğu yere gönderir, ya da bir hafıza kartına
depolar. İşler yolunda gitmediği zaman bu loglar incelenerek kusurlu ekipman tespit edilerek
önlem alınız.
Ekran 12:
Görüntü Aktarıcılar: Dronelar’ın en önemli özellikleri, pilotun drone uçururken kameradan canlı
olarak görüntüyü takip edebilmesidir. Bu yüzden görüntü aktarıcılar dronelar’ın en önemli
parçalarındandır. Modern dronelar’da görüntü radyo frekansı üzerinden aktarılır. Genellikle 2.4
Ghz kullanırlar. Ancak 5 Ghz frekansı üzerinden görüntü aktaran dronelar da mevcuttur. Bunlar
4 daha kısa mesafede çok kaliteli görüntü aktarımı için kullanılır. Kablosuz ağ kullanarak da
görüntü aktarımı mümkünse de çok kısıtlı menzilleri olduğu için genellikle profesyonel
çekimlerde tercih edilmez. Görüntü izlemek için kullanılan tabletler ve akıllı telefonlarda internet
bağlantısına gerek yoktur, yani kullanılan tablette 3G veya 4G teknolojilerinin bulunmasına
gerek yoktur. Ancak harita bilgilerini internet üzerinden alan dronelar için harita detaylarını
görmek için internet bağlantısı gerekebilir. Kamera, Drone üzerinde görüntü iletici ve Pilot
yanında görüntü alıcı, görüntü aktarıcı parçaların üç bileşenidir. Bu bileşenlerin özelliğine göre
görüntü aktarım kalitesi ve çözünürlüğü değişebilir. Bütün bu bileşenler ayrı ayrı alınıp
dronelar’a takılabildiği gibi, bazı dronelar’da bu parçalar entegredir ve drone’dan ve
kumandadan sökülemez. Profesyonel dronelar’da 7 kilometre uzaklıktan Full HD görüntü almak
mümkün olabilmektedir. Görüntü aktarıcılarda dikkat edilecek konu, drone ile kumanda ya da
alıcı arasına herhangi bir cismin girmemesidir. Görüntü kalitesini en çok etkileyen faktör budur.
Burada görüntü ileticinin iletim gücü ve alıcıdaki antenlerin özellikleri de önemli
faktörlerdir. Görüntü aktarıcı sadece görüntü aktarmakla kalmaz, uçuş kontrolcüsünden o
sıradaki konumu, pil durumunu, yönü, hızı gibi önemli uçuş bilgilerini de görüntüyle birlikte
gönderir. Bazı drone sistemlerinde, görüntü alan kamera ile pilotun uçmak için izlediği
görüntüyü ileten kamera farklı olabilir. Böylece çekim yapan kamera aşağıyı ya da farklı bir yönü
çekerken pilot drone’un önündeki engelleri görerek uçuşu buna göre ayarlayabilir.
Ekran 13:
Uçuş İzleme Donanımları: Drone üzerindeki görüntü ileticisinin yere aktardığı görüntüyü
izlemek için monitör ve gözlük gibi farklı seçenekler mevcuttur. Ekranda yer alan bu donanımları
seçerek daha detaylı bilgi edinebilirsiniz.

• Monitörler: En çok kullanılan izleme yöntemidir. Pilot önündeki ekrandan drone ile ilgili
bilgileri izleyebilir. Bazı kumandaların kendi üzerinde monitör olabildiği gibi, tablet ya da
akıllı telefonları monitör olarak kullanan sistemler de vardır.
• Gözlükler: Pilotun sanki drone üzerindeymiş gibi hissetmesini sağlayan bir yöntemdir.
Gözlüklerle drone uçurmak sanki pilotun kendisi uçuyormuş gibi bir hisle uçurmasını
sağlar. Ancak pilot bu sırada kendi çevresini göremeyeceği için bazı gözlüklerde
gerektiğinde etrafı gösteren kameralar vardır.
Ekran 14:
Kameralar: Çekim yapmak ya da pilota uçtuğu yeri göstermek amaçlı kullanılırlar. Günümüzde
en yüksek çözünürlüklü televizyonlarda gösterilebilecek UHD – 4K çözünürlükte çekim yapan
kameralar mevcuttur. Kameralar güçlerini drone bataryasından alırlar ve üzerlerine takılan
hafıza kartlarına çekim yaparlar. Bazı dronelar’da kameralar drone kumandası üzerinden
kumanda edilebilir ve havadayken fotoğraf ya da video çekimi yapılabilir, video durdurulabilir,
yeniden başlatılabilir. Ancak bazı dronelar’da yerdeyken yapılacak çekimin türü ve çözünürlüğü
ayarlanarak kalkmadan çekim başlatılmalıdır. Bazı gelişmiş dronelar’da infrared gibi farklı
amaçlar için kameralar da bulunabilir. Genellikle ağırlık önemli bir parametre olduğu için drone
kameraları küçük sensörlü ve sabit odaklı kameralardır. Bu nedenle düşük ışıkta iyi performans
vermezler, zoom yapmak mümkün değildir. Ancak bazı profesyonel dronelar, çok daha gelişmiş
kameralar taşıyabilirler ve yerdeki bir kameramanın yapacağı tüm ayarlara izin verirler. Bu tip
dronelar genellikle büyük, ağır ve pahalı dronelar’dır ve çoğunlukla iki operatörle uçurulması
gerekir. Drone manevralarını bir operatör idare ederken, kamera ayarlarını diğer operatör idare
eder. Kameranın drone üzerinde bulunduğu yere göre eğer drone öne doğru çok hızlı hareket
ettirilirse, pervaneler görüntüye girebilir. Ya da kamera sağa sola hareket edebiliyorsa, iniş
5 takımları görüntüde çıkabilir. Bu nedenle profesyonel dronelar’da iniş takımları kalkıştan sonra
yukarı doğru katlanarak görüntüden çıkar. Çok aydınlık ortamlarda kameralar video çekimi için
gerekli perde hızlarının üzerinde çekim yapmak zorunda kalacakları için görüntüde jello etkisi
denen istenmeyen etkilere yol açabilirler, bu nedenle içeri giren ışığı azaltmak için ND Filtre
denen koyu filtreler drone çekimlerinde en çok kullanılan filtrelerdir.
Ekran 15:
Piller (Bataryalar): Bu derste bahsi geçen tüm dronelar pille çalışan dronelar’dır. Drone pilleri
kısa adı Li-Po olan Lityum Polimer ya da hibrit Li-Po’lar için Lityum İyon-Polimer pillerdir. Bu
pillerin diğer tür pillere oranlar avantajı, bitene kadar aynı akımı vermeyi sürdürmeleridir. Bu
yüzden drone uçuşunu pil azalsa bile aynı performansla sürdürebilir. Piller sağladıkları voltaja,
akıma ve bunu ne hızda tükettiklerine göre sınıflandırılır. Pilin voltajı arttıkça “hücre sayısı” da
artar. Pilin kapasitesi yüksek ama deşarj oranı düşükse motorların ihtiyacı olan anlık akımı
sağlayamaz ve düzgün uçuş yapılamaz. Eğer pili bir su tankına benzetirsek, tankın hacmi pilin
kapasitesi, deşarj oranı da suyu boşaltmak için tankın üzerindeki hortumun çapıdır. Eğer
hortumun sağlayabileceği anlık su miktarından daha fazla ihtiyaç olursa, sistem doğru çalışmaz.
Voltaj ise yan yana kaç tank olduğunu gösterir. Daha fazla tank, drone için daha fazla güç
demektir ancak çok daha fazla ağırlık anlamına da gelir. Daha fazla güç için daha yüksek
kapasitede pil gerekir ancak pillerin kapasitesi arttıkça ağırlıkları da belirgin bir şekilde artar. Bu
yüzden bir yandan uzun uçuş için yüksek kapasite istenirse de bu durumda ağırlık artacağı için
uçuş süresi de düşecektir. Bu yüzden yine “optimum” pil kapasitesi aranır.
Şarj Etme: Pillerin şarj edilmesi sırasında dikkat edilecek nokta, Lityum Polimer pillerin mutlaka
kendi kapasiteleri ve hücre sayıları için üretilmiş şarj cihazlarıyla şarj edilme ihtiyaçlarıdır. Şarj
aletlerinin “dengeleme” denen özellikleri sayesinde bütün hücreler eşit miktarda şarj edilir ve
pillerin ömürlerinin kısalması engellenir. Tüm şarjlı pillerde genel kural olarak, asla “sıfır”
seviyesine kadar bitirilmemeli, uzun süreli kullanılmayacakları zaman en az kapasitelerinin
%40’ı dolu olarak tercihen soğuk bir ortamda ortalama 3 santigrat derecede saklanmalıdır.
Buzdolabında saklamak iyi bir fikirdir, ancak nemden koruyucu bir torbanın içine konulmalıdır.
Daha sonra kullanılacakları zaman şarj edilmeden önce mutlaka oda sıcaklığı seviyesine kadar
ısınması sağlanmalıdır. Bu piller şarj edilirken kesinlikle göz önünden ayrılmamalıdır. Bazı
durumlarda pillerde ya da şarj sırasında oluşan sorunlarda bu pillerin ısınarak patladığı ve
yangına yol açtığı bilinmektedir. Bu nedenle pillerin şarj işlemi sırasında herhangi bir ısınma ya
da pillerde şişme meydana gelirse şarj işlemi hemen kesilmeli ve durum gözden geçirilmelidir.
Uyarılar: Şişme yapmış pillerle kesinlikle uçulmamalıdır. Pili şarj ederken şarj aletinden pile ait
akım, hücre sayısı, voltaj gibi doğru değerleri seçmek çok önemlidir. Aksi takdirde pillerin
ömürleri kısalır, hatta şarj sırasında yangına neden olabilir. Hasar gören ya da ömrü biten pilleri
geri dönüştürmek için ise, hasarsız pilleri önce deşarj etmeli, sonra tuzlu suda iki hafta kadar
bekletip sonra atmak gerekir. Hasarlı piller direk olarak tuzlu suda bekletilerek atılabilir. Li-Po
pillerin kararsız durumu yüzünden yolcu uçaklarında taşınması yasaktır, ancak yangına
dayanıklı özel kutularda ve kapasitesinin %30’una kadar boşaltılmış pillerin, hava yollarının ve
sivil havacılık kurallarına bağlı kalmak koşuluyla istisnaların yapıldığı durumlar vardır. Yetersiz
kontrol yüzünden bu pilleri uçağa alabiliyor bile olsanız, güvenlik nedeniyle hava yoluyla
taşımamak en iyisidir. Linklerde Lityum-İyon pillerin hava yolu ile taşınmasına ilişkin koşullar yer
almaktadır. Ancak Li-Po pillerden bahsedilmemiştir, bu durum bu tip pillerin taşınmasının
serbest olduğunu göstermemektedir.
Ekran 16:
6
Uzaktan Kumanda: Dronelar’ı uzaktan kontrol etmek için zorunlu cihazlardır. Dronelar’ın
üzerindeki kontrollerin tamamını kontrol edebilecek doğru kumanda cihazıyla uçuşa başlamak,
doğru ve kontrollü bir uçuş için şarttır. Profesyonel pilotlar bazı durumlarda drone ile gelen
uzaktan kumandayı değil, kendi alışık oldukları kumandayı kullanmak isterler. Böyle bir
durumda, önce kumandayla drone’daki kontrolleri birbiriyle eşleştirmek gerekir. Drone
üzerindeki alıcı ile uyumlu radyo frekansında kumanda kullanmak çok önemlidir. Kumandanın
ne kadar ayarı kumanda ettiği “kanal” sayısıyla belirtilir, doğru uçuşun yapılabilmesi için en az 4
kanallı bir kumanda gerekir ancak sadece uçuş değil farklı fonksiyonların da kullanılacağı
düşünüldüğünde en az 5-6 kanallı bir kumanda olmalıdır. Kumandanın haberleşme için
kullandığı frekans da menzili belirler. Günümüz dronelar’ında büyük çoğunlukla 2.4 MHz
frekansı kullanılır. Kumanda ile drone arasındaki iletişimin çevredeki yüksek gerilim hatlarından,
baz istasyonlarından ve benzer elektromanyetik dalga yayan etkenlerden etkilenebileceği ve
kontrolün kaybedileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle uçuş öncesi rota üzerindeki bu tür
faktörlerin çok iyi incelenmesi gerekir. Her drone kumandayla belli bir yazılım anahtarıyla
haberleşir, bu nedenle civarda aynı marka ve model drone olsa bile bunların kumandaları
birbirine karışmaz. Bazı dronelar uzaktan kumanda olarak yalnızca akıllı telefon ya da tabletleri
kullanır. Bu durumlarda genellikle kumanda menzili diğer kumandalara göre daha sınırlıdır.
Ekran 17:
İniş Takımları: İniş takımları dronelar’ın iniş kalkış sırasında hasar görmemeleri için üretilmiş
parçalardır. Bazı iniş takımları, görüntü almak için kullanılan dronelar’da, kalkıştan sonra yukarı
katlanarak görüntüden çıkarlar. Bazı dronelar ayrı bir parça olarak iniş takımı barındırmazlar,
onun yerine gövde uzantıları üzerine inerler.
Ekran 18:
Kurtarma Sistemleri: Dronelar uçan araçlar oldukları için kontrol kaybı ya da motor arızası
sonucu düşebilirler. Bazı durumlarda düşen dronelar’ın durumlarından çok alınan görüntüleri
kurtarmak daha önemli olabilir. Bu nedenle firmalar dronelar için düşme sırasında ve
sonrasında önlem olarak kurtarma sistemleri geliştirmişlerdir. Ekranda yer alan bu farklı
sistemleri seçerek daha detaylı bilgi edinebilirsiniz.

• Sudan Kurtarma: Suya düşen bir drone büyük bir mucize olmazsa artık kullanılamaz
durumdadır, ancak üzerinde görüntü kaydedilen hafıza kartı, suya dayanıklıdır ve
ıslansa bile içindeki görüntüler kurtarılabilir. Bu nedenle dronelar’ın düştüğü yerin
belirlenebilmesi için şamandıra sistemi geliştirilmiştir. Drone suyla temas ettiğinde
şamandıra drone’dan ayrılarak suyun üzerinde kalmakta ve daha sonra drone’un
bulunabilmesini sağlamaktadır. Aksi takdirde drone küçük bir gölete bile düşse, bulmak
son derece zaman alıcı ve zor bir süreçtir, sonunda da bulunacağının garantisi yoktur.
• Havadan Kurtarma: Düşmekte olan dronelar’ı bir paraşüt sistemiyle koruma amaçlı bu
aparatlar, drone’un dikey ivmelenmesi belli bir seviyeyi geçince açılmakta ve güvenli bir
iniş daha doğrusu düşüş sağlamaktadır.
• Kaybolmaya Karşı Yer Belirleme Sistemleri: Dronelar’ı yere hızla çarpmaktan
korumak mümkündür ancak 2 kilometre uzakta düşen drone’u bulmak açık arazide
sorun olabilir. Bu nedenle GSM ağı üzerinden pilota belli aralıklarla drone’un yerini
bildiren GPS vericileri geliştirilmiştir. Bunlar drone düştükten sonra konum göndermeye
devam eder ve yerinin kesin olarak bulunmasını sağlar.
Ekran 18:
7
Kazanımlarını Sorularla Pekiştir
Soru 1
«Drone pillerinin ömrünü uzatmak için pil tamamen bittikten sonra %80 kapasitesine kadar
doldurulmalıdır.» ifadesi doğru ise «Doğru», yanlış ise «Yanlış» butonunu işaretleyiniz!
Soru 2
«Kurtarma sistemleri drone’un hasar görmeden düşüp sonra tekrar kullanılabilmesi için
geliştirilmiştir.» ifadesi doğru ise «Doğru», yanlış ise «Yanlış» butonunu işaretleyiniz!
Soru 3
“_____________ bir drone’un en önemli parçasıdır, çünkü pilottan gelen komutlara göre
uçuşun sağlıklı olmasını sağlayan bir beyin gibidir.” ifadesinde boş bırakılan yere hangi drone
parçası gelmelidir?
• ESC
• Motor
• Uçuş Kontrolcüsü
• Pervane

Soru 4
Hangisi bir drone’un parçası değildir?

• Gimbal
• ESC
• Rüzgâr Ölçer
• İvmeölçer

Soru 5
Pillerle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
• Li-Po piller dronelar’ın düşük pil seviyesinde bile performansını düşürmeden uçmasını
sağlarlar.
• Pillerin deşarj kapasitesi ne kadar düşük olursa, daha yavaş deşarj olacaklarından, o
kadar uzun uçuşa izin vereceklerdir.
• Eğer pilde herhangi bir şişme ya da yırtık varsa kesinlikle kullanılmamalıdır.
• Pil kapasitesi arttıkça ağırlığı da artacağı için en yüksek kapasiteli pil her zaman en iyi
seçenek değildir.

Soru 6:
Dronelar’ın uzaktan kumandaları ile ilgili hangisi yanlıştır?
• Eğer pilot farklı bir kumanda kullanmak isterse, uçuş öncesinde kumanda kullanılmadan
önce drone ile eşleştirilmelidir.
• Kumandanın kanal sayısı, drone üzerinde kumanda edebileceği ayar sayısını gösterir.
• Her kumanda drone ile bir yazılım anahtarıyla haberleştiği için çevre koşullarından
etkilenmez.
• Dronelar kullanım alanlarına göre birden fazla kumanda ile de yönetilebilir.
Soru 7
8
Drone kameralarıyla ilgili hangisi doğrudur?

• Kameranın değiştirilebilmesi dronelar’ı daha karmaşık ve arızaya açık hale getireceği


için sabit kameralı modeller tercih edilir.
• Büyük sensöre sahip kamera, düşük ışıkta çekim yapıldığında küçük sensöre oranlar
daha temiz ve kaliteli görüntü verir.
• RAW dosya formatı çok büyük olduğu için ticari görüntü kaydederken genellikle daha az
yer kaplayan JPG formatı kullanılır.

You might also like