You are on page 1of 56

ÖZET

Günümüzde küreselleşme ve uluslararası rekabetin giderek artması işletmelerin bilgi


teknolojilerine duyduğu ihtiyacı arttırmaktadır. Çünkü işletmeler, birbirleri ile iletişim
halinde olan farklı bölümlerden oluşmaktadır. Bölümler arasındaki bu iletişimin ve veri
paylaşımının hızlı bir şekilde sağlanması için, işletmenin bütün fonksiyonlarını
kapsayacak biçimde entegre edilmiş ve işletmenin rekabetçi yeteneklerini geliştirmeyi
amaçlayan bilgisayar ve iletişim teknolojileri destekli bir sistem gerekmektedir.
Kullanımı giderek artan bu sistemlere Kurumsal Kaynak Planlaması( Enterprise
Resource Planning-ERP) adı verilmektedir. ERP yazılımları içerisinde dünya üzerinde
en çok bilinen ERP yazılımı ise SAP sistemidir.

Bu tez çalışmasının ilk kısmında ERP sistemleri ve SAP hakkında bilgi verilecek olup,
devamında SAP Controlling Modülü ile ilgili yapacağımız uygulamalara temel
oluşturması için maliyet muhasebesi üzerinde durulacaktır.
İÇİNDEKİLER

ÖZET.................................................................................................................................i
İÇİNDEKİLER...............................................................................................................ii
TABLOLAR LİSTESİ...................................................................................................iv
ŞEKİLLER LİSTESİ......................................................................................................v
BÖLÜM I: GİRİŞ............................................................................................................1
BÖLÜM II : ERP (KURUMSAL KAYNAK PLANLAMASI)...................................2
2.1. ERP’ NİN TANIMI....................................................................................................2
2.2. ERP SİSTEMİNİN TEMEL ÖZELLİKLERİ...................................................................2
2.3. ERP’ NİN TARİHSEL GELİŞİMİ................................................................................3
2.4. PİYASADAKİ ERP YAZILIMLARI.............................................................................5
BÖLÜM III : SAP SİSTEMİ VE R/3 YAZILIMI........................................................6
3.1. SAP AG FİRMASI VE SAP YAZILIMI......................................................................6
3.2. SAP’ NİN MODÜLER YAPISI....................................................................................7
3.2.1. Malzeme Yönetimi............................................................................................8
3.2.2. Üretim Planlama ve Kontrol.........................................................................10
3.2.3. Satış ve Dağıtım.............................................................................................11
3.2.4. Proje Sistemleri.............................................................................................13
3.2.5. Kalite Yönetimi..............................................................................................14
3.2.6. Finansman.....................................................................................................15
3.2.6.1. Finansman Muhasebesi...........................................................................15
3.2.6.2. Genel Muhasebe......................................................................................16
3.2.6.3. Alacak ve Borç Hesabı............................................................................16
3.2.6.4. Konsolidasyon.........................................................................................17
3.2.6.5. Sabit Varlık Yönetimi..............................................................................17
3.2.7. Kontrol...........................................................................................................17
3.2.7.1. Faaliyet Bazlı Maliyetlendirme...............................................................17
3.2.7.2. Maliyet Merkezli Muhasebe....................................................................18
3.2.7.3. Genel Giderler.........................................................................................18
3.2.7.4. Ürün Maliyetlendirme.............................................................................18
3.2.7.5. Ürün Maliyet Planlama............................................................................18
3.2.7.6. Maliyet Unsuru Kontrolü........................................................................18
3.2.8. İnsan Kaynakları...........................................................................................19
BÖLÜM IV: MALİYET MUHASEBESİ...................................................................20
4.1. MALİYET MUHASEBESİNDE KULLANILAN TEMEL KAVRAMLAR..........................20
4.1.1. Gider Kavramı...............................................................................................20
4.1.2. Harcama Kavramı.........................................................................................21
4.1.3. Maliyet Kavramı............................................................................................23
4.1.3.1. Maliyetlerin Gidere Dönüşmesi..............................................................24
4.1.3.2. Yönetim Kararlarında Kullanılan Diğer Maliyet Kavramları.................26
4.1.4. Varlık Kavramı..............................................................................................26
4.1.5. Hasılat Kavramı.............................................................................................27
4.2. MALİYET MUHASEBESİNİN TANIMI VE AMAÇLARI..............................................28
4.2.1. Maliyet Muhasebesinin Tanımı......................................................................28
4.2.2. Maliyet Muhasebesinin Amaçları..................................................................29
4.3. MALİYET MUHASEBESİNİN İŞLETME ORGANİZASYONUNDAKİ YERİ...................29
4.3.1. Finansal Muhasebe ile Maliyet Muhasebesi Arasındaki İlişkiler.................29
4.3.2. Maliyet Muhasebesinin Muhasebe Organizasyonu İçindeki Yeri.................32
4.4. GİDERLERİN DEĞİŞİK KRİTERLERE GÖRE SINIFLANDIRILMASI............................33
4.4.1. Giderlerin Çeşitlerine Göre Sınıflandırılması...............................................33
4.4.2. Giderlerin İşletme Fonksiyonlarına Göre Sınıflandırılması.........................33
4.4.3. Giderlerin Mamullere Yüklenmesine Göre Sınıflandırılması........................34
4.4.3.1. Direkt Giderler.........................................................................................34
4.4.3.2. Endirekt Giderler.....................................................................................34
4.4.4. Giderlerin Faaliyet Hacmiyle Olan İlişkisine Göre Sınıflandırılması..........34
4.4.5. Giderlerin Kontrol Edilebilirlik Özelliklerine Göre Sınıflandırılması..........35
4.4.6. Giderlerin Fiili Olup Olmamasına Göre Sınıflandırılması...........................35
4.5. MALİYET HESAPLAMA YÖNTEMLERİ VE MALİYET SİSTEMİNİN OLUŞTURULMASI
.....................................................................................................................................35
4.5.1. Maliyetlerin Kapsamına Göre Maliyet Yöntemleri.......................................35
4.5.1.1. Tam Maliyet Yöntemi.............................................................................36
4.5.1.2. Kısmi Maliyet Yöntemi...........................................................................36
4.5.1.2.1. Direkt Maliyet Yöntemi....................................................................36
4.5.1.2.2. Değişken Maliyet Yöntemi...............................................................37
4.5.1.3. Normal Maliyet Yöntemi........................................................................37
4.5.2. Maliyetlerin Saptanma Tarihine Göre Maliyet Yöntemleri...........................38
4.5.2.1. Fiili Maliyet Yöntemi..............................................................................38
4.5.2.2. Tahmini Maliyet Yöntemi.......................................................................38
4.5.2.3. Standart Maliyet Yöntemi.......................................................................38
4.5.3. Maliyetlerin Saptanma Şekline Göre Maliyet Yöntemleri.............................39
4.5.3.1. Sipariş Maliyet Yöntemi..........................................................................39
4.5.3.2. Safha (Evre) Maliyet Yöntemi................................................................39
4.5.3.3. Sipariş ve Safha Maliyet Yöntem Karması.............................................40
4.6. TEKDÜZEN MALİYET MUHASEBESİNDE KULLANILAN HESAPLAR........................40
KAYNAKÇA..................................................................................................................41
TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 4.1. Finansal Muhasebe ve Maliyet Muhasebesinin Karşılaştırılması…………30


ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 2.1. ERP’ nin tarihsel gelişimi……………………………………………………..5


Şekil 3.1. SAP R/3’ de Bulunan Ana Modüller………………………………………….8
Şekil 4.1.Yönetim Muhasebesi, Maliyet Muhasebesi ve Finansal Muhasebe İlişkileri..33
Şekil 4.2. Tam Maliyet Yöntemi……………………………………………………….36
Şekil 4.3. Direkt Maliyet Yöntemi……………………………………………………..37
Şekil 4.4. Değişken Maliyet Yöntemi…………………………………………...……..37
Şekil 4.5. Sipariş Maliyet sistemi……………………………………………………....39
BÖLÜM I: GİRİŞ

ERP ( Kurumsal Kaynak Planlaması ) bilinci ve şirketlerin ERP kullanımı gün geçtikçe
artmaktadır. Standart iş süreçlerinin yanı sıra sektörel birtakım ihtiyaçlara da cevap
veren ERP çözümleri birçok işletme tarafından tercih edilmektedir. Sadece büyük
firmalar değil bunun yanında hızlı büyümek, farklı pazarlara açılmak isteyen daha
küçük işletmeler de ERP yatırımlarını gerçekleştirmektedir. ERP yatırımlarının
temelinde şirketlerin performanslarını anlık olarak takip edebilme isteği yer almaktadır.

ERP sistemlerinin kullanımı ile beraber tamamen birbirinden bağımsız bilgi birikimi ve
uzmanlık gerektiren satış, dağıtım, finans, lojistik, üretim, insan kaynakları gibi birimler
tek bir platformun altında ortak bir model ile yönetilmektedir. Şirket içerisinde standart
bir yapı oluşmasına imkan veren bu sistem şirket içerisindeki bilgi akışını hızlandırarak
üst yönetime karar desteği sağlanmasında önemli rol oynar.

ERP yazılımları içerisinde lider konumda olan SAP ve SAP’nin Controlling modülü
çalışmamızın esasını teşkil etmektedir.

Kısaca SAP CO olarak adlandırılan maliyet muhasebesi modülü yönetime karar verme
ve iş analizi süreçleri için gerek duyulan çeşitli araçları sunar. Rapor ve analizlerin
oluşturulmasında diğer modüllerden gelen verileri kullanır. Genel Gider Kontrolü (CO-
OM), Ürün Maliyetlendirme (CO-PC) ve Karlılık Analizi (CO-PA) en önemli CO
bileşenleridir.

1
BÖLÜM II : ERP (KURUMSAL KAYNAK PLANLAMASI)

2.1. ERP’ nin Tanımı

ERP, Kurumsal Kaynak Planlaması (Orijinal adıyla Enterprise Resource Planning)


işletmelerde mal ve hizmet üretimi için gereken işgücü, makine, malzeme gibi
kaynakların verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayan bütünleşik yönetim sistemlerine
verilen genel addır.

Kurumsal Kaynak Planlamasına 3 farklı şekilde bakabiliriz (Klaus, Rosemann ve Gable,


2000):

a) ERP, bilgisayar yazılımı şeklinde alınıp satılabilen ticari bir maldır.


b) ERP, bir kurumun tüm süreç ve verilerini tek bir geniş kapsamlı ve bütünleşik yapı
altında toplayan bir gelişim amacıdır.
c) İş süreçlerine çözümler sunan bir altyapının anahtar öğesidir.

ERP Sistemi içerisinde yer alan “kurumsal” kelimesi, belirli bir ürün veya hizmete
yönelik faaliyet gösteren bir kurumun tüm fonksiyonlarını içermektir. ERP Sisteminin
felsefesi bir bütünü oluşturan parçalar ve bu bütünün kendisini oluşturan parçalardan
daha büyük olması üzerine kurulmuştur (Altınkeser, 1999). Bu felsefeyi temel alan ERP
Sistemleri, kurumlarda daha önce birbirinden bağımsız yapılan işlevleri birbirine
entegre olarak çalışan parçalar olarak ele alır ve her türlü kaynağın (Malzeme, işçilik,
muhasebe, makine) verimliliğini maksimuma çıkarmayı hedefler. Diğer bir bakış
açısıyla, ERP Sistemleri merkezi olarak saklanan verilerden elde edilen bilgilerin
zamanında ve doğru makamlara iletilmesini sağlar. ERP Sisteminde en temel
fonksiyonlar üretim, finans, dağıtım, insan kaynakları, satış ve pazarlama, envanter
yönetimi, satın alma, kalite ve proje yönetimidir. Bu genel kurumsal fonksiyonlara ek
olarak değişik sektörlerin (hastane yönetimi, öğrenci yönetimi veya perakendecilikte
yüksek hacimli ambar yönetimi) ihtiyaçlarını da karşılamaktadır.

2
2.2. ERP Sisteminin Temel Özellikleri

ERP Sistemini tanımlayıcı genel özellikleri ile şu şekilde özetleyebiliriz (Klaus,


Rosemann ve Gable, 2000):

a) Tüm sektörleri hedef alan ve kurulumu esnasında özelleştirilebilen standart yazılım


paketidir. Diğer paketlere kıyasla özelleştirmeye çok daha müsait yapıya sahiptir.
b) Bir veri tabanı yönetimi yazılımı, ara katman yazılımı (middleware) ya da bir işletim
sisteminden ziyade ERP bir uygulama yazılımıdır.
c) Hem ana verileri hem de iş süreçlerine ait verileri tutan bütünleşik bir veri tabanıdır.
d) Temel iş süreçleri hakkında çözüm önerileri sunar.
e) Birçok kurumsal işlevi desteklemeyi hedeflemesinden dolayı yüksek oranda işlevsel
bir yapıya sahiptir.
f) ERP ürün paketleri dünya genelinde, ülkelerden ve bölgelerden bağımsız çözümler
sunmak üzere tasarlanmıştır. ERP paketleri, ülkeden ülkeye farklılık gösteren
muhasebe işlemleri, özel biçimli belgeler oluşturulması (teklifler, faturalar vs) ve
insan kaynakları yönetimi gibi işlevleri ülkesel gereksinimlere uygun bir şekilde
yerine getirirler.
g) Temel ERP ürün paketi dünya ölçeğinde kullanımı sağlamaya yeterli işlevselliği
içermesi sayesinde bazı sektörleri değil tüm sektörleri hedefler.
h) ERP yazılımlarını diğerlerinden ayıran bir özellik de ERP paketlerinin tedarik
yönetimi, sipariş yönetimi ve ödeme işlemleri gibi, tekrar eden ve sürekli olan iş
süreçlerini destekliyor olmalarıdır. Bu paketler sadece pazarlama, ürün geliştirme ve
proje yönetimi gibi düşük seviyede yapılandırılmış ve düzensiz olan işlevler
üzerinde yoğunlaşmazlar.

ERP’ nin temel teknik özellikleri ise şunlardır (Şener, 2001):

a) Tüm uygulama alanlarında birbiriyle tutarlı grafik arayüzleri.


b) Uygulama, veri tabanı ve sunum olmak üzere üç katmandan oluşan bir
istemci/sunucu mimarisi.
c) İşletim sistemi ve donanımdan bağımsızdır, ERP paketleri Solaris, Windows NT,
UNIX ya da Linux gibi farklı sistemler üzerine kurulabilir.
d) Yönetimin karmaşık olması sadece ERP’ nin özelliği olmamakla birlikte, bu
sistemler kadar kritik öneme haiz sistem sayısı azdır.
e) ERP sistemlerinin en önemli özelliklerinden birisi de modüler bir yapıya sahip
olması ve kurumların, ihtiyaçlarına göre kendilerine uyan modülleri bünyelerine
monte etmeleridir. Modüller birbirlerinden bağımsız kurulabilseler de hepsi
birbiriyle bütünleşik bir yapı içinde işlevlerini yerine getirirler. Bir modüldeki
veriler diğer bir modül için girdi olarak kullanılabilmektedir.

3
2.3. ERP’ nin Tarihsel Gelişimi

1960’larda ilk defa ABD’de Malzeme İhtiyaç Planlaması (Material Requirements


Planning -MRP) kullanılmaya başlanmıştır. MRP, belirlenmiş ana üretim planı ve
mevcut stokları göz önüne alarak, satın alma siparişlerinin teslim tarihinden geriye
doğru hesaplayıp, hangi hammaddenin ne zaman, ne miktarda gerekeceğini belirlemeye
yarar. Bu sayede işletme sağlıklı hammadde temini yapabilir. MRP kavramının
devamında yine ilk defa 1970’lerde ABD’de Üretim Kaynak Planlaması
(Manufacturing Resource Planning – MRP II) doğmuştur. MRP II , malzeme
ihtiyaçlarının planlanmasına ek olarak işletmeyi bir bütün halde ele alarak çalışır ve
bütün kaynakları (finans, zaman, kapasite vs.) koordineli bir biçimde kullanmayı
amaçlar. MRPII, MRP’ nin yaptığı ana üretim planını daha detaylı günlük ve haftalık
planlara dönüştürmekle kalmamış, bir firmanın satış, satın alma, envanter yönetimi,
üretim planlama ve kontrol, muhasebe, finansman, maliyetlendirme, kalite yönetimi gibi
tüm fonksiyonlarını tek bir veri tabanı üzerinde entegre olarak sunan bir endüstriyel
yönetim sistemi olarak karşımıza çıkmıştır (http://www.liman.com.tr/MRPII01.html).

Birden fazla fabrikası, tesisi ve depoları olan bir işletmenin tüm kaynaklarını etkin ve
verimli bir şekilde planlaması gerekliliği ile Kurumsal Kaynak Planlaması (Enterprise
Resource Planning- ERP) kavramı ortaya çıkmıştır (Bayraktar ve Efe, 2007).
Küreselleşmenin doğal bir sonucu olarak değişik coğrafi bölgelerdeki iş faaliyetlerinin
dağıtık veri tabanları ve küresel entegrasyon yoluyla yönetilmesi önem kazanmış ve
ERP olgunluk çağına girmiştir.

İşletme içi bölümler ve işletmeler arası hızlı, gerçekçi ve güncel bilgi akışına duyulan
ihtiyaç, böyle bir entegre sistemi modern şirketler için oldukça önemli kılmıştır.
Sistemde işlenen bilgiler ile elde edilen raporlar, organizasyonun plan ve programlarını
yönlendirir, karar verme aşamasını kolaylaştırılır.

4
Günümüzde ERP sistemleri, bir işletmenin fonksiyonları arasında, çalışmaları başarıyla
yöneten, her türlü raporlama, karar destek altyapılarını oluşturan bütünleşik bir sistem
olarak pazardaki yerini bulmuştur. Buna ilave olarak üretilen mal ve hizmetin
işletmenin içinde bulunduğu bölgenin dahilinde ve haricinde, ulaştırma çalışmalarının
verdiği maliyetlerinin azaltılması ve bunların ne kadar sağlıklı bir şekilde işlediğini
takip edebilmek için, ERP sisteminin içerisine tedarikçilerini, taşıyıcılarını, dağıtım
kanallarını ve müşterilerini, hatta mal ve hizmetin ulaştığı son tüketicilerini içerisine
alan bir model geliştirilmiştir. Bu modelin ismi Tedarik Zinciri Yönetimi (Supply Chain
Management-SCM) olarak adlandırılır. ERP sistemi, bünyesinde, Tedarik Zinciri
Yönetimi’ni barındırmasıyla beraber ERPII ismini almıştır. ERP II, içerisinde Müşteri
İlişkileri Yönetimi (CRM-Customer Relationship Management) ve İş Zekası (BI-
Business Intelligence) kavramlarını barındırmaktadır (Başkonuş, 2007).

Şekil 2.1, Kurumsal Kaynak Planlaması’nın tarihsel gelişimini göstermektedir.

Şekil 2.1. ERP’ nin tarihsel gelişimi (Başkonuş, 2007)

5
2.4. Piyasadaki ERP Yazılımları

Günümüzde yerli ve yabancı birçok yazılım şirketi ERP yazılımları üretmektedir. Her
ERP paketinin amacı, uyarlandığı firmanın süreçlerinin entegre bir şekilde
yönetilebilmesidir. Dolayısıyla ERP yazılımı kullanmaya karar veren firmaların çok
dikkatli seçim yapmaları gerekmektedir. Yanlış yapılan ERP yazılımı seçimi projenin
daha başından başarısızlıkla sonuçlanmasına sebep olmaktadır. Dünya ve Türkiye’ de
en çok kullanılan ERP yazılımları aşağıda listelenmiştir:

a) SAP
b) ORACLE
c) PeopleSoft
d) JDEdwards
e) Microsoft Dynamics
f) Netsis Logo

Bu çalışmada, ERP sektörü pazarında lider konumda olan SAP ERP yazılımı bir sonraki
bölümde ayrıntılı bir şekilde anlatılmaktadır.

BÖLÜM III : SAP SİSTEMİ VE R/3 YAZILIMI

3.1. SAP AG Firması ve SAP Yazılımı

6
SAP AG, işletme uygulamaları dalında orta ve büyük ölçekli işletmelere uzman yazılım
ve desteği sağlayan bir yazılım kuruluşudur. Ayrıca kurumlar ve ticari toplulukların
kendi içindeki ve aralarındaki süreçlerin entegrasyonunu sağlayan kurumlar arası
yazılım çözümleri sağlayıcısıdır. 1972 yılında beş analistin girişiminde System Analyse
und Programmentwicklung ( “ System Analysis And Program Development” ) adı ile
Almanya’ nın Walldorf şehrinde kurulmuştur. Günümüzde SAP AG, dünyanın 3. büyük
yazılım firması ve internet tabanlı kurumsal iş çözümleri pazarının dünya ve Türkiye’
deki lideri konumundadır. 120 ülkede temsil edilmekte, dünya üzerinde 43,000
müşterisi ve 47.772’ den fazla çalışanı, 12.532 AR-GE mühendisi bulunmaktadır
(www.sap.com.tr).
SAP’ nin misyonu, her sektör ve büyüklükteki şirket yöneticilerine stratejik iş
çözümleri sunarak, yöneticilerin şirket müşterilerinin gereksinimlerini daha etkin ve
karlı olarak karşılamalarını desteklemek ve böylelikle kurumsal kaynak planlaması
alanında yöneticilerin birinci tercihi olmaya devam etmektir. SAP, çalışanları ve iş
ortaklarını sürekli büyüyen, gelişen ve öğrenen alt yapısını geleceğe taşıyan en önemli
varlıkları olarak değerlendirir ve küresel anlamda sosyal sorumluluklarının bilinciyle
hareket eder. SAP hiçbir soru kabul etmeyecek kadar açıklıkla alanında yaklaşık %42’
lik pazar payı ile liderdir. SAP, 9,4 milyar EURO’ yu bulan 2006 yılı cirosu ile
dünyanın en büyük iş yazılımı çözüm şirketidir (Bayraktar ve Efe, 2007).

SAP R/3 ileri gelen RDBMS (Relational Database Management System, İlişkisel Veri
Tabanı Yönetim Sistemi) yazılımları olan Oracle, Infomix ve son olarak da Microsoft
SQL sunucusunun avantajlı yönlerini kullanma imkânı vermiştir. SAP R/3 dağınık
bilgisayarlardan çeşitli entegre donanım, yazılım ve RDBMS ürünlerini bazı standart
protokoller kullanarak destekler. R/3 Lotus Notes gibi standartlaşmış iş akışı yazılımları
ile entegre olur, elektronik posta, EDI (Electronic Data Interchange - Elektronik Veri
Değişimi) ve ofis programlarını destekleyen (MS Word, Excel, vs.) arayüzleri vardır.
Bütün bunlar SAP’ nin başarısını sağlamıştır. SAP’ nin başarısını sırrı sağlam, kaliteli
ve olgunlaşmış bir ürün, kuvvetli bir Ar-Ge desteği, teknoloji esaslı değil süreç esaslı
yaklaşımı olması, danışman ve bilgi teknolojisi firmalarıyla olan iş ortaklıkları, stratejik
satış, öz sermayelerini yazılıma ve eğitime kontrollü olarak ayırmalardır. Büyük bir
şirketin fonksiyonel ihtiyaçlarını karşılayabilecek yeterliliktedir. Bu en iyi iş

7
uygulamalarını, global muhasebe normlarını, kurları, ticaret uygulamalarını ve çok dil
kullanabilme desteğini içerir. SAP ayrıca, bankalar, hastaneler ve ticaret firmaları gibi
farklı endüstri dalları için farklı özel modüller sunmaktadır. SAP yıllık bütçesini %10’
undan fazlasını Ar-Ge’ ye sadece teknoloji araştırması için değil, global olarak en iyi iş
uygulamasını bulmak için ayırmaktadır (Bayraktar ve Efe, 2007). Danışman firmalar da,
bilgi teknolojisi satıcılarıyla SAP’ ye büyük ölçüde yardımcı olmaktadır.

Tüm dünyada yerel temsilcileri ve yerel şirketleri ile faaliyet gösteren SAP, 1995
yılında Türkiye’ deki faaliyetlerini organize etmek için SAP Türkiye’yi kurmuştur.
SAP, R/3 paketini müşteri talepleri doğrultusunda sürekli geliştirmeye devam
etmektedir. Internet teknolojisindeki son gelişmelere paralel olarak ürünün yeni
sürümleri e-ticaret işlemlerine doğrudan entegre edilebilecek şekilde hazırlanmıştır
(www.sap.com.tr).
SAP, ERP sistemlerinin yanı sıra mySAP.com çatısı altında CRM (Customer
Relationship Management), SCM (Supply Chain Management) ve SRM (Supplier
Relationship Management) çözümleri sunmaktadır.

3.2. SAP’ nin Modüler Yapısı

SAP R/3 tipik bir endüstrinin her ihtiyacını karşılayan olay yaratacak fonksiyonellikte;
satış-dağıtım, malzeme yönetimi, üretim planlama, finansal muhasebe, kontrol, proje
yönetimi, proses kontrol, kalite yönetimi gibi modüllere sahip olarak piyasaya çıkmıştır.

Bu kısımda SAP’ nin içerdiği modüller genel manada betimlenecektir. Şekil 3.1, SAP’
de bulunan ana modülleri göstermektedir.

8
Şekil 3.1. SAP R/3’ de Bulunan Ana Modüller (www.sap.com.tr)

3.2.1. Malzeme Yönetimi

R/3 Sistemi, bütün tekdüze iş akışını yönetir ve kişileştirilmiş hata verilerini satın alma
dokümanlarının işlenmesi esnasında sağlar. Satın alma talebinin, planlama akışı maliyet
merkezi ihtiyaçları veya satış sebebiyle ortaya çıkması önemli değildir.

SAP R/3 daima alıcıya talebin kaynağını tanımasını sağlar. Eğer arzu edilirse satın alma
dokümanları esnek onay sürecine tabi tutulabilir. Alıcılar, geçmiş tedarikçi fiyatlarına
ve uzun dönemli kontratları içeren önemli satın alma siparişlerine sahiptirler. Fiyat
karşılaştırmasının her satın alma işleminde otomatik olarak devreye alınması
mümkündür. Ayrıca satıcı değerlendirmesi, en kaliteli ürünü ve hizmeti sunan satıcının
seçilmesine olanak sağlar. Bu özellikler satın alma maliyetini minimuma indirir.

9
Otomatik olarak güncelleştirilmiş satın alma siparişlerinin tarihi, mal ve fatura bilgisi,
günlük işlemlerin takibi kullanıcıya bilgi olarak iletilir. Malın irsaliyesi alındığı
dönemde, R/3, malzeme ve miktarını karşılaştırarak siparişleri kontrol eder. SAP e-
posta vasıtasıyla satıcıyı da bilgilendirir. (Malın tesliminden önceki değişiklikler de
dahil olmak üzere) Envanter yönetimi, verileri otomatik olarak kontrol için Kalite
Yönetimine gönderir. Her malın irsaliyesinin gelmesiyle malzeme stok miktarı
güncellenir. Eş zamanlı olarak irsaliye bilgileri, gönderme maliyetleri de dahil olmak
üzere (navlun, gümrük masrafları, vergiler) Finansal Muhasebe’ de güncellenir. R/3
ayrıca LIFO ve FIFO gibi değerleme metotlarını destekler. Faaliyete dayalı
maliyetlendirme analizlerini içeren envanter kontrol fonksiyonları da bulunmaktadır.
Belli kriterlere göre (Örneğin, sevkiyat zamanı, ürün kalitesi ve anlaşma şartlarına
bağlılık gibi.) kalite tedarik ilişkisini elde edebilirsiniz. Karar alma süreci, detaylı fiyat
analizleri, malzeme grupları, fiyat tarihi gibi başlıklarla desteklenir (Altınkeser, 1999).

R/3 Malzeme Yönetimi, yalnızca malın etkin tedarik edilmesini sağlamakla kalmaz
ayrıca güvenilir, zamanında etkin hizmetleri satın almayı kolaylaştıracak sofistike
araçları da sağlar. Dolayısıyla etkili stok dönüşümü ve düşük depo maliyetleri elde
edilir.

Depo yönetimi işlevi, karmaşık depo yapılarını yönetmeye yardımcı olur. Stok
kalemleri, blok, raf ve sabit kutu mantığıyla ihtiyaçlar dahilinde yönetilir. Erişim
mesafelerinin en kısa şekilde tutulması amaçlanır. R/3 Depo yönetimi firmaya zaman
kazandıran ve hatayı azaltan barkot teknolojisinin kullanılmasını da destekler.

Envanter Yönetimi ve Satış-Dağıtım, Depo Yönetimiyle bütünleşik çalışır. Bu


entegrasyon atılacak ve ayrılacak maddeyi basitçe düzenler. R/3 ayrıca Depo
Yönetimini, depo kontrol birimiyle birleştiren entegre iletişim ara yüzüne sahiptir.

10
Fatura onaylama bölümü, sipariş edilmiş miktarları ve tutarları herhangi bir nakit
indirim veya vergiye göre tekrar faturalandırılabilir. Satın alma siparişindeki
değişkenlik, faturadaki fiyat ve miktarların değişmesiyle ortaya çıkar.

Kabul edilebilir limitler miktar, fiyat veya gün gibi değişkenlere göre düzenlenebilir.
Eğer limit aşılırsa sistem otomatik olarak ödeme faturasını bloke edebilir. Bir fatura
gönderildiğinde otomatik olarak veriler finansal muhasebeye, aktif muhasebesine ve
maliyet muhasebesine gönderilir. Yeni lojistik fatura doğrulama işlevi, finansal
muhasebedeki fatura doğrulama işlemini ayırır ve bu işlemin R/3 çoklu sistemi boyunca
dağılmasına olanak verir. Satın alma bilgi sistemi ve satıcı değerlendirme, satıcıyla
yapılacak olan görüşme için gerekli bütün ana bilgiyi sunar. Mal irsaliyesi ve faturası
giriş yapıldığında, veriler satın alma bilgi sistemine yansıtılır. Ayrıca Satıcı
Değerlendirme fonksiyonu bütün geçerli bilgiyi ihtiyaç anında kullanıma sunar.

3.2.2. Üretim Planlama ve Kontrol

R/3 Üretim Planlama ve Kontrol Sistemi (R/3 PP), R/3 sisteminin ana parçalarından
biridir. R/3 PP, dünya çapındaki imalatçılara planlama kontrol ve üretim çözümleri
sunmaktadır. R/3 PP modülü yalnızca üretim planlamasını kapsamaz. Bunun dışında
müşteri odaklı üretim ve yönetim sistemi ve Kurumsal Kaynak Planlaması sisteminin
bütün boyutlarını da içerir.

R/3, KANBAN ve JIT tekniklerini ERP ile pürüzsüz bir şekilde entegre eder (Bayraktar
ve Efe, 2007). R/3 PP, çalışanın ihtiyaç duyduğu bilgiye kapı açar ve sorumluluğun
merkezileşmesini önler. R/3 yazılımı kullanıcılarının bilgiye çabuk bir şekilde cevap
vermesini kolaylaştırırken ürün ve hizmetlerin müşteri ihtiyaçlarına göre
düzenlenmesini yönlendirir. R/3 Satış Dağıtım sistemi, müşteri sipariş sürecini, sipariş
girişinden faturalandırmaya kadar yönlendirir. Sistem müşteri sipariş sürecini de
yönetir. Bilginin ve işlevlerin entegrasyonu doğru tedarik zincir entegrasyonu
sağlamaktadır. Satış alanıyla, ürün ailesiyle veya tanımladığınız herhangi bir alanda
tahminler yapılabilir ve tahminler bütün özel planlarla birleştirilebilir, fakat

11
planlamacılar aynı zamanda operasyonel kararlarda tahminleri kullanırken
ihtiyatlıdırlar. Temel üretim talepleri için, tahminlerden ziyade müşteri bağlantıları ve
satış siparişleri bilgilerini tercih ederler.

R/3 sisteminin fonksiyonel çeşitliliği anlamlı satış ve operasyon planlamasını destekler.


Operasyon planlamada tahminler ve uzman planlama teknikleri birleşmiştir. Tahminler,
R/3 den gelen bilgilere göre, örneğin sevkiyatlar, satışlar, tüketim, alınan ödemeler ile
belirlenebilir. Üretim grubu veya belirli üretim tahminleri, üretim kaynaklarını
geliştirmeye ve tedarikçilerle sözleşme yapılmasına yardımcı olur. Ürün aileleri, üretim
grupları, satış bölgeleri ve organizasyonel birimlere dayalı planlama hiyerarşileri inşa
edilebilir. Çoklu tahmin modelleri ve stratejiler en iyi tercihin yapılmasını sağlar.

R/3, sürekli olarak modelin geçerliliğini kontrol eder. Faaliyetlerin etkisini, örneğin
pazarlamacı promosyonlarını, sezonluk etkileri tahminlerinde birleştirebilir.

Geçmiş taleplerin ve tahminlerin değerleri önemlidir. R/3 içinde tüm entegrasyon


periyodik tahmin değişikliklerini kolaylıkla yapar. Bütün tahmin talepleri, planlama
seviyesinden en alt üretim seviyesine kadar değiştirilebilir. Planlama seviyesindeki kaba
planlama, gerçek bir kaynak tıkanıklığı kontrolü sağlar. Tahminler, gelen satış
siparişlerine bağlı olarak talep yönetimine ve ana üretim programlamasına kolaylıkla
transfer edilebilir. Ayrıca hesapta olmayan talepler de eklenebilir.

İmalat zamanlarını ve üretim tıkanıklıklarını, ana üretim programlamasını kullanarak


detaylı bir şekilde değerlendirmek mümkündür. Ana üretim programlaması, tahmini
talepleri ve müşteri sipariş taleplerini ürün başına talebe dönüştürebilir. R/3 ile bütün
programlar tek bir entegre sistem veya dağınık sistem içinde elde edilebilir. Temel bir
programın kapsamı genişletebilir. İhtiyaç duyulan sıklıkta da gözden geçirilmesi
sağlanır. Bu firmanın çapraz planlama programlarını elverişli hale getirmesini sağlar.
Malzeme ihtiyaçları planlaması, planlama seviyesinde detaylandırılır. Bütün üretim

12
parçaları, ara ürünler, satın alınmış bileşenler ve hammaddeler, malzeme artış hesapları
için ikmal programları da bu sayede genelleştirilir (Bayraktar ve Efe, 2007).

Program, üretim siparişleri ile satın alma isteklerinin son tarihlerini zaman programlama
aracılığıyla düzenler. İş merkezleri için kapasite yüklemelerini genelleştirerek
planlamacıların MRP seviyesinde kapasite yüklemesini kontrol edebilir. Basamaklar
halinde Satış Tahmin, Ana Üretim Programı ve Malzeme İhtiyaç Planlaması
uygulanabilir detaylı bilgiler sunar. R/3 PP sisteminde planlama seviyeleri kolaylıkla
entegre olur. Bir seviyeden diğerine nasıl gideceğine dair birçok seçeneğiniz oluşur. Her
seviyede ve her programla planlamacı planın geçerliliğini kontrol edebilme şansına
sahiptir.

Ana Üretim Programı ve Malzeme İhtiyaç Planlamasının etkin uygulanabilmesi için


gerçekçi detaylı planlar sağlar ve müşteri memnuniyeti ile tedarikçi entegrasyonu
açısından temel oluşturur. SAP, R/3 sistemi içinde üretim planlama kontrol modülü için
endüstrilere özel çözümler sunar.

3.2.3. Satış ve Dağıtım

Satış ve Dağıtım Modülü, satış dönemi, satış talebi, pazarlama kampanyaları,


rekabetçiler ve ürünler, maliyet tayini, araştırma bilgileri hakkında kolaylıkla
kullanılabilecek bilgiye ulaşmak için araçlar sağlar (Şener, 2001). Satış ve pazarlama
personeli bu veriyi satış faaliyetlerini düzenlemek için sisteme girer. Satış desteği
sadece satış sürecini verimli hale getirmek için değil yeni iş kaynaklarını bulmak için de
kullanılabilir.

R/3 sistemi içindeki sipariş girişi yüksek seviyede otomatiktir. Kullanıcı arayüzlerine
giriş yaptığınız verilere bağlı olarak sistem ödeme şartları ve sevkiyat planları gibi
bilgileri toplar. Daha sonradan bu bilgiyi satış siparişinde önerir. R/3 sistemi ilgili
malzemelerin işlenmesinde kolaylık sağlar. Malzemeler manuel girilebilir, müşteri bazlı
ürün teklifleri seçilebilir veya farklı konfigürasyonlarla müşteri ihtiyaçlarını
karşılayacak bir ürün detaylandırılabilir.

13
Fiyatlandırma otomatik olarak satış işleminde yapılır. Daha önceden tanımlanmış
geçerli fiyatları ve indirimleri belirlemek için üretim maliyetine göre miktar belirlenir.
Fiyatlandırma fonksiyonu çok esnektir ve en karmaşık fiyatlandırmaları
gerçekleştirilmesi mümkündür. Satış miktarlarından veya promosyonlardan sağlanan
veriyle fiyat bilgisine ulaşılabilir.

Müşterinin kredi limitini doğrulamak için dinamik kredi limit kontrolünü sağlar. Sistem
ayrıca müşteri siparişleri kontrol edilmediği zaman otomatikman kredi veya satış
personelini uyarır.

Kontrolün kapsamı geniştir. Malzeme yönetimi ve üretim planlama uygulamalarıyla


bağlantılı olarak çalışırken müşteri siparişini karşılayabilmek için talep edilen sevkiyat
gününde ihtiyaç duyulan miktar doğrulanabilir. Talep edilen sevkiyat gününde siparişi
karşılamak mümkün değilse gereken miktarın ne zaman üretileceği görülebilir ve
müşteriye bir tarih verilebilir.

Satış ve dağıtım, genel sözleşmelerden daha spesifik ve dar kapsamlılara kadar geniş
tabanlı sözleşmeleri destekler (Altınkeser, 1999). Bu sayede teslim miktarı, günleri ve
fiyatları gruplandırılabilir. Anlaşmaların programlanması ve daha karmaşık ihtiyaçlar
sistem tarafından desteklenir. Satılan ürünler, müşteri hizmet işlevlerini içeren (garanti
yönetimi, hizmet ve bakımlar) Hizmet Yönetimi bölümüyle takip edilebilir.

Sevkiyat yönetimi ise paketleme, yükleme ve son teslim tarihlerinin yönetilmesini


sağlayan işlevleri sunar. Sistem müşteri siparişlerinin listesini vermekle kalmayıp
siparişin tamamının mı yoksa parçalı mı sevk edileceği gibi bir takım seçenekleri
belirler. Aynı zamanda depo yönetimi sistemiyle tam entegre çalışarak uygun
miktarların alınması için inisiyatif kullanmanızı sağlar.
Taşıma modülü taşıma planlama ve süreç için gerekli işlevleri sunar. Nereye
gönderirseniz gönderin, R/3 sistemi içindeki taşıma zinciri münferit yükleme için
(herhangi varış noktası ve teslimat dahil olmak üzere) kullanılabilir. Ayrıca yükleme

14
şartları ve acenteleri de seçilebilir. Satış ve dağıtım dış ticaret süreci için destek sağlar.
Örneğin, otomatik ihracat kontrol sistemi ne tür ürünler ihraç edeceğinizi, hangi ülkeyle
bağlantıda olduğunuzu ve müşteri takibini kolaylıkla yönlendirir. Sistem bütün gerekli
gümrük formlarını otomatik olarak yönetir. Malların yüklendiğine dair gümrük
yetkililerine yapılacak açıklama için R/3 sistemi deklarasyon için ihtiyaç duyulacak her
türlü veriyi toplar ve gerekli formları oluşturur. Tercih anlaşma süreci diğer bir
basamaktır. Gümrük tercihlerine uygun olarak mal yüklemesi yapılması malzemelerin
gümrüğe göre sınıflandırılması gibi süreçlerin yönetilmesini sağlar.
Sipariş ve teslimatların temelinde, sistem otomatik olarak bütün sürecin
hesaplandırılmasını sağlar. Daha sonra sistem her parça için fatura oluşturur. Müşteriye
hesap doküman postayla veya faksla gönderilebilir. Aynı zamanda gelirler, finansal
muhasebe ve kontrol bölümlerinde bu detaylar görülebilir ve müşteriye satın alma
hacmine dayalı olarak indirim de uygulanabilir. SAP, Satış Bilgi sistemlerindeki karar
alıcı yapılara en uygun desteği sağlar. Sistem içindeki bir Satış dağıtım dokümanına veri
girildiğinde gerekli bilgi Satış Bilgi sisteminde güncelleştirilir. Bu bilginin
kullanılabilirliğini arttırır. Enformasyonun nasıl gösterileceği ise müşteri, malzeme ve
bölgeye bağlı olarak firmanın tercihine bağlıdır. Firma, satış bilgi sistemini kullanarak
Pazar eğilimlerini ve değişikliklerini gözlemleyebilir.

3.2.4. Proje Sistemleri

Proje sistemi farklı alanlarda kullanılabilir. Örneğin (Bayraktar ve Efe, 2007):

a) Yatırım Yönetimi
b) Pazarlama
c) Yazılım ve Danışma Hizmetleri
d) Araştırma ve Geliştirme
e) Tesis Mühendisliği
f) Kompleks sipariş üretimleri

15
Proje sistemindeki merkezi yapılar, iş arıza yapıları, ağlar ve onların faaliyetlerinden
oluşmaktadır. Bu yapıları satış siparişleriyle bağlantılı olarak satış ve dağıtım ile üretim
tedarik sistemi içindeki kompleks proje modelleriyle kullanmak mümkündür. Proje
sisteminin grafik arayüzü ile kolay ve hızlı yapılar üretmek söz konusudur.

Maliyet iş takvimi programlama, proje detaylandıkça daha çok karmaşıklaşmış hale


gelir. R/3 sistemindeki diğer modüllerle entegrasyon satın alma, envanter yönetimi ve
malzeme yönetim planlamasıyla işbirliği içinde kaynakların planlanmasını sağlar.

Proje sistemi, bir projenin yürütülebilmesi için gerekli olan kapasiteyi, malzemeyi
kontrol eder ve görüntüler. Proje harcamalarını bütçeyi onaylayarak, reddederek ve
sınırlandırarak kontrol etmek mümkündür.

SAP iş akışı modülü, geniş projelerde gerekli iletişimin geliştirilmesi için uygun bir
yapıdır. Örneğin iş akışını ihtiyaç duyulan miktarın satın alma departmanına

bildirilmesiyle ilgili olarak da kullanmak mümkündür.

3.2.5. Kalite Yönetimi

R/3 Sisteminin kalite yönetim uygulaması ürünlerin kalitesini geliştirir ve müşteri


memnuniyetini arttırır. Kalite Yönetim standartlarına uygunluk, yüksek kaliteli ürün
üretimi için önemli bir faktördür. Ürün kalitesi uzun dönemli müşteri satıcı ilişkilerini
destekler, harcamaları kısıtlar ve rekabeti arttırır. Örneğin ISO 9000 uluslararası kalite
standartları, bir işletmede kaliteli yönetim sisteminin diğer süreçlerle entegre olması
gerektiğini belirtir (Bayraktar ve Efe, 2007).

Kalite yönetimiyle lojistik zincir içindeki bütün süreçlerde yüksek seviyede bir kalite
elde etmek mümkün olur. Kalite Yönetimi diğer R/3 Sistem modülleriyle entegre
haldedir ve birçok avantaj sağlar.

16
Satın alma departmanına gelen taleplerle birlikte ilgili ürünlerin en son kalite raporları
da gelir. Üretim kalitesinin kritik olduğu durumlarda, kalite modülü bir satıcıyı devre
dışı bırakabilir.

Kalite Yönetiminde tanımlanan kontrol verileri hangi malzemelerin kontrol edileceğini


ve kontrol listesinde bulunacağını belirler. Bu durum daha önce tanımlanmış kalite
ihtiyaçlarına uyan ürünlerin bir sonraki süreçte serbest bırakılmasını sağlar. Kalite
planlama faaliyetleri merkezi olarak organize edildiğinde, kalite karakterleri ve yoklama
metotları için kalite ihtiyaçlarının belgelenmesi gerekir. Ana verinin entegre kullanımı,
muayene planlama faaliyetlerinin etkili ve sabit olmasını sağlar.

R/3 Sisteminde bir muayene sonuçlarıyla belgelenir. Muayene sonuçlarını kaydetmek


için birden çok seçenek vardır. Sonuçlar doğrudan R/3 Sistemine kaydedilebilir,
sonuçlar bağlantı testiyle ve ölçü ekipmanlarıyla R/3 sistemine transfer edilebilir veya
yoklama tarifleri alt sisteme standart arayüzle gönderilebilir ve yoklama sonuçları aynı
arayüz kullanarak geri çağrılabilir. Malzemeler, yığınlar halinde belli kalite
karakteristiği temelinde elde edilebilir. Toplam kalitede teslimatta yığın araştırma
dahilinde tanımlanan yığın karakteristiği kullanılabilir.

İstatistiksel süreç kontrol işlevleri, izleme, kontrol ve süreç geliştirme başlıklarını


kapsamaktadır. R/3 sistemi bu amaçla kalite kontrol tablolarının kullanılmasını
destekler Kalite bildirileri, ürünler ve hizmetler için gerekli kaliteyle ilişki sağlar. Kalite
bildirileri R/3 sisteminde satıcılara karşı şikâyetlerde, dahili problem raporlarında,
müşteri şikâyetlerinde kullanılabilir.

Onaylatma işleri sorumlu insanlar tahsis edilerek ve süreç faaliyetlerini SAP iş akışıyla
ilişkilendirerek sorunların hızlı bir şekilde çözülmesi sağlanır. R/3 sisteminin kontrol
uygulamalarının entegrasyonuyla kolaylıkla bütün maliyetler kalite bildirim sürecinde
tanımlanabilir. Son olarak internet üzerinde kalite bildirimi yaratarak müşterilerin
doğrudan problem yönetim süreciyle ilişkiye girmeleri sağlanabilir.

17
Müşterilere malların teslimatıyla bağlantılı yükleme dokümanlarına ek olarak ürün
kalitesini onaylayan kalite sertifikası verilebilir. Kalite sertifikası basma dışında
fakslanabilir veya internet üzerinden gönderilebilir. Toplam kalite bölümünün
fonksiyonları, bilgisayar destekli yönetim sistemine uydurulabilir.

Merkezi lojistik bilgi sisteminin bir parçası olarak Toplam Kalite bilgi sistemi farklı
yönetim seviyelerinde kullanılarak planlanabilir, gözlemlenebilir, değerlendirilebilir ve
kontrol edilebilir.

3.2.6. Finansman

Modern ve etkili bir muhasebe sisteminde bulunması gereken en önemli özelliklerden


biri bu sistemin hem şirket içi hem de şirket dışı tüm ihtiyaçlara cevap verebilmesidir.
SAP R/3 sistemi sanayileşmiş 40 ülkenin muhasebe sistemlerine ve mali mevzuatına
tam bir uyum sağlamış ve bu ülkelerde başarı ile uygulanmaktadır.

3.2.6.1. Finansman Muhasebesi

Finansal bilginin kurum dahilinde kontrolü ve entegrasyonu stratejik karar süreci için
önemlidir. R/3 finansman muhasebesi çok uluslu firmaların, dillerin, kurların, finansal
tabloların uluslar arası çerçevesi içinde finansal verileri merkezi takip yeteneğine
sahiptir. Örneğin, hammaddeler envanterden imalat aşamasına gönderdiği zaman
sistem, miktar değerlerini envanterde sınırlandırır ve aynı anda bütçedeki envanter
hesaplamaları için dolar değerini azaltır.

Finansman muhasebe bölümü uluslararası muhasebe standartları (GAAD ve IAS) ile


uyumludur (Şener, 2001). Ayrıca birçok ülkenin yerel kanuni uygulamalarını yerine
getirir ve Avrupa Birliğindeki kur birliğinden kaynaklanan kanuni ve muhasebe
farklılıklarını tam olarak yansıtır.

3.2.6.2. Genel Muhasebe

18
R/3 Genel Muhasebesi finansman muhasebesinde ve stratejik karar alma sürecinde
önemlidir. R/3 Lojistik ve diğer muhasebe sistemleri ile aktif entegrasyon ile finans veri
havuzu oluşturarak raporlamaya yardımcı olur. Genel Muhasebe, muhasebe sisteminin
istediği ve gerekli olan bütün işlevleri destekler. Bunlara firma veya firmalar grubu
bazında hesapların grafikleştirilmesi, alt muhasebe sistemlerindeki değişiklikleri aynı
anda güncelleme gibi işlemler dahildir.

Genel muhasebenin gelişmiş şekli olarak Özel Amaç sistemi diğer bölümlerde tanımlı
kullanıcılara detay seviyesinde özel bilgi sağlar. Girilmiş veriminin kombinasyonlarını
yaratarak veri özetlerini planlama, dağıtım, raporlamada kullanacak şekilde
genelleştirilebilir.

R/3 Özel Amaç defteri ayrıca Genel Muhasebe ve Maliyet Muhasebesinde birçok
fonksiyonun avantajını kullanmaya yardımcı olur. Örneğin kendi veri tabanı
tablolarınızı oluşturarak ve standart olmayan alanları tanımlayarak özelleştirilmiş
muhasebe ve raporlama ihtiyaçlarınıza uygun hale getirebilir.

3.2.6.3. Alacak ve Borç Hesabı

R/3 Alacak ve Borç Hesabı, alt muhasebe fonksiyonlarında global iş ortakları


ilişkileriyle ilgili finansal değerlendirmeler sunar (Şener, 2001). Bu alt muhasebeler
genel muhasebe, satış, dağıtım ve malzeme yönetimi gibi finansal verilerin oluştuğu
birimlerle bütünleşik haldedir. Alacak ve borç işlemleri ile ilişkili prosesler diğer R/3
bölümlerinde yer aldığı otomatik olarak düzenlenir.

Bu modül, veri girişinden ödeme ve banka işlemlerine kadar bütün prosedürler için
standart iş kurallarını kullanır. Alacak ve Borç fonksiyonları internet entegrasyonu,
doküman yönetimi Elektronik Veri Değişimi (EDI) desteğini, nakit yönetim
entegrasyonunu esnek raporlama ve satıcı bilgi sistemlerini kullanır.

3.2.6.4. Konsolidasyon

19
Konsolide mali ifadeler, münferit firma seviyesinde operasyonel verilerle etkili bir
şekilde entegre olmaya ihtiyaç duyarlar. R/3 Konsolidasyon Finansman Muhasebe
sistemiyle bağlantılıdır ve münferit ifadelerden konsolide rapora doğrudan veri
transferine izin veriler. Konsolide ifadelere ek olarak, Konsolidasyon ayrıcı kendi
Konsolidasyon verilerinizin farklı görünüşlerini oluşturmanıza olanak tanır. Bu
görünüşlerle yasal varlıklar ve işin kısımlarıyla ilgili raporlar üretilebilir.

3.2.6.5. Sabit Varlık Yönetimi

R/3 Sabit Varlıklar Muhasebesi kurumun sabit varlıklarını yönetir. R/3’ ün genel
finansal yapısı içinde muhasebeye sabit varlıklarla ilgili işlemlerin detaylı dökümünü
sağlayan bir sistem olarak çalışır. Yerel kanunlara uygun amortisman yöntemleri, sabit
varlıkların başlangıçtan elden çıkartılana kadar izlenmesi, amortisman simülasyonları ve
faiz hesaplamaları, Proje Yönetimiyle entegrasyon gibi önemli özellikler içerir. Sabit
Varlıklar modülü makine, ekipman, kiralanmış teçhizatlar, inşa halinde sabit varlıklar
için Tesis Bakım Onarıma rapor verir.

3.2.7. Kontrol

İşletme içi maliyet hesaplama işlemlerini gerçekleştirir. Ortak maliyetlerin kontrolü,


üretim maliyetlerinin kontrolü ve karlılık analizi için alt programları içerir.

FI modülünün işbirliğiyle bu modül stratejik işletme karaları için hayati bilgiler sağlar.
Üretim ve işletme yapısındaki maliyetlerin bozuklukları bu modülle tespit edilebilir.

3.2.7.1. Faaliyet Bazlı Maliyetlendirme

Geleneksel maliyet muhasebesine ek olarak Faaliyet Bazlı Maliyetlendirme çok


fonksiyonlu süreçleri ve maliyet sebeplerini tanımlamaya yardımcı olur. Süreç faaliyeti
miktarları otomatik olarak entegre R/3 sistemini içindeki operasyonel maliyet unsuru
verilerinden tanımlanır. Süreç maliyetleri ürünlere, tüketilen süreç miktarları ve süreç
fiyatları ile çarpılarak eklenir. Süreç maliyeti ayrıca kârlı bölümlere dağıtılabilir.
Faaliyet temel maliyetlendirme dolayısıyla stratejik karar alma sürecini doğru ürünlerle,
doğru pazarlarda, doğru müşterilere odaklanmasını sağlayacak şekilde destekler.

20
3.2.7.2. Maliyet Merkezli Muhasebe

Maliyet Merkezli Muhasebe organizasyon içinde genel giderleri inceler. Maliyetler,


kaynaklandığı yerlerdeki organizasyonun alt birimlerine tahsis edilir. R/3 sistemi
belirlenen tutar ve miktarların dağıtılması için maliyet merkezleri hiyerarşisi olarak
geniş bir çeşitlilikte metotlar sunar. Faaliyet muhasebesi faaliyet kaynaklarına dayalı
olarak maliyetin ürünlere dağılımına izin verir (Bayraktar ve Efe, 2007).

3.2.7.3. Genel Giderler

Genel giderler münferit dahili ölçülere dayalı olarak maliyetleri toplar ve inceler. R/3
sistemi her ölçüye tahsis edilen bütçeyi otomatikman kontrol eder ve gözlemler. Genel
giderlerle ilgili tüm giderler bir hesaba atılır. Bu hesap daha sonradan detaylı
incelemeye alınabilir.

3.2.7.4. Ürün Maliyetlendirme

SAP R/3 sisteminin bir parçası olan Ürün Maliyet Kontrolü bütün bölgelerde üretilen
ürünlerin maliyetlerini belirleyen gerçek zamanlı maliyet yönetim fonksiyonlarını sunar.
Bu bölümden sağlanan bilgi karar alma sürecinde ihtiyaç duyulan bilgiyi destekler.
Ayrıca bütçe değerlendirme amacıyla alternatif maliyetlendirme verilerini de destekler.

3.2.7.5. Ürün Maliyet Planlama

Ürün Maliyet Planlama şunları yapar (Altınkeser,1999):

a) İmal edilmiş malzemenin değerlendirilmesi için fiyatlandırma


b) İmal edilmiş malların maliyetini veya karlılık analizi için satılacak ürünlerin
maliyetini belirleme
c) Maliyet Unsuru Kontrolü için bir standart oluşturma
d) Ürün maliyetlerini sınıflandırma

3.2.7.6. Maliyet Unsuru Kontrolü

Maliyet unsuru kontrolü şu sorulara yanıt verir:

21
a) Şu dönemde kendi bölgemizde ne gibi maliyetlere maruz kaldık?
b) Üretilen miktarlara dayalı olarak ne tür maliyetler bekliyoruz?
c) Bazı ürün grupları diğerlerinden daha mı önemli?
d) Bu değişikliğe sebep olan nedir?

Maliyet araştırma raporları detaylı maliyet bilgisine, hızlı ve kolayca ulaşmanıza


yardımcı olur. Örneğin, bölge çapında maliyetlerin gösterildiği bir görüntüde ürün
gruplarının ve münferit siparişlerin girişi yapılabilir.

3.2.8. İnsan Kaynakları

Bu sistem tüm personel yönetim görevlerini kapsayan, süreçlerin basitleşmesine ve


hızlanmasına yardımcı olan entegre uygulamaları kullanarak kurumun insan
kaynaklarını planlamak ve yönetmek için çözümler sunar.

Kariyer planlaması insan kaynaklarının en önemli özelliklerinden birisidir. Son yıllarda


özellikle kurumlaşma sürecini tamamlamış olan büyük grup şirketlerinde kariyer
planlaması önemli ölçüde kullanılır olmuştur. İşe alınan bir kişinin önüne bir kariyer
planı konulmaktadır. Böylece çalışan kendisini nasıl bir süreç beklediğini önceden
kişisel motivasyonunu sağlamaktadır.
İnsan Kaynakları Modülünün kısımları şunlardır:

a) Personel Yönetimi
a) İnsan Kaynakları ana verileri
b) Personel İdaresi
c) Bilgi Sistemleri
d) İşe yerleştirme
e) Dış kaynak kullanımı
f) Seyahat yönetimi
g) Yan ödemeler yönetimi
h) Tazminat yönetimi
b) Organizasyon Yönetimi
a) Organizasyon yapısı
b) Kariyer ve başarı planlaması
c) Zaman Planlaması
d) Bordro Hesaplamaları

22
BÖLÜM IV: MALİYET MUHASEBESİ

4.1. Maliyet Muhasebesinde Kullanılan Temel Kavramlar

İşletmeler insan ihtiyaç ve isteklerini karşılamak amacıyla faaliyet gösteren ekonomik


birimlerdir. İşletmede oluşan finansal olaylar ise muhasebenin konusunu teşkil eder.
İşletmenin en önemli amaçlarından biri karlılık olduğundan ve tam rekabet piyasasında
karlılık için maliyetlerin kontrolünün sağlanması gerektiğinden muhasebenin içinde
maliyet muhasebesi denilen kayıt ve kontrol sistemi oluşturularak işletmenin tüm
harcama, gider, maliyet ilişkileri tespit edilmeye çalışılmıştır.
Maliyet muhasebesi konularını anlayabilmek için öncelikle maliyet muhasebesinde
kullanılan temel kavramlar (gider, harcama, maliyet, varlık vs.) ve bu kavramlar
arasındaki ilişkiler üzerinde durulmalıdır.

4.1.1. Gider Kavramı

“Gider, işletmenin faaliyetini ve varlığını sürdürebilmesi ve bir ekonomik yarar (gelir elde
etmesi) sağlaması için belli bir dönemde kullandığı ve tükettiği girdilerin faydası tükenmiş
maliyetlerinin hasılattan düşülen kısmıdır.” (Akdoğan ve Aydın, 1987) biçiminde
tanımlanabilir.

Ancak muhasebe standartlarında giderin tanımına bakıldığında;


“Gider raporlama döneminde yani bir muhasebe dönemi içerisinde gerçekleşen öz kayak
yatırımcılarının yapılan dağıtımlarla ilişkili olanlar hariç olmak üzere işletmeden çıkan varlıklar
veya işletmeye ait varlıkların değerlerinde meydana gelen azalışlar ya da borçlarda oluşan
artışlar nedeniyle işletme öz kaynaklarının azalmasına neden olan ekonomik değerlerde
meydana gelen azalışlardır.“ şeklinde tanımlanmıştır (Akdoğan ve Aydın, 1987).

23
Muhasebe standartlarında bu tanım yapıldığına göre gidere baktığımızda azalışların
gider olarak nitelendirilebilmesi için iki önemli unsur karşımıza çıkmaktadır.

İlk unsur azalışın işletme faaliyetlerini yerine getirilmesi için yapılmış olmasıdır.
İşletme faaliyetlerinin yerine getirilmesi için zorunluluk arz etmeyen azalışlar gider
olarak ifade edilmezler. Bu yapılan azalışların tümünü kapsayabileceği gibi normal
ölçüleri aşan kısmıyla da ilgili olabilir. Örneğin üretim faaliyetlerinin
gerçekleştirilebilmesi için yapılan hammadde azalışları bir giderdir. Ancak depodaki
hammaddenin çeşitli sebeplerle değersiz hale gelmesi bir azalış, ya da mevcut bir
faydanın yok olması anlamına gelse de gider değildir. Aynı şekilde verimsiz bir
çalışmanın sonucu olarak normal ölçülerin üzerinde yapılan hammadde azalışları da
gider olarak kabul edilmez. Yani herhangi bir azalışın gider olarak kabul edilmesi için
bir faydaya hizmet etmesi gerekmektedir.

İkinci unsur ise giderin belli bir dönem ait olması gerekliliğidir. Azalışın gider olarak
dönemlerle ilişkilendirilmesi gerekir. Döneme ait olmaya azalışlar gider olarak
nitelendirilmez. Örneğin; gelecek dönemlere ait peşin ödenmiş bir kira, ödemenin
yapıldığı dönem için bir gider değildir. Kira için yapılan peşin ödeme gelecekte yapılan
işletme faaliyetleri için bugünden bir fayda stoku yaratmaktır.

Sonuç olarak gider kavramının bir kayıp veya zarar olmadığı belirtilmelidir. Aksine,
gelir elde etmek amacıyla yapılan tüketim veya kullanımlardır. Gelirden söz edebilmek
için gerekli giderler, yani gerekli kullanım ve tüketimler yapılmalıdır.

4.1.2. Harcama Kavramı

Genellikle işletmelerde nakit olarak yapılan ödeme ve borçlanmaları anlatmak için


kullanılan harcama kavramı şöyle tanımlanabilir: “Harcama; bir mal, fayda ve hizmet
sağlanması veya herhangi bir edim karşılığı olmaksızın ortaya çıkan bir yükümlülük nedeniyle
yapılan ödeme ve borçlanmalardır.” (Akdoğan, 2009). Tanımdan hareketle harcamanın
işletme tarafından ödenen ödemelerin para cinsinden değeri olduğu anlaşılmaktadır. Bu
ödeme nakit olabileceği gibi transfer edilen varlığın, katlanılan borcun veya yararlanılan
hizmetlerin para cinsinden değeri de olabilir.

24
Harcama kavramından bahsederken ödeme kavramına da değinilmelidir, çünkü harcama
kavramı ödeme kavramını da içine alan geniş kapsamlı bir kavramdır. Ödeme, nakit ya
da nakit yerine kullanılan araçların veya diğer varlıkların satın alınan mal, hizmet ya da
varlıkların karşılığı olarak veya bir borç ödemesi ya da zararın tazmini için işletmeden
çıkmasıdır. Ödemenin gerçekleşmiş olması veya bir ödeme vaadi de harcama için
yeterlidir. Bir örnekle açıklamak gerekirse kek imalatı yapan bir işletmeyi ele alabiliriz.
İmalatta kullanılan un, şeker, yağ, yumurta ve kabartma tozu gibi malzemeler kekin
üretim gideri olarak maliyetini oluşturmaktadır. Harcama tutarı ise kullanılan bu
malzemelerin fiyatlarıdır. Malzemelerin ediminden meydana gelen bu harcama tutarı
peşin ödenmiş veya ödeme vaadi ile borçlanılmış olabilir.

Harcama, bir şey üretmek amacıyla ortaya çıkmış olabilir. Bu harcamalar bir varlığın
edinilmesi için yapılmakta ve doğrudan işletmenin bilanço yapısını etkilemektedir.
Makine, bina alımlarında yapılan ödemeler ve borçlanmalar buna örnek olarak
gösterilebilir. Fakat harcamalar bir şey üretmek amacıyla ortaya çıkabileceği gibi
üretimle ilgisiz olağanüstü bir olaydan dolayı da ortaya çıkabilir. Bu harcamalar
hasılatın elde edilmesi için yapılan ödemeler ve borçlanmalardır. Örneğin; satışları
arttırmak için yapılan satış çabalarına ödenen tutarlar gibi.

Harcama ile gider kavramı birbirinden farklı kavramlardır. Bir borcun ödenmesi, bir
varlığın alınması veya bir hizmetten yararlanılması için yapılan ödemeler ve
borçlanmalar harcama kavramı ile anlatılmaktadır. Harcamanın gider olarak
nitelendirilebilmesi için, harcama karşılığında elde edilen yararın, aynı dönemde
tüketilmesi gerekir. Harcama karşılığında elde edilen mamul ve hizmetlerin faydasının
aynı dönemde tüketilmesi ile söz konusu harcamalar gider haline dönüşmektedir. Her
harcama gider olmadığı gibi, her giderin harcamayla ilgisi olması da gerekmez. Bir
harcamayı gerektirmeyen tamamlayıcı giderleri buna örnek gösterebiliriz. Örneğin,
amortisman giderleri, karşılık giderleri gibi giderler, doğdukları anda bir harcamayı
gerektirmeyen, hesap anlamında ortaya çıkan giderlerdir.

25
Tüm bunların dışında harcama ile gider arasındaki ilişkiyi zaman faktörü de
etkilemektedir. Harcama giderden önce yapılmış veya gider harcamadan önce yapılmış
ya da her ikisi aynı anda yapılmış olabilir. Bazı durumlarda harcama yapılmıştır. Ancak,
bu harcama henüz gider haline dönüşmemiştir. Örneğin; peşin olarak satın alınan ilk
maddeler, peşin ödenmiş giderler gibi. Burada önce harcama yapılmıştır. Ancak, bu
harcamanın gidere dönüşmesi daha sonraki zaman süresi içerisinde mümkün olacaktır.

Harcamaların gider sayılacağı durumlar aşağıda özetlenmiştir (Akdoğan, 2009):

a) Harcamanın işletme faaliyetlerinin devamı için yapılmış olması; İşletme sahibinin


kendi kişisel gereksinmeleri için yapmış olduğu harcamalar gider sayılmamaktadır.
Harcamanın işletmeye ait faaliyetlerin sürdürülmesi için yapılması gerekir.

b) Harcamanın işletmenin öz kaynağını azaltmış olması; Harcamanın gider


sayılabilmesi için, harcamanın işletmenin öz kaynağını, yani net varlığını azaltmış
olması gerekir. Örneğin, pazarlama fonksiyonunun yerine getirilmesinde satış
elemanlarına ödenen maaş ve primler, işletmeden varlık çıkışına neden olmakta,
dolayısıyla öz sermayeyi azaltmaktadır. Bu nedenle gider sayılmaktadır. Diğer
taraftan peşin olarak bir duran varlık satın alınması durumunda yapılan harcama,
gider değildir. Çünkü bir varlık çıkışına karşın, diğer bir varlık girişi olmuştur. Bu
nedenle öz kaynak azalmamıştır.

c) Harcamanın işletmenin öz kaynağını korumak için yapılmış olması; Harcamanın,


işletmenin öz kaynağında ortaya çıkması olasılığı bulunan azalmaları önlemek için
yapılmış olması gerekir. Risklerin önlenmesi ve bunların giderilmesi için ödenen
sigorta primleri, buna örnek olarak gösterilebilir.

4.1.3. Maliyet Kavramı

26
Maliyet, bir amaca ulaşmak uğruna, parasal olarak ölçülebilen fedakârlıklar toplamıdır.
Finansal muhasebe, ticaret işletmelerinde, işletmenin ana faaliyet konusunu oluşturan
malın alım ve satımı ile ilgili mali olayları kayda almaktadır. Ticaret işletmelerinde
malın alış fiyatı ve malın işletme stoklarına girişine kadar oluşan elde etme bedelleri,
mal maliyetine dahil olmaktadır. Maliyet muhasebesi için ise maliyet, üretilen mamul
ve hizmetler için gerçekleştirilen varlık ve hizmet tüketimlerinin (üretim maliyetlerinin)
parasal değeridir. Anlaşılacağı üzere üretim işletmeleri için maliyet, fayda oluşturmak
amacıyla üretim girdilerinin (varlıkların) tüketilmesi süreci olup, maliyetin
hesaplanması, analizi, kontrolü ve yönetimi bu işletmeler için son derece önemlidir.

Gider ve maliyet kavramları arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Maliyet, bir üretim
işletmesinin üretimle ilgili olarak kullandığı ve tükettiği mal ve hizmetlerin parasal
tutarı olarak tanımlanabilir. Bu bağlamda giderin üretimle alakalı kısmı maliyet olarak
ifade edilebilir.

Varlık maliyetinin hesaplanmasında dikkate alınan maliyet unsurları aşağıdaki gibi


sıralanabilir (Akdoğan, 2001):

a) Satın alma maliyeti; Varlığın satın alma fiyatı, gümrük vergileri, taşıma, yükleme
boşaltma maliyetleri ile varlıkların edinilmesiyle doğrudan ilişkisi kurulabilen diğer
maliyetler. Ticari iskontolar ve benzeri diğer indirimler satın alma maliyetinin
belirlenmesinde indirim konusu yapılır.
b) Dönüştürme maliyetleri; Stokların mamule dönüştürülmesi için yapılan direkt işçilik
giderleri ve üretimle ilgili diğer giderler-genel üretim giderleri.
c) Diğer maliyetler; Stokların mevcut konum ve duruma getirilmesi için yapılan diğer
giderler.

Mevcut giderlerin tümü maliyet kapsamına alınmaz ve bazıları sonuç hesaplarına


hasılatla karşılaştırılmak üzere direkt gider olarak kaydedilir. Bu giderler üretimle ilgisi
olmayan genel yönetim giderleri, satış giderleri, mamul stokların depolama giderleri,
normalin üzerinde gerçekleşen fire ve kayıplar, normal kapasitenin altında yapılan

27
üretim faaliyetlerinde boş kapasiteye düşen sabit genel üretim giderleri ve finansman
giderleridir. Ayni şekilde maddi duran varlıkların maliyet unsurları muhasebe
standartlarında şöyle sıralanmıştır (Akdoğan, 2001):

İndirimler ve ticari iskontolar düşüldükten sonra, ithalat vergileri ve iade edilmeyen alış
vergileri dahil, satın alma fiyatı; varlığın yerleştirileceği yere ve yönetim tarafından
amaçlanan koşullarda çalışabilmesini sağlayacak duruma getirilmesine ilişkin her türlü
maliyet maddi duran varlığın sökülmesi ve taşınması ile yerleştirildiği alanın
restorasyonuna ilişkin tahmini maliyeti, işletmenin ilgili kalemin elde edilmesi ya da
stok üretimi dışında bir amaçla belirli bir süre kullanımı sonucunda katlandığı
yükümlülük.

Maddi duran varlık kaleminin maliyetine girmeyen ve doğrudan sonuç hesaplarına gider
olarak kaydedilecek maliyet unsuru örnekleri standartta şöyle sıralanmıştır (Akdoğan,
2001): Yeni bir tesis açılmasının maliyetleri, yeni bir mamul veya hizmetin
tanıtılmasına ilişkin maliyetler (reklam ve tanıtım harcamaları dahil), yeni bir yerde
veya yeni bir müşteri kitlesiyle iş yapmak amacıyla katlanılan maliyetler (personel
eğitim masrafları dahil), yönetim giderleri ve diğer genel giderler ile özel amaçlı varlık
niteliği taşımadığı sürece varlık ediniminden kaynaklanan finansman giderleri.

4.1.3.1. Maliyetlerin Gidere Dönüşmesi

Maliyet ile gider kavramı birbiriyle ilişkili iki kavramdır. Yapılan harcamaların bir
kısmı varlık maliyetini oluşturup doğrudan bilançoda raporlanırken, bir kısım
harcamalar gider olarak doğrudan sonuç hesaplarında izlenmekte ve gelir tablosunda
raporlanmaktadır. Diğer taraftan varlık olarak muhasebeleştirdiğimiz kalemler
kullanıldıkça ve faydaları tükendikçe, yararı tükenen maliyet olarak gidere dönüşmekte
ve sonuç hesaplarına aktarılmaktadır.

Maliyetin gider olarak kabul edilmesi için yararının belirli bir dönemde tükenmiş olması
gerekir. Yani maliyetlerin yararının ne zaman tükendiğinin belirlenmesi konusu da

28
önem taşımaktadır. Maliyetlere ait faydaların tükenmesi şartları da aşağıda listelenmiştir
(Akdoğan ve Aydın, 1987):

a) Faydası tükenen maliyet, mamul ve hizmetlerin alıcılara teslim edildiği dönem


hasılatıyla doğrudan doğruya ilgili bulunmalıdır. Örneğin, stoklar satılıp müşterilere
devredildiklerinde söz konusu stok maliyetlerinin yararı tükenmiş olacağından bir
gider unsuru olarak, o dönemin satış hasılatı ile eşleştirilmesi gerekecektir. Ancak,
imalatla ilgili ilk madde, işçilik ve genel üretim giderlerinin toplamının doğrudan
dönem hasılatı ile ilişkilendirilmesi mümkün değildir. Burada maliyetler bir şekilden
diğer bir şekle dönüşmüştür. Ama henüz yararı tükenmemiştir. Söz konusu
maliyetlerin yararının tükenmesi için, üretilen mamullerin satılması ve dönemin
hasılatını oluşturması gerekmektedir.
b) Faydası tükenen maliyetler finansal raporlama dönemiyle ilgili bulunmalıdır.
Pazarlama satış ve dağıtım giderleri, araştırma geliştirme giderleri ve genel yönetim
giderleri gibi giderler; hasılatı meydana getiren satışlardan çok, muhasebe dönemi
ile ilgisi bulunan giderlerdir
c) Bir maliyet harcamasının gider olarak kabul edilebilmesi için, söz konusu maliyetin
yararının o dönemde tüketilmiş olması gerekmektedir. Bazı durumlarda maliyeti
oluşturan bir harcama, birden fazla muhasebe dönemini ilgilendirebilir. Bu durumda
söz konusu harcamanın mamul veya hizmetin satıldığı veya kullanıldığı mali
dönemlere dağıtılması gerekir. Örneğin, birden fazla dönemi ilgilendiren peşin
ödenmiş giderlerin; önce varlık hesaplarına alınması ve daha sonra zamanın geçmesi
ile yavaş yavaş faydaları tükendikçe dönem sonuçlarına aktarılması veya önce gider
hesaplarına yazılmış ise, faydası tükenmeyen kısmın dönem sonunda, gider
hesabından, peşin ödenmiş giderler hesabına aktarılarak gerekli düzeltmenin
yapılması gerekir. Yine birden çok dönemde yararlanılacak olan varlıkların
maliyetleri, önce varlık hesaplarına alınmalı, daha sonra zaman geçtikçe ve
kullanıldıkça faydaları tükenen söz konusu maliyetlerin, amortisman ise, tükenme
payları şeklinde dönem sonuçlarına aktarılması gerekir.
d) Dönem hasılatının elde edilmesiyle ilgili bulunmasa dahi varlık maliyetlerine ait
faydalar, ölçülebilir bir biçimde tükenmiş olmalıdır. Dönem hasılatının elde
edilmesinde kullanılmamış olsalar dahi, eğer varlıkların yararı olağanüstü nedenlerle
tükenmişse ve bunlar ölçülebiliyor ise, söz konusu yararı tükenen maliyetlerin geniş
anlamda gider veya dar anlamda kayıp olarak dönem hasılatı ile ilişkilendirilmesi ve
varlık hesaplarından düşülmesi gerekir. Örneğin yangın, deprem, sel gibi doğal
afetlerden dolayı, varlıkların maliyetlerini faydası tükenmiş ise, yani kullanılmaz
hale gelmişler ise, söz konusu maliyetlerin kayıp olarak dönem hasılatından
düşülmesi gerekir. Yine dönem sonunda stokların değer kaybına uğramaları veya
alacakların tahsil edilmemeleri, bu varlıkların maliyetlerinin yararının tükendiğini
belirtir. O nedenle dönem sonuçları arasına söz konusu yararı tükenen maliyetlerin
gider veya kayıp olarak kaydedilmesi gerekir.

29
Maliyetlerin gider veya kayba dönüşümü, belirtilen esaslar doğrultusunda
gerçekleşmektedir. Genelde maliyetlere ait faydaların ne kadar tükendiği, dönem
sonlarında saptanmaktadır. Bunun yapılması sırasında gelecek dönem hasılatlarıyla
karşılaştırılacak olan maliyetler, yararı tükenmiş maliyetlerden ayırt edilerek, ilgili
varlık hesaplarında bırakılmakta ve faydası tükenmiş maliyetler de sonuç hesaplarına
yansıtılmaktadır. Böylece maliyet kalıntıları, faydası tükenmiş maliyetlerden ayrılmış
olmaktadır.

4.1.3.2. Yönetim Kararlarında Kullanılan Diğer Maliyet Kavramları

Yöneticilerin karar vermelerinde kolaylık sağlayacak olan maliyet kavramları; Ek


maliyet, Batmış maliyet ve Fırsat maliyeti (Alternatif maliyet) şeklinde sıralanabilir
(Akdoğan, 2009).

Faaliyet hacminde yapılan bir değişmenin maliyetlerde neden olduğu tüm değişmeye
“ek maliyetler” denir. Ya da çeşitli seçenekler arasında bir tanesinin seçilmesi
durumunda, toplam maliyetlerde (sabit, yarı değişken, değişken) ortaya çıkan değişiklik
olarak da tanımlanabilir (Akdoğan, 2009).

Örneğin: Üretimi 20.000 birimden, 30.000 birime çıkarmayı planlayan bir işletmede;
toplam maliyetlerin 100.000 TL’den 180000 TL’ye çıkması durumunda ek maliyet,
80.000 TL olacaktır. Bir karar işlemi sırasında o karardan etkilenmeyen maliyetlere
“Batmış Maliyet” denir. Batık maliyetler, seçenekler arasında yapılan seçime ilişkin
kararlardan etkilenmez. Bu nedenle yöneticilerin verecekleri kararlarda geçersizdir.
Batmış maliyetler sabit, değişken veya yarı değişken nitelikler taşıyabilirler. (Akdoğan,
2009) Örneğin, önceden satın alınmış bir sabit kıymet maliyeti ve buna ilişkin
amortismanlar batmış maliyetlerdir.

Fırsat maliyeti ise bir seçeneğin tercih edilmesi nedeniyle, vazgeçilen diğer seçeneklerin
kullanılmasından dolayı işletmenin kaybettiği gelirler olarak tanımlanır. Karar verilen
bir seçenek karşılığında birden fazla seçenekten vazgeçilmiş ise, vazgeçilen

30
seçeneklerden en yüksek gelir vadeden seçeneğin geliri, seçilen seçeneğin fırsat
maliyetini verir (Akdoğan, 2009).

4.1.4. Varlık Kavramı

“Varlık, geçmişte meydana gelen olaylar sonucunda ortaya çıkan ve hâlihazırda işletmenin
kontrolünde olup gelecekte işletmeye ekonomik fayda sağlaması beklenen değerlerdir.”
(Akdoğan ve Aydın, 1987).

Faydası henüz tükenmemiş olan maliyetler varlık olarak muhasebeleştirilir. Çünkü bu


değerlerden gelecekte ekonomik fayda sağlanması beklenmektedir. Varlık, geçmişte
meydana gelen olay sonucu ortaya çıkmıştır ve işletmenin kontrolündedir. Örneğin;
İşletme bir makine satın almıştır. Bedelini peşin ödemiştir. Makinenin alış tutarı 20.000
TL’dir. Makinenin işletmeye getirilmesi için 1.000 TL, montaj için ise 500 TL
ödenmiştir. Bu bilgilere göre makine alımı için katlanılan fedakarlıkların parasal
ölçümü 21.500 TL’dir. Yani makine için 21.500 TL harcanmıştır ve bu harcama tutarı
makinenin maliyetini oluşturmaktadır. Mülkiyeti işletmeye aittir ve işletme tarafından
kullanılacaktır. Makinenin kullanılmasıyla işletme A mamulü üretecektir, dolayısıyla
işletmeye ekonomik bir fayda sağlayacaktır. Bu bağlamda harcanan bu tutar maliyettir
ve bu maliyet tutarı işletmeye gelecekte fayda sağlayacaktır. Henüz faydası
tükenmemiştir. Bu durumda bu maliyet unsuru bir varlık olarak raporlanacaktır.

4.1.5. Hasılat Kavramı

Muhasebe standartlarında hasılat kavramı ortakların sermayeye katkıları haricinde, öz


kaynakta artışla sonuçlanan ve işletmenin dönem içindeki olağan faaliyetlerinden elde
edilen brüt ekonomik fayda tutarı şeklinde tanımlanmaktadır (Akdoğan ve Aydın,
1987).

Hasılat, kârı pozitif yönde etkileyen işletmenin olağan faaliyetlerinden muhasebe


döneminde elde edilen brüt ekonomik faydalardır. Varlıklardaki artışlar, borçlardaki
azalışlar dolayısıyla öz kaynaklardaki artış işletmenin olağan faaliyetlerden elde edilen
31
giderlerden sayılmadan önceki brüt ekonomik faydalardır. Örneğin işletmenin mamul
ve hizmet satışından elde ettiği ve varlıklarda artışla neden olan işlem hasılattır.
İşletmenin maliyeti 60.000 TL olan ticari mallarını 90.000 TL’ye satması durumunda
işletmenin sağladığı brüt ekonomik fayda tutarı 30.000 TL olduğundan hasılat tutarı da
bu veri olacaktır.

Hasılat yalnızca işletmenin kendi adına aldığı ve alacağı brüt ekonomik yarar akışlarını
içerir. Üçüncü kişiler adına tahsil edilen tutarlar, satış vergileri, mamul veya hizmet
vergileri, KDV gibi tutarlar işletme için öz kaynak artışı sağlamayacağından hasılat
kavramı içinde değerlendirilmez. Örneğin, satılan ticari mamulden dolayı tahsil edilen
%18 KDV dahil 11.800 TL tutarının (11.800/1.18) 10.000 TL’si hasılat olarak
kaydedilecektir. 1.800 TL tutarı KDV olduğu için hesaplanan KDV hesabına
kaydedilecektir. Ayni şekilde %10 komisyon ile çalışan bir sigorta acentesinin satmış
olduğu bir trafik sigorta poliçesinden tahsil ettiği vergiler hariç net prim tutarı 800 TL
ise, acentenin hasılat tutarı 80 TL’dir.

4.2. Maliyet Muhasebesinin Tanımı ve Amaçları

4.2.1. Maliyet Muhasebesinin Tanımı

İşletmede üretilen mamul ve hizmetlerle ilgili olarak ortaya çıkan maliyetlerin


oluşumunun belirlenip izlenmesi, etkin bir maliyet muhasebesi sisteminin varlığı ile
mümkündür. Maliyet muhasebesinde, maliyetlerin belirlenmesinde, belli ilkeler
doğrultusunda değişik yöntem ve teknikler uygulanabilmektedir. Bir işletme, kendi
bünyesine uygun maliyet muhasebesi sistemini kurarak, üretmiş olduğu mamul ve
hizmetlerin; birim maliyetlerinin hesaplanmasında, giderlerin kontrolünde, geleceğe
yönelik planların yapılmasında, işletme lehine hızlı kararların alınmasında, etkili ve
güvenilir bilgiler elde edebilmektedir.

32
Maliyet muhasebesi denildiğinde, genellikle bir işletmenin üretim maliyetlerinin
ölçülmesi, kontrolü ve rapora bağlanması işlemleri akla gelmektedir. Fakat maliyet,
geniş bir kavramdır. İşletmede yapılan tüm faaliyetlere ilişkin olarak ortaya çıkar.
Üretim faaliyetleri kadar, pazarlama faaliyetleri, araştırma faaliyetleri de işletmeler için
büyük önem taşır. Bu nedenle maliyetlerin ölçülmesi, kontrolü ve rapora bağlanması
işlemleri yalnız üretim maliyetlerini değil, aynı zamanda pazarlama maliyetlerini de
kapsar. Konuya bu boyutta baktığımızda maliyet muhasebesi sistemi; “Bir işletmede
üretilen mamul ve hizmet birimlerinin elde edilmesi ve bunların alıcılara ulaştırılıp paraya
çevrilmesi için, işletmenin yaptığı fedakarlığın parasal ölçüsünü gösteren maliyetlerin, hangi
giderlerden oluştuğunu belirleyen, söz konusu giderleri; türleri, fonksiyonları ve gider yerleri
bakımından hesap planındaki sınıflandırma doğrultusunda kaydedip izleyen, bu bilgilerin
inceleme ve yorumunun yapılmasına olanak verecek raporların hazırlanmasını ve maliyetlerin
kontrolünü amaç bilen işlemler bütünüdür.” (Akdoğan, 2009) biçiminde tanımlanabilir.

Tanımdan da görüleceği üzere, maliyet muhasebesi sisteminin çalışma alanı geniş


tutulmuş ve tanım, hem üretim hem de pazarlama maliyet muhasebesini içermiştir.
Üretim maliyet muhasebesinin ilgili noktası üretim maliyetleri olup gider merkezleri,
işlemler ve mamul maliyetleri ile ilgilenir. Pazarlama maliyet muhasebesi ise;
pazarlama işlevleri, satış bölgeleri, alıcılar, mamuller, sipariş hacimleri, satış elemanları
ile ilgili maliyetlerle uğraşır.

Gerek üretim maliyet muhasebesinde, gerekse pazarlama maliyet muhasebesinde,


maliyetlerin hesabında yapılan temel işlem ve kullanılan teknikler benzer nitelikte olup
aşağıdaki sırayı izlemektedir (Akdoğan, 2009).

Maliyet çalışmasının yapılmasındaki amacın tanımı, işletmenin çalışma alanına uygun


maliyet merkezlerinin seçimi ve ana hesapların bu maliyet merkezlerine göre
biçimlendirilmesi, işletme faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan giderlerin çeşitlerine ve
fonksiyonlarına göre belirlenmesi, maliyet giderlerinin maliyet merkezlerine dağıtımı ve
maliyet merkezlerinde maliyetlerin tespiti, maliyet merkezlerinde toplanan giderlerin
toplu olarak belirtilmesi ve mamul veya hizmetler (mamul, yarı mamul, ara mamul, yan

33
mamul, ortak mamul vs.) arasında dağıtılıp birim maliyetlerinin bulunması ve maliyet
bilgilerinin raporlanması şeklindedir.

4.2.2. Maliyet Muhasebesinin Amaçları

Maliyet muhasebesi, işletmenin daha çok içyapısını ilgilendiren üretim eylemleriyle


ilgilidir ve amaçları şöyle sıralanabilir;

a) Mamullerin maliyetini saptamak


b) Maliyet kontrolüne yardımcı olmak
c) Planlamaya yardımcı olmak
d) Özel yönetim kararlarına yardımcı olmak

Maliyet muhasebesinin bize sağladığı en önemli imkan üretilen ürünlerin maliyetlerinin


hesaplanmasıdır. Satın alınan hammadde ve malzemelerin kayıtlanması
sınıflandırılması ve üretilen mamul için kullanılan miktarların hesaplanmasında maliyet
muhasebesinden yararlanılır.

4.3. Maliyet Muhasebesinin İşletme Organizasyonundaki Yeri

4.3.1. Finansal Muhasebe ile Maliyet Muhasebesi Arasındaki İlişkiler

Finansal muhasebe; İşletmede meydana gelen ekonomik ve mali olayları para cinsinden
toplayıp, kaydedip, sınıflandırıp, özetlerken temelde iki amaç gütmektedir. Bunlardan
ilki, işletmeye konan sermayenin niteliğini ve durumunu belirlemek, ikincisi ise faaliyet
sonuçları sonucunda sermayede meydana gelen değişiklikleri ölçmektir. (Akdoğan ve
Sevilengül, 2007) Finansal muhasebe, dönem içinde oluşan hareketleri kayda alıp
dönem sonunda bu bilgileri işletme ilgililerine rapor ederek işletmenin finansal
yapısında, performansında ve nakit akışlarında meydana gelen değişmeler hakkında
bilgi vermektedir. Bu raporların en önemlilerinden birisini oluşturan bilanço ile,
işletmenin belirli bir tarihteki varlık ve kaynak yapısı ortaya konularak, işletme
yönetiminin, idaresi kendilerine verilen varlıkları gereği gibi koruyup koruyamadıkları

34
ölçülmektedir. Gelir tablosu ile ise; işletme varlıklarının belirli bir dönemde kâr
sağlayacak şekilde kullanılıp kullanılmadıkları ortaya konmaktadır. Başka bir deyişle,
işletmenin belirli bir dönemde katlandığı maliyet ve gider unsurları ile elde ettiği hasılat
unsurlarını, brüt satış kârı, faaliyet kârı, olağan kâr ve dönem kârı büyüklüklerine göre
ortaya koymakta; işletme performansının ölçümüne imkan vermektedir. Özetle, finansal
muhasebe; kendi imkanlarıyla işletme hakkında bilgi alamayan işletme ilgililerine,
alacağı ekonomik kararlarda ışık tutmak üzere genel amaçlı finansal tabloların
hazırlanmasını sağlar.

Maliyet muhasebesinin temel amacı ise yönetime gerekli bilgileri sağlamaktır. Maliyet
muhasebesi içe yönelik bilgiler üretir. Ürettiği bilgiler yönetim aracı olarak kullanılır.
Parasal değerler yanında miktar hareketleriyle de ilgilenir. Finansal muhasebeden farklı
olarak kayıtlarda ve raporlamada sadece zaman dönemlerini esas almaz; aynı zamanda
üretim birimleriyle ilgili kayıt ve hesaplamalara da ağırlık verir. Maliyet muhasebesinde
bazı amaçlar için tahmini veriler de kullanılır. Oysa finansal muhasebede tutarlar
kesindir ve belgelere dayanır, kayıtlar, geçmiş olayları yansıtır.

İşletme kârlılığının ölçümünde; üretim maliyetinin bilinmesi şarttır. Maliyet


muhasebesi, genel muhasebenin bu amacının gerçekleştirilmesinde yardımcı
olmaktadır. Çünkü maliyet muhasebesi, dönem içinde satılan mamuller ile dönem
sonunda elde bulunan mamul ve yarı mamullerin üretim maliyetlerini saptayarak, gelir
tablosu ile bilânço düzenlenmesinde yardımcı olmaktadır. Maliyet muhasebesinin genel
muhasebe dışında, yönetim muhasebesine yönelik planlamanın yapılması, bütçelerin
hazırlanması giderlerin sorumluluk merkezleri itibariyle ayrıntılı olarak izlenip maliyet
kontrolü ve başarı değerlendirmesinin yapılması gibi amaçlarını da bulunmaktadır.

Tablo 4.1, Finansal Muhasebe ve Maliyet Muhasebesinin karşılaştırılmasını


içermektedir.

Finansal Muhasebe Maliyet Muhasebesi

35
İşletmenin finansal durumu ve Planlama ve işletme
performansı hakkında bilgi performansını belirlemeye
Amaç sağlamak yardımcı olmak

Bilanço, Gelir Tablosu, Nakit


Akım Tablosu , Standart Standart Olmayan Çeşitli
Rapor Sistemleri Tablolar Raporlar

Standartlar Genel kabul görmüş standartlar Belli bir standart yok

Düzenleme Sıklığı Genellikle yıllık İstendiği zaman

Yöneticiler, Yatırımcılar,Kredi
Kullanıcılar Kuruluşları ve diğer kuruluşlar Çoğunlukla Yöneticiler

Tablo 4.1. Finansal Muhasebe ve Maliyet Muhasebesinin Karşılaştırılması


(Gökbulut, 2005)

Genel muhasebe ile maliyet muhasebesinin temel amaçları ve ilkeleri farklı olmasına
karşın, bilgi alış verişi yönünden birbirlerine bağlı bulunmaktadırlar. İlk maliyet
unsurları genel muhasebede toplandığından her iki muhasebe kayıt, tanıtma ve analiz
yönleriyle müşterek bir özellik taşımaktadır. Ancak elde edilen bilgilerin
değerlendirilmesi yönünden her iki uygulamada kıymet hareketleri farklı bölümlenmeyi
gerektirmektedir (Akdoğan ve Sevilengül, 2007).

36
Maliyet muhasebesi sisteminin fiili maliyet sistemi ile çalışması durumunda, maliyet
unsurları olan ilk madde ve malzeme giderleri; direkt işçilik giderleri, genel üretim
giderleri ile pazarlama satış dağıtım giderleri, yönetim giderleri ile ilgili para ve miktar
hareketlerine ilişkin bilgiler genel muhasebeden alınarak, maliyet muhasebesinin özel
hesaplarına geçirilir (Akdoğan ve Sevilengül, 2007). Diğer taraftan maliyet
muhasebesinde toplanan genel muhasebe bilgileri, maliyet muhasebesinde uygulanan
maliyet sistem ve yöntemleriyle üretim maliyetlerine dönüşmekte ve saptanan
maliyetlerle mamullerin, yarı mamullerin değerlendirilmesi yapılarak bilgiler genel
muhasebeye aktarılmaktadır. Satış aşamasında, söz konusu mamul maliyetleri, yine
genel muhasebede satış maliyetleri hesaplarına aktarılmaktadır. O halde, maliyet
muhasebesi, başlangıçta genel muhasebeden bilgi almakta, sonuçta da kendisi genel
muhasebeye bilgi aktarmaktadır.

4.3.2. Maliyet Muhasebesinin Muhasebe Organizasyonu İçindeki Yeri

Genel muhasebe ile maliyet muhasebesi arasında belirlenen bilgi alışverişi, işletmelerin
benimseyeceği organizasyon biçimine ve kayıt düzenine göre gerçekleşmektedir. Bu
konuda bağımsız muhasebe sistemi, birleşik muhasebe sistemi ve hesap ayrılığı sistemi
şeklinde üç ayrı muhasebe organizasyonundan bahsedilebilir (Akdoğan ve Sevilengül,
2007).

Bağımsız Muhasebe Sistemi’nde, genel muhasebe ile maliyet muhasebesi birbirinden


ayrı olarak yürütülür ve her iki muhasebe; hesaplarını kendi bünyeleri ve hesap alanı
içinde tutar. Genel muhasebe ile maliyet muhasebesi arasındaki bağlantı, bağlantı
hesapları aracılığıyla sağlanır. Bu amaçla iki tane bağlantı hesabı kullanılır. Bunlar
maliyet muhasebesi bağlantı hesabı ve maliyet muhasebesi yansıtma hesabıdır. Dönem
sonunda maliyet muhasebesi bağlantı hesabı ile maliyet muhasebesi yansıtma hesapları

37
karşılaştırılmaktadır. Bağımsız muhasebe sistemi, çalışmalarını merkezî sisteme
bağlayan büyük işletmelerde kullanılır.

Birleşik Muhasebe Sistemi’nde, gerek finansal muhasebe ve gerekse maliyet


muhasebesi kayıtları birlikte tutulur. Hesap planında, maliyet muhasebesi hesapları ile
finansal muhasebe hesapları birbirinden ayrılmamıştır.

Hesap Ayrılığı Sistemi’nde ise, genel muhasebe ve maliyet muhasebesi birlikte


çalışmakla beraber, bazı ana ve yardımcı hesaplar her iki muhasebede de ayrı ayrı
tutulur. Ana gider hesapları ve bunlara ait yardımcı hesaplar, ayrıntılı olarak maliyet
muhasebesinde tutulurken, finansal muhasebede de ana gider hesapları ayrıca izlenir.

Şekil 4.1, Yönetim Muhasebesi, Maliyet Muhasebesi ve Finansal Muhasebe arasındaki


ilişkileri göstermektedir.

Şekil 4.1. Yönetim Muhasebesi, Maliyet Muhasebesi ve Finansal Muhasebe


İlişkileri (Gökbulut, 2005)

38
4.4. Giderlerin Değişik Kriterlere Göre Sınıflandırılması

Giderler; çeşitlerine, işletme fonksiyonlarına, mamullere yüklenmesine, faaliyet


hacmiyle olan ilişkilerine, kontrol edilebilirlik özelliklerine, fiili olup olmamasına, göre
değişik açılardan sınıflandırılabilir (Akdoğan ve Aydın, 1987).

4.4.1. Giderlerin Çeşitlerine Göre Sınıflandırılması

Bu gruplamada giderler, çeşitlerini belirleyen doğal adlarına göre bölümlenir. Giderlerin

çeşitlerine göre sınıflandırılması; ilk madde ve malzeme giderleri, işçi ücret ve giderleri,
memur ücret ve giderleri, dışarıdan sağlanan fayda ve hizmetler, çeşitli giderler, vergi,
resim ve harçlar, amortismanlar ve tükenme payları, finansman giderleri şeklindedir.

4.4.2. Giderlerin İşletme Fonksiyonlarına Göre Sınıflandırılması

Bu gruplamada giderler; tedarik , üretim, araştırma ve geliştirme, pazarlama, satış ve


dağıtım, genel yönetim ve finansman şeklinde işletme fonksiyonlarına göre
sınıflandırılır. Bu fonksiyonların yerine getirilmesinde ortaya çıkan giderler, ait
oldukları fonksiyonlarına göre sınıflandırılır.

4.4.3. Giderlerin Mamullere Yüklenmesine Göre Sınıflandırılması

Belirli bir mamul veya hizmetin üretim maliyetine doğrudan doğruya yüklenip
yüklenememesine göre giderler, direkt ve endirekt olarak bölümlenir.

4.4.3.1. Direkt Giderler

Belirli bir mamul veya hizmetin üretim maliyetine doğrudan doğruya herhangi bir
dağıtım anahtarı kullanmadan yüklenebilen giderlerdir (Akdoğan ve Aydın, 1987).

39
Direkt ilk madde ve malzeme giderleri ile direkt işçilik giderleri buna örnek olarak
gösterilebilir. Direkt giderlerin en önemli özelliği, bunların belirli bir üretim birimi için
ne kadar harcandığının doğrudan doğruya hesaplanabilmesidir.

4.4.3.2. Endirekt Giderler

Belirli bir mamul veya hizmetin üretim maliyetine doğrudan doğruya yüklenemeyip,
birtakım dağıtım ölçüleri yardımı ile yüklenebilen giderlerdir. Endirekt giderlerin bir
bölümü; oluştukları gider yeri açısından endirekt olarak kabul edilmekte, bir bölümü ise
nitelik ve hesaplamalarındaki güçlükler nedeni ile endirekt sayılmaktadır (Akdoğan ve
Aydın, 1987). Örneğin hizmet gider yerinde ortaya çıkan her türlü giderler, oluştukları
gider yeri açısından endirekt olarak kabul edilmektedir. Diğer taraftan ana üretim gider
yeri ile direkt ilişkisi olmasına rağmen; nitelik veya hesaplamalarındaki güçlükler
nedeniyle (ikramiyeler, yıllık izin ücretini, işletme malzemesi v.b.) endirekt sayılabilen
giderler vardır.

Giderlerin direkt ve endirekt olarak ayrımında temel düşünce, giderin üretilen mamul
veya hizmetin maliyetine doğrudan doğruya yüklenebilme özelliğidir. Dolayısıyla bir
gider kalemi gider yeri açısından direkt olsa dahi, bir üretim birimi için ne kadar
harcandığı doğrudan doğruya hesaplanamıyorsa o endirekt gider sayılmaktadır.

4.4.4. Giderlerin Faaliyet Hacmiyle Olan İlişkisine Göre Sınıflandırılması

Giderler, faaliyet hacmiyle ilişkileri açısından temelde sabit giderler, değişken giderler
ve yarı sabit ve yarı değişken gider olmak üzere üç grupta toplanır (Akdoğan ve Aydın,
1987). Giderlerin bu açıdan gruplandırılması, maliyet hacim kâr analizlerinde, esnek
bütçelerin hazırlanmasında ve giderlerin kontrolünde büyük önem taşır.

4.4.5. Giderlerin Kontrol Edilebilirlik Özelliklerine Göre Sınıflandırılması

Giderler, belli bir örgüt birimi açısından kontrol edilebilme özelliklerine göre, kontrol
edilebilen giderler ve kontrol edilemeyen giderler olarak ikiye ayrılır (Akdoğan ve

40
Aydın, 1987). Sorumlu yöneticinin karar ve faaliyetlerinden önemli ölçüde etkilenen
giderler, ilgili bölüm için kontrol edilebilen giderdir. Sorumlu yöneticinin karar ve
faaliyetinden etkilenmeyen giderler ise kontrol edilemeyen giderdir. Giderlerin kontrol
edilebilirliği sorumluluk muhasebesi açısından önem taşımaktadır.

4.4.6. Giderlerin Fiili Olup Olmamasına Göre Sınıflandırılması

İşletmede uygulanan maliyet sistemlerine göre, giderlerin fiili veya önceden saptanmış
(standart) gider olarak bölümlenmesi gerekli olabilir (Akdoğan ve Aydın, 1987).

Fiili Giderler; tahakkuk etmiş, gerçekleşmiş giderlerdir. Fiili maliyet yöntemi esasına
göre kurulmuş maliyet sistemlerinde; maliyetler fiili tutarlara göre yani fiilen
gerçekleşen tutarlara göre hesaplanır.

Standart giderler ise; faaliyet yapılmadan önce bilimsel yöntemlere göre belli bir
gelişme düzeyinde, belli koşullara göre gerçekleşmesi beklenen standart verilere göre
hesaplanır. Standart maliyet yöntemini uygulayan işletmelerde, standart giderler ile fiili
giderlerin ayrı ayrı izlenmesi gerekir.

4.5. Maliyet Hesaplama Yöntemleri ve Maliyet Sisteminin Oluşturulması

Bir işletmede maliyet sisteminin oluşturulmasında üç farklı maliyet yönteminin bir


araya getirilmesi gerekir. Bu yöntemler;

a) Maliyetlerin kapsamına göre maliyet yöntemleri


b) Maliyetlerin saptanma tarihine göre maliyet yöntemleri
c) Maliyetlerin saptanma sekline göre maliyet yöntemleridir.

İşletmede bir maliyet sisteminden söz edebilmek için üç gurup maliyet yönteminin her
birinden bir yöntemin alınarak bir araya getirilmesi gerekir. Bu maliyet yöntemlerinin
alt yöntemlerini şu şekilde sıralayabiliriz.

41
4.5.1. Maliyetlerin Kapsamına Göre Maliyet Yöntemleri

Maliyetleri kapsamına göre sınıflandırmada işletme yönetimi kullandığı yönteme göre


bazı maliyetleri mamul maliyeti olarak kabul ederken bazı maliyetleri de dönem gideri
olarak kabul ederek, gelir tablosu hesaplarına aktarır. Bu yöntemi kendi içinde üçe
ayırmamız mümkündür.

4.5.1.1. Tam Maliyet Yöntemi

Geleneksel maliyet yöntemi olarak kabul edilen tam maliyet yöntemi uygulamada en
çok kullanılan yöntemdir. Bu yöntemde üretimle ilgili tüm maliyetler yani direkt
hammadde, direkt işçilik giderleri sabit ve değişken olmasına bakılmaksızın üretilen
mamul maliyetine aktarılarak stoklarda gösterilir. Üretim faaliyeti dışında kalan tüm
giderler ise (araştırma geliştirme, pazarlama, genel yönetim) mamul maliyetine
aktarılmayıp doğrudan doğruya dönem gideri olarak kabul edilir ve gelir tablosu
hesaplarına aktarılır (Güngörmüş, 2000).

Tam Maliyet Yöntemi

Üretim Maliyeti Dönemsel Maliyetler

42
a) Direkt Hammadde Malzeme Maliyeti a) Araştırma ve Geliştirme Maliyeti

b) Direkt İşçilik Maliyeti b) Pazarlama Satış dağıtım Maliyeti

c) Değişken Genel Üretim Maliyeti c) Genel Yönetim Maliyeti

d) Sabit Genel Üretim Maliyeti

Şekil 4.2. Tam Maliyet Yöntemi

4.5.1.2. Kısmi Maliyet Yöntemi

Kısmi maliyet Yöntemi direkt ve değişken maliyet yöntemi olarak ikiye ayrılır.

4.5.1.2.1. Direkt Maliyet Yöntemi

Direkt maliyet yöntemini kullanan işletmeler mamulün maliyetine sadece direkt


hammadde ve direkt işçilik giderleri aktarırlar. Genel üretim giderleri ise dönem gideri
olarak kabul edilerek, dönemin gelir tablosunda yer alır. Hiçbir zaman stok olarak
gelecek dönemlere aktarılmaz.

Direkt Maliyet Yönetimi

Üretim Maliyeti Dönemsel Maliyetler

43
a) Direkt Hammadde Malzeme Maliyeti a) Araştırma ve Geliştirme Maliyeti

b) Direkt İşçilik Maliyeti b) Pazarlama Satış dağıtım Maliyeti

c) Genel Yönetim Maliyeti

d) Değişken Genel Üretim Maliyeti


e) Sabit Genel Üretim Maliyeti
Şekil 4.3. Direkt Maliyet Yöntemi

4.5.1.2.2. Değişken Maliyet Yöntemi

Değişken maliyet yöntemini kullanan işletmeler direkt hammadde, direkt işçilik ve


değişken genel üretim giderleri mamul maliyeti olarak kabul eder. Diğer giderler ise
dönem gideri olarak kabul ederek gelir tablosu hesaplarına aktarırlar (Üstün, 1997).

Değişken Maliyet Yöntemi

Üretim Maliyeti Dönemsel Maliyetler

a) Direkt Hammadde Malzeme Maliyeti a) Araştırma ve Geliştirme Maliyeti

b) Direkt İşçilik Maliyeti b) Pazarlama Satış dağıtım Maliyeti


c) Değişken Genel Üretim Maliyeti c) Genel Yönetim Maliyeti

d) Sabit Genel Üretim Maliyeti

44
Şekil 4.4. Değişken Maliyet Yöntemi

4.5.1.3. Normal Maliyet Yöntemi

Sabit genel üretim giderlerinin toplam kapasiteye dağıtılarak sadece kullanılan


kapasiteye karşılık gelen mamul maliyetine aktarıldığı, boş kapasiteyle ilişkili olanın ise
faaliyet giderleri olarak düşünüldüğü bir yöntemdir (Büyükmirza, 1998).

4.5.2. Maliyetlerin Saptanma Tarihine Göre Maliyet Yöntemleri

Maliyetlerin, faaliyetlerin yapılmasından sonra fiili (gerçek) tutarları esas alınarak tespit
edilmesi halinde fiili maliyet yönteminden, faaliyetin yapılmasından önce saptanması
halinde ise tahmini veya standart maliyet yöntemlerinden söz edilir.

4.5.2.1. Fiili Maliyet Yöntemi

İşletmenin belirli bir dönemde ürettiği mamullere ait gerçekleşen tüm giderler o
dönemde üretilen mamullerin maliyetine aktarılır. İşletmenin elde ettiği fiili maliyetler,
gerçek durumu göstermesi bakımından, yönetimin her zaman ihtiyaç duyduğu
maliyetlerdir. Ancak bu yöntem ile elde edilen maliyetlerin kontrolü mümkün değildir.
Çünkü bu yöntemde maliyetlerin karşılaştırılmasında kullanılacak veriler yoktur.

4.5.2.2. Tahmini Maliyet Yöntemi

Maliyetler, sadece geçmiş dönemlerin sonuçlarına ve gelecekteki olası gelişmelere göre


istatistiksel bazı verilerden faydalanarak dönem sonunda gerçekleşecek maliyetlerin
tahmin edilmesidir. Bu yöntemde maliyetler, bilimsel olmayan bir biçimde geçmiş
verilerden yararlanılarak tahmin edilir.

45
4.5.2.3. Standart Maliyet Yöntemi

Üretilen mamul maliyetlerinin üretim yapılmadan önce, giderlerin bilimsel esaslarla


belirlenmiş tutarlar esas alınarak saptandığı bir yöntemdir. Bu yöntemde maliyet sistemi
içerisinde ortaya çıkan giderler gerçekleşmiş tutarları ile izlenirken üretime standart
tutarları ile yansıtılırlar. Fiili ve standart tutarlar arasında sapma adı verilen farklar, fark
hesaplarına aktarılırlar. Dönem sonunda vergi kanunları karın fiili değere göre
hesaplanmasını istediği için fark hesapları kapatılarak, standart değerler fiili değerlere
çevrilir (Üstün, 1997).

Standart maliyetler; mamul maliyetinin belirlenmesi, mamul fiyatlarının saptanması,


bütçelerin düzenlenmesi, basarı ölçüsü, planlama ve maliyet kontrolüne ilişkin
kararların alınmasında fiili maliyetlere göre kesin olarak üstünlük sağlarlar.

4.5.3. Maliyetlerin Saptanma Şekline Göre Maliyet Yöntemleri

İşletmede mamullerin birim maliyetinin hesaplanmasında kullanılan yöntemlerdir.


Sipariş, safha ve sipariş ve safha yöntemlerinin karmasından oluşur.

4.5.3.1. Sipariş Maliyet Yöntemi

Belli partiler halinde üretim yapan ve her partide üretilen mamullerden çok farklı
nitelikte üretim yapan isletmeler, her bir mamul gurubunun maliyetini ayrı ayrı
hesaplayabilmek için kullandıkları bir yöntemdir. Bu yöntem inşaat, uçak, gemi,
makine, mobilya, konfeksiyon, yayınevi gibi büyük ve birbirinden bağımsız birimler
üreten işletmeler tarafından kullanılır (Akdoğan ve Aydın, 1987).

46
Şekil 4.5. Sipariş Maliyet sistemi (Güngörmüş, 2000)

4.5.3.2. Safha (Evre) Maliyet Yöntemi

Bir birine benzer veya homojen tek tip mamul üreten isletmelerde genelde safha maliyet
yöntemi kullanılmaktadır. Yöntem birbirini izleyen veya birbirine bağlı aşamalarda
sürekli olarak ve seri halde birbirine benzer mamul üreten isletmelerde kullanılır
(Gürsoy, 1997). Bu yöntemi kullanan isletmelere örnek olarak lastik, boya, otomobil,
un, kağıt, dokuma şeker fabrikaları verilebilir.

4.5.3.3. Sipariş ve Safha Maliyet Yöntem Karması

Bazı isletmeler ilk etapta seri halde bir üretim yaparken daha sonra seri halde ürettiği bu
parçaları birleştirerek nihai mamul haline müşterinin istekleri doğrultusunda
getirebilirler. Bu tip isletmeler seri halde üretimin yapıldığı bölümlerde safha maliyet
sistemini kullanırken, müşterinin siparişi üzerine üretilen parçaların nihai mamul haline
getirilmesinde ise sipariş maliyet yöntemini kullanabilirler. Genellikle uçak, otomobil,
buzdolabı, televizyon üreten işletmelerde bu yöntem kullanılabilir.

47
4.6. Tekdüzen Maliyet Muhasebesinde Kullanılan Hesaplar

Türkiye uygulamalarında Tekdüzen Hesap Planı’nda 7. Grup maliyet hesaplarına


ayrılmıştır. Maliyet hesapları, mamul ve hizmetlerin planlanan biçim ve niteliğe
getirilmesi için yapılan giderlerin toplandığı ve maliyet unsurlarına dönüştürülerek
izlendiği hesaplardır. Maliyet hesapları, işletmelerin fiili maliyet veya önceden
saptanmış maliyet (standart maliyet veya tahmini maliyet) yöntemleri gibi farklı maliyet

hesaplama yöntemlerini uygulama olanağı verecek biçimde oluşturulmuştur (Akdoğan,


1994).

Türkiye uygulamalarında, tekdüzen muhasebe sisteminde gider hesapları 7/A ve 7/B


olarak iki seçeneğe ayrılmıştır. 7/A seçeneğinde giderler defteri kebirde fonksiyon
esasına göre, 7/B seçeneğinde ise çeşit esasına göre belirlenmiştir. Bu suretle,
işletmelere giderlerin bölümlenmesinde ve defteri kebirde izlenmesinde kendi
organizasyon yapılarına, büyüklüklerine ve ihtiyaçlarına göre düzenleyebilmeleri için
kolaylık sağlanmış, farklı maliyet hesaplama yöntemlerine uyulabilmesi açısından da
geniş bir esneklik tanınmıştır. Ek finansal tablo düzenleme zorunda olmayan ve
belirlenmiş aktif büyüklüğünü ve satış hasılatını aşmayan küçük ticaret işletmeleri ile
hizmet ve üretim işletmeleri isterlerse 7/B seçeneğini uygulayabilirler. Diğer işletmeler
zorunlu olarak 7/A seçeneğini uygulamaktadır. Türkiye’de işletmelerin çoğu 7/A
seçeneğini uygulamayı tercih etmektedir (Akdoğan, 1994).

KAYNAKÇA

Akdoğan, N. ve Aydın, H. (1987). Muhasebe Teorileri, Ankara: Ankara Üniversitesi.

48
Akdoğan, N. (1994). Ticaret İşletmelerinde 7/A ve 7/B Seçeneklerinin

Kullanılmasında Kriterler, Mükellefin Dergisi, 6.

Akdoğan, N. (2001). Tekdüzen Muhasebe Sisteminde Maliyet Muhasebesi

Uygulamaları, Ankara: Gazi.

Akdoğan, N. ve Sevilengül, O. (2007). Tek Düzen Muhasebe Sistemi Uygulaması,

Ankara: Gazi.

Akdoğan, N. (2009). Maliyet Muhasebesi Uygulamaları, Ankara: Gazi.

Altınkeser, H. (1999). Kurumsal Kaynak Planlaması, Yıldız Teknik Üniversitesi Fen.

Bil. Enst. Yüksek Lisans Tezi.

Başkonuş, Ş. B. (2007). Kurumsal Kaynak Planlaması ve Yönetim Bilişim

49
Sistemlerinin İşletmeler için Önemi ve Kullanımı, Tezsiz Yüksek Lisans
Projesi, Dokuz Eylül Üniversitesi ,Yönetim Bilişim Sistemleri.

Bayraktar, E. ve Efe, M. (2007). Kurumsal Kaynak Planlaması (ERP) ve Yazılım Seçim

Süreci, Bahçeşehir Üniversitesi Mühendislik Fakültesi.

Büyükmirza, K. (1998). Maliyet ve Yönetim Muhasebesi, İstanbul: 1998.

Klaus, K., Rosemann, M. ve Gable, G. (2000). .What is ERP?, Information Systems

Frontiers.

Gökbulut İ. (2005). Maliyet Muhasebesi Ders Notları,

http://www.giv.org.tr/userfiles/files/Maliyet%20Muhasebesi%20%28Do
%C3%A7.%20Dr.%20R.%20%C4%B0lker%20G%C3%96KBULUT%29.pdf.

Güngörmüş, A. H. (2000). Maliyet Muhasebesi Ders Notları.

50
Gürsoy, C. (1997). Yönetim ve Maliyet Muhasebesi, İstanbul: Lebib Yalkım.

Şener, A. (2001). İşletme Kaynakları Planlamasına Giriş.

Üstün, R. (1997). Yönetim muhasebesi, İstanbul: Bilim Teknik.

http://www.liman.com.tr/MRPII01.html

www.sap.com.tr

51

You might also like