Professional Documents
Culture Documents
ANLATIYOR
İÇİNDEKİLER
Sunuş…..…..…..…......................................................... 7
BİR ...................................................................................... 11
Paşalar Bolşevizmi............................................................. 16
Bolşeviklik ilanı ........................................................... 19
İKİ................................................. . .................... . ....... 20
Tartışma Sertleşiyor..................................................... 23
ÜÇ.................................................................................. 28
DÖRT.................................................................................. 37
Yol Ayrımı ....................................................................... 38
Tehlikeli Bir Cumhuriyete Doğru ........................................ 40
BEŞ........................................................... . ............... 44
ALTI ................................................................................... 52
Meclisteki Görüşme ................................................. ..53
Kulis ve Görüşme ................................................... 58
YEDİ.................................................................................... 60
Saltanat Kaldırılıyor...................................................... 63
Halk Fırkası .................................................................. 65
SEKİZ .................. . ............................................................. 67
Asla Camilerle Değil.......................................................... 76
DOKUZ .............................. . ................................................. 77
Yeni Seçime Doğru .......................................................... 79
ON....................................................................................... 86
İkinci Meclis Toplanıyor .................................................... 91
ONBİR............................... ................................................. 95
Hocaları Toptan Kaldıralım ......................................... 97
Eser Kimin?.............................................................. 99
Birinci Ordu Müfettişliği ............................................................
101'
ONİKİ....................................................................................................
....... 105
M. Suphi Olayı.............................................................................
105
Cumhuriyetin ilanı .....................................................................
108
ONÜÇ
....................................................................................................... 110
Erzurum’dan
Ayrılış......................................................................... 112
Karabekir, Halife ile Görüşüyor .......................................... 115
ONDÖRT
.................................................................................................... 118
İstanbul'a istiklâl Mahkemesi Gönderiliyor.................... 120
ONBEŞ
........................................................................................................
126
Harp Oyunu ..................................................................................
129
ONALTI.................................................................................................
.. 135
Karabekir Görev Kabul Etmiyor ..............................................
138
ONYEDİ .............................
.................................................................... 144
Komplo
................................................................................................. 146
Müfettiş
Paşa................................................................................... 149
ONSEKİZ..............................................................................................
...... 152
İzmir Suikastı ......................... .
....................................................... 154
İnönü Ağlıyor .......................... .
.................................................... 155
O M. Kemal, Çağırılınca Gidilir ............................................ 157
Harp Akademisi'nde Tolstoy ...................................................
160
ONDOKUZ
................................................................................................ 161
Nutuk'a Yanıt
.................................................................................. 163
Prof. Karal «Karabekir'in iddiaları Dayanıksız» .............. 165
YİRMİ............
........................................................................................ 169
NOTLAR...............................................................................................
187
AdDizini
.............................................................................................. 201
SUNUŞ
Kâzım Karabekir, Ulusal Kurtuluş Savaşımızın en önemli
komutanlardan birisidir.
1882 yılında İstanbul'da doğan Karabekir, 1902'de Harp Okulu'nu,
1905 yılında da Harp Akademisi'ni birincilikle bitirdikten sonra
Manastır'a atanmış; Ener Bey ile sonradan «îttihat ve Terakki» adını
alan «Osmanlı Hürriyet Cemiyeti»ni Manastır merkezini kurmuş;
bölgede Rum ve Bulgar çetelerine karşı saaşmış; 1907'de de İttihat
ve Terakki Derneği'nin İstanbul'daki örgütlenmelerinde görev almıştır.
Meşrutiyet'in ilanı ve 31 Mart gerici ayaklanmasının bastırılmasında
etkin görevler almıştır.
l. Dünya Savaşı'nda İran ve Irak cephelerinde savaşmış; 1918
yılında Erzincan ve Erzurum'u, Rus ve Ermeni ordularından kurtaran
birliklere kumanda etmiş; İngilizlere karşı Azerbaycan seferini
düzenle şt r.
1919 yılında da Erzurum'dak 15. kolordu komutanlığına atanan
Karabek r, Erzurum Kongres n n toplanmasına öncülük etm ş ve
kolordusu le b rl kte hakkında İstanbul hükümet ne tutuklama kararı
çıartılan M. Kemal Paşa'nın emr ne g rm şt r.
Kâzım Karabek r Paşa, Sarıkamış, Kars ve Güm-rü kaleler n
Ermen lerden ger almış; Ermen Taş-nak hükümet le yapılan barış
görüşmeler yle Sov-yetler'le yapılan Kars Muahedes nde «Murahhas
Het Re s » olarak görev yapmıştır.
Doğu'da savaş yıllarında ana ve babalarını y t en 4000 k mses z
çocuk ç n okullar kurmuştur.
lı bret) eser yer ne İst klal Harb 'n n b rkaç safhaına varan
çocuklarına öğretecek başka eser hed ye etseyd , tar h ve hak kat
namına daha büyük h zet görmüş, efkâr-ı umum yen n kend
haklarında, m ll mücadeledek h zmet ve tes rler hakkında kaalarda
yarattığı müphem hükümlere kend d ller ye, kend yazıları le hak k
st kametler n verm ş olurardı!
Karabek r, bu açık çağrı üzer ne M ll yet Gazete-s 'ne 7 mektup
gönderm ş, bu mektupların altısı yaınlanmış; yed nc s se
yayınlanmamış.
Tartışmanın kes lmes üzer ne Karabek r, «İst kal Harb m z n
Esasları» adlı k tabı yazmış; bu k tap, daha baskıdayken toplatılıp
yakılmış; Paşa'nın İstan- bul Erenköy'dek köşkü basılarak k tabın
kaynağı olan belgelere el konmuş.
1933'de yakılan bu k tap, 1951 yılında yen den yayınlanmış.
Atatürk, yakılan bu k tabı nceleyerek Kâzım Ka-rabek r'e 9 sayfa
tutan yanıtlar verm ş.
Atatürk'ün el yazısı le yazdığı bu notları Türk m ll eğ t m n n
unutulmaz adı esk M ll Eğ t m baanlarından Hasan Al Yücel' n kızı
sayın Canan Ero-nat'dan aldım.
Sayın Eronat'a teşekkür borçluyum; kamuoyu önünde kend s ne
teşekkür ed yorum.
Karabek r, yaşarken anılarının serbestçe okunmasına tanık
olamamış.
Gazetec H kmet Mün r, Kâzım Karabek r le 1939 yılı Şubat
ayında Yed gün adlı derg s nde röportaj yapmış; ancak bu yayın da
devr n hükümet nden gel ğ ler sürülen baskı le kes lm ş.
Karabek r, daha sonra « st klâl Harb m z n Esasarı» adlı k tabını
gen şleterek « st klâl Harb m z» aduc1ık tabı hazırlamış. Bu k tap
ancak 1960 yılında yayınlanab lm ş, Bu k tap hakkında da dava
açılmış; ancak yapı-
BİR
«Çünkü her g tt ğ n z yerde aleyhte bulundunuz. Yazık değ l m ?
Tar he geçecek O'nun yaptığı şeyler.»
Bu sözler Mustafa Kemal Paşa'nındı.
Mustafa Kemal' n TBMM'dek g zl oturumda savunuğu komutan
da Şark Cephes Komutanı Kâzım Karaek r Paşa'ydı.
Günlerden cumartes yd .
Tar h de 22 Ocak 1921.
«Kâzım Paşa'yı ç n zde tanıyanlar ve tanımayanlar vardır.
Karabek r Paşa, gayet zek , üstün ahlâklı, namuslu, fevkalâde y
huylu, namuskâr, tedb rl b r adamdır.»
Mustafa Kemal Paşa, arkadaşı Kazım Karabek r Pauc1şa'yı
«komün stl kle» suçlayan Erzurum m lletvek l Hüse n Avn Bey'e
karşı bu sözlerle savunuyordu.
Bursa m lletvek l ve D yarbakır st klâl Mahkemes üyes Şeyh
Servet Efend 'n n «komün zm propagandası Yaptığına da r ş frel
telgraf »m Genelkurmay Başkan Ve l Fevz Paşa'nın -yazısı
üzer nde hbar üzer ne o gün TBMM'de g zl görüşme başlamıştı.
Erzurum m lletvek l Hüsey n Avn Bey, Kâzım Karaek r Paşa'yı o
günkü moda ve yaygın dey şle «bolşev k-l kle» suçluyordu.
Hüsey n Avn Bey, Karabek r Paşa'nın bolşev k oluğundan
kuşkulanmış; bu kuşkusunu da g zl oturumda şöyle d le get rm şt :
«Erzurum'a g rd ğ m z zaman çeş tl akımlar vardı. İçler ne
g rd m. B rtakım subaylar arasında (bolşev kl ğ n)
11
17
F.: 2
Bolşev kl k İlanı
- Mustafa Kemal ve Kâzım Karabek r k esk arkadaşar;
arkadaşlıkları, dostlukları, g zl örgütlerde, ht lâlerde, savaşlarda
pek şm şt .
31 Mart ger c ayaklanmasının bastırılmasında Musafa Kemal ve
Kâzım Karabek r beraberd rler; Mustafa Kemal, kolağası rütbes le
Hüsey n Hüsnü Paşa komuasındak Red f Fırkası kurmay başkanıdır;
Mürettep k n Fırka Komutanı Şevket Turgut Paşa'nın kurmay başanı
da Kâzım Karabek r'd r.
Mustafa Kemal, ordudak görev nden çek l p «ferd- m llet»
olarak Anadolu'da örgütlenme çalışmalarına başadığında
Erzurum'dak Şark Ordusu Komutanı olarak «em-r n zdey m Paşam»
d ye yardıma koşan da Kâzım Karaek r Paşa'dır.
Her devr mde ve her toplumsal olayda .yaşandığı g
Cumhur yet n lk yıllarında da ulusal kurtuluş l derler n yollan
ayrılacak ve Kâzım Karabek r, 1933 yılında yazığı ve yayınlamak
sted ğ «İst klâl Harb m z n Esasları» adlı k tapta arkadaşı Mustafa
Kemal' n Kurtuluş Savaşı yıllarında «bolşev kl k lân etmey
düşündüğünü» yazaktı.
Karabek r Paşa'nın 1933 yılında yazdığı k tap yayın-lanamaz;
k tap matbaadayken toplanır ve yakılır.
1933 yılında yayınına z n ver lmeyen «İst klâl Harb z n
Esasları» adlı k tabın 54. sayfasındak şu satırlarını b rl kte okuyalım:
«..Bolşev kl k f kr nde olanları kaz ett m. (Bolşev kl k f kr n n
tekrar alevlenerek Amasya çt maında dah müakaşa ve kabul
ed ld ğ n ve fakat kazımla tekrar m ll hükümet esasına rücu ed ld ğ
görülecekt r.)
Mustafa Kemal' n, Karabek r' n bu satırlarına karşı Yanıtı çok
sertt r.
Mustafa Kemal, k tabın lk formalarım okuyup, el yaısı He 9
sayfalık tutan notlar alır. Bu notların 14. sırasına yer alan bölümü
şöyled r:
19
«M ll c », şu kanıdaydı:
«(Anadolu'da m llî kuvvetler n nüves n hazırladım) d yen Kâzım
Karabek r Paşa, pekala b l rler k , kurtuluş gayes yle teşekkül eden
her cem yet, hatta bu gaye ç n savaşmayı göze alan her vatandaş
m ll davanın müdafaası ç n hmal ed lmez b r kuvvett . Bu bakımdan
Erzurum'da kurulan (V lâyet- Şark ye Müdafaa- Hukuk Cem ye-
t )'nden st fade etmek tab d . Fakat, daha z yade mahallî ht yaç ve
sebeplerle kurulmuş olan bu teşk lât - Karabek r Paşa'nın sandığı
g b - memleket kurtarmaya kâ gelemezd .»
«M ll c », daha sonra Mustafa Kemal Paşa'nın bütün yurdu
kapsayan örgütler kurmaya başladığını; Erzurum ve S vas
Kongreler n n bu amaçla toplandığını yazıyor ve Karabek r'! şöyle
eleşt r yordu :
«(Şark V lâyetler nde mutlaka ben kalmalı d m; burada başkası
muvaffak olamazdı. Halkın bana t madı varı,) d yen muhterem
Karabek r Paşa, hatırlarlar k , Gaz Mustafa Kemal' n S vas ve ondan
sonra da Ankara'ya g tmeye karar vermes , kend ler n fazla telâşa
düşürmüş, c dd end şeler n muc p olmuştu. Karabek r Paşa'nın o
vak tk görüşüne ve düşünüşüne nazaran Mustafa Kemal Paşa'nın
Şark haval s nden uzaklaşması, buradak teşk lâın zayıflamasına
sebep olab l rd .»
«Ankaralının Defter » yazarı, yazdıklarını kanıtlamak ç n b r de
belge sunuyordu. Belge, Karabek r' n Mustaa Kemal'e çekt ğ şu
telgraftı:
«Kuvay M ll ye'y tems l eden yüksek heyet n değ l Ankara'ya,
hatta S vas'ın batısına b le geçmemes düşünces ndey m.»
Tartışma Sertleş yor
Kâzım Karabek r, bu yayınları 11 Mayıs 1933 tar h ne yanıtlar.
Karabek r Paşa, ulusal dava ç n «tek cephen n kurulmasına ve
yaşamasına» nasıl h zmet ett ğ n anlatıren belgeler de sunar.
23
33
F.: 3
DÖRT
ALTI
Lozan Konferansı'nda TBMM hükümet H lâfet ve Salanat
konularında hang görüşü savunmalıydı?
Karabek r, M. Kemal Paşa'ya «saltanatı lâğv ve h lâfet âl-j
Osman'da bırakarak» g d lmes n uygun gördüuc1ğünü anlatıyor.
Karabek r, o sıralarda kullanılan «Kemast» sözcüğüne de şu gerekçe
le karşı çıktığını yazıyor:
«İstanbul'da ortaya çıkan ve Sarıkamış'tak Varlık gazetes nde
tenk de uğrayan Kemal st tab r n n ecneb gaetelerde de g tt kçe
yayıldığı hakkında mütalâamı şöylece söyled m :
(Da ma ft har edeceğ m z Türk m ll yetç l ğ ve Türk demokratlığı,
m llî b rl ğ m z ve m llî kuvvet m z perç neyen, b r düze de artıran
am ller d r. Bu güzel vasıflaımız, Türk varlığını ve Türk kudret n
müterakk c hana ( lerleyen dünyaya) en doğru ve en kolay
anlatılab l r. Kayağı b l nmeyen Kemal st tab r 21 etrafında toplanmış
b r azlık fade ed yor. Halbuk , bütün m llet etrafımızdadır. Buun ç n
dar çerçevel b r tab re lt fat buyurmayın.)
Mustafa Kemal Paşa, hakkımdak düşünces n apaçık şöylece
fade ett . Ve başka mütalâada da bulunmadı:
«Sulh heyet m ze sen baş murahhas olarak göndere-mem.
Çünkü kafanla hareket eders n, İsmet Paşa'yı gönereceğ m, çünkü
sözümden çıkmaz.»
Ben de şu cevabı verd m:
«Hakkımdak teveccühler n ze teşekkür eder m. Zaten Gümrü ve
Kars konferanslarında baş murahhas olarak ta n me karşı d plomat
olmadığım ç n atfımı r ca etm şt m. Israr buyurduğunuz ç n kabul
etmek zaruret nde kaldım. Avrupa d plomatlarına karşı y ne ben
çıkarmanız Türk e'n n b r c k d plomatının b r ordu kumandanı olduğu
manzarasını arz edeceğ nden m llî menfaatler m ze uygun
düşmezd .»
Karabek r görüşler n n M. Kemal, Fevz ve İsmet Pa-şalarca
kabul ed ld kten sonra sıranın k m halîfe olacağı konusuna geld ğ n
anlatır.
52
...Efend ler.
Bu dünyayı beşer yette asgar 100 m lyonu mütecav z nüfusta
mürekkep b r Türk m llet- az mes vardır, y ne 100 m lyonluk Arap
k tles vardır. Mazhar-ı Nübüvvet ve R sa- let olan Fahr- Âlem
Efend m z bu k tle- arap ç nde Mek-ke'de dünyaya gelm ş b r vücud-
mübarek d . Ey arka-daşlar, tanrı b rd r: büyüktür, âdat-ı lâh n n
tecell yatına s bakarak d yeb l r z k , nsan k sınıfta, k dev rde
mütaâa olunab l r.
lk dev r beşer yet n sabavet ve şebabet devr d r ( n-sanlığın
gençl k devr d r..)., k nc dev r, beşer yet n rüşt-ü . kemal devr d r
(olgunluğa er şt ğ dev rd r). Beşer yet n b - r nc devr nde tıpkı çocuk
g b , tıpkı genç g b yakından maddî vasıtalarla kend s yle şt gal
ed lmey st lzam eder gerekt r r). ..Allah kullarının lâzım olan nokta-
tekâmüle vusulüne kadar çler nden vasıtalarla dah kullarıyla şt -al
lâzıme- ulûh yetten addeylem şt r, (Allah'ı tanımak).. OnlaraHazret-
Âlem Aleyh sselâm'dan t baren mazbut gayr-ı mazbut ve ona
mütenah (sonsuz) denecek ka-|dar neb ler, peygamber ve resuller
gönderm şt r.Fakat Peygamber m z vasıtasıyla en son hakayık-ı
d n ye ve me-den yet verd kten sonra artık beşer yet le b lvasıta
temas-bulunmaya lüzum göremem şt r. Beşer yet n derece- d-3k
(anlayış dereces ) tenevvür ve tekamülü (aydınlanma gel şmey )., her
kulun doğrudan doğruya lhamat-ı lâh ye le temas kab l yet ne vasıl
olduğunu kabul buyuruştur. Bu sebepled r k , Cenâb-ı Peygamber
Hatemü'l-Enb yâ olmuştur. Ve k tabı, K tab-ı Ekmel'd r. Son
peygamber olan Muhammed Mustafa (Sallâllahü Aleyh ve Selm)...
d yerek doğumlarını, nübüvvet, r salet ve vefatlarını zah ve «b r
vücudu mübarek» olduğunu beyanla doğumunun bugüne tesadüfüne
«Inşaallah bu hayırlı tesadüftür» d yerek huşu le duada bulundular.
H lâfet nt habı tafs l olunduktan sonra :
(..Emr- h lâfet m lel- slâm yece en büyük maslahat-r. Çünkü
efend ler, H lâfet- Nebev ye ehl- slâm arasın-rabıta olan b r
emanett r. Ve ehl- slâmın kel me- vah-
69
İst klâl Harb nasıl başladı? Nasıl b r sey r tak p ett ? Bugünkü
durum ned r? st kbal ç n planımız ne olmalıdır? Artık k msey
lg lend rm yordu. B r c k düşünce Ga 'n n teveccühünü kazanmak ve
mebus olmak ve memeket n n metler nden st fade edeb lmekte d .
İst klâl Har-b 'm z n net ces n görünceye kadar İstanbul hükümet n n
ve Pad şah dalkavuklarının b le günahlarını af ett reb l -yorlar ve yen
devlet kuruluşunun ön saflarında yer alab yorlardı.
Saadet avcılığı dehşetl b r yarış hal nde başlamıştı.
Tehl ke büyüktü.
İst klâl Harb 'n n fedakâr ve feragatl arkadaşlarıyla Gaz 'n n
arasına her gün yen s malar g r yor ve yerleuc1ş yordu. Ve artık
İst klâl Harb 'ndek g b f k r sah pler le ş b rl ğ nden z yade mutavaat
ve alkışa hazır b r zümreye roller ver lmeye hazırlık görünüyordu.
Artık Gaz hang yolu tutarsa yen Mecl s O'nun sed ğ suretle
hedef ne götürecekt .
Koyu mutaassıplar da d n ve hele slâm aleyh ndek yen yolda
b rb r yle çatışacak b r halde değ ld ler!
D ğer taraftan da Ankara'da yen b r hava esmeye , başladı: "
İslâmlık terakk ye man m ş!
Halk Fırkası lâ d n (d n dışı) ve lâ ahlâk (ahlâk dışı) 'olmalı
İm ş.. Macarlar ve Bulgarlar g b ufak m lletler b z m g b Almanya
tarafında bulunarak mağlûp oldukları halde st klâller n muhafaza
ed yorlarmış.. Meden yete g rm şlerm ş.. Türk ye slâm kaldıkça
Avrupa ve İng ltere .müstemlekeler n n çoğunun halkı slâm
olduğundan b ze düşman kalacakmış. Sulh yapmayacaklarmış.
10 Temmuz 1923'de Ankara İstasyon'undak Kalem [mahsus
b nasında fırka n zamnames n müzakereden son-Gaz le yalnız
kalarak hasbıhallere başlamıştık.
— D n ve ahlâkı olanlar aç kalmaya mahkûmdurlar.. ded ler.
Kend s n h lâfet ve saltanat makamına lâyık gören ve bu
hususlarda teşebbüslerde de bulunan d n ve namus
83
ON
Karabek r, gel şen yen koşullardan ve oluşan ortaman y ce
kuşkulanmıştır. D n konusunda çıkan tartışmaar Karabek r'! adım
adım M. Kemal'den uzaklaştırmakadır.
Şark Cephes komutanı, bolşev kl ğ de d n karşıtı düşünce
sah pler n n de. İng l zlerce kışkırttığı kanısındaır.
Karabek r, bugün müze olarak kullanılan Ankara Ga-rındak Özel
Kalem müdürlüğüne uğrar. Odaya g rd ğ ne Tevf k Rüştü Bey, «Ben
kanaat m Mecl s kürsüsünden de haykırırım, k mseden korkmam»
d ye konuşmaktadır.
Karabek r sorar:.
«Ned r o kanaat?»
Mahmut Esat (Bozkurt) yanıt ver r:
«İslâmlığın terakk ye man olduğu kanaat .. İslam kalıkça
yüzümüze k msen n bakamayacağı kanaat 1..
Karabek r anılarının bu bölümüne şunları yazar:
«Mustafa Kemal Paşa'yı bu sefer de k mler n nerelere götürmek
sted ğ görülüyordu.»
Söyleş başlamıştır. Karabek r, slâmlığın gel şmeye engel
olduğu yolundak düşünceler n Avrupalı d plomatar tarafından ortaya
atıldığını söyler. Bu yorumunun tarışılab leceğ n de anlatır.
Ve devam eder:
«..Münakaşaya tahammülü olmayan b r mesele vara o da d n
değ şt rme gayret d r. Bence İslâm kalırsak mahv olmayız. B lâk s
yaşarız, hem de yakın tar hlerdek m saller g b t bar görerek
yaşarız. Fakat d n değ şt rme oyunu le b rl ğ m z ve selabat m z
kırarak b z mahv edeb l rler.»
Tartışmaya Feth Okyar da katılır. Okyar, Karabe-k r' n
«mütahakk m b r eda» d ye tanımladığı b ç mde şunarı söyler:
«Evet Karabek r, Türkler slâmlığı kabul ett kler nden
böyle ger kaldılar ve İslam kaldıkça da bu halde kalmaya
mahkûmlar.»
Karabek r, bu tartışmanın nasıl sonuçlandığını anıarında şöyle
anlatır:
«Gaz r yaset yer nde Feth Bey. O'nun Yolundaydı. Ber de
kapıdan g r nce hemen onun soluna oturmuştum. Feth Bey. son
olarak bana kes n cevap ver nce ben de başımı sağa çev rerek O'na
ve aynı zamanda Gaz 'ye h aba başladım:
—Önce Türkler n slâm d n n kabul etmeler saye
s nded r k . B zans Imparatorluğu'nu ortadan kaldırdılar
ve b ze bugünkü hâk m vaz yet verd kler n , aks halde
B zans meden yet ve d n ç nde Kayser Rumları hal nde
kalacağımızı., anlattım.
Sonra da:.
—Bu bayağı f kr ş ddetle red eder m. Ger kalmak-
lığımıza am l olan şey b r değ ld r. Fütuhattık, tems l kud
ret n göstermemek. Avrupa'nın l m ve fen cephes yle te-
massızlık.. g b müh m sebeplerd r. Aynı yanlışlıkları ya
pan hr st yan devletler n n de yıkılıp g tt ğ n b lmez değ l
s n z. Bu zelzelen n haklı sebepler n araştırmayıp onu gü
lünç b r sebebe bağlamak kadar bu ( slâmlık terakk ye
man d r) f kr n gar p buluyorum. Bu bayağı ve tehl kel
f kr n aramızda da lmî münakaşaya tahammül edemeye
cekkadar taraftar bulmasından da çok müteess r ol
dum.
Fakat ben de dd a ed yorum k . Türk m llet ne d n z olur, ne
Hır st yan olur. Hak kat budur. B r m llet n asırardan ber en
mukaddes duygularını b r hamlede atab eceğ n ze nanışınız objekt f
b r görüş değ l; hülyanızdır. Böyle b r harekete cüret memleket m zde
kanlı b r st batla başlar ve İst klâl Harb 'n n sam m b rl ğ n de b r r ne
katar. Nerede ve nasıl karar kılınacağını da kest -remezsek b le m llî
b r dram olacağından şüphe etmel z.
M. Kemal Paşa'ya h taben sözler me şöyle devam ett m:
— Paşam, maddî cephem z zaten zayıftır. Güveneb -
87
leceğ m z manevî cephem z de düşmanlarımızın yaldızlı
propagandasına kurban edersek dayanab leceğ m z nem z kalır?
B z , s lâh kuvvet yle parçalayamayan düşmanlarıız görüyorum k ,
artık f k r kuvvet yle mahv edecekler r. S z m llete karşı b z bu hale
get ren ga len n st bdat olduğunu, zaferden sonra m llet tamam yle
rades ne sa p olarak yürüyeceğ n , m llet kürsüsünden dah defaarca
haykırdınız. M llet Mecl s 'n tekb rler ve selâlar araında açtınız.
İslâmlığın en büyük d n olduğunu hutbelere de lân ett n z. Ş md ne
yüzle ve ne hakla b r kanlı maeraya atılacağız?
M. Kemal Paşa sözümü keserek :
«Müzakere çok hararetlend , burada kes yorum., ded .»
Atatürk, ertes gün Karabek r'e haber vermeden İzm r'e g der.
O günlerde Başbakan Rauf Bey le İsmet Paşa'nın araları acıktır.
Karabek r, Rauf Bey le İsmet Paşa'yı baıştırmak sterse de bunda
başarı sağlayamaz.
Rauf Bey, başbakanlıktan ayrılır. - M. Kemal Paşa, Rauf Bey' n
yer ne k m atayacaktır? Konu, Çankaya'da sofrada gündeme gel r.
M. Kemal Paşa:
— «Başvekâlet münhald r. Fevz ve Kâzım Karabek r Paşalar le
Al Feth Bey'den b r n n başvek l olması îcap ed yor» d ye konuyu
açar.
Fevz ve Kâzım Paşalar, asker kalmak sted kler n b ld rerek «af
buyurulmalarını» sterler. Feth Bey de ken s nde başbakan olacak
n tel kler görmed ğ n bel rterek «acz m t raf eder m» der.
M. Kemal Paşa, Fevz Paşa'nın özürünü kabul eder ya
Karabek r' n ya Feth Bey' n başbakan olması gerekt uc1ğ n söyler,
Feth Bey «başvekâlet dare edemem, acz m tekrar eder m» d yerek
yen den özür d ler.
M. Kemal Paşa ısrarlıdır:
«O halde Kâzım Karabek r Paşa başvekâlet kabul etmel d r»
d yerek tartışmayı noktalar.
Karabek r, bu olayı şöyle yorumlar:
«M. Kemal Paşa'nın üzer mdek ısrarında sam m ol-
88
ması ancak 18 Temmuz'da Teşk lât-ı Esas ye münakaşasında
ler sürülen f k r karşısındak (Mecl s n muhafazaârlardan değ l
uzmanlardan oluşması öner s ) mütalâalarımı kabul etmes yle
anlaşılab l rd . Aks halde ben m hükümet re sl ğ m hırsıyla o tehl kel
yola atılacağımı sanarak tekl f yapmış oluyordu.
Bunun ç n kend ler ne şu tekl f yaptım:
—Paşam, kat kararınızı vermeden önce Feth Bey'
n ben m 18 Temmuz'dak mütalâalarımızı düşünmen z ç n
bu kararı yarın akşam vermen z r ca eder m.
Ertes gün yemekte buluşulur.. M. Kemal Paşa esk görüşünde
d ren r. Ya Feth Bey başbakan olmalıdır ya Karabek r.
Feth Bey yen den özür d ler, bu görev yapamayaağını b ld r r.
M. Kemal Paşa «o halde» der:
«Başvek l Kâzım Karabek r'd r.»
Karabek r, teşekkür eder ve M. Kemal Paşa le yalız konuşmak
sted ğ n söyler.
Başbaşa kalınca M. Kemal, Karabek r'den önce söze başlar:
«Karabek r, şunu önce söyley m; eğer ben s yasetten, çek l rsem
yer me Fevz Paşa'yı geç r r m. Ş md sen müalâanı söyle bakayım.»
Karabek r, olayın sonrasını şöyle anlatıyor:
«Ben m aklıma h ç de M. Kemal Paşa'ya çek lmes n tekl f etmek
gelmem şt . O'nun bu sözüne göre böyle b r tekl f n önlend ğ n
anladım. İster stemez bu meseley de görüşmek zarur oldu.
Mütalâamı şöyle özetled m:
—Eğer vakt yle söyled kler n ze ve M llet Mecl s kür
süsünden dah beyanatınıza ve M llet Mecl s azalarının
bazılarının bu husustak tekl fler ne karşı İzm r'de verd
ğ n z cevaba göre çek lmek kararında sen z m llet ka
rarında serbest bırakmanızı şerefl tar h n z ç n de s z
den r ca eder m.
Yok; başvek l n z tay n hususundak kararma göre çe-
k lmeyeceksen z ben mle Feth Bey şahıslarından önce
f k rler m zden hang s n kabul ett ğ n z tesb t ett kten sona
başvek l n z seçmen z r ca eder m.
89
18 Temmuz'da stasyon b nasındak tartışmalarımız
malûmunuzdur. Ş md ye kadar defalarca söyled ğ m f k r-ler m b r
daha hülâsa ed yorum:
Ben, m llî st klâl m z g b m llî hürr yet m z de en mukaddes b r
gaye tanırım. Bunun ç n medenî hedefler m zde sürat fakat çt maî
gayeler m zde tekâmül taraftarıyım. H çb r sebep ve bahane le halkı
tazy ke ve darey st bdada çev rmeye taraftar değ l m. Ne Feth Bey
ve arkadaşlarının ve ne de h lâfet ve saltanatın herhang b r tarzda
yen den b r elde toplanmasına taraftar olanların f kr nde değ l m.
Ben mle aynı düşüncede olan ve yüksek İht sası olan ve ben mle
aynı hız ve aynı nt zamla çalışmak kudret nde olan arkadaşlardan
yen b r kab ne yaparım. Esaslı, ,b r program da tert p ett kten sonra
el ve f k r b rl ğ le sam m çalışırız. Ancak bu şartlar altında Teşk lât-ı
Esas ye le kayıtlı olan vaz fem fa edeb leceğ m üm t eder m..
Mustafa Kemal Paşa:
—Esk Kab ne arkadaşları yer nde kalmalıdır. Çün
kü bunları ben başka türlü memnun edemem. Programa
gel nce: st klâl Harb 'nde olduğu g b ahvale göre yapıl
masını lüzumlu gördüğünüz şler hakkında f k rler m ben
b ld r r m. Sen n şartların çok ağır. Feth Bey daha müsp-
et f k rde.
Ben:
—O halde ben affeders n z.
M. Kemal Paşa:
—Hayd arkadaşların yanma g del m... ded .
B z merakla gözleyen heyet n yanına gel nce şunu söyled ler:
—Karabek r de kabul etm yor. Şu halde Feth Bey'
le aralarında kura çekeceğ m, k m çıkarsa o t raz etme
den hükümet re sl ğ n kabul eder. Hayd bakalım hep n z
dışarı çıkın, yalnız Müdafaa- M ll ye Vek l Kâzım Paşa
(Özalp) bana yardım ç n ben mle kalsın.
90
ONBİR
Karabek r, d n ve devr m konularındak end şeler n her yerde
anlatır.. «Uzmanlar» der «f k rler şles nler». Yoksa d n ve ahlâk
konularında atılacak yanlış adımlar «gençl ğ züppeleşt r r».
Paşa end şel d r. Şöyle düşünür:
D nî ve ahlâkî devr m, b l m adamlarına dayanmadıuc1ğına göre
«nereden geld ğ bell olmayan bu f k r» topmda hem de «her şeye
müsa t b r muh tte yaman ha selere» yol açab l r.
Karabek r, konuyu yakın arkadaşı İsmet Paşa le de
görüşür.
«16 Ağustos'ta İsmet Paşa le görüştüm. 18 Tem-muz'da
Teşk lât-ı Esas ye münasebet yle Feth Bey ve aradaşlarıyla
yaptığımız ( slâmlık terakk ye man d r) müakaşasını ve Gaz 'n n
yakın zamanlara kadar her yerde slâm d n n , Kur'ân'ı ve h lâfet
medh-ü sena ett ğ ve pek fazla olarak Balıkes r'de m nbere çıkıp
aynı esaslara hutbe dah okuduğu halde dün gece Heyet- lm ye
muvacehes nde Peygamber m z ve Kur'an hakkında haır ve hayale
gelmeyecek tecavüzde bulunduğunu anlatım ve bu tehl kel havanın
Lozan'dan yen geld ğ hakkınak kanaat n umum olduğunu da
söyled m.
İsmet Paşa, Macarlar ve Bulgarlar, aynı saflarda t âf
Devletler ne karşı harp ett kler ve mağlûp oldukları halde st klâller n
muhafaza etm ş olmaları hr stıyan oluklarından, b ze st klâl
ver lmemes de slâm olduğuuzdan ler geld ğ n bugün kend
kuvvet m zle yıllarca uğraşarak kurtulduksa da slâm kaldıkça
müstemlekec devletler n ve bu arada b lhassa İng l zler n da ma
aley m zde olacaklarını ve st klâl m z n de dalma tehl kede
kalacağım., bana anlattı.
Ben de bu f kre şt rak etmed ğ m şu mütalâaları
ma dayanarak söyled m:
«Böyle b r f kr n doğuracağı hareket m llet n başına
85
113
F.: 8
M ll yetperverl k bu mudur?
Hak k h lâfet h ss n kalb nde duyan her Türk makam-ı h lâfete
dört elle sarılmak mecbur yet nded r. Hanedan-ı Osmânî de kabul
ed lmese ve b naenaleyh lelebet Tür ye'de kalması taht-ı tem ne
g rm ş h lâfet elden kauc1çırmak tehl kes n cat etmek, akıl ve
ham yet le h ssî m ll yet le zerre kadar kab l tel f değ ld r.»
Karabek r, bu satırları «bütün seyahat ett ğ m yer» »erdek
ş kâyetler n hülâsası» d ye tanımlar.
15 Kasım günü Hal fe. Rauf Bey le Adnan Bey' akuc1şam
yemeğ ne çağırır. Yemekte Romanya'dan gelen b r İslam Cemaatı da
bulunur.
24 Kasım günü İstanbul Fat h Beled yes 'n n verd ğ yemekte
TBMM Başkanı Feth Bey le karşılaşırlar.
Yolların ayrıldığı o yemekte b r kez daha anlaşılır
Karabek r, Ed rne'de Feth Bey le görüşmes n şöyle anlatır:
«O'ndan da Gaz Paşa nezd nde sam m b rl ğ n
hıralanmamasına frat f k rler n tepeden nme b r şekl n muc p
olab leceğ tehl keler önlemeye çalışmasını r ca et' m st m. Fakat
seyahatte gördüğüm hal r calarımın aks f k rde olduğunu bana
anlattı. Gerç kend ler yle Ankara'da f k r çarpışmamız olmuştu. Fakat
kend f k rler n n yürümes ç n İst klâl Harb 'nde kend ler nden çok
daha büyük fedakârlıklar yapan arkadaşların haklan olan mevk ler
şgalden sonra onları küçük görmek ve göstermek ne arkadaşlığa ve
ne de nsanlığa yakışırdı!..»
Karabek r ve Feth Bey4, 24 Kasım günü aynı trene Ed rne'ye
doğru yola koyulurlar. İstasyon'da halk topanmıştır.
Karabek r, «Feth Bey heyet 12 mebustu. Mecl s re s
olduğundan da ma lâzım gelen hürmet göster yor ve lk önce onun
n p b nmes ne d kkat ed yordum. Ben hem mebustum, hem de
ün formalı ordu müfett ş . Feth Bey' tanıyan yoktu.» d ye anlatır o
günkü Ed rne gez s n .
Yolda Muradlı'da Karabek r" (Yaşasın Ermen stan fa h ) d ye
karşılarlar. Hadımköy'de M llî Eğ t m müdürü. Feth Bey' , Karabek r
sanarak Karabek r’ över.
117
ONBEŞ
Karabek r, esk ve yakın arkadaşı İsmet Paşa'ya büün
kaygılarını, düşünceler n tek tek anlatır. Rauf Bey le aralarını da
düzeltmek, ster. İster ama İsmet Paşa kaarlıdır.
— Rauf Bey le görüşmem ve anlaşmam., der"1.
Kend s ne n ç n güven lmed ğ n sorar. İsmet Paşa «sana
zamanında haber ver lmem ş olması t matsızlıktan z yade a t olduğu
makamların hatasıdır» yanıtını ver r. Ve kend s n n bu şe
karıştırılmasının haksızlık olduğunu söyer.
Söz, Kemalett n Sam Paşa komutasındak kolorduun Pad şah
yanlısı olması b r ht lâle karşı İstanbul'a göner lme hazırlıklarına
gel r.
Karabek r, kend s n n Pad şah yanlısı g b görülme nden duyduğu
acıyı anlatır. Durumdan uzun uzun yaınır. Olayı kend s ne karşı b r
«komplo» olarak yorumar. M lletvek ll ğ nden ayrılarak askerl ğe
dönme kararınan bu yolda yaptığı öner den söz eder. Karabek r’ n
anatımlarına göre renkten renge g ren İsmet Paşa «ne söylersen
haklısın» der. Ve Karabek r' n «mebusların aynı zamanda komutan
olmamaları» öner s n de destekleyeceğ e söz ver r.
Kâzım Paşa, İstanbul'a döner, İstanbul'da Rauf Bey. Paşa'ya
İç şler Bakanı Feth Bey' n «bazı mebusların mektuplarını çalmak
ç n verd ğ mahrem emr » göster r.
Karabek r, bu olayı şöyle yorumlar:
«..Mütareken n lk zamanlarında İsmet Paşa bana Erurum'a
yazdığı mektubunda Fer t Paşa hükümet n n mekuplarımızı açtırdığı
şüphes n yazıyor ve mundar dare d ye bu ş nefretle yad ed yordu.
Ş md bu ş daha ge ş m kyasta ve m llet mebuslarına kend
başvek ll ğ zaanında kend s yaptırıyordu. Damat Fer t, müsteb t b r
hükümdar sadrazamı d ; fakat kend s Cumhur yet' n b nc
başvek l !»
126
bazı tad lâta razı oluyordu. Fakat, başvek ll kten çek lmeye
tahammüllü görünmüyordu. Derhal muhal f b r part yaacaktı. Ben ş
tatlıya bağlamak ç n:
— Ne yaparsan yap; yalnız her ş nde sam m yet s asete hâk m
kıl., b r de ben m askerî sahadak mesa me yardım et. Bana bunlar
yeter.. .
Harp Oyunu
Yıl 1924; günlerden 9 Şubat.
Kâzım Karabek r, anılarında «ben hayrete düşürdü» d ye
yazdığı b r haber alır:
İsmet Paşa ve M llî Savunma Bakanı Kâzım Paşa, kend s ne
haber vermeden İzm r’e g tm şlerd r. İzm r'de harp oyunları
yapılacaktır.
Karabek r ve Fevz Paşalar da İzm r'e g derler. Harp oyunlarına
M. Kemal de katılır.
«İk müh m nokta gar b me g tm şt » d ye yazar Kaabek r.
«B r madem k mesele har ta üzer nde hal olunacaktır. Ne d ye
bu kadar masraf ve rahatsızlık kabul olundu? Ankara'da daha rahat
ve st fadel olurdu. İk nc s de meselelerde, harp oyunlarında ve
manevralarda da ma kırmızı ve mav taraf den r ve bu devlet, -şu
devlet d ye s m b ld r lmezd . Çünkü bu şay olacağından dış ve ç ,
s yaset bakımından mahzurlu ve hatta tehl kel sayılırdı. İzm r'de
toplanmak ve İtalyanların Ege sah ller ne çıkaağını apaçık ortaya
koymanın herhalde b r sebeb olaaktı.
Bunu Fevz Paşa'dan sordum. Ve harp oyunu b tt kten sonra
araz seyahat yapılmasını tekl f ett m.
Mesele Ankara'da tekl f olunmuş; kend s de yolda Okumuş!..
Bunun ç n malûmatı yokmuş.. Ve hatta rey b le alınmamış.. Seyahat
hakkında da b r arzusu yokmuş.» . Bu konuda b r tartışma çıkar.
Karabek r, M. Kemal'e on yıl savaş tehl kes görme d ğ n ,
Almanlarla, İtalyanların lerde anlaşacaklarını ve
129
F.: 9
(...)
Terf müddet m geld ğ halde aldırış etmeyen, aleyh mde b r
düz ye «İst klâl Harb 'nde nasılsa Şark'ta bulundu. Bana müşk lât
göstermekten başka b rşey yapmadı» propagandası yapan ve
etrafımdan haf yeler n eks k etmeyen M. Kemal Paşa, bugün ben m
hatıratıma da el atmak kararında d . Buna muvaffakat edemezd m.
(Hatıratımı el mden almak ç n üç kere ev m basıp arattı. 3 b n nüsha
eser m yaktırttı. Ve b r hayl evrakımı aldı, Fakat o ancak
gölge yakalamıştı.)
***
Salonda Feth Bey de eş yle mevcuttu. Gaz :
—Hayd s ze yukarı kattak kütüphanem gezd rey m.
d yerek Feth Bey'le ben beraber nde alarak yukarıya çı
kardı.
Lât fe Hanım'ın da b rçok zar f c ltl k taplarını taşıyan ve bütün
duvarları kaplayan k taplarını temaşa ederken Gaz ded k :
—Musul hakkında Hal ç konferansında Feth Bey s
yaset yoluyla muvaffak olamadı. Sıra Karabek r'e geld . O
bu meseley asker kuvvet yle başaracaktır.
Ben:
—İng l zlere harp açmak felâketl b r ş olur. Yuna
n stan'ın yapamadığını bu sefer İtalyanlara da tekl f ede
b lecekler n hesaba katarak İzm r harp oyununda tehl
key bel rtt ğ n z halde ş md böyleb r st lâya kend m
z n sebeb yet vermes doğru mudur? Lozan'da Musul me-
seles n n hall sonraya; s yasî b r yoldan halle bırakılmadı
mı? Bu meselen n daha öne alınarak h lâfet n lağvında ace
le buyurulmamalı d . Eğer mütalâam sorulsaydı, belk bu
tekl f m s z de kabul buyururdunuz. Bugün İst klâl Harb
zamanından daha zayıf b r halde olduğumuzu dd a edeb
l r m. Herhang b r muvaffak yets zl ğ n b lhassa kurtluk
mıntıkasındak ak sler pek zararlı olab l r. Şark'ın ıslâhı
na yazık k , h ç ehemm yet ver lm yor, çt maî düzen m z
ve dolayısıyla ahlâkî durumumuz günden güne her taraf
ta bozuluyor.
134
ONYEDİ
«Ordu müfett şl ğ nden çek lmeden önce k m komuanlarla
kend ler yle b rl k olmaya kandırmak ç n çalıştıar. Bu b r yıl ç nde,
Cumhur yet n lânı, hal fel ğ n kalırılması g b şler m z, ortaklaşa
düzen kuranları b r rler ne daha çok yaklaştırdı ve b rl kte çalışmalara
yol açtı. İşe, s yasadan başlayacaklardı. Bunun ç n uygun zaman ve
fırsatı bekl yorlardı. S yasa alanındak ve orudak hazırlıklarını yeterl
görüyorlardı. Gerçekten- Rauf Bey ve benzerler part ç nde
sürdürmeye başladıkları durumlarıyla. Mecl s n d nlenme dönem ne
rastlayan zaanda m lletvek ller üzer nde ve yen seç mde başarı
kazanamayan İk nc Grup üyeler aracılığı le bütün yurta, ulusu b ze
karşı kışkırtmak ç n çalışmak fırsatını ele ett ler. Yurt ç nde b rtakım
g zl örgütler kurmaya ve g r ş mler yapmaya da başladılar»57
Kurtuluş Savaşı'na başlarken b rb rler ne bu kadar güvenen,
b rb rler ne bu kadar nanan k komutan araında güven duygusu
kalmamıştı.
Karabek r, kend s n n devre dışına çıkarıldığı ve ken s ne h ç
güven lmed ğ kanısındadır. Bu kanılar kuşkuara dönüşür.
M. Kemal de Karabek r' n kend s ne karşı komplo
düenled ğ nden kuşkulanmaktadır.
Erzurum'da b rleşen yollar Ankara'da ayrılmıştır.
Karabek r' n anlattığı olayları b r de Söylev'den zeyel m.
Atatürk d yor k :
«Hakkar bölges nde Nastur ayaklanmasını bastıraya
çalıştığımız b r sırada İng ltere hükümet de hüküet m ze kes n b r
nota verd .
İng ltere’n n kes n notasına b ld ğ n z b ç mde yanıt verd k, savaşı
b le göze aldık, şte Söz konusu ett ğ m z k ş ler, bu çet n günlerde,
b r yabancı devlet n b ze sal-dırab leceğ günlerde kend ler n n de
b ze saldırarak erek-
144
145
F.: 10
Komplo
Atatürk, Söylev'de Karabek r. Al Fuat Paşa le Re-fet ve Cafer
Tayyar Paşa'ların b r komplo düzenled kle kanısındadır.
Bu olayları ve duyduğu kuşkuları şöyle anlatır:
Söylev' n bu bölümünü bugünkü Türkçeye yapılan çev r s nden
okuyalım:
«Ş md sayın baylar, stersen z, s ze büyük b r «komplo» üzer ne
b lg verey m.
1924 yıl» Ek m' n n 26. günü geç saatlerde b r nc oru
müfett ş n n görev nden çek ld ğ n bana b ld rd ler. Müett ş Paşa'nın
Genelkurmay Başkanlığına verd ğ çek le d lekçes şudur:
Genelkurmay Başkanlığına
26.10.1924
B r yıllık ordu müfett şl ğ m sırasında gerek teft şle m sonunda
verd ğ m raporların gerekse ordumuzun yükelmes ve güçlend r lmes
ç n sunduğum tasarıların d kate alınmadığını görmekle üzüntüm ve
kaygım çok büyükür. Üzer me düşen görev m lletvek l olarak daha
çok göül rahatlığı le yapacağıma nandığım ç n ordu müfet şl ğ nden
çek ld ğ m b lg ler n ze sunarım efend m.
M ll Savunma Bakanlığına da yazılmıştır.
Kâzım Karabek r
Bu çek lme yazısının altında renkl kalemle şunlar yaılıdır:
«Çek lmes n uygun bulmadığımı b ld rd m. Düşünces nde
d rend . Yarın m lletvek ll ğ görev ne döneceğ n b ld rd .»
Bu satırların altında mza yoktur; ama Genelkurmay Başkanının
yazdığı anlaşılıyor. Daha aşağıda da kırmızı mürekkeple yazılmış şu
notlar vardır:
(Gelen rapor ve taşanların heps n görey m. Bunların hang
maddeler üzer nde neler yapılmış ve hang maddeler yapılmamış;
onları da dosyalattır da görey m.)
146
düz ye tak p ve tac z olduk. Bütün bunlar çok acıdır. (..). S ne-î
m llete b z g rmekle (..) çok daha mesut ve baht yar olduk.
Karabek r, anılarını şöyle b t r r:
«Vatandaş,
M llet n hürr yet n tehl kede görürsen karşısındak k m olursa
olsun tek dağ başı mezar oluncaya kadar müadelene devam etmek
vaz fend r. Çünkü nsanlarda haat denen "şey n kıymet ancak
hürr yet led r.
Hür ol, es r yaşama!»
ONSEKİZ
«Çocuklarımın adını doğmalarından b rkaç yıl evvel koydum.
..Şarkta yet şt rd ğ m yet mler ç n yaptığım saat oyununda (âlet ve
sanat)'lı meden yet n k sembolü olarak (Hayat ve Emel) d ye
s mlend rm şt m. Bu oyunda sanatkârlar, kullandıkları âlet ve
çıkardıkları ş sey rc ere göstererek:
İşte hayat, şte emel Vatan ç n sağlam temel
derler. Bunu yaptığım zaman ç me b r h s geld : k çocuğum
olsa da b r ne (Hayat), b r ne (Emel) adı versem dem şt m»81.
Karabek r' n üç kızı var. Emel ve Hayat adlı k zler le T msal
Karabek r2.
Emel Karabek r, ölmüş; T msal Karabek r, babası ölüğünde yed
yaşındaymış.
Hayat Karabek r Feyz oğlu le konuşuyorum.
Hayat Hanım, bugün 63 yaşında. Babasını, babasının
arkadaşlarını, olayları, Erenköy'dek köşktek yaşantılaım, 30'lu ve
40'lı yıllan bugün g b anımsıyor.
152
O M. Kemal, Çağırtınca G d l r!
Karabek r, evde, Atatürk'ten nasıl söz ederd ? Kara-bek r' n
devr mler ne karşı mıydı?. Örneğ n la kl k, örneuc1ğ n g ys devr m
konusundak tavrı neyd ?
Bunları en y b lecek olan kızı Hayat Karabek r Fey-z oğlu'ydu.
(Mustafa Kemal ben m en y arkadaşım derd ). B z herşey
O'nunla anlaşarak yapmaya çalıştık. Aramızda anlaşamadığımız
noktalar olsa b le b rb r m z knaya çalışık.)
B z, çocuk olarak M. Kemal hakkında ler -ger lâflar ederd k.
Hoşlanmazdı. M. Kemal le Atatürk'ü k ayrı şah yet olarak görürdü.
M. Kemal' her zaman sevg ve sayıyla anardı.
(Daha sonra tar h boyunca göreceks n z, M. Kemal'
beğenmesek, sevmesek, b z O'nu kumandanımız yapar, başa get r r
m yd k?) derd . (Saydığımız, sevd ğ m z b r kumandanımızdı.)
Babam, Atatürk'ün çevres nden ş kâyetç yd .
S ze b r had ses n anlatayım:
Atatürk'ün çok hasta olduğunu. Dolmabahçe Saraı'nda çok ağır
şek lde hasta yattığını b l yoruz. R vayet olunur k (Karabek r'! get r n,
görüşüp helâlleşmek st orum) dem ş.
Bunu çok yakınındak ler, başında duranlar, sonradan babama
anlatmışlar!
Atatürk'ün ölümünden -önce babama k mse gel p de bunları
söylemed . Etrafındak eş, dost, akraba, (Paşa en şte, Paşa amca
Atatürk çağırtmış, g tt n z m ?) d ye sorarlardı. Babam (Atatürk
çağırmadı, g tmed m) derd .
Ben o zaman lkokulun dördüncü-beş nc sınıfındayım.
(Babacığım, çağırsa g der m yd n?.) d ye sordum.
(Çağırsa, s z n bu kadar haklarınızı el n zden almış, o o kadar
sıkıntılar çekm şs n z, b z m bütün çocukluğuuzu Erenköy'de menkup
(gözden düşen) b r vaz yette geç rtm ş k mse hastalığımda s z
çağırsa g der m yd n z?)
(G derd m kızım) derd .(G derd m. 'Çünkü o ben m
157
Kızı anlatıyor:
«Babam (d ns z nsan olmaz) derd ., herkeste b r Alh nancı var,
herkes n b r d n var. En gel şm ş memleetlerde de., her neyse; d n ,
y yet şm ş d n adamlar» tarafından ele alınmasını sağlarsak -k
bunlar st klâl Saaşı'nda söyled ğ sözlerd r- d n m z de reforme olur.
(B r d n tamamen kaldırdık, la k olmak en güzel şey, h ç d nle
lg lenen yok. D n alanında y yet şm ş k mselerle d n h zet olsun. B z
bunu yapmazsak, en olmadık k mseler d ele alır ve kötü yollara
g der) derd .
Babam, Allah'a ve d ne nanırdı. Fakat d n b r koru şekl nde, b r
yobazlık şekl nde, sömürü aracı olarak do kabul etmezd . D ns z b r
nsanın her türlü kötülüğü yaab leceğ ne nanmış gerçek b r
müslümandı. Fakat her gün şunu yapacaksın, bunu yapacaksın d ye
şek llere karşıydı. Hatta çocukken devamlı olarak oruç tutmak
sed ğ m z zaman (okuyan b r k msen n devamlı olarak oruç-tuttuğu
zaman beyn n lüzumu kadar çalıştıramaz. S z. nancınızı, Allah'a
karşı bağlılığınızı v cdanlarınızda da ma hür tutun, tem z tutun ve
Allah'a olan nancınızı h çb r zaman kaybetmey n) derd .
(Herhang b r kötülüğü yapan, b r k mse de ben oruç tutuyorum
d yen - bunu çok söylerd -, ben namaz kılıyoum d yen, ben şunu
şunu yaparım, Allah ben affeder d yen., kat yyen böyle şeye
nanmayın) derd .
(B z m d n m zde böyle şey yoktur, lkönce kend v canınızla
muhasebe yapın) derd .»
Paşa, evde namaz kılmaz, oruç da tutmazmış!
Söyle düşünürmüş:
(Dürüstlükten, sağlamlıktan, sec ye kuvvet nden h çb r zaman en
ufak b r tav z vermey n; hakkınızı her yerde arayın ve nancınızı
kend doğrultunuzda, h çb r zaman tes r altında kalmadan, d n! ve
m llî nançlarınızı kend nandığınız ve güvend ğ n z şek lde devam
ett r n.)
Kızı Hayat Karabek r Feyz oğlu, babasının «demoks y
ben msem ş» b r nsan olduğunu, evde, herhang b r konuda herkes n
f kr n aldığını ve «a le nüves neyse bunu
159
YİRMİ
5.4.934
177
R: 12
şan Kurtuluş Savaşı Paşalarında değ l Cumhur yet tar m z n çok
daha sonrak ' yıllarındak oluşumlarda aranalıdır.
M. Kemal - Karabek r çel şk s Ulusal Kurtuluş kavgaı ve devr m
süres ç ndek kaçınılmaz çatışmalardır. Daa sonrak yıllarda
başlayıp. 1990'larda doruk noktalara ulaşan ger c l k ve bu ger c l ğe
ver len ödünler de karşıevr m sürec n n azgın dalgalandır.
Ulusal Kurtuluş Savaşımızın ve devr mler n önder Ga Mustafa
Kemal le Kurtuluş Savaşımızın Doğu Cepes Komutanı Kâzım
Karabek r'! bugün yen den saygıyla anıyoruz.
M. Kemal ve Kâzım Karabek r, ulusal kurtuluşun deuc1ğ ş k
yöntemler savunan ve bu yöntemler n k ş sel ve duygusal nedenlerle
karşı karşıya get rd ğ k yurtsever komutanıdır.
Başta Atatürk olmak üzere Kurtuluş Savaşımızın büün
komutanları «Tam bağımsız» b r devlet ve «la k cumr yet» kurulması
aşamalarında b rb rler yle zaman zaan çalışsalar da tar h ç nde
b rb rler n tamamlamış önerlerd r.
Bu komutanlar ve, önderler, devr m ve evr m süreçer n n
kaçınılmaz buluşma noktalarında bugün y ne beraerd rler.
Evet. b z gazetec olarak görev m z yapmaya çalışık; ş md söz
artık tar hç ler nd r!
178
NOTLAR
1TKP l derler nden Mustafa Suph ve 15 arkadaşı, 28-29
Ocak 1921 günü Trabzon'da Enver Paşa'nın yandaşlarından
Yahya Kâhya tarafından öldürülmüşlerd . C nayet n k m n em
r yle şlend ğ konusunda çeş tl varsayımlar bugün de tartışı
lıyor, bkz. H kmet Mayur, Mustafa Suph ve M ll Mücadeleye
El Koymaya Çalışan Başı Dışarıda Akımlar, Belleten, sayı 140
Ek m 1971 s: 587 vd. Mustafa Suph ve Yoldaşları, Brüksel 1975,
İndo-Türk Ajansı; Tuncay Mete, Türk ye'de Sol Akımlar, B l
g Yay. 1978. 3. bası. s: 218 vd.
2TBMM G zl Celse Zabıtları, Türk ye İş Bankası Kültür
Yay. C lt l, s: 325 vd.
3Karabek r Kâzım, st klâl Harb m zde Enver Paşa ve t
t hat ve Terakk Erkanı, Menteş K tabev , 1967. s: 132-33.
4Bek r Sam (Kunduh) Anadolu hükümet n n tems lc s
olarak Moskova'ya gönder len kurulun başkanı. Sonradan Dış
şler Bakanlığı da yapan Bek r Sam Bey, Terakk perver Fır-
ka'nın kurucuları arasında yer aldı. Bek r Sam Bey, 1933 yılın
da öldü.
5Sovyet hükümet n n o tar htek Dış şler kom ser .
6Türk ye Komün st Fırkası dare Heyet nde Fevz Paşa
(Çakmak), AH Fuat Paşa (Cebesoy), Refet (Bele), İsmet (İnö
nü). Mahmut Celâl (Bayar), Dr. Adnan (Adıvar). Tevf k Rüş
tü(Aras), Yunus Nad (Abalıoğlu), Mahmut Esat (Bozkurt),
Hakkı Beh ç (Bah ç), Ref k Koraltan, Eyüp Sabr (Akgöl) ve
Süreyya (Y ğ t) g b Mustafa Kemal' n yakınları yer almışlar
dı, Çerkeş Ethem, bu «resm » TKP'n n kurucuları arasında yer
almış değ ld ., bkz, Say lgan Aclan, Solun 94 Yılı, Mars Matba
ası, 1968, s: 145; Tuncay Mete, a.g.k. s: 163; Goloğlu Mahmut,
Cumhur yete Doğru. 1921-1922, Başnur Matbaası s. 11 vd: Kutay
Cemal, Çerkeş Ethem Dosyası, Boğaz ç Yay. s: 292, Çerkeş Et
hem. «Resm , husus , âş kar g zl b r teşk lât ve cem yete dah l
olmadık.»
Enver Paşa'nın Mustafa Kemal Paşa'ya yazdığı bu mektup Türk
Tar h Kurumu arş vler nded r.
7Celaledd n Ar f Bey: Son Osmanlı Mecl s- Mebusan'ın
187
70Kansu; s: 85.
71Jaeschke, Kurtuluş Savaşı le lg l İng l z Belgeler ,
s: 272-273.
72Ulagay Osman, Amer kan Basınında Türk Kurtuluş Sa
vaşı, 1974, s: 44.,
73Ulubelen Erol, İng l z Belgeler nde Türk ye, Çağdaş yay.
s: 196 ve 217.
5 N san 1920. Mr. L ndsay'den Lord Curzon'a : «Amer ka
senatosu Ermen stan'ın mandası ş n görüştü. Beş yılda 757 m lyon
dolar verecekler, lk başlangıçta 50.000 k ş l k b r ordu yollanacak,
daha sonra 200.000 k ş ye çıkacak» s: 259.
74Ulubelen, s: 257. 20 Mart 1920, belge no: 33, sayfa no:
49. Am ral Ş r F. Robeck'ten Lord Curzon'a :
«Kürd stan, Türk ye'den ayrılıp özerk olmalıdır. Ermen ler
le kültler n çıkarlarını bağdaştırab l r z. İstanbul'dak Kürt Ku
lübü Başkanı Sa t Abdülkad r ve Par s'dek kürt deleges Şer f
Paşa emr m zded r.»
75Avcıoğlu Doğan, M llî Kurtuluş Tar h , Tek n yay.2
k tap, s: 656.
76Cebesoy Al Fuat, M ll Mücadele Hatıraları, s: 450.
«1. C han Harb 'n n s yaset n dare etm ş olan ve o sıraarda
har çte bulunan tt hat ve Terakk Fırkası erkânının Anaolu'dak
m ll c lere haber vermeden bolşev klerle b rl kte emeryal zme karşı
hazırlamaya çalıştıkları mukavemet yuvaları da garbın Türk
st klâl ne olan düşmanlığını ş ddetlend rm şt m Bkz: ayrıca Aydem r,
Şevket Süreyya, Enver Paşa, Remz K abev , c: 3, s: 601 vd; Mumcu
Uğur, 40'larm Cadı Kazanı, Te n yay. 1990, s: 25-36.
77Avcıoğlu, s: 661-662; ğdem r Uluğ, S vas Kongres Tu
tanakları, s: 85-87; ğdem r Uluğ, Hey'et- Tems l ye Tutanakla
rı, s: 13, Rauf Bey :
«Aks takd rde aleyh m zde İstanbul'da Pad şah ve h lâfet
aleyhtarlığı ve Cumhur yet ve Bolşev kl k propagandaları yapı-
lacaktır.
78Selek Sabahatt n, Anadolu ht lâl , Burçak yay. s: 143.
79Karabek r Kâzım, st klâl Harb m z n Esasları, S nan
Matbaası ve Neşr yatev 1933-1951, s: 24-25 ve 154.
80Karabek r, Kâzım, st klâl Harb m z, Merk yay.1988,
s: 627.
81«Esasen Feth Bey, bu nkılâpların taraftarı ler f k r
l , rt ca teşebbüsler nde h çb r st da yok ve geç c menfaatler
ç n vasıta olarak kullanılmaya da st da yok.» İnönü İsmet,
Hatıralar, B lg yay. s: 230; Yetk n Çet n, Serbest Cumhur yet
' Fırkası Olayı, Karacan yay. s: 231. «S.C.F.'nın kapatılmasının
199