You are on page 1of 187

UĞUR MUMCU – KAZIM KARABEKİR

ANLATIYOR

[“Kâzım Karabekir Anlatıyor” başlıklı yazı dizisi 10-29 Haziran


1990 günleri arasında Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanmıştır.]

İÇİNDEKİLER
Sunuş…..…..…..…......................................................... 7
BİR ...................................................................................... 11
Paşalar Bolşevizmi............................................................. 16
Bolşeviklik ilanı ........................................................... 19
İKİ................................................. . .................... . ....... 20
Tartışma Sertleşiyor..................................................... 23
ÜÇ.................................................................................. 28
DÖRT.................................................................................. 37
Yol Ayrımı ....................................................................... 38
Tehlikeli Bir Cumhuriyete Doğru ........................................ 40
BEŞ........................................................... . ............... 44
ALTI ................................................................................... 52
Meclisteki Görüşme ................................................. ..53
Kulis ve Görüşme ................................................... 58
YEDİ.................................................................................... 60
Saltanat Kaldırılıyor...................................................... 63
Halk Fırkası .................................................................. 65
SEKİZ .................. . ............................................................. 67
Asla Camilerle Değil.......................................................... 76
DOKUZ .............................. . ................................................. 77
Yeni Seçime Doğru .......................................................... 79
ON....................................................................................... 86
İkinci Meclis Toplanıyor .................................................... 91
ONBİR............................... ................................................. 95
Hocaları Toptan Kaldıralım ......................................... 97
Eser Kimin?.............................................................. 99
Birinci Ordu Müfettişliği ............................................................
101'

ONİKİ....................................................................................................
....... 105
M. Suphi Olayı.............................................................................
105
Cumhuriyetin ilanı .....................................................................
108
ONÜÇ
....................................................................................................... 110
Erzurum’dan
Ayrılış......................................................................... 112
Karabekir, Halife ile Görüşüyor .......................................... 115
ONDÖRT
.................................................................................................... 118
İstanbul'a istiklâl Mahkemesi Gönderiliyor.................... 120
ONBEŞ
........................................................................................................
126
Harp Oyunu ..................................................................................
129

ONALTI.................................................................................................
.. 135
Karabekir Görev Kabul Etmiyor ..............................................
138
ONYEDİ .............................
.................................................................... 144
Komplo
................................................................................................. 146
Müfettiş
Paşa................................................................................... 149

ONSEKİZ..............................................................................................
...... 152
İzmir Suikastı ......................... .
....................................................... 154
İnönü Ağlıyor .......................... .
.................................................... 155
O M. Kemal, Çağırılınca Gidilir ............................................ 157
Harp Akademisi'nde Tolstoy ...................................................
160
ONDOKUZ
................................................................................................ 161
Nutuk'a Yanıt
.................................................................................. 163
Prof. Karal «Karabekir'in iddiaları Dayanıksız» .............. 165
YİRMİ............
........................................................................................ 169

NOTLAR...............................................................................................
187
AdDizini
.............................................................................................. 201

SUNUŞ
Kâzım Karabekir, Ulusal Kurtuluş Savaşımızın en önemli
komutanlardan birisidir.
1882 yılında İstanbul'da doğan Karabekir, 1902'de Harp Okulu'nu,
1905 yılında da Harp Akademisi'ni birincilikle bitirdikten sonra
Manastır'a atanmış; Ener Bey ile sonradan «îttihat ve Terakki» adını
alan «Osmanlı Hürriyet Cemiyeti»ni Manastır merkezini kurmuş;
bölgede Rum ve Bulgar çetelerine karşı saaşmış; 1907'de de İttihat
ve Terakki Derneği'nin İstanbul'daki örgütlenmelerinde görev almıştır.
Meşrutiyet'in ilanı ve 31 Mart gerici ayaklanmasının bastırılmasında
etkin görevler almıştır.
l. Dünya Savaşı'nda İran ve Irak cephelerinde savaşmış; 1918
yılında Erzincan ve Erzurum'u, Rus ve Ermeni ordularından kurtaran
birliklere kumanda etmiş; İngilizlere karşı Azerbaycan seferini
düzenle şt r.
1919 yılında da Erzurum'dak 15. kolordu komutanlığına atanan
Karabek r, Erzurum Kongres n n toplanmasına öncülük etm ş ve
kolordusu le b rl kte hakkında İstanbul hükümet ne tutuklama kararı
çıartılan M. Kemal Paşa'nın emr ne g rm şt r.
Kâzım Karabek r Paşa, Sarıkamış, Kars ve Güm-rü kaleler n
Ermen lerden ger almış; Ermen Taş-nak hükümet le yapılan barış
görüşmeler yle Sov-yetler'le yapılan Kars Muahedes nde «Murahhas
Het Re s » olarak görev yapmıştır.
Doğu'da savaş yıllarında ana ve babalarını y t en 4000 k mses z
çocuk ç n okullar kurmuştur.

Karabek r, Kurtuluş Savası le Cumhur yet' n lk yıllarında Ed rne


ve İstanbul m lletvek ll ğ yapmışır.
1926 yılında Atatürk'e karşı düzenlenen «İzm r su kastı»
neden yle İst klal Mahkemes 'nce tutuklanış,- yapılan yargılama
sonunda aklanmıştır.
Cumhur yet' n lânından sonra «B r nc Ordu Müett şl ğ ne»
atanan Karabek r, 1927 yılında emekl ye ayrılmış ve «Terakk perver
Cumhur yet Fırkası» adıya kurulan part n n de l derl ğ ne get r lm şt .
1938 yılında yen den TBMM'ne g ren Karabek r, 1948 yılında
TBMM başkanlığına seç lm ş,- 1948 yılına da ölmüştür.
Her ht lâl, çatışmalar ve çalkantılar ç nde oluuc1şur! Bu çalkantı
ve çatışmalar, ht lâlc ler karşı karuc1şıya da get r r.
Mustafa Kemal ve Karabek r Paşa, Ulusal Kuruluş Savaşımızı
kes n utkuya ulaştıran k esk dost, k esk arkadaş, k esk asker ve
k esk ht lâlc d r.
Yollar, h lâfet n kaldırılması ve Cumhur yet' n lâı le b rl kte
ayrılmıştır.
Karabek r, Atatürk'e neden karşı çıkmıştı?
Bu k esk dost, bu k kahraman asker n ç n karuc1şı karşıya
gelm şlerd ?
Bu çatışmanın nedenler n , Karabek r' n günü güüne yazdığı
« nkılâp Hareketler neden oldu, nasıl oldu?» adlı anılarından
öğreneceğ z.
Bu anılan, Kâzım Karabek r' n kızları sayın Haat Karabek r
Feyz oğlu le sayın T msal Karabek r le Karabek r' n b r süre önce
ölen kızı Emel Özeren-g n' n eş sayın Prof. Faruk Özereng n'den
aldım.
Kend ler ne teşekkür ed yorum.
Atatürk le Karabek r arasında kamuoyu önünek lk tartışma
1933 yılı mayıs ayında M ll yet Gaetes 'nde olmuş. Tartışma
sırasında «M ll c » takma adıyla yazılar yazan yazar, Karabek r'e şu
çağrıyı yapmış.-
— Herhalde muhterem Paşa neşrett kler (Şarkı-
8

lı bret) eser yer ne İst klal Harb 'n n b rkaç safhaına varan
çocuklarına öğretecek başka eser hed ye etseyd , tar h ve hak kat
namına daha büyük h zet görmüş, efkâr-ı umum yen n kend
haklarında, m ll mücadeledek h zmet ve tes rler hakkında kaalarda
yarattığı müphem hükümlere kend d ller ye, kend yazıları le hak k
st kametler n verm ş olurardı!
Karabek r, bu açık çağrı üzer ne M ll yet Gazete-s 'ne 7 mektup
gönderm ş, bu mektupların altısı yaınlanmış; yed nc s se
yayınlanmamış.
Tartışmanın kes lmes üzer ne Karabek r, «İst kal Harb m z n
Esasları» adlı k tabı yazmış; bu k tap, daha baskıdayken toplatılıp
yakılmış; Paşa'nın İstan- bul Erenköy'dek köşkü basılarak k tabın
kaynağı olan belgelere el konmuş.
1933'de yakılan bu k tap, 1951 yılında yen den yayınlanmış.
Atatürk, yakılan bu k tabı nceleyerek Kâzım Ka-rabek r'e 9 sayfa
tutan yanıtlar verm ş.
Atatürk'ün el yazısı le yazdığı bu notları Türk m ll eğ t m n n
unutulmaz adı esk M ll Eğ t m baanlarından Hasan Al Yücel' n kızı
sayın Canan Ero-nat'dan aldım.
Sayın Eronat'a teşekkür borçluyum; kamuoyu önünde kend s ne
teşekkür ed yorum.
Karabek r, yaşarken anılarının serbestçe okunmasına tanık
olamamış.
Gazetec H kmet Mün r, Kâzım Karabek r le 1939 yılı Şubat
ayında Yed gün adlı derg s nde röportaj yapmış; ancak bu yayın da
devr n hükümet nden gel ğ ler sürülen baskı le kes lm ş.
Karabek r, daha sonra « st klâl Harb m z n Esasarı» adlı k tabını
gen şleterek « st klâl Harb m z» aduc1ık tabı hazırlamış. Bu k tap
ancak 1960 yılında yayınlanab lm ş, Bu k tap hakkında da dava
açılmış; ancak yapı-

lan yargılama sonunda davanın düşmes ne karar ver lm ş.


Karabek r' n anılarını yayına hazırlarken o dönemler n Mecl s
tutanaklarının ve gazete kolleks yon-larının da ncelenmes nde bana
yardımcı olan TBMM K taplığı müdür yardımcısı sayın Al Rıza C han
ve k taplık görevl ler ne teşekkür ed yorum.
Enver Paşa'nın mektuplarını özel arş v n açarak nceleme
olanağı sağlayan tar h araştırmacısı sayın Arı İnan'a da teşekkür
borçluyum.
Karabek r' n anılan Devr m Tar h m z n b r boşluğunu dolduruyor.
Amacımız yakın tar h n karanlıkta kalan b r bölümünün
aydınlatılmasına yardımcı olmaktır.
Bu anılarda Anadolu ht lâl n başlatanların yol ayrımlarını ve
Devr m yıllarının dalgalanmalarını gö-receks n z.
« ht lâl evlâtlarını yer»!
Bu b r değ şmez kuraldır. Anadolu ht lâl , Tür ye'de b r yen
dönem açmış; b r çağ değ şt rm şt r. Böyles ne b r olayda ht lâlc ler n
yollarının ayrılmalaı doğaldır. Doğal olmayan bu olaylar üzer ndek
yaakların şu ya da bu nedenle bugün b le sürmes ve
sürdürülmes d r!
Ulusal Bağımsızlık Savaşının başkomutanı ve -devr mler n l der
Gaz Mustafa Kemal Atatürk le açıksözlü asker ve yurtsever
komutan Kâzım Kara-.-bek r' bugün b r kez daha saygıyla anıyoruz.
Uğur Mumcu
10

BİR
«Çünkü her g tt ğ n z yerde aleyhte bulundunuz. Yazık değ l m ?
Tar he geçecek O'nun yaptığı şeyler.»
Bu sözler Mustafa Kemal Paşa'nındı.
Mustafa Kemal' n TBMM'dek g zl oturumda savunuğu komutan
da Şark Cephes Komutanı Kâzım Karaek r Paşa'ydı.
Günlerden cumartes yd .
Tar h de 22 Ocak 1921.
«Kâzım Paşa'yı ç n zde tanıyanlar ve tanımayanlar vardır.
Karabek r Paşa, gayet zek , üstün ahlâklı, namuslu, fevkalâde y
huylu, namuskâr, tedb rl b r adamdır.»
Mustafa Kemal Paşa, arkadaşı Kazım Karabek r Pauc1şa'yı
«komün stl kle» suçlayan Erzurum m lletvek l Hüse n Avn Bey'e
karşı bu sözlerle savunuyordu.
Bursa m lletvek l ve D yarbakır st klâl Mahkemes üyes Şeyh
Servet Efend 'n n «komün zm propagandası Yaptığına da r ş frel
telgraf »m Genelkurmay Başkan Ve l Fevz Paşa'nın -yazısı
üzer nde hbar üzer ne o gün TBMM'de g zl görüşme başlamıştı.
Erzurum m lletvek l Hüsey n Avn Bey, Kâzım Karaek r Paşa'yı o
günkü moda ve yaygın dey şle «bolşev k-l kle» suçluyordu.
Hüsey n Avn Bey, Karabek r Paşa'nın bolşev k oluğundan
kuşkulanmış; bu kuşkusunu da g zl oturumda şöyle d le get rm şt :
«Erzurum'a g rd ğ m z zaman çeş tl akımlar vardı. İçler ne
g rd m. B rtakım subaylar arasında (bolşev kl ğ n)
11

..askere de yansıyacağından korkuyorlardı. ..Ordunun başındak


Kâzım Paşa Hazretler ne başvurduk. Orduda b r düzen olab l r m ?.,
ded k.
Mamaf h ded ., kanıma gel nce:
Belk efend ler, gar p gelecekt r sözüm, ben m kanıma kalırsa,
slâm yetle bolşev kl k arasında pek az fark vardır., ded .
Bunda m ras, zekât yoktur Paşam., ded m. B z m lkeler m ze
uymaz. Ben m kandırıyorsunuz? Yoksa ne buyuruyorsunuz?
Kâzım Paşa ded k :
Bugün k s yaset vardır: Batı ve Doğu s yaset . B z m, Batı le
İng l zlerle anlaşmamız olasılığı var mıdır?
Yoktur., ded m.
O halde b z m Doğu le anlaşmamız zorunludur. Doğu s yaset n
zlemek zorundayız... ded ler. (..) B z m ç n başka kurtuluş yolu
yoktur. Ve bana bolşev kler söz verd . Ben,askerî delege olarak
atandım. Bu örgütü ülke ç nde kuracağım., buyurdular.»
Erzurum m lletvek l Hüsey n Avn Bey, Türk ye Koün st Part s
kurucusu Mustafa Suph 'n n «yüksek zevat le temas ett ğ n
öğrend ğ n » ve Mustafa Suph le Kâım Karabek r Paşa'nın l şk ler
olduğunu söylüyor ve Pauc1şa'yı açıkça komün stl k le suçluyordu.
Hüsey n Avn Bey, sözler n «Doğu Cephes 'ne b r heyet
gönder n., ben gerçeğ söylüyorum. Söyled kler m n ters çıkarsa
namussuzum» d yerek noktalıyordu.
Hüsey n Avn Bey' n bu ağır suçlamalarına k m yanıt verecekt ?
Mustafa Kemal!
Mustafa Kemal Paşa, kürsüye gel yor ve amaçlarının «m llî
sınırlar ç nde bağımsızlık» olduğunu anlattıktan sona şöyle
konuşuyordu:
Efend ler,
Bu esas üzer nde yürüyen nsanlar, düşünen bey nler, doğal
olarak, komün zm n gen ş ve kayıt tanımayan esasları le
uyuşmazlar. Bu nedenle yüksek kurulunuzun zled ğ s yaset, h çb r
zaman komün stl k esasına dayalı
12

değ ld r. Bu böyled r, bunu tekrar ed yorum, b r defa daha. Fakat


y ne b lmektes n z k ve bütün dünya b lmekted r k , bu m llî esaslara
der n bağlar bulunan Mecl s n z ve Hükümet n z, bağımsız b r devlet
olarak Rusya Bolşev k devletle l şk ler nde h çb r zaman komün stl k
ve bolşev kl k esaslarını ağzına b le almamıştır.»
Mustafa Kemal Paşa, daha sonra «Rusya ç nde bu m llet n
soysuz, herhalde sersem b rtakım evlâtları oralarda serser l kler ne
devam etm şlerd r» d yor ve sözü Türk ye Komün st Part s 'ne ve
Mustafa Suph 'ye get r yordu.
«İşte bu serser ler, b r ş yapmak hülyasına kapılarak görünüşte
memleket m ze ve m llet m ze yararlı olmak amacıyla TKP d ye b r
part kurmuşlar; bu part n n başında da Mustafa Suph ve benzerler
var. Bunlar, doğrudan doğruya Vatanseverl k duygulan le gerçek
m llî duygular İle değ l, ben m kanımca, belk kend ler ne para veren,
ken ler n koruyan ve bunları koruyan Moskova’dak prens p
sah pler ne yaranmak ç n b rtakım serser ce g r ş mde
bulunmuşlardır. Bunların yaptıkları g r ş m, Rus Bolşev zm -n çeş tl
kanallardan memleket ç ne sokmak olmuştur.»
Mustafa Kemal, daha sonra «Efend ler» d yordu, « k önlem
olab l rd .»
«B r s , doğrudan doğruya komün zm d yen n kafasını kırmak;
d ğer , Rusya'dan gelen her adamı derhal, den zden gelm ş se
vapurdan çıkarmamak! karadan gelm ş se sınırın dışına çıkarmak
g b ş ddet önlemler ne başvurmak.
Bu önlemlere başvurmakta k noktadan sakınca gördük:
B r nc s , s yâseten y l şk lerde bulunmayı gerekl gördüğünüz
Rusya cumhur yet tümüyle komün stt r. Eğer böyle ş ddet
önlemler ne başvurursak, Ruslarla l şk de buunmamak gerek r. Oysa
b z, b rçok s yasal düşünce ve nedenle Ruslarla temas etmey , l şk
kurmayı sted k ve st yoruz, steyeceğ z. O halde uygulayacağımız
önlemler de dostluğunu sted ğ m z b r m llet n, b r hükümet n
pren pler n aşağılamamak zorundayız.
13

k nc görüş açısından da ş ddet önlemler ne başvurmayı yararlı


görmed k:
B ld ğ n z g b düşünce akımlarına karşı düşünceye dayanmayan
güçle karşılık vermek o düşüncey ortadan kaldırmadıktan başka,
herhang b r nsanla konuşulduğu zaman onun herhang b r f kr n
kuvvet zoru le reddedersen z ö ısrar eder. Israr ett kçe kend kend n
aldatmakta çok daha ler g deb l r.. Bu nedenle düşünce akımları
ceb r ve ş ddetle yoked lmez, ters ne güçlend r l r.»
Mustafa Kemal, n ç n komün st part s kurdurduğunu da g zl
görüşmede" şöyle açıklıyordu:
«..Komün zm n memleket m z ç n, m llet m z ç n, d n gerekler
ç n uygulama olanağı olmadığını anlatmak, kauoyunu aydınlatmak
en yararlı çare görülmüştür. İşte hükümet, böyle b r çözüm yoluna
başvurmakla beraber, şüphe yok k , gelen akımları zamanından
önce, zararlı hae gelmeden, b r taraftan da gerekl önlemler almıştır.
Hüümet, aydınlatma yoluyla bu akımın önüne geçmey
düuc1şündüğü sırada aynı b ç mde düşünen b rtakım kıymetl ahlâklı
ve her bakımdan güven l r arkadaşlar bana başurdular. Bunlar, bu
açıdan bu memleket ve m llet n yaarına en çok ne yolla h zmet
edeb lecekler n düşünüyorardı, şte bu düşüncen n ürünü olarak
Ankara'da Komü st Fırkası adı altında b r fırka (part ) oluştu.»
G zl görüşmede Mustafa Kemal «komün zm» d yordu «sosyal
b r sorundur. Bu nedenle komün zm n dayandığı lkeler anlatmakta
sakınca yoktur.»
«Yalnız» d yordu;
«Yalnız amaçlan bell olmayan, yerler b le b l nmeen b r takım
k mseler komün zm adı altında, bolşev zm adı altında örgüt
kurmalarını menetmek sted k. Bu görüş açısından İç şler Bakanı
bütün yüksek memurlara ded k :
(Komün st m d yen hükümet n resmen programı göülmüş ve
varlığı resmen tanınan örgüte g reb l r. Fakat kend kend ne kurulan
fırkanın hükümete verd ğ b r güence vardı k , o, önüne gelen örgüte
almayıp, belk ak t başında, genel koşullan, d n gerekler n , kutsal
m llî da-
14

vayı, m llet ve devlete nanmış nsanlar ancak bu ulusal davaya


bağlı kalma koşulu He kamuoyunu aydınlatab -l rlerd . Ve ben
em n m k , arkadaşlar, Rus bolşev zm n n yapmış olduğu yıkıntıyı
b rçoklarımızdan daha y b tmeked rler.)»
Şeyh Servet Efend 'n n komün zm propagandası yaıp yapmadığı
konusu «Komün st Fırkası» le «Halk İşt ak yyun Fırkasının n ç n
kuruldukları konuların da kouşulmasına yol açar.
Mustafa Kemal, Bakü'de «Komün st Fırkası» adıyla b r başka
part daha kurulduğunu anlatır ve Ankara'da Türk ye Komün st Part s
adıyla b r part kurulmasıyla «tamatı dışarıdan alan b r fırka da
redded lm ş oldu» der.
Hükümet zn yle kurulan. «Türk ye Komün st Fırkası» le «Halk
İşt rak yyun Fırkası» arasında ne g b farklar vardı?
Mustafa Kemal, g zl görüşmede bu ayrımı şu yargııyla b rl kte
açıklar:
«Türk ye Komün st Fırkası, Türk ye ç n Türk ye ç nde çalışan b r
part b ç m nded r. Halk İşt rak yyun Fırkası, doğrudan doğruya
komün zm n tel ğ göster r b r part d r, kanıtlanmış b lg lere göre
burada bulunan Rus Büyükelç l ğ le b le temas hal ndeler. Bu
konuda fazla b rşey söylemek stem yorum.»
Mustafa Kemal, bunları açıkladıktan sonra sözü Erurum
m lletvek l Hüsey n Avn Bey' n Kâzım Karabek r Paşa'yı suçlayan
konuşmasına get r r.
«..Ufak b r tereddütü olanlar, Kâzım Karabek r Paşa
Hazretler n n b r buçuk yıldır Doğu'nun durumu hakkında her gün
verm ş oldukları raporların tümünü okuduktan sonra b r karara
varmaları ve ondan sonra konuşmaları gerek r. O zaman bu görüşü
ler süren k mse, bu güçtek b r k mse hakkındak , Kâzım Karabek r
Paşa Hazretler n kıymetler n takd rde ne dereceye kadar hata etm ş
olduklarım anlayacaklardır.»
MustafaKemal, Kâzım Karabek r Paşa'nın Mustafa Suph
olayında oynadığı rolü de açıklar; der k :
15

«Mustafa Suph 'y Doğu'da Hüsey n Avn Bey'den önce ortaya


çıkartan Kâzım Karabek r Paşa'dır. Bu adaın memlekete g rmes n n
sakıncalı olduğunu takd r eden Kâzım Karabek r Paşa'dır. Bunun
memleket dışına, sınır dışına çıkarılması gerekeceğ n b len de
Kâzım Karabek r Paşa'dır. Bunun planını yapan da Kâzım Karabek r
Pauc1şa'dır; yoksa Erzurum val l ğ n z değ ld r. B z değ l z efen ler.
Akıllıca yaptığı planla, herkesten önce gerekenler harekete geç ren
Kâzım Karabek r Paşa'dır: B lmem, bol-şev klere eğ l ml ym ş.
Mustafa Suph 'n n b lmem nes y-m ş. Herkesten önce güçlü önlemler
alan Kâzım Karaek r Paşa'dır1.
(..) Kâzım Paşa'nın komün stlerle temasta olanlara karşı
komün st görünmes doğru olab l r; memleket ve m llet ç n yararlı b r
s yasal amacı sağlamak ç nd r; geruc1çekte komün st ve bolşev k
olduğu ç n değ ld r»-.
Paşalar Bolşev zm
Enver Paşa, o günlerde Moskova ve Bakü'ded r. Rus marks st
Karl Radek le l şk kuran Enver Paşa ve İt hatçılar, Len n n
öncülüğünde toplanan Baku Kurultaına katılırlar.
Enver Paşa, b r de 3. Enternasyonal n deoloj k doğultusunda
komün st part s kurar. Bu komün st part s n adı «Halk Şûralar
Fırkası»dır.
Fırka programının b r nc maddes nde «hâk m yet- m ll yey
doğrudan doğruya kend sa'y ve emeller yle k-t sab-ı hayat eden
sınıf ahal n n el nde» bulunması gereğ yazılıdır.
Bugünkü Türkçe le Halk Şûralar Fırkası'nın amacı «ulusal
egemenl ğ n kend emek ve eylemler le yaşamarını kazanan
sınıfların el nde olması»dır.
Enver Paşa Halk Şûralar Fırkası'nı n ç n kurmuştu?
Bu soruyu Şark Cephes Komutanı Kâzım Karabek r Paşa,
«Büyük M llet Mecl s R yaset » le «Erkân-ı Harb -
15

ye Re s Fevz Paşa Hazretler »ne gönderd ğ 5 Mayıs 1922


tar hl telgrafta şöyle yanıtlıyor:
«Tamam yle bolşev zm ve komün zm esaslarını ht va eden
seksen beş maddel k programın sm ne (Halk Şûralar Fırkası) namı
ver lerek Anadolu'ya gönder lmeye başlanmıştır. (..). İng l zler n barış
olasılığına karşı Ç çer n b le Enver' n Anadolu'da devr m yapması ç n
yardımda bulunuyormuş. (.. Bolşev kler, Mustafa Suph ve benzerler
le yapamadıklarını Anadolu kızıl devr m n Enver Paşa ve
arkadaşları aracılığı le yaptırmaya çalışacaklar; doğal olarak hemen
egemenl ğ eller ne alarak devr m yapanları da ortadan
kaldıracaklardır, n tek m Ermen stan'da olay aynen böyle olmuştur.»
Fevz Paşa, Karabek r' n bu telgrafına 29 Mayıs 1922 günü g zl
ş fre le şu yanıtı ver r:
«İng l zler n bu kez de komün stl ğ n yayılması g b b r maske
altında Anadolu'ya özell kle yer yer ayaklanmalar düzenlemeye
çalışacakları bazı k mseler yurda soktukları haber alınmıştır.
Aynı zamanda Enver Paşa'nın da komün stl k leh ne bazı
g r ş mlerde bulunduğu ve kend s n n şu anda Moskova'dan
b l nmeyen bîr yere g tt ğ tahakkuk etm şt r. Gerek kend adına
sah ller m ze ve kara sınırlarımıza gelecek k mseler n ve gerekse
kend s n n tutuklanarak sıkı güvenl k önlemler altında Ankara'ya
get r lmes gereğ n lg l memurlara çok g zl kaydıyla b ld r lmes n
r ca eder m»».
Şark Cephes Komutanı Kâzım Karabek r, Enver Pauc1şa'nın
komün st olduğu kanısındadır. Enver Paşa da Musafa Kemal Paşa
le Kâzım Paşa'nın «komün st esaslarını kabul eder g b »
görünmeler nden yakınır!
Enver Paşa'nın 16 Temmuz 1921'de Mustafa Kemal , Paşa'ya
Moskova'dan gönderd ğ «Muhterem Paşam» d ye başlayan
mektubunda Mustafa Kemal Paşa'nın, Enver Paşa ve arkadaşlarının
«Anadolu hesabıma b rşey yapmamalarını» sted ğ nden yakınırken
önce şu gel şmeler anlatır:
«Ben (Moskova'ya) geld ğ m zaman Bek r Sam Bey

17

F.: 2

ve arkadaşlarını buldum4. İk aydan ber Moskova'da


bulunuyorlardı. Ben bu arzunuzu haber alınca Ç çer n' n sual ne karşı
resmen vaz fem olmadığını, yalnız bugün her surette Anadolu'ya
yardım ed lmes ne taraftar olduğumu söyled m. Bek r Sam Bey' n
arzusu üzer ne b r kerre Ç -çer n'e Anadolu hükümet taraftarı
olduğunu göstermek ç n beraberce g tt m. (..). Ruslar henüz
müzakereye b le başlamamışlardı. Çünkü Yusuf Kemal Bey
b rader m z (bunar Anadolu'nun komün st olmasını steyecekler, b z
de olmaya karar verd k. B naenaleyh, y ne b zden müzakere
olunmuyor) d yorlar ve sabırsızlanıyorlardı.. (..) Ben huus olarak
Berl n'de hap shanede çalıştığımız Radek ve d ğer l derlerle ş n
b ran evvel hall ne çalıştım. Ve n haet müzakere başladı. Ve Yusuf
Kemal Bey' n zannı g b bolşev kl k tekl f ed ld .»
Enver Paşa, daha sonra, Sovyetler'den yardım ge rse bunun
gerekt ğ n , böylece «Avrupa, Anadolu Sov-yetler'le anlaştı» d ye
Anadolu hükümet n daha güçlü göeceğ n anlatır ve gerek Mustafa
Kemal' , gerek Kara-bek r' komün stl kle suçlar.
/
«..Sonra Bakü'ye geld ğ mde değ l yalnız Türk ye'de fakat bütün
slâm memleketler nde derhal aks! tes r görüleceğ ne ve böylece
İng l zlere yardım ed leceğ ne kan olduğumdan Türk ye ve Şark
bolşev zm taraftarı olmadığımı alenen kongrede söyled ğ m g b ,
Anadolu halkının menfaatına daha uygun ve c dden ez len halkı
düşünür dare esasına dayanan b r program le Talât Bey' ve
d uc1ğer k arkadaşı Anadolu'ya göndermeye karar verd k.
O zaman, Kâzım Karabek r Paşa ve zat-ı sam ler (yüksek
şahsınız) komün st esasını kabul eder g b görünüş olduğunuzdan
tab bu hususta yaptığımızı değ l yalız s ze f kr m yazmakla
yet nm şt m. B lâhare, Ankara'an aldığım mektupta ve buraya 3.
Enternasyonal'e geen delegelerden zâtıâl n z d ktatörler olmak üzere
Çereş Ethem ve d ğer bazı arkadaşların Ankara Komün st Fırkası'nı
teşk l buyurduğunuzu anladım»1.
18

Bolşev kl k İlanı
- Mustafa Kemal ve Kâzım Karabek r k esk arkadaşar;
arkadaşlıkları, dostlukları, g zl örgütlerde, ht lâlerde, savaşlarda
pek şm şt .
31 Mart ger c ayaklanmasının bastırılmasında Musafa Kemal ve
Kâzım Karabek r beraberd rler; Mustafa Kemal, kolağası rütbes le
Hüsey n Hüsnü Paşa komuasındak Red f Fırkası kurmay başkanıdır;
Mürettep k n Fırka Komutanı Şevket Turgut Paşa'nın kurmay başanı
da Kâzım Karabek r'd r.
Mustafa Kemal, ordudak görev nden çek l p «ferd- m llet»
olarak Anadolu'da örgütlenme çalışmalarına başadığında
Erzurum'dak Şark Ordusu Komutanı olarak «em-r n zdey m Paşam»
d ye yardıma koşan da Kâzım Karaek r Paşa'dır.
Her devr mde ve her toplumsal olayda .yaşandığı g
Cumhur yet n lk yıllarında da ulusal kurtuluş l derler n yollan
ayrılacak ve Kâzım Karabek r, 1933 yılında yazığı ve yayınlamak
sted ğ «İst klâl Harb m z n Esasları» adlı k tapta arkadaşı Mustafa
Kemal' n Kurtuluş Savaşı yıllarında «bolşev kl k lân etmey
düşündüğünü» yazaktı.
Karabek r Paşa'nın 1933 yılında yazdığı k tap yayın-lanamaz;
k tap matbaadayken toplanır ve yakılır.
1933 yılında yayınına z n ver lmeyen «İst klâl Harb z n
Esasları» adlı k tabın 54. sayfasındak şu satırlarını b rl kte okuyalım:
«..Bolşev kl k f kr nde olanları kaz ett m. (Bolşev kl k f kr n n
tekrar alevlenerek Amasya çt maında dah müakaşa ve kabul
ed ld ğ n ve fakat kazımla tekrar m ll hükümet esasına rücu ed ld ğ
görülecekt r.)
Mustafa Kemal' n, Karabek r' n bu satırlarına karşı Yanıtı çok
sertt r.
Mustafa Kemal, k tabın lk formalarım okuyup, el yaısı He 9
sayfalık tutan notlar alır. Bu notların 14. sırasına yer alan bölümü
şöyled r:
19

«S. 54.. Bolşev kl k., çok alçakça uydurmak sted ğ b r h kâye


(bana yapıştırmak st yor).»
İKİ
İk arkadaşın yolları Cumhur yet' n kuruluş yıllarında ayrılmıştı.
Kamuoyu önündek açık tartışmada S rt M lletvek l Mahmut
Bey' n sah b olduğu M ll yet Gazetes 'n n 27 N an 1933 günlü
sayısında «Ankaralı'nın defter » köşes nde «M ll c » mzasıyla
yayınlanan «Tek cephel sadakat böyle m olur?» başlıklı yazıyla
başlamıştı.
«M ll c » mzalı yazıları yazan Atatürk'ün kend s m y ?
Belk kend s yd ; kend s olmasa b le bu yazılar ken s n n b lg s
altında ve kend s ne çok yakın k mselerce yazılıyordu.
Belk Mazhar Bey, belk de Fal h Rıfkı (Atay).
«Tek cepheye sadakat böyle m olur?» başlıklı yazıa Celâlett n
Ar f Bey le Hüsey n Avn Bey' n; 1920 yılı Kasım ayında Erzurum'a
g derek Erzurum'da «ordu ambarlarında su st mal yapıldığını» ler
sürdüğü ve Val Kâım Paşa'nın (Kâzım D r k) görevden alınmasını
sted ğ . Kâzım Karabek r Paşa'nın önce Celâlett n Ar f Bey' n öne s
doğrultusunda -hareket ett ğ , sonra da bu öner lere karşı çıktığı
yazılıyordu.
«M ll c » ertes gün de Karabek r Paşa'nın, bu olaylar sırasında
Mustafa kemal Paşa'ya çekt ğ ş frede' «Celâlett n Ar f Bey' , daha
Ankara'dayken külah kapmak steyen bazı adamlarla anlaşarak bu
tert b yapmış; Hüsey n Avn Bey, Erzurum Val s olacak, o da Şark
V lâyetler n n Umum Val s .. Herhalde Celâlett n Ar f Bey ya b r
oyuncak olarak oynatılıyor ya kend s b rşey yapmak st yor» ded ğ n
de yazar.
20

«M ll c » Kâzım Karabek r Paşa'nın «tek cephede b rk»


stratej s ne pek atak uydurmadığını üstü kapalı b uc1ç mde de olsa
ler sürmekteyd .
1Mustafa Kemal - Karabek r tartışması bu noktadan sonra
alevlen r.
Karabek r Paşa'nın bu yazılara karşı gönderd ğ yaıt 5 Mayıs
1933 günkü M ll yet Gazetes 'nde yayınlanır.
Tartışmanın can alıcı noktalarından b r Anadolu'ya geçme
düşünces n n nasıl oluştuğuydu.
Karabek r, bu konuyu yanıtlarında şöyle anlatıyordu:
«Ben, daha mütareken n başlangıcında m llî st klâl m z n ancak
m llî b r kuvvetle kurtarab leceğ n , bunun da Erzurum'da yapılacak
m llî b r teşekkülle mümkün olab leceğ n , b rçok zatlara ve bu
meyanda Mustafa Kemal Paşa Hazretler ne de Ş şl 'dek ev nde
b zzat söylem ş ve kend ler n Şark'a davet etm şt m.»
Karabek r Paşa. lk mektubunda şunları yazar:
«..Mustafa Kemal Paşa Hazretler henüz İstanbul'da ken ben
Şark'ta şe başlamış ve Erzurum Kongres 'yle m llî nüvey
hazırlamıştım.
k buçuk ay sonra Erzurum'a gelen Mustafa Kemal Paşa
Hazretler le tekl fler mle tek den (sağlamlaştırarak) mutabık kalmış
ve bu suretle ben Şark'ta, kend ler de Garp'tak s yaset ve hareket
dare etmey m llî planımız olarak tesb t etm şt k.»
(..) Ankara'da M llet Mecl s açılıncaya kadar bu f k rde bulunan
Mustafa Kemal Paşa Hazretler bundan sonra nedense bu
f k rler nden sarfınazar ett ler.
Celâlett n Ar f Bey' n get rd ğ malûmata göre Şark'-tak kurtarıcı
vaz femden mahrum ed lecekt m. Bunun, m lî felâket n başlangıcı
olacağı hakkındak kanaat m se değ şmem şt . Bunu Celâlett n Ar f
Bey'e anlattım. Tasavvur Olunan Umum Val l ğe ben m değ l
kend s n n tay n n n muvaffak olacağı f kr n o da kabul ett .
Tekl f mden sonra Mustafa Kemal Paşa Hazretler nden aldığım
ş frede Celâlett n Ar f Bey' n (Kolordu ambararında su st mal var) d ye
Kolordu Komutan Vek l Manas-
21

tırlı Kâzım Bey'e hücumunu öğrend m, Celâlett n Ar f Beye s lâh


ambarlarını gezd rd m ve hatasını gösterd m.»
Kâzım Karabek r, yanıtında M. Kemal le Celâlett n Ar f Bey' n
aralarının y olmadığım TBMM k nc başkanı Celâlett n Ar f Bey' n,
Mecl s aracılığı le önce kend s n n, sonra da Erzurum halkı aracılığı
le de Mustafa Kemal' n düşürüleceğ n öğrend ğ n , buna göre
önlemler aldığını da b ld r yor.
Karabek r, 5 Mayıs 1933 günlü yanıtını şöyle nokalar -.
«M ll st klâl m z kurtarmak ç n canla başla uğraşanarın bu
h zmetler n yazmayab l rs n z; fakat bar bunları borçlu
çıkarmayınız.»
Bu tar hten sonra «M ll c » le Kazıp Karabek r Paşa arasında
sert tartışmalar sürer.
6 Mayıs 1933 tar hl «Ankaralının Def ter » nde şu saırlar yazılır:
^«Hayatta en kolay şey, nsanın büyük dd alarda buunmasıdır;
kend nefs ne ve şler ne olduğundan fazla kıymet vermes d r; her
müsbet rolünün, tes r n müh m oluğunu söylemes d r. Fakat bunlar
kadar kolay olmayan b rşey var k bunların şah tlerle, ves kalarla tey t
ed lme d r.»
«M ll c » bu savını kanıtlamak ç n belge de sunar. Belge
sunmadan önce de şu açıklamayı yapar:
«Herkes b l r k , Gaz Mustafa Kemal Hazretler ; Analu'ya
geçmeden evvel İstanbul'da aylarca uğraştı; pek çok temaslar yaptı.
Yerl ve yabancı b rçok âdâmla görüşü; halkın, halk ç nde
yaşayanların, ş başında olanların temayüller n araştırdı, taşıdığı
emn yet ve t mada göre herkese derece derece açıldı. Anadolu'da
açacağı müadelede kend ler ne k mler n yardım edeb leceğ n ,
İstanbul'da kalab lenlerden hang ler ne bel bağlayab leceğ n
anlamaya çalıştı. Bütün bu zevat arasında hatta heps nen evvel,
Anadolu'da b r kolordunun başında bulunan Kâzım Karabek r
Hazretler g b aynı zamanda yakından tanıdığı b r kumandanla
görüşmes nden, anlaşmasından tab b rşey olur mu?»
22

«M ll c », şu kanıdaydı:
«(Anadolu'da m llî kuvvetler n nüves n hazırladım) d yen Kâzım
Karabek r Paşa, pekala b l rler k , kurtuluş gayes yle teşekkül eden
her cem yet, hatta bu gaye ç n savaşmayı göze alan her vatandaş
m ll davanın müdafaası ç n hmal ed lmez b r kuvvett . Bu bakımdan
Erzurum'da kurulan (V lâyet- Şark ye Müdafaa- Hukuk Cem ye-
t )'nden st fade etmek tab d . Fakat, daha z yade mahallî ht yaç ve
sebeplerle kurulmuş olan bu teşk lât - Karabek r Paşa'nın sandığı
g b - memleket kurtarmaya kâ gelemezd .»
«M ll c », daha sonra Mustafa Kemal Paşa'nın bütün yurdu
kapsayan örgütler kurmaya başladığını; Erzurum ve S vas
Kongreler n n bu amaçla toplandığını yazıyor ve Karabek r'! şöyle
eleşt r yordu :
«(Şark V lâyetler nde mutlaka ben kalmalı d m; burada başkası
muvaffak olamazdı. Halkın bana t madı varı,) d yen muhterem
Karabek r Paşa, hatırlarlar k , Gaz Mustafa Kemal' n S vas ve ondan
sonra da Ankara'ya g tmeye karar vermes , kend ler n fazla telâşa
düşürmüş, c dd end şeler n muc p olmuştu. Karabek r Paşa'nın o
vak tk görüşüne ve düşünüşüne nazaran Mustafa Kemal Paşa'nın
Şark haval s nden uzaklaşması, buradak teşk lâın zayıflamasına
sebep olab l rd .»
«Ankaralının Defter » yazarı, yazdıklarını kanıtlamak ç n b r de
belge sunuyordu. Belge, Karabek r' n Mustaa Kemal'e çekt ğ şu
telgraftı:
«Kuvay M ll ye'y tems l eden yüksek heyet n değ l Ankara'ya,
hatta S vas'ın batısına b le geçmemes düşünces ndey m.»
Tartışma Sertleş yor
Kâzım Karabek r, bu yayınları 11 Mayıs 1933 tar h ne yanıtlar.
Karabek r Paşa, ulusal dava ç n «tek cephen n kurulmasına ve
yaşamasına» nasıl h zmet ett ğ n anlatıren belgeler de sunar.
23

Bu belgelerden b r Mustafa Kemal' n «3. Ordu Müett ş Fahr-


Yaver Hazret- Şehr yâr-ı M rl va» mzasıya 15. Kolordu Komutanı
Karabek r Paşa'ya çekt ğ , 11 Haz ran 1919 tar hl ş fred r.
Mustafa Kemal, bu ş frede şunları söyler:
«Verm ş olduğum kararın m llet n hukuk ve st klâl n tay n
uğrunda m llet le çalışmaktan bret bulunduğunu zat-ı b raderler ne
evvel ve ahar arzetm şt m. Bu gaye, m llet n s nes ne lt ca ederek
vaz fe- namus ve v cdanı faya fedakâraneye devam etmey am rd r.
Emsal m z veçh le, İng l zlere es r olmak üzere İstanbul'a g tmekte
mazurum. Vaz yet- vatan yeme devam edeb lmekl ğ m b ttab zat-ı
âl n z g b aynı f k r ve kanaatte bulunan kardeşler m n de herhalde
yardımlarına bağlıdır.»
Karabek r Paşa'nın sunduğu b r başka belge Mustaa Kemal
Paşa le Rauf Bey' n (Orbay) tutuklanmalarını steyen İstanbul
Hükümet 'ne gönderd ğ 1 Ağustos 1919 gün ve 2733 sayılı ş fred r.
Bu ş frede Kâzım Karabek r Paşa. «Hükümet n karar ve
s yaset n b lem yorsam da Erzurum'da bulunan Mustafa Kemal Paşa
ve Rauf Bey' n hareket ve davranışlarında vatan ve m llet n varlığı ve
çıkarlarına h çb r hal ve hareket olmadığını görüyorum» der ve
tutuklama emr n yer ne get rmeyeceğ n b ld r r.
Karabek r Paşa, aynı yanıtında 5 Ağustos 1919 tar nde Harb ye
Nezaret 1 ne gönderd ğ b r başka ş frede de «yegâne çare ancak
Mecl s- M ll 'n n» toplanmasının oluğunu yazdığını da açıklar.
Kâzım Karabek r, mektubunu şöyle b t r r:
«İst klâl Harb 'n n esrarına vakıf olmayanların ş kolayca
kavraması mümkün değ ld r. Bunun ç n had seler n tahl l nde yanlış
görüşlerle hakkımda şu veya bu lt fatlarda acele buyurulmasın.
Bunların cevabından sonra bal (bol bol harcamak) buyurulsun
efend m.»
Tartışma sert polem klere dönüşmüştü.
9 Mayıs 1933 günkü «Ankaralının Defter » şu manuc1şetle
çıkar:
«Kâzım Karabek r Paşa, en karanlık günde derv şha-
24

ne b r tevekkülle vatan davasını yarıda bırakmayı b le


düşünmüştü.»
Yazıda. Karabek r' n Mustafa Kemal'e Erzurum'dan, gönderd ğ
b r telgrafından söz ed l r.
Telgraf şöyled r:
«İstanbul'da Mecl s- M ll 'de tahasul eden (sonuçlanan)
cereyana karşı Heyet- M ll ye'n n ve Kuvay M l-l ye'n n makus (ters)
ve mütebak m b r vaz yet almasını doğru bulmuyorum. (..) Yalnız
Heyet- Temş l ye bu ş n ç nden kârlı çıkmak ve ş n mesul yet n
takd r keyf yet n Mecl s- M llî'n n uhde-y namus ve ham yet ne
bırakmayı mütalâa ed yorum. (..) Heyet- Tems l ye'n n artık Mecl s-
M ll 'ye tevd - mukadderat ederek dağılmasını ve mevk - faal yetten
çek lmes n yazar ve b r de teşekkür eder..»
«M ll c », bu telgrafı şöyle yorumlar:
«Muhterem Karabek r Paşa'nın en buhranlı, en naz le vaz yetler
karşısında karar ve tedb r namına neler düşündüğünü bu yazısından
anlayanlar., dd aları hakkında da kolay kolay hükümler n vereb l rler.
Paşa Hazretler n n o kadar emekle, ölümlerle göz göze gelerek
vücude get r l ş buyurduğu tedb rler:
(Heyet- Tems l ye'n n İstanbul'dak Mecl s- M llî'ye-tevd -
mukadderat ederek dağılması).
(Vaz yet ve hareket- müstakbelem z ç n zuhurata tâb kılınması)
g b derv şane b r teşekkülden baret oluor.»
Ankara Defter 'nde 13 Mayıs günü Karabek r' n Erurum
Kongres 'n n hazırlıklarında bulunmadığını, kongre n toplanmasında
güçlük çıkardığını ler sürüyordu.
Tartışmalar devam ed yor; gerek M llî'c , gerek Kaabek r, ard
arda sundukları belgeler le b rb rler n suçuyorlardı.
Karabek r Paşa, 3. 'mektubunda Mustafa Kemal' Ş ş-l 'dek
ev nde n ç n z yaret ett ğ n şöyle açıklıyordu :
«..Yıldırım ordularının grubunun lağvı üzer ne açıkta kalmış olan
M rl va Mustafa Kemal Paşa Hazretler 'n z yaret ett m. Bu z yaret
sebepler nden b r de müşarün ley(anılan k ş y ) İstanbul'da kalıp
Kab neye g rmek hu-
25

süsündük! arzularından sarfınazar ett rmek gayes ne matuftu..»


(...) M ll dava hakkındak f kr m anlattım.
Paşa Hazretler 'n n b lâhare, tekl fler m kabulden sarınazar
ett kler n ve b r ay sonra da İstanbul'dan uzakaştırıldıklarını şu
yazılarından öğrend m.
1— Gaz 'n n Nutku, sah fe 7:
(Ben İstanbul'dan nefy ve ted' b maksadıyla Anadou'ya
gönderd ler.)
2— Gaz 'n n Hayatı s ml eser n 79. sah fes :
(Mustafa Kemal Paşa, Anadolu'ya kend s n uzaklaş
tırmak steyen hasımları tarafından gönder lm şt r.)
13Mayıs günkü M ll yet gazetes nde Mazhar Müf t
(Kansu)' n tartışmalara katıldığı görülüyordu. Mazhar Mü
f t Bey, Erzurum Kongres hazırlıklarını şöyle anlatıyor
du :
«..3 Temmuz'da Paşa Hazretler geld ler. Kâzım Paşa'nın
hazırladım ded ğ kongreden eser olmadığı görüldü. Onüç gün
teahhurla (gec kmeyle) kongren n kürşat olab lmes ne ancak Gaz
Hazretler muvaffak oldular. Şu halde Gaz gelmeden evvel Kâzım
Paşa'nın hazırladığı m llî nüve ve kongre nerede d ?
(..) Kâzım Karabek r Paşa ç n b r m ll nüvey , kongrey ,
hazırladığını kabul etmek b le mesele müsbet net elen rse (ben de
beraberd m, ben yaptım), menfî zuhur ederse (ben kumandandım,
karışmadım) d yerek ortadan sıyrılmak g b k cephel Hareket eden
Paşa'nın b r m llî nüves ve kongres nden b r fayda bekleyenler ve
(Paşa bugün ben, hep ben yaptım) demek şeyh n keramet
kend nden menkul demek olmaktan başka b rşey değ ld r.»
14Mayıs 1933 tar hl «Ankaralının Defter » Karabe
k r' «tar he ve hak kata karşı saygısızlık» le suçluyordu.
Tartışma y ce sertleşm şt . «M ll c » soruyordu.
«Acaba Kâzım Karabek r Paşa ne sanıyor? Mektubu okuyacak
olanlar aynı zamanda büyük nutkun yed nc sayfasındak o yazının
altını ve üstünü okumayacaklar mı? Onu bulup okuduktan sonra
tar h hak kat namına aldatıl-
26

mak stenen efkâr-ı umum yen n takd r ne arzetmeyecek m d r?»


«M ll c » Karabek r Paşa'nın «mugalata» yaptığını. «Türk ye'n n
kurtuluş yolunu Gaz Mustafa Kemal g b doğru göremed ğ n!» ler
sürüyordu.
Karabek r Paşa “M ll c ”y 4., 5. ve 6. mektupları le yanıtlıyor ve
1919 N san'ında Trabzon'da Muhafaza-İ Huuk Cem yetler 'n n
b rleşt r lmeler ne çalıştığını, bu görüş-meler sırasında d ren ş
kararının «halkın ruhundan kopaak m llî gaye ve m llet rades yle»
kend s ne «em r velm ş şekl nde» yorumlandığını, şgal kuvvetler ne
karşı savaşma kararının Erzurum'da bulunan İng l z kontrol heet n n
haber olmaması ç n kongre hazırlıklarını g zl yüüttükler n anlatıyor
ve çeş tl yazışmalardan örnekler ve yordu.
M ll yet Gazetes , Karabek r Paşa'nın «M ll c n n sor-duğu
sorulara verd ğ yanıtları kapsayan 7. mektubunu da yayınlamadı.
Gazete, bu mektubun bazı bölümler n n «beynelm lel
s yaset m ze taalluk» ett ğ n ler sürüyordu8,
Kâzım Karabek r Paşa'nın en son mektubu 15 Mayıs 1933 günü
yayınlanmıştı. M ll yet Gazetes , Karabek r Pauc1şa'nın 7.
mektubunu «devlet n beynelm lel menfaatler ne» aykırı bularak
yayınlamamıştı ama bu mektupta yer alan konuları 21 Mayıs tar hl
gazetede «Ermen stan'a taarruz emr n veren b zzat Mustafa
Kemal'd r» d ye yanıtlamaka b r sakınca görmüyordu.
M ll yet'de aynı günlerde Kâzım Paşa (D r k), Gaz ntep
M lletvek l Nur Bey (Conker) ve Fal h Rıfkı Bey (Atay)' n de yanıtları
yayınlanıyordu.
Bu yanıtlar arasında en sert de Mustafa Kemal' nd :
«Bu mektubu yazan üzer nde akıl doktorlarının d kkat nazarını
celbeder m.»
Tartışmanın kes lmes üzer ne Kâzım Karabek r Poa,
hazırlamakta olduğu «İst klâl Harb m z n Esasları» adlı K tabı b t r r.
K tap, yayıncı S nan Omur'a ver l r. S nan Omur. M ll yet
Gazetes 'ndek tartışmalar sırasında k tapa yer alan belgeler n
hang s n n «devlet n beynelm lel
27

menfaat ne» aykırı» olduğunu öğrenmek ster. Ancak yaıt


alamaz. Yayıncı S nan Ömür, k tap basılırken b r gün zorla Kılıç Al
Bey götürülür9.
Sonrasını kest rmek h ç de güç değ ld r. K tabın baılan formaları
Topkapı dışındak çukurlarda yakılır. 4 Haz ranı 5 Haz rana bağlayan
gece de Karabek r' n İstanbul Erenköy'dek köşkü Emn yet Müdürü
Fehm Bey başkanığındak b r grup pol s tarafından basılır. Karabek r
Pauc1şa ve o gece köşkte kalan Cafer Tayyar Paşa (Eğ lmez) pol se
ne aradıklarını sorarlar. Pol s köşkte «İst klâl Har m z n Esasları»
k tabının yakılmaktan kurtulan baskılaını aramaktadır10.
Karabek r Paşa, savcılığa ve en yakın arkadaşı Başakan İsmet
Paşa'ya başvurursa da b r sonuç alamaz. Yollar b r büyük yol
ayrımında artık y ce ayrılmıştır!
ÜÇ
Kâzım Karabek r' n 1933 yılında yazdığı «İst klâl Har m z n
Esasları» başlıklı k tabı yayınlanmadan toplatılış ve yakılmıştı.
K tabın b r baskısı da Atatürk'ün el ne ulaştırılmıştı.
Atatürk, Karabek r' n yazdıklarına el yazısı le 9 saya tutan
yanıtlarını «NOT» başlığı altında toplar ve bu notları büyük olasılıkla
Başbakan İsmet Paşa'ya ver r.
Bu notlar, esk M llî Eğ t m Bakanlarından Hasan Al Yücel' n
ölümü üzer ne Yücel' n ev nde yatağın yanında çekmeces nde
bulunur.
Atatürk'ünnotlarını okuyoruz:
1)K.K. Paşa'nın eserler başlığı altında (10) numa
rada «İkt sadî Esaslarımız 1923'de İzm r'de basıldı» eser
kend s n n değ ld r. Ben msemeye hakkı var mıdır?
2)(13) numaradak de böyle. «Sanay projeler ».
28
Karabek r' n k tabında «B r ht yaç, eser mden k paruc1ça»
başlığı altında yayınladığı «Hak kat B r Nurdur» ş r ne şu satırlar yer
alıyordu :
C hana feyz saçan varlık hak kat nurudur her dem Ancak, bu
nurla kurtuldu beşer zulüm ve esaretten Hak kat olmayan yerde
sec ye ve l m kalmaz • Çünkü bunlar hak katten başka şeyden gıda
almaz.
Bunun ç n;
Terakk eyleyen m llet neme lâzım d ye yatmaz Arar, sorar,
söyler, yazar, hak kat kaybolup batmaz. Hak kat nuruna b r nur
eklemek ç n bütün m llet B rb r yle yarış yapar, bunun adı büyük
h zmet
şte böyle b r d yarda
r ya, yalan
propagandalar falan
Avutmaz, uyutmaz, düşüncey 1 daraltmaz, hak kat
karartmaz^
Ö halde;
Sen de şarkın evlâdı! Bu yoldan dönme, döndürme!
Hak kat nurunu parlat! Onu gafletle söndürme!
Onu söndüren âfet: R ya, yalan, korku, susmak
G b tes rlerle yalnız boşa g den şey basmaktır k
felâkett r; fakat
Bugün ses n çıkmıyorsa yaz ve yazdır hak kat
unutma k zaman onun sadık ve müttef k ve
kuvvetl muhafızı.
Karabek r k tabına «Uyandı mı Beşer» adlı b r ş r n daha almış.
Bu ş r nde de şu satırlar var:
Neden uyandığı halde beşer: Neden yıkar, yakar, asar, keser?
Aynı m llet n fertler b le
29

Kurtuluşun çares d ye! B nlerce nurlu ırkını boğdu? Çoluk


çocuğu b r şeys z kovdu? Maksat yıkmak mı yoksa yapmak mı?ı
Hakkı bırakıp güce tapmak mı?
Atatürk soruyor:
3)«B r ht yaç, eser nden k parça» başlığı altın
dak manzumeler ney st hdaf ed yor? ,
Atatürk, Karabek r' n k tabının «başlangıç» bölümünek satırlara
da karşı çıkıyor.
4)«Başlangıç (sayfa 21 son k satır ve 22'dekl not
lar».
Sayfa 21 ve 22'de şunlar yazılmış: Okuyoruz:
«M llet n ve tar h n hakkı olan hak kat beraber gömmek fec b r
c nayett r.
Ve çünkü:
Bu hak katler, yan tar hî haklar, b lhassa meden yet çağının
henüz lk yaşlarında bulunan b z m g b m llet ç n' can ver c b rer
gıdadır.
Vatandaş!
Yanlış b lg felâket kaynağıdır. Her ş n evvelâ ha kat n ara ve
öğren! Sonra münakaşasını sted ğ n g b yap! B r nc s v cdanına,
k nc s sec ye ve rfanına dayaır.
«İst klâl Harb m z n Esasları» adlı k tabında 1918'de
komutanlığını Mustafa Kemal' n yaptığı 7. Ordu'nun İng l zler
karşısında yen ld ğ ve ger çek lmek zorunda kalığı yazılıyor.
Atatürk, Karabek r'e bu konuda da karşı çıkıyor ve şunları
yazıyor:
6)«S: 37'de 7. Ordu hakkındak sözler yalandır. Kat
ma sırtlarındak muharebey yapan 7. Ordu'dur. 2. Ordu
Adana haval s ne nak l olunmuştur.»
7)«S: 38. «21 Eylül'de taarruz edecek düşman bu
lunmayan İng l zler».. Yalan!. İng l zler 7. Ordu tarafından
muhasara ed ld kler ç n durduruldular; aks takd rde n
ç n Adana'ya kadar yürümeyeceklerd ?!»
30

Karabek r, k tabının 42. sayfasında İsmet Paşa le görüşmes n


şöyle yazar:
«29 Teşr n san 334 (918) Zeyrek'de Kl şe cam karuc1şısındak
ağabey m n ev n n bahçes nde z yaret me gelen Harb ye Nezaret
müsteşarı en yakın az z arkadaşım M ralay İsmet Bey'e m llet n
st klâl n kurtarmak ç n düşünceler m şöylece zah ett m:
(Genç kumandanların İstanbul'da toplanmasına ve huusu le
ben Şark'tan ayırmak büyük b r gaflet olmuştur. Ben derhal Şark'a
adeye çalış. Ben orada m llet tenv r ve onlara yardım ederek
memleket n nhîlâl ne (yok olasına) karşı Şark'ta yen b r m llî Türk
hükümet vücua get rerek Şark'ı tehl keden kurtardıktan sonra Garp
tehl kes bertaraf ed leb l r ve bu surette mütareke huudu dah l nde
kalan anavatanımız kurtulab l r, t lâf devetler n n harekâtı dame
ett rmey p b z mle mütarekey kabul etmeler nden t lâfın bu hudud
dah l nde yen b r c dale kalkışacağını tahm n etm yorum).»
Atatürk, Karabek r' n bu satırlarına şu sert yanıtı ve r :
8) «42 nc s: İsmet Paşa'ya söyled ğ n dd a ett ğ düşünceler
baştan aşağı bey ns zced r. ..» ç ne alınacak..»
Karabek r, 6 Kanunuevvel 334'de (1918) Pad şah le
görüştükler n ve Pad şah'a «genç kumandanların ş bauc1şından
ayrılmamaları)» ve «Anadolu'ya ordularına ade» ed lmeler
öner s nde bulunduğunu yazıyor..
Atatürk'ün bu konudak yorumu şöyle; el yazısından okuyalım:
10) «S: 44. 6 Kanunuevvel 334'te Pad şahla görüşmüş; genç
kumandanları Anadolu'ya ordularının başına gönder dem ş... 'Zaten
genç komutanlar Anadolu'da d .»
Karabek r, yakılan k tabının 45. sayfasında Mustafa Kemal
Paşa'nın Osmanlı hükümet ne nazır olmayı planadığını ler sürüyor.
Önce Karabek r' n k tabını okuyalım:
«23 Mart 1935. Mustafa Kemal Paşa Hazretler n n Ahmet Rıza
Bey'le görüşerek müşar leyh n r yaset n-
31

de İstanbul'da b r kab ne teşk l ve kend ler n n Harb ye


Nazırlığına geçmes ve ben m de kab nede b r mevk al-maklığımı
arzu ett kler n öğrend m. Ve İsmet Bey vasıtasıyla bu yolda b r tekl f
aldım. Bunun felâket m ll yey tac lden başka b r şe yaramayacağını,
b r an evvel gene komutanların Anadolu'ya atılmasından başka çare
olmadığı hakkındak nokta- nazarımı te'k den İsmet Bey'e
söyled m.»
Kâzım Karabek r, yakılan k taptan b r tanes n sakayab lm şt r.
Karabek r. 45. sayfadan aldığımız bu paragafın yanında sonradan
esk yazı le şu notu eklem şt r:
«İng l zler n mandasını kabul. Bunu kabul eden Hürr yet ve İt lâf
erkânı İng l zler şler ne daha elver şl buldular ve bu komb nezonu
yaptırmadılar.
M. Kemal Anadolu'ya çıkarılıncaya kadar Harb ye Nazırlığında
ısrar ett .»
Sayfa 44'de b r başka not var. bu notu da okuya-,hm:
«Mülakattan sonra M. Kemal sordu:
— Uzun zaman ne görüştünüz?
Mütalâamı söyled m, dudak büktü.»
Atatürk bu bölümler ç n şu notu yazıyor:
12) «Ben m Ahmet Rıza B. Har. Naz. onu da kab nede vazı..
İsmet Paşa söylem ş.
Fevz Paşa'ya açmış. Şak r Paşa'yı kna etm ş (Kâzım Paşa'dan
tahk k)..»
Kâzım Karabek r, « st klâl Harb m z n Esasları» adlı k tabında,
Mustafa Kemal Paşa'yı Ş şl 'dek ev nde z yaet ett ğ ve aralarında
şöyle konuşmalar geçt ğ yazılıır:
Karabek r:
«Evvelâ Şark teşekküller n Erzurum'da b rleşt rerek herhang b r
tehl keye karşı b r m llî taarruz hazırlamayı düşünüyorum. Yen b r
Türk hükümet esası. Eğer st kâl m ze dokunulmaz, yalnız Şark
v lâyetler tehl keye düşerse derhal Erzurum'da b r m ll hükümet
faal yete başlar ve ben de m llî hükümet n emr nde b r ordu komutanı
olarak Şark'ın müdafaasını deruhte eder m. Eğer tah-
32

m n m veçh le tehl ke bütün vatan ç n görülürse çıkacak


hükümet yen b r Türk m llî devlet olur ve b zler de bütün vatanın
müdafaa vaz fes n deruhte eder z. Böyle b r şek lde meselen n hall
tab daha güçtür ve bütün arkadaşlarımızın Anadolu'da kıtalarının
başında bulunmaları lâzımdır. Derhal lk fırsatta tehl key , bertaraf
eder z. Bütün kuvvetler Garp'a tevc h olunab l r. Ben bu vaz yette
Şark'tak rolümü muvaffak yetle yapab l r m. Garp meseles açık
kalmıyor. Zat-ı sam ler nden r cam da b ran evvel s z n de Anadolu'ya
geçmekl ğ n zd r. Her makamın namuslu genç s ması kumandanların
Anadolu'ya atılmaına taraftarda. Bunun ç n derhal s z n de b r vaz fe
le gelmen z mümkündür. Eğer mümkün olmazsa husus b r tarzda
da geleb l rs n z. Evvelâ Erzurum'da toplanalım ve m llî hükümet
esasını kuralım.
Ben Trabzon ve Erzurum'da s z gel nceye kadar bu esası
hazırlarım.»
Mustafa Kemal :
«Evet bu da b r f k rd r.»
Karabek r:
«Paşam, f k r değ l karardır.. Ben, şe başlayacağım ve kmal-
namus ç n uğraşacağım. Eğer, ş tasavvur ett ğ m g b bas t çıkmaz
da İt lâf kuvvetler şgaller başlasa b le Şark'tak M llî Türk Hükümet
kolay kolay mah-volmaz. Ve bu surette Türklüğün ölümü,
mukadderse pek pahalıya mal ed l r. Erzurum dağlarında
duramazsak Ermen stan dağlarında bu yen Türk hükümet y ne
yaşar.
Paşam; İstanbul'da çok kalmayınız. Ve buradak d ğer
komutanlar üzer nde de müess r olarak b r an evvel Anadolu'yu
kuvvetlend rel m. B rçok batmış m lletler s klâller ne kavuşurken
asırlar doldurucu muazzam tar h olan Türk m llet n kurtaralım.»
MustafaKemal:
«Vaz yet s ze hak verd r yor. İy olayım gelmeye çaışırım.»
Karabek r:
«Paşam, o halde tek dağ başı mezar oluncaya kadar
mücadeley şahsî ve m ll namusumuzu kmal ç n (ya s-

33

F.: 3

t klâl, ya ölüm) andında b rleşt k değ l m ?, ded m ve sarılıp


öpüşerek veda le ayrıldım. En son z yaret mde İsmetBey le
Hasb hal oldu.
(Anadolu'da b r vaz fe almasını, mümkün olmadığı takt rde
İstanbul'da h çb r s yas cereyana karışmayarak Şark'dak net ceye
nt zar etmes n ve hale göre Anadolu'a atlamasını) kend s nden r ca
ett m ve k kardeş g b sarılarak veda le ayrıldım.»
Atatürk, Kâzım Karabek r' n bu satırları ç n neler yazmıştı?
Atatürk'ün el yazısı le hazırladığı notun 3. sayfasıı okuyoruz;
13) ^«S: 46-49.. (11 N san cuma günü) ben z yaret baştan
yalan, sonradan uydurma b r t yatro parçası.. İsmet Paşa'ya
söyled ğ n tahk k (12 N san 335'te İstanbul'dan çıkmış.. 19 N san
335 Trabzon).»
Karabek r, k tabında 19 N san 1919 günü Trabzon'da Muhafaza-
Hukuk Cem yet le görüştüğünü, Trabzon heet n n batı dünyasından
«merhamet ve< adalet» stemek üzere g r ş mlerde bulunduğunu,
kend s n n bu sözlere «Vatanımızı ancak s lâh kuvvet yle
kurtarab leceğ » b ç nde yanıt verd ğ n açıklıyor. Ayrıca,
Erzurum'dak Franız Konsolosu le yaptığı görüşmey aktarıyor.
Atatürk, k tabın bu bölümüne de şöyle karşı çıkıyor:
16) «60. s. Trabzon heyet ne.., sözler ndek manıksızlıktır. 61. s.
Fransız h kâyes çocukça.» (
Karabek r, İzm r' n şgal n şöyle anlatıyor:
«15 Mayıs 1335'de m llî kt sadımızın can ev olan sevg l
İzm r' m z Yunanlıların şgal ett ğ n 16 Mayıs 335'-de haber aldık.
Her tarafta halk ve ordu mensupları müth ş b r galeyanla ham yetle
çırpındılar. Günlerce halkın feryatları, m t ngler devam ett .
Erzurum'da b nlerce halk karargâhta toplandı.. (Tek dağ başı mezar
oluncaya kaar mücadeleye) tekrar ant ver ld .»
Atatürk'ün 20 numaralı notu da İzm r’ n şgal le l l :
20) «İzm r’ n şgal (15 Mayıs 335) ç n m t ngler ben em r
verd kten sonradır. O zamana kadar hatta ondan sonra da Trab...
yaptırmadı..»
34

Karabek r, k tabında «ben m planım etrafında lk k mer toplandı


ve bu planın tatb k esnasında f k rler dama mutabık mı kaldı?»
bölümünde Erzurum ve S vas konreler n ve kend hazırlıklarını
anlatıyor.
Karabek r' n kend hazırlıkları le lg l 3. maddeye Atatürk karşı
çıkıyor. 3. madde şöyle:
«M ll taarruzun her sahada nk şafı ç n orduca muavenet..»
Atatürk'ün bu konuyla lg l notu da şöyle:
21) «Üçüncü esas) «Ben m planım etrafında lk evvel k mler
toplandı?».. Anlaşılamadı.»
Karabek r, k tabının 76. sayfasında İsmet Bey' n (İnönü)
kend s ne yazdığı mektupta «Vaz yet- har c ye karanlıktır. Büsbütün
mha ve İstanbul'dan hraç olunmaklığımızın ht malâtı za l
olmamıştır» d ye end şeler n bel rt ğ n anlatıyor ve şu yorumu
yapıyor:
«B z nasıl mahvedeb l rlerd ?»
Atatürk, Karabek r' n bu sözler n de yanıtlıyor:
25)«S: 76. İsmet Paşa'nın ona mektubunda söyle
d ğ çok doğru; ama hâlâ onu anlayamamış.»
Karabek r, şgal kuvvetler n n İstanbul'a «zaten hâk m»
olduklarını, dünya kamuoyu önünde «hakkımızdak hüsnün yet n flâs
etmes » n bekled kler n , bunun ç n de «bolşev kl k lânını»
körükled kler n yazıyor.
Karabek r şu kanıdadır:
İng l zler, Anadolu'da «selâh yet sah b görülen b r s manın
bolşev kl k lânı» le amaçlarına ulaşacak ve düna kamuoyunu
böylece arkalarına alacaklardır.
Atatürk, Karabek r' n bu düşünces n saçma bulur ve söyle
yanıtlar:
26)«Bu da Anadolu'da selâh yet sah b g b görü
len b r s manın bolşev kl k lanı ne le mümkün olur....»
Herzes le ben murad ed yor.
Rauf Bey' n d kkat n çekm ş..»
Karabek r, Mustafa Kemal Paşa'nın S vas Kongres sırasında
kend s ne çekt ğ 23 Haz ran 1935 (1919) tar hl ş freden de söz eder.
Ş fren n 3. maddes şöyled r:
35

«Bolşev zm n sûret- telâkk ve tecell s dah müzakee ed lerek


esasen Kazan, Orenburg, Kırım vesa re g b ahal - slâm ye bunu
kabul ederek an'ane g b şlerle zaten alâkadar olmadığından.bunun
memleket ç n b r mahsuu olmadığı düşünüldü. Yalnız 17 Haz ran
335 ve b lâ nuaralı ş frel mütalâa-ı âl yeler etrafında düşünülerek
ha katen bolşev kler n daha müess r b r vaz yete g rmeler hal nde
b taraf görünmek azm yle İt lâf kuvvetler n memeket m zden
uzaklaştırmaya cbar ve aks takd rde vataımızın bolşev kl k payı
st lâsında kalmak tehl kes ne seeb yet verecekler n dd a etmek ve
ona göre cabat-ı f l yes ne kalkışmak muvaffık olacaktır.»
Atatürk, bu ş freye dayalı bolşev kl k savını .ve Kâzım
Karabek r' n Erzurum Kongres hazırlıkları le lg l bölümer n şöyle
yanıtlıyor:
27) • «S: 77, 21-22'de Mustafa Kemal Paşa S vas Kon-gres 'ne
karar ver yor. Burada ser b r karara g derek m lî varlığımızı tehl keye
düşüreb lecek b r karar vereb l r m ? İşte bu end şeler ç nde ken
aldığım 23 Haz ran 335 tar hl ş fren n üçüncü maddes dava-yı
m ll yem z hez etten kurtarmış olduğumu gösterd ...!»
D yerek malûm bolşev kl k meseles ..
Halbuk bu 3. madden n S vas Kongres le b r alâkası yok, b r
başka b rşey.
Onun mütalâası aranacak.
30)S: 82. Son yazısı Raf et Paşa'nın ş fres tetk k
olunacak.•
31)S: 85, 86, 87'de çok yalan var.
9Temmuz'da ben re s nt hap ett ler, 9 T. b ld rd -
ler.
32)S: 88. Yalan ve ayıp...
33)S: 89, 90. Saçma ve şantaj!
36

DÖRT

«Paşam, s z askerl kten st fa ett n z. Ben m bundan sonra bu


vaz feme devam mkânım kalmadı. Müsaaden zle Kolordu Komutanı
Kâzım Karabek r Paşa'dan asker b r vaz fe steyeceğ m. Evrakı k me
tesl m etmem emred yorsunuz?»
«Ya öyle m efend m? Pek efend m. Evrakı Hüsrev Bey'e dev r
ed n efend m...»
Bu konuşma, Erzurum'da bugün «Atatürk Ev » olarak b l nen
evde 10 Temmuz 1919 günü Mustafa Kemal Paşa le M ralay Kâzım
Bey arasında geç yordu.
Mustafa Kemal Paşa le Samsun'a çıkan 3. Ordu Kurmay
Başkanı M ralay Kâzım Bey (D r k) Erzurum'da askerl kten çek len
Mustafa Kemal Paşa'ya artık kend s le çalışamayacağını
b ld rmekteyd 13.
Kâzım Bey, selâm ver p odadan çıkar. Mustafa Kemal üzgündür,
Rauf Bey'e (Orbay) dönerek «Rauf gördün, ben haklı değ l m d m?
Devlet makam ve mesned n gördün mü? Dün ben mle en yüksek
gayret ve şüphe götürmeyecek kadar sam m yetle çalışan bu adamın
hareket ben tey d etmed m ?» der,
Yaver Cevat Abbas, telâşla odaya g rer ve Kolor- du 'Komutanı
Kâzım Karabek r' n geld ğ n haber ver r.
Hob ye Nazırı Şevket Turgut Paşa, Mustafa Kemal 1le Rauf
Bey' n tutuklanmalarını steyen emr Karabek r1 e ulaşmıştır Mustafa
Kemd , bu yüzden ted rg nd r. Rauf Bey'e «ded kler m doğru değ l
m ym ş» derces ne bakar ve yaver Cevat Abbas'a «Buyursunlar»
der.
Mustafa Kemal, tutuklanmayı beklemekted r.
Karabek r, odaya g rerek Mustafa Kemal Paşa'yı sayıyla
selâmlar ve şunları söyler:
«Kumandamda bulunan zabıtan ve efradın hürmet ve taz mler n
arza geld m. S z bundan evvel olduğu g b bundan böyle de
muhterem kumandanımsınız. Kolordu komu-
37

tanına mahsus araba le ma yet n ze b r takım süvar get rd m.


Hep m z emr n zdey z»",
Mustafa Kemal, Karabek r' n üstüne atlayarak bu es arkadaşının
boynuna sarılır ve b rkaç kez öper.
Yazgı değ şm şt r. ,
Aynı günlerde Al Fuat Paşa (Cebesoy), da ordudan st fa eden
M. Kemal Paşa'ya bağlılıklarını b ld r yor, Raf Bey de yayınladığı
b ld r de şu sözü ver yordu :
«Vatan ve m llet n halâs ve st klâl ve makam-ı saltanat ve
h lâfet n masun yet b lf l tem n ed l nceye kadar Mustafa Kemal Paşa
le ulaşacağıma mukaddesadı namına ahd ü peyman eyled ğ m arz
ve lân eder m»14.
B rb rler ne bu kadar bağlı nsanlar neden sonra karuc1şı karşıya
gelm şlerd ?
Bu sorunun yanıtını Atatürk Söylev'de şöyle ver yor:
«Başarı ç n uygun ve güven l r yol her evrey vakt geld kçe
uygulamaktı. Ulusun gel şmes ve yükselmes ç n esenl k yolu
buydu. Ben de böyle yaptım. Ancak tuttuuc1ğum bu uygun ve
güven l r yolu; yakın çalışma arkadaşlaım olarak tanınmış k ş lerden
k m ler yle aramızda zaan zaman görüşlerde, davranışlarda, yapılan
şlerde be ren temell ve k nc derecedek b rtakım anlaşmazlıklaın,
kırgınlıkların, ayrılıkların da neden ve açıklaması oluştur. Ulusal
savaşımıza b rl kte başlayan yolculardan k m ler g derek ulusal
yaşamın bugünkü cumhur yet yaalarına dek uzayan gel şmeler nde
kend düşün ve ruh yetenekler n n kavrama sının b tt kçe bana
d renmeye ve karşıt olmaya başlamışlardı»15.
Yol Ayrımı

Kurtuluş Savaşı'nı b rl kte yapanlar b r yol ayrımına başka başka


yollara sapmışlardır. Atatürk'ün tuttuğu yol, la k Cumhur yett . Devlet
b ç mlend ren s yasal çeruc1çeve ve deoloj de buydu.
Pek Karabek r, ne düşünüyor ve ne st yordu?
Ş md Karabek r' n yazdığı bugüne kadar h ç yayın-
38

(anmayan «İnkılâp Hareketler neden oldu, nasıl oldu, nasıl dare


olundu» adını verd ğ anılarını okuyarak bu souları yanıtlayacağız.
Karabek r, anılarında 31 Mart olayı He lg l kısa
deuc1ğerlend rmeler n yaparak başlıyor1".
İtt hat ve Terakk örgütünün Manastır merkez n «Osnlı Hürr yet
Cem yet » adıyla kurup, bu g zl derneğ n İstanbul örgütünde
oluşturduğunu, 2. Meşrut yet'den sonra Selan k Kongres 'ne İstanbul
deleges olarak katıldığını. 31 Mart ayaklanmasını bastıran harekât
ordusunda mü- rettep fırkanın kurmay başkanı olarak görev
yaptığını. Ataürk'ün «Osmanlı Hürr yet Cem yet » adındak örgütün
kuulmasına h çb r etk s olmadığını, 31 Mart ayaklanmasıın
bastırılması sırasında kend s n n 2. Fırka Komutanı Şevket Turgut
Paşa'nın Mustafa Kemal' n de 1. Fırka Koutanı Hüsey n Hüsnü
Paşa'nın kurmay başkanı olduğuu anlattıktan sonra şu
değerlend rmey yapıyor:
«Meşrut yetle Cumhur yet nkılâpları arasında hamle
ler ve bu hamleler yapmak ç n teşk lât bakımından bü
yük farklar vardır. Bunları kısaca bel rtt kten sonra Cum
hur yet nkılâbımızın hakkındak b lg ler İSTİKLÂL HARBİ
MİZ hakkında olduğu g b ves kalarımla ve şah tler mle arz
ed yorum.
B zde Meşrut yet, H lâfet ve saltanat makamının zuüm ve
st bdadına, Cumhur yet se o makamın ac z ve meskenet ne karşı
yapılmış b r nkılâptır. Meşrut yet n alınması, her müterekk ( lerleyen)
m llete olduğu g b zule karşı nt kam ve st bdada karşı nefret
duyguları herang had selerle ve o had seler daha kuvvetl
canlandıarak aksett ren sözler ve yazılarla halk arasında kök
saldıktan sonra başlayan teşekküller n vak t vak t andıkarı veya
atmak sted kler hamleler n st bdat kuvvet yle çarpışması,
boğuşması ve en son aşağıdan yukarı yapıan kuvvetl b r teşekkülün
hürr yet zorla almasıdır. B r rt ca da bastırıp müsteb t pad şahla hal
ed l nce artık Meşrut yet memlekette kökleşm ş oldu.
Hürr yet aşkına ver len kurbanlar ve ızdırap çeken vatandaşlar
hürr yet n ebedî olarak manevî kurucusudur, ko-
39

ruyucusudur. Zulmün, st bdadın, Türk m llet n n lerleme ne ve


meden yet cam asında hak k olan yer almasına ne derece engel
olduğunu ve net ce değerl vatandaşlaımızın mahv ve per şan ett ğ
hakkındak yazılarda y ne hürr yet m z n en kuvvetl muhafızlarıdır. En
kah r (ez c , üstün) olan muhafızın da Türk ordusu olduğu eserler yle
ortadadır. İşte bu kuvvetler n sah b olan Türk m llet arık el ne aldığı
hürr yet Meşrut yet dares le korumak kudret nde bulunduğundan
zaten kısa süren Meşrut yet devr nde Cumhur yet hamles ne h ç
ht yaç duymadı. Ve tab de böyle b r hamle ç n aşağıdan yukarısı
teşk lât da yapmadı. Cumhur yet hamles , st klâl m z n dış darbeerle
tehl keye düşmes karşısında müstevl lere karşı yaılan m ll teşk lâtın
ac z ve meskenet ç nde tesl m yet kabul eden ve sulhten sonra da
teceddüt (yen leşme) haeketler m ze engel olacağı anlaşılan
pad şahlığın devr les nden barett r.»
Tehl kel B r Cumhur yete Doğru
Kâzım Karabek r, Mütareke'n n memleket n «gayr Türk kısmı»
şgal altındayken mzalandığını, şgalc ler n Türk yurdundan parçalar
koparmak amacında oldukları anlauc1şılınca b r takım kuruluşların
oluştuğunu, bu kuruluşlaın saldırganlar tarafından hoş görüldükler
ve belk de şgalc ler n bu kuruluşlara hız verd kler n ; Anavatanın
paruc1çalanma tehl kes büsbütün bel r nce yurt parçasının b r
yönet m altında toplanması gerekt ğ n n duyulduğunu anattıktan
sonra şunları yazıyor:
«H lâfet ve saltanat makamı, Türk m llet n , Türk vatanını
etrafında toplayamamıştı. Bu ş başaracak muc ze lâzımdı. Bu da
kend l ğ nden ortaya yayıldı.
Bolşev kl k lânı.
Böyle b r Cumhur yet derhal Sovyet Rusya'dan da her türlü
yardımı gördüğü halde «d n n ve m ll yet n kaybetyecek ve st klâl ne
sah p olunacaktır» den ld .
Bu öyle cezbed c (çek c ) ve kna ed c b r şek lde t -
40

mada değer kaynaklardan gelm şt r k , Mustafa Kemal Paşa b le


bunu kurtarıcı b r formül olarak İstanbul'da ele alarak gelm ş ve
Amasya'da bazı arkadaşlarımızla müzekkere ve karar verm şt ,. (..)
Düşmanlarımızın b z b rleşt rmek değ l tam b r nh lâle (dağılmaya)
sürüklemek ve bu surette st klâl m z şöyle dursun m llî
mevcud yet m z dah tehl keye düşürmek ç n kurdukları bu pusudan
tam zamanında b r müdahalemle kurtuldu.
Burada S vas Kongres 'n n, b r taraftan da Amer kan mandasını
kurtarıcı b r çare g b kabuller ve tehl key de nasıl atlattığımız
üzer nde yen den durmayarak sırf had seler n akışını tak p ç n
kaydett kten sonra asıl konumuza geç yorum-.»
Bayburt c varındak Mehd 'y 17 tenk l (cezalandırma) ett ğ m z n
ertes günü İng l z Kaymakamı Rawl nson İstanbul'dan Erzurum'a
geld . Ve ben hemen makamımda z yaret ett (27.11.1919). Tam b r
saat görüştük".
Anlattıklarının hülâsası şunlardır, Lord Curzon d or k :
«a) Ş md ye kadar sulh yapmadığımızın sebeb Tür ye'de
ş md ye kadar kuvvetl b r hükümet görmed ğ m z-dend r. Hak k
İng l z dostu olacak s malarla anlaşmak s yoruz. Mustafa Kemal
Paşa sulh konferansında bulunun veyahut sulh mukarreratma
(kararlar) mutabık kalsın.
b)End şem z Türk ye'n n y ne b r gün İng ltere’n n
düşmanları tarafına gec vermes d r. Pad şah hükümet bu
nu yapab l r. Artık krallık ve mparatorluk modası geçm ş
t r. B rçok debdebe vemasraf yer ne m llet kend ş n
kend gören cumhur yette taraftardır. B z m de pad şahı
hükümet ve s yasete karıştırmayıp hal fe olarak sted ğ
yerde oturmasına taraftar olmaklığımız.
c)Gerç İstanbul b r Türk şehr olarak kabul olun
muştur. Ancak Çanakkale t lâf Devletler tarafından ş
gal olunacak - ht mal İstanbul etrafında t lâf asker bu
lunur-.Zaten Türk ye b r Asya devlet d r, İstanbul b r
köşed r.Anadolu'nun dares ve terakk ye şevk ( lerle
meye yönelt lmes ) İstanbul'dan gayr mümkündür. Bu hu-
41

susta ne düşünüyorsunuz? Meselâ Bursa'da olacak b r hükümet


serbestt r.»
Kâzım Karabek r, Lord Curzon'un akrabası olan Raw-l nson'a şu
yanıtları ver r:
«a) Türk m llet S vas Kongres 'nde kararını verm ş r. H ç
k msen n bunu değ şt rmeye selah yet yoktur. Yaında m llet n
t madını kazanan Mebuslar Mecl s İstanbul'da toplanacaktır.
Sulhumuzu m llet n t madına mazhar olan b r hükümetle bu
hükümet n tay n edeceğ b r heyet yapab l r.
b)Türk dostluğu İng l zler ç n çok faydalı, düşman
lığı o derece zararlıdır. Bugün m llet m z n her ferd İn
g l z dostluğu taraftarıdır. Avrupa'da cumhur yet olmayan
pek az m llet kaldı. Fakat henüz on yıllık dareye mal
k z. Bunun ç n Avrupalılar g b pek ler düşünemey z.
c)Hükümet merkez n değ şt rmekle dah şahsî dü
şüncem h ç kalır. Yalnız memleket n dares bakımından
b le Bursa'dan İstanbul herhalde her tarafa muvassalatı
(ulaşması) daha kolay b r yerd r. S yas bakımdan se İs
tanbul'da hükümet m z serbest bulundurmayacak olanlar
Bursa'yı da uzak görmezler.»
Karabek r, daha sonra, Ravvl nson'un kend s ne İtalanlar le
Yunanlıların anlaştıklarını, İtalyanların parasızık, Yunanlıların da
şarlatanlıkları neden yle savaşı sürüremeyecekler n , Bolşev kler n de
on yıl kend ler n to-parlayamayacaklarını anlattığını, Amer kalıların
da VV lson prens pler n beğenmed kler n söyled ğ n , bunun üzer ne
kend s n n «Ya İzm r, Antalya, Adana ne olacak? Ermen hükümet
teşekkül edecek m ?» d ye sorduğunu, Ravvl n-son’un da şu yanıtı
verd ğ n yazıyor:
«İzm r ç n ısrar edenler çoksa da Yunanlıların ne parası var ne
adamı.. B z de bütün kuvvetler m z çekt k, İng l z efkârı Yunanlıların
aleyh ne dönmüştür. Nasıl olsa İzm r'den çıkartılacaklardır. İzm r’ n
tahl yes le beraber Antalya ve Adana da kolaylıkla tahl ye olur.
Ermen ler n kend taraflarında dah hükümet teşk l etmeler zordur.
Ben hududun Araş nehr nden geçmes n tekl f ett m. Pon-tus falan da
yoktur. Rumların ne şarlatan m llet oldukla-
42

rını b l rs n z. Başvek l m z n b r mülakatta söyled ğ (Tür ye'de


zayıf hükümet n n hayet bulmasını görmek ster z) tözünü bazı
gazeteler (Zayıf Türk ye'n n n hayet bulması) g b yazdılar - Başvek l
maksadının bu olmadığını hassaten söyled -. İng l zler kt saden de
s ze büyük yardım yaacaklar..»
Karabek r, bu görüşmes n ş fre le M. Kemal Paşa'a b ld rd ğ n ;
M. Kemal'den «Ravvl nson Heyet- Tems l ye He görüşmeye yetk l »
se ve «S vas Kongres kararlan» le sınırlı olarak kend s le
görüşüleb leceğ , yoksa «buraya gelmes ne lüzum yoktur» yanıtını
aldığını yazıyor.
Karabek r, M. Kemal'den bu ş freden sonra 9.1.1920 tar hl b r
ş fre daha alır.
Ş fre aynen şöyled r:
«İng ltere hükümet başvek l Loyd George'un İstanbul ve
Boğazların beynelm lel b r hale frağını (b ç mlen rme) Türk
hükümet n n yen merkez n n Anadolu'da olaağına, İstanbul'un yalnız
makkar-ı h lâfet (h lâfet başent ) olarak b r pay taht-ı d n (d nsel
başkent) olarak kalacağına da r İstanbul konferansına tekl fatta
bulunaağı gazetelerde görüldü. Ananat-ı m ll ye (ulusal gelenekler)
ve d n yem ze mugay r olan böyle b r kararın m l let m zce aslâ mut'a
olamayacağı (boyun eğ lmeyeceğ ) tab d r. Mümess llere bu babta
şed t (ş ddetl ) protestoarda bulunulması ve b r suret n n de bera-ı
malûmat (b l ç n) Heyet- Tems l ye'ye keş des r ca olunur.»
Karabek r, bu İng l z öner s n şöyle yorumlar:
«İng l z s yasetç ler n n m ll hükümet m ze ve n haet 16 Mart'ta
Mecl s- Mebusan'a karşı yaptıkları tecavüzler ve Pad şah'ı da b z
(Cumhur yet kuracaklar) d ye nandırarak Damat Fer t Hükümet 'n ş
başına get r p ş Sevr Muahedes 'ne götürdükler görüldü. Asıl
müh m olan b r meselede İst klâl Harb 'n n temel n n atıldığı
Erzurum'a ve bu ştek rehberl ğ n ve Mustafa Kemal Paşa'ya
yapab leceğ m tes r b lerek kongreler n mukerrat-ı h lâına olarak ben
vak ts z b r cumhur yet lânına doğru teş k ederlerken İstanbul'da
g zl ce Damat Fer t' n pad şah hükümet n aleyh m ze hazırladıkları
g b Konya'da da b r
43

Selçuklu devlet kurulmasına çalışıyorlardı. Eğer (parçala, hâk m


ol) manevrasına kapılsaydık vaz yete hâk m olacak ortada b r kuvvet
kalmayacağından f k r ayrılığı ve f k r per şanlığı le stenen tuzağa
düşmüş olacaktık.»
BEŞ
Mustafa Kemal le Kâzım Karabek r' n yollan ne zaan ayrılmıştı?
Anılara bakarsak bu yol ayrımı 1921 yılının lk ayarında bel r yor
Hem de askerî hareket aşamalarında.
Karabek r, anılarının bu bölümüne şu başlığı seçm ş:
«Ankara m ll hükümet n n Cumhur yet'e doğru g d ş ».
Karabek r, yanlışları Cumhur yet' n lânı kararında buuyor :
«İstanbul'dan, her ne şek lde olursa olsun b r Cumhur yet kurma
f kr yle gelen Mustafa Kemal Paşa, Raw-l nson'un da ben m
vasıtamla ler sürdüğü (h lâfet n ayrılması ve Cumhur yet1 n kabulü
tekl f n ) sam m bulmuş olacak k , 19 Kanunusan 1336 - (19 Ocak
1920) İstanbul'da Müdafaa- Hukuk Cem yet 'ne dayanan Mebusan
Mecl s 'n n açılmasına ve meşrut b r hükümet n faal yete geçme ne
ve 28 Kanunusan 'de Mebusan Mecl s 'n n «M sak-ı m ll ye
beyannames n » kabul ve lân ett ğ ne 9 Kanunusa-n 'de kend
mzasıyle neşr ett ğ askerî plandak sarahate rağmen Bolşev kler n
Kafkasya'ya gelmekte oldukları haer gel nce bana 6 Şubat'ta
Kafkasya hareket n tekl f et .
Bu hal, İstanbul'dak Meşrut yet hükümet m ze karşı f lî b r
syanla Heyet- Tems l ye'n n Mustafa Kemal Paşa'nın
d ktatörlüğünde b r Cumhur yet şekl ne dönüşmes demekt . Hem de
bolşev klerle b rleşme felâket ne doğru!»
KâzımKarabek r, 23 N san'da kurulan Mecl s n b r
44

«kurucu mecl s» olması gerekt ğ n , oysa Mecl s n


olağanuc1üstü yetk lerle donatıldığı, Mustafa Kemal' n de bu
olauc1ğanüstü yetk lerle donatılmış Mecl s n başkanlığına geçes ve
lk ş olarak yen anayasa hazırlatılmasın!, Cum-hur yet' n lânı
yolunda aşamalar olarak gördüğünü ve M. Kemal le bu konuda
tartışmalar yaptığını yazıyor.
Karabek r, o aşamada Cumhur yet n lânının «kongrelerde alınan
kararlara» ve «askerî plandak mzalarına» karşı olduğunu
düşünmekted r.
O aşamada, b rb rler ne bu kadar güvenen, b rb rle ne bu kadar
saygı dolu olan k asker arasındak görüş ayrılığı ne g b çatışmalara
dayanmaktaydı?
Karabek r, anılarında bu soruyu şöyle yanıtlıyor:
«Aramızda büyük görüş farkı vardı. O t lâf devleter n n büyük
kuvvetler karşısında m llî kuvvetler m ze karşı duramayacağımızdan
b r dış s yasete dayanarak ken d ktatörlüğü altında kuracağı b r
Cumhur yet'le uyuşak c het ne g d yordu. Herhang b r nkılâbın m llî
ve aserî b rl ğ m z sarsarak mukavemet kudret m z mahv edeeğ n ,
büyük kuvvetler n gelmes ht mal çok zayıf oluğunu, mütareke
muc b nce d ye s lâhlarımızı ve teşk lâımızı azaltma gayret
gösterd ğ n , ve esasen anavatan müdafaası ç n büyük kuvvetler
gelse dah İkmal- namus mecbur yet nde olduğumuzu ve m llet n de
bu az ml kaarı kabul edeceğ n daha İstanbul'dayken kend s ne
söyem şt m.»
Pek , yanılgı neredeyd ? Mustafa Kemal yanlış adımar atmışsa
bu yanlış adımlar ne g b olaylara yol açıştı.
Karabek r'e göre bu yanlışların doğurduğu sonuçlar şunlardı:
«M. Kemal Paşa'nın askerî mukavemetten vaz geçt ğ
manzarasını gösteren Başkomutanlığı almayarak TBMM Re sl ğ ne
geçmes ve vak ts z yanı en zayıf vaz yet m zde ve t lâf
propagandalarına ve bundan haber alan Pâd şâh Hükümet n n
fetvaları, em rler , teşv kler yle Anadolu b r r ne g rd . Eğer kalpler
m llet m z n hürr yet ve st klâl aşkıyla çırpınan arkadaşlarımızın
feragat ve kazanmış ol-
45

dukları m llî t mat ve candan sevg ve saygı kudret olasaydı, M.


Kemal Paşa'nın attığı vak ts z adım S vas'a kadar yayılan syanları
Şark'a kadar yayacak ve önüne geç lmez darbeler altında her şey
daha başlangıçta yok olacaktı.
Garp'dak syanların önüne durulmaz hal aldığı ve kend ler ne
yardım ç n Şark'ın tahl yes kararına g d lmes üzer ne 16 Mayıs
1921'de b ld rd ğ m 11 maddel k tek f m n 4. maddes nde apaçık şöyle
ded m:
D nî ve manevî Anadolu'nun ayranını kabartmamak lâzımdır..»
Karabek r, «Şark harekâtı yapılmayıp kıtalarımız Garp'a
alınsaydı» d yor. «Kürtlük de dah l olduğu halde bütün Şark'ın bana
olan t mat ve bağlılığı gevşeyecek» ve heruc1şey altüst olacaktır. ,
«..N tek m Şark harekâtı muvaffak yetle b tt kten sona dah 20
Kanunusan 1337 - 20 Ocak 1921'de Teşk lât-ı Esas ye Kanunu
Mecl sten çıkar çıkmaz bana dah haber vermeye lüzum görmeden
Erzurum'dak «Müdafaa- Huuk Cem yet » merkez ünvanını
değ şt rerek «Muhafaza- Mukaddesat» adını almış ve cem yet
n zamnames n n bauc1şına «h lâfet ve saltanat makamını ve devlet
şekl n n mah-fuz yet ne» da r lâveler konmuştur, ş n daha vah m
c he de bu teşebbüsler n yalnız Şark v lâyetler ne değ l d uc1ğer
bütün v lâyetler n «Müdafaa- Hukuk» merkezler ne b ld rm şlerd 1".
Mustafa Kemal Paşa, Londra Konferansı'nda b r Cumhur yet t p
le çıkılırsa tehl kel askerî müdahaleler yer ne s yasî yollardan m llî
muvaffak yet kazanılacağı üm d n hâlâ besl yordu. Fakat 1922 yılı 27
Şubat'ından 12 Mart'a kadar devam eden Londra Konferansı'nda
b ze aşağı yuarı y ne Sevr Muahedes çerçeves ç nde yaptıkları
tek fler ve bunun cevabını b le beklemeyerek daha murah-hıslarımız
yolda ken Yunan ordusunu bütün cephelerde taarruza geç rmeler
İt lâf devletler n n, zafer n m llî kudetle tem n etmeyen b r Türk
devlet yle, şekl ne olursa olun, şerefl b r sulha yanaşmayacağını ve
st klâl m ze asa hürmet etmeyeceğ n gösterm şt 20.
46

Cumhur yet esası üzer ne b r Teşk lât-ı Esas ye Kanunu


TBMM'n n açılışında tekl f ne rağmen dokuz ay sonra 20 Ocak
1921'de Mecl sten çıkmasından ş kâyet eden M. Kemal Paşa, b r
taraftan da «Müdafaa- Hukukların «Muhafaza- Mukaddesat»
cem yet hal ne dönmes nden end şe le bana bunun önüne
geçmekl ğ m r ca ett ğ g , kend s de gerek b r aks amelden
(tepk den) ve gerekse Moskova’dak Enver Paşa ve arkadaşlarının
«Halk Şûralar Fırkası» d ye Bolşev k Cumhur yet esasında b r
teşekkül yapmaları ve programlarını da tab ederek (basaak) faal yete
başlaması haber nden tehl key görerek st kamet n değ şt rm şt r.»
M. Kemal, hal fe m olmak st yordu? Karabek r, bu-kanıdaydı.
Mustafa Kemal. Karabek r' n1 «Muhafaza- Mukaddel ne sat
Cem yetler » konusundak ş fres ne verd ğ yanıtlarda
şu güvenceler ver r:.
«Bu kanunda mânâ- Cumhur yet fade eden b r şey mevcut
değ ld r.»
«Türk ye'n n başında hal fe.- slâm olacak b r hükümar, sultan
bulunacaktır.»
Mustafa Kemal, ayrıca 20 Temmuz 1922 tar hl telrafında da
«Rauf Efend 'n n saltanat şekl n n Cumhur yetç l ğe kalbî
(dönüşmes ) mahsus olduğu hakkındak f kr vah md r» deme
gereğ n de duyar.
Karabek r, Mustafa Kemal’ n hal fe olmak steğ nden n ç n bu
kadar em nd ?
Paşa, kuşkusunu şöyle d le get r yor:
«(Mefkure Hatırası» el yazısıyla mzasını taşıyan saıklılar
arasındak sarıklı resm Mustafa Kemal Paşa'nın h lâfet ve saltanatı
kend s ne almak mefkures nde olduuc1ğu net ces nde karar
kılıyordu. 12 Mayıs 1922 tar hl el yaılarını ve mzalarını taşıyan b r
fotoğraf l ş kt r. Cumur yet f kr nden kend uhdes ne h lâfet ve
saltanata döüş bütün c hana karşı çok gar p b rşey olacaktı. Ben,
b z m ç n h lâfet ayırmak ve saltanatı lâğv etmek, bu suetle
Cumhur yet'e g tmey ç ve dış s yaset m ze daha uygun buluyordum.
Fakat bunu da, en son zaferden son-
47

ra ortaya atab l rd k. Hükümet merkez n n de artık İstanbul'da ç


ve dış baskısı altında tutulmaması f kr nde d m. 9 Ek m 1922'de
Erkân-ı Harb ye Umum ye R yaset n n (Geelkurmay Başkanlığının)
İstanbul ve Boğazların muahe-de- vaz yet hakkındak mütalâamı
sormalarına karşı ver ğ m cevapta (İstanbul'a makam-ı h lâfet)
den lmes n tek f etm ş ve hükümet merkez n n de Ankara - Kayser -
Yozat sahasında münas p b r yer olarak tesb t n n muvaffak olacağını
ayrıca b ld rm şt m.
H lâfet ve saltanatın bekası taraftarı değ lken bu seer bunu b r
kumandana vermeye h ç taraftar olamazdım!
M. Kemal Paşa'nın «Türk ye'n n başında h lâfet- sâm olacak b r
hükümdar bulunacaktır» fades n n delâet ett ğ mânâ bu «Mefkure
hatıralı» fotoğraftan daha y anlaşılıyordu.
Eğer Sakarya zafer nde Müş r ve Gaz l k g b son unanı da M.
Kemal Paşa, son zaferde yen mefkures ne ulaşmak ç n res mde
görülen muhafazakârları M llet Mec s 'ne doldurursa müştak
(özleyen, can atan) ve muhtaç bulunduğumuz «teceddüde»
(yen lenmeye) mkan olmayağından kend ler ne şu mütalâamı
b ld rd m :
«Başkomutan Mustafa Kemal Paşa Hazretler ne
Sarıkamış
18/19 Şubat 1338 (1923)
Umur-ı darem z n veçh teşekkülü hakkındak müakaşalar b ze
vasıl olmaktadır. Hal- sulhun tes s nden sonrak nt hapta, b rçok
kıymetl zatlar yer ne b r takım MUHAFAZAKÂRLARIN
TOPLANMASINA karşı ş md den alınacak tedb r en müh m
bulurum. Mecl s- M ll , kıymetar şahs yetler olmazsa k büyük
mahsur memleket buünkü harab s nden kurtaramayacaktır. B r nc s
f kr teeddüt olmayacak; k nc s en müh m lây halar herhang b r
h sse kapılarak münakaşaya dah lüzum görmeden red ed lecekt r.
Böyle b r Mecl se karşı azası büyük mütehasıslardan mürekkep k nc
Mecl s bulunmasını fa del göüyorum...».
48

Karabek r, bu uzun telgrafında «muhafazakârlardan»


oluşacak Mecl s yer ne uzmanlardan seç lecek üyeler n ya-
rarlı olacağını, lerlemen n ancak böyle sağlanacağını ya-
zıyor.
Mustafa Kemal, Karabek r'e verd ğ yanıtta M llet Mec-
l s 'ne seç lecek olanların elden geld ğ nce n tel kl k ş -
lerden ve uzmanlardan olmalarını sağlayacaklarını, seç l-
m şt r Mecl s n b r başka seç lm ş Mecl sçe denetlenme-
s n n k l k yaratacağım, hazırlanacak çtüzükle kom syon;
(ara uzman k ş ler n seç leb lecekler kayded lerek Kara-
bek r' n öner ler n ben msemed ğ b ld r l yor.
Karabek r, bu yazışmaları aktardıktan sonra şu yo-
rumu yapıyor:
«Gerek h lâfet ve saltanat meseles ve gerekse te-
ceddüt (yen lenme) hareketler m z hakkında d ktatörlükle
veya m ütehassıslarımızla yürümek meseles Ankara'ya
geld kten sonra anlaşmazlıklarımızın esasınıteşk l etm şt r.»
Saltanat Lağvıve H lâfet n Âl- Osman'da Bırakılması
Kâzım Karabek r ne st yordu?
Saltanatın kaldırılmasını ancak h lâfet n Osmanlı sul-
tanlar ının b r nde kalması!
Karabek r, hang düşüncelerle bu görüşünü savunu-
yordu?
«...Hükümet şekl nde, ben, tetk k ve tetebbularıma ( n-
celemeler) ve görgüve tecrübeler me dayanarak h lâfet
ve saltanat şek ller n n b r arada devamını, kalkınmamız
ç n olduğu kadar dışs yaset m z ç n de zararlıgörüyor-
dum. Hele hanedanıdeğ şt rmek, hem m llîb rl ğ sarsa-
cak, hem de medenîc hana karşıb r ger l k gösterecek-
t . Kalkınmamız ç n zararlıdır. Çünküher k m olursa ol-
sun, halk ç nden uzun müddet çek l p, saraylarda, ancak
muh t n gözler yle ve kulaklarıyla vatan ve m llet n hal -
n sey r etmek artık bu asırda ler m lletler ç n b le
za rarıgörünürken b z m g b meden yet cam asında ger ler-
de kalmışolan b r m llet ç n daha zararlıolacak d .
49

Devlet re s n n etrafını b rtakım dalkavuk almasına ve bunarın


m lletle devlet re s arasında sağır b r sed teşk l etes ne man
olab lmek ç n h lâfet ve saltanatı b r elde toplamamak en başta gelen
b r tedb rd r. Bundan başa, h lâfet d nle, pad şahlık se dünya şler yle
lg l olduuc1ğundan b r b r ne zıddır. Bunun ç n k ayrı şahs yete h
t yaç vardır.
Dış s yaset m z ç n zararlıdır. Çünkü Papa'nın aynı zamanda
kral olması b ze ne kadar gar p görünürse hal en n pad şah olması da
müterekk m lletlere ( ler m lletere) o kadar gar p görünür. Bu hal n
devamı y ne aleyh ze neşr yat ve propagandaya sebep olacaktı.
Şu halde saltanatı h lâfetten ayırmamız lâzımdı.
Bu lüzumu halkımıza kolaylıkla anlatab l yorduk. Esa
sen M ll Hükümet le başarılan İst klâl Harb de b ze hak
ver yordu. Ş md mesele ayrılan saltanatı ne yapmakta d ?
Bu mevk ye yen b r hanedan mı get recekt k? Yoksa es
k hanedandan b r başkasını mı koyacaktık?
Her k sık da m llet k ye ayırab l rd . Ve günün b
r nde kuvvetl b r şahs yet k mse ötek hanedanın el nden
d ğer unvanı da almaya kalkab l r ve tar h m z n seyr b r
da re üzer nde yürüyerek ayrıldığımız noktaya geleb l rd .
İslam âlem nde Osmanlı Hanedanı mevk s n daha z ya
de h lâfet makamı le tanımıştı. Şu halde saltanat lâğv ed
lerek en tekâmül eden b r dare s stem olan cumhur yete
g tmek ve h lâfet de olduğu yerde ve şahs yetlerde bırak
mak b ze en uygun b r tarz olacaktı. Zaten f lî sahada
dah bu ş kıvamına gelm ş bulunuyordu. Şark halkının ve
ordumuzun bu şek l hazm ve kabul edeceğ n ve hatta
memnun yetle karşılayacağını da yakından b l yordum.
Fakat M. Kemal Paşa'nın h lâfet ve saltanatı alması ha
l nde f kren ve f len aleyhte tezahüratı da şüphes z gö
rüyordum.»
Karabek r, bu düşüncelerle Ankara'ya gel r. Bugünkü Dışkapı
semt n n bulunduğu yerde Karabek r, M.Kemal Paşa ve
arkadaşlarınca tören kıtası le karşılanır. Sarılır; öpüşürler. Ertes gün
M. Kemal Paşa le b rl kte Bursa'ya g tmek
50

Özere trene b nerler. Yanlarında Rafet Paşa (Bele) ve M lî


Savunma Bakanı Kâzım Paşa (Özalp) da vardır.
M. Kemal Paşa, yanında Rafet ve Kâzım Paşa olmak üzere
Karabek r’ n kompartımanına gel rler.
M. Kemal Paşa sorar:
«Refet Paşa, Pad şaha ne d yecek?»
Karabek r:
«Hal fe Hazretler , derler.»
M. Kemal Paşa:
«Bu şek l y . (Hal fe Hazretler ) ders n z olmaz mı Rafet Paşa?»
Karabek r, trende, Mustafa Kemal Paşa'ya saltanat ve h lâfet
konusundak düşünceler n açar. Sonrasını Ka-rabek r'den
öğrenel m:"
«O, henüz kat olarak tekl f m beğenm ş görünmüyor; fakat t raz
da etm yordu. Bursa'da Fevz ve İsmet Paşaların da f k rler n
alacaktı. Bu mütalâamı bu arkadaşlara da söyled m. Onlar da ayrıca
M. Kemal Paşa le görüşüler.
Ortaya yen b r formül çıktı:
Mustafa Kemal Paşa'yı en küçük şehzadeye h lâfet ve saltanat
na b ve aynı zamanda d ktatör yapmak!
Na bl ğ İsmet, d ktatörlüğü de Fevz Paşa bana söyled .
Ben de uzun uzadıya ç ve dış mahsurları zah ett m. Ve
şehzadeye na bl ğ n h lâfet ve saltanat makamına çıkmak ç n b r
basamak olacağını, hürr yet en gaddar b r hükümdardan kurtaran ve
st klâl n de bütün c hana göuc1ğüs gererek kend kanıyla kazanan
m llet m z n vas ye muhtaç olmadığını zahla bu g b ger f k rlere ordu
komutanları sıfatıyla zah r olmamaklığımız (farka çıkmamaız, destek
olmamamız) lüzumunu ler sürdüm.»
51

ALTI
Lozan Konferansı'nda TBMM hükümet H lâfet ve Salanat
konularında hang görüşü savunmalıydı?
Karabek r, M. Kemal Paşa'ya «saltanatı lâğv ve h lâfet âl-j
Osman'da bırakarak» g d lmes n uygun gördüuc1ğünü anlatıyor.
Karabek r, o sıralarda kullanılan «Kemast» sözcüğüne de şu gerekçe
le karşı çıktığını yazıyor:
«İstanbul'da ortaya çıkan ve Sarıkamış'tak Varlık gazetes nde
tenk de uğrayan Kemal st tab r n n ecneb gaetelerde de g tt kçe
yayıldığı hakkında mütalâamı şöylece söyled m :
(Da ma ft har edeceğ m z Türk m ll yetç l ğ ve Türk demokratlığı,
m llî b rl ğ m z ve m llî kuvvet m z perç neyen, b r düze de artıran
am ller d r. Bu güzel vasıflaımız, Türk varlığını ve Türk kudret n
müterakk c hana ( lerleyen dünyaya) en doğru ve en kolay
anlatılab l r. Kayağı b l nmeyen Kemal st tab r 21 etrafında toplanmış
b r azlık fade ed yor. Halbuk , bütün m llet etrafımızdadır. Buun ç n
dar çerçevel b r tab re lt fat buyurmayın.)
Mustafa Kemal Paşa, hakkımdak düşünces n apaçık şöylece
fade ett . Ve başka mütalâada da bulunmadı:
«Sulh heyet m ze sen baş murahhas olarak göndere-mem.
Çünkü kafanla hareket eders n, İsmet Paşa'yı gönereceğ m, çünkü
sözümden çıkmaz.»
Ben de şu cevabı verd m:
«Hakkımdak teveccühler n ze teşekkür eder m. Zaten Gümrü ve
Kars konferanslarında baş murahhas olarak ta n me karşı d plomat
olmadığım ç n atfımı r ca etm şt m. Israr buyurduğunuz ç n kabul
etmek zaruret nde kaldım. Avrupa d plomatlarına karşı y ne ben
çıkarmanız Türk e'n n b r c k d plomatının b r ordu kumandanı olduğu
manzarasını arz edeceğ nden m llî menfaatler m ze uygun
düşmezd .»
Karabek r görüşler n n M. Kemal, Fevz ve İsmet Pa-şalarca
kabul ed ld kten sonra sıranın k m halîfe olacağı konusuna geld ğ n
anlatır.
52

Atatürk. Sultan Vahdett n' n, Karabek r de Mec t Efen 'n n hal fe


olmasını sterler.
M. Kemal Paşa, Vahdett n' n hal fel ğ ç n şu gerekuc1çey ler
sürer:
Karabek r olayı şöyle anlatır:
«Mustafa Kemal Paşa, Vahdett n' n kalmasını st yordu. Sebep
olarak da suçlu olduğundan sözümüzden çıkmayacağını, eğer Mec t
Efend hal fe olursa, b ze zorluk çıkarab leceğ n ler sürüyordu. Buna
karşı ben m mütaâam şuydu:
M llete bağ (serkeş) d yen, b z as d ye fetva çıkaarak dama
mahkûm eden .ve düşmanlarımızla b rleşerek m llî hükümet m ze
karşı hal fe ordusu gönderen bu adam tutmak m llete karşı olduğu
kadar tar he karşı da b z küçük düşürür.
Yen hal fen n kıyafet ve vaz feler n tesb t etmekle ona b r hat
ç zeb l r z.
Fevz Paşa da ben m mütalâamı kabul etmekle karanınız :
Pad şahlığın lağvı ve h lâfet n âl- Osman'da kalmaı ve hal fe
olarak Mec t Efend 'n n get r lmes .»
Mecl stek Görüşme
M. Kemal Paşa, Karabek r, Fevz ve İsmet Paşalar. Ankara'ya
dönerler. Karabek r, Hamdullah Suph Bey (Tanıöver) TBMM
kürsüsüne çağrılır.
Karabek r. TBMM kürsüsünde şu konuşmayı yapar: «... en
acem nefer nden kalb nde Allah korkusu, sonra sevg l
Peygamber m z n aşkı, ondan sonra da Büyük M let Mecl s 'm ze
hürmet ve taat yatıyor.. Bugün m llet z n b rl ğ n tems l eden bu
nurlu mecl s m z n yarattığı m ll zaferlerle, şarkta ve garpta m llet m z
saran esaret z nc r nasıl kırıldı se nşallah son halkaları olan ve
İstanbul üzer nde kalan bak yes de pek yakında bu surette
parçalanacaktır. (..). İnşallah m llî zaferler m z gayes n taamen drak
ett kten sonra ordularımız tab atıyla hal- sulhe geçerken bu m llî
b rl ğ m z sayes nde l m ve rfan
53

ordularının da seferberl ğ başlar ve har çten b z sarsmak


steyen esaret z nc r g b dah lde de b z aynı surette saan fak r ve
cehle karşı aynı surette her taraftan hücum eder z. Ve Cenâb-ı
Allah'ın nayet ve sevg l Peygamber m z n b ze olan yardımı ve
büyük m llet m z n b rl ğ saye nde yakında refaha ve saadete ve İlm-
rfana kavuşuuz. Ve b z de bu surette ebed yyen mesut oluruz»21.
TBMM'n n 30.10.1922 günlü oturumu lg nçt r.
Mecl s, Mustafa Kemal Paşa'nın başkanlığında toplaır,
gündemde k konu vardır:
Sadrazam Tevf k Paşa'nın TBMM'ne çekt ğ telgrafar ve H lâfet
sorunu.
İstanbul (hükümet Sadrıazamı Tevf k Paşa'nın mekubu okunur.
Tevf k Paşa, Lozan Konferansı'na İstanbul hükümet n n katılmasını
stemekted r. M. Kemalpaşa da Tevf k Paşa'ya verd ğ yanıtı okur.
tartışma açılır! M lletek ller İstanbul hükümet n sert d llerle
eleşt r rler.
Karabek r, o günkü oturumu şöyle anlatır:
«Orada Dr. Rıza Nur Bey2- de vardı. Bana mütalâamı sordu:
(Saltanatın lağvı le h lâfet n âl- Osman'da bırakılası kararımızın
Mecl s- Al 'ye tekl f zamanıdır) ded m.»
Mustafa Kemal Paşa da Dr. Rıza Nur Bey'e «O takr r yaz» ded .
R. Nur Bey «pek y » d yerek çıktı. İk m z yalnız kalınca M. Kemal
Paşa bana şöyle ded :
«Kürsüden Pad şah hükümet hakkında ş ddetl beyaatta
bulunmanı, fakat h lâfet n âf- Osman'da bırakılması hakkındak f kr n
zhar etmemen r ca eder m.»
Ben de «pek y Paşam» ded m.
Ve Mecl se g derek söz aldım ve aynen şunları söyled m :
«İst klâl Harb ’m zde düşmanlarımızın mesa s n teşk l eden ve
m llet m ze karşı her fenalığı yapmaktan çe nmeyen b r gurubun
bugün de şanlı sulhumuzu bozmak ve karıştırmak ç n aynı fenalığa
karşı adım attığını göüyoruz. Ervah-ı hab se (kötü ruhlar) g b
karşımıza çıkan bu şeh nşah vek ller , eğer İst klâl Harb 'n n
başlangıcında yalnız orada değ l şarkın en ücra yerler ne ve en ma-
54

sum halkın arasına kadar fesat f ller n salmasa d , hatta ben m


kıtamın, ben m karargâhımın ç ne kadar Fer t Paşa melunu zeh rl
mektuplar göndermem ş olsa d , buün bu şerefl günlere b z k sene
evvel kavuşacak d k.
Bugün bu adamların b z mle beraber sulh salonuna, hatta
kapısına kadar g rmes ne pek büyük b r ş ddetle mukabele etmel y z.
Z ra, b z m bu mukaddes çatı altında, b z m m llet m z n akan kanları,
masum yetler n b z c hana lâzımı kadar doyuramıyoruz.
B naenaleyh, eğer bu her fler, b z m şanlı m llet m z n şanlı sulh
heyet le Avrupa'da görünecek olursa c han efkâr-ı umum yes ne,
(İşte Türk ye den len k kuvvet mevcuttur, aralarında tt fak yokur)
şekl n verecekt r. Bunlar, yazdıkları şeyde, Babıal kel mes n Büyük
M llet Mecl s 'ne takd m etmek şeytanığım da bırakmıyorlar.. B ze
Antanta'nın Ermen ve Yuan kuvvetler n kend kuvve- ted b yes
(terb ye gücü) g b meydana çıkardığı zaman., daha lk günde ervah-ı
ha-b sey (kötü ruhları) unutmadık.
Fer t Paşa devres kapandıktan sonra 2. Tevf k Paşa perdes
açılıyor. Bunlar b rer kukla, b rer Karagöz g b drakten mahrum,
v cdandan mahrum b r takım nsanlardır. B naenaleyh, gerek fetvaları
gerek bu muhaberatı (yazışmaları), hanet dosyasına koymakla
beraber, bugün TBMM kat emr yle ve lk fırsatta İst klâl
Mahkemes yle bu adamlara lâzım olan muamele yapılmalıdır. Bugün
İstanbul'un m lyonla mazlum nsanları b z mle beraberd r. Ve
nl yorlar. B nâenaleyh, zan ed yorum k , buradan çıacak ufak b r
şaret bu melunları ayak altında ç ğnete-cekt r.. Bu telgrafın
metn nde, eğer Babıal g tmezse slâm âlem nde büyük b r tes r
yapacağı beyan ed l yor.
Harb-ı Umum 'de (1. Dünya Savaşı'nda) c hat lân ed lm şken,
ben mütemad yen - kend şahsıma kumandan olarak söylüyorum -
gerek Çanakkale gerekse Irak'da slâm asker le harp ett m. Halbuk
bugün İst klâl Harb 'n yaparken ve aleyh m ze b r c hat fetvası
çıkarılmış ken şarkta telâm kardeşler m zle en yakın temasta d m.
Onlar lk eller n b ze, Anadolu m llet ne uzatmışlar ve
İstanbulhükümet n tel n etm şlerd . Demek oluyor k , oradan
55

çıkan c hadın değ l m llet b rl ğ n n, m llet n ruhundan doğan


azm n kıymet vardı.
İşte buna en güzel m sal İran, Afgan g b slâm kardeşler m z n
Ankara'da bulunmasıdır... M lyonla ehl- sâm bu üç-beş hab s
(alçağı) tel' n ed yorlar. Bu kadar felâketl günler geç rd kten sonra,
onların telgraflarını, hâlâ b r kâbus g b bu m llet üzer ne çöken bu
zulümler n sess z sedasız bırakmamalı, onların h ç olduğunu bütün
âlem- İslama göstermel ve kat yen sulh mahall ne bunların
ayaklarını attırmamaya çalışmalıyız»"".
Karabek r, alkışlarla karşılanan bu konuşmadan sona kürsüden
ner nmez M. Kemal, 63 m lletvek l tarafınan mzalanan «h lâfet n
kaldırılmasına» l şk n yasa öne s n Karabek r'e uzatarak
mzalamasını ster.
«Esbab-ı muc bes n ve 6 maddes n gözden geç r m. (4.
maddes nde):
«Hanedan âl- Osman madum (yok olan) ve tar he müntek ld r
(devred len)» kaydını görünce M. Kemal Paşa'ya ded m k :
«Paşam, kararımız bu mu d ? H lâfet n Osmanlı hanedanına a t
olduğu hakkında apaçık b r takr r daha ve lmek şartıyla mzalarım.»
«B r end şen z m var?» d ye sordu.
«Bu cümley okuyan herkeste aynı end şey tab bulurum,
ded m.
Ve takr r 64. mza olarak mzaladım. Benden sonra Dr. Adnan
Bey'e (Adıvar) ve daha üç mebusa mzalattı. B r aralık odaya İcra
Vek ller Re s Rauf Bey (Orbay) g rd . Takr r ona da mzalattırılmak
stend . Rauf Bey o cümley görünce (ne oluyoruz, nereye g d yoruz?)
d ye bağırdı.
Mustafa Kemal Paşa, ş n ters b r mecraya geleceğ n görünce
takr r aldı ve :
— Ben s z n end şen ze hak verd m. Durun, o cümey s l p tash h
edey m, d yerek masanın üstünde (Hanean Âl- Osman) kaydını s ld
(İstanbul'dak Pad şahlık) d ye yazdı.
56

Bundan sonra 69. olmak üzere Rauf Bey'e de mzalattı. Ve


sonra 81. olmak üzere kend ler mzaladı. Ve takr r Mecl se arz
olunmak üzere çt ma salonuna götürüldü.
Belk b z m münakaşalarımızın da etk s yle ortaya şu söz yayıldı:
(Mustafa Kemal Paşa. h lâfet ve saltanatı alıyor.)
Tanıdığım ve tanımadığım bazı mebuslar buna man olmaklığım
aks halde b rçok fenalıklar çıkab leceğ n söyled ler.
Ben de onlara (Saltanatın kaldırılması ve H lâfet n de (Osmanlı
Hanedanında kalması) f kr nde olduğumu ve bu esasta b r takr r
hazırlamak üzere bana b r gün kazandırmalarını r ca ett m.
Bunun üzer ne b rçok mebus Mecl s terk ett . Bunun ç n takr r
tay n esam ye (ad okunarak) reye konunca 132 kabul, 2 red, 2 de
müstenk f olmak üzere reye şt rak edenler n 136 olduğu görüldü.
N sap ç n 25 reye lüzum olduğundan «yarın tekrar
reye vaz edeceğ z» d yen Re se «yarın çt ma yok» sesler
cevap verd .
«O halde çarşamba günü olur» cevabı ver ld .
Mustafa Kemal Paşa bu vaz yetten canı çok sıkılmışı. Ben
odasına çağırdı ve bu vaz yet n mânâsını sordu. Ben de şöylece
söyled m:
— Memlekete olan bağlılığım ve s ze olan sam m et m her
zaman olduğu g b ş md de f kr m apaçık söyemeye ben mecbur
kılar. Mecl s n ekser yet n kayıp et ş olması b r tezahürdür. Bu takr rle
s z n h lâfet ve salanatı almak olduğunuz kanaat bel rm şt r. Kök de
salaktadır, korkarım k , bu takr r çarşamba günü çt mauc1ında gal ba
daha az rey bulacaktır. Çok naz k b r ş üze ndey z. H lâfet ve
saltanatın hanedan değ şt r lmes ne karşı vak t vak t bel ren
tezahürün f' l b r şek lde nkılâından (dönüşmes nden) korkarım.
Garp halkı ve ordusu hakkında söz söyleme selâh -yet m yoksa
da ş n vah m b r net ceye varab leceğ n teasa geld ğ m mebusların
hâlet- ruh yes göstermekte r.
57

«Ya f kren ve f len tezahürattan end şe ederek Şarkan geld n z,


d ye kızgın cevap aldım. Ded m k :
«Evet, s z n H lâfet ve Saltanatı almanız arzusunu haer aldım.
Buna karşı şarkta emr vak (oldub tt ) beklemek ve zuhura gelecek
tezahürat karşısında ş n nerelere kadar varab leceğ n
kest remed ğ mden hal m ze ve tar h ze karşı f kr m z Büyük M llet
Mecl s 'nde beyan etmek ve daha önce sevg ve saygı le bağlı
bulunduğum başkomutanımı kaz etmek sted m.»
Kul s ve Görüşme
Mecl s, tar hsel günler n yaşamaktadır. Karabek r, M. Kemal
Paşa'ya karşı olan m lletvek ller n n M. Kemal Pauc1şa'nın Mecl ste
d nsel çer kl konuşmalarından örnekler get rd kler n anlatır.
Bu kul s çalışmalarında M. Kemal Paşa'nın şu konuşaları konu
ed l r:
«1 Mart 1922 tar hl nutkunda :
«Efend ler, İstanbul Cenâb-ı Peygamber m z n b zzat alâka
gösterd ğ Ebâ Eyyûb Ensarî Hal d Hazretler 'n n on dört asırdan ber
meşhed n n temas ve nezaret- ma-nev yes altında tuttuğu b r
şeh rd r. M llet m z bu şehr- d lârada (gönül alan şeh r) beş asır
makam muallâ-ı h lâet (yüce h lâfet makamı) muhafaza etmekted r.»
20 Temmuz 1922 tar hl nutuklarından :
«Mecl s- âl n z n lk çt ma günler nde kabul ett ğ b r esas vardır
k , o esas ananat-ı m ll ye ve mukaddesat-ı d n yem ze tamamen
mahfuz bulundurur. Ş md ye kadar olduğu g b bundan sonra da o
olmasa tevf k- hareket ederek net cey mesud yeye (mutlu sonuca)
vasıl olacağınan şüphe yoktur.»
Daha buna mümas l beyanat ve mefkure hatıralı ve mzalı ayrıca
sarıklı fotoğraflarını gösterd ler.
Bunları vakt yle ben m de öğrend ğ m ve aynı kararı
besled ğ mden yen kararlarla aralarında bulunmak ç n geld ğ m
söyled m.

Herkes benden medet umuyordu. Ben m, saltanatı kaldırmak ve


h lâfet de Osmanlı Hanedanında bırakmak hususundak f kr me t raz
edene rastlamadım. Şu halde 1 Kasım ç n bu esasta b r takr r
hazırlanmasını ve ben m de ayrıca teşebbüste bulunacağımı bazı
arkadaşlara söyed m.
Bu zatlar ler g derek M. Kemal Paşa'ya 20 Temmuz 1922
celses nde başkomutanlık kend s ne tevc h olunuren, zaferle beraber
d ktatör olarak sted ğ n yapacağından end şe edenler tatm n ç n
verd ğ vaad kend s ne hatırlatmayı st yorlar ve nutkunun şu
parçasını okuyorardı :
..Makam-ı r yaset n zde bulunmakla mubah olan (güahı ve
sevabı olmayan) ac zler o gün k kere mesut olaağım. İk nc
saadet m tem n edecek husus, ben m bunan üç sene evvel dava-yı
mukaddes m ze (kutsal davaıza) başladığımız gün bulunduğum
mevk e rücu edeb l-mekl ğ n olacaktır... Hak katen s ne-î m llette
serbest b r ferî m llet olmak kadar dünyada baht yarlık yoktur. Vakıf-ı
Hakayık (gerçekler) olarak hak ve v cdanında manevî ve mukaddes
haklardan başka zevk tanımayan nsanlar ç n ne kadar yüksek
olursa olsun maddî makamatın b r kıyet yoktur.)
B r de suret n aldıkları, Rıza Nur Bey' n yazdırdığı takr r
okuyorlardı. Esbab-ı muc bede müh m olan şu kayıt vardı:
«Esk Osmanlı İmparatorluğu münhed m (yıkılmış) olup yer ne
yen ve m ll b r Türk ye devlet , y ne o zamanan ber pad şah merfu
(kaldırılmış) olup yer ne Büyük M llet Mecl s ka m olmuştur, den yor
ve sonunda «b naaleyh bervech (olduğu g b ) at (gelecek) kararın
tt azını r ca eder m.»
Maddeler aynen şöyled r:
1— Osmanlı mparatorluğu otokras s stem le be
raber münkar z (tükenm ş) olmuştur.
2— Türk ye devlet namıyla gene. d ne, m llî b r halk
hükümet esasları üzer nde müess s Büyük M llet Mecl s
hükümet teşekkül etm şt r.
59

3— Türk yeCumhur yet Hükümet münkar z Os


manlı İmparatorluğu yer ne ka m olup hudud-u m llî da
h l nde yegâne var s d r.
4— Teşk lât-ıEsas ye Kanunu'yla hukukî hüküm
ranı m llet n nefs ne ver ld ğ nden İstanbul'dak pad şahlık
madun ve tar he müntek ld r.
5— İstanbul'da meşru b r hükümet mevcut olmayıp
İstanbul ve c varı da Büyük M llet Mecl s 'ne a tt r. B na
enaleyh aralarında umur-ı dares de Büyük M llet Mec
l s Hükümet memurlarına ver lmel d r.
6— Türk yeHükümet hakk-ı meşru olan makam-ı
h lâfet es r bulunduğu ecneb ler el nden kurtaracaktır..
YEDİ
Sorun nasıl çözülecekt ?.
Kartlar açılmış; köprüler de atılmıştı.
Karabek r, bu gel şmeler şöyle anlatıyor:
«Vaz yet çok naz kt .
Sakarya zafer nden sonra üç rütbe alarak müş r oluş olan ve en
büyük unvan sayılan Gaz l ğ de almış buunan herhang b r
başkumandanın daha büyük ve son olan b r zaferden dolayı alacağı
rütbe üç ay önce Mecl s kürsüsünden yaptığı va t muc b nce s ne-
m llete b r fert olmasının hak katte kolay olmadığını göster yordu.
Gerç ben buna b r çare bulmuştum: Önce saltanatın lgası le
H lâfet Osmanlı Hanedanında bırakmak suret yle sulhumuzu
akdetmek.
Bundan sonra Cumhur yet'! lan etmek ve cumhurre- sl ğ ne sırf
tar h b r nam almak suret yle mükâfatlandırmak ve maddî olarak da
ölünceye kadar bu makamın terf hler nden st fade etmek üzere M.
Kemal Paşa'yı nt hap etmek ve m llet kürsüsünden verd ğ va t
muc b nce
60

st fasından sonra halka serbest cumhurre s n nt hap ett rmek.


Fakat b rtakım kollayıcılar, bunu, ben m kend yer ne
geçmekl ğ m ç n b r tert p olduğu hakkında Gaz 'ye lâf
yet şt rm şlerd . Gıyabımda (Karabek r'le çok .çet n uğraşacağım)
ded ğ n] de ş tt ğ mden çok naz kleşen vaz yet m hün-ü dare ve aynı
zamanda m llet m z n menfaatler ne uygun gördüğüm f kr n kabulünü
tem ne uğraşıyorum.
İlk ş, herkes n y karşıladığı ve m llet n selâmet ne en uygun
formülün Gaz 'ye kabul ett r lmes yd . 31 Ek m sabahı İsmet Paşa'yı
buldum ve ona Mecl s n ekser yet n n bulunmamasının yarın daha
fena b r şek lde tecell edeceğ n , o kadar büyük tehl keler atlatıp
büyük zaferler kazandıktan sonra s yaset sahasında becer ks zl k
net ces halkı ve orduyu d le get rmen n maddî ve manevî
mesul yet n n Şark ve Garp Cephes kumandanlarının b nc
derecede omuzlarına yükleneceğ n uzun uzadıya anattım.
İsmet Paşa «B z ne yapab l r z?» ded .
Ben «B rl kte Çankaya'ya Gaz 'y z yarete g der z ve
şunu söyler z:
(Şark ve Garp Cephes Kumandanları sıfatıyla Başomutanımıza
arz eder z k , yazdırıp mzalattırdığınız tak r, herkeste h lâfet ve
saltanatı s z n alacağınız end şes doğurmuştur. Mebusların çoğu
bunun -aleyh nded r. Ve mesul yetten korkarak memleketler ne
g tmek üzere haırlanıyorlar. Şark ve Garp'ta halkın, vukku tab
olacak olan tezahürata karşı ordularımızın karşı durması mkânı
yoktur. B lâk s ordunun bu tezahürata şt rak mümkünür. Bunun ç n
bu takr r n ger alınmasını ve bunun ye n (Saltanatın kaldırılması ve
h lâfet n Osmanlı haneanında bırakılması) esasında yen b r takr r n
ortaya konası lâzımdır. Aks halde h çb r mesul yet kabul etm youz.»
İsmet Paşa, tekl f m muvaffık buldu; fakat söz kend s n n dare
edeceğ , ben m mümkün olduğu kadar sükût-u
61
muhafaza le Gaz 'm z kızdırıp ş nadına fena mecraya dökmek
tehl kes ne maruz bırakmamaklığımızı tekl f ett . Ben de bunu -
maksadı tem n etmeler şartıyla - kabul ett m.
31 Ek m sabahı Çankaya'da Gaz 'y z yaret ett k. Salona g r nce:
—Hayrola, Şark ve Garp Cepheler komutanları b r
arada, ne haber?., ded .
İsmet Paşa da z yaret m z n maksadını tekl f ett ğ m tarzda
apaçık söyled . Gaz sükûnetle d nled . Fakat renkten renge
g r yordu. Kızdığı zamanlardak mutat uzun ç çek şler le s garasını
da ç yordu. İsmet Paşa'nın sözü b tt kten sonra el ne b r kâğıt kalem
aldı ve bana sert sert bakarak:
y— Pek Paşam, ne tarzda - st yorsanız söyley n yaayım., ded .
—Paşa Hazretler , umumun arzusu: (Saltanat mül
gadır; H lâfet Hanedanı âl- Osman'a a tt r)'den barett r.
Rıza Nur Bey takr r n 6. maddes n tad l ed c yen b r
takr r tekl f eder. Net ce esaslı ve bütün m llet n sev nçle
kabul edeceğ b r kanun yapılması ve kabul ed lmes yle
mesele güzel hal olur., ded m.
Bunun üzer ne bu tad l takr r n her üçümüzün de söze
karışmasıyla tesb t ett k. Gaz bana şu tekl f yaptı:
—Yarın Mecl s'te ekser yet tem n ç n k nc Grup24
azasıyla da görüşerek tad l tekl f n anlat. Herhalde yarın
ekser yet tem ne çalışmalısınız..
İşte ortaya koyduğum formül n hayet bu surette Şark ve Garp
Cephes komutanları arasında Başkumandanın kend el yle yazarak
1 Kasım ç n hazırlanmış oldu.
Öğleden sonra 4'de 3. kolordu komutanlığından mebus olan
Selâhatt n Bey' n23 ev nde İk nc Grup'un ler gelen ve esk den
tanıdığım arkadaşlarla görüştüm. Ve yarın ç n hazırladığım tad l
tekl f n ve esas formülümüzü uzun uzaıya münakaşa ett k. Muvaffık
gördüler. »Ve akşam gruparında görüşecekler n ve yarın Mecl s'te
ekser yet n tem n n ve hayırlı kanun çıkaracağımıza yardım
edecekle-
62
r n vaad ett ler. Ben de ayrıca d ğer b ld kler m yarın ç n tem n
ett m.
Saltanat Kaldırılıyor
TBMM 1 Kasım 1922 çarşamba günü açılır. S nop M lletvek l Dr.
Rıza Nur ve 54 arkadaşının verd kler deuc1ğ ş kl k önerges okunur.
Saltanatın ve h lâfet n kaldırılmasını düzenleyen yasa öner s n n
6. maddes şu b ç mde değ şt r lmekted r:
«H lâfet Türklere, hanedan âl- Osman'a a tt r. Tür ye devlet
makam-ı h lâfet n st natgahıdır (dayanağıır).. Hal fel ğe TBMM
tarafından hanedanın lmen ve ah-lâkan eslâh ve erşet ( y ve erg n)
olanı nt hap olunur.
TBMM hükümet hakk-ı meşruu olan mâkam-ı h lâfe es r
bulunduğu ecneb ler n el nden kurtaracaktır..'
İk nc grupta Selâhatt n, Hüsey n Avn ve arkadaşları olmak
üzere 26 mzalı - aynı mealde - b r takr r verd ler.
İlk sözü Gaz aldı.
Peygamber m z ve h lâfet medh ve sena ett . Çok uzun süren
sözler n n sonlarında : ,
(Bundan sonra makam-ı h lâfet n dah Türk ye devet ç n ve
bütün slâm âlem ç n no kadar fey zkâr olaağını da st kbal bütün
vuzuhla gösterecekt r.. Türk ve slâm âlem devlet bu k saadet n
tecell ve tezahürüne menba ve menşe olmakla da dünyanın en
baht yar devlet olacaktır) ded 28.
Takr rler, Şer yye, Adl ye ve Kanun-u Esasî Encümener ne
havale olundu. Encümenler b rarada toplanarak müakereye
başladılar. B z üç komutan bu tar hî müzakeede bulunduk. Mustafa
Kemal ve İsmet Paşalar da söz söyled ler. Bana ağzımı açmaya
hacet kalmadı. Uzun müakere ve münakaşalardan sonra sted ğ m z
k maddel k b r kanun lây hası vücuda geld . Guruptan sonra da
Mec se arz olundu. Ve okunduktan sonra tay n- esam yle (ad
okunarak) reye konulmasına Gaz t raz ett . Bunun üzer e Re s:
63

(Üç encümen n müttef kan hzar ett kler beyanname ve mevadı


kabul buyuranlar lütfen eller n kaldırsınlar efend m. Müttef kan kabul
ed lm şt r.)
Bu akşam mevl t kand l d . Bu tar h amelen n hayırlı olmasına
beşarett r (müjded r) den ld . Bu akşam ve ertes gün bayram kabul
ed ld .
5 Kasım akşamı İsmet Paşa heyet tren le hareket ett ler. 17
Kasım'da Vahdett n b r İng l z zırhlısıyla kaçtı. 18 Kasım'da M llet
Mecl s 'nde Vahdett n' n hall ne ve hal fe olarak Mec t Efend 'n n
lânına mevcut 162 reyden 148 reyle karar ver ld . 9 müstenk f, 3 rey
Sel m Efend 'ye, 2 rey de Abdülrah m Efend 'ye ver lm şt .
İst klâl Harb 'nde olduğu g b bu nkılâp hareketler m zde de
f k rler m z serbestçe b ld rmek ve münakaşadan çek nmemek
suret yle ben vaz fem büyük b r v cdan hazzıyla yaptığım g b
kend s n lk günden gerek İstanbul Hükümet ne ve gerekse henüz
tanıyan halka karşı muafaza ve tanıttırmaya çalıştığım
Başkomutanım ve esk s lah arkadaşım Gaz Mustafa Kemal Paşa
da ben m f r ve münakaşalarıma kıymet ve ehemm yet vererek
hep n kabul etm şlerd .
İsmet Paşa'nın gaybubet (yokluğu) müddet nce yanından
ayrılmamaklığımı stemeler ve ben her seyahatler nde beraber nde
gezd rmeler de sulhten sonrası ç n de b rl k ve beraberl ğ m z ç n
üm t ver c b r beşaret telâkk ederek emn yetler n daha z yade
kazanacak vec-h le sam m müşav r olmuştum. Bu hal n devamını
çekemeyenler ve stemeyenler de da ma hesaba katarak hatt-ı
hareket m tay n ed yordum. Bunun ç n de mesa m maar f cephes ne
tevs k etm şt m.»
Karabek r, Doğu'dan beraber get rd ğ çocuklara Ceec 'de atış
tal mler yaptırttığını, m llî tal m ve terb yen n planlanması ç n
programlara beden terb yes dersler n n konmasını önerd ğ n
yazıyor.
Mustafa Kemal, 4 Kasım günü Türk Ocağı'nda Kara-bek r' n söz
ve müz ğ n yaptığı «Sanay » adlı oyunu zer ve oyundan sonra
Karabek r'e «Bolşev kler bu kadar
64

güzel ve tes rl b r oyun yapıp da esas meslekler propagandayı


yapamıyorlar» der..
Karabek r, savaştan sonra Genelkurmay başkanı olayı
beklemekted r. Bu n yet n M. Kemal Paşa'ya açar. M. Kemal Paşa,
Karabek r'e M llî Savunma Bakanlığını öner r. Karabek r,
Genelkurmay Başkanlığını ster.
«M. Kemal Paşa da mütalâamı muvaffık bularak b rl kte mesa
ve seyahat yapmaklığımızı b ld rd ler. Hâk m yet- M ll ye Gazetes 'ne
m ll tal m ve terb ye hakkında makaleler yazmaklığıma müsaade
buyurdular. Ben de b r ser makale yazdım. Maar f m zle ve
mektepler m zle de sık temaslarda bulundum.
Mustafa Kemal Paşa geleneğe çok r yetkâr bulunuyordu.
Kalpağını yemekte b le çıkarmıyordu. Resm başlık kumaştan d .
Bursa'da Fevz ve İsmet Paşalarla hep beaber b r arada bulunurken
ben de kalpak aleyh nde buundum. Ve kapalı yerlerde başı açık
bulunmanın fayda ve lüzumunu da söylem şt m.
Ben, öteden ber yanlarına başı açık g rerd m. Bunu hâlâ tem n
edemem şt m. M. Kemal Paşa da ben mle lât fe ed p duruyordu.
— Karabek r' n kusuruna bakmayın, o öteden ber bauc1şı açık
yanımıza gel r...
Halk Fırkası...
M. Kemal Paşa, part kurmak kararındaydı. Bu part nasıl b r
part olacaktı? Müdafaa- Hukuk örgütler part e m dönüşecekt ?
Part n n deoloj s ne olacaktı?
Karabek r bu konuda da end şel d r:
«Gaz 'n n ne yapmak sted ğ n herkes merakla bekl yordu. Bunu
ben de çok merak ed yordum. S yasî b r fıra teşk l etmek f kr nde
olduğunu öğrend m. Fırkaya (Müdafaa- Hukuk) adını vermek
arzusundaydı.
İtt hat ve Terakk 'n n yaptığı hatayı yapmamalıyız. Keşke onlar
da çok ısrar ett ğ m tarzda başka s m alsalardı da İtt hat ve Terakk
herhang b r m llî tehl ke karşısında
65F.: 5

mîllî b rl ğe yarasaydı ve tar hte hep yüksek kalsaydı. İst kâl m z


kurtardığımız b r namı s yasî b r cem yete vermek doğru olmaz
mütalâasında bulundum.
(Halk Fırkası) adı muvafık görüldü. 2 Aralık'da Gaz bana Halk
Fırkası'nı lân edeceğ n söyled ve program müsveddes n de verd .
—Lozan sulhu b tmeden ,acele ed lmese y olur...
f kr nde bulundum. 7 Aralık'da o teşebbüsünü matbuatla
lân ett . 11 Aralık'da Mecl ste görüşülürken ortaya (Pa
y taht neres olmalı?) sual n attılar. Naf a vek l Feyz (mer
hum) :
—Mecl s ne d yecek? Sen em r et olur b ter... ded .
İt raz ett m ve evvelce takarrür ett rd ğ m z (kararlaşırdığımız)
veçh le (İstanbul h lâfet merkez d r. Ankara da hükümet merkez ,
pay taht tab r artık kalkmıştır) ded m.
B rşey söylemed ler. Fakat İstanbul'u terc h ett kle n h s ett m.
(Mefkure Hatırası) ve Rıza Nur'un takr r kafamda canlandı.»
TBMM k nc Grup'u, Karabek r'! k nc başkanlığına seçt rmek
ster. Karabek r bu öner y uygun bulmaz.
«Mecl ste b r cereyan hasıl olmuştu:
Ben k nc re s yapmak!
B lhassa İk nc Grup bunu ısrarla st yordu. Sebep olaak da
(Gaz 'y y dare edeb leceğ m ) söylüyorlardı, ya-hut ben O'nun
karşısına d kmek st yorlardı..
Bunun doğru olmadığını, uhdemde Şark komutanlığı olduğu g b
M. Kemal Paşa -seyahatler nde ben m b rl kte bulunmaklığımı arzu
ett kler nden beraberler nde daha faydalı olab leceğ m söyleyerek
ben nt hap etmemeler n , steyenlere b ld rd m. Ve namzetl ğ n
koyan Al Fuat Paşa'ya rey vermeler n r ca ett m. Buna rağmen 11
Kasım nt habında bana 64 rey verd kler nden kürsüde beyanatta
bulunmak zaruret nde kaldım. İk nc Grup'dak arkadaşlarla ortada
ayrılık-gayrılık kalmamasının çte ve dışta şu aralık y tes r
yapacağını Gaz 'ye söyled m. Ve muvaffak yetle onlarla arasını
bulmaya hayl uğraştım.
1 Ocak 1923'de beş haftalık Lozan sulhunun h ç b r
66

net ceye varmadığını Mal ye Müşav r Hasan Bey (Saka)'- n


Mecl ste zah etmes mesa m n pek yer nde olduğunu gösterd .
6 Ocak'ta Gaz le sulhten sonrası ç n hayl görüştük. Sulhten
sonra herşey n lme dayanab lmes ç n geçen 18 Şubat'ta tekl f
ett ğ m (mütehassıslar mecl s ) lüzumunu açtım. Ve d ktatörlüğün
m llî b rl ğ sarsacağını ve f k r hürr yet n hırpalayacağını ler sürdüm.
F k rler me yanaşmıyorlardı.
9 Ocak'ta telefonla, yakında seyahate b rl kte çıkacağımızı,
verecekler nutuklar hakkında esaslar hazırla-; maklığımı b ld rd ler.
10 Ocak'ta Mecl ste, ben m Müdafaa- Hukuk grubu re sl ğ n kabul
etmekl ğ m hakkında tekl fler karşısında kaldım. Güya M. Kemal
Paşa da bu re sl ğ n komutanlıkla b rarada olacağını söylem ş. Bana
b rşey söylemed kler n ve ben m bu makamlara gelmek-' l g m n
henüz sulh müzakereler çet n safhalar arz ederken komutanlar
s yasete karıştılar d ye fena tes r yapaağını söyleyerek bu tekl f
kabul etmed m. f Akşam üzer Gaz de Mecl se geld . Seyahat ç n
ha-
zırladığım notlarımı verd m. Ve mütehasıslara kıymet ver-
meler n de notlarıma lâve etm şt m.
SEKİZ
«Tal m Terb ye'de b rl k lâzımdır.Mektepler m z her b r nden çok
farklıdır.
İlk tedr satta b rl k tem n olunmalıdır.
Esk usul mektepler... Medreseler bulunmamalıdır.
D l m z ve k taplarımız arap ve acem k sves nden kur-
tarılmalıdır.»
Bunlar, Karabek r' n Hâk m yet- M ll ye Gazetes 'nde î
Yayınladığı, sonra da İzm r İkt sat Kongres 'nde savunduuc1ğu
görüşler d r.
67

Başkomutan le Şark Cephes komutanı arasında geruc1ç görüş


ayrılıkları bel rm şt r ama dostluklar bu görüş ayılıklarını
unutturmaktadır.
M. Kemal Paşa o günlerde her g tt ğ yere Karabe r'! de götürür.
Aralarında güven duygusu tamdır. M. Keal Paşa Karabek r'e.
Karabek r de M. Kemal Paşa'ya çen ve yakın davranırlar.
14Ocak 1923 günü M. Kemal, Karabek r ve Fevz Pa
şa le trenle İzm r'e g der. Gaz o gün çok öfkel d r. Öf
kes n n neden de Trabzon M lletvek l Al Şükrü Bey' n çı
karacağı gazete ç n Ankara'ya matbaa mak nası get r
mes d r.
«Gaz pek asab d . Muhal flerden Al Şükrü Bey27, (Ankara'ya
matbaa mak nası get rm ş.. Tan adında b r gazete çıkaracakmış, s z
hâlâ uyuyorsunuz) d ye yaver! Hüsey n Abbas Bey'e verd ; ver şt rd .
Ve (yakın, yıkın) d ye çıkıştı.
Yalnız kalınca kend ler n tesk n ett m. Bu tarzdak beyanatının
dışarıya aks edeb leceğ n ve pek de doğru olmadığını ahlattım.
15Ocak'taEsk şeh r'deyken gelen haberde Afyon
mebusu Şükrü Efend 'n n (H lâfet n saltanat-ı hav olması)
hakkında tab ett rd ğ r salen n bugün Ankara'da nt şar
ett ğ (yayınlandığı) haber geld .
Gaz buna çok kızacak d ye beklerken daha çok düuc1şünmeye
dalıyordu. Ve h lâfet n lüzumundan bahsed yordu!
İzm t'de de İstanbul'dan gelecek gazetec lerle görüşecekt 28.
1 Kasım 1922 kararında Mecl s kürsüsünden h lâfet ve slâm yet
hakkındak nutuklarım gözden geç rd ğ zaan kend ler ne d n
bah sler n mühmel bırakarak ( hmal ederek) lmî esaslarda
görüşmeler n daha muvaffık ve kuvvetl olacağını tekl f ett m. Ondan
da, bundan da ba sle münakaşayı dare etmey terc h ett ğ n söyled .
Ve bol bol da her yerde H lâfet- İslâm ye'den daha çok ba s ett .
1 Kasım nutkunun müh m yerler n okuyalım:
68

...Efend ler.
Bu dünyayı beşer yette asgar 100 m lyonu mütecav z nüfusta
mürekkep b r Türk m llet- az mes vardır, y ne 100 m lyonluk Arap
k tles vardır. Mazhar-ı Nübüvvet ve R sa- let olan Fahr- Âlem
Efend m z bu k tle- arap ç nde Mek-ke'de dünyaya gelm ş b r vücud-
mübarek d . Ey arka-daşlar, tanrı b rd r: büyüktür, âdat-ı lâh n n
tecell yatına s bakarak d yeb l r z k , nsan k sınıfta, k dev rde
mütaâa olunab l r.
lk dev r beşer yet n sabavet ve şebabet devr d r ( n-sanlığın
gençl k devr d r..)., k nc dev r, beşer yet n rüşt-ü . kemal devr d r
(olgunluğa er şt ğ dev rd r). Beşer yet n b - r nc devr nde tıpkı çocuk
g b , tıpkı genç g b yakından maddî vasıtalarla kend s yle şt gal
ed lmey st lzam eder gerekt r r). ..Allah kullarının lâzım olan nokta-
tekâmüle vusulüne kadar çler nden vasıtalarla dah kullarıyla şt -al
lâzıme- ulûh yetten addeylem şt r, (Allah'ı tanımak).. OnlaraHazret-
Âlem Aleyh sselâm'dan t baren mazbut gayr-ı mazbut ve ona
mütenah (sonsuz) denecek ka-|dar neb ler, peygamber ve resuller
gönderm şt r.Fakat Peygamber m z vasıtasıyla en son hakayık-ı
d n ye ve me-den yet verd kten sonra artık beşer yet le b lvasıta
temas-bulunmaya lüzum göremem şt r. Beşer yet n derece- d-3k
(anlayış dereces ) tenevvür ve tekamülü (aydınlanma gel şmey )., her
kulun doğrudan doğruya lhamat-ı lâh ye le temas kab l yet ne vasıl
olduğunu kabul buyuruştur. Bu sebepled r k , Cenâb-ı Peygamber
Hatemü'l-Enb yâ olmuştur. Ve k tabı, K tab-ı Ekmel'd r. Son
peygamber olan Muhammed Mustafa (Sallâllahü Aleyh ve Selm)...
d yerek doğumlarını, nübüvvet, r salet ve vefatlarını zah ve «b r
vücudu mübarek» olduğunu beyanla doğumunun bugüne tesadüfüne
«Inşaallah bu hayırlı tesadüftür» d yerek huşu le duada bulundular.
H lâfet nt habı tafs l olunduktan sonra :
(..Emr- h lâfet m lel- slâm yece en büyük maslahat-r. Çünkü
efend ler, H lâfet- Nebev ye ehl- slâm arasın-rabıta olan b r
emanett r. Ve ehl- slâmın kel me- vah-
69

det üzere çt malarını tem n eden b r emanett r. Emanet se


Cenâb-ı Hakk'ın b r sır ve h kmet d r k teessüsü dama satfet ve
kudret le meşruttur (kurulması ş ddet ve güce bağlıdır).. Ve ondan
maksad-ı aslî de def- fesat ve hıfz u asay ş b lât ve tanz m umur-ı
c hat le mesal h-ı âmmey tanz m ve tesv yeden barett r. Bu dah
ancak Satvet ve kudret le mesnuttur. Adellüh bu veçh le car
olaelm şt r.)
Hal fel ğ n zamanı tafs l ed l rken:
(..Hazret- Ömer' n zaman:ı h lâfet nde memal k- s- lâm ye
fevkalâde denecek derecede süratle tevessü (ge şlemek) ett . Servet
çoğaldı. Halbuk , b r m llet n ç ne servet ve gına (bolluk) husul-ü
beynennnas ağraz-ı bünyev yen n hudusunu (sonradan olan) ve bu
da ht lâl ve f tnen n zuhuruna ba s olmak üzere bu âlem gün ve
fesadın mutaza-ı ahval ndend r.)
Vec zes nden sonra:
(..Ş md efend ler,,
Makam-ı h lâfet mahfuz olarak onun yanında hâk yet ve
saltanat-ı m ll ye makamı k -TBMM'd r- elbete yan yana durur...
Bütün Türk ye halkı, bütün kuvvası le o makam-ı h lâfet n st natgahı
olmayı doğrudan doğuya yalnız v cdanî ve d nî b r vaz fe olarak
taahhüt ve tekeffül ed yor.)
slâm ve Türk tar h ne ve h lâfetle saltanatın asırlarca yan yana
fakat ayrı bulunduğunu zahtan sonra:
(...bugün dah saltanat ve hâk m yet makam-ı h lâ-. fet n yan
yana bulunab lmes en tab ? halattandır, şu farkla, Bağdat'ta ve
Mısır'ın saltanat makamında b r şaıs oturuyordu. Türk ye'de o
makamda as l olan m lle n kend s oturuyor. Makam-ı h lâfette dah
Bağdat ve Mısır'da olduğu g b b r kudret ve mültec b r şahs-ı ac z
değ l st natgahı Türk ye devlet olan b r şahs-ı âl otuacaktır..
Bu suretle Türk ye Halkı asrî b r devlet- mütemedd ne her gün
daha ras m olacak, her gün daha- mesut ve mü-
70

reffeh olacak, her gün daha çok nsanlığını ve benl ğ n


anlayacak, eşhasın hıyanet- tehl kes ne kend s n maruz
bulundurmayacak, d ğer taraftan makam-ı h lâfette bütün âlem-
Islâhın ruh ve v cdanının ve manının nokta- rabıası, kulûb-u
İslam yet n bed î nş rahı (açılması) olab leek b r zzet ve ulv yette
tecell edecekt r. Bundan sonra makam-ı h lâfet n dah Türk ye devlet
ç n ve bütün sâm âlem ç n ne kadar fey zkâr olacağını da st kbal
büün vuzuhuyla gösterecekt r. Türk ve slâm Türk ye devle , k
saadet n tecell ve tezahürüne menba ve menşe olakla dünyanın en
baht yar devlet olacaktır.)
28 Ocak İzm r nutuklarından :
(..TBMM Hükümet n n şer- şer f ahkâmından baret bulunan
Şûra, adalet ve ulû'l-emre taat esasına tevf kan teşekkül ett ğ ve
Türk ye devlet ç n h lâfet mevzuu bahş olmayıp ancak bu zan, âlem-
slâm nazar-ı d kkate alınığı zaman var t olab leceğ , çünkü makam-ı
h lâfet n yalızca Türke değ l yüce âlem- slâma a tt r. Âlem- slâm
eyevm hal esarette bulunmasına' b naen h lâfet meseles hal ve
tesb t edecek sev yeye vasıl oluncaya kadar TBMM'-n n makam-ı
h lâfet b r nokta- üm t olarak muhafaza edecekt r.)
Bursa'da 23 Ocak 1923'de :
(..H lâfet n yalnız Türk ye halkına değ l bütün slâm âlem ne
şümulü olması haseb yle bu makam hakkında kaar vermek Türk
m llet n n selah yet har c nded r.)
İzm r'de 3 Şubat 1923'de:
(..B z m d n m z en makbul, en tab î b r d nd r. Ve anak bundan
dolayıdır k , son d n olmuştur". 5. r d n n tab î olması ç n akla, fenne,
lme ve mantığa tetabuk etmes lâzımdır. B z m d n m z tamamen
bunlara mutabıktır.)
İzm r'de ken 29 Ocak'da M. Kemal Paşa le Lât fe Hanım'ın
n kâhları yapılmıştı. Fevz Paşa ve bert, Gaz 'n n şah d olarak k
yanında oturmuştuk.
5 Şubat'ta Akh sar'da ken İsmet Paşa'dan 4 Şubat'ta sulh
müzakeres n n nkıtaa uğradığı hakkında ş frel tel-
71

graf geld . Y ne bu arada Ankara'dan Mecl s k nc re s Al Fuat


Paşa'dan müh m b r ş frel telgraf geld :
«Gaz 'n n geçen yıl m llete verd ğ söz muc b nce b r tarafa
çek lmes şartıyla kend s ne b r saray ve ayda on b n l ra
muahhassasat (ödenek) ver les hakkında r yasee b r takr r
ver lm şt r, müzakereye koyalım mı?»
Gaz buna çok kızdı. Reng kaçtı. Ş frey bana da okutu.
Mütalâamı sordu. O hâlâ h lâfet uhdes ne almaya ve esk
mefkures ne kavuşmaya uğraşırken kend s ne bu tavs ye çok acı
geld . Gerç gıyabında bu tarzda ve dış s aset m z henüz takarrür
etmeden bu teşebbüs doğru deuc1ğ ld . Bunun ç n mütalâamı
şöylece söyled m :
«Henüz sulhumuz takarrür etmed ğ nden hal harpte z demekt r,
bunun ç n bu meselen n ortaya çıkması mev ms zd r. Sulhun
akl nden sonra bu karar» k msen n tekf ne lüzum kalmadan s z
ver rs n z.»
Ve cevabımı beğend . Ş frey get ren yaver Mahmut Bey (S rt
Mebusu, M ll yet Gazetes sah b ) şu emr verd :
«Paşa'nın ded ğ g b b r cevap yaz.»
Mahmut Bey g tt kten sonra M. Kemal Paşa'dan bazı
mütalâalarımı söylemekl ğ me müsaade alarak ded m k :
«Görüyorum k , başkumandanlık uhden zde bulunduuc1ğu halde
s yasî b r fırka kurmakla meşgul olmanız aks tes rler yapıyor. Bunun
memleket dışındak ak sler n n daa fena olacağını tahm n eder m.
Bunun ç n sulhun ak ne kadar bu g b hareketle meşgul olmaktan
sarf-ı nazar buyursanız.. Bunu Ankara'da fırkayı tes s kararınızı
matuaya aks etmeden önce de r ca etm şt m.»
Gaz mütalâama cevap vermed . O hâlâ Ankara’dak havanın
hal n! düşünüyordu.
Ben m bu son mütalâamı kabul etmed ğ n mefkure ne daha
ş ddetle sarıldığım Balıkes r'de gördüm.
7 Şubat’ta Ulucam 'de öğle namazını kalabalık b r cemaatle
kıldık. Sonra mevlût okundu. Bundan sonra da M. Kemal Paşa
m nbere çıkarak mükemmel b r hutbe okudu.
Tar hî hutbey aynen ver yorum:
(..M llet. Allah b rd r, şanı büyüktür, Allah'ın selâmet ,
72

atıfet ve hayr üzer n ze olsun. Peygamber m z Efend m z


Hazretler , Cenâb-ı Hak tarafından nsanlara hakayık-ı d -n yey
tebl ğe memur resul olmuştur. Kanun-u Esasî cüm len zce malûmdur
k Kur'an-ı Az müşşân'dak nusus (açık-lık)'tur. nsanlara feyz verm ş
olan d n m z son d nd r, ek-mel (eks ks z) d nd r. Çünkü d n m z akla,
mantığa ve ha kate tamamen tevafuk ve tetabuk ed yor, eğer akla,
manığa ve hak kate tevafuk etmem ş olsaydı, bununla d ğer kava n
tabb yey lâh ye beyn nde tezat olması cap ederd . Çünkü b lcümle
kavan n kevn yey (dünya ve ah ret yasaarı) yapan Cenâb-ı Hak'tır.
Arkadaşlar;
Cenâb-ı Peygamber, mesa s nde k dareye (da re), k haneye
mal k bulunuyordu. B r kend hanes , d ğer Alah'ın ev d . M llet
şler n , Allah'ın ev nde yapardı. Hazet- Peygamber' n eser-
mübarekler ne kt faen bu dak ada m llet m ze, m llet m z n hal ve
st kbal ne a t husu-satı görüşmek maksadıyla bu dâr-ı kuds de
Allah'ın huzuunda bulunuyoruz. Ben mazhar eden, Balıkes r' n
d ndar ve kahraman hsanlarıdır. Bundan dolayı çok memnunum. Bu
ves le le büyük b r sevaba na l olacağımı üm t ed youm. Efend ler,
cam ler b rb r m z n yüzüne bakmaksızın yaıp kalkmak ç n
yapılmamıştır. Cam ler, taat ve badet le beraber d n ve dünya ç n
neler yapılmak lâzım geld ğ n düşünmek yalnız meşveret ç n
yapılmıştır. M llet şler ne her ferd n z hn başlı başına faal yette
bulunmak ç n-elzemd r, şte b z de burada d n ve dünya ç n, st kbal
ve st klâl m z ç n. b lhassa hâk m yet ç n neler düşündüğüüzü
meydana koyalım. Ben kend düşüncem söylemek st yorum.
Hep n z n düşündükler n anlamak st yorum. Âmal-ı m ll ye, rad-ı
m ll ye yalnız b r şahsın düşünces nen değ l b lûmum efrad-ı m llet n
arzularının, emeller n n muhasalasından barett r. B naenaleyh
benden ne öğrenek, ne sormak st yorsanız, serbestçe sormanızı
r ca ede m.»
Gaz m nberden nd ve m hrabın önünde, namaz kılığımız yerde
yanıma geld . Halkın sorularına cevap ver rken su sözler le, hutbe-l
sena le zah ett :
73

«B l yorsunuz k , Hazret- Peygamber, zaman-ı saadeter nde


hutbey kend s rat ederd . Gerek Peygamber Efen m z ve gerek
Hulefâ- Raş dîn ( lk dört hal fe) hutbeler okuyacak olursanız,
görürsünüz k , gerek Peygamber'n ve Hulefâ- Raş dîn' n söyled ğ
şeyler, o günün meseeler d r. O günün askerî, darî, malî, s yasî ve
çt maî hu-susatıdır. Ümmet- slâm ye tekessür (çoğalma) ve mema-
l k- slâm ye tevessüse başlayınca Cenâb-ı Peygamber' n ve Hulefâ-
Raş dîn' n hutbey her yerde b zzat kend ler n n rat etmeler ne mkan
kalmadığından halka söylemek ste kler şeyler blâğa b rtakım zevatı
memur etm şlerd . Bun-dan herhalde en büyük rüesaydı (başkanlar).
Onlar cam - şer fte ve meydanlarda ortaya çıkar, halkı tenv r ve rşat
ç n ne söylemek lazımsa söylerlerd . Bu tarzda devam ede lmes ç n
b r şart lâzımdı. O m llet n re s olan zatın hala doğru söylemes , halkı
d nlemes ve halkı aldatmamaı, halkı ahval- umum yeden haberdar
etmek son derece ha z- ehemm yett r.
Çünkü herşey açık söylend ğ zaman halkın d mağı hal-
faal yette bulunacak, y şeyler yapacak ve m llet n zaraına olan
şeyler red ederek şunun veya bunun arkasından g tmeyecekt r»
d yerek pad şahların hutbey arapça okumalarını st batlarını
dame ç n olduğunu, taunun ç n hutben n Türkçe olması lüzumunu
b ld rd .
Lozan'dak sulh müzakereler nden de b raz bah s ett kten sonra
(Halk Fırkası) hakkındak suale geçt :
«Bu m llet n s yasî fırkalardan çok canı yanmıştır. Şuu arzedey m
kî, memal k- sa rede fırkalar behemehal k sadî maksatlar üzer ne
teessüs etm şt r ve etmekted r»
d yerek b z m g b zeng n olmayan Balkan hükümetler n nasıl
kurulduğundan ve halkın s yasî ve kt sadî terb ye aldığından haber
yok., g b fadelerde bulundu.
Şu sözler ler s ç n düşünceler n göstermek t bar yle d kkat
çeker:
«Halk Fırkası halkımıza terb ye- s yas ye vermek ç n mektep
olacaktır. Ben seven ve hayatımı düşünen arka-
74

dostlarım bana böyle b r fırka- s yas ye teşk l etmemekl ğ -


m tavs ye etm şlerd r. F lhak ka vaz fe- m ll yen n h tamına köşeye
çek lerek st rahat etmekl ğ m ben m ç n b r menfaatt r, bunu
yapab lmek ç n ş md ye kadar st hsal olunan net celer n tesb t
olunduğu g b devam edeceğ ne t mat etmek cap eder, fakat, bu
hususta henüz bî end şe olamam. H çb r n z n de bî end şe
olmamanızı tavs ye ede m.
(..). İşte bu nokta- nazardan m llet n ç nde b r fert olaak ve
tekrar m llet n nt habına na l olursam TBMM'de •aza sıfatıyla
çalışmayı vaz fe telâkk ed yorum. Efend ler, ne ben ne s z
şahıslarımız üzer nde vaz yetler hdasına kalışmayalım. B z hep m z
o surette çalışalım k , kuracağıız şey m llî b r müessese olsun. Bu da
m llete terb ye- s yas ye vermekle olur.»
M. Kemal Paşa, m nberde mükemmel b r hutbe okumakla bu
tarzdak mesa s ne taraftar olmadığım hakkınak beyanatıma halk
huzurunda verd kler cevap apaçık da (ben çok seven ve hayatımı
düşünen bazı arkadaşlaım böyle b r fırka- s yas ye teşk l
etmemekl ğ m tavs ye et şlerd r.) beyanatıyla da ben m 17 Temmuz
1921 münaaşalarımızda şarktan yaptığım tekl f (..benden z zat-ı sa-
m lerln n bu kab l s yasî fırkalara... şt rakten bar kalmaına hasseten
taraftarım) ve bu kerre Halk Fırkası meseles nde dah sulhun
takarrürüne kadar olsun başkomutan sıfatıyla bu kab l cereyanlara
g r şmemes n tavs yeme de kat'î cevabını verm ş oldu. Gerek
mutaassıp b r d l ve eda le slamcılığı ele alması ve gerekse s yasî
b r fırka teşk ne ve onun başına geçmeye karar verd ğ n lân etmes
bende şu kanaat tamamladı:
Napolyon, vakt yle başkomutanlıktan (muhal f fırka yaan b r
d ktatör başına neler geld ğ n görür) f kr ne dayanarak nasıl b r fırka
le mparatorluğa çıkmışsa ş md de, Mustafa Kemal Paşa'da aynı
surette başkomutanlıktan tek fırka le - önlemekl ğ me rağmen -
h lâfet ve saltanatı alak mefkures ne yürüyecekt r. Bu yolda ben m
vatan ve m llete karşı vaz fem de ş md ye kadar olduğu g b ş md en
sonra da bu tehl kel yolu önlemek olacaktır. Şüphes z
75

k , sam m yet ve kna He sonuna kadar uğraşmak ve mümkün


olmazsa cephe almakla...»
Asla Cam lerle Değ l!
M. Kemal Paşa, Balıkes r'de verd ğ hutbeden sonra Kâzım
Karabek r^ düşünceler n öğrenmek ster.
«Akşam M. Kemal Paşa bugünkü beyanatını nasıl buluğumu
sordu. Ben de kend ler ne olan sam m bağlılığım kadar
kend ler nden aynı karşılığı gördüğüme dayanarak f kr m
söyleyeceğ m b ld rd m ve ded m k :
— Dünya şler n cam lere soktuğumuzun acısın» çek ğ m z
yetmez m Paşam? M llî şler m z neden y ne cam ere sokuyoruz? Ve
neden s z başkumandan olduğunuz hale d nle, h lâfetle b r d n adamı
g b hatta daha ler g erek meşgul oluyorsunuz? Münevverler m z
haklı olarak bu g d ş y telâkk etmeyeceğ g b bu yol da esasen
teh kel d r. 1921 Şubat'ında şarktan tekl f mde -b rtakım
muafazakârların y ne şe karışarak teceddüd hareketler nden
(yen lenme hareketler nden) mahrum kalacağımız end şes arz etm ş
ve memleket n yüksek mütehassıslarıyla esası programlar yapılarak
bunların tatb k nde sebat ve sadaat lüzumunu b ld rm şt m.
Paşam, görüyorum k , s z d n ve h lâfet kuvvetler ne çok
ehemm yet ver yorsunuz; şu halde muhafazakârlara daanmak
st yorsunuz. S ze bu ves le le b r daha o esk tekl f m arz edey m.
Yanımda b r suret var -cep cüzdaımdan çıkardım verd m -, b r daha
lütfen okuyunuz. <
Türk m llet teceddüde muhtaçtır. Ve bunu da müteassıslarla
başarab l r z. Asla cam lerle değ l, asla muhaazakârlarla değ l.
D n, v cdan kanaat d r; münakaşaya gelmez, l m adaı olan
b zler n ve hele s z n bunu ele almanızı kat yen doğru bulmuyorum.
Bunu tamam yle mühmel bırakmalısıız. Bu mütalâalarımı da ma s ze
açık kalb mle söyleyeeğ m.)
M. Kemal Paşa mütalaalarımı sam m karşıladı. Ertes
76

gün yaverler nden naklen ben m yaver m, Gaz 'n n şu fades n


b ld rd -.
«Ben, Karabek r' n bana bu kadar sam m olduğunu zan
etmed ğ mden çok çek şeceğ m z tahm n ed yordum. Halbuk o çok
açık yürekl ve candan nsanmış. Beraber «alışacağımızı görerek
memnun oluyorum.»
DOKUZ
Balıkes r'den sonrak , lk durak İzm r'd r.
İzm r’de «İkt sat kongres » toplanacaktır.
Başkomutan ve Şark Cephes Komutanı b rl kte İz-.m r'e g derler.
Yolda d nî konuları h ç konuşmazlar.
Man sa'da karşılayıcılar Karabek r'den kongreye «Man sa
deleges » olarak katılmalarını sterler. Karabek r «cephe komutanı»
olduğunu, bu nedenle kend s n n «mazur» -görülmes n ster.
Man salılar ısrarlıdır.
Ertes gün Man salılar b r oldu-b tt le Kâzım Paşa'ı delege
seçerler. B r grup da bazı yabancı ajanların .kongreye gel p
«Türkler n askerl kten başka b rşey beceremeyecekler n » kanıtlamak
amacıyla kongrede karışıkıklar çıkaracaklarını b ld r r.
Önlem almak gerekecekt r.
Karabek r, M. Kemal' n «TBMM re s » ve «başkomuan»
sıfatlarıyla kongre başkanı olmasını sakıncalı bulur. Gaz ,
«Man salıların ısrarına göre s z kongreye g r n ve dare ed n» der.
Kongre M. Kemal' n «fahr re sl ğ » altında açılır. Konre
başkanlığına Karabek r seç l r. Karabek r, kongre kaarlarını k tap
hal nde bastırır1".
kt sat kongres nden sonra Karabek r Ankara'ya dö-ner.
77

İsmet Paşa da Lozan'dan dönmüştür.


İsmet Paşa. Kâzım Karabek r'e «Lozan sulh kongres azalarının
Türk m llet n n şgalden kurtulan kısımlarının da» katılacakları b r
seç m sted kler n b ld r r.
Konu grupta da görüşülür ve kabul ed l r.
O gün Ankara'da tatsız b r gün yaşanmaktadır. Trab- zon
M lletvek l Al Şükrü Bey ortadan kaybolmuştur. Mec ste, k nc grup
m lletvek ller kürsüden hükümete sert eleşt r ler yöneltmekted rler.
Sonrasını Karabek r'den öğrenel m :
«Ne kötü tesadüftür k , bugün Trabzon mebusu Al Şükrü Bey' n
ortadan kaybolması ve bunun.da Mustafa Kemal Paşa'nın muhafız
taburu komutanı Topal Osman Ağa'nın b r c nayet olarak ortaya
yayılması, Ankara havasında b r sam m yets zl k ve t matsızlık
uyandırmaya sebep oldu. Yen nt haba karar ver ld ğ b r günde,
Ankara'da matbaa açmış ve gündel k b r s yasî gazete çıkarmaya
başlamış bulunan b r muhal f mebusun ortadan yok ed lmes ç rk n
olduğu kadar tehl kel b r şt . Bunu mual f mebuslar, doğrudan
doğruya Gaz 'den b l yorlar ve tevk f müzekkeres çıkarmaya kadar
da ler g d yorlardı.
2 N san sabahley n kamet ett ğ da reden Başvek l Rauf Bey,
Müdafaa- M ll ye Vek l Kâzım Paşa telefonla yaver me şunu
yazdırmış:
(Bugün saat 6'dan ber Çankaya'da Gaz 'n n köşkü c varında
Muhafız taburuyla Osman Ağa taburu arasında müsademe başladı.
Osman Ağa ve en kıymetl heyet makul düşmüş. Gaz . Lât fe Hanım
le b rl kte stasyonda Raf Bey' n yanında. İsmet ve Kâzım Karabek r
Paşaların da gelmeler n st yorlar.)
Derhal g tt m.
Gaz 'y çok müteess r buldum. Muhafız N zam ye taurunun kend
da res n del k deş k ett kler n anlattı. «Necede Osman Ağa taburuyla
anlaşır mı?» d ye end şe ed yorlardı.
Kars'tan gönderd ğ m bu b n k ş l k G resun taburunun tal h n n
sonunu böyle görmek ben çok müteess r ett . 14 Ocak günü trenle
Bursa'ya ayrıldığımız gün Gaz '-
78

n n Cevat Abbas Bey'e, Al Şükrü Bey ve matbaası hakında


Söyled ğ ş ddetl sözler ve ben m kend ler n tesk n m gözler mde
canlandı.
Bu aralık Muhafız tabur komutanı İsma l Hakkı Bey30 geld .
Gaz , end şes n ona da söyled ve «taburundan em n m s n?» d ye
sordu. O da em n olduğunu söyled .
N hayet mesele b rçok masumun ölümü le net celend . Al Şükrü
Bey' n cesed de ertes gün ortaya çıktı. Al Şükrü Bey de telefon
teller yle boğulmuş ve Çankaya ge ler nde b r yere gömülmüş.
4 N san’da Al Şükrü Bey' n cenazes İk nc Grup'un eller
üstünde Mecl s kapısına get r ld ve « k nc kurban g d yor» d ye
haykırışmalar oldu11.
Al Şükrü'nün cenazes İstanbul'dan geç lerek Trabzon'a
götürülmek sten yordu. Bunun şu aralık sebep ola leceğ tezahürler
memleket hesabına çok zararlı olab rd . Cenaze, hükümet n kararı
le İnebolu üzer nden Trabon'a götürüldü.
Akşamüstü de M llet Mecl s 'n n kararı le Topal Osman'ın cesed
Mecl s b nası önünde asıldı.»
Yen Seç me Doğru
«B r nc Grup» adı ver len grup yönet c ler , -Batı ve Doğu
Cephes komutanları b raraya gelecek yen seç m s stem n saptarlar.
Bu lkeler saptanırken Müdafaa- Huuk cem yetler n n «Halk
Fırkası»na dönüşmes 'de kararaştırılır. Yayınlanan b ld rgede
h lâfet n «beynel slâm» ve dayanağının da TBMM olduğu duyurulur.
M. Kemal, 8 N san 1923 günü «Halk Fırkası umdele-r »n açıklar.
Bu lkelerden 5.s şöyled r:
(İst natgahı TBMM olan makam-ı h lâfet beynel slâm b r makam-ı
muallâdır. İslâm d n nde bütün namazlar ce-'maatla eda olunur.
Cemaatın b r emel vardır k , cemaatı terk p eden bütün fertler ona
kt da ederler (uyarlar).. Bu suretle mam, cemaatın t msal olmuş
olur. Cemaatın ferter arasındak tesanüdü mamın şahsında tecell
eder. Her
79

mamın kend cemaatı namaz esnasında b rleşt rerek b r çok


ruhtan tek b r ruh meydana get rmes nde küçük b r tesanüt husule
gel r. İslâm yette bundan başka b r de büük" tesanüt vardır k , bütün
ümmet tek b r ruh hal ne ge r r. Bunun şekl de bütün nsanların
manevî b r surette b r mam-ı ekbere (büyük mama) kt da
eylemeler d r. İşe bu mamlara ondan (Hal fe) namı ver l r.
O halde namaz kılınırken yalnız gözümüzün önünde cemaatın
mamda temerküz eden ruh vahdet n ( mama toplanan b rl ğ n )
görmekle kt fa etmemel y z. B lme y z k , bu cemaattan başka
m lyonlarca cemaatlar da aynı zamanda b r ümmet hal nde
b rleşm şlerd r. Bu b reşme bütün m llet n b r büyük mam etrafında
yan (Ha- l fe)'n n çevres nde b rleşmes yle husule gel r. Demek k ,
küçük mamlar, küçük cemaatları temerküz ett rerek küuc1çük
tesanütler (dayanışmalar) vücuda get rd ğ g b mam da bütün
ümmet temerküz ett rerek slâm alem ndek umumî tesanüdü husule
get rm şt r.
Yeryüzünde b r h lâfet makamı bulunmazsa slâm âlem kend s n
mames z kalmış b r teşb h g b dağılmış, per şan görür.
Bu fadeden anlaşılıyor k , mutlaka slâm ümmet n n başında
(Hal fe) namı ver len şahsî b r t msal n bulunması lâzımdır. Fakat bu
yüksek makamı hang müslüman m llet kend ç nden b r şahs yet
seçerek vücuda get reb l r? D en hal fen n gayr- müsl m h çb r
devlete tâb olmaması şart olduğundan hal fey kend ç nden
doğuracak m lle n mutlaka kuvvetl b r orduya ve tam b r st klâle
mal k olan mücah t b r slâm m llet olması lâzımdır.., B rçok asırardan
ber bu şartları ha z olan m llet Türk m llet olduğu g b bugün de bu
şartları ha z olan m llet, yalnız yen Tür ye'd r. Buna b naen TBMM
b zzat hal fe hazretler n n hap ederek kend s n bu muazzez ve
muhterem makama st natgah yapmıştır.)
B r aralık Çankaya'da ç fte m narel büyük b r cam yapmak
heves de uyandı ve gazetelerde de neşrolundu.
M. Kemal Paşa, Halk Fırkası Re s n n kend s olduuc1ğunu ve
uzun vadel b r programın tatb k vaz fes n üze-
80

r ne aldığını lân etmekle 20 Temmuz 1922 Başkomutanık


Kanunu müzakeres nde M llet Mecl s kürsüsünden va- t ve lân ett ğ
(s ne- m llete b r fert olarak kalacağı) meeles nden vaz geçt ğ n de
b ld rm ş oldu.
Bazı vek ller n de dah l oldukları b r nt hap kom tes teşk l ett . Ve
re sl ğ n de kend s deruhte ett . Bu kom ede ben m de
bulunmaklığımı arzu ett ler. İstasyon'dak malûm b nada toplandık.
Gaz 'n n lk tekl f şu oldu:
—M llet bana t mat rey vers n, mebusların seç m n
bana bıraksın.
Bu tekl fe t raz ett m.
—M llet n s ze t mat etmes tab îd r.Fakat bu t
mat onun Hukuk-u esas yes ne hâk m olmasını cap ett r
mez. Böyle b r nt haba m llî nt hap den lmez ve bu tarz
da toplanacak Mecl se de M llet Mecl s denmez., ded m.
Mütalâamı kabul ed p bana lt hak edenler görülüne Gaz de bu
f kr nden vaz geçt . Fakat her taraftan kend s ne en çok emn yet
verenler l steye g rd ler. Ve hatta hükümet ve Müdafaa- M ll ye
vek l n n dah yardıı le seç me arz olundular.
İk nc gruptan k mse namzet göster lmed . Halbuk , bunların çoğu
İst klâl Harb 'ne lk günden ber canla başa h zmet etm ş nsanlardı.
Bu hususta aramızda münakauc1şa da oldu. Gaz :
—Ben muhal f stem yorum... d yor ve kend s ne söz
le ve yazıyla en çok sadakat gösterenler , b r nc Mecl s'
te f l yatıyla buemn yet kazananları ve hemen bütün
karargâh mensuplarını namzet göster yordu.
Ben de:
—Böyle emre ram b r Mecl s le dünyaya hâk m olan
t lâfm lletler n n emn yet n kazanamayacağımı ve da
h lde de hürr yet mefhumunu kaldıracağımızı ve belk da
ha ş ddetl b r muhalefete yol açılacağını., söyleyerek t
raz ed yordum.
N hayet İnt sap Kom tes ne g tmed m.
Fakat Lât fe Hanım le b rl kte Kubbel Bağlar'da oturuğum
havuzlu köşke gelerek ben! aldılar ve ayrılmamak-lığımı r ca ett ler.
81

Ben de artık muntazam beraberler nde oldum.


(...)
18 Temmuz'da Trabzon'dan gelen haberler Gaz 'n n canını çok
sıktı. Al Şükrü Bey c nayet , gazete sütunlarında kend s ne atıf
olunuyordu. Trabzon hakkında S vas Kongres sırasında da çok sert
hareket etmek sted kler zamanda man olmuş ve kna herşey n
başıdır d yerek cap eden y tedb rlerle şler yürütmüştüm. Ş md
vaz yet daa da naz kleşm şt .
M. Kemal Paşa bana şunu söyled :
—Trabzon'dakaynayan b r kazan var. Şen bunu
vakt yle söndürmed n. Ş md de y ne kaynamaya başladı.
Bu sefer kuvvetl b r yumruk hak ett ler. Bunu nasıl yap
mayı muvafık bulursun?.. Müdafaa- Hukuk merkez n n bü
yük su st maller de varmış.
—Gayr- kanunî h çb r craata taraftar değ l m. B l
hassa şu aralık. Bunun ç n arkadaşlardan mürekkep b r
heyet gönder r z. İht las varsa tetk k eder; bulur. Halkın
sükûnet n bozmak steyenler hakkında da lüzum görülür
se kanunî tak bat yapılır... cevabını verd m.
Bu tarz muvafık görüldü.
Trabzonlular Kâzım Karabek r'den m lletvek ller olalarını sterler.
Karabek r, doğduğu ve büyüdüğü şeh r olan İstanbul'dan m lletvek l
olmayı arzular. Ed rne ve Aydın'dan ller nden m lletvek l olması ' ç n
öner ler gel r.
k nc Mecl s'e g reb lmek ç n kul s çalışmaları hızanmıştır.
Karabek r, bu kul slerden ted rg n olur;
O günler anılarında şöyle anlatır:
«..b r taraftan İk nc Mecl s'e g reb lmek ç n, b lg , emek ve
sec yes le tanınmış olmaktan z yade sadakat ve mutavaatla
(başeğme) temayüz etm ş olmak ve türlü vasıtalarla Gaz 'ye hulul
etmek (çevres ne sokulmak) se yaramıştı.
Mektuplarla, ş rlerle M. Kemal Paşa'nın b r düzüye tekrarlanan
sözler muayyend .
(B z sen kurtardın, ne em r buyurulursa keramett r.)
Ve b r sürü meth yeler.
82

İst klâl Harb nasıl başladı? Nasıl b r sey r tak p ett ? Bugünkü
durum ned r? st kbal ç n planımız ne olmalıdır? Artık k msey
lg lend rm yordu. B r c k düşünce Ga 'n n teveccühünü kazanmak ve
mebus olmak ve memeket n n metler nden st fade edeb lmekte d .
İst klâl Har-b 'm z n net ces n görünceye kadar İstanbul hükümet n n
ve Pad şah dalkavuklarının b le günahlarını af ett reb l -yorlar ve yen
devlet kuruluşunun ön saflarında yer alab yorlardı.
Saadet avcılığı dehşetl b r yarış hal nde başlamıştı.
Tehl ke büyüktü.
İst klâl Harb 'n n fedakâr ve feragatl arkadaşlarıyla Gaz 'n n
arasına her gün yen s malar g r yor ve yerleuc1ş yordu. Ve artık
İst klâl Harb 'ndek g b f k r sah pler le ş b rl ğ nden z yade mutavaat
ve alkışa hazır b r zümreye roller ver lmeye hazırlık görünüyordu.
Artık Gaz hang yolu tutarsa yen Mecl s O'nun sed ğ suretle
hedef ne götürecekt .
Koyu mutaassıplar da d n ve hele slâm aleyh ndek yen yolda
b rb r yle çatışacak b r halde değ ld ler!
D ğer taraftan da Ankara'da yen b r hava esmeye , başladı: "
İslâmlık terakk ye man m ş!
Halk Fırkası lâ d n (d n dışı) ve lâ ahlâk (ahlâk dışı) 'olmalı
İm ş.. Macarlar ve Bulgarlar g b ufak m lletler b z m g b Almanya
tarafında bulunarak mağlûp oldukları halde st klâller n muhafaza
ed yorlarmış.. Meden yete g rm şlerm ş.. Türk ye slâm kaldıkça
Avrupa ve İng ltere .müstemlekeler n n çoğunun halkı slâm
olduğundan b ze düşman kalacakmış. Sulh yapmayacaklarmış.
10 Temmuz 1923'de Ankara İstasyon'undak Kalem [mahsus
b nasında fırka n zamnames n müzakereden son-Gaz le yalnız
kalarak hasbıhallere başlamıştık.
— D n ve ahlâkı olanlar aç kalmaya mahkûmdurlar.. ded ler.
Kend s n h lâfet ve saltanat makamına lâyık gören ve bu
hususlarda teşebbüslerde de bulunan d n ve namus
83

leh nde türlü sözler söyleyen ve hatta hutbe okuyan, be m kapalı


yerlerde baş açıklığımla lât fe eden, fes ve kalpak yer ne kumaş
başlık tekl f m hoş görmeyen M. Keal Paşa, ben m hayretle
baktığımı görünce şu zahatı verd :
—D n ve namusu olanlar kazanamazlar, fak r kall ne maya
mahkûmdurlar. Böyle k mselerle memleket zeng n
leşt rmek mümkün değ ld r. Onun ç n önce d n ve namus
telâkk s n kaldırmalıyız. Part y , bunu kabul edenlerle kuv-
vetlend rmel ve bunları çabuk zeng n etmel y z. Bu suretle
kalkınma kolay ve çabuk olur..
Gerç İsmet Paşa da 5 Ocak 1923 tar h nde bana yazdığı
mektupta (vatanımız ne zaman mamur olacak? B r tek ve asıl
mesele budur. Sulh olsa da olmasa da..) dem şt . Fakat k Lozan
arasında Ankara'ya geld ğ zaman kend s nden bu gar p mânâda
mütalâa ş tmem şt m. Zeng n olmak, mamur olmak, planlı b r
çalışma ve zamanla olurdu.
Gaz 'ye şu mütalâamı söyled m:
—Nereden, ne maksatla geld ğ 'b l nmeyen ve üze
r nde kend m llî kudret m zle şlenmeyen f k rler m llî bün
yem z sarsar. Tanz matın da bu surette kurbanı olduk.
B z kuvvetle çözemeyenler yaldızlı formüllerle cevher m
z er teb l rler. Harben kazandığımızı, sulhtek yanlış ve va
k ts z adımlarımızla daha doğrusu Avrupalılara aldanmak
la el m zden kaçırdığımızı onlar pek y b l rler. Bunun ç n
l m ve ht sasa hürmet etmek ve b lg l ve sec yel adam
larımızla üzer nde şlenmem ş f k rler program d yeka
bul etmemek,yen den aldanmamak ç n b r c k yoldur.
Kend l m müesseseler nde şlenmem ş veya kontrol ed l
mem ş bayağı f k rler n tatb k d ğer b r bakımdan da teh
l kel d r.Em rle yaptırılacak, yan ş ddetle tatb k oluna
cak demekt r. Bu tarz belk taat tem n eder fakat sevg
asla!
Bu hususta kend -tecrübeler me de dayanarak d ye l r m k , taat
görünüşted r ve muvakkatt r. M. Kemal Paşa:
—D nî ve ahlâkî nkılâp yapmadan önce b rşey yap-
84

mak doğru değ ld r. Bunu da ancak bu prens b kabul ede lecek


genç unsurlarla yapab l r z.
Ben:
— D ns z ve ahlâksız b r m llete bu dünyada hayat hakkı
olmadığını tar h göster yor. Paşam, bu ak de b z bolşev zme götürür,
İng l zler, mütareken n lk zamanlaında b z bolşev kl ğe teşv k
ed yorlardı. Demek b z başa yoldan y ne oraya sürmek st yorlar?
Bunun mânâsı açıktır:
Türk ye'y Ruslarla paylaşmak.
Bu hususta Erzurum'da da aynı f kr m zah etm ş oluğumu ve
daha önce de Amasya kararınıza man olmuş bulunduğumu
hatırlarsınız. Sonra s z Mecl s kürsüsünden haykırdınız:
(Sulhten sonra m llet safları ç ne çek lerek b r ferd- m llet g b
yaşayacağım.)
Halbuk ş md halkın asla hoşuna g tmeyeceğ ve be m b le
ucunu b r uçurum gördüğüm b r formülü halka kabul ett recek b r
dare kurmaya g d yorsunuz. Bunu yapayınız. M llî b rl ğ m z sarsılır;
b r tufeyl tabaka halkın başına geçer kanını emer. H çb r m z n hayatı
uzun değ l r. Bu m llet n yen sarsıntılara tahammülü yoktur, İzm r
İkt sat Kongres kt sadî ht yaçlarımızı tesb t ett . B r heet- ' m ll yem z
maar f programını tesb t edecek. Müteassıs b r askerî heyetle
(ordunun l m ve rfanını) tesb t ett r n z. Bu suretle planlı ve programlı
olarak İst klal Har-b 'n canıyla, başıyla kurtaran m llet m ze hürr yet
ve aşk saadet n tattıralım.
Gaz ben sükûnetle d nled . Münakaşayı uzatmadı. Anladık k ,
yen b r muh t onu yen havaya çekmek st or. Fakat kat kararını
verm ş değ l.
85

ON
Karabek r, gel şen yen koşullardan ve oluşan ortaman y ce
kuşkulanmıştır. D n konusunda çıkan tartışmaar Karabek r'! adım
adım M. Kemal'den uzaklaştırmakadır.
Şark Cephes komutanı, bolşev kl ğ de d n karşıtı düşünce
sah pler n n de. İng l zlerce kışkırttığı kanısındaır.
Karabek r, bugün müze olarak kullanılan Ankara Ga-rındak Özel
Kalem müdürlüğüne uğrar. Odaya g rd ğ ne Tevf k Rüştü Bey, «Ben
kanaat m Mecl s kürsüsünden de haykırırım, k mseden korkmam»
d ye konuşmaktadır.
Karabek r sorar:.
«Ned r o kanaat?»
Mahmut Esat (Bozkurt) yanıt ver r:
«İslâmlığın terakk ye man olduğu kanaat .. İslam kalıkça
yüzümüze k msen n bakamayacağı kanaat 1..
Karabek r anılarının bu bölümüne şunları yazar:
«Mustafa Kemal Paşa'yı bu sefer de k mler n nerelere götürmek
sted ğ görülüyordu.»
Söyleş başlamıştır. Karabek r, slâmlığın gel şmeye engel
olduğu yolundak düşünceler n Avrupalı d plomatar tarafından ortaya
atıldığını söyler. Bu yorumunun tarışılab leceğ n de anlatır.
Ve devam eder:
«..Münakaşaya tahammülü olmayan b r mesele vara o da d n
değ şt rme gayret d r. Bence İslâm kalırsak mahv olmayız. B lâk s
yaşarız, hem de yakın tar hlerdek m saller g b t bar görerek
yaşarız. Fakat d n değ şt rme oyunu le b rl ğ m z ve selabat m z
kırarak b z mahv edeb l rler.»
Tartışmaya Feth Okyar da katılır. Okyar, Karabe-k r' n
«mütahakk m b r eda» d ye tanımladığı b ç mde şunarı söyler:
«Evet Karabek r, Türkler slâmlığı kabul ett kler nden
böyle ger kaldılar ve İslam kaldıkça da bu halde kalmaya
mahkûmlar.»
Karabek r, bu tartışmanın nasıl sonuçlandığını anıarında şöyle
anlatır:
«Gaz r yaset yer nde Feth Bey. O'nun Yolundaydı. Ber de
kapıdan g r nce hemen onun soluna oturmuştum. Feth Bey. son
olarak bana kes n cevap ver nce ben de başımı sağa çev rerek O'na
ve aynı zamanda Gaz 'ye h aba başladım:
—Önce Türkler n slâm d n n kabul etmeler saye
s nded r k . B zans Imparatorluğu'nu ortadan kaldırdılar
ve b ze bugünkü hâk m vaz yet verd kler n , aks halde
B zans meden yet ve d n ç nde Kayser Rumları hal nde
kalacağımızı., anlattım.
Sonra da:.
—Bu bayağı f kr ş ddetle red eder m. Ger kalmak-
lığımıza am l olan şey b r değ ld r. Fütuhattık, tems l kud
ret n göstermemek. Avrupa'nın l m ve fen cephes yle te-
massızlık.. g b müh m sebeplerd r. Aynı yanlışlıkları ya
pan hr st yan devletler n n de yıkılıp g tt ğ n b lmez değ l
s n z. Bu zelzelen n haklı sebepler n araştırmayıp onu gü
lünç b r sebebe bağlamak kadar bu ( slâmlık terakk ye
man d r) f kr n gar p buluyorum. Bu bayağı ve tehl kel
f kr n aramızda da lmî münakaşaya tahammül edemeye
cekkadar taraftar bulmasından da çok müteess r ol
dum.
Fakat ben de dd a ed yorum k . Türk m llet ne d n z olur, ne
Hır st yan olur. Hak kat budur. B r m llet n asırardan ber en
mukaddes duygularını b r hamlede atab eceğ n ze nanışınız objekt f
b r görüş değ l; hülyanızdır. Böyle b r harekete cüret memleket m zde
kanlı b r st batla başlar ve İst klâl Harb 'n n sam m b rl ğ n de b r r ne
katar. Nerede ve nasıl karar kılınacağını da kest -remezsek b le m llî
b r dram olacağından şüphe etmel z.
M. Kemal Paşa'ya h taben sözler me şöyle devam ett m:
— Paşam, maddî cephem z zaten zayıftır. Güveneb -
87
leceğ m z manevî cephem z de düşmanlarımızın yaldızlı
propagandasına kurban edersek dayanab leceğ m z nem z kalır?
B z , s lâh kuvvet yle parçalayamayan düşmanlarıız görüyorum k ,
artık f k r kuvvet yle mahv edecekler r. S z m llete karşı b z bu hale
get ren ga len n st bdat olduğunu, zaferden sonra m llet tamam yle
rades ne sa p olarak yürüyeceğ n , m llet kürsüsünden dah defaarca
haykırdınız. M llet Mecl s 'n tekb rler ve selâlar araında açtınız.
İslâmlığın en büyük d n olduğunu hutbelere de lân ett n z. Ş md ne
yüzle ve ne hakla b r kanlı maeraya atılacağız?
M. Kemal Paşa sözümü keserek :
«Müzakere çok hararetlend , burada kes yorum., ded .»
Atatürk, ertes gün Karabek r'e haber vermeden İzm r'e g der.
O günlerde Başbakan Rauf Bey le İsmet Paşa'nın araları acıktır.
Karabek r, Rauf Bey le İsmet Paşa'yı baıştırmak sterse de bunda
başarı sağlayamaz.
Rauf Bey, başbakanlıktan ayrılır. - M. Kemal Paşa, Rauf Bey' n
yer ne k m atayacaktır? Konu, Çankaya'da sofrada gündeme gel r.
M. Kemal Paşa:
— «Başvekâlet münhald r. Fevz ve Kâzım Karabek r Paşalar le
Al Feth Bey'den b r n n başvek l olması îcap ed yor» d ye konuyu
açar.
Fevz ve Kâzım Paşalar, asker kalmak sted kler n b ld rerek «af
buyurulmalarını» sterler. Feth Bey de ken s nde başbakan olacak
n tel kler görmed ğ n bel rterek «acz m t raf eder m» der.
M. Kemal Paşa, Fevz Paşa'nın özürünü kabul eder ya
Karabek r' n ya Feth Bey' n başbakan olması gerekt uc1ğ n söyler,
Feth Bey «başvekâlet dare edemem, acz m tekrar eder m» d yerek
yen den özür d ler.
M. Kemal Paşa ısrarlıdır:
«O halde Kâzım Karabek r Paşa başvekâlet kabul etmel d r»
d yerek tartışmayı noktalar.
Karabek r, bu olayı şöyle yorumlar:
«M. Kemal Paşa'nın üzer mdek ısrarında sam m ol-
88
ması ancak 18 Temmuz'da Teşk lât-ı Esas ye münakaşasında
ler sürülen f k r karşısındak (Mecl s n muhafazaârlardan değ l
uzmanlardan oluşması öner s ) mütalâalarımı kabul etmes yle
anlaşılab l rd . Aks halde ben m hükümet re sl ğ m hırsıyla o tehl kel
yola atılacağımı sanarak tekl f yapmış oluyordu.
Bunun ç n kend ler ne şu tekl f yaptım:
—Paşam, kat kararınızı vermeden önce Feth Bey'
n ben m 18 Temmuz'dak mütalâalarımızı düşünmen z ç n
bu kararı yarın akşam vermen z r ca eder m.
Ertes gün yemekte buluşulur.. M. Kemal Paşa esk görüşünde
d ren r. Ya Feth Bey başbakan olmalıdır ya Karabek r.
Feth Bey yen den özür d ler, bu görev yapamayaağını b ld r r.
M. Kemal Paşa «o halde» der:
«Başvek l Kâzım Karabek r'd r.»
Karabek r, teşekkür eder ve M. Kemal Paşa le yalız konuşmak
sted ğ n söyler.
Başbaşa kalınca M. Kemal, Karabek r'den önce söze başlar:
«Karabek r, şunu önce söyley m; eğer ben s yasetten, çek l rsem
yer me Fevz Paşa'yı geç r r m. Ş md sen müalâanı söyle bakayım.»
Karabek r, olayın sonrasını şöyle anlatıyor:
«Ben m aklıma h ç de M. Kemal Paşa'ya çek lmes n tekl f etmek
gelmem şt . O'nun bu sözüne göre böyle b r tekl f n önlend ğ n
anladım. İster stemez bu meseley de görüşmek zarur oldu.
Mütalâamı şöyle özetled m:
—Eğer vakt yle söyled kler n ze ve M llet Mecl s kür
süsünden dah beyanatınıza ve M llet Mecl s azalarının
bazılarının bu husustak tekl fler ne karşı İzm r'de verd
ğ n z cevaba göre çek lmek kararında sen z m llet ka
rarında serbest bırakmanızı şerefl tar h n z ç n de s z
den r ca eder m.
Yok; başvek l n z tay n hususundak kararma göre çe-
k lmeyeceksen z ben mle Feth Bey şahıslarından önce
f k rler m zden hang s n kabul ett ğ n z tesb t ett kten sona
başvek l n z seçmen z r ca eder m.
89
18 Temmuz'da stasyon b nasındak tartışmalarımız
malûmunuzdur. Ş md ye kadar defalarca söyled ğ m f k r-ler m b r
daha hülâsa ed yorum:
Ben, m llî st klâl m z g b m llî hürr yet m z de en mukaddes b r
gaye tanırım. Bunun ç n medenî hedefler m zde sürat fakat çt maî
gayeler m zde tekâmül taraftarıyım. H çb r sebep ve bahane le halkı
tazy ke ve darey st bdada çev rmeye taraftar değ l m. Ne Feth Bey
ve arkadaşlarının ve ne de h lâfet ve saltanatın herhang b r tarzda
yen den b r elde toplanmasına taraftar olanların f kr nde değ l m.
Ben mle aynı düşüncede olan ve yüksek İht sası olan ve ben mle
aynı hız ve aynı nt zamla çalışmak kudret nde olan arkadaşlardan
yen b r kab ne yaparım. Esaslı, ,b r program da tert p ett kten sonra
el ve f k r b rl ğ le sam m çalışırız. Ancak bu şartlar altında Teşk lât-ı
Esas ye le kayıtlı olan vaz fem fa edeb leceğ m üm t eder m..
Mustafa Kemal Paşa:
—Esk Kab ne arkadaşları yer nde kalmalıdır. Çün
kü bunları ben başka türlü memnun edemem. Programa
gel nce: st klâl Harb 'nde olduğu g b ahvale göre yapıl
masını lüzumlu gördüğünüz şler hakkında f k rler m ben
b ld r r m. Sen n şartların çok ağır. Feth Bey daha müsp-
et f k rde.
Ben:
—O halde ben affeders n z.
M. Kemal Paşa:
—Hayd arkadaşların yanma g del m... ded .
B z merakla gözleyen heyet n yanına gel nce şunu söyled ler:
—Karabek r de kabul etm yor. Şu halde Feth Bey'
le aralarında kura çekeceğ m, k m çıkarsa o t raz etme
den hükümet re sl ğ n kabul eder. Hayd bakalım hep n z
dışarı çıkın, yalnız Müdafaa- M ll ye Vek l Kâzım Paşa
(Özalp) bana yardım ç n ben mle kalsın.
90

Balkonumsu yere çıkınca Fevz Paşa'ya sordum:


—Paşam, hükümet re sl ğ n s z neden kabul etm
yorsunuz?
Fevz Paşa:
—Oraya nsanı düşürmek ç n get r r de ondan.. (..)
s z Hükümet re sl ğ n stemed ğ n ze göre başka b r ar
zunuz var mı?
Ben:
—Eğer s z hükümet re sl ğ n kabul edersen z, Er
kân-ı Harb ye Umum ye Re sl ğ n ster m..
Karabek r, Fevz Paşa'ya n ç n Genelkurmay Başkanığını
. sted ğ n anlatır.
Fevz Paşa, Karabek r'e başbakanlık ç n İsmet Paşa'ı önerd ğ n
söyler.
Karabek r:
«Makamınızın vaz fes daha da ağırlaşacaktır demek r. Bu tab
zatıal n ze a t b r mesele kalır. B r hafta öne hükümet re sl ğ ve
Erkân-ı Harb ye Re sl ğ meselele n hallett ğ n ze göre dündenber bu
komedya ned r» d ye sorduğunu; Fevz Paşa'nın da «Benden bah s
etmes ağzınızı aramak ç n olacak. Aramızdak münasebet n
deeces n anlamak st yor. Sen n başvekâlete tay n n de y e f kr n
anlamak ç n zanned yorum» karşılığını verd ğ anlatıyor.
B r süre sonra M. Kemal «Kura çekt k, Feth Bey çıkı, mübarek
olsun» der1"/ 1.
Başbakan Feth Bey'd r'3.
İk nc Mecl s Toplanıyor:
Karabek r, anılarının bundan sonrak bölümünde 17 Ağustos
günü, part grubunun toplandığını, toplantıda (Erzurum Kongres
esas değ ld r; bu Balıkes r Kongres g b b rşeyd r. Esas S vas
Kongres 'd r. Fakat burada muhalefetler Amer kan mandası
sted ler..) g b konuşmalar yaıldığından yakınır ve ç ne sürüklend ğ
düş kırıklıkları ç nde bu toplantıyı söyle anlatır:
91

«..Ne söylen rse söylens n alkışlamaya hazır olanlaın başında


yen mecl se seç len bütün karargâh heyet yle hazıra konmuş
devletl ler vardı. Yen Türk devlet n n kuvvetl temel atılacağına
hak katlere ve had seler n yet şt rd ğ şahs yetlere karşı vurulan bu
tahr p kazması coşkun alkışlarla tesb t olundu. M. Kemal Paşa,
kend n bağına basan ve başına kadar da çıkaran Erzurum Kongre-
s 'n n toplanmasında f k r ve emeğ olmadığından onu en tehl kel ve
karanlık günlerde toplayan ve h maye edener ve topyekûn azalarını
küçültüyor ve S vas Kongres ve azalarını da -kend s n ş n ç nden
sıyırarak- Amer kan mandası sted ler d ye lekel yordu. Bu surette
bütün İst klâl Harb 'n n f k r ve ş ban s olarak ortada yalnız kend s n
bırakıyordu.
Halbuk , kazanılan zaferlerde ve er ş len Türkün kurtuluş
bayramında derece derece herkes n h sses vardı. Ve herkes
gördüğü h zmet dereces nde sev nmek ve övünekte haklı d . Bu
hak katler ve yüksek f k r ve kaab yetler le m llî şahs yet olmuş
bulunan k mseler m llete ve c hana göstermek ve bu surette yen
devlet n bünye nde haklı olarak onlara karşı sevg ve saygı uyandırak
ve bu surette b rtakım türed lere, dalkavuklara meyanı açık
bırakmamak vaz fes b r nc derecede m llî ve askerî baş olan
tutulmuş M. Kemal Paşa'ya düşüyordu. Bu onun tar hî (..) borcu d .
Bu borcu ödemekle o, m llet ve tar h karşısında daha da yükselecek
ve nsanlığın da en büyük payes n alacaktı.
Yazık k , Mustafa Kemal Paşa, bunu yapmadı. Ve hatta ters n
yaptı. Kend s n en yüksek makamdan mahrum ett ğ kadar fedakâr
ve ferağarkâr arkadaşlarında da da ma artan ızdıraplar yarattı...»
Karabek r, M. Kemal Paşa'nın İk nc Mecl s'! açarken yaptığı
konuşmada ed n len başarıların «meden yete doğu b r yol açtığını»
söyled ğ n anlattıktan sonra «yen yon açılış meras m ne zaman ve
ne tarzda olacağını meakla» bekled kler n yazarak anılarını şöyle
sürdürüyor:
«18 Temmuz'da slâmlığın terakk ye man olduğunu haykıran
Feth Bey ve arkadaşları bu man ayı nasıl ve
92

ne zaman kaldıracaklardı? Hükümet programı le m , yoksa


Gaz 'n n herhang b r hamles yle m ?.
Bu bekley ş uzun sürmed . Hemen bu akşam (14 Ağustos)
heyet- lm ye şeref ne Türk Ocağı'nda ver len çay z yafet nde lk
tehl kel hamle göründü.
Şöyle k :
Z yafete M. Kemal Paşa da, ben de davet ed lm şt k. Vek llerden
k mse yoktu. Hayl geç gelen M. Kemal Paşa Heyet- İlm ye'n n
ş md ye kadark mesa s le lg l görünmeyen «Kur'ân'ı Türkçeye
aynen tercüme ett rmek» arzusunu ortaya attı.
Bu arzusunu ve hatta mücb r olan sebeb n başka muh tlerde de
söylem ş olacaklar k , o günlerde bana Ser ye Vek l Konya Mebusu
Hoca Vehb Efend vesa r sözüne nandığım bazı zatlar şu malûmatı
verm şlerd :
(Gaz , Kur'an-ı Ker m' bazı slâmlık aleyhtarı züppeere tercüme
ett rmek arzusundadır. Sonra da Kur'an'ın arapça okunmasını
namazda dah men ederek bu tercüey okutacak .O züppelerle de ş
alaya boğarak aklınca Kur'ân'ı da slâmlığı da kaldıracaktır. Etrafında
böyle b r muh t kend s n bu tehl kel yola sürüklüyor.)
Bazı yen s malardan da bahş ett kler g b bu akşam da bu f kre
mumaşaat eden (beraber olan) bazı k mseler görünce bu tehl kel
yolu önlemek ç n M. Kemal Paşa'ya şöyle cevap verd m:
—Devlet re s sıfatıyla d n şler n kurcalamaklığınız
çerde ve dışarıdak tes rler çok zararımıza olur. İş alâ
kadar makamlara bırakmalı. Fakat, rastgele, şunun bunun
ç nden çıkab leceğ bas t b r ş olmadığı g b kötü pol
t ka z hn yet n n de şe karışab leceğ göz önünde tutula
rak çler nde arapçaya ve d nî b lg lere de hakkıyla vakıf
değerl şahs yetler n de bulunacağı yüksek l m adamları
mızdan mürekkep b r heyet toplanmalı ve bunların kara
rına göre tefs r m ? Tercüme m yapmak muvafıktır? Ona
göre bunları harekete geç rmel d r.
—D n adamlarına ne lüzum var? D nler n tar h ma
lûmdur. Doğrudan doğruya tercüme ett rmel ... g b bazı
93

hoşa g den b r f k r ortaya atılınca buna karşı şöyle ko


nuştum:
—Müstemlekeler slâm halkıyla dolu olan bu m l
letler kend s yasî çıkarlarına göre Kur'ân'ı d ller ne ter
cüme ett rm şlerd r. İslam d n ne ve arap d l ne hakkıyla
vakıf k mseler n bulunamayacağı herhang b r heyet bu
tercümey , meselâ. Fransızcadan da yapab l r. Fakat ben
ce burada Maar f programımızı tesb t etmek ç n toplanmış
bulunan bu yüksek heyetten v cdanî olan d n bahs nden
değ l t m cephes nden st fade hayırlı olur. Kur'an'ın ya
pılmış tefs rler var, lazımsa yen s n de yaparlar. Devlet
otor tes n bu yolda yıpratmaktansa m llî kalkınmaya hasr
etmek daha hayırlı olur.
M. Kemal Paşa, beyanatıma karşı h ddetle bütün zam rler n
( çyüzünü) ortaya attı:
—Evet Karabek r, arap oğlunun yaveler n Türk oğul
larına öğretmek ç nKur'ân'ı Türkçeye tercüme ett re
ceğ m. Ve böylece de okutacağım. Ta k budalalık ed p
de aldanmakta devam ets nler...
İş n b r Heyet- İlm ye huzurunda berbat b r şekle döndüğünü
gören Hamdullah Suph ve Ruşen Eşref:
—Paşam, çay hazır, herkes sofrada s z bekl yor..
d yerek bahs kapattılar.
B zler de husus masadan kalkarak sofraya oturduk ve yed k
çt k. Fakat Heyet- İlm ye'n n bütün azaları müteess r görünüyordu.
Şüphe yok k , yakın günlere kadar Kur'ân'ı ve Peygamber'! her
yerde medh-ü sena eden ve hatta hutbe okuyan b r nsandan bu
sözler beklemek herkese eza ( nc ne duygusu) ver yordu.
94

ONBİR
Karabek r, d n ve devr m konularındak end şeler n her yerde
anlatır.. «Uzmanlar» der «f k rler şles nler». Yoksa d n ve ahlâk
konularında atılacak yanlış adımlar «gençl ğ züppeleşt r r».
Paşa end şel d r. Şöyle düşünür:
D nî ve ahlâkî devr m, b l m adamlarına dayanmadıuc1ğına göre
«nereden geld ğ bell olmayan bu f k r» topmda hem de «her şeye
müsa t b r muh tte yaman ha selere» yol açab l r.
Karabek r, konuyu yakın arkadaşı İsmet Paşa le de
görüşür.
«16 Ağustos'ta İsmet Paşa le görüştüm. 18 Tem-muz'da
Teşk lât-ı Esas ye münasebet yle Feth Bey ve aradaşlarıyla
yaptığımız ( slâmlık terakk ye man d r) müakaşasını ve Gaz 'n n
yakın zamanlara kadar her yerde slâm d n n , Kur'ân'ı ve h lâfet
medh-ü sena ett ğ ve pek fazla olarak Balıkes r'de m nbere çıkıp
aynı esaslara hutbe dah okuduğu halde dün gece Heyet- lm ye
muvacehes nde Peygamber m z ve Kur'an hakkında haır ve hayale
gelmeyecek tecavüzde bulunduğunu anlatım ve bu tehl kel havanın
Lozan'dan yen geld ğ hakkınak kanaat n umum olduğunu da
söyled m.
İsmet Paşa, Macarlar ve Bulgarlar, aynı saflarda t âf
Devletler ne karşı harp ett kler ve mağlûp oldukları halde st klâller n
muhafaza etm ş olmaları hr stıyan oluklarından, b ze st klâl
ver lmemes de slâm olduğuuzdan ler geld ğ n bugün kend
kuvvet m zle yıllarca uğraşarak kurtulduksa da slâm kaldıkça
müstemlekec devletler n ve bu arada b lhassa İng l zler n da ma
aley m zde olacaklarını ve st klâl m z n de dalma tehl kede
kalacağım., bana anlattı.
Ben de bu f kre şt rak etmed ğ m şu mütalâaları
ma dayanarak söyled m:
«Böyle b r f kr n doğuracağı hareket m llet n başına
85

yen den daha korkunç ve daha meşum b r st bdat daes


get recekt r. Daha kazanamadığımız m ll neşe kaçaak, b rçok
emekle kurulan m ll b rl ğ m z de bozulacakır. B z çerde b rb r m z
boğarken b ze bu kurtuluş yoluu gösteren pol t kacılar da (Türkler
hır st yan oldular) d ye bütün slâm âlem n b zden nefret
ett receklerd r. Bu surette b z ted p etmek ç n slâm âlem ruhlarında
san duyacaklardır. Artık İt lâf Devletler Yunan ve Erme kuvvetler yle
başaramadıkları emeller n , slâm orduarını ve hele arapları, (sall âlâ
Muhammed) d ye üze m ze saldırmakla st hsale kalkışacaklardır.
Sultan Mahmut devr nde' (Türkler hır st yan oluyor) d ye arap
ordularını Anadolu çler ne sevk eden ve orduları dare eden
Fransızlar değ l m yd ? Türk donanmasını fsat eden ve Mısır'a
tesl m ne sebep olan pol t ka aynı oyun değ l m yd ? Öteden ber b r
taraftan hükümete (Avrupalı olun, garp hayatını aynen alın, başka
kurtuluşunuz yoktur) derler. D ğer taraftan da attığımız adımlara
teşv k ederler ve slâm âlem ne de (Türkler hr st yan oluor) d ye
aleyh m zde nefret uyandırırlar.
Esasen mkânsız olan b rşey! yapıyor görünmek b le madd ve
manevî bütün kudret kaynaklarımızı mahv ve harap eder, Net ces bu
ş ben mseyecekler n hayatları ve prest jler de kâf
gelmeyeceğ nden kend el m zle m llet anarş ye sürükler z. Net cede
bolşev kl k cereyanları arasında mahv olmak veya müstemleke
olarak st klâl z kaybetmek de çok uzun sürmez. M. Kemal Paşa'nın
son beyanatı bütün l m adamlarımızı hayret ve korku ç nde
bırakmıştır. Çok vah m net celer doğurab lecek bu f k r hep b rarada
müzakere ve münakaşa etsek m llet ve memleket n hayrına olur.
Lozan b ze st bdat ve tehl ke get rmes n!»
İsmet Paşa'dan b r noktanın daha aydınlanmasını sorum :
Lozan Sulh Muahedes 'nde boğazların tâb olacağı usule da r
mukavelen n 8. maddes aynen şöyled r:
(Madde 8: Pay tahtın ht yacı ç n İstanbul. Beyoğlu, Galata,
Üsküdar le Adalar dah l olduğu halde İstanbul
96

ve mezkûr şehr n c vâr kurbunda (yakınında) azam 12 b n k ş l k


b r kuvve- asker ye bulunab l r. İstanbul'da b r tersane ve üss-ü bahr
muhafaza ed leb lecekt r)33.
Halbuk , daha 12 Kasım 1921'de Erkân-ı ,Harb ye Umu ye Re s
Fevz Paşa'nın Boğazlar hakkında ne düşünülüğü sorusuna cevap
olarak (İstanbul'un makam-ı saltaat olacağı kaldırılarak makam-ı
h lâfet) den lmes n tek f ett ğ m g b y ne tekl f m üzer ne saltanatı lga
ve h lâet âl- Osman'da ve İstanbul'da bırakılmıştı. Bu kanun hal nde
kabul olunmuş ve 2. TBMM esas olan Halk Fırası umdeler nde de
yer tutmuştu. En sonra da 11 Ocak 1922'de M. Kemal Paşa
muvacehes nde (pay taht neres olmalı?) d ye ortaya atılan sualde
O'nun arzusu ne se onu yapmak steyenlere karşı (İstanbul h lâfet
merkez r, Ankara da hükümet merkez . Pay taht tab r artık kalkıştır)
dem şt m.
Bu sefer karşımıza (İstanbul'un pay taht olduğu) sulh muahedes
le ortaya çıkıyor. Bunun sebeb ned r?
İsmet Paşa y d nled ; fakat h çb r cevap vermed .
Bunu M. Kemal Paşa'nın arzusuyla yaptığından be m şüphem,
yoktu. N tek m b r müddet sonra onun bu arzularından ebed yen
uzaklaştıracak b r teşebbüste buunmaya mecbur kaldım. Az aşağıda
gelecekt r.»
Hocaları Toptan Kaldıralım!
Karabek r, o günlerde, Ankara'nın Keç ören semt ne «Kubbel
Köşk» d ye b l nen b r küçük köşkte k ra le oturmaktadır. 19 Ağustos
1923 günü M. Kemal, Lât fe Haım ve İsmet Paşa bu köşke yemeğe
gel rler.
Yemekte tartışma çıkar. Tartışma Karabek r ve İsmet Paşa
arasındadır. M. Kemal, tartışmayı sess zce zler.
..İsmet Paşa müth ş b r nkılâp hamles tekl f ett :
— Hocaları toptan kaldırmadıkça h çb r ş yapamaız. Bugünkü
kudret ve prest j m zle bugün bu nkılâbı yapazsak h çb r zaman
yapamayız..
lk Feth Bey grubundan ş tt ğ m bu yen nkılâp z h-
97

n yet n İsmet Paşa da b r çırpıda tamamlıyordu. Aradak zaman


fasılaları kend l ğ nden ortadan kalkarak bu üç şahs yet n üç
maddel k programı kulaklarımda tekrarandı :
1— İslâmlık terakk ye man d r.
2— Arap oğlunun yaveler n Türklere öğretmel .
3— Hocaları toptan kaldırmalı.
Pek ama ne olmak st yorsunuz? ded m, hr st yan mı? D ns z
m?
H çb r ne mkân olmamakla beraber her k yol da hem tehl kel
hem de ger d r. Münevver hr st yanlık âlem l m z hn yet ne daha
uygun b r d n esasları araştırırken b z m, onların köhne
müesseseler n ben msemekl ğ m z müth ş tehl kes le beraber ger
b r hareket olur. D n kaldırmak se y ne müth ş tehl kes le beraber
meden yet âlem n n nefret ett ğ ger b r yol olduğundan maksatsız b r
hareket olur. B r m llette duygu b rl ğ , t kat b rl ğ ve menfaat b rl ğ
olmazsa dare edenlerle ed lenler arasında b r uçurum açılır ve bu
uçurum günün b r nde o m llete mezar olab l r. Ben, her fırsatta
söyled ğ m g b d nle uğaşmanın b z daha z yade terakk den
alıkoyacağı ve daha z yade ger götüreb leceğ kanaat ndey m. D n
olduğu g bırakmalı ve hükümet ne buna tes r yapmalı ve ne de tes r
altında kalmalıdır!
B z m llî st klâl m z g b m llî hürr yetler m z de en mukaddes
gaye tanımalıyız ve bunun zevk n bütün m lete tattırmalıyız. Bunun
ç n medenî hedefler m zde sürat, fakat çt maî gayeler m zde tekâmül
yolunu tutmalıyız.
Ben, taassuptan uzak ve terakk sever b r nsan oluğumu
eserler mle de gösterd m. Zaten yakından b l orsunuz. D n
hakkındak düşüncem Şarkta ken çocukar ç n yazdığım (öğütler m)
başlıklı eser mde de üç yıl önce neşretm ş bulunuyorum.
Müsaaden zle okuyalım.
D n ve mezhep öğüdünü okudum, sükûnetle d nled ler, h ç cevap
vermed ler. Bah s de kapandı.
M. Kemal Paşa'nın büyük b r d kkat ve sükûnetle be
d nley ş nden ve ara sıra da İsmet Paşa'yı süzmes nden ve ayrılırken
de bana karşı gösterd ğ sam m yetten çı-
96

kardığım mânâ ben haklı bulduğu d . Fakat mütalâalarıa hak


vermekle tekrar. Mefkure Hatırası'na döneceğ n h ç aklıma
get rmem ş d m.»
Eser K m n?
21 Ağustos günü TBMM Lozan Antlaşması le lg l görüşmeler
yapar. Dış şler Kom syonu Başkanı Yusuf Kemal (Teng rşek)84
kürsüde Kurtuluş Savası'nın «M. Kel Paşa'nın eser » olduğunu
söyler. Dış şler Bakanı Tev k Rüştü Araş da Yusuf Kemal Bey' n
düşünceler ne kaıldığını açıklar.
Görüşmeler b t nce Yusuf Kemal Bey, Karabek r le karşılaşır.
Aralarında şu konuşma geçer:
—Paşa, s z de tebr k eder m. Bu eserde en büyük
h sse s z nd r.
—M llet kürsüsünden en küçük h sse vermen z da
ha kıymetl olurdu..
Kâzım Karabek r, ertes gün bu konuşmayı İsmet Pa-şa'ya da
aktarır.
Kâzım Karabek r, kırılmıştır. Tek adam dönem ne g -r l yor
kuşkusu ç nded r.
İsmet Paşa le yaptığı konuşmada bu duygu ve dü-şünceler n
şöyle anlatır:
«Ve eğer İsmet de aynı şey Gaz 'ye m llet kürsüsün-den bahş
ederse tar he karşı haksızlık edeceğ g b s-t kbal ç n Gaz 'ye
sted ğ n yapab lecek b r kudret ver-m ş olacağını ve bunun önüne
h çb r m z n geçemeyeceğ anlattım.
Herşey ben yaptım d yeb len b r adamın, bundan sonra da
herşey ben yapacağım dd asıyla ne tehl kel maceralara
atılab leceğ n tekrar -çünkü öteden ber bu bah s üzer nde
mutabıktık- Enver Paşa'yı m sal göstererek İsmet Paşa'nın d kkat n
çekt m. İsmet Paşa da «h ç merak etme. Bu müh m noktayı
99

unutmadım» demekle beraber bu husustak sözler aynen şunlar


oldu:
— Arkadaşlar;
B r vaz fe- esas ye fa etmek ç n şunu söylemek ser m. Gerek
mücadele- harb ye esnasında ve gerek sulh müzakkeratı esnasında
şevk- kaderle ağır mesul yetler alında bulundum. Ağır mesul yetler
altında memleket n haat-ı menaf ne taallûk edeb lecek ağır kararlar
vermek vaz yet nde bulundum ve bunların heps nde merkez- dareen
ayrı olarak ya düşman karşısında veya sulh müzakke-ratında olduğu
g b Avrupa ortasında d m. -S yasî tab r le-s yas musahımlarım
arasında bulundum. Bu kadar ağır meul yetler b heba almak ç n ve
bunların en büyük müşk lât karşısında dah hedefe karşı yürümek
ç n mal k olduğu menba-ı kuvvet b lhassa Büyük M llet Mecl s Re s
Gaz Mustafa Kemal Paşa'dır.
Arkadaşlar;
Yalnız şahsî b r m nnet ve şükran ade etmek ç n söylem yorum.
Vaz fe ve ş nokta- nazarından b r hak at fade etmek ç n
söylüyorum. İnsan çok bunaldığı b r zamanda en muvaffık tedb r n
daha büyük ve sam m b s tarafından tey d ed lmes ne muhtaçtır.
Büyük ve kaışık vaz yetler çer s nde en büyük tedb r o kadar bas t r
k , ekser ya onu bulmak çok müşk ld r. Fevkalâde kaışık, dolaşık,
bulutlarda mestur (örtülü, g zl ) b r muh t çer s nde yol gösterecek b r
sabet- nazar lâzımdır.,
Bu sabet- nazarı gerek muharebe hayatında ve geek sulh
hayatında b ze gösteren M. Kemal Paşa olmuşur. Aldığım
vaz felerde muvaffak yet hasıl olduysa geek harpte ve gerek sulhte
başlıca am l olarak M. Kemal Paşa'yı muvacehe- m llete (m llet
önünde) fade ed youm-'"..
M. Kemal Paşa bu takd r yarışını büyük b r zevkle d nled kten
sonra m ll ve askerî şler m z kuranları, canla başla çalışanları
kısaca olsun m llet kürsüsünden m llete ve tar he tevd ye arlık lâzım
görmed . Bundan en çok, etrafına topladığı değers z k mseler
st fadeye koyuldu.
100

M. Kemal Paşa'dan başka ortada k mse bırakılmadı:


O kurtardı ve O kurtaracak., teranes , hazıra konmak steyen
dalkavukların d ller nde destan oldu.
Artık her akşam âlem nde O'nun yüzüne karşı meth ye yarışı
aldı; yürüdü. Bütün bu muh t İk nc M llet Mecl s 'nde kazanmıştı.
Mecl s n çehres pek gar pd :
Sarıklı, sarıksız muhafazakârlar, terakk taraftarları, d n ve ahlâk
aleyhtarı züppeler sun b r b rl k göster yorardı. Mecl s umumî heyet
M. Kemal Paşa'nın emr ne ram (boyun eğen) d . O sağa da g tse,
sola da g tse hep beraber O'na ayak uyduracaklardı. Dışarıda kend
emekler yle hayatlarını fak rce kazanab len bu zümre, pek az
müstesnasıyla, ş md devlet haz nes nden zeng nleş yor ve hsanlara
da gark olarak ar stokrat b r tabaka hal n alıyordu. Bunlar da
mensuplarını memur yetlere kayırarak veya kazandırarak
etraflarında tabakalar teşk l ed yorardı.
İşte Cumhur yet hükümet , Türk m llet ne feyz n bu surette
dağıtıyordu.
Trenlerle dem r, fabr kalarına götürülen maden cüruunu
mıknatıslayan çel k levhalar nasıl b r v nçle vagonardan kend s ne
çek p yapıştırıyorsa, M. Kemal Paşa da bütün İst klâl Harb 'n ban s
sıfatıyla takınınca böyle b r kudret n sah b olmuştu. O'nun
çekemed ğ mahdut ağır parçalardı.
st klâl Harb 'm z n bu şuursuz ve sun net ces nden müteess r
olan vatanseverler vardı, fakat çok azdı.»
B r nc Ordu Müfett şl ğ
O günlerde komutanlar aynı zamanda m lletvek l de oluyorlardı.
Karabek r, askerl ğ yeğl yordu. Amacı, - koutanların m lletvek l
olmamaları ç n b r de önerge haırlar- Genelkurmay Başkanı olmaktı.
Ancak, bu arzusu yer ne gelmez. «Ordu müfett ş » olarak kalır. Ordu
müett şl ğ n n merkez Ankara'da olduğundan Karabek r Anara'da
oturacaktır.
101

Karabek r, Şark Cephes 'n dolaşmak ve b rl kler ne veda etmek


ster.
1 Eylül'de Ankara'da vedâ z yaretler ne başlar, İsmet Paşa le
görüşür, İsmet Paşa. Karabek r'! uyarır:
—Kâzım, çok korkuyorum. Sen Erzurum'da vura
caklar...
Karabek r, arkadaşı İsmet Paşa'ya şu yanıtı ver r:
—Ben ne Erzurum'da vurab l rler ve ne de Erzul ne rumlu ben
başka b r yerde.
M. Kemal Paşa. Karabek r'! öğle yemeğ ne alıkoyar. Karabek r,
ordu müfett şl ğ yanında ayrıca b r «ordu başüfett şl ğ » kurulmasını
öner r. M. Kemal Paşa bu öne y ben msemez.
Karabek r, hükümet merkez n n Ankara olmasını da öner r. M.
Kemal Paşa bu konuyu düşüneceğ n söyler.
Sonra aralarında şu konuşma geçer:
«Söz sırası şark seyahat ne gel nce M. Kemal Paşa bana şunları
söyled :
—Paşam, d kkat et. Erzurum mebusları aramızı boz
maya çalışıyorlar.
—Aramızdak sam m yet n İst klal Harb 'n n b nb r
zorluğu ve tehl kes karşısındak müşterek azm m zle da
ha z yade perç nleşt ğ kanaat m besl yorum. Herhang b r
üçüncü şahsın buna dokunmaması ç n çok hassas bulu
nuyorum. Feragat m ve açık yürekl olduğumu herkesten
çok s z gördünüz ve tecrübe ett n z. Bundan böyle de y
ne böyley md r. F k r ayrılıklarım olsa dah çten sevg ve
saygı duygularım asla azalmayacaktır. S zden karşılık d
leğ mde b r kerre de şarktan yazdığım veçh le yeter k
bana s z n t madınız azalmasın., ded m.
Ve aramızı bozmaya çalışan Erzurum mebuslarının k mler
olduğunu sordum. İsmet Paşa le Rauf Bey arasındak soğukluğu
kaldırarak İst klâl Harb erkânının sa m b rl ğ n tutmaklığımızı da
d led m.
M. Kemal Paşa, Rauf Bey' n İsmet Paşa'nın aleyh nde
söyled kler n n İsmet onda b r n b lm yordu. B ze gel nce:
102

— İk m z de d kkat edel m, ded . Ve sorduğum s merden


bahsetmed ..»
Başkomutan le Doğu Cephes komutanı arasındak bu çten
dostluk, görüş ayrılıklarına karşın Cumhur yet' n lânından b r ay
önces ne kadar y ne sürmekted r.
Bu dostluk, 1926 yılında Karabek r' n Al Fuat Paşa le b rl kte
tutuklanıp cezaev ne götürülmeler yle en büyük darbes n y yecek;
Karabek r yıllarca İstanbul pol s nce adım adım zlenecek ve 1933
yılında da köşkü basılıp k tapları yakılacaktır.
Aradan yıllar geçecek, Karabek r'e ölüm döşeğ ndek Atatürk'ün
kend s yle görüşmek sted ğ haber gelecek r. Karabek r, «g decek
m s n z?» sorularına karşı «O Musfa Kemal. Çağırılınca g d l r. O
ben m en y arkadaşımır» yanıtını verecekt r.
ONİKİ
.«Erzurum mebusları aramızı açacak... Erzurum'da ben
vuracaklar.»
Karabek r., kend kend ne bu soruları sorar. Erzurum
m lletvek ller nden yakınan M. Kemal Paşa'dır; Erzurum'a
Karabek r' n vurulacağını söyleyen de İsmet Paşa.
Kafasında kend kend ne bu sorulan soran Karabek r «beyn mde
b r ş mşek çaktı; fakat kend m bu ş mşeğ n tes r nde bırakamadım»
d ye yazar. Sonrasını kend s nden d nleyel m : «Çabuk toparlandım
ve kend kend me : (H sle değ l hesapla hal olunmalıdır) ded m.
İkametgâhıma gel nce güvend ğ m Erzurum mebuslarından ve s lâh
arkadaşlarımdan b r kaçını çağırttım. Ve onlara geçen bu had seler n
b lmed kler safhalarını anlattım:
Şark harekâtı hakkındak muhaberem z okudum. Ce-
103

lâlett n Ar f meseles nde o zamank Erkân-ı Harb ye Re s olan


İsmet Bey'e bu zatla M. Kemal Paşa'nın arası nasıldır? d ye
sorduğum ş freye aldığım cevapta ( y olmadığını, önce bana
hücumla ben düşürdükten sonra Erurumlular vasıtasıyla M. Kemal
Paşa'yı da düşürmek sed kler n ) b ld rd ğ m söyled m.
Hasbıhaller m zde M. Kemal Paşa'nın fırka komutanlarımdan
Hal t Bey'e ş fre le (Celâlett n Ar f le Karaba-k r' n arasını aç)
ded ğ n ve Erzurum'a lk geld ğ zaman Hal t Bey'le görüşmeler ne
O'na (sen de ben de İstanbulhükümet st yor. B r gün Kâzım b z
tevk f ederek gönereb l r. B rb r m z tutalım ve da ma muhabere
edel m., cap ederse (..) yer ne sen geçers n) tavs yes n tesb t et k.
Enver Paşa'nın bazı arkadaşlarıyla Moskova'da (Halk Şûralar
Hükümet ) d ye b r program bastırıp Anadolu'ya soktuğu zaman
Erkân-ı Harb ye Umum Re s Fevz Pauc1şa'nın (bunların syan
çıkaracağını, gel rse Enver Paşa'nın tevk f emr n , bu arada Garp
Cephes Komutanı İsmet Paşa'nın 24.5.1921 tar hl ş fres n ve
cevabını okudum:
(Enver Paşa'nın İslâm İht lâl Cem yet namıyla g zl b r teşk lâtı
gen şleterek orduyu, ele almak f kr n tak p et ğ anlaşılıyor. Bunlar
tab Şark ordumuzdan başlarlar. B z m Garp Cephes 'ndek
harekâtımız çok mt dat edeb eceğ nden (uzun süreceğ nden) Şark'ta
Ruslar dah uzun müddet serbest kalırlar. Hasılı İtt hatçılar, Ruslar,
Erzuum'un mahıt müfs tler her b r s başka maksat ç n orumuza
hücum edeceklerd r. Bu hücumların kaffes ne (heps ne) man olan
yalnız sens n. B naenaleyh, muha-cemat mütemerk zen sana
teveccüh ed yor (saldırılar saa yönel yor). Açık tedb r le
hücumlardan end şe etme z. Fakat hanet le h leye gelmekten
end şe eder m. Ken ne gayet sağlam b r muh t tem n etmel ve son
derece müvesv s (kuşkucu, kuruntulu olmalısın..)
Buna karşı cevabım:
(Mevk m n nezaket n tamam yle takd r ederek mu t m ve orduyu
sağlam tutuyorum.)
Bunlara rağmen M. Kemal Paşa'nın İtt hat ve Terak-
104

k Merkez Umum s 'nde azalık yapmış bulunan Ardahan


Mebusu H lm Bey' bana haber vermeden Trabzon yoluyla Enver
Paşa'ya göndermek sted ğ , H lm Bey' n de Trabzon'dak
münasebets zl ğ n haber alınca bana t matsızığın doğuracağı
vehamet bel rten ş frem ve cevabını okudum. Ve o günkü
mülakatımda kend ler ne hatırlattığımı da söyled m.
M. Suph Olayı
Uyuşmazlık konusu Ardahan M lletvek l H lm Bey' n Ankara'ya
çekt ğ telgraftır. H lm Bey, bu telgrafında Ka-rabek r'den yakınır.
Karabek r, M. Kemal Paşa'ya 23 Aralık 1921 günü Kars'tan
çekt ğ telgrafta «İstanbul. hükümet el yle yapılmayan fenalıkların ve
anarş n n» b rtakım k mselerce sahnelenmek stend ğ nden yakınarak
«Kuvvetl .b r hükümetle ş görülecek b r zamanda Enverc l k devr ne
âlet olmak steyenler n nazarımda rfan ve ehl yetler le tutamadıkları
mevk ler çetec l kle kt saba çalıştıklarını» söyer ve M. Kemal
Paşa'dan « t madını tekrar r ca» eder.
M. Kemal Paşa, aralarındak sevg ve saygıdan söz eden ve
Karabek r’e sted ğ önlem almakta serbest oluğunu b ld ren b r
telgraf çeker.
Güven yen den tazelenm şt r.
Karabek r, Erzurum'da yakın çevres ne bu gel şmeler anlatır.
Karabek r anılarının bu bölümünde M. Suph olayını da şöyle
anlatır yorumlar:
«..Elazığ Val s Al Gal p' n™urdurulması teşebbüsü, M. Suph
heyet n n Trabzon'da uğradığı fec âkıbet, sona onun mürett b olan
Konya'nın 8 Temmuz 1922'de ölürülmes , arkasından da (Her f S vas
mahkemes nde beaat kazanmıştır, bunu askerler öldürdü) d ye
orduya lee sürülmes ve 20 Temmuz'da Başkomutanlık
müzakees nde ş Büyük M llet Mecl s 'n n el koyarak üç mebus
göndermeler ve ş bu kanaldan orduya dolayısıyla da
105

bana tevc h etmek stemeler , fakat sonra bu ş Ankara'an


gönder len Osman Ağa'nın adamları tarafından yapılığı ortaya çıkışı,
bunu çıkaran Trabzon mebusu Al Şükü Bey' n boğuluşu, Osman
Ağa ve bazı adamlarının ölürülüşü hep b r s nema şer d g b
gözümün önünden geçt .
Sıra bugünkü mütalâalara geld .
Bana ne söyled ler, ben ne cevaplar verd m, aynen söyled m.»
Paşa, kuşkulanmaya başlamıştır.
Karabek r, çevres ndek lere şu soruları açıkça sorar:
«— K mlerd r ben m M. Kemal le aramızı açacaklar?
— Ve k md r ben Erzurum'da vuracak?»
Kâzım Karabek r, kararını verm şt r: artık Erzurum'a
kalmayacaktır.
Neyd Karabek r'e böyle b r karar aldıran nedenler?
«1 — Mecl ste b r düz ye b lhassa Şark Mebusları aleyh me
tahr k olunmuştur.
2— Orduda bazı madunlarım (aslarım) ve bu arada
b lhassa fırka komutanı Hal t Paşa17 aleyh me tevd olun
muştur.
3— Mecl s vasıtasıyla Trabzon'dak Kâhya'nın katl
had ses bana st nada çalışılmıştır.
4— Son seferde Trabzon'da bulunuşumdan end şe
ed lerek Erzurum mebusu Asım Bey Erzurum'a gönder l
m ş ve ben m vaz yet alarak memlekette k l k yapacağım
dan korkutarak Kolordu komutan vek l Rüştü Paşa18 ve
Erzurumlular aleyh me teşv k ed lmek stenm şt r.
5— Ben, şarktan Ankara'ya gel rken Kastamonu'da
ben öldürmek üzere b r feda gönder lm ş -bu adam An
kara'dan gelen b r Türktür. Kend s n n b r Ermen olduğu
ve b r Amer kan torp dosu le İnebolu c varına çıkarıldığı
•öğren lm şt r -, m saf r kaldığım konakta abdesthanede ya
kalanınca rezalet ortaya çıkmış ve örtbas ed lm ş.
6— (Karabek r'e t madımız yok) d yerek b ne yakın
muh t yle b r düzüye tak p ett r l ş m, bu şe memur ed
lenler n başında mebus ve asker İhsan Bey (Bahr ye ve
k ll ğ de yapan)™ulunuyormuş.
106

7— Otuzk ş Gaz 'n n etrafında toplanmış m ş.


Teşk lât-ı Esas ye ne demek? Gaz sted ğ n yapar d yor-
larmış.
8— Bugünkü vaz yette Gaz (Erzurum'da Karabek r'
stemey z) d ye b r telgraf çekt rmeye çalışıyormuş (...)
Bu konuşmalar, söylent ler kuşkularla sarmalanır. Erurumlular
Karabek r'e güvence ver rler:
«Sana uzanacak el ona uzatacakları da 24 saat ç ne
Erzurumlular çıkarır ve yok eder.»
Karabek r. Erzurum ve Kars'da halka konuşur; onların dertler n
d nler. Halka İst klal Savaşı'nı anlatır. Halktan da büyük lg görür.
«Bana her yerde büyük sevg ve saygı göster yorları. (..)
Sah llerde apaçık Gaz 'ye aleyhtarlık da görülüyordu, Erzurum'da se
kongre sıralarından başlayarak vaz yet b lenler ve zaferden sonra
kongre azasının b le mecl se alınmadığını görenler (..) çok kötü
surette aleyhtarlığını yapıyorlardı.
Ben, Gaz 'n n h lâfet ve saltanatı almak meseles n n henüz
Anadolu'ya yayıldığını sanıyor ve heyet- lm ye huurundak ağır
tecavüzüne bakarak esk mefkures ne döeceğ n h ç sanmıyordum.
Bunun ç n de bu end şey göserenler tesk n ve aleyhtarlığı
g dermeye çalışıyordum.»
Tam bu sırada Sefahatt n Ad l Paşa'dan40 Karabek r'e b r telgraf
gel r. Selâhatt n Ad l Paşa, M. Kemal Paşa'nın «H lâfet ve saltanatı
almak ç n» g r ş mlerde bulunduğuu b ld rmekted r: Karabek r, 16
Ek m 1923 günü Fevz Pa- şa'ya b r telgraf çekerek hükümet karşıtı
ded kodulardan .söz eder.
Fevz Paşa, bu ded koduların k mler tarafından çıkaıldığını sorar.
Karabek r, 21 Ek m 1923 günü Fevz Paşa'ya şu yaıtı gönder r:
«Seyahat ett ğ m Orta Anadolu ve b lhassa sah llerde yapılmakta
olan propagandalar doğrudan doğruya Gaz Hazretler n n şahıslarına
mütevecc ht r. Ded kodunun esasını Gaz Paşa'nın Mecl ste her
emr ne amade mu-
107

ayyen b r zümreye st naden m ll radey baz ce ederek


mütehak mane dares (m llî radeye karşı baskıcı yönet m kurarak)
r vayetler teşk l ed yor. Trabzon'a geld ğ m va t Cumhur yet şekl n n
kabul ed lmek üzere olduğunu gazeteler yazdı. Bu havad s
ded koduların artmasına muc p oldu.
Büyük M llet Mecl s şekl hükümet n n Türklüğün ba ett ğ
(yarattığı) en güzel tarzı dare olduğu müşarün-aleyh (anılan)
tarafından beyan ed l rken... dare şekl m z g tg de Avrupa
cumhur yetler nden farksız b r şek l alaağım söylemeler gar p b r
tezat teşk l ett ğ söylenmeye başlandı. Ve b r hükümdar lazımsa
bunun hanedan-ı salanat olması g b münakaşalar oluyor. Bu kab l
ded koduar Kars'da dah şay d r. Trabzon'da çıkan m zahî Kahkaha
Gazetes 'n n 4 Ek m 1923 tar hl nüshası bu noktadan pek man dar
görülmeye lâyıktır. Gazeteler n son günlerdek tenk dadı bu bütün
ded koduları artırmaktadır, arz eder m.
Kahkaha Gazetes 'ndek 41res m, m llet de, M llet Mecl s de,
hükümet de hep Gaz şekl nde göster lerek artık o ne sterse
yapacak, üst tarafı kukla g b oynatılacak f kr n tasv r ed yordu.»
Kâzım Karabek r, Cumhur yet n lân ed ld ğ gün Trabon'da
Müdafaa- Hukuk Cem yet yönet c ler le konuşaktadır. Trabzon
Müdafaa- Hukuk Cem yet yönet c ler , M. Kemal Paşa'yı eleşt r p.
Kâzım Paşa'dan bu g d şe «dur» demes n sterler.
Feth Okyar kab nes çek lm ş, Karabek r de B r nc Ordu
müfett şl ğ ne atanmıştır. Karabek r, Trabzonluları yatıştırmaya
çalışır. Trabzonlulara, İsmet Paşa'nın başbaan olacağını sandığını,
İsmet Paşa le olan «çok esk ve sam m hukuku dolayısıyla hürr yet
ve hâk m ye- m ll ye-m z n masun kalacağı» umudunda olduğunu
anlatır.
Cumhur yet' n İlânı
30 Ek m sabahı, Bahr ye müfrezes komutanı Kâzım-
Karabek r'eAnkara'dan açık b r telgrafın geld ğ n , bu
108

telgrafta Cumhur yet' n lan olunduğunu, bu nedenle yüz pare


top atılmasının stend ğ n b ld r r.
Karabek r «Val le görüşüp s ze em r ver r.»
Val Hazım Bey Tepeytran) haber şaşkınlıkla karşıar. Val n n
Cumhur yet' n lânından haber yoktur.
Karabek r, hem şaşırmış hem kırılmıştır. Bu duyguarını şöyle d le
get r r:
«Ben hem mebus ve hem de b r ordu kumandanı olduğum halde
bana da k mse b rşey b ld rmem şt . Bu vaz yet haklı olarak halkı da
orduyu da telâş ve end şeye düşürdü. Daha dün yürekler ne ferahlık
verd ğ m zatlar benden bu şekl n mânâsını soruyorlardı. Bu vaz yette
ta Cumhur yet' n lânını ertes günü dah kutlayamadık. Bugün
Kars'ın zabt-ı yıldönümünü Sultanın Mekteb meyanında asker, halk
ve mektep çocuklarıyla b rl kte kutadık.
Karabek r. Fevz Paşa'ya telgraf çekerek «c hat-ı mül yeye ve
asker yeye» Cumhur yet' n lân ed ld ğ n b ld en b r buyruk
gelmed ğ n yazıyor.
Ertes gün buyruk gel yor.
«31 Ek m sabahı ajanslarla beraber V lâyete de tebl at
geld ğ nden top atılmasına em r verd m. Hükümet avusunda resmî b r
surette kutladık. Beled ye re s val bee, (aks nutuk söyleyecekler de
olab l r. Bunun ç n h ç nutuk söylenmemes münas p olur) dem ş.
Hazım Bey de muvaffık bulmuş.
Yalnız b r dua okundu. Mülk ve asker heyetler, mekep
çocukları, b r bölük asker, pek az da halkın ler geenler bulundu.
Ajans şu malûmatı b ld r yordu :
M. Kemal Paşa re s cumhur olmuş; İsmet Paşa'yı başek l tay n
etm ş. Kab ney - t madda 160 mebus bulunmuş ve müttef kan t mat
rey verm şler.
İsmet Paşa'nın başvek ll ğe get r leceğ n b l yordum.
Cumhur yet' n lânı le artık h lâfet ve saltanat mefkure ne son
ver ld ğ n görerek her k habere de sev nd m. Çünkü artık hâk m yet-
m ll ye devam edecek ve d ktaörlüğe meydan ver lmeyecğ n umdum.
109

Bu duygularımı şu tebr k telgraflarına da yazdım:


Türk ye Cumhur yet Re s Gaz Mustafa Kemal Pasa»
Hazretler ne
Trabzon, 31.10.192»
Hâk m yet- m ll yen n mânâ-ı tammı telâkk ed leb lecek
Cumhur yet m z n nec p m llet m z hakkında saadeter get rmes n
temenn eder; Cumhurr yaset n z tebr k ve Cenâb-ı Hak'tan
muvaffak yetler d ler m efend m,
Kâzım Karabek r
Başvek l İsmet Paşa Hazretler ne
M llet n b lâkayd-ı şart hâk m yet telâkk ed leb lecek olan
Cumhur yet m z n lk başvek l n tebr k ve muvaffak etler n d ler m.
Kâzım Karabek r
İsmet Paşa'nın cevabı pek sam mî olarak şöyle d :
Kâzım Karabek r Paşa Hazretler ne
Tebr kat-ı devletler ne ruhumun bütün sam m yet le arz-ı şükran
eder ve muvaffak yet- cel leler n n temad ve teval s n d ler m.
İsmet
M. Kemal Paşa, Trabzon'a çek lm ş d ğer tebr kler» verd ğ sath
cevabın b r suret n de bana yazmıştı.
ONÜÇ
«Karabek r, Cumhur yet' n lânını Trabzon'da «Bahye müfreze
kumandanlığından haber almasından yakınır.
110

Ve Başkomutan M. Kemal Paşa'yı şöyle eleşt r r:


«İst klâl Harb 'n n tehl kel günler nde sonuna kadar feragat,
fedakâr arkadaşlarının rey ve rşadına ht yaç gösteren M. Kemal
Paşa artık muzaffer b r başkomutan sıfatıyla ma yet komutanlarına
Cumhur yet d kte ett rm şt r. Esk arkadaşlarının rak p olab leceğ
end şes le su şahs yetler cadı da lâzım gelm şt ; bunun ç n esk
arkadaşlarını kötülemek lâzımdı. Bunu da hakkıyla yapmıştır.»
Atatürk, Söylev'de Cumhur yet' n lânına karar ver l ren
Ankara'da bulunan arkadaşları le konuştuğunu şöyle anlatır:
«Gece olmuştu, Çankaya'ya g tmek üzere Mecl s'ten ayrılırken
kor dorlarda ben beklemekte olan Kemalett n Sam ve Hal t Paşalara
rastladım. Al Fuat Paşa, Ankaa'dan ayrılırken bunların Ankara'ya
geld kler n o günkü gazetede (uğurlama ve karşılama) başlığı altında
okuuştum. Daha kend ler yle görüşmem şt m. Ben mle göüşmek ç n
o zamana değ n orada bekled kler n anlaınca akşam yemeğ ne
gelmeler n M llî Savunma Bakanı Kâzım Paşa'ya söylett m, İsmet
Paşa le Kâzım Paşa'ya ve Feth Bey'e de Çankaya'ya ben mle
b rl kte gelmele n söyled m. Çankaya'ya varınca orada ben görmek
ç n gelm ş bulunan R ze m lletvek l Fuat, Afyonkarah sar m letvek l
Ruşen Eşref Bey'e rastladım42. Onları yemeğe alıkoydum.»
Kemalett n Sam 43 ve Hal t Paşalar, Karabek r' n kolrdusunda
görevl komutanlardır.
Atatürk, Karabek r'e Söylev'de şu yanıtı ver r:
«Baylar, görüyorsunuz k , Cumhur yet' n lânına karar vermek
ç n Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı çauc1ğırmayı ve onlarla
görüşüp tartışmayı h ç de gerekl göred m. Çünkü, onların öteden
ber ve doğal olarak bu konuda ben m g b düşündükler nden kuşkum
yoktu. Oya, o sırada Ankara'da bulunmayan k m k ş ler h çb r
yetk ler yokken, kend ler ne b lg ver lmeden, düşünceler ve uygun
görüp görmed kler sorulmadan Cumhur yet' n lân ed lm ş olmasını
gücenme ve ayrılma neden saydıar.»
111

Karabek r. Atatürk'ün bu sözler n anılarında şöyle yanıtlar:


«Halbuk selah yet olmadığını söyled kler arasında hem mebus
hem de kolordu komutanları vardır.»
Yol ayrımı Cumhur yet n lânı le artık y ce bell oluştur.
Erzurum'dan Ayrılış
Karabek r, 4 Kasım 1923 günü Trabzon'dan ayrılırken
yayınladığı b ld r de kırgınlığın ve küskünlüğün p uçları 'görünüyor:
«Muhterem halkımıza veda ederken geçm ş günlerde el ve kalp
b rl ğ yle mazhar olduğumuz muvaffak yetler anmakla beraber
Cenâb-ı Hak'tan yalvarıyorum k , bu masum halk b r daha felâket
görmes n. Çekt kler azap ve Izdırap b tm ş olsun. Kahraman orduma
berr ve bahr (Kara ve Den z) s lâh arkadaşlarıma vedâ ederken
herb -r n bağrıma basıp yüksek alınlarından ruhumla öpüyorum. Ve
onların şerefle dolu menkıbeler n yad ederek ma de olduğu g b
st kbâl ç nde bütün şark mıntıkasına yaslanmış olan pek heybetl b r
arslan t msal n n d mauc1ğıma ebedî hatlarla nakş ed ld ğ n
görüyorum.»
Kâzım Karabek r, 5 Kasım günü vapurla Trabzon'dan ayrılır.
Vapur 9 Kasım günü İstanbul'da olacaktır. Vapur kaptanı yolda em r
almıştır. Vapur, b r gün sonra İstanbul'da dem rleyecekt r.
Karabek r, bu gec kmen n neden n halkın kend s n
karşılamasına engel olunması b ç m nde yorumlar.
«10 Kasım sabahı vapurumuz Boğaz'a g rd . Kavak'ta ayrı ayrı
st kametlerde Rauf Bey ve Refet Paşa" ve İstanbul gazete
muhab rler vapurumuza çıktılar. Her b r b r sual soruyor, ben
arkadaşlarımla görüşmeye ve beş yıldan ber görmed ğ m ş r n
yerler m z seyr etmeye fırsat verm yorlardı. End şeler Cumhur yet' n
lân şekl nden doğuyordu.
112

—B r sabah top sesler yle end şe le uyandık. Me


ğer Cumhur yet lân oluyormuş. Ankara'dan gelen haberler
M. Kemal Paşa'nın yen toplandığı b r muh t le tam b r
d ktatörlüğeg tt ğ d r. M llî hâk m yet yer ne şahsî hü
kümranlık kurulmuştur, st klâl m z kurtaranlar hürr yet
m z boğacaklar mıydı?
Gazetec lere kısaca şu cevabı verd m:
—Ferdî veya zümrey tahakkümler b r m llet mahv
ç n kâf sebeplerd r. Buna m sal stersen z b z ve bütün
müslümanhükümetlerd r. Heps b rer müsteb t darede
uyuşmuş kalmışlardır. M llet n kuvvet , halkın kuvvet d r.
Bunun da mânâsı Cumhur yet'! fade eder.
Rauf Bey le Refet Paşa'dan öğrend ğ mde Cumhur yet adı
altında şahsî saltanat kurulmuş olduğu ve halk ve matbuanın da
kurtuldukları b r st bdattan d ğer b r yen s ne düştükler nden feryat
ett kler d r.
st klâl Harb 'nde B r nc derecede vaz fe görmüş bu arkadaşlar
dah sabahley n top sesler yle uyandıktan sona Cumhur yet n lân
olduğunu öğrenm şlerd r. M. Kemal Paşa, mefkures olan h lâfet ve
saltanat makamına geçmes n arkadaşlarının önled ğ n görünce
Cumhurre sl ğ -ne de man olacakları end şes le ş sert b r kapatma
suret yle M llet Mecl s 'n n daha vah m c het de kayd-ı hayat şartı le
mevk nde kalab lmek ç n esk arkadaşlarını Cumhur yet aleyhten ve
pad şah taraftarı göstermes d r.»
Öğle üzer vapur Galata rıhtımına yanaşır. Rıhtımda kalabalık b r
halk ve halkın önünde de resmî görevl ler Karabek r'
karşılamaktadır. Halk, Karabek r' coşkun göser lerle kalacağı yer
olan bugün İstanbul Ün vers tes '-n n bulunduğu Harb ye Nezaret 'n n
dış kapısındak köşke kadar get r r.
Öğleden sonra gazetec ler Karabek r' soru yağmuuna tutarlar.
Sorular genell kle H lâfet sorunu le lg l d r.
Karabek r. H lâfet le lg l sorulan «malûmatım yokur» d ye
yanıtlamak stemez ve «Cumhur yet n feyz nn» söz eder, kend s n n
de «Cumhur yetç » olduğunu söyler.

113

F.: 8

Karabek r, Al Fuat Paşa ve Adnan Bey' n de" son gel şmeler


konusunda kend s le aynı kaygıları taşıdıklaını öğren r:
«Heps de M. Kemal Paşa'nın bu hareket nden teesür
duymuşlardı. Ve st kbalde keyfî hareket edeceğ nden end şel d ler.
Halka ve matbuata karşı zor durumda buunduklarını ve sev nçl
günler n herkese zeh r ed ld ğ n anlatıyorlardı. Ankara'dan esen
havanın kanlı b r st bdat hakaret le meşbu (dolu) olduğunu nt haba
esas olan umdeler n 2. maddes ne rağmen Osmanlı hanedanı
aley ne de atıp tutmalar başladığını ve lk günden ber ken s n tutan
b zler aleyh ne M. Kemal Paşa'nın f krî ve f lî aleyhtarlık
uyandırmaya başladığını öğrend m.
Koca İst klâl < Harb , daha sev nçler ne doyamadık. Uğrunda
fedakârlık edenler ne çabuk elem ve ızdıraba düşürdün!
M. Kemal Paşa, Fevz ve İsmet Paşaların b r arada üçlü
res mler bastırılmıştı, st klâl Harb 'n bu üç başın dare ett ğ
propagandası yapılıyor ve Şark Cephes adetâ küçültülüyor; adetâ
st klâl Harb kadrosundan ben mle b rl kte çıkartılıyordu!
Fedakâr ve vefakârlıklarıyla bu davaya h zmet edener yer ne
yen şahs yetler Del r yordu.M. Kemal Paşa, Mecl s Re s olarak
sağma Feth Bey' 4", başvek l olarak da soluna İsmet Paşa'yı almış,
her üçünü de d ller ne doadıkları tehl kel b r yolculuğa çıkmışlardı.
Erkân-ı Harb ye Re s Fevz Paşa da ordu le arkaarında sess z
sedasız yürüyecekt .
Uzun harp yıllarının elem ve ızdıraplarını ve acı ve tat l b nb r
hatıralarıyla vücut bulan m llî b rl ğ m z ve m lî salâbet m z
(sağlamlığımız), m llî sec yem z (karakter z) ve m llî hürr yet m z,
ş md son muvaffak yetler n saroşluğu ve ht rasıyle gevşeyecek,
çözülecek ve bozulacak mı d ? Bu hal s lâhla emeller ne
kavuşamayan düşmanarımızı er geç emeller ne kavuşturacak b r
tefr kaya (böleye), b r yıpranmaya, b r çöküntüye sebep olmayacak
mı d ?
Karabek r, bu kaygılarla kararını ver r:
114

Ankara'ya g decek uzlaştırıcı ve b rleşt r c rol oynaak ve böylece


düşünce b rl ğ sağlamaya çalışmak.
Karabek r, kurulan yen rej m n b r «başkomutanlık tahakkümü»
yaratacağından kuşku duyuyor, tt hat ve Teakk günler nde ett ğ
yem nler anımsıyordu.
İk arkadaş, artık karşı karşıya gel yorlardı. B r s yaal kavga
başlamak üzereyd .
O günlerde neler düşünüyordu Karabek r?
Şunları:
«İst klâl Harb 'n n b r nc derece mesul b r şahs yet ve m llet n
hürr yet ve çocukluğundan ber ant çm ş b r vek l sıfatıyla karşıma
d k lenler n sualler ne ve end şele ne haklı cevaplar vermek kolay
b rşey değ ld . H lâfet ve saltanatı almak ç n koyu b r mutaassıp
çehre le m nerlere kadar çıkıp hutbeler okumak, muvaffak
olamayına da b zzat medh ü sena ed len mukaddesata d l uzatak ve
bunları altüst etmek üzere b r d ktatörlüğe çıkmak g b k tehl kel
fradın b r nden d ğer ne atlamak heres n yapab leceğ b r ş değ ld .
Fakat bu felaha (kurtuuşa) doğru b r g d ş de değ ld .
Geld ğ m günkü ş kâyetler arasında (hükümet n İs- tanbul
matbuatına karşı ş ddetle hareket edeceğ ) end uc1şes de vardı.
Fakat k msen n de bundan yıldığı yoktu.»
Gazeteler, o günlerde b r hükümet b ld r s n yayımar. Anadolu
Ajansı'ndan gelen b ld r , hükümet n basın özgürlüğüne saygılı
olduğu ve basın özgürlüğünü kısıtlayıcı h çb r önlem düşünmed ğ
yazılmaktadır.
Karabek r, bu b ld r den söz ett kten sonra şunları yazar:
«Bu va t ve lâna rağmen k hafta sonra İstanbul’da b r İst klâl
Mahkemes gelm ş ve matbuata karşı ş ddet n gösterm şt r.»
Karabek r, Hal fe İle Görüşüyor
Kâzım Karabek r, İstanbul'da okulları z yaret eder, gazete
başyazarları le görüşür. 12 Kasım günü de Ha fe Abdülmec t Efend
le görüşmeye g der.
115

Bu görüşmede neler konuşulduğunu y ne Karabek r'- n


anılarından öğrenel m:
«12 Kasım'da Hal fe Mec t Efend 'y z yaret ett m. Ben b rbuçuk
saat yanında alıkoydu. Gözler n da ma yee tesb t ed yor; ara sıra öte
ber ye bakıyor ve b r düz ye babası Abdülaz z' n y l ğ nden ve
Vahdett n' n kötülüğünen bah s ed yordu. B rkaç kere müsaade
sted ysem de salıvermed . Ve sonunda korkak b r eda le şunları
söyed :
— Ben m bu sarayda res m takımlarımla b r k bohuc1çam var.
İstemezlerse bunları alır g der m.
Bu sözler yle, hal ve tavırlarıyla tehd t ed ld ğ n anatmak
st yordu. Gerek arkadaşlarımdan gerekse gazete ler m zden aldığım
havad slerle de karşılaştırılınca M. Kemal Paşa'nın çıkamadığı b r
makamı yıkmak kararını verm ş ve f l yatına da geçm ş olduğuna
şüphe kalmadı.»
Evet, s yasal kavga başlamıştı. Bu kavga ne yolla ve nasıl
yapılacaktı? Karabek r, Gaz 'y uyarmaya karar ver şt . Uyarıların
yararı olmazsa ne yapacaktı?'
Bütün sorun da buydu.
Karabek r günlerd r hep aynı konuyu düşünmekte r: «M llî
hükümet n kuruluş günler ndek d ndarane sözer ve hareketler .. 2.
TBMM Int habındak umden n k n maddes ndek (h lâfet n âl-
Osman'da kalması değ şez düsturdur)..» kararını ve Mustafa
Kemal' n Balıkes r'e verd ğ hutbey ..
Karabek r bu kaygılarla ve bu düşüncelerle Gaz 'y uyarmaya
karar verd ğ n yazıyor. „Tah n Gazetes 'nde 11 Kasım günü şu
satırlar yayınanır :
«Arkadan arkaya ver lm ş b r karar karşısındayız. M let
Mecl s 'n n bu kadar kayıt altında kaldığını, har çten ve-r len kararları
tesc l mevk ne nd r ld ğ n görmek c dden elîm oluyor. H lâfet b zden
g derse, beş-on m lyonluk Tür ye Devlet 'n n, âlem- slâm ç n h ç
ehemm yet kalmaacağım, Avrupa s yaset nazarında da en küçük ve
kıyets z b r hükümet mevk ne düşeb leceğ m z anlayab lek ç n
büyük d rayete lüzum yoktur.
116

M ll yetperverl k bu mudur?
Hak k h lâfet h ss n kalb nde duyan her Türk makam-ı h lâfete
dört elle sarılmak mecbur yet nded r. Hanedan-ı Osmânî de kabul
ed lmese ve b naenaleyh lelebet Tür ye'de kalması taht-ı tem ne
g rm ş h lâfet elden kauc1çırmak tehl kes n cat etmek, akıl ve
ham yet le h ssî m ll yet le zerre kadar kab l tel f değ ld r.»
Karabek r, bu satırları «bütün seyahat ett ğ m yer» »erdek
ş kâyetler n hülâsası» d ye tanımlar.
15 Kasım günü Hal fe. Rauf Bey le Adnan Bey' akuc1şam
yemeğ ne çağırır. Yemekte Romanya'dan gelen b r İslam Cemaatı da
bulunur.
24 Kasım günü İstanbul Fat h Beled yes 'n n verd ğ yemekte
TBMM Başkanı Feth Bey le karşılaşırlar.
Yolların ayrıldığı o yemekte b r kez daha anlaşılır
Karabek r, Ed rne'de Feth Bey le görüşmes n şöyle anlatır:
«O'ndan da Gaz Paşa nezd nde sam m b rl ğ n
hıralanmamasına frat f k rler n tepeden nme b r şekl n muc p
olab leceğ tehl keler önlemeye çalışmasını r ca et' m st m. Fakat
seyahatte gördüğüm hal r calarımın aks f k rde olduğunu bana
anlattı. Gerç kend ler yle Ankara'da f k r çarpışmamız olmuştu. Fakat
kend f k rler n n yürümes ç n İst klâl Harb 'nde kend ler nden çok
daha büyük fedakârlıklar yapan arkadaşların haklan olan mevk ler
şgalden sonra onları küçük görmek ve göstermek ne arkadaşlığa ve
ne de nsanlığa yakışırdı!..»
Karabek r ve Feth Bey4, 24 Kasım günü aynı trene Ed rne'ye
doğru yola koyulurlar. İstasyon'da halk topanmıştır.
Karabek r, «Feth Bey heyet 12 mebustu. Mecl s re s
olduğundan da ma lâzım gelen hürmet göster yor ve lk önce onun
n p b nmes ne d kkat ed yordum. Ben hem mebustum, hem de
ün formalı ordu müfett ş . Feth Bey' tanıyan yoktu.» d ye anlatır o
günkü Ed rne gez s n .
Yolda Muradlı'da Karabek r" (Yaşasın Ermen stan fa h ) d ye
karşılarlar. Hadımköy'de M llî Eğ t m müdürü. Feth Bey' , Karabek r
sanarak Karabek r’ över.
117

Feth Bey. trende Karabek r'e sorar: «B z k heyet hal nde m


g d yoruz? Ed rne'ye böyle m g receğ z? Bu nasıl olur Paşam?»
Çatışma burada da başgösterm şt r.
Feth Bey ve Karabek r, Ed rne'n n kurtuluş gününde Sultan
Sel m Cam önünde b rer konuşma yaparlar. Kaabek r
konuşmasında «b z kurtarmış olan yegâne kuvvet» der «Türkün
b rl ğ d r».
Devam eder.
«Bütün m llet yürekten canc ğer olup elele ver rse herhalde
memleket m z bugünden daha mesut b r halde yaşar. Bundan sonra
en büyük vaz fem z asrın cap et rd ğ terakk yete ( lerlemeye)
sarılmak .ve cehaletten kurulmak olmalıdır. Bütün m llet b rl ğ le ve
az mle koşalıdır. Şunu da unutmamalı k , Ed rne'n n çok kuvvetl
kaleler sukut ett (düştü). Fakat Sultam Sel m Cam bu muazzam
âb de sukut etmed . Türkün en büyük kales bu mübarek mabet ve
onun şerefeler nden fışkıran lâhî seslerd r. B zler bu lâhî gayeye
bütün ruhumuzla sığın-malıyız.
Efend ler, Türkün b rl ğ ve d n , bu k muazzam kuvet b z
saadete erd recek ve Allah'ın nayet le hüzünü yaşlarımızı
d nd recekt r.»
ONDÖRT
Askerl k m ? S yaset m ?
Karabek r, yen b r yol ağzındadır.
O günlerde halktan gördüğü sıcak lg den M. Kemal'n çek nd ğ
kanısındadır. M. Kemal Paşa'nın Cumhur et" kend ler ne sormadan
lân etmes n buna bağlar.
Ne yapmalıdır?
Ayrılıp köşes ne çek lse, bu «b r dargınlık g b telâk-
118

k olunarak»yen ve ç nden çıkılmaz olaylara yol açab ecekt r.


Böyle düşünür.
Ger ye b r olasılık kalıyor: Askerl ğ yeğleyerek s yaetten
çek lmek.
Bu düşünces n Feth Bey'e şöyle açar.
«— Meşrut yet' n lânından sonra Selan k'te toplanan 1. İtt hat ve
Terakk Kongres 'nde yaptığım ve sonra da ısrarla üzer nde
durduğum asker n s yasetle uğraşmaası esasına tekrar dönmel y z.
Zarur olarak 1. TBMM zamanında f lî h zmettek askerler aynı
zamanda mebus da olab ld ler. Fakat sulhe kavuştuk. Cumhur yet
hüküme n n normal olarak yürüyeb lmes ç n asker arkadaşların ya
mebusluğu, ya askerl ğ terc h etmeler usulünü yen Teşk lât-ı
Esas ye'ye koymalıdır. Bu hususta İstanbul'a döner dönmez Büyük
M llet Mecl s re sl ğ ne ve asker makamlara yazıyla da tekl f etmek
f kr ndey m. Bu surete ben askerl kte kalmayı terc h eder m. Ortada
end şe edecek b r şey de kalmaz.
Bu mütalâam, Feth Bey'ce olduğu kadar d ğer asker ve mebus
arkadaşlarca da sabetl göründü.»
Karabek r, gez s ne devam eder. Ed rne'de okulları, askerî
b rl kler , hastaneler z yaret eder. Kararını verm ş r.
S yasetten ayrılacaktır.
7 Aralık 1923 günü TBMM Başkanlığı, Genelkurmay Başkanlığı
ve M llî Savunma Bakanlığı'na şu telgrafı çeer :
(Asker mebusların fırka s yasî mücadeleler le ülfet ett kten ve
cabında ordunun en büyük makamları olan Erkân-ı Harb ye
Umum ye Re s n ve M llî Müdafaa Ve l n st hza ett kten sonra k nc
nt hapta orduya avdeter n n zabt-ı rapta vuracağı darben n ne elîm
olacağı temmül buyurulmalıdır.
B naenaleyh asker mebus arkadaşların ya mebusluuc1ğu
veyahut askerl ğ terc h ederek d ğer nden affed lmeer selâmet m llet
ve memleket namına elzem olduğunu arz eder m. Bu husus Teşk lât-
ı Esas ye'n n bu babtak noktasına da tevafuk etm ş olur.»
119

Karabek r’ n telgrafına yalnızca TBMM Başkanı Fet Bey'den


yanıt gel r. Feth Bey. bu konudak b r öneren n lg l kom syonda
görüşüldüğünü dolayısıyla Kara-bek r' n öner s n n şleme
konmayacağını b ld r r.
Bu yazışmalardan yaklaşık 11 ay sonra aynı öner bu kez M.
Kemal'den gel r.
Karabek r, bu gel şmeler şöyle yorumlar:
«Bu tar hten on b r ay sonra had seler n tes r aluc1ıda şahsî
em rle bu yola dönmek vak t ve zamanıyla ş kavramamak değ l
m d r?»
İstanbul'a İst klâl Mahkemes Gönder l yor:
8 Ocak günü Karabek r b r haber alır: Ankara'dan İstanbul'a
Topçu hsan Bey başkanlığında b r İst klâl Mahemes gönder lm şt r.
Karabek r' n bundan haber yoktur!
Şükrü 'Na l Paşa, Mahkemey Haydarpaşa garında karşılamış.
Mahkeme üyeler de Şükrü Na l Paşa'ya « ade- z yaret»de
bulunuyorlardı.
«Ne Ankara'dak üst makamlar ne de İstanbul'dak madun b r
kumandanım olan Paşa bu heyet n geleceğ n bana b ld rmem şlerd »
d ye yazar Karabek r.
pler., tam anlamıyla kopmuştur. Ankara Karabek r'! gözden
çıkarmıştır.
«Ankara'dak şahs yetler, Cumhur yet n lânında olduğu g b bu
sefer de bulunduğum b r yere İst klâl Mahkemes gönderd kler halde
bana haber vermemeler çok ağır b r hava yaratıyordu. Bunun re s ne
de bu yolda em r ver lm ş olacaktı k , çok esk den tanışdığımıza ve
ne de madun kumandanımı z yarete g derken b r ordu müfett ş
sıfatıma hürmeten ben z yarete gelmed ler.
Bu ç rk n vaz yet Ankara makamlarına protesto et ğ m g b Şükrü
Na l Paşa'yı da çağırarak neden dolayı bana haber vermed ğ n
sordum. Bu zat cevabında (Anara'nın s ze haber vermem ş olacağı
aklıma gelmem ş-
120

t ) d yerek ş n ç nden çıkmak sted . Bunun askerce b r cevap


olmadığını, Haydarpaşa'ya olsun g derken bana haber vereb leceğ n
kend s ne htar ett m. Ben m kanaat m M. Kemal Paşa'nın Selan k'te
çocukluğundan ber arkadaşı olduğundan husus b r t mada
mazhardı. Ondan, bu hususta d ğer makamlar g b bana haber
vermemek suret yle ben küçük düşürme emr n almıştı. Fakat ben m,
mevk m n şeref ve selâh yet mden en ufak b rşey hmal
etmeyeceğ m arkadaşlarım ş md ye kadar çok görmüşlerd . Şu halde
maksadın ben tahr k ederek beraber çalışmaya mkan bırakmamaya
çalışmak olduğu apaçık görünüyordu. Ben, tab mümkün olduğu
kadar sabır ederek ve sam m ve feragatl çalışmaya devam
edecekt m. Fakat, İst klâl Harb 'n zaferle kapattıktan sonra se İst klâl
Mahkemeler le başlamayı hele Başvek l İsmet Paşa'ya h ç
yakıştıramıyordum. Sonra bu ben m en esk ve en sam m
arkadaşımdı. Ben , Erkân-ı Harb ye Umum ye Re sl ğ ne get rmey ,
güya, düşünüyordu. Vakt yle şark haeket n muvaffak yetle b t rd ğ m
tebr k ederken bana en yüksek mevk ler n mevut (söz ver lm ş)
olduğunu yazıordu.
Ş md k satır b rşey yazmıyor; ağızdan b rşey gön-derm yordu.
Hatta resm sıfatım, resm hakkıma r ayets zl ğ hoş görüyordu.
Sulhten sonra onların ucan f k rler n ben tehl kel b r dış entr kası
görüyordum. Demek, onlar da bu yolu İst klâl Mahkemeler ne
dayanarak, durdurmakta ısrar ed yorlar ve başta ben m g b vefakâr
ve feragatl b r arkadaşlarını açık ve mertçe olmayan s ns b r usul le
ezmekten çek nmeyeceklerd . Ben m ş md l k yapacağım şey,
Ankara'ya dönüşte b lhassa İsmet Paşa le çok açık konuşmak
olacaktı. Sonrasını da had seler tay n edeekt .
O günlerde Fevz Çakmak, İstanbul’dadır. Karabek r, Fevz
Paşa'ya Kurtuluş Savaşı le kazanılan saygınlığın İst klâl
Mahkemeler yle y t r leceğ n anlatır.
Fevz Çakmak, Karabek r'e hak ver r.
16 Aralık 1923 günü Karabek r, Ankara'ya g tmek üzere trene
b ner. Bu arada Karabek r, Doğu Cephes 'n-
121

den Batı Cephes 'ne gönderd ğ fırka komutanlarından Osman


Bey' n (Koptagel)47 yen den Doğu'ya gönder ld ğ öğren r.
Olayı şöyle yorumlar:
«Bana haber ver lmem ş olmasına da d ğer had se-lerdek nden
z yade şaştım. Ş faen de Fevz Paşa b rşey söylemem şt .
Asıl tar hî rezalet! Kemalett n Sam Paşa le yalnız kalınca
öğrend m. Fevz Paşa'nın mzasını taşıyan «zata mahsus» b r
em rde; eğer İstanbul'da pad şahlık leh ne b r syan çıkarsa
kolordusu le İstanbul üzer ne harekete geçes em r olunuyordu!
Onb r nc fırkanın alelacele Şark'a şevk de bu fıranın Şark
seferler nde emr mde bulunması dolayısıyla herhang b r hareketle
ben m emr me geçeceğ end şes m ş!
Ankara’dak Cumhurre s , başvek l ve Erkân-ı Harb e Re s , yan
M. Kemal, İsmet ve Fevz Paşalar g b her b r ne karşı ayrı hukukum,
ayrı feragat m ve ayrı sam yet m vardı... b r arada düşünüyorlar ve
karar ver yorlar k , İstanbul'da b r ht lâl çıkacak ve b r pad şah ordusu
kurulacak ve ben bunu dare edeceğ m!
Bu karara karşı şu tert b kararlaştırıyorlar:
Ma yet komutanım olan merkez Esk şeh r'dek 4. Kolrdu
Komutanı Kemalett n Sam Paşa, komutasındak b r ordu le
İstanbul'a yürüyecek.. Bu kolorduya mensup olan fakat Şark'tan
geld ğ nden bana lt hak-ı tehl kes buluan Osman Paşa fırkası derhal
vapurlarla Şark'a ade olunacak.. Erkân-ı Harb ye Umum ye Re s
Fevz Paşa da b zzat İstanbul'a gelerek ahval gözler le görecek ve
caını yapacak.
Fevz Paşa, gözler yle görüp, kulaklarıyla ahval anadıktan ve
ben m de orduyu s yasetten ayırmaya uğraşığıma da kan olduktan
sonra atılan bu adımı haber alaağımı tahm n ederek h ç değ lse
Ankara'ya hareket m sırasında münas p b r şek lde bana haber
vermemes , çok defalarca gördüğüm askerî nüfuzumun dereces n
ölçe-meyecek kadar duymaz mı sandığı, yoksa M. Kemal ve
122

İsmet Paşaların teveccühler n kayıp mı edeceğ ne nanığını


kest remed m.
Her ne olursa olsun bu b r, skandaldı.
Cumhur yet darem ze ve bunu eller ne alanlara asla
yakışmazdı.
Kemalett n Sam Paşa'nın aldığı emr , âm r olan, baa
b ld receğ n hesaba katmayanlar bu zatın, daha Harb-ı Umumî'den
önce ma yet mde st hbarat şubes nde çalıştıuc1ğın» ve ben m pek
esk b r arkadaşım olduğunu b lmel d er.
İsmet Paşa bunu b l rd . Bunu yakînen b ld ğ ne göre ş başka
bakımdan düşünmek zaruret nde kaldım :
Ben ordudan st faya mecbur etmek ç n sebepler hazırlamak.
Ş md ye kadar bu sebepler numara alacak kadar çouc1ğalmıştı.
Bunu ben apaçık b r nc derecede İsmet Paşa'a, k nc derecede
Fevz Paşa'ya söylemeye karar verd m.»
Karabek r, bu kararla Ankara'ya gel r. Garda, İsmet Paşa, Rauf
Bey, M llî Savunma Bakanı Kâzım Özalp ve" bazı m lletvek ller ve
paşalarca askerî törenle karşılanır.
17 Aralık akşamı Rauf Bey le yemek yerler, konu s asett r.
Sofrada konuşulan konuları Karabek r, anılarına şöyle anlatır:
«Hasbıhaller m z n esasını yen üçlü manzumen n, ya M. Kemal,
İsmet ve Fevz Paşaların b ze karşı aldıklaı tavır teşk l ett . Açık
görülen manzara şu d :
M. Kemal Paşa, lk st klâl Harb arkadaşlarından kauc1çıyor..
İsmet Paşa da O'nu kaçırıyor. Fevz Paşa da bu uysal ruhu4" le bu
yolculuğa katılıyor ve st klâl Harb 'n n üç ban s g b görünmes de
ayrıca O'na haz verd ğ nden o da b z m uzaklaştırılmamıza ve
küçültülmem ze yalnız sey rc değ l b zzat am l de oluyordu. İst klâl
Harb 'n n lk kurtuluş yılındak menfî hareketler, bu surette yalnız
saklanmıyor, b z m fedakârlıklarımız da onların hesabına
geuc1ç r lm ş g b oluyordu.
B z m bu tahl l m ze kuvvet veren çok del ller vardı. Hele M.
Kemal Paşa'nın İsmet Paşa'ya (Benden sonra se-
123

n n gelmen ç n lâzımını yapmalıyız) ded ğ n arkadaşlar


kulaklarıyla duymuşlardı.
Bu vaz yet karşısında ne yapsak boştu. Fakat sonua kadar
sam m bağları kırmamaya ve dost düşmana karuc1şı m llî b rl ğ
korumaya çalışmak da vaz fem zd . Huus yle,
(Türkler, ancak başları sıkıya gel nce b rleş rler ve ancak asker!
b r kudret teşk l edeb l rler; medenî b r hüümet kuramazlar. Çünkü
ruhlarında tahakküm ve st bat kökleşm şt r. Başa gelen oğlunu,
kardeş n b le zan ve veh m uğruna öldürmekten zevk alır...) g b
telâkk ler yen den canlandırmamaya çalışmamız m llî b r borçtu.
Bu düşünce le Rauf Bey le İsmet Paşa'yı barıştırayı ve M.
Kemal Paşa le de sam m görüşmey b r nc plana aldım. Rauf Bey
de f kr m kabul ett . Ve İsmet Pauc1şa'ya karşı gayet sam m
davranacağını ve kusuru varsa söylend ğ anda tarz ye vereceğ n
(özür d leyeceğ n ) söyed .
18 Aralık'ta resmî z yaretler m yaptım. İsmet Paşa yer nde
yokmuş; kartımı bıraktım.
M. Kemal öğle yemeğ ne çağırdı. Hasb haller m zde kend ler ne
sam m duygularımıza emn yet etmes n beyanan sonra k r cada
bulundum :
1— Ordunun s yasetle uğraşmaması ç n kumandan
ların aynı zamanda mebus olmamaları hakkındak tekl
f m n kabulü.
2— İstanbul'a gönder lenİst klâl Mahkemes namı
ve şahısları bakımından halka çok fena tes r ett ğ n eğer
bu şek l devam ederse esk hal fel k devr aynen başlaya-
.cağından normal dare şekl nden ayrılınmaması ve adl ye
m ze t mat olunması ve ona kudret ver lmes .
İstanbul'da korkulacak b rşey olmadığını, gazetec le n kend ler n
göstermek ve satışlarını çoğaltmak gayre yle açtı klan münakaşada
Ankara'dak Yen gün Gazete n n4».. (..) atıp tutmalarını, herkes
Cumhur yet hüküme n n ve husus le s z n emr n zle yapılıyor telâkk s
halkı çok müteess r ett ğ n , bunun ç n Ankara gazeteler n n çok
ağırbaşlı hareket etmeler lüzumunu bel rtt m.
124

Ve bütün bunların üstünde bana olan t madının kı-rılmamasını


ve em rler ne olursa apaçık tebl ğ buyurmaarını hasseten r ca
ett m.»
Ertes gün Karabek r. İsmet Paşa le de görüşür. Kaabek r, İsmet
Paşa'ya Cumhur yet' n lânının kend s ne daha önce haber
ver lmemes ve İstanbul'a kend s nden habers z İst klâl Mahkemes
gönder lmes n n « t matsızlık eser » olduğunu söyler.
İsmet Paşa «Trabzon'a em n b r adam göndererek va yet sana
b ld rmemekle hata ett ğ m z kabul ed yorum» der.
Karabek r, İsmet Paşa le 21 Aralık 1923 günlü görüşes n
anılarında şöyle anlatır:
«İst klâl Mahkemeler n n memleket n emn yet ve kt adî hayatını
hırpalayacağını ve har ce karşı da Cumhur et dares n n st klâl
Mahkemeler yle tutunab ld ğ zannım vereceğ n , n tek m İstanbul
kt sad yatının sarsıldığını ve ş uzarsa bazı flâsların da vukua
geleceğ n zah ett m. Ve öteden ber M. Kemal Paşa'ya yazdığım
veya söyled uc1ğ m şu düsturu İsmet Paşa'ya da tekrar ett m:
— Sevg ve saygı kna le kazanılır. Korkutmaktan, s nd rmekten
doğacak olan ancak nefrett r..
Bu esasta uzun uzadıya görüştük.
İst klâl Mahkemeler yle şe başlamalarından M. Keal Paşa'ya ve
kend s ne karşı kalplerdek büyük sevg n n sarsıldığını ve hele
mahkemeler keyfî kararlar ver rlerse değ l İstanbul'un, bütün
vatandaşların end şeye düşerek aynı duygulara kapılacaklarını,
bunun ç n bu mahkemen n h çb r tes re kapılmadan as lâne ş
görmes n ve ş çabuk b t r p ger gelmes n ve artık şu veya bu
sebeplerle bu mahkemeler b r vâsıta olarak kullanmamalarını ve
meelen n Türk m llet n n ve Türk vatanının şeref olduğunu ve
Cumhur yet darem z zayıf gösterecek olan bu ceb r ve ş ddet
vasıtası yer ne halka Cumhur yet' n feyz ve hür yet get rd ğ n f len
göstermekl ğ m z lüzumunu zah et m»w
125

ONBEŞ
Karabek r, esk ve yakın arkadaşı İsmet Paşa'ya büün
kaygılarını, düşünceler n tek tek anlatır. Rauf Bey le aralarını da
düzeltmek, ster. İster ama İsmet Paşa kaarlıdır.
— Rauf Bey le görüşmem ve anlaşmam., der"1.
Kend s ne n ç n güven lmed ğ n sorar. İsmet Paşa «sana
zamanında haber ver lmem ş olması t matsızlıktan z yade a t olduğu
makamların hatasıdır» yanıtını ver r. Ve kend s n n bu şe
karıştırılmasının haksızlık olduğunu söyer.
Söz, Kemalett n Sam Paşa komutasındak kolorduun Pad şah
yanlısı olması b r ht lâle karşı İstanbul'a göner lme hazırlıklarına
gel r.
Karabek r, kend s n n Pad şah yanlısı g b görülme nden duyduğu
acıyı anlatır. Durumdan uzun uzun yaınır. Olayı kend s ne karşı b r
«komplo» olarak yorumar. M lletvek ll ğ nden ayrılarak askerl ğe
dönme kararınan bu yolda yaptığı öner den söz eder. Karabek r’ n
anatımlarına göre renkten renge g ren İsmet Paşa «ne söylersen
haklısın» der. Ve Karabek r' n «mebusların aynı zamanda komutan
olmamaları» öner s n de destekleyeceğ e söz ver r.
Kâzım Paşa, İstanbul'a döner, İstanbul'da Rauf Bey. Paşa'ya
İç şler Bakanı Feth Bey' n «bazı mebusların mektuplarını çalmak
ç n verd ğ mahrem emr » göster r.
Karabek r, bu olayı şöyle yorumlar:
«..Mütareken n lk zamanlarında İsmet Paşa bana Erurum'a
yazdığı mektubunda Fer t Paşa hükümet n n mekuplarımızı açtırdığı
şüphes n yazıyor ve mundar dare d ye bu ş nefretle yad ed yordu.
Ş md bu ş daha ge ş m kyasta ve m llet mebuslarına kend
başvek ll ğ zaanında kend s yaptırıyordu. Damat Fer t, müsteb t b r
hükümdar sadrazamı d ; fakat kend s Cumhur yet' n b nc
başvek l !»
126

Kâzım Karabek r Paşa, bu kaygılarını İsmet Paşa le de


görüştüğünü yazıyor.
< İsmet Paşa, bu em rden haber olmadığını söyler, ama daha
çok bu g zl yazının Rauf Bey' n el ne geçmes üze nde durur.
Karabek r, İsmet Paşa'ya M. Kemal' n çevre n saranlardan yakınır.
Esk arkadaşlarıyla Karabek r arasındak b r tartışa da, orduya
alınacak araç ve gereçler konusundadır. Karabek r, İsmet Paşa'ya b r
mektup göndererek şunları, yazar:
(Orduya a t şlerden ve hele tayyare, müh mmat fab kalarında
hakkında gazetelerde gördüğüm b rtakım ş retler n tal p oluşundan
resmen b zlere haber ver lmeme n n mahzurlu olduğunu ve şler n
Enver Paşa'nın zamaındak g b dar b r çerçeve ç nde yapılmasının
önüne geuc1ç lmes .)
İsmet Paşa, Karabek r' n ev ne gel r. Karabek r, y ne uzun
uzadıya konuşur. Şu kaygısını da d le get r r:
«S z açık söylem yorsunuz. Fakat herkes n kanaat şudur: M.
Kemal Paşa'yı s z Lozan'dan aldığınız lhamlarla b r nkılâba teşv k
ed yorsunuz. Ve bunda İst klâl Har-b 'nde lk M. Kemal Paşa'yı tutan
arkadaşlarının uzakta kalmalarını ve hatta ez lmeler n st yorsunuz.
Bu arada ben de dah l olduğum halde mahvımıza kadar yürümek
steyenler görülmekted r, d kkat ed n. Bu m llet n st kba çok zararlı
olacak.»
Konuşma daha da uzar. İsmet Paşa'ya Karabek r «emeks z
külah kapan sek z on kalem sah b » le «y rm otuz s lâhşöre
dayanıyorsunuz» der. Ve bu uyarıları, bu eleşt r ler «kardeşl k
vaz fes » gereğ yaptığını da söyler.
İsmet Paşa:
— Sen kuşkulandıracak yen b r del l m var? Mekubunda Enver
Paşa'nın zamanı g b oluyor, d yorsun, bunan b rşey anlamadım»
d ye sorar.
Karabek r, şöyle devam eder:
«İsmet Paşa'ya dünkü Hâk m yet- M ll ye gazetes nek (İnönü
Muzaffer yet 'n n yıldönümü münasebet yle M.
127

Kemal, Fevz ve İsmet Paşa'ların beyanatı) başlıklı yazıan ve


buna karşı gazeten n de mütalâasını gösterd m.. Şark zafer sıfıra
nd r lm ş, adetâ İst klâl Harb 'nden çıkarılmış, hele İsmet Paşa'nın
beyanatı, sank Kars'ın zabtı Ermen ordusuna da İnönü önüne
get rtm ş g b b r suçlu hareket dereces ne nd r lm ş.
—İst klâl Harb böyle m oldu Paşam?., ded m.
Ben küçültmek ç n Türk m llet n n tar h n yalanlıyor.
S zler n gördüğü büyük şler n daha parlak görünmes ç n bu
günahı şlemeye ne lüzum var? Ben m en gücüme g en canım kadar
sevd ğ m sen n de hak kata ve bu araa bana varıncaya kadar bu
m llete en tehl kel günlerde canla başla h zmet edenler n şeref ve
canlarına karşı vaz yet almandır. Bunun g deceğ yer, Fransa Büyük
İn- kılabının k n ve ft ralarla dolu kanlı tar h d r. H çb r m n hayatı
uzun yıllar sürecek değ ld r. Kuvvetl b r part , kuvvetl b r m llet
mecl s yer ne b r asker karargâh kuulması çok tehl kel net celer
vereb l r. B rçok kıymetl başları boğarak yapab leceğ n z şler y ne
b rçok başlaın boğulması le altüst olab l r. Bunun ç n dayanılacak
kuvvet sözde olduğu kadar ş sahasında da olmalıdır. Buün mecl ste
büyük mütehassıslar yok g b d r. Buna karşı çok zab t vardır. Bunların
orduya çıkarılması hem meçl s bunlardan kurtarmak hem ordu
saflarındak boşlukları doldurmak bakımından faydalıdır. Bu surette
şahsî arzular yer ne lmî programlar tanz m ed leb l r ve m llî b r
cephe le yen l ğe bürüneb l r.
Bu sözlerden sonra Fransa Büyük İnkılâbı'na a t esererden
çıkardığım k makaley okudum. Kanlı b r yoldan yürüyenlerden bret
alalım, ded m.
İsmet Paşa, sab t b r f kr n es r d . Uzun muhasebeler m zden
sonra sonucu y ne şöyle bağladı:
—Kâzım, eğer hükümetten çek l rsem muhal f b r par
t yaparım.
O'nun b r end şes n sez yorum: Mustafa Kemal Paşa'nın
kend s nden başkasını başvek l yapması ht mal O'nu
düşündürüyordu. Kab nes ndek
128

bazı tad lâta razı oluyordu. Fakat, başvek ll kten çek lmeye
tahammüllü görünmüyordu. Derhal muhal f b r part yaacaktı. Ben ş
tatlıya bağlamak ç n:
— Ne yaparsan yap; yalnız her ş nde sam m yet s asete hâk m
kıl., b r de ben m askerî sahadak mesa me yardım et. Bana bunlar
yeter.. .
Harp Oyunu
Yıl 1924; günlerden 9 Şubat.
Kâzım Karabek r, anılarında «ben hayrete düşürdü» d ye
yazdığı b r haber alır:
İsmet Paşa ve M llî Savunma Bakanı Kâzım Paşa, kend s ne
haber vermeden İzm r’e g tm şlerd r. İzm r'de harp oyunları
yapılacaktır.
Karabek r ve Fevz Paşalar da İzm r'e g derler. Harp oyunlarına
M. Kemal de katılır.
«İk müh m nokta gar b me g tm şt » d ye yazar Kaabek r.
«B r madem k mesele har ta üzer nde hal olunacaktır. Ne d ye
bu kadar masraf ve rahatsızlık kabul olundu? Ankara'da daha rahat
ve st fadel olurdu. İk nc s de meselelerde, harp oyunlarında ve
manevralarda da ma kırmızı ve mav taraf den r ve bu devlet, -şu
devlet d ye s m b ld r lmezd . Çünkü bu şay olacağından dış ve ç ,
s yaset bakımından mahzurlu ve hatta tehl kel sayılırdı. İzm r'de
toplanmak ve İtalyanların Ege sah ller ne çıkaağını apaçık ortaya
koymanın herhalde b r sebeb olaaktı.
Bunu Fevz Paşa'dan sordum. Ve harp oyunu b tt kten sonra
araz seyahat yapılmasını tekl f ett m.
Mesele Ankara'da tekl f olunmuş; kend s de yolda Okumuş!..
Bunun ç n malûmatı yokmuş.. Ve hatta rey b le alınmamış.. Seyahat
hakkında da b r arzusu yokmuş.» . Bu konuda b r tartışma çıkar.
Karabek r, M. Kemal'e on yıl savaş tehl kes görme d ğ n ,
Almanlarla, İtalyanların lerde anlaşacaklarını ve

129

F.: 9

Arnavutluğa saldıracaklarını, Türk ye'ye saldırmalarının


İtalyanlar ç n felâket olacağını ler sürer.
M. Kemal «Arnavutluk İtalyanları tatm n eder m ?» d ye sorar.
İk komutan savaş takt kler ve olası gel şmeler üze nde
konuşurlar. Harp oyunlarında başkomutanlık Kara-bek r'e ver l r.
Karabek r, harp oyunlarının araz de yapılmasını öne r. Öner
kabul olmaz.
M. Kemal Paşa ve M llî Savunma Bakanı Özalp, trene Ankara'ya
dönerler.
29 Şubat günlü gazeteler, «Osmanlı Hanedanının memleket
hududu dışına çıkarılması ve h lâfet n Mecl se nt abı c het ne
g d leceğ » hakkında görüşmeler yapıldığını yazarlar"2.
Karabek r, o günkü duygularını şöyle anlatır:
«Tıpkı Cumhur yet n lânında olduğu g b h lâfet n lağı ve
hanedanın yurt dışı ed lmes kararı da b r kaç k ş araında
kararlaştırılıyor ve Hal fe ben m mıntıkamda olmaına rağmen bana
bu hususta haber b le ver lm yordu. B z bu müh m ş de
madunlarımızdan (aslarımızdan) ve onlar da s v l makamlardan
öğren yorlardı. Bu hareket tarzınan ben m kadar d ğer asker
arkadaşlarım da teessür ve elem duyuyorlardı. Husus yle daha neler
yapılacağını k me kest remed ğ nden herkes n end şe ve h ddet
artıyordu. Mecl s n verd ğ karar, daha evvel nden val lere tam m
oluuyordu. O Mecl s k , umdelerde b r madde olarak h lâfe n Osmanlı
hanedanına a t olduğunu değ şmez b r karar olarak kabul ederek
m lletten rey almış bulunuyordu. (..) 6 Mart'ta aldığım tar hî haber
şudur: 5/6 gece yarısından sonra Hal fe Çatalca’dan eksprese
b nd r lm ş ve hudud dışına çıkarılmış. Hanedan da yüz kadar 'erkek
ve kadın da çıkarılmaktadır.»
Bu arada Bakanlar Kurulunda da değ ş kl kler olmuşur.
Y ne Karabek r'e haber ver lmez. Paşa, öfkelen r. «Emr vak lere
boyun eğmeyeceğ m» d ye yem n eder.
İstanbul'a g der ve Fevz Paşa le görüşür. Fevz Pa-
130

sa'yı eleşt r r. Fevz Paşa'ya «Ordu komutanları arasına k l k


konmuştur. Aleyh m ze pad şaha, hal fec d ye ded odular, ne yazık
k , en yüksek makamlardan çıkıyor» d çıkışır.
Fevz Paşa:
—H lâfet n lağvı hakkındak f kr n M. Kemal Paşa
bana İzm r'de söyled . Ben s z n de haber n z var., yanıtını
ver r.
Tartışma uzar. Karabek r, b r d ktatörlük devr n n başadığından
yakınır. «Bu m llet, ancak demokras esasları le mesut yaşar» der.
Gençl kler nde verd kler özgürlük saaşımından söz. ede r.
Konu kapanır.
Ertes gün Erkân-ı Harp Mekteb (Harp Akadem s 'nde
Karabek r' n konferansı vardır. Fevz Paşa. konferanstan önce
Karabek r'! uyarır:
—Paşam, Şark Harekâtının yalnız asker kısımların
dan bahş edersen z, ler ger uzun muhaberattan kat yyen
bahş etmemen z r ca eder m..
Karabek r kırgın ve kızgındır.
Olayı şöyle anlatır:
«Hayret mden dona kaldım. Bu b r âm r n emr d . İtate
mecburdum. Fakat konferansı vereceğ m k mseler Türk Ordusunun
mukadderatını eller ne alacak olan genç Erân-ı Harp zab tler d .
Bunlardan bu şler saklamak büük b r c nayett . Bu hak kat bunların
öğrenmes hakları d . B z m de bunları öğretmek vaz fem zd . (..)
Genç Erân-ı Harpl ler n kapısı önünden dönemezd m. Onlara ç r n b r
m sal de göstermemek ç n Mareşal le münakaşa da edemezd m. Şu
halde çten gelen b r karehatın ( steeyerek) tab b r n kası
(yansıması) olan bakış ve tavımla :
—Emr n z üzer ne ş kısa keser m efend m... ded m.»
13 N san 1924 günü Karabek r. M. Kemal tarafından
Çankaya Köşkü'ne çağrılır. Başyaver Sal h Bozok. M. Ke-mal
Paşa'nın odasında meşgul olduğunu b ld rerek Paşa'-dan
beklemes n r ca eder.
131

M. Kemal Paşa, odasında, Terz Altın Makas'a Müş r


ün formasını d kt rmekte ve ün formanın provası yapılmakadır.
Sal h Bey, M. Kemal Paşa'nın çalışma masasında buunan b r
res ml albümü Karabek r'e uzatır. Karabek r, alümde kend s le lg l
övgülü sözler okur. Albümde şunar yazılıdır:
«Şark Cephes 'n n güz de komutanı yalnız y b r aser, mümtaz
b r kumandan değ l aynı zamanda mukted r b r dare adamıdır da.
Mütareken n b dayet nden ber Erurum ve haval s n fevkalâde hüsn-
ü surette dare etm ş, hastaneler, mektepler açmış, Ermen ler n
harap ett kler bu güzel cüz'î vatanı mara çalışmıştır.
Türk m llet , Kâzım Karabek r Paşa g b r cal yet şt r ş olmakla ne
kadar ft har etse sezadır.»
Karabek r, albümü okumaya dalar.
Sonrasını Kâzım Karabek r'den öğrenel m :
«Artık ben m de sabrımın tükend ğ b r sırada d k , Sal h Bey
tekrar gelerek :
—Gaz Paşa buyursunlar d yor... ded .
Yanına g rd ğ m zaman el m sıkarak müh m meşgul yet n
söyled :
—S z fazla beklett m, ama b z m terz le yen yaptır
makta olduğum müş r elb ses hakkında görüşüyorduk. Se
n , sıkılırsın d ye çağırmadım.
Ben;
—Eğer ben mle bunun yarış» kadar zaman görüşmek
lütfunda bulunursanız şu k kâğıt üzer nde görüşme r ca
edecekt m.,d yerek b r (G.M. Kemal) mzasını" ve 1923
tar hl mebusluğumu b ld ren tezkeren n, d ğer de ben m
mzamı taşıyan 1919 tar hl Harb ye Nezaret 'ne Şûra-yı Âs
ker ye" Teşk l hakkında yazdığım husus tekl fler m n su-
ret n Gaz 'ye verd m.
Mustehs bakışla sordu :
—Ned r bunlar? Müfett şl k umumî lây hası se o ma
kam başkomutanlık demekt r. Bu hazerde ve seferde be
n m makamımdır. Hazerde bana n yabeten Erkân-ı Harb
ye Umum ye Re s , yan Müş r Fevz Paşa bu vaz fey gö-
132

recekt r. Bunu Erkân-ı Harb ye r yaset kanunuyla da tes t ett k.


S z hâlâ o makamı ve rütbey m kurcalıyorsunuz? Ben :
—Hayır efend m. Ben bugünkü mevk mde uhdeme
düşen vaz felerden uzak bulundurulmakta olduğumdan ş
kâyet ed yorum. Takd m ett ğ m ves kalardan b r ben m
Büyük M llet Mecl s azalığına seç l ş mden dolayı kıymetl
mzanızı taşıyan lt fatnamen zd r. D ğer de Şura-yı Aske
r ye Teşk l lüzumu hakkında öteden ber yazdığım ve söy
led ğ m f k rler md r. Son günlerde ne s yasî ne de aske
rî teşebbüs ve kararlarınız hakkında f l yata çıkmadan ön
ce b r haber dah alamıyorum. Uhdemdek mebusluk ve
askerl k vasıflarından hang s arz buyurulursa, orada mev-
k m n hak ve mesul yet olan vaz fey görmek st yorum.
İst klâl Harb 'nde her k selâh yet m hüsn-ü st mal ett
ğ m ve her zaman takd rler n ze lâyık h zmetler gördü
ğümü her zaman büyük b r şevkle hatırlıyorum.
Başkomutanlık meseles ne gel nce:
Ben m şahsım kaale alınmayarak şunu arz edey m kî, st klâl
harpler nde re s cumhurumuzun aynı zamanda başkumandan olması
çok mahzurlu olacaktır. Her tarafla s yasî münasebetler m z kes lm ş
halde ken sırf dah lî şerle uğraşmak yüzünden zat-ı sam ler İst klâl
Harb 'nde askerî planlarımızın cabı veçh le başkomutanlığı
zamanına uhden ze almadınız. Ve bu yüzden Garp Cephes ordusu
cephec l ğe döküldü ve İst klâl Harb de beyhude b r yere en az b r yıl
uzadı.
M. Kemal Paşa:
—Muntazam tuttuğunuzu ş tt ğ m hatıratınızı, vesa-
kler yle b rl kte get r de görey m. H çb r tarafta herkes g
b ben m İst klâl Harb 'n n ban s olduğumu ve Türk m l
let n ölümden kurtararak ona st klâl n bahş ett ğ m söy
leyeceğ ne kend n de ben m payeme çıkartacak propagan
dalar yaptırıyorsun. B r m llete ancak b r Gaz olur. Bu yü-
rüyüşe ayak uydurmaya çalış, st klâl Harben " nasıl em r
ler mle başardıysak bundan sonrası da bundan başka ola
maz. Ben sana şerefl b r vaz fe düşünüyorum. İçerde Fet
h Bey var, b rl kte konuşalım.
133

(...)
Terf müddet m geld ğ halde aldırış etmeyen, aleyh mde b r
düz ye «İst klâl Harb 'nde nasılsa Şark'ta bulundu. Bana müşk lât
göstermekten başka b rşey yapmadı» propagandası yapan ve
etrafımdan haf yeler n eks k etmeyen M. Kemal Paşa, bugün ben m
hatıratıma da el atmak kararında d . Buna muvaffakat edemezd m.
(Hatıratımı el mden almak ç n üç kere ev m basıp arattı. 3 b n nüsha
eser m yaktırttı. Ve b r hayl evrakımı aldı, Fakat o ancak
gölge yakalamıştı.)
***
Salonda Feth Bey de eş yle mevcuttu. Gaz :
—Hayd s ze yukarı kattak kütüphanem gezd rey m.
d yerek Feth Bey'le ben beraber nde alarak yukarıya çı
kardı.
Lât fe Hanım'ın da b rçok zar f c ltl k taplarını taşıyan ve bütün
duvarları kaplayan k taplarını temaşa ederken Gaz ded k :
—Musul hakkında Hal ç konferansında Feth Bey s
yaset yoluyla muvaffak olamadı. Sıra Karabek r'e geld . O
bu meseley asker kuvvet yle başaracaktır.
Ben:
—İng l zlere harp açmak felâketl b r ş olur. Yuna
n stan'ın yapamadığını bu sefer İtalyanlara da tekl f ede
b lecekler n hesaba katarak İzm r harp oyununda tehl
key bel rtt ğ n z halde ş md böyleb r st lâya kend m
z n sebeb yet vermes doğru mudur? Lozan'da Musul me-
seles n n hall sonraya; s yasî b r yoldan halle bırakılmadı
mı? Bu meselen n daha öne alınarak h lâfet n lağvında ace
le buyurulmamalı d . Eğer mütalâam sorulsaydı, belk bu
tekl f m s z de kabul buyururdunuz. Bugün İst klâl Harb
zamanından daha zayıf b r halde olduğumuzu dd a edeb
l r m. Herhang b r muvaffak yets zl ğ n b lhassa kurtluk
mıntıkasındak ak sler pek zararlı olab l r. Şark'ın ıslâhı
na yazık k , h ç ehemm yet ver lm yor, çt maî düzen m z
ve dolayısıyla ahlâkî durumumuz günden güne her taraf
ta bozuluyor.
134

Ben m Gaz ve müş rl ğ mden bahş eden' albümü baa


göstermekten maksadı da gal ba ben Musul Harekâtı yapmaya
ştahlandırmak olacaktı. Buna kıymet vermed ğ m görünce ş kısa
tutarak :
— Sen bu şler İsmet ve Fevz Paşalarla görüşürsün, hayd artık
salona nel m., ded .
ONALTI
Lozan Antlaşması'nda Musul sorunu çözüme bağlanamıştı.
Görüşmeler n uzaması üzer ne İsmet Paşa, b r konunun Türk ye le
İng ltere arasında çözülmes n öner ş; bu öner s de taraflarca
ben msenm şt "3.
Musul konusundak lk görüşme 19 Mayıs 1924 günü İstanbul'da
yapıldı.
«Hal ç konferansı» d ye b l nen bu konferanstan sonuç
alınamadı. İng l zler Süleyman ye, Kerkük ve Musul kenter n
Türk ye'ye bırakmak stem yorlar; Türk delegasyonu başkanı Feth
Bey de Musul İl nüfusunun Türk ve Kürtleren oluştuğunu ler
sürerek Türk tez nde d ren yordu.
İng l zler, Musul dışında ayrıca Nastur Hır st yanları neden yle
de Hakkar İl n de stemekteyd ler.
Sorun, Hal ç konferansında çözülemed . Çözülemey n-ce konu
İng l zler tarafından M lletler Cem yet 'ne götürülü. M lletler Cem yet ,
30 Eylül 1924 günü b r kom syon kurarak konunun bu kom syonca
ncelenmes kararını ver . Kom syon düzenled ğ raporda Musul'un
Irak'ta «İng l z manda yönet m n » 25 yıl daha uzatılarak Kürtlere
ver lmes koşulu- le Musul'un manda yönet m ne bırakılması, bu
olazsa, Musul'un Irak'a devred lmes görüşü ben msen şt .
Türk ye bu raporu tanımayacağını lân ett .
M lletler Cem yet 'nde konuşan Dış şler Bakanı Tev-
135

f k Rüştü (Araş) İng l zler n Musul'dak Kürtler lerde Tür ye


aleyh ne kullanacaklarını söyled .
Tam bugünlerde Şeyh Sa t syanı patlak verd . 23 Temuz 1924
günü İstanbul'dan Mr. Henderson'un İng l z Başakanı Mac Donald'a
gönderd ğ g zl yazıda Doğu'dak Kürtler n yerel örgütler kurarak
harekete geçmek üzere olukları ve Kürtlerle temas ç n b r yetk l n n
İstanbul'a göner ld ğ b ld r l yordu.
Şeyh Sa t' n oğlu Al Rıza da İng l zler n desteğ n sağamak
üzere Tebr z'dek İng l z konsolosluğuna başvurmuşur.
Şeyh Sa t ayaklanması 1925 yılı ortalarında bastırıla-b ld -.
Türk ye, 1925 yılı Eylül'ünde M lletlerarası Adalet D -vanı'na
başvurdu. D plomat k görüşmelerden sonra gerek D van ve gerekse
M lletler Cem yet Mecl s kararlarını ver şlerd :
Musul Irak'a bağlanacaktı.
16 Aralık 1925 günü M lletler Cem yet Mecl s kararı ver lm ş;
Musul Türk ye'n n el nden kaçmıştı. Türk ye, bu karara karşı tepk
gösterd . Ayrıca Sovyetler'le de 17 Araık 1925 günü Dostluk ve
Tarafsızlık Antlaşması mzalandı.
5 Haz ran 1926 günü, Türk ye, Irak ve İng ltere le maladığı
«sınır ve y komşuluk antlaşması» le Musul'u ter- ketm şt .
İşte M. Kemal le Karabek r' n konuşmaları Musul soununun
tartışıldığı günlere rastlar.
Türk ye, Musul'u d plomat k yollarla alamazsa askerî yolla
alacaktır. M. Kemal bu askerî sefer ç n de Karabe r'! görevlend rmey
uygun görmekted r.
Yen den Karabek r’ n anılarına dönel m:
«Musul meseles n n s yasî yoldan hal olunamayacağı Feth
Bey' n tekrar tekrar beyan ett ğ Hal ç konferansında İng l z
delegeler n n sözler nden anlaşılıyordu. Daha lk sözde:
— Musul Kral yet hükümet ç n pek lâzımdır., d ye lk ve son
sözler n söylem şlerd .
Feth Bey' n
136

— B z m Cumhur yet hükümet m z ç n de pek lâzımdır...


tarzındak cevabına y ne aynı cevabı verm şler.
Gaz , Feth Bey' d nled kçe düşünceye dalıyordu. B lem h lâfet
lâğv etmekte acele ett ğ n söyled kçe hak mı ver yordu? Yoksa,
henüz kuvvet n muhafaza eden askerî mantıkla ş kuvvetle
net celend rmey m düşünüyordu?»
Karabek r, yakın arkadaşı İsmet Paşa le sık sık göüşür. B r
görüşmeler nde İsmet Paşa b rdenb re:
«Kâzım, Musul boş., şunu şgal ed versene...» der.
Karabek r, İsmet Paşa'ya şu yanıtı ver r:
«Bu hareket İng l zlere karşı lansız b r harp demek olur. Oradak
kıtaları az da olsa tayyare kuvvetler üstündür. Kısa b r zamanda
takv ye edeb l rler. Sevk olunacak kuvvetler m z n orada dah
muvaffak yetler n üm t etmem. Fakat, ş n tehl kel c het bu hareket n
İng l zler n bütün sah ller m zde faal yete geçmeler ne muc p olur. İş n
daha felâketl c het de Ermen ve Yunan ordularıyla yapamadığını bu
sefer Sur ye'den Fransızlarla ve İzm r'den de İtalyanlarla yapmaya
kalkışmasıdır. İzm r harp oyununa İtalyanların böyle b r hareket
m sâl olarak yaptırılığı halde ş md onun f len tatb k n görmek
st yorsunuz. Yunan stan b le derhal Şarkî Trakya'yı şgale can
ataaktır. Bu suretle tar hî haceletten (utanmadan) kurtulak
steyecekt r. N tek m İzm r harp oyununda bu hareet do hesaba
katılmıştı. Bundan başka c han efkâr-ı umu-m yes nde Türkler n her
fırsatta harbe atıldıkları şekl gösereceğ nden s yasî ve askerî
düzen m z ve net cede Muul uğruna kazandığımız st klâl m z de
tehl keye düşer.
Lozan Muahedes ’n s z yaptınız; (sûret- müsîüha-nede) hal
olunacağını, hal olunmazsa Cem yet- Akvam Mecl s 'nce hal
olunacağını ve askerî harekât yapılmayacağını s z mzanızla kabul
ett n z. Bu sulh muahedes n Büyük M llet Mecl s kabul ett .
Re s cumhur M. Kemal Paşa da tasd k ett .
Bana geçen gün M. Kemal Paşa da böyle b r tekl fte bulunduğu
zaman O'na da uzun uzadıya bu mütalâalarımı arz etm şt m. S z,
hükümet re s sıfatıyla, O'nun böyle b r arzusuna karşı sulh
muahedes n n 3. maddes n
137

okuyarak ben m serdett ğ m tarzda mütalâa beyan edeceğ n ze


Musul'u şgal etmeye kalkıyorsunuz.»
Karabek r Görev Kabul Etm yor:
Karabek r", savaştan yana değ ld r. Musul ç n yapı-lacak b r
savaşın Türk ye'y yıkıma sürükleyeceğ kanıındadır.
Paşa. anılarına o gün İsmet Paşa'ya şu kaygularını da
b ld rd ğ n yazar:
«Öteden ber İmad ye ve Çömelek c varındak köyerde (Londra
Başp skoposu murahhası) namıyla İng l z m syonerler Nastur ler
aleyh m ze yet şt rm şler ve teş-k lâtlandırmışlardır. Bunlar daha b ze
çok zorluklar çıarab l rler. Bundan başka Kürtlük ıslâhı İç n lk tedb rer
dah alınmamıştır. Bu hususta ben m muhtel f zamanarda müh m
tekl fler m vardır. Bu Kürtlerle de tehl kel . şler yapab l rler. Onların
İst klâl Harb 'm zde pek baş kal-dırmamaları b zzat aldığım esaslı
tedb rlerle beraber küuc1çüklüğümden tanıdığım o muh t C han
Harb 'nde de em mde bulunduğundan ben yakından tanıdılar. Ve
mütaekede de bana karşı mütavaatkâr kaldılar. Onlara karşı şahsî
t mad da tedb rler kadar tes rl olur. Ne Dah l ye ve ne de M ll
Müdafaa Vekâletler onlarla b lerek meşul değ llerd r. Hülâsa askerî
muvaffak yet üm t etm youm. İç ve dış s yasî vaz yetler n felaketl b r
sek le süükleneceğ ne se h ç şüphe etm yorum. Mustafa Kemal
Paşa'ya da söyled m:
— S z Musul'u belk h lâfet lâğvda acele etmeyerek herhang b r
şek lde almaya belk muvaffak olurdunuz. Fakat, Şark şler n b r nc
derecede dare eden b r arkadaşımız sıfatıyla bana haber vermeden
b r emr vak yaptınız. Ş md bu ş devlet adamlarına yakışmayacak
tarzda ve hem de ş ben m başıma dolayarak hâl yolua
g d yorsunuz. Ben, kat olarak vaz fe kabul etmem. S e de tavs yem
bu uçuruma m llet sürüklemey n. İmzaadığınız Lozan Muahedes 'n n
3. maddes n tekrar tek-
133

rar okuyun ve M. Kemal Paşa'ya da okutun. Bu ş benden


z yade s z n b r nc derecede göreceğ n z b r şt r.»
Karabek r, anılarının bu bölümünde İsmet Paşa'nın kend s n her
zaman cankulağı le d nled ğ n , ancak bu göüşler n anlatırken
ted rg n olduğunu anlatır.
Kâzım Paşa, en yakın dostu İsmet Paşa hakkındak yargılarını
şöyle anlatır:
«..İşte ş md tam m llet n rahat ederek meden yet yolunda hız
alacağı b r sırada, yen had seler kolay bulduğundan mı? Yoksa M.
Kemal Paşa'nın kuvvetl rade ne, artık oturduğu makamın da nüfusu
eklenerek yen en daha kudretl b r caz be yaptığından mı ned r, bana
karşı müh m had selerde yan ç zmeye başladığı g b uzun süre çene
çalarak söyled ğ m şu Musul hareket n önleek hakkındak
mütalâalarım da pek hoşuna g tmed . Göserd ğ tavırdan ve 'kel me
le mütalâalarıma cevap ver-mey ş nden bunu anladım.
İsmet Paşa, müteess r göründü ve uzun boylu sustu. Bu halde
müsaades n st yerek ayrıldım.
4 Mayıs Ramazan Bayramının lk günü d . Re s cumhur Gaz
Mustafa Paşa'yı herkes g b ben de Çankaya Köşkü'nde tebr k ett m.
Erkân-ı Harb ye Umum ye Re s ve Müdafaa- M ll ye Vek l 'n de
makamlarında tebr k ett m. Bugün Fevz - Paşa, ben Etl k'de Aşağı
İnc rl k mevk ndek köşkümde ade- z yarete geld .
Fevz Paşa'ya İsmet Paşa'nın bana Musul'u almayı tekl f ett ğ n ,
bunun daha önce de Gaz tarafından yapılığını anlattım. Hayret ett
ve bana şu cevabı verd :
— Tuhaf şey! Ben m böyle b rşeyden haber m yok. B r harekât
yapılacağı konusunda ben mle b rşey görüşem şlerd .
Bu cevaba ben m hayret m daha büyük oldu.
Çünkü her askerî ve s yasî büyük müh m şler bu üçler arasında
görüşüldüğü ve kararlaştırıldığına - geçen m sallere bakarak -
kanaat m vardı.»
Karabek r, kararını verm şt r:
Askerl kten ayrılmak!
139

«Şu halde b zlere tutulacak b r c k doğru yol Mec stek m llî


vaz feler m z ele almak ve bu surette gerek c hana ve gerekse kend
m llet m ze karşı Büyük M llet Mecl s 'n n ses n duyurmak ve kudret n
göstermek kalıordu. Bu suretle Cumhur yet' n sağlam surette
kurulmuş olmasına ve la kl k esasından aykırı tasavvurların
önlenes n tem n edeb l rd k.
Orduda kalarak o kuvvetle bu şler görmek, orduyu s yasetle
uğraştırmak, onun b rl k ruhunu bozmak g b tehl kes ne yakın
tar h m zde kend m z de şah t olduğumuz fac aları tekrar ett rmek
olurdu.»
Karabek r, İstanbul'un kurtuluş gününde M llî Savuna Bakanı
Kâzım Paşa (Özalp) le Perapalas otel nde görüşür. Bakana, İng l z
uçaklarının sınırlarımızda askerî b rl kler m ze saldırdıklarını söyle/.
Ve şu uyarıyı yaptığını yazar:
«Durup dururken bunun vak olamayacağını, İng l zler n herhalde
b rşeyden kuşkulanmış olab leceğ n ., b r harbe sebeb yet vermen n
felâket olacağını söyled m.
Kâzım Paşa fazla b rşey b lm yor göründü. Ve Feth Bey' n
Cem yet- Akvam nezd nde teşebbüste bulunduuc1ğunu söyled .
8Ek m'de Erkân-ı Harb ye Umum ye Re s Fevz Pa-
şa'dan b r ş fre aldım:
İng l zlerle b r harp ht mal mevcut olduğundan heen Ankara'ya
hareket m emr olunuyordu.
9Ek m'de öğle vakt trenle hareket ett m. 11'de An
kara'ya vardım. Fevz Paşa'yı z yaret mde vehamet öğ
rend m.
Şöyle k :
Nastur çeteler asay ş bozuyormuş. Bunun ç n b r p yade ve
süvar fırkasıyla ted pler ne başlandığını, b r p yade fırkasının da
ht yat olarak o mıntıkada hazırlandığını, İng l zler n statü hattını
geçerek tayyarelerle kıtalarımıza hücum ett kler n , süvar fırkasından
da bazı zay atların olduğunu ve İng l zler, hareket durdurmazsak
lân-ı harp edecekler hakkında ült matom verd kler n , vaz yet n b r
harbe g tmek ht mal n Fevz Paşa anlattı.
140

Kend ler ne şunu sordum:


—Ordulara hareket daha önce neden b ld rmed n z?
İng l zler, ült matom vermeden sah ller m ze saldırıda
bulunsalardı Ege sah ller n teft ş hal ndeyken çürük gambotlarla, ben
dah fec vaz yete düşecekm ş m.
Fevz Paşa:
—Dah lî b r meselem z olduğu ç n daha önce ha
ber vermeye lüzum görmed k.
Ben:
—Ne d yorsunuz Paşam? Meselen n b r Musul ha
reket olduğunu hâlâ b r ordu müfett ş nden g zlemek s
t yorsunuz. Bu şe ben tay n etmek arzusuna karşı ver
d ğ m mantık cevapları da b l yorsunuz, demek. Ben, bu
harekâtın aleyh ndey m d ye bu ş benden sakladınız. Me
sele dah l b r ted p harekâtı olsa bu kadar büyük b r
kuvvete lüzum görülünce kumandanlarınıza ş n başında
haber vermek ve hatta onların mütalâalarını dah sormak
yer nde olurdu, f kr ndey m. İng l zler n ült matom ver nce
telâşa düşerekacele çağırmanız daha hoş b r vaz yet
doğurmuş değ ld r. Bana t matsızlığın bu halde, apaçık
del l d r.
Fevz Paşa, buna verecek cevap bulamadı. (İt madımız olmasa
s z terf ett rmezd k) g b b r gar be savurdu. Ben:
—Paşam,hang terf den bahsed yorsunuz!. İst klâl
Harb çer s ndek Garp Cephes 'nde k şer-üçer derece ter-
f ler n ze karşılık ben yalnız Kars'ın zabtı üzer ne fer kl ğe
terf olundum. Fakat ben, C han Harb ç nde L valığa harp
meydanında terf etm şt m. Ve bu müddet de doldurduğum
ç n yaptığınız terf ben m ç n mükâfat saymak haksızlıktır.
Bugün asgar müddet çoktan doldurduğum ve yıllardan
ber ordu komutanı olduğum halde terf ett rmemekl ğ n z
de bana karşı haksız olarak t mat göstermed ğ n ze b r de
l ld r. B lmekte hakkım olan şler de tekerrür ed p durmak
tadır.
Fakat bugün ç n yapılacak şey İng l zlerle harb n önünü
almakladır. Her tarafta her yer gezd m. Ve halkla her yerde temas da
ett m. Halk b tk n halded r. El nde avu-
141

cunda b rşey kalmamıştır. Sek z yıldır sürüp g tmekte olan harp


m llet uzun b r sulh zamanına müştak kılmıştır. Muul'u yen den harp
le almaya kalkmak yen den vatanımızı ve m llet m z per şan edecek
ve belk de felâket uçuruuna sürükleyecekt r. İng l zler bu sefer,
geçen yıl İzm r'e yaptırdığınız harp oyunundak end şeler tahakkuk
et recek yan İtalyanları üzer m ze saldırtacak ve kend s de f len
harbe g r şecekt r. Fransızlar da İst klâl Harb '-m zde uğradıkları
muvaffak yets zl ğ n n nt kamını almak ç n o zaman elde
edemed kler hedeflere yürüyeceklerd r. Fevz Paşa:
—İcap ederse, yen b r harb de göze aldık. Musul
b z md r. Madem k , sulhen verm yorlar; harben almak ç n
Gaz ısrar ed yor. Hükümet de bu f k rde. B zde muvaffak
olacağımıza şüphe yok. İcap ederse Musul değ l daha
uzaklara da g der z.
Ben:
—Demek, İzm r harp oyununda İtalyanların Ege sa
h ller ne çıkması esasında yan harp oyunları ka deler
ne uygun olmayarak mav -kırmızı yer ne apaçık İtalyan
ları düşman göstermen z, cabında bunu göze almış oldu
ğunuzu lân ç n b r göster ş m d ? Paşam, s yasî hata
lar üst üste yapılmıştır:
B r nc s , Musul ş Lozan Konferansı'nda hal olunma-yarak
sonradan sulhen hal kabul ed lm ş ve n hayet se Cem yet- Akvam'ın
hakeml ğ le karar ver leceğ tesb t olunmuştur.
İk nc s , h lâfet n lağvında acele ed lerek bu müessese havadan
g tm şt r.»
Karabek r, Musul'un şgal ve İng l zler n yen lmes yle M. Kemal' n
mparatorluğunu lân edeceğ kanısındadır.
Bu kuşkusunu Fevz Paşa'ya da anlatır.
Fevz Paşa. «b z m vaz fem z hükümet n emr ne taat r» der.
Karabek r, Fevz Paşa'nın D yarbakır'dak Kolordu Koutanı Cafer
Tayyar Paşa'ya (Eğ lmez) verd ğ son emr de öğren r. Bu son em r
şöyled r56:
142

(İcap ederse eşk yayı Londra'ya kadar tak p edeceuc1ğ z.)


Günlerden 18 Ek m'd r.
Mustafa Kemal, doğu gez s nden Ankara'ya dönmeked r.
Karabek r, M. Kemal Paşa'yı Ayrancı sırtlarında karuc1şılar.
M. Kemal, Karabek r'! görünce arabasını durdurur. Arabada
İsmet Paşa da vardır.
Karabek r, M. Kemal Paşa'ya :
—Paşa Hazretler ; b r harp tehl kes karşısında ol
duğumuzu ve. zat-ı sam ler ne dah arz ett ğ m mütalâala
rıma rağmen Musul Harekâtı'na başlamanın buna sebep
olduğunu öğrend m. Paşam, net ce felâket olur.
Mustafa Kemal, Karabek r' n sözünü keserek şunları söyler:
—Büyük M llet Mecl s 'n acele topladık. Söz m lle
t nd r!
Karabek r, bu konuşmadan sonra günlüğüne şu notan düşer:
«Artık kararımı verm şt m. Söz m llet nd r; söz m llet n, kabul!»
Karabek r, dört gün önce de M llî Savunma Bakanlığı bütün
kolordulara g zl b r em r yollamıştır:
1643 sayılı em rde, ordu müfett şler n n Bakanlıktan z ns z
gez lere çıkmamaları gereğ b ld r l yordu!
Karabek r, Al Fuat Paşa ve Rauf Bey'le de konuşuş ve
kararlarını verm şlerd .
Part kuracaklardı!
Şu satırlar Karabek r' nd r:
«Harp felâket n n önüne ancak Büyük M llet Mecl 'nde b r blok
hal nde görüneb l rsek durab l r z. Esasen Cumhur yet' n kökleşmes
ç n cabında b r part hal nde çıkmaya da karar verm ş
bulunuyorduk.»
143

ONYEDİ
«Ordu müfett şl ğ nden çek lmeden önce k m komuanlarla
kend ler yle b rl k olmaya kandırmak ç n çalıştıar. Bu b r yıl ç nde,
Cumhur yet n lânı, hal fel ğ n kalırılması g b şler m z, ortaklaşa
düzen kuranları b r rler ne daha çok yaklaştırdı ve b rl kte çalışmalara
yol açtı. İşe, s yasadan başlayacaklardı. Bunun ç n uygun zaman ve
fırsatı bekl yorlardı. S yasa alanındak ve orudak hazırlıklarını yeterl
görüyorlardı. Gerçekten- Rauf Bey ve benzerler part ç nde
sürdürmeye başladıkları durumlarıyla. Mecl s n d nlenme dönem ne
rastlayan zaanda m lletvek ller üzer nde ve yen seç mde başarı
kazanamayan İk nc Grup üyeler aracılığı le bütün yurta, ulusu b ze
karşı kışkırtmak ç n çalışmak fırsatını ele ett ler. Yurt ç nde b rtakım
g zl örgütler kurmaya ve g r ş mler yapmaya da başladılar»57
Kurtuluş Savaşı'na başlarken b rb rler ne bu kadar güvenen,
b rb rler ne bu kadar nanan k komutan araında güven duygusu
kalmamıştı.
Karabek r, kend s n n devre dışına çıkarıldığı ve ken s ne h ç
güven lmed ğ kanısındadır. Bu kanılar kuşkuara dönüşür.
M. Kemal de Karabek r' n kend s ne karşı komplo
düenled ğ nden kuşkulanmaktadır.
Erzurum'da b rleşen yollar Ankara'da ayrılmıştır.
Karabek r' n anlattığı olayları b r de Söylev'den zeyel m.
Atatürk d yor k :
«Hakkar bölges nde Nastur ayaklanmasını bastıraya
çalıştığımız b r sırada İng ltere hükümet de hüküet m ze kes n b r
nota verd .
İng ltere’n n kes n notasına b ld ğ n z b ç mde yanıt verd k, savaşı
b le göze aldık, şte Söz konusu ett ğ m z k ş ler, bu çet n günlerde,
b r yabancı devlet n b ze sal-dırab leceğ günlerde kend ler n n de
b ze saldırarak erek-
144

ler ne kolaylıklaulaşab lecekler kuruntusuna kapıldılar. Savaşa


hazır b r durumda bulundurmaya zorunlu olduk-, ları ordularını
başsız bırakıp, daha önce sevmed kler n söyled kler s yasa alanına
koştular.»
Atatürk, Söylev'de Karabek r' n ordudan ayrılmasını böyle
anlatır.
Olay M. Kemal Paşa'nın Söylev'dek tanılarına göre b r
«komplo» muydu? Yoksa Karabek r' n ler sürdüğü g b r savaş
tehl kes n önleyen hareket m ?
Bu soruya yanıt vereb lmek güç; güç değ l olanakız.
Gel n o zaman olayların akışını hem Söylev'den hem
Karabek r' n anılarından zleyel m:
Karabek r, Fevz Paşa'ya g derek ordudan ayrıldığını b ld rm ş;
Fevz Paşa, Karabek r'! kararından caydırmaya çalışmıştır..
Karabek r, anılarında Fevz Paşa'ya M. Kemal ve çevres le lg l
eleşt r ler n y neled ğ n ; Fevz Paşa'nın da kend s ne hak vererek
«ordudan ayrılma» ded ğ n yaıyor.
Evet; köprüler atılmış; güven duyguları yok olmuştur.
Karabek r. Fevz Paşamdan bütün bu olaylara karşı taır almasını
ster. Olup b tenlerden acı acı yakınır. Sert eleşt r ler yapar.
Fevz Paşa'ya «ordunun başı sıfatıyla susuyor ve daha fenası
b z h çe sayıyorsunuz» d ye s tem eder.. Kend durumundan yakınır;
«ordu müfett şl ğ em r zab tl ğ .vaz yet nde..» der.
Fevz Paşa'yı do «M ll Müdafaa Vekâlet de s z n ka-lem-
mahsusunuz hal nde» d ye eleşt r r.
Düşünce ayrılıkları güven bunalımına/güven bunaımları
kuşkuya; kuşku da duygusal tepk lere dönüşmüşür.
Evet, savaş başlamıştır.
Bu savaşta Kurtuluş Savaşı'nın başkomutanı le Douc1ğu
Cephes komutanı artık y ce karşı karşıyadırlar.

145
F.: 10

Komplo
Atatürk, Söylev'de Karabek r. Al Fuat Paşa le Re-fet ve Cafer
Tayyar Paşa'ların b r komplo düzenled kle kanısındadır.
Bu olayları ve duyduğu kuşkuları şöyle anlatır:
Söylev' n bu bölümünü bugünkü Türkçeye yapılan çev r s nden
okuyalım:
«Ş md sayın baylar, stersen z, s ze büyük b r «komplo» üzer ne
b lg verey m.
1924 yıl» Ek m' n n 26. günü geç saatlerde b r nc oru
müfett ş n n görev nden çek ld ğ n bana b ld rd ler. Müett ş Paşa'nın
Genelkurmay Başkanlığına verd ğ çek le d lekçes şudur:
Genelkurmay Başkanlığına
26.10.1924
B r yıllık ordu müfett şl ğ m sırasında gerek teft şle m sonunda
verd ğ m raporların gerekse ordumuzun yükelmes ve güçlend r lmes
ç n sunduğum tasarıların d kate alınmadığını görmekle üzüntüm ve
kaygım çok büyükür. Üzer me düşen görev m lletvek l olarak daha
çok göül rahatlığı le yapacağıma nandığım ç n ordu müfet şl ğ nden
çek ld ğ m b lg ler n ze sunarım efend m.
M ll Savunma Bakanlığına da yazılmıştır.
Kâzım Karabek r
Bu çek lme yazısının altında renkl kalemle şunlar yaılıdır:
«Çek lmes n uygun bulmadığımı b ld rd m. Düşünces nde
d rend . Yarın m lletvek ll ğ görev ne döneceğ n b ld rd .»
Bu satırların altında mza yoktur; ama Genelkurmay Başkanının
yazdığı anlaşılıyor. Daha aşağıda da kırmızı mürekkeple yazılmış şu
notlar vardır:
(Gelen rapor ve taşanların heps n görey m. Bunların hang
maddeler üzer nde neler yapılmış ve hang maddeler yapılmamış;
onları da dosyalattır da görey m.)
146

Bu notların altındak tar h 28 Ek m'd r.


Baylar, Kâzım Karabek r Paşa'nın raporları ve tasaıları
Genelkurmay'da lg l bölümlerde ncelenm ş, bunardan kabul ed l p
uygulanab lecek olanlar d kkate alınış ve uygulanmış d . Ancak
uygulanması devlet n gücü dışında bulunan ya da b l msel değer
olmayıp kend k uc1ş sel ve düş gücüne dayanan öner ler doğallıkla
d kkae alınmamıştı. Kâzım Karabek r Paşa'ya raporlar ve
taarılarından dolayı b r beğence ver lmes de gerekl göülmem şt .
30 Ek m günü de 2. Ordu Müfett ş Al Fuat Paşa'nın Konya'dan
geld ğ b ld r ld . Kend s n akşam yemeğ ne Çankaya'ya çağırdım.
Geç vakte kadar bekled mse de Pauc1şa gelmed . Kend s n
aratırken öğrend m k , Fuat Paşa'ı Ankara'ya gel ş nde Rauf Bey
karşılamış, Fuat Paşa M llî Savunma Bakanlığı'na uğradıktan ve k m
arkadaşlara da kısa görüşmeler yaptıktan sonra Genelkurmay Baş-
kanlığı'na g tm ş, b r süre Fevz Paşa le görüşmüş, çıarken de Fevz
Paşa'nın em r subayına şu kâğıdı bırakış :
Genelkurmay Başkanlığı Yüksek Katına
30.10.1924
M lletvek l görev me başlayacağımdan 2. Ordu müett şl ğ
görev mden bağışlanmamı saygı le d ler m efend m.
Ankara M lletvek l Al Fuat
Baylar, m lletvek ll ğ nden çek ld ğ n Mecl s Başkanığına
b ld rm ş olan Refet Paşa'nın da çek lme yazısını Rauf Bey' n ger
aldırdığını öğrenm şt m.
Atatürk, bu gel ş mlerden kuşkulanmış ve olaylara şu tanıyı
koymuştur:
Komplo!
Söylev’de «komplo olarak n telenen bu olaylara karc1şuc1ışu
önlemler alındığı anlatılır:
147

lk ş, Genelkurmay Başkanı Fevz Paşa'nın m lletek ll ğ nden


ayrıldığını TBMM başkanlığına telefonla b l rmes d r. M. Kemal Paşa,
bundan sonra k nc adımını atar. k nc adım, m lletvek l de olan
komutanlar Cevat Paşa, İzzett n Paşa, Al H kmet Paşa. Şükrü Na l
Paşa, Fahrett n Paşa ve Cafer Tayyar Paşa'lara ved telgraflar
çekerek, bu komutanlardan ya m lletvek ll ğ n ya da koutanlığı
seçmeler n stemek olur.
zzett n Paşa, Al H kmet. Şükrü Na l ve Fahrett n Paşalar,
orduda kalmak sted kler n b ld r rler.
D yarbakır'da bulunan 3. Ordu Müfett ş Cevat Paşa'-dan68
gelen yanıt oldukça sertt r:
— Yüksek k ş l ğ n ze karşı olan güven me ve sevg e nanmanızı
saygı le d ler m. Ancak, böyle b r yurt görev nden ved l kle çek lerek
ulusa ve seç m bölgem halkına karşı sorumlu ve suçlu duruma
düşmemekl ğ m ç n çek lmem gerekt ren nedenler n açıklanmasına
yükek buyruklarınızı saygıyla r ca eder m..
Aynı çer ktek ' b r telgraf da y ne D yarbakır'dak Ye nc Kolordu
Komutanı Cafer Tayyar Paşa'dan gelm ş r.
«1 — S z yüce Cumhurbaşkanına karşı besled ğ m saygı ve
sevg ye güven lmes n! r ca eder m.
2— Bu dak kada seç m bölgem halkı le görüşme
den yüksek öner n z kabul etmekl ğ m ben ulus önünde
sorumlu duruma düşüreb l r.
3_ Yurdun ve ulusun çıkarları m lletvek ll ğ nden he
men çek lmemes n gerekt r yorsa, kes n karar vereb lmek-
l ğ m ç n durumun aydınlatılmasını saygı le r ca eder m.»
M. Kemal Paşa ertes gün Cevat ve Cafer Tayyar Pauc1şalara
şu telgrafı gönder r:
«Komutanların m lletvek l de olmalarının orduda ve komuta
şler nde beklen len düzenbağı le bağdaşmadığı kanısına varılmıştır.
1. ve 2. Ordu müfett şl kler n n göevler nden çek l p Mecl se dönerek
orduları elver şs z b r zamanda başsız bırakmış olmaları bu görüşü
pek şt r şt r. Seç m bölgen z halkı, ordu düzenbağının esenl ğ
148

ç n vereceğ n z karardan kuşkusuz kıvanç duyar. Daha önce


yazıldığı üzere kararınızı b ld rmen z r ca eder m.»
Müfett ş Paşa
k nc adım da başarıyla sonuçlanmış; sıra üçüncü adımı atmaya
gelm şt .
Cevat ve Cafer Tayyar Paşalar, görüşler nde d ren rer.
Üçüncü adım atılır.
Üçüncü adım, Cevat ve Cafer Tayyar Paşaların oru le
l şk ler n n kes lmeler yd . Hemen bu şlemlere başuruldu.
Karabek r, anılarında, ordudan çek lme kararını «İng l zlere
•karşı Musul neden yle açılacak savaş» neden ne bağlar. Ve
komutanların ordudan çek lmes n n bu savaş tehl kes n önled ğ n
yazar.
M. Kemal Paşa da olayı ç s yasete dönük b r «komp» olarak
görür.
S yaset b r satranç oyunudur. M. Kemal, bu satranç oyununda
Karabek r' n «komutanların s yasetten ayrılmaı» takt ğ n Karabek r
ve arkadaşlarına karşı uygular!
M. Kemal, s yasal savaşı da kumanda eder.
M llî Savunma Bakanlığı, Karabek r ve Al Fuat Pa-şa'dan
görevler n yen komutanlara dev r etmeler buy- ruğunu ver r.
Ordudan ayrılan Karabek r ve Al Fuat Paşa hemen Mecl se
g rerler. Mecl ste o gün kend ler n b r sürpr z beklemekted r:
Mecl s başkanlığınca TBMM salonundan çıkarılırlar!
Karabek r, durumdan yakınır. TBMM'dek görev n yeğled ğ n ,,
bu nedenle yer ne atanan komutanı bekleme n «uydurma b r neden»
olacağını söyler.
M. Kemal' n yanıtı acı ve sertt r:,
«Ordumuzun (yükselmes ve güçlend r lmes ç n) taarılar
sunduğundan söz eden ve onlar d kkate alınmadıuc1ğı ç n (üzüntüm
ve kaygım büyüktür) d yen esk Mü-
148

fett ş Paşa, yurdun üçte b r n kaplayan koskoca b r orduu


gönlünün sted ğ -anda, beş satırlık b r yazı yazarak başsız
bırakmanın ne denl yeğn ve ordunun yükselt p güçlend r lmes
bakımından temel olan düzenbağını ne kertede bozucu b r davranış
olduğunu kavramış görünüyor. D kkate alınmadığını savladığı rapor
ve tasarılarıya yapamadığı ş ; devlet n kes n sürel b r nota aldığı ve
bundan dolayı olağanüstü toplantıya çağırdığı Mecl ste yapmaya
kalkıştığını ler süren Müfett ş Paşa, kend s g davranan
arkadaşlarıyla b rl kte, pek elver şs z b r zaanda, orduya ne kötü
kargaşa örneğ gösterd ğ n anamak stem yor.»
Karabek r, gereken dev r-tesl mden sonra TBMM'de-k görev ne
başlar. Ve arkadaşlarıyla b rl kte «Terakk perr Cumhur yet Fırkası»
adıyla b r part kurar.
Karabek r, anılarında bu oluşumu şöyle anlatır:
«Az sonra b z Terakk perver Cumhur yet Fırkası adıya Mecl ste
faal yet ç n resmen Dah l ye Vekâlet ne müracaat ed nce M. Kemal
Paşa da Halk Fırkası'nın başına Cumhur yet kel mes n koydurarak
Cumhur yet Halk Fırkası adını verd . 21 Kasım'da da İsmet Paşa
başvek ll kten, hastalığı bahanes yle st fasını verd . Yer ne Feth Bey
başvek ll ğe get r ld .
Ben, fırkanın l derl ğ ne, Rauf ve Adnan Beyler k nc l derl ğe, Al
Fuat Paşa da Umumî Kât pl ğe nt hap olunaak Mecl s önünde
hürmet ed lmes lâzım gelen b r fırka He se başladık»»».
Terakk perver Cumhur yet Fırkası nasıl b r part yd ? İdeoloj s
neyd ?
M. Kemal, o etk l ve hünerl konuşma b ç m (üslûu) le bu
soruları şöyle yanıtlıyor:
«(Part d nsel düşünce ve nançlara. saygılıdır) sözer n lke
ed n p bayrak g b kullanan k ş lerden, uzd lek ( y n yet) bekleneb l r
m d ? Bu bayrak yüzyıllardan ber , ^b lg s zler , bağnazları ve boş
nançlara saplanmış olanları aldatmaya kalkışmış k mseler n
taşıdıktan bayrak değ l m d ? Türk ulusu yüzyıllardan ber sonu
gelmeyen yıımlara, ç nden çıkab lmek ç n büyük özver ler steyen
150

p s bataklara, hep bu bayrak göster lerek sürüklenmem ş m yd ?


Cumhur yetç ve ler c oldukları sanısını vermek st -yenler n,
y ne bu bayrakla ortaya atılmaları; d nsel bağazlığı coşturarak, ulusu,
cumhur yete, lerlemeye ve ye leşmeye karşı kışkırtmak değ l m yd ?
Yen part , d nsel düşünce ve nançlara saygı' perdes altında (B z
hal fel ğ n yen den kurulmasını ster z. B z yen yasalar steme z. B ze
d n yasaları yeterl d r. Medreseler, tekkeler, b l s z softalar, şeyhler,
mür tler, b z s z koruyacağız; b mle b rl k olunuz! Çünkü M. Kemal
Paşa'nın part s ha fel ğ kaldırdı, müslümanlığı zedel yor, s z gâvur
yapaak, s ze şapka g yd recek) d ye bağırmıyor muydu? Ye part n n
lke ed nd ğ bu^ sözler, b r ger c haykırışlarla dolu değ ld r deneb l r
m?
(Part d nsel düşünce ve nançlara saygılıdır) k , Teakk perver
Cumhur yet Part s zlences en yaygın kafaarın ürünüdür. Bu part ,
yurtta can kıyıcıların, ger c ler n sığınağı ve dayanağı oldu; dış
düşmanların yen Türk Dev-let 'n , körpe Türk Cumhur yet 'n yıkmayı
öngören planarının kolaylıkla uygulanmasına yardım etmeye çalıştı.
Tar h; g zl amaçlarla düzenlenm ş genel ve ger c doğu
ayaklanmasının nedenler n nceley p araştırdığı zaman, onun öneml
ve bel rl nedenler arasında. Terakk perver Cumhur yet Part s 'n n
d nsel konularda verd ğ sözler ve doğuya gönderd ğ sorumlu
yazmanın kurduğu örgütler ve yaptığı kışkırtmaları bulacaktır.»
Karabek r, ordudan ayrılmalarıyla Türk ye Cumhur -yet 'n n b r
savaşa g rmes n n önlend ğ kanısındadır.
Şöyle yazar:
«Çok çet n mücadelelere ve ft ralara uğradık"0. Yaınımız mahv
oldu. Fakat yılmadım. Hak kat ve hürr yet uğruna ölümü de h çe
sayarak sonuna kadar d d şt m. Gerç ben ve arkadaşlarım sağ
kalanlar da çok çekt k. 44 yaşımda genç b r kumandan ve bütün
rütbeler n ateş altında ve m llet ç n feda etm ş olan ben ve emsal m
es tekaüt kanunu muc b nce tekaüde sevk olunduk. Tev f olunarak
İst klâl Mahkemes ne ver ld k. Ön beş yıl b r
151

düz ye tak p ve tac z olduk. Bütün bunlar çok acıdır. (..). S ne-î
m llete b z g rmekle (..) çok daha mesut ve baht yar olduk.
Karabek r, anılarını şöyle b t r r:
«Vatandaş,
M llet n hürr yet n tehl kede görürsen karşısındak k m olursa
olsun tek dağ başı mezar oluncaya kadar müadelene devam etmek
vaz fend r. Çünkü nsanlarda haat denen "şey n kıymet ancak
hürr yet led r.
Hür ol, es r yaşama!»
ONSEKİZ
«Çocuklarımın adını doğmalarından b rkaç yıl evvel koydum.
..Şarkta yet şt rd ğ m yet mler ç n yaptığım saat oyununda (âlet ve
sanat)'lı meden yet n k sembolü olarak (Hayat ve Emel) d ye
s mlend rm şt m. Bu oyunda sanatkârlar, kullandıkları âlet ve
çıkardıkları ş sey rc ere göstererek:
İşte hayat, şte emel Vatan ç n sağlam temel
derler. Bunu yaptığım zaman ç me b r h s geld : k çocuğum
olsa da b r ne (Hayat), b r ne (Emel) adı versem dem şt m»81.
Karabek r' n üç kızı var. Emel ve Hayat adlı k zler le T msal
Karabek r2.
Emel Karabek r, ölmüş; T msal Karabek r, babası ölüğünde yed
yaşındaymış.
Hayat Karabek r Feyz oğlu le konuşuyorum.
Hayat Hanım, bugün 63 yaşında. Babasını, babasının
arkadaşlarını, olayları, Erenköy'dek köşktek yaşantılaım, 30'lu ve
40'lı yıllan bugün g b anımsıyor.
152

1933 yılında köşk nasıl aranmış; babasının belgeler ve k tapları


nasıl götürülmüştü?
«Sabahley n çok erken, gürültülerle uyandık, k kareş b r odada
yatardık. Odadan çıkıp, ne oluyor d ye üç katlı evden aşağı nmeye
çalıştık. Her katın merd ven başında k tane pol s var. nemezs n z
d yor. Pek , annem babam nerede, d ye b r heyecanlandık. 'Sonra
annem, ge n çocuklar, ded . Gel n, b z buradayız. Bugün aşağı kata
nemezs n z. Babanın evrakını almaya gelm şler. Ev n ç pol sle dolu.
B r çuvala babamın k taplarının konulduğuu gördük... B r dolap vardı.
Gelenler dolap olduğunu anamazlardı. Babam en son bu dolabı açtı.
(Bak evlâdım, burada k taplar var. Han bunu göremem şsen, onun
ç ne de bak) ded . (Madem k her tarafa bakıyordun, bunun ç ne de
bak).
Gal ba .40 çuval kadardı. 40 çuvalı gözümüzün önüne aldılar
götürdüler. Annem, böbrek hastası. Yukarı kata. Aşağıda büfede lâcı
kalmış, kahvaltıdan sonra alacak. Hayır, aşağı kata nemezs n z..
Pek neden korkuyorsuuz?. B r kâğıt, b r k tap saklarsınız.. Belgeler
götürmüşer, 5 tane-k tabı kalmış 'babamın. O k tapları ararlarmış.
K tabın kaç tane basıldığını matbaadan öğrenm şler. 5 taes
muhakkak k b r yerlerde. Onu arıyorlar. Pol s mü-, dürü ısrarla
anneme sormuş. Annem bu 5 k tabı kend n n yaktığını söylem ş.
Pol s müdür (bu dev rde k tap-yakılır mı?) dey nce annem (nasıl
böyle konuşuyorsunuz^ S z heps n yaktıktan sonra, ben de yaktım.).
H çb r zaman bulamamışlar bu 5 k tabı.»
Karabek r, sürekl pol sçe zlen rm ş. Her gün. neree g tse, köşke
k m gelse, bunlar tek tek rapor ed l rm ş. Hayat Hanım'ın çocukluk
anılarında babasını zleyen s v l pol sler le lg l anıları, zaman zaman
üzüntüyle, zaman zaman da gülerek anlıyor zleyen pol sler .
Karabek r, Erenköy'dek köşkünde günler n nasıl geuc1ç r rd ?
Kızı Hayat Karabek r Feyz oğlu anlatıyor; ötek kızı T msal
Karabek r. Hayat Hanım'ın kızı İclâl Cankorel ve ben d nl yoruz:
153

«Sabah kalkar, j mnast k yapar. Kahvaltıdan sonra ben çalışma


odama çek l yorum) der. Muntazam odasında Yazar. Hatta b z çocuk
olarak çalışmasına engel olduuc1ğumuz zaman (ben m çalışmama
man olmayın, ş md anayamazsınız, ama bunları yazıp s zlere
bırakacağım. Bun-lar, s zlerden sonrak ler n şler ne yarayacak
dokümanardır. Ben zamanında m llet me asker olarak h zmet et m;
ş md de tar h m z yazarak bırakacağım) derd .
Her gün mutlaka keman çalardı. Klas k müz k, alaurka parçalar
da çalardı ama özell kle batî müz ğ paruc1çalarını sever ve
p yanoda b ze eşl k ederd . Annem de 'p yano çalardı. B rl kte batı
müz ğ nden parçalar çalarardı. Babam (ben b rçok sıkıntıya uğradım;
ben m en büyük şansım ve mutluluğum sen n g b b r s yle evlenm ş
olmam. B z kapımızı kapattığımız zaman dışarıdak üzünüler
dışarıda kalır, h çb r zaman dışarıdak üzüntüler çe ye sızdırmazdık)
derd .
B z, çok mutlu olarak ve - Allah'ın b r lütfü olaraktan -emekl olur
olmaz b z doğmuşuz, k z çocuk, para yok! Sıkıntılar ç nde b z
yet şt rm şt r. Annem n dedemden kaan b rkaç parçasını satıyorlar.
Ve babam, b r annen n bakacağı kadar b zlere bakmış.»
Pol s tarafından adım adım zlend ğ günlerde k mler gel rm ş
Karabek r' n köşküne:
«Cafer Tayyar Paşa.. Muayyen zamanlarda Al Fuat Paşa, Refet
Paşa, Rauf Orbay., esk yaver Rüştü Erkmen -korgenerald . Merkez
komutanıydı, asker elb ses yle çe-k nmeden gel rd -, Nevzat
Ayazbeyoğlu- felsefe öğretme yd - karşımızda otururdu.»
General Seyf Düzgören de yakın arkadaşıymış.
İzm r Su kastı:
Karabek r Paşa'yı en çok üzen olay, Atatürk'e karşı düzenlenen
İzm r su kastı neden yle tutuklanmasıymış. Kızı, o günler şöyle
anlatıyor:
154

«İsmet Paşa'nın çayına çağırıyoruz d ye Etl k'tek ev nden


almışlar İzm r’de Elhamra s nemasındak mahkeeye çıkıncaya kadar
tahtakuruları ç nde Emn yet Müürlüğünde yerde yatırmışlar.
Yukarıda b r pencere varış, o pencerey de dem rle kapatmışlar.
Pencerey de ç v lem şler. Yer ş ltes verm şler. Mahkeme başlıyor,
saon subayla dolu. Mahkeme başkanı Kel Al subaylara otuun d yor,
oturmuyorlar. Karabek r Paşa dönmüş, el yle şaret, etm ş,
oturmuşlar. Mahkeme olurken de uçaklar uçab lecekler en alçak
sev yeden uçmuşlar. (Karabek r suçsuz, Karabek r suçsuz) d ye
kâğıtlar atmışlar.
Beraatından sonra çok tezahürat yapılmış. Beraat ett ğ zaman
halk galeyana gelm ş»1.
İnönü Ağlıyor
Atatürk ölünce İsmet İnönü, bu yakın arkadaşına b r mektup
yazıp, b rl kte çalışmalarını önerm şt , sonrasını b l yorsunuz.
Karabek r, önce m lletvek l , sonra da TBMM başkanı oldu.
Hayat Hanım'a Karabek r' n yaşamındak bu devrey soruyorum;
anlatıyor:
«Atatürk'ün ölümünden sonra İsmet Paşa da ş md e kadar olan
haksızlıklardan rahatsız olmuştu k , telraf çekt . (Karabek r geçm ş
unutalım, bundan sonra esk den olduğu g b , k kıymetl arkadaş
olarak devam ett rel m) dey p babamı m lletvek l olarak Ankara'ya
çauc1ğırdı.. Babama İstanbul m lletvek ll ğ n verd kten sonra
bekled ğ çok yakın lg y İsmet Paşa göstermed . Meseâ, 2. Dünya
Savaşı günler nde babam ısrarla İsmet Pa-şa'dan randevu almak
ster; İsmet Paşa randevu vermez . Y ne b r gün Mecl s'te mecbur
oldu (Türkün Boğazı. Kars ve Ardahan belkem ğ d r; Türkler n
Ruslara vereceğ h çb r şey yoktur) ded ğ zaman da randevu sted
İsmet Paşa le konuşmak ç n. 11 gün sonra - h ç unutmam -
Amer kan gazeteler nde (Karabek r kılıcını tekrar kınında oynattı)
d ye yazı çıktıktan sonra İsmet Paşa, Karabek r'e (gel konuşalım)
ded .
155

Ve böylece, çevres nden uzaklaştırma, zleme, s n rme değ l de


(sana b r m lletvek ll ğ verd k orada otur) g b s nden b rşey oldu İsmet
Paşa'nınk de…..
İsmet İnönü, cumhurbaşkanıyken Karabek r' n köşküe h ç gelm ş
m yd ?
Hayat Karabek r Feyz oğlu:
«İsmet Paşa b z m köşke geld . İsmet Paşa, babamın
ölümünden sonra da köşke geld . Kardeş m n kızının düuc1ğününde
İsmet Paşa'yı davet etm şt m. Geld ; fotoğraflar çek ld . Paşa
«fotoğrafları get r n» ded . Ve ben İsmet Paşa'ya fotoğrafları
götürdüm. İçerde Şevket Süreyya Bey (Aydem r) var. Mevh be
Hanım haber yolladı. (Karabek r Paşa'nın kızı burada) ded .
Odaya g rd m, k z Kardeş m Emel le b rb r m ze çok benzerd k.
(Sen b r kerre hang s s n. Hayat mısın. Emel m s n?).. (Hayat'ım,
Paşam) ded m. Fotoğrafları verd m; memnun oldu.
(Şarta b rşey söylemek st yorum. S z n b ld ğ n z g b bazı şeyler
söylemek st yorum. Rahat edeceğ m bunları söylersem) ded .
(Annen bana kızgın öldü) ded .
Annem genç yaşta, 54 yaşında kaybetm şt k.
(Bütün geçm şler m ze rağmen baban bana kırgın değ ld . Belk
s z Karabek r' n bana kırgın olduğunu zanneders n z, ama Karabek r
bana kırgın değ ld . O anlamıştı herşey . İst klâl Mahkemes nde
İzm r'de suçsuz olduğunu, beraatı ç n ne kadar çok uğraştığımı
Karabek r de b l rd . Bazı had selerde O'nun tarafını tutmayışımın
sebeb n de kend s b l rd . Üzüldüğüm, annen n bana kırgın
ölmes d r. Ben sterd m k , bu hak katler , annene de söyley m ama
annen zamansız ve olmadık yaşta öldü.)
İsmet Paşa ağlıyordu. Ben de duygulandım.
(Bunları annene anlatmak st yordum. Olmadı. Annene
anlatmadıklarımı sana, Karabek r' n kızına anlatayım da rahat
edey m.)
156

O M. Kemal, Çağırtınca G d l r!
Karabek r, evde, Atatürk'ten nasıl söz ederd ? Kara-bek r' n
devr mler ne karşı mıydı?. Örneğ n la kl k, örneuc1ğ n g ys devr m
konusundak tavrı neyd ?
Bunları en y b lecek olan kızı Hayat Karabek r Fey-z oğlu'ydu.
(Mustafa Kemal ben m en y arkadaşım derd ). B z herşey
O'nunla anlaşarak yapmaya çalıştık. Aramızda anlaşamadığımız
noktalar olsa b le b rb r m z knaya çalışık.)
B z, çocuk olarak M. Kemal hakkında ler -ger lâflar ederd k.
Hoşlanmazdı. M. Kemal le Atatürk'ü k ayrı şah yet olarak görürdü.
M. Kemal' her zaman sevg ve sayıyla anardı.
(Daha sonra tar h boyunca göreceks n z, M. Kemal'
beğenmesek, sevmesek, b z O'nu kumandanımız yapar, başa get r r
m yd k?) derd . (Saydığımız, sevd ğ m z b r kumandanımızdı.)
Babam, Atatürk'ün çevres nden ş kâyetç yd .
S ze b r had ses n anlatayım:
Atatürk'ün çok hasta olduğunu. Dolmabahçe Saraı'nda çok ağır
şek lde hasta yattığını b l yoruz. R vayet olunur k (Karabek r'! get r n,
görüşüp helâlleşmek st orum) dem ş.
Bunu çok yakınındak ler, başında duranlar, sonradan babama
anlatmışlar!
Atatürk'ün ölümünden -önce babama k mse gel p de bunları
söylemed . Etrafındak eş, dost, akraba, (Paşa en şte, Paşa amca
Atatürk çağırtmış, g tt n z m ?) d ye sorarlardı. Babam (Atatürk
çağırmadı, g tmed m) derd .
Ben o zaman lkokulun dördüncü-beş nc sınıfındayım.
(Babacığım, çağırsa g der m yd n?.) d ye sordum.
(Çağırsa, s z n bu kadar haklarınızı el n zden almış, o o kadar
sıkıntılar çekm şs n z, b z m bütün çocukluğuuzu Erenköy'de menkup
(gözden düşen) b r vaz yette geç rtm ş k mse hastalığımda s z
çağırsa g der m yd n z?)
(G derd m kızım) derd .(G derd m. 'Çünkü o ben m
157

çok esk arkadaşımdı. Onun bana yaptıklarını o etrafının tes r yle


yapmıştır. O b z m st klâl Harb 'm z beraber yapığımız, sevd ğ m z
başkomutanımızdı. O b z m c hat ar-kadaşımızdı. O Mustafa
Kemal'd r, çağırılınca g d l r, be m en yakın arkadaşımdı. Ama
çağırmadılar. Çok y b yorum.)
Pek , Karabek r devr mler konusunda ne düşünürdü?
«Babamın Atatürk devr mler ne karşı olduğunu zanedenler n
hatası şurada: Babam devr mlere karşı değ l . Devr mler n heps n
kabul ed yordu: bütün devr mler de beğen yordu. Babamın t razı,
devr mler n yapılış şek ndeyd . Babamın arzusu, devr mler n lelebet
kalab lmes ç n tepeden nme değ l, zorla değ l, halkı eğ terek
yaılmasıydı. Devr mlere karşı değ ld . Yapılanlar zorla yaıldığı ç n
devr mler n yerleşmemes nden korkardı.
O yıllarda belk başka çare de yoktu.
Sanmasınlar k , Karabek r devr mlere karşıydı. Dev mlerden o
kadar ler s n düşünüyordu k , (50-60 sene k olmasın bunlar, lelebet
olsun) st yordu.
(Zorla yapılan, halkı eğ tmeden yapılan devr mler, ger teper)
derd . Korkusu buydu, ( mkânını bulunca, gee b z bunu yaparız, gene
bunu g yer z derler) derd . (Eler ne mkân geçse her tarafı kara
çarşaflılar alır) derd .
B z m ev m zde b r şç kadın vardı.. Kadın gel p g erken kara
çarşaf g yerd . B r kere babam (b r daha kara çarşafla gel rsen
yırttırırım o çarşafı., ya çarşaf g y-mezs n ya da çalışmazsın. Bu kapı
kapanmış olur sana) ded .
Ve kadına annem n mantosunu verd .
(Halka ben mset lmeyen devr mler tutmaz) derd . Buu
anlamayanlar (Kâzım Paşa reformlara karşı. Paşa çar-» saf g ys nler
derd ) derler, değ l. Halkı eğ terek reform yaılmalı derd . Olmazsa,
etk s kalmaz, şte bugün görüyouz. Babamın korkusu buydu. Her
taraf kara çarşaflı, Eyüp taraflarına g d n bakın!»
Karabek r la kl k konusunda ne düşünürdü? Evde ya da cam de
namaz kılar mıydı? Oruç tutar mıydı? çk çer m yd ?
158

Kızı anlatıyor:
«Babam (d ns z nsan olmaz) derd ., herkeste b r Alh nancı var,
herkes n b r d n var. En gel şm ş memleetlerde de., her neyse; d n ,
y yet şm ş d n adamlar» tarafından ele alınmasını sağlarsak -k
bunlar st klâl Saaşı'nda söyled ğ sözlerd r- d n m z de reforme olur.
(B r d n tamamen kaldırdık, la k olmak en güzel şey, h ç d nle
lg lenen yok. D n alanında y yet şm ş k mselerle d n h zet olsun. B z
bunu yapmazsak, en olmadık k mseler d ele alır ve kötü yollara
g der) derd .
Babam, Allah'a ve d ne nanırdı. Fakat d n b r koru şekl nde, b r
yobazlık şekl nde, sömürü aracı olarak do kabul etmezd . D ns z b r
nsanın her türlü kötülüğü yaab leceğ ne nanmış gerçek b r
müslümandı. Fakat her gün şunu yapacaksın, bunu yapacaksın d ye
şek llere karşıydı. Hatta çocukken devamlı olarak oruç tutmak
sed ğ m z zaman (okuyan b r k msen n devamlı olarak oruç-tuttuğu
zaman beyn n lüzumu kadar çalıştıramaz. S z. nancınızı, Allah'a
karşı bağlılığınızı v cdanlarınızda da ma hür tutun, tem z tutun ve
Allah'a olan nancınızı h çb r zaman kaybetmey n) derd .
(Herhang b r kötülüğü yapan, b r k mse de ben oruç tutuyorum
d yen - bunu çok söylerd -, ben namaz kılıyoum d yen, ben şunu
şunu yaparım, Allah ben affeder d yen., kat yyen böyle şeye
nanmayın) derd .
(B z m d n m zde böyle şey yoktur, lkönce kend v canınızla
muhasebe yapın) derd .»
Paşa, evde namaz kılmaz, oruç da tutmazmış!
Söyle düşünürmüş:
(Dürüstlükten, sağlamlıktan, sec ye kuvvet nden h çb r zaman en
ufak b r tav z vermey n; hakkınızı her yerde arayın ve nancınızı
kend doğrultunuzda, h çb r zaman tes r altında kalmadan, d n! ve
m llî nançlarınızı kend nandığınız ve güvend ğ n z şek lde devam
ett r n.)
Kızı Hayat Karabek r Feyz oğlu, babasının «demoks y
ben msem ş» b r nsan olduğunu, evde, herhang b r konuda herkes n
f kr n aldığını ve «a le nüves neyse bunu
159

büyütün, devlet de böyle dare olunur. Ben m f kr m buur. Ben


beğend m, bunu yaptım, a le ç nde de olmaz, devlet dares nde de
olmaz» d ye düşündüğünü anlatıyor.
Pek çk çer m ym ş?
İçerm ş, rakıyı h ç sevmez, şarap ve b ra çerm ş. Evde, sofrada
çocuklara ( ştah açar) d ye şarap verd ğ b le olurmuş. Emel ve
Hayat, 18 yaşlarına basınca « lk s garalarınızı ben vereceğ m» d ye
kızlarına s gara da ç r-m ş.
Eş İclâl Hanım başını örter m ym ş?
Hayır.
Harp Akadem s 'nde Tolstoy
Kâzım Karabek r, tt hat ve Terakk anılarında İstanbul'da Erkân-ı
Harp sınıflarında arkadaşı Seyf (Düz-gören)' n «Tolstoy'un sosyal zm
esaslarına uygun olarak yazdığı» d ye tanımladığı k tapların
Fransızcasını g zl ce Harp Akadem s 'ne get rd ğ n ve İsmet Bey
(İnönü) le b rl kte okuduklarından da söz eder84.
Kâzım Karabek r, lk gençl k yıllarından ber özgürük tutkusu le
s lâha sarılmış b r yurtsever subayıdır.
Abdülham d yönet m ne karşı g zl örgütler kuran, 31 Mart ger c
ayaklanmasına karşı Harekât Ordusunda yüz-.başı rütbes yle
Abdülham d' n Yıldız Sarayı'nı kuşatan, «cam lerle, muhafazakârlarla
asla yen leşme olamaz» d en, rt cayı en büyük suç sayan, Harp
Akadem s 'nde sosal st k taplar okuyan, «doğu ve batı uygarlığı
yoktur, b r tek uygarlık vardır» d ye düşünen, 1920'lerde M lâdî
tak me geç lmes n öneren, medreseler n kapatılmasını, arap
etk s nden kurtulunmasını steyen b r batılı aydın g b yauc1şayan,
okuyan ,yazan. Kurtuluş Savaşı'nın Doğu Cephe Komutanı nasıl
olur da «Pad şahçı, d nc , şer atçı paşa» d ye b l n r?
Buna önce kızları syan ed yor!
Karabek r, ne şer atçıdır, ne d nc , ne pad şahcı.
M. Kemal le Karabek r arasındak bu çatışmanın ne-
160
etenler n her devr mde yaşanan olağanüstü koşullarda aramak
gerek r.
Kızı Hayat Hanım, babası Karabek r' n «Demokras y
yerleşt remed k. tab k , b r devlet, b r kuruluş, b r dare yen şekle
g rerken b rçok sallantı da olacak. B zden çok ler g tm ş devletler
bunları yüzlerce sene önce yaşamışar. B z bu sarsıntıları ta baştan
geç rseyd k, demokras ş md ye kadar oturmuş olurdu» d ye
düşündüğünü anlaıyor.
ONDOKUZ
Tar h: 27 Mart 1945.
Yer: M llî Eğ t m Bakanlığı Bakan odası.
Odadak üç k ş der n b r tartışmaya dalmışlardır.
M llî Eğ t m Bakanı Hasan Al Yücel, İstanbul m lletek l emekl
General Kâzım Karabek r ve Prof. Dr. Enver Z ya Karal, Cumhur yet
ve Devr m tar h konularını tarışmaktadırlar.
General Kâzım Karabek r, Prof. Dr. Enver Z ya Karal tarafından
yazılan Cumhur yet Tar h k tabının hang kayaklara dayanarak
hazırlandığını sormaktadır.
Karal şu yanıtı vermekted r:
—En çok Atatürk'ün nutkundan ve Tar h Kurumu'
nun yayınladığı Tar h C lt IV'den, Genel Kurmay Harp Ta
r h Encümen Neşr yatı'ndan, gazete koleks yonlarından
ve nkılâp Tar h Enst tüsü'ne gelen ves kalardan yarar
landım.
General Karabek r, Prof. Karal'ın bu yanıtından sona şu yorumu
yapmaktadır:
—El mdek mevcut ves kalarla bunların benzerler
neşred lmed kçe Türk İnkılâp Tar h doğru dürüst yazıla
maz.
Bakan Yücel, Karabek r'e şu yanıtı vermekted r:
161

—- Cumhur yet Tar h , b r okul k tabıdır. Bu t barla nkılâbımızın


bütün tafs lâtını ht va etmez. Bu herşeyden önce anahatları
bel rtmek amacıyla yazılmıştır. Ves kalar neşred ld kçe etraflı b r
cumhur yet tar h yazılması ve yazdırılması da ma mümkündür.
Karabek r, yen den söz alır.
— Cumhur yet Tar h , çok çalışılarak yazılmış b r eserd r. Tar h
Kurumu'nun C lt IV'den z hn yet t bar yle çok ler olduğunu kabul
ed yorum. Ancak, k tapta nkıâbımızın esasları değ l teferruatları
yazılmış..
Karabek r, daha sonra, Kurtuluş Savaşı le lg l
deuc1ğerlend rmeler n yapar. Yücel. Karabek r ve Prof. Karal
arasında geçen konuşmalar b r tutanakla saptanır66.
Toplantılar, 30 Mart günü de sürer.
30 Mart 1945 günkü toplantıda Karabek r şu açıkamayı yapar:
«Ben ortada b r bolşev kl k temayülü görünce bunu yoketmek
ç n M. Kemal Paşa'nın b r Bolşev k Part s kurmasını ve bu surette
bu teşebbüsü zararsız hale get res n tekl f ett m. Kabul ett . Fakat
ordu mümess l olaak part de bulunmamı sted , reddett m. Çünkü
ordunun bu şle meşgul olmamasını st yordum.
Y ne bu sıralarda Celâlett n Ar f Erzurum'a geld . Esas
maksadının Erzurum'da b r kuvvet teşk l ederek Enver Paşa'yı
çağırtmak olduğunu sonradan anladım, İsmet Pauc1şa çok geç
olarak M. Kemal Paşa le Celâlett n Ar f Bey'n aralarının açık
olduğunu söyled . Celâlett n Ar f ve taaftan kırk mzalı sahte b r
telgraf le M. Kemal Paşa'yı tehd t etm şler. Ben müdahale ett m. M.
Kemal Paşa, Kâzım D r k'e bu kırk k ş n n eller n bağla Ankara'ya
sevk et dem ş. Ben m müdahalem le mesele tavazzuh ett .
Mustafa Kemal' n durumu çok zayıflamıştı. Kend s ne destek
olacak b r kuvvet, Topal Osman'ı ve kuvvetler n gönderd m»1.
Bakan Yücel. General Karabek r ve Prof. Karalarasın- dak
görüşmeler, 2 N san 1945 günü de devam eder. Ka-
162

rabek r, bu toplantıda da ler sürdüğü savlarla lg l açıkamalar


yapar.
Karabek r, 9 N san günkü dördüncü toplantıda şu göüşü ler
sürer:
«Nutuk çok yanlış ve tarafg raned r. Nutuk'ta daha z yade
teferruat üzer nde durulmuş ve esaslar kam len hmal ed lm şt r.
Ben m yakılan kırk k tabım ç nde b r de Nutuk'un hata ve sevap
cetvel adını taşımaktaydı. Bun-Ha Nutuk'un yanlışları b r b r
göster lm şt .»
Nutuk'a Yanıt
1945 yılından, d lersen z, kısa b r süre ç n ayrılalım ve 1927
yılına dönel m:
Atatürk. Nutuk'u. 1927 yılının 15-20 Ek m günler araında CHP
Kurultayında okumuş; Nutuk, lk kez 1927 yıında yayınlanmıştır.
Kâzım Karabek r Paşa. Nutuk'un lk baskısı üzer nde el yazıları
le notlar düşmüş ve «Hak kat m hver yahut hata-sevap cetvel »
başlığı le Nutuk'a yanıtlar verm şt r.
«(Osmanlı Ordusu her tarafta zedelenm ş)..
sözü doğru değ ld r. Şarktak ordu İran ve Kafkas
Azerbeycan'ında b rçok zaferler kazanarak oralara yerleş ş
bulunuyordu. Hatta Ş malî Kafkasya'ya b le hâk m olaya başlamıştı.
Mağlûp ve per şan olan F l st n'dek Yılırım Ordusu d . Az sonra
Musul, cenubundak ordu per uc1şan olmuştu.»
(Ordunun el nden esl ha ve cephanes alınmış ve alınmakta.)
Bu sözden, şarktak , adına Onbeş nc Kolordu namı ver len
Dokuzuncu Kolordu (4 fırkalı) müstesnadır. Ben s lâh vermed ğ m
g b İstanbul dah l nde olduğu halde d uc1ğer kolorduların da el nden
s lâh ve cephaneler alınmıordu.»
(...)
(Ben İstanbul'dan neyf ve ted' b maksadıyla Anadolu'ya
gönderenler...)
163

kaydında, bana Anadolu'ya geleceğ n vaad ett ğ halde neden


önce Konya’dak ordu müfett şl ğ ne (kend harp ett ğ ordu bak yes )
tay n olunduğu halde, hastayım, terf ster m d yerek kabul
etmed ğ n n hak k sebeb n yazıyor. Sebep, hâlâ İstanbul'da Harb ye
Nazırlığını alarak kalmaya çalışması ve Pad şah Vahdett n'e damat
olmaya uğraşmasıdır. (...) N tek m Konya'ya g tmey kabul etme nce
oraya y ne F l st n'de ordu komutanı bulunan Mer nl Cemal Paşa
gönder ld 81. Bu vaz yette M. Kemal' n de ben m mıntıkama
gelmes n bazı arkadaşlarımız ısrarla kend ler nden r ca ett ler. Hâlâ
İstanbul'da Harb ye Nazırığı le uğraşmasını artık bütün muh t
ayıplıyordu. Gel ded ğ g b şarka gelmek hususunda hâlâ ısrar
ed yor d ye zamanın r cal ve Pad şahı ben m kazıma uymayan M.
Kemal' zorla gönderm ş oldukları anlaşılıyor k , kend ler ç n elîm b r
vaz yett r.»
(..). M. Kemal Paşa, t lâf Devletler yle başa çıkamaacağımızdan
m llî mücadeleye taraftar değ ld . Ben m (tek dağ başı mezar
oluncaya kadar ya İst klal, ya ölüm) tek f me del l k d yordu.»
(...)
14. sayfada m llî teşk lât ve m t ngler n kend tam m le
yapıldığını anlatmak st yor. Halbuk , kend ler Samsun'a çıktıkları 19
Mayıs'da bu tam m yapmaları cap ederd . On gün sonra tam m
etmes n n sebeb ne olab l r? (Ver ğ m tal mat üzer ne her yerde
m t ngler yapılmaya başandı» d yorlar. Halbuk , Erzurum'dak m t ng
18 Mayıs'ta yan M. Kemal Paşa daha Samsun'a çıkmadan önce
yapırmıştım. Trabzon'a gel nce burası M. Kemal' n tam m nen sonra
da yapmamıştır (..) asabî m zaçlı olan halkın m t ng net ces nde
Rumlara saldırması tehl kes nden korutmuştur:»
Karabek r, Nutuk'a düştüğü notlarda Atatürk'ün Kuruluş
Savaşının başında «Amer kan mandası» ve «bol-şev kl k lânını»
çözüm olarak düşündüğünü de yazmış!11"
M. Kemal, Karabek r' n bu savlarına el yazıları le tutuğu notlarda
şu yanıtları ver yor:
164

Yıldırım Ordularının savaşta ger çek lmek zorunda kaldığı


savına karşılık:
«S: 37'de 7. Ordu hakkındak sözler yalandır. Kata sırtlarındak
muharebey yapan 7. Ordu'dur. 2. Ordu oradan Adana haval s ne
nak l olunmamıştır.»
«S: 38 (1 Eylül’de taarruz edecek düşman bulamayan İng l zler.»
Yalan! İng l zler 7. Ordu tarafından mağlûp ed ld kler ç n
durduruldular. Aks takd rde n ç n Adana'ya karşı yüümeyeceklerd r?
Bolşev kl k le lg l savlara verd ğ yanıt:
«S: 54.. Bolşev kl k... çok alçakça uydurmak sted uc1ğ b r
h kâye (bana yapıştırmak st yor).
«S: 76.. (Bu da Anadolu'da selâh yet sah b g b görünen b r
s manın bolşev kl ğ n lânı le mümkün olur...) herzes yle de ben
murat ed yor.»
Anadolu'ya geç ş le lg l savları:
«S: 46-49 (11 N san cuma günü) ben z yaret . Başan yalan,
sonradan uydurma ve b r t yatro parçası.
İzm r’ n şgal üzer ne düzenlenen m t ngler le lg l savları:
«İzm r’ n şgal (15 Mayıs 335) ç n m t ngler ben em r verd kten
sonradır. O zamana kadar hatta ondan sonra da Trabzon yaptırmadı.
Prof. Koral: «Karabek r' n İddaları Dayanıksız»
Yen den 1945 N san ayına dönüyoruz:
M llî Eğ t m Bakanlığındak bu tartışma Ve değerlen rme
toplantılarından sonra Prof. Karal, General Karaek r ve Bakan Hasan
Al Yücel'e görüşler n b ld r r.
Tutanağı olduğu g b yayınlayalım:
165

«Enver Z ya Karat'ın, General Kâzım Karabek r Paşa'ya


cevapları
General Kâzım Karabek r' n tenk tler n n Özü.
General Kâzım Karabek r «Cumhur yet Tar h » tenk tr n ,
b t rd kten sonra sayın Bakan Enver Z ya Karal'a, tenk tler üzer ndek
düşünceler n söylemes ç n z n ver . Enver Z ya Karal da tenk tlere
şöyle cevap verd :
Sayın General n tenk tler n dört ana düşünce etraında toplamak
mümkündür:
1— Olayların ps koloj k zahlarının hatalı oluşu.
2— Olayların seyr nde k tar hî s manın bel rt lerek
d ğerler n n s l k göster lmes veya h ç göster lem ş olması.
3— Olayların, gerçeğe h ç de uymıyan b r şek lde
s steml yapılmış bulunması, tar hî kr t ğe h ç yer ver lmem ş
olması.
4— Cumhur yettar h n n yazılmasında esas olan
nutkun yanlışlar le dolu olması ve esastan z ade teferruatı ht va
etmes .
Bu düşüncelerden b r nc s n ele alalım.
Sayın General ps koloj k zahtan bahsederken en çok şunu
bel rtt ler: «Mustafa Kemal genel harb n sonunda orduları yen lm ş
mağlûp b r generald r. Pad şaha barış yapılması ç n telgraf çekm şt r.
Halbuk Anadolu'nun douc1ğusundak ordular ve komutanlar
yen lmem şt r. Bu t arla yen lm ş b r komutanda yok farzetmem z
gereken savaşmak stek ve heyecanı mağlûp olmıyan komutanda
vardır.»
Sayın General n bu zahı gerçeğe uymaz. Çünkü mağûp olan
ordu, tek başına yaşayan mücerret b r onay deuc1ğ ld r. Bu ordu b r
devlet n ordusu. Böyle b r ordunun bauc1şında ve ç nde bulunmıyan
ve dolayıs yle yen lmeden kend s n sorumlu saymıyan komutanlar
da müteess r olur. Bu t barla Anadolu'nun doğusunda bulunan ordu
komuanlarının Mustafa Kemal'den daha az müteess r olma-
166

ları güç kabul ed l r. Kaldı k b r ordu komutanı yalnız başında


bulunduğu ordunun mukadderatı le lg l değ l-d r. Komutan mensup
olduğu m llet n bütün ordular yle yaından alâkalı olmak gerekt r.
Komutanlık ödevler bunu emreder. Madem k bu böyled r. Mustafa
Kemal' n yen en ordularının yarattığı yen şartlar bütün ordu
komuanlarına kabul ed l r. Zaten bu şartların General Kâzım
Karabek r tarafından kabul ed ld ğ de aş kârdır. Çünkü Mondros
Mütarekes mzalanırken General, mütareke malanmasın d ye b r
t razda bulunmuş değ ld r,
Mustafa Kemal' n pad şaha sulh yapılması ç n çek ğ telgraftan
b r yıl önce Enver Paşa'ya verd ğ b r raorda harb n kaybed ld ğ ve
sulh yapılması gereğ n müafaa ett ğ n de b l yoruz. Paşa mkânların
B r nc C han Savaşı'na devam edem yeceğ m z gördüğü anda sulh
yaılmasını tekl f etmes tab d r. Fakat onun kafasında ve yüreğ nde
bu sulh memleket n şgal n ve m llet n esare n tazammun etmez. Bu
sebepled r k Paşa, Mondros Mü-tarekes 'n n şartlarına t raz etm ş ve
m llî mücadelen n başına geçm şt r. Eğer Mustafa Kemal'de
savaşmak arusu ve haksızlığa karşı syan temayülü olmasaydı; bu
yola yaptıklarını zah etmek mümkün değ ld r.
Bu düşüncelere dayanarak General Kâzım Karabek r'- n
Cumhur yet tar h nde ps koloj k zah hatası d ye ler sürdüğü f kre
şt rak edem yoruz.
2 — Olayların seyr nde k tar hî s manın bel rt lmes , d ğerler n n
s l k göster lmes veya h ç göster lemes .
General Kâzım Karabek r, Cumhur yet tar h nde olayarın Atatürk
le İnönü etrafında toplandığına ve nkılâp tar h m z n seyr nde
onlardan başka daha pek çok k men n emekler olduğu halde bu
c het n şaret ed lmed ğ ne t raz etmekted r.
Buna cevabımız şudur:
Yazılan tar h devlet tar h d r. Tar h olaylarının devlet bakanları
etrafında top.'onması bütün devlet tar hler nde göze çarpan b r
gerçekt r. Bu aynı zamanda b r metod
167

meseles d r. Klâs k b r ders k tabında b r olayın bütün


kahramanlarını saymak mkânı yoktur. Bu mkânsızlık ders k tabının
anon m olmasını gerekt r r. Kaldı k Türk nkılâında Atatürk le İnönü
arasında mevcut ülkü ve şb rl ğ o kadar kuvvetl ve yapıcıdır k bu
hususta ısrar etmek ta h gerçeğ n bel rtmekten başka b r şey
değ ld r.
3— Olayların gerçeğe uymıyacak şek lde s steml
yapılması ve tar h kr t ğ ne yer ver lmem ş olası.
General Kâzım Karabek r' n bu hususta yaptığı t raza cevabımız
şudur: ders k tabının yazılmasında özel b r me-tod vardır. Bu tar h
kr t ğ ne yer vermez. Tar h ders k taı olayları s stemleşt rd ğ takd rde
ancak büyük b r devr kısaltarak alab l r. Zaten tar h ders k tabından
maksat öğrenc lere tar h hak katler n daha z yade yapıcı cepheer le
ve sonuçlar yle öğretmekt r. Bu t barla, tar h ders k tabında olay
hercümerc n -kr t ğe tâb tutarak ve kısalt- mıyarak yazmak, maksat
ve metodu feda etmekten başka b r net ce doğuramaz. "
4— Cumhur yet tar h n n yazılmasına esas olarak
alınan «Nutkun»hatalı ve yanlışlarla dolu olası.
General Kâzım Karabek r' n bu hususta ler sürdüuc1ğü
düşünceler kabul etmemekte mazuruz. Çünkü hata ve yanlış olarak
gösterd ğ şeyler n gerçekten öyle olduklaını tevs k edecek del ller
yoktur. Her ne kadar M. Keal' n manda f kr ne taraftar olduğunu
nutkun bazı sa-tırlar yle sbat etmek sted lerse de, bu satırların
gerçek mânâsı h ç b r tefs re tahammül edem yecek kadar açıkır ve
bu mânâdan da General n çıkarmak sted ğ net ce çıkmamaktadır.»
168

YİRMİ

Az z Kardeş m Mahmut Esat Beyefend ; İzm r Mebusu

5.4.934

31.3.1934 tar hl mektubunuzu büyük b r saygı le aldım ve


okudum. Erzurum'dan t baren tuttuğum hatıra defter nden sual n ze
temas eden kısmı aşağıya aynen yazmakla emr n z fa etm ş
oluyorum, zannındayım.
Hatıra defter m n o mevzua a t olarak kaydett ğ sa- tırlar
şunlardır:
20 Temmuz 1335 (1919)
Bugün M. Kemal Paşa le öğle yemeğ nden sonra baı meseleler
hakkında müzakerelerde bulunduk. Kongre n Temmuzun 23. günü
açılmasını muhakkak sayıyoruz. Müzakeren n sona ermes nden
sonra y ne kafamdak her vak tk sab t f kr harekete geçm ş olmalı k .
y ne b r fıratını get rerek:
—Paşam, muvaffak olacağınıza nanıyorum. Bu ka
naat m kat d r. Bunun ç n emr n z altında bulunuyorum.
Refakat n zde sonuna kadar çalışmaya ve gereğ nde öl
meye az m ve yem n etm ş bulunuyorum. Arkadaşlarım
da bu nan ve manı muhafaza ed yorlar.
Aramızda herşey görüştük. Görüşmeye de devam ed oruz.
Fakat, muvaffak yet takd r nde.k bundan şüphem yok, hükümet şekl
ne olacak?
D ye b r kere daha sordum. Ve lâve ett m:
—Muhakkak k . mevcut şeklî hükümet bu memleke
t n refah, saadet ve terakk s ne kâf gelmeyecekt r. Baş
ka b r hükümet şekl arayıp bulmamız lâzım geld ğ ka-
naatındayım.
Paşa, devamlı b r şek lde ben m bu nokta üzer nde
dolaşmamdan usanmış olacak k gülerek ve fakat katî fades n
vererek:
—Açıkça söyley m:Şeklî hükümet zamanı gel nce-
cumhur yet olacaktır.
169

Ded . Çok sev nçl y m. N hayet, bütün kat yet ve c d yet le


Paşa'ya bunu söyletm ş bulunuyordum. Bu saırlarımı yazarken
gözler mden adetâ sev nç yaşları bouc1şanıyor.
Mustafa Kemal'e nanıyorum; muvaffak olacağına naıyorum,
ded ğ n yapacağına nanıyorum ve ..ben ş m den Cumhur yet
rej m n n başladığını kabul ed yorum. Üst tarafı resmî ve f lî tatb kat
ve n hayet zaman mesees ; Allah o günü bana gösters n.»
Muhterem Mahmut Esat Beyefend ;
Hatıratım arasından sual n ze temas eden noktayı şte böylece
s ze nakletm ş bulunuyorum.
Dersler n zde az z gençl ğe ve büyük m llet me çok
büyük h zmetlerde bulunduğunuza em n m. Muvaffak yet
ve h mmet n z n devamını kalpden d ler, hatıratımdan na
k l ve arzett ğ m veçh le hükümet n Cumhur yet olacağını
20 Temmuz 1335 günü Erzurum'da öğrenm ş bulunduğu
mu b ld rerek gözler n zden .öper m.Mazhar Müf t»
Esk Adalet Bakanlarından Mahmut Esat Bey (Bozurt) b r gün
Atatürk'e başvurur:
— Paşam, Ün vers te'de İnkılâp dersler nde okutmak Özere
tarafınızdan (Cumhur yet) sözler n lk önce nerede, ne şek lde ve
k mler arasında telâffuz buyurduğunuzu öğenmek st yorum.
Atatürk, Mahmut Esat Bey'e şu yanıtı ver r:
— Bunu Mazhar Müf t Bey'den öğren n z. O, günü gününe bütün
had seler not etm şt r.
Mahmut Esat Bey de bu yanıt üzer ne Mazhar Müf t Bey'e
(Kansu) mektup yazarak Atatürk'ün Cumhur yet sözcüğünü lk kez
nerede ve nasıl kullandığını sorar.
Mazhar Müf t Bey de o tuttuğu günlüğe bakar ve yaıtını ver r:
20 Temmuz 1929 günü Erzurum'da!
Mazhar Müf t Bey, B tl s val s ken Damat Fer t hüümet nce
görev nden alınıp hakkında tutuklama kararı çıkartılmış; Mazhar
Müf t Bey de Erzurum'a geç p M. Keal ve arkadaşlarına katılmıştı.
170

O günden sonra hep Atatürk'ün yanında olmuş, görükler n ,


duyduklarını günü gününe saptayan günlük tutuştu.
Mazhar Müf t Bey, M. Kemal Paşa'nın Erzurum Konres 'n
açarken yaptığı konuşmanın sonunda şu sözlere yer verd ğ n yazar:
«En son olarak n yazım şudur k . Cenâb-ı Vac bü'l-Amal
Hazretler , Hab b- Ekrem' hürmet ne, bu mübarek vatanın sah p ve
müdaf ve d yabet cel le- Ahmed ye'n n lâyevn lkıyâme- har s-
estakı olan m llet- nec bem z ve makam-ı saltanat ve h lâfet-
kübrâyı masun ve mukadesatımızı düşünmekle mükellef olan
heyet m z muvafık buyursun.»
Mazhar Müf t, bu konuşmayı yadırgayarak Paşa'ya n ç n böyle
b r konuşma yaptığını sorar.
«..Kongre akşamı Paşa'ya
—Erzurum, nutkunuzun sonunu müftü efend n n duası g b
b t rd n z.
Ded m. Bu tarz konuşmamı hoş gördüğü ç n sadece güldü ve:
—Maksadını anlıyorum, anlıyorum amma ş md va
z fem z halkı, vatanı ve es r pad şahı kurtarmaya nandır
maktan barett r.
Cevabını verd ve lâve ett :
—Zamanında h çb r şey kaçırmamak ve zamansız
h çb r şeye uzaktan yakından tevessül etmemek başlıca
d kkat m z teşk l etmel d r70..
Bu sözler, 'Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'nda zled ğ tak kler
anlatıyor.
Mustafa Kemal, b lge ozan Ceyhun Atuf Kansu'nun o ünlü dey ş
le «Kurtuluş Savaşı ustası»dır.
L der, uluslararası delegeler , ç ve dış koşulları, çe şk ler , askerî
ve s yasal koşulları zamanında ve yer nde saptayan ve amacına
adım adım ulaşan önder nsan deekt r.
M. Kemal, Kurtuluş Savaşı'nın başında lân etmey düşündüğü
Cumhur yet b r «ulusal g z g b v cdanında»
171

saklamış ve düşünceler n aşama aşama gerçekleşt rm ş r.


Bugün çel şk l g b görünen konuşmaları ve zaman zaman
uyguladığı s yaset böyle yorumlayab l r z. M. Keal Paşa. bu s yaset
b r ulusal g z g b v cdanında sak- lamasaydı; bu amaca ulaşması
güçtü. Belk de olanakızdı.
Atatürk'ü, yakın s lâh ve düşünce arkadaşlarından ayıran özell k,
üstün l derl k yeteneğ ve bu yetenekle oluuc1şan takt kler yd .
M. Kemal o günlerde k suçlama le karşı karşıyaydı:
Bolşev kl k ve d ns zl k.
şgalc emperyal st orduları ve İstanbul hükümet . M. Kemal'e ve
arkadaşlarına karşı bu k s lâhı kullanıyorardı.
Damat Fer t Kuvay M ll yec lere « syancılar» adını taıyor;
« syancıların bolşev klerden yardım aldıklarını» le sürüyor; Sultan
Vahdett n de M. Kemal ve arkadaşlarıın «bolşev kden başka b rşey
olmadıklarını» söylüyordu71.
Batı basını da M. Kemal ve arkadaşlarının «bolşev k» oldukları
kanısındaydı. The New York T mes' n 11 Mart 1919 günlü yorumu
şöyleyd :
«Türk m ll yetç l ğ n n tamamen ortadan kalkmakta olduğu
günlerde şurada burada dağınık halde bulunan İt hatçıların tek
umudu bolşev zm n ülkeye yayılmasıdır. Türkler, bolşev zm n kt sadî,
sosyal ve s yasî doktr n nden ve prat ğ nden b rşey anlamazlar. Fakat
bolşev zm n doktr ner yanını b r tarafa bırakarak onu yalnızca b r
yağma katl am b ç m olarak kabul edersek bu şlerde yüzyılların
tecrübes ne sah p Türkler n bolşev zm kolaylıkla ben ms yecekler n
söyleyeb l r z»72.
ABD, Van ve Trabzon ller n de ç ne alan b r Erme stan
kurdurmaya çalışıyordu.. ABD ve İng ltere arasında Trabzon ve
çevres nde b r Ermen devlet kurulması dört lde de Kürt devlet
kurulması ç n anlaşma da yapılmışı.. İng l zler, Karaden z bölges nde
ayrıca b r Lâz stan devlet kurup, bu devlet de Ermen mandasına
bağlamak st yorlardı78.
172

İng l z g zl belgeler nde «İstanbul'dak Kürt kulübü başkanı Sa d


Abdülkad r le Par s'dek Kürt deleges Şer f Paşa'nın em rler nde
oldukları» yazılmaktaydı74
Bu bolşev kl k ve d ns zl k suçlamalarına Açıksöz Alemdar ve
Peyam-ı Sabah gazetes de katılıyordu. Peam-ı Sabah gazetes nde
Kürt 'Teal Cem yet 'n n şu b l r s yayınlanmaktaydı:
«M ll c örgüte aldırmayın. Bunlar, bolşev kler n kaasını taşıyan
yurtsuz serser lerd r»71.
Mustafa Kemal' n karşısında İng l z g zl st hbarat örünü,
Amer kan hükümet , Ermen ve Kürt örgütler yle Pa şah, H lâfet,
d nsel bağnazlık, ç ayaklanmalar ve s yaal çek şmeler g b engeller
ve sorunlar vardı.
M. Kemal' kaygılandıran b r başka gel şme de Enver Paşa'nın
Sovyetler'le olan yakın l şk s yd . M. Kemal, Saarya Savaşı'nda
yen lse, Len n, Enver Paşa'yı müslü-manlardan oluşan b r
«kızılordu» le Anadolu'ya göndereekt .
Hal fe ordusu, Kuvay M ll yec ler n d ns z olduklarını yayıyor;
Düzce ve Hendek'te ayaklanan ger c ler, şeh t et kler Yarbay
Mahmut Bey' n cenazes n «bolşev kt r» d ye kıldırmıyorlar; aynı
günlerde Bolu Mutasarrıfı Osman Kad de M. Kemal ve arkadaşlarını
«devlet düşmanımız olan Moskoflardan çıkmış, şer ata karşı ve
kanuna aykırı göüşe kapılan bolşevîkler» olarak suçluyordu77.
Bu darboğaz, ancak M. Kemal g b b r l der le aşıab l rd .
L derler koşullar yaratır.
O koşullarda ulusal kurtuluş yolu ancak b rleşt r c b r komutan
ve s yasal l der tarafından ç z leb l rd .
Bu l der de M. Kemal'd .
H lâfet orduları, İng l z g zl serv s n n Kürt aş retler He g r şt kler
komplolar, ç ayaklanmalar, emperyal st devetler n Türk ye üzer ndek
oyunları, Ulusal Kurtuluşun anak M. Kemal çapında b r l der
tarafından yönet lmes n gerekt rmekteyd .
Bu savaşın yürütülmes nde de elbette s yasal takt kler
'Uygulanacaktı.
173
M. Kemal ve arkadaşları İstanbul hükümet nce «d ns zl k ve
«bolşev kl k» le suçlanıyorlardı. M. Kemal, bu propagandalara karşı
önlemler n almak zorundaydı.
Şu sözler M. Kemal Paşa'nın karşıtlarından Rauf Or-bay'ındır:
«M. Kemal Paşa mücadeleye açmasaydı bu memleket
kurtulamazdı. Anadolu'nun tehl keye düşen yerler nde, Batı'da,
Doğu'da ve Güneydoğu'da başlayan ve b r yurtsever düşüncen n
mahsulü olan zayıf f l mukavemet hareketler , her b r ayrı ayrı
kolayca bastırılab l rd »™
Atatürk, Söylev'de yakın çalışma arkadaşlarıyla sonadan
yollarının n ç n ayrıldığını şöyle anlatır:
«Ulusal savaşa b rl kte başlayan yolculardan k m le , ulusal
yaşamın bugünkü cumhur yete ve cumhur yet yasalarına değ n
uzanan gel şmeler nde kend düşünce ve ruh yapıları kavrama sınırı
b tt kçe bana d renmeye ve karşı çıkmaya başlamışlardır. (..
Bu son sözler m özetlemek gerek rse d yeb l r m k , ben, ulusun
v cdanında ve geleceğ nde sevd ğ m büyük ge şme yeteneğ n , b r
ulusal g z g b v cdanımda taşıyarak yavaş yavaş bütün
toplumumuza' uygulatmak zorundayım.»
Sanıyorum k , Atatürk'ün bu sözler M. Kemal - Karaek r
çatışmasını yeter nce açıklıyor.
Karabek r, yaşamının her dönem nde lt caya, d nsel ger c l ğe
hep karşı çıkmış; 31 Mart ger c ayaklanmasının bastırılmasında
etk n rol üstlenm şt r. Karabek r, 1933 yıında toplatılıp yakılan «İst klâl
Harb m z n Esasları» adlı k tabında rt cayı «ulusal tar h m z
lekeleyen ve m llî bünem ze acı veren olaylar» olarak tanımlamış,
pan slâm zm ve pantürk zme hep karşı çıkmıştır79..
Kâzım Karabek r, lk TBMM'n n açılışında yapılan d nel törenler
de şöyle eleşt r r:
«Tar h m zde bu kadar koyu b r taassupla, d nî mera mle h çb r
mecl s açılmamıştır. Fetvaları tak p eden bu muazzam ht faller
acaba yer yer başlayan ayaklanmaara karşı b r s gorta mı olacağı
düşünüldü? Ne olursa olun, nançla taassubu M ll Mecl s' n
başlangıç gününde
174
ayırmak daha ht yatlı olurdu. Yan ne cuma gününü seçeye ve
ne de bu kadar velveleye lüzum yoktu. Güzel b r dua y tes r
yapab l rd . Göster len bu taassubun devamı mümkün
olmayacağından aks tes r daha tehl kel olab r»80.
Bu nançdak b r nsan «şer atçı, pad şahçı, d nc » olab l r m ?
İht lâl evlâtlarını yer!
Bu değ şmez kuraldır. Mustafa Kemal - Karabek r çaışmasının
nedenler n bu ht lâl yasasında aramak doğru olur.
Ulusal kurtuluştan sonra k komutanın yollan ayrıır.
M. Kemal köktenc yöntemlere başvuran devr mc ; Karabek r se
devr mler demokrat k yollarla ben msetmek steyen b r evr mc d r!
Devr mc ler köktenc olurlar, devr mler n sarsıcı topumsal
etk ler nden, çek nen evr mc ler de demokrat göünürler.
Devr mc ler ve evr mc ler n yolları b r yerde çatışır, b r yerde
b rleş r.
Evr mc ler, bu toplumsal çatışmalarda zaman zaman karşı
devr mc ler n kurdukları tuzaklara da düşeb l rler.
Her devr m karşı devr mc s n de yaratır. Atatürk döem nde de
karşı devr mc ler, Karabek r' n Terakk perver Cumhur yet Fırkası'nı
destekled kler g b Atatürk'ün en yakın arkadaşlarından Feth Bey' n
kurduğu Serbest Cumur yet Fırkası'nı da desteklem şler, devr mlere
karşı, bu s yasal part ler n çevres nde toplanmayı uygun
görmüşerd 81.
Devr mc -evr mc çatışması ht lâl n o kızgın ortamına ve
devr m n lk coşkulu yıllarındadır; b rleşme de dev mler n
yerleşmes nden sonrak aşamalarda olur.
Zora, ş ddete, tepeden nme yöntemlere dayanan dev m, b r
süreç ç nde lk yıllarındak gücünü, hızını ve coşusunu y t rerek
zamanla evr me dönüşür.
İnsanlık, bugünkü ışıklı k lometre taşlarını ht lâllere borçludur.
175

Bugün 1789 devr m olmasaydı; nsanlık çağdaş de-mokras ye


ulaşamazdı. 1917 devr m yaşanmasaydı, nanlık bugün sosyal zme
ve sosyal demokras ye de geçeezd .
İht lâller, uygarlığın kaçınılmaz depremler d r. Bu d pen gelen
dalgalara karşı durulamaz. Bu dalgalar, tahtlaı, taçları yıkar geçer.
Bugün 21. yüzyılın eş ğ nde nsanlık ve uygarlık ne 1789
devr m n n y nelenmes n ster, ne Sovyet Devr m n. Çünkü bu her k
devr mde zamanla b rer evr me döüşerek nsanlığa mal olmuştur.
Atatürk devr mler de b r evr m aşaması ç nde deokrat k
devr mlere, evr me dönüşmüştür. Bu yüzden Ataürk dönem nde
uygulanan tek part yöntemler n n bugün 'de uygulanması
düşünülemez.
Toplumda Devr m, o koşullarda, elbette zora dayana-rak
yapılmıştır. O gün ç n başkaca çözüm yolu da görün-müyordu.
Karabek r' n anıları, ulusal kurtuluşçu yurtsever b r komutanın
kaygı ve düşünceler n yansıttığı kadar Ataürk'ün l derl k yeteneğ n ,
o koşullarda ne g b dar bouc1ğazlardan geç ld ğ n , bu dar
boğazlarda n ç n Mustafa Kemal çapında b r l dere gerek
duyulduğunu, M. Kemal'n bu takt klere n ç n başvurduğunu da
anlatıyor.
B r kez daha anlaşılıyor k , Atatürk'ün tuttuğu yol o günler ç n
gerçekç , haklı ve sağlıklıydı. Bugün, çağdaş uygarlık adına elde ne
varsa, bunlar, Atatürk'ün o gün ç n geçerl olan, bugün se
yadırganan yöntemler yle be-n mset lm şt r.
M. Kemal - Karabek r çatışmasının köken nde bu kökenc
yöntemler yatar. M. Kemal «devr m yasaları bütün yasaların
üstünde» görür, Karabek r se st klâl Mahkeeler le esenl k
olmayacağını savunur.
Karabek r, cumhur yetç d r; h lâfet n de Musul soruu çözüldükten
sonra kaldırılmasından yanadır. Doğu Cep-. nes komutanının bütün
kaygısı İng l z emperyal zm n n Türk ye üzer ndek olası oyunlarıdır.
176

Ulusal kurtuluş savaşlarında bu savaşın komutanları arasında


böyle görüş ayrılıklarının olması doğaldır.
Her devr m, taşkın sular g b b r süre sonra durulur ve doğal
yatakları ç nde tar hsel akışını sürdürür, ht lâler n ve devr mler n o
kızgın günler nde ht lâlc ler b rb rer n darağaçlarına da gönder rler.
Fransız İht lâl ve Sovet Devr m kanlı örneklerle doludur.
Türk devr m ne bu açıdan bakarsanız - İzm r su kastı dışında-
ht lâlc ler arasında b r kanlı çatışma da.olmadıuc1ğı görülür.
Devr m, sarsıcı değ ş mlerden sonra evr m ç nde yüür ve kök
salar.
Mustafa Kemal. Kurtuluş Savaşı'ndan sonra yurt dıuc1şına
sürdürdüğü «150'l kler » b le bağışlamıştır.
Bu da devr m n 20. yüzyılın ötek devr mler ne ve k dar
değ ş kl kler ne kıyasla çok daha yumuşak olduğunu göster yor.
M. Kemal - Karabek r çatışması çok daha dramat k b ç mde
sonuçlanab l rd .
Devr mc ve evr mc düşünceler aynı den ze akan ne rler g b d r.
Bu devr m-evr m buluşması, Karabek r'! de devr m döem n n
başbakanının Cumhurbaşkanlığı günler nde .la k Cumhur yet n
TBMM başkanlığına da get rm ş, böylece geçm ş n kırgınlıkları
unutturulmak stenm şt r.
Kâzım Karabek r' n Atatürk'ün ölümünden sonra başayan s yasal
yaşamında d nsel ger c l ğe.destek olucu ya da la kl ğe aykırı b r tavrı
h ç olmamıştır. M. Kemal - Karaek r çatışması, deoloj k olmaktan çok
k ş sel ve duygual nedenlere dayanmıştır3.
D nsel ger c l k, Atatürk'ün son başbakanı Celâl Ba-yar'ın
cumhurbaşkanlığı günler nde s yasal kt darca deseklenm ş ve 12
Eylül dönem nde de MGK dönem nde et ler bugünlere kadar uzanan
devlet desteğ sağlanmıştır!
Ger c l k ve bu ger c l ğe tanınan devlet destekler , r-t caya karşı
genç yaşlarından başlayarak örgütlenen 31 Mart Ger c
ayaklanmasını bastıran ve Emperyal st orduara, H lâfet ordusuna ve
Hal fe fermanlarına karşı sava-

177

R: 12
şan Kurtuluş Savaşı Paşalarında değ l Cumhur yet tar m z n çok
daha sonrak ' yıllarındak oluşumlarda aranalıdır.
M. Kemal - Karabek r çel şk s Ulusal Kurtuluş kavgaı ve devr m
süres ç ndek kaçınılmaz çatışmalardır. Daa sonrak yıllarda
başlayıp. 1990'larda doruk noktalara ulaşan ger c l k ve bu ger c l ğe
ver len ödünler de karşıevr m sürec n n azgın dalgalandır.
Ulusal Kurtuluş Savaşımızın ve devr mler n önder Ga Mustafa
Kemal le Kurtuluş Savaşımızın Doğu Cepes Komutanı Kâzım
Karabek r'! bugün yen den saygıyla anıyoruz.
M. Kemal ve Kâzım Karabek r, ulusal kurtuluşun deuc1ğ ş k
yöntemler savunan ve bu yöntemler n k ş sel ve duygusal nedenlerle
karşı karşıya get rd ğ k yurtsever komutanıdır.
Başta Atatürk olmak üzere Kurtuluş Savaşımızın büün
komutanları «Tam bağımsız» b r devlet ve «la k cumr yet» kurulması
aşamalarında b rb rler yle zaman zaan çalışsalar da tar h ç nde
b rb rler n tamamlamış önerlerd r.
Bu komutanlar ve, önderler, devr m ve evr m süreçer n n
kaçınılmaz buluşma noktalarında bugün y ne beraerd rler.
Evet. b z gazetec olarak görev m z yapmaya çalışık; ş md söz
artık tar hç ler nd r!
178

NOTLAR
1TKP l derler nden Mustafa Suph ve 15 arkadaşı, 28-29
Ocak 1921 günü Trabzon'da Enver Paşa'nın yandaşlarından
Yahya Kâhya tarafından öldürülmüşlerd . C nayet n k m n em
r yle şlend ğ konusunda çeş tl varsayımlar bugün de tartışı
lıyor, bkz. H kmet Mayur, Mustafa Suph ve M ll Mücadeleye
El Koymaya Çalışan Başı Dışarıda Akımlar, Belleten, sayı 140
Ek m 1971 s: 587 vd. Mustafa Suph ve Yoldaşları, Brüksel 1975,
İndo-Türk Ajansı; Tuncay Mete, Türk ye'de Sol Akımlar, B l
g Yay. 1978. 3. bası. s: 218 vd.
2TBMM G zl Celse Zabıtları, Türk ye İş Bankası Kültür
Yay. C lt l, s: 325 vd.
3Karabek r Kâzım, st klâl Harb m zde Enver Paşa ve t
t hat ve Terakk Erkanı, Menteş K tabev , 1967. s: 132-33.
4Bek r Sam (Kunduh) Anadolu hükümet n n tems lc s
olarak Moskova'ya gönder len kurulun başkanı. Sonradan Dış
şler Bakanlığı da yapan Bek r Sam Bey, Terakk perver Fır-
ka'nın kurucuları arasında yer aldı. Bek r Sam Bey, 1933 yılın
da öldü.
5Sovyet hükümet n n o tar htek Dış şler kom ser .
6Türk ye Komün st Fırkası dare Heyet nde Fevz Paşa
(Çakmak), AH Fuat Paşa (Cebesoy), Refet (Bele), İsmet (İnö
nü). Mahmut Celâl (Bayar), Dr. Adnan (Adıvar). Tevf k Rüş
tü(Aras), Yunus Nad (Abalıoğlu), Mahmut Esat (Bozkurt),
Hakkı Beh ç (Bah ç), Ref k Koraltan, Eyüp Sabr (Akgöl) ve
Süreyya (Y ğ t) g b Mustafa Kemal' n yakınları yer almışlar
dı, Çerkeş Ethem, bu «resm » TKP'n n kurucuları arasında yer
almış değ ld ., bkz, Say lgan Aclan, Solun 94 Yılı, Mars Matba
ası, 1968, s: 145; Tuncay Mete, a.g.k. s: 163; Goloğlu Mahmut,
Cumhur yete Doğru. 1921-1922, Başnur Matbaası s. 11 vd: Kutay
Cemal, Çerkeş Ethem Dosyası, Boğaz ç Yay. s: 292, Çerkeş Et
hem. «Resm , husus , âş kar g zl b r teşk lât ve cem yete dah l
olmadık.»
Enver Paşa'nın Mustafa Kemal Paşa'ya yazdığı bu mektup Türk
Tar h Kurumu arş vler nded r.
7Celaledd n Ar f Bey: Son Osmanlı Mecl s- Mebusan'ın
187

Başkanı, lk TBMM' nde Erzurum m lletvek l ve TBMM İk nc


Başkanı. 1921'de Roma Büyükelç l ğ ne atandı, bu tar hten sona
yurda dönmed , 1930 yılında da öldü.
Hüsey n Avn Bey (Ulaş) lk TBMM's nde Erzurum M lletek l .
1921 Anayasasını hazırlayan kom syonun sekreter , « k n Grup»
olarak b l nen muhalefet grubu l derler nden. 1923'-de m lletvek l
seç lemeyerek s yaset dışında kaldı, 1945 yılında ' M ll Kalkınma
Part s kurucuları arasına katıldı. 1948 yılında öldü.
8Bu tartışmalar ç n bkz. M ll yet Gazetes , 8-21 Mayıs
1933.
9Karabek rKâzım, İst klâl Harb m z n Esasları, S nan
Matbaası ve Neşr yat Ev , 1933-1951, s: 190 vd.
10Kandem r, S yas Dargınlıklar, c lt 5, Ek c g l Yay. 1955,
11M ll Savunma Bakanı Kâzım Özalp,
s: 73 vd.
12KorgeneralKâzım D r k, 19 Mayıs 1919'da Mustafa
Kemal Paşa le Samsun'a çıktı. M. Kemal' n st fasına kadar 3.
Ordu Kurmay Başkanı olarak görev yaptı. Daha sonra, Erzu
rum'da 15. Kolordu Komutan Vek ll ğ , TBMM Gürc stan tem
s lc l ğ nde bulundu. B tl s ve İzm r val l kler yaptı, 1941 yı
lında öldü.
13Karabek r Kâzım, st klâl Harb m z, s:1137.
14Cebesoy Al Fuat, M llî Mücadele Hatıraları, Vatan Neş
r yatı, 1953, s: 100.
15Atatürk,Gaz Mustafa Kemal. Söylev. Vel dedeoğlu
Hıfzı Veldet, Çağdaş Yay. s: 46.
16Karabek r' n tt hat ve Terakk Anıları ç n bkz: Kara
bek r Kâzım, tt hat ve Terakk Cem yet , 1896 - 1909, st. 1982.
17Türk st klâl Harb . 6. c lt. st klâl Harb nde Ayaklan
malar (1919-1921) Gen. Kur. Yay. s. $0. Şeyh Eşref Ayaklan
ması, 26 Ek m-24 Aralık 1919.
18Rawl nson. Alfred, Adventures n the near East, Andrew
Melrose, London/New york, 1924, s:180 -181.. İng l z yarbay,
k tabında Karabek r ve Atatürk'ü övüyor.
19Atatürk, Söylev'de Hoca Ra f Efend 'n n bu g r ş mler
üzer ne Karabek r'den Ra f Efend 'n n uyarılmasını steğ n an
latır. Atatürk, Söylev, TDK Yay. s. 438.
20 t lâf Devletler nce Londra'da 27 Şubat - 12 Mart 1921
tar hler arasında toplanan bu konferansda Ankara ve Istan
bul hükümetler ayrı ayrı tems l ed ld ler. Konferans b r sonuç
vermed ; vermed ğ g b Yunan saldırıları da konferans b ter
b tmez başladı...
Atatürk. Söylev s: 419, Lord K nross, Atatürk, B r M llet n
Yen den Doğuşu, st. 1978, s: 403.
188

21Kemal st, Kurtuluş Savaşı yıllarında lk kez Amer kan


basınıyla İng l z g zl belgeler nde kullanılmıştır: bkz. Gotthard
Jaeschke, Kurtuluş Savaşı İle İlg l İng l z Belgeler , TTK Yay.
s: 158.. Ulagay Osman, Amer kan Basınında Türk Kurtuluş Sa
vaşı, Yelken Matbaası, Ulubelen Erol, İng l z G zl Belgeler nde
Türk ye, Çağdaş Yay. s. 270.
Karabek r, M. Kemal Paşa'nın Bursa'ya gelen Fransız Kaın
Yazarı Gaul s'e İst klal Harb m z ve kend s n batı dünyaına tanıtmak
ç n 15 b n l ra verd ğ n yazıyor.
22Dr. Rıza Nur, 1879'da doğdu.1913 yılında İtt hat ve
Terakk dönem nde hap s yattı. B r süre yurt dışında yaşadı.
Bu sürede İtt hat ve Terakk hükümet nden g zl ce aylık aldı
(Cemal Paşa, Hatıralar, Çağdaş Yay. s: 19). Son Osmanlı Mec
l s- Mebusanına seç ld . İlk TBMM'ne katıldı. M ll Eğ t m ve
Sağlık Bakanlıkları yaptı. Lozan barış görüşmeler ne katıldı.
İzm r su kastından sonra yurt dışına kaçtı. Atatürk'ün ölümü
üzer ne Türk ye'ye döndü, 1942 yılında öldü. 1929-1935 yılların
da Fransa'da yazdığı anılarını 1960 yılında yayınlanmak üze
re Brıtısh Museum'e verd . Brıtısh Museum'da ÖR 12588 sayı
sında kayıtlı anılar, 1960 yılından sonra basılarak Türk ye'ye
sokuldu.
Baştan aşağı Atatürk'ü karalayan Dr. Rıza Nur'un anıları, Suud
Arab stan'da basılıp d nc örgütlere parasız dağıtılıyor!
23TBMM tutanakları, : 129' 30.10.1338 (1922) c: 1. s: 354
ve c: 3, s: 280.
24İlk Büyük M llet Mecl s 'nde M.Kemal Paşa'nın l -.
derl ğ ndek Müdafaa- Hukuk grubuna karşı oluşan muhale
fet grubu.
25«Çolak Selâhatt n» d ye b l nen Mers n m lletvek l ve
3.Kolordu komutanı, Kurmay Albay Selâhatt n Köseoğlu.
26Atatürk'ün l Kasım1922 tar hl konuşması ç n bkz:
Atatürk'ün Söylev ve Demeçler , Türk İnkılâp Tar h Enst tü
sü yay. 1989, s: 287 vd.
M. Kemal Paşa, Vahdett n' n kaçması üzer ne TBMM g zl
oturumunda yaptığı konuşmada «..Türk ye devlet n n ve halının bu
noktadak vaz fet- d n ye ve v cdan yes ... (..) büün kudret le, bütün
kuvvet yle (H lâfet n)... kuvvet n , kudet n , şeref n , bütün âlem- slâm
nazarında ve gayr- müsl m nazarında masûn bulundurmakdır» der.
G zl tutanaklar, 1: 140, 18.11.1338, c: 5, s: 1051.
27Trabzon m lletvek l AH Şükrü Bey. 27 Mart 1922 günü
TopalOsman tarafından boğularak öldürüldü. Topal Osman
yakalanarak öldürüldü ve cesed de Ulus Meydanı'nda asıldı.
11 Şükrü c nayet n n Mustafa Suph ve arkadaşlarını öldüren
YahyaKâhya'nın öldürülmes olayını gündeme get rd ğ sı-
189

rada öldürülmes , çeş tl yorumlara yolaçtı. Atatürk'ün muhaız


b rl ğ komutanı olan Topal Osman'ın, Al Şükrü Bey' b r araz
uyuşmazlığı neden yle öldürdüğü de ler sürüldü.. Kanem r, Fer dun,
Cumhur yet Devr nde S yasî C nayetler, Ek c g l Tar h yay. 1955, İst.
s: 44. Kandem r. Hatıraları ve Söyemed kler He Rauf Orbay, S nan
yay. s: 108. ayrıca bkz: TBMM Zabıt Cer des , D: l, 29.3.1923, c: 28,
s: 227.
28 Atatürk'ün Söylev ve Demeçler , 1959, s: 98 vd. nan; n, Gaz
M. Kemal Atatürk'ün 1923 Esk şeh r-İzm t Konuşmaarı, TTK yay. s:
71 vd. Atatürk, slâm ülkeler n n (en felâ-ketl anlarda... aleyh m ze
harp ett kler n ) söyleyerek h lâfe n (zaaf) get rd ğ n b ld r yor. Aynı
konuşmada Atatürk (ben hocaları sevmem), s: 72.
28İzm r kt sat Kongres ç n bkz: okçun. Gündüz, Tür
k ye kt sat Kongres ,1923-İzm r, SBF yay. 1968, Ank. Ka
rabek r' n Kongreye Başkan Seç m , s: 269 vd.
29General İsma l Hakkı Tekçe, Tekçe'n n Anılan ç n bkz:
Günaydın, 4 Aralık 1977.
30.Yahya Kâhya, 3 Temmuz 1922 günü Trabzon'da So-
ğuksu'da ev ne g derken üzer ne sıkılan 40 kurşunla öldürül
dü.
O günler n Trabzon val s Ebubek r Hazım Tepeyran. c ayet n
Bolşev kler tarafından şlend ğ n n sanıldığını, sonraan kuşkuların
Topal Osman üzer nde toplandığını. Kahya'-nın kardeş n n de
kışladak askerlerden şüphe ett ğ n yazdı (Tepeyran, Belgelerle
Kurtuluş Savaşı, Çağdaş yay. 1982, s: 125).
General Tekçe, Günaydın Gazetes 'nde yayınlanan anılaında M.
Suph 'y öldüren Yahya Kâhya'nın, Topal Osman'ın k adam le
b rl kte kend s n n öldürdüğünü açıkladı.
31Karabek r' n anlattığı tartışmayı M. Esat Bozkurt, Ata
türk ht lâl adlı k tabında şöyle doğrular :
«D nle devlet şler n n b r b rler ne karışması Türk m lle n n
felâket sebeb olduğunu ler sürmüştüm. (..) General Karabek r
f kr me asab yetle hücum ett ». Bozkurt Mahmutr Esat, Atatürk ht lâl ,
l.Ü. nkılâp Enst. yay. 1940, s: 439.
Karabek r, bu k tabın 213 ve 214. sayfalarında anlatılan Erzurum
Kongres le lg l olayların doğru olmadığını da yazaktadır.
31/1 Feth Okyar'ın anılarında bu tartışmadan söz ed l yor..
Okyar, Feth , Üç Dev rde B r Adam, yayına hazırlayan Cemal Kutay,
st. 1980, s: 335.
32Okyar,Rauf Bey kab nes nde ç şler Bakanıydı. M.
Esat Bozkurt, hem Rauf Bey, hem de Feth Bey kab neler nde
kt sat Bakanı olarak görev yaptı. Kâzım Özalp her k ka-
190

b nede de M ll Savunma Bakanıydı. Her k hükümet n Dışşler


Bakanı da İsmet Paşa'ydı TBMM, Dönem' l, c: 21, s: 358-362;
Dönem 2, c: l, s: 60-62.
33Lozan Barış Konferansı ç n bkz: Meray S.L., Lozan
Barış Konferansı, Ank. S.B.F. yay. Parla Reha, Lozan Montrö,
Lef koşa 1987, s: 53.
34Teng rşek, Yusuf Kemal(1878-1969), Dış şler , İkt sat
ve Adalet bakanlıkları yaptı. Fransızlar le yapılan Ankara An-
laşması'nı mzalayan d plomat, büyükelç ve s yaset ve b l m
adamı.
35Atatürk le İsmet İnönü'nün dostlukları hep sürdü,
İnönü, ölümüne kadar Atatürk'e çten duygularla bağlı kaldı.
Başkomutanlık-Atatürk arş v ndek şu k mektup bu yakınlığa
kanıtlıyor.
Atatürk'ten İnönü'ye 6.8.1933 :
«Başvek l İsmet Paşa Hazretler ne;
İsmet; sen büyük adamsın. Hassas olduğun kadar h s veen
adamsın. Sen ben m sözler m okurken gözler n yaşarmış; ya ben
sen okurken hıçkırıklarla ağladığımı söylersem, nanır mısın?
Bu duygularımı sonrada değ l, k msen n yanında değ l, yaak
odama çek ld kten sonra mahrem mde yazıyorum. Sen ben
muhakkak çok sev yorsun. Ya ben sen !
Buna cevap stemez.
Gözler nden öper m.» . İnönü'den Atatürk'e 5.10.1938 :
«Sevg l Atatürk; sevg l vel n met m;
Muhterem Celâl Bayar bana s z n selâmınızı get rd . Çok
sev nd m. B r soğuk algınlığından yatakta Izdırap çekerken» s zden
lütufkâr ve şefkatl b r haber bana hya ed c b r lâç g b geld .
Yüreğ m n ta ç nden bütün muhabbet h sler n sızadı. Bütün
ömrümün en az z hatırasını teşk l eden had seler hafızamda
canlandı, Az z varlığınız düşünceler m n al cenap-t msal d r. S z n
b ran evvel af yet bulmanız yegâne ve sam d leğ md r. S z kudret ve
sıhhatle ve şan ve şerefle araızda görmek üm d her zamank nden
sağlamdır.
k mübarek el n zden, sevg l ve can ver c yüzünüzden
doymadan b nlerce öper m, sevg l Atatürk, büyük Atatürk,
vel n met m Atatürk.
Taz m le.
İsmet İnönü.»
Tar h araştırmacısı emekl Albay Kemal Tüfekç oğlu'nun
arş v nden alınan bu k mektup lk kez 11 Kasım 1986 günü
Cumhur yet Gazetes 'nde yayınlandı (Mumcu Uğur, Atatürk ve
İnönü).
191

36Damat Fer t Paşa tarafından S vas Kongres 'n basıp


JA. Kemal Paşa'yı tutuklamak le görevlend r len Harput Va
ls.
Kurmay Albay Al Gal p, Malatya'da Bed rhan adı le b l nen kurt
aş ret nden Kâmuran, Celâlet, Hal l ve Cem l Beyer ve İng l z B nbaşı
Noel le Malatya'da buluşurlar. M. Ke-.mal Paşa'nın da karşı
önlemler alması üzer ne, Al Gal p, B naşı Noel ve Bed rhan aş ret
tems lc ler kaçarlar.
Al Gal p, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra Adapazarı Askerî
Mahkemede yargılanmış ve aklanmıştır. 150'l kler l stes ne koularak
yurt dışına sürülmüş, 1932 yılında Romanya'da ölüştür, Feyz oğlu,
Feyz Necmett n. İnkılâp Tar h , c: 1. s: 105.
37Hal t Paşa(Karsıalan), Del Hal t Paşa d ye b l nen
Hal t Paşa 3 Şubat 1925 günü TBMM'nde Al Çet nkayâ (Kel
Al ) tarafından öldürüldü. (TBMM, Zabıt Cer des , c: 13, D: 2.
1: 2, B: 46, 3.2.1924, s: 121-122; ayrıca 50. B rle$ m, s: 217 vd.;
Kandem r, Fer dun, S yas C nayetler, 1955, s: 82; Kutay, Ce
mal, Hal t Paşa - Al Çet nkaya Vuruşması, st. s: 53).
38Rüştü Paşa, 1873 yılında doğdu. Kafkas tümen ve 15;
kolordu komutan vek ll ğ yaptı, k nc mecl se Erzurum m l
letvek l olarakg rd . 1926 yılında İzm r su kastına karıştığı
gerekçes yle st klâl Mahkemes kararı le dam ed ld .
39 hsan Bey (Eryavuz). «Topçu hsan Bey d ye de b
l n r.1873'de doğdu, st klâl Mahkemes başkanlığı ve Bah
r ye bakanlığı yaptı. Yavuz gem s yle lg l b r yolsuzluk ne
den yle mahkûm oldu. 1947 yılında öldü.
40Çeş tl savaşlara katıldı. Kurtuluş Savaşı'nda Adana
cephes komutanlığı yaptı. M ll Savunma Bakanlığı Müsteşar
lığı görev nde bulundu. 1961 yılında öldü.
41M. Kemal, 17 Eylül 1924 günü ç şler Bakanlığına gön
derd ğ g zl yazı le Trabzon'da çıkan «Kahkaha» gazetes n n
kapatılmasını stem şt r.
«Trabzon'da Kahkaha namında b r m zah gazetes n çıkaanlar
bolşev kt r. Orada k mseye b rşey demed m. Fakat b -dare edenler n
gaflet ... Uyku hal ndeler.
Alakadar olunuz; tahk kat yapınız. Bu gazetey çıkaranarı
anlamakla beraber gazeten n çıkmamasını tem n ed n z.>
Nazm Na l tarafından çıkarılan Kahkaha 9 Mart 1925 ta h nde
hükümetçe kapatılmıştır.
Tuncay Mete, Esk Sol Üzer ne Yen B lg ler, Belge yay. 1982, s:
346.
Kahkaha le b rl kte Trabzon'da, « st kbal» le İzm r'de çıkan
«Seda-yı Hak ve İstanbul'dak «Press du Sotr» gazeteler de
kapatılmıştı. Yalman, Ahmet Em n, Gördükler m ve Geç r kler m, c: 3,
s: 164.
192
42Atatürk, Söylev, 2. c lt TDK yay. 1981, s:586.
Fuat Bey(Bulca): Albay ve 2. ve 4. dönem m lletvek l
(1881-1962). Ruşen Eşref Ünaydın, Tasv r- Evkar gazetes
yaarı. 2., 3. ve 4. dönem m lletvek l (1892-1959).
43Kemalett nSam Paşa (Gökçen): Balkan, 1. Dünya
ve Kurtuluş Savaşı'nda bulundu. Kafkas Tümen Komutanlığı
ve Ankara komutanlığı görevler nde bulundu. 1922'de ordudan
ayrıldı. 1934 yılında Berl n büyükelç s yken öldü.
44Rauf Bey:1881 yılında doğdu. Osmanlı İmparatorlu-
ğu'nda Bahr ye Nazırlığı yaptı. Erzurum ve S vas kongreler
ne katıldı. Bayındırlık Bakanlığı, TBMM k nc başkanlığı ve
başbakanlık yaptı. Lozan Anlaşması sonunda İsmet Paşa le
uyuşmazlığa düşerek bu görev nden st fa ett . 1924 yılında Ka
rabek r le Terakk perver Cumhur yet Fırkası'nı kurdu. İzm r
su kastından sonra yurt dışına kaçtı. Londra'da büyükelç l k
yaptı. 1967 yılında öldü.
Refet Paşa (Bele): Refet Paşa, 1919'da M. Kemal le Samun'a
çıkanlar arasında yer aldı. Kurtuluş Savaşı'nda İç şler ve M ll
Savunma Bakanlıkları ve Batı Cephes 'n n güney ke-s m
komutanlığını yaptı. 1922'de TBMM tarafından Trakya'ı tesl m
almakla görevlend r ld . 1926'da kend steğ le aserl kten ayrıldı.
1924'de Terakk perver Cumhur yet Fırkası'a g rd . 1963'de öldü.
45Dr. Adnan Bey (Adıvar): TBMM 2. başkanlığı ve Sağ
lık Bakanlığı yaptı. Atatürk le uyuşmazlığa düşerek 1926 yı
lında eş Hal de Ed p Adıvar le yurt dışına g tt . 1939'da yur
da döndü. 1955 yılında da öldü.
46Feth Okyar'ın kurduğu Serbest Fırka da « rt ca» nel ne
den yle kend kend n fes h karan alacaktır. Feth Okyar, anı
larında şunları yazar :
«Gaz , bu teşebbüsü başarılı olmaz ve muhtel f fırkalar
memlekette f k r ve felsefeler n söylemek ve tatb k etmek ç n
kanunların tem natı altında mücadele etmezlerse rej m n d katörlük
olacağını ve ölümünden sonra b r st bdat mücadeles bırakmak
stemed ğ n kaç defa söylem şt .»
Okyar, bu değerlend rmes nden sonra «bugün hak katler
teferruatı le gelecek nes ller n n d kkat ve uyarısına tam olaak
yansıtamadığım, bunun «elem ç nde olduğunu» da yauc1ıor. Üç
Dev rde B r Adam, s: 529.
47Tümgeneral Osman Nur Koptagel, 1874'de doğdu, 1942
yılında öldü. Kurtuluş Savaşı'nda Doğu ve Batı Cepheler nde
Tümen komutanlıkları yaptı. 1927'de Genelkurmay Asker! Mah
kemes başkanlığına atandı. Asker yargıtay üyes de olduk
tan sonra 1934 yılında ordudan ayrıldı. Malatya m lletvek l ola
rak TBMM'ye g rd .
193F.: 13

48 Esk yazıda (kuzu) le (Fevz ) yazılışlarındak ben-zerl kler ve


Fevz Paşa'nın uysallığı neden yle o günlerde karuc1şıt gruplarca
(Kuzu Paşa) d ye de anılırmış.
49 Yunus Nad tarafından çıkarılan Atatürk'ün düşünceer n
savunan gazete.
50Karabek r, Takr r-l Sükun Yasası TBMM'de görüşülür
ken de aynı düşünceler savunmuştur :
İst klal Mahkemeler ., st klâl Harpler m z esnasında yapılmış ve
yapılması lâzımgelen b r mahkeme d . B naenaleyh, bunların tar he
karıştırılması da Mecl s- Âl n z ç n b r şereft r. İsmet Paşa Hazretler ,
eğer İst klâl Mahkemeler n ıslahat âlet zanned yorlarsa pek z yade
yanılıyorlar.» TBMM, İ: 69, 4.3.1341 (1925), c: 2, s: 135.
51İnönü artlarında Rauf Orbay'ın İzm r su kastına ka
rışmadığını şöyle anlatır :
«Rauf Bey' n su kast had ses n sezm ş olab leceğ n kabul
edeb l r m, ama kend s n n böyle b r tert p ç nde bulunduğuu h çb r
zaman kabul etmem ş md r. Onun hakkında zaten, bulunduğu zaman
tekrar muhakeme ed lmek üzere hüküm ve lm şt . Sonra bunun artık
h çb r hükmü kalmadığını sorumuluğu üzer me alarak lân ed p
bertaraf etmeye çalıştım.» İnönü, İsmet, Hatıralar, B lg yay. 2. k tap,
s: 214.
İnönü, anılarında st klâl Mahkemes üyes Kılıç Al 'n n İzm r
su kastı davasında yargılanıp aklanan Karabek r'e (İsmet Paşa'ya
dua ed n) ded ğ n , Karabek r’ n de (en esk arkadaşım) yanıtını
verd ğ n de anlatıyor, s: 214.
52Atatürk, Söylev'de Rauf Bey' n Karabek r’e(Cumhu
r yet n lânını önlersen büyük ş yapmış olursun) ded ğ n ak
tarıyor. Atatürk, Söylev, s: 611.
53Atatürk, Söylev'de hal fel k konusunda şu açıklamayı
yapmıştır:
«Baylar, hal fel k katının korunmasında d nsel ve s yasa] yarar
ve zorunluluk bulunduğu sanısında olan b rtakım k ş ler b lg n ze
sunduğum kararların alındığı son dak kalarda hal fe k görev n
üzer me almamı önerd ler. (...). Baylar, açık ve kes n söyley m k ,
müslüman halkı b r hal fe korkuluğu le uğraştırmayı ve kandırmayı
sürdürmek çabasında bulunanlar, yalnız ve ancak müslümanların ve
Türk ye'n n düşmanlarıdır. Böyle b r oyuna kapılmak da ancak ve
ancak b lg s zl k ve aymazlık bel rt s olab l r.» Atatürk, Söylev, s: 621.
.53 Kürkçüoğlu Ömer, Türk-İng l z l şk ler (1919-1926), Ank.
SBD yay. s: 287.
54Süryan papazlarından Nastor sun tarafından kurduğu
Nastur mezheb ne bağlı hr st yanlar.. Musul sorunu görüşülür-
194
ken başlayan ve 12-28 Eylül 1924 tar hler arasında süren Nas-
tur ayaklanması 7. kolordu komutanı Cafer Tayyar Paşa'nın
komutasındak b rl kler tarafından bastırılmıştır.
55Şeyh Sa t, h lâfet n kaldırılmasından sonra, slâmın
Kürtler le Türkler arasında tek bağ olduğu b ç m nde ko
nuştuğu İng l z Dış şler Bakanlığının 24Şubat 1925 tar hl
ve 154 sayılı g zl belges nde yazılıdır. Bkz: Ş mş r B lâl, İng
l z Belgeler yle Türk ye'de Kürt Sorunu, Dış şler Bakanlığı yay.
1975, s: 21; Şeyh Sa t syanı hakkında ayrıca bkz: Cemal Beh
çet, Şeyh Sa t İsyanı, Sel yay. 1955; Toker Met n, Şeyh Sa t
hyanı. Ak s yay. 1968.
Genelkurmay Başkanlığı Harp Tar h Da res 'nce 1972 yıında
yayınlanan «Türk ye Cumhur yet nde Ayaklanmalar (1924- 1938)»
başlıklı k tap Genelkurmay Başkanlığı tarafından toplatırıldığından
bu konuda bu k taba herhang b r yollama yapaadık. Türk ye
Cumhur yet tar h n n bu bölümünü okumak yasaktır!.
56Cafer Tayyar Eğ lmez, 1878-1958 yılları arasında yaşa
dı. Kurtuluş Savaşı'nda Trakya cephes ndek b rl klere kumanda
ett . 1920'de Yunanlılara es r düştü. 7. Kolordu komutanı ola
rak D yarbakır'da görev yaptı, l ve 2. dönem TBMM's nde Ed r
ne m lletvek l .. Terakk perver Cumhur yet Fırkası'nın da kuru
cularındandır. İzm r su kastı neden yle de st klâl Mahkemes n
ce yargılanan General Eğ lmez, Karabek r’ n en yakın dostla-
rındandı.
57Atatürk, Söylev, 2 TDK, 650 vd.
58Cevat Çobanlı.1870'de doğdu, 1938 yılında öldü. Os
manlı mparatorluğunda Harp Akadem s Komutanlığı, Genel
kurmay Başkanlığı ve Harb ye Nazırlığı yaptı. 1920'de İng l zler
tarafından Malta'ya sürüldü, yurda 'dönünce Elcez re Cephes
komutanı oldu. 1924'de 3. Ordu müfett şl ğ n bırakarak TBMM
üyel ğ n yeğled , k ay sonra TBMM üyel ğ nden ayrılarak As
ker Şûra üyel ğ ne get r ld . Musul sorunu le lg l görüşmeler
de asker! müşav r olarak görev yaptı. 1926'da İstanbul General
ler Mahkemes Başkanlığına atandı. 1935 yılında yaş dolumu
neden yle emekl oldu(Türk st klâl Harb 'ne katılan tümen
ve daha üst kademelerdek komutanların b yograf ler - Genel
kurmay Başkanlığı, 1989, s: 21).
59Tuncay Mete, Türk ye Cumhur yet nde Tek Part Yö
net m n n Kurulması (1923-1931), Yurt yay. e: 99 vd; Goloğlu
Mahmut, Devr mler ve Tepk ler (1924-1930), s: 63 vd.
60Karabek r, anılarında şöyle yakınır :
Kürt syanını tahr k etm ş z. Şehzade Sel m Efend le muhabere
etm ş m.. Bunların yalan olduğu tesb t ed l nce İzm r su kastı ves les
le st klâl Mahkemes ne ver ld m. Buradan da
196

tem ze çıkmakla küçülmed m. M llet ve tar h huzurunda manen


büyüdüm. Gerç madd olarak uzun yıllar çok tazy k olun-dum.t
Karabek r, 1938 yılına kadar sürekl pol s zlemes altındayı.
İstanbul Val s namına rıza mzalı 3.7.1933 gün ve 9040 sayıı rapor
söyle :
«Müstem ren tak p ve tarassut ed len 7 şahsın 2.7.933
saahından 3.7.933 sabahına kadar geçen 24 saat zarfındak
haeketler ne da r alınan rapor hülâsaları aşağıya yazılmıştır :
l — Kâzım Karabek r Paşa, gündüz ve gece dışarı çıkmaıştır.
Saat 13'de yalnız ref kası ve b r çocuğu le beraber köşk ten çıkmış
ve tren ve vapurla İstanbul c het ne g derek paşaın b rader olup
Fat h'de S nan Ağa Mahalles , Iba'dethane So-kağı'nda 1/6 numaralı
hanede oturan Hamd Bey' n hanes ne g tm şt r. Burada üç saat
kadar kalan mezbure 18.50'de aynı vesa tle köşke dönmüştür,
öğleden sonra Erenköy'e gazetec Fe dun Bey gelm ş se de
Paşa'nın kametgâhına uğramaksızın tekrar trenle İstanbul'a dönmüş
ve köşke har çten başka b r k mse de gelmem şt r.>
Aynı raporda Cafer Tayyar ve Refet Paşa le lg l zleme notlan
da bulunmaktadır.
61Yed gün, On k nc Kanun 1939.
62Hayat Karabek r Feyz oğlu, İstanbul Hukuk Fakültes
öğret m üyeler nden Prof. Feyz Necmett n Feyz oğlu'nun eş .
Prof. Feyz oğlu, 12 Eylül 1980 sonrasında kurulan Danışma Mec
l s ne üye oldu. 1982 yılında uçak kazasında öldü. Hayat Kara-
bek r' n k z kardeş Emel Feyz oğlu, Prof. Faruk Özereng n İle
evlend . Emel Karabek r Özereng n, geçt ğ m z yıllarda öldü. Kâ
zım Karabek r’ n küçük kızı T msal Karabek r, babasının arka
daşı Nevzat Ayazbeyoğlu'nun oğlu le evlen p ayrılmış. T msal
Karabek r İstanbul'da yaşıyor.
63Z ya Hurş t ve arkadaşlarınca 17 Haz ran 1926 günü z
m r'de düzenlenen su kast daha önce haber alınmış ve su kast
çılar, İzm r'de s lâhlarıyla yakalanmışlardı. Bu su kast g r ş m ,
M. Suph 'n n Yahya Kâhya, Trabzon m lletvek l Al Şükrü'nün
Topal Osman tarafından öldürülmes ; Topal Osman'ın Anka-
ra'dak çatışmadan sonra ölü olarak ele geç r l p asılması ve
Yahya Kâhya'nın da Muhafız Alayı komutanlarından 1. Hak
kı Tekçe tarafından öldürülmes olayları le bağlantılı gören
tar hç ler de vardır (Goloğlu Mahmut, Devr mler ve Tepk ler ,
s: 191).
«Kel Al d ye b l nen Al Çet nkaya başkanlığındak st kâl
Mahkemes , 15 k ş hakkında ölüm cezası verd . Bunlardan Rüştü
Paşa, İsma l Canpolat ve Hal s Turgut, Terakk perver Cumhur yet
Fırkası kurucularındandı. Aynı davada yargılanan
106

Kâzım Karabek r, Cafer Tayyar, Al Fuat Rafet ve Mers nl Ceal


Paşalar aklandılar.
İst klal Mahkemes üyeler nden Kılıç Al , İst klâl Mahkemes
Hâtıraları'nda. Başbakan İsmet Paşa'nın İst klal Mahkees kararı le
tutuklanan Karabek r'! Ankara'da serbest bırakırması üzer ne İsmet
Paşa hakkında da tutuklama kararı aldıkarını, araya M. Kemal
Paşa'nın g rmes üzer ne İsmet Paşa'nın İzm r'e g d p, mahkeme
üyeler le görüştüğünü ve bu görüşmeen sonra da mahkemey
destekleyen b r açıklama yaptığını yazıyor (s: 45-46).
Karabek r, st klâl Mahkemes 'nde yaptığı savunmada şunarı
söylem şt :
«Her devr mde olduğu g b lk zamanlarda beraber çalışanar
sonradan amaca vardıktan sonra, araya g ren bu tufeyl ler yüzünden
parçalanırlar. Lozan Barışı'na kadar elele çalışan aradaşlar arasında
o tar hten sonra b r çatışma başladı, lk uyuşazlık Rauf Bey le İsmet
Pasa arasında oldu. ç m ze öyle k uc1ş ler karıştı k , ne Gaz , ne
İsmet Paşalar yanında bu esk aradaşları esk yola yöneltmek
olanağı kalmadı. Her gün üze m ze saldırıldı. Sank b z cah l kafalı
yobazlardan da daha bağ-nazmışız. Gazetelerde yazılmadık saçma
bırakmadılar» (Kılıç Al , s: 68).
Mahkeme başkanı Al Çet nkaya, Karabek r'e n ç n part
kurduğunu sorar. Ve şu yorumu yapar: «Bence memleket n böye
part lere tahammülü yoktur». Karabek r, mahkemede şu yaıtı ver r:
«Ben ters düşüncedey m. Memleket demokras ye lâıktır. M llet
anlayışlıdır» (Goloğlu, s: 204; Cebesoy Al Fuat'uc1ın S yas
Hatıraları, 1957, c: 2, s: 222 vd.).
64Karabek r Kâzım, tt hat ve Terakk Cem yet , s: 71.
Bugün asker! okullardak yasakları görünce nsan acı acı
düşünüyor!
65Bu tutanakları Hasan Al Yücel' n kızı sayın Canan
Eronat'dan aldım. Kend s ne b r kez daha teşekkür ed yorum.
66M. Suph - Yahya Kâhya - Al Şükrü - Topal Osman
l şk ler le bu c nayetler arasındak l şk ler lg nçt r.
Karabek r, M. Suph olayı le lg l olarak «Ben m bu sten
haber m olmadığını ve kahpece adam öldürmek fıtratında oladığımı
ve bunun ç nd r k Kahya'yı resmen derdestle mahemeye
gönderd ğ m anlattım... Kat ller Ankara'dan gelm ş, Osman Ağa'nın
adamlarıymış d ye yazıyor ( st klâl Harb m z, s: 1092).
67Korgeneral Cemal Mers nl (1873-1941), Yıldırım Ordu
ları Komutanlığı yaptı. Konya'da 12. Ordu Müfett ş ken İs
tanbul'da Al Rıza Paşa hükümet nde Harb ye Nazırlığı'na get
r ld . Osmanlı Mecl s- Mebusanı'nın fesh üzer ne İng l zler ta-
197

rafından Malta'ya sürüldü. Yurda dönüşte TBMM l ve 4. deve


m lletvek ll ğ yaptı (özerd m Sam , Açıklamalı Söylev Sözüğü, TDK
yay. s: 24; Kurtuluş Bâk , Tar hsel Olaylarla Söyev, Kurtuluş yay. s:
340; Ş mş r B lâl, Malta Sürgünler , B lg yay. s: 22 Vd.).
687 Haz ran 1336 Hâk m yet- M ll ye :
M. Kemal Paşa'nın beyanatı:
(...) İng ltere ve müttef kler n n b r m llet sıfatıyla yasaya lmek ç n
lâzım olan şartlan ve hududu b ze verd kler tak rde m ll yetperverler n
har c b r kuvvete st nat etmeyeceker n anlarlar zanned yorduk. İşte
ondan dolayı b z bu vaz et muhafaza ett k: Aks takd rde
bolşev klerden yardım almak b z m ç n kolaydı.
Türk ye'de Amer kan müzâharet hakkında ne düşündüğü nü
Paşa'ya sorduğum zaman ded k :
B z, buna vakt yle taraftardık. Fakat, vaz yet- hazıra se-
ra t lerled kçe tab bu mkân kalmadı. M ll yetperverler n nok
tâ- nazarı şu d :
' Türk ye, Türkler ç nd r; ve Türk ye müstak l olmalıdır-,.. (…..) bu
b r halk harekâtıdır. Ve âlem- slamın yardımına st ad ed yoruz.
Türkler, en son müslüman m llet olduğu ç n müstak l kalacaktır.
D ğer yerlerdek müslümanlar da düşmanlarııza karşı mücadele
edeceklerd r; Bunlar ekser ya İng l z da-res nded r. Ve b z
mahvetmek steyenlerde İng l zlerd r. B z bu sal p harekâtının en son
salvet ne maruz bulunuyoruz. Fakat alem- slâm muhl k b r surette
uyanmıştır.
S vas Kongres 'ndek manda tartışmaları hakkında bkz: ğem r,
Uluğ, S vas Kongres Tutanakları, TTK yay.1969, s: 50 vd. ': Atatürk
Söylevde bu konuda şunları söyler :
«B r nc s İng ltere'n n koruyuculuğunu stemek;, k nc s
Amer ka'nın güdümünü stemek.
Bu k türlü karara varmış olanlar, Osmanlı devlet n n b r bütün
olarak kalmasını düşünenlerd r. Osmanlı ülkes n n çeş t devletler
arasında paylaşılmasından se bu ülkey bütün olaak b r devlet n
kanadı altında bulundurmayı yeğleyenlerd r.
(..).
Baylar, bu durum karşısında b r tek karar vardı. O da ulus
egemenl ğ ne dayanan tam bağımsız yen b r Türk devlet kurak.
şte daha İstanbul'dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve
Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaa
başladığımız karar bu karar örtmüştür (Söylev, s: 9-10).
69Kansu,Mazhar Müf t, Erzurum'dan Ölümüne Kadar
Atatürk le Beraber, TTK yay. 1986, c: l, s: 72-73.
198

70Kansu; s: 85.
71Jaeschke, Kurtuluş Savaşı le lg l İng l z Belgeler ,
s: 272-273.
72Ulagay Osman, Amer kan Basınında Türk Kurtuluş Sa
vaşı, 1974, s: 44.,
73Ulubelen Erol, İng l z Belgeler nde Türk ye, Çağdaş yay.
s: 196 ve 217.
5 N san 1920. Mr. L ndsay'den Lord Curzon'a : «Amer ka
senatosu Ermen stan'ın mandası ş n görüştü. Beş yılda 757 m lyon
dolar verecekler, lk başlangıçta 50.000 k ş l k b r ordu yollanacak,
daha sonra 200.000 k ş ye çıkacak» s: 259.
74Ulubelen, s: 257. 20 Mart 1920, belge no: 33, sayfa no:
49. Am ral Ş r F. Robeck'ten Lord Curzon'a :
«Kürd stan, Türk ye'den ayrılıp özerk olmalıdır. Ermen ler
le kültler n çıkarlarını bağdaştırab l r z. İstanbul'dak Kürt Ku
lübü Başkanı Sa t Abdülkad r ve Par s'dek kürt deleges Şer f
Paşa emr m zded r.»
75Avcıoğlu Doğan, M llî Kurtuluş Tar h , Tek n yay.2
k tap, s: 656.
76Cebesoy Al Fuat, M ll Mücadele Hatıraları, s: 450.
«1. C han Harb 'n n s yaset n dare etm ş olan ve o sıraarda
har çte bulunan tt hat ve Terakk Fırkası erkânının Anaolu'dak
m ll c lere haber vermeden bolşev klerle b rl kte emeryal zme karşı
hazırlamaya çalıştıkları mukavemet yuvaları da garbın Türk
st klâl ne olan düşmanlığını ş ddetlend rm şt m Bkz: ayrıca Aydem r,
Şevket Süreyya, Enver Paşa, Remz K abev , c: 3, s: 601 vd; Mumcu
Uğur, 40'larm Cadı Kazanı, Te n yay. 1990, s: 25-36.
77Avcıoğlu, s: 661-662; ğdem r Uluğ, S vas Kongres Tu
tanakları, s: 85-87; ğdem r Uluğ, Hey'et- Tems l ye Tutanakla
rı, s: 13, Rauf Bey :
«Aks takd rde aleyh m zde İstanbul'da Pad şah ve h lâfet
aleyhtarlığı ve Cumhur yet ve Bolşev kl k propagandaları yapı-
lacaktır.
78Selek Sabahatt n, Anadolu ht lâl , Burçak yay. s: 143.
79Karabek r Kâzım, st klâl Harb m z n Esasları, S nan
Matbaası ve Neşr yatev 1933-1951, s: 24-25 ve 154.
80Karabek r, Kâzım, st klâl Harb m z, Merk yay.1988,
s: 627.
81«Esasen Feth Bey, bu nkılâpların taraftarı ler f k r
l , rt ca teşebbüsler nde h çb r st da yok ve geç c menfaatler
ç n vasıta olarak kullanılmaya da st da yok.» İnönü İsmet,
Hatıralar, B lg yay. s: 230; Yetk n Çet n, Serbest Cumhur yet
' Fırkası Olayı, Karacan yay. s: 231. «S.C.F.'nın kapatılmasının
199

gerçek ve tek neden budur, yan rt ca tehl kes »; Okyar, Feth .


Üç Dev rde B r Adam, s: 499 vd.
82Soysal İlham , 150'l kler, Gür yay. s: 142 vd.
83Kandem rFer dun, S yas Dargınlıklar, Ek c g l yay.
c: l, s: 29, c: 3, s: 7, 31 vd.
200

You might also like