You are on page 1of 24

sirius celseleri

download Şikayet

Yorumlar

Transkript
sirius celseleri

CELSE:1 8.4.1982
plan:SİRİUS MİSYONU
medyom:ERGÜN ARIKDAL
celsede bulunanlar:MEHMET SANCAR,GÜVEN
ERER,AHMET HIZVEREN
P-:Burası Sirius misyonu, bizim yerimiz, şu anda yayın yapan
sirius B dir. Tesir psişik boyuttan ulaştırılıyor..
Kendi insanlarımızı, kendimiz seçeriz. Bu bakımdan, dalgalar
yoluyla yaptığımız taramalarda, birçok hudut bekçilerini yeniden
uyarıyoruz. Amaç, görkemli sabahın bekçilerini tanzim etmektir.
Uzun süredir, üstünü kapalı tuttuğumuz bilgi mekanizmasının
örtüsü açılacaktır.
Yanlız sizlerin değil, üç galaksinin kültürü, siriusa bağlıdır.
Bunların ancak kırıntılarını tadıyorsunuz. Sürekli olarak, fakat
en yoğun şeklinde, Muhammet ten başlayarak, pek çok
siriusluyu, psişik boyuttan ulaştırarak yeryüzüne memur ettik.
Ne zaman emrolunan vakit geldiğinde, biz, sizlere kendimizi
açıkca tanıtırız.
Atlantisin uluları,bizim memurumuzdu.
Agra (agarta) da bizim hükmümüz sürer.
Pramitler, bütünüyle sirius kültürünün eğitim yeridir.
Anadolu, son devre için, sirius tesiri için hazırlanmış bir
jenaratördür. Ve buradaki halk seri devreler halinde bağlantıya
geçmektedir.
Toplum olarak, bu misyonun gerçekleşmesinde payınız büyük
olmalıdır.
Bunca yıldan beri sizde oluşan bilgiler, birbirleriyle bağlantısı
güçlü olmayan, kuşkulu tarif ve kavramlardan ibarettir. Dininiz,
ilminiz ve şimdi ki yolunuz da buna dahildir.
Elbetteki zaman yaklaşıyor. Biz, psişik boyuttan, üstün vazife
sadakatine sahip bir planı, üç yerde görevlendirmiştik.
Bunlardan ilki ve en dolgun olanı sizlere bilgi vermişti....
İkincisi Meksika da, üçüncüsü Arjantin dedir. Onlar sizi
bulacaklardır.
Şimdi, onbeş gün sonra yine aynı saatte tekrar görüşeceğiz. Bu
arada, size söylemiş olduklarımızın tamamını, çok akılcı bir
açıdan inceledikten sonra sonucu belirleyiniz. Yani size ne
anlatılmak istenmiştir, ne yapılması gerekecektir ve sizden ne
bekleniyor? ve en önemlisi, geleceğe yönelik nasıl bir tavır
içersine gireceğinizi tespittir.
Bu çalışmayı ve bütün buradaki konuşmaları ezberleyiniz.
.Sadece üç nüsha yazarak muhafaza ediniz. Bantları, kayıt
ettikten sonra siliniz.
Tek bir teyp kullanılacaktır. Yada birden fazla varsa oda
silinecektir.
tamamıyle, ruhen, vicdanen hürsünüz. İstemeyen yoldan çıkar.
Burası Sirius misyonu.zihinlerinizdeki ham düşünceleri,
oluşmamış geometrik varsayımları ve yanlış bilgileri düzeltmek
isteyenlere, bu yolda kalması tavsiye edilir.
Burası Sirius misyonu. Tekrar görüşmek üzere....
CELSE: 2 8.4.1982
plan:SİRİUS MİSYONU
medyom:ERGÜN ARIKDAL
celsede bulunanlar: MEHMET SANCAR, GÜVEN ERER,
AHMET HIZVEREN, ATİLLA ULTAV, M.ALİ USTA
P:Bizim size anlatacağımız bazı yasalar ve ulaştırabileceğimiz
bazı bilgiler, sizin cehd faktörünüzü hiçbir zaman ortadan
kaldırmayacaktır. Bağlanmış olduğunuz realitelerin iplerini,
ağırlıkların terk etmeden evvel, terk edebilme gücünü size
kazandırmaya çalışacağını umarızki, bizlere yönlendirdiğiniz
istekleriniz, sorunlarınız ve teorik kanaatleriniz size vereceğimiz
bilginin genişlemesine sebeb olsun. Şunu da bildireyimki, belli
bir zaman suresi içerisinde, sizlerden herhangi bir sonuç alamaz
isek, konuyu kapalı bir sisteme bağlayacağız. Ancak, değişime
kendini hazırlayabilecek olanların bir üstünlük hakkı
bulunduğundan, onlara yardım edilecektir. Verilecek olan
bilgilerin sizler tarafından çok iyi deşifre edilmesi gerekir.
Kontrrol altında tuttuğumuz birçok celselerin kapsadığı bilgileri
kıyaslamak için, gerektiğinde soru sorabilirsiniz. Fakat bu
kapıyı, her zaman zorlamayınız. Sizde mevcut olan bilgilerin
ışığında halletmenin çarelerini arayınız.
Güneşin alevine ve parlaklığına ve sizin dünyanızdaki etkisine
bakıpta, orada hayat yoktur zannetmeyiniz. Daha yenilerde
satürn denilen gezegeninizde, iki yeni merkez, iki yapay merkez
meydana getirildi. Bunların görevi dünyayı kıyametine
hazırlamaktır.
Ruh nedir ? Buna vereceğiniz cevap, alacağınız bilgiyi tayin
edecektir. Gelecek görüşmemizde bir cevap veriniz. Hayat nedir
? Yani, canlılık nedir ? .Bunada vereceğiniz cevap, alacağınız
bilginin niteliğini tayin edecektir. Size, çok sonra, uygun bir
ortam yaratabilirseniz, gerçek semavi ananız Siriüs ün görkemli
hayatından bazı bölümleri nakledebiliriz. Bu kendiliğinden olur.
Şimdi, bizim sizlerle olan temasımız, sizlerin anlayışına göre, bir
ruh varlığı tarafından olmaktadır. Fakat size tebliği ileten ruh
varlığı değildir. Buradaki inceliği kavramaya çalışınız. Elbetteki
bunu yer yüzünde enderde olsa yapan yani bedende ruhu
kullanan ruha ait mekanı ve boyutu kullanan insanlar geçmiştir
ve vardır.
Siz sadıklar planını, şimdiye dek ruhsal bir organizma olarak
biliyor idiniz. Evet, onlar, sizin gerçeklik dünyanızda ancak
ruhsal bir planı teşkil edebilirler. Ama siriüs içinde, kendi
bedenlerinde var olan çok başarılı bir konseydir. Ve siriüs
misyonundaki ulular, her türlü boyutu ulaşım aracı olarak,
rahatlıkla kullanırlar.
Sizlerin spatyomunuz bizler için oldukça yoğun fizik
mekanlarıdır. Bir çoklarınız, yeryüzünde yaşayan insanların
%99,5 başka sistemin veya başka bir gezegenin spatyomuna
geçiş yapamayacak kadar kabadır. Bu bakımdan, kutsal
kitaplarınızdaki, aktardığımız bilgiler arasında melekut veya
cennet veya semavi ülke hep aynı şekilde başka bir gezegenin
spatyomunu ifade eder. Siz ancak fizik beden dışında, başka bir
gezegende, onun spatyomuna girmek şeklinde geçebilirsiniz.
Yani, cennete girişiniz budur. Oraya geçebilmenizin en büyük
şartı, cennetlik olabilmektir ki sizin kaba moral şartlarınıza bağlı
olarak günahlarınızdan arınmış olmanızı ifade eder. Günahtan
arınmış olmanız demek, cahillikten kurtulmanız demektir. Belli
bir realitenin cahilliğini üzerinizden atmanız demektir. Size göre
hayrında, şerrinde anası bilgidir.
Şimdilik bu kadar.Allahaısmarladık.
G.E:Allahaısmarladık.
CELSE: 3 6.5.1982
plan:SİRİUS MİSYONU
medyom:ERGÜN ARIKDAL
celsede bulunanlar:MEHMET SANCAR,GÜVEN
ERER,AHMET HIZVEREN,
P:evet.
m.s:Efendim. Geçen celsemizde, bilgimizin niteliğini tayine
yarayacak iki soruyu cevaplamanızı buyurmuştunuz. Önce bağlı
bulunduğunuz, realiteden, bu realitenin ağırlıklarından
kurtulmamız için bizlere böylesine bir imkan kapısı açmak
lutfunda bulunduğunuz için hepimiz sizlere müteşekkiriz. Bu
yüksek imkanı ,en iyi biçimde değerlendirmeye çalışacağız.
Umarızki; hepimiz başarılı oluruz. Efendim, iki sorunuz için
çoğunluğun katıldığı cevabınız şöyledir..
Ruh, yaradan ın tahayyülünde yer isgal eden ve öz ünde bulunan
üç bilginin ikilimi ile tanrısal maketin inşasında çalışan, tesir ve
şuur sahibi ışık ilahiyedir. Hayat, yani canlılık her seviyesindeki
ruhsal varlığın, her seviyesindeki madde ile bağlantısından
oluşur.
P: Evet. Ruh, bir elektrondur!.
bu elektron, sizlerin basit fiziğinizin tanımaya çalıştığı elektron
değildir. Fakat sizlere en yarayışlı şekilde sonuçlar vermesi
bakımından kullanmış olduğunuz bu kelimeyi, başka bir tarif
içersinde bizde kullanacağız. Bu söylediğimiz konuya çok dikkat
edin. Aynı kelimeyi kullanmakla beraber, ifade edeceğimiz
sözler, fiziğinizle alakalı değildir.
Elektron, bütün yaratılmış olanların esasıdır. Bu esas, sizin eski
insanlarınızın ifade ettiği monat, yada cevher değildir.
Elektron, herşeyin temeli, inşa edici birimi ve aslıdır. Bütün
kopyalar varlık sisteminde meydana gelen bütün değişiklikler
bunlara göre oluşur. Bu bakımdan canlılığı, hayatı ve evreni ve
bunun içersinde mevcut bütün boyutların çeşitli yoğunluktaki
etkilerini anlayabilmeniz için elektronu iyi anlamanız
gerekmektedir.
Elektron, ilk enerjinin birikip, yoğunlaşıp, sürekli bir yayılım
içerisinde kalmasından doğan özel bir yapıdır.
İlk enerji, sadıklar planının sizlere son celselerinde ifade etmiş
olduğu enerji türlerinin hepsini kapsar. Özellikle zaman enerjisi,
elektronun büyük bir kısmını teşkil edecek ham maddeyi
sağlamıştır.
Elektron, bütün bilginin, tohum halinde, enerjitik bir genişlikte
konsantre olup biriktiği yerdir.
Sizler için öyle garib, hatta öyle anlamsız bilgiler vardır ki,
onlar, evrenin temel taşlarını teşkil eden temel bilgilerdir. Eski
mısır da Horus un gözü, işte simge olarak bu, elktronu ifade
eder.
Mevcut olan mekanların ve bu mekanlardaki boyut sistemlerinin
(matamatik ifadelerin dışında) , elektron birikimleri ilgisi çok
fazladır. Bu demektirki ; ,boyut, mekan, zaman katlanmaları ve
burulmaları ve her türlü jenetik şıçramalar yani mutasyonlarını
hep elektron fazlalığından, azlığından veya değişik
kombinasyonlarının sürekli olarak sıralanmasından meydana
gelmiştir.
Eski mısırdaki güneş kursu, esasında dev bir elektron un aslıdır.
Genellikle güneş kursunun etrafında çevrelenmiş olan yılan
simgesi, elektrona bağlı olan boyutlanmaların ifade edilmesi
içindir. Bunların hepsi büyük siriüs kültürünün artıklarıdır. Yani,
size ulaşabilen kısımlarıdır.
Şimdi:sizlerin hayat, canlılık, ruh, beden, fizik ötesi
deyimleriniz; yanlış anlayışlara, yanlış kavramlara, yanlış
tariflere dayalı olmak üzere ; Fakat genede bir mantık akışı
içinde içerisinde bugüne kadar gelmiştir.
Normal ötesi yada anormal olarak gördüğünüz herşey, yahut
normal dışı olarak kabul ettiğiniz pek çok husus, normal olandır.
Normal dışı olan ; sizin normal olarak gördüğünüz şeydir. Pratik
olarak bundan, şunu kast ediyoruz.:
Bütün metapişik olaylar ile bütün mistik çalışmalar ve bunlara
bağlı olan her türlü deney ve yaşantılar, sizlerin yanlış anlayış,
yanlış kavrayıştan doğan tariflerinize nazaran, normal dışı
görünmelerine rağmen, doğru kavramlara, doğru tariflere
gidildiği zaman normal olacak şeylerdir.
İnsanın, sizin deyiminizle, duyular dışı yetenekleri kullanması,
normal olmayan bir olaydır. Oysa normal olan, duyular dışı
melekelerin kullanılması ; anormal olanda duyular yoluyla bilgi
edinilmesidir.
Zihninizin en geniş açıklığı, içerisinde yapabileceğiniz bütün
ameliyeler akıl yoluyla oluyor. Nitekim gözlemlerinizde duyu
yoluyla olmaktadır. Sürekli olarak duyu ve aklı kullanmak sizler
için normal bir yoldur. Fakat normal olan yani asıl olan, duyu
dışı algı ve sezgidir.
Şimdi, sizlerin dış varlıklarla irtibata geçebilmeniz neden
mümkün olamıyor, anlayabildiniz mi? Onlar, sizler için normal
olan akıl ve duyu yolunu değil ; sizler için anormal olan duyu
dışı sezgi yollarını ve buna bağlı olmak üzere de her türlü fizik
dışı araçları kullanmaktadırlar.
Meydana getirmiş olduğunuz uygarlığın tamamen dağılıp
gitmemesi için, binlerce yıldan beri, kültürümüzün öncüleri,
aranızda, her yörede mücadele vermişlerdir: En büyük ve en
yarayışlı keşiflerinizin, buluşlarınızın, klasik bilim adamlarının
dışındaki anormal çalışma ve göreneğe sahip kişiler tarafından
meydana getirilmiş olduğunu unutmayınız.
P :Elektron, sizi evrenle, sizi rabbinizle bir kılan ve gene sizi iç
beyninizden, öz ünden dışarıya taşırarak kişiliğinizi
olgunlaşmasını sağlayan; bütün madde yapısının, bütün açı ve
yüzeyleri ile kiristalleşmiş her türlü kabalığın, yoğunluğun tek
bir yön altında görünmesini sağlayan; işte o elektrondur.
Bu sözlerimizde kesinlikle şu mevcut değildir: Elektron yaradan
değildir!
BU konuyu, verdiğimiz bazı ip uçlarına bağlı olmak üzere
hazırlayacağınız sorularla derinleştirebiliriz. Başka?..
M.S: Efendim, geçen celsemizin bir yerinde : " memleketimizin
özel durumları mevcuttur. Özel durumların meydana getirdiği
kesin sonuçlar yaşanacaktır. "deniliyor. Bu kesin sonuçlar, nasıl
sonuçlardır ? Daha açık bilgiler verilmesi mümkünmüdür ?
P:Hayır. Sonuçlar, sizlerin giderek yoğunlık kazanan enerji
birikiminden dolayı, dünya yüzeyi seviyesinde yapacağınız
vazifenizin sonuçlarıdır.
Buradaki endişeniz, normal bir endişedir. Oysa esas olan
anormal olandır. evet.
M.S: Bir başka sorumuzda şu efendim: Bizlerden bir sonuç
alınamazsa, konunun kapalı bir sisteme bağlanacağı bildirildi. "
kapalı sistem nedir " ? lütfen açıklar mısınız.?
P: Bizlere vereceğiniz cevaplar ve bizim düzenleyeceğimiz
sorulara aldığımız karşılıklar, yeterince bir bilgi sistemini
geliştirebilmemiz için kaynak teşkil edecekse, kadronuzu aynen
koruyacaksınız demektir. Bunlar olmazsa tarafımızdan seçilecek
kişilerle ve tamamen kapalı olmak üzere çalışmayı sürdüreceğiz.
Bu demektir.
M.S: Anlasıldı, teşekkür ederiz. Efendim, bir başka sorumuzda
söyle:
Cebrail, Azrail, Mikail ve İsrafil isimli dört melekten söz ederiz
ama, bu sembolik isimlerin kesin olarak, bilhassa spritüel
bakımdan neyi anlattığını bilemeyiz. Bu semboller, birer varlığın
isimleri olmasa gerek. Dinsel yorumların üstünde bir açıklama
rica etsek, acaba mümkünmüdür?
Bu soruyu, satürn gezegeninin iki yapay yeni merkezinin
dünyamızı kıyametine hazırlamak için meydana getirilişi ile
israfil in yaptığı çalışım nedeni ile sormak gereğini
duyduk.Efendim.
P:Bizim size verebileceğimiz bilgiler, sizin kavramlarınıza
uygun olmak üzere verilmelidir ki fayda sağlasın.
Eski kültürlerin, siriustan aktarabildikleri bilgileri, çok garip
semboller halinde ve insan vicdanının rencide edici
mekanizmalar oluşturmak şeklinde meydana getirdiklerini
biliyoruz.
Cebrail in bizden farkı yoktur. O; elektron seviyesi, daha
doğrusu elektronda mevcut enerji düzeyi, bikülier sahasını
geçmiş olduğu için, bilgiyi saf bir halde nötralize ederek, belli
bir mekanda yoğunlaştırmayı sağlayan bir varlıktır.
Onun görevi sizin için bir bilgi aktarıcı rolünü üstlenmesidir.
Esasında cebrail, gerçekte bu görevin devamlı sahibi değil idi.
Azrail ise bir varlık değildir. O, evrende mevcut ve bütün kainat
için geçerli olan evrensel çürümenin (entropi) simgesidir.
Elektronun sıçrama göstermesi, üst bir boyutu araştırması ve
devamlı olarak kuyruğunu ısıran yılan gibi çeşitli boyutlar
içerisinde hareket etmesi, onun tabiatı icabıdır.
İşte bu yüzden evrenin her yerinde (entropi) çürüme vardır.
Bu konuyu, kendi bilgileriniz ışığında iyice inceleyiniz.
Sizce Mikailin görevi nedir?
M:S: Biz, Mikailin görevini, hesap tutucu yani başka bir ifade ile
sevapla günahı kaydedici:spritüel anlamda hafıza sistemi bir
meksefe durumu şeklinde anlıyoruz.
P: Kozmik biyolojinin en büyük amacı, bütün bireyleri arasında
elektronik uzmanlığın, her boyut içerisinde çokgenler halinde
birleşmesini sağlamaktır. Kozma biyoloji, bütün evren
canlılarının her ne boyutta bulunursa bulunsun, birbiri ile yapışık
olması içinde, yani kuvvetli bağlarla bağlanmış olmasını
meydana getirebilmesi için, böyle bir bağı oluşturabilmesi için,
sürekli bilgi yaymak ve almak zorundadır. İşte; Mikail ismini
verdiğiniz bir sistem vardır ki. Çalışmakta olan bir mekanizma
vardırki, bütün kozmık, kozmo biyolojik birimlerin arasındaki
bu bilginin akışını sağlar.
Peki, İsrafil den ne anlarsınız?
M:S: İsrafil i kıyamet habercisi, kıyamat düzenleyicisi olarak
biliyoruz kısaca.
P: İsrafil; kozmik biyolojik yapıların mutasyonunu düzenleyen
mekanizmanın kendisidir.
Bu günlük bu kadar. allahaısmarladık.
m.s:allahaısmarladık
CELSE: 4 6.5.1982
Plan:SİRİUS MİSYONU
medyom:ERGÜN ARIKDAL
celsede bulunanlar:MEHMET SANCAR,GÜVEN
ERER,AHMET HIZVEREN,
P: Göstermiş olduğunuz incelik için teşekkür ederiz. Demekki,
sizlere bazı hususları, daha açık bir şekilde konuşabileceğiz.
Kainat, bir şartsızlık gösterecek kadar sonsuzdur. Demekki,
sizlere bazı hususları daha açık bir şekilde konuşabileceğiz.
Her şeyde, evrene ait sonsuzluğu içeren elektron vardır. Dolayısı
ile sizin, maddesel olarak nitelediğiniz elektron ile alemleri
oluşturan, dolayısı ile evrenin iç bünyesini meydana getiren
elektron arasında temelde hiç bir fark yoktur.
Her zaman kavramakta güçlük çekilen, enerjinin birikimidir.
Güneşinizin enerji birikimi, gezegenininiz üzerindeki hayatı
oluşturmuştur. Bizim enerji birikimimiz, sizin güneşinizle
beraber 28 güneşi oluşturmuştur.
Şimdi: enerjinin birikimi, tek yönlü ve tek şekilde değildir. Onu,
sonsuz bir şekilde, sonsuz bir yönde ve sonsuz boyutlarda
düşünmenizin, şimdilik imkanı yoktur. Bu bakmdan sizlerle olan
konuşmalarımızda, ancak, sizin bir basamak üzerinizde var olan
bilgileri aktarmak zorundayız.
Temelde, elektron olarak kainat bir teklik içerisindedir. Sizin
birlik, vahdet dediğiniz ve bütün varlıkların en büyük idealleri
olan bu yön giderek yoğunlaşan bir enerji birikiminin
kaymalarından oluşan çeşitli hayat evrelerini bilmek, görmek,
alemi tanımak ve bütün, birleşmiş bir elektron olarak daha yoğun
bir hale geçmek sizlerin gelişimini, yani idealinizi teşkil eder.
Enerji yoğunlukları belli bir kesit içerisinde kontrol edildiği
zaman, en azından sizlerin kavrayabilmeniz için iki tip elektron
ile karşılaşırız. Biri maddenin, diğeri ruhun özünü teşkil der.
Bunların bir diğerine etkileri daima olur. Fakat bunların bir
birine karışmaları söz konusu değildir. Fakat bu sınırın, nerede
başlayıp nerede bittiğinide dünyasal realitenizin sağlamış olduğu
bilgiler vasıtası ile anlamanızada şimdilik imkan yoktur. Bu
nedenle ruhsal elektron ile maddesel elektronu kendi
boyutunuzda inceleyiniz. Onları bir birinden ayrı olarak
düşününüz.
Fakat şunuda gözden uzak tutmayınız ki alemlerinizde öyle
enerji birikimine uğramış, madde ismini verdiğimiz elektronlar
vardır ki, bunların içerdiği bilgi kapasitesi, şu anda sizin ruh
ismini verdiğiniz elektronun bilgi kapasitesinden daha yüksektir.
Elbetteki bu anlattıklarımız, ancak bir bilgi olarak, sizlere fayda
sağlamadan kabul edilebilir.
İnsan varlığının, özel bir durumu vardır. Sizlerin enerji
birikiminiz, içinde bulunduğu madde boyutun 12 mislidir. Bu
bakımdan kendinizle ilgili olan her çalışmada, maddenin
geliştirmiş olduğu enerji ffaliyeti arttıkça, sizinle olan orantısıda
o derece artar. Yani siz, hiç bir zaman 1/12 oranını
kaybetmezsiniz. Maddenin enerji birikimi arttıkça yani ondaki
elektronun içerdiği bilgi genişledikçe, sizin 1/12 oranında bir
genişlemeniz söz konusudur. Her genişlemeniz, farklı enerji
yoğunluğunda bulunan bu elektronlar arasındaki ilginin, giderek
daha sıkı bir şekil almasını sağlar. Maddenin bu bölümündeki
enerji, bu bölümdeki çoğalması, sizin,12 misli güçte olan
enerjinizin bir basamak daha gelişmesini sağlar. Ve ruh varlığı
dediğimiz yoğun enerjili elektron madde dediğiniz, ruha göre
1/12 oranında yoğunlukta olan elektrona, sürekli olarak sinyal
yollar, tembihte bulunur. Böylece maddenin gelişmesi sağlanmış
olur.
Esasında maddenin gelişmesi demek, onun elektronundaki
bilginin genişlemesi demektir. Bu bilgi ile beraber genişlemekte
olan enerjinin etki sahası, ruhun daha geniş bir alan içerisinde
deneme yapmasını ve evrenle olan derin ilişkisini artırır.
Doğuşunuzun asıl sebebi budur. Maddi elektrona bağlı olan
bilgiyi almakla beraber, ona yeni bilgilerde kazandırmak, onun
12 misli yukarısında bulunan ruh elektronunun görevidir. Çünkü
bu enformasyonun,bu bilginin giderek yaygınlaşması,
genişlemesi, yani enerji yükünün artması, giderek onun daha
mükemmel bir elektron olmasını sağlaycak ve sonsuzluk
içerisinde belli zaman kesitlerinde sizin göreceğiniz vazifeyi, ruh
elektronu olarak artık o görecektir.
Şimdi; tek bir elektron için macera böyle olmakla beraber, bir
yığınak olarak elektronları düşündüğünüz vakit olay başka türlü
cereyan eder. Nasıl ki, maddenin kendi arasında kendi arasında,
çeşitli enerji alanları var ve buna bağlı olmak üzerede çok çeşitli,
çok değişik, seviyeli varlıklar vardır. Her iki tarafında
ortalaması, o varlığın veya seyin kişiliğini oluşturur.
M:S: Efendim, bundan sonraki soracağımız soruların hemen
çoğu, bu cevabınızın içersinde cevaplanmış bulunuyor. Fakat,
eksik veya yanlışlarımızın kabul verilmesi bakımından bu
soruları da arz etmek istiyorum, izin verirseniz.
P:Buyurun.
M:S: " elektron ilk enerjinin birikip yoğunlaşarak sürekli bir
neşriyat içersinde kalmasından doğan özel bir yapıdır," denildi.
Bu özel yapı giderek gelişiyor, büyüyor ve eski mısırdaki güneş
kursu ile simgelediği dev bir elektronu oluştuyor. Buradaki
çoğalma, büyüme, gelişme, teklik içinde olmaktadır. Örneğin, ilk
enerjide giderek, birikerek ve dolayısıyle yoğunlaşmasını
artırarak dev bir elektronu oluşturuyor diyebilirmiyiz?
P: Daha evvel söylediklerimize göre yeniden düşününüz.
M:S: " Elektron, bütün bilginin tohum halinde enerjitik bir
zenginlikte konsantre olup biriktiği yerdir. " tarifinizle: sadıklar
planının bize anlattığı " öz " tarifini aynı şekilde anlatıyor.
Örneğin öz dede bütün tanrısal bilgi, evren bilgisi çekirdek
halinde saklıdır. denilmişti. Bu iki tarif arasında bir ayrılık varsa
açıklanmasını rica ediyoruz.
P: Bunada gerekli cevabı verdik. Burada size bir durumu ifade
edelim.; Bizim sizlere anlatmak istediğimiz ve medyumun
kapasitesine göre aktarmaya çalıştığı bilgi, dünyanızda çok az
insana daha kapalı olmak üzere verilmiştir. Sizin bir öncelik
hakkınız var. Daha evvel belittiğimiz gibi özellikle
medyumunuzun gelişindeki bazı özel sebebler nedeni ile bu
bilgilerin, insanlar tarafından, herhangi bir noktadan itibaren,
bilinmesi gerektiği şart olmuştu.
Elinizde mevcut, özellikle 3500 yıldan beri insanlara kendi
kapasitelerine göre bilgi veren ve sizlerin mitolojide Tanrılar
olarak ifade etmiş olduğunuz, Alfa tipi elektron bilgisi taşıyan
varlıkların görevi bitmiştir. Onların size bırakmış olduğu bilgi,
sizlerin enerji yoğunluğunuzu artıracak düzeyde değildir.
İnsanlık, bütün çirkin manzarasına karşın, elektronik enerji
seviyesini, maddenin elektronik seviyesine bağlı olarak
genişletebilmiştir. Ve bu bakımdan yeni çağın bilgiside bir
mecburiyet olarak verilmiştir.
Yeni çağın bilgisi, hiç süpheniz olmasın ki,Alfa sınıfı bilgiyi
değiştirecektir. Bu gerçekten sizde olan bir değişim değildir.
Dünyanızın bütün noktalarında olan bir değişimin sonucu kendi
sisteminize doğru yayılan, sisteminizden size doğru dalga dalga
gelen elektron oklarının, nihayet düşük seviyeli enerji
kalkanlarını parçalayıp içeriye sızmalarından doğmuştur.
Sözlerimizi, hayali romanların cümleleriyle karıştırmayınız.
Bunları söylerken medyumunuz katiyen anlamıyor. Oda en
azından sizler kadar anlatılan şeylerin üzerinde uzun uzun
düşünerek kavramaya çalışıyor yada hatırlamaya...
Bu bakımdan, şunu tekrar belirtelim ki, biz sizlere hala bilginin
kapısını açmış değiliz. Sadece değişik tarzda düşünmenize
yardım edecek bazı çelişik noktaları göstermeye çalışıyoruz.
Değişik düşünmeye, alemi değişik tanımaya ve kavramaya
alişmanız gerekir.
Dinleriniz, sonu bitmiş yollardır. Felsefeleriniz suyu kurumuş
kuyulardır. Tek açık olan yolunuz, henüz emekleme çağında
olan araştırıcı, deneyimleyen biliminizdir.
Bu bakımdan var olan bilgilerinizi, ilmi bir şekilde yeniden
kazanmak için çok gayret göstermeniz gerekecektir . 3500
seneden beri sizleri ,enerjinizi yükseltmeye çalışan ilahların
görevi bitmiştir. Sizlere verilecek olan bilgilerin seviyesini
yükseltmek, sıklığını artırmak için, yaratılmış tabiat ile yaratan
tabiatı yeniden anlamanız gerekir. Başka sorunuz varmı?
M:S: Bir planın uzantısı olarak romalı bir varlık tarafından bize
ruhsal enerjiden, hayat ve zaman enerjilerinden bahsedilmişti.
Hayat ve zaman enerjilerinin değişik oranlarda karışımı,fizik
enerji türlerini ve dolayıylada değişik mekenları oluşturur
denilmişti. Fakat bunların tek olarak evreni oluşturmayacaklarını
ruhsal enerjinin bu iki tür enerjiden üstün ve onları tasarruf
edebilen tek enerji olduğu belirtilmişti. Sadıklar planının son
celselerinde bizlere ifade etmiş olduğu belirtilen enerji türleri,
bunlar olsa gerek. İlk enerjinin hepsinin içine aldığı bu enerji
türlerinden ruhsal enerji elektronmudur? yahut ruhsal enerjiyi,
bize elektronla ilgili olarak lütfen açıklarmısınız? ve sözünü
ettiğimiz romalı bir varlık sadıklar planının bir uzantısımıdır?
P: Enerji tektir. Ve o elektronlara, sonsuz yoğunlukta
yerleşmiştir. Her yerde, her şeyde, her boyutta enerji vardır. En
baştada söylediğimiz gibi, sizin ruhsal olabilmeniz, madde
enerjisinin 12 misli bir yoğunlukta olmanızdan oluşmuştur. Bu
kadar.
G:E: Efendim burada bir soru sorabilirmiyim? O zaman ruh ve
madde elektronları ikilemi ortadan kalkıyormu?
P: Sizin boyutunuz içersinde hayır. Üçüncü kez tekrar ifade
ediyoruz ki, sizlere verilmiş bilgiler özellikle sadıklar planının
yaptığı bildirmenin, 3500 yıllık bir birikimin geçişini sağlamak
için, dönüşümü meydana getirebilmek için, elektronik hızın
girdaplarının artmasını sağlamakverilmiş bilgilerdir. O bilgilerde
büyük enerjiler yüklüdür. Fakat şimdi bu sözlerin,sizlere
vermeye başladıklarımızla beraber birçok yerlerini yeniden
anlamak ve inşa etmek zorundasınız. Cevabımız bu kadar.
M.S: Efendim, " Özellikle zaman enerjisi, elektronun büyük bir
kısmını teşkil edecek ham maddeyi sağlamıştır." sözünü hiç
açamadık. Lütfen açıklarmısınız?
P: Bir daha okumusunuz?
M.S:(Soru tekrar edilir)
P: Elektrona intikal eden bilginin yerleşmesi ve bünyede gerçek
bir kapsamı olabilmesi için, zaman enerjisinin, bir doku gibi
bütün bu bilgi şebekesinin içine sızması gerekir.Eğer zaman
enerjisi olmasaydı, bilginin elektronda sabitleşmesi mümkün
olmazdı. Bu kadar.
M.S: Ruh, insan olarak maddeyi gelişim aracı olarak
kullanıyor.Tıpkı bunun gibi, ruhu da elektronun tekamül aracı
olarak kullanmakta olduğunu söyleyebilirmiyiz?
P: Anlattığımız bilgilerle sorunu başka türlü anlaşılması gerekir.
M.S: Tekrar düşünelim efendim. Geçen celsemizde anlaşılmayan
bir konu var. Onun açıklanmasını rica ediyoruz. " Cebrail in
bizden farkı yoktur. O, elektron seviyesi, daha doğrusu
elektronda mevcur enerji düzeyi, biküler sahasını (sistem
içersindeki enerji alanlarının bileşkesini) geçmiş olduğu için,
bilgiyi kutsanmış, yani somut bir halde nötralize ederek yani
yalınlaştırarak, belli bir mekanda yoğunlaştırmayı sağlayabilen
bir varlıktır." ifadenizdeki Biküler sahasını anlayamadık. Lütden
açıklarmısınız?
P: Cebrail in biküler sahayı (sistem içersindeki enerji alanlarının
bileşkesi) kullanması söz konusudur. Bu, bütün varlıkların çeşitli
seviyelerde kullandıkları yeteneklerdir. Yanlız Cebrail de
mevcut olan, sistem büyüklüğünde bir uygulamadır. Sizinde
biküler sahayı kullandığınız her zaman olasıdır. Mesela, şu anda
dahi medyomunuz biküler sahayı kullanarak, sizlerin meydana
getirmiş olduğunuz enerji alanının bileşkesine göre, bir nevi
ortalamasına göre, bir enerji alışverişindedir. Ve size bilgi
aktarmaktadır. Bu kadar.
M.S: Teşekkür ederiz, efendim. Evrensel entropi (çürüme) ile,
insanın sürekli olarak evreni etkileyerek değişimlere
uğratmasından ne anlamalıyız?
P: Siz bu sorunuzu anladınız mı?
M.S: pek anlayamadım da, onun için açıklanmasını rica
ediyorum.
P: Sorduğunuz soruyu anladınız mı?
M.S: Esasen evrensel Entropinin açıklamasını rica ediyorum.
P: Entropi (çürüme), O sizin dünya deyiminiz. Fakat anlatmak
istediği şey bütün alemlerde geçerlidir. Yoğunluk itibariyle
enerji alanlarının ve yoğunlaşmış enerjilerin, devamlı olarak
genişlemek, bulundukları alanın dışına taşmak, Evselsel çekim
yasasıyla, hakli olarak entropiyi meydana getirmektedir. Yani
bulundukları sistem dışına taşması eylemi. Buna karşılık,
entropinin (çürümenin) bu dağılımcı özelliğine karşılık,
sistemlerin ve bunları dışarıdan koruyan alemlerin belli enerji
yoğunluklarını sağlayabilmesi içinde entropiye zıt gerileyici bir
faaliyet mevcuttur. Anlayabileceğiniz seviyede bir örnek:
Hayatınız, yani organik maddenin enerjetik kaybı, bütün
frenlemelere rağmen, entropi (çürüme) yönünde gelişmektedir.
Ve bu sizin deyiminizle ölümü teşkil eder. Ama elektronik
bilginiz, genel ortalamasında ihtiva ettiğiniz bilginiz arttıkça, bu
dağılmaya karşı, ondan daha güçlü olmak üzere toplayıcı
enerjiniz galip gelecektir. Bu da sizin çok yaşamanıza ya da bu
boyutta olmamakla beraber ölümüzlülüğünüzü meydana
getirecektir.
Henüz anlattığımız bilgilerin yüzde birini bile kavramış durumda
olmadığınız için, sorduğunuz soruların cevaplarını bu nispette ve
dağınık olarak vermek zorunda kalıyoruz.
Sorularınızı geçmiş bilgilerinizin araştırılmasına yöneltmeyiniz.
Sizi yanıltacak yada bağlanmış olduğunuz putlarınızdan ayıracak
değiliz. Gerekirse bütün bilgilenmeyi ortadan kaldırabiliriz.
Size evreni, başka türlü harflerle ve yazılarla ve imajlarla okuma
imkanı ağlamak için, bir pencere araladık. Sizlerin kapsamınızı
biliyoruz. Zarfın içinde olanı okumak bizim için hiç birşeydir.
Sİzler için bir yol hazırlamaya çalışıyoruz. Çünkü gerçekten
işlerin görülebilmesi için, sizlerin daha becerikli olması
gerektiğine karar verildi. Bunları sizlere anlatacağız ve
öğreteceğiz. Her yeni değişimde, normal olarak insanoğlu direnç
gösterir. Direncinizin şu faydası vardır, Size enerjisini gönderen
sistemin dozajını ayarlamsına yardımcı olursunuz. Şimdi bizde
aynı şeyi yapıyoruz.
CELSE 5 3.6.1982
PLAN:SİRİUS MİSYONU
MEDYOM:ERGÜN ARIKDAL
HAZIR BULUNANLAR:MEHMET SANCAR,GÜVEN ERER,
AHMET HIZVEREN
P:Evet.
M.S:Efendim,bu celsemizde şöyle bir yol izlemek
istiyoruz.Örneğin bir sual soruyoruz.Cevabınızda,diğer
sorularımızın cevaplarıda bulunuyor.Fakat bu cevabınızı,bu
gün,anında kavrayıp,asıl sorulması gerekenleri soracak durumda
değiliz.Bu nedenle,sorulmaması gerekenleri sormuş
bulunuyoruz.Bu aksaklığı önlemek için,birbirleri ile ilişkili
gördüğümüz soruları peşpeşe sorsak,sizde bunları grup halinde
cevaplandırsanız acaba daha uygun olmazmı?
P:Medyomunuzun bütün bunları hassas ve ölçülü bir biçimde
aksettirmesi şüphe götürür.Bu bakımdan sorularınızı kısa ve açik
olarak,teker teker sormanızı istiyoruz.Medyomunuzun
uyguladığı bazı prensipler vardır ki,bunlarıda bizim kabul
etmekten başka çaremiz yoktur. Mesela,sizlerle hiçbir şekilde,
bu konuda ortak çalışma yapmak istemiyor.Halbuki konuşmalara
katılabilseydi,pek çok sorunumuzu halledebilirdik.Şimdilik bu
şekilde çalışma yapmalısınız.Evet .
M:S:Efendim,"Enerji de tektir,elektron da tektir.ne varki,ilk
enerjinin birikimi ve sürekli kaymaları,hem enerji türlerini ve
hemde elektron tiplerini doğurmustur" diyebilirmiyiz?
P:Elektron tiplerinin ayrı kimlikler içerişine
bürünmesi,içerdikleri bilgiye bağlıdır.Bilgi tanecikleri ismini
verebileceğiniz elektronların hem enerjitik bakımdan,hemde
taşıdıkları bilgi yükü bakımından birbirlerinden farklı olmaları
gayet normaldir.
Bir elektronun devresel gelişimi,çeşitli oktavlar halinde meydana
gelir.
Her oktav,bir tür geçişi temin eder.
Şimdi size,kendi dünyanızla ilgili bir örnek verelim:
Bundan evvelki dünya soyu,yani tufan öncesi soy ile tufan
sonrası soy arasındaki fark,bir oktav farkıdır.Oktavın
anlamı,enerjitik titreşimin,ve bilginin enerjitik yapısının daha
yüksek seviyede oluşunu ifade eder!. Fakat bilirsinizki
,kullandığınız çalgilarda,üst üste,yada ard arda gelen,çeşitli
oktavlarınız vardır. Bunlar,herşeyden önce titreşimsel enerji
farkını gösterir.
Şimdi sizlerin tekamül hareketiniz, bilindiği gibi spiral (helezon)
harekettir.Her büyük devresel hareket in sonunda,bir oktavlık
mesafe alınmış olurki, burada, yeni bir soyun ortaya çıkması söz
konusudur.Yani, o soyu teşkil eden elektronların kapsamı, bir
evvelkine nazaran bir oktav daha yüksektir.
Pusinkua,buna siz pisagoorus dediniz.Pusinkua,siriuslu bir
öğretmendir.Evrensel oktavlar üzerinde,yani gelişmeleri
oluşturan titreşim esaslarını incelemekte,kendisini çok
geliştirmiş bir varlıktır.Pusinkua,bu konuda,bir takım
bilgileri,yer yüzünde bulunduğu üçüncü devrede anlatabilmiştir.
Enerji kaymaları şimdilik sizler için bir kavram olarak
kalmalıdır.Çünkü enerjinin ne olduğu hakkında sizlerin,bir
zihinsel görüye sahip olmanız öncelikle
gerekmiyormu?Gerekiyor.Fakat.Bazı konularda yok denecek
kadar az bilgileriniz var.
Bizim size vermek istediğimiz,esas itibariyle,elektronların ortaya
çıkma biçimleridir.Onların nitelikleri hakkında sizinle
görüşemeyiz.Ama,bazı gerçekleri size ifade etmemiz
gerekiyor.Bu,sonuç olarak bir eğitim ve öğretim işidir.Evet
başka bir sorunuz varmı?
M.S:Efendim,alemlerimizde yoğun enerji birikimine uğramış ve
bilgi kapasiteleri,bizim ruh elektronlarımızı çok aşmiş;fakat bize
maddesel olarak gözüken elektronlar için anlayabileceğimiz
örnekler rica edebilir miyiz?
P:Size,kendimi örnek verebilirim.Buradaki halimizle,fizik
planetinize gelemiyoruz.Sizin fizik planetinize gelebilmemiz için
"K " sistemi dediğimiz bir sistemi kullanarak,daha doğrusu "K"
sisteminden elde ettiğimiz bir vasıtayı kullanarak fizik
planetinizde,sizler tarafından görülmemiz mümkündür.
K sistemi,bizim fizik bedenimizin adeta bir kopyasını çıkaran bir
sistemdir.Bu kopyayı elde ettikten sonra,onu tıpkı ve aynen bizi
temsil edecek şekilde ve fakat gidilecek yere uyum sağlayacak
şekilde heryere gönderebiliriz.
K sistemi örnekleri,yeryüzünün birçok yerlerinde vardı.Hala da
vardır:
Bunlar,tıpkı ve aynen,fakat bulunduğu yerin koşullarına uymuş
şekilde,bir bakıma beşerileşmiş varlık görünümü altında bulunan
çok yoğun enerjiye sahip varlıkların kopyalarıdır.Bulundukları
yerin şartlarına uyarak,her ne türlü yasa varsa,aynen onlara
uyarak oluşurlar.Doğarlar,çoğalırlar,yaşarlar ve ölürler.
Fakat,bütün yönetim ve öğrenilenlerin biriktiği merkez K
sisteminin ötesindeki,yüksek enerji yoğunluğunun ta
kendisidir.Buradan size pratik olarak birşey daha ifade
edeyim.Sizlerin zaman zaman gördüğünüz ve takip ettiğiniz
birçok gök cisimlerinin arasında K sisteminin değişik safhalarda
işleme uğradıktan sonra birer araç görünümü alan varlıklar da
vardır.Bu varlıklar,doğrudan tek bir enerji yoğunluğu olarak çok
çeşitli oluşum gösterirler.Onların aniden belirip,aniden
kaybolmaları,varoldukları halde gözükmemeleri,bunun küçük
işaretleridir.Fakat bu demek değildir ki,fizik planın
maddelerinden el emeği olarak meydana getirilmiş aletler
mevcut değildir.Onlar da vardır;fakat onların yönetim şekli
şuurlu elektron akımları vasıtasıyla olur.K sistemi,sizin
anlayacağınız dilde,enerjileri,halden hale dönüştüren bir
sistemdir.Bir nevi gökkuşağı gibi.
Sizde bir inanç vardır:Gökkuşağının altından geçen,cinsiyet
değiştirir derler.O,elbette ki,tamamen size göre bir anlayışın
ifadesidir.Fakat içinde hakikat taşımaktadır.Sadıkların sizlere
söylemiş olduğu çoğaltma yasasının ve çoğaltma olayının iyi
farkına varabilmeniz için,yukarıda söylediklerimizle yeniden bir
düşünce çalışması içinde bulunmanızda fayda vardır.Evet
buyrun.
M.S:Efendim,ruhsal olabilmemiz,maddesel enerjinin 12 misli bir
yoğunluktan oluşmaktadır.Üç boyutlu sistemimizde ise,ruhsal ve
maddesel olmak üzere,iki tip elektron vardır.Bu bilgiler ışığında
ruhsal enerjinin misli yoğunluklarının,evrende daha değişik tipte
pekçok elektronlar oluşturduğunu düşünebilir miyiz?
P:Düşünebilirsiniz.
M.S:Bir başka sorumuz şu efendim:Üç boyutlu yeryüzü
sistemimizi,bu sistemin insan varlığının 12-de 1 yoğunluktaki
enerji birikimi doğurmuştur.Bu sistemde ise,madde,bitki,hayvan
ve insan elektronları da vardır.Maddeyle insan arasındaki 1/12lik bağlantı
içerisinde,bitki ve hayvan elektronlarının oranı
nedir?Yahut bu konuda ne düşünebiliriz?
P:Sorunuz biraz haddinizin dışına çıkmış! Şu bakımdan
ki:Yeryüzünde var varolan ve sizin önemsediğiniz varlıklar
ile,Dünya planetinin kendisi,elektron yapısı bakımından aynı
oktav içerisinde kalır.Yani,örneğin, -x- oktavı içerisinde bulunan
Dünya maddenizin en kaba enerjetik yoğunluktan,en süptil
enerjetik yoğunluk arasındaki fark,sizin yapınız ile biyolojik
yapınızı teşkil eder.
İşte bütün bu oktavın 12 misli üzerinde bulunan kendi öz
benliğiniz,bütün bu oktava hakim olarak,hayat dediğiniz canlılık
faaliyetini ortaya çıkarır.
Bu bakımdan bu eşlenme,evrenin her noktasında mevcuttur ki
her planetin kendi oktavı içersindeki enerjetik
yoğunluğu,birbirinden farklıdır.Siz hiçbir zaman kendi oktavınız
dahilinde bulunan maddelerin aracılığı ile yapmış olduğunuz
aletlerinizle ve yine oktavınıza dahil olan organik
gözünüzle,diğer planetlerdeki varlıkları
izleyemeyeceksiniz.Yeter ki,oradaki varlıkların sahip oldukları
K sistemini kullanabilme güçleri içerisinde size uygun bir
seviyeye gelerek veya sistemlerini indirgeyerek gözüksünler.
Komşu gezegenleriniz,varlıklarla kaynıyor ve sizin kendi
gezegeninizde göremediğiniz,yani oktavınızın dışındaki
oktavlarda faaliyette bulunan,sayı itibariyle en azından sizler
kadar mevcut varlıklar vardır.
Bunlar,bilinir,sezilir ve izlenebilir durumdadır.Bu
varlıklardan,sizin oktavınızda,en üst seviyeden onların en alt
seviyeden sizin,kontakt durumunda olan ve hepinizin bildiği
kinoslar vardır.Kinoslara siz cin diyorsunuz.Kinoslar ve
hümüller,bunlar bizim deyimlerimizdir.Hümüller,kinoslardan
daha gelişmiş fakat sizin oktavınızda elektron enerjisine daha
fazla sahip olmayan,dalayısıyla bilgi bakımından daha
geridir,fakat kinoslardan daha ileri bir varlık sistemi daha vardır.
Şunu ifede edelim ki,insanlarla,bunlar arasında kesinlikle oktav
bakımından bir ayırım vardır.Ve sizlerin hiçbiriniz,hiçbir insan
geçmişte ve şimdide kinos ve hümüllerle isteyerek irtibat
kuramamışlardır.Enerjitik yoğunlukları ve bilgi seviyeleri buna
başlıca engeldir.Kazanılan ve edinilen,geriye alınmaz.Bu,evrenin
en büyük adalet mekanizmasıdır.Dolayısıyla,sizin dilinizde
tekamülde geriye dönüş yoktur.
Ne varki,kinos ve hümüller,kendi içlerinde atılım yaparak
yani,enerjitik güçlerini artırmak ve bilgilerini daha fazla depo
etmek için sizin oktavınıza girerler,ve bazı insanlarla geçici ve
kaba seviyeden ilişki de kurarlar.
Bu söylediklerimizi iyi değerlendiriniz,çok iyi araştırınız.Bizim
deyimlerimizi kullanmayınız.Hümüller için şimdilik kendi
dilinizdeki peri sözcüğünü kullanabilirsiniz.
Fakat imajinasyon olarak alışılmışın tamamen dışında bir
imajinasyona ulaşmanız gerekir.Onlar,sizin uyum yapmayan
organik yapılarınız sebebiyle,garip şekillerde acayip mizaclarda
ve tuhaf huylarda ve sıfatlardaymış gibi
düzenlenmiştir.Bunları,yavaş yavaş daha makul bir seviyeye
indiriniz.
Görüyorsunuz ki,eğer farklı ve temel bilgilere
ulaşırsanız,şimdiye kadar biriktirip getirmiş olduğunuz bilgi
taneciklerinizin hızlanma sürecini daha fazla artırabilirsiniz.Bu
konuda acele etmeyiniz.Kısım kısım işlemeye
çalışacağımız,vermek istediğimiz bazı bilgiler
vardır.Örneğin,bunlardan bir tanesini bugün özetle
anlattık.Başka sorunuz var mı?
M.S:Efendim,yaratılmış tabiat,algılayabildiğimiz
oluşumlardır.Örneğin fizik dünyamız ve fizik evrenimiz
gibi.Yaratan tabiat sonsuz evreni,sonsuz değişimlere uğratan
elektronlardır yani,enerji birikimleri ve kaymalardır.Bu
anlayışımıza siz ne dersiniz?
P:Yaratılışın vasfı hakkında size söylemiş olduklarımızı şimdilik
unutun.Daha sonra hatırlamak üzere şu söylediklerinizi
ezberleyiniz.
Yaratıcı,sabit ve kesindir.O ancak değişken olanlarla tezahür
eder.Değişken olanlar bütün varlığın doğumunu yapan
tanrılardır.Enerjinin yoğunlaşması ve elektronun bütün bilgiye
sahip olarak hareketi kesin ve sabit olan yaratıcının eseri
değildir.Bütün eser değişken olan tanrılarındır.Bugünlük bu
kadar.
M.S:Teşekkür ederiz
PLAN:SİRİUS MİSYONU
MEDYOM:ERGÜN ARIKDAL
HAZIR BULUNANLAR:MEHMET SANCAR,GÜVEN
ERER,AHMET HIZVEREN,
P:Evet.
M.S:Sizin bize vermek istediğiniz,esas itibarıyle,elektronların
oluşma seklidir.Beş duyumuzla ve yarı yamalak psişik
güçlerimizle algılayabildiğimiz, canlı cansız, soyut
somut,elektron oluşumları ötesinde bizi yukarılara itecek
elektron tezahür şekilleri nelerdir.Bu konuda açıklamalar rica
ediyoruz.
P:Her celsede sormuş olduğunuz sorular, pek dar kalıplar içinde
kalmaktadır. Birçok şeylerin pratik tatbikatlarını benimseyen bir
haliniz var.
Biz size,evrenin gerçek tohumu olan elektron hakkında,
hemen hemen hiç birşey anlatmadık.Bununoluşma şeklinide
sizler,ancak bizim size verdiklerimizden sonra doğru dürüst
tesbit edebilirsiniz.Yaptığınız gözlemlerin sizlere sağladığı
bilgiler,belli bir açıdan doğru olabilir.bu da sizin anlayışınıza
bağlıdır.
Yukarılara itilmek problemine gelince:
Evrende hiç bir sistem:belli bir bilgi birikimine gelmiş, bilgi
tanecikleri bakımından kendi devresine ait yoğunluğu kazanmış
bir varlık ne yukarı itilir, nede yukardan çekilir.Yani, sizin
gelişme ve tekamül dediğiniz olgu, tamamen sizin mücadelenize
bağlı bir olgudur. Sizi yukarı itecek olan, sizin bilgi
birikiminizdir. Bunu hassasiyetle dengellleyip, bir nevi tersine K
sisteminden geçiyormuş casına, sürekli yayın içinde bulunmanız,
değişik hatlardaki gelişme kanallarına bağlanmanızı sağlar.
Size şunu tekrar ifade etmek istiyorum Gelişme,sadece
tatbikatlerin verdiği yorgunluk, acı veya sevincinizin sonunda
oluşmaz.Oktav mesafelerini katedebilmek için,bütün bunların en
önünde,bilgi taneciklerinin yoğunluğunu artırmak gerekir.
Şimdiye kadar zannedilmiştir ki, yapılan her türlü tecrübe,
çekilen ızdırap veya hayat tecrubesinin çeşitli bölümlerinden
elde edilen duygusal izlenimler, gelişmenin esasıdır. Hayır!.
Doğa nızda gelişme düzeninin gerçekleşmesi çok zor olmaktadır.
Gelişme düzeninin gayet sert, öğütücü, ezici ve kırıcı yanları,
hafifletici ve şefkatli yanlarından daha fazladır.
Acının kaynağı, bilgisizliktir. Hata, acıyı doğurur.Hatanın
kaynağıda bilgisizliktir.
Evrenin uyum ilkelerine uymanız,sizin ahlaksal yapınızın
esasıdır.bu ,aynı zamanda evrensel uyum bilgisinin,sizde, tohum
halinde bulunan bilgi taneciklerinin faaliyete geçmesi ile olur.Bu
yüzden ahlak anlayışınız çok seçeneklidir. Çünkü her varlıkta
evrensel uyum ilkelerinin saklandığı bilgi tanecikleri farklı
gelişmede,büyümededir.
Tek bir ahlak,tek bir doğruluk,tek bir güzellik anlayışı
yoktur.Dünyanız,üstünde bulunan bütün oktavlara mensup
varlıkları ile sizleri, tanrı gibi kabul edilen dünya gerçeği içinde
,aynı hatta bulunmaya mecbur edilen bir sistemdir.
Zorlanma, sevk hatta, kaba kuvvet, doğanızın, mayasında vardır.
Sizin ortamınız,ego dediğiniz saklayıcı bilginizin, bu
özelliğinden ayrılmasını sağlamak için vardır. Yani sizler
saklayıcı bilginizin bu vasfını yitirmesi için gayret ediyorsunuz.
Saklayıcı bilgi ,normal eşleşmeye girdiğinde, uyum oluşmuş
olacaktır.Çember tamamlanmış olacaktır.Ve böylece ego olan
her türlü davranışınız, düşünmeniz ve uygulamanız,uyuma bağlı
bir vicdan anlayışı olarak, düzgün ritmler halinde seyredecektir.
O halde,eski bilgilerinizin ve eski bilgilerin, her türlü
geleneğinizin,ego nun düzeltilmesine ait,ego nun öldürülmesine
ait sözleri ,tamamen yanlıştır.Ne düzeltilecek ,ne öldürürülecek
bir konu söz konusu değildir.Hele yeryüzünde bunun
düzeltilmesi, bulunduğunuz yerin hiçde müsait olmayan şartları
içinde olası değildir.ortadan kaldırılması imkansızdır.
Bu konuşmayı yapmamız, medyumunuzun, insanlar üzerindeki
en saf ve en özlü kritik olan noktayı aramasının bir cevabı
ollarak ortaya çıkmıştır. Sizin elktronlarınız, devamlı bilinmeyen
ve bilinemeyecek bir zamandan beri, sürekli olarak, kendi iç
enerjisini artırmak tadır.İç enerjinin artımı evren düzeni
içerisinde,ondan yararlanma imkanını kesinlikle sağlar.
Dünyanız size, pek az şey sağlamaktadır.Şöyleki:
Pratik bakımdan elde etmiş olduğunuz sonuçlar,yani gelişme
düzeni içerisinde kat etmiş olduğunuz mesafe, mücadelenize
oranla çok azdır.Yani alın terinizin karşılığını çok az derecede
alıyorsunuz.Bu bulunduğunuz sistemin gereğidir.Yani
,bulunduğunuz sistem,size daha fazlasını verebilecek bir
kapasitede değildir.bir topraktan onun gücünün dışında hasat
beklemek imkansızdır.
P: O halde, yeryüzünde niçin varsınız?
Elektronlarınızın, iç enerjinizin belli bir oktav içerisinde
bulunması, hızlanma prensibinin gereği olarak, sizi buraya
çekmiştir. Enkarnasyon dediğiniz olaylar, iç hızlanmanın gereği
olarak ortaya çıkar. Her varlık, iç hızlanmasına uygun olarak,
belli bir sistem içerisinde, kendine en müsait teksiri meydana
getirmek suretiyle enkane olur.
Yer yüzündeki bütün enkarnasyonlar teksir enkarnasyonudur. Şu
manadaki:
Bütün şuur halinizle yeryüzünde tezahür edemiyorsunuz. Adeta
gölgeleriniz, gölge şuurlarınız, gölge idrak ve anlayışlarınız, bir
canlı sistem içersinde tezahür etmektedir. İşte insan budur. Bu
noktaya parmak basınız.! Çünkü etrafınızda olup biten büyük
beşeri olayların pek çoğunda, bu prensibin tatbikatını
göreceksiniz. Evet.
M:S: Var olabilmemiz, karşılıklı enerji alış verişi ile
mümkündür. Farkında olmayarak, kendiliğimizden yaydığımız
enerji, bir başka varlığın ilk nedenidir. Örneğin bizim düşünce
formlarımız, bir oktav altımızdaki cinlerle aramızdaki perileri
oluşturuyor. Geliştiriyor .Bu düşünceden hareketle desekki: Biz
insanlarıda birkaç oktav üstümüzdeki yüksek varlıkların düşünce
formları oluşturuyor, besliyor. Bu düşüncelerimize siz ne
dersiniz.?
P:örneğin biz, yeryüzünde ,kendi düşüncelerimizin sonucu
olarak bir doğuma veya bir ölüme sebeb olabilirmiyiz.?.
Muhtemelen sizin sisteminize bağlı kalmak şartı ile başarabiliriz.
Yani, doğması gerekeni doğurmak, ölmesi gerekeni öldürmek
gibi, Hususi bir nizam yaratmadan. Keyfi bir tatbikat yapmadan.
MEDYOM:Lütfen sorunuzu tekrar edermisiniz.?
M:S: (Soru tekrar edildi.)
P: İlahilik prensibi, kendimizden verdiğimiz örnek gibi çalışır.
İlahilik prensibi, hiçbir şekilde mevcut düzeni değiştirerek belli
bir kaprisi gerçekleştirmez. Sizinde ifade ettiğiniz gibi, herşey içi
içe yansıyan ortaya çıkışların,yani bilginin eseridir. Ortaya çıkış,
bilginin forme edilmiş şeklidir.Ortaya çıkarabildiğiniz her şey
bilginizle kaimdir. Her ortaya çıkarttığınız,bilginizin bir eseridir.
Fakat bilginiz,ortaya çıkışa sebeb olmayabilir. O halde bilginin
görünür hale gelmesi ayrı bir konudur. Burdaki inceliği
araştırmanız gerekir.
Bilginin görülür hale gelmesi,yani seri kalıplara bağlanması,
gerçekten bir irade işidir. Ve bu iradeyle,oktavla ölçülmeyecek
derecede bir enerjitik birim anlatılmak istenmektedir.
Şimdi sizinde bilginize uygun olarak görünüşleriniz
vardır.görünüşlerinizin kaynağı, derin şuur altınızda saklı
bulunan bilginizin çeşitli kopyalar halinde, kombinezon haline
gelmiş gruplar halinde ortaya çıkışları ile beliriyor. İçinde
bulunduğunuz tekamül sisteminin, yani fiziki ortamınızın ve
sizin bilgi seviyenizin teşkil ettiği tahayyül sistemi veya tahayyül
etme gücü,ancak, bir takım canavarların: kaba negatif yüklü tesir
yumaklarının ortaya çıkmasına sebeb oluyor.
Demekki sizlerin veya dünya sisteminin kurucusu olan rabbiniz
ve onun ortaya çıkışı şu anda sizler tarafından anlaşılır değildir.
Bilginin çeşitli boyutlarda her şeye hakim bir güç olarak
belirebilmesi olayı, ortaya çıkışın esasını teşkil eder.(zihninizin
boşlukların da meydana getirdiğiniz klişelerinizin tahayyülle
ilgisi yoktur). Bunun en basit tatbikatını, sizler, telkin
olaylarında kullanıyorsunuz. Çok basit bir kalıbın otomatik
yayınını şuuraltına sokmakla, fizik planda bir hareketi
değiştiriyorsunuz.
Şimdi düşününüz ki, bütün bir sistemin veya alt
sistemlerdeğişiminde,oraya yerleştirilecek olan enerjetik
devreleri tesbit ve tayin edenler, ne geniş varlıklardır...
Bu bakımdan sizin realitenize uygun olarak, elbetteki bütün
varoluş, bir ortaya çıkma olarak görünmüştür. Fakat bu ortaya
çıkış süreklidir. Ortaya çıkış bir defada değildir. Birlik ve çokluk
meydana gelişin yapısında vardır. Herşey kaadir-i mutlakın
(hiçbir şarta bağlı olmayanın) tahayyülüne bağlı olmak üzere bir:
fakat, gene herşey ard arda oluşmak zorunda olduğu için
çokluktur. yani muhakkakki ilahlar vardır.
Şimdi buradaki anlayışınızda, hiçbir okulun, hiçbir yolun, hiç bir
düşünce sisteminin size anlatmadığı bir anlayış vardır.Tanrıların
ilahları, sizindışınızda olanların anladığı ve kavradığı gibi
anlayıp kavramayacaksınız. Kainatların tertip ve düzeni,
tanrılara aittir.Tanrılık vasfı, elektron iç gücünün iç kudretinin
sonsuz derecede ortaya çıkma imkanını kazanmış olmasından
itibaren başlar. Sonsuz derecede ortaya çıkma imkanı, ortaya
çıkacak olanın iradesine bağlıdır. Bir planetin rabbi olabileceği
gibi, bir ailenin rehberide olur. Her şey onun iradesine bağlıdır.
Onların iradeleri, nizamları meydana getirir.Unutmayınızki
bilgininta kendisi,bir olana aittir.Birden ortaya çıkan her
şey.birin ortaya çıkışı gibidir. Birden hasıl olan nizam olarak
gene birdir. Tanrıların bütün iradeleri bir içindir. Ve böylece
hiçbir zaman karışıklık oluşmaz.
P:Menfi nin rolü, geçici bir ura benzer. Sizin organizmanızda bir
ur meydana gelse, bununla olan mücadeleniz, sizi, nasıl halden
hala sürükler ise, menfi nin rolüde aynı rolü yapar.
Şeytanın aslı budur. Sahib olduğunuz düzeninizi, bilgi esası
olarak, hiç bir şekilde ortadan kaldırmaya ve değiştirmeye
gücünüz yetmez. Sizlerin, geleneklerinize bağlı olarak verilen
bilgilerinizinde yanlışlar vardır. Fakat unutmayınız ki: bu
yanlışlar, size vereceğimiz ve pek azını verdiğimiz bilgilere göre
ortaya çıkar. Yani hakikatin, doğru olanın ortaya çıkabilmesi
için, belli bir bilgi birikimine ve bu birikmiş bilginin imajine
edilebilmesi için, belli bir süreye ihtiyacınız vardır.
İşte, şeytan dediğimiz mısırın sethi, enerji değişimini
hızlandırmak ve değiştirmek için, devamlı olarak, şuurlu varlığı
birtakım hayallerle, birtakım gölge düzenlerle oyalayan bir
sistemdir.
Evet ,son bir defa, bir soru daha sorunuz.
M:S: Dünya seviyesinin alt seviyesi olan topraktan, üst seviyesi
olan beşer bedenine kadar olanını izliyoruz. Buna karşılık,
komşu gezegenlerin alt seviyesi olan toprağını kontrol
edebildiğimiz halde bir üstünü bile ( örneğin, en kaba bir organik
yapıyı bile) gözlemliyemiyoruz. Ayrıca, bizim oktavımızın üst
dışındakiler ( K ) sistemi,
ile alt dışındakiler ise enerjetik güçlerini artırarak bizim
oktavımıza girebildikleri halde, biz, ne üst, nede alt oktavlara
giremiyoruz. Bu konuda açıklama rica ediyoruz.
P: Bizim kurmak istediğimiz çatıda, sizin, planetler üzerindeki
gözleminizin değeri çok azdır. Kendi oktavınızın altında ve
üstünde olan düzen ile irtibat kurmanız, çesitli yollarla olur.
Fakat bunların en belli başlısı, her tarafta aynı derecede
bulunabilen düşünce enerjisini kullanmanızdır. Düşünce enerjisi,
sandığınız gibi, beynimizin salgısı, beyin mekanizmasının
içindeki elektrik sisteminin ortaya çıkardığı bir sonuç değildir.
Düşünce enerjisi, adeta, bütün gezegenlerin etrafındaki (korteks)
atmosfer gibidir. Bu atmosferin içinde bulunmak tabii dir. Fakat
ondan yararlanmak, onun geniş imkanlarından istifade ederek
daha fazla enerji tüketmek, sizin gelişmiş veye gelişecek
durumunuza bağlıdır. Şu anda bizde, sizler de düşünce
enerjisinin evrenselliğinden istifade ederek temas kuruyoruz
birbirimizle. Yani, özel bir tesir, bir bilgi akımına, bir elektron
şarjına gerek yoktur. Düşünce enerjisi, evrensel bir kapsamdadır.
Özellikle bütün elektronların birbirleri ile olan ilişkisi, bu enerji
vasıtası ile olur.
Sizin, fizyoljik olarak büyümeniz ve çoğalmanız, canlıların
fizyolojik olarak büyümeleri ve çoğalmaları, düşünce
enerjisinden yararlanmak sayesinde olur. Bütün aktarımlar,
bütün bilgi kızakları ,intikaller, hatta zamanın değişik boyutlar
içerisinde uzaması, kısalması genişlemesi veye yassılması da
düşünce enerjisi ile mümkündür.
Düşünce enerjisinin düşünmekle bir ilgisi yoktur. Sadece bir
kalıp, bir deyim olarak bunu kullanıyoruz.Düşünmediğiniz
zaman, yani bir şeyin, zihninizde imaj ve fikir çağrışımları
olmadığı zaman, siz, düşünce enerjisinin dışında değilsiniz.
Aksine, düşünce enerjisinin daha az parazitli olarak
kullanılmasına yardım eden bir ortam yaratıyorsunuz, demektir.
Eskilerin temerküz ( zihni bir noktada toplama ) olarak
sıfatlandırdığı düşünce yoğunlaşması doğrudur. Enerjinin, bir
boyut içersinde dahi, çeşitli şekillerde yoğunluk kazanması
daima mümkündür. Ve o, yoğunluk kazandırılan düşünce
enerjisi ,sizin, tohum halinde bulunan bilginizin başlıca gıdasını
teşkil eder, gelişmek bakımından.
O halde, gelişmenizi sağlayan durum, çektiğiniz ızdırap,
döktüğünüz gözyaşları ve duyduğunuz pişmanlık değildir.
Düşünce enerjinizde meydana getirdiğiniz yoğunluk, derin ve
herşeye gücü yeten bir enerji yayılımı, bilgi tohumunuzun, çok
çeşitli yönlerde gelişmesini sağlar. Lütfen bu noktayada dikkat
ediniz. Çünkü bu düşünceler sizi dogmatik olan herşeyden
koparacaktır.
Bu günlük bu kadar Allahaısmarladık
CELSE 7 8.7.1982
Plan:SİRİUS MİSYONU
medyom:Ergün ARIKDAL
hazır bulunanlar:MEHMET SANCAR, AHMET HIZVEREN
P:Evet.
MS:Bir evvelki celsemizde geçen bilgi tanecikleri ve bilgi
tohumları deyimleriniz bizim için kapalıdır.Lütfen açarmısınız?
P:Bu gün medyom irtibat sağlamada zorluk çektiğini
biliyoruz.belki sizlerde fark ediiiyorsunuz. Bu durum, zayıf bir
avradan oluşuyor. Medyomun sağlıklı bir teması sürdürebilmesi,
önce gelir. Bu bakımdan kuvvetli bir avraya ihtiyacı var. Kimi
istiyorsa onlarla çalışsın. Bu gün biz size, bu şartlar altında hiç
bir bilgi veremeyiz. Çok zayıf kontak teşkil ettirebildi.
Muhakkak kuvvetli bir avraya ihtiyacı var. Bunu sağlamalıdır.
M.S:Bir şey sorabilirmiyim.?
P:Sorun?
M:S:Bu avra zayıflığı, içerdeki avranınmı, dışardaki avranınmı
acaba?
P:Fark etmez.Her halde içeride kuvvetli olan tercih edilir.Bilgi
tanelerinin gelecek çalışmada söz konusu edilmesini istiyoruz.
P:Peki efendim.
P:Burada size geniş bilgi vermeye çalışırım.Sadıklara ait bilginin
hepsini neşretmeyiniz. Bir şeçme yapmanızda fayda vardır.
M:S:Şeçme yapmada kıstasımız ne olsun efendim?
P:Toplumumuzdaki insanların manevi bilgilerini, Bünyedeki
kırık dökük yıpranmış yerleri tamir edecek bilgiler
veriniz.Toplumun ihtiyaç seviyesini aşan bilgileri muhafaza
ederseniz, daha faydalı olursunuz. Çünkü her iki yarısındaki bağı
kuracak bilgileri yoktur. Bu bakımdan verdiğiniz bilgilerin
çelişkili olduğunu ve yanlış olduğunu sanırlar. Sadece onların
manevi bünyelerini, onların realitelerinin boşluklarını
dolduracak bilgileri umumileştirin. Bir çokları için, daha sonra
elde edilmesi gereken bilgiler var. Bunlar sizede zarar verir.
Bunları süratle gözden geçirin.Yaptığınız mesai faydalıdır. Ama
bizim tavsiyemiz anlattığımız gibidir.
Başka soru varmı?
M:S:sorularımızı bir dahaki buluşmamıza bırakalım.Bir dahaki
çalışmalarımızı haftayamı bırakalım?
P:Evet.Tekrar görüşmek üzere
CELSE 8 15 . 7 .1982
PLAN:SİRİÜS MİSYONU
MEDYOM:ERGÜN ARIKDAL
HAZIR BULUNANLAR:MEHMET SANCAR,NECİP
ÖZKARDEŞ,NEDRET ERER,AHMET HIZVEREN
P:Evet
M:S:Bir evvelki celsemizde geçen, bilgi tanecikleri ve bilgi
tohumları deyimleriniz, bizler için çok kapalıdır. Lütfen
açarmısınız ?
P:Sizin tanıdığınız evrende, fikir veya bilgi tanecikleri, bir
partiikül olarak düşünülmemelidir. Yani bunlar,temelde fiziki bir
yapıya sahip değillerdir.Tanecik bizim terimleriimizde, belli bir
ışın sahasını, tesir sahasını ifade eden, kondanse enerjiler olarak
ortaya çıkar. esasında varlıkların ve eşyanın temeli,bu bilgi
taneciklerinin mevcudiyetine bağlıdır.
Bilgi taneciği, bir arpa tanesi gibi belli bir ortam ve belli şartlar
bulduktan sonra yeşerecek değildir. Bunu şu bakımdan ifade
ediyorumki, tanecik kavramı, sizler için yabancı bir kavram
değildir. Atom teorilerinizde çok çeşitli tanecikler mevcuttur.
Fakat gene biliyorsunuz ki bunların hiçbiri, bir arpa tanesi gibi
değildir. Her biri yoğunlaşmış,çeşitli hızda,çeşitli mekanda
mevcut olan enerjilerdir.
Bilginin de enerji olduğu, sadıklar tarafından çok evvelce sizlere
intikal ettirilmişti. Bilgi tanaciği, pratik olarak sizlerin bilmeniz
gereken tarzda, zihniniz arasında veya canlı varlıklar tablosu
içerisinde, gerçek alış verişin nasıl olduğunu ifade etmek için
kullanılmıştır. Bir zihinden diğer bir zihine, bir beyinden diğer
bir beyine hareket etmekte olan bilgi tanecikleri, pek çok özellik
taşır. Bilgi taneciği tek bir kavram değildir. Çeşitli seviyelerin,
çeşitli bilgi tanecikleri mevcuttur. Biz bunlardan önce, sizin
yaşam merkeziniz ve yaşamınızı düzenleyici olarak ifade
edeceğimiz beyin aracınızla alakalı bölümü ele alalım:
beyninizin hücresel kapasitesi, ancak hücreler arasındaki
irtibatın oranına bağlıdır. Bu kapasitenizin ancak %4 nisbetinde
kullanılmış olduğu, ancak sizin kendi araştırmalarınızda
sabittirki bu biraz eksik rakamdır. Esasında insan, beyin
hücrelerinin birbiri ile olan irtibatının sonucunda ortaya çıkan
bilgi taneciği sirkilasyonunun sağladığı kapasiteyi ancak% 5,5
veye 6 oranında kullanabilmektedir. Kendi gezegeninizde, sizler
için şimdilik yeterli, görülüyorsa da ilerdeki çağların uzaysal
teknolojisine uymayacak uymayacak kadar geridir. Bu bakımdan
bir mutasyonun yavaş yavaş gerçekleştirilip, bu oranın dokuza,
sonra onikiye kadar çıkarılması gerekir. Oniki sizler için
ulaşabilecek en verimli ve istenilen ölçü kısmıdır.
% 5,5 veya 6 lık bir kapasitenin, bilgi taneciği sirkilasynu nasıl
olmalıdır.? Bu konu, oldukça teknik bir konu. Bunun
açıklamasını zamanla sırası geldikçe daha fazla yapma imkanı
bulacağımızı tahmin ediyoruz.
İnsan zihninde bilgi taneciklerinin oluşması, derin şuuraltıızın
elde etmiş olduğu enformasyonun, kozmik bilgilerle
karşılaştırılmasından doğar. Bu doğuşun hazırlanması, üç yönlü
tesirle oluşur.
Bir tanesi, sizin meksefeniz de (enerji dağıtım şebekesi,
kondansatör) mevcut olan materyelle ilgilidir. Buna ait bilgiler
yeterince verilmiştir.
İkincisi, bağlı olmuş olduğunuz tekamül grubunun meksefesi ile
alakalıdır. Bu müşterek bir meksefeyi teşkil eder. Bu müşterek
meskefenin, sizin özel meskefenizle olan ilgisi her zaman
kuvvetli değildir. Dahil olmuş olduğunuz tekamül grubunun
meksefesinden size aktarılan enerjinin veya sizin çekip
alabileceğiniz enerjinin niteliğide söz konusudur.
Nihayet bunların hepsi, bağlı bulunduğuuz siklusun seviyesi ile
ve o siklusun amacı ile ortak alakalıdır. Diyelim ki yaptığınız
gözlem ve tecrübeler, sizde grup meksefesi ile olan irtibatı
geliştirmiştir. Yani oradan size, bilgi tanecikleri akımı gelmiştir.
Böyle bir akıma layık kılındınız.
Derin şuuraltınız, bu astral bedeniniz tarafından mukayese edilen
bir şuur altıdır. İsterseniz buna esiri şuur altı da
diyebilirsiniz.(derin şuur altına esiri şuuraltıda diyebilirsiniz.
Böylece şasırtıcı bilgiler veren bazı sistemlerin icat etmiş olduğu
şuuraltı anlayışından kendinizi tefrik etmiş olursunuz)
Şimdi esiri şuuraltınızda birikmiş olan bilgi taneciği, bir enerji
partikilüdür.Bunun yapısını sizlere anlatamam. fakat bu müthiş
bir bilgiyi ihtiva eden kayıtlarla dolu, bir nevi çok minik hafıza
gibidir. çok minik bir hafıza topudur. bütün bitr tekamül
grubunun sonucunu içeren bir bilgiyi ,faksimile tarzda
aynen:fakat çok ,çok minik tarzda bünyesinde muhafaza eden bir
hafıza topudur.Bu sizin esiri şuuraltınıza intikal ettiği zaman
,derhal muhafaza altına alınır.Çünkü bunların,beyin hücrekeri
içersindeki mevcut olan bilgi kayıt sistemine girmesi çok zararlı
sonuçlar verebilir.
Bu partiküller, esiri şuuraltınıza intikal ettikten sonra, muhafaza
edilir, demiştim. Bundaki enerjiyi birdenbire kendi benlik
şuuraltınıza dağıtmak, o sistemi yakmak gibidir. Her an sistemin
genel yapısında bir takım çökmeler, zedelenmeler ve
mahvolmalar oluşabilir..
Bilgi tanesi,esiri şuuraltınızda kamufle edilir. Bunu yapan sizin
meksefenizdir.(enerji dağıtım ve düzenleme merkezi)
Meksefeniz, basit bir rezervuar değildir. Meksefeniz, sizin bütün
ruhunuzu teşkil eder. Siz demek meksefeniz demektir.
Şimdi: Bu enerji partikülü, derin şuuraltınızda saklı tutulur. Bu
enerji meksefeniz tarafından oluşacak talep ve istek karşılığında
yavaş yavaş, bir kozmos olayı gibi, sizin meksefenize katılır.
Her bir bilgi taneciğinin hafızası, hafızasına aldığı bilgi, bir
güneş sisteminin bütün enerjisine denk bir enerjidir. Siz bunun
anlamını anlayamazsınız. Bunlar ileride, medyomunuzun
kanalları daha çok açıldıkça verilecektir. bu bilgiyi intikal
ettirecek bir kişi daha yok. Bu bakımdan beklemek zorundayız.
Meksefenize intikal eden bilgi taneciği, orada hemen
çözümlenmez. Bu bilgi taneciği, benzerleri arasındaki yerini
alıncaya kadar bir takım değişikliklere uğrar. Bu değişiklik,
esasında bir tasnif mekanizmasıdır. Bu tasnif mekanizmasının
amacı, normal beyin hücreleriiiiniiizin içinde kayıtlı olan
bilgilere aktarılacak olan bilginin, bulunduğunuz tekamül
sisteminin şartlarına uygun olarak yumuşatılması gerekiyor.
İşte toplum yaşayışının, ister iki, ister üç, ister onüç, ister elli,
ister bin, ister milyon olsun: toplum yaşayışının en büyük
özelliklerinden biri, yumuşatma işinin belirlenmesi ve tayin
edilmesinde yardımcı olmasından ileri gelir.Sizlerin, maşeri
olarak birarada olmanızın en büyük sebeblerinden biri, her
birinizin meksefesinde intikal etmiş bilgilerin birbirine adepte
edilebilmesi için karşılıklı bilgi alış verişinde bulunmanız
gereğidir.
Hiç birşey yapmamış dahi olsanız, beyin kapasitenizle ilgili
bilgilerinizin ışığında yapmış olduğunuz her türlü kötülük ve
iyiliğin sonucu, sizin vicdanınızı ilgilendirir. Vicdanınız ise,
sadeca ve sadece elde edeceğiniz bilginin niteliğini tayin
edecektir. Bu bakımdan, sizin tekamül dediğiniz süreç,
müştereken meydana getirmiş olduğunuz tekamül grubunuzun
meksefesinde mevcut olan bilgi taneciklerinin, sahsi
meksefenize intikalini sağlamak içindir.
Bu, beden seviyesindeki boyutta nasılsa, beden üstü
seviyesindeki boyuttada aynı şekilde çalışır.Bu kainatşumul bir
yasanın emridir. Bu böyledir.
Hangi seviyede bulunursanız bulununuz, o seviyedeki
gruplarınızın meksefesi (enerji dağıtım ve düzenleme merkezi)
ve onda saklı tutulan bilgi taneciği, sizin sahsi meskefenize
intikal ettirilecektir. Bu o kadar evrensel bir çalışma şeklidirki:
mesela siriüs tamamıyle bir meksefedir. Ve bu , bir meksefe
olarak, evvelce söylemiş olduğumuz bütün galaktik sistemlere
bilgi taneciği aktarır. Glaksiler arasında ve planetler arasında ve
güneşler arasında mevcut olan meksefelerde planetlere, onlar
üzerindeki canlılara ve bağlı olmuş olduğu sistemlere aktarır.
Hiçbir bilgi, mahsus yani sırf, saf olarak sizlere intikal etmez.
Hiç bir varlığa saf bilgi intikal etmez. Ancak kendi
meksefesindeki enerjisi ile orantılı olarak bilgi tanaciklerini hıfz
eder. (koruma altına alır.).
İnsanda, yani yeryüzünde yaşamakta olan olan sekizinci tür
varlığın beyin kapasitesi, onbirinci devrede, bu şekilde, yani
sizin kendinizi gözlemlediğiniz şekilde ayarlanmıştır. Alacağınız
bilginin belirli bir yoğunluğu vardır. Belirli bir sayısı vardır.
Belirli bir yüksekliği vardır. yani, enerjinin tipi bellidir.
Aslında, bu bilgileri sizlere niçin veriyoruz? Bunu
anlayamayacaksınız. Çünkü bu bilgileri kullanmayacaksınız;
ama bilgileri yapabilirseniz. kendi eseri şuuraltınıza intikal
ettirebilirseniz, daha ileride onikinci devrede enkarne
olabileceğiniz taktirde kullanacaksınız.
Şimdi, bir bilgi taneciği, normal beyin hücrelerinin hafıza
bölümleri içersinde olduğu gibi değil, yorumlanmış,
şulandırılmış, inceltilmiş tarzda intikal eder. İntikal ettiği, çıkıp
geldiği yer, esiri şuuraltınızdaki hafızanızdır. Bunlar bazen,
uygun süreçler içersinde, diğer insanlar arasındada değiş tokuşa
konu olabilir. Yani sizin bilgi taneciğiniz, bir diğerinin bilgi
taneciğine yardım edebilir veya bunlar karşılıklı alış veriş içine
girebilir.
Telepatik dalgalanmalar sürekli ve süratlidir. Sizin incelemiş
olduğunuz telepatik dalga, sadece düşünce ve fikir intikalinden
ibarettir. Bilgi taneciklerinin alışverişi ile alakası yoktur. Siz
buna sadece telepati diyorsunuz; yanlış. Bilgi alışverişi, başka
bir sistemdir. Düşünce ve imaj, fikir alışverişi başka bir
sistemdir. Bu ikisini adamakıllı araştırmanız gerekmektedir.
Hakiki alış verişiniz, bilgi taneciklerinin intikali ile söz
konusudurki, toplum yaşayışınızda bunlar çok seyrek
olmaktadır. Sizler bir grup olarak birbirlerinizden bilgi
taneciklerinizi alıp verebilecek bir kapasiteye ulaşabilirsiniz.
Nasıl ki şimdi çırpınmakta olan medyomunuz, bizler tarafından
kendisine intikal ettirilen bilgi taneciklerinin şiddeti altında
çırpınmaktadır. o alabiliyor ama dayanamıyor. Bu bir örnektir,
Kendisine bunu, büyük bir takviye ile vermeye çalışıyoruz.
Giderek bu daha çok artacak ve çok daha hızlanacaktır.
Kendisine, ilerde yapacağı işler için çok yardımcı olmanız
gerekir. Çok yardımcı olmanız, çok yardımcı bulmanız gerekir.
( Not: celse 19.20 de başladı ve 19.55 de kendiliğinden kesildi.)
CELSE 9 5. 8 .1982
.
PLAN:SİRİÜS MİSYONU
MEDYOM:ERGÜN ARIKDAL
HAZIR BULUNANLAR:MEHMET SANCAR,GÜVEM
ERER,AHMET HIZVEREN.
P:Evet.
M.S:Bilgi tanecikleri ile bilgi tohumları aynı anlamdamı
kullanılmıştır.?
P:Hemen,hemen aynı gibidir, fakat bir incelik vardır.Bilgi
tohumu,bundan anlayacağınız anlam;geçici olmayan,yani sürekli
,kalıcı ve evrensel mahiyette her türlü şuur sahasına yol
açabilecek nitelikte bir bilgi hamulesi ve bilgi yükünü ifade eder.
Bilgi tohumunun başlıca özelliği, şuur sahalarının kapasitesine
uygun olarak yeşermekte olan bilgi tanacikleri ile beslemesidir.
İsa nın sizlere ifade etmiş olduğumeseldeki tohum, bizim için
budur.Bilgi taneciği ancak,sürekli ve evrensel değildir.Tanecik
bilgi ihtiva eden bir enerji dalgası gibidir.Nasıl ışığın taneciği
foton ise;müştereken bilgi de bir enerji dalgası,bir tanecik
şeklinde hareket eder.
Bunlar menşeylerine göre, yani kendiiisini yaratanlara göre,
değişik tanecikler şeklinde ifade edilebilir. Ömürlü olabildikleri
gibi geçicide olabilirler. Sizler, örnek verirsek, belli bir
tecrübeden, belli bir izlenimden sonra kendi şuur alanınızda,
meydana getirdiğiniz faaliyet sonucunda, bir takım enerjetik
yayınlar yaparsınız. Yaptığınız bu yayınlar, çeşitli muhtevaları
barındırmakla beraber, bunlar içersinde bilgi tanecikleride
vardır.
Daha kaba, daha net bir örnek vereyim:
Siz insanların, bütün hücrelerinin tek birleştikleri plan, kendi
planıdır. kanınız, vucudunuzun her noktasında mevcuttur.Fakat
kanınızıniçerisinde her yerde aynı değildir. Bir kan borusunun
içerisinde, kanın taşımakta olduğu çeşitli maddeler vardır.İşte
bunun gibi sizin enerjik yayınınızızn içersindede çok değişik
tanecikler bulunur.ve bunlardan bir tanesi çok önemlisi bilgi
tanecikleridir. Bunlar kozmik bir bedenin arasında, parçalar
arasında bilgi alışverişinin sağlanması için vardır.
Bilgi taneciklerini, çoğu kez hepiniz alırsınız. Bütün insanlar
devamlı olarak, kozmik tesirleri, kozmik ışınları nasıl alıyorsa
bilgi taneciklerinide alırlar ve bunların anlama kabiliyeti olarak
ortaya çıkması büyük bir hadisedir.
Çoğu, gayrişuur mehtabında, çok daha sonra ve çeşitli şekillerde
tezahür etmek üzere saklı tutulabildiği gibi, bazı izler bırakarakta
kaybolup gidebilirler.Ama bilgi tohumu,sizde devamlı bir
gelişme ve büyüme içersindedir. Bilgi tohumunun gelişip
büyümesi, sizin almış olduğunuz bilgi taneciklerinin sizde
meydana getirmiş olduğu büyük ruhsal cehitle (enerjetik cehitle)
meydana gelip ortaya çıkar. Bilgi tanecikleri ile bilgi tohumunun
bu şekilde gayet sıkı bir organik bağları, ilişkileri vardır.
Bilgi tohumu, evrensel insanın, yani arşetipik olarak mevcut
insanın (ona kozmik insanda denebilir, mükkemmel insanda
denebilir, arşetip insanda denebilir.) mayasında olan bir
tohumdur.
Şimdi, bozulmuş kitaplarınızda, kozmik insanın yaratılışıyla,
sekizinci kuşaktan adem in meydana getirilişi, birbirine
girdirilmiştir. Bütün bunları doğrusunu eğrisinden ayırmak için
çok beklemeyeceksiniz. (Kozmik insan) bizzat (kendisi)
tarafından bilgi tohumunun geliştirilip büyütülmesi maksadıyla
meydana getirilmiştir.
Yani şunu demek istiyoruz:
Kozmik imsanın yaratılış sebebi, var oluşu ile beraber, bilgi
tohumunun gelişip yayılması,her şeyi kaplaması içindir. Kozmik
insanın görevi budur.Kozmik insan, fiilen ve objektif olarak
mevcutmudur? Hayır. kozmik insan, fiilen ve objektif olarak
mevcut olamaz. Fakat kozmik insanın, fiilen ve objektif mevcut
olabilmesi için, bilgi tohumunun son kertesine kadar gelişmesi
beklenmektedir.
Şimdi: Çeşitli planetlerde mevcut olan insanların asıl görevi, işte
bu kozmik insanı, meydana getirmek için, kozmik insanın tam
manasıyla ortaya çıkabilmesi için, gerekli olan bilgi tohumunun
kendi dönemindeki izlerini geliştirmektir. Yani her canlının,
bilhassa çevresi ile ilgiili ilişkisini, şuurlu bir seviyede, şuurun
üçüncü derecesindeki ve belli bir seviyesinde tutan varlıklarki,
bunlara zaki varlıklar diyorsunuz.(size göre bir deyimdir.). bu
varlıkların gösterdikleri, her türlü tesire karşı gösterdikleri tavır
ve tepki, devamlı volarak bilgi tohumunun genişlemesine,
gerçekten kozmik insanın neşvünema bulmasına hizmet
etmektedir.
Bu verdiğimiz bilgiyi, iyi anlamaya çalışınız.Sadece sizin değil,
sizin bağlı olduğunuz sisteminde bütün canlıları, bu sistemin
payına düşmüş olan çalışmayı, ameliyeyi göstermek için, yerine
getirmek için çok büyük cehit ve çaba harcamaktadır.
Kozmik insanın gelişip büyümesi, bilgi tohumunun (ona has
bilgi tohumunu) gelişip büyümesine bağlıdır.Bu bilgi
tohumunun gelişip büyümesinde bütün canlıların rölü vardırr.
Her yaşayan,bu gelişip büyümeye yardım etmekte ona kendi
enerjisi ile, kendi iradesi ile, kendi zekası ile, kendi bilgi
tanecikleri ile hizmet etmektedir.
Sadıklar, bu konuda sizlere değişik bir açıdan, oldukça geniş
bilgiler vermişlerdi. Onlarıda hatırlayarak, bu verdiklerimizle
benzetmenizi diliyoruz.
Bilgi tanecikleri, sizler için çok daha pratik, çok daha fazla ameli
değeri olan şeylerdir.Bilgi tanecikleri, sürekli olarak teşekkül
edebilir. Sizin hayat içindeki tatbikatınız, yani yaşamınız, hem
kendinizden dışarıya, hemde dışarıdan içeriye, devamlı bir bilgi
taneciği trafiği gerektirir.
İdrakleriniz, anlayışlarınız, kavrama gücünüz, bellemeniz,
tahayyül etmeniz, eşyaya ve kendinize muktedir olabilmeniz
için, bilgi taneciklerinin sizde yoğunlaşmazı mecburidir.Bunun
içinde, yaptığınız her işte ve harekette, her tetkikinizde, her
gözleminizde, kısaca her nefes alışınızda, "ben varım, ben
benim", "ben şimdi buradayım" dediğiniz anda ve devamlı
olarak bir bakıma kendinizi yokladığınız veya hatırladığınız süre
içersinde bilgi taneciklerinin sizin şuur alanınıza sürekli olarak
geldiğini ve geçici olmayarak orada bir müddet ikamet ettiğini ,
kaldığını, kendine benzerlerle eşleştiğini ve hatta bu eşleşmenin
giderek artarak, başka bilgi taneciklerinide kendine çektiğini
bilmelisiniz.
Bilgi taneciğinin, bizim bu anlattıklarımızla tam bir
topoğrafyasını veye psikolojisini veye fizyolojisini anlamanız
imkansızdır. Bunları zaman zaman çeşitli şekillerde takviye
etmek süreti ile siz bir sentezle elde edeceksiniz.
Bu günden itibaren, belirli bir süre içinde, sizlerle irtibatımız
olmayacak. Medyomunuza vereceğimiz bir ikazla tekrar
celselere devam edeceğiz. Celseleri, sizlerin, verdeiğimiz bu
bilgileri ne dereceye kadar bilip bilmediğinizi kontrol ettikten
sonra sürdüreceğiz.Verilmiş olan kısımlardan anlaşılanların, özet
halinde, açık ve seçik olarak tesbitini istiyoruz. Bunlar, tamamen
sizin samimi anlayışlarınızı yansıtmalıdır.
Şunu, hiç unutmayınızki, sizlere verilmiş olan ve verilecek olan
bilgileri anlayabilecek ve sorular sorarak cevap verebilecek
seviyede olan arkadaşlarınızla hususi çalışmalar yapmayacağız.
Fakat onlara, hususı olarak bir gözetim uygulayacağız.
Canlını görevi, kozmik gelişmesini, büyümesini, uygulamasını
isteyen bilgi tohumunun her türlü hizmetini yapmaktır. İnsanın
gelişmesi tekamülü buna bağlıdır. Sizlerin tekamül anlayışınızda
oldukça çarpıktır. Elinizde güvenebildiğiniz veye güvenmeniz
gereken bilgi yoktur. Şimdiye kadar sizlere çeşitli kanallardan
verilmiş olan bilgiler, sadece bilgi tohumunun gelişmesine,
yayılmasına hizmet etmekte olan insanın ve hizmet edecek olan
imsanın ketmetme, engelleme, bastırma, susturma, mani olma iç
güdüsünün ortadan kaldırılması içindir. Bütün dinlerinizin
sebebi budur.
Dinlerinizin ve yollarınızın size öğretmek istediği, bilgi
tohumunun gelişmesinde, büyümesinde ve yayılmasında engel
olmamanızı sağlamak içindir. Ve her yolun, kendi devrine göre
çeşitli ifadeleri vardır. Sizin yolunuzunda ifadesi nefssaniyeti
terbiye etmek, şuur seviyesini genişletmek, vicdanı, aklı ve
sevgiyi bir arada bulundurarak fiiliyatta bulunmaktadır. Bunların
tatbikatı, sizlerin, bilgi taneciklerini, seviyeli ibir şekilde elde
etmeniz için yardımcıdır.
Bilgi taneciklerinizin ancak dönem dönem seviyeli oluşları ile
siz bir irtifa kazanırsınız. Yani sizin deyiminizle tekamül
edersiniz. Yaptığınız her tatbikatın sizleri kemalata götürdüğü
şüphelidir.Fakat tatbikatlarınızın, sizleri celb etmiş olduğu bilgi
taneciklerinin kesifleşmesi ihtiva ettiği enerjinin yoğunlaşması
belki yükselmenize yardımcı olmaktadır. Bu söylediklerimizi
lütfen iyi anlayınız. O zaman, daha çok olgun, daha çok dikkatli
ve daha şuurlu olacaksınız. Yaptığınız her hareketin söylediğiniz
her sözün yayınladığınız her düşüncenin her davranışınızın en
büyük hedefi bilgi tohumunun genişlemesine, gelişmesine bağlı
olduğunu unutmayınız.
O gerçek oğuldur. Kozmik insan gerçek oğuldur. ondaki ilgi
tohumu kutsal ruhunuzdur. O bilgi tohumu, aynı zamanda sizin
kendi egonuz aklınızdır. Ve elbetteki yaşamakta olanların
ilahlaşmak için mesağları vardır.Bunlara bu müsade verilmiştir.
O, ancak bilgi tohumunun gerçek avrasına girmiş olanlar için söz
konusudur. Muhammedin, buda nın, konfiçyüsun, isanın, oğul
olduğunu, ilah olduğunu söylüyoruz. Yukarda vermiş
olduğumuz bilgilerin ışığında anlayınız.
Öyle bir devrin sonunda ve öyle bir devrin başındasınızki, bir
çoklarınız, gerçekten yaşayan ilahlarıda görecektir.Fuzuli yere
biriktirmiş olduğunuz düşük enerjili bilgi taneciklerinizi sevk
ediniz bırakınız gitsinler. Bunu yapmanız, şuurunuzun
uyanmasına daha çok yardım edecektir. Şuurunuzun uyanması
demek yani kıyam etmesi demek, mevcut bilgilerinizin, yani
bilgi taneciklerinizin ne olduğunu anlamak demektir.
İnsanlar mevcut bilgilerini anlayamıyorlar. Bellediklerini
bildiklerinide anlamıyorlar. Katı ve manasız kurallar içersinde,
Bir bakıma çok aptalca inançların pençesinde kıvranarak, genede
bezı cehit hamleleri göstermekten geri kalmıyorlar.
Korkunu , her türlü korkunun, çok düşük enerjitik bilgi
taneciklerini cezbettiğini sakın unutmayınız. Ve bu devrenin en
büyük hastalığı korkudur. ve kuranın her ayetinin başında tekrar
edilen taşlanası şeytan korkunun ifadesidir. Allahaısmarladık
Benzer belgeler

oy kullanmak ıyı abvv oy kullanmak daha ıyı

Detaylı

Schatenstrasse aile merkezimiz çocuklar ve ailelere açık bir evdir

Detaylı

Aileler ve veliler için proje bilgileri

Detaylı

Slayt 1 - Ankara Gazi Rotary Kulübü

Detaylı

Sayı 235 - Özel İstanbul Koleji

Detaylı

Tekrar Direksiyon Başına.


Detaylı

(Sh. 298-313) 16 sayfa

Detaylı

(Sh. 431-447) 17 sayfa

Detaylı

iş yeri için özgeçmiş kılavuzu ve motivasyon mektübü yazma ve

Detaylı
2022 © doczz.biz.tr
Hakkımızda | DMCA / GDPR | Taciz

You might also like