You are on page 1of 28

UNUTMA NOTLARI-2

1) Işığa bağlı tepkimelerde ATP ve NADPH molekülleri stroma sıvısında;


oksijen
molekülü ise tilakoit boşlukta üretilir.
2) Klorofil; Prokaryot hücrelerde ; hücre zarı kıvrımında , Ökaryot
hücrelerde ; kloroplast
organelinin tilakoit zarında bulunur.
3) Fotosentez sadece görünür ışıkta gerçekleşir. X ışınları, UV ve kızılötesi
gibi ışınlarda
fotosentez gerçekleşmez.
4) Kloroplast; Odunsu gövdelerde ve köklerde bulunmaz.
5) Fotosentezin ışığa bağlı tepkimeleri granumda, ışıktan bağımsız
tepkimeler ise
stromada gerçekleşir.
6) Fotosentez tepkimelerinde su kullanımı ile oksijen üretimi ortak değildir.
7) Fotofosrilasyon ile üretilen ATP sadece kloroplast organelinde kullanılır.
8) Oksijenli ve oksijensiz solunumda ETS kullanılırken, fermantasyon
tepkimelerinde
kullanılmaz.
9) Proteinlerin kullanıldığı solunum tepkimelerinde ise CO2, H2O ve NH3
oluşur.
10)Bir molekül glikozun kullanıldığı O2’li solunum tepkimelerinde, hücrenin
32 ATP
kazandığı ortaya çıkmıştır.
11)FAD koenziminin indirgenmesi ve CO2 çıkışı krebs döngüsünde
görülürken, glikoliz
evresinde görülmez.
12)Glikoliz ve krebs döngüsü tepkimelerinde substrat seviyesinde
fosforilasyon ile ATP
üretimi ve NAD+ koenziminin indirgenmesi ortak olarak gerçekleşir.
13)İki molekül asetil coA ile başyan krebs döngüsü tepkimelerinde 4 CO2, 2
ATP, 2
FaDH2 ve 6 NADH ve 6 H+
molekülü oluşur.
14)Glikolizde oluşan piruvat ve NaDH molekülleri mitokondrinin matriks
sıvısına geçer.
15)Nitrifikasyon bakterileri kemototrof organizmalardır.
16)Azotun bakterileri tarafından hangi formda alınabileceğini toprağın PH’sı
belirler.
17)Asit yağmurlarının temel nedeni atmosfere bırakılan kükürt dioksit
gazıdır.
18)Aynı türe ait bireylerin protein yapıları (DNA nükleotit dizilimleri) benzer
olmasına
rağmen aynı değildir.
19)Aynı tohumda (carnivora) yer alan kurt ve kutup ayısının sınıf, şube ve
alemleri de
aynıdır.
20)Hücrede bulunma miktarı ; rRNA>tRNA>mRNA.
21)DNA’daki küçük değişimlere mikroevrim denir.
22)Poikiloterm Hayvan; Vücut sıcaklığı çevre sıcaklığına göre değişen
hayvanlardır. (İki
yaşamlı ve sürüngen).
23)Homotermal Hayvan; Vücut sıcaklığı çevre sıcaklığına göre değişmeyen
hayvanlardır.(Kuş ve memeli).
24)Stenoterm Canlı; Belirli sıcaklık dereceleri arasında yaşayan canlılardır.
25)Euriterm Canlı; Geniş sıcaklık aralıklarında yaşayan canlılardır.
26)Balıklarda hipotalamus yoktur.
27)Pons sadece memelilerde bulunur.
28)Çevresel sinir sisteminde ara nöron yok.
29)Korneada kan damarı, sinir bulunmaz. Beslenmesini ön odadaki sıvı
sağlar.
30)Glikoprotein yapılı hormonlar; TSH, LH, FSH.
31)Kurbağalarda; Tiroksin hormonu başkalaşımı sağlar. Prolaktin
başkalaşımı engeller.
32)Balıklarda prolaktin su-iyon dengesinin kurulmasını sağlar.
33)Kas dokusunda ara madde bulunmaz. Etrafı bağ doku ile çevrelenir.Kas
zarına
sarkolemma, kas mitokondrisine sarkozom denir.
34)Bazı iyonlar, glikoz, aa geri emiliminde ATP harcanır.
35)Distal tüp; Üreye geçirgen değildir. Suyun emilimi (ADH bağlı olarak)
artırılır.
Aldosteron etkisi ile iyon emilimi düzenlenir. (Na, Cl emilimi arttırılır, K+
fazlası atılır).
36)Böbrek üstü bezinden salgılanan hormonlar; Kortizol, Adrenalin ,
Aldosterol,
Noradrenalin.
37)Karma bezler; Mide, İnce bağırsak, Eşeysel Bezler.
38)Adrenalin; Korku, öfke ve heyecan gibi durumlarda böbrek üstü
bezinden salgılanan
hormon.
39)Toplardamar ucunda madde girişi geri emilim ile olur. (Madde geçişi çift
yönlüdür).
40)Glikolizdeki enzimler canlıların tamamında aynı olduğundan pirüvik asit
oluşur.
Sonraki enzimler farklı olduğundan farklı son ürünler meydana gelir.
41)Eksik baskınlık; Klasik mendele aykırıdır. Genotip oranı=Fenotip oranı.
42)Modifikasyon; Çevrenin etkisiyle gen işleyişinin (yapısının değil) belli
sınırlar
içerisinde değişmesidir.
43)Timin sadece DNA’da, Urasil ise sadece RNA’da bulunur.
44)Üst deri kılcal damar içermez.
45)Vücudumuzdaki üre derişiminin en fazla olduğu damar; Karaciğer
toplardamarıdır.
46)Vücudumuzdaki üre derişiminin en düşük olduğu damar; Böbrek
toplardamarıdır.
47)Toplam kesit alanı; Kılcal-Toplar-Atardamar.
48)Glikozun izlediği yol; Kapı toplardamarı- Karaciğer atardamarı-Karaciğer
üstü toplarAlt
ana toplardamar ve sağ kulakçık.
49)Kornea, mercek de kılcal yok. Yağ dokuda az sayıda mevcuttur.
50)Eritroprotein hormonu; Böbrek ve karaciğer üretir.
51)Kan gruplarının belirlenmesinde kullanılır. (Antijen).
52)Kan hücreleri büyüklükleri; Akyuvar>Alyuvar>Platellet.
53)Dalak lenfoid bir organdır. Kan depolar.
54)Midedeki mukus; Hcl’nin zararından, mikroplardan, pepsinden korur.
55)Böbrek atardamarı; üre miktarı en fazla yapıdır.
56)Üren oranı en fazla olan; karaciğer üstü toplardamar.
57)İdrar torbası düz kaslardan oluşur. Değişici epitel vardır.
58)Glomerulus kılcallarından sadece filtrasyon gerçekleşir.
59)Endositoz; Zarlardaki porlardan geçemeyek kadar büyüklükteki
maddelerin enerji
harcanarak hücreye alınmasıdır.
60)Ekzositoz; Hücre içerisindeki büyük moleküllerin dışarıya atılmasıdır.
61)Çok sayıda ribozom bir araya gelerek polizomları oluşturur.
62)Prokaryotlarda Dna halkasal, Ökaryotlarda ise doğrusaldır.
63)Amitoz bölünme; Bakteri, Paramesyum, Amip gibi canlılarda görülür.
Mitozdaki
safhaların hiçbirisi burada yoktur.
64)Sporlanma; Plazmodyum, mantar, karayosunu gibi canlılarda görülür.
65)Glikoliz; Tüm canlı hücrelerde sitoplazmada gerçekleşir.
66)Oksijenli solunumda son ürün olarak; CO2, H2O ve ATP oluşur.
67)Substrat düzeyinde fosforilasyon tüm canlı hücrelerde ortak olarak
gerçekleşir.
Oksidatif fosforilasyon ile fotofosforilasyon bazı canlılarda gerçekleşir.
68)Endergonik(Enerjinin hacandığı olaylar); Biyosentez, Sinirsel iletim, Aktif
taşıma.
69)O2’ li solunum ETS’de, oksidatif fosforilasyon ile ATP sentezi ve H2O
oluşumu
gerçekleşir.
70)Etil alkol fermantasyonu; Glikozun parçalanması sonucu etil alkol, CO2,
ATP’nin
üretildiği tepkimelerdir.
71)Etil alkol fermantasyonun da indirgenen son molekül asetaldehittir.
Laktik asit
fermantasyonunda indirgenen son molekül pirüvattır.
72)Atardamar ucunda madde çıkışı süzülme. (Madde geçişi çift yönlüdür).
73)Hücre bölünmesi zamanla hücrenin yüzey/hacim oranı küçülür.
74)Sinir hücresi, çizgili kaslar bölünmezler. (G0 safhasına girerek orada
kalırlar).
75)O2’li solunum dört aşamada gerçekleşir. 1. Glikoliz sitoplazmada 2.
Pirüvik asit oks
mitokondiri matriksinde 3. Krebs döngüsü mitokondri matriksinde 4. ETS
mitokondrinin
krista zarında gerçekleşir.
76)Kan akış hızının çoktan aza; Atardamar>Toplardamar>Kılcaldamar.
77)Ökaryot hücre; Hücre zarı gelişmiş, .çekirdek ve organel zarı bulunduran
hücrelerdir.
(Örn; Bitkiler, hayvanlar).
78)Prokaryot hücre; Hücre zarı gelişmemiş, çekirdek ve organel zarı
olmayan içinde
sadece ribozom organeli bulunduran hücrelerdir. (Örn; Bakteriler, Mavi-yeşil
Algler).
79)Nöron; Akson çapı artarsa impuls hızı artar. İmpuls yönü dendritten
aksona doğrudur.
İmpuls hızı sabittir. Ranvier boğumu artarsahız azalır.
80)Gen<DNA<Kromozom.
81)İnsülin ve glukagon polipeptit yapılı hormonlardır.
82)Hemoglobin eritrositlerin içinde bulunur ve plazma kısmında bulunmaz.
83)Bitkilerin hücre duvarının yapısında bulunan selüloz dışındaki molekülleri
golgi
sentezler.
84)Asit yağmurlarına; Kükürt ve azot döngüsü sebep olur.
85)Sağlıklı bir bireyin karaciğerinde demir,bakır mineralleriyle A,D,E,K ve
B12
vitaminleri depolanır.
86)Çiçekli bitkilerde meyve gelişimi sırasında ovaryum çeperi meyve çeperi
olan
perikarpa dönüşür.
87)Kalıtsal varyasyonlara katkı yapan 3 mekanizma; 1. Kromozomların
bağımsız
ayrılması 2. Krossing over 3.Rastgele döllenme.
88)Mutasyonlar, farklı alellerin orijinal kaynağıdır. Bir genin alternatif
versiyonlarına,
allel adı verilir.
89)Eşey kromozomu üzerinde bulunan bir gene atfedilen eşey bağlı gen
terimi ile aynı
kromozom üzerinde bulunup birlikte katılma eğiliminde olan iki ya da daha
fazla gen için
söylenen bağlı genler farklı şeylerdir.
90)Krossing over olayında kardeş olmayan iki kromatitin uç kısımları
arasında her
defasında parça alış verişi olmaktadır.
91)Meristematik dokuların öncelikli görevi; hücre bölünmesidir.
92)Amino asit sıralanışı mRNA yapısını oluşturan nükleotitlerin diziliş sırasına
bağlıdır.
93)Bakteriyofajlar DNA’larını bakteri hücresi içerisine endositoz ile aktarırlar.
94)Atmosfer havasının akciğerlere alınmasına inspirasyon, verilmesine
ekspirasyon denir.
95)Destek doku hücrelerinden osteoklast HCl salgılar.
96)Düz, çizgili ve kalp kası mezodermden köken alır.
97)Mikroglia; Sinir sisteminin savunma ve bağışıklığını sağlar.
98)Sağlıklı bir insanın idrarında; protein ve glikoz olması beklenmez.
99)Çekirdek ve çekirdek zarı oluşumu telofaz evresinde gerçekleşir.
100)LH testislerden salgılanan testosteron yapım ve salgılanması, FSH ise
testisleri sperm
için uyarır.
101)Sinapslarda iletim hormonlarla olur.
102)Tohumsuz bitkilerdeki mikrosporongiyum, tohumlu bitkilerde anter’e
denk gelir.
103)Kas kasılması sırasında A bandının genişliği ile kas hacmi değişmez,
fakat I ve H
bantları kısalır. Kas boyu kasılmada kısalırken, gevşemede uzalır.
104)Lipaz enzimi pankreas tarafından salgılanıp ince bağırsakta görev alır.
105)Hücre zarında en fazla bulunan molekül proteindir.
106) Mendelin dihibrit deneylerinin sonuçları, bağımsız açılım kuralı nın
temelini
oluşturur.
107)X-bağlı hastalıklar; Renk körlüğü, kas distrofisi, hemofili.
108)ADH(Vazopressin) varlığında toplayıcı kanallarda suyun geri emilimi
artar ve yoğun
idrar çıkarılır, yokluğunda ise idrar ile çıkarılan su miktarı artarak daha az
yoğun idrar
çıkarılır ve kanın osmotik basıncı artar.
109) Sürfaktan adı verilen madde, yüzey gerilimini azaltarak alveollerin
büzülüp
kapanmasını önler.
110)Bir popülasyondaki genetik çeşitlenmeye en fazla genetik
rekombinasyon katkıda
bulunur.
111)Hipofizin arka lobunda ‘’oksitosin’’ ve ‘’vazopressin(ADH)’’ hormonları
depolanır
ve salgılanır.
112)Tüm eşeysiz üreme çeşitlerinin temelinde DNA’nın kendini tam ve
doğru eşlemesi
esası vardır.
113)Eşeysiz üreme, çevre koşulları değişmediği sürece, belirli bir ortamda
başarılı olan bir
genotipi korumanın en iyi yoludur.
114)Kanser hücrelerinin başlangıç bölgesinden uzaktaki yerlere yayılması
metastaz olarak
adlandırılır.
115)Mitokondri ve kloroplastlarda bulunan çok miktardaki DNA’yı
saymayacak olursak,
bir ökaryotik hücrenin DNA’sı çekirdek içerisinde paketlenmiştir.
116)Çay şekeri olan sükroz en bol bulunan disakkarittir. Kitin yara ya da
kesik iyileştikten
sonra parçalanan, güçlü ve esnek ameliyat ipi yapımında kullanılır.
117)Ökaryotlardaki çoğalma süreci mitozu içerdiği halde, prokaryotlarda
mitoz süreci
yoktur.
118)Bir hücrenin genetik bilgisini içeren DNA’ya genom adı verilir.
119)Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılma mekanizması, mayoz 2 ve
mitozda hemen
hemen birbirinin aynısıdır.
120)Çok hücreli diploit evreye sporofit denir.
121)Kardeş kromatitler, KOHEZİN denen bir protein kompleksi sayesinde
uzunlukları
boyunca bir arada tutulur.
122)Birçok bakteri anaerobik koşullarda alkolik fermantasyon yapar.(Örnek:
maya).
123)Fermantasyonda son elektron alıcısı pirüvat ya da asetaldehit.
124)Fotosentezde önce fotosistem 2, sonra fotosistem 1 görev yapar.
125)Fotosentezin ışığa bağımlı tepkimeleri için CO2 ye ihtiyaç yoktur.
126)Enzim aktivitesi için önemli olan çevresel etmenlerden ikisi sıcaklık ve
PH’tır.
127)Siyanobakteriler; Kloroplast organeli içermediği halde fotosentez
yapabilir.
128)Kemosentez olayı sadece prokaryot hücre yapısına sahip(bazı bakteri
ve arkelerde)
gerçekleşir.
129)NAD+
hücre solunumundaki en değişmez elektron alıcısıdır.
130)Oksidatif fosforilasyonda ise, inorganik fosfat ADP’ye eklenir.
131)Hücresel solunum sırasında enerjinin akış yönü;
Glukoz→ETS→promotiv
güç→ATP.
132)Hayvan hücresinde bulunduğu halde bitki hücresinde bulunmayanlar;
Lizozomlar,
Sentrozom, sentriyoller, kamçı(bazı bitki spermlerinde bulunur).
133)Bitki hücresinde bulunduğu halde hayvan hücresinde bulunmayanlar;
Kloroplastlar,
merkezi koful, hücre duvarı, plazmodesmata.
134)Kolestrol steroidlerin öncüsüdür. Omurgalılarda karaciğerde
sentezlenir.Enzim→yük
katırı(tekrar tekrar kullanıldığı için).
135)Tozlaşmadan sonra oluşan yapılar; Polen tüpü, sperm çekirdekleri,
zigot,embriyo,
triploit hücre, endosperm.
136)Sarı kemik iliği uzun kemiklerde, kırmızı kemik iliği tüm kemiklerde
bulunur.
137)Tozlaşmadan önce oluşan yapılar; Mikrospor, polen, megaspor,
embriyo kesesi.
138)Mayozun mitozdan farkı; Tetrat,sinapsis, krossing over görülür.
139)Enzim substratı tanıyan kısmı apoenzim, olayı gerçekleştiren koenzim
ya da
kofaktördür.
140)Bakterilerde ökaryotlardaki gibi farklı tipte fosfolipit yoktur. Tek tip
fosfolipit vardır.
141)Enzimler kimyasal tepkimenin yönünü belirlemezler. Tepkimenin
yönünü substrat
veya ürün miktarı belirler.
142)Prokaryot hücreli canlılar bakteriler ve arkelerdir.
143)Su canlı hücrelerdeki plazma zarından aquaporinler adı verilen kanal
proteinleri
tarafından kolaylaştırılarak geçirilir.(Kolaylaştırılmış difuzyon).
144)Vücuda alınan fruktoz ve galaktoz karaciğerde glikoza dönüşüp kana
karışır.
145)Dehidrasyon tepkimelerinde açığa çıkan su sayısı ile monomerler
arasında kurulan
bağ sayısı eşittir.
146)Biyomların sınırları sıcaklık ve yağış tarafından belirlenir.
147)Türleşme en iyi popülasyon düzeyinde gözlemlenir. Bireyler
evrimleşmez
popülasyonlar evrimleşir.
148)Bitkilerde yaş halkasının genişliğini belirleyen temel etken sıcaklıktır.
149)DNA’nın replikasyonunda ; RNA primaz, DNA ligaz, Helikaz enzimleri
görev yapar.
150)Korteksin iç tabakasını endodermis oluşturur. Merkezi silindirin en dış
tabakasına
perisikl(çevre teker) denir.
151)Kas kasılmasında temel birim sarkomerdir ve sarkomer iki Z çizgisi
arasındaki
uzaklıktır.
152)Virüslerin genomları virüse göre; çift iplikli DNA, tek iplikli DNA, çift
iplikli RNA
veya tek iplikli RNA’dan oluşabilir.
153)İğne yapraklı ormanlar(kozalaklı orman) biyomu; yeryüzünün en geniş
biyomudur.
154)İnorganik bileşikler; Su,asitler,bazlar, mineraller, tuzlar. Organik
bileşikler;
Karbonhidrat, yağ, proteinler, enzimler, vitaminler, nükleik asitler, ATP.
155)Aminoasitlerin bağlanma biçimi ile sentezin gerçekleştiği ribozomun
protein
çeşitliliğine etkisi yoktur.
156)Bakteri ve mantarlarda glikozun fazlasını glikojen olarak depolar.
157)Viroidler bitkileri enfekte eden patojenlerdir.
158)ATP gerektirmeyen; Difüzyon, ozmoz, k.difuzyon, hidroliz, süzülme.
159)Dehidrasyon olaylarında ATP harcanırken, hidroliz olaylarında ATP
harcanmaz.
160)Dehidrasyon sadece canlı hücrelerde, Hidroliz cansız ortamlarda da
gerçekleşebilir.
161)Yağlar büyük molekül olduklarından glomerulustan bowman kapsülüne
geçemezler.
NH4 ve ilaç atıkları da geçemez.
162)Üre, en çok böbrek atardamarında bulunur. CO2 ise toplardamar olan
böbrek
toplardamarında en çok bulunur.
163)Golgi organeli bitki hücrelerinin yaptığı pektinler ve selüloz olmayan
diğer
polisakkaritlerin sentezinde görev alır.
164)Golgi organeli; Lizozom ve koful oluşumu sağlar. Apoenzime koenzim
ya da
kofaktörün birleşimini sağlar.
165)Kuşlarda alveol yoktur. Parabronşları vardır.
166)Çizgili kaslar dinlenme durumunda enerjisini yağ asitlerinden sağlar.
167)Sesin algılanması korti organında gerçekleşir.
168)Antikor; protein yapıdadır. Hemoglobin; demirli bir proteindir.
169)Arjinin üre sentezinde kullanılmasından dolayı besinlerle hazır alınması
gerekir.
170)DNA ligaz dna üzerindeki kırıkların onarılmasında görev yapan enzimdir.
171)Kan kılcallarından glikoz, B ve C vitamini, aa emilip karaciğer
toplardamarına verilir.
172)İnorganik maddelerin organik maddeye dönüşümü sadece ototrof
canlılarda
gerçekleşir.
173)Tüm canlılar inorganik maddeleri yaşadığı ortamdan hazır alır.
174)Maltoz, sükroz; bitkisel, Laktoz hayvansaldır.
175)Her bir fosfolipit için bir kolestrol bulunur. Bitkilerde kolestrol yoktur.
176)Diyaliz; Çözünmüş maddelerin seçici geçirgen zarda difüzyonudur.
177)Bitkilerde büyüme sınırsızken, hayvanlarda ise sınırlıdır.
178)Kendine özgü organik madde üretimi(protein sentezi) bütün canlılarda
ortak olarak
gerçekleşir.
179)İnsülin en küçük proteindir.
180)Doymamış yağ asitleri bitkiler ile doyurularak margarinler elde edilir.
181)Arılarda, su pirelerinde, karıncalarda partenogenez görülür.
182)Riboz; RNA,ATP,NAD ve NADP yapısında bulunur.
183)Prokaryotlarda DNA halkasal ve haploittir. Ökaryotlarda DNA doğrusal
ve diploittir.
184)Embriyonik hücrelerde interfazın sadece S safhası görülür. Bundan
dolayı hızlı
bölünür.
185)Profaz I mayozun en uzun safhasıdır.
186)Amitoz; Çok hücrelilerde büyüme ve gelişme ve onarımı, bir
hücrelilerde ise
çoğalmayı sağlar.
187)Margarinler(trans yağlar) halk arasında kötü olarak bilinen LDL
seviyesini artırırken
ve iyi olarak bilinen kolestrol seviyesini azaltırlar.
188)Biyolojik açıdan önemli olan yağlar; yağ asitleri, trigliseritler,
fosfolipitler ve
steroitlerdir.
189)İnsanda yağ asitlerinden karbonhidrat sentezi gerçekleşmez.
190)Belirli bir aa taşıyan tRNA çeşidi sentezlenen proteinlerde farklılığa
neden olmaz
çünkü bir aa birden farklı çeşitte tRNA tarafından taşınabilir.
191)Suyun ksilemde taşınmasında kök basıncı, havanın emme kuvveti ve
hidrojen
bağlarından kohezyon kuvvetinin etkisi vardır. Bu etkilerle su kökten
yaprağa doğru
taşınır.
192)Glukoz fermantasyona uğrar ancak yağ asidi ve aa kreps ya da ön
krebs
basamaklarından tepkimeye girdiğinden fermante edilemez.
193)Bakteri DNA’larında histon proteini bulunmaz.
194)Kanser hücrelerinde telomeraz enziminin aktivitesi yüksektir.
195)Golgi organeli; Hücre bölünmeleri sırasında orta lamel oluşumunda
görev alır.
196)Sağlıklı bir kalp hiçbir zaman laktat tüketmez.
197)Mikroglia; Glia hücrelerinin en küçüğü ve merkezi sinir sisteminin
makrofajlarıdır.
Monositten köken alırlar.
198)Kafadan bacaklılar (cephalopoda) yumuşakçalar içerisinde kapalı
dolaşım sistemine
sahip tek gruptur.
199)Çekirgelerde, cırcır böceklerinde, hamam böceklerinde ve diğer bazı
böceklerce
sadece tek tip, eşey kromozomu(X) vardır.
200)LTH, östrojen ve progesteron salgılar. ACTH, kortizol sentezlettirir.
MSH, renk
oluşumunu sağlar.
201)Azot tutucu bakteriler kemoototrof olarak beslenir. Bunlar Rhizobium ve
Azotobacterdir.
202)Pulmoner dolaşım(küçük kan dolaşımı) balıklarda görülmez.
203)İnorganik bileşikler; Hücre sitoplazmasında O.B etki ederler fakat
düzenleme
görevleri yoktur.
204)Kemoototrof canlılar prokaryot canlılardır. Diğer alemlerde bulunmaz.
205)Bitki hücrelerinde koful öz suyunu sitozolden ayıran yapı
→TONOPLAST.
206)Fermantasyonda oksijen ve elektron taşıma zinciri kullanılmaz.
Fermantasyon
glikolizin uzantısıdır.
207)Calvin döngüsü hücresel solunumda değil fotosentezin karanlık evre
reaksiyonlarında
gerçekleşir.
208)Pankreastan salgılanan enzimler virsung kanalı ile water kabarcığına
dökülür.
209)Akciğer,deri,böbrek,kan gibi organ ya da yapılar vücut PH dengesini
korumaya
yönelik uyumlara sahiptir.
210)Omurgalılardan balıklar ve kurbağa larvaları hariç tüm ergin bireylerde
büyük ve
küçük kan dolaşımı ortaktır.
211)Genom projesi çalışmasında genomu tamamlanan ilk ökaryot canlı bir
bira mayası
mantarı olan S. cerevisiae’dir.
212)Glukoz; beyin hücrelerinin temel enerji kaynağıdır. Kandaki glukoz
miktarının
azalmasından en fazla etkilenen beyin hücreleridir.
213)Vücudun termostatı hipotalamustur. Yumurta ergenlik döneminde
Anafaz 2 ‘ de kalır.
214)İç güdüsel davranışları hipotalamus kontrol eder. Sadece çizgili
kaslarda laktik asit
fermantasyonu vardır.
215)Salgı, güzel koku, tükrük, hormon gibi moleküllerde ekzositozla atılır.
216)Populasyonda birey sayısının artışı çevre direncini arttırır. Kas hücreleri
hem
kasılırken hem gevşerken enerji harcar.
217)Mayoz 2 ‘de interfaz görülmez. Sinaps, tetrat, krossing over mayoz
bölünme de
ortaktır.
218)Su molekülü polar özelliktedir.Sazlık, turbalık, bataklıklar çayır
biyomlarını
oluşturur.
219)Erepsin→İnce bağırsak, Lipaz,Amilaz→Pankreas.
220)Steroitler; Sinir hücrelerinin aksonlarında yalıtımı sağlar.
221)Çekirdek özsuyunda organel bulunmaz. Kökler bazı mantar türleriyle
mikoriza
oluşturabilir.
222)Kaspari şeridi emici tüylerle alınan suya karşı direncin ilk gösterildiği
yerdir.
223)Vücut sıvılarının PH’ını ayarlama yani homeostasiyi sağlama işlevini;
Solunum+boşaltım sistemi gerçekleştirir.
224)Tüm hücrelerdeki gaz alışverişi difüzyonla olur. Gaz alışverişinde aktif
taşıma
olmaz.Kolaylaştırılmış difüzyonda moleküller çok yoğun ortamdan, az yoğun
ortama ATP
harcanımı olmadan gerçekleşir.
225)Bir hücrenin izotonik ortamdan madde alması aktif taşıma ile
gerçekleşir.
226)Hücre zarından geçebilen maddenin hücre içi ve dışındaki yoğunluğu
farklı olup, bu
farkın devam etmesi hücrenin aktif taşıma yaptığını kanıtlar.
227)Turgor basıncı; Stomaların açılıp kapanması, otsu bitkilerin dik durması,
böcekçil
bitkilerin nasti hareketinin gerçekleşmesini sağlar.
228)Glikoproteinler hücrenin birbirini tanımasında, hücre zarının seçici
geçirgenliğinde ve
hormonların tanınmasında görev alır.
229)Pasif taşımada ATP kullanılmadığından, canlı ve cansız tüm hücrelerde
gerçekleşebilir.
230)Pasif taşıma sonucunda madde alışverişi durmaz. Maddenin hücre içine
giriş ve çıkış
hızı eşitlenir.
231)Bir bitkinin bütün yeşil kısımları kloroplast içerir. Buna yeşil renkli
gövdeler ve
olgunlaşmamış meyveler dahildir.
232)Kloroplast, fotosentezin iki evresini koordine ederek, ışık enerjisini
şeker yapımında
kullanılır.
233)Işık solunumu(fotorespirasyon) ATP üretilmez, tüketilir.
234)Yeryüzünde en bol bulunan organik molekül selülozdur.
235)Calvin döngüsü; Havadaki CO2’ in, kloroplastta önceden bulunan org
moleküllere
bağlanmasıyla oluşur. Stromada gerçekleşir.
236)Varoli köprüsü arka beyinin bir parçasıdır. Omurgalılardan sadece
memelilerde
bulunur.
237)Hücre duvarı-glikokaliks analogtur.
238)Epifit bitkiler başka bir bitkiye tutunmuş, fakat asalak olmayan
bitkilerdir.
239)DNA replikasyonunu RNA primaz enzimi katalizörlüğü başlatır.
240)İç güdü doğuştan gelen davranıştır. Öğrenmeyle meydana gelmez
ancak türün
bireylerinde görülür. Kuşların göç etmesi, kazların uçuş tipi gibi.
241)α hücreleri glukagon, β hücreleri insülin salgılar. İnsülin karaciğere etki
eder.
Glikojen yıkımını durdurur, hücrelere glukoz geçmesini sağlar.
242)Histamin, dolaşımdaki akyuvarlardan bazofiller ve bağ dokusunda
bulunan mast
hücrelerince üretilirler.
243)Aşırı duyarlılık reaksiyonlarında Ig E sınıfı antikorlar görev alır.
244)Nöronlarda bazı uyaranlar zarın iki yüzeyi arasındaki voltaj farkının
artmasına neden
olur. (HİPERPOLARİZASYON).
245)Nöron zarının iki yüzeyi arasındaki voltaj farkının azalmasına
depolarizasyon denir.
246)Aminoasitler kılcaldan emilip kapı toplar damara gelir. Glukozların
tamamı kılcaldan
emilip karaciğere gider.
247)Emilen yağların % 90’ı lenf ile taşınır. Ancak kısa zincirli yağ asitleri
karaciğer
üzerinden taşınır.
248)Fosfor döngüsü, atmosfere geçiş evresine sahip değildir. Atmosferde
fosfor içeren bir
gaz bulunmaz.
249)Aktif enzim formu golgi organelinde gerçekleşir.
250)Yağların hidrolizi sonucu oluşan gliserol, glikoliz ara ürünü olan
gliseraldehit-3
fosfata (PGAL) dönüştürülerek hücresel sol. katabolik yola sokulur.
251)Komşu bitki hücreler arasındaki sitoplazmik bağlantıyı sağlayan, hücre
duvarında
aralıklar oluşturan ve iki hücre arasında uzanan dar ince e.r kanallarına
plozmodesmata
denir.
252)Distap tüpten vazopressin (ADH) etkisiyle su emilimi hızlandıkça üre
yoğunluğu
artmaya başlar.
253)Proksimal tüpte glikozun tamamı nefron kanallarından geri emilir.
254)İşitme reseptörü olan korti organı kohlea da bulunur.
255)Vestibular ve timpanik kanallardaki sıvıya perilenf, kohlear kanaldaki
sıvıya ise
endolenf denir.
256)Asetilkolin hormonu ve parasempatik sinirler kalbin çalışma hızını
azaltır.
257)Replikasyon hücre bölüneceği zaman gerçekleşir.
258)Gastrin; mideden hcl salgılanmasına sebep olur. Kolesistokinin;
pankreas
enzimlerinin salgılanması için pankreası uyarır.Sekretin; Pankreası uyararak
kimusun
nötralleşmesini sağlayacak bikarbonat salgılanmasını sağlar.
259)Ökaryot hücrelerde O2’ li solunumun krebs reaksiyonları, mitokondri
organelinin
matriks sıvısında gerçekleşir.
260)Sitkinin hormonu genellikle köklerde sentezlenir ve diğer organlara
taşınır. Organ
ölümünü yavaşlatır. Sonbaharda yaprakların dökülmesini yavaşlatır.
261)Proksimal tüpte üre,su ve tuza göre çok daha yavaş emilir.
262)Proksimal tübüllerden kılcal damarlara bir çok maddenin yanında su,üre
ve tuz
moleküllerinin emilimi de gerçekleşir.
263)Bitki hücrelerinde sitokinez genellikle telofaz evresinde hayvan
hücrelerinde
genellikle anafaz da başlar.
264)Sekretin ve kolesistokinin, midenin HCl salgılanmasını ve mide
hareketlerini inhibe
eder.
265)Kalsiyum, vücutta en bol bulunan mineraldir.
266)Fosfor elementi; NAD,ATP,RNA yapısında bulunur.
267)İyot yeterince alınmazsa guatr hastalığına sebep olur.
268)Potasyum eksikliği; Kas ve sinir sistemini uyarır.Asit ve baz dengesinde
rol oynar.
Eksikliği çizgili kasta felce neden olur.
269)İnsan iskeletinde Fe bulunmaz.
270)Bir hücrede enerji verici olarak ilk kullanılacak organik molekül
glikozdur.
271)Gliserol ve yağ asidi trigliserit(nötral yağ) oluşumunu sağlar.
272)Nişasta ve glikojen amilaz enzimi ile hidroliz edilebilir.
273)Büyüme ve gelişme, yağ asidi ve gliserolden yağ sentezlenmesi; bitki
ve hayvan
hücrelerinde gerçekleşen anabolizma olaylarıdır.
274)Düzenleyici,enerji verici molekül, vücutta yapıcı-onarıcı(PROTEİN).
275)Kas hücrelerinde, kasılma için gerekli olan Ca granülsüz e.r’de
depolanır.
276)Alyuvar hariç tüm ökaryot hücrelerde bulunur.(Endoplazmik
Retikulum).
277)Ekzositoz olayında, koful hücre zarı ile birleştiğinden hücrenin yüzey
alanı artar.
278)Ekzositoz ve endositoz olayında ATP harcanır.
279)Endositoz olayı sırasında ATP harcanır. Fakat bu olay bir aktif taşıma
biçimi değildir.
280)Endositoz olayında hücre zarının bir kısmı kopup, koful oluşumuna
katıldığı için,
hücrenin yüzey alanı azalır.
281)Kolaylaştırılmış difüzyon; Moleküllerin zardaki taşıyıcı proteinler
yardımıyla
difüzyonudur.
282)Difüzyon; Moleküllerin fosfolipit tabakası üzerinden geçmesidir.
283)Embriyonik kök hücrelerin farklılaşma yeteneği ise sınırlıdır.
284)Erişkin kök hücrelerin farklılaşma yeteneği sınırlıdır.
285)Mitokondri; memelilerin olgun alyuvarları hariç, oksijenli solunum
yapan tüm
ökaryot hücrelerde bulunur.
286)Ergin sinir hücreleri(nöron) sentrozom içermez. Bu nedenle sinir
hücreleri
bölünemez.
287)Plastitler; Bakteri,arke bakteri, mantar ve hayvan hücrelerinde
bulunmazlar.
288)Yüksek yapılı bitki hücrelerinde sentrozom yoktur.
289)Çekirdek zarı hücre bölünmesi sırasında kaybolur. Bölünme
tamamlandıktan sonra
yeniden oluşur.
290)Çekirdekçikte ribozomal RNA (rRNA) sentezlenir ve proteinlerle
birleştirilerek
ribozomların alt birimleri oluşturulur.
291)Volvox kolonisinde iş bölümü görülür, fakat dokulaşma ya da
sistemleşme görülmez.
292)Fotosentez olayı sadece gündüzleri gerçekleşir. Kemosentez ise hen
gündüz hem gece
gerçekleşir.
293)Ekolojik birimlerin küçükten büyüğe sıralanışı
organizma<poülasyon<komünite<ekosistem<biyom<biyosfer.
294)Habitat bir organizmanın doğal adresi, ekolojik niş ise o adreste yaptığı
iş olarak
ifade edilebilir.
295)Bir ekosistemdeki bitki topluluklarına flora, hayvan topluluklarına ise
fauna denir.
296)Aynı popülasyona ait sağlıklı bireylerin kromozom sayıları aynı, genetik
özellikleri
ile protein yapıları benzerdir.
297)Hastalık yapan parazit organizmalara patojen adı verilir.
298)Bitkiler yapısına fotosentez ile katılan CO2 en kısa yoldan atmosfere
dönüşü bitkinin
solunumu ile gerçekleşir.
299)Asit yağmurlarının temel nedeni atmosfere bırakılan kükürt dioksit
gazıdır.
300)Su sistemlerine karışan azot ve fosfor bileşiklerinin göllerde bulunan
bazı bitki ve
alglerin kontrolsüz bir biçimde çoğalmasına neden olan su kirliliği çeşidine
ötrofikasyon
denir.
301)Ekolojik ayak izi, belirli bir nüfusun doğaya yükünü hesaplamak için
oluşturulan bir
yöntemdir.
302)Tropik bölgelerden kutuplara doğru gidildikçe komünitedeki tür
çeşitliliği azalır.
303)Bir popülasyondaki tüm bireylerin toplam ağırlığına biyokütle
denir.Dominant türler
bir komünitede en fazla biyokütleye sahip olan türlerdir.
304)Birincil süksesyonun başladığı alanlarda toprak bulunmaz. Kaya,kum ve
çakıl gibi
ortamlarda likenler gelişir ve topraklaşmayı sağlar.
305)İkincil süksesyonda, birincilden farklı olarak toprak yapısı
bozulmamıştır.
306)Ekosistemde madde döngüsü görülürken, enerji döngüsü görülmez.
307)Nitrifikasyon bakterileri kemoototrof organizmalardır. Su döngüsü
canlılar olmadan
da devam edebilir.
308)Biyotik Faktörler(Canlı öğeler); Üreticiler, tüketiciler, ayrıştırıcılar.
309)Abiyotik faktörler(Cansız öğeler); Işık, iklim, sıcaklık,su, ortam
ph’sı,toprak ve
mineraller.
310) Türleşme en iyi popülasyon düzeyinde gözlemlenir. Bireyler
evrimleşmez
popülasyonlar evrimleşir.
311)Biyomların sınırları sıcaklık ve yağış tarafından belirlenir.
312)İğne yapraklı ormanlar(kozalaklı orman) biyomu; yeryüzünün en geniş
karasal
biyomudur.
313)Virüslerin genomları virüse göre; çift iplikli DNA, tek iplikli DNA, çift
iplikli RNA
veya RNA’dan oluşabilir.
314)Kolestrol steroidlerin öncüsüdür. Omurgalılarda karaciğerde sentezlenir.
315)Enzim(Yük katırı); Tekrar tekrar kullanıldığı için.
316)Ökaryotik hücrede ribozomlar sitoplazmada, DNA ise çekirdekte yer
alır.
317)Fosfat içermeyen nükleotid kısmına nükleozid adı verilir.
318)DNA replikasyonunda; RNA primaz, DNA ligaz, helikaz enzimleri görev
yapar.
319)Bitkilerde yaş halkasının genişliğini belirleyen temel etken sıcaklıktır.
320)Tozlaşmadan önce oluşan yapılar; Mikrospor, polen, megaspor,
embriyo kesesi.
321)Mayozun mitozdan farkı; Tetrat,Sinapsis,Krossing over görülür.
322)Doymamış yağ asitleri bitkiler ile doyurularak margarinler elde edilir.
323)İnsülin en küçük proteindir.
324)Çok sayıda nükleotitten oluşma, Rna pol. Tarafından sentezlenme,
tekrar tekrar
kullanabilme; mRNA ve tRNA için ortaktır.
325)DNA ve tRNA molekülleri için zayıf hidrojen bağı taşıma ortaktır.
326)Polipeptid bitkisel kökenlidir.Vitaminler azot içerirler.
327)B ve K vitaminleri kalın bağırsakta yaşayan mikroorganizmalar
tarafından
üretilebilir.
328)Protein sentezinde görev alan; ‘’genetik kod’’ deoksiriboz şekeri içerir.
329)Çiçekli bir bitkide; eşeysiz üreme çeşitlerinden en yaygın olarak görülen
vejetatif
üremedir.
330)Yumru ile üreme; örnek patates.
331)Golgi organeli; Lizozom,koful,orta lamel oluşumunda görevlidir.
332)Sentrozom zar yapısına katılmaz.
333)Çiçekli bir bitki topraktan aldığı suyun yaklaşık %25 ini terleme yoluyla
dışarı atar.
334)Gutasyonda sıvı olarak su kaybedilmesini sağlayan kök basıncıdır.
335)Tozlaşma olmaksızın meyve oluşumu muzda görülür.
336)Bazı kılcal damarlarda dışarından alınan maddeler ekzositoz ile dışarı
atılır.
337)Sineklerde yavru bireyler ergin bireylere benzemez.
338)Alyuvarlarda glikoliz ile oluşan piruvat laktata dönüşür.
339)Somatik hücreler(karaciğer ve kas gibi) diploit olmalarına rağmen
mayoz bölünme
geçiremezler.
340)Metagenezde genellikle sporlar mayoz bölünmeyle, gametler mitoz
bölünme ile
meydana gelir.
341)Sentromer kinekotorların bulunduğu daralmış bölgedir. Bir
sentromerde;kinetokor
olarak adlandırılan iki tane protein yapı bulunur.
342)Metafaz, kromozomların en net görüldüğü evredir. Bu evrede
hazırlanan karyotipler
ile ‘’Down sendromu’’ gibi anormallikler tespit edilebilir.
343)Erişkin insanların sinir ve kas hücrelerinde , olgun alyuvarlarında mitoz
bölünme
görülmez.
344)Alel genler aynı kromozom üzerinde bulunmaz. Homolog
kromozomların karşılıklı
lokuslarında bulunurlar.
345)Balık-kurbağa metamorfoz görülebilir.
346)Tek yıllık otsu bitkiler ayakta durabilmek için koful organelinden
yararlanırlar.
347)Kuşların ile kurbağa erginlerinin ortak özellliği; akciğer solunumu
yapmalarıdır.
348)Otobiyolojik temizlenme; su kaynağı içindeki kirleticilerin, canlıların ve
O2 nin
etkisiyle zararsız hale getirmesidir.
349)Mayoz bölünmede, mitozdan farklı olarak tetrat, sinapsis ve krossing
over olayları
görülür.
350)Karyokinez ve sitokinez olayları hem mayoz 1 hem de mayoz 2 ‘de
gerçekleşir.
351)Kardeş olmayan kromatitlerin birbirine temas ettiği bölgeye kiazma
denir.
352)Krossing over sonucu kromozomun nükleotit dizilimi değişirken, genin
nükleotit
dizilimi değişmez.
353)Eklem bacaklı canlılardan arılarda, karıncalarda, su pirelerinde ve
yaprak bitkilerinde
görülür.(PARTENOGENEZ).
354)Paramesyumda konjugasyon olayı gen akt. ile tamamlanır.
Paramesyum bölünerek
birey sayısını arttırır.
355)Bal arılarında dişi arılar eşeyli üremeyle, erkek arılar eşeysiz üremeyle
(partenogenez) oluşur.
356)Mitoz bölünme evreleri sonunda sitokinez gerçekleşmezse çok
çekirdekli hücreler
oluşur.
357)Hücre içinde iki çekirdek bulunur. Kromozomlardan kromatin iplik
oluşur. İg
iplikleri ortadan kalkar. (TELOFAZ).
358)Su yosunları, kara yosunları nda metagenez görülür.
359)Prokaryot ve ökaryot hücrelerin mitotik bölünmelerinde; DNA’nın
eşlenmesi,
kromatitlerin kutuplara çekilerek ayrılması farklılık göstermez.
360)Çok hücreli hayvanlarda; Eşeysiz üreme,büyüme ve gelişme,
rejenerasyon mitoz
bölünme ile gerçekleştirilebilir.
361)Bitki ve hayvan hüc. mitoz bölünmede; İnterfaz,çekirdek eşlenmesi
ortaktır.
362)Normal mitoz bölünme ile oluşan yeni hücrelerde kromozom sayısı her
zaman
aynıdır.
363)DNA replikasyonunun (eşlenmesi) yapılması; çekirdek zarı erimeden
önce meydana
gelir.
364)Mitoz bölünmenin profaz evresinde çekirdek zarı ve çekirdekçik
kaybolur.
365)Anafaz 2 de kardeş kromatitler zıt kutuplara giderler.
366)Mayoz bölünmede sitokinez iki kez gerçekleşir.
367)En büyük hücre deve kuşuna ait yumurta hücresidir.
368)Hücre zarı ve hücre çeperi için; yapısında organik molekül bulundurma,
hücreyi
koruma ortaktır.
369)Nükleotidleri bağlayan(birbirine) fosfodiester bağları kovalent bağ
yapısındadır.
370)Terliksi hayvanlarda makro çekirdek genetik bilginin çok sayıda
kopyasını
içermektedir.
371)Amiloplast endospermde bulunan bir plastiddir.
372)DNA replikasyonunda gerekli enerji eklenen nükleotiddeki trifosfat
bağlarından
sağlanır.
373)Bitkilerde kuraklığa karşı direnci arttıran hormon absisik asittir.
374)Bir bitkinin tohumları olgunlaşmadan çimleniyorsa absisik aist
sentezleyemediğini
gösterir.
375)İnsanda provitamin-D kolestrolden üretilmektedir.
376)Aminoasitler; sitoplazmada, kloroplastta, peroksizomda ve
mitokondride sentezlenir.
377)Proteinleri tek başına amino asitlere kadar parçalayan enzim
karboksipeptidaz
enzimidir.
378)İnsan böbreği D vitaminini aktif forma dönüştürebilir.
379)Nişasta ve glikojen gibi polimer besinlerin bulunduğu ortamda sadece
saprofit
bakteriler yaşayabilir.
380)Arkelerin hücre duvarı peptidoglukan içermez.
381)Ribozom,hücre zarı, sitoplazma hem prokaryot hem ökaryot hücrelerde
ortak olarak
bulunur.
382)Pinositoz ile sıvı alan bir hücrede ‘’fotosentez’’ gerçekleşmez.
383)Glikojen; Kanda kesinlikle rastlanmaz. Hayvan hücrelerine özgüdür.
Bitkilerde hiçbir
dönüşümü yoktur.
384)DNA,RNA ve ATP sentezi sırasında fosforik asit kullanılır.
385)RNA; Çekirdek, sitoplazma ve ribozomlarda bulunur.
386)ATP,DNA ve RNA sentezlenirken adenin miktarı azalır.
387)ATP’nin yapısında yüksek miktarda enerji depo edilmesinin sağladığı
yarar; serbest
kalan enerjinin canlıya zarar vermesini önlemektir.
388)Ribozom, sentrozom→ZARSIZ.
389)Bitki hücresi yaşlandıkça; çeper kalınlığı,koful büyüklüğü artar.
390)Çeşitli canlılarda bulunan kofullar; çeşit,sayı,görev bakımından farklılık
gösterebilir.
391)Doğal sınıflandırma yapılırken analog yapı benzerliği dikkate alınmaz.
392)Fotoototrof ve kemoototrof bakterilerde; hücre zarı, hücre
duvarı,ribozom ortaktır.
393)Bakterilerde konjugasyon sırasında ; Sitoplazmik köprünün kurulması,
gen
aktarımının yapılması, melez bakterilerin oluşması sırası ile gerçekleşir.
394)Bir hayvan snıflandırılırken şube den başlanılmalıdır.
395)Heterof beslenme, hücre içi sindirim, protein sentezi; paramesyum ve
plazmodyumda
ortaktır.
396)Gelişmişten basite; Çift çenekli bitkiler, Kozalaklı bitkiler, kibrit otları,
ciğer otları.
397)Amip; Bölünerek çoğalma, protein sentezleme gerçekleştirirken ATP
harcar.
398) Fotosentezde suyun ayrışması sonucu oluşan oksijen atmosfere verilir.
399)Kemosentez olayı sadece prokaryot hücre yapısına sahip canlılarda
(bazı bakterilerde
ve arkelerde) gerçekleşir.
400)Fotosentez tepkimelerinde su kullanımı ile oksijen üretimi ortak
değildir.
401)Fotosentezin ışığa bağımlı tepkimeleri granumda, ışıktan bağımsız
tepkimeleri ise
stromada gerçekleşir.
402)Vücut hücrelerinde meydana gelen mutasyonlar bireyi etkiler fakat
kalıtsal değildir.
403)Ayrılmama olayı genelde mayoz 1 sırasında homolog kromozomların
ayrılmaması
sonucu oluşur.
404)PGA ışıktan bağımsız tepkimelerde oluşan ilk kararlı bileşiktir.
405)Işığa bağımlı tepkimelerde ATP ve NADPH molekülleri stroma sıvısında;
oksijen
molekülü ise tilakoit boşlukta üretilir.
406)Fotosentez tepkimeleri sırasında kullanılan suyun oksijen atomları
glikozun yapısına
değil, oluşan oksijen gazının(O2) yapısına katılır.
407)Fotosentezin ışığa bağımlı tepkimelerinde fotosistem I in elektron
kaynağı fotosistem
II, fotosistem II’nin elektron kaynağı ise sudur.
408)Aynı kromozom üzerinde bulunan genlerin arasındaki uzaklık arttıkça
krossing over
ihtimali de artar.
409)Kan uyuşmazlığı; Anne adayının kanının Rh-
, bebeğin ise Rh+
olduğu durumlarda
ortaya çıkar.
410)Alel gen sayısı ikiden fazla olabilir. Fakat canlılarda genel olarak
bunlardan en fazla
ikisi bulunur.
411)Eksik baskın bir karakterin monohibrit çaprazlaması sonucunda fenotip
çeşidi,
genotip çeşidi ile, fenotip oranı ise genotip oranı ile aynı çıkar.
412)Progesteron ve östrojen hormonlarının birleşik etkileri hipotalamus ve
hipofiz
üzerinde negatif geri bildirim uyg. FSH ve LH salgısını azaltır.
413)Embriyo gelişiminin ilk 2-4 haftasında doğrudan endometriyumdan
beslenir. Daha
sonraki haftalarda plasentadan karşılanır.
414)Embriyo döl yatağı dışında başka bir dokuya yerleşirse (fallopi tüpü
gibi)dış gebelik
ortaya çıkar.
415)Dişi bir bireyde yumurta oluşumu ergenlik çağından başlar, menopoz
evresinde
durur.
416)Kemosentez yapan bakteriler H2S i enerji kaynağı olarak kullanır.
417)Fotosistem II elektron açığını sudan karşılar.
418)Arılarda dişi larvaların beslenme durumuna göre işçi ya da kraliçe arıyı
oluşturması
bir modifikasyon örneğidir.
419)Paramesyumda konjugasyon olayı gen akt. ile tamamlanır.
Paramesyum bölünerek
birey sayısını arttırır.
420)Krossing over sonucu kromozomunun nükleotit dizilimini değişirken,
genin nükleotit
dizilimi değişmez.
421)Bakteri konjugasyonunda mayoz bölünme ve döllenme olayları
gerçekleşmez.
422)Eşeyli üreme ile yeni gen kombinasyonlarına sahip bireyler meydana
getirilerek tür
içi çeşitlilik sağlanır.
423)Eşeyli üreyen canlılarda ise mayoz bölünme ve döllenme olayları ile tür
içi
kromozom sayısı sabit tutulur.
424)Konjugasyon bir üreme biçimi değildir.
425)Bakteri konjugasyonu birey sayısında artışa neden olmaz. Fakat tür içi
genetik
çeşitliliği arttırır.
426)Erişkin insanların sinir ve kas hücreleriyle, olgun alyuvarlarında mitoz
bölünme
görülmez.
427)İnsanların diploit hücrelerinde (2), haploit hücrelerinde (1) gonozom
bulunur.
428)Mitotik evrede önce çekirdek bölünmesi(karyokinez), sonra sitoplazma
bölünmesi(sitokinez) gerçekleşir.
429)Hücre döngüsünü 24 saatte tamamlayan bir insan hücresinde mitoz
yaklaşık 1(bir)
saat sürer.
430)Sitokinez telofaz evresinden sonra gerçekleşir.
431)Büyüme faktörleri, hücre yoğunluğu ve tutunma zorunluluğu hücre
bölünmesini
etkileyen faktörlerdir.
432)Kontrol noktalarındaki protein molekülleri bir önceki evrede olaylar
tamamlanmadan
sonraki evrenin başlamasını engeller.
433)Eşeysiz üreme ile oluşan yavruların değişen ortam koşullarına uyum
yeteneği azdır.
434)Metagenez de genellikle sporlar mayoz bölünmeyle, gametler mitoz
bölünme ile
meydana gelir.
435)Rejenerasyonda mitoz bölünme ve farklılaşma görülür.
436)Eşey ana hücrelerinde mayoz bölünme görülürken, somatik hücrelerde
mayoz
bölünme görülemez.
437)İnsanların diploit hücrelerinde 44, haploit hücrelerinde 22 otozom
kromozom
bulunur.
438)Alel genler aynı kromozom üzerinde bulunmaz. Homolog
kromozomların karşılıklı
lokuslarında bulunurlar.
439)Homolog kromozom çiftleri diploit hücrelerde bulunurken haploit
hücrelerde
bulunmaz.
440)Mayoz- II’den önce DNA eşlenmesi olmaz.
441)Hücreyi parçalayan litik döngünün tersine, lizogenik döngü faj
genomunun konak
hücreye zarar vermeden çoğalmasını sağlar.
442)Homolog kromozomların ayrılması(birbirinden) sadece mayoz
bölünmeye özgüdür.
443)Döllenme sırasında yumurta örtüsünü eriterek sperm çekirdeğinin
yumurtaya
girmesini sağlayan kısım akrozomdur.
444)Kiyazma; Kromozomların değme noktalarına denir.
445)Sinapsis; Kromozomların birbiri üzerine sarılmasıdır.
446)Vestibular ve timpanik kanallar perilenf, kohlear kanal ise endolenf
sıvısı ile doludur.
447)İşitme olayı sırasında ses dalgaları önce sıvı dalgalara, daha sonra
elektriksel
dalgalara dönüşür.
448)Ağız yada burundan giren mikroplar östaki borusu ile orta kulağa
gelerek
enfeksiyonlara neden olabilir.
449)Orta kulağın sonunda oval pencere, oval pencerenin altında ise
yuvarlak pencere
bulunur.
450)Solunum hızının ayarlanması omurilik soğanı ve ponsta bulunan
merkezlerce
sağlanır.
451)Otonom sinirlerde miyelin kılıf bulunmaz. Bu nedenle impuls iletimi
miyelinli
nöronlara göre daha yavaştır.
452)Korneada sinirler bulunurken, kan ve lenf damarları bulunmaz.
453)Kaşlar, göz kapakları, kirpikler, göz yaşı bezleri ve göz kasları göze
yardımcı
yapılardır.
454)Koni reseptörlerinin hiç bulunmaması total renk körlüğü olarak
adlandırılır.
455)Geri bildirim mekanizması genellikle ön hipofiz hormonları ile diğer
endokrin bezler
arasında görülür.
456)Kıkırdak doku, kıkırdak zarı dışında kan damarı içermez.
457)Langerhans adacıklarının alfa hücreleri glukagon, beta hücreleri ise
insülin salgılar.
458)Adrenal korteks hormonları(kortizol, aldosteron, östrojen, progesteron
ve testosteron)
steroit yapılıdır. Bu hormonların öncül maddesi kolestroldür.
459)Parathormon ve kalsitonin salgısı hipofiz bezi tarafından denetlenmez.
Bu iki hormon
kandaki kalsiyum miktarına göre salgılanır.
460)D vitamininin aktifleşmesi parathormonun uyarımı ile böbrek
hücrelerinde
tamamlanır.
461)Oval pencerenin iç kulağa bakan kısmındaki boşluğa dalız denir. Bu
yapı oval
pencereden gelen ses dalgalarını salyangoza iletir.
462)Uzun süre aynı kokuya maruz kalan koku reseptörleri yorulur ve koku
algılanamaz.
463)Osteoklast hücreleri kemik yıkımını gerçekleştirir. Osteoblastlar ise
osteosit
oluşturarak kemik yapımını sağlar.
464)Sarkoplazmik retikulumda, kas kasılmasında görev yapan kalsiyum
minerali
depolanır.
465)Sindirim reaksiyonları hidroliz olayıdır. Hidroliz olayında ATP
harcanmaz.
466)Miyoglobin kaslarda bulunan bir protein olup oksijenin depolanmasını
sağlar.
467)Mekanik sindirim olayında enzimler kullanılmaz.
468)Yemek borusunda mekanik ve kimyasal sindirim olmaz.
469)Gastrin hormonu kana verilir.
470)Mide özsuyunda gastrin hormonu bulunmaz.
471)Kalın bağırsakta villus şeklinde kıvrımlar bulunmaz, kimyasal sindirim
gerçekleşmez.
472)Safra sıvısında enzimler bulunmaz. Bu nedenle safra sıvısı kimyasal
sindirim
yapamaz.
473)Akciğer atardamarı hariç atardamarların tümü oksijence zengin kan
taşır.
474)Kanda nişasta ve glikojen gibi organik besinler ile sindirim enzimleri
bulunmaz.
475)Sindirim sistemi rahatsızlıkları; Gastrit,ülser, kabızlık,ishal, laktoz
hassasiyeti.
476)Sinir sistemi hastalıkları; MS(multipl skleroz),
alzheimer,siyatik,parkinson,
menenjit,epilepsi(SARA), çocuk felci, kuduz.
477)Korneada sinirler bulunurken kan ve lenf damarları bulunmaz.
478)Oogenez; Dişi bireylerde gerçekleşir. Embriyonik dönemde başlar.
Menopoz
döneminde biter. Bir tane olgun yumurta üretilir. Oluşan hücreler
hareketsizdir.
479)Spermatogenez; Erkek bireylerde gerçekleşir. Ergenlik döneminde
başlar. Sürekli bir
olaydır. Oluşan dört spermde dölleme yapar. Oluşan hücreler hareketlidir.
480)Beyün kütlesinin yaklaşık yüzde 80 ini beyin kabuğu oluşturur.
481)Omurilik soğanının zarar görmesi bireyin ölümüne neden olabilir.
482)Burundan çıkan koku duyusu ile ilgili sinirler talamusa uğramadan beyin
kabuğuna
ulaşır.
483)Sinapslardaki iletim aksondan dendrite doğru tek yönlü gerçekleşir.
484)Nöronlardaki impuls iletimi dendritten aksona doğru gerçekleşir.
485)Akson çapının artması ve ranvier boğumu sayısının azalması impuls
iletimini
hızlandırır.
486)Uyarının şiddeti artsada oluşan impulsun bir nörondaki iletim hızı
değişmez.
487)Polarize konumdaki nöronda derişim farkı aktif taşımayla korunur. Bu
nedenle
polarize konumdaki nöronda sürekli ATP harcanımı olur.
488)Ergin sinir hücreleri genel olarak bölünemezler. Bu durum sinir sistemi
hastalıklarının tedavisini zorlaştırır.
489)Depolarize konumdaki nöron yeni bir uyarıyı algılayamaz.
490) Protein sentez süresi mRNA’nın sentez süresinin 1/3 ü kadardır.
491)İnterferonlar belirli bir virüs tipine özgü değildir. Bir virüse karşı üretilen
interferonlar, başka bir virüs çeşitlerine de etki edebilir.
492)Bir antikor sadece bir çeşit antijene bağlanabilir.
493)Karbonmonoksit solunum pigmentleri ile tersinir tepkime vermez. Bu
nedenle
zehirlenmelere neden olur.
494)Yaşlandıkça akciğerlerimizin esnekliğini yitirmesine bağlı olarak vital
kapasite
azalırken rezidüel hacim artar.
495)Nefron kanallarını saran kılcal damarlar olmasaydı, süzülme ile bowman
kapsülüne
geçen sıvıdaki glikoz ve aminoasit gibi yararlı moleküller geri emilemez,
idrarla atılırdı.
496)Glomerulus kılcallarının yapısal özellikleri, bu damarlara hem yüksek
kan basıncına
dayanma özelliği kazandırır hem de protein ve kan hücrelerinin kılcallardan
dışarıya
çıkmasını engeller.
497)Salgılama olayı aktif taşıma ile gerçekleştiği için ATP harcanır.
498)Genetik şifre evrenseldir. Örneğin DNA’daki GGC genetik kodu, genetik
şifresi
incelenen tüm canlılarda prolin amino asitini şifreler.
499)Bir kodon sadece bir amino asiti şifreler. Fakat bazı amino asitlerin
birden fazla
kodonu olabilir.
500)Genin yapısında bir değişim olmadığından, modifikasyonlar kalıtsal
değildir.Başka
bir ifadeyle , modifikasyon sonucu ortaya çıkan farklılıklar sadece o canlı ile
sınırlı kalır
ve oğul döllere aktarılmaz.

You might also like