You are on page 1of 8

International e-ISSN:2587-1587

SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL


Open Access Refereed E-Journal & Indexed & Puplishing
Article Arrival : 20/12/2019 Review Article
Related Date : 10/02/2020
Published : 10.02.2020
Doi Number http://dx.doi.org/10.26449/sssj.2068
Çelenlioğlu, A. (2020). “Modern Mısır Edebiyatı ve Mısır Romanı”, International Social Sciences Studies Journal, (e-ISSN:2587-
Reference
1587) Vol:6, Issue: 56; pp:510-517.

MODERN MISIR EDEBİYATI VE MISIR ROMANI


Modern Egyptian Literature And Egyptian Novel
Dr. Öğr. Üyesi. Asiye ÇELENLİOĞLU
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Arapça Öğretmenliği Bölümü, İstanbul/TÜRKİYE
ORCID ID: https://orcid.org/0000-0003-3197-592X

ÖZET ABSTRACT
Mısır’ın 1798 yılında Napolyon’un istilasıyla başlayan The Westernization process of Egypt, which began with the
Batılılaşma süreci, ordunun iyileştirilmesine yönelik invasion of Napoleon in 1798, continued with efforts to
çalışmalarla devam etmiş, hayatın bütün alanına yayılan improve the army, and the reform movement spreading to
reform hareketi eğitimden sanata toplumsal yapıda yerini the whole sphere of life took its place in the social structure
almıştır. Edebiyatı eski ihtişamına kavuşturma gayretiyle from education to art. After the artefacts created with the
meydana getirilen tahkiye türü eserlerden sonra, Batıdan effort to restore literature to its former glory, the writers who
yapılan hikâye ve roman tercümeleriyle tanışan yazarlar bu met with stories and novel translations from the West began
yeni formlarda ürün vermeye başlamışlardır. 1919 Devrimi to produce products in these new forms. After the 1919
ile gelişen milli duygular hikâye sanatından sonra roman Revolution, national emotions have became the starting point
sanatının da çıkış noktası olmuş, Batı edebiyatlarıyla aynı of the art of story after the art of story. This study aims to
süreci geçiren Mısır edebiyatında romantik, realist, reveal the genesis and development process of modern
postmodern ve distopik romanlar ülke sorunlarını gündem Egyptian literature in general and Egyptian novel in
etmeye devam etmiştir. Söz konusu çalışma genelde modern particular.
Mısır edebiyatı özelde Mısır romanının doğuş ve gelişim Key Words: Egypt, Literature, Novel, Modernism, Arabian
sürecini ortaya koymayı hedeflemektedir.
Anahtar Kelimeler: Mısır, Edebiyat, Roman, Modernite,
Arap

1. GİRİŞ
Mısır’ın 1798 yılında Napolyon’un istilasıyla başlayan Batılılaşma süreci, Osmanlı Devleti tarafından
gönderilen Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın, işgal sonrası güçlü bir donanma oluşturma hedefine yönelik
olarak devam etmiştir. Bu yönüyle Osmanlı Batılaşmasına benzeyen süreç, daha sonra, valilerin tutumuna
göre hız kazanıp yavaşlarken, askeri zeminden toplumsal alana kayarak hayatın bütün alanında varlık
göstermeye başlamıştır.
Mehmed Ali Paşa’nın söz konusu amaç doğrultusunda açtığı harp, tıp, eczacılık ve mühendislik okullarında
başlangıçta İtalyan ve Fransız hocalar ders vermiş, Mısırlı öğrencilerin bu okullarda eğitim görebilmeleri
için zamanla dil okulları açılarak yurt dışı öğrenim bursları başlatılmıştır (ed-Dusûkî, 1966: 18-22). Batı
ilim ve teknolojisiyle tanışan bu neslin Mısır’ın modernleşmesine katkısı büyüktür. Her ne kadar teknik
sebeplerle yurt dışına gönderilmiş olsalar da Avrupa edebiyatlarını okuyup Avrupa düşüncesini tanımışlar,
kültürel etkinlikleri izlemişler ve ülkelerine Avrupa’da yaşamış oldukları hayatın izlerini taşıyarak
dönmüşlerdir.
Avrupa toplumlarına bakarak kendi ülkelerinin geri kalmışlık nedenlerini sorgulayan bu gençler, idarî
yapılanmada, eğitimde, kısaca sosyal hayata yön veren her alanda reform arayışına girişmişler,
yazdıklarıyla edebî hareketliliğin başlamasına vesile olmuşlardır (Er, 1997: 4). Bunlardan biri olan Rifâa
Râfi et-Tahtâvî’nin (1801-1873) Fransa’dan döndükten sonra kaleme aldığı, Paris’teki izlenimlerinden
oluşan Tahlȋsu’l-İbrȋz fi Telhȋsi Bârîz (1834) adlı eseri, içerik bakımından, Mehmet Akif’in Batı’yı
gördükten sonra yazdığı makalelere benzemektedir (Er, 1997: 5-6). Eğitim alanında dönemin önemli
isimlerinden biri olan Alî Mübârek’in (1823-1893) Alemu’d-Dîn adlı dört ciltlik eseri, modern Mısır
edebiyatında tahkiye türüne örnektir (Er, 1997: 48). Bu iki isim öğretici olmayı hedefleyerek eser ortaya
koyan ve eserleri modern Arap edebiyatında roman türünün habercisi olarak değerlendirilen öncülerdir.
Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 2020 Vol:6 Issue:56 pp:510-517

2. TERCÜME HAREKETİ VE BASININ MODERN EDEBİYATA ETKİSİ


Tahtâvî, dil okulundan öğrencileriyle birlikte 1842 yılında kurulan ve başkanlığını üstlendiği Tercüme
Kalemi’nde Avrupa düşüncesinin pek çok ürününü Arapçaya çevirmiştir. Yaptığı çeviriler arasında
Fenelon’un Les Adventures de Telemaque’ı da başta olmak üzere Voltaire, Montesquieu ve diğer Batılı
yazarların eserleri vardır. Yeni fikir ve konuların yer aldığı bu kitapların çevirileri dilin zenginleşmesine
zemin hazırlamıştır. Yine bu dönemde Bulak matbaasının kurulmasıyla (1822) önceden adı Curnâl el-Hidvî
olan el-Vakai’ul-Mısrȋ adındaki gazetenin çıkarılması önemli kültürel olgulardandır (Heykel, 1995: 28).
Zamanla Cinân, Muktetâf, Tayyib ve Hilâl gibi dergilerin çıkmaya başladığı Mısır’da bu dergilerin sürece
katkısı tercüme hikâyeler neşretmek suretiyle yazı üslubunu basitleştirmek ve dili zorluklardan kurtarmak
şeklinde olmuştur.
1870 yılında Hıdiv İsmail’in (1820-1895) izniyle Tâhtavî tarafından kurulan ve Ravdatu’l-Medâris gazetesi
edebi içeriğe sahip ilk resmi gazetedir. Ayda iki defa çıkan bu gazetede aralarında İsmail Sabrî’nin de
(1854-1923) bulunduğu pek çok şair yetişmiştir (Er, 1997: 15).
Matbaanın yaygın kullanımıyla çıkmaya başlayan bu dergi ve gazetelerde tefrika edilen tercüme eserler
daha sonra telif eserlere kapı aralamış, Batılı formlarda ilk edebi ürünler ortaya çıkmaya başlamıştır.
3. MISIR’A GÖÇ EDEN HRİSTİYAN ARAPLARIN EDEBÎ FAALİYETLERİ
Modern edebiyatın gelişmesinde bir diğer etken Mısır’a göç eden Hristiyan Arapların edebî faaliyetleri
olmuştur. Lübnan’da Dürziler ile Hristiyanlar arasında baş gösteren iç savaşın büyümesi üzerine (1850)
Mısır’a göç eden bu gurup, daha önce şahit olduğu edebî hareketliliği oraya taşımış, 19. yüzyılın sonlarına
doğru yerel edebiyatçılarla birlikte önemli edebî faaliyetlerin gerçekleşmesine neden olmuştur. Yapılan
çalışmalar çeşitli edebî akımların ve karşıt fikirlerin doğmasına zemin hazırlamış, modern anlamda hikâye,
roman ve tiyatro türlerinin önce çeviri, sonra da telif yoluyla Mısır edebiyatına girmesine yardımcı
olmuştur (Er, 1997: 14; Dayf, 1979: 23). Modern Edebiyata katkısı olan bu isimler arasında Batrus el-
Bustânî (1819-1883), Nâsif el-Yâzicî (1800-1871), Ahmet Faris eş-Şidyak (1801-1887), Mârun en-Nakkâş
(1817-1855) yer almaktadır.
4. EDEBİYATTA ÜSLUP ARAYIŞI
Aydınlanmayla birlikte başlayan üslup arayışı farklı temayüllerde seyretmiş, edebiyatı Abbasi dönemindeki
ihtişamına döndürmeyi hedefleyenler yanında yeni kelimelerle yeni formlarda yazmak isteyenler olmuştur.
Cahîz, Hemedânî, Kâdı Fâdıl gibi öncüleri taklit edenler eski bir edebî sanat dalı olan “makâmât” tarzında
ürün vermişlerdir (Teymûr, 1980: 8).
Muhammed el-Müveylihî (1858-1930) babasıyla birlikte çıkardığı Misbâhu’ş-Şark adlı gazetede, Hıdiv
İsmail’in (1863-1879) müsrif harcamaları sonucu ülkenin içinden geçtiği sıkıntılı durumu Fetre Mine’z-
Zemen (Zamandan Bir Bölüm) adı altında kaleme almıştır. Yalnız makâmelerde asıl amaç Arap dilinin
inceliklerini ortaya koymak olduğu halde el-Müveylihî, önce toplumsal eleştiriyi hedeflemiş, dil yönünü
ikinci planda tutmuştur (Er, 1997: 51). Söz konusu dönemde toplumsal yapıyı alaycı bir üslupla eleştiren
el-Müveylihî’nin bu eseri, Mısır edebiyatında roman sanatına giden yolda önemli bir kilometre taşı kabul
edilir (Ürün, 1994: 18).
Ahmet Fâris eş-Şidyâk’ın öncülüğünü yaptığı yeni düşünceleri yeni ifade şekilleriyle yazma eğilimindeki
ikinci grup arasında Hadîkatü’l-Ahbâr’ın sahibi Halîl el-Hûri ile el-Cinan’ın sahibi Selîm el-Bustânî’yi ve
Edîp İshâk’ı sayabiliriz. Yine bu dönemde Cübrân Halîl Cübrân gibi dili hafife alıp manayı ön plana
çıkaran aşırı yenilikçiler yanında Muhammed Abdûh ve İbrahîm Yazıcî gibi eski ile yeninin arasını
bulmaya çalışanlar da bulunur. Bu son gurup fikirleri doğru bir üslupla ifade etmeyi tercih etmiştir (el-
Fahûrî, 1991: 22).
5. MODERN EDEBİYATIN BESLENDİĞİ FİKRÎ TEMAYÜLLER
Edebiyatın toplumsal zeminden beslendiği olgusundan hareketle Modern Mısır Edebiyatının fikri
zemininden de söz etmek yerinde olacaktır. Bunlar arasında Batılı temeller çerçevesinde toplumun
düzenlenmesini hedefleyen Liberal görüş sahibi Suriye ve Lübnanlı muhacirler, Muktetâf ve Hilâl gibi
gazetelerde yayınladıkları tercümelerle görüşlerini desteklemeye çalışmışlardır (el-Farabî Abdullatif, 2003:
30). Ülkeyi yerel kaynaklarından beslenerek ıslah etmek ve Batı hegemonyasından kurtarmak isteyen karşı
görüş sahipleri Cemâleddîn Afgânî etrafında toplanmış, fikirlerinin temelini, Avrupa müdahalesi tehlikesi,

sssjournal.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) sssjournal.info@gmail.com


511
Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 2020 Vol:6 Issue:56 pp:510-517

ulusal birliğin tesisi, yönetenin gücünü sınırlayacak bir anayasanın gerekliliği oluşturmuştur.
Mısır’ın içinde bulunduğu sosyal ve siyasî hareketliliğe katkıda bulunanlar arasında önemli bir isim olan
Ahmet Lutfî es-Seyyîd ve arkadaşları, Mısır’ın özellikle idarî, sosyal ve eğitimle ilgili yapısını 19. yüzyılın
liberal fikirleri ışığında ele almışlardır. Bu grubun bir üyesi olan Kasım Emin, Tahrîru’l-Mer’e (Kadınları
Özgürleştirme) ve el-Mer’etü’l-Cedîde (Modern Kadın) adlı iki kitabıyla öne çıkmaktadır. Kadınları
toplumda aktif hale getirecek reformlar yapılmasını isteyen Kasım Emin, bu tavrıyla Mısır’da roman
sanatının gelişmesine katkıda bulunmuştur. İlk Mısır romanı Zeynep’in de Lutfi es-Seyyîd’in müridi
Muhammed Hüseyin Heykel tarafından yazılmış olması şaşırtıcı değildir (Er, 1997: 24-25).
6. TERCÜME ESERLERİN GÖLGESİNDE YENİ EDEBÎ SANATLAR
Tahtâvî ile başlayıp II. Dünya Savaşı’ndan önce on binlere ulaşan tercümelerin sanatsal değeri birbirinden
farklıdır. Eğlendirmeyi ve hoş vakit geçirtmeyi amaçlayan romanların revaçta olduğu 19. yüzyılın
sonlarından 1919 Devrimi’ne kadarki süre içinde basılan ürünler Avrupa roman çevirilerinden oluşurken,
%90’ını ahlâka aykırı aşk maceraları oluşturmaktadır. Fazla edebî değere sahip olmayan romanların çeviri
için seçilmesinde eğitim görmemiş okuyucunun zevkinin yanı sıra, tercümanın yabancı dile tam vakıf
olmayışının da rolü vardır (Er, 1997: 60).
Arap okuyucu Fransızca ve İngilizceden yapılan bu tercümelerle Avrupa edebiyatçılarını tanımıştır. Necîp
Haddâd, Ferih Anton, Halîl Mıtrân, Hâfız İbrahîm, Ahmet Zeki ve Muhammed Ûd gibi yazarlar
Sheakspeare, Moliere, Lamartine, Chateaubriand ve Victor Hugo’dan çeviriler yapmışlardır (Teymûr,
1980: 17).
Çevirdiği eserleri kendi eseriymiş gibi okuyucuya sunan bazı mütercimlerin tersine, roman türü eserler
ortaya koymayı hedefleyenler de vardır. Ancak bunlar, Batılı romanı başarılı bulduklarından, olaylara
mekân ve kahraman olarak yabancı çevre ve kişileri seçmiş, romanlarını çeviriymiş gibi okuyucuya sunma
yoluna gitmişlerdir (Sakkut, 2005: 7-8). Örneğin Nikûlâ Haddâd kendi yazdığı el-Hakibetu’z-Zerkâ (Mavi
Çanta) romanında Fransız çevresine özgü olaylar, Ayn bi’l-Ayn (Göz Göze) adlı romanında da İngiliz
çevresine özgü olaylar seçmiştir.
Eğlendirici telif roman yazarlarından bazıları da yaşadıkları toplumun gelenek ve göreneklerine ters
düşmekten çekindikleri için, olayları ve kahramanları Mısır dışından seçmişlerdir. Bu tür romanlar, çeviri
romanlardaki gibi daha çok aşk maceralarını konu edinir. O gün için aşk ilişkilerinin yaşanmasına uygun
olmayan Mısır’da, yazarlar seçtikleri yabancı çevre ve karakterlerle eleştiriye hedef olmaktan kurtularak
romanlarını istedikleri gibi kurgulayabilmişlerdir (Allen, 1992: s. 188-192).
7. HİKÂYE SANATI VE MİLLÎ EDEBİYAT KAVRAMI
Mısır’ın Batılı anlamda hikâye ile tanıştığı bu dönem siyasî baskı ve yabancı tahakkümünün topluma
damga vurduğu; hayal kırıklığı ve aşk trajedilerinin hüküm sürdüğü, bir dönemdir. Bütün bunlar hikâye
yazarlarına sirayet etmiş, kitaplarında yetim, fakir ve zavallılarla, kurban ve günahsız kişileri işlemişlerdir.
Konusu bu çerçevede şekillenen hikâye sanatı yüzeysel ve umumî olup kahramanlarının ince psikolojik
detaylarından ve edebî olgunluktan uzaktır (Brugman, 1984: 212).
20. yüzyılın ilk çeyreğinde Mustafa Lutfi el-Menfalûtî (1876-1924) dönemin en ünlü simasıdır. el-
Menfalûtî daha çok toplumun çarpık yönlerinden hareketle yazdığı ve çeşitli periyodiklerde yayımladığı
gözlemlerini ve kısa hikâyelerini bir süre sonra en-Nazarât (Bakışlar) ve el-Abarât (Gözyaşları) adlı iki
eserde toplar. en-Nazarât çok azı telif olan kısa hikâyelerle daha çok deneme türündeki yazılarından
oluşurken el-Abarât çeviri ve telif hikâyelerin toplandığı bir koleksiyondur (Heykel, 1995: 192). Onun
yazıları, modern Mısır edebiyatında hikâye sanatının ilk denemeleri olarak kabul edilir.
1910-1920 seneleri arası, modern Arap hikâyesinin oluştuğu yıllardır. Muhammed Teymûr’un (1892-1921)
1917 yılında es-Sufûr dergisinde yayımladığı Fî’l-Kıtâr (Trende) adlı hikâyenin modern anlamda ilk Arap
hikâyesi olduğu görüşünde olanlar vardır (eş-Şârûnî, 1988, 91; Aytaç, 1992: 22-23).
Muhammed Teymûr’un küçük kardeşi Mahmûd Teymûr da ilk başlarda Mûbâssânu’l-Mısrî (Mısırlı
Mauppassant) takma adını kullanarak yüzlerce öykünün yanı sıra tiyatro ve roman kaleme almıştır. Onun
Mauppassant, Tolstoy, Turgenyev ve Çehov’un eserlerinden etkilendiği kabul edilmektedir (Hâfız, 2003:
11).

sssjournal.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) sssjournal.info@gmail.com


512
Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 2020 Vol:6 Issue:56 pp:510-517

Teymûr’un eksiklikleri çağdaşı Lâşîn ve Yeni Ekol’ün (Cemâ’tu’l-Medreseti’l-Hadise) üyelerinden bir


grup tarafından giderilmiştir (Brugman, 1984: 249-252). Yazdıklarıyla hem biçim hem de içerik yönünden
çağdaşlarını geride bırakan Lâşîn, aynı zamanda modern Arap öyküsünün gelişmesinde belirleyici rol
oynayan Yeni Ekol’ün en önde gelen ismidir. Rus edebiyatının büyüsüne kapılan bu ekolün mensupları,
kendilerini ihtilâl öncesi Rus edebiyatı ile özdeşleştirmişlerdir. Özellikle Puşkin, Gogol, Lermantov,
Turgenyev, Dostoyevski, Tolstoy, Çehov, Gorki ve Artzybaşev’i okumuş ve eserlerinden çok
etkilenmişlerdir (Hâfız, 2003: 13).
Edebiyat için yeni eleştiri ölçüleri koyan bu yazarlar gurubuna göre edebî yazılar, siyasî ve ideolojik
yazılardan farklı, bağımsız bir faaliyet olmalıdır. Bu da çalışmalarındaki vurguyu, siyasî referanslardan
arındırarak sosyal ve eğitici rolü feda etmeksizin sanatsal biçime çekmiş, “yerli edebiyat” fikrinin
oluşmasına yardım etmiştir (Hâfız, 2003: 40).
Milli edebiyat fikrini Ahmed Dayf şu cümlelerle ifade etmektedir: “İçinde yaşadığımız asrın düşünce
sistemini, toplumsal yapısını temsil edecek bir edebiyata ihtiyacımız var. Tarlada çiftçiyi, dükkânda taciri,
sarayda emiri, kitaplar ve öğrenciler arasında âlimi anlatacak bir edebiyat... Edebiyatta kendi
karakterlerimiz olsun istiyoruz. Yani bütün istediğimiz; Mısır Arap edebiyatımızın olması. Konusu Mısır’,
dili ve üslubu Arapça olan bir edebiyat…” (el-Hekârî, 1993: 130).
Bu dönemde hikâye yazarlarının toplumsal sorunları ele aldıkları ve ahlâkî ayıpları düzeltmeye çalıştıkları
görülür. Hikâyelerinde yerel karakterlere önem verip daha önce nadir görülen mahallî motiflere yer
vermişlerdir. Toplumsal sorunlarla ilgilenen hikâye yazarları siyasî sorunları konu edinmemişlerdir.
Hikâyelerin dili sade ve basit Arapçadır. Ancak bazen konuşma dili ile yabancı kelimelerin kullanıldığı da
görülür. Muhammed Teymûr zaruret olmadıkça diyaloglarda halk dili kullanır. İsâ Ubeyd ise uzun
diyaloglarda Fasih Arapça, kısa diyaloglarda ise halk dilinin kullanılması taraftarıdır.
Mahmûd Teymûr bazı hikâyelerinde yer alan uzun ya da kısa diyaloglarda Ammiceyi kullanmışken daha
sonra bu fikrinden vazgeçerek bütün konuşmalarda Fasih Arapçayı kullanmıştır. Mahmûd Tahir Lâşîn ise
sadece diyaloglarda kullanmakla kalmaz yerel olaylara uygunluğu düşüncesiyle hikâye içerisinde
Ammiceyi kullanır (Heykel, 1983: 37-40).
8. MISIR’DA ROMAN SANATI
1919 yılında İngiltere’ye karşı kısmi bağımsızlık elde eden Mısır’da kendine güven duygusuyla gelişen
milli bir edebiyat oluşturma gayreti ve yeni formlarda yeni fikirlerin ifade edilmesi düşüncesi hikâye
sanatından sonra roman sanatının da gelişmesinde etkili olmuştur.
Batı edebiyatından yapılan tercümelerin devam etmesi sonunda Mısır edebiyatı 1919 Devrimi’nden II.
Dünya Savaşı’na kadar, bazısı hikâye sanatının öncülerinden olan Muhammed Teymûr, Tahir Lâşîn, Îsâ
Ubeyd ve kardeşi Şehhâte Ubeyd ve bazıları Arap Edebiyatı’nın öncüleri sayılan Taha Huseyin, Abbâs
Mahmûd el-Âkkâd, İbrâhîm el-Mazinî ve Tevfîk el-Hâkim gibi yazarların romanlarına şahit olmuştur. Bu
ürünlerin hem roman unsurlarını ihtiva etmesi hem de farklı eğilimleri içermesi sebebiyle Mısır romanının
gelişmesinde önemli yer tuttuğu söylenebilir. Mesela İsa Ubeyd Serayâ ve Mahmûd Teymûr Recep Efendi
ve Etlâl’de tahlile yer verirken, Mâzinȋ; İbrahȋm el Katȋb, Akkâd; Sâre, Tevfȋk el-Hâkim; Usfûr mine'ş-
Şark’ta roman kahramanlarının kişisel tecrübelerine yer verirmiştir. Mahmûd Tâhir Lâşîn Havva bilâ Âdem
ve Taha Huseyȋn Duâu'l-Kervân’da toplumsal sorunları işlemişlerdir (Heykel, 1983: 26-27).
Arap edebiyatçıları verdikleri edebî ürünlerde önce toplum merkezli öğretici üslubu benimsemişler, daha
sonra kısmen içtimaî ve siyasî hareketlilik kısmen de dünya edebiyatının aynı kaderle takip ettiği çizgiden
hareketle romantizm ve realizmin etkisinde kalmışlardır. Artık hepsi için ortak olan nokta yüzlerini
tamamen Batı dünyasına çevirip eserlerini Batı formunda vermeleridir (Heykel, 1983: 39).
1919 Devrimi’nin anayasal düzen, özgürlükler, toplumsal ve siyasî beklentiler alanında istenen neticeyi
verememesi hayal kırıklığı ve bıkkınlığa yok açmış, bu duygular tiyatro ve hikâye başta olmak üzere
edebiyata romantizmin hâkim olması sonucunu doğurmuştur. Saf insan fıtratı ve geleceği inşa edeceği
rüyasına inanan romantizm, sanatı taklitten kurtarıp özgürlüğe kavuşturmayı hedefleyerek roman sanatının
doğuşu ve parlamasına fırsat vermiştir. Romantizm Arap dünyasında roman sanatının çıkış noktasıdır
(Allen, 1982: 46-52).

sssjournal.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) sssjournal.info@gmail.com


513
Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 2020 Vol:6 Issue:56 pp:510-517

Mahmûd Hayret’in el-Fetâtu’r-Rîfîyye (Köylü Kız, 1903) adlı romanı ile okuyucu, ilk kez Mısır
köylüsünün duyguları ile tanışmaktadır. Bu romandaki duygu basit, sade, romantik bir duygudur. Bu
çalışma Heykel’in romanı Zeyneb’in ortaya çıkışını hazırlayan gerçek bir başlangıç olarak kabul edilir. Bu
romandaki aşk ilişkisi köylü bir kızla bir paşa oğlu arasında yaşanır. Bir takım karışık polisiye
maceralardan sonra, paşanın evliliğe karşı çıkmasına rağmen roman, sevgililerin mutlu sonu ile neticelenir.
Mahmûd Hayret, el-Fata er-Rîfi (Köylü Delikanlı, 1905) adlı ikinci romanında ise Fatıma adlı köylü bir
kızla Mustafa adlı köylü bir delikanlı arasında geçen bir macerayı konu edinir (Er, 1997: 65).
Önceki yüzyılda çeviri faaliyetlerinin zemin hazırladığı yeni bir edebî tür olan hikâye-roman sanatının
taklidi ve değersiz örneklerinden sonra bu sanatın öncülerinin elinde şekillenen ve Arap edebiyatında
gerçek romanın yazılmasına zemin hazırlayan edebî ürünler Muhammed Hüseyin Heykel’in 1912 yılında
Fransa’da bulunduğu sırada yazdığı Zeyneb romanıyla taçlanır. Pek çok edebiyat araştırmacısı ve tenkitçisi
bu romanı gerçek Mısır romanının ilk şekli olarak kabul eder. Zira Mısır romanı, Heykel’in bu çalışmasıyla
eğlence ve ahlâkî disiplin formatındaki çalışmalardan Mısır insanının tarihî tecrübesini dile getiren bir
içeriğe bürünmekle kalmamış, yapmacık bir şıklıkla yazılan makâme tarzındaki üsluptan sıradan bir nesir
tarzına da dönüşmüştür. Edebiyatçılar diğer Arap romanlarına kıyasla bu romanın başarısını yazarın,
Fransa’da bulunduğu sırada etkilendiği Avrupa kültürüyle Mısır yaşantısını samimî bir üslupla ifade
etmesine dayandırır (es-Seyyîd, 1967: 11).
Heykel, romantik romanlar başta olmak üzere yazdıklarında Fransız kültüründen etkilenmiştir. Öyle ki
eseri Zeynep, Alexandre Dumas’ın Kamelyalı Kadın adlı eserine benzetilmektedir (en-Nessâc, 1985: 58).
İbrahim adında fakir bir delikanlıya âşık olan Zeynep, İbrahim başlık parasını ödeyemediği için Hasan adlı
gençle evlendirilir. Aşkıyla kocası arasında bocalayan Zeynep, nazik ve müşfik bir koca örneği sergileyen
eşi Hasan’a karşı sorumluluklarını yerine getirmede elinden geleni yapar. Ancak yoksul olduğu için paralı
askerlikten yararlanamayan İbrahim, Sudan’a savaşmaya gidince Zeynep üzüntüsünden verem olur. Bir
süre sonra elinde aşığının mendili olduğu halde ölen Zeynep, bu mendille gömülmek istemiştir. Aşkı trajik
olarak yansıtan bu roman, onu bedenî hazlardan arındırılıp duygusal bir acıya dönüştürdüğü için Kamelyalı
Kadın adlı romandan izler taşıdığı düşünülebilir.
Romandaki köy hayatını betimleyen sahnelerle, anlatıcı yazar Hamid’in ruh âlemini yansıtan cümleler
bazen konudan uzaklaşmaya sebep olsa da, roman tekniğine uygunluğu ve betimleme ile tahlil sanatının
romanda kullanımı açısından önemlidir. Bir başka önemli husus, daha sonra yazılan köy romanlardaki
kadınların özgür tercihlerine karşı adet ve geleneklere ya da dini değerlere bağlılığı ile ön plana çıkmasıdır.
Zeyneb’in ikinci baskısıyla başlayan çağdaş Mısır romanı daha sonraki kuşak yazarları tarafından gerek
şekil açısından gerekse içerik açısından geliştirilmiştir. Fatıma Musa, otuzlu ve daha önceki yıllardaki
yazarları birinci kuşak, kırklı ve ellili yıllardakileri de ikinci kuşak olarak sınıflandırmaktadır. Birinci
kuşakta Hüseyin Heykel, Mahmûd Teymûr, Taha Hüseyin, Mazinî, Tevfîk el-Hâkim, Tahir Lâşîn, Abbas
Mahmûd el-Âkkâd; ikinci kuşakta da, kırklı yıllarda; Necîp Mahfûz, Abdu’l-Halim Abdullâh, Yûsuf es-
Sibaî, ellili yıllarda ise İhsan Abdu’l-Kuddûs, Fethî Ganem, Abdurrahmân eş-Şarkâvî, Yûsuf İdris ve
Servet Abaza vardır (Mûsâ, 1972: 26-27).
Romantizm yazarlarının tabî güzellikler, doğallık ve sevgi gibi sebeplerle yöneldikleri köy hayatı, realizm
yazarlarının da ilgi odağıdır. Köylünün büyük toprak sahiplerinin elinde çektiği çile ve fakirlik realist
yazarların romanlarına konu olmuştur. II. Dünya Savaşı’ndan 1952 Devrimi’ne kadar Mısır halkının millî
mücadelesi sadece İngiliz sömürgesinden kurtulma ve özgürlük alanında olmayıp gelir dağılımı ve
toplumsal adaletin gerçekleşmesine de odaklanır. İhvanu’l-Müslȋmȋn, Mısru’l-Fetât (Sosyalist Parti),
komünist örgütlerle, et-Talia el-Vefdiyye gibi oluşumlar bu millî mücadelenin öncüleridir (es-Seyyîd,
1967: 18).
Bu siyasî atmosferin edebiyata yansıması, realist roman tarzında verilen edebî eserler olmuştur. Özellikle
Mısır ve Suriye gibi sosyalizmin geliştiği ülkelerde toplumcu gerçekçilik romanda adeta moda akım haline
gelir (Çetin, 1991: 307-309). Abdurrahmân eş-Şarkâvî, Necîp Mahfûz ve Yûsuf İdris gerçekçi romanlarıyla
tanınmıştır. Necîp Mahfûz romanlarında şehir hayatını konu edinip Mısır toplumunda orta tabakanın
problemlerini ele alırken Abdurrahmân eş-Şarkâvî ve Yûsuf İdris devrim öncesi ve sonrası köy insanını da
mercek altına alır. Bu yüzden Necîp Mahfûz’a şehir romancısı denilirken Abdurrahmân eş-Şarkâvî’ye köy
romancısı adı verilir. Şarkâvî, Sıdkî Paşa döneminde hükümetin köylüye karşı tutumunu konu edindiği el-
Ard (1954), Kahire’de 1936 Devrimi günlerini konu edindiği eş-Şevâriu’l-Hâlfiyye (1958), II. Dünya
Savaşı yıllarındaki ağır ekonomik koşullarla büyük şehirlerdeki yozlaşmayı konu edindiği Kulûb Hâliye
sssjournal.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) sssjournal.info@gmail.com
514
Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 2020 Vol:6 Issue:56 pp:510-517

(1956) ve 1952 Devrimi sonrası devlet kurumlarını eleştirdiği el-Fellâh (1967) romanlarıyla Mısır tarihinin
yaklaşık otuz yılına şahitlik eder. Yûsuf İdrîs’in eserlerinin asıl amacı, bir takım öncelikleri yeni rejimin
önüne koymak, fakir ve sömürülen kimselerin isteklerini belirlemek ve böylece yeni rejimin ona göre
hareket etmesini sağlamaktır (Yıldız, 2005: 42).
Ortadoğu ülkelerinin demokrasi çıkmazı gerek bireysel gerekse bölgesel nedenlerle kader çizgisinde
seyrederken, eleştirel bakış açısıyla toplumsal sorunlara odaklanan romanlar birbiri ardınca okuyucuyla
buluşmaya devam etmiştir.
Siyasi ve sosyal gündeme odaklanan Ala el-Asvânî 1952 yılında gerçekleşen Hür Subaylar Devrimi sonrası
toplumsal yapıyı iyileştirmeye yönelik bir dizi reforma rağmen devam eden rüşvet, yolsuzluk, seçim
hileleri gibi sorunlara odaklandığı İmâratu Yakûpyân (Yakûpyân Apartmanı, 2002), Mısırdaki siyasi
yapılanmayı sorunsallaştırdığı Nâdȋ es-Seyyârât(Mısır Otomobil Kulübü, 2013) ve 2011 yılında
gerçekleşen Mısır Baharı ‘na karşı toplumsal tavrı hikâyeşetirdiği Cumhȗriyye Kenne (Sahte Cumhuriyet,
2018)adlı romanlarıyla realist bakış açısını sürdürmüştür (http://www.odabasham.net/ / 73570-‫عال‬-‫ادب‬-‫دراسة‬
‫أدبي‬-‫)نقد‬.
Batının liderliğinde şekillenen yeni dünyanın pozitivist ve ilerlemeci bakış açısı sanayi devrimiyle liberal
ekonomiye evrilirken gelişmekte olan ülkelere kendi deneyimlerini dayatma, başka bir deyişle söz konusu
ülkeleri pazar haline getirme gayesiyle başlayan sömürge hareketi, bir müddet sonra batının kültürel
hâkimiyetiyle sonuçlanmıştır. Dünyanın giderek küçüldüğü, özgürlük hayalinin güçle pekiştiği bir dünya
tasarımı zamanla farkı seslerin yükselmesine neden olmuş, bu hâkimiyetin eleştirisi Frankfurt Okulu adı
altında yer bulmuştur. Bu ekole mensup Adorno ve Horkheimer’in birlikte kaleme aldığı Aydınlanmanın
Diyalektiği adlı eser, bilim ve teknolojinin büyük yıkım yarattığı, kitlesel üretimin kültür endüstrisine
dönüştüğü ve demokrasinin despotizmle sonuçlandığı tezini savunmaktadır. Aydınlanma düşüncesinin
eleştirel çözümlemesi postmodernist düşüncenin ilk adımlarını attığı gibi, bu düşünce postmodern, ve
distopik roman tazının da fikir zeminini oluşturmuştur (Oppermann, 1992: 246-259; Ülger, 2018: 12-17).
Modern Mısır edebiyatında Sunullah İbrâhim’in el-Lecne (Komisyon 1981) ve Şeref (1997) adlı romanları
içeriğindeki postmodern öğelere rağmen realist romanın eleştirel bakış açısına sadık kalmıştır. Sunullah
İbrâhȋm, söz konusu romanlarda bir yandan ülkeyi yabancı malların pazarı haline getirdiğine inandığı el-
İnfitâh politikasını eleştirirken diğer yandan rüşvet yolsuzluk gibi toplumsal sorunlara da işaret etmektedir
(İbrâhim, 2005: 8-14; http://www.diwanalarab.com/spip.php?article2168). Her ne kadar Şeref adlı roman
mekân itibarıyla zindan edebiyatının en güzel örneklerinden sayılsa da eleştirel içeriği bakımından
ideolojik bir roman olma özelliğine sahiptir.
Modern Mısır edebiyatında Besme Abdulazȋz’in distopik özellik taşıyan et-Tâbȗr (Kuyruk, 2013) adlı
romanı Mısır Baharı’nın değiştirmeyi hedeflediği totaliter yapının kötüye odaklanan kurgusuyla daha da
güçlenerek, hayatın tüm alanına nüfuz etmesi ve teknolojinin gözetim aracı olarak araçsallaşmasını
eleştirmektedir. Her çağda toplumsal dönüşüm aracı olarak kullanılan roman modern şekle bürünmeden
önce de kurguladığı hikâyelerde başat sorunsalı öne çıkararak toplum bilimi olan sosyolojinin
sorumluluğunu üstlenmiştir.
Edebiyatın sosyolojiyle ilişkisinin resmiyet kazandığı 20. yüzyılın sonlarında roman sanatı bu bakış
açısıyla okunup yorumlanmaya başlamış, ele aldığı dönemin başat sorunsal ve tipleri toplumun yapı
taşlarının tespitinde önemli yer tutmuştur. Modern Mısır romanına bu bakış açısıyla yapılacak bir okuma,
tarihin topluma bakan yüzünü görmenin yanında her dönem değişen sosyal ve siyasi sorunlar etrafındaki
toplumsal duruşu anlamak ve bu gününü geçmişten gelen mirasıyla değerlendirmek mümkün olacaktır.
9. SONUÇ
Mısır’ın, Napolyon’un istilasıyla başlayan batılılaşma süreci Mehmet Ali Paşa’nın kuvvetli bir ordu
oluşturma gayretiyle devam etmiş, bu hedef doğrultusunda gerçekleştirilen yenileşme hareketi hayatın her
alanına yayılarak edebiyatta da yeni duyguları yeni formlarda yazma şeklinde tezahür etmiştir. Edebi
hareketliliği başlatan çalışmalar yurt dışına gönderilen öğrencilerin heyetinin Batı irfan ve teknolojisini
ülkelerinde tesis etme gayretiyle kaleme aldıkları eserler, yurt dışına gönderilen öğrencilerin sosyal hayata
yön veren her alanda reform, Avrupa toplumlarına bakarak kendi ülkelerinin geri kalmışlık nedenlerini
sorguladıkları eserler edebi hareketliliğin ivme noktasıdır. Bu çalışmalar arasında Rifâa Râfi et-Tahtâvî’nin
Paris’teki izlenimlerinden oluşan Tahlȋsu’l-İbrȋz fi Telhȋsi Bârîz (1834) adlı eseriyle Alî Mübârek (1823-
1893)’in Alemu’d-Dîn adlı dört ciltlik eseri modern Arap edebiyatında roman türünün habercisi olarak
sssjournal.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) sssjournal.info@gmail.com
515
Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 2020 Vol:6 Issue:56 pp:510-517

değerlendirilen öncülerdir.
1842 yılında kurulan tercüme kaleminde Avrupa edebiyatından yapılan çeviri eserler, Bulak matbaasının
kurulmasıyla çıkmaya başlayan el-Vakai’ul-Mısrȋ, Cinân, Muktetâf, Tayyib ve Hilâl gibi dergilerde
neşredilmek suretiyle geniş okuyucu kitlesine ulaşmıştır.
Mısır’a göç eden Hristiyan Arapların daha önce şahit oldukları edebi hareketliliği beraberlerinde
getirmeleri çeşitli edebî akımların ve karşıt fikirlerin doğmasına zemin hazırlamış, modern anlamda hikâye,
roman ve tiyatro türlerinin önce çeviri, sonra da telif yoluyla Mısır edebiyatına girmesine yardımcı
olmuştur. Edebiyatı Abbâsiler dönemindeki ihtişamına kavuşturmak isteyen edebiyatçılar “makâmât”
tarzında verdikleri ürünlerde toplumsal eleştiriyi hedefleyerek, dili ikinci planda tutmuşlardır. Söz konusu
dönemde toplumsal yapıyı alaycı bir üslupla eleştiren el-Müveylihî’nin Fetre Mine’z-Zemen (Zamandan
Bir Bölüm) eseri, Mısır edebiyatında roman sanatına giden yolda önemli bir kilometre taşı kabul edilir.
Ahmet Fâris eş-Şidyâk’ın öncülüğünü yaptığı yeni düşünceleri yeni ifade şekilleriyle yazma eğilimindeki
ikinci grup arasında Hadîkatü’l-Ahbâr’ın sahibi Halîl el-Hûri ile el-Cinan’ın sahibi Selîm el-Bustânî’yi ve
Edîp İshâk’ı sayabilir. Yine bu dönemde Cübrân Halîl Cübrân gibi dili hafife alıp manayı ön plana çıkaran
aşırı yenilikçiler yanında Muhammed Abdûh ve İbrahîm Yazıcî gibi eski ile yeninin arasını bulmaya çalışıp
fikirleri doğru bir üslupla ifade etmeyi tercih edenler de vardır.
1919 devrimine kadar, basılmak için edebî değere sahip olmayan romanların seçilmesinde eğitim görmemiş
okuyucunun zevkinin yanı sıra, tercümanın yabancı dile tam vakıf olmayışının da rolü vardır. Devrim
sonrası Mısır halkında kendine güven duygusuyla oluşan milli edebiyat kavramı hikâye sanatından sonra
roman sanatının çıkış noktası olmuştur. Mustafa Lutfi el-Menfalûtî, Muhammed Teymûr ve kardeşi
Mahmûd Teymur, Lâşîn ve Yeni Ekol mensupları hikâye sanatının olgunlaşmasında etkili olmuşlardır.
Mahmûd Hayret’in el-Fetâtu’r-Rîfîyye (Köylü Kız, 1903) adlı romanı ile okuyucu, ilk kez Mısır
köylüsünün duyguları ile tanışmaktadır. Bu çalışma Heykel’in romanı Zeynep (1912)’in ortaya çıkışını
hazırlayan gerçek bir başlangıç olarak kabul edilir. Romantizmin edebiyata hâkim olduğu bu dönem,
yazarların tabiata kaçma arzusuyla sığındıkları köy hayatı 1940’lı yıllarda siyasi beklentiden istediği
neticeyi alamayan yazarların da sığınağıdır Realizmin yansıtma kuramıyla Mısır halkının %82’sini
oluşturan köylünün yaşadığı fakirlik ve bunun toplum ahlâkına olumsuz etkisi, iktidar baskısı yolsuzluk
gibi konular Abdurrahmân eş-Şarkâvî romanlarının konusu olmuştur. Necîp Mahfûz kenar mahallelerde
yaşayan halkın sıkıntısına odaklanırken Yûsuf İdris mesleği gereği romanlarında sağlık sorunlarına
odaklanmıştır. 21. yüzyıl gerçekçi yazarlardan Asvânȋ1952 devrimi sonrası toplumsal yapıyı
sorunsallaştırırken otoriter devlet yapısı romanlarında ana temayı oluşturur.
21. yüzyılda edebiyata hâkim olan postmodern romanı hayatı dolaylı yoldan eleştirirken Mısır romanı bu
türün içinde de gerçeğe odaklanmıştır Sunullah İbrâhȋm’in el-Lecne ve Şeref adlı romanları postmodern
öğelerle gerçekçi öğelerin bir arada kullanıldığı melez bir yapıya sahiptir.
Modern Mısır Edebiyatında Besme Abdulazȋz’in distopik özellik taşıyan et-Tâbȗr (Kuyruk, 2013) adlı
romanı Mısır Baharı’nın değiştirmeyi hedeflediği totaliter yapının kötüye odaklanan kurgusuyla daha da
güçlenerek, hayatın tüm alanına nüfuz etmesi ve teknolojinin gözetim aracı olarak araçsallaşmasını
eleştirmektedir.
Görünen o ki doğuşundan bu güne modern Mısır edebiyatı dünya edebiyatlarıyla aynı çizgide farkı
akımların hâkimiyetinde verdiği edebi ürünlerde eleştirel bakış açısıyla öne çıkarken toplumsal yapı ve
iktidar sorunları bunda temel oluşturmaktadır.
KAYNAKÇA
Allen, R. (1982). The Arabic Novel a Historical and Critical Introduction, Syracuse University Press, New
York.
Allen, R. (1992). “The Beginnig of the Arabic Novel”, Modern Arabic Literature, ed. M. M. Badawi, The
Cambridge University Press, Cambridge.
Aytaç, B. (1992). Mahmûd Teymur’un Hikâyeleri ve Romanları, Basılmamış Doktora Tezi, Ankara.
Brugman, J. (1984). An Introduction to the History of of Modern Arabic Literature in Egypt, E. J. Brill,
New York.

sssjournal.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) sssjournal.info@gmail.com


516
Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 2020 Vol:6 Issue:56 pp:510-517

Çetin, N. (1991). “Arap: Yazı, Dil, Edebiyat”, DİA, C: 3, İstanbul, ss. 307-309.
ed-Dusûkî, Ö. (1966). Fi’l-Edebi’l-Hadîs, C: 1, Matbaatu’l-Lecenetu’l-Beyan, Kahire.
el-Fahûrî, H. (1991). Tarihu’l-Edebi’l-Arabî, Dâru’l-Cil, Beyrut.
el-Farabî Abdullatîf. (2003). el-Hareketu’l-Fikriyye ve’l-Edebiyye li’l-Âlemi’l-Arabiyi’l-Hadîs, Dâru’s-
Sekâfe, Kahire.
el-Hekâri, A. (1993). Nakdu’r-Rivaye fi’l-Edebi’l-Arabiyyi’l-Hadis fi Mısır, Ayn li’d-Dirâsât ve’l-
Buhusu’l-İnsanî ve’l-İctimaî, Kahire.
en-Nessâc, S. (1985). Bânûrâmâ’r-Rivâyeti’l-Arabiyyeti’l-Hadîse, Mektebetu’l-Gâib, Kahire.
Er, R. (1997). Modern Mısır Romanı, Hece Yayınları, Ankara.
es-Seyyîd, Ş. (1967). İtticahâtu’r-Rivâyeti’l-Arabiyye fi Mısır Münzü’l-Harbi’l-Âlemi es-Sanî, Dâru’l-
Fikrî’s-Sanî, Kahire.
eş-Şârûnî, Y. (1988). Dırâsât fi’l-Kıssati’l-Kasîra, Dâru’l-Talâs li’d-Dırâsâti ve’n-Neşr, Şam.
Hâfız, S. (2003). “Modern Arap Kısa Öyküsü (I)”, çev. Azmi Yüksel, Nüsha Şarkiyât Araştırmaları
Dergisi, Yıl: 3, S: 9, Ankara, s. 77-96.
Heykel, A. (1983). Edebu’l-Kasasî ve’l-Masrahî, Dâru’l-Meârif, Kahire.
Heykel, A. (1994). Tatavvuru’l-Edebi’l-Hadîs fi Mısır, Dâru’l-Meârif, Kahire.
İbrâhim, S. (2005). Yevmiyyâtu’l-Vâhât, Dâru’l-Müstakbe’l-Arabî, Kahire.
Mûsâ, F. (1972). Fi’r-Rivâyeti’l-Arabiyyeti’l-Muâsıra, Mektebetu’l-Anglo’l-Mısrî, Kahire.
Opperman, S. (1992). “Postmodern Romanda Değişen Anlatım Biçemi ve “Gerçeklik” / “Yazı” İkilemi”,
Littera, C: 3, Ankara, ss. 246-259.
Sakkut, H. (2005). The Arabic Novel: Bibliography and Critical Introduction 1865-1995, The American
University in Cairo Press, Cairo.
Teymûr, M. (1980). İtticâhâtu’l-Edebi’l-Arâbî fi’s-Siniyne’l-Mie el-Ahîre, Matbaa Numûzecî, Kahire.
Ülger, G. (2018). “Ütopyadan Distopyaya”, Distopya: Hayal ile Gerçek Arasında, ed. Gürdal Ülger, Aya
Kitap, İstanbul, ss. 12-17.
Ürün, K. (1994). Çağdaş Mısır Romanında Necîp Mahfûz ve Toplumcu Gerçekçi Romanları, Basılmamış
Doktora Tezi, Erzurum.
Yıldız, Ş. (2005). Yusûf İdrîs Hikâye ve Romanlarında Sosyal Eleştiri, Basılmamış Doktora Tezi, Ankara.
İNTERNET KAYNAKLARI
Erişim tarihi: 04.12.2020. http://www.odabasham.net/ ‫دراسة‬-‫ادب‬-‫عال‬-73570/ ‫نقد‬-‫أدبي‬
Erişim tarihi: 04.12.2020. http://www.diwanalarab.com/spip.php?article2168.

sssjournal.com Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) sssjournal.info@gmail.com


517

You might also like