You are on page 1of 4

Hüseyin Gazi Topdemir

Osmanlı Biliminin Öncülerinden


Ali Kuşçu
Yaşam Öyküsü:
Kısaca Alaeddin İbn Muhammed el-Kuşçu olarak mesi için Fatih Sultan Mehmed’e elçi olarak gönder-
bilinen Kuşçuzâde Alâüddîn Ebû el-Kâsım Ali İbn Mu- di. Ali Kuşçu’nun bilgisine hayran olan Fatih, kendisi-
hammed, XV. yüzyılın başlarında Maveraünnehir böl- ne İstanbul’da çalışmasını teklif etti. Ali Kuşçu da elçi-
gesinde, muhtemelen Semerkand’da doğdu. Baba- lik görevini tamamladıktan sonra İstanbul’a dönme-
sı Muhammed doğan besliyordu, Uluğ Bey’in (1394- ye söz verdi.
1449) doğancısı olduğu için önce Kuşçuzâde, sonra- Elçilik görevini tamamlayan Ali Kuşçu İstanbul’a
dan da Kuşçu lakabıyla tanınmıştır. Eğitiminin önem- döndü. Fatih Sultan Mehmed, yolculuğu boyunca
li bir kısmı Uluğ Bey’in sarayında ve onun yakın çev- kendisine refakat etmesi için bir heyet gönderdi ve
Ali Kuşçu
Osmanlı bilimi üzerindeki resinde geçti. Uluğ Bey’den, Gıyâsüddîn el-Kâşî’den, İstanbul’da büyük törenlerle, armağanlarla karşılan-
Semerkand etkisinin Kadızâde-i Rûmî’den ve Uluğ Bey’in etrafındaki diğer masını sağladı. Karşılayanlar arasında İstanbul kadı-
en önemli temsilcisidir.
Minyatür Ali Kuşçu’yu bilim insanlarından matematik ve astronomi dersle- sı Hocazâde de vardı. Fatih Sultan Mehmed, huzuru-
Muhammediye adlı eserini
Fatih Sultan Mehmed’e ri aldı. Uluğ Bey ondan “faziletli oğlum” diye bahse- na kabul ettiğinde Ali Kuşçu’ya Hocazâde’yi nasıl bul-
sunuşunu göstermektedir. der. Ali Kuşçu Semerkand’da tahsilini tamamladık- duğunu sormuş, o da “Acem’de Rum’da benzeri yok”
tan sonra, söylentiye göre gizlice Kirman’a gitmiş ve deyince Fatih de “Arap’ta da benzeri yoktur” demiştir.
oradaki bilim ve düşün insanlarından dersler almış- Ali Kuşçu İstanbul’da daha önce Farsça hazırladı-
tır. Kirman’da kaldığı sürede içlerinde Nasîrüddîn-i ğı Risâle der İlm-i Hisâb adlı çalışmasını genişleterek
Tûsî’nin Tecrîd el-Kelâm adlı eserinin de bulunduğu Arapça bir redaksiyonunu yapmış ve Muhammedi-
birçok kitabı okuma ve inceleme fırsatı buldu. Tûsî’nin ye adıyla Fatih’e sunmuştur. Matematik alanındaki bu
kitabı üzerine hazırladığı ilk kelam çalışması olan Şerh önemli çalışmasının ardından, Risâle der İlm-i Hey’e
el-Tecrîd (Tecrîd Üzerine) eserini de burada yazmış ve adlı çalışmasının da Arapça, genişletilmiş redaksiyo-
Ebû Sâid Bahâdır Han’a takdim etmiştir. nunu hazırlamış ve Fatih’in Uzun Hasan ile gerçekleş-
Ali Kuşçu burada kaleme aldığı bir diğer çalışma- tirdiği Otlukbeli Savaşı’nın (11 Ağustos 1473) kazanıl-
sı olan Risale Hall el-Eşkâl el-Kamer’i de (Ay’ın Görü- dığı gün Fethiye adıyla Fatih’e sunmuştur.
nümleri Üzerine) Semerkand’a döndüğünde Uluğ Fatih Sultan Mehmed, savaş dönüşü Ali Kuşçu’yu
Bey’e takdim etmiş ve takdirini kazanmıştır. Ayrıca Ayasofya Medresesi’ne müderris tayin etti. Bu tayin
Risâle der İlm-i Hey’e (Astronomi Risalesi) ve Risâle İstanbul’da astronomi ve matematik alanındaki ça-
der İlm-i Hisâb (Aritmetik Risalesi) adlı Farsça iki ma- lışmalara canlılık getirmiş, hatta Ali Kuşçu’nun dersle-
kale daha yazmıştır. rini bilim insanları dahi takip etmiştir. Ali Kuşçu ayrı-
1449 yılında Uluğ Bey’in öldürülmesinden sonra ca Molla Hüsrev’le birlikte Semâniye Medreselerinin
başlayan taht kavgaları Semerkand’ı yaşanmaz ha- programını hazırlamış, İstanbul’un boylamını 59 de-
le getirince, Ali Kuşçu da, ailesiyle birlikte Timurlula- rece, enlemini de 41 derece 14 dakika olarak belir-
rın sarayından ayrılarak Akkoyunlu hükümdarı Uzun lemiştir. Astronomi çalışmalarında kullandığı Güneş
Hasan yönetimindeki Tebriz’e gitmiştir. Uzun Hasan saati Fâtih Camisi’ndedir. Ali Kuşçu 15 Aralık 1474’te
bilime ve bilim insanlarına değer veren bir hüküm- İstanbul’da öldü. Yetiştirdiği öğrenciler arasında Os-
dardı. Ali Kuşçu’ya bilimsel kimliğinden dolayı bü- manlı bilim tarihinin iki önemli ismi Mîrim Çelebi ve
yük ilgi gösterdi ve aralarındaki anlaşmazlığı çöz- Molla Lütfî de vardır.

86
Bilim ve Teknik Mayıs 2011
>>>
Bilimsel Başarıları lümden oluşmaktadır. Birincisi rakamların bi- Bütünüyle cebir konusuna ayrılan üçüncü
çimleri ve dizilimi, ikincisi tam sayılarla hesap, makalede bilinen cebir konularının yanı sıra
Ali Kuşçu’nun matematik alanında en ta- üçüncüsü ise kesirli sayılarla hesap konusun- çevirme (örneğin ax = b eşitliğini, x = b/a eşit-
nınan eseri Muhammediye’dir ve Osmanlı- dadır. Ali Kuşçu bu konuları çok yalın ve anla- liğine dönüştürme), bütünleme (örneğin x/a
larda en fazla ilgi gören he¬sap kitabı olma şılır bir şekilde ele alıp açıklamıştır. Açıklayıcı = b eşitliğini x = a.b eşitliğine dönüştürme) ve
özelliğini taşımaktadır. Kitap iki bölüm (fen) özelliği yüksek olduğundan uzun yıllar med- meşhur cebir meseleleri ele alınmıştır.
olarak düzenlenmiştir, birinci bölüm aritme- reselerde ders kitabı olarak okutulmuştur. Dördüncü makale, iki yanlış yöntemiyle bi-
tiğe, ikincisi ise arazi ölçümü konusuna ayrıl- İkinci makale, müneccim hesabı (Altmışlık linmeyenlerin çıkarılması, beşinci makale de
mıştır. Dizge) konusundadır ve burada da bir sayı- aritmetiğin çeşitli konuları başlığını taşımak-
Birinci bölüm bir giriş ve beş makaleden nın iki katını alma, toplama, çarpma, çıkarma, tadır. Kitabın ikinci bölümü ise bütünüyle ara-
oluşmaktadır. Hint hesabı (Onluk Dizge) ko- karekök hesaplama ve aritmetiğin önemli bir zi ölçümü konusundadır ve yüzeylerin ölçül-
nusuyla ilgili olan birinci makale üç alt bö- konusu olan sağlama ele alınmıştır. mesine ilişkin açıklamalardan oluşmaktadır.

Ali Kuşçu’nun Fatih’e


Ali Kuşçu’nun Eserleri sunduğu Fethiye’nin
kendi el yazısı
özgün nüshasından yer
alan çizimlerden birisi.
(Solda)
Ali Kuşçu’nun
Astronomi Eserleri: matematik çalışması
olan Muhammediye’nin
son sayfası.
1. Fâide fî Eşkâli Utarid (Merkür’ün Görünümleri Üzerine): Merkür gezegeninin hare- Metinde kitabın 1472
yılında tamamlandığı
ketlerine ilişkin değerli bir çalışmadır. Ünlü astronom Ptolemaios’un Almagest’te konuyla yazılıdır. (Sağda)
ilgili ileri sürdüğü bilgilerden yanlış olanları düzeltir.
2. Risâle der İlm-i Hey’e (Astronomi Makalesi): Astronomi ile ilgili Farsça bir ri¬sâledir.
İstanbul kütüphanelerinde birçok nüshası bulunan çalışma Molla Pervîz (öl. 1579) tarafın-
dan Mirkât el-Se¬mâ (Göğün Basamakları) adıyla Türkçeye çevrilmiştir. Müslihüddîn-i Lârî Matematik Eserleri:
de (öl. 1574) Fars¬ça bir şerh yazmıştır. 1. Risâle der İlm-i Hisâb (Aritmetik Üzerine): Bir giriş ve üç bölümden oluşan matema-
3. Risâle el-Fethiye (Astronomi Üzerine): Otlukbeli Savaşı’nda elde edilen zaferden do- tik çalışmasıdır. Dünyanın değişik el yazması kütüphanelerinde birçok nüshası bulunmak-
layı Fethiye adı verilen diğer bir astrono¬mi çalışmasıdır. Eserin sonunda gökcisimlerinin tadır. Farsça özgün nüsha Süleymaniye Kütüphanesi’ndedir.
Dünya’ya olan uzaklıklarına dair bir bölüm vardır. Çalışma, torunu Mîrim Çelebi ve öğren- 2. Risâle el-Muhammediyye (Matematik Üzerine): Risâle der İlm-i Hisâb adlı çalışma-
cisi Sinan Paşa tarafından ayrı ayrı şerh edilmiştir. Eser, Kanûnî’nin emriyle 1548 yılında sının genişletilmiş halidir. Ali Kuşçu’nun el yazısıyla hazırladığı bu eseri Fatih Sultan Meh-
Halep’te Hulâsa el-Hey’e (Astronominin Özeti) adıyla Ali İbn Hüseyin, 1824 yılında da Mir‘ât med özel kütüphanesine koymuştur.
el-Âlem (Evrenin Aynası) adıyla Mühendishâne-i Hümâyun baş hocası Seyid Ali Paşa tara- 3. Risâle fî İstihrac Makadir el-Zaviye min Makadir el-Azla (Kenar Uzunluğundan Açıla-
fından Türkçeye çevrilmiştir. Eserin İstanbul kütüphanelerinde birçok nüshası mevcuttur. rın Hesaplanması): Üçgenlerle ilgili bir çalışmadır.
4. Risâle fî Asl el-Hâric Yumkinu fî el-Sufliyeyn (İki İç Gezegende Dışmerkezlilik Kura- 4. Risâle fî el-Kavâid el-Hisâbiye ve Dalâil el-Hendesiye (Hesap Kuralları ve Geometrik
lı): Ptolemaios’un iki iç gezegen olan Merkür ve Venüs’ün hareketlerine ilişkin görüşlerinin Kanıtlamalar Üzerine): Cebir ve geometri konusundadır.
eleştirildiği bir çalışmadır. 5. Risâle fî Zâviyât (Açılar Üzerine): Bir dar açının bir kenarı genişletilirse, geniş açı olur.
5. Şerh-i Zîc-i Uluğ Bey (Uluğ Bey Zic’inin Şerhi): Ali Kuşçu, Uluğ Bey için düzenlenen Hareket sürdürülürse, dik açı olmaksızın yine dar açı meydana gelir şeklinde tarif edilen bir
zîc’in tamamlanmasına yardım etmiş ve kendi çalışmaları neticesinde biten bu esere bir de geometri problemiyle ilgilidir. Konu Fatih’in huzurunda tartışılmıştır.
şerh yazmıştır. Farsça olan bu şerh değerli bir çalışmadır. Ali Kuşçu’nun bunların dışında kelam, fıkıh, Arap dili ve grameri konularında kaleme
6. Risâle fî enne Hükm el-Hâric Hükm el-Tedvir bi Aynihi fî Vukûf el-Kevâkib (Gezegen- aldığı çok sayıda çalışması vardır. Bunlar içerisinde en önemlisi ve kendisine ün sağlayanı
lerin Durma Anlarında Dışmerkezlinin Çembermerkezliyle Aynı Olması Üzerine): Gezegen- Şerh-i Tecrîd’dir (Tecrid Üzerine). Ali Kuşçu’nun Kirman’da nakli bilimler diye adlandırılan fı-
lerin durma anlarında dışmerkezli hesaplama durumunun çember merkezli hesaplama du- kıh, kelam ve tefsir alanlarında dönemin kalburüstü bilginlerinden aldığı dersler sonucun-
rumuyla aynı olacağını ileri süren bir çalışmadır. da hazırladığı bu çalışma, Nâsırüddîn-i Tûsî’nin Tecrid el-Kelâm’ına yazılmış şerhtir. Medre-
7. Risâle fî Halli Eşkâl el-Kamer (Ay’ın Görünümleri Üzerine): Ay’ın hareketleri konu- selerde Şerh-i Cedîd (Yeni Şerh) olarak tanınan bu çalışma, Ali Kuşçu’nun ünlü bir yorumcu
sundaki problemlerin tartışıldığı bir çalışmadır. Hocası Uluğ Bey ve Kadızâde-i Rûmî’den (şarih) olarak tanınmasını sağlamıştır. Kirman’da Ebû Sâid Hân’a ithaf edilmiş olan bu çalış-
aldığı dersleri kâfi görmeyerek gizlice gittiği Kirman’dan Semerkand’a döndüğünde Uluğ manın bir diğer önemli yönü de, Ali Kuşçu’nun sadece astronomi ve matematik alanların-
Bey’e sunduğu çalışmasıdır. da değil, o dönemde popüler bir araştırma alanı olan kelâm ve dolayısıyla da felsefe dalla-
8. Şerh el-Tuhfe el-Şahiye fî el-Hey’e (Tuhfe el-Şahiye fî el-Hey’e Üzerine Yorum): rında da ciddi bir bilgi birikimine sahip olduğunun göstergesi olmasıdır. Nitekim astronomi
Kutbeddîn el-Şîrâzî’nin (öl. 1311) Tuhfe el-Şahiye adlı astronomi kitabının yorumudur. eserlerine yapıldığı gibi, bu eserine de Celâleddîn Devvânî şerh yazmıştır.

87
Osmanlı Biliminin Öncülerinden Ali Kuşçu

Ali Kuşçu aritmetikte olduğu gibi astrono- safesinin (altında bulunan gezegenin en yakın lerin Ptolemaios sisteminde geometrik ola-
mi ve matematiksel coğrafya konusunda da mesafesine eşit olacak biçimde) ve gezegen rak çembermerkezli üzerinde yer alması, küre
uzun yıllar otorite olmuştur. Bu konuda kaleme kürelerinin yarıçaplarının bir listesini vermek- katmanları sisteminde ise çembermerkezli kü-
aldığı eseri Fethiye, hem ders kitabı olarak yay- tedir. Ali Kuşçu’nun her gezegen için verdiği reye çakılı olmasıdır, çembermerkezli küre de
gınlaşmış, hem de üzerine birçok bilim insanı en uzak ve en yakın mesafe toplanıp ikiye bö- dışmerkezli küre katmanının içindeki oyukta
tarafından yorum ve açıklama yazılmıştır. Kitap lündüğünde, gezegenlerin evrenin merkezi- yuvarlanmaktadır.
bir giriş ve üç makale olarak düzenlenmiştir. ne, yani Yer’e ortalama uzaklıkları yaklaşık ola- XIV. yüzyıldan sonra astronomlar Ptole-
Birinci makale gezegenlerin konumları ve rak elde edilir. Ancak verdiği değerler günü- maios sistemini daha anlaşılır bir hale getir-
dizilimleri üzerinedir. Burada kürelerin sayı- müz değerleriyle uygunluk taşımamaktadır. mek için çok uğraştılar, bu konuya ilişkin ya-
sı, gezegenlerin enlemsel, boylamsal ve hem Astronomi tarihinde uzun yıllar egemen pıtlar kaleme aldılar. Bu çalışmalar sırasında
enlemsel hem de boylamsal hareketleri ince- olan Ptolemaios modeli, Yer’in evrenin merke- gezegen hareketleriyle Güneş’in hareketi ara-
lenmektedir. İkinci makale Yer’in biçimi, iklim- zinde ve gezegenlerin de dairesel yörüngeler- sında bir bağ olduğu, başka bir deyişle sistem-
lere bölünüşü ve göksel olgulara ilişkindir. Bu- de Yer’in çevresinde dolandığı bir gökyüzü ta- de Güneş’in özel bir konumu olduğu anlaşıl-
rada ayrıca ekvatorun özellikleri, enlemi 90 sarımına dayanmaktaydı. Bu model, özü gere- dı. İç gezegenlerin çembermerkezlisi Güneş’e
derece olan bölgelerin özellikleri, günler, ge- ği gökyüzünü geometrik olarak modellemek bağlı olarak hareket etmekteydi, yani iç ge-
ce ve gündüz uzunlukları, ekliptik yayın ufuk- üzerine kurulmuştu ve açıkçası zegenlerde çembermerkezlinin
tan yükselişi, gezegenlerin meridyenden ge- görünüşü kurtarmaktan öte fi- dolanım periyodu Güneş’in or-
çiş, doğuş ve batış dereceleri gibi konular in- ziksel bir açıklama getirmek, do- talama hareketine eşitti. Böyle-
celenmektedir. Üçüncü makale uzaklık ve bü- layısıyla da fiziksel bir temeli ön- ce iç gezegenlerin Güneş’ten be-
yüklük miktarlarına ilişkindir ve Yer’in büyük- görmek gibi bir amaç gözetmi- lirli bir açıdan fazla uzaklaşma-
lüğü, Ay’ın evrenin merkezine olan uzaklığının yordu. Uzun yıllar çeşitli bilim in- sı önlenmiş olmaktaydı. Çünkü
Yer’in yarıçapı cinsinden bilinmesi, Ay’ın ve sanlarınca eleştirilen ve daha iyi yapılan gözlemler, iç gezegen-
Güneş’in çapının bilinmesi gibi konular hak- bir hale getirmek için eklemeler lerin Güneş’ten uzaklaşmasının
kındadır. Fethiye’nin ilginç bölümlerinden bi- yapılan modele yönelik yeni bir 90°’yi hiç geçmediğini göster-
ri de evren sisteminin betimlendiği bölümdür. yaklaşımda bulunanlardan biri mekteydi. Ptolemaios bu ve ben-
Birinci makalenin birinci bölümünde evreni de Ali Kuşçu’dur. Ali Kuşçu Pto- zeri zorlamalara neden başvur-
oluşturan kürelerin sayısı ve nasıl sıralandıkları lemaios astronomisinin temeli- duğunu açıklamadığı gibi, ne-
anlatılmaktadır. Ali Kuşçu evrende dokuz küre ni oluşturan gezegen hareket- den Güneş’in iç gezegenlerle her
Ali Kuşçu dönemine egemen olan
bulunduğunu, bunların birbirlerini çevreledi- lerinin açıklanması için geliştiril- evren kuramı bağlamında türlü açıyı yapamadığını ve ne-
Yer’in, Güneş’in ve gezegenlerin
ğini belirterek, en dışta kürelerin küresinin (fe- miş olan dışmerkezli ve çember- konumlarını ayrıntılı olarak den gezegenlerin zaman zaman
lek el-eflak) yer aldığını, sonra sırasıyla Satürn, merkezli düzenekleri, fiziksel ola- irdelemiştir. Fethiye’nin uzun yıllar durup ileri geri hareket ettikle-
başvuru kitabı olarak kabul
Jüpiter, Mars, Güneş, Venüs, Merkür ve Ay kü- rak temellendirmeyi denemiştir. edilmesinin nedenlerinden biri de rini de belirtmemişti. Bu sorula-
resinin dizildiğini ileri sürmektedir. Ali Kuşçu, temelini Sabit o dönemde yazılmış en önemli rın yanıtı daha sonra Güneş mer-
astronomi ve coğrafya kitabı
Yer merkezli evren modelini temel aldı- İbn Kurre (826-901) ve İbn el- olmasıdır. kezli model tarafından verilecek-
ğı anlaşılan bu çalışmasında Ali Kuşçu, geze- Heysem’in (965-1041) attığı küre katmanla- ti. Ancak Ali Kuşçu bu soruların yanıtını bi-
genlerin üzerlerine adeta çakılı olarak dolan- rı sistemi olarak adlandırılan düşüncenin bir raz daha önceden bulmuş, en azından sezin-
dığı kürelerinin konumlarını ve hareketlerini devamı olarak, Yer merkezli evren modeli- lemiş görünmektedir. Şunları söylemektedir:
ele alınmaktadır. Konuyla ilintili olması dolayı- ni fiziksel bir temele oturtmaya çalışmıştır. Ali “Bazı durumlarda, Güneş’e kıyasla geze-
sıyla, boylamsal ve enlemsel hareketler ile dış- Kuşçu’nun da içinde yer aldığı bu yeni yakla- genlerde bir durum oluşur. Bu durum, Güneş
merkezli ve çembermerkezli düzenekler hak- şımın esası, bir taraftan bu modelin geomet- ile gezegenin ilişkisinden doğar. Alt gezegen-
kında da bilgi vermiştir. rik yapısını yeniden kurgulamak diğer taraf- lerin Güneş ile olan ilişkileri şöyledir; alt ge-
Yer’in şekli ve iklimlere bölünmesi konula- tan da kurgulanan geometrik yapıyı Aristote-
rını da irdeleyen Ali Kuşçu, gezegenlerin bü- les fiziğiyle bütünleştirerek küre katmanları bi-
yüklük ve uzaklıklarını da ele almış, konuyu çimine dönüştürmek düşüncesine dayanmak-
açıklayabilmek için gerekli daire çevresi ve taydı. Küre katmanları sisteminde gezegenler,
alanı, küre yüzeyi ve hacmi, birbiri ile orantı- bir soğanın katmerleri gibi iç içe geçmiş küre-
lı dört miktardan bilinmeyen miktarın nasıl ler şeklinde tasavvur edilmiştir.
hesaplanacağı, üçgenlerin kenarları ve açıla- Bu sistemde her gezegen iç içe geçmiş kü-
rı arasındaki oranlar gibi matematiksel bilgi- relere sahiptir ve bu küreler çapları birbirin-
ler vermiştir. den küçük olmak üzere, katmanlar halinde
Ali Kuşçu bu bölümlerde, Yer yarıçapını bi- birbirlerinin içinde yer almaktadır. Bu siste-
rim kabul ederek, her gezegenin en uzak me- min Ptolemaios sisteminden farkı, gezegen- Fethiye’den gezegen hareketlerinin anlatıldığı bir sayfa

88
Bilim ve Teknik Mayıs 2011
<<<
Jüpiter ve Satürn) olanaklı olabileceğini, iç gezegenler
A
için (Merkür ve Venüs) olanaksız olduğunu düşünmek- B 1
2
0 3
teydi. Kopernik bunun olabilirliğini, Regiomontanus’un 4
7
6
Epitome of the Almagest (Almagest’in Özeti, 1496) ad- 5
lı eserinde öne sürdüğü “bütün gezegenlerin hareketle-
rinin çembermerkezliden dışmerkezliye değişimi müm- 1

kündür” varsayımına dayandırmaktadır. Oysa Ali Kuşçu


bu tarihten çok daha önce yaptığı Merkür çalışmasında,
Küre katmanları sisteminde gezegen
Çembermerkezli ve dışmerkezli modeller beş gezegenin geri hareketleriyle oluşan ikinci düzensiz- hareketlerinin açıklanması

zegenlerin çembermerkezlilerinin merkezleri Güneş’in liğin asimetrik zamanlarının belirlenmesinde dışmerkez- 1. Ortakmerkezli
(evren merkezi ve dışmerkezli küre ile)
merkezi ile daima karşılaşma konumundadır, Güneş’ten li varsayımın kullanılmasını reddeden Ptolemaios’u eleş- küre katmanı (felek)
2. Dışmerkezli küre katmanı (felek)
uzak olamazlar. Ancak çembermerkezlilerin yarıçapları tirir ve Kopernik’in düşündüğüne benzer yeni bir Mer- 3. Çembermerkezli küresi
4. Gezegen
(Güneş’ten) büyük olur.” kür modeli ileri sürer. Demek ki Ali Kuşçu Merkür için 5. Evren merkezi
6. Dışmerkezlinin merkezi
Güneş ile gezegenler arasında olduğu belirlenen bu farklı modeller denerken, Ptolemaios’un yaptığının ak- 7. Çembermerkezlinin AB çapı
doğrultusunu belirleyen merkez
ilişki XV. yüzyıl astronomisinde önemli bir değişime yol sine, dışmerkezliyi çembermerkezlinin yerine kullanmış-
açmış ve Kopernik astronomisine giden yolu açmıştır. Bu tır. Konu hakkındaki düşüncelerini açıkladığı Risâle fî Asl
alıntı, ilk defa Ali Kuşçu’nun bu ilişkiye dikkat çektiğini el-Hâric Yumkinu fî el-Sufliyeyn (İki İç Gezegende Dışmer-
açıkça ortaya koymaktadır. kezlilik Kuralı) çalışmasında, pek çok uzmanın iç geze-
Ali Kuşçu’nun astronomiye ilişkin eserleri arasında, genlerde dışmerkezlinin çembermerkezli yerine kullanı-
Merkür’ün dolanımını betimleyen modele ilişkin bir ri- labileceğini kabul etmeyerek Ptolemaios’un düşüncele-
sale de yer almaktadır. Risale fî Hall Eşkâl el-Mu’adil lî el- rini tekrarladıklarını belirtmektedir.
Mesîr (Ekuant Probleminin Çözümlenmesi Üzerine) adlı
çalışması birkaç bakımdan önem taşımakla birlikte, ast- Ali Kuşçu’nun Osmanlı Bilim Geleneğindeki Yeri
ronomi tarihi açısından ele alındığında yine Ptolemaios
sistemindeki aksaklıklardan biri olan, Merkür’ün ekuant Ali Kuşçu, Maveraünnehir’de gelişen matematik ve ast-
noktasının belirlenememesi sorununu çözmektir. So- ronomi geleneğinin temsilcisi olarak İstanbul’a gelmiş-
run, sistemin matematiksel olarak dayandırıldığı dışmer- ti. Aslında bu Osmanlı bilim tarihi açısından önemli bir
kezli, çembermerkezli ve ekuant ekseninde oluşmaktay- olaydır. Çünkü o tarihlerde İstanbul’da Ali Kuşçu ayarında
dı. Matematiksel açıdan en problemli gökcisimleri Mer- astronomi bilgini yoktu. İstanbul’a gelişiyle başlattığı ye-
kür ve Ay’dı. Merkür, yörüngesinde iki kere Yer’e en yakın ni bilim geleneği, hem Maveraünnehir bilim geleneğinin
konumda yer alıyordu, Ptolemaios bunu açıklamak için İstanbul’a taşınmasını sağlamış hem de astronomi bilimi-
Merkür’ün çembermerkezlisinin merkezini, taşıyıcı dai- nin Osmanlılarda yayılmasına neden olmuştur. Diğer taraf-
renin merkezinde dönen bir dairenin çevresine yerleştir- tan, eserleriyle de çok sayıda medrese öğrencisini etkileye-
mişti. Yine Ay, dördün konumlarında Yer’e diğer konum- rek birçok önemli bilginin yetişmesine yardımcı olmuş, Os-
larındayken olduğundan daha fazla yaklaşıyordu. Ptole- manlı dünyasında matematik ve astronomi bilimlerinin te-
maios bu olguyu açıklamak için tıpkı Merkür’de olduğu mellerini atmıştır.
gibi Ay’ın çembermerkezlisinin merkezini de taşıyıcı da- Ali Kuşçu, Molla Hüsrev ile birlikte Fatih Medreseleri’nin
irenin merkezi etrafında dönen bir dairenin merkezine programlarını hazırlamıştır. Burada dikkat çekilmesi gere-
yerleştirmişti. ken nokta, bu medreselerin çerçevesini çizen vakfiyede,
Ali Kuşçu bu risalesinde, Ptolemaios sisteminden dini bilimlerin yanı sıra pozitif bilimlerin de okutulmasının
farklı bir Merkür modeli düşünmüş ve kendi merkezle- şarta bağlanmış olmasıdır.
ri etrafında, düzenli bir hızda dolanan daireler kullanan
bir model tasarlamıştır. Bu modelin asıl önemli tarafı
Kopernik’in düşüncelerine koşut olmasıdır. Kaynakça
Adıvar, A. A., “Ali Kuşçu”, İslam Ansiklopedisi, Cilt I, Kankal, A., “Ali Kuşçu”, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
Kopernik üzerine yapılan son çalışmalarda, onun MEB, 1940. Dergisi, Cilt 36, Sayı 1-2, Ankara Üniversitesi, 1993.
Adıvar, A., Osmanlı Türklerinde İlim, Remzi Kitabevi, Sayılı, A., “İbn Sînâ’da Astronomi ve Astroloji”,
Ptolemaios’un gezegenler için verdiği çembermerkezli 1982. İbn Sînâ Doğumunun Bininci Yılı Armağanı,
Aydın, C., “Ali Kuşçu”, İslam Ansiklopedisi, Cilt 2, Ed. Aydın Sayılı, Türk Tarih Kurumu, 1984.
modeli, Güneş’i merkeze alan bir astronomiye dönüştür- Türkiye Diyanet Vakfı, 1989. Unat, Y., “Ali Kuşçu ve Fethiye”, Uluğ Bey ve Çevresi
mek için bir adım olarak kullandığı ve dışmerkezli mo- Dizer, M., Ali Kuşçu, Kültür ve Turizm Bakanlığı, 1988. Uluslararası Sempozyumu Bildirileri, Atatürk Kültür
Fazlıoğlu, İ., “Ali Kuşçu”, Yaşamları ve Yapıtlarıyla Merkezi, 1996.
dellere dönüştürdüğü ortaya çıkarılmıştır. Bu, gerçekte Osmanlılar Ansiklopedisi, Cilt I, YKY, 1999. Unat, Y., Ali Kuşçu: Çağını Aşan Bilim İnsanı,
İhsanoğlu, E., Şeşen, R., İzgi, C., Akpınar, C., Fazlıoğlu, Kaynak Yayınları, 2009.
bütün çembermerkezli modellerin dışmerkezli modelle- İ., Osmanlı Astronomi Literatürü Tarihi, Cilt I, Ed. Ünver, A. S., Ali Kuşci: Hayatı ve Eserleri, İstanbul
Ekmeleddin İhsanoğlu, IRCICA, 1997. Üniversitesi, 1948.
re dönüş-türülebileceği genel kabulüne dayanmaktay- İhsanoğlu, E., Şeşen, R., İzgi, C., Osmanlı Matematik Yıldız, M., Bir Dilci Olarak Ali Kuşçu ve
Literatürü Tarihi, Cilt I, Ed. Ekmeleddin İhsanoğlu, Risâle fî’l-İsti’âres’si, Kültür Bakanlığı, 2002.
dı. Ptolemaios bunun sadece dış gezegenler için (Mars, IRCICA, 1999.

89

You might also like