You are on page 1of 17

Stres ve D�N� �NAN�

Prof. Dr. Necati �NER


T�RK�YE D�YANET VAKFI
YAYIN MATBAACILIK VE T�CARET ��LETMES�
Mithatpa�a Cad. 62/B (06420) K�z�lay / ANKARA
Tel: (0312) 418 59 49 � 417 09 04 � 425 27 75
Fax:(0312)417 00 09
Yay�n No: 18 Cep Kitaplar� Serisi: 9
ISBN 975-389-026-5 02.06.Y.0005.18
Bu kitap; T�rkiye Diyanet Vakf� Yay�n Matbaac�l�k ve Ticaret �letmesi'nin Dizgi,
Fotomekanik, Ofset ve Cilt Tesislerinde haz�rlan�p bas�lm�t�r.
T�RK�YE D�YANET VAKFI YAYINLARI / 18
ANKARA 2002
Bu kitap; Din �leri Y�ksek Kurulu'nun 28.12.1984 g�n ve 140 say�l� karar�yla
yararl� g�r�lm�t�r.
� B�t�n Yay�n Haklan T�rkiye Diyanet Vakf�*na aittir.
Yedinci Bask� Temmuz 2002, 1.000 Adet
���NDEK�LER
Sunu�................................................... 5
�ns�z................................................... 7
Stres ve Dini �nan�.................................. 11
Ruh ve Bedenin Kar��l�kl� Etkileri................... 12
Stresten Kurtulman�n Yollar�........................ 13
Stres'in Temelinde Yatan Duygu................... 15
�l�m Korkusunun Kayna��.......................... 16
�l�m Korkusundan Kurtulmak M�mk�n m�?... 17
Ruhun �l�ms�zl���n� Ortaya Koymakta Felsef� Yol................................. 19
Ruhun �l�ms�zl���n� Ortaya Koymakta Dini Yol.................................... 25
Ruhun �l�ms�zl���n� Tecr�be ile Do�rulanabilir
mi?..........:.......................... 29
Ahiret Fikrinin Kayna��............................... 30
�slam ve �ntihar.......................................... 31
�l�m Korkusundan Ne ile Kurtulunur............. 33
�kinci Dereceden Yok Olma.......................... 33
�nsandaki Sars�nt�n�n Sebebi,
G�vensizlik Duygusu................................. 35
G�ven Duygusu........................................ 36
�nsan ��in Hakiki G�vence........................... 36
Allaha �nananlar........................................ 38
�nsan Allah �nanc�n� Nas�l Elde Eder................ 39
�sbatNedir.............................................. 40
Allah'�n Varl��� �spat Edilebilir mi?.................. 43
�sbat Yollar�n�n Faydas� Nedir?...................... 45
Her Zihin S��rama Yapabilir mi?.................... 47
Allah inanc�na �ki Unsurla Ula��l�r.................. 52
M�'min Stres'ten Nas�l Kurtulur?.................. 52
Allah'a Nas�l Teslim Olunur.......................... 54
Sab�rve Stres.......................................... 58
Dini �nan� Stres Do�urur mu?...................... 61
Stres'in Artmas�ndaki Sebep........................ 65
---
SUNU�
G�nden g�ne geli�en teknik ve medeniyet insanlara, pek�ok rahat ve kolayl�klar
sa�larken birtak�m problemleri de beraberinde getirdi. G�n�m�z insan�n�n, eskiye
g�re daha rahat olsa da, mutlu oldu�unu s�ylemek m�mk�n de�ildir.
Sosyal ve ekonomik sebeblerin ortaya ��kard��� bunal�mlar, ruh� ve manev�
gerginlikler, onu y�pratmakta, huzursuz k�lmaktad�r. O art�k kendi evinde her an
b�t�n d�nya ile birlikte ya�amakta, d�nyan�n gam ve gasvetini s�rt�nda
hissetmektedir.
�mr�nde hi� sinemaya gitmedi�ini s�yleyerek �v�nen baz� muhafazak�r ailelerde bile
sinema (televizyon) evin ba� k�esine oturmu� b�t�n ha�metiyle h�k�mranl���n�
s�rd�r�yor.
S�ratli haber ula��m�, sinir bozucu, g�r�lt�l� ��klar, sakin, d��nen, duyan insan�
ortal�ktan al�p g�t�r�yor. Bu ortam, m�stesna zek�lar�n b�y�k kafalar�n do�up
geli�mesini engelliyor.
G�n�m�z insan�n�n b�y�k hacimli kitap ��yle dursun, okuma�a bile vakti yok. O,
dinlemek ve seyretmekle avunuyor.
El kitaplar� serimiz belli konular�, mill� ve manev� de�erlerimizi az-�z ve do�ru
bir muhteva ile okuyucuya sunma amac�n� ta��maktad�r. Bu yay�nlar�m�zla irfan
hayat�m�za az da olsa bir hizmet edebilirsek kendimizi bahtiyar sayar�z. Y�ce
Mevlan�n yard�mlar�n� dileriz.
T�RK�YE D�YANET VAKFI
�NS�Z
De�erli s�n�f arkada��m G�lhane T�p Akademisi Komutan� Hava T�m. Gen. Prof. Dr.
Necati Kolan, G�lhane T�p Akademisinde stres �zerinde bir panel haz�rlanaca��n�
s�yleyip bu panelde benim de stres ve din� inan� �zerinde bir konu�ma yapmam�
istedi. Konuyu cazip buldu�um i�in teklifi kabul ettim ve 20 dakika s�ren bir
konu�ma metni haz�rlad�m. 24 Haziran 1983 g�n� G�lhane Hastahanesi Konferans
salonunda yap�lan panelde stresin �e�itli hastal�klar �zerine olan etkileri, ilgili
t�p bilim adamlar�nca anlat�ld�; ben de haz�rlad���m metni okudum. Ayn� metni 5-7
Ekim 1983 tarihinde Erzurum Atat�rk �niversitesinde d�zenlenen Felsefe ve Sosyal
�limler Sempozyumuna da sundum, ayr�ca Ankara Radyosu ikinci kanal�n�n Din ve ahl�k
saat�nda okudum, 4-7 Kas�m 1984 tarihleri aras�nda �stanbul �niversitesi Cerrahpa�a
T�p Fak�ltesinde d�zenlenen G�lhane Haftas� m�nasebetiyle yap�lan Stres Panelinde
de tekrarlad�m. Yapt���m bu konu�malar tahminimin �zerinde ilgi toplad�.
Gerek bahsetti�im toplant�larda bulunanlar�n bir �o�unun �ifah� m�racaatla ve gerek
bas�n yolu ile konu�malardan haberdar olanlar ve radyodan dinleyenlerden ald���m
mektuplarla konu�ma metnini isteyenlerin say�s� bir hayli �oktu. Maalesef bu
istekleri kar��lama imk�n�n� bulamad�m.
Konuya g�sterilen bu yak�n ilgi dolay�s�yle konu�ma metnini geni�leterek bast�rmam�
de�erli arkada��m ve meslekda��m Do�. Dr. S�leyman Hayr� Bolay �srarla talep etti.
Bu iste�e uyarak �imdi sundu�um metni haz�rlad�m.
Stres ve din� inan� konusuna g�sterilen ilgi duyulan bir ihtiyac�n ifadesidir.
Geli�en medeniyetle ilerleyen teknolojiye ayak uydurmada insan i�in bir yetersizlik
kendini g�stermi�tir. �a��m�zda dine verilen �nemin azalmas� insan ruhunda bo�luk
do�urmu�tur. B�t�n madd� imk�nlar�na ra�men mutsuz olanlar�n say�lar� az de�ildir.
Geli�en teknolojinin insan�n hayr�na kullan�larak onu mutlu etmek i�in o
teknolojiyi kullanan�n ruh halinin ona ayak uydurma�a haz�r olmas� l�z�md�r.
Materyalizmin insan anlay�� insan� b�t�n� ile kavrayamamaktad�r. Bu bak�mdan
materyalizm insan�n b�t�n problemlerini ��zememektedir. �nsan�n madd� varl���
yan�nda ruhsal varl���n�n da bulundu�u g�zden ka��r�lmamal�d�r. �nsan bir taraf�n�
ihmal ederse tabiat�nda mevcut olan�n eksikli�inin s�k�nt�lar�n� elbette
duyacakt�r.
Konu�mam�n ilgi uyand�rmas�n�n ikinci bir sebebi olarak da, insan meselelerine
felsef� a��dan bakman�n beklentisini g�rmekteyim. Bu vesilelerle ayd�n�m�z�n b�yle
bir beklenti i�inde bulundu�unu m�ahede ettim. Bug�n �lkemizde �o�unu yak�ndan
tan�d���m �ok de�erli gen� felsefecilerimiz vard�r. Bunlar�n yaln�z felsefecileri
ilgilendiren felsefe meselelerinin yan�nda, geni� ayd�n kitlesinin ilgilenebilece�i
ferdin ve toplumun meselelerini ele al�p felsef� a��dan i�lemelerinin gere�ine
inan�yorum. Bu t�r eserler b�y�k bir ihtiyaca kar��l�k verecek ve k�lt�r
seviyemizin y�kselmesine dolay�s�yle �lkemizin kalk�n�p insanlar�n mutlu olmalar�na
katk�da bulunacakt�r.
Bu yaz�m�n bas�m�n� sa�layan T�rkiye Diyanet Vakf� y�neticilerine te�ekk�r ederim.
Prof.Dr. Necati �NER
10
STRES VE D�N� �NAN�
Kelime ve Kavram Olarak Stres:
Stres kelimesi terim olarak yenidir ama, ifade etti�i hal, ilk insandan bu yana
mevcuttur. Terim olarak yeni olmas�, stres denen hallerin b�y�k bir ciddiyetle ele
al�n��n�n yeni olmas�ndand�r. Bu kelime yaln�z hekimlerce de�il, ayd�n kesiminde de
s�k s�k kullan�lan bir kelime olmu�tur. �Zavall� bu stres alt�nda ezilecek�, �falan
bey b�y�k stres alt�nda� gibi s�zleri �evremizde s�k s�k i�itiriz. �nsan i�in
�nemli bir sorun olan stres nedir?
Stres d�tan gelen bir sald�r�, bask�, etki kar��s�nda insanda olu�an bir gerilim,
bir alt�st olma, normalin d��na ��kma halidir. �nsan�n d� tesire kar��
reaksiyonudur. Bu hal hem bedende, hem ruhta g�r�l�r. Bir kaza, bir ameliyat veya
bir bakteri h�cumu v�cuttaki
11
dengeyi bozar, bir alevlenme olur, i�te bu hal strestir. Ruh yap�s�nda da �yle,
herhangi bir d� etken, ki�ide korku, endi�e, heyecan, �z�nt� do�urur, bu haller de
strestir.
Ruh ve Bedenin Kar��l�kl� Etkileri:
Ruh ve bedende, d� etken kar��s�nda, cereyan eden haller birbirlerinden kopuk
de�illerdir. Birinde olan bir de�i�iklik di�erine de ge�er. Ruh-beden ili�kisi ta
�lk�a�dan beri d��n�rlerin dikkatini �ekmi�tir. Bir taraftan filozof ve psikologlar
normal �artlar i�erisinde bu ili�kiyi a��klamaya �al��rken, di�er taraftan
bedendeki herhangi bir hastal�kla ruh halleri aras�ndaki etkilenme hekimlerin
u�ra�t�klar� konu olmu�tur.
Baz� hastal�klar�n sebebinin ruhsal oldu�u fikri eski olmas�na ra�men, konunun
bilimsel bir ciddiyetle ele al�n�p i�lenmesi yenidir. 19. Asr�n sonlar�na do�ru
ba�layan bu alandaki �al�malar bug�n �nemli ilerlemeler kaydetmi�tir. Neticede
psikosomatik tababet diye bir dal do�mu�tur.
Heyecanlar�n, s�k�nt�lar�n ve endi�elerin, k�saca stresin v�cutta fonksiyonel
bozukluklar yapt���,
12
bunlar�n giderek fizyolojik bozukluklara d�n�t��� bilinmektedir. Tabii ruh-beden
ili�kisini kar��l�kl� olarak ele almak l�z�md�r. Ruhi sebeplerle bedeni bozukluklar
oldu�u gibi, bedendeki bir ar�za da ruhta normal olmayan haller do�urmaktad�r.
Mesel� beyindeki bir ur, a��r bir ruhi hastal���n sebebi oldu�u gibi, her t�rl�
hastal���n o ki�inin ruhi durumunu bozdu�u da ya�anm� tecr�be ile herkes�e
bilinmektedir.
Ruhi alandaki stresin kurde�enden kansere kadar bir�ok hastal���n sebebi oldu�unu
yetkili t�p uzmanlar� ifade etmektedirler. Di�er taraftan herhangi bir hastal���n
iyile�mesinde stresin oynad��� olumsuz rol da bilinen bir �eydir. �yle ise sa�l�k
a��s�ndan stresten kurtulma veya etkisini azaltma, insan i�in hayati bir sorun
olarak ortaya ��kmaktad�r.
Stresten Kurtulman�n Yollar�:
Stresten kurtulmak veya hi� olmazsa etkisini azaltmak i�in ba� vurulacak tedbirler
vard�r. Birincisi ferde d�tan yap�lan yard�md�r. Bu hususta en etkili yol hi�
��phesiz t�bbi m�dahaledir. �kincisi, ferdin stres do�urabilecek
13
sorunlar�n� kendi kendine ��zme yoludur. �kinci yolda en etkili unsur ise din�
inan�t�r.
Din� inanc�n insan�n ruhsal hayat�ndaki olumlu etkisi bilinen bir husustur. Bir iki
c�mle ile hat�rlatmak isterim: M�'min bir ki�i din� inan� yolu ile stresten nas�l
kurtuldu�unu ya�anm� tecr�besi ile bilir. Her birimiz �evremizde, stres
do�urabilecek b�y�k h�diseler kar��s�nda dindar ki�ilerin nas�l mukavemet
g�sterdi�ine �ahit olmu�uzdur. Nevrozlara dindarlardan daha �ok ateist veya
agnostik ki�ilerde rastland���n� g�steren istatistiklere dikkati �eken yazarlar
vard�r. Nice filozof ve bilim adam�, din� inanc�n olumlu etkisini belirten
ifadelerde bulunmu�lard�r. Mesel� Wil-liam James:
���phesiz �z�nt�n�n ba�l�ca il�c� din ve imand�r.�
Gandhi, �Dua ve ibadet olmasa idi ben �oktan ��ld�r�rd�m.�
Mazhar Osman: �Mutedil, s�lih bir Mikada m�lik dindar bir �ah�s,sinirlerini metin
bir z�rhla muhafaza etmektedir.�^).
Mis�ller �o�alt�labilir, ama bu kadar� konuya ��k tutacak yeterliktedir.
(1) Dr. Mehmet Tevfik, Ruh� Bunal�mlar ve �sl�m Ruhiyat�, s. 27 14
Bir ruh hali olan stres �zerinde dinin olumlu etkisinin nereden kaynakland���n�
a��klayabilmek i�in, stresin temelinde yatan duygunun ne oldu�unu bilmek gerekir.
Stresin Temelinde Yatan Duygu:
Stresin temelinde yatan duygu �yok olma korkusudur. D�tan gelen bir sald�r�
kar��s�nda gerek uzviyetin ve gerekse ruhun reaksiyonu, yok olma ihtimali
kar��s�nda vaziyet almas�d�r. Bu vaziyet al�, ruh ve bedenin mevcudiyetini devam
ettirebilmek i�in, ya mevcut durumu sarsan sald�r�n�n defedilmesi veya ortaya ��kan
yeni duruma intibak etme �abas�d�r. B�yle bir �aban�n do�urdu�u d�zensizlik, al��k
olunmayan�n, ba�ka ifade ile normalin d��na ��k�t�r. �te stres denilen hal bu
d�zensizliktir.
Yok olma teriminden �u iki hali kasdediyorum:
1- �nsan�n varl���n� kaybetmesine yani �l�m�ne birinci dereceden yok olma diyorum.
2- �nsan�n varl�k d�zeyinde bir halini kaybetmesine (itibar�n�, mesle�ini,
sa�l���n�, madd� varl���n� vs. kaybetmesine) ikinci dereceden
15
yok olma diyorum. Bu durumda da bir yok olma vard�r. ��nk� burada insan�n
be�endi�i, al�t���, veya varolu�unu sa�layan unsurlardan birinin veya birka��n�n
yok olmas� s�z konusudur.
�te bu yok olma duygusunun, fertte, kald�r�lmas� veya azalt�lmas�, stresin yok
olmas� veya azalt�lmas�d�r. Dini inanc�n, stres �zerindeki olumlu etkisi, bu
inanc�n insandaki yok olma korkusu �zerine yapaca�� etkide aranmal�d�r. �imdi her
iki t�r yok olma korkusunu ele alarak ve dini inanc�n bunlar �zerindeki etkisini
a��klayarak konuya ��k tutmak istiyorum.
�l�m Korkusunun Kayna��:
1- �l�m Korkusu: Varl���n� kaybetme yani �l�m korkusu insan i�in stresin ba�
kayna��d�r.
�l�m h�disesinin insan�n ka��n�lmaz bir sonu olmas�na ve akl�n bunu tabii, normal
bir olay olarak kabul etmesine ra�men, insan duygusal olarak �l�m olay�na
al�amam�t�r. Onun i�in, �l�m daima �rk�t�c�,korkutucu bir olay olarak.yok olma
korkusunun ba� kayna��d�r.
�l�m korkusu insanda s�rekli de�ildir.
Normal �artlarda insan �l�m� akl�na getirmez. �l�me sebep olabilecek i� veya d� bir
olay vuku buldu�unda bu korku insan� sarar, tehlike kayboldu�unda korku da gider.
��ten gelebilecek uyar�lardan, bir hastal�k, herhangi bir fizyolojik de�i�iklik
vs.yi kasdediyorum. D�ar�dan gelebilecek uyar�lar ise, say�lmayacak kadar �oktur:
T�rl� �ekillerde olabilecek bir kaza, tenhada karanl�kta ne oldu�u bilinmeyen
beklentiler, harpte her an ��kabilecek bir tehlike vs... Bunlar�n hepsi �l�m
korkusu kaynaklar�d�r. Bu sald�r� ve beklentilerde fertlerin korku ve mukavemet
dereceleri farkl� farkl� olur.
�l�m Korkusundan Kurtulmak M�mk�n m�?
�nsan�n ba��ndan eksik olmayan ve stresin de ba� kayna�� olan bu korkudan kurtulmak
veya hi� olmazsa �iddetini azaltmak i�in takib edilecek yol, bir�ok d��n�r�n
�zerinde durdu�u ana konulardan biri olmu�tur. Daha
17
Yunan d��ncesinin ortalar�nda M.�. 4-3. as�rlarda iki felsefe okulunun temsilcileri
bu konuda farkl� iki g�r� ileri s�rm�lerdir. Bunlardan birincisi Stoac�lar, di�eri
Epik�rc�ler-dir.
Stoac�lar, �l�m� tabii bir olay olarak kar��larlar. �nsan�n �l�m fikrine al�mas�
l�z�md�r. Epiktet ��yle diyordu: �Her hareketimizde daima �l�ml� oldu�umuzu,
sonunda �lece�imizi hi�bir zaman akl�m�zdan ��karmamal�y�z. �ocu�umuzu ok�arken
onun f�ni bir mahl�k oldu�unu hi� ak�ldan ��karmamak icabeder. Ancak bu takdirde o
�ld���nde �zd�rap duymay�z.�
Epik�rc�ler de tam aksini d��n�rler: �Ya�ad���m�z m�ddet�e �l�m mevcut de�ildir.
�l�nce de biz mevcut de�iliz o halde �l�m� d��nmemek l�z�md�r.�
�l�m korkusundan kurtulmak i�in tavsiye edilen bu iki yolla, yani �l�m fikrine
al�mak ve �l�m� d��nmemekle istenileni sa�lamak m�mk�n olur mu? Birinci halde
s�rekli �l�m� d��nmek insan� ne hale sokar? B�yle bir hayat normal bir hayat olur
mu? �kincisinde ise �l�m� hi� d��nmemek insan i�in m�mk�n m�d�r? Her iki yol ak�l
i�: i uygun gelse de
18
insan o halleri ya�ayamaz, tabiat�na ayk�r�d�r. Ak�l yan�nda insan�n bir duygu
hayat� vard�r. Ak�l, hayat�m�za tam h�kim olam�yor, e�er olsa idi, robotlardan
fark�m�z olmazd�.
�l�m korkusunu yenebilecek veya en az�ndan azaltabilecek �ey �l�mle insan�n tamamen
yok olmayaca�� fikridir. Bu da ruhun �l�ms�zl���n� kabullenmekle olur. Ruhun
�l�ms�zl��� iki yolla ortaya konmu�tur; birisi felsefi di�eri dini yoldur. �imdi bu
izah tarzlar�n� a��klayarak de�erlendirmelerini yapaca��m:
Ruhun �l�ms�zl���n� Ortaya Koymakta Felsefi Yol:
Felsefe yolu: Ruhun �l�ms�zl���n� kabul eden filozoflar, fikirlerini farkl�
�ekillerde delilfendirmi�lerdir. Bu konuda bir iki mis�l verece�im.
1) Eflatun'da: Efl�tun ruhun �l�ms�zl��� sorununu �Faydon� adl� diyalogundan ele
al�yor. Efl�tun bu eserinde konuya farkl� a��lardan bakarak Sokrates'in a�z�ndan
ce-
(2) Eflatun, Faidon, Suut Kemal Yetkin ve Hamd� Rag�p Ata-demir terc�mesi.
19
20
vapland�r�yor. �lkin ruhun ezel� oldu�unu belirtmek i�in bilgi sorununa dikkati
�ekiyor. Bilginin bir hat�rlamadan ibaret oldu�unu i�ledikten sonra, hat�rlaman�n
olmas� i�in daha �nceden bir bilginin bulunmas� gerekti�ini s�yl�yor. Bilgimiz
hat�rlamadan ibaret oldu�una g�re, ruhumuzun daha �nceden bilgi konusu olan
objeleri g�r�p kavramas� icabeder. Yani ruhumuz bedenimize girmeden ba�ka
�lemde ya��yordu. �l�mden sonra da ruhun varl���n� devam ettirdi�ini belirtmek i�in
ba�vurdu�u delillendirmede, kar��t �eylerin �zelliklerinden faydalan�yor. Kar��t
�eyler birbirini kabul etmezler. Ba�ka ifade ile bir �ey, daima kendisine bulunan
bir �eyin kar��t�n� kabul etmez. Mesel�, kar so�uktur; so�u�un kar��t� olan s�ca��
kabul etmez. S�cak gelince kar ortadan kalkar. �� ve tek de �ift olmazlar. Bunun
gibi hayat�n kar��t� �l�md�r. Hayat� sa�layan ruhtur. Ruh kendinde hayat� daim�
bulundurur. Kendisinde bulunan hayat�n kar��t� olan �l�m� ruh kabul etmez. �l�m�
kabul etmeyen de �l�ms�zd�r. �l�mden sonra ruh Hades denen �lemde varl���n� devam
ettirecektir.
20
2) ibni Sina'da: �bni Sina, ruhun �l�ms�zl���ne delil olarak onun cevher olmas�n�
g�sterir. �bni Sina'ya g�re �Bedenin yok olmas� ile nefs (ruh) yok olmaz. E�er �yle
bir �ey s�z konusu olsa idi, bu durumda o varl���n�n her mertebesinde bedene
ba��ml� olacak, varl���n� s�rd�rmek i�in ba�ka bir varl��a dayanmak zorunda
kalacak, dolay�s�yle cevher olma stat�s�ne sahip olmayacakt�. Oysa nefsin bir
cevher oldu�u felsef� yolla rahat�a kan�tlanabilir.� �...Ruh bedenle birlikte
yarat�lm�t�r. Bu bak�mdan bedenden �nce tam anlam� ile ruhan� nitelikte olan bir
hayat� d��nmek do�ru de�ildir. O, bedenin �l�m�nden sonra ba�ka bedenlere de
girmez, dolay�siyle tenas�h bat�ld�r.
(3) Mehmet Ayd�n, �bni Sina'da Ahlak, Uluslararas� ibni Sina Sempozyumu 1983 i�inde
s. 120
3} Kant'ta: Kant ruhun �l�ms�zl���n� ahl�k problemi i�erisinde temellendiriyor.
Kant'�n ahl�k anlay�� akla dayal� bir vazife ahl�k�d�r. Ahlak� hareketi, fayda veya
mutlulu�u hedef alan bir amaca g�re de�erlendirme�e kar�� ��kan Kant, mutluluk veya
fayday� gaye edinen ahl�k anlay�lar�nda iradeyi y�nlendiren duygular oldu�u i�in,
bunlar�n �niversellik
21
ifade etmeyece�ini ileri s�rer. Ahl�k�n �niversel olmas� gerekir. Bu niteli�i de o,
ancak akla dayanmakla kazan�r. Bu bak�mdan ahl�k, Kant'a g�re pratik ak�ldan
kaynaklan�r.
Ahl�k kanununun herkese kendini kabul ettiren �niverselli�i vard�r. Ahl�k insana
d�ardan verilmemi�tir. O, bizzat akl�n yap�s�ndan, tabiat�ndan do�maktad�r. Ahl�k
kanununa uygun emirler, �unu yaparsan ��yle olur, gibi �artl� h�k�mler de�il-, �unu
yapmal�s�n gibi kesin h�k�mlerdir.
Ahl�k kanunu, bizi en y�ksek iyiyi ger�ekle�tirmek i�in �aba harcamaya zorlar.
Kant'a g�re en y�ksek iyi, mutlulukla ahl�kl�l���n birle�mesidir. Ahl�k kanunu,
istedi�i i�in, en y�ksek iyinin ger�ekle�mesi m�mk�nd�r. Fakat b�yle bir
ger�ekle�menin d�nyada m�mk�n olmad��� g�r�lmektedir. En y�ksek iyinin
ger�ekle�mesi ebed� olan bir �lemde m�mk�n olabilir.
Ahl�k kanunu bizi en y�ksek iyiyi ger�ekle�tirmek i�in �aba harcamaya zorlar. En
y�ksek iyiyi Kant mutlulukla ahl�kl�l���n birle�mesi �eklinde tan�mlar,
(4) Mehmet Ayd�n, Kant ve �a�da� �ngiliz felsefesinde Allah-
Ahl�k �li�kisi, s. 21 22
En y�ksek iyiyi ger�ekle�tirme iste�inde niyetleri ahl�k yasas�na tam uygunlu�u en
y�ksek iyinin ba�l�ca �art�d�r. B�yle bir uygunlu�a duyular d�nyas�n�n hi� bir
ak�ll� varl���n�n, varolu�unun hi�bir �n�nda rastlanmaz. B�yle bir uygunlu�a
yaln�z, o'na do�ru giden sonsuz bir ilerlemede rastlanabilir. Bu sonsuz ilerleme,
ancak, ak�ll� bir varl���n sonsuza kadar devam eden varolu�u ve ki�ili�inin (ki
buna ruhun �l�ms�zl��� denebilir) varsay�m� ile m�mk�n olur. O halde en y�ksek iyi,
pratik olarak ruhun �l�ms�zl���n� varsaymakla m�mk�n olur. Bu da (yani ruhun
�l�ms�zl���) ahl�k kanununa ba�l� olarak saf akl�n bir postulat�d�r. (5)
(5) Kant, Kritik Der Pratischen Vernunft, T�rk�e �ev.i.Ku�uradi s. 132
G�r�l�yor ki Kant, ruhun �l�ms�zl���n� ahl�k kanununa ba�l� olarak akl�n bir
postulat� kabul ediyor. Kant'a g�re ahl�kla ilgili pratik akl�n postulatlar�
(bunlar �� tanedir: Allah'�n varl���, ruhun �l�ms�zl��� ve insan�n h�rl���) bir i�e
yaras�n diye ileri s�r�lmemi�lerdir. Postulat, teorik bak�mdan ispat edilemiyecek
fikirlere pratik alanda bir �n �art olmalar� bak�m�ndan ��phe g�t�rmez bir kesinlik
ifade eder. (6)
(6) Heimsoeth, Immanuel Kant'�n Felsefesi, s. 149
23
Ruhun �l�ms�zl���n� farkl� yollarla temellendirme�e �al�an �� filozofun fikirlerini
g�rd�k. Hi� birisi ��phe g�t�rmeyecek derecede inand�r�c� de�ildir. Ak�l
y�r�tmelerinin temelinde hep kar��tlar� da d��n�lebilecek olan kabullenmeler
bulunuyor. Ba�ka bir ifade ile, iddialar�n� ispat i�in hareket ettikleri �nermeler
bir zorunluluk ifade etmemektedir. ��yle ki:
Efl�tun'da, bilginin bir hat�rlamadan ibaret olu�u, ruhun hayat� daima
bulundurmas�, kendinde bulunan�n kar��t�n� kabul etmemesi gibi �nermeler bu
t�rdendir.
�bni Sina'da ruhun bir cevher olarak kabul edilmesi bir kabullenmedir, ded�ktif
ispat� yap�lamaz. Ruh cevher oldu�u i�in ebedidir, diyor. Ama ezellli�ini kabul
etmiyor. Madem ki ruhun sonradan yarat�ld���n� kabul ediyor, onu yaratan neden yok
edemesin? Bu sorunun cevab� verilemez.
Kant'a gelince; ahl�k kanununa priori oldu�unu s�ylemesi en y�ksek iyinin
ger�ekle�mesinin gereklili�i gibi temele konan fikirler birer kabullenmelerdir.
Bunlar�n kar��tlar�n� d��nmek de m�mk�nd�r, yani bu h�k�mler bir zarureti ifade
etmezler.
G�r�l�yor ki filozoflar�n ruhun �l�ms�zl��� i�in ileri s�rd�kleri delillerin
do�rulu�u tart�ma konusudur; yani bunlar bir zorunluluk ifade etmezler. Bu bak�mdan
bu yolla ruhun �l�ms�zl���n� ileri s�rmek inand�r�c� olmamaktad�r.
Ruhun �l�ms�zl���n� Ortaya Koymakta Din Yolu:
Din yolu: �l�hi dinlerde �hiret fikri vard�r. �l�mle insan�n tamamen yok
olmayaca��na, tekrar dirilerek �hiret denen �teki �lemde ebedi ya�ant�s�na devam
edece�ine inan�l�r. Oras� bir hesap yeridir. �nsan d�nyada yapt�klar�n�n hesab�n�
orada verecektir. Bu hesap vermede mutlak bir adalet h�kimdir. �l�hi dinlerde bu
fikir ana iman konusudur. Bir din mensubu i�in, bu fikrin mutlak do�rulu�u, bunu
mutlak varl�k olan Allah bildirdi�i i�indir. Allah'�n bilgi g�c� ile insan�n ki bir
de�ildir. Tecr�be, insan�n bilgi �retme g�c�, tecr�be d�nyas� ile s�n�rl�d�r. Bu
bak�mdan insan�n tecr�be �lemini a�an �eyler hakk�nda bilgi 25
vermesi ancak tahmin ve hayalden ibarettir. Allah mutlak bir varl�k oldu�u i�in
insan�n tecr�be �lemini ve onun i�ini-d��n� bilmesi tabiat� gere�idir. B�yle bir
mutlak varl��a inanan, o varl���n bildirdiklerinin de mutlak do�rulu�una inan�r. Bu
bak�mdan m�'min bir din mensubu i�in �hirete inanmak, bir tahmin de�il, kesinlik
ifade eder.
Bundan sonra s�k s�k dinden bahsedece�im. Ele alaca��m din isl�miyet olacakt�r.
Mis�lleri hep oradan verece�im. Bunun sebebi bu dini bilmi� olmamd�r. Dinle ilgili
konular�n a��klanmas�nda, o dinin mensubu bulunmak ve o dini ya�amak kolayl�k
sa�lar. Burada i�leyece�im konu, ba�ka bir din �rnek al�narak da i�lenebilir.
Burada a��klamay� gerekli g�rd���m bir husus daha var: Belirtece�im ruh hali veya
insan tipi, tam inanm� bir m�'min ki�idir. Ortaya koyaca��m ruh hali, her din
mensubunda bulunan bir hal de�ildir. Verece�im h�k�mler hep tam inanm� ki�i
g�z�n�nde bulundurularak de�erlendirilmelidir.
Ahiret fikrine inanma, yani insan�n �ld�kten sonra tekrar dirilece�ine bu d�nyada
yap�p etmelerinin hesab�n� orada, Allah'�n
26
mutlak adaleti �n�nde verece�ine, Allah'�n emirlerine uygun ya�ayanlar�n o ebedi
hayat� b�y�k mutluluk i�inde ge�irece�ine, aksine hareket edenlerin
cezaland�r�laca��na inanma isl�m iman�n�n alt� �art�ndan birisidir. Bu hususu
bildiren Kur'an �yetlerinin say�s� y�zden fazlad�r.
�l�m h�disesi ge�ici olan d�nya hayat�n�n son bulmas�d�r. Ebedi olan �hiret
hayat�d�r. Ankeb�t S�resi'nin 64. �yetinde ��yle deniyor: �Bu d�nya hayat� e�lence
ve oyundan ba�ka bir�ey de�ildir. Ahiret yurdu, i�te as�l hayat odur, ke�ke
bilselerdi.�Yunus S�resi'nin 26. �yetinde ��yle deniyor: ��yi i� i�leyenlere
ziyadesiyle iyi bir m�k�fat vard�r. Onlar�n y�zlerini ne toz b�r�m� ne horluk
kaplar. �te 'bunlar cennetliklerdir. Onlar orada daim� kalacaklard�r.�
Ger�ek m�'min bir m�sl�man i�in bu �yetler kar��s�nda �l�m korku kayna�� olur mu?
Harpte askerin, bile bile, �Allah, Allah� diyerek �l�me at�lmas� i�te b�yle bir
inanc�n sonucudur. ��nk� �sl�m inanc�na g�re harpte �len �ehittir. O Allah yolunda
�arp�arak �lm�t�r. �ehitlerin �te d�nyada y�ksek mevkileri vard�r. Nur s�resi'nin
69. �yetinde �ehitlerin
27
peygamberlerle, dinin emirlerine g�re hareket etmi� ki�ilerle arkada� oldu�unu
bildiriyor. �Kim Allah'a ve el�isine itaat ederse i�te onlar, Allah'�n nimet
verdi�i peygamberler, s�dd�kler, �ehitler ve s�lihlerle beraberdir. Onlar
ne g�zel arkada�t�r.� Hangi m�'min peygamberle arkada� olmak istemez? �ehitli�in bu
�st�n mertebesine inanan m�sl�man bir askerde �l�m korkusu olur mu? Bak�n�z
Anafartalar muharebelerinde bir �l�m sahnesini, Anafartalar Kumandan� Atat�rk nas�l
anlat�yor: �Yaln�z size Bombabast� olay�n� anlatmadan ge�emeyece�im: Kar��l�kl�
siperler aras�nda mesafeniz sekiz metre, yani �l�m ka��n�lmaz...
Birincisiperdekiler, hi�biri kurtulmamacas�na tamamen �ehit oluyor, ikinci
siperdekiler onlar�n yerine ge�iyor. Fakat ne kadar �zenilecek b�y�k bir s�k�net ve
inan�la biliyor musunuz? �leni g�r�yor, �� dakikaya kadar �lece�ini biliyor, en
ufak korku bile g�stermiyor, sars�lmak yok. Okumak bilenler ellerinde Kur'an-�
Kerim, cennete girme�e haz�rlan�yorlar. Bilmeyenler Kelime-i �ehadet �ekerek
y�r�yorlar. Bu T�rk askerlerindeki ruh kuvvetini g�steren hayran olunacak ve tebrik
edilecek bir �rnektir. Emin
28
olmal�s�n�z ki �anakkale Muharebesini kazand�ran bu y�ksek ruhtur.�(7)
(7) Ru�en E�ref, Anafartalar Kumandan� Mustafa Kemal'le M�lakat, 1930, �stanbul, s.
48
B�ylece �l�mle her�eyin bitmeyece�i yani insan varl���n�n tamamen yok olmayaca��
fikrini �ne s�ren felsefe ve din yolunu misallerle belirtmi� oldum.
Ruhun �l�ms�zl��� Tecr�be �le Do�rulanabilir mi?
�l�mden sonra ruhun ba�ka �leme ge�i�ini tecr�be ile do�rulaman�n m�mk�n olmad���
a��kt�r; ��nk� bahis konusu edilen tecr�be �tesi bir �lemdir. Ruhun �l�ms�zl��� ve
�hiret �leminin varl���n� ispat etme, ak�l s�n�r�n� a�t��� i�in m�mk�n olmaz.
�leride belirtece�im gibi ispat tamamen ak�l alan�nda kalan bir i�tir. Bu bak�mdan
felsefi yolla ruhun �l�ms�zl���n� ileri s�rmek inand�r�c� olmaz. B�yle bir iddia,
bir tahmin, bir yorum niteli�inde bulundu�undan, bu yoldaki bir h�k�m daima bir
��phe ta��r. Bu durumda �l�m olay�n�n do�urdu�u korkunun kap�lar� tamamen kapanmaz.
Korku kap�lar�n� kapayacak olan, o
29
konudaki do�rulu�u kesin olan bilgidir. Tecr�be �tesi bir �lemde b�yle bir bilgi
ancak din� yolla elde edilebilir. B�yle bir �eyin varl���na mutlak olarak inanmak
gerekir. Bu t�r bir inan� da bilginin kayna�� ile ilgilidir. Felsef� bilgi insan
eseridir, filozofun yorumu veya tasavvurudur. Bu bak�mdan tecr�be alan�n� a�an
alanda insan�n elde edece�i bilgi inand�r�c� olamaz. Ak�l ancak tahkik edilebileni
kesin bilgi olarak kabul eder. �l�mden sonra bir hayat�n mevcudiyetinin felsefe
yolu ile kabul� tahkik edilemedi�inden kesinlik arzetmez. S�yledi�im gibi insan�n
elde etti�i bilgilerin kesinli�i ancak tahkikle ortaya konur.
Ahiret Fikrinin Kayna��:
Tecr�be alan�n� a�an bir �lemin varl��� hakk�nda kesin bilgi ancak vahiy yolu ile
elde edilir. Bunu da insana sa�layan din yoludur. Dinde �hiret fikrinin kayna��
insan de�il Allah't�r. B�yle bir �lemin varl��� vahiy yolu ile Allah taraf�ndan
peygamber vas�tasiyle bildirilmi�tir. M�'min bir ki�i i�in Allah mutlak bir
varl�kt�r. Mutlak varl���n bilgisi de mutlakt�r. Allah, zaman ve mek�n d��ndad�r.
Onun i�in
30
tecr�be i�i ve tecr�be d�� yoktur. Varolan her�ey onun bilgisi dahilindedir.
Allah'�n bilgisi sonradan olma ve de�i�en bir bilgi de de�ildir. Hadid S�resi'nin
3. �yetinde ��yle deniyor: �O ilktir, sondur, zahirdir, b�t�nd�r; O, her�eyi
bilendir.� B�yle bir Allah inanc�na varan, Kur'an'�n da Allah kel�m� oldu�una
inanan m�'min bir ki�i yine Kur'an'da s�k s�k bahsedilen �hiret fikrine
kesinlikle inan�r. G�r�ld��� gibi �hiret fikrini kesin bir bilgi olarak kabul
etmenin ilk �art� Allah'a, ikinci �art� peygambere inanmakt�r, yani din� bir inanca
sahip olmakt�r. Biraz sonra bu din� inan� konusunu tekrar ele al�p biraz daha
a��kl��a kavu�turmaya �al�aca��m.
' �slam ve �ntihar:
Ahiret fikrine i�tenlikle inanan bir m�'min i�in �l�m�n korkutan bir h�dise
olmad��� Hazret-i Muhammed'in �u had�sinde belirtilmektedir: �M�'minin hediyesi
�l�md�r�(8) Gazz�ll, �hya.... Serdaro�lu terc�mesi, c. 4, s. 806
�l�m�n bir hediye oldu�unu ifade eden bir peygamberin tebli� etti�i dine inanan
ki�ide �l�m korkusunun bulunmamas� tabi�dir.
31
Elbette bu ifadelerden �sl�miyetin insan� �l�me te�vik etti�i, insan�n kendisini
�ld�rmesini telkin etti�i anlam� ��kar�lmamal�d�r. Bilindi�i gibi intihar
�sl�miyetce yasak edilmi�tir. �ntihar edenin cehennemlik oldu�unu bildiren hadisler
vard�r. Bu hususta �u had�sler zikredilebilir: �(Sizden evvel ge�en bir �mmet
i�inde) bir adam�n yaras� vard�. Ist�rab�na dayanamay�p kendisini �ld�rd� de Allahu
Te�l�, kulum kendi kendisine (�l�me te�ebb�s ederek) bana takadd�m eyledi; Ben de
onq cenneti haram k�ld�m buyurdu.�{a)�Her kim y�ksek bir yerden kendisini a�a��ya
at�p �ld�r�rse, bu intihar eden kimse cehennem ate�inde ebed� ve daim� surette
kendisini y�ksekten a�a�� b�rak�r (bir halde az�b olunur). Bir kimse de zehir i�er
de can�na k�yarsa zehiri elinde i�er bir halde ebed� ve daim� bir cehennem ate�inde
(azap olunacakt�r). Herhangi bir kimse de (b��ak gibi) bir demir par�as� ile
kendisini �ld�r�rse, o da b��a�� elinde karn�na vurarak ebed� ve daim� surette
cehennemde (azap olunacak)dir.�^ G�r�l�yor ki �l�m�n m�'mine hediye olu�u yaln�z
eceli ile normal �l�m i�in bahis konu-
(9) Tecrid-i Sarih Terc�mesi, D�rd�nc� cilt, 2. bask�. s. 562
(10) Ayn� eser, Onikinci cilt, s. 96
32

sudur. �ntiharla var�lacak yer cehennemdir. Bu bak�mdan hi� bir m�'min m�sl�man
intihar yolunu se�mez.
�l�m Korkusundan Ne �le Kurtulunur?
O halde �l�mle her�eyin yok olmad���, ba�ka bir �lemde hayat�n devam etti�i fikrine
inanmak ancak din yolu ile m�mk�nd�r. ��tenlikle �h�retin varl���n� bildiren dinine
inanan bir ki�i i�in, �l�m b�t�n varl���n�n yok olmad��� anlam�na geldi�i i�in
�rk�t�c� olmaktan ��kar; yani stres do�urmaz. Stresin ba� kayna�� olan �l�m
korkusundan insan ancak din yolu ile kurtulabilir, veya en az�ndan bu korkunun
�iddetinin azalmas� ancak din yolu ile m�mk�n olur.
�kinci Dereceden Yok Olma
Her ferdin kabullendi�i �an, �eref, makam, itibar, bir aileye bir millete
mensup olma gibi manevi; mal, m�lk, para gibi maddi kabullendi�i de�erler vard�r.
Bunlar ferdin ki�ili�ini olu�turan en �nemli unsurlard�r. Bunlara
33
olan ba�l�l��� onun ki�ili�ini meydana getirir.
�nsanda varl���n� koruma i�g�d�s� de vard�r. Bir taraftan mevcut durumunu muhafaza
etmek istemesi, di�er taraftan durumunun daha iyiye do�ru gitmesini arzulamas� ve
bu yolda �aba sarfetmesi insan�n tabiat� gere�idir.
Ferdin ki�ili�i bir anlamda onun varl���d�r. Ki�ili�ine gelebilecek bir zarar onda
varl���n�n tehlikeye d�t��� �uurunu do�urur. Bu bak�mdan, ki�ili�inin olu�mas�na
sebep olan de�erlerden herhangi birinin kayb� veya kaybolma tehlikesinin ba�
g�stermesi, mevcut durumundan daha k�t�ye gitme ihtimalini do�urdu�undan
ki�ili�inin ve bir anlamda varl���n�n tehlikeye d��rebilecek bir hale ge�mesi, yani
mevcut durumunun yokolmas� endi�esini do�urur. Bu da bir anlamda yok olmad�r;
ki�inin bir halinin yok olmas�d�r. �nsan�n ki�ili�inin yok olmas� tehlikesi,
varl���n� kaybetme tehlikesi gibi onda strese sebep olur. Ferdin de�erlere
ba�l�l��� ne kadar kuvvetli olursa, onlar� kaybetme tehlikesi kar��s�nda i�ine
d�ece�i stres de o derecede �iddetli olur.
34
�nsandaki Sars�nt�n�n Sebebi: G�vensizlik Duygusu;
�nsan�n ki�ili�inin olu�mas�n� sa�layan de�erlerin kayb� veya bir �l��de zarara
u�ramas�yla, insan�n benli�inde sars�nt� do�urmas�n�n sebebini g�vensizlik
duygusunda aramak l�z�md�r. �nsan ba�land��� de�erlerin maruz kald��� tehlike
kar��s�nda g�vensizlik duygusuna kap�l�r; her�eyin sona erdi�i vehmine d�er. Bu
durumda insan kendisini yaln�z hisseder ve kendisini kurtarabilecek bir yard�mc�ya
ihtiya� duyar.
Ba�l� bulundu�umuz de�erlerin olu�turdu�u benli�imizin �zerine adeta titreriz.
�evremizde cereyan eden madd� ve manevi h�diseler, do�rudan do�ruya ve dolayl�
olarak bizi etkiler. Biz adeta h�diseler ya�muru alt�nda ya�ar�z. Bu h�diseler
kar��s�nda benli�imizi rencide edecek, ba�ka ifade ile ruhsal varl���m�z�
sarsabilecek olanlar bulunacakt�r. Bunlara bir de i� d�rt�lerimizle ilgili
doyumsuzluklar eklenirse, fertlerin i�inde bulunduklar� ruhsal durumun hi� te
g�ll�k g�listanl�k olmad��� g�r�l�r. �te bu sebeple, insan�n i�inde bulundu�u b�yle
bir ortamda kendisini
35
sarsabilecek h�diseler kar��s�nda ki�ili�ini koruyabilmek i�in g�venece�i,
dayanaca�� bir yere ihtiya� vard�r. G�ven duygusu,ruhsal dengeyi sa�layan ba�l�ca
unsurdur.
G�ven Duygusu:
G�ven duygusu herhangi bir g�venceye ba�l� olunan ruh halidir. G�vence ve ona
ba�l�l�k devam etti�i s�rece g�ven duygusu devam eder. Benli�ini sarsabilecek
herhangi bir h�dise kar��s�nda, g�vensizli�e kap�lan insan stresin kuca��na d�er.
G�vensizlik duygusu ile stres aras�nda sebep-sonu� (illet-eser) ili�kisi vard�r.
G�vensizlik duygusu insanda stres do�urur. �yle ise stresten kurtulmak ona sebep
olan g�vensizlik duygusundan kurtulmakla olur.
�nsan ��in Hakiki G�vence:
�nsan i�in ana, baba, dost, mevki, para vs. g�vence olabilir. �nsan yerine g�re bu
t�r g�vencelere dayan�r. Bu t�r g�venceler ge�icidir; bug�n varlarsa yar�n yok
olabilirler. Bu bak�mdan bunlarla s�rekli g�ven duygusu
36
sa�lanamaz. B�yle bir hali ifade eden, dilimizde, bir deyim vard�r. ��nsana dayanma
�l�r, duvara dayanma y�k�l�r.� Bu t�r g�vencelerin ikinci bir niteli�i de g�ven
sa�lama alanlar�n�n s�n�rl� olu�udur. G�vensizlik do�urabilecek say�s�z olaylar
kar��s�nda, do�mas� muhtemel b�t�n halleri kar��layacak geni� bir etki alan�na
sahip de�illerdir.
�nsan i�in s�rekli yani ge�ici olmayan, g�vensizlik duygusu do�urabilecek muhtemel
her olay kar��s�nda s���n�labilecek, g�c� sonsuz olan bir g�vence gerektir ki o da
Allah't�r. Allah her�eye kadir, mutlak bir varl�kt�r. �te b�yle bir varl��� g�vence
olarak kabul edip ona teslim olan ki�i, �evresinde olup biten ve durumunu
sarsabilecek her t�rl� hadiseye kar�� mukavemet g�sterir, ki�ili�i rencide olmaz,
dolay�siyle strese girmez. Erzurumlu �brahim Hakk�'n�n ifadesi ile,
H�k �erleri hayreyler Zannetme ki gayreyler
Arif an� seyreyler
Mevl� g�relim neyler
Neylerse g�zel eyler
37
diyebilen ve buna i�tenlikle inanan bir ki�ide stres olur mu?
Bu durumda olan nas�l bir insand�r ve b�yle bir duruma nas�l gelinebilir? �imdi bu
sorular�n cevab�n� vermeye �al�aca��m:
Bu ki�i, Allah'�n kavram�na de�il de varl���na inanan ger�ek m�'min ki�idir.
Allah'�n kavram�na inanmak Allah'�n varl���na inanmak; bu terimlerden neyi
kasdetti�imi a��klamak istiyorum: Bu iki terim iman�n iki derecesini ifade etmek
i�in kullan�lm�t�r.
Allah'a �nananlar:
Allah'�n kavram�na inananlar dedi�im kimseler taklidi iman sahipleridir. Bu
gibiler, g�rd�kleri din e�itiminin veya i�inde ya�ad�klar� toplumun empoze etti�i
de�er h�k�mleri ve kazand�klar� Allah kavram� ile bu yola girmi�lerdir. Bunlar
inan�lar�n�n tam bir bilincine sahip de�illerdir, �ok defa gelenekle kazand�klar�
Allah inanc�, ba�ka ifade ile dinle ilgili yap�p etmeleri genellikle bir al�kanl�k
eseri olarak, s�r�p gider.
Allah'�n varl���na inananlar dedi�im kimseler ise, inan�lar�n�n bilincinde olan
ki�ilerdir.
38
Bu gibilerin iman�, Gazzali'nin belirtti�i gibi �Ke�if yolu ile basiret nuru ile
perde arkas�n� g�r�p yak�n (kesin bilgi) ifade eden bir tasdikten ibarettir.�^)
�nsan�n, kendisini strese kar�� �erbetli k�lacak bir imana nas�l eri�ebilece�ini
belirtmeden �nce, insan�n Allah inanc�na nas�l vard��� sorunu �zerinde
durmak.konuya ��k tutacakt�r. �yle ise �imdi insan�n Allah inanc�n� nas�l elde
etti�ini a��klamaya �al�al�m.
�nsan Allah �nanc�n� Nas�l Elde Eder?
�nsan yayg�n veya �rg�n din e�itimi veya felsef� yolla Allah inanc�na varabilir. Bu
yollar�n mevcudiyetine ra�men her devirde Allah inanc�na varam�yanlar da olmu�tur.
B�yle bir inanca varmakla beraber birinci iman merhalesinde olanlar�n say�s�
olduk�a fazlad�r. G�r�n�e g�re �ok b�y�k bir ekseriyet bu birinci � merhalededir.
(12)
(11) Gazz�l�, �hyau ul�m'id Din, A.Serdaro�lu terc�mesi, c.1, s.317
(12) Gazz�l� iman�n �� merhalesinden bahsediyor. 1- Avam olanlar�n iman�. Bu s�rf
taklitten ibaret olan imand�r. 2-Kelamc�lar�n iman�, bu iman avam�n iman�ndan
ileride fakat ona yak�nd�r. 3- Ariflerin iman�; Yakln nuru ile m�ahade edilen
imand�r (Gazz�li, ayn� eser, c. 3, s. 34-35)
39
D��nce tarihinin ba�lang�c�ndan ben filozoflar ve kel�mc�lar Allah'�n varl���
konusu ile me�gul olmu�lar ve Allah'�n varl���n� ispat i�in �e�itli deliller
kullanm�lard�r. Kozmolojik, ontolojik, ahlaki ve gayeci diye adland�r�lan bu
deliller hep ak�l alan�nda kald�klar� i�in mutlak varl���n varl���n� ispatta daima
yetersiz olmak-tad�r.03) E�er ileri s�r�len deliller yeterli olsayd�, yery�z�nde
ak�l sahipi olup ta Allah'�n varl���na inanmayan kimsa kalmazd�.
�imdi, bahis konusu delillerin yetersizli�inin sebebini g�sterdikten sonra, bu
delillerin Allah'�n varl���na inanmada oynad�klar� rol� belirtme�e �al�aca��m.
�sbat Nedir?
�spat nedir? �sbat bir hakikati, onu bilmeyen birisine, kesin bilgi derecesinde
kabul ettirmektir. Bu i�lem tamamen ak�l alan�nda cereyan eder.
Gazz�l�'nin avam�n ve kelamc�lar�n iman� dedi�i merhaleyi ben Allah'�n kavram�na
inanma, Ariflerin iman� dedi�i merhaleye de Allah'�n varl���na inanma diyorum. (13)
Bahis konusu deliller i�in Dak. �brahim Ag�h �ubu cu. �sl�m Felsefesinde Allah'�n
Varl���n�n Delilleri; Bekir Topalo�lu, Allah'�n Varl���; Mehmet Ayd�n, Kant ve
�a�da� �ngiliz Felsefesinde Tanr�-Ahl�k �li�kisi.
40
�spat ya ded�ktif (talil�, ak�l y�r�terek) olur, yani ispat� istenen �nerme ile
�nceden do�rulu�u ispat edilmi� veya do�ru olarak kabul edilmi� �nerme aras�nda
ak�l i�in zorunlu olan ba�� kurmakt�r. Matematikteki ispat bu t�rdendir. Mesel� bir
��genin a��lar�n�n iki dik a�� oldu�unu ispat etmek i�in, do�rulu�u kabul edilen
�bir do�ruya onun d��ndaki bir noktadan bir paralel �izilir� postulat� ile, ispat�
istenen �nerme aras�nda zorunlu ba� kurulur. Bu ispat yolu ile, vukar�daki
paralellik postulat�n� kabul eden her ak�l sahibi ki�i, ��genin i� a��lar�n�n iki-
dik a��ya e�it oldu�unu zorunlu olarak kabul eder. Akl�n yap�s� bunu .gerektirir.
Bir ��genin i� a��lar�n�n iki dik a��ya e�it oldu�u hakikati ancak bahsedilen
postulat kabul edildi�inde ge�erlidir, mutlak bir hakikat de�ildir. Nitekim,
Lobo�eviski ve Riman geometrilerine g�re ��genin i� a��lar�n�n toplam� iki dik a��
de�ildir. Onlar paralellik postulat�n� farkl� �ekilde kabul ederler. Riman'a g�re
bir �izgiye onun d��ndaki bir noktadan hi� paralel �izilemez. Bu durumda ��genin i�
a��lar�n�n toplam� iki dik a��dan b�y�k olur. Lobo�eviski'ye g�re sonsuz paralel
�izilebilir. Bu durumda cia i� a��lar�n toplam� iki dik a��dan
41
k���k olur.
Bu yollarla ispat edilen ��genin i� a��lar�n�n toplam�n�n derecesi mutlak de�ildir.
Temelde kabul edilen postulata g�re de�i�ir. ��gen mis�linde oldu�u gibi temelde
bir post�l�t olabilece�i gibi her hangi bir tan�m da olabilir. O da ayn� �eydir,
durum de�i�mez. B�ylece temelde kabuledilecek herhangi bir �nermeye g�re ded�ktif
yolla elde edilen sonu� mutlak de�il,g�reli (izafi) bilgi verir.
�sbat i�in hareket noktas�n� te�kil eden �nerme bir prensip olmay�p, ispat edilmi�
bir �nerme de olsa durum yine ayn�d�r. �kinci halde ispatlanm� �nerme ya yine kabul
edilen bir prensibe dayan�larak ispat edilmi�tir, sonu� birinci ��k gibidir; veya
bahis konusu ispatlanm� �nerme tecr�be yolu ile ispat edilmi�tir. Bu durumda ortaya
ded�ktif ispat �ekli yan�nda ikinci bir ispat yolu ortaya ��k�yor ki buna tecr�be
ispat veya do�rulama (tahkik) yolu ile ispat denir. Tecr�be ispat yolunu da
a��klad�ktan sonra Allah'�n varl���n�n ak�l yolu ile ispat edilip ediimiyece�i
hususu �zerinde
durabiliriz.
Tecr�be ispat: �spat� istenen �nerme (iddia) tecr�be d�nyas�nda olan bir �eyin
ifadesidir.
42
Mesel� su normal �artlar alt�nda 100 derecede kaynar iddias�n�n ispat� i�in tecr�be
yap�l�r. Ayn� bas�n� alt�nda su �s�t�lmaya b�rak�l�r. 100 dereceye var�nca
kaynamaya ba�larsa iddia ispat edilmi� olur ve kesin bilgi elde edilmi� olur. Daha
basit bir misal olarak �unu verebiliriz. Bir ki�i, bir eli ile elli kilo a��rl���
kald�rabilece�ini iddia etse, �n�ne elli kilo a��rl�kta bir cisim konur, onu tek
eli ile kald�r�rsa iddias�n� ispat etmi� olur. Farkl� alanlarda tecr�be ispat�
g�sterecek �e�itli mis�ller verilebilir, ama bu iki mis�l, fikri ayd�nlatmak i�in
yeterlidir.
Allah'�n Varl��� �spat Edilebilir mi?
�spat�n a��klanan bu iki �ekli de Allah'�n varl���n� ispatta yetersiz kal�r.
Birinci ispat �ekli olan ded�ktif ispat �ekli ak�l alan�ndad�r; halbuki Allah ak�l
alan�n� a�ar? Di�er taraftan bu t�r ispat �eklinde ispat edilenin do�rulu�u temelde
kabul edilen ilkeye ba�l�d�r, bu bak�mdan g�reli (izafi) d�r. Halbuki Allah mutlak
bir varl�kt�r, O'nun varl���n� ifade eden �nermenin do�rulu�u da mutlak olmas�
laz�md�r. Tecr�be yolu ile yap�lan ispata gelince:
43
Allah be� duyu ile idrak edilemez, bu bak�mdan tecr�be alan�na sokulamaz. Allah
tecr�be alan�n� da a�an bir varl�kt�r. O halde Allah'�n varl��� tecr�be yolu ile de
ispat edilemez.
�te bu sebeplerledir ki Allah i�in ispat metodu kullan�lamaz. Allah'�n varl��� i�in
ileri s�r�len akl� deliller O'nu ispat niteli�inde de�ildir. �leri s�r�len b�t�n
akl� delillere ra�men Allahs�z insanlar�n bulunu�u bu y�zdendir.
Hemen �unu belirteyim ki kesin bilgi yaln�z ispat metodu ile elde edilmez, kesin
bilgi elde etmenin ba�ka yolu da vard�r. Bu yol sezgi yoludur. Zihin, ded�ktif
alan�n s�n�r� d��na yapaca�� s��rama ile de kesin bilgi sahibi olabilir. Sezgi
zihnin bir g�c�d�r. Bahis konusu s��ray�� yapan g��t�r.
Allah'�n varl���n�n bilgisi bir m�'min i�in kesin bilgidir. �imdi insan bu bilgiyi
nas�l elde eder, onu g�relim.
Kel�ma ve filozoflar�n ileri s�rd�kleri deliller Allah'�n varl���n� ispat etmez
ama, Allah'�n varl��� hakk�nda kesin bilgi etmek i�in kullan�ld�klar� yerler
vard�r.
44
�spat Yollar�n�n Faydas� Nedir?
Birinci olarak, bahis konusu deliller inanan insan�n inanc�n� aklile�tirmede
kullan�l�r. �nsan elde etti�i bilgiyi, g�rd��� bir hareketi oldu�u gibi inanc�n� da
akl� temele dayamak ister. Ak�lla a��klanabilen her�ey ona rahatl�k verir, bu hal
insan�n tabiat� gere�idir. Allah'�n varl��� i�in ileri s�r�len kozmolojik,
ontolojik, ahl�k� ve gayeci b�t�n deliller, Allah'�n varl���na inanan bir insan�n,
inanc�n� akl� temele oturtmak i�in ba� vurdu�u yollard�r.
�nsan�n Allah'�n varl��� ile ilgili inanc�n� akl� bir temele dayand�rabilece�ini
g�steren �yetler vard�r. Casiye S�resi'nin 3 ve 4 �nc� �yetlerinde ��yle deniyor:
���phesiz g�kte ve yerde, inananlar i�in �yetler vard�r. Sizin yarat�l��n�zda ve
yery�z�nde yayd��� canl�larda kesin olarak inananlar i�in �yetler vard�r.�
Bu �yetlerin anlam� a��kt�r. Allah'�n varl���na inanan bir insan inanc�n� akl�
temellere oturtturmak isterse bu husus i�in tabiatta yeteri kadar delil bulabilir.
Akl� deliller ikinci olarak, Allah inanc�na varmada bir merhale olarak yer al�rlar.
Bu konuda akl� delillerin nas�l bir rol oynad���n�
45
belirtmeden �nce, Allah inanc�na varmada kullan�labilen ba�ka bir etkeni de
zikredelim: Bu etken de sosyal �evredir. �nsan ana dilinin ve i�erisinde ya�ad���
sosyal �evrenin tesiri ile Allah kavram�n� elde eder. Bu kavrama sahip olanlar�n
hepsinde Allah inanc� yoktur. Baz� insanlar Allah kavram�na sahiptirler; ama Allah
inan�lar� yoktur. Akil delillerde oldu�u gibi sosyal �evre de tek ba��na Allah
inanc�na varmada yeterli de�ildir. Bu �miller tek ba��na Allah inanc�na varmada
yeterli de�illerdir; ama b�yle bir inanca varmada kullan�labilen yollard�r.
�nsan bahis konusu yollarla Allah inanc�na a��lan kap�ya varabilir. Bu yollar insan
zihninin s��ramas�na vesile olan kam�� vazifesi g�rebilir. �nsan zihni bir
s��ray�la Allah'�n varl���n�n kesin bilgisine varabilir. Bu s��ray�a ister
Bergson'un dili ile sezgi (intuition), ister Gazz�lVnin t�biri ile kalb yolu
deyiniz, ayn� �eydir ve bahsetti�im s��ramay� ifade etmektedir.
Zihnin b�yle bir s��ray� yapabilmesi i�in akl�n iyi kullan�lmas� l�z�md�r. �man
yolu akl� iyi kullanmakla a��labilir. Kur'an-� Kerim'de insan�n b�yle bir imk�na
sahip oldu�unu g�steren
46
�yetler vard�r.�li �mranS�resi'nin190'�nc� �yetinde: �G�klerin ve yerin
yarad�l��nda, gece ile g�nd�z�n birbiri ard�nca gelmesinde ak�l sahiplerine
��phesiz (tevhide dair) deliller vard�r.�Bakara S�resi'nin 164. �yetinde de ��yle
deniyor: ���phesiz g�klerin ve yerin yarad�l��nda gece ve g�nd�z�n de�i�mesinde,
insanlar�n faydas�na olan �eyleri denizde ta��y�p giden gemilerde, Allah'�n g�kten
su indirip onunla �lm� olan yeri dirilterek, �zerinde her t�rl� canl�y� yaymas�nda,
r�zg�r� ve yer ile g�k aras�nda emre haz�r bekleyen bulutlar� evirip �evirmesinde
elbette d��nen bir topluluk i�in (Allah'�n varl���na ve birli�ine) deliller
vard�r.�
Bu �yetlerde akl� iyi kullanmakla Allah'�n varl��� inanc�na var�labilece�ine i�aret
edilmektedir. Akl� iyi kullanabilme, mevcut deliller �zerinde derin d��nme
(teemm�l) d�r. �te bu derin d��nme zihnin s��ramas�n� sa�layabilir.
Her Zihin S��rama Yapabilir mi?
Bahis konusu olan meselede yap�lan derin d��nmede her insan zihni, Allah'�n
47
varl���na giden sezgi g�c�n� g�steremiyor; ba�ka ifade ile s��ramay� yapam�yor.
�nan�s�zlar bu durumdad�r. O halde bu istikametteki zihin s��ramas�nda insandan
ba�ka bir varl���n da bulundu�u akla gelebilir. �te bu varl�k Allah'd�r. O'nun izni
olmadan zihin bu s��ramay� yapam�yor. Bu hususu belirten �yetler vard�r. Yunus
S�resi'nin 100. �yetinde ��yle deniyor: �Allah'�n izni olmadan hi� kimse inanamaz.�
Ayn� s�renin 6 ve 7. �yetlerinde: ���phe yok ki ink�r edenleri, ba�lar�na gelecekle
uyarsan da, uyarmasan da birdir; inanmazlar�-�Allah onlar�n kalplerini ve
kulaklar�n� m�h�rlemi�tir, g�zlerinde de perde vard�r ve b�y�k azap onlar
i�indir.�Yunus S�resi'nin 74. �yetinde: �...A��r� gidenlerin kalplerini i�te b�yle
m�h�rleriz.�En'am S�resinin 125. �yetinde �Allah kimi do�ru yola koymak isterse
onun kalbini Isl�miyete a�ar, kimi de sap�tmak isterse g��e y�kseliyormu� gibi,
kalbini dar ve s�k�nt�l� k�lar� denilmektedir. Bu �yetlerden anla��lmaktad�r ki,
Allah inanc�na varmak, Allah'�n takdiri ile olur. Yaln�z bu takdiri bir cebir
i�erisinde m�talaa etmemek l�z�md�r. Bu istikamette insan�n g�sterece�i gayretin
�nemine de Kur'an-� Kerim'de yer verilmi�tir.
48
Yunus S�resi'nin 100. �yetinde �Allah'�n izni olmaks�z�n hi� kimsenin iman etmesi
m�mk�n de�ildir.� h�km�nden sonra, �yet ��yle tamamlan�yor: �O ak�llar�n� iyi
kullanmayanlara azap vmr.�Kasas S�resi'nin 51 .�yetinde �Andolsun ki biz vahyi
onlara ardarda yeti�tirdik belki d��n�rler.� gibi �yetler imana varmada akl�n
rol�ne i�aret etmektedirler.
Zihnin s��ramas� ile Allah'�n varl���n�n kesin bilgisini edinmenin ba�ka ifade ile
Allah inanc�na varman�n Allah'�n takdirine ba�l� oldu�unu ve bu s��ray�da akl�n da
rol� bulundu�unu s�ylemek ilk bak�ta bir �eli�me gibi g�r�n�yor, �yle ya, e�er
takdiri Allah yap�yorsa, yani i� k�ll� iradenin elinde ise o zaman insana d�en bir
�eyin bulunmamas� gerekir. Di�er taraftan e�er bu s��ramada insan iradesinin rol�
varsa, o zaman, mutlak irade de bir eksiklik akla gelmez mi? Fakat durum b�yle
de�ildir. Mutlak iradenin tam hakimiyeti vard�r. Allah'�n mutlak iradesini, yine
kendisinin vazetti�i ilkelere insan�n uyup uymamas�na g�re takdirini kullanmas�
bahis konusudur. Bu hususu telkineden �yetler vard�r. Yukar�da zikretti�im Yunus
s�resinin 100. �yetinin sonunda: �...Allah akl�n�
49
kullanmayanlara b�y�k azap verir.� ayn� surenin 73. �yetinde: ��te haddini
a�anlar�n kalplerini b�yle m�h�rleriz.�Casiye S�resi'nin23. �yetinde: �Hev� ve
hevesini tanr� edinen ve Allah'�n bir bilgiye g�re, sapt�rd���, kulak ve kalbini
m�h�rledi�i, g�z�n�n �n�ne de perde �ekti�i kimseyi g�rd�n m�?� denilmektedir. Bu
ifadelerden anla��l�yor ki, Allah'�n bir insan�, imans�z k�lmas� sebepsiz de�ildir.
Yukar�daki �yetlerde �Akl�n� kullanmayanlar�, �haddini a�anlar�, �bir bilgiye
g�re� tabirleri, Allah'�n takdirini kulun fiiline g�re kulland���n� ifade
etmektedir. Allah'�n takdirini kulun fiiline g�re kullanmas� Allah'�n kula ba�l�
oldu�u anlam�na gelmez. Allah'�n kula verdi�i yetkiyi iyi kullan�p kullanmamas�na
g�re kendi takdirini kullanmas� anlam�n� ta��r. A�a��da belirtece�im gibi bu husus
da insan�n sorumlulu�unu do�urur. �yetlerde belirtilen kalpleri m�h�rlenenler, yani
mutlak �leme do�ru zihin s��ramas� yapmas�na izin verilmeyenler, kendi
fiillerinden dolay� bu hale d�m�lerdir. Ak�llar�n�n �n�nde bulunan deliller
�zerinde yeteri kadar d��nmeyenler yani akl�n� iyi kullanmayanlard�r. E�er b�yle
olmasa idi, yani akla bir hak tan�nmam� olsa idi, bahis konusu
50
s��ramay� yapamayan, inanmayan ki�inin, Allah'�n buyruklar� kar��s�nda sorumlu
olmamas� gerekirdi. Halbuki insan�n sorumlu oldu�unu bildiren �yetlerin say�s� az
de�ildir. Mesel�, Zuhruf S�resi'nin 44. �yetinde ��yle ifade ediliyor: ���phe yok
ki o (Kur'an) senin i�in de, kavmin i�in de bir �ereftir. Hepiniz ondan sorumlu
olacaks�n�z.� Kur'an'�n emirleri kar��s�nda sorumlu olan insan e�er iradesinin
d��nda O'na uyam�yorsa ve ondan da sorumlu ise, sonunda ceza g�rmesi zul�m olur.
Halbuki Allah'�n zulmetmedi�ini �dil davrand���n� ifade eden �yetler vard�r.
Bununla ilgili bir iki mis�l verelim. Nisa S�resi'nin 40. �yeti: �Allah zerre
kadar haks�zl�k etmez. Zerre miktar� iyilik olsa onu kat kat art�r�r ve kendi
kat�nda b�y�k m�k�fat verir.� Bakara S�resi'nin 281. �yeti: ��u g�nden sak�n�n ki o
g�n (hepiniz) Allah'a d�nd�r�leceksiniz, sonra herkese kazand��� tastamam
verilecektir.�Ahk�f S�resi'nin 19 .�yetinde: �Herbirinin yapt�klar�ndan �t�r�
dereceleri vard�r. Allah onlara yapt�klar�n�n kar��l���n� verir. Asla
kendilerine haks�zl�k etmez.� Demek ki Allah'�n baz�lar�na iman yolunu kapamas�
onlar�n tutumlar�ndan dolay�d�r.
51
Allah �nanc�na �ki Unsurla Ula��l�r:
B�ylece Allah inanc�na varmada iki unsur ortaya ��kmaktad�r: Birincisi insana,
ikincisi Allah'a aittir. Akl�n s�n�r�nda derin d��nme, zihni mutlak varl�k
kar��s�nda s��ratma cehdi insana aittir. Zihnin bu s��ramas� ile Allah inanc�na
varma Allah'�n takdirine ba�l�d�r. Allah'�n takdiri insan�n tutumu ile ilgilidir.
Buradaki takdiri, insan�n tutumunun Allah taraf�ndan de�erlendirilmesi anlam�nda
anlamak l�z�md�r.
�imdi Allah inanc�na sahip bulunanlar�n hangi yolla b�yle bir varl��a tam
teslimiyetle stresten kurtulabileceklerini a��klama�a �al�aca��m.
M�'min Stresten Nas�l Kurtulur?
�nsan�n felsefi d��nce ile Allah inanc�na varabilece�ini s�ylemi�tim. Nitekim
herhangi bir dini kabul etmeyip de Allah'a inananlar vard�r. Bunlara felsefe
dilinde �deist� denir. Bu gibilerin mutlak varl�kla ili�kileri tek tarafl�d�r,
Allah'�n insanlara verdi�i mesaja kapal�d�rlar.
52
Bu bak�mdan Deistlerin Allah'la irtibatlar� bulunmasa gerektir. Onlar Allah'�n
insandan ne istedi�ini, O'nun r�zas�n�n ne oldu�unu bilmezler. Bu konulardaki
fikirleri kendi tahminlerinden ibarettir. �te bu tek tarafl�l�k onlar�n mutlak
�leme a��lmalar�n� imk�n sa�lamaz. Yukar�da mutlaka a��lman�n tamamen insan�n
elinde olmad���n� belirtmi�tim. Bu hususta insan�n belli bir tutum ve davran�
i�inde bulunmas� gerekti�ine i�aret etmi�tim. Bu davran� ve tutumun, mutlak'a
a��lmak i�in, mutlak'�n yani Allah'�n iste�i do�rultusunda olmas� tabiidir. ��nk�
yukar�da belirtti�im gibi, bu a��lmada Allah'�n rol� ba�ka ifade ile takdiri
vard�r. O takdirin, Allah'�n iste�ine uygun hareketin de�erlendirilmesi sonu
oldu�una da temas etmi�tim. Deist'lerin Allah'la ili�kileri tek tarafl� oldu�u
i�in, Allah'�n iste�inin ne oldu�unu bilemezler.
Allah insanlara mesaj�n� peygamberler vas�tasiyle vahiy yolu ile bildirir. O halde
mutlak varl�kla kar��l�kl� ili�ki ancak din yolu ile m�mk�n olur. Din, Allah'�n,
insanlara, nas�l hareket etmeleri gerekti�ini peygamberler vas�tasiyle bildirdi�i
bir de�erler sistemidir.
Daha �nce insan�n Allah'� g�vence olarak
53
kabul edip ona teslim oldu�u s�rece stres do�urabilecek olaylar kar��s�nda
mukavemet g�sterip strese d�meyece�ini s�ylemi� ve bu hale girebilmenin ise ancak
din yolu ile m�mk�n oldu�unu belirtmi�tim. �imdi yine �sl�m dinini esas alarak, bir
g�vence olarak kabul edilen Allah'a nas�l teslim olunabilece�ini, yani konumuzla
ilgili olarak stresten nas�l kurtulundu�unu a��klamaya �al�aca��m.
Allah'a Nas�l Teslim Olunur?
Din yolu ile stresten kurtulmak i�in tabi� olarak bir dine mensup olmak gerekir.
Fakat b�t�n din mensuplar�n�n stresten kurtulmad�klar� da bir ger�ektir. Dindar
olarak tan�nan baz� ki�ilerin strese d�t�klerini �evremizde g�rmemiz m�mk�nd�r. O
halde kimler din� inan� yolu ile stresten kurtuluyor? Bu sorunun cevab�n� vermek
i�in dinde iman dereceleri �zerinde durmada fayda vard�r.
Bir dine girmek veya Allah'a inan�yorum demek insan� mutlak iman sahibi yapmaz.
Kur'an-� Kerim'de bu hususu belirten �yeMer vard�r. Hucurat S�resi'nin 14. �yetinde
��yle deniyor: �Bedeviler iman ettik dediler, de ki,
54
siz iman ettik, demeyin fakat m�sl�man olduk deyin.� �eklen bir dinin gereklerini
yerine getirmek de insan�n iman sahibi oldu�una her zaman del�let etmez. �eklen
dindar g�r�n�p de, ger�ek iman sahibi olmayanlar iki gruba
ayr�l�r.
Birinci grupta olan m�naf�klard�r. Bakara S�resi'nin 8.�yetinde: ��nsanlar i�inde
�yleleri vard�r ki, Allah'a inand�k, �hiret g�n�ne inand�k derler, halbuki onlar
inanmam�lard�r.� M�naf�klar asl�nda inanmad�klar� halde bir ��karlar� i�in dindar
g�r�n�rler; inanmad�klar�n� bilirler, aldatmak istedikleri ba�kalar�d�r. Kur'an-�
Kerim'de bunlar hakk�nda a��r h�k�mler vard�r.
�kinci grupta olanlar, yukar�da belirtti�im ve Allah'�n kavram�na inananlar diye
adland�rd���m, taklid� iman sahipleridir. Bunlar m�naf�klar gibi de�illerdir,
din� hareketlerinde samimidirler. Gayeleri ba�kalar�n� aldatmak veya bir fayda
sa�lamak de�ildir. Bu gibileri, i�inde ya�ad�klar� toplumun etkisi ile yapt�klar�
din� faaliyetleri al�kanl�k haline getirmi�lerdir; toplumun de�er h�k�mleri etkisi
ile hareket ederler, inan�lar�n�n bilincinde de�illerdir. Taklidi iman
sahipleri, din alan�nda farkl�
55
davran�lara da girebilirler, yap�lmamas� gerekeni de yapabilirler. Bunlarda bazan
�evrenin bask�s�, Allah'�n emrinden a��r basabilir. Bu t�r iman sahiplerinde dini
inanc�n stres �zerinde olumlu etkisi b�y�k �l��de olmaz.
�imdi Allah'�n kavram�na de�il de varl���na inanm� ger�ek m�'min bir m�sl�man�n
Kur'an'�n �u �yetleri kar��s�nda durumunu d��nelim: �Ey Muhammed, kullar�m sana
Benden sorarlarsa (s�yle) Ben onlara yak�n�m. Bana dua edenin duas�n� kabul ederim.
Do�ru yolu bulmak i�in Bana yalvars�n, Bana inans�nlar.� (Bakara 186).Rad
s�resi'nin 28. �yeti: �Ancak Allah'� anmakla kalpler huzur bulur.� Lokman
S�resi'nin 22.ayeti: �Kim �z�n� Allah'a teslim eder g�zel davran�rsa sa�lam deste�e
tutunmu� olur.� B�yle bir g�venceye i�tenlikle ba�lanm� bir insan�n, bu g�vencenin
�u va'di kar��s�nda ba��na gelenleri ho� kar��lamas� m�mk�n olur mu? �Andolsun sizi
korku, a�l�k, mallar, canlar ve �r�nlerden eksiltmek gibi �eylerle deneriz-
Sabredenleri m�jdele ki onlara bir bel� eri�ti�i zaman �biz Allah i�iniz ve biz ona
d�nece�iz� derler, i�te Rablerinden ba��lamalar ve rahmet hep onlarad�r ve do�ru
yolu bulan da onlard�r.� (Bakara 155-157).
56
Bu �yetlerin h�km� kar��s�nda, ger�ek m�'min olan m�sl�man bir ki�inin g�vensizlik
duygusu ile strese girmesi elbette d��n�lemez.
Stresten kurtulmak i�in esas olan Allah'a tam teslim olabilmedir. Bu hal kolay ve
her zaman elde edilebilecek bir hal de�ildir. Bu hal ruhun mutlak'a a��labilme
halidir. B�yle bir gaye i�in takibedilecek yeg�ne yol da din yoludur; ��nk� b�yle
bir hale b�r�nebilmek i�in nas�l hareket edilmesi gerekti�ini peygamberler
vas�tasiyle1 Allah bildirmi�tir. Bunlar vahiyle bildirilen Allah'�n emirleri, ba�ka
ifade ile dinin kurallar�d�r. Dinde iki m�essese mutlak'a a��lmada en b�y�k rol�
oynar. Birincisi ibadet, ikincisi dua'd�r. �badet esnas�nda insan kendisini
Allah'�n huzurunda hisseder. �badet s�resince insan m�mk�n oldu�u �l��de Allah'la
olan ili�kiler d��ndaki u�ra��lar�ndan uzak durur. Kendisini d� etkilerden adeta
soyutlar, Allah'la ba�ba�a oldu�unun bilincine eri�meye �al��r. B�yle bir tutum
ruhu mutlak'a a��lmaya haz�r duruma getirir.B�yle bir ruh hali i�inde bulunurken
insan, dua ile Allah'a teslim olabilir. �yle ise ibadet ve dua,
57
bir anlamda, ruhun y�kanmas�d�r. Bu hali ya�ayan insan stresten uzakt�r.
Bir insan�n Allah'a s�rekli teslimiyeti zor i�tir. Herkesin ba�arabilece�i bir �ey
de�ildir. Bu seviyeye nadir insanlar gelebiliyor. Bunlar �sl�m literat�r�nde
veliler, �bidler diye adland�r�lan ki�ilerdir. Bunlar �Mevl� g�relim neyler,
neylerse g�zel eyler� s�z�ne i�tenlikle inanan ki�ilerdir. Her m�'minin bu seviyeye
gelmesi beklenemez. Ama her m�'min s�rekli olmasa da bu teslim olma halini
ya�ad���, di�er deyimi ile ruhunu y�kad��� anlar olabilir. �nsan strese kar��
muafiyeti bu anlar vas�ta-siyle kazan�r.
Sab�r ve Stres
Stres do�uran h�diseleri etkisiz b�rakan bir ruhi durum da sab�r'd�r. Sab�r, bir
ki�inin arzu etmedi�i bir hal ba��na geldi�inde ona tahamm�l g�stermesidir. Bu hal
ister �z�nt� kayna�� olan manevi, ister hastal�k gibi bedeni olsun ikisi de stres
do�urur. Bir anlamda sab�r stresin kar��t� olarak g�sterilebilir.
Ba�a gelen hal ister maddi ister manevi olsun, yerine g�re, beden veya ruhta
tahribat yapar.
58
Bu halin etkisi devam etti�i s�rece tahribat�n�n azalt�lmas� ona kar�� mukavemet
g�stermekle olur. �te ferdin tak�naca�� bu tav�r sab�r halidir.
Sab�r, ba�a gelen istenmeyen halin ge�ici oldu�u, gelece�in daha iyi olaca��
inanc�na dayan�r. B�yle bir inanca sahip olma insanda g�ven duygusu do�urur ve
g�ven duygusu da ki�inin pani�e kap�lmas�n�, strese girmesini �nler. �yle ise
sabr�n temelinde g�ven duygusu vard�r. Daha �nce belirtti�im gibi, en sa�lam g�ven
duygusu veren g�vence Allah'd�r. O halde sab�r hali dini inanca dayan�rsa daha
etkili olur.
Stresten kurtulman�n Allah'a teslim olmakla m�mk�n oldu�u �zerinde uzun uza-d�ya
durmu�tum. Allah'a teslim olarak stresten kurtulma demek, asl�nda, stres
do�urabilecek hadiseler kar��s�nda sab�rl� olmak demektir.
�imdi, Allah'�n varl���na inanm� bir m�s-l�man�n a�a��daki �yetlerin h�km�
kar��s�nda, ba��na gelecek istenmeyen haller kar��s�ndaki tavr�n� d��nelim.
Zumer S�resi'nin 10. �yetinde �...Ancak sabredenlere m�k�fatlan hesaps�z
�denecektir.
59
� Nahl S�resi'nin 96. �yetinde: �...Biz sabredenlerin m�k�fat�n� daha g�zeli ile
verece�iz.� Enf�l S�resi'nin 46. �yetinde: �...Sabredin, ��nk� Allah sabredenlerle
beraberdir.� Bakara S�resi'nin 177. �yetinde: �...S�k�nt�da, hastal�kta, sava�
zamanlar�nda sabredenler, i�te do�ru olanlar onlard�r, (Allah'�n azab�ndan)
korunanlar da onlard�r.�
G�r�l�yor ki Allah sabredenlere b�y�k de�er vermekte, onlara m�k�fat vadetmektedir.
Ger�ek bir m�'minin buna l�y�k olmak i�in b�y�k gayret sarfetmesi gayet tabiidir.
Sab�r bir irade i�idir. �nsan�n, iradesini, arzu etmedi�i bir hal ba��na
geldi�inde, o h�disenin tahribat�n�n yapaca�� ruh ��k�nt�s�n� �nleme istikametinde
kullanarak, pani�e kap�lmay�p metanet g�stererek, O'na teslim olmamak, yani
hadisenin do�uraca�� stresi �nlemektir.
Ger�ek m�'min bir m�sl�man�n, Kur'an'da sab�rla ilgili zikredilen �yetler
kar��s�nda ba��na gelenleri sab�rla g���slemek i�in, acz g�stermeden iradesini
g��l� olma, ba�a gelenin menfi ak�nt�s�na kendisini kapt�rmama yani strese d�meme
istikametinde kullanmas� iman�n tabii gere�idir. B�ylece dirii
60
inanc� gere�i sab�r z�rh�na b�r�nen bir insan�n strese d�mesi uzak bir ihtimaldir.
Din� �nan� Stres Do�urur mu?
Buraya kadar dim inanc�n stresi �nlemede oynad��� olumlu rol� belirtme�e �al�t�m.
�ledi�im fikrin tam kar��t�n� savunanlar vard�r. Dini inanc�n da stres
do�urabilece�i iddia edilmektedir. Din e�itimi yapan ��rencilerde veya dindar
g�r�nen baz� ki�ilerde g�r�len ruhi bunal�mlar�, genellikle, onlar�n ba�l�
bulunduklar� dini inan�ta g�ren hekimler vard�r. Fakat sorun derinli�ine
incelenince stresin o ki�ilerde dinden kaynaklanmad��� ortaya ��kar. Bu gibi
vakalarda stresin as�l sebebini �u iki hususta aramak l�z�md�r:
Birincisi: Birinci sebep ferdin din bilgisinin yetersizli�idir. Bilgi yetersizli�i
fertte strese sebep olabilecek �u iki hali do�urabilir:
1- Din tek taraftan ele al�n�r? Mesel� Allah'�n cezaland�r�c� s�fatlar� d��n�l�r
de, ba��lay�c� s�fatlar� ele al�nmaz. Herhangi bir sebeple, g�nah i�leyen bu t�r
m�'min bir insan, i�ledi�i g�nahtan dolay� duydu�u sorumluluk duygusu ile ruh hali
alt �st olur, kederler
61
i�erisine b�r�n�r, yani stresin kuca��na d�er. E�er bu ki�i Allah'�n ba��lay�c�
s�fat�n� dikkate alarak t�vbe m�essesesine sar�l�p Allah'a s���n�p ba��lama
dilemezse i�ine girdi�i girdaptan kurtulamaz.
b- B�t�l inan�lar dini kisveye b�r�nerek ferde h�kim olur. �ok defa dine ters d�en
bu inan�lar o dinin gere�i imi� gibi kabul edilir. Bunlar�n sebep olabilece�i
bunal�mlar haks�z yere dine mal edilir.
�nsan tabiat� gere�i, olgular �lemi ile yetinemez, tabiat �st� g��lere y�nelir,
olaylarda, objelerde gizli vas�flar�n varl���n� tahayy�l eder, irrasyonel
a��klamalarda doyum arar. �nsan�n yap�s� b�yledir. Bir tarafta tahkik edilebilir
olgulara dayal� ak�l y�r�tmelerle pozitif diyebilece�imiz bir zihniyete sahiptir;
di�er taraftan da, mitik denilen ger�ekli�i tahkik edilemeyen olgu ve objelerle
ilgili inan�lara dayanarak ak�l y�r�t�r. Bu iki tarz d��nmeye her devirde her
insanda az veya �ok rastlan�r. Pozitif ve mitik zihniyetler en ilkelinden en
geli�mi�ine kadar hertoplumda bulunur. �lkellik ve geli�mi�lik bu zihniyetin
hakimiyet alanlar�n�n geni�li�ine g�re olur. �lkel topluma mitik, ilerlemi� topluma
pozitif zihniyet h�kimdir.
62
Ama her iki zihniyet her iki toplumda da vard�r. Bu zihniyetler insan zihninin iki
tarz� (mode) d�r.(i4>
B�t�l inan�lar mitik zihniyetin eseridir. Bunlara her toplumda rastlan�r. Los
Angeles California �niversitesi profes�rlerinden VV.D.Hand Amerika'da kay�tlara
ge�mi� 200.000 bat�l inan� tesbit etmi�tir.osjHer toplumda oldu�u gibi elbette
�lkemizde de ge�erli olan bir hayli b�t�l inan� vard�r. Bunlardan bir k�sm� fertler
aras�nda ortakt�r yani toplumsald�r. Bir k�sm� da bir ki�iye ait yani ferd�dir.
�nsanlar �ok defa fark�na varmadan bu inan�lar�n etkisi alt�nda bulunurlar.
Bat�l inan�la din� inanc�n kar�t�r��n�n sebebi her ikisinin de tabiat �st� ile
ilgili olu�udur. Bu iki inan� t�r�n� biribirinden ay�racak �l�� vard�r. E�er bir
inan� vahye dayal� ise din�, de�ilse b�t�ld�r.
�te din bilgisinin eksikli�i, insan� strese sokabilecek b�t�l inan�lara din ad�na
sahip ��k�lmas�na; bu y�zden de bunal�ma girilmesine sebep olmaktad�r.
(14) Geni� bilgi i�in bak: Necati �ner, Frans�z Sosyoloji Okuluna G�re Mant���n
Men�ei Problemi
(15) Jon Harold Bruvand, The Study of American Folklore an Introduction 1968 New
York. p. 184
63
�kincisi: �kinci sebep ki�inin inanmakla inanmamak aras�nda bulunmas�d�r. Bir
taraftan din� inan�lar, di�er taraftan bu inan�lara ters d�en arzular ve �evrenin
bask�lar� aras�ndaki �at�ma stresin sebebidir. B�yle bir �at�man�n sebebi o ki�inin
din� inanc�n�n sa�lam olmamas�ndan kaynaklan�r. Ger�ek m�'min bir ki�ide bu t�r
�at�ma s�z konusu de�ildir. ��nk� o, taraf�n� se�mi�tir, kay�ts�z �arts�z din�
inanc�n yan�ndad�r. Bu inan�ta olan bir ki�i inanc�na ters d�en arzular�n�
yenmi�tir. Sosyal �evrenin inanca ters d�en bask�lar� onda bir etki yaratmaz. ��ten
veya d�tan, gelen bask�lara kay�ts�z kal�nd���nda, o bask�lar�n do�urabilece�i
olumsuz halleri yani bunal�m� veya stresi yenisinde m�'min m�s-l�man bir ki�inin
ba� vurdu�u sil�h evvelce bahsetti�im sab�rd�r. Muhtemel �at�mada din� inan� yolunu
se�tikten sonra rahatl��a kavu�mas�, sab�rla �at�ma yaratabilecek h�diseleri
etkisiz b�rakm� olmas�ndand�r.
Din� inan�la d�rt�lerin veya sosyal �evrenin bask�lar� aras�ndaki �at�man�n
girdab�na giren ki�ilerde �at�may� din� inan�da de�il de sosyal bask�da aramak
l�z�md�r. ��nk� bu gibilerin din� inanc�, �evrenin bask�lar�
64
ile onda e�reti olarak yerle�mi�tir. �at�ma,arzulann veya sosyal �evrenin bask�s�
ile, ba�ka bir sosyal grubun bask�s� ile o fertte e�reti olarak yerle�mi�, ferde
mal olmam� din� inan� aras�ndad�r.
Demek ki, bir ki�inin din bilgisinin yetersizli�i veya sa�lam bir din inanc�na
sahip olmamas� onda strese sebep olabilir. Bu gibi hallerde stresin as�l kayna��
din� inan�ta de�ildir, aksine ba�tan beri a��klamaya �al�t���m gibi din� inan�
asl�nda stresin �nlenmesi ve kald�r�lmas�nda en etkili unsurdur.
Stres halinin insanla beraber varoldu�unu ba�lang��ta s�ylemi�tim. Bu halin
insanlarda g�n�m�zde artm� oldu�u s�k s�k s�ylenmektedir. Stresin bilimsel
ara�t�rmalara konu edilmesi, bu halin insan sa�l��� bak�m�ndan �neminin anla��lm�
olmas� yan�nda onun yayg�nla�arak insanlar aras�nda art� g�stermesinden de
kaynaklanmaktad�r.
Stres'�n Artmas�ndaki Sebep:
Stres halinin yayg�nla�arak art��n� �u iki sebebe ba�lamak yerinde olur
kanaatindeyim.
65
Birincisi, teknolojinin s�ratle geli�mesiyle insan i�in ortaya ��kan yeni
problemlerin insanlarda stres halini art�rmas�d�r. ��yle ki: Geli�en medeniyet bir
taraftan insan ihtiya�lar�n� art�r�rken bir taraftan da onu h�zl� ya�amaya mecbur
ediyor. Hem artan ihtiya�lar� kar��lamak hem de devrin h�z�na ayak uydurmakta daha
�ok �aba sarfetmek gerekiyor. �ok s�k de�i�en �artlara uymak, fertlerde baz�
�at�malar meydana getirmekte ve b�ylece dengeyi bozabilecek etkenlerin say�s�
artmaktad�r.
�kincisi, bu yaz�mda belirtmeye �al�t���m stresin bir nevi panzehiri olan dini
inanc�n fertlerde zay�flayarak, toplumlarda gere�i gibi de�erinin korunmamas�d�r.
Demek ki, �a��m�zda bir taraftan stres do�uran unsurlar�n �o�almas� di�er taraftan
stresi azaltacak ba�l�ca unsurun etkisinin azalmas� stresin insanlar aras�nda
yay�l�p �iddetini art�rmas�na yol a�m�t�r.
66

You might also like