You are on page 1of 2

İNSAN HAKLARI HUKUKU BÜTÜNLEME DEĞERLENDİRME

Bütünleme sınavınıza ilişkin bir değerlendirmeyi, sınavda yanıtlarda değinmeniz gereken


önemli noktaları ve sıkça yapılan hataları aşağıda belirteceğim. Final sınavından sonra da bir
değerlendirme dosyası yüklemiş ve bu dosyanın moda mod bir cevap anahtarı olmaktan
ziyade size ders anlatırmış gibi uzun uzun açıklamalar içeren bir değerlendirme olduğunu
belirtmiştim. BU DA BİR CEVAP ANAHTARINDAN ZİYADE SINAV SORULARININ YANITLANMA
BİÇİMİNİ SİZİNLE KONUŞUR GİBİ SİZE AKTARMAYA ÇALIŞTIĞIM BİR DEĞERLENDİRMEDİR.
Kısa yazacağım, çünkü sonra “Hoca bile 6 sayfa cevap yazmış” gibi bir algılamanız var. Bu,da
sizin bu değerlendirme dosyalarını baştan sona okumadığınızı gösteriyor. Bütünleme
sınavında en azından final açıklamalarına dikkat edebilir, karar değerlendirmesine ilişkin
eksiklerinizi en kısa, en ulaşılabilir en net biçimde o dosyadan öğrenebilirdiniz. Lâkin
bütünleme sınavından anlaşılan o ki final değerlendirme dosyasına zahmet edip bakılmamış.

 Sınavlara ilişkin en büyük sorununuz, size sorulan sorular üzerine düşünmek için
tanınan zamanı sorulara kafa yormak için kullanmak yerine, internetten alelade bir
arama ile (ki araştırma denemez) konuyla alakalı olup olmadığına, ders içeriğinde
konuyu ele alış biçimimize veya ders materyali olan kaynaklardaki bilgilerle bağlantılı
olup olmadığına bakılmaksızın önünüze çıkan ilk kaynaktan bir şeyler kopyala -
yapıştır yapıp sınav yanıt diye göndermeniz. Oysa sınavlarınızda sorduğum sorular
derste ayrıntılarıyla ele alınmış ve de ders bütünlüğünden çıkarabileceğiniz nitelikte
sorulardı.
 Gelelim sınav sorularına;

1. soruda derste ele aldığımız konu bütünlüğü içinde ve hatta bazı arkadaşlarınızın
sunumlarından bile çıkarabileceğiniz değerlendirme olanakları vardı.

Bu soruda ölçülmek istenen, negatif statü haklarında devletin her zaman negatif kalmasının
bu hak ve özgürlük alanının gerçekleşmesi için yeterli olmadığı, bu alan için günümüzdeki
anlayışın devlete pozitif yükümlülükler de yüklediği anlayış olduğunu örnekler ve öğreti
üzerinden tespit edebilmenizdi. Buradaki en büyük sorun NEGATİF STATÜ HAKLARINDA
DEVLETİN POZİTİF YÜKÜMLÜLÜKLERİ İLE POZİTİF STATÜ HAKLARININ KARIŞTIRILMIŞ OLMASI.
Bu ikisi aynı şey değil. Negatif statü haklarında pozitif yükümlülükler nasıl olabilir? Öğreti ve
AİHM içtihatları der ki, bu haklarda insan haklarına saygı kısmı negatif kısım. Ancak insan
haklarının korunması ( örneğin 3. Kişilerin eylemlerinden koruma) ve insan haklarının yerine
getirilmesi yükümlülükleri ise devlete düşen pozitif yükümlülüklerdir. AİHM ve AYM ‘den çok
sayıda örnek karar vermek mümkün. Ama en azından Türkiye ile ilgili olan AİHM, Kaya/Tr,
Öneryıldız/Tr, Obuz/Tr kararları ile AYM’nin Bayram Oteli Kararı veya iptal davalarındaki
incelemelerde pozitif yükümlülüklere işaret ettiği kararlarından söz edilebilirdi. Bu kararlarda
örneğin yaşam hakkıyla ilgili olanlarda veya mülkiyet hakkıyla ilgili olanlarda devlet doğrudan
yaşam hakkına – mülkiyet hakkına müdahale etmemiştir ancak kişiyi ölüm tehlikesinden
korumamakla pozitif yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Önemli noktalar buralar. Bunların
dışında örnek kararlar üzerinden yazan arkadaşlarınız da mevcut. Bu açıdan gayet
memnuniyet verici.

2. soruda esasında derste birebir değerlendirdiğim Twitter kararı. Sırf ders kaydını izlemiş
olarak bile bu soruyu çözebilirdiniz.

2. Sorunun A kısmında kabul edilebilirlik incelemesini yalnız kişi şartı bakımından ele alınız
diye sormuştum. Burada önemli nokta, bireysel başvuruda bulunan kişiler kim? Yani gerçek
kişi mi tüzel kişi mi. Ayrıca başvurucuların buna ilişkin başvuru hakkı nereden kaynaklanıyor?
6216 sayılı Yasa 46. maddesinde bu durum belirtiliyor, ..” Bireysel başvuru ancak ihlale yol
açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan
etkilenenler tarafından yapılabilir.” Peki bu bilgileri soruya uyarladığımızda nasıl bir durum
elde ediyoruz: Başvurucular gerçek kişi ve twitter kullanıcıları olmaları nedeniyle ifade
özgürlüklerinin ihlal edildiği iddiasında (yani güncel bir hakkın doğrudan etkilendiği iddiası)
bulunuyorlar. Bu tek cümle bu kısmın yanıtı idi. Dolayısıyla yasa hükmünü soruya
uyarlamanız, bu tespiti yapmanız önemli. Mahkeme zaten kabul edilebilir bulmuş demek,
başvurucular gerçek kişidir deyip bırakmak sorunun yanıtı değildir.

Sorunun B kısmı başvuru yollarının tüketilmesi ile ilgiliydi.

Burada önemli husus şudur. Bireysel başvurunun kabul edilebilirlik koşullarından biri de
BAŞVURU YOLLARININ (idari ve/veya yargısal olabilir bu yollar) Tüketilmiş olması. Ancak bu
kararda Başvuru Yollarının Tüketilmesi şartının İSTİSNASI olan bir durum görülmektedir. Bu
istisnalar şu şekilde ortaya çıkabilir; tüketmeden bir sonuç alınamayacaksa, tüketme ağır ve
telafisi güç zarara yol açacaksa veya tüm toplumu ilgilendiren bir konuda sonuca ışık
tutacaksa. (Derste açıkladığım üzere bu istisnalar Alman Federal Anayasa Mahkemesi
içtihatları ile ortaya konulmuştur.) Benzer istisna durumları AİHM içtihatları ile de ortaya
konulmuştur. AİHM içtihatlarında bu istisnalar; iç hukuk yolu etkisizse, yoksa, davanın
sürüncemede kalması söz konusuysa, iç hukuk yolları kamu görevlilerince engelleniyorsa,
başvurucuya misilleme ihtimal varsa veya Sözleşmeye aykırı idari bir uygulama varsa şeklinde
ifade edilmekte. Peki karara konu durumda bu istisna nasıl ortaya çıkmaktadır bunu ortaya
koymak gerekir: İletişim Başkanlığının kararına karşı TBB tarafından idari yargıya
başvurulmuş ve ortada bir yürütmenin durdurulması kararı olmasına rağmen siteye erişim
açılmamış ve ne zaman açılacağı da öngörülemez durumdadır. Ayrıca ihlal iddiasında
bulunulan temel hak ifade özgürlüğü olup ifade özgürlüğünün demokratik toplumdaki yeri
dikkate alındığında başvuru yollarının tüketilmesi halinde tüm toplum açısından ağır ve
telafisi güç zararların ortaya çıkabileceği; Yürütmenin Durdurulması kararının uygulanmaması
nedeniyle tüketmeden sonuç alınamayacağının aşikâr olduğu; yine Yürütmenin
Durdurulması kararının uygulanmaması nedeniyle idari yargıya başvurmanın etkili ve
başarıya ulaştırabilecek bir başvuru yolu olmadığı tespitlerini yapmak mümkün.

 Ancak karar incelemesinde daha önceki uyarılarıma rağmen dikkat edilmeyen durum
şudur: AİHM söz konusu olduğunda İÇ Hukuk Yolları (veya ulusal başvuru yolları )
denilir, ancak AYM için iç hukuk yollarını tüketmek şeklinde kullanılamaz. Çünkü
AYM’ye bireysel başvuru zaten ulusal bir başvuru mekanizmasıdır. Final
değerlendirmesinde bu hususu önemle vurgulamama rağmen bütünlemede de hiç
umursanmadığı gözlenmekte. Dolayısıyla AYM bireysel başvuruda “İç Hukuk Yolunun
tüketilmesi” ifadesi kullanmak kabul edilemez bir hatadır. Bu, sizin konuyu hiç
bilmediğinizin göstergesidir.

 Umarım bu değerlendirmeyi sonuna kadar okuyup hatalarınızı tespit edip bu


dönemki ve öğrenciliğinizdeki son öğrenme fırsatınızı değerlendirirsiniz. Sağlıcakla
kalın

You might also like