You are on page 1of 100

B U N T E R , E L L A CWATSOO N TNE YERT NE, i ÇER?

R A N G E R ,
FRANSIZ POLiSiYESiNDE YARDIMCI DEDEKTiFLER
L A R S S O N , M A N O S EOKRA,NDA KiMWATSO A NLTA R S U K I ,
SINI RSIZ ŞÜPHENi N DÜNYASINDA DOSTL AR, YOLDAŞL AR, YARDIMCIL AR
P I T T S , L U G G , B A T H G A T EAGAT , HA’CNINH “WATSO
A R N”LL AERI S
H A S T I N G S , L E W I S , G O O D W I N ,
B U N T E R , E L L A C O T T , R A N G E R ,
2 A Y L I K P O L i S i Y E D E R G i
E K I M - K A S I M 2 0 1 8 S A Y I : 1 7 F i Y A T : 1 5 T L

L A R S S O N , M A N O S O , M A T S U K I ,
P ITTS, LUGG, BATHGATE, CHARLES
H A S T I N G S , L E W I S , G O O D W I N ,
B U N T E R , E L L A C O T T , R A N G E R ,
L A R S S O N , M A N O S O , M A T S U K I ,
P ITTS, LUGG, BATHGATE, CHARLES
H A S T I N G S , L E W I S , G O O D W I N ,
B U N T E R , E L L A C O T T , R A N G E R ,
L A R S S O N , M A N O S O , M A T S U K I ,
P
H
O ...
I T T S , L U G G , B A TUHM

N
A S T I GN iGL iS D O S T
GATE, CHARLES
, L E W I S , G O O D W I N ,
B

W
L
PATS S E V
U N T E R , E L L A C O T T , R A ANR D GI M CEI R ,

ITTS, LUGG, BATHGATE, CHARLES


i S i Y E
A R S S O N , M A N O S POO L, M E KAT i TF L ESR U K I ,
DED
D EY

H A S T I N G S , L E W I S , G O O D W I N ,
B U N T E R , E L L A C O T T , R A N G E R ,
ISSN 2149-9950

9 772149 995004

L A R S S O N , M A N O S O , M A T S U K I ,
EDİTÖRDEN S
herlock Holmes, Hercule Poirot ya da Cormoran Strike… Her
biri, farklı karakteristik özelliklere ve herkese nasip olmayacak
yetilere sahip, alı ılmı ın dı ında karakterler. Ve bu karakterler,
Fulya Turhan her bir hikâyede, suçun ve suçlunun izini sürüp, adaleti yerine
getirmek ve düzeni tekrar sağlamak adına maceralara atılırlar. Bu
yolculuklarında onlara e lik etmek okur olarak bize zevk verir.
Ancak biliyoruz ki çoğu zaman dedektif ve biz bu yolculukta yalnız
değiliz, bize e lik eden yardımcı bir karakter var. Dolayısıyla Hol-
mes ü Watson dan, Poirot yu Hastings ten ve Strike ı Ellacot tan
bağımsız dü ünebilmek pek mümkün değil.
Polisiye edebiyatın ana kahramanı dedektitir, bu hiçbir zaman
deği mez. Ancak dedektile birlikte yardımcı karakterlerin de zihni-
mize böylesine kazındığını fark etmek bizi bazı çıkarımlar yapmaya
ve sorular sormaya itmeli aslında. Yardımcı karakterin varolu
sebebi, i levi nedir? Dedektif, okur ve anlatı için ne ifade ederler?
Hikâyede, dedektif kadar önem ta ıyan planlı karakterler midir?
Bunlar gibi birçok soruya yanıt bulabilmek adına bu sayımızda
polisiye edebiyata kar ıla tığımız yardımcı dedektileri inceledik.
Görevleri, i levleri ve kendilerine has özelliklerinden bahsetik.
Polisiyede yardımcı karakter denildiğinde akla ilk gelen isim-
lerden biri üphesiz Dr. John Watson. O nedenle kendisini ekranda
kar ımıza çıkan temsili ve yeme içme alı kanlıkları çerçevesinde in-
celemek istedik. Yine dosya konumuz kapsamında Erol Üyepazarcı,
Altın Çağ ın kraliçesi Agatha Christie nin dedektilerine yardımcı
olan karakterleri analiz eti ve Oytun Özgür, Fransız polisiyesin-
de kar ıla tığımız yardımcı dedektileri ele aldı. Tabii yardımcı
dedektif örneklerine Türk polisiyesinde rastlamak da mümkün. Bu
bağlamda Saniye Çancı Çalı aneller, Algan Sezgintüredi nin Vedat
ile Tefo sunu inceledi. Herhangi bir yardımcı karaktere ihtiyaç duy-
221B, Sayı 17, Ekim-Kasım 2018,
madan mesleklerini icra eden kahramanlar da var elbete. Doruk
İki Aylık Süreli Yayın
Tatar yazısında, casus edebiyatında yardımcı karakter konseptini
Editör:
Fulya Turhan
ve casusların neden yalnız çalı mayı tercih etiklerini irdeleyen bir
fulya@mylosyayingrubu.com yazı kaleme aldı.
Özlem Özdemir Bunların dı ında, Ercan Akbay seri katillerin ortak noktalarını,
zarar verme ve öldürme dürtülerini ve bu dürtülerin altında yatan
ozlem@mylosyayingrubu.com
Ufuk Kaan Altın
kaan@mylosyayingrubu.com nedenleri irdelediği bir yazı kaleme aldı. Tülay Güne Kılıç, Agatha
Yoldaş Özdemir Christie den sonra polisiyenin kraliçesi olarak adlandırılan P.D.
yoldas@mylosyayingrubu.com James in yaratığı yeni kadın dedektif konseptini inceledi. Çağla
Kapak Tasarım: Cansu Özcömert Üren, usta yönetmeni Roman Polanski yi ve eserlerini, korku ve
İç Tasarım: Eren Taymaz
gerilim sinemasının özgün karakteristik özellikleri çerçevesinde
Reklam: Yoldaş Özdemir
(yoldas@mylosyayingrubu.com)
analiz eti. Ekin Açıkgöz, Polisiyenin Ölümsüz Silahları bölümünde
221bdergi.com | bilgi@221bdergi.com
James Bond un kullandığı silahları incelediği bir yazı hazırladı. Me-
facebook.com/221bdergi | twiter.com/221bdergi like Yazıcı Çangur, Ruhlar Evi ve Paula gibi romanlarıyla tanıdığı-
Online sipari ve yıllık abonelik için: mız ilili yazar Isabel Allende nin polisiye türünde kaleme aldığı ilk
dukkan.mylosyayingrubu.com eserini, Cinayet Oyunu nu inceledi. Dengler maceralarıyla tanıdı-
Mylos Yayın Grubu Yayıncılık Danışmanlık Hizmetleri Ltd. ğımız Wolfgan Schorlau, Münih Komplosu nun yazılı öyküsünü
Şti. adına İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü:
Özlem Özdemir kaleme aldı. Berkem Sağlam yazısında Miss Marple la özde le en
Adres: Caferağa Mah. Zuhal Sok. Banu Apt. No:1, Daire:1, Spinster dedektiler karakterini yazdı. Tüm bunların yanında,
Kadıköy - İstanbul - Tel: 0543 345 46 00 modern polisiyenin önemli isimlerinden Karin Slaughter la harika
Baskı: Asya Basım Yayın Sanayi Tic. Ltd. Şti bir röportaj, kitap tanıtımları ve polisiye öyküler sizleri bekliyor.
Tevikbey Mah. Halkalı Cad. No: 162/7 Piyasa ko ullarında gözlemlenen ve hissedilen sıkıntılar nede-
Küçükçekmece – İSTANBUL niyle yeni sayımızı ufak bir gecikmeyle çıkaracağımızı okurları-
Tel: 0212 693 00 08
mızla payla mı tık. Bize ula tırdığınız iyi dilekleriniz ve ilginiz için
Sertiika No:36150
te ekkür ediyoruz ve okurlarımızın desteği devam etiği müddetçe
Dağıtım: Dünya Dağıtım 0 212 440 2843
sizlerle daha birçok sayıda tekrar bulu acağımıza inanıyoruz.
221B’de yayımlanan tüm yazı, çizim ve karakterlerin
yayın hakları saklıdır. Yayınevi, yazar ve çizerin izni
Keyili okumalar.
olmaksızın hiçbir yazılı, basılı ve görsel yayın organı ve sanal
ortamlarda kullanılamaz.

1
221B ÖNERİYOR
Soğuk Toprak
Adrian McKinty, Çev: İbrahim Yıldız, Dipnot Yayınları

Kuzey İrlanda.
1980 lerin ba ı.
İrlanda Cumhuri-
yet Ordusu (IRA)
ile İngiliz Devleti
arasındaki çatı -
manın gene yoğun
olduğu bir dönem.
Katolik-Protestan
ayrı ması, sokak-
larda isyan, açlık
grevleri, kapanan
fabrikalar/dükkân-
lar, bombalama-
lar…
Toplumsal çürü- FoToğraFTaki kadın
menin ur gibi yayıldığı bu boğucu atmosferde Alper Kaya, Kent Kitap
bir seri katilin marifetiymi gibi gözüken iki
cinayet: Biri yol kenarındaki hurda bir arabanın Komiser Tahsin, kısa bir
içine bırakılmı . Diğeri bir müzik öğretmeni; aranın ardından İstanbul dan
evinde alnından vurulmu . uzakta bir macerayla raf-
Arada ormanın içinde bir ağaca asılı halde bu- lara geri dönüyor. İstanbul
lunan genç bir kadın: İntihar vakası olması kuv- Cinayet Büro Ba komiseri,
vetle muhtemel. Bu olaylar arasında hiçbir bağ Ku adası ndaki tatili sırasında
yok gibidir. Ama Dedektif Sean Dufy bunların geçmi ten gelen bir cina-
birbirleriyle bağlantısını çözmeye çalı ırken i in yet ihbarıyla kar ı kar ıya
ucunun çok önemli insanlara ve yapılanmala- kalıyor!
ra uzandığını ke fedecektir. Ya amını tehlikeye Her aile bir ehirdir ve her
atma pahasına. ehrin büyük sırları vardır.
Okuru daha ilk sayfalarından itibaren tekinsiz Fotoğrataki Kadın, sizi Ku a-
bir dünyanın karanlık labirentlerine çeken dört dası nın sırrını çözmeye davet
dörtlük bir gerilim. ediyor.

John delahunT: Bir CinayeTin hikâyeSi


Andrew Hughes, Çev: Emre Can Sarısayın, Can Yayınları

Dublin, 1841. Aralık ayında so- İ in tuhafı, katil ne i lediği


ğuk bir sabah. Küçük bir oğlan cinayeten pi manlık duyu-
çocuğu tatlı sözlerle kandırılıp yor ne de alacağı cezadan
annesinin yanından alınıyor ve korkuyor. Hücresinde idam
vah ice katledilmi olarak bu- gününü beklerken serin-
lunuyor. Yoksulluk, e itsizlik ve kanlılıkla hikâyesini kaleme
siyasal istikrarsızlığın egemen almayı seçiyor.
olduğu kente i lenen onlar- Tarihi bir ara tırma yapar-
ca elim cinayeten biri, ama ken tesadüfen bu olayın
diğerlerinden farklı olarak halkı belgelerini bulan Andrew
galeyana sürüklüyor. Çünkü Hughes, 1841 de geçen
John Delahunt adında sorum- hikâyeyi Dickensvari bir at-
suz bir öğrenci olan katil, aynı mosferde ve gotik edebiyata
zamanda Dublin Kalesi ndeki yara ır bir dilde aktarmayı
istihbaratçıların ücretli muhbiri. ustalıkla ba armı .

2
Münih koMploSu’nun
yaziliş ÖyküSüne Dair

SAYI 17
Wolfgang schorlau 10

TENTEN VE AİLEDEKİ BÜYÜK ESRAR ������������������ 4


Dr. Batuhan Cantürk
YENİ KADıN DEDEKTİfİN YARATıcıSı:
P.D. JAmES��������������������������������������������������� 12
TÜLAY GÜNE KILIÇ
KAOSUN ÇOKLU YÜZÜ: fAUDA ����������������������� 20
EZGİ ÖZCAN
POLİSİYE SİNEmANıN “ÖTEKİ” YÜZÜ:
ROmAN POLANSKı ���������������������������������������� 30
ÇA LA ÜREN
ÖYKÜ: fENOmEN ������������������������������������������ 34
alper kaya
EKRANDAKİ WATSON’LAR ������������������������������ 44
Fulya turhan rÖportaJ: karin Slaughter 24
fRANSıZ POLİSİYESİNDE YARDımcı DEDEKTİfLER �� 48
OYTUN ÖZGÜR
SıNıRSıZ ŞÜPhENİN DÜNYASıNDA DOSTLAR,
YOLDAŞLAR, YARDımcıLAR ���������������������������� 52
DOruk tatar
DR. JOhN WATSON NE YER, NE İÇER? ������������� 50
Fulya turhan
SıRADıŞı BİR İKİLİ:
ALGAN SEZGİNTÜREDİ’NİN VEDAT İLE TEfO’SU ��� 56
SANİYE ÇANCI ÇALI ANELLER “SpinSter” DeDektifler
AGAThA chRıSTıE’NİN DEDEKTİfLERİ VE ve Melek teyze
ONLARıN DOKTOR WATSON’LARı �������������������� 58 Dr. Öğretim Üyesi Berkem sağlam 27
EROL ÜYEPAZARCI
POLİSİYELERİN ÖLÜmSÜZ SİLAhLARı ��������������� 61
EKİN AÇIKGÖZ
PULLARıN İZİNDE ����������������������������������������� 70
TUNÇ TAYANÇ
cİNAYET OYUNU ������������������������������������������� 74
ARA . GÖR. MELİKE YAZICI ÇANGUR
KÖTÜLÜĞÜN YÜREĞİ ������������������������������������� 77
erCan akBay
KİTAP DEDEKTİfLERİ ������������������������������������� 82
ÖYKÜ: ANJİ’Yİ Kİm ÖLDÜRDÜ? ���������������������� 87 poliSiye eDeBiyatta
SerDar uSlu yarDiMCi DeDektifler
fulya turhan 38
ÇİZGİ ROMAN İNCELEME DR. BAtuhAN CANtüRk

TENTEN VE
AİLEDEKİ
BÜYÜK ESRAR
Mutlu ya am olanaksızdır. TıSSeron’un Savları
İnsanın ula abileceğinin en fazlası Tisseron, çalı masında üç ayrı yapıyı birden
kahramanca bir ya amdır. incelediğini açıklar: Kahramanların öyküsü ve
Schopenhauer geli imi, yapıtın geli imi ve yaratıcının öykü-
sü. Önce unu öne sürer: Hergé, birçok çizgi

ü
nlü Fransız psikanalist Serge roman sanatçısının yaptığı gibi Tenten’i bir ikili
Tisseron 1985 te yayımlanan Tenten üzerinde kurgulamı tır; yani bir kahraman ve
Psikanaliste Gidiyor adlı (Tintin chez le bir yan karakter. Ancak bu ikili, yapıtın geli-
psychanalyste) kitabında u çarpıcı yöntemi imi boyunca deği ir ve farklıla ır. Ona göre
seçer: Bir yapıtın bilinçdı ı dinamiğini, yaratı- 1930-1940 dönemi Tenten ve Milou, sonraki
cısı hakkında sahip olunacak gerçek bilgiden dönem ise Tenten ve Kaptan Haddock birlik-
bağımsız olarak incelemek. Ku kusuz bu biraz teliğine dayanmaktadır. Ancak her iki çitte de
bulmaca çözmek gibidir ve beraberinde bir göze çarpan ortak bir nokta vardır: Çocuklu-
parça sihir de gerektirir. ğun payla ılmı zıtlığı; bir yanda uysal ve söz
Tisseron un amacı, çizgi romandaki sırların dinleyen bir çocuk, öte yanda çocukluğun doğal
ku aklar boyunca nasıl iletildiğini ortaya koy- duygulanımlarını ya ayan haylaz ve kırılgan
maktı. Tisseron, Tenten serüvenlerini, konuları, çocuklar Milou ve Haddock. Tenten her zaman
kahramanları, kullanılan sözcükleri yardımsever, sakin, ölçülü, güçlü bir süper ego-
ve çizgileriyle bir bütün olarak, ya sahip bir çocukken, diğer ikisi duygulanım-
aynı analitik olguda ortaya çıkan larını hemen ortaya koyan, co kulu ve ökeli,
serbest çağrı ım gibi incelemi zaman zaman ne eli, zaman zaman hüzünlü,
ve yaratıcısı Hergé nin (Georges ekatli ve acımasız olan gerçek çocuğu temsil
Remi) babasının tam olarak bilin- etmi lerdir. Ku kusuz bu gözlem doğrudur, an-
meyen kökleri konusunda varsa- cak sıradı ı değildir. Nitekim birçok çizgi roman
yımlarda bulunmu tur. Bu yazının kahramanında bu farklılık ba arıyla kullanılır.
amacı, Tisseron un çalı malarına Asteriks-Hopdediks (Obelix), Zagor-Çiko, Spi-
nesnel ku kuyla yakla arak, rou ve Fantasio vb. Ancak bu, Tenten de daha
çıkardığı sonuçların belirsiz ve sofistikedir.
ya da varsayımların Tisseron a göre sakalı bitmemi köse Ten-
Hergé nin geçmi i ve ten hep olduğu gibi kalmı tır; sonsuz derecede
Tenten in geli imiyle yardımsever, çok iyi aile terbiyesi almı bir
örtü üp örtü mediği- genç. Nasıl ki efendi ve dikkatli bir çocuk,
ni okura bırakmak ebeveynlerinin arzularının bir cisimle mesi
olacaktır. olmaya çabalarsa Tenten de okurun ona her

4 Serge Tisseron
bakı ında, ba kalarının arzularını kazıyabileceği seminer notlarını bulması, gene aynı albümde
bo bir levha gibi yuvarlak ve bo suratını sunar Muskar XII nin yitirdiği Sildavya Hanedanı nın
onlara… kraliyet asasını bulması ve Kara Altın da Emir
Kaptan Haddock ise gerçek bir çocuğun Ben Kalish Ezab ın kaçırılan oğlunu bulması
vücut bulmu halidir. Ökeleri, üpheleri, gibi. Tenten de kahramanlar ayrılmaz, ayrı dü-
iddeti ve a kınlığıyla gerçek bir çocuktur. erler ve öykünün devinimini sağlayan, onların
Tenten in ders verircesine olan konformizmine kavu maları değil, ayrılmaz olmalarıdır.
Haddock un öldürme isteği duymasında a ıla- Tisseron, Kaptan Haddock ta da bir baba
cak bir ey yoktur! (ata) figürü sorunu gözlemlemi tir. Kızıl Kor-
Hergé nin kendisini temsil etmesi için be- san ın Hazineleri adlı öyküde Haddock un atası-
lirlediği ki i de sanılanın aksine Tenten değil, nın övalye François de Hadoque olduğu ortaya
Kaptan Haddock tur. Tisseron a göre Hergé; ço- çıkar. övalye Hadoque, XIV. Louis döneminde
cukluğundaki travmaları ve ayrılıkları anlatma gemi kaptanlığı yapmı tır. Onun XIV. Louis in
görevini sevimli Kaptanımıza vermi tir. Önce gayrıme ru çocuğu olduğunu dü ündürecek
Kaptan bir aile hikâyesi ortaya koysun ki Ten- bulgular vardır. Kaptan Haddock, atasında,
ten de bu bulmacayı çözme görevini üstlensin. babası tarafından tanınmayan (sevilmeyen) ço-
Tisseron un en çok üzerinde durduğu cuğun ona kar ı beslediği ambivalans (ikircikli)
varsayım, Tenten deki ayrılıklar ve terk edilme- duygulanımı hisseder. Kendisi de bu duygula-
lerin, Hergé nin babası ile ili kilerinin arasın- nımı (ambivalansı) atası Hadoque övalyesi ne
daki bağlantıyı temsil etmesiydi. Tisseron a kar ı (onu korsan olarak görmekte zorlanması
göre yapıtın ilk döneminde, Tenten in her gibi) hissetmektedir. İlginç olarak bu öyküden
yolculuğunda bir babayı çocuğuna, bir çocuğu sonra Haddock ta bir deği im görülmü , sonraki
babasına (bazen simgesel de olsa) kavu tur- serüvenlerde çocuksu davranı ları biraz tör-
makla uğra maktadır. İ te örnekler: Firavunun pülenmi , daha olgun bir erkek görünümüne
Puroları nda bilgin Philemon Siclone a mezarın dönü mü tür.
yerini gösteren papirüsü, Raca ya kaçırılan Tisseron, ikiz polisleri de sorgular. Birbirleri-
oğlunu bulup getirmesi; Mavi Lotus ta Profe- ne tıpatıp benzeyen Dupond ve Dupont! Babası
sör Wang ın oğlunu deliliğinden kurtarması aynı olan çocukların soyadı nasıl farklı olabilir-
ve babasını tanımasını sağlayarak baba-oğul di? Tek yumurta ikizlerinin babasının ayrı oldu-
arasındaki ili kiyi yeniden kurması; Otokar ın ğu nasıl dü ünülebilir? Hergé, ikiz polisleri ilk
Asası nda bilgin Hâlambiuque nin yitirdiği olarak X-33 ve X-33a olarak adlandırmı , daha
sonra Dupont ve Dupond olarak deği tirmi tir.
Gene Tisseron un analizine göre maceralarda
baba-oğul ayrılığının dı ında, anne-oğul ayrılığı
da öne çıkmaktadır. Bu saptama, Kastafiore nin
Mücevherleri macerasında manifest hale gelir.
Hergé nin Haddock la birlikte en çok yorum-
lanmı yan karakteri üphesiz Bianca Kastafi-

HERgé, BİRçoK çİzgİ RomAn SAnAtçıSının YAptığı gİBİ


TenTen’İ BİR İKİLİ ÜzERİnDE KuRguLAmıştıR,
YAnİ BİR KAHRAmAn vE BİR YAn KARAKtER. AncAK Bu İKİLİ,
YApıtın gELİşİmİ BoYuncA DEğİşİR vE fARKLıLAşıR.
onA göRE 1930-1940 DönEmİ tEntEn vE mıLou, SonRAKİ
DönEm İSE tEntEn vE KAptAn HADDocK BİRLİKtELİğİnE
DAYAnmAKtADıR. AncAK HER İKİ çİfttE DE gözE çARpAn
oRtAK BİR noKtA vARDıR:
çocuKLuğun pAYLAşıLmış zıtLığı; BİR YAnDA uYSAL
vE Söz DİnLEYEn BİR çocuK, ötE YAnDA çocuKLuğun
DoğAL DuYguLAnımLARını YAşAYAn HAYLAz vE KıRıLgAn
çocuKLAR mıLou vE HADDocK.
5
Hergé (Georges Remi)

rinden özgür kılmasıdır. Son yıllarını e i benzeri


görülmemi bir mükemmeliyete ula tıkları
çizgisel bir eyleme adayan birçok sanatçı ve çi-
zerin aksine Hergé hayatının sonunda, çizimler-
le ilgili kaygılarının silinip gitiği bir dinginliğe
varmı tır. Bize, sonunda ula tığını belirtiği,
kendisiyle barı ma hali ve içsel gerilimlerini
azaltığı bir yapıt sunmu tur.
Tekrar Kastafiore ye dönersek, ne kadar
narsisist olursa olsun sopranomuz, mücevherle-
rini süslenmek için kullanmaz aslında. Aynada
kendini çok güzel bulsa da zaten çoğu zaman
kilitli duran mücevherlerinin burada esamisi
okunmaz. Onu mücevherlere bağlayan ili ki de
maddi değildir. O zaman bu mücevherler neyi
temsil etmektedir? Psikanalitik olarak en basit
simge çözümlemesi, mücevherde kadın üreme
organının bir benzetmesini görmektedir. İfetli
çiçeğin, sürekli kaybetiğine inandığı bu deği -
ken renkli zümrüt, o halde bekâretin simgesi,
çalınma takıntısıysa tecavüz korkusu olabilir.
Ancak Tisseron un analizi farklıdır. Mücevher-
lerin onun bekâretini değil, bir çocuğu simge-
lediğini öne sürer. Bu çocuk Hergé yani Kaptan
Haddock tur. Kastafiore en değerli varlığını
ore dir. Kastafiore en iyi ihtimalle bir bakire, yitirme korkusunu ta ıyan, aldatılmı , terk
en acımasız ihtimalle hasta bir ki ilik, daha edilmi bir kadın gibidir. Kaptan için hüzünlü
yalın söylemek gerekirse cinsel hayatı bozuk bir annedir…
histerik bir kadındır. Hergé nin kadın dü manı
olduğundan üphelenenler bu albümde ezici bir Gelin, TarTışalım
kanıt görürler. Her sayfada kendini beğenmi - Acaba bu varsayımlar biraz zorlama mı? Bu
liğine yepyeni ve birbirinden kaba çe itlemeler türden ili kilendirilmeler birçok konuda yapıla-
ekleyen, iğdi etme tehdidi olu turacak kadar bilir. Bu tip önermelerin doğrulamasını yapmak
baskın bir kanto arkıcısı! çoğu zaman mümkün olamamaktadır. Ayrın-
Hergé nin bu albümde kendisini anlama- tılara inelim: Hergé nin babası Alexis Remi,
mız için diğer tüm albümlerden fazla malzeme çocuk giysileri üreten bir firmada çalı ıyor ve
sunduğu doğrudur. Bu açığa vuru un bir kısmı modeller çiziyordu. Pek fazla para kazandığı
bilinçlidir. Hergé, kendi sahneleme (storybo- söylenemezdi. Hergé, çocukluk anılarında baba-
ard) yöntemlerinin bir kısmının parodisini sının modeller çizmesini hayranlıkla izlediğini
Kastafiore nin Mücevherleri nde yapar. Ayrıca ve huysuzluk yaptığında babasının, oyalanması
bu albümün ki isel evriminde çok önemli rolü için eline bir kâğıt ve kalem tutu turduğunu
olduğunu da söylemi tir. anlatır. Babasıyla ili kisi annesine oranla daha
Bu albüm, genelde bu türdeki yapıtların renkli olsa da Hergé nin babasına çok dü kün
ba arıya ula masını sağlayan seyahatler, macera olduğuna dair sağlam kanıtlar yok elimizde.
ve komikliklerin hiçbirini içermez. Kahramanla- Hergé nin çocukluk anılarının daha çök izcilikle
rımızın rakipleri, imdi bir opera sanatçısı ve bir ilgili olduğu, ki iliğinin geli iminde izcilikteki
saksağandır! Dahası Hergé, okuru, çizgi ro- deneyimlerin daha etkili olduğu görülmektedir.
man sevenlerin iyi bildiği dil oyunlarına çeker. Çünkü izcilik yoksul bir ailenin çocuğu olan
Daha sonra okurlar, çizgi romanları okumak Hergé ye ilk kez dünyayı gezme ve ya amı
yoluyla kaçmak istedikleri ailevi gerilimler ve tanıma olanağı vermi ti. Küçük bir izciyken
çatı malarla Moulinsart atosunun samimi or- Meraklı Tilki olarak tanınan Hergé, İtalya,
tamında yüzle tirilir. Hergé birçok sanatçı gibi İsviçre ve Avusturya yı gezme olanağı bulmu -
eserine tamamen bağlanmı değildir. a ırtıcı tu. Bu dönemde farklı kültürlere ilgi duymaya
olan, Kastafiore nin Mücevherleri ile kendini ese- ba lamı tı. Çocukluğunun bu dönemi Tenten in

6
yaratımında da çok etkili olmu tur. Nitekim
Tenten son macerasına kadar (Kastafiore nin
Mücevherleri hariç) sürekli bir yerden bir yere
dola mı tır.
Hergé yine bu dönemde onu yaralayan bir
olay ya amı tı. Babasının patronunun baskı-
sıyla laik eğitim veren bir okuldan alınarak
Katolik bir okula yazdırıldı. Bunun sonucunda
üyesi olduğu Belçika İzcileri nden ayrılarak
Katolik İzciler Federasyonu na katılmak zorun-
da bırakıldı. Günlüğünde bu olayın onu çok
üzdüğünden, kendisini bir hain ve dönek gibi
hissetiğinden bahsetmi tir. Freud un bilinçdı ı-
nın zamansızlık kavramı, çocuklukta bastırılan
korkuların ve arzuların ya da bütün deneyim-
lerin, bastırma nedeniyle bugünün sürekliliğin-
den koparıldığı, bireyin geli imine katılmadığı
ve sonraki deneyimlerinden ve geli iminden
etkilenmediği anlamına gelir. Bunlar, iddetleri-
ni ve özgün niteliklerini aynen korur. Bu teori,
klinikteki saplantı kavramının temelidir. Burada
bir parantez açıp bir saptama yapabilir miyiz?
Çok sevdiği izci grubundan ayrılmak Hergé için
bir saplantı (takıntı) haline dönü mü müdür?
Tisseron un söz etiği Tenten deki ayrılıkların etkenler üzerine odaklanmak daha yararlıdır.
ve terk edilmelerin sıklığının nedeni babasıyla Güncel hedeleri, güncel güçlükleri, gereksin-
ilgili değil de yuvası olarak kabul etiği Belçika meleri daha iyi kavrama sürecinde geçmi i
İzcileri nden koparılması mıdır? örten sis perdesi de dağılmaya ba lar.
Freud a geri dönelim: Saplantı yalnızca Geçmi , onca zamandır aranan bir hazine
çocukluk ortamındaki bir insanla değil, libido değil, sadece bireyin anla ılmasında, sevinçle
geli mesinin evrelerinden biriyle de ilgili olabi- kar ılanan bir yardımcı olarak kabul edilebilme-
lir. Saplantı kavramının altındaki klinik gözlem- lidir!
lerin öncü yapısı, tartı maya açık yorumlara ve
sorunlara yol açmı tır. Nedir bunlar? Bilinçdı ı- yanıTlar: aile Sırları
nın zamansızlığı görü ü saplantı kavramına yol Tisseron un bulgularının büyük yankı
açmı tır ancak bu görü , tekrarlama zorlanımı yapması üzerine hierry Smolderen ve Pierre
hipotezinde zaten vardır. Tekrarlama zorlanımı Sterckx adlı iki gazeteci, Hergé nin ailesiyle
kavramı özetle, ruhsal ya amın yalnızca haz ilgili ayrıntılı bir ara tırma yapar. Bu ara -
ilkesiyle değil, daha temel bir ilkeyle düzen- tırmanın sonucunda Hergé nin hayatayken
lendiğini öne sürer: İçgüdülerin, deneyimleri gizlediği bazı sırlar açığa çıkar: Babası gayrı-
ve tepkileri tekrarlama eğilimi ortaya çıkar. me ru bir çocuktur. Hergé nin babaannesi Ma-
(Tenten deki ayrılıklar gibi mi?) Freud, hastala- rie Dewigne, soylu bir ailenin yanında çalı an
rın acı verici deneyimleri tekrarlama zorlanımı bir hizmetçidir. Evin reisi Baron Dutzeel den
altında olduğunu iddia eder. Ayrıca çocukların hamile kalır ve ikiz bebekler dünyaya getirir:
tıbbi müdahaleler, operasyon gibi ho olmayan Leon ve karde i Âlexis (Hergé nin babası).
deneyimler de olsa bu deneyimleri tekrarlama- Çocuklar babaları tarafından tanınmazlar. O
ya yönelik eğilim sergilediklerini söyler. Acaba dönemde evlilik dı ı bir çocuğa sahip olmanın
Freud sağlıklı dü ünmekte midir? zorlukları ortadır. Barones Dutzeel, i in daha
Çocukluğun gerçek tablosu bulanık olduğu da büyümesini önlemek için i çilerden Remi
zaman, siste ilerlemeye yönelik yapay çabalar, (üvey büyükbaba) ile Marie Dewigne yi anla -
bir bilinmeyeni (yani bugünkü özgünlükleri), malı bir evliliğe zorlar. Böylece ikizlerin bir
daha az bilinen bir eyle (yani çocuklukla) açık- soyadı olmu tur.
lamaya yönelik bir giri ime yol açar. Kanımca Tisseron un varsayımları doğrulanmı gö-
bu zorlama çabaları bırakıp gerçek (güncel) rünmektedir. Hergé nin öyküsünde bir aile sırrı

7
kabullenebilmemiz gerektiğini bilmektir. İnsan
tıSSERon’un zEKİcE BuLuşLARı oLDuğu Su götÜRmEz. olarak ortak bir sorunumuz var. Neredeyse
AncAK Bu, HERgé’nİn BEnLİğİnİn vE gERçEKLİğİnİn hepimiz, mutlu olmak için dünyaya geldiğimize
YALnızcA BİR BöLÜmÜDÜR. gERçEKLİğİ DEğİştİRmE inanıyoruz. Bu da dünyaya yabancıla mamıza,
onu çeli kilerle ve sorunlarla dolu bir yer olarak
umuDu oLmADığı zAmAn BİLE zİHnİmİz, oLAnı görmemize yol açıyor. Gerçekte dünya, insanla-
DEğİştİRmEK vE İLERLEmEK İçİn YEnİ YoLLAR ARAR. rın mutlu bir ya am sürmeleri için tasarlanmı
bir yer değildir. Ya amın amacı; arayı ve iz
BİLgELİK, gERçEKLİğİ nE zAmAn KEnDİ İStEKLERİmİzE göRE bırakmak olmalıdır.
BİçİmLEnDİREBİLEcEğİmİzİ, DEğİştİRİLEmEYEcEK oLAnı İSE Hergé, geçmi indeki deği tirilemeyecek
SÜKûnEtLE KABuLLEnEBİLmEmİz gEREKtİğİnİ BİLmEKtİR. anıları, olayları kabullenebilmi midir? Yok-
sa onları sofistike bir bulmacaya dönü türüp
vardır: Oğullarını tanımayan ve onlara soyadla- sanatsal üretimini zenginle tirecek bir materyal
rını vermeyen bir baba. Tıpkı Haddock un atası olarak mı kullanmı tır? Bu sorunun yanıtını
XIV. Louis gibi. XIV. Louis, Baron Dutzeel e bir verebilmek güç görünüyor.
göndermedir. Diğer varsayım da doğrulanmı - Ancak bütün bu tartı maların ötesinde hâlâ
tır. Kastafiore (Marie Dewigne) ba tan çıkarıl- tam olarak açıklanamayan yalın bir gerçeklik
mı ve terk edilmi bir kadındır. Ve Dupond ile var. Tenten nasıl bu kadar evrensel olabildi ve
Dupont: İkizlerin soyadlarındaki karma ıklığın bütün dünyada nasıl bu kadar benimsenebildi?
nedeni açığa çıkar. Büyükbaba Remi, çocukları Belki de bu sorunun yanıtı, sanatın gizeminde
resmi olarak tanır ve onlara soyadını verir. Bir ve insan zihninin anla ılmazlığındadır.
biyolojik baba ve bir de soyadlarını aldıkları
baba. Tisseron, zekice sorular sormu ve yanıt- kaynakça
larını almı tır. tisseron, Serge (1985). Tintin Chezie Psycaanlyste. paris: Aubier.
tisseron, Serge (1992). Tintinet Les Secretsde Familie, paris: Aubier.
Son Söz: yaşamın anlamı ÜSTÜne...
Çoğumuz bir insanı hayatının bir dönemiyle gürdağcık, Sinan (1997). “çağının Bir tanığı olarak tenten, nam-ı
tanırız, kavrarız. Bu, son dönemi de olabilir, Diğer Hergé’, Sanat Dünyamız, çizgi roman, İstanbul: Yapı Kredi
ilk dönemi de. Ancak insan, doğumundan Yayınları.
ölümüne aynı insan değildir. Zaman içinde
deği ir, dönü ür. Onu tanıdığımızı sandığımız
zaman kesitlerinde ki iliğinin yalnızca bir
bölümünü tanıma ansına kavu uruz. Hergé
de zaman içinde deği mi , bunu Tenten e de
yansıtmı tır. Meraklı Tilki olarak ba ladı-
ğı ya am yolculuğunda, Nazi i birlikçisi
olarak suçlandığı acı bir dönem ya amı ,
buna rağmen çalı malarını sürdürmü ,
sonunda De Gauile tarafından onur-
landırılmı tır. Daha önemlisi, ne-
redeyse dünyanın her kö esinde
yüz milyonlarca okur tarafından
tanınan ve sevilen bir kahraman
yaratmı tır.
Tisseron un zekice bulu ları ol-
duğu su götürmez. Ancak bu, Her-
gé nin benliğinin ve gerçekliğinin
yalnızca bir bölümüdür. Gerçekliği
deği tirme umudu olmadığı zaman
bile zihnimiz, olanı deği tirmek ve
ilerlemek için yeni yollar arar. Bilge-
lik, gerçekliği ne zaman kendi istek-
lerimize göre biçimlendirebileceğimizi,
deği tirilemeyecek olanı ise sükûnetle

8
WOLfGANG SChORLAu ÇEvİRİ: kAYA hEYSE

Münih
KomPLoSu’nun
YAzıLış
öYKÜSÜnE DAİR

S
evgili okurlarım; bu kez size kendi atöl- sağladılar. Bunlar, Münih teki Oktoberfest e 26
yemden bir Dengler¹ romanı olan Münih Eylül 1980 de düzenlenen korkunç saldırının²
Komplosu nun yazılı hikâyesine dair bir ardından kurulan heresienwiese³ Özel Soru -
eyler anlatmak istiyorum. Romanım Türkçeye turma Komisyonu nun dosyalarıydı. Sabahın
de çevrilmi , çok mutlu oldum. Münih polisi erken saatlerine kadar okudum. İki adam da
üzerindeki baskıyı daha da artıran bu romanın beni sadece arada sırada böldü; o da bazı sor-
etkisiyle, Almanya tarihindeki en büyük terör gulamalara ya da dosyalara dü ülmü notlara
saldırısıyla ilgili soru turmanın yeniden açıl- dikkat çekmek için. Bana, komisyonun nihai
ması verilen emeklerin ödülü oldu adeta. Artık raporunda kullanılmayan bazı görgü tanıkla-
kimse, sağcı terörden korkmayacak. rının ifadelerini gösterdiler mesela. Sonradan
Nefis bir sonbahar gününün ak amüstü saat- anladım ki benden aslında iz sürmemi istiyor-
lerinde bir telefon aldım. Konu ma, hatırlayabil- lardı.
diğim kadarıyla u ekilde geçti: Sonunda bana bir kitap önerdiler: Ulri-
İyi günler, siz polisiye romanlar yazan Sayın ch Chaussy’nin4 Oktoberfest. Bir Suikast ını.
Schorlau musunuz? Sabahın köründe beni Stutgart a geri ge-
Evet. Polisiye roman yazarıyım. Pardon ama tirdiklerinde, saldırıyla ilgili soru turmanın
siz kimsiniz? manipüle edildiğinden emindim artık. Radikal
Bunun konumuzla ilgisi yok u anda. sağ bağlantı, sistematik olarak soru turmadan
Peki. Ne istiyorsunuz benden? çıkarılmı tı.
Elimizde, ilginizi çekeceğini dü ündüğümüz Bir süre sonra, Demokratik Almanya
bir ey var. Cumhuriyeti’nin5 istihbarat servisi Stasi nin6
Nereden arıyorsunuz? ar ivlerinde konuyla ilgili ara tırma yapan bir
Evinizin önündeyiz! gazeteciyle konu tum7. Bu gazeteci, Stasi nin
sözkonusu saldırıyla ilgili elinde ne tarz bilgi-
iz peşinde... ler bulunduğunu ara tırıyordu. a kındı çünkü
Kapımın önünde kim ya da kimlerin olduğu- ar ivlerde olaya ili kin on bin sayfadan fazla
na bakmakla belki pervasızlık etim. Orta sınıf belgeye ula mı tı. Bu belgelerden müthi bir
bir araçta oturan, emekli olmak üzere ya da kitap çıktı. Okuduğunuzda, Stasi nin Münih
emekli olmu polislere benzeyen, küçük ama polisinin kucağında oturduğu hissine kapılı-
yine de belirgin bira göbekli iki ki i gördüm. yorsunuz. Her eyi biliyorlardı. Her öğle arası
Beni yanlarına götürdüler ve gece boyun- kaydedilmi ti ve Stasi, polislerin müdavimi
ca çe itli soru turma dosyalarına bakmamı oldukları restoranlardan dahili telefon nu-

10
maralarına kadar her eyi öğrenmi ti. Saldırı noTlar
sonrasında olay yerinde Anayasayı Koruma 1 Schorlau’un yarattığı eski polis dedektif karakteri. (ç.n.)
Dairesi8 ajanlarının da bulunduğunu oku-
2 26 Eylül 1980’de, münih’te Ekim festivali (oktoberfest) alanında düzenle-
duğumda ürperdim. Georg Dengler in artık
nen bombalı saldırıda 13 kişi öldü, 211 kişi de yaralandı. Bombayı yerleştirdiği
be inci davası vardı.9
ileri sürülen ve aşırı sağcı görüşlere sahip olduğu ortaya çıkan bir kişi de
hayatını kaybetti. Soruşturmada saldırganın tek başına hareket ettiği sonucuna
emeklerimin ödÜlÜnÜ aldım varılsa da bu sonuç kimseyi tatmin etmedi ve siyasilerin aşırı sağ örgütleri
Bir ara tırma kitabı yazmayacaktım. (Ulrich
koruduğundan şüphe edilidi. Soruşturma, 2014 yılında yeniden açıldı. (ç.n.)
Chaussy, bunu zaten mükemmel bir ekilde
yapmı tı.) Heyecanlı ama kurgu bir hikâye 3 theresienwiese (theresien çimenleri): münih’teki oktoberfest’in düzenlendiği
aracılığıyla okurlarıma gerçeği göstermek yeşil alanın adı. (ç.n.)
istiyorum. Georg Dengler olmasaydı okurlarım 4 ulrich chaussy: Sözkonusu saldırıyı kitaplaştıran araştırmacı gazeteci. Soruştur-
belki bu olayla hiç ilgilenmeyecekti. Bu yüzden, manın yeniden açılmasında büyük pay sahibi. Kitabı Kör nokta adıyla 2013’te
siyaset ya da toplumsal olaylardan esinlenmi sinemaya uyarlandı. (ç.n.)
ana hikâyenin yanında, bu hikâyeyi güçlen-
dirmeyi amaçlayan, karakterlerimin a kları- 5 Demokratik Almanya cumhuriyeti ya da Doğu Almanya: ıı. Dünya Savaşı’ndan
nı, acılarını, Stutgart ya da dünyanın ba ka sonra kurulan, SScB’nin kontrolündeki sosyalist devlet. 1990’da eski adıyla
yerlerindeki günlük hayatlarını anlatığım yan Batı Almanya ile birleşti. (ç.n.)
hikâyeler de ekledim. Münih polisi üzerindeki 6 Staatssicherheitsdienst (Devlet güvenlik teşkilatı) kelimesinin kısaltması (ç.n.)
baskıyı daha da artıran bu romanın etkisiyle,
Almanya tarihindeki en büyük terör saldırısıyla 7 Yazar, ulrich chaussy’yi kastediyor. (ç.n.)
ilgili soru turmanın yeniden açılması verilen 8 Almanya’nın iç istihbarat servisi. (ç.n.)
emeklerin ödülü oldu adeta. Artık kimse, sağcı
terörden korkmayacak. 9 Dengler karakteri, daha önce dört kitapta karşımıza çıkmıştı. (ç.n.)

11
SuÇ EDEBİYAtıNıN “DİvA”LARı tüLAY GüNEŞ kıLıÇ

YENİ KADıN DEDEKTİfİN YARATıcıSı:

p.D. JAmES
KADın poLİSİYE YAzARLARı, AgAtHA cHRıStıE vE DoRotHY SAYERS’ın ALtın çAğınDAn Bu YAnA
çoK uzun BİR YoL KAtEttİLER. 1962’DE YAzmAYA BAşLAYAn p.D. JAmES, DAHA öncEKİ tÜRÜn
gELEnEKLERİYLE 1980 SonRASı poSt-DEDEKtİf KuRguSunun BÜYÜK fEmİnİSt BASKıSı ARASınDA
KöpRÜ göREvİ göRDÜ. KoYu BİR muHAfAzAKâR vE AngLİKAn oLAn JAmES, HEm KuRBAnın HEm DE
KAtİLİn pSİKoLoJİK AnALİzİnE önEm vERDİ.

O
n altı ya ında okulu bırakıp 42 ya ında politik deği imleriyle meseleleri yansıtan yeni
ilk romanını yazan, Cordelia adında bir türden bir dedektif kurgusunun öncülerinden
kızcağız ile feminist kadın dedektif kur- yaptı.
gusunda fırtınalar yaratan, melankolik air polis 1997 de P.D. James, o güne kadar yaptıkla-
ba müfeti i romanlarıyla sayısız ödül kazanan, rından daha farklı bir projeye imza atar. Tam
üstüne kült bir bilimkurgu romanı bulunan, olarak ya am hikâyem değil, sadece bir parça-
dedektif kurgusu üzerine incelemesi dersler- sı diyerek, bir senelik zaman dilimini günlük
de okutulan, bununla yetinmeyip bir de Jane eklinde anlatığı bir kitap yayımlar. Time to Be
Austen ın Pemberley Malikânesi ne cinayeti in Earnest adını verdiği kitapta da itiraf etiği
getiren, böylelikle biricik Darcy imizi mü kül gibi yazar, iyi bir mektup yazarı veya günlük tu-
duruma sokan, Agatha Christie nin ölümünden tucusu değildir; üstelik özel ya amı konusunda
sonra Ruth Rendell ile beraber Polisiyenin son derece ketumdur. Ama tıpkı seneler evvel
Kraliçeleri payesini payla an, 70 inde Barones Agatha Christie ve Ngaio Marsh ın yaptığına
unvanı alıp Lordlar Kamarası üyesi olan birine benzer ekilde, bir biyografi yazarından daha
Diva dan ba ka ne denilebilir ki? önce davranıp kendisini yine kendi kaleminden
Kadın polisiye yazarları, Agatha Christie ve okurlarına tanıtma isteği ta ır. Otobiyografi-
Dorothy Sayers ın Altın Çağından bu yana çok sinde de dedektif romanlarındaki örgüyü izler,
uzun bir yol katetiler. 1962 de yazmaya ba - doğrudan duygularından veya hayatın acı verici
layan P.D. James, daha önceki türün gelenek- olaylarından bahsetmez, ancak ipuçlarıyla
leriyle 1980 sonrası post-dedektif kurgusunun okurun bunları anlamasını sağlar. Örneğin, Ted
büyük feminist baskısı arasında köprü görevi Hughes in iirlerini Sylvia Plath ile ili kisiyle
gördü. Koyu bir muhafazakâr ve Anglikan olan bağda tırarak kocasının akıl hastalığının ya at-
James, hem kurbanın hem de katilin psikolojik tığı acı hakkında dolaylı olarak konu ur.
analizine önem verdi. Eserlerinde geleneksel Phyllis Dorothy James, 3 Ağustos 1920 de
dedektif romanının kapalı oda bulmaca formülü Oxford da, çok istenilen bir ilk çocuk olarak
yanında çağda feminizm unsurlarına da bolca doğdu. Annesi Dorothy May James, üç yıl bo-
yer verdi. P.D. James, önceki yazarları anımsa- yunca çocuk sahibi olmak için tedavi görmü tü.
tan bir tarzda ana kahraman olarak erkek de- I. Dünya Sava ı sırasında tanı tıklarında Sidney
dektif kullandı ama aynı zamanda bir kadın özel makineli tüfek kollarında bir çavu tu, büyük
dedektif de yazıp bununla yeni kadın dedektif a k ya ayan çit, beklememeye karar verip
tipini yaratı. James in intihara veya feminizme 1917 senesinde evlendi. Phyllis in doğumundan
dair dü ünceleri ve adalet ve ceza konusundaki sonra, 18 ay aralıklarla önce kız karde i Monica
endi eleri, onu Agatha Christie den çok daha ve daha sonra karde i Edward dünyaya geldi.
derin ve ciddi bir yazar haline getirip sosyal ve Görünü te mutlu görünen evlilik çok geçmeden

12
çatırdamaya ba lar, fakat o yıllarda bo anma röportajda belki de bu yüzden, ölüme kar ı hep
bir tabu olduğu için beraber ya amaya devam ilgi duyduğunu belirtir ve öyle devam eder: .
ederler. Mutsuz Dorothy nin akıl sağlığı çok Çok küçükken bile ölüm üzerine kafa yorardım.
yerinde değildir. Öğretmen olmak istediği halde Humpty Dumpty bir duvara oturdu tekerle-
eğitim hayatına parasızlık yüzünden devam mesini ilk duyduğumda, Dü tü mü yoksa itildi
edemeyip 16 ya ında okulu bırakmak zorunda mi? diye dü ünmü tüm.
kalan Sidney James, zamanının çoğunu dı arıda Phyllis, koyu Hıristiyan bir aileden geliyor-
geçirmeye ba lar. Gitgide aksile ir, yemeklerini du, iki büyükbabası da kilisede çe itli görev-
yalnız ba ına yiyen, tatmin edilmesi imkânsız, lerde bulunmu tu ve ebeyveynleri de Angli-
sert, geçinilmesi güç bir insan olup çıkar. Küçük kan Kilisesi ne bağlılıklarını sürdürmü lerdi.
Phyllis o zamanlar değil ama sonraları kendisi Phyllis, sürekli okuyup ara tırıp yer yer dini
de eğitim hayatını yokluk yüzünden yarım bı- tartı malara girecek ama dini inancını her daim
raktığında ve daha sonra, yine Sidney de olduğu koruyacak, bunu kitaplarına da bolca yansıta-
gibi e i ciddi zihinsel rahatsızlığa kapılınca caktır. Örneğin, polisiye türünün dı ına çıkarak
babasını çok iyi anlayacaktır. Phyllis dört ya da yazdığı, bir distopik roman olan he Children
be ya ındayken, Oxford dan Galler sınırındaki of Men de Hıristiyanlık öğeleri bolca bulunur.
Ludlow a ta ınırlar, kasaba e siz tarihi ve doğal Genç kızın okulda aritmetiği çok parlak değil-
güzeliğiyle hayal gücü kuvvetli bir çocuk için dir ama İngilizce, tarih ve edebiyat derslerini
adeta cennet gibidir. Phyllis ve karde leri özgür- çok sever. Parlak bir öğrenci olmasına rağmen
ce kırlar, çayır kenarları ve kayalıklarda yürü- maddi sıkıntılar yüzünden Cambridge Kız Li-
yü ler yapıp mağara ke if gezilerine katılırlar. sesi ndeki eğitimini yarıda bırakıp eve dönmek
Henüz daha be ya ında, annesinin aldığı çizgi zorunda kalır.
romanlardan okumayı söken Phyllis, hikâye- Babasıyla birlikte sık sık Fulbourne Akıl
ler okumayı ve bunları hayal gücüyle daha da Hastanesi nde yatan annesini ziyarete gider. Ai-
süsleyerek karde lerine anlatmayı pek sever. lesine yardımcı olabilmek için çalı mak zorunda
Okula giderken ona e lik eden, ya ça daha olan genç kız, kamu hizmetleri sınavına girer ve
büyük bir oğlan, boğulmu birinin cesedini gör- ilk i ine ba lar. Phyllis çok gençtir ve i sıkı-
mek ümidiyle hep nehir kenarından yürümeyi cıdır, üstelik ofiste çalı an kadınların uğradığı
tercih eder. P.D. James, yıllar sonra verdiği bir çe itli önyargılara maruz kalır. Seneler sonra,

13
BABASıYLA BİRLİKtE SıK SıK fuLBouRnE AKıL hırsı ve azmi sayesinde zamanla bürokrasinin
HAStAnESİ’nDE YAtAn AnnESİnİ zİYAREtE gİDER. üst mevkilerine kadar yükselir.
P.D. James, yazmaya her zaman yetenekli
AİLESİnE YARDımcı oLABİLmEK İçİn çALışmAK zoRunDA olduğunu bildiğini belirtip bu kadar geç ba la-
oLAn gEnç Kız, KAmu HİzmEtLERİ SınAvınA gİRER dığı için pi manlık hissetiğini her fırsata dile
getirmi tir. 30 lu ya ların sonlarına yakla tığın-
vE İLK İşİnE BAşLAR. pHYLLıS çoK gEnçtİR vE İş da gemi kaçmadan hemen bir eyler yapması
SıKıcıDıR, ÜStELİK ofİStE çALışAn KADınLARın uğRADığı gerektiğine karar verir ve bir romanla i e ko-
çEşİtLİ önYARgıLARA mARuz KALıR. SEnELER SonRA, yulur. Gündüzleri ofiste çalı ıp ak amları gece
kurslarına devam etiği, bu arada hem hastane-
Hoş oLmAYAn DEnEYİmLERİnİ KAHRAmAnı coRDELıA de yatan e inin hem de evdeki iki küçük kızının
ÜzERİnDE, SıKıcı ofİS mEmuRLuğu DEğİL AmA BİR BAşKA ihtiyaçlarına ko tuğu yoğun tempo uzun yıllar
boyunca sürer. Yazmaya ayırabildiği zaman çok
“KADınLARA göRE” oLmAYAn İş, özEL DEDEKtİfLİğİ azdır, sabah 6 da kalkıp günün tela ı ba lama-
YAKıştıRARAK AKtARAcAKtıR. dan çalı mak için ancak bir saati vardır.
P.D. James, yıllar sonra yazacağı ve Talking
ho olmayan deneyimlerini kahramanı Cordelia About Detective Fiction adını vereceği polisiye
üzerinde, sıkıcı ofis memurluğu değil ama bir edebiyatı üzerine olan incelemesinde, E.M.
ba ka kadınlara göre olmayan i , özel de- Forster ın Roman Sanatı na atıta bulunur:
dektiliği yakı tırarak aktaracaktır. Phyllis, bir Kral öldü, arkasından kraliçe de öldü dersek
buçuk sene sonra istifasını verir ve Cambridge öykü olur. Kral öldü, sonra kederinden kraliçe
Festival Tiyatrosu nda asistan sahne yöneticisi de öldü dersek, olay örgüsüne döner. Kraliçe
olarak daha farklı bir i bulur. Sosyal ya amı öldü, nedenini kimse bilmiyordu, sonradan
da hareketlenen Phyllis, 8 Ağustos 1941 de, 21. anla ıldı ki kralın ölümüne duyduğu üzüntü-
doğum gününden sadece be gün sonra Connor den ölmü . Bu, içine gizem katılmı bir olay
Bantry White adlı bir tıp öğrencisiyle evlenir. örgüsüdür ve üstün geli me olanakları olan bir
Bir doktorun oğlu olan Connor, evlendikleri kurgu türüdür. P.D. James bundan bir adım
esnada Cambridge Üniversite sinde tıp eğitimi- ileriye giderek unu ekler: Herkes kraliçenin
ne devam ediyordur. Okulu bitirir bitirmez or- kederinden öldüğünü dü ünmü tü ta ki boğa-
duya alınan genç doktor, Hindistan a gönderilir. zındaki koca deliği görene kadar. Bu bir cinayet
Bu sırada ikinci çocuğuna hamile olan Phyllis, kurgusudur, zamanla geli tirebilme yeteneğine
Londra daki bir hastanede bombardımanlar sahiptir.
altında doğum yapar. Genç kadının i i zordur, Phyllis, bahsetiği geli meye açık, geni
sava ın getirdiği sıkıntılar içinde iki küçük kızı- olanaklar yüzünden ba tan beri kitabını bir
na bakmaya çalı ır, yiyecek kısıtlıdır, saatlerce dedektif kurgusu olarak tasarlayıp en sevdiği
kuyrukta beklediği olur fakat güçlüklere alı kın yazarlar Dorothy L. Sayers, Margery Allingham,
olan Phyllis bugünleri de kolaylıkla atlatır. İr- Ngaio Marsh and Josephine Tey den ilham ala-
landalı cazibesi ve gelecek vaat eden kariyeriyle caktır. 1962 de çıkan ilk kitabı Cover of Her Face,
dikkat çeken kocası Connor White, sava ın Agatha Christie den büyük esintiler ta ıyan,
bitimiyle eve döner ama bamba ka birine dö- hemen her birinin cinayet için bir nedeni bu-
nü mü tür. Hassas bir ki iliğe sahip, okumayı lunan bütün üphelilerin bir kö kte toplandığı,
seven, kültürlü genç doktorun akıl sağlığı sa- klasik Altın Çağ polisiyelerine çok benzeyen bir
va a bağlı bir travma neticesinde bozulmu tur. romandır. İsminin ilk harleri ve evlenmeden ön-
Kestirilmez fevri hareketlerde bulunur, hata bir ceki soyadını kullanarak olu turduğu P.D. James
seferinde pencereden atlayarak intihar etmek adı, insanlarda bir erkek olduğu izlenimini yara-
ister. Connor White yıllar boyunca akıl hastane- tır; yazar ısrarla niyetinin bu olmadığını, zaten
lerine girip çıkacak ama muhtemelen izofreni- kadın yazarların türde daha ba arılı olduğunu
den mustarip olmasına rağmen kendisine resmi tekrar tekrar söyleyecektir. P.D. James anslıdır,
bir tanı konulamayacaktır. Bu yüzdendir ki or- ilk görü tüğü edebiyat ajansı tam o sıralar, Ee,
dudan malulen emekli olamaz ve ev geçindirme artık cinai romanlar basmak lazım, diye dü ü-
yükü yine Phyllis e kalır. 1949 yılında bir gazete nen Faber & Faber a romanı önerir ve hemen
ilanına cevap vererek, Ulusal Sağlık Hizmetle- değil ama bir sene sonra basmak üzere anla ma
ri nde büro pozisyonuna ba vurur. Londra daki sağlanır. Böylelikle James, çoğu yazarın ba ın-
bir hastanede dosya memuru olarak i e alınır, dan geçen reddedilmeyi hiç ya amamı olur.

14
Çıkı romanı, okurlar ve ele tirmenler
tarafından beğenilip olumlu ele tiriler alması-
na rağmen eline çok az para geçer. Hemen bir
yıl sonra çıkan A Mind to Murder ın satı ları
daha tatmin edicidir lakin Phyllis hâlâ gündüz
i inde çalı mak zorundadır. Kısa bir süre sonra
Connor White,44 ya ında, Ağustos 1964 te alkol
ve uyu turucu ölümcül kombinasyonu sonu-
cu hayatını kaybeder. Phyllis, kocasının bunu
muhtemelen bilinçli yaptığını dü ünür. Geriye
kalan ya amı boyunca birçok evlenme teklifi
almasına rağmen ba ka bir erkekle ilgilenme-
yecek, ne olursa olsun büyük a kla sevdiği
kocasına bağlı kalacaktır.
1968 Mart ında, Ulusal Sağlık Hizmetle-
ri nden ayrılıp İçi leri Bakanlığı bünyesinde
çalı maya ba lar, çalı ma hayatımın en ilginç
ve mutlu yılları dediği bu sürede önce Polis
Te kilatı nda daha sonra Emniyet Müdürlüğü
Cinayet Masası nda görev alır. Adli tıp ve hiç
araba kullanmamı olsa bile polis araçları birimi
sorumlulukları arasındadır. Sonralari Midd-
lesex ve Londra da polis mahkemesi hâkimi
görevinde de bulunan James, tüm bu kolları
daha önceleri yaptığı hastane yöneticiliğini
de katarak romanlarında gerçekçi bir ekilde
i lemi tir. Emniyet müdürlüğünde çalı ırken i
arkada ı tarihçi homas A. Critchley ile birlik-
te, he Maul and the Pear Tree ismiyle, 1811 de doğurganlıklarındaki olağanüstü dü ü e dikkat
i lenen ve çözüme ula mayan me hur Ratclife çeken bir makaleyi okuduğunda aklına bu
Karayolu cinayetleri üzerine bir gerçek suç ki- fikrin geldiğini belirtir. Yazıda, genç erkeklerin
tabı çıkarırlar. Londra yı sarsan cinayetlerde iki babalarının yarısı kadar verimli oldukları iddia
ayrı aileden yedi ki i, çekiç kullanılarak vah ice edilir ve yeryüzünde yerle ik milyarlarca ya am
katledilmi tir. Hakkında yeterli delil olmama- formunun öldüğünü belirtilir. James de kurgu-
sına rağmen John William adında bir sanatçı sunu, Bir tür evrensel kısırlık olsaydı insanlık
tutuklanır ve daha mahkeme ba lamadan ken- ne olurdu? sorusu ekseninde olu turur.
dini asar. P.D. James in bu davada en çok ilgisini P. D. James in romanları, tespit edilen ba-
çeken ey, ba tan savma yapılmı bir soru tur- arılı romanların olması gerektiği gibi karma-
ma neticesinde suçluluğu kanıtlanmadığı halde ık bir ekilde çizilmi tir. Ancak son derece
üpheli genç adamın intihara sürüklenmesidir. iyi tanımlanmı karakterlerin kullanımı ve
P.D. James, sekizinci romanı, Innocent Blood ayrıntılı ve doğru detaylar sayesinde konunun,
(1980) yayımlanmadan önce emekli olmaya romanın diğer yönlerini deforme etmesine asla
karar verir. Devleten alacağı emeklilik maa ı izin vermez. Detaylara gösterilen bu titiz ilgide
ve birikimlerinin sade bir ya am sürmesi için P.D. James, Gustave Flaubert, Leo Tolstoy ve
yeterli olduğunu hesaplamı tır. Fakat tuhaf bir 19. yüzyıl realistlerinin geleneğinde yazar.
kitap olan Innocent Blood, Amerika da en çok Çağda gizemli yazarlar arasında tanınan bir
satanlar listesinin zirvesine yükseldiğinde,bütün karakter ustasıdır. Ayrıca çok güçlü bir mekân
gelecegi finansal anlamda garanti altına alın- duygusu yaratır. Bazı ele tirmenler, detayla-
mı tır bile. rın çokluğunun genelde sabırsız olan polisiye
Polisiye dı ına çıkarak yazdığı, kıyamet son- okurlarını sıkabileceğini ileri sürerler. James in
rası türündenhe Children of Men (1992) Hıristi- romanlarından birkaçı, orijinal eserlerin
yan dini unsurlarını bolca barındırır. P.D. James, derinliği ve psikolojik karma ıklığına müm-
suç kurgusundan bu tür bir kalkı yapmaya ne- kün olduğu kadar sadık kalınarak televizyona
den te ebbüs etiği sorulunca, Batılı erkeklerin uyarlanmı tır.

15
P. D.James in, Scotland Yard Ba müfeti i hakaret olarak yorumlanması daha olasıdır.
Adam Dalgliesh ve özel dedektif Cordelia Gray A Taste for Death ın ba langıcında, eski moda
olmak üzere iki ana karakteri bulunur. Karak- bir tıra bıçağıyla boyunları kesilen kurban-
terlerin geli imini daha iyi anlamak için kitapla- ların cesetleri götürüldüğünde, Dalgliesh adli
rı kronolojik olarak okumak daha iyi olsa bile tıp insanlarının çoğunun kadın olduğunu fark
sıradı ı gidilse de aynı zevk alınır. etmesine rağmen, onlar suç mahallinin fotoğraf-
Bir papazın oğlu olan Dalgliesh, e ini ve tek larını çekmeye gelmeden önce korkunç cesetler
oğlunu doğumdan hemen sonra kaybetmenin çıkarıldığı için her zaman sevinir, çünkü daha
verdiği acıyı üzerinden atamamı tır. Basılı iir naif gördüğü kadınların üzülmesini istemez. Bu
kitapları bulunan bir airdir, kedileri sever ve tutum, Val McDermid in ve Minete Walters ın
Jane Austen romanları yatağının ba ucunda, kahramanlarının ya adıklarından çok uzak
elini atığında hemen bulacak biçimde dizilidir. görünür.
P. D. James, sert görünümünün altında büyük Fakat P.D. James, 1972 de yaratığı kadın özel
hüzün barındıran ana karakterini tasarlarken dedektifiyle türü sonsuza dek deği tirir. 1930
ünlü aktör Gregory Peck ten esinlendiğini itiraf ve 1940 larda kadın özel dedektiler olmasına
eder. Ba müfeti Adam Dalgliesh, 1980 lerden rağmen bunlar pek çok nedenden ötürü büyü-
itibaren aynı ya ta donmu tur, aksi halde kendi- leyici bir karakter olan Cordelia Gray’den çok
ni emekli etmek gerekecekti. farklıydı. Kadınlara Göre Değil (Unsuitable Job
Dalgliesh i polis yapmak P.D. James in çalı - for a Woman) yayımlandığında, ele tirmenler
ma alanını geni letip onu daha özgür kılar. Bir Cordelia yı ilk feminist özel ara tırmacı olarak
röportajında bu durumu öyle açıklar: Olduk- selamladılar ve onu yaratarak James in çok
ça gerçekçi romanlar yazmaya çalı ıyorum ve farklı bir yola girdiğini belirtiler.
hepimizin bildiği gibi, özel dedektiler davaları Dı görünü ü soyadı gibi renksiz olan
ara tırmak için yeterli otorite veya kaynaklar Cordelia Gray, erken ya ta ailesini kaybetmi
gibi polislerle aynı fırsatlara sahip değiller. Bu çok yalnız biridir. Fakat yine de kendisine bir
yüzden aklıma gelen konuların çoğu bir polis hayat kurmak için cesaret ve zekâya sahip bir
memuru için daha uygun. kadındır. Tek ba ına olu u, yalnızlık ve kim-
Dalgliesh in karakterinin, Sherlock Holmes ü sesizliğiyle yüzeyde Amerikalıların sert erkek
hatırlatan bir özelliği ovenizmidir. Pek çok dedektilerine benzetilebilinir ama aslında
okur için tavırları tuhaf olarak değerlendirile- çarpıcı farklılıkları bulunmaktadır. Kitap, güçlü
bilse de modern kadın okurlar için eylemlerinin bir ahlak ve adalet duygusuna sahip Corde-

16
p.D. JAmES, YAzmAYA HER zAmAn YEtEnEKLİ
oLDuğunu BİLDİğİnİ BELİRtİp Bu KADAR gEç
BAşLADığı İçİn pİşmAnLıK HİSSEttİğİnİ HER
fıRSAttA DİLE gEtİRmİştİR. 30’Lu YAşLARın
SonLARınA YAKLAştığınDA gEmİ KAçmADAn
HEmEn BİR şEYLER YApmASı gEREKtİğİnE
KARAR vERİR vE BİR RomAnLA İşE KoYuLuR.
gÜnDÜzLERİ ofİStE çALışıp AKşAmLARı gEcE
KuRSLARınA DEvAm Ettİğİ, Bu ARADA HEm
HAStAnEDE YAtAn Eşİnİn HEm DE EvDEKİ İKİ
KÜçÜK Kızının İHtİYAçLARınA Koştuğu Yoğun
tEmpo uzun YıLLAR BoYuncA SÜRER. YAzmAYA
AYıRABİLDİğİ zAmAn çoK AzDıR, SABAH 6’DA
KALKıp gÜnÜn tELAşı BAşLAmADAn çALışmAK
İçİn AncAK BİR SAAtİ vARDıR.
lia nın, kendisinden çok farklı bakı açısına ba roldeki oyuncu hamile kalınca Cordelia için
sahip insanlarla kar ıla acağı bir dünyada de benzer bir durum uygun görülür. (Kendisi de
giri eceği sava ı anlatır. Genç kadın bu mü- aynı sektörde yıllarca çalı mı Sue Graton un
cadelesinde sık sık küçümsenir, yaptığı i in kati bir ekilde Millhone serisinin beyaz veya
kadınlara göre olmadığı defalarca yüzüne gümü perdeye uyarlanmasına kar ı olmasını
vurulur. P.D. James, bir polis memuru olmadığı anlamamak mümkün değil, tıpkı Cordelia gibi
için kurallara ve yönetmeliklere göre hare- Kinsey i de hamile olarak tahayyül etmek çok
ket etmek zorunda kalmayan fakat bir polis güç.) Nitekim kahramanının deği imi James in
memurunun ula abileceği sonuçlara varabilen içine sinmez, Cordelia nın sadece evli olmayan
bir genç kadın hakkında yazmanın çok ho bir anneye değil, son derece aptal ve etkisiz bir
olduğunu belirtir. dedektife dönü türüldüğünü dü ünür ve Corde-
İlk romanda Cordelia nın geçmi ini öğreniriz. lia Gray deterini sonsuza dek kapatır. Halbuki
Kendisini koruyucu ailelerle bırakan ve okul tam aksine Adam Dalgliesh dizi uyarlamalarını
tatillerinde bile yanında istemeyen bir Marksist çok ba arılı bulur, aktör Roy Marsden her ne
devrimci babası vardır. Fakat genç kızı liseyi kadar kafasındaki Dalgliesh e fiziksel açıdan
bitirir bitirmez yanına çağırır, böylece kalp krizi benzemese bile karakterin ruhunu çok iyi yan-
geçirmesinden ani ölümüne kadar kendisinin sıtığını dü ünür.
a çısı, hastabakıcısı, habercisi ve emir erliği- he Skull Beneath the Skin den dört yıl sonra
ni bedava yapacak biri olur. Ele tirmen Jane James, Sue Graton ve Sara Paretsky gibi ya-
Bakerman, kitabı bir olu um romanı (bildungs- zarların feminist dedektilerine daha benzer bir
roman) olarak görür ve James in sonucu çarpıcı profesyonel kadın dedektifi yaratı. Okur ilk
bir ekilde deği tirdiğini söyler. Cordelia olarak Müfeti Kate Miskin ile A Taste for De-
romanda uzla maz, sistemi yener; onun üstesin- ath (1986) romanında tanı tı. Burada Dalgliesh
den gelir. Adalete hizmet etikten sonra sonun- tarafından, siyasi ya da sosyal açıdan duyarlı
da zaferi kazanan odur ve gelecekte tekrar zafer olduğu dü ünülen ciddi suçları ara tırmak adı-
kazanacağını dü ünürüz. Ne yazık ki muzafer na kurulan yeni bir cezai soru turma ekibinin
ve daha olgun Cordelia, on yıl sonra çıkan parçası olarak yer alır. Kate bir dereceye kadar
ikinci roman, he Skull Beneath the Skin’de erkeklerin sahasında yalnız kalan bir kadındır,
gördüğümüz gibi, kendisini kült mertebesine ancak Jane Marple dan çok uzaktır ve Corde-
yerle tiren kadın okurlarını hayal kırıklığına lia dan daha kolay empati kurabilmektedir. Kate
uğratır. Cordelia potansiyel feminist rol mo- Miskin, Kinsey Millhone, V.I. Warshawski ve
delinden kayıp bir evcil hayvanın bulucusuna diğer hard-boiled dedektiler benzeri yalnızdır,
dönü mü tür. fakir bir i çi ailesinden gelmi tir. Kate açıkça
1970 li yılların ba larındaki feminizmin 90 lı yılların kadınıdır, ideal olarak ikisine de
mihenk ta ı olan Cordelia, yazarını da aynı sahip olmak istese de i ine sevgilisinden daha
derecede üzer. Dizi haklarını satın alan irket, fazla bağlıdır.

17
EmnİYEt mÜDÜRLÜğÜnDE çALışıRKEn İş
ARKADAşı tARİHçİ tHomAS A. cRıtcHLEY
İLE BİRLİKtE The Maul anD The Pear Tree
İSmİYLE, 1811’DE İşLEnEn vE çözÜmE
uLAşmAYAn mEşHuR RAtcLıffE KARAYoLu
cİnAYEtLERİ ÜzERİnE BİR gERçEK Suç
KİtABı çıKARıRLAR. LonDRA’Yı SARSAn
cİnAYEtLERDE İKİ AYRı AİLEDEn YEDİ Kİşİ
çEKİç KuLLAnıLARAK vAHşİcE KAtLEDİLmİştİR.
HAKKınDA YEtERLİ DELİL oLmAmASınA
RAğmEn JoHn WıLLıAm ADınDA BİR SAnAtçı
tutuKLAnıR vE DAHA mAHKEmE BAşLAmADAn
KEnDİnİ ASAR. p.D. JAmES’İn Bu DAvADA
En çoK İLgİSİnİ çEKEn şEY, BAştAn SAvmA
YApıLmış BİR SoRuştuRmA nEtİcESİnDE,
SuçLuLuğu KAnıtLAnmADığı HALDE şÜpHELİ
gEnç ADAmın İntİHARA SÜRÜKLEnmESİDİR.
adam ve Cordelıa evlenmeli mi? korku veya endi e ta ımadan olayların pe inde
P.D. James, çok sayıda okurundan, iki dedek- büyük bir iç huzuruyla ko tuklarını varsayabi-
tifi Cordelia Gray ile Adam Dalgliesh in evlenip liriz. Simenon un Maigret si, Freeling in Inspe-
evlenmeyeceğini soran mektuplar alınca bir ctor Van der Valk u, H.R.F. Keating in Inspector
açıklama yapma gerekliliğini duyar ve Murder Ghote u, Edmund Crispin in Professor Gervase
Ink (1977) için eğlenceli bir yazı kaleme alır. Fen i ve H.C. Bailey in Mr. Fortune u, bu türden
urası bir gerçektir ki; polisiye roman ya- dedektilere en iyi örneklerdir. Geriye kalan
zarları, kitaplarının kahramanı dedektilerin a k diğerleriyse kadınlara ilgi duymalarına rağmen,
hayatıyla pek fazla ilgilenmezler, belki bu çok onları özel ya amlarının merkezlerinden uzakta
da a ırtıcı değildir. Doğum, cinsellik ve ölüm, tutmayı yeğlemi lerdir. Nero Wolfe un, heybetli
gerçek hayata olduğu gibi kurmaca dünyasında ve intizamlı konağına bir e in yerle tiğini hayal
da üç büyük mutlaktır. İlk ikisine üstünkörü bile etmek bile çok güç.
olsa değinmeden, sonuncusu üzerine yazmak de- Elbete öyle polisiye romanlar var ki a k
dektif romanı sınırları çerçevesinde bile zordur. ili kileri hem kahramanların kafasını karı tırır,
Bir polisiyede ciddi bir ekilde a k ve cinselli- hem de soru turmayı zora sokar. Mesela Ngaio
ğe yer verirseniz eğer, kitap ne kadar analitik Marsh ın Roderick Alleyn i, gelecekte e i olacak
çözümlemeler içerirse içersin polisiyelikten çıkıp, ressam Agatha Troy ile bir davası esnasında
sade bir roman olur. Dorothy L. Sayers ın, kitabı tanı ır, aynı ekilde Lord Peter, sevgili Har-
Busman s Honeymoon u, dedektif kurgusuyla riet ini ilk kez, cinayet suçuyla yargılandığı
kesintiye uğrayan bir hikâye olarak tanımlaması sanık sandalyesinde otururken görür. Bir de
dikkat çekicidir. Sherlock Holmes, Father Brown, ünlü karıkoca dedektif ekipleri vardır: Dashiell
Poirot, Miss Marple ve Dr. horndyke gibi birçok Hammet tan Nick ve Nora Charles, Agatha
karakterin müzmin bekâr kalmalarının sebebi, Christie den Tuppence ve Tommy Beresford ile
muhtemelen dedektif roman yazarlarının a k ve Frances ve Richard Lockridge den Pamela ve
cinselliği ele almakta ya adıkları tereddüt yüzün- Jerry North gibi. Fakat bu çitlerde gözümüze
dendir. Bu durumun tam tersi ise ha in, müstehzi çarpan ey, kadının ate li bir sevgiliden çok bir
ve sıkı içici hususi hafiyelerin macera dolu ha- silah arkada ı rolünde olması ve aralarında tut-
yatlarında birçok kadının, tabii kendi artlarına kulu bir sevdadan öte huzurlu ve eğlenceli bir
uyum sağlamak ko uluyla yer alıyor olmasıdır. sevginin yer almasıdır. Beraberce mutlu mutlu
Diğer dedektiler ise mutlu bir evliliğe sahiptir- ipuçlarını ara tırırlar.
ler; kolaylıkla özel ya amlarında her eyin güllük Evet, okurlarım bana ne sormu lardı? Adam
gülistanlık olduğunu, kafalarında en ufak bir ile Cordelia evlenecek mi? Kim söyleyebilir

18
ki? Elbete bu enterasan evliliğin gerçekle me- vakadan bahsediyorum. Yahut eksikliğini
mesi için birçok neden sayabiliriz. Bir evlilik büyük ölçüde duyduğun bir baba figürü
danı manının Cordelia ya neler diyeceğini aramadığından emin misin?
dü ünebiliyor musunuz? Hmm, bir baka- Argümanların ağırlığına rağmen, gayet
lım. Kar ımızda dul ve senden çok daha ya lı zeki olan Adam ve Cordelia, bu durumun
biri var ve bu adam, çok sevdiği e ini doğum farkında olacaklardır. Olmasına olacak-
yaparken, bebeğiyle birlikte kaybetiğinden bu lardır da kim sağduyuya dayalı bir evlilik
yana herhangi bir kadınla beraber olmak için yapıyor ki? Size yalnızca, u kadarını
isteksiz davranıyor. Son derece içine kapanık, söylebilirim, u an Dalgliesh i kimseyle
kendini i ine adamı profesyonel bir dedektif evlendirmek gibi bir planım yok. Yine de en
ve bir e ile ailenin, kendisini i inden alıkoy- ince ekilde kurgulanmı karakterler bile
masına asla izin vermeyecek biri. Bir erkek dü ünceli yazarının elinden kaçıp kendi a k
olarak çok çekici olduğunu kabul edelim, fakat hayatlarına yelken açmaya meyillidirler.
senden daha olgun, daha tecrübeli ve hata 1977 de, bu yazı kaleme alındıktan tam
daha güzel birçok kadını da aynı ekilde cazip otuz yıl sonra, Özel Hasta da (Private Pati-
edecektir. Adam ın geçmi ini, i ini veya im- ent) Adam Dalgliesh, Cambridge Üniver-
diki hayatını kıskanmayacağına emin misin? sitesi edebiyat öğretmenlerinden Emma
Ve hadi, tüm bunları geçelim, aranızda büyük Lavenham ile evlenir. Cordelia ise bildiğiniz
bir sırrın gölgesi yatığı sürece kendini ona ne gibi, yine yalnız ve kadınlara göre olmayan
kadar adamı sayacaksın. Hani u hayatları- bir i olan özel dedektilikle me gul her
nızın birbirine kısaca dokunduğu, senin o ilk daim.

P.D. James ve Roy Marsden

19
İNCELEME EZGİ ÖZCAN

KAoSun çoKLu
YÜzÜ fAuDA

C
hristopher Nolan ın çektiği Batman haberiyle ba layabiliriz. Filistin halkının tam
serisi. Sizce diğer Batman filmlerinin teçhizatlı İsrail askerlerine sadece ta larla kar ı-
arasından sıyrılıp nasıl efsanele ti? lık verebildiği görüntülerden olu mu kolajları
Okuyan gözlerde yanıp sönen ilk cevabı imdi- izleyebiliriz. İ gal, katliam, sava suçu. Filistin
den görüyorum: Tabii ki Joker! Peki, bir sorum -İsrail arasındaki meselenin özeti diyebiliriz.
daha var. Joker karakterinin dilden dile dola an Joker in kaosuyla Ortadoğu kaosunu denk-
bir sinema mitine dönü mesinin tek sebebi He- le tirdin mi imdi yani, peh! diyebilirsiniz.
ath Ledger ın insanüstü performansı mı sadece? Birçok kavramın olduğu gibi kaosun da birden
Hımm. Okuyan gözlerde bir cevap hemen
yanıp sönmemi olabilir bu sefer.
Moderniteyle birlikte ortaya çıkan düzen in
ve bu düzenin ayrılmaz bir parçası olan, en kü-
çük aksilikte bütün gidi atın paldır küldür ona
evrildiği kaos kavramının böylesine bir ka-
rakterizasyonu daha önce hiç yapılmamı tı. Bu
kıyasa Ajan Smith bile dahil. İddialı bir iddia.
Joker ehir hayatının, paranın, dürtülerin,
arzuların, duyguların, aksiliklerin kontrol
edilemez karma asının vücut bulmu hali adeta.
Hiçbir kuralı, parametresi, tahmin edilebilirliği
yok. Her an bir para dağını ate e verip yakabilir,
bir hastaneyi patlatabilir, partinizi basıp etra-
fı makineli tüfekle tarayabilir. Bunları büyük
ehirlerdeki gündelik hayatımızda ya amayaca-
ğımızı söyleyebilir miyiz? Bence söyleyemeyiz.
Neden mi? Çünkü Ortadoğu ya kom uyuz.
Yakın dönemde yakılıp yıkılmasına ahit
olduğumuz Ortadoğu ülkelerini bir dü ünelim:
Irak, Suriye, Mısır, Tunus, Libya. Kimisi i gal
altında kaldı, kimisi bahar rüzgârında savrul-
du. Bir de yangını neredeyse yüz senedir hiç
dinmemi , yakın bir zamanda da dinmeyeceği
belli olan Filistin var. Herhangi bir güne Gaz-
ze nin İsrail uçakları tarafından bombalanması

20
çok yüzü vardır. Özü, hareket mantığı aynı Tabii ki bu i , yurt edinmeyle kalmaz.
olsa da tezahürü ve sonuçları deği ebilir. Bazen Arapların toprak ve haklarının gasbına yani
kaos denen ey, mitolojik hikâyelerde dünyanın i gale doğru gider. İsrail devletle irken önce-
doğu una hizmet ederken bazen Joker olup en likle milisleri sonrasında da düzenli ordusuyla
küçük aksiliği bile kaldırmayan, kırılgan dü- katliamlar düzenleyerek Filistin halkının Suri-
zenlerin üzerine yürüyebilir. Bazen de -aslında ye, Lübnan ve Mısır a kaçmasına neden olur.
çoğu zaman- Ortadoğu da ya ayan insanların, Kangrenle en İsrail-Filistin meselesi, Birle mi
gerçek hayatlarından bir türlü söküp atamadık- Milletler in hakemliğine havale edilir. Filistin
ları bir vah et ve hiç bitmeyen travma halidir. toprakları için bir bölü me planı hazırlanır ve
En son İsrail ve Filistin de kalmı tık. Kaos oy çoğunluğuyla bu plan kabul edilir. Ancak
özellikle bu iki ülkenin vazgeçilmezi. Osmanlı İsrail bu bölü me planına hiçbir zaman uymaz.
Devleti nin yönetimi altındayken ba layan, Yıllara yayılan barı görü melerinden bazı
Filistin topraklarına Yahudilerin yerle mesiyle sonuçlar elde edilir ama nihai sonuç hiçbir
ilgili süreç bu toprakların İngiliz mandasında zaman çıkmaz. 2018 yılında İsrail i galci bir
kalmasıyla tam bir ke meke e dönü ür. İngiliz- devlet olarak hayatına devam etmekte. Filistin
lerin o dönemki sömürgeci çıkarlarına uyduğu ise imkânları kısıtlı, mazlum halkıyla bazen
için Yahudiler yerle imci olarak Filistin e yer- sadece ta atarak bile olsa hayata kalmaya
le tirilerek, gitgide nüfusları artırılır. Tabii bu çalı makta, direnmekte.
duruma kar ı çıkan ve yerel halkla kar ı kar ıya u ara İsrail i sağ bir hükümet yönetmekte.
gelmek istemeyen Yahudilerin sayısı da çoktur. Filistin de ise adını Mısır dan hatırlayacağı-
Avrupa da giderek artan Yahudi dü manlığı, o mız İhvan hareketinin desteğini alan Hamas
dönem birçok Yahudi nin kıtayı terk etmesine hükümete. Yaser Arafat döneminden bugüne
neden olur. Yakla ık 2.5 milyon Yahudi, ABD kadar varlığını devam etiren El-Fetih örgütü
ve Kanada ya göç eder. Hâlâ Filistin çok da ile aralarında çeki me var. Çünkü Hamas ın
tercih edilen bir adres değildir onlar için. Ancak bizim anlayacağımız tabirle siyasal İslamcı
sonrasında gelen soykırım, i lerin gidi atını de- tavrıyla zıt görü teler. Türkiye ise Hamas a bu
ği tirir. 6.5 milyon Yahudi nin Nazi Almanya sı özelliğinden dolayı yakın zamana kadar hep
tarafından katli akabinde, Filistin e gelen ya da arka çıktı.
diğer devletler tarafından yönlendirilen Yahudi- Bütün bu manzara içinde dizi seyircilerini,
ler burayı yurt edinmeye ba lar. duyduğunda hem a ırtacak hem de heyecan-

21
İSRAİL’DE ÜzÜm BAğı İçİnDE BİR Ev… çocuKLARıYLA ba ladığından beri hiç de huzurlu değil. İsrail
vE EşİYLE BİRLİKtE DışARıDAn mutLu vE HuzuRLu Savunma Bakanlığı na bağlı ama özerk çalı an
bir terörle mücadele timinin eski üyesi Doron.
BİR HAYAtı oLDuğu göRÜnEn, oRtA YAşLARınDAKİ Sadece üyesi de değil, en tecrübelisi. Lider özel-
DoRon… KApıSınA gELEn ESKİ İş ARKADAşının liği, becerikliliği ve gözü karalığıyla tanınıyor.
Timi bırakalı yıllar olmu . imdilerde karısıyla
tEKLİfİ onA KEnDİnİ vE HAYAtını SoRguLAtmAYA birlikte arap üreticiliği yapıyor. Ancak bu ona
BAşLADığınDAn BERİ Hİç DE HuzuRLu DEğİL. hiç mi hiç yetmiyor.
İSRAİL SAvunmA BAKAnLığı’nA BAğLı AmA özERK Kapısına gelen eski i arkada ı, bahsi geçen
terörle mücadele ekibinin hâlâ efi. Bir süre
çALışAn BİR tERöRLE mÜcADELE tİmİnİn ESKİ ÜYESİ önce Doron un öldürmeyi ba ardığı, Hamas ın
DoRon. SADEcE ÜYESİ DE DEğİL, En tEcRÜBELİSİ. en önemli militanlarından biri olan Panter
lakaplı Ebu Ahmed in aslında ölmediğini, bir
LİDER özELLİğİ, BEcERİKLİLİğİ vE gözÜ KARALığıYLA ekilde hayata kaldığını haber vermeye gelmi .
tAnınıYoR. tİmİ BıRAKALı YıLLAR oLmuş. şİmDİLERDE Her zamanki gibi kılık deği tirilip gizlice Ra-
KARıSıYLA BİRLİKtE şARAp ÜREtİcİLİğİ YApıYoR. mallah a sızılıp Panter in i i bu sefer gerçekten
bitirilecek. Sadece bu operasyona özel olarak da
AncAK Bu onA Hİç mİ Hİç YEtmİYoR. Doron, yeniden göreve çağırılıyor. Eğer Pan-
ter bir an önce yok edilmezse İsrail i bekleyen
landıracak geli me ise tabii ki Netlix ten geldi. potansiyel tehlike çok büyük.
İsrail-Filistin meselesinin ortasında geçen, İsrail Ramallah ta ise düğün hazırlıkları var. Ebu
yapımı Fauda u sıralar herkesin dilinde. Ahmed in erkek karde i, sevdiği kadınla evle-
*** necek. Aile bağları çok kuvvetli olan Araplarda,
İsrail de üzüm bağı içinde bir ev. Çocuk- İsrail tarafından aranan Hamaslı bir militan
larıyla ve e iyle birlikte dı arıdan mutlu ve bile olunsa evlenmek üzere olan karde e düğün
huzurlu bir hayatı olduğu görülen, orta ya la- hediyesi vermemek olmaz. Kılık deği tirerek,
rındaki Doron. Kapısına gelen eski i arkada ı- erkek karde inin kar ısına çıkan Panter ona
nın teklifi ona kendini ve hayatını sorgulatmaya bir tomar para verip ak ama yine kılık deği -

22
tirerek düğüne geleceğini söyler. Karde i buna Dİzİnİn AYnı zAmAnDA BAşRoL oYuncuSu
çok sevinir. oLAn LıoR RAz vE Avı ıSSAcHARoff, FauDa’nın
Panter in karde inin evleneceği haberi tabii
ki özel time istihbarat olarak çoktan gelir. Ebu YARAtıcıLARı. ESKİDEn ASKER oLAn İKİLİ,
Ahmed in de düğüne geleceği tahmin edilir. Bu ASKERDEYKEn YAşADıKLARınDAn YoLA çıKARAK
nedenle tim üyeleri, bu düğüne sessiz ama hızlı
bir operasyon düzenleyerek Ebu Ahmed i yok Bu pRoJEYİ tASARLAmışLAR. 2015’tE İLK
edecektir. Doron, karısının tüm kar ı çıkı larına SEzonu YAYınLAnAn FauDa’nın 2. SEzonu
rağmen yarım bıraktığı i i tamamlamaya karar- Bu SEnE göRÜcÜYE çıKtı. nEtfLıx’İn vERDİğİ
lıdır. O da operasyona katılacaktır.
Hamas ın önde gelen isimlerinin de katıldığı BİLgİLERE göRE 190 ÜLKEDE İzLEnmE SAğLAYAn
bu düğünde, Ebu Ahmed in dul e i olarak bi- FauDa’nın YARAtıcıLARıYLA şİmDİ YEnİ BİR
linen Nassrin de var. Kocasının aslında ölme-
diğini, saklandığını bilen birkaç ki iden biri. Dİzİ ÜzERİnDE çALışıYoRLAR. 2020 YıLınDA
Gözü kapıda onun gelmesini bekliyor. Kimse göStERİmE gİRmESİ pLAnLAnAn pRoJE şİmDİDEn
kendilerine doğru yakla an, düğüne tatlı getiren çoK BÜYÜK mERAK KonuSu.
pastane elemanlarının aslında kim olduğunun
farkında değil. Doron un da içinde olduğu,
terörle mücadele timinden üç ki i bir yandan tavır sergilemi . İsrail den dizi uyarlamak
rol yaparken bir yandan da kalabalığın içini yerine, özellikle 2010 dan bu yana büyük bir
tarayarak Ebu Ahmed i arıyor. ivme içinde olan İsrail dizi sektörünün için-
Ancak Ebu Ahmed düğüne varamadan, dü- den bir i i hayata geçirmeyi tercih etmi .
ğündeki Hamaslılar tatlıcı rolündeki tim üyele- Dizinin aynı zamanda ba rol oyuncusu
rinden üpheleniyor. Onları mutfakta sıkı tırıp olan Lior Raz ve Avi Issacharof, Fauda nın
silah çekiyorlar. Tim üyeleri rol yapmaya de- yaratıcıları. Eskiden asker olan ikili, as-
vam edip üphelecek bir durum olmadığına dair kerdeyken ya adıklarından yola çıkarak
Hamaslıları ikna etiği noktada, kapıdan kılık bu projeyi tasarlamı lar. 2015 te ilk sezonu
deği tirmi ekilde Ebu Ahmed giriyor. Doron yayınlanan Fauda nın 2. sezonu bu sene
onu hemen tanıyor. Tam onu çekip vuracaklar- görücüye çıktı. Netlix in verdiği bilgilere
ken ortalık birden karı ıyor ve düğün birbirine göre 190 ülkede izlenme sağlayan Fauda nın
giriyor. Doron kulağındaki mikrofona bağırıyor: yaratıcılarıyla imdi yeni bir dizi üzerinde
Fauda! Fauda! çalı ıyorlar. 2020 yılında gösterime girmesi
Arapça kaos anlamına gelen fauda bu özel planlanan proje imdiden çok büyük merak
timin operasyon esnasında i lerin ters gitiğini konusu.
karargâha bildirmek için kullandıkları, destek İsrail-Filistin meselesinin tam göbeğinde
istediklerini anlatan kod. Karı an düğün içinde geçen bir ajan-aksiyon dizisinin tartı ma
Doron, Ebu Ahmed yerine damadı yani karde i- yaratmaması beklenemezdi tabii ki. İsrail
ni vuruyor. Ve bu, Doron ve Ebu Ahmed arasın- kar ıtı birçok grubun, Netlix e diziyi yayın-
daki kan davasında yeni saha açıyor. İkisinden lamaması için çağrıda bulunduğu biliniyor.
biri yok olmadan asla bitmeyecek bir dava. Eğer yayınlamaya devam edilirse bu gruplar
*** yasal yollara da ba vuracaklarını açıklamı -
İsrail de bir dizi sektörü olduğundan birçok lar. Çünkü onlara göre Fauda, i galci İsrail in
izleyici haberdar değil. Çekim yöntemleriyle fa ist propagandasından ba ka bir ey değil.
olduğu kadar senaryolarıyla da gayet kaliteli Fauda nın ne olduğu, nerede durarak
i ler ortaya koyan İsrail dizi sektörü, ilk olarak hikâyeyi anlatığına ise izleyicilerin karar
adını fenomen dizi Homeland le dünyaya vermesi gerekiyor. Türkiye halkı olarak
duyurdu aslında. Homeland, Hatufim adlı iki birçoğumuzun gözünde İsrail in çok da iyi
sezonluk İsrail dizisinden uyarlama. imdilerde bir konuma sahip olmadığını biliyoruz. Bu,
ise HBO, Euraphia adlı İsrail dizisini uyarlıyor. çoğu zaman ırkçı yakla ımlara ve hata
Yakınlarda daha fazla İsrail dizisinin dünyaya saldırılara yol açsa da normalde gündelik
bu ekilde açılacağını tahmin etmek hiç de zor hayatını gözümüzde bile canlandırmadı-
değil. ğımız bu iki ülkenin ili kilerine içeriden
Ancak Netlix bu noktada yine kendi özgün bakmak, bizi ba ka boyutlarda dü ünmeye
aklını ortaya serip tam da kendine uygun bir sevk edebilir.

23
RÖpORtAj ufuk kAAN ALtıN

KARIN SLAUGHTER

“HER YEnİ KİtAptA


oKuRLAR İçİn
HEYEcAn vERİcİ
şEYLER YAzmAYA
çABALıYoRum”

İçİ Boş BEStSELLERLARDAn DEğİL onun YAzDıKLARı. SAğLAm, KARAKtERLERİnİn AYAKLARı YERE
BASAn, İYİ öRÜLmÜş vE KuRguLAnmış poLİSİYE vE gERİLİm RomAnLARıYLA nEREDEYSE 20 YıLDA 40
mİLYonA YAKın KopYA SAtAn, ESERLERİ YAKLAşıK 40 DİLE çEvRİLEn KARın SLAugHtER, pSİKoLoJİK
gERİLİm tÜRÜnDEKİ YEnİ RomAnı PıeceS oF her’Ün tELAşESİ İçİnDE Bİzİ KıRmAYıp SoRuLARımızı
YAnıtLAmA İncELİğİnİ göStERDİ. SLAugHtER, “çoK Azımız HAYALİnİ KuRDuğu İşİ YApıYoR. İştE Bu
YÜzDEn HER YEnİ KİtApLA oKuRLAR İçİn HEYEcAn vERİcİ şEYLER YAzmAK İçİn çABA göStERİYoRum,”
DİYoR. SLAugHtER’ın YAzAR ADAYLARını DA BİR tAvSİYESİ vAR: “oKumAK İStEYEcEğİnİz ESERLER
YAzmAYA çALışın...”
Röportaj için soru hazırlamaya ba la- 2001 tarihli Körbakı , ilk roman katego-
madan önce kütüphaneme öyle bir göz risinde Polisiye Yazarlar Birliği’nin prestijli
gezdirdim de Grant County Serisi’nin Elmas Hançer’i ile ödüllendirildi. Sonrası
toplam altı kitabından Türkçeye çevrilen herkesin malumu. Buraya döneceğiz ama
be i, yine Will Trent Serisi’nden Türkçeye ben aslında ilk romanın öncesini merak
çevrilen be romandan dördü ralarda du- ediyorum. O güne kadar ne yapıyordunuz?
ruyordu. Kitaplarınız bağımlılık yapıyor. Karin Slaughter kimdir, hangi yollardan
Milyonlar yanılıyor olamaz. Neredeyse geçmi tir? Biraz anlatır mısınız lütfen.
40 dile çevrilmi eserleriniz, 40 milyon Yazar olmak, daha anaokulundan beri ha-
kopyaya yakın da satı ınız var. Kendinizi yata sürekli yapmak istediğim tek eydi ama
nasıl hissediyorsunuz? Yazmaya ba larken yazar olarak hayatımı idame etiremeyeceğimi
bugünlerin hayalini kurmu muydunuz? dü ünerek yedek planlar da yaptım. Avukatlık,
Her gün dünyadaki en anslı insanlardan çizgi roman ressamlığı, astronotluk aklımdan
biri olduğumu dü ünürüm. Çok az insan hep geçenlerdi. Havalı eyler. Sonunda ha ere itlafı
istediği, hayalini kurduğu i i yapabiliyor. (uyu turucu satıcılığına giden yolu açabilirdi),
İ te bu yüzden her yeni kitapla okurlar için boya-badana i leri, tabelacıda i çilik, sonra-
heyecan verici eyler yazmak için çaba gös- sında tabelacı dükkânı i letmeciliği yaptım.
teriyorum. Okurlarım oldukça onlara güzel Neyse ki nihayetinde ilk kitabım için anla ma
öyküler sunmaya devam edeceğim. imzalayabildim.

24
“Favori yazarım, Flannery
o’Connor”
Yazarlık, edebiyat hep içinizde
vardı diyebilir miyiz? Yazmaya, Siz kimleri okur, kimleri takip
yazar olmaya nasıl karar verdiniz? edersiniz? Hangi yazar ve eserlerden
Yazarlık hakkında hatırladığım ilk etkilendiniz? Favori yazarlarınız,
ey, he Boom Diddy Kity. Örsele- sevdiğiniz polisiye dizi ve filmler
nen, pek arkada ı olmayan bir çocuğa hangileri?
yardım eden bir kedinin hikâyesiydi. Tek bir isim verecek olsam Flannery
Kediler gerçekten de heyecan vericidir O Connor derdim. Kate Atkinson ın bü-
bu arada. Bunu yazdığımda küçük tün eserlerini okudum, Case Histories’e
bir çocuktum. İçimdeki hikâye hayranım. Sarah Waters ın Fingersmith’i
anlatma tutkusu uzun zamandır de her zaman favorilerimden biri olmu -
benimle diyebilirim… tur. Lee Child ın Jack Reacher ve Sara
Paretsky nin V.I. Warshawski karak-
“herkeSTen uzakTa terlerini de çok severim. Alafair Burke,
ve yalnızken daha iyi Kate White, Sara Blaedel, Don Winslow
yazaBiliyorum” ve Lisa Gardner da her zaman okuma
Üretken bir yazarsınız. Nasıl listemde yer alan isimler. Televizyona
yazıyorsunuz? Belli bir sisteminiz gelirsek son zamanlarda izleyip be-
var mı? ğendiğim yapımlar: Killing Eve, he
Kendimi yazmak için hazır hisseti- Innocents ve Sharp Objects…
ğimde Atlanta nın iki saat dı ındaki
Blue Ridge Dağları nda babamın
benim için yaptığı kulübeye Dürüstçe söylemem gerekirse bir
gidiyorum. Ke ke düzenli olduğumu hikâyeye ba ladığımda karakterlerim
söyleyebilseydim ama değilim. hakkında gerçekten iyi ikirlerim
Sabah kalkar, yazmaya ba larım, olur. Neye benzediklerini, nasıl
kelimeler tükenince de dururum. konu tuklarını, ne dü ündüklerini, nasıl
Bu bazen 12-16 saat sürüyor, arada hareket etiklerini bilirim. Sonra onlara
ekerlemeler var tabii. Bazen de i ler yüklerim, gerçek hayata bu i leri
yazabildiğim süre dört saatle sınırlı yapan pek çok insanla da konu urum.
kalabiliyor. Daha çok ekerleme Bunu, karakteri ve hikâyeyi
yaparak vakit geçiriyorum bazen. inandırıcı kılmak için yaparım.
Herkesten uzakta ve yalnızken daha anslıydım; Georgia Cinayet
iyi hissediyorum. İnsanlar kafelerde Masası ndaki dedektilerle, biliminsanla-
nasıl çalı ıyor anlamıyorum, daha rıyla, doktor ve teknisyenlerle tanı ma,
kötüsü yazmaya ba lamı ken en konu ma fırsatını buldum. Benim için
heyecanlı yerinde nasıl bırakabili- her zaman doğru yol göstericiler oldu-
yorlar? Sanırım bunu takıntılı kimli- lar. Sara yı konu tuğu konu hakkında
ğimle açıklayabilirim. Ba ladığım bir bilgi sahibi gösteren Teksaslı bir acil
eyi yarıda bırakmam. servis doktoru da tanıyorum. Çok iyi
bir öğretmen oldu benim için.
“hikâyeyi inandırıCı Criminal ve Cop Town ı yazarken
kılmak için işin uzmanıyla emekli kadın polislerle de konu mu -
konuşurum” tum. unu söyleyebilirim kısaca; yıllar
Biraz da romanlarınızdaki kah- boyunca konu tuğum insanlar çok
ramanlardan söz edelim isterim. cömert davrandı bana, onlara gerçekten
Karakterlerinizi olu tururken nasıl minnetarım.
bir çalı ma yapmı tınız ba langıçta?
Nasıl ilerlemi tiniz? Özellikle Sara “yakın zamanda GranT CounTy’ye
Linton ve Will Trent’i yaratma sü- dönmeyi dÜşÜnmÜyorum“
recinizi merak ediyorum. Tabii ki Son Grant County romanının çıkı
Sara’nın yeniden evlendiği polis efi tarihi 2007. Sara Linton’ı özledik.
e i Jefrey Tolliver, Lena Adams ve Gerçi, Sara ile Will, aynı vakada
Will’in partneri Faith Mitchell’ı da. çalı tı ama. Yakın gelecekte ikisinin

25
Yazarın Blue Ridge Dağları’ndaki kulübesi

birlikte çalı tığı veya iki ayrı serinin yeni “Wıll TrenT, Televizyona çok
romanlarını görecek miyiz? yakışırdı”
Parampar”a romanımdan sonra Sara, At- Romanlarınız televizyon ve sinemaya uyar-
lanta ya ta ınıp Will Trent serisine dahil oldu. lanıyor. İsim verirsek; Cop Town, The Good Da-
2019 da piyasada olması beklenen yeni ro- ughter ve son romanınız Pieces of Her’ün uyar-
manım, Sara ve Will in birlikte çalı acağı ye- lamaları u anda yapım a amasında. Grant
dinci kitap olacak. u anda Grant County ye County ve Will Trent serileri dı ındaki eserler
dönmeyi dü ünmüyorum ama kim bilir. bunlar. Daha önceki i lerinizi sinemada
veya beyazcamda görmek istemez miydiniz?
Bu iki seriden bağımsız olarak da ro- Buradan uraya geleyim; yazarken muhtemel
manlar yazdınız. Son romanınız Pieces of uyarlamaları da gözetiyor musunuz?
Her mesela. Çok yeni ve henüz Türkçeye Bütün romanlarımı ekranda izlemeyi çok
çevrilmi değil. Biraz bahsedebilir misiniz isterim. Televizyon ve sinema, hikâye anlatımı
romandan? Nasıl bir kurgu izliyor, nasıl için harika bir ortam sunuyor. İyi yönetmen ve
ele tiriler aldı? yetenekli oyuncular eliyle gerçekten heyecan
Pieces of Her, yeti kin bir kadının annesinin verici ve ilginç i ler ortaya çıkabiliyor. Will
gizli geçmi ini ke if öyküsü temelde. Anne, Trent in televizyona çok yakı acağını dü ünü-
kızı Andy ile birlikteyken silahlı bir saldırıya rüm.
uğruyor. Romanın geri kalanında Andy, anne-
sinin ne sakladığını bulmaya çalı ıyor. Kitap Türkiye’de de popüler olduğunuzu söyleye-
hakkındaki ele tiriler harika. ABD nin yanı yim ama son dönemdeki eserleriniz maalesef
sıra Britanya, Hollanda, Belçika, Almanya, henüz dilimize çevrilmi değil.
Kanada, İrlanda, Avustralya ve Yeni Zelan- Çok te ekkür ederim. Umarım Türk
da da çoksatanlar listesinde yer alıyor. yayıncılar, daha fazla kitabımı dilinize kazandırır.

Karakterleriniz sağlam, kurduğunuz 221B, Türkiye’nin ilk ve tek polisiye kül-


dünya zengin, kurgunuz akıcı, yazım türü dergisi. Böyle yayınları nasıl buluyorsu-
diliniz sürükleyici. İyi bir polisiye yazarı nuz? Okurlarımıza neler söylemek istersiniz?
nasıl olmalı sizce? Yazar adaylarına neler Polisiye dergileri severim. Ellery ueen in
önerirsiniz? hayranıyım. Readers Digest te, eskiden ger-
Polisiye okumayı severim, her zaman da çek suç hikâyeleri yayımlanırdı. Di hekimine
sevmi imdir. Yazar adaylarına verebileceğim veya doktora gitiğimde bekleme salonlarında
en iyi tavsiye, kendilerinin okumak isteyeceği bulurdunuz. Polisiyeseverler benim arkada la-
eserler yazmaya çalı sınlar. rım. Herkese selam gönderiyorum.

26
İNCELEME DR. ÖğREtİM üYESİ BERkEM SAğLAM ÇANkAYA üNİvERSİtESİ, İNGİLİZ
DİLİ vE EDEBİYAtı BÖLüMü

“SpınStER” DEDEKTİfLER VE mELEK TEYZE

“SpınStER” tÜRÜnÜn En İYİ BİLİnEn öRnEğİ mıSS mARpLE oLSA DA İLK öRnEK o DEğİLDİR. poLİSİYE
EDEBİYAtın BABASı EDgAR ALLAn poE İSE AnnESİ DE AmERİKALı KAtHERİnE AnnE gREEn (1846-1935)
oLARAK KABuL EDİLİR. 1 tÜRE BİRçoK YEnİLİK gEtİRDİğİ RomAnLARının ÜçÜnDE, nEW YoRK poLİSİnE
EşLİK EDEn AmELıA ButtERWoRtH ADınDA BİR “SpınStER” vARDıR.


Spinster kelimesinin Türkçe kar ılıklarını ula ma ansı olmayan bu tip amatör dedektiler,
dü ündüğümüzde, kar ımıza evde kalmı , bir hikâye kurgulamak ve bu hikâyedeki neden-
kız kurusu , ya lı kız , kalık , evlenme- sonuç ili kisinden çıkarım yaparak suçluya
mi kadın gibi terimler çıkar. Bunlardan bazı- ula mak zorundadır. 221B nin kadın dedektileri
ları oldukça cinsiyetçiyken, evlenmemi kadın incelediği 2. sayısında, Tülay Güne Kılıç bu de-
terimini kullanmayı seçsek de terimin İngilizce- dektif türüne yapacak bir eyleri olmadığı için
de ortaya çıkan ikincil hata üçüncül anlamla- pencereden gelip geçeni izleyen, ya adıkları kü-
rını es geçmi oluruz. 14. yüzyıl itibarıyla ören çük yerlerde hemen herkesin kirli çama ırlarını
ki i anlamında da kullanılan spinster kelime- bilen ve bu bilgileri kendi aralarında payla an
sinin kökeni, dönmek, ağ örmek, yün eğirmek, evde kalmı ya lı kızlar olarak tanımlar, daha
bükmek gibi anlamlarıyla kullanılan spin/ sonra Miss Marple dan hiç evlenmemi ya lı
spinning kelimelerinden gelir.2 Daha çok kadın bir kız olarak bahseder.4 Benzer bir ekilde ve
örgücüler için kullanılan bu kelime, yakla ık 17. aynı sayıda yer alan ba ka bir makalede Fulya
yüzyıl sonrasında, evlenmemi (çoğunlukla) Turhan ise Amelia Buterworth karakterini her
kadın anlamında kullanılmaya ba lanmı , hata eye burnunu sokan amatör kadın dedektilerin
unvan niteliği kazanmı tır.3 Evli olmamak ile öncüsüdür, Miss Marple ın bir prototipidir diye
örgü örmek arasındaki bu ilginç ili ki de böy- tanıtır.5 Erol Üyepazarcı ise cinsiyetçi bir yak-
lece ortaya çıkar. Terimin çağrı tırdığı bir diğer la ımla 8. sayıda Miss Marple ı evde kalmı kız
anlamsa örgü örmek ve hikâye kurgulamak kurusu ama uyanık ve saygıdeğer hanımefendi
arasındaki bağlantıya dikkat çeken spinning a olarak tanımlar ve sonrasında da hanımefendili-
tale deyimidir ki bu tarz polisiye romanlarda ğine vurgu yaparak, kız kurusu olduğuna fazla
özellikle önem kazanır. Zira bilimsel kanıtlara takmamak gerekir der.6
İngiliz ve Amerikan polisiye edebiyatında
kar ıla tığımız bu amatör dedektif çe idinin
ba lıca özelliklerinin, sırf verilen isim
dolayısıyla ya lı ve evlenmemi olması
olduğunu böylece anlıyoruz. Joan Warthling
Robert s a göre spinster dedektiinin cinsel
açıdan çekici olmaması son derece mühimdir:
Spinster dediğimiz, cinsel açıdan ilgi çekici
olmayan (olsaydı, evli olurdu), bu konuda dene-
yimsiz, kurumu ve usanmı bir kadındır .7 Top-
lum içinde geçerli bir rolü olmayan bu evlenme-
mi kadınsa i i gücü olmadığından olsa gerek,

Miss Marple (Joan Hickson) 27


Katherine Anne Green

elâlemin i lerine burnunu sokar; onu ba arılı


bir gözlemci yapan da budur zaten. Roberts ın
dediğine göre, tenkitçi ve ahlakçı olması ve
kom ularının hayatlarını hasetle takip etmesi
beklenir. 8 Hayatında heyecan namına bir olay
olmadığı için tam bir kom u gözlemcisidir ve en
belirgin özelliklerinden biri de gerekli bilgileri
sohbet/dedikodu aracılığıyla edinmesidir. Görü-
nü e göre oldukça basmakalıp bir tipleme olan
spinster dedektifinin ku kusuz en bilinen ör-
neği de polisiyenin altın çağında yazılan Agatha
Christie nin (1890-1976) Miss Marple serisidir.
Türkçeye de nedense bekâretini vurgulama
amacıyla kullanılan Miss unvanıyla geçen
Jane Marple, 12 roman ve 20 kısa hikâyede
kar ımıza çıkar. Kitapları okumamı olanların
dahi film ve dizi uyarlamalarıyla yakından
tanıdığı Jane Marple, St. Mary Mead kasabasın-
da ya ar (hayatı boyunca da orada ya amı tır)
ve romandan romana deği iklikler gösterse de
iyi kalpli ve zekidir. Hayatında hiç çalı mamı -
tır. Dünyanın neresine giderse gitsin, nasıl bir
suçla kar ıla ırsa kar ıla sın, mutlaka St. Mary
Mead kasabasında benzer bir olay ya anmı tır
ve Marple ın i i, deneyimlerine güvenerek ve
etrafındaki insanları konu turarak suçluyu
yakalamaktır. Kendisi yakalamaz elbete ama
problemi çözer ve yetkililere bildirir. Etrafındaki
ki iler de genel anlamda Marple la konu mak- lerinden kalma deterlerine sayısız notlar alır
tan kaçınmazlar, sonuçta sürekli örgü ören ya lı ve üphelilerle tanı ma ihtiyacı bile duymadan
bir teyzeyle sohbet etmenin nasıl bir zararı suçu çözümleyebilir. Bu açıdan armchair dete-
olabilir ki? ctive diye anılan koltuk dedektifi olarak da
Spinster türünün en iyi bilinen örneği Miss ele alınabilir. Birkaç ki iden olayları dinledikten
Marple olsa da ilk örnek o değildir. Polisiye sonra, kendisine ba vuran ki iye sebep ve so-
edebiyatın babası Edgar Allan Poe ise annesi de nuçlarıyla suçun nasıl gerçekle tiğini kurgular,
Amerikalı Katherine Anne Green (1846-1935) polislere anlatır ve hikâye böylece biter.
olarak kabul edilir.9 Türe birçok yenilik getirdiği Türk polisiye romanlarında birçok bekâr
romanlarının üçünde, New York polisine e lik profesyonel ve amatör kadın dedektif olsa da
eden Amelia Buterworth adında bir spinster (Ayçiçeği Dedektilik Bürosu ndan Azade veya
vardır. Ancak Fulya Turhan ın da belirtiği MedCezir Dedektilik Bürosu ndan Zeynep, Kati
gibi, türün prototipi olarak dü ünebileceğimiz Hir el veya Misli Perin gibi) ya haddinden ve
karakter, Patricia Wentworth ün ürünü olan polislerle birlikte çalı ıp onlar tarafından itibar
Miss (Maud) Silver dır. Emekli bir mürebbiye görmesi açısından spinster dedektif olarak
olan Miss Silver, spinster unvanının hakkını (evde kalmı tan ziyade iki çocuklu bir dul olsa
gerçekten verir ve sayısız yeğenleri için roman da) Çağan Dikenelli nin Melek Teyze dedektifi
ba ı en az bir çit çorabı aradan çıkarır. Miss gelir akla. Vaktiyle evlenmi tir evlenmesine
Marple ile birçok benzer özelliği vardır Miss ama albeniden tamamıyla uzak olmakla birlikte
Silver ın; beyaz saçlıdır, elinden örgüsü eksik iyi bir anne de değildir. Günümüz romanlardaki
olmaz ve tabii ki çok zekidir. Biraz farklı olarak kadın dedektiler soru turma sırasında polislerle
kitapların ortalarına doğru ortaya çıkar ve hata üphelilerle bile kâh duygusal kâh fiziksel
genelde üpheli durumun içinde olan birinin yakınla ma ya asalar da yazarın Melek Teyze
veya eski öğrencisi polislerin kendisine ba vur- tiplemesi bu olasılığı en ba tan eler. Kör Fahi e
ması üzerine olaya dahil olur. Çalı ma odasını Bı”ağı nda yataktan kalkı ı aynen öyle anlatı-
nadiren terk eden Miss Silver, öğretmenlik gün- lır: Yatağında doğrulmak için davrandı ama bu

28
mELEK tEYzE RomAnLARınDA (Yürek Söken cinaYeTleri VE kör
Fahişe Bıçağı) KomEDİ unSuRu ön pLAnDADıR. KEnDİSİ DE BİR AgAtHA
cHRıStıE oKuRu oLAn mELEK tEYzE Son DEREcE cEvvAL, HıRçın vE
KÜfÜRBAzDıR (KESİnLİKLE BİR “LEYDİ” İLE KARıştıRıLAmAz); BunLAR,
onun ESKİ SpınStERLARDAn AYıRıcı özELLİKLERİDİR AncAK KomEDİ
unSuRunun gEnELDE poLİSLERLE EtKİLEşİmİ SonucunDA oRtAYA
çıKtığını DÜşÜnÜRSEK Bu DA “SpınStER” RomAnLARınDA YoğunLuKLA
göRDÜğÜmÜz BİR nİtELİKtİR.

çabası, ek iyen ve kırı kırı olan sert yüzün- yetlerine inanmaz ama tanıklık süreci sonunda
den anla ılacağı üzere, epeyce canını acıtmı tı. kendinden daha ba arılı olduğunu kabul eder.
Ters dönmü bir kaplumbağa gibi debelenirken Örgü i lerini ve oklavasını silah olarak kul-
Allah bu romatizmanın cezasını versin! diye lanabilen ve önceki örneklere göre genel olarak
söylendi. Yürek Söken Cinayetleri’nde ise yine daha aktif bir soru turma yürüten Melek Teyze yi
alımlı olmaktan uzaktır: Melek Teyze kaldırım- de bir spinster dedektif olarak kabul edebiliriz.
ları altları a ınmı topuklarıyla doping iğnesi Miss Buterworth, Miss Marple ve Miss Silver
yapılmı ya lı bir at gibi döverek ilerlerken gibi öncülere olan edebi borcu açıkça ortadadır
ökesi görülmeye değerdi doğrusu. 10 Bu arada, ve evli olmaması, ya ının geçkin olması, platonik
sıklıkla cinsiyetçi bir yakla ımla tabir edilen veya cinsel ili kilerinin eksikliği, dedikoduculuğu
Melek Teyze nin koca kıçı na da neredeyse bir ve resmi dedektilere yardımcı statüsünü kabul
karakter olabilecek kadar yer verilir romanlarda edip hikâyeyi kurgulayan ki i olması (sebep-so-
ve karakterin betimlemesinde önemli bir yeri nuç ili kisini dü üncede olu turan) açısından bu
olduğu açıktır. Anneliğine gelince, sıklıkla geri türün 21. yüzyılın hızına, sınıf ve cinsiyet ayrım-
zekâlı olarak nitelediği büyük oğlu Tuğrul un larına daha uygun olarak evrildiğini gözlemleriz.
emniyetin ar iv bölümünde çalı masından
faydalanır ama kendisiyle hiçbir duygusal bağı noTlar
yoktur. Küçük oğlu Oğul ise gerçekten geri 1 martha Hailey DuBose, Women of mystery: the Lives and Works of
zekâlı, bunun yanı sıra da çok iridir; onu da notable Women crime Writers. St. martin’s minotaur, 2000.
ki isel koruması olarak kullanır.
2 compact Edition of the oxford English Dictionary
Melek Teyze romanlarında (Yürek Söken
Cinayetleri ve Kör Fahi e Bı”ağı) komedi unsuru 3 compact Edition of the oxford English Dictionary
ön plandadır. Kendisi de bir Agatha Christie 4 tülay güneş Kılıç, “İngiliz polisiyelerinde ‘Leydi’ Dedektiler.” 221B.
okuru olan Melek Teyze son derece cevval, Sayı2.
hırçın ve küfürbazdır (kesinlikle bir leydi ile
karı tırılamaz); bunlar, onun eski spinsterlar- 5 fulya turhan, “Amerikan polisiye Edebiyatında Kadın Dedektiler.” 221B.
dan ayırıcı özellikleridir ancak komedi unsu- Sayı 2.
runun genelde polislerle etkile imi sonucunda 6 Erol Üyepazarcı, “Agatha christie’nin Dedektileri.” 221B. Sayı 8.
ortaya çıktığını dü ünürsek bu da spinster
romanlarında yoğunlukla gördüğümüz bir nite- 7 “the spinster is of course a woman who is not sexually interesting (if she
liktir. Diğer spinster örneklerinde gördüğümüz were she would have married), is sexually inexperienced, and is dried
ya lı kadının önemini anlamayan polislere onu up and frustrated” (7). Joan Warthling Roberts, “Amelia Butterworth:
savunma görevi birlikte çalı tığı polislere dü- the Spinster Detective.” feminism in Women’s Detective fiction. Ed. By
erken, Melek Teyze kendi i ini kendi görür ve glenwood ırons. university of toronto press, 1995.
Ba komiser Refik e, Bu vakayı da çözdükten 8 “she is expected to be censorious and moralistic, dryly envious of the li-
sonra dedektilik kursu veren bir yer açacağım. ves of her neighbours” (7). Joan Warthling Roberts, “Amelia Butterworth:
Sen de gelirsin o zaman Refik oğlum. Yarı para the Spinster Detective.” feminism in Women’s Detective fiction. Ed. By
alırım senden, merak etme, 11 diyebilmekte- glenwood ırons. university of toronto press, 1995.
dir. Hata romanın sonunda Refik, Ben sıfır
numara salakmı ım, diyerek Melek Teyze nin 9 martha Hailey DuBose, Women of mystery: the Lives and Works of
kendisinden çok daha iyi bir dedektif olduğu- notable Women crime Writers. St. martin’s minotaur, 2000.
nu kabul eder. Bu, Miss Silver, Miss Marple ve 10 Yürek Söken cinayetleri. İstanbul, 2014.
Miss Buterworth de de sıklıkla kullanılan bir
döngüdür: üpheci polis spinster ın kabili- 11 Kör fahişe Bıçağı. İstanbul, 2014.

29
İNCELEME ÇAğLA üREN

poLİSİYE SİnEmAnın “ötEKİ” YÜzÜ:


R O m A N P O L A N S K ı

ApARtmAn ÜçLEmESİ; BulanTı (1965), roSeMarY’nin BeBeği (1968) vE kiracı (1976)


fİLmLERİnİ KApSAR. fİLmLER, pSİKoLoJİK ARKA pLAnı vE BÜYÜK öLçÜDE mEKân SEçİmİYLE oLuşAn
KLoStRofoBİK AtmoSfERİYLE poLAnSKı’nİn KoRKu vE gERİLİm SİnEmASının önEmLİ öRnEKLERİnİ
oLuştuRuR.

R
oman Polanski nin ilk uzun metrajlı filmi gerçekle bağını koparı ını ve sonunda kontrolü
Knife in the Water çıktığında, sinema kaybederek içgüdülerine teslim olu unu izleriz.
sektöründe Alfred Hitchcock rüzgârı Trelkovski kendini, Carol ba kalarını öldürmeyi
esmekteydi. Freudyen temaları filmlerinde tercih ederken, Rosemary de paranoyalarıyla
zekice kullanan Hitchcock un etkisi, Polanski ba etmek zorunda kalır.
filmlerinde de görülür. Birçok ayrıntının yanı Apartman Üçlemesi, Polanski nin özgün
sıra toplum baskısı, ötekile tirme ve bunların gerilim sinemasının birçok karakteristik özel-
sonucunda bireylerin ya adığı psikolojik trav- liğini yansıtır. Bunlardan biri, karakterler ve
malar ve mizansenler Hitchcock un Polanski mekân arasındaki ili kidir. Diğeriyse filmlerin
sinemasına bıraktığı bir çe it miras olarak sahip olduğu alt metinlerin zenginliği, daha
da dü ünülebilir. Polanski, ilk uzun metrajlı doğrusu birçok farklı okumaya elveri li olması
filminden sonra çıkan Apartman Üçlemesi ile ve tek bir gerçeğin olamayacağını gösterme-
sinema sektöründeki yerini sağlamla tırırken sidir. Polanski, bunları yaparken filmlerin
bu psikolojik mizansenleri ve Freudyen temaları izleyiciyle kuracağı ili kiyi de ayrıntılı biçim-
en az Hitchcock kadar iyi ve özgün biçimde de kurgular. İzleyiciyi yaratığı klostrofobik
kullanabileceğini de göstermi olur. atmosferin içine sokarken bazı Freudyen
Apartman Üçlemesi; Bulantı (1965), Rose- yöntemlerden de yararlanır. Ben de yazının
mary nin Bebeği (1968) ve Kiracı (1976) film- geri kalanında, bahsetiğim bu özellikleri
lerini kapsar. Filmler, psikolojik arka planı ve açmaya, Apartman Üçlemesi ni bu açıdan ola-
büyük ölçüde mekân seçimiyle olu an klostro- bildiğince aydınlatmaya çalı acağım.
fobik atmosferiyle Polanski nin korku ve geri-
lim sinemasının önemli örneklerini olu turur. aparTmanlar ve kimlik meSeleSi
Üçlemenin her ilminde ba karakterler, top- Üçlemede bahsetmemiz gereken belki de
lum tarafından çe itli nedenlerle kabul görme- ilk ey; mekânların yani apartmanların i levi
yen ve çevresiyle ya adığı kötü deneyimlerin ve filmin bütününe etkisidir. Çünkü üç ilmde
etkisiyle kendi benliğini -Freudyen bir deyi le de apartmanlar toplumu sembolize ederken,
süper egosunu- geli tirememi ki ilerdir. Kira- karakterlerin ya adığı daireler de onların
cı da Trelkovski ba ka bir milliyeten olduğu ki iliklerini temsil eder. Daireler, aynı zamanda
için daima dı lanırken Bulantı da Carol, babası karakterlerin birçok nedenden dolayı kaçıp
tarafından taciz edildiği için cinselliği çağrı tı- saklandıkları kale i levini görür. Bu nedenle
ran her eyden tiksinir. Rosemary ise birkaç ay apartman daireleriyle ba karakterlerin yapısı
sonra dünyaya getireceği bebeğini toplumun arasında paralellik vardır.
eytani etkisinden korumaya çalı ır. Bizler Üçlemenin ilk ilmi Bulantı da mekânın,
de izleyici olarak, film boyunca karakterlerin ba karakter Carol ın iç dünyasını yansıtığı

30
söylenebilir. Duvarlarda sürekli ortaya çıkan ramamı tır. Bununla birlikte bir seksaplitesi ya
çatlaklar, onun ruhundaki ve vajinasındaki da kendi cinselliğini ke fetmesini sağlayacak
çatlakları temsil eder. Carol, küçük ya ta ba- romantik bir ili kisi de yoktur. E i daima i leriy-
basının tacizine maruz kalmı tır. Bu nedenle le ve yan dairedeki ya lı kom ularıyla ilgilen-
babasının onun odasına geldiği 23.00 saatinde mekte, Rosemary i yalnız ve duygusal açıdan
nevrozlar ya ar ve sevi me sesleri duyar. Bu ge- eksik bırakmaktadır.
rilimli anlarda artan saat sesi de ona babasının Bunun yanı sıra dairede yanlı ve tekinsiz
geli vaktini hatırlatır. eyler de vardır. Gizli bölmeler, yanlı yerde
Ablasıyla ya ayan Carol, ablası tatile gitik- duran dolaplar, feci ekilde can veren eski ev
ten sonra gerçekle ve zamanla bağını kaybeder. sahipleri ve kom ular, eksik parke mobilyalar.
Önce pencereleri örter, dairedeki her eyi tıpkı Ancak bunlara rağmen daire oldukça ferah ve
zihnindekiler gibi pis ve dağınık bırakır. Za- aydınlık bir görünüme sahiptir. Bu zıtlık da
manın geçtiği ise ancak çürüyen tav andan ve Rosemary nin karakterini iyi yansıtır. Çünkü
çimlenen patateslerden anla ılabilir. Bu durum Rosemary de aslında tüm eksiklerine rağmen
da karakterin ruhsal yapısının tıpkı tav an ve oldukça güzel ve akıllı biridir. E iyle ya adığı
patatesler gibi çürüdüğünü gösterir. sorunlara rağmen dı arıdan oldukça mutlu ve
Polanski, karakterlerin gerçekle bağını yitir- hayatlarının henüz ba ındaki bir aile görünümü
diği ve kendi benliklerini temsil eden apartman çizmeleri de benzer bir zıtlık yaratır.
dairelerine yabancıla tığı noktada dairedeki Trelkovski, Carol ve Rosemary nin ortak
nesnelerin boyutlarıyla oynar. Carol ın dairesi, özelliği, benliğini olu turamamı ve dı arı-
gitikçe geni lerken Kiracı filminin ba karakteri dan gelecek etkilere oldukça açık karakterler
Trelkovski neredeyse evdeki bardaklarla aynı olmasıdır. efaf ve deği ken bir benliği
boya gelir. Bu sahnelerde karakterlerin genel- olan karakterler, toplum tarafından kabul
likle bir çe it kriz geçirdiğini görürüz. Bunların görmek için devamlı çevresindekilere uyum
yanı sıra Trelkovski nin çöpleri atarken yere sağlamaya çalı ır. Apartman sakinleri, onların
çöplerin dü tüğünü sanması kendisini çöp gibi ki iliğine ve özel hayatına daima müdahale
hissetiğini gösterirken, Carol ın çaydanlıkta eder. Karakterler hayatları boyunca kendi
kendisini canavar gibi gördüğü sahne de bu iradeleriyle değil, çevresindekilerin yönlendir-
yabancıla manın bir göstergesidir. meleriyle ya ayan ki ilerdir. Bu durum, Kiracı
Rosemary nin Bebeği filmindeyse dairenin filminde Trelkovski nin evine hırsız girmesi
eksiklikleri göze çarpar. Bu eksiklikler, Rose- ve etrafı dağıtmasıyla sembolize edilir. Rose-
mary nin ki iliğindeki ve hayatındaki eksikleri mary nin kendi iradesiyle yaptığı tek ey de
temsil eder. Rosemary, henüz benliğini olu tu- saçlarını kestirmektir. Ancak yeni saç modelini

31
kimse beğenmez ve karakterin, e i tarafından Trelkovski nin de öteki olduğunun i aretle-
bir çocuk gibi azarlandığını görürüz. Carol ın ridir. Simon lezbiyen olduğu için bu çevrede
ısrarcı lörtü ile ev sahibi de benzer ekilde kabul görmemi ve intihar etmi tir. Trelkovs-
onun dairesine izinsiz girer ve bunun için ki nin homoseksüel olduğuna dair de ipuçları
öldürülür. vardır. Ahbapları bir erkek gibi kom ularıyla
kavga edip onlardan korkmazken, Trelkovski
“öTeki” okuma kimseyle tartı maya girmeyen, naif bir karak-
Apartman Üçlemesi nde görebileceğimiz terdir ve arkada larına daima özenir. Ayrıca
diğer önemli özellikse filmlerin öteki okuma- filmin ba ından beri lört etiği Stella ile bir
ya sahip olmasıdır. Özellikle Kiracı ve Rose- türlü cinsel ili kiye girememesi de bir ipucu
mary nin Bebeği filmlerinde, hikâyenin görünen olarak okunabilir.
yüzünün yanı sıra ba ka ba ka okumaların da Bunların yanı sıra filmin henüz jeneriğinde
i lediği görülebilir. Trelkovski yi ve bölünmü ki iliğini görürüz.
Kiracı filmi ile ba layarsak, ilk okuma- Pencerenin çerçeveleri Trelkovski nin yüzünü
da, toplumun Trelkovski yi Simon Choule a ortadan ikiye bölmü tür. Filmin devamında
dönü türdüğünü söyleyebiliriz. Simon Chou- Trelkovski, kendi dairesinin hemen kar ısında
le un intiharından sonra onun ya adığı daireye kalan apartmanın ortak tuvaletinin camında
yerle en Trelkovski den devamlı Simon gibi devamlı birtakım insanlar görür. İntiharı yak-
davranması beklenir. Simon un içtiği kahveden la tıkça bir pencerede kendisini, diğerindeyse
ve onun içtiği sigaradan içmeye zorlanır. Simon Schule u görmeye ba lar.
Simon un camdan atladığında neden olduğu Rosemary nin Bebeği filminde de ikili okuma
tentedeki kırık onarılırken Trelkovski, Benim yapmak mümkündür. Bunlardan ilki, toplum ta-
için hazırlıyorlar, ölmemi istiyorlar, diye dü ü- rafından devamlı özel hayatına müdahale edilen
nür. Gerçekten de kabul görmek için çabaladığı ve ne kadar korumaya çalı sa da bebeğini ona
toplum tarafından devamlı ötekile tirilir ve Si- kaptıran bir kadınının hikâyesidir. Kom uları,
mon Choule gibi onun da kendini imha etmesi çitin ne zaman sevi eceğinden ne yiyeceklerine
beklenir. Kısacası karakter, çevresindekiler kadar her eye karı an eytani insanlardır.
tarafından Simon gibi intihara sürüklenir. Her ne kadar mücadele etmi olsa da filmin
Diğer bir okumayla Trelkovski nin aslın- sonunda Rosemary, bir eytan olarak doğan
da en ba ından beri Simon Choule olduğunu bebeğini bırakmak istemez. Durumu kabullene-
görürüz. Yani karakter Simon olmaya zorlan- rek bu günahkâr insanların arasına girer ve ona
manın da ötesinde zaten Simon u içinde ta ır. biçtikleri annelik rolünü üstlenerek bu eytani
Ona devamlı Simon un hatırlatılması aslında düzenin bekasını sağlar.

32
İkinci bir okumayla Rosemary nin hamile- ApARtmAn ÜçLEmESİ, poLAnSKİ’nİn özgÜn gERİLİm
liğin etkisiyle psikolojik sorunlar ve paranoya
ya adığı söylenebilir. Rosemary, benliğini otur- SİnEmASının BİRçoK KARAKtERİStİK özELLİğİnİ
tamadığı için bir bebeğin varlığını kaldırama- YAnSıtıR. BunLARDAn BİRİ, KARAKtERLER vE
mı ve bebeğini kötülüklerden koruma isteği
onun nevrozlar ya amasına neden olmu tur. mEKân ARASınDAKİ İLİşKİDİR. DİğERİYSE fİLmLERİn
Hamileliğin yükünü tek ba ına kaldırması SAHİp oLDuğu ALt mEtİnLERİn zEngİnLİğİ, DAHA
ve kocası tarafından yalnız bırakıldığı için DoğRuSu BİRçoK fARKLı oKumAYA ELvERİşLİ
ya adığı duygusal eksiklikler de bu paranoya-
ların ya anmasında etkilidir. Ayrıca karakter, oLmASı vE tEK BİR gERçEğİn oLAmAYAcAğını
bir travma da ya amaktadır. Çünkü hamileliği, göStERmESİDİR. poLAnSKİ, BunLARı YApARKEn
kendisi baygınken kocasının tecavüz etmesiyle
olmu tur. fİLmLERİn İzLEYİcİYLE KuRAcAğı İLİşKİYİ DE
Rosemary nin benliğinin geli ememesin- AYRıntıLı BİçİmDE KuRguLAR. İzLEYİcİYİ YARAttığı
de kilisede yeti mi olması ve dindarlığı da KLoStRofoBİK AtmoSfERİn İçİnE SoKARKEn BAzı
etkilidir. Çünkü kom uları ve e i kadar kilise
çevresinden tanıdığı bir ahbabı da onu yönlen- fREuDYEn YöntEmLERDEn DE YARARLAnıR.
dirmektedir. Bir türlü kendi ya amının kon-
trolünü eline alamaz. Sonunda kocasının dahi haline getirir. Çünkü seyirci Carol ın hayatını
eytan olduğunu ve gizli bir tarikata hizmet takip ederken daima tereddüt içindedir. Ayrıca
etiğini dü ünmeye ba lar. Ancak bu tip dü ün- filmde bir türlü yenmeyen ve çürüyen tav an
celerden uzakla tığı ve bu ahbabını görmediği da uncanny dir. Ancak tav an sembolü burada
süre boyunca durumu iyiye gider. Kısacası Ro- Carol ın kaybetiği cinselliğini ve doğurganlığı-
semary nin Bebeği filminde dindarlık teması bir nı da temsil eder.
okumada övülürken diğer okumada izofreni Rosemary nin Bebeği nde uncanny i henüz
nedeni olarak gösterilir. Bu açıdan filmin çok filmin jeneriğinde görürüz. Film bir gerilim
sesli olduğu da söylenebilir. filmi olmasına rağmen ekrandaki yazıların pem-
be olması uncanny dir çünkü filmin temasına
“unCanny” zıtır ve tekinsiz bir hava yaratır. Rosemary nin
Uncanny Freud un teorisi olan, psikanalizle Bebeği ni bir gerilim ve gizem filmi olarak izle-
ilgili bir kavram. Canny alı ıldık ve benzer meye ba layan izleyiciler bu tekinsiz havanın
olan anlamına gelir. Uncanny ise alı kanlığı etkisine kolayca gireceklerdir.
kıran, güvensiz ve tekinsiz hissetiren eyler- Ayrıca doğacak bebeğin bir bebek mi yok-
dir. Bir eyin ait olmadığı bir yerde bulunması, sa eytan mı olduğu sorusu da uncanny i
zamansal bağlamından koparılması, gerçek gündeme getirir. Çünkü masumiyet timsali
olamayacak kadar iyi olması ya da aynı anda olan bir bebeğin bu iki zıt karakteri birlikte
iki ey olması ve aitlik hissini kaybetiğimiz barındıran yapısı izleyici için oldukça tedirgin
durumlar uncanny olarak tanımlanabilir. edici ve sarsıcı bir durumdur.
Bu kavram, Polanski sinemasında da çe it- Polanski nin korku sinemasının birçok
li ekillerde kar ımıza çıkar. Hata seyirciyi karakteristik özelliğini barındıran Apartman
filmin içine çekmek ve Polanski filmlerine özgü Üçlemesi, psikolojik mizansenler ve Freud-
rahatsız edici atmosferi sağlamak için kulla- yen temaları oldukça ba arılı ekilde bir araya
nılan önemli bir araçtır. Özellikle Apartman getirir. Karakterlerin ya adığı psikolojik veya
Üçlemesi nde gerilimin ana iskeletini uncanny fiziksel sorunlar filmdeki mekân seçimiyle de
durumlar olu turur. oldukça uyumludur. Öyle ki Apartman Üçle-
Trelkovski bir ba karakter olarak Kiracı mesi ndeki mekânlar, karakterlerin bir parçası
filmindeki en önemli uncanny dir. Çünkü haline gelmi tir.
ait olmadığı ve istenmediği bir yerdedir. Aynı Bunların yanında izleyici, filmin atmosferine
zamanda filmin bir okumasıyla da aslında Si- kapılırken yaratılan tekinsiz hava sayesinde de
mon dur ve iki karakteri bir arada barındırır. oldukça dikkatli davranır. Filmlerin birçok farklı
Bulantı filminde ise ba karakter Carol, hem okumayı bir arada barındırabilmesi de bu açı-
çok güzel, hem çok çocuksu hem de çok seksi- dan oldukça anlamlıdır. Çünkü filmleri izlerken
dir. Karakterin bu ekilde, gerçek olamayacak gerilsek de birçok sembolü ve mesajı yakalama-
kadar güzel olması onu da bir çe it uncanny mıza bu ekilde imkân verilir.

33
ÖYkü ALpER kAYA

fEnomEn

Merhaba arkada lar, kanalıma ho geldi- bunalmı durumdaydı.


niz! Mustafa ya dönüp kızların duyabileceği
Bu cümleyi, hemen hemen aynı ses tonuy- bir sesle kimsenin video çekmesine izin ver-
la pe pe e yirminci kez dinliyordu Taner memesini emreti. Genç memur, bir süredir
Tanal. Çanakkale Cinayet Büro nun genç beraber çalı tığı ba komiserin bu çıkı larına
ba komiserinin YouTube a sarmasına sebep alı mı tı. Eğer ortamda doğrudan muhatap
olan ise, tamamen mesleki bir gerekçeydi. olmak istemediği birileri varsa yardımcısının
Sabah sekiz sularında, üniversitenin kam- üzerinden iletirdi komutlarını.
püsünden gelen cinayet ihbarıyla gün hızlı Ağaçlık alanda, birkaç kez bıçaklanmı bir
ba lamı tı. Çanakkale-İzmir yolundan biraz kızın cansız bedeni uzanmı yatıyordu.
uzağa konu lanmı olan Çanakkale Onsekiz O cansız beden, son bir saatir kar ısın-
Mart Üniversitesi nde sabah etrafı temizle- daki videolarda neredeyse bilgisayar ekra-
yen görevlilerin yaptığı ihbara göre mühen- nından fırlayıp odaya te rif edecekmi kadar
dislik fakültesinin önündeki ye il alanda bir heyecanlı, adeta kanlı canlı ekilde bir akı
kız öğrencinin cansız bedeni bulunmu tu. içindeydi. En çok da hayat dolu bir canın
Haber üniversitede kısa sürede yayılmı ; solup gidi ine üzülürdü Ba komiser Taner
Ba komiser Taner Tanal üniversiteye geçene Tanal. Meslekte neler görmemi ti ki? Yedi
dek cesedin bulunduğu yere üç yüz metre ya ındaki çocuklardan i ini çok sevdiği belli
uzaklıktaki kız yurdundan bir sürü öğren- olan 50 lik emekçilere dek; ölümün ya ının
ci olay yeri eridinin etrafına sıralanmı tı. olmadığını gösteren hayat dolu cesetlerle
Cinayet Büro Memuru Mustafa ile hemen yüz yüze kalmı tı defalarca.
hemen aynı anda olay yerine intikal eden Bütün bu dü üncelerden sıyrılarak, yoğun
ba komiser, eski bir tiyatrocu olan Musta- bir sıvının içinden yüzeye çıkmaya çalı ır-
fa nın güzel sanatlar fakültesine iç çekerek casına kar ısındaki videolara odaklanmaya
bakmasıyla biraz burkuldu. Aralarından geç- çalı tı. Öldürülen genç kız YouTube kana-
tikleri kız öğrencilerin birkaçının ellerindeki lında genellikle günlük video olarak adlan-
akıllı telefonlarla olay yerinin videolarını dırılan vlog payla ıyordu. Arada bir satın
çekmeye çalı tıklarını görünce burkulma his- aldığı bazı ürünlere dair videolar çekmi ti.
si yerini ökeye bıraktı. Teknolojinin, gün- Pek tabii, videolar kurgu a amasında pek çok
delik hayataki hâkimiyetinden son derece kısmı kesilerek kanala yükleniyordu ancak

34
Ba komiser Taner Tanal, dü ünmeden ede- bakabilirdi. Ancak bu ki i artık dünyada
medi: İnsanlar, hayatlarını bu denli ortaya olmayan birisiyse neden hesaplarını takibe
serebilmeye nasıl cesaret ediyordu? Dahası, alırdı ki? Sahi, ölü birisinin hesabını takibe
günlük rutinini böylesine payla tıktan sonra almakla türbe ziyareti yapmak arasında teo-
olası bir saldırıya hedef olmamak mümkün ride de pratikte de pek bir fark var mıydı?
müydü? O an, internetin kendisini ku atan bunca
Videoları hızlı hızlı izlemeye devam eder- profilin sahiplerinin ölümleri sonrasında sa-
ken bir videonun ba lığı dikkatini çekti. nal bir mezarlığa dönü eceğini duyumsayan
İsimsiz Takipçiden Yeni Bir Hediye! Taner Tanal ürperdi.
ba lığını ta ıyan videoda, öldürülen İmren İsimsiz takipçinin gönderdiği kargoları
Yaman ın kaldığı kız yurduna gelen bir kargo soru turmak için yurda gitmesi gerekiyordu.
po etini açması ve gelen hediyeyi takipçile- Bu amaçla ayağa kalktığında Mustafa nın
riyle payla ması kameraya alınmı tı. Po et- elinde, sıcaklığı yaydığı kokudan belli olan
ten çıkanlar, üzerinde YouTube logosu olan birkaç porsiyon böreğin yer aldığı po etle
bir yastık ve kızın fotoğrafının basıldığı bir Cinayet Büro ya girmesiyle duraksadı. Taner
bardaktı. Taner Tanal, bu videoyla kar ıla - Tanal, nadiren izlediği o aksiyon filmlerinde,
tıktan sonra önündeki detere isimsiz takipçi Amerika dan ibaret olan dünyayı kurtaran
detayını not ederek birkaç kez üzerinden süper kahramanların yemek yememesi ve
geçtiği bir soru i areti çizdi. uyumaması gibi durumların hep mantığa
Bu esnada ilginç bir ey fark eti. Emin aykırı olduğunu dü ünegelmi ti. Bu yüzden
olmak için sayfayı birkaç kez yenilemek zo- kahvaltıdan sonra yurda geçmeye karar
runda kaldı. Fark etiği eyin doğru olduğu- vererek telefon açtığı çay ocağından iki çay
nu anlayınca a ırarak Google ı açıp öldürü- söyledi.
len kızın ismini yazıp aratı. Tahminlerinde ***
yanılmamı tı. Öldürülen kızın takipçi sayısı Yurt müdürü, kırklı ya larının ortalarında
birkaç dakikada yüze varan bir artı göster- bir adamdı. Zayıf, çelimsiz gibi görünen ve
mi ti çünkü haber siteleri YouTube Fenome- kemikli elleriyle de bu görüntüsünü destek-
ni Öldürüldü! ba lığıyla ve kızın adını açık lemesine rağmen tezat bir isme sahip olan
açık yazarak cinayeti haberle tirmi lerdi. Çetin Mihmandar; polisleri hu u içinde kar-
İnsanlar öldürülmü , dolayısıyla yeni bir ıladı. Yurdunda kalan birisinin öldürülmesi-
video yükleyemeyecek olan birisinin kanalı- ni fazlasıyla içselle tirmi , ki isel bir saldırı
nı neden takibe alırdı? olarak kabul etmi görünüyordu.
Taner Tanal, oldum olası sosyal medyadan Durup dururken, Böyle bir ey nasıl
uzak duruyordu. Ki isel hiçbir hesabı yoktu, mümkün olabilir, anlamıyorum! diye bağı-
merak edip arayacağı herhangi birileri yok- rarak elini masaya vurduğunda çay bardak-
tu, halini hatrını sormak istediği kimsesi de ları zangırdadı.
yoktu. O yurtdı ında eğitim görürken bir tra- İki polis de kar ılarındaki titrek müdürden
fik kazasında ölen anne ve babasından geriye böyle bir çıkı beklemedikleri için irkilmi ti.
hiçbir akrabası kalmamı tı. Genç ya ında Çaylarını yudumladıktan sonra müdürün, öl-
yurtdı ına gitiği ve oradan apar topar dönüp dürülen kızın ailesine haber verdiğini dinle-
kendisine burada bir hayat kurduğu için pek diler. Bandırma da ya ayan aile yola çıkmı ,
arkada ı da yoktu. Yine de empati denen eyi birkaç saate yurta olacaktı. Kargolardan söz
iyi bilirdi. Kendisini sıradan bir sosyal medya açan Taner Tanal a a kınca bakan müdür,
kullanıcısı olarak dü ündü. kafasını sağa sola olumsuz anlamda salladık-
Bir haber okuduktan sonra, insani bir tan sonra, Ona hiçbir ey gelmezdi. Diğer
dürtüyle pek tabii ki o haberin müsebbibi- kızlar genelde alı veri sitelerinden kargo
ni internete aratabilirdi. Bir sosyal medya alırdı, o tek tük kitap falan sipari ederdi.
hesabını bulduğunda, yaptığı son payla ıma diye cevapladı.

35
Biz, aile gelmeden İmren Yaman ın sözlerini hatırlatınca Taner Tanal ın ka ları
odasına göz atmak isteriz o halde. diyerek çatıldı. Kargolar pekâlâ İmren tarafından
sohbeti kısa kesti Taner Tanal. Aksi takdirde ubeden alınıyor olabilirdi. Cinayet Bü-
müdürün sözleri bitecek gibi görünmüyor- ro da izlediğinde dikkatini çeken o videoyu
du. Zira Çetin Mihmandar, ayağa kalkarken Mustafa ya açtırıp kargo po etinin gö-
konu mayı sürdürüyordu: ründüğü sahnede durdurtu. İsim ve adres
Bu kızımız ba ta üç ki ilik odada kalıyor- kısmı İmren e dönük tutulmu tu ama arada
du, hata u internet eyine oda arkada ların- birkaç saniyelik bir kayma ya anınca o
dan biriyle girmi ti. Sonra tek ki ilik odaya alanda hiçbir eyin yazmadığı belli oluyor-
çıktı, ben de izliyordum videolarını, hayat du. Ka larını daha da çatan Taner Tanal bir
dolu bir kızımızdı. Toprağı bol olsun. ey söylemedi. Gözleriyle odayı taramayı
Müdürün konu maları esnasında iki polis sürdürse de aynı videoda görünen bardağı
birbirlerine kaçamak bakı lar atmı , birlikte bulamadı.
çalı manın verdiği avantajla gerçekle tirilen Çalı ma masasında duran bardak altlığın-
bu sözsüz ileti im sonrası akıllı telefonu olan da da YouTube logosu vardı. Masada bilgisa-
Mustafa bir yandan yürürken bir yandan yarı dikey tutacak bir aparat, onun yanında
telefonundan YouTube a girip İmren in kana- bir not deteri ve kalem ile birkaç kitap
lında ilk videolara inmi ti. Müdür haklıydı. duruyordu. Not deterini alıp incelemeye
Bu esnada odaya varmı lar, müdürün ba layan Taner Tanal, hususi bir eye rastla-
cebinden anahtarları çıkarıp doğru anahtarı yamadı. Anla ılan o ki, İmren sadece çekmek
bulmasını beklerken videolara birlikte göz istediği videoların fikirlerini not ediyordu.
atmaya ba lamı lardı. Tabii ki müdürün Tüm dünyası u videolar olmu . diye
sohbetini uzatmaması adına videoların sesini homurdandı Mustafa. Onun homurtusuna
kapatmayı unutmadan. mukabil, u arkada ının ba ka kanalı var
En nihayetinde odanın kapısı açılmı , iki mı, ona bir baksana. diye bir komutla genç
polis içeriye adım atmı tı. Müdürün dı arıda polise dönü yaptı Taner Tanal. Birkaç daki-
beklemesini rica ederken, Buradan çıktıktan kalık arama sonrasında, diğer kızın YouTube
sonra ilk kaldığı odayı görmek istiyoruz Mü- kanalı bulunmu tu.
dür Bey. diye emrivaki yapan Taner Tanal İzlenme sayısı da, abone sayısı da İmren le
kapıyı kapatıp odayı dı dünyadan izole eti. boy ölçü emezdi ancak son payla tığı video
Oda, tam bir genç odasıydı. Sadece içe- ile en azından Cinayet Büro polisleri nezdin-
riyi gören, buranın bir yurt odası olduğuna de reytingi bir hayli yükselmi ti.
dünyada inanmazdı. Dolap kapakları renkli ***
yapı tırmalarla süslenmi , duvara monte Ne alaka ya?
edilen raların üstüne bir sürü kitap ve biblo Hacer Çalık ın polisleri kar ısında bul-
yerle tirilmi ti. Bir kenarda, videolarında masıyla ba layan a kınlığı, soruyu duyun-
görülen posterlerin ve fotoğraların asıldığı ca zirve yapmı tı. Son payla tığı videoda,
bir kö e vardı. Bu kö enin hemen önünde son dönemin fenomenlerinden hangisinin
ise bilgisayar masası yer alıyordu. Bilgisayar, kendisine kargo yollayıp bir takipçisinden
soru turma gereği bili im ubedeydi. geliyormu gibi yaptığını açıklayacağını söy-
Posterlerin yanına kolaj yapılmı fotoğraf- lemesine dair, bu ki inin İmren olup olma-
ların üzerine baktığında, bazılarının kesilmi dığı sorusu, Hacer Çalık ın gereğinden fazla
olduğunu fark eti Taner Tanal. Mustafa dan tepkisiyle kar ıla tı.
eldiven isteyip, tespit etiği üç fotoğrafı genç İmren e çok kızgındın, çünkü seninle çık-
polisin verdiği lateks eldivenle dikkatlice tığı yolda seni safdı ı bırakıp kendisi ilerle-
söktü. di. Hata u an, bir milyona yakın takipçisi
İsimsiz hayrandan gelen yastığı gösteren var. Bence ona çok kızgındın. diyen Mus-
Mustafa, müdürün gelmeyen kargolara dair tafa ya ökeyle bakan Hacer, O takipçilerin

36
birçoğu, İmren öldükten sonra onu takibe Taner Tanal ın sorusunu garipseyen Sacit
aldı! demekle yetindi. Rey, ka larını çatarak, Geçen hata, hata
Bu sözünün, onu daha da üpheli konu- içi bir gündü. Bir de cuma ve cumartesi.
muna soktuğunu anlaması gecikmedi. Sakin- Neden? diye cevapladı. Bunu duymazdan
le meye çalı arak Bakın. deyip yutkundu. gelerek tüm geceyi beraber geçirip geçirme-
Evet, İmren le bu konuda çok kez tartı - diklerini sordu Taner Tanal.
tık. Kavga dahi etik! Ama bu yüzden birisini ***
öldürmek mi? Siz beni ne sanıyorsunuz ki? Titreyen elleriyle yoklama listesinde
Erkek arkada ıyla konu tunuz mu? İmren in adını arayan Çetin Mihmandar
İki polis de birbirine bakakaldı. Videola- polisleri tekrar kar ısında bulmayı pek bek-
rında bir sevgilisi olduğu belirtilmiyordu. lemiyordu. Birkaç dakikalık uğra sonunda
Bunu söyleyip çocuğun adını istediklerinde İmren in adını bulup yanındaki çizelgeyi
gülümsemekten kendisini alamayan Hacer, polislere i aret ederek deteri onlardan yana
Kendisini iyi tanırım, ne de olsa benim eski döndürdü.
sevgilim. diyerek takdim etiği çocuğun Taner Tanal ve Mustafa detere bakarken,
adını verdi. tecrübeli yurt müdürü gözlerini dı arıdaki
* güne li havaya dikmi ti. Taner Tanal ın tah-
Ayılmaya çalı ırken önündeki plastik min etiği gibi, yoklamada hiç eksiği yoktu.
bardaktaki kahveyi boğazından a ağı boca Cuma ve cumartesinin üzerine parmağıyla
eden adam, kar ısındaki polislere dalgın birkaç kez vurup müdürün dikkatini üstü-
dalgın bakarak, Nereden geliyorum, de- ne çeken Taner Tanal, İmren bu iki günün
diniz? diye sordu. Hacer in eski, İmren in ak amında yurta mıydı? diye sordu. Müdür,
yeni sevgilisi; Çanakkale de bir bar i leten gözlüğünü takıp detere baktıktan sonra E,
orta ya larındaki Sacit Rey di. Gür sakalları, artı koymu uz ya komiserim. Yurta olmasa
omzuna kadar inen saçlarıyla bir i letmeci- neden. diye konu uyordu ki, deteri sertçe
den çok barda gitar çalıp arkı söyleyecek kapatıp sivri kısmıyla adamın omzuna vurdu
birisine benziyordu. Nitekim bunu da yap- Taner Tanal.
tığını, barın kapısının içine asılı afi inden Bana bak, masal okuma lan bana! Bu kızı
anladılar. durup dururken sen geçirtmedin mi tek ki i-
İmren in öldürüldüğünü duyan Sacit Rey, lik odaya? Aklından ne geçiyordu?
birkaç saniye boyunca İmren in kim olduğu- Müdür Çetin Mihmandar, di lerini sıkıp
nu dü ündü. Anımsadığında gözleri dondu acıyan omzunu ovu turmakla yetindi. Öyle
ve dudaklarından, Aaa, bizim İmren! sözü ki bileklerine kelepçe geçirilirken bile sustu.
döküldü. Bu tepkisini abes bulan Taner Ta- Avukat falan istemedi. Kimsesi yoktu. Çev-
nal, sevgilisinden böyle mi bahsetiğini sora- resi tarafından, ömrünü yurda adamı olarak
rak çıkı ınca ellerini iki yana açan Sacit Rey, lanse ediliyordu. Fakat tutuklandığına dair
Hayır, bir saniye. Sevgilim falan değil. Bu haberler çıkınca eski dönem öğrencilerden
bara gelen her kızla sevgili olsaydım. diye de ikâyetler yağmur gibi yağmaya ba ladı.
konu uyordu ki Mustafa uzanarak, adamın Suç, göreceli olmayan bir kavramdır.
kahvesini kazara üstüne döktü. Yandığı Ölüm gibi. Suçluluk psikolojisi ise göreceli-
için bağıran Sacit Rey in boğazını sıkan Ta- dir. Bir katil, tam olarak neden pi man olur?
ner Tanal, imdi bana her eyi anlatıyorsun, Veya olur mu? Bu sorular, dünya döndükçe
anladın mı lan? diye sertçe çıkı tıktan sonra cevapsız kalacağa benziyor. Taner Tanal, bu
boğazından tutuğu adamı duvara iti. Acıyla dü ünceler e liğinde kahvesini yudumla-
inleyen Sacit, Tamam, birkaç gece birlikte yarak tek ba ına ya adığı evinin camından,
olmu olabiliriz! Ama bu bizi sevgili yapmaz kar ısındaki Çanakkale Boğazı nı izlemeyi
ki! diye tıslarcasına konu tu. sürdürdü. Arka fonda bir caz arkısı çalıyor-
Ne zaman? du. Tam o anda, yağmur ba ladı.

37
pOLİSİYEDE YARDıMCı DEDEktİfLER fuLYA tuRhAN

poLİSİYE EDEBİYAttA
YARDımcı DEDEKtİfLER

D
edektiler keskin zekâları, çıkarım yete- mı yüzyılı biraz a kın süredir hayatımızda
nekleri, olağandı ı yöntemleri ve mantık- olmasına rağmen bu yakın arkada , yardımcı
sal dü ünce yapısına verdikleri önemle karakter edebiyata uzun zamandır yer alan bir
okurlar için neredeyse insanüstü bir portre konsept. Edebi kültürümüzde bu tarz ikililere
çizerler. Çoğu dedektif için duygularla hareket rastlamak o kadar mümkün ki, bir süre sonra
etmek ya da duygusal kararlar almak neredeyse bir karakteri diğerinden ayrı dü ünmek im-
hiç görülmemi eydir. Bırakın duygusal kararlar kânsız hale gelir çünkü yardımcı karakter, ana
almayı, dedektilerin duygularını dile getirdikleri karaktere göre daha arka planda kalmasına
sahnelere bile çok az ahit oluruz. Sherlock Hol- rağmen hikâyenin geli imi için elzem bir öğedir.
mes örneğin, Dr. John Watson için, Boswell im Yardımcı, ana karaktere e lik edebilmek için
olmadan kaybolmu gibi hissediyorum, der. oradadır ve aynı zamanda okurun vekili olarak
Yardımcısı Watson ın hayatında olmama ihti- da kar ımıza çıkar. Bunu, tarihin en eski yazılı
mali bile mantık abidesi Holmes için korkunç destanlarından birinde bile görmek mümkün,
bir senaryo gibi görünüyor. Bu duygu sadece Gılgamı ve Enkidu örneğin. Enkidu sadece Gıl-
Holmes e özel değil elbete. Dostum Hastings, gamı a e lik eden bir karakter değildir. Onun
bana her zaman, her zaman yardımcı oluyorsun, varlığı, Gılgamı a tezat olu turarak kahrama-
bana ans getiriyorsun. Bana ilham veriyorsun, nımızın bazı karakter özelliklerini daha iyi kav-
cümlesinden anlayacağımız üzere, Agatha Ch- ramamızı sağlar. Aynısı Don Ki ot ve Sancho
ristie nin Hercule Poirot su da arkada ı Arthur Panza için de geçerlidir. Sancho Panza nın Don
Hastings için benzer dü üncelere sahip. Aynısı Ki ot a hem duygusal hem de yeri geldiğinde
Colin Dexter ın Müfeti Morse u için de geçerli. fiziksel destek olması, yardımcı karakterin asli
Dü ünsene Lewis, der dostu Robert Lewis e, görevlerinden sayılır. Sancho Panza, değir-
sen ve ben? Morse ve Lewis? Bizden daha iyisi menleri düelloya davet eden Don Ki ot gibi
olmaz diye dü ünüyorum. Yakın arkada ve bir karaktere her daim sadık kalarak hikâyeyi
yardımcı konseptinin dedektif romanlarına özel ilerletmeye ve aynı zamanda da eylemleri ve
olduğu dü ünülmesin tabii. Yüzüklerin Efendi- söylemleri aracılığıyla efendisi hakkında yo-
si nde Frodo da Sam e kar ı benzer duygular rumlarda bulunarak ana karakteri daha iyi anla-
besler; Burada, her eyin sona erdiği yerde mamıza ve tanımamıza yardımcı olur. Hamlet in
yanımda olduğun için mutluyum, Sam. Görünen Horatio su, Batman in Robin i, Crusoe nun
o ki edebiyata ana kahramanın arkada ı ya da Cuma sı, Harry Poter ın Ron ve Hermione si
dostu, kahraman için bir karakterden çok daha yardımcı karakterlerin hem kahraman hem de
fazlasını temsil eder. hikâyenin geli imi için ne kadar önemli bir rol
Özellikle polisiye edebiyata dedektilerin üstlendiklerini gösterir. Bu yardımcı karakterler
yardımcıları için kullanılan sidekick kavra- polisiye edebiyat çerçevesinde yeniden ekil-

38
lendi ve zaman geçtikçe de yardımcı dedektif DoYLE, HoLmES’Ü BİzE WAtSon ARAcıLığıYLA
görevi gören bu karakterlerin sorumluluklarına
yenileri eklendi. O nedenle polisiye edebiyat- AnLAtıR. HoLmES, WAtSon’A KARşı SonSuz
ta yardımcı dedektilerin önemini ve i levini BİR gÜvEn DuYDuğu İçİn YARDımcıSını YAnınA
kavrayabilmek adına, bu karakterlerin polisiye
edebiyat çerçevesinde tam olarak neye hizmet
YAnAştıRmAKtAn YA DA onA DÜşÜncELERİnİ
etiklerini incelemek gerekir. AKtARmAKtAn çEKİnmEYEcEKtİR. Bu
Yardımcı dedektifin asli görevi, basitçe, gÜvEnİn öRnEKLERİnİ çoğu ESERDE göRmEK
serüven boyunca dedektife e lik etmektir. Bu
e lik etme duyumunun boyutları deği ebilir mÜmKÜn. DoYLE’un BoheMYa’Da SkanDal
elbete. Örneğin yardımcı karakter, efendisine ADLı HİKâYESİnDE öRnEğİn, BoHEmYA KRALı,
boyun eğen, kahramanın lüzumlu ya da lü-
zumsuz isteklerini yerine getiren itaatkâr bir
HoLmES’LE YALnız göRÜşmEK İStEDİğİnİ
karakter haline de gelebilir. Dedektif Robert SöYLEDİğİnDE WAtSon AYAğA KALıp oDAYı
Lewis, Ba müfeti Endeavor Morse un birasını tERK EtmEYE YELtEnİR. WAtSon’ı BİLEğİnDEn
ve sigaraları almakla yükümlüdür örneğin. An-
cak boyutu ne olursa olsun dedektif ve yardımcı YAKALAYıp KoLtuğA gERİ İtEn HoLmES’Ün
dedektif arasındaki ili ki için e lik etme duru- cEvABıYSA BASİttİR; “YA İKİmİz YA DA
mu esastır. Bu e lik etme sırasında yardımcı
dedektife, hikâyenin içinde bir katılımcı olarak,
HİçBİRİmİz. BAnA SöYLEYEcEğİnİz HER şEYİ Bu
ana karakterin neredeyse e itiymi gibi muame- BEYEfEnDİnİn önÜnDE DE SöYLEYEBİLİRSİnİz.”
le edilir ancak yine de yardımcı dedektif, olayın HoLmES, WAtSon’A nE KADAR gÜvEnİRSE
çözümüne dedektife kıyasla çok az katkıda
bulunur. Watson, Holmes e maceralarında e lik WAtSon’ı SoRuştuRmA SÜREcİnE vE BEYnİnİn
eder ancak ortadaki gizemi çözüme ula tırmaz İçİnE o KADAR DAHİL EDEcEKtİR.

39
ya da ikilinin kar ı kar ıya oldukları soru tur- etmeye yeltenir. Watson ı bileğinden yakalayıp
mayla ilgili önemli ipuçları sunamaz. Ancak koltuğa geri iten Holmes ün cevabıysa basitir;
Sherlock Holmes ün cesur ve sadık arkada ı Ya ikimiz ya da hiçbirimiz. Bana söyleyeceğiniz
Dr. Watson, gerektiğinde silahını yanına alarak her eyi bu beyefendinin önünde de söyleyebi-
Holmes e e lik eder, bazı durumlarla polisi lirsiniz. Holmes, Watson a ne kadar güvenirse
çağırır ya da Holmes ü yalnız bırakarak ona Watson ı soru turma sürecine ve beyninin içine
alan tanır. Çünkü temel içgüdüsü Holmes e o kadar dahil edecektir. Dedektif her ne kadar
yardımcı olabilmektir ve bunu ba arabilmek insanüstü özelliklere sahip olsa da mutlaka yar-
için elinden ne geliyorsa yapacaktır. Yardımcı dıma ihtiyaç duyacaktır ve bu yardımı da ancak
dedektifin bu basit rolü, kahraman ve yardımcı en güvendiği insandan gelirse kabul edecektir.
arasındaki temel ili kiyi ekillendirir. Dedektife nasıl bir yardımda bulunulacağıysa
E lik etmenin boyutu ilerledikçe yardımcı yardımcı dedektifin karakteri, yetileri ve yön-
ve dedektifin payla ımları artar ve bu daha temleri çerçevesinde belirlenir.
derin bir bağa doğru evrilir. Bir süre sonra bu Rex Stout un dedektifi Wolfe u ele alalım.
yardımcı karakterler, dedektiler için sırda ve Wolfe, oldukça iri bir adamdır ve aynı zamanda
yolda görevi görecektir. Dedektif için yardım- olağandı ı bir gurmedir. Yardımcısı Goodwin,
cısını sırda olarak görebilmesinin tek yoluysa Wolfe un kilosunu bir tonun yedide biri ek-
arkada larına güven duyabilmeleridir. Arala- linde aktarır okura, ki aslında bu da Wolfe u
rında geli en güven duygusu sağlamla tıkça basmakalıp kahraman özelliklerinin dı ına iter.
dedektiler yardımcılarına dü üncelerinden, Wolfe aynı zamanda asla dairesinden dı arı
niyetlerinden ve hata korkularından bahsede- çıkmayan, olay mahallini incelemeye gitmeyen
ceklerdir. Doyle, Holmes ü bize Watson ara- bir dedektitir. Yani dedektilik i inin eylem
cılığıyla anlatır. Holmes, Watson a sonsuz bir gerektiren kısımlarını kendisi de lisanslı bir
güven duyduğu için yardımcısını yanına yana - dedektif olan Archie Goodwin e bırakır. Aynı-
tırmaktan ya da ona dü üncelerini aktarmaktan sı Poirot için de geçerlidir. Kendisinden daha
çekinmeyecektir. Bu güvenin örneklerini çoğu genç olan Arthur Hastings le sava sırasında
eserde görmek mümkün. Doyle un Bohemya da tanı ır ve dostlukları Poirot ölene kadar devam
Skandal adlı hikâyesinde örneğin, Bohemya eder. Hastings in, cesur bir eski asker olarak
Kralı, Holmes le yalnız görü mek istediğini suçluların pe inden epey ko mu luğu vardır.
söylediğinde Watson ayağa kalkıp odayı terk Dolayısıyla Hastings e yardımcı karakter olarak

40
eklenen rollerden biri de eylem adamı olması- YARDımcı DEDEKtİfLERİn KAHRAmAnA
dır. Aynı ekilde Janet Evanovich s Stephanie
Plum serisinde de Plum a çoğu zaman Ranger SunDuKLARı YARDımLAR SADEcE fİzİKSEL
olarak bildiğimiz Ricardo Carlos Manoso e lik YEtİLER çERçEvESİnDE DEğİLDİR ELBEttE. LoRD
eder. Ranger üstün fiziksel özelliklere sahiptir
ve mevzu birilerini kovalamak ve yakalamaksa pEtER WımSEY’nİn uşAğı vE ARKADAşı mERvYn
Ranger her zaman Plum ın yanındadır. Çoğu BuntER DA DoRotHY SAYERS RomAnLARınDA
zaman Plum ın hayatını kurtarmı tır. göz ARDı EDİLEmEz BİR YERE SAHİptİR. Bu
Yardımcı dedektilerin kahramana sundukları
yardımlar sadece fiziksel yetiler çerçevesinde İKİLİnİn ARASınDA EfEnDİ-uşAK İLİşKİSİ
değildir elbete. Lord Peter Wimsey nin u ağı oLSA DA çoğu AçıDAn BİRBİRLERİnE Eşİt
ve arkada ı Mervyn Bunter da Dorothy Sa-
yers romanlarında göz ardı edilemez bir yere KARAKtERLERDİR. BuntER fotoğRAf KonuSunDA
sahiptir. Bu ikilinin arasında efendi-u ak ili kisi BİR pRofESYonELDİR. SoRuştuRmA SÜREcınDE
olsa da çoğu açıdan birbirlerine e it karakterler- WımSEY’E Bu YönÜnÜ KuLLAnARAK çoK YARDımcı
dir. Bunter fotoğraf konusunda profesyoneldir
örneğin. Soru turma sürecinde Wimsey e bu oLuR. AYnı zAmAnDA şÜpHELİLERİ tAKİp EtmEK vE
yönünü kullanarak çok yardımcı olur. Aynı SoRguLAmAK KonuLARınDA DA YEtEnEKLİDİR.
zamanda üphelileri takip etmek ve sorgulamak
konularında da yeteneklidir. lırsa bizler de okur olarak kahraman hakkında o
Günümüz romanlarında da yardımcı dedek- kadar bilgi sahibi olabiliriz. Watson, Holmes ün
tif karakterine rastlamak mümkün. Alexander sadık dostudur ama aynı zamanda da hikâyele-
McCall Smith in Mma Precious Ramotswe si- rin anlatıcısıdır ve Holmes ün bir anlamda bi-
nin yardımcısı Mma Grace Matsuki gibi. Mma yografisini kaleme alır. Holmes ün Watson dan
Matsuki, Botswana Sekreterlik ve Ofis Be- bahsederken Boswell olarak hitap etmesi bu
cerileri Yüksekokulu ndan dereceyle mezun yüzdendir. James Boswell, İngiliz yazar Samuel
olmu , yetkin ve verimli bir sekreterdir. Aslında Johnson ın biyografisini kaleme almı ve tüm
bir sekreterden çok daha fazlasıdır. Oldukça Britanya, Johnson ı Boswell in kaleminden tanı-
zekidir ve kendine özgü çıkarımsal yetenekleri mı tır. Dolayısıyla yardımcı dedektifin hikâyele-
vardır. Mma Ramotswe, sekreterinin becerile- rin aynı zamanda anlatıcısı olması polisiye türü
rini görünce onu Yardımcı Dedektif rütbesine için önemli bir anlatı aracıdır aslında. O nedenle
yükseltir. Kadın dedektilerden bahsetmi ken yardımcı karakterlerin anlatıcı olarak rollerini
Sue Graton ın Kinsey Milhone unu da göz ardı özellikle de Holmes-Watson ili kisi çerçevesin-
etmemek gerekir. Milhone aslında oldukça ba- de incelemek faydalı olacaktır.
ğımsız bir karakterdir ancak bu, sırtını ev sahibi Dr. John Watson, Sherlock Holmes hikâye-
Henry Pits e dayamasına engel olmaz. Hem lerinin anlatıcısı olarak, Holmes ün davaları
bir baba figürü olarak kar ımıza çıkan hem de arasından ilgi çekici olanları seçer ve bunları
yakın bir dost görevi gören 80 küsur ya ındaki kaleme almaya ba lar. Aslına bakarsanız
Henry Pits, her daim Milhone a göz kulak olur, hikâyelerdeki tüm karakterlerin hikâyelerin-
yemek yemesi için ısrar eder, soru turmasıyla den Watson sorumludur. Holmes ün suçları
ilgili fikirler verir. Pits in rahatlatıcı varlığı, aydınlatma konusunda önemli bir güce sahip
bilgeliği ve güçlü sezgileri iyi bir yardımcı olduğu a ikâr ancak anlatı sözkonusu oldu-
dedektif karakterinde olması gereken çoğu eyi ğunda Watson ın gücü de yadsınamaz. Watson,
barındırır. Okurun ilgisini çalmadan, Kinsey e okurun Holmes hakkında ne dü ündüğünü yö-
olabildiğince destek olur. netir, okurun Holmes ü ve Holmes ün yetenek-
Bu bağlamda baktığımızda kahramanımız lerini ne ölçüde ve nasıl anlayabileceklerine
bir arkada , bir sırda , bazı durumlarda da bir karar verir. Hangi hikâyelerin ve karakterlerin
akıl hocası kazanmı olur. Yardımcı dedektif, anlatılacağı, Holmes ün hangi söylemlerinin
kahramanımızın dostu olarak kar ımıza çıkar ve ve eylemlerinin okura aktarılacağı Watson ın
her daim kahramana yolculuğunda e lik eder. elindedir. Ancak Watson, hikâyeyi ancak
Dedektifin tuhaf huylarına, uzun ve karma ık soru turma süreci bitiğinde kaleme alabilir
açıklamalarına ve hata bazen a ağılamalarına çünkü öncelikle Holmes ün vakalara yakla ı-
maruz kalır. Ancak önemli olan udur ki yar- mını ve uyguladığı yöntemleri anlayabilmesi
dımcı dedektif, kahramana ne kadar maruz ka- gerekir.

41
ses, plan için ölümcül olabilir. Holmes ün uya-
rıları ya da daha çok emirleri ironiktir çünkü
Watson kendisini neyin beklediğini bilmeden
büyük bir tehlike altında beklemektedir.
Watson bu belirsizliğinden dolayı olaylar ya
da bir sonraki adımlar hakkında dü ünemez.
Dolayısıyla kendisini herhangi bir ses duya-
madığı bir ortamda mutlak karanlık içinde
bulur ve duyulara ait bu eksiklik, Watson ın
Holmes ün dü ünceleri hakkında hiçbir ikre
sahip olmamasıyla paraleldir. Watson endi e
içinde beklerken, Holmes ün kendisine bağırdı-
ğını duyar: Görüyor musun Watson? Görüyor
musun? Ancak kendisi hiçbir ey göremez. Bu-
rada, Holmes ün kontrolü tamamen ele aldığını
görürüz. Watson ı karanlıkta sorularıyla ba
ba a bırakır.
Bunun ba ka bir örneğini Kızıl Sa”lılar Kulü-
bü hikâyesinde Holmes ün, Watson a rahatsız
edilmeden dü ünmek istediğini söylediğinde de
görürüz: Bu, en az ü” pipoluk bir problem ve bu
yüzden elli dakika boyunca benimle konu ma-
manı rica ediyorum. İnce dizlerini ”enesine kadar
”ekerek sandalyeye kıvrıldı ve gözlerini kapata-
rak orada öylece oturdu. Ağzındaki siyah piposu
garip bir ku un gagası gibi duruyordu. Bir süre
sonra, uyuyakaldığını dü ünmeye ba lamı tım ve
hata benim de kafam dü üyordu ki kararını ver-
Zaten hikâyeler de çoğunlukla anlatıcının mi bir adamın edasıyla birden sandalyesinden
yani Watson ın, Holmes ün metotlarını anla- fırladı ve piposunu öminenin üstüne koyarak
makta çektiği sıkıntılar çerçevesinde ekillenir. konu maya ba ladı.
Holmes ün keskin mantıksal çıkarımları ve aca- Burada Watson, Holmes ün dü üncelerini
yiplikleri Watson ı her zaman soru i aretleriyle anlamaya ya da aklından geçenleri tahmin
ba ba a bırakır çünkü Holmes çoğu zaman ko- etmeye çalı maktansa onun koltukta garip otu-
nu an ve açıklamalar yapan bir karakter olma- ru unu gözlemler ve bu anı tasvir eder. Watson,
dığı için Watson, Holmes ü tamamen dı arıdan Holmes ün aklından geçenleri anlatabilecekken
tasvir etmek zorunda kalır. Watson, Holmes ün sadece orada oturup Holmes ün tuhalıklarını
çevresindeki fiziksel artları, nesneleri ve okura anlatır. Bu hüsran okura da yansır çünkü
kendi duygularını anlatmaya çalı ır. Watson ın okur, vakanın özünü kaçırır ve yeterli bilgi
gerilimi Holmes ün dü üncelerine uzaklığından ihtiyacı Watson tarafından kar ılanmaz. Okur
kaynaklanır ve bu gerilim de Watson ın anlatı- olarak karanlıkta öylece oturup beklemeliyiz,
sına mecbur olan okura aktarılır. ta ki Holmes, Watson a ve dolayısıyla okur
Watson ın Holmes ün suç tespit sürecine ve olarak bize aklından geçenleri anlatana kadar.
dü üncelerine uzaklığı, Holmes ün inisiyatifin- Açıkça görülür ki ilginin canlı tutulabilmesi
de olan bir meseledir. Benekli Kordon hikâyesin- adına, okurun da Watson gibi soru i aretle-
de Watson, zehirli bir yılanın ona hamle yapa- riyle bırakılması gerekmektedir. Bizler okur
bileceği gerçeğini bilmeden Holmes ün yanında olarak Holmes e Watson ın algıları ve anlatısı
oturur çünkü Holmes planlarının detaylarını aracılığıyla ula tığımız için, biz de Holmes ün
vermemeyi tercih eder. Holmes, Watson a sa- yöntemlerine ve becerilerine Watson ınkine pa-
dece gece henüz sonlanmadan önce yeterince ralel tepkiler veririz. İlk önce neler döndüğünü
korku dolu anlar ya ayacağını ve kesinlikle uy- tam olarak anlayamayız, ardından dedektiin
kuya dalmamasını çünkü hayatının buna bağlı yöntemlerini anlatmasıyla dedektiin yetenek-
olabileceğini söyler. Aynı zamanda Watson leri kar ısında a kına dü eriz ve gözümüzün
sessiz de kalmak zorundadır çünkü en ufak bir önündeki alelade ipuçlarını bu ekilde gözlem-

42
leyemediğimiz ve yorumlayamadığımız için
kendimize kızarız, tıpkı Watson gibi. Watson,
Conan Doyle un okuru Sherlock Holmes ile
ilgili etkilemesine olanak tanır çünkü Watson,
Holmes ün güçlerine vâkıf değildir. Watson
hiçbir ekilde aptal bir karakter olmasa da ona
Holmes le aynı güçler bah edilmemi tir. Dola-
yısıyla Holmes, Watson a herhangi bir sonuca
nasıl ula tığını anlatığında biz okura da an-
latmı olur. Ancak Watson, Holmes ün konu -
masını beklemeden dedektifin dü üncelerini
anlayabilmek için biraz daha çaba gösteremez
mi? Ona birkaç soru soramaz mı? Watson ın
bu konudaki iktidarsızlığı okuru rahatsız eder
ve okur olarak Watson a kızgınlık hissederiz
ve bu nedenle kendimize mütefik olarak
canlı ve parlak zekâlı Holmes ü seçeriz. Ancak
Watson ın bu yetersizliğinin farkında olmak
okuru biraz olsun rahatlatır çünkü okur bilir
ki Holmes kadar zeki olmasa da en azından
Watson dan daha zekidir.
Mütefik olarak Holmes ü seçsek de Watson a
tamamen kayıtsız kalamayız çünkü Watson, Hol-
mes ün hayatında önemli bir role sahiptir. Be-
raber ya arlar, soru turma sürecini çoğu zaman
beraber yürütürler ve Holmes okurla Watson yardımcısı olmadan soru turmalarını yürüten
aracılığıyla ileti im kurar. Buna kar ılık olarak dedektiler ya da haiyeler de vardır. Agatha
da Watson her bir hikâyeyi Holmes ü adeta Christie nin Miss Marple ı örneğin. Kendisinin
ilahla tırarak anlatır. Ancak okurun kusursuz bir aslında yukarıda incelediğimiz anlamıyla bir
karakteri inanılır bulması dolayısıyla kahramanla yardımcısı yoktur ancak ara sıra polis te kila-
bir bağ kurması çok da olası değildir. O nedenle tının desteğine ba vurur. G.K. Chesterton ın
anlatıcıya bu bağlamda da birtakım görevler Peder Brown ı için de aynısı geçerlidir. Onun
verilir. Watson, okura Holmes ün insanlığını da yerel polis te kilatıyla iyi kötü bir ili kisi
dengede tutacak detaylar verir örneğin. Bize Hol- vardır ve bazen de sadık kilise cemiyetinin
mes ün olağanüstü zekâsını ve çıkarım gücünü üyelerinden yardım alarak hafiyelik yapar.
aktarır ama aynı zamanda kahramanın o kadar Bazı dedektiler ise i lerini tamamen solo icra
da iyi keman çalamadığını, üzerinde çalı acağı etmeyi tercih eder. Raymond Chandler ın Philip
bir vaka olmadığı zamanlarda büründüğü karan- Marlowe u, Dashiell Hammet ın Sam Spade i ve
lık ruh halini ve madde kullanımına yatkınlığını Sara Paretsky nin V.I. Warshawski si gibi hard-
de aktarır. Bu açıdan Watson, soğuk ve mantıklı boiled dedektiler suçluları kovalarken yalnız
Holmes ü okurun gözünde insan kılar. Biz de olmayı tercih eden kahramanlardır. Çoğu za-
Watson ın anlatısını olduğu gibi kabul ederiz man tehlike ve zorluklarla tek ba larına müca-
çünkü Watson bizden biridir. dele ederler. Suçluları yakalayıp adalete teslim
Yardımcı karakterler minyatür bir okur etmekle görevli bu dedektilerin soru turma
görevi görür, kahramanın eylemlerini peki tirir, sürecinde her daim kötü adamların ve bazen de
yeni karakterler hakkında okura bilgi sağlar ve kanun güçlerinin bir adım ilerisinde olmaları
olaylar arasındaki zaman geçi lerini ayarlar. gerekir ve yalnızken her zaman daha verimli
Aynı zamanda ana karaktere psikolojik ve fizik- olduklarını dü ünürler. Yukarıda incelediğimiz
sel destekte bulunur. Her zaman ikinci planda bağlamda herhangi bir yardımcı dedektif karak-
kalsalar da okurun dedektifi tanıması ve ka- teri olmadığı için de okurla doğrudan ileti ime
bullenmesi açısından önemli bir rol üstlenirler. geçerler. Dolayısıyla yazar, birinci ahıs anlatı-
Yardımcı dedektifin özellikle de anlatıcı olarak sını kullanarak okuru yardımcı dedektif statü-
üstlendiği bu sorumluluk, polisiye yazarı için süne koyar ki bu da okur için paha biçilmez bir
de önemli bir anlatı aletidir. Ancak belirli bir tecrübedir.

43
pOLİSİYEDE YARDıMCı DEDEktİfLER fuLYA tuRhAN

EKRAnDAKİ
WAtSon’LAR

1
984 yapımı he Adventures of Sherlock ka da bir dergide yayımlandığında çizimler o
Holmes dizisinde Holmes ü ba arıyla can- derginin illüstratörleri tarafından yapılır. O
landıran aktör Jeremy Bret, Holmes ün nedenle hikâyelerle yayımlanan her görsel tıpkı
100. ya günü için yazılan oyun he Secret of Holmes ün olduğu gibi Watson ın da imajının
Sherlock Holmes hakkında konu urken unu olu masına katkıda bulunur. Sidney Paget, Hol-
söyler: Hiç var olmamı bir adam için bir mes ve Watson ın nasıl göründüklerine dair en
doğum günü kutlaması düzenlemek olağa- büyük role sahip illüstratörlerin ba ında gelir.
nüstü bir ey. Holmes karakteri hiçbir zaman Strand dergisinde yayımlanan ilk 24 hikâyenin
bildiğimiz anlamda var olmadı ancak dostu çizimleri kendisine aitir ve Doyle daha sonra-
Watson ın anlatısı, dedektifi zengin ve inanılır ları Baskervillelerin Köpeği hikâyesinin illüstras-
bir karakter kıldı. Watson ın nasıl bir karakter yonlarını da özellikle Sidney Paget in yapmasını
olduğuysa yıllar içinde gerçekle tirilen farklı istemi . Bu bize, Paget in çizimlerinin Doyle un
yorumlarla anlam kazandı. kafasındaki Holmes ve Watson imajıyla ne
Watson ın öncelikle fiziksel olarak nasıl bir denli uyu tuğunu gösterir. Paget in ardından
karakter olduğunu anlayabilmek için hikâye- William H. Hyde, Frederic Steele, Frank Wiles
lerdeki tasvirini incelemek gerekir. Dr. John H. gibi birçok çizer, Holmes ve Watson ikilisinin fi-
Watson, Doyle un ilk hikâyesi Kızıl Soru tur- ziksel tasvirine farklı yorumlar katarak katkıda
ma da çıta kadar ince ve fındık gibi kahveren- bulunurlar.
gi bir karakter olarak resmedilir. O zamanlar İllüstrasyonlar, ikilinin sadece fiziksel
henüz gençtir ve sava tan yeni dönmü tür. portrelerini çiziyordu elbete. Doyle hikâye-
Sonraki hikâyelerde, farklı zaman ve durum- lerinin ekrana uyarlanmaya ba lanmasıyla da
larda, orta ya lı, kalın ve güçlü bir boyna, kare Holmes ve Watson ın karakterleriyle ilgili envai
bir çeneye ve ufak bir bıyığa sahip yapılı bir yorumla kar ıla tı izleyiciler ve Holmes-Watson
beyefendi olarak tasvir edilir. Bu tasvirinin üze- ikilisi, bugüne kadar 220 den fazla filme konu
rinden yüzyılı a kın bir zaman geçtikten sonra oldu. İlk sinema uyarlaması 1903 yılına aitir.
Watson, Lucy Liu ile vücut bulan bir kadın Modern sinemanın ortaya çıkı tarihinden çok
olarak kar ımıza çıkar. uzak değildir bu tarih ki bu da bize, tıpkı günü-
Aradan geçen bu zamanda, Doyle hikâye- müzde olduğu gibi o zamanlar da Doyle hikâye-
lerindeki Watson imajı onlarca farklı yorumla lerinin ne kadar popüler olduğunu gösterir.
birlikte evrilir ve geli ir. Bu yorumların ilki Sherlock Holmes ve Doktor Watson ı konu
illüstrasyonlardır elbete. O zamanlar roman- alan ve geni çapta popülerlik kazanan ilk
ların, hikâyelerin ve karakterlerin günümüzde eser Amerikan yapımı bir film serisidir. he
çoğu eserde olduğu gibi ortak bir görsel tasviri Adventures of Sherlock Holmes, 1939 ve 1946
yoktur. Dolayısıyla Doyle hikâyeleri, Ameri- yılları arasında yayınlanan 14 filmden olu ur.

44
Basil Rathbone - Nigel Bruce

Basil Rathbone ve Nigel Bruce un rol aldığı


serinin yönetmeni Alfred L. Werker, Sherlock
Holmes ü çok daha zeki ve yetkin bir adam
olarak tasvir etmek istediği için Watson ı
hikâyelerde olduğundan daha aptal bir adam
gibi resmeder. Nigel Bruce un canlandırdığı
Watson, Holmes ün çıkarım sürecini asla takip
edemez ve Holmes nereye gidiyorsa Watson da
körü körüne onu takip eder. Oysa hikâyelerde
Watson, Holmes kadar üstün yetilere sahip
olmasa da zeki, cesur ve güvenilir bir asker ve
doktor olarak Holmes ün her daim yanındadır. Jeremy Brett - Edward Hardwicke
Ancak Bruce un canlandırdığı Watson da bu
vasıları görmek pek mümkün değildir. 1939 na girer. Igor Maslennikov un yönetmenliğini
yapımı filmde Holmes, Watson a, Korkarım üstlendiği filmde Vasily Livanov, Holmes ü,
sen ilah olmaz, beceriksiz bir adamsın, der ve Vitaly Solomin de Watson ı canlandırır. Sovyet
teselli edermi çesine Watson ın omzuna do- yapımı bu seri popülerlik kazandığı Rusya
kunur. Watson da bu kareden sonra Holmes e dı ında çok da bilinmez aslında ancak Doy-
bakar ve safça gülümser. Bruce un Watson ı, le hikâyelerinin o zaman kadar üretilmi en
hikâyelerdeki Holmes-Watson ortaklığından ba arılı adaptasyonlarından biri olduğuna dair
zevk alan okur için izlemesi zor bir karakter- övgüler almı tır. Maslennikov, hikâyelere sadık
dir. Davalarında ve özel hayatında Holmes e kalmayı seçip ikiliyi 19. yüzyıl sahnesine koyar
destek olan Doyle un Watson ının aksine bu ve aynı zamanda Watson a Holmes ün e iti
karakterin bir tıp adamı olduğuna inanmak olarak muamele eder. Bruce un canlandırdığı
bile güçtür. Dedektife destek olmak öyle Watson ın aksine Maslennikov un Watson ı,
dursun, Holmes ün ayak bağı gibi tasvir edilen Holmes le aynı gösterim süresine sahiptir
Watson karakteri gerçeği yansıtmadığı için örneğin. Bundan önceki serilerde çoğunlukla
büyük ele tirilere maruz kalır. Üstüne üstlük Holmes tek ba ına vakayı incelemeye gider
hikâyelerin aksine Watson ın Holmes ten daha ve Watson ı geride bırakır. Bu seri, Holmes ve
ya lı bir karakter olarak kar ımıza çıkması da Watson a atfedilen rolleri tersine çevirir ve
bildiğimiz anlamda Holmes-Watson ili kisini Watson ı da kendi soru turmalarını yürütmek
büyük ölçüde deği tirir. Bruce un ele tirmen- üzere harekete geçirir. Maslennikov un Wat-
ler tarafından çok da sevilmeyen bu tasvirine son ı çoğu zaman yanlı sonuçlara varsa da
rağmen Rathbone-Bruce serisi Holmes ve kendince bir çıkarım yapma taktiği de geli tir-
Watson ın beyazperdede temsil edildiği ilk mi tir. Dolayısıyla Watson artık sadece ufak bir
önemli yapımdır ve Bruce un Watson ı gele- ara sunan faydasız bir karakterden çok daha
cek dönemlerdeki çoğu uyarlama için ablon fazlasıdır. Cesur, kibar, atılgan, zeki ve cana
olarak kullanılır. yakın bir karakter olarak tasvir edilir. Zaten bu
Rathbone-Bruce serisinin ba lamasından 40 film de Sherlock Holmes ün Maceraları yerine
yıl sonra, 1979 da Conan Doyle hikâyelerinin Sherlock Holmes ve Doktor Watson ın Maceraları
ilk Rus uyarlaması, Sovyetler Birliği nde vizyo- ba lığını kullanan tek adaptasyondur.

45
Robert Downey Jr. - Jude Law

Sherlock Holmes ve Doktor Watson hayran- sosyalle ebilmek için dostu Watson her zaman
ları kanımca en iyi Holmes ve en iyi Watson la yanındadır. Bu seriyle Watson sadece anlatıcı
1984 te, Granada TV nin yapımcılığını üst- olmaktan çıkar ve Holmes ün tercümanı olma
lendiği he Adventures of Sherlock Holmes ile görevini de üstlenir.
tanı ır. Holmes, Jeremy Bret le vücut bulur ve Holmes ün tuhalıklarını kabul edilebilir
Watson ı da David Burke ve ardından Edward sosyal normlara uygun olarak dönü türme
Hardwicke canlandırır. Bana kalırsa Burke, rolü, Robert Downey Jr. ve Jude Law un ba -
Hardwick e kıyasla Watson için çok daha uy- rollerini payla tığı, 2009 ve 2011 de yayınlanan
gun bir aktördür. İkisi de ba arılı oyuncular ol- Sherlock Holmes ve Sherlock Holmes: Gölge
masına kar ın, orijinal illüstrasyonlara önemli Oyunları nda da kar ımıza çıkar. Downey ve
ölçüde benzerlik gösteren ve rolünü büyük Law arasında, daha önceki adaptasyonlarda
bir istekle canlandıran Burke, Hardwicke den gördüğümüzden çok daha eğlenceli ve esprili
kıl payı farkla öndedir. Ancak Jeremy Bret, bir ili ki vardır ancak Law, Holmes ü fazlasıyla
Holmes rolünde o kadar ba arılıdır ki iki aktör çekip çeviren bir tavır takınır. Ko a ko a Baker
de Bret in gölgesinde kalmaktan kurtulamaz. Sokağı ndaki evlerine gider, daireyi temizler,
41 bölümden olu an dizi, orijinal hikâyelere pencereleri açar, dedektife gelen postaları
ve karakter tasvirlerine sadık kalır. Aslında gözden geçirir hata Holmes e ilgisini çekebile-
bunda Holmes ü canlandıran Jeremy Bret in cek davalar gösterir. Holmes ün Watson ın i e
hassasiyeti de etkili olmu tur. Bret, Doyle un yaramaz hallerine tahammül etiği Rathbone-
Holmes ünün aksine solaktır, o nedenle yazı Bruce serisinin aksine Downey-Law ikilisi söz-
yazdığı sahnelerde bir el dublörü kullanır. konusu olduğunda Holmes ün tuhaf hallerine
Burke/Hardwicke in canlandırdığı Watson da ve hata ki isel hijyen konusundaki yetersiz-
Holmes kadar olmasa da zeki bir adam olarak liğine tahammül eden Watson dır. İki filmde
tasvir edilir. Her zaman akıllı, cesur ve atik bir de Watson ın i levinin Holmes ü daha zeki
dost olarak dedektifin vazgeçemeyeceği bir göstermekten ibaret olduğu inanı ının dönü-
karakter olarak resmedilir. Holmes, Watson ın ümü görürüz. Burke ın Watson ı gibi Law un
kendini geli tirmesi için te viklerde bulu- Watson ı da oldukça gözlemcidir ve asla aptal
nur ve ona mantıksal çıkarım süreciyle ilgili bir adam değildir. Hata bazı durumlarda Hol-
ipuçları verir. Watson da bunun sonucunda mes ten daha zeki olarak bile resmedilir ki bu
kendi çapında gözlemlerde bulunur elbete Holmes hayranları için biraz rahatsız edici bir
ancak sonuca ula mak her zaman olduğu gibi tasvir olabilir.
Holmes ün i idir. Holmes, genelde olduğu gibi, 2010 da yayınlanmaya ba lanan BBC nin
tuhaf bir karakter olarak tasvir edilir ancak Sherlock u da Downey-Law ili kisine benzer
toplumun geri kalanıyla ileti im kurabilmek ve bir portre çizer ünlü ikili için. Benedict Cum-

46
berbatch in Holmes ve Martin Freeman ın da atmaya çalı ır ve hata bir bölümde Holmes ü
Holmes ün blogger ı Watson olarak kar ımı- azarlayarak ona arabada oturup beklemesini
za çıktığı seri, Doyle hikâyelerinin 21. yüzyıl söyler.
uyarlamasıdır. Önceki uyarlamalardan farklı Dr. John Watson, Sherlock Holmes için
olarak ikili burada birbirlerine soyadlarıyla hayati bir öneme sahiptir çünkü Arthur Co-
değil, Sherlock ve John olarak hitap ederler. nan Doyle, Watson ı dedektife destek olmak
Tıpkı Law gibi Freeman da sosyal anlamda ve okura bilgi aktarmakla görevlendirmi tir.
fazla kayıtsız olan Holmes ve toplumun geri Okur, Holmes ü üçüncü ki inin gözünden değil,
kalanı arasında köprü görevini üstlenir. Ancak Watson ın gözünden görür. Hikâyelerin aksine
Watson ın sıradan insanlara has özelliklerini filmler üçüncü ahıs anlatıcı kullanmak duru-
ve kendisine has a ırtıcı yetilerini belki de en munda olduğundan hikâyeler metinden ekrana
iyi ekilde resmeden oyuncuların ba ında gelir evrildiğinde kar ımıza farklı bir Watson çıkar.
Freeman. 1940 larda, kendi kendine dü ünmekten bile
BBC nin Doyle hikâyelerini 21. yüzyıla ta ı- yoksun bir Watson ile tanı ırız ve 20. yüzyılın
ması, Holmes-Watson ikilisine ili kin farklı yo- sonlarına doğru bu karakter, yerini daha ehil
rumların kar ımıza çıkmasına önayak olur belki bir yardımcıya bırakır. Watson hâlâ Holmes ün
de. 2012 yılında, Amerikan yapımı Elementary yetenekleri kar ısında a kındır ancak kendi
dizisi, bamba ka bir Watson la kar ımıza çıkar. ba ının çaresine de bakabilen bir karakterdir.
Jonny Lee Miller Sherlock Holmes ü, Lucy Liu Modern uyarlamalar, Holmes ü Watson ın e iti
da Watson ı canlandırır ve böylece John Watson olarak tasvir eder ve hata bazı durumlarda
yerini Joan Watson a bırakır. Bazı ele tirmen- Holmes ü çekip çeviren, yetersizliklerini kapa-
ler, dizinin yapımcısı Rob Doherty nin Holmes tan ve ona davayla ilgili birçok konuda mühim
ve Watson arasında romantik bir ili kiyi konu ipuçları sunan bir karakter haline gelir. Cesur,
edebilmek adına Watson için kadın bir oyuncu zeki ve yakı ıklı Jude Law, kendisi de yetenek-
seçtiğini iddia eder ancak Doherty bunu her li bir kadın dedektife doğru evrilen Lucy Liu
fırsata inkâr eder. Elementary de tıpkı Sherlock ve Watson ı canlandıran belki de en iyi aktör
gibi 21. yüzyılda geçer ancak hikâyelerin geçtiği Martin Freeman. Bu modern uyarlamalar ve
yer Londra değil, New York tur. Burada da Wat- tasvirlerle birlikte Watson, Holmes ün gölgesin-
son ın Holmes le e it ve hata bazı durumlarda den sıyrılmaya ve kendi ı ığını yaymaya ba lar.
ondan çok daha zeki ve yetenekli bir karakter Watson ın aptal bir karakter olarak tasvir
olarak tasvir edildiğini görmek mümkün. Yine edilmesinin Holmes ün zekâsını daha da öne
tıpkı Law ve Freeman ın Watson karakteri gibi çıkaracağını dü ünen yönetmenler ve senarist-
Joan Watson da sosyal durumlarda Holmes ün lerin aksine Watson parladıkça Holmes daha
yetersizliklerini ya da dü üncesizliklerini yumu- çok parlar.

Jeremy Brett - David Burke

47
pOLİSİYEDE YARDıMCı DEDEktİfLER OYtuN ÖZGüR

fRAnSız poLİSİYESİnDE
YARDımcı DEDEKtİfLER
YvES REutER tARAfınDAn KuLLAnıLAn “SoRuştuRmAcı” tERİmİ vE Bu tERİmİn İfADE Ettİğİ
KARAKtER, mESLEğİ nE oLuRSA oLSun, poLİSİYE RomAnın omuRgASıDıR. poLİSİYE RomAn
KİşİLERİnİ vE Bu KİşİLER ARASınDAKİ İLİşKİ vE HİYERARşİYİ İncELEmEK AmAcıYLA BİR moDEL oRtAYA
KoYAn JAcquES DuBoıS vE YvES REutER’E göRE AnA KARAKtERİn YAnınDA YER ALAn YARDımcı/
İKİncİL KARAKtERLERİn BAşLıcA İşLEvİ, SoRuştuRmAcının SuçLA İLgİLİ gözLEmLERİnİ (Suç YERİ,
şÜpHELİLER vB.) vE çıKARımLARını DİYALogLAR (SoRu-cEvAp) şEKLİnDE vEYA tAnıKLıK EDEREK oKuRA
AKtARıLmASınDA YAzARA YARDım EtmESİDİR.

Y
azar ve ele tirmen Jacques Dubois, lerin ba lıca i levi, soru turmacının suçla
polisiye romanlardaki suçluları betimle- ilgili gözlemlerini (suç yeri, üpheliler vb.) ve
mek için, Bazı önemli figürler polisiye çıkarımlarını diyaloglar (soru-cevap) eklin-
anlatının koridorlarında ve odalarında dola ı- de veya tanıklık ederek okura aktarılmasında
yor, 1 der ancak bu ifade aynı zamanda polisiye yazara yardım etmesidir. Diğer yandan ikincil
edebiyatın en belirgin karakteri olan dedektif karakterler, soru turmacıya ihtiyacı olan belge,
için de geçerlidir. bilgiyi de sağlayarak suçlunun bulunmasında
Modern polisiye romanın ba langıcında ana daha etkin rol alabilirler.
karakterler özel dedektif, gazeteci ya da amatör Gaston Leroux nun ana karakteri olan
dedektiti. II. Dünya Sava ı ndan sonraki dö- gazeteci-amatör dedektif Joseph Rouletabille e
nemde, kahramanları gangster ya da çete üyesi soru turmalarında Parisli avukat Sainclair
gibi kanun dı ı ki iler olan romanlar ortaya yardım eder. Rouletabille den ya ça büyük olan
çıktı. Sosyal statüsü, ki ilik özellikleri, mesleği Sainclair bazı dava tutanaklarını, günlükleri
ne olursa olsun bu karakterler, polisiye roman- Rouletabille için bularak suç bilmecesinin çö-
ların anlatımında önemli bir rol oynamaktadır. zümüne yardımcı olmu tur. Leroux nun yazdığı
Polisiye yazarları, bu karakterler aracılığıyla sekiz Rouletabille romanından sadece üçünde3
suçu tanımlar ve yine bu karakterler aracılığıyla ana karakter, gazeteci arkada ı Sainclair ile
suçun gizemini çözer. çalı mı tır.
Bir suç romanında soru turmacı-saldır- Amerikan tarzı özel dedektif kavramını
gan-kurban arasındaki ili ki, okurlarda merak Fransız kara romanına ba arıyla kabul etiren
uyandıracak gizemi yaratmak ve daha sonra Léo Mallet nin ana kahramanı Nestor Burma,
bu gizemi çözmek açısından çok önemlidir. gazeteci arkada ı Marc Covet nin yardımlarıyla
Edebiyat ara tırmacısı Yves Reuter e göre bu üç ba ını derten kurtarır ve olayları çözer. Aynı
kimlik bir polisiye roman için vazgeçilmezdir2 zamanda tüm romanlarında, Nestor Burma nın
ve bunlardan herhangi birinin eksikliği anlatıyı kendisine yardımcı olan bir sekreteri (Hélène
polisiye türden uzakla tırır. Chatelain) ve asistanı Reboul da ikinci yardımcı
Yves Reuter tarafından kullanılan soru tur- karakter olarak yer alır.
macı terimi ve bu terimin ifade etiği karak- İlk San Antonio romanını 1949 da yayım-
ter, mesleği ne olursa olsun, polisiye romanın layan Frédéric Dard; komiser, gizli ajan, polis
omurgasıdır. Polisiye roman ki ilerini ve bu müdürü, roman yazarı gibi farklı kimlikleri bir
ki iler arasındaki ili ki ve hiyerar iyi incele- karakterde birle tirmi ve polisiye macera ya
mek amacıyla bir model ortaya koyan Jacques da hareketli casus romanı kalıpları içinde ana
Dubois ve Yves Reuter e göre ana karakterin karakterin yanında birçok farklı karakter de
yanında yer alan yardımcı/ ikincil karakter- yaratmı tır. 300 den fazla romanı yayımlanan

48
Frédéric Dard öldükten sonra San Antonio tecrübeli olduğu için emekli olduğunda
ve arkada ı Béru, önce Dard ın oğlu Patrice Maigret nin yerine geçen polis müfeti idir.
sonra da birçok farklı yazar tarafından yazı- Maigret sinirlendiğinde Lucas ya bağırsa bile
larak maceralarına devam etmi tir. Asıl adı sonradan Lucas nın gönlünü almayı ihmal
Alexandre-Benoît Bérurier olan ve hikâyelerde etmez. Komiser Maigret, ki isel olarak değer
kısaca Béru olarak adlandırılan bu yardım- verdiği diğer yardımcısı Janvier ye kar ı daha
cı karakter; fiziksel olarak çok güçlü, içkici, çok baba ekati göstermektedir. Maigret nin
kaba saba ama i inde çok becerikli bir polistir. en değer verdiği dört yardımcısından M. De
Polislik mesleğine en alt basamaktan ba lamı Tréville diğer adıyla Torrence, polis müfeti i
ve San Antonio serilerinin sonuna doğru İçi leri olarak ba langıç yapmı , sonra özel dedektili-
Bakanlığına kadar yükselmi tir. 1953 te yayım- ğe geçmi tir. Komiser Maigret, grubun en genç
lanan Desclientespour la Morgue da San Antonio ve deneyimsiz elemanı Lapointe ile de baba-
ve dolayısıyla okurlarla tanı mı , daha sonra oğul ili kisi kurmu tur.
Descendez-le à la prochaine (1953) ve Deuil San Antonio ve Maigret nin ortak noktası,
Express (1954) adlı kitaplarda daha belirgin bir yazarlarının fazla sayıda eser vermi olmaları
yardımcı karakter haline gelir. dolayısıyla bir metinde ba layan birinci ve ikin-
Polisiye edebiyatın bir ba ka klasiği olan ci karakter arasındaki ili kinin, ki ilik özellik-
Komiser Maigret ye kariyeri boyunca yardım- lerinin betimlemesinin bir metinden diğerine
cı olan çok fazla sayıda ikinci karakter vardır. geli mesidir.
Bunların içinde en fazla yer alan ve Simenon Fransız polisiye romanlarında kar ımıza
tarafından daha titizlikle betimlemesi yapılan çıkan yardımcı karakterler, Reuter in ifadesine
özellikle iki grup yardımcı karakter öne çıkar. göre ana karakterlerle aynı evrende yer alır ve
Bu gruplardan biri Maigret nin yanında çalı an romanda aynı hikâyeyi payla ır. Bu yardımcı
müfeti lerden olu ur. İkinci grupsa Maigret nin karakterlerin sayısı, özellikleri bir metinden
ki isel olarak değer verdiği dört yardımcı karak- diğerine deği ir, bu karakterler hiyerar ide hep
terdir. ikinci sırada yer alır ve gerek fiziksel gerek
İlk grup yardımcı karakter Baron, Bonfils, ki ilik özellikleri daha az belirgindir.
Jamin, Lourtie, Neveu ve Vacher dir. Bu ki i-
lere Maigret çocuklarım diye hitap eder. Bu noTlar
ki iler, Maigret ye hayranlık duymakta, ona 1 DuBoıS, Jacques, Le roman policierou la modernité, paris, f. nathan,
benzemeye çalı maktadırlar. Çalı ma yöntemi- 1992
ni iyi bildikleri için uzun açıklamalara gerek
2 REutER Yves, Le roman policier et ses personnages, pressesuniversitai-
kalmadan Maigret nin yönergelerini yerine
res de vincennes, coll. L’ımaginairedutexte, Saint Denis 1989
getirirler.
İkinci grupta yer alan Lucas, Maigret nin 3 Sarı odanın Esrarı (1907), Siyahlı Kadının Kokusu (1908), Rouletabil-
en iyi çalı ma arkada ı, sağ kolu dur. En le’in Suçu (1921)

49
DEDEktİfLER NE YER, NE İÇER? fuLYA tuRhAN

DR. JoHn WAtSon


WAtSon öğLE YEmEğİnDE cRıtERıon’DA nE YEDİ tAm oLARAK BİLmİYoRuz. WAtSon’ın YEmEK
SEçİmLERİnDEn vE cRıtERıon’ın o DönEmDEKİ öğLE YEmEğİ mönÜSÜnDEn çıKARım YApAcAK
oLuRSAK, omLEt vE EARL gREY çAY oLABİLİR. Bu SAHnE, WAtSon’ın HoLmES oLmADAn BİR
şEYLER YİYİp İçtİğİ nADİR SAHnELERDEn BİRİDİR. Bu KAREDEn SonRA HAYAtınA HoLmES gİREcEğİ
İçİn, WAtSon DA İStER İStEmEz HoLmES’Ün ALışKAnLıKLARınA uYum SAğLAYAcAK YA DA
SAğLAmAK zoRunDA KALAcAKtıR. o nEDEnLE WAtSon’ın YEmE İçmE ALışKAnLıKLARını HoLmES’Ün
ALışKAnLıKLARıYLA BİRLİKtE İncELEmEK DAHA DoğRu oLAcAKtıR.
Londra da, Piccadily Meydanı nda bulunan Sherlock Holmes camiası için önemini korur.
Criterion, dünyanın en eski restoranlarından BBC yapımı Sherlock dizisinde örneğin, bu bu-
biridir. Muhte em dekoru, zengin yemek ve a- lu ma Russell Meydanı nda bir parkta gerçek-
rap mönüsüyle 150 senedir ziyaretçilerini mutlu le ir. Ancak o sahnede, Watson ı canlandıran
etmeyi ba armı tır. Criterion u bu kadar özel kı- Martin Freeman ın elindeki kahve fincanında
lan eylerden biri de edebiyat tarihinin en ünlü Criterion yazar çünkü serinin yaratıcıları bu
bulu malarından birine ev sahipliği yapmı ol- ünlü bulu maya atıta bulunmak istemi lerdir.
masıdır. Burası, Dr. John H. Watson ın, Sherlock Watson öğle yemeğinde Criterion da ne
Holmes ün adını ilk duyduğu yerdir. yedi, tam olarak bilmiyoruz. Watson ın yemek
Dr. Watson, Britanya İmparatorluğu ve seçimlerinden ve Criterion ın o dönemdeki
Afganistan Emirliği arasında gerçekle en II. öğle yemeği mönüsünden çıkarım yapacak
İngiliz-Afgan Sava ı nda askeri doktor olarak olursak, omlet ve Earl Grey çay olabilir. Bu
görev yapmı , Maiwand Muharebesi nde aldığı sahne, Watson ın Holmes olmadan bir ey-
bir kur un yarasının ardından Londra ya geri ler yiyip içtiği nadir sahnelerden biridir. Bu
gönderilmi tir. Ordudan döndükten sonra, doğal kareden sonra hayatına Holmes gireceği için,
olarak hem psikolojik hem de finansal açıdan Watson da ister istemez Holmes ün alı kan-
zor durumdadır ve önünde iki seçenek vardır; lıklarına uyum sağlayacak ya da sağlamak
ya Londra yı terk edip kırsal kesime yerle ecek zorunda kalacaktır. O nedenle Watson ın yeme
ve orada kendini paslanmaya bırakacak ya da içme alı kanlıklarını Holmes ün alı kanlıkla-
hayat tarzını tamamen deği tirecek adımlar rıyla birlikte incelemek daha doğru olacaktır.
atacaktır. Bu iki seçeneğin sonuncusunda karar Derginin ilk sayısında Sherlock Holmes ün
kılıp kaldığı otelden ayrılmaya ve daha uygun yeme içme alı kanlıklarından bahsetmi ve
bir ev ve ev arkada ı bulmaya koyulur. Bu kara- Holmes ü daha iyi anlayabilmek için iki ayırım
rı verdiği gün, öğle yemeği için Criterion Bar a üzerinden ilerlemek gerekeceğini söylemi tim.
gider ve orada okuldan arkada ı Stamford la Bunların ilki, ilgisini çekecek bir vaka bekle-
kar ıla ır. Eski dostuna bir ev arkada ı aradığını yen Holmes. Sherlock Holmes, bu gibi durum-
söyler ve unu ekler: Kim beni bir ev arkada ı da her anlamda karamsar bir havaya bürünür.
olarak ister ki? Buna kar ılık Stamford ın ünlü Çünkü ona çözmesi gereken, mümkünse en
cevabı da udur: Bana bugün bunu söyleyen karma ık problem lazımdır. Holmes ün zihni
ikinci ki isin. Stamford ın bahsetiği ki i durağanlığa isyan eder, var olmanın sıkıcı
Sherlock Holmes tür. Holmes ve Watson o gün rutini nden iğrenir. İkincisi, aklında bir vaka
tanı ır ve olaylar geli ir. Watson ın Holmes le olan Holmes, ki bu durumda kendisi can-
tanı masına vesile olan bu ünlü bulu manın lı, enerjik ve tamamen olaya konsantredir.
tarihi 1 Ocak 1881 dir ve bu kurgusal sahnenin Holmes ün görülmeyeni görme ve bilinmeyeni
üzerinden bir asırdan uzun süre geçmi olma- anlama sihri de i te böyle zamanlarda i ler ve
sına rağmen Criterion, sırf bu anının hatırına bir vakayla me gul olduğunda ortaya çıkan

50
insanüstü özelliklerine bir de günlerce hiç- larını tüketmeyi severler, keklik yerler ve hata
bir ey yemeden hayatına devam edebilmesi bir keresinde gizemli bir ekilde Holmes ün eline
eklenir. Watson çoğu zaman Holmes le birlikte ula an kazı ziyan etmektense yemeyi tercih ederler.
olduğu için o da ister istemez Holmes e uyum Özellikle Holmes, nitelikli bir sofranın nelerden
sağlamak zorunda kalır. İkilinin acilen bir yere olu ması gerektiğini çok iyi bilir. Özel bir misafi-
yeti meleri gerekiyorsa Holmes, Watson ı ba - ri için, örümcek ağlarıyla kaplı birkaç i e arap
tan uyarır: Kuvvetli bir kahvaltı et Watson, e liğinde çulluk, sülün ve kaz ciğeri ezmeli turta
ardından ipucunun pe ine dü eceğiz ve amacı- hazırlatır. Tabii bu masada mutlaka Watson da
mıza ula ana kadar ne dinleneceğiz ne de ye- vardır.
mek yiyeceğiz. Günlerce hiçbir ey yememek Watson da tıpkı Holmes gibi zevkli bir alkol
Holmes için mümkün olsa da Watson için o tüketicisidir. Porto arabı e liğinde Holmes le
kadar da mümkün değildir aslında. Dolayısıyla ba arılarını kutlarlar, bir i e Burgonya arabına
Watson, Holmes ün bu insanüstü tutumunu asla hayır demezler. Hikâyelerde sadece üç arap
sürekli sorgular. Holmes ün cevabıysa u olur: ismi geçer: Montrachet, Beaune ve Tokay. Bunlar-
“Senin bir doktor olarak iyi bilmen gerekir ki dan ilk ikisi Burgonya arabıdır, ikisi de Beaune
sindirim sistemi beyin için gerekli olan kanın Sahili nden gelir. Montrachet beyaz araptır,
çoğunu me gul eder. Ben beyinim Watson, o Beaune da bölgeye ait kırmızı ya da beyaz arap-
nedenle dü ünmem gereken tek ey de bey- lara verilen addır. Holmes ün, Watson dan bir
nim. Sherlock Holmes ün her açıklamasından kadeh daha isterken olağanüstü bir arap olarak
sonra olduğu gibi Watson burada da daha adlandırdığı Imperial Tokay, Macaristan ın Tokaji
mantıklı bir antitez sunamaz konuyla ilgili. bölgesinden gelir. Bunların dı ında arapların
Sherlock Holmes ün üzerinde çalı tığı da- isimlerinden ya da kalitelerinden çok bahsedil-
vada iyi geli meler varsa keyfi yerine gelir ve memesi dönemin kaotik Avrupa arap marketini
bu, Watson için çok iyi bir haberdir: İ imizi göz önüne alırsak akıllıca bir seçimdir. Çünkü 19.
ba arıyla bitirdiğimize göre doktor, artık biraz yüzyıl sonlarında Avrupa daki arap üreticileri
eğlenebiliriz der Holmes. Bir sandviç ve ha erelerden kaynaklanan hastalıklarla ilgili
kahve, ardından da belki bir keman dinletisi. sorunlar ya ıyorlardı. O yıllarda üretilen rekol-
Bazen balığa çıkarlar ve yakaladıkları alaba- telerde kalite problemlerine yol açan bu sorun,
lıkla güzel bir ziyafet çekerler. Ya da Bayan 1880 lerin sonunda biliminsanları bir çözüm
Hudson ın kahvaltı için hazırladığı domuz üretene kadar devam eti.
pastırması ve yumurtayı i tahla yemeye koyu- Tabii Holmes ve Watson ikilisinin
lurlar. Holmes ve Watson ın kahvaltı ritüelleri içtikleri arapla sınırlı değildir, özellikle
me hurdur aslında. Mevcut bir dava varsa viski severek tüketikleri bir içkidir. Ame-
kahvaltı masasında onunla ilgili tartı ırlar. rikalılar viskiyi sek yudumlarken İngiliz-
Ellerinde herhangi bir dava yoksa gazetedeki ler soda ya da suyla beraber içer. Holmes
haberleri okurlar. Watson, Holmes e kıyasla ve Watson ın tercihi de sodadan yanadır ve
daha geç uyanan biridir. Çoğu zaman uyanıp hata dairelerinde gasogene olarak bi-
salona indiğinde Holmes ü kahvaltı masasında linen bir soda makinesi bile vardır.
bulur. Watson ın geç kalkmasına alı kın olan Basitçe üst üste yerle tirilmi
Bayan Hudson ise henüz Watson ın kahvaltısı- iki cam küreden olu an me-
nı ve kahvesini masaya koymamı tır. Sabahları kanizmanın alt küresinde
çoğunlukla huysuz olan Watson zili çalar ve su, üst küresinde de etkile-
Bayan Hudson a hazır olduğunu söyler. Hol- ime girerek karbondiok-
mes ekmeğini kemirirken Watson da eline bir sit üreten tartarik asit ve
gazete alarak kahvaltısının gelmesini bekler; sodyum bikarbonat bu-
Jambon, domuz pastırması, yumurta, kızarmı lunur. Olu an gaz, alt
ekmek, kahve ya da çay. küredeki suyu bir tüp
İkili, Holmes ün karma ık dehasını tat- aracılığıyla yukarı
min eden bir çözüme ula mı sa Watson için ta ır. Holmes ve Wat-
çoğu ey normale döner. Holmes le birlikte son a da koltuklarına
istiridye ve orman tavuğu e liğinde saatlerce kurulup pipoları
ortaçağ piyeslerinden, iirlerden, Stradivarius e liğinde viskile-
kemanlardan, Budizmden ve geleceğin sava rini yudumla-
gemilerinden bahsederler. Genellikle av ku - mak kalır.

51
pOLİSİYEDE YARDıMCı DEDEktİfLER DORuk tAtAR

SıNıRSıZ ŞÜPhENİN DÜNYASıNDA


DOSTLAR, YOLDAŞLAR, YARDımcıLAR

JERRY pALmER’ın poLİSİYE gERİLİmLERİ ÜzERİnE YAptığı İncELEmEDE DİKKAt çEKtİğİ noKtALARDAn
BİRİ, KötÜ KARAKtERLERİn KuRDuKLARı KompLoLARLA KuRuLu DÜzEnİ YıKmAYA çALışıRKEn
KAHRAmAnLARınDA DA StAtÜKoYu KoRumAK İçİn topLumSAL vE HuKuKİ SınıRLARın DışınA
çıKmALARıDıR. HİzmEt Ettİğİ DEvLEtİn HİmAYESİnİn ötESİnE vE YASALARın DışınA çıKAn cASuSLAR
-GöreviMiz Tehlike’nİn HER fİLmİnDE tEKRARLAnDığı ÜzERE- YAKALAnmALARı HALİnDE YALnızDıRLAR.

D
edektiler çoğunlukla yalnız figürler- hislerini ve dü üncelerini de canlandırması
dir. Yalnızlıklarının kaynağı dünyayı bu yakınlığın en çarpıcı örneklerinden biridir.
karanlık, suç dolu ve güvenilmez bir Hayataki en hakiki ili kilerini, izini sürdüğü
yer olarak görmeleridir. İ lerinin gereği olarak suçlularla kuran Holmes ü ise en iyi anlayan
iddet ve suçla ha ır ne irlerdir. Sıradan insan- ki ilerin ba ında azılı dü manı Profesör Mori-
ların dikkat etmedikleri ayrıntılara büyük önem arty gelir.
verirken amaçları bireylerin en gizli ve karanlık Conan Doyle un Sherlock Holmes ü ve
noktalarını tespit etmektir. Herkesi üpheli ola- Agatha Christie nin Hercule Poirot su suçla ve
rak gören ve amacı son kertede hakikati ortaya suçluyla kurdukları yakın ili kiye rağmen ay-
çıkarmak olan dedektilerin yabancıla ması ve dınlanmanın iyimserliğini ta ıyan ve toplumun
yalnızla ması doğaldır. suçtan arındırılabileceğini dü ünen son dedek-
Sherlock Holmes serisinin ilk macerası Kızıl tilerdir ki bu durum, son Poirot hikâyelerinde
Dosya da Watson, Holmes ün bilgi birikimini de deği meye ba lar. Özellikle I. Dünya Sava ı
özetlerken çizdiği resim, dedektif yalnızlığına sonrasında Batı toplumlarında hâkim olmaya
dair bize iyi bir fikir verir. En temel felsefi ve ba layan karamsarlığa paralel olarak o dönemin
astronomik bilgilere vâkıf olmayan Holmes, polisiye romanlarında da suç ile yasa, suçlu ile
kimya ve anatomi disiplinlerinde ise son derece dedektif arasındaki sınırlar iyice muğlakla ır.
uzmanla mı tır. Genel edebiyat bilgisi sıfıra Bu bağlamda ortaya çıkan Raymond Chandler
yakınken, ( iddet ve cinayet içeren) 19. yüzyılın ve Dashiell Hammet ın ka arlanmı (hard-
sansasyonel edebiyatını hatmetmi tir. Kısacası boiled) dedektilerinde güvensizlik ve yalnızlı-
bilgi birikimini mükemmel bir dedektif olmaya ğın dozajı iyice artar. İnsanların ve kurumların
endekslemi Holmes ün sıradan insanlardan güvenilmez olduğu bir dünyada dedektifin
farklı i leyen zihinsel süreci okur için çoğu za- kimseye güvenmemesi, hep gizli bir ajandası-
man ula ılmazdır. Yardımcısı Doktor Watson ın nın olması ve kimi durumlarda yasanın çizdiği
en önemli i levlerinden biriyse bu süreci biz sınırlar dı ına çıkarak i görmesi anla ılır bir
sıradan insanlara tercüme etmektir. durumdur.
Dedektif, suç ve hata suçlu ile yakın bir ili ki Dedektileri yalnız ve izole bireyler haline
halindedir. Cinayet i leyerek toplumsal norm ve getiren bu dinamiklerin hepsi ve hata daha
sözle meyi ihlal eden ve kendini kalabalıkların fazlası casusluk hikâyelerinde mevcutur. Jerry
içine saklayan katilin yalnızlığını payla an, en Palmer ın polisiye gerilimleri üzerine yaptığı
yakını ve aynı zamanda dü manı/rakibi olan incelemede dikkat çektiği noktalardan biri, kötü
dedektitir. Hannibal Lecter ın pe inden ko an karakterlerin kurdukları komplolarla kurulu
Will Graham ın kendisini katilin yerine koyarak düzeni yıkmaya çalı ırken, kahramanların-
onun sadece eylemlerini değil, aynı zamanda da da statükoyu korumak için toplumsal ve

52
James Bond

hukuki sınırların dı ına çıkmalarıdır. Hizmet dan saklaması da elzemdir. Bu mantığa göre
etiği devletin himayesinin ötesine ve yasaların yardımcı, dost ve yolda ların varlığı kritik bilgi-
dı ına çıkan casuslar -Görevimiz Tehlike’nin lerin sızma tehlikesini artıran bir unsurdur.
her filminde tekrarlandığı üzere- yakalanmaları Bond serisinin ilk eseri Casino Royale’de,
halinde yalnızdırlar. dünyayı tek ba ına kurtarırken görmeye alı -
Bu casuslar, harcanabilirlikleri nin ya- tığımız James Bond un yalnızla ma sürecini
nında harcayabilme yani öldürme lisansına izleriz. Romanda Vesper Lynd, Bond un önce i
(Bond daki licensetokill gibi) da sahiptirler. ortağı ve sonra sevgilisi olur. Fakat çitimizin
Sadece toplumsal ve hukuki değil, aynı zaman- mutluluğu, Lynd in kar ı taraf için çalı tığını
da medeni sınırların da dı ına çıkarak herkesin itiraf etiği bir not bırakarak intihar etmesiyle
herkesi öldürebileceği kuralsız bir cangılda bozulur. Kitap da Bond un eski sevgilisi ve
hayata kalmak için casusların sonsuz bir üphe görev arkada ı Lynd in ölümünü acımasız ve
ve teyakkuzla i görmeleri elzemdir. Kimseye sert (ve tabii ki kadın dü manı) terimler kul-
güvenme (trustnoone), casusluk film ve kitap- lanarak MI6 ya rapor etmesiyle biter: Fahi e
larında sıklıkla kullanılan bir alt ba lık değil artık ölü (he bitch is dead now). Hem özel
midir? Kimseye güvenmemenin iar olduğu bir hem de mesleki hayatında güvendiği ki inin
dünyada yardımcılar, dostlar, yolda lar ne kadar ihanetine uğramasıyla Bond öncekinden çok
güvenilirdir? daha acımasız bir dünyaya girdiğini idrak eder.
Casusluğun dedektilikten ayrı tığı diğer
bir nokta da i lerinin gerektirdiği bilgi eko- KAnunu ARKASınA ALAn DEDEKtİfİn SuçLuYLA ASİmEtRİK
nomisinin farklılığıdır. Kanunu arkasına alan BİR İLİşKİSİ vARDıR, Bu YÜzDEn DE SuçLuYu tESpİt EtmESİ
dedektifin suçluyla asimetrik bir ili kisi vardır;
bu yüzden de suçluyu tespit etmesi çoğu zaman çoğu zAmAn YEtERLİ oLuR. fAKAt cASuS İçİn öncELİK,
yeterli olur. Fakat casus için öncelik, hakikatin HAKİKAtİn oRtAYA çıKARıLmASı YA DA ADALEtİn tESİS
ortaya çıkarılması ya da adaletin tesis edilme-
sinden ziyade pratik sonuçların alınmasıdır. EDİLmESİnDEn zİYADE pRAtİK SonuçLARın ALınmASıDıR.
Casus figürü dü manı if a etmekle kalmaz, aynı cASuS fİgÜRÜ DÜşmAnı İfşA EtmEKLE KALmAz, AYnı
zamanda siyasi geçerliliği olan sonuçlar almaya zAmAnDA SİYASİ gEçERLİLİğİ oLAn SonuçLAR ALmAYA
odaklanır. Kimi durumlarda dü manı tuzağa
dü ürüp anla maya zorlamak veya etkisiz hale oDAKLAnıR. Kİmİ DuRumLARDA DÜşmAnı tuzAğA DÜşÜRÜp
getirmek gibi çözümler yeterli olurken çoğu AnLAşmAYA zoRLAmAK vEYA EtKİSİz HALE gEtİRmEK gİBİ
zaman amaçlanan, dü manı tamamen ortadan
kaldırmaktır. Casusun dü manını tespit etmesi çözÜmLER YEtERLİ oLuRKEn çoğu zAmAn AmAçLAnAn,
yeterli değildir; casusun bu durumu dü manın- DÜşmAnı tAmAmEn oRtADAn KALDıRmAKtıR.

53
ASLınDA cASuSLuğun KEnDİSİ,
EDEBİYAtA YALnızLıK, İzoLASYon,
YABAncıLAşmA vE gÜvEnSİzLİK
tEmALARını vuRguLAmAK AmAcıYLA
gİRER. BunA En İYİ öRnEK JoSEpH
conRAD’ın Gizli ajan VE BaTılı Gözler
alTınDa İSİmLİ RomAnLARıDıR. cASuSLuK
AKtİvİtESİ conRAD’A, YALnızLAşAn
vE İzoLE BİREYLERİ vE YALAnın HâKİm
oLDuğu çÜRÜK topLumSAL YApıLARı
İşLEmESİ İçİn İmKân SunAR.

Casino Royale in kötü adamı Le Chifre daha komplosunu ortaya çıkarırken iyi bir takım ça-
öncesinde Bond u, kötülerin hep kaybetik- lı ması yürütürler ve sonunda ba arıya ula ırlar.
leri, iyilerinse sevdikleri kadınla evlendikleri John Buchan ın Greenmantle ı da esas kahra-
bir romantik macerada olmadığı konusunda man Richard Hannay in yakın dostu Sandy ile
uyarmı tır. James Bond un bundan sonraki yol giri tikleri maceradan zaferle çıkmasını anlatır.
arkada larının hepsi geçici olacaktır. Bu ortaklık Buchan ın ba ka kitaplarında da
1900 lerin ba larında yazılmı erken dönem devam eder. Fakat bu dönemde yazılan kitaplar-
casusluk romanları ise Le Chifre nin bahsetiği daki kahramanların çoğunlukla amatör casuslar
romantik maceralara daha çok benzer. Erskine olduğunu hatırlamak gerekir. II. Dünya Sava-
Childers ın I. Dünya Sava ı öncesinde Baltık ı na kadar profesyonelle menin ya anmadığı
Denizi nden İngiltere ye yakla an Alman teh- casusluk yazını bir ölçüde nailiğini ve roman-
didini konu etiği Kumların Gizemi bunlardan tikliği koruyabilmi tir.
biridir. Dı i leri Bakanlığı nda orta seviyede bir II. Dünya Sava ı ndan sonra İngilizlerin
bürokrat olarak çalı an Carruthers ile küçük ba ını çektiği casusluk yazınında ciddi bir
bir yatın kaptanı olan arkada ı Davies, Alman kırılma ya anır. İngiltere artık ne üzerinde

Sessiz
Amerikalı
filminden bir
sahne.

54
güne in batmadığı bir imparatorluktur ne de
dünya siyasetinin ve istihbarat mücadelesinin
merkezindedir. Yeti tirilmeleri sırasında impa-
ratorluk yönetmeye ve dünya siyasetine yön
vermeye artlanmı yeni casus nesli için kabul
etmesi son derece zor bir gerçekliktir bu. Tam
da bu dönemde MI6 içinde üst düzey bir casus
olan Kim Philby ba ta olmak üzere art arda ikili
ajanların ortaya çıkması tesadüf değildir. Ya a-
yan en büyük casusluk romancılarından John le
Carré ye göre bu durum, güce artlanmı İngiliz
ajanlarının büyük istihbarat oyununun merke-
zine dönme hamlesidir. Le Carré Köstebek isimli
kitabında Philby ninkine benzer bir hikâye
kurgular. İngiliz istihbaratının en tepesindeki
dört ki iden biri yıllardır Sovyetlere çalı an bir
köstebektir. Fakat alı ılanın aksine, Le Carré
meseleyi siyasi bir ihaneten ziyade ki isel bir
sorun olarak önümüze koyar. Birbirini yıllardır
tanıyan, sadece mesai ortağı değil aynı zaman-
da yakın arkada da olan bu ki ilerin arasında
bir hain vardır. Köstebeğin varlığı, istihbarat
çalı anları arasında olduğu varsayılan dostlu-
ğu, yolda lığı ve samimiyeti onarılamayacak
derecede zedeler.
Aslında casusluğun kendisi, edebiyata yal-
nızlık, izolasyon, yabancıla ma ve güvensizlik
temalarını vurgulamak amacıyla girer. Buna en cARRé köSTeBek İSİmLİ KİtABınDA pHıLBY’nİnKİnE
iyi örnek Joseph Conrad ın Gizli Ajan ve Batılı
Gözler Altında isimli romanlarıdır. Casusluk BEnzER BİR HİKâYE KuRguLAR. İngİLİz İStİHBARAtının
aktivitesi Conrad a, yalnızla an ve izole birey- En tEpESİnDEKİ DöRt KİşİDEn BİRİ YıLLARDıR
leri ve yalanın hâkim olduğu çürük toplumsal
yapıları i lemesi için imkân sunar. Graham SovYEtLERE çALışAn BİR KöStEBEKtİR. fAKAt
Greene, istihbarat dünyasındaki ihanet ve ALışıLAnın AKSİnE, LE cARRé mESELEYİ SİYASİ
sadakat meselelerini romanlarının merkezine BİR İHAnEttEn zİYADE KİşİSEL BİR SoRun oLARAK
yerle tiren ba ka bir isimdir. Sessiz Amerika-
lı da İngiliz gazeteci Fowler ın, Vietnam a yeni önÜmÜzE KoYAR. BİRBİRİnİ YıLLARDıR tAnıYAn, SADEcE
bir sömürgeci düzen getirmek için uğra an mESAİ oRtAğı DEğİL AYnı zAmAnDA YAKın ARKADAş DA
Amerikalı arkada ı Pyle ı komünistlere satma-
sını anlatır. İnsan Faktörü ise Philby vakasına oLAn Bu KİşİLERİn ARASınDA BİR HAİn vARDıR.
bariz bir gönderme içerir. Karısı ve çocuğunu
Apartheid rejiminin elinden kurtaran Sovyet manları bilmektir. Zira ihanet dü mandan değil,
ajanı arkada ına borcunu ödemek için bu reji- dostan gelir. Dü mansa dü manlığında devam
me destek veren ülkesine ihanet eden bir MI6 etiği sürece sadıktır; dü manın ihaneti onun
ajanını konu alır. Greene, Sessiz Amerikalı’da sadık bir dü man olmasından kaynaklanır.
öyle yazar: İnsan, eğer insan kalacaksa taraf Dostların dü mana dönü mesi yani ihanet, pek
tutmak zorundadır. Greene için ihanet etik bir çok casusluk romanı ve filminde tanık olduğu-
meseledir ve insanlık onurunu korumak için muz bir durumdur. Çünkü casusların karanlık
karakterleri, ülkelerine ve hata en dostlarına dünyasında yardımcılar, dostlar, yolda lar
ihanet ederler. esasında henüz dü man olmamı ki ilerdir. Bu
öyle toparlayalım: Casusların dünyasında ihtimal, casusluk romanlarında yardımcılık ve
dost-dü man ayrımı çoğu zaman muğlaktır i arkada lığı kurumlarını tamamen yok etmese
ve bu yüzden de son derece kritiktir. Dostları bile bu kurumların sürekliğini ve güvenirliğini
bilmek önemlidir ama daha da önemlisi dü - imkânsız kılar.

55
pOLİSİYEDE YARDıMCı DEDEktİfLER SANİYE ÇANCı ÇALıŞANELLER

SıRADışı BİR İKİLİ:


ALgAn SEzgİntÜREDİ’nİn vEDAt İLE tEfo’Su

DoKtoRA çALışmASının BİR KıSmınDA “SıDEKıcK” YA DA YARDımcı/YAn KARAKtERLERİ İncELEYEn


StEpHEn m. zYmmERLY’nİn DEDİğİ gİBİ, YARDımcı KARAKtERİn BAşLıcA İşLEvLERİnDEn BİRİ
BAşKAHRAmAnın oKuRA DAHA İYİ tAKDİm EDİLmESİnİ SAğLAmAKtıR. YARDımcı KARAKtER,
BAşKAHRAmAnın YApıp EtmELERİ vE mİzAcını oKuRA AnLAtmAK YoLuYLA BAşKAHRAmAn vE oKuR
ARASınDA BİR KöpRÜ göREvİ göRÜR.

Y
azar ve çevirmen Algan Sezgintüredi, Peki, Vedat ile Tefo bu modelden nasıl
Katilin eyi (2006) ile ba ladığı, Katilin ayrılır? Sezgintüredi nin serisinin ba kahrama-
Meselesi (2007), Katilin U ağı (2010), nı, kırkını geçmi , bekâr, hâlâ anne babasıyla
Katilin ahidi (2013) ve Maktulün ansı (2014) ya ayan, iri yarı ama bir yanı her daim çocuk
ile devam etirdiği serisiyle yerli polisiye ede- kalmı özel dedektif Vedat tır. Romanların
biyatına en ilginç dedektif çitlerinden birini ba kahramanı olması dolayısıyla ve Vedat ile
armağan etmi tir: Özel dedektif Vedat Kurdel Tefo dendiğinde isimlerin sırasına göre Vedat ın
ile ortağı Tevfik Dağdelen, namı diğer Tefo. Holmes, Tefo nun ise Watson ile e le tirilebi-
Çocukluk arkada ı olan Vedat ile Tefo, Sherlock leceği dü ünülse de durum pek öyle değildir.
Holmes ve John Watson gibi birlikte çalı salar Öncelikle Vedat, okuduğumuz romanların ya-
da Holmes-Watson modeliyle pek örtü mezler. zarı ve anlatıcısıdır. Zaten kendisi de Holmes le
Sezgintüredi, ba kahraman Vedat ve ortağı Te- değil de Watson la benzerliğine dikkat çeker
fo nun romandaki i levlerini farklı bir yorumla Katilin eyi nde: Benzetileceksem, ben anca
sunar okuruna. öyle ki Vedat, yardımcı karak- Watson olurum; hem zaten Holmes un hikâye-
ter Watson ı andıran bir ba kahraman, Tefo ise lerini de yazan o değil miydi? (s. 28) diyerek
ba kahraman Holmes e benzeyen bir yardımcı kendi hikâye anlatıcılığına vurgu yapar ve bunu
karakter olarak temsil edilmi tir romanlarda. Bu da okuyucuya, Watson ile arasındaki bağlantı
farklı yorumu görebilmek için önce kısaca kur- olarak gösterir.
maca metinlerde yardımcı karakterlerin temel Vedat ın kendini Holmes ten çok Watson a
rolüne ve sonra da Vedat ile Tefo ya yakından benzetmesi, Vedat ı ikincil ya da yardımcı
bakmak yararlı olacak. karakter yapmaz. Aslında Vedat, romanları
Doktora çalı masının bir kısmında side- birinci tekil ahıs diliyle anlatan ve kendisini
kick ya da yardımcı/yan karakterleri inceleyen de kahramanınız diye tanıtan ba kahrama-
Stephen M. Zymmerly nin dediği gibi, yardımcı nımızdır. Ancak bu ba kahraman, Holmes ten
karakterin ba lıca i levlerinden biri ba kahra- farklı olarak kar ıla tığı muammaları çözme
manın okura daha iyi takdim edilmesini sağla- yeteneğine sahip değildir çünkü kendisinin de
maktır. Yardımcı karakter, ba kahramanın yapıp kabul etiği gibi, Vedat anlama konusunda bi-
etmeleri ve mizacını okura anlatmak yoluyla raz yava tır ki bu da polisiyelerde kahramanın
ba kahraman ve okur arasında bir köprü görevi ya da ba karakterin yardımcısından daha zeki
görür. Bu noktada yardımcı karakter bir anlatıcı olması kıstasıyla bağda maz. İ in aslı, Sezgin-
olarak çıkar kar ımıza. Polisiye edebiyatında türedi nin serisinde Holmes gibi vakaları çözen
yardımcı karaktere en iyi örnek Arthur Conan anahtar ki i Vedat ın ortağı Tefo dur. Katilin
Doyle un Dr. Watson ıdır. Watson, hikâyelerin Meselesi nde Vedat, Tefo nun, dedektilik ir-
kahramanı Holmes ün aldığı vakaları nasıl çöz- ketinin beyin ünitesi olduğunu öyle anlatır:
düğünü anlatırken Holmes e hayranlığını da dile Topladığım bilgileri bir araya getirebilsem her
getirerek, soğuk ve keskin zekâlı Holmes ü okur eyin ortaya apaçık çıkacağını biliyordum. Ama
için sempatik ve anla ılabilir kılar (ss. 20-27). eh, i te o bilgileri nasıl toparlayabileceğimi bil-

56
miyordum. Hem bilsem Tefo ya ne gerek vardı, da, Vedat ın ba kahraman olarak
değil mi? (s. 300) yardımcı karaktere hayranlığını
Peki, Tefo nasıl biridir ve yardımcı karak- dile getirmesi, Vedat ile Tefo nun
ter gibi görünmesine rağmen tipik polisiye Holmes-Watson örneğindeki klasik
ba kahramanlarıyla nasıl ili kilendirilebilir? dedektif ve yardımcısı modelinden
Vedat ın Katilin eyi nde anlatığı gibi Tefo, farklılık gösteren bir diğer özelliği-
kara kuru, kısa, sıska ve de pek bir ekilsizdir dir diyebiliriz.
ancak Vedat-Tefo ikilisinin akıllı yarısıdır Sezgintüredi, yardımcı karakter
(s. 27). Tefo nun zekâsı Vedat ın dedektilik özellikleri ta ıyan bir ba kahraman
yapabilmesi için gereklidir. Tefo nun babası ve bir ba kahramanının niteliklerine
Nezih Bey özel bir dedektilik irketi kurdu- sahip bir yardımcı karakter yara-
ğunda Vedat a dedektif olarak irketin ba ına tarak var olan klasik dedektif ve
geçmesini teklif eder. Vedat ise i i kabul etmek yardımcısı modelini tersine çevirir.
için Tefo nun da onunla çalı masını art ko ar. Sezgintüredi nin romanlarının en
Kuyumcu yanında çalı an Tefo da böylece dikkat çekici özelliği udur: Vedat ın
Vedat ın ortağı oluverir. Vedat, Nezih Bey e, Watson ı çağrı tıran halleri Vedat ı
Tefo suz bu i i yapmayacağının sinyalini ve- geri plana itmezken, yardımcı ka-
rirken okura da Tefo nun bu i in vazgeçilmezi rakter Tefo nun yetenekleri, Tefo yu
olduğu mesajını iletir. Cinayetlerin çözümünde Holmes gibi bir ba kahramanın
Vedat, ortağı Tefo nun deh etengiz zekâsına pozisyonuna yakla tırmaktadır. Böy-
tartı ma götürmez biçimde muhtaçtır çünkü lelikle bu romanlar, okurun dikkatini
Vedat, genelde kas gücü gerektiğinde müda- göz ardı edilemeyecek derecede yar-
hale edebilir ama akıl yürütüp vakaları çözme dımcı karaktere çekerek yardımcı
i ini Tefo yapar. Dahası Tefo, Hercule Poirot karakterin önemini de vurgulamak-
edasıyla vakaları nasıl çözdüğünü anlatan ve tadır. Zehir hafiye olmaktan epey
son sözü söyleyendir. Tefo, bir polisiye roman- uzak bir dedektile onun akıllı ve
da ana karaktere atfedilebilecek zekâya ve akıl kıvrak zekâlı ortağının maceralarını
yürütme becerilerine sahiptir. Bu durumda anlatan Vedat Kurdel serisi, klasik
yardımcı karakter Tefo, polisiye hikâyelerinin dedektif ve yardımcısı modelinin
tipik ba kahramanlarından rol çalmaktadır adeta bir parodisi gibidir. Macera
demek yanlı olmaz. pe inde ko an bu iki sıradan karakte-
Ba kahraman Vedat ın, yardımcı karakter rin, Holmes ve Watson gibi gelenek-
Watson a benzeyen bir diğer özelliğiyse ortağı- sel dedektif ve yardımcısı modelini
na hissetikleridir. Watson ın Holmes e hayran sıradı ı bir boyuta ta ıdığı söylene-
olması gibi, o da ortağı Tefo ya hayrandır. bilir. Peki, klasik modelin bu ekilde
Holmes ve Watson ın maceralarında, Watson deği tirilmesi i e yaramı mıdır?
her ne kadar çözdükleri vakaları anlatmayı Bence evet, çünkü bu son derece
kendine vazife edinmi olsa da Watson ın eğlenceli iki karakter, okura polisiye
yazdıkları ve anlatıklarının diğer odak noktası keyfi ya atırken aynı zamanda da
Holmes tür aslında. Yani yardımcı karakter, onu güldürmeyi ba armaktadır.
okura, bu hikâyelerin kahramanının nasıl
biri olduğunu anlatır ve ona olan sempatisini
vurgular. Sezgintüredi nin serisindeyse Ve- kaynakça
dat ın hem yazarı hem de anlatıcısı olduğunu Sezgintüredi, Algan. katilin şeyi. İstanbul: April, 2014.
söylediği romanlarının ana konularından biri
---. katilin uşağı. İstanbul: April, 2014.
Tefo dur. Vedat, bu romanlarda usanmadan
Tefo nun nasıl bir insan olduğunu ve araların- ---. katilin şahidi. İstanbul: April, 2018.
daki ili kinin niteliğini anlatır. Vedat, kendine ---. Katilin meselesi. İstanbul: versus, 2007.
özgü tarzıyla Tefo ya sevgisini ve hayranlığını
u sözcüklerle dı a vurur: Tefo m, kara böce- zimmerly, Stephen m. “theSidekickcomes of Age:
ğim, elmamın yarısı, can dostum, kara bıdığım, tracingthegrowth of Secondarycharacters in YoungA-
piknik tüpüm. Watson örneğinde olduğu gibi, dultLiterature” (2016). ThesesandDissertations (all).
aslında tipik olan yardımcı karakterin ba - 1430.ss. 19-52. http://knowledge.library.iup.edu/
kahramana hayranlık duymasıdır. Bu durum- etd/1430

57
pOLİSİYEDE YARDıMCı DEDEktİfLER EROL üYEpAZARCı

AgAtHA cHRıStıE’nİn
DEDEKtİfLERİ vE onLARın
DoKtoR WAtSon’LARı
poıRot’nun DoKtoR WAtSon’ı RoLÜnÜ gEnELDE poLİS öRgÜtÜ göREvLİSİ YÜzBAşı HAStıngS
ÜStLEnİR; SEKREtERLERİ ARıADnE oLıvER vE fELıcıtY LEmon DA Bu RoLÜ ÜStLEnİRLER. Bu RoLÜn
roGer ackroYD cinaYeTi’nDE oLDuğu gİBİ KEnDİnİ çoK AKıLı SAnAn KAtİL tARAfınDAn ÜStLEnDİğİ
DE göRÜLÜR. Bu YApıttAKİ WAtSon, ASLınDA HAİn BİR WAtSon’DıR, poıRot’Yu YAnıLtmAYA çALışıR
AmA BELçİKALı ufAK tEfEK ADAm Bu tuzAğı BoşA çıKARıR.

A
gatha Christie bütün zamanların en Konuya girmeden Christie nin çok özgün
çok okunan ve tanınan polisiye roman bir eserinden, içinde hiç dedektif bulunmayan
yazarıdır. Yine bütün zamanların en On Kü”ük Zenci den söz etmeden geçemeye-
iyi polisiye roman incelemesi Ho Cinayet’in ceğim. Polisiye konularda bir fantezi aheseri
yazarı Marksist Ernest Mandel bile, ideolojik olan On Kü”ük Zenci, yazarımızın en ba arılı
olarak önemsemediği Agatha Christie nin geri- yapıtlarından biridir. Bu romanda dedektife yer
lim yaratma ve gerilimi canlı tutmada en büyük verilmemi ve soru turmanın ilerlemesi sadece
usta olduğunu kabul eder.* düğümün olu turulmasıyla sağlanmı tır. Çıkı ı
Geleneksel “katil kim? romanlarının ge- olmayan bir yerde, bir adada bir araya gelmi
nel kabul görmü bir ilkesi, Okuru a ırtmak on ki inin pe pe e öldürülmesi kurguyu olu -
ama aldatmamaktır. İ te bu bağlamda Agatha turmakta ama sonunda bu ölümlerden birinin,
Christie bu türde yazan bütün polisiye roman bütün kurguyu gerçekle tiren ki inin ölümünün
yazarları içinde en ba arılısıdır. Dünyada satı - gerçek olmadığı, olayın bir öç alma giri imi
ları 500 milyonu bulan kitaplarına gösterilen olduğu anla ılmaktadır. Bu kurgu, Christie nin
rağbet de bunun kanıtıdır. Christie polisiye polisiye roman yazınında ustalıkla gerçekle -
roman kurgusunda eri ilmez bir zirvedir. tirdiği yepyeni bir biçimdir ve yazarımızın bu
Kendisi de F.M. İkinci adıyla sahte Mike yeni biçimleri bulup çıkarmada tartı masız bir
Hammer romanları yazan ve bu öykülerin 65 virtüoz olduğunun kanıtıdır.
yıllık bir polisiye roman çokseveri olan bu sa- Agatha Christie nin yaratığı en önem-
tırların yazarının özgün Mike Hammer roman- li dedektif hiç ku kusuz Hercule Poirot dur.
larından açık ara daha iyi olduğunu belirtmeyi Poirot nun okur katında yakaladığı ba arıyı,
sevdiği Kemal Tahir; edebi değeri yüksek ro- ortak noktaları pek olmasa da pekâlâ polisiye
manlarını yazmaya ba lamadan önce kafasında- roman tarihinin iki efsanevi ismi Sherlock Hol-
ki kurguyu netle tirmek için muhakkak Agatha mes ve Arsène Lupin ile kar ıla tırabiliriz.
Christie okuduğunu söylemekte haklıdır. Belçika polis örgütündeki ba arılı geçmi ini
Christie romanlarının takipçilerinin çok iyi takiben İngiltere ye yerle en, kısa boylu, yu-
bildiği gibi onun iki me hur dedektifi vardır: murta gibi kel kafasında birkaç tel boyalı saç
Hercule Poirot ve Miss Marple. bulunan, uçları dü ük bıyıkları ve cilalı ayak-
221B okurlarına dosyamız kapsamında bu kabılarıyla biraz züppe bir ki ilik sergileyen
iki ba at figürün yanında Christie nin roman- Poirot; duygusallık ve tutkudan uzak bir bi-
larında onlar kadar bilinmeyen ikincil değerde çimde salt gözlem ve mantık yürütmeyle, ana-
dedektiler ve bu iki ba at dedektifin Doktor litik çözümlemeyle beynindeki gri maddeleri
Watson larından söz edeceğiz. çalı tırarak olayları çözer. Poirot nun Doktor

58
Hercule Poirot (David Suchet) ve
Yüzbaşı Arthur Hastings (Hugh Fraser)

Watson ı rolünü genelde polis örgütü görevlisi üstüne almadığı, önemsemediği olaylarda
Yüzba ı Hastings üstlenir; sekreterleri Ariadne bir suçun kokusunu alan Miss Marple, olayları
Oliver ve Felicity Lemon da bu rolü üstlenirler. izleme ve yorumlama paranoyasıyla önceleri
Bu rolün Roger Ackroyd Cinayeti nde olduğu polislerin alay etiği ve komik bulduğu bir ya lı
gibi kendini çok akıllı sanan katil tarafından kadınken sonra korkup çekindikleri saygın bir
üstlendiği de görülür. Bu yapıtaki Watson, ki i oluverir.
aslında hain bir Watson dır, Poirot yu yanılt- Örneğin, dedektifimiz Miss Jane Marple
maya çalı ır ama Belçikalı ufak tefek adam bu bir tren seyahati sırasında, yandaki raylardan
tuzağı bo a çıkarır. yava ça seyretmekte olan trende i lenen bir
Agatha Christie nin yaratığı ikinci dedek- cinayete tanık olur. Ne kondüktör ne de polis
tifi, evde kalmı kız kurusu ama uyanık ve Miss Marple in öyküsüne inanır, çünkü ortada
saygıdeğer hanımefendi Miss Marple dır. Bu cin ceset yoktur. Miss Marple hem onurunu kur-
gibi zeki, meraklı ve Poirot nun aksine duy- tarmak için hem de okuduğu Agatha Christie
gu ve sezgilerini de i in içine karı tıran ya lı romanlarında böyle durumlarda ne yapması
hanım, cinayetleri çözerken harekâtını St.Mary gerektiğini öğrendiğinden -polislere eğitimleri-
Mead deki evinden yürütür. Çözeceği cinayetler ni tamamlamak için Christie romanları okuma-
üzerinde tercihen bir koltuğa yerle mi olarak larını önerir- olayı bizzat çözmeye karar verir.
dü ünür, fikir yürütür. Kendisine bilgi getiren Bu kararla sevgili koltuğunu terk eder ve acayip
Watson lar çevrenin dedikoducularıdır. Polisiye geli meleri gözlemlediği Ackenthorpe ailesinin
roman jargonuna göre armchair detective yani yanına kâhya olarak girmeyi bile ba arır ve
koltukta dü ünerek zihninde olayları sonuç- sonunda kendini hiç önemsemeyen Müfeti
landırabilen bir üstün ki idir ama gerektiğinde Craddock a gerek cinayetin geli iminin nasıl
olayı çözmek için koltuğundan kalkmasını da olduğunu gerekse katilin kim olduğunu bütün
bilir. kanıtlarıyla anlatır; kayıp ceseti de teslim eder.
Ya tamamen rastlantısal olarak ya da pek o Miss Marple artık abuk sabuk hayaller gören
kadar da raslantı denemeyecek biçimde sık sık bir ba belası kocakarı değil, fikirlerine saygı
tüyler ürpertici olaylara karı an, polisin hiç duyulacak muhterem bir hanımefendidir. Miss

59
Marple gerçekten de bir hanımefendidir, kız dedektif olan Mr. Saterthwaite dır. Mr. Harley
kurusu olduğuna fazla takmamak gerekir; uin ona yardım eden esrarengiz bir ki idir.
Murder at the Gallop öyküsünde evlenme teklifi Mr. uin öykülerine, esrar içeren romantik öy-
alır ama herhalde özgürlüğünü yitirmemek için küler bile denilebilir. Pek çok Mr. uin hikâye-
reddeder. sinde örneğin Krupiyenin Heyecanı öyküsünde
Miss Marple öykülerinde, dedektifimizin romantizmin öyküdeki ağırlığı muammadan
sezgi, gözlem ve çözümleme yeteneği kar ısında daha baskındır. Ancak bazı Mr. uin hikâyele-
a kın kalan Müfeti Craddock dı ında, biraz rinde Gilbert K. Chesterton un etkisi bariz ola-
pısırık ve ürkek ama güvenilir Doktor Watson rak ortaya çıkar. Özellikle Camdaki Hayalet ve
rolünü üstlenen kitapçı Mr. Stringer de önemli Arlöken in Ölümü öykülerinde Chesterton un
bir i leve sahiptir. sezgilere öncelik veren maneviyatçı yorumu
Agatha Christie’nin bu iki karakterinin kendini belli eder.
dı ında özellikle polisiye öykülerinde rol verdiği Agatha Christie nin 1934 te yayımlanan
ba ka ikincil değerde dedektileri de vardır. öykü kitabı Parker Pyne İz Üzerinde’nin kah-
Bunların ba ında Su” Ortakları isimli öykü ramanı Parker Pyne aslında bir a k macera-
kitabında 15 öykünün kahramanı olan ve sonra sında uğradığı dü kırıklığı yüzünden dedektif
M veya N isimli romanda yine ortaya çıkan olmu tur; gazetelerde verdiği ilanlarda öyle
Tommy ve Tuppence gelir. Tommy nin patron yazdırır: Mutlu musunuz? Eğer değilseniz Mr.
olduğu bir özel dedektilik irketinde Tuppence, Parker Pyne e ba vurun. Pyne tam anlamıyla
Tommy nin sekreteri ve Doktor Watson ıdır. centilmen, dü ünceli ve sır saklamasını bilen
İkisi, I. Dünya Sava ı sırasında tanı mı lar, biridir. Pyne öykülerinin bir önemli kahramanı
sava tan sonra dedektilik irketlerini kurmu - da onun sekreteri olan saygıdeğer ama korkunç
lardır; irketlerinde öykülerde komik bir öğe Miss Felicity Lemon dur; daha sonra Poirot nun
olan Alfred isimli bir müstahdemleri de vardır. da sekreteri olacaktır. Aynı ekilde Pyne öykü-
Tommy ve Tuppence öyküleri hiciv unsurunun lerinde gördüğümüz Ariadne Oliver de önce
ağır bastığı ne eli hikâyelerdir ve bazı öyküler Mr. Pyne e, daha sonra Poirot ya Doktor Wat-
de daha önce yazılmı ünlü polisiye öykülerin sonlık edecek; en sonunda bir amatör dedektif
birer parodisidir. Örneğin Pembe İnci Olayı öy- olarak kendini gösterecektir.
küsü, bilimsel polisiye romanın öncüsü Austin Bütün bu Agatha Christie kahramanlarına
Freeman ın bir öyküsünün incelikli bir parodi- ampanyadaki Zehir de dedektif olan ve olayı
sidir. Aynı ekilde Hanımefendinin Kaybolması çözen, daha önce Poirot romanlarından a ina
Olayı hikâyesi de Conan Doyle un Lady Frances olduğumuz Albay Johnny Race ı ve yine aynı
Carfax ın Kaybolması isimli ünlü öyküsünün ekilde Poirot romanlarında rastladığımız ama
çok ne eli bir benzeridir. Sıfıra Doğru romanında dedektiliği üstlenen
Dilimize Esrarengiz Arlöken olarak çevrilen Ba müfeti Batle ı da katmak gerekir.
he Mysterious Mr. uin isimli öykü kitabı-
nın kahramanı Mr. uin ise Christie nin en
fantastik kahramanıdır. Aslında bu öykülerde * Ernest mandel, hoş cinayet, İstanbul,1996, s.43

60
pOLİSİYELERİN ÖLüMSüZ SİLAhLARı EkİN AÇıkGÖZ

007 JAmES BonD’un tABAncASı


ıAN fLEmıNG KARAKTERLERİNİN hAVALı
OYUNcAKLARı - KıSım ı

“WalTher ppk” İngiltere ye dönen Fleming, bir baronun


Evet, sıra geldi 007 James Bond a. Bond karısı olan Ann Charteris ile ili ki ya amaya
romanlarındaki silahları incelemeden bu yazı ba ladı. Kadın, kocası ölünce Fleming yerine bir
dizisinin hakkını vermemiz imkânsız. Fakat vikontla evlendi ancak Fleming ile görü meyi
İngiliz yazar Ian Fleming in roman karakterle- sürdürdü. Neticede hamile kalınca ikinci e in-
rine kullandırdığı havalı oyuncaklar tek yazıya den de ayrılıp Fleming ile hayatını birle tirdi.
sığacak gibi değil, o yüzden bunları iki kısımda Çitin Caspar adında bir oğulları oldu.
inceleyeceğiz. İlk kısımda 007 James Bond un II. Dünya Sava ı sırasında Britanya
tabancasını ele alıyoruz; buyurun. Donanması nın istihbarat birimine giren Fle-
ming, bildiği diller sayesindeAltıngöz/Golden-
ıan FlemınG kimdir? eye operasyonunun2 planlanması gibi önemli
İ e Ian Fleming i tanıyarak ba layalım. görevlerde kadrodaydı. Bulunduğu birlik, 30.
Ian Lancaster Fleming 1908 de varlıklı bir Saldırı Birimi ve T-Gücü olmak üzere iki elit
İngiliz ailenin çocuğu olarak doğdu. James istihbarat biriminin sevk ve idaresinden sorum-
Bond a altyapı olu turacak karakter özellik- luydu. Ian Fleming in hayatının bu kesiti mace-
leri biraz kendinde de vardı: Eton Koleji nde ralar ve gerçek casusluk anılarıyla dolu. Ancak
öğrenim görürken i in akademik tarafıyla pek bunları anlatmaya sayfalar yetmeyeceğinden
ilgilenmeyen Ian, okul dergisinde editörlük ba ka bir yazıya bırakıyoruz.
yapıyor, atletik becerileriyle göz dolduruyor, Fleming, ilk James Bond romanı olan Royale
Victor Ludorum (Oyunlar Galibi) unvanını Kumarhanesi/ Casino Royale i 1953 te birikim-
kimselere kaptırmıyordu. Briyantinli saçları, lerinden yararlanarak yazdı. Tahmin etmediği
arabası ve kızlarla kurduğu samimi ili kiler bir ba arı yakalayınca seriyi yazmayı sürdürdü.
yüzünden yurt müdürünü kızdırmı ; ikâyet Bond romanları dünya çapında 100 milyon-
üzerine annesi tarafından Eton dan alınarak dan fazla satarak tüm zamanların en çok satan
askeri okula gönderilmi ti. 1927 de eski bir seri kurguları arasına (ilk sırada Harry Poter
İngiliz casusu tarafından Avusturya da i le- var) girdi. Fleming romanlarından 25 film3
tilen bir özel okula verildi ve burada yabancı çekildi; James Bond altı farklı aktör tarafından
dil becerilerini geli tirdi. Münih Üniversitesi canlandırıldı. he Times, 2008 de yayımladığı
ve Cenevre Üniversitesi nde okudu. Reuters 1945 ten sonraki en büyük İngiliz yazarları
Haber Ajansı nda çalı maya ba layarak ajansın listesinde Fleming i 14. sırada gösterdi.
Moskova muhabirliğini yürütü. Stalin le rö- Hayatının büyük kısmında alkol ve sigara
portaj yapmayı talep etiği, Stalin in de bizzat kullanan Fleming kalp hastasıydı. Kalbinin
imzaladığı bir mektupla katılamayacağı için onu yolda bıraktığı 1964 senesinde, genç öldü.
Fleming den özür dilediği rivayet olunuyor. Vefatından on yıl sonra, 23 ya ında intihar eden

61
eylerden ho lanan bir karaktere dönü ür:
Çırpılmı yumurta, kumar, markalı tuvalet kâ-
ğıtları. Neticede ortaya sıkıcı olmak bir tarafa,
nevi ahsına münhasır, enteresanlığı gerçekdı-
ılık boyutuna ula an bir karakter çıkar. James
Bond u bugün dünya çapında tanınır bir casus
kılan da -bir casus için dünya çapında tanınır
olmak iyi olmasa gerekir ya, neyse- Bond u
Bond yapan bu özellikleridir.
Uzun boylu, ince yapılı bir adam olan James
Bond atletiktir, askeri beceriler bakımından
iyi eğitimli ve yetkindir. Ko ar, yüzer, su altına
dalar, atı yapar. Profesyonel bir ni ancı olma-
sının yanı sıra bıçak atabilir ve silahsız yakın
dövü te deneyimlidir. Üst sınıf İngiliz sporla-
rına hâkimdir; ata biner, tüfekle avlanır, kayak
yapar, yat kullanır hata uçak uçurduğu da va-
kidir. Sadece golte pek iyi olmadığı söylenir.
Rahmetli Ian Fleming de değilmi .
James Bond tam bir İngiliz salon beyefen-
disidir. Kokteyller, ak am yemekleri, kumar
partileri, at yarı ları, operalar. Her zaman iyi
giyimlidir. Üç parçalı takımlar, smokinler, man-
etli ipek gömlekler, kol düğmeleri, papyon.
İngiliz yazar Ian Fleming. Dağ evinde spor giyindiğinde dahi boğazlı
kazağı ve blazer ceketiyle elit ve ıktır. Yakı ık-
oğlu Caspar da babasının yanına gömüldü. 6 yıl lıdır, hanım zevkine hitap etmesini bilir; zarif ve
geçmeden dul e i Ann de aralarına katıldı. güzel kızların biri gelir biri gider. Bond kızları,
maceralarının olmazsa olmazıdır.
JameS Bond’u Tanıyalım İçki ve sigarayla arası sıkıdır. Martinisini her
James Bond u tanımayan yoktur, yine de zaman karı tırılmamı , çalkalanmı içer; bu
kö emizin âdetindendir, biz kısaca hatırlatalım. konuda hassastır. Marka tercihleri tuvalet kâğı-
James Bond, MI6 olarak da bilinen Britanya dıyla sınırlı değildir; sigaraları, saatleri, güne
Gizli Servisi nde görevli, 007 kod numaralı bir gözlükleri markalıdır. Arabası bir İngiliz güzeli
istihbarat subayıdır. Türkçesi, bir İngiliz casu- olan Aston Martin dir; duruma göre arada Rolls
sudur. Hikâyeye göre çit sıfırlı kod öldürme Roycelar ve Jaguarlar da olabilir.
yetkisi verir, James Bond da bu yetkiye sahip iki Silahıysa bir Bereta 418 dir.
elin parmaklarını geçmeyecek sayıdaki casustan İsim: JAMES. Boy: 183 santimetre, ağırlık: 76
biridir. kilogram; ince yapılı. Göz rengi: mavi; sa” rengi:
Kendisi de meraklı bir ku gözlemcisi olan siyah; sağ yanağından a ağıya doğru bir tane ve
Fleming, karakterine isim koyarken Amerikalı sol omuzda bir tane olmak üzere iki yara izi; sağ
ku bilimci James Bond dan esinlenir. Fleming e elinin arkasında estetik ameliyat izleri (bkz. Ek
göre bu isim Anglosakson, basit, romantiklik- A ); tam bir atlet; tabanca atıcılığında uzman,
ten uzak fakat erkeksidir. Yazmayı tasarladığı boksör, bı”ak atıcısı, kılık deği tirme yöntemi kul-
sıkıcı karakter için son derece uygun, sıkıcı bir lanmaz. Yabancı Diller: Fransızca ve Almanca.
isimdir. Gel gör ki Fleming karakterini yazmaya Sigara tiryakisi (ü” altın markalı özel sigaralar
ba ladıktan sonra i ler ilginçle meye ba lar. kullanır); kötü alı kanlıklar: i”ki, ama bağımlılık
Karakterine, tanıdığı casusların ve koman- seviyesinde değil, kadınlar. Rü vet kabul edeceği
doların özelliklerinden katar. Bond un ya adığı dü ünülmüyor.
maceralardaki pek çok detay, kendi deneyim General G. bir sayfa atladı ve devam eti: Bu
ve gözlemlerinin yansımasıdır. Kitaplarında adam her zaman sol kolunun altındaki kılıfında
kullandığı isimler okul arkada larının, tanı- tutuğu 6.35 mm lik yarı otomatik bir Bereta
dıklarının hata eski sevgililerinin isimleridir. ta ır. arjör sekiz fi ek alıyor. Sol kolunun alt
Bond kaçınılmaz olarak Fleming in ho landığı kısmına bağladığı bir bı”ağı olduğu da biliniyor.

62
Burnu ”elikle gü”lendirilmi ayakkabılar giyiyor; tekrar kurdu, doldurdu, emniyeti kapatı
temel judo hareketlerine h‘kim. Genel olarak ve kılıfının derin kesesinin i”ine yerle tirdi.
azimli bir dövü ”ü ve acıya dayanaklığı yüksek. Dikkatle odada etrafına bakarak unutuğu
(bkz Ek B ). bir ey olup olmadığını kontrol eti. Tek sıra
Rusya’dan Sevgilerle / From Russia düğmeli ak am yemeği ceketini ipek gece
With Love - Bölüm 6 “Ölüm Emri” gömleğinin üzerine giydiğinde kendisini se-
E, hani biz Bond u Walther PPK kullanıyor rin ve rahat hisseti. Aynanın kar ısında sol
diye bilirdik? Nereden çıktı bu Bereta? kolunun altında silah olduğuna dair hi”bir
belirti olmadığını kontrol etikten sonra dar
BereTTa 418 kesimli kravatını son kez düzelti ve odadan
Fabbrica d Armi Pietro Bereta İtalyan- ”ıkıp kapıyı kilitledi.
ca Pietro Bereta Silah Fabrikası anlamına Royale Kumarhanesi/ Casino Royale -
geliyor. Bu İtalyan firması, dünya üzerinde Bölüm 8 P“mb“ I ıklar v“ ampanya
halen aktif üretim yapan en eski silah üreticisi. Ancak bu silahın en temel problemi, ate
16. yüzyılda kurulan firma, i e çakmaklı tüfek gücünün ve durdurma kabiliyetinin çok dü ük
namlusu yaparak ba lamı . Üretiği silahların olması. Öldürme yetkisiyle donanmı profes-
ilk olarak 1571 deki Lepanto Sava ı nda Venedik yonel bir casus için pek de uygun değil gibi
Donanması tarafından kullanıldığı biliniyor. O sanki. Peki, Fleming neden James Bond a bu
günden bugüne Avrupa nın dahil ve müdahil silahı kullandırıyor?
olduğu tüm sava larda Bereta silahlar kulla-
nıldı. Bugün firmanın dünyanın her yerindeki GeoFFrey BooThroyd kimdir?
ordulara, kolluk kuvvetlerine ve sivillere hitap Ian Fleming gibi askeri istihbarat arka
eden; otomatik tüfeklerden atı aksesuvarlarına planına sahip bir yazarın silahlar konusunda
kadar onlarca çe itli ürünü bulunuyor. da uzman olmasını bekliyor insan. Ama hey-
Hangi yıl tasarlandığı net olarak bilinmeyen, hat! Durum hiç de böyle değil. Meğer Fleming,
ilk prototiplerinin 1919-1922 yılları arasında konuyu son derece sıkıcı buluyormu , silahlar
piyasaya çıktığı dü ünülen Bereta 418 ise İtal- hiç mi hiç ilgi alanına girmiyormu . 1953 te ilk
yan Cep Tabancası olarak tanınıyor. romanı Royale Kumarhanesi ni yazdığında, i in
Lakabıyla müsemma, 6,35 milimetrelik4 bu nerelere varacağına dair öngörüsü yokmu . II.
silah, hem kalibre hem de gövde olarak oldukça Dünya Sava ı sırasında Donanma İstihbarat
küçük olduğundan, en önemli avantajı kolay Birimi ndeyken kendisi de bir Bereta 418 kul-
gizlenebilirlik. landığından, fazla kafa yormadan kahramanının
Onluk banknotlardan olu an ince demeti eline aynından tutu turmu . Fleming in konuya
cebine yerle tirdikten sonra bir ”ekmece a”tı kayıtsızlığı tam dört Bond romanı boyunca
ve ”ıkardığı güderi askılı tabanca kılıfını, (Royale Kumarhanesi [1953], Ya amak İ”in Öldür
koltuk altından on santim a ağıda olacak [1954], Ay Harek‘tı [1955], Ölümsüz Elmaslar
ekilde sol omzuna astı. Sonra ba ka bir [1956]) sürüp gidiyor; ta ki 1956 nın yağmurlu
”ekmecede duran gömleklerinin altından bir İngiliz sabahı Fleming, bir beyefendiden
son derece yassı olan, yan panelleri ”ıkar- gelen mektubu açana kadar…
tılmı ”ıplak kabzalı 6.35 mm lik otoma- Bond omuzlarını silkti. Saatine baktı. 6:25.
tik bir Bereta aldı. arjörü ve namlunun Odada etrafına baktı. Her ey hazırdı. Ani
i”indeki fi eği ”ıkardı, mekanizmayı birka” bir hareketle sağ elini ceketinin i”ine atı ve
kere ileri geri hareket etirdi, en sonunda sol koltuk altının hemen altında duran gü-
da bo haznenin üzerine tetiği ”ekti. Silahı deri kılıf i”indeki ”ıplak kabzalı 6.35 mm lik
yarı otomatik Bereta sını ”ekti. Bu silah,
son görevinden sonra M in hatıra olarak
ona verdiği yeni silahtı. Silahın yanındaki
nota M nin ye il mürekkebiyle ihtiyacın
olabilir yazılmı tı.
Ölümsüz Elmaslar/Diamonds Are
For“v“r - Bölüm 6 G“çi Sırasında
Geofrey Boothroyd isimli bu beyefendi, Ian
Fleming e hitaben yazdığı mektubunda James
6,35 mm’lik Bond karakterine büyük hayranlık duyduğu-
Beretta 418,
İtalyan Cep
Tabancası olarak
biliniyor.
63
konularda onlarca kitap yayımlıyor.
Dönelim mektuba. Boothroyd un bu ele ti-
risi üzerine Fleming i alıyor bir endi e! Acaba
kıymetli kahramanını yanlı mı silahlandırdı?
Böylece Fleming nihayet konuya hak etiği
özeni göstermeye karar veriyor, Boothroyd
ile yazı malara ba lıyor. Boothroyd un cevabi
yazılarına yazılan cevaplarla devam eden bu
silsileden bugün hatırı sayılır bir ar iv olu mu
durumda. Yıllar sonra, her ikisinin de vefatını
müteakip ar ivdeki mektupların orijinalleri,
parça ba ı 15.000 ile 20.000 Sterlin arasında
açılı fiyatıyla açıkartırmalara girmekteler.
Yazı maların en dikkate değer tarafıysa
Fleming in, Bond gerçek bir ki iymi de kendisi
de onun biyografisini yazmakla görevliymi
gibi bir ifade tarzı benimsemesi. Boothroyd a
cevaben yazdığı ilk mektupta Fleming, James
Bond un hatıralarının bundan sonraki ilk
cildinde değilse bile, bir sonraki cildinde silah
deği ikliğine gitmeye ikna olduğunu ifade edi-
İngiltere’nin itibarlı silah uzmanı Geoffrey Boothroyd’un
yor. Ve silah tercihinin doğru olmayabileceğini
ilk kitaplarından: Guns Through the Ages/ Çağlar Boyunca üstü kapalı itiraf ediyor: Bond her zaman bana
Silahlar (1961) 6.35 mm lik Bereta nın durdurucu bir silah ol-
madığını; silahın performansından ziyade kendi
nu ancak Bond un silah tercihi için aynı eyi ni ancılığına güvendiğini söylemi tir.
söyleyemeyeceğini yazıyor. Ona göre Bereta
418, tamamen i e yaramaz olmasının yanın- ruSya’dan SevGilerle, SmıTh & WeSSon
da, bir kadın silahı dır; hem de pek de ifetli Bereta nın ate gücüne dair bu güven kaybı,
olmayan kadınlara göre bir silahtır. (Di lerini sıradaki ilk roman olan Rusya dan Sevgilerle’de
sıkan u emoji var ya; i te tam yeri aslında (1957) alenile ir. Artık macera, Fleming in mek-
ama elit ara tırma yazımın ciddiyetiyle bağ- tupta yazdığı gibi silah orun ni ancılık becerisi-
da mayacağı için koymuyorum.) Yayımlanmı ne emanetir:
dört James Bond romanından sonra Fleming in Nash özür dilercesine baktı. Maalesef.
dalgalarca hayran mektubuna boğulduğu ve bu Evde bir Luger im var, ama bu tür bir i
mektupların en az yarısında ileri geri bir sürü i”in ”ok ağır ve hantal ka”ar. Eh, peki,
saçmalık okumak zorunda kaldığını tahmin dedi Bond isteksizce. Benimkini alsan iyi
edebiliriz. Bu kadar zırva arasından Fleming in
özellikle bu mektubu ciddiye alması, elbete
Boothroyd un İngiltere de bir marka olmasın-
dan kaynaklanıyor.
Mektubu yazdığı sırada 31 ya ında olan ve
İmparatorluk Kimya Endüstrileri nde askeri
mühimmat üretiminde görev yapan Geofrey
Boothroyd, genç ya ına rağmen zamanın İngil-
tere sinin en itibarlı silah uzmanlarından biri.
İzleyen yıllarda Boothroyd, bu kariyerini silah-
lar üzerine yazdığı kitaplarla da taçlandıracak:
1961 de yayımladığı A Guide to Gun Collecting/
Silah Koleksiyonerliği Kılavuzu ve Guns hrough
the Ages/Çağlar Boyunca Silahlar ile birikimini
yazıya dökmeye ba lıyor ve 2001 deki vefatına
kadar tabancalardan İngiliz yapımı silahlara, Ian Fleming’in 31 Mayıs 1956 yılında Geoffrey Boothroyd’a yazdığı ilk
av tüfeklerinden silah üreticilerine kadar çe itli cevap. Fleming bu mektupta “James Bond’un hatıralarının” bundan
sonraki ilk cildinde değilse de bir sonraki cildinde silah değişikliğine
gitmeye ikna olduğunu söylüyor.

64
olur o zaman. İ”eri gel. İ”eri girip kapıyı doğrulurken Bond örgü i lerinin ucundaki
kapatılar. Bond Bereta sını ”ıkarıp uzatı. farklı rengin ne anlama geldiğini biliyordu.
Sekiz fi ek, dedi. Yarı otomatik. Emniyeti Zehirdi bu. Muhtemelen u Alman sinir
kapalı. Nash silahı aldı ve profesyonelce zehirlerinden biri. Kadının tek yapması
elinde tartı. Emniyeti a”tı ve tekrar kapatı. gereken onu azıcık ”izmekti, kıyafetlerinin
Bond silahına ba kasının dokunmasından üzerinden ”izse dahi yeterliydi.
nefret ediyordu. Silahı olmaksızın kendisini Bond ayağa fırladı. Kadın yine ona doğ-
”ıplak hissediyordu. Huysuz bir ifadeyle, ru geliyordu. Hızla silahına atıldı. Fakat
Biraz hafitir, ama kur unları doğru yere susturucusu kıyafetine takılmı tı. Bir ı ık
yerle tirirsen öldüreceği kesindir, dedi. ”akması oldu. Bond yana ”ekildi. i lerden
Rusya’dan Sevgilerle/ From Russia bir tanesi arkasındaki duvarda tıngırdadı
With Lov“ - Bölüm 25 Windsor Düğü- ve Bond kafasındaki beyaz peruğu yamul-
mü Atılmı Bir Kravat mu , iğren” dudakları di lerinin üzerinde
Boothroyd, James Bond un u kız Bereta sını gerilmi olan bu kadının korkun” cüssesini
bırakıp daha güçlü bir silaha geçmesi gerek- üzerinde buldu.
tiğini söylemektedir. Fakat Ian Fleming bunu Rusya’dan Sevgilerle / From Russia
hemen değil, kademeli olarak yapacaktır: With Love - Bölüm 28 “La Tricoteuse
Bildiğiniz üzere, insan sürekli kullandığı (Örgü)”
silaha alı kanlık geli tirir ve bir Smith & Boothroyd, Bond kalibresinde bir casusa hafif
Wesson a ge”ebilmesi i”in biraz vakte ihti- kaçan Bereta 418 i ikame edecek iki seçenek
yacı olabilir. sunar. İlki 9 mm lik5 bir Smith & Wesson toplu
Fleming in kurguladığı kademeli geçi e tabancadır.6 Fleming, bu tabancayı görmek ister,
göre James Bond, Rusya dan Sevgilerle Londra da nerede görebilirim? Kimde vardır?
macerasında silah deği tirmeyecek fakat diye sorar. Tesadüfe bakın ki Geofrey Booth-
olaylar silah deği ikliğinin altyapısını ha- royd un kendisine ait modifiye edilmi 9 mm lik
zırlayacaktır. Bakınız romanın son sahnesi: bir Smith & Wesson tabancası vardır. Velhasıl,
Bond silahının üzerindeki eliyle kabzayı kar ılıklı yazı malarla ba layan Ian Fleming-
sıktı. A ağıya, örgü ”antasına, kadının Geofrey Boothroyd ili kisi, ikilinin bir araya
üzerinde ”alı makta olduğu kalın bej yüne gelmesiyle kar ılıklı takdir ve dostluğa evrilir.
doğru baktı. Çelik örgü i lerine doğru. Bu Fleming, Boothroyd ile bulu masından ve
i lerde bir tuhalık vardı, ama ne? Sanki me hur Smith & Wesson tabancadan etkilenir.
ate te bekletilmi ler gibi u”larının rengi Yayıma hazırlanan romanın içeriğindeki silah
deği mi ti. Örgü i leri ne zamandan beri deği mese dahi kapak deği ecektir. Böylece
böyle görünüyordu? Geofrey Boothroyd un kendisine ait, tetik kor-
. kuluğu çıkartılmı , modifiye Smith & Wesson
Kadın onu bacaklarından i lemek üzere toplu tabancası, kırmızı bir gülle birlikte trom-
atıldı. Bond bacaklarıyla hamle yaparak pe l oeil 7 bir resme modellik eder. Rusya dan
onu yandan engelledi. Kadın bacakları- Sevgilerle (1957) romanının ilk baskısının kapa-
nı i lemeye ”alı mı tı! Tek dizi üzerinde ğında bu resim yer alır.
Rusya dan Sevgilerle yayımlandıktan sonra
Fleming, Boothroyd a imzalı bir kopya gönderir
ve içine Geofrey Boothroyd a. Bu vesile ile Ja-
mes Bond un Silahlar Sorumlusu olarak atanmı
bulunuyorsunuz notunu ili tirir.

dr. no, BinBaşı BooThroyd ve Q


Sırada altıncı James Bond macerası Dr. No
vardır. Artık James Bond un Bereta sını atması-
nın zamanıdır! Boothroyd u resmen silah danı -
manı olarak görevlendiren Ian Fleming, bunun-
la kalmayarak onu romanındaki karakterlerden
birine dönü türür. Hem de Binba ı rütbesine
teri etirerek! Fleming in James Bond dan
gerçek bir ki iymi gibi söz etiğini hatırlayınız.

Ian Fleming, dostu Geoffrey Boothroyd’un bilgi ve


deneyimlerinden yararlanırken.
65
kaldırdı. Bond inceden gülümsedi.
Öyle mi? Peki, neden böyle dü ünüyor-
sun?
Durdurma gücü yoktur, efendim. Ama
kullanımı kolaydır. Biraz ık da görünür; ne
demek istediğimi anlıyor musunuz? Hanım-
ların zevkine hitap eder.
Susturucuyla nasıldır?
Durdurma gücü iyice azalır, efendim. Ayrı-
ca ben susturucuları sevmem. Ağırdırlar ve
aceleniz varken kıyafetlerinize takılırlar. Hi”
kimseye böyle bir birle im önermem, efen-
dim. Eğer i yapmak istiyorlarsa elbete.
Rusya’dan Sevgilerle/ From Russia With Love (1957)
M kibarca Bond a, Herhangi bir yorumun
ilk baskı kapağında kırmızı gül eşliğinde Boothroyd’un var mı, 007? diye sordu.
modifiye edilmiş Smith & Wesson tabancası yer alıyor. Bond omuzlarını silkti. Katılmıyorum. 6,35
mm lik Bereta yı tam 15 yıldır kullanıyo-
Ian Fleming için gerçek-kurgu sınırının epeyce rum. Bugüne kadar hi” sıkıntı ya amadım
geçirgen olduğuna hükmedebiliriz: ve hi” ıskalamadım. Bir silah i”in hi” de
M ellerini ensesinin arkasından ”ekti ve fena bir rekor sayılmaz. Durum u ki; ben
yava ”a eğilerek önündeki masaya koydu. bu silaha alı ığım ve doğru tutmayı da
Bakı ları serti. Böyleyken böyle. Sesi bilirim. Mecbur kaldığımda daha büyük
kadife gibiydi, ama tehlike kokuyordu. Si- silahlar da kullandım. Uzun namlulu Colt
lahın takıldı, yanlı hatırlamıyorsam. Senin 45 gibi. Ama yakın mesafe görevler ve silahı
u susturuculu Bereta n. Bu hi” iyi değil, gizleyebilmek i”in Bereta yı tercih ederim.
007. Eğer ”it sıfırlı bir numara ta ıyorsan Bond durakladı. İddiasının bir noktasında
bu gibi hatalar yapamazsın. Numaranı geri ”ekilmesi gerektiğini hisseti. Ama
bırakıp rutin i lerde görevlendirilmeyi mi susturucular konusunda size katılıyorum,
tercih edersin? efendim. Çok can sıkıcılar. Yine de yeri ge-
Bond gerildi. Gözlerindeki gücenmi ifa- lince kullanmak zorunda kalıyorsunuz.
deyle M e baktı. Gizli Servis i”in öldürme Sen kullandığında neler olduğunu gördük,
yetkisi, yani ”it sıfırlı numara, büyük bir dedi M kuru bir sesle. Silahını deği tirmeye
ereti. Zorlukla kazanılmı tı. Bu numara gelince, bu sadece bir pratik yapma mesele-
Bond a keyif aldığı görevlerin verilmesini si. Kısa sürede yeni silahın hissine alı ırsın.
sağlıyordu; tehlikeli olanların! Hayır, tercih M sesine bir miktar sempati girmesine izin
etmem, efendim. verdi. Üzgünüm, 007. Fakat biz kararımızı
O zaman ekipmanını deği tirmemiz gere- verdik.
kecek. Tahkikat Kurulu nun bulgularından .
bir tanesi de buydu. Ben de onlara katılıyo- Evet, Silahlar Sorumlusu, ne öneriyorsun?
rum. Anlıyor musun? Albay Boothroyd uzman sesiyle konu maya
. ba ladı. Aslını isterseniz efendim, dedi
Silahlar Sorumlusu burada mı? İ”eri al”ak gönüllülükle, neredeyse tüm kü”ük
gönderin. Arkasına yaslandı. Bilmiyor ola- otomatiklerle testler yapıyorum. 25 metre-
bilirsin, 007, fakat Binba ı Boothroyd dünya den her birisi i”in be bin atı . Tümü i”inden
üzerindeki en iyi kü”ük silahlar uzmanıdır. tercihim 7.65 mm lik Walther PPK dır.
Zaten öyle olmasaydı, burada olmazdı. .
Neler anlatacak, dinleyelim bakalım. İyi bir silah, efendim, diye hak verdi Bond.
. Bereta dan biraz daha iri. Silahlar Sorum-
Günaydın Silahlar Sorumlusu. imdi sana lusu bunu nasıl ta ımamı öneriyor?
sormak istediğim bazı sorular var. M in Ü”lü kullanımlı Berns Martin askılı taban-
sesi sıradandı. Öncelikle, 6,35 milimetrelik ca kılıfı ile, dedi Binba ı Boothroyd.
Bereta hakkında ne dü ünüyorsun? .
Bir kadın silahı, efendim. Tamamdır o zaman. M in kararı kesindi.
M ironik bir ifadeyle ka larını Bond a doğru Peki ya daha büyük bir ey?

66
gömleği ve salon ceketinde potluk yapmamalı;
çekildiği zaman da alçakgönüllü bir zarafete
sahip olmalı, kaba Amerikan gösteri inden
uzak kalmalıydı. Bir de kullanı lılık var bitabi.
Silahın profesyonel bir casusun ihtiyacını gö-
recek ekilde,yarı otomatik olması da gereki-
yordu. Bu temel kriterler değerlendirildiğinde,
Boothroyd un önerdiği iki silah arasından
Bond romanlarında kalıcı olanın Walther PPK
olması a ırtıcı değil.
Bond bavuluna geri döndü ve i”inden
kalın bir kitap ”ıkardı -Edebiyat Eseri
Olarak Okunmak İ”in İncil- kitabı a”tı ve
askılı Berns Martin kılıfı i”indeki Walther
PPK sını ”ıkardı. Kılıfı sola gelecek ekil-
de yerle tirdi. Birka” kere silahı hızlıca
”ekmeyi denedi. Denemeler ba arılıydı.
Hawaii dekinin tamamen aynısı olacağını
varsayarak süitinin yerle imini dikkatle
inceledi. Süitin a ağıdaki kapısından girdiği
anda kar ıla acağı neredeyse kesin olan
manzarayı gözünde canlandırdı. Maymun-
Önce “Binbaşı Boothroyd” sonra da “Q” karakterine hayat
veren Desmond Llewelyn, çektiği son Bond filmi olan cuğunu farklı kilitlerde deneyerek kapıları
Dünya Yetmez/ The World is not Enough (1999) filminin sessizce a”ma denemeleri yaptı. Sonra a”ık
tanıtım çekimlerinde; beyazperdedeki beşinci James Bond, balkon kapısının önüne rahat bir sandalye
Pierce Brosnan ile birlikte. Walther da karede... ”ekti, oturdu, denizi seyrederek sigarasını
i”ti ve zamanı geldiğinde Altın Parmak ile
Bunun i”in uygun tek bir silah var, efen- nasıl yüzle eceğini dü ündü.
dim, dedi Binba ı Boothroyd duygusuz bir Altın Parmak/Gold”ing“r - Bölüm 4
sesle. Smith & Wesson Centennial Airwe- 1886 da Carl Wilhelm Freund Walther is-
ight. Toplu tabanca. 9 mm lik. mindeki Alman tüfek ustası tarafından kurulan
Dr. No - Bölüm 2 “Silah Tercihi” Carl Walther GmbH irketi, ustasının 1915 teki
Binba ı Boothroyd ismiyle James Bond kur- ölümünden bugüne ismini ve itibarını koruma-
gu dünyasına adım atan bu karakter, Bond un ya, büyümeye ve üretmeye devam ediyor. Bu-
film uyarlamalarına da girdikten sonra evrim- günkü Walther silahlarının ilk versiyonu olan
le ecek ve eksantrik silahlar uzmanı Q ya8 Walther PP, 1929 da polislerin kullanımına su-
dönü ecektir. nulmak için üretildi. Nitekim PP kısaltmasının
James Bond film silsilesi içinde en fazla açılımı da Almanca Polis Tabancası anlamına
sayıda aynı rolü üstlenmi oyuncu Desmond gelen Polizeipistole ibaresidir. Walther PPK
Llewelyn dir. Llewelyn ilk yer aldığı Rusya dan ise PP modelinin biraz kısaltılmı ı olup, ilk
Sevgilerle (1963) filminde Binba ı Boothroyd olarak 1931 de piyasaya sürüldü. O tarihten
karakterini canlandırdıktan sonra, izleyen 16 itibaren de Avrupa genelinde polis silahı olarak
Bond filminde Q olarak görünmü tür. Severek tercih edildi, edilmeye de devam ediyor.
izlediğimiz Llewelyn, babacan Q yu son can- Walther tabancalar tüm Alman endüstrisinin
landırdığı film olan Dünya Yetmez/ he World Nasyonal Sosyalist devlete hizmet için üretim
is not Enough (1999) sonrasında aynı yıl hayata yaptığı II. Dünya Sava ı yıllarında Alman
gözlerini yumdu maalesef. ordusu tarafından yaygın olarak kullanıldı.
Nasyonal Sosyalist devlete hizmete daha ileri
WalTher pp SeriSi örnekler için, Adolf Hitler in talimatı üzerine
Evet, Bond artık Bereta dan daha büyük Porsche otomobillerinin üreticisi Ferdinand
bir silah kullanacaktı. Fakat ince zevklerin Porsche tarafından tasarlanan halkın arabasını
insanı James Bond, ölümcül profesyonelliğini (Almanca Volkswagen ) hatırlayabiliriz. Fakat
bir centilmene yakı ır kalitede ortaya koyma- biz, ba lı ba ına dört ba ı mamur bir yazıya
lıydı. Kullanacağı silah gizlendiği zaman ipek malzeme olacak bu konuyu imdilik geçip

67
kendi yolumuza bakalım. Velhasıl beyazperdede PPK serisi tabancalar yıllar boyunca dünya-
Walther görmek için Bond filmlerine takılıp nın en ba arılı çit hareketli yarı otomatikleri
kalmayın. Bu yazıdan sonra Nazi filmlerinin olarak kullanıldılar, onlarca farklı silaha ilham
çoğunda Lutwafe ve SS subaylarının elindeki kaynağı oldular ve halen bir klasik olarak Carl
tabancaların da Walther PP serisi olduğunu fark Walther GmbH lisansıyla ABD deki fabrikalar-
edeceksiniz. u kaderin cilvesine bakın ki Adolf da üretilmekteler.
Hitler de 1945 te Berlin de kendisini 7.65 mm lik
bir Walther PPK ile vurdu. Sahne ışıkları alTında WalTher ppk
Beyim, dedi. Ölümün kokusu bir ba ka Gelelim Bond uyarlamalarına: Romanlara
olur. Bir denemek istemez miydiniz? Pırıl paralel olarak 1962 tarihli Dr. No filminde Bin-
pırıl parlayan tabancayı James Bond a ade- ba ı Boothroyd un önerisiyle Bond 6,35 mm lik
ta bir gül ikram edermi gibi uzatı. Bereta sını bırakır ve daha yüksek kalibreli,
. 7,65 mm lik Walther PPK tabancaya geçi yapar.
Bond adamın ta gözlerinin i”ine aktı. Te- Bunu izleyen 50 yıl ve 24 film boyunca James
ekkür ederim. dedi. Ölümün kokusunu Bond, Walther kullanmayı sürdürür. Walther
”ok kokladım. Ve Berlin mamûlatı kokuyu firması da yaptığı açıklamalarda durumdan
tavsiye ederim. Ama 1945 yılının mahsulü memnuniyet duyduğunu ifade eder.
olsun. Dost”a, fakat istihzası pek hafif bir Birkaç istisna dı ında tüm filmlerdeki silahlar
tebessümle güldü. Ama sen o tarihte ölü- PPK modelidir. 1983 te Roger Moore altıncı kere
mün kokusunu tadamayacak kadar gen”tin Bond olurken, aynı yıl Sean Connery de Bond
herhalde. kariyerine görkemli bir dönü yapar. Birbiriyle
Altın Tabancalı Adam/ Th“ Man With kafa kafaya rekabet halindeki iki filmin ikisinde
Th“ Gold“n Gun - Bölüm 5 Â ıklar de -ne hikmetse- standart PPK yerine 9 mm lik
Yolu 3 ½ Numara” Walther P5 tercih edilir. Fakat arkalarından ge-
Yarı otomatik bir tabanca olarak tasarlanan len Timothy Dalton, çektiği iki filmde dü man-
PP satı a çıktığında bir kısmı inovatif, pek larına tekrar PPK çeker. Benzer ekilde 1997,
çok güvenlik özelliği barındırıyordu. İlerleyen 1999 ve 2002 filmlerinde Pierce Brosnan, MI6
yıllarda PPK/S, PPK/E, PPK-L, PP Super gibi ajanlarının yüksek ate gücüne ihtiyacı oldu-
farklı modeller de piyasaya sürüldü. PP ve ğunu dü ünen yapım ekibi tarafından Walther
P99 ya teri etirilir. Ancak devamında çekilen
yeni filmlerle klasiğe dönülür ve Daniel Craig
beyazperdede boy gösterdiğinde elinde tekrar
PPK ya da PPK/S vardır.
Daniel Craig in tekrar Bond olacağı en son
filmle ilgili dedikoduların arkası kesilmiyor.
Yönetmen koltuğunda oturacağı müjdelenen
Danny Boyle un yapımcılarla dü tüğü fikir
ayrılığı yüzünden filmden ayrıldığını duyduk
en son. u anda film sallantıda. Akıbeti ne olur
bilinmez ama Bond un daha uzun süre Walther

7,65 mm’lik Walther


PPK yarı otomatik
Beyazperdedeki ilk James Bond, Sean Connery Altın
tabanca.
Parmak/ Goldfinder (1964) filminde Berns Martin askılı
tabanca kılıfı içine yerleştirdiği Walther PPK ile...

68
Beyazperdenin üçüncü James Bond’u Roger Moore,
Beni Seven Casus/ The Spy Who Loved Me (1977) filminde
Walther PPK’sı ile...

Son James Bond Daniel Craig, Spectre (2015) filminde


Walther PPK ve sol koltuk altına sabitlenmiş askılı tabanca
PPK kullanmaya devam edeceğini öngörüyo- kılıfı ile.
ruz.
Bu arada, Elvis Prestley de üzerinde TCB-
Taking Care of Business-İcabına Bakıyorum
yazısı kakılmı , gümü kaplamalı bir Walther
PPK kullanırdı. Geçen yazımda söylemi tim, gibi inç ile de ifade edilebilir. İnç ile gösterilen kalibreler milimetreye
tekrar müjdeliyorum: Elvis ya ıyor! James Bond dönüştürülmek istendiğinde her inç 25,4 ile çarpılmalıdır. Biz bu yazıda
da öyle! Her ikisi de Walther PPK kullanıyor. genel olarak metrik sistem tercih edeceğiz. Anglosakson dillerinde
Albay Johns listesinden ba ını kaldırıp “.25” olarak yazıldığını göreceğiniz Beretta 418’in kalibresi de bu
baktı, Silah ta ıyor musun? formül kullandığında 6,35 mm oluyor.
Evet. Berns Martin askılı tabanca kılıfı 5 Kalibre Dersleri ıı: Amerikancadan tercüme Hollywood ilmlerinde
i”inde bir Walther PPK. karakterlerin ağzından “38’lik” olarak duyacağınız bu kalibre türü,
Sad“c“ S“nin Gözl“rin İçin/ For Your Anglosakson dillerinde “.38” olarak ifade edilir. Amma velakin gerçekte
Eyes Only 0,38 inç değil, 0,357 inçtir. formülümüzü uygularsak, 0,357 inç x
25,4 = 9,07 mm buluruz. Dolayısıyla işbu yazıda ilgili silahı ‘9 mm’lik’
noTlar terimiyle ifade edeceğiz.
1 David niven’ın başrolde olduğu, 1967 tarihli komedi ilmi bu istatistik-
6 İngilizcede “revolver” olarak adlandırılan “toplu tabanca”, işek yatağı
lere dahil değildir.
yana doğru açılan, içine altı adet işek yerleştirilen, otomatik olmayan
2 franco’nun mihver devletler (Almanya, Japonya ve İtalya) ittifakıyla tabancalara verilen isimdir. Kovboy ilmlerinde gördüğümüz, Rus
birlik olmasını önlemek üzere mütteik devletler tarafından İspanya’da ruletlerine malzeme olan bu tabancalara “altıpatlar” da deniyor.
yürütülen bir sabotaj operasyonudur.
7 “trompe l’oeil”: “tromplöy” olarak okunan ve fransızca “göz
3 David niven’ın başrolde olduğu, 1967 tarihli komedi ilmi bu istatistik- aldanması” anlamına gelen bu sanat tekniğinde nesnelerin gerçekçi
lere dahil değildir. resimleri yapılarak, optik yanılsama yoluyla karşımızda üç boyutlu
4 Kalibre Dersleri ı: Ateşli silahlarda kalibre, namlu çapının iç genişliğinin olarak duruyormuşlar gibi görünmeleri sağlanır.
yaklaşık ölçüsüdür. Yani silahta kullanılacak merminin kalınlığını-ince- 8 “q” ismi, “m” isminin aksine gizli bir şifre olmayıp Levazım Subayı
liğini ifade eder. namlunun dahili çapı metrik sistemde ölçülebileceği anlamına gelen İngilizce “quartermaster” ibaresinin kısaltılmışıdır.

69
puLLARıN İZİNDE tuNÇ tAYANÇ

puLLAR ıntERpoL’Ün
pEşİnDE
ınTernaTıonal crıMınal Polıce orGanızaTıon, KıSAcA ıcpo-ıntERpoL, DAHA DA KıSA ıntERpoL
oLARAK AnıLAn KuRumSAL YApının “DÜşÜnSEL Doğum YıLı” 1914 oLmuştuR. o YıL, 15-16 vE
18 nİSAn’DA monAKo’DA topLAnAn BİRİncİ “ıntERnAtıonAL cRımınAL poLıcE congRESS”tE
BELİRLEnEn “gELEcEğE YönELİK 12 İStEK” çEşİtLİ ÜLKELERİn poLİS öRgÜtLERİ ARASınDA İşBİRLİğİ
vE DEğİşİK DÜzEYLERDE İLEtİşİm KuRuLmASı DÜşÜncESİnİ DİLE gEtİRmİştİR. BöYLEcE 1914,
ıntERpoL’Ün tARİHİnDE BELLİ BİR “DönÜm noKtASı” oLuştuRmuştuR.

2
21B nin sayfalarında pullar, polisiye İkinci yarı ya ba lamadan önce, büyüteci
yazarlar ve kahramanları nın pullar elimize alalım ve Nikaragua nın En Ünlü 12
dünyası nda izlerini sürmeye 2017 nin Dedektif serisini çıkarmasına neden olan Inter-
ba ında Sir Arthur Conan Doyle ve Sherlock pol ün pe ine dü elim; böylece gerçek ve kurgu-
Holmes ile ba ladım (Ocak- ubat 2017, sayı sal ki ilerden kurumsal bir yapıya yönelelim.
7). Onları Agatha Christie ile Bayan Marple ve International Criminal Police Organization,
Hercule Poirot izledi. Bir sonraki sayıda Edgar kısaca ICPO-Interpol, daha da kısa Interpol ola-
Allan Poe ile C. Auguste Dupin in pe indey- rak anılan kurumsal yapının dü ünsel doğum
dim. Ardından Georges Simenon ve Maigret yılı 1914 olmu tur. O yıl, 15-16 ve 18 Nisan da
geldi. Ancak bu dört baba ve ana dan sonraki Monako da toplanan birinci International
yazar ve kahramanları konu alan pulların nicel Criminal Police Congress te belirlenen gele-
ve nitel olarak azalmaya ba ladığı dikkatli ceğe yönelik 12 istek , çe itli ülkelerin polis
okurların gözünden kaçmamı olsa gerek: G. örgütleri arasında i birliği ve deği ik düzeylerde
K. Chesterton ve Peder Brown, Léo Malet ve ileti im kurulması dü üncesini dile getirmi tir.
Nestor Burma ve Ellery ueen ve Ellery ueen Böylece 1914, Interpol ün tarihinde belli bir
bu azalmanın kurbanları oldular. dönüm noktası olu turmu tur. Öyle ki Mona-
Geride kalan yedi sayıya konu olan yazar- ko nun 8 Mayıs 1974 te çıkardığı pulun sol ya-
lar ile kahramanlarının, -Léo Malet ve Nestor nında 1914 Monaco yazısıyla Monako Prensli-
Burma dı ında- pullar açısından ortak bir ği Sarayı yer almaktadır. Pulun sağ yanındaysa
yanları olduğunu hatırlatmak isterim. Her birin- 1923 Wien yazısı yer almakta ve Interpol ün
de muhakkak bir Nikaragua pulu bulunuyordu. resmen kurulu tarihini göstermektedir.
Polisiye konulu pulların öncülüğünü,
Nikaragua nın 1972 de, Interpol ün 50.
yılı için çıkardığı En Ünlü 12 Dedektif
serisiyle yaptığına ku ku yoktur. Sözkonu-
su 12 dedektif ten altısı geride kalmı tır;
önümüzde altı yazar ve dedektif daha
vardır: Dashiel Hammet, Sam Spade; Erle
Stanley Gardner, Perry Mason; Dorothy
L. Sayers, Lord Peter Wimsey; Raymond
Chandler, Philip Marlowe; Earl Derr Big-
gers, Charlie Chan; Rex Sout, Nero Wolfe.
Bir ba ka anlatımla, Nikaragua pullarında
yolu yarılamı ız.

70
Monako da filizlenen dü ünce nin gerçek-
le mesini I. Dünya Sava ı geciktirmi ve ancak
Eylül 1923 te, Viyana Polisi nin ba ında bulu-
nan -1921-1922 de Avusturya Ba bakanı olan,
1929-1930 da da ikinci kez ba bakanlık yapan-
Dr. Johannes Schober (1874-1932) in giri imiyle
Viyana da yeniden bir araya gelinebilmi ve
merkezi Viyana da olan International Criminal
Police Commission kurulmu tur. Yuvarlak
yıllar da birçok ülkenin çıkardığı Interpol ü
konu alan pullarda genellikle 1923 yer almak-
tadır.
Filipinler, 18 Aralık 1973
Gene pulların çoğunda yer alan bir de-
Gabon, 26 Haziran 1973
sen Interpol ün 1950 den bu yana kullandığı
logo olmu tur. A ağıda, çıkardıkları pullarda
sözkonusu logoya ya da kendi polis örgütleri-
nin logosuna (örneğin Malezya) ya da Interpol
Merkezi ne (örneğin Güney Vietnam, Laos) yer
veren birkaç ülkenin örneklenmesiyle yetini-
lecek, ağırlık logoyla yetinmeyen yaratıcı
desenler içeren pullara verilecektir.
Logonun odak noktasında, Interpol ün
faaliyet alanını gösteren yerküre yer almak-
tadır. Yerkürenin iki yanını, barı ı simgeleyen
iki zeytin dalı çevrelemi tir. Zeytin dallarının
Şili, 23 Eylül 1973
arasına, alta Interpol , üste de OIPC-ICPO
kısaltmaları yerle tirilmi tir. Yerküreye -yorum-
Mısır, 28 Aralık 1973
lar deği ik olabilse de bana göre- saplanmı
kılıç polisi, yerküreden sarkar gibi görünen
terazinin iki kefe si de adaleti simgelemektedir.

Kuveyt, 3 Haziran 1973


Tayvan, 11 Eylül 1973

Interpol’ün 1950’den bu yana kullandığı logo Malezya, 15 Eylül 1973

71
Güney Vietnam, 8 Nisan 1973 Laos, 22 Aralık 1973

Tasarım açısından yaratıcı pullara gelince, Sevmediklerimden beğendiklerime geçi i


en sevmediğimden ba layarak en beğendiğime ili ile Zaire nin pulları sağlıyor. ili nin
doğru bir yolculuğa çıkalım. Endonezya nın pulundaki yerkürenin üzerindeki parmak
3 Eylül 1973 te çıkardığı pulu, yerküreyi izi , Interpol ün uluslarötesi boyutunu ser-
ku atan eli coplu polisler ve/veya eli sopalı gilerken, Zaire ninki de benzer bir yakla ımı
yakla ımını belki de bulunduğum coğrafyadan içeriyor.
ötürü, en sevmediğim kategorisine rahatlıkla
yerle tirebiliyorum.

Şili, 23 Eylül 1973 Zaire, 29 Eylül 1973

Endonezya, 3 Eylül 1973 Beğendiklerimden ikisi, Interpol ün 50. yılı


için çıkarılanlardan değil; üstelik İtalya nın
Onun yanına, Federal Almanya nın, ileti im çıkardığı iki pulun kendisi ellilik olmu
ağı nı ve Yukarı Volta nın sokaktaki kurban ını durumda. Üzerinde yer alan tabloysa çok daha
koyuyorum. Her ikisi de büyük ağabey bizi eski: 1636. İmza, Barok dönem resminin temsil-
gözetliyor algısı yaratıyor bende. Ancak Yukarı cilerinden, İtalyan Guido Reni (1575-1642) nin.
Volta pulunun güvenliktesiniz boyutunu da İyi ile kötü , aydınlık ile karanlık arasın-
göz ardı etmek istemiyorum. daki amansız sava ı Ba melek Mikail kazanmı ,
eytan ı alt etmi , çiğnemektedir. İtalya da
1954 te Roma da yapılan Interpol ün 23. Genel
Kurulu anısına çıkardığı iki pulun üzerinde bu
tabloya yer vermi tir.

Federal Almanya,
19 Şubat 1973

Yukarı Volta,
15 Eylül 1973 İtalya, 9 Ekim 1954. Interpol’ün 23. Genel Kurulu

72
Hem anlam, hem yaratıcılık hem
de görsel açıdan beğenmekte haksız
mıyım?
Beğendiğim pullar arasında yer
alan ikinci pul da Akdeniz kökenli:
Hırvatistan ın, 13 Mayıs 1998 de,
Interpol ün 27. Avrupa Bölgesi Top-
lantısı için çıkardığı pul. Üzerinde, iki
gölge var; dedektif de olabilir, suçlu
da -yoruma bağlı- bende ilk çağrı tır-
dığı kibar hırsız Arsen Lüpen oldu.
Geride masmavi Akdeniz ve kale
duvarlarının çevrelediği Dubrovnik;
önde de büyütecin altına alınmı bir
parmak izi.

Nikaragua, 13 Kasım 1972

221B de yayımlanan ilk altı, herhangi bir sıra izleme-


den: Auguste Dupin, Sherlock Holmes, Peder Brown,
Hercule Poirot, Komiser Maigret, Ellery ueen.
13 Mayıs 1998, 27. Avrupa Bölgesel Konferansı

İronik bir güzellik de La-


os tan. Kuzey Laos ta, Altın Üçgen
diye tanınan bölgedeki bir ha ha
tarlası ndaki Laoslu kadın ile -uyu -
turucuyla genel mücadelenin parçası
olarak- Laos ve kom usu ülkelerdeki
uyu turucu üretimiyle mücadele eden
Interpol aynı pulun üzerinde.

Laos, 22 Aralık 1973

. Ve en sonda da tasarımı aman,


aman olmasa da polisiye yazar-
Nikaragua, 13 Kasım 1972
ları ve kahramanları na pulların
üzerinde yer alma yolunu açan Nika- 221B de yayımlanacak son altı, herhangi bir sıra izle-
ragua nın 12 li seri si. meden: Charlie Chan, Lord Peter Wimsey, Nero Wolfe,
Perry Mason, Philip Marlowe, Sam Spade.

73
ARAŞtıRMA ARAŞ. GÖR. MELİkE YAZıCı ÇANGuR ANkARA üNİvERSİtESİ DİL vE tARİh-COğRAfYA fAküLtESİ
İSpANYOL DİLİ vE EDEBİYAtı

cİnAYEt
oYunu

h
epimizin büyülü gerçekçilik1 akımına ait
romanlarla tanıdığımız ilili yazar Isabel
Allende2, bağlı bulunduğu Carmen Bal-
cells ajansından gelen talep üzerine ilk kez poli-
siye türünde eser vermi tir. Ajansın asıl istediği
o dönem evli olduğu Amerikalı polisiye yazarı
e i William C. Gordon ile ortak bir polisiye ro-
man kaleme almalarıdır. Ancak bu isteği yerine
getirmeye çalı ırken 1 hata içinde bo anmanın dadır. Kötü ve iyi karakterler birbiriyle sava ır.4
e iğine gelen yazar çit, beraber hareket edeme- Isabel Allende, bir gün mutfakta rol oyunu
yeceklerini anlar ve Isabel Allende romanı tek oynayan torunuyla kar ıla ır. Oyunu kendisine
ba ına yazmaya karar verir. Yazar, ilk i olarak anlatmasını ister ve bu oyundan yola çıkarak
Stieg Larsson ve Jo Nesbø nun gündemdeki yazımıza konu olan romanı yazmaya karar
polisiye romanlarını dikkatle okur ve polisi- verir. Pek tabii, kitap sadece bu oyun üzerine
ye roman yazma konulu edebi atölyelere de kurulu değil. Kitaptaki Ripper oyuncularının
katılmayı ihmal etmez. Isabel Allende ye göre en büyük özelliği sınırsız bir imgeleme sahip
polisiye roman ve a k romanı birbirine benzer. olmaları. Abatha, Esmeralda, Sherlock Holmes,
Her ikisi de bir fanteziden ibaretir ve yine her Sir Edmond Paddington, Kabel ve oyunun ku-
ikisinde de iyilerin kazanacağı açıktır. Ancak rucusu 17 ya ındaki Amanda bilgisayarlarının
yazarımız, polisiye roman yazmak için kendine kar ısında roman boyunca i lenen cinayetleri
göre bir tarz belirler ve bunu türle dalga geçe- çözmeye çalı ır. Asosyal torunu Amanda ile
rek yapmaya karar verir. Polisiye yazmaktan ileti im kurmaya çalı an eczacı Blake Jackson,
keyif aldığını ancak yakın gelecekte aynı türde oyun sırasında Amanda nın kölesi olma rolünü
bir roman yazmayacağını ifade etmektedir. Öz- üstlenir. Amanda ya ı ve konumu gereği dedesi-
gün adı El juego de Ripper (Ripper Oyunu) olan nin elde edeceği bilgilere sahip olamayacağı için
roman 2015 te Can Yayınları tarafından Cinayet onu köle gibi kullanır.
Oyunu adıyla ve İnci Kut çevirisiyle yayımlanır. Yazar, kitapta a k, aile ve varolu sal problem-
1888 yılı Ağustos ayında seri cinayetlerine leri ağır ate te pi irilen bir yemek misali tıkır
ba layan Karınde en Jack ten etkilenen vi- tıkır kaynatıyor. Bunları yaparken bir tutam
deo oyun yazarları 1987 de Jack the Ripper ı karakter analizi, bir tutam da cinayet katıyor
sonrasında da 1996 da Ripper3 oyununu piya- yemeğine. Aklımız karı ıyor, roman boyunca
saya sürmü tür. Ripper, bir Role Playing Game katilin kadın mı yoksa erkek mi olduğunu dü ü-
yani rol oyunudur. Rol oyunlarında oyuncular, nüyoruz. Kitabın sonlarına doğru seri katilimiz,
oyundaki senaryoya göre hareket etmek zorun- monologlarıyla bize hayat hikâyesini anlatırken

74
i lediği suçları haklı göstermeye çalı ıyor. Seri toplumla tinsel bir bağ içindedir. Cinsiyet e it-
katil, neden seri katil olduğunu, pek çok roman- liği üzerinde dururlar. Anne-kız ili kisi roman-
da olduğu gibi, çocukluğunda ya adığı trav- larındaki en önemli konulardan biridir. Ölüm
mayla ili kilendiriyor. Romanda kanlı cinayet bile aralarındaki bağı koparamaz. 5 Amanda,
tasvirleri yer almıyor. Çünkü Isabel Allende için Indiana, Celeste Roko, Abatha, Denise, Carol
aslolan, karakterlerin doğru bir ekilde tasvir Underwater, Encarnación Martín, Petra Hort
edilebilmesi ve aile kavramını yansıtabilmek. tüm bu kadın karakterler roman boyunca
Kitapta ilgi çeken noktalardan biri de aromatik geli im gösterir. Her birinin hayatına yeni
koku tasvirleri. Amanda, annesi Indiana yı, an- bir pencere açıldıkça romanın konusu ister
nesinin sevgilileri Allan Keller ve Ryan Miller ı istemez dağılıyor belki ama böylelikle yazar da
ve babası Bob Martín i farklı kokular üzerinden eserine kendi imzasını atmı oluyor. Türe ken-
betimliyor. Romanda Indiana ve astrolog Celes- di yorumunu katarken biz polisiye okurlarının
te Roko karakteri üzerinde yoğun bir tinsellik sabrını denediği söylenebilir.
havası esiyor. Yazar, bu tinselliğin San Francisco Amanda nın edebiyat tutkunu olan dedesi
sokaklarında bolca görülebileceğini savunuyor. Blake Jackson bir roman yazmı ancak ele tir-
Romanın ili nin herhangi bir ehrinde değil de menler tarafından büyülü gerçekçilik akımını
San Francisco da geçmesiniyse öyle açıklıyor: fazlaca kullandığı yönünde tenkit edilmi tir.
Roman ili de geçse ele tirmenler, tüm olayları Dedesine polisiye roman yazmasını öneren
büyülü gerçekçilikle açıklamaya çalı ırdı, ama Amanda, kendince bulduğu formülü ona sunar.
hikâye San Francisco da geçtiği için çoğu ey Ortaçağda yazılan autosacramental türündeki
doğal kar ılanıyor. tiyatro eserlerinde iyi ile kötü sava ır ve kaza-
Yazımıza konu olan eserde kadın karakterler nan her zaman iyi olur. Polisiye romanda da her
ön plana çıkıyor. Isabel Allende nin roman- zaman suçlu açığa çıkar. Bu iki türü birbirine
larındaki kadın ba kahramanlar, doğumdan benzetir. Aynı mantıkla bir roman yazılabilece-
itibaren kendilerine biçilen rollere kar ı çıkar, ğini savunur. Böylelikle polisiye roman yazmayı
muhafazakâr algıyı zekâlarıyla alt ederler. Er- kolaya indirger ve her fırsata bu fikrini dede-
keklerin yardımına ihtiyaç duymaksızın hare- sine hatırlatır. Satır aralarında polisiye roman
ket edebilirler. Yazarın seçtiği kadın karakter- yazarı eski e i Willam C. Gordon un polisiye
ler, varlıklı ya da ba arı timsali değildir. Tüm serisinin ünlü kahramanı Samuel Hamilton a da
kadın karakterler doğayla, içgüdüleriyle ve atıta bulunur.

75
Amanda nın babası, dedektif Bob Martín ve noTlar
yardımcısı Petra Hort kadar Amanda ve Ripper 1 Sihirli ve gerçek ötesi ö eleri barındıran edebiyat akımıdır.
oyuncusu arkada ları da i lenen cinayetler
2 Isabel Allende, 1942 yılında Peruğnun ba kenti Limağda do du.
üzerine ara tırma yapar. Ripper oyuncularının
Ancak birkaç yıl sonra ailesi iliğye göç etti. Isabel Allende,
Bob Martín ve Petra Hort tan daha avantajlı amcası, ili Devlet Ba kanı Salvador Allendeğnin 1973ğte
bir yönleri vardır. Cinayetleri çözmek için süre öldürülmesinden iki yıl sonra kocası ve çocuklarıyla birlikte
kısıtlaması olmadığı gibi onları baskı altında Venezüelağya sı ınmak zorunda kaldı. 17 ya ında gazetecili e
tutacak bürokratik güç de yoktur. Tüm ara tır- ba layan Allende, bir süre sonra San Franciscoğya yerle ti,
ABDğnin önde gelen üniversitelerinde edebiyat dersleri verdi.
maları ahsi merakları için yapmaktadırlar. Bir
1982ğde yayımlanan ilk romanı Ruhlar Eviğni, 1984ğte Aşktan
nevi özel dedektif rolü oynamaktadırlar. ve Gölgeden, 1985ğte Eva Luna adlı romanları, 1989ğda Eva
Buram buram aromatik yağ kokan mistik Luna Anlatıyor adlı öykü kitabı izledi. Sonsuz Düzen adlı romanı
Indiana, sert polis Bob Martín, asosyal kız çocu- 1991ğde, Paula 1994ğte, Kaderin Kızı 1999ğda, Sararmış Bir
ğu Amanda ve yazar olmaya niyetli dede Blake Fotoğraf 2000ğde, Yüreğimdeki Ülkem 2003ğte yayımlandı.
Allende 2002-2004 yılları arasında Canavarlar Kenti, Altın
Jackson da kendimizden bir eyler bulabiliriz
Ejder Kenti ve Pigmeler Ormanı adlı romanlardan olu an
belki ama kitapta gerilim unsurunun sonlara gençlik üçlemesini kaleme aldı. Türkiyeğde tüm yapıtları Can
kadar hemen hemen hiç hissedilmemesi okurun Yayınları tarafından yayımlanan Allende, hemen tüm öykü ve
beklentisinin ne kadarını kar ılıyor, tartı ılır. romanlarında gerçekçi bir anlatım ve siyasal bir yakla ım ile
Ama yazarın niyeti de bize alı ık olduğumuz, büyülü gerçekçili in gerçeküstücü gelene ini ustaca kayna tırdı.
içinden kan fı kıran bir polisiye roman sunmak 3 https://www.gamecrate.com/video-game-legacy-jack-rip-
değil. Bize sunduğu ey kanımca, ısmarlama per/14338
polisiye roman yazılamayacağını göstermek 4 http://otakufansub.forumn.org/t21-rpg-role-playing-game-nedir
adına zekice kurgulanmı absürd bir polisiye.
5 http://revistaelsur.com.ar/nota/297/El-realismo-magico-en-la-
Her eye rağmen Isabel Allende nin üslubuna narrativa-de-Isabel-Allende
alı ık okurlar için bu romanı okumak güzel bir
deneyim olabilir. 6 Auto Sacramental, ortaça da genellikle dini bayramlarda
oynanan kısa tiyatro eserlerine verilen isim.

76
İNCELEME ERCAN AkBAY

KötÜLÜğÜn YÜREğİ
SERİ cİnAYEtİ SıRADAn cİnAYEtLERDEn AYıRAn DEğİşKEnLERDEn En önEmLİSİ, cİnAYEtİn mAKuL
vE -Bİzİm BİLDİğİmİz AnLAmDA- Somut BİR gEREKçESİ oLmAmASıDıR. SERİ KAtİLLER nEDEnSİz
öLDÜRÜRLER. BİR AmAç uğRunA, BİR KAzAnç İçİn Eşİnİ-BABASını-oRtAğını öLDÜREnE YA DA
KonuşmASın DİYE şAntAJcıSını SuStuRAn BİRİnE -çoK SAYıDA KİşİYİ KAtLEtSELER DE- SERİ KAtİL
DEnmEz. SERİ KAtİLLER KuRBAnLARını nEDEn öLDÜRDÜKLERİnİ KoLAYcA İfADE EDEmEzLER, çÜnKÜ
Bunu BİLmİYoRLARDıR. İşLEDİKLERİ cİnAYEt onLAR İçİn nEDEnSEL DEğİL İçgÜDÜSEL, DÜRtÜSELDİR.

p
sikolojik gerilim ve korku sinemasının sı tarafından kendisine hediye edilen bezbebeği
ba yapıtlarından Çocuk Oyunu/Child s çok sevmi ti. Ebeveynleri, evdeki siyahi i çiler-
Play filminin kötü ruhlu Chucky si tüyler den biri olan dadının yeni doğmu çocuğunun
ürpertici bir oyuncak figür olarak ikonla mı tır. ölümüne neden olup bir de onu kapının önüne
Cansız bir oyuncağın canlanıp kötülük pe inde koyunca, Bahamalı hizmetkâr bütün aileyi la-
ko ması bizi evdeki oyuncak bebeklerden soğu- netlemi ti. Chucky gibi kötü ruhlu bir oyuncak
tacak kadar irkiltmi ve Chucky nin insanları haline gelen vudu bebeği, rüyalara giren canlı
neden öldürmek istediği konusu zihinlerdeki bir yaratığa dönü erek tüm ailenin kaderini et-
gizemini yıllar boyunca korumu tur. kilemi ve küçük Eugene in hayatını bir kâbusa
Hepimizin bildiği gibi edebiyat ve sinema çevirmi ti.
dünyası gerçek ya am öykülerini modelleme- Kötülüğün yüreğinde intikam ate i yanıyor
yi tercih eder ve bunlardan ilham alır. Çocuk ve lanetin sonu gelmek bilmiyordu. Zaman
Oyunu film öyküsünün inandırıcılığındaki içinde Oto ailesi bütün maddi varlığını yitirmi
zayılığın ötesinde, filmin fantastik korku ve yazar Robert Eugene Oto 1974 te delirerek
öğeleri ciddiye almasak da sevimsiz Chucky nin ölmü tür.
ürkütücü hikâyesi gerçek hayatan esinlenilmi - İntikam pe indeki Chucky nin vudu büyüsü
tir. güdümündeki eylemleri suçbilim çevrelerince
Rivayete göre, Floridalı yazar Robert Eugene dikkate alınabilecek anlam ve değerde olmasa
Oto henüz altı ya ındayken -1906 yılında- dadı- da insanlıktan öç alma güdüsünün gerçek
dünyadaki kar ılığı ve nedensiz cinayet
meselesi uzmanların üzerinde kafa patlatığı
bir meseledir. Birçok seri katil çevresindeki her
eyden nefret eder; sağlıklı ve mutlu insanlara
kar ı çok ökelidir çünkü kendisini adaletsiz,
acımasız bir dünya içinde önemsiz, değersiz
ve güçsüz bir ki i olarak bulmu tur. Öldürmek
onun için yerle ik düzene kar ı bir isyan, refah
toplumundaki insanlara bir tepkidir.
Seri cinayeti sıradan cinayetlerden ayıran
deği kenlerden en önemlisi, cinayetin makul ve
-bizim bildiğimiz anlamda- somut bir gerekçesi
olmamasıdır. Seri katiller nedensiz öldürürler. Bir
amaç uğruna, bir kazanç için e ini-babasını-orta-
ğını öldürene ya da konu masın diye antajcısını

77
R-KompLEKS KAvRAmının tEoRİSYEnLERİnDEn
NEOCORTEX
mAx HoRKHEımER’A göRE, BEYİnDEKİ
LİmBİK SİStEmİn ALt BöLgESİnDE BuLunAn
İLKEL çEKİRDEK, BİREYİn EntELEKtÜEL
SEvİYESİnİn YÜKSELmESİnİn Sonucu
oLARAK DışARıDAn HİSSEDİLEmEYEcEK
BİçİmDE BASKıLAnıR, AncAK AİLE vE YAKın
çEvRE İçİnDEKİ çAtışmALARLA HER An
LIMBIC SYSTEM
tEtİKLEnEBİLİR vE mAYmunDAn gELmE
R COMPLEX
AtALARımızın vAHşİ gÜDÜLERİ zİHnİnİn
-DoLAYıSıYLA DAvRAnışLARının- KontRoLÜnÜ
ELE gEçİREBİLİR.

susturan birine -çok sayıda ki iyi katletseler ve çevrelerine zarar vermeyi severler. Onlar için
de- seri katil denmez. Seri katiller, kurbanlarını bir insanın canı -tıpkı küçük bir çocuğun eline
neden öldürdüklerini kolayca ifade edemezler teslim edilen cam ya da porselen e yaya yaptığı
çünkü bunu bilmiyorlardır. İ ledikleri cinayet gibi- eğlenmek için yere atılıp kırılacak bir nes-
onlar için nedensel değil içgüdüsel, dürtüseldir. neden farksızdır.
Kötülüğün kaynağını açıklamaya çalı an Bu tür psikopatlar diğer insanlara kar ı
hipotezler arasında en çok ilgi çekenlerden biri deh et ve korku kültürü ya atacağı bir tür sava
de uygar beynimizin Sürüngen Kompleksi/ açabilir; egosunun i mesiyle birlikte, iktidar ve
Reptilian Complex -R-Kompleks- olarak bilinen içindeki hükmetme güdüsü giderek büyür. Hasta
ilkel bir çekirdeğin üzerine in a edilmi oldu- zihin sanrılar görebilir ve bu tür psikopatlar,
ğu kuramıdır. Bir grup sosyolog, çağdı ı vah i Tanrının kendisine kutsal görevler verdiğini
davranı olgusunu R-Kompleks teorisine dayan- dü ünerek insanları öldürmeye ba layabilirler.
dırır. İnsanoğlunun içinde, derinlerde bir yerde, Aslında psikanalizcilerin savıyla sosyolog-
soyundan geldiğimiz maymunlara özgü vah i ların R-Kompleks teorisi -yakla ım farklılıkları
içgüdüler vardır. Bu kaba ve yabanıl içgüdü, olsa da- birbirine oldukça benzer. Psikanalitik
evrimle ip uygarla mı yönlerimiz tarafından kuramın kurucusu Sigmund Freud u oldukça
kontrol altında tutulurlar ancak derindeki kötü- etkilemi olan Alman nöropsikiyatr Dr. Richard
lük aslında yok edilememi tir. von Krat-Ebing, sapkın davranı ları incelediği
R-Kompleks kavramının teorisyenlerinden Psychopathia Sexualis/Cinselliğin Psikopatolojisi
Max Horkheimer a göre, beyindeki limbik adlı klasik eserinde, bir seri cinayeti tüyler ür-
sistemin alt bölgesinde bulunan ilkel çekirdek, pertici ve benzeri olmayan bir suç haline getiren
bireyin entelektüel seviyesinin yükselmesi- temel deği kenin güçlü bir cinsel sadizm arzusu
nin sonucu olarak dı arıdan hissedilemeyecek olduğunu ifade etmi tir. Cinnet geçiren silahlı bir
biçimde baskılanır, ancak aile ve yakın çevre adam tarafından vurulmakla bir seri katilin kur-
içindeki çatı malarla her an tetiklenebilir ve banı olmak bütünüyle farklı durumlardır ve bu
maymundan gelme atalarımızın vah i güdüleri, farkı yaratan temel etmen eylemin biçimi değil,
zihninin -dolayısıyla davranı larının- kontrolünü ki inin eyleme yakla ımıdır.
ele geçirebilir. Bir insanı öldürmek vicdanen kolay bir i
Freudcu kuramcılar R-Kompleks yerine değildir ve -eğer kazaen i lenmemi se- her adi
id den bahseder ve özkavramı i irerek ba ka cinayetin arkasında mutlaka geçerli bir neden
insanlara üstünlük hissi yaratan egonun altında olmalıdır. Öldürmek için gerekçesi olmayan seri
onunla birlikte var olan a ağılık duygusunu kar- katillerin büyük bölümüyse kurbanlarını tanı-
ma ık bir ruhsal çatı mayla açıklamaya çalı ırlar. maz. Bu yüzden, katilin elde edebileceği bir kaza-
Seri katiller, psikoseksüel geli meleri bebek ya - nımın bulunmadığı cinayet vakalarında zanlıyla
lardayken durmu hastalıklı ki iliklere sahiptir suç arasında makul bir bağ kurulması güçle ir.

78
Hiroshi Maeue
Adli tahkikat zahmetlidir; polisin katili bulup
yargı önüne çıkarması yıpratıcı olabilir.
Seri cinayetler nedensiz suçlar gibi görünse de
aslında bir seri katili harekete geçiren canavarca
içgüdü zenginliğe imrenmek veya sadakatsiz bir
sevgiliyi öldürmek kadar gerçekçi ve -kendine
göre- mantıklıdır. Bir insanı seri katil yapan
itki nedir? Bugüne kadar, bu sorunun cevabını
arayan bilimsel teorilerden hiçbiri tam anlamıyla
ikna edici olamamı tır.
Öldürme nedeni ortaya çıkarılamamı seri ka-
tillere verilebilecek çarpıcı örneklerden biri -so-
luksuz kalarak boğulma baygınlığı ya amaksızın
cinsel iktidar bulamayan- Japon seri katil Hiroshi
Maeue dir. Maeue kurbanlarını internet üzerinde
çalı an bir intihar kulübünden bulup avlıyordu.
2005 yılında, pe pe e i lediği üç cinayet sonra- ralarda bulunan Almanların kötü insan davranı -
sında Osaka polisi tarafından tutuklandığında, ları için tasvir yüklü sözcükler türetmek gibi bir
boğulmakta olan insanların can çeki erek ölme- yetenekleri vardır. Lustmord ehvet cinayetle-
sini izlemekten büyük haz duymakla birlikte, rine verilen, eğlence ve seks keyfi için öldürmek
kendisinin de acılar içinde kıvranma tutkusunu anlamına gelen ilginç bir isimdir. ehvet katilleri
vazgeçilmez bulduğunu söylemi tir. -öldürmenin yanı sıra- kurbanlarını kesip parça-
Davası iki yıl süren Hiroshi Maeue 2007 de lamaktan da erotik bir zevk alırlar.
ölüm cezasına mahkûm oldu. Osaka Yüksek Almanlar lustmord sözcüğünü icat etmekle
Mahkemesi nin af giri imine cezasını çekmek kalmamı , bu uygulamanın öncüleri de olmu -
istediği gerekçesiyle kar ı çıktı ve 2009 da, 41 lardır. Tarihte belgelenen ilk ehvet katili 16.
ya ındayken asılarak idam edildi. yüzyılda ya amı Bavyeralı bir Alman, Nicklaus
Japon psikiyatri otoriteleri tarafından Ma- Stüller dir.
eue nin psikopatisiyle ve cezai ehliyetinin olup Üç hamile kadını karnındaki bebekleriyle
olmadığıyla ilgili pek çok tartı ma açıldı, ancak öldürüp 1577 de toplam dört cinayeten hüküm
bu ilginç sadomazo ist caninin öldürme saikı giyip asılarak idam edilen Stüller, kurbanlarına
hiçbir zaman tam olarak anla ılamadı. tecavüz etmek amacıyla saldırmı ve zevk sar-
Kötülüğün kaynağını arayanlar yalnızca ho luğunu biraz daha sürdürmek için zavallıların
ruhbilimciler ve hukukçular değildir. William karınlarını yararak öldürmü tür. Kendi itirafında
Shakespeare in ünlü tragedyası Othello’daki iblis anlatığı gibi onu heyecanlandıran esas motif,
figür Iago, Mağrip komutanın hayatını mahvet- seksin kendisi değil, öldürmenin hazzıydı.
mekle kendine bir kazanç sağlamadığı ve hata
kıskançlık duyması için hiçbir neden olmadığı
Randy Kraft
halde Othello yu öldürmeye kalkı ır. Bazı insan-
ların içindeki habis güdülerin o ki inin içinde
doğduğunu anlayıp idrak eden Shakespeare in
1603 yılında yazdığı bu harika yapıtında bize
verdiği en önemli ders, kötülüğün nedenini ve
kaynağını sorgulamanın bo una olduğudur.
Konuyla ilgili bir ba ka hipotez 1980 li yıllarda
psikopatların davranı motilerini mercek altına
alan FBI ın Davranı Bilimi Ünitesi nden gelmi -
tir. Özel ajan ve kriminal profilci Roy Hazelwo-
od a göre; seri cinayetle ehvet cinayeti aynı
anlamdadır ve bu türden suçların temel itkisi
öldürmekten duyulan cinsel hazdır. Diğer bütün
öldürme motileri ikinci derecede önemli kabul
edilmelidir.
En çok seri katil üreten ülkeler arasında ön sı-

79
Nicklaus Stüller

Hazelwood a göre, sadizmin kaynağı ba ka- nayetlerden ancak on altısı kanıtlanabildi. İdam
larına acı verme isteği değildir. Buradaki esas cezasına çarptırılan Krat, çıktığı mahkemede
güdü, ba ka bir insan kar ısında üstün olmak, çok soğukkanlıydı; kendisine masum insanları
onu çaresiz bir zavallı haline getirmek, onun neden öldürdüğünü soran savcıya, Öldürmeyi
efendisi yani Tanrısı olmaktır. Sapkın tutkuların ”ok seviyorum, demi tir. Hayataki ba ka hi”bir
ve canavarca ehvetin arkasında yatan temel ey tanımadığım birini öldürmek kadar keyif
içgüdü, yönetme ve hükmetme arzusudur. vermiyor.
Seri katiller adli yetkililere verdikleri Seri katillerin ortak noktası, çok kötü bir aile
ifadelerinde neden öldürdüklerini tam anla- geçmi lerinin olmasıdır. Yeti kinliğe ula ınca
mıyla açıklayamazlar. Cinayet nedenini beylik kötülük yapmak, iddete ba vurmak ve cina-
cümlelerle geçi tirir, ipe sapa gelmez gerekçe- yet i lemek hasret kaldıkları ekat ve sevgiyi
ler üretirler. İ in aslı, seri katil öldürür çünkü aramanın bir yolu haline gelir. Evet, kötü aile
öldürmekten zevk alır. Öldürür çünkü ya ama deneyimi, çocukları olumsuz davranı a yö-
sevinci ve kudretini ba kalarının canını aldı- nelten bir etmen olmakla birlikte seri katilin
ğında hisseder, var olu unun bilincine ancak o itkisini açıklayan bir teori olarak kabul görmez,
zaman varır. zira pek çok insan çocukluğunda iddete maruz
Tüm zamanların en hasta ruhlu seri ka- kaldığı, yetimhanelerde yeti tiği ve aile sevgi-
tillerinden ABD li Randy Krat kurbanlarını sini hiç tatmadığı halde büyüdüğünde toplum
genellikle otostopçulardan seçiyor, onları ilaçla dostu haline gelebilmi tir. İstisnalar kaideyi
uyu turduktan sonra ormana götürüp kemerle, bozmaz diyorsanız, tersi durumların yaygınlığı-
zincirle dövüyor, tecavüz ediyor, ayaklarından nı da sorgulamak gerekir.
ağaca asarak derilerini yüzüyor ve tüm Cinayet nedeninin zor anla ıldığı seri cina-
yaptıklarını güncesine en ince ayrıntısına kadar yetlerden biri de İstanbul, Kartal da vuku bulan
not alıyordu.
Randy Krat, Kaliforniya nın Longbeach HAzELWooD’A göRE, SADİzmİn KAYnAğı
bölgesinde, 1970 ten 1983 e kadar on üç yıl
boyunca altmı yedi korkunç cinayet i ledi. BAşKALARınA Acı vERmE İStEğİ DEğİLDİR.
En sonunda bir trafik polisi tarafından aracı- BuRADAKİ ESAS gÜDÜ, BAşKA BİR İnSAn
nın ön koltuğunda -yanında oturan- bir ce- KARşıSınDA ÜStÜn oLmAK, onu çARESİz BİR
setle yakalanmı ve hukuki süreç ancak öyle
ba layabilmi tir. zAvALLı HALİnE gEtİRmEK, onun EfEnDİSİ
Aleyhinde pek çok somut kanıt, elyazı- YAnİ tAnRıSı oLmAKtıR. SApKın tutKuLARın vE
sıyla yazılmı güncesi ve siyah beyaz Ford
Mustang ini olay yerlerinin yakınında gören cAnAvARcA şEHvEtİn ARKASınDA YAtAn tEmEL
tanıklar olduğu halde Randy Krat in i lediği ci- İçgÜDÜ, YönEtmE vE HÜKmEtmE ARzuSuDuR.

80
özEL AJAn vE KRİmİnAL pRofİLcİ RoY
HAzELWooD’A göRE; SERİ cİnAYEtLE şEHvEt
cİnAYEtİ AYnı AnLAmDADıR vE Bu tÜRDEn
SuçLARın tEmEL İtKİSİ öLDÜRmEKtEn DuYuLAn
cİnSEL HAzDıR. DİğER BÜtÜn öLDÜRmE
motİfLERİ İKİncİ DEREcEDE önEmLİ KABuL
EDİLmELİDİR.
Aradan hatalar geçti; gelen giden olmadı.
İki ay sonra bir ak am vakti, tebdili kıyafeteki
polis ekibi ısınmak için yaktığı ate in ba ında
beklerken, kuyuya doğru yürüyen bir adam
gördüler. Polislerden biri, temkinli hareketlerle
ate e bir tahta parçası daha atığında meçhul
adam polislere doğru baktı, ancak sivil polisle-
bir dizi deh et verici olaydır. Ağustos 2008 de rin berdu görüntüsü yüzünden onlardan hiç
çevredekilerin ikâyeti üzerine bo bir arazideki ku ku duymadı, kuyunun yanına kadar gelip
kuyuyu inceleyen polis, kuyunun dibinde çü- içeriye göz gezdirdi.
rümekte olan üç erkek cesedi çıkarmı ve olay Yakalanan katil, bir ekmek fabrikasında ha-
hakkında geni çapta soru turma ba latmı tı. mur i çisi olarak çalı an Özkan Zengin, 26 ya-
Adli Tıp a alınarak otopsi yapılan her üç kur- ında, birçok kavgaya karı mı , madde bağımlısı
banın da üzerlerinden cüzdan, cep telefonu, saat bir sabıkalıydı. Kartal da kuyunun bulunduğu
ve yüzük gibi değerli e yaları alınmı , boğazları araziye yakın bir evde oturuyordu. Cinayetleri-
tek hamlede boydan boya kesilerek katledilmi - ne gasp amacıyla ba ladığını ama sonra -öldür-
lerdi. Maktullerin birbirleriyle herhangi bir kan menin zevkine varınca- bir türlü bırakamadığını
bağı ya da arkada lık bağlantısı yoktu. söylemi , İ”imden öyle geliyor, canım öldürmek
2008 in yaz sonunda, bu defa Kartal sahilinde istiyor, demi tir.
dördüncü ceset bulundu. 24 ya ında bir genç, Özkan Zengin kendini çirkin buluyor, erkek-
boğazı aynı biçimde kesilerek öldürülmü tü. lerden nefret ediyor ve kurbanlarını da kendine
Katil zanlısının kuyudakileri öldürenle aynı ki i benzeyen çelimsiz hemcinsleri arasından seçi-
olduğunu değerlendiren uzmanların olu turdu- yordu, çünkü aslında hayata en çok kendinden
ğu profile göre katil 25-30 ya larında, asosyal, nefret ediyordu.
sabıkalı, sorunlu çocukluk geçirmi , muhteme- Gördüğünüz gibi, kötülük yapma dürtüsünün
len madde bağımlısı bir erkekti. türü ve cinsi hangisi olursa olsun, suçun arka
Dedektiler, katilin öldürme biçiminden yola planında illaki makul bir neden aramayın. Olma-
çıkarak zanlının yaptığı hırsızlıkların ötesin- yabilir. Kötülüğün yüreği alacakaranlıkta çarpar.
de, çok daha karanlık güdülerle öldürdüğünü Hiç beklenmedik zamanlarda, hiç ummadığınız
kuyudaki ceset koleksiyonunu görmek için suç insanların arasında -nedenini anlayamadığı-
mahaline geri döneceğini dü ünmü lerdi. nız- sert ve saldırgan davranı larla kar ıla abilir,
Katil zanlısının yakalanması, Olur böyle durup dururken iddete maruz kalabilirsiniz.
vakalar, Türk polisi yakalar tekerlemesini Kendi kendinize, Bana neden zarar vermek
onaylar nitelikte gerçekle mi tir. Kuyunun bu- istesin? diye dü ünüp telkinde bulunmanız
lunduğu bölgedeki metruk binaları tespit eden sizleri hastalıklı zihinlerin hedefi olmaktan
polis dedektileri özel bir ekip olu turup arazi kurtarmaz. Kötülerin her an her yerde kar ınıza
ve çevresini abluka altına aldılar. Mahalledeki çıkabileceğini aklınızın bir kö esinde bulundu-
evsizlerle ve tinercilerle ahbaplık kurdular, nö- run lütfen. Psikopat seri katillerin klasik ifadesi
bet tutukları bölgeyi uzun süre kontrol altında çok zaman öyle olmu tur:
tutmayı planladılar. Neden mi öldürdüm? Bilmiyorum.

81
kİtAp DEDEktİfLERİ* caylakkitapdedektifleri@gmail.com

ÇAYLAK KİTAP DEDEKTİfLERİ cELİL


OKER’İN Ateş etme İstAnbul’U İLE
İSTANBUL SOKAKLARıNDA…

Mine: “Remzi Ünal. u Hava Kuvvetle- çok polisiye okumaya meraklıydım ve derslere
ri nden müstafi, THY den kovulma, kendine say- Remzi Ünal ın yaratıcısını tanımak için ba -
gısı olan hi”bir frequentlyer ın adını bile duy- lamı tım. Derste kitapları hakkında çok soru
madığı sekizinci sınıf charter irketlerinde bile soruyordum. O da her seferinde sorularımı
tutunamayan, sayenizde MS Flight Simulator ın savu turuyordu. Bir gün, Biz, sizinle bir kahve
Chessna sına aylardır elini sürmekten uzak, ex- içelim dersten sonra, dedi. Açıkçası o anda
damat adayı, ex-kaptan, nevzuhur özel dedektif içimden, İ te imdi ayvayı yedim! dedim.
Remzi Ünal. Ama kahve içerken kibarca, derse katılan ve bu
Saliha: Bence kendini çok güzel tanımlıyor. yüzden belli bir meblağ ödeyen insanlara kendi
Mine: Celil Oker, benim Türk polisiyesiyle romanlarından bahsetmenin uygun olmaya-
tanı mamdır. 2015 te, Bilgi Üniversitesi nde cağını anlatı ve Kar ınızdayım, dedi, imdi
Yaratıcı Yazarlık dersi aldım ondan. Yazmaktan bana istediğiniz soruyu sorun. O anda Celil

İllüstrasyon: Güneş Toprak

2016 yılı Kasım ayında 221B Dergi ve Bilgi Üniversitesi i birli i ile düzenlenen “Dünyanın Polisiye Haritası” adlı atölyede tanı tık. Farklı mes-
leklerden dokuz kadındık. Bir ortak noktamız vardı: Polisiye roman! Yıllarca polisiyenin izinden gidenimiz, polisiyeyle henüz tanı anımız, roman
teorisine dalınca polisiyeyi ke fedenimiz, çocuklu undaki polisiyelerin nostaljisini ya ayanımız, yeni çıkan tek bir polisiyeyi bile kaçırmama
hevesinde olanımız... Ayrılamadık birbirimizden. Her altı haftada bir toplanıp önceden belirledi imiz bir polisiye romanı masaya yatırıyoruz ve
kıran kırana tartı ıyoruz. Aynı dü ünmüyoruz ama aynı heyecanı payla ıyoruz. İ te sizlerle payla mak istedi imiz de bu heyecan!
* Arzu Sabancı, Cansu Akdeniz, Çınla Akdere, Gözde Kömeço lu, Mine en, Pınar Demirbilek, Saliha Aslan, enay Dündar, Verda Toprak.

82
Oker i daha da sevdim. Daha sonra da benim
için bir akıl hocası oldu. Pek çok etkinlikte onu
takip etim. Her kar ıla tığımızda, Yazıyor
musun? diye sordu. Ben de hep utanarak hayır
dedim. Bilgi de derslerin bitiği gün, getirdiğim
kitapları imzaladıktan sonra, adımı bir kâğıda
yazmamı istedi ve bir hikâye üzerinde çalı -
tığını, ona bir kadın ismi gerektiğini söyledi.
Adını kullanmama izin veriyor musun? diye
sordu. Dü ünsenize, böyle bir teklif sıradan bir
insanın hayatında önüne kaç kez gelir? Adımı
kullandığı bir hikâyesi 221B nin bir sayısında
yayımlandı.
Cansu: Neden bize ilk romanı yerine bunu
önermeyi tercih etin?
Mine: Çünkü bu kitabın içindeki detayları,
kitabın uzunluğunu seviyorum. Ate Etme
İstanbul, Celil Oker in Yurt gazetesinde tefrika
edilen bir romanı. Bölümler yazıldıkları gü-
nün ertesi gazeteye teslim edilmi . Daha sonra
deği tirilmeden roman halinde basılmı lar. Celil
Oker ve Remzi Ünal bana kara roman döne-
mini hatırlatır. Remzi Ünal bir özel dedektitir. Çınla: Karakterleri hep adı ve soyadı ile
Bir sorunu olan ve bu sorunu yasal yollardan söylüyor.
halledemeyen mü teriler ona gelir. Sorunlarını Mine: Bu, yazarın tarzı ve karakterinin de
anlatırlar ve yardım isterler. Remzi Ünal da on- bir parçası.
lara belki yardım eder belki de etmez, edemez. enay: Bu kitap Remzi Ünal ın kaçıncı ma-
Genelde birileri yalan söyler, birileri kızar, cerası?
birileri de minnet duyar. Ama sonuçta hiçbir Mine: Serinin dokuzuncu romanı.
davası ilk ba ta göründüğü gibi çıkmaz. Pratik enay: Ke ke bu tip seri karakter kitapları-
ve zekidir. Adres ve telefon numaralarını okur nın üzerinde Remzi Ünal: Dokuzuncu Macera
okumaz ezberler, not almaz hiçbir yere. Yazılı gibi sıra belirtilse ama yapılmıyor.
rapor vermez, makbuz kesmez, dinleme cihazı, Saliha: Yayınevlerine mesajımız olsun.
fotoğraf makinesi kullanmaz. Sık sık savsaklasa Arzu: Evet, karı abiliyor. Ben kitaptaki
da arada sırada aikido yapar. Mesleği yüzünden olayların dı ında kahramanların da hikâyelerini
sık sık ba ı belaya girer. Bazen aikido sayesin- merak ediyorum. O yüzden seri okuyacaksam
de kurtulur bu beladan, bazen de pratik zekâsı ilk kitaptan ba lamayı tercih ederim.
sayesinde. Sigara içer. Mine: Celil Oker in imdiye kadar basılan on
Çınla: Kahve içer. Kahve içer. Kahve içer. Remzi Ünal romanı, bir öykü kitabı, 221B de ve
Mine: İçki içmez, en azından serinin ilk internete yayımlanan Remzi Ünal hikâyeleri
kitaplarında. Sonradan dibe vurduğu için Ate var.
Etme İstanbul da içkiye geri dönmü tür. Tür- Arzu: İlk kitabını ne zaman yazmı ?
kiye de kanunen yasak olan bir mesleğe men- Mine: 1999 da, 47 ya ındayken.
suptur. 80 lerde Turgut Özal döneminde özel Arzu: Remzi Ünal ın ya ı da sabit. 1999 dan
dedektiliğin yasalla ması için bir yasa tasarısı beri aynı ya ta.
sunulmu meclise, yasa meclisten geçmi ama Saliha: Alkolizm geçmi i var mı? THY den
dönemin Cumhurba kanı Süleyman Demirel atılması için bir neden olması lazım.
yasayı veto etmi . Mine: Belki de. İlk kitabında buna dair
( a ırma sesleri) ipuçları veriyor okura Celil Oker. Mesela Remzi
Cansu: Ne gerekçeyle acaba? Ünal kendini kokpite, terli ve sarho bir ekilde
Mine: Süleyman Demirel bu yasayı prensipte uçağı indirmeye çalı ırken görüyor.
yanlı görmü . Çınla: Bu bir rüya da olabilir.
enay: İnsan hakları ve gizliliği sebebiyle Mine: Evet, olabilir. Celil Oker in anlat-
reddedilmi olabilir. ma-göster tarzı vardır. O yüzden karakterleri

83
rüne ihbar telefonu etiriyor mesela.
Cansu: Adalet duygusu var ama bu sisteme
güveni yok.
Çınla: Celil Oker in romanlarını çok merak
ediyordum. Türkiye ye döndüğümde Beyaz
Eldiven Sarı Zarf yeni çıkmı tı. Ama ilk okudu-
ğum kitabı Gen” Yazarlar İ”in Hik‘ye Anlatıcılığı
Kılavuzu oldu. Ate Etme İstanbul ilk okuduğum
romanı. Çok hızlı ilerletmiyor öyküyü ama her
cümle dü ünülmü , tartılmı . Ne bir kelime
eksik ne bir kelime fazla. Çok özenli yazdığını
hissetim. Genç yazarlara olan kitabında da
bir sürü yeri çizdim. Çok samimi ve okura çok
yakın duran, öyle üsten bakıp i te yazarlık u-
dur budur demeyen, söyle i havasında yazılmı
çok güzel bir kitap.
Mine: O kitapta dersinde verdiği her ey var.
Kitap çıktığında çok mutlu oldum çünkü Celil
Oker in dersinden çıktıktan sonra öğrendikleri-
mi unutacağım diye çok korkmu tum.
Çınla: O semineri takip edememi olanlar
için çok iyi oldu kitap. Romanı okurken aca-
ba kendisi tavsiyelere uyuyor mu, saptamaya
hakkında bilgiler kesin değildir. Sadece veri- çalı tım.
len ipuçlarından tahmin edebiliyorsun. Remzi Mine: Dili sade ve okunması gayet kolay.
Ünal ın polisle falan i i olmaz hata kaçar polis- enay: Evet, dili çok güzel ve eğlenceli.
ten. Suçluları adalete teslim etmek gibi bir isteği Cümleye bakar mısınız? Enerjiye doymu cep
de yoktur. Olayı çözer, herkesi bir araya toplar telefonunu kuyruğundan kurtarıp cebime atım.
ve katille yüzle ir. Fakat bu yüzle menin bedeli Ayrıca kitabı yarım saat okuyup kapağını kapa-
ağırla ınca Remzi Ünal da deği ir. dığınızda da üzerinize sigara kokusu siniyor.
Çınla: Bana biraz Simenon un Maigret sini Mine: Kahveyi de çok seviyor. Ate Etme İs-
hatırlatı. O da mesela suçluyu buluyor, tutukla- tanbul da öyle bir anlatıyor ki kahveyle ili kisi-
mıyor. Ama Celil Oker, Simenon gibi karakter- ni, insanın gidip kendine kahve yapası geliyor.
lerin psikolojilerine girmiyor. Verda: Uçak simülasyonu meselesi de çok il-
enay: Kitabın ortalarında dedektilerin, in- ginç değil mi? Benim çok ilgimi çekiyor. Pilotlar
sanları toplayıp olayı açıklamasıyla ilgili Remzi onlarca, yüzlerce kontrolle inip kalkarlar, hep
Ünal ın bir yorumu oluyor. Onlar yazarın ego algoritmaları vardır. Aslında olayları çözerken
tatmininden ba ka bir ey değil. Ama kitabın de algoritma izler gibidir Remzi Ünal. Özel
sonunda aynı ekilde Remzi Ünal da bir toplantı hayatında duygusal, kendine acımasız, kendini
yapıyor. yerden yere vurur. Ama olaylara, tanıklara,
Saliha: Bir de topladığı karakterlerin hepsi, izlere objektif yakla ır. Defalarca kontrol eder.
polisiye roman okuruymu gibi polisiyenin Adanmı lık duygusuyla olayları çözer.
akı ına hâkim. Saliha: Çok fazla kadın karakter yok muydu
Cansu: Polisiye kitapların sonundaki gibi mi sizce?
toplantı yapacağız, diyorlar mesela. enay: Evet, o kadınları birbirine karı tırdım.
Saliha: Evet, bu esprili geldi bana. Firdevs hangisiydi, Sultan o muydu, Ayla vardı,
Mine: Rol Çalan Ceset romanında Remzi peki Sinem, Ümran, Begüm. Kadın karakterler-
Ünal genç bir kadının yardım teklifini, hayatı- de pek ayrım yokmu gibi geldi.
na müdahil olmamak adına geri çeviriyor ama Mine: Belki de o kadınlardan bazılarını
ka yaparken göz çıkarmak misali bu reddetme çıkartıp bazılarına ilginç özellikler verebilirdi.
Remzi Ünal ı ba ka bir yola sokuyor. Aslında Kim bilir.
kimsenin hayatını deği tirmek istemiyor. Saliha: Evet, i lenememi bazı karakterler
Saliha: Kendisi yapmıyor ama dolaylı yoldan var. Kitabın en güzel yanı sonu. Henüz okuma-
dokunuyor, deği tiriyor adalet için. Taksi ofö- yanlar için onu mahvetmek istemem ama ki-

84
taptaki kadın karakterlerden bir iki tanesi çıksa gerekiyor. Dolayısıyla kahramanımız maalesef
hiçbir ey etkilenmezdi, sonu da deği mezdi. Gayretepe ye gidiyor.
Arzu: Ben yazara sorular sormak ister- (Gülü meler)
dim. Bu kitapta düzeltme yapmak ister miy- Arzu: Tam dedektifsin enay.
di? Ben burada u düzeltmeyi yapardım der enay: Bir de Remzi Ünal, Firdevs I ın ın
miydi? Üzerinde oynardım der miydi? Merak evine gider. Apartmanın içinde ilerler, daire
ediyorum. Tefrika olduğunu bilerek okumak kapısına gelir. Geldiğimi haber verecek bir zil
ayrı eymi . imdi ba ka gözle değerlendiriyo- butonu göremedim, der. Tokmağı tutup, iki kere
rum. kapıya vurur. İçeri girip Firdevs le konu urken,
Mine: Hani Neriman ın ortaya çıktığı sahne Kapının zili yoğun bakım ünitesinde yatan biri-
var ya. İ te o sahneyi tefrika olarak okuduğu- sinin kalp durmasını haber verir gibi çalar. Eh,
nuzu dü ünün. Neriman Teyze nin tam Rem- hani dairede zil yoktu!
zi Ünal ın kolunu bisturiyle çizdikleri anda, Mine: İ te bütün bunlar sanırım tefrika
elinde faturalarla, İsmail faturaları ödemedin roman olmasından dolayı.
deyip odaya daldığını, tefrika romanın orada Saliha: Öyle olunca her ey afedilir hale
sona erdiğini ve devamını okuyamadığınızı bir geliyor.
dü ünsenize. enay: Ben bu kitapla aynı zamanlarda,
enay: Evet çok heyecanlı, arkası yarın Armağan Tunaboylu nun Yıldız Cinayetleri ni
misali. okudum. Bir ara Yıldız Cinayetleri nin kahra-
Saliha: Neriman Teyze daha fazla ilgiyi hak manı Metin Çakır ile Remzi Ünal aynı otelde mi
ediyordu genç kadınlar yerine. Onu daha fazla kalıyor dedim. Remzi Ünal ın adını vermekten
tanımak isterdim. Kitapta cinayet motivasyonu imtina etiği, Beyoğlu nun arka sokağındaki
da bence gayet mantıklı. Bir bankacı olarak oteli ile Metin Çakır ın Kasımpa a nın arka so-
daha gerçekçi cinayetleri tercih ediyorum. kağında kaldığı otel aynıymı gibi geldi. Sonra
Cansu: Motivasyon tamam ama katille acaba iki kahraman kar ıla sa bir olayı birlikte
kurbanın ili kisi gereği yine de beklenmedik bir çözseler nasıl olurdu diye hayal kurdum. Bir de
eydi. kitabın adı neden Ate Etme İstanbul diye merak
Arzu: Remzi Ünal ın geçmi ini bilmiyo- etmi tim.
rum, kendisiyle bu kitapla tanı tım. Ama Mine: Kitapta bir paragrata yazıyordu.
Remzi Ünal ı biraz vasat buldum. Pek belirgin enay: Evet, not almı tım. İstanbul un
bir özelliği yok, zeki ama sünepe gibi geldi. sokaklarıyla barı ıktım. Bir sokağın pa”alarıma
Kitaptaki olayları ba ka bir polis ya da ba ka bula tırdığı ”amurları, ba ka bir sokağın yağmu-
bir kahraman çözseydi -mesela Behzat Ç.- bel- ru temizlerdi. Bir sokakta acıkırsam, öteki sokak
ki daha heyecanlı olurdu. Kitabı çok heye- doyururdu beni. Bir sokakta sigara paketimi
canlı bulmadım ama merak uyandırıcıydı. En buru turursam, öteki sokakta bir ”öp tenekesi
sevdiğim bölümlerse yer ve mekân tasvirleri. kar ılardı beni. Bir sokakta üstüme ate ederse
O bölgeleri bildiğim için okurken çok ho uma İstanbul, öbür sokakta yardımıma ko ardı.
giti. Hata oralardan geçerken Remzi Ünal Çınla: Bu paragraf enfes!
bu kahvede oturdu. İlkokul öğretmeni kılıklı Mine: Kitapta öyle paragralar var ki insanı
taksi oförü adamları bu sokakta kıstırdı diye derinden etkiliyor.
bakınıyorum. Saliha: imdi daha çok sevebileceğimi hisse-
enay: Kitap bildiğimiz yerlerde geçiyor derken neden bir eylerin eksik kaldığı oturdu.
dedik ya, onunla ilgili bir ey söylemek istiyo- Sadece tefrika olduğundan.
rum. Kitapta ilgimi çeken bir metro detayı var. Verda: Celil Oker benim de çok sevdiğim bir
Taksim den metroya binen Remzi Ünal, metro yazar. Bir kere hızlı. Polisiyenin janrına yakı ır
ilk durakta durduğunda, Metro treni durdu ekilde hızlı. Tanı ınca da anladım zaten hızlı
kalktı. İnsanlar indi bindi. Ben nefes alıp vermeye dü ünüyor, bu yazdıklarına yansıyor. Yava lık
devam etim, diyor. Kendi kendine konu ma- polisiyeye yakı mıyor. Sanki hız ve zekâ da pa-
sı ilerliyor, sonra, Metro treni durdu kalktı. ralel diye dü ünüyorum. O nedenle Celil Oker i
Kapılar a”ıldı kapandı. İnsanlar indi bindi. Ben çok sevmi tim. Zaten gizli karakteri İstanbul
Mecidiyeköy durağını iple ”ekiyordum, diyor. olan kitapları çok severim. Remzi Ünal ın Be-
Bu ikinci durakta iple çekecek bir ey kalmadı, yoğlu nun arka sokağında kaldığı oteli oralar-
çünkü Taksim den sonraki ikinci durak Me- dan arabayla bile geçsem herhalde udur diye
cidiyeköy olduğundan Remzi Ünal ın inmesi dü ünürüm ve kokusunu hissederim.

85
Cansu: Ben de Remzi Ünal ı sevdim. Remzi soğan yemekten yastığı kokuyor olabilir
Ünal ı bana sevdiren Yıldız Turanlı oldu. Daha ama.
doğrusu ona olan sevgisi ve aralarındaki ili ki Saliha: Evet oralar esprili. Adam tama-
çok samimi ve gerçek geldi. Dedektif rolünde men dibe vurmu değil.
fark etmediğimiz insani yanını hissetirdi. Yıldız Cansu: Çoğumuz birçok farklı sebepten
Turanlı yı çok güzel seviyor Remzi Ünal. ikâyet ediyoruz, isyan ediyoruz. Psikiyat-
Verda: Remzi Ünal ın Yıldız Turanlı ya kavu- risten psikiyatriste ko uyoruz. Böyle değil
amama sebebinin bile okura olan sevgisinden bu adamlar, derdim var diye nankörlük
olduğunu dü ünüyorum. Remzi Ünal ın yalnız yapmıyor hayata. Küçük eyleri dert edip
olmasının okurun daha ho una gideceğini sürekli bundan bahsedip ikâyet eden in-
dü ünüyor. sanlar gibi değil. Bu hayat tarzı ona uygun.
Saliha: Görmü geçirmi biri. Remzi nin hâlâ Ba ka türlüsünü beceremiyor.
bir evi var. Sırf onunla beraber ya ayacağım Saliha: Veya öyle de diyebiliriz: Yazar
umudu varken herhalde Yıldız la ayrıldığı için için ilgi çekici bir konu, i te bu otel. Yani
kendini otele atmı . urada on dakikadır konu uyoruz.
enay: Remzi ve Yıldız değil, lütfen. Remzi enay: Otelin adını ısrarla vermediği
Ünal ve Yıldız Turanlı. için biz de merak etik.
(Gülü meler) Arzu: O sokakları da biliyorum, yeri de
Saliha: Pardon. Yıldız Turanlı yla ayrıldığı tahmin ediyorum yani, ay diyorum otel
için kendini otele atmı . burada mı, yanında da kar ısında da bu
Mine: Adını söylemekten utandığı otele var.
yerle iyor. Mine: Sizin de o oteli aramak isteğiniz
Cansu: Ben o evde ya anan hayat tarzını oldu mu?
seçmedim, ben bu boktan i e ve hayata devam Herkes: Kesinlikle.
edeceğim, layık olduğum mekân da budur diye Mine: Evinin yerini de çok güzel
dü ünerek otele yerle iyor bence. Yıldız Turan- anlatıyor. İlk romanlarda Akmerkez in
lı ya rağmen kendisine layık gördüğü yer orası. tam kar ısında oturuyor. Ben ne zaman
Tabii bunlar sıradan değil ama anla ılabilir Akmerkez e gitsem Remzi Ünal acaba o
psikolojiler. Bu tip adamlar kolay sosyalle e- tarata mı oturuyordu diye bakıyorum.
miyorlar, insanlara bağlanmaları çok zor, daha Cansu: Ben adım adım anlatımını da
ba ka eylere; kahveye, sigaraya, aikodoya, seviyorum; metroya bindim, metrodan
insan dı ı, canlı olmayan eylere büyük tut- indim. Karakterle birlikte ya ıyor his-
kuyla bağlanabiliyorlar. Çünkü daha kolay. si uyandırıyor, okuyana sıradan hayatı
İleti im kurması, güvenmesi gerekmiyor. Onu anlatmak. Ben dilini çok beğendim ve
hayal kırıklığına uğratmayacak yani beklentisi edebi bir tat aldım. Dilinden keyif aldığım
olmayan eylere bağlanıyor bu karakterler. kitapları daha çok beğeniyorum. Kurgu bir
Çünkü insanlarla ili kileri çok zor ve genellikle yana bende yaratığı hissiyatı sevdim. Celil
hep kötü sonlanıyor. Anladığım kadarıyla bu Oker in röportajlarını okudum internete.
tür karakterlerin hayatlarında bir ya da iki Kendisini de çok sevdim: bilge ama çok
yakınları oluyor, anne, sevgili veya akıl aldıkları mütevazı. Birikimine rağmen çok müteva-
bir çe it mentor. O da illaki problemli oluyor zı. Bir okuru demi ki; Kitaplarınızı çok
ama bence tutarlı. Bence sosyal hayatı sürdür- seviyorum ama neden sevdiğimi anlamıyo-
mek aslında çok zor, dü ünürseniz aklınıza rum. Celil Oker de, Beni en mutlu eden
gelen her eyi söylediğiniz zaman mümkün dönü buydu, demi . İ te böyle olması la-
olan bir ey değil sosyal hayat, herkesin bu e iği zım bence diyor. Sanat sanatı gizleyendir
farklı. Maskeleme, filtreleme e iğimiz farklı. Bu diye bir söz varmı , çok ho uma gitmi ti.
adam eten püten bir eye dertlenip de hayatını Saliha: Makyaj yokmu gibi gösteren
karartıp depresyona girmiyor. Hikâyesini bil- bir makyaj yapmak gibi.
memize çok gerek yok, acayip eyler olmuyor Cansu: Bu kitabın senaryosu hazır gibi.
insanları o noktaya getiren. Çok net söylüyor: Senaryola tırılmadan filme çekilebilir.
Herkes yalan söyler. Adamın kimseye güveni Saliha: Remzi Ünal ı diziye çekmeyi
yok. Yıldız Turanlı hariç. dü ünmüyorlar mı?
Saliha: Adam depresyonda değil zaten. Pis- enay: Aaa evet, dizisi yapılsın. Remzi
likten kokmadı, du unu aldı. Eh, biraz Adana ve Ünal: İstanbul un Yaman Dedektifi…

86
ÖYkü SERDAR uSLu

AnJİ’Yİ
Kİm öLDÜRDÜ?

B
aharın bin bir kılığı vardır ama bunla- Kibar i i sigarasından bir fırt çekip du-
rın hiçbiri vaktini bir ölü evinde ziyan manını kibirli bir edayla havaya üleyerek,
etmek istemez. Evin orta yerinde cansız Bo una yırtınma Nomi, dedi. Yıllarca
bir beden yatıyorsa mevsim herkese kı tır. bugünü beklediğini hepimiz biliyoruz. Allaha
Salya sümük olunacaktır. Üstelik nezleden de ükredeceğine ağlanıp sızlanıyorsun.
değil. Nomi sinirden pancar gibi kızardıysa da
Anjelika Mort tuhaf bir kadındı gerçi ama ağzını açıp tek kelam etmedi. E ini sever-
daha önce ansızın ölüp kaldığı olmamı tı. Bu di ama onun gibi hasta bir kadına nasıl
yüzden beklenmedik vefatı evdeki herkesi katlanabildiğine a anlara hak vermiyor
hayrete dü ürdü. Daha düne kadar turp gibi değildi. İçtenlikle gözya ı döküyordu ve
ortalıkta gezindiği dü ünüldüğünde bu hayret böyle olduktan sonra insanların ne dü-
haksız da sayılmazdı hani. Birkaç kibrit ucu ündükleri umurunda bile değildi. Dürüst
kemirebilmek için her günkü gibi sabah er- insanlar, kendilerini kötü niyetli itiralara
kenden mutfağa seğirtmi , vasati kırk çöpün kar ı savunmakta çoğu kez zaaf gösterirler.
icabına bakmı tı. Öğle yemeği üzerine misafir Nomi de genç ve güzel kadınlara dü kün-
odasının dökülen sıvalarından bir plaka lüğü dı ında ahlaklı bir adam sayılırdı.
kemirmi , ak amüzeri de iki üç topak bahçe Temiz yürekli ve nüktedandı. Nasırı ayağını
toprağını mideye indirmi ti. Yatağında ölü acıtmadığı ve sevgili Anji sinin yellenme
bulunmasaydı bugün de aynısını yapacaktı krizleri tutmadığı sürece keyfine diyecek
zahir. yoktu. Anlayacağınız bizim Nomi, anlatı-
Anji, Anji, bebeğim! diye ağlıyordu Nomi ğı birbirinden tuhaf öykülerin zort, port
dayı. Cesedin yanı ba ına sinmi , kadının sesiyle kesilmesinden ho lanmayan keyili
tombul parmaklarını gözya larıyla yıkıyordu: uydurukçular makulesindendi.
Sana bu tuhaf eyleri yeme, geberip gide- Doktor ölüyü inceledi, savcı rapor ha-
ceksin demi tim. Bana kim Nomi kom diye- zırladı. Güzelim salonunun münasebetsiz
cek imdi ha? Oh, Anji! bazı devlet memurlarınca i gal edilmesin-
Ev sahibesi Eva Vin salonun orta yerin- den ho lanmayan ev sahibesi, prosedürün
de dolanıp duruyor, arada bir hiddetleniyor, aksamadan ilerleyebilmesi için hizmetçilerine
Kadın tam tam yığılıp kalacak yeri buldu, emirler yağdırıyor, bu lüzumsuz müsamere-
diyordu; gebermezler, gebermezler, ölmeye nin bir an evvel son bulması için evin tüm
benim evimi bulurlar. imkânlarını seferber ediyordu.

87
Sebep ve sonuç ortadaydı. Anji gibi günde Vaka açık biçimde ortadaydı. Anjelika Mort
üç öğün bok yiyen birinin nihayet bok yoluna zehirlenmi ti. Ama ev ahalisinin verdiği tepki
gitmesinde a ılacak bir ey yoktu. Nitekim savcının da aklını karı tırdı. İstenmeyen bir
savcı, doktor raporunu göz ucuyla süzerek tok misafir gibi çöreklendi evin bağrına. Herkesi
bir ses tonuyla, Zehirlenmi , deyince malu- sırayla sorguya çekecek, elinde kâğıt kalem,
mu resmi ağızdan onaylamı oldu. Savcının yazacak babam yazacaktı. Velhasıl, alelade
emriyle salona toplanarak olanı biteni izleme- Anji nin olağanüstü ölümü, evin rutinini bir
ye koyulan kâhya Tüyler Dürten, oför Fortçu anda altüst etmi , daha düne kadar kendi
Fato ve Maltız, neticeyi onaylar tarzda ba ları- hallerinde pineklemekte olan ev ahalisini,
nı salladılar. bir Agatha Christie romanının kahramanları
Duvardan nah böyle sıvalar kaldırıp yiyor- haline getirmi ti.
du beyim, dedi Tüyler. Hanımım, etmen eyle- ***
men, sonra acısı fena çıkar dedim, dinlemedi. Evet, Maltız, nedir bu tereddütlü halinin
Sırf onla kalsa iyi, diye lafa girdi Fato, nedeni? Yoksa ku kulandığın birileri mi var?
Allah seni inandırsın, begonyanın dibindeki Maltız küçümen, sevimli bir çocukcağızdı.
topraktan böyle avuç avuç götürüyordu. Bok On altısına yeni basmı tı ama okuma yazma
yiyenini duymu tum da böylesini ilk kez gör- bile bilmiyordu. Sarıya çalan kahverengi,
düm vallahi. kıvırcık saçları omuzlarına dökülüyor, asilza-
Savcı çenesini ka ıdı. Gök mavisi gözlerini delere has bir yüze ve edaya sahip olmasına
Maltız a dikerek, Sen bir ey söylemeyecek rağmen oturup kalkarken yahut konu urken
misin? diye sordu. Çocuk ba ını önüne eğdi. bir hizmetçi olduğunu bir an için bile unutmu-
Omuzlarını hafiten titrerek, Yok, deyiverdi. yordu.
Söylemeye çekiniyorsan özel olarak da Parmaklarını büküp dudaklarını kemirerek,
görü ebiliriz. O değil de, dedi, ben Tüyler den ikâyetçi-
Eva Vin sigarasını hiddetle küllüğe bastıra- yim Savcı Bey. Hırsız o adam, tam bir çakal.
rak, Bu kadar yeter, diye kükredi. Her ey Her kötülük beklenir öylesinden.
ayan beyan ortada. Yedi haltı, zıbardı. Sadede Hırsız mı? Ne çaldı peki?
gelin artık. Hepimizin i i gücü var. Maltız afallayıverdi, yüzü kıpkırmızı kesil-
Bayan Vin, dedi savcı, mesele sandığı- mi ti. Ağzından dökülüveren lalardan pi man
nız gibi değil. Elimdeki rapor, Bayan Mort un olmu gibi ba ını önüne eğdi. İyice kısık bir
vücudunda yüklü miktarda amonyak bulundu- sesle, Bir ey çaldığı yok da. dedi, Ama hır-
ğuna i aret ediyor. Bu durum toprakla sıvayla sız olduğunu biliyorum ben.
açıklanabilecek bir ey değil. Hiçbir ey çalmadan nasıl hırsız olabilir ki
Salondan derin bir uğultu yükseldi. Herkes bu herif? Bana bak! Benden bir eyler gizler-
a kın gözlerle bir cesede, bir savcıya bakıyor, sen ba ın fena halde belaya girer, ona göre.
meselenin esasını anlamaya çalı ıyordu. Anje- Çocuk konu tuğuna konu acağına pi man
lika Mort u kim öldürmek isteyebilirdi ki? Ne olmu tu. Endi eyle odadan çıkıp giti. O za-
güzelliği, ne serveti, ne zekâsı ne de herhangi man savcı, savurduğu tehditen pi man oldu.
bir konuda iddiası vardı. Kendi halinde, zavallı On altı ya ındaki bir çocuğun, kerliferli bir
bir kadıncağızdı. Öldürülmek ya da intihar savcı kar ısında hesap verirken afallaması, ke-
etmek bir avuç ayrıcalıklı insana has hadiseler- kelemesi, ya ıtlarına özgü evhama yorulabilir-
di. Anji nin bu ayrıcalıklı insanlar taifesinden di hani. Ama aralarında geçen kısa konu ma,
olmadığı gayet açıktı. savcının Maltız dan öğreneceği önemli eyler
Mümkün değil! diyordu Nomi dayı. olduğunu sezmesine yetmi ti.
İmkânsız! diyordu Fato. ***
Olabilecek en son i ! diyordu Eva Vin. Bu kez Fortçu Fato daldı, savcının sorgu-
Sadece gülüyordu Tüyler. lama yaptığı odaya. Kahverengi deri ceketini
Evdeki hiç kimse, onun bir cinayete kurban omzuna atmı , ba ına kir pas içinde bir apka
gitmi , zehirlenmi ya da intihar etmi olabile- geçirmi ti. Rahat ve kendinden emin bir tavır-
ceğine ihtimal vermiyordu. la kö edeki sandalyeye kuruldu. Bacak bacak

88
üstüne atarak, Vay bee! dedi, Anji Mort, Sonrası, bindik geldik i te.
oldu mort ha! Evdekiler mezarlığa gitiğinizi biliyorlar
Ölmü bir kadının ardından daha edepli mıydı?
konu manı beklerdim Fato. Hem söyle baka- Ağzını açıp tek laf edersen pörtletirim seni,
lım, sana neden Fortçu Fato diyorlar? dedi. Erkek adam nihayetinde, ne diyebilirsin.
Kasımpa a-Aksaray arası altı sene mini- Bizim Tüyler öküz gibidir.
büs muavinliği yaptım. Allah seni inandırsın Söylediklerinin doğru olduğuna yemin
Fort tan ba ka arabaya binmi liğim yoktur. eder misin?
Fortçu oradan. Sonra erkek gibi karıyız, ana- Bizde kelek yoktur, beyim. Allah, Kuran
dın mı? ekli emaili gören, erkek Fatma yı çarpsın yalanım varsa.
yapı tırıyor. En nihayet adımız Fortçu Fato ya ***
çıktı i te. Fato odayı terk etikten sonra bu kez ihtiyar
Dürüst bir insan olduğunu söylüyorlar. Nomi sellemehüsselam daldı içeriye. Gördüğü
Bak, kim demi se iyi demi onu. Yalan, ilk koltuğa yığıldı kaldı. Peri an vaziyeteydi.
kitabımda yoktur. Ho , benim kitaba da kitap Gözlerinin altı ağlamaktan morarmı , üstü
denmez ya, anca fasikül. Sen bu i lerin ansik- ba ı dağılmı , götü göbeği açılmı tı. Sol elini
lopedisini yazmı ındır sonuçta. yumruk edip koltuğun dirseğine geçiriyor, sağ
imdi sana soracağım soruları dikkatle ve elinde tutuğu buru uk bir mendili boyuna
doğru biçimde yanıtlamalısın. Evde bu cina- yüzüne gözüne sürüyordu. Gözlerini tavana
yeten yana üphelendiğin birileri var mı? dikti, ayaklarını dosdoğru uzatıp öylece kaldı.
Fato ceketini doğrultu, sol dirseğini dizine imdi beni iyi dinleyin Bay Mort. Eğer
dayadı. e inizin durumunu açıklığa kavu turamazsak
Haa, mevzuun mihverine gelelim. Bak abi, bu cinayetin zanlısı olarak kalırsınız. Ama
Müslüman kızım elhamdülillah. Kimsenin yüzüme bakın lütfen.
kötülüğünü, fenalığını istemem. u güne dek Nomi doğruldu, dirseklerini dizlerine daya-
de kimseyi ispiyon etmi değilimdir, Allah yarak hafifçe öne eğildi. Mendilini yanağına
var. Ama bu dava ba ka dava, anadın mı? Karı yaslamı , manasız gözlerle savcının yüzüne
nalları dikmi ar ı âlâya. İ dalaverede kalırsa bakıyordu.
ruhu hortlar hafazanallah. Bi cigaraya müsaa- imdi söyleyiniz bana, evde özellikle ku -
de var mı? kulandığınız birileri var mı?
Rahat ol. Adam bir süre hiçbir ey söylemeden öylece
Dün sabah Tüyler kovuğuma geldi. Kapıyı bakakaldı. Nihayet gözlerini usulca yere yatır-
kıracak gibi vuruyor. Kalk lan orospu diyor, dı. Ba ını olumsuz manada iki yana salladı.
büyütmü ün götü büyüteceğin kadar. Karınız, evdeki herhangi birine ili kin bir
Ayrıntıları geçelim. rahatsızlık, bir ikâyet iletmi miydi size?
Dümbük lakırdıları i te. Senden iyi olma- Adam yine ba ıyla olumsuzlayarak, Sa-
sın, bizim Tüyler kıyak adamdır. Namussu- dece tıkırtılar, diye mırıldandı. Sonra ansızın
zum, kimseye kötülüğü dokunmamı tır itin. gözya ına boğuldu. Öyle içten ağlıyor, ağlar-
Ama dün beni bir hayli i killendirdi. Arabayı ken kendisini öyle paralıyordu ki savcının da
erkenden garajdan çıkartırdı. Bas gidiyoruz, gözleri doldu.
o kaltağa gününü göstereceğim, dedi. Vallaha Uykuyu çok seviyordu. Sadece alçı, toprak
billaha, aynen bunu söyledi. Baktım burnun- yemek ve uyumak istiyordu. Onun bu dünya-
dan soluyor, üzerine varmadım. dan ba ka bir beklentisi yoktu. Birkaç gecedir
Nereye gitiniz peki? tıkırtılardan uyuyamıyordu. Hepsi bu. Onun
Onu diyeceğim. Mezarlığa gitik, iyi mi? gibi birinin ba ka ne sıkıntısı olabilirdi ki. Oh
Arabayı kapının önüne eğledim, içeri girdi. Anji, Anji m benim!
Nereden baksan üç saat bekleti. Döndüğünde ***
keyfi gıcırlamı tı. Yanağımdan makas alıp, Evet. Allah biliyor ya, evde tıkırtılar var.
ıllık dedi, yine parlamayı bilmi sin. Siz yok musunuz, fare gibi her deliğe gireyim
Sonra? istiyorsunuz.

89
Eva Vin her zamanki kibirli edâyla savcıyı Nereden çıkardınız beyim! Onun gözü
tersliyordu. kulağıyım ben. Anasından emanet o bana.
Tüyler i defalarca ikaz etim. Evi fareler Derken Maltız elinde büyükçe bir leğenle
bastı, odaları ilaçla, dedim ama aklı bir karı odaya süzülüverdi. Kesif bir bok kokusu sardı
havada herifin. Hem tıkırtıdan size ne Allah her yeri. Çocuk da kokunun içeridekileri ra-
a kına, karıyı tıkırtılar öldürmedi ya. hatsız etiğini anlamı olacak ki kapıyı ardına
Her ayrıntıya dikkat etmek zorundayım kadar dayayıp pencereyi açarak odayı hava-
Bayan Vin. eytan ayrıntıda gizlidir derler. landırdı. Leğeni kö edeki musluğun altında
Tüyler, Nomi ve Eva, savcının talimatıyla güzelce çalkalayıp kapının arkasına yasladı.
Bayan Mort un son gecesini geçirdiği odada Ellerini önlüğüne sildi, el pençe divan kapının
toplanmı lardı. önüne dikildi. Hünerli bir çocuk olduğu her
Karınız hangi yatakta yatıyordu Bay halinden anla ılıyordu ama yüzündeki mah-
Mort? zun ifade hiç deği miyordu. Bir süredir üzeri-
Pencere kenarındaki u yatakta. Ba ı ne yönelmi bulunan dikkatleri dağıtabilmek
pencereye gelecek ekilde. arzusuyla dikildiği yerde büzüldükçe büzüldü.
Yatak hep böyle ortalık yerde mi duruyor- Yatağının Bayan Mort unkinin hemen altı-
du? na denk dü tüğünü biliyor muydun Tüyler?
Tıkırtılar yüzünden yönünü deği tirmi tik. Bak sen!
u duvardan sesler geliyordu. Tüyler, savcının sözlerini aka yollu kar ıla-
Savcı, adamın i aret etiği duvarı boylu mı tı ama az sonra gözleri fal ta ı gibi açılı-
boyunca ve dikkatle inceledi. Gözlerini iyice verdi. Bir cinayet davasının parçası olduğunu
kısıp dudaklarını büzerek öylece dü ünedur- henüz fark etmi gibiydi. Bana ne Bayan
sun, göz ucuyla Eva yı kollamayı ihmal etmi- Mort un yatağından! diye parlayıverdi. Karı-
yordu. Kadının bir süredir kendisini süzdüğü nın yatağını mı takip ediyorum?
dikkatinden kaçmamı tı. Doğruldu. İncecik Ta kınlığı odadaki herkesin dikkatini
vücudunu tazı gibi gerip göğsünü kabartarak, çekmi ti. Bayan Vin savcının koluna girerek,
Bu odanın tam altına denk gelen oda hangi- imdi bir eyler anla ılmaya ba ladı, dedi.
si? diye sordu. Odama gidelim Savcı Bey, anlatacaklarım
Benim odam beyim, dedi Tüyler. var.
Görelim. Tüyler iyice çileden çıkmı tı. Gömleğinin
Tüyler in odası, Bay ve Bayan Mort un kollarını dirseklerine sıvayarak, Bana bak bi!
istirahatine ayrılan odanın ikizi sayılırdı. diye çıkı tı. Neymi söyleyeceğin? Burada
Odanın kar ılıklı iki duvarına iki demir yatak söyle de biz de bilelim.
kurulmu , pencerenin önüne ah ap bir masa Savcı çevik bir hamleyle adamı kolundan
ile iki ah ap sandalye yerle tirilmi ti. Pencere yakaladı.
bina aralığına baktığı için odanın içi hayli Sakin ol, Tüyler. Suçsuzsan er geç aklanır-
karanlıktı. Öyle ki gündüz vakti yüz mumluk sın. Ama serinkanlı hareket etmezsen sonun-
ampulle ancak aydınlanıyordu. Duvarlarda da baltanın altına yatan sen olursun.
bir iki artist posteri, kö edeki küçük sandığın Eva sağ elinin i aretparmağıyla dosdoğru
üzerinde iki alfabe kitabı vardı. Bu kitapların Tüyler i i aret ederek, Sana defalarca, sahan-
Maltız a ait olduğu anla ılıyordu. Zira Maltız, lığın kö esindeki odaya ta ın, bahçe kapısını
Tüyler in oda arkada ıydı ve dö eğinin altına oradan daha iyi gözetlersin dediğim halde
soku turduğu türlü çe it kitaplardan anla- neden ısrarla bu odada kalmak istediğin anla-
ıldığı üzere okumayı bir an önce öğrenmek ıldı, dedi.
niyetindeydi. Ben bu evin bekçisi miyim? İ ten güçten
Arada iki harf gösteriyorum i te, dedi yorgun argın odama dönüp bir de tüm gece
Tüyler, okumayı söksün. Garibandır ama iyi bahçe kapısını mı kollayacağım? Kesenin
çocuktur. ağzını aç da kapıya bekçi dik. Hem çiçeklere
Sizden pek ho lanmıyor galiba. alerjim olduğunu defalarca söyledim. Bahçeye
Tüyler afallayıverdi. bakan oda istemiyorum, dedim.

90
Tüyler, ta kınlığın fayda getirmeyeceğini ***
anlamı olacak ki durulurverdi. Sakin bir ses Bayan Vin, Tüyler in yatağının Bayan
tonuyla, Beyim, dedi, yatağımın Bayan Mort unkinin hemen altına denk dü mesi
Mort unkinin hemen altına denk dü mesi neyi sandığımız kadar anlamlı bir durum olmayabi-
gösteriyormu ? Söyleyin de bilelim. Bay ve lir. Bu yüzden kendinizi beyhude paralamayın.
Bayan Mort bu eve misafir olalı bir hata bile Asıl anlamak istediğim, size böyle cüretkâr
olmadı. Oysa ben bir yıldır aynı yerde yatıp davranan bir hizmetçiyi neden evinizde barın-
kalkıyorum. dırdığınızdır.
Peki, bir yıldır hiç tıkırtı duyulmu muydu Eva Vin sorunun böylesini beklemiyordu.
bu evde? Entipüten eyler geveleyerek, sorguyu ba ın-
Bana ne tıkırtıdan? Saat onu vurdu mu yor- dan savarcasına kapıya seğirti. Bu tavır savcı-
gun argın kafayı vurup küp gibi uyuyorum. nın dikkatini çekmi ti. Kimseye belli etmiyor-
Tıkırtıları sen de duyuyor muydun Mal- du ama Tüyler den iyice i killenir olmu tu. Bu
tız? herifin, tehditlerle ev ahalisini sindirdiğini, bu
Maltız ın yüzü kıpkırmızı kesildi. Elleriyle yüzden sorgulamalarında ondan daha tehdit-
önlüğüne asılmı , tehlike kollayan bir tav an kâr olması gerektiğini dü ünüyordu. Ertesi
yavrusu gibi öylece bekliyordu. sabah bütün ökesini zavallı Maltız ın üzerine
Cevap versene! kustu.
Cevap vermedi. Bana bak soytarı! diyordu çocuğun
*** kolunu çeki tirerek, Doğruları söylemezsen
O gece Tüyler, Maltız ı dizinin dibine hapishane iltelerinde çürüyüp geberirsin,
oturtmu , önüne açtığı alfabe kitabından harf anladın mı?
beğeniyordu. Cılız ampul ı ığı odanın her Çocuk, Bilmiyorum, diyordu sadece.
ayrıntısına masallara has bir duruluk katıyor, Gömleğinin yakalarını küçük tombul elleriyle
Tüyler in korkunç çehresi, bu cılız ı ığın altın- bir ediyor, köpek yavruları gibi inliyor, salya
da afsun cinlerine has bir heybet kazanıyordu. sümük, Bilmiyorum, diyordu.
Kalın parmaklarıyla bir harf beğenerek, Bu Bileceksin. Anladın mı? Ne bu ellerin?
ne? diye sordu çocuğa. Sesinde tehditkâr bir Kendi bokunu mu avuçluyorsun sen, ha?
ton vardı. Maltız kötü eyler olacağını sezmi Maltız, ellerini yüzüne kapayıp olduğu yere
gibi iki büklüm oturuyordu sadece. iki büklüm yığılınca savcının yüreğinden bir
Bu ne diyorum sana? diye kükredi Tüyler, eyler kopuverdi. Çocuğun ba ını ekatle
kitabı Maltız ın yüzüne çalarak. Biliyorsun da ok ayarak, Sorguya yardım etmelisin Maltız,
bilmezliğe veriyorsun gâvur. İki eliyle çocu- dedi. Söz veriyorum, sana hiçbir ey olmaya-
ğun yakasını sımsıkı kavradı. Bana bak ulan! cak. Beğenip kolladığın Tüyler, cinayet sabahı
Ağzını açıp savcıya tek laf edersen derini yü- Fato yla mezarlığa gitmi . O kaltağa göstere-
zer, çanta cüzdan dikerim kendime, ona göre. ceğim, demi . Tehlikeli biri olabilir, anlıyor
Anladın mı beni? musun beni?
Maltız ın yanaklarına iki damla ya süzül- Maltız onaylar tarzda ba ını salladı.
dü. Kafasını yana çevirip manasız gözlerle O tıkırtıları sen de duyuyor muydun?
pencereye kilitlendi. Evet.
Ulan, domuz oğlu domuz! Sana okuma Çocuğun ağzından bir kelimecik olsun
yazma öğretiyorum. İstediğin gitar kursuna alabilmek savcıyı pek rahatlatmı tı. Yere
da göndereceğim. Daha ne istiyorsun ha, çömelip çocuk gibi o da dizleri üzerine oturdu.
canımı mı? Siktir ol git! Git kapının önünde Babacan bir ses tonuyla, Tıkırtılar nereden
uyu, haydi. geliyordu? diye sordu.
Maltız, süklüm püklüm vaziyete kapının Tüyler abim çıkartıyordu tıkırtıları. Basto-
e iğine büzüldü. Ağzını açıp tek kelime eder- nuyla duvara vuruyordu. Böyle tıkır tıkır, tıkır
sen, etlerini lime lime ederim, diyordu Tüyler. tıkır diye.
Ama çocuk bir ey i itmez olmu tu, ağladı, Neden durup dururken tıkırtılar çıkarıyor-
ağladı. du peki?

91
Orasını bilmiyorum, vallahi bilmiyorum. ediyor, görünmemek için el yordamıyla duvar
Peki, imdi de u hırsızlıklarını anlat baka- diplerinden ilerliyordu.
lım. Tüyler le Maltız ın kaldığı odanın bulundu-
Yok, orası yalan. İntikam almak için söyle- ğu sahanlığa indi. İ te o zaman, odanın yanı
mi tim. Vallahi. ba ında, kapısı zincirli ikinci bir oda daha
Yalan söylüyorsun. Güpegündüz yalan olduğunu ke feti. Oysa Mortların odasının
söylüyorsun. Defol git! Git de Tüyler abinin yanında buna benzer bir oda bulunduğunu
canını almasını bekle. hatırlamıyordu. Usul adımlarla tekrar yukarı
Çocuk apar topar odayı terk eti. çıktı. Fenerin ı ığını duvar boyunca gezdirerek
*** sözkonusu yerde bir kapı ya da pencere aradı,
Bana bak Tüyler! Benden bir eyler gizle- bulamadı.
diğini sezersem seni çok fena yaparım. Ertesi sabah gündüz gözüyle ke fini sına-
Beyim, bu nasıl savcılık ki herkese kibar maya giri ti. O zaman alt ve üst katların bir-
contasın, bize gelince adam muamelesi bile birlerinin tıpatıp e i olduklarını fark eti. Bu
çekmiyorsun. Bak beyim; doğrudur, ahlaksızın plan gereği, Mortların odasının yanı ba ında
tekiyim. Elimden mu ta, bıçak dü mez. Çoğu ikinci bir oda ya da kullanılmayan bir bo luk
gecelerim içmekle geçiyor. Karı kız desen bulunmalıydı. Tüyler in çıkardığı tıkırtıların
gani. Ama adam öldürmeynen i imiz olmaz, bu kayıp bölmeyle ilgili olduğuna kanaat
anadın mı? Hem benim Anjelik yengeynen ne getirmi ti. Tırabzan ba lığına yaslanmı halde
alıp veremediğim olmu ki karıyı marizleye- dü ünürken, Maltız elinde bir leğenle çıkagel-
yim? di. Leğenin içi bok doluydu ve koridora kesif
Cinayet sabahı mezarlığa gitiğin söyleni- bir koku yayılmı tı.
yor. Kaltağa göstereceğim gününü, demi sin. Nereden böyle?
Ey beyim, kafalı adamsın. Yeryüzünde bir ey. İ im vardı eyde?
kaltak o mu? Hem mezarlığa gitik diye kasap Nerede?
mı olduk? Ayıptır bunlar beyim. İki cahilin Maltız, leğeni usulca ayakları dibine bıraktı.
sözüynen adam eleme. Hem sen elin evine Tay gibi sıçrayarak bahçeye seğirti. Savcı,
ne karı ıyorsun? İ ini gör, git. Bu ev sandığın çocuğun pe inden ko turduğunda onu begon-
kadar tekin değil. Benden söylemesi. yaların dibine büzülmü ağlar vaziyete buldu.
Tüyler in sözleri savcının çok ilgisini Anlatacağım, diyordu, ama söz ver, bana
çekmi ti ama bunu muhatabına belli etmek bir fenalık etmeyeceksin.
niyetinde değildi. Sandalyesini arkaya kaydır- Söz veriyorum. Haydi anlat.
mı , bacaklarını ah ap masaya yaslamı , aldır- ***
maz bir edayla adamı süzüyordu. Sigarasını Bayan Mort u ben öldürdüm.
fiyakayla üleyerek, Bana külhanlık taslama, Neler söylüyorsun Maltız?
dedi. Tehditlerle bir yere varacağını ise hiç Allah belamı versin ki bilerek yapmadım,
dü ünme. vallahi billahi.
Kimlik kartını ceketinin iç cebinden çıkarıp Çocuk, savcının dizlerine kapanmı hün-
iskambil kâğıdı gibi masaya sürdü. gür hüngür ağlıyor, küçük yumruklarını iyice
Bu dava çözülene kadar, dedi, buranın sıkıp yüzünü buru turarak Allaha yeminler
amiri benim ve en az senin kadar sert oldu- düzüyordu.
ğumu yakında anlayacaksın. imdi terk et Beni hapse atma e mi? Hapse girersem
odayı. büyük bey peri an olur.
*** Hangi büyük bey?
Savcı o gece hiç uyumadı. Ayakkabısının Çocuk yanaklarındaki ya ı sildi. İçli içli
altına yumu ak deriden köseleler yapı tıra- hıçkırarak, Büyük beyin, dedi, bakımını
rak evin koridorlarında fellik fellik arandı. yapıyorum, günlük bakımını, anlarsın ya.
Mortların odasının önünden her geçi inde Yemeğini yedirip altını temizliyorum.
daha dikkat kesiliyor, kulağını duvara daya- imdi anla ıldı neden ikide bir elinde bok
yarak meçhul tıkırtıları i itmeye çalı ıyordu. leğeniyle çıkıp geldiğin.
Fener ı ığını ceketinin altında tutmaya gayret Büyük hanım, savcıya Fifi den söz ederse-

92
niz hepinizi evden kovarım, dedi. Bayan Vin, doluyordu içeriye. Savcı fener ı ığını odanın
büyük beye Fifi der. dört yanında gezdirince buranın adamakıllı
Asıl adı ne? dayanıp dö enmi bir süit olduğunu fark etiy-
Felamus Kucur. Tüyler abimle Fato ona se de odadaki kesif koku dengesini bozduğu
Felamus Baba diyor. Mortların odasının yanın- için durumun inceliklerini dosdoğru muhake-
daki gizli bölmede kalır. Bizim odanın biti i- me edemiyordu.
ğinden merdivenle çıkıyorum oraya. I ığı odanın duvarlarında gezdirdiğinde
Beni oraya götür. deh et verici bir manzarayla irkildi. Odanın
Maltız ın gözleri iki iri mercan parçası gibi kö esine et dağı gibi yığılmı çırılçıplak bir
ı ıldadı. Elini ağzına götürüp tuhaf bir inilti insan müsveddesi, kıpırtısız vaziyete karan-
koyverdi. Ba ını, bu i in asla olamayacağını lığı süzüyordu. Nereden bakılsa birkaç yüz
söylemek istercesine iddetle sağa sola sallı- kilo vardı. Kolları, bacakları karı karı yağ
yordu. bağlamı , çirkin çehresi, cüzamlı bir hasta-
Bana bak soytarı! O asma kilidin anahtarı- nınki gibi topak topak olmu tu. İri ve yağlı
nı hemen imdi bana vereceksin! ter damlaları sızıyordu her yanından. O kadar
Maltız adamın sesindeki iddeten ürkmü ki adam kıpırdadıkça vücudundan vıcık vıcık
olacak, elini bağrına sokarak eski biçim bir sesler yükseliyordu.
anahtar çıkardı. Paniklemi ti. Anahtarı bahçe Savcı, feneri adamın yüzünde gezdirdiğinde
kapısına fırlatı. Neden sonra, yüzüne ve ta- derin gözçukurlarına büzülüp kalmı bir çit
vırlarına kendinden emin bir eda hâkim oldu. küçük gözün donuk ifadelerle bo luğu izle-
Ellerini beline dayayarak bahçenin orta yerine mekte olduğunu gördü. Tela lanmı tı. Aceleci
dikildi. Hırslı gözlerini savcıyla dikerek, Söz adımlarla geçide seğirti. Merdivenin henüz
verdin! diye haykırdı. üçüncü basamağında ayağı takıldı. Paldır
Sözüm söz. Gidip i in aslını anlayalım. küldür yere yuvarlandı. Onmaz bir lanetin
Sonra seninle konu acaklarımız var. bağrını mühürlercesine odanın zincirini gerdi,
*** kilidini vurdu.
Savcı, çocuğun sözünü etiği bölmeye gire- Olay bamba ka bir boyut kazanmı tı.
bilmek için uzun süre uygun bir fırsat kolladı. ***
Allahtan alt kat sahanlığı gözlerden ırak bir On bir ya ında geldiydim bu eve. Anam
yerdeydi de kapının zincirlerini söküp usulca kısa süre sonra öleceğini öğrenmi . Beni
içeriye süzüldüğünü gören olmadı. Tüyler e bırakıp gitmi . Ondan bir daha haber
Uzun süredir bo tutulduğu anla ılan, alamadık. Bir yerde ruhunu teslim etmi tir
çırılçıplak, alacakaranlık bir odaydı burası. diyorlar. Bir yıldır büyük beye bakarım. Gel-
Aralığa bakan pencerenin yanı ba ına ah ap diğimde yetmi kilo ancaydı. Herif balon gibi
bir merdiven yaslanmı , merdivenin bir ucu i iyor. Patlayacak diye korkuyorum vallahi.
pencerenin dibindeki mermer kurnaya, diğer Sabah ak am, iki öğün lapa götürürüm ona,
ucu ah ap tavan kiri ine dayanmı tı. Kiri in nah böyle bir leğen. Yemeğin ardından ilacını
hemen üzerinde paslı tenekelerle kapatılmı içiririm. Bir saat sonra da gider, altını temiz-
dar bir geçit bulunuyordu. lerim. Cinayeten bir gün evvel büyük beyin
Savcı merdiven basamaklarını ihtiyatlı ilacını almak için mutfağa gitiğimde, Fato yu
adımlarla tırmandı. Teneke kapağı kaldırdığın- ilaç kâsesini karı tırırken gördüm. Ne yapı-
da gözlerini ya artan dayanılmaz bir kokuyla yorsun? diye sordum, tersledi. Bir bildiğimiz
irkildi. Ne ağır bir kokuydu bu böyle! Elleriyle var ki yapıyoruz, dedi. Büyük beyin ilacı
ağzını yüzünü sımsıkı kapatığı halde burnu- o, ayarı var, elleme, dedim. Ne o, tabip mi
nun direği çatlayacak gibi olmu , midesi bir oldun ba ımıza? Bizim de bi ayarımız var,
karı kalkmı tı. Geçidin yanı ba ındaki demir anadın mı? Sümsüğü burnuna yedin mi ilacın
kazıklara tutunarak bir hamlede yukarı çıktı. hasını sokarlar götüne. Bak o zaman bi daha
Bir mağara kovuğu kadar karanlık ve ayarı tuturabiliyor musun! Bunu büyük beye
havasız bir odadaydı. Dı arıya açılan hiçbir vereceksin. Lokman çorbasıymı , fili leyleğe
pencere yahut delik görünmüyordu. Yalnız çeviriyormu dersin. Sevinsin, ümitlensin
tavandaki daracık bir menfezden usul bir hava garibim.

93
Böyle söyleyerek çıktı giti. İlacı kokladım bağrına atılmaya hazır kurt yavruları gibi
ki, aneeey, bırak insanı, it içmez. İ killendim. teyakkuzda bekliyordu. Altınlar benim. Pis
Kâseyi götürüp begonyaların dibine döktüm. hırsız! Yanına komam bunu, komam, anladın
Bayan Mort un o sabah çiçeklerin dibindeki mı? Bir yıldır büyük beyin altını temizliyorum
toprağı avuçlayıp midesine indireceğini nere- ben.
den bilebilirdim? Büyük beyin altından değil, Tüyler in sö-
imdi anla ıldı. zünü etiği altından söz ediyoruz Maltız. An-
Fato iyi kızdır beyim. Adam öldürmek la ıldı, bu böyle olmayacak. Çık dı arı Tüyler.
aklının ucundan geçmez. Ama Tüyler abim- Çağırılıncaya kadar kapının önünde bekle.
den üpheleniyorum ben. Fato yla aralarından ***
su sızmaz. Dalavereleriyle kızın aklını çelmi , Bundan sekiz ay evvel, her günkü gibi bü-
büyük beyin kâsesine zehir koyması için onu yük beyin altını temizledim. Kovayı tuvalete
fitlemi tir. bo altacağım sırada, pisliğin içinde dört altın
*** paranın ı ıldadığını gördüm. Çocuk, ba ve
Gel buraya, erefsizin dölü! Gel de göste- i aret parmaklarının uçlarını biti tirerek ko-
reyim sana namkörlük ne demekmi ! Yalan caman bir halka etmi ti. Nah bu büyüklükte
beyim. Bu kuyruksuz e ek, kuyruklu yalanlar dört altın lira. Onları musluğun altına tutup
düzmekte mahirdir. Ne diyorsa tersine inana- bir güzel temizledim, yatağımın ba ucundaki
caksın. dö eme tahtalarından birini kaldırarak altına
Tüyler, Maltız ın ardı sıra sorgu odası- sakladım. Ertesi gün bokun içinden bir dört
nın altını üstüne getiriyordu. Nihayet savcı, altın daha çıktı, ertesi gün bir dört tane daha;
adamı teskin edip bir sandalyeye oturtu da arkası gelmiyor. Çok heyecanlandım, çok
ortalık yatı tı. Tüyler burnundan soluyor, sağ sevindim. Allah nihayet yüzüme güldü, büyük
el i aretparmağını tembih çeker gibi havada beye gösterdiğim ekat ho una gitmi olacak
sallayarak, Ulan ecnebinin evladı! diyordu, ki bana bu altınları gönderiyor, diyordum. Gel
Senin ecdadını. zaman git zaman altınların sayısı bini buldu.
Tüyler! Seni Maltız ın anlatacaklarına Bir gün geldim baktım ki ne göreyim, yerinde
ahitlik etmen için çağırdım buraya. İ öyle bir yeller. Anladım ki Tüyler namussuzu altınları
raddeye ermi bulunuyor ki mevzuun iç yü- cebellezi eti. Çok sinirlendim. O gün bugün-
zünü aydınlığa kavu turamadığımız takdirde dür ağlıyorum da sesimi i iten yok.
ömrünün kalanını kodes iltelerinde kıvra- Altınların nereden geldiğini hiç mi dü ün-
narak geçireceksin. imdi söyle bize Maltız, medin?
çilesini, cefasını sen çektiğin halde büyük Felamus Baba nın kıçından akıyor dedik
beyin ölümüne neden mani oldun? ya beyim. Allahın verdiği derten sual olunur
Savcı, Maltız ın iyi niyetine, insancıllığına mu? Kimine kan kusturur, kimine altın sıçtırır.
güveniyordu ama çocuğun büyük beye olan Altın yumurtlayan kazı duymadın mı? Ninem
a ırı himayeci tutumu ba ından beri dikkatini anlatıydı. Bu da altın sıçan fil zahir.
çekiyor, bu yüzden onunla büyük bey arasın- ***
daki münasebetin esasını anlamaya çalı ıyor- Bak beyim, itiranın cümlesi uramdan
du. a ağı ama büyük beyin ilacına zehir katı-
Maltız ortalıkta fırıldak gibi dolanmaktan ğımı söyledi mi betim benzim atı. Felamus
nefes nefese kalmı tı. Gömleğinin kollarıyla Baba benim için hakiki babadır beyim,
alnının terini sildi. İnsan sevmek kabahat naylondan değil. Küçük çocuktum, elimden
mi? diye çıkı tı. tutu. Nice badirelerden kurtardı. Bir evla-
Yalancı köpek! Gebersin de kurtulayım dı olamadı dünyada amma beni evladı gibi
diye gün saydığını bilmiyor muyum sanıyor- bağrına bastı. Verem oldum gençliğimde,
sun? Yalan beyim. Felamus Baba nın altınları- kasabanın bir ba ında yığıldım kaldım da di-
na göz dikmi bu çakal. ğer ba ına kadar sırtında ta ıdı beni. Benim
Hangi altınlar? gibi bir çulsuza bu kadar ihtimam göstermek
Maltız ın dudakları ökeden titriyordu. herkesin harcı değildir beyim. Büyük adam-
Yumruklarını sımsıkı yummu , felaketinin dır Felamus baba.

94
Tüyler in gözleri ya armı tı. Erkekliğine babanın kapısını bekleyemez, yediğini içtiğini
yedirse gürül gürül ağlayacaktı ama anla ılan kollayamazdım ya beyim. Eva karanlık i lerini
bozuntunun o kadarı gücüne gidiyordu. daha rahat görebilmek için beni dalavereden
Lakin bir hatası oldu ki, hiç afetmiyorum. sürekli oraya buraya yolluyor, lüzumsuz i lere
Giti, Eva kaltağıynan evlendi. Onun gibi ko uyordu. Maltız ı babaya sahip çıkması için
adama ba ka karı mı yoktu? Kadın kapı gibi tembihliyordum amma ödleğin teki olduğunu
adamı üç günde hasta eti. Derten keder- bildiğim için, oyuna gelir de bir kötülüğe ma a
den bir illete tutuldu ki ne siz sorun, ne ben olur diye ödüm kopuyordu. Hem Maltız kö-
söyleyeyim. Ka la göz arasında yüz kilo oldu, peği, adamcağızı dilsiz dudaksız bulduğu için
iki yüz oldu, üç yüz kilo oldu. Utançtan insan arada ona haince davranmıyor değildi.
yüzüne çıkamaz hale geldi. Bir yıl kadar ön- Lakin Felamus Baba akıllı adamdır. Maltız ı
ceydi, felç indi vücuduna. Doktorlar hastalık kendime emniyet memuru etmesini bilirim,
alır yürür, yakında konu amaz hale de gelir, dedi. Bir oyun tezgâhladı ki a arsın. Her gün
dediler. Nitekim iki aya kalmadı, bismillah, u dört altın yutuyor, ne yese çıkardığından,
sol kolu dı ında bir yeri kıpırdamaz oldu. O bizim Maltız bok leğeninde bulduğu altınlar-
vakit, Beni göm Tüyler, dedi. Babamız haysi- la beyhude sevinip avunuyordu. O vakit kul
yetli adamdı, beyim. Böyle bir vaziyete insan köle oldu babamıza. İyice ağzımı yokluyor,
içinde kalabileceklerden değildi. Mortların hanım babamıza kötülük edecekmi , canını
kaldığı odanın yanı ba ındaki bölmeyi hazır- alacakmı , evvelden hiç aldırmadığı bu mev-
ladık. Kapı pencere istemem deyince odanın zulara iyice dikkat kesiliyordu. Daha önce
dört yanını tuğlayla ördük. Maltız köpeğini, yüzüne bakmadığı lapaları evvela kendi yiyip
bakımına verdik. Ben de babanın odasının sınar oldu. İçim rahatı gayrı. Bu kancık, tası
altındaki bölmeye yerle tim. tarağı it gibi koklar, yalar da zehrin zerresini
Tıkırtıları onunla haberle mek için mi komaz içeri diyordum.
çıkarıyordun? Altınları alıp kaçmasından korkmadın mı?
Konu amaz hale gelmeden önce bana mors Nereye kaçacakmı ? Ciğerini bilirim onun.
alfabesini öğren, dediydi. Bana her derdini Altını nah öyle bir lokma yere gömer, dünya-
bu alfabeyle anlatır. Allah seni inandırsın bir yı da oradan ibaret sanır.
yıldır onu bir gece yalnız komadım. Bana her Tüyler lafın burasında hüzünleniverdi. La-
derdini bastonuyla duvara tıkırdatarak anlatır. kin babamız bir gün, ölüyorum Tüyler, dedi.
Ben de bu bastonla, mors alfabesine uygun Ölüyorum, çare yok. Altınları al. Acığıynan
biçimde böyle duvara vurarak ona cevap ye- Maltız ı okut, Fato yu gözet. Gerisini mai et
ti tiririm, bak. et.
Savcının tüyleri diken diken olmu , daha Sen de altınların tümünü Maltız dan aldın.
o sabah donuk bakı larıyla yüz yüze geldiği Gitim ona tonla kitap aldım. Lüzumlu ne
insan müsveddesinin Tüyler le akıllı uslu bir gördümse topladım vallahi; kuaförlük, bebek
adam gibi haberle tiğini öğrenmek kanını bakımı, on günde kız tavlama. Ayrıca mektep
dondurmu tu. masraları için bir miktar parayı onun adına
Aranızdaki haberle meden haberdar olan bankaya yatırdım. Birkaç da kursa kaydetir-
var mı? dim.
Bir Allah. Kimseye güvenmeyiz beyim. Kalanını ne yaptın?
Babanın sözüdür; bir s.ne, bir cüzdanına Onlar babamızındır beyim. Elini süren
güveneceksin. Hele Eva kaltağına hiç güven- gâvur olsun. Fato yu da aldım yanıma, mezar-
meyiz. Babanın varını yoğunu satıp koca bir lığın yolunu tutum. Babamız için öyle fiyakalı
küp altını etik, nah böyle bir küp. Eva altının bir mezar sipari etim ki, kıskançlığından
varlığından haberdardır da yüzünü görmü lü- Sultan Süleyman ın kemikleri mezarda ters
ğü yoktur. Küpü herkesten gizli, hazırladığımız döner alimallah. Eva kaltağı hasretini çekti-
odaya ta ıdım. Orada babanın eri ebileceği ği altınların mezar olduğunu gördüğü gün,
bir yere sakladım. Gayrı tek kaygım, Eva nın ruhum felaha erecek.
babamıza bir kötülük etmesiydi. Ondan kurtul- Demek Fato ya, Kaltak gününü görecek,
maya gün saydığını herkes biliyor. Her vakit derken Eva nın paraların mezar olu una vere-

95
ceği tepkiyi kastediyordun. Bunları neden i in bulunuyorsunuz. Te ebbüsünüz ölümle sonuç-
ba ında anlatmadın peki? lanmadığı için suçunuzu itiraf eder ve sorguya
Bu evi bilmezsin, ince bir ayarımız vardır yardımcı olursanız alacağınız ceza hafileye-
ki azıcık dürtün mü rahatımız kaçıverir. Evin cektir.
dirliğine, düzenine ihtiyacımız var. Babamıza Eva akıllı kadındı. Dudağını alaycı tarzda
bakılıyor, Maltız ın, Fato nun barınacak damı büküp burnunu tavana dikerek, Genç ve
vardır. Benim de ölene dek Felamus babamızın güzel bir bayan olduğumu kendi ağzınızla
yanında yöresinde olmam icap eder. Düzeni- söylediniz, dedi, cebimizde üç kuru da para
mizi bozacağız da elimize ne geçecek? Ev, Eva bulunsa fena mı olur? Siz erkekler yok musu-
kaltağına mı kalsın? nuz, güzel bayanlar hep çulsuz kalsın, onları
Madem evin düzenini bu denli kollu- elde etmek kolay olsun dersiniz.
yorsun, o halde nasıl oluyor da Bayan Vin e Diğerleri Eva nın rahatlığına, küstahlığına
pervasızca çıkı abiliyorsun? a mı lardı. Savcıdan sert bir kar ılık bekli-
Bana bi bok yapamaz beyim. Babadan yorlardı ama afili mevzuların kokusunu çabuk
yazılı senet var elimde. O ölene dek evin de- alan Fato, savcıyla hanımı arasındaki münase-
mirba ıyız. betin esasını çoktan kavramı tı. Tüylerin ko-
*** lunu hafiten dürterek iyice kısık bir sesle, Bu
indi çakozladım davayı. herif bizimkine bal gibi kesik, dedi. Baksana,
Fato her zamanki rahat tavrıyla koltuğa yiyecek gibi bakıyor çakal.
yayıldıkça yayıldı. İ aretparmağını akağına Bayan Vin, Anjelika Mort un ölümüne
dayamı , sakızını balon etmi , arsızca sırıtı- dolaylı yoldan sebebiyet vermi olsanız da
yordu. kimse sizi bu ölümden yana doğrudan suçla-
Ülen ne safız bee! Az kaldı babayı dört yamaz. Kocanıza ili kin kötü niyetli dü ünce-
kolluya uğurluyorduk iyi mi, baba baba diye leriniz de ne yazık ki hukuki mevzular değil.
diye babalara geliyorduk. Ama kocanızın içtiği ilaca zehir katırdığınız
Tüyler, Fato nun münasebetsizliğine içerle- için cinayete te ebbüsten dava edileceksiniz.
mi ti. Omzundan öyle bir itirince kız hepten Büyük bir ceza alacağınızı sanmasam da bu
kızı ıverdi. te ebbüsünüzden dolayı mahkeme kar ısına
Ne oluyoz bee! İki keyfimizi bulmu uz, çok çıkmanız art.
mu? Savcı bunları söyleyerek kendinden emin
Sakızını ağzından çıkarıp koltuğun altına bir tavırla diğerlerine döndü. Elindeki tuta-
yapı tırıverdi. nakları kibar bir jestle havaya kaldırarak, İfa-
Bak, annatayım davayı. Büyük hanım o delerinizi harfiyen kaydetim, dedi. Anlatı-
sabah yanıma yana ıp elime küçük bir urup ğınız her ey, savcılık uzmanlarınca usulüne
i esi tutu turdu. Bundan Fifi nin ilacına iki uygun olarak sınanacaktır.
ka ık katıver, bir kocakarı verdi, bin belaya Nomi dayı iyice hiddetlenmi ti. Sol gömlek
tiryakmı , dedi. Bi kokladım ki, eeeey, tam kolunu dirseğine kadar sıvadı. Yumruğunu
kocakarı sidiği Allahıma! Hanım iki ka ık kat sımsıkı edip salonun orta yerine sıçrayarak,
dediydi amma kokuyu alnımın çatına yiyince, Lafı salata etmeyi bırak da karımın hesabını
o kadarı merhametsizlik dedim kendi kendi- kim verecek, kestirmeden söyle? dedi. Ağ-
me. Bir ka ık katım. Maltız da götürmü ilacı zına iki yumruk çakayım da kodese benden
begonyaların dibine dökmü . Mesele bundan yana borçlu gitmesin!
ibaret. Bay Mort, ne yazık ki karınızın ölümü
*** için kimseyi doğrudan suçlayamayız. Kötü
Bayan Vin. Kocanızla aranızdaki münase- alı kanlıklarının bedelini bu ekilde ödemi
betin doğasını kurcalamayacağım. Zira sizin oldu.
gibi genç ve güzel bir bayanın, be yüz kilo Savcı haklıydı gerçi ama adına nezaket de-
çeken bir yaratıkla arasının limoni olmasını diğimiz o entipüten kurallar yığınıyla kayıtlı
anlayı la kar ılıyorum. Ne var ki kocanızı olmasaydı, ihtiyar Nomi ye, karısının sahiden
zehirlemeye te ebbüs etmekle suç i lemi bok yoluna gitiğini söylemeyi yeğlerdi.

96

You might also like