You are on page 1of 1

Hemen Keşfedin

SushiCo Zen

0
Etkileşim

Karluklar
13 Aralık 2012 | Toplam Okunma: 112,709

Üç Oğuzlar, Göktürk Devletinin yıkılmasından


sonra Ötüken dolaylarında varlıklarını sürdüren
Türk boylarından biri oldular. 630’lu yıllarda
Göktürk Devletinin yıkılmasından sonra bir süre
bağımsız olarak yaşadılar. Bu dönemde Çin,
Göktürk’ün yıkılmasından istifade ederek Türk
toplumlarının bulunduğu bölgelerde genişleme
faaliyetleri yürütmeye başlamıştı.

Deniz yolu parsiyel taşımalarda


teklif beklemeden üye olmadan AÇ
online fiyatları gör

Karluklar devlet kurmadan yüzyıllar önce kendi


boylarıyla anılmaya başlamış, kurdukları otorite ile
bölgelerinde önemli güç unsuru olarak varlıklarını
sürdürmüş kadim Türk boylarından biri olarak
karşımıza çıkar. Kelime anlamı Kar-Lık heceleriyle
açıklanır. Türkçe’de Kar Yığını olarak kullanılan
Karlık kelimesi, farklı tarih kaynaklarındaki telaffuz
farklılıkları nedeniyle Karluk olarak anılmış ve
kayıtlara bu şekilde geçmiştir. Her ne kadar biz bu
topluma Karluk desek de onlar kendilerini
“Türkmen” olarak ifade etmekteydiler. Türkmen
ifadesi, Göktürk’lerin Türk ifadesini devlet ve
millet unsuru olarak kullanmaya başlamasıyla
ortaya çıkmıştı. Karluk boyları da kendi boylarının
ismi olan Karlık ifadesinin yanında
Teşkilatlanmalarına “Türkmen” demekteydiler.
Karluk devletinin yıkılmasından sonra Karahanlılar
ve Selçuklulara kadar uzanan tarih süreçlerinde
“Türkmen” ifadesi kullanılmaya devam etmiştir.
Günümüzde Anadolu ve Ortadoğu bölgelerinde
yaşayan Türk toplumları da binlerce yıllık bu
ifadeyi kullanmaya devam etmektedirler.

Karluklar, Türk boy ve aşiret yapısı içerisinde “On


Oklar” boyundan gelmekte, “Üç Oklar” olarak
anılmaktaydı. 665 yılından itibaren Karluk olarak
anılmaya başlanmıştır.

Üç Oğuzlar, Göktürk Devletinin yıkılmasından


sonra Ötüken dolaylarında varlıklarını sürdüren
Türk boylarından biri oldular. 630’lu yıllarda
Göktürk Devletinin yıkılmasından sonra bir süre
bağımsız olarak yaşadılar. Bu dönemde Çin,
Göktürk’ün yıkılmasından istifade ederek Türk
toplumlarının bulunduğu bölgelerde genişleme
faaliyetleri yürütmeye başlamıştı. Bu faaliyetler
neticesinde de Türk boyları mukavemet amacıyla
Çin’e muhtelif saldırılar düzenlemekteydiler.
Göktürkler olarak andığımız Türk Birliğinin
yıkılmasından sonra bağımsız olarak hareket eden
ve Çin’e saldırılar düzenleyen Üç Oğuzlar, 20 yıl
boyunca kimseye bağlı olmadan varlıklarını
sürdürmüşlerse de 650 yılında ağır bir
mağlubiyete uğrayarak Çin esareti altına girdiler
ve Peiting adlı eyalete bağlı kılındılar.

On Oklarda her boy kendi reisi tarafından


yönetilmekteydi. Toprakları Çin eyaletine
bağlandıktan kısa bir süre sonra “Kül Erkin”
unvanıyla kendi boyunu yöneten Üç Oğuz beyi,
“Yabgu” unvanı alarak tüm On Ok’ların başına
geçti. Üç Oğuzlar, Tüm “On Ok” toplumunun
Yabguluğunu aldıktan sonra büyük bir orduya ve
güce eriştiler. Bu güç birliği ile kendi otoritesini
ilan eden Yabgu, 665 yılında Balasagun’u başkent
yaparak bağımsızlığını ilan etti ve Karluklar olarak
anılmaya başlandılar.

On Ok Yabgusunun Balasagun’u başkent yaptığı


yıllarda Çin esareti altında yaşayan Türk
Coğrafyasında yeni bir diriliş hareketi başladı. 680
yılında Göktürk Başbuğu Kutluk Kağan Çin’e isyan
etti. Bu isyandan sonra Türk boyları Kutluk Kağan
etrafında toplanmaya başladılar. Karluklar, önce
Kutluk Kağana itaat etmeyi reddettilerse de Kutluk
Kağandan sonra gelen kardeşi Kapagan Kağan’ın
Göktürk’lerin başına geçmesiyle zorla da olsa
Göktürk hakimiyeti altına alındılar.

Göktürk Birliği, 734 yılında Bilge Kağan’ın ölümü


üzerine iç karışıklıklar yaşamaya başlamıştı. Bilge
Kağan’ın ölümü üzerine Oğlu Tengri Kağan’ın
yaşının küçük olması, yerine geçecek bir varis
bulunmaması, akıl hocası ve vezir olan
Tonyukuk’unda yaşının ilerlemiş olması sebebiyle
başsız kalmışlardı. Aynı zamanda Çin’de
Göktürk’ler üzerinde ağır baskı kuruyordu.
Karluklar, bu yönetim boşluğu döneminde diğer
Türk boylarından olan Basmıllar ve Uygurlar ile
güç birliği yaparak Basmıl liderini Kağan ilan ettiler
(742). Sonrasında Uygurlar Basmıl ve Karluklar
üzerinde hakimiyet kurarak yönetimi ele geçirdiler
ve Göktürk devletini yıkarak Uygur devleti olarak
yeniden ayağa kaldırdılar. Karluklar, Göktürklerin
yıkılmasından sonra kendi devletini kurdukları 766
yılına kadar Uygur Devletine bağlı olarak
varlıklarını devam ettirdiler.

751 yılında hem Asya için hem Türk Tarihi için


dönüm noktası niteliğinde bir gelişme meydana
geldi. Türkistan’ın bir başka Türk Devleti olan
Türkeşler iç karışıklıklar yaşamış ve ikiye
bölünmüştü. Çin’in beşinci kol faaliyetleri ile devlet
yönetimine baş kaldıran Kara Türkeş’ler Çin’den
himaye ve muhafaza sözü alıp Türkeş Devleti
Başbuğuna karşı ayaklanarak bölgelerinin
yönetimini bağımsız hale getirdiler. Ancak Çin
sözünde durmayarak amacına ulaşıp Türkeş
Devletinin zayıflattıktan sonra Kara Türkeş Kağanı
Tumoçe’yi , ailesini ve korumalarını suikastla
öldürerek tüm mal varlığına el koydu. Tumoçe’nin
oğlu Tüenen bu suikasttan kurtulmayı başardı ve
yakın ilişkide olduğu Karluklara ve Karlukların
bağlı bulunduğu Uygur Devletine sığınarak yardım
istedi. Bu tarihlerde Arap İslam Orduları Abbasi’ler
Çin’e ilerlemek üzere harekete girişmişti. Çin’de
bu saldırıya karşı koymak için hazırlanıyordu.
Çin’in ihanetine maruz kalan Tüenen, Karluk ve
Uygurlardan sonra Araplardan da yardım istedi.
Araplar, zaten Çin üzerine saldıracağı için işbirliğini
kabul etti ve Tüenen vasıtasıyla Karluklar ve
Uygurlar ile kurdukları ilişkilerle Karlukları Çin’e
karşı savaşmaya ikna ettiler. Bu savaş Türkler ile
Müslümanlar arasındaki ilk temas olmuştur.

Çin, büyük uğraşlarla İslam Ordularına karşı


koymaya hazırlanmıştı. Çin, politikası gereği
Uygurlar ile bazen ittifak bazen itilaf halindeydiler.
Ancak Uygur devletinin Çin düşmanlığı Göktürk
Devletinin yıkılmasından beri devam etmekteydi.
Talas savaşı hazırlıkları yapıldığı dönemde
Uygurlar, Tüenen vakasından sonra Karluk ve
İslam Orduları ile anlaşarak Karluk birliklerini Çin
Ordusunda görevlendirdi. Karluklar Çin Ordusu
içerisinde tertiplenerek savaş başladıktan sonra
arka cepheden saldırıp Çin Ordusunun savaş
stratejilerini ve planlarını alt üst ettiler. Bu hamle
ile iki ateş arasında kalan Çin ordusu, Arap +
Karluk işbirliğiyle ağır bir yenilgiye uğradılar. Bu
ağır mağlubiyet Çin’in Türk Coğrafyasından çok
uzun bir süre çekilmesiyle sonuçlandı (751)

Talas Zaferi ile hem Tüenen intikamını aldı, hem


Çin Türk Coğrafyasından uzaklaştırıldı, hem
Türkler İslamiyet ile tanıştı. Böylelikle Karluklar
İslamiyet ile tanışan ilk Türk toplumu oldular.
İslamiyetin tesiri Karluklar üzerinde önemli etki
yaptı. Boylar halinde İslamiyeti kabul ederek ilk
Müslüman Türk Toplumu oldular.

Çin, Talas yenilgisinden sonra Türk Coğrafyasından


uzaklaşmış, Turfan bölgesindeki verimli tarım
havzaları Uygur devleti tarafından sahiplenilmişti.
Karluklar da Uygurlara tabi olarak bu bölgelerde
yaşamaktaydılar. Karluklar, Talas zaferinden sonra
Uygur devleti ile anlaşmazlığa düştüler. Evvelden
beri önemli bir teşkilatlanma yapısına ve askeri
güce sahip olan Karluklar, her fırsatta kendi
devletlerini kurma teşebbüsü içerisine girmişlerdir.
Uygur devletinin kuruluşunda da asli unsur olan
Karluklar, Uygur Kağanı ile tekrar hakimiyet
mücadelesi içerisine giriştilerse de başarılı
olamayarak Turfan bölgesinden uzaklaştırıldılar.
Uygurlar tarafından Turfan bölgesinden
sürüldükten sonra, Arap- Çin savaşının yaşandığı
Talas bölgesine yerleştiler ve “Türkmen” unvanıyla
kendi devletlerini ilan ettiler (756).

Karluklar, kalabalık nüfusları ve güçlü ordularına


rağmen tam anlamıyla devlet haline
gelememişlerdi. Herhangi bir devletin buyruğu
altında yaşamıyorlardı, emir almıyorlardı ve
bağımsızlardı ancak bürokrasinin gereği olan
devlet adamlarına, ordu nizamına ve yerleşik
düzene sahip değillerdi. Karlukların komşuları olan
Türkeş devleti, Çin’in beşinci kol faaliyetleriyle
Kara Türkeşler ve Sarı Türkeşler olarak ikiye
bölünmüş ve birbirleriyle hakimiyet mücadelesine
girişmişlerdi. Karluklarda bu mücadeleye dahil
oldular. Zamanla zayıflayan Türkeşler üzerinde
hakimiyet kurarak Türkeş devletini yıkıp kendi
yönetimlerini ilan ettiler ve uzun uğraşlar
sonucunda kendi Devletlerini kurmuş oldular.
(766)

Karlukların 630 lu yıllarda başlayan tarih serüveni,


Karluk Devletinin kurulduğu yıllara kadar oldukça
hareketli geçmesine karşın Karluk Devleti dönemi
durağan ve çoğunlukla barış içerisinde geçti. Çin
Talas mağlubiyeti sonrası Türk coğrafyasından
çekilmişti. Bu dönemde Türk Coğrafyasında iki
büyük Türk Devleti bulunuyordu. Uygurlar ve
Karluklar. Çin’in bozgun politikalarına maruz
kalmayan Türk Devletleri huzur içerisinde
varlıklarını sürdürebildiler. Karluk Devleti
döneminde Uygurlar önemli bir güce sahipti. Şehir
düzenine geçen, ticaretle uğraşan ve yüksek refah
seviyesine sahip Uygurlar Karluklar üzerinde baskı
kurmadı. Karluklarda Uygurlar ile coğrafi olarak
mücadele içerisine girmedi. Karluk ve Uygur
Devletleri Türk Coğrafyasında Türklüğü yaşatan iki
büyük Devlet olarak varlıklarını 840 yılına kadar
devam ettirdi.

840 yılına gelindiğinde Türk Dünyasında


Göktürk’lerden sonra ikinci Türk Birliği hareketi
başladı. İç çekişmelerle zayıflayan Uygur Devleti
kuzeyden gelen Kırgızların saldırısıyla yıkılmıştı.
Uygur Devletine bağlı olan Türk Boylarından
önemli bir kısmının liderliğini yapan Arslan Kara
Han, Uygurların yıkılmasından sonra kendisini Tüm
Türklerin lideri ilan etti. Önce Kırgız saldırıları
sonucunda yıkılan Uygur Devletine bağlı Türk
boylarını, sonrasında Karlukları teşkil eden Üç
Oğuz Boylarından olan Yağma ve Çiğil boylarını
kendisine bağladı. Aynı lider etrafında güçlerini
birleştiren Türk Boyları Arslan Kara Han
liderliğinde yeni bir devletin temellerini attılar.

840 yılında Karahanlı Devleti, savaşmadan


kendisini feshederek Arslan Kara Han liderliğinde
yeni bir teşkilatlanmaya girdiler. Karahanlı
Devletini tarih sahnesine çıkartan bu birlik
hareketi Türk Tarihi için önemli bir dönüm noktası
olmuştur. Karahanlı Devleti dönemine kadar
dağınık ve ayrı Devletler halinde yaşayan ve çoğu
zaman birbirleri ile mücadele edip güç kaybeden
Türk Toplumları, Karahanlı Döneminden sonra tek
bir Türk Devleti altında varlıklarını
sürdüreceklerdir.

Videolar

Osmanlı'da Yıkılışın Başlayışı

Nuh Tufanı - Efsane mi, Gerçek mi?

Asya Hun Devleti

Hunlar

Hun İmparatorluğu

Türk Lehçeleri ve Dil Birliği

Gök Tanrı Dini (Tengricilik)

Talkan-Cürcan Katliamı ve Türklerin


Müslüman Oluşu

Göktürkler

Petra Palavrası

Literatür Tarihçiliği

Türk Kimliğinin Ortaya Çıkışı ve İlk


Türkler

Öz Türkçe Kız İsimleri


EN ÇOK OKUNANLAR (735)

- Hun İmparatorluğu (44)

- Öz Türkçe Kız İsimleri (43)

- Talkan-Cürcan Katliamı ve Türklerin Müslüman

Oluşu (23)

- Öz Türkçe Erkek İsimleri (19)

- Türk Kimliğinin Ortaya Çıkışı ve İlk Türkler (18)

- Hunlar (14)

- Bayezid - Timur Mektupları (13)

- Büyük Selçuklu Devleti (10)

- Harzemşahlar (8)

- Türkeşler (Türgişler) (8)

- Abdülhamit han'ın Latin Alfabesine Geçme

Teşebbüsü (8)

- İskitler (6)

- Dandanakan Savaşı (6)

- İznik'in Fethi (6)

- Osmanlı'nın Kudüsten Çekilişi (5)

- Ak Hun İmparatorluğu (Eftalitler) (5)

- Sümerler (5)

- Abdülhamit Han'ın Çarşafı Yasaklaması (5)

- 1. Murad Dönemi (5)

SON EKLENENLER

Anadolu Kimin?
Türk Milleti’ne mülteci muamelesi yapan
nesebi bulanıklar, Adem-i Merk..

Akkoyunlular
Akkoyunlular, Oğuzların Bayındır boyundan
bir toplumdur. Bayındır boyu..

Girit Savaşı
1641 Yılı Temmuz’unda Mısır’a doğru yol
alan, içerisinde devlet erkanı..

Osmanlı'da Yıkılışın Başlayışı


Kınalızade Ali, Ahlak-ı Alâi’sinde Aristo’dan
alıntıladığı bir formülü..

Osmanlı - Safevi Mücadelesi


Osmanlı Safevi mücadelelerinin ilk evresi
olarak tanımlayabileceğimiz ..

İlk Mâbed Kabe mi?


Kur'an, yeryüzünde yapılan ilk mabedin Kabe
olduğunu geçiyor (Âl-..

Anadolu'nun Türkleşmesine Dair


Anadolu’nun Türkleşmesi pek de öyle
fekalade bir iş değildi. Nitekim A..

Nuh Tufanı - Efsane mi, Gerçek mi?


Iuh Tufanı anlatısını mutlaka
duymuşsunuzdur. Tevrat, İncil ve Kuran&#..

İlk İnsanın Afrika'dan Çıkışında İklim


Etkisi
Konunun uzmanları, ilk insan topluluklarının
60 Bin yıl önce Afrika�..

Her Hakkı Mahfuzdur

You might also like