You are on page 1of 4

Petey

Barış Efe Ergen


Kitabın İçeriği
1920 yılında bir ailenin evinde büyük bir heyecan vardır. Zira bebekleri olacaktır. Doğum anı gelip çatar ve kadın bir erkek
çocuk dünyaya getirir.

Kadın heyecan ve merak içerisinde bebeğini kucağına aldığında bacakları ve kolları çarpık çurpuk, bakışları garip, ağzında
dili yamuk yumuk garip bir bebek görür.
Kadının tüm heyecanı bir anda yerini korku ve endişeye bırakır. Çiftimiz iki yıl boyunca Petey ismini verdikleri bebeklerini
doktorlara götürürler, fakat konulan teşhis spastik özürlüdür. Kader Petey’e acımasız bir oyun oynar, zira doktorlar kendisine
yanlış teşhis koymuşlardır aslında. O beyin felçli bir bebek olarak doğmuştur. Aslında her şeyi algılayabilen fakat konuşup
hareketlerle tepki veremeyen birisidir. Anne ve babası toplumun rahatsız bakışlarından bunalınca istemeyerek de olsa
bebeklerini Warm Spring Akıl Hastanesi’ne bırakırlar. Hastanede Esteban isimli hastabakıcı Petey’le ilgilenirken onun
spastik olmadığını, her şeyi algılayıp anladığını fark eder. Bu bilgisini başhemşireye söylediğinde sert bir tepkiyle karşılaşır
ve hastaneden başka bir bahane öne sürülerek kovulur zavallı. Aslında asıl sebep gerçeği söylemesidir. Petey kaderine terk
edilmiş bir vaziyette 12 yıl boyunca bu hastanenin çocuk bölümünde kaldıktan sonra yetişkinler bölümüne nakledilir. Burada
genç Calvinle tanışır. Calvin’le çok sıkı arkadaş olurlar. Birbirlerini çok iyi anlamaktadırlar. Seneler gelip geçse de hastane
koğuşunda yaşama mahkum Petey’in yaşama sevincinden bir şey eksiltmez ve Petey periler kadar güzel, bir melek kadar iyi
kalpli hasta bakıcıyla arkadaş olur. Hatta bunda çekinecek bir şey yok Petey ona âşık olur. Sonra melek kalpli hasta bakıcı da
bir şekilde hastaneden ayrılmak zorunda kalır. Yerine gelen yaşlı hasta bakıcı kendisine alaka gösterir ve onunla da iyi
arkadaş olur. Onun yaşlılıktan emekliye ayrılması sırdaşı Calvin’in de kısa müddet sonra başka bir kasabaya nakledilmesi ise
kahramanımız için tam yıkım olur. Ailesi onu 2 yaşında terk etmiş, arkadaş olduğu tüm insanları ise istemeden tek tek
kaybetmiştir. Artık bunalıma girmiştir, hiç kimseyle arkadaş olmak istememektedir. Çok geçmeden Petey’de başka bir
şehirde bulunan huzur evine nakledilir. Elli yaşını geçmiş olan Petey’i bu huzur evinde neyin beklediğini ise ancak Allah
bilir. Dostları istemeyerek de olsa onu birer birer terk eder. Petey de bir daha incinmemek için artık kimseyle arkadaşlık
etmek istemez. Ta ki gönderildiği huzurevinde Trevor Ladd adındaki bir çocukla tanışana dek. Çok geçmeden ayrılmaz iki
dost olan bu küçük çocuk ve yaşlı adamın birbirlerinden öğrenecekleri çok şey vardır.

Gerçek yaşamdan alınmış olan bu hikaye böyle sürprizlerle sürüp gidiyor.


Mücevher, nasıl parlayacağını keşfeden bir kaya
parçasıdır..."

-Ben Mikaelsen

You might also like