Professional Documents
Culture Documents
Dersin adını
İLKELERİ
buraya
VEyazınız.
İNKILAP
TARİHİ II I. MODÜL
Eğitimci
Doç.Dr.
adını
Sadık
buraya
ERDAŞ
yazınız.
İç Siyasi Gelişmeler ve Siyasi İnkılâplar
• Mudanya mütarekesi sonrasında İstanbul hükümetinin başında bulunan Tevfik Paşa, TBMM
başkanı Mustafa Kemal Paşaya gönderdiği 17 Ekim 1922 tarihli telgrafında, son başarılardan
sonra İstanbul ile Ankara arasındaki anlaşmazlık ve ayrılığın giderildiğini, Avrupa’da
toplanacak barış konferansına her iki tarafta çağrılacağından, milletin iyiliğine yönelik
konuları önceden görüşüp anlaşmak üzere güvendiği bir şahsı İstanbul’a göndermesi
çağrısında bulundu.
• Mustafa Kemal Paşa ise cevabında, söz konusu konferansın Teşkilat-ı Esasiye Kanunu ile şekil
ve mahiyeti net olarak ortaya konan yeni devletin ordularının elde ettiği zafer üzerine
gündeme geldiğinin altını çizmiş ve "Türkiye Devleti’nin yalnız ve ancak Türkiye Büyük
Millet Meclisi Hükümeti tarafından temsil olunacağının, hukuki ve meşru olmayan
heyetlerin devletin siyasetine karışmaları halinde mesul olacaklarını" bildirdi.
• Tevfik Paşa, 29 Ekim 1922’de gönderdiği cevabında, ‘’Hem ülkenin geleceği, hem milletin
haklarının savunulması konusunda görüşülmek üzere Büyük Millet Meclisince seçilecek bir
kişinin özel talimatla hemen gönderilmesini’’ istemekteydi.
Saltanatın Kaldırılması
• Bu telgraf, bardağı taşıran son damla oldu. İstanbul Hükümetinin zafere ortak olmak ve barış
konferansına katılmak istemesi, Mecliste tartışmalara yol açtı. Söz alan milletvekilleri
İstanbul’da kendisine hükümet sıfatı vermiş olan heyetin milletçe hiç bir yasal dayanağı
kalmadığı fikrinde birleştiler.
• Konuşmalarda, Meclisin her şeye hâkim olup hilafet ve saltanatın da millet adına sahibi
olduğunun altı çizilerek bunun açık ve net biçimde ilan edilmesi istenmiştir. Bu aşamada
Sinop milletvekili Dr. Rıza Nur, Türk Milletinin aslında 23 Nisan 1920'de kararını verdiğini,
hâkimiyetin millete ait olduğunu, dolayısıyla Osmanlı imparatorluğunun yıkıldığını, yerine
dinç ve milli bir Türkiye devleti doğduğunu ifade etmiştir.
• Kazım Karabekir ise, »İstiklal harbinde düşmanın işini kolaylaştıranların bu gün de barış işini
karıştırmak istediklerini» ifade etmiştir. İstanbul hükümetinin fetvalar ve bu gibi yazışmalar
ile düşmanın yurttan atılmasını iki sene geciktirdiğini belirten Karabekir, bütün milletin bu
insanlara lanet ettiğini belirtmekteydi.
• Meclisin eğilimini dikkate alan Mustafa Kemal, saltanatı kaldırmaya, hilâfet konusunda ise
elverişli zamanı beklemeyi uygun gördü. 1 Kasım 1922 günü Melis’te yapılan hararetli
toplantıda söz alan Mustafa Kemal, Türk ve İslam tarihinden örnekler vererek Hilâfet ve
saltanatın ayrılabileceğini izah etti.
• Meclisin ikinci oturumunda teklif kanunlaştı. Yasanın birinci maddesine göre, saltanat
İstanbul'un işgal edildiği 16 Mart 1920 tarihinden geçerli olmak üzere kaldırılıyordu. İkinci
maddeye göre, hilâfet Osmanlı hanedanına ait olup, bu makama Osmanoğulları ailesinin
her bakımdan en layık olanı TBMM’nce seçilecektir.
Saltanatın Kaldırılması
• Saltanat kaldırıldığına, İstanbul TBMM Hükümetine bağlandığına göre, üzerinde
sadece halife sıfatı bulunan Vahdettin’in durumu ne olacaktı?
• Saltanatın kaldırılması kararından sonra 4 Kasım1920’de hükümet toptan istifa
etmiştir.
• İçişleri eski bakanı Ali Kemal’in kaçırıldıktan sonra linç edilmesi, İstanbul'da
saltanat karşıtı birtakım gösterilerin yapılması ve Ankara’daki Türkiye Büyük
Millet Meclisi’nin ve Başkanı Mustafa Kemal Paşa’nın kendisini muhatap
almaması üzerine Vahidettin’in paniğe kapıldığı anlaşılmaktadır.
• Bu durumda Vahdettin, işgal kuvvetleri Komutanı General Harington’a
başvurarak; “ İstanbul’da hayatımı tehlikede gördüğümden, İngiltere Devleti
fehimesine iltica ve bir an evvel İstanbul’dan mahalli-i ahara naklimi talep
ederim efendim” diyordu.
• Vahdettin 17 Kasım 1922 Cuma sabahı sarayın yan kapısına yanaşan bir
ambulansa birkaç hizmetçisi ile binerek uzaklaştı. Rıhtımdan Malaya zırhlısına
nakledilen Vahdettin, Malta’ya götürüldü.
• Vahdettin'in ülke dışına çıkışı sonrasında Meclis, Şer’iye Vekili Vehbi
Efendinin fetvası ile “hilafetten bilfiil feragat etmekle şer ‘an münhall
(tahttan indirilmiş) olduğuna” karar vermiştir.
• Yapılan gizli oylamada Abdülmecit Efendi: 148 oy alarak halife seçildi.
Oylamada Şehzadelerden Abdürrahim Efendi 2 oy
Selim Efendi 3 oy almış ve 9 oy çekimser kalmıştır.
• Halife’ye bağlılık arz etmesi konusunda tartışmalar yapılmış ve
İstanbul’a gönderilen 15 kişilik TBMM heyeti 24 Kasım 1922’de yeni
halife tarafından kabul edilmiştir.
Halife Abdülmecit Efendi
Abdülmecid’e ait resimler
CUMHURİYETE GİDEN YOL
II. TBMM’nin Açılması
• Lozan Barış
Antlaşması’nın
TBMM Tarafından
Onaylanması
CUMHURİYETE GİDEN YOL
Halk Fırkası’nın Kuruluşu
•Seçimlerden sonra Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
çekirdeği etrafında Halk Partisi kuruldu (9 Eylül
1923).
•Böylece Gazi M. Kemal, güvenebileceği, disiplinli
siyasî bir kadro oluşturmuştu. O düşündüğü
yenilikleri artık bu kadro ile yönlendirecektir.
• “Halk Partisi Cemiyetler Kanununa göre
Clicksiyasî
oluşmuş to edit MasterGayesi
bir cemiyettir. titlemillî
style
egemenliğin gerçekleşmesine rehberlik
etmek, Türkiye’yi tam manasıyla çağdaş bir
devlet haline eriştirmektir.
• Halk Partisi bir ihtilâl komitesi değildir. Bir
inkılâp partisidir. Partiden olanların
gerçekten halkçı olmaları şarttır.
• Parti hiçbir fert, hiçbir cemaat için ayrıcalık
tanımadığı gibi, kanun koyma ve
uygulamadaki mutlak bağımsızlığını
sınırlayıcı ve değiştirici gelenek ve
teamüllerin meşruiyetini de tanımaz. Kanun
karşısında herkes eşittir.
• Türk kültürünü kabul etmiş her fert, partiye
girebilir”.
CUMHURİYETE GİDEN YOL
İstanbul’un İtilaf Güçleri Tarafından Tahliyesi
• İstanbul komutanlığına atanan Selahattin Adil Paşa ile Müttefik
Kuvvetlerin başkomutanları arasında Boğazlar bölgesinin
boşaltılması için bir protokol imzalanmıştır. (1 Ekim 1923)
74
75
76
77
78
79
80
81
3 Şubat 1931 de 27 kişi idam edildi
82
83
TEŞEKKÜRLER
serdas@hacettepe.edu.tr