You are on page 1of 4

Yakup Kadri Karaosmanoğlu: Yaban

I. Dünya Savaşı'na yedek subay olarak katılan Ahmet Celâl, bu savaşta tek
kolunu kaybederek geri döner, istanbul, ingilizler tarafından işgal edilince
emireri Mehmet Ali'nin davetine uyarak, onun Porsuk çayı kıyısındaki köyüne
gider. Ama aklı sürmekte olan savaştadır. Köyde, her gün gazete getirterek
gelişmeleri izler. Fırsat buldukça da köylülere gelişmelerin önemini anlatır.
Köy halkı, yoksulluklarının ve cahilliklerinin asıl sebebi olan Salih Ağa'ya
bağlıdır. O, ne derse ona inanırlar. Salih Ağa'nın etkisiyle kimse Ahmet
Celal'e yanaşmaz. Köylü onu "yaban" olarak niteler. Bu duruma üzülen genç
subay bunalıma düşer, iyice bunaldığı bir gün gezmeye, hava almaya çıkar;
Emine ile karşılaşır, ona ilgi duyar. Ne var ki Emine, Mehmet Ali'nin kardeşi
İsmail'in karışıdır. Aradan günler geçer. Köy Yunanlar tarafından işgal edilir.
Yunanlar köyü yakıp yıkarlar, köylülere işkence ederler. Köylülerin çoğu köy
meydanında topluca öldürülür. 
Ahmet Celal, Emine ile birlikte bu ölüm çemberinden kaçıp kurtulmak ister.
Arkalarından ateş edilir, ikisi de yaralanır. Güçlükle köyün mezarlığına
ulaşırlar. Sabaha kadar orada beklerler. Ertesi gün yola çıkacaklardır. Fakat
Emine yarası ağır olduğundan yürüyecek durumda değildir. Ahmet Celâl,
elindeki anı defterini Emine'nin eline tutuşturur, bilinmeyen bir yöne doğru
gider. 
Sakarya Savaşı'ndan sonra o bölgeden düşman ordularının çekilmesi
üzerine, düşman zulmünü araştırmak için köye gelen araştırma kurulu
yıkıntılar, kömürleşmiş insan kemikleri arasında bir defter bulur, kenarları
yanık, ortası yırtık bu defter Ahmet Celâl'in anılarını yazdığı ve son anda
Emine'ye teslim ettiği defterdir.

Karakterler
Mehmet Ali
Mehmet Ali, Ahmet Cemal’in eridir. Ancak köye geldikten sonra yavaş yavaş Ahmet
Cemal’le ters düşmeye başlar. Köye geldikten bir süre sonra istemeye istemeye ancak
kabullenmiş şekilde tekrar askere gider.
Bekir Çavuş
Ahmet Cemal’in ara sıra konuştuğu kişidir. Ahmet Cemal’e diğer köylülere kıyasla
daha ılımlı yaklaşır. Şam ve Balkanlardaki askerlik anılarından bahsetmeyi sever. 
Salih Ağa
Köyün zenginidir. Tombul bir görünüşü olmakla beraber zenginliğine rağmen üstüne
başına dikkat etmez. Kurnaz ve kendi çıkarları için her şeyi feda edebilecek yapıdadır.
Zeynep Kadın
Mehmet Ali’nin annesidir. Cefakar bir Anadolu kadınıdır. Eşi ölmüştür. Çocuklarının
yükünü taşımaktadır.
Emine
Ahmet Celal’in sevdiği ve nehrin diğer tarafındaki köyden olan kızdır. Halasıyla
birlikte yaşamaktadır. İsmail ile evlenecek ancak Yunan askerlerinin köyü işgali
sırasında Ahmet Cemal ile kaçacaktır.
İsmail
Bu Anadolu çocuğu daha şimdiden türlü türlü zorluklarla yoğrulmuş, çocukluğunu
yaşayamamıştır. Zeynep Kadın’ın oğlu, Mehmet Ali’nin kardeşidir. Emine ile
evlenecektir.
Muhtar
Köyün muhtarıdır.
Şeyh Yusuf
Ara sıra köye gelir. Her geldiği zaman tüm köylüler önünde kuyruk olup onu karşılar,
dertlerinden bahsederler. Sonra da kendisine türlü hediyeler verirler. 
Süleyman
Bir köy sakinidir, Cennet ile evlenmiştir. Ancak sonra Cennet’ten ayrılmak zorunda
kalır ve Ahmet Cemal’in evine yerleşir. 
Cennet
Dobra bir kızdır. Kocası Süleyman’ı kandırıp sevgilisi ile evlenir.
Memiş
Süleyman’ın en yakın dostudur.
İmam Efendi
Köy imamıdır, tıpkı Salih Ağa gibi kendi çıkarı için her şeyi yapabilir.
Emeti Kadın
Süleyman’ın Ahmet Cemal’in evinden ayrılmasından sonra Ahmet Cemal’e bakmak
için gelen kadındır.
Hasan
Emeti Kadın’ın çoban olarak çalışan torunudur. Ahmet Cemal bu çocuğu çok sever,
arada onunla birlikte hayvan gütmeye gider. 
Şerif Çavuş
On senedir askerde olan bu adam, şans eseri bu köye gelir ve ardından tekrar gider.
Emine’nin 

Zaman ve Mekan
Yaban, Milli Mücadele zamanlarını ele alır ver Sakarya Meydan Muharebesi ile son
bulur.
Yaban, Porsuk Çayı yakınlarındaki bir köyde geçer. Köyün adı romanda
belirtilmemiştir.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 1889

yılında Mısır’ın Kahire şehrinde doğmuştur. Sanat hayatına Fecriati topluluğunda


başlayan sanatçının, Ümit, Servet-i Fünun, Resimli Kitap gibi dergilerde şiirleri
yayımlanmıştır. Yakup Kadri’nin bireysel sanat anlayışından toplumsal anlayışa
geçmesi Balkan Savaşı ve I. Dünya Savaşı sırasında ülkenin durumuna yakından şahit
olmasıyla gerçekleşir. 13 Aralık 1974’te Ankara’da tedavi görmekte olduğu Gülhane
Askeri Tıp Akademisi’nde hayatını kaybetmiştir.

Edebi Kişiliği

Eserlerinde Türk toplumunun Tanzimat’tan Cumhuriyet’e kadar yaşadığı sosyal


değişim ve krizleri başarıyla yansıtmıştır. Yakup Kadri ilk romanı olan Kiralık
Konak‘ta Tanzimat’la başlayıp Çanakkale Savaşına kadar süren yıllardaki üç ayrı
kuşağın yaşadığı değişimi ve çatışmayı anlatır. Hüküm Gecesi‘nde II. Meşrutiyet
yıllarını ve bu dönemde İttihat ve Terakki partisi çevresinde gelişen olayları konu
eder. Sodom ve Gomore‘de işgal altındaki İstanbul’da yaşanan ahlakî çöküntüyü ve
milli bilinci yakalayan insanları anlatır.

Yaban‘da Kurtuluş Savaşı yıllarını ve bu yıllardaki aydın halk çatışmasını işler. Bu


romanında Türk köylüsünü cahil ve düşmanla işbirliği yapan insanlar olarak
gösterdiği için birçok çevreden de tepki görmüştür. Bir Sürgün‘de II. Abdülhamit
döneminde yaşanan sürgünleri işlemiştir. Ankara’da Cumhuriyet’in ilk on yılını ve
yeni devletin yeni başkentini anlatır. Sanatçının ayrıca 1923-1952 yıllarını kapsayan
ve iki ciltten oluşan Panoramaadlı romanı davardır. Eserleriyle sadece dönemleri
yansıtmakla kalmaz, 1910’dan 1974’e kadar üslup özellikleri bakımından Türkçenin
geçirdiği bütün evreleri de yansıtır.
Yakup Kadri’nin Fransız edebiyatı etkisinde başlayan yazarlığı 1920’lerden sonra
özgün bir sese kavuşarak siyasi ve sosyolojik konulara, tarihe, dönem çatışmalarına
ve birey psikolojisini irdelemeye yönelmiştir.

Yakup Kadri’nin eserlerinde sağlam bir gözlemcilik ve ona dayanan kuvvetli bir
gözlem hemen göze çarpar. Elbette ki sanatçının taşıdığı realizm onun sosyal konular
hakkındaki görüşlerini açıklamasına engel değildir. Güçlü bir tekniğe sahip olan ve
karakterlerini çok başarılı bir şekilde canlandırmayı bilen Yakup Kadri, Türk
romanında belki ilk defa tipleri toplumsal koşullara ve tarihsel sürece bağlamaya
çalışırken, bu tiplere canlı ve gerçek bir kişilik kazandırmak için bilinçli bir çaba
göstermiştir.

Çatışma: Aydın – halk (köylü) çatışması

Realizmi akımından etkilenmiştir

İnsanı değerli kılan ve diğer canlılardan ayıran en önemli özelliğin “ira- de” olduğunu herkes ifade
etmiştir. Kur’an’ın ifadesi ile “eşref-i mahlukat” olan insanın bu sıfatına sebep olan seçiciliği de yine bu
“irade” ile ilgilidir. Bu irade dışında yine en üstün değerlilik göstergelerinden birisi de insanın taşı- dığı
“sevgi”dir. İradenin bir sonucu olarak ortaya çıkan sevme eylemi, akıldan çok gönülle ilişkilendirilen bir
kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. “İnsanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık
göstermeye yönelten duygu”8 olarak tanımlanan bu kavram, değerler eğitimi açısından da en başta
sayılan bir “değer” olarak ifade edilmektedir. Sevgi, bir değer olarak alındığı gibi bir- çok başlığı da
içinde barındırmaktadır. Birçok alana ayrılan bu kavram daha özelde “vatan sevgisi”, “anne sevgisi”
gibi kategorik olarak da zaman zaman tabir edilebilmektedir.

Yazar Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Yaban adlı eserinin lise öğrencile- rine tavsiye edilen 100 Temel Eser
içerisinde olduğu daha önce ifade edilmiştir. Ülkenin geleceği olarak kabul edilen gençlerin beslendiği her türlü
kültürel öge nin hem kapsamı hem de mesajı bütün toplumlar için kayda değer bir durum- dur. Gençlerin zihin
ve gönül dünyasını etkileyecek tüm materyallerin, eğitim sistemi üzerinden titizlikle ele alınması gerektiği
önemli bir gerçekliktir. Kendi öz dinamiklerini alttan gelen nesillere aktarma hususunda oldukça hassas olan bir
milletin fertleri olduğumuz da aşikardır. Milli kültürü, örf ve ananeyi ön plana çıkaran bu yapı, eğitim sistemini
de bu gerçek üzerine kurmaya çalışmıştır. İçinde bulunduğumuz çağda da bu çalışmalar ara vermeksizin
sürmektedir.

Kapağına şöyle bir baktığımda sıradan bir roman okuyacağımı düşünmüştüm . Ama
kitabı okumaya başlayınca hiç de öyle olmadığını gördüm. konusu beni öyle bir sardı
ki daha önce okumamış olmanın pişmanlığını yaşattırdı bana.

Melahat Nur Albayrak 10/F 387


Türk Dili Ve Edebiyat Proje Ödevi

You might also like