Professional Documents
Culture Documents
Annelies Laschitza Rosa Luxemburg Her Şeye Rağmen Tutkuyla Yaşamak Yordam Kitap
Annelies Laschitza Rosa Luxemburg Her Şeye Rağmen Tutkuyla Yaşamak Yordam Kitap
Annelies Laschitza
A lm ancadan Çeviren: Levent Bakaç
Annelies Laschitza (1934), Leipzig’de tarih öğrenimi
gördükten sonra, ağırlıklı olarak 19. yüzyıl sonu ila
1918 arası A lm an işçi hareketi ve Rosa Luxemburg
ile Karl Liebknecht araştırm aları üzerine yoğun
laştı. 1971 yılınd a profesörlük unvanı alan Laschit
za, 1991/92 y ılların d a Bremen Ü niversitesinde öğ
retim üyesi olarak çalıştı. M argaret von T rotta’nın
Rosa Luxemburg film lerine de d anışm anlık yap
mış olan yazar, özellikle Rosa Luxemburgern toplu
eserlerini ve m ektuplarını kitaplaştırm asıyla tan ın
maktadır. Yazar ayrıca 1982 yılında b ir Karl Liebk
necht biyografisi de kaleme alm ıştır.
Eserin Özgün Adi:
Rosa Luxemburg
Im Lebensrausch, trotz alledem
Aufbau Taschenbuch Verlag, Berlin, 2002
ROSA LUXEMBURG
Her Şeye İnat, Tutkuyla Yaşamak
Annelies Laschitza
Almancadan Çeviren
Levent Bakaç
Yordam Kitap: 111 • Rosa Luxemburg • Annelies Laschitza • ISBN -978-605-5541-16-3
Çeviri: Levent Bakaç • Kitap Editörü: Selin Dingiloğlu
Baha İş Merkezi
Haramidere - İstanbul
Ö n s ö z .................................................................................................................................................................. 9
K öken 1 8 7 1 -1 8 8 8 ......................................................................................................................................... 13
Bütün d ertleri... tokların vicdanına yüklemek istiyorum ........................................................ 21
Y o la K oy u lu ş 1889-1897........................................................................................................................... 28
Artık gerçekten büyüdüm.....................................................................................................................28
Acele et pırlantam, mümkün olduğunca çabuk o l ....................................................................... 31
Ülkemizden yine çok iyi haberler aldık ......................................................................................... 37
İnsan susunca, arkadaş haklı olduğunu sa n ıy o r........................................................................... 39
Paris’te görüşmek üzere!.......................................................................................................................42
Zaman zaman böyle bir duş iyi g e l ir ................................................................................................47
Bu arada doktorluk unvanımı tebrik edebilirsiniz....................................................................... 52
K a r a r 1898/1899 ......................................................................................................................................... 62
Lanet olsun, ortalıkta biraz boy göstermek istiyorum ................................................................. 62
Kaygan zemine çıkmak zorundaydım ................................................................ ......................... 67
Siyaset sahnesinde başına buyruk hareket e tm e k ......................................................................... 72
Ben ise konuşabiliyorum....................................................................................................................... 78
Hiçbir şeyden korkmuyorum.............................................................................................................. 83
Bugünlerde tüm işlerin üzerime yığılması ne k o rk u n ç............................................................... 87
Anlaşılan büyük bir eser yazması gereken biri gibi gözüküyorum ......................................... 93
Olumlu etkide bulunma arzusu ve gayretindeyim ....................................................................... 99
Benim de inatçı olduğumu bilirsin .................................................................................................. 106
Nihayet Polonya’yla ilgili bir şey!...................................................................................................... 110
A n n elies L a s c h itz a
B erlin , K a sım 1995
Notlar
1 Hans Diefenbach a, 30 Mart 1917. GB 5.
2 Eklerde bulunan kaynakçaya bakınız.
3 Ettinger, Elzbieta, Rosa Luxemburg, s. 11.
4 Netti, Peter, Rosa Luxemburg. Yazar tarafından kısaltılmış baskısı. Köln/Berlin 1969, s. 15.
5 Gallo, Max, Rosa Luxemburg, s. 376.
6 Bkz. Rosa Luxemburg im Widerstreit. Hattinger Forum, Marburg 1990; Luxemburg-Bild im
Meinungsstreit. 5/6 Mart 1991 Berlin Rosa Luxemburg Sempozyumu belgeleri. BZG, 33 - Berlin
- 1991, 4.
7 Luxemburg, Rosa, “Önsöz," W ladimir Korolenko: Die Geschichte meines Zeitgenossen içinde,
GW 4, s. 308. --
K öken
1871-1888
cTSis
, K öken j 15
N otlar
1 Bkz. Stadler-Labhart, Verena, Rosa Luxem nau postanesinin damgasına göre mektup
burg an der Universität Zürich, s. 25. 4 M art’ta ulaşmış); SAPMO-BArch., NY
2 25 Aralık 1870 tarihi, baba Eduard 4002/81, Bl. 6 ve NY 4002/1, Bl. 25.
Luxemburg’un 11 (23) Kasım 1897’de ver 4 30 Ocak 1907. GB 6, s. 143.
diği bir belgede yazılı ve Zam oic’da B er 5 GW 1/1, s. 135 ve 152.
lin için evlenme ilanıyla ilgili olarak 29 6 Ettinger, Elzbieta, Rosa Luxemburg, s. 17.
Ocak 1898’de verilen resmi onaylı bir şa 7 Alıntı; Hirsch, Helmut, Rosa Luxemburg
hit ifadesinde duruyor. Daha sonraki sor mit Selbstzeugnissen, s. 9.
gulama ve mahkeme dosyalarında Rosa 8 Bkz. Anna Luxemburg’dan Rosa
Luxemburg’un onaylı kimliği ile ilgili ola Luxemburg’a, 9 Mayıs 1897. Ettinger,
rak sürekli bir şekilde evlilik belgesindeki Elzbieta, Rosa Luxemburg. Ekler, s. 317.
tarih görülüyor. Zürih şehrinin resmi nü 9 Kardeşlerin kişisel bilgileri farklı kitaplar
fus kayıtlarında buna karşın 1871 tarihi-ve- da farklı şekillerde veriliyor. Burada verilen
riliyor. Bkz. SAPMO., NY 4002/1, Bl. 2, 25, bilgiler W ilnali Kazimierz Luxemburg’un
36; NY 4002/ 61,62,76-80. 12 Haziran 1989 tarihli soy ağacı verilerine
3 Bkz. Eduard Luxemburg’dan Rosa dayanıyor. SAPMO-BArch., NY 4002/1.
Luxemburg’a, 1 M art 1900. Ettinger, 10 Kautsky, Luise, Rosa Luxemburg. Ein G e
Elzbieta, Rosa Luxemburg, s. 348 (burada denkbuch, s. 22-24.
yanlışlıkla 7 M art olarak verilmiş, Friede 11 Bkz. Anna Luxemburg’dan Rosa
Luxemburg’a, 30 Eylül 1897 ve devamı. Et- 28 Bkz. A.g.e. s. 75 ve 177.
tinger, Elzbieta, Rosa Luxemburg. Ekler, s. 29 Bkz. A.g.e. s. 76.
327. 30 Bkz. Kautsky, Luise, Rosa Luxemburg. Ein
12 Hans Diefenbach a, 20 Haziran 1917. GB 5, Gedenkbuch. s. 26 ve 52.
s. 259. 31 Kostja Zetkin’e, 14 [Temmuz 1907]. GB 2, s.
13 Sophie Liebknecht’e, 23 Mayıs 1917. GB 5, s. 299.
243. 32 [Eylül 1904]. GB 2, s. 68.
14 3 Haziran 1899. GB 1, s. 343. 33 Anna Luxemburg’dan Rosa Luxemburg’a, 2
15 Bkz. Eduard Luxemburg’dan Rosa Kasım 1897. SAPMO-BArch., NY 4002/81,
Luxemburg’a, 11 Nisan 1900. Ettinger, Bl. 54.; Bkz. Ettinger, Elzbieta, Rosa Luxem
Elzbieta, Rosa Luxemburg. Ekler, s. 349. burg. Ekler, s. 332.
16 2 Ekim [1907], GB 2, s. 312. 34 Kautsky, Luise, Rosa Luxemburg. Ein G e
17 Marchlewski, Julian, Dem Gedanken Rosa denkbuch, s. 24.
Luxemburgs und Leo Jogiches. Die Kom 35 Alıntı: Kochanski, Aleksander, Roza Luk-
munistische Internationale, 1 - Petrograd semburg, s. 15.
- (1919) - 3, 1 Temmuz 1919, s. 385. 36 Alıntı: A.g.e., s.26.
18 Luxemburg, Kazimierz, Zur Biographie 37 Kautsky, Luise, Rosa Luxemburg. Ein G e
von Rosa Luxemburg. SAPMO-Barch., NY denkbuch, s. 26.
4002/1. 38 Alıntı: Kochanski, Aleksander, R6za Luk-
19 Ettinger, Elzbieta, Rosa Luxemburg, s. 20. semburg, s. 14.
20 Alıntı: Jacobs, Jack, Vom Vater geprägt: 39 SAPMO-BArch., N Y 4002/1, Bl. 1.
Rosa Luxemburg, die polnischen Maskilim 40 Marchlewski, Julian, Dem Gedanken Rosa
und die Ursprünge ihrer Ansichten. Sozia Luxemburgs und Leo Jogiches .... Sp. 385.
listen und die “jüdische Frage”, Marx. M a 41 Alıntı: Schumacher, Horst/Tych, Feliks, Ju
inz 1994, s. 73. lian Marchlewski-Karski. Eine Biographie.
21 Jacobs, Jack, Vom Vater geprägt..., s.75. Berlin 1966, s. 20.
22 Bkz. Ettinger, Elzbieta, Rosa Luxemburg, s. 42 Alıntı: Kochanski, Aleksander, R6za Luk-
23 ve Jacobs, Vom Vater geprägt, s. 75. semburg, S. 15-18.
23 Ettinger, Elzbieta, Rosa Luxemburg, s. 23. 43 Bkz. Schumacher, Horst/Tych, Feliks, Juli
24 A.g.e. s. 24. an Marchlewski-Karski, s. 24.
25 Bkz. Jacobs, Jack, Vom Vater geprägt..., s. 44 Warski, Adolf, Julian Marchlewski. E rinne
72. rungen. Moskova 1925, s. 121.
26 Alıntı: A.g.e. s. 73.
27 A.g.e. s. 76.
Y o la K o y u lu ş
1889-1897
N otlar
M arcus Porcius Cato: M.Ö. 200 yıllarında yaşamış bir tarihçi, yazar, devlet adam ı ve komutan -çev.
reken sözler sarf etti [...] Benim açıklamalarımla ilgili olarak, bunların ken
dinden menkul, aşikâr şeyler olduğunu söylemekten daha büyük bir övgü
olamazdı, [...] fakat görünen o ki, bunlar kongrede herkes için aşikâr değil
miş (Vay!).”79
Taktik konusu gündeme ayrı bir madde olarak alınm adığı için, bu ko
nuda bir k arar alınmadı. August Bebel Stuttgart p arti kongresinin, Bern
stein sorununun ele alınm ası açısından uygun bir yer olmadığı kanısın
daydı.80 Bernstein’ın 1896-97 yıllarında Yeni Z a m a n da yayınlanan m aka
le dizisiyle ilgili açıklamasını okum akla ve aynı görüşte olm adığını belirt
mekle yetindi.
Yeni Z a m a n a ve Bernstein’ın açıklamasına karşı saldırılar baş gösterin
ce Kari Kautsky konum alm ak zorunda kaldı. D aha sonra Bernstein’a, ko
nuşmak zorunda kaldığını yazacaktı. “Susmak korkaklık olurdu. Konuş
muş olm am ın, senin dezavantajına olduğunu sanm ıyorum . August a, senin
açıklamana cevap vermek istediğimi söylemeseydim, bunu kendisi üstle
nirdi. M izacını ve acımasızlığını düşünecek olursan, cevabının nasıl olaca
ğını tahm in edebilirsin.”81 Rosa Luxemburg’dan farklı olarak Kari Kautsky,
Bernstein’ın görüşlerinin İngiltere’deki hayat şartlarından kaynaklanan
öznel bir sapmadan başka bir şey olmadığını düşünüyor ve Bernstein’ın
göçmenliğin politik koşullarından kurtulup Z ürih veya Viyana’ya yerleş
tikten ve A lm an sosyal demokrasisiyle daha yakın bağlar kurduktan sonra
konum unu revize edeceğini umuyordu.
August Bebel ve Karl Kautsky’nin Bernstein’dan görüşlerini kısa ve öz
bir broşürde toparlamasını talep etmesi, daha ileri boyutlara varan bir tar
tışmayı şim dilik önlemiş oldu. Bebel 4 Kasım 1898’de Victor Adler’e gön
derdiği bir m ektupta, Bernstein’ın görüşlerini terk etmemesi d u ru m u n
da “ne tanrı, ne de şeytan boşanm ayı durdurabilir. İlkelerin sorgulanm a
sı, taktiğin de, sosyal dem okratlar olarak konum um uzun da sorgulanm a
sına yol açar. Bu ise, parti açısından ‘olmak ya da olm am ak’ meselesi h ali
ne gelir”82 diye yazdı.
Burjuva basını sosyal dem okrasi içinde gelişen olayları dikkatle izliyor
du. Liberal gazeteler partinin “pullarını döküp” bir reform partisine dö
nüşmesini umuyordu. Buna karşın m uhafazakâr N eue Preußische Z eitu n g
(Yeni Prusya Gazetesi) alaylı bir dille şu yerinde saptamayı yaptı: “...iç
lerinden bazıları ‘nihai hedefe kilitlenm iş’ görünüm ündeydi ve sosyal de
m okrasinin esas program ına sadık kalarak ve ‘sınıf savaşının’ partisi ola
rak bayrağı her yerde yükseltmeyi talep etti; diğerleri ise ‘tedbirli sü rü n
genler’ olarak bayrağı şim dilik cepte saklam anın ve güncel görevlerle uğ
raşm anın daha doğru olduğunu düşünüyordu. Birinciler arasında m illet
vekili Stadthagen ve Ulrich, ayrıca Bayan Klara Zetkin ve Küçükhanım
Rosa Luxemburg, İkinciler arasında da ‘topçu’ lakaplı Berlin m illetveki
li Heine en ön safta yer alıyordu. Bebel daha ziyade arabulucu bir konuma
meyilliydi ve tartışm adan pek hoşlanm am ışa benziyordu.. .”83
Rosa Luxemburg 12 Ekim 1898 tarihinde Saksonya İşçi G a ze te sin d e çı
kan “Parti Kongresi A rdından” başlıklı yazısında şu saptam alarda bulun
du: “Tartışm alardan sonra kongre atmosferi az sayıdaki oportünizm tem
silcisi için o denli bunaltıcıydı ki, başlangıçta Vollmar’ın konuşm asında gö
rüldüğü gibi m orallerinin yüksek olduğunu ilan etmelerine rağmen, so
nunda konum larını savunm aktan bile vazgeçmek zorunda kaldılar. Bu açı
dan bakıldığında tartışm aların sonucundan m em nun olabiliriz. Ancak
tartışm ada ‘yaşlılarım ızın’ takındığı tavırla ilgili eleştirel bir not düşmek
istiyoruz. Parti em ektarlarının tartışm anın hem en başında tartışm aya ka
tılm asını beklerdik. [...] Tartışm anın başlatılması, parti liderleri sayesin
de değil, onlara rağm en gerçekleşti.”84 Rosa’ya göre yaşlılar partideki ha
vayı yanlış değerlendirmiş ve zararlı görüşe karşı çok gevşek davranm ıştı.
II. W ilhelm dönem inde Alman donanm asının kuran am iral -çev.
gürlükler ve burjuva dem okrasisinin savunulup genişletilmesi için verilen
mücadele Rosa Luxemburg için, aynı M arx’in F ransa’da S ın ıf S avaşım ları
başlıklı m akalesine Engels’in yazdığı önsözde belirttiği gibi, olsa olsa pro
letaryanın kurtuluş mücadelesinin bir zemini olabilirdi. Rosa Luxemburg
sosyal reform ve devrimi, sınıflı toplum un gelişimi çerçevesinde, b irbirin
den kesin hatlarla ayrılması m üm kün olmayan iki m om ent olarak görüyor
du. Bu ikisi hem birbirinin önkoşulu ve tamamlayıcısıydı, hem de birbir
lerini “güney ve kuzey kutbu, burjuvazi ve proletarya”149 gibi dışlıyorlardı.
Rosa Luxemburg makalesinde, devrim in yeni bir toplum sal düzenin inşa
sının politik eylemi olduğunu, sosyal reformun ise bu eylemi hazırladığı
nı yazıyordu.150 Bernstein reformu m utlaklaştırarak mevcut iktidar koşul
larının sürdürülm esinden yana tutum alıyordu. Rosa Luxemburg analiz ve
eleştirilerini şu sözlerle bitirdi: “Bernstein, kitabını partiye yaptığı bir tav
siyeyle sonlandırıyor: parti, olduğu gibi, yani demokratik-sosyalist bir re
form partisi olarak ortaya çıkmaya cesaret etmeliymiş. Bize göre parti, en
yüksek organı olan parti kongresi aracılığıyla, bu tavsiyenin biletini kes-
meli ve Bernstein’ı olduğu gibi görünmeye davet etmelidir: küçük burjuva-
demokrat bir ilerlemeci.”151 H annover parti kongresinin, sosyal dem okrat
hareket açısından can alıcı bir konuda karar vermesi gerekiyordu.
Notlar
1 Leo Jogiches’e, [17 Mayıs 1898]. GB 1, s. 115. 23 Die Wahlen in Oberschlesien. GW 1/1, s. 218.
2 Bkz. a.g.y. 24 Leo Jogiches’e, [24 Haziran 1898]. GB 1, s. 158.
3 Bkz. a.g.y. 25 24 H aziran [1898], GB 1, s. 155.
4 Leo Jogiches’e, [14 Mayıs 1898]. GB 1, s. 111. 26 GW 1/1, s. 218.
5 Leo Jogiches’e, [17 Mayıs 1898]. GB 1, s. 113. 27 Robert Seidel’e, 23 Haziran 1898. GB 1, s. 153.
6 19 Ağustos 1898. GB 6 , s. 40. 28 [24 Haziran 1898], GB 1, s. 158.
7 Bkz. 23 Haziran ve 11 Ağustos 1898. GB 1, s. 29 Leo Jogiches’e, [24 Haziran 1898], GB 1, s. 159.
152 ve 182. 30 Bkz. a.g.y.
8 Leo Jogiches’e, 20 Mayıs 1898. GB 1, s. 118. 31 Leo Jogiches’e, 27 Haziran 1898. GB 1, s. 163.
9 Erfurt 1891 Parti Kongresi tutanakları, s. 4. 32 GB 1, s. 171.
10 Bkz. Stenographische Berichte über die Ver 33 Alıntı: Stadler-Labhart, Verena, Rosa Luxem
handlungen des Reichstags, IX. Legislaturpe burg an der Universität Zürich, s. 30.
riode, V. Session, 1897/98. Üçüncü Cilt. Berlin 34 Bkz. [15 Ağustos 1898]. GB 1, s. 184.
1898, s. 1987. 35 Die Neue Zeit, 17 - Stuttgart - 1898/99, Cilt 1,
11 Stenographische Berichte.. s. 1985. s. 440-442.
12 Leo Jogiches’e, [22 Mayıs 1898], GB 1, s. 124. 36 Bkz. Kapitalismus und nationale Frage in Po
13 Leo Jogiches’e, [22 Mayıs 1898]. GB 1, s. 125. len. Sozialistische Monatshefte, 3 - Berlin -
14 Leo Jogiches’e, [22 Mayıs 1898]. GB 1, s. 124. Şubat 1899 No. 2.
15 Leo Jogiches’e, 25 Mayıs 1898. GB 1, s. 125. 37 Archiv für Soziale Gesetzgebung und Statis
16 Leo Jogiches’e, 25 Mayıs 1898. GB 1, s. 126. tik. Yayınlayan: Heinrich Braun. Cilt 13. Ber
17 Volkswacht (Breslau), 6 Haziran 1898, No. lin 1899, s. 240.
129. 38 Leo Jogiches’e, [12 ile 20 Temmuz 1898 ara
18 Leo Jogiches’e, 9 Haziran 1898. GB 1, s. 143. sında]. GB 1, s. 173.
19 Leo Jogiches’e, 27 Haziran 1898. GB 1, s. 163. 39 GB 1, s. 175.
20 Leo Jogiches’e, 15 Haziran 1898. GB 1, s. 147. 40 Leo Jogiches’e, 2 Temmuz 1898 ve Mathilde ve
21 Die Wahlen in Oberschlesien. GW 1/1, s. 218. Robert Seidel’e, 11 Ağustos 1898. GB 1, s. 165
22 Leo Jogiches’e, [18 Haziran 1898]. GB 1, s. 148. ve 182.
41 Die Neue Zeit, 15 - Stuttgart - 1896/97, Cilt 1, Schriften. Cilt 5: M ektuplar 1890-1899, s. 100.
s. 165. 81 Karl Kautsky’den Eduard Bernstein’a, 27
42 Die Neue Zeit, 15 - Stuttgart - 1896/97, Cilt 1, Ekim 1898. IISG, Amsterdam, Kautsky arşi
s. 166. vi C 209.
43 Die Neue Zeit, 16 - Stuttgart - 1897/98, Cilt 1, 82 Adler, Victor, Briefwechsel mit August Bebel
s. 556. und Karl Kautsky, s. 268.
44 Bkz. Ed. Bernstein als “Armer Toms”. 26 M art 83 Neue Preußische Zeitung, 9 Ekim 1898 (sabah
1898 tarihli Sächsische Arbeiter-Zeitung, No baskısı).
70. 84 GW 1/1, s. 245.
45 19 Ağustos 1898. GB 6, s. 40. 85 [24 Eylül 1898]. GB 1, s. 206.
46 Leo Jogiches’e, 3 Ağustos 1898. GB 1, s. 178. 86 19 Ağustos 1898. GB 6, s.40.
47 Leo Jogiches’e, 27 Temmuz 1898. GB 1, s. 177. 87 29 Ekim 1898. IISG, Amsterdam, Kautsky ka
48 [3 Eylül 1898], GB 1, s. 194. lıtı, C 210.
49 Leo Jogiches’e, [4 veya 5 Temmuz 1898]. GB 1, 88 Erörterungen über die Taktik. GW 1/1, s. 263.
s. 169. 89 August Bebel’e, 31 Ekim 1898. GB 1, s. 210.
50 Leo Jogiches’e, 2 Temmuz 1898. GB 1, s. 166. 90 August Bebele, 31 Ekim 1898. GB 1, s. 211.
51 G B l, s. 188. 91 SAPMO-BArch., NY 4034/109.
52 Bkz. Leo Jogiches’e, 10 Temmuz 1898. GB 1, s. 92 Emil Eichhorn’a, 5 Kasım 1898. SAPMO-
170. BArch., NY 4131/9.
53 GB 1, s 194. 93 Leo Jogiches’e, 3 Aralık [1898]. GB 1, s. 220.
54 Leo Jogiches’e, [24 Eylül 1898], GB 1, s. 204. 94 7 Kasım 1898. GB 1, s. 212.
55 Sozialreform oder Revolution? GW 1/1, s. 95 Vorwärts’te parti sorunları üzerine. 24 Eylül
404. 1898 tarihli Vorwärts, No. 224.
56 Sozialreform oder Revolution? GW 1/1, s. 405. 96 Vorwärts’te parti sorunları üzerine. GW 1/1,
57 GB 1, s. 208. s. 565.
58 Bkz. Leo Jogiches’e, [24 Kasım 1898]. GB 1, s. 97 [24 Kasım 1898]. GB 1, s. 217.
216. 98 27 Aralık 1898. GB 1, s. 234.
59 Leo Jogiches’e, [24 Eylül 1898]. GB 1, s. 205. 99 GB 1, s. 237.
60 Bkz. Leo Jogiches’e, [24 Eylül 1898], GB 1, s. 100 30 Aralık 1898, GB 1, s. 238.
207. 101 Bkz. Leo Jogiches’e, 3 Aralık [1898]. GB 1, s.
61 Bkz. Leo Jogiches’e, [24 Eylül 1898]. GB 1, s. 221.
205. 102 31 Aralık 1898. GB 1, s. 241.
62 Leo Jogiches’e, [24 Eylül 1898], GB 1, s. 206. 103 Bkz. Leo Jogiches’e, 2 Ocak 1899. GB 1, s. 243.
63 Leo Jogiches’e, [24 Eylül 1898]. GB 1, s. 207. 104 Leo Jogiches’e, [2 Şubat 1899], GB 1, s. 264.
64 Adler, Victor, Briefwechsel mit August Bebel 105 Leo Jogiches’e, [2 Şubat 1899]. GB 1, s.
und Karl Kautsky, s. 252. 264/265.
65 Robert Seidel’den Rosa Luxemburg’a, 16 106 Bkz. Leo Jogiches’e, [23 Temmuz 1899]. GB 1,
Ekim 1898. Z ürih Merkez Kütüphanesi, Sei s. 349.
de] arşivi, mektup suretleri, Cilt 14, s. 190. 107 Isegrim (Schippel), IV. War Friedrich Engels
66 GW 1/1, s. 232 ve 234. milizgläubig? Sozialistische Monatshefte, 2 -
67 1898 Stuttgart parti kongresi tutanakları, s. Berlin - Kasım 1898, s. 496.
89. 108 [19 Şubat 1899], GB 1, s. 272.
68 Possibilismus, Opportunismus. GW 1/1, s. 109 Sozialreform oder Revolution? GW 1/1, s. 397.
230. 110 Miliz und Militarismus. GW 1/1, s. 454.
69 1898 Stuttgart parti kongresi tutanakları, s. 111 Bkz. a.g.y., GW 1/1, s. 459.
91. 112 Leo Jogiches’e, [2 M art 1899]. GB 1, s. 277.
70 A.g.y., s. 93. 113 Karl Kautsky’den Rosa Luxemburg’a, 3 M art
71 A.g.y., s. 94. 1899. GB 1, s. 281.
72 A.g.y., s. 95. 114 Leo Jogiches’e, [2 M art 1899]. GB 1, s. 275.
73 A.g.y., s.96. 115 Leo Jogiches’e, [4 M art 1899], GB 1, s. 282.
74 GLA Karlsruhe, 69 N Adolf Geck (aile m en 116 Bkz. Leo Jogiches’e, [4 Mart 1899]. GB 1, s.
supları). No. 259. 282.
75 GW 1/1, s. 236. 117 Leo Jogiches’e, [4 Şubat 1899]. GB 1, s. 266.
76 GW 1/1, s. 241. 118 Bkz. Leo Jogiches’e, [22 Ocak 1899]. GB I, s.
77 1898 Stuttgart parti kongresi tutanakları, s. 256.
120. 119 Leo Jogiches’e, [4 M art 1899]. GB 1, s. 283.
78 A.g.y., s. 120. 120 Leo Jogiches’e, [11 M art 1899]. GB 1, s. 288.
79 GW 1/1, s. 238. 121 Leo Jogiches’e, [11 M art 1899]. GB 1, s. 289.
80 Bkz. August Bebel’den Eduard Bernstein’a, 122 Leo Jogiches’e, [27 Nisan 1899]. GB 1, s. 316.
16 Ekim 1898. Bebel, Ausgewählte Reden und 123 Leo Jogiches’e, [6 M art 1899], GB 1, s. 284.
124 25 [26] Ocak [1899]. GB 1, s. 259. 171 GW 1/1, s. 571.
125 Leo Jogiches’e, 6 M art [1899]. GB 1, s. 284. 172 1899 Hannover Parti Kongresi tutanakları, s.
126 GB 1, s. 285. 211 .
127 GB 1, s. 285. 173 Engels, Friedrich, Die Bauernfrage in Frank
128 GB 1, s. 286. reich und Deutschland. Marx, Karl/Engels,
129 Leo Jogiches e, [28 M art 1899]. GB 1, s. 295. Friedrich, Werke. Cilt 22, s. 504.
130 Leo Jogiches’e, [12 Aralık 1898]. GB 1, s. 227. 174 Sozialreform oder Revolution? GW 1/1, s. 433.
131 GB 1, s. 227. 175 Bkz. Liebknecht, Wilhelm, Zukunftstaatlic
132 Leo Jogiches’e, 31 Aralık [1898]. GB 1, s. 242. hes. Cosmopolis, Berlin, 1898, s. 218.
133 Bkz. GB 1, s. 242. 176 Bkz. Kautsky, Karl, Bernstein und das Sozial
134 Bkz. Leo Jogiches’e, 3 ve 9 Ocak 1899. GB 1, s. demokratische Programm. Eine Antikritik.
245 ve 249. Stuttgart 1899, s. 172.
135 Bkz. Leo Jogiches e, 31 Aralık [1898]. GB 1, s. 177 Die sozialistische Krise in Frankreich. GW
242. 1/2, s. 73.
136 Leo Jogiches’e, [24 Eylül 1898]. GB 1, s. 206. 178 Zum französischen Einigungskongreß. GW
137 Leo Jogiches’e, [19 Nisan 1899]. GB 1, s. 307. 1/2, s. 93.
138 Leo Jogiches’e, [11 Nisan 1899]. GB 1, s. 303. 179 A.g.y.
139 Leo Jogiches’e, [19 Nisan 1899]. GB 1, s. 307. 180 Sächsische Arbeiter-Zeitung, 29 Kasım 1899.
140 Sozialreform oder Revolution? GW 1/1, s. 369. 181 Simplicissimus, Yıl 4, No. 33, 1899/1900, s.
141 GW 1/1, s. 406. 263.
142 GW 1/1, s. 382. 182 [22 Nisan 1899], GB 1, s. 310.
143 Marx, Karl, Kapital, Üçüncü Cilt. Marx, 183 Leo Jogiches’e, [17 Mayıs 1898]. GB 1, s. 116.
Karl/Engels, Friedrich, Werke. Cilt 25, s. 825. 184 GB 1, s. 425.
144 GW 1/1, s. 407. 185 Mathilde ve Robert Seidel’e, 30 Aralık [1899].
145 GW 1/1, s. 408. GB 1, s. 433.
146 Bkz. GW 1/1, s. 425. 186 Bkz. Leo Jogiches’e, [3 Ocak 1900]. GB 1, s.
147 GW 1/1, s. 426. 440.
148 GW 1/1, s. 432. 187 Leo Jogiches’e, [3 Aralık 1899]. GB 1, s. 416.
149 GW 1/1, s. 428. 188 Leo Jogiches’e, [7 Aralık 1899J. GB 1, s. 420.
150 Bkz. GW 1/1, s. 428. 189 Leo Jogiches’e, [1 Kasım 1899]. GB 1, s. 394.
151 GW 1/1, s. 445. 190 GB 1, s.387.
152 Bkz. Leo Jogiches’e, [25 Nisan 1899], GB 1, s. 191 25 Ocak 1900. Alıntı: Ettinger, Elzbieta, Rosa
315. Luxemburg. Ekler, s. 347.
153 Leo Jogiches e, 1 Mayıs 1899, GB 1, s. 323. 192 22 Şubat 1900. Alıntı: Ettinger, Elzbieta, Rosa
154 H ans Diefenbach’a, 27 Ağustos 1917, GB 5, s. Luxemburg. Ekler, s. 347.
297. 193 G B l,s456.
155 Leo Jogiches’e, [2 Ağustos 1899]. GB 1, s. 354. 194 Bkz. Leo Jogiches’e, [24 Eylül 1899]. GB 1, s.
156 13 Temmuz 1899. SAPMO-BArch., NY 384.
4023/6. 195 20 Nisan 1900. Alıntı: Ettinger, Elzbieta, Rosa
157 Leipziger Volkszeitung, 30 Ağustos 1899. Luxemburg. Ekler, s. 350.
158 Wolfgang Heine’den Georg von Vollmar’a, 10 196 Leo Jogiches’e, 1 Mayıs 1899, GB 1, s. 323.
Eylül 1899. IISG, Amsterdam, Vollmar kalıtı, 197 Leo Jogiches’e, [18 Mayıs 1899]. GB 1, s. 473.
No. 873. 198 Leo Jogiches’e, [4] Ocak 1900. GB 1, s. 435.
159 7 Eylül 1899. SAPMO-BArch., NY 4023/6. 199 Luise ve Karl Kautsky ye, 30 Aralık 1899. GB
160 Eine Richtigstellung. GW 1/1, s. 511. 1, s. 432.
161 Zum kommenden Parteitag. GW 1/1, s. 524. 200 Vorwärts, Berlin, 3 Nisan 1900.
162 GW 1/1, s. 530. 201 Bkz. Leo Jogiches’e, 24 Nisan 1900, GB 1, s.
163 Ignatz Auer’den Eduard Bernstein’a, 13 Tem 457.
muz 1899. RZBSDNG, Moskova, Fonds 204, 202 Bkz. Leo Jogiches’e, [30 Nisan 1900], GB 1, s.
op. 1, No. 144. 460.
164 1899 Hannover Parti Kongresi tutanakları, s. 203 Bkz. GW 1/1, s. 810-828.
94. 204 Bkz. Leo Jogiches’e, [25 Mayıs 1900], GB 1, s.
165 A.g.y., s. 239. 477.
166 Sozialreform oder Revolution? GW 1/1, s. 438. 205 Zur Verteidigung der Nationalität. GW 1/1, s.
167 GW 1/1, s. 439. 828.
168 A.g.y. 206 Bkz. Der Sozialismus in Russisch-Polen. GW
169 Zum kommenden Parteitag. GW 1/1, s. 528. 1/1, s. 764.
170 Zum Parteitag in Hannover. Die Neue Zeit, 207 GW 1/1, s. 797.
18 - Stuttgart - 1899/1900, Cilt 1, s. 12.
Her birkaç haftada bir kendimi kötü durumlara düşmekten
korumak ne tatsız bir fikir!
Rosa Luxemburg’un bir özelliği de, dünyadaki çok sayıda politik olgu
arasından önemli olanları ayırıp yeni gelişme eğilim lerini analiz etmesiy
di. Bruno Schoenlank ve Adolf Braun gibi sosyal dem okratların daha önce
den üzerinde araştırm alar yaptığı, giderek artan kartel ve tröst oluşum ları
nı özel bir dikkatle takip ediyordu. 1894 yılındaki Frankfurt Parti Kongre
si, Max Schippel’in sunduğu bir rapor temelinde bu konuya eğilmişti. A n
cak Rosa Luxemburg “kartellerin m odern gelişmenin bütünü içerisindeki
iç doğasının, toplum sal etkilerinin ve tarihsel önem inin” henüz çok belir
siz olduğunu saptadı.1Am pirik bir durum saptaması için kendisi de m alze
me toplamaktaydı. 3 Kasım 1899 tarihinde “Kartel Ekonom isinin Bir Sonu
cu” başlığıyla yayınlanan yazısında, Kuzey Amerika’nın ekonomik yapısın
da “tekel iktidarının serbest rekabetin yerini alacağı”2 öngörüsünde bulun
du. Avrupa ülkeleri için, Fransız iktisatçı Paul de Rousiers gibi o da kartel
lerin yaygınlaşmasını henüz m üm kün görmüyordu.3 Ancak dokuz ay son
ra, Kasım 1899’da “kartellerin kıtam ızda genel olarak yaygın bir kurum
olup olmayacağı”4 sorusunun yanıtını açık bıraktı. D aha önce imkânsız gö
züken, Rosa Luxemburg için artık en azından tasavvur edilebilir olmuştu;
çünkü ekonomideki ve mali piyasalardaki yoğunlaşm a süreçleri değişim
gösteriyor, devletin işlevlerini etkiliyordu: Üretim süreci giderek daha faz
la toplum sallaştırılıyor ve devlet buna daha yoğun düzeyde m üdahil olu
yordu. Aynı zam anda kapitalist özel mülkiyet giderek daha ortaklaşa hare
ket ediyor ve devlet kontrolü giderek artan ölçüde sınıf çıkarları doğrultu
sunda işlev görüyordu. Bunun sonuçları Rosa için açıkça ortadaydı: “Am e
rikan kartel ekonomisi uluslararası bir hastalığa dönüştüğü takdirde, bu
sosyalizm için bir engel değil, sermayenin muzaffer ilerlemesinin kurban
larını sosyalizmin kollarına atacak ve kapitalist toplum içindeki çelişkile-
ri en üst seviyeye çıkartarak sosyalist devrim in, sermaye iktidarının yarat
tığı acılardan kurtulm anın tek yolu olduğunu gösterecek bir kamçı teşkil
edecektir.”5
Rosa Luxemburg bir başka gelişmeyi de aynı büyük dikkatle takip et
mekteydi: Almanya’da artan yayılmacı emeller ve hızlandırılan donan
m a inşası. M art 1898’de kabul edilen Birinci Tirpitz D onanm a Kanunuy
la birlikte, Büyük Britanya’yla yarış halinde, denizde silahlanm a kararı ve
rilm işti. İkinci D onanm a Kanun Tasarısı yakında, M art 1900’de gelecek
ti. Henüz Aralık 1897’de, Alman deniz birliklerinin Kiautschou körfezini
işgalinden kısa bir süre sonra, geleceğin İm paratorluk Şansölyesi Bülow şu
açıklamayı yapmıştı: “Alm anların, kom şularından birine toprakları, diğe
rine denizleri ve kendilerine de saf öğretinin hüküm sürdüğü gökleri rezer
ve ettiği zam anlar geride kalm ıştır... Kimseyi gölgede bırakm ak istemiyo
ruz, am a güneşin altında kendimiz için de bir yer talep ediyoruz.”6 Nisan
1898 sonunda, bir sömürge toprağının yeniden paylaşımı için verilen ilk sa
vaş olarak İspanyol-A m erikan savaşı başladığında, Alm an İm paratorluğu
bir donanm a filosunu M anila’ya göndererek İspanyol sömürge toprakları
nın Pasifik’teki ve Uzak D oğudaki bazı parçaları üzerinde hak iddia etti.
1898 sonunda yayılmacı emelleri ayrıca ve tekrar Ön Asya’ya yöneldi. Bu
nun dış politikadaki göstergesi, İm parator II. W ilhelm’in Doğu ziyaretiy
di. Osm anlı sultanı II. A bdülham it’in Deutsche Bank’a İzm it-A nkara de
m iryolu inşaatının im tiyazını vermesinden on yıl sonra 1899 yılında, im
tiyazı takiben kurulan Anadolu Demiryolu Şirketi, Haydarpaşa’da bir li
m anın ve Konya-Bağdat-Basra demiryolu hattının inşaat iznini aldı. Al
m anya hiçbir zaman tam am lanam ayacak olan Bağdat hattıyla, İngilizlerin
M ezopotamya’daki ulaşım tekelini kırm ak, Osmanlı İm paratorluğu üze
rindeki nüfuzunu sağlam laştırm ak ve ö n Asya topraklarına girm ek isti
yordu. Aralık 1899’da Bülow mecliste, Alm anya için politik güçsüzlük ve
ekonom ik tevazu zam anlarının geride kaldığını açıkladı ve açıkça dünya
nın yeniden paylaşımı savaşı için aktif askeri hazırlık talebinde bulundu.7
Bu gelişmeler Rosa Luxemburg tarafından Şubat 1900’de silahlanm a ya
rışına karşı başlatılan bir toplantılar dizisi çerçevesinde (yalnızca 7 Şubat
1900 tarihinde Berlin’de 19 adet kitlesel gösteri yapıldı) alaylı bir biçimde
yorum landı: “Almanya’da belli çevrelerin tutulduğu dünya gücü olma has
talığı, Almanya’nın ilk sömürge ve deniz gücü İngiltere’ye denk bir güç ola
cağı veya hatta onun yıkıntıları üzerine kurulacağı gibi çılgın gelecek fan
tezileriyle artık yetinmiyor. Almanya’nın bakışı şimdi geçmişe yöneliyor ve
bu geçmişe, sömürgecilik ihtirası açısından büyük bir ih m alkârlık günahı
olarak bakılıyor. Buna göre bugünkü D onanm a Kanun Tasarısında eksik
bulunabilecek tek nokta, on, on beş hatta yirm i sene önce meclise getiril-
memiş olmasıdır.”8 “W eltpolitik' in Bir Sonucu” başlıklı yazısında şu sonu
cu çıkarıyordu: “W eltpolitik, her durum da ve her yoldan aynı noktaya va
rıyor: M ilita rizm in güçlendirilm esi.”9 Karada çoktandır birinci sınıf bir as
keri güç olan Alm anya’nın emperyalist arzuları, onu şim di de güçlü bir do
nanm a kurmaya yöneltiyordu. Tüm emperyalist büyük devletler arasında
ki çılgın silahlanm a yarışı, halklara tarif edilemez acılara mal oluyordu.
“Öyleyse sosyal mücadelelerin zayıflam asını ve yum uşam asını değil, aksi
ne m odern toplum un içinde ve dışında çelişkilerin artm asını ve mücadele
lerin sertleşmesini göze almalıyız.”10
Rosa Luxemburg için iki soru öne çıkıyordu: Bu gelişmeye karşı etkili
bir mücadele nasıl verilebilirdi ve sosyal demokrat partilerin bununla ilgili
eylemleri uluslararası düzeyde nasıl daha iyi koordine edilebilirdi?
Ancak Rosa Luxemburg 1900 yılının Mayıs ile Tem muz ayları arasında
kendisini bir yaratıcılık krizinin içinde buldu. Yeni Z a m a n gazetesi için,
yakında Paris’te yapılacak olan uluslararası Sosyalistler Kongresi üzeri
ne planlanan yazı dizisini hazırlam ayı bir türlü başaramıyor, kendisini
ruhsal olarak boşalm ış ve güçsüz hissediyordu. Leo Jogisches’e yazdığı bir
mektupta “elle tu tu lu r bir şey ortaya çıkm ıyor” diye yakınıyor ve “soyutla
ma ve spekülasyon bulutu içinde, öylesine bir keşif gezisi. Zaten konunun
kendisi (bu kahrolası “enternasyonalizm ” meselesi) de soyut” diyordu. As
lında bu yıl süresince “ne kadar çok ve farklı şeyler okum uştu”.11Alm an ve
Polonya partileri için yaptığı çeşitli ufak tefek işler, sandığından daha faz
la zaman ve güç kaybına yol açıyordu. Üstelik L eipzig H alk G azetesi yayın
kurulu, Bruno Schoenlank ile şahsi ilişkisinin kopm asından sonra, ortak
çalışm alarına geçici olarak ara verm iş ve önceden hazırladığı bir Çin ya
zısını geri çevirm işti. Hırslı politikacı, m addi kaybı bir yana, bundan bir
hayli etkilenm işti. Buna rağm en sevgilisine, insanın kendisini kaybetm e
mesi gerektiğini yazdı. Hayatta ve politik çalışmada daha büyük talihsiz
likler yaşanabilirdi.12
Yeni huzursuzluğunun başlıca nedeni büyük bir ihtimalle, en çok sev
diği ve ihtiyacı olduğu insanın Berlin’de yanında olm am asının yarattığı
mem nuniyetsizlikti. Burada sırayla her şeyi denemiş ve hepsinden kısa bir
süre sonra bıkmıştı: Alman parti çevreleriyle ilişkiler, çocuklu aile haya
tının sihri, Polonyalı arkadaş çevresi, ara sıra yaşanan flörtler... Rosa Lu
xemburg iş ve aşkta huzurlu bir hayatın hasretini her zam ankinden daha
çok çekiyordu. Hayalindeki ideal ilişkinin resmini çizdi: “Gerçekten, bizim
haricimizde hiçbir çiftin, bizim gibi hayatta karşılıklı olarak bir İnsan ya
ratm a gibi bir ödevi yok. Bunu her attığım adım da hissediyor ve ayrılığı
mızı bir kat daha fazla acıyla duyum suyorum . İkim iz de sürekli içsel ola
rak ‘yaşıyoruz’, yani değişiyor ve büyüyoruz. Bu nedenle sürekli içsel bir
parçalanm a, ruhun parçalarında bir dengesizlik ve uyum suzluk oluşuyor
ve insan yeniden bir iç yenilenme gerçekleştirmek, düzen ve uyum u tek
ra r sağlamak zorunda kalıyor. Yani insan sürekli kendisiyle meşgul oluyor,
am a aynı zamanda olayların genel ölçüsünü gözden kaçırm am ası gereki
yor. Genel ölçü ise benim kanımca, olum lu eylem ve yaratıcı faaliyet. Kısa
cası, ruhsal tükeniş ve parçalanm a içinde kaybolmamak için, her şeyi anla
yan am a uyumu arayan ‘B enin dışında duran, başka ve yakın bir insanın
kontrolü gerekli. Tüm bunları anlayabildiğinden şüpheliyim, çünkü bir ce
bir sembolleri dizisine benziyor.”13
Jogisches’in doğum günü olan 18 Temmuz yaklaşıyordu. Rosa Luxem
burg en son ana kadar bu günü onunla Berlin’de kutlamayı umdu. “Kü
çük ve neşeli bir kafa çekmeyle veya eğlenceli bir birliktelikle .”14 Jogisches,
Z ü rih ’te bir raporu yetiştiremediği için, bu gerçekleşmedi. Ancak birbiri
ardına gelen iç ve dış politik olaylar, Rosa Luxemburg’un kişisel sorunları
n ın önüne geçti.
* Rusya Sosyal Demokrat İşçi P artisi’ne bağlı bir yayın organı -çev.
dı.135 Bu noktaların önemini iki ayrı telgrafla W arski ve Hanecki’ye bildir
di ve Polonya’ya uygulanan ulusal baskıya karşı mücadeleden ve özerklik
talebinden vazgeçilemeyeceğini açıklarken, aynı zam anda “sınıflı bir Po
lonya devletinin yeniden kurulm ası doğrultusunda verilecek bir mücadele
nin, mutlakıyetçiliğe karşı sürdürülen savaştan vazgeçilmesi anlam ına gel
diğini ve böylesi bir talebin program a ve ajitasyona dâhil olmasının Polon
ya işçi sınıfını, önünde duran yakın ve uzak görevleri yerine getirm ekten
alıkoyacağını” vurguladı.136
Bu görüşün kongrede kabul görmemesi üzerine W arski ve Hanecki top
lantıyı terk etti. Sonuçta illegal SDKP 1903 yılında RSDÎP’ye katılm am ış
oldu ve Lenin ile Luxemburg arasındaki sert polem ik devam etti. Lenin’in
konumu ve böylece ulusların kendi kaderini tayin hakkına ilişkin önerge,
kongre çoğunluğu tarafından kabul edildi. Bundan böyle Lenin taraftarla
rı Bolşevik (çoğunluk), diğer grup ise Menşevik (azınlık) olarak adlandırı
lacaktı.
Aynı öneme sahip başka bir tartışm a konusu da parti yapısı, p arti içi
norm lar ve p arti ile proleter yığınlar arasındaki ilişkiydi. Rosa Luxem
burg henüz ulusal sorun bağlam ında konuşurken W arski’ye, birçok par
ti ve gruptan oluşan parti birliği içerisinde, örgütsel-politik açıdan nele
re önem verilmesi gerektiğini açıklamıştı: RSDİP içindeki partilerin tam a
mıyla bağım sız olması, politik eylem birliği, kurullarda görevlendirilenle
rin seçiminde parti tabanı ile merkez kom itesinin m akul bir işbirliği içe
risinde bulunm ası. Aceleci birleşmelerden ve özellikle de Rusların katılan
partiler üzerinde kontrol hakkına sahip olm asından kesinlikle kaçınılm a
lıydı.
Lenin p arti kongresinde program konusunda galip gelirken, tüzük so
rununu kendi görüşleri doğrultusunda çözüme kavuşturm ayı başaram adı.
Alman sosyal dem okratları, Rus sosyal dem okratlarının bir p arti kong
resi gerçekleştirdiğini resmen ancak 9 Aralık 1903 tarihli Leipzig H alk G a
zetesi ve 20 A ralık 1903 tarihli île r i ’den öğrendi. “Gizemin büyüsüyle ör
tü lü ” ve “Çar babanın kan kokusu almış köpeklerinin her yere b u ru n ları
nı soktuğu ve bir sosyalisti Sibirya tatiline gönderm e fırsatı ellerine geç
tiğinde zevkle ulumaya başladığı koşullarda” yapılan kongre, Rus im pa
ratorluğunun uçsuz bucaksız topraklarında bir yerlerde, Archangelsk’ten
Odesa’ya, Petersburg’dan O renburg’a kadar tüm bölgelerden delegelerin
katılımıyla gerçekleşmişti. “P arti kongresinin temel görevi, dağınık grup
ve birim lerin bütünlüklü tek bir örgüt çatısı altında birleşmesini sağlam ak
üzere bir p arti program ı ve tüzüğünü oluşturm aktı” diye başlayan L eipzig
H alk G azetesi haberinde şöyle devam ediliyordu: “Parti program ına tam a
mıyla M arksizm ’in ruhu hâkim ve ana hatlarıyla bizim Erfurt program ı-
m iza benziyor. Parti örgütü, merkeziyetçi bir yapıda. En tepede, genel işler
den sorum lu Merkez Komite’nin yanı sıra, teorik işlerden sorum lu yöne
tim organı olarak Cenevre’de çıkarılan merkez yayın organı İsk ra n m ya
yın kurulu yer alıyor. Bu iki organın uyum unu sağlamak üzere, en yüksek
merci olan Parti Konseyi oluşturulm uş. [...] Rusya Sosyal D em okrat İşçi
Partisi en yakın hedefini, doğal olarak Çarlık m utlakıyetçiliğinin yıkılması
ve dem okratik bir cum huriyetin kurulm ası olarak görüyor. Kahrolsun Çar
ve m utlakıyetçi maiyeti!” Gazetenin okuyucuları, bir sosyal dem okrat par
ti program ında ilk kez vurgulanan “proletarya diktatörlüğü” tanım ından,
ulusların kendi kaderini tayin hakkıyla ilgili görüş ayrılıklarından, tüzü
ğün 1. maddesi hakkında yapılan tartışm alardan veya Bolşevik ve Menşe-
viklerin oylamalarda karşı karşıya gelmesinden haberdar edilmiyordu.
Lenin, partideki kriz üzerine ayrıntılı görüşlerini açıkladığı B ir A dım
İleri, İki A d ım Geri başlıklı broşürünü II. p arti kongresini takiben Mayıs
1904’te Cenevre’de yayınladı.137 Birçok Menşevik, broşürü öfkeyle karşıla
dı. Plehanov merkez komitesini, broşürle görüş birliği içerisinde olmadığı
nı açıklamaya çağırdı. Eserin Almancası ilk defa 1907 yılında 12 Jahre (12
Yıl) derlemesi içinde yayınlandı.
Tüzüğün RSDİP üyeliği ile ilgili olan ve Lenin ısrarı doğrultusunda, her
üyenin parti program ının hayata geçirilmesi doğrultusunda aktif çalışma
sorum luluğunu içeren, fakat M artov ve M enşeviklerin m uhalefeti nede
niyle kabul edilmeyen 1. m addesinin formülasyonu, sert ideolojik tartış
m alara yol açtı. Sosyal sömürü, ulusal baskı ve politik köleliğe karşı sos
yal dem okrat kitle hareketlerini geliştirmek üzere, bir işçi sınıfı partisinin
örgütsel yapısı ve çalışma tarzında merkeziyetçilik ve dem okrasi birbiriy-
le nasıl uyum lulaştırılabilirdi? Tartışm aların merkezinde bu soru yer alı
yordu; fakat ayrıntılardan öteye geçmeyen polemik, suçlama ve ithamlarla
üstü örtüldü. Tartışm anın dışında duranlar için, bir fikir oluşturm ak zor
du. A lm an sosyal dem okrasisinin etkili yayın organları ilkin çekingen dav
randı. Ljadow İleri nin yazı işleri sorum lusuna Rusya işçi hareketi hakkın
da bir inceleme yazısı teklif ettiğinde, K urt Eisner yazının yayınlanması
nı, “yabancı ve özellikle de Rus hareketi gibi genç olan ve olgun Alm an ha
reketine katkıda bulunm ası pek m üm kün gözükmeyen bir harekete gaze
tede yer ayırm asının söz konusu olamayacağı” gerekçesiyle reddetti.138 Rus
sosyal demokrasisinin görüş ayrılıklarını kendi içinde giderebileceği um u
duyla, Kari Kautsky de Yeni Z a m a n d a herhangi bir makale yazmak iste
miyordu. Fakat 15 Mayıs 1904 tarihli İskra’da konuya ayrıntılı bir şekil
de eğildi ve Rus hareketi içinde meydana gelen olayları, A lm an sosyal de
m okrasisinin 1878-1890 Bismarck dönem inde yaşadığı Sosyalist Tevkifat
K anunları deneyimi ışığında yorum layarak tavrını şu sözlerle açığa vur
du: “Parti kongrenizde M artov ile Lenin arasında seçim yapmam gereksey-
di, Almanya’daki faaliyetimizden elde ettiğim iz tü m tecrübeler temelinde,
oyumu kesinlikle M artov’dan yana kullanırdım .”139
M enşevik Potressov, Kautsky’den bir m ektup aldıktan sonra 14 Mayıs
1904’te arkadaşı Akselrod’a “ilk bom banın atıldığını ve T anrının yardı
mıyla Lenin’i havaya uçuracağını” yazdı. “Lenin’e karşı kampanyada genel
bir planın hazırlanm ası kanım ca çok önemli. Eğer havaya uçurulacaksa, en
ufak parçasına kadar, yöntemli ve planlı bir şekilde uçurulm alı [...]. Lenin’i
nasıl yeneceğiz? Esas soru bu. Sanırım, özellikle otoriteleri onun üzerine
salmalıyız. Kautsky (zaten gerçekleşti), Rosa Luxemburg ve Parvus.”140
Yaklaşık dört hafta sonra 9 Haziran 1904’te aynı yazarın Rosa
Luxem burg’a yazdığı bir m ektupta şöyle deniliyordu: “Sevgili yoldaş! [...]
Şimdiye değin parti içi tartışm alarım ızın dışında durm anız [ve ayrıca]
Batı Avrupalı revizyonistler tarafından Blankist olarak görülm eniz ne
deniyle, bu broşürü özellikle sizin yorum lam anızı çok önemli buluyoruz.
Lenin’in broşürüyle bağlantılı olarak belki kom ploculuğu ve sosyal de
m okratik örgütlenm e sorununu ele alabilirsiniz. Yazacaklarınız her ha
lükarda bizim için son derece değerli olacaktır. Lütfen ricam ızı geri çe
virm eyin.”141
Rosa Luxemburg 1904 H aziran ortasında “bir şeyler karalam asının”
herhangi bir faydası olacaksa, buna sevineceğini belirtti. “Geçenlerde bir
‘MK görevlisinin’ ziyareti ve onunla yaptığım görüşm e vesilesiyle, bu konu
üzerine düşünm e fırsatı buldum ”142 diye yazdı. 3 Temmuz 1904’te Rosa
Luxemburg’un inceleme yazısı -Rusçasından “pek emin olmadığı” için Al
manca olarak- hazırdı. Makale hem Yeni Z a m a n d a , hem de İskra’da ya
yınlanacak ve îskra’da m akalenin Almanca yazıldığı ayrıca belirtilecekti;
“çünkü Rusçaya îsk ra ’da çıkan tercüme düzeyinde hâkim olduğu”143 gibi
yanlış bir izlenim yaratm ak istemiyordu. “B elirleyici olm ayan gö rü şü n ü ”
ayrıntılı bir şekilde betimlemeye çalışmış, bu yüzden de makale oldukça
uzun olmuştu.
7 Temmuz’da tatile çıkm adan kısa bir süre önce, Rus sosyal dem okra
sisinin önemli bir tartışm a konusu üzerine “karaladığı” için m em nuniyet
duyduğunu yazdı ve “bu konu elbette bundan böyle de tartışm a konusu ol
maya devam edecek”144 diye ekledi. Bu m akalenin Lenin ile kendisi arasın
da parti kavram ıyla ilgili uzun tartışm alara neden olacağını ve Luxemburg
külliyatında önemli bir yer alacağını henüz tahm in edemezdi.
“Rus Sosyal D em okrasisinin örgütsel Sorunları” gibi sade bir başlık
taşıyan m akale, Lenin’in Mayıs 1904 tarihli B ir A d ım İleri, İki A d ım G eri
broşürüne doğrudan bir yanıt niteliği taşım aktaydı. Rosa Luxem burg’un
hareket noktası “az gelişmiş ülkelerdeki sosyal dem okrat hareketlerin ge
lişm iş ülkelerdeki hareketten öğrenm esi” gerektiğiydi. Yazısına şu söz
lerle devam etti: “D aha eski ve ilerlemiş sosyal dem okrat p artiler de aynı
şekilde, genç kardeş partilerle bulundukları tem astan öğrenebilirler. [...]
Sosyal dem okrasinin ana hatlarını farklı sosyal koşulların çeşitliliği için
de algıladığım ız ölçüde, sosyal dem okrat hareket için asıl, tem el ve ilkesel
olan bilincim ize yerleşir ve yerelciliğin beraberinde getirdiği bağnaz ba
kış açısı geriye itilir.”145
Rosa Luxemburg en başından beri Rusya’daki parti meselelerine bü
yük bir ilgi göstermişti. “Her ne kadar Rus yoldaşlarımızın p arti taktiği
nin ayrın tıla rın ı Almanya’dan değerlendirmek m üm kün olmasa bile” diye
vurgulayarak, “Çarlık im paratorluğunda uyanan devrimci hareketin yöne
lim lerini dikkatle izlemeyi ve görüşlerini algılamayı kendim ize görev bi
liyoruz”146 diyordu. Bunu yapmak için yeterli neden mevcuttu. Daha 1902
yılında terörist bir grubun Çarkov valisine düzenlediği suikast ve terörist
çevrelere ait belgelerin L eip zig H alk G a ze te sin d e yayınlanması heyecan ya
ratm ıştı.
Rosa Luxemburg terörist suikastların birer çaresizlik eylemi, özgürlük
savaşçılarının kendini feda etmesi veya halkın dizginlenemeyen öfkesinin
patlam ası olarak görülebileceğini kabul etti; fakat politik şiddetin gücü
ne duyulan sınırsız bir inanç her zaman toplum sal gerçeklikle çelişeceğin
den, terörizm i Blankizm’e çok yakın bir tak tik olarak ilkesel açıdan red
detti.147 Terörist şiddet eylemleri vasıtasıyla bir devinim yaratm a düşüncesi,
toplum sal gelişmenin olgunluk derecesinden bağımsız olarak, sonuçta bir
azınlığın darbesini m azur göstermeye yol açar ve Çar gibi despotlara kar
şı mücadele de tek bir kişinin diktatörlüğüyle sonuçlanırdı. M arksizm’in
devrim , sosyalizm ve dem okrasi ile ilgili görüşlerinin terörizm veya komp-
loculukla bağdaştırılm am ası ve şiddetin keyfi uygulanm asından kaçınıl
ması gerekliliği, Rosa Luxemburg’a göre toplum sal koşullardan kaynaklan
maktaydı.
M arx ve Engels’in fikirlerini izlemek gayretinde olan tüm sosyalistler
gibi Rus devrimcileri için de, halk yığınlarının Çarlığa dönük öfkesine bi
linç kazandırm ak ve bunu günlük politik mücadeleler içerisinde destekle
mek yaşamsal bir sorundu ve dem okratik özgürlükler için verilen mücade
lede kitlelerin ajitasyonu ve örgütlenmesi en ön planda yer alm aktaydı.148
Komploculuktan, terörizm den veya disiplin uğruna kendini dar bir örgüt
le sınırlam aktan kaçınılmalıydı.
Rosa Luxemburg Lenin’in parti yapısı ve tüzüğüyle ilgili önerilerine ha
raretle karşı çıktı.149 Lenin’in “bilinçli bir müdahaleyle” merkezi yönetim
organlarına sahip bir proleter örgüt yaratm a ve yerel örgütlerin birbirin
den kopuk hücre çalışm alarını bütünleştirm e amacına saygı duyuyor ve
Rusya’da örgütlenme sorunlarının çözümünde, burjuva demokrasisinin
resmi olanaklarının olmaması nedeniyle ortaya çıkan büyük zorlukları ka
bul ediyordu. Ancak bu durum , profesyonel devrim ci bir azınlıktan oluşan,
katı merkezi ve insafsızca disiplinli, dışarıya tüm üyle kapalı bir p arti dü
şüncesini haklı çıkarmazdı. Rosa Luxemburg tüzükle düzenlenmiş bir tec
rit tehlikesine karşı uyarıyor ve Rusya’da da kitlesel bir partinin geliştiril
mesine odaklanılm ası gerektiğini belirtiyordu. Tüm faaliyetlerde örgüt ve
“kitlelerin bağımsız doğrudan eylemi”150 temel alınm alı ve parti ile yığın
lar arasına bir duvar örülmemeliydi.
Rosa Luxemburg, iddia edildiği gibi parti yapısında merkeziyetçiliğe kar
şı değildi, fakat Lenin’in örgütlenme planını kesinlikle abartılı buluyordu.
Böylesi bir “ultra merkeziyetçiliğin verimsiz bir gece bekçiliği ruhuyla” ayak
ta tutulabileceği, bürokratik bir merkeziyetçiliğe doğru yozlaşacağı ve dina
mik bir partiye izin vermeyeceği görüşündeydi.151 Parti üyelerinin merkez
komitesinin itaatkâr aparatçıklarına dönüşmesini engellemek istediği için152,
“parti örgütlerinin faaliyetlerinin en ince ayrıntısına kadar, herkes adına dü
şünen, yaratan ve karar veren merkezi bir gücün emrine girmesine” ve “par
tinin örgütlü çekirdeğinin kendisini devrimci yığınlardan soyutlamasına”153
karşı çıktı. Yapılması gereken şey tam tersine, aynı görüşe sahip, bilinçli ve
karar vermeye m uktedir insanların bağımsız kanaat ve eylemlerinin geliş
mesinde merkezi, federatif ve özerk araçların etkili bir bileşimini aram aktı.
Rosa Luxemburg da parti üyelerinin ortak eylemlerinin merkezi bir şekilde
koordine edilmesi gerektiğini düşünüyordu. Fakat m utlak iktidar kesinlikle
engellenmeli; en olumsuz koşullarda bile, sınırsız güce sahip merkezi bir oto
rite, çoğunluğun iradesine hâkim olmamalıydı. Mevcut olmayan bir “halk
iradesi” adına davranan bir komitacılıktan çekinmek gerekiyordu.154 P arti
nin birlikteliği gönüllü bir disipline dayanmalı ve bu da fabrika, kışla ve bü
rokrasinin kamçıyla sağlanan “disiplininden” farklı olmalıydı.
Rosa Luxemburg hem p arti yapısının, hem de mücadele taktiğinin so
mut koşullardan yola çıkarak geliştirilmesi gerektiği ve teorik temelde
oluşturulamayacağı görüşündeydi. Üyelere ezberletilen ve önceden ayrın
tılarıyla saptanan bir mücadele taktiği, sosyal dem okrasinin etki alanları
nın sürekli değişmesi nedeniyle başarısızlığa m ahkûm du. Lenin’in profes
yonel devrim cilerden oluşan, içine kapalı, öncü kadro partisine karşın Rosa
Luxemburg dem okratik yapıda bir kitle partisinden yanaydı.
Lenin ile tartışm alarının başka bir ağırlık noktasını oportünizm soru
nu oluşturm aktaydı. O portünizm nereden kaynaklanıyor ve hangi biçim
de ortaya çıkıyordu? İnsan kendisini oportünizm e karşı nasıl koruyabilir
di? Rosa Luxemburg Lenin’in, proleter olmayan kesim lerin parti üzerin
deki entelektüel ve burjuva etkilerine yoğunlaşm asını eleştirdi ve o p o rtü
nizm in kaynaklarının, tarihsel koşullarda ve özgün sosyal, düşünsel ve ör
gütsel politik gelişmelerde aranm ası gerektiğini savundu. Nitekim oportü
nizm sıkça parti içinden doğmaktaydı ve Rosa Luxemburg’un tecrübelerine
göre oportünist sapm alardan yalnızca tüzük vasıtasıyla korunm ak m üm
kün değildi.155
L enin’in önerileri, p a rtin in tüzükle düzenlenen bir disiplin sayesinde
oportü n ist aktör ve etkilere karşı korunm asını içeriyor; rakibi ise ağırlı
ğı, tartışm alar içerisinde elde edilecek dem okratik fikir oluşum larına ve
gönüllü disipline veriyordu. D em okratik yöntem lerle ve öncülük niteli
ğiyle p a rti politikasını belirlemeye m uktedir, güçlü ve eğitim li bir prole
ter çekirdek kadro, opo rtü n ist yayılm anın önlenm esi için belirleyici bir
önkoşuldu. Bu önkoşul geçerli olduğu takdirde, belirtilen şekilde düzen
lenm iş bir tüzük de işe yarardı. Rosa Luxem burg oportünizm in yalnızca
kararnam elerle dışlanabileceği düşüncesini bir yanılsam a olarak değer
lendiriyordu. Ö rgütlenm e sorunlarına ilişkin oportünizm , ilkesizlik il
kesiyle karakterize edilebilirdi156ve bu olguya karşı mücadele tü zü k m ad
deleriyle yapılamazdı.
Rosa Luxemburg partiden ne anladığını özlü bir şekilde ifade etti. Ma
kalesinin sonunda yer alan bir cümlede şöyle diyordu: “Gerçekten devrim
ci bir işçi hareketinin yanılgıları, tarihsel açıdan en iyi ‘merkez komitesi
nin’ kusursuzluğundan çok daha verimli ve değerlidir.”157 Bir sonraki pa
saj da düşüncesini yansıtmaktaydı: “Geniş halk kitlelerinin mevcut düze
nin ötesine geçen bir hedefle, yani günlük mücadelenin devrim ci bir devi
nim le birleştirilmesi, işte sosyal demokrat hareketin içinde bulunduğu di
yalektik çelişki budur. Ve sosyal demokrasi gelişme süreci içerisinde bu iki
uç arasında, yani kitlesel karakterin bir yana bırakılm ası ile nihai hedeften
vazgeçilmesi, hizipçiliğe geri dönülmesi ile bir burjuva reform hareketine
dönüşülm esi uçları arasında kendi yolunu bulm ak zorundadır.”158
Rosa Luxemburg görüşlerini tek oturuşta yazdı ve polemiğinde daha
önce de sıkça yaptığı gibi sert ve etkili bir ifade tarzına başvurdu. .
Lenin kendisini tüm üyle yanlış anlaşılm ış hissediyordu ve Rosa
Luxemburg’a ve onu kendisine karşı tavır almaya zorlayanlara son derece
öfkeliydi. Eylül 1904’te yeniden Bir A d ım İleri , İki A dım G eri başlığı ve “N.
Lenin’in Rosa Luxemburg’a yanıtı” ekiyle öfkeli bir yanıt yazdı.159 Alman-
casının Kari Kautsky’ye gönderildiği yanıt, Kari Kautsky tarafından Yeni
Z a m a n d a yayınlanmadı.
Lenin yanıt yazısında, Rosa Luxemburg’un Mayıs 1904’te çıkan kita
bındaki tez ve uslam lam aları doğru yansıtm am asını ve ayrıca RSDİP’nin
II. p arti kongresini tüm üyle görmezden gelmesini eleştirdi. Parti kongre
si Lenin’e göre bir yandan resmi birleşmeyle, öbür yandan ise “çoğunluk”
ve “azınlığa” bölünmeyle sona erm işti.160 Lenin, özel bir örgütlenme sistemi
oluşturduğu suçlamasını reddetti ve tam tersine “her sistemin ve akla gele
bilecek her parti örgütlenm esinin temel ilkelerini”161 savunduğunu belirtti.
Rosa Luxemburg yazısında tek taraflı bilgilerden ve çarpıtılm ış gerçek
lerden hareket etmiş, Lenin’in taslaklarını tüzük komisyonunun önergele
riyle karıştırm ış ve böylece görüşlerini rakiplerinin görüşleriyle harm anla
mıştı. Eğer Rosa Luxemburg pek çok yerel kom itenin kararlarına göz atmış
olsaydı, “bizdeki tartışm anın temelde merkez kom itesi ve merkez yayın or
ganının, p arti çoğunluğunun görüşünü temsil edip etmeyeceği konusunda
sürdüğünü”162 anlardı. Kendisi de körü körüne itaatten yana değildi, fakat
azınlığın merkezi organları birdenbire ele geçirdiği bir durum da, çoğunlu
ğun azınlığa neden itaat etmesi gerektiğini de anlamıyordu. Hiçbir zaman
ve hiçbir yerde “parti tüzüğünün ‘kendi başına’ bir silah olduğu gibi bir
saçmalığı” dile getirm em işti.163
Lenin daha sonra, partinin entelektüel-oportünist kanadıyla proleter-
devrimci kanadı arasında 1898 yılının ilkbaharından beri süregelen ve ona
göre Rosa Luxemburg tarafından yanlış yorum lanan mücadelenin ana hat
larını çizdi. Avrupa’nın hiçbir yerinde Bernsteincı görüş bu denli çabuk
doğal sonucuna ulaşamamış, yani liberal bir hizbin oluşumuna yol açma
mıştı. Rosa Luxemburg m aalesef aynı Menşevikler gibi II. parti kongresi
nin ve bunu takip eden çatışm aların analizini yapm aktan kaçınıyor ve ye
tersiz bir algılama sergiliyordu.164 Lenin yanıtını şu sözlerle özetledi: “Par
ti mücadelemizin kaynak belgelerini okuma zahm etine katlanan herkes,
Rosa Luxemburg yoldaşın ultra-merkeziyetçilik ve merkezileşmenin adım
adım ele alınm ası gerekliliği ile ilgili ifadelerinin somutta ve pratikte parti
kongremizle dalga geçmek, soyutta ve teoride ise (eğer bu bağlamda teori
den bahsedilebilirse) M arksizm’i bayağılaştırmak ve gerçek M arksist diya
lektiği kötüye kullanm ak anlam ına geldiğini görecektir.”165
Lenin ve Rosa Luxemburg’un karşı karşıya gelmesi, savundukları parti
modeli birbirinden tam am ıyla farklı olan, ama benzer şekilde kendine gü
venen ve tutkulu iki şahsiyetin karşı karşıya gelişiydi. Pek çok kez yeniden
alevlenen ve içinde abartı, şahsi önyargı ve kendini beğenmişliğin eksik ol
madığı tartışm a hiçbir zam an kati bir sonuca ulaşm adı. Tartışm anın içe
riği ve etkisi, sonraki yılların lider-parti-kitle ilişkisi ile ilgili parti içi her
çatışmada ve sosyal demokrat veya komünist hareketlerin bölünmelerinde
ifadesini buldu. Sonuçta Rosa Luxemburg kurucuları arasında bulunduğu
veya etkilediği partilerde kendi görüşünü kabul ettiremedi. Leninist parti
modelinin sosyalizmin kuruluşu için elverişsiz olduğu şeklindeki öngörü
sü, vahim bir şekilde doğrulandı.
Lenin’in 24 Temmuz 1905’te Uluslararası Sosyalist Büro’nun sekreterli
ğine yazdığı şu sözlerle, 1904 yılında yaşanan polemik yeniden hatırlanı
yordu: “Uluslararası B üronun gereksinim duyduğu bilgileri ‘bazı Alman
gazetelerinden’ edinmeyi uygun görmesi nedeniyle, hemen hemen tüm Al
m an sosyalist gazetelerin, ama özellikle de Yeni Z am an ve L eipzig H alk
G a ze te sin in ‘azınlıktan’ yana olduğunu ve bizimle ilgili meselelere son de
rece tek taraflı ve gerçeklere aykırı yaklaştıklarını belirtm ek zorundayım .
Ö rneğin Kautsky kendisini tarafsız olarak tanım lam akla birlikte, partinin
örgütsüzleştirilm esinin savunulduğu bir Rosa Luxemburg makalesine ver
mek istediğimiz yanıtın Yeni Z am an da yayınlanm asını reddedecek kadar
ileriye gitm iş ve hatta L eip zig H alk G a ze te sin d e , III. Parti kongresi kararla
rının Alm anca tercüm esinin yer aldığı broşürün fazla yayılmam asını tav
siye etmiştir!! Tüm bu yaşananlardan sonra, Rusya’daki pek çok yoldaşın
A lm an sosyal demokrasisini, Rus sosyal demokrasisindeki bölünmeyle il
gili konularda son derece önyargılı ve taraflı görmesini anlayışla karşıla
m ak gerekir.”166
Rosa Luxemburg birkaç gün sonra bu sözleri “Ulyanov’un zırvalam aları”
olarak nitelendirdi. Kari Kautsky’ye “B üroya iletilmek üzere Huysm ans’a
birkaç düzeltme notu yazm an iyi olur görüşündeyim ” diye yazdı. “Bu ara
da m akalem in p o u r la désorganisation (örgütsüzleşme yanlısı -çe v.) olma
dığını da ekleyebilirsin, am a bu, o kadar da önemli değil.”167
Notlar
c^!V»
Öfkeliyim
Alman sosyal demokrasisinde, île r i’nin Rus devrimiyle ilgili belirsiz tu
tum u nedeniyle aylardan beri hoşnutsuzluk hâkim di. Henüz Temmuz so
nunda Rosa Luxemburg bir m ektupta, Kari Kautsky nin gazetenin politik
kitlesel greve ilişkin olumsuz tutum una itiraz etmesi nedeniyle İleri ile Ka
utsky arasında bir tartışm a çıktığını belirtmiş, K urt Eisner’in başında ol
duğu yayın kurulu Jena parti kongresinde de eleştirilmişti.
3 Ekim 1905’te Rosa Luxemburg Leo’yu parti yönetim kurulunun İleri
ile ilgili “reform ” planları hakkında bilgilendirdi: August Bebel’in isteği
üzerine Rosa Luxemburg gazetenin politik yönetim ini devralacaktı. Sır
daşına “Bu, oldukça ağır b ir iş. Sen ne diyorsun?”35 diye sordu. 5 Ekim ’de
Bebel’in resm i m ektubunu elinde tutuyordu: “ Yetkili kurulların s iz i g ö re
ve d a v e t e tm esi du ru m u n d a , î l e r i ’de d ü zen li o la ra k h a fta d a iki baş m a k a
le y a z m a y a sıcak bakıp b a k m a d ığ ın ızı bilm ek isterim . Bu bağlam da ne bel
li bir güne, ne de belli bir kon u ya bağlı k a la c a ğ ın ız varsa yım ın d a n h are
k et ed iyo ru m . M a k a leler so m u t d u ru m a göre ekon om ik veya p o litik k o n u
ları ele alabilir. K onuyu y a s iz k e n d in iz seçersiniz, y a da ya yın ku ru lu s iz
den belli b ir k on u da y a z ı isteyebilir. Basın y a sa sıy la ilgili kaygılar s ö z k o
nusu o lm a d ığ ı takdirde, y a y ın kurulu m a k a leleri k a b u l etm ek d u ru m u n
dadır. M a k a lelerin içeriğiyle ilgili tered d ü tler varsa, ya y ın kurulu hem en
yö n e tim ku ru lu n u ve basın kom isyo n u n u b ilg ilen dirm ek zo ru n d a d ır. M a
kalelerin a ltın a kendi im za n ızı a tm a y ı tercih etm ed iğ in iz takdirde, m a k a
leler y a y ın ku ru lu a d ın a ya yın la n ır. M a k a leler karşılığın da elbette belli bir
ücret ö d en m esi sö z konusudur. Yazı kapsa m ın ın m üm künse iki sü tu n d a n
fa z la o lm a m a sı gerekir, istisn a i olarak önem li k o n u larda 2 m akale arka a r
kaya ya yın la n a b ilir. K on u yla ilgili g ö rü şü n ü zü en kısa za m a n d a ban a bil
d irm e n izi rica ed iyo ru m .”36
Rosa Luxemburg Leo’ya “G ördüğün gibi, usulüne uygun bir izdivaç tek
lifi” diye yazdı. Yazı işleri sorum lusunun değiştirilm esi sayesinde, sol ka
natın çoğunluğu garantiye alınm ak isteniyordu ve makale başına 25 Mark
ödeme yapılacaktı. Rosa Luxemburg’un önünde yine zor bir karar durm ak
taydı. Aslında Leh partisi ve Rus devrim i için yaptığı çalışmalarla ve bunla
rın Alm anya’da duyurulm asıyla işi başından aşkındı. Öbür taraftan teklifi
reddetmesi “G örüyor m usunuz! B unlar ya ln ızca d ırd ır yapm asın ı bilir. H ay
di gelin ve daha iyisini ya p ın dediğin izde de sıvışıp kaçarlar!”37 eleştirileri
ne neden olacaktı. Clara Zetkin iki yıl önce de Bebel’e, Rosa Luxemburg’un
İle riy e kazanılm asını önerm işti.38 Şimdi verilecek olumsuz bir yanıt
Bebel’in hesaplarını altüst etm ek ve meydanı Eisner ve yandaşlarına bırak
m ak anlam ına gelirdi.
Rosa Luxemburg korkaklık yapmak istemiyor, fakat bir günden öbürü
ne karar vermekte zorlanıyordu. Kari Kautsky, yedi yıldır Yeni Z a m a n ın
ikinci politik sorumlusu olan Heinrich Cunow ve 1900 yılından beri İleri
yayın kurulunda olan Heinrich Ströbel ile birlikte, Rosa Luxemburg’un bir
makalesi nedeniyle yönetim kurulu veya yayın kuruluyla bir anlaşm azlık
çıktığı takdirde “tüm solun” İleri' den hemen çıkm asına karar verdi.39 Rosa
Luxemburg bu şartla teklifi kabul etti. Eisner, Gradnauer ve W etzker ya
yın kurulunda kaldığı müddetçe hiçbir şeyin değişmeyeceğini biliyor, fakat
parti içindeki devrimci güçlere iyi niyetini göstermek istiyordu.
Jogiches’e, haberi duyunca yüzünün ekşiyeceğini, fakat bu durum da
başka bir yol bulunm adığını kabul etmesi gerektiğini yazdı. Bu iş kendisi
ne partinin merkezinde çok etkili bir konum sağlıyordu. Herkesin on adım
uzaktan tanıyacağı kadar iyi yazm ak en büyük arzusuydu. “Çok iyi yazaca
ğımı sanıyorum. Yalnız, sabır göstermem lazım, um arım bunu başarırım!
Kendime hâkim olmam konusunda bana yardımcı olm anı bekliyorum.”40
İki hafta boyunca hiçbir gelişme olmadı; belli ki yönetim kurulu ve basın
komisyonu arasında, yayın kuruluna kim in girip kim in çıkacağı konusun
da anlaşma sağlanamam ıştı.41
20 Ekim 1905’te, 1885 doğum lu Karl Radek (Karol Sobelson) Rosa
Luxemburg’u ilk kez ziyaret etti. Rosa ilkin ondan pek etkilenmemiş olm a
sına rağmen, 1904’ten beri illegal SDKP’nin üyesi olan genç adamdan son
raları Leo Jogiches’e çok olumlu sözlerle bahsetti: “Em inim onu beğenecek
sin, çok eksantrik görünüyor. Bukleleriyle bana biraz Troçki’yi anım satı
yor.”42 Kari Radek kısa bir süreden beri Berlin-Tegel’de oturuyordu. Rosa
Jogiches’ten, Radek e en canaille (aşağılayıcı -çev.) davranm am asını rica
etti. “Zavallı benim tarafım dan oldukça soğuk ve ihtiyatlı karşılandığı için
kendini zaten toparlayam am ıştır ve ıssız bir adaya ayak atmış gibi hissedi
yordur.”43
Bu arada İleri’d e cepheler belirginleşmişti. 22 Ekim ’de, oportünist ço
ğunluğu oluşturan Kurt Eisner ve altı yayın kurulu üyesinin istifa ettiği ha
beri yayıldı. Bebel ve Kautsky Rosa Luxemburg’u, hemen işleri eline alm a
sı için sıkıştırmaya başladı. Rosa Luxemburg, Polonya ve Litvanya Krallığı
sosyal demokrasisinin program ı üzerine yazdığı yorum un ikinci kısm ını
P rzeglqd R obotn iczy gazetesi için en kısa zamanda yetiştirmeye çalışıyor
du. Yorumun birinci kısmı daha önceden 1904 yılında “Ne İstiyoruz?” baş
lığıyla yayınlanm ıştı.44
Rosa Luxemburg’un 1 Kasım’dan itibaren gazete işlerine el atacağını he
saba katması gerekiyordu, çünkü partinin yetkili kurulları İleri yayın ku
rulu üyelerinin istifasını kabul etm iş ve bu kararı 25 Ekim ’de resmen açık
lamıştı. Rosa hayat arkadaşına “Korkma” diye yazdı, “İleri yazılarının için
de boğulup kalmayacağım, fakat bu iki baş makaleyi elimde tutm am gere
kiyor; bu, çok önemli bir konum -ve ayrıca mangır- demek! Maddi açıdan
rahatlayabilir, borçlardan kurtulabilir ve ihtiyaç duyduğum uz şeyleri yavaş
yavaş temin edebiliriz. Yayın kurulu el m ahkûm berbat (ama ‘temiz’) ka
lemlerden oluşacağı için, gazetede yönlendirici olma ve birinci kemanı çal
ma görevi bana düşüyor. Unutm a ki, bu, dünya v a r olduğundan bu ya n a
lle r i’de radikallerin ilk denem esi olacak ve solun ‘yö n e tm eye m u ktedir ol
duğunu’g österm ek sö z konusu! Eğer redaksiyona girm em teklif edilirse (ki
bu olanak dışı değil, August adım ı listesine yazdı) reddetm ekte kararlıyım .
Gazetenin tekniğiyle ilgili bir sürü ıvır zıvır, onca sorum luluk ve gece ça
lışm alarından bana ne? Benim için en kolayı evde baş makaleleri yazmak
ve böylece etkili bir konum da bulunm ak. Tüm bunlar hakkında ne düşü
nüyorsun? Hemen yaz.”45
Ancak işlerine son verilen yayın kurulu üyeleri, Kurt Eisner öncülüğün
de, parti yönetim kurulunun davranışını ve Rosa Luxemburg’un atanm a
sını protesto etti. İleri çatışması keskinleşti. Kautsky’ler Rosa Luxemburg’a
sürekli yeni haber taşıyordu. Kari Kautsky 27 Ekim akşam ında Rosa
Luxemburg’dan kendileriyle birlikte Bebel’lere gelmesini rica etti. Ziyaret
için belli bir neden olm am asına rağmen, Rosa reddetm ek istemedi ve ziya
reti sonradan Leo’ya “O turduk ve sohbet ettik, daha doğrusu onu dinledik;
her zam an olduğu gibi saat 1l ’e kadar ‘tek başına’ konuşup durdu” sözleriy
le aktardı. “Tüm burjuva basın konuya balıklam a atladı -üstelik Voss* bir
baş makaleyle! ‘D evrim ci R osa’ her tarafta korkunç bir hayalet olarak göste
rilm iş. A u ju st [Bebel] (Berlin şivesi -çev.) ise çelik g ib i kararlı. H aklarım ve
yapılacak ödemelerle ilgili tavsiyelerine gelince, kusura bakma am a bu se
fer de farklı davranm ak niyetindeyim -önsezilerim ve mizacım doğrultu
sunda. Şövalye rolü oynamayacağım, kesinlikle! Fakat koşullar öne sürüp
pazarlık da yapmayacağım. Şimdi önemli olan, diğerlerini dışarıya atm ak
ve ‘evin içinde temizlik yapm ak’. Şu anda ortaya çıkan şey, geçici bir durum .
Bu nedenle de şimdi, neler yapabileceğimi göstermem önemli. D a r kafalı
lığın ve çıkarcılığın zamanı değil. Ayrıca bu konularla ilgili hiçbir kuşkum
da yok [...]. Tek kelimeyle söylemek gerekirse, h er şey yolu n a girecek; ön em
li olan, sü kû n eti m uhafaza etm ek, düzgün d a vra n m a k ve ilk atışta iyi bir iş
ortaya çıkarm ak. Beni ya n lış an lam a, ‘g eçici bir süre’ derken aylarca devam
edecek bir süreyi kastetm iyorum , en fazla birkaç hafta.”46 28 Ekim ’de Rosa
Luxemburg’un m asasının üzerinde Kari Kautsky’nin kartvizitine iliştiril
miş bir yazı duruyordu: “Sevgili Roza, interregnum (fetret dönemi -çev.)
yarın sona eriyor ve gazete çalışanı olarak yayın kuruluna resmen davetli
sin. İlk görevin yarın, Pazar günü, öğleden önce tam saat 10’da yayın k u ru
lu toplantısına katılmak, gerisi kurulun işi. Salı gününe senden bir m aka
le bekleniyor. Diğer konuları M enşinstvo’larla** kendin konuş. Yaşasın her
köşe ve bucakta devrim! Sevgiler, K.K.”47
Rosa Luxemburg’un keyfi yerindeydi. D urum u bir zafer olarak değer
lendiriyor ve hayalinde Vollmar, Heine ve David’in sinirle diş bilemesini
canlandırıyordu. 29 Ekim’de yayın kurulunda varılan uzlaşma sonucunda,
bir işbölümü yapıldı: 1893’den beri İleri’de çalışan ve Rosa Luxemburg’un
yakından tanıdığı A rthur Stadthagen işçilerin sosyal güvenliği ve yerel ha
berlerden, 1905’de gazeteye yeni katılan Georg Davidsohn dış haberlerden,
* Vossische Zeitung: Dönem in önem li liberal gazetelerinden b iridir ve 1934 yılında N aziler tara
fından kapatılm ıştır -çev.
Heinrich Peus; sosyal reform ist görüşlü Reichstag ve yerel meclis üyesi -çev.
leyebiliyor. Aynı zamanda kapısı ağzına kadar açık tuvaletten gelen güzel
kokuların tadını çıkarm ak da m üm kün. Tüm bunlar buradaki koşullarla
ilgili, benim ruhsal durum um ise her zam anki gibi mükemmel. Kim oldu
ğum şim dilik bilinmiyor, fakat bu durum muhtemelen fazla uzun sürm e
yecek, kimse bana inanmıyor. D urum genel olarak ciddi, ancak zaten hare
ketli bir zam anda yaşıyoruz ve var olan her şey bir anda yok olabilir. Bu ne
denle uzun süreli konum veya yüküm lülüklere inanm ıyorum . Yani m ora
linizi yüksek tu tu n ve gerisini boş verin.”67
Rosa Luxem burg hemen serbest kalam ayacağını bildiği için arkadaş
larına, kirasının ve baskı m asraflarının ödenmesi ve illegal SDKP’nin pa
ralarına göz kulak olunması gibi acil konuları düzene koymaları ricasın
da bulundu. Leh partisini Uluslararası Sosyalist Büro’da bu arada Kari
Kautsky tem sil etmeliydi. Kimliği belirlenemediği sürece tutukluluk hali
basında yer almamalıydı. “Ama buradakilerin biraz korkması için, son
ra [...] gürültü yapın.”68 île ri, buna rağm en 15 M art’ta tutuklam a haberini
verdi. Rus gizli polisinin yanı sıra Berlin P ostası gibi m uhafazakâr gazete
ler habere d ört elle sarılıp Rosa Luxemburg’a karşı cadı avına girişti. “Sor
gulama boyunca Matschke, bunun kesinlikle gerçek adı olduğunu açık
ladı. Fakat Selnaja 9 adresinde oturan H annah Luxemburg’un evi aran
dıktan, aram ada arkasında H annah Luxemburg’un kendi el yazısı bulu
nan, kız kardeşi Rosa Luxemburg olduğu belirtilen bir fotoğraf bulunduk
tan ve H annah Luxemburg gizli polisin binasına getirilip şahitler önünde
M atschke’n in kız kardeşi olduğu şeklinde ifade verdikten sonra, tutuklu
gerçek adını söylemek zorunda kaldı ve bu durum protokole alındı.”69 11
Nisan’da yapılan ikinci sorgulam ada Rosa Luxemburg gerçek adıyla ifa
de verdi.70
Polonyalı yoldaşlar uzun bir hapis cezası verileceği endişesi içerisinde
oldukları için, Rosa Luxemburg’un kaçışını organize etmek üzere hemen
harekete geçti. Jakub Hanecki, Feliks Cerjinski ile konuştuktan ve ortak bir
karar vardıktan sonra, devrim den korkan gardiyanlar ikna edilerek 5 M art
gecesi belediye binasında Rosa Luxemburg ile illegal bir görüşme ayarladı.71
Rosa Luxemburg M art ayı içerisinde Varşova, Dzielnastrafie adresin
deki Pawiak kadın hapishanesine nakledildi. İlk kaçış planı böylece başa
rısızlığa uğram ıştı. Burada da “dışarıdaki” çalışm aların gidişatı h ak k ın
da bilgiler ve “durum u trajikleştirip” yoldaşlara “zahm et veren” ailesinden
haberler alıyordu. Son derece sakindi ve arkadaşlarının isteklerine boyun
eğip Rus Başbakan W itte’ye veya Alm an konsolosa yardım için başvurm a
yı aklının ucundan dahi geçirmiyordu. “Bu baylar bir sosyal dem okratın
kendilerinden korum a ve hak hukuk rica etm esini daha çok bekler. Ya
şasın Devrim !”72 “İçerde” olan bir insan aciz gösterilmeye karşı kendisi-
ni maalesef her bakım dan korumalıydı. Rosa Luxemburg kesinlikle af d i
leyerek “özgürleştirilm ek” ve İm paratorluk Şansölyesi von Bülow gibi hü
küm et üyelerine teşekkür borçlu olm ak istemiyordu. A lm an sosyal demok
ratların, serbest bırakılıp ülkesine iade edilmesini sağlam ak üzere Alm an
Şansölyesine başvurm ayı düşündüğünü öğrenince, “bu yapılırsa, ona ve
hüküm ete karşı gerekli olduğu gibi özgürce ajitasyon yapam am ”73diye yaz
dı. Zaten böylesi çabalar da büyük bir ihtimalle başarısızlıkla sonuçlanırdı.
Rosa Luxemburg Pawiak’ta sabahın saat 4’ünden itibaren cehennem aza
bı çekmekteydi. “A di” suçlu kader arkadaşları sürekli kavga edip cıyaklıyor
ve “kaçıklar” kadın milletinde adet olduğu üzere özellikle dillerine vuran
öfke nöbetleri geçiriyordu. Rosa kısmen “dompteuse des folles” (deli terbi
yecisi) görevine soyunmak zorunda kalıyordu. İhtiyacı olduğundan fazla ye
mek veriliyor, günlük gezintilerini yapabiliyor ve dış dünyayla ilişki kura
biliyordu. Akşam saat 9’dan gece 2’ye kadar kafasını toplayıp çalışabilmek
teydi. Broşür ve makaleler yazıyor; Kautsky’nin kısa bir süre önce yayınlan
mış olan Ethik u n d m aterialistische Geschichtsauffassung (Etik ve Materya
list Tarih Görüşü) isimli kitabını okuyor; Kautsky’lerden, Henriette Roland
Holst’tan ve diğer, arkadaşlarından aldığı sayısız mektuba, Almanya’dan ge
len haberlere ve her gün hücresine getirilen çiçeklere seviniyordu.74Arkadaş
ları hapishane m üdürünü sürekli baskı altında tutarak, Rosa Luxemburg’un
kaçış planları yapan ve ona çalışmalar hakkında bilgi veren yoldaşlarla onun
odasında düzenli bir şekilde görüşebilmesini sağlamıştı.75 Tam bir keşmekeş
içinde bulunan, kararlılık ve cesaretin eksik kaldığı Petersburg’a gitmek için
sabırsızlanıyordu: “Allah belasını versin, orada olsaydım, oradakileri herhal
de ilk önce güzel bir silkelerdim!”76 Basından veya kendisini defalarca ziya
ret eden Jakub Hanecki ile yaptığı görüşmelerden “kuzey kutbu”, yani Peters
burg hakkında haberler aldığında böyle tepki veriyordu.
Leh ve Rus sosyal demokratlar arasında tartışılan önemli bir konu da
Dum a seçim lerinin boykotuydu. Bu konuda Rosa Luxemburg devrimci iş
çilerin “liderleri”yle karşılaştırıldığında çok daha isabetli bir analiz yetisi
ne sahip olduğunu düşünüyordu. “Kederli çehresiyle şövalye ‘Georges’, p ar
tinin rezil bir durum a düşmesine önemli katkıda bulundu”77* Onun gibi
İsviçre’den Rusya’ya dönüp “bam başka bir çevrede” ve “politik açıdan bir
yerini sakatlam adan” doğru kararlar vermek kolay değildi. “Uluslararası
M arksizm’in ışık saçan yıldızları arasında yer alan ve yurtdışında öfkeli bir
Bernstein karşıtı olarak tanınan Plehanov, kendi ülkesinde devrim in tam
ortasında en berbat oportünizm e düştü. Ve Vasilyev [N.W. Vasilyev, 1905
yılında Bern’den döndü, Plehanov taraftarı] tüm m uhalefet partilerinden
lar altına alınm ası, vahşi lokavt sistemi, yabancılara karşı aşağılık tavır
lar ve daha pek çok haksızlık da bunaltm aktaydı. T üm bunların kayna
ğı “Doğu Elbe’n in büyük toprak sahiplerinin kartelleşm iş büyük serm a
yeyle ittifak ıy d ı”109. Rusya’dan farklı olarak Alm anya’da çoktan beri, sı
vası yeniden dökülm eye başlasa bile bir burjuva hukuk düzeninin hüküm
sürm esi nedeniyle, “açık politik halk savaşının sürdüğü bir dönemde, ta
rihsel olarak gerekli nihai hedef yalnızca p ro le ta ry a d ik ta tö rlü ğ ü ” olabi
lirdi. “Fakat A lm anya’nın verili koşullarının bu hedefe uzaklığı, burjuva
hukuk düzeninin şark despotizm ine olan uzaklığından çok daha fazla
dır [.. .].”110 Rosa Luxemburg sosyal dem okrat hareketin yakın ve uzak h e
defleri arasındaki çelişki ve çatışm aların da, A lm an işçi sınıfının eşitsiz
gelişim inin de pekâlâ bilincindeydi. H areketin güç ve olgunluğunu yal
nızca kasadaki para, üye istatistikleri ve seçmen oylarıyla ölçmeyi tercih
eden sendika yöneticisi ve sosyal dem okratlardan farklı olarak, politika
nın “gelişmenin en geri evrelerine göre değil, en ileri evrelerine göre yön
lendirilm esini” savunuyordu.111 Bu bağlam da Rosa Luxemburg, giderek
zorlaşan görevlere hazırlıklı olm ak için Almanya’da sosyal dem okrat ve
sendika örgütlerinin birlik içinde davranm ası gerektiğini açıkladı; p ro
leter özgürlük m ücadelesinin ekonom ik ve politik yönlerini bütünleştir
mek ve işçi örgütlerinin eylem yetkinliğini artırm ak üzere parti ve sen
dika yönetim lerinin ittifakını savundu. Kitlesel grev üzerine yapılan ta r
tışm aların gösterdiği gibi, gerçek birliğin tem inatı öncelikli olarak örgüt
lü proleter kitlelerdi. Rosa Luxem burg fazlaca idealleştirilm iş bir genelle
meyle, yaklaşık bir milyon sendika üyesinin bilincinde p arti ve sendika
nın zaten aynı şey olduğunu öne sü rd ü .112 Sosyal dem okrasi ve sendika
lar arasındaki sözde karşıtlık, daha yakından bakıldığı takdirde, aslında
sendika ve p a rtin in üst tabaka ve yöneticileriyle sendika üyeleri arasın
daki bir karşıtlıktan ibaretti.113 Öte yandan Rosa Luxem burg’un gerçek
lik duygusu, işçilerin çifte örgütlenm eden hoşlanm adığı, sendikayı tercih
ettiği ve p arti yaşamıyla ilgilenm ediği veya pek az ilgilendiği görüşüyle
kanıtlanm ış olm aktaydı -kaldı ki p a rti yaşam ının her zam an çok içerik
li ve çekici olduğu da söylenemezdi.114 Sendika üyeleri çoğu zaman p arti
üyesi olm adan da kendilerini bir sosyal dem okrat olarak örgütlü hissedi
yordu. Parti politikasının tarafsızlığı üzerine yapılan gevezelikler bu n e
denle anlam sızdı.
Rosa Luxemburg sendikaların sosyal demokrasiyle “eşit haklara sahip
olması”nı kesin bir dille reddetti ve sendikaların etkili yöneticilerinin bu
talebini yaygınlaşan oportünizm e bağlayarak, sendikal mücadeleyi yalnız
ca burjuva toplum düzeni temeline oturtup, güncel ekonom ik reform çalış
malarıyla sınırladı.115 İki örgüt biçimi, üyeleri ve faaliyet alanları arasında
ki reel farkların hiçe sayılması, politik kısıtlam aların ve sendikal çalışma
nın küçümsenmesi olarak yorum landı ve Rosa Luxemburg’un sendikalar
içindeki oportünist eğilimlere karşı mücadele çabalarını engelledi.
Rosa Luxemburg dargörüşlülüğe, dalkavukluğa ve sendika üyelerinin
karar vermekten aciz bir yığına indirgenmesine karşı uyardı. Sendikaların
muazzam ölçülere varan büyüme ve uzm anlaşm asının beraberinde getir
diği böylesi olum suz sonuçlar, sosyal dem okrat parti ile bağımsız sendika
lar arasına çom ak sokm ak ve sendikaları burjuva cephesine çekmek isteyen
işçi hareketi düşm anlarına yarar sağlayabilirdi. Rosa Luxemburg parti ve
sendika üyelerinin ve genel olarak halk yığınlarının sağduyusuna ve m uha
lefet yeteneğine güveniyordu.
K itlesel Grev, P a rti ve Sendikalar çalışması, Rosa Luxemburg’un 1899 ta
rihli Sosyal Reform m u, yoksa D evrim mi? çalışması ile 1918 tarihli Z u r ru s
sischen R evolution [Rus Devrimi, Yazılama Yayınevi, İstanbul, 2009] baş
lıklı eleştirel-öngörüsel çalışması arasında bir ara bağ oluşturuyordu. İşçi
hareketinin p arti ve sendikal örgütlerinin deneyimleri örneklerle açıkla
narak -fakat kesinlikle yalnızca örneklere bağlı kalınm aksızın- reform ve
devrim ler uğruna süregelen parlam ento içi ve dışı mücadelelerde kitlesel
hareketlerin her zam an karşı karşıya kalacağı görev, im kân ve sınırlar ele
alınıyordu.
Giderek karm aşıklaşan kendiliğindencilik-bilinç, birey-kitle, parti-
sendika-kitleler arası ilişkilerle ilgili sorulara, farklı ve çoğu zaman öngö-
rülemeyen faktörlerin etkileşimiyle verilen yanıtların çelişki ve yanılsam a
lardan tam am en arındırılm ış olduğu söylenemez. Bu “hiciv çalışması”, kit
lelerin toplumsal karar süreçlerinde oynadığı rolün bir analize tabi tu tu l
ması açısından -yeni-m uhafazakâr ve diğer gerici eğilimleri önlemek, dik
tatörlükleri devirmek, barışı sağlamak, dem okratik ve sosyal hakları ka
zanm ak ve korum ak, yeni toplum sal koşulları yaratm ak veya çevre tah ri
batını engellemek gibi konularda- bugün bile tahrik edici ve zengin fikir
lerle dolu bir kaynak olmayı sürdürüyor. Çünkü Rosa Luxemburg insan
ların kendi hayat koşullarını biçimlendirmeye yönelik eylemleri hakkın
da yapıcı görüşler geliştirip; kayıtsızlık, örgüt fetişizmi, görev ve mevkile
rin kötüye kullanılm asına karşı uyarırken bir konuyu özellikle vurgula
dı: Halk kitlelerinin iradesi olmaksızın ve bu iradeye rağm en toplumsal bir
dönüşüm gerçekleştirilemez ve gerçekleştirilmemesi gerekir.
N ürnberg Hunisi: Öğretm e ve öğrenmenin m ekanik ve kaba bir yöntem ini ifade eden, alaylı bir
söz -çev.
m enlerin politik yönü bir kanaat meselesi, fakat derslerin organizasyonu
rasyonel bir pedagoji sorunu. Sendika okulları bu bağlamda benim için bir
m uam m a. Aslında ‘doktrinciler’ ve ‘teoriciler’ tüm bu ‘pratikçiler’den çok
daha pratik değil mi? Fakat bizde de parti okulunun daha da iyileştirilm e
si ve geliştirilmesi gerekiyor. Her kursta, kursun süresinin uzatılm ası veya
ileri düzey için ayrı bir kursun devreye sokulm ası talebiyle karşılaşıyoruz.
Ben ikinci seçeneği tercih ediyorum, parti için daha fazla yük oluşturm a
dan bunu yapabiliriz.”206
Rosa Luxemburg okulun ruhu haline geldi. August Bebel onu partinin bu
önemli görevine kazanm ış olmanın ne denli doğru bir karar olduğunu gö
rüyordu. Victor Adler’in kuşkusunu, parti içindeki tüm zehirli faaliyetlerine
rağmen bu kadından vazgeçmek istemediğini belirterek yanıtladı. Parti oku
lunda en iyi öğretmen olarak tüm radikaller, revizyonistler ve sendikacılar
tarafından saygı görüyor ve “en ileri nesnelliği” temsil ediyordu.207
Rosa Luxemburg okuldaki işe başlayınca sendikaya girdi. Clara Zet
kin ile birlikte Eşitlik’in yazı işlerinde çalışan Emma Ihrer’i, kadın işçile
rin sendikal örgütlenmesi ve haklarının tem silinde desteklemek istiyordu.
Clara Zetkin’e “Aldığım ilk ücreti aidatlar için harcayacağıma Bebel’in sa
kalı üzerine yemin ederim ” dedi.208
Öğretm enliği sırasında Rosa Luxemburg’un parti yönetim kurulu ve
özellikle de August Bebel ile politik teması yoğunlaştı. Ö ğretm enler ku
rulunda, redaktörler Heinrich Cunow ve Gustav Eckstein, milletvekille
ri A rthur Stadthagen ve Emanuel W urm, avukatlar Hugo Heinem ann ve
K urt Rosenfeld, yerel politikacı Simon Katzenstein ve okul m üdürü Hein
rich Schulz gibi farklı meslek ve ilgi alanlarından sosyal dem okratlarla fi
kir alışverişinde bulunm ak üzere, o ana değin olduğundan çok daha sık bi-
raraya gelmekteydi. Farklı eyalet ve seçim bölgesi örgütlerinden ve sendi
kalardan gelen öğrencilerle çalışmak Rosa Luxemburg’a bölgesel ve yerel
düzeyde deneyimler ve yeni politik dostluklar kazandırıyor, öğrencilerinin
birçoğuyla kurs haricinde de temasını sürdürüyordu. Öğretmek, şimdiye
kadar güvenden ziyade kuşku duyduğu yeteneklerini keşfetmesine yol açı
yordu. Bu yıllar, Rosa Luxemburg’un p arti okulundaki çalışm alarına yal
nızca kısaca değinen Peter Netti209 veya başka yaşam öykücülerin ima etti
ği gibi kayıp yıllar değildi.210 Rosa Luxemburg öğretim faaliyetinden ulusal
ekonomi, ulusal sorun ve emperyalizm gibi konularda gerçekleştirdiği bü
yük bilimsel çalışmaları için önemli ilham lar aldı.
“A lm an yazar G erhart H auptm ann, bu şehirde huzurlu bir ortam da çalışıyorm uş” -çev.
ben de m inik bir külahın içinde 10 centesim o’luk dondurm a alıyorum.
Toplumun içinde düşünceleriyle sivrilen iki kişi var: bunlardan birisi be
yaz ayakkabıları ve kafasına o tu rttuğu heybetli Garibaldi şapkasıyla bu
ralı gençliğin idolü olan şişm an, yuvarlak ve esmer genç posta m em uru;
akşam lan etrafını saran arkadaşlarına benim anlam adığım fıkralar an
latıyor ve çevreye neşe ve korkarım biraz da boşverm işlik ve karam sar
lık saçıyor. Eczacı ondan çok farklı, gerçi o da en güzel yaşta, am a soluk
ve asık suratlı; dükkânında Bay Abate de dâhil olm ak üzere sürekli şap
kaları kafalarında oturup politika konuşan ciddi çehreli birileri var. Bun
lar eczacı orada bulunm asa bile oturup sohbet ediyor ve gazete okuyor
lar. D ükkâna iki kez girip diş tozu satın aldım ve her seferinde bu ru h a
ni p a rtin in politikacı beylerinden birisi eczacıyı çağırm ak zorunda kal
dı. Her Pazar çocuklar, kadınlar ve siyahlara bürünm üş yaşlı adam ların
katıldığı dinsel bir geçit töreni yapılıyor, ağır ağır ilerleyen törende söyle
nen şarkı sürekli kesiliyor ve insanlar gülüyor. Uzun bir tah tan ın ucun
da taşınan ‘İsa Efendi’, güneş gözlerine vurduğu ve burnunu gıdıkladığı
için yüzünü buruşturuyor. [...] Güneş kaybolduğu anda, başka hiçbir ül
kede şahit olmadığım kurbağa konserleri başlıyor. Riviera’da aradığım
son şey olan bu şaşkınlığı C enevre’de de yaşam ıştım . Kurbağalara bir iti
razım yok. Ama sanki en ön sırada yer alan ve en önemli canlılar onlar-
m ışçasm a kendini beğenmiş ve kibirli bir şekilde büyük bir ses çıkartarak
zırıldayan böylesi kurbağalar!... İkincisi de çanlar. Kilise çanlarını seve
rim. Fakat her on beş dakikada bir aptalca ve çocukça çalan çanlar insanı
deli edebilir. [...] Üçüncüsü ise, Kari, İtalya’ya gelirsen bir kutu sinek ila
cı almayı unutm a. Bunun dışında her şey harikulade.”242 Hava öngördü
ğünden çok daha serindi.
Peter N etti, Rosa’nın bu ve benzeri anlatım larını eleştiriden yoksun,
eski m oda ve olsa olsa eğlendirici buluyor.243 Rosa Luxemburg arkadaş
larını çalışm alarının gidişatı hakkında bilgilendiriyor, onlardan kitap ve
başka alıntılar istiyor, rapor ve makalelerle uğraşıyordu. Mayıs sonun
da Leo Jogiches’e “Ulusal Sorun ve Ö zerklik” yazı dizisi için on altı say
fa daha gönderdi. Jogiches, M archlewski ve Kari Radek’ten eksik alın tı
ları eklemeleri ve bazı konuları kontrol etm eleri ricasında bulunm alıydı.
Clara Z etkin’e ekonomi çalışm asının yakında nihayet basılabileceği ha
berini verdi: “Çalışmam senin sandığın gibi iktisat tarihi üzerine değil,
Clara’cık, ulusal ekonom inin, yani kapitalist ü retim in kısa bir analizi. İk
tisat tarih in i senin ufaklık [Kostja Zetkin] yazm alı, onu uzun bir süredir
dürtükleyip duruyorum . O kuduğu sömürgeler tarih i ve karteller de bu
bağlam da işine yarar. Bunu yapıp yapmayacağını tanrılar ve kendi key
fi bilir.”244
Rosa Luxemburg H aziran’ın ikinci yarısında kendisini çok kötü hissedi
yordu ve dönüş hazırlıklarına başladı. Kostja Zetkin ile Zürih ve Levanto’da
buluşup buluşm adıkları ve eğer buluştularsa kaç gün birlikte oldukları bi
linmiyor. Buralardan Kostja’ya yazdığı hiçbir mektup yok. Rosa Luxem
burg o haftalar süresince, uzun zam andır yalnız olmayı ve çalışmayı m uh
temelen artık çekilmez bulduğu için keyifsizdi, hem de sevgili İtalya’sının
sıcağında bulunduğu düşünülecek olursa.
* M ozart’ın Saraydan Kız Kaçırma operasından çok tanınm ış bir arya -çev.
ve sol kanatlarının tekil gündemler üzerinden çekişmesini ve solcuların ze
m in kaybetmesini izliyor ve karanlık önsezilere kapılıyordu. Partide reviz
yonist ve reformistler giderek sağ, devrim ci ve radikaller ise sol olarak ta
nımlanıyor; Kautsky gibi Marksistler kendilerini merkez olarak görüp bu
iki “aşırı kanat” arasında arabuluculuk etmeye çalışıyordu.
Bütçeyi onaylayarak burjuva devletine “eşit haklar” için yaltaklanan ve
aynı zam anda Prusya’ya karşı mücadelede kendisiyle aynı görüşte olduğu
nu ifade eden yoldaşlarla tartışm asında Rosa Luxemburg bazı konuların al
tını çizdi. Kim sosyal dem okrat olmak ve mevcut kapitalist toplum düze
nine karşı mücadele etm ek istiyorsa, bir yandan Güney Alm anya’nın kü
çük devletlerinin perspektifinden bakarak “eldeki tüm araçlarla” Prusya’ya
karşı savaşıp, öbür yandan kendi eyaletinin monarşisi önünde saygıyla eği-
lemezdi. İktidardaki rejim in tüm kurum larına karşı gelinmeli; burjuva ya
salarından yararlanılm ası ve eyaletler arasındaki farklılıklar, sosyal de
m okrasinin temel pozisyonu olan anti-m onarşizm , anti-m ilitarizm ve anti-
kapitalizm in terk edilmesine yol açmamalıydı. Muhalefet yaparken parti
program ının bütünlüğü göz önünde bulundurulm alıydı.80
Rosa Luxemburg.Bad eyaletinde M agdeburg Parti K ongresinin küçük
bir genel provasını yaptı. Bir yandan eyalet meclisi üyesi Ludwig Frank gibi
bütçe onayı taraftarlarının önemli temsilcileriyle yüz yüze tartışm alar sür
dürürken, diğer yandan da bütçe onayı karşıtlarıyla birlikte devrimci m u
halefet ilkelerinin korunm ası için eyleme geçti ve revizyonizme karşı ör
gütlü mücadelenin ilk adım larım attı.
Adolf Geck ve H erm ann Merkel, Rosa Luxemburg’un M annheim , Karl
sruhe, Durlach, Pforzheim ve Offenburg’da “Bad eyaletindeki parti politi
kasının ilkesel ve taktik yönelimleriyle aynı görüşte olmayan yoldaşları to
parlam ak ve bilimsel sosyalizm temelinde verilen konferanslar aracılığıy
la teorik konularda eğitm ek” amaçlı M arksizm Kulüpleri’yle tem asını sağ
ladı. Bu çatı altında bulunanlar, parti toplantılarında daha güçlü ve örgüt
lü olarak boy göstermek istiyordu ve tecrübelerine dayanarak şu konuda
hemfikirlerdi: “Revizyonizm, yoldaşların eğitilmesine taham m ül edemez
ve yalnızca kapitalizm in özünü algılayamayan bir taraftar kitlesinin içinde
yaşayabilir.”81 Bad eyaletinin Marksizm Kulüpleri Rosa Luxemburg’un des
teğine güvenebilirdi; fakat öte yandan Ludwig Frank, parti yönetim kuru
lundan Friedrich Ebert ile birlikte, kulüp üyelerini “partiye zarar veren bö
lücüler” ve “disiplin kırıcılar” olarak karalam ak ve kulüplerin dağıtılm ası
nı sağlamak üzere elinden gelen her şeyi yapıyordu ve sonunda 1911 yılın
da amacına ulaştı.82
Parti çalışmalarını M annheim ’da sürdüren Ludwig Frank, Güney Al
m anya G rubunun temsilcisi sıfatıyla M agdeburg Parti Kongresi için Au-
gust Bebel’in yanı sıra ana konuşmacı olarak önerilmişti. 1908 Nürnberg
Kongresinde, p arti kongrelerinin eyalet politikalarına karışm a hakkına
son verilmesini isteyen 66’lar açıklam asının öncülerindendi.
Yakın arkadaşları W ilhelm D ittm ann ve Clara Zetkin, Rosa Luxemburg’u
bu kesime karşı uyardı. Bunlar p arti kongrelerinde delegelerin tartışm a
lı konularda kendi görüşlerine uygun olarak gruplaşm asını sağlamıştı ve
N ürnberg’de “yalnızca Bavyera, W ürttem berg ve Bad bütçelerini onayla
m ış olan Güney Alm anya’nın eyalet meclis üyeleri değil, David, Ulrich, Sü-
dekum, Hug-Bant, Böhle ve Eisner gibi İmparatorluk Almanya’sının tüm
revizyonist liderleri hep birlikte oturuyordu [...] M ünihli Auer yoldaş bun
ların hepsinin örgütçüsü ve sözcüsüydü.” Öğlen ve akşam ları bazı lokaller
de buluşup taktiklerini saptıyorlardı.83 S osyalizm D efterleri’n de sevinç n i
daları atılmaktaydı: “Sendikaların öteden beri izlediği güncel taktiğin ya
rarının teslim edilmesi, daha önceki hiçbir kongrede Leipzig’de olduğu ka
dar belirginleşmemişti. Partideki tüm yoldaşlar henüz bu algı düzeyine
ulaşmadı; fakat bu algının göreli yaygınlığı, hedeflerin daha da yaygınlaş
tırılm ası için verilen mücadeleye geniş bir hareket alanı sağlıyor. Bu hare
ket alanı, revizyonizm in geleneksel radikal görüşün yanında fiilen elde et
tiği eşit söz hakkının parti içi tartışm alardaki kindarlığı da azaltacağı an
lam ına gelir. Leipzig Parti Kongresi’nin tüm Alman sosyal demokrasisi için
politik iktidara katılım ve iktidarı ele geçirme yolunda bir adım olmasını
um ut edelim.”84
Revizyonist bloğun temsilcileri, A lm an sosyal dem okrasisini “gün
cel taktiklerle” sınırlayarak burjuva partileriyle koalisyona hazırlam ak
ve “iktidara katılım yolunda” ilerletm ek istiyordu. 1910 yılının yazında
Frank bu hedefi daha da som utlaştırdı ve Bad ve Bavyera delegelerinin
katılım ı, Bernstein ile Südekum’un desteğiyle 8 A ğustos’ta M ünih’te bir
toplantı düzenleyerek Uluslararası Sosyalistler K ongresinin hazırlıkla
rın ı etki altına alm aya çalıştı. Amaç, Bad bütçe onayını Kopenhag’ta bir
sosyal dem okrat tak tik olarak kabul ettirm ek ve böylece Alm an sosyal
dem okrasisini M agdeburg Parti Kongresi öncesinde bir fiili durum la kar
şı karşıya bırakm aktı.85
* Rus sosyal demokrasisinde, D um a’dan çekilme yanlısı “aşırı sol” grup -çev.
alınm ıştı. Bolşeviklerin Schm it’in m irasını merkezi p arti kasasına dev
retm esi gerekiyordu. Fakat “barış anlaşm asına” güvenmeyen Lenin fo
nun b ir süreliğine A lm an sosyal dem okrasisinin üç temsilcisi tarafından
kontrol edilm esini sağladı. Bu durum da M enşevikler o rtak alınan karar
lara uym azsa, Bolşevikler paranın kendilerine iade edilm esini isteyebilir
di. Lenin diğer parti ve hiziplerin em rine girm ektense, tam am ıyla bağım
sız bir Bolşevik örgüt yaratm ak am acındaydı. A ralık 1910’da tebliğ edil
diği üzere Bolşevikler 1911’de parayı geri istedi. RSDİP içindeki koşulla
ra yabancı olan em anetçiler, emanet hesabının tüm partiye ait olduğu gö
rüşündeydiler; fakat farklı p arti hiziplerinin talep, protesto ve dilekçeleri
karşısında ne yapacaklarını bilemediler.
1905 devrim ini yaşadıktan sonra 1907’de ölen Moskovalı mobilya üreti
cisi ve Bolşevik yanlısı N. P. Schmit’in RSDİP’ye bıraktığı m irasla ilgili na
zik atışm ada Lenin baş figürlerden birisiydi. Rosa Luxemburg bu bağlam
da Lenin’i, hizipler arası çatışmayı her şeyin üstünde tutan b ir dövüş horo
zu olarak tanım lıyordu.202
Buna rağmen, kendisine duyduğu saygıyı gizlemeyen Lenin’den sem
patisini esirgemedi. Bir m ektubunda “O nunla konuşmayı seviyorum” diye
yazdı. “Akıllı ve kültürlü; ayrıca görmekten hoşlandığım çok çirkin bir
suratı var.”203 Üstelik Lenin’in, kedisi M im in in büyük bir hayranı olma
sı da gururunu okşuyordu. 1911 yılında Rosa Luxemburg’u birkaç kez zi
yaret eden Lenin, yalnızca Sibirya’da böyle gösterişli hayvanlar gördüğü
nü, M im in in soylu bir kedi olduğunu söylemişti. “M imi onunla flört edi
yor, sırtüstü yatıp yuvarlanıyor, yanına gelmesini bekliyordu. Fakat yanı
na gelirse küçücük pençesiyle vuruyor ve bir kaplan gibi tıslıyordu.”204 Rosa
Luxemburg Lenin’in M im iyle oyununu neşeyle seyrediyor ve övgülerinin
tadını çıkarıyordu.
Tüm bunlara karşın H aziran 1911’de, Lenin tarafından Longjumeau’da
kurulan parti okulunda ders vermeyi, Paris’e yalnızca 15 km uzaklıkta ol
m asına rağmen, reddetm ekten çekinmedi. RSDİP içinde süren mücadeleye
alet olm ak istemiyordu.205
Rosa Luxemburg ve Lenin kararlı anti-m ilitaristler olarak barışı koru
ma mücadelesinde birleşiyor, fakat RSDİP içindeki krizin çözümüyle ilgi
li tavırda ayrışıyorlardı. Polonya sosyal dem okrasisi, II. Enternasyonal’in
bir ülkede tek bir sosyalist p arti olması gerektiği görüşüne katılm aktaydı.
RSDİP’nin Nisan 1905’de Stockholm’de yapılan VI. Kongresi’nde, 1902
yılındaki II. Kongre’den beri ayrı olan Bolşevik ve M enşevikler yeniden
birleşince, Polonya ve Letonya sosyal dem okratları ve Yahudi İşçi Birliği
Rus sosyal dem okrasisine katıldı. 1902/03’ten beri SDKPİL’nin eylemleri
ni yöneten Leo Jogiches bu adım ı şu sözlerle açıkladı: “Bir yanda Bolşe-
viklerin dar hizipçi girişim leri, diğer yanda da M enşeviklerin oportünist
ve örgüt karşıtı görüşleri arasında bir denge u n su ru oluşturuyor ve böyle-
ce p a rtin in birliğine katkıda bulunuyoruz. M erkez K om itesinin (MK) h i
ziplerden oluştuğu ve p arti konferanslarındaki oy dengeleri dikkate alın
dığında, Polonya oylarının çok önemli bir etkisi var. Eylemlerimizin çıkış
noktası, [...] parti faaliyetlerinin birliğini bozan örgütlü hizipleri saf dışı
bırakm a, bunların yerini örgütlü olmayan ideolojik tartışm aların alm ası
nı sağlam a ve Bolşeviklerle M enşevikleri M erkez K om itesinin tü m eylem
ve organlarında birleştirm e amacıdır.” RSDÎP’nin Kasım 1907 konferan
sında, SDKPİL tarafından sunulan ve MK’yla rekabet halindeki tüm ör
gütlü hizipleri ve hizip m erkezlerini yasaklayan karar tasarısı kabul edil
di. “Bolşeviklerin M enşevikleri farklı ortak kom isyonlardan ve özellikle
de m erkezi yayın organının yayın k urulundan dışlam a çabalarına karşı
[...] M enşeviklerle aynı doğrultuda kullandığım ız oylarla, o nların m er
kezi k u rullarda ve genelde de Bolşeviklerle aynı oranda tem sil edilm esi
ni sağladık.”206
RSDIP içinde politik doğrultu ve güç tartışm ası sürekli yeniden alevle
niyor; yönetim ve.yayın organlarında Bolşevikler, Menşevikler ve SDKPÎL
arası güç dengeleri sürekli değişiyordu.
Jogiches ve Warski RSDİP MK’sının Ocak 1910’da Paris’teki toplantı
sında, IV. Dum a için yapılması gereken seçim kampanyasını gerekçe göste
rerek, Lenin etrafındaki grubun görüşüne karşı Rus sosyal dem okrasisinin
örgütsel birliğini savunmuştu. Lenin taraftarları ile partinin yeniden bö
lünm esini önlemek isteyen Bolşevikler arasında süren tartışm ada Jogiches
“uzlaştırm a yanlıları”nın tarafındaydı.
MK’n ın Ocak toplantısında alınan karar gereğince parti kongresinin
toplanm ası gerekiyor, fakat yetkili kurullar bu kararı dikkate alm ıyor
du. Bolşeviklerin girişim i ve SDKPİL’nin onayı sonucunda 10-17 Hazi
ran 1911 tarihleri arasında yeni bir MK toplantısı düzenlendi. Toplantıya
y urtdışında yaşayan 15 üyenin 8’i katıldı. SDKPİL adına Leo Jogiches ve
Feliks Cerjinski, Bolşevikler adına Lenin, Rikov ve Zinovyev hazır bulun
du; Yahudi Birliği ve Letonya sosyal dem okrasisi birer üyeyle tem sil edi
lirken, Troçki ve taraftarları, M enşevikler ve likidatörler toplantıya ka
tılm am ıştı. Ana konu, yeni bir parti konferansının düzenlenmesiydi. Bu
amaçla bir organizasyon kom isyonu ve bir tek n ik komisyon kuruldu, sert
tartışm alar yaşandı. Taraflar birbirine el ilanı, bildiri ve broşürlerle saldı
rıyor; tü m hizipler planlanan p arti konferansında çoğunluğa sahip olmak
ve A lm an em anetçilerin gözüne girm ek istiyordu. Franz M ehring ve Cla-
ra Z etkin gibi RSDÎP konusunda ayrıntılı bir görüşe sahip olm ayan Kari
Kautsky de tarafları uzlaştırm aya çalıştı ve Temmuz ayında tü m grupla
rın katılacağı bir konferans yapılm asını önerdi. Ancak bu konferans da
gerçekleştirilemedi.
Rosa Luxemburgern Leo Jogiches ile olan teması yeniden p arti mesele
leriyle sınırlanm ıştı. Kostja Zetkin’e bu adam ın yakınında olm asının ken
disi için dayanılması zor bir işkence anlam ına geldiğini yazdı.207 Lenin’in
öfke, infial ve taktiklerinin özellikle Jogiches’e karşı yöneldiğini hissettiği
için, on u abartılı davra n ışla rd a bu lu n m a m a sı konu su n da uyardı. Jogiches’e
karşı Kautsky’nin çekincelerini de biliyordu. Kautsky’ye göre Jogiches “bir
kom plocunun tüm özelliklerini kişiliğinde toplam asının” yanı sıra, “hilede
hünerli ve soğukkanlıydı ve çelik gibi bir iradeye sahipti”, ayrıca Lenin’in
partiyle ilgili planlarını engellemek için her şeyi göze almaya hazırdı.208
Leo Jogiches’in parti çalışm alarını teorisyen ve yazar yetenekleri ışığın
da hep eleştirel bir gözle izlemiş olan Rosa Luxemburg “Rus savaşı’yla209 il
gili olarak elbette farklı bir görüşe sahipti. 25 Temmuz civarında Kautsky
ailesini bu konuda kendi bildiği kadarıyla bilgilendirdi: “Em anetçilerin ka
rarlı tutum u Lenin ve şürekâsını yola getirdi ve boyun eğip yeni kurulların
havaya uçurulm asından vazgeçtiler. M enşevikler ise tam bir hezeyan içeri
sinde. Bir buçuk yıldan beri bunun im kânsız olduğunu savunduktan son
ra, şim di merkez komitesi toplantısını veya parti konferansını -tabii yal
nızca bölünmeyi sağlamak için- kendi başlarına yapmak istiyor ve Bolşe-
viklere, PolonyalIlara ve uzlaşma kom isyonuna inanılm az hakaretler yağ
dırıyorlar. Troçki, ne işe yaram az biri olduğunu giderek daha fazla göste
riyor. Teknik komisyon P ra v d a y a parasını vermek için Lenin’den mali öz
gürlüğünü henüz kazanm am ışken, Troçki P ra vd a ’da bu komisyona ve tüm
Paris konferansına karşı çok kaba bir saldırıya geçti. Bolşeviklere ve Polon
yalIlara ‘bölücü’ diye küfür ederken, M artov’un Lenin’e karşı yazdığı, adi
likte eşi benzeri olmayan ve açıkça p artinin bölünmesini amaçlayan bro
şürle ilgili olarak ağzından tek bir kelime çıkmıyor. Tek kelimeyle söyle
mek gerekirse, durum harika. Keşke konferans bir an önce olsa! İki taraf
konferansı birlikte toplamaya zorlanabilirse, her şeye rağm en p artinin bir
liği kurtarılabilir.”210
Taşınmayı planları nedeniyle, tenhalaşan Berlin’de kalan Rosa Luxem
burg 1911 Ağustos’unun ortalarında tatildeki Luise Kautsky’ye yine uzun
bir m ektup gönderdi. M ektupta hizipler tarafından bir açıklam ada bulun
ması için sıkıştırıldığını, fakat “masum bir kuzu” misali hiçbir şeyden ha
beri olm adığını belirtti. Şimdi en azından “planlanan konferans için ‘tüm
akım larla’ istişarede bulunm a” gereğini hissediyordu. O rada “tabii ki yal
nızca gurbetteki bir avuç dövüş horozu, A lm an emanetçileri kendi taraf
larına çekmek için yarışacak; bu horozlardan bir anlaşma um m ak delilik
olur. [...] Birliği k urtarm anın tek yolu, Rusya’dakilerin düzenleyeceği bir
konferans toplayabilmek, çünkü Rusya’daki insanların hepsi barışı ve birli
ği istiyor ve onlar bu yabancı dövüş horozlarını yola getirebilecek tek güç.”
Rosa Luxemburg’a göre Troçki “gizli m ektuplarında, her şeyi yoluna koya
bilecek tek adam ” olmakla övünmekteydi. “O nunla birlikte hareket eden
M enşevikler cesaretlendi ve genel parti konferansını boykot ediyor. Bolşe
vikler ise, PolonyalIlarla birlikte, bu dedikodular nedeniyle dağınık bir du
rum da.”211
Rosa Luxemburg Paris Konferansının “m eşru olmadığı” suçlamasını
daha tutarlı bir şekilde çürütebilm ek için, organizasyon kom isyonunun 1
Ağustos 1911 tarihli ikinci bildirisinden birkaç sayfalık bir alıntı hazırladı.
Burada RSDİP içindeki ağır krizin nedenleri belirtiliyordu: bir buçuk yıl
dan beri fiilen bir MK’nın olmaması, Rusya’daki yerel örgütler arası gevşek
bağlar ve hizip mücadelelerinin keskinleşmesi. Kurulların olağan işleyişiy
le çıkm az sokaktan kurtulm ak m üm kün değildi ve parti konferansına kar
şı gelmek, p arti içindeki kaosun ve bölünm üşlüğün ebedileştirilmesi anla
m ına gelmekteydi. Rosa Luxemburg alıntıda yer alan, ilkesel birlik konulu
tüm pasajlarla hemfikirdi; çünkü hazırladığı özette bunların yanı sıra şöy
le deniliyor: “Kim. her türlü legal imkânı kararlılıkla kullanan ve bu ara
da M arksist program ına, taktiğine ve devrim ci sloganlarına inatla sarılan
eski illegal Rus sosyal demokrasisinden yana? Ve kim her ne olursa olsun
legal bir partiye sarılıp, taktiğini ve Rus sosyal demokrasisinin gelenekleri
ni feda ediyor? Partinin ezici bir çoğunluğu birinci seçenekte birleşecektir.
Geçici görüş ayrılıkları bizi, eski partim izi yok etm ek isteyenlere karşı bir
leşmekten alıkoyamaz.”212
Rosa Luxemburg Ağustos 1911’de arkadaşı Henriette Roland Holst’u
Hollanda sosyal demokrasisinden ayrılmaması için uyarırken, bu son de
neyim lerine dayanmaktaydı. “O zamanlar [1909] diğerleri giderken, senin
partide kalm ana ne kadar karşı olduğumu biliyorsun. O zam an da aynı
şim diki gibi hepinizin birarada kalması gerektiğini düşünüyorum -dışa-
rıda veya içeride; M arksistlerin bölünmesi (görüş ayrılıklarıyla karıştır
ma) ölüm cül bir durum . Fakat şu anda partiden ayrılmanı tüm gücümle
önlemek niyetindeyim. [...] Bunu yapmamalısın, bunu içimizden hiç kim
se yapmamalı! ö rg ü tü n dışında, yığınlardan kopuk olmamalıyız. En kötü
işçi partisi, olmayan bir partiden daha iyidir. Zam anla koşullar değişebilir.
Birkaç yıl içinde fırtınalı bir dönem Hollanda’da ve tüm Avrupa’da opor
tünist pisliği silip süpürebilir. Fakat bu dönem dışarıda beklenemez. Ne
denli çorak da gözükse, mücadeleye devam etm ek gerekiyor -so n u n a ka
dar. Eğer dışarıda durursan, politik hareket için bitmiş ve ölmüş sayılır
sın. Bunu yapma! Ayrıca Enternasyonal’e karşı da sorum lulukların var.”213
Feliks Tych 1991’de, Rosa Luxemburg’un Leo Jogiches ile 1911 yılındaki
m ektuplaşm alarında “temel m etin” olarak değinilen 37 sayfalık bir elyaz-
m asını buldu, deşifre etti ve yayınladı. M uhtemelen Eylül sonu-Ekim başı
civarı Leo Jogiches’in isteğiyle SDKPİL yönetim kurulu için hazırlanan me
tin, Rus sosyal dem okrasisinin bölünmesini önlemeyi amaçlıyordu. Metin
11 Ekim ’de Adolf W arski’ye iletildi ve A dolf Warski, Feliks Cerjinski’ye
m etin hakkında bilgi verdi. Elyazması, Leo Jogiches’e ait düzeltmeler içe
riyor. Ayrıca çalışmanın yayınlanması düşünüldüğü için yazı m akinesinde
yazılmış bir kopyası da mevcut.
A ncak uzlaşma olmadı; tam tersine, Lenin tarafından 1912 yılında dü
zenlenen RSDÎP Prag Genel Rusya Konferansı bölünmeyi perçinledi. Bu
nun üzerine Rosa Luxemburg Temmuz 1912’de C zerw ony S zta n d a r da, aynı
1911 çalışmasındaki kesinlilikle, Lenin’in örgütlenm e konusundaki politi
kalarını ve Rus sosyal demokrasisinde neden olduğu bölünmeyi m ahkûm
ettiği imzasız bir yazı yayınladı. Bu yazıya göre Bolşeviklerin lideri “Mer
kez Komitesinin her şey, esas partinin ise Merkez Komitesinin yalnızca bir
eklentisi ve liderin bir işaretiyle geçit alanında talim yapan bir ordu misa
li m ekanik bir tarzda harekete geçen veya orkestra şefinin değneğine göre
şarkı söyleyen ruhsuz bir yığın olduğu şeklindeki görüşlerini kabul ettir
mek için”214 henüz 1905 devrim inden önce partin in birliğini yok etmişti.
“Temel m etin”, “Rus Sosyal Demokrasisinde örgütlenm e Sorunları”
başlıklı makale (1904) ve R us D evrim i başlıklı çalışm anın (1918) yanı sıra,
Rosa Luxemburg’un Lenin’in politikaları hakkında yaptığı en önemli ça
lışm alardan birisidir ve iki devrim cinin p arti birliği ve parti içi dem okra
si ile ilgili görüş farklılıklarını netleştirir. Rosa Luxemburg M K’nın 1910
Ocak toplantısı kararlarını ve son bir buçuk yıllık gelişmeyi bir kez daha
özetleyerek Rus sosyal demokrasisinin birliğini savunduğu çalışmasın
da, p arti politikasına ve etkinliğine zarar veren, bitmek bilmez tiksindiri
ci hizip didişmelerine karşı çıktı. Hem M artov un alçakça davranışını, hem
Troçki’nin ikiyüzlü simsarlığını, hem de Lenin ve arkadaşlarının örgütsel
merkeziyetçiliğini m ahkûm etti. Rosa Luxemburg’a göre Lenin ve arkadaş
ları “partiyi, merkezi yönetim in düşünsel diktası ile kundaklam ak suretiy
le”215 proletaryanın devrim ciliğini güvence altına alm ak istiyordu. Men-
şeviklerin politik değerlendirmesi ve Troçki’nin hareket tarzıyla ilgili ola
rak, SDKPiL ve Lenin grubu geniş ölçüde aynı görüşü paylaşmaktaydı; fa
kat bunlara nasıl davranılacağı konusunda ciddi görüş ayrılıkları bulunu
yordu. Rosa Luxemburg “toptan hizipsel hesaplaşmalara” karşıydı. Lenin
farklı grup ve kişileri aynı kefeye koyarak ve gözü kara fanatizmiyle parti
ye, likidasyon yanlısı M enşevikler kadar zarar vermişti.
Rosa Luxemburg’a göre partinin ülke genelindeki birincil görevleri “ör
gütlerin seçim kampanyası için biraraya getirilip güçlendirilmesi, kitlesel
hareketler ve grev dalgası göz önünde bulundurularak sendikal m ücade
lenin düzenlenmesi ve güçlendirilmesi, legal faaliyetler sorununun çözül
mesi ve illegal faaliyet m erkezlerinin yeniden etkinleştirilm esi”ydi. Bir kez
daha “kendisini partinin bir parçası sayan tüm örgüt ve hiziplerin davet
edildiği”216 bir konferans toplanm asını talep etti; Haziran 1911 Paris top
lantısını ve SDKPÎL tem silcilerinin taktiğini savundu. Sonunda ise şu so
nucu çıkardı: “Şimdi tüm yoldaşların görevi, tü m güçleriyle p arti genelini
kapsayan bir konferans toplanm asını desteklemektir. Sosyal dem okrasi iç
ten içe erim enin üstesinden gelmeli, hizipçilik belasının vahşi içgüdülerini
ve oportünist likidatörlüğün içimizi kemiren yaralarını kararlılıkla söküp
atm alıdır.”217 Fakat RSDİP’nin bölünmesi artık kaçınılmazdı; 1912 yılında
SDKPÎL’de de büyük bir kriz yaşandı.
Yüreklendirilmem gerekmiyor
Rosa Luxemburg SDKPiL Yönetim Kurulu üyesi olmamakla birlik
te makaleler, dayanışma/bağış organizasyonları ve Alman ve uluslarara
sı işçi hareketinin temsilcileriyle temaslar kurm a suretiyle partiyi sürekli
bir şekilde destekliyordu. 30 M art 1912’de İleri’de yayınlanan şu açıklam a
yı yaptı: “Biz hem soldan hem de sağdan gelen bölme çabalarına karşıyız,
hem güya radikalizm in çıkarına olan anlam sız dışlama politikasına hem
de güya daha fazla hoşgörü adına harekete geçen oportünist likidasyon u n
surlarına karşıyız. Her iki bakış açısına eşit uzaklıkta durm ayan bir parti
konferansı toplanmadığı sürece, Rus hareketinde barış ve birlik hâkim ola
mayacaktır.”218
SDKPÎL’nin davet edilmediği Ocak 1912 Prag Parti Konferansı’ndan
sonra Rosa Luxemburg Lenin’e ve “parti ve hareketin bu bölücüsünün” ya
nında duran veya ona hak veren herkese şiddetle karşı çıktı. Varşova’da
Jozef Unszlicht’in etrafında toplanan bir grup m uhalif sosyal demokrat,
Berlin’de Jogiches’in liderliğini yaptığı yönetim kuruluyla görüş ayrılığı
na düştü. M uhalifler 10 A ralık 1911’de Varşova’da yönetim kurulunun ha
beri olmaksızın, çeşitli yerel parti örgütlerinden gelen 13 tem silcinin yanı
sıra iki sendika yöneticisinin de katıldığı bir konferans düzenledi ve ül
kedeki p arti çalışm alarının canlandırılm asına yönelik yöntemleri, sendi
kalar ve PPS içindeki solcularla olan ilişkilerin yetersizliğini ve C zerw on y
S zta n d a r’m düzenli yayınlanm am asını eleştirdi. Bu grupla yönetim kurulu
arasındaki görüş ayrılıkları 1912 yılında derinleşti. Şahsi hakaret ve suçla
malar gecikmedi. Rosa Luxemburg Leo Jogiches’i m uhaliflere ve yoldaşlara
yönelik davranışında ölçülü olması, hatalı yanları bulunm asına rağm en ör
neğin W arski ile karısına ve Marchlewski’ye karşı kaba davranm am ası ko
nusunda uyardı.219 Rosa Luxemburg, Jogisches’in RSDİP konusundaki yak
laşım ının kabul görmemesinden uğradığı hayal kırıklığı nedeniyle Polon
ya, Rusya ve Almanya’daki parti içi gelişmeleri kavrayamadığını fark ede
m emiş gibi gözüküyor. Jogiches SDKPiL içerisindeki bölünmeyi hızlandır
dığında Rosa Luxemburg, p arti içi muhalefete karşı davranışının da açıkça
kanıtladığı üzere, onun bu adım ını kayıtsız şartsız destekledi.
1911 sonu, 1912 başlarında Varşova’da pek çok parti üyesi tutuklanın
ca, yönetim kurulu Unszlicht grubunu Rus gizli polisiyle işbirliği yapmak
la suçladı. Cerjinski, ikinci bir il komitesi kurm ak ve yeni bir yayın organı
örgütlem ek üzere Varşova’ya gönderildi. Yönetim kurulu Temmuz 1912’de
m uhalif komitenin ve tüm “bölücü” örgütün dağıtıldığını ve liderlerinin
partiden uzaklaştırıldığını açıklayana kadar, farklı kurul ve yönetimler
karşılıklı olarak faaliyetini sürdürdü. Bu adım dan sonra taraflar birbirleri
ni “bölücülükle” suçlamaya ve sosyalist hareketin uluslararası kurulların
da birbirlerine iftiralar yağdırmaya başladı. Uluslararası Sosyalist Büro’da
bu işi Rosa Luxemburg üstlenm işti. Julian Marchlewski ve Adolf Warski
gibi çok yakın mücadele arkadaşlarının güven duygusu bile zam an zaman
sarsıldı. Camille Huysmans, SDKPiL Yönetim K urulunun 8 Temmuz 1912
tarihli açıklamasını diğer partilerin delegelerine iletti: Açıklamaya göre,
“bölücüler” ile meşru yönetim kurulu arasında gerçek anlam da bir politik
görüş ayrılığı bulunm am asına rağmen, küçük bir grup hoşnutsuz üye di
siplin, tüzük ve partinin birliğini ağır bir şekilde ihlâl ederek partiyi böl
m üştü. Jogiches açıklamayı basma verdi ve Alm an sosyal demokrasisini, bu
“önemsiz” Varşovalı “bölücü” örgüt hakkında bilgilendirdi. Lenin Ulusla
rarası Sosyalist Büro’ya gönderdiği 31 Ağustos 1912 tarihli bir yazıyla m u
haliflerden yana tavır aldı.220
Ne “bölücüler” ne de Leo Jogiches ve Rosa Luxemburg yenilgiyi kabul
etti. 24-25 Kasım 1912’de Basel’de düzenlenen Olağanüstü Uluslararası
Sosyalistler Kongresine Polonya’dan iki sosyal demokrat delegasyon katıl
dı. Rosa Luxemburg ve Julian Marchlewski’n in Uluslararası Sosyalist Büro
Sekretaryası’na ilettiği protesto başarılı oldu ve Varşova komitesi temsilci
lerinin isimleri Basel Kongresi raporunda yer almadı. Rus delegasyonu bu
nun üzerine dışlananları kendi delegasyonuna dâhil edince, Rosa Luxem
burg yeniden protesto etti.221
Rosa Luxemburg’un p arti içi muhalefete karşı inatçı hoşgörüsüzlü
ğü uzun bir süre devam etti. Bu hoşgörüsüzlük, Kopenhag’da yayınla
nan Sosyal D em okrat gazetesinin yayın kuruluna, “dışlanm ış bölücüler”
tarafından başlatılan tekstil işçileri grevine yardım topladığı için gön
derdiği protestoda da görülüyordu. Kullandığı üslup bu örnekte çok sert
ti: “Kopenhag’daki bağış listelerini hazırlayan grup, geçen yıl Polonya ve
Litvanya sosyal demokrasisinden ayrıldı ve parti yönetim kurulu ve par
ti konferansı tarafından p arti faaliyetine engel olma ve disiplinsizlik ne
deniyle dağıtıldı, yani artık partiye dâhil değil. [...] Eğer artık parti içinde
yer alm ayan bu grup hâlâ p arti adı altında ortaya çıkmaya ve hatta yaban
cı yoldaşlar arasında bağış toplamaya cesaret ediyorsa, bu durum her sos
yal dem okrat tarafından en sert şekilde m ahkûm edilmeli ve tüm kam uo
yu önünde deşifre edilmelidir.” Rosa Luxemburg’un Varşova grubuna kar
şı büyük nefreti “Rusya’da yıllardan beri hizip mücadeleleriyle sistematik
bir şekilde işçi partisinin bölünm esini hedefleyen, hiç kimse tarafından ta
nınm ayan hayali bir 'Merkez Komitesi’ oluşturm uş olan, tüm birleşme ça
balarını inatla boşa çıkaran ve böylece Rus partisini felaketin eşiğine geti
ren” Lenin ve hizbinin parti anlayışına m uhalefetinden kaynaklanm aktay
dı. Bu kişiler tek kelime bile Lehçe bilmiyorlardı ve bu nedenle Polonya’nın
iç koşullarıyla ilgili hiçbir yorum da bulunam azlardı. “Fakat bunlar, Rus
sosyal demokrasisinde uzm anlık alanları olan bölücülüğü planlı bir şekil
de Polonya sosyal demokrasisinde de geliştirmeye çabalıyor ve bu amaçla,
Polonya sosyal demokrasisinden ayrılmış olan kargaşa ve dağınıklık yan
lılarını, p arti içinde sorun çıkarm ak ve Rusya’daki bölücülüğe karşı m üca
dele ettiği için Polonya sosyal demokrasisinden intikam alm ak üzere körü
körüne destekliyor.”222
Tüm bunların üzerine, bir yandan Varşova, Bremen ve Berlin, diğer
yandan da SDKPiL Yönetim Kurulu ile Alm an sosyal dem okrasisinin yö
netimi arasında, “Radek vakası” denilen ve şahsi çatışmalara yol açan ateş
li bir tartışm a meydana geldi. Rosa Luxemburg’un 1905 yılından beri ara
ara tem asta bulunduğu Kari Radek Leipzig H alk G azetesi, Brem en Yurttaş
G azetesi ve Polonya yayın organları için makaleler ve politik analizler yaz
maktaydı. 1912 M art’ı sonunda Rosa Luxemburg’a “Alman Emperyalizmi
ve İşçi Sınıfı” başlıklı bir incelemesini hediye etti.
SDKPİL Yönetim K urulunun Varşova muhalefetiyle olan çatışm asın
da Radek, Varşovalıların yanında yer alıyordu. O zam andan beri Rosa Lu
xemburg Radek’i güvenilmez bir kişi olarak görüyor ve arkadaşlarına, her
şeye burnunu soktuğu ve işgüzarlık yaptığı için Radek’ten uzak durm ala
rını öğütlüyordu. Bu nedenle yönetim kurulunun Kari Radek’i geçmiş yıl
larda sendika paralarını zim m etine geçirmekle suçlaması ve partiden ihraç
etm esinin ardından Bremen sosyal dem okratlarının onu Alman partisine
üye yapmasına öfkelenmesi şaşırtıcı değildi.
Rosa Luxemburg Brem en Y urttaş G azetesi tarafından reddedildikten
sonra 14 Eylül 1912’de İleri' de yayınlanan makalesine “Körü Körüne Çaba”
başlığını verdi: “Radek’in kendisini haksız bir iftiranın kurbanı olarak gös
termek için ortalığı birbirine katması, insani açıdan anlaşılabilir. Yurtdı-
şındaki Polonyalı öğrenciler ve mülteciler arasındaki bir sürü küskünün ve
Polonya partisi yönetimince bir şekilde nasırına basılmış tüm unsurların
Radek’ten cesaret alarak, Polonyalı sosyal dem okrat liderlerin içinin fesat
olduğu şeklindeki ‘derin kanaatlerini’ ifade etm e fırsatını tepe tepe kullan
m aları hiç de şaşırtıcı değildir. İşin aslını bilen biri, bu durum u ancak tik
sindirici veya gülünç olarak nitelendirebilir.”223
“Radek vakası”, tartışm aya katılan herkesin sosyal demokrat hareketin
so lu n u korum a iddiası ürettiği, şahsi bir polemiğe dönüştü. Rosa Luxem
burg Karl Radek’e yakıştırılan politik kurban rolüne karşı acımasızca saldı
rıya geçti: “Birincisi, istisnasız bütün Polonyalı liderlerin bizatihi kendile
ri radikal akım ın temsilcisidir ve her biri Rus-Polonya hareketi içerisindeki
20 yıllık faaliyetlerinde devrim ci M arksizm davasına iki düzine Radek’ten
daha fazla katkıda bulunm uştur. İkincisi ise, Radek hiçbir zam an Polonya
hareketinde herhangi bir özel akım ın temsilcisi sıfatıyla en küçük bir rol
oynam am ış, bu partinin konum unun belirlenmesine ilkesel veya taktiksel
açıdan en küçük bir katkı koymamış ve teori ve taktiğin can alıcı konula
rında bildiğim kadarıyla tek bir makale yayınlam am ıştır.”224 Polonya par
tisi Radek ile uğraşma zevkini Alman partisine seve seve devrederdi, fakat
bu önerisi karşılık bulm am ıştı.
Rosa Luxemburg sert yazısının yayınlanm asının akabinde bir böbrek
rahatsızlığıyla Groß-Lichterfelde hastanesine kaldırıldı ve orada 14 gün
kaldı. Hasta yatağında bu vakaya daha da sinirli bir tepki gösteriyordu. 15
Eylül’de Alfred Henke’ye, Radek isimli “şahsın” çıkarları doğrultusunda
Polonya partisine karşı küfürlere göz yum ulduğunu ve Radek yayın kuru
lunda bulunduğu sürece Brem en Y urttaş G a zetesi için m akale yazmayı il
kesel olarak reddettiğini söyledi. “Ben bunu radikalizme yakışır ciddi bir
politika olarak değil, radikalizm in özüne yabancı bir hizipçilik olarak ad
landırıyorum .”225
1913 Jena Parti Kongresi nde Rosa Luxemburg “Radek vakası’n ın araş
tırılm asını talep etti.226 Önergesi reddedildi. Radek, Rosa Luxemburg’un
1912/13 yıllarında kendisine gösterdiği acımasız tavır karşısında büyük bir
hayal kırıklığına uğram ıştı. Bolşevik ve M enşeviklerin, Litvanya, Polonya
ve Rusya Yahudi İşçi B irliğinin ve Litvanya sosyal demokrasisinin temsil
cilerinden oluşan bir komisyon, Eylül 1913’te Radek’in bir p arti mahkemesi
önüne çıkarılıp partiden ihraç edilmiş olm asının herhangi bir haklı nede
ne dayanm adığı sonucuna vardı. Kâte Duncker, Radek tartışm aları sırasın
da Rosa Luxemburg’a “sen korkunç bir insansın”227 derken herhalde haklıy
dı. Tahm inen bu sözler Rosa Luxemburg’u dehşete düşürdü, aksi takdirde
arkadaşı Clara Zetkin’e bundan bahsetmezdi.
Gerçekten coşku içindeydim
Rosa Luxemburg 1911 A ğustosunun ortalarında ailesiyle birlikte tati
le çıkmış olan Luise Kautsky’ye “Biraz hava sıcaklığından bahsedelim mi?”
diye sorm uştu. Şakasına “Burada herhalde, sana Cranach Sokağındaki sol
gun arkadaşının hatlarını anım satan kömürleşmiş bir ceset, sıska bir ke
mik yığını bulmayı bekliyorsun?” diyerek devam etti. “Kıskançlıktan çat
la. Katolik değilim ama çok neşeliyim ve halim den m em nunum . Sabahları
saat 6’da kalkıyor ve her gün iki kez soğuk suyla yıkanıyorum (küvet). Ken
dimi çok zinde hissediyor ve öylesine yoğun çalışıyorum ki, havada tozlar
uçuşuyor.”228 Saat 8’i bulm adan ekonomi araştırm alarına yoğunlaşıyor ve
Ulusal E konom iye G iriş in kim i bölümlerini düzeltiyor veya genişletiyordu.
Kapitalist üretim ve “emperyalizm ” olgularının tüm süreçlerini açıklaya
bilmek için sürekli K a p ita le başvuruyor, yakın dönem ekonomik gelişme
leri analiz ediyor, diğer çağdaş araştırm acıların çalışmalarını eleştirel bir
gözle inceliyor ve karşı tezler üzerinde çalışıyordu. Kasım 1911’de “emper
yalizm ve çelişkilerini” yeni ve doğru bir şekilde temellendirmek için doğru
yolda olduğunu hissetti.229 “Ekonomik akıl yürütm elerim beni K a p ita l’in
II. cildinin sonundaki M arksist formülasyonlara götürüyor. Bunlar benim
için uzun süre bir sır olarak kalmıştı; şimdi diğer her şey bana zevzek
lik gibi geliyor. Bunların hakkını ayrıntılı bir şekilde vermem lazım, yok
sa görüşüm ü ortaya koyamam. Bu zihinsel faaliyet beni mutlu ediyor; fakat
her şey çok zaman alıyor.”230 H aftalar birbirini takip etti ve sonunda Ocak
1912’de emperyalizmi ayrı bir kitapta ele alma k ararı olgunlaştı: D ie A kku-
m ulation des K apitals [Sermaye Birikimi, Belge Yayınları, İstanbul, 2004],
Rosa Luxemburg 31 Temmuz 1912’de, rahatlam ış bir ruh haliyle, şu söz
leri kaleme aldı: “Dün gece saat l ’de çalışmamı sonlandırdım . Şimdi yal
nızca bazı ekler yapmam ve hepsini gözden geçirmem gerekiyor.”231 Bu
günü uzun zam andan beri beklemişti. M ektuplarının açığa vurduğu üze
re, bazen güveni sarsılmış, fakat kendi kendisini sürekli teşvik etm işti. 10
Mayıs 1912’de Kostja Zetkin’e şunları yazdı: “Şu anda bir resim yapar gibi
yim: Yaptığım iş gözüme kâh mükemmel, kâh çok kötü gözüküyor. Ama iyi
olduğunu um uyorum. Büyük bir enerjiyle devam etmem gerekiyor. Keşke
bunun yanı sıra başka işlerim olmasaydı (Polonya meseleleri, M ehring vs.).
Hiç bu kadar sistematik ve sürekli çalışmamıştım. Fakat bu sefer son satır
yazılana kadar işin ucunu bırakmayacağım.”232 Çok düşünüyor ve günde
on-on iki sayfa yazıyordu.
Sonradan geçmişe dönüp baktığında S erm aye B irik im i’n in ortaya çık
tığı süreci hayatının en m utlu günleri olarak değerlendirdi. “Gerçekten
coşku içindeydim . G ünler ve geceler boyunca önüm de, bana kendisini
açan bu sorundan başka hiçbir şey görm üyordum . Bana neyin daha fazla
m utluluk verdiğini bilem iyorum ; karm aşık bir soruyu odanın içinde bir
ileri b ir geri dolaşarak kafam dan geçirmem m i [...] yoksa kalem elimde
kafam dakilere kâğıdın üstünde şekil verm em m i...”233 Evin içindeki at
mosfer de ona m utluluk vermekteydi: “K arşım daki pelüş koltukta M imi
yatm ış uyuyor veya bana bakarak m ırlıyordu. Bazen de balkondaki ser
çeleri seyrediyordu. Küçük m asanın üzerinde çiçekleri açmış bir süm bül
saksısı duruyordu ve güneş vuran masaya, kâğıtlar uçuşm asın diye üzer
lerine koyduğum kristal prizm ayı yerleştirm iştim . Prizm adan tüm du
varlara ve tavana gökkuşağı serpintileri yansıyordu ve odanın içi o kadar
rengârenk ve neşe doluydu ki.”234
S erm aye B irikim i kitabı, Ocak 1913’te İleri Yayınevi tarafından 2000
nüsha olarak yayınlandı.
Yazar yıllar boyunca üretici güçlerin gelişmesiyle ilgili istatistiksel m al
zeme toplamış, kartel ve tröstler gibi yeni şirket biçimleri üzerine bilgileri
analiz etm iş ve yeni ham m adde kaynakları, satış pazarları ve yatırım alan
larının devreye girm esinden kaynaklanan çatışm aları gözlemlemişti. “Bur
juva toplum da yaşanan ekonom ik olaylar -toplum un girift yüzeyi ve bir
birinden bağımsız tesadüflerin görünürdeki hâkim iyetine rağm en- temel
de doğa yasaları gibi kesin yasalara tabi ilişkilerin sonucudur” diyordu.235
Rosa Luxemburg’a göre kapitalist devletler arasında sömürge, çıkar
alanları ve yatırım olanakları için yapılan rekabet savaşı, uluslararası kre
di sistemi, m ilitarizm, koruyucu güm rükler ve banka sermayesi ile kartel
endüstrisinin dünya politikası üzerindeki hâkim iyeti, em peryalizm in birer
karakteristiğiydi.236
Rosa Luxemburg, M arx’in ekonomi öğretisi çerçevesinde, piyasa reka
betinin anarşi ve karm aşası ardındaki gizli yasaları ortaya çıkarm ak isti
yordu. Ona göre “emperyalizm in görüngülerinin oluşturduğu geniş, renk
li ve karm aşık yapının esas kökeni” sermaye birikim inin analiziyle “keşfe-
dilebilirdi”.237 M arx’in şeması, kapitalist üretim biçim inin tüm diğer üre
tim biçim lerini tasfiye ederek tek başına hâkim iyetini ve sınıf olarak sadece
burjuvazi ile proletaryanın varlığını veri kabul ettiği için, sermayenin yeni
den üretim sürecini yeterince açıklayamazdı. Hızla artan ulusal zenginlik
ile halkın çok daha yavaş gelişen tüketim i arasındaki çelişkiden yola çıka
rak “kapitalist birikim in gelişebilmek için farklı ve kapitalist olmayan sos
yal form asyonlara ihtiyacı olduğu, bunlarla yakın bağlantı içerisinde geliş
tiği ve yalnızca böylesi bir ortam içinde varlığını sürdürebileceği” sonucu
na vardı.238 Bu nedenle Rosa Luxemburg için emperyalizm in temel özelli
ği “sermaye iktidarının eski kapitalist ülkelerden yeni alan ara yayılması ve
söz konusu ülkeler arasında bu yeni alanlar için verilen ekonom ik ve poli
tik rekabet mücadelesiydi.”239 Ve nihayet bu saptam adan hareketle Serm a
y e B irikim i çalışmasında emperyalizm i “sermaye birikim sürecinin, henüz
hâkim iyet altına alınm am ış kapitalist olmayan bölgeler için sürdürdüğü
rekabet mücadelesinin politik ifadesi”240 olarak tanım ladı.
Rosa Luxemburg güncel gelişmeler ile M arx’in kapitalist yeniden üretim
şemaları arasında çelişkiler saptadığı durum larda, M arx’a eleştirel yaklaş
ma gereğini duydu. Bu bağlam da dış ticaret ve dış pazarlar soyutlaması
nı, realizasyon teorisinin önkoşulu olarak görmüyor; genişletilmiş yeniden
üretim amaçlı artı-değer realizasyonunu, kapitalist olmayan ekonom ik for
masyonları da içeren sermaye dolaşımı alanına kaydırıyordu. Rosa Luxem
burg, kendi dönemindeki emperyalist yayılm anın ağırlıklı olarak o güne
değin kapitalist ekonomik sistem tarafından henüz sınırlı düzeyde kapsan
mış olan Asya, Afrika, Avustralya ve Amerika bölgelerinde yoğunlaşm a
sını, sistemin çöküşüne yol açacak nesnel bir yasallık olarak yorum ladı.
Dünya çapında tüm pazarlar işgal edilince, kapitalizm bir çıkm az sokağa
girecek ve kaçınılm az olarak çökecekti.
Rosa Luxemburg Serm aye B irikim i kitabının III. bölümünde sermaye
nin dünya ölçeğindeki rekabetinden örneklerle tezlerini kanıtlam aya ça
lıştı.
Rosa Luxemburg zengin bir tarihsel malzeme kullanarak, Avrupalı bü
yük devletlerin Asya, Afrika, Amerika ve Avustralya’ya yönelik yayılma ve
sömürge politikalarını ifşa etti ve emperyalist dünya politikasıyla m ilita
rizm ve savaş arasındaki bağlantıları gözler önüne serdi. Avrupalı büyük
güçlerin kredi sistemi, başka ülkelerin yanı sıra M ısır’ı da iflasa sürükle
miş, M ısır tarım ı Avrupa sermayesi tarafından büyük ölçüde yok edilmişti.
“Muazzam m iktarda toprak ve arazi, sayısız işgücü ve vergi olarak devlete
devredilen bir yığın ürün son tahlilde Avrupa sermayesine aktarıldı ve bi
riktirildi. Tarihsel gelişimin yüzyıllara yayılan norm al seyrini yirm i-otuz
yıla sıkıştıran bu ekonomik işlemin ancak Nil aygırı kamçısıyla yapılabildi
ği ve bu emsalsiz sermaye birikim inin M ısır’ın sosyal koşullarının ilkelliği
sayesinde oluştuğu apaçık ortada.”241 Rosa Luxemburg barbar söm ürü uy
gulam alarının maskesini düşürdü: “Kaliub’daki Nil barajında, Süveyş ka
nalında, demiryolu ve baraj inşaatlarında, pam uk tarlalarında ve şeker fab
rikalarında serf yığınları çalışıyordu. İhtiyaç durum unda bir işten diğerine
sürülüyor ve sınırsızca sömürülüyorlardı. Angarya işçilerinin m odern ser
maye açısından teknik yetersizlikleri her adım larında belli olsa bile, zaptu
rapt altındaki işçi sayısının sınırsızlığı, söm ürünün sürekliliği ve işçilerin
yaşam ve çalışma koşulları bunu fazlasıyla telafi ediyordu.”242
Rosa Luxemburg 9 Ocak 19I3’te Luise Kautsky’ye, bu kadar çok ulusal
ekonomi çalışmasından sonra, klasik edebiyata “tarifi m üm kün olmayan
bir açlık” duyduğunu itira f etti ve devam ında şöyle dedi: “Şu anda kitap
okuduktaîn sonra Polonya meseleleriyle dinleniyorum (örneğin dün gece
12’ye kadar). Gerçekten takatsizim , okulun yanı sıra düzelti çalışm aları da
beni çok yordu. Fakat benim Polonyalılar özür kabul etmiyor, bu nedenle
memleket meselelerine dalm ak zorundayım. Bu arada kitabın konusu be
nim için ruhen kapanm ış durum da, aynı bitirilm iş bir resim gibi. Birkaç
gün sevinç ve hepsi bu; a rtık üzerinde durm uyorum .”243
Kitap hakkında kısa bir süre içerisinde bir kısm ı eleştirel pek çok değer
lendirm enin çıkması nedeniyle, bu söylediği elbette söz konusu olamazdı.
Toplam yaklaşık 100 sosyal demokrat yayın organının neredeyse hepsi Şu
bat ve M art aylarında şu veya bu şekilde kitaba değindi. 25 gazete, Franz
M ehring’in 10 Şubat 1913’te üç makale halinde partinin yayın bürosuna
ilettiği olumlu değerlendirmeyi yayınladı. M ehring bunun üzerine bu or
ganı “istism ar ettiği” gerekçesiyle parti yönetim kurulu tarafından kınan
m ıştı.244
Yazar, Clara Zetkin’e “Kitabıma karşı üst m akam larca girişilen operas
yona ne diyorsun?” diye sordu. “Bunun arkasında Hilferding var. İlk işaret
fişeği, herhalde August’un (Bebel) kendisinden geldi. İçimden gülm ek ge
liyor. Sakın kızma!”245 Karl Korn Rosa Luxemburg’a, Rudolf Hilferding’in
yayınlandığı 1910 yılında dikkatleri üzerine çeken D as F inanzkapital: Eine
Studie ü ber die jüngste E ntw icklung des K a p ita lism u s [Finans Kapital, Bei
ge Yayınları, İstanbul, 1995] isimli kitabından en az bir alıntı yapmasının
daha doğru olacağını belirtm iş; Rosa Luxemburg ise Hilferding’in sorunla
rı M arksist bir tarzda betim lediğini fakat çözümlemediğini düşündüğün
den, bundan kaçınm ıştı.246
Hugo Haase ve Karl Kautsky de Rosa Luxemburg’un B irikim ’in i kuş
kuyla değerlendirdi. Rosa Luxemburg, Franz M ehring’e verdiği destek için
teşekkür ederken soğukkanlılıkla şu saptam ada bulundu: “Kitabın ilk baş
ta genelde dirençle karşılaşacağının elbette bilincindeydim; egemen ‘Mark
sizm’ her fikir esintisinden maalesef m afsalları kireçlenmiş bir ihtiyar gibi
korkuyor ve daha uzun süre tartışm am gerektiğini sanıyorum. Tartışm ala
rı iple çekiyorum ...”247 M ehring’in hemen her eleştiriyi yaylım ateşine tut
mayıp, konunun tüm ünü bir kez daha bir broşür kapsam ında dile getirme
si şeklindeki tavsiyesini Rosa Luxemburg da benimsedi, fakat “Sermaye Bi
rikim i veya Halefleri M arx’in Teorisini Ne Hale Getirdi: Bir Karşı-Eleştiri”
başlıklı polem ik çalışmasını ancak savaş sırasında hapiste tamamlayabildi.
Hemen başlayan ateşli tartışm a, B irik im e gösterilen uzun süreli ilgi ve
ardı ardına gelen baskı ve çeviriler, Rosa Luxemburg’un 20. yüzyılın ba
şında iktisatçıları ve siyasetçileri uğraştıran temel bir soruna parm ak bas
tığını gösteriyor. Karşıt görüşlerin dile getirildiği tartışmaya başkalarının
yanı sıra Rudolf Hilferding, Karl Radek, Julian Marchlewski, Karl Liebk
necht, A nton Pannekoek, Heinrich Cunow, Eduard Bernstein, Karl Ka-
utsky ve Lenin gibi uluslararası işçi hareketinin pek çok temsilcisi katıldı.
Rosa Luxemburg’un hastalık nedeniyle katılam adığı 1912 Chem nitz Par
ti Kongresi’nde Alman sosyal dem okratları emperyalizm sorunsalını tar
tışmış; fakat kongre raporlarında balotaj taktikleri, partinin yeniden ör
gütlenmesi, devrimci sosyal dem okratların ayrı Eisenach konferansı ve
H ildebrand’ın ihracı ön plana çıkmıştı. Rudolf Hilferding Yeni Z a m a n da,
emperyalizm tartışm asının, en yeni kapitalist gelişmeler karşısında p arti
nin ne büyük bir birlik ve mücadele azmi içerisinde bulunduğunu gösterdi
ğini m em nuniyetle belirtti.248 Bu bir yanılgıydı; çünkü yoldaşlar arasında
emperyalist devletler arasındaki çatışma alanlarının genişlediğini görmez
den gelme eğilimi ve emperyalist çatışmaların barışçıl çözümlerle giderile
bileceği hayalleri yaygınlaşıyordu. Örneğin Hugo Haase konuşmasında ve
kongre tarafından kabul edilen önergesinde, bir yandan sürekli yeni savaş
ların çıktığını tespit ederken, öbür yandan emperyalist şiddet politikası ve
silahlanm a yarışının kapitalist gelişmenin doğal bir sonucu olm adığını ve
burjuvazinin iradesine bağlı bulunduğunu kanıtlam aya çalıştı. O na göre
“barışçıl bir yayılma”, yani dünyanın paylaşımı konusunda barışçıl bir uz
laşma da im kân dâhilindeydi.249
Serm aye B irikim i, bu tartışm ayı yeniden alevlendirmişti. O tto Bauer
Rosa Luxemburg’un kitabını değerlendirirken, kapitalizmin yayılma ol
m aksızın da mevcudiyetini sürdürebileceğini belirtti. Bu görüş II. Enter
nasyonal tarafından sıkça dile getirilen, dünya kapitalizm inin çıkarları
nın Avrupa’da bir savaş tehlikesini azalttığı doğrultusundaki görüşle ör-
tüşm ekteydi.250 Karl Kautsky, Gustav Eckstein ve M ax Schippel’de de rast
lanan bu tü r M arx yorum larını Rosa Luxemburg “Karşı-Eleştiri’’sinde şöy
le eleştirdi: “Bu ‘uzm anların’ görüşünü kabul edecek olursak, sosyalizm bir
nihai hedef ve emperyalizm de onu hazırlayan bir süreç ve tarihsel bir zo
runluluk olm aktan çıkıyor. Sosyalizm işçi sınıfının takdire şayan bir ka
rarı ve emperyalizm de yalnızca burjuvazinin sakilliği ve gafleti haline
geliyor.”251 Eleştiri, şu sözlerle devam ediyor: “Günüm üzün em peryaliz
mi Bauer’in şemasında gösterildiği gibi sermayenin yayılmasının ilk adı
mı değil, tam tersine tarihsel bir yayılma sürecinin son aşamasıdır: '[...]
Nasıl ki Am erika’nın ve H indistan’a deniz yolunun keşfi, liberal efsane
lerde gösterildiği üzere insan ruhu ve kültürünün üstün bir başarısı olm a
yıp, Yeni Dünya’nın ilkel halklarının katledilmesi ve Afrika ve Asya halk
larına uygulanan köle ticaretiyle ayrılmaz bir şekilde bağlantılıysa; aynı şe
kilde emperyalizm in son aşam asında sermayenin ekonomik yayılması da
yaşadığımız sömürge işgallerinden ve dünya savaşlarından ayrı düşünüle
mez. Kapitalist dünyanın liderliği için verilen nihai kavga olarak emper
yalizmin özelliği, yalnızca yayılm anın olağanüstü enerjisi ve çeşitliliği de
ğildir; aynı zamanda, gelişim devridaim inin kapanmaya başladığının bir
göstergesi olarak, bu yayılma mücadelesinin yayılm anın nesnesi olan ül
kelerden köken ülkelere geri yansımasıdır. Emperyalizm böylece varlığının
temsil ettiği felaketi, kapitalist gelişmenin periferisinden kendi çıkış nok
tasına geri taşıyor. Sermayenin yayılması dört yüzyıl boyunca Asya, Afri
ka, Am erika ve Avustralya’daki tüm kapitalist olmayan ülkelerin varlığını
ve kültürünü bitmek bilmeyen sarsıntılara m aruz bıraktıktan sonra, şim
di de Avrupa’nın uygar halklarını, ya uygarlığın yıkım ı ya da sosyalist ü re
tim biçimine geçişle sonuçlanacak bir felaketler silsilesine sürüklüyor. Bu
görüş ışığında bakılırsa, proletaryanın emperyalizm karşıtlığı, sermaye ik
tidarıyla genel bir hesaplaşmaya dönüşüyor. Proletaryanın tu tum unun tak
tiksel ilkesi, bu tarihsel alternatif tarafından belirlenmekte.”252
Rosa Luxemburg Alm an sosyal demokrasisinin çoğu kuram cısı gibi gö
rüşlerini “çöküş” varsayım ına dayandırıyordu; fakat hâkim kadercilik eği
lim lerinden farklı olarak ne ekonomik determ inizm e ne de öznel eylemi
dışlayan veya hafife alan bir nesnelciliğe itibar etti. Tüm kapitalizm öncesi
ve kapitalizm dışı üretim biçim lerinin çökmesi ve asim ilasyonundan son
ra birikim in m üm kün olmayacağı görüşü, ona göre yalnızca bir indirge
meydi; çünkü bunun öncesinde işçi sınıfı, koşulların devrimci dönüşüm ü
için mücadele etmek zorundaydı ve mücadele edecekti. Eleştirm enlerin iti
razlarına yanıt olarak “Kuram bize gelişmenin eğilim ini, nesnel olarak yö
neldiği nihai noktayı göstererek tüm görevini yerine getirmiş oluyor” diye
yazdı. “Bu nihai noktaya, aynı tarihsel gelişmenin daha önceki süreçlerinin
kendi sonlarına ulaştıkları gibi ulaşmak m üm kün değildir. Bu kez sosya
list proletaryada ifadesini bulan toplumsal bilinç çeşitli güçlerin kör oyu
nuna ak tif bir unsur olarak m üdahil olduğu ölçüde, nihai noktanın tüm so
nuçlarına ulaşm ak gerekli de değildir. M arx’in kuram ının doğru yorumu,
bu somut durum da da böylesi bir bilinç için en verimli ilham ı ve en güçlü
dürtüyü sağlamaktadır.”253 Rosa Luxemburg’a göre sosyal dem okrat p arti
lerin en birincil görevi, yığınlarda bu bilinci yerleştirmekti. Nesnel koşul
ların eksikliğinde partiler elbette iradi olarak devrimci durum lar yarata
mazdı, fakat sınıfsal m ücadelenin keskinleştirilm esine ilişkin fırsatları ka
çırabilir ve kitlelerin uzun süreler boyunca kayıtsız kalmasına neden olabi
lirlerdi.254 Rosa Luxemburg’un işçi sınıfı partilerine biçtiği bu etkin rol ve
kendi politik eylemleri göz önünde bulundurulduğunda, onun dile getirdi
ği görüşün kapitalizmin kendiliğinden çöküşünü varsaydığını iddia etmek
haksızlık olur.
Rosa Luxemburg devam ında şöyle yazıyordu: “Taktik ve mücadele için
deki pratik tutum , elbette K a p ita l ’in ikinci cildinin tam am lanm ış bir eser
olarak görülüp görülemeyeceğine, yalıtılmış’ bir kapitalist toplum da ser
maye birikim inin m üm kün olup olmadığına ve M arx’in yeniden üretim şe
m alarının şu veya bu şekilde değerlendirilmesine doğrudan bağlantılı de
ğil. Binlerce proleter bu teorik sorunlar hakkında hiçbir şey bilmeksizin
sosyalizmin hedefleri doğrultusunda, sınıf savaşının ilkesel bilinci, sahici
bir sınıfsal içgüdü ve hareketin devrimci gelenekleri temelinde büyük bir
cesaret ve güçle savaşıyor. Fakat teorik sorunların algılanması ve ele alın
ması ile politik partilerin pratik çalışmaları arasında uzun vadede her za
m an çok yakın bir bağlantı söz konusu.”255
Solcular da Rosa Luxem burg’un kitabının kuram sal içeriğini ve yön
temsel sorunsallarını farklı şekillerde değerlendiriyordu. Franz M ehring
ve Julian M archlewski, yazarı L eip zig H alk G a ze te si’n de M arksizm ’in yet
kin bir yorum cusu olarak tak d ir edip kitabını M arx ve Engels’in ekono
m ik teorisine gerçek bir katkı olarak görürken,256 Anton Pannekoek Bre
men Y u rtta ş G azetesi’n d e Rosa Luxemburg’u n kitabını eleştirdi. Panne
koek Rosa Luxemburg’un kapitalist yayılma politikasını m ahkûm eden
tarihsel örneklerini onaylıyordu, fakat artı-değerin realizasyonu için ka
pitalizm dışı üretim biçim lerinin gerekli olduğu şeklindeki tezini yanlış
buluyordu. Pannekoek daha Önceden C hem nitz Parti Kongresi’nde Bern
stein ile giriştiği polem ikte, em peryalizm in burjuvazinin bir “akli denge
sizliği” olm adığını vurgulam ıştı. Bu nedenle emperyalizm , kapitalizm in
daha eski biçim lerine geri dönülerek alt edilem ezdi. Em peryalizm i aşa
rak sosyalizme ulaşmak, m üm kün olan tek yoldu ve bu yol kitlelerin pa
halılığa, gericiliğe ve silahlanm a ve savaş politikasına karşı k ararlı m üca
delesiyle açılmalıydı.257
“Sorunun bu denli bir kalın kafalılıkla anlam sızlaştırılm ası” Rosa
Luxemburg’u şaşkınlığa uğratm ıştı.258 Buna karşın Lenin Pannekoek’un
eleştirisine hak verdi; kendisi de 14 yıl önce Tugan-Baranowski’ye ve Na-
rodniklere karşı, artı-değer realizasyonunun “saf” kapitalist toplum
da da m üm kün olduğu tezini savunm uştu.259 Rosa Luxemburg bu konu
da tüm üyle farklı bir görüşteydi ve şu saptam ada bulundu: “90’lı yıllarda
Rus M arksistleri kuşkucu anlayışların kökünü kuruttu ve bugün hâlâ za
fer çığlıkları atıyor. Oysa o zam anki rakipleri gerçeğe çok daha yakındı ve
M arksizm ’i bizim ‘m uzaffer kiliseden’ çok daha derin algılamıştı. Konuyu
tam anlam ıyla ele aldıktan sonra bunu açıkça dile getireceğim.”260 Lenin
1913 yılında kitabı okuduktan sonra bir m akale taslağı hazırladı. Taslak
ta Rosa Luxemburg’un “korkunç yanılgılarından, diyalektik yerine eklek
tiğin hâkim iyetinden, M arx’in teorisine “başarısız bir ilave”den ve “yanlış
bir yorum ”dan bahsedilmekteydi.261 Rosa Luxemburg’un emperyalizm te
orisi üzerine yapılan tartışm aların bugüne değin sürekli yeniden gündeme
gelen ana başlıkları, Serm aye B irikim i hakkında 1913 yılında yayınlanm ış
olan yorum ve tartışm alarda da yer alıyordu. Eleştirmenlerin haklı itiraz
ları da çoğunlukla aşırı kuram sal formüle edilm işti. Rosa Luxemburg’un
büyük teorik yanılgılarının ortaya saçılması, dikkatleri üç önemli nokta
dan saptırdı: Birincisi, kapitalizm in son dönem gelişme eğilim lerinin ana
liz edilmesi ve daha önceki uygulama ve perspektiflerle karşılaştırılması;
İkincisi, M arksistlerin dikkatini dünyanın diğer bölgelerindeki ekonomik
gelişme aşam asına ve Avrupalı büyük devletlerin dünya çapındaki m üda
halesine yöneltmesi ve nihayet üçüncüsü, “emperyalizm ” olgusunun yeni
bir değerlendirmeye tabi tutulm ası. M arx’in, ebediyen geçerli öğretisinde
kapitalizm in gelecekteki gelişim ini de açıkladığını ve em peryalizm in çok
tan incelendiğini iddia etm ek saçmalıktı. H akikat arayışı, yanılgılardan tü
müyle azade olamazdı.
Rosa Luxemburg “tepeden tırnağa silahlanm ış bir şekilde halkları kat
leden emperyalizm in kanlı hezeyan ve çırpınışlarının tam ortasında”,
M arx’in K a p ita l’d ek i “M ülksüzleştirenler m ülksüzleştirilecek” öngörü
sünün, ölüm ünden 30 yıl sonra giderek yaklaşm akta olduğu görüşüne bir
yandan katılıyor, bir yandan da onu eleştiriyordu: “M arx’in 60’lı yıllarda
İngiltere örneğinde irdeleyip açıkladığı kapitalist olgunluk dönemi, serm a
yenin bugün dünyaya hükm eden iktidarı ve son emperyalist sürecinin her
şeyi göze alan çılgınlığıyla karşılaştırıldığında, acemi ve kekeleyen bir ço
cukluk dönem i gibi gözüküyor.”262
M arx için olduğu gibi Rosa Luxemburg için de “eğer tüm uygarlık bir
yok oluşa sürüklenmeyecekse”263 sosyalizmin gerçekleşmesi kaçınılm azdı.
Em peryalizm in yakında kapitalizm in kaçınılm az çöküşüne yol açaca
ğı şeklindeki katı tez, Rosa Luxemburg’un M arx eleştirisine katılanlarca da
kusurlu bulunuyordu. Ancak Rosa Luxemburg için Marksizm “sürekli yeni
anlayışlara ulaşmaya çalışan, belli biçimlerde sabitlenmekten nefret eden
ve özeleştirinin ruhsal çekişmelerinde, tarihsel fırtınalarda yaşam gücü
nü koruyabilen”264 devrimci bir dünya görüşüydü. Bu bağlamda yanılgı ve
hatalar meydana gelebilirdi, fakat sürekli değişen bir dünyada dogmatizme
savrulm am ak için böylesi bir yaklaşım m utlaka korunmalıydı.
A lçaklıklara boşverin
Paul Lensch 1913 Tem m uzunda hakaretlerle yayın kurulundan kovul
duğundan beri, Rosa Luxemburg L eipzig H alk G a ze te siy le kan davası için
deydi. Leipzig parti yönetimi Lensch’in yazı işleri sorum lusu olarak yü
küm lülüklerini ağır bir şekilde ihlâl ettiği iddiasında bulunm aktaydı. Juli
an Marchlewski gibi uzun süredir gazetede çalışanların ve Franz M ehring
ve kendisi gibi yazarların kanaati, karar aşam asında dikkate alınm am ış
tı. Bu “dem okratik” yöntem sonucu yetkinin, m akam ını doğrudan Rosa
Luxemburg’a karşı kullanan H ans Block’un eline geçmesi nedeniyle, sol ka
nat gazeteyi kaybetmiş görünüyordu.
Rosa Luxemburg henüz Jena Parti Kongresi’nde, m ilitarist harcam aları
onaylamış olan Reichstag grubunu ilkesel olarak eleştirmişti. Altı yazıdan
oluşan “Reichstag Grubu ve Askeri Tasarı” başlıklı yazı dizisinde, savun
ma bütçesine katkıya ve M ülk A rtışı Vergi K anunu’na verilen onayı Enter
nasyonal m anifestolarının ve p arti kararlarının ihlâli olarak m ahkûm etti.
37 vekilin vetosuna rağmen gerçekleştirilen ve pek çok üyenin büyük önem
verdiği anti-m ilitarist ilkelerin terk edilmesi anlam ına gelen bu adım ın,
“sosyal dem okrasinin ‘ilk büyük başarısı’, ‘Alm anya’nın eski maliye politi
kasının aşılması’ ve sosyal dem okrat program ın ilk uygulaması”286 olarak
övülmesi onu daha da öfkelendiriyordu.
Rosa Luxemburg “bugünlerde Alman meseleleriyle ilgili görüşmeler
den”287 başını alamıyor, tedirgin parti üyeleriyle konuşuyor ve toplantılar
da kürsüye çıkıyordu. Lödz’da 40.000 tekstil işçisine karşı lokavt uygulan
ması, om zuna yeni görevler yükledi. SDKPiL gazeteleri için yazılar yazıyor,
dayanışma bağışları örgütlüyor ve grev alanında farklı örgütler arasındaki
rekabeti önlem ek amacıyla Sendikalar Genel Komisyonu ve Tekstil İşçileri
Birliğiyle görüşmeler yürütüyordu.
Yine her şey üst üste geldiği için, Rosa Luxemburg birkaç günlüğüne
Stuttgart’a kaçtı, fakat orada da huzur bulam adı. “Reichstag Grubu ve As
keri Tasarı” makalesine yanıt olarak 4 Ağustos’ta L eipzig H alk G a ze te sin d e
“Kökten Ret mi?” başlığıyla çıkan yazı onu zıvanadan çıkardı ve “Block’a
derhal çok kaba bir m ektup”288 yazmasına neden oldu: “L eipzig H alk
G a zetesin e katkı koymaya başladığım dan bu yana, yani 15 seneden beri,
yayın kurulu hiçbir zaman gazetede yayınlanan makalelerime karşı bir yo
rum yapmadı. [...] Üstelik de, reddin kökten olup olmadığı şeklindeki bi
çimsel ayrım ı tam şu anda, yani grup içerisindeki oportünistler için ta r
tışmayı som ut politik durum dan genel ilkeler sisine kaydırm aktan iyisinin
olamayacağı bir zamanda ön plana koyuyorsunuz. Ben tam altı makaleyle,
parlamento grubu çoğunluğunun yarattığı zihin bulanıklığına karşı kitle
lerin eline somut bir argüm an vermek ve tüm elle tutulur, pratik bakış açı
larını toplam alı üzere elimden geleni yapmaya çalışırken, siz beni böylesi-
ne uygunsuz bir taktikle arkadan vuruyor ve bu ‘kökten sorunun’ verim
li bir tartışm a için Önkoşul olduğunu ileri sürüyor, yani bana dolaylı bir ih
tar veriyorsunuz.”289 Hans Block’un “editoryal pisliğinin” konuyu aydınlat
mak yerine daha da karartm aya hizm et etmesi, Rosa Luxemburg’u çileden
çıkarmıştı.
Rosa Luxemburg 6 Ağustos 1913 tarihli bu mektupla L eipzig H alk
G a ze te sin d e k i çalışmalarına son verdi. Block’un Rosa Luxemburg’un “m ü
kemmel m akalesine” karşı yazdığı yazıyı okuyan Franz M ehring de aynı
adımı atm ayı düşünüyordu. Rosa Luxemburg yayın kurulunda bulunan Ju
lian M archlewski’ye “M ehring ile birlikte Leipziglileri sıkıştırm a”290 tali
matı verdi. Fakat yayın kurulu çoğunluğu, E rfurt program ı doğrultusun
daki bu muhalefeti boşa çıkardı.
Alm an sosyal dem okrasisinin neden geleneklerinden ve program ın
dan sapmaya başladığını ve önde gelen kuram cıların neden yalnızca bunu
m eşrulaştırıcı bir ideoloji ürettiğini tartışan “Parti Kongresi’nin A rdın
dan” başlıklı makale dizisi, benzer bir durum a yol açtı. Rosa Luxemburg
bir yandan güçlükle bu m akaleleri yazmaya çalışırken, diğer yandan da 24
Eylül’den itibaren Frankfurt/M ain havzasında yeni bir toplantı gezisine
çıkmış bulunuyordu.
“Kafamın içi bitkinlikten bomboş” diyen Rosa Luxemburg, Leo
Jogiches’e solcuları “bozgundan” sonra yeniden nasıl cesaretlendirebilece-
ğini sordu.291 Sonunda yönetim kurulu üyeleri ve “Marksist merkez” tem sil
ci ve taraftarlarının parlamento grubu politikasını aklayan ve Rosa Luxem
burg, Franz M ehring, Karl Liebknecht ve Clara Zetkin çevresindeki solcu
ları “radikalist” olarak tecrit etmeye çalışan tehlikeli oportünizm inin foya
sını m eydana çıkarmaya yoğunlaşm a kararı aldı. L eipzig H alk G a ze te sin in
bu makaleleri yazı işleri sorum lusu M archlewski’ye rağmen geri çevirme
si nedeniyle, bunlar ancak 1927 yılında basılabildi.292 Rosa Luxemburg hiç
bir hayale kapılm adan L eipzig H alk G azetesi skandalinin “sol kanadı kor
kunç bir şekilde” küçük düşürdüğünü ve “zayıflığını su yüzüne”293 çıkar
dığını itiraf etti.
Son kanat, 1913 yılında a rtık gerçekten de partide az sayıda önemli po
zisyonu elinde tutmaktaydı: Clara Zetkin denetleme kom isyonunun üyesi
ve E şitlik’in yazı işleri sorum lusu, Karl Liebknecht Reichstag grubu üyesiy
di; Rosa Luxemburg ve Franz M ehring ise parti okulunda ders veriyordu.
Ülke çapında dağıtılan gazetelerde makale yayınlama olanaklarının
zorlaşması nedeniyle, Rosa Luxemburg, Julian Marchlewski ve Franz M eh
ring m akalelerini tüm Almanya’ya ulaştırabilecekleri Sozialdem okratisc
he K o rrespon den z (Sosyal Dem okrat Haber) projesini hayata geçirmeye ka
rar verdi. 27 A ralık 1913’ten 21 Aralık 1914’e kadar, 60 gazete redaksiyonu,
Eşitlik gazetesi ve 14 şahıs tarafından yayınlanm ış 150 teksir sayısı çıktı.
Ocak 1915 ile 13 Mayıs 1915 arasında Julian M archlewski’nin “Ekonomik
Panoram a”sı hâlâ bu yöntemle dağıtılmaktaydı.
Sosyal D em o k ra t H a b e r in temize çekme, teksir ve adreslere gönderme
işlerinde M athilde Jacob paha biçilmez yardım larda bulunuyordu. 8 M art
1873 doğum lu Berlinli babasının ölümünden sonra, annesinin ve kız kar
deşinin geçim ini sağlamak için 1907 yılından beri Moabit semtinde bir sa
tış elemanı ve bir çırağın çalıştığı küçük bir yazı ve tercüme bürosu işlet
mekteydi. İşçi hareketiyle muhtemelen, sendikal faaliyet yürüten ve bazen
siparişler alan erkek kardeşi H arry aracılığıyla tanışm ıştı.
M athilde Jacob o günleri şöyle hatırlıyor: “Karski [Marchlewski] ve
M ehring makalelerini bana dikte ediyordu. Rosa Luxemburg’un yola ve
zahmete katlanm asını önlemek için, onun m akaleleri de bu ikisi tarafın
dan dikte edilmeye başlandı. Bu arada bazı küçük hatalar m eydana geldi
ve yazılarındaki baskı hatalarından nefret eden Rosa Luxemburg bana uğ
ram ak zorunda kaldı. İlk ziyaretinde kısa bir süre birlikte çalıştıktan son
ra ‘M akinenizde tam bir ustasınız’ dedi. A ram ızda hemen bir bağ oluştu
ve dikteden sonra teksire de yardım etmek istedi. [...] Kendisi tarafından
yapılan düzeltmelerin teksirde tam çıkmaması üzerine ‘Hay Allah, bu işte
bile beceriksizim!’ dedi.”294 Daha iyi bir eğitim hayalleri kuran M athilde Ja
cob, Rosa Luxemburg’a hayran kalmıştı. “Rosa Luxemburg daha ilk geldi
ğinde [...] ondan hemen çok etkilendim. Her şeyi anlıyor gözüken büyük
parlak gözleri, mütevazılığı, iyi kalpliliği ve her türlü güzellik karşısında
duyduğu çocuksu sevinç kalbim in daha hızlı atm asına neden oldu. Nere
deyse fakir sayılabilecek giysiler içinde olan bu yaratıcı ve zeki kadına hay
ranlık duydum .”295
Rosa Luxemburg bu güvenilir, alçakgönüllü, her zaman yardım a hazır
ve sıcak kalpli kadınla beraber, kısa bir süre içerisinde birçok derdine ortak
olan ateşli b ir hayran, dost ve arkadaş kazandı.
Alman sosyal demokrasisine adım attıktan ve yayıncı, ajitatör ve eğit
men olarak birçok yerel örgütte büyük bir saygı elde ettikten 15 yıl son
ra, parti yönetim mercilerinde ve yayın organlarında Rosa Luxemburg’un
eleştirel-yapıcı görüşlerini çarpıtm a ve etkisini sınırlam a eğilimleri a rt
maktaydı.
Rosa Luxemburg buna karşın Stuttgart, M ülhausen (Alsas), Chemnitz,
Elberfeld-Barmen ve Gotha D ukalığının sosyal demokrat seçim bölgesi
derneklerinde kendi görüşlerinin etkili olduğunu görüyor, bundan m em
nuniyet duyuyordu. Stuttgart’ta faaliyet gösteren Jacob Walcher veya iş ara
yan Rosi Wolfstein gibi eski öğrencilerini cesaretlendirmeye çalıştı. “Her
şeyi neşe ve sevinçle karşılayın -h ak lı olan sonunda galip gelir.”296
Dogm acılar, 1907 yılından itibaren parti okulundaki derslerine ya da
toplantı ve kurslarına katılan p arti üyeleri sayesinde Alman sosyal de
mokrasisi içerisinde sürekli genişleyen sağlam bir arkadaş çevresine sa
hip bu eleştirel M arksist’ten korkuyor ve nefret ediyordu. K arşıtları onu
tecrit etm eyi başaram ıyordu; fakat öte yandan Rosa Luxemburg da 1913
yılının Sosyal Dem okrat P artisi’nin, 1898’de çekim gücüne kapıldığı Au
gust Bebel, W ilhelm Liebknecht ve Karl Kautsky’lerin partisi olm adığı
nı biliyordu. Parti Hugo Haase ve Friedrich E bert’in başkanlığında ve
sosyal reform ist parlam enterlerin çoğunluğu oluşturduğu 110 kişilik et
kin Reichstag grubuyla geleneklerinden, program ından ve kapitalizm e ve
m ilitarizm e karşı kararlı bir duruştan düşündürücü bir şekilde uzakla
şıyordu. Rosa Luxemburg 1913 Jena Parti K ongresinde p artin in önlene
mez bir şekilde yokuş aşağı yuvarlandığını öne sürdü. Korkusu oydu ki;
“eğer savaş çıkarsa ve biz bunu engelleyemezsek, savaş harcam alarının
dolaylı veya doğrudan vergilerle karşılanm ası konusu önüm üze gelecek.
Siz de, elbette tavrınızla tu tarlı olarak, savaş harcam alarından dem v u ra
cak, onaylayacaksınız.”297
Notlar
1 Leo Jogiches’e, [7 Şubat 1910’dan sonra]. GB 32 Kostja Z etkin’e, [7 Mayıs 1910], GB 3, s. 147.
3, s. 115. 33 Bkz. Kostja Z etkin’e, [8 Mayıs 1910], GB 3,
2 Leo Jogiches’e, [Eylül 1909]. GB 3, s. 90. s. 149.
3 Kostja Z etkin’e, [17 Eylül 1909]. GB 3, s. 82. 34 Kostja Z etkin’e, 15 Mayıs 1910. GB 3, s. 150.
4 Clara Z etkin’e, [29 Eylül 1909’dan sonra]. 35 Kostja Z etkin’e, [26 Mayıs 1910]. GB 3, s.
GB 3, s. 89. 158.
5 Clara Z etkin’e, [20 ile 24 A ralık 1909 ara 36 Bkz. Die Neue Zeit, 28 - Stuttgart - 1910,
sında]. GB 3, s. 108. Cilt 2, s. 33 ve 68.
6 Clara Z etkin’e, [1909 sonbaharında]. GB 3, 37 Bkz. E rm attung oder Kampf? GW 2, s. 360.
s. 104. 38 A.g.y., s. 352.
7 Bkz. 18 O cak 1910 tarihli Vorwärts, No. 14. 39 A.g.y., s. 371.
8 Bkz. RZBSDNG, Moskova, Fonds 215, Liste 40 Bkz. a.g.y., s. 358.
1, No. 5. 41 A.g.y., s. 374 ve 377.
9 Bkz. E rm attung oder Kampf? GW 2, s. 374. 42 Kostja Z etkin’e, [18 Mayıs 1910]. GB 3, s.
10 Bkz. Was weiter? GW 2, s. 291. 154.
11 E rm attung oder Kampf? GW 2, s. 371. 43 Bkz. Kostja Z etkin’e, [9 H aziran 1910] ve
12 [7 M art 1910]. GB 3, s. 120. Leo Jogiches’e, [10 Haziran 1910]. GB 3, s.
13 Alıntı: Luxemburg, Rosa, Die Theorie und 168.
Praxis. GW 2, s. 380. 44 Bkz. Schumacher, Horst, Sie nannten ihn
14 Luise Kautsky’ye, 17 M art [1910]. GB 3, s. Karski. Das revolutionäre W irken Julian
125. Marchlewskis in der deutschen Arbeiterbe
15 W ilhelm Gewehr’den Rosa Luxem burg’a, wegung 1896 bis 1919. Berlin 1964, s. 88.
tarihsiz. RZBSDNG, Moskova, Fonds 45 Bkz. Schleifstein, Josef, Franz M ehring.
215, Liste 1, No. 7; Adolf Geck’den Rosa Sein m arxistisches Schaffen 1891-1919. Ber
Luxemburg’a, 17 ve 20 Eylül 1910. SAPMO- lin 1959, s. 287.
BArch., NY 4002/61, Bl. 20-23. 46 Hans Diefenbach’dan Karl Kautsky’ye, ta
16 Bkz. Kostja Z etkin’e, 7 Temmuz 1910. GB 3, rihsiz [1910]. IISG, Am sterdam , Kautsky
s. 189. arşivi, imzasız.
17 Die Theorie und Praxis. GW 2, s. 420. 47 Kostja Z etkin’e, [28 Mayıs 1910]. GB 3, s.
18 Bkz. Was weiter? GW 2, s. 295 ve 299. 162.
19 Bkz. Die T heorie und Praxis. GW 2, s. 387. 48 Leo Jogiches’e, [27 Mayıs 1910], GB 3, s. 159.
20 E rm attung oder Kampf? GW 2, s. 373. 49 Kostja Z etkin’e, [24 H aziran 1910]. GB 3, s.
21 Kostja Z etkin’e, [12 Nisan 1910]. GB 3, s. 180.
137. 50 Leo Jogiches’e, [1910 H aziran başında]. GB
22 Kostja Z etkin’e, [22 Nisan 1910]. GB 3, s. 3, s. 164.
140. 51 Bkz. Ettinger, Elzbieta, Rosa Luxemburg, s.
23 Kostja Z etkine, [18 Nisan 1910]. GB 3, s. 200; C artarius, Ulrich, Leo Jogiches Tyszka
139. als M ensch und Politiker in Deutschland.
24 Hans Kautsky’ye, [4 Nisan 1910]. GB 3, s. IWK, 27 - Berlin - Eylül 1991, 3, s. 321.
133. 52 Bkz. Die Neue Zeit, 28 - S tuttgart -
25 Bremer Bürger-Zeitung, 24 M art 1910. 1909/1910, Cilt 2 ..., s. 336,418 ve 421.
26 Alıntı: Nishikawa, Masao, Rosa Luxemburg 53 Bkz. [13 H aziran 1910], GB 3, s. 172.
in Bremen. Eine Dokum entation. IW K, 26 54 18 H aziran 1910, GB 3, s. 176.
- Berlin - A ralık 1990,4, s. 514. 55 [8 H aziran 1910 civarında]. GB 3, s. 167.
27 Bremer Bürger-Zeitung, 7 N isan 1910. A lın 56 Zeit der Aussaat. GW 2, s. 303.
tı: Nishikawa, Masao, Rosa Luxem burg in 57 Bkz. Liebknecht, Karl, Zur Verwaltungsre
Bremen, s. 515. form in Preußen. Toplu konuşm a ve yazılar.
28 Bkz. Nishikawa, Masao, Rosa Luxemburg Cilt II. Berlin 1960, s. 342; Laschitza, Anne-
in Bremen, s. 513. lies, Deutsche Linke im Kampf für eine de
29 Der preußische W ahlrechtskampf. GW 2, m okratische Republik. Berlin 1969, s. 166.
s. 333; Bkz. Beier, Gerhard, Arbeiterbew e 58 Zeit der Aussaat. GW 2, s. 303.
gung in Hessen. Frankfurt/M ain 1984, s. 59 Bkz. [18 Temmuz 1910 civarında]. GB 3, s.
221. 194.
30 Clara Z etkin’e, [muhtemelen 9 Nisan 60 Die Theorie und Praxis. GW 2, s. 414.
1910’da]. GB 3, s. 135. 61 Konrad H aenisch’e, 18 H aziran 1910. GB 3,
31 Kostja Z etkin’e, 15 Mayıs 1910. GB 3, s. 150. s. 177.
62 Konrad H aenisch’e, 18 Haziran 1910. GB 3, Kuruluna, [Eylül 1910], GB 3, s. 227.
s. 176. 90 Leo Jogiches’e, 10 [Ağustos 1910]. GB 3, s.
63 Bkz. Kostja Z etkin’e, [7 Temmuz 1910]. GB 65.
3, s. 188. 91 Bkz. Reisberg, Arnold, Lenins Beziehungen
64 Leo Jogiches’e, [15 Temmuz 1910]. GB 3, s. zur deutschen Arbeiterbewegung, s. 113;
192. Sovyetler Birliği Komünist Partisi Tarihi,
65 A.g.y. altı cilt, Cilt II. Moskova, tarihi belirsiz, s.
66 Karl Kautsky’den Franz M ehring’e, 16 348.
Temmuz 1910. RZBSDNG, Moskova, Fonds 92 Leo Jogiches’e, [31 Ağustos 1910]. GB 3, s.
201, No. 364. 225.
67 Hans D iefenbach’dan Karl Kautsky’ye, ta 93 W ilhelm D ittm ann’ın elyazısıyla notla
rihsiz [1910]. IISG, Amsterdam, Kautsky rı (Kopenhag’dan liste ve dispozisyon).
arşivi, imzasız. RZBSDNG, Moskova, Fonds 215, Liste 1,
68 Die Neue Zeit, 28 - Stuttgart - 1909/1910, No. 34.
Cilt 2, s. 667. 94 Kostja Z etkin’e, 5 Eylül 1910. GB 3, s. 229.
69 24 Temmuz 1910 tarihli Deutsche Tageszei 95 Kostja Z etkin’e, 20 Eylül 1910. GB 3, s. 232.
tung (Berlin), No. 341. 96 Kostja Z etkin’e, 19 Eylül 1910. GB 3, s. 232.
70 Adler, Victor, Briefwechsel m it August Be 97 1910 M agdeburg parti kongresi tutanakları,
bel und Karl Kautsky, s. 510 s. 251, 258.
71 A.g.y., s. 513. 98 G W 2, s. 456.
72 [26 H aziran 1910]. GB 3, s. 182. 99 Bkz. 1910 Magdeburg parti kongresi tu ta
73 Kostja Z etkin’e, [12 Ağustos 1910]. GB 3, s. nakları, s. 435.
209. 100 1910 M agdeburg parti kongresi tutanakları,
74 [4 Ağustos 1910]. GB 3, s. 210. s. 441.
75 Bkz. GW 2, s. 421. 101 Zetkin, Clara, Budgetfrage - keine akade
76 Leo Jogiches’e, [8 Ağustos 1910 civarında]. mische Doktorfrage. Seçme konuşm a ve ya
G B 3,s. 213. zılar. Cilt I. Berlin 1957, s. 489.
77 Bkz. Luise Kautsky’ye, [9 Ağustos 1910] ve 102 GB 3, s. 233.
[9 Eylül 1910]. GB 3, s. 214 ve 230. 103 Leo Jogiches’e, [7 Ekim 1910]. GB 3, s. 238.
78 Kostja Z etkin’e, [27 Ağustos 1910]. GB 3, s. 104 Leo Jogiches’e, [11 Ekim 1910 civarında].
223. GB3, s. 242.
79 Kostja Z etkin’e, [27 Ağustos 1910] ve [25 105 Bundan sonraki açıklam alar Elzbieta
Ağustos 1910], GB 3, s. 223 ve 222. Ettinger’in araştırm alarına dayanıyor, s.
80 Die badische Budgetabstimmung. GW 2, s. 220 .
427. 106 Alıntı: Ettinger, Elzbieta, Rosa Luxemburg,
81 “K. M arx Tartışm a Klubü” ve H erm ann s. 220 .
Remmele’nin W ilhelm D ittm ann’a itira 107 Alıntı: A.g.y., s. 221.
zının gerekçelendirilmesi, 1 Eylül 1911. 108 Konrad H aenisch’e, [12 A ralık 1911’den
RZBSDNG, Moskova, Fonds 215, Liste 1, sonra]. GB 4, s. 142.
No. 24. 109 GB 6 , s. 172.
82 Bkz. Baden sosyal demokrat eyalet örgütü 110 Leo Jogiches’e, [7 Ekim 1910]. GB 3, s. 238.
nün 1 Temmuz 1910-30 Haziran 1911 döne 111 Leo Jogiches’e, [Kasım 1910 başında], GB 3,
mi hakkında 26/27 Ağustos 1911 Offenbach s. 252.
parti kongresine raporu. M annheim 1911, s. 112 15 O cak 1917. GB 5, s. 160.
4 ve 14. 113 Bkz. Tolstoi als Denker. GW 2, s. 246; GB 3,
83 6 Eylül 1910 tarihli Bergische A rbeiterstim s. 259 ve 262.
me (Solingen), No. 225. RZBSDNG, M osko 114 [30 Kasım 1910], GB 3, s. 268.
va, Fonds 215, Liste 1, No. 52. 115 Alıntı: GB 3, s. 236.
84 Schröder, W ilhelm , Die Partei nach dem 116 W ilhelm D ittm ann’a. RZBSDNG, M osko
Parteitag 1909. Sozialistische M onatshefte, va, Fonds 215, Liste 1, No. 39.
13 - Berlin - 1909, 19/20, s. 1231. 117 [18 Mayıs 1911], GB 4, s. 60.
85 Bkz. Ludwig Frank. Ein Vorbild der deuts 118 Bkz. GW 2, s. 505.
chen Arbeiterjugend. Berlin, tarihi belirsiz, 119 [11 Mayıs 1911]. GB 4, s. 54.
s. 39. 120 RZBSDNG, Moskova, Fonds 215, Liste 1,
86 G B 3,s. 224. No. 9.
87 Bkz. GW 2, s. 450. 121 Bkz. D ittm ann, Wilhelm, Erinnerungen.
88 Bkz. Leo Jogiches’e, [31 Ağustos 1910]. GB Jürgen Rojahn’ın derlemesi ve önsözüyle.
3, s. 225. Frankfurt/N ew York 1995, Cilt I, s. 175.
89 Almanya Sosyal Demokrat Parti Yönetim 122 Bkz. Rosa Luxemburg ile yapılan bu top
lantı hakkında W ilhelm D ittm ann tara fın sozialdem okratischen Parteitag 1911. Sozi
dan el yazısıyla tutulan notlar. RZBSDNG, alistische Monatshefte, 15 - Berlin - 1911,
Moskova, Fonds 215, Liste 1, No. 39; D itt 21, s. 1319; Hue, Otto, M arokko und der de
m ann, W ilhelm , Erinnerungen. Cilt 3, dip utsche Erzbedarf. Die Neue Zeit, 30 - Stutt
not 126, s. 1063. gart - 1911/12, Cilt 1 , s. 49.
123 D ittm ann, W ilhelm , Erinnerungen. Cilt 1, 156 Bkz. Bernstein, Eduard, Die auswärtige Po
s. 175 ve 176. litik des D eutschen Reiches und die Sozial
124 W ilhelm D ittm ann tarafından el yazısıyla demokratie. 13 ve 15 Ağustos 1911 tarihli
tutulan notlar. RZBSDNG, Moskova, Fonds Vorwärts, No. 188 ve 189.
215, Liste 1, No. 39. 157 Bkz. Schippel, Max, Die M arokkow irren
125 D ittm ann, W ilhelm , Erinnerungen, s. 176. und unser Scheinradikalismus. Sozialis
126 Kostja Z etkin’e, [15 Mayıs 1911]. GB 4, s. 56. tische M onatshefte, 15 - Berlin - 1911, 22,
127 Kostja Z etkin’e, [2 H aziran 1911]. GB 4, s. s. 1392.
68. 158 Bkz. 1 Eylül 1911 tarihli Leipziger Volkszei
128 Kostja Z etkin’e, 14 [Haziran 1911]. GB 4, s. tung, No. 202.
73. 159 GW 3, s. 22.
129 Kostja Z etkin’e, GB 4, s. 73. 160 Bkz. Friedensutopien. GW 2, s. 491; Um
130 Kostja Z etkin’e, [18 Mayıs 1911]. GB 4, s. 59. M arokko. GW 3, s. 5.
131 Kostja Z etkin’e, [22 Kasım 1911]. GB 4, s. 161 Bkz. GW 3, s. 26.
127. 162 Bkz. Die neue Armee. GW 2, s. 525; Um
132 1910 Kopenhagen Uluslararası Sosyalistler Marokko. GW 3, s. 5.
Kongresi, s. 34. 163 Bkz. M arokko. GW 3, s. 23.
133 Bkz. Sozialdemokratische Partei- 164 Unser M arokkoflugblatt. GW 3, s. 33 ve 34.
Correspondenz, 5 Nisan 1911, s. 106 165 GB 4, s. 108.
134 XXII. Dönem Reichstag toplantıları, II. 166 Zur Erw iderung. GW 3, s. 44.
Celse, Cilt 278. Steno rapor ekleri, Berlin 167 Kostja Z etkin’e, [12 Eylül 1911]. GB 4, s. 110.
1911, No. 855, s. 4106. 168 27 Ekim 1911. IISG, Am sterdam , Roland
135 XXII. Dönem Reichstag toplantıları..., Cilt Holst arşivi, imzasız.
266, s. 6002. 169 August Bebel’den Karl Kautsky’ye, 30
136 XXII. Dönem Reichstag toplantıları..., Cilt Ağustos 1911. August Bebels Briefwechsel
266, s. 6139. m it Karl Kautsky. Yayınlayan Karl Kautsky
137 XXII. Dönem Reichstag toplantıları..., Cilt jr., Assen 1971, s. 269.
266, s. 6142. 170 GW 3, s. 40.
138 Bkz. Krieg und Frieden. Betrachtungen zur 171 Kostja Z etkin’e, [4 Eylül 1911]. GB 4, s. 112.
Maifeier. Die Neue Zeit, 29 - Stuttgart - 172 Bkz. Adolf G eck’den Marie G eck’e, 12 Eylül
1910/11, Cilt 2. 1911. GLA Karlsruhe, 69 N 1 Geck, No. 395.
139 Kostja Z etkin’e, [28 Nisan 1911’den sonra]. 173 Bkz. GW 3, s. 145.
GB 4, s. 47. 174 Bkz. 1911 Jena parti kongresi tutanakları, s.
140 Friedensutopien. GW 2, s. 492 ve 498. 349.
141 A.g.y., s. 494. 175 Bkz. 1911 Jena parti kongresi tutanakları,
142 A.g.y., s. 498. s. 350; Liebknecht, Karl, Toplu Konuşma ve
143 Zetkin, Clara, Rüsten wir! Seçilmiş konuş Yazıları. Cilt IV. Berlin 1961, s. 463.
ma ve yazılar. Cilt I, s. 528. 176 Pfemfert, Franz, Bis August 1918. Berlin-
144 M arokko. GW 3, s. 21. W ilm ersdorf 1918, s. 14.
145 Kostja Z etkin’e, [4 Temmuz 1913]. GB 4, s. 177 Clara Z etkin’den Aleksandra Kollontay’a,
81. 28 Eylül 1911. SAPMO-BArch., NY 4005/81,
146 Bkz. Dokum ente und Materialien. Cilt IV, Bl. 31.
s. 348. 178 Leo Jogiches’e, [21 Eylül 1911]. GB 4, s. 116.
147 1911 Jena p arti kongresi tutanağı, s. 468. 179 Bkz. 26 Eylül 1911 tarihli Leipziger Volk
148 [25 Temmuz 1911’den sonra]. GB 4, s. 89. szeitung, No. 223; Haupt, Georges, La
149 A.g.y. deuxièm e Internationale 1889-1914, Paris
150 Bkz. GW 3, s. 12. 1964, s. 268.
151 [29 Temmuz 1911]. GB 4, s. 93. 180 Bkz. Lenin, W. I., Bericht über die Arbe
152 Bkz. H aupt, Georges, Der Kongreß fand it des Internationalen Sozialistischen Bü
nicht statt, s. 40. ros. Eserler. Ek Cilt (1896-Ekim 1917). Ber
153 GW 3, s. 20. lin 1969, s. 246.
154 Sozialistische Monatshefte, 15 - Berlin - 181 Bkz. 1911 Jena p arti kongresi tutanakları, s.
1911, 15, s. 978; 24, s. 1511. 215 ve 270.
155 Bkz. Tim m , Johannes, Rückblick a u f den 182 Alıntı; Rojahn, Jürgen, Um die E rneuerung
der Internationale: Rosa Luxemburg contra den (1 Ağustos 1911 tarihli), el yazısıyla.
Pieter Jelles Troelstra. Zur haltung der ra SAPMO-BArch., NY 4002/18, Bl. 33.
dikalen Linken in Deutschland nach dem 4. 213 GB 6 , s. 177.
August 1914. International review of social 214 Bkz. Tych, Feliks, Ein unveröffentlichtes
history, XXX - Am sterdam - 1985 - Bölüm M anuskript von Rosa Luxemburg, s. 339;
1, s. 13. aşağıda yazılanlar bu araştırm anın sonuç
183 Alıntı: Rojahn, Jürgen, Um die E rneuerung larına dayanıyor.
der Internationale, s. 14. 215 Alıntı: Tych, Feliks, Ein unveröffentlichtes
184 Kostja Z etkin’e, [22 Kasım 1911]. GB 4, s. M anuskript von Rosa Luxemburg, s. 350.
127. 216 Alıntı: A.g.y., s. 352.
185 Bkz. Kostja Z etkin’e, 9 [Aralık 1911]. GB 4, 217 Alıntı: A.g.y., s. 357.
s. 138. 218 Alıntı: Strobel, Georg W., Die Partei Rosa
186 GB 4, s. 138. Luxemburgs, Lenin und die SPD. D er pol
187 Kostja Z etkin’e, 9 [Aralık 1911]. GB 4, s. nische ‘europäische’ Internationalism us in
139. der russischen Sozialdemokratie. W iesba
188 Bkz. Konrad Haenisch’e, [12 A ralık den 1974, s. 412.
1911’den sonra]. GB 4, s. 142. 219 Bkz. [16 Mayıs] 1911’den sonra ve [Şubat
189 Bkz. GW 3, s. 91 ve 100. 1912 ortası civarında]. GB 4, s. 57 ve 167.
190 Bkz. GW 3, s. 124 ve 152. 220 Bkz. Strobel, Georg W., Die Partei Rosa Lu
191 Schmoller, Gustav, Die einhundertzehn So xem burgs..., s. 422; GB 6 , s. 181.
zialdem okraten im Deutschen Reichsta 221 Bkz. Camille Huysmans’a, 2 ve 16 A ralık
ge. Zwanzig Jahre deutscher Politik (1897- 1912 ve [6 Şubat 1913’den önce]. GB 6 , s.181,
1917). M akale ve konuşmalar. M ünih ve Le 184 ve 189.
ipzig 1920, s. 99. 222 20 Ekim 1913, GB 6 , s. 192.
192 Was nun? GW 3, s. 99. 223 GW 3, s. 174.
193 GW 3, s. 158. 224 GW 3, s. 175.
194 Kostja Z etkin’e, [19 Aralık 1911]. GB 4, s. 225 Alfred H enke’ye, 15 Kasım 1912. GB 4, s.
146. 258.
195 Kostja Z etkin’e, [6 ile 14 Temmuz 1911 ara 226 Bkz. GW 3, s. 341.
sında]. GB 4, s. 85. 227 Clara Z etkin’e, [11 Haziran 1912]. GB 4, s.
196 [27 Ağustos 1910]. GB 3, s. 223. 223.
197 Kostja Z etkin’e, [8 Haziran 1911]. GB 4, s. 228 [15 Ağustos 1911 civarında]. GB 4, s. 102.
71. 229 Kostja Z etkin’e, [17 Kasım 1911], GB 4, s.
198 Kostja Z etkin’e, [21 M art 1911]. GB 4, s. 38. 125.
199 [15 M art 1911], GB 4, s. 35. 230 Kostja Z etkin’e, [11 Kasım 1911]. GB 4, s.
200 [18 M art 1912], GB 4, s. 184. 124.
201 Clara Z etkin’e, [25 ile 30 Kasım 1911 ara 231 Kostja Z etkin’e. GB 4, s. 233.
sında]. GB 4, s. 132. 232 GB 4, s. 210.
202 Kostja Z etkin’e, [27 Ağustos 1911]. GB 4, s. 233 Hans Diefenbach’a, 12 Mayıs 1917. GB 5, s.
107. 234.
203 Kostja Z etkin’e, [2 Nisan 1912]. GB 4, s. 43. 234 Kostja Z etkin’e, [8 Şubat 1912]. GB 4, s. 165.
204 A.g.y. 235 Die A kkum ulation des Kapitals oder Was
205 Bkz. GB 6 , s. 175. die Epigonen aus der Marxschen Theorie
206 Alıntı: Tych, Feliks, Ein unveröffentlichtes gemacht haben. Eine A ntikritik von Rosa
M anuskript von Rosa Luxemburg zur Lage Luxemburg. GW 5, s. 417.
in der russischen Sozialdemokratie (1911). 236 Bkz. Eine A ntikritik. GW 5, s. 431.
IWK, 27 - Berlin - Eylül 1991, 3, s. 340. 237 A.g.y.
207 [29 H aziran 1911’den sonra]. GB 4, s. 79. 238 Die A kkum ulation des Kapitals. GW 5, s.
208 Kautsky, Karl, Rosa Luxemburg, Karl Li 315.
ebknecht, Leo Jogiches. Ihre Bedeutung 239 Eine A ntikritik. GW 5, s. 432.
für die deutsche Sozialdemokratie. [Berlin 240 Die A kkum ulation des Kapitals. GW 5, s.
1921], s. 9. 391.
209 Luise Kautsky’ye, [25 Temmuz 1911’den 241 A.g.y., s. 384.
sonra]. GB 4, s. 89. 242 A.g.y., s. 381.
210 Luise Kautsky’ye, [25 Temmuz 1911’den 243 GB 4, s. 261.
sonra]. GB 4, s. 90. 244 Bkz. 12 ve 14 Şubat 1913 tarihli Vorwärts,
211 Luise Kautsky’ye, [15 Ağustos 1911 civarın No. 36 ve 38; 1913 Jena parti kongresi tu ta
da], GB 4, s. 103. nakları, s. 242.
212 Organizasyon kom isyonunun bildirisin 245 [21 Şubat 1913’den önce]. GB 4, s. 268.
246 Kostja Z etkin’e, [1911 M art sonu]. GB 4, s. 270 [18 Temmuz 1913’den sonra]. GB 4, s. 285.
41. 271 Die Neue Zeit, 31 - Stuttgart - 1912/13, Cilt
247 [10 Şubat 1913’den sonra]. GB 4, s. 264. 2, s. 532 ve 558.
248 Bkz. H ilferding, Rudolf, Mit gesam m el 272 Die M assenstreikresolution des Parteivors
ter Kraft. Die Neue Zeit, 30 - Stuttgart - tandes. GW 3, s. 323.
1911/12, C ilt 2, s. 1005. 273 Rede über die Taktik der Sozialdemokratie
249 Bkz. 1912 Cham nitz parti kongresi tu ta auf dem Jenaer Parteitag 1913. GW 3, s. 330.
nakları, s. 403. 274 Das Offiziösentum der Theorie. GW 3, s.
250 Bkz. Bauer, O tto, Die A kkum ulation des 300.
Kapitals. Die Neue Zeit, 31 - S tuttgart - 275 A.g.y., s. 301.
1912/13, Cilt 1, s. 874; Haupt, Georges, Der 276 A.g.y., s. 203.
Kongreß fand nicht stat, s. 127. 277 A.g.y., s. 207.
251 Eine A ntikritik. GW 5, s. 447. 278 Bkz. Das O ffiziösentum der Theorie. GW 3,
252 A.g.y., s. 520. s. 306.
253 A.g.y., s. 520. 279 A.g.y., s. 309.
254 Unsere A ktion gegen die M ilitärvorlage. 280 A.g.y., s. 316.
GW 3, s. 230. 281 A.g.y., s. 319.
255 Eine A ntikritik. GW 5, s. 517. 282 [5 Ağustos 1913]. GB 4, s. 291.
256 Bkz. 21 Şubat 1913 tarihli Leipziger Volk 283 1913 Jena p a rti kongresi tutanakları, s. 234.
szeitung, No. 42. 284 [16 Eylül 1913]. GB 4, s. 305.
257 Bkz. 29 ve 30 Ocak 1913 tarihli Bremer 285 Rede über die Taktik der Sozialdemokratie
Bürger-Zeitung; 1912 Chemnitz p arti kong auf dem Jenaer Parteitag 1913. GW 3, s. 337.
resi tutanakları, s. 421. 286 Die Reichstagsfraktion und die
258 Franz M ehring’e, [10 Şubat 1913’den sonra]. Militärvorlage. GW 3, s. 272.
GB 4, s. 264. 287 Leo Jogiches’e, [muhtemelen 15 ile 20 Tem
259 W. I. Lenin’den Bremer Bürger-Zeitung ya muz 1913 arasında]. GB 4, s. 286.
yın kuruluna. Lenin, W. I., M ektuplar, Cilt 288 Leo Jogiches’e, 7 Ağustos 1913. GB 4, s. 294.
III. Berlin 1967, s. 152. 289 Hans Block’a, 6 Ağustos 1913. GB 4, s. 291.
260 Kostja Z etkin’e, [24 Kasım 1911], GB 4, s. 290 [8 Ağustos 1913]. GB 4, s. 295.
128. 291 [26 veya 27 Eylül 1913]. GB 4, s. 310.
261 Bkz. W. I. Lenin’den Kamenew’e. Lenin, 292 Bkz. Nach dem Jenaer Parteitag. GW 3, s.
W. I., M ektuplar, Cilt III, s. 177; Bemer 343.
kungen zum Buch Rosa Luxemburgs “Die 293 Leo Jogiches’e, [13 Ekim 1913], GB 4, s. 317.
A kkum ulation des Kapitals” und Plan für 294 Von Rosa Luxemburg und ihren Freunden
den A rtikel “Eine mißglückte Ergänzung in Krieg und Revolution 1914-1919. M athil
zur Theorie von M arx durch Rosa Luxem de Jacob’dan. Yayınlayan ve önsöz Sibylle
burg”. Leninskije Sbornik. Cilt XXII. Mos Quack ve Rüdiger Zim m erm ann. IWK, 24
kova 1933, s. 337. - Berlin - A ralık 1988, 4, s. 441.
262 Karl Marx. GW 3, s. 183. 295 Alıntı: Knobloch, Heinz, Meine liebste
263 A.g.y., s. 181. Mathilde. Geschichte zum Berühren. Ber
264 Eine A ntikritik. GW 5, s. 523. lin 1985, s. 34.
265 Luise Kautsky’ye, 18 Eylül 1915. GB 5, s. 74. 296 Rosi W olfstein’a, [1913 Ekim başı]. GB 4, s.
266 5 Ekim 1915. GB 5, s. 78. 313.
267 M athilde Jacob’a, 16 Ekim 1915. GB 5, s. 80. 297 Rede zur Steuerfrage auf dem Jenaer Partei
268 [3 H aziran 1917]. GB 5, s. 250. tag 1913. GW 3, s. 341.
269 G ertrud Z lottko’ya, [17 Ağustos 1913]. GB
4, s. 297.
Sa v u n m a
1914
Paramparça oldum
Henüz 31 Temmuz 1914’te Rosa Luxemburg Paul Levi’den um utsuz ol
mamasını, “canlı ve cesaretli şeyler” yazmasını istem işti - “her şeye rağ
men!”77 Ertesi gün ise Kostja Zetkin’e yazdığı m ektupta, içten selamlarına
yalnızca şu kelimeleri ekleyebildi: “Param parça oldum.”78 Jean Jaures’in 31
Temmuz’da Paris’te öldürüldüğü haberi onu, hiçbir zam an üstesinden ge
lemeyeceğini sandığı bir dehşetin içine itmişti.
Avrupa’nın güçlü devletleri 1 Ağustos’tan itibaren, halkları Birinci
Dünya Savaşı’na sürükleyen ölümcül adım ları birbiri ardına atmaya baş
ladı. Hüküm etler II. Enternasyonal’e mensup partilerin önemli bir direnç
gösteremeyeceğinden neredeyse emindi.
II. W ilhelm 1 Ağustos’ta Alm an ordu ve donanm ası için seferberlik em
rini verdi ve Rusya’ya savaş ilan etti. Alm an birlikleri devletler hukukunu
ihlâl ederek ve hiçbir savaş ilanında bulunm aksızın, tarafsız Lüksemburg’a
girdi. Fransa’da da genel seferberlik em ri uygulamaya koyuldu. Alman par
tisinin merkez yönetim kurulu üyesi H erm ann Müller, Camille Huysmans
ile birlikte Fransız sosyalistleriyle görüşm ek üzere Paris’e gitti. Görüşme
konusu savaşa karşı eylemler değil, savaş kredileri hakkında parlam ento
da yapılacak oylam alarda takınılacak tavırdı. Alm an sosyal demokrasisi
nin parti yönetim kurulu 1 Ağustos’ta, savaşa karşı sınıf mücadelesinin bir
yana bırakılm asını isteyen ve işçileri ihtiyatlı davranm aya ve yararsız ve
yanlış anlaşılabilecek adım lardan kaçınmaya çağıran bir bildiri yayınladı.
Parti ve sendikaların önde gelen yöneticileri, Almanya’nın bir savunma sa
vaşı içerisinde olduğunu açıkladı.
Sosyal demokrat Reichstag grubu yönetim i 2 Ağustos’ta ikiye karşı
dört oyla, vekillere savaş kredileri oylam asında olumlu bir tavır alm alarını
önermeyi kararlaştırdı. II. Enternasyonale mensup çoğu p artinin yöneti
m i de benzer bir tavır içerisindeydi. Sendikalar Genel Komisyonu tarafın
dan 2 Ağustos’ta toplanan Birlik Yönetim Kurulları Konferansı, hüküm e
tin seferberlik önlem lerini desteklemeyi ve savaş sırasında ücret mücadele
lerine ara vermeyi karara bağladı.
Rosa Luxemburg 2 Ağustos’ta S tuttgart’taki Kostja Z etkin’e, yollarda
artık yalnızca bavulları elinde aceleyle koşturan yedek askerlerin ve gece
nin geç saatlerine kadar topluluklar halinde duran kadın ve çocukların gö
rüldüğünü yazdı. ‘'Bütün dünya birdenbire bir tım arhaneye dönüştü. ‘Par
tiden çıkm ana’ çok güldüm. İnsanlıktan da mı ‘çıkm ak’ istiyorsun, koca
çocuk? Bu ölçekteki tarihsel olaylar karşısında insanın her türlü öfkesi yok
oluyor ve yalnızca serinkanlı düşünce ve inatçı eyleme yer kalıyor. Birkaç
ay içerisinde açlık kapıya dayanınca, durum yavaş yavaş değişecek. Benim
gibi canlı ve neşeli kal.”79 M ektuplarıyla Paul Levi’nin kötüm ser havası
na da karşı koyuyordu. “O kadar büyük ve yeni bir şey yaşıyoruz ki, bili
nen tüm eski ölçüleri çöplüğe atm ak gerekiyor.”80 Böylesi önemli bir tarih
sel dönüşüm, yere yıkılarak karşılanamazdı.
3 Ağustos’ta Almanya Fransa’ya savaş ilan etti. Sosyal dem okrat Reich
stag grubu Berlin’de ertesi gün yapılacak olan savaş kredileri oylamasın
da takınacağı tavrı tartışmaktaydı. Şansölye, tarihi oturum öncesi yapı
lan bir ön görüşmede tüm partilerin temsilcilerine ve hüküm ete birlik be
raberlik ve ‘vatan savunması’ için gerekli olan kaynakları onaylama çağ
rısında bulundu. Toplantıda bulunan sosyal dem okratlar Hugo Haase ve
Philipp Scheidemann, grup kararını beklemeksizin, sosyal demokrat ve
killerin kredileri onaylayacağı konusunda güvence verdi. Grupta bir kez
daha sert tartışm alar yaşanmasına rağm en, sonunda çoğunluk galip gel
di. Onaycıların etkili seslerinden birisi olan Eduard David “içinde yaşa
nılan anın, eskimiş görüşlerden kurtulm ayı ve yeni boyutlarda düşünm e
yi gerektirdiğini”81 belirtti. Rosa Luxemburg yaşanacakları önceden tah
m in etmiş olmasına rağmen, 3 Ağustos tarihli parlam ento grubu kararıy
la çileden çıktı. İleri ’nin yayın kurulu toplantısına katılan Heinrich Strö-
bel durum u şu sözlerle anlattı: “Haberi yayın kurulundaki meslektaşları
ma aktardığım da beyinlerinden vurulm uşa döndüler. Diğerleri gibi haber
bekleyen Rosa Luxemburg ağlama ve öfke nöbetlerine tutuldu.”82 Akşamü
zeri Hugo Eberlein, Rosa Luxemburg ile birlikte Linden Sokağı’ndaki İle
ri binasından Südende’ye geçti. Teltow-Beeskow-Storkow-Charlottenburg
Sosyal Demokrat Seçim Derneği’nin genişletilmiş yönetim kurulu toplan
tısından çıkm ışlar ve başkanın “boş sözlerini” dinlemişlerdi. “Rosa, bölge
m izin Reichstag vekili yaşlı Zubeil’ı, grubun yarınki Reichstag oturum uy
la ilgili karar ve görüşlerini anlatması için sıkıştırdı. Gündem de savaş kre
dileri bulunm aktaydı. Milletvekili Zubeil çaresiz bir yüz ifadesi takındı ve
parlamento grubunda konuşulanların gizliliğini vurguladı. Kitlelerin ha
rekete geçirilmesini, savaşa karşı kitlesel toplantı ve gösteriler düzenlenme
sini ve savaş kredilerinin reddedilm esini talep ettik. Nafile. Yönetim, ap
talca örgüt ve yetki sorunlarının arkasına saklanıyordu. Toplantıdan hiç
bir sonuç çıkmadı. Dönerken Rosa şöyle dedi: ‘En kötü ihtim alin gerçek
leşmesinden korkalım. Reichstag grubu yarın bize ihanet edecek ve yalnız
ca çekimser kalm akla yetinecek!’”83 Alm an birlikleri 4 Ağustos’ta savaş ila
nında bulunm aksızın tarafsız Belçika’ya girdi. İngiltere bu uluslararası hu
kuk ihlâli nedeniyle aynı gün Alm anya’ya savaş ilan etti. Sosyal demokrat
Reichstag grubu öğleden sonraki oylamada, grup oturum unda muhalefet
eden 14 vekilin ortak karara uym asını sağlayarak “yurtseverlik görevinin
yerine getirilmesi” sloganı temelinde bir tavır ortaya koydu. A rtık savaşa
karşı mücadeleden söz edilmiyordu. Milyonlarca proleter, askerlik çağrı
sına uydu. İlk askere alınanlar arasında birçok sosyal dem okrat da bulun
maktaydı. Milliyetçi ve şoven bir atmosfer egemen oldu. Alfred Grotjahn
“savaş coşkusunun, sosyal demokrat partinin sol kanadına bile yayıldığı
n ı” hatırlıyor. “En radikallerden Konrad Haenisch ve ‘Jakoben’ lakaplı Paul
Lensch ateşli birer yurtsever kesildi. Parti basınını yıllardan beri devrimci
Parvus makaleleriyle dolduran Rus bohem Helphand. Çarlık karşıtı sava
şa özel bir tutkuyla bağlıydı: buğday ve başka m allarda fiyat spekülasyon
ları sayesinde savaşta m ultimilyoner oldu. Aslında eski yollarında yürüyen
yalnızca üç kişi vardı: Karl Liebknecht ile iki radikal kadın, Luxemburg ve
Zetkin, ‘Rosa’ ve ‘Klara’.”84
Hugo Eberlein Reichstag oturum undan sonra Rosa Luxemburg’u ziya
ret ettiğinde, Rosa Luxemburg protesto amaçlı intihar planları yapmaktay
dı. Arkadaşları onu bu düşünceden vazgeçirdi. Rosa Luxemburg planların
dan Luise Kautsky’ye de bahsetm işti.85
Henüz 4 Ağustos gününün akşam ında Herm ann Duncker, Hugo Eber
lein, Julian Marchlewski, Franz M ehring, Ernst Meyer ve W ilhelm Pieck,
Rosa Luxemburg’un evinde biraraya geldi. Sosyalizmin ilkelerine ihanete
karşı hangi adım ların atılacağı konusunda fikir birliğine varılamadı. Pro
testo olarak partiden istifa edilmesi önerisi, Rosa Luxemburg’un da katılı
mıyla reddedildi. Hugo Eberlein şöyle hatırlıyor: “.. .Tanıdığımız ve Alman
proletaryasına karşı girişilen ihanete katılm ayacağından em in olduğumuz
tüm yoldaşları bir toplantıya çağırmayı kararlaştırdık. Ertesi gün postane
ye 300’den fazla telgraf götürdüm . Sonuç tam bir felaketti. Koşulsuz onayı
nı derhal bildiren tek kişi Clara Zetkin oldu. Cevap veren az sayıda kişi ap
talca ve boş m azeretler bildiriyordu. Savaş heyecanı herkesi tutsak almıştı.
Partide kalmaya ve savaşa karşı mücadeleyi örgüt içerisinde sürdürmeye ve
örgütlemeye karar verdik.”86
Savaşın ilk günlerinde Rosa Luxemburg dünyanın sonu gelmiş gibi his
sediyor, sansür nedeniyle m ektuplarında tüm düşüncelerini belirteme-
diği ve Frankfurt’taki Paul Levi veya Stuttgart’taki Zetkin’ler gibi en ya
k ın dostlarını göremediği için eziyet çekiyordu. Hans Diefenbach, Maksim
Zetkin ve Kurt Rosenfeld gibi askere alınanlarla vedalaşma anlarında nere
deyse nefes alamayacak gibi oluyordu. Sıra Kostja Z etkin’e, Paul Levi’ye ve
diğer tanıdıklarına ne zam an gelecekti? Henüz askere alınm ayanlardan ge
len her habere seviniyordu. Hans Diefenbach’tan ilk kartpostal geldiğinde
teşekkür etti ve cevabında hem onu teselli etmek üzere hem de endişelen
diği için, Berlin’in giderek boşaldığını ve yollarda yalnızca yaşlı, çocuk ve
“biz güzel cinsiyetlilerin”87 kaldığını anlattı.
Luise Kautsky şunları aktarıyor: “Savaşın başlaması Rosa’yı çok kötü et
kiledi; sosyal dem okrasinin tutum u ise onu çıldırtacak gibi oldu, evet, hat
ta kendisinin de itiraf ettiği gibi intiharın eşiğine getirdi. Savaş kredileri
nin Alman Reichstag’ındaki sosyal dem okratlar tarafından onaylanması,
zaten içten içe yabancılaştığı eski yoldaşlarından tam am en kopmasına ve
bir avuç çok yakın yoldaşıyla birlikte işçi sınıfı içerisinde yeraltı çalışmala
rına başlamasına neden oldu...”88 Buna karşın Leo Jogiches çok önemli bir
destekti ve yeraltı çalışm alarındaki becerileri, cesur serinkanlılığı ve irade
siyle sanki bu durum için yaratılmış gibiydi.
Ağustos sonunda Rosa Luxemburg her şeyden vazgeçilebileceği
ni, ama şerefin asla bir kenara bırakılamayacağını söyledi. 31 Ağustos’ta
Troelstra’ya şu satırları yazdı: “Eğer her şeyin bizim için erken geldiğini,
düşm anların henüz olgunlaşmadığım ız bir anda harekete geçtiğini düşü
nüyorsanız, o halde ben de biliyorum ki, en kutsal şey için verilen mücade
lenin olgunluğu yalnızca mücadele içerisinde kazanılabilir. İnsanların, po
litikacıların ve halkların aynı Fransızlar gibi düşünm ek zorunda olduğu
durum ve anlar vardır: Tout est perdu, sauf l’honneur! Şeref en yüksek ide
aldir ve ilelebet öyle kalacaktır. Şeref, insanların ve halkların geleceğinin
yegâne güvenilir tem inatıdır. Bu, benim en içten görüşüm .”89
1 Berliner Neueste N achrichten, 1 Temmuz 30 BA, Potsdam bölüm ü, Bölüm III, St. 6/5,
1913. Cilt 2, Bl. 7.
2 Liebknecht, Karl, Die Internationale der 31 BA, Potsdam bölüm ü, Bölüm III, St. 6/5,
Rüstungsindustrie. Toplu Konuşma ve Ya Cilt 2, Bl. 48.
zılar. Cilt VI. Berlin 1983, s. 267. 32 GB4, s. 339.
3 Die Reichstagsfraktion und die 33 Bkz. Quack, Sibylle, Geistig frei und n ie
Militärvorlage. GW 3, s. 283. m andes Knecht, s. 189.
4 Die zweite Lesung der Wehrvorlage. GW 3, 34 Paul Levi’ye, [23 veya 24 Ocak 1914]. GB 5,
s. 235. s. 428; Paul Levi’ye, [1914]. GB 6, s. 240.
5 Unsere Aktion gegen die Militärvorlage. 35 G B 5,s. 428.
GW 3, s. 230. 36 [24 M art 1914], GB 5, s. 430.
6 Die Reichstagsfraktion und die 37 Paul Levi’ye, [20 veya 21 Nisan 1914]. GB 5,
Militärvorlage. GW 3, s. 286. s. 431.
7 Unsere Aktion gegen die Militärvorlage. 38 Bkz. Ettinger, Elzbieta, Rosa Luxemburg, s.
GW 3, s. 231. 231.
8 Bkz. Die zweite Lesung der Wehrvorlage. 39 Quack, Sibylle, Geistig frei und niemandes
GW 3, s. 273. Knecht, s. 23 ve 101.
9 Bkz. Die weltpolitische Lage. GW 3, s. 212- 40 GB 5, s. 435.
219. 41 G B 5,s. 439.
10 Bkz. Rosa Luxemburg im Kam pf gegen den 42 22 Mayıs 1914. GB 4, s. 347.
deutschen M ilitarism us, s. 109. 43 Paul Levi’ye, [1914 Mayıs ortası]. GB 5, s. 437.
11 Die Bilanz von Zabern. GW 3, s. 369. 44 5 H aziran 1937 tarih li Deutsches Volksec
12 26 Eylül 1913 tarihli Frankfurter Nachrich ho, No. 16, New York.
ten. SAPMO-BArch, NY 4002/76, Bl. 2. 45 Paul Levi’ye, [Haziran 1914]. GB 6, s. 243.
13 M ilitarismus, Krieg und Arbeiterklasse, s. 46 Liebknecht, Karl, Reden im preußischen
9. Abgeordnetenhaus zum Justizetat. Toplu
14 Bkz. Başsavcının Adalet Bakanına 4 Ekim Konuşma ve Yazılar. Cilt VII. Berlin 1985,
1913 tarihli yazısı. BA, Potsdam bölümü, s. 370.
Bölüm III, St. 6/5, Cilt 1, Bl. 3. 47 Bkz. BA, Potsdam bölüm ü, Bölüm III, St.
15 GB4, s. 327. 8/1, Bl. 285.
16 M ilitarismus, Krieg und Arbeiterklasse, s. 48 [1914 Mayıs’ının ikinci yarısı]. GB 4, s. 348.
10. 49 Bkz. 7 Temmuz 1914 tarihli Vorwärts, No.
17 Rosa Luxemburg im K am pf gegen den de 182.
utschen M ilitarismus, s. 42. 50 GW 3, s. 459.
18 Bkz. Quack, Sibylle, Geistig frei und nie 51 Bkz. GB 4, s. 351.
mandes Knecht, s. 18 ve 74. 52 Bkz. 3 Temmuz 1914 tarihli Leipziger Volk
19 M ilitarismus, Krieg und Arbeiterklasse, s. szeitung.
17. 53 Bkz. 2 Temmuz 1914 tarihli Sozialdemokra
20 M ilitarismus, Krieg und Arbeiterklasse, s. tische Korrespondenz, No. 74.
19. 54 Alıntı: Rosa Luxem burg im Kampf gegen
21 M ilitarismus, Krieg und Arbeiterklasse, s. den deutschen M ilitarism us, s. 202.
22. 55 13 Temmuz 1914. GB 5, s. 447.
22 M ilitarismus, Krieg und Arbeiterklasse, s. 56 Quack, Sibylle, Geistig frei und niemandes
22. Knecht, s. 90; SAPMO-BArch, NY 4002/63,
23 Bkz. Nettl, Peter, Rosa Luxemburg, s. 467. Bl. U l.
24 Verteidigungsrede. GW 3, s. 396 ve 400. 57 Paul Levi’ye, [21 Temmuz 1914]. GB 5, s.
25 Verteidigungsrede. GW 3, s. 400-406. 448.
26 Bkz. Karar. SAPMO-BArch, NY 4002/76, 58 Paul Levi’ye, 11 Temmuz 1914. GB 5, s. 452.
Bl. 148. 59 Bkz. GB 6, s. 198, 9. ve 13. dipnotlar.
27 Zetkin, Clara, Genossin Luxemburg verur 60 [21 Temmuz 1914]. GB 5, s. 448.
teilt. Rosa Luxemburg im Kampf gegen den 61 Bkz. Haupt, Georges, Der Kongreß fand
deutschen M ilitarism us, s. 78. nicht stat, s. 149.
28 Bkz. SAPMO-BArch, NY 4002/76, Bl. 192. 62 Alıntı: A.g.y., s. 156 ve 172.
29 BA, Potsdam bölüm ü, Bölüm III, St. 6/5, 63 Der Friede, der D reibund und wir. GW 3, s.
Cilt 2, Bl. 7. 476.
64 Bkz. Haupt, Georges, Der Kongreß fand 89 GB 6 , s. 201.
nicht stat, s. 176. 90 Betrachtungen und E rinnerungen aus der
65 Alıntı: A.g.y., s. 164. “großen Zeit”. Liebknecht, Karl, Toplu Ko
66 Bkz. A.g.y., s. 181, 185 ve 193. nuşm a ve Yazılar. Cilt IX, s. 277.
67 Alıntı: A.g.y., s. 158. 91 Die Internationale, 1 - Berlin - 1915, 1, 15
68 Alıntı: A.g.y., s. 158. N isan 1915, s. 1.
69 Alıntı: A.g.y., s. 192. 92 Die Krise der Sozialdemokratie. GW 4, s.
70 Alıntı: Hirsch, Helmut, Rosa Luxemburg, s. 55.
86. 93 Alıntı: Rojahn, Jürgen, Um die Erneuerung
71 Alıntı: Haupt, Georges, Der Kongreß fand der Internationale, s. 59.
nicht stat, s. 163. 94 GW 4, s.9.
72 Alıntı: Rojahn, Jürgen, Um die Erneuerung 95 GW 4, s. 11.
der Internationale, s. 15. 96 Kostja Z etkin’e, [23 Eylül 1914], GB 5, s. 11.
73 H ans Diefenbach’a, 23 H aziran 1917. GB 5, 97 SAPMO-BArch, NY 4020/2.
s. 263. 98 Alıntı: Rojahn, Jürgen, Um die Erneuerung
74 Paul Levi’ye, [31 Temmuz 1914]. GB 5, s. der Internationale, s. 61.
451. 99 Das Kriegstagebuch des Reichstagsabge
75 Paul Levi’ye, [31 Temmuz 1914]. GB 5, s. ordneten Eduard David 1914-1918. Derle
451. yen Erich M atthias ve Susanne Miller. Düs
76 Paul Levi’ye, [31 Temmuz 1914]. GB 5, s. seldorf 1966, s. 42.
451. 100 Camille Huysmans’a, 10 Kasım 1914. GB 6 ,
77 GB5, s. 451. s. 203.
78 GB5, s. 7. 101 Kostja Z etkin’e, [1914 E kim ’inin ilk yarısı].
79 GB5, s. 7. GB 5, s. 13.
80 GB 5, s. 451. 102 GB 5, s. 14.
81 Alıntı: Liebknecht, Karl, Klassenkam pf ge 103 9 Kasım 1914. GB 6 , s. 202.
gen den Krieg. Toptü K onuşm a ve Yazılar. 104 GB 6 , s. 203.
Cilt VIII. Berlin 1982, s. 20. 105 Bkz. 19 [Ekim 1914], GB 5, s. 19.
82 Alıntı: Rojahn, Jürgen, Um die Erneuerung 106 BA, Potsdam bölümü, NL Heine, Dosya 2,
der Internationale, s. 18. Bl. 152.
83 Karl und Rosa. E rinnerungen. Berlin 1978, 107 Bkz. Die Neue Zeit, 33 - Stuttgart - 1914/15,
s. 49. Cilt 1, s. 248.
84 G rotjahn, Alfred, Erlebtes und Erstrebtes. 108 28 Kasım 1914. Adler, Victor, Briefwechsel
Erinnerungen eines sozialistischen Arztes. m it August Bebel und Karl Kautsky, s. 606.
Berlin 1932, s. 154. 109 Kostja Z etkin’e, 19 [Ekim 1914]. GB 5, s. 18.
85 Bkz. Rojahn, Jürgen, Um die Erneuerung 110 Bkz. Parteidisziplin. GW 4, s. 15-17.
der Internationale, s. 19. 111 Das Kriegstagebuch des Reichstagsabge
86 Karl und Rosa. Erinnerungen, s. 51. ordneten Eduard David, s. 84.
87 [8 Ağustos 1914], GB 5, s. 8. 112 GB 5, s. 19.
88 Kautsky, Luise, Rosa Luxemburg. Ein Ge 113 GW 4, s. 19
denkbuch, s. 40. 114 GB 5, s. 21.
BA ŞK A LD IRI
1915- 19 18
c^V>
* Yaygın kanıya göre burada Junius ile eski Roma’m n efsanevi cum huriyetçi lideri Lucius Junius
Brutus kastediliyor -çev.
m anda Alm an sosyal demokrasisinin krizini ve II. E nternasyonalin çö
küşünü gözler önüne serdi. 1914 yılındaki ilk açıklam alarında yaptığı gibi,
savaş kredilerine onay verenleri ve bunların sözcüleri Ebert, David, Hei
ne, Noske ve Scheidemann’ı eleştirdi. Haenisch ve Lensch gibi bazı eski yol
arkadaşları, savaşla ilgili açıklam alarında “sefil döneklere” dönüşmüştü.
Rosa Luxemburg Karl Kautsky ve taraftarlarıyla da yeniden çatışmaya gir
di. Lenin, Junius broşürünü sert bir eleştiriye tabi tutup broşürde emperya
lizm, oportünizm , Kautskycilik, ulusal sorun ve savaş karşıtı program üze
rine dile getirilen görüşlerin eksikliklerine işaret ederken, “genel hatlarıyla
m ükem mel bir M arksist çalışma” olduğunu kabul etti.35
Rosa Luxemburg’un işçi hareketinin bölünm esinin neden ve sonuçları
hakkındaki görüşleri üzerine süren tartışm alar hiç dinmedi. Komünistler
tarafından seneler boyunca Rosa Luxemburg’un “büyük hataları’nın kar
şısına Lenin’in bilgelikleri koyuldu. Rosa Luxemburg’un SDP içerisinde
ki solun vakitlice ayrılıp Almanya Komünist Partisi’ni oluşturm asına yete
rince katkıda bulunmadığı, partinin ve özellikle de yeni tip partin in rolü
nü algılayamadığı, kendiliğindenciliği abartıp oportünizm i ve oportüniz
m in emperyalizm le-bağlantısını küçümsediği şeklindeki suçlamalar katı
bir dogm a halini aldı. Buna karşın sosyal dem okratlar ise, sol kanadın bir
liği ve Spartakist hareketin oluşumu için kararlılıkla mücadele eden politi
kacının, bölünmede önemli bir suç payı bulunduğunu öne sürdü. Sağ sos
yal dem okrat lider ve parlam enterlerin devrim ci Alman sosyal dem okra
sisine karşı ihanetini teşhir ettiği polemikteki keskinlik, sosyal dem okrat
lar tarafından şahsi hakaret olarak kabul edildi ve derin bir hoşnutsuzluk
la gerçeklerden kopma ve fanatik devrimcilik olarak yorum landı. Böylesi
politik-ideolojik varsayım lar Rosa Luxemburg’un fikirlerine önyargısız bir
yaklaşımı zorlaştırdı ve hatta engelledi.
Rosa Luxemburg daha Bernstein tartışm aları sırasında, anti-
m ilitarizm in sosyal dem okrasinin iç ve dış politikadaki demokrasi an
layışının ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulam ış ve 1914 öncesi yapı
lan tartışm alarda, sosyal dem okratların büyük bir çoğunluğunun Bebel ve
Liebknecht’in izinde giderek, militarizme ve savaşa karşı kararlı bir tavır
takınm ayanları savaş karşıtı bir konuma zorlayacağına veya hareketin dışı
na iteceğine kesin bir şekilde güvenmişti. 1914’te bu beklentisinin tam ter
si gerçekleştiğinde, neredeyse umutsuzluğa kapıldı. Önde gelen sosyal de
m okratların görüşünün tersine, savaşta takınılan yurtsever tutum un sa
vaştan sonra daha geniş dem okratik özgürlüklerle ödüllendirilmeyeceği-
nin bilincindeydi. “[...] tarihte hiçbir zaman ezilen sınıflara, egemen sınıf
ların hoşuna gidecek şekilde davrandıkları için politik haklar bahşedilme-
miştir. Tarih tam tersine egemenlerin -savaş öncesi büyük törenlerle açık
lanm ış olsa bile- verdiği sözden alçakça dönm e örnekleriyle doludur. As
lında sosyal demokrasi takındığı tavırla Alm anya’daki politik özgürlükle
rin gelecekteki genişlemesini güvence altına almamış, aksine savaş öncesi
mevcut olan özgürlükleri tehlikeye atm ıştır. Almanya’da olduğu gibi, ku
şatmaya karşı sosyal dem okrasi tarafından hiçbir direnç gösterilmeksizin
ve hatta kısmen onay verilerek basın ve gösteri özgürlüğünün ve toplumsal
yaşam ın yok edilişinin m odern toplum tarihinde başka hiçbir örneği yok
tur.”36
Rosa Luxemburg M arx, Engels ve Lassalle’ın Büyük Almanya C um huri
yeti sloganına kadar giden ve son deneyimleri göz önünde bulunduran so
m ut talepler dile getirdi. Buna yönelik kararlı bir mücadele sürdürm ek üze
re, sosyal demokrat hareket içerisinde yer alan devrimci güçler yeniden ha
rekete geçirilmeliydi. Savaş, devasa ve örgütlü bir cinayet aygıtı olarak her
zam an savaş sarhoşluğuna kapılmış insanlara gereksinim duyduğundan ve
“uygulam adaki canavarlık” ancak “düşünce ve zihniyetteki canavarlıkla”
birlikte var olabileceğinden, bu sarhoşluğun bilinçli bir şekilde yaratıldığı
gayet açıktı. Sosyal dem okratların bu savaşta zihinlerin uyuşturulm asına
ortak olması onu çok öfkelendiriyordu.37
Rosa Luxemburg buna rağmen, baş sorum luların 4 Ağustos 1914 tarih
li politikalarını düzeltmeleri ve parti üyelerinin çoğunluğunun savaş poli
tikasını desteklemeyi bırakm ası halinde Sosyal Demokrat P a rtin in için
de bulunduğu krizi aşacağından ve yeniden savaş karşıtı etkin bir güce dö
nüşeceğinden emindi. Kitlesel şoven sarhoşluğun uçup gideceğini ve en
ternasyonalizm ve dayanışm anın geleneksel değerlerine geri dönüleceğini
um uyordu. En geç savaştan sonra yoldaşların büyük çoğunluğu hesap so
racaktı, fakat birlik ve bölünm e konularında sosyal demokrasi ve sendika
ların yönetici kurullarına karşı mücadele daha şimdiden başlatılmalıydı.
Rosa Luxemburg “Enternasyonal’in Yeniden Kuruluşu” başlıklı çalış
m asında olduğu gibi, p artin in başarısızlığının nedenlerini ayrıntılı bir şe
kilde açıkladı ve sürekli enternasyonalizme bağlılığın vurgulanm asına
rağm en, milliyetçiliğin parti saflarında çeşitli varyantlarıyla yaygınlaştı
ğını saptadı. Emperyalist yayılmacılık eğilim i ve savaş stratejileri koşulla
rı altında, halkların ulusal sorun ve ulusal kim lik konusuna yaklaşımı ele
alınm adığı ve karar tasarıları, çalışmalar ve makaleler aracılığıyla olası çö
züm ler tartışılm adığı için, sosyal demokrasi Almanya’nın ulusal bir savun
ma savaşı içinde olduğu yalanını ve “vatan savunması” sloganını benimse
mişti.
İm paratorluğun bir işgal savaşı için silahlandığı ve gizli diplom asi yo
luyla savaş başlatmaya çabaladığı bir dönem de “vatan savunm ası’na ge
len bu onay, sosyal dem okrat politikada ilkeli bir m uhalefetten ilkesiz bir
“m evcut durum a katlanm a” politikasına geçişin başlıca nedeniydi. “Va
tan savunm ası” ayrıca edepsizce ortaya atılan bir Avrupa özgürlük ef
sanesiyle süslenmekte ve sosyal dem okrat çevrelerde Rus despotluğunun
yenilgisinin Avrupa’nın özgürlüğü anlam ına geldiği dillendirilm ekteydi.
Rus devrim inin ve M arx’in m irasının daha kaba bir aşağılanm ası düşü
nülem ezdi.38 “Almanya’n ın özgürce gelişmesi”ne karşı tehditler Reichstag
g rubunun düşündüğü gibi Rusya’dan değil, kendi içinden kaynaklan
m aktaydı -Alman anayasasının karşı-devrim ci özünden, D oğu Elbe’nin
büyük toprak sahiplerinden, büyük sanayinin kışkırtıcılıklarından, aşırı
gerici M erkezcilerden, A lm an liberalizm inin alçaklığından ve K ayserin
özel birliklerinden.39
Rosa Luxemburg milliyetçiliğe karşı sürdürdüğü inatçı mücadelesin
de enternasyonalist bir çözüm arayışında oldu ve ulusal seksiyonların
Enternasyonal’in genel taktik kararlarına riayet etmesini savundu. Bu bi
limsel çalışm anın sonunda açıklanan “Uluslararası sosyal dem okrasinin
görevlerinin temel ilkeleri” araştırm anın özünü oluşturuyor ve sosyalist
hareketin yeniden canlandırılm asına yönelik bir ilkeler bütünü sunuyor
du. 10. tezde şöyle deniliyordu: “Ana görevimiz tüm ülkelerin proletarya
sını canlı ve devrimci bir güç halinde biraraya getirmek ve onu güçlü bir
uluslararası örgüt aracılığıyla çıkarları ve görevleri üzerine o rtak bir görüş
le, barışta ve savaşta ortak bir eylem yeteneğiyle donatarak, kendi kaderi ol
duğu üzere, politik hayatın belirleyici faktörü yapmaktır.”40 Sözde ve ey
lemde uluslararası birlik ve buradan hareketle Enternasyonal’in kararları
na tüm diğer örgütsel yüküm lülükler karşısında öncelik tanınm ası,41 Rosa
Luxemburg için en belirgin sonuçlardan birisiydi. Rosa Luxemburg böyle
ce kalıcı bir tartışmaya neden oldu; çünkü sosyal dem okratların çoğu, ulu
sal partilerin federatif ve gevşek bir birliğini savunuyor ve Rosa Luxemburg
tarafından talep edilen örgütsel-politik bağlılığın anlam ını A lm an sosyal
demokrasisinde hâkim olan örgüt fetişizmi nedeniyle abartıyordu. Fakat
Rosa Luxemburg için Enternasyonal’in yeniden canlandırılm ası kesinlik
le temelde örgütsel bir sorun değildi. Ülkelerin ekonomik ve politik ola
rak eşitsiz gelişimi ve buna bağlı olarak tek tek partilerin faaliyetleri açı
sından farklı hareket noktalarının varlığı göz önünde bulundurulduğun
da, taktiksel ve örgütsel sorunlarda ortak bir görüşün oluşturulup oluştu-
rulamayacağı tartışm alıydı ve II. Enternasyonal bunun fiilen m üm kün ol
m adığını karara bağlam ıştı. Sosyalistlerin gelecekteki uluslararası birlikte
liği, ulusal farklılık ve ihtiyaçlara saygıyı gözeten, gerçekçi ve yapıcı bir ya
nıta bağlı olacaktı.
Rosa Luxemburg’un zincirlerinden boşalm ış emperyalizm çağında ulu
sal karakterli savaşların artık olamayacağı ve ulusal çıkar yalanının “emek-
b ir kitle hareketi arasında gidip gelmekteydi. Rosa Luxem burg Junius bro
şü rü n d e, kitlelerin tarihsel olarak d in am ik ve değerlendirilm esi zor d u ru m
lard ak i rolünü sorguladı. N ihayetinde birçok sosyal dem okrat da daha ön
ceden işçi hareketinin savaş karşıtı sloganlarını sahiplenm iş olm asına rağ
m en, vatan için savaşmaya gitm işti. P arti yönetim inin, Reichstag grubunun
ve basın ın takındığı “kutsal birlik” tu tu m u n u n ve her yönden kışkırtılan
m illiyetçiliğin dem oralize edici etkisini gözlemledi. Sosyal dem okrasinin
hissedilir bir m uhalefet politikası olm aksızın, yığınların özgüven, protes
to ve direniş iradesinin yeterince hızlı bir şekilde geliştirilem eyeceğini bi
liyordu.
Rosa Luxem burg savaş kredisi onaycıları ve kutsal birlik politikacıları
n ın çoğ u n lu k iradesine tam am ıyla ters d ü ştü ğ ü ve kendi k o n u m ların ı ger
çeklere aykırı bir şekilde çoğunluk iradesi olarak yansıttığı varsayım ından
yola çıkıyor ve kitlelerin savaşa karşı ahlâkî direncini eninde sonunda gös
tereceğine güveniyordu.
F ranz M ehring’e yazdığı bir m ektupta, d u ru m u n gerçekçi b ir değerlen
d irm esin i yapabilm ek için ne denli çaba gösterdiği görülüyor: “D u ru m şu
an d a kuşkusuz öylesine karm aşık ki, m ücadeleden hoşnut olm ak m üm kün
değil. H er şey yerinden oynam a eğilim inde ve büyük to p rak kaym asının
sonu gelm eyecekm iş gibi. Bu kadar d arm ad ağ ın ve sallantılı bir zem inde
stratejiyi saptam ak ve m ücadeleyi düzene koym ak kahrolası zor b ir iş. As
lın d a şim di artık hiçbir şeyden korkm uyorum . O zam anlar, 4 A ğustos’ta ilk
an d a dehşete kapılm ış, neredeyse yıkılm ıştım ; aradan geçen zam an içinde
sakinleştim . Felaket öyle boyutlara ulaştı ki, insani suç ve acıların olağan
ölçüleri yetersiz kalıyor; köklü tah rib atlar tam da büyüklükleri ve körlükle
ri nedeniyle bir yanıyla yatıştırıcı oluyor. Ve eğer d u ru m zaten bu idiyse ve
tü m barış ihtişam ı, batak lığ ın içindeki bir yanılgıdan öteye hiçbir zam an
geçm ediyse, o halde h er şeyin yerle bir olm ası daha iyi. Fakat şu anda ge
çiş sü recin in sıkıntı ve acılarını yaşıyoruz [...]. Şikâyet ettiğ in iz bocalayan
d o stlarım ızın zavallılığı da, barışta g u ru rla parlayan ve şim di kendi içine
çöken genel çü rü m en in m eyvesinden başka bir şey değil. Nereye elinizi at
san ız çü rü m ü ş tahtayla karşılaşıyorsunuz. Sağlam ahşabın ortaya çıkabil
m esi için, her şeyin d ah a fazla yerine o tu rm ası ve çözülm esi gerektiğini dü
şü n ü y o ru m .”46
G eleceğe ve tü m iyi r u h la r a in a n m a k
H apishane hayatına k atlan m ak Rosa Luxem burg için giderek zorlaşı
yordu. K endisinin de b elirttiğ i gibi aylarca “d ik ” durdu, fakat sonra “si
n irlerim birdenbire çöktü, geçirm ek z o ru n d a olduğum her gün, zahm etle
alt edilebilen küçük b ir dağa dönüştü ve h er önem siz konu kederle canım ı
Rosa Luxem burg'un doğduğu ev
İ£t//e^ ^ 2 ' V~ ?
^ Av- i rrre ^
{?■M / - l $»+<-'¿0' if^w <*-*« < •
stT. 1* A u
UsyP«U-$Jc ! 1U.'<■ypU *S
kjr>cK ■
Ü ü -iv ^
\a/r / ¿ t fr'* A fa :
^ c / ¿0 ^1 * tr a / /&■"**>■/+¡^ ç
% tV *l*U *<!& /*/*
Rosa Luxem burg ve Luise Kautsky'den Minna Kautsky'ye gönderilm iş bir kartpostal, 19 Haziran 1905
Jena'da (1905)
Varşova'da hapiste, 1906
Uluslar arası Sosyalistler Kongresi, Stuttgart, 1907; kürsüde Victor Adler, masada Rosa Luxem burg ve
August Bebel.
§ rÛyuLiJiA. *r . fa .
*$•!-' .•&.;?*?$«?__
-C ■
* J" * u ' * *. .<-''? fltf'& /C 2£u i,
fW-t -A* 4s —
'»•'
>r»^ ..*»• * K ^ ' b JU , !
t , ' ' ' X> O u la M a - & J f it r f - f i ix jU j^ r v * * 4 - u O&a
ÇLt'. .■ '• *<<. u- k s ZuA* » r^ L jC '^ S it
■ÎT" I* / d-hf
------ --- l*tA4* — -^ C u »Ii*ı4.t-
I * ;,.." ■“*“ fÇ rT jcî ^ ^ ,;■ £ u X < . *^r-> ¿/> ?/W
. .'., .¿. ı ıW . S*f ftlfrl/ıjL . ±+-J(t ^ uyu f O&k
(U \ İ İ ' ^ ^
İSk ^ (>MU< t*lML ¿o*^. »Sc , ^ *•-■ *
fltM»«* H* f*«*u
*
i.%T.
IM KM MU> MM fc«*t <11
MoMl CWWart^la
SS£S~'rST-"' i “
-C j J m-
, fc« * *•«*■IVI ,
M*»• im »— !',»•»&
>qM
>•*>»• T«•<
Pekâlâ!
Rosa Luxemburg 1915 sonbaharında, Eylül 1915 Zimmerwald
Konferansı’nca* seçilen Uluslararası Sosyalist Komisyonun, tüm bağlı ör
gütleri uluslararası işbirliği ilkelerini hazırlamak üzere çalışmaya çağırdı
ğı haberini aldı ve konferans hakkında zamanında bilgilendirilmediği için
hayıflandı.63
Ancak “Enternasyonal’in Yeniden Kuruluşu” ve “Sosyal Demokrasinin
Krizi” başlıklı çalışmaları öneriler için sağlam bir temel oluşturmaktaydı.
Kurula Junius broşürüyle bağlantılı olarak hazırladığı “Uluslararası Sos
yal Demokrasinin Görevlerinin Temel İlkeleri” isimli çalışmasını sundu.
Enternasyonal’in yeniden doğuşundan artık, “Enternasyonal’in Yeniden
Kuruluşu” isimli çalışmasında olduğu gibi, eski örgütün yeniden canlan
dırılmasını anlamıyordu. Yeni bir Enternasyonal, emperyalizme karşı veri
len devrimci sınıf mücadelesini tüm ülkelerde yönetmekle yükümlü olma
lıydı. Yeni bir Enternasyonal’in temellerini şu noktalarda özetledi: içte ege
men sınıflara karşı mücadele ve dışta tüm ülkelerin proleterlerinin ulusla
rarası dayanışması, işçi sınıfının tarihsel özgürlük mücadelesinde birbiri
nin önkoşulu olan iki ilkeydi. Savaşta ve barışta ana hedef, emperyalizme
karşı mücadele ve savaşın önlenmesiydi. Enternasyonal, sınıf örgütlenme
sinin temel halkasını oluşturmalı ve taktiği saptamalıydı. Enternasyonal
kararlarının yerine getirilmesi, diğer tüm örgütsel yükümlülüklerden önce
gelmeliydi. Ulusal seksiyonların temel faaliyeti, geniş kitlelerin eylem yete
neğini geliştirmeye yöneltilmeliydi. Önde duran görev proletaryanın -mil
liyetçi ideolojinin etkisinde ifadesini bulan- burjuva vesayetinden kurta
rılmasıydı.64 Yeni Enternasyonal görkemli kongrelerde güzel konuşmaların
yapılıp, şatafatlı kararların alındığı ve partilerin kendi taktiklerinde tama
mıyla bağımsız olduğu gevşek bir federatif kurum olmamalıydı.65
Rosa Luxemburg için önemli olan, uluslararası proletaryanın gücünün
* II. Enternasyonal partilerinin savaş konusundaki tavrına tepki olarak, sol kanat, Emperyalist sava
şa karşı konferanslar vb. düzenlemiş; bu grup Zimmerwald hareketi olarak adlandırılmışır - çev.
bilimsel sosyalizmin ruhuna uygun bir şekilde yoğunlaşmasıydı. Enternas-
yonalist anlayışın berraklığı ve saflığı ile kitlelerin cesur eylemleri belirle
yici olmalıydı. Rosa Luxemburg yeni Enternasyonal’in örgütsel biçimiyle
ilgili herhangi bir şey dile getirmedi. Clara Zetkin’e 18 Ekim 1915’te yazdı
ğı bir mektupta, Eşitlik’te “Zimmerwald cümbüşünün aşırı övgü dolu söz
lerle” aktarılmasını eleştirdi. “Fransızların söylediği gibi, n’ai ni tête ni que
ue, yani ne kafası ne de kuyruğu olan (özellikle kafası!) ve kimsenin kuyru
ğuna basmama güvencesiyle büyük Ledebour’un koruması altında gerçek
leşen bu ezik ve zor doğum, bizi gerçekten ilgilendirmiyor.”66 Berta Thalhe-
imer 4 Kasım 1915’te İsviçre’deki Robert Grimm’e şu satırları yazdı: “Rosa
hücresinde Ledebour, Haase ve yandaşlarına haddini bildiremediği için
kızgınlıktan kuduruyormuş.”67
Lenin emperyalist savaşın her ülkede burjuvaziye karşı bir iç savaşa
dönüştürülmesi sloganıyla, örgütlü uluslararası işçi hareketinin görevleri
üzerine kendi görüşünü güçlendirmeye çabalıyor; fakat geniş destek bu
lamıyor ve çoğunluğu elde edemiyordu. 1 Kasım 1914’te İsviçre’deki Bol
şevik gazete Sosyal Demokrat'ta. yayınlanan ve bunu takiben Alman, İn
giliz ve Fransız -gazetelerine gönderilen “Savaş ve Rus Sosyal Demokrasi
si” başlıklı RSDİP MK bildirisiyle görüşlerini yaygınlaştırmaya çalıştı. Sa
vaşın her ülkede burjuvaziye karşı bir iç savaşa dönüştürülmesinin, Lenin
ve Bolşevikler’e göre, önkoşulları şunlardı: “1. Savaş kredilerinin kesinlik
le reddedilmesi ve burjuva hükümetiyle koalisyonlardan çıkılması; 2. ‘Ulu
sal barış’ politikasının tamamen terk edilmesi (ulusal blok, kutsal birlik);
3. Hükümet ve burjuvazinin sıkıyönetim uygulayarak anayasal özgürlük
leri askıya alması halinde illegal örgütlerin kurulması; 4. Savaş halindeki
ulusların askerlerinin siperlerde ve savaş alanlarında birbirlerini boğazla
mayı reddetmesinin desteklenmesi; 5. Proletaryanın tüm kitlesel devrimci
eylemlerinin desteklenmesi.”68 Lenin ve Bolşeviklere göre işçi hareketinin
kendi ülkesindeki hükümete karşı verdiği mücadele, devrimci ajitasyon so
nucu bu ülkenin bir yenilgiyle karşı karşıya kaldığı gerekçesiyle sona erdi-
rilmemeliydi.69
Savaş kredilerinin ve kutsal birliğin reddedilmesi ve kitlesel eylemlere
ağırlık verilmesi taleplerinde Rosa Luxemburg geniş ölçüde Lenin ile aynı
fikirdeydi. Buna karşın illegal örgütlerin oluşturulması, oportünizmden
hem politik hem de örgütsel olarak kopma gerekliliği ve emperyalist sava
şın bir iç savaşa dönüştürülmesi konularında görüşleri çok farklıydı.
Enternasyonal’in çöktüğünü solla arasına mesafe koyan birçok sosyal
demokrat da kabul etmekteydi. Fakat örneğin Wilhelm Kolb ve Wolfgang
Heine çöküşün nedenini, eğer Enternasyonal yeniden ayağa kalkacaksa bir
kenara bırakılması gereken “devrimci alışkanlıklar” ve “hayalci ruh”ta gö
rüyordu.70 Kautsky, Renaudel, Vandervelde ve başkaları Enternasyonal’in
geçici olarak faaliyetlerine ara verdiği, fakat varlığını sürdürdüğü görüşün
deydi. Kautsky Enternasyonal’in savaştan sonra bir “barış aracı” olarak fa
aliyetine devam edeceğini öne sürmekteydi.71 1915 başlarında yazdığı bir
mektupta, Yeni Zaman m yazı işleri sorumlusu ve bir çalışanı olarak her
zaman Enternasyonal’i ön planda tuttuğunu söylüyordu. Fakat okuyucu
lar, söylediği her şeyi Almanya’nın koşullarından hareketle algılıyor; ken
disi Vaillant ve Hyndman veya Guesde ve Vandervelde’nin sosyalistlikten
vazgeçmediğini anlatmaya çalışırken, onlar Scheidemann’dan bahsettiği
ni sanıyordu. Kautsky’ye göre “savaş konusunda iki soru birbirine karıştı
rılıyordu: 1. Hangi tavır doğru olan tavırdır ve 2. Hangi tavır ilkelerimiz
le uyumludur. Elbette yalnızca tek bir görüş doğru olabilir, fakat buna kar
şın farklı görüşler ilkelerimize uyum gösterebilir [...] Savaşa ilişkin tutu
munu, ‘uluslararası proletaryanın çıkarları neyi gerektirir’ sorusuna bağlı
olarak saptayan herkes sosyalistçe davranmaktadır.”72 Kautsky’ye göre Al
man yoldaşların “proletaryanın uluslararası çıkarları, Çarlığın alt edilme
sini gerektirir” şeklindeki görüşü sosyalizm karşıtlığı, partiye ihanet veya
enternasyonalist ilkelerden vazgeçmek anlamına gelmiyordu. Rosa Lu
xemburg, savaşa ve Enternasyonal’in çöküşüne ilişkin tutumlarını haklı
çıkarmak çabasında olan Kautsky, David, Heine, Kolb ve Scheidemann’ın
aksine, oportünizmin ve milliyetçiliğin yaygınlaşmasını devrimci anti-
militarizmden ve savaşa karşı kararlı mücadeleden uzaklaşmanın nedeni
olarak tanımlamaktaydı.
Rosa Luxemburg ilk Zimmerwald Konferansıyla ilgili çekincelerini dile
getirdiği sırada Sermaye Birikimi veya M arx’in Halefleri M arksizm’i Neye
Benzetti? Bir Karşı Eleştiri üzerinde çalışmaktaydı. Bu yazısında “hareketin
her türlü pratiği için onayı aranan resmi Marksizm’in yanılmazlığı, hoşgö
rüsüz ve kibirli dogmatik katılığı, ardında güvensizliği ve eylemsizliği giz
leyen cafcaflı bir sahne dekorundan ibarettir” diyordu. “Yalnızca ‘eski ve
denenmiş taktiğin’, yani ‘varsa yoksa parlamentarizm’in tekin yollarından
gitmeyi bilen, bu haliyle de üstadın formüllerine sinmiş bir teorik miras
yediliğe denk düşen sıkıcı rutin, öğretinin yaşayan özünü inkâr ediyor.”73
Rosa Luxemburg çalışmasında, sosyalist işçi hareketinin geleneklerine ve
muhalefet yeteneklerine sahip çıktığını iddia eden milyonluk bir partinin
içindeki gelişmeleri ve eğilimleri ortaya koyup eleştirdi. Daha sonraki yıl
larda da, farklı koşullarda ve başka boyutlarda olsa da, partilerde program
ve pratik çelişkisinden kaynaklanan benzeri kriz ve yenilgilerin yaşandığı
göz önünde bulundurulursa; Rosa Luxemburg’un düşünceleri genel bir ge
çerlik kazanmakta, keskin teorik zekâsı ve yüksek soyutlama yeteneği Rosa
Luxemburg’un eleştirilerine kehanet anları katmaktadır.
Rosa Luxemburg yoldaşlarının gizli yardımı sayesinde özellikle Karl Li
ebknecht ve Julian Marchlewski ile “Temel İlkeler” hakkında haberleşebil-
mekteydi. Ledebour ve Haase çevresinde örgütlenmiş muhalefetle görüş
meleri sürdüren ve bunların eylemsel kararsızlığını bizzat görüp aşmaya
çalışan Karl Liebknecht yazdığı bir mektupta, muhalefet temsilcilerinin
savaşa ilişkin farklı konumlarının çok daha net bir şekilde tanımlanma
sı gerektiğini belirtti.74 Sosyal Demokrat P artin in savaş konusundaki tu
tumuna yönelik “temel eleştiri noktaları” ve “sosyalist politikanın ilkeleri”
ile tümüyle hemfikir olduğunu vurguladı.75 İki yoldaş savaş sırasında tüm
engellere rağmen giderek daha yoğun bir dirsek teması içine girmekteydi.
Rosa Luxemburg 1915 Aralık başında “Her konuda birbirimize destek ver
memizi son derece doğal ve mutlaka gerekli görüyorum” diye yazdı. “Za
man zaman meydana gelebilecek küçük görüş ayrılıklarını, her politikacı
nın karmaşık durumlarda kendi kendisiyle bile düşebileceği çelişkiler ola
rak algılamak gerekir. Tezlerin ortak platformumuz olması, en baştan beri
en büyük arzum oldu. Şimdi artık tamamıyla hemfikir olduğumuza ilişkin
teyidinizi bekliyorum. Sakın Georg [Ledebour] veya Ströbellerin tek bir ke
limeyi bile değiştirmesine izin vermeyin!”76
Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht hâlâ Ledebour ve Haase çevresin
deki muhalefetle birlikte çalışmak istiyor, fakat bunların tavırlarını netleş
tirmelerinde ısrar ediyorlardı. Rosa Luxemburg muhalefetin Berlin’de ya
pacağı konferans hakkında Leo Jogiches’e “tüm muhalefeti aynı şemsiye
altında toplamaya çalışmaması, tam tersine bunların içinden platformu
muz etrafında örgütleyebileceğimiz küçük, sağlam ve eyleme hazır çekir
dek grubu ayıklaması” tavsiyesinde bulundu. “Örgütsel birlik konusunda
son derece dikkatli davranmak lazım. Çünkü ‘sol kanatın’ oluşturduğu bir
likler, acı parti deneyimlerime göre, eyleme hazır bir avuç insanın elini ko
lunu bağlamaktan başka bir sonuç vermiyor.. .”77
1916 yılının başlangıcında Liebknecht kardeşlerin Berlin Chaussee So
kağı 121 adresindeki avukatlık bürosunda Käte Duncker, Hugo Eberle
in, Johann Knief, Karl Liebknecht, Rudolf Lindau, Franz Mehring, Ernst
Meyer, Carl Minster, Wilhelm Pieck, Fritz Rück, Otto Rühle, Georg Schu
mann, August ve Berta Thalheimer ve diğer sol kanat mensupları birara-
ya gelip “Temel İlkeler”i görüştü. Bremen, Hamburg ve Chemnitz delegele
rinin, sosyal demokrasi içerisindeki sağ ve merkezcilerden kopma hedefi
nin dile getirilmediği eleştirisine rağmen, “Temel İlkeler” prensipte kabul
edildi. Ayrıca “Temel İlkeler” bazılarına göre gündelik mücadele açısından
pratik bir eylem programı değildi. Käte Duncker 3 Ocak 1916’da Hermann
Duncker’e şunları yazdı: “Rosa teyzenin vasiyetnamesi üzerine fikir birli
ğine vardık ve böylece, bu vasiyetnameyi kesinlikle kabul etmeyecek olan
Georg [Ledebour] amcanın ailesiyle aramıza kalın bir ayrılık çizgisi çek
miş olduk.”78
Kâte Duncker, Karl Liebknecht, Julian Marchlewski, Franz Mehring
ve Ernst Meyer’in katılımıyla oluşturulan bir komisyon “Temel İlkeler’e
son şeklini verdi ve metin 3 Şubat 1916’da Spartaküs M ektubunun 2. say
fasında yayınladı. Berta Thalheimer bunları Lenin’in de katılacağı yeni bir
konferans hazırlığında olan Zimmerwald hareketinin Uluslararası Sosya
list Komisyonunun 6 Şubat’ta Bern’de yapılan genişletilmiş toplantısında
okudu. “Temel İlkeler” olumlu karşılandı ve 3 nolu Uluslararası Bültende
yayınlanması kararlaştırıldı. Adolf Warski Nisan 1916’daki Kienthal
Konferansında, SDKPiL Yönetim Kurulu’nun “Temel İlkeler”i onayladığı
nı ve Enternasyonal Grubu ile birlikte bunları takdim etmeyi kararlaştırdı
ğını açıkladı. Bu karara temel oluşturan, Rosa Luxemburg’un ilk taslağıy
dı.79 Kadınlar hapishanesindeki çalışmaları istediği gibi yararlı olmuştu.
Georg Ledebour ve Adolph Hoffmann’ın Berlin’deki taraftarları, bek
lenildiği gibi “Temel İlkeler”e karşı koydu ve 1916 Şubat ortasında Enter
nasyonal Grubunun üyeleri Kâte Duncker, Kari Liebknecht, Franz Meh
ring, Ernst Meyer ve Fritz Ohlmann ile ortak faaliyetlerine son verdi. Bu
adım, Rosa Luxemburg’un “Temel İlkeler”i hakkındaki eleştirel tavırlarıyla
ve Berta Thalheimer’in Bern’de kamuoyu önüne çıkışının muhalefetin bir
lik görüntüsünü bozmasıyla gerekçelendirildi.
Rosa Luxemburg harekete geçmek için sabırsızlanıyor ve tahliyesini
bekliyordu.
21 A ralık 1915 tarihli Reichstag oturumunda, savaş kredileri oylamasında ret oyu veren ve bu
nedenle parlamento grubundan ihraç edilen 18 vekil -çev.
du; en yakın yoldaşların bile hata yapabileceği ve kararsızlığa düşebileceği
hesaba katılmak zorundaydı.
Rosa Luxemburg, 1915 sonbaharındaki birkaç aylık bir aradan sonra En
ternasyonal Grubu/Spartaküs’ün çalışmalarına yeniden aktif olarak katı
lan Leo Jogiches ile sürekli görüşüyor, polisin takibine hazırlıksız yakalan
mamak için ondan tavsiyeler alıyordu. Rosa Luxemburg’un gözetim altında
tutulduğu kesindi. 21 Mart 1916’da Berlin Posta Müdürlüğü, İmparatorluk
Posta İdaresine şu yazıyı gönderdi: “16 M art’ta Emniyet Müdürlüğü’nün
VII. Dairesinden Berlin-Südende Posta İdaresine gelen bir polis memuru,
Başkomutanlığın Bayan Dr. Rosa Luxemburg’a gelen postaların kendileri
ne teslim edilmesini talep eden bir yazısını sunmuştur. Gelen posta Em ni
yet Müdürlüğünde açılacak ve herhangi bir el koyma söz konusu olmadı
ğı takdirde, göze çarpmayacak bir şekilde kapatılıp alıcıya verilmek üzere
iade edilecek.”92
Rosa Luxemburg Karl Liebknecht ile mümkün olduğu kadar sık görü
şüyordu. Spartaküs Grubu’nun ve devrimci savaş karşıtı hareketin ener
jik lideri, ister Reichstag veya Eyalet M eclisinde ister hastanede olsun,
Berlin’de bulunduğu her dakikayı muhalefet çalışması için kullanıyor
du. Rosa Luxemburg’un yeniden “özgürlüğüne” kavuşarak yanında bu
lunmasından çok memnundu. Mathilde Jacob’un sözlerine göre, Rosa
Luxemburg’u Südende’de en sık ziyaret eden kişiler Kari Liebknecht ve
Leo Jogiches idi. Şu satırları yazdı: “Kari Liebknecht seneler önce beni po
litik çalışm alarının içine çekmişti. Onun cesaret ve dayanıklılığına hay
ranlık duyuyor ve dengeli, cana yakın ve dostça tarzını takdir ediyordum.
Rosa Luxemburg ile ortak çalışmaları giderek yoğunlaştı. Gizliden gizliye
bu ikisinin daha az samimi olm asını diliyordum. Kari Liebknecht’in po
litik etkinliği kendisini de aştı, ismi hep Rosa Luxemburg ile birlikte anı
lıyordu. Politik davranışları giderek daha cüretkâr oldu, sıkça tehlikele
ri hiçe sayan bir cüretkârlık ortaya koyuyordu ve kibirliydi. Arada sıra
da Rosa Luxemburg’a Karl Liebknecht hakkında eleştirel şeyler söylüyor
dum. Bu durumlarda bana şöyle diyordu: ‘Onu sürekli yaptığınız gibi Leo
Jogiches ile değil Alman yoldaşlarla karşılaştırın. O zaman onlardan ne
denli üstün olduğunu göreceksiniz. Ayrıca Lassalle okumalısınız, ondan
çok şey öğrenebilirsiniz, Lassalle de kibirliydi.’”93
Rosa Luxemburg ilk izlenimlerin etkisinde duygularını kontrol etmekte
zorlanmasına rağmen, belki de tam bu nedenle, Kari Liebknecht’i ilke ola
rak “her şeyi bir anda yapmaya çalışmamaya, küçük, sakin ve hedefli adım
lar atmaya” teşvik ediyordu, şu anda gerekli ve yeterli olan buydu.94 Clara
Zetkin’e karşı da soğukkanlıydı. “Kıvranmamıza, detaylar ve küçük mese
leler üzerine heyecanlanmamıza hiç gerek yok, yeter ki her şey genel olarak
yolunda gitsin. Bu bağlamda en çok, tarihin dur durak bilmeden bilinçlen
diren ve ayrıştıran nesnel mantığına güveniyorum. [...] Elbette kadercili
ğin rehavetine kapılmış değilim; bu, söz konusu bile olamaz. Sana söylemek
istediğim şey yalnızca, ana çizgi gözden kaçırılmadığı sürece yanlış yapı
lan, atlanan veya aceleye getirilen şu veya bu ayrıntının, duyduğum güveni
hiçbir şekilde etkilemeyeceği.”95
Ancak olaylar Rosa Luxemburg için bir kez daha çok çabuk gelişti ve
pek çok toplantıda kararlar alınması gerekti. Bu durumlarda o da her za
man sabrını ve dengesini koruyamadı.
Notlar
C ’e s t la ré v o lu tio n
7 Kasım akşamı hapishane m üdürü Rosa Luxemburg’a özgür olduğunu
bildirdi ve ertesi gün Rosa Luxemburg nihayet zindandan çıkabildi.11 Bah
riyelilerin ayaklanmasıyla 3 Kasım’da Kiel’de başlayan devrim , bu esnada
Alm anya’nın pek çok bölgesine yayılmıştı. 8 Kasım’da Breslau’da da gös
teriler düzenlendi ve Rosa Luxemburg bunlara katılm akta bir an olsun te
reddüt etmedi. Nakliye işçilerinin Roß M eydanı 23 adresindeki bürosun
da Breslau şehir ve eyalet parlam entosunun sosyal demokrat üyesi Paul
Löbe’ye kendisine her zam an ulaşabileceğini bildiren bir m ektup yazdı ve
Dom M eydanında göstericiler önünde konuşacağı için kısa bir görüşme
talep etti.12 Sendika binasının girişinde buluştuklarında, savaşın ve askeri
diktatörlüğün sona erm esinden duydukları sevinçle kucaklaştılar.
Rosa Luxemburg geçici olarak, Breslau hapishanesinde kaldığı süre içe
risinde yemeğini tedarik etmiş olan Schlich ailesinin yanına yerleşti. Sivil
ler için tren olm adığından dolayı, Berlin’e nasıl ulaşacağı henüz belli de
ğildi.
9 Kasım sabahının erken saatlerinde W ürttem berg m onarşisinin işçi ve
askerler tarafından devrildiği duyuldu. Clara Zetkin Stuttgart’ın Schloß
M eydanında coşkuyla karşılanm ış ve göstericilere hitaben bir konuşma
yapmıştı. Spartaküs G rubu ve USPD, buradaki İşçi ve Asker Sovyeti’nde*
ve Edwin Hoernle, Fritz Rück, August Thalm eier ve Jacob Walcher gibi
isim lerin de yer aldığı İcra Kom itesinde şim dilik çoğunluktaydı. Böylesi
haberler Rosa Luxemburgern sabırsızlığını artırıyordu; bir an önce devri
me dâhil olması ve bunun için de Berlin’e gitmesi gerekiyordu.
9 Kasım’da Berlin’deki Spartaküs G rubu ve devrimci sözcülerin İcra
Komitesi mücadele çağrısı yaptı ve bildirilerle m onarşinin yıkılması, sos
yalist bir cum huriyetin kurulm ası, hüküm etin işçi ve asker Sovyetlerinin
temsilcileri tarafından devralınm ası ve Rus Sovyet Cum huriyeti ile der
hal temasa geçilmesi talebinde bulundu.14 Yüz binlerce insan grev çağrısına
uydu ve gösteriler düzenleyip polis ve subayların silahlarına el koydu, polis
karakollarını işgal etti, garnizonlara saldırdı ve politik tutukluları kurtar
dı. Ekim affı kapsam ına alınm am ış olan Leo Jogiches, şimdi Paul Levi ta
rafından Moabit hapishanesinden çıkartılm ıştı.
9 Kasım gününün öğlen saatlerinde Berlin, devrimci işçilerin elindeydi.
Kayser II. W ilhelm tah ttan çekildi ve Şansölye Prens Max von Baden, Ku
rucu Meclis seçimleri yapılacağını ilan etti. SPD’nin iki başkanından biri
si olan Friedrich Ebert, Prens Max von Baden tarafından yeni şansölye ilan
edildi ve “itidal ve düzen” çağrısında bulundu. Fakat eski rejim in son kı
rıntılarını kurtarm a çabaları başarılı olmadı. Almanya’nın egemenleri, ar
tık devrim i durduram ıyordu.
Karl Liebknecht göstericilerin başında Saray’a yürüm üş ve Saray’ın Ber
lin İşçi ve Asker Sovyeti’nin koruması altında olduğunu açıklam ıştı. “Barı
şı elde ettik. Şu anda barış yapıldı. Eski olan artık yok. Yüzyıllardır burada
yaşayan Hohenzollern hanedanının iktidarı geride kaldı. Bu saat itibarıyla
özgür Almanya sosyalist cum huriyetini ilan ediyor ve dört gün önce haka
retlerle buradan kovulan Rus kardeşlerimizi selamlıyoruz.”15 Alm an hükü
m eti 5 Kasım’da Sovyet Rusya ile diplom atik ilişkileri kesmişti.
Aynı gün Philipp Scheidemann, Reichstag binası önünde özgür Alm an
ya cum huriyetini ilan etti; orada toplanan kalabalık tarafından bu kara-
Birinci Dünya Savaşı ertesinde Almanya’da devrim ciler kim i şehir ve eyaletlerde geçici olarak
iktidarı ele geçirmiş, bu süreçte kurulan devrim ci taban örgütlenm elerine ve cumhuriyetlere,
Rus devrim inden esinle, konsey anlam ına gelen sovyet adı verilm işti -çev.
ra zorlanm ıştı ve devrim in bundan sonraki gidişatında SPD etkisini gü
venceye alm ak istiyordu. İşçi ve askerlerin çoğu, monarşinin^ yıkılmasıy
la ve H alk Temsilciler K urulunun (USPD’den Emil Barth, W ilhelm Ditt-
m ann ve Hugo Haase, SPD’den ise Friedrich Ebert, Otto Landsberg ve Phi
lipp Scheidemann) oluşturulm asıyla birlikte politik iktidarın ele geçirildi
ğini ve sosyalizm yolunun açıldığını sanmaktaydı. Ancak Halk Temsilciler
K urulunun 12 Kasım tarih li hüküm et program ı, kapitalist toplum düzeni
nin temellerine dokunm uyordu.
Rosa Luxemburg hâlâ Breslau dan ayrılamıyordu. M athilde Jacob’dan
telefonla sürekli olarak olayların gidişatını öğreniyor ve “k u rtu lm a k ” için
sabırsızlanıyordu. Leo Jogiches Rosa Luxemburg’un 10 Kasım’da, Breslau
ile tren bağlantısı yeniden sağlanan Frankfurt/O der’den arabayla alınm a
sına karar verdi. Fakat el koyulmuş eskortlu askeri araçlarla Frankfurt/
O der’e ulaşm ak için girişilen iki deneme sonuçsuz kaldı. Berlin’in banliyö
lerinden öteye geçmek m üm kün olmadı.
Bu arada Rosa Luxem burg şansını tıka basa dolu bir trende tek ba
şına denedi ve M athilde Jacob’un hatırladığına göre 10 Kasım ’da saat
22 sularında Berlin’in Schlesischer B ahnhof istasyonuna ulaştı. Önce
M athilde’nin annesine g itti16, sonra aynı Karl Liebknecht gibi A nhalter
tren istasyonu karşısındaki ‘Exzelsior’ oteline yerleşti. Aynı günün geç sa
atlerinde M athilde Jacob ile birlikte, Karl Liebknecht, Leo Jogiches, W il
helm Pieck ve Spartaküs G ru b u n u n diğer yöneticilerinin toplanm ış oldu
ğu B erlin er Lokal-A n ze ig e r in (Berlin’de çıkan yerel bir gazete -ç e v .) bi
nasına vardılar.
Gazete binası ve m atbaası 9 Kasım’da Spartakistler ve silahlı denizci
ve askerler tarafından işgal edilmişti. H enüz işgal akşam ında H erm ann
D uncker ve Ernst Meyer yönetim inde R ote F ahne’n in (Kızıl Bayrak) ilk sa
yısı çıkartıldı. Spartaküs G rubu’nun yayın organı K ızıl Bayrak, 10 Kasım’da
işçi ve askerleri sovyet seçimlerine çağırdı. Çağrıda devrim in sürdürülm e
si doğrultusunda şu görevler sıralanıyordu: Polis ve subayların silahsızlan
dırılm ası; halkın silahlandırılm ası; tüm resm i dairelerin ve askeri kom u
ta m erkezlerinin işçi ve asker Sovyetlerinin sözcüleri tarafından devralın
ması; Reichstag ve tüm parlam entoların ve mevcut hüküm etin feshedil
mesi; tüm hanedanlıkların ve eyalet yönetim lerinin ortadan kaldırılması;
cum huriyetin birliğinin sağlanması; hüküm etin seçilecek olan Berlin İşçi
ve Asker Sovyeti tarafından devralınması; kardeş sosyalist partilerle ilişki
lerin tesis edilmesi ve 5 Kasım 1918’de bir provokasyon nedeniyle sınır dışı
edilen Sovyet Rusya Büyükelçiliğinin geri çağrılm ası.17
Spartaküs Grubu tüm devrimci kitlesel toplantılarda bu taleplerin en
önem lilerini içeren bir k ararın onaylanması tavsiyesinde bulundu ve Rosa
Luxemburgern Almanya Merkezi İşçi ve Asker Sovyeti’ne seçilmesini öner
di. K arar tasarısı şu sözlerle son buluyordu: “Rosa Luxemburgern şahsın
da, Batı ve Doğu Avrupa’nın yüz binlerce erkek ve kadını uğruna emperya
lizme karşı özgürlük mücadelesinin düşünsel silahlarını hazırlamaya katkı
koyan ve bu nedenle egemen sınıfların can düşm anı olarak son ana kadar
zindanlarda tutulan kadını selamlıyoruz.”18
H erm ann Duncker’in anlattığına göre, Rosa Luxemburg K ızıl Bayrak’m
hazırlandığı binaya geldiğinde, “orada başka bir hava esmeye başlam ıştı”.
“Beyefendilerin ve tüm personelin daha bir gün önce proletaryanın dev
rim ci iradesi karşısında gösterdiği itaat, yerini giderek artan bir direnç ve
sabotaj eğilimine bırakm ıştı.” Burjuva basın baronlarının şikâyeti üzerine
“devrim hüküm eti” gazetenin eski sahiplerine geri verilmesine, yani karşı-
devrim ci zehrini serbestçe akıtmaya devam etmesine hükm etti. “Bunun
üzerine Rosa Luxemburg tüm çalışanların önünde öylesine etkili ve coşku
lu bir konuşma yaptı ki, çalışanlar cephesinden çıkan zorluklar son buldu
ve K ız ıl B ayrak’m ikinci sayısı baskıya verilebildi.”19
11 Kasım’da Exzelsior otelinde Spartaküs Birliği kuruldu. Wilhelm
Pieck’in hatırladığına göre Leo Jogiches “o güne kadar Enternasyonal G ru
bu (Spartaküs Grubu) olan ismimizin ‘Spartaküs Birliği’ olarak değiştiril
m esini” önerdi. “Fakat Birlik henüz bir p a rti değildi ve üyeleri örgütsel açı
dan Almanya Bağımsız Sosyal Demokrat P artisine dâhildi, yani bu par
ti içerisinde ayrı bir propaganda topluluğuydu. Taraftarlarım ıza Spartaküs
B irliğine aidiyetin somut bir sembolü olarak ajitasyon kartları bastırıldı ve
50 Fenik e dağıtıldı, ancak sürekli aidat talep edilmedi. Bu durum elbette
USPD içerisinde eninde sonunda çatışm alara yol açacaktı. Fakat Rosa Lu
xem burg Spartakist yoldaşların görüşlerini p arti içinde yaygınlaştırm ak ve
derhal yeni bir parti kurm ak zorunda kalm am ak için USPD’de kalm alarını
yararlı bulmaktaydı. [...] Spartaküs’ün merkezi yönetimi başta Karl Liebk
necht, Rosa Luxemburg, Franz Mehring ve Leo Jogiches olm ak üzere on üç
yoldaştan oluşmaktaydı. Merkezi yönetime yukarıdakilerin yanı sıra Ernst
Meyer, Herm ann ve Käte Duncker, W ilhelm Pieck, Hugo Eberlein, August
Thalmeier, Paul Levi, W illi Budich ve Paul Lange de dâhildi.”20
Rosa Luxemburg aynı Leo Jogiches ve Clara Zetkin gibi USPD içerisinde
kalm a yanlısıydı. Clara Zetkin, Rosa Luxemburg ile 16 Kasım’da yaptığı bir
telefon görüşmesini şu şekilde özetledi: “Ayrılm anın kaçınılm az hale gel
mesi olasılık dâhilinde, hatta belki kuvvetle muhtemel. Fakat o halde bunu,
yığınlar üzerindeki etkim izin en güçlü olduğu koşullarda gerçekleştirelim;
yani ayrılmayı örgütlerin küçüklüğü veya büyüklüğü tartışm ası olmaktan
çıkartıp, daha geniş proleter yığınlara ulaşabileceğimiz koşullarda. Şu anda
bu koşullar mevcut değil. Ayrılma neredeyse hiç fark edilmeyen, anlaşıl
mayan ve kitlelerde yankı bulmayan bir olay olur ve yönetici kadrolarım ı
zın bilinen zayıflığı nedeniyle kitlelere ulaşm am ız büyük ölçüde zorlaşır.”21
Spartaküs B irliğinin merkezi bürosu başta W ilhelm Sokağı 114 ad-
resindeydi, fakat kısa süre sonra Rus telgraf acentesinin Friedrich Soka
ğı 217’deki eski bürosuna taşındı. K ızıl B ayrak’m yayın kurulu W ilhelm
Sokağında kaldı. Örgüt, gönüllü bağışlarla finanse ediliyordu. Sparta
küs Birliği Berlin’in dışında Bavyera, Braunschweig, Chem nitz, Dres
den, Hessen, Frankfurt/M ain, Leipzig, Magdeburg, Aşağı Ren, Kuzey
Batı, Yukarı Silezya, Doğu Prusya, Ruhr Havzası, Stuttgart, Thüringen ve
W asserkante’de de etkiliydi.
Rosa Luxemburg 11 Kasım tarihli toplantıda en güncel görevler olarak
günlük bir gazetenin, haftalık E nternasyonal dergisinin ve gençler, kadın
lar ve askerler için gazetelerin çıkartılm asını ve bir basın-yayın dağıtım ı
nın kurulm asını sıraladı.22 Ancak o an için en önemlisi, K ızıl B ayrak’m ya
yınlanm asını sürdürebilmekti.
Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht 11 Kasım’da K ızıl B ayrak yayın ku
rulundaki faaliyetlerine başlam ak istediklerinde, provoke edilm iş dizgi ve
baskı çalışanları bir işletme toplantısında protestolara girişti. Bu olaylar
sırasında ikisi de neredeyse yeniden tutuklanıyordu. Seheri Yayınevi, icra
K urulunun “Bayan R. Luxemburgern sorum luluğunda (vekili E. Meyer) çı
kan günlük gazete K ızıl B a yra k ’m basılması ve baskı ve dağıtım için gerek
li olan donanım ın kullanım a sunulması”23 doğrultusundaki kararnam esini
yerine getirmedi. Rosa Luxemburg’un, yayıneviyle ticari bir sözleşme teme
linde gazetenin baskısını garantiye alma çabaları da başarılı olm adı.24 Hü
küm et işgal altındaki gazetelerin serbest kalm asını kararlaştırdı ve bunları
askeri korum a altına aldı. Seheri Yayınevi’nin provoke edilmiş işçileri K ızıl
B ayrak’ı basmayı reddettikleri için toplam 16.000 Mark ödeme aldılar. Bu
redde karşı sesini yükselten herkes işten çıkartıldı.25
Spartaküs Birliği baskı im kânını büyük zorluklar sonucunda
Königgrätzer Sokağı 40/41 adresindeki A rthur Lehmann m atbaasında bul
du ve K ız ıl Bayrak bir hafta aradan sonra 18 Kasım’da yeniden ç ık a rıla b il
di. M atbaa sahibinin oğlu, savaş sonrasında çok kısıtlı olan ve Spartaküs
Birliği tarafından tem in edilen kâğıdın sarfiyatını denetliyordu. Kâğıdın
ne şekilde kullanıldığını bizzat denetleyen Rosa Luxemburg ile her gün
karşılaşmaktaydı. “Rosa Luxemburg’un om uzlarında ne kadar fazla yük ta
şıdığından o zam anlar pek fazla haberdar değildim, fakat oldukça gergin
olduğunu pekâlâ fark edebiliyordum. Her karşılaştığım ızda nasıl olduğu
mu sorması, hatta çoğu zam an cesaretlendirici birkaç kelime bulm ası bu
nedenle beni etkiliyordu.”26
Rosa Luxemburg 17 Kasım’da, ertesi gün K ızıl B ayrak’ta basılacak olan
“Başlangıç” ve “Eski O yun” başlıklı m akaleleri yazdı ve bu makaleler
de, varılan noktadan dolayı hayallere kapılmaya karşı uyardı. Spartaküs
Birliği’nin darbeci ve anarşist olduğu şeklindeki yaygın söylentileri en adi
iftiralardan beslenen iğrenç bir provokasyon olarak m ahkûm etti. Bilinç
li kitlelerin öfkesi kraliyet ahırlarına, pastanelere ve korkak d a r kafalılara
değil, kam uoyunu arsız yalanlarıyla zehirleyen ve halkı Spartaküs Birliği
ne karşı kışkırtan “Scheidemann, Ebert, O tto Braun, Bauer, Legien ve Bau
m eister gibi uşak sosyal dem okratlara” yönelecek ve bu da “burjuva gerici
liğinin ve Prens Max’in dostlarını, kapitalist söm ürünün m uhafız birlikle
rini, karşı-devrim in pusuya yatan ileri karakolunu, üstüne koyun postu ge
çirm iş kurtları silip süpürecekti!”27
Rosa Luxemburg K ız ıl B ayrak’m yine gazete piyasasında olmasından
dolayı hoşnuttu ve geldiğinden beri yalnızca telefonla görüştüğü veya telg
rafla haberleştiği Clara Z etkin’e 18 Kasım’da bir mektup yazdı. “Canım,
aceleyle yalnızca birkaç satır. Trenden indiğim den beri ayağımı henüz evi
me atam adım . Düne kadar sürekli K ızıl B ayrak’m peşinde koşturup dur
duk. Çıkacak mı, çıkm ayacak mı? Nihayet çıktı. Ona sabır göstermen la
zım, teknik açıdan henüz tam hazır değil, hepsi zamanla olacak. Fakat
özellikle içerikle ilgili yorum unu öğrenmek istiyorum. Tamamıyla aynı fi
kirde olduğumuzu düşünüyor ve bundan dolayı m utluluk duyuyorum.”28
Sanatoryum da bulunan Franz M ehring’e yazdığı bir m ektupta onun da K ı
zıl B ayrak hakkındaki görüşlerini sordu.29
Yeni gazete, Karl Liebknecht ve Rosa Luxemburg’un ortaklaşa sorum-
luluğundaydı. Alfred Merges başka Spartaküs üyeleriyle birlikte ikisinin
korum alığını üstlenm işti. “Fiziksel açıdan zayıf ve küçük Rosa’nın gücü
bana insanüstü görünüyordu” diye yazdı. “Bu denli kırılgan görünmesine
rağm en, üstlendiği tüm görevleri sağlam iradesiyle zam anında yerine ge
tiriyordu. Kari bir toplantıdan gelir gelmez, oturup durum u görüşüyor ve
toplantıya merkezdeki diğer yoldaşlarla devam ediyorlardı. Bir sonraki ana
m akalenin çatısı böyle belirleniyordu.”30
Rosa Luxemburg 1918 yılının Kasım ayında kendisini tümüyle K ızıl
B ayrak işlerine verdi. Clara Zetkin’e 29 Kasım’da şu satırları yazdı: “Sana
anlatm ak istediğim ne kadar çok şeyin olduğunu ve burada nasıl yaşadı
ğım ı bir bilseydin -cad ı kazanında gibi! D ün gece saat 12’de ilk k e z evim e
geldim. Bunun tek nedeni, ikim izin -K arl [Liebknecht] ve b e n - çevredeki
(Potsdam Meydanı ve A nhalter tren istasyonu çevresi) tüm otellerden çı-
kartılmamızdı!;”31 Fakat işler mükemmel ilerliyordu.
Rosa Luxemburg yapabileceğinin en fazlasını yapmak zorundaydı. Mi
zanpaj denetim inden sorum lu olması nedeniyle, her gün gece yarısına ka
d ar K ızıl Bayrak’m basıldığı matbaada kalıyordu. Bu işte ona Paul Levi, Au-
gust Thalm eier ve Fritz Rück yardım etmekteydi. Kâğıtla ilgili olarak sü
rekli sorun çıkıyordu. D aha güncel konulara değinebilmek için gazeteyi
altı sayfaya genişletmek veya günde iki kez çıkarm ak istiyordu. En yeni ha
berler çoğunlukla saat 22 veya 23 civarında geliyordu. Rosa Luxemburg’un
okunaklı el yazısıyla yazdığı makaleleri tem ize çeken genç yoldaş Frieda
Alice, saçları kırlaşmış ve gergin yüzlü kadını ilk kez görünce korkmuştu:
“Ne! Bütün bu büyük düşünceler bu garip kadının kafasından m ı çıkıyor?”
K ızıl B ayrak için harcanan tüm bu emek sonuçsuz kalmadı. Rosa Lu
xemburg yayının Bağımsız Sosyal D em okratlardaki (USPD) yankısıyla ile
ilgili olarak Clara Zetkin’e şunları yazdı: “K ız ıl Bayrak, Berlin’in tek sos
yalist gazetesi. Özgürlük [USPD’nin yayın organı] herkeste büyük bir hayal
kırıklığı yaratıyor. Geçenlerde hem partinin Berlin Merkezi Yönetim Ku
rulu toplantısında, hem de Basın Kom isyonunda Ö zgürlük sert bir şekilde
eleştirilmiş ve K ızıl B ayrak örnek gösterilmiş. Yalnızca Haase ve Hilferding
(gazetenin sorumlusu) Ö zgü rlü k’ü zayıf bir şekilde savunabildi. Däumig,
Eichhorn vs. bizimle aynı zeminde olduklarını söylüyorlar, aynı Ledebour,
Zietz, Kurt Rosenfeld ve kitleler gibi!”32
* Fransız Ihtilalı’na karşı ülkenin Vendee bölgesinde Katolik Kilisesi tarafından çıkartılan ayak
lanm a -çev.
lerinin karşısına proleter yığınların boyun eğmez kararlılığı, dikkati ve her
zaman hazır ve nazır eylem yeteneği çıkartılm alı; karşı-devrim tehlikesi
nin karşısına halkın silahlandırılm ası koyulmalı, egemen sınıflar silahsız-
landırılm alıdır.”54 Ancak bu, Rosa Luxemburg’un birdenbire, öteden beri
suçlandığı üzere “kızıl” terörü onayladığı anlam ına gelmiyordu. Tam tersi
ne linç adaleti, cinayet ve başka insanlık dışı yöntemleri ilkesel olarak red
dediyordu. Rosa Luxemburg’a göre iyi bir amaç bile bu araçların kullanıl
masını haklı kılmıyor, tersine sosyalist düşüncelere büyük bir zarar veri
yordu. Proleter devrimin hedeflerini gerçekleştirmek için kan akıtmaya,
teröre ve alçakça cinayetlere ihtiyacı yoktu.55
Fakat karşı-devrim işçi sınıfını, sınıf savaşının tüm biçimleri için silah
lanmaya zorlamaktaydı. “İşte, emekçi halk yığınlarının devrim in hedefleri
uğruna politik güçlerle donatılm ası, proletarya diktatörlüğü ve bu nedenle
de gerçek demokrasidir. H alkın kandırılm adığı gerçek demokrasiye; ücret
kölesinin kapitalist, toprak proleterinin büyük toprak sahibi yanına otu
rup, sahte bir eşitlik içerisinde hayat sorunları hakkında parlam enter tar
tışmalar yürüttüğü zaman değil, milyonlarca proleter devlet iktidarını na
sırlı ellerinin içine alıp, savaş tanrısı Thor gibi çekicini egemen sınıfların
beynine indirdiği zaman ulaşılır.”56
Rosa Luxemburg Spartaküs Birliğinin politik, sosyal, ekonom ik ve
uluslararası alanlarda devrim i korum ak için öngördüğü acil önlem leri 25
ana noktada özetledi. Bunların en önemlileri şunlardı: Karşı-devrimin si
lahsızlandırılm ası ve halkın çekirdek birlikler halinde İşçi Milisi ve Kızıl
Kıtalar’da silahlandırılması; savaşa neden olanları ve karşı-devrim kom p
locularını cezalandırm ak üzere bir devrim m ahkem esinin görevlendiril
mesi; yekpare bir Alman Sosyalist C um huriyeti’nin kurulması; tüm ikti
darın sovyetlere devredilmesi; çalışma saatlerinin azaltılması ve gıda, ko
nut ve eğitim sisteminin temelden dönüştürülm esine yönelik köklü sos
yal reform ların gerçekleştirilmesi; sosyalist devrim i uluslararası bir temele
oturtm ak ve barışın dünya proletaryası tarafından biçimlendirilm esini ve
güvenceye alınm asını sağlam ak üzere yurtdışındaki kardeş partilerle der
hal irtibat kurulm ası.57
Rosa Luxemburg ekonomiyle ilgili olarak şu taleplerde bulundu: “1.
Tüm hanedanlık servet ve gelirlerine toplum adına el koyulması; 2. İşçi
ve Asker Sovyetleri Merkez K urulu tarafından belirlenen bir m iktarın üs
tündeki tü m devlet ve kamu borçlarının ve savaş kredilerinin yok sayılma
sı; 3. Tüm orta ve büyük tarım işletmelerinin topraklarının kam ulaştırıl
ması; ülke çapında merkezi bir yönetim altında sosyalist tarım koopera
tiflerin kurulm ası; küçük köylü işletmelerinin sosyalist kooperatiflere gö
nüllü katılım ına kadar sahiplerinin elinde kalması; 4. Tüm banka, maden,
demir-çelik işletmeleri ile endüstri ve ticaretteki tüm büyük işletmelerin
Sovyet Cum huriyeti tarafından kamulaştırılm ası; 5. Merkez K urulu tara
fından saptanacak bir m iktarın üzerindeki tü m servetlere el koyulması; 6.
Tüm kam u ulaşım sistem inin Sovyet Cum huriyeti tarafından devralınm a
sı; 7. îşçi Sovyetleriyle uyum içerisinde işletmelerin içişlerini düzenlemek,
çalışma ilişkilerini düzene koymak, üretim i kontrol etmek ve nihayet iş
letme yönetim ini üstlenm ek üzere işçi tem silcilerinin seçilmesi; 8. Merke
zi bir grev kom isyonunun kurulm ası ve bu komisyonun işçi temsilcileriyle
birlikte hareket ederek, tü m ülkede başlayan grev hareketine bütüncül bir
yönetim ve sosyalist bir yön kazandırm ası ve İşçi ve Asker Sovyetlerinin en
geniş desteğini sağlaması.”58 Kari Radek, Spartaküs B irliğinin önde gelen
yöneticilerinin Rosa Luxemburg tarafından hazırlanan taslak üzerine tar
tışıp m utabakata vardıklarını belirtti.59
Rosa Luxemburg un “Spartaküs Birliği Ne İstiyor?” başlıklı yazısının
K ızıl B ayrak tarafından yayınlanm asından bir gün sonra, Ö zgürlük bu
program taslağını “fantastik bir ütopya” ve “tehlikeli bir Blankizm eğili
m i”60 olarak değerlendirdi.
Rosa Luxemburg 15 A ralık’ta Pharus salonlarında düzenlenen USPD
Berlin Olağanüstü Genel K urulunda yaptığı konuşmada, program taslağı
nı açıklam a fırsatı buldu ve genel kurula sunduğu karar tasarısında USPD
tem silcilerinin Ebert-Scheidemann hüküm etinden derhal çekilmesini,
tüm iktidarın İşçi ve Asker Sovyetleri tarafından devralınm asını ve USPD
K ongresinin derhal toplanm asını talep etti.61 Ancak Rudolf H ilferding’in
Ulusal Meclis seçimlerinde m üm kün olan en büyük başarıya odaklanan
önergesi 485 delege tarafından desteklenirken, Rosa Luxemburg’un karar
tasarısı 195 oyda kaldı.
Ertesi gün 16 A ralık’ta Berlin’de 489 delegenin katıldığı I. Sovyet Kong
resi başladı. Spartaküs B irliğinin 10 delegesi arasında Fritz Heckert ve Eu-
gen Levine de bulunm aktaydı. Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht dele
ge olam amıştı.
Rosa Luxemburg K ızıl B ayrak 'taki kongre makalesine “Haydi Barikatla
ra” başlığını koydu ve bir kez daha karşı-devrim tehdidine karşı uyararak,
Ebert-Scheidemann hüküm etini kitlelerin devrim ci enerjisini felce uğrat
m ak ve böylece devrim in düşm anlarına destek vermekle suçladı. “Bu ‘sos
yalist’ hüküm et neler yapm adı ki! Eski resm i m akam ları yeniden oluştur
m ak için her gün bir kararnam e; kovulan kaymakam, emniyet m üdürü ve
belediye başkanlarını yerlerine geri getirmek için bir kararnam e daha; özel
m ülkiyetin dokunulm azlığı hakkında bir kararnam e; sınıf temelli adale
tin organları olan m ahkem elerin ‘bağımsız’ olduğunu ve sınıf adaletinin
devam edeceğini ilan eden kararnameler; vergilerin şimdiye değin oldu
ğu gibi ödeneceğini bildiren yeni bir kararname: sonuç nulla dies sine linea,
yani kararnam esiz hiçbir gün yok ve kapitalist egemenliğin çürüm üş bina
sından düşm ek üzere olan her taş yeniden yerine koyuluyor.”62
Kongreye Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’e en azından tavsiye oy
hakkı verilmesi için iki dilekçe sunuldu, fakat her iki dilekçe de çoğunlu
ğun oylarıyla reddedildi. I. Sovyet K ongresinin Kari Liebknecht ve Rosa
Luxemburg ile ilgili tutum u, Spartaküs Birliğine, Sovyet Kongresi sıra
sında kitlesel gösteri çağrısında bulunm aktan başka bir yol bırakm adı.
250.000 işçi ve asker, kongrenin yapıldığı Prusya Meclisi’nin önüne y ü rü
dü. Topluluk Kari Liebknecht’in konuşm asından sonra kongreye, devrimci
güçlerin taleplerini bildiren bir heyet gönderdi.
Heyet salona girmeyi başarm ıştı, fakat SPD’nin sağcı yönetim i kong
rede sahip olduğu salt çoğunluk sayesinde politikasını kongreye onaylat
tı. Kongre 18 A ralık’ta SPD’n in “Ulusal Meclis tarafından açıklanacak yeni
bir düzenlemeye kadar yasama ve yürütm e yetkisinin Halk Temsilcileri
K uruluna devredilm esini” öngören önergesini onayladı. “Alman ve P rus
ya kabinelerinin parlamenter denetim i” için İşçi ve Asker Sovyetleri M er
kezi Kurulu görevlendirildi; kurul yalnızca hüküm etin önemli yasa tasarı
larında tavsiye hakkına sahip olacaktı.63 Bu merkezi kurula sadece sosyal
dem okratlar seçildi. Böylece “Ulusal meclis mi, sovyet sistemi mi?” soru
su hakkındaki karar, ulusal meclis yani burjuva demokrasisi lehine veril
mişti. Rosa Luxemburg Sovyet Kongresi üzerine K tzıl Bayrak 'ta şöyle yaz
dı: “İşçi ve Asker Sovyetleri’nin politik iktidarının lağvedilmesi, Ulusal
Meclis’in göreve çağrılması ve 6 Aralık kliğine diktatörlük yetkilerinin ve
rilmesi... Burjuvazi bugünkü koşullarda daha fazla ne isteyebilirdi ki?”64
Rosa Luxemburg’a göre devrim ilk ham dönem ini henüz geride bırakm a
mıştı ve “kapitalizm mi, sosyalizm mi?” sorusu gerçek yanıtını buluncaya
kadar uzun bir mücadele verilecekti.
Notlar
Adler, Victor 39, 50, 60, 73, 78,82,115, 136,138, Cunow, Heinrich 92,94,177,180,218, 226, 316
139,141,158,159,165,167,174, 182,200,226,
251,252,270,298,299,330,352,353, 364, 368, Daszynski, Ignacy 135
442,443
Daszynski, Zofia 29, 72
Akselrod, Pavel B. 29, 33,34,152,167,191,210,
Däumig, Ernst 405,454
352, 353
David, Eduard 34, 78,94,102,141,179,201,235,
Alexinski, G. A. 282,283
273.297, 356,361, 365, 368,380, 391,400,
Anseele, Edouard 159,298, 352, 354
Deutsch, Lew G. 34,191
Auer, Ignatz 66-69, 85,100-105, 111, 114,116,122,
Diefenbach, Hans 12,27,59,60,100,116,164, 227,
125,148,176,273,278
229,329, 330, 332,349,354, 358,366, 368,376,
422-425,429,430,431,442,443
Dietz, Johann Heinrich Wilhelm 66,92,162,297,
Balabanov, Angelica 352
378,396,409,410
Bauer, Gustav 227,235,282,316,333,428,447,453
Dißmann, Robert 276,279,297, 360
Bauer, Otto 227, 235,282, 316,428
Dittmann, Wilhelm 225,273,276, 277, 279,280,
Bebel, August 30,40,60,65-69,78,79, 82, 84,90, 285.286.297, 330,331,383, 397,400,406,407,
91,95,99,101,102,105,115,121,122,126,135, 416,417,419,420,448,450
138,158,160,162,165,167,170,176,183,189,
Dreyfus, Alfred 127,282
200, 211-213,216,218,224,226,227,250-252,
261,270, 272,278,282,291,292, 295-298, 300, Duncker, Hermann 218,244, 357,392, 394,442,
321, 323, 325, 328,330,331, 368, 396,443 443, 450, 451,466,470
Bernstein, Eduard 73-79,81-84,87,89,91,93-97, Duncker, Käte 311,378,392-394,397, 402-404,442,
99-106,115,116,126,127,130,143,145,188, 443.451.470
192, 201, 210,225,244, 264, 273,293, 316,318,
322, 331, 380, 385,397,441,458 Eberhardt, Wilhelm 123,216
Berten, Peter 224, 322,360, 370, 376 Eberlein, Hugo 356,357, 378, 392,397,403-405,
Bethmann Hollweg, Theobald von 256, 288, 345, 451.466.467.470
351,371 Ebert, Friedrich 216,272,325, 328, 336, 350, 352,
Bismarck, Otto von 14,23,83,151,223 380,420,433,449,450,453,454,459,460,461,
Blanqui, Auguste 214 463,465-469,472,473
Bloch, Joseph 54,57,131,223 Eckstein, Gustav 226,227,257,316
Block, Hans 184,325,326,333 Eichhorn, Emil 84,115,405,406,454,472
Bock, Wilhelm 397,465 Eisner, Kurt 105,122,151,176-180,192,223-225,
273,448
Bogdanov-Malinovski, Aleksander 191,243,244
Engels, Friedrich 31, 34,40, 51,59, 60, 73, 74,79,
Borchardt, Julian 244, 394
81,89,97,99,115,116,140,143,145-147,153,
Börne, Ludwig 64, 70,260 174, 208, 244,264,266-268, 318, 381, 386, 414
Bratman-Brodowski, Stefan 436,437,444 Ernst, Eugen 123,274,279, 357, 361, 378, 392, 393,
Braun, Adolf 117,122,275 397, 399-402,404-406,412, 415,419,435,443,
Braun, Heinrich 114 450,451,466,470,471,476
Braun, Lily 88 Ettinger, Elzbieta 10,12,17,18, 26, 27,61,116,165,
Braun, Otto 351,352,361,373,453 252, 329, 330,343,367
Bruhns, Julius 68,69, 75, 77, 79,122
Bruns, Bernhard 244, 396 Faisst, Hugo 131,227, 231,233, 243, 349
Bücher, Karl 221, 248 Falkenhayn, Erich von 344, 345, 348, 350
Bülow, Bernhard Fürst von 66,118,188,204,251 Faure, Albert 285
Feinstein, Wladystaw 142,165,168
Calwer, Richard 122, 123,205 Fischer, Richard 102,122,130, 278,359
Cerjinski, Feliks 168,187,191, 229, 304, 307, 309, Flechtheim, Ossip K. 10,436
436, 437 Frank, Ludwig 42,45,46, 53,134,158,166,272,
Cohn, Oskar 397,408 273,278, 288,322, 330
Conrad Ferdinand Meyer 28 Frölich, Paul 10,28,59,60,470
Conrad Schmidt 78 Fuchs, Eduard 131,467
Geck, Adolf 115,122,201,271,272, 329, 331,447, 214,215,228,229,231,233,237,240,250,253,
471 254,265,266,276,280, 283,291,294, 298,303-
Geck, Brandei 471 309, 321, 324-326,329-333,336, 343, 347, 348,
Geck, Marie 80, 331 358, 369, 370,375-377, 392, 397, 398,403,408,
Gerisch, Alwin 66,148,216 419,428,435,436,441,442,443,449,450,451,
466,470-472,475
Gerlach, Arzt 257,268,283, 349
Gogowski, Joseph 112,113,114
Kautsky, Karl 31, 34,40,48,49,51, 54,57,60,65,
Gorki, Maksim 206,207,243,301,412
74,82, 86, 89-92,94,103-106,115,116,125,
Gradnauer, Georg 77, 84,85,105,124,177 126,131,138,139,141,143,144,149,151,155,
Grey, Edward 288 157,158,161,162,165,171,173,176,177,179,
Grimm, Robert 352, 390,400 180, 182,185,187,190,198,200,216, 227-229,
Guesde, Jules 43,125,126,212,275, 352, 362, 391 235,241, 245,250-252,256-258,262-270,275,
276,278,282,289,294,295,302, 304, 315, 316,
321-324, 328-331, 336,337,349, 350, 352, 364,
Haase, Georg 132
368, 371, 372, 380,383,401,416,420,438,439,
Haase, Hugo 122,142,158,213,277, 300, 315, 316, 442,443, 455
325,328, 336, 351,352,356, 383,400,401,402,
Kautsky, Hans 131,202,206,229,237,239,241,
405.408.416.419.420.450.473.476
259,264, 329, 349, 364
Haenisch, Konrad 77,266,270,276, 329,330, 332,
Kautsky, Luise 10,16,20,30,39,61, 83,124,131,
357,380
132,157,161,165,166,173,185,186,202,203,
Hanecki, Jakub 149,150,166,168,169,183,187, 211,227,233, 237,251,265,271,283, 291,
188,189, 250,251 305,312, 314, 329,330, 332,333, 349, 357,358,
Hardie, James Keir 282, 352 377, 388,410,413,422,424,426,432,433,436,
Haupt, Georges 10, 277,331,333, 352, 367, 368 442-444
Heine, Heinrich 263,475 Kautsky, Minna 124,164,251
Heine, Wolfgang 78, 79, 81,116,130, 390 Kasprzak, Marcin 25, 26,28, 37,112,174
Heinemann, Hugo 219,122,226, 292, 348 Katzenstein, Simon 219,226,278, 365
Heine, Schmidt 174 Keller, Gottfried 28,64, 339
Helphand, Alexander (Parvus) 58, 72, 74, 76, 77,80, Kelles-Krauz, Kazimierz 45,47,60
81, 83,85,100,149,152,162,171,182, 191,202, Knief, Johann 259,392,413,419
206, 227, 357, 362 Kolb, Wilhelm 278,390,391,442
Henke, Alfred 259,260,276, 297, 311, 332, 397 Korolenko, Wladimir G. 12,409,410,411,429,443
Herzfeld, Joseph 122, 397 Kritschewski, Boris N. 33,43, 59,60,64,164
Hilferding, Rudolf 216,218,219, 227, 264, 315, 316, Kritschewski, Nadina 33, 43,59, 60,64
333,454,455, 463,476
Hirsch, Werner 10,26,61, 365, 368,466,470
Landsberg, Otto 450,473
Hoernle, Edwin 359,449
Lassalle, Ferdinand 145,146,147,214,223, 381,
Hoffmann, Adolph 346, 383, 393, 394, 397,400, 385, 398,414
405,421
Laufenberg, Heinrich 297,322
Huch, Ricarda 28, 35,60,386
Ledebour, Georg 77, 86,92,122,132,133,135,201,
Hue, Otto 174,293,331 212,227,276,282,287-290, 297, 322, 355, 359,
Wolf, Hugo 227, 302 364, 383, 390, 392-394, 397,400-402,404,405,
Huysmans, Camille 157,292,298,309, 332, 350, 417,419,420,454,461,471,472
352,354, 355, 363, 368,370 Legien, Carl 200, 257, 373,453
Hyndman, Henry Mayers 158,391
Lenin Vladimir llyi? 10,149-156,165-167,170,
171,181,191, 194,207-213,250, 252,274,275,
Jacob Mathilde 327, 333, 349, 369, 374-378, 387,
298,303-310, 316, 318,331-333,336, 337, 349,
396, 398,402,406,408,412-414,422,429-431,
350, 371, 380, 383, 390, 393,420,425,433-436,
441.442.443.448.450.475.476
438-442,444,456,467
Jagow, Traugott von 260,393, 394
Lensch, Paul 224,287,290,297,325, 348, 357, 359,
Jaurès, Jean 282 380
Jodko-Narkiewicz, Witold 39,48,49 Levi, Paul 245, 246,247,253, 338, 339, 342-346,
Jogiches, Leo 27, 31, 32, 34-36,38,42,44-46, 54, 55, 348-350, 355, 356, 358-360,367, 368, 373, 377,
59-63, 67,69-72, 74-77, 85-89, 91, 92, 94, 99, 403,404,435, 436,444,449,451,453,454,460,
100,101,106-110,113-116,121,132-134,142, 466,470,475
143,148,162, 164-166,168,169,171,172,173, Liebknecht, Karl 60,61,158,250,267,279,297, 316,
175,178,181-183,186,199,203,205-207,212, 322, 323, 327, 332, 334, 346, 349, 357-360, 362,
365,366, 372-374,376,377,392-395, 397-399, Meyer, Conrad Ferdinand 28,221,245,357, 378,
402-405,408,410,419,420,434,441,448-454, 392, 393, 397,399-402,405,406,415,419,435,
459-461,463,464,466,467,470-475 450-452,466,470,471
Liebknecht, Natalie 92 Mickiewicz, Adam Bernard 16,22,62, 64,86, 87
Liebknecht, Sophie 27,251, 283,321,395, 396,403, Mill, Jözef-Szloma (Mill, John) 20, 30
408,410,414,421,422,429,431,432,443,445 Millerand, Alexandre-Etienne 124,125,126,128,
Liebknecht, Wilhelm 30, 39,40, 58, 65,66,78,84, 130,147,159,164,441
91,104,120,121,126, 328 Minster, Carl 360,392,466,470
Liebknecht, Theodor 403,408 Molkenbuhr, Hermann 122,216,220, 291, 292,298,
Liepmann, Leopold 220, 224 299, 300, 336
Lipinski, Richard 276,277,419 Moor, Carl 298, 352,362,370
Lunaçarski, Anatoli 35, 39,243 Morawski, Franciczek 113,134
Luksenburg/Luxemburg, Anna (ablası) 15,17, 27, Morgari, Oddino 352, 353
55, 56, 71,75,172, 229,230 Müller, Hermann 216,224,355,431
Luksenburg, Eliasch / Luxemburg Eduard (babası)
15-17,19, 56,100,108,109,124 Nemec, Antonin 233
Luksenburg/Luxemburg, Józef (ağabeyi) 15,17,26, Nettl, Peter 10,12, 59,240,252,253, 339,367
55, 71 75,162,190
Noske, Gustav 205,213,235,380,472,474
Luksenburg/Luxemburg, Lina (annesi) 15,16,20,
33, 55-56
Pannekoek, Anton 216,218,219,259,269, 290, 316,
Luksenburg/Luxemburg, Maksymilian (ağabeyi)
318, 322, 323
15,190
Peretz, Isaac Leib 15,18
Luksenburg/Luxemburg, Natan (ağabeyi) 15
Peus, Heinrich 79,186
Lübeck, Carl 30
Pfannkuch, Wilhelm 66,69,111,121, 207,216,421
Lübeck, Gustav 58,76,108,142
Pieck, Wilhelm 61,224,259, 260, 348, 357, 392,397,
Lübeck, Olympia 29, 56, 58
403,450,451,454,465,466,470,472,476
Plehanov, Georgi W. 29,33,34, 39, 59,74, 83,84,
Mach, Ernst 274 130,134,151,158,159,167,170,188-191,209,
Maine, Henry 301 210, 274, 275,298,336,337, 349, 362
Marchlewski, Julian 17,24-27, 35,37-42, 52, 54, 58,
60, 74, 77, 168,180,207,229,233,240, 264,275, Radek, Karl 178,184,240,250,275,290, 310, 311,
276,280,281,283,308,309, 316, 318, 325-327, 316, 343,436,437,460,463,467, 476
349, 357, 392, 393,403,436,437,444,458
Ribas, Fabra A. 352, 353
Martov, L. 151,152,182,210-213,275, 305, 307, 349
Roland Holst-van der Schalk, Henriette 10, 59,158,
Marx, Karl 10, 27, 31,34,35,40, 54, 57,60, 73,75, 166,253
76, 81,94,96,97,99,103,104,105,116,140,
Rosenbaum, Marta 377,378,394,422,432,441,
143-147,153,165,174,208,220-223, 225,244,
442,443
245, 248,253,256,266,268,269, 313-319,330,
333,371, 381,382,385,391, 396, 414, 467, 468 Rosenfeld, Kurt 203,219,226,277, 320, 338, 339,
342, 343,344, 345,349,355,358, 374,378,426,
Marx-Aveling, Eleanor 40
454
Matschke, Anna 183,187
Rück, Fritz 392,449,454
Maurenbrecher, Max 223,224,225
Rühle, Otto 392, 397,402,428,470
Max, von Baden 447,449,453
Mehring, Eva 125, 376
Scheidemann, Philipp 79,288,322, 325,356, 371,
Mehring, Franz 61,74, 77, 83, 88,92, 94,145,146, 380, 391,400,420,438,439,447,449,450,453,
170,171,185,190,192,199,218,224, 227,251, 454,457,459,461,463,465-469,472,473
264,268,294,299, 302,304, 315, 318,325-327,
Schippel, Max 77, 78,89-93,95,102-106,115,117,
329, 330, 333, 345, 347, 349,357,359, 362,370,
292,293,316,331
376,377, 384,385,392,393,396,397, 399,402,
406,408,415,419,422,426,428,432,442,451, Schmidt, Conrad 78,173,174,192,292,365
453,466 Schmidt, Robert 173,174,192,365
Meister, Heinrich 66,69,165 Schmoller, Gustav 300, 332
Mendelson, Stanislaw 38, 39,48 Schoenlank, Bruno 69, 70,75-77, 80,86-88,92,93,
94,100,117,119
Metzner, Theodor 66
Schulz, Heinrich 218,219,225, 226,243, 345,354
Meyer, Eduard 245
Meyer, Ernst 357, 378, 392, 393,397, 399-402,405, Schulze-Delitzsch, Franz Herrmann 385
406,415,419,435,450,451,466,470,471 Schumann, Georg 222, 261, 392
Schwahn, Alfred 405 Warszawski, Morek 43
Schwartz, Johann Carl Theodor 397 Webb, Sidney James 62
Seidel, Robert 29, 59,64, 72,78,107,114,115,116, Weimann, Richard 405
143, 203,252 Weinberg, Siegfried Dr. 422
Sembat, Marcel 352 Weise, Hermann 405
Singer, Paul 65-69, 78,92,120-123,126,134,176, Weiss, Peter 473,476
185,216, 227, 296, 396 Wels, Otto 461
Stadthagen, Arthur 77, 79,80,82,92,179, 185,190, Wendel 284
199, 219,223,226, 397,405,416
Wengels, Robert 216
Südekum, Albert 273,278, 351, 359
Westmeyer, Friedrich (Fritz) 227,228, 229, 322,
360, 370
Wetzker, Heinrich 84,177
Thalheimer, August 227,283
Wibeaut, F. M. 159
Thalheimer, Berta 283, 377,390, 392, 393,399,400
Willemer, Marianne von 387
Thöny, Eduard 63
Timm, Johannes 278,293,331 Winkler, Alexander 373, 375
Tirpitz, Alfredvon 98,118 Winnig, August 470
Winter, August 68,69,72,110,111,112, 352
Trozki, Lev 178, 274,304-307, 349,435,438,439,
460 Witte, S.J. Graf 187
Troelstra, Pieter Jelies 161,298, 299, 332, 352,353, Wojnarowska, Cezaryna 60
358, 370 Wolf, Hugo 35, 52-54,60,227, 302
Trusiewicz, Stanislaw (Zalewski) 113,134 Wolf, Julius 54
Tugan-Baranowski, M. J. 318 Wolfstein, Rosi 220,222, 252, 328, 333, 348
Turner, William 262, 386,414 Weltmann 102
Tych, Feliks 10, 27, 59,60,194,250, 251, 306, 332 Wurm, Mathilde 185,190,192,226,227, 251, 264,
275,276, 377, 394, 397,405,416-418,433,443,
448
Ulrich, Carl Theodor 60, 79,82,273,278, 329,441,
470
Zamoyski, Jan 15
Vaillant, Marie-Edouard 126,130, 212, 298,352, Zasuli<;, Vera 33, 34,182,191
362, 391 Zetkin, Clara 40, 59,61,66, 74, 78-81,88, 89,95,
Vandervelde, firmle 39,40,138,139,158, 211, 281, 99,122,123,136,162,165,177,200, 202, 210,
282,298,337, 352, 391,441 211,215,224,226,227,233,235, 240, 250, 252,
254-258, 261, 270,273,274,277, 279,290,294,
Viviani, Rene 129
297, 302, 304, 311,315,322,323, 327, 329, 331,
Vliegen, Willem Huber 39
332, 341, 347, 348, 358,359, 362, 365, 376, 377,
Vogt, Gustav 28, 35, 55 385,389,390, 394,395, 396, 398,403,404,414,
Vogtherr, Ewald 397 422,426,432,441,442,443,449,451, 453,454,
Volkmann, Hans von 232 457,465, 466,470,471,475,476
Vollmar, Georg von 81, 83,116,122, 125,126,141, Zetkin, Kostja 27,202, 203,205,206,210, 211, 222,
174,179,201,212 225, 231,232,240-243,245, 251-253,257,258,
261, 264-266,270,273,277,283-287, 289, 291,
Wagner, Dr. 360 296, 297,299, 305, 312,329, 330-333, 344, 349,
355, 356, 358, 362, 364, 368, 369, 379, 386, 387,
Wagner, Richard 302,360,429
442
Walcher, Jacob 252,328,449,466
Zietz, Luise 216,254,255,395,454
Waldeck-Rousseau, Rene 125,128,251
Zimmermann, Wilhelm 333,386
Waldersee, Alfred Graf von 98
Zirkel, Max 404,405
Walecki, Henryk 352
Zlottko, Gertrud 211,243,320,333, 378, 386, 387,
Wallfisch, Hermann 85 442
Walther, Jacob 348 Zola, Emile 301
Warska, Jadwiga 46 Zubeil, Fritz 79, 92,277,278,357, 373, 397
Warski, Adolf 25-27, 38,42,43,47, 52, 58, 62, 87, Zundel, Friedrich 227, 233, 395, 396, 414
149,150,158,162,165,166,168,173,181,229,
274,275,280, 304, 307-309, 393,436
Bu kitap, henüz lisedeyken yazdığı bir şiirde “bütün dertleri tokların
vicdanına yüklem ek istiyorum ” diyen bir devrimcinin, doktor unvanlı bir
iktisatçının, bir botanik ve edebiyat düşkününün, bir yazar ve bir militanın
yaşamöyküsüdür. PolonyalI bir Yahudi ailesinden gelen Rosa Luxemburg,
Birinci Dünya Savaşı ertesi A lm anya’yı sarsan devrimci ayaklanmanın
önde gelen figürlerinden biri oldu. Polonya sosyal demokrasisindeki
ulusalcı eğilimlere, Alm anya sosyal demokrasisi içindeki sosyal reformizme
karşı tavizsiz mücadelesiyle öne çıktı. Birinci Dünya S avaşı’ndaki II.
Enternasyonal ihanetine ve “vatan savunm ası” yalanlarına karşı, işçi sınıfını
em peryalist savaşa karşı örgütlem eye çalıştı. Bolşevik devrimini büyük bir
coşkuyla karşıladı; parti-kitle ilişkisi, sosyalist demokrasi gibi konularda
Bolşevikleri eleştirdi. Ardında yüzlerce makale, onlarca kitap ve broşür,
iktisat teorisinden ulusların kendi kaderini tayin hakkı sorununa kadar
pek çok önemli teorik/politik tartışm a ve zaman zaman karşıtlarını çileden
çıkartan sert polemikler bıraktı.
Rosa Luxem burg’un toplu eserlerini ve m ektuplarını yayına hazırlam asıyla
tanınan, aynı zam anda Margaret von Trotta’nın “ Rosa Luxemburg” filmlerine
de danışm anlık yapm ış olan Prof. Annelies Laschitza’nın kaleme aldığı bu
biyografi, yeni arşiv belgeleriyle zenginleşen en kapsamlı Rosa Luxemburg
biyografisidir. Yazar kitabında, dünya ve devrim tarihinin bu gelgitli dönemine
Rosa’nın penceresinden tanıklık ederken, okuyucuyu onun edebiyata,
botaniğe, resme, müziğe derin ilgisi ve yeteneğiyle de tanıştırıyor. Kısacası,
“hayat piyanosunda bütün parm aklarını kullanmak” isteyen bir devrimciyi
anlatıyor.