Professional Documents
Culture Documents
(DEFINING POLITICS)
SİYASET NEDİR?
Siyaset, en geniş anlamda, insanların
(WHAT IS POLITICS?) hayatlarını düzenleyen genel kuralları
‘İnsan doğası gereği politik bir yapmak, korumak ve değiştirmek için
hayvandır.’ (Aristoteles, Siyaset, 1) gerçekleştirdikleri faaliyetlerdir. Siyaset
akademik bir konu olmakla birlikte (bazen
GİRİŞ (PREVIEW) büyük S harfiyle “Siyaset” şeklinde
Siyaset ilgi çekicidir, çünkü insanlar kullanılır), aslında hiç şüphesiz bu
birbirleriyle uyuşmazlık hâlindedirler. faaliyetin incelenmesidir. Bu çerçevede,
İnsanlar nasıl yaşamaları gerektiği siyaset, çatışma ve işbirliği olgularıyla
konusunda hemfikir değildirler. Kim neyi karmaşık bir bağlantı içindedir. Bir yandan,
almalıdır? İktidar ve kaynaklar nasıl rakip fikirlerin, farklı isteklerin, rekabet
dağıtılmalıdır? Toplum işbirliği temeline mi eden ihtiyaçların ve çatışan çıkarların
dayanmalıdır, yoksa çatışma temeline mi? varlığı, insanların beraberce tâbi oldukları
Aynı zamanda insanlar, bu gibi sorunların kurallar hakkında hemfikir olmamalarını
nasıl çözüme kavuşturulacağı konusunda beraberinde getirir; diğer yandan, insanlar
da hemfikir değildirler. Kolektif kararlar bilirler ki, bu kurallar üzerinde etkili olmak
nasıl alınmalıdır? Söz kimde olmalıdır? Her veya onların yürürlükte kalmasını
bir kişinin ne kadar etkisi olmalıdır? Ve sağlamak için birlikte çalışmak, yani,
bunun gibi. Aristoteles’e göre, insanların Hannah Arendt’in siyasî iktidarı
kendi hayatlarını iyileştirmek ve İyi tanımlarken kullandığı ifadeyle, “elbirliği
Toplumu yaratmak için giriştikleri faaliyet etmek” zorundadırlar. İşte bu nedenle,
olarak siyaseti “en üstün bilim” yapan siyasetin temel özelliği, genellikle rakip
budur. Siyaset, her şeyden önce sosyal bir görüşlerin ve birbiriyle rekabet hâlindeki
faaliyettir; o dâima bir diyalogdur, asla bir çıkarların uzlaştırıldığı bir çatışmayı çözme
monolog değildir. Robinson Crusoe gibi süreci olarak tasvir edilir. Ancak, siyaset,
yalnız bireyler basit bir ekonomi bu geniş anlamıyla, tüm çatışmaların
geliştirebilirler, bir sanat ortaya çözüme kavuşturulduğu veya
çıkarabilirler, vesaire; ama siyaset kavuşturulabildiği faaliyet olarak değil,
yapamazlar. Siyaset ancak bir başka bunun başarılmasından çok, bir çatışma
insanın, Cumanın gelişiyle ortaya çıkar. Ne çözme arayışı olarak düşünülebilir.
var ki, siyasetin özünde yatan uyuşmazlık, Bununla birlikte, çeşitliliğin (hepimiz aynı
aynı zamanda onun doğası ve nasıl değiliz) ve kıtlığın (talebi karşılamaya
incelenmesi gerektiği konularında da yetecek miktarda mal-hizmet asla
geçerlidir. İnsanlar karşılıklı sosyal olmayacak) kaçınılmazlığı, siyaseti insanlık
etkileşimi “siyasî” yapanın ne olduğu durumunun zorunlu bir boyutu hâline
konusunda olduğu gibi, siyasî faaliyetin en getirir.
iyi nasıl analiz edilebileceği ve Siyasetin anlamını netleştirmeye yönelik
açıklanabileceği mevzusunda da hemfikir her çaba, yine de iki büyük problemle karşı
değildirler. karşıyadır. Bunlardan ilki, kelimenin
gündelik dilde kullanımından kaynaklanan
bir yığın çağrışımla ilgilidir; diğer bir
ifadeyle siyaset “yüklü” bir terimdir. manipülasyon yapma vs. Bu kitapta ileri
İnsanlar genellikle örneğin iktisadı, sürülen “genel sosyal kuralların yapılması,
coğrafyayı, tarihi ve biyolojiyi sırf korunması ve değiştirilmesi” şeklindeki
akademik bir konu olarak görürken, pek az siyaset tanımının üstünlüğü, rekabet
insan siyasete kendi ön fikirlerinden hâlindeki tanımların tümünü değilse bile
bağımsız olarak bakar. Örneğin pek çokları, çoğunu kapsayacak kadar geniş olmasıdır.
siyaset konusuna tarafsız ve hislere Bununla birlikte problem, bu tanımın
kapılmaksızın yaklaşabilmenin mümkün açılmasında ve anlamının
olduğuna inanmayı güç bularak, otomatik netleştirilmesinde ortaya çıkar. Örneğin
olarak siyaset incelemecilerinin ve “siyaset” kuralların yapılmasına,
hocalarının bir şekilde tarafgir olduklarım korunmasına ve değiştirilmesine ilişkin
farz ederler. Daha kötüsü, siyaset belirli bir yolu mu (barışçı yolla, tartışarak
genellikle “kirli” bir kelime olarak değiştirilmesini mi) ifade etmektedir,
düşünülür: bir yandan sıkıntıyı ve derdi, yoksa bu yolların tümünü mü? Buna
kargaşayı ve hatta şiddeti, diğer yandan benzer diğer bir soru da şudur: Siyaset
aldatma, manipülasyon ve yalana ilişkin tüm sosyal bağlamlarda ve kurumlarda mı
imgeleri çağrıştırır. Bu çağrışımlar yeni bir geçerlidir, yoksa bunlar arasında sâdece
şey de değildir. Samuel Johnson, 1775 gibi belirli bir tanesinde, yani devlette ve
erken bir tarihte, siyaseti “dünyada kamusal hayatta mı geçerlidir?
yükselmenin aracından başka bir şey değil”
Bu çerçeveden bakıldığında siyaset,
diyerek hor görürken, 19. Yüzyıl Amerikan
terimin çok sayıda kabûl edilebilir veya
tarihçisi Henry Adams, onu, “nefretin
meşru anlamı bulunması anlamında, “özü
sistematik organizasyonu” olarak
bakımından tartışmalı” bir kavram olarak
özetliyordu. Bu yüzden, siyaseti
değerlendirilebilir. Diğer yandan, bu farklı
tanımlamaya yönelik her girişim, terimi bu
görüşler, aynı kavrama ilişkin rakip
tür çağrışımlardan ayırma çabasını gerekli
anlayışlardan ibaret olabilirler. İster rakip
kılmaktadır. Bunu yapmanın en bilinen
kavramlar isterse alternatif anlayışlar söz
yolu, terimi bu kötü şöhretinden
konusu olsun, en derin entelektüel ve
kurtarmak ve siyasetin değerli, hatta
ideolojik anlaşmazlıkların bir bölümü bu
övgüye değer olduğu fikrini yerleştirmek
konunun akademik olarak incelenmesinde
için çaba sarf etmektir.
açığa çıktığından, “siyasetin ne olduğu”na
Çatışma (Conflict): Farklı görüşler, ilişkin tartışma yapılmaya değer. Burada
tercihler, ihtiyaçlar veya çıkarları yansıtan incelenecek olan siyaset hakkındaki farklı
karşıt güçler arasındaki rekabet. görüşler şunlardır:
İşbirliği (Cooperation): Birlikte çalışmak; 1. Hükümet Etme Sanatı Olarak
toplu eylem yoluyla hedeflere ulaşmak. Siyaset
2. Kamusal İşler (kamu meseleleri)
İkinci ve hâlledilmesi daha zor olan güçlük,
Olarak Siyaset
saygın otoritelerin bile bu kavram
3. Uzlaşma ve Mutabakat Olarak
hakkında hemfikir olmayışlarıdır. Siyaset
Siyaset
şu tür farklı biçimlerde tanımlanır: iktidar
4. İktidarın ve Kaynakların Dağıtımı
kullanma, otorite kullanma, kolektif karar
Olarak Siyaset
alma, kıt kaynakların tahsisi, aldatma ve
akademik araştırmanın devlet aygıtının
personeli ve mekanizması üstünde
odaklanması eğiliminde ifadesini bulur.
Siyaseti incelemek de aslında devleti veya
daha geniş anlamda otoritenin kullanımını
incelemektir. Bu görüş, siyaseti “değerlerin
Şekil 1.1: Siyaseti tanımlamaya yönelik otorite aracılığıyla paylaştırılması” olarak
yaklaşımlar. tanımlayan etkili bir Amerikan siyaset
bilimcisi olan David Easton’ın yazılarında
1- Hükümet Etme Sanatı Olarak Siyaset
(1979, 1981) ileri sürülmüştür. Bununla
“Siyaset bir bilim değil... bir sanattır”. Easton’un kastettiği, siyasetin, devletin
Bunu Şansölye (Başbakan) Bismarck’ın toplumdan gelen baskılara özellikle
Alman Parlamentosunda söylediği rivayet çıkarların, ödüllerin ve cezaların
edilir. Bismarck’ın zihnindeki sanat, dağıtılması yoluyla cevap verdiği çeşitli
hükümet etme sanatıdır; yani, kolektif süreçleri kapsadığıdır. “Otorite aracılığıyla
kararların alınması ve uygulanması yoluyla dağıtılan değerler”, toplumda yaygın
toplum içinde kontrol tesis etmektir. Bu, olarak kabûl edilen ve vatandaşlar
muhtemelen, politikanın, Eski Yunandaki tarafından bağlayıcı olduğu düşünülen
orijinal anlamından türetilen klâsik değerlerdir. Bu yaklaşımda siyaset, toplum
tanımıdır. “Siyaset” (Politics) kelimesi için bir faaliyet planı tesis eden resmî veya
polis’ten gelir ki bunun sözlük anlamı şehir otoriteye dayanan kararlar anlamındaki
devletidir. Eski Yunan toplumu, her biri “siyasa”yı (policy) akla getirmektedir.
kendi hükümet sistemine sâhip bağımsız
KAVRAM
şehir devletleri topluluğu şeklindeydi. Bu
şehir devletlerinin en büyüğü ve etkili Otorite (Authority)
olanı, genellikle demokratik yönetimin
beşiği olarak tasvir edilen Atina idi. Bunun En basit şekliyle otorite ‘meşru iktidar’
ışığında siyaset polisin işlerine, daha olarak tanımlanabilir. İktidar, başkalarının
doğrusu “polisle ilgili olana atıfla davranışlarını etkileme gücü iken, otorite
bunu yapma hakkıdır. Dolayısıyla otorite
anlaşılabilir. Bundan dolayı, bu tanımın
modern biçimi, “devletle ilgili olan”dır. Bu herhangi bir şekilde zorlama veya
siyaset görüşü, terimin gündelik manipülasyondan ziyâde, kabûl edilmiş bir
itaat ödevine dayanır. Bu anlamda otorite
kullanımında açıkça belirginleşir: kamu
meşruluk veya haklılıkla örtülü iktidardır.
görevi alan insanların “siyasette” oldukları
veya buna çalışanların “siyasete girdikleri” Weber, itaatin tesis edilebileceği farklı
söylenir. Bu, akademik siyaset biliminin de zeminlere dayalı üç çeşit otoriteyi
birbirinden ayırmaktadır: geleneksel
devamına katkıda bulunduğu bir tanımdır.
otorite köklerini tarihten almakta,
Polis: (Yunan) Şehir devleti; Klasik olarak karizmatik otorite kişilikten gelmekte ve
en yüksek veya en çok arzu edilen sosyal hukukî-rasyonel otorite ise bir dizi gayri
organizasyon biçimini ima ettiği anlaşılır. şahsî kurala dayanmaktadır.
Birçok bakımdan, siyasetin “devletle ilgili Ancak, bu tanımın dikkati çeken yönü, çok
olan” anlamına geldiği fikri bu disiplin sınırlı bir siyaset görüşü sunmasıdır.
hakkmdaki geleneksel görüştür ve bu fikir Siyaset, devlet aygıtı etrafında dönen bir
sosyal örgütlenme sisteminde (Polity) hareket eden ve siyasî partiler gibi resmî
gerçekleşen şeydir. Dolayısıyla, siyaset bir örgüte üyelik yoluyla bu kanaatlerini
bakanlar kurulunda, yasama meclislerinde, gerçekleştirmek için çalışan devlet
hükümet dâirelerinde ve bu kapsamdaki aktörlerinin faaliyetleriyle
yerlerde yürütülür; ve özellikle siyasetçiler, sınırlandırılmaktadır. Bu, siyasetçilerin
kamu görevlileri ve lobiciler gibi sınırlı “siyasî” kamu görevlilerinin ise, -hiç
sayıdaki belirli bir insan grubu tarafından kuşkusuz tarafsız kaldıkları veya
gerçekleştirilir. Bunun anlamı, insanların profesyonel tarzda davrandıkları sürece-
çoğunun, kuramların çoğunun ve sosyal “gayri siyasî” şeklinde tanımlandıkları
faaliyetlerin çoğunun siyasetin “dışında” anlamdır. Benzer biçimde hâkimler de,
kabûl edilmesidir. İş çevreleri, okullar, hukuku tarafsız ve geçerli kanıtlara uygun
diğer eğitim kurumlan, cemaatler, aileler biçimde yorumladıklarında “gayri siyasî”,
ve diğerleri bu anlamda “siyasî eğer kararları kendi kişisel tercihlerinden
olmayan”dır; çünkü bunlar “ülkenin veya diğer türden bir tarafgirlikten
yönetimi” işine dâhil değildirler. Bunun etkilenmişse “siyasî” olarak görülürler.
yanında, siyaseti temelde devlete-bağlı bir
Siyaset ile devlet işleri arasındaki ilişki,
faaliyet olarak tasvir etmek, ulus-aşan
siyasete neden bu kadar sık biçimde
teknoloji ve çok uluslu şirketler gibi,
negatif veya pejoratif (kötüleyici) imajlar
modern hayatta gittikçe daha fazla önem
yüklendiğini açıklamaya da yardımcı
kazanan uluslararası veya global etkileri
olabilir. Bunun sebebi, toplumdaki yaygın
göz ardı etmek demektir. Bu anlamdaki
algılayışta, siyasetin siyasetçinin
siyaset tanımı, ulus-devletin dünya
faaliyetleriyle yakından bağlantılı
olaylarında hâlâ bağımsız bir aktör olarak
görülmesidir. Kabaca ifade etmek
görülebildiği günlerden kalmadır. Dahası,
gerekirse siyasetçiler, genellikle kişisel
karmaşık toplumların yönetimi ödevinin
ihtiraslarını kamu hizmeti retoriğiyle veya
artık sâdece hükümet tarafından
ideolojik yargılarla örten, iktidar peşindeki
yürütülemeyeceğine ve geniş ölçüde bir
iki yüzlüler olarak görülürler. Bu algı,
dizi kamu ve özel sektör topluluklarının da
aslında gittikçe yoğunlaşan medya
buna dâhil olmasını gerektirdiğine ilişkin
ifşaatlarıyla, yolsuzlukların ve eğriliklerin
yaklaşım gittikçe daha fazla kabûl
daha etkili biçimde gün ışığına
görmektedir. Bu durum, hükümet etmenin
çıkarılmasıyla beraber modern dönemde
yerine “yönetişim”in geçmesi fikrinde
çok daha yaygın hâle gelmiş olup, anti-
yansımasını bulmaktadır.
siyaset gibi bir olgunun ortaya çıkmasına
Polity: Siyasi otoritenin uygulanması da sebep olmuştur. Klâsik siyasî hayatın
yoluyla örgütlenmiş bir toplum; kadrosuna ve aygıtına ilişkin bu reddedişin
Aristoteles'e göre, herkesin çıkarına olan kökleri, kendi çıkarına hizmet eden, iki
çoğunluk tarafından yönetin. yüzlü ve ilkesiz bir faaliyet olarak siyaset
görüşünde ifadesini bulur ve “makam
Bu tanımı daha fazla daraltmak da
siyaseti” veya “politicking” (siyaset
mümkündür. Siyasete, parti siyasetiyle
oynamak) gibi küçültücü sözlerde açıkça
eşdeğer bir anlam verme eğiliminde
görülebilir. Bu tür bir siyaset imajımn
belirgin biçimde bunu görebiliriz. Başka bir
kaynağı, Hükümdar (Il Prince, [1531] 1961)
ifadeyle burada “siyasî olan”ın alanı,
adlı eserinde kimi zaman siyasî liderler
bilinçli bir biçimde ideolojik kanaatlerle
tarafından kurnazlığın, zâlimliğin ve yozlaşır”. Ancak, siyaseti böyle görenlerin
manipülasyonun kullanılışına dikkat bile pek azı, siyasî faaliyetin sosyal
çekerek, tamamen realist bir siyaset varoluşun sürekli ve kaçınılmaz bir boyutu
değerlendirmesi geliştiren Niccolö olduğundan kuşku duyarlar. Değerlerin
Machiavelli’nin yazdıklarına kadar geriye otorite aracılığıyla bölüştürülmesine ilişkin
götürülebilir. bir çeşit mekanizmanın olmaması
durumunda toplum, erken dönem sosyal
Anti-politika: Resmi veya yerleşik siyasi
sözleşme teorisyenlerinin ileri sürdükleri
süreçlerle ilgili, katılmama, sistem karşıtı
gibi, kolaylıkla herkesin herkese karşı iç
partilere destek veya doğrudan eylem
savaşa girmesiyle bir parçalanma
kullanımına yansıyan hayal kırıklığı.
yaşayabilecektir. Dolayısıyla, yapılması
ANAHTAR DÜŞÜNÜR gereken, siyasete bir son vermek veya
siyasetçileri tasfiye etmek değil, siyasetin,
NICCOLÒ MACHIAVELLI (1469–1527)
hükümet gücünün kötüye
İtalyan politikacı ve yazar. Bir sivil avukatın kullanılmamasını sağlayacak bir frenler ve
oğlu olan Machiavelli'nin kamusal yaşam kısıtlamalar çerçevesi içinde yürütülmesini
bilgisi, siyasi olarak istikrarsız Floransa'da sağlamaktır.
bazen tehlikeli bir varoluştan elde edildi.
KAVRAM
İkinci Şansölye (1498-1512) olarak görev
yaptı ve Fransa, Almanya ve İtalya'nın her Güç (Power)
yerine görevlere gönderildi. Kısa bir
Güç, en geniş anlamıyla, bazen bir şeyler
tutukluluk döneminden ve Medici
yapma 'gücü' olarak görülen, istenen bir
yönetiminin yeniden tesis edilmesinden
sonuca ulaşma yeteneğidir. Bu, kendini
sonra, Machiavelli edebi bir kariyere
hayatta tutma yeteneğinden hükümetin
başladı. Başlıca eseri, 1532'de yayınlanan
ekonomik büyümeyi teşvik etme
Prens, ağırlıklı olarak Cesare Borgia'nın
yeteneğine kadar her şeyi içerir. Ancak
devlet idaresi ve dönemine egemen olan
siyasette güç genellikle bir ilişki olarak
güç politikaları hakkındaki ilk elden
düşünülür; yani, başkalarının davranışlarını
gözlemlerine dayanıyordu. Birleşik
kendi seçmedikleri bir şekilde etkileme
İtalya'nın gelecekteki prensi için bir rehber
yeteneği olarak. Bu, insanlar üzerinde 'güç'
olarak yazılmıştır. 'Makyavelist' sıfatı daha
sahibi olmak anlamına gelir. Daha dar bir
sonra 'kurnaz ve ikiyüzlü' anlamına geldi.
ifadeyle, güç, 'etki'nin aksine, onu zorlama
Bu tür olumsuz bir siyaset algısı, özellikle veya manipülasyona yaklaştırarak
bireylerin kendi çıkarlarının peşinde cezalandırma veya ödüllendirme yeteneği
koştukları, siyasî gücün yozlaştırıcı olduğu, ile ilişkilendirilebilir.
çünkü bu gücün “iktidardakileri”
2- Kamusal İşler Olarak Siyaset
makamlarını kişisel amaçları için başkaları
pahasına istismar etmeye sevk ettiği İkinci ve daha geniş anlamda siyaset
şeklindeki liberal siyaset görüşünü kavrayışı, hükümetin dar alanının ötesine
yansıtmaktadır. Bu fikir en meşhur geçerek, “kamu hayatı” veya “kamusal
ifadesini Lord Acton’un (1834-1902) şu işler” olarak düşünüleni içine alır. Diğer bir
vecizesinde bulur: “İktidar yozlaşmaya ifadeyle “siyasî olan” ile “siyasî olmayan”
meyillidir; mutlak iktidar ise mutlaka ayrımı, özellikle hayatın kamusal alanı ile
özel olarak düşünülen alanı arasındaki ANAHTAR DÜŞÜNÜR
ayrımla örtüşür. Bu tür bir siyaset
Aristoteles (MÖ 384-322)
yaklaşımı, genellikle meşhur Yunan
filozofu Aristoteles’e kadar götürülebilir. Yunan filozofu. Aristoteles, Platon'un
Aristoteles, Siyaset eserinde insanm öğrencisiydi ve genç Büyük İskender'in
“doğası gereği bir siyasî hayvan” olduğunu öğretmeniydi. MÖ 335'te Atina'da kendi
ifade ediyordu. Bununla insamn ancak felsefe okulunu kurdu; Bu, konuşurken
siyasî toplum içinde “iyi hayat”ı aşağı yukarı yürüme eğiliminden dolayı
yaşayabileceğini anlatmak istiyordu. Bu 'gezici okul' olarak adlandırıldı. Ders notları
bakış açısına göre siyaset, “âdil toplum” olarak derlenen günümüze ulaşan 22
yaratmaya ilişkin etik bir faaliyettir; incelemesi mantık, fizik, metafizik,
Aristoteles’in ifadesiyle “bilimlerin astronomi, meteoroloji, biyoloji, etik ve
üstadı”dır. politikayı kapsar. Orta Çağ'da Aristoteles'in
çalışması İslam felsefesinin temeli oldu ve
Ancak, “kamusal” hayat ile “özel” hayat
daha sonra Hıristiyan teolojisine dahil
arasındaki sınır nerede çizilmelidir?
edildi. En iyi bilinen siyasi eseri, şehir
Kamusal alan ile özel alan arasındaki
devletini erdem ve refahın temeli olarak
geleneksel ayrım, devlet ile sivil toplum
betimlediği ve demokrasinin oligarşiye
ayrımına uymaktadır. Devlet kurumlan
tercih edilebilir olduğunu savunduğu
(hükümet aygıtı, mahkemeler, polis, ordu,
Politika'dır.
sosyal güvenlik sistemi ve diğerleri),
topluluk hayatının kolektif olarak KAVRAM
örgütlenmesinden sorumlu olmaları
Sivil Toplum (Civil Society)
anlamında “kamusal” olarak görülebilirler.
Dahası bunlar, vergilendirme yoluyla Sivil toplum aslen “siyasi topluluk”
gerçekleştirilen kamusal harcamalarla anlamına geliyordu. Bu terim artık
finanse edilirler. Buna karşılık sivil toplum, devletten daha yaygın olarak ayırt
Edmund Burke’ün “küçük müfrezeler” edilmektedir ve hükümetten bağımsız
olarak isimlendirdiği, aile ve akrabalık olmaları ve kendi amaçları doğrultusunda
grupları, özel işletmeler, sendikalar, bireyler tarafından organize edilmeleri
kulüpler, cemaat grupları ve diğerlerinden bakımından 'özel' olan kurumları
oluşur; ve bunlar, bireysel vatandaşlar tanımlamak için kullanılmaktadır. Bu
tarafından, toplumdan ziyâde kendi nedenle sivil toplum, özerk gruplar ve
çıkarlarını tatmin etmesi için kurulmuş ve dernekler alanına atıfta bulunur:
finanse ediliyor olmaları anlamında işletmeler, çıkar grupları, kulüpler, aileler
“özel”dir. Bu “kamusal/ özel” ayrımı vb. 'Küresel sivil toplum' terimi, sivil
temelinde siyaset, devletin kendi toplum kuruluşlarına (STK'lara) ve
faaliyetleriyle ve sâdece kamusal organlar ulusötesi sosyal hareketlere atıfta
eliyle yürütülen sorumluluklarla sınırlıdır. bulunmanın bir yolu olarak moda
Dolayısıyla bireylerin kendi kendileri için olmuştur.
yaptıkları ve yapabildikleri faaliyetlere
Alternatif bir 'kamusal/özel' ayrımı bazen
ilişkin hayat alanları (iktisadi, sosyal, ev
daha ileri ve daha incelikli bir ayrım olarak
hayatına ilişkin, kişisel, kültürel ve sanatsal
tanımlanır; yani, 'siyasi' ve 'kişisel'
alanlar vb.) açıkça “siyasî olmayan’dır.
arasındaki (bkz. Şekil 1.2). Sivil toplum
devletten ayırt edilebilmesine rağmen, ev içi sorumlulukların dağılımını ve kişisel
yine de, daha geniş anlamda “kamusal” ve cinsel davranış politikalarını içerir.
olarak düşünülen, kamunun içinde faaliyet
gösteren ve kamunun erişebildiği açık
kurumlar olarak düşünülen bir dizi kurumu
içerir. Bunun can alıcı sonuçlarından biri,
politik kavramımızı genişleterek, özellikle
ekonomiyi özelden kamusal alana transfer
etmesidir. Böylece işyerinde bir siyaset
biçimi bulunabilir. Bununla birlikte, bu
görüş işletmeler, topluluk grupları, Şekil 1.2: Kamu/özel ayrımının iki
kulüpler ve sendikalar gibi kurumları görünümü.
“kamu” olarak görse de, sınırlı bir siyaset
görüşü olmaya devam etmektedir. Bu Siyasetin özünde "kamusal" bir faaliyet
bakış açısına göre siyaset, “kişisel” işlere olarak görülmesi, hem olumlu hem de
ve kurumlara tecavüz etmez ve olumsuz imajlar üretmiştir. Aristoteles'e
etmemelidir. kadar uzanan bir gelenekte siyaset, tam da
"kamusal" karakterinden dolayı asil ve
Siyasetin 'kişisel olanı' dışlaması gerektiği aydınlanmış bir faaliyet olarak
fikrine yine de feminist düşünürler görülmüştür. Bu pozisyon, The Human
tarafından meydan okundu. Feminist bakış Condition'da (1958) siyasetin insan
açısına göre, toplumsal cinsiyet eşitsizliği faaliyetinin en önemli biçimi olduğunu
tam olarak korunmuştur çünkü toplumun çünkü özgür ve eşit vatandaşlar arasındaki
içinden geçen cinsiyete dayalı işbölümü etkileşimi içerdiğini savunan Hannah
geleneksel olarak "politik" olmaktan çok Arendt tarafından kesin olarak
"doğal" olarak düşünülmüştür. Siyaseti, işi, desteklendi. Böylece hayata anlam verir ve
sanatı ve edebiyatı kapsayan hayatın her bireyin benzersizliğini onaylar. Jean-
kamusal alanı tarihsel olarak erkeklerin Jacques Rousseau ve John Stuart Mill gibi
malıdır, kadınlar ise aile ve ev içi siyasal katılımı kendi içinde bir iyi olarak
sorumluluklar merkezli esasen özel bir betimleyen teorisyenler benzer sonuçlara
varoluşla sınırlandırılmıştır. Politika varmışlardır. Rousseau, devletin yalnızca
yalnızca kamusal alanda yer alıyorsa, tüm yurttaşların siyasal yaşama doğrudan
kadınların rolü ve toplumsal cinsiyet ve sürekli katılımı yoluyla ortak iyiye ya da
eşitliği sorunu, siyasi önemi çok az olan "genel irade" dediği şeye bağlı
veya hiç olmayan konulardır. Bu sadece olabileceğini savundu. Mill'in görüşüne
kadınları siyasetten dışlamakla kalmaz, göre, "kamu" işlerine katılım, bireyin
aynı zamanda radikal feministlerin (Bölüm kişisel, ahlaki ve entelektüel gelişimini
2'de tartışıldığı gibi) özellikle iddia ettiği desteklediği için eğiticidir.
gibi, erkek egemenliğinin ve kadın
tabiiyetinin ortaya çıktığı temel süreçleri ANAHTAR DÜŞÜNÜR
siyasi analizden dışlar. Bunlar, aile içinde HANNAH ARENDT (1906–75)
koşullandırmayı (erkek ve kızların zıt
'erkeklik' ve 'kadınlık' klişelerine uymaya Alman siyaset kuramcısı ve filozof. Hannah
teşvik edildiği süreç), ev işlerinin ve diğer Arendt orta sınıf bir Yahudi ailede büyüdü.
1933'te Nazizm'den kaçmak için gruplar tarafından kabul edilen geniş bir
Almanya'dan kaçtı ve sonunda ana anlaşmayı ima eder.
eserinin üretildiği ABD'ye yerleşti. Geniş
İkincisi, kesin veya kesin bir anlaşmanın
kapsamlı, hatta kendine özgü yazıları
aksine, temel veya temel ilkeler hakkında
Heidegger (1889–1976) ve Jaspers'ın
bir anlaşmayı ifade eder. Başka bir deyişle,
(1883–1969) varoluşçuluğundan
bir fikir birliği, vurgu veya ayrıntı
etkilenmiştir; Bunu 'engelsiz düşünmek'
konularında anlaşmazlığa izin verir.
olarak tanımladı. Başlıca eserleri arasında
Prosedürel konsensüs, istişare ve pazarlık
Nazi Almanyası ile Stalinist Rusya arasında
süreci yoluyla karar verme istekliliğidir.
paralellikler kuran Totalitarizmin Kökenleri
Temel bir fikir birliği, geniş politika
(1951), başlıca felsefi eseri The Human
hedefleri hakkında anlaşmayı yansıtan
Condition (1958), On Revolution (1963) ve
ideolojik konumların örtüşmesidir.
Eichmann in Jerusalem (1963) sayılabilir.
Son çalışma, Eichmann'ı çılgın bir 3- Uzlaşma ve Mutabakat Olarak Siyaset
ideologdan ziyade bir Nazi görevlisi olarak
Üçüncü siyaset anlayışı, siyasetin
tasvir ederek "kötülüğün sıradanlığını"
yürütüldüğü alanla değil, kararların alınma
vurguladığı için özel tartışmalara yol açtı.
biçimiyle ilgilidir. Spesifik olarak, siyaset,
Bununla birlikte, tam tersine, kamu çatışmayı çözmenin belirli bir yolu olarak
faaliyeti olarak siyaset de istenmeyen bir görülür: yani, güç ve çıplak güç yerine,
müdahale biçimi olarak tasvir edilmiştir. uzlaşma ve müzakere yoluyla. Politika
Özellikle liberal teorisyenler, 'özel' hayatın 'mümkün olanın sanatı' olarak tasvir
bir seçim, kişisel özgürlük ve bireysel edildiğinde ima edilen budur. Böyle bir
sorumluluk alanı olduğu gerekçesiyle tanım, terimin günlük kullanımının
devlet yerine sivil toplumu tercih doğasında vardır. Örneğin, bir sorunun
etmişlerdir. Bu, en açık şekilde, genellikle çözümünün "siyasi" bir çözüm olarak
iş, spor ve aile hayatı gibi özel tanımlanması, genellikle "askeri" bir
faaliyetlerden siyaseti "uzaklaştırma" çözüm olarak adlandırılanın aksine, barışçıl
arzusu olarak ifade edilen "siyasi" alanını tartışma ve tahkim anlamına gelir. Bir kez
daraltma girişimleriyle gösterilir. Bu bakış daha, bu siyaset görüşünün izleri
açısına göre siyaset, basitçe, insanların Aristoteles'in yazılarına ve özellikle onun
istedikleri gibi hareket etmelerini "politika" olarak adlandırdığı şeyin,
engellediği için sağlığa zararlıdır. Örneğin, "karma" olduğu için ideal yönetim sistemi
firmaların işlerini nasıl yürüttüğünü, nasıl olduğu inancına kadar götürülmüştür. hem
ve kiminle spor yaptığımızı veya aristokrat hem de demokratik özellikleri
çocuklarımızı nasıl yetiştirdiğimizi birleştirir (bkz. Bölüm 4). Bu görüşün önde
etkileyebilir. gelen modern savunucularından biri
Bernard Crick'tir. Crick, In Defense of
KAVRAM
Politics adlı klasik çalışmasında şu tanımı
Mutabakat (Consensus) yaptı:
Konsensüs anlaşma anlamına gelir, ancak “Politika, belirli bir yönetim birimi içindeki
belirli bir tür anlaşmayı ifade eder. İlk farklı çıkarların, tüm toplumun refahı ve
olarak, şartları çok çeşitli bireyler veya hayatta kalması için önemleri oranında
güçte bir pay vererek uzlaştırıldığı olduğunu (kısmen, başkalarının görüşlerini
faaliyettir.” (Crick, [1962] 2000) dikkatlice dinlemeyi gerektirdiğinden)
anlamadaki başarısızlık, dünyanın pek çok
Bu görüşe göre, siyasetin anahtarı bu
yerinde demokratik siyasete karşı büyüyen
nedenle geniş bir güç dağılımıdır.
popüler bir hayal kırıklığına katkıda
Çatışmanın kaçınılmaz olduğunu kabul
bulunmuş olabilir. gelişmiş dünya. Bu,
eden Crick, sosyal gruplar ve çıkarlar güce
popülizmin yükselişinde (bkz. s. 53) ve
sahip olduğunda uzlaştırılmaları gerektiğini
uzlaşma ve uzlaşmayı küçümseyen ve
savundu; sadece ezilemezler. Bu nedenle
çatışmaya çok daha fazla vurgu yapan bir
siyaseti "düzen sorununa şiddet ve
siyaset tarzının ortaya çıkışında ifade
zorlama yerine uzlaşmayı seçen çözüm"
edilmiştir. Donald Trump'ın ABD başkanı
olarak tasvir etmiştir. Böyle bir siyaset
olarak seçilmesinin genellikle bu eğilimi
görüşü, liberal-rasyonalist ilkelere derin bir
gösterdiği söylenir (bkz. s. 11).
bağlılığı yansıtır. Tartışma ve tartışmanın
etkinliğine olan kararlı inancın yanı sıra, 4- Güç Olarak Siyaset
toplumun uzlaşmaz çatışmalardan ziyade
Politikanın dördüncü tanımı hem en geniş
fikir birliği ile karakterize edildiği inancına
hem de en radikal olanıdır. Bu görüş,
dayanır. Başka bir deyişle, var olan
siyaseti belirli bir alanla (hükümet, devlet
anlaşmazlıklar yıldırma ve şiddete
veya "kamusal" alan) sınırlamak yerine,
başvurmadan çözülebilir. Ancak
siyaseti tüm sosyal faaliyetlerde ve insan
eleştirmenler, Crick'in siyaset anlayışının,
varlığının her köşesinde iş başında görür.
Batılı çoğulcu demokrasilerde yer alan
Adrian Leftwich'in Politika Nedir? Etkinlik
siyaset biçimine karşı büyük ölçüde
ve Çalışması (2004), 'politika, tüm insan
önyargılı olduğuna dikkat çekiyor: aslında,
gruplarında, kurumlarda ve toplumlarda
siyaseti seçim seçimi ve parti rekabeti ile
resmi ve gayri resmi, kamusal ve özel tüm
eşitledi. Sonuç olarak, onun modelinin
kolektif sosyal faaliyetlerin merkezinde yer
bize, diyelim ki tek partili devletler veya
alır'. Bu anlamda siyaset, toplumsal
askeri rejimler hakkında söyleyecek çok az
etkileşimin her düzeyinde yer alır;
şeyi var.
uluslararasında ve küresel sahnede olduğu
Bu siyaset görüşü, şüphe götürmez kadar aileler içinde ve küçük arkadaş
biçimde olumlu bir karaktere sahiptir. grupları arasında da bulunabilir. Bununla
Politika kesinlikle ütopik bir çözüm değildir birlikte, siyasi faaliyetin ayırt edici özelliği
(uzlaşma, tavizlerin tüm taraflarca nedir? Politikayı diğer herhangi bir sosyal
verilmesi ve kimseyi tam olarak tatmin davranış biçiminden ayıran nedir?
etmemesi anlamına gelir), ancak şüphesiz
ODAKLAN . . .
alternatiflere tercih edilir: kan dökme ve
gaddarlık. Bu anlamda siyaset medeni ve GÜCÜN 'YÜZLERİ'
medenileştirici bir güç olarak görülebilir.
A, B'nin başka türlü yapmayacağı bir şeyi
İnsanlar siyasete bir faaliyet olarak saygı
B'ye yaptırdığında, gücün kullanıldığı
duymaya teşvik edilmeli ve kendi
söylenebilir. Ancak A, B'yi çeşitli şekillerde
topluluklarının siyasi hayatına katılmaya
etkileyebilir. Bu, gücün farklı boyutları
hazırlanmalıdır. Bununla birlikte, siyasetin
veya "yüzleri" arasında ayrım yapmamızı
bir uzlaşma ve uzlaşma süreci olarak
sağlar:
zorunlu olarak sinir bozucu ve zor
Karar verme olarak güç: Gücün bu yüzü, kullanımı, propaganda kullanımında ve
bir şekilde kararların içeriğini etkileyen daha genel olarak ideolojinin etkisinde
bilinçli eylemlerden oluşur. Bu iktidar görülür.
biçiminin klasik açıklaması Robert Dahl'ın
En geniş anlamıyla siyaset, toplumsal
Kim Yönetiyor? Democracy and Power in
varoluş sürecinde kaynakların üretimi,
an American City (1961), kararları ilgili
dağıtımı ve kullanımı ile ilgilidir. Politika
aktörlerin bilinen tercihleri ışığında analiz
özünde güçtür: herhangi bir yolla arzu
ederek kimin güce sahip olduğuna dair
edilen sonuca ulaşma yeteneği. Bu kavram
yargılarda bulundu. Yine de bu tür kararlar
Harold Lasswell'in Politika: Kim Neyi, Ne
çeşitli şekillerde etkilenebilir. Gücün Üç
Zaman, Nasıl Alır? (1936). Bu
Yüzü'nde (1989), Keith Boulding güç
perspektiften, siyaset çeşitlilik ve çatışma
kullanımı veya sindirme (sopa), karşılıklı
ile ilgilidir, ancak temel bileşen kıtlığın
kazanç içeren üretken değiş tokuşlar
varlığıdır: basit gerçek şu ki, insan
(anlaşma) ve yükümlülüklerin, sadakatin
ihtiyaçları ve arzuları sonsuz olsa da, onları
ve bağlılığın yaratılması (öpücük) arasında
tatmin etmek için mevcut kaynaklar her
ayrım yaptı.
zaman sınırlıdır. Bu nedenle siyaset, kıt
Gündem belirleme olarak güç: Bachrach kaynaklar üzerinde bir mücadele olarak
ve Baratz'ın (1962) öne sürdüğü gibi, görülebilir ve güç, bu mücadelenin
gücün ikinci yüzü, kararların alınmasını yürütüldüğü araç olarak görülebilir.
önleme yeteneğidir: yani, aslında, 'karar Siyasetin güç olarak görülmesinin
vermeme'. Bu, siyasi gündemi belirleme savunucuları arasında feministler ve
veya kontrol etme, böylece meselelerin Marksistler yer alır. 1960'larda ve
veya tekliflerin ilk etapta yayınlanmasını 1970'lerde kadın kurtuluş hareketinin
önleme becerisini içerir. Örneğin, özel yükselişi, feminizme artan bir ilgiyi
işletmeler hem önerilen tüketici koruma beraberinde getirerek, 'siyasetin' doğası
yasasını yenmek için kampanya yürüterek hakkında daha radikal düşünmeyi teşvik
(birinci yüz) hem de tüketici hakları etti. Modern feministler, radikal feminist
sorununun kamuoyunda tartışılmasını slogan olan "kişisel olan politiktir" ile en
önlemek için lobi faaliyetleri yürüterek cesurca öne sürülen bir kavram olan
(ikinci yüz) güç kullanabilirler. siyasetin yer aldığı görülebilecek alanları
genişletmeye çalışmakla kalmamış, aynı
Düşünce kontrolü olarak güç: Gücün
zamanda siyaseti bir süreç olarak görme
üçüncü yüzü, bir başkasını ne
eğiliminde olmuşlardır. özellikle başkaları
düşündüğünü, istediğini veya ihtiyaç
üzerinde güç kullanımıyla ilgili. Bu görüş,
duyduğunu şekillendirerek etkileme
Kate Millett tarafından, siyaseti "güç yapılı
yeteneğidir. Bu, ideolojik telkin veya
ilişkiler, bir grup insanın bir başkası
psikolojik kontrol olarak ifade edilen
tarafından kontrol edildiği düzenlemeler"
güçtür. Bu, Lukes'un (2004) iktidara
olarak tanımladığı Cinsel Politika'da (1970)
'radikal' bakış açısı dediği şeydir ve
özetlenmiştir.
'yumuşak' güç kavramıyla örtüşür. Buna
bir örnek, reklamın, genellikle bir "marka" Marksistler ise "siyaset" terimini iki
ile çağrışımlar geliştirerek tüketici anlamda kullanmışlardır. Bir düzeyde,
zevklerini şekillendirme yeteneği olabilir. Marx "politika"yı devlet aygıtına
Siyasal hayatta, bu iktidar biçiminin gönderme yapmak için geleneksel
anlamda kullandı. Komünist Manifesto'da cinsel devrim yoluyla yeniden
([1848] 1967), o (ve Engels) siyasi düzenlenmesi gereğini ilan ettiler. Ancak
iktidardan "bir sınıfın diğerini ezmek için siyasetin güç ve tahakküm olarak tasvir
yalnızca örgütlü gücü" olarak söz etti. edildiğinde, toplumsal varoluşun
Marx'a göre siyaset, hukuk ve kültürle kaçınılmaz bir özelliği olarak görülmesine
birlikte, toplumsal yaşamın gerçek temeli gerek olmadığı da açıktır. Feministler,
olan ekonomik "altyapı"dan farklı bir insanlara toplumsal cinsiyet temelinde
"üstyapı"nın parçasıdır. Ancak, ekonomik değil, kişisel değerlerine göre değer
"temel" ile yasal ve siyasi "üstyapı"yı verildiği cinsiyetçi olmayan bir toplumun
tamamen ayrı görmedi. "Üstyapı"nın inşasıyla ulaşılan “cinsel politika”nın
ekonomik "temel"den doğduğuna ve onu sonunu ararlar. Marksistler, sınıfsız bir
yansıttığına inanıyordu. Daha derin bir komünist toplumun kurulmasıyla 'sınıf
düzeyde, bu görüşe göre siyasi iktidar, bu siyaseti'nin sona ereceğine inanırlar. Bu da
nedenle sınıf sisteminde kök salmıştır; nihayetinde devletin “sönmesine” yol
Lenin'in belirttiği gibi, "siyaset, açacak ve aynı zamanda geleneksel
ekonominin en yoğun biçimidir". Siyasetin anlamda siyaseti de sona erdirecektir.
devletle ve dar bir kamusal alanla
EYLEMDE SİYASET. . .
sınırlandırılabileceğine inanmanın aksine,
Marksistlerin “ekonomik olanın politik TRUMP'UN ZAFER: KUTUPLAMA VE ÖFKE
olduğuna” inandıkları söylenebilir. Bu OLARAK SİYASET?
perspektiften, Marksistlerin sınıf
Olaylar: ABD başkanlık seçimleri günü olan
mücadelesi ile olduğuna inandıkları şekilde
8 Kasım 2016'nın erken saatlerinde,
karakterize edilen sivil toplum, siyasetin
Donald Trump'ın isimsiz bir kıdemli
tam da kalbidir.
danışmanı CNN'de “Kazanmak bizim için
Bu gibi görüşler siyaseti büyük ölçüde bir mucize olacak” dedi. Olayda, mucize
olumsuz terimlerle tasvir eder. Politika, gerçekleşti. Gerçekten de, "mucize",
oldukça basit, baskı ve boyun eğdirme ile Cumhuriyetçi Parti'nin ön seçim yarışında
ilgilidir. Radikal feministler, kadınların tartışılmaz bir liderlik elde eden Trump'ın 3
sistematik olarak erkek gücüne tabi Mayıs'ta partinin olası adayı ilan edildiği o
kılınması ve tabi kılınması bakımından yılın oldukça başlarında başlamıştı. Bu,
toplumun ataerkil olduğuna inanırlar. Trump'ın ne Cumhuriyetçi seçkinlerden ne
Marksistler geleneksel olarak, kapitalist bir de muhafazakar medya figürlerinden
toplumda siyasetin, proletaryanın neredeyse hiç destek almamasına ve
burjuvazi tarafından sömürülmesiyle adaylık için diğer üç aday tarafından büyük
karakterize edildiğini savundular. Öte ölçüde harcanmasına rağmen gerçekleşti.
yandan, bu olumsuz çıkarımlar, siyasetin Başkanlık seçimlerinin kendisinde, Trump,
aynı zamanda özgürleştirici bir güç, geniş çapta kazanması beklenen Demokrat
adaletsizlik ve tahakküme meydan Parti adayı Hillary Clinton'a karşı zafer
okunabilecek bir araç olarak görülmesi kazandı. Clinton popüler oyu yaklaşık üç
gerçeğiyle dengeleniyor. Örneğin, Marx, milyon oy farkla almasına rağmen, Trump
sınıf sömürüsünün bir proleter devrim çok önemli Seçim Koleji oylamasını 306'ya
tarafından devrileceğini öngördü ve karşı 232 kazandı. Bunu yaparak, daha
radikal feministler, cinsiyet ilişkilerinin bir önce seçimlere katılmadan veya
seçimlerde görev almadan göreve kazandırdı. Bu, çeşitli şekillerde ortaya
başlayan ilk ABD başkanı oldu. bir askeri çıktı. Örneğin, Trump'ın siyasi
veya hükümet görevi. muhaliflerine yönelik eleştirileri, kapsamlı
ve derinden kişisel bir karaktere sahipti. En
Önem: Donald Trump'ın 2016'daki zaferi,
yakın Cumhuriyetçi rakibi olan Ted Cruz,
yalnızca (kişisel zenginliğine ve ünlü
bu nedenle tekrar tekrar 'Lyin' Ted' Cruz
statüsüne rağmen) geleneksel siyasi
olarak anılırken, Hillary Clinton 'Crooked
deneyimden yoksun, arketip bir siyasi
Hillary' olarak damgalandı. Benzer şekilde,
yabancı olduğu için sürpriz olmadı. Bir
Washington siyaset kurumuna ve medyaya
başka neden de, kişiliği, mizacı ve siyasi
yönelik saldırıları sert ve küçümseyiciydi.
tarzıyla Trump'ın çoğu başkan adayından
Sözde yozlaşmış ve başarısız yerleşik siyasi
belirgin şekilde farklı olmasıydı. Birincisi,
sistemle ilgili olarak, ana akım medya rutin
kampanya retoriği sırayla övünen, yıpratıcı
olarak “sahte haber” tedarikçileri olarak
ve bazılarının görüşüne göre son derece
eleştirilirken, “bataklığı kurutma” sözü
saldırgandı. Gerçekten de, Trump'ın
verdi. Öte yandan, Trump'ın endişelerini
adaylığı, belirgin biçimde kutuplaşmış ve
dile getirmeye en hevesli olduğu kişiler -
kutuplaştırıcı bir siyaset biçimini örnekledi;
durgun veya düşen yaşam standartları, iş
bölünme ve saldırıdan zevk alıyor gibiydi
güvencesizliği ve kadın ve azınlıkların
ve uzlaşma ve fikir birliği oluşturmayı
yükselişinin bir sonucu olarak öfkeli
küçümsedi. Ancak, bu siyaset biçiminin
olduğuna inanılan beyaz, ağırlıklı olarak
basitçe 2016'daki çalkantılardan çıktığını
erkek işçi sınıfı. gruplar – 'gerçek insanlar'
söylemek yanlış olur; bunun yerine,
olarak tasvir edildi. Bu, meşru siyasi
Ronald Reagan'ın başkanlığının (1981-89)
çıkarları olan tek grup olduklarını, diğer
ilk yıllarından beri ABD parti siyasetinde
tüm grupların bir şekilde otantik
meydana gelen gelişmelere kadar
olmadığını ve bu nedenle ahlaki değerden
sürülebilir. Bunlardan en önemlisi, hem
yoksun olduklarını gösteriyordu.
Demokratların hem de Cumhuriyetçilerin
siyasetin pragmatik merkez zeminini terk KAVRAM
etme ve aile ve yaşam tarzı sorunlarıyla
Bilim (Science)
ilgili konularda daha ideolojik bir duruş
benimseme eğilimleri olmuştur. Bu süreç, Bilim, tekrarlanabilir deneyler, gözlem ve
yeni Hıristiyan sağının artan etkisi ile tümdengelim yoluyla fenomenlerin
önemli şekillerde ateşlendi (2. Bölümde güvenilir açıklamalarını geliştirmeyi
tartışıldı). Bu nedenle ABD siyasetinde göç, amaçlayan bir çalışma alanıdır. Bu
silah kontrolü, ırk entegrasyonu, okullarda nedenle, hipotezlerin mevcut kanıtlara
cinsel eğitim, eşcinsellik ve kürtaj dahil karşı test edilerek doğrulandığı
kadın hakları gibi konularda bir dizi sözde (doğruluğunun kanıtlandığı) “bilimsel
kültür savaşı gelişti. yöntem”, değerden bağımsız ve nesnel
gerçeği açıklamanın bir aracı olarak
Bununla birlikte, Trump'ın ortaya çıkışı,
görülmektedir. Ancak Karl Popper (1902-
özellikle Trump'ın, tipik popülist
94), "gerçekler" her zaman daha sonraki
politikacılar için, dünyayı ışık ve karanlık ya
deneylerle çürütülebileceğinden, bilimin
da iyi ve kötü arasındaki çatışma açısından
yalnızca hipotezleri yanlışlayabileceğini
görme eğilimi göz önüne alındığında,
öne sürdü.
kutuplaşma siyasetine yeni bir ivme
POLİTİKA EĞİTİMİ tanımlanır. Fikirleri Augustine (354-430) ve
Aquinas (1225-74) gibi ortaçağ
Siyaset Bilimine Yaklaşımlar
teorisyenlerinin yazılarında yeniden su
Siyasi faaliyetin doğası hakkındaki yüzüne çıktı. Örneğin, Platon'un
anlaşmazlık, siyasetin akademik bir disiplin çalışmasının ana teması, onun görüşüne
olarak doğası hakkındaki ihtilafla eşleşir. göre bir filozof krallar sınıfının egemen
En eski entelektüel araştırma alanlarından olduğu iyi huylu bir diktatörlük biçimini
biri olan siyaset, başlangıçta felsefenin, alan ideal toplumun doğasını tanımlama
tarihin veya hukukun bir kolu olarak girişimiydi.
görülüyordu. Temel amacı, insan
Normatif (Normative): Değerlerin ve
toplumunun dayanması gereken ilkeleri
davranış standartlarının reçetesi; 'olan'
ortaya çıkarmaktı. Bununla birlikte, on
değil, 'olması gereken'.
dokuzuncu yüzyılın sonlarından itibaren,
bu felsefi vurgu, siyaseti bilimsel bir Bu tür yazılar, siyasete 'geleneksel'
disipline dönüştürme girişimiyle yavaş yaklaşımın temelini oluşturmuştur. Bu,
yavaş yer değiştirdi. Bu gelişmenin doruk politik düşüncenin merkezinde yer alan
noktasına 1950'lerde ve 1960'larda, daha fikir ve doktrinlerin analitik olarak
önceki geleneğin anlamsız metafizik olarak incelenmesini içerir. En yaygın olarak,
açıkça reddedilmesiyle ulaşıldı. Bununla "büyük" düşünürlerin (örneğin Platon'dan
birlikte, o zamandan beri, katı bir siyaset Marx'a uzanan) bir koleksiyonuna ve bir
bilimine yönelik coşku azaldı ve siyasi "klasik" metinler kanonuna odaklanan bir
değerlerin ve normatif teorilerin kalıcı siyasi düşünce tarihi biçimini almıştır. Bu
öneminin yeniden kabul edilmesi oldu. yaklaşım edebi analiz karakterine sahiptir:
Herkes tarafından kabul edilebilir evrensel öncelikle büyük düşünürlerin ne
değerler için "geleneksel" arayış büyük söylediğini, görüşlerini nasıl geliştirdiklerini
ölçüde terk edildiyse, bilimin tek başına veya gerekçelendirdiklerini ve içinde
gerçeği açıklamanın bir yolunu sağladığı çalıştıkları entelektüel bağlamı
ısrarı da büyük ölçüde terk edildi. Ortaya incelemekle ilgilenir. Bu tür bir analiz,
çıkan disiplin, tam da bir dizi teorik eleştirel ve titiz bir şekilde
yaklaşımı ve çeşitli analiz okullarını gerçekleştirilebilse de, 'Devlete neden
kucakladığı için daha verimli ve daha itaat etmeliyim?', 'Ödüller nasıl
heyecan vericidir. dağıtılmalıdır?' ve 'Neler' gibi normatif
sorularla ilgilendiğinden hiçbir bilimsel
Felsefi Gelenek
anlamda nesnel olamaz. bireysel
Siyasal analizin kökenleri Antik Yunan'a özgürlüğün sınırları olmalı mı?'
kadar uzanır ve genellikle 'siyaset felsefesi'
Objektif: Gözlemcinin dışında,
olarak adlandırılan bir geleneğe dayanır.
kanıtlanabilir; duygular, değerler veya
Bu, esasen etik, kuralcı veya normatif
önyargı ile lekelenmemiş.
sorularla meşgul olmayı içeriyordu ve
neyin 'olduğu'ndan ziyade neyin 'olması
gerektiği', 'olması gerektiği' veya 'olması
gerektiği' ile ilgili bir endişeyi yansıtıyordu.
Plato (bkz. s. 13) ve Aristoteles genellikle
bu geleneğin kurucu babaları olarak
ANAHTAR DÜŞÜNÜR normatif yaklaşım, yargılarda bulunması
ve önerilerde bulunması anlamında
PLATO (427-347 M.Ö.)
'kuralcı'dır.
Yunan filozofu. Platon aristokrat bir
Ampirik: Gözlem ve deneye dayalı;
aileden doğdu. Etik ve felsefi
ampirik bilgi, duyu verilerinden ve
diyaloglarında baş figür olan Sokrates'in
deneyimden elde edilir.
takipçisi oldu. Sokrates'in MÖ 399'da
ölümünden sonra Platon, yeni Atina Tanımlayıcı politik analiz, felsefi temelini,
yönetici sınıfını eğitmek için kendi 17. yüzyıldan itibaren John Locke ve David
akademisini kurdu. Platon, maddi Hume (1711-76) gibi teorisyenlerin
dünyanın soyut ve ebedi "fikirlerin" çalışmaları aracılığıyla yayılan ampirizm
kusurlu kopyalarından oluştuğunu öğretti. doktrininden almıştır.
Cumhuriyet ve Kanunlar’da açıklanan
Ampirizm doktrini, deneyimin bilginin tek
siyaset felsefesi, ideal devleti bir adalet
temeli olduğu ve bu nedenle tüm
teorisi açısından tanımlama girişimidir. Her
hipotezlerin ve teorilerin bir gözlem süreci
iki eser de kesinlikle otoriterdir ve gücün
ile test edilmesi gerektiği inancını
eğitimli bir elitin, filozof kralların elinde
geliştirdi. 19. yüzyıla gelindiğinde, bu tür
olması gerektiğine inanarak, bireysel
fikirler, özellikle Auguste Comte'un (1798-
özgürlüğe hiç dikkat etmez. Dolayısıyla
1857) yazılarıyla ilişkilendirilen entelektüel
demokrasinin sıkı bir eleştirmeniydi.
bir hareket olan 'pozitivizm' olarak bilinen
Platon'un çalışması, Hıristiyanlık ve genel
şeye dönüştü. Bu doktrin, sosyal bilimlerin
olarak Avrupa kültürü üzerinde geniş bir
ve dolayısıyla tüm felsefi araştırma
etki yarattı.
biçimlerinin doğa bilimlerinin
Ampirik Gelenek yöntemlerine sıkı sıkıya bağlı kalması
gerektiğini ilan etti. Bilim, gerçeği
Normatif teorileştirmeden daha az belirgin
açıklamanın tek güvenilir yolu olarak
olmasına rağmen, betimleyici veya ampirik
algılandıktan sonra, bir siyaset bilimi
bir gelenek, siyasi düşüncenin ilk günlerine
geliştirme baskısı karşı konulmaz hale
kadar izlenebilir. Aristoteles'in anayasaları
geldi.
sınıflandırma girişiminde, Machiavelli'nin
gerçekçi devlet yönetimi açıklamasında ve Davranışçılık
Montesquieu'nün sosyolojik hükümet ve
19. yüzyılın ortalarından bu yana, ana akım
hukuk teorisinde görülebilir. Birçok
siyasi analize, pozitivizmin artan etkisini
yönden, bu tür yazılar, günümüzde
yansıtan “bilimsel” gelenek hakim
“karşılaştırmalı hükümet” olarak
olmuştur. 1870'lerde Oxford, Paris ve
adlandırılan şeyin temelini oluşturuyor ve
Columbia üniversitelerinde 'siyaset bilimi'
disipline esasen kurumsal bir yaklaşıma yol
dersleri verilmeye başlandı ve 1906'da
açtı. Özellikle ABD ve Birleşik Krallık'ta bu,
Amerikan Siyaset Bilimi İncelemesi
baskın analiz geleneği haline geldi. Politik
yayınlandı. Bununla birlikte, bir siyaset
analize ampirik yaklaşım, politik
bilimine duyulan coşku, 1950'lerde ve
gerçekliğin tarafsız ve tarafsız bir
1960'larda, en güçlü şekilde ABD'de,
açıklamasını sunma girişimi ile karakterize
ağırlıklı olarak davranışçılığa dayanan bir
edilir. Yaklaşım, analiz etmeye ve
siyasi analiz biçiminin ortaya çıkmasıyla
açıklamaya çalıştığı için 'açıklayıcı' iken,
zirveye ulaştı. İlk kez bu, politikaya (genellikle devletler) arasındaki
güvenilir bir bilimsel kimlik sağladı, çünkü benzerlikleri ve farklılıkları tanımlamayı ve
daha önce eksik olan şeyi sağladı: keşfetmeyi içerir. Karşılaştırmalı yöntem,
hipotezlerin test edilebileceği nesnel ve bazen, deneysel tekniklerin
ölçülebilir veriler. David Easton (1979, uygulanmasındaki pratik zorluklar göz
1981) gibi siyasi analistler, siyasetin doğa önüne alındığında, siyasetin bilimsel
bilimlerinin metodolojisini bilgisini geliştirmek için en uygun teknik
benimseyebileceğini ilan ettiler ve bu, olarak görülür.
nicel araştırma yöntemlerinin kullanımına
Ancak davranışçılık, 1960'lardan itibaren
en uygun alanlarda, örneğin oy verme
artan bir baskı altına girdi. İlk olarak,
davranışı, yasa koyucuların davranışları ve
davranışçılığın politik analizin kapsamını
belediye politikacılarının ve lobicilerin
önemli ölçüde kısıtladığı ve doğrudan
davranışları. Uluslararası ilişkilerin nesnel
gözlemlenebilir olanın ötesine geçmesini
“yasalarını” geliştirme umuduyla
engellediği iddia edildi. Her ne kadar
davranışçılığı uluslararası ilişkilere (Uİ)
davranış analizi, oylama çalışmaları gibi
uygulamak için girişimlerde bulunuldu.
alanlarda kuşkusuz paha biçilmez içgörüler
Davranışçılığın yükselişi, karşılaştırmalı
üretmiş ve üretmeye devam etse de,
siyasetin sistemik çalışmasına da büyük bir
ölçülebilir verilere yönelik dar bir saplantı,
ivme kazandırdı.
siyaset disiplinini çok az şeye indirgemekle
Pozitivizm: Sosyal ve aslında tüm tehdit etmektedir. Daha da endişe verici
araştırma biçimlerinin doğa bilimlerinin bir şekilde, bir nesil siyaset bilimcisi, tüm
yöntemlerine sıkı sıkıya bağlı olması normatif siyasi düşünce geleneğine
gerektiği teorisi. sırtlarını dönmeye meyletti. 'Özgürlük',
'eşitlik', 'adalet' ve 'haklar' gibi kavramlar,
Davranışçılık (Behaviouralism): Sosyal
ampirik olarak doğrulanabilir varlıklar
teorilerin yalnızca gözlemlenebilir
olmadıkları için bazen anlamsız oldukları
davranışlar temelinde inşa edilmesi
için bir kenara atıldı. John Rawls ve Robert
gerektiği ve araştırma için ölçülebilir
Nozick gibi teorisyenlerin yazılarında
veriler sağlaması gerektiği inancı.
yansıtıldığı gibi, 1970'lerden bu yana
KAVRAM normatif sorulara olan ilgi yeniden
canlandıkça, davranışçılıktan duyulan
Karşılaştırmalı Siyaset
memnuniyetsizlik de artmıştır.
(Comparative Politics)
Rasyonel-Seçim Teorisi
Karşılaştırmalı siyaset, hem disipliner bir
Siyasete son zamanlardaki teorik
alt alana hem de bir analiz yöntemine
yaklaşımlar arasında, çeşitli şekillerde
atıfta bulunur. Disiplinsel bir alt alan
"rasyonel seçim teorisi", "kamu tercihi
olarak, özellikle ABD'de, genellikle basitçe
teorisi" ve "politik ekonomi" olarak
'yabancı ülkelerin siyaseti' anlamına gelir.
bilinen, "biçimsel siyaset teorisi" olarak
Bir analiz yöntemi olarak karşılaştırmalı
adlandırılan şey vardır. Analize yönelik bu
siyaset, 'temellendirilmiş teoriler'
yaklaşım, genellikle ilgili bireylerin
geliştirmek, hipotezleri test etmek,
rasyonel olarak kendi çıkarlarına yönelik
nedensel ilişkiler çıkarmak ve güvenilir
davranışları hakkında, prosedürel kurallara
genellemeler üretmek için siyasi birimler
dayalı modeller oluşturmada ekonomik hedefler dizisine sahip olduğu ve nadiren
teori örneğinden yararlanır. En sağlam tam ve doğru bilginin ışığında kararlar
biçimde ABD'de yerleşik olan ve özellikle aldığı gerçeğini görmezden geldiği için
de sözde Virginia Okulu ile ilişkilendirilen insan rasyonelliğini abartabilir. Ayrıca,
biçimsel siyaset teorisi, en azından soyut bir birey modelinden yola çıkarak,
seçmenlerin, lobicilerin, bürokratların ve rasyonel seçim teorisi, diğer şeylerin yanı
politikacıların eylemlerine ve aynı sıra, insan kişisel çıkarlarının sadece
zamanda siyasilere ilişkin içgörüler doğuştan değil, sosyal olarak koşullu
sağlayabilecek yararlı bir analitik araç olabileceğini kabul etmekte başarısız
sağlar. Devletlerin uluslararası sistem olarak, sosyal ve tarihsel faktörlere
içindeki davranışları. Bu yaklaşım, siyasi yeterince dikkat etmez.
analiz üzerinde en geniş etkisini,
KAVRAM
“kurumsal kamu tercihi teorisi” olarak
adlandırılan biçimde yapmıştır. Parti Yapılandırmacılık (Constructivism)
rekabeti, çıkar grubu davranışı ve
Konstrüktivizm (ya da sosyal inşacılık),
bürokratların politika etkisi gibi alanlarda
bizim onu anladığımızdan bağımsız olarak
bu tür tekniklerin kullanımı sonraki
nesnel bir sosyal ya da politik gerçeklik
bölümlerde tartışılacaktır. Yaklaşım,
olmadığı inancına dayanan bir analiz
ekonomiden çok matematik alanında
yaklaşımıdır. Bu nedenle konstrüktivistler,
geliştirilen oyun teorisi biçiminde de
sosyal dünyayı somut nesnelerin dış
uygulanmıştır. Bireysel davranışlarla ilgili
dünyası anlamında "dışarıda" bir şey
bulmacaları analiz etmek için ilk ilkelerin
olarak görmezler; bunun yerine, bir tür
kullanılmasını gerektirir. Oyun teorisindeki
özneler arası farkındalık olarak yalnızca
en iyi bilinen örnek, "mahkumlar"
"içeride" var olur. Son tahlilde insanlar,
ikilemidir (bkz. Şekil 1.5). Oyun teorisi, Uİ
ister birey olarak ister sosyal grup olarak
teorisyenleri tarafından, örneğin
hareket etsinler, dünyayı bu yapılara göre
denizlerde aşırı avlanmayı veya
“inşa ederler”.
istenmeyen rejimlere silah satışını
önlemeyi neden devletlerin zor bulduğunu Yeni Kurumsalcılık
açıklamak için kullanılmıştır.
1950'lere kadar, siyaset çalışması büyük
Oyun teorisi (Game Theory): Bir aktörün ölçüde kurumların incelenmesini
strateji seçiminin diğerinin en iyi seçimini içeriyordu. Bu 'geleneksel' veya 'eski'
nasıl etkilediğini ve bunun tersini kurumsalcılık, hükümetin kuralları,
açıklayarak çatışma veya işbirliği prosedürleri ve resmi organizasyonuna
sorunlarını keşfetmenin bir yolu. odaklandı ve hukuk ve tarih
araştırmalarında kullanılanlara benzer
Bununla birlikte, siyasi analize yönelik
yöntemler kullandı. 'Davranışsal devrim'in
rasyonel seçim yaklaşımı hiçbir şekilde
ortaya çıkışı, onun yansıtıcı olmayan ve
evrensel olarak kabul görmemiştir.
esasen tanımlayıcı yöntemlerine (bazen
Destekçileri, siyasi fenomenlerin
siyaseti bir örgütsel kurallar ve yapılar
tartışılmasına daha fazla titizlik getirdiğini
toplamına indirgemekle tehdit eden)
iddia ederken, eleştirmenler temel
ilişkin artan endişelerle birleştiğinde,
varsayımlarını sorguladılar. Örneğin,
1960'larda ve 1970'lerde kurumsalcılığın
insanların nadiren net bir tercih edilen
marjinalleşmesine yol açtı. Bununla gösterdikleri kurumsal bağlamların
birlikte, 1980'lerden itibaren "yeni “tutsakları” olarak görüldüğü yapısalcı bir
kurumsalcılık" olarak adlandırılan şeyin mantığa katılmakla suçlanır.
ortaya çıkmasıyla buna olan ilgi yeniden
Kritik Yaklaşımlar
canlandı. Yeni kurumsalcılık, siyasi
yapıların siyasi davranışı şekillendirdiği 1980'lerden bu yana, siyasete eleştirel
düşünüldüğünde, “kurumların önemlidir” yaklaşımların yelpazesi önemli ölçüde
şeklindeki temel kurumsalcı inanca sadık genişledi. O noktaya kadar, Marksizm ana
kalsa da, bir “kurumu” neyin akım siyaset biliminin başlıca alternatifini
oluşturduğuna dair anlayışımızı birçok oluşturmuştu. Gerçekten de Karl Marx,
açıdan revize etmiştir. siyaseti bilimsel terimlerle tanımlamaya
çalışan ilk teorisyen olarak görülebilir.
Kurum (Institution): Resmi bir rol ve
Marx, sözde "materyalist tarih anlayışı"nı
statüye sahip köklü bir organ; daha geniş
(bkz. s. 39-43) kullanarak, tarihsel
olarak, düzenli ve öngörülebilir davranışı
gelişmenin itici gücünü ortaya çıkarmaya
sağlayan bir dizi kural, "oyunun kuralları".
çalıştı. Bu da onun, doğa bilimlerindeki
Siyasal kurumlar artık siyasal örgütlerle eş yasalarla aynı statüye sahip olan
tutulmuyor; bunlar "şeyler" olarak değil, “yasalar”a dayalı olarak gelecekle ilgili
bireysel aktörlerin davranışlarını öngörülerde bulunmasını sağlamıştır.
yönlendiren veya sınırlayan "kurallar" Bununla birlikte, modern politik analiz,
dizisi olarak düşünülür. Ayrıca, bu kurallar feminizm (bkz. s. 47-8), eleştirel teori, yeşil
resmi olduğu kadar gayri resmi de olabilir, ideoloji (bkz. s. 49-50), yeni eleştirel bakış
politika oluşturma süreçleri bazen resmi açılarının ortaya çıkışının bir sonucu olarak
düzenlemelerden ziyade yazılı olmayan hem daha zengin hem de daha çeşitli hale
sözleşmeler veya anlayışlar tarafından geldi. yapılandırmacılık, postyapısalcılık ve
şekillendirilir. Her şeyden ayrı olarak, bu, postkolonyalizm. Bu yeni eleştirel seslerin
kurumların neden reform, dönüştürme ortak noktası nedir ve hangi anlamda
veya değiştirmenin genellikle zor olduğunu 'eleştirel'dirler?
açıklamaya yardımcı olabilir. Son olarak,
KAVRAM
kurumları bağımsız varlıklar olarak görmek
yerine, ki bu durumda neredeyse zaman Postmodernizm
ve mekanın dışında var olurlar, yeni
Postmodernizm, ilk olarak Batı
kurumsalcılar kurumların belirli bir
sanatlarında, mimarisinde ve genel olarak
normatif ve tarihsel bağlamda "gömülü"
kültürel gelişmede deneysel hareketleri
olduğunu vurgularlar. Bu nedenle,
tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bir
kurumsal bir ortamdaki aktörlerin temel
sosyal ve politik analiz aracı olarak
kural ve prosedürleri kabul etmek için
postmodernizm, sanayileşme ve sınıf
sosyalleşmesi gibi, kurumun kendisi de
dayanışması tarafından yapılandırılmış
daha geniş ve daha temel bir varsayım ve
toplumlardan giderek daha fazla
uygulamalar bütünü içinde faaliyet
parçalanmış ve çoğulcu “bilgi”
gösterir. Bununla birlikte, bu değişimlere
toplumlarına geçişin altını çizer. Bunlarda
rağmen, kurumsalcılık eleştirileri çekmeye
bireyler üreticiden tüketiciye dönüşür ve
devam etti. Örneğin, bazen siyasi
sınıfsal, dini ve etnik bağlılıkların yerini
aktörlerin, az ya da çok, içinde faaliyet
bireycilik alır. Postmodernistler kesinlik 'eleştirel'dir, çünkü sadece ana akım
diye bir şey olmadığını iddia ederler; yaklaşımların sonuçlarını tartışmakla
mutlak ve evrensel gerçek fikri kibirli bir kalmazlar, aynı zamanda bu yaklaşımların
iddia olarak bir kenara bırakılmalıdır. kendilerini eleştirel incelemeye tabi
tutarlar. , içlerinde işleyen önyargıları
Eleştirel yaklaşımlar, iki geniş ve bazen
ortaya çıkarmak ve bunların etkilerini
bağlantılı özelliği örneklemektedir.
incelemek. Bu, özellikle yapılandırmacılıkla
Birincisi, farklı şekillerde, (genellikle)
ilgili olarak görülebilir.
marjinalleştirilmiş veya ezilen grupların
çıkarlarıyla hizaya girerek siyasi statükoya Post-pozitivizm: "Nesnel" bir gerçeklik
itiraz etmeye çalıştıkları için 'eleştirel' fikrini sorgulayan, bunun yerine insanların
olmalarıdır. Dolayısıyla her biri, ana akım içinde yaşadıkları dünyayı ne ölçüde
yaklaşımların görmezden gelme eğiliminde kavradıklarını veya "inşa ettiklerini"
olduğu eşitsizlikleri ve asimetrileri ortaya vurgulayan bir bilgi yaklaşımı,
çıkarmaya çalışır. Örneğin feminizm, postyapısalcılık.
siyaseti tüm biçimleriyle ve her düzeyde
Yapılandırmacılığın uluslararası ilişkiler
karakterize eden sistematik ve yaygın
üzerinde siyaset bilimi üzerindeki
toplumsal cinsiyet eşitsizliği yapılarına
etkisinden çok daha büyük bir etkisi oldu
dikkat çekmiştir. Frankfurt Okulu'nun neo-
ve birçok kişi artık yapılandırmacılığı ana
Marksizminde kök salan eleştirel teori,
akım uluslararası ilişkiler teorisi olarak ele
eleştiri kavramını geniş bir etki
alıyor. Bununla birlikte, yapılandırmacılık
yelpazesinden yararlanarak tüm sosyal
analitik bir araç olarak çok önemli bir teori
pratiklere genişletmiştir. Yeşil ideoloji veya
değildir. İnsanların aslında içinde
ekolojizm, yerleşik siyasi ve sosyal teorinin
yaşadıkları dünyayı "inşa ettiklerini" öne
insan merkezli (insan merkezli) vurgusuna
sürerek, dünyanın bir tür "öznellerarası"
meydan okudu ve siyasi ve sosyal anlayışa
farkındalıkla işlediğini öne sürerek
yönelik bütünsel yaklaşımları savundu.
yapılandırmacılar, ana akım politik analizin
Postkolonyalizm, neredeyse tüm
nesnellik iddiasını sorguya çektiler.
gelişmekte olan dünyada resmi siyasi
Örneğin, öznel varlıklar olarak siyasi
bağımsızlığın elde edilmesine rağmen,
aktörlerin sabit veya nesnel çıkarları veya
dünyanın geri kalanı üzerindeki Batı
kimlikleri yoktur; daha ziyade bunlar,
kültürel ve siyasi hegemonyasının nasıl
herhangi bir zamanda geçerli olan
korunduğunu göstererek, sömürge
gelenekler, değerler ve duygular
yönetiminin kültürel boyutunu vurgular.
aracılığıyla biçimlendirilir (ve yeniden
Siyasete eleştirel yaklaşımların ikinci biçimlendirilebilir).
özelliği, farklı biçimlerde ve farklı
Postyapısalcılık, postmodernizmle birlikte
derecelerde de olsa, ana akım siyaset
ortaya çıktı ve iki terim bazen birbirinin
biliminin pozitivizminin ötesine geçmeye,
yerine kullanıldı. Postyapısalcılık, tüm
bunun yerine toplumsal davranışı ve
fikirlerin ve kavramların, karmaşık güç
dolayısıyla siyasal dünyayı şekillendirmede
ilişkileriyle iç içe geçmiş bir dilde ifade
bilincin rolünü vurgulamaya çalışmalarıdır.
edildiğini vurgular. Özellikle Fransız filozof
. Bu sözde post-pozitivist yaklaşımlar
ve radikal entelektüel Michel Foucault'nun
(bazen 'yorumculuk' veya 'temelcilik
(1926-84) yazılarından etkilenen
karşıtlığı' olarak da adlandırılır) bu nedenle
postyapısalcılar, söylem fikrini veya sunarsa suçsuz serbest bırakılacak, ortağı
“iktidar söylemlerini” kullanarak iktidar ve tüm suçu üstlenecek ve on yıl hapis
düşünce sistemleri arasındaki bağlantıya cezasına çarptırılacak. Her iki mahkum da
dikkat çektiler. Kaba terimlerle, bu, bilginin itiraf ederse, her biri altı yıl hapis cezasına
güç olduğu anlamına gelir. Bununla çarptırılacak. Her ikisi de itiraf etmeyi
birlikte, evrensel bir referans çerçevesi reddederse, sadece küçük bir suçtan
veya kapsayıcı bir bakış açısının hüküm giyecekler ve her biri birer yıl hapis
yokluğunda, yalnızca her biri belirli bir cezası alacak. Şekil 1.3, mahkumlara
iktidar söylemini temsil eden bir dizi sunulan seçenekleri ve hapis cezaları
rekabet eden bakış açısı vardır. açısından sonuçlarını göstermektedir.
Postyapısalcılık ve postmodernizm, mutlak
Karşılaştıkları ikilem göz önüne alındığında,
ve evrensel hakikat (temelcilik) fikrini
her iki mahkûmun da, yapmazlarsa
reddetse de, postyapısalcılar, belirli
diğerinin 'ciyaklayacağından' ve azami
kavramlar, teoriler ve yorumlardaki gizli
cezayı alacaklarından korkarak itiraf
anlamların bir yapısöküm süreciyle açığa
etmesi muhtemeldir. İronik olarak, oyun
çıkarılmasının mümkün olduğunu
rasyonel davranışın en az olumlu sonuçla
savunurlar.
sonuçlanabileceğini gösteriyor
Söylem (Discourse): İnsan etkileşimi, (mahkumların birlikte toplam 12 yıl hapis
özellikle iletişim; söylem, güç ilişkilerini yattığı). Aslında, işbirliği yapmadıkları veya
ifşa edebilir veya gösterebilir. birbirlerine güvenmedikleri için
cezalandırılırlar. Bununla birlikte, oyun
Yapısöküm (Deconstruction): Çeşitli kör
birkaç kez tekrarlanırsa, mahkûmların
noktaları ve/veya çelişkileri göz önünde
kendi çıkarlarının işbirliği yoluyla
bulundurarak felsefi veya diğer metinlerin
geliştirildiğini öğrenmeleri ve bu da her
yakından okunması.
ikisini de itirafı reddetmeye teşvik etmesi
ODAKLAN . . . mümkündür.