You are on page 1of 13

Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/8 Summer 2013, p. 1779-1791, ANKARA-TURKEY

TÜRK VE ÇİN RESİM SANATININ ETKİLEŞİMİ*

Abdurrahman DEVECİ**

ÖZET
Tarihte, uzun zaman birbirine komşu olan Türkler ve Çinliler,
bazen savaşlardan ötürü ve bazen kurdukları dostluklar sayesinde
birbirlerinin sanat ve kültürlerini etkilemişlerdir. Görsel bir sanat olan
resime gelince bu etkileşim daha da göze çarpmaktadır.
Kimi zaman Çin krallarının saraylarına giden Uygur sanatçılar
Çin sanatının gelişmesinde katkıda bulunmuş, kimi zaman Çin’den
Orta Asya’ya gelen sanat eserleri, Çin tekniklerinin ve motiflerinin Orta
Asya’da örnek alınmasına yol açmıştır. Böylece Tarih boyunca bu iki
uygarlığın arasında sıcak kültürel ve sanatsal alışverişler yaşanmıştır.
Türklerin tarihleri boyunca gerek iç ve Orta Asya’da ve gerekse
yayıldıkları çeşitli bölgelerde Budizm, Manicilik, Musevilik ve
Hıristiyanlık gibi dinleri kabul ettikleri bilinir. Ancak bu dinlerin kabul
edilmesi kısmen olmuş ve Türklerin çoğunluğu milli dinleri olan Gök
Tanrı inancını muhafaza etmişlerdi .
Budizm ve Manicilik Orta Asya’da kültür ve sanat coğrafyası
üzerinde derin etki bırakmıştır. Özellikle Mani’nin tasvirli kitabı İslamî
resim sanatını derinden etkilemiştir.
Manicilik, Uygurların vasıtasıyla, Moğolistan ve Çin’e geçmiştir.
Bu sırada Mani’nin Erjenk atlı kitabı da Çin resim sanatını etkilemiştir.
Aslında Çin resim sanatından önce Orta Asya’da resim sanatının
varlığı bilinmektedir. Bu sanat Türklerden Çin’e geçip tekrar Çin
özelliklerini taşıyarak Türk- İran kültürüne dönmüştür.
Moğolların istilasından sonra oluşan İlhanlı döneminde, Türk-
İran minyatürü Çin resminden her zamankinden daha fazla
etkilenmiştir.
Bu makale, iki uygarlığın etkileşimini açıkladıktan sonra, Çinden
Türk- İran minyatürüne geçen motiflerin üzerinde duracaktır.
Anahtar Kelimeler: İran Resmi, Çin Minyatürü, Türk Resmi,
Uygur Ressamlar, Türk Miyatürü

*Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu
tespit edilmiştir.
** Yrd. Doç. Dr. Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Sanat Tarihi, El-mek: rahmandieji@yahoo.com
1780 Abdurrahman DEVECİ

THE INTERACTION OF TURKISH AND CHINESE PAINTING

ABSTRACT
Turks and Chinese which where neighbor for a long time during
the history, has influenced each other some times as a result of the
wars between them or some times as a result of friendly relations have
. This influence has manifested itself more in Miniature which is a kind
of Visual art.
Sometimes artist Uygures who went to the palaces of Chinese
Emperors have contributed to the growth of Chinese art. And
sometimes art works which came from China to Central Asia were used
as a model for Chinese techniques and motifs in Central Asia. This way
there was near cultural and artistic ties between these two civilizations.
Whether they had residence in Central Asia or other parts of
the world, Turks accepted religions such as Buddhism, Manichaeism,
Judaism and Christianity during history; But accepting these religions
was partial and majority of Turks had faith in their own national
religion that was Tengerism. Buddhism and Manichaeism had great
influence on cultural and Artistic Geography of Central Asia specially
Mani’s illustrated book had deep impact on Islamic painting art.

Manichaeism had entered Mangolia and China from other


civilizations. Mani’s book Arzhang also influenced chinese painting art.

Infact there had been painting art in Central Asia before China,
and Chinese received this art from Turks and then it retuned to Turkish
Iranian culture along with chinese characteristics.

During Ilkhanates dynasty and Mangols soverigenty, Turkish-


Iranian Miniature was influenced by chinese painting more than any
other era.

This article after investigating the influence of these two


civilizations on each other, investigates motifs which has entered
Iranian and Turk miniature from China.
Key Words: İran's Painting, China's Miniature, Turkish Painting,
Uygur Painters, Turk's Miniature

Giriş:
Tarihte, uzun zaman birbirine komşu olan Türkler ve Çinliler, bazen savaşlardan ötürü ve
bazen kurdukları dostluklar sayesinde birbirlerinin sanat ve kültürlerini etkilemişlerdir. Görsel bir
sanat olan minyatüre gelince bu etkileşim daha da göze çarpmaktadır. Ancak hangi uygarlığın
diğerinden örnek aldığı ve minyatürün kökeninin tam olarak nereye dayandığı her zaman tartışma
konusudur.
Aslında bugün İran Minyatürü olarak bilinen birçok resmin, İran veya Türk minyatürü
olduğu da tartışmalıdır. Zira bu iki millet tarihin büyük bir kısmında aynı devletlerin egemenliği

Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/8 Summer 2013
Türk Ve Çin Resim Sanatının Etkileşimi 1781

altında yaşayarak aynı kültür ve sanat öğelerini birbirleriyle paylaşmışlardır. Bu resimler Eski İran
coğrafyasında yapılsa da, Selçuklular, İhanlılar, Timurlular ve Safeviler gibi Türk Devletlerinin
saraylarının desteğiyle meydana gelmiştir. Dolaysıyla Çin ve Türk resim sanatının etkileşimini
konu alan bu makale, aynı zamanda İran resminin etkileşiminden de söz etmektedir. Bu yüzden
makalenin birçok yerinde Türk resmi yerine Türk-İran resmi terimi kullanılmaktadır.
Türkler ile Çinlilerin tarihi, siyasi ve kültürel münasebetleri:
Birçokları Türk sanatı ile Çin sanatı arasındaki bazı rabıtalara bakarak, Türk sanatının
menşesini Çin’de aramaktadırlar. Klasik Çin sanatına dair yazdığı kitapta, H. Dizaç diyor ki: “
Çin medeniyetinin en eski bir medeniyet olduğu fikri yanlıştır. Milattan 4000 sene kadar evvel
Mezopotamya’da Sümer medeniyeti devam ettiği sırada Çin, iptidai bir halde yaşayan insanlarla
meskun idi. Çin’e şimal-i garbi cihetinden mükerrer dalgalar halinde gelen yabancı bir kavim ( Ki
bunların Türkler olduğu bugün teeyyüt etmiştir) oralara yerleşmişler ve bir kısmı Hint-i Çiniye
doğru çekilen yerlilerin Çin’de kalanlarına ziraat ve hayvan besleme usullerini öğreterek onları
tenvir etmişlerdir. Bu suretle Çinlilerle karışan ve onlarla izdivaç eden Türkler Çinlileşerek yeni bir
millet vücuda getirmişlerdir. İşte milattan önce Çin sanatı böyle başlamıştır1.”
Çin bir millet halinde teşekkül ettikten sonra, devam eden Türk akınlarına karşı kapılarını
kapamış ve onlarla mücadeleye girmiştir. Çinlilerle Türkler arasında asırlarca devam eden
muharebe ve münasebetler dolaysıyla her iki kavimin sanatında da alışveriş olmuştur2.
Çinliler ve Türkler, sınır komşusu olduklarından, kültür ve sanat alanında bazen aralarında
gerçekleşen savaşlar bazen de dostane ilişkiler dolayısıyla birçok paylaşımda bulunmuşlardır. Bu
paylaşımlar Kimi zaman Orta Asya’dan Çin krallarının saraylarına giden Uygur sanatçılar Çin
sanatının gelişmesinde katkıda bulunmuş, kimi zaman Çin’den Orta Asya’ya gelen sanat eserleri,
Çin tekniklerinin ve motiflerinin Orta Asya’da örnek alınmasına yol açmıştır. Böylece Tarih
boyunca bu iki uygarlığın arasında sıcak kültürel ve sanatsal alışverişler yaşanmıştır.
Orta Asya’da bulunan mezheplerin resim sanatına etkisi:
Orta Asya değişik kültür ve medeniyetlere şahit olmuştur. Çin’de n gelen Buda mezhebi de
orada kendine yer bulabilmiş ve bu bölgede ortaya çıkan Mani dini de belli bir dönemde çok
insanın katıldığı bir inanca dönmüştür.
Türklerin tarihleri boyunca gerek iç ve Orta Asya’da ve gerekse yayıldıkları çeşitli
bölgelerde Budizm, Manicilik, Musevilik ve Hıristiyanlık gibi dinleri kabul ettikleri bilinir. Ancak
bu dinlerin kabul edilmesi kısmen olmuş ve Türklerin çoğunluğu milli dinleri olan Gök Tanrı
inancını muhafaza etmişlerdi3.
III. yüzyılda ressam bir peygamber olarak zuhur eden Mani’nin, Erjenk atlı bir resimli
kitabı vardır. Bazı araştırmacılar tarafından Türk- İran minyatür sanatının kökeni olarak bilinen bu
musavver kitap, Maniciliğin Çin ve Moğolistan’a kadar uzandığı dönemlerde Çin resmini de
etkilemiştir4.

1 Celal Esad Arseven, “Türk Sanatı Tarihi, Menşesinden Bugüne Kadar”,Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, s. 14. ; H. D’
Ardenne de Tizac: L’ art ehinois classique, s. 17.
2 Celal Esad Arseven, “Türk Sanatı Tarihi, s. 14.

3 Nejat Diyarbekirli, Başlangıçtan Bugüne Türk Sanatı, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Sanat Disisi: 45, Ankara,
1993, s. 48.
4
http://tebyan.net/newindex.aspx?pid=199002

Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/8 Summer 2013
1782 Abdurrahman DEVECİ

694 yılında Çin saraylarında Manici misyonerlerin bulunduklarını öğreniyoruz. Birçok misyonerin
İpek Yolu vasıtasıyla Çng-an ( Şimdiki Şian)’a kadar geldikleri bilinmektedir. Manicilik zamanla
Çin’e yayılmıştır. 732 yılında bir “ışığın dini” olarak kabul edilmiştir5.
Budizm ve Manicilik Orta Asya’da kültür ve sanat coğrafyası üzerinde derin etki
bırakmıştır. Özellikle Mani’nin tasvirli kitabı İslamî resim sanatını derinden etkilemiştir.
Manicilerin kitap resmetme âdeti Orta Asya’da uzun yıllar devam etmiş ve Selçuklular dönemine
kadar ulaşarak onların vasıtası ile bütün İran’a yayılmıştır6.
Mani ve onun ayini, Resim sanatının yayılmasına ve gelişmesine yol açmıştır. Mani’nin (
III. Yüzyıl) emriyle, kitabının felsefesinin iyi açıklanması ve yorumlanması için, Negaristan adında
olan binalar yapılmıştır. Onların duvarlarında, Mani inancına göre insanın yaratılışı ve onun kaderi
ile ilgili resimler çizilmiştir. Mani’nin inananları Negaristan duvar resimlerini izleyerek, Mani
felsefesini anlayabilmişlerdir. Bu yöntem daha sonra sinagoglarda ve kiliselerde de uygulanmıştır.
İnsanın yaratılışı âdemin yaratılışından itibaren, peygamberlerin zuhur etmesine kadar, Kiliseler ve
sinagoglarda, Tevrat ve İncil’e göre betimlenmiştir7.
Uygurlar 762 yılına doğru Mani dinini devlet dini olarak kabul etmişlerdir8.
Uygur minyatür sanatının başlangıcı da Maniciliğin kutsal kitabında bulunan resimlere
dayanmaktadır. Esasında kompozisyon ve renk açısından fresko tekniğinden pek de farklı değildir9.
Türk- İran Minyatürünün esası, Mani tarzı resme dayanmaktadır. Mani resminde renk ve
çizginin büyük önemi vardır. Mani resminde, sert ve parlak renkler ve çoğunlukla da, kırmızı, açık
yeşil ve mavi zemini olan mor kullanılır. Parlatmak ve şeffaflık yaratmak için de altından ve
gümüşten yararlanılır10.

Resim 2: Uygurlar tarafından


Resim 1: Uygurlar tarafından hazırlanan
hazırlanan Mani kitabından bir sayfa,
Mani kitabından bir sayfa, Hoço, 8-9.
Hoço, 8-9 yüzyıl ( Başlagıçtan Bügüne
yüzyıl, ( Başlagıçtan Bügüne Türk Sanatı,
Türk Sanatı, 1993, s. 53)
1993, s. 54)

5 Nejat Diyarbekirli, a. g. e., s. 61.


6
Ruin Pakbaz, "Naggaşi-ye İran Az Dirbaz Ta Emruz", Zerrin ve Simin yayınevi, Tahran, 1380 h.ş. , s.48.
7
http://miniturenovin.persianblog.ir/post/89.
8 a. g. e., s. 48.
9 Yaşar Çoruhlu, “Erken Devir Türk Sanatı”, Kabalcı Yayınevi, 2007, İstanbul, s. 275.
10
Ruin Pakbaz, a. g. e., , s.46.

Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/8 Summer 2013
Türk Ve Çin Resim Sanatının Etkileşimi 1783

Manicilik, Uygurların vasıtasıyla, Moğolistan ve Çin’e geçmiştir. Bu sırada Mani’nin


Erjenk atlı kitabı da Çin resim sanatını etkilemiştir. Mani kitabı Uygur ressamlarının da ilgisini
çekmiştir. O dönemde Mani dinini yaymak için resimli yazma eserler meydana getirilmiştir. Resim
1 ve resim 2’de Mani’nin Erjenk adlı kitabının Uygur sanatçıları tarafından resmedilişi
görülmektedir. Ortada yukarıdan aşağı Uygur yazısının yer aldığı görülmektedir. Khoço’da 8. ya da
9. yüzyılda yapılmış bu Uygur minyatürlerinde Mani dinine mensup “Elekti”lerin (Papazların)
yazma eseri, tabiat içerisinde, akasyaların gölgesinde hazırladıkları müşahede edilmektedir. Eserin
muhtemelen birinci sayfası olduğu anlaşılmaktadır11.
“Budist sanat tarzının etkileri Uygur Türklerine başta Çin olmak üzere yakın bölgelerden
ve kısmen Hint kültürü bölgesinden gelmiş görünmektedir. Bununla birlikte kuşanlılar gibi bozkır
kültürünü yerleşik bölgelere taşıyan toplulukların Hindistan üzerine etkileri ve Uygurlardan önceki
Türk sanatının Çin üzerindeki etkilerini göz önüne alarak sanatsal etkileşim konusunda ihtiyatlı
konuşmak zorundayız.12”
Çin resimciliğine Türklerin katkısı:
Eski Türk resminin asıl ustaları Uygur Türkleri VIII. Yy’ dan beri Doğu Asya
kaynaklarında görünür. Bunların merkezleri Orhun bölgesinde daha sonraki Moğol başşehri
Karakurum yakınında bulunuyordu. Uygurlar Çin’de de bugünkü Kan – Çu şehri çevrelerinde
XI. Yüzyıla kadar süren bir devlet kurmuşlardır. Loyang’ta kaldıkları bir yıl içinde Uygurlar
Soğdiyna’dan buraya gelmiş olan Manici misyonerlerin etkisi ile Manicilik’e girmişler. Uygur
kağanları Çin prensesleri ile evlenerek Tang sülalesi ile iyi geçindiler. Uygurların Çin’in resim
sanatında da önemli yerleri vardır13. Doğu Türkistan’daki “Ming Öy” (Bin Buda Mağarası) diye
adlandırılan tapınakların duvarlarına çizilen resimler gerçekten herkesi hayretler içerisinde
bırakmaktadır. Resmin bu denli gelişmesinin sebebi, iyilik ve güzelliğin sembolü olarak hayal
edilen Buda’yı tasvir etmenin ve Buda’ya hizmet eden evliyaların portrelerini çizmenin “sevap”
olduğu anlayışının toplumda temel ideoloji hâline gelmiş olmasıdır14 (Resim. 3).

Resim 3: Budizm Rahipleri, Uygu duvar resmi, Bezeklik, 8-9. Yüzyıl (Metin Yerli, Uygur
Akademisi Sitesi: www. akademiye.org /tr/?p=329)

11 Nejat Diyarbekirli, Başlangıçtan Bugüne Türk Sanatı, s. 54.


12 Yaşar Çoruhlu, “Erken Devir Türk Sanatı”, s. 265.
13
Oktay Aslanapa, “Türk ve İslam Sanatı” Milli Eǧitim Bakanlıǧı Kültür Yayınları, 1973.
14 www.beyince.net/yazi/cin-resimciliginde-turklerin-etkisi

Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/8 Summer 2013
1784 Abdurrahman DEVECİ

Sui ve Tang Sülâleleri Dönemi’nde yetişmiş ünlü Uygur ressamlar resim çalışmaları için
Çin saraylarına giderek, orada resim çalışmaları yapmış ve Çin resim sanatının gelişmesinde
katkıda bulunmuşlardır. Sayrami’nin kitabına göre, o ressamlardan ve onların eserlerinden şunları
söylemek mümkündür:
Cao (Okunuşu: Sao) , Diharmaçin, Vaycra Vezekina, Vaycra Viçi, Yang Shedan,
Vaycra Kuyci, Siksananda.
Bunlardan Cao Zhongda (Sao Zhongda, çizdiği Buda resimleriyle ün yapmıştır. O aynı
zamanda pek çok Budist ressamı yetiştirerek “Ressamların üstadı” unvanına erişmiştir.
Diharmaçin, hem tercüman hem de meşhur bir ressamdır, Vaycra Viçir, meşhur ressam
olup, ömrünün yetmiş yılı resim çizmekle geçmiştir. Onun resimleri o dönemde 10.000 gümüş
paraya alıcı bulmuştur, Vaycra Kuyci: Din âlimi olmakla birlikte ünlü bir ressamdır.
MS 7. Yüzyılda yaşayan ve davetle Çin'e gidenUdunlu büyük ressam Vaycira İrasatka, Çin
ressamlığının gelişmesinde büyük emek harcamıştır. O, Chang-An ve Lo- Yang'da 70 yıldan fazla
çalışmış ve 700'den fazla çırak yetiştirmiş. Çin'e kabartma resim tarzını götürmüş ve araştırmacılar
tarafından " Ortaçağ ressamlığının öncüsü" unvanı verilen bu büyük ressamın, aynı tarzı gene kore
ve Japon ressamlığını da koyu bir etki altına almıştır15 .
Yuan Sülâlesi Dönemi’nde de büyük başarılara imza atan Uygur ressamlar olmuştur.
Bunlardan Buyan Buka (Lakabı Sangyan) ejderha resmini çizmede usta idi. Bianlu (Mahlası Jiyu,
lâkabı Lu Sheng) usta ressam olup daha çok doğa manzarası ve kuş resimlerini çizmiştir. Gao
Kegong da usta ressam olup, “Sanglu Bölgesi’ndeki Lushan Dağı”, “Bulutun Kapladığı Ormandaki
Dumanlar”, “Dağı Aşma” ve benzeri resimleri bulunmaktadır16.
Tang döneminin en büyük Çin ressamı Wu- Dao- Ze ise, en fazla Orta Asya geleneklerinin etkisi
altında kalan bir ressamdır17.

Aynı zamanda bazı Çin ressamları Uygurları canlandırmıştır. “Tayvan (Formosa)’da


Taiçung Çin Milli Saray Müzesi’nde bulunan ve Sung devrinin (960- 1279) bir ressamının ipek
rulo bir resmi bu bakımdan önemlidir. Bu devirden savaşçı Uygurlar’ı gösteren ve ressam Li Kung-
Liu ( ölümü 1106)’a maledilen resim, 765 yılında geçen bir olayı canlandırmaktadır. Uygurların
mağlup ettiği bir Çin generali silahsız olarak teslim olmuştur. Eskiden onun yanında bulunan
Uygur Beyleri onu tanıyınca, attan inip selam dururlar18.”
Değişik dönemlerde, Türk ve Çin sanatının arasındaki münasebetler:
Aslında Çin resim sanatından önce Orta Asya’da resim sanatının varlığı bilinmektedir. Bu
sanat Türklerden Çin’e geçip tekrar Çin özelliklerini taşıyarak Türk- İran kültürüne dönmüştür.
Selçuklu döneminde Çin seramiklerinin ve çinilerinin Orta Asya ve İran’a gelmesiyle, İran
çinilerindeki motifleri, Çin motiflerinden etkilenmiştir. Moğol saldırısından sonra İlhanlıların
egemen olduğu dönemde, Rüb-i Reşidi’nin İran Resim Sanatı resim atölyelerini açma geleneği de
Çin etkileri görülür. Ancak ondan yıllar öncesinde, Türk- İran çanak çömleklerinin Çine’
gitmesiyle av sahneleri gibi konuların Çin resmine yansıdığı da kaçınılmaz bir gerçektir.

15
Yasin Yusupcan, Tukish Studies, V 4/3, Spring 2009, s. 2365; A.Sayrami, Süi ve Tang Devletlerinde Uygur
Sanatkarları, Pekin 1993, s. 122-123.
16 www.beyince.net/yazi/cin-resimciliginde-turklerin-etkisi.
17
Yasin Yusupcan, a. g. e., s. 2366; W. Eberhard, Çin Tarihi, Ankara 1995, s. 222- 223.
18 Oktay Aslanapa, Türk Sanatı, Remzi Kitabevi, Beşinci Basım: 1999, İstanbul, s. 22.

Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/8 Summer 2013
Türk Ve Çin Resim Sanatının Etkileşimi 1785

Ünlü Çinli bilgeye göre Seiichi Shiimomiz'e göre, Çin’de fırçanın yayılması, çanak
çömleklerin Orta Asya’dan Çin’e girmesiyle eş zamanlıdır. Bu bilgeye göre: M. Ö. V. Yüzyılda av
sahnelerini gösteren Türk- İran resimleri Çin’e ulaşmış ve Çin resim sanatı bu resimleri örnek
alarak meydana gelmiştir19.
Prof. Artur Pop da, İran Sanatları adındaki kitabında, M. Ö. 5. Yüzyıldan M. S. 8. Yüzyıla
kadar, Çin sanatının Türk- İran sanatı etkisi altında olduğunu ifade etmektedir. Yani 13. yüzyıl
boyunca Türk- İran resim sanatı, Çin resim sanatını etkilemiştir20.
Moğolların İran’a saldırmasından sonra, Türk- İran ve Çin arasında yeniden kültürel ve
ticari ilişkiler canlanmaya başlamıştır. Bu dönemde üçüncü kez, İran- Türk resimleri ve Çin
resimleri arasında yeni bağlar kurulmuştur. Timurlu döneminde Türk ressamlar yeni bir okulun
temelini atmışlardır.
15. yüzyılın başlarında Çin ve Timurlular arasındaki ilişkiler gelişerek, Ming ve Timurlu
sarayı arasında elçiler gönderilmiştir. O dönemdeki Çin elbiseleri ve eşarpları da resimlere
yansımıştır.
Sultan Hüseyn Baykara döneminde, Kemalettin Behzat ve Mensur Herevi gibi sanatçıların
zuhur etmesiyle Minyatür sanatı tam olarak zirveye çıkmıştır. Herat Okulu olarak bilinen ve yeni
meydana gelen bu okul, resim teknikleri açısından, Çin sanatından arı ve tam bir Türk- İran
sanatını icra etmekteydi. Bu resimlerde, Avrupa sanatında ortaya çıkan ışık- gölge ve perspektif
gibi tekniklerin yeri yoktu21.
Çin motiflerinin Türk- İran resmine yol açması:
Türk ressamlar bir yandan Çin resminin gelişmesinde büyük katkı sağlamış, diğer yandan
da Çin motiflerini Türkler ve İranlılar arasında yaygınlaştırmışlardır. Ayrıca siyasi ilişkiler ve
bazen de askeri çatışmalar, Çin sanatının Türklerin arasında yayılmasını sağlamıştır. Türk
kabileleri Çin'e sık sık hücum ederler, sonra, bir takım Çin sanat eserlerini alıp ülkelerine
götürürlerdi. Bazen de Türkler Çin krallığının ücretli askerleri olarak başka bir krallığa karsı
dövüşürler, bu yolla Çin'e girerlerdi. Dolaysıyla, bu memleketin sanatını tanımışlardı. Bu Türkler,
ülkelerine dönerken, bir takım sanat görüşleri ve süsleme örnekler de getirmişlerdi. Öte yandan,
Çin’den ticarî mübadele yolu ile ithal edilen kumaşlar, seramikler, minyatürler- ve sanat eşyaları,
bu ülkenin sanat geleneklerini Türkler arasında yaymıştı. Zaten Çin sanatı da Türklerin yabancısı
oldukları bir sanat değildi. Ağaç işlerinde kullanılan bambuların bir araya getirilmesini hatırlatan
düz çizgili süsleme Çin'de ve Orta Asya'da bol bol rastlanan bir takım motiflerdi. Çin sanatı ile
Türk sanatı arasındaki bu benzerliği Tufan’da bulunan resimlerde de açıkça görüyoruz. Bulutun,
ejderin, Anka kuşunun ve daha başka sembolik hayvanların üslûplaştırılmasından gelen süsleme
motifleri her iki ülkede adeta birbirinin aynısı idi22.
Türk-İran minyatürlerine yansıyan Çin motiflerinden örnekler:
Moğolların istilasından sonra oluşan İlhanlı döneminde, Türk- İran minyatürü Çin
resminden her zamankinden daha fazla etkilenmiştir.

19
Homayunfarroh Rokneddin, "Seyri Der Minyator-e İran", Honar ve Memari Dergisi, 1353 h.ş yılı/ Hordad ve Tir ayı,
sayı: 140-141, Tahran, s. 23.
20
a. g. e., s.23.
21 Basil Gray, “Persina Painting/ Naggaşi-ye İrani”, tercüme: Arabali Şerveh, Yay. Donyaye Nov, Tahran, 1384. h. s, s.

112.
22 - Akbar Tecvidi, Negahi be Hüner-i Nakkaşi-i İran Az Agaz Ta Gern-i Dahüm-i Hicri, Tahran, Vizaret-e Farhang ve

Honar, 1996., s.62.

Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/8 Summer 2013
1786 Abdurrahman DEVECİ

İlhanlılar hükümetinin, İran resmine iki tür getirisi olmuştur: Birincisi Çin sanat
geleneklerini İran’ aktarmaktı ki bu, İranlı ressamlar için yeni bir ilham kaynağı olmuştur. İkincisi,
sanatçıların kütüphanelerde ve saray atölyelerinde ortak resim çalışma geleneğidir23.
O dönemde Çinli sanatçılar da dahil, birçok yabancı sanatçı Tebriz’de faaliyet
gösteriyordu. Öyle bir ortamda sanatçıların biri birinden etkilenmemesi imkansızdı24.
İlhanlılar döneminde vezir Hace Reşideddin tarafından hazırlanan Câmiu’t-Tevârih
kitabında Çin ve Orta Asya sanat geleneğinin karışımını belirgin bir şekilde görmek mümkündür.
Araştırmacılar genelde Çin tarzının Camü-ettevarih’i çok etkilediğinin kanısındalar. Bu
resimlerdeki yatay kesim, Çinin el sarma tomarlarını hatırlatır. Keder zemin ve fırça vuruş tarzı
Çin’in mürekkep boya resmine benzerdir. Doğal şekillerin anlamlı ifadesi, Çin peyzaj resmiyle
benzerlik göstermektedir25.
Câmiu’t-Tevârih'te, Çin sanatının etkisini gösteren en önemli örneklerden biri, insan
figüründen arı olan ve sadece Buda'nın kutsal ağacını gösteren bir resimdir26. ( Resim 4 )

Resim 4. Buda'nın Kutsal Ağacı, Câmiu’t-Tevârih, Tebriz, 1314, Asyayi Saltanat Derneği,
London (Basil Gray, terc. Arabali Şerveh, s. 155)

Camü-ettevarih’in musavver nüshalarında Çin’in Tang dönemine ait olan tarama yapma
tekniği de çok kullanılmıştır27.
94 resimden oluşan Menafi-el- Hayvan kitabında, Abbasi, Türk- İran ve Çin tarzı bir araya
gelmiştir. "Aygırın Kısrağı Takip Etmesi" adlı resimde ( Resim 5) ressam ağaç gövdesini sulu boya
ve renk lekeleriyle yapmıştır ki bu teknik Çin’in Sung (1127- 1279) dönemini hatırlatmaktadır28.

23 Akbar Tecvidi, a. g. e., s. 60.


24 a. g. e., s. 61.
25 R.Sheila, Canby, "Persina Painting/ Naggaşi-ye İrani", Terc. Mehdi Hoseyni, Tahran, Daneşgahe Honar yayınevi, 1378.

h.ş., s. 34.
26 Basil Gray, a. g. e., s. s. 30.
27 Ruin Pakbaz, "Naggaşi-ye İran Az Dirbaz Ta Emruz", s.61.
28 R.Sheila, Canby, a. g. e., s. 30-31.

Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/8 Summer 2013
Türk Ve Çin Resim Sanatının Etkileşimi 1787

Resim 5. Aygırın Kısrağı takip etmesi, Menafi-el- Hayvan, Maraga, 1298, Pier Pont
Murgan Kütüphanesi, New York. (Basil Gray, terc. Arabali Şerveh, s. 154)

“Demotte Şehnâmesi”de Çin ve İran- Türk sanatının sentezinin göstergesidir ve İran- Türk
minyatürünün önceleri hem sentezci hem de yapıcı olduğunu göstermektedir. “İskenderin tabudunu
gösteren resim 6’da İskender Çin imparatorlarının tahtına benzeri bir seki üzerine yatırılmıştır.
Tahtın ağacına Çin motifleri çizilmiştir. Dört tarafında da İslami tarzı dört mum bulunmaktadır29.

Resim 6. İskenderin Ölümü, Demotte Şehnâmesi, Tebriz, 1330- 1336, Free year Gallery
Art, Washington (Basil Gray, terc. Arabali Şerveh, s. 160)

29 Basil Gray, a. g. e., s. 36.

Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/8 Summer 2013
1788 Abdurrahman DEVECİ

Reşidettin’in 1306 yılında hazırlanan ve Edinboro üniversitesinde saklanan kitabındaki


bütün resimlerde bulut motifi gözükür. Genelde bulut, dağ, ağaç gibi doğa unsurları ve anka gibi
kuşlar ve hayvanlar, Çin resminden Türk- İran resmine geçmiştir30.
Ancak Türk- İran ressamları Çinlilerinkiden farklı olan yeni bir tarzda, o unsurları
boşlukları doldurmak, mesafeleri belirtmek veya değişik sahneleri birbirinden ayırmak için
kullanmışlardır31.
Hiç kuşkusuz ejderha, anka, turna motfileri Çinlilerin örgülerinde ve ipek kumaşlarında da
kallanılmıştır. Bu kumaşlar ticaret amaçlı Orta Asya'ya geçtiğinde, o motfileri de Orta Asya'ya
götürmüşler32.
Ejderha, Çin resminden Türk- İran sanatına geçen motiflerdendir. Aslında Ejderhanın
Kaynağı Eski Babil ve Sümer inançları olarak Orta Asya vasıtasıyla Çine geçmiştir. Ancak Çin’de
yeni bir değer ve önem taşımış ve deforme olduktan sonra tekrar Türklerin sanatına sızmıştır. Fakat
Ejderha motifi Türk- İran minyatüründe farklı bir anlam kazanmıştır.
Çin ve Uzakdoğu kültlerinde ejderha başlıca sembollerdendir. Zeki, bilge ve ruhsal olarak
gelişmiş varlıklar olarak geçerler. Hatta Çin burcunda da yılları vardır. Ejderha festivalleri
düzenlenir, bayraklarında sembollerinde sıkça kutlanır. Türk kültürüyle benzer unsurlar
taşımaktadır33.
"Uygur devrinde olumlu bir simge olarak bilinen ejderin bazen ilahlarla ilgili olduğu anlaşılıyor.
Gök çarkını bir çift ejderin çevirdiği düşünülüyordu. Öte yandan Uygur mitolojisinde yarı insan
yarı ejder özellikleri gösteren ejder hanlarından da bahsedilmektedir; bu halleriyle Fu-hsi ve Nu-
wa tasvirlerini hatırlatırlar34".

Uygur sanatında karşımıza çıkan ejder tesvirlerinin, en tanınmış örneği IX- X yüzyıllarda yapılmış
olan 19. Tapınakta bulunan bir bezeklik freskosundaki ( Berlin Staatlinche Museen, Env. No. I B
8383) kanatları rumi şeklinde kıvrılan ejder tasviridir (Resim 8) . Boynuzları, pulları ve
kanatlarıyla betimlenen bu ejder suyun altından çıkıp, gök ejderi olarak göğe yükselmek üzeredir.
Göğe yükselen bu ejder bulutların arasına yerleşerek yağmurun yağmasına yani bereket ve bolluğa
yol açacaktır35.

30 a. g. e., s. 27.
31 Ruin Pakbaz, a. g. e., s. 61.
32 R.Sheila, Canby, a. g. e., s. 34.
33 http://www.golgelerkitabi.com/forum/index.php?topic=5198.0;wap2
34
Yaşar Çoruhlu, Türk Mitolojisinin Ana Hatları, 3. Basım, İstanbul, 2010, s. 153
35 a. g. e., s 267

Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/8 Summer 2013
Türk Ve Çin Resim Sanatının Etkileşimi 1789

Resim 8. Gölün ortasında bir ejderha tasvirli bur duvar freski, Bezeklik, 19 no'lu mabette bulunmuş ve
Berlin'e taşınmış, Berlin, Staatl,che Museen ( Başlagıçtan Bügüne Türk Sanatı, 1993)

Osmanlılarda ve daha eski Türk kavimlerinden ejderhaya –evren- denmekteydi. Ve eski


türk mitolojilerinde dünyayı, gezegenleri çekip çeviren, döndüren bilge varlıklar olarak
bahsedilmiştir: “yarattı kör, evren tuçi evrülür. Anıng birle tezginç yine tezginir 36” (Yusuf Has
Hacip, Kutadgu Bilig)
Ancak, hayırlı bir varlık izlenimini veren bu özellikleriyle Çin ejderi, ortaçağ
mitolojisindeki Arap, İran ve Türk kaynaklarında değişik tipli bir canever olarak ortaya çıkar.
Uzakdoğu’da iyi ve koruyucu olarak düşünülen ejderhalar Arap, İran, Türk ve batı dünyasında
genellikle kötü, korkulacak bir canlı olarak bilinir. Özellikle de Türk- İran Minyatür sanatında
genelde Ejderha korkunç bir yaratık ve güçlü bir düşman olarak görülmektedir. Türk- İran ressamı
yeni bir bakışla, ejderhanın mahiyetini değiştirirmiş, onu Behram gibi Şehname kahramanının
karşısında yenik hale düşürmüştür37.
Tabii ki, ejderhayı evrenin enerji kaynağının sembolu olarak bilen bir Çinli için bunlar anlamsız
gelecektir38 (Resim 9).

36 http://mahlukat.deviantart.com/art/evren-49579059
37 Anmarı Kurkıyan, Anmarı, Bagha-i Hayal: 7 Gern Minyatür-i İran, Tahran, Terc. Parviz Marzban, İntişarat-i
Fürüzanfer, 1998. s. 33.
38 a. g. e., s. 34.

Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/8 Summer 2013
1790 Abdurrahman DEVECİ

Resim 9. Behram Gur’un Edjeri Öldürmesi: TSMK (Basil Gray, terc. Arabali Şerveh, s. 177)

Sonuç:
Birçok araştırmacıya göre, Çin resim sanatından önce, Orta Asya’da resim sanatının varlığı
bilinmektedir. Bu sanat Türklerden Çin’e geçip tekrar Çin özelliklerini taşıyarak Türk- İran
kültürüne dönmüştür.
Ünlü Çinli bilgeye göre Seiichi Shiimomiz'e göre M. Ö. V. Yüzyılda av sahnelerini
gösteren Türk- İran resimleri Çin’e ulaşmış ve Çin resim sanatı bu resimleri örnek alarak meydana
gelmiştir.
Prof. Artur Pop'a göre de, M. Ö. 5. Yüzyıldan M. S. 8. yüzyıla kadar, Çin sanatının Türk-
İran sanatı etkisi altında olduğunu ifade etmektedir. Yani 13. yüzyıl boyunca Türk- İran resim
sanatı, Çin resim sanatını etkilemiştir.
M.S. III. yüzyılda ressam bir peygamber olarak zuhur eden Mani’nin, Türk- İran minyatür
sanatının kökeni olarak bilinen Erjenk atlı musavver kitabı, Maniciliğin Çin ve Moğolistan’a kadar
uzandığı dönemlerde Çin resmini de etkilemiştir.
Türk- İran minyatürü, özellike İlhanlı döneminden sonra, her zamankinden daha fazla Çin
resminin etkisi altına girmiştir.
Genelde bulut, dağ, ağaç gibi doğa unsurları ve anka ve ejderha gibi kuşlar ve hayvanlar,
Çin resminden Türk- İran resmine geçmiştir. Ancak zaman aşımında, Türk- İran ressamları
Çinlileriden farklı olan yeni bir tarzda çalışarak, o unsurları boşlukları doldurmak, mesafeleri
belirtmek veya değişik sahneleri birbirinden ayırmak için kullanmışlardır.

KAYNAKÇA

AKBAR Tecvidi, Negahi be Hüner-i Nakkaşi-i İran Az Agaz Ta Gern-i Dahüm-i Hicri, Tahran,
Vizaret-e Farhang ve Honar, 1996.
ARSEVEN, Celal Esad, “Türk Sanatı Tarihi, Menşesinden Bugüne Kadar”,Milli Eğitim Basımevi,
İstanbul, s. 14.

Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/8 Summer 2013
Türk Ve Çin Resim Sanatının Etkileşimi 1791

ASLANAPA Oktay, “Türk ve İslam Sanatı” Milli Eǧitim Bakanlıǧı Kültür Yayınları, 1973.
ASLANAPA Oktay, Türk Sanatı, Remzi Kitabevi, Beşinci Basım: 1999, İstanbul.
ASLANAPA, Oktay, “Türk Sanatı”, Remzi Kitabevi, Beşinci Basım: 1999, İstanbul.
CANBY, R.Sheila, “Naggaşi-e İrani/ Persian Painting” , Terc. Mehdi Hoseyni, Tahran, Daneşgahe
Honar yayınevi, 1378. h.ş.
ÇORUHLU, Yaşar “Erken Devir Türk Sanatı”, Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 2007,.
ÇORUHLU, Yaşar, "Türk Mitolojisinin Ana Hatları", 3. Basım, İstanbul, 2010.
Diyarbekirli, Nejat, Başlangıçtan Bugüne Türk Sanatı, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Sanat
Disisi: 45, Ankara, 1993.
EBERHARD, W. , "Çin Tarihi", Ankara 1995.
GRAY, Basil, “Persina Painting/ Naggaşi-ye İrani”, tercüme: Arabali Şerveh, Yay. Donyaye Nov,
Tahran, 184. h.ş.
H. D’ Ardenne de Tizac: L’ art ehinois classique.
HOMAYUNFARROH Rokneddin, "Seyri Der Minyator-e İran", Honar ve Memari Dergisi, 1353
h.ş yılı/ Hordad ve Tir ayı, sayı: 140-141, Tahran.
KURKIYAN, Anmarı, Bagha-i Hayal: 7 Gern Minyatür-i İran, Tahran, Terc. Parviz Marzban,
İntişarat-i Fürüzanfer, 1998.
PAKBAZ, Ruin, "Naggaşi-ye İran Az Dirbaz Ta Emruz", Zerrin ve Simin yayınevi, Tahran, 1380
h.ş.
SAYRAMİ, A., "Süi ve Tang Devletlerinde Uygur Sanatkarları", Pekin 1993.

İnternet Taramaları:
- www.golgelerkitabi.com
- www.turkislamsanatlari.com
- www.beyince.net
- www. mahlukat.deviantart.com
- www. akademiye.org
- www. miniturenovin.persianblog.ir
- www. tebyan.net

Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/8 Summer 2013

You might also like