You are on page 1of 2

Habermas çalışmasında kamusallığı inceler.

Kişilerin bir araya gelip kamuyu


oluşturmasıdır. Bu, modernlikle birlikte ve özel alan ile karşıtlık kurularak ortaya çıkmıştır.
Modernlikle ortaya çıkan bu yeni kamusallık akla dayalı bir tartışma kültürüyle alakalıdır.
Yeni fikirlerin yayılımı eşitsizliğin askıya alındığı ortamla mümkün olabilmiştir. Ancak
kadınlar yönelik bir engel söz konusudur. Kamusallık kırda değil kenttedir, kültürel ve maddi
olarak da bir yetkinlik gerektirir. Kültüreli geçip siyasallaşarak karar verme süreçlerini de
etkileyen bir kamuoyundan söz edebiliriz. Habermas İletişimsel Akıl’dan da bahseder yani
akla dayalı tartışmanın ve ortak faydanın inşasına odaklanır; yaşantı-dünyasında geçer bu
süreç. (İdeal konuşma durumunun sahnelenmesi.) İktidar ve paradan da bahseder. Burada
medyanın önemi de büyüktür. Nancy Fraser, Habermas’ı erkek egemen bir tartışma
ortamından bahsettiği için eleştirir.

Giddens’ın Yapılaşma kuramı yapısalcı ve sembolik etkileşimci yaklaşımların


eleştirisini içermektedir, birey ve toplum arasındaki gerilimi aşmaya çalışır. Bütünün parçalar
üzerindeki baskın etkisine şüpheyle yaklaşır (yapısalcı eleştiri), hümanist özne fikrini de
benimsemez (s. etkileşimci eleştiri). Düşünümsellik hem kendi bilincinde eyleyen rasyoneli
bir aktör fikrinin kavramıdır hem de toplumsal yaşamda olağan akışın farkında olup etkileşim
içerisinde olan bir aktörü varsayar. Giddens’a göre kurallar kurucu ve düzenleyicidir.
(Satranç). Yapı eylemi düzenleyen sembolik sistemlerdir. Kaynaklar ise maddi, sembolik,
bilgi ve becerilerdir. (Yetkesel; iktidar ve dağıtımsal kaynaklar; mal) Toplumsal eylemler
yapıları üretir. Yapılar da toplumsal eylemleri üretir. (İkilik) Rutinleşme – ontolojik güven
arayışı.

Bourdieu yapısalcıların nesnelci yönelimlerini ve sembolik etkileşimcilerin öznelci


yönelimlerini eleştirir. Eylem kuramından bahseder. (Genetik yapısalcılık). Habitus;
öğrenilmiş geleneklerdir. (Benzer yaşam koşulları, benzer habitus – Sınıf habitusu) Sermaye;
sermaye türü ve miktarı habitusu yapılandırır. (Ekonomik, kültürel (bedenselleşmiş-
enstrüman, nesneleşmiş-ktitap, kurumsallaşmış-eğitimle unvan) Sosyal-akraba iş bağ-,
sembolik -prestij- sermaye.) Ekonomik sermaye aktarılabilir. Bazıları (ekonomiden)
çevrilebilir. Farklı alanlar kendilerine has yapılara kavuşur, özerklerdir, illusio oyunda olma
hissi; alan içerisindeki mücadeleler üstünlük ve kurallar üzerinde mücadeledir. Mücadele
konusu olamayacak olan konular doxa olarak adlandırır.

Derrida’ya göre metin tekil ve belirlenmiş bir anlamla sınırlı değildir. Farklı
anlamlar… Post-yapısalcılık Derrida’nın kuramlarından etkilenerek adlandırılmış gelenektir.
Dil içerisinde gösterenler doğrudan gösterilenler ile ilişkili değildir. Saussure’i eleştirir, anlam
üretimi asla tamamlanmamıştır, anlam oynak bir varlık, anlam diferansiyel bir mantıkla
kurulur, gösterilene ulaşmak mümkün değildir. Metaforlar…

Foucault – Söylem: özneler, nesneler, pratikler ve yerlerin temsilinin üretimi. Söylem


hakikati üretir, düşünme kalıplarını yöneten bilgiyi üretir. Bilgi bir iktidar rejimidir. Kimlikler
iktidar tarafından üretilir, iktidar her yerde dağınıktır. İktidarın üreticiliğine bakar; söylemle
özne üretimi. Akıl dışılığın söylemsel üretimi, akıl hastanelerinin kuruluşu, akılcılaşma
rejimi… Panoptikon. Bedenin denetimi, normalleştirilmesi, cinselliğin düzenlenmesi. Özne
anlamı yaratmaz. İktidar düşünme biçimi, yönetme biçimidir, iktidar belli mekanizmaları
kullanır (hapishane, cinsellik), iktidar öznelliği inşa eder. Karşı-tutum terimi direnişle
alakalıdır.

You might also like