LİDERİ KUTSAMAK

Kur’an-ı Kerim’de birkaç yerde Hz. Peygamber’in, yaptığı hatalar nedeniyle uyarıldığını görüyoruz. (Abese; 1-
10, Enfal; 67-69, Tevbe; 43-46, Tahrim1-3 gibi) Bu gibi uyarıların Kur’an’da yer alması, Kur’an’ın Allah kelamı
olmasının bir kanıtıdır elbette. Ama ondan daha önemlisi Peygamber’in bir insan olduğunu, onun da hata
yapabileceğini, her halinin olağanüstü ve mucize olmadığını anlatıyor. Allah, peygamberini özel olarak
uyarabilirdi ama Kur’an’da yer almasını istemiş. Böylece tüm müminlerin bilmesi gereken bir noktayı
vurguluyor: ‘Peygamberler de birer insandır. Allah korumasa hata da yapabilir, günah da işleyebilirler.’ Bunu
tüm Müslümanlar biliyor zaten. Allah da kitabında bunu defalarca dile getiriyor.

Peygambere itaatin Allah’a itaat olduğunu bilen, peygamberin bir sözüyle gözlerini kırpmadan ölüme giden
İslam’ın ilk nesli sahabeler bu noktayı çok güzel anlamış ve yaşamışlardı. Peygamberin kendilerine söylediği
bir şey akıllarına yatmadığında ‘bu, Allah’ın emri mi yoksa senin fikrin mi?’ sorusunu sormuşlardı. Eğer
Allah’ın emri ise yapılacak tek şey teslim olmaktı. Çünkü Allah her şeyin en doğrusunu bilendir. Ama
peygamberin kişisel fikri ise, onlar da fikirlerini söylemişler, tartışmışlardı.

Bugün biz Müslümanlar büyük oranda aynı hassasiyeti gösteremiyoruz. Grubun, cemaatin veya tarikatın
önderi, lideri, hocası, reisi, şeyhi, üstadı bir şey söylemişse onu Allah’ın sözü ile bir tutup sorgulamadan,
Kur’an ve Peygamberin uygulamalarına uygunluğuna bakmadan kabul ediyoruz.

Kur’an’da Yahudilerin ve Hristiyanların din adamlarını tanrılaştırdıkları ve rab edindikleri(Tevbe; 31)

anlatılarak Müslümanlar uyarılır. Din adamları, Allah’ın helal kıldığı şeylere haram, haram kıldığı şeylere
helal derlerdi; insanlar da onlara uyardı.

Kur’an-ı Kerim’de en çok vurgulanan konulardan biri aklını kullanmaktır. Bunun yanı sıra Hz. Peygamber de
vahye uymak zorundaydı, kendi kafasından iş yapamazdı. Biz de aklımızı kullanmak ve vahye uymak
durumundayız. Bize söylenen şeyleri sorgulamalı ve Allah’ın kitabına, Hz. Peygamber’in uygulamalarına
uygun olup olmadığına bakmalıyız. Tabi bunun için de Kur’an’ı anlayarak okumalı ve Peygamberimizin
uygulamalarını öğrenmeliyiz.