Professional Documents
Culture Documents
MÜMİNİN SIFATLARI
Yazan
Abdulhak el-Heytemi
HAK
YAYINLARI
2
HAK YAYINLARI: 32
Yazan:
Abdulhak-el Heytemi
Tercüme Eden:
Ahmet Yıldırım
Dizgi Mizanpaj:
Hak Tasarım
Kapak Tasarım
Hak Tasarım
Adres:
Alemdar Mah.Yerebatan Cad.
Çatalçeşme Sok. No:27 / 103
Cağaloğlu / Fatih / İstanbul
Tel:
0 ( 212 ) 514 93 19
Web:
www.hakyayinlari.com
3. Baskı
Şubat 2016 / Cemâziyelevvel 1437
Baskı-Cilt:
Step Ajans Matbaa Ltd. Şti.
Göztepe Mah. Bosna Cad. No:11
Bağcılar / İstanbul Telefon: 02124468846
Matbaa Sertifika No: 12266
3
بسم هللا الرحمن الرحيم
ÖNSÖZ
İSLÂM VE ÎMAN
Anlatılanların Özeti:
Zikredilen ayet ve hadislerin birbirine zıt düşmemeleri
için İslam ve İmanı, İbni Receb’in söylediği gibi anlamak
gerekir:
İbni Receb şöyle diyor:
“İman ve İslam tek olarak kullanıldığı zaman, mana iti-
bariyle birbirine girerler (aynı manada kullanılırlar). Aynı
anda beraber kullanıldıkları zaman, biri bir manaya, diğeri
ise başka bir manaya delalet eder. Fakat ikisinin delalet et-
tiği mana, tek kullanıldığındaki manalara delalet eder…”
İbni Receb bunları anlattıktan sonra şöyle devam eder:
“Yapmış olduğum bu açıklamayı âlimlerin çoğu bu şe-
kilde yapmışlardır. Örneğin; Ebu Bekir El-İsmaili, Ehli’l
Cebel’e (dağda yaşayanlara) gönderdiği risalesinde şöyle
diyor:
“Ehlisünnet ve’l cemaatin birçok âlimleri iman; söz ve
amelden ibarettir. İslam ise; Allah-u Teâlâ’nın insana farz
ettiği şeyleri yerine getirmektir. Eğer bu kelimeler tek tek
10 Abdulhak el-Heytemi
kullanılarak birbirine eklenir ve mü’minlerle Müslümanla-
rın hepsi, şeklinde söylenirse manaları ayrı olarak kastedil-
miştir. Eğer tek başına kullanılmışlarsa aynı mana olarak
kullanılmıştır. Ve o zaman da imanın verdiği mana İs-
lam’ın verdiği manayla aynı olarak kastedilir, demişlerdir.
Bu açıklamayı Hattabi, Mealim Essunen’de zikretmiştir ve
birçok âlim onu desteklemiş ve ona tabi olmuştur…”
Sonra İbni Receb şöyle devam etmektedir:
“İman ile İslam’ın ayrı ayrı manaları olduğu selef âlim-
lerinin çoğundan nakledilmiştir. Onlardan bazıları; Ka-
tade, Davud b. Ebi Hind, Ebu Cafer el-Bakır, Ez-zuhri,
Hammad b. Zeyd, İbni Mehdi, Şeriyk, İbni Ebi Zib, Ahmed
b. Hanbel, Ebu Huseyme, Yahya b. Muin ve başkaları gibi...
Ayet ve hadislere bu açıkladığımız şekliyle bakılırsa
ayetler ve hadisler arasında bir zıtlık olmadığı görülür.
Şöyle ki;
İslam ile iman ayrı ayrı zikredildiğinde ikisinin manası
arasında fark olmadığı, ikisinin aynı olduğu anlaşılır. Eğer
birlikte kullanılırsa ikisi arasında fark olduğu anlaşılır. İşte
bu ikisi arasındaki fark şöyledir:
İman; kalbin tasdiki, ikrarı ve bilmesidir.
İslam ise; kulun Rabbine teslim olması, boyun eğmesi ve
emrine uymasıdır.” (Camiu’l Ulum-İbni Receb s: 26)
KUR’AN’DA MÜ’MİN
Velanın Türleri:
18 - Zekât Vermek:
(11) (Buhari bu rivayeti muallak olarak zikretmiştir. Hafız İbni Hacer bunu
Fethu’l Bari’de zikretmiştir c: 1 s: 63, Ahmed, Ebu Bekir İbni Ebi Şeybe bu
rivayeti sahih senetle rivayet etmişlerdir.)
MÜMİNİN SIFATLARI 87
iman artar, şayet yerine getirilmezse kişinin imanı o nis-
pette eksilir. Fakat kişi, küfür olan amelleri işlemedikçe
kâfir olmaz, İslam dairesinde kalır. Yine “imanın altı
şartı”nda herhangi bir artma veya eksilme olmaz. Bu ko-
nuda arttırma veya eksiltme yapmak, küfürdür.
Sevgi Alametleri:
SÜNNETTE MÜ’MİN
(14) (Beyhaki - Şuabil İman, Suyuti – Camiu’s Sagir sahih senetle rivayet
etmişlerdir. İbni Hacer el-Heytemi bu hadis için “ravileri Sahihi Müslim’in
ravileridir, Ebu Sebrata hariç… Ebu Sebrata hakkında hadis alimleri
“güvenilir dediler” dedi.)
MÜMİNİN SIFATLARI 111
böyledir. Arı, nasıl Allah-u Teâlâ’nın emrinden dışarı çık-
mıyorsa mü’min de çıkmamalıdır.
Bir arı kovanında aynı anda iki emir olmaz. İkinci bir
emir çıkarsa, diğer arılar hemen onu öldürüp parçalarlar ve
birbirlerine düşmanlık yapmaksızın bir emir üzerinde bir-
leşirler. Arı toplumundaki fertler, birbirlerine asla eziyet et-
mezler. Fertleri birbirine düşman olmayan, emirlerine
bağlı tek bir ordu olurlar. Mü’minler de öyledir. Şayet bir
emire beyat edilmişken ikinci bir kimse, emire karşı gelerek
emir olmak için ortaya çıkarsa, toplumda fitne çıkmaması
için ikinci çıkan emir öldürülür. Çünkü Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle demiştir:
“İki halifeye beyat edilirse, ikincisini öldürün!”
(Müslim)
(22) (Ebu Davud, Buhari-El Edebul Mufret) (El Hafız el İraki bu hadis için
“senedi hasendir” dedi)
130 Abdulhak el-Heytemi
Bu hadisin manası şöyledir:
“Mü’min kardeşin için ayna gibi ol! Onların iyiliklerini
göster. Ta ki Allah-u Teâlâ’ya şükretsin ve kibirden uzak-
laşsın. Onun eksiklerini başka insanlara yaymadan güzel
ve gizli bir şekilde göster ki, kendisini düzeltebilsin.”
Bir kimse, tek başına hatalarını hiçbir zaman tespit ede-
mez. Hatalar yüzdeki lekeler gibidir. Çünkü yüzdeki leke-
ler insan için bir eksikliktir ve bu eksikliği gidermek için
aynaya bakmak gerekir. Ancak aynaya bakılırsa yüzdeki
leke görülebilir.
Bu sebeple mü’min bir kimse, kardeşinde gördüğü bir
lekeyi (daha doğrusu hatayı) ona söyleyerek düzeltmeli
(temizlemeli)dir. Kendisinde leke (hata) bulunan diğer
mü’min de lekesini (hatasını) düzelten kimseyi bir ayna
gibi düşünmeli ve kendisini aynada görüyormuş gibi hare-
ket etmelidir. Böyle hareket eden bir mü’min, lekenin (ha-
tanın) aynada değil kendisinde olduğunu anlar ve üze-
rinde bulunduğu hatada ısrar etmez.
Fakat hatası gösterildiği halde hatasını görmeyen kimse,
hatasını gösteren aynayı kırmış gibi olur. Aynaya bakıp da
aynada kendi kusurunu gördüğü için aynayı kırmak, akıl
sahibi bir insanın işi değildir. Çünkü ayna, hatayı hiç abart-
madan karşısındakine gösterir.
(28) (İbn’i Mace, Ahmed, İbn’i Hibban, Hakim, Bezzar; sahih senetle.)
MÜMİNİN SIFATLARI 139
Mü’min, içi ve dışı aynı olduğu için insanların kendisine
güvendiği kimsedir. İnsanların kendisine güvenmediği
kimse ise mü’min değildir. Çünkü mü’min yalan söylemez,
ihanet etmez, kandırmaz, kalleşlik yapmaz. Mü’min ken-
disi için sevgili gördüğünü diğer mü’min kardeşi için de
sevgili görür. Aynı şekilde kendisi için sevgili görmediği
şeyi mü’min kardeşi için de sevgili görmez. Kendisine ve-
rilen emanete asla ihanet etmez. Bu vasıfları üzerinde bu-
lunduran bir mü’mine, ancak hastalıklı kimseler güven-
mez.
(31) (Hakim, Ebu Naim, Münziri, El Iraki bu hadis için “hasen” dediler)
144 Abdulhak el-Heytemi
amelinden hesaba çekilecek ve amelinin karşılığını bula-
caktır.
Mü’minin kıyamu’l leyl yapması, onun şerefini arttırır.
Çünkü mü’min, Allah-u Teâlâ’nın azabından korkarak ve
rahmetini umarak gecesini namazla, zikirle ve Kur’an oku-
makla geçirirse onun yüzü nurlanır ve imanın alameti yü-
zünde belli olur. Bu sebeple geceyi bu şekilde geçirmek onu
şerefli kılar. Bu ne güzel bir şereftir!
Mü’minin insanlara muhtaç olmaması onu aziz kılar.
Çünkü mü’min, dünya malı ve dünya makamına kıymet
vermez. İnsanların malına ve makamlarına da değer ver-
mez. İnsanların elindeki mallara bakmaz, onlardan birşey
beklemez. Zira bunlar, Allah-u Teâlâ katında değersiz şey-
lerdir. Mü’min sadece Allah-u Teâlâ’nın razı olacağı şeyleri
ister ve onlara kıymet verir. Mü’min şunu da çok iyi bilir;
dünya malına ve insanların elinde olana bakmak, insanı ze-
lil kılar. İnsanın izzetini giderir. İşte bu sebeple mü’min,
azizken zelil duruma düşmemek için dünya metaına ve in-
sanların elindekine değer vermez. Böylece hep aziz olur.
(35) (Tirmizi, Ahmed, Hakim rivayet etti ve “sahih” dedi. Zehebi de bunu
destekledi. Begavi-Şerhüs’sünne’de rivayet etti ve “hasen-sahih” dedi)
MÜMİNİN SIFATLARI 147
Herkese dininin kuvvetine göre musibet verilir. Allah-u
Teâlâ mü’minin nefsine, malına ve çocuklarına musibet
vere vere onun bütün günahlarını siler. Tabi ki mü’min ku-
lun bu musibetlere sabretmesi şartı ile... Şayet bu musibet-
lere sabretmez, bilakis isyan ederse günahları silinmeye-
ceği gibi, daha da çoğalacaktır.
Allah-u Teâlâ kâfirlere de musibet verir. Fakat onlar bu
musibetlere sabretseler bile onların günahlarını silmez.
Kâfirler günahlarının silinmesini istiyorlarsa, öncelikle her
türlü şirk ve küfürlerinden arınmaları gerekir. Ancak böyle
yaptıkları zaman Allah-u Teâlâ’dan, günahlarını silmesini
bekleyebilirler. Zira Allah-u Teâlâ, ancak mü’min kimsele-
rin günahlarını siler ve affeder. Bu nedenle mü’mine mut-
laka musibet isabet etmesi şart değildir. Çünkü bu konuda
mü’mine musibet isabet etmesiyle etmemesi arasında bir
fark yoktur.
35 - Mü’min Kıskançtır:
(39) (Ahmed, Nesei, Tirmizi rivayet etti ve “sahih” dedi, Hakim, İbni Mace
sahih senetle rivayet ettiler.)
MÜMİNİN SIFATLARI 163
bir koku yayar. Ölüm meleği bu ruh ile göğe çıkar. Her geç-
tiği melekler topluluğu ona şöyle sorar:
“Bu temiz ruh kimindir?” Onlara şöyle cevap verilir:
“Bu, filan oğlu filanın ruhudur.” Böylece onu dünya-
daki en güzel isimle anarlar. Bu, dünya göğüne varıncaya
kadar böyle devam eder. Dünya göğüne varınca, göğün ka-
pısının açılması için izin verilir ve kapı açılır. Bu gökte bu-
lunan melekler, ikinci göğe varıncaya kadar ona eşlik eder-
ler. Yedinci göğe çıkıncaya kadar böyle devam eder. Allah-
u Teâlâ şöyle der:
“Bu kulumun kitabına, en yüksek mertebede olaca-
ğını yazın! Yüksek mertebeler nedir, bilir misiniz?” Böy-
lece o kulun kitabına, yüksek mertebelilerden olduğu yazı-
lır. Sonra Allah-u Teâlâ şöyle buyurur:
“Onu, yeryüzüne geri döndürün! Çünkü ben onlara:
“Sizi ondan yarattım, oradan çıkaracağım” diye söz ver-
dim.”
Böylece o kul, yeryüzüne döndürülür ve ruhu cesedine
iade edilir.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle devam etti:
Öyleki, kendisini defneden arkadaşlarının ayak sesle-
rini bile duyar. Sonra şiddetli iki melek gelerek onu
uyandırır ve oturtarak ona şöyle sorarlar:
“Rabbin kimdir?” O:
“Rabbim Allah’tır” der. Ona tekrar şöyle sorarlar:
“Dinin nedir?”
“Dinim, İslam’dır” der.
“Bu size gönderilen adam kimdir?” diye sorarlar.
“O, Allah-u Teâlâ’nın rasulüdür” diye cevap verir.
“Dünyada ne yaptın?” diye sorduklarında:
“Kur’an okudum, ona iman ettim ve onu doğruladım”
der.
Başka bir rivayette:
164 Abdulhak el-Heytemi
İki melek onu uyandırır ve ona şöyle sorar:
“Rabbin kim, dinin ne, nebin kim?” İşte bu, mü’minin
en son maruz kalacağı imtihandır. Allah-u Teâlâ şöyle bu-
yuruyor:
“Allah, iman edenleri, dünya hayatında ve ahirette sa-
pasağlam sözle sebat içinde kılar.” (İbrahim: 27)
Mü’min şöyle cevap verecek:
“Rabbim Allah, dinim İslam, nebim Muhammed’dir.”
Bunun üzerine gökten bir çağrıcı şöyle seslenecek:
“Bu doğru söyledi. Cennetin yerini ona gösterin! Cen-
netten ona döşek yapın! Onu cennetten giydirin ve ona cen-
netten bir kapı açın!”
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle devam etti:
Cennetin güzel kokusundan ve güzel havasından ona
gelir. Mezarı, gözün görebildiği kadar genişler. Sonra
ona güzel yüzlü, güzel elbiseli ve güzel kokulu bir adam
gelerek şöyle der: “Seni müjdeliyorum. Sen hoşuna gi-
den şeyler göreceksin!”
Başka bir rivayette:
“Allah-u Teâlâ’nın senden razı olduğunun müjdesiyle
ve sonsuza kadar içinde kalacağın, sonsuz nimetler ihtiva
eden cennetin müjdesiyle seni müjdeliyorum. İşte bu,
sana daha önce söz verilen nimettir!” Mü’min ona şöyle
der:
“Allah seni hayırla müjdelesin! Sen kimsin? Senin yü-
zün, hayır getiren bir yüzdür.” Adam şöyle der:
“Ben, senin salih amelinim. Ben, senin Allah’a itaat
konusunda çok hızlı, Allah-u Teâlâ’ya masiyet konu-
sunda ise çok yavaş olduğunu bilirim. Allah-u Teâlâ seni
hayırla mükâfatlandırdı.”
Sonra o mü’min için cennetten bir kapı ve cehennem-
den de bir kapı açılır. Cehenneme işaret ederek:
MÜMİNİN SIFATLARI 165
“Allah’a karşı gelseydin, yerin burası olurdu. Allah-u
Teâlâ bu yerini, cennetten gördüğün şu yerinle değiştire-
cek.” Mü’min cennette bulunan nimetleri görünce diye-
cek ki:
“Ey Rabbim! Aileme ve malıma dönmemem için kıya-
met gününün kopmasını acele gerçekleştir!” Ona şöyle
denir: “Sakin ol, endişelenme!”(40)
İMANI KUVVETLENDİRME VE
ZAYIFLIĞINI TEDAVİ YOLLARI
(48) (Bu hadiste kastedilen; herkesin iman etmesi gereken temel meseleler
değil, imanı arttıran amellerdir. (Buhari))
(49) (Leftetu’l Kebid İla Nasihatil Veled s: 38-39-İbni’l Cevzi)
180 Abdulhak el-Heytemi
6 – Allah-u Teâlâ’ya boyun eğerek, acziyetini itiraf ede-
rek, küçüklüğünü göstererek Allah-u Teâlâ’ya dua etmek
ve hacetini gidermesini istemek.
Allah-u Teâlâ için secdeye kapanmak, insanın Allah-u
Teâlâ’ya karşı küçüklüğünü gösteren en belirgin ameldir.
İnsan secde ettiğinde en şerefli olan alnını ve burnunu Al-
lah-u Teâlâ için, Allah-u Teâlâ’ya küçüklüğünü göstermek
için toprağa koyar.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bu konuda şöyle bu-
yurdu:
“Kulun, Allah-u Teâlâ’ya en yakın olduğu anı, secde
ettiği anıdır. Onun için secdede iken çokça dua edin.”
(Müslim)
Rabiate b. Ka’b el-Eslemi dedi ki:
“Ben Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber gece-
liyordum. Hacetini gidermesi ve abdest alması için ona su
getirdim. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bana şöyle dedi:
“Benden ne dilersen dile.” Ben şöyle dedim:
“Seninle beraber cennette olmayı istiyorum.” Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem:
“Başka birşey istiyor musun?” diye sordu. Ben:
“Sadece bunu istiyorum.” dedim. Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem bana dedi ki:
“Öyleyse bu umudunu elde etmen için Allah’a çok
secde ederek, Allah-u Teâlâ’ya senin için yapacağım du-
aya icabet edilmesi için bana yardımcı ol.” (Müslim)
ÖNSÖZ............................................................................. 3
İSLAM VE İMAN ............................................................ 5
Anlatılanların Özeti: ................................................... 9
KUR’AN’DA MÜ’MİN ................................................. 12
1 - Mü’min, Allah-u Teâlâ ve Rasulune İtaati
Herşeyden Üstün Tutar: ............................................... 12
Helalleştirmenin Manası, Hükmü ve Çeşitleri:........... 17
Haramı Helalleştirme Çeşitleri:.................................... 17
Kendilerine İtaat Edilmesi Gereken Kimseler: ............ 22
2 - Allah-u Teâlâ’nın Ve Rasulünün Rızasını
Herşeyden Üstün Tutmak: ........................................... 24
3 - Yalnız Allah-u Teâlâ’dan Korkmak: ....................... 25
4 - Sadece Allah-u Teâlâ’ya Tevekkül Etmek: ............. 32
5 - Dini Yalnız Allah-u Teâlâ’ya Has Kılmak: ............. 36
6 - Allah-u Teâlâ’nın Ayetlerinden Ve Rasullah’ın
Hadislerinden İbret Almak:.......................................... 38
7 - Mü’minlere Karşı Kin Ve Düşmanlık
Beslememek: .................................................................. 40
8 - Allah-u Teâlâ’ya Ve Rasulüne Şeksiz, Şüphesiz Ve
Kesin Olarak İman Etmek:............................................ 41
9 - Mü’minleri Kardeş Olarak Görmek: ....................... 43
10 - Musibetlerle İmtihan Edilmek:.............................. 45
11 - Mü’minlere Vela, Kâfirlere Düşmanlık
Göstermek: ..................................................................... 46
Vela İlgili Açıklamalar: ................................................. 50
Velanın Türleri:.............................................................. 55
Küfür Olan Velaya Giren Ameller: .............................. 56
Küfür Olmayan Vela Kapsamına Giren Ameller: ....... 63
12 - Takva Sahibi Olmak: .............................................. 67
13 - İzzetli Ve Şerefli Olmak, Allah-u Teâlâ’dan
Başkasına Boyun Eğmemek:......................................... 67
14 - Allah-u Teâlâ Yolunda Cihad Etmek: ................... 69
188 İÇİNDEKİLER