You are on page 1of 76

EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ

Türkiye’nin Yatılı
Suffa’dan Yurt’a Öğrenci
Çocuklar/Öğrenciler
Yatılı Hizmetleri
Karnesi
Ahmet GÜNDOĞDU
Doç. Yaşar UĞURLU

Öteki Çocukların Okul


Tarihi Süreciyle Yurt
Serüveni: Yatılı Bölge
Hizmetleri ve Önemi

EĞiTiM-ÖĞRETiM VE BiLiM ARAŞTIRMA DERGiSi YIL: 10 • SAYI: 30 • TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2014
Okulu Öğrencileri
Kurtuluş ÖZTÜRK
Yrd. Doç. Dr. Faysal ÖZDAŞ

Yükseköğretim Barınma
(Yurt) Hizmetlerinde Türkiye’de Üniversitelerde
Unutulan Boyut: Mekânsal Öğrenci-Yurt Hizmetleri ve
İnsan İlişkisi Barınma Sorunu
Erol KAVUNCU
Doç. Dr. Burhan AKPINAR

Başarılı Öğrenciler Erken Büyüyen Çocuklar


Açısından Yurtlar Arş. Gör. Mustafa SAVCI
Doç. Dr. Nail YILDIRIM

Türkiye’de Öğrenci Yurt/


Pansiyon Hizmetlerine 2014 YBO Gerçeği
İçeriden Bir Bakış Yunus YAĞMUR
Abdülhalik BAŞ

Türkiye’de Yükseköğretim
ve Öğrenci Yurt Hizmetleri
Memnuniyeti
Doç. Dr. Engin ASLANARGUN

Yıl: 10 • Sayı: 30 • Temmuz-Ağustos-Eylül 2014


Editör’den... Ali YALÇIN Bu Sayıda... Sayfa
Genel Başkan Yardımcısı Suffa’dan Yurt’a Öğrenci Yatılı Hizmetleri 1
Ahmet GÜNDOĞDU / Genel Başkan
Eğitim Politikalarına Yön Tarihi Süreciyle Yurt Hizmetleri ve Önemi 3
Kurtuluş ÖZTÜRK
Vermede 10. Yıl Yükseköğretim Barınma (Yurt) Hizmetlerinde Unutulan 12
Boyut: Mekânsal İnsan İlişkisi
Eğitime Bakış’ı Eylül 2004’te ilk yayımladığımızda, “Sorunların Doç. Dr. Burhan AKPINAR
bizzat içinde bulunan eğitimcilerimizle tartışmak ve sağlıklı çözüm-

Yatılı Okul
Başarılı Öğrenciler Açısından Yurtlar 19
ler bulmak” amacında olduğumuzu belirterek, “Eğitime Bakış’ın varlık Doç. Dr. Nail YILDIRIM
sebebi, eğitim meselesine eğitimcilerin bakışını yansıtmaktır” dedik.
10. yılı geride bıraktığımız Dergimizde, “Biz eğitimciler, öğrencilerimi- Türkiye’de Öğrenci Yurt/Pansiyon Hizmetlerine 24
İçeriden Bir Bakış
ze çözümde görev almayı öğretiriz. Zira biliriz ki çözümde görev al(a) Abdülhalik BAŞ İlkokuldan sonra dört sene ara verdim tahsilime. İlkokulu bitirdiğim sene ağabeyim evlendi. Ertesi
mayanlar sorunun bir parçası olurlar” düsturundan hareketle tematik
dergi yayıncılığına ilk adımı atarak sorunun bir parçası değil çözüm Türkiye’de Yükseköğretim ve Öğrenci Yurt Hizmetleri 30
yıl ablam gelin oldu. Bu hay huy içinde benim okumamı kimse düşünmedi. Bu arada ailecek hayli yoksul
için paydaşı olduk. Memnuniyeti düştük.
Doç. Dr. Engin ASLANARGUN
Geride kalan 10 yıllık süreçte Eğitime Bakış’ın kapak konusu ile
eğitimde yoğunlaşılan ve tartışılan konular arasındaki örtüşme, Der- Türkiye’nin Yatılı Çocuklar/Öğrenciler Karnesi
Doç. Yaşar UĞURLU
35 İlkokulu bitirdiğimin dördüncü yılıydı. O yıl emsallerime bir çaba düştü. Kimi Alaca’da Ortaokula
gimizin eğitime verdiği katkının tezahürüdür. Seçtiğimiz her dosya
konusunun ilgili merciler tarafından tartışılması, gündeme alınması Öteki Çocukların Okul Serüveni: Yatılı Bölge Okulu
yazılıyor, kimi de adını duyduğu her türlü parasız yatılı okulun sınavlarına giriyor. Ekonomik durumumuz
42
ve somut adımların atılması Dergimizin takip edildiğinin ve eğitim Öğrencileri Ortaokulda okumama elverişli olmadığından yatılı okul sınavlarına ümit bağlamıştım.
camiası tarafından otorite olarak kabul edilmesinin birer göstergesi- Yrd. Doç. Dr. Faysal ÖZDAŞ
dir. Örneğin ‘YÖK Reformu’ dosya konusundan sonra, YÖK ile ilgili tar-
tışmaların alevlenmesi, kamuda kadın çalışanlara yönelik kılık kıyafet
Türkiye’de Üniversitelerde Öğrenci-Yurt Hizmetleri ve
Barınma Sorunu
48 Çankırı Astsubay Okulunu kilom ve boyum tutmadı. Hasanoğlan İlköğretmen Okulu’nun sınavını ka-
dayatmaları ve başörtüsü yasağını ele alan ‘Çalışma Hayatında Kadın Erol KAVUNCU zanamadım. Ankara Yapı-Sanat Okulu için sağlık raporu alamadım. Çaldığım bütün kapılar yüzüme ka-
ve Başörtüsü Yasağı’ konusunun akabinde tartışılması Eğitime Bakış’ın
gündem belirlemesiyle alakalıdır. Eğitime Bakış, Türkiye’nin eğitimde
Erken Büyüyen Çocuklar 52 panınca bir bir aldığım formları Çorum Maarif Memurluğuna geri getirdim. Çok üzgündüm. Bu halimi
Arş. Gör. Mustafa SAVCI
kangren olmuş sorunlarının tedavisinde operasyonel bir cerrah vazi- gören 40-45 yaşlarında sonradan adının Hasan olduğunu öğrendiğim bir bey:
fesi görmektedir. 2014 YBO Gerçeği 56
Yunus YAĞMUR
10. yılımızda, 30. sayımızla karşınızdayız. “Öğretmen ve Öğret- -Seni bir okula yazdırsam gider misin? dedi.
menlik Mesleği” konusuyla başladığımız yayım hayatına, “Eğitimde Sıcak İlgi ve Problemlerine Çözüm Bekleyen Resmi 59
Reform ve Müfredat Çalışmaları, Sınavlar, Din Eğitimi ve Öğretimi, Ortaöğretim Pansiyonları
Mesleki ve Teknik Ortaöğretim, Okul Öncesi Eğitimi, Eğitim Yönetimi,
Yakup YILDIZ -Yatılı mı?
Yabancı Dil Öğretimi, Değerler Eğitimi, Karma Eğitim, Kesintisiz Eği- Medreselerden Darülfünun’a Bir Eğitim Tarihi 65
Arkeolojisi: Prof. M. Ali Aynî’nin Gözüyle Osmanlı
tim, YÖK Reformu İhtiyacı, Eğitimde FATİH Projesi, Çalışma Hayatında
Medreseleri ve Darülfünûn -Tabii yatılı.
Kadın ve Başörtüsü Yasağı, Eğitimde Toplum Mühendisliği, 21. Yüzyıl-
Yrd. Doç. Dr. Hayrettin AYAZ
da Türkiye’de Eğitim Fakülteleri, İlahiyat Müfredatı, Eğitim ve Müfre-
dat” gibi konularla devam ettik. Bu ‘özel’ sayımızda ise üzerinde kafa Pozitif Negatif Yönleriyle Öğrenci Yurtları 68 Hastaya ilaç sorulur mu? “Okula gider misin?” de ne demek. Kaç gündür Çorum’da niçin sürünüyo-
Adem TUNCER
yorulmayan ve büyük bir sorun olarak karşımızda duran “Öğrencilere rum? Yatılı olduğunu öğrendim ya bu bana yeter. Gerçi özelliğini sormadım ama devletin okulunun kötüsü
Barınma ve Yurt Hizmetleri” konusuyla karşınızdayız.
Ashab-ı Suffa’dan Nizamiye Medereselerine, Leylî Meccani’den
mü olurmuş! Sonradan öğrendim. Bana yeni okul öneren kişi, Maarif Memurluğunda kâtipmiş. Ne olursa
Yurt-Kur’a kadar öğrencilerin barınma ortamları ve yetiştirilmeleri olsun hayatımın gidişinde önemli bir dönemeci dönmeme neden oldu ya kendisine ne kadar minnet duy-
ile ilgili sorunlara mercek tuttuğumuz bu sayımızda ödev çıkarması
Yıl: 10 • Sayı: 30 • Temmuz-Ağustos-Eylül 2014
sam azdır diye düşünüyorum. O günden beri karşılaşamadığımız Hasan Bey, yaşıyorsa selametler, vefat
gereken birçok kurum ve kuruluş bulunmaktadır. Fiziki imkânların
seferber edildiği, lüks ve gösterişin ölçüt haline geldiği özel ve resmi Eğitim-Bir-Sen’in 3 Aylık Ücretsiz Yayınıdır
ettiyse Allah’tan rahmet dilerim.
yurtlarda; içerik ve ruh dünyasına yönelen konularda ise ‘fakirlik’ bir
sorun olarak durmaktadır. İbn-i Sina, neslin ruh ve beden eğitiminin Eğitim-Bir-Sen Genel Yayın Yönetmeni Teklifini hemen kabul ettim. Dilekçe verdim mi, bir yere imza attım mı, adres bildirdim mi, Hasan
birlikte yürütülmesine vurgu yapar. Michael Marshall ise “Çocukların Adına Sahibi (Sorumlu Müdür)
karınlarını ve zihinlerini doyurduğumuz kadar ruhlarını da beslemeli- Ahmet GÜNDOĞDU Ali YALÇIN
Bey’e. Hiç anımsamıyorum. Yalnız bir ilkbahar akşamüstü “Okula yazıldım” diye sevinçle köye dönüşü-
yiz” der. Yatılı kalan öğrencilere ev sıcaklığını verme yükümlülüğü ta- Genel Başkan Genel Başkan Yardımcısı mü unutamıyorum.
şıyan yurtlar, onların karakter yapılarının şekillenmesinde önemli bir
eşik olduğunu unutmamalıdır. Editör Yayın Kurulu
Ali YALÇIN
Köyde yine günlük iş güç, yine kısır bir döngü. Yatılı okulla ilgili ne bir ses, ne nefes... Zaman zaman
Medeniyetimizi yeniden inşa ve ihya etme noktasında gençliği- Ahmet ÖZER
mizi, geleceğimizi sadece maddi olarak değil onların ruh dünyalarına Doç. Dr. Zülfü DEMİRTAŞ Esat TEKTAŞ hatırlıyorum okula başvurduğumu da hayallere dalıyorum: Okula bir girsem diyorum. Üstüm başım ter-
hitap edecek kurumlar tahsis etmeliyiz. Öğrencilerin vaktinin çoğunu Murat BİLGİN temiz olur... Elbiselerim, ayakkabılarım gıcır... Üç öğün de yemek yeriz herhalde. Devletin yemeği yavan
geçirdiği yurtlar bundan muaf değildir. Öğrencilere barınma ve yurt
Teyfik YAĞCI olacak değil ya... Yağlıdır. Ette vardır yemeklerde. Onlarla beslenince kilom da artar belli olmaz. Belki
hizmetleri konusuna mercek tuttuğumuz bu sayı ile birlikte Kredi ve
Ramazan ÇAKIRCI
Yurtlar Kurumu’nun yeniden ele alınmasını, özel kurum ve kuruluş- sesim bile güzelleşir. Çökelek ekmek yiye yiye boğazım kurudu. Yağlı yemekleri yiyince ses tellerim yumu-
ların öğrencilere barınma hizmetlerini gözden geçirmelerine vesile
olmayı, daha iyi ve güzele yolculukta göz ardı edilen kör noktalara ışık
Basın Danışmanı şasın, sesim zil gibi çıksın mı sana!...
Mahfuz YALÇINKAYA
tutmayı ve önemlisi de hayati bir konuyu tartışmaya açmayı amaç-
ladık.
Eğitimciler Birliği Sendikası Genel Merkezi Hayallerimden uyanıyorum. Kendimi Kurepınarı’nda mal güder buluyorum.
10. yılımızda 30. sayımızı yayınladığımız dergimize emek veren GMK Bulvarı Ş. Daniş Tunalıgil Sokak No: 3/13 Maltepe/ANKARA
bütün dostlara teşekkür ederken; dergimizin ilk Editörü Şaban Abak
Bey’i ve sonrasında görevi devralan Hıdır Yıldırım Bey’i, uzun bir süre
Telefon: (0.312) 231 23 06 (pbx) • Faks: (0.312) 230 65 28 Kaynak: http://www.hikayeler.net/yazilar/103386/yatili-okul/ Erişim tarihi: 26.06.2014
Bürocell: (0.533) 741 40 26
editörlüğü beraber yürüttüğümüz ve önceki sayı itibariyle müsaade e-posta: egitimbirsen@egitimbirsen.org.tr
isteyen Doç.Dr. Mustafa Orcan Bey’i ismen anmayı bir görev biliyor, web: www.egitimbirsen.org.tr
emekleri için bu vesileyle tekrar teşekkür ediyor, nice 10 yıllara diyo-
rum. Grafik Tasarım & Baskı
Selam ve dua ile… Hermes Ofset Ltd. Şti.
Büyük Sanayi 1. Cadde No: 105 İskitler-ANKARA
aliyalcin@egitimbirsen.org.tr Telefon: (0.312) 341 01 97 • Faks: (0.312) 341 01 98
‘ın bu sayısı 35 bin adet basılmıştır. Kurumlara ve eğitim
çalışanlarına dağıtımı il ve ilçe teşkilatlarımız tarafından yapılmaktadır. Basım Tarihi: Ağustos 2014
Suffa’dan Yurt’a Öğrenci Yatılı Hizmetleri

Ahmet GÜNDOĞDU
Eğitim-Bir-Sen ve Memur Sen Genel Başkanı

İlim tahsil etmek için insanlar daima başkaları- neminde Fâtih Sultan Mehmedİstanbul’da kendi
nın yardımlarına ihtiyaç duymuşlardır. Bu başkaları, nâmınainşâ ettirmiş olduğu câmi-i şerifin iki ya-
bazen halktan zengin kişiler, bazen yakınlar çoğu nına sekiz kârgir kurşunlu medrese yaptırmış ve
zaman da ebeveynler olmuştur. Alınan yardımlar günümüzün üniversite eğitimini bu medreselerde
ise bazen maddi yönde bazen de ilim tahsil etme verdirmiştir. Sahn-ı semânmedreselerinin (sekiz
yönünde ortaya çıkmıştır. Yüce dinimiz İslam’ın medrese) birine giren talebelerin medresede ken-
devletleşme sürecinde insanların ilim tahsil ede- dilerine mahsus bir hücresi vardı. Bu talebelerin
bilmeleri amacıyla Mescid-i Nebevi’nin kuzey yeme içmeleri de medresede karşılanırdı. Böylece,
duvarında, hurma dallarıyla bir gölgelik ve sun- İslam dininde çok önemli görülen ulema sınıfın
durma yapılarak buraya “suffa” adı verildi. Suffa’da yetiştirilmesine devletin yaptığı katkının Osmanlı
kalan Müslümanlara da “Ashâb-ı Suffa” ismi verildi. Devletinde de aynen devam ettiği görülmektedir.
Mescid-i Şerif’in suffa’sında, Medine’de, aileleri, İmparatorluğun son, Cumhuriyetin ilk dönem-
meskenleri, aşiretleri, akrabaları, kısacası hiçbir lerinde Ashab-ı Suffa’nın yerini “Leylî Meccani”
şeyleri hiçbir şeyleri olmayan sahabeler kalırdı. almıştır. Leylî Meccani’nin günümüzdeki karşılığı
Bunun bir sonucu olarak, kendilerini Kur’an ilmini “parasız yatılı”dır. Cumhuriyetin ilk dönemlerin-
tahsil etmeye, Peygamberimizin vaaz ve derslerini de, Devletin Leylî Meccani’sinde okuyabilmek
dinlemeye vererek zamanlarını değerlendirirlerdi. için açılan sınava girip başarılı olmak gerekiyordu.
İslam Dininin Yüce Peygamberi, Ashâb-ı Suffa’nın Öğrencisinin sınava girebilmesi için veliler bazı
hem tâlim ve terbiyesi, hem de maişetiyle çok ya- maddi yükümlülükler üstelenirdi. Velisi oldukları
kından ilgilenirdi. Ashâb-ı Suffa’nın ihtiyaçlarını öğrencinin başarısız olması durumunda tazminat
gidermeye, kendi evinin ihtiyaçlarını gidermeden ödemeleri söz konusuydu. Öğrenci ise, devletin
daha fazla önem verirdi. Ashâb-ı Suffa ise, ilime kendisine vereceğini üstlenmek ve yerine getir-
âşık idi. Bu sahabeler, Peygamber Efendimiz tara- mek zorunda idi. Günümüzde bunun karşılığında
fından tespit edilen muallimler tarafından eğitilir- “zorunlu hizmet” kavramı kullanılmaktadır. Resmi
di. Bunlardan yetişenler, Müslüman olan kabilele- Ceride’nin (Gazete) 29/6/1926 tarih ve 407 sayısın-
re Kur’an öğretmek ve Sünnet-i Resûlullah’ı beyan da, Maarif Vekaleti’nin lise ve orta okullara Leylî
etmek için gönderilirlerdi. Bu zümrenin, İslamî hü- (yatılı) öğrencilerin yarısını geçmemek üzere Leylî
kümlerin muhafazasında ve diğer nesillere nakle- Meccani (parasız yatılı) öğrenci alabileceği hükmü
dilmesinde pek müstesna bir gayretleri olmuştur. yer almaktadır. Leylî ve Leylî meccani öğrencilerin
İslam dininin kısa bir zaman diliminde dünyanın hakları ise bir üst öğretime geçene kadar ya da di-
geniş bir coğrafyasına yayılmasında büyük bir kat- siplin cezası almadığı müddetçe baki kalacaktır.
kısı olmuştur. İslam tarihinin başlangıcından bu yana, ailesin-
Ashab-ı Suffa benzeri ilim aşığı topluluklar den uzakta yaşayan, ticaret, sanat, ziraat ve başka
bütün İslam devleterinde var olagelmiştir. Bu bir mesleği olmayan, bununla birlikte İslam’ı öğ-
minvalde, Anadolu Selçuklu döneminde Sultan renmeye çalışan ilim erbabına İslam’ın büyük bir
Alparslan’ın veziri Nizamül-Mülk zamanında kuru- değer verdiği anlaşılmaktadır. Günümüzde ailesi-
lan Nizamiye Medreselerinde ilk defa ülkenin zeki nin yanında ya da ondan uzakta yaşayan ve yapa-
ve yetenekli çocukları seçilerek bu medreselerde cak bir işi, geçinecek bir geliri olmayan ilköğretim,
yeme, içme, barınma ve diğer ihtiyaçları karşıla- ortaöğretim ya da yükseköğretim öğrencilerine
narak devlet himayesine alınmış ve buralarda çok gerekli yardımı yapmaktan imtina etmek Müslü-
iyi bir eğitim – öğretim verilerek o devrin bilim manca bir tavır olarak kabul edilemez. Bu neden-
adamları buralardan yetiştirilmiştir. Osmanlı dö- le, hangi yaşta ya da öğretim seviyesinde olursa

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
1
Suffa’dan Yurt’a Öğrenci Yatılı Hizmetleri

olsun, ailesinden uzakta eğitim alan öğrencilerin kendi tarihimiz ve değerlerimiz ile uyumlu şekil-
barınma (ibate) sorununu çözmek başta devletin, de tasarlanması ve yapılması doğru olacaktır. Bu
ardından tüm vatandaşların görevleri arasında yer mekânların Selçuklu, ya da Osmanlı mimari tar-
alır. Bu öyle bir görevdir ki ihmal edilmesi duru- zında ya da tamamen yeni ve kendimize özgü bir
munda hem bu bireyler hem de toplumun tama- mimari tarzda tasarlanması gerekmektir. Çünkü
mı zarar görecektir. mekân insanın tutum, tavır, alışkanlık ve davranış-
Devletin öğrencilerin iaşe ve ibateleri konusu- larını etkilemekte ve hatta biçimlendirmektedir.
nu ihmal etmesi beklenemez. Bu bağlamda, 2013- Bu açıdan önce biz mekânı inşa ederiz sonra da
2014 Eğitim-öğretim döneminde 72 ilde 429 yatılı mekân bizi inşa etmeye başlar. Mekân, insanoğ-
bölge okulu faaliyet göstermektedir. Bu okullarda lunun istek, arzu, beklenti ve ihtiyaçlarını yeniden
80.875 kız ve 78.178 erkek olmak üzere, toplam oluşturur, değiştirir ya da pekiştirir. Öğrenci yurt-
159.053 öğrencinin eğitim gördüğü bilinmektedir. larının tasarımı ve inşası sürecinde insan-mekân
Bu okullarda görev yapan öğretmen sayısı ise aynı ilişkisinin göz ardı edilmesi büyük bir hata olur.
dönem itibariyle 8.938’dir. Son yıllarda taşımalı Günümüz Türkiye’sinde öğrenci yurtlarının tasa-
rım ve inşasında insan mekân ilişkisinin yeterince
eğitimin yaygınlaştırılması nedeniyle yatılı bölge
dikkate alındığını söylemek mümkün görünme-
okullarının sayısında azalma meydana gelmiştir.
mektedir.
Yükseköğretim çağında ise, Kredi ve Yurtlar Ku-
Öğrencilerin YURTKUR yurtlarını özel yurtlara
rumuna (YURTKUR) bağlı yirmi bölge müdürlüğü
daha fazla tercih ettikleri bilinmektedir. Bu durum
bünyesinde toplam 349 yurtta 310.629 öğrenci
çoğunlukla; devlet yurtlarının maddi yönden daha
kapasitesi ile yükseköğretim öğrencilerine hiz-
uygun olması, okula yakın olması, ailenin devlet
met verilmektedir. Bu yurtların 88’i (%25) kız, 37’si
yurtlarını daha güvenli görmesi, güvenliğinin yük-
(%10,60) erkek ve 224’ü (%64,20) karma yurtlardır.
sek olması gibi faktörlerden kaynaklanmaktadır.
Kız-erkek oranları açısından incelendiğinde ise
İslami ya da milli hassasiyetleri yüksek olan vatan-
yurtlarda kalan toplam öğrencilerin yüzde 61’ini
daş ve sivil toplum örgütlerinin öğrenci yurtları
kız öğrenciler oluşturmaktadır. Ancak KYK yurtla-
inşa etme/işletme açısından cesaretlendirilmesi
rının dışında üniversitelerin kendi bünyelerinde
ve maddi yönden desteklenmesi doğru olacaktır.
hizmet veren yurt ve konuk evleri de ciddi bir ka-
Bu durumda girişimcilerden, devlet yurtlarını ter-
pasite sağlamaktadır.
cih etmede göz önünde bulundurulan şartların
Kız ve erkek (karma) pansiyon ve yurt uygu- yerine getirilmesi beklenmelidir.
lamasının oldukça yaygın olduğu görülmektedir.
Devlet ya da özel kişi ve kurumlar tarafından
Bütün öğretim seviyelerinde karma pansiyon uy-
inşa edilen ve işletilen öğrenci yurt ve pansiyon-
gulamasından vazgeçilmeli ve bu mekânların yö-
larının da toplumun tarihi ve dini hassasiyetlerine
netimleri de birbirinden ayrılmalıdır. Kız ve erkek
uygun bir mimari yapıda tasarlanması gerekmek-
öğrenci yurtlarının sadece bina açısından birbi-
tedir. Bunu takiben yurt ya da pansiyon işletilir-
rinden ayrılmaları yeterli değildir. Bu yurtların ayrı
ken; temizlik, güvenlik, sosyal eğitsel ortamlar
kampüslerde olmasında yarar vardır. Kız yurtları-
sağlıklı bir kişilik geliştirmeye ve sürdürmeye yö-
nın mümkün olduğu kadar okula ya da üniversite- nelik olmalıdır. Özellikle öğrencilerde sağlıklı bir
ye yakın olması için çaba gösterilmelidir. kişilik gelişiminin gerçekleşmesine uygun ortam-
İlköğretim, ortaöğretim ya da yükseköğretim ların oluşmasına dikkat edilmelidir. Gerek devlet
döneminde öğrencilerin barındıkları yurt, pan- yurtlarının gerekse özel yurtların Milletimizin ruh
siyon ya da başka bir adla anılan yerlerin öğren- kökünü tahribe yönelen, milletin evlatlarını mil-
cilere barınma, boş zamanlarını değerlendirme, lete düşman etmeyi hedefleyen mihrakların işta-
derslerine çalışma, sınavlara hazırlanma, sosyal hını kabartacak bir potansiyele sahip bulunduğu
ihtiyaçlarını karşılama vb fonksiyonları vardır. Bu- açıktır. Genç dimağların yıkıcı, bozucu hareketler
nunla birlikte yurt ya da pansiyonların öğrencile- tarafından elde edilmelerinin önüne geçmek için
rin kişiliğinin gelişmesindeki olumlu ya da olum- asla alanda boşluk bırakılmamalı, milletin değer-
suz etkileri de mevcuttur. Bu nedenle öğrenci leriyle değerlenmiş bir nesil yetiştirmek için yurt
yurtlarının yapımında ve işletilmesinde öğrencide ortamları fırsat bilinmeli ve buna göre plan, prog-
kişilik (şahsiyet) gelişiminin olumlu yönde olma- ram yapılmalıdır.
sına yüksek düzeyde dikkat etme zorunluluğu ile Ancak sağlıklı bir kişiliğe sahip kuşaklar yetiş-
karşı karşıyayız. tirerek kendimiz, bölgemiz, İslam âlemi ve dünya
Öncelikle, öğrenci yurtları inşa edilirken insan- için daha iyi bir toplum inşa edebiliriz. Yurt ya da
mekân ilişkisinin göz önünde bulundurulması pansiyonlarda yetişen öğrencilerin dini ve milli
gereklidir. Öğrencilerin öğrenim yaşamlarını sür- değerlerinin aileleri birlikte yaşayan öğrenciler ka-
dürdükleri yurtların öncelikle tasarımının iyi yapıl- dar hatta onlardan daha sağlam olması mümkün
masına ihtiyaç duyulmaktadır. Öğrenci yurtlarının görünmektedir.

2 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Tarihi Süreciyle Yurt Hizmetleri ve Önemi

Kurtuluş ÖZTÜRK
İlim Yayma Cemiyeti Yurt Müdürü / İSZU Eğitim Yönetimi ve Denetimi Dr. Öğrencisi

Bu yazının amacı yurt hizmetleriyle ilgili genel her türlü hizmetin yerine getirilmesidir. Bu ortam
bir panorama sunmaktır. Yazıda öncelikle dönem- gence sosyalleşme, sorumluluk ve paylaşma bilin-
lerindeki yatılı eğitim kurumlarını temsil ettiği ci, topluluk içerisinde hayatını yönetebilme, iyiyi
düşünülen müesseseler üzerinden yatılı eğitimin - kötüyü ayırt edebilme gibi özellikler de kazandı-
tarihi süreci; ikinci olarak bütün eğitim kademe- rabilmektedir (Arlı, 2013:173, 175).
lerinde hizmet eden kamu ve özel öğrenci yurt- Yurt ve barınma hizmetlerini etkileyen ve ge-
larının mevcut durumları; üçüncü olarak kamu lecekte daha da büyük bir ihtiyaç haline gelecek
yurtlarına dair hizmet algısının öğrencilerin bakış meselelerden birisi de uluslararası öğrenciler ola-
açısından sunulması; dördüncü olarak da gönül- caktır. Çünkü dünya çapında yükseköğretim sek-
lü kuruluşlar tarafından işletilen yurtların kuruluş töründe bir talep artışı söz konusudur. Bu artışa
misyonları ile çalışma metotlarına dair düşünceler paralel olarak kendi ülkesinin dışında eğitim gö-
paylaşılmaktadır. Sonunda da yurt hizmetlerinin ren öğrenci sayısı 1975 yılında bir milyonun altın-
verimliliğini arttıracağı düşünülen birkaç öneri sı- dayken, 2009’da 3.7 milyona ulaşmıştır.
ralanmaktadır.
Barınma ihtiyacı, ailesinden uzakta eğitim
1. Yatılı Eğitimin Tarihi Süreci
gören ortaokuldan üniversiteye kadar her kade-
medeki öğrenci için çözülmesi gereken en temel 1.1. İlk Yatılı Eğitim Kurumu Suffa Okulu
problemdir. Bu problemin çözümü için devlet ve İslam tarihinde bilinen ilk yatılı eğitim kurumu
özel sektör tarafından çeşitli önlemler alınmıştır. Suffa okuludur. Hz. Peygamber Medine’ye hicre-
Küçük yerleşim birimlerinde yaşayan ortaokul öğ- tinden sonra ilk iş olarak, burada bir mescid te’sis
rencileri belli merkezlerdeki yatılı okullara alınarak etmiş ve bunun bir bölümünü eğitim ve öğretim
eğitimlerini burada sürdürürler. Aynı şekilde Milli merkezi haline getirmiştir. Medine’deki bu eğitim
Eğitim Bakanlığı (MEB) bünyesinde yer alan fark- ve öğretim merkezi, bundan sonra tesis edilen
lı ortaöğretim (Anadolu liseleri, Meslek Liseleri, cami içi ve dışı eğitim kurumlarına model olmuş-
İmam Hatip Liseleri vs.) kurumlarında eğitim alan tur. Yine buradaki talebelerin yeme içme gibi ihti-
öğrencilerin kalacak yer problemini çözmek İçin yaçlarının zengin müslümanlarca karşılanması da
MEB’e bağlı pansiyonlar ve özel öğrenci yurtları vakıf müesseselerinin doğmasına zemin hazırla-
hizmet vermektedir. mıştır (Ateş, 1982: 30). Çelebi’nin aktardığına göre
Yurt hizmetlerine en fazla ihtiyaç duyulan alan Suffa mektebinde kalan öğrenci sayısı 400’e kadar
üniversitelerdir. Öğrenciler üniversiteyi kazandı- çıkmaktadır (Çelebi, 1999:168).
ğında barınma yeri alternatifleri olarak karşıların-
da devlet yurdu, üniversite yurdu, özel yurt ya da 1.2. Kurumsal Yapıya Hazırlık Aşaması: Mescit
kiralık ev seçeneklerini bulmaktadırlar. Büyük bir – Hanlar
öğrenci kitlesinin barınma alternatifi olarak tercih
ettiği yurtların temel amacı, öğrencilerin çağın Hz. Peygamberden sonra cami ve mescitler
gereklerine uygun, modern ortamlarda huzur ve eğitim işlerinin yürütüldüğü merkezler olarak işlev
güven içerisinde barındırılması, sosyal, kültürel görmeye devam etti. Mescitte verilen eğitimleri
ve sportif yönden gelişmeleri için gerekli olan takip etmek için şehir dışından gelen öğrencilerin

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
3
Tarihi Süreciyle Yurt Hizmetleri ve Önemi

kalacak yer problemi yaşamaları mescit – han türü reselerde öğrenciler, genellikle burslu ve yatılı ola-
komplekslerin oluşumuna zemin hazırlamıştır. rak eğitim-öğretim görmüşlerdir.
Mescit – han türü eğitim kompleksleri mescitler- 12. yüzyıldan itibaren yaygınlaşmaya başlayan
de sürdürülen eğitimin medrese eğitimine evril- medreseler ve bunları besleyen vakıf düzeni, sa-
mesinden bir önceki aşamadır. Bağdat’ta eğitimi dece İslâm dünyasının önde gelen, bir uçtan di-
ve öğrencilerin kalma problemini birlikte çözecek ğer uca uzanan kentlerine yayılmakla kalmamış,
olan medreseler kurulmadan önce vali Bedr b. Ha- komşu kültür ve medeniyetler üzerinde de etkili
saneveyh el – Kürdi, eğitim tarihinde dönüm nok- olmuştur. Monica Gaudiosi, 1274’de kurulan ve
tası sayılacak bir adım atmıştır. Bağdat’ta Nizami- modern yüksek okul sisteminin başlangıcı olarak
ye medresesinin kuruluşundan önce Bedr, kendi kabul edilen, Merton College’ın (Oxford Üniversi-
idaresi altındaki bölgelerde öğrencilerin kalacağı tesi) oluşumunda ve İngiltere’deki vakıf sistemi ve
üç bin kadar mescit – han kurmuştur. 1067’den iti- anlayışının gelişmesinde İslâm dünyasında uygu-
baren bu müesseseler üzerinden Nizamiye med- lanan vakıf hukuku ve sisteminin etkili olduğunu
reseleri yükselecektir. Özetle ifade etmek gerekir- tespit etmiştir (Kenan, 2013:5-8).
se mescitte başlayan eğitim halkaları, öğrencilere
kalma hatta yeme - içme imkânı sağlayan mescit
– hanlara oradan da öğrencinin bütün ihtiyaçları- 1.4. Osmanlı Medreseleri ve Yatılı Eğitim
nı karşılayan medreselere dönüşmüştür (Makdisi, Osmanlı döneminde ilki Orhan Bey zamanında
2012: 67 – 73). İznik’te Davud-ı Kayserî’nin idaresi atında kurulan
Osmanlı medreseleri, İstanbul’un başkent olma-
1.3. Tam Teşekküllü Yatılı Eğitim Kurumları: sından sonra hem kurumsal hem de müfredat açı-
Medreseler sından zirve noktaya ulaşmıştır. Zirve devrinin en
önemli iki medresesi Fatih ve Süleymaniye medre-
Tam teşekküllü eğitim kompleksi olarak zik- seleridir (Zorlu, 2008: 611). Bu medreselerin vakfi-
redebileceğimiz ilk organizasyon Nizâmiye med- yeleri üzerinden öğrencilerin kalacakları yurtların
reseleridir. Nizamiyelerin ilki 1067’de Bağdat’ta standartlarını izlemek mümkün olabilmektedir.
eğitime başlamış; hoca ve öğrencilere ait odalar, Fatih devrinde inşa edilen Sahn-ı Seman bünyesin-
dershaneler, mescid, kütüphane, yatakhane, ye- de sekiz medrese ve bu medreselerin her birinde
mekhane ve hamam gibi bölümlerin birbirine 19 oda bulunmaktadır. Odalardan birisi müderrise
yakın mesafede yer aldığı bir külliye şeklinde inşa diğeri asistanına, iki oda hizmetlilere ve 15 tane-
edilmiştir. Bağdat’ı, Nişabur, İsfahan, Belh, Musul, si de birer öğrenciye tahsis edilmektedir (Kazıcı,
Merv, Herat ve Basra nizamiyeleri takip etmiştir. 1999:162 -163).
Müslüman olmak kaydıyla hangi toplumsal sınıf
veya etnik gruptan gelirse gelsin ayrım yapmak- Fatih Sultan Mehmet’in 1470 tarihli vakfiye-
sızın herkese açık, ücretsiz ve örgün olan bu med- sinde medresenin odalarında kimlerin kalacağı,
temizlik, güvenlik, yemek hizmetleri için ayrılan
bütçe ve burs miktarları belirtilerek öğrencilerin
eğitim sürecinde kalacakları mekânın standartları
açıkça ortaya konulmaktadır:
“..her medrese için onbeş öğrenci ta’yin buyu-
rup…her birine günde ikişer akçe verilmek üzere...
Yine her medrese için bir kapıcı ta’yin buyurup, çi-
çek gibi parlak ve yegâne olan medresenin kapı ve
pencerelerini zamanında açıp, kapayıp gece gündüz
hizmetinde devamlı ve inci halkası gibi medresenin
kapısına bakışı dâim olmasını… iki kimsenin med-
resenin iki hizmetçi ve ferrâşı olup, medreseyi ve
medresenin içini ve tuvaletini temiz tutup… Tetim-
me medreselerinin odalarından her birine de, her ay
on beşer akçe tâ’yin buyurmuş olup, bu hücrelerde
kalan yetenekli öğrencilerin kendileri için tâyin edi-
len maaşla, boşluğun kapatılması, açlığın gideril-
mesi, geçim sıkıntılarının bertaraf edilmesi cihetine
gidilerek…”

4 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Tarihi Süreciyle Yurt Hizmetleri ve Önemi

Metnin devamında ciddi bir ilim talebesinin uygulamaya geçirilmiştir. Bu dönemde Türkiye
eğitim sürecini en verimli şekilde değerlendirebil- nüfusunun % 80’i köylerde yaşamaktadır ve mev-
mesi için gerekli altyapıyı hazırlayan zihniyeti yan- cut 40 bin köyden 32 bininde, nüfus dört yüzden
sıtan bir yaklaşım ortaya konulmaktadır: “İmam-ı aşağıdır. Dolayısıyla her beş köyden ancak birisi
Şafii Hazretlerinin “tek soğanı temin etmekle müstakil okul açmaya uygundur. Bu tip köylerde
yükümlü olsaydım, bir mesele öğrenemezdim” okutulması gereken ilköğretim çağına gelmiş ço-
buyurdukları üzere, sâkin kafa ile yararlı ilimleri öğ- cuk sayısı yaklaşık olarak bir milyonu bulmaktadır.
renme ile uğraşmalarını şart kılmıştır (sadeleştiren Bu köylerden uygun olanlarına “eğitmen”li okullar
ve akt. Ateş, 1982: 35 - 36). açılmakla beraber okul açılamayan köy çocukları
için pansiyonlu bölge okulları açılması uygun gö-
rülmüştür (Maarif Vekilliği, 1939: 4 ; Maarif Vekilli-
1. 5. Osmanlı Son Döneminde Yatılı Eğitim
ği, 1944: 10).
19. yüzyılı modern eğitim çağı olarak ifade et-
mek gerekir. Batıdaki gelişmelere paralel olarak bu
yüzyılda Osmanlı Devleti de her kademe modern 1.6.1. Köy Enstitüleri
okul kurma sürecine girmiştir. Öncelikle askeri Cumhuriyet döneminde yapılan yatılı eğitim
okullarda kendini gösteren süreç zamanla sivil çalışmalarından birisi de “Eğitmen Kursları” ve “Köy
okulları da içine almıştır. 1869 Maarif Nizamname- Enstitüleri” projeleridir. Köylerdeki öğretmen soru-
siyle Fransız eğitim sistemi modellenerek tüm eği- nunu çözmek için askerliğini onbaşı, çavuş olarak
tim kademeleri birbiriyle ilişkili hale getirilmiştir. yapan okuma yazma bilen köy çocukları, 6 aylık
Eğitimin tüm ülkeye yayılması için başlatılan bu kurslara alınıp “Eğitmen” sıfatıyla nüfusu az olan
hamleler yatılı eğitimi de gündeme getirmiştir. köylerdeki 3 yıllık okullara tayin edilmiştir. 1947’ye
Özellikle lise düzeyine denk gelen idadilerin kadar bu kurslarda 8675 eğitmen yetişmiş, bunlar
taşraya yayılmasıyla birlikte yatılı lise (leyli idadi) 7000’in üzerinde “eğitmen”li okul açmıştır.
oldukça revaç bulan bir eğitim kurumu olmuştur. 17 Nisan 1940 tarihinde ise Köy Enstitüleri’nin
Büyük vilayetlerde birer, küçük vilayetlerde ise bir- kuruluşu gerçekleşir. Buraya beş yıllık köy okulla-
kaçına birden hitap edecek şekilde merkez seçilen rından mezun çocuklar alınmaktadır. Üç yıllık okul-
bir yerde, yatılı liseler açılmıştır. Yatılı idadilerin lardan gelen çocuklar için iki yıllık hazırlık progra-
açılacağı yerler belirlenirken önem verilen husus- mı uygulanmaktadır. Karma eğitimin yapıldığı bu
lardan birisi de gayr-ı müslim nüfusun ağırlıklı ve okullarda çocuklar köyün bütün işleriyle ilgilene-
yabancı okulların etkin olduğu bölgeler olmasıdır bilecek donanımda yetiştirilmektedir. Cumhuriyet
(Kodaman, 1999: 121- 126). Çünkü Osmanlı teba- değerlerini de köylere taşıyacak olan öğretmen,
ası üzerinde etkin olan yabancı okullar devlet ile arıcılıktan hayvancılığa, ziraattan sağlığa kadar
tebaa arasındaki vatandaşlık bağını zayıflatan bir her konuda köylüye öncülük edecektir. Şehirler-
unsur olarak görülmüş ve o bölgelere eğitim yatı- den uzakta gerçekleştirilen eğitimin sonunda
rımlarına öncelik verilmiştir. atanan öğretmen köyde 20 yıl boyunca zorunlu
Zikredilmesi gereken bir diğer yatılı okul ise si- hizmet verecektir. 1954 yılına kadar devam eden
yasi bir proje olarak 1868’de kurulan Galatasaray enstitülerden 17.341 öğretmen mezun olmuştur
Sultanisidir. Buraya Müslüm - gayr-ı müslim öğren- (Kaplan, 2002: 36 - 48).
ciler birlikte kabul edilmenin yanında aynı yatak-
haneyi, aynı yemekhaneyi paylaşarak Osmanlılık 1.6.2. Kredi ve Yurtlar Kurumu
bilincinin kazandırıldığı bir model oluşturulmaya
Kredi ve Yurtlar Kurumu üniversite öğrencileri-
çalışılmıştır. Fransa’nın güçlü iradesiyle Fransız tar-
nin barınma ve burslarıyla ilgili tüzel kişiliğe sahip
zının ağırlıklı olduğu yapı bir süre sonra (1877) Ali
bir kurum olarak dünyada özgün bir örnek teşkil
Suavi’nin müdürlüğüyle birlikte Osmanlı – İslam
etmektedir. Dünyadaki örneklere baktığımızda
ağırlıklı bir kimliğe bürünmeye başlamıştır (Fort-
birçok ülkede üniversite öğrencilerinin barınma
na, 2005: 131- 145). Ancak proje, ortaya başarılı bir
sorununun genellikle öğrenci yurtları ile çözüldü-
okul çıkarmışsa da, kaynaşık Osmanlı vatandaşı
ğü görülmektedir. Ülkemizdeki birçok üniversite
yetiştirme hedefine ulaşamamıştır.
de kendi bünyesinde yurt, konukevi gibi birim-
lerle öğrencilerine barınma imkânı sağlamaktadır
1.6. Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Yatılı Eğitim (Kara, 2009: 74).
Cumhuriyet devriyle birlikte köylerdeki eği- 03 Mayıs 1949 tarihinde yürürlüğe giren 5375
tim ihtiyacını karşılamak için yatılı ilkokul projesi sayılı Yüksek Öğretim Öğrenci Yurtları ve Aşevleri

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
5
Tarihi Süreciyle Yurt Hizmetleri ve Önemi

Kanunu ile “Yurt ve Aşevleri” konusu Milli Eğitim 2. Günümüzde Yurt Hizmetleri
Bakanlığının yönetim ve sorumluluğuna verilmiş, Alt kategorilerinde farklılıklar oluşmakla bir-
bu kanuna ek olarak çıkarılan 01.04.1950 tarihli ve likte yurt hizmetleri özel ve kamu yurtları olarak
5661 sayılı kanun ile de özel ve tüzel kişilere ait
ikiye ayrılmaktadır. Kamu ve özel yurtlarla ilgili alt
yurtların açılmasına izin verilmesi ve denetlenme-
detaylara girmeden önce yurtların yatak kapasite-
si bu bakanlığın görevleri arasına alınmıştır. 1961
leri ve öğrenci sayılarını aktaralım.
Anayasasının 50’nci maddesinde “Devlet maddi
imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin, en yük- Ülkemizde yurt hizmeti sağlayan özel öğrenci
sek öğrenim derecelerine kadar çıkmalarını sağ- yurtları bünyesinde toplam 4575 orta ve yüksek
lamak amacıyla burslar ve başka yollarla gerekli öğrenim yurdu bulunmaktadır. Yurtların kapasi-
yardımları yapar” hükmü yer almaktadır. Anaya- tesi 427.671 olup % 46 doluluk oranıyla 202.667
sa ile Devlete ait olduğu bildirilen bu görevlerin öğrenciye hizmet vermektedir (www.meb.gov.
yerine getirilmesi için 22 Ağustos 1961 tarihinde tr). Bu verilerden anlaşıldığına göre özel sektörde
yürürlüğe giren 351 sayılı Kanun ile Yüksek Öğre- 225.000 atıl kapasite bulunmaktadır.
nim Kredi ve Yurtlar Kurumu kurulmuştur (https:// MEB bünyesindeki toplam 2372 pansiyonun
www.kyk.gov.tr). 436.374 yatak kapasitesi bulunmaktadır. Buna
6 Haziran 1961 tarihli Temsilciler Meclisi Karma karşın bu pansiyonlarda toplam 319.725 öğrenci
Komisyon Raporlarında, Yüksek Öğrenim Kredi ve kalmaktadır. Buna göre Milli Eğitime ait pansiyon-
Yurtlar Kurumuna barınma hizmetlerinin ötesinde larda 116.649 kişilik bir atıl kapasite bulunmakta-
bir misyon yüklenmektedir (Tunç, 2005) : dır. Kontenjanların müdürlüklere göre dağılımı ise
“…Dava yalnız modern yutlar inşaa ederek şöyledir: 429 adet Yatılı Bölge Orta Okulunda yatak
30000’in üstünde üniversite ve yüksekokul öğrenci- kapasitesi 130.504, öğrenci mevcudu 95.235’tir.
sine yatacak yer, yiyecek yemek, ders çalışacak sakin Orta Öğretim Genel Müdürlüğüne bağlı 846 pan-
bir köşe sağlamak değildir. Asıl dava, bedavacılık siyonun yatak kapasitesi 153.084, kalan öğrenci
zihniyetini yıkmak ve bilhassa öğrencinin okul dışı sayısı 115.198’dir. Mesleki ve Teknik Eğitim Genel
saatlerini hatta tatillerini bu modern yurtlarda de- Müdürlüğü’ne bağlı 620 pansiyon 94.889 yatak
ğerlendirerek, onları kahvehane köşelerinden, sine- kapasitene ve 70.681 mevcuda sahiptir. Din Öğ-
malardan, sokaklardan kurtarmak, sosyal ve kültü- retimi Genel Müdürlüğüne bağlı 411 pansiyon
rel eğitimlerini planlı bir şekilde sağlamaktır... “ 51.497 yatak kapasitesine sahip ve öğrenci mev-
Yurtkur’un kurulduğu 1961 yılında 53.000 olan cudu 39.845’tir. Özel Eğitim ve Rehberlik hizmetle-
yükseköğrenim öğrencisinin 854’ ü kız olmak üze- ri Genel Müdürlüğü’ne bağlı 76 pansiyonda 6400
re, toplam 5128’i kurumun yurtlarında kalmak- yatak kapasitesine karşın 2264 öğrenci kalmakta-
tadır. Kurumun bugün ulaştığı yatak kapasitesi dır ( MEB, 2013 Faaliyet Raporu, s.41-42; Milli Eği-
310.000’i aşmıştır. tim İstatistikleri, 2013 / 2014, 87).
Milli Eğitim Bakanlığı Bünyesindeki Tüm Pansiyon ve Öğrenci Sayıları

Kaynak: Milli Eğitim İstatistikleri, 2013 / 2014, s. 87

6 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Tarihi Süreciyle Yurt Hizmetleri ve Önemi

Yurtkur’a bağlı yurtlardaki durum ise şu şekilde- zik, tiyatro vb.) uygun olmadığı, öğrencilerin
dir: Toplam yurt sayısı 349, kapasite ise 310.629’dur. sosyal ihtiyaçlarını karşılayamadığı,
Bu yurtların 88’i (%25) kız, 37’si (%10,60) erkek ve  Pansiyon ortamının okul başarıları üzerinde
224’ü (%64,20) karma yurtlardır (Yurtkur- 2014 Yılı yeterince etkili olmadığı sonucuna varılmıştır
Performans Programı, 140). Ancak KYK yurtlarının (Okul Pansiyonları..., 2005: 165-175).
dışında üniversitelerin kendi bünyelerinde hizmet
veren yurt ve konuk evleri de ciddi bir kapasite
sağlamaktadır. 2.1.1. KYK ’ya Bağlı Üniversite Yurtları
Yurtlar üzerine yapılan araştırmalara göre 310
2.1. Kamuya Ait Yurtlardaki Hizmetlerin bin kişilik büyük bir kapasiteye sahip olan KYK
Öğrenciler Tarafından Değerlendirilmesi yurtlarının tercih edilmesinde en önemli faktör
“maddi yönden uygun olması”dır. Tercihte ikinci
2.1.1. Orta Öğretim Yurtları önemli faktör “yurdun okula yakın olması”, üçüncü
Bu konuda MEB Eğitimi Araştırma ve Geliştirme sıradaki gerekçe ise “ ailelerin, çocuklarının devlet
Dairesi Başkanlığı tarafından 35 ildeki 48 Kız Teknik güvencesi altında yurtta barınmalarını” istemeleri-
Meslek Lisesine ait pansiyonlarda kalan 5877 öğ- dir. Öğrenciler de dördüncü tercih olarak “yurdun
renci üzerinde kapsamlı bir araştırma gerçekleşti- güvenli olması” gerekçesini ifade etmişlerdir (İkiz,
rilmiştir. Araştırmada pansiyonların fiziki şartları, 2008:100 ; Güllü ve Kuşderci, 2011:195).
beslenme, temizlik, öğrencilerin sosyal - kültürel Araştırmaya konu olan yurtlarda öğrencilerin
gelişimi ile eğitimlerine destek olma gibi boyutları memnun olduğu başlıca konular, maddi yönden
öğrenci ve idarecilerin bakış açılarıyla tespit edil- uygun olması, çevre düzenlemeleri, öğrencinin
meye çalışılmıştır. Araştırmaya göre pansiyonların kendisini güvende hissetmesi, sosyal ve kültürel
beslenme, temizlik, disiplin, personel, belletici, faaliyetler hakkında bilgilendirilmeleridir. Ayrıca,
banyo – wc, etüt salonları, sosyal mekân, sosyal güvenlik ve temizlik hizmetlerinin özelleştirilmesi
faaliyetler gibi alanlarda yeterli düzeyde olmadığı sonucu 24 saat kesintisiz sağlanmaya başlama-
tespiti yapılmaktadır: sı bu hizmet alanlarında da yüksek memnuniyet
 Öğrencilere üç öğün beslenme için ayrılan oranlarına ulaşılmıştır (ikiz, 2008: 120). Aynı şekil-
günlük ödeneğin yetersiz olduğu, Yöneticilerin de yurtlara ulaşımın kolay olması, yurt kampüsle-
çoğunluğunun beslenme için ayrılan günlük rinin aydınlatmasının yeterliliği, yurt kampüsleri-
ödeneği takviye edemediği, nin dış görünüşünün güzelliği gibi konularda da
memnuniyet yüksektir.
 Pansiyonda kalan öğrencilerin farklı okullar-
dan gelmelerinden kaynaklanan disiplin olay- Yurttaki hizmetlerden lokanta işletmelerinin
larının yaşandığı, hijyen, kalite ve fiyat yönü, yurdun ders çalışma
ve öğrenci odalarının fiziki donanımı, yurdun ka-
 Pansiyonda çalışması gereken personelden
labalık olması, sosyal mekânların yetersizliği öğ-
Aşçı / Aşçı Yardımcısı, Sayman, Ambar Memu-
rencilerin memnuniyetsizlik belirttikleri alanlardır.
ru ve Sağlık Görevlisinin çoğunun okul pansi-
Belirtilmesi gereken noktalardan birisi de yeni dö-
yonunda bulunmadığı, olan pansiyonlarda da
nemde ihtiyaçların çeşitlenmiş ve taleplerin fiziki
yeterli olmadığı, Yardımcı Hizmet personelinin
beklentinin ötesine geçmeye başlamış olmasıdır.
de (bekçi, çamaşırcı, bulaşıkçı, temizlikçi kalori-
“Rehberlik ve danışma hizmeti yeterlidir”. “Psikolo-
ferci, vb.) yeterli sayıda olmadığı,
jik sorunlarla yeterince ilgilenilmektedir” soruları-
 Belleticilerin yarısının zorunlu görevlendirme- na verilen cevaplarda memnuniyet düşük çıkmış-
den dolayı, 1/5‘nin ise belleticilik görevini kişi- tır (Güllü & Kuşderci, 2011:197).
sel ihtiyaçlarından dolayı tercih ettikleri,
 Mevcut lavabo ve tuvaletlerin öğrenci ihtiyacı-
2.1.2. Yurt Hizmetlerinin
nı yeterince karşılayamadığı,
Değerlendirilmesinde Kamu – Özel Farklılığı
 Mevcut etüt salonu/salonlarının sayısal olarak
Kurumların örgüt yapılarının hizmet kalitesine
fazla yeterli olmadığı,
etkisini araştıran Karasoy (2007) kamu ve özel öğ-
 Pansiyonların fiziki yapısının, öğrencilerin sos- renci yurtlarını mukayeseli bir şekilde incelenmeye
yal faaliyetleri yapmaları açısından (spor, mü-

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
7
Tarihi Süreciyle Yurt Hizmetleri ve Önemi

çalışmıştır. Araştırmaya göre aşırı derecede bürok-  “Etrafında başka insanların da olduğunun far-
ratik yapıya bağlı kalan, rekabetten uzak ve yenilikçi kına vardığını”,
bir örgüt yapısına sahip olmayan kamu yurtlarında  “Daha önceden insanlara hiç güvenmediğini,
hizmet kalitesinin özel yurtlardaki örgüt yapısından güvenmeyi ve paylaşmayı burada öğrendiği-
kaynaklanan hizmet kalitesine göre daha düşük ni, eskiden sorunları çözmek için bir çaba sarf
olduğu sonucuna varılmıştır. Araştırmada öğrenci etmediğini ama şimdi arkadaşlarını kaybetme-
memnuniyetini arttıran veya azaltan faktörlerden mek için çözüme gittiğini”,
bir kısmı şu şekilde sıralanmaktadır:
 “Suskun ve içine kapanık biri olduğunu, insan-
 Öğrenciler erken yaşlarda (15 -18) daha fazla larla kolay iletişim kuramadığını ancak şimdi
memnuniyet sahibiyken ileri yaşlarda (26 – 30) arkadaşları sayesinde bunu aştığını, hem ken-
bu oran giderek düşmektedir. disine güveninin hem de ailesinin kendisine
 Odada kalan öğrenci sayısı arttıkça memnuni- güveninin arttığını”,
yet düşmektedir.  “İnsanları daha önceden kendisi gibi gördüğü-
 Öğrencilerin yurtta kalma süresi arttıkça mem- nü, herkesin kendisi gibi düşündüğünü zan-
nuniyet düzeyleri düşmektedir. nettiğini ancak daha sonra yurt ortamında çok
 Özel yurtlarda kalan öğrencilerin memnuni- sayıda insanı tanımasıyla bunun böyle olmadı-
yet düzeyi kamu yutlarına göre daha yüksek- ğının farkına vardığını”,
tir. Özel yurtlarda kalanların %74’ü çok mem-  “Ailesinin yanındayken ders çalışamadığını,
nunken kamu yurtlarında kalanların % 8’i çok ancak yurtta ister istemez arkadaşları çalıştık-
memnun olduğunu ifade etmektedir. ça kendisinin de ders çalıştığını, ayrıca birçok
 Öğrencilerin beklenti düzeylerinin gerçekleş- sınava grup halinde çalıştıklarını”,
me oranlarına bakıldığında ileri yaşlardaki öğ-  “Yurtta dayanışma olduğunu, takıldığı konu-
rencilerin beklentilerinin gerçekleşme oranının larda yardım alacağı arkadaşlarının bulundu-
daha düşük olduğu görülmektedir. ğunu” belirtmişlerdir.

2.2. Yurt Hayatının Kazanımları 2.2. Gönüllü Kuruluşlar Tarafından İşletilen


Yurt hayatının öğrencilere sağladığı başlıca ka- Özel Öğrenci Yurtları
zanımların bilgi paylaşımı, olgunlaşma, insanları Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan tas-
tanımayı öğrenme, iyiyi ve kötüyü ayırt edebilme, nifte kamu yurtlarının dışındaki yurtların tamamı
güvenmeyi öğrenme, daha ölçülü harcama yapa- özel yurt olarak kabul edilmektedir. Ancak özel
bilme, geniş arkadaş çevresine sahip olma, paylaş- öğrenci yurtları da kendi içerisinde ticari yurtlar,
mayı öğrenme, kararlarını özgürce alabilme oldu- vakıf ve dernek yurtları gibi kuruluş amacına göre
ğu görülmektedir. Öğrencinin akademik başarı- farklı alt gruplara ayrılmaktadır. Ticari yurtlar şahıs
sıyla barınma yeri arasında da ilişkinin varlığı araş- veya şirketler tarafından kurulup kâr amacı gü-
tırmalar tarafından ortaya konulmuştur. Çelik’in dülerek faaliyete sokulmaktadır. Bu yurtların öğ-
(1991) araştırmasına göre en yüksek ders başarı renciyle kurduğu ilişki biçimi genelde öğrencinin
notu ortalaması yurtta barınan öğrencilerde orta- belirlenen ücreti ödemesi karşılığında kendisine
ya çıkarken, en düşük ders başarısı arkadaşlarıyla taahhüt edilen yemek, yatak gibi hizmetleri alma-
evde kalan öğrencilerde ortaya çıkmıştır. sından ibarettir.
Yurdun öğrenciye sağladığı kazanımlarla ilgili Ticari faaliyet dışında kurulmuş olan yurtlar
Arlı’nın (2013) yaptığı çalışmada öğrenciler: ise belli misyonları yerine getirmek üzere kurul-
 “Yurtta kalmanın kendisine sosyalleşme sağ- muş olan kuruluşlar tarafından işletilmektedir. Bu
ladığını, liseye oranla arkadaş grubunun daha yurtlar bazen bir ilin hemşehri derneği tarafından
genişlediğini”, kurulmuş olup, o ilden gelen öğrencilere sahip
çıkmayı kendisine misyon olarak belirleyebilmek-
 “Parasını daha dikkatli harcamayı öğrendiğini”, tedir. Diğer taraftan ticari olmayan yurtların büyük
 “Ailesiyle birçok şeyi konuşamadığını ama ar- çoğunluğunun milli ve manevi değerler noktasın-
kadaşları ile bunları rahatça paylaşabildiğini”, da hassasiyeti bulunan kurumlar tarafından işletil-

8 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Tarihi Süreciyle Yurt Hizmetleri ve Önemi

dikleri söylenebilir. Bizim burada konu edeceğimiz Bu yurtlardaki öğrenciler, hem birbirleriyle
özel yurtlar, vakıf anlayışı çerçevesinde kurulmuş hem de kurumla daha kalıcı bir ilişki kurmakta ve
olanlardır. Bu kuruluşlar büyük oranda maliye- kurulan ilişki mezuniyet sonrasında da devam et-
tin altında bir ücret politikası uygulamaktadırlar. tirilmektedir. Yıllar geçtikçe çoğalan mezun sayısı
Gönüllü kuruluşlara bağlı yurtların bu yönüyle aynı zamanda kamu, özel sektör, akademi gibi sos-
çok sayıda dar gelirli aileye, çocuklarını okutma yal hayatın ve iş dünyasının çeşitli kademelerinde
imkânı bulmasında - devletin yetişemediği yerde informal güçlü bir ağ oluşumunu sağlamaktadır.
- destekleyici bir rol üstlenmektedir.
Gönüllü kuruluşlara bağlı kurumların yurt hiz- 2.2.1. İmam Hatip Lisesi Yurtları
metlerine yönelmesi, aslında eğitim politikaları-
Gönüllü kuruluşlar tarafından desteklenen
nın ürettiği dönemsel bir probleme karşı çözüm
yurtlar arasında İmam Hatip Lisesi yurtlarının ta-
arayışlarından birisidir. Özellikle din eğitimini
rihi bir misyon ifade etme bakımından ayrı bir
dışlayan resmi okul sistemine dahil olan öğrenci-
yeri vardır. Biraz da bu özellikleri sebebiyle İmam
ye ulaşmak ve sistemin ortaya çıkardığı bu zaafın
Hatipler üzerine yapılan tartışmalar bu okulların
giderilmesi arzusu yurt faaliyetlerinin temel moti-
akademik anlamdaki katkı ve etkilerinin ötesinde
vasyon kaynaklarından birisidir.
bir anlamda tartışılagelmiş olup bugün de bu du-
Başlangıçta ağırlıklı olarak dar gelirli ailelerin rumda bir değişiklik yoktur. Yurt konusunun dışına
çocuklarına hizmet veren vakıf yurtları zamanla fazla taşmadan bu okulların ve onlar için inşa edi-
hem maddi standartlarını yükseltmeye başlamış, len yurtların katkı sağladığı iki temel işleve dikkat
hem de ekonomik durumu iyi fakat çocuklarının çekmek gerekmektedir.
belli değerleri kazanacağı sosyal ortam arayışın-
daki kitlelere de hitap eden bir yapıya bürünmüş-
tür. 2.2.1.1. Şehre / Merkeze Fiziki Ulaşım ve
Katılım
Gönüllü kuruluşların yurtlarında öğrencilerle
kurulan ilişki biçimi sadece fiziki ihtiyaçların gi- İmam Hatip Okulları’nın gerçekleştirdiği ana
derilmesiyle sınırlı kalmamaktadır. Öğrencilerin vazifelerden ilki Anadolu çocuklarının şehirlere
okul başarıları, sosyal kültürel gelişimleri ve sahip taşınarak önce şehirlileşme sürecini tamamlaması
oldukları değerlerin güçlendirilmesi öncelenen ardından da siyasi, bürokratik, ekonomik vs. siste-
hedeflerdendir. Belirlenen amaçlara ulaşabilmek me girmesine imkân sağlayan bir kapı görevi gör-
için yurt merkezli gerçekleştirilen etkinlikleri ge- müş olmasıdır. Özellikle maddi imkânları yetersiz
nel olarak şu şekilde sınıflayabiliriz: Kitap kampan- çok sayıda öğrencinin bu kanalla merkeze taşın-
yaları, seminer ve konferanslarla öğrenciler sosyal ması sağlanmıştır. Konunun somutlaşması açısın-
ve kültürel açıdan desteklenir. Şehir içi ve şehir dışı dan Prof. Dr. Necip Taylan’ın bu okullar ile değişen
gezi, piknik ve sportif etkinliklerle öğrencilerin kay- hayat hikâyesini hatırlamak yeterince açıklayıcı
naşmaları sağlanır. Psikolojik rehberliğin yanında bir örnek olacaktır. Taylan, Tekirdağ’ın köyünde
birebir ve grup çalışmaları ile öğrencilerin okula, yaşayan ve çiftçilikle geçimini sağlayan fakir bir
çevreye ve şehre uyum sağlamasına yardımcı olu- ailenin çocuğudur. İlkokulu komşu köydeki okul-
nur. Okuduğu bölümle ilgili bilgilendirme, sektör da tamamlar. İstanbul’da açılmış olan imam Ha-
temsilcileriyle buluşmalar ve kurumsal ziyaretlerle tip okulunun yatılı öğrenci aldığını öğrendiğinde
mesleki rehberlik yapılır. Farklı coğrafya ve sosyo- babasıyla birlikte İstanbul’un yolunu tutar. Ancak
lojik aidiyete sahip öğrencilerin etkili yöntemlerle ailenin ekonomik imkânları yurt ücretini karşılaya-
kaynaştırılarak toplumsal entegrasyonun gerçek- bilecek durumda değildir. Geri dönmeye karar ver-
leşmesine katkı sağlanır. mişken bir tanıdıklarının yönlendirmesiyle İmam
Hatip Okullarını desteklemek üzere kurulmuş olan
Gönüllü kuruluşların yurt çalışmalarını öne İlim Yayma Cemiyeti’nin yönetim kurulu üyelerin-
çıkaran güçlü özelliklerden birisi de gençler ara- den Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş Bey’e durumlarını
sında hızla yayılan alkol ve madde bağımlılığı gibi anlatırlar. Bir müddet sonra köye bir mektup ge-
kötü alışkanlıkların bu kurumlarda kalmakta olan lir: “Çocuk sınava girecek, kazanırsa iaşe ve ibatesi
öğrenciler arasında yok denecek kadar az olması- İlim Yayma Cemiyeti tarafından karşılanacak…” Bu
dır. kısa mektup bittiğinde baba oğul ne demek iste-

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
9
Tarihi Süreciyle Yurt Hizmetleri ve Önemi

diğini tam olarak anlamadıklarından mektubu bir bu kurumların sürdürülebilirliğini sağlayan temel
de eğitmen Hüseyin Efendi’ye okuturlar ve onun etken olmuştur.
izahıyla içerik açıklık kazanır. Taylan bahsi geçen
imtihanı kazanarak okula başlar. Önce İmam Ha-
Sonuç ve Öneriler
tip Okulu’nu ardından Yüksek İslam Enstitüsü’nü
bitirerek akademik hayata adım atan Taylan, İs- Eğitim, ülkemizde ve tüm dünyada sürekli
lam Felsefesi profesörü olarak akademik hayatını olarak genişleyen bir alandır. Hem orta öğretim
tamamlar. Necip Taylan’ın kendi ifadesiyle şayet o hem de yükseköğretim düzeyinde artan öğrenci
gün yolu İlim Yayma Cemiyeti ile kesişmemiş ol- nüfusu barınma sorununu da büyüyen bir prob-
saydı muhtemelen hayatını köyünde çiftçilik ya- lem olarak ortaya çıkarmaktadır. Bu sebeple hem
parak sürdürecekti. Bu şekilde binlerce öğrencinin kamu kurumları hem de özel sektör her kademe-
okumak için kırsaldan şehre taşınması, süreç için- de ihtiyaç duyulan barınma ihtiyacının giderilmesi
de gerçekleştirdikleri siyasi ve sosyal dönüşüm bu için gelecekte de sorumluluk üstlenecektir. O hal-
sürecin yürütücülerinin bile tahminlerinin ötesine de bu süreç işbirliği içinde planlanmalıdır. Böylece
geçmiştir. kaynak israfının da önüne geçmek mümkün ola-
bilecektir. Ayrıca yurtlar barınma yerinin ötesine
geçerek eğitim sürecini destekleyen kurumlar
2.2.1.2. Merkezde Yer Alma ve Merkezi
olarak düşünülmelidir. Yurtların böyle bir misyona
Dönüşüme Zorlama
kavuşabilmesine yardımcı olabilecek şu önerileri
Okulların gerçekleştirdiği ikinci temel vazife, sıralayabiliriz:
ötekileştirilen dindar kitleler yeniden kendi varlı-
ğını fikri ve sosyal gerçeklik düzeyinde ifade etme  Yükseköğretim ve ortaöğretim kamu, özel, va-
imkânı bulmasını sağlamak olmuştur. Cumhuri- kıf ve dernek yurtlarının temsil edileceği çalış-
yetin kuruluşundan 1950’lere kadar uygulanan taylar düzenlenerek ortak akıl devreye sokul-
politikalar sonucunda dini hayat, taşra uleması ve malıdır.
yasağa rağmen devam eden tarikat çevreleri tara-  İyi örneklerin paylaşımıyla kurumlar arasında
fından sadece ibadet ve ahlak boyutuna yoğunlaş- -ülke çapında veya bölgesel düzeyde- tecrübe
mış bir halk islamı şeklinde sürdürülmüştür. Ancak aktarımı sağlanmalıdır.
İHL’ler ve onların devamı olan Yüksek İslam Ens-  Yurt idarecilerinin sosyal, kültürel ve sportif ko-
titüleri vasıtasıyla yeni kuşaklar sosyal, siyasal ve
nularda proje üretecek ve uygulayacak kişiler
ekonomik sorunlara karşı çözüm arayışına girmiş
olmasına özen gösterilmelidir.
ve aradığı cevapları bulmak için diğer İslam ülke-
lerinin tecrübelerinden de yararlanmaya çalışmış-  Yurtlar sadece barınma yerleri olarak görül-
lardır. Böylece Türkiye dışındaki İslam toplumlarını memeli, toplumsal kaynaşmanın gerçekleşti-
tanıma, toplumsal meselelere kafa yorma gibi ka- rilmesine yardımcı olacak aktivitelerle destek-
zanımlar elde edilmiştir (Ocak, 2009: 101). lenmelidir.
Bu kitlenin ikinci, üçüncü nesillerinin siyaset-  Öğrencilerin mesleki bilinç, sosyal sorumluluk,
ten ekonomiye, bürokrasiden akademiye birçok uluslararası vizyon sahibi olmasına katkı sağ-
kamusal alana girmesi ve ülkenin geleceğine dair layabilecek yazar, akademisyen ve sanatçıların
söz sahibi olmaya başlaması yerleşik laik elitler ta- birikimlerini yurtlardaki öğrencilere aktarma-
rafından yadırganmış ve bu durum “irtica” olarak ları sağlanmalıdır.
tanımlanmıştır (Ocak, 2009: 125).  Yerel ve kamu imkânları değerlendirilerek
Bütün bu toplumsal değişim ve dönüşüm sü- yurtların sanatsal etkinliklerin yapıldığı alanlar
recinde kendisinden söz edilmeyen ancak süre- haline gelmesi için çaba sarf edilmelidir.
cin işlemesini fiilen yürüten gönüllü kuruluşların  Yurt öğrencilerinin gönüllü kuruluşların proje-
İHL binası yapma, öğrencisi için yurt hazırlama ve lerinde yer almaları teşvik edilmelidir.
diğer ihtiyaçlarını karşılama sorumluluğunu üst-
 Yurt hizmetleri konusunda öğrenciyle istişare
lenmiş olması, bu işlerin yürütülmesi için iş dün-
halinde olunmalı, öğrenci görüş ve önerileri
yasının organize edilerek finans meselesinin çö-
dikkate alınmalıdır.
zülmesi, hem Anadolu’dan öğrenci akışını hem de

10 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Tarihi Süreciyle Yurt Hizmetleri ve Önemi

 Fiziki hizmetler mümkün olduğunca özel sek- 15- KARAKÜTÜK, S. (1991). Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu’na bağlı yurtlarda uygulanmakta olan disiplin yönet-
tör mantığına uygun yapılmalıdır.
meliği hakkında öğrencilerin düşünceleri, (Yayımlanmamış
 Yurt binaları planlanırken sosyal mekânlar için YL Tezi), Gazi Ü., Sağlık Bilimleri Enstitüsü.
yeterince yer ayrılmalıdır. 16- KARASOY, H. A. (2007). Örgüt Kültürünün Algılanan Hizmet
Kalitesine Etkisi Kamu Ve Özel Öğrenci Yurtlarında Karşılaş-
 Etütler için yeterli alan ayrılmalı, her öğrenciye tırmalı Bir Araştırma, (Yayımlanmamış DR. Tezi), Hacettepe
kendisine ait çalışma yeri tahsis edilmelidir. Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
17- Karasoy, H. A. (2007). Örgüt Kültürünün Algılanan Hizmet
 Yurtlara hiçbir şekilde kapasitelerinin üzerinde Kalitesine Etkisi: Kamu ve Özel Öğrenci Yurtlarında Karşılaştır-
öğrenci kabul edilmemelidir. malı Bir Araştırma, Hacettepe Üniv., Sosyal Bilimler Enstitüsü,
(Yayımlanmamış Dr. Tezi), Ankara.
 Yurtlarda hizmet veren özel işletmelerin belir-
18- Kazıcı, Z. (1999). Osmanlı Eğitim ve Öğretim Sisteminde Genel
lenen standartlarda hizmet üretmeleri sıkı bir Medreseler, Osmanlı Ansiklopedisi, C. 5, s. 161 -167, Yeni Tür-
şekilde takip edilmelidir. kiye Yayınları, Ankara.
19- Kenan, S. (2013). Türk Eğitim Düşüncesi ve Deneyiminin Dö-
nüm Noktaları Üzerine Bir Çözümleme. OSMANLI ARAŞTIRMA-
Kaynakça LARI, 1. İstanbul.
1- Arlı, E. (2013). Barınma Yerinin Üniversite Öğrencilerinin Kişi- 20- Kodaman, B. (1999). Abdülhamit Devri Eğitim Sistemi, TTK yay.
sel ve Sosyal Gelişim ve Akademik Başarı Üzerindeki Etkileri- 3.baskı, Ankara
nin Odak Grup Görüşmesi İle İncelenmesi. Yüksekögretim ve
21- KYK Sitesi (Tarihçe). https://www.kyk.gov.tr/tr/Tarihce/Hakki-
Bilim Dergisi, 3(2).
mizda (Erişim Tarihi:19.06.2014)
2- Ateş. İ. (1982). “Vakıflarda Eğitim Hizmetleri ve Vakıf Öğrenci
22- Makdisi, C. (2012). Ortaçağda Yüksek Öğretim İslam Dünyası
Yurtları”, VD, S. 14, s. 29- 100, Ankara.
ve Hıristiyan Batı, Klasik Yayınları, İstanbul.
3- Cengiz, Z. G. (2008). T.C Milli Eğitim Bakanlığına bağlı yatılı ve
23- MEB 2013 Faaliyet Raporu, s. 42, Nisan 2014.
pansiyonlu ilköğretim okulların tarihsel gelişimi (Yayımlan-
mamış YL Tezi), Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü 24- MEB Özel Öğretim Genel Müdürlüğü Sitesi. http://ookgm.
meb.gov.tr/www/ozel-ogrenci-yurtlari/icerik/184 (Erişim Ta-
4- Çelebi, İ. (1999). Osmanlı Medreselerinin Kuruluşu, Yükseliş ve
rih: 11.06.2014)
Çöküş Nedenleri, Osmanlı Ansiklopedisi, C. 5, s. 168 -175, Yeni
Türkiye Yayınları, Ankara. 25- Millî Eğitim İstatistikleri Örgün Eğitim 2013 /2014, MEB Strate-
ji Geliştirme Başkanlığı, 2014.
5- Çelik, B. (1991). Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğren-
cilerinin barınma koşullarının ders başarıları üzerine Etkisi, 26- Ocak, A. Y. (2009). Türkiye, Türkler ve İslam Yaklaşım, Yöntem
(Yayımlanmamış YL Tezi),Yer Bilgisi: Ankara Üniversitesi, Sağ- ve Yorum Denemeleri, (10. Baskı), İstanbul.
lık Bilimleri Enstitüsü 27- Okul Pansiyonlarının Etkililiğinin Değerlendirilmesi (Kız Tek-
6- Fortna, B. C. (2005). Mekteb-i Hümayun. Osmanlı İmparatorlu- nik Öğretim Genel Müdürlüğüne Bağlı Okullar), Milli Eğitim
ğunun Son Döneminde İslâm, Devlet ve Eğitim, İstanbul. Bakanlığı Eğitimi Araştırma Ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı
(EARGED), 2005.
7- Güldiken, N. & Özekicioğlu, H. (2004) :Anadolu Üniversitele-
rinde Ailelerinden Uzakta Öğrenim Gören Öğrencilerin Barın- 28- Özcan, H. (1991). Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu An-
maya İlişkin Sorunları (Cumhuriyet Üniversitesi Örneğinde), kara Bölge Müdürlüğü Yurtları Yönetim İşgörenlerinin İş Do-
C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 5, Sayı 1. yumu, (Yayımlanmamış YL Tezi), Ankara Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü
8- Güllü, K., & Kuşderci, S. (2011). : Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurt-
lar Kurumunun Verdiği Hizmetlerin Üniversite Öğrencileri 29- Özel Öğrenci Yurtlar SAYILAR http://www.meb.gov.tr/ileti-
Tarafından Algılanması: Sivas Yurtkur Örneği. Erciyes Üniver- sim/yurtlar/dokum.asp (Erişim Tarih: 11.06.2014)
sitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, (30). 30- Özoğlu, S. Ç. (1988).Gençlerin Kişilik Gelişimine Nasıl Yardımcı
9- Güngör, N. D. (2010). Eğitim, küreselleşme ve beyin göçü. Olabiliriz? TED Yayınları, Ankara.
10- Hacıköylü, B. E. (2006). Analitik Hiyerarşi Karar Verme Süreci 31- Sungur, A. Ortaöğretim Kurumlarında Okuyan Öğrencilerin
İle Anadolu Üniversitesi’nde Beslenme Ve Barınma Yardımı Okul Yurtlarındaki Yaşamı Ve Yabancılaşma
Alacak Öğrencilerin, (Yayımlanmamış YL Tezi), Anadolu Üni- 32- T.C. Maarif Vekilliği. (1939). Maarif Vekili Hasan Ali Yücel’in
versitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü 1939 Maarif Şurası Açış Nutku. İstanbul: Maarif Matbaası
11- İkiz, M. (2008). Yüksek Öğrenim Kredi Ve Yurtlar Kurumu’nda 33- T.C. Maarif Vekilliği.(1944). Maarif ile ilgili kanunlar ІІ. İstanbul:
Hizmet Kalitesi Ve Müşteri Tatmin Düzeyinin Ölçülmesi: Edir- Maarif Matbaası.
ne Selimiye Öğrenci Yurdu Müdürlüğü Örneği, (Yayınlanma- 34- Tunç, A. (1995). Türkiye’de Yükseköğrenim Yurtlarının Gelişi-
mış YL Tezi), Trakya Ü., Sosyal Bilimler Enstitüsü. mi. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi Dergisi, 1(3), s. 465-
12- Kaplan, M. (2002). Aydınlanma Devrimi ve Köy Enstitüleri, Kül- 474.
tür Bakanlığı Yayınları, Ankara. 35- Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu – 2013 Yılı Faliyet
13- Kara, Ö. (2009). Yükseköğrenimde Barınma Sorunu Türkiyede Raporu.
Öğrenci Yurtları ve Dünyadan Örnekler, Akdeniz Üniv., Sosyal 36- Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu - 2014 Yılı Perfor-
Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış YL Tezi), Antalya. mans Programı.
14- Kara, Ö. (2009). Yükseköğrenimde Barınma Sorunu, Türkiyede 37- Zorlu, T. (2008). Klasik Osmanlı Eğitim Sisteminin İki Büyük
Öğrenci Yurtları Ve Dünyadan Örnekler, (Yayımlanmamış YL Temsilcisi: Fatih ve Süleymaniye Medreseleri, Türkiye Araştır-
Tezi), Akdeniz Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü maları Literatür Dergisi, Cilt 6, Sayı 12, s.611-628.

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
11
Yükseköğretim Barınma (Yurt) Hizmetlerinde Unutulan
Boyut: Mekânsal İnsan İlişkisi

Doç. Dr. Burhan AKPINAR


Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü

Giriş (YURTKUR)’un “kredi” boyutu için başka bir kurum


İnsanoğlunun en temel ihtiyaçları arasında yer ihdas edilerek, kurumun bütün enerjisini barın-
alan barınma, günümüz üniversite öğrencilerinin maya hasretmesi de tartışılabilir.
de ciddi sorunları arasındadır. Üniversite öğrenci- Yükseköğretimde barınma konusunun fiziki
lerinin asıl amacı olan öğrenim yaşamını sürdür- boyutuna yönelik sorunlar öncelikli olup, ivedilik
mede temel değişkenlerden birisi olan barınma arz etmesine rağmen, bu yazıda konunun başka
ihtiyacı, bu konudaki nispi iyileştirmelere rağmen bir boyutu ele alınmıştır. Bu boyut, yükseköğretim
yükseköğretimin başat sorunları arasında olmaya barınma mekânları olan yurtların ‘mekân-insan’
devam etmektedir. Konu nicel (sayısal) perspek- ilişkisinin analizidir. Tıpkı eğitimde öğrencinin sa-
tiften ele alındığında sorun, büyük oranda barın- dece zihnine odaklanıp, ruh ve duygularının gör-
ma mekânı (yurt) inşa hızının, yükseköğretimdeki mezden gelinmesi gibi, yükseköğretim barınma
okullaşma hızına yetişememesi ile ilgilidir. Yurtla- konusu (bugün için sorunu) da, salt insanın fiziki
rın fiziki kapasitesiyle ilgili mevcut veriler dikkate ihtiyacı perspektifinden ele alınmış, bu süreçte in-
alındığında, sorunun uzunca bir süre daha günde- sanın mana boyutu adeta unutulmuş veya fantezi
mi işgal edeceği öngörülebilir. olarak görülmüştür. Eğitimde öğrencilerin ruh ve
Yükseköğretimde barınma konusunun fiziki duygularının bulunduğu ve bunların zihinsel sü-
kapasite boyutuna yönelik sorunun çözümünde, reçte aktif olduğu ancak, “okulda şiddet” ve davra-
hızla artan talepler doğrultusunda daha fazla yurt nış bozuklukları gibi semptomlar görülünce hatır-
binası inşa etmek yanında, farklı alternatifleri işe lanıp, önlem alınmaya başlanmıştır. Ancak yurtlar-
koşmak da düşünülebilir. Bu alternatiflerden bi- da ihmal edilen insani boyutu hatırlamak için bu
risi, atıl vaziyetteki kamu binalarının ivedilikle bu tür davranış bozukluklarını beklemek gerekmez.
işe tahsis edilmesidir. Nitekim “eğitim tesisi” gibi Sorun, yükseköğretim yurtlarının öğrencileri ba-
kutsayıcı ve gölgeleyici vasıflarla adlandırılan bir- rındırırken, onları mekân-insan ilişkisi çerçevesin-
çok kamu binasının atıl vaziyette olduğu herkesin de ruh-beden bütünlüğü içerisinde görmesiyle
malumudur. Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı bir- ilgilidir. Bunun için yurtların, öğrencileri sağlıklı
çok bina ve tesis ile belediye imkânlarının da bu ve güvenli şekilde barındıracak şekilde düzenlen-
konuda harekete geçirilmesi alternatifler arasında mesinde, onların psiko-sosyal boyutlarının da göz
sayılabilir. Bunlara, üniversitelerin barınma so- önüne alması önemlidir. Bu durum, yükseköğre-
rununa daha fazla duyarlık göstermesinin teşvik tim öğrencilerinin zihin, beden, duygular ve ruh
edilmesi de eklenebilir. Böylece dağınık haldeki olmak üzere bütünsel gelişimi açısından kritiktir.
kamu imkânları aynı sorun etrafında birleştirile- Çünkü o, parçalanamaz bir bütünlük olup, barın-
rek çözüme katkı sağlanabilir. Bu noktada, yükse- dığı mekândan ayrı ve izole düşünülmez.
köğretimde barınma konusunun resmi muhatabı Yükseköğretim yurtlarının, insan-mekân ilişkisi
olan Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu bağlamında inşa edilerek düzenlenmesi konusu,

12 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Yükseköğretim Barınma (Yurt) Hizmetlerinde Unutulan Boyut: Mekânsal İnsan İlişkisi

uzunca bir süre barınma probleminin fiziki kapasi- aidiyet duygusu ve tutumları ile kimlik ve kişilik
te sorununun gölgesinde kalmıştır. Temel neden, gelişimleri üzerinde menfi tesire yol açmaktadır.
insanın fiziki ve biyolojik ihtiyaçların öncelikli ol- En azından bunları desteklememektedir. Oysaki
ması gibi görünse de, gölgede kalan diğer bir ne- insan-mekân arasındaki ilişki vazgeçilmezdir. Bu
den de zihin arkasındaki Kartezyen anlayıştır. Bah- konuda Hathaway’in sarf ettiği “Bizler ilk önce
se konu yurt binalarının inşa ve iç mimarisinde, binaları şekillendiririz sonra onlar bizleri şekillen-
insanın manevi boyutunun ihmal edilmesinde, dirir” (Akt: Uludağ ve Odacı, 2008) ifadesi dikkat
bu anlayışın payı küçümsenemez. İnsanı salt fiziki çekicidir. Kültür ve medeniyet tarihi bunun ör-
boyutu ile ele alan ve adeta bir “nesne” gibi gören nekleriyle doludur. Nitekim fiziki tabiat etkilerinin
bu anlayış, farkında olunsun veya olunmasın yurt insanlarda ruhi birtakım hususiyetler oluşturduğu
binalarının inşasına da yansımıştır. Bu yansımanın (Uludağ, 2008) bilinmektedir ki, bunların yükse-
eseri olarak, yurt binalarının inşa ve donatılması, köğretim yaşamı bakımından mühim neticeleri
salt maddi “fayda” ekseninde ele alınıp, insanın olabilir. Dolayısıyla her bakımdan dengeli nesiller
psiko-sosyal boyutları unutulmuş gibidir. Çoğun- yetiştirmek için, ‘yükseköğretim’ konusunun sade-
lukla estetikten yoksun bu yurtlardaki koğuş, katlı ce eğitim-öğretimden ibaret olmadığı; konunun
ranza ve toplu banyo gibi düzenlemeler de, insa- bir de barınma boyutunun olduğu ve bu barınma
nın “nesne” olarak görüldüğünün işaretidir. Barın- konusunun da sadece fiziki boyuta indirgeneme-
ma sorununun ivedi ve ekonomik çözümü için bu yeceği bilinmelidir.
tür “toplu” uygulamaların tercih edildiği savunma-
sı, bir noktaya kadar kabul edilse bile, asıl sorun,
insana bakış açısıyla ilgilidir. Problem, yükseköğ-
retimde barınma sorunu konusunda politika üre-
tenlerden, bu binaları tasarlayanlara kadar sorum-
lu olanların, öğrencileri özgür (tercihleri olan) ve
özerk birer “özne” olarak görmemesidir. Problemin
çözümünde, öncelikle bunun farkında olmak ve
sonra da bunu itiraf etmek çok önemli bir aşama-
dır. Çünkü zihinsel paradigma değişimi, önceki
anlayışlardan sıyrılmayla yakından ilişkilidir. İtiraf
etmek, bunun işaretçisi olarak kabul edilebilir.
Kaldı ki itiraf edenler kısmen mazur da kabul edi-
lebilirler. Çünkü yaklaşık iki asırdır bize, eğitim va-
sıtasıyla zihinsel manipülasyonlar yapıldığı bir va-
kıadır. Dolayısıyla farkında olsun veya olmasın, bu
eğitim sürecinden geçen herkes, az veya çok bu-
nun yansımalarından mustariptir. Mensubu oldu-
ğumuz medeniyet kodlarının rağmına olarak, algı
ve yaşam pratikleri anlamında çoğu kez Pragma-
İnsan ve Mekân
tik (faydacı) davranmamızın bir sebebi de budur.
Kaldı ki baştan-ayağa Batı referanslı, maddeci ve İnsan ve doğa olmak üzere iki temel bileşeni
Pragmatik eğitimle inşa edilen zihinlerden, ruhu olsa da, ‘mekân’ olgusu aslında pek çok değişkene
ve kimliği olan yurt binaları inşa ederek, buraları bağlıdır. Etimolojik olarak ‘Kevn’ kökünden gelen
insanın madde-mana dengesi çerçevesinde do- ve “oluşmak”, “var olmak “anlamına gelen mekân,
natmalarını beklemek fazla iyimserlik olurdu. “durulan yer, ev, hane mesken, mahal” anlamına
gelmektedir (Babadağ, 2014; www.osmanlica-
Madde-mana ayrışmasına benzer şekilde, yurt
turkce.com). Bunlardan ‘mesken’, “sükûn bulunan
binası inşa ederken, insan–mekân bütünselliğinin
yer” manasına gelmektedir (Uçak Erdoğan, 2014).
gözetilmemesinin faturası, insan-mekân ayrışma-
sıdır. İnsanın bütünselliğine zıt olan bu ayrışma, Mekân, felsefi, psikolojik, sosyolojik ve mimari
sözü geçen mekânlarda ikamet eden öğrencilerin perspektiften ele alındığında farklı anlamlara gele-

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
13
Yükseköğretim Barınma (Yurt) Hizmetlerinde Unutulan Boyut: Mekânsal İnsan İlişkisi

bilen bir kavramdır. Mekân kavramına soyut ve so- geçirilerek yaratılan ve inşa edilen (constructed)
mut anlamlar yüklenebilir. Temel olarak insanın al- mekândır da aynı zamanda. Bu yönüyle sosyal sü-
gısına zemin teşkil eden mekân, “boşluk ve zaman reçlerde ‘mekân’ (places), zamanı görünür kılma
içinde sınırlandırılmışlık olarak kavranabilir” (Yü- yolu” olarak algılanmaktadır (Cresswell, 2008 akt:
cel, 1981 akt: İnceoğlu ve Aytuğ, 2009). En genel Kaygalak, 2011).
anlamıyla mekân, insanın içinde yapıp-ettiklerini Mekân’ı insan bağlamında ele alan Feld ve
gerçekleştirdiği alandır (Karadaş, 2010). Mekân, Basso’ya (1996) göre, insanlar tarafından adlandı-
“tüm varlıkları içinde barındıran sınırsız yer” olarak rılmadan, tanımlanmadan ve temsil edilmeden bir
da tanımlanmaktadır. Nesnelerin var olma ve bi- mekân, mekân olamaz (Kalaycıoğlu ve diğerleri,
linmelerinin koşulu olan mekân, tüm var olanların 2009). Mekânı insan bedeni ile ilişkilendiren bazı
akışı içinde birbirlerinin yerini alarak zincirlendik- düşünürler (McLuhan, James Joyce ve Baudelaire)
leri sonsuz süreyi dile getiren zaman kavramıyla tarafından ev için söylenen, “bedenin genişleme-
sıkıca bağımlı olarak maddenin var olma biçim- si” ve “ikinci beden nitelemesi”, barınma mekânları
lerinden başlıcasını dile getirir. Bundan dolayı da; için de söylenebilir. Bu anlamda mekân, insanın
...mekân, zaman, hareket ve madde birbirlerinden bireysel ve toplumsal oluş sürecinde tecrübe etti-
ayrılmazcasına bağımlıdırlar. Bunlardan biri olma- ği çevresel ve çevrimsel mekânları ifade etmekte-
yınca öbürleri de olmaz. Mekân, zamanla birlikte dir (Şentürk, 2010).
hem ontolojik hem de epistemolojik bir değer
taşımaktadır (Kahveci, 2014). Çünkü inşa edilmiş
mekânın (mimari çevrenin), her öğesi, bir mimarın Mekân Olarak Yükseköğretim Öğrenci Yurtları
olduğu kadar, bir zaman yansıması olarak da karşı- İnsan ve mekân ilişkisi bağlamında yükseköğ-
mıza çıkar (Altan, 1993). Mekân kavramı, mekânın retim öğrenci yurtları, öğrencilerin akademik ve
sınırlanmasına bağlı olup, sınırlayıcı öğelerin fark- psiko-sosyal davranışlarını etkileyen mekânlar
lılığına göre, doğal, yapay ve karma mekân olarak olarak nitelenebilir. Kartezyen anlayışa dayalı olan
sınıflanabilir (Altan,1993 ). Bundan başka mekânın bu statik bakış açısında yurtlar, salt ‘bina’ olarak
algılanan, tasarlanan ve yaşanan boyutlarından görülür. Geleneksel olarak nitelenen bu bakış açı-
söz edilebilir. Mekânı üreten bu üç boyuttan birin- sında yurtların sözü geçen etkilerine maruz olan
cisi fiziksel, ikincisi zihinsel ve üçüncüsü toplum- öğrenciler birer nesne olarak görülür. Postmodern
sal mekânlara tekabül eder (Avar, 2009). Mekan bakış açısıyla, yükseköğretim öğrenci yurtları, ba-
kavramına anlam yüklemede, referans alınan pa- rındırdığı öğrencilerin birer gözlemci olarak an-
radigma da önemli bir değişkendir. Örneğin me- lam yükledikleri ve bu yüklenen anlamlara bağlı
kanı, içinde bulunan nesnelerden bağımsız, bir olarak üretilen grup kültürüne dayalı değerlerden
verili alan, bir tür kap olarak tasavvur eden Platon; kişilik ve kimlik oluşumunda beslendikleri canlı,
ve mekanı birbirleri ile etkileşime giren varlıkların dinamik mekânlar olarak da ele alınabilir. Çünkü
şekillendirdiği bir alan olarak ele alan Aristo aynı yer (yurtlar), zaman içinde, kültürünü de yoğurur
mekandan söz etmiyorlar. Birincisi mutlak, ikincisi ve biçimlendirir” (Oktay, 2011 akt: Sayman ve Kara,
de göreli mekân kavrayışlarından söz etmektedir. 2013).
Bunlardan birincisi nesne temelli, ikincisi ise alan Burada insan-mekân ilişkisinin sosyolojik ve
temelli dillerin temelini oluşturmaktadır (Güvenç, ontolojik derinliklerine dalmadan, yükseköğretim
2012). Platon’a benzer şekilde, mekânı mutlak öğrenci yurtlarının birer mekân olarak öğrenciler
kabul eden Newton’a göre de, doğada insan bi- üzerindeki muhtemel etkileri ile öğrencilerin bu
lincinden (ve maddeden) bağımsız bir zaman ve binalara yüklediği anlamlar ve bu anlamlara dayalı
mekân bulunmaktadır (Kahveci, 2014). Pozitivist değerlerin onların kişilik ve kimliklerine muhtemel
bakış açısıyla mekân, “toplumsal ve doğal olayla- yansımaları üzerinde durulmaya çalışılmıştır.
rın gerçekleştiği, Kartezyen koordinat sistemine
sahip, salt bir uzay parçası” olarak algılanmaktadır. Yükseköğretim yurtlarının salt bina olarak öğ-
Ancak postpozitivist ve postmodern bakış açı- rencilerin davranışları üzerindeki muhtemel etki-
sıyla, mekân, farklı kültürlerin, toplumsal süreç- leri, daha çok mekân olgusunun uzay boyutuyla
lerin, politik ve ideolojik süreçlerin süzgecinden ilgilidir. Mekân-insan ilişkisinin fiziksel boyutuna
yönelik bu etkiler, yükseköğretim yurt binaları ile

14 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Yükseköğretim Barınma (Yurt) Hizmetlerinde Unutulan Boyut: Mekânsal İnsan İlişkisi

bu binalardaki tüm eşyaları kapsamaktadır. Yurt şimi bakımından önemi kritiktir. Çünkü mekânın
binalarının sembolik anlamda değeri olduğu ka- yüklendiği unsurlar, aslında değerler sistemini de
dar (Terzi, 2000), bu binaların ışık (Gürel, 2001) yaratır. Diğer bir ifadeyle mekânsal unsurlar, insan
ve bahçe düzenlemesi gibi diğer boyutlarının da ve doğanın zaman çizgisi içinde ürettiği değer-
öğrencilerin psikolojisi üzerinde önemli etkileri lerdir. Buradaki insan süreçleri; ekonomik, siyasal,
vardır (Karasolak, 2009). Nitekim üniversite öğren- sosyal ve kültürel unsurları kapsar. Her unsur bir
cisinin ortalama dört-beş yıl süren yurtta barın- birikim yaratır ve bu birikimin sahnesi mekândır.
ma sürecinde, parçası olduğu bu fiziki dünyadan İnsanoğlu ortaya çıktığı andan itibaren yaşadığı
(boyuttan) etkilenmemesi düşünülemez. Bu etki, mekâna değer yükleyen veya yetenekleri oranın-
yükseköğretim öğrencilerinin ergenlik ve gençlik da dönüştürücü ve değiştirici etkiler ve izler bıra-
döneminde olmaları hasebiyle daha da belirleyi- kan bir faktör niteliği taşımıştır. Dolayısıyla mekân
cidir. Çünkü bu dönemler, kimlik ve kişilik gelişimi olgusu, insan ve doğa süreçlerinin etkileşimi ve
kadar, yaşam felsefesi oluşturma bakımından da senteziyle oluşan bir değerler sistemidir (Hacısa-
kritiktir. Dolayısıyla yükseköğretim öğrencilerinin lihoğlu, 2008). Mekânın ideolojisi” veya “mekânın
barınma ihtiyacına yönelik mekânlar düzenle- ruhu” olarak adlandırılabilecek olan bu etkilerin,
nirken, bu karşılıklı ve dinamik etkilerin dikkate yurtların fiziki nitelikleri kadar ve bundan daha
alınması önemlidir. Nitekim insan doğası, sürekli ziyade, barınma sürecinde buralarda beraberce
etkileşim halinde bulunduğu çevreyi oluşturan üretilen, yaşatılan ve nakledilen kültürel özellikler-
fiziksel etkenin en ideal şartlarda bulunmasına den kaynaklanması muhtemeldir. Sözü geçen bu
göre oluşmuştur (Terzioğlu, 2005 akt: Karasolak, sosyo-kültürel etkilerin bilinmesi, yükseköğretim
2009). Bu konudaki toplumsal, kültürel ve antro- öğrencilerinin bütünsel gelişimi için olduğu kadar,
polojik araştırmalar, bireylerin kendilerini tanım- yurtların tasarımına yol gösterici veriler sağlaması
lamalarında bulundukları yerin ve mekânsal çevre bakımından da önemlidir. Çünkü tabiî ve sosyal
özelliklerinin belirleyici bir etken olduğunu ifade çevresinin mahsulü olan insanın bütün varlığı, dış
etmektedir (Şentürk, 2010). âlemi idrak şekline bağlıdır (Örücü, 2011). Ayrıca
Mekanın, fiziki olarak insan davranışları üzerin- mekâna bağlı oluşan şartlar, hayat üzerinde belir-
deki etkileri ekoloji, mimarlık, sosyoloji ve psikoloji leyici ilave faktör olarak insanın karşısına çıkar (Ka-
gibi disiplinleri ilgilendiren bir olgudur. Dolayısıy- radaş, 2010). Nitekim öğrenim sürecinde birkaç
la yurt binalarının konuyla ilgili sorununun çözü- yılını yurt binalarında geçirmiş olan öğrencilerin,
münde destek, bu disiplinlerden beklenmelidir. Bu sözü geçen bu mekân-insan ilişkisinin ürünü olan
konuda başat rol mimarlık ve ekoloji disiplinlerine etkilerin izlerini taşıdığı bilinmektedir. Farkında
düşmektedir. Nitekim ekoloji sözcüğü, Yunanca’da olunsun veya olunmasın. Dolayısıyla yaşam kali-
yurt, yuva, ev ya da yaşanılan yer anlamına gelen tesini artırmak üzere, yükseköğretim yurtlarının
Oikos sözcüğü ile, yunanca ve Latincede bilim daha ergonomik hale getirilme çabasında bu bo-
anlamına gelen logos kelimelerinden türetilmiş- yutun da unutulmaması gerekir. Çünkü yükseköğ-
tir (Özdemir, 2014). Ergonominin nihai amacı, retim öğrencilerine barınma çevresi sunulurken,
insanlara uygun çalışma ve yaşam mekânları ta- bir anlamda onların yaşam biçimlerine de yön ve-
sarımlayarak insanın yaşam kalitesini iyileştirmek rilmektedir (Aydın, 2000). Bu nedenle, mekânsal
ve giderek toplumun refahına katkı sağlamaktır organizasyonlar (yurtlar) tasarlanırken kullanıcı
(Camkurt, 2007). Bu noktada, ergonomi başta özellikleri ve gereksinimleri çok iyi tespit edilmeli
olmak üzere sayılan disiplinlerin, yükseköğretim ve insanın psiko-fizik ihtiyaçları göz önünde tutul-
yurtlarının inşa ve donatılmasına rehberlik etmesi, malıdır. Çünkü çeşitli malzeme ve teknolojik öğe-
insan-mekân bütünlüğü ve uyumunun sağlanma- lerle desteklenen bu sınırlı hacimler, ancak fiziki ve
sı bakımından önemlidir. moral açıdan insan mutluluğunu hedef aldığında
bir anlam ifade edecektir (Terzioğlu, 2005 akt: Ka-
Mekân-insan ilişkisinin ontolojik boyutu olan
rasolak, 2009).
“bireyin mekâna anlam yüklemesi” konusu daha
az bilinen muğlak bir konudur. Ancak etkileri fazla Yükseköğretim barınma konusunun salt fiziki
bilinmese de, mekân-insan ilişkisine dayalı olarak boyuttan ele alınması, mekân-insan ayrışmasına
üretilen değerlerin, dengeli kimlik ve kişilik geli- yol açabilir. Bu ayrışma, yükseköğretim öğrencile-

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
15
Yükseköğretim Barınma (Yurt) Hizmetlerinde Unutulan Boyut: Mekânsal İnsan İlişkisi

rinde davranış bozukluklarına yol açabileceği gibi, yansımaktadır. Son yıllarda yükseköğretimdeki
onların barındığı yurt binalarını benimsemeyerek hızlı nicel (sayısal) artışın beraberinde bir barınma
hor kullanmasına da kapı aralayabilir. Ürkütücü sorununu da gündeme getireceğinin görüleme-
olanı ise, barınma sürecinde arızi durumlara bağlı mesi bunun tipik bir örneğidir. Yükseköğretimde
olarak vücut bulan kamu mallarına karşı olumsuz barınma sorununun katmerleşerek gününüze in-
tutumun yaşam boyu devam etme ihtimalidir. tikal etmesinde ikinci bir ihtimal de barınma ko-
Barınma sürecindeki sözü geçen mekân-insan ay- nusunun, eğitim-öğretim boyutunun gölgesinde
rışması, öğrencilerin psiko-sosyal yönleri yanında kalmasıdır.
akademik başarılarını da olumsuz yönde etkileme Yükseköğretimde barınma konusunda önemli
potansiyeline sahiptir. Çünkü yükseköğretimde bir sorun da ilgililerin bu konuyu yükseköğretim
öğrenim süreci kampus veya amfilere sıkıştırılarak, bütünlüğü içerisinde ele alamaması ve sorunu
barınmadan izole olarak düşünülemez. Mekân- sadece “barınma” dan ibret sayarak, modern yaşa-
insan ilişkisi konusunda gerekli farkındalığa sa- mın gereklerinden olan sosyalleşme, statü, kimlik
hip olmayan veya kendisine buna değer barınma kazanma (Özdemir, 2011) gibi özellikleri göz ardı
mekânları sunulmayan gençler için Fullilove’nin etmesidir. Bundan sonra yapılması gereken, yük-
(1996) değerlendirmesi dikkat çekicidir: “ İnsanla- seköğretimde barınma sorununa günü kurtara-
rın anlam ve değerler yükledikleri mekândan kop- cak ivedi çözümler üreterek; orta ve uzun vadede
ması, kişisel ve kolektif kimlik ve hafıza açısından probleme köklü çözümler üzerinde kafa yormak
tahrip edici sonuçlara sahiptir (Akt: Kalaycıoğlı ve olmalıdır. Dolayısıyla konu, yükseköğretim bütün-
diğerleri, 2009). lüğü içerisinde, nicel ve nitel büyüme planları çer-
çevesinde ve demografik veriler ışığında, dünyada
Sonuç ve bölgemizde meydana gelen / gelebilecek muh-
temel gelişme ve değişmeler de dikkate alınarak
Günümüzde barınma konusu, başat yükseköğ-
ele alınmalıdır. Bu meyanda Suriye ve Irak’taki çal-
retim sorunlarından birisi olmaya devam etmek-
kantıların, önümüzdeki yıllarda Türkiye’deki yük-
tedir. Çok boyutlu ve çetrefilli olan bu sorunun
seköğretime ek talepler şeklinde yansımalarını
çözümü için konuyu, bütüncül olarak ele alacak
beklemek ve buna hazırlık yapmak gerekir.
paradigma değişimi anlamına gelecek yeni bir
bakış açısına ihtiyaç vardır. Paradigma değişimi Yükseköğretimde barınma konusunun (bugün
ise, öncelikle zihindeki geleneksel bakış açısı tor- için sorununun) iki perspektiften ele alınmasın-
tularından sıyrılmaya bağlıdır. Kaldı ki, geleneksel da yarar vardır. İvedilik arz eden birincisi, soru-
olarak nitelenen bakış açısı (Pozitivist anlayış) ata- nun nicel boyutuna yönelik fiziki kapasite ile ilgili
larımızdan miras değil, ithal olduğundan, bu ko- olan kısmıdır. Sorunun nitel kısmına yönelik olan
nuda ısrarcı ve tutucu olmanın fazlaca bir anlamı ikincisi, daha derin ve etkileri uzun vadede görü-
da yoktur. lebilecek olan, barınmada mekân-insan ilişkisinin
dikkate alınmasıdır.
Yükseköğretimde barınma sorununun çözü-
münde, paradigma değişimine ek olarak, bir de Yükseköğretimde barınma sorununun nicel
atalet probleminden söz edilebilir. Bunun muhte- boyutunu teşkil eden fiziki kapasitenin artırılma-
mel bir nedeni, eğitim camiasının (karar vericiler sında kısa, orta ve uzun vadede yapılabilecekler
de dâhil), sahip olduğu enerjinin büyük bir kıs- vardır. Kısa vadede sorunun çözümü için yükse-
mını ilköğretim sorunlarına hasretmesidir. Buna, köğretimde yaygın olan Güz ve Bahar Eğitim ve
son yıllarda ortaöğretim sorunlarıyla baş etmeye Öğretim Dönemleri şeklindeki uygulama, Güz-
harcanan enerji de eklenebilir. Dolayısıyla eğitim Bahar-Yaz olacak şekilde üç döneme çıkarılabilir.
bürokrasisi, barınma da dâhil, yükseköğretim İklim şartları başta olmak üzere diğer değişkenler
problemleri karşısında atıl kalmış gibi görünmek- de dikkate alınarak planlanması gereken bu uy-
tedirler. Bu konuda eğitim bürokrasisinin özellikle gulama, ön lisans ve lisanstan ziyade, üniversite-
son yıllarda Türkiye’deki politik hız ve hevese ye- lerin hazırlık sınıfları ile lisansüstü eğitimi için dü-
tişemediğini söylemek abartılı değildir. Nitekim şünülebilir. Böylece yükseköğretimdeki barınma
bu durum, eğitim bürokrasisinin vizyonuna da sorununun, iki dönem yerine üç döneme yayıla-

16 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Yükseköğretim Barınma (Yurt) Hizmetlerinde Unutulan Boyut: Mekânsal İnsan İlişkisi

rak birim zaman ve mekân olan tesiri azaltılabilir. şumunda en az kişinin kökeni, sınıfı ya da cinsiyeti
Ayrıca “eğitim merkezi” gibi çeşitli isimler altında kadar etkilidir (Keith ve Pile, 1993 akt: Kalaycıoğlu
yılın sadece birkaç ayında kullanılan kamuya ait ve diğerleri, 2009 ).
atıl haldeki yapı ve binaların bu işe hasredilmesi Mekân-insan etkileşimi çerçevesinde ele alına-
de kısa vadeli çözüm olarak düşünülebilir. Bunlar- bilecek olan bu konunun iki ayağı vardır. İlki, birer
dan başka, yükseköğretimde barınma sorununun mekân olan yükseköğretim yurt binalarının (tüm
orta ve uzun vadede çözümü için üniversitelerin nesnel içerikleriyle birlikte), buralarda ikamet
daha fazla sorumluluk almaları teşvik edilmeli ve eden öğrencilerin davranışları üzerindeki muhte-
belediyeler bu konuda harekete geçirilmelidir. mel etkileridir. Mekân-insan etkileşiminde bireyi
İlave olarak, cami ve imam hatip okulları örne- pasif ve edilgen konumda kabul eden bu anlayışa,
ğinde olduğu gibi, bu konuda halkın himmeti de pozitivist ve Kartezyen bakış açısı denilebilir (Hacı-
devreye sokulabilir. Yükseköğretimde barınma ko- salihoğlu, 2008). Mekânı salt bir uzay parçası ola-
nusunda birinci dereceden sorumlu kuruluş olan rak ele alan bu bakış açısında, yurt binası (mekân),
YURTKUR’un hareket kabiliyeti ve hızını artırmak toplumsal süreçlerde pasif olan, düzenleyici ve
üzere, kredi ve burs konuları için ayrı bir kamu ku- belirleyici herhangi bir etkiye sahip olmayan, ta-
rumu ihdas edilerek, bu kurumun enerjisi sadece rihsel bağlamı bulunmayan, kendiliğinden bir
barınma sorununa yönlendirilebilir. varoluşa sahip, Öklid geometrisi temelinde kav-
Sorunun nitel diye adlandırılan boyutu, bireyin ranabilen ontolojik bir geometrik düzlem olarak
yaşam kalitesiyle ilgilidir. Bu boyut, öğrenim süre- algılanmıştır (Tekeli, 1979 akt: Kaygalak, 2011). Fi-
cinde yükseköğretim öğrencilerinin birkaç yılını ziki çevrenin (doğanın) birey üzerindeki etkilerine
geçirdikleri yurtlardaki mekân-insan uyumu veya yönelik bakış açısını yansıtan bu anlayışta mekân,
bütünlüğü diye nitelenen karşılıklı ve dinamik saf yapı ve bina olarak görülür. Yükseköğretim
ilişkilere yöneliktir. Konuyu soruna dönüştüren barınma konusu, salt bina olarak ele alındığında,
ise, yurt binalarının inşası ve iç düzenlemelerinin sorun, tıpkı okul mimarisinde olduğu gibi yurt bi-
sadece insanın fiziki boyutuna göre yapılıp, diğer nalarının ergonomik boyutu çerçevesinde ele alı-
boyutların unutulmuş olmasıdır. Bu konuda son nabilir. Bu konudaki araştırmalar mekânın (okul ve
yıllarda bazı adımlar atılmış olsa da yükseköğre- yurt binalarının), öğrencilerin performans, tutum
tim yurtları hala mekân-insan uyumundan büyük ve davranışları üzerinde oldukça etkili olduğunu
ölçüde mahrumdur. Ancak öğrencilerin güvenli göstermiştir (Cramer, 1976, Plumpey, 1978, Chan,
ve sağlıklı barınmalarının yanında, kimlik ve kişilik 1979, High, 1983, akt: Karasolak, 2009). Dolayısıyla
gelişimi ile sosyal ve aidiyet ihtiyacına matuf bu öğrencilerin her bakımdan iyi ve dengeli yetişebil-
ikinci boyut, şimdilik lüks ve fantezi gibi görüne- mesi için daha insani ve daha yaşanılabilir barın-
bilir. Çünkü insanoğlunun fiziksel ihtiyaçları önce- ma mekânlarının tasarlanıp, inşa edilmesi önemli-
liklidir. Fakat yükseköğretimde barınma sorunu- dir. Bu konuda, ergonomi başta olmak üzere ilgili
nun nitel boyutuyla ilişkili olan bu mekân-insan disiplinlerden destek istenebilir.
ilişkisi konusunun, uzun vadede bireyin kimlik ve Mekân-insan etkileşiminin ikinci ayağı, gözlem-
kişiliğinin gelişmesi ile yaşam kalitesinin üzerinde ci olarak bireyin mekâna anlam yüklemesiyle ilgi-
önemli etkileri olabileceği de unutulmamalıdır. dir. Mekân-insan etkileşiminde bireyi aktif ve özerk
Çünkü insan, “çevresi içinde birey” dir, onun ruhsal bir özne olarak kabul eden bu bakış açısı, postmo-
süreçleri kadar, etkileşim kurduğu dış dinamikler dern paradigmayı temsil etmektedir. Bu anlayışta
de etkilidir (Kaygalak, 2011). Bireyi oluşturan, var mekân, salt bina olarak değil; bir etkileşim ve de-
eden unsurlardan birisi de yaşanılan yer ve çev- neyim yeri olarak kabul edilir. Bu anlayış, mekân-
redir. Mekân kurgusaldır ve sosyal inşa sürecinin insan ilişkisinde, insana aktif özne rolü verir ve
bir parçasını oluşturmaktadır (Kolukırık, 2010). mekânı, onu oluşturan iki temel bileşenin dinamik
Heidegger’e göre, çevre (örneğin yurt) içinde ol- etkileşimi olarak kabul eder. Kartezyen bakış açı-
mak düşüncesi, insanın dünyasının (çevresinin) sının eleştirisine dayalı bu yaklaşım, ‘yorumsama-
önkurulumunun ayrılmaz bir bütün olarak varo- görüngü’ (hermeneutik-fenomenolojik) anlayışı
luşunu anlatmaktadır (Hisarlığil, 2008). Nitekim olarak adlandırılabilir (Hisarlıgil, 2008). Hermene-
Keith ve Pile’a göre mekân, kişinin kimliğinin olu- utik bakış açısında mekân, “kültürel bir tasavvur”

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
17
Yükseköğretim Barınma (Yurt) Hizmetlerinde Unutulan Boyut: Mekânsal İnsan İlişkisi

olarak görülür (Kaygalak, 2011). İki taraflı olan Kaynaklar


mekân-insan ilişkisinde, yükseköğretim öğrenci- Altan, İ (1993). Mimarlıkta Mekân Kavramı. Psikoloji Çalışmaları,19,
75-.88
lerinin mekân olarak yurt binalarına yönelik algı
Avar, A. A. (2009). Lefebvre’in Üçlü –Algılanan, Tasarlanan, Yaşanan
ve anlam yüklemeleri, zaman ve gözlemciyle ka- Mekân– Diyalektiği. Dosya, 7,7-14.
imdir. Ancak bu algılanan yurt (mekân) imajı, grup Aydın, A. (2000). Sınıf Yönetimi. İstanbul: Alfa Yayınları.
psikolojisi ve kültür oluşturmada kritik öneme sa- Babadağ, M. (2014). Tasarım ve felsefe. http://www.muradbaba-
dag.com/5.htm (Erişim: 9.6.2014).
hiptir. Çünkü mekâna yüklenen anlamlar, giderek Camkurt, M. Z. (2007). İşyeri Çalışma Sistemi ve İşyeri Fiziksel Fak-
değerler sistemi yaratabilir ve bu değerler mevcut törlerinin İş Kazaları Üzerindeki Etkisi. TÜHİS İş Hukuku ve İkti-
sat Dergisi Cilt: 20 Sayı: 6.
öğrenci tutum ve davranışlarını yönlendirmede
Hacısaligoğlu, Y. (2008). Kuramsal ve Kavramsal Bir Çözümleme:
etkili olabilir. Bu da, yükseköğretim öğrencilerinin Mekan - Güç – Çatışma. Jeopolitik Stratejik Araştırmalar Dergisi
barındıkları yurt binalarına (mekânlara) dair aidi- 1(2), 22-44
yet duygusu geliştirme ve olumlu tutum sergile- Hisarlığil, B. (2008). Martin Heidegger de Mekan Düşüncesi: Her-
meneut K-Fenomenolojik Bir Yaklaşım. Sosyal Bilimler Enstitü-
melerini etkiler. Barındığı mekâna (yurda) karşı sü Dergisi,25 (l), 23-34.
yüksek aidiyet duygusu ile olumlu tutuma sahip Gürel, E. (2001). Çalışma Yaşamında Işık ve Aydınlatmanın Önemi.
Muğla Üniversitesi SBE Dergisi Güz 2001 Sayı 5.
olmak, öğrencilerin akademik ve kişisel gelişim-
Güvenç, M. (2012). Mekân Kavramının Kısa Tarihi. “Seminer” 27 Ka-
lerine katkı sağlayabilir. Bu katkı, yaşadığı mekânı sım 2012.http://database.emrearolat.com (Erişim: 11.6.2014).
benimsemenin verdiği rahatlıkla öğrenci stresini http://www.osmanlicaturkce.com/?k=mekan&t=%40
de azaltabilir. Gün içerisinde okula ulaşma, öğre- İnceoğlu, M. ve Aytuğ, A. (2009). Kentsel Mekânda Kalite Kavramı.
MEGARON,4 (3):131-146.
nim süreci ve arkadaşlık ilişkileri vb. etkilerle stres-
Kahveci, K. (2014). Mutlak Zaman-Mekân Kavrayışı Üzerine
le yüklenen öğrenciler için bu katkı çok önemlidir. (Newton’un Doğa Felsefesinin Matematik İlkeleri Yapıtına Bir
Çünkü kontrol edilemeyen stresin akademik başa- İlk Eleştiri). http://dusundurensozler.blogspot.com (Erişim:
4.6.2014).
rı ve birey davranışlarını olumsuz etkilediği bilin- Kalaycıoğlu, S., Duduhacıoğlu, B., Karaçalı, H. Ve Beyaz. D. (2009).
mektedir. Bunun için, yükseköğretim yurtlarının, Mekânda Değişimin Algılanması: Ankara Dikmen Vadisi Kent-
sel Dönüşümü. VI. Ulusal Sosyoloji Kongresi, Adnan Mende-
anlamı “sükûn bulunan yer” (Uçak Erdoğan, 2014) res Üniversitesi, Aydın.
olacak şekilde, birer öğrenci meskenine dönüştü- Karadaş, C. (2010). Zaman ve Mekân Bağlamında Kader. Şefkat
rülmesi önemlidir. Dergisi, Sayı 4.
Karasolak, K. (2009). Mimari Özellikleri Farklı İlköğretim Okulların-
Mekân-insan ilişkisinde oluşturulan, yaşatı- daki Öğrenci ve Öğretmenlerin Okullarının Bina ve Bahçeleri
lan ve paylaşılan anlam ve değerler, öğrencilerin Hakkındaki Görüşlerinin İncelenmesi. Yayımlanmamış Yüksek
Lisans Tezi. Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
sosyo-psikolojik açıdan daha dengeli olmalarında Adana.
önemli rol oynayabilir. Çünkü gruba dâhil olma, Kaygalak, İ. (2011). Postmodern Eleştirilerin Coğrafi Düşünce ve
aidiyet duygusu ve paylaşma, ailenin yoksunlu- Yeni Mekân Kavrayışları Üzerine Yansımaları. Coğrafi Bilimler
Dergisi, CBD 9 (1), 1-10.
ğunu telafi etmede önemli bir destektir. Dahası, Kolukırık, S. (2010). Mekân, Kültür Ve Kimlik: Isparta Tahtacılarında
mekân-insan ilişkisi çerçevesinde inşa edilen bu Mekânın Sosyal Anlam. Journal of World of Turks (ZfWT), Vol.
2, No. 2.
değerler, yükseköğretimde genelde ihmal edilen
Örücü, E. (2011). John Locke ve Sosyal Mukavelesinin
eğitimin moral ve ahlaki boyutunu desteklemek Özelliği.www.journals.istanbul.edu.tr/iuhfm/article/
şeklinde de ele alınabilir ve bunlar, amfilerdeki download/.../1023004025 (Erişim: 2.6.2014).
Özdemir, A. Ü. (2011). Kültür Bağlamında Kent ve Mekânsal Örgüt-
formal eğitimin tamamlayıcısı olarak görülebilir.
lenme. Yalova Sosyal Bilimler Dergisi, 2, 62-76.
Fiziki ve kültürel anlamda gerekli donanıma sahip Özdemir, S. (2014). Ekoloji. http://web.sakarya.edu.tr/~saimo/
yurtların, kimlik ve kişilik oluşturmada öğrencilere ders-unite01.htm(Erişim: 8.6.2014).
sağlayacağı deneyimler, onların daha özgüvenli, Sayman, E.S. ve Kara, Ü. G. (2013). İslami Kesimin Sosyalleşme Me-
kanı: At Pazarı Meydanı. TÜBİTAK.
entelektüel, duygusal, estetik açıdan gelişkin ve Şentürk, R. (2010). Mekansal Bilişime Ontolojik Bir Yaklaşım. Aka-
doğru düşünen bireyler olarak yetişmesine (Ke- demik Bilişim 2010 Konferansı, 10-12 Şubat 2010, Muğla Üni-
versitesi, s. 105-117.
miksiz, 2002 akt: Karasolak, 2009) destek verebilir.
Terzi, A.R. (2000). Örgüt Kültürü. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Son tahlilde, yükseköğretimde barınma konusu, Uçak Erdoğan, E. (2014). Mesken ’den Barınak’a Değişen Aile. Se-
öğrenim ortamları ile birlikte, bir birini ikmal eden merkant, Sayı 105.
bütünsel bir anlayışla ele alınmalıdır. Bu bütünlük, Uludağ, Z. (2008).İnsan ve Mekân İlişkisinde Okul. Eğitime Bakış,
4 (11), 15-22.
öğrenci yurtlarında insan-mekân uyumu çerçeve-
Uludağ, Z. ve Odacı, H. (2008). Eğitim Öğretim Faaliyetlerinde Fi-
sinde fiziki ve insani boyutu da kapsamalıdır. ziksel Mekan. Milli Eğitim Dergisi, Sayı 153-154.

18 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Başarılı Öğrenciler Açısından Yurtlar

Doç. Dr. Nail YILDIRIM


Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü

Üniversite öğrenim süreçlerinde yurt ve ba- Tunç, 1995; Filiz, Çemrek, 2007; EARGED, 2012;
rınma ihtiyaçları öğrencilerin karşılaştığı temel Demirbilek,2012). Bu sorunlara genel olarak bakıl-
sorunlarından biridir. Öğrenciler kamu ve özel dığında; temizlik, kantin hizmetleri, serbest zaman
sektöre ait yurtlarda, özel pansiyonlarda, apart değerlendirilmesi konusunda eksikliklerin oldu-
otellerde, kiralık evlerde, ailesinin ya da akrabala- ğu, yurtlardaki psiko-sosyal servis elemanlarının
rının yanında ve öğrenci evlerinde kalmaktadırlar. öğrencilere destek konusundaki yetersiz kalması
Cumhuriyet Üniversitesi örneğinde öğrencilerin ve yurt kuralların uygulanmasında karşılaşılan so-
yarısından fazlasının öğrenci evinde, diğer yarısı- runlardır.
nın da kamu ve özel sektöre ait yurtta kaldıkları
Yurtların öğrenci barınmasına büyük katkıları
belirlenmiştir (Güldiken ve Özekicioğlu, 2004, 178-
bulunmaktadır. Yurtların sorunlarını başarılı öğ-
179). Türkiye’de öğrencilerin barınma sorununa
renciler açısından incelenmesi, öğrenci isteklerinin
yardımcı olmak için Kredi ve Yurtlar Kurumu hiz-
belirlenmesi ve öneriler geliştirilmesi araştırmanın
met vermektedir (http://www.kyk.gov.tr/). Yurtla-
amacıdır. Üniversiteye giriş puanı yüksek, ders or-
rın genel özellikleri açısından (Demirbilek, 2012);
talamaları yüksek ve bir programda çift anadal ya-
kız yurdu, erkek yurdu, karma yurt, standart yurt,
pan öğrenciler başarılı öğrenci olarak kabul edil-
standardı yüksek yurt, standardı en yüksek yurt
miştir. Araştırmanın amacına ulaşmak için başarılı
olarak farklı türleri bulunmaktadır.
öğrencilere aşağıdaki sorular yöneltilmiştir;
Mevcut araştırmanın da konusu öğrenci yurt-
larıdır. Öğrencilerin büyük bir çoğunluğu devlet  Yurtlarda yaşadığınız sorunlar nelerdir?
yurdunda kalmayı tercih etmektedirler. Bunun  Yurt yaşamıyla ilgili istek ve önerileriniz neler-
nedenini Poyraz (2000, 35-40), araştırmasında öğ- dir?
rencilerin ekonomik durumlarının ancak yurtta
kalmalarına imkân vermesi ve yurtların daha di-
Yöntem
siplinli olması olarak belirlemiştir.
Mevcut araştırmada yurtlarda kalan başarılı
Öğrenciler kaldıkları yerlerde kendilerini gü-
venli hissetme, rahat ders çalışma gibi durumları öğrencilerin görüşleri açısından yurtların sorunları
da göz önünde bulundurmaktadırlar. Öğrencinin ve istekleri araştırılmıştır. Nitel araştırma yaklaşımı
barındığı yerde problem yaşamamasının, akade- doğrultusunda tasarlanan bu araştırmada “içerik
mik başarısını olumlu yönde etkilemesi beklenir analizi” yapılmış ve olgubilim (fenemenoloji) de-
(Filiz, Çemrek, 2007). Üniversite öğrencileri öğre- seni kullanılmıştır. Olgubilim deseninde, farkında
nim sürelerinde özgür bir ortamda yaşamakta ve olunan ancak derinlemesine ve ayrıntılı bir anla-
kararlarını verebilmektedir. Bu süreç önemsenme- yışa sahip olunmayan olgulara odaklanılmaktadır
lidir. Çünkü bu dönemde öğrenciler olumlu ya da (Yıldırım ve Şimşek, 2008). Ayrıca fenemolojistlere
olumsuz alışkanlıklar kazanmaktadırlar (Güldiken, göre olgubilim, öznel bilincin önemine inanır ve
Özekicioğlu, 2004). temel olduğunu kabul eder (Balcı, 2005: 38). Araş-
tırmada öğrencilere yurtlarda yaşadıkları sorunlar
İlgili alan yazın incelendiğinde yurtların çe-
ve yurt yaşamına ilişkin istekleri, önerileri sorul-
şitli sorunları bulunmaktadır (Karataş, 2012;
muştur.

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
19
Başarılı Öğrenciler Açısından Yurtlar

Çalışma Grubu narak çoklu gerçekliklere ulaşılması bakımından


Araştırmanın çalışma grubunu yurtlarda kalan önemlidir (Yıldırım ve Şimşek, 2008: 207). Bu çeşit-
Tıp, PDR ve Çift anadal yapan başarılı öğrenciler liliği sağlamak amacıyla araştırma farklı düzeyde,
oluşturmaktadır. Öğrencilerin belirlenmesinde ni- farklı özelliklere sahip, farklı öğrencilerle yapılmış-
tel araştırma geleneğine uygun amaçlı örneklem tır. Araştırmada araştırmacı, güvenirliği artırmak
yöntemlerinden maksimum çeşitlilik örneklemesi amacıyla öncelikle kendi konumunu belirtmiştir.
yönteminde örneklem seçilmiştir. Maksimum çe- İkinci olarak, veri kaynağı olan bireyler açıkça ta-
şitlilik örneklemesindeki amaç, göreli olarak kü- nımlanmıştır (bknz, çalışma grubu). Üçüncü ola-
çük bir örneklem oluşturmak ve bu örneklemde rak, araştırma sürecinde oluşan sosyal ortamlar ve
çalışılan probleme taraf olabilecek bireylerin çe- süreçler tanımlanmıştır. Son olarak, tüm süreçler
şitliliğini maksimum derecede yansıtmaktır (Yıldı- ayrıntılı bir şekilde verilmiştir.
rım ve Şimşek, 2008: 108). Bu amaçla çeşitlilik okul
türlerine, cinsiyete göre belirlenmiştir. Çalışma Verilerin Analizi
grubundaki başarılı öğrencilerin belirlenmesinde
Araştırma, nitel araştırma desenindedir. Veri-
şu yol takip edilmiştir: 1.Üniversite giriş puanının
ler kendi içinde betimlenmiştir. Analiz sürecinde
yüksek olması, 2. Öğrencilerin ders not ortalama-
öncelikle, görüşme kayıtları deşifre edilip çözüm-
larının yüksek olması 3. Bir programda çift anadal
lemeler yapılmıştır. Öğrencilerin görüşleri içerik
yapıyor olması. Çalışma grubuna ilişkin sayısal ve-
analizi yoluyla incelenmiştir. Görüşlerin analizin-
riler Tablo 1’de gösterilmektedir:
de, ifadeler benzerliğine göre gruplanarak tasnif
Tablo 1. Çalışma grubunda yer alan öğrenciler edilmiştir. Çözümlemelerde görüşüne başvurulan
Toplam Cinsiyet öğrenciler ve ifadeleri kodlanarak (*Ö; Öğrenci)
Farklı okul türü
Öğr. Sayısı Kız Erkek belirli temalar oluşturulmuştur. Görüşme tekniği
Tıp 8 4 4 ile elde edilen veriler sayısallaştırılarak frekans de-
PDR 9 5 4 ğerleri belirtilmiştir.
Çift anadal öğrencisi 13 11 2 Araştırmanın iç geçerliği verileri toplama ara-
Toplam 30 20 10 cının hazırlanmasından, uygulama ve analiz aşa-
Çalışma grubunda yer alan öğrenciler ince- masına kadar araştırma sürecinin detaylarıyla
lendiğinde 20’si kız, 10’u erkek, 8’i Tıp, 9’u PDR, açıklanması ile arttırılmaya çalışılmıştır. Ayrıca
13’ünin de çift anadal yapan öğrenci olduğu ve alanda uzman başka bir araştırmacıya ham veri-
toplamın 30 olduğu görülmektedir. ler verilerek temalar oluşturulması istenmiştir. Bu
çalışmada görülmüştür ki, araştırmacı ile uzmanın
oluşturduğu içerik birbirine oldukça yakındır.
Veri Toplama Aracı
Başarılı öğrencilerin yurtlara ilişkin görüşlerini Bulgular
betimlemek üzere araştırmacı tarafından hazırla-
nan yarı yapılandırılmış bir görüşme formu kulla- Bu bölüm iki başlık halinde verilmektedir. Bi-
nılmıştır. Görüşme soruları hazırlanmadan önce, rinci bölümde yurtlarda hizmet alan öğrencilerin
araştırma konusu ile ilgili ulusal ve uluslararası yaşadıkları sorunlara ilişkin bulgularına yer veril-
alan yazın taraması yapılmış, konuyla ilgili nitel ve mektedir. İkinci bölümde başarılı öğrencilerin is-
nicel desenli çalışmalardan yararlanılmıştır. Görüş- tek ve önerilerine yer verilmektedir.
me sorularının ön uygulaması altı öğrenci ile ya-
pılmıştır. Bu aşamalardan sonra elde edilen bilgi- 1. Yurtlarda hizmet alan başarılı öğrencilerin
lerden yararlanılarak forma son hali verilmiş, oluş- yaşadıkları sorunlar
turulan görüşme soruları araştırma kapsamındaki
Başarılı öğrencilerin yurtlarda yaşadıkları so-
katılımcılara yöneltilmiştir. Öğrencilerle yapılan
runların neler olduğuna dair sorulan soruya veri-
görüşmeler gönüllük esasına dayalı yapılmıştır.
len cevaplar temalara ayrılarak Tablo 2’de verilmiş-
Araştırmada geçerlik ve güvenirliği artırmak tir.
amacıyla ayrıca veri çeşitlemesi yoluna gidilmiştir.
Veri kaynaklarının çeşitlendirilmesi, farklı özellik-
lere sahip katılımcıların araştırmaya dahil edilmesi
yoluyla farklı algıların ve yaşantıların ortaya ko-

20 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Başarılı Öğrenciler Açısından Yurtlar

Tablo 2. Yurtlarda hizmet alan başarılı öğrencilerin yaşadıkları sorunlar


S.N. Temalar Kodlanmış öğrenci sorunları f
1 Sosyal Uyum (çevreye) (Ö1, Ö2, Ö4,Ö5, Ö6, Ö7, Ö10, Ö12, Ö18, Ö19, Ö22, Ö25, Ö28, Ö30) 14
2 Arkadaşlık (Ö1, Ö3, Ö4, Ö6, Ö7, Ö8, Ö13, Ö17, Ö19, Ö22, Ö23, Ö28) 12
3 Sınav stresi (Ö2, Ö3, Ö4, Ö6, Ö8, Ö9, Ö11, Ö13, Ö18, Ö21, Ö23, Ö24, Ö26, Ö27, Ö29) 15
4 Psikolojik Aile baskısı (Ö4, Ö7, Ö8, Ö11, Ö14, Ö15, Ö16, Ö17, Ö20, Ö25, Ö27, Ö29, Ö30) 13
5 Korku (Ö2, Ö7, Ö9, Ö12, Ö13, Ö15, Ö18, Ö20, Ö25, Ö27, Ö29) 11
6 Zaman baskısı (Ö1, Ö3, Ö6, Ö9, Ö12, Ö15, Ö18, Ö21,Ö28) 9
7 Sürekli çalışma (Ö1, Ö3, Ö4,Ö5, Ö9, Ö11, Ö13, Ö15, Ö17, Ö19, Ö20, Ö21, Ö24, Ö25, Ö26, Ö29) 16
Eğitsel
8 Eksik kazanımlar (Ö2, Ö3, Ö6, Ö12, Ö15, Ö19, Ö20, Ö25, Ö29) 9
9 Gürültü (Ö1, Ö2, Ö4,Ö7, Ö9, Ö12, Ö13, Ö14, Ö16, Ö19, Ö20, Ö21, Ö23, Ö25, Ö26, Ö30) 16
10 Temizlik (Ö2, Ö9, Ö12, Ö14, Ö15, Ö19, Ö20, Ö25, Ö26, Ö27) 10
Fiziksel
11 Çalışma odası (Ö1, Ö3, Ö8, Ö12, Ö18, Ö25, Ö27) 7
12 Havalandırma (Ö3, Ö5, Ö11, Ö12, Ö20, Ö25, Ö26) 7

Yurtlarda hizmet alan başarılı öğrencilerin ya- rülmektedir. Sorunla ilgili öğrencilerin kendi
şadıkları sorunlar (Tablo 2) incelendiğinde aşağı- ifadeleri şu şekildedir: “Sınavlar yaşamımızın
daki bulgulara ulaşılmaktadır: tamamını kapsıyor, yurtlarda başımızı kaldıra-
 Yurtlarda hizmet alan başarılı öğrencilerin ya- mıyoruz (Ö21)”, “Sınavsız bir öğrencilik hayatı
şadıkları sorunlar sosyal, psikolojik, eğitsel, fi- istiyorum (Ö18)”. İfadelerden de anlaşıldığı gibi
ziksel olmak üzere 4 temada toplanmaktadır. öğrencilerin sınav stresleri yurt yaşamını da
olumsuz etkilemektedir.
 Sosyal temada kodlanmış iki sorun görülmek-
tedir: Çevreye uyum ve arkadaşlık. Çevreye  Öğrencilerin psikolojik temada ikinci en çok
uyum (f=14) öğrencilerin yaklaşık yarısının yaşadıkları sorunun aile baskısı (f=13) olduğu
yaşadığı bir sorun olarak görülmektedir. Bu görülmektedir. Sorunla ilgili öğrencilerin kendi
durum, öğrencilerin farklı kültür ve çevreden ifadeleri şu şekildedir: “Ailemin baskısını sürekli
gelmeleriyle açıklanabilir. Konuyla ilgili bir öğ- ensemde hissediyorum (Ö7). “Ailem beni kont-
rencinin “ Yaşadığımız yere alışmakta oldukça rol etmek için sürekli arıyor (Ö25)”. İfadelerden
zorlanıyorum. Aradığım bir çok şeyi bulamıyo- anlaşılacağı üzere öğrenciler aile baskısını sü-
rum (Ö4)” ifadesi uyumun tanımayla da ilgili rekli hissetmekteler. Bu durum ailelerin kolla-
olduğunu göstermektedir. ma değil de koruma kültürü içinde yetişmişlik-
leriyle açıklanabilir.
 Öğrencilerin sosyal temada ikinci kodlanmış
sorunu arkadaşlık olarak durmaktadır (f=12).  Öğrencilerin psikolojik temada üçüncü en çok
Sorunla ilgili öğrencilerden birisinin kendi ifa- yaşadıkları sorunun korku (f=11) olduğu gö-
desinde: “Yurtlarda arkadaşlık ilişkilerinde böl- rülmektedir. Sorunla ilgili öğrencilerin kendi
gecilik, ırkçılık söz konusu (Ö17)” belirttiği üze- ifadeleri şu şekildedir: “Ailem dışında ilk defa
re öğrenciler kendi kültürel çevresinden gelen dışarıda yaşamam beni korkutuyor (Ö27)”, “Ta-
öğrencilerle arkadaşlık yaptıkları görülmek- nımadığım insanlarla bir arada yaşamak korku-
tedir. Ayrıca bir öğrencinin “Arkadaşını doğru tucu bir şey (Ö20)”. İfadelerden de anlaşılacağı
seçmen gerekmekte. Şahit olduğum bir hikâye üzere öğrencilerde başkalarına güvenmeme,
var. Benim kadar başarılı bir öğrencinin yanlış tanımadıklarıyla beraber yaşama korkusu bu-
arkadaş seçimi yüzünden son derece başarısız lunmakta.
olduğuna şahit oldum (Ö8)”. İfadesi de yanlış  Öğrencilerin psikolojik temada dördüncü en
arkadaşlığı büyük bir sorun olarak görmekte- çok yaşadıkları sorunun zaman baskısı (f=9)
dir. olduğu görülmektedir. Sorunla ilgili öğrenci-
 Psikolojik tema altında kodlanmış 4 sorun gö- lerin kendi ifadeleri şu şekildedir: “Yaşamımda
rülmektedir: Sınav stresi, Aile baskısı, Zaman sürekli yetiştirmem gereken işlerim var. Zama-
baskısı, korku sorunlarıdır. nımı yetiremiyorum (Ö21)”. Zaman baskı olarak
değil de başarı için yönetilmesi gereken bir du-
 Öğrencilerin psikolojik temada en fazla yaşa- rumdur. Başarılı öğrenci için bu durum ayrı bir
dıkları sorunun sınav stresi (f=15) olduğu gö- paradoks olarak görülmektedir.

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
21
Başarılı Öğrenciler Açısından Yurtlar

 Eğitsel tema altında kodlanmış 2 sorun görülmek- işime yarayacak beceriler kazandırsa daha iyi
tedir: sürekli çalışma, eksik kazanım sorunlarıdır. olur (Ö6)”. Öğrencilerin görüşlerinden de an-
 Öğrencilerin eğitsel temada en fazla yaşadık- laşılacağı üzere okullar hayat olsun anlayışının
ları sorunun sürekli çalışma (f=16) olduğu gö- benzerini yurtlar hayat olsun anlayışının da ha-
rülmektedir. Sorunla ilgili öğrencilerin kendi yata geçmesi uygun olabilecektir.
ifadeleri şu şekildedir: “Sürekli çalışmak zorun-  Fiziksel tema altında kodlanmış 4 sorun gö-
da kalmamız ve yurt sorunlarıyla uğraşmamız rülmektedir: Gürültü (f=16), Temizlik (f=10),
zor olmakta (Ö29). Diğer sorun eksik kazanım Çalışma odası(f=7), havalandırma(f=7) sorun-
(f=Ö14) olarak görülmektedir. Öğrencinin şu larıdır. Bu sorunlar toplu yaşama sorunları ve
ifadesi ilgi çekici görülmektedir: “Yaşadığım başkalarıyla beraber yaşama sorunları olarak
yurtta farklı imkânlar olsa ve bana yaşamımda durmaktadır.

2. Yurtlarda hizmet alan başarılı öğrencilerin istekleri


Tablo 3. Yurtlarda hizmet alan başarılı öğrencilerin istekleri
S.N. Temalar Kodlanmış istek ve önerileri f
Bireysel çalışma imkânlarının genişlemesi (Ö1, Ö2, Ö4,Ö6, Ö8, Ö12, Ö13, Ö16, Ö17, Ö19, Ö20, Ö22, Ö24,
1 17
Ö25, Ö27, Ö28, Ö29)
2 Teknik gezi (Ö2, Ö3, Ö5, Ö6, Ö8, Ö10, Ö11, Ö14, Ö18, Ö21, Ö23, Ö24, Ö26, Ö27, Ö28, Ö29) 16
3 Eğitsel Sanatsal faaliyetler(Ö1,Ö5, Ö6, Ö8, Ö9, Ö13, Ö15, Ö16, Ö17, Ö20, Ö22, Ö27, Ö28, Ö30) 14
4 Uygulama alanları(Ö1, Ö4, Ö6, Ö11, Ö14, Ö16, Ö18, Ö19, Ö22, Ö25, Ö27, Ö29, Ö30) 13
5 Beceri kazanma(Ö4, Ö7, Ö8, Ö11, Ö14, Ö15, Ö16, Ö17, Ö20, Ö25, Ö27) 11
6 Uzman desteği(Ö2, Ö3, Ö5, Ö12, Ö16, Ö19, Ö20, Ö22, Ö23, Ö29) 10
Çok amaçlı spor salonları (Ö1, Ö2, Ö3, Ö4,Ö5, Ö6, Ö7, Ö8, Ö9, Ö10, Ö11, Ö12, Ö13, Ö14, Ö15, Ö16, Ö17,
7 30
Fiziksel Ö18, Ö19, Ö20, Ö21, Ö22, Ö23, Ö24, Ö25, Ö26, Ö27, Ö28, Ö29, Ö30)
8 Temizlik(Ö4, Ö7, Ö8, Ö14, Ö15, Ö17, Ö20, Ö25, Ö27, Ö30) 10
9 Bireysel Sağlık hizmetleri (Ö2,Ö3, Ö5, Ö9, Ö11, Ö13, Ö15, Ö16, Ö18, Ö20, Ö22, Ö25, Ö27, Ö29, Ö30) 15

Yurtlarda hizmet alan başarılı öğrencilerin is- imkânları uymuyor. Yurtlarda spor imkânları
tekleri (Tablo 3) incelendiğinde aşağıdaki bulgu- olmalı (Ö18)”. “Temizlik son yıllarda oldukça iyi
lara ulaşılmaktadır: bizlerin gayretiyle daha iyi olabilir (f=29). Öğ-
 Yurtlarda hizmet alan başarılı öğrencilerin is- rencilerin görüşleri dikkate alındığında sporun
tekleri eğitsel, fiziksel, bireysel olmak üzere 3 yaşam biçimi haline getirilmesi gerekmekte ve
temada toplanmaktadır. yurtlar bu konuda farklı fiziki yeterliklere ka-
vuşturulmalıdır.
 Eğitsel temada kodlanmış beş istek görülmek-
tedir: Bireysel çalışma imkânlarının genişleme-  Bireysel temada kodlanmış tek istek görülmek-
si (f=17), Teknik gezi (f=16), Sanatsal faaliyetler tedir: Sağlık hizmetleri (f=15). İsteklerle ilgili
(f=14), Uygulama alanlar (f=14), Beceri kazan- öğrencilerin kendi ifadeleri şu şekildedir: “Yurt-
ma (f=11), Uzman desteği (f=10). İsteklerle il- lar toplu yaşam yerleri, sağlık hizmetleri önem-
gili öğrencilerin kendi ifadeleri şu şekildedir: senmeli (Ö20)”. “Yurtlarda bulunan öğrenci-
“Bireysel çalışma odalarının olması başarımızı ler düzenli sağlık kontrollerinden geçirilmeli
artıracaktır (Ö13)”, “Yurtta sanatsal faaliyetler (Ö11). İfadelerden de anlaşılacağı üzere yurt-
sinemayla sınırlı kalmakta, farklı sanatsal et- larda sağlık yönetimi önemli görülmektedir.
kinlikler yapılabilir (Ö9), “Farklı beceri kursları
yurt bünyesinde açılabilir (Ö16)”. Öğrencilerin Tartışma, Sonuç ve Öneriler
ifadelerinden de anlaşılacağı üzere yurtlar aynı
Başarılı öğrencilere göre yurtlarda yaşanan so-
zamanda eğitim yuvaları da olmalı ve daha çok
runlar sosyal, psikolojik, eğitsel, fiziksel olmak üze-
etkinlikler planlanmalı.
re 4 temada toplanmaktadır. Belirlenen dört tema
 Fiziksel temada kodlanmış iki istek görülmek- altında kodlanmış sorunlar şunlardır: Uyum (çev-
tedir: Çok amaçlı spor salonları (f=30) Temizlik reye), Arkadaşlık, Sınav stresi, Aile baskısı, Korku,
(f=10). İsteklerle ilgili öğrencilerin kendi ifade- Zaman baskısı Sürekli çalışma, Eksik kazanımlar,
leri şu şekildedir: “Sporla iç içe bir yurt istiyo- Gürültü Temizlik, Çalışma odası, Havalandırma. Bu
rum (Ö1)”, “Yaşam boyu spor felsefesine yurt sorunların ilgili alan yazındaki sorunlarla örtüştü-

22 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Başarılı Öğrenciler Açısından Yurtlar

ğü görülmektedir (Karataş, 2012; Tunç, 1995; Filiz, mesi bakımından tehlikeli sonuçlara yol açabile-
Çemrek, 2007; EARGED, 2012; Demirbilek,2012). ceğinden bu tür dernek, vakıf ve tarikatlar sıkı bir
Özellikle arkadaşlık konusunda çeşitli sorunlar gö- biçimde denetlenmelidir”. Bu ifadelerden anlaşıla-
rülmektedir. Demirbilek’in (2012) araştırmasından cağı üzere denetimsiz bir yurt hizmeti olmaması-
elde edilen bulgulara göre öğrencilerin %48.1’nin na dikkat edilmelidir.
arkadaşlık ilişki düzeyi orta, % 27.7’sinin düşük ve Başarılı öğrencilerin görüşleri ve istekleri doğ-
% 24.2’nin yüksek olarak bulunmuştur. Arkadaş- rultusunda yurtlara ilişkin aşağıdaki öneriler geliş-
lık ilişkileri düzeyi yükseldikçe arkadaşlık sorunları tirilebilir:
azalmaktadır. Kız öğrencilerin arkadaşlık ilişkileri
erkek öğrencilerden daha olumludur. Odada kalan  Öğrencilere yurt hizmetini sadece barınma
öğrenci sayısı arttıkça ve yurdun standardı düştük- olarak görmeyecek eğitim paradigması geliş-
çe arkadaşlık sorunları artış göstermektedir. tirilebilir.
Ayrıca öğrencilerin uyum problemleri de bu-  Öğrenci merkezli yurt anlayışına geçilebilir. Bu-
lunmaktadır. Oryantasyon eğitim yapılarak soru- nun için;
nun çözümüne katkıda bulunulabilir. Ayrıca fiziki  Öğrenciler için çoklu yetişme ortamı hazırlana-
yetersizlikler de öğrenciler tarafından sorun ola- bilir.
rak görülmektedir. Bu durum ortaöğretim pansi-
 Öğrencilerin her yönden gelişimine katkı sağ-
yonlarında da benzerlik göstermektedir. Milli Eği-
lanabilir; Fizyolojik gelişimine katkıda buluna-
tim Bakanlığı, EARGED’in araştırmasında (2012),
cak spor alanları, sosyal gelişimine katkıda bu-
pansiyonların fiziki yapısının, öğrencilerin sosyal
lunacak etkinlikler, psikolojik gelişimine katkı-
faaliyetleri yapmaları açısından (spor, müzik, ti-
da bulunacak uzman desteği, ahlaki gelişimine
yatro vb.) uygun olmadığı, öğrencilerin sosyal
katkıda bulunacak değerler ortamı...
ihtiyaçlarını karşılayamadığı, pansiyon şartlarının
öğrencileri sosyal hayata hazırlamada fazla yeterli  Öğrencilerin sağlığını destekleyecek kontroller
olmadığı bulgusu araştırmayı desteklemektedir. ve farkındalık eğitimleri verilebilir.
Yurtlarda hizmet alan başarılı öğrencilerin is-  Öğrenim gördüğü bölüm/programla işbirliği
tekleri eğitsel, fiziksel, bireysel olmak üzere 3 te- içerisinde mesleğe yönelik teori-uygulama bü-
mada toplanmaktadır. Bu tema altında kodlanmış tünlüğünü ortaklaşa yürütülebilir.
istekler şunlardır: Bireysel çalışma imkânlarının ge-  Kısacası çok yönlü yetişme sağlayacak disiplin-
nişlemesi, Teknik gezi, Sanatsal faaliyetler, Uygula- li yönetim, çoklu öğrenme ortamları, uzman
ma alanları, Beceri kazanma, Uzman desteği, Çok desteği sağlanabilir.
amaçlı spor salonları, Temizlik, Sağlık hizmetleri. İs-
tekler incelendiğinde yaşanılan sorunlarla paralel
olduğu görülmektedir. Araştırmanın bu sonucunu Kaynakça
Tunç’un (1995) şu etkili ifadeleri desteklemekte- Balcı, A. (2005). Sosyal Bilimlerde Araştırma. 5. Baskı. Ankara: Pe-
gem.
dir: “Türkiye’de değişik boyutta gençlik sorunlarının Demirbilek, M. (2012) Yurtlarda Kalan Öğrencilerin Arkadaşlık İliş-
varlığından söz edilebilir. Türk gençliğinin en iyi bir kileri, Arkadaşlık İlişkileriyle Bağlantılı Sorunları Ve Çözümüne
Yönelik Bir Model Denemesi. Ankara Sağlık Bilimleri Dergisi
şekilde yetiştirilmesi için gerekli olan imkânların 1(3), 1-24.
sağlanması, bir milletin geleceği açısından üzerinde Filiz, Z., Çemrek, F. (2007) Üniversite Öğrencilerinin Barınma So-
runlarının Uygunluk Analizi İle İncelenmesi. Eskişehir Osman-
durulması gereken bir konudur. Yurtlarda psikolog, gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 8 (2)207-224.
sağlık personeli vb. uzmanlar çalıştırılmalıdır. Yetiş- Güldiken, N. ve Özekicioğlu, H. (2004). “Anadolu Üniversitelerinde
Ailelerinden Uzakta Öğrenim Gören Öğrencilerin Barınmaya
miş elemanı kuruma bağlayacak tedbirler alınma- İlişkin Sorunları”, Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilim-
lıdır. Yurtlardaki öğrencilerin, serbest zamanlarını ler Dergisi.5,(1), 163-180.
Karataş, S. (2012). Yükseköğretim Öğrencilerinin Kredi ve Yurtlar
değerlendirebilecekleri ortam arttırılmalıdır”. Kurumu Hizmet Kalitesi ve yurtlardan memnuniyetleri üze-
rine görüşleri (Afyonkarahisar Tınaztepe Yurdu Örneği) The
Türkiye’de barınma ihtiyacı içerisinde olan Journal of Academic Social Science Studies. 5 (5), 185-200.
gençlere sağlanan yurt hizmetini dikkatli ele al- MEB Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı (EARGED).
(2012). Okul Pansiyonlarının Etkililiğinin Değerlendirilmesi
mak gerekmektedir. Konuyla ilgili Güldiken, ve (Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğüne Bağlı Okullar). Anka-
Özekicioğlu’nun (2004) şu ifadeleri dikkat çeki- ra: Milli Eğitim Yayınları.
Poyraz, H. (2000). “Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Ço-
cidir: “Üniversite öğrencilerinin gerek maddi ye- cuk Gelişimi ve Okul Öncesi Öğretmenliği Öğrencilerinin Kal-
tersizlikler gerekse inançsal özellikleri nedeniyle makta Oldukları Yerlerin Çeşitli Değişkenlere Göre Durumu”,
Mesleki Eğitim Dergisi, 2,1, 33-41.
dernek, vakıf, tarikat olarak adlandırılan ve kimler Tunç, A. (1995) Türkiye’de Yükseköğrenim Yurtlarının Gelişimi.Eği-
tarafından finanse edildiği belli olmayan yapılan- tim Yönetimi, 1 (3).
malar içinde yer alması ülke bütünlüğü ve sağlıklı Yıldırım, A. , Şimşek, H. (2008). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma
Yöntemleri. Ankara: Seçkin.
düşünebilen, özgür düşünceli nesiller yetiştiril- (http://www.kyk.gov.tr/yurtkur/tarihce.htm

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
23
Türkiye’de Öğrenci Yurt/Pansiyon Hizmetlerine
İçeriden Bir Bakış

Abdülhalik BAŞ
Din Öğretimi Genel Müdürlüğü Öğrenci İşleri ve Sosyal Faaliyetler Daire Bşk.

Öğrenim Çağında Barınma İhtiyacı tarafından karşılanarak eğitilmesi bilinen husus-


İnsanların yeme, içme ve barınma ihtiyaçları, lardandır. Nitekim ecdadımızın bıraktığı tarihi
ihtiyaçlar içerisinde ilk sıraları alır. Bu ihtiyaçların eserler külliyeler incelendiğinde; medrese, kütüp-
giderilmesiyle diğer psiko-sosyal ihtiyaçlar orta- hane, han, hamam, aşevi ve camiinin bir arada
ya çıkar. İnsanın sağlıklı yaşaması bu ihtiyaçların bulunduğu görülür. Tüm bunlar okutulmak üzere
dengeli biçimde giderilmesine bağlıdır. Tarihte seçilen insanların diğer ihtiyaçlarının giderilmesi
ülkenin zeki ve yetenekli çocuklarının okutulması, hususunda önemli bir gelenek oluşturulduğunun
yetiştirilmesi gündeme getirildiğinde; bu insanla- göstergesidir. Bu güzel gelenek cumhuriyet döne-
rın yeme, içme ve diğer ihtiyaçlarının giderilmesi minde de geliştirilerek devam ettirilmiş, cumhu-
zarureti görülünce; bu ihtiyaçların giderilmesi için riyetin ilk yıllarında Leylî Meccanî (parasız yatılı)
de tedbirler düşünülmüştür. adıyla hizmet sürdürülmüştür.

Toplumun gelişmesi ve kalkınması devletin bi- Öğrenim çağındaki gençlerimizin pek çoğu
reylerine sağladığı eğitim imkânları ile doğrudan eğitimlerini sürdürebilecek yeterli gelirlerinin bu-
ilişkilidir. Her vatandaş eğitim alma hakkına sa- lunmaması ve içinde bulundukları değişik coğra-
hiptir. Eğitimin temel ilkelerinden biri de Eğitimde fi yapılar ve sosyo-ekonomik koşullardan dolayı
Fırsat Eşitliğidir. Ülkemizin coğrafi yapısı, sosyo- istedikleri halde eşit ve sağlıklı bir eğitim imkânı
ekonomik koşulları, eğitim – öğretimde fırsat eşit- bulamamaktadırlar. Nüfusun az ve dağınık, ulaşım
liğini etkileyen faktörlerdir. imkânlarının kısıtlı olduğu yerleşim birimlerinde
öğrencilerin eğitime erişimlerinin ve eğitimde fır-
sat eşitliğinin gerçekleştirilmesi ile kamu kaynakla-
Ülkemizde Okul Pansiyonlarının ve Yurt rının etkin kullanımının sağlanması amacıyla Milli
Hizmetlerinin Tarihsel Arka Planı: Eğitim Bakanlığı’nca yatılı ve pansiyonlu okullar
Eğitimin vazgeçilmez destek hizmetlerinden açma politikası benimsenmiştir. Bu nedenle Millî
olan yatılılık hizmetleri oldukça eskiye dayanan Eğitim Bakanlığı öğrenim çağındaki gençlere eği-
bir geçmişe sahiptir. Anadolu Selçuklu dönemin- tim olanağı sağlayabilmek için Bakanlığın Teşkilât
de Sultan Alparslan’ın veziri Nizamül-Mülk zama- ve Görevlerini düzenleyen Kanun Hükmünde Ka-
nında kurulan Nizamiye Medreselerinde ilk defa rarname ile de 14.02.1990 tarihinden itibaren Or-
ülkenin zeki ve yetenekli çocukları seçilerek bu taöğrenim Burs ve Yurtlar Dairesi’ni kurmuştur.
medreselerde yeme, içme, barınma ve diğer ihti- Yüksek ve orta öğrenim öğrencileri için barın-
yaçları karşılanarak devlet himayesine alınmış ve ma imkânı getiren yurtlar açılmış, yetim ve kimse-
buralarda çok iyi bir eğitim – öğretim verilerek o siz çocuklar için çocuk esirgeme kurumu kurula-
devrin bilim adamları buralardan yetiştirilmiştir. rak yetim ve kimsesiz çocuklara devletin sıcak eli
İbn-i Sina, Farabi, Ömer Hayyam gibi bilim adam- uzatılmış, 6972 sayılı Korunmaya Muhtaç Çocuklar
larının bu medreselerde yetiştikleri görülmüştür. Kanunu çıkarılarak bu kanun çerçevesinde ülke-
Osmanlı döneminde de benzer nitelikte ça- mizde pek çok ilde yetiştirme yurtları açılarak sıcak
lışmalarla seçme çocukların ihtiyaçlarının devlet bir yuvaya bu çocuklar alınıp eğitim-öğretimleri
hayata atılıp bir iş bulmalarında, devletin desteği

24 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Türkiye’de Öğrenci Yurt/Pansiyon Hizmetlerine İçeriden Bir Bakış

devamlı hissettirilmiştir. Devlet eliyle yapılan bu gulanmaya konulmuş, uygulamanın başarılı ol-
faaliyetler yanında hamiyetperver insanların yar- duğu değerlendirme araştırmalarıyla saptanınca,
dımları ile kurulan yurtlarda da öğrencilerin barın- 1976 yılına kadar, tüm yatılı bölge okullarında te-
maları temin edilip öğrenimleri sağlanmıştır. mel eğitim modelinin uygulanmasına geçilmiştir.
MEB eğitim öğretim çağına gelmiş bu durum- 1983’te temel eğitim okullarının ilköğretim okulu
daki gençlere arzu ettikleri eğitim imkânını sağ- haline getirilmesiyle, yatılı bölge okullarının adı
lamak amacıyla okul pansiyonları açmıştır. Günü- da “Yatılı İlköğretim Bölge Okulu (YİBO)” haline
müzde okul pansiyonları giderek yaygınlaşmakta- gelmiştir.
dır. Okuldaki eğitim dışında öğrencinin dinlenme, 1997-1998 öğretim yılında sekiz yıllık zorunlu
ders çalışma, beslenme, temizlik ve sağlık ihtiyaç- eğitim uygulamasına başlanılması ile birlikte bu
larının karşılandığı okul pansiyonlarının yönetimi, okullar daha da önem kazanmış ve sayılarının hız-
donanımı, fiziki kapasitesi öğrenci başarısını etki- la artırılarak yaygınlaştırılması yoluna gidilmiştir.
leyen en önemli unsurlardır. 2006 yılında YBO ve PİO’ların hizmet alanlarının
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 25’inci aynı olması dolayısıyla “yatılı ilköğretim bölge
ve 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Temel Kanununun okulu” adıyla birleştirilmiştir.
9’uncu maddelerinde nüfusun az ve dağınık oldu- 6287 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
ğu yerlerde, köyler gruplaştırılarak merkezi durum- Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’da
da olan köylerde İlköğretim Bölge Okulları, gruplaş- yatılı ilköğretim bölge okulları, yatılı bölge ortao-
tırmanın mümkün olmadığı yerlerde ise yatılı bölge kullarına dönüştürülmüştür.
okullarının açılacağı belirtilmiştir. Orta öğrenim seviyesindeki öğrencilerin li-
Ülkemizde yatılı bölge okullarının (YBO) tarihi selerde, endüstri meslek liselerinde, kız meslek
çok eskilere dayanmaktadır. YBO’lardan ilk defa liselerinde, ticaret liselerinde ve imam hatip lisele-
1926’da çıkarılan 789 sayılı “Maarif Teşkilatına Dair rinde ağırlıklı olmak üzere lise dengi diğer okullar
Kanun”da söz edilmektedir. 06.07.1931 tarihli ve bünyesinde pansiyonlar açılarak maddi durumu
1838 sayılı Maarif Vekâleti Tarafından İdare Edile- müsait olmayan öğrencilerin buralarda Devlet
cek Mektep Pansiyonları Kanununca ilk yatılı eği- eliyle “Parasız Yatılı” olarak okutulmasına devam
tim kurumları hizmet vermeye başlamıştır. 1942 edildiği bilinen hususlardandır. Bunlar dışında orta
yılına kadar köylerde açılmış okullar üç veya beş öğrenim öğrencilerinin barınma ihtiyaçlarının kar-
sınıflı okullardı. Üç sınıflı okulları bitirenlere, beş şılanabilmesi için dernek ve tüzel kişilerce Vakıflar
sınıfı bitirebilme imkânı verebilmek için üç sınıflı Genel Müdürlüğüne bağlı çeşitli vakıflarca, genel
okulların bulunduğu bölgelerde pansiyonlu veya bütçeden Devlet eliyle, hizmet ve ticari maksatla
pansiyonsuz “köy bölge okulları” açılmasının fay- şahıslar tarafından açılan yurtlarla bu ihtiyaç kar-
dalı olacağı düşünülmüştür. Bu bölge okulları şılanmaya çalışılmıştır. Bu yurtların yönetim ve ko-
cumhuriyetin ilk yıllarında kurulması istenilen ya- ordinesinin yapılması, açılması, kapatılması, işletil-
tılı mekteplerin devamıdır. mesi hususlarının takibi için Milli Eğitim Bakanlığı
1958 yılında 19.000 metrekare alana “bölge Teşkilat Kanunundaki düzenlemelerde Orta Öğre-
yatılı erkek” okulu olarak inşa edilen, 1959 yılında tim Burs ve Yurtlar Daire Başkanlığı birimi oluştu-
eğitime başlayan, 1963-1964 eğitim-öğretim yı- rulmuştur.
lında yatılı kız öğrencilerin de alınması ile ilk YBO 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve
ve Pansiyonlu ilköğretim bölge okulu (PİO)’ ların Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname
temeli Adana ili Ceyhan ilçesi Mustafabeyli kasa- ile Ortaöğrenim Burs ve Yurtlar Dairesi Başkanlığı
basında atılmıştır. mülga olmuştur. Aynı kararname ile Erkek Teknik
1961 yılında çıkarılan 222 sayılı İlköğretim ve Öğretim Genel Müdürlüğü, Kız Teknik Öğretim
Eğitim Kanunu, zorunlu öğrenim süresini 7-14 Genel Müdürlüğü, Ticaret ve Turizm Öğretimi Ge-
yaşları arasına koyarak 8 yıla çıkarmıştır. Yasa, bu nel Müdürlüğü ile Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı
öğrenimin beş yılının ilkokulda, geri kalan üç yı- birimleri birleştirilerek Mesleki ve Teknik Eğitim
lının da tamamlayıcı kurs ve sınıflarda görülmesi Genel Müdürlüğü olarak yapılandırılmıştır.
zorunluluğunu getirmiştir. Yine 1961 yılında “te- Hâlihazırda bu hizmetler 11.08.1982 tarihli
mel eğitim” modeli oluşturulmuştur. Temel eğitim ve 2698 sayılı Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul
modeli, 1971-1972 öğretim yılında denenmek Pansiyonları Kanunu ve bu Kanuna dayalı olarak
üzere 16 yatılı bölge okulunda ve 2 ilkokulda uy- çıkarılan 30.10.1983 tarih ve 18206 sayılı Resmi

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
25
Türkiye’de Öğrenci Yurt/Pansiyon Hizmetlerine İçeriden Bir Bakış

Gazetede yayınlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağ- “Pansiyonlu okulların personel norm kadro du-
lı Okul Pansiyonları Yönetmeliğine dayalı yürütül- rumları ihtiyaca uygun düzenlenmelidir”
mektedir. Yatılı ve pansiyonlu okullardan başlamak üzere
Ülkemizin eğitim politika ve hedeflerinin be- mevcudu 500’ü geçen her okula sağlık personeli
lirlendiği Cumhuriyetten bugüne 18 Milli Eğitim verilmelidir”
Şurası yapılmış, bunlardan bazılarında okul pansi- “Ortaöğretime erişimde güçlük yaşayan ço-
yonları ile ilgili kararlar da alınmıştır. Okul pansi- cukların erişimlerini kolaylaştırmak için mevcut
yonları ile ilgili şura kararları aşağıdadır. pansiyonların kapasiteleri arttırılmalı, kapanma
durumunda olan yatılı ilköğretim bölge okulların
Millî Eğitim Şûra Kararlarında Okul (YİBO) dan uygun olanların ortaöğretim pansi-
Pansiyonları; yonlarına dönüşümü sağlanmalı ve kız çocukla-
rının erişiminin sağlanması için gerekli tedbirler
2. Millî Eğitim Şurasında “mesken ve aile du- alınmalıdır.”
rumları elverişli olmayan çocukların maddi ve ma-
nevi ihtiyaçlarına çare arayan kurumların faaliyet- “Pansiyonlara belletici öğretmen kadroları tah-
lerini genişletme imkânları araştırılmalı ve muhte- sis edilerek atama yapılmalı, pansiyon yönetimleri
lif teşebbüslerle yaşatılan talebe pansiyonları ve ayrı olmalıdır.”
yurtları Maarif Vekilliğince yakından takip edilmeli “Okul öncesinden başlayarak bütün öğretim
ve gelişmeleri sağlanmalıdır.1 kurumlarında rehber öğretmen/psikolojik danış-
7. Millî Eğitim Şurasında “Maddi İmkânlardan man istihdam edilecek şekilde norm kadro tah-
yoksun öğrencilerin kabiliyetleri yönünde ve ora- sis edilmeli, özellikle kız öğrencilerin çoğunlukta
nında öğrenim yapabilmeleri için parasız yatılılık olduğu okullarda, rehberlik hizmetlerinin daha
sistemi her derece ve tipteki okullarımıza teşmil etkin ve verimli sürdürülebilmesi için atamalarda
edilmeli ve parasız yatılı öğrenci kontenjanı geniş- bayan rehber öğretmen / psikolojik danışmanla-
letilmelidir. Parasız yatılı öğrenci seçiminde belirli ra öncelik verilmeli, yatılı ve pansiyonlu okullara
bir başarı seviyesi göz önünde tutulmalıdır”2 rehber öğretmen / psikolojik danışman ataması-
na öncelik verilmeli, yatılı ve pansiyonlu okullarda
12. Millî Eğitim Şurasında “Küçük ve orta bü- ikinci rehber öğretmen / psikolojik danışman kad-
yüklükteki yerleşim birimlerinde yeni lise açılması rosu sağlanmalıdır.”6
yerine, ilçe merkezlerinde ortak kullanılacak pan-
siyonlar açılacak o bölgedeki öğrencilerin bu mer- Kalkınma Plânlarında Okul Pansiyonları
kezlerdeki okullara devamlarının sağlanması; böy- Ülkemiz 1963’ten itibaren her alanda yapmış
lece atıl kapasite yaratılmadan, eğitimde nitelik ve olduğu beş yıllık kalkınma plânlarına dayanarak
verimliliğin artırılması”3 kalkınmasını sürdürmüştür. Bugün 8. Beş Yıllık Kal-
15. Millî Eğitim Şurasında “Ortaöğretimde Ye- kınma Plânı’na dayalı olarak kalkınmasını sürdür-
niden Yapılanma” ile ilgili kararlarda; Pansiyon- mektedir. Millî eğitimle ilgili yapılacak çalışmalar
lu okullar yerine, okulların ortak kullanabileceği da kalkınma plânlarında yer almaktadır. Okul pan-
yurtların açılması sağlanmalıdır”4 siyonları ile ilgili kalkınma plânlarında aşağıdaki
görüşler yer almaktadır.
16. Millî Eğitim Şurasında “Meslekî ve teknik
eğitimin özendirilmesi için, yatılılık, pansiyon, gi- Birinci plân döneminde pansiyonlarla ilgili
yim, gıda eğitim araçları, ulaşım olanağı, burs vb. direk bir karar olmamakla birlikte “Gelir durumu
sosyal yardımlar sağlanmalıdır”5 elverişli olmayan başarılı öğrencilerin yükselme-
sine imkân verecek bir burs sistemi kurulacaktır”7
18. Milli Eğitim Şura Kararlarında; şeklinde başarılı öğrencilere okuma imkânı sağ-
“Okul ve pansiyonlarda aile ortamının sıcaklık lanmaktadır.
ve rahatlığını hissettirecek ortamlar oluşturulma- İkinci plân döneminde birinci plân döneminde
lıdır.” olduğu gibi başarılı ancak okuma imkânı olmayan
öğrencilere bu imkânın tanınmasını şu ifadelerle
1. İkinci Maarif Şurası, s.115, Milli Eğitim Basımevi 1991 belirtmektedir: “Vatandaşların temel eğitim üs-
2. Yedinci Milli Eğitim Şurası, s.125, Milli Eğitim Basımevi, 1991 tünde devletçe sağlanan eğitim imkânlarından
3. On ikinci Milli Eğitim Şurası, s.198, Milli Eğitim Basımevi 1989
4. Orta Öğretimde yeniden yapılanma ile ilgili Kararlar, s.264 6. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı 18. Milli Eğitim Şura Kararları
5. Mesleki ve Teknik Eğitimde Finansman, s.394 7. Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, s. 442

26 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Türkiye’de Öğrenci Yurt/Pansiyon Hizmetlerine İçeriden Bir Bakış

yararlanması, fırsat eşitliğine göre düzenlenecek- Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilköğretim ve or-
tir. Buna göre geniş bir burs ve yatılılık sistemiy- taöğretim kurumlarında yatılı okuma imkânı sağ-
le kabiliyetli öğrencilerin ekonomik güçleri ve lamak üzere, parasız yatılı okumaya hak kazanan
bulundukları çevrenin şartları ile kısıtlanmaksızın öğrencilerle paralı yatılı okumak isteyen öğrenci-
eğitimin en üst kademelerine çıkmaları gerçek- ler için okul pansiyonlarının açılmasına ve yöneti-
leştirilecektir. Fırsat eşitliği sağlama imkânlarını mine ilişkin “2698 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Okul
genişletmek amacıyla ekonomik durumu iyi olan- Pansiyonları Kanunu”,
ların kendileri için yapılan eğitim harcamalarına Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi ilköğretim
katılmaları sağlanacaktır”8 ve ortaöğretim kurumlarında öğrencilerin parasız
Altıncı Beş Yıllık Plân döneminde “Eğitim ve yatılılık veya burslulukları ile bu öğrencilere yapı-
öğretimin çeşitli kademelerinde uygulanan pa- lacak sosyal yardımlara ilişkin “İlköğretim ve Or-
rasız yatılılık ve burs verme sistemi ıslah edilerek taöğretim Kurumlarında Parasız Yatılılık, Burs ve
öncelikle üstün yetenekli, fakat maddi imkânları Sosyal Yardımlar Yönetmeliği”,
sınırlı öğrencilere yöneltilmesi amaçlanacaktır”9 Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi okullarda
Dünyaya uyum sağlama, gelişmeleri yakalama yatılı okuma imkânı sağlamak üzere, parasız yatılı
sürecinde, devletlerin topluma verdiği eğitimin okumaya hak kazanan öğrenciler ile paralı yatılı
niteliği ve etkinliği de önem kazanmaktadır. Bi- okuma isteyen öğrenciler için açılan pansiyonların
reyleri yaşam boyu başarılı ve mutlu kılmak için yönetimine ilişkin “Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı
sunulan eğitim hizmetleri, öncelikle bireyin ge- Okul pansiyonları Yönetmeliği” İle ilgili diğer mev-
reksinimlerine, daha sonra da toplumsal gelişme- zuatlar hükümleri doğrultusunda öğretim dairele-
nin gereklerine cevap verebilmelidir. Bu nedenle rince yürütülmektedir.
nitelikli insan yetiştirme etkinlikleri arttırılmalı ve Yönetici, Belletmen ve Öğrenci Görüşlerine
insana yatırım yapmanın çağdaş yöntemleri kulla- Göre İmam Hatip Lisesi Pansiyonlarının Değerlen-
nılmalıdır. Hızlı bir gelişme ve kalkınma sürecine dirilmesi
giren Türkiye’de istenilen sonuca ulaşmanın tek
yolu eğitimin nitelik açısından iyileştirilmesi ve ni- Yazımızın buraya kadar olan kısmında yurt/
celiğinin yükseltilmesidir. pansiyonların tarihçesinden, kanun, yönetmelik
ve yönergelerdeki konu ile ilgili kısmından bah-
Kalkınma ve gelişmenin eğitimin bir fonksiyo- setmeye çalıştık.
nu olduğu gerçeği unutulmadan eğitim alanında
yapılan yatırımların en verimli yatırımlar olduğu 2013 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı,
bilinciyle, ülkemizin sınırlı kaynaklarının rasyonel bünyesinde yurt/pansiyon bulunan genel mü-
kullanımı sağlanmalıdır. Sınırlı olan kaynakların dürlükler pansiyonlardaki sorunları ortaya koyan
hızlı nüfus artışı ve göçlerden kaynaklanan so- ve çözüm önerileri sunan çok yönlü çalıştaylar
runlardan etkilenmeyecek şekilde kullanılması yapmış ve bunların sonuçlarını yayınlamışlardır.
gerekmektedir. Eğitim ortamının kalitesi, eğitim Pansiyonlarla ilgili hazırlanacak kanun ve yönet-
görevlilerinin yeterliliği kadar, okul dışı ortamın, meliklerde bu çalıştayların sonuçları göz önünde
çevrenin, ailenin de eğitimin en önemli hammad- bulundurulacak olursa mevcut sıkıntıların büyük
desi ve çıktısı olan öğrencilerin gelişmesinde ve oranda ortadan kalkacağı muhakkaktır.
eğitiminde büyük rolü bulunmaktadır. Okul pansiyonları eğitim sistemimizin zorunlu
Yatılılık ve bursluluk hizmetlerine ilişkin tüm iş ve ayrılmaz bir parçası olarak başta dezavantajlı
ve işlemler; öğrencilere sağladığı eğitimde fırsat eşitliğinin
yanı sıra, öğrencilerin sosyalleşmesi, kaynaşma-
Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilköğretim ve or- sı, zamanı ve mekânı paylaşması noktasında çok
taöğretim kurumlarında öğrencilerin parasız ya- önemli görev ifa etmektedir.
tılı veya burslu okumalarına ve bunlara yapılacak
sosyal yardımlara ilişkin “2684 sayılı İlköğretim ve Okul pansiyonlarının ifa ettiği bu misyonu kalıcı
Ortaöğretimde Parasız Yatılı veya Burslu Öğrenci kılmak ve çağın şartlarına uygun hale getirmek için:
Okutma ve Bunlara Yapılacak Sosyal Yardımlara
İlişkin Kanun”; Pansiyon Yönetimi, Güvenlik ve Bütçe
 Yeniden yapılanmanın sağlanabilmesi için
8. İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, s. 158
2684 ve 2698 sayılı kanunlar ile bu Kanunlara
9. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Altıncı Beş Yıllık Kalkınma
Planı 1990-1994, s. 294 bağlı Yönetmelikler yeniden düzenlenmelidir.

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
27
Türkiye’de Öğrenci Yurt/Pansiyon Hizmetlerine İçeriden Bir Bakış

 Tüm yurt içi burs ve barınma hizmetlerinin tek  Pansiyonlarda kütüphaneler oluşturulmalı ve
bir birim çatısı altında toplanması, verimliliğin pansiyon bütçesine bunun için kaynak aktarıl-
artması, hizmet sunumunun hızlandırılması ve malıdır.
uygulama birliğinin sağlanması bakımından  Okul ile pansiyon ayrı binalarda olmalıdır.
gereklidir.
 Pansiyonlardaki öğrencilerin sosyal ihtiyaçla-
 Pansiyon bütçeleri günün ihtiyaçlarına cevap rını karşılamak amacıyla çok amaçlı salonlar
verecek şekilde hazırlanmalı ve uygulanmalıdır. yapılmalıdır.
 Her 50 öğrenci için bir belletmen öğretmen  Pansiyonlu okullara araç tahsis edilmelidir.
görevlendirilecek şekilde mevzuat değişikliği
yapılmalıdır.  Pansiyonlarda televizyon ve bilgisayar
imkânları arttırılmalıdır.
 Yatılı bölge okullarında güvenlik personelinin
hizmet alımı yolu ile alınması için ödenek sağ-  Pansiyonlarda ibadet mekânlarının işlevsel ve
lanmalı değerine uygun bir şekilde hazırlanması sağ-
lanmalıdır.
 Yerel yönetimler / üst yöneticiler pansiyonların
durumu ve önemi konusunda bilinçlendiril-  Pansiyonlarda zorunlu etüt programları gibi ki-
melidirler. tap okuma saatleri konulmalıdır.

 Pansiyonda çalışacak yönetici ve diğer perso-


nelin seçiminde daha hassas davranılmalıdır. Personel Durumu
 Devlet parasız yatılı öğrenci harçlıkları günün  Erkek pansiyonlarına erkek beden eğitimi öğ-
şartlarına göre iyileştirilmeli veya kaldırılmalıdır. retmenleri atanmalıdır.
 Giyim ve kırtasiye yardımı arttırılmalı ve öğren-  Kız öğrencilerin kaldığı pansiyondan sorumlu
cilere nakdi olarak verilmelidir. müdür yardımcısı bayan olmalıdır
 Sosyal etkinlikler kapsamında yapılan gezilerle  Okul pansiyonlarında belletici öğretmen dışın-
ilgili olarak bütçeye ek bir ödenek konmalıdır. da nöbetçi öğretmen görevlendirilmelidir.
 Belletmen öğretmenlere günlük en az 10 saat  Atama bekleyen öğretmenler ders ücreti kar-
nöbet ücreti verilmelidir. şılığı belletmen öğretmen olarak görevlendiril-
melidir.
 Pansiyonların 24 saat güvenliği sağlanmalı ve
güvenlik görevlisi istihdam edilmelidir.  Nitelikli çalışan bulabilmek amacıyla ünvanlı
personelin (aşçı, temizlikçi gibi) ekonomik şart-
 Hizmet alımıyla çalıştırılan personel sayısının
ları iyileştirilmelidir.
öğrenci kapasitesi ve fiziki koşullara göre art-
tırılmasını sağlamak amacıyla gerekli mevzuat  Yatılı okulların satın alma ve tüm mali işleri için
düzenlemesi yapılmalıdır. yatılı okullara zorunlu sayman mutemedi ve
ambar memuru ataması zorunlu hale getiril-
 Belli bir bakım-onarım standardı olmalı, belirli
melidir.
zamanlarda elektrik, su tesisatı vb. periyodik
bakımları yapılmalıdır.  Pansiyonlara şoför kadrosu oluşturulmalıdır.
 Engelli öğrenciler için yeni düzenleme yapmak  Pansiyonculuk konusunda uygulanan hizmet
üzere bütçe gönderilmelidir. içi eğitimlere hem müdür hem de müdür yar-
dımcıları zorunlu olarak katılmalıdır.

Yapım ve Donanım  Özellikle pansiyonda çalışanlara performans


değerlendirmesi uygulamaya konularak başa-
 Pansiyonların oda standardı belirlenmeli ve rılı öğretmenler ödüllendirilmelidir.
asla bunun dışına çıkılmamalı, koğuş sistemi
olmamalıdır.
Hijyen, Sağlık ve Beslenme
 Pansiyon odalarında kalan öğrenci sayısı ya-
şam standardına uygun makul seviyede tutul-  Pansiyonlara sağlık personeli verilmeli veya
malıdır. sağlık hizmetlerinin ilgili sağlık kuruluşlarınca
karşılanması sağlanmalıdır.
 Banyo ve tuvaleti olan oda sistemine geçmek
için Milli Eğitim Bakanlığı, iç mimar ve mühen-  Yatılı öğrencilerin sağlık hizmetlerinden yeterli
dislerden oluşan bir ekip ile gerekli çalışmaları düzeyde faydalanabilmesi için Sosyal Güvenlik
yapmalıdır. Kurumunca yatılı öğrencilerin ilaç ve katkı pay-

28 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Türkiye’de Öğrenci Yurt/Pansiyon Hizmetlerine İçeriden Bir Bakış

larının ödenmesi için 5510 sayılı kanunun 68.  Okul müdürlükleri öğrencilere Halk Eğitim
ve 69. Maddelerinde değişiklik yapılmalıdır. Merkezleri aracılığıyla kurslar, hafta sonu gezi-
 Pansiyon öğrencilerinin her türlü sağlık hizme- leri, kaliteli zaman geçirebilecekleri hobi salon-
tinden ücretsiz faydalanması ve ilaç ücreti öde- ları düzenlemelidir.
memesi sağlanmalıdır.  Yaz aylarında deniz kenarındaki pansiyonlar iç
 Yatılı bölge ortaokullarında sağlık personeli bölgedeki öğrencilerin konaklamaları amacıy-
bulundurulması için Sağlık Bakanlığı’ndan ge- la açılmalıdır.
rekli desteğin alınması sağlanmalıdır.  Öğrencilerin güncel konularda bilgi ve fikir
 Her pansiyonda diyetisyen bulundurulması sahibi olmaları amacıyla pansiyonlara günlük
sağlanmalıdır. gazete ve dergi alınmalı, internet ve TV odaları
kurulmalıdır.
 Pansiyonda içme suyu imkânı sağlanmalıdır.
 Akşam etüt saatleri arasında ara öğün verilme-
Rehberlik Hizmetleri
lidir.
 Öğrencilere okula aidiyet duygusunu kazan-
 Öğrenci başına düşen yemek ücretleri arttırıl-
dırmak amacıyla kariyer günleri düzenlenerek
malıdır.
öğrencilerin doğru hedef oluşturması nokta-
sında yardımcı olunmalıdır.
Öğrenci Kayıtları, Devamsızlık Takibi
 Pansiyonlarda kadrolu rehber öğretmenler gö-
 Kız ve erkek (karma) pansiyon uygulamasın- revlendirilmelidir.
dan vazgeçilmeli ve yönetimleri mutlaka ayrı
 Pansiyonda kalan son sınıf öğrencilerine yük-
olmalıdır.
seköğretime hazırlık kursları ve mesleki reh-
 Yatılı öğrenciler için e-okulda bağımsız bir mo- berlik faaliyetleri düzenlenmelidir.
dül olmalıdır.
 Yatılı öğrencilerden akademik açıdan ihtiyacı
 Pansiyona özgü e-okul sisteminde devam- olanlara yönelik başvuru sayısına bakılmaksı-
devamsızlık tutulmalıdır. zın her sınıf düzeyinde halk eğitim merkezleri
 Evci iznine ayrılan öğrenciler e-okulda ayrı bir tarafından kurslar açılmalıdır.
modüle işlenmeli ve veli, öğrenciyi sistem üze-  Öğretmenlerin pansiyon öğrencileriyle hafız-
rinden takip edebilmelidir. lık, kıraat vb. mesleki konularda egzersiz çalış-
 Pansiyon yönetmeliği idarenin elini güçlendi- maları yapabilmeleri sağlanmalıdır.
recek şekilde yenilenmeli ayrıca pansiyon di-
siplin yönetmeliği hazırlanmalıdır.
Sonuç olarak;
 Hazırlanacak olan pansiyon disiplin yönetme-
liğiyle başarı kriterleri oluşturulmalı ve buna Okul pansiyonları, yatılılık ve burslulukla ilgili
bağlı olarak başarısız sayılan öğrencilerin pan- olarak; öncelikle uygulamalarda birlik ve bera-
siyonla ilişiği kesilmelidir. berliğin sağlanması, sorunların çözümüne ilişkin
mevzuatta değişiklik yapılmasına ihtiyaç duyul-
 Öğrencilerin daha sorumlu ve velilerin daha maktadır. 2012 yılında ilgili birimlerin temsilcileri-
duyarlı olmaları için pansiyondan bir disiplin- nin katılımı ile “İlköğretim ve Ortaöğretim Kurum-
sizlik nedeniyle ayrılacak öğrencilerden geç-
larında Parasız Yatılılık, Burs ve Sosyal Yardımlar
mişe dönük harcamaları geri alınacak şekilde
Yönetmeliği” ile “Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı
velilerle yatılılığa girişte yasal sözleşme yapıl-
Okul Pansiyonları ve Sosyal Yardımlar Yönetme-
malıdır.
liği” ve taşımalı eğitime ilişkin hususlarla birlikte
 Yatılı öğrenci almak için yapılan mahalli sınav- değerlendirilerek “Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı
lar kaldırılmalı ya da keyfi uygulamaların önü- Resmi Okullarda Yatılılık, Bursluluk, Taşımalı Öğ-
ne geçmek için sorular merkezden hazırlanıp retim ve Okul Pansiyonları Yönetmeliği” taslağının
gönderilmelidir. yürürlüğe konulması halinde sorunların giderile-
ceği öngörülmektedir.10
Sosyal Etkinlikler
 Yatılı okullarda kalan öğrenciler için il spor mü-
10. 2013 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Genel Müdürlükler
dürlükleri koordinesinde etkinlikler düzenlen- bünyesinde yapılan “Okul Pansiyonlarının Mevcut Durumlarının
melidir. İyileştirilmesi Çalıştayı Raporu”ndan faydalanılmıştır.

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
29
Türkiye’de Yükseköğretim ve Öğrenci Yurt Hizmetleri
Memnuniyeti

Doç. Dr. Engin ASLANARGUN


Düzce Üniversitesi, Eğitim Fakültesi

Türkiye’de son yıllarda üniversite sayılarındaki gereksinimine göre öğrencileri ilgi ve yetenekle-
artışa bağlı olarak yüksek öğretimde okullaşma ri doğrultusunda yetiştirmek, bilimsel alanlarda
oranında da artış gözlenmektedir. 1990’lı yıllar- araştırmalar yapmak, araştırma-inceleme sonuç-
dan sonra demokratikleşme adımları ile AB süre- larını gösteren ve bilim-tekniğin ilerlemesini sağ-
cinin hız kazanması ve uluslar arası karşılaştırma layan her türlü yayını yapmak, hükümetçe iste-
ve derecelendirme sistemlerine Türkiye’nin de ka- necek inceleme ve araştırmaları sonuçlandırarak
tılmasıyla birlikte gelişmiş ülke eğitim sistemleri düşüncelerini bildirmektir. Türk toplumunun ge-
daha fazla izlenmeye başlanmıştır. Özellikle OECD nel seviyesini yükseltici ve kamuoyunu aydınlatıcı
ülkeleri ölçeğinde yapılan izleme, değerlendirme bilimsel verileri sözle ve yazı ile halka yaymak ve
ve karşılaştırma çalışmaları Türkiye’nin her düzey- yaygın eğitim hizmetinde bulunmaktadır. Yükse-
de okullaşma düzeyi, öğrenci-öğretmen oranları, köğretim kurumları üniversiteler, fakülteler, ensti-
okul etkililiği, uluslar arası sınavlardaki öğrenci ba- tüler, yüksekokullar, konservatuarlar, meslek yük-
şarı durumları gibi birçok başlıkta durumunu ob- sek okulları, uygulama ve araştırma merkezleri ile
jektif olarak gözler önüne sermiştir. 2000’li yıllar- bir üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsüne
dan sonra bilgi ve iletişim teknolojilerinde gerçek- bağlı meslek yüksekokulları ile bir üniversite veya
leşen dönüşümün yansıması ile birlikte Türkiye’nin yüksek teknoloji enstitüsüne bağlı olmaksızın ve
eğitim karnesi daha net görünmeye başlamış ve kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile vakıflar
gelişmiş ülke örneklerinden hareketle sürekli re- tarafından kurulan meslek yüksekokullarıdır.
form, yeniden yapılanma ve kanun düzenlemele- Yükseköğretim düzeyinde okullaşma oranı,
ri gündeme gelmiştir. Birçok açıdan eleştirilecek son yıllarda üniversite sayılarındaki artışa bağlı
noktası olmasına karşın eğitim alanında son yıl- olarak yükselmiştir. Özellikle her ile üniversite ve
larda atılan adımların eğitimde demokratikleşme, neredeyse her ilçeye bir meslek yüksekokulunun
yenileşme ve güncellenme anlamında bir sinerji açılması, nitelik tartışması ile birlikte niceliksel ola-
oluşturduğunu söylemek mümkündür. Özellikle rak yükseköğretimde okullaşma oranının 2003-
1960 ve 70’li yılların olağanüstü şartlarında tek tip 2013 arası yüzde 300’e yakın oranda artmasını
insan yetiştirme ideolojisinin ürünü olarak çıkarı- sağlamıştır. 2003-2013 yılları arası yükseköğre-
lan kanunların değiştirilmesi ve tartışılması siste- timde okullaşma oranlarına ilişkin bilgiler Çizelge
min yenilenmesi ve paradigma değişikliği açısın- 3.12’de yer almaktadır.
dan önemlidir.

Yükseköğretim Alanında Son Yıllarda Yaşanan


Gelişmeler
Yükseköğretim, ortaöğretime dayalı, en az iki
yıllık yükseköğrenim veren eğitim kurumlarının
tümünü kapsar (MEB, 2011). Yükseköğretimin
amacı ülkenin bilim politikasına, toplumun yük-
sek düzeyde ve çeşitli kademelerdeki insan gücü

30 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Türkiye’de Yükseköğretim ve Öğrenci Yurt Hizmetleri Memnuniyeti

Çizelge 1. 2003-2013 Arası Yükseköğretimde 1995-2013 arası yükseköğretim lisans öğrenci


Okullaşma Oranları (%) istatistikleri incelendiğinde 2010 yılına kadar yak-
Öğretim Yılı Toplam Erkek Kız laşık yüzde 5 düzeyinde gerçekleşen yıllık toplam
2012-2013 38,5 38,4 38,61 öğrenci artışı bu yıldan sonra yüzde 10 düzeyine
2011-2012 35,51 35,59 35,42 ulaşmaktadır. Son yıllarda artan üniversite ve kon-
2010-2011 33,06 33,44 32,65 tenjan oranları öğrenci sayılarına da yansımakta-
2009-2010 30,42 31,24 29,55 dır. Kız öğrencilerin okullaşma oranlarında erkek-
2008-2009 27,69 29,4 25,92 lere göre anlamlı artış, çizelgedeki istatistiklerden
2007-2008 21,06 22,37 19,69 anlaşılmaktadır. 1995 yılında lisans öğretimine
2006-2007 20,14 21,56 18,66 devam eden öğrencilerin yüzde 60’ı erkek, yüzde
2005-2006 18,85 20,22 17,41 40’ı bayan iken 2013 yılında bayanların oranı yüz-
2004-2005 16,6 18,03 15,1 de 50,2, erkeklerin ise yüzde 49,8 düzeyinde ge-
2003-2004 15,31 16,62 13,93 çekleşmiştir. Diğer bir ifade ile üniversite sayıları
2003-2004 14,65 15,73 13,53 ve kontenjan artışı ile kız öğrencilerin lisans eğiti-
Çizelgedeki bilgiler incelendiğinde son 10 yıl mi alması arasında erkeklere göre daha anlamlı bir
içerisinde yükseköğretim düzeyinde okullaşma sonuç ortaya çıkmaktadır (Aslanargun, 2013).
oranlarında oldukça yüksek bir oranın gerçekleş- Türkiye’de son yıllarda üniversite sayılarında
tiğini görmek mümkündür. 2003 yılında her 100 hızlı bir artış gözlenmektedir. Hükümet politikası
kişiden 14 kişi üniversite eğitimi alırken 2013 yı- olarak her ile üniversite kurulması ve vakıf üniver-
lında bu rakam 38 kişiye yükselmiştir. Niceliksel sitelerinin teşvik edilmesi istatistiklere de anlamlı
olarak gerçekleşen bu yüksek oranın niteliğine olarak yansımakta, özellikle büyükşehirlerde kuru-
yönelik tartışmalar da yoğun olarak yapılmak- lan vakıf üniversitelerindeki artış dikkat çekmek-
ta olup, etkileri ilerleyen yıllarda daha net olarak tedir. Şekil 3.’de Cumhuriyetin kuruluşundan 2012
görülebilecektir. Yükseköğretimde örgün okul- yılına kadar üniversite sayılarında görülen artış yer
laşma oranı açısından 2012-2013 için öngörülen almaktadır (Günay ve Günay, 2011):
(Resmi Gazete, 2006) yüzde 33 hedefine ulaşıldığı
görülmektedir. Yeni kurulan üniversiteler ve öğ-
renci kontenjanlarındaki artış bu hedefe ulaşmayı
sağlamıştır Yükseköğretim Kurulu verilerine göre
1995-2013 yılları arası lisans öğrenci istatistikleri
Çizelge 3.13’te gösterilmektedir (ÖSYM, 2013).
Çizelge 2. 1995-2013 Lisans Öğrenci Sayıları (Açık
öğretim hariç)
Öğretim yılı Kız Erkek Toplam
2012-2013 621406 616247 1237653
2011-2012 551871 560653 1112524
2010-2011 488515 507529 996044
2009-2010 433289 472259 905548
2008-2009 391728 447663 839391 Şekil 1. 1933-2011 Arası Üniversite İstatistikleri
2007-2008 360532 426412 786944 Şekil 1’deki bilgilere göre Türkiye’deki üniversi-
2006-2007 339304 417432 756736 te sayılarındaki niceliksel artışlar dönemsel olarak
2005-2006 323955 409185 733140 gerçekleşmektedir. 1982 yılında 19 olan üniversi-
2004-2005 306732 384650 691382
te sayısı 27’ ye çıkarılmış, 1992 yılında o zamana
2003-2004 291227 369193 660420
kadarki en yüksek artış gerçekleşmiş ve sayı bir
2002-2003 281054 357287 638341
anda 29’dan 52’ye yükselmiştir. 2002 yılında 53’ü
2001-2002 271990 351475 623465
devlet 23’ü vakıf olmak üzere toplam 76 üniver-
2000-2001 258789 341514 600303
site mevcut iken 2012 yılında bu sayı 103 devlet,
1999-2000 241300 330080 571380
62 vakıf üniversitesi olmak üzere toplam 165’ e
1998-1999 229555 328122 557677
ulaşmıştır. 2013 yılı itibariyle Türkiye’de 104’ü dev-
1997-1998 216959 315216 532175
let, 71’si vakıf üniversitesi olmak üzere toplam 175
1996-1997 201694 302506 504200
üniversite bulunmaktadır. Buna yükseköğretim
1995-1996 194010 291594 485604
düzeyinde öğretim sunan vakıf meslek yükseko-

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
31
Türkiye’de Yükseköğretim ve Öğrenci Yurt Hizmetleri Memnuniyeti

kulları ile emniyet ve askeri yüksekokullar da ek- Çizelge 4. 2014 Yükseköğretim Programları
lendiğinde Türkiye’de 2013 yılında toplam üniver- Kontenjanları
site düzeyinde öğretim sunan kurum sayısı 191’e
ulaşmaktadır (YÖK, 2013). Türkiye’de bütün illerde
üniversite kurulmasına karşın son yıllarda vakıf ve
devlet üniversite sayılarındaki artışın genel olarak
büyükşehirlerde yaşandığı görülmektedir. İllere
göre üniversite sayıları Çizelge 3’ de görülmekte-
dir (Aslanargun 2013).
Çizelge 3. İllere Göre Üniversite Sayıları
İl Devlet Vakıf Toplam
1 İstanbul 9 37 46 Yeni üniversitelerde yeni bölümlerin açılması
2 Ankara 6 12 18 ve mevcut üniversitelerdeki kontenjanların arttı-
3 İzmir 4 5 9 rılmasıyla birlikte lisans programlarına kayıt yap-
4 Konya 2 3 5 tırabilecek öğrenci sayıları beş yüz bine ulaşmıştır.
5 Gaziantep 1 3 4 Önlisans programları ile birlikte bir milyon öğren-
6 Bursa 2 1 3
ci kontenjanının 2014 yılı itibariyle yükseköğretim
7 Kayseri 2 1 3
kurumlarında mevcut olduğu görülmektedir. Eği-
8 Mersin 1 2 3
tim fakülteleri ikinci öğretim programlarının bü-
9 Adana 2 1 3
yük oranda kapatılmasına ve fen edebiyat fakülte-
10 Antalya 1 2 3
leri başta olmak üzere bazı bölümlerin adaylarca
11 Eskişehir 2 0 2
tercih edilmemesine karşın üniversitelerin kon-
12 Kocaeli 2 0 2
tenjanlarına bağlı olarak yükseköğretime devam
13 Erzurum 2 0 2
eden öğrenci sayılarında artış gözlenmektedir.
14 Samsun 1 1 2
15 Trabzon 1 1 2
Çizelge 3’teki veriler incelendiğinde Türkiye’ de Yükseköğretimde Öğrenci Yurt Hizmetleri
üniversitelerin genel olarak üç büyük ilde toplan- 03 Mayıs 1949 tarihinde yürürlüğe giren 5375
dığı görülmektedir. İstanbul, Ankara ve İzmir’de sayılı Yüksek Öğretim Öğrenci Yurtları ve Aşevleri
toplam 73 üniversite kurulmuş olup üniversite- Kanunu ile “Yurt ve Aşevleri” konusu Milli Eğitim
lerin yüzde 42’si bu üç büyük şehirde bulunmak- Bakanlığının yönetim ve sorumluluğuna verilmiş,
tadır. Vakıf üniversitelerinin yarısı, devlet üniver- bu kanuna ek olarak çıkarılan 01.04.1950 tarihli ve
sitelerinin ise yaklaşık yüzde 9’u İstanbul’da yer 5661 sayılı Kanun ile de özel ve tüzel kişilere ait
almaktadır. Bunu sırasıyla Ankara, İzmir, Konya, yurtların açılmasına izin verilmesi ve denetlenme-
Gaziantep, Bursa, Kayseri, Mersin, Adana, Antalya si bu Bakanlığın görevleri arasına alınmıştır. 1961
izlemektedir. Anayasasının 50’nci maddesinde “Devlet maddi
imkanlardan yoksun başarılı öğrencilerin, en yük-
sek öğrenim derecelerine kadar çıkmalarını sağla-
2014 Yükseköğretim Aday ve Yerleşme
mak amacıyla burslar ve başka yollarla gerekli yar-
Bilgileri
dımları yapar” hükmü yer almaktadır. Anayasa ile
Devlet ve vakıf üniversite sayılarında son yıl- Devlete ait olduğu bildirilen bu görevlerin yerine
larda görülen niceliksel artışa bağlı olarak yük- getirilmesi için 22 Ağustos 1961 tarihinde yürürlü-
seköğretimde okullaşma oranı da artmış ve çağ ğe giren 351 sayılı Kanun ile Yüksek Öğrenim Kre-
nüfusunun yaklaşık üçte biri herhangi bir yükse- di ve Yurtlar Kurumu kurulmuştur. Kurum, başlan-
köğretim kurumuna devam eder hale gelmiştir. gıçta Millî Eğitim Bakanlığının denetiminde iken,
Zorunlu eğitim çağ nüfusunda gerçekleşen artışın bu denetim 06 Şubat 1970 tarihli Cumhurbaşkan-
yükseköğretim düzeyinde de görülmesi geleceğe lığı Tezkeresi gereğince Gençlik ve Spor Bakan-
yönelik yükseköğretim beklentisinin daha da ar- lığına devredilmiş, daha sonra 13.12.1983 tarihli
tacağını göstermektedir. 2014 yılı yükseköğretim Resmi Gazetede yayımlanan 179 sayılı KHK’nin
programlarına ilişkin kontenjanlar Çizelge 4’de 52/b maddesi ile Millî Eğitim Bakanlığının bağlı
gösterilmektedir (ÖSYM, 2014). kuruluşu, 04.05.2009 tarih ve 27218 (Mükerrer)
sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşka-

32 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Türkiye’de Yükseköğretim ve Öğrenci Yurt Hizmetleri Memnuniyeti

nının onayı ile Başbakanlığa bağlı kuruluş haline rencilerin yurtlar hakkındaki bakış açılarını öğren-
getirilmiş, 10.12.2010 tarih ve 27781 sayılı Resmi mektir. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden
Gazetede yayımlanan 6082 sayılı Kanun ile Başba- durum çalışması deseni kullanılmış ve son on yıl
kanlığa bağlanmış, bilahare 08.07.2011 tarihli ve içerisinde yurtlarda kalan öğrenci görüşleri ana-
27988 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Cumhur- liz edilmiştir. Yarı yapılandırılmış görüşme formu
başkanlığı Tezkeresi gereğince de Gençlik ve Spor aracılığı ile gönüllü 18 öğrencinin görüşlerine
Bakanlığı ile ilgilendirilmiştir (www.kyk.gov.tr.). başvurulmuştur. Yazılı olarak toplanan öğrenci
Yıllar içerisinde yükseköğretim kontenjanları görüşlerinin betimsel analizi yapılmış ve ön plana
ile birlikte öğrenci oranları da artmış ve yurtlarda çıkan kavramlar kodlanarak tema şeklinde sunul-
kalmaya yönelik talebin karşılanmasında güçlük- muştur.
ler yaşanmıştır. Yurt ve öğrenci istatistiklerine iliş-
kin bilgiler Çizelge 5’de gösterilmektedir (YURT- Bulgular ve Yorumlar
KUR, 2014):
Yurt Ücretleri
Araştırmaya katılan öğrencilerin tamamı yurt
ücretlerinin uygun olduğunu ve diğer barınma
yerleri ile kıyaslandığında tercih edilebileceğini
belirtmektedir. Yurtta kalan öğrencilere verilen
kuponların değeri de hesaplandığında yurt ba-
rınma ücretlerinin oldukça hesaplı hale geldiği
ifade edilmektedir. Özellikle yemek kalitesinin ve
çeşitliliğinin arttırılmasına yönelik beklentiler dile
getirilmektedir. Ayrıca yurtlar genellikle üniversite
kampüsü içerisinde veya yakın yerlerde olduğun-
dan ulaşım sıkıntısı ve masrafı ile karşılaşmak is-
temeyen öğrenciler ve aileleri tarafından öncelikli
olarak tercih edilmektedir.

Sosyalleşme
Öğrencilerin yurtlarda kalmasının diğer önem-
li bir sebebi olarak çevreyi ve insanları tanıma
amacı gösterilmektedir. İlk defa gidilen bir yeri
tanımanın ve arkadaşlık ortamlarını görmenin en
iyi yolu olarak orada daha önceden yaşayan tec-
rübeli insanlarla arkadaşlık yapmak olduğundan
hareketle yurtlar ilk anda barınmak için tercih
edilen en temel başvuru adreslerinden biri olarak
gösterilmektedir. Bununla birlikte yemek saatleri-
nin düzenli olması ve giriş çıkış saatlerinin belirli
Yirmi bölge müdürlüğü bünyesinde toplam olması öğrenciler ve aileleri için tercih nedenleri
349 yurtta 310.629 öğrenci kapasitesi ile yükse- arasında gösterilmektedir. Aileler söz konusu ol-
köğretim öğrencilerine hizmet verilmektedir. Yurt- duğunda güvenlik ön plana çıktığından güvenlik
ların büyük çoğunluğu karma olup (224) öğrenci- görevlisi bulunan, resmi görevlilerce yönetilen ve
lerin yaklaşık yüzde 64 bu yurtlarda kalmaktadır. denetlenen yurt ortamları öncelikli olarak tercih
Kız erkek oranları açısından incelendiğinde ise edilmektedir. Ortak kullanım alanlarının öğren-
yurtlarda kalan toplam öğrencilerin yüzde 61’ini cileri disipline ettiği ve birlikte yaşama duygu ve
kız öğrenciler oluşturmaktadır. düşüncesinin geliştiğine vurgu yapılmaktadır.

Çalışma Grubu Yurtların Dezavantajları


Bu araştırmanın amacı son 10 yıl içerisinde Öğrenci görüşleri incelendiğinde yurtları ter-
Kredi Yurtlar Kurumuna bağlı yurtlarda kalmış öğ- cih etmeme sebepleri şöyle özetlenmektedir:

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
33
Türkiye’de Yükseköğretim ve Öğrenci Yurt Hizmetleri Memnuniyeti

 Yemeklerin sağlıksız koşullarda yapıldığına iliş- Kaynakça


kin düşünceler, Aslanargun, E. (2013). Türkiye Milli Eğitim Sisteminin Yapısı, Eğitim
Bilimine Giriş, Editörler: Y. Özden ve S. Turan, s47-82, Ankara:
 Giriş-çıkış saatlerinin öğrencilerin günlük yaşa- Pegem A Yayınları.
mına uymaması, Günay, D. ve Günay, A. (2011). 1933’den Günümüze Türk Yükseköğ-
retiminde Niceliksel Gelişmeler, Yükseköğretim ve Bilim Dergisi,
 Kalabalık ortam 1 (1), 1-22.
 Ortak kullanım alanlarının (tuvalet, banyo, ça- Resmi Gazete, (2011b). Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilât ve Gö-
revleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 14 Eylül 2011
lışma salonu, kantin) temiz olmaması, Tarihli ve 28054 Sayılı Resmî Gazete.
 Oda arkadaşları ile anlaşamama düşüncesi. ÖSYM (2013). 2012-2013 Öğretim Yılı Yükseköğretim Istatistikleri.
Ankara: ÖSYM.
Öğrenciler tarafından dezavantaj olarak belirti- Resmi Gazete, (1981). Yükseköğretim Kanunu, 6 Kasım 1981 Tarih
len hususların diğer öğrenciler için avantaj olarak ve 17506 Sayılı Resmî Gazete. http://www.yok.gov.tr/content/
view/435/ (Erişim Tarihi, 10.07.2013).
dile getirilebildiği diğer maddelere bakılarak ifade
Resmi Gazete, (2006). Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013),
edilebilir. Toplu yaşam alanlarının en belirgin un- 1 Temmuz 2006 Tarihli ve 26215 Sayılı Resmî Gazete. http://
surlarından olan ortak kullanım alanları ve yemek- ekutup.dpt.gov.tr/plan/plan9.pdf (Erişim Tarihi, 07.07.2011).
hane olgusu sürekli tartışılmakta, eleştirilmekte MEB, (1973). Millî Eğitim Temel Kanunu, Kanun Numarası: 1739,
Yayımlandığı R.Gazete: Tarih: 24/6/1973, Sayı: 14574, http://
ve geliştirilmektedir. Özellikle son yıllarda yapılan tkb.meb.gov.tr/Kanun/Millî Eğitim Temel Kanunu (1739).htm,
yurtlarda öğrencilerin özel yaşamlarına daha fazla (Erişim Tarihi 03.07.2011).
zaman ayırabilecekleri ortam ve olanakların önce- MEB, (1992). MEB Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun, Kanun
likli olarak gözetildiğini söylemek mümkündür. Numarası: 3797, R.Gazete: Tarih: 12.5.1992, Sayı: 21226, http://
tkb.meb.gov.tr/ Kanun/MEBTeşkilât ve Görevleri Hk. Kanun
(3797).htm (Erişim Tarihi 03.07.2011).
MEB, (2011b). 2002-2011 Üniversiteler ve Birim Sayıları, Yüksek
Tartışma Sonuç ve Öneriler Öğretim Genel Müdürlüğü, http://yogm.meb.gov.tr/istatis-
Yükseköğretimde okullaşma oranlarının yük- tikler.htm, (Erişim Tarihi 10.07.2011).
ÖSYM. (2014). 2014 Lisans Yerleştirme Sınavları (LYS): Sonuç-
selmesiyle birlikte yurtlarda barınmaya yönelik ların Açıklanması ve 2014-ÖSYS Süreci, http://www.osym.
talep de artmış ve son yıllarda yapılan yatırımlara gov.tr/belge/1-21834/2014-lisans-yerlestirme-sinavlari-lys-
rağmen öğrenci arz talep dengesi sağlanamamış- sonuclarin-acikla-.html
tır. Öğrencilerin tercihlerine ve sosyo ekonomik www.kyk.gov.tr (2014). T.C. Gençlik Ve Spor Bakan-
lığıyüksek Öğrenim Kredi Ve Yurtlar Kurumu
durumlarına göre yapılan sıralamaya göre barın- Genel Müdürlüğü. https://www.kyk.gov.tr/tr/Anasayfa
ma durumlarının değerlendirildiği sistemin nes- 25.06.2014 tarihinde site ziyaret edilmiştir.
nelliği hakkında çok fazla eleştiri getirilemese bile YÖK, (2013). Üniversitelerimiz. http://www.yok.gov.tr/, Erişim ta-
rihi: 16.09.2013.
bütün taleplerin karşılanamaması bazı şikayetle-
YURTKUR. (2014). Yurtkur 2014 Yılı Performans Programı T.C.
rin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Var olan Gençlik Ve Spor Bakanlığı Yüksek Öğrenim Kredi Ve Yurtlar
yurtların niteliğini yükseltmeye yönelik çalışmalar Kurumu, Ankara.
yürütülmesine karşın fiziki olanakların arttırılma-
sına yönelik çalışmalara da özellikle ihtiyaç duyul-
maktadır. Yüzde otuz düzeyinde olan çağ nüfusu-
nun okullaşma oranının gelişmiş ülkeler düzeyine
çıkarılması ile yurt olanaklarının ve niteliğinin
yükseltilmesi eş zamanlı düşünülmesi gereken bir
husustur.
Çalışma genelinde öğrencilerin özellikle ücret-
ler ve sosyalleşme olanakları konusunda memnun
oldukları ancak ortak alanların kullanımından kay-
naklanan hijyen sorunları ile karşılaştıkları dile ge-
tirilmektedir. Yemek ve yatak hizmetlerinin daha
hesap verilebilir ve öğrencilerin de içerisinde yer
aldığı iç denetim sistemi doğrultusunda yapılma-
sı ileri sürülen zayıf noktaların azaltılmasına katkı
sağlayabilir. Yurt personelinin sunacağı güvenilir
ve destekleyici hizmet var olan memnuniyet dü-
zeyinin artmasını ve ailelerin çocukları için alter-
natif arayışlardan vazgeçmesini sağlayabilir.

34 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Türkiye’nin Yatılı Çocuklar/Öğrenciler Karnesi

Doç. Yaşar UĞURLU


Psikolojik Danışman/Eğitimci

Giriş arzusuna ulaştırabileceği de değerlendirilmelidir


Yatılı, kelime olarak “yatmak” kökünden gel- (Başarır, 2009).
mekte ve “geceleri de kalınıp yatılan (yurt, yuva, Yatılılık ortamı iyi düzenlendiğinde, gerek-
okul vb.) yer” ve buralarda kalan, yatan (bebek, li sosyal destek sağlandığında çocuklarda erken
çocuk, genç, öğrenci, konuk vb.) kimse (leyli) an- yaşlarda sorumluluk bilinci, kendine yetme, öz-
lamındadır. Yatılı kelimesinin kökü olan “yatmak” güven, disiplin ve akademik başarı gibi olumlu
fiilinin on yedi farklı anlamı olduğu bilinmektedir. niteliklerin gelişmesine katkıda bulunduğu ifade
Bu anlamların çağrışımlarına bakarak “yatılı”lık edilebilir.
durumu hakkında görüş geliştirmek daha sağlık- “Yatakhane”nin, yatılı okulda teslim olunan
lı olacaktır. Bunlar; teslimiyet, edilgenlik, pasiflik, yer, yani hem güvenilen hem de boyun eğilen yer
yalnızlık, güven, huzur, ölüm, yatak, ev, baş ede- olduğu söylenebilir. Yatakhanede toplu halde ya-
meme, boyun eğme, yenilme, etkiye maruz kalma, şarken, çocuk/ergen pek çok şeyi uluorta herkesle
üzüntü, endişe, tedavi olma, misafirlik, gececilik, paylaşmak durumunda kaldığı gibi, bunun da öte-
varol(a)ma(ma), gerçekleş(e)me(me), zaman kaybı, sinde en savunmasız haliyle orada uyuyarak ken-
işe yaramama hali, pes etme, tükenme, demlenme, dini o ortama teslim etmiş olur. Elbette belli bir
kıvama gelme, aidiyet, bütünleşme, sabır, büyüme, düzeyde güvenmek durumundadır yaşadığı bu
ortama, çünkü artık orası onun evi olmuştur, ora-
gelişme, adanmışlık, yeni bir varolma süreci, eli kolu
da uyur, orada kalır; ama bir anlamda da o mekâna
bağlı olma, kısıtlanma, izole edilme, uzaklaştırılma,
boyun eğmiş ve teslim olmuştur, çünkü yatakha-
mutlak teslimiyet, dinlenmek, kabullenme, egemen
ne sistemi artık pek çok kuralına uyulması gere-
olmak, sahip olmak, birleşme, zevk, arzu, ait hisset-
ken bir otoritedir ve belki de bir anlamda ailenin
me, keyif, direnç, varoluş, başarısızlık, hayal kırıklığı, yerini almıştır (Başarır, 2009). Bu benzetme yaygın
tembellik, hevessizlik gibi temel ihtiyaçlara/bece- olarak kullanılmaktadır. Örneğin; Washington’da
rilere karşılık gelen olumlu/olumsuz niteliklerdir bulunan Yatılı Okullar Derneği İnternet sitesinde
(TDK. Türkçe Sözlüğü, 2005). yatılı okullar “geniş aileler” olarak tanımlanmakta-
Bireyin ya kendi isteği ile tüm varlığını teslim dır (http://www.schools.com/about).
edecek kadar güvendiği, içinde veya onunla bir- Yatılılık, bir kurumdaki/okuldaki çocuk/öğrenci
likte var olabildiği bir kişi veya kuruma teslim ola- ve görevlilerin bütünü (okul), aile (ev) olunca, yani
bileceği ya da isteği dışında da olsa bir kişi, kurum “okul ev olunca“ ortaya çıkmaktadır. Yatılı okulda
ve düşünceye onunla baş edemeyeceği için, bo- öğrenciler aralarında kan bağı olmadan birlikte
yun eğerek teslim olabileceği düşünülebilir. Her yaşayıp bir mekânı paylaşmaktadırlar. Yatılı okullar
iki durumda da, yani isteyerek de olsa istemeyerek aile olmaya soyunmuş kurumlar olmakla birlikte
de olsa, teslimiyet oldukça sarsıcı şekilde insanı temel görevleri çocuğu/ergeni hayata hazırlamak
derinden etkileyen ve insanın var olma arzusuna ve disipline etmektir. Bugün dünyanın hemen her
karşı bir deneyimdir. Öte yandan, beraberinde yerinde farklı program ve hedeflerle, farklı yaş
getirdiği tüm olumsuz duygulara rağmen, tesli- gruplarına eğitim veren yatılı okullar mevcuttur
miyetin kişiyi önemli bir ihtiyaç olan ait hissetme (http://www.boarding-school-finder.com).

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
35
Türkiye’nin Yatılı Çocuklar/Öğrenciler Karnesi

Bunun yanında, dünyanın her yerinde sadece minde, medreseler içinde kütüphane, aşevi, barın-
yatılı öğrencileri olan yatılı okullar olduğu gibi, ma yerleri (Hücre) ve Darü’t-Talim adı verilen ilko-
hem yatılı hem gündüzlü öğrenci kabul eden kul açılarak külliyeler oluşturulmuştur. Öğrenciler
okullar da bulunmaktadır. Bu yatılı okulların bazı- aşevinde yemeklerini yerler ve hücre adı verilen
ları yalnızca erkek, bazıları yalnızca kız öğrencileri barınma yerlerinde kalırlardı. Osmanlı döneminde
kabul ederken, bazıları ise karma eğitim vermek- kurulmuş diğer yatılı eğitim kurumları da vardır.
tedirler. Bunlar: 14. yüzyılda Gelibolu ve Edirne’de kurulan
Yatılı öğrenciler genellikle lise düzeyindeki Acemi Ocakları 15-16. yüzyıllarda yaygınlaşmış, 18.
okullara kabul edilseler de, ortaokul ve ilkokul ya- yüzyıla kadara özel amaçlı örgün eğitim kurumla-
tılı okul uygulaması da oldukça yaygındır; hatta rı olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir. Bu okullarda
dünyanın değişik bölgelerinde okulöncesi dönem Türk ve Müslüman olmayan erkek çocukları devlet
öğrencilerini kabul eden yatılı okullar da görül- kurumlarında görevlendirmek amaçlı dil ve din
mektedir (http://www.boarding-school-directory. eğitimi verilmekte idi. Başka bir eğitim kurumu
com/ boarding-school). da 14. yüzyılda kurulan ancak esas gelişimini Fa-
tih döneminde sağlayan, Enderun Mektebi’dir. Bu
Yatılı okullar kuruluş amaçlarına göre büyük eğitim kurumunda Hristiyan ailelerden devşirilen
farklılıklar gösterebilmektedirler; terk edilmiş, ih- çocukların saraya alınarak özel bir şekilde yetişti-
mal edilmiş veya tacize uğramış çocukların korun- rilmesi ve devletin üst düzey hizmetlerinde görev-
ması ve eğitimi, dini eğitim, askeri eğitim, polislik lendirilmesine yönelik çalışmalar yapılmaktaydı
eğitimi, üniversiteye hazırlık eğitimi, akademik/ (Sakaoğlu, 1991). 18. yüzyılın ortalarında Enderun
üniversite eğitimi, maddi ve manevi anlamda des- önemini yitirmeye başlamış, bu dönemde ilkokul
teklenmeye ihtiyaç duyan çocuklara sahip çıkmak kısmı -sıbyan sınıfları- da bulunan ortaokulların
ve eğitim vermek, asimilasyon amaçlı eğitim, mes- -rüştiye- açılmasına karar verilmiştir (Sakaoğlu,
leki amaçlı eğitim, hastane ortamında eğitim, dav- 1991). Osmanlı’da 1845 sonrasında bir üst okula
ranış sorunları, öğrenme sorunları veya psikolojik öğrenci hazırlayan idadiler, yani hazırlık okulları
sorunlar yaşayan çocuklara yönelik kurulmuş olan açılmaya başlandı; ilçe idadileri 5 yıllık gündüzlü,
rehabilitasyon amaçlı yatılı okullardan bahsetme- illerde ise 7 yıllık yatılı idi. Cumhuriyet dönemin-
miz gerekir (http://www.boarding-school-finder. de 5 yıllık idadiler ortaokula, 7 yıllık idadiler ise
com). Ayrıca bazı ülkelerde örneğine rastlanan sultaniye, daha sonra da liseye çevrilmiştir. 1872-
ebeveynler, yoğun iş ve meşguliyeti nedeniyle 73’de açılan Darüşşafaka’da babasız ve anasız fakir
çocuklarının hayatına belli bir düzen getirmek çocuklar okutulmaktaydı. Balkanlarda açılan ıs-
amacıyla yatılı okulları seçebilmektedirler. Bu tür lahhanelerde öğrenciler yatılı olarak kalmakta ve
tercihlerde parasız yatılı okullardan çok, dünyanın ilköğretim düzeyinde ders görmekteydiler (Erkul,
çeşitli yerlerinde yüzyıllardır eğitim vermekte olan 1997).
yüksek ücretli, belli bir kültür ve geleneği sürdür-
mekle öğünen yatılı okulları tercih etmektedirler. 1913 yılında “Tedrisat-ı İbtidaiyye Kanun-u Mu-
vakkatı” (Geçici İlköğretim Yasası) çıkarılmıştır. Bu
Yatılı okul sistemi aslında dünyanın hemen her yasayla, ilköğretimin parasız olması kararlaştırıla-
yerinde dini eğitim veren kurumlarla başlamıştır. rak, her il merkezinde yatılı ilkokul ve gerekli gö-
Avrupa ve Amerika’da ortaçağ öncesinde görülen rülecek yerlerde kız öğretmen okulunun açılması
ilk yatılı okulların kilise okulları olduğu gibi (http:// öngörülmüştür (Akyüz, 1993).
www.boarding-school-finder.com/hp_1400_2_2.
html), Türk kültürüne ait ilk yatılı okulların da Balkan Savaşları sonunda İttihat Terakki Cemi-
medreseler olduğu kabul edilmektedir (Sakaoğlu, yeti tarafından açılan Darü’l-Eytam, savaşta yetim
1991). Karahanlılar döneminde ilk medrese kurul- ve öksüz kalan çocukların barınmasını ve eğitim
muş ancak asıl gelişimi 10. yüzyıl sonları 11. yüzyıl görerek meslek kazanmalarını sağlayabilmeyi
başlarında Selçuklular zamanında olmuştur (Teke- amaçlıyordu (Sönmez, 2000).
li ve İlkin, 1999). Yatılı mektep uygulaması, Atatürk’ün 1 Mart
1923 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açış
konuşmasında ilköğretimde yatılı okulların gerek-
Yatılılığın Tarihsel Anlamı
liliğinden bahsetmesi ile önemini korumuştur. Bu
Yatılı okulların, klasik dönem Osmanlı eğitim doğrultuda Birinci Heyet-i İlmiye’nin, 15 Temmuz
sisteminde var olan medreseler şeklinde yaygınlık 1923 tarihindeki ilk toplantısında eğitimle ilgili al-
kazandığı söylenebilir. Fatih Sultan Mehmet döne- dığı kararlar arasında, küçük köyler için seçilecek

36 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Türkiye’nin Yatılı Çocuklar/Öğrenciler Karnesi

yerlerde “Leyli Köy Mektepleri”nin yani “Yatılı Böl- kararnamede, Türk eğitim sisteminin alt sistemle-
ge Okulları”nın kurulması kararını almıştır. rinde reformun uygulama esasları ve hedefleri ele
26 Mart 1926 tarih ve 789 sayılı Maarif Teşkilatı alınmış, bu kapsamda kırsal bölgelerde köylerin
Kanunu çıkarılarak bu kanunla eğitim sistemine gruplaştırılarak, merkezi köylerde “Temel Eğitim
yeni bir biçim verildi. Kanunun 5. maddesine göre Bölge Okulları”nın kurulması, gruplaştırılamayan
ilköğretim okulları şu şekilde sınıflandırılmıştı: köyler için uygun yerlerde “Temel Eğitim Yatılı Böl-
(Maarif Vekilliği, 1944). ge Okulu”nun açılması kararlaştırılmıştır (Tebliğler
Der., 1972).
1. Şehir ve Kasaba Gündüzlü
1973 yılında çıkarılan 1739 sayılı Milli Eğitim Te-
2. Şehir ve Kasaba Yatılı mel Kanunu, beş yıllık ilkokul ile üç yıllık ortaokulu
3. Köy Gündüz Mektepleri birleştirerek “Yatılı Bölge Okulu”nu, “Temel Eğitim
4. Köy Yatı Mektepleri Yatılı Bölge Okulu (TEYBO)”na dönüştürdü.

Bu kanunla kurulmasına karar verilen Köy Yatı 1983 yılında 1739 sayılı “Milli Eğitim Temel
Mektepleri, çeşitli sebeplerden dolayı okulu bu- Kanunu”nda 2842 sayılı kanunla bir değişiklik ya-
lunmayan 8 ya da 10 köyün çocuklarını bir köyde pılmıştır. Yapılan değişiklikle “Temel Eğitim Okulu”
toplayarak burada eğitim görmelerini sağlamayı kaldırılarak, yerine “İlköğretim” getirildi. Var olan
amaçlamıştır. Köy Yatı Mektebi uygulamasında, temel eğitim okullarının adı ise ilköğretim okulu-
okulun kurulduğu köyün, düzenli, temiz bir evi, na çevrildi. Bu şekilde “Temel Eğitim Yatılı Bölge
yatı evi olarak seçilmekte ve buraya çevre köyler- Okulları”, “Yatılı İlköğretim Bölge Okulu” adını aldı
den gelen öğrenim çağındaki çocuklar yerleştiril- (Gazalcı, 1998).
mekteydi. Bu öğrenciler gelirken yanlarına birer 1997-1998 öğretim yılında sekiz yıllık zorunlu
haftalık yiyeceklerini almakta ve öğrencilerin ba- ilköğretim uygulamasının başlaması ile birlikte
şında, köyün ilgili kadınlarından birisi, yatı anası yatılı ilköğretim bölge okulları ve pansiyonlu il-
olarak durmaktaydı (Cicioğlu, 1985). köğretim okulları daha fazla önem kazanmıştır. Bu
Köy okullarının pansiyonlu ya da pansiyonsuz durum sonucunda, bu okulların sayılarının hızla
“Köy Bölge Okulları”nın bünyesine alma çalışma- arttırılması ve yaygınlaştırılması yoluna gidilmiş-
ları 1952 yılına kadar devam etmiştir. 1952 yılında tir (Gülcan, Türkeli, Parabakan, Şölen, Albayrak,
çıkarılan 6239 sayılı kanunla köy enstitüleri, öğret- 2003).
men okulları ile birleştirilmiştir. Bununla beraber Yatılı okullar dendiğinde en eski eğitim kurum-
enstitülere bağlı “Bölge Okulları” çalışmaları da larından bahsedildiği görülmektedir. Bu okulların
durdurulmuş, “Pansiyonlu Bölge Okulları”nın ça- serüvenine bakıldığında dönemsel olarak devle-
lışmaları devam etmiştir tin önceliğinin ne olduğunu kestirmek çok zor-
Pansiyonlu ya da pansiyonsuz bölge okulları- dur. Bu bağlamda sadece fiziki yapı olarak konuyu
na alınacak öğrencilerin seçiminde, köy hesabına ele aldığı, bir barakada -okul binası, okul yöneti-
okutulacak uygun çocuklar ve kendi hesaplarına mi, öğretmenler ve öğrencilerin- bireylerin biyo-
yatılı olarak okuyacak öğrenciler olmalarına dik- psiko-sosyal gelişimlerini ve ihtiyaçlarını dikkate
kat edilmiştir. Bu öğrencilerin seçiminde sağlıklı almayan eğitim anlayışının kartopu gibi büyüyen
ve yetenekli köylü çocukları olmasına özen gös- kişisel/toplumsal sorunlarla iç içe sürdürüldüğü
terilmiştir. Gazi ve şehit çocukları, köyün genel söylenebilir.
hizmetlerinde çalışan insanların çocukları, dul ka-
dınların çocukları, engelli olan insanların çocukla- Yatılı Okulların Psiko-Sosyal Dinamiği ve
rına bu okullara alınmada öncelik tanınmaktadır. Öğrencilerin Kişilik Gelişimine Etkisi
Köyün hesabına okuyan öğrencilerin yatak, yiye-
cek, aydınlanma ve ısınma ihtiyaçları, Köy Kanunu Eğitim sistemimizin özgün çözümlerinden biri
hükümlerine göre bağlı bulundukları köylerin ih- yatılı ilköğretim okullarıdır. Yatılı ilköğretim okulla-
tiyar meclisleri tarafından karşılanmaktadır. Diğer rı, zorunlu eğitim çağındaki (6-14 yaş) öğrencilere
öğrencilerin ise ihtiyaçları okulların açılmasına on eğitim ve barınma imkânları sağlayan eğitim ku-
beş gün kala velileri tarafından karşılanmaktadır rumlarıdır (Özdemir, 2006).
(Tümer, 1946). Kimler yatılı okul öğrencisi olmaya adaydır ve
4 Aralık 1972 tarihli Tebliğler Dergisi’nde yayın- aileler hangi gerekçelerle çocuklarını yatılı okulla-
lanan “Milli Eğitim Reformu Stratejisi” hakkındaki ra göndermektedirler? Bu soruya:

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
37
Türkiye’nin Yatılı Çocuklar/Öğrenciler Karnesi

1- Bulunduğu yerleşim yerinde okul imkânı ol- nim, inanç, tutum, seçim ve kişilik özelliklerine sa-
mayanlar, hip kimi zaman yüzlerce kimi zaman da binlerce
2- Alt ve orta sosyoekonomik toplum kesimin- öğrencinin aynı mekânı ve zamanı birlikte paylaş-
den gelen ve gelecek kaygısı olanlar, tıkları yerlerdir. Dolayısıyla bu kadar farklı özelliğe
sahip bireylerin farklı istemlerinin ve ihtiyaçlarının
3- Üst ve orta ekonomik seviyeden gelen, iyi aynı anda ve aynı ortamda her zaman aynı ölçü-
eğitim olanakları konusunu önemseyenler, de tatmin edilmesi oldukça güçtür. Bu nedenlerle
4- Özel ihtiyaçları olan gruplar şeklinde cevap okullarda özellikle de yatılı kalınan mekânlarda
verilebilir (Toksoy, 2009). kişiler arası uyum kadar çatışmalar ve anlaşmaz-
Okul, çocuğun yaşamında aileye eklenen ikinci lıklar da –okul / yatılı okul, sınıf, yurt, yemekhane,
eğitim çevresidir. Çocuğun eğitim öğretim yaşan- koridor ve okul bahçesi gibi ortamların- doğal ve
tıları ve buna paralel bireyselleşme/toplumsallaş- kaçınılmaz bir parçasıdır (Türnüklü, 2006).
ma süreçleri, bu amaçlara uygun olarak tasarlan- Türkiye gerek fiziki, gerek ekonomik gerekse
mış okul ortamlarında gerçekleştirilir. Söz konusu de nüfus bakımından değerlendirildiğinde kırsal
olan “yatılı okul” ise, çevrenin önemi artmaktadır. yerleşim bölgeleri olan kasaba, köy ve mezralara
Çocuğun eğitim süreçlerine sadece gündüzlü ka- götürülemeyen eğitim öğretim hizmetini, bu böl-
tılımı ile geceli-gündüzlü katılımı arasında farklı gelerde yaşayan öğrencileri daha merkezi okulla-
gelişimsel koşullar vardır. Bu nedenle, yatılı okul ra taşıyarak veya yatılı okullara alarak gerçekleştir-
olgusunun eğitsel amaçlarının yanı sıra sosyal ve mektedir.
psikoloji boyutuyla da tartışılması gerekir (Arslan Yatılı ilköğretim bölge okulları, nüfusun az ve
Karaküçük, 2013). dağınık olduğu, bu nedenle okulu bulunmayan
W. Churchill’in ifade ettiği gibi “İnsan yapıları, yerleşim yerlerindeki zorunlu öğrenim çağındaki
yapılar da insan davranışlarını biçimlendirir.” Ge- öğrencilerin parasız yatılı, aynı zamanda bu okul-
leneksel okulun derslikleri öğrenci sıralarıyla öğ- ların bulunduğu yakın çevrenin öğrencilerinin
retmen masasından, bir de kara tahtadan oluşur. de gündüzlü olarak eğitim-öğretim gördükleri
Duvarlarda birkaç resim ile bir haritadan başka ilköğretim okullarıdır (M.E.B., 2003a,b). Bu okullar
pek az öğretim aracı, pek az kitap vardır. Öğretim öğrencilerin hem okulda hem de pansiyonlarda
dört duvar arasında ve kara tahta başında yapılır. birlikte kalması sebebiyle normal öğretim veren
Sınıfta sessizlik egemendir. Yanındaki arkadaşıyla okullardan farklı olarak öğrencilerin daha çok bir-
konuşmak, arkaya dönmek yasaktır. Hele gülmek, likte ortak zaman geçirdikleri ve paylaşımda bu-
gülüşmek ayıptır ve suçtur. Böyle bir derslik yapısı lundukları mekânlardır.
içinde de ancak katı bir düzen işlemektedir (Yörü-
koğlu, 1984).
Çocuklar İçin Yatılı Okumak/Yatılı Bir Kurumda
Çocuklar genellikle ilkokul çağına ilerledikçe Olmak Ne Anlama Gelir?
akranlar arası alışverişlerde karşılıklılık özellikle
önem kazanır. Araştırmacılar, akranlarla alışveri- Karar almak, ayrılığa hazırlık, okulla ilk karşılaş-
şe ayrılan zamanın 2 yaşında yaklaşık %10 iken, ma/karşılanma, okula atılan ilk adım, yalnızlık, ku-
orta ve geç çocuklukta %30’a yükseldiğini tahmin rallar, toplu yaşama uyum düzeyi, sosyal ilişkiler,
etmektedirler (Rubin, Bukowski ve Parker, 2006). yeni bir kimlik, akademik-eğitsel süreçler ve okul
Daha erken yapılmış olan klasik bir çalışmada, il- sonrası planların getirdiği motivasyon ile sağla-
kokulda geçirilen sıradan bir günde akranlarla 300 nan sosyal destek vb. ilişkileri ağında oluşan yatılı-
temas gerçekleşmektedir (Barker ve Wright, 1951). lık kimliği ve süreci üzerinde önemle durulmalıdır
Çocuklar orta ve geç çocukluk döneminde ilerle- (Toksoy, 2009).
dikçe, akran grupları genişler ve akran etkileşimi Yatılı okullar, sosyal ilişkilerin oluşumu ve dina-
yetişkinlerce daha yakından denetlenir (Rubin, miği bakımından laboratuvar gibidir. Bu okullarda
Bukowski ve Parker, 2006). Yaklaşık 12 yaşlarına çocukların -kendileriyle ve diğerleriyle, aileleriyle,
kadar çocukların hemcinslerinin bulunduğu akran öğretmenleriyle, okul yönetimiyle, üst ve alt sınıf-
grubu tercihleri artar (Santrock, 2011). lardan öğrencilerle, hemcins ve karşı cinsle ilişki-
Okullar farklı nitelikteki kültürel özgeçmişleri leri, hemşeri dayanışması, gruba katılma eğilimi,
olan, farklı biyolojik, zihinsel ve duygusal gelişmiş- akademik algıları, başarı ve başarısızlık durumları
lik düzeylerinde bulunan, farklı algılama, kavrama vb.- sayısız yaşantıyla günün 24 saatinde yüzleş-
ve anlama becerileri olan ve farklı değer, gereksi- tikleri ortamlardır.

38 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Türkiye’nin Yatılı Çocuklar/Öğrenciler Karnesi

İlköğretim dönemi, bireyin tüm yaşamındaki nin destekleyici tutumu, arkadaş desteğini de art-
eğitsel başarısını etkileyecek temel davranış ve tırabilmektedir. Benlik kavramı çocuk için önemli
alışkanlıkların kazanıldığı dönemdir. İlköğretim, olan sosyal sermaye -aile, arkadaş, okul vb.- kay-
öğrenciler arasında bireysel farkların çok görüldü- naklarından alınan destekle olumlu yönde şekille-
ğü bir eğitim düzeyidir. Bu farklar fiziksel, zihinsel, nir. Benliğin olumlu yönde şekillenmesi çocukların
sosyal gelişim düzeylerinin ortalamaya göre geri uyumunu kolaylaştırır. Bu öğrenciler zamanlarının
ya da ileri olmasından kaynaklanabileceği gibi büyük bölümünü okulda geçirdikleri için, öğret-
ilgi, yetenek ve kapasite farklılıklarından da ola- menler, onların sosyalleşmesinde önemli rol mo-
bilmektedir. İşte bütün bunlar göz önünde bulun- deller haline gelmektedir.
durulduğunda ilköğretimde öğrencilerin bireysel İlköğretim yılları boyunca çocukların sosyal
farklılıklarına duyarlı uygun gelişim ortamlarının ve kişilik gelişimlerinde onların sahip oldukları
sağlanması gerekir (Yeşilyaprak, 2002). benlik kavramının önemli olduğunu, buna karşın
Benliğin gelişimi, kişiliğin oluşması bireyin olumsuz benlik kavramının çoğunlukla çocuğun
çevresiyle olan yaşantılarını algılama biçimine sosyal gelişimini olumsuz yönde etkilediği açıktır
bağlı dinamik bir süreçtir. Bu süreç doğumla baş- (Slavin’den akt. Köksal Akyol ve Salı, 2013). Ço-
lar. Çocuk büyüyüp geliştikçe, varlığının bilincine cuklar çeşitli nedenlerle günlük yaşamda pek çok
vardıkça yaşantıları arasında ayrım yapmaya, ken- farklı durumla karşı karşıya kalabilmektedirler.
di varlığına ait olan yaşantıları benimsemeye, ya- Öğrenimlerini yatılı okullarda sürdürmek zorunda
şadığı çevre içindeki varlığından ve işlevlerinden olan çocuklar farklı yaşam koşullarına uyum sağ-
oluşan bir benlik örüntüsü geliştirmeye başlar. lama sürecinde, sosyal çevreleriyle iç içe yaşarken
Çocuklarda benlik edinimi/gelişimi anne-babayla, sosyal desteğe ihtiyaç duyarlar. Aile desteğinden
kardeşlerle, arkadaşlarla, öğretmenlerle ve diğer- uzakta oldukları için çok çeşitli ihtiyaçlarını gider-
leri ile etkileşim halinde gerçekleşir. Bu süreçte mek amaçlı sosyal kaynağa yönelme gereği du-
sosyal çevreden sağlanan destek çok önemli bir yarlar. Okul ortamından yeterli destek alamadıkla-
yere sahiptir. Sosyal sermayenin varlığının olum- rında; kendilerini yalnız ve değersiz hissetmekte,
lu algılanması benliği geliştirici bir özelliği bulun- tekrarlanan bu davranışlar sonucu yetersiz bir
maktadır. Ailenin ve okulların sahip olduğu sosyal benlik geliştirmelerine kapı aralanmaktadır.
sermayenin olumlu etkisi çocukları bir bütün ola- Okullarda/Yatılı okullarda sosyal sermayenin
rak korumaya katkı sağlayarak, çocukların olumlu niteliğinin ve farkındalığının artırılması kaçınıl-
yönde gelişimini destekleyebilir. Asendorf vd. ta- mazdır. Bilinçli sosyal liderlerin çocukların olum-
rafından yapılan bir araştırmada çocukların benlik lu kişilik geliştirmelerindeki katkısı son derece
saygısıyla aileden, arkadaştan ve öğretmenden önemlidir. Çünkü sosyal destek, bireylerin sevil-
sağlanan destek arasında olumlu bir ilişki bulun- diklerine, korunduklarına inandıkları bir sosyal sis-
muştur (akt. Köksal Akyol ve Salı, 2013). teme bağlanmaları, gerçek kabul ettikleri yardımı
Aile, çocuğun ilk sosyal yaşantılarını edindiği sağlamaları veya önemli, değerli buldukları sosyal
yerdir. Dolayısıyla önemli sosyal destek kaynakla- gruba bağlılık geliştirmeleri olarak açıklanmakta-
rından biridir. Çocukların desteklendiği ailelerde, dır (Lepore vd.’den akt. Köksal Akyol ve Salı, 2013).
bireyler olumlu bir kişilik oluşturmakta ve daha Olumlu sosyal destek algısı çocukların güven/öz-
olumlu bir sosyal yapı geliştirmektedirler. Evlerin- güven geliştirmelerine neden olmakta hem haya-
de yakın bir ilgi ve destek gören çocuklar arkadaş- ta daha olumlu bakmalarına hem de stres yapıcı
larıyla ilişkilerinde daha başarılı olmaktadırlar (Ya- olaylarla karşılaştıklarında da bu durumla daha et-
vuzer, 2004). Arkadaşlık ilişkileri iyi olan çocukların kili bir biçimde mücadele etmelerine yol açmakta-
yüksek benlik saygısına sahip olduğu, bununla tu- dır (Etzion’dan akt. Köksal Akyol ve Salı, 2013).
tarlı olarak, düşük benlik saygısının sosyal ortam-
lara az katılan çocuklarda görüldüğü söylenebilir.
Sonuç ve Değerlendirme
Aile ve arkadaşların yanı sıra öğretmenler de
Yatılı okullarda büyümek çok karmaşık dene-
çocuk için önemli sosyal sermaye kaynaklarıdır.
yimlerin edinilmesine yol açmaktadır. Diğerlerinin
Yatılı okulların şartları düşünüldüğünde; öğret-
yaşamına girmek kadar başkalarının da bilerek ya
menlerin hem öğrencilerin eğitsel sorunlarına
da istemeyerek kendi hayatımıza dâhil olması an-
eğilebilen ve destekleyici rol üstlenebilen hem de
lamına gelmektedir. Evin uzağında okulun içinde,
onlara model olmaları çocukların sağlıklı kişilik/
yatakhanenin, yemekhanenin veya okul bahçesi-
benlik gelişiminde oldukça önemlidir. Öğretme-

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
39
Türkiye’nin Yatılı Çocuklar/Öğrenciler Karnesi

nin bir köşesinde kendi başına olmakla, arkadaşlar- Öğretmenlerin hem öğrencilerin sorunlarına eği-
la paylaşılan zaman dilimleri yorucu / umut verici lebilen, destekleyici rol üstlenebilen hem de ço-
geleceğin şekillenmesini sağlamaktadır. Rogers’a cuklara model olabilen nitelikte olmaları onların
göre çocukluğun ilk yıllarında okulların -okuma, benlik kavramının gelişiminde oldukça önemlidir.
yazma, aritmetik- öğretim becerilerini geliştirici Öğretmenin destekleyici tutumu, arkadaş deste-
işlevleri yanında, öğrencilerin sosyal ilişkilere ağır- ğini de arttırabilmektedir. Benlik kavramı çocuk
lık veren yönlerini de geliştirecek etkinliklere yer için önemli olan sosyal sermaye kaynaklarından
vermesi gerekmektedir. Bireyin kişilik gelişiminde alınan destekle olumlu yönde şekillenir. Benliğin
en önemli faktörler; anne-baba ve aile, ikinci ola- olumlu yönde gelişmesi çocukların uyumunu ko-
rak arkadaş grubu ve üçüncü halkada da okul ya- laylaştırmaktadır (Köksal Akyol ve Salı, 2013).
şantılarıdır. Çocuklar, disiplin ve sevgi aracılığıyla Yatılı okullar dünyanın her yerinde rastlanan
anne babadan, uygun davranışı gösterme baskısı ve geçmişi oldukça eski olan eğitim uygulamala-
ile yaşıtlarından, başarı ya da başarısızlık durumu rındandır. Yatılılık dendiğinde -dini, askeri, polis,
ile okul yaşantılarından ve başka birçok faktör- engelli, sağlık, okulöncesi, temel eğitim, ortaöğ-
den etkilenmektedirler. Bu faktörlerden birisi de retim, mesleki eğitim, kimsesiz, yoksul ve yoksun-
sosyal destek faktörleri olarak işlev gören sosyal luk, ıslahevleri, akademik, hazırlık vb.- amaçlarla
sermaye kaynaklarıdır. Çocukların desteklendiği gelişmesi ve yetişmesi gerekli görülen bireylere
ailelerde, bireyler olumlu bir kişilik oluşturmakta götürülen hizmetleri anlamak gerekmektedir. Ya-
ve daha olumlu bir sosyal kimlik geliştirmektedir- tılılık kapsamında, kendi içinde farklı ihtiyacı olan
ler. Çocuğun ailesi içinde başlayan psiko-sosyal bireylere farklı zaman dilimlerinde, oldukça çeşitli
gelişiminde sonraları arkadaşları da önem kazan- hizmetler verilmektedir. Yatılı okul uygulaması bu
maya başlamaktadır. Arkadaşlık ilişkileri iyi olan anlamda en eski çalışmalar olarak ele alınabilir.
çocukların yüksek benlik saygısına sahip olduğu, Türkiye’nin yatılı kurumlar deneyimi de oldukça
bununla tutarlı olarak, düşük benlik saygısının özgün uygulamalarıyla dünyada önemli bir dene-
sosyal ortamlara az katılan çocuklarda görüldü- yimi ifade etmektedir. Günümüzde de yatılı okul
ğü belirtilmektir. Aile ve arkadaştan alınan sosyal çalışmaları kendi içinde yenilenerek ve çeşitlene-
destek çocuğun benlik saygısını olumlu yönde et- rek Türk Eğitim Sisteminde varlığını sürdürmekte-
kilemektedir. Arkadaş desteği etkili baş etme stra- dir. Tablo 1’de Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı yatılı
tejisi geliştirmeyi sağlayarak, hem arkadaşlardan eğitim kurumları bulunmaktadır (Milli Eğitim İsta-
hem de aileden sosyal destek almayı sağlamak- tistikleri Örgün Eğitim, 2014).
tadır. Aile ve arkadaşların yanı sıra öğretmenler
de çocuk için önemli sosyal destek kaynaklarıdır.

Tablo 1. 2013-2014 Öğretim Yılı Genel Müdürlüklere Göre Yatılı Öğrenci Sayıları

Kaynak: Milli Eğitim İstatistikleri Örgün Eğitim (2014).

Tablo 1 incelendiğinde tüm eğitim daireleri- durum son derece önemi bir niteliktir ancak geliş-
nin öğrencilerine yatılılık imkânlarını sunmak için miş dünyadaki yatılı kurumlara bakıldığında aynı
gerekli alt yapıya sahip olduğu görülmektedir. Bu zamanda ülkelerin temel kültür ve değerlerini de

40 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Türkiye’nin Yatılı Çocuklar/Öğrenciler Karnesi

aktarma çabası içinde çocukları yetiştirdikleri gö- çok farklı duygu ve düşüncelerle okul ve sınıf at-
rülmektedir. Örneğin, İngiltere’deki yatılılık uygu- mosferi etkilenmektedir. Yatılı çocukların aile öz-
lamalarında çocuklara, “Büyük Britanya” kültürü- lemi derinleşirken ebeveynlerin kayıtsız tavırları,
nün öğretilmesi/aktarılması gibi en köklü hizmet- ilgisizlikleri problemli çocukların sorunlarını daha
ler sunulmaktadır. da derinleştirmektedir. Tüm iyileştirme çabaları-
Tablo 2’de YİBO’ların 2013-2014 Öğretim Yılı na rağmen sosyal sermaye yetersizliği ve sosyal
öğrenci sayıları yer almaktadır (MEB, 2014). Yatılı destekten yoksunluk bu okulların en büyük so-
İlköğretim Bölge Okullarında farklı yaş, cinsiyet runu olmaya devam etmektedir. Yaşananlar bu
ve toplum kesimlerinden öğrencinin barındığı okullarda görevli insan kaynağını daha önemli
bilinmektedir. Bu çocukların bir kısmının da aynı hale getirmektedir. YİBO’da görevli yöneticilerin
zamanda gündüzlü olarak yakın çevreden okul- ve öğretmenlerin özverili çalışmaları yanında tüm
lara devam ettikleri gerçeği karşısında, her gün personelin de bu okulların özellikleri hakkında
eğitilmeleri önemlidir.

Tablo 2. 2013-2014 Öğretim Yılı Yatılı İlköğretim Bölge Okulları Öğrenci Sayıları
Yatılı Öğrenci Sayıları Gündüzlü Öğrenci Sayıları Genel Toplam
Kız Erkek Toplam Kız Erkek Toplam Öğrenci Sayısı
42.067 50.398 92.465 27.884 26.403 54.287 146.752
Kaynak: MEB. e-okul, (2014)
Yatılı kurumlar özellikleri gereği dünyanın her Okulları Yönetici Kılavuz Kitabı, İstanbul: Milli Eğitim Basımevi.
yerinde dikkatle takip edilen, üzerinde çok çalış- MEB. e-okul, (2014), veri tabanı (01.07.2014).
Milli Eğitim İstatistikleri Örgün Eğitim, 2014, (26.06.2014).
manın yapıldığı sosyal yapılardır. Ülkemizde de
Özdemir, S. (2006), “Çözümleri Sorunları: YİBO ve PYO’lar, Taşımalı
son yıllarda yatılı kurumlara ilişkin araştırmaların Eğitim”, Türkiye’de Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Sistemi,
yoğunlaştığı görülmektedir. Bu çalışmaların boy- Temel Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Yay. Haz. Servet Özdemir,
lamsal araştırmalarla desteklenmesi daha sağlıklı Hasan Bacanlı, Murat Sözer, TED Yayınları, s. 308-318.
değerlendirmelere imkân verecektir. Sakaoğlu, N. (1991), Osmanlı Eğitim Tarihi, İletişim Yayınları, İstan-
bul.
Santrock, J. W. (2011), Yaşam Boyu Gelişim Psikolojisi, (Çev. Ed. Ga-
Kaynakça lip Yüksel), Ankara: Nobel Yay.
Akyüz, Y. (1994), Türk Eğitim Tarihi (Başlangıçtan 1993’e), İstanbul: Sönmez, M. (2000), “Yatılı İlköğretim Bölge Okullarının Varlığının
Kültür Koleji Yayınları. Velilerin Çocuklarını Okula Göndermeleri Üzerinde Etkisi”,
Arslan Karaküçük, S. (2013), Toplumsal/Eğitsel Bir Olgu Olarak Yüksek Lisans Tezi, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Ensti-
Yatılı Okullar (Eğitim Ortamları İncelemesi) The Journal of tüsü, Bursa.
Academic Social Science Studies International Journal of Social T.C. MEB (1972), Tebliğler Dergisi, C. 35, Sayı 1723, 415, Ankara.
Science Volume 6, Issue 4, p. 95-110. TDK. (2005), Türkçe Sözlük, Ankara: Türk Dil Kurumu.
Başarır, Ş., İ. (2009), Yatılılık: Okul Ev Olunca, Yay. Haz. Şükran İ. Ba- Tekeli, İ., İlkin, S. (1999), Osmanlı İmparatorluğu’nda Eğitim ve Bilgi
şarır, Talat Parman, İstanbul: Bağlam Yayınları. Üretim Sisteminin Oluşumu ve Dönüşümü, Türk Dil Kurumu Ba-
Cicioğlu, H. (1995), Türkiye Cumhuriyetinde İlk ve Ortaöğretim (Tari- sımevi, Ankara.
hi Gelişimi) (2. Basım), Ankara: A.Ü.E.B.F. Yayınları, No: 140. Toksoy, Ş., E. (2009), Yatılılık: Okul Ev Olunca, Yay. Haz. Şükran İ. Ba-
Erkul, H. (1997), “YİBO Yönetim ve Denetiminde Verimlilik- şarır, Talat Parman, İstanbul: Bağlam Yayınları.
Türkiye’de Yatılı İlköğretim Bölge Okullarının Yönetici ve De- Tümer, A., R. (1946), Pansiyonlu Pansiyonsuz Köy Bölge Okulları, An-
neticilerinin Verimlilik İlkesi Açısından Değerlendirilmesi”, kara: Akın Matbaası.
Yüksek Lisans Tezi, İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Türnüklü, A. (2006). Sınıf ve Okul Disiplinine Çağdaş Bir Yaklaşım:
Malatya.
Onarıcı Disiplin. Ankara: Ekinoks Yayıncılık.
Gazalcı, M. (1997), Aydınlanma Sürecinde 8 Yıllık Eğitim, Ankara:
Yavuzer, H. (2004), Ana Baba ve Çocuk, İstanbul: Remzi Kitabevi,
Güldikeni Yayınları.
7. Baskı,
Gülcan, M., Türkeli Y., Parabakan, F., Şölen, A., Albayrak, F, (2003),
Yeşilyaprak, B. (2002), Eğitimde Rehberlik Hizmetleri, Ankara: Nobel
Türkiye’de İlköğretim, (Dünü, Bugünü, Yarını), İstanbul: MEB Ba-
Yayınları.
sımevi
Yörükoğlu, A. (1984). Değişen Toplumda Aile ve Çocuk, Ankara: Ay-
Köksal Akyol, A., Salı, G. (2013), Yatılı Ve Gündüzlü Okuyan Çocuk-
dın Kitapevi Yayınları.
ların Benlik Kavramlarının Ve Sosyal Destek Algılarının İnce-
lenmesi, Ekim 2013 Cilt:21 No:4 (Özel Sayı) Kastamonu Eğitim Makalede yatılı okullarla ilgili kaynak olarak yararlanılan web ad-
Dergisi 1377-1398. resleri:
Maarif Vekilliği, (1944), Türkiye Cumhuriyeti Maarifi 1923-1943, An- http://www.schools.com/about
kara. http://www.boarding-school-finder.com
MEB. (2003a), İlköğretim Kurumları Yönetmeliği, 27.08.2003 tarih ve http://www.boarding-school-directory.com/ boarding-school
25212 sayılı Resmi Gazete. http://www.boarding-school-finder.com
MEB. (2003b), Yatılı İlköğretim Bölge Okulları ve Pansiyonlu İlköğretim http://www.boarding-school-finder.com/hp_1400_2_2.html

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
41
Öteki Çocukların Okul Serüveni:
Yatılı Bölge Okulu Öğrencileri

Yrd. Doç. Dr. Faysal ÖZDAŞ


Mardin Artuklu Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Bölümü

Giriş okulların beraberinde birçok sorunu da getirdiği


Aile, toplumu oluşturan en küçük sosyal ku- literatürden anlaşılmaktadır. Örneğin, öz bakımla-
rum olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla sağlıklı bir rıyla ilgili sorun yaşamaları, aile özlemi çekmeleri,
toplum için aile kurumu büyük bir önem arz et- uyum sorunu yaşamaları ve başarısızlık (Özan, Sağ-
mektedir. Aile ortamındaki eğitim, sevgi, saygı, lam ve Karaca, 2012) bunlardan sadece birkaçıdır.
değerlere bağlılık ve bunları koruma çabası çocu- Yapılan bir çalışmada, öğrencilerin %27.3’ü ya-
ğun yaşantısında önemli bir yere sahiptir. Temel takhanedeyken, %26.8’i sınıftayken, %24.1’i okul-
eğitim başlayıncaya kadar çocuk yukarıda belirti- dayken, %24.1’i okul gidiş dönüşlerinde, %21.2’si
len ve buna benzer değerleri aile ortamı ve sosyal yemekhanedeyken ve %19.6’sı okul bahçesindey-
çevresiyle edindiği etkileşimle elde etmektedir. Bu ken kendilerini duygusal olarak iyi hissetmedikle-
süreç, sağlıklı bir aile ve sosyal çevrede çocuğun rini ifade etmişlerdir (Bozkurt vd.2011). Kartal ve
kendisini en çok güvende hissettiği zaman süreci Bilgin (2007) tarafından yapılan benzer bir çalış-
aynı zamanda çocuk için koruma ve kollama dö- mada ise, öğrencilerin %32.5’i okula gidiş-dönüş
nemidir. Bu açıdan bakıldığında aslında aile de bir sırasında, %22.5’i tuvaletteyken %20’si sınıftayken,
okuldur. Hem de en esaslı, samimi, güvenli, pay- %17.5’i koridorlardayken ve %12.5’i bahçedeyken
laşıma açık, eğitimin hayat bulduğu bir yerdir aile kendilerini güvensiz hissettiklerini belirtmişlerdir.
okulu. Bu durum şüphesiz çocuğun eğitim hayatı Bu güvensizliğin muhtemel sebepleri arasında
boyunca –kimi zaman çalkantılı, kimi zaman dur- aileden uzak kalma, tanımadığı insanlarla zaman
gun- devam etmektedir. Ne yazık ki bazı çocuklar, geçirme, yalnızlık, akran baskısı vb. olabilir.
çocukluklarının her dönemini böyle bir ortamda Yatılı İlköğretim Bölge Okulları (YİBO) 1962 yılın-
geçirme şansına sahip değildirler. Yatılı bölge oku- da 222 Sayılı İlköğretim ve Temel Eğitim Kanunu’na
lunda (YBO) okuyan öğrenciler de bu çocuklardan göre hazırlanan Bölge Okulları Yönetmeliği’nin 1.
bazılarıdır. maddesindeki “Çeşitli sebeplerle henüz bir ilkokul
Aslında ailelerin, eğitimcilerin ve eğitimden açılmamış olup birbirlerine yakın birkaç köyün
sorumlu yetkililerin belki de daha iyi bir alternatif bulunduğu yerlerde veya evleri ve ev grupları da-
olmadığı için kabul ettikleri yatılı bölge okullarının ğınık olan köylerde yatılı ilköğretim okulları açı-
çocukların eğitimindeki yeri, olumlu ve olumsuz lır” hükmüne göre planlama yapılarak açılmaya
yönleri konusu uzun zamandır tartışılmaktadır. Ya- başlanmıştır. Daha sonra 1739 Sayılı Millî Eğitim
tılı bölge okullarında öğrencilerin ücretsiz barınma Kanunu’nun 25. ve 222 Sayılı İlköğretim ve Eği-
ve okuma imkânı bulduğu, bir arada yaşayan aynı tim Kanunu’nun 9. maddesi çerçevesinde yatılı
yaş gruplarındaki çocukların sosyalleşmelerine ilköğretim okullarının açılmasına devam edilmiş-
katkıda bulunduğu, problem çözme becerilerinin tir. 1739 Sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nun 25.
geliştiği gibi olumlu katkıların olduğu söylenebilir. maddesi gereğince nüfusun az ve dağınık olduğu
Dezavantajlı çocukların okumaları için kurulan bu yerlerde köyler gruplaştırılır, merkezî durumda

42 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Öteki Çocukların Okul Serüveni: Yatılı Bölge Okulu Öğrencileri

olan köylerde ilköğretim bölge okulları ve bun- lardan dolayı belki bu mekânların ortak kullanımı
lara bağlı pansiyonlar, gruplaştırmanın mümkün için bir mazeret öne sürülebilir. Ancak günümüz
olmadığı yerlerde yatılı ilköğretim bölge okulların şartlarında hâlâ bütün okulların oda sistemine ge-
kurulması gerektiği belirtilmiştir (MEB, 2008). çilememiş olması ve ortak banyo sorunun çözüle-
YİBO’lar, halen köy ve mezralarda okulların memiş olmasının hiçbir mazereti olamaz. Banyo
bulunmadığı ya da okul olduğu halde öğrenci sa- ve yatakhanenin ortak olması beraberinde mah-
yılarının okulun açık olması için yetersiz olduğu remiyet sorununu da getirmektedir. Yatılı bölge
yerleşim birimlerindeki zorunlu eğitim çağındaki okullarında okuyan öğrencilerin karşılaştıkları so-
çocukların parasız yatılı devam ettikleri okullardır. runların tümünü tartışmaya açmak başka yazının
Aynı zamanda bu okullarda, çevresindeki öğren- / yazıların konusu olabilir. Burada sadece birkaçı
ciler gündüzlü olarak devam edebilmektedirler. üzerinde özetle durulacaktır.
2012 yılında çıkarılan 6287 sayılı İlköğretim ve Eği-
tim Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılma- Yatılı Bölge Okullarında Okuyan Öğrencilerin
sına Dair Kanunun yürürlüğe girmesiyle YİBO’ların, Karşılaştıkları Sorunlar
adı yatılı bölge ortaokulu (YBO) olarak değiştiril-
Yatılı bölge okullarında okuyan öğrenciler çe-
şitli sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Bu sorunlardan
birkaçına aşağıda değinilmiştir.
Fiziki sorunlar: Eğitim ortamlarında fiziki
mekân ve ortam, bireyin psikolojisi ve fizyolojisi
üzerinde etkilidir. Dolayısıyla bu durum bireyin
akademik başarısı ve sosyal ilişkilerini de etkile-
mektedir. Bu açıdan bakıldığında özellikle eğitim
ortamlarının öğrencilerin her yönüyle bir bütün
olarak gelişmesini sağlayacak şekilde düzenlen-
mesi gerekmektedir.
Ancak yatılı bölge okullarının durumuna bu
açıdan bakıldığında fiziki anlamda yetersizliklerin
olduğu literatürden anlaşılmaktadır. Yatılı bölge
okullarındaki fizikî yetersizliklerin başında öğrenci
yatakhaneleri gelmektedir. Işıkoğlu (2007) tarafın-
dan yapılan araştırmada YİBO’larda aynı odada 50
miştir. Millî Eğitim Bakanlığı istatistiklerine göre, ila 100 öğrencinin yattığı ve buna rağmen yatak-
2012-2013 eğitim öğretim yılında 468 yatılı bölge hanelerin yetersiz olduğu tespit edilmiştir. Aynı
okulu ve 7784 derslikte 171854 (kız 85314, erkek araştırmada tuvalet, lavabo ve banyo sayılarının
86540) öğrenci okumaktadır. Bu okullarda 11434 da yetersiz olduğu bulgusu elde edilmiştir. Yatak-
öğretmen görev yapmaktadır (MEB, 2013). hanelerin koğuş sisteminde olması da ciddi bir
Yatılı bölge okullarında, sosyo- ekonomik ve sorundur. Çünkü koğuşlarda büyük öğrencilerle
kültürel olarak benzer çevreden olsa da farklı yaş küçük öğrencilerin aynı mekânlarda yatmaları ve
gruplarına mensup öğrencilerin bir arada bulun- hamam tipi banyolarda birlikte yıkanmaları çeşit-
malarından kaynaklanan sorunlar ortaya çıkabil- li riskleri de beraberinde getirmektedir. Pansiyon
mektedir. Çocukların, aileden belki de en fazla binalarının yetersiz oluşu, binaların dağınık olarak
ihtiyaç duyulan bir dönemde uzak kalma, farklı yapılması ve depreme dayanıklılığı konusunda
karakter ve özelliklere sahip çocuklarla bir arada ciddi davranılmaması, alt yapının yetersiz olması,
yeme, içme, oynama ve ortak mekânları kullanma yemekhanelerin amacına uygun biçimde kullanıl-
söz konusudur. Bu okullarda ortak mekân olarak maması da tespit edilen başka hususlardır (Köroğ-
kullanılan ve sıkıntı oluşturabilecek mekânların lu, 2009). Kazu ve Aşkın’ın (2011) yaptığı benzer
başında ortak banyo ve yatakhaneler gelmektedir. araştırmada da öğretmenlerin önemli bir kısmı
Kurulduğu ilk yılardaki teknik ve ekonomik şart- öğrenci oyun alanlarının ve hobi odalarının yeter-

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
43
Öteki Çocukların Okul Serüveni: Yatılı Bölge Okulu Öğrencileri

siz olduğunu belirtmiştir. Ayrıca pansiyon binala- dolabı, ranza ve diğer mobilya araç ve gereçlerin
rının YİBO’lardaki etkinlikleri sınırlandırdığı, oluş- kullanılabilir düzeyde olmaması; pansiyonların ya-
turulan etkinlik alanlarının öğrenci mevcudunu şam düzeyinin iyileştirilememesi (oda sistemine
karşılayamadığı, bu nedenle binaların etkinlikler geçişlerin tamamlanamaması), destek personelin
için yeterli büyüklükte olmadığı tespit edilmiştir. (gece bekçisi, aşçı, hizmetli) yeterli sayı ve nitelikte
Yatılı bölge okullarında, fiziksel koşulların ye- olmaması, iş akış süreçlerinin oluşturulmaması ve
tersizliğinden dolayı, öğrencilerin oyun ihtiyaçları görev tanımlarının net olmaması da tespit edilen
yeterince karşılanamamaktadır (Çokamay, Çavdar başka eksikliklerdir. Bir kişinin bile çok değerliği
ve Çok, 2014). Bu durum öğrencilerde fiziksel ve olduğu bu hayatta, on binlerce insandan söz edi-
psikolojik rahatsızlıklara da sebep olabilir. Örne- yoruz. On binlerce öğrencinin eğitim gördüğü ve
ğin Çolak (2007) tarafından yapılan bir araştırma- yaşadığı bir ortamda yaşam şartlarının daha iyi
da yatılı okullarda okuyan ve okumayan öğrenci- olması beklenmektedir. Ailesinden uzak kaldığı
lerin vücut kompozisyonlarını değerlendirilmiştir. için birçok sorun yaşayan çocukların en azından
Çalışmada, gerek yaş gruplarına göre (boy, vücut fiziki mekân anlamında sorun yaşamamaları için
ağırlığı ve yağsız kitle) gerekse toplamda (boy, bu konuda ilgili kişilerin bütün tedbirleri almaları
vücut yağ yüzdesi ve yağ kitlesi) yatılı olmayan gerekmektedir.
öğrencilerin yatılı okullarda okuyan öğrencilere
göre daha yüksek değerlere sahip oldukları tespit Disiplin sorunları
edilmiştir. Bu sonuç yetersiz ve dengesiz beslen-
Disiplin olayları okullarda karşılaşılması isten-
me, eksik aktivite vb. sorunlardan kaynaklanabilir.
meyen durumların başında gelmektedir. Özellikle
Yatılı bölge okullarının okul yaşam kalitesi ile ilgili
yatılı bölge okullarında disiplin olaylarının yaşan-
yapılan araştırmada öğretmenler, okulun fiziksel
maması için bütün tedbirlerin alınmaya çalışıldığı
alt yapısının yetersiz olduğu konusunda hemfikir-
bilinmektedir. Ancak bu okullarda okuyan öğren-
dirler. Okulda spor salonu, çok amaçlı salon, kü-
cilerin aileden uzak kalma, farklı karakter ve özel-
tüphane ve müzik odası olmayışı, yemekhane, ya-
liklere sahip çocuklarla beraber yaşama, etkinlik
takhane ve oyun alanın yetersiz olması (İnal, 2009)
alanlarının yetersizliği gibi durumlardan dolayı di-
bu okulların fiziki alt yapılarının yetersizliğinden
siplin sorunları yaşamayabilmektedirler. Millî Eği-
dolayı öğrencilerin sıkıntı yaşadıkları söylenebilir.
tim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma
Yatılı bölge okullarında kalite ve hizmet sunu- Hizmetleri Genel Müdürlüğü (MEB, 2006) okullar-
munda da problemlerin olduğu bilinmektedir. Ya- da şiddetin önlenmesi ile ilgili 24/03/2006 tarih ve
pılan araştırmalarda, okulun genel temizliği ve su- 1324 sayılı genelgede okullarda şiddet, saldırgan-
nulan yemeğin kalitesi orta düzeyde tespit edilmiş, lık, zorbalık gibi olayların arttığını, öğrencilerin
sağlık ve temizlik imkânları yetersiz bulunmuştur güven ortamı içinde eğitim kurumlarına devam
(İnal, 2009). Ayrıca ortak mekân olarak kullanılan edebilmelerini sağlamak ve eğitim sisteminden
yatakhane temizliği, spor alanları, çalışma salon- istenilen başarıyı elde edebilmek amacıyla koru-
ları, çamaşır yıkama imkânları, tuvalet ve banyo yucu ve önleyici çalışmaların yapılması gerektiğini
hizmetlerinin yetersiz olduğu tespit edilmiştir (Kö- vurgulamaktadır.
roğlu, 2009; Yılmaz, 2012). Bu tespitler, Millî Eğitim
Disiplin sorunlarının oluşmasında okuldaki uy-
Bakanlığı İç Denetim Birimi Başkanlığının yatılı
gulamalar ve okulun iklimi önemli rol oynamak-
ilköğretim bölge okulları süreci iç denetim rapo-
tadır. Gottfredson (1989. Akt. Cemaloğlu, 2007)
runda da yer almaktadır (MEB, 2011). Rapora göre,
tarafından okulda disiplin sorunlarına neden olan
bu okulların fiziki yeterlik ve kapasite kullanım du-
durumlar şu şekilde belirtilmiştir: Kuralların açık
rumu şu şekilde tespit edilmiştir: YİBO’larda doğal
olmaması ve kuralların gerekçeleri konusunda öğ-
afetlere yönelik önlemler, sağlık hizmetleri, tuvalet
rencilerin ikna edilmemesi, öğrencilerin kurallara
ve lavabolar, çamaşır, bulaşık makineleri ve diğer
uymaya zorlanması, öğrenciler tarafın kuralların
donatım malzemeleri yeterli ve kullanılabilir dü-
bilinmemesi, okul paydaşları arasında işbirliğinin
zeyde değildir. Buna ek olarak, sağlıklı beslenme
olmaması, öğretmenlerin duyarsız ve tutarsız dav-
için taze meyve, doğal ve katkısız meyve suları, süt
ranmaları, okulda öğretim uygulamaları ve okul
mamulleri, vb. yeterince tüketilmemesi; soyunma

44 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Öteki Çocukların Okul Serüveni: Yatılı Bölge Okulu Öğrencileri

kaynaklarının yetersizliği. Sarpkaya (2007) ise di- ğı belirlenmiştir. Örneğin, Yılmaz, (2012) tarafın-
siplin sorunlarının nedenlerinin, sadece öğrenci, dan yapılan araştırmada yatılı bölge okullarında
yönetici ve öğretmenlerle ilgili olmadığını belirt- rehberlik hizmetlerinin yeterli düzeyde olmadığı
mektedir. Aynı zamanda rehberlik ve psikolojik tespit edilmiştir. Özellikle rehberlik hizmetlerini
danışma hizmetlerinin niteliği, aile ve toplumun yeterli düzeyde yürütecek bir ekibin olmaması yu-
da bireye aktardığı değerler, sunduğu imkânlar karıda sayılan benzer sorunların devam etmesine
ve modeller öğrenci davranışları üzerinde etkili sebep olabilir.
olmaktadır. Balay da (2009) bu sorunları; toplum- Yatılı bölge okullarında, öğrencilerin maddi ih-
sal nedenler, geçmiş yaşantılar, sınıf dengesine tiyaçları karşılanmaktadır. Ancak sevgi, paylaşma,
ilişkin algının bozulması, öğrenciden kaynaklanan ait olma, kendini güvende hissetme gibi çocuğun
sorunlar, öğretmenden kaynaklanan sorunlar, eği- psikolojini doğrudan etkileyecek ihtiyaçların tam
tim programı ve öğretim yöntemlerinden kaynak- olarak karşılanamaması olumsuz sonuçlar ortaya
lanan sorunlar şeklinde sıralamaktadır. çıkarmaktadır. Yatılı bölge okullarındaki öğrencile-
Araştırmalar, yatılı bölge okullarında kalan öğ- rin kendilerini kötü hissetme gerekçelerinin başın-
rencilerin farklı disiplin sorunları yaşadıklarını ya da yalnızlık ve aile özlemi gelmektedir. Başarısızlık
da bu sorunlara sebep olduklarını göstermekte- durumu, öğretmenleriyle ergenlik sorunlarını ra-
dir. Disiplinsiz davranışların başında lakap takma, hatlıkla konuşamama, okulda sosyal ihtiyaçlarını
küfür etme, yalan söyleme, devamsızlık yapma, karşılayamama, aile ziyaretlerinde yaşanan prob-
derse geç gelme, hırsızlık yapma, oryantasyon lemler, aileleriyle yeterli düzeyde haberleşememe
eksikliği, okul araç gereçlerine zarar verme, te- (Yılmaz, 2012), güvenlik sorunları, öğrenci profili-
mizliği ihmal etme ve öğretmene saygısızlık (Öze- nin uç örnekler göstermesi (Çokamay, Çavdar ve
men ve Tonbul, 2010) şeklinde sıralanmaktadır. Çok, 2014) yaşanan sorunlar arasında yer almak-
Disiplin sorunlarının yukarıda belirtildiği şekliyle tadır.
bireyle sınırlı olmadığı durumlar da vardır. Ortak Yatılı bölge okullarında kalan / okuyan öğren-
mekânlarda yaşanan sorunlar da disiplin olayla- cilerin gerek aile ortamından uzak kalmanın ver-
rına konu olmaktadır. Örneğin öğrenci yatakha- diği, gerekse okul ve okulun yapısından kaynakla-
nelerinde gürültü, hırsızlık yapma, öğretmenlerin nan sebeplerden dolayı psikolojik anlamda sorun
problemler karşısındaki tutumları (İnal, 2009) öğ- yaşamaları doğal karşılanabilir. Psikolojik sorun-
rencilerin tümünü olumsuz yönde etkilemektedir. ların birçok sebebi bulunmaktadır. Çok ayrıntıya
girmeden bu sebeplerden aile, akran grubu ve
Psikolojik sorunlar okuldan kaynaklanan sebepler özetlenecektir.
Hiç tanımadığı yeni bir ortamda yeni çocuklar- 1. Aileden uzak olma: Aile ortamından uzak
la birlikte yaşama, özellikle ilk zamanlarda olum- kalan çocuklarda güven sorunu, yalnızlık, saldır-
suz etkileri beraberinde getirebilir. YBO müdürleri ganlık, kendisine ve başkasına zarar verme gibi
ve öğretmenlerle yapılan görüşmelerde çocuk- olumsuzluklar ortaya çıkabilir. Çocuk, okul döne-
ların ailelerinden uzak kalmaları sonucu psikolo- minde zamanının önemli bir kısmını ailesinden
jik rahatsızlıklar yaşadıkları bilgisi elde edilmiştir. uzak geçirmektedir. Aile çocuk için koruma ve gü-
Örneğin uyku problemleri, gece altını ıslatma, ven ortamı sağladığı için çocuk aynı ortamı okulda
beslenmede düzensizlik içine kapanma, dersler- bulamadığından bu durum özellikle küçük yaştaki
de başarısızlık, akranlarına şiddet uygulama veya çocuklar ve ilk defa ailesinden uzak kalanlar için
akranlarından şiddet görme bunlardan sadece çeşitli sorunlara sebep olmaktadır. İnal’ın (2009)
birkaç tanesidir. Bütün bu olumsuzlukların, oku- tespit ettiği gibi öğrencilerin okulda ağlamaları,
lun yeterli ve deneyimli ekibiyle aslında zamanla eve gitmek istemeleri, yatakhanede bakımlarını
çözülebilecek sorunlar olduğu söylenebilir. Ancak yapamamaları aileden uzak olmanın bir sonucu-
gerek gözlemler sonucu elde edilen veriler gerek- dur.
se alanda yapılan araştırmalar yatılı bölge okulla- 2. Akran grubundan kaynaklanan sebepler:
rında öğrencilerin bu anlamdaki sorunlarını tam Akran grupları bireyin sosyalleşmesinde önemli
anlamıyla çözebilecek yeterli personelin olmadı- bir dönüm noktasıdır. Bu gruplarda kabul gören

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
45
Öteki Çocukların Okul Serüveni: Yatılı Bölge Okulu Öğrencileri

bireyde güven, arkadaşlık ilişkisi, paylaşma, sevgi, çalışanlarından yardım alınmalıdır. Akran grupları-
saygı, dayanışma gibi değerler daha yoğun olarak nı yardımlaşma, sevgi, saygı, akademik başarının
ortaya çıkabilmektedir. Dolayısıyla yalnızlık hissin- artırılması gibi olumlu konularda teşvik edecek
den kurtulma, olumlu duygular yaşama ve sosyal- çareler aranmalıdır.
leşme açısından akran grupları gereklidir. 3. Okuldan kaynaklanan sebepler: Yatılı bölge
Çocuklar yetişkinlerin yanında her zaman okullarının fiziki yapısı, sosyal ağı, bu okullarda
kendilerini rahat hissedemeyebilirler. Ancak ya- görev yapan ve okuyan kişilerin iletişim biçimleri,
şıtlarıyla beraber olduğu zaman özellikle yetişkin bu kişilerin buralarda zorunlu ya da gönüllü kalma
ortamlarında konuşamadığı konuları konuşabilir, durumları, okulun yerleşim yeri ve sahip olduğu
gösteremediği davranışları gösterebilir ve akran- imkânlar gibi hususlar çocukların sorun yaşamala-
larından tecrübeler edinmesinin yanında bazı rında ya da sorun yaşamamalarında etkili olmak-
olumsuzlukları da beraberinde getirebilmektedir. tadır. Okul dışında zaman geçirebilme durumu,
Tezcan (1995) akran gruplarının olumsuz yönlerini ailesini ziyaret etme sıklığı, okulun sahip olduğu
imkânlardan memnuniyet durumu da çocuğun
psikolojisi üzerinde etkilidir.
Yatılı bölge okullarının sahip olduğu dezavan-
tajlar değerlendirildiğinde çocukların yüz ifadele-
rinde soğukluk, çocuklarda yetersizlik duygusu,
gelecek kaygısı, hastalık oranının yüksek olması,
emre itaatin belirgin olması, suç oranın yüksek ol-
ması, okula karşı olumsuz tepki, edilgen davranış-
lar, okuldan kaçma, öğretmene karşı antipatinin
yüksek oranda olması, cinsel istismara maruz kal-
ma, pasif kılınmış kişilik görünümü (Eraslan, 2014)
gibi hiç kimsenin istemediği olumsuz durumlar ne
yazık ki görülebilmektedir.

şu şekilde ifade etmektedir: Grubun amaçları anti Sonuç ve Öneriler


sosyal olduğu zaman gruba üye olanlar da anti Yatılı bölge okullarının, temel eğitimi yaygınlaş-
sosyal davranışları benimseyebilirler. Bu durumda tırma, eğitimde imkân ve fırsat eşitliğini sağlama
gruplar, üyelerini suçlu davranışlara yöneltebilir. ve maddi açıdan yoksun bireylere eğitim imkânı
Akran gruplarının antidemokratik ve kendini üs- sağlama gibi olumlu tarafları vardır. Bu okullarda,
tün gören davranışları, grubun zayıf üyelerinin okulun açılmadığı / açılamadığı köy ve mezralar-
kişiliklerini zedeleyerek gruba uyumlarını zorlaştı- daki zorunlu eğitim çağındaki çocuklar parasız ve
rabilir. Bu tür gruplara kabul edilmeyen gençlerin yatılı olarak okuma şansı bulmaktadırlar. Binlerce
incinme ihtimali vardır. Bu durum gençlerin kişi- çocuğun okuduğu bu okullarda, çocukların oku-
liklerin zedeleyebilir. Bunun sonucunda bireyin ma şansı bulmaları, sosyalleşmeleri, akranlarıyla
ileriki hayatında zararlı sonuçlara yol açarak ken- zaman geçirmeleri, ücretsiz okumaları gibi olumlu
dilerine güvenlerinin azalmasına yol açabilir. özellikler sıralanabilir. Ancak aileden uzak kalma,
Araştırmalar, yatılı bölge okullarında okuyan yalnızlık, akran baskısına maruz kalma, kendini
öğrencilerin okul yaşam kalitesi ile ilgili olarak güvende hissetmeme gibi sorunlara da bu okul-
okuldaki öğrencilere yönelik algılarının olumsuz larda rastlanmaktadır.
(İnal, 2009) olduğunu göstermektedir. Dolayısıy- Yatılı bölge okulları, mümkün olan en kısa za-
la akran grupları, yatılı bölge okullarında okuyan manda belirlenmiş bir takvim dahilinde kapatıl-
öğrencilerin gelişimlerini olumsuz yönde etkile- malıdır. Bu okullara devam eden öğrenciler için
yebilir. Araştırmada görülen bu olumsuz durumu alternatif okuma imkânları sağlanmalıdır. Ancak
olumluya çevirmek için özellikle okulun rehber bu alternatif oluşturma imkânları bir kişinin tek
öğretmeni, sınıf rehber öğretmeni ve okulun diğer başına ya da bürokratların çözüm bulacağı bir du-

46 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Öteki Çocukların Okul Serüveni: Yatılı Bölge Okulu Öğrencileri

rum değildir. Bunun için her kesimden başta öğ- Koşulları: Öğretmen Görüşlerine Dayalı Bir İnceleme. Ankara
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 47, (1), 19-42.
renciler, veliler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Demir, N. Ö., Baran, A, G. ve Ulusoy, D. (2005). Türkiye’de Ergenle-
eğitim ile ilgili bütün paydaşların birlikte öneriler rin Arkadaş-Akran Grupları İle İlişkileri ve Sapmış Davranışlar:
Ankara Örneklemi. Bilig, 32, 83-108.
geliştirmeleriyle mümkün olabilecektir. Yatılı böl-
Eraslan, L. (2014). Yalnızlığın Okulları Yatılı İlköğretim Bölge Okulla-
ge okullarının hemen kapatılması beklenemez. rının Problem Alanları ve Olası Çözüm Önerileri. http://www.
Çünkü bu süreç, şüphesiz zahmetli, ekonomik açı- memurlar.net/haber/38102/ (Alındığı tarih: 11/06/2014).
Ercan, L. (2007). “Sınıfta İstenmeyen Davranışların Yönetimi”, Sı-
dan pahalı, muhtemelen siyasi sonuçlara da açık nıf Yönetimi (s.194-220). L. Küçükahmet (Ed). Ankara: Pegem
bir durumdur. Ancak her şeye rağmen bu okulların Akademi.
varlıklarını daha uzun zaman devam ettirecekleri- Halıcı P, Baran G. (2006). Yatılı İlköğretim Bölge Okullarına Devam
Eden ve Ailesiyle Birlikte Yaşayan 12–14 Yaş Grubundaki Ço-
ni söyleyebiliriz. Dolayısıyla yatılı bölge okullarının cukların Saldırganlık Eğilimlerinin İncelenmesi. Adli Psikiyatri
halihazırda çözüm bekleyen sorunları vardır. Bu Dergisi, 3 (2), 23-30.
Işıkoğlu, Y. E. (2007). Hakkâri İlinde Bulunan Yatılı İlköğretim Böl-
sorunları çözümü için şu öneriler geliştirilmiştir: ge Okullarının Olanakları ve Sorunları. Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Ens-
 Okulların fiziki koşulları, öğrencilerin fiziksel titüsü.
aktivelerini gerçekleştirebilecek şekilde dü- İnal, U. (2009). Adana il sınırları içerisindeki yatılı ilköğretim bölge
zenlenmelidir. okullarında bulunan öğretmen ve öğrencilerin okul yaşam
kalitesi algılarının incelenmesi. Yayımlanmamış yüksek lisans
 Bireysel ihtiyaçların karşılandığı yatakhane tezi, Adana: Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
ve yemekhane banyo ve tuvalet gibi yerlerde Kartal H, Bilgin A. (2008). Öğrenci, Veli ve Öğretmen Gözüyle İl-
köğretim Okullarında Yaşanan Zorbalık. İlköğretim Online,7
olumsuzlukları ortadan kaldıracak önlemler (2) ,485-495.
alınmalıdır. Bu konuda bütün okul çalışanların- Kartal H, Bilgin A. İlköğretim Öğrencilerine Yönelik Bir Zorbalık Kar-
da, özelikle nöbetçi öğretmenlerde farkındalık şıtı Program Uygulaması: Okulu Zorbalıktan Arındırma Progra-
mı. Eğitimde Kuram ve Uygulama Dergisi, 3 (2), 207-227.
oluşturulmalıdır.
Kazu İ. Y. ve Aşkın, Z. (2011). Yatılı İlköğretim Bölge Okullarının Etüt
 Yatakhane / koğuş sistemi terk edilmelidir. Bu- Saatlerinde ve Boş Zaman Etkinliklerinde Karşılaşılan Sorun-
lar (Elazığ İli Örneği). Pegem Eğitim ve Öğretim Dergisi, 1, (3),
nun yerine iki ya da dört kişilik oda sistemine 39-46.
geçilmelidir. Köroğlu M. G. (2009). Türkiye’de Yatılı İlköğretim Bölge Okullarının
Sorunlarına İlişkin YİBO Yöneticileri ve Öğretmenlerinin Görüş
 Yatılı bölge okullarında aday öğretmenler gö- ve Önerileri Yüksek Lisans Tezi Ankara Üniversitesi Eğitim Bi-
revlendirilmemelidir. Bunun yerine alanında limleri Enstitüsü, Ankara.
birkaç yıl görev yapmış ve çocuk psikolojisi eği- MEB. (2006). http://orgm.meb.gov.tr/Mevzuat/genelgeler/okul-
lardasiddet.html. (Alındığı tarihi 14.10.2011).
timi almış öğretmenler görevlendirilmelidir. MEB. (2008). Yatılı İlköğretim Bölge Okulları ve Pansiyonlu İlköğ-
 Yatılı bölge okullarında görev yapacak idare- retim Okulları Yönetici Kılavuz Kitabı, Milli Eğitim Basımevi,
İstanbul.
cilerin seçiminde mümkün mertebe psikolojik MEB. (2011). Millî Eğitim Bakanlığı İç Denetim Birimi Başkanlığı
danışma ve rehberlik alanında eğitim almış öğ- Yatılı İlköğretim Bölge Okulları Süreci İç Denetim Raporu.
retmenlere / idarecilere öncelik verilmelidir. http://icden.meb.gov.tr/digeryaziler/2011_yibo_ic_dene-
tim_raporu_2011_2.pdf (Alındığı tarih. 12/06/2014).
 Yatılı bölge okullarının ihtiyacı karşılayacak MEB. (2013). Millî Eğitim İstatistikleri Örgün Eğitim 2012-2013.
kadar psikolog, rehber öğretmen, psikyatrist http://sgb.meb.gov.tr/istatistik/meb_istatistikleri_orgun_
egitim_2012_2013.pdf (Alındığı tarih: 12/06/2014)
ve sağlık personelinin görevlendirmeleri yapıl- Özan, M. B., Sağlam, H., Karaca, M. (2012). Yatılı İlköğretim Bölge
malıdır. Okullarında Pansiyon Yönetimde Karşılaşılan Sorunlar (Ma-
latya - Diyarbakır İli Örneği) Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler
Dergisi, C22, ( 2), 126-138.
Kaynakça Özmen, F. ve Tonbul Ö. (2010). Yatılı İlköğretim Bölge Okulları
(YİBO) Sınıflarında Disiplin Sorunları ve Baş Etme Yolları (Ela-
Balay R. (2009). 2000’li Yıllarda Sınıf Yönetimi. Ankara: Maya Aka-
zığ İli Örneği). e-Journal of New World Sciences Academy, 5,
demi.
(3), 1328-1342.
Bozkurt, S. Akbıyık, A. Yüzük, S. Gördeles Beşer, N. ve Sağkal T.
Sarpkaya, P. (2007) . Yönetici, Öğretmen, Öğrenci ve Velilere Göre
(2011). Bir Yatılı Bölge Okulunda Akran İstismarı ve Farkın-
Resmi Liselerdeki Öğrenci Disiplin Sorunlarının Nedenleri. Pa-
dalık Eğitiminin Etkisi. Anadolu Hemşirelik ve Sağlık Bilimleri
mukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 22, 110-121.
Dergisi, 14, (4), 1-9.
Tezcan, M. (1995). Eğitim Sosyolojisi. Ankara: Ankara Üniversitesi
Cemaloğlu, N. (2007). Disiplin İle İlgili Kavramlar, İlkeler ve Uygula-
Basımevi.
malar. Millî Eğitim, 175, 8-23.
Uludağ, Z. ve Odacı, H. (2010). “Eğitim-Öğretim Faaliyetlerinde Fi-
Çelenk, S. (2003). Okul başarısının ön koşulu, okul aile dayanışma-
ziksel Mekan”, Milli Eğitim Dergisi. 153-154, 18-36.
sı. İlköğretim Online, 2 (2), 28–34.
Yılmaz, A. (2012). Yatılı İlköğretim Bölge Okulları Sorunlarının Öğ-
Çolak, M. (2007). Yatılı olan ve yatılı olmayan öğrencilerin vücut
renci Algılarına Göre Değerlendirilmesi. Gaziantep Üniversi-
kompozisyonlarının değerlendirilmesi. Erzincan Eğitim Fakül-
tesi Sosyal Bilimler Dergisi, 11, (3), 659 -679.
tesi Dergisi, 9 (2), 183-194.
Çokamay, G. Çavdar, D. ve Çok, F. (2014). Yatılı İlköğretim Bölge
Okulu (YİBO) Öğrencilerinin Gelişim Gereksinimleri ve Yaşam

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
47
Türkiye’de Üniversitelerde Öğrenci-Yurt Hizmetleri ve
Barınma Sorunu

Erol KAVUNCU
KYK Çorum Akşemseddin Erkek Öğrenci Yurdu Müdürü

Giriş büyük ‘’servetleri’’ haline gelebilecekleri gibi, yan-


Genel anlamda ‘’barınma’’ meselesi tarih bo- lış eğitim, olumsuz yetişme ortamlarında bulun-
yunca insanoğlunun en temel sorunlarından birisi ma gibi nedenlerle; zarar verme, zarar görme, suç
olagelmiştir. Eğitim, barınma, beslenme, ulaşım örgütlerine dâhil olma gibi tehlikeli durumlara da
gibi temel haklar birbirinden ayrılmaz bir bütün- düşebilmektedirler. Ayrıca, çok farklı şehirlerden,
dürler. Bireyin bütün insanî ihtiyaçlarını karşıla- kültürlerden çıkarak üniversite ortamında bir ara-
yabilmesi, eğitimini tam ve eksiksiz bir biçimde ya gelen bu gençler, bu yeni ortamda anne-baba,
gerçekleştirebilmesi için ruhsal ve bedensel açı- aile, çevre koruyuculuğundan ayrı kaldıkları için
dan kendisini sağlıklı ve güvende hissedebileceği boşluğa düşebilmekte; yanlış arkadaş seçimi, kötü
fiziksel yapılarda barınıyor olması gerekmektedir. alışkanlıklar edinme, gibi nedenlerle ömür boyu
sürecek pişmanlıklar yaşamalarına sebep olacak
Diğer taraftan, Yükseköğrenim - Üniversite hatalar yapabilmektedirler.
gençleri; enerjileri ve doğaları gereği toplumun
temel dinamiklerini harekete geçirebilecek bir Barınma, yükseköğrenim öğrencilerinin karşı-
potansiyele sahiptirler. Verimli ve yeterli bir eğitim laştığı en temel sorunlardan biridir. Üniversitelile-
almaları halinde bireysel özelliklerini büyük bir rin yurt- barınma sorunu, özellikle son dönemde
katma değere dönüştürebilecekleri, ülkelerinin en yeni açılan üniversiteler ve camiada yaşanan çe-
şitli sıkıntılarla birlikte ülkemiz gündeminde de
önemli bir yer işgal etmektedir.
Üniversite ortamına giren genç kendisini, ai-
lesinden ve yetiştiği sosyal çevresinden uzak yeni
bir çevre içinde bulmaktadır. Üniversite ortamı,
farklı bir boyutta kişinin yeni bir sosyal çevrede
ilişkilerini sürdürmesini gerektirmektedir. Yurt or-
tamı, sınıf atmosferi gibi kişiye yeni sosyal çevre
olabilecek yerlere uyum sağlamak, yeni ve farklı
sosyal becerileri ve çabaları zorunlu kılmaktadır.
Üniversitede ‘’sağlıklı’’ bir yurt ortamı gençleri-
mize; sosyalleşme, olgunlaşma, sorumluluk, pay-
laşma bilinci kazandırmanın yanında, insanları ta-
nıma, onlara güvenmeyi öğrenme, iyiyi ve kötüyü
ayırt edebilme, daha ölçülü harcama yapabilme,
geniş arkadaş çevresine sahip olma, kararlarını
özgürce alabilme, topluluk içerisinde hayatını yö-
netebilme gibi birçok önemli özellik kazandırabil-
mektedir.

48 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Türkiye’de Üniversitelerde Öğrenci-Yurt Hizmetleri ve Barınma Sorunu

Ailelerinden ayrı olarak uzakta eğitim gören kredi ve burs veren, yurtlar kiralayarak, yaptırarak
ve yaş aralıkları genellikle 17-25 arasında değişen işleten, öğrencilerin sosyal ve kültürel gelişmeleri-
üniversite gençliği için gerek güvenlik ve sağlık ne katkıda bulunan bir kurumdur.
koşulları, gerekse akademik başarı, kişisel ve sos- ‘’Barınma koşulları olarak Yurt içinde; öğrenci
yal gelişim açısından da barınma konusu özel bir yurdunun bulunduğu belediye sınırları dışında
öneme haizdir. ikamet eden öğrenciler ile Yurt dışından; ülkemi-
Ülkemizde üniversiteyi kazanan öğrencilerin ze eğitim görmek üzere gelen Türk Cumhuriyet-
bir kısmı ailelerinin yanında kalmaktadırlar. Ancak leri ve Toplulukları öğrencileri, ülkemiz ile kültür
kimi öğrenciler, ailelerinden uzakta yükseköğre- anlaşması bulunan diğer ülkelerin öğrencileri ve
nim yapma tercihinde bulunmaktadırlar. Bu du- yabancı uyruklu öğrencilerden ikamet tezkeresine
rumda coğrafi mesafe nedeniyle ailesi ile sürekli sahip olanlar yararlanabilmektedir.’’1
irtibat kurmayan/kuramayan gençler için barınma Sahip olduğu ve sunduğu imkânlarla öğrenci-
meselesi en önemli sorunlardan ve ihtiyaçlardan lerine adeta “5 yıldızlı otel” konforu yaşatan Kre-
biri haline dönüşmektedir. di Yurtlar Kurumu (KYK) ‘’Halen 81 il, 145 ilçede
Üniversiteli öğrencilerin barınma yeri alterna- ve 2’si de yurtdışında olmak üzere toplam 376
tifleri arasında; kamu ve özel sektöre ait yurtlar, yurtta 314.274 yatak ve 2014 yılı mayıs ayı itibarıy-
özel pansiyonlar, apart oteller, kiralık öğrenci evle- la yüzde 90’ın üzerindeki kapasite dolum oranı ile
ri ya da akrabalarının yanında ikamet etmek sayı- hizmetlerine devam etmektedir.’’ 2
labilir. Barınma biçimlerinin seçilmesinde ise, öğ- Bir dönem üniversite öğrencilerinin mecbur
rencinin kendisinin ve ailesinin sosyo-ekonomik kalmadıkça tercih etmedikleri, küçük bir odada
durumu, okula yakınlık ve ulaşım kolaylığı, güven- onlarca kişinin barındığı mekânlar olarak bilinen
lik, üniversite öğreniminin sürdürüldüğü şehirde KYK yurtları, son yıllarda yapılan ciddi atılım ve ya-
barınma amacıyla yapılan konut ve/veya binaların tırımlarla, kaydettiği kalite artışı, modern imkânları
nitelik ve kapasitesi gibi birçok faktör etkili olmak- sayesinde artık devletin sıcaklığıyla üniversitelileri
tadır. tanıştıran seçkin bir kurum haline gelmiştir.
KYK’ya bağlı yurtların 2014 yılı verileri, özellikle
Yüksek Öğretim Öğrencilerinin Barınma son 10 yılda güvenli barınma, yeme-içme, kültürel
Ortamları: aktiviteler, spor imkânları ve sağlanan diğer sosyal
KYK Yurtları hizmetler alanlarında nasıl bir değişim yaşandığı-
nı gözler önüne sermektedir.
Gençlik; toplumun en dinamik kesimidir. Ülke-
lerin geleceği ve kalkınmasında etkin bir rol oy- KYK Yurtlarında barınan öğrencilerin, dersleri
nayacak bu seçkin grubun çok iyi yetiştirilmesi ve dışındaki serbest zamanlarını en iyi şekilde değer-
sorunlarına eğilinmesi bugün daha da büyük bir lendirmeleri, bedensel, zihinsel ve kültürel yön-
önem taşımaktadır. Bu dinamik yapıyı bünyesinde den gelişmelerini sağlamak, aralarında dostluk,
barındıran Üniversite gençliğine sahip çıkma adı- kardeşlik duygularını geliştirmek amacıyla, Lider-
na, T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı, Yüksek Öğrenim lik ve Kişisel Gelişim Seminerleri, Farkındalık Kon-
Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü (YURT- feransları, Kariyer Sohbetleri, Atölye Çalışmaları
KUR) Yüksek öğrenim öğrencilerinin öğrenimleri- ve daha birçok kurs ve etkinlik ile sosyal, kültürel
ne; çağdaş ve güvenilir barınma, beslenme, kredi/ ve sportif faaliyetler düzenlenmekte, bölgeler ve
burs imkânlarıyla devam etmeleri, yurtlarda ger- yurtlar arası yarışma ve turnuvalar yapılmaktadır.
çekleştirilen sosyal, kültürel ve sportif faaliyetler- Ayrıca, psiko-sosyal servislerde öğrencilere koru-
le kişisel gelişimlerine sosyal devlet yaklaşımıyla yucu ruh sağlığı hizmeti de verilmekte, yurtlara
katkıda bulunmak amacıyla, 1962 yılında hizmete yeni kayıt yaptıran öğrencilere uyum sağlamaları
başlamıştır. maksadıyla oryantasyon programları düzenlen-
mektedir.
Genel olarak Türkiye’de Yüksek Öğrenime hiz-
met veren devlet yurtları, Yüksek Öğrenim Kredi ‘’Kuruma bağlı yurtlarda barınan öğrencile-
ve Yurtlar Kurumu’nun bünyesi altında toplanmış- re ucuz, kaliteli ve hijyenik şartlara uygun olarak
tır. Devlet yurtlarına kısaca YURTKUR denilmek- 1. http://www.kyk.gov.tr, 2014-Barınma
tedir. Yurtkur yükseköğrenim gören öğrencilere 2. http://www.kyk.gov.tr, 2014-Barınma

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
49
Türkiye’de Üniversitelerde Öğrenci-Yurt Hizmetleri ve Barınma Sorunu

yemek verilmesi, diğer ihtiyaçlarının piyasadan seköğrenim öğrencilerinin, barınma, beslenme,


daha ucuza sağlanması amacıyla yurtlar bünye- çalışma salonu gibi ihtiyaçlarını gidermek amacıy-
sinde lokanta, kantin, kafeterya, ayakkabı tamiri, la açılmışlardır. Devlet yurtları, özel yurtlara kıyasla
kuru temizleme, kırtasiye, fotokopi, terzi, kuaför, daha ucuzdur. Genelde devlet yurtlarından daha
berber, çamaşırhane, internet işletmeleri vb. işlet- pahalı olan özel yurtların fiyatları bulundukları
meler açılmakta ve işletilmektedir. Bu işletmelerin bölgelere, üniversite yurtlarının fiyatları da üniver-
ehil kişi veya kuruluşlar tarafından çalıştırılması, sitelere göre değişmektedir. Piyasa ekonomisinin
öğrencilerin gıda ve ihtiyaç maddelerini piyasa- yeni gözde alanı haline gelen özel yurt işletmeleri,
dan daha ucuza sağlamaları, işletme yerlerinin öğrencinin müşteri olarak görüldüğü, sayıları her
hijyenik şartlara uygun olarak hizmet vermesi ve geçen gün çoğalmakla birlikte fiyatları da bir o ka-
devamlı denetlenmesi için her türlü tedbir alın- dar yükselen genelde ticari kuruluşlardır.
maktadır. Lokanta işletmelerinde 3. sınıf lokanta
fiyatlarından %35, diğer işletmelerde ise piyasa Ayrıca ülkemizde Üniversite sayılarının, vakıf
fiyatlarından %25 oranında daha ucuz hizmet ve- üniversitelerinin ve kontenjanlarının hızla artışıyla
rilmektedir. Kantin işletmelerinde ise fatura bedeli birlikte denetimden uzak olarak sermayenin yeni
üzerinden en çok %10 kâr oranı ile satış yapılmak- kâr alanı, yeni yatırım aracı alanına dönüşen öğ-
tadır.’’ 3 renci rezidansları, apartlar, özel yurtlar, özel üni-
versite yurtları, “paran kadar yaşa” mantığının ol-
dukça lüks bir devamı niteliğini kazanmıştır.
Üniversite Yurtları
Üniversite yurtları, bazı üniversitelerin kuruluş-
larıyla birlikte, üniversitelerin kampüslerinde öğ- Öğrenci Evleri
rencilerin barınma, beslenme ve diğer sorunlarına Ülkemizde üniversite sayılarının, vakıf üniversi-
çözüm oluşturmak amacıyla kendi bütçeleriyle telerinin ve kontenjanlarının hızlı artışıyla birlikte
oluşturdukları kuruluşlardır. Aileleri okudukları şe- devlet yurtlarının artan talebe cevap verememesi,
hirlerde ikamet etmeyen, yükseköğrenim öğren- üniversite ve özel yurtların yüksek fiyatları öğren-
cilerinin barındıkları, boş zamanlarını değerlendir- cileri bir kaç arkadaşıyla birlikte kiralık ev tutmaya
dikleri, ders çalışma ihtiyaçlarının karşılandığı bu yöneltmektedir. Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük
yurtların son dönemde sayıları hızla artmakla bir- şehirlerde kiralık evlerin fahiş fiyatları ve “öğren-
likte, ülkemizde ilk açılan üniversite yurtları ODTÜ, ci şehri” olarak adlandırılan şehirlerde ev tutacak
Hacettepe ve Boğaziçi üniversitelerinindir. öğrenci sayısına göre evin fiyatının değişmesi ile
Üniversite yurtları öğrencilerin genellikle ba- birlikte öğrenciler için çözüm olarak başvurulan
rınma, beslenme, kantin, çalışma salonu gibi ev kiralama yöntemi başlı başına sıkıntı yaratmak-
alanlarda hizmet vermektedir. Öğrencilerin, kü- tadır. Öğrencilerden alınan yüksek depozito para-
tüphane, sağlık, çeşitli spor tesisi, rehberlik gibi ları, çeşitli bahaneler sunularak depozito paraları-
sorunları genellikle üniversite kampüsü içerisinde nın geri ödenmemesi, ev fiyatlarına her yıl yapılan
çözümlenmektedir. Bu yerlerin finansı ise öğrenci- yüksek zamlar evlerde barınma sorununu giderek
lerden alınan ücret, aidat ve kantin gelirlerinden derinleştirmektedir.
karşılanmaktadır.
Yapılan bir araştırmaya göre ‘’Barınma harca-
Son dönemde sayıları hızla artan Üniversiteler maları, devlet yurtlarında kalan bir öğrencinin
dolayısıyla öğrenciler, KYK yurtlarında kendilerine
toplam harcamasının ortalama %23’ünü, evde
yer bulamadıklarında ikinci bir tercih olarak üni-
kalan bir öğrencinin ise toplam harcamalarının
versite yurtlarına yönelmekte fakat yurt ücretleri
%39’unu oluşturmaktadır.’’ 4
özel yurt ücretlerini aratmadığı için, bu arayış/ter-
cih barınma sorununa çare olmak bir yana sorunu Diğer taraftan üniversite öğrencileri, yukarıda
daha da derinleştirmektedir. ifade edildiği gibi, çok farklı şehirlerden, kültürler-
den çıkılarak gelinen ve anne-baba, aile, çevre ko-
ruyuculuğundan öz denetimden uzak olan bu ev
Özel Yurtlar
ortamlarında, boşluğa düşebilmekte; yanlış arka-
Özel yurtlar genelde kâr amacıyla şahıslar tara- daş seçimi, kötü alışkanlıklar edinme, zarar verme,
fından hizmete açılan kuruluşlardır. Bu yurtlar yük- zarar görme, suç örgütlerine dâhil olma gibi ne-

3. http://www.kyk.gov.tr, 2014-Küçük İşletmeler 4. C.Ü, İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 5, Sayı 1

50 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Türkiye’de Üniversitelerde Öğrenci-Yurt Hizmetleri ve Barınma Sorunu

denlerle ömür boyu sürecek pişmanlıklar yaşama- kurumlar tarafından pojelendirilerek yapılması
larına sebep olacak hatalar yapabilmektedirler. öngörülmelidir.
Yurtlarda görev yapan kat temizlik sorumlula-
Sonuç - Değerlendirme rından, güvenlik görevlilerine, yurt yönetim me-
murlarından, yurt müdür ve müdür yardımcıları-
Yükseköğretim öğrencilerinin barınma sorun-
na kadar bütün çalışanların hizmetin gerektirdiği
larının çözülmesi için hükümet, üniversiteler, be-
niteliklere sahip olması hayati önem taşımaktadır.
lediyeler başta olmak üzere bütün devlet kurum-
Yurt personelinin seçiminde gösterilecek titizlik
ları, vakıflar, dernekler ve hayırseverler harekete
kadar süreçte hizmetiçi eğitimlerle, eksikliklerin
geçirilerek bir seferberlik başlatılmalı üniversite
tamamlanması, sorunları yerinde çözebilen ni-
öğrencilerinin barınma sorunu bir an önce çözü-
telikli personellerle hizmete devam edilmesi son
me kavuşturulmalıdır.
derece önemlidir.
Üniversite öğrencilerinin üniversite tercihi ya-
Çağdaş yönetişim kuralları gereği, öğrenci
parken tercih edecekleri üniversitenin barınma
mevcudu çok fazla olmayan yurtlarda, ‘’sağlıklı’’
koşullarını da göz önünde bulundurmaları gerek-
yurt ortamlarının oluşturulmasında, personelin ve
mektedir. Öğrenci ve ailelerin bu yöndeki talep-
öğrencilerin, alınacak kararlara katılımlarının daha
leri, tercihleri, üniversitelerine daha fazla öğrenci
yüksek olduğu bilinen bir gerçektir. Yurtlardaki
yerleştirmek isteyen devlet, özel ve vakıf üniversi-
yönetici-personel-öğrenci arasındaki sağlıklı ileti-
telerinin altyapılarına daha fazla önem vermeleri-
şimin arttırılabilmesi için; yurtlar, öğrenci sayısı ve
ni de sağlayacaktır.
mekân olarak makul düzeyde tutulmalıdır.
İstatistikler, son on yılda ülkemizde yeni açı-
Öğrencilerimizin; sosyal kültürel faaliyetlere
lan üniversiteler ve kontenjan artışları sonucu
katılan, entelektüel birikimi olan, girişimci bir viz-
üniversitelerde öğrenci sayısında %100 ler dü-
yona sahip, bulunduğu şehrin kültürel faaliyetle-
zeyinde bir artışa karşın aynı dönemde hizmete
rinin takipçisi bireyler olarak hayata hazırlanma-
açılan yurt sayısındaki artışların %30 lar düze-
larına katkı sağlamak amacıyla, kamu-özel bütün
yinde kaldığını göstermektedir.
yurtlarda yeteri kadar, sosyal-kültürel-sportif faa-
Gelişmiş, modern, çağdaş ülkelerin en önem- liyetlerin gerçekleştirileceği alanlar oluşturulmalı,
li özellikleri AR-GE çalışmalarına verdikleri de- nitelikli sosyal çalışmacı, rehberlik uzmanı, psiko-
ğer ve planlama becerileridir. Yeni üniversiteler log, sağlık personeli vb. uzman kişiler istihdam
açılırken, üniversite kampüsleri planlanırken, edilmeli, yetişmiş elemanları ‘’kuruma bağlayacak’’
öğrencilerin barınma ihtiyaçları göz önünde tedbirler alınmalıdır.
bulundurulmalıdır. Halen herhangi bir yasal
Geleceğimizin teminatı olarak gördüğümüz
düzenleme bulunmayan üniversite ve kampüs-
üniversite gençliğimizin kaliteli ve nitelikli eği-
lerde yurt planlanması da yasal zorunluluk kap-
tim almaları; kendilerine sağlanacak ‘’iyi yaşam
samına alınmalıdır.
koşulları’’ ve bu yaşam koşullarında gençlerimizi
Üniversiteler bulundukları bölgelerin sosyo- hayata hazırlayacak personelin ‘’kalitesi’’ ile doğ-
kültürel ve ekonomik kalkınmasına çok önemli ru orantılıdır...
katkılar sağlayan kurumlardır. Özellikle yeni üni-
Ülkemizin kıt imkânlarına rağmen, gerekti-
versitelerin açıldığı ve nüfus yoğunluğu bakı-
ğinde gecelerimizin zifiri karanlığını aydınlatacak
mından küçük olan şehirlerimizde yaşayan bölge
bir baraj inşaatı için milyarlarca liralık bir kaynak
halkının, yükseköğretimini bu il veya ilçelerde ya-
nasıl sarf edilebiliyorsa, milletimizin geleceğini
pacak olan öğrencilere sahip çıkmaları sorunun
yarınlarını aydınlatacak, meşale olacak genç ne-
çözümüne önemli katkılar sağlayacaktır. Örneğin,
sillerimiz için de topyekun bir seferberlikle, maddi
kent sakinlerinin öğrencilere evlerini kiraya verir-
manevi bütün imkânlarımızı seferber etme zama-
ken ya da farklı ilişkilerinde, kendi çocuklarının
nı çoktan gelmiş ve geçmektedir...
veya bir yakınının başka bir şehirde okuyacağı ve
aynı şartlara maruz kalabileceği olasılığını da göz
önünde bulundurmaları gerekmektedir. Bu konu-
da toplumumuzda bir sosyal farkındalık oluştur-
maya yönelik olarak kurumsal bir çalışmanın ilgili

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
51
Erken Büyüyen Çocuklar

Arş. Gör. Mustafa SAVCI


Fırat Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Bölümü Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık ABD

Günümüzde eğitim-öğretimin önemli bir par- durumları; pansiyonda kitaplık olup olmamasıyla
çası haline gelen pansiyonlar, yurtlar ve burada öğrencilerin derslerine düzenli olarak çalışabilme
kalan öğrenciler her zaman araştırmacıların dikka- durumları; evde kitaplık olup olmaması ile eğitim
tini çekmektedir. Özellikle pansiyon ve yurtlarda hayatlarında sene kaybı durumları, öğrencilerin
kalan yatılı öğrencilerin bazı özelliklerini gündüz- derslerine düzenli çalışma durumları ve başarısız
lü (ailesiyle kalan) öğrencilerle kıyaslamak çoğu olunan dersler; ailesi yanında kalanların ders ça-
araştırmanın konusunu oluşturmaktadır. Yatılı lışma düzenleri ile eğitim hayatlarında sene kaybı
öğrenim gören öğrencilerin yatılı kalmalarından durumları, öğrenimlerini düzenli şekilde sürdüre-
dolayı birtakım farklı özellikler edindiği söylenebi- bilmeleri, kendilerini derslerinde başarılı ya da ba-
lir. Bu özelliklerin öğrencilerin kişilik, davranış bi- şarısız görmeleri arasında anlamlı ilişki olduğunu
çimleri, psiko-sosyal durumlarını etkilediği vurgu- tespit etmiştir (Bolayır, 2011). Bir başka araştırma-
lanmaktadır (Arı, 2000, Çakır, 2006, Şahin, 2000). da ise Kartal (2001), okul türünün başarı üzerinde
Bu açıdan bakıldığında eğitim-öğretimde yatılılık etkili olduğunu bulmuştur. Bu bağlamda değer-
önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. lendirildiğinde okul türünün eğitim üzerinde et-
Okul türü öğrencinin eğitim-öğretim süresin- kili olduğu ve eğitimi etkileyen bir faktör olduğu
ce ikamet ettiği yer açısından değerlendirildiği söylenebilir.
takdirde yatılı, gündüzlü (ailesinin yanında kalan) Bir başka çalışmada Arı (2002), okul türüne
şeklinde iki türde değerlendirmek mümkündür. göre öğrencilerin başarı durumunu incelemiş ve
Yatılı öğrenci, geceleri de okulda ya da okula bağlı öğrencilere göre sınıftaki başarı durumları çok iyi-
bir yurtta kalan ve orada yiyip içen öğrenci şeklin- iyi olanlar; gündüzlü ilköğretim öğrencilerinde en
de tanımlanırken; ailesinin yanında kalan öğrenci yüksek (Ailesinin Yanında Kalan), YİBO (Yatılı) öğ-
ise, eğitim-öğretim süresince günün belli saatle- rencilerinde en düşük bulmuştur. Aynı araştırma-
rini eğitim kurumunda geçiren, bu süre dışında da okuldayken (günün genelinde) rahatsızlık his-
kalan vaktini ailesinin yanında geçiren öğrenci an- seden öğrencilerde en yüksek oran YİBO, en düşük
lamına gelmektedir. Öğrencinin ailesiyle kalması de gündüzlü ilköğretimde bulunmuştur. Farklı bir
ve yatılı kalması okul türü değişkenleri olarak de- araştırma da Ak ve Sayıl (2006) tarafından yapılmış
ğerlendirildiğinde eğitime etki eden faktörler ola- ve farklı okul türlerinden gelen (yatılı okul, taşıma-
rak değerlendirmek mümkündür. Şöyle ki; Bolayır, lı okul ve gündüzlü okul) öğrencilerin, akademik
ailesi yanında (gündüzlü) ve pansiyonda (yatılı) başarıları, algıladıkları sosyal destek düzeyleri,
kalan öğrencilerin eğitimde başarı durumlarını okula karşı tutumları ve davranış-uyum problem-
incelediği çalışmasında öğrencilerin anne baba- leri incelenmiştir. Araştırma bulguları, özellikle
larının hayatta olup olmamaları ile öğrenimlerini ilköğretim birinci kademedeki yatılı öğrencilerin
düzenli şekilde sürdürebilme durumları; pansi- uyum düzeylerinin düşük olduğuna ve davranış
yonda kalan öğrencilerin ne kadar zamandır pan- problemlerinin, ikinci kademe yatılı öğrencilere
siyonda kaldığı ile eğitim hayatlarında sene kaybı göre daha fazla olduğuna işaret etmiştir. Bir başka

52 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Erken Büyüyen Çocuklar

araştırmada Erim (2001), yetiştirme yurdunda ve rumludur. Anne-baba çocuğu geleceğe en iyi bir
aileleri yanında yaşayan 14-18 yaş grubundaki er- şekilde hazırlarken aynı zamanda psikolojik, biyo-
genlerin benlik saygıları, yalnızlık ve sosyal destek lojik ve toplumsal bütünlüğünü oluşturmasından
düzeylerini belirlemek, depresyon sıklığını ince- ve korumasından sorumludur.
lemiştir. Araştırma sonucunda ailelerinin yanında Okul yurtlarında kalan öğrencilerin önemli bir
yaşayan ergenlerin yetiştirme yurdunda yaşayan bölümünün ailelerinden uzakta öğrenim görme-
ergenlere göre daha yüksek düzeyde sosyal des- leri nedeniyle; barınma, beslenme, sağlık dışında
tek algıladıkları görülmüştür. Bu bağlamda okul sosyal uyum ve farklı psikolojik sıkıntılar ile ilgili
türü öğrencinin akademik başarısını etkilemenin problemler yaşadıkları da çeşitli çalışmalarda be-
yanı sıra bireyin davranış örüntülerini, algıladığı lirtilmiştir (Aytekin ve Bulduk 2000, Eraslan 2006,
sosyal desteği, okula karşı tutumunu, ruhsal du- Tambağ ve Öz 2005, Yakınlar, 2006). Çünkü aile
rumunu etkilediği söylenebilir. Ruhsal durumun ortamı, her tür ilişkinin samimi bir şekilde sergi-
etkilenmesi sonucu olarak da öğrencilerin psiko- lendiği, içten davranışların olduğu, karşılıksız bir
lojik belirtiler gösterme durumu okul türüne göre sevgi (ortamı) içerisinde sunulan güvenli bir geli-
değişmektedir. şim ortamıdır.
Aile ortamından herhangi bir sebepten dolayı
ayrı kalmış ve yatılı okuyan gençlerimiz pansiyon
idarecileri ve öğretmenlerinin ilgisi ve denetimi
sayesinde yalnızlıktan ve dış tehditlerden koruna-
bilirler. Onların eğitilmiş, fiziksel ve ruhsal açıdan
sağlıklı birer birey olmalarının temini için gerekli
tüm gayretler sarf edilmektedir. Ancak aksi iddia
edilemeyecek bir gerçek vardır ki o da; bir çocu-
ğun yetişmesi için en uygun ve sağlıklı ortam biz-
zat ailenin kendisidir. Yatılı gençlerinin içinde ya-
şadıkları pansiyon, onları akranlarından farklılaş-
tırmaktadır. Bu farklılık onların sosyal ilişkilerinde,
düşünme ve algılamalarında, tutum ve davranışla-
rında kendisini göstermektedir Bütün bunlardan
anlaşıldığı üzere devlet tüm imkânlarını seferber
ettiği halde yatılı öğrencilere hiçbir zaman ailenin
verebileceği sıcaklığı, yakınlığı, desteği, ilgi ve ala-
kayı verememektedir. Ancak bu durum, devletin
bir zafiyeti ya da eksikliğini göstermez. Bu bağ-
lamda yatılı okuyan bireylerin, otorite figürünün
pansiyon personelinin olması, uygun sosyal rol
modellerinin bulunmaması, özdeşleşmeler yapı-
lamaması, iletişim ve problem çözme örnekleri-
nin olmaması, sevginin yeterince gösterilmemesi, Aile ortamında ve yuva/yurt ortamında bü-
duygusal paylaşımlarının sınırlı olması ve birey- yüyen çocukları karşılaştıran Ekşi (1990), aile or-
selliklerine önem verilmemesi gibi nedenlerle en- tamında büyüyen çocukların dengeli bir şekilde
gellenme yaşayabilecekleri düşünülmektedir. Bu büyümekte olduklarını, böylelikle onların ergenlik
engellenme beraberinde bazı psikolojik belirtileri dönemlerinde başkalarıyla rahat ve kendilerine
meydana getirmektedir çünkü Psikolojik belirtiler güvenerek ilişki kurduklarını, kendilerine ait de-
en genel anlamıyla zorlanma (distress) karşısında ğerleri bulmada, kendi rollerini kazanmada daha
verilen tepkiler olarak tanımlanmaktadır (Dağ, başarılı olduklarını vurgulamıştır. Çocuğun gerek-
1991). Bu bağlamda düşünüldüğünde Çocuğun sinimleri, ergenlik öncesi yıllarda aile tarafından
sağlıklı bir şekilde dünyaya gelmesi ve sağlıklı bir dengeli bir şekilde karşılanmışsa, çocuk ergenlik-
birey olarak yetişmesinde aile birinci derecede so- te daha rahat bir şekilde ve kendine güvenerek

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
53
Erken Büyüyen Çocuklar

aileden uzaklaşacak, yeni ilişkiler kuracaktır. Eğer personelinin olması, uygun sosyal rol modelle-
aile çocuğun gelişimsel gereksinimlerini sağlıklı rin bulunmaması, özdeşleşmeler yapılamaması,
ve dengeli bir şekilde karşılayamamışsa, çocuk, iletişim ve problem çözme örneklerinin olmama-
ergenlik yıllarında ve belki daha ileriki süreçlerde sı, sevginin yeterince gösterilmemesi, duygusal
kendine güvensiz, kendini değersiz bulan, başka- paylaşımlarının sınırlı olması ve bireyselliklerine
larına bağımlı, başarısızlıklarından dolayı kendine önem verilmemesi gibi nedenlerle bazı psikolojik
karşı devamlı suçlayıcı, düşük benlik saygısı olan belirtiler gösterdiği söylenebilir.
ve aynı zamanda depresyon, anksiyete gibi psiko-
lojik sorunları da beraberinde getiren bir psikolo-
Kaynakça
jik yapıya sahip olacaktır. Ak, L. ve Sayıl, M. (2006). Three different types of elementary scho-
ol students school achievements, perceived social support,
Aile ortamında yaşayan gençlerle ailelerinden school attitudes and behavioradjustment problems. Educati-
uzakta bulunan yatılı okul öğrencileri karşılaştırıl- onal Sciences: Theory & Practice, 6(2), 293- 300.
dığında genel olarak genç kızların erkeklere göre Arı, A. (2000). İlköğretim uygulamalarının değerlendirilmesi (nor-
mal, taşımalı ve yatılı ilköğretim okullarının değerlendirilmesi).
daha çok destek algılamasına karşılık yatılı grupta Yüksek lisans tezi, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler
bunun aksi yönde bir durum gözlenmektedir. Bu Enstitüsü, Afyon.
da yatılı okuyan kızların risk grubunda olduğunu Arı, A. (2002). Normal, taşımalı ve yatılı ilköğretim okullarının kar-
şılaştırılması. Milli Eğitim Dergisi,1(11), 153–154.
düşündürmektedir. Yatılı öğrenciler ile yatılı olma- Aytekin, F., Bulduk, S.(2000).Üniversite öğrencilerine verilen eği-
yanlar sosyal destek kaynakları açısından karşılaş- tim modellerinin Davranış değişikliğine etkisinin incelenme-
tırıldığında yatılı grup sadece aileden algıladığı si. Milli Eğitim Dergisi,148, 33-37
Bolayır, Y. (2011). Ailesi yanında ve pansiyonda kalan öğrencilerin
destek ile yatılı olmayan gençlerden anlamlı bir eğitimde başarı durumlarının karşılaştırılması: Sivas Kongre Li-
farklılık göstermiştir (Çakır ve Palabıyıkoğlu 1997). sesi örneği. Yüksek lisans tezi. Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Sivas.
Bir başka çalışmada erkek yetiştirme yurdunda Çakır, E. (2006). Anadolu öğretmen liselerinde okuyan öğrencilerin
kalan ergenlerin ailelerinden ayrı olmaları nede- depresyon ve motivasyon düzeyleri. Yüksek lisans tezi. Sakarya
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya.
niyle yaşadıkları yalnızlık ve sosyal destek yoksun-
Çakır, Y. ve Palabıyıkoğlu, R.(1997). Gençlerde sosyal destek, çok
luğu, onlardaki geleceğe yönelik olumsuz beklen- boyutlu algılanan sosyal destek ölçeğinin güvenirlik ve geçer-
tilerin yoğunlaşmasına ve depresyona yatkınlığa lik çalışması. Kriz Dergisi, 5(1), 15-24
Dağ, İ. (1991). Belirti tarama listesi (SCL-90-R)’nin üniversite öğren-
yol açtığı bulunmuştur (Kutlu, 2003). Ayrıca Savcı cileri için güvenirliği ve geçerliği. Türk Psikiyatri Dergisi, 2(1),
(2013) yaptığı araştırmada yatılı öğrenim gören 5-12.
öğrencilerin aknsiyete düzeylerinin gündüzlü öğ- Ekşi, A. (1990). Çocuk, genç ve ana-babalar. Ankara: Bilgi Yayınevi.
renim gören öğrencilere göre daha yüksek oldu- Eraslan, L. (2006). Yalnızlığın okulları YİBO’ lar. Çoluk-Çocuk Dergisi,
3, 123-143.
ğunu saptamıştır. Erim, B. (2001). Yetiştirme yurtlarında ve aileleri yanında yaşayan er-
genlerin, benlik Saygısı, depresyon ve yalnızlık düzeyleri ile sos-
yal destek sistemleri açısından karşılaştırılması. Yüksek lisans
Sonuç tezi. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Kartal, H. (2001). Yatılı-gündüzlü işitme engelli ilköğretim öğrencile-
Sonuç olarak eğitim-öğretim süresince aile- rinin benlik kavramları ve akademik başarıları arasındaki ilişki-
siyle kalan ve yatılı kalan öğrencilerin psikolojik nin incelenmesi. Yüksek lisans tezi. Uludağ Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Bursa.
belirti gösterme durumuna ilişkin olarak ailesiyle
Kutlu, M. (2003). Yetiştirme yurdunda ve ailesiyle birlikte kalan öğ-
kalan öğrencilerin ailesinden aldığı sosyal destek, rencilerin yalnızlık düzeylerinin çeşitli değişkenlere göre incelen-
sıcak aile ortamı, ailenin yapısı gereği hiyerarşi- mesi. VII. Ulusal Psikoloji ve Rehberlik Danışma Kongresinde
sunulan bildiri özetleri kitabı. Ankara: Pegem Yayıncılık.
nin olmaması, problemler karşısında öğrencinin Savcı, M. (2013). Yatılı Liselerde Öğrenim Gören Gündüzlü ve Yatılı
ailesinden aldığı maddi/manevi destek, aile sev- Öğrencilerin Psikolojik Belirtilerinin İncelenmesi. (Yüksek lisans
gisinin devamlılığı gibi faktörler göz önüne alın- tezi). Atatürk Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Erzurum.
Şahin, F. (2000). Okul sağlığı. Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi 9( 40.)
dığında bu gruptaki öğrencilerin yatılı öğrencilere
Tambağ, H. ve Öz, F. (2005). Aileleri ile birlikte ve yetiştirme yurt-
kıyasla psikolojik sağlamlık bakımından daha iyi larında yasayan ergenlerin öfke ifade etme biçimleri. Kriz Der-
oldukları söylenebilir. Öte yandan yatılı kalan öğ- gisi, 13 (1), 11-21
Yakınlar, İ.C. (2006). Askeri lise öğrencilerinin ve yatılı okuyan sivil
renciler, eğitim-öğretim süresince ikamet ettikleri lise öğrencilerinin stres ve ergenlik dönemi gelişimsel ödevleri
yer bakımından ele alındığında ailelerinden uzak, açısından karşılaştırılması. Yüksek lisans tezi. Kara Harp Okulu
aile sıcaklığının olmaması, anne-baba desteğinin Komutanlığı Savunma Bilimleri Enstitüsü, Ankara.

devamlılığının olmaması, otorite figürü pansiyon

54 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
2014 YBO Gerçeği

Yunus YAĞMUR
MEB TEGM İzleme Değerlendirme Daire Başkanı

Eğitimin, gelişmişlikte en temel kriter kabul Teşkilatına Dair Kanun”da söz edilmektedir.1942
edildiği günümüzde eğitime yüklenen anlam da pansiyonlu veya pansiyonsuz “köy bölge okulları”
değişime uğramıştır. Dün eğitim, istendik dav- açılmıştır. 1963 yılında Pansiyonlu İlköğretim Böl-
ranış değişikliği olarak tanımlanırken; bugün, bi- ge Okulu oluşturulmuştur. 1983’te temel eğitim
reyin potansiyel güçlerini açığa çıkarıp geliştirici okullarının ilköğretim okulu haline getirilmesiyle,
süreci tanımlar hale gelmiştir. Bu süreç eğitim yatılı bölge okullarının adı da “Yatılı İlköğretim Böl-
kurumlarında belirli kurallar, disiplinler ve kurum- ge Okulu (YİBO)” haline getirilmiştir. 1997–1998
lar aracılığıyla formel olarak gerçekleşirken; anne eğitim öğretim yılında sekiz yıllık zorunlu eğitim
baba, arkadaş, kardeş, sosyal medya vb. doğup et- uygulamasına başlanılması ile birlikte bu okulların
kileşimde bulundukları çevre ile de informel ola- sayıları hızla artırılarak yaygınlaştırılmıştır. 2006
rak gerçekleşmektedir. Bu kapsamda aile, yakın yılında Yatılı İlköğretim Bölge Okulları (YİBO) ve
çevre ve okulun eğitim sürecinde önemli rol aldığı Pansiyonlu İlköğretim Okulları (PİO)’ların hizmet
ve özellikle de kültür aktarımında ailenin ömür alanlarının aynı olmasından dolayı “Yatılı İlköğre-
boyu sürecek bir işlevinin olduğu unutulmamalı- tim Bölge Okulu” adıyla birleştirilmeleri sağlan-
dır. Anne karnında başlayıp mezara kadar devam mıştır. 30/03/2012 tarihinde kabul edilen 6287
eden bu süreçte “feda edilebilecek hiçbir fert yok- sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu İle Bazı Kanun-
tur” anlayışıyla hareket eden toplulukların güçlü larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Yatılı
ve ayakta kalabilecekleri bir gerçektir. Bu gerçeğin Bölge İlköğretim Okulları, Yatılı Bölge Ortaokulları
farkına varan devletler en büyük yatırımlarını eği- olarak değiştirilmiştir. Yatılı Bölge okullarından yö-
time ayırmaktadırlar. Öte yandan güçlü devletle- netmelik gereği faydalananlar ise: a) Okulu bulun-
rin tartışmasız ayrıcalıkları sosyal devlet oluşlarıyla mayan veya öğrenci yetersizliği nedeniyle okulu
da doğrudan bağlantılıdır. Sosyal devletin ise her kapatılan yerleşim birimlerindeki öğrenciler ile
vatandaşına eğitim imkânı sunarak, sosyal devlet birleştirilmiş sınıfları bulunan ilkokullarda 4 üncü
olduğunu gösterebileceğini unutmamak gerekir. sınıfı tamamlayan ve taşımalı ilköğretim kapsamı-
Türkiye özelinde duruma baktığımızda, köklü na alınamayan mecburi ilköğretim çağındaki öğ-
bir medeniyetin geniş coğrafyaya yayılmış haliy- renciler de yatılı bölge ortaokullarına alınırlar. b)
le her insanımıza eğitim fırsatı sunma babından, Olağanüstü durumlarda ve özel durumu olan öğ-
kendine özgü çözümler üretildiğini görürüz. Coğ- rencilerin kayıtları ise millî eğitim müdürlüklerin-
rafi şartların zorluğu, yerleşimin dağınık olması, ce belirlenen yatılı bölge ortaokullarına yapılır(*).
kırsaldan göç neticesi ile nüfusun azalması, ailele- Bu açıdan yatılı okulların fırsat eşitliğini sağlama
rin eğitime ulaşmada yeterli maddi imkân bulama- noktasında üretilmiş bir çözüm olduğu söylene-
maları gibi nedenlerle yatılı bölge okulları açılmak bilir. Elbette kendine özgü çözümlerin, yine ken-
zorunda kalınmıştır. Yatılı ilköğretim bölge okulla- dine özgü problemleri de beraberinde getireceği
rından, ilk defa 1926’da çıkarılan 789 sayılı “Maarif malumdur. Bu kapsamda yatılı okulların en büyük
dezavantajı, eğitimin üçlü sacayağından ailenin

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
55
2014 YBO Gerçeği

işlevsiz kalmasıdır. Yatılı okullarda anne babanın lişir ve içinde yetiştiği ve daha sonra iletişime gi-
rolünü bu okullardaki öğretmenlerin üstlenmeye receği toplumla daha uyumlu ve işbirliğine daha
çalıştıkları gözlenmektedir. Yeterli eğitim imkânı yatkın olurlar.”
bulamamış ailelerin çocuklarının bu okullara gitti- 2013-2014 Eğitim-öğretim döneminde 72
ği düşünüldüğünde, bu durumun bir avantaja bile ilimizde 429 YBO faaliyet göstermektedir. 5. sı-
dönüştüğü söylenebilir. Çünkü çocukların anne ve nıflarda 18.064 kız, 16.996 erkek, toplam 35.060;
babalarının yerine rol modeli olarak daha iyi eği- 6.sınıflarda 26.698 kız, 19.729 erkek, toplam 46.427 ;
timli öğretmenlerini almak zorunda kalmaları bu 7. sınıflarda 18,663 kız, 20.922 erkek,toplam39.585
durumun bir sonucudur. Bu konuda Yörükoğlu ; 8. sınıfta 17.374 kız, 20.411 erkek, toplam 37.785
(1997, s 12-20) şöyle demektedir. “Bu dönemde olmak üzere; genelde 80.875 kız ve 78.178 erkek,
çocuğun iyi ve sağlıklı örneklere ihtiyacı vardır. Öz- toplam 159.053 öğrencinin bu okullarda eğitim
deşim kurduğu kişilerin onu hayatta daha ilerilere gördüğü bilinmektedir. Yine bu okullarımızda
götürebilecek niteliklere, bilgiye ve hepsinden de 3.226’sı bayan, 5712’si erkek toplam 8.938 öğret-
önemlisi sevgi ihtiyacını karşılayabilecek özellikle- men görev yapmaktadır. Taşımalı eğitimin yaygın-
re sahip olması gerekmektedir. Çocuklar bağımlı laştırılması nedeniyle YBO’ların sayısında azalma
varlıklardır, fiziksel, özellikle de ruhsal ihtiyaçlarını olduğu gözlenmektedir. Örneğin 2007-2008 Eği-
tek başlarına karşılayamazlar. Çocukların gelişe- tim ve Öğretim yılında ülke genelinde 602 YİBO
bilmeleri, sağlıklı bireyler olabilmeleri için sevgi, ve 280.630 öğrenci varken bu gün bu sayının 429
ilgi ve desteğe ihtiyaçları oldukça fazladır. Sıcak, YBO ve 159.053 öğrenciye gerilediği aşağıdaki
güvenli ve anlayışlı bir ortamda büyüyen çocuklar tabloya bakılarak anlaşılabilecek bir durumdur.
birey olmaya yönelir, bağımsızlaşır, olgunlaşır, ge-

ÖĞRETİM YILI AÇILAN YİBO SAYISI KAPATILAN YİBO SAYISI MEVCUT YİBO/YBO SAYISI

2007-2008 23 17 603
2008-2009 1 18 586
2009-2010 7 19 574
2010-2011 6 42 538
2011-2012 9 52 495
2012-2013 2 39 458
2013-2014 0 29 429

2013-2014 öğretim yılı coğrafi bölgelere göre yatılı bölge okullarının sayılı aşağıdaki tabloda belirtil-
miştir.

Karadeniz Bölgesi Ege Bölgesi


İller YBO Sayısı İller YBO Sayısı
1 Artvin 6 1 Afyon 9
2 Amasya 2 2 Aydın 1
3 Bayburt 2 3 Denizli 3
4 Bolu 1 4 Kütahya 1
5 Çorum 8 5 Muğla 1
6 Giresun 6 6 Manisa 2
7 Gümüşhane 7 7 Uşak 1
8 Kastamonu 16 8 İzmir 4

56 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
2014 YBO Gerçeği

9 Ordu 9 Toplam 22
10 Rize 1 Marmara Bölgesi
11 Samsun 14 İller YBO Sayısı
12 Tokat 9 Balıkesir 6
13 Trabzon 3 1 Bursa 3
14 Bartın 2 2 Çanakkale 2
15 Sinop 8 3 Edirne 1
16 Düzce 2 4 Kırklareli 1
Toplam 96 5 Sakarya 1
Doğu Anadolu Bölgesi 6 İstanbul 1
İller YBO Sayısı 7 Toplam 15
1 Ağrı 17 Güneydoğu Anadolu Bölgesi
2 Ardahan 4 İller YBO Sayısı
3 Bingöl 13 1 Adıyaman 3
4 Bitlis 20 2 Batman 9
5 Elazığ 5 3 Diyarbakır 12
6 Erzincan 3 4 Gaziantep 2
7 Erzurum 18 5 Mardin 4
8 Hakkari 8 6 Siirt 4
9 Kars 15 7 Şanlıurfa 2
10 Malatya 7 8 Şırnak 4
11 Muş 24 9 Kilis 3
12 Tunceli 4 Toplam 43
13 Van 18 Akdeniz Bölgesi
14 Iğdır 3 İller YBO Sayısı
Toplam 159 Adana 11
İç Anadolu Bölgesi Hatay 4
İller YBO Sayısı Isparta 4
1 Ankara 2 K.Maraş 12
2 Aksaray 2 1 Antalya 7
3 Konya 7 2 Mersin 5
4 Kayseri 8 3 Osmaniye 3
5 Kırıkkale 1 4 Toplam 46
6 Sivas 16 5 Toplam YBO Sayısı 429
7 Yozgat 1 6 Toplam İl Sayısı 72
8 Çankırı 3 7
9 Niğde 3
10 Karaman 4
11 Eskişehir 1
Toplam 48

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
57
2014 YBO Gerçeği

Ülkemizde ilkokullarda okullaşma oranı % bakılmaksızın öğretmen atamaları yapılması; kız


99.57, ortaokullarda 94.52 olarak gözükmektedir. öğrencisi olan YBO’lara bayan müdür yardımcısı
Gerek okullaşma oranlarının artması açısından atamasının yapılması; okulların çocukların daha
gerekse her insanımıza eğitimde fırsat ve imkân iyi şartlarda eğitim alacakları birer mekân haline
eşitliği sağlaması açısından YBO’larının önemli bir dönüştürülmesi için Çocuk Dostu Okul uygulama-
işlev üstlendiği açıktır. Temel eğitimin ortaokul sına geçilmesi; daha hijyenik bir ortam sağlanma-
kısmında 2.762.595 erkek, 2.715,804 kız, toplam sı maksadıyla sivil toplum kuruluşları işbirliğiyle
5.478,399 öğrenci olduğundan hareketle yatılı öğ- Islak Zemin Yenileme Projesi; çocukların gelişim
renci oranı yaklaşık % 2,9 düzeyinde gözükse de özellikleri de dikkate alınarak rehberlik servisleri-
159.053 öğrencinin eğitim imkânlarından yararla- nin kurulmasına öncelik verilmiştir.
nıyor olması önemlidir (**). Fırsat eşitliğini sağlamak maksadıyla devletin
Bütün bu rakamların ötesinde yatılı okulların eğitime uzanan şefkat eli olarak değerlendirile-
öğretimin yanında eğitim işlevini yerine getir- bilecek yatılı okulların, zorunluluktan doğduğu
diği tespit edilmiştir. Ayrıca buradaki çocukların ve eğitime erişimin önündeki engellerin çözümü
kitap okuma, ödevlerini zamanında yapma, boş olarak durduğu açıktır. Ancak, şartlar ne kadar iyi-
zamanlarını değerlendirme, düzenli ve disiplinli leştirilirse iyileştirilsin, gelişim çağındaki bir çocu-
çalışma, sorunlarla baş etme alışkanlığı kazandık- ğun anne baba ve yakın çevresinden uzak kalmak
ları da belirlenmiştir. Yapılan bir araştırmaya göre zorunda olması zor bir durumdur. Suriyeli bir ço-
“YİBO’lar bulundukları bölgeler için son derece cuğun kendisine sorulan soruya verdiği cevap bir
önemli işlevler yerine getirmektedirler. Özellikle eğitimci olarak kulaklarımdan hiç silinmeyecek.
öğrencilerin kişisel gelişmeleri, değişen dünyaya Çocuğa “Bir yıldır eğitimden uzak kaldın. Bunu te-
ayak uydurmaları ve bölgelerinin sosyal ve kül- lafi etmek istiyoruz.” denmişti. O da “ bir yıllık eği-
türel kalkınmalarını sağlamada, kendi kültürleri timimi nasıl olsa tamamlarım. Ailemden uzak ge-
ile çağın geldiği noktayı buluşturma noktasında çirdiğim bir yıllık çocukluğumu bana geri verebilir
son derece önemli misyonlar üstlenmektedirler. misiniz?” demişti. YBO’lara bir de buradan bakmak
YİBO’lar sayesinde bölge halkı makûs tarihini de- gerek. Bir çocuğun aileden uzak kalma neticesi
ğiştirebilme şansı elde edebilmektedir. YİBO’ların oluşan yüreğindeki sevgi eksikliğini, hiçbir bütçe
önemi, bölge halkı tarafından önceleri fark edile- ya da istatistik rakamı dolduramaz. Kardeşiyle
mese de her yerleşim yerinden birkaç çocuğun bu kuru bir ekmeği paylaşmanın verdiği doyurucu
okullara gitmeye başlamasıyla birlikte, hızla katı- mutluluğun yerini, hiçbir “ara öğün” karşılaya-
lımlar artmaktadır. YİBO’lar sadece öğretim ver- maz.
memekte hatta daha fazla olarak eğitim vermek-
(*)İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 22.maddesi.
tedir. Eğitimin de sadece yeni yetişen kuşağı değil, (**) 2013-2014 MEB Strateji Geliştirme Başkanlığı İstatistikleri.
yeni yetişen kuşak vasıtasıyla diğer kuşaklara da (***) Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 18, Sayı 1, 2009,
ulaşabildiği düşünüldüğünde YİBO’ların önemi s.359–376

daha iyi anlaşılacaktır.” (***)


Yatılı okulların kalitesinin arttırılmasına dönük
çalışmalar hem hizmet alan öğrenciler açısından
hem de hizmet sunanlar açısından yeniden de-
ğerlendirilerek iyileştirilme yoluna gidilmiştir. Bu
kapsamda burada görev yapan idareci ve öğret-
menlerin hem özlük hem de ücret durumlarında
iyileştirmeler yapılmıştır. Ayrıca YBO’lardaki kah-
valtılarda açık büfe, akşam yemeklerinden sonra
ara öğün uygulaması; mezun olan öğrencilerin
sınavsız olarak ortaöğretim kurum pansiyonlarına
geçirilmesi; yatakhanelerinin koğuş tipinden oda
tipine, banyolarının hamam tipinden kabin tipi-
ne dönüşümü; bütün branşlarda öğrenci sayısına

58 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Sıcak İlgi ve Problemlerine Çözüm Bekleyen Resmi
Ortaöğretim Pansiyonları

Yakup YILDIZ
Elazığ Barbaros Hayrettin Paşa Ortaokulu Müdürü

Bilindiği gibi genellikle ikamet edilen yerlerin başı yazısı değil, hayatın içinde bir çalışma olsun
dışında eğitim-öğretim hizmeti alan öğrenciler ya istedim. En azından gayretim bu noktada oldu
özel ya da resmi yurtlarda/pansiyonlarda barın-
maktadırlar. Adeta eğitim ve öğretim hizmetinin
A-Resmi Ortaöğretim Kurumlarına Bağlı
verildiği okulların devamı niteliğinde nüfusu ka-
labalık bir ev niteliği taşıyan mekânlardır, öğrenci Pansiyonların Mevcut Durumları ve
yurtları. Ben bu yazımda orta öğretim pansiyon- Problemleri
larının mevcut durumları, problemleri ve çözüm 1. Halen ülkemizin tüm il merkezleri ve bazı bü-
önerilerinden -yıllarca pansiyonlu okullarda yöne- yük ilçe merkezlerinde ortaöğretim kurumlarına
ticilik yaparken edindiğim tecrübe ışığında ve zihin bağlı olarak kız ve erkek öğrenci pansiyonları mev-
projeksiyonlarımın görebileceği noktaya kadar, reel cudiyetine devam etmektedirler. Bu pansiyonla-
hayatın ve bilimin gerçeklerine uygun bir şekilde- rın hitap ettikleri kitle ortaöğretim öğrencileridir.
bahsetmeye çalışacağım. Doğrusu öne sürece- İstisnai durumlar olmakla birlikte genel olarak il
ğim düşünceler bazen zülf-ü yâre dokunabileceği merkezlerindeki pansiyonlarda barınmakta olan
gibi, bazen de bilimsel ilkeleri zorlayacak nitelikte öğrenciler, okul türü açısından homojenlik arz et-
olabilir. Amacımız bağcıyı dövmek değil, üzüm mez. Yani çok farklı okul türleri öğrencisi bir arada
yemektir. Düşünceler öne sürülürken duyguların bulunmaktadır. Örneğin Elazığ Çubukbey Anadolu
derinliğine ve vicdanın sesine kulak verilirse orta- Lisesi Erkek Öğrenci Pansiyonunda hem Anadolu,
ya çıkacak öneri ya da yargılar yüreklere su serper hem genel, hem de meslek liseleri öğrencileri ba-
ve halk tabiriyle bir işe yarar. Aksi takdirde ya yazı rınmaktadır (malum genel lisenin kalıntıları devam
yazmış olmak için yazılmış olur ya da iyi bir avukat- etmektedir). Ayrıca adı geçen öğrenciler çok farklı
lık… Amacımız ikisi de değil, yıllarını pansiyonlu eğitim bölgelerinden de gelmektedirler. Bilinen
okullarda çalışarak geçiren biri olarak gördüğüm bir realitedir ki, her okul türünün farklı bir amacı
güzellikleri ve tanık olduğum olumsuzlukları pay- olduğu için, her okul türü öğrencilerinin hedefle-
laşmaya çalışmaktır. Bu arada kendimce çözüm ri de farklıdır. Pansiyonlardaki öğrencilerin hedef
önerilerini gündeme getirip, ilgililerin dikkatlerine farklılığından dolayı, bu yerlerde ahengin sağlan-
sunmak da amaçlarım arasında olacak. Paylaşım- ması ciddi zaman almakta ya da istenilen düzeyde
larımız karar merciinde bulunup da farklı bakış hiç sağlanamamaktadır. Bu durum pansiyon sos-
açısı ve çözüm önerileri arayanlara bir ışık huzmesi yolojisinde klikleşmenin oluşmasına sebep olabil-
olursa amacımıza ulaşmış ve emeğimizin karşılığı- mektedir. Saydığımız bu durumların tabii sonucu
nı almış olacağız. olarak disiplin olayları kaçınılmaz oluyor. Özellikle
Bu meyanda konu ile alakalı literatürü tara- Bakanlığın yaptığı sınavdan sonra boş kalan kon-
makla birlikte, söz konusu kurumlarda görev ya- tenjanların doldurulması hususunda adeta hiçbir
pan/yapmakta olan aktörler ile istişare ederek kıstas aramadan ortaöğretim pansiyonları kon-
olgunlaştırdığım bilgileri reel hayatın ve bilimin tenjanları, İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından
süzgecinden geçirerek vermeye çalıştım. Yani aktif doldurulmaktadır. Bu noktada davul Okul Yöne-
ve güncel kaynaklar önceliğim oldu. Bu yazı masa timinde, tokmakta Milli Eğitim bürokratlarının

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
59
Sıcak İlgi ve Problemlerine Çözüm Bekleyen Resmi Ortaöğretim Pansiyonları

elindedir. Bazen aşırı talep ve yığılmalardan dolayı len ve akşam yemekleri malzemelerinin de 2 şer
Bakanlığın belirlediği kontenjanlar aşılarak kapasi- TL olduğunu varsayalım toplam ne etti: 7,5 TL;
tenin üstünde öğrenci alınmaktadır. Bu arada okul buna çay ya da diğer içecekleri de dâhil edersek
yöneticilerinin serzenişleri pek kimsenin umurun- ortalama 8 TL eder. Açığımız ne kadar 8-5.80=2,2
da olmuyor. Hele baskı unsurlarının, bürokratlara TL’dir. Sonuç: kıt kanat geçinme. Demek ki bu para
baskıları söz konusu olmuşsa pansiyon kontenjan- miktarı insanların en fazla kaloriye ihtiyacının ol-
larının doldurulmasında pedagojik prensipler pek duğu ergenlik dönemini yaşamakta olan gençlere
göz önünde bulundurulmuyor. Tabi ki bu durum yettiğini söylemek mümkün değildir. Bu miktar
pansiyon bütçesini de zorlamaktadır. Pansiyon belki öğrencilerin karnını doyurur ama öğrenci
bütçesinin yetersizliğinin olumsuzluğunu öğren- yeterince besleyemez. Bu meyanda bir şey olmaz,
ciler yaşamaktadırlar. Bu arada plansızlıktan do- öğrencilerimiz “yurdum insanıdır” demek ayrı bir
layı şehrin diğer ucundaki bir başka pansiyon da hatadır. Yukarıda bahsettiğim sebeplerden dolayı
kontenjanını dolduramamaktadır. pansiyon yöneticileri öğrencileri beslemede ön-
Ayrıca cinsiyete göre pansiyonların planlan- der yöneticilik sergilemeden ziyade, durumu ida-
ması da ayrı bir problem olarak karşımıza çıkmak- re etmeye çalışmaktadırlar. Çoğu zaman duyarlı
tadır. Ülkemizde genellikle kız öğrenci pansiyon- yöneticiler öğrencilerin iaşe açığını hayırsever va-
ları ayrı olmakla birlikte, son zamanlarda yapılan tandaşların kapısını çalarak gidermeye çalışmak-
pansiyonların bir kısmı aynı binanın ayrı bölüm- tadırlar. Ya da öğrencileri hafta sonları izne gönde-
lerin de, ya da aynı kampüs içerisinde ayrı bina- rerek tasarruf etme yoluna başvurmaktadır. Aksi
larda bulunmaktadır. Bu durum hem örfen, hem takdirde pansiyon çarkı istenilen şekilde yürümez.
dinen, hem de pedagojik olarak uygun değildir. Bu durumun sonucu da ailesinden uzak, her yö-
Şöyle ki: Bilindiği gibi ergenlik, karşı cinse en fazla nüyle öğretmen ve yöneticilere bağımlı olan ve
ilgi duyulan fırtınalı bir dönemdir. Bu prensipten şefkate muhtaç öğrencilerin sıkıntı yaşamalarına
yola çıkıldığında kız-erkek öğrenci pansiyonları sebebiyet vermektedir. Yetişme noktasında kritik
ayrı binada olsa da aynı kampüste olmaları pe- dönemini yaşayan öğrenciler, kaliteli beslenme-
dagojik değildir. Karma eğitimin çağın pedagojik dikleri için beden, zihin ve psikolojik olarak yara
hatası olarak tartışıldığı bir dönemde kız-erkek alabileceklerini düşünüyorum. Fedakârlığı öğren-
pansiyonlarının ayrı binada olsa bile bir kampüs cilerden beklemek son derece yanlıştır. Bu neden-
içerisinde ve yönetimlerinin bir olmaları kanım- le karar merciinde bulunanlar, sosyal devlet ilkesi-
ca büyük bir hatadır. Bu yazıyı hazırlarken birçok nin gereklerini yerine getirmelidir.
pansiyonlu okul müdürü ile görüştüm. Kız–erkek Bu bağlamda Bakanlık tarafından onaylanıp,
öğrenci pansiyonlarının aynı yerleşke içerisinde okul idarelerince harcaması yapılan pansiyon
olmasının yanlışlığı hepsinin ortak haykırışı idi. bütçelerinde yakacak, elektrik, su, idari giderler,
Aynı zamanda bu haykırış Anadolulun mütedey- yardım kalemi, hizmet alımı, kırtasiye ve sağlık
yin ailelerinin duygularının derinliğindeki sestir. giderleri noktasında ciddi bir sorunun olmadığını
Ben, birçok kez tanık olmuşumdur: Kırsal kesim- söyleyebiliriz. Bu noktada %12’lerin pansiyon ih-
den gelen elleri nasırlı ama gönülleri son derece tiyaçlarını gidermede ilaç gibi olduğunu ve idari
naif ve istikrarlı velilerin, çocuklarını pansiyonların giderler kalemindeki ödeneğin farkındalığını yaz-
yukarıdaki bahsettiğimiz karma durumlarından mamak insafsızlık olur. Tüm bu ifadelerden sonra
dolayı ya eve geri götürdükleri ya da kamuoyunda “çocuklarımızı iyi ısıtıyoruz ama kaliteli beslediği-
cemaat evleri dediğimiz bazı grupların evlerinde mizi söyleyemeyiz” çıkarımını söylemek taşı gedi-
barınmalarını sağladıklarını gördüm. ğine koymak için gereklidir.
2. Milli Eğitim Bakanlığı, Ortaöğretim kurumla- Ancak bütçe noktasında bir nokta var ki anla-
rı bünyesinde bulunan pansiyonlarda barınan her mada zorlanıyorum. Şöyle ki: MEB’in bütçe kalem-
öğrenci için ibate ve iaşe ödeneği göndermek- leri arasındaki transfer için taa bakanlıktan onay
tedir. Bugün itibarıyla günlük yemek bedeli her alınması kuralını. Bu kural “siz işi bilmiyorsunuz” ya
öğrenci için 5.80 (Beş lira seksen kuruş) TL’ dir. Bu da “size güvenmiyoruz” şeklindeki bir çıkarım ola-
miktar ergenlik çağında olan bir genç için yeterli rak değerlendirilebilir. Ya da merkezi devlet işleyi-
mi? Gelin beraber bir hesap yapalım: Bir gencin şinde ısrarcıyız… Binlerce gündüzlü öğrencinin ve
günde ortalama 1,5 ekmek yediğini varsayalım. onlarca ya da yüzlerce yatılı öğrencinin sorumlu-
Bunun bedeli 1,5 TL; sabah kahvaltısı yiyecekleri luğunu üzerinde taşıyan yöneticilere bu yetkinin
(tereyağı, bal, peynir, zeytin vb) bu da 2 TL; öğ- verilmemesi sorumluluk ve yetki arasındaki para-

60 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Sıcak İlgi ve Problemlerine Çözüm Bekleyen Resmi Ortaöğretim Pansiyonları

doksun da bir göstergesidir. Her noktada olduğu Bu durum, yönetimi son derece önem arz eden
gibi bu noktada da aşırı merkezi yönetim işleyişi bu mekânlarda idari boşluk ya da belirsizlik orta-
SOS vermektedir. ya çıkarmaktadır. Belletici öğretmenlere gelince
Bütçe noktasında bir diğer nokta öğrencilere “Yorgun Belleticiler” kavramı karşımıza çıkmakta-
harçlık, elbise ve kırtasiye için gönderilen ödenek dır. Yukarıda da ifade ettiğim gibi, gün içerisinde
hususudur. Halen okul idareleri öğrencilerin elbi- derse girmekte olan öğretmenler nöbet görevi
se ve kırtasiye taleplerini ihale ederek gidermeye varsa hiç dinlenmeden akşam pansiyona göreve
çalışmaktadırlar. Özelikle harçlıklarının miktarı ko- gelmektedirler. Kesintisiz göreve devam ettikleri
nusu aklıma askeri mantığı getiriyor. Hani askerde için, yorgunluktan dolayı istenilen performansı
her ay her askere sembolik olarak emirle maaş ve- gösterememektedirler. Hâlbuki pansiyonlarda
rilmektedir. Almayan da suç işlemiş oluyor. Pansi- barınmakta olan öğrenciler, gündüzlü öğrencile-
yonlarda barınan öğrencilere de sembolik olarak re göre daha fazla ilgi istemektedirler. Pansiyon
her ayda ortalama 10 TL harçlık verilmektedir ve okulun devamı niteliğindeki nüfusu kalabalık bir
ben öğrencilerin harçlıklarını alırken onları izle- ev ise, bu mekânlarda görev yapan öğretmenler,
diğimde askerlik yıllarım aklıma geliyor. 10 TL’lik öğrencilere baba/anne şefkati gösterecek psikolo-
harçlık bir aya bölündüğünde takriben günde jiye ve performansa sahip olmalıdırlar.
otuz üç kuruşa tekabül ediyor. Rakam komik ve Destek personellerinin hizmet alımıyla alınıp
gülünç. görevlendirilmesi uygulaması son derece verimli
3. Halen pansiyon binaları koğuş ve oda siste- sonuçlar verdiği için okul yönetimlerinin ellerini
mi olmak üzere iki şekilde dizayn edilmiş durum- güçlendirmekte ve hizmetin kalitesini artırmakta-
dadır. Oda sistemine dayalı pansiyon binaları kali- dır. Ancak sağlık hizmeti ve güvenlik konusunda
teli yaşam alanlarıdır. Yedi, sekiz ya da daha fazla personel eksikliğinin olması dikkatlerden kaçma-
öğrencinin kaldığı odalar ve adeta salon düzeyin- yan bir durumdur. Özellikle gece hastalanan öğ-
deki etüt odaları beraberinde verimli yaşam ve renciler için çağrılan 112 Acil Servislerin öğren-
ders çalışma ortamını maalesef getirmemektedir. cileri hastanelere götürüp ayrılmasından sonra
Özellikle kalabalık etüt salonlarında hedef birlikte- öğrencilerin eve dönüş sürecinde ilk akla gelen
liği olmayan öğrencilerin bir arada oluşu, yorgun araç ihtiyacını da yazmamak büyük bir unutkanlık
belletici öğretmenlerin bazen öğrencilere hâkim olur…
olamama sorununu da beraberinde getirmekte-
dir. (Yorgun belletici öğretmenler diyorum, çünkü B. Pansiyonlardaki Problemlerin Beraberinde
gündüz derse girmekte olan öğretmenlerin gece Getirdiği Sonuçlar
de belletici / nöbetçi öğretmen olarak pansiyona
göreve gelmeleri tabii olarak performanslarını Öğrencilerin pansiyonlarda kaldıkları süre içe-
düşürmekte ve haklı olarak yorgun öğretmenler risinde, yukarıda saydığımız nedenlerden dolayı,
sıfatını kullanmamızı gerekli hale getirmektedir.) 24 saatin planlaması yapılsa dahi bu planlama-
Özellikle eski yapım pansiyon binalarında kültürel nın pansiyon ayağı verimli bir şekilde uygulana-
ve sportif faaliyet alanlarının sınırlı oluşu ya da hiç mamaktadır. Bu durum okul ortamını da etkile-
olmaması nedeniyle bazen pansiyonlarda barın- mektedir. Gündüzlü ve yatılı öğrencilerin birlikte
makta olan öğrencilerin sosyal ve sportif ihtiyaç- eğitim-öğretim hizmeti gördükleri bir okula taraf-
larını gidermek için pansiyon dışına çıkmaları ve sız bir gözlemci yatılı ve gündüzlü öğrencileri fark
gece dışarıda kalmaları gibi tehlikelerle bile karşı edebilmektedir. Öte yandan planlama ve sistem
karşıya kalmaktadırlar. eksikliğinden dolayı ülke kaynakları da olması ge-
rektiği şekilde kullanılmadığı için pansiyonlarımız-
4. Ortaöğretim pansiyonları yönetici, öğret- da hedeflenen profilde ve istenen sayıda öğrenci
men ve personelleri, pansiyonun bünyesinde yetişememektedir. Ayrıca sosyal, kültürel, sportif
bulunduğu okul müdürlüğüne bağlı olarak görev ve sanatsal ihtiyaçları tam olarak giderilemeyen
yapmaktadırlar. Bu çerçevede okul müdürleri pan- öğrenciler kontrolsüz mekânlara gidebilmekte ve
siyonun sevk ve idaresi için bir müdür yardımcısı şefkat / ilgi gördükleri insanlara bağlanabilmek-
görevlendirmektedirler. Pansiyon müdür yardım- tedirler. Hâlbuki öğrenci alımı, personel görev-
cıları okul müdürü adına pansiyon işlerini sevk ve lendirmeleri, uygun bir yönetim anlayışı ve etkili
idare etmektedirler. Çoğu zaman pansiyondan yönetici ile lider öğretmenlerin görevlendirilme-
sorumlu müdür yardımcıları tam yetkili olmadığı sine, uygun binaların tesisi de ilave edilirse, bu
için inisiyatif almamakta ya da alamamaktadırlar. mekânlardan yarının başarılı ve mutlu insanları-

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
61
Sıcak İlgi ve Problemlerine Çözüm Bekleyen Resmi Ortaöğretim Pansiyonları

nın çıkmaması işten bile değildir. Unutmamak ge- kalmalarını istiyorlar. Bir kısım öğrencilerin de bu
reklidir ki bir ülkenin geleceği o ülkenin sınıfların- talepte olduklarını unutmamak lazım diye düşü-
da ve pansiyonlarında saklıdır. nüyorum. Ayrıca ülkemizde bazı okulların, özelli-
Dünyanın bilimsel bir gerçeği doğal olarak ül- ğinden dolayı, yatılı olması gerekmektedir. Peda-
kemizin de bir gerçeğidir. Tüm iyi ya da kötü niyetli gojik olarak tam donanımlı pansiyonlarda kalan
örgüt ya da grupların birincil olarak kullanmak is- öğrencilerin gelecekte reel hayatta daha başarılı
tedikleri sermaye gençliktir. Tarih boyunca illegal olacaklarına inanmaktayım. Altını çizmek istedi-
ve legal örgütler özellikle dezavantajlı diyebile- ğim nokta: Pansiyonların tam donanımlı ve önder
ceğimiz ailelerin çocuklarını ekibine almayı plan- yöneticilerce yönetilen ve lider öğretmenlerin öğ-
laya gelmiş ve gelmektedir. Elbette ki gençlerin rencilerin eğitimi ile ilgilendikleri pansiyonlardır.
yetişmesi için iyi niyete dayalı STK’ların çalışmaları Çünkü öğrenciler yurt/pansiyonlarda hayatın ger-
desteklenmeli ve takdir edilmelidir. Ancak hayatın çeklerini erken yaşlarda yaşama imkânı bulmak-
beyaz rengine karşı siyah rengini de unutmamak tadırlar. Bilindiği gibi yaşayarak öğrenme gerçek
gerekir. Ve şu ana kadar geçlerimizin bir kısmı be- öğrenmedir. Bu noktada pansiyonlarda kalan öğ-
yinleri kiralanmış ya da yıkanmışsa millet ve devlet renciler, normal okula devam etme yanında, erken
olarak kızıp bağırmaktan ziyade “biz nerede yanlış yaşlarda hayat okulunu da okumaktadırlar.
yaptık” diye kendimize sormalıyız. Bu meyanda
pansiyonda barınmakta olan öğrencilerimiz biri- C. Bir Kuram: Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi
lerine yem olmuştur yargısında bulunmuyorum,
Maslow, “İnsanların ihtiyaçlarını gideremediği-
ancak olabilecek tehlikeden bahsediyorum. Bu
miz müddetçe, hedeflenen verim ve başarıyı elde
meyanda “bu mekânlarda kalan öğrencilerimize
etmeniz mümkün değil” der. Ona göre insanların
tuzak kurmak, gündüzlü öğrencilere göre daha
ihtiyaç sıralaması şöyledir: Fizyolojik, güvenlik,
kolaydır” yargısı her aklıselim insanın evet diyece-
sevgi, kendine değer verme, kendini gerçekleştir-
ği bir realitedir. Olası bir sonuç olarak dikkat çek-
medir. Bu ihtiyaçlardan biri doyurulmadan diğeri
mek istiyorum.
ortaya çıkmaz. Bu düşünce ya da prensipler tabii
Hiç kuşkusuz amacımız felaket tellallığı yapmak olarak reel hayatta “olmazsa olmazlar” değildir,
değildir. Derdimiz bu konuda da geçmişten ders nihayetinde bir kuramdır. Yüzde yüz doğrudur ve
alıp, ülkemizin var olan sorunlarının tartışılmasını her ülke ya da insan için geçerlidir demek haya-
sağlamak ve bu tartışmadan ülkemiz insanı için tın dinamikliği ve her insanın ayrı bir dünya oluşu
müspet sonuçlar çıkarmaya katkı sunmaktır. gerçeğine aykırıdır. Ancak bu kuramın bilim dün-
Yukarıda ülkemizdeki pansiyonların mevcut yasında referans alınması hatırı sayılır olduğunun
durumları ve problemlerini gündeme getirip, SOS göstergesidir. Biz eğitimcilerin, ebeveynlerin ve
vermekte olan sorunları vurgulamaya çalıştım. Milli Eğitim Bakanlığının öğrencilerden nihai ola-
Aşağıda ise çözüm önerilerinden bahsetmeye ça- rak beklentileri öğrencilerin kendilerinin gerçek-
lışacağım. Ancak çözüm önerilerinin anlamlı ola- leştirmelerini sağlamalarıdır. Ortaöğretim pansi-
bilmesi için günümüzde ortaöğretim pansiyonla- yonlarında barınmakta olan öğrencilerin kendini
rına ihtiyaç var mı? Sorusuna cevap vermek gere- gerçekleştirmelerindeki amaç: insanı kâmil olma-
kir. Şöyle ki: Ülkemizde şehirleşmenin her geçen ları ve akabinde yetenekleri doğrultusunda bir
gün artmakta olduğu, kırsaldan öğrencilerin eği- yüksek öğretime girmelerini sağlamaktır. Doğru-
tim amaçlı olarak şehirlere taşındığı bir dönemde, su pansiyonların ıslahı konusunda öne süreceğim
her ilin belli bölgelerinde çok amaçlı liselerin ku- çözüm önerilerimde bu kuramın ilkelerini de göz
rulduğu ve taşıma merkezlerinin ihdas edildiği önünde bulundurmaya çalışacağım
günümüzde hala bu kurumlara ihtiyaç var mıdır Masslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre pansi-
diye sorulursa cevabım “evet”tir. Çünkü ülkemizde yonlarımızın durumunu değerlendirirsek aşağıda-
kırsalda hala hatırı sayılır bir nüfus barınmaktadır. ki tablo karşımıza çıkar.
Bu öğrenciler için hem özel hem de resmi yurtlara
ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca başta ilçeler olmak
üzere bazı vilayetlerimizde her türlü ortaöğretim
okul çeşidi bulunmamaktadır/okul çeşidi bulunsa
bile istenen bölüm bulunmamaktadır. Yukarıda
saydığım sebepler yanında bazı veliler öğrenci-
lerinin ev ortamları dışında yurt / pansiyonlarda

62 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Sıcak İlgi ve Problemlerine Çözüm Bekleyen Resmi Ortaöğretim Pansiyonları

Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Pansiyonlarımızın Durumu Düşünceler


Beslenme noktasında pansiyonlarımızdaki yemek Fizyolojik ihtiyaçların diğerleri
Fizyolojik İhtiyaçlar
kalitesi ve kalorisi tam not almıyor değerlendirmeye alınmadı
Korunmadan kasıt, profesyonel güvenlik
Güvenlik Açığı olmayan bir güvenlik yoktur.
eksikliğidir
Yorgun ve nöbet tutmaya istekli olmayan Öğrencilerle yapılan görüşmeler ve
Sevgi öğretmenlerden öğrencilerin yeterli sevgiyi aldıkları yorgun belletici öğretmenlerin durumu
söylenemez. bizi bu sonuca götürdü.
Problem yok. Ergenlik çağındaki öğrenciler kendine
Kendine Değer Verme
yeterince değer veriyor.
Kendini gerçekleştirme noktasında, münferit
Kendini Gerçekleştirme durumlar dışında kurumsal bir başarıdan
bahsedilemez.

D. Orta Öğretim Kurumlarına Bağlı öze dönüştür. Özüne dönmeyenin hamle yapması
Pansiyonların Islahı İçin Çözüm Önerileri mümkün değildir. Türkiye’nin yenilendiği bir dö-
1. Pansiyonlara öğrenci alımında okul türle- nemde öğrenci pansiyonlarının yapısı ve işleyişi
ri temel alınarak öncelikli olarak sınavla öğrenci Yeni Türkiye’ye uyarlanmalıdır. Ayrıca toplumun
alınmaya devam edilmelidir. Son çare olarak sı- talebi de bu noktadadır.
nav dışında öğrenci alımı yoluna gidilmelidir. An- 2. Pansiyonlara öğrenci başına gönderilen iaşe
cak okul türleri açısından homojen öğrencilerin ve ibate bedeli okul yöneticilerinin pansiyon yö-
aynı pansiyona alınmaları kesin bir kural haline netiminde durumu idare etme mecburiyetinden
gelmelidir. Çünkü amaç ve hedef birlikteliği aynı çıkararak, öğrencilerin de yaşlarına uygun kalo-
olmayan öğrencilerin pansiyondaki yaşamları da ri alabilecek nitelikte beslenmelerini sağlayacak
farklı olacağı için olumsuz sonuçlar doğuracaktır. miktarda olmalıdır. Bu noktada askeri liselerde
Örneğin bir Sosyal Bilimler Lisesi öğrencisi ile En- okuyan öğrencilere gönderilen iaşe ve ibate öde-
düstri Meslek Lisesi Mobilya ve Dekorasyon Bölü- nek miktarı ulusal hale getirilmelidir.
mü öğrencisinin amacı, hedefi ve meşguliyeti ve
ders çalışma alanına olan ihtiyacı farklılık arz ettiği
için pansiyondaki yaşam düzeyi ve etkinlikleri de
farklı tonlarda olacaktır. Mecburiyet durumu hariç
pedagojik olarak ayrı mekânlarda olmaları her iki
öğrenci türü için de faydalı olacaktır.
Ayrıca her pansiyonun okullar bazında öğrenci
alım hinterlandı oluşturulmalıdır ki ulaşım kolay-
lığı ve pansiyonlara öğrenci yerleştirmede bir den-
ge olabilsin. Yoksa bazı pansiyonlarda kapasitesi-
nin üstünde öğrenci alınırken bazılarında boşluk
olabilmektedir. Bu bağlamda öğrenci-pansiyon
ilişkilendirmesinde “Eğitim Bölgesi” ya da “Eğitim
Alanı” hinterlant alanı olarak seçilmelidir.
Kız ve erkek öğrencilerin pansiyonları ne aynı Pansiyon bütçesi bakanlık ya da valilikçe onay-
binanın bağımsız bölümlerinde, ne de aynı kam- lanmalı, ancak kalemlerin planlaması ve kalemler
püs içerisinde olmalıdır. Tamamen ayrı olmalıdır. arası transfer yetkisi tamamen pansiyon yöneti-
Bu talep insanımızın duygularının derinliğindeki minde olmalıdır. Bu durumda her türlü sorumlu-
bir haykırıştır. Şu ana kadar bu haykırışın görülme- luk okul yönetiminde olacağı için tedbir ve plan-
mesinin vicdan ve izan ile izahı zordur. Son yıllarda lamada ince elenip sık dokuma olacaktır. Yani on
kız ve erkek öğrenci yurtlarının mekân ve yönetim- defa ölçüp bir defa biçme olacaktır.
lerinin ayrı hale getirilmesi hususu üniversitelerde 3. Yeni inşa edilecek pansiyon binaları oda sis-
başladı. Bu durum en kısa zamanda Ortaöğretime teminde yapılmaya devam edilmelidir. Her odada
de sirayet etmelidir. Karma eğitimin zararlarının en fazla üç öğrenci barınmalıdır. Odalar da ders
konuşulduğu bu çağda bu talep geri gidiş değil çalışma ortamı, lavabo ve banyo ihtiyacı karşılana-

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
63
Sıcak İlgi ve Problemlerine Çözüm Bekleyen Resmi Ortaöğretim Pansiyonları

cak donanımda olmalıdır. Oda dışında, öğrencile- demedeki iş görenler kırsaldan gelen öğrencileri
rin dini, sportif, sosyal, kültürel ve sanatsal ihtiyaç- öteki görmeyecek donanımda olmalıdır. Mesela
larını giderecek birimler olmalıdır. Bu durum adı “devlet sizin her türlü ihtiyacınızı karşılıyor, siz hala
geçen mekânları cazibe merkezi haline getirecek- yaramazlık ve nankörlük yapıyorsunuz” sözlerini
tir. Ayrıca pansiyonlar okulların hemen yanı başın- sarf edebilecek kadar pedagojik formasyondan/
da değil, Eğitim Alanı/ Eğitim Bölgesinde bulunan değer yargılarından uzak bir çalışan, farkında ol-
okullara hitap edecek yerlerde inşa edilmelidir. madan öğrencileri dışarıda bekleyen tuzaklara
düşmelerine zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle
bu kurumlara görevlendirilecek tüm çalışanlar
sistem içerisinde bulunan ve kendi uzmanlık ala-
nında üst düzey becerilere ve donanıma sahip ki-
şilerden mülakatla seçilmelidir.
Ayrıca öğrencilerin bu mekânlarda ihtiyaçları-
nı gidermeye çalışılırken tek tip öğrenci yetiştirme
noktasında bir yuva olmak yerine, öğrencilerin
kendi ev ortamlarındaki gibi bireysel farklılıkları-
nı ifade edebilecek bir ortam oluşturulmalıdır. An-
cak tüm öğrencilere ortak hedefi belirlenmelidir:
İnsani kâmil olmaları ve yetenekleri doğrultusun-
da başarı göstermede özverili olmalarıdır.
4. Pansiyonların yönetimi okullardan tama- Yukarıda belirttiğim çözüm önerileri noktasın-
men bağımsız olmalıdır. Pansiyonda barınan öğ- da ilgililerin zihninde bir soru işareti oluşturmuş
renci sayısına göre yönetici normu verilmelidir. ve özellikle heyecanlarını arttırmışsam çalışmam
Ayrıca personel görevlendirmelerinin tamamı hiz- amacına ulaşmış demektir.
met alımı şeklinde olmalıdır. Pansiyonların rehber
öğretmen, psikolog, sağlık personeli ve diyetisyen Yazının hazırlanmasından halen görev yap-
kadroları olmalıdır. Hem okul hem de pansiyon makta olduğum okulun tecrübeli ve fedakar öğret-
görevi öğretmenlerin performansını düşürmekte menlerinin –geçmiş yıllarda tamamının pansiyonlu
olduğuna sistemin içerisinde olan tüm iş görenler okullarda çalışmış olmalarında dolayı- birikimlerini
tanık olmakta ya da bizatihi yaşamaktadırlar. Bu benimle paylaşmaları, görev yapmakta olduğum
durum doğal olarak “Yorgun Belleticiler” kavra- ilin pansiyonlu okul yöneticilerinin problemlerini
mını karşımıza çıkarmaktadır. Her elli öğrenciye benimle paylaşma talebime evet deyip paylaşma-
bir rehber öğretmen “eğitim koçu” olarak görev- ları ve 09-13/06/2014 tarihleri arasında hizmet içi
lendirilirse bu kurumlardaki sorunların önemli bir eğitim semineri için gittiğim Aydın-Kuşadası Tu-
bölümü giderilmiş olacaktır. Ayrıca pansiyonlarda rizm ve Otelcilik Uygulama okulunda ülkemizin
bir sağlık görevlisi de lüks olmaktan çıkıp zorun- bir çok ilinden gelen eğitimin her kademesindeki
luluk arz eden bir durum haline gelmiştir. Bu ku- yöneticilerinin konuya farklı bakış açıları getirme-
rumlara araba satın alınmamalıdır. Yönetime, araç leri bu çalışmanın yelpazesini genişlettiği için ayrı
hizmeti satın alma ödeneği gönderilmelidir. bir renk katmıştır. Bundan dolayı kendilerine te-
şekkür etmem bir borçtur diye düşünüyorum.
Yukarıda sıralamaya çalıştığım çözüm önerileri
yanında bir noktanın daha altını çizmek istiyorum. Ayrıca ülkemizin eğitimine dair önemli bir
Bilinen bir gerçek ki resmi orta öğretim pansiyon- problemi gündeme getirmemizi sağladığı için
larında kalan öğrencilerin ezici çoğunluğu kırsal- Eğitimciler Birliği Sendikası yetkililerine ve Eğiti-
dan gelen öğrencilerdir. Bu öğrencileri kaynaştı- me Bakış Dergisi Editörü Doç. Dr. Zülfü DEMİRTAŞ
rıp, hedeflerini belirlemek, insanı kâmil olmalarını Beye de teşekkür ederim.
sağlamak için bu kurumlarda görevlendirilecek
yönetici, öğretmen ve diğer personele yönelik öz- Kaynakça
lük hakları noktasında pozitif ayrımcılık yapılmalı- 1.Ziya SELÇUK-Gelişim ve Öğrenme
dır. Hak edişleri okullarda görev yapan çalışanlara 2.M.E. B. Pansiyon Kanunu ve Yönetmeliği
göre % 25 fazla olmalıdır. Ayrıca bu kurumlara 3.Ali Erkan KAVAKLI-Karma Eğitim
personel seçiminde de ince elenip sık dokuma 4.Kamile ÜN AÇIKGÖZ-Etkili Öğrenme ve Öğretme
prensibiyle hareket edilmelidir. Seçilecek her ka- 5.Mahmut AÇIL-Abdullah PURTAŞ-Ergen Psikolojisi

64 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Medreselerden Darülfünun’a Bir Eğitim Tarihi Arkeolojisi:
Prof. M. Ali Aynî’nin Gözüyle Osmanlı Medreseleri ve
Darülfünûn

Yrd. Doç. Dr. Hayrettin AYAZ


Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi

Giriş desiyle “taraf” endişesi taşıdığını hissettiriyor. Bir


Osmanlı medeniyetinin gelişip yükselmesinde diğer husus da felsefeye olan ilgisi bilinen yazarın,
mühim bir vazife gören medreseler, kuruluşundan Osmanlı medreselerinde zamanla felsefe eğitimin-
lağvedilişine kadarki süreçte çeşitli istihaleler ge- den uzaklaştığı görüşünü kuvvetli biçimde ifade
çirmiştir. Denebilir ki, medreselerin Osmanlı dev- etmesidir. Hatta bu görüşlerini pekiştirmek mak-
letinin şevket ve kudret asırlarındaki payı ne kadar sadıyla Kâtip Çelebi (1609-1657)’nin ilgili sahadaki
mühimse çöküş dönemlerindeki rolü de küçüm- müşahede ve düşüncelerini referans almıştır.
senmeyecek derecede önemlidir. Osmanlı eğitim Bu makalenin özünü teşkil eden Prof. Aynî’nin
müesseselerinin temelini oluşturan medreseler bu Darülfünûn Tarihi isimli eseri 82 sayfa olup eski
güne kadar pek çok araştırma ve incelemeye konu yazıyla kaleme alınmıştır. 1927 yılında İstanbul’da
olmuştur. Bu müesseselerin kuruluşu ve müfredat neşrolunan bu eserden kısa bir bölüm aktarmakla
programlarından talebelerin iaşe ve ibatelerine1 iktifa ettik. Osmanlı medreselerinin kuruluşu, iş-
kadar geniş bir sahada yapılan araştırmaların sayı- leyişi ve zamanla dönüşmesine dair görüş ve dü-
sı hayli fazladır. Söz konusu araştırmalardan biri de şüncelerini herhangi bir yoruma tabi tutmaksızın
Son devrin mütefekkir, felsefeci ve idarecisi Prof. sunuyoruz. Kısmen revize ettiğimiz yazara ait dip-
Mehmed Ali Aynî’nin2 “Darülfünûn Tarihi” isimli
eseridir.
Aynî, eserinde Osmanlı eğitim sistemini ve bu
sistemin temelini oluşturan medreseleri tenkidî
(eleştirel) bir zaviyeden ele almaktadır. Eserin ne-
şir tarihi (1927) dikkate alındığında, sürmekte olan
inkılap ve reformların yazarın kimi görüşlerine etki
ettiğine hükmedilebilir. Nitekim Aynî, eserinin
daha ilk cümlesinde “Teşkilat-ı kadime-i ilmiyemizi
bir nazar-ı amik ile bitarafâne tetkik edersek…” ifa-

1. Medreselerde okuyan talebelerin öğrenim süresince barınma


ve geçimlerinin sağlanması.
2. Mehmet Ali Ayni (1869-1945) Manastır’da doğdu. Çocuk yaşta
ailesiyle birlikte Selânik’e, oradan da İstanbul’a gitti. Babasının
ticarî faaliyetlerinden dolayı gittiği Yemen’de San’a Askerî Rüşti-
yesine girdi. Ailesiyle İstanbul’a döndükten sonra Gülhane Askerî
Rüştiyesini bitirdi. Yüksek tahsilini ise Mekteb-i Mülkiye’de ta-
mamladı (1888). Bu arada Arapça ve Farsça yanında Fransızcası-
nı da geliştirdi. Çeşitli okullarda öğretmenlik ve idareciliğin yanı
sıra Darülfünûn’da profesör ünvanlıyla hocalık ve bazı vilayetler-
de valilik görevinde bulundu. Yazarın, tasavvuf, felsefe ve eğitim
sahasında kitap ve makaleleri bulunmaktadır. (Bkz. İsmail Arar,
“Mehmed Ali Aynî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA)
(Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı, 1991), c. 4, s. 273-275.

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
65
Medreselerden Darülfünun’a Bir Eğitim Tarihi Arkeolojisi: Prof. M. Ali Aynî’nin Gözüyle Osmanlı Medreseleri ve Darülfünûn

notların yanısıra lüzum hâsıl olduğunda tarafımız- evvelce ıstılahat-ı kadimiyle “mûsile-i sahn3” veya-
dan da bazı dipnotlar eklenmiştir. Metni kurarken hut “dâhil ve hâric” derslerini veya şimdiki tabirle
yaptığımız tasarruflardan biri de imlâyla ilgilidir. lise tahsilini bitirmiş olmak lazımdı. Sahn-ı semân
Yazarın kullandığı imlâya kısmen sadık kalmakla yani o sekiz medreseden birine giren talebeden
beraber Kâtip Çelebi’den yapılan iktibas metninin her birinin medrese dâhilinde kendine mahsus bir
imlasını ise aynen koruduk. Ayrıca daha iyi anla- hücresi vardı. Bunlar orada yatıp kalktıktan başka
şılması maksadıyla Kâtip Çelebi’den iktibas edilen mükemmelen infak olunurdu.4 Bu müessesat-ı
metni bir dipnotla günümüz Türkçesine aktardık. ilmiye daha sonra Kanûnî Sultan Süleymân’ın
Süleymâniye’de Dökmeciler’de inşâ ettirmiş oldu-
ğu dört büyük medrese ile bir kat daha tekemmül
Darülfünûn
etmiş idi. Zirâ bu medreseler tabâbetle ulûm-ı
Teşkilat-ı kadîme-i ilmiyemizi (eski ilmî teşkilatı- riyâziyye ve tabîiyye (tıp, matematik ve tabiat ilim-
mız) bir nazar-ı amik (derin bir nazar) ile bitarafâne leri) tahsiline tahsis olunmuş idi. Ancak çok geç-
tetkik edersek birinci darülfünûmuzun İstanbul’un meden bu müesseselerin mahiyet-i asliyelerini
fethiyle beraber açılmış olduğuna hükmedebiliriz. muhafaza edememiş olduklarını görüyoruz. Zirâ
Zirâ Fâtih Sultan Mehmed-i Sâni İstanbul’da kendi Türk âlimleri içinde muasırlarına ulûm-ı müsbete-
nâmına inşâ ettirmiş olduğu câmi-i şerifin iki yanı- nin (fizik, kimya, biyoloji gibi gözlem ve deneye da-
na sekiz kârgir kurşunlu medrese de yaptırmış idi. yalı bilimler) tahsili elzemiyetini metanetle tavsiye
Bu medreselerin teşkilatına Türkistan’dan celbe- ettikten başka bizzat Latince öğrenip o lisandan
dilmiş olan riyâzi-i şehir (meşhur matematikçi) Ali Türkçeye pek muteber bazı eserler tercüme eyle-
Kuşçu ile allâm-ı ulemâdan Monla Husrev memur yen Kâtip Çelebi’nin5 daha bin altmış yedi (1656)
edilmiş idi. Ulûm-ı âliye (yüksek ilimler) tahsiline senesinde medreselerden pek acı bir lisanla
tahsis edilmiş olan medreselere girebilmek için şikâyet ettiğini Mizânü’l-Hak’ta6 okuyoruz:
“Devlet-i Osmâniye evâilinde merhum
cennetmekân Sultan Süleymân Han zamanına
gelince hikmet ile şeriat ilimlerini cem eyleyen
muhakkîkler iştiharda idi. Ebulfeth Sultan Mehmed
Han Medâris-i Semâniyye bina edüb ‘kanûn üzre
şuğl oluna’ deyu vakfiyesinde kayd ve Hâşiye-i Tec-
rid ve Şerh-i Mevakıf7 derslerini taayyün eylemiş-
di. Sonra gelenler ‘bu felsefiyattır’ deyu kaldurub
Hidâye ve Ekmel8 dersleri okumağı makul gördü.
3. Fâtih ve Süleymâniye medreselerinde, yüksek tahsilden önce
talebelerin ulaştıkları en yüksek derecedeki basamak.
4. Talebenin ihtiyaçlarının karşılanması için kendilerine yapılan
aynî ve nakdî yardım.
5. İstanbul’un yetiştirdiği pek büyük bir âlimdir. Velâdeti
1017/1609, vefatı 1067/1657’de. Telifatı: Takvîmü’t-tevârih, Fezle-
ke, Tuhfetü’l-kibar fi Esfârü’l-bihâr, Cihannümâ, Keşfü’z-zünûn.
6. Kâtib Çelebi’nin Keşfü’z-zunûn’a yazdığı mukaddime, bir yö-
nüyle Osmanlı medresesindeki ilim anlayışının esaslarını verirken
diğer yönden Osmanlı ulemâsının, hakkında risâleler ve kitaplar
yazdıkları, mevcut olanları şerh ve hâşiye ile geliştirdikleri konu-
ları “muhtasar ve müfid” bir şekilde dile getirmektedir. (Daha fazla
bilgi için bkz. Gökyay, 2002: 36-40)
7. Mevâkıfın metni, ecille-i ulemâdan Adudüddin İcî’nindir (ve-
fatı sene 756/1355). Bunu Seyyid Şerif Cürcânî pek mükemmel
bir surette şerh etmiştir ki, Şarkın en muazzam felsefe kitabıdır
(vefatı 816/1413 senesinde). Allâme Nasiruddin Tûsî’nin (vefatı
672/1274) “Tecrîdü’l-kelâm “ ünvanlı mühim bir eserini de Sey-
yid Şerif Cürcânî şerh etmiştir ki bizim ulemâ arasında, (Hâşiye-i
Tecrîd) unvanıyla marûf olan bir kitaptır. Bizim âlimlerimizin de bu
hâşiye üzerine müteaddid hâşiye ve ta’likleri vardır.
8. Burhâneddin el-Mergīnânî’nin (ö. 593/1197) Hanefî fıkhına dair
Prof. M. Ali Aynî’nin Darülfünûn Tarihi isimli bu eseriyle ilgili olarak Prof Aynî şu notu ilave etmiştir: Hidâye,
Şeyhülislâm Burhaneddin Ali b. Ebî Bekr el-Merginânî (vefatı
kitabının kapağı 593/1197 senesinde)’nin fıkh-ı Hanifiye dâir bir eser-i muteberi-
dir. Müteaddid şerhleri vardır. Bizim medreselerde vaktiyle oku-

66 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Medreselerden Darülfünun’a Bir Eğitim Tarihi Arkeolojisi: Prof. M. Ali Aynî’nin Gözüyle Osmanlı Medreseleri ve Darülfünûn

beş yirmi sene devâm ettiği halde, iki satır Türkçe


yazı yazmağı öğrenememiş olanlara mükerreren
tesâdüf olunurdu. Medreseler haricindeki sıbyan
mekteplerinden de hiçbir kaide fâide hâsıl olma-
dığı için vatanımızda okur-yazar kimselerin mikta-
rı pek mahdûd kalmıştı11. Değil avâm-ı nâs Harbiye
mektebinden yetişmemiş zabitlerin çoğu da oku-
yup yazmak bilmezlerdi. Bunun için bu zabitler üç
sene zarfında okuyup yazmak öğrenmeye mecbur
edilmişlerdi. Velhâsıl umûmi olan bu cehâlet taas-
subu, bu da tecdid ve ıslahata husumeti mucib
olduğundan devletin zaman zaman mevki-i fiile
Yalnız ana iktisâr nâ-makul olmağla ne felsefiyyat (uygulamaya) koymak istediği ıslahat teşebbüsleri
ve ne Hidâye ve Ekmel kaldı. Bununla Rum’da sûk-i bazen kanlı ihtilallerle hep akamete uğramakta idi.
ulûma kesâd gelüb ehl-i inkıraza karîb olmağla bazı Nihayet 1241 (1826) senesinde yeniçeriliğin ılga
kenarda Ekrâd diyârında yer yer kanûn üzre şuğl ve 1243 (1828) senesinde Rusya ile başlayan mu-
iden tâliblerin müptedileri Rûm’a gelüb azîm tafrâ harebenin12 hitamı üzerine mezkûr devletle akd-i
satar oldu. Anları görüb asrımızda bazı kavâbil, musâlâha (sulh anlaşması) olunması hükûmet için
hikmet tâlibi olub hakir dahi esnâ-yı müzâkere ve ıslahat imkânını hazırlamış olduğundan tebaa-yi
medârisede istidâd ashâbı talebeye Sokrat, Eflatun’ı Müslime evlâdından yüz elli çocuğun ulûm-ı cedi-
tergib ettiği gibi hakâyık-ı eşyâ ilmi tahsiline tergib de (Batı’da gelişen yeni ilimler) tahsili için Avrupa’ya
edüb bu risâlede dahi vasiyyet ve cümlesine nasîhat gönderilmesini vak’anüvis Es’ad Efendi’nin kavlin-
içün birkaç madde zikr ve irâd eyledim.”9 ce “Kim bilir hangi nâ-kesin re’y ve ifâdesiyle” Sultan
Acaba Kâtip Çelebi medreselerin daha sonraki Mahmud-ı Sâni emretmiş olduğu halde ehl-i ta-
hâl-i inhitatlarını (çöküş hallerini) görse idi ne di- assubun korkusundan hemen göndermemiştiler.
yecekti. Evvelleri medrese talebesi her sene teşkil Nihayet 1250-1251 (1836-1837) senelerinde Mü-
olunan imtihan meclisleri huzurunda muayyene hendishaneden bazı zabitlerle talebeden bir kaçı
edilerek (mülakata tabi tutularak) içlerinde su- İngiltere’ye gönderilmişlerdi.
allere cevap veremeyenler askere sevk olunur-
du. Talebeyi az çok çalışmağa mecbur eden bu Kaynakça
usûlü Sultan Abdülhamid-i Sâni saltanatının son
Arar, İsmail. (1991). “Mehmed Ali Aynî”, Türkiye Diya-
senelerinde ılga etmişti. Bu hâl medreseleri büs- net Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA) (Ankara: Türkiye
bütün söndürmüştü.10 Bu sebeple medreseye on Diyanet Vakfı. c. 4, s. 273-275.
Aynî, M. Ali (1927). Darülfünûn Tarihi. İstanbul: Yeni
nan şerh, Ekmelüddîn Muhammed b. Mahmûd el-Hanefî (vefatı
Matbaa.
786/1384 senesinde)’nindir. İsmini el-İnâye koymuş.
9. Prof. Aynî’nin Kâtip Çelebi’den iktibas ettiği metni günümüz Gökyay, Orhan Şaik (2002). “Kâtib Çelebi”. Türkiye Di-
Türkçesine şöyle aktarabiliriz: “Osmanlı devletinin ilk devirlerinde yanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA) (Ankara: Tür-
Cennet-mekân Sultan Süleyman Han zamanına gelinceye kadar hik- kiye Diyanet Vakfı. c. 25, s. 36-40.
met (felsefe) ile şeriat ilimlerini bir arada tutan (okutan) ilim sahipleri
öne çıkmışlardı. Fethin Babası (Ebulfeth) Fâtih Sultan Mehmed Han
Medâris-i Semâniye’yi yaptırıp “kanuna uygun olarak faaliyetini sür-
dürsün” diye vakfiyesinde yazmış ve Hâşiye-i Tecrîd ve Şerh-i Mevâkıf
derslerinin okutulması kararlaştırılmıştı. Daha sonra gelenler ise “bu
dersler felsefiyâttır” diye kaldırıp “Hidâye” ve “Ekmel” derslerini okut-
mayı uygun gördüler. Yalnız bu derslerle yetinmek çıkar yol olmadı-
ğından ortada ne felsefiyât kaldı, ne Hidâye ne de Ekmel. Bununla
Osmanlı ülkesi (İstanbul)da ilim pazarına kesat (kıtlık) gelip bunları Han’ın eğitime verdiği önemi teslim etmektedirler. Onun devr-i
okutmaya ehil olanlar aradan çekilince uzak diyarlardan, Kürt diyar- saltanatında açılmış bulunan Mekteb-i Harbiye, Mekteb-i Hukuk,
larından yer yer kānun üzre (klasik usulle) yetişen yeni yetme talebe- Mekteb-i Sanayi-i Nefise ve Darü’l-Muallimin başta olmak üzere
ler, Osmanlı ülkesi (İstanbul)ine gelip tafra satar oldular. Zamanı- Darülfünûnun yeniden teşkili gibi maarife yaptığı hizmetler, med-
mızda onların bu hâlini gören ilme hevesli kimseler hikmet (felsefe) reselerle ilgili (sebebi yeterince bilinmeyen) söz konusu tasarru-
öğrenmeye talip oldular. Bu hakîr (Kâtip Çelebi) de gerek ders takriri fun gölgesinde kalmamalıdır.
esnasında gerek medresede, kabiliyet sahibi talebeye tıpkı Sokrat’ın 11. Osmanlı devrinde “okur-yazar”lık münevverlere has bir durum-
talebesi Eflatun’u heveslendirdiği gibi varlıkların hakikati ilminin dur. Ancak eski harfler dikkate alındığında Kur’an-ı Kerim’i okuyan
tahsiline karşı istek uyandırıp bu risalede de cümlesine nasîhat için (ki o devir için yaygın bir durumdur) bir kimsenin herhangi bir
birkaç madde zikr ve irâd eyledim. metni okumasında bir güçlük olmasa gerek. Bu itibarla Aynî’nin
10. Prof. Aynî’yi bu kanaate sevkeden âmil devrin siyasî şartla- bu hükmü ihtiyatla karşılanmalıdır.
rında aranmalıdır. Zirâ muhalifleri bile Sultan II. Abdülhamid 12. 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı.

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
67
Pozitif Negatif Yönleriyle Öğrenci Yurtları

Adem TUNCER
Anadolu Gençlik Derneği Eğitim Komisyonu Başkan Yardımcısı

Türkiye’de yükseköğrenim denince akla gelen Üniversitede eğitim gören öğrencilerin sahip
önemli hususlardan biri de öğrencilerin barınma olduğu maddi imkânlar eşit değildir. Sınavı başarı-
problemleridir. İl dışında hatta yurtdışında yük- lı bir şekilde geçtiği halde eğitim öğretim ve barın-
seköğrenimine devam edecek bir öğrencinin ve ma ihtiyacını karşılayamadığı için kayıt yaptırama-
onun ailesinin düşündüğü belki de ilk husus barı- yan öğrenci sayısı azımsanamayacak kadar çoktur.
nacak yer meselesidir. Bu sebeple öğrenci yurtları Bu öğrencilere devlet yurtlarında barınma husu-
ve benzeri yaşam alanları çok önemli bir proble- sunda öncelik verilmesi hatta burs ve gıda yardımı
me çözüm sunmaktadır. yapılması onlar için ciddi bir imkândır. Kontenjan
Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde külliyeler sınırlaması sebebiyle devlet yurtlarına yerleşe-
öğrencinin hem eğitim hem barınma hem beslen- meyen öğrencilerden bir kısmı ise özel yurtların
me hem dini hem de mesleki ihtiyaçlarını karşı- sağladığı çeşitli burs imkânlarından faydalanarak
lamkataydı. Günümüzde akademik eğitim üniver- yükseköğrenimini tamamlayabilmektedir.
siteler tarafından sağlanırken barınma ihtiyacı da Yurtlarda yemek, temizlik, çamaşır ve benzeri
devlet yurtları (YURTKUR), üniversite yurtları, özel ihtiyaçların temini öğrenci tarafından karşılan-
yurtlar ve bireysel çabalarla oluşturulan öğrenci madığı için öğrencinin ders çalışmaya daha fazla
evleri tarafından karşılanmaktadır.
Biz bu çalışmamızda pozitif ve negatif yönleriy-
le öğrenci yurtlarını değerlendirmeye çalışacağız.

Pozitif Yönleriyle Öğrenci Yurtları


Eğitim öğretim faaliyetinin amacına uygun
ve verimli bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için
öğrencinin barındığı ortamın sağlıklı, güvenli,
sosyal ve toplumsal becerilerini geliştirmeye el-
verişli, akademik çalışmalarını destekler nitelikte
düzenlenmiş olması gerekmektedir. Gerek devlet
ve üniversite yurtları gerekse özel yurtlar resmi
yükümlülükleri ve ticari anlamda tercih edilebilir
olma zorunlulukları sebebiyle bu imkânları sağ-
lama noktasında ciddi mesafeler almış durumda-
dır. Genel itibariyle günümüzde yurtlar öğrenciye
sunduğu hizmetin kalitesi ve imkânların genişliği
bakımından göz doldurmaktadır.

68 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
Pozitif Negatif Yönleriyle Öğrenci Yurtları

zaman ayırması mümkündür. Bu da gerek eğitim karıda da bahsedildiği gibi ev kiralayarak bu ihti-
esnasında gerekse üniversite sonrası işe yerleşme yaçlarını karşılamaktadırlar. Çeşitli şehirlerde bazı
sınavlarına hazırlık aşamasında çok önemli biz ka- öğrenci evlerinin kız erkek karma bir yapıya sahip
zanım olarak karşımıza çıkmaktadır. olduğu bir gerçektir. Bu durum toplumsal yapımı-
Öğrencisi üniversiteyi kazandığı için sevinen zın dayandığı kültürel ve ahlaki temellere aykırı
bir ailenin yaşayacağı ikinci duygu muhtemelen bir durumdur. Bu tür barınma yöntemleri özellik-
‘kaygı’dır. Özellikle toplumsal yapımız itibariyle le Anadolu’da halkın üniversitelere ve üniversite
kız öğrencisini başka bir şehirde okutacak ailele- öğrencilerine yönelik olumsuz bir kanaat geliştir-
rin kaygısı çok daha fazladır. Bu kaygının temelin- mesine sebep olmaktadır. Yurtların karma yapıya
de ise barınma ve güvenlik endişesinin yer aldığı sahip olmaması kültürel ve ahlaki hassasiyetlerin
söylenebilir. Öğrenci yurtlarının varlığı, ailenin bu muhafazası bakımından çok önemli görülmekte-
kaygısını en aza indirecek unsurdur. Yakinen tanı- dir.
yıp bildiği bir yurt olmasa dahi çocuğunun temel
ihtiyaçlarını karşılayan, gerek teknolojik gerekse Negatif Yönleriyle Öğrenci Yurtları
şahıslar kanalıyla güvenliği sağlayan, herhangi
Öğrenci yurtlarının negatif yönlerine değer-
bir problem esnasında aradığında ulaşabileceği,
lendirilirken bir kıyaslama ile hareket edilecektir.
giriş-çıkış saatleri belli bir mekânın olması aile için
Genel anlamda yurtlar ile kiralık evde barınma;
üniversiteyi kazanmak kadar önemlidir.
devlet yurtları ile özel yurtlar farklı değerlendir-
Kamu veya özel yurtlarda kal(a)mayan öğren- melere tabi tutulacaktır.
ciler barınma ihtiyaçlarını ev kiralayarak gider-
Üniversite eğitimi almış almamış tüm insanlar
mektedir. Ev kiralarının yüksekliği ve tek başına
için para, insan, zaman ve bilgi yönetimi hayati de-
evde kalmanın muhtemel güvenlik kaygısı öğren-
recede önemlidir. Bu bakımdan evler ile yurtlar kı-
cileri üçerli, dörderli gruplar halinde ev kiralamaya
yaslandığında kiralık evlerde birden fazla arkadaş
itmektedir. Bu faaliyet bazen ortak hedef ve has-
ile barınan öğrencilerin yurtlarda barınan öğren-
sasiyetleri olan öğrencilerin bir araya gelmesi ile
cilerden daha tecrübeli oldukları görülmektedir.
gerçekleştirilirken çoğu defa öğrencilerin rastgele
Kiralık evlerde barınan öğrenciler sahip oldukları
oluşturduğu arkadaş grupları ile yapılmaktadır. Bu
parayı verimli ve doğru bir şekilde harcamayı öğ-
da, öğrencilerin verimli ders çalışmasını engelle-
renmektedirler. Aile fertleri dışında başka insanlar-
mektedir. Yurtların sağladığı disiplinli yapı öğren-
la ilk defa bir arada yaşamakta ve böylece kısmen
cilerin ders çalışma ve akademik başarılarını artır-
de olsa insan yönetimini öğrenmekte, hoşgörü,
ma bakımından önemli bir pozitif kazanımdır.
sabır, tahammül ve fedakarlık hasletlerini geliş-
Tarihi, çeşitli siyasi olaylar ve kardeş kavgaları tirmektedirler. Bu evlerde çeşitli görev dağılımları
ile dolu bir ülke olarak ailelerin en büyük kaygı- yapıldığı için sorumluluk duygusu gelişmekte, öğ-
larından biri de çocuklarının ideolojik yapılan- rencilik sonrası yaşam için büyük bir tecrübe kaza-
maların ‘tuzağına düşmesi’dir. Türkiye’de varlığını nılmaktadır. Öğrenci, her türlü ihtiyacını karşılayan
sürdüren çeşitli dinî ve siyasi oluşumlar yurt ve ailesinden uzakta tek başına ayakta durma mezi-
evlerde öğrencilerin barınma ihtiyacını karşıla- yetini elde etmektedir. Ailesi yanında çoğunlukla
maktadır. Hem belli bir yapıyı benimsemiş aileler sadece bir ‘evlat’ olan öğrenci bazen anne, bazen
için içinde bulunduğu yapının yurt imkânı sunma- baba, bazen çocuk rolünü üstlenmekte; apartman
sı hem de kendisini hiçbir yapıyla ilişkilendirme- sakinleri için bir ‘komşu’ konumuna yükselmekte-
yen aileler için kamunun ve sadece ticari kaygılar dir. Yurtlarda barınan öğrencilerin evlerde barınan
güden şirketlerin yurt imkânı sağlaması mezkur öğrencilere nazaran bu kazanımlardan uzak bir
kaygının en aza inmesine zemin hazırlamaktadır. şekilde üniversite hayatını tamamladıkları görül-
Bu tarz tercihlerin öğrenci açısından kazanım olup mektedir.
olmadığı tartışmalı olsa da ailelerin endişelerini
İnsan karakterleri ve yetişme tarzları birbirin-
gidermeye katkı sağladığı inkar edilemez.
den çok farklıdır. Kimi kalabalığı severken kimi
Barınma ihtiyacını yurtta, pansiyonda, aile yalnızlığı tercih eder. Yurtlarda karşılaşılan en bü-
veya akraba yanında karşılamayan öğrenciler yu- yük problemlerden biri öğrencilerin her birine ayrı

Yıl: 10 / Sayı: 30 Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ
69
Pozitif Negatif Yönleriyle Öğrenci Yurtları

oda imkânı sağlanamamasıdır. Kendi odasının ol- Öğrenci sevmediği yemeği menüde gördüğü za-
masını isteyen öğrenciler için bu durum yurtların man ya artı masraf yapmak zorunda kalmakta ya
negatif yönleri arasında sayılabilir. da menüdeki diğer yemeklerle yetinmektedir.
Yurtlarda sağlanan bazı imkânlar zamanla öğ- Öğrencilerin şikâyet ettiği konulardan biri de
renciler üzerinde olumsuzluklara neden olmakta- ısınma problemidir. Özellikle ticari amaçlı yurt-
dır. Örneğin devlet yurtları ve özel yurtlarda sağ- larda bu probleme daha sık rastlanmaktadır. Ev
lanan sınırsız ve ücretsiz internet öğrenciyi oda- ortamında öğrenci istediği gibi ısınabilirken yurt-
sına ve bilgisayarın başına hapsetmekte, sosyal larda bu imkânı istediği derecede bulamaz. Aynı
hayattan hatta sınıftan onu koparmaktadır. Geliş- şey banyo ve sıcak su imkânı, yemeklerde kullanı-
miş toplumların tamamının sorunu haline gelen lan malzemenin kalitesi konusunda da karşımıza
insan-teknoloji ilişkisi yurtlardaki bu imkânla daha çıkmaktadır. Her ne kadar odalarda banyo bulun-
da ilerlemektedir. duran yurtlar olsa da bu yurtların ücretleri yüksek
olduğundan her öğrencinin barınması mümkün
olmamaktadır. Ücreti düşük yurtlar ise hem oda-
ları hem banyoları itibariyle hala koğuş tipi hizmet
sunmaktadır.
Devlet yurtları ile özel yurtlar arasında da çe-
şitli farklılıklar mevcuttur. Belirli bir dinî veya kül-
türel yapılanmanın kontrolünde olan yurtlar üni-
versitenin akademik eğitimi ile birlikte öğrencinin
bireysel ve toplumsal gelişimine dönük çeşitli
faaliyetler yürütmektedirler. Öğrencilere görevler
yükleyerek kişilik gelişimine olumlu katkı sağla-
mayı amaçlamaktadırlar. Bu faaliyetler yukarıda
değinildiği gibi bazı sıkıntılar meydana getirse de
kontrollü olarak gerçekleştirildiğinde öğrencinin
kendini keşfetmesini, özgüven kazanmasını, di-
ğerkam bir kişiliğe bürünmesini kısacası çok yönlü
yetişmesini sağlamaktadır. Resmi sınırlılıklar sebe-
biyle bu kaygı maalesef devlet yurtlarında yeteri
derecede mevcut değildir.

Yurtların gerek resmi gerekse özel bir takım


Sonuç
prensipleri, öğrencilerin bazı faaliyetlerini kısıtla-
yabilmektedir. Örneğin giriş-çıkış saatlerinin belli Her ne kadar çeşitli problemlere sahip olsa da
olması çeşitli faydalar sağladığı gibi öğrencinin yurtlar barınma ihtiyacını karşılayan vazgeçilmez ku-
sosyal, kültürel ve sportif bazı faaliyetlerden uzak rumlardır. Öğrenci merkezli bir anlayışla problemler
kalmasına neden olabilmektedir. Odasını istediği çözüme kavuşturulmalı, yurt sayıları artırılmalı, yurt-
gibi tasarlayamaması estetik anlayışını yaşadığı larda sunulan imkânların kalitesi yükseltilmelidir.
ortama yansıtmasına engel olabilmektedir. Kurumsal anlamda sunulan kaliteli hizmetle birlikte
öğrencinin çok yönlü gelişimine dönük faaliyetler
Yurtlar öğrencilerin kişisel tercihlerini gerçek-
yürütülmelidir. Yurtlar sadece bir işletme mantığı
leştirmesine fırsat verememektedir. Kurum işleyişi
ile değerlendirilmemeli dinî ve kültürel hassasiyet-
bakımından bunu yüzde yüz derecede beklemek
lerimiz ışığında amaçları belirlenmiş ek bir eğitim
de zaten imkânsızdır. Bunun en basit örneği ye-
yuvası haline getirilmelidir. İlerleyen süreçte öğren-
mek listesidir. Mevsimsel ürünleri kullanmak ve
cilerin kişisel tercihlerini gerçekleştirebilecekleri,
çeşitlilik sağlamak zorunda olan yurt, belli bir ye-
sosyo-kültürel faaliyetlerin içinde bulunabilecekleri
mek listesi sunmaktadır. Ancak bu listenin tüm
imkânlar sunulmalıdır.
öğrenciler tarafından beğenilmesi beklenemez.

70 EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ


Temmuz / Ağustos / Eylül 2014 Yıl: 10 / Sayı: 30
imde
leği Müfredat Çalışmaları ve Eğit
01. Öğretmen ve Öğretmenlik Mes 02.
Reform İhtiyacı
03. Sınav Sistemi 04. Din Eğitimi ve Öğretimi
SAYI SAYI SAYI SAYI

iz ve , AB Süre cinde
Öğretmen Yetiştirme Düzenim r 07. Yapılandırmacı Yaklaşım Eğitim Yönetimini Yeniden
05. 06. Mesleki ve Teknik Ortaöğretim 08.
SAYI Öğretmen Yetiştiren Kurumla SAYI SAY I
Eğitim
SAYI
Düşünmek

Okul
09. Okul Ortamında Şiddet 10. Sivil Anayasa, Özgür Eğitim 11. Bir Öğrenme Mekânı Olarak 12. Okul Öncesi Eğitim
ve Sınıf
SAYI SAYI SAYI SAYI

ile İlgili Soru nlar ve Kademe ler


13. Beyin Göçü 14. Yabancı Dil ÖğretimiÖne 15. Eğitimde Yönlendirmeişler
ve Çözüm rileri Arası Geç
SAYI SAYI SAYI
tirel Bir
16. Yapılandırıcı Yaklaşım 17. Yapılandırıcı Yaklaşıma Eleş 18. Değerler Eğitimi 1 19. Değerler Eğitimi 2
Bakış
SAYI SAYI SAYI SAYI

20. Okul Öncesi Eğitim 21. Kesintisiz Eğitim 22. Karma Eğitim 23. YÖK Reformu
SAYI SAYI SAYI SAYI

im rtüsü
24. FATİH Projesi ve Eğitimde Biliş 25. Çalışma Hayatında Kad ın ve Başö
26. Eğitim Politikalarında Toplum 27. 21. Yüzyılda Türkiye’de Eğitim
Teknolojileri Kullanımı Yasağı Mühendisliği Fakülteleri
SAYI SAYI SAYI SAYI

ninde Öğrencilere Barınma ve Yurt


28. İlahiyat Müfredatı ve Felsefe 29. Eğitim, İdeoloji, Değerler Ekse 30.
Müfredat Hizmetleri
SAYI SAYI SAYI
Editör’den... Ali YALÇIN Bu Sayıda... Sayfa
Genel Başkan Yardımcısı Suffa’dan Yurt’a Öğrenci Yatılı Hizmetleri 1
Ahmet GÜNDOĞDU / Genel Başkan
Eğitim Politikalarına Yön Tarihi Süreciyle Yurt Hizmetleri ve Önemi 3
Kurtuluş ÖZTÜRK
Vermede 10. Yıl Yükseköğretim Barınma (Yurt) Hizmetlerinde Unutulan 12
Boyut: Mekânsal İnsan İlişkisi
Eğitime Bakış’ı Eylül 2004’te ilk yayımladığımızda, “Sorunların Doç. Dr. Burhan AKPINAR
bizzat içinde bulunan eğitimcilerimizle tartışmak ve sağlıklı çözüm-

Yatılı Okul
Başarılı Öğrenciler Açısından Yurtlar 19
ler bulmak” amacında olduğumuzu belirterek, “Eğitime Bakış’ın varlık Doç. Dr. Nail YILDIRIM
sebebi, eğitim meselesine eğitimcilerin bakışını yansıtmaktır” dedik.
10. yılı geride bıraktığımız Dergimizde, “Biz eğitimciler, öğrencilerimi- Türkiye’de Öğrenci Yurt/Pansiyon Hizmetlerine 24
İçeriden Bir Bakış
ze çözümde görev almayı öğretiriz. Zira biliriz ki çözümde görev al(a) Abdülhalik BAŞ İlkokuldan sonra dört sene ara verdim tahsilime. İlkokulu bitirdiğim sene ağabeyim evlendi. Ertesi
mayanlar sorunun bir parçası olurlar” düsturundan hareketle tematik
dergi yayıncılığına ilk adımı atarak sorunun bir parçası değil çözüm Türkiye’de Yükseköğretim ve Öğrenci Yurt Hizmetleri 30
yıl ablam gelin oldu. Bu hay huy içinde benim okumamı kimse düşünmedi. Bu arada ailecek hayli yoksul
için paydaşı olduk. Memnuniyeti düştük.
Doç. Dr. Engin ASLANARGUN
Geride kalan 10 yıllık süreçte Eğitime Bakış’ın kapak konusu ile
eğitimde yoğunlaşılan ve tartışılan konular arasındaki örtüşme, Der- Türkiye’nin Yatılı Çocuklar/Öğrenciler Karnesi
Doç. Yaşar UĞURLU
35 İlkokulu bitirdiğimin dördüncü yılıydı. O yıl emsallerime bir çaba düştü. Kimi Alaca’da Ortaokula
gimizin eğitime verdiği katkının tezahürüdür. Seçtiğimiz her dosya
konusunun ilgili merciler tarafından tartışılması, gündeme alınması Öteki Çocukların Okul Serüveni: Yatılı Bölge Okulu
yazılıyor, kimi de adını duyduğu her türlü parasız yatılı okulun sınavlarına giriyor. Ekonomik durumumuz
42
ve somut adımların atılması Dergimizin takip edildiğinin ve eğitim Öğrencileri Ortaokulda okumama elverişli olmadığından yatılı okul sınavlarına ümit bağlamıştım.
camiası tarafından otorite olarak kabul edilmesinin birer göstergesi- Yrd. Doç. Dr. Faysal ÖZDAŞ
dir. Örneğin ‘YÖK Reformu’ dosya konusundan sonra, YÖK ile ilgili tar-
tışmaların alevlenmesi, kamuda kadın çalışanlara yönelik kılık kıyafet
Türkiye’de Üniversitelerde Öğrenci-Yurt Hizmetleri ve
Barınma Sorunu
48 Çankırı Astsubay Okulunu kilom ve boyum tutmadı. Hasanoğlan İlköğretmen Okulu’nun sınavını ka-
dayatmaları ve başörtüsü yasağını ele alan ‘Çalışma Hayatında Kadın Erol KAVUNCU zanamadım. Ankara Yapı-Sanat Okulu için sağlık raporu alamadım. Çaldığım bütün kapılar yüzüme ka-
ve Başörtüsü Yasağı’ konusunun akabinde tartışılması Eğitime Bakış’ın
gündem belirlemesiyle alakalıdır. Eğitime Bakış, Türkiye’nin eğitimde
Erken Büyüyen Çocuklar 52 panınca bir bir aldığım formları Çorum Maarif Memurluğuna geri getirdim. Çok üzgündüm. Bu halimi
Arş. Gör. Mustafa SAVCI
kangren olmuş sorunlarının tedavisinde operasyonel bir cerrah vazi- gören 40-45 yaşlarında sonradan adının Hasan olduğunu öğrendiğim bir bey:
fesi görmektedir. 2014 YBO Gerçeği 56
Yunus YAĞMUR
10. yılımızda, 30. sayımızla karşınızdayız. “Öğretmen ve Öğret- -Seni bir okula yazdırsam gider misin? dedi.
menlik Mesleği” konusuyla başladığımız yayım hayatına, “Eğitimde Sıcak İlgi ve Problemlerine Çözüm Bekleyen Resmi 59
Reform ve Müfredat Çalışmaları, Sınavlar, Din Eğitimi ve Öğretimi, Ortaöğretim Pansiyonları
Mesleki ve Teknik Ortaöğretim, Okul Öncesi Eğitimi, Eğitim Yönetimi,
Yakup YILDIZ -Yatılı mı?
Yabancı Dil Öğretimi, Değerler Eğitimi, Karma Eğitim, Kesintisiz Eği- Medreselerden Darülfünun’a Bir Eğitim Tarihi 65
Arkeolojisi: Prof. M. Ali Aynî’nin Gözüyle Osmanlı
tim, YÖK Reformu İhtiyacı, Eğitimde FATİH Projesi, Çalışma Hayatında
Medreseleri ve Darülfünûn -Tabii yatılı.
Kadın ve Başörtüsü Yasağı, Eğitimde Toplum Mühendisliği, 21. Yüzyıl-
Yrd. Doç. Dr. Hayrettin AYAZ
da Türkiye’de Eğitim Fakülteleri, İlahiyat Müfredatı, Eğitim ve Müfre-
dat” gibi konularla devam ettik. Bu ‘özel’ sayımızda ise üzerinde kafa Pozitif Negatif Yönleriyle Öğrenci Yurtları 68 Hastaya ilaç sorulur mu? “Okula gider misin?” de ne demek. Kaç gündür Çorum’da niçin sürünüyo-
Adem TUNCER
yorulmayan ve büyük bir sorun olarak karşımızda duran “Öğrencilere rum? Yatılı olduğunu öğrendim ya bu bana yeter. Gerçi özelliğini sormadım ama devletin okulunun kötüsü
Barınma ve Yurt Hizmetleri” konusuyla karşınızdayız.
Ashab-ı Suffa’dan Nizamiye Medereselerine, Leylî Meccani’den
mü olurmuş! Sonradan öğrendim. Bana yeni okul öneren kişi, Maarif Memurluğunda kâtipmiş. Ne olursa
Yurt-Kur’a kadar öğrencilerin barınma ortamları ve yetiştirilmeleri olsun hayatımın gidişinde önemli bir dönemeci dönmeme neden oldu ya kendisine ne kadar minnet duy-
ile ilgili sorunlara mercek tuttuğumuz bu sayımızda ödev çıkarması
Yıl: 10 • Sayı: 30 • Temmuz-Ağustos-Eylül 2014
sam azdır diye düşünüyorum. O günden beri karşılaşamadığımız Hasan Bey, yaşıyorsa selametler, vefat
gereken birçok kurum ve kuruluş bulunmaktadır. Fiziki imkânların
seferber edildiği, lüks ve gösterişin ölçüt haline geldiği özel ve resmi Eğitim-Bir-Sen’in 3 Aylık Ücretsiz Yayınıdır
ettiyse Allah’tan rahmet dilerim.
yurtlarda; içerik ve ruh dünyasına yönelen konularda ise ‘fakirlik’ bir
sorun olarak durmaktadır. İbn-i Sina, neslin ruh ve beden eğitiminin Eğitim-Bir-Sen Genel Yayın Yönetmeni Teklifini hemen kabul ettim. Dilekçe verdim mi, bir yere imza attım mı, adres bildirdim mi, Hasan
birlikte yürütülmesine vurgu yapar. Michael Marshall ise “Çocukların Adına Sahibi (Sorumlu Müdür)
karınlarını ve zihinlerini doyurduğumuz kadar ruhlarını da beslemeli- Ahmet GÜNDOĞDU Ali YALÇIN
Bey’e. Hiç anımsamıyorum. Yalnız bir ilkbahar akşamüstü “Okula yazıldım” diye sevinçle köye dönüşü-
yiz” der. Yatılı kalan öğrencilere ev sıcaklığını verme yükümlülüğü ta- Genel Başkan Genel Başkan Yardımcısı mü unutamıyorum.
şıyan yurtlar, onların karakter yapılarının şekillenmesinde önemli bir
eşik olduğunu unutmamalıdır. Editör Yayın Kurulu
Ali YALÇIN
Köyde yine günlük iş güç, yine kısır bir döngü. Yatılı okulla ilgili ne bir ses, ne nefes... Zaman zaman
Medeniyetimizi yeniden inşa ve ihya etme noktasında gençliği- Ahmet ÖZER
mizi, geleceğimizi sadece maddi olarak değil onların ruh dünyalarına Doç. Dr. Zülfü DEMİRTAŞ Esat TEKTAŞ hatırlıyorum okula başvurduğumu da hayallere dalıyorum: Okula bir girsem diyorum. Üstüm başım ter-
hitap edecek kurumlar tahsis etmeliyiz. Öğrencilerin vaktinin çoğunu Murat BİLGİN temiz olur... Elbiselerim, ayakkabılarım gıcır... Üç öğün de yemek yeriz herhalde. Devletin yemeği yavan
geçirdiği yurtlar bundan muaf değildir. Öğrencilere barınma ve yurt
Teyfik YAĞCI olacak değil ya... Yağlıdır. Ette vardır yemeklerde. Onlarla beslenince kilom da artar belli olmaz. Belki
hizmetleri konusuna mercek tuttuğumuz bu sayı ile birlikte Kredi ve
Ramazan ÇAKIRCI
Yurtlar Kurumu’nun yeniden ele alınmasını, özel kurum ve kuruluş- sesim bile güzelleşir. Çökelek ekmek yiye yiye boğazım kurudu. Yağlı yemekleri yiyince ses tellerim yumu-
ların öğrencilere barınma hizmetlerini gözden geçirmelerine vesile
olmayı, daha iyi ve güzele yolculukta göz ardı edilen kör noktalara ışık
Basın Danışmanı şasın, sesim zil gibi çıksın mı sana!...
Mahfuz YALÇINKAYA
tutmayı ve önemlisi de hayati bir konuyu tartışmaya açmayı amaç-
ladık.
Eğitimciler Birliği Sendikası Genel Merkezi Hayallerimden uyanıyorum. Kendimi Kurepınarı’nda mal güder buluyorum.
10. yılımızda 30. sayımızı yayınladığımız dergimize emek veren GMK Bulvarı Ş. Daniş Tunalıgil Sokak No: 3/13 Maltepe/ANKARA
bütün dostlara teşekkür ederken; dergimizin ilk Editörü Şaban Abak
Bey’i ve sonrasında görevi devralan Hıdır Yıldırım Bey’i, uzun bir süre
Telefon: (0.312) 231 23 06 (pbx) • Faks: (0.312) 230 65 28 Kaynak: http://www.hikayeler.net/yazilar/103386/yatili-okul/ Erişim tarihi: 26.06.2014
Bürocell: (0.533) 741 40 26
editörlüğü beraber yürüttüğümüz ve önceki sayı itibariyle müsaade e-posta: egitimbirsen@egitimbirsen.org.tr
isteyen Doç.Dr. Mustafa Orcan Bey’i ismen anmayı bir görev biliyor, web: www.egitimbirsen.org.tr
emekleri için bu vesileyle tekrar teşekkür ediyor, nice 10 yıllara diyo-
rum. Grafik Tasarım & Baskı
Selam ve dua ile… Hermes Ofset Ltd. Şti.
Büyük Sanayi 1. Cadde No: 105 İskitler-ANKARA
aliyalcin@egitimbirsen.org.tr Telefon: (0.312) 341 01 97 • Faks: (0.312) 341 01 98
‘ın bu sayısı 35 bin adet basılmıştır. Kurumlara ve eğitim
çalışanlarına dağıtımı il ve ilçe teşkilatlarımız tarafından yapılmaktadır. Basım Tarihi: Ağustos 2014
EĞİTİM-ÖĞRETİM VE BİLİM ARAŞTIRMA DERGİSİ

Türkiye’nin Yatılı
Suffa’dan Yurt’a Öğrenci
Çocuklar/Öğrenciler
Yatılı Hizmetleri
Karnesi
Ahmet GÜNDOĞDU
Doç. Yaşar UĞURLU

Öteki Çocukların Okul


Tarihi Süreciyle Yurt
Serüveni: Yatılı Bölge
Hizmetleri ve Önemi

EĞiTiM-ÖĞRETiM VE BiLiM ARAŞTIRMA DERGiSi YIL: 10 • SAYI: 30 • TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL 2014
Okulu Öğrencileri
Kurtuluş ÖZTÜRK
Yrd. Doç. Dr. Faysal ÖZDAŞ

Yükseköğretim Barınma
(Yurt) Hizmetlerinde Türkiye’de Üniversitelerde
Unutulan Boyut: Mekânsal Öğrenci-Yurt Hizmetleri ve
İnsan İlişkisi Barınma Sorunu
Erol KAVUNCU
Doç. Dr. Burhan AKPINAR

Başarılı Öğrenciler Erken Büyüyen Çocuklar


Açısından Yurtlar Arş. Gör. Mustafa SAVCI
Doç. Dr. Nail YILDIRIM

Türkiye’de Öğrenci Yurt/


Pansiyon Hizmetlerine 2014 YBO Gerçeği
İçeriden Bir Bakış Yunus YAĞMUR
Abdülhalik BAŞ

Türkiye’de Yükseköğretim
ve Öğrenci Yurt Hizmetleri
Memnuniyeti
Doç. Dr. Engin ASLANARGUN

Yıl: 10 • Sayı: 30 • Temmuz-Ağustos-Eylül 2014

You might also like