You are on page 1of 55

TC

MANİSA CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ


MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ
MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ

ISIL TASARIM PROJESİ

MANİSA İLİNDE ÜRETİLEN KİRAZ İÇİN SOĞUK HAVA


DEPOSU TASARIMI

170304074 Tolga GÜL


170304036 Furkan DİKİCİAŞIK

Danışman: Anıl BAŞARAN

MANİSA-2022
ÖZET

ISIL TASARIM PROJESİ

MANİSA İLİNDE ÜRETİLEN KİRAZ İÇİN SOĞUK HAVA DEPOSU


TASARIMI

Tolga GÜL
Furkan DİKİCİAŞIK

Manisa Celal Bayar Üniversitesi


Mühendislik Fakültesi
Makine Mühendisliği Bölümü

Danışman: Anıl BAŞARAN

Bu projede, Manisa ili Alaşehir bölgesinde üretilen kirazları muhafaza etmek


maksadıyla soğuk hava deposu tasarımı yapılması amaçlanmıştır. Depolanması
hedeflenen kirazın rengi, kokusu, lezzeti, besin değerinin korunması ve her mevsimde
taze haliyle tüketilebilmesi için gerekli muhafaza sıcaklığı belirlendi. Manisa ilinin
kuru ve yaş termometre sıcaklıkları ve ürün için gerekli muhafaza sıcaklığı göz önünde
bulundurularak soğutucu kapasitesi belirlendi.

Bu soğuk hava deposunda 10 ton kiraz depolanması hedeflenmiş olup, bu hedef


doğrultusunda gereken depo büyüklüğü belirlenmiştir. Belirlenen depo büyüklüğü,
ürün için gerekli muhafaza sıcaklığı, Manisa ilinin kuru ve yaş termometre sıcaklıkları
ve soğutucu kapasitesi doğrultusunda sistemde kullanılacak soğutucu akışkan seçildi.
Seçilen soğutucu akışkan cinsine göre kullanılacak yoğuşturucu ve kompresör
kapasitesi belirlendi.

I
Projenin Ekibi ve Katkı Oranları
Bu çalışmada, tanımlanan problemin çözümü için ekipte yer alan kişilerin
görevleri ile projeye katkı oranları aşağıda belirtilmiştir.

Proje Unvanı Firmadaki / Gerçekleştirdiği Projeye


Personeli Projedeki Proje katkı oranı,
görevi Faaliyetleri %
Adı Soyadı

Tolga GÜL Öğrenci Araştırma, Literatür 50


Literatür taraması, konu
Taraması, araştırması ve
Sunum sunumun
hazırlanması

Furkan Öğrenci Araştırma, Konu 50


DİKİCİAŞIK Literatür araştırması,
Taraması, projenin tasarımı
Tasarım ve ve analiz
Analiz

II
Projenin MÜDEK Program Çıktılarını Karşılama Seviyesi

Sayın Öğretim Elemanı, danışmanlığını yaptığınız bu tez çalışmasının


aşağıda verilen program çıktılarını hangi seviyede karşıladığını ‘‘X’’ ile işaretleyiniz.
(0) (1) (2) (3) (4) (5)
MÜDEK Çıktıları Hiç Çok Zayıf Orta İyi Çok
Zayıf İyi

ii- Karmaşık mühendislik problemlerini


tanımlama, formüle etme ve çözme becerisi;
bu amaçla uygun analiz ve modelleme
yöntemlerini seçme ve uygulama becerisi.

iii-Karmaşık bir sistemi, süreci, cihazı veya


ürünü gerçekçi kısıtlar ve koşullar altında,
belirli gereksinimleri karşılayacak şekilde
tasarlama becerisi; bu amaçla modern tasarım
yöntemlerini uygulama becerisi.

iv- Mühendislik uygulamalarında karşılaşılan


karmaşık problemlerin analizi ve çözümü için
gerekli olan modern teknik ve araçları seçme
ve kullanma becerisi; bilişim teknolojilerini
etkin bir şekilde kullanma becerisi.

v-Karmaşık mühendislik problemlerinin veya


disipline özgü araştırma konularının
incelenmesi için deney tasarlama, deney
yapma, veri toplama, sonuçları analiz etme ve
yorumlama becerisi.

iv-Disiplin içi ve çok disiplinli takımlarda


etkin biçimde çalışabilme becerisi; bireysel
çalışma becerisi.

Danışman Öğretim Elemanı


Anıl BAŞARAN

…../…/20…

İmza

III
İÇİNDEKİLER

Sayfa
ÖZET …………………………………………………………………………….…I
Projenin Ekibi ve Katkı Oranları …………………………………………………...II
Projenin MÜDEK Program Çıktılarını Karşılama Seviyesi ………………………..III
İÇİNDEKİLER ……………………………………………………………………..IV
ŞEKİLLER DİZİNİ ……………………………………………………………..…
TABLO DİZİNİ……………………………………………………………………..
KISALTMALAR VE SEMBOLLER…………………………………………….VIII
1. GİRİŞ……………………………………………………………………………...1
2. PROBLEMİN TANIMI VE ÇALIŞMANIN AMACI……………………………2
3. GENEL BİLGİLER ………………………………………………………………3
3.1 Soğuk Hava Deposu…………………………………………………………..3
3.1.1 Soğuk Hava Deposunun ve Depolamanın Önemi……………………….3
3.1.2 Soğuk Hava Deposunun Amacı………………………………………….6
3.1.3 Soğuk Hava Depolarının Gelişimi……………………………………….6
3.1.4 Soğuk Hava Depolarında Malzeme Düzenleri…………………………..7
3.1.5 Soğuk Hava Depolarında Çevresel Etmenler……………………………9
3.1.5.1 Sıcaklık……………………………………………………………..9
3.1.5.2 Bağıl Nem………………………………………………………….10
3.1.5.3 Hava Hareketi……………………………………………………..11
3.1.5.4 Hava Bileşeni……………………………………………………...11
3.1.5.5 Hava Basıncı………………………………………………………11
3.1.6 Soğutucu Akışkanlar……………………………………………………12
3.1.6.1 Soğutucu Akışkanların Ozon Tabakasına Etkisi………………….12
3.1.6.1.1 Kloroflorokarbon (CFC)……………………………………..12
3.1.6.1.2 Hidrokloroflorokarbon (HCFC)……………………………...12
3.1.6.1.3 Hidroflorokarbon (HFC)……………………………………..13
3.1.6.2 CFC İçeren Maddelerle İlgili Uluslararası Antlaşmalar ve
Yaptırımlar ………………………………………………………………..13
3.1.6.2.1 Montreal Protokolü…………………………………………...13
3.1.6.2.2 Viyana Sözleşmesi …………………………………………...13
3.1.6.2.3 Kyoto Protokolü………………………………………………13
3.1.6.2.4 İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi…………………..........14
3.1.6.3 Karışım ve İnorganik Soğutucu Akışkanlar……………………….14
4.MATERYAL VE METOT………………………………………………………..17
4.1.Soğutma Yükünün Hesabı……………………………………………………17
4.1.1. Isı Transferi…………………………………………………………….17
4.1.2. Transmisyon Isısının Hesabı…………………………………………19
4.1.2.1. Soğuk oda dış duvarlarında ısı akımı ile oluşan ısı yükü……….24
4.1.2.2. Soğuk oda tavanlarında gerçekleşen ısı akımı nedeniyle oluşan ısı
yükü……………………………………………………………………..25
4.1.2.3. Soğuk oda tabanlarından oluşan ısı akımı nedeniyle oluşan ısı
yükü……………………………………………………………………..26
4.1.2.4. Soğuk oda kapılarından oluşan ısı yükü………………………..27
4.1.3. İnfiltrasyon-Hava Değişimi Isısının Hesabı………………………….29
4.1.4. Transpirasyon- Hava Değişimi Isısının Hesabı………………………30
4.1.5. Soğutulan Hacmin İçerisinde Meydana Gelen Isı……………………32

IV
4.1.5.1. İnsanlardan Gelen Isı…………………………………………..32
4.1.5.2. Aydınlatma Cihazlarından Gelen Isı…………………………...33
4.1.5.3. Defrost Sırasında Verilen Isı…………………………………...33
4.2. Hesaplamalar ve Analiz……………………………………………….….34
4.2.1. Soğutma Odasında Oluşan Soğutma Yükü………………………….35
4.2.2. Soğutma Kapasitesi Hesaplama……………………………………..38
4.2.3. Kullanılan Soğutucu Akışkanların Entalpi Değerleri…………….…39
4.2.4. Kondenser Kapasitesi Hesaplama……………………………………41
4.2.5. Kompresör Kapasitesi Hesaplama…………………………………..41
4.3. Performans Katsayısı (COP)……………………………………………..42
5.SONUÇLAR…………………………………………………………………..43
KAYNAKLAR…………………………………………………………………..44
EKLER……………………………………………………………………………45

V
ŞEKİLLER LİSTESİ

Sayfa
Şekil 4.1. Duvar Yüzeyi……………………………………………………………18
Şekil 4.2. Soğutma Odasının Mimari Projesi………………………………………34
Şekil 4.3. R134a Diyagramı………………………………………………………...39
Şekil 4.4. R152a Diyagramı…………………………………………………………40
Şekil 4.5. R22 Diyagramı…………………………………………………………...40
Şekil 4.6. COP Değerleri ve Sıralaması……………………………………………42
Şekil EK A.1 Psikometrik Diyagram……………………………………………….45

VI
TABLO DİZİNİ

Sayfa
Tablo 3.1 Depolama alanlarında meyve kaybı nedenleri (Demirtaş, 2005)………4
Tablo 3.2 Bahçe ürünlerinde hasat ve sonrasında oluşan kayıp oranları …………5
Tablo 3.3 Muhtelif ürünlerin soğuk saklama bağıl nem değerleri ……………….10
Tablo 3.4 Karışım ile elde edilmiş başlıca Soğutucu Maddeler [Beşer,1997]……14
Tablo 4.1 Yüzeyin "α" değerleri "Kcal/h°C𝑚2 " olarak (Yansıtmayan, opak yüzeyler
için)………………………………………………………………………………..19
Tablo 4.2 Güneş ışınları etkisinin sıcaklık farkı eş değerleri…………………….19
Tablo 4.3 Soğuk odalar için tavsiye edilen minimum yalıtım kalınlıkları……….20
Tablo 4.4 Şehirlerin yazın dış hava sıcaklıkları …………………………………21
Tablo 4.5 Komşu Hacim ve Döşeme Sıcaklıkları ……………………………….22
Tablo 4.6 Gıda maddeleri için uzun süreli soğuk oda muhafazası verileri……….23
Tablo 4.7 Duvar yapı elemanlarından gerçekleşen ısı transferine ilişkin değerler…24
Tablo 4.8 Tavan yapı elemanlarından gerçekleşen ısı transferine ilişkin değerler...25
Tablo 4.9 Taban yapı elemanlarından gerçekleşen ısı transferine ilişkin değerler…27
Tablo 4.10 Soğuk oda kapılarının yapı elemanlarının ısı transferine ilişkin
değerleri……………………………………………………………………………..28
Tablo 4.11 Soğuk oda kapı açılmalarından meydana gelen hava değişimi…………29
Tablo 4.12 Sıcaklığın havanın özellikleri üzerindeki etkisi…………………………30
Tablo 4.13 Meyve ve sebzelerin muhafaza edildikleri sıcaklıklara göre, günde
ürettikleri olgunlaşma-solunum ısısı (kcal/Ton × Gün)……………………………..31
Tablo 4.14 İnsanlardan gelen ortalama soğutma oda ısı yükü………………………32
Tablo 4.15 Transmisyon Isı Kazançları (Duvar, Tavan, Taban)……………………35
Tablo 4.16 İnfiltrasyon Isı Kazancı…………………………………………………36
Tablo 4.17 Transpirasyon Isı Kazancı………………………………………………37
Tablo 4.18 Oda İçindeki Diğer Isı Kazançları………………………………………37
Tablo 4.19 Günlük Toplam Isı Kazancı……………………………………………..38

VII
KISALTMALAR VE SEMBOLLER

K Isı transferi katsayısı (W/𝑚2 . 𝐾)


α Konvektif ısı geçirgenlik katsayısı (Kcal/h.𝐶. 𝑚2 )
D Yapı elemanın kalınlığı (m)
λ Yapı elemanının ısı iletim katsayısı (W/𝑚. C)
𝑄𝐷𝑢𝑣𝑎𝑟 Soğuk oda duvarlarında gerçekleşen toplam ısı yükü (W)
𝑄𝑇𝑎𝑣𝑎𝑛 Soğuk oda tavanlarında gerçekleşen toplam ısı yükü (W)
𝑄𝑇𝑎𝑏𝑎𝑛 Soğuk oda tabanlarında gerçekleşen toplam ısı yükü (W)
𝑄𝐾𝑎𝑝𝚤 Soğuk oda kapılarında gerçekleşen toplam ısı yükü (W)
𝐾𝑑 Duvar için bileşik ısı transfer katsayısı (W/𝑚2 .C)
𝐴𝑑 Depo odalarının sıcak duvarlarının alanı (𝑚2 )
𝐾𝑡 Tavanın bileşik ısı transfer katsayısı (W/𝑚2 .C)
𝐴𝑡 Toplam tavan alanı (𝑚2 )
𝐾𝑓 Tabanın bileşik ısı transfer katsayısı (W/𝑚2 .C)
𝐴𝑓 Toplam taban alanı (𝑚2 )
𝐾𝑠 Soğuk oda kapılarının bileşik ısı transfer katsayısı (W/𝑚2 .C)
𝐴𝑠 Kapıların toplam alanı (𝑚2 )
𝑡1 Çevre sıcaklığı (ºC)
𝑡2 Soğuk muhafaza sıcaklığı (ºC)
𝑡3 50 cm derinlikteki toprak sıcaklığı (ºC)
ρ Havanın özgül ağırlığı (kg/𝑚3 )
ℎ𝑑 Soğutulan odaya komşu mekanın entalpisi (kJ/kg)
ℎ0 Soğutulan odanın entalpisi (kJ/kg)
𝑄𝑇𝑟𝑎𝑛𝑠𝑝𝑖𝑠𝑦𝑜𝑛 Ürün solunumundan gelen soğutma yükü değeri (kW)
M Depodaki ürün miktarı (kg)
𝐶𝑝 Ürünün özgül ısısı (kJ/kg.°C)

VIII
𝑄İ𝑛𝑠𝑎𝑛𝑙𝑎𝑟 İnsanlardan gelen soğutma yükü (kW)
𝑄𝐴𝑦𝑑𝚤𝑛𝑙𝑎𝑡𝑚𝑎 Aydınlatmadan gelen soğutma yükü (kW)
𝑄𝐷𝑒𝑓𝑟𝑜𝑠𝑡 Defrost nedeniyle oluşan soğutma yükü (kW)
KT Kuru termometre sıcaklığı (°C)
YT Yaş termometre sıcaklığı (°C)

IX
1.GİRİŞ

Bugün, yeryüzünde yaşayan insanların yaklaşık %10’u açlığa maruz kalıp


yeteri kadar beslenememektedir. Açlığa karşı günümüzde bolca üretim olsa da
maalesef bugün insanlığın besin ihtiyacı için üretilen gıdaların en az üçte biri insanlığa
arz edilemeden çürümekte ve bozulmaktadır. Yüzyıllardır açlıkla mücadele eden
insanlık, açlığa karşı ilk çözüm olarak yiyeceklerini soğukta muhafaza etmeyi
öğrenmiştir. Bunun ilk örnekleri M.Ö. 1000 yıllarında soğuk yörelerdeki insanların
kışın meydana gelen kar ve buzu muhafaza ederek sıcak mevsimlerde kullanmış
olmasıdır. Daha sonraları insanlar, yiyeceklerinin depolanması işlemini basit
hazırlanmış basit kapların, kuyuların ve mahzenlerin içinde, ısı ve nem kontrolü
yapmadan gerçekleştirmiştir. Günümüzde ise depolama faaliyetleri soğuk hava
depoları ile sağlanmaktadır. Soğuk hava depoları, temelde yiyeceklerin depolama
ömrünü uzatmak, gıda imalatında proses sıcaklığını düşürmek amacıyla kurulan,
duvarları ve çatısı genellikle saç arası poliüretan köpük dolgulu panellerden oluşan
depolardır. Soğuk hava depoları sayesinde bugün ürünlerin uzun süreli muhafazası,
soğutma ortamının ısı ve nem bileşimi kontrol edilerek, üründe bozulma ve çürümeler
en aza indirgenecek şekilde yapılabilmektedir. Soğuk hava depolarının asıl amacı,
mümkün olduğu kadar stabil sıcaklık ve bağıl nem sağlamaktır. Çünkü kısa süreli de
olsa, her sıcaklık artışı mikroorganizmaların gelişiminde hızlanmaya neden olur. Bu
yüzden soğutma işlemi, ürünlerin hasat edilmesinden tüketimine kadar olan süreç
içerisinde aralıksız sürdürülmelidir.

Tasarlanan soğuk hava deposunda muhafaza süresinin önemli bir rolü olduğu
gibi, soğuk hava deposunda muhafaza edilecek gıda ürünlerinin türü, çeşidi,
yetiştirildiği bölge, mevsim koşulları ve bekleme süreleri, paketlenme tarzı gibi birçok
etken soğuk muhafazadan beklenen sonuçların alınmasında farklılıklar meydana
getirmektedir. Depo hacminin düzenlenmesinde, projelendirilmesinde ve hatta
işletilmesinde de muhafazası öngörülen ürünlerin cinsi, miktarı ve muhafaza süresi
büyük farklılıklar ortaya koyacaktır. Yani soğuk hava deposunun verimli olabilmesi
için muhafazası istenilen gıdaların her birinin kendi özelliklerine has ortam şartları
(sıcaklık, bağıl nem, iç hava şartları) bilinmelidir. Kısaca amaç; bütün insanlığın besin
ihtiyacı için üretilen gıda ürünlerinin bozulmadan ve çürümeden insanlığa sunulması
ve verimli soğuk hava deposu yapmaktır. Bu sayede insanlığın açlıkla olan
mücadelesine katkı sağlanır.

1
2.PROBLEMİN TANIMI VE PROJENİN AMACI

Gıda gibi erken bozulma riski olan ürünler özelliklerini kaybetmeden muhafaza
edilmeleri gereklidir. Ülkemiz, iklimi ve coğrafi koşulları bakımından meyve
yetiştiriciliğine elverişlidir. Meyveler tüketilirken rengi, tadı, görüntüsü ve besin
değeri büyük önem arz eder.

Depolamadaki amaç; ürün kalitesini korumak, işletmenin ihtiyaç fazlası


ürünlerini muhafaza edebilmek ve her mevsimde tüketime uygun olmasını
sağlamaktır. Ürünlerin muhafazası için düşük sıcaklığa ihtiyaç vardır ve bu ürünler
için günümüzde soğuk hava depoları kullanılmaktadır. Soğuk hava depolarının amacı;
meyve, sebze ve et gibi ürünlere göre uygun sıcaklık ve nem oranını ayarlayıp,
ürünleri uzun süre taze durumda muhafaza edilmesini sağlamaktır.

Bu çalışmada, Manisa ilinde 10 ton kiraz depolamak amacıyla, buhar


sıkıştırmalı soğutma sistemiyle bir soğuk hava deposu tasarımı yapılmıştır. Bu
tasarımda; taze, besin değeri korunmuş, her mevsim tüketilebilir kiraz sağlamak
amaçlanmıştır. Bu tasarımda Montreal Protokolü kapsamında kullanımı yasak ya da
kısıtlı olan gazlar yerine R134a tercih edilmiştir.

2
3. GENEL BİLGİLER

3.1 Soğuk Hava Deposu


Soğuk hava deposu, içinde belirli bir sıcaklığın yapay olarak üretildiği
depodur. Soğuk hava depoları genellikle ürünleri dış sıcaklığın altındaki bir ortamda
saklamak için tasarlanmışlardır. Soğuk hava depoları, içerisinde her türlü soğutma
donanımını bulunduran, dış hava koşullarından etkilenmeyecek şekilde izole edilmiş,
ısı ve nem koşulları depolanan ürünlerin türlerine göre ayarlanabilen, bozulmaya
elverişli gıda maddelerinin depolanması amacıyla kurulu tesisler olup kalitenin
korunmasını temel alan üretim, fiziksel dağıtım ve pazarlama organizasyonunun bir
parçası olarak tanımlanmaktadır.

Geçmişten günümüze insanlar tarafından her zaman depolama ihtiyacı


duyulmuştur. Çünkü ihtiyaç fazlası ürünleri daha uzun süre elde tutabilmek, ilerleyen
zamanlarda ihtiyaç ölçüsünde bu ürünleri tüketebilmek ya da tüketime sunabilmek
ekonomik ve sosyal anlamda bireyleri ve dolayısıyla toplumları daha güçlü ve güvenli
kılmaktadır. Bu nedenledir ki insanlar tarih boyunca depolama faaliyeti ile
ilgilenmiştir.

3.1.1 Soğuk Hava Deposunun ve Depolamanın Önemi

Geçmişe baktığımızda, gıdaları muhafaza etme ihtiyacının insanlık tarihi ile


başladığını görebiliriz. Bu alanda teknolojinin hızla gelişmesine bağlı olarak zamanla
ilerleme kaydedilmiştir. Bugün insanların en önemli problemlerinden biri açlık
tehlikesidir. 2018 BM raporu gösteriyor ki, bugün yeryüzünde 821 milyon kişi açlık
tehlikesi altında yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Bu durum, gıda ürünlerinin ve gıda
maddelerinin daha iyi değerlendirilmesini, israfın önüne geçilmesini ve besin
değerlerindeki kaybın en aza indirgenerek muhafaza edilmesini zorunlu kılmaktadır.
Bu duruma ek olarak da, gıda ürünlerinin lezzet ve dış görünümlerinin de mümkün
olduğunca korunması gerekmektedir.

Devlet Planlama Teşkilatı’nın (2001) turunçgil meyvelerinin depolanması ile


ilgili yayınladığı bir raporda, son yıllarda turuçgil meyvelerinin depolanmasına
yönelik soğuk hava depolarının sayısında artış görülmekle birlikte, ülkemiz turunçgil

3
meyvelerinin soğukta muhafazası olanakları yönünden yetersiz kaldığı ifade
edilmiştir.

Yine aynı raporda, depolama olanaklarının yetersiz oluşu nedeniyle, hasat


mevsiminde pazara ihtiyaçtan fazla ürün sürüldüğü ve bu durumun bir yandan ürün
israfına ve fiyatların düşmesi sonucu üreticinin ekonomik anlamda kaybına neden
olduğu belirtilmektedir.

Karaçalı (1990), depolamanın faydalarını aşağıdaki şekilde açıklamaktadır:


a) Pazarlayıcı, ürünün pazarda bol ve fiyatının ucuz olduğu dönemi atlatıp,
ürünün az ve fiyatın yüksek olduğu dönemi beklemektedir. Ancak pazarlamayı
geciktirmenin de bir gideri olduğundan, ürünü geç pazarlama ile elde edilen yüksek
fiyat yapılan ek giderleri karşılamalıdır.
b) Uzayan pazarlama süresi içinde tüketilen ürün miktarı artmakta, bu da ilgili
yetiştiriciliğin ve endüstrinin gelişmesini sağlamaktadır.
c) Üretim ve pazarlama işletmesinin iş gücü kullanımı etkinleştirmektedir.
d) Pazarda uzun süre daha kaliteli ürün bulunmasını sağlamaktadır.
e) Ürünü değerlendiren endüstri daha uzun süre çalışma ve daha çok ürünü
işletme ve daha ekonomik çalışma olanağı bulmaktadır. Üretim ve pazarlama
işletmesinde depolar işletmenin ekonomik yönünü iyileştirmeli ve bunu sürekli olarak
sağlamalıdır.

Tablo 3.1. Depolama alanlarında meyve kaybı nedenleri (Demirtaş, 2005)


Meyve Kaybı Nedenleri Ürgüp (%) Mersin (%)
Bilmiyor 23 25
Hastalıklar 23 20
Normal Çürüme 3 5
Çeşitli Çürümeler 15 10
Kalitesiz Meyveler 9 15
Depolamanın iyi 9 5
bilinmemesi

4
Deponun Uygun 18 10
Olmaması
Soğuk zararı - 10

Yapılan diğer bir çalışmada ise ülkemizin yıllık 36 milyon tonluk sebze ve
meyve üretiminde hasat öncesi ve sonrası evrelerde ciddi kayıplar söz konusu olduğu
belirtilmiştir(Çizelge 2.2). Her % 1’lik kaybın 100 milyon $ gibi büyük bir değere
eşdeğer olduğu bildirilmiştir (Kuruç, 2002; Yılmaz, 2010).

Tablo 3.2. Bahçe ürünlerinde hasat ve sonrasında oluşan kayıp oranları


(Kuruç, 2002; Yılmaz, 2010)
Dönem Kayıp Oranı (%)
Toplama Sırasında 2–4
Pazara Hazırlıkta 5 – 15
Depolamada 3 – 10
Taşımada 2–8
Tüketici Evresinde 1–5

Ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayan yaş sebze ve meyvede karşılaşılan


sorunların çözümü, sektörün daha da ileri gitmesi açısından oldukça önemlidir. Başta
pazarlama sorunları olmak üzere, tarımsal girdilerde dışa bağımlılık ve girdi
fiyatlarındaki artış nedeniyle üretim maliyetlerinin yüksekliği, üreticinin maliyetin
altında ürün satmak zorunda kalması gibi ülkemiz tarımında karşılaşılan genel
sorunlar yaş sebze ve meyvenin de temel sorunlarıdır (TZOB, 2013).

5
3.1.2 Soğuk Hava Deposunun Amacı

Gıda maddelerinin dağıtımında etkin bir hizmet vererek, tüketim amacıyla


hasat edilen ürünlerin akışında kullanılan bir araçtır. Genel depolama fonksiyonlarının
ortaya konabilmesinde soğuk deponun pek çok değişik amacı vardır (Jönsson ve ark.,
1979; Timur, 1985; Yılmaz, 2010);
• Bozulabilir gıda maddelerindeki kalite kaybını geciktirme,
• Arz ve talepte oluşan düzensizliği dengeleme,
• İşleme faaliyetlerini optimize etme, hammadde girişinde sürekliliği sağlama,
• Gıda ürünlerinin stratejik arzını sağlama.
3.1.3 Soğuk Hava Depolarının Gelişimi

Depolamanın tarihi doğal mağaralarla başlamaktadır. Romalılar M.Ö. 100.


yılın ilk yarısında bizlere sundukları ilk depolama bilgileri ile bugün hala kullanımda
olan ilkel depolama yöntemlerinin ilk mimarlarıdır. İnsan evladının yüzyıllar boyu
yiyeceklerini saklayabilmek için başvurduğu yöntemler hiç kuşku yok ki günümüz
teknolojilerinin gelişmesine büyük katkılar sağlamıştır. Eski yöntemler, yeni
teknolojilerin uyarlanamadığı, fakir bölgelerde halen kullanılmaktadır. Orta çağ
döneminde, İran’da gıdaların saklanması için sarnıçlar ve rüzgâr kuleleriyle soğutulan
binalar bulunmaktaydı (Türk ve Karaca 2015).

Soğutmanın ticari açıdan önem kazanması 19. yüzyılın başlarında, Amerika


Birleşik Devletlerinde (ABD) doğal buz ticareti ile başlamıştır. İlk soğuk muhafaza
tesisi ise daha sonraki teknolojik gelişmelere paralel olarak 1881 yılında ABD’nin
Boston şehrinde kurulmuştur. İngiltere’de soğuk tekniği olayı ilk kez, 1880’de
Avustralya ve Güney Afrika ile donmuş et ticareti nedeniyle ortaya çıkmıştır. Bu
dönemde ülkede 900 bin m3 'lük soğuk depo varlığı mevcuttur. 1950 sonrasında ise 5
milyon m3 ’ün üzerine çıkartılmıştır (Timur 1985).

Türkiye’deki soğuk hava depoculuğu 100 yılı aşkın bir geçmişe sahip olmasına
karşın depoların sayısı ve kapasitesi gibi temel bilgilerin bulunabileceği kaynaklar
oldukça sınırlıdır. İlk soğuk muhafaza tesisi 1904 yılında İstanbul’da azınlıklar eliyle
kurulmuştur (Bingöl 1980; Uras 1980)

6
Ülkemizde 1950 yılından önce faaliyet gösteren soğukta muhafaza tesislerinin
sayısı 27 olup, toplam kapasiteleri 40.753 m3 ’dür. 1951-1960 yılları arasında özel
sektörce 30, İller Bankası’nca belediyeler için 21, Et Balık Kurumu (EBK)’nun 19,
diğer kamu kuruluşlarınca 4 ve kooperatiflerce 2 adet olmak üzere toplam 76 adet
yeni soğuk depo hizmete sokulmuştur. 1951-1960 yıllarını kapsayan 10 yıllık
periyotta soğuk depo kapasitesi yaklaşık 5 kat artarak 198,194m3 hacmine ulaşmıştır.
1961–1970 yılları arasında özel sektör tarafından 78, belediyelerce 51, EBK
tarafından 12, diğer kamu kuruluşları tarafından 9, Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu
(TSEK) tarafından 4 ve kooperatiflerce 2 adet olmak üzere toplam 156 adet yeni tesis
işletmeye alınmış ve kapasite hacim olarak 348,401 m3 ’e ulaşmıştır (Özcan ve Ertürk
1994).

Son yıllarda devlet tarafından soğuk hava depoculuğuna verilen teşvik ve


destekler ile 2010-2018 yılları arasında 1,696 adet depo kurulmuştur. Bu depoların
%49’unda meyve ve sebze depolanmaktadır. Türkiye’de bulunan depolar
işletmecileri açısından gruplandırıldığında %93,33 özel firmalar, %3,39’u
kooperatifler ve %3,28’de kamu tarafından işletilmektedir. Mevcut depoların illere
göre dağılımı incelendiğinde sayısal olarak en fazla depo İstanbul (146 adet), Antalya
(145 adet) ve İzmir (120 adet) illerinde bulunmaktadır. Ancak sayısal çoğunluktan
ziyade depolama kapasitesi daha çok önem arz etmektedir. Sayısal depo varlığı
bakımından ilk beş ilimiz içinde en sonda yer alan Isparta, kapasite olarak 505.000
ton ile ilk sırada yer almaktadır. Bunu Bursa ve Antalya izlemektedir (Anonim 2018).

3.1.4 Soğuk Hava Depolarında Malzeme Düzeni

Depolarda kullanılan yapı sistemleri konvansiyonel betonarme, prefabrik


betonarme ve çelik konstrüksiyonlu sistemler olarak sıralanabilir.

Konvansiyonel yapım sistemlerinde çok katlı veya büyük alanlı kompleks


yapılar, yapım yöntemlerinde çok daha dikkatli bir tasarım ve üretim planlamasını
zorunlu kılmaktadır. Ülkemizde yapım sistemlerinde, konvansiyonel yapım
sisteminden endüstrileşmiş (prefabrikasyon) yapım sistemlerine doğru görülen
gelişmeye paralel olarak, betonarme elemanın dayanım ve dayanıklılığını olumsuz bir
şekilde etkileyen etkenlerin önemli bir kısmı üretim aşamasında önlenmiş olmaktadır.

7
Prefabrike yapım tekniği sayesinde dayanımı yüksek elemanlar üretilebilmekte,
küçük kesit, az malzeme kullanımı ve isçilik ihtiyacının az olması ile ekonomiye
faydalı olmaktadır (Bakır, 1990).

Prefabrike binalar her alternatifte çelik ve kompozit türü çerçevelere göre daha
ekonomiktir. Bu ekonomiklik %5–70 arasında değişen değerlerde olabilmektedir.
İnşaatı yapılacak her yapının projelendirilmesinde, güvenlikle birlikte maliyetin
düşünülmesi gerekir. Bu şekilde, yapı elemanları gerekli emniyeti sağlayacak en
ekonomik kesite göre boyutlandırılırlar. Yapılan araştırmalar, ülkemizde özellikle
endüstri yapılarında yaygın olarak uygulanan prefabrik betonarme elemanlı taşıyıcı
sistemin yanı sıra, taşıyıcı sistem elemanlarının çelik olarak da düzenlenebileceğini
göstermektir (Taştekin, 2006).

Çeliğin yüksek taşıma kapasitesi sayesinde çelik yapı elemanları, daha küçük
kesit ve ölçülerde, daha hafif ve mükemmel kalitelerde üretilmektedir. Çelik yapılarda
taşıyıcı eleman boyutları, ahşap ve betona göre çok daha küçük olduğu için, yüksek
kullanım alanı elde edilmektedir. Bu da, yapı alanının daha verimli kullanılmasını
sağlamaktadır (Alsançelik, 2013).

Taştekin (2006), yaptığı bir çalışmada özellikle deprem bölgelerinde yatırım


yapacak sanayiciler için prefabrike betonarme yapı ile çelik yapı arasında maliyet ve
güvenlik yönünden karşılaştırmanın çok önemli olduğunu belirtmiş ve prefabrik
betonarme yapılar ile çelik konstrüksiyonlu sistemlerin avantaj ve dezavantajları
aşağıdaki gibi sıralamıştır:
• Yapı çeliğinin yüksek dayanımı nedeniyle, çelik yapı elemanları küçük
kesitlerle büyük yükleri taşıyabilir. Bu sayede çelik çerçeveli bir yapıda binanın
kullanım alanı prefabrik betonarme çerçeveli binaya göre büyük olmaktadır.
• Çelik yapıların küçük kesitli taşıyıcı elemanlardan oluşması yapının ağırlığını
azaltır. Bu da temel boyutlarının azalması, temel kazı miktarının azalması, çok kötü
zeminlerde bile bina yapılabilmesi, taşınacak malzemelerin miktar olarak azalması,
deprem hesaplarında kullanılan yatay yüklerin azalması gibi avantajlar getirmektedir.
• Prefabrik betonarme yapıların ise ağırlıkları fazla olacağından temel
boyutları artacaktır.

8
• Prefabrik yapılar gelişen kür ve kalıp teknolojileri sayesinde çelik yapılara
nazaran biraz daha kısa sürelerde yapılabilir.
• Tasarım ve üretiminin doğru yapılması ve denetlenmesi koşuluyla hem çelik
hem de betonarme yapıların depreme dayanıklı olarak yapılmaları mümkündür.
• Çelik yapılar, betonarme yapılara kıyasla aşağıda sayılan nedenlerden dolayı
depreme karşı daha dayanıklıdır.
• Çelik çerçeveli yapılar hem yüksek dayanımlı hem de hafiftir. Bu sayede,
depreme dayanıklı olarak yapılan çelik yapılar daha ekonomik sonuçlar verirler.
• Yapısal çeliğin mühendislik bakımından tüm özellikleri bellidir ve tutarlıdır.
Bu durum, çelik yapıların davranışının daha güvenilir olduğunu göstermektedir.
3.1.5 Soğuk Hava Depolarında Çevresel Etmenler

Tarımsal ürünler pazarlama aşamasına gelmeden önce mikrobiyolojik çürüme


ve olgunlaşmadan dolayı bozulmaya maruz kalmaktadırlar. Depolanan ürünlerin,
tüketilinceye kadar olgunlaşma ve geçkinleşmelerinin engellenmesi amacıyla
olgunlaşma işleminin öngörülen zamanda en yüksek kaliteyi sağlayacak şekilde
kontrol edilebilmes istenir. Bu ürünlerin depolanma süreleri tür ve çeşidine,
mikrobiyolojik gelişme, sıcaklık, bağıl nem, havalandırma ve atmosferin bileşimi gibi
etmenlere bağlıdır.

Ürünlerin, etkin bir şekilde depolanması bu faktörlerin dikkatle kontrol


edilmesi, ortam koşullarının uygun biçimde yönlendirilmesi ve kontrollerin belirli
zaman aralıklarında yapılmasına bağlıdır (Uras, 1981; Timur, 1985).

3.1.5.1 Sıcaklık

Hasat sonrasında ürün, bir dizi olgunlaşma ve yaşlanma olaylarının başlamış


olduğu, aktif bir metabolizmaya sahiptir. Her bir olay ve bu olayların bütünü olan
olgunlaşma için optimum dereceler varsayılmaktadır. Bu derecenin üzerindeki
sıcaklıklarda olgunlaşmada anormallikler, altında ise olgunlaşmada yavaşlama
görülür. Düşük sıcaklık solunumu yavaşlatır. Örneğin sıcaklığın 10 °C düşmesi ile
solunum hızı 1/2- 1/3 oranında düşme gözlenir. Genel olarak olgunluğu hızlandıran,
dayanma süresini kısaltan koşullar fizyolojik bozulmaları arttırdığı için, düşük

9
sıcaklık etkili bir korunma sağlar. Yüksek sıcaklık olgunlaşma metabolizmasını bozar
ve yüksek sıcaklık zararlarını meydana getirir. Ürünlerin solunumu, aromatik madde
salgılanması, ürünün bileşimi, tat ve lezzeti bozulur, kalite düşer. Bu nedenle
olgunlaşma ve olgunlaştırma en uygun sıcaklıklarda yapılmalıdır (Karaçalı, 1990).

3.1.5.2 Bağıl Nem

Bağıl nem, fiziksel bir faktör olup hasat sonrasında üründen su kaybını
etkileyen en önemli faktördür. Bağıl nemin olgunlaşma ve yaşlanma üzerinde
doğrudan bir etkisi yoktur. Ancak, aşırı su kaybına neden olarak kabuğun gaz
geçirgenliğinin azalması durumunda, solunum ve metabolizmayı yavaşlatma etkisi
söz konusudur (Karaçalı, 1990). Hemen hemen bütün ürünler yüksek bağıl nemde
muhafaza edilmelidir. Kuru odada muhafaza edilen ürünlerin su kaybı, maliyeti
arttırmaktadır. Su kaybı nedeniyle oluşan % 5-6 oranındaki ağırlık azalması elma ve
diğer meyvelerde kaliteyi olumsuz etkileyen yumuşamaya neden olmaktadır (Timur,
1985).

Tablo 3.3. Muhtelif ürünlerin soğuk saklama bağıl nem değerleri


Ürün Grubu Ortam Bağıl Nemi (%)
Sebzeler 90 – 100
Kuru Gıdalar 60 – 70
Muhtelif Tohumlar 55 – 75
Deniz Besinleri 90 – 100
Kabul Deniz Besinleri 90 – 100
Et (Sığır Eti) 85 – 92
Et (Koyun Eti) 85 – 95
Et (Kümes Hayvanları) 85 – 95
Şekerlemeler 40 – 65

Gıda maddelerinin özellikle sebze ve meyvelerin kuruma (aşırı nem kaybetme)


sebebiyle bozulmasına karşı en iyi önlem bağıl nem seviyelerini yeterli düzeyde
tutmaktır. Birçok sebze, meyve ve madde için %3-6 oranında su kaybı bu maddelerin

10
kalitesini büyük ölçüde yok eder. Bazı maddelerde ise bu değerin %10’a kadar
çıkmasına müsaade edilebilir. Kısmi buhar basıncı farkının, oda sıcaklığını düşürmek
sureti ile azaltılması, soğuk odadaki maddelerden su kaybının önlenmesi için en etkin
yoldur. Soğuk depoda muhafaza edilecek bazı ürünlerin tutulması gerektiği bağıl nem
değerleri Tablo 3.3’ de verilmiştir (Üçüncü 2003).

3.1.5.3 Hava Hareketi

Hava dolaşımının yetersiz ve düzensiz olması durumunda, depo içinde hava


hareketinin yeterince ulaşamadığı bölgelerde özel mikroekolojiler oluşmaktadır. Bu
yuvalarda ısı transferi iyi olmadığından, sıcaklık yüksek ve nem oranı düşük
olmaktadır. Bu koşullarda ise ürünün olgunlaşma ve yaşlanması hızlandığından su
kaybı yüksek, hastalık kayıpları da artmaktadır (Karaçalı, 1990).

3.1.5.4 Hava Bileşimi

Ürün, içinde bulunduğu havanın bileşiminden etkilenmektedir. Havada


metabolizmayı etkileyen gazlar oksijen ve karbondioksittir ve %79 oranında bulunan
azot gazı ise etkisizdir. Depolamada düşük oksijen ve yüksek karbondioksitin
etkilerinden yararlanılarak ürünün uzun süre tat ve lezzetini koruması sağlanır. Uygun
koşullarda aromatik maddelerde gözlenen değişmeler çok sınırlı olup ve tüketici
tarafından algılanmayacak düzeydedir. Hava bileşiminin ürünün su kaybına doğrudan
bir etkisi yoktur (Karaçalı, 1990).
3.1.5.5 Hava Basıncı

Yapılan son çalışmalarda hava basıncı da bir ortam faktörü olarak saptanmıştır.
Ortamın hava basıncının düşürülmesi, hava içindeki gazların miktarı ve dolayısıyla
kısmi basınçların azalmasına yol açmaktadır. Örneğin hava basıncının % 10’a
indirilmesi oksijenin ortamdaki oranını da % 2’ye indirir. Ürünün içindeki hava da
bundan etkilendiğinden, içsel etilen miktarı da aynı oranda azalmaktadır (Karaçalı,
1990).

11
3.1.6 Soğutucu Akışkanlar

Buhar sıkıştırma çevrimi esasına göre çalışan soğutma sistemlerinde, ısıl


enerjinin taşınması görevini yapan akışkan; "Soğutucu akışkan" veya "Soğutkan"
adıyla tanımlanır. Soğutucu akışkanlar ısı alışverişini sıvı fazdan buhar fazına ve
buhar fazından sıvı faza dönüşerek sağlarlar. Klor içeren soğutucu akışkanlar (CFC
ve HCFC) atmosferi çevreleyen stratosferde koruyucu görev yapan ozon (O3)
tabakasını etkileyerek inceltmekte ve sonunda tahrip etmektedir.

3.1.6.1 Soğutucu Akışkanların Ozon Tabakasına Etkisi

Ozon tabaksı yer yüzeyinden10-50 km yüksekte bulunan bir tabakadır. Bu


tabakanın temel rolü güneşin zararlı ışınlarına karşı bizleri korumaktır ve bir filtre gibi
davranır. Soğutucu akışkanların atmosferin yukarı stratosfer katmanında oluşan ozon
tabakasını deldiği ve küresel ısınmaya neden olduğu tespit edilmiştir. Genel olarak
ozon tabakasını incelterek zarar veren maddeleri üç kategoride inceleyebiliriz.[1]
• Kloroflorokarbon (CFC)
• Hidrokloroflorokarbon (HCFC)
• Hidroflorokarbon (HFC)

3.1.6.1.1 Kloroflorokarbon (CFC)

CFC’ler ozon tabakası üzerinde en fazla tahribat yapan soğutucu akışkanlardır.


Ayrıca küresel ısınma potansiyelleri oldukça yüksektir. Uygulamada en çok
kullanılanları şunlardır: R-11, R-12, R-114. [2]

3.1.6.1.2 Hidrokloroflorokarbon (HCFC)

HCFC’ler de klor atomu içerdiği için ozon tabakası ile reaksiyona girerler.
Buna rağmen HCFC’lerin yapısında hidrojen bulunduğu için kimyasal kararlılıkları
çok zayıftır. HCFC’lerin ozonu delme potansiyelleri azdır. Ozonu delme
potansiyelleri düşüktür. Uygulamada en çok kullanılan HCFC’ler şunlardır: R-22,
R124, R-123. [2]

12
3.1.6.1.3 Hidroflorokarbon (HFC)

HFC’lerin yapısında klor atomu bulunmadığı için ozonu delme potansiyelleri


sıfırdır. Yani ozon tabakası üzerine hiçbir olumsuz etkileri yoktur. Buna rağmen
küresel ısınmaya bir miktar etki yaparlar. [2]

3.1.6.2 CFC İçeren Maddelerle İlgili Uluslararası Antlaşmalar ve


Yaptırımlar
3.1.6.2.1 Montreal Protokolü

1987 Eylül ayında başta ABD, Japonya, Sovyetler Birliği ve Avrupa Topluluğu
ülkelerinin bulunduğu 43 ülkenin katılımı ile Montreal Protokolü imzalanmıştır.
Montreal Protokolü'ne taraf olan ülkeler ozon tahribatına neden olan maddelerin
kullanım miktarlarını 1986 yılı verilerine dayanarak kullanılan toplam miktarın
1995'te % 50, 1997'de % 85 azaltılmasını ve 2000 yılında tamamen kaldırılmasını
kabul etmişlerdir. Montreal Protokolü'ne imza atan ülke sayısı 1992'de 80'e, 1994'te
134'e, 1995'te 150'ye ulaşmıştır.[1]

3.1.6.2.2 Viyana Sözleşmesi

Ozon tahribatının önlenmesine yönelik ilk uluslararası girişim 1985 yılında


UNEP (Birleşmiş Milletler Çevre Programı) öncülüğünde imzalanan Viyana
Sözleşmesi'dir. Ancak maalesef bu belge, yükümlülük ve yaptırım yerine sadece
tavsiye kararları içermektedir.[1]

3.1.6.2.3 Kyoto Protokolü

Gelişmiş ülkelerin 2000 yılında sera gazı emisyonlarını 1990 yılı seviyesinde
tutmak için İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin yetersiz olduğunun kabul
edilmesi ile yükümlülüklerin daha sıkı hale getirilmesini amaçlamaktadır. Bu
protokolü imzalayan ülkeler, karbondioksit ve sera etkisine neden olan diğer beş gazın
salınımını azaltmaya veya bunu yapamıyorlarsa salınım ticareti yoluyla haklarını
arttırmaya söz vermişlerdir. Protokol, ülkelerin atmosfere saldıkları karbon miktarını

13
1990 yılındaki düzeylere düşürmelerini gerekli kılmaktadır. 1997'de imzalanan
protokol, 2005'te yürürlüğe girebilmiştir.[1]

3.1.6.2.4 İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi

1992 yılında Çevre ve Kalkınma Konferansında kabul edildi. 21 Mart 1994


tarihinde yürürlüğe girdi ve 188 ülke ile Avrupa Birliği tarafından onaylandı.
Maalesef aralarında Türkiye’nin de bulunduğu altı ülke tarafından onaylanmadı.
Amaç, atmosferde tehlikeli bir boyuta varan insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının
iklim sistemi üzerindeki olumsuz etkisini önlemek ve belli bir seviyede durdurmaktı.
Ozon tabakasını incelten maddelere dair Montreal Protokolü ile denetlenmeyen
kaynaklardan gelen beşeri kökenli emisyonlar ve tüm sera gazlarını içermekteydi.[1]

3.1.6.3 Karışım ve İnorganik Soğutucu Akışkanlar

İki daha fazla soğutucu akışkanın belirli oranlarda karıştırılarak elde edilen
yeni soğutucu akışkana karışım adı verilir. Günümüzde yapılan yoğun çalışmalar
sonucu ozonu çok az veya hiç tahrip etmeyen karışımlar geliştirilmektedir. Üretim ve
kullanımı önlenecek olan CFC ve HCFC türü soğutucu akışkanların yerine yeni
soğutkanların bulunması ve ikame edilmesi gerekmekte olup bu konuda 10 yıla yakın
süreden beri yapılan araştırmalarla önemli bir yol kat edilmiş ve birçok yeni soğutkan
madde keşfedilmiş, birçoğu da kullanılmaya başlanmıştır. En popüler karışımlar
R500, R-502, 404A ve 407C’dir. [3]

Tablo 3.4. Karışım ile elde edilmiş başlıca Soğutucu Maddeler [Beşer,1997]
Soğutucu Madde Bileşimi (Ağırlıkça) Notlar
R401A %52 R22+ %33 R124+ **
%15 R152a
R402A %38 R22 + %60 R125 + **
%2 R290
R404A %44 R125 + %4 R134a + ***
%52 R143a

14
R407A %20 R32 + %40 R125 + ***
%40 R134a
R407B %10 R32 + %70 R125 + ***
%20 R134a
R407C %23 R32 + %25 R125 + ***
%52 R134a
R410A %50 R32 + %50 R125 ***
R500 %73.8 R12 + % 26.2 *
R152a
R502 %51.2 R115 + %48.8 *
R22
R507 %50 R125 + %50 R143a ***
* Montreal Protokolü kapsamında üretimi ve kullanımı yasaklanan veya
kısıtlamaya tabi tutulan soğutucu maddeler.
** Montreal Protokolü kapsamında henüz üretimi ve kullanımı yasaklanmayan,
kısıtlamaya tabi tutulan maddeler, geçiş dönemi alternatif soğutucu maddeleri
*** Montreal Protokolü kapsamında kullanımı yasaklanan veya kısıtlamaya tabi
tutulan soğutucu maddelere alternatif maddeler

Genel kaide olarak bir soğutucu akışkandan beklenen özellikler şunlardır:


1.Daha az bir enerji kullanımı ile daha çok soğutma elde edilebilmelidir.
2.Soğutucu akışkanın buharlaşma ısısı yüksek olmalıdır.
3.Evaporatörde basınç mümkün olduğu kadar yüksek olmalıdır.
4.Kondensör basıncı düşük olmalıdır.
5.Viskozitesi düşük ve yüzey gerilimi az olmalıdır.
6.Emniyetli ve güvenilir olmalı, nakli, depolanması, sisteme şarjı kolay
olmalıdır.
7.Yağlama yağları ve soğutma devresindeki elemanlar ile zararlı sonuç
verebilecek reaksiyonlara girmemelidir ve yağlama yağında çözülebilmelidir.
8.Soğutma devresindeki nem çok zararlı reaksiyonlar meydana getirmemelidir.
9.Kaçak durumunda, özellikle gıdalar üzerinde zararlı etki yapmamalıdır.
Sistemden kaçması halinde kolay fark edilmeli ve saptanabilmelidir.

15
10.Sistemden kaçarak havaya karışması halinde civardaki insanlara, çevreye
ve diğer canlılara zarar vermemelidir. Sistemden, gerektiğinde geri toplanıp
kullanılabilmelidir.
11.Havaya karıştığında yanıcı ve patlayıcı bir ortam oluşturmamalıdır.
12.Çalışma şartlarındaki basınç ve sıcaklıkların en uç sınırlarında dahi ayrışıp
çözülmemeli, stabil olmalı ve bütün özelliklerini muhafaza etmelidir.
13.Elektriksel özellikleri, bilhassa hermetik ve yarı-hermetik tip kompresörler
için uygun olmalıdır.
14.Temini kolay ve fiyatı düşük olmalıdır.
15.Kritik noktası ve kaynama sıcaklığı kullanılacağı soğutma sistemine uygun
olmalı, ısıl kondüktivitesi yüksek, molar buhar ısınma ısısı ise alçak olmalıdır.

Bu özelliklerin hepsini birden yerine getirebilen üniversal bir soğutkan madde


halen bulunamamıştır. Örneğin, amonyak yukarıdaki 6, 9, 10 ve 11 numaralı şartları
çoğunlukla sağlamadığı halde özellikle yurdumuzda çok sık tercih edilmektedir.

16
4.MATERYAL VE METOT

4.1. Soğutma Yükünün Hesabı


Soğutma yükünün hesabındaki amaç soğutma sistemindeki kompresör,
kondansör, evaporatör, termostatik ekspansiyon valfi (termostatik genleşme valfi),
soğutucu akışkan boruları ve diğer soğutma aksamı gibi elemanları doğru ve
ekonomik bir şekilde seçebilmektir. Soğutma elemanlarının doğru seçimi ile sistemin
verimli, bekleneni verecek tarzda ve aksamadan çalışması sağlanmış olacaktır.
Soğutma yükünü meydana getiren ısı kazançlarını dört grupta toplamak mümkündür:
1.Transmisyon ısısı, soğutulan hacmi çevreleyen duvar, döşeme ve tavandan
geçen ısı,
2.İnfiltrasyon ısısı, soğutulan hacme dışarının daha yüksek ısı tutumundaki
havasının girmesiyle meydana gelen ısı yükü,
3.Transpirasyon ısısı, soğutulan hacme konulan malların ısısı
4.Soğutulan hacmin içerisindeki ısı kaynaklarından gelen ısı (insanlar,
aydınlatma, motor, vs)
4.1.1. Isı Transferi
Isı Transferi olayı çoğunlukla yukarıda sayılan Kondüksüyon (iletim),
Konveksiyon (Taşıma) ve Radyasyon (Işıma) tarzındaki üç değişik ısı transferi
şeklinden sadece birisi yerine iki veya her üç türü birlikte oluşarak ve bazen kütle
transferini de içerecek tarzda meydana gelmektedir. Soğutma yüklerinin hesabında da
ısı geçirgenlik katsayıları kondüksüyon, konveksiyon ve bazen da radyasyon ısı
geçirgenlik katsayılarının birleşimi şeklinde uygulanmaktadır. Örneğin ısıl yalıtım
yapılmış bir soğuk oda duvarından geçen ısı, iç ve dış yüzeylerde konvektif ısı
transferiyle, duvarın kendi gövdesinde ise kondüksüyon yoluyla geçmektedir. Normal
muhit sıcaklıklarında radyasyonla ısı alışverişi ihmal edilebilir seviyelerde
kaldığından soğuk oda soğutma yüklerinin hesabında dikkate alınmayabilir. Ancak,
dış cepheli bir hacim güneş ışınlarına maruz kalıyorsa radyasyon ısı yükünün de
hesaba alınması gerekir.
Birim alandan birim zamanda geçen ısı miktarı, dengelenmiş şartlar altında, ısı
transferi türü ne olursa olsun aynı olacağından, konveksiyon ile transfer edilen ısı,
daha sonra kondüksüyon yoluyla iletildiğinde birbirine eşit olacaktır. Alttaki şekilde,
1 hacminden ısı 2 hacmine geçerken, önce Δx kalınlığındaki duvarın iç yüzeyine
konveksiyonla geçecek oradan da duvarın bünyesinde kondüksüyonla ilerleyerek dış

17
yüzeye ulaşıp oradan 2 numaralı hacme tekrar konveksiyonla iletilecektir.
Dengelenmiş şartlarda (t1 ve t2 sabit ve tüm hacimde aynı, duvarın bünyesinde ısı
üretimi yok) ısı transferi birim zamanda ve alanda aynı olacağından;

Şekil 4.1. Duvar Yüzeyi


1
𝑄= 𝐴(𝑡1 − 𝑡2 )
1 ∆𝑥 1
+ +
𝛼1 𝜆 𝛼2
(4.1)
(4.1) bulunur ki;
1
1 Δ𝑥 1
𝛼1 + 𝜆 + 𝛼2
(4.2)
birleştirilmiş ısı transferi katsayısı (K) olarak adlandırılır ve 4.1’ de bu değer
kondüksüyon ve konveksiyon ısı transferi katsayılarının birlikte etkisini vermektedir.
Soğuk oda soğutma yüklerinin hesaplanmasında kullanılmak üzere değişik
duvar, tavan ve döşeme konstrüksüyonları için hesaplanmış hazır K değerlerini veren
tablolar birçok soğutma literatüründe verilmektedir. Ancak, çoğu zaman verilen ısı
geçirme katsayısı ile tarif edilen yapı konstrüksüyonunun bağdaştırmasında yanılgıya
düşüldüğü için bu tür bir seçim tablosu burada verilmeyecektir ve her değişik tür
konstrüksüyon için K değerinin hesaplanması önerilmektedir. Tek Cam : K = 5.5
Kcal/h°Cm2 Çift Cam :K = 2.3 Kcal/h°Cm2 alınmalıdır. Soğuk oda duvarlarının
yüzeylerine ait konvektif ısı geçirgenlik (α) katsayıları ile duvar arasında kalan hava
boşluklarına ait ısı geçirgenlik katsayıları (Δ) aşağıda verilmektedir.

18
Tablo 4.1 Yüzeyin "α" değerleri "Kcal/h°C𝑚2 " olarak
(Yansıtmayan, opak yüzeyler için)
Bina iç yüzeyleri (Duvar, iç ve dış 7
pencereler)
Bina Dış yüzeyleri (Dış havaya maruz 20 (12 km/h rüzgar)
kalan yüzeyler)
Bina Dış yüzeyleri (Dış havaya maruz 30 (25 km/h rüzgar)
kalan yüzeyler)
Döşeme ve tavan (Isı yukarıdan aşağıya 5
geçiyor)
Döşeme ve tavan (Isı aşağıdan yukarı 8
geçiyor)

Güneş ışınlarını alan yüzeyler için basitleştirilmiş hesap şekli tercih


edildiğinde, yaklaşık sıcaklık farkı uygulanmak suretiyle solar radyasyondan gelen
soğutma yükü bulunabilir. Aşağıdaki tablo değişik cepheler için ve yüzey renkleri
(absorptivite) için güneş ışınları etkisinin sıcaklık farkı olarak değerlerini
vermektedir.

Tablo 4.2 Güneş ışınları etkisinin sıcaklık farkı eş değerleri [4]

4.1.2 Transmisyon Isısının Hesabı


Transmisyon ısısının mümkün olduğunca düşük tutulmasında pek çok yarar
olacağı açıktır ve bunun sağlanabilmesi, duvarlarla tavan ve döşemenin ısı geçirme
26 katsayısının düşük tutulması ile mümkün olabilecektir. Çünkü, ısı geçiş alanları ve
iç-dış sıcaklıklar uygulamanın şekline göre belirlidir ve değişmesi söz konusu
değildir. Transmisyon ısısının hesaplanabilmesi için aşağıdaki bilgilerin önceden
saptanmasına gerek vardır:
• Yalıtım kalınlığı ve cinsi
• Yapı konstrüksiyonu

19
• Soğutulacak hacmin fiziksel Ölçüleri
• Soğutulacak hacmin ve dışındaki hacimlerin sıcaklıkları ile güneş ısınlarının
etkisi
Yalıtım kalınlığının arttırılması ile ısı geçirgenlik katsayısının düşürülmesi ve
soğutma yükünün azaltılması sağlanabilirse de yalıtım kalınlığını aşırı derecede
arttırmak hem ilk kuruluş masraflarının artması hem de oda faydalı hacminin
azaltılması yönünden uygun olmayacaktır. Bu nedenle, çoğunlukla belirli iç sıcaklık
seviyelerine göre hazırlanmış tablolarda tavsiye edilen yalıtım kalınlıkları
verilmektedir (Tablo 4.3).

Tablo 4.3 Soğuk odalar için tavsiye edilen minimum yalıtım kalınlıkları [4]

Soğutulacak hacmin fiziksel ölçüleri tasarım halindeki bir hacim için mimari
planlardan alınır, mevcut bir bina için ise yerinde yapılacak gerçek ölçümlerle
saptanır. Duvar, döşeme ve tavan yüzeylerinin hesaplanmasında odanın yalıtımsız
çıplak iç boyutlarının kullanılması yeterli bir yaklaşım sağlayacaktır. Ancak, yalıtım
kalınlığı az ve duvar konstrüksüyonunun ısıl geçirgenliği fazla ise bu taktirde dıştan
dışa ölçülerin kullanılması daha emniyetli olacaktır. Bu nedenle dolap, vitrin ve kabin

20
tipi soğutucularda dış ölçüler kullanılmalıdır. Keza, küçük boyutlu odalar için de, özel
bir durum mevcut değilse gene tüm dış yüzey ısı geçiş alanı olarak alınabilir.

Soğutulacak hacmin iç ve dış kısımlarındaki sıcaklıkların saptanması ise


üzerinde önemle durulması gereken bir husustur ve soğutma yükünü oldukça etkiler.
Memleketimizin değişik yerleri için kullanılması gereken dış sıcaklıklar aşağıdaki
Tablo 4.4'de verilmektedir. Buna ilaveten, güneş ışınlarına maruz kalan dış yüzeylere
Tablo 4.2'de gösterilen sıcaklık farklarının, iç-dış sıcaklık farkına eklenmesi gerekir.

Tablo 4.4 Şehirlerin yazın dış hava sıcaklıkları [5]


Şehir Adı Kuru Yaş Şehir Adı Kuru Yaş
Termometre Termometre Termometre Termometre
(°C) (°C) (°C) (°C)
Adana 38 26 Adıyaman 38 22
Afyon 34 21 Ağrı 34 25
Ankara 35 21 Antalya 39 28
Aydın 39 26 Balıkesir 38 27
Bolu 34 24 Bursa 37 25
Çanakkale 34 25 Çorum 29 19
Denizli 38 24 Diyarbakır 42 23
Edirne 36 25 Elazığ 38 21
Erzincan 36 22 Erzurum 31 23
Gaziantep 39 23 Giresun 29 25
Hakkari 34 20 Hatay 37 29
Mersin 35 29 İstanbul 33 24
İzmir 37 25 Kars 30 20
Kayseri 36 23 Kırklareli 35 25
Kırşehir 25 21 Kocaeli 36 25
Konya 34 22 Kütahya 33 21
Malatya 38 21 Manisa 40 26
Mardin 38 23 Muğla 37 22
Nevşehir 28 17 Niğde 34 20
Ordu 30 22 Rize 30 26
Sakarya 35 25 Samsun 32 25
Siirt 40 23 Sinop 30 25
Sivas 33 20 Tekirdağ 33 25
Tokat 29 20 Trabzon 31 25
Tunceli 37 22 Şanlıurfa 43 24
Uşak 35 22 Van 33 21
Yozgat 32 20 Zonguldak 32 25

21
Soğuk odalara komşu hacimlerin sıcaklıkları veya mahalli dış hava sıcaklığıyla
olan farkı ile toprak döşeme üzerinde oturan hacimlerin döşeme sıcaklıkları tablo
4.5’te verilmektedir.

Tablo 4.5 Komşu Hacim ve Döşeme Sıcaklıkları [6]


Komşu Hacim Tarifi Aşırı Sıcak Hacimler Dış Sıcaklık ile Komşu
(°C) Hacim Sıcaklık Farkı
Toprak Döşeme Sıcaklığı +7 -
– Çok Soğuk İklimler
Toprak Döşeme Sıcaklığı +15 -
– Soğuk İklimler
Toprak Döşeme Sıcaklığı +20 -
– Serin İklimler
Toprak Döşeme Sıcaklığı +25 -
– Sıcak İklimler
Klimatize Edilmeyen Oda Dizayn Sıcaklığı Oda Dizayn Sıcaklığı
veya Soğutulan Soğuk
Oda Hacimleri
Toprak Seviyesinin - -10
Altında Kalan Klimasız,
Soğutulmamış Hacimler
ile Toprakla Temastaki
Duvarlar
Klimatize Edilmeyen - -5
Normal Kullanma
Maksatlı Hacimler
Cebri Şekilde - 0
Havalandırılmayan
Hacimler
Kompresör Makine - 0
Dairesi (Sulu Kondanser)

22
Kompresör Makine - +5
Dairesi (Havalı
Kondanser)
Mutfak, Kazan Dairesi, - +10
vb.
Aşırı Sıcak Hacimler - +15

İç sıcaklıkların saptanmasında, soğutulacak hacmin kullanma maksadı göz


önünde bulundurulur. Bazı özel kullanma maksatları söz konusu olduğunda bu
maksada uygun olan sıcaklık esas alınır. Soğuk oda uygulamalarında, soğuk odada
muhafaza edilecek maddelerin gerektirdiği oda sıcaklığı iç sıcaklık olarak alınmalıdır.
Tablo 4.6’da değişik tür gıda maddelerinin oda/iç sıcaklıkları verilmektedir. Aynı
tabloda, muhafaza edilen maddelerin ısınma ısısı, donma ısısı, muhafaza relatif
rutubeti, donma noktası, bünyesindeki su miktarı, soğuk odada bozulmadan muhafaza
edilebileceği yaklaşık zaman süreci de verilmektedir. Verilen değerler ortalama
değerler olup yetişme yer ve türlerine göre farklar olabilecektir. Özellikle
yurdumuzda yetiştirilen yaş meyve ve sebze ürünlerinin muhafaza sürelerinde büyük
farklılıklar gözlenmektedir. Bu nedenle, dış kaynaklı bir tablo olan Tablo 4.6’ da
gösterilmiş olan muhafaza sürelerinden, uygulamada önemli farklılıklar ortaya
çıkması çok olasıdır.

Tablo 4.6 Gıda maddeleri için uzun süreli soğuk oda muhafazası verileri [4]
Gıda Maddesi Muhafaza Oda Nemi Özgül Isı Donma Isısı
Sıcaklığı (%) (kJ/kg. °C) (kJ/kgK)
(°C)
Lahana 0 90-95 0.94 73.9
Limon 0/+10 85-90 0.92 71.2
Mandalina 0/+3 85-90 0.90 69.7
Muz +15 85-95 0.80 60.0
Nar 0 90 0.86 65.7
Pancar 0 95 0.91 70.5
Patlıcan +7/+10 90-95 0.95 74.5

23
Portakal 0/+9 85-90 0.90 69.7
Peynir -1/+4 65-70 0.50 30.0
Salatalık +10/+13 90-95 0.97 76.8
Şeftali 0 90 0.92 71.3
Üzüm -1 90-95 0.86 65.0
Yeşil Biber +7/+10 90-95 0.94 73.7
Kiraz -1 90-95 0.86 65.0

4.1.2.1 Soğuk oda dış duvarlarından ısı akımı ile oluşan ısı yükü
Isı taşınımının büyüklüğü basınçla orantılı bulunduğunda koridordan odalara
basılan havanın konvektif ısı transfer katsayısı, depo içi ve dışındaki katsayılara göre
daha büyüktür. Tablo 4.7’de duvar için bileşik ısı transfer katsayısı hesabına konu
olan yapı elemanlarına ilişkin değerler verilmiştir (Volkan 1992).
Duvarın bileşik ısı transfer katsayısı:
1
𝐾𝑑 =
1 𝐷1 𝐷2 𝐷3 𝐷4 𝐷5 𝐷6 1
𝛼1 + 𝜆1 + 𝜆2 + 𝜆3 + 𝜆4 + 𝜆5 + 𝜆6 + 𝛼2
(4.3)
Tablo 4.7 Duvar yapı elemanlarından gerçekleşen ısı transferine ilişkin
değerler
Duvar Yapı Isı İletim Simgesi Yapı Simgesi
Elemanları Katsayısı Elemanının
(W/m.°C) Kalınlığı (m)
Dış sıva 0.872 𝜆1 0.02 𝐷1
Dolu tuğla 0.85 𝜆2 0.19 𝐷2
Ara sıva 1.396 𝜆3 0.02 𝐷3
Isı yalıtımı 0.035 𝜆4 0.125 𝐷4
(0°C’de
stryropor)
İç sıva 0.698 𝜆5 0.02 𝐷5
İç kaplama 0.175 𝜆6 0.015 𝐷6

24
Duvar için söz konusu ısı yükü;
𝑄𝐷𝑢𝑣𝑎𝑟 =𝐾𝑑 . 𝐴𝑑 . (𝑡1 − 𝑡2 )
(4.4)
𝑄𝐷𝑢𝑣𝑎𝑟 : Soğuk oda duvarlarından gerçekleşen ısı akımı nedeniyle oluşan toplam
ısı yükü (W)

𝐾𝑑 =Duvar için bileşik ısı transfer katsayısı (W/ 𝑚2 . °C)

𝐴𝑑 =Depo odalarının sıcak duvarlarının alanı (𝑚2 )

𝑡1 = Çevre Sıcaklığı(°C)

𝑡2 = Soğuk muhafaza sıcaklığı (°C)

4.1.2.2 Soğuk oda tavanlarından gerçekleşen ısı akımı nedeniyle oluşan ısı
yükü
Güneş ışınımına açık olan çatı yüzeyleri, soğuk depolarda da herhangi başka
bir yapıda olduğu gibi binanın iklimlendirme koşullarına etkide bulunan en önemli
yüzeydir. Soğuk oda tavanıyla bina çatısı arasındaki bölme havasının yansıma ve
radyasyonla ısınmanın önüne geçmek için çatı arasında hava akımı oluşturulması
gereklidir. Tavan için yararlanılan yapı elemanlarına ilişkin değerler Çizelge 4.8’ de
düzenlenmiştir (Volkan 1992).

Tavanın bileşik ısı transfer katsayısı:

1
𝐾𝑡 = 1 𝐷7 𝐷8 𝐷9 𝐷10 1
+ + + + +
𝛼1 𝜆7 𝜆8 𝜆9 𝜆10 𝛼2

(4.5)

Tablo 4.8 Tavan yapı elemanlarından gerçekleşen ısı transferine ilişkin


değerler
Tavan Yapı Isı İletim Simgesi Yapı Simgesi
Elemanları Katsayısı Elemanının
(W/𝑚2 .°C) Kalınlığı (m)
Tavan Betonu 0.814 𝜆7 0.15 𝐷7
Ara sıva 1.396 𝜆8 0.02 𝐷8

25
Isı Yalıtımı 0.035 𝜆9 0.125 𝐷9
(0°C’de
stryropor)
İç sıva 0.698 𝜆10 0.02 𝐷10

Tavan için söz konusu ısı yükü:


𝑄𝑇𝑎𝑣𝑎𝑛 : Soğuk oda tavanlarında gerçekleşen ısı akımı nedeniyle oluşan toplam
ısı yükü (W)

𝐾𝑡 : Tavanın bileşik ısı transfer katsayısı (W/ 𝑚2 . °C)

𝐴𝑡 : Toplam tavan alanı (𝑚2 )

𝑡1 : Çevre Sıcaklığı (°C)

𝑡2 : Soğuk muhafaza sıcaklığı (°C)

4.1.2.3 Soğuk oda tabanlarından oluşan ısı akımı nedeniyle oluşan ısı yükü

Soğuk depoların ince kum ya da balçık üzerine kurulması, kışın donan toprağın
depo tabanında çatlamaya neden olma olasılığını arttırır. Toprağın donmasını
önlemenin yolu, depo inşaatı öncesinde drenaj yapılarak toprağın kurutulması ve kaba
çakıl (taş blokaj) döşeyerek kapilaritenin kırılmasıdır. Çakıl üzerine kaba beton
(grobeton) atılıp buhar yalıtım katmanı döşendikten sonra ısı yalıtım malzemesi
konulur. Yalıtım, tesviye betonuyla örtülüp şap biçiminde bırakılabileceği gibi çeşitli
kaplama malzemelerinden biriyle de kaplanabilir. Çizelge 4.9 da tabanda yararlanılan
yapı elemanlarına ilişkin değerler verilmiştir (Volkan 1992).

Tabanın bileşik ısı transfer katsayısı:


1
𝐾𝑓 = 1 𝐷11 𝐷12 𝐷13 𝐷14 𝐷15 𝐷16 1
+ + + + + + +
𝛼1 𝜆11 𝜆12 𝜆13 𝜆14 𝜆15 𝜆16 𝛼2

(4.7)

26
Tablo 4.9 Taban yapı elemanlarından gerçekleşen ısı transferine ilişkin
değerler
Taban Yapı Isı İletim Simgesi Yapı Simgesi
Elemanları Katsayısı Elemanının
(W/ 𝑚2 .°C) Kalınlığı (m)

Toprak dolgu 0.519 𝜆11 0.2 𝐷11


Kaba çakıl 0.582 𝜆12 0.2 𝐷12
Kaba beton 1.047 𝜆13 0.1 𝐷13
Isı yalıtımı 0,035 𝜆14 0.125 𝐷14
Tesviye 1,4 𝜆15 0.1 𝐷15
betonu
Karomazyik 1,279 𝜆16 0.05 𝐷16

Taban için söz konusu ısı yükü:

𝑄𝑇𝑎𝑏𝑎𝑛 =𝐾𝑓 .𝐴𝑓 .(𝑡3 − 𝑡2 )


(4.8)
𝑄𝑇𝑎𝑏𝑎𝑛 : Tabandan gerçekleşen ısı akımı nedeniyle oluşan toplam ısı yükü (W)
𝐾𝑓 : Tabanın bileşik ısı transfer katsayısı (W/ 𝑚2 .°C)
𝐴𝑓 : Toplam taban alanı (𝑚2 )
𝑡3 : 50 cm derinlikteki toprak sıcaklığı (°C)
𝑡2 : Soğuk muhafaza sıcaklığı (°C)

4.1.2.4 Soğuk oda kapılarından oluşan ısı yükü


Soğuk depo odalarının ürün giriş ve çıkışlarının yapılmasına izin veren birer
kapısı vardır. Oda kapılarının nitelik ve etkinliği; sağlamlığına, içindeki ısı yalıtımına,
kapı eşiği bulunup bulunmadığına, kapı şeritlerinin yapısına ve montajın özenine
bağlıdır. Kapıların imalatı, paslanma ve çürüme tehlikesi bulunmayan galvanizli
çelikten, alüminyum sac ile kaplanmış ahşap levha ve çerçevelerden, plastik türevi
malzemelerden yapılabilmektedir. Soğuk kayıplarını önlemek için koridor havasını

27
emip kapı önünde dikey olarak aşağı püskürten ve böylece soğutan sistemler
geliştirilmiştir. Kapıların mekanik açılma düzenleri, optik ve akustik alarm
sistemleriyle desteklenmektedir. Çizelge 4.10 da ilgili yapı elemanlarının özellikleri
verilmiştir (Volkan 1992)

Tablo 4.10 Soğuk oda kapılarının yapı elemanlarının ısı transferine ilişkin
değerleri
Taban Yapı Isı İletim Simgesi Yapı Simgesi
Elemanları Katsayısı Elemanının
(W/ 𝑚2 .°C) Kalınlığı (m)

Alüminyum 0.14 𝜆17 0,02 𝐷17


sac kaplı
ahşap levha
Isı yalıtımı 0.035 𝜆4 0,125 𝐷18

Soğuk oda kapılarının bileşik ısı transfer katsayısı:

1
𝐾𝑠 = 1 𝐷17 𝐷18 𝐷17 1
+ + + +
𝛼1 𝜆17 𝜆4 𝜆17 𝛼3

(4.9)
Kapılar için söz konusu ısı yükü:
𝑄𝐾𝑎𝑝𝚤 =𝐾𝑠 . 𝐴𝑠 .(𝑡1 − 𝑡2 )

𝑄𝐾𝑎𝑝𝚤 : Soğuk oda kapılarından gerçekleşen ısı akımı nedeniyle oluşan toplam
ısı yükü (W)
𝐾𝑠 : Soğuk oda kapılarının bileşik ısı transfer katsayısı (W/ 𝑚2 .°C)

𝐴𝑠 : Kapıların toplam alanı (𝑚2 )

𝑡1 : Çevre sıcaklığı (°C)

𝑡2 : Soğuk muhafaza sıcaklığı (°C)

28
4.1.3 İnfiltrasyon - Hava Değişimi Isısının Hesabı

Soğuk oda kapısının her defa açılıp kapatılışında bir miktar harici sıcak hava
soğuk odaya girerek ek bir soğutma yükü oluşturur. Harici havada daha fazla olan su
buharı da bu soğutma yükünün bir parçasını oluşturur. Bu yükün sağlıklı bir şekilde
saptanması, gerçek kullanma durumunun bilinmesi ile mümkündür. Bu ise çoğu
zaman kullananın tutumu ve ihtiyacına göre değişmektedir. Bu sebeple, infiltrasyon
yükünü tam olarak hesaplamak güçtür. Uygulamada yapılan deneyler infiltrasyon
yükünü meydana getiren oda hava değişiminin oda hacmine bağlı olduğunu
göstermiştir. Aşağıdaki tablo 4.11’de oda iç hacmine göre soğuk odaların günlük hava
değişim değerlerini vermektedir.

Tablo 4.11 Soğuk oda kapı açılmalarından meydana gelen hava değişimi [4]

29
Tablo 4.11’de verilen hava değişimi değerlerine göre soğuk odaya giren harici
havanın ısı tutumu ile soğuk oda şartlarındaki havanın ısı tutumu farkı ve havanın
özgül ağırlığı uygulanmak suretiyle infiltrasyon ısısı hesaplanabilir.

İnfiltrasyon ısısı = Hava Değişimi. Oda Hacmi.(ℎ𝑑 − ℎ0 ).𝜌

(4.11)

ℎ𝑑 : Soğutulan odaya komşu mekanın entalpisi (kJ/kg)

ℎ0 : Soğutulan odanın entalpisi (kJ/kg)

𝜌: Havanın özgül ağırlığı (kg/𝑚3 )

Tablo 4.12 Sıcaklığın havanın özellikleri üzerindeki etkisi [7]

Sıcaklık(°C) Havanın özgül Ağırlığı, 𝜌


kg/𝑚3
25 1.1839
20 1.2041
15 1.2250
10 1.2466
5 1.2690
0 1.2922
-5 1.3163
-10 1.3413
-15 1.3673

4.1.4 Transpirasyon - Mal Isısının Hesabı

Soğuk odaya, muhafaza edilmek üzere konulan değişik türden malların


meydana getirdiği ısı zaman zaman soğutma yükünün en önemli ve en büyük
bölümünü teşkil edebilmektedir. Ayrıca, soğuk odaya konulan mal cinsi Önceden
belli olabildiği halde birim zamandaki hareket miktarı kullananın ihtiyaç ve isteğine
göre değişebilmektedir. Bu sebeple, soğuk oda yükünün hesabı ile buna bağlı olarak

30
soğutma makine ve aksamının seçiminin mal hareketinin uygulamadaki durumuna
mümkün olduğunca yakın bir uyum içerisinde yapılması çok büyük önem
taşımaktadır.

Diğer yandan, önemli olan bir başka husus, minimum soğuma veya donma
süresinin seçime bağlı olmadığı ve bunun hem mal cinsine, hem kütle büyüklüğüne
ve havanın mal etrafındaki hareket hız ve dağılımına hem de soğuk odaya girdiği ve
38 soğutulacağı son sıcaklığa bağlı olduğudur. Bu konuda teorik ısı transferi analizi,
3 boyutlu-zaman değişkenli bir durum gösterdiğinden (Transient ısı transferi) çok
karmaşık ve ancak bazı sınırlı konumlar için Fourier serileriyle yapılabilmektedir,.
Gurnie-Lurie diyagramları sonsuz boyutlu levhalar ile silindirik ve küresel şekiller
için zaman değişkenli ısı transferinin zamana bağlı olarak kütledeki sıcaklık
dağılımlarını vermektedir.

Tablo 4.13’de olgunlaşmadan dolayı meydana gelen ısı miktarları, değişik tür
meyve ve sebzeler için verilmektedir. Tablo 4.13’de dikkati çeken bir husus, meyve
ve sebzelerin muhafaza edildikleri ortamın sıcaklığının artması halinde, bunların
üretmekte olduğu olgunlaşma ısısının da artmakta olduğudur. Bunun anlamı, meyve
ve sebzelerin muhafaza sıcaklıkları arttıkça daha hızlı olgunlaşmakta olduklarıdır ki
bu da muhafaza sürelerinin daha kısalacağı anlamını taşımaktadır.

Tablo 4.13 Meyve ve sebzelerin muhafaza edildikleri sıcaklıklara göre,


günde ürettikleri olgunlaşma-solunum ısısı (kcal/Ton × Gün) [4]

Meyve ve 0°C +5°C +10°C +15°C


Sebzenin
Cinsi
Lahana 225 – 750 525 – 1180 675 – 1610 1235 – 3160
Limon 170 280 620 880
Muz - - 1215 – 2170 1625 – 3065
Pancar 743 1135 - 2000
Portakal 170 – 220 260 – 355 655 – 750 710 – 1250
Salatalık - - 1270 – 1610 1325 – 1830
Şeftali 210 – 355 355 – 505 860 1830 – 2335

31
Kiraz 75 – 130 170 – 320 450 560 – 655

Ürün Yükleme Soğutma Yükü Hesabı;

𝑄𝑇𝑟𝑎𝑛𝑠𝑝𝑖𝑟𝑎𝑠𝑦𝑜𝑛 : (m.𝐶𝑝 .(𝑡1 − 𝑡0 )) /86400

(4.12)

𝑄𝑇𝑟𝑎𝑛𝑠𝑝𝑖𝑟𝑎𝑠𝑦𝑜𝑛 : Ürün solunumundan gelen Soğutma yükü değeri (kW)

m: Depodaki ürün miktarı (kg)

𝐶𝑝 : Ürünün özgül ısısı (kJ/kg.°C)

𝑡1 : Çevre Sıcaklığı (°C)

𝑡0 : Depo içi sıcaklık (°C)

4.1.5 Soğutulan Hacmin İçerisinde Meydana Gelen Isı

Bunlar, soğutulan hacimde zaman zaman bulunabilecek insanlar ile bu


hacimdeki aydınlatma armatürleri, elektrik motorları, elektrikle veya sıcak gaz ile
defrost işlemi ve daha başka ısı yayan cihaz ve elemanlardan oluşmaktadır.

4.1.5.1 İnsanlardan Gelen Isı

Soğutulan hacimde bulunan insanların yaymış olduğu ısı miktarı bu hacmin


sıcaklığına, çalışan insanların bedensel gayretine ve giyimine, sayısına, hacmin içinde
kaldıkları süreye, hacmin büyüklüğüne, dışarıdan soğuk hacme giriş çıkış sıklığına ve
daha birçok etkene bağlı olarak değişmektedir. Aşağıdaki tabloda ortalama değerler
verilmektedir.

Tablo 4.14 İnsanlardan gelen ortalama soğutma oda ısı yükü [4]
Oda Sıcaklığı Isı Yayılımı Oda Sıcaklığı Isı Yayılımı
(°C) (Watt x Şahıs) (°C) (Watt x Şahıs)
10 209,34 -10 337,27
5 244,23 -15 366,35
0 273,30 -20 395,42
-5 302,38 -25 424,49

32
Not: Sık sık girip çıkma halinde tablodaki değerlere %10 ile %20 ilave edilecektir.

𝑄İ𝑛𝑠𝑎𝑛𝑙𝑎𝑟 = çalışan sayısı * zaman * ısı / 1000


(4.13)

𝑄İ𝑛𝑠𝑎𝑛𝑙𝑎𝑟 : İnsanlardan gelen soğutma yükü (kW)


Çalışan sayısı: Depo içinde çalışan kişi sayısı
Zaman: Kişi başına, depo içinde harcanan zaman (saat)
Isı: İnsanlardan gelen ortalama ısı yükü (Watt)

4.1.5.2 Aydınlatma Cihazları


Aydınlatma armatürünün inkandensant veya fluoresant tipi oluşuna göre
hesaplanır ve günde açık tutulduğu saat ile çarpılarak bulunur.

𝑄𝐴𝑦𝑑𝚤𝑛𝑙𝑎𝑡𝑚𝑎 = lamba adeti * watt * saat


(4.14)

4.1.5.3 Defrost Sırasında Verilen Isı


Soğutulan hacimde bulunan evaporatör/soğutucuların içerisinde bulunan
elektrikli defrost ısıtıcıların Watt olarak güçleri ve günde kaç saat çalıştırıldıkları belli
ise defrost sırasında verilen ısı şöyle hesaplanabilir:

𝑄𝑑𝑒𝑓𝑟𝑜𝑠𝑡 : n adet * Watt * 0.86 kcal/watt * H(saat/günde) * F(defrost faktörü)


(4.15)
F, defrost faktörü, elektrik enerjisinin soğuk odaya ısı yükü olarak giren
kısmını ifade eder ve elektrikli defrost için 0.5 alınabilir. Bunun anlamı; verilen ısının
diğer bölümünün eritilen buzun su haline dönüşmesiyle dışarıya drenaja ulaşmakta
olduğudur.
Defrost ısıtıcısının gücü ve günlük çalışma süresi bilinemiyorsa bu taktirde
evaporatörün 5.5 °C evaporasyon-oda sıcaklık farkında vereceği her 3000 kcal/h
(beher ton frigo) için 2800 watt ısıtıcı gücü veya yaklaşık olarak, beher kcal/h
evaporatör kapasitesi için l Watt ısıtıcı gücü alınabilir. Günlük çalışma süresi ise:

33
-2 ile +1°C oda sıcaklıklarında günde 4 defa 15'er dakika = (l saat) -15 ve daha
aşağı sıcaklıklarında günde 6 defa 20'şer dakika = (2 saat)

4.2 Hesaplamalar ve Analiz


Bu çalışma Manisa ilinde 9 * 5 m boyutlarında yerden yüksekliği 4 m olan bir
soğutma odasında, 10 ton kiraz depolamak amacıyla yapılmıştır.Soğutma odasında 6
adet 100 watt günde 4 saat çalışan aydınlatıcı bulunmakta, gün içinde 3 kişi 4’er saat
çalışmakta ve 4 adet 750 watt ısıtıcıya sahip evaporatör çalışmaktadır.
Soğutma odasının mimari projesi Şekil 4.2’de verilmiştir. Soğutma odasının
çevreleyen duvarlardan kuzey ve batı kısmına bakan yüzeyleri dış cepheye bakarken
güneydeki duvar koridorlar arasında iç duvar bulunmaktadır.
Alan hesabı yaparken,50 cm³ hacme sahip ve 7.5 kilo kiraz kapasiteli olan
kasalar kullanılmıştır.Hacim verimliliği için,yüksekliği 1 m olan 4 raf eklenmiştir.Her
rafta 2 kasa olup 15 kilo kiraz vardır yani toplamda 4 rafta 60 kilo vardır.10 tonluk
alan için gerekli hacim 166,6 m³ çıkmıştır ancak sıkışma olmaması için hacim 180m³
alınmıştır.Toplam 4 raf olduğı için (180/4=45m²) alan 45 m² çıkmıştır.

Şekil 4.2 Soğutma odasının mimari projesi

34
4.2.1 Soğutma Odasında Oluşan Soğutma Yükü
Soğutma yükü hesabı ile ilgili olarak ilk öncelikle soğutma odasını
kuracağımız Manisa ilinin kuru ve yaş termometre değerlerini Tablo 4.4’ten
buluyoruz. Buna göre Manisa için kuru termometre sıcaklığı (KT):40 ve yaş
termometre sıcaklığı (YT): 20 alıyoruz.
Soğutma odası içinde soğutulacak ürün olan taze üzüme ait muhafaza
sıcaklığını tablo 4.6’dan -1°C olarak belirliyoruz. Bu bizim oda içinde kirazı
muhafaza etmekle yükümlü olduğumuz sıcaklık değerimiz.
Soğutma odasının duvarlar, tavan, taban ve kapılarında sırası ile Tablo 4.7,
Tablo 4.8, Tablo 4.9 ve Tablo 4.10’daki malzeme ve kalınlıkları kullanıyoruz. Bu
tabloların her birinde ısı transfer katsayısı verilmektedir.
Duvarların ısı transfer katsayısı için değerler Tablo 4.7’den alınarak, denklem
(4.3)’te yerine konulduğunda iç duvar için 1,223 W/𝑚2 .K, dış duvar için 1,380
W/𝑚2 .K değerini elde ediyoruz.
Tavandaki ısı transfer katsayısı için değerler Tablo 4.8’den alınarak, denklem
(4.5)’te yerine konulduğunda; 1,810 W/𝑚2 .K değerine ulaşıyoruz.
Tabanın ısı transfer katsayısı için değerler Tablo 4.9’dan alınarak, denklem
(4.9)’da yerine konulduğunda; 0,881 W/𝑚2 .K değerini elde ediyoruz.
Tablo 4.15 Transmisyon Isı Kazançları (Duvar, Tavan, Taban)
İşareti Yön En Boy Net K ΔT Isı Günlük
(m) (m) Alan (W/𝑚2 .K) Gücü Isı
(𝑚2 ) (W) Kazancı
(kW/Gün)
DD Kuzey 9 4 36 1,380 41 2036,88 48,88
DD Batı 5 4 20 1,380 44 1214,4 29,14
İD Güney 9 4 36 1,223 46 2025,29 48,60
İD Doğu 5 4 20 1,223 41 1002,86 24,06
Tavan - 9 5 45 1,810 41 3339,45 80,15
Taban - 9 5 45 0,881 21 832,545 19,98

35
Transmisyon Isı Kazancı (Günlük) 250,81

Tablo 4.15’te her bir duvar için oluşan ısı kazancını denklem (4.16) ile elde
ediyoruz.

Q=K. A. (𝑡𝑑𝚤ş − 𝑡𝑖ç )


(4.16)
Soğutulan yapının dış yüzeyi beyaz renk olduğundan Tablo 4.2’den “Açık
Renkli Yüzeyle” kısmını referans alarak batı cephesinde kalan duvara 5 derece ekleme
yapıldı.
Şekil 4.2’de güney yönündeki duvara komşu odanın makine dairesi olduğunu
görüyoruz. Buna göre Tablo 4.5’ten “Kompresör Makine Dairesi” kısmını dikkate
alarak, komşu odanın sıcaklığına 5 derece ilave ediyoruz.
Ayrıca Tablo 4.5’ten taban sıcaklığı için “Toprak Döşeme Sıcaklığı – Serin
İklimler” seçeneğini seçip, taban sıcaklığını 20 °C alıyoruz.
Watt cinsinden bulduğumuz değerleri 1000 ile bölüp 24 ile çarparak günlük
transmiyon ısı kazancı değerimizi kW cinsinden elde ediyoruz.

Tablo 4.16 İnfiltrasyon Isı Kazancı


Hava Değişimi 4,9
Oda Hacmi (𝑚3 ) 180
Dış hava entalpisi (kJ/kg) 81
İç hava entalpisi (kJ/kg) 7,6
Havanın özgül ağırlığı (kg/𝑚3 ) 1,2922
Hava değişimi * Oda Hacmi * (ℎ𝑑 − 83,655kW
ℎ0 ) *𝜌

Tablo 4.16’da infiltrasyon ısı kazancı değerimizi denklem (4.11)’i kullanarak


83,655kW olarak elde ettik. İlk olarak 9 m * 5 m * 4 m olan oda ölçülerimizi çarparak
180 𝑚3 oda hacmine ulaşıyoruz. Bu bulduğumuz değerden yararlanarak,
soğutacağımız odanın -1 °C olmasını da hesaba katarak; Tablo 4.11’den hava

36
değişimini 4.9 olarak belirliyoruz. İç ve dış entalpi dereceleri içinse; dış entalpi için
Tablo 4.4’ten Manisa için belirlediğimiz KT ve YT sıcaklıklarından yararlanarak
psikometrik diyagram (Şekil EK 4.1) üzerinden ℎ𝑑 =81 kJ/kg belirliyoruz. İç
entalpide ise Tablo 4.6’da kiraz için muhafaza sıcaklığı ve bağıl nem oranlarına
bakarak yine psikometrik diyagram üzerinden ℎ0 =7,6 kJ/kg alıyoruz. Son olarak
havanın özgül ağırlığını Tablo 4.12’den yararlanarak 1,2922 kg/𝑚3 olarak
belirliyoruz. En son elde ettiğimiz değerleri denklem 4.11’de yerine koyarak
infiltrasyon ısı kazancını 83,655kW olarak elde ediyoruz.
Tablo 4.17 Transpirasyon Isı Kazancı
Depodaki Ürün(Kiraz) 10000kg
Ürünün Özgül Isısı 0,86 kJ/kg.°C)
Yüklenen Ürünün Sıcaklığı 40 °C
Dış Sıcaklık -1 °C
Günlük Transpirasyon Isı Kazancı 4,0810 kW

Tablo 4.16’da transpirasyon ısı kazancı değerini denklem (4.12)’yi kullanarak


4,0810 kW olarak hesapladık. Kirazın özgül ısı değerini Tablo 4.6’dan 0,86 kJ/kg.°C
aldık. Kiraz muhafaza edilmeden önce herhangi bir ısıl işlem geçirmediği için çevre
sıcaklığını göz önüne alarak 40°C’den -1°C’ye getirileceğini dikkate alarak 86400
saniyeye bölerek sonucumuzu ileride bize kolaylık sağlaması açısından kW olarak
bulduk.
Tablo 4.18 Oda İçindeki Diğer Isı Kazançları
Günlük ısı kazancı kW/Gün
İnsanlardan gelen 3,28
Aydınlatma cihazlarından gelen 2,4
Elektrikle defrost 1,29

Tablo 4.18’te oda içinde bulunan diğer faktörleri göz önüne alarak elde
edeceğimiz ısı kazançlarını hesapladık.
Tablo 4.14’ten oda sıcaklığına göre kişi başı insandan gelen ısı yükünü 273,3
Watt aldık. Ayrıca bize gün boyunca 3 kişinin 4 er saat çalışacağı verilmişti. Tüm bu
değerleri denklem (4.13)’te yerine koyduğumuzda insanlardan günde 3,28 kW ısı
kazancı elde ediyoruz.

37
Soğutma odasında 100 watt’lık günde 4 saat çalışan 6 adet lambadan elde
edilen ısı kazancı denklem (4.14)’e göre hesap edildiğinde 2,4 kW aydınlatma
cihazlardan elde ediyoruz.
Son olarak elektrikle defrost ısıtıcılarından gelen yükü de denklem (4.15)
üzerinden uyguladığımızda 1,29 kW ısı kazancımız oluyor. Burada oda sıcaklığımız
-1 °C olduğu için günde 4 defa 15’er dakikadan 1 saat çalışma süresi oluşacaktır.
Ayrıca defrost faktörünü 0,5 alıyoruz.
Tablo 4.19 Günlük Toplam Isı Kazancı
Transmisyon 250,81
İnfiltrasyon 83,655
Transpirasyon 4,0810
İnsanlardan 3,28
Aydınlatma cihazlarından 2,4
Elektrikle defrost 1,29
TOPLAM 345,516 kW

Tablo 4.19’da tüm alanlarda elde ettiğimiz ısı kazançlarını topladık ve günlük
ısı kazancını 345,516 kW olarak tespit ettik. Bu bizim toplam soğutma yükümüz.
Tasarımdaki hata ve varyasyonları hesaba katmak için bu hesaplamaya bir emniyet
faktörü de uygulamalıyız. Bunu hesaplamak için %10 ila %30’luk bir sapma
eklenebilir. Biz emniyet faktörümüzü %25 olarak tercih ediyoruz. Bu yüzden günlük
toplam soğutma yükümüzü 1,25 emniyet faktörü ile çarpacağız. (4.17)

Günlük Isı Kazancı * Emniyet Faktörü = 345,516 * 1,25 (4.17)


Denklem (4.17)’den 431,895 kW elde ediyoruz. Bu değer bizim son toplam
soğutma yükümüz.

4.2.2 Soğutma Kapasitesi Hesaplama


Yapmamız gereken en son şey, bu ısı kazancı yükünü ortamdan uzaklaştırmak
için gerekli olan soğutma kapasitesini hesaplamaktır. Bunun için, hesaplanan toplam
soğutma yükü, cihazın günde 14 saat çalışması baz alınarak, 14’e bölünür (4.18).

𝑄𝐸𝑣𝑎𝑝𝑜𝑟𝑎𝑡ö𝑟 = Toplam soğutma yükü / 14 saat (4.18)

38
Denklem (4.18)’i uyguladığımızda soğutma kapasitemizin 30,85 kW olması
gerektiğini buluyoruz. Böylece soğutma kapasitesini bulmamız doğrultusunda
kullanacağımız soğutucu akışkana göre kompresör ve kondanser kapasitelerini
belirleyebiliriz.

4.2.3 Kullanılan Soğutucu Akışkanların Entalpi Değerleri


Soğutucu akışkanları Montreal Kapsamında olan çevreci 3 çevreci akışkan
seçiyoruz. Tablo 3.4’ten R134A, R22 ve R152A akışkanlarını seçip, bu soğutucu
akışkanları karşılaştırıp hangisinin daha verimli olduğunu buluyoruz.

Şekil 4.3 R134A Diyagramı


Şekil 4.3’teki R134A diyagramından entalpi değerlerini buluyoruz.Dış hava
sıcaklığını tüm akışkanlar için Tablo 4.4’ten 40 C° alıyoruz.Diyagram üzerinden
h1=397 kJ/kg,h2=425 kJ/kg,h3=h4=256 kJ/kg entalpi değerlerini bulduk.

39
Şekil 4.4 R152a Diyagramı

Şekil 4.4’teki R152A diyagramı üzerinden h1=485 kJ/kg,h2=535


kJ/kg,h3=h4=265 kJ/kg entalpi değerlerini bulduk.

Şekil 4.5 R22 Diyagramı

Şekil 4.5’teki R22 diyagramı üzerinden h1=395 kJ/kg,h2=428


kj/kg,h3=h4=245 kJ/kg değerlerini bulduk.

40
Belirlediğimiz entalpi değerleri ile denklem (4.19)’dan her bir soğutucu
akışkan için m(soğutucu akışkan debisi) buluyoruz.
QEvaporatör = m . ( h1 – h4 ) (4.19)
Qevaporatör değerini 30.85 kW bulmuştuk.Watt’ı kJ/kg’e çevirmek için
yapılan işlem;1kW=1 J*60s*60dk=3600 kJ’e denk gelir. Yani 30.85*3600=111060
kJ/kg’e denk gelir
R134A’daki entalpi değerleri yerine koyulunca m=787.6 kg/s çıkar.
R152A’daki entalpi değerleri yerine koyulunca m=504.8 kg/s çıkar.’
R22’deki entalpi değerleri yerine koyulunca m=740.4 kg/s çıkar.
4.2.4 Kompresör Kapasitesi Hesaplama
Soğutucu akışkanın buharının izantropik sıkıştırılması sırasında kompresörün
soğutucu akışkana uyguladığı iş (W), bu işlem sırasındaki entalpi artışı ile soğutucu
akışkanın kütlesel akış hızından hesaplanır.
W = m . ( h2 – h1 ) (4.20)
Denklem (4.21)’te elimizdeki değerleri her bir soğutucu akışkan için yerine
koyduğumuzda;
R134A için W=22052 kJ/kg çıkar. kW değeri 22052/3600=6.12 kW
R152A için W=25240 kJ/kg çıkar. kW değeri 25240/3600=7.01 kW
R22 için W=24420 kJ/kg çıkar. kW değeri 24420/3600=6.78 kW
4.2.5 Kondenser Kapasitesi Hesaplama
Soğutucu akışkanın evaporatörde kazandığı ısı ile, sıkıştırılma sonucunda
kazandığı ısının toplamı, kondenserde sabit basınç altında, soğutma ortamına
verilerek uzaklaştılar. Kondenserde uzaklaştırılan ısı, "kondenser yükü" olarak anılır.

Qkondenser = Qevaporatör+ Wkomp (4.21)


Denklem 4.21’deki değerleri her bir akışkan için yerine koyduğumuzda
R134A için Qkondenser=30.85+6.12=36.97 kW çıkar.
R152A için Qkondenser=30.85+7,01=37.86 kW çıkar.
R22 için Qkondenser=30.85+6.78=37.63 kW çıkar.

41
4.3 Performans Kat Sayısı (C.O.P)
Bir soğutma sisteminin etkinliği, performans katsayısı (Coefficient of
Performance = COP) ile belirtilir. Başka bir ifade ile soğutma sistemine giren
enerjiden yararlanma düzeyine performans katsayısı denir. Bir sistemin COP değeri
artıkça verimi de artacaktır.
Buhar sıkıştırmalı bir soğutma sisteminde performans katsayısı, (COP) şöyle
ifade edilir:
COP=Qevaporatör / Wkompresör=(h1-h4)/(h2-h1) (4.22)
4.22’deki denklemin değerleri yerine koyduğumuzda;
R134A için COP=30.85/6.12=5.04 çıkar.
R152A için COP=30.85/7.01=4.40 çıkar.
R22 için COP=30.85/6.78=4.55 çıkar.
Yani en verimli soğutucu akışkan R134A çıkmış oldu.

Şekil 4.6 COP Değerleri ve Sınıflandırılması [8]

42
5.SONUÇLAR
Bu çalışma, Manisa ilindeki 10 tonluk kirazı, ürünün yapısal özellikleri
kapsamında ortalama il sıcaklık durumlarına göre soğuk hava deposu içerisinde
korumak ve muhafaza etmek amacıyla tasarlanmıştır. En uygun soğuk hava deposu
tasarımı uygulama alanı, çalışma şartları ve ekonomik faktörler göz önüne alınarak
yapılır.
İlk olarak soğutma yükünü belirlemek için transmisyon, infiltrasyon,
transpirasyon ve oda içinde oluşabilecek diğer ısı kazançlarından elde edilen soğutma
yükü %25 emniyet faktörü de dahil edilerek 345.516 kW olarak hesaplandı. Soğutma
yükünün hesaplanmasıyla evaporatör kapasitesini 30.85 kW olarak tespit ettik.
Tasarım esnasında ozon tabakasına en az zarar verecek, iklim değişikliği
sözleşmelerine uygun, Montreal Protokolü kapsamında kullanımı yasaklanan veya
kısıtlamaya tabi tutulan soğutucu maddelere alternatif olması ve COP değerinin A
sınıfında çıkması nedeniyle R134a soğutucu akışkan olarak tercihen kullanılmıştır.
R134a diyagramını referans alarak entalpi değerlerine ulaştık. Bu değerleri h1=397
kJ/kg, h2=425 kJ/kg, h3=h4=256 kJ/kg olarak tespit ettik.
Soğutucu akışkanı R134a olarak belirledikten sonra bu soğutucu akışkana
uygun olarak kompresör kapasitesini 6.12 kW olarak belirledik. Yine soğutucu
akışkana uygun olarak yaptığımız hesaplamalarla kondenser kapasitesini 36.97 kW
olarak belirledik.
Sistemimizin performans katsayısını tespit edebilmek için Denklem (4.22)’de
elde etiğimiz değerleri yerine koyarak COP değerini 5.04 elde ettik. Şekil 4.6’da bize
verilen COP değerlerinin sınıflandırılmasına baktığımızda elde ettiğimiz COP
değerinin A sınıfı bir enerji sağladığını görüyoruz. Böylece sistemimiz hem çevreye
duyarlı bir soğutucu akışkana sahip hem de enerjiden yararlanma düzeyi A enerji
sınıfında.

43
KAYNAKLAR
[1] Dr. BURAK OLGUN, “Soğutma Sistemlerinde Kullanılan Akışkanlar ve Çevreye
Etkileri”, Solution Home Bilişim Teknolojileri ve Dan.Hizm.Perpa Tic.Merk. A-Blok
K:9 No:1259, Şişli, İSTANBUL
[2] DOSSAT R.J., 1981. Principles of Refrigeration-Second Edition-SI Version, John
Wiley & Sons Inc., New York, USA.
[3] AYHAN ONAT, “Soğutucu Akışkanların Ozon Tabakası Üzerine Etkilerinin
Araştırılması ve Alternatif Soğutucu Akışkanlar”, Marmara Üniversitesi
[4] NURİ ÖZKOL, 1985, Uygulamalı Soğutma Tekniği, Makina Mühendisleri Odası
Yayın No: 115
[5] YILMAZ, T., BULUT, H., “Türkiye İçin Yeni Dış Ortam Sıcaklık Değerleri”,
V.Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi ve Sergisi, İzmir, Sayfa 293-311, 2011.
[6] BULGURCU, H., “Soğutma Sistemleri”, TMMOB Makine Mühendisleri Odası
Yayın No : MMO / 645, 2015, İstanbul.
[7] S. A. Klein and F. L. Alvarado. Original sources: Keenan, Chao, Keyes, Gas
Tables, Wiley, 198; and Thermophysical Properties of Matter, Vol. 3: Thermal
Conductivity, Y. S. Touloukian, P. E. Liley, S. C. Saxena, Vol. 11: Viscosity, Y. S.
Touloukian, S. C. Saxena, and P. Hestermans, IFI/Plenun, NY, 1970, ISBN 0-
306067020-8.
[8] https://www.tesisat.org/enerji-verimliligi-kavramlari-cop-eer-eseer-ipvl.html
https://www.atlassogutma.com/soguk-hava-deposu-nedir-neden-kullanilir

44
EKLER
Şekil EK A.1 Psikometrik Diyagram

45

You might also like