You are on page 1of 8

Fuat Sezgin’in

Bilim
Tarihçiliği
Prof. Dr. Hüseyin Gazi Topdemir [ Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü, Bilim Tarihi Anabilim Dalı

Fuat Sezgin (1924-2018), İslâm dünyasında 8. ve 16. yüzyıllar arasında,


entelektüel kültür tarihine yapılan büyük katkıları ve armağan edilen göz kamaştırıcı eserleri
gün ışığına çıkarmaya ömrünü adamış bir bilim insanıdır.
Cumhuriyet’in kuruluşuyla başlatılan büyük entelektüel kalkınma programının
ilk sonuçlarını vermeye başladığı 1940’lı yılların ortalarında tesadüfen sürece katılmış olsa da
ardından sistemli, yöntemsel ve kurumsal alt yapısı olan uzun soluklu bir kültürel
araştırma projesini hayata geçirmiştir.

Bilim ve Teknik Haziran 2019

78_85_fuatsezgin_haziran_2019.indd 78 24.05.2019 14:38


78_85_fuatsezgin_haziran_2019.indd 79 24.05.2019 14:38
f

Kısa Hayat Öyküsü


Fuat Sezgin, kendisiyle yapılan görüşmelerde verdiği birlikte yazma eserler üzerine araştırmalarını da sürdür-
bilgilere göre, 24 Ekim 1924 tarihinde Bitlis’te doğdu, İlko- düğü sıralarda, gerçekleşen askeri müdahale sonucunda
kul eğitimini Doğubayazıt’ta, ortaokul ve lise eğitimini de üniversite hayatı kesintiye uğratılan Fuat Sezgin, başlat-
Erzurum’da tamamladıktan sonra, mühendis olmak ama- tığı araştırma programının yarım kalmaması için arayı-
cıyla 1943 yılında İstanbul’a gitti. Tesadüfen tanışma fır- şa başladı ve sonunda Almanya’ya gitmeye karar verdi.
satı elde ettiği Hellmut Ritter’in (1892-1971) etkisiyle mü- Kabul aldığı Frankfurt Üniversitesine gittikten sonra İs-
hendis olma fikrinden vazgeçti. Sonrasında, İslâm bilimler tanbul’dayken başladığı teoloji alanındaki akademik çalış-
tarihi araştırmalarını yürütebilmek adına Arapça öğren- malarının dışına çıkarak, doğa bilimleri üzerine araştırma
meye başladı. Bir yandan da Ritter ile birlikte İstanbul yaz- yapmaya yöneldi. Çalışmaları kimya biliminin kurucusu
ma kütüphanelerindeki yazmaları incelemeyi sürdürdü. Câbir İbn Hayyân (721-815) üzerine bir doçentlik tezi daha
Kendisi için son derece öğretici ve bir o kadar da uyarıcı hazırlamasıyla (1965) sonuçlandı. Bu tezindeki tespitleri
etkisi olan bu süreç içerisinde Müslüman bilginlerin ça- de bilim tarihinde önemli yer tutar. Fuat Sezgin, Hayyân’ın
lışmalarıyla ilgili kaynakları okuma fırsatını elde etti. Fuat matematikle ifade edilemeyen herhangi bir gerçekliğin
Sezgin’in hayatının bir başka dönüm noktasını ise Carl bulunamayacağını savunduğunu dolayısıyla, son derece
Brockelmann’ın (1868-1956) Arapça Literatür Tarihi başlık- modern nitelikli bir bilim anlayışı olduğunu belirler. Bu
lı çalışmasını incelemesi oluşturdu. Fuat Sezgin, Ritter ile bağlamda, Hayyân’ın düşüncelerine göndermede buluna-
birlikte yazmalar üzerine yürüttüğü nitelikli araştırmalar rak, onun doğadaki her parçacığı, parçacıklar arasındaki et-
sayesinde, söz konusu çalışmanın ciddi eksiklikler içerdi- kileşimi ve hatta bütün insani duyguları matematik ile dile
ğini belirleyebildi. Bu durum, daha sonra kendisinin yıllar getirmenin mümkün olduğunu iddia ettiğini ileri sürer.
boyu sürecek 17 ciltlik Arapça Eserler Tarihi adlı eserinin Fuat Sezgin’in bu iddiasının önemini ve İslâm dünya-
hazırlık safhasını oluştursa da o sıralarda daha alçakgönül- sındaki başarıların daha sonraki yıllara etkisini anlayabil-
lü bir düşünceyle Brockelmann’ın çalışmasını tamamlayı- mek için bilim ve felsefe tarihinde kısa bir gezintiye ne der-
cı bir kitap hazırlamayı kendisine hedef koymakla yetindi. siniz? Geziye Hayyân örneği ile başlayabiliriz. Matemati-
Zaman ilerledikçe Arapçaya hâkimiyeti artan Fuat ğin bilimsel araştırmadaki önemini bu şekilde dile getiren
Sezgin, akademik çalışmalarına başladı ve İslâm dünya- Hayyân’ın düşünceleri çeviriler yoluyla Batı’ya aktarılmış
sında kaleme alınmış eserler üzerine doktora ve doçent- ve çağlar boyunca bilim yapma geleneğinin oluşmasında
lik tezlerini hazırladı. Özellikle Ritter’in danışmanlığında etkili olmuştur. Söz konusu düşünceler aralarında özellikle
hazırladığı doktora tezi, kendisi açısından ufuk açıcı bir Roger Bacon’ın (1214-1294) bulunduğu çok yönlü bilgin-
çalışma oldu. Tezin hazırlanması sırasında ünlü hadis ler tarafından değişik biçimlerde ifade edilmiştir. Bacon’ın,
bilgini Buhari’nin eserlerini incelerken, aslında İslâm bilgiye kesinliği ancak matematiğin sağlayacağını, dolayı-
dünyasında çok erken tarihlerden itibaren, bugünkü an- sıyla da bilgiyi matematiğe dayandırmak gerektiğini belir-
lamda yazılı kaynaklara göndermede bulunma, yani atıf ten yaklaşımı bu düşüncenin bir sonucudur. Modern döne-
geleneğinin olduğunu keşfetti. Müslüman bilginlerin min başlarında bu anlayış, doğayı matematiğin sunduğu
kaynak gösterme konusundaki itinalı tavrını ortaya çıka- imkânlar, kurallar, teknikler ve yöntemlerle kavrayabilme
ran bu keşfi, ikinci bir başarılı çalışmanın da önünü açtı yaklaşımına dönüşmüş, nihayet modern dönemin doğa
ve kısa bir süre sonra aynı konuyla ilintili olarak Buhari anlayışının “matematiğe indirgenmiş doğa” biçiminde
üzerine doçentlik tezi (1954) hazırladı. Bu çalışmalarla dile getirilen kavrayışına da kaynaklık etmiştir.

80

78_85_fuatsezgin_haziran_2019.indd 80 24.05.2019 14:38


f Fuat Sezgin’in bütün hayatını adadığı
kültürel araştırma projesinin detaylarına
inildiğinde, şu hususları dikkatli bir
biçimde sistemli bir araştırma konusu
Kurumsallaşma Çabaları yaptığı görülmektedir:

Fuat Sezgin’in uzun yıllara yayılan İslâm bilim mira- f

sını tespit çalışmaları, onun devamlılık ilkesinin önemini İslâm dünyasında gerçekleştirilmiş
kavramasını ve çeşitli bilim dallarına Müslümanların yüz- bilimsel başarıların yer aldığı
yıllarca yaptıkları katkıları göstermenin ancak sürekliliği eserlerin dünya ölçeğinde kataloğunu
olan sistemli çalışmalarla mümkün olacağının ayırdına çıkarmak;
varmasını sağladı. Fuat Sezgin’in sık sık dile getirdiği şek-
liyle, devamlılık ilkesinin gerçekleşmesi, iyi niyetli birey- f

sel çabalarla değil ancak sistemli çalışma ve kurumsal Katalogda yer alan eserlerin
desteklerle mümkündür. Buradan yola çıkarak, kendi ça- bilim dalları ölçeğinde sınıflandırılması
lışmalarının devamlığını sağlayabilmek adına bir enstitü ve ilgili bilim dalına yapılan
kurması gerektiğine karar verdi. Kurumların devamlılığı- katkıların mahiyetinin belirlenmesi;
nın maddi kaynağın devamlılığıyla doğrudan ilişkili oldu-
ğunu geçmiş deneyimlerden öğrenmiş olan Fuat Sezgin, f

isabetli bir kararla enstitüyü, kuracağı vakıf aracılığıyla Yukarıda belirtilen yüzyıllar arasında
desteklemeyi planladı. Vakıf kurmanın gerektirdiği mad- ister kuramsal isterse uygulamaya dönük olsun
di ve manevi kaynağı ise kendisine 1978 yılında verilen büyük bir bilimsel başarı kazanılmışken,
ödül sayesinde elde etti. Hem aldığı ödülün sağladığı söz konusu başarının neden daha sonra
parayı hem de ödülle birlikte bütün İslâm dünyasında kaybedildiğinin cevabını
tanınırlığı arttığı için kazandığı nüfuzunu vakıf kurma- bulmak;
ya harcadı. Sonunda İslâm Araştırmaları Vakfını (1981),
ardından da Johann Wolfgang Goethe Üniversitesinde f

Arap İslâm Bilim Tarihi Araştırmaları Enstitüsünü (1982) Geliştirilen cevaba dayanarak,
kurdu. Çok önceden başlatılmış olan kuramsal ve uygu- İslâm dünyasının günümüz entelektüel
lamalı araştırmalar, enstitünün kurulmasıyla ivmelendi. kültür dünyasında yeniden
Sonuçta İslâm dünyasında geliştirilen tıp ve astronomide yer almasının imkânını göstermek;
kullanılan araç ve gereçlerin, optik malzemelerin ve özel-
likle de otomatik hareketli sistemlerin çok sayıda aslına
uygun çalışır modelleri üretildi. Bu örneklerin artması Dördüncü maddede belirtilen amaç belki de
sonucunda sergilenecekleri ve korunacakları bir mekânın Fuat Sezgin’in diğerlerinden daha
temini de zorunlu hâle geldi ve böylece müze kuruldu. fazla gerçekleşmesini istediği bir arzusuydu.
Sonuç itibariyle, söz konusu üniversite bünyesinde va-
kıf, enstitü ve müzeden oluşan bir yerleşke hayat buldu. Zira sadece geçmiş başarılarla öğünmenin,
Frankfurt’taki yerleşkenin bir benzerinin Türkiye’de bir süre sonra sıradanlaştığını
kurulmasına da öncülük etmiş olan Fuat Sezgin’in giri- ve geçmişin kutsandığı basit bir tapınmaya
şimleriyle, 2008 yılında İstanbul’da Gülhane Parkı’nda dönüştüğünü çok iyi biliyordu.
İslâm Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi ve 2013 yılında da
Prof. Dr. Fuat Sezgin İslâm Bilim Tarihi Enstitüsü kuruldu.

81

78_85_fuatsezgin_haziran_2019.indd 81 24.05.2019 14:38


f f

Bilimsel Çalışmaları
Fuat Sezgin’in yukarıda dile getirilen tezlerinden Arap-İslâm Bilimleri Tarihi Enstitüsü Aletler Kataloğu
başka özellikle iki önemli çalışmasından daha söz etmek başlıklı ikinci ciltte astronomi konusu işlenir. İslâm dün-
gerekir. Bunlardan ilki İslâm dünyasında çeşitli bilim dal- yasında kurulan gözlemevlerinin ve buralarda kullanılan
larında sergilenen bilimsel çalışmalara bağlı olarak geliş- gözlem araçlarının tanıtıldığı ve modellerinin yapımının
tirilen teknik araç gereçlerin yer aldığı kaynak kitapların anlatıldığı bu ciltte aynı zamanda, varsa gözlem aletleri-
tanıtıldığı ve tanıtılan kitaplarda anlatılan araç-gereçlerin nin önceki uygarlıklardaki hâlinden de söz edilir. Benzer
asıllarına uygun modellerinin yapılmasını sağlayan me- bir yaklaşımla hazırlanmış üçüncü cilt coğrafya, denizci-
tinlerin çevirilerinin yer aldığı İslâm’da Bilim ve Teknik lik, geometri ve optik alanlarında geliştirilmiş ve kullanıl-
kitabıdır. Toplam beş ciltten oluşan bu çalışmanın birinci mış aletler ile saatlerin tanıtılmasına ve modellerinin ya-
cildi bütünüyle giriş olarak kaleme alındı. Bu ciltte ele alı- pımının anlatımına ayrılmıştır. Dördüncü cilt tıp ve kimya
nan konulardan biri, İslâm dünyasında bilimsel gelişme- alanında geliştirilmiş aletlerin ve minerallerin, beşinci cilt
nin nasıl gerçekleştiğinin bilgi ve belgeler ışığında ayrıntı- ise fizik, mimari, savaş tekniği konularına ayrılmıştır.
lı olarak anlatılmasıdır. Bunun için Müslüman bilginlerin Kitabın dikkat çeken bir yönü de geçmiş kültürel mi-
geçmiş uygarlıkların bilgi kaynaklarına nasıl yöneldikleri, rasın bugün için tam olarak değerlendirilebilmesi adına,
herhangi bir sınırlandırmada bulunmadan bu bilgileri Fuat Sezgin’in konu başlarına bir tür yol gösterici mahiyet
alıp özümseme yoluna gittikleri ve sonuçta çeşitli bilim taşıyan girişler yazmasıdır. Sezgin bu şekilde hem okuyu-
alanlarına önemli katkılarda bulundukları yüzyıllara göre cunun geçmiş bilgilerle bağ kurmasını kolaylaştırdı hem
açıklanır. Ele alınan bir diğer konu da İslâm dünyasında de dört ciltte araç-gereç yapımını anlatarak İslâm bilim
yapılan katkılarla büyük gelişme kaydeden bilimlerin mirasının niteliğinin görsel olarak fark edilmesine zemin
Avrupa’ya aktarılması sürecidir. Benzer bir yaklaşımla, hazırladı. Zaten müzeyi kurmasının nedeni bu araçların
bilgi ve belgeler ışığında, Batı’nın İslâm bilim mirasını yapılan modellerinin sergilenmesiydi. Çünkü görsel yol-
nasıl kendi kültür çevresine aktardığı konusu eleştirel bir dan çok daha kısa sürede ve gözlemlenebilir etki yaratıla-
şekilde ele alınır. Batı biliminin doğuşu sürecinde İslâm bileceğini düşünüyordu.
dünyasından alınan bilgi birikiminin üzerinde yeterince Fuat Sezgin’in bir diğer eseri de başlangıçta Brockel-
durulmadığını, buna karşın 19. yüzyıldan itibaren çok mann’ın kataloğuna ek olarak yazmaya başladığı ancak
sayıda kaynağın yayımlanmasıyla birlikte, yavaş yavaş İs- giderek bağımsızlaşarak İslâm bilim mirasının bütüncül
lam dünyasının etkisinin gerçek boyutunun gün yüzüne bir resmini oluşturmaya yönelik 17 ciltlik kitap hâline ge-
çıkmaya başladığına değinilir. Ayrıca başlangıçta çevrilen len Arapça Eserler Tarihi başlıklı çalışmasıdır. İlk cildi 1967,
eserlerin kaynaklarından söz edilmediği ve bunun o dö- 17. ve son cildi ise 2015 yılında tamamlanan bu eserde,
nem Batı kültür çevresinde yaygın bir yaklaşım olduğu İslâm dünyasında bilimlerin değişik alanlarına katkılarda
açıklanır. Aynı zamanda İslâm bilim mirasının Avrupa’ya bulunmuş bilim insanlarından ve eserlerinden söz edilir.
geçiş yolları da detaylı şekilde anlatılır. Cildin son bölü-
münde İslâm dünyasında bilimsel yaratıcılığın durakla-
masının ve son bulmasının nedenleri işlenir. On iki neden
sıralanmasına karşın yine de duraklamanın ve son bul-
manın başka nedenlerinin de olabileceğine dikkat çekilir
ve sıralanan on iki neden çeşitli örnekler ışığında detay-
landırılır.

82

78_85_fuatsezgin_haziran_2019.indd 82 24.05.2019 14:38


f

Bilim Tarihçiliği
Çok erken dönemlerde tanışmaları ve uzun süreli Fuat Sezgin’in bilimler tarihini değerlendirme biçi-
birlikte çalışmaları dolayısıyla, Fuat Sezgin’in bilim anla- mini bu bakış açısı oluşturur. Buna göre bilimlerde göz-
yışının oluşmasında ve bir disiplin olarak bilim tarihçisi lemlenen ilerleme çizgisel biçimde gerçekleşir. Böylece
kimliğinin biçimlenmesinde Ritter’in büyük ölçüde etkili Sezgin’in, ünlü bilim felsefecisi Kuhn’un bilimlerde görü-
olduğuna şüphe yoktur. Bununla birlikte hemen bütün len ilerlemenin sıçramalar veya devrimler yoluyla gerçek-
yazılarında dikkatli bir biçimde adını andığı bir başka leştiğini savunan ve yaygın kabul gören görüşüne iltifat
düşünce insanından daha söz etmesi dikkat çeker. Yakın etmediği anlaşılır.
dostum dediği ve dâhi olarak nitelediği bu kişi Matthias Bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde, Fuat
Schramm’dır. Fuat Sezgin, Schramm’ın “Bilimler tarihi Sezgin’in uygarlığı bir bütün olarak gören bir anlayışı be-
insanlığın ortak mirasıdır” ilkesinden hareketle bir bilim nimsediği ve genç Batı uygarlığını da İslâm uygarlığının
tarihi anlayışı geliştirdiğini ve kendisinin de aynı görüşte değişik coğrafi ve iktisadi şartlar altında gerçekleşen de-
olduğunu belirtir. Bu bakış açısının insanlığın entelektüel vamı olarak gördüğü anlaşılır. Fuat Sezgin’in bilim tarihi
mirasını doğru bir biçimde gerekçelendirilmesi için uy- anlayışına ilişkin bu bağlamda dile getirilmesi gereken bir
gun olup olmadığı hususunu tartışmadan, ileri sürülen diğer husus da bilimsel çalışmaların devamlılığı ilkesine
bu düşüncenin doğuşunu hazırlayanın ünlü bilim tarihçi- bağlılığıdır. Bu çerçevede Fuat Sezgin, Müslümanların 9.
si George Sarton (1884-1956) olduğunu belirtmeliyiz. Zira yüzyıla kadar sürekli olarak Grek, Hint, Bizans ve İran kay-
Sarton’a göre insanlığın ilerlemesi pozitif bilginin geliş- naklı bilgileri almakla meşgul olduklarını, bu alış evresini
mesine dayanır ve bir bilim dalının gelişimi diğerinin ge- özümseme ve yeni bilgilerin üretildiği evrelerin izlediğini
lişimiyle doğrudan ilintilidir. Bu, bilginin birliği demektir; belirtir. Bu belirlemelerini yaparken de, geçmiş bilgileri
diğer taraftan bilimin gelişimi tek bir insana değil, insan- alan her toplumun bilgiye katkı yapamadığını, hatta anla-
ların ortak çabasına bağlıdır, bu da insanlığın birliği anla- makta bile başarılı olamadığını, buna karşın Müslümanla-
mına gelir; bu iki birlik ise büyük bir hakikatin iki yönünü rın 16. yüzyıla kadar başarılı çalışmalar gerçekleştirdikleri-
oluşturur. Bilimin bu niteliklerinin tam olarak kavranabil- ni dikkatlice vurgular.
mesi için, gerçek bir bilim tarihçisinin en az bir Batı dilini Bir toplumda bilimsel gelişmenin oluşmasının temel
bilmesine, paleografya bilgisine, siyasi tarih bilgisine ve birkaç kuralı olduğundan söz eden Sezgin, konuyu üç baş-
bir doğa biliminde temel eğitim almış olmasına gerek var- lıkta özetler:
dır. Bu açıdan bilim tarihi çalışmalarının ne denli önemli - Geçmiş medeniyetlerin mirasının kararlı
olduğuna dikkat çekmek adına Sarton bilim tarihini “yeni ve yoğun şekilde elde edilmesi ve öğrenilmesi;
hümanizma” diye adlandırır. Dolayısıyla Schramm’ın iddi- - Bu sürecin devlet tarafından sistemli şekilde
ası Sarton’ın düşüncesinin genelleştirilmiş hâlidir. desteklenmesi ve
Bununla birlikte, Fuat Sezgin kendi bilim tarihi anla- - Sürecin din tarafından rahatsız
yışının oluşmasında Schramm’dan başka bir düşünürün edilmemiş olması.
daha etkili olduğundan söz eder. Bu düşünür Joseph-To- Ona göre bu yoldan alımlama gerçekleştikten sonra
ussaint Reinaud’dur (1795-1867). Reinaud’ya göre insan- başarı elde edebilmek için de, alınan bilginin, deneyimin
lar icat ve keşif yapmaz, sadece geliştirirler. Bu bağlam- ve araçların sadece kullanılması değil, aynı zamanda yeni
da bilimler de sıçrama yapmaz, tedrici ve sürekli şekilde kültür çevresinin bir parçası olacak şekilde geliştirilmesi
ilerlerler. Dolayısıyla bilim tarihçilerinin görevi kaybolan ve katkı yapmayı amaçlayan bir doğrultuda âdeta yeni-
parçayı bularak sürekliliği sağlamaktır. den üretilmesi zorunludur.

83

78_85_fuatsezgin_haziran_2019.indd 83 24.05.2019 14:38


Türk Bilim Tarihçiliği Üzerine
Fuat Sezgin’in bilim tarihine ilgi duyduğu yılların, Fuat Sezgin İslâm dünyasında 8-16 yüzyıllar
Türkiye’de başlatılmış olan bilim tarihi çalışmaları- arasında gerçekleştirilen bilimsel gelişmeyi sağlayan
nın ilk sonuçlarının alınmaya başlandığı yıllara denk temel etmenleri ise şöyle sıralar.
gelmesi ilginçtir. Türkiye’de bilim tarihinin temeli
Atatürk’ün 1933 yılının lise mezuniyet sınavlarının
yapıldığı Ankara Erkek Lisesine kalabalık bir devlet - Geçmişi almaya hazır olma;
erkânıyla katılmaya karar vermesiyle başlamıştır. Bü- - Dinin bu girişimi teşvik etmesi;
tün sınav süreci bu katılıma uygun şekilde düzenlenir - Devlet desteği;
ve son sınıf öğrencileri sırayla heyetin huzuruna çağrı- - Ötekine saygı;
lırlar. Her konuda soruların sorulduğu bu sınava altın- - Etkin bir öğrenme sistemi;
cı kişi olarak, bütün amacı su mühendisi olmak olan, - Bilimin ve felsefenin teolojik değil,
Aydın Sayılı çağrılır. Yaklaşık 1 saat 20 dakika süren dünyevi bir anlayışla yapılması;
sınavın özelliği, diğer öğrencilerin aksine Sayılı’nın sı- - Bilginin etkin şekilde
navını sadece Atatürk’ün yapmasıdır. Sınavın içeriğini toplumsallaştırılması;
Tarih-Coğrafya konuları oluşturmaktaydı ve bundan - Gelişmiş dil;
dolayı zaman zaman harita üzerinde veya tahtada uy- - Diğer dillerle bağ kurabilmek için
gulamalı olarak gerçekleştirilen sınav sonucunda bir- gelişmiş filoloji bilgisi;
kaç arkadaşı gibi Sayılı da beş üzerinden beş alarak ba- - Ciddi bir terminoloji çalışması;
şarılı oldu. Ancak Atatürk Sayılı’nın diğer tam not alan - Bilginin dolaşımını ve
arkadaşlarından daha iyi olduğuna dikkat çekmek için kalıcılığını sağlayacak araçların
sınav tutanağına el yazısıyla “çok iyi” yazmayı ihmal (kâğıt ve mürekkep gibi)
etmemiştir. Hem Sayılı hem de ülkemiz için tarihi bir geliştirilmesi.
an olan bu sınavın ardından Milli Eğitim Bakanı Reşit
Galip Bey Sayılı’yı bakanlığa çağırmış ve yükseköğre-
nimi konusunda ne düşündüğünü sormuştur. Sayılı Bu etmenlerin tümünün 8. ve 16. yüzyıllar arasında
su mühendisi olmak istediğini belirtmiştir. Bunun İslâm dünyasında egemen olduğunu, bundan uzakla-
üzerine Reşit Galip Bey, “herkes kanal ve baraj yapa- şıldığı andan itibaren düşüşün gerçekleştiğini belirten
bilir. Sen kendine daha geniş bir kültür tabanı üzerine Fuat Sezgin’in düşüncelerini özellikle 8. ve 14. yüzyıl-
oturan bir meslek seçsen daha iyi olmaz mı? Tarihçi lar arasında yaşamış Kindî, Fârâbî, İbn Rüşd ve Bîrûnî
olmak istemez misin?” şeklinde bir öneride bulunmuş, gibi bilim ve düşünce insanlarının görüşleri de destek-
sonuçta bilim tarihi alanında yükseköğrenim görme- ler. Burada bu bilginlerin görüşlerini sıralamak konuyu
sinin uygun olacağına karar vermişlerdir. Bu tarihler- dağıtabilir. Bu yüzden, sadece medeniyetin doğuşunu
de bilim tarihi eğitimi yalnızca Amerika’da ve George sağlayan unsurlardan biri olarak saydığı devlet desteği
Sarton öncülüğünde yapıldığından, Amerika’ya gön- meselesine Bîrûnî örneğiyle kısaca değineceğiz. Mate-
derilen Sayılı, 1942 yılında Harvard Üniversitesi’nde matik coğrafya alanında büyük gelişmeler kaydeden
Amerika’da ve bütün dünyadaki ilk bilim tarihi dok- ünlü Türk bilgini Bîrûnî, iki yıl süren bir çalışma yapa-
torasını almak şan ve şerefine kavuşmuştur. Bu üstün rak Gazne ile Bağdat arasında altmış kadar istasyonun
başarısının ardından Türkiye’ye dönen Sayılı, niha- enlem derecelerini ölçmüştür. Devlet desteği olmasaydı
yet 1952 yılında, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde böylesine uzun erimli, yaklaşık beş bin kilometrelik me-
ülkemizin ilk Bilim Tarihi Kürsüsünü kurmuştur. safeyi o günkü koşullarda ölçmesi mümkün olamazdı.

84

78_85_fuatsezgin_haziran_2019.indd 84 24.05.2019 14:38


...“Bir bilim tarihçisinin
en az bir Batı dilini bilmesine,
paleografya bilgisine,
siyasi tarih bilgisine ve bir
doğa biliminde temel
eğitim almış olmasına gerek
vardır.”...

Sonuç
Fuat Sezgin ve diğer bilim tarihçilerinin yaptıkları bi- Kaynaklar

lim tarihi araştırmaları yerleşik pek çok kabulün ve önyar- Arslan, T. Y., “İslâm Araştırmalarına Adanan Bir Asırlık Hayat:
Fuat Sezgin (1924-2018)”, İslâm Araştırmaları Dergisi,
gının değişmesine yol açtı. Bu önyargılardan biri günü- Sayı 41, s. 201-205, İstanbul: İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2019.
müz uygarlığının uygarlıklar arası çatışmanın bir ürünü
Bayhan, N., Bilimler Tarihi’nde Zirve İsim Prof. Dr. Fuat Sezgin,
olduğu düşüncesidir. Oysa bilimler tarihi araştırmalarının İstanbul: YaFa Yayınları, 2013.

sonuçları bu yargıyı desteklemediği gibi, günümüz uygar- Fazlıoğlu, İ., “Fuat Sezgin ile ‘Bilim Tarihi’ Üzerine”,
Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, Cilt 2, Sayı 4, s. 355-370, İstanbul:
lığının savunulanın aksine, uygarlıklar arasındaki büyük Bilim ve Sanat Vakfı, 2004.
ve kaçınılmaz etkileşimin bir ürünü ve sonucu olduğunu Hızır, N., Felsefe Yazıları, (2. baskı)
açıkça kanıtlamıştır. Eski Mısır, Mezopotamya, Hint ve Çin İstanbul: Çağdaş Yayınları, 1981.

uygarlıklarından sınırsızca beslenen Greklerin geliştir- Karakaş, A., Hadis Oksidentelizmi ve Fuat Sezgin (2. baskı),
İstanbul: Ensar Neşriyat, 2018.
dikleri uygarlık mirasını Müslümanlar almış ve Batı uy-
Koyre, A., Yeniçağ Biliminin Doğuşu, Bilimsel Düşüncenin Tarihi Üzerine
garlığının doğuşunu hazırlamışlardır. Bu hakikatin esaslı İncelemeler (Çev. K. Dinçer), İstanbul: Ara Yayıncılık, 1989.
biçimde insanların belleklerine yerleşmesi ve uygarlık ba- Kuhn, T. S., Bilimsel Devrimlerin Yapısı. (Çev. N. Kuyaş),
şarılarının aslında birbirinin devamı şeklinde gerçekleşti- İstanbul: Alan Yayıncılık, 1982.

ğinin kavranması, evrensel barışın, adaletli paylaşımın ve Sarton, G., “The New Humanism”, Isis,
Cilt 6, Sayı 1, s. 9-42, The University of Chicago Press, 1924.
ortak ilerlemenin gerçekleşmesi için şarttır. Fuat Sezgin
Sayılı, A., “George Sarton ve Bilim Tarihi”, Erdem,
ve diğer pek çok bilim tarihçisi bu amacın gerçekleşme- (Aydın Sayılı Özel Sayısı 1) Cilt 9, Sayı 25, s. 117-121, Ankara: Atatürk
Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Kültür Merkezi, 1996.
si için çabalamışlardır. Çabanın desteklenmesi evrensel
barışın gerçekleşmesine giden yolu ve harcanan zamanı Sayılı, A., “Atatürk’le Bir Sınav Anısı”,
Erdem (Aydın Sayılı Özel Sayısı 1), Cilt 9, Sayı 25, s. 59-67, Ankara: Atatürk
kısaltacaktır. Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Kültür Merkezi, 1996.

Nitekim Fuat Sezgin de, yaptığı çalışmalarla, İslâm Sezgin, F., İslâm Kültür Dünyasının Bilimler Tarihindeki Yeri,
Ankara: Türkiye Bilimler Akademisi, 2004.
bilimlerinin gerçek görünümünün portresini oluşturmuş
Sezgin, F., İslam’da Bilim ve Teknik (5 Cilt)
ve yerleşik kanaatlerin aksine Müslümanların entelektüel (Çev. A. Aliy, Düzenleyen H. Kaplan, A. Aliy), İstanbul: Türkiye Bilimler
kültür alanlarına evrensel düzeyde sayısız katkıda bulun- Akademisi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, T.C. Kültür ve Turizm
Bakanlığı, 2008.
duklarını göstermiştir. Yukarıda belirtildiği üzere, özellik-
Sezgin, F., Bilim Tarihi Sohbetleri (Söyleşi S. Turan), (2.baskı),
le doğa bilimleri alanlarında kullanılan yüzlerce aracın ve İstanbul: Timaş Yayınları, 2011.

çalışan düzeneğin yeniden yapılmasını sağlaması, katkı- http://www.ibttm.gov.tr/TR-84340/islam-bilim-ve-teknoloji-tarihi-muzesi


(Erişim 15.03.2019)
nın aynı zamanda insanların görsel belleklerinde de yer
etmesini olanaklı kılmıştır. n http://www.ibtav.org (Erişim 22.05.2019)

85

78_85_fuatsezgin_haziran_2019.indd 85 24.05.2019 14:38

You might also like