Professional Documents
Culture Documents
Bilim
Tarihçiliği
Prof. Dr. Hüseyin Gazi Topdemir [ Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü, Bilim Tarihi Anabilim Dalı
80
sını tespit çalışmaları, onun devamlılık ilkesinin önemini İslâm dünyasında gerçekleştirilmiş
kavramasını ve çeşitli bilim dallarına Müslümanların yüz- bilimsel başarıların yer aldığı
yıllarca yaptıkları katkıları göstermenin ancak sürekliliği eserlerin dünya ölçeğinde kataloğunu
olan sistemli çalışmalarla mümkün olacağının ayırdına çıkarmak;
varmasını sağladı. Fuat Sezgin’in sık sık dile getirdiği şek-
liyle, devamlılık ilkesinin gerçekleşmesi, iyi niyetli birey- f
sel çabalarla değil ancak sistemli çalışma ve kurumsal Katalogda yer alan eserlerin
desteklerle mümkündür. Buradan yola çıkarak, kendi ça- bilim dalları ölçeğinde sınıflandırılması
lışmalarının devamlığını sağlayabilmek adına bir enstitü ve ilgili bilim dalına yapılan
kurması gerektiğine karar verdi. Kurumların devamlılığı- katkıların mahiyetinin belirlenmesi;
nın maddi kaynağın devamlılığıyla doğrudan ilişkili oldu-
ğunu geçmiş deneyimlerden öğrenmiş olan Fuat Sezgin, f
isabetli bir kararla enstitüyü, kuracağı vakıf aracılığıyla Yukarıda belirtilen yüzyıllar arasında
desteklemeyi planladı. Vakıf kurmanın gerektirdiği mad- ister kuramsal isterse uygulamaya dönük olsun
di ve manevi kaynağı ise kendisine 1978 yılında verilen büyük bir bilimsel başarı kazanılmışken,
ödül sayesinde elde etti. Hem aldığı ödülün sağladığı söz konusu başarının neden daha sonra
parayı hem de ödülle birlikte bütün İslâm dünyasında kaybedildiğinin cevabını
tanınırlığı arttığı için kazandığı nüfuzunu vakıf kurma- bulmak;
ya harcadı. Sonunda İslâm Araştırmaları Vakfını (1981),
ardından da Johann Wolfgang Goethe Üniversitesinde f
Arap İslâm Bilim Tarihi Araştırmaları Enstitüsünü (1982) Geliştirilen cevaba dayanarak,
kurdu. Çok önceden başlatılmış olan kuramsal ve uygu- İslâm dünyasının günümüz entelektüel
lamalı araştırmalar, enstitünün kurulmasıyla ivmelendi. kültür dünyasında yeniden
Sonuçta İslâm dünyasında geliştirilen tıp ve astronomide yer almasının imkânını göstermek;
kullanılan araç ve gereçlerin, optik malzemelerin ve özel-
likle de otomatik hareketli sistemlerin çok sayıda aslına
uygun çalışır modelleri üretildi. Bu örneklerin artması Dördüncü maddede belirtilen amaç belki de
sonucunda sergilenecekleri ve korunacakları bir mekânın Fuat Sezgin’in diğerlerinden daha
temini de zorunlu hâle geldi ve böylece müze kuruldu. fazla gerçekleşmesini istediği bir arzusuydu.
Sonuç itibariyle, söz konusu üniversite bünyesinde va-
kıf, enstitü ve müzeden oluşan bir yerleşke hayat buldu. Zira sadece geçmiş başarılarla öğünmenin,
Frankfurt’taki yerleşkenin bir benzerinin Türkiye’de bir süre sonra sıradanlaştığını
kurulmasına da öncülük etmiş olan Fuat Sezgin’in giri- ve geçmişin kutsandığı basit bir tapınmaya
şimleriyle, 2008 yılında İstanbul’da Gülhane Parkı’nda dönüştüğünü çok iyi biliyordu.
İslâm Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi ve 2013 yılında da
Prof. Dr. Fuat Sezgin İslâm Bilim Tarihi Enstitüsü kuruldu.
81
Bilimsel Çalışmaları
Fuat Sezgin’in yukarıda dile getirilen tezlerinden Arap-İslâm Bilimleri Tarihi Enstitüsü Aletler Kataloğu
başka özellikle iki önemli çalışmasından daha söz etmek başlıklı ikinci ciltte astronomi konusu işlenir. İslâm dün-
gerekir. Bunlardan ilki İslâm dünyasında çeşitli bilim dal- yasında kurulan gözlemevlerinin ve buralarda kullanılan
larında sergilenen bilimsel çalışmalara bağlı olarak geliş- gözlem araçlarının tanıtıldığı ve modellerinin yapımının
tirilen teknik araç gereçlerin yer aldığı kaynak kitapların anlatıldığı bu ciltte aynı zamanda, varsa gözlem aletleri-
tanıtıldığı ve tanıtılan kitaplarda anlatılan araç-gereçlerin nin önceki uygarlıklardaki hâlinden de söz edilir. Benzer
asıllarına uygun modellerinin yapılmasını sağlayan me- bir yaklaşımla hazırlanmış üçüncü cilt coğrafya, denizci-
tinlerin çevirilerinin yer aldığı İslâm’da Bilim ve Teknik lik, geometri ve optik alanlarında geliştirilmiş ve kullanıl-
kitabıdır. Toplam beş ciltten oluşan bu çalışmanın birinci mış aletler ile saatlerin tanıtılmasına ve modellerinin ya-
cildi bütünüyle giriş olarak kaleme alındı. Bu ciltte ele alı- pımının anlatımına ayrılmıştır. Dördüncü cilt tıp ve kimya
nan konulardan biri, İslâm dünyasında bilimsel gelişme- alanında geliştirilmiş aletlerin ve minerallerin, beşinci cilt
nin nasıl gerçekleştiğinin bilgi ve belgeler ışığında ayrıntı- ise fizik, mimari, savaş tekniği konularına ayrılmıştır.
lı olarak anlatılmasıdır. Bunun için Müslüman bilginlerin Kitabın dikkat çeken bir yönü de geçmiş kültürel mi-
geçmiş uygarlıkların bilgi kaynaklarına nasıl yöneldikleri, rasın bugün için tam olarak değerlendirilebilmesi adına,
herhangi bir sınırlandırmada bulunmadan bu bilgileri Fuat Sezgin’in konu başlarına bir tür yol gösterici mahiyet
alıp özümseme yoluna gittikleri ve sonuçta çeşitli bilim taşıyan girişler yazmasıdır. Sezgin bu şekilde hem okuyu-
alanlarına önemli katkılarda bulundukları yüzyıllara göre cunun geçmiş bilgilerle bağ kurmasını kolaylaştırdı hem
açıklanır. Ele alınan bir diğer konu da İslâm dünyasında de dört ciltte araç-gereç yapımını anlatarak İslâm bilim
yapılan katkılarla büyük gelişme kaydeden bilimlerin mirasının niteliğinin görsel olarak fark edilmesine zemin
Avrupa’ya aktarılması sürecidir. Benzer bir yaklaşımla, hazırladı. Zaten müzeyi kurmasının nedeni bu araçların
bilgi ve belgeler ışığında, Batı’nın İslâm bilim mirasını yapılan modellerinin sergilenmesiydi. Çünkü görsel yol-
nasıl kendi kültür çevresine aktardığı konusu eleştirel bir dan çok daha kısa sürede ve gözlemlenebilir etki yaratıla-
şekilde ele alınır. Batı biliminin doğuşu sürecinde İslâm bileceğini düşünüyordu.
dünyasından alınan bilgi birikiminin üzerinde yeterince Fuat Sezgin’in bir diğer eseri de başlangıçta Brockel-
durulmadığını, buna karşın 19. yüzyıldan itibaren çok mann’ın kataloğuna ek olarak yazmaya başladığı ancak
sayıda kaynağın yayımlanmasıyla birlikte, yavaş yavaş İs- giderek bağımsızlaşarak İslâm bilim mirasının bütüncül
lam dünyasının etkisinin gerçek boyutunun gün yüzüne bir resmini oluşturmaya yönelik 17 ciltlik kitap hâline ge-
çıkmaya başladığına değinilir. Ayrıca başlangıçta çevrilen len Arapça Eserler Tarihi başlıklı çalışmasıdır. İlk cildi 1967,
eserlerin kaynaklarından söz edilmediği ve bunun o dö- 17. ve son cildi ise 2015 yılında tamamlanan bu eserde,
nem Batı kültür çevresinde yaygın bir yaklaşım olduğu İslâm dünyasında bilimlerin değişik alanlarına katkılarda
açıklanır. Aynı zamanda İslâm bilim mirasının Avrupa’ya bulunmuş bilim insanlarından ve eserlerinden söz edilir.
geçiş yolları da detaylı şekilde anlatılır. Cildin son bölü-
münde İslâm dünyasında bilimsel yaratıcılığın durakla-
masının ve son bulmasının nedenleri işlenir. On iki neden
sıralanmasına karşın yine de duraklamanın ve son bul-
manın başka nedenlerinin de olabileceğine dikkat çekilir
ve sıralanan on iki neden çeşitli örnekler ışığında detay-
landırılır.
82
Bilim Tarihçiliği
Çok erken dönemlerde tanışmaları ve uzun süreli Fuat Sezgin’in bilimler tarihini değerlendirme biçi-
birlikte çalışmaları dolayısıyla, Fuat Sezgin’in bilim anla- mini bu bakış açısı oluşturur. Buna göre bilimlerde göz-
yışının oluşmasında ve bir disiplin olarak bilim tarihçisi lemlenen ilerleme çizgisel biçimde gerçekleşir. Böylece
kimliğinin biçimlenmesinde Ritter’in büyük ölçüde etkili Sezgin’in, ünlü bilim felsefecisi Kuhn’un bilimlerde görü-
olduğuna şüphe yoktur. Bununla birlikte hemen bütün len ilerlemenin sıçramalar veya devrimler yoluyla gerçek-
yazılarında dikkatli bir biçimde adını andığı bir başka leştiğini savunan ve yaygın kabul gören görüşüne iltifat
düşünce insanından daha söz etmesi dikkat çeker. Yakın etmediği anlaşılır.
dostum dediği ve dâhi olarak nitelediği bu kişi Matthias Bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde, Fuat
Schramm’dır. Fuat Sezgin, Schramm’ın “Bilimler tarihi Sezgin’in uygarlığı bir bütün olarak gören bir anlayışı be-
insanlığın ortak mirasıdır” ilkesinden hareketle bir bilim nimsediği ve genç Batı uygarlığını da İslâm uygarlığının
tarihi anlayışı geliştirdiğini ve kendisinin de aynı görüşte değişik coğrafi ve iktisadi şartlar altında gerçekleşen de-
olduğunu belirtir. Bu bakış açısının insanlığın entelektüel vamı olarak gördüğü anlaşılır. Fuat Sezgin’in bilim tarihi
mirasını doğru bir biçimde gerekçelendirilmesi için uy- anlayışına ilişkin bu bağlamda dile getirilmesi gereken bir
gun olup olmadığı hususunu tartışmadan, ileri sürülen diğer husus da bilimsel çalışmaların devamlılığı ilkesine
bu düşüncenin doğuşunu hazırlayanın ünlü bilim tarihçi- bağlılığıdır. Bu çerçevede Fuat Sezgin, Müslümanların 9.
si George Sarton (1884-1956) olduğunu belirtmeliyiz. Zira yüzyıla kadar sürekli olarak Grek, Hint, Bizans ve İran kay-
Sarton’a göre insanlığın ilerlemesi pozitif bilginin geliş- naklı bilgileri almakla meşgul olduklarını, bu alış evresini
mesine dayanır ve bir bilim dalının gelişimi diğerinin ge- özümseme ve yeni bilgilerin üretildiği evrelerin izlediğini
lişimiyle doğrudan ilintilidir. Bu, bilginin birliği demektir; belirtir. Bu belirlemelerini yaparken de, geçmiş bilgileri
diğer taraftan bilimin gelişimi tek bir insana değil, insan- alan her toplumun bilgiye katkı yapamadığını, hatta anla-
ların ortak çabasına bağlıdır, bu da insanlığın birliği anla- makta bile başarılı olamadığını, buna karşın Müslümanla-
mına gelir; bu iki birlik ise büyük bir hakikatin iki yönünü rın 16. yüzyıla kadar başarılı çalışmalar gerçekleştirdikleri-
oluşturur. Bilimin bu niteliklerinin tam olarak kavranabil- ni dikkatlice vurgular.
mesi için, gerçek bir bilim tarihçisinin en az bir Batı dilini Bir toplumda bilimsel gelişmenin oluşmasının temel
bilmesine, paleografya bilgisine, siyasi tarih bilgisine ve birkaç kuralı olduğundan söz eden Sezgin, konuyu üç baş-
bir doğa biliminde temel eğitim almış olmasına gerek var- lıkta özetler:
dır. Bu açıdan bilim tarihi çalışmalarının ne denli önemli - Geçmiş medeniyetlerin mirasının kararlı
olduğuna dikkat çekmek adına Sarton bilim tarihini “yeni ve yoğun şekilde elde edilmesi ve öğrenilmesi;
hümanizma” diye adlandırır. Dolayısıyla Schramm’ın iddi- - Bu sürecin devlet tarafından sistemli şekilde
ası Sarton’ın düşüncesinin genelleştirilmiş hâlidir. desteklenmesi ve
Bununla birlikte, Fuat Sezgin kendi bilim tarihi anla- - Sürecin din tarafından rahatsız
yışının oluşmasında Schramm’dan başka bir düşünürün edilmemiş olması.
daha etkili olduğundan söz eder. Bu düşünür Joseph-To- Ona göre bu yoldan alımlama gerçekleştikten sonra
ussaint Reinaud’dur (1795-1867). Reinaud’ya göre insan- başarı elde edebilmek için de, alınan bilginin, deneyimin
lar icat ve keşif yapmaz, sadece geliştirirler. Bu bağlam- ve araçların sadece kullanılması değil, aynı zamanda yeni
da bilimler de sıçrama yapmaz, tedrici ve sürekli şekilde kültür çevresinin bir parçası olacak şekilde geliştirilmesi
ilerlerler. Dolayısıyla bilim tarihçilerinin görevi kaybolan ve katkı yapmayı amaçlayan bir doğrultuda âdeta yeni-
parçayı bularak sürekliliği sağlamaktır. den üretilmesi zorunludur.
83
84
Sonuç
Fuat Sezgin ve diğer bilim tarihçilerinin yaptıkları bi- Kaynaklar
lim tarihi araştırmaları yerleşik pek çok kabulün ve önyar- Arslan, T. Y., “İslâm Araştırmalarına Adanan Bir Asırlık Hayat:
Fuat Sezgin (1924-2018)”, İslâm Araştırmaları Dergisi,
gının değişmesine yol açtı. Bu önyargılardan biri günü- Sayı 41, s. 201-205, İstanbul: İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2019.
müz uygarlığının uygarlıklar arası çatışmanın bir ürünü
Bayhan, N., Bilimler Tarihi’nde Zirve İsim Prof. Dr. Fuat Sezgin,
olduğu düşüncesidir. Oysa bilimler tarihi araştırmalarının İstanbul: YaFa Yayınları, 2013.
sonuçları bu yargıyı desteklemediği gibi, günümüz uygar- Fazlıoğlu, İ., “Fuat Sezgin ile ‘Bilim Tarihi’ Üzerine”,
Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, Cilt 2, Sayı 4, s. 355-370, İstanbul:
lığının savunulanın aksine, uygarlıklar arasındaki büyük Bilim ve Sanat Vakfı, 2004.
ve kaçınılmaz etkileşimin bir ürünü ve sonucu olduğunu Hızır, N., Felsefe Yazıları, (2. baskı)
açıkça kanıtlamıştır. Eski Mısır, Mezopotamya, Hint ve Çin İstanbul: Çağdaş Yayınları, 1981.
uygarlıklarından sınırsızca beslenen Greklerin geliştir- Karakaş, A., Hadis Oksidentelizmi ve Fuat Sezgin (2. baskı),
İstanbul: Ensar Neşriyat, 2018.
dikleri uygarlık mirasını Müslümanlar almış ve Batı uy-
Koyre, A., Yeniçağ Biliminin Doğuşu, Bilimsel Düşüncenin Tarihi Üzerine
garlığının doğuşunu hazırlamışlardır. Bu hakikatin esaslı İncelemeler (Çev. K. Dinçer), İstanbul: Ara Yayıncılık, 1989.
biçimde insanların belleklerine yerleşmesi ve uygarlık ba- Kuhn, T. S., Bilimsel Devrimlerin Yapısı. (Çev. N. Kuyaş),
şarılarının aslında birbirinin devamı şeklinde gerçekleşti- İstanbul: Alan Yayıncılık, 1982.
ğinin kavranması, evrensel barışın, adaletli paylaşımın ve Sarton, G., “The New Humanism”, Isis,
Cilt 6, Sayı 1, s. 9-42, The University of Chicago Press, 1924.
ortak ilerlemenin gerçekleşmesi için şarttır. Fuat Sezgin
Sayılı, A., “George Sarton ve Bilim Tarihi”, Erdem,
ve diğer pek çok bilim tarihçisi bu amacın gerçekleşme- (Aydın Sayılı Özel Sayısı 1) Cilt 9, Sayı 25, s. 117-121, Ankara: Atatürk
Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Kültür Merkezi, 1996.
si için çabalamışlardır. Çabanın desteklenmesi evrensel
barışın gerçekleşmesine giden yolu ve harcanan zamanı Sayılı, A., “Atatürk’le Bir Sınav Anısı”,
Erdem (Aydın Sayılı Özel Sayısı 1), Cilt 9, Sayı 25, s. 59-67, Ankara: Atatürk
kısaltacaktır. Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Kültür Merkezi, 1996.
Nitekim Fuat Sezgin de, yaptığı çalışmalarla, İslâm Sezgin, F., İslâm Kültür Dünyasının Bilimler Tarihindeki Yeri,
Ankara: Türkiye Bilimler Akademisi, 2004.
bilimlerinin gerçek görünümünün portresini oluşturmuş
Sezgin, F., İslam’da Bilim ve Teknik (5 Cilt)
ve yerleşik kanaatlerin aksine Müslümanların entelektüel (Çev. A. Aliy, Düzenleyen H. Kaplan, A. Aliy), İstanbul: Türkiye Bilimler
kültür alanlarına evrensel düzeyde sayısız katkıda bulun- Akademisi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, T.C. Kültür ve Turizm
Bakanlığı, 2008.
duklarını göstermiştir. Yukarıda belirtildiği üzere, özellik-
Sezgin, F., Bilim Tarihi Sohbetleri (Söyleşi S. Turan), (2.baskı),
le doğa bilimleri alanlarında kullanılan yüzlerce aracın ve İstanbul: Timaş Yayınları, 2011.
85