You are on page 1of 44

Türkçenin Sözvarlığı

ve
Türkçe Sözcük Kazanma
Yolları
• «Bir dilin sözvarlığı denince, yalnızca, o dilin sözcüklerini değil,
deyimlerin, kalıp sözlerin, kalıplaşmış sözlerin, atasözlerinin,
terimlerin ve çeşitli anlatım kalıplarının oluşturduğu bütünü
anlıyoruz.» Aksan,T.S., s.15
• Sözvarlığı, sadece bir dilde birtakım seslerin bir araya gelmesiyle
kurulmuş simgeler kodlar –ya da dilbilimdeki terimiyle göstergeler-
olarak değil, aynı zamanda o dili konuşan toplumun kavramlar
dünyası, maddi ve manevi kültürünün yansıtıcısı, dünya görüşünün bir
kesiti olarak düşünülmelidir.a.g.e.
• Türkiye Türkçesi sözvarlığında son 60-70 yıl içindeki gelişmeleri
inceleyerek, yan tutmayan bir araştırıcının ilgisini çekecek bir özellik,
terimlerde de kendisini gösteren özleştirme, Türkçeleşme olacaktır.
• Dil Devrimiyle ,eğitim öğretim terimlerinden başlayarak yönetimle,
devlet yazışmlarıyla, çeşitli rütbe ve ünvanlarla, değişik bilim, sanat,
teknik alanlarıyla ilgili terimlerde büyük ölçüde özleştirmeye gidilmiş,
bugünkü tanımadıkları Osmanlıca uzun tamlamalar bırakılarak Türkçe
karşılıkları yerleşmiştir.
• Büyük Atatürk’ün kendi eliyle Türkçeleştirdiği geometri ve matematik
terimlerinin yanında TDK tarafından birçok terim ve sözcük buna
örnek gösterilebilir.
• Atatürk’ün TDK’tarafından 1971’de yayımlanan Geometri kitabında
türeterek ilk kez kullandığı:
• açı, bölü, çarpı, eşkenar, yüzey, düşey, yatay, eğik
• gibi terimler bugün eski karşılıkları hemen bütünüyle unutulmuş
terimler olduğu kadar,özleştirmedeki eğilimleri de yansıtan
sözcüklerdir.
•KELİME YAPIMI

• İnsan hayatındaki sürekli değişikliğe paralel olarak dillerin de yeni durumları ve


kavramları göstermek için yeni kelimelere ihtiyacı vardır. Dilin en fazla yenilenen
bölümü söz varlığıdır. Konuşurların ihtiyaçlarındaki değişmelere paralel olarak
dillerde bir taraftan yeni kavramları karşılamak üzere sürekli yeni sözler ortaya
çıkarken diğer taraftan artık konuşurlar için önemini yitirmiş kavramları gösteren
kelimeler kullanımdan kalkar.
*Türetme
• Yeni kavramlar için her dil, kendine özgü söz yapımı araçlarına ve
tekniklerine sahiptir. Örneğin son yıllarda, Türkçede birçok kavramı göstermek
amacıyla yeni kelimeler ortaya çıkmıştır. İhtiyaçlar, Türkçenin yeni söz türetme yolları
kullanılarak karşılanmıstır:
• akıllı telefon, tweet atmak, etiketlemek (İnternette fotoğrafa isim eklemek)
• Eklemeli bir dil olduğu için, Türkçe mevcut kök ve gövdelere, türetme ekleri
getirilmek suretiyle yeni kelimeler oluşturabilmektedir. Türetme sırasında isimlere
gelerek isim veya fiil, fiillere gelerek isim veya fiil yapan ekler birbirinden
ayrılmaktadır. Ayrıca bazı ekler, sözlüklerde tanımlanan kalıcı isimler yaparken
diğerleri sadece isim soylu geçici kelimeler türetebilmektedir.
• ver-im, ver-gi, ver-gi-len-dir-mek, ver-iş, ver-i-l-mek gibi
Kelime türetmek köklerden yapım ekleri ile sözcüğe yeni görev kazandırmak
demektir. Eklemeli bir dil olan Türkçenin zengin bir kelime yapma mekanizması
vardır. Türkçenin her tipteki yapım ekleri ile sayısız kelimeler yapılabilir. Türkçenin bu
olanağı her zaman açıktır. Ancak bu olanağın iyi, doğru ve yerli yerinde kullanılması
gerekir.
• Bu konudaki ölçü yeni yapılan kelimede hiçbir yapaylık bulunmaması,
hissedilmemesidir. Böyle bir kelimeyi ilk defa elbette bir şahıs yapmış
ve dile sürmüştür. Fakat şartlara öyle uygun yapılmıştır ki, herkes
onun yeni değil eskiden beri var olan bir kelime olduğunu zanneder.
Demek ki, yeni kelimenin sağlam olması için:
• dilde yadırganmaması,
• yapma hissini uyandırmaması,
• tereddütler yaratmaması,
• itiraz ve isyan sesleri doğurmaması gerekir.
• Dil, onu sanki kendiliğinden ortaya çıkarmış gibi olmalıdır.
• Ancak yeni kelime ihtiyacını karşılamanın tek yolu, eklerle yeni kelime türetme
değildir. Bunun dışında birleştirme, kelime türünü değiştirme, var olan kelimelere
yeni anlamlar yükleme, harf veya hece seçerek kısaltma, kopyalama gibi teknikler
kullanılmaktadır.
• Bu bölümde türetme dışı söz yapımından da kısaca söz edilecektir.
*Birleştirme

• Türetme dışında en çok kullanılan yeni kelime yapma yollarından biri,


birden çok kelimeyi tek bir kavramı ifade etmek için kullanmak yani
birleşik kelime oluşturmaktır. Türkçede birleşik kelime oluşturmanın
farklı teknikleri vardır.
Kelime yapma yollarından biri olan Birleştirme, Birleşik İsimlerle ve
Birleşik fiillerle yapılır.
Birleşik İsimler
• belirtisiz isim tamlaması
• sıfat tamlaması
• eş anlamlı
• zıt anlamlı ikilemeler

ÖRNEKLER:
Veri tabanı, otoyol, bilimkurgu, okuryazar, serinkanlı, buz dolabı,
dalgakıran, kırmızı kart, er geç, dilbilim, delikanlı, oltu taşı, kuşkonmaz,
demiryolu, bilirkişi, uçaksavar, gecekondu, vb…
Birleşik Fiiller

• Birleşik kelime yapısındaki fiiller, birleşiği oluşturan ilk kelimenin isim


veya fiil olmasına göre iki gruba ayrılır.
• İsim + Yardımcı fiil:
yardım et-, vefat et-, namaz kıl-, borçlu ol-,fark et- uyku çek-;
affet- < af et-, reddet- < ret et-,
Birleşik fiillerin yapısı konusu daha önceki konularda ele alınmıştır.
• Birleşik kelimeler, üzerinde epeyce durulmuş bir konudur. Ne var ki
birleşik kelimelerin birçok prensibi bilinmekle birlikte yan yana duran
iki kelimenin ne zaman tek bir kavramı gösteren bir kelime, ne zaman
her kelimenin kendi anlamıyla kullanıldığı kelimelerden oluşmuş bir
öbek olduğu üzerinde anlaşma sağlandığı söylenemez.
• Özellikle bir kısmının ayrı, bir kısmının bitişik yazılması ciddi bir
tartışma konusudur. Birleşiklerle ilgili yazım kurallarının bir kısmı kendi
içinde çeliştiği gibi piyasadaki sözlük ve kılavuzlar arasında da
tutarsızlıklar vardır (Tekin, 2013).
• Bilgisayar sözcüğünün isim babası Prof.Dr.Aydın Köksal, hem türetme
hem birleştirme yolunu kullanarak Türkçeye birçok bilgisayar terimi
kazandırmıştır:
• Bilgisayar, bilgi işlem, bellek konumu, çevim içi,çevrim dışı,işlem,
komut, kütük, tutanak, yazıcı, veri, iletişim, donanım, yazılım, imleç ve
bilişim gibi 2500 sözcük, anadilimizde de bilimsel bir kültürün
yaratılabileceğinin kanıtı olmuştur.
*Kopyalama

• Dillerde yeni kelime ihtiyacını karşılama yollarından biri de başka


dillerden kelime almaktır.
• Kopyalama, başka dillerle olan doğrudan veya dolaylı ilişkiler sonucu
ortaya çıkar:
• hakikat, üniversite, tayfun, internet, selfie, cami otomobil radyo
telefon
Dil ilişkileriyle ilgili çalışmalarında Johanson alıntı, ödünçleme gibi
başka çağrışımları da olan terimler yerine dildeki durumu daha iyi
yansıtan kopyalama terimini önermiştir (2007).
• Alıntı ve ödünçleme kelimeleri, sanki bunlar dilde eğreti duruyormuş;
kullanıldıktan sonra geri verilecekmiş gibi bir çağrışım yaratmaktadır.
Oysa kelimenin alındığı dilde bir şey eksilmemekte, alıcı dile orijinalle
her açıdan örtüşen bir söz girmemektedir.
• Alıcı dil, kaynak dildeki orijinalin bir tür kopyasını alır ve alındığı andan
itibaren alıcı dilin kurallarına tabidir, başka dile ait bir öge, olduğu gibi
alınır; ancak alıcı dilde belli uyarlamalardan sonra kullanılabilir:
Örneğin aşağıdaki kelimelerin İngilizce söylenişleri ile Türkçe
söylenişleri farklıdır.
• e-mail, star, selfie
*Genelleşme

• Başlangıçta kişi adı, marka adı vb. özel ad olan sözcükler genelleşerek
belirli bir türün genel adı hâline gelebilir.
• Türkçede jilet (tıraş bıçağı yapımcısı Ingiliz Gilette’in adından),
• neskafe (tescilli Nescafe ürün adından)
• sanayağı (marka adından),
• selpak (marka adından),
• vimlemek (marka adından)
• gibi özel adlar bu yolla dilin söz varlığına girmiş, ancak bu tür
sözcüklerin bir bölümüne Türkçe Sözlük’te çeşitli nedenlerle yer
verilmemiştir.
*Kelime Diriltmek ve Derlemek
• Dilde yeni kelime için başvurulabilecek iki kaynak daha vardır.
Bunlardan biri, eski yazı dili devreleri, diğeri yaşayan lehçeler,
ağızlardır.

• Türkçenin ilk dönemlerinde kullanıp unutulan sözcükleri tekrar yazı


diline kazandırmak:
• Kamu, subay, savcı, tanık vb.
• Diğer taraftan yazı dilinde bulunmayıp ağızlarda kullanılan sözcükleri
yazı diline kazandırmak:
• Aylak, güleç, doruk, yozlaşmak, onarmak, asalak, umarsız vb…
• Yansıma sözcükler her dilde ad kökü olarak kabul edilir, bu işlem
doğadaki seslere insan dilinde karşılıklar ve anlamlar yükleme
işlemidir.
• Hırıltı, gürültü, patırtı, şırıltı…
*Kısaltma

• Son zamanlarda var olan kelimeleri çeşitli biçimlerde kısaltma da yeni


kelime türetme yollarından biri olarak görülmekle birlikte tartışmalı
bir konudur.
• Kelimelerin ilk harflerinin veya belli hecelerinin seçilmesi sonucu yeni
kelimeler oluşturulmaktadır:
• TBMM , TÖMER, km, AT (< Avrupa Topluluğu),
• GAP (< Güneydoğu Anadolu Projesi); OHAL ( < Olağanüstü Hal),
• TARİŞ (<Tarım Satış Kooperatifleri Birliği),
• Bu tür kısaltmalar, metin içinde kullanılırken diğer kelimelerden farklı davranmaz.
• O nedenle dilbilgisi açısından bağımsız öge durumundadırlar. Bazı kısaltmaların
açılımı dilde hiç kullanılmaz:
• RAM < Random Access Memory
• POS cihazı <Point of Sale
• Lazer < Light Amplification by Stimulated Emission of Radiation
• Faks karşılığı olarak teklif edilen belgeç < belge geçer ; e-mail karşılığı teklif edilen
• Elmek < elektronik mektup; arastırma-geliştirme yerine kullanılan Ar-Ge gibi
kısaltma örnekleri de vardır.
• Kelimelerin harf veya heceleriyle yapılan kısaltmalar yanında bir bölümleri
alınarak yapılan kısaltmalar kırpma olarak da adlandırılır.
• Aşağıdaki kısaltmaların açılımlarını yazım kılavuzundan bakarak
yazınız.
• LCV, MR, TÜBİTAK, LPG, MOBESE
*Yeni Anlam Kazanma

• Yeni kelime ihtiyacını karşılama yollarından biri, var olan bir kelimeye
yeni anlamlar yükleme şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Bu tür
yapılarda dilin söz dağarcığında sayıca bir genişleme olmamakta,
ancak kelimelerin anlamında bir genişleme görülmektedir.
• Türkçede yabancı kelimelere karşılık aranırken sıkça başvurulan
yollardan biri budur. Kelimelerin kazandıkları yeni anlamlar yabancı
dillerin etkisinden kaynaklanmakla birlikte, malzeme Türkçe olduğu
için bu tür sözler yadırganmamakta, hatta Türkçenin güçlü
yönlerinden biri olarak görülmektedir.
• Bir kelimenin tamamının değil de aşağıdaki örneklerde olduğu
gibi anlamının var olan kelimelere kopyalanması, literatürde anlam
kopyalaması olarak geçer (Johanson, 2007):
• yıldız “gök cismi” yeni anlamı: “meşhur”
• dörtlü “dört kişiden oluşan müzik topluluğu, kuartet” < quarte
• Trio «üçlü
• indirmek < download
• sürücü < driver
*Dilsel Yaratıcılık(Uydurmacılık)
• Yeni kelime türetme yollarından biri de hiç olmayan sözleri uydurmak, bir yerde
dilsel yaratıcılık göstermektir. Örnek olarak Nurullah Ataç tarafından türetilmiş
olan kelimelerin bir kısmı, günümüz Türkçesinde kullanılmaktadır. Aşağıdaki
örneklerde dikkat edilirse bugün kullanımda olan bu kelimelerin ortaya çıkısında
Ataç; Türkçenin farklı dönemlerinde, ağızlarında veya kardeş dillerinde bulunan
kelime köklerini ve Türkçenin türetme imkânlarını kullanmıştır.
• Ancak aradan geçen zamanda bu kelimelerin bir kısmı daha önce var
olanların yerini almışlardır (Tekin, 2013b):
• yanıtlamak “cevap vermek”,
• yöresellik “mahallîlik”,
• devinme “hareket”,
• yazın “edebiyat”,
• sorun “mesele”,
• doğa “tabiat”
• Ancak bir zamanlar popüler dilciliğin sevdiği bir tartışma konusu
olmakla birlikte Türkçenin söz yapım ilkelerine göre türetilmiş görünen
bu tür kelimelerin bir kısmı, Türkçenin türetme kurallarına uygun
olmadığı gerekçesiyle çok tartışılmış; bunların uydurma olduğu ileri
sürülmüştür. …
• Türkçe, ekler aracılığıyla sözcük türetmeye elverişli bir dildir. Bu
özelliğiyle Latinceye benzer. Dolayısıyla bilim dili olmaya çok
elverişlidir. Dilimizin bu özelliğini ilk fark eden kişilerden biri ulu
önderimiz Atatürk olmuştur. Askerlik, geometri terimlerini dilimizin bu
özelliğinden yararlanarak bizzat özleştirmiştir:
• Tugay, yüzey, yatay, düşey, dikey gibi terimler bu anlayışın örnekleridir.
• Dr.Süreyya Ülker ,Marmara Üniv.Tıp Fakültesi
Türkçe ve Bilim Dili
Bilim dili
Günlük dil
Soyut sözcükler
Bilim terimleri

• Masa, sandalye, kuş, pencere, gözlük vb.


• Bunlar günlük dilde kullanılan sözcüklerdir.
Herkes kullanır.
• Duygulanım, sezgi, varsaymak,tasarlamak, dışlamak, görgü vb.
• Bunlar daha soyut sözcüklerdir.
• Bilim terimi olmamasına karşın gene herkes kullanır ancak daha
eğitimli kimseler daha çok kullanır.
• Akım, dışavurum, işlev, donanım, yazılım, olgu, akışkanlar, içten
patlama, çevrimsel, döngü,açıortay, duygudurum vb.
• Bunlar bilimsel terimlerdir.
Ortalama eğitim düzeyinde az kullanabilir ancak, ilgili bilim alanındaki
insanlar daha çok kullanır.
Bilim dili Nedir ?
• Ayrı bir dil değildir. O dilin bilimsel gereksinimlerine karşılık veren
kendi terimleri varsa buna bilim dili diyebiliriz.
• Her dilin bilim dili olamayacağı yolunda yanlış bir kanı vardır. Bu, eski
uygarlıkların genellikle tek bir bilim dilini benimseme geleneğinden
kaynaklanan bir görüştür. Örneğin Akdeniz Havzası'nın en eski bilim
dillerinden biri Yunancadır. Batı uygarlığının bilim dili olan Latince Yunan
bilim dili üzerine kurulmuştur. Bugünkü çağdaş batı bilim dilleri de Latin
bilim dili üzerine kurulmuştur. Batılıların Yunanlılara duydukları yakınlığın
altında onları kendi uygarlıklarının kökü olarak görmeleri yatmaktadır. Doğu
uygarlığının bilim dili Arapça da Yunan bilim dilinin etkisi altında gelişmiştir.
Çağdaş batı dillerinden İtalyanca, Fransızca, İspanyolca, Portekizce, Latin
dilleridir. Dolayısıyla, bu dilleri konuşan ulusların bilim dilinin Latinceye
yakın olması kökenlerinin gereğidir.
• Prof. Dr. Süreyya Ülker
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji ABD
• YANITLANMASI GEREKEN SORULAR,
• KANILAR VE YAYGIN DEĞER YARGILARI
• Türkçe bilimsel gereksinimleri karşılayamaz !
• • Yanlış !
• • Türkçemiz yeni terim üretme yeteneği en yüksek olan dillerdendir.
Yapısı gereği sonsuz sayıda terim üretilebilir. Halen dilimizin çoğu
kullanılmayan 90 000 e yakın terim varlığı vardır.
• • GÖZE< Hücre …
• • ARADOKU < İnterstisyum…
• Türkçe bilim dili olamaz, çünkü bilgi üretmiyoruz !
• Bilim dili hangi dil olur ?
• İngilizce !
• • Yanlış !
• Bilgi yalnız İngilizce konuşulan ülkelerde mi üretiliyor ?
• Bütün bilgi İngiltere ya da Amerika da üretilmiyor.
• Rusya da, Japonya da, Almanya da Türkiye de, İtalya da Çinde vb. vb.
de bilgi üretiliyor.Bu ülkelerin kendi bilim dilleri var.
Terim bulmak, türetmek benim işim değil!
Dilbilimcilerin işi.
• • Dilbilimciler “adam gibi” karşılıklar bulsunlar kullanalım.
• • “Kanişeme” “hematüri” karşılığı olur mu çok komik .
• “Feçes yada gaita” yerine “dışkı” denir mi ? Çok ayıp !
• • Yanlış !
• • Adam gibi karşılık ne demek ?
• • Bir bilimsel kavramı en doğru olarak onu kullanan, onun tüm
nedenlerini oluşum sürecini ve sonuçlarını bilen kişi ( SİZ) ler karşılık
bulur önerir. Bunlar dilbilimsel açıdan dilbilimcilerin süzgecinden
geçer. Kullanılırsa o karşılık adam gibi karşılık olur. Kavram yükünü alır.
• DİL YAŞAYAN BİR YAPIDIR.
Kavram yükü ne demek ?
• Bir terim ilk karşılaşıldığında ister latince, ister Grekçe,ister İngilizce
olsun…bunların ilk duyan kişide bir anlam ifade etmesi olanaksızdır.
Sadece ezberlenir. Dilatasyon ? İlk duyanda ne anlam ifade eder? HİÇ !
• Bunun sık sık kullanılması ekler alması, klinik durumlarda örnekli
olarak kullanılması yazılması artık ona bir kavram yükler. Damarların
genişlemesi , kalikslerin genişlemesi vb. durumlar hep onu
kavramlaştırır. Halbuki en baştan genişleme sözcüğü kullanılsa bunlara
gerek kalmaz ve“ genişleme” sözcüğü de komiklikten adam gibi olmaya
doğru gelişir. • Damar genişlemesi, kalikslerde genişleme, ventriküllerde
genişleme vb.
• Türkçesi varken kullanmadığımız binlerce terim var !
• Fonksiyon…………………………..işlev
• Mekanizma………………………..düzenek
• Sirkülasyon…………………………dolaşım
• Kalkül………………………………….taş
• Aksilla…………………………………koltukaltı
• Abdomen…………………………….karın
• Obstrüksiyon……………………….tıkanma
• Patent…………………………………açık
• Adaptif………………………………..uyumsal
• Laserasyon………………………….yırtık
• … Daha binlercesi…
• Yabancı sözcük ve terim kullanma tutkusunun temelinde kişinin kendi
kimliğine ve bu kimliğin en önemli öğesi olan anadiline karşı
güvensizlik, yetersizlik duyguları yatmaktadır.

• Bilim Dili Ve Türkçe Ahmet Polatlı, 10 Ağustos 2009


• Anadili konusu her şeyden çok beynin, düşünme ve öğrenme
yetilerinin gelişimi bakımından önemlidir. Çocukta beyin, dil ve bilişsel
yetiler sürekli etkileşim içinde gelişirler. Dil olanaklarını yeterince
kullanamayan bir kişide beynin üst düzey işlevlerinin gelişmesi de
olumsuz etkilenebilmektedir. Bilimde ilerleyebilmenin temelinde
bulunan özgür, özerk düşünebilme, soyutlama ve kavramlar oluşturma
yetileri ancak kişinin anadili ile gelişebilir.
• Bilim Dili Ve Türkçe
• Ahmet Polatlı, 10 Ağustos 2009
Özetle,
• İnsan hayatındaki sürekli değişikliğe paralel olarak dillerin de yeni durumları
ve kavramları göstermek için yeni kelimelere ihtiyacı vardır. Dilin en fazla
yenilenen alanı söz varlığıdır.
• Yeni kavramlar için her dil kendine özgü söz yapımı araçlarına ve
tekniklerine sahiptir. Yeni kelime ihtiyacını karşılamak için Türkçede;
• kelime türünü değiştirme, eklerle türetme, varolan kelimelere yeni
anlamlar yükleme, birleştirme, harf veya hece seçerek kısaltma, kopyalama
gibi teknikler kullanılmaktadır.
• Türkçe konuşurunun, bilgi üreten zihinlerin, eğitimcilerin TÜRKÇE
• sözcüğe yaklaşımının daha duyarlı ve bilinçli olması temel beklentimizdir.
• Kaynak:
• TÜRKÇE BİÇİM BİLGİSİ, T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3611
• AÇIKÖGRETIM FAKÜLTESI YAYINI NO:2440
• «Bilim Dili Olarak Türkçe»Sunumundan yararlanılmıştır.
• PROF.DR. TANER ÇAMSARI
DEU TIP FAKÜLTESİ
NEFROLOJİ BİLİM DALI
Türkçenin Sözvarlığı, DOĞAN AKSAN

You might also like