edatıyla oluşturduğu kelime grubudur. İsim unsuru tek kelime olabileceği gibi isim görevinde bir kelime grubu da olabilir: bana göre, bir hafta kalmak üzere, bizim için, çalıp oynamaktan başka, dönemin sonuna doğru, rektörlükten bildirildiğine göre, saman altından su yürüten biri gibi, senin güzel hatırın için, arabayla gibi. 8)Ünlem Grubu
• Bir seslenme edatıyla ismin ek almadan
oluşturduğu kelime grubudur: Hey arkadaş, be kardeşim, ey Türk gençliği, ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker, ey millet vb. Örneklerde görüldüğü gibi seslenme edatı önce; isim veya isim görevindeki kelime grubu sonra gelir. 9)Bağlama Grubu
• Sıralama işlevindeki ve, ile, ilâ (-den......-e
kadar) bağlaçlarıyla kurulan kelime grubudur: güzel ve çirkin, Mai ve Siyah, sen ve ben; doğruyla yanlış, Tahir ile Zühre, teyzesinin kızıyla yeğeni, yerle gök, seksen ilâ doksan vb. • Birliği ve yapısı en zayıf olan kelime grubu, bağlama grubudur. 10)Sayı Grubu • Basamak sistemine göre sıralanmış sayı isimleri topluluğudur. Sayılar sondan başa doğru büyür. Küçük sayı sonda bulunur. * Genellikle ara sayılar sayı grubudur. Bir, beş, on, yüz, bin, milyon isim İki yüz, beş bin, otuz milyon sıfat tamlaması(soldan sağa büyür) On bir, doksan iki, yüz elli dört sayı grubu (soldan sağa küçülür) * Sayı grupları en az iki kelimeden oluşur. İkiden fazla kelime bulunduran sayı gruplarında her unsur kendi içinde bir kelime veya kelime grubudur. Yedi / yüz sıfat tamlaması Yedi yüz / elli sayı grubu Yedi yüz / elli iki sayı grubu Yedi yüz elli iki / bin sıfat tamlaması 11)Fiilimsi Grupları
• Fiilimsiler iş, oluş ve hareket bildiren ancak
fiiller gibi çekimli olmayan sözcüklerdir. Yani kip, kişi ve zaman özelliği olmayan sözcüklerdir. Diğer bir tanımla fiilimsiler , eylem kök ya da gövdelerine getirilen; ama eylemin bütün özelliklerini göstermeyen sözcüklerdir. Yapım Eki mi Çekim Eki mi?
• Tür açısından bakıldığında fiilimsi eklerinin hem yapım
eki hem çekim eki olarak değerlendirildiklerini görebiliriz. Kelimenin türünü deştirdikleri için yapım eki olarak görülmeleri gerekir. Ancak diğer yapım eklerinden farklı olarak bir fiil, bu eklerden birini aldığı zaman fiillere özgü yüklem olma gücünü kaybetmez. • Bu nedenle adı geçen ekler, sonuna eklendikleri fiili ona bağlı olan diğer ögelerle birlikte değiştirirler. Fiilimsi ekleri bu yönleriyle kalıcı (sözlüksel) isimler yapmaktan çok cümlelerin isim, sıfat ve zarf olarak kullanılmalarını sağlar ve girişik cümleler kurmaya yararlar. Örnekler • Çalışması ✓ • Sorunca ✓ • Çalıştık ✘ Fiildir, çünkü kişi eki ve kip eki almıştır. Fiilimsilere ait birkaç özelliğe değinelim ve sonrasında da fiilimsi türlerini inceleyelim.
• Fiilimsilerin fiillerle ortak iki özelliği vardır.
Bunlar iş, oluş, hareket bildirmeleri ve olumsuz olabilmeleridir. • Örnek : Gel-ip /gel-me-y-ip • Fiilimsiler isim soylu sözcüklerdir. İsim, sıfat ya da zarf olurlar. • Örnek:Okumanın yararı, Çalışırken • Fiilimsiler yüklem olunca isim soylu yüklem olur ve isim soylulara gelen ek eylem alırlar. Örnek: • Çalışması (”-ma” eki yapım ekidir ve fiili eylemsi yapmıştır) • Başarısının sırrı düzenli çalışmasıydı.(ek eylem görülen geçmiş zaman 3.tk. kişi) • Her eylemsi yapısına göre türemiş sözcüktür. Ayrıca fiilimsiler cümlelerde yan yargı, yan cümlecik oluşturur. Kaç tane fiilimsi varsa o kadar yan cümlecik vardır. • Bir cümle üzerinde fiilimsileri bularak yan cümleleri tespit edelim: • Bozuk kaldırımların üzerinde buz tutmuş çamur parçalarını kırarak erkenden işe gidenler, fabrikanın önünde bir parça dinlenirlerdi. • Örneğe baktığımız zaman şu tespitlerde bulunabiliyoruz: • bozuk kaldırımların üzerinde buz tutmuş çamur parçalarını kırarak : zarf tümleci • erkenden işe gidenler : özne, • fabrikanın önünde : dolaylı tümleç, • bir parça : zarf tümleci, • Dinlenirlerdi : yüklemdir. • Bunun yanında gidenler ögesini yan cümlenin yüklemi olarak aldığımızda; • işe : dolaylı tümleç, • Erkenden: zarf tümleci, • bozuk kaldırımların üzerinde buz tutmuş çamur parçalarını kırarak : zarf tümlecidir. Örnekler
Yağmurun yağmasına aldırmadan/ bahçede
oynamaya devam eden çocuklar/ ıslandılar. • Düşünen insanların ürettikleri /düşünceme göre daha sağlamdır. • Gerçekleri anlatmak isteyen sanatçıların topluma verebilecekleri,/ sanıldığının aksine daha fazladır. • Yukarıda belirtilen fiilimsilerin hepsi aynı zamanda yan yargı, yan cümlecik oluşturur. a) Fiil ismi(isim fiil) grubu: • Fiillerden, mastar eki de denen • -ış; -ma, -me; -mak, -mek • ekleriyle türetilen isimlerin kendilerinden önce gelen unsurlarla birlikte oluşturdukları kelime grubudur. İsimfiil ekleri, fiillerin veya fiillerin gösterdiği oluşun adını yaparlar, fiillerin isimlerini yaparlar. -mak, -mek’li fiil isimleri hareket isimleri yaptığı için kullanıma daha elverişlidir: alış veriş yapmak, pazara gitmek, resim yapmak, yemek yemek, canı istememek, toplantıya katılmak, sinirlerini bozmak, gece gündüz çalışmak, kolu kırılmak, öğrencileri evlerinden okula götürmek; Ankara’ya yürüyüş… Dikkat! • Çakmak, yemek (aş), dolma, sarma, buluş (icat), görüş (fikir) gibi kelimeler fiilimsi değillerdir. Çünkü kalıplaşmış(kalıcı) isimlerdir. b) Sıfatfiil grubu: • Sıfatfiil, fiil tabanına sıfatfiil ekleri getirilerek elde edilen isimlerdir.Bu isimler sıfat olarak kullanıldığından sıfatfiil adını alır. • Sıfatfiil ekleri : • -an (-en) • -ası (-esi) • -mez (-maz) • -ar (er, ir, ır, r) • -dik (-tık, -dığı, -diğimiz, -dığını) • -ecek (-acak, -eceğim, -acağım) • -miş (mış…) • Sıfatfiillerin temel işlevlerini üç açıdan ele alabiliriz: Sözlüksel açıdan, öbek yapı açısından • ve cümle açısından. • Sözlüksel açıdan baktığımızda kalıcı isimler türetebildiklerini, öbek yapı açısından • baktığımızda fiilleri sıfatlaştırarak sıfat tamlamaları içinde niteleyici olarak kullanılmalarını sağladıklarını, cümle açısından baktığımızda fiili sözdizimsel isimleştirici hâline getirerek bitimsiz(yan)cümleler kurduklarını görürüz. • annesine hiç çekmeyen (kız), havadan gelen (para), temiz havada yürüyüş yapan (adam), günlerdir uğraşarak yazdığım (makale), yıkandıktan sonra ütülenecek (çamaşırlar), modası geçmiş (lâflar)… • Sıfatfiiller ‘ecek, miş, er, mez, dik’ ekleri çekimli fiillerin haber kipi eklerine benzer. Bu nedenle sıfatfiillerle çekimli fiilleri karıştırabiliriz, cümleyi doğru okumalıyız. • Örnekler • Sınava girecek öğrenciler yan sınıfta bekliyor.(s.f.) • Sınava girecekler onun söylediğine göre. (Buradaki fiildir, sıfat fiil değildir) • Anlaşılmaz, çözümlenemez, kişiyi mutlu etmez yönleri vardı. (Hepsi ‘yön’ kelimesini niteliyor ve sıfat fiildir.) c) Zarffiil grubu: • Fiillerden zarffiil ekleriyle türetilen kelimelerin kendilerinden önceki unsurlarla bir araya gelerek oluşturduğu ve her zaman zarf olarak kullanılan kelime grubudur: sabahtan akşama kadar sağda solda konuşup, kaldığını sandığı dersten geçtiğini öğrenince, sınıfın ortasında birden ağlamaya başlayınca, bugüne kadar kimseye eyvallah etmeden… • İsimfiil ve sıfatfiil ekleri gibi zarffiil ekleri de sözdizim içinde girişik cümleler kurmaya • yararlar. Fiiller ve bu fiillere bağlı cümle ögelerini başka fiillere bağlayarak zaman, koşul, tarz, neden-sonuç gibi çok çeşitli anlam ilişkilerini ortaya koyarlar. Zarffiillerle kurulan • Girişik cümleler, zarf yan cümlesi veya belirteç yan cümlesi olarak da adlandırılır. Zarf Fiil Ekleri ve Örnekleri
• -ip : Koşup, koşmayıp, gelip
• -erek: Gülerek, düşünmeyerek • -ken: Gelirken, çalışırken • -dikçe: Çalıştıkça, çalışmadıkça • -meden: Gelmeden, çalışmadan • -ince: Gelmeyince, konuşunca • -eli: Geleli, gideli • -esiye: Ölesiye • -meksizin: Durmaksızın • -e …… -e: Koşa koşa, diye diye • -ir …. -mez: Gelir gelmez, yatar yatmaz • -mek için (İsim fiil + için edatı): Çalışmak için • -diği için (Sıfat fiil + için edatı): Geldiği için, sorduğu için • -diği gibi (İsim fiil + gibi edatı): Geldiği gibi • -di mi: Geldi mi uyur. • – cesine: Ölürcesine • diye: Gelmedi diye. 12)Kısaltma Grupları
• Kelime gruplarıyla cümlelerin kısalıp
yıpranması ve kalıplaşması ile ortaya çıkan gruplardır. Bu grupların herhangi bir kuralı olmamakla birlikte genellikle iki isim unsurundan oluşur. • baş başa, baş üstüne, eller yukarı (kalksın), günaydın (olsun), güle güle (gidiniz), o gün bugün, omuz omuza, yan yana, yüz yüze gibi… 13)İsnat Grubu • İsnat(yükleme, atfetme), bir düşünceyi, bir konuyu bir kişi veya sebebe dayandırmadır. • Sıfatların addan sonra gelmesiyle oluşan isnat grubu biri diğerine isnat edilen(dayandırılan) iki isim unsurundan meydana gelir. • İsnat grubu sıfat-fiil veya zarf-fiil grubunun kısaltılmış bir şeklidir: başı açık (olan), burnu havada (olan); baş açık (olarak), canı sıkkın (olarak). Sıfat-fiil veya zarf-fiil gruplarından kısalma yoluyla oluşan isnat grubunu bir kısaltma grubu kabul edebiliriz. • İsnat olunan unsur iyelik ekiyle kullanıldığı gibi, iyelik eki almadan da kullanılır. • İsnat edilen unsur sonda bulunur: • isnat grubu = isnat olunan (kendisine isnat yapılan) isim unsuru (-iyelik eki) + isnat edilen isim unsuru • İsnat grubunun birinci unsuru ekli olabilir: • alnı(isnat olunan) açık(isnat edilen), ayarı bozuk, saçı uzun aklı kısa, başı boş, çenesi düşük, sohbeti tatlı, gözü tok, aslı belirsiz, üstü kapalı, ağzı açık, alnı ak, gönlü zengin, hatırı sayılır, vb. İsnat grubunda birinci unsurun almış olduğu ek iyelik ekidir. • Buradaki örneklerde isnat gruplarının deyim olarak kullanıldığı görülmektedir. • İsnat grubunun birinci unsuru eksiz olabilir: baş açık, baş aşağı, ayak yalın, gözler yaşlı, yürek taş, baba bir, para peşin, göz kapalı vb. örnekler: • Eteği son moda bir kadın geçti. İki düğmesi kopuk paltosunu giymişti. • Bütün duvarları yağlı boyalı bir evde yaşıyordu. Bahçesinin dört yanı tellerle çevrili bir evde oturuyordu. • Uykusu ağır insanlar, gece top patlasa duymazlar. İçinizde yazısı güzel • biri var mı? Örtüsü lekeli masaya oturma.” (Koç 1996: 350) • Yıllarca taşlıklarda, mutfak köşelerinde duran küplerin arkasında, eli • bıçaklı katiller saklıdır sandım. (GYD-3, 52) • Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,/ Benim iman dolu göğsüm • gibi serhaddim var. (M. Akif) • Karşı komşunun camları yönü belirsiz bir ışımayı yansıtıyordu. (GYD-3, • 61) • ... arkasında götürdüğü ağzı bağlı kabak çekirdeği çuvalını çekmeğe • çalıştı. (GYD-2, 28) 14)Deyimler • Gerçek anlamları dışında kullanılan kalıplaşmış kelime topluluklarına deyim denir. • Bir milletin söz gücünden doğan ve doğduğu toplumun malı olan deyimler, bazı istisnaları dışında mecazdırlar; kelime grubu olarak da isim, sıfat,zarf görevlerinde bulunurlar: • “İçten pazarlıklı bir adam” cümlesinde “içten pazarlıklı” deyimi sıfat olarak; “keyfimi kaçırıp gitti” cümlesinde “keyfi kaçmak” deyimi zarf olarak kullanılmıştır. • Deyimlerle, bir duyguyu, düşünceyi, durumu kısa yoldan, özlü, çekici ve etkili biçimde anlatabiliriz. Türkçemiz deyimler yönünden zengin bir dildir. Sözlü ve yazılı anlatımlarda deyimlerden yararlanmak gerekir. • Bazı deyimlerden örnekler : • Boğaz boğaza gelmek, dut yemiş bülbüle dönmek, faka basmak, hop oturup hop kalkmak, işi başından aşmak, leyleği havada görmek, ömür çürütmek… • 15. kelime grubu, Bileşik Fiillerdir.Bu konu 2.haftanın ders sunusunda anlatıldığı için, bu konuya alınmadı.Bilgi için 2.haftanın konusu tekrar edilmelidir. *Söz öbekleri • Bir sözcüğün karşıladığı ilk anlamına “temel (gerçek) anlam” denir. Herkes tarafından bilinen anlamdır. Sözcük kullanıldığında herkesin zihninde aynı kavram canlanır. • Sözcükler zamanla,yan ,mecaz,terim anlamı kazanır.Türkçe deyim aktarması,ad aktarması, somutlama ,soyutlama ve deyimleşme yoluyla sözcüklere zamanla pek çok anlam kazandırır.Buna anlam genişlemesi denir. • Edebi yazılarda da anlam genişlemesini sağlayan yollardan yararlanılarak söz öbekleri oluşturulur, böylece anlam daha etkili hale gelir. ÖRNEKLER • Anılar yaşanılan günü renklendiriyorsa bir başka mutluluk verir insana. • Geçmişin içinde bulunulan zamanı güzelleştirmesi • • Deneme yazmanın temel koşulu başka türlü düşünmektir. • Özgün olmak • • Hep geçmişe özlem duymak, geçmişe demir atmak olur. • Geçmişin sınırlarının dışına çıkamamak • • Şair, sözcükleri okurun karşısına bayramlık elbiseleriyle çıkarıyor. • Sözcüklere yeni ve özgün anlamlar yüklemek • • O, adeta sözcükleri parmağında oynatır, onlardan bir şaheser oluştururdu. • Sözcükleri dilediği gibi rahatlıkla kullanmak KAYNAK Gencan, T. Nejat;, Dilbilgisi, 2. Baskı, İstanbul, 1971 AKSAN, Doğan (1987). Türkçenin Gücü. T. İş Bankası Kültür Yayınları. Türkçe Biçim Bilgisi,Anadolu Üniv.,Açıköğretim Fakültesi Yayınları, NO: 2440