You are on page 1of 37

KELİME GRUPLARI II

5.HAFTA
7)Edat Grubu

• Bir ismin, kendisinden sonra gelen çekim


edatıyla oluşturduğu kelime grubudur. İsim
unsuru tek kelime olabileceği gibi isim
görevinde bir kelime grubu da olabilir: bana
göre, bir hafta kalmak üzere, bizim için, çalıp
oynamaktan başka, dönemin sonuna doğru,
rektörlükten bildirildiğine göre, saman
altından su yürüten biri gibi, senin güzel
hatırın için, arabayla gibi.
8)Ünlem Grubu

• Bir seslenme edatıyla ismin ek almadan


oluşturduğu kelime grubudur: Hey arkadaş, be
kardeşim, ey Türk gençliği, ey bu topraklar için
toprağa düşmüş asker, ey millet vb.
Örneklerde görüldüğü gibi seslenme edatı
önce; isim veya isim görevindeki kelime grubu
sonra gelir.
9)Bağlama Grubu

• Sıralama işlevindeki ve, ile, ilâ (-den......-e


kadar) bağlaçlarıyla kurulan kelime grubudur:
güzel ve çirkin, Mai ve Siyah, sen ve ben;
doğruyla yanlış, Tahir ile Zühre, teyzesinin
kızıyla yeğeni, yerle gök, seksen ilâ doksan vb.
• Birliği ve yapısı en zayıf olan kelime grubu,
bağlama grubudur.
10)Sayı Grubu
• Basamak sistemine göre sıralanmış sayı isimleri topluluğudur.
Sayılar sondan başa doğru büyür. Küçük sayı sonda bulunur.
* Genellikle ara sayılar sayı grubudur.
Bir, beş, on, yüz, bin, milyon isim
İki yüz, beş bin, otuz milyon sıfat tamlaması(soldan sağa büyür)
On bir, doksan iki, yüz elli dört sayı grubu (soldan sağa küçülür)
* Sayı grupları en az iki kelimeden oluşur. İkiden fazla kelime
bulunduran sayı gruplarında her unsur kendi içinde bir kelime veya
kelime grubudur.
Yedi / yüz sıfat tamlaması
Yedi yüz / elli sayı grubu
Yedi yüz / elli iki sayı grubu
Yedi yüz elli iki / bin sıfat tamlaması
11)Fiilimsi Grupları

• Fiilimsiler iş, oluş ve hareket bildiren ancak


fiiller gibi çekimli olmayan sözcüklerdir. Yani
kip, kişi ve zaman özelliği olmayan
sözcüklerdir. Diğer bir tanımla fiilimsiler ,
eylem kök ya da gövdelerine getirilen; ama
eylemin bütün özelliklerini göstermeyen
sözcüklerdir.
Yapım Eki mi Çekim Eki mi?

• Tür açısından bakıldığında fiilimsi eklerinin hem yapım


eki hem çekim eki olarak değerlendirildiklerini
görebiliriz. Kelimenin türünü deştirdikleri için yapım eki
olarak görülmeleri gerekir. Ancak diğer yapım
eklerinden farklı olarak bir fiil, bu eklerden birini aldığı
zaman fiillere özgü yüklem olma gücünü kaybetmez.
• Bu nedenle adı geçen ekler, sonuna eklendikleri fiili
ona bağlı olan diğer ögelerle birlikte değiştirirler.
Fiilimsi ekleri bu yönleriyle kalıcı (sözlüksel) isimler
yapmaktan çok cümlelerin isim, sıfat ve zarf olarak
kullanılmalarını sağlar ve girişik cümleler kurmaya
yararlar.
Örnekler
• Çalışması ✓
• Sorunca ✓
• Çalıştık ✘ Fiildir, çünkü kişi eki ve kip eki
almıştır.
Fiilimsilere ait birkaç özelliğe değinelim ve sonrasında
da fiilimsi türlerini inceleyelim.

• Fiilimsilerin fiillerle ortak iki özelliği vardır.


Bunlar iş, oluş, hareket bildirmeleri ve olumsuz
olabilmeleridir.
• Örnek : Gel-ip /gel-me-y-ip
• Fiilimsiler isim soylu sözcüklerdir. İsim, sıfat ya
da zarf olurlar.
• Örnek:Okumanın yararı, Çalışırken
• Fiilimsiler yüklem olunca isim soylu yüklem
olur ve isim soylulara gelen ek eylem alırlar.
Örnek:
• Çalışması (”-ma” eki yapım ekidir ve fiili
eylemsi yapmıştır)
• Başarısının sırrı düzenli çalışmasıydı.(ek eylem
görülen geçmiş zaman 3.tk. kişi)
• Her eylemsi yapısına göre türemiş sözcüktür.
Ayrıca fiilimsiler cümlelerde yan yargı, yan
cümlecik oluşturur. Kaç tane fiilimsi varsa o
kadar yan cümlecik vardır.
• Bir cümle üzerinde fiilimsileri bularak yan
cümleleri tespit edelim:
• Bozuk kaldırımların üzerinde buz tutmuş
çamur parçalarını kırarak erkenden işe
gidenler, fabrikanın önünde bir parça
dinlenirlerdi.
• Örneğe baktığımız zaman şu tespitlerde
bulunabiliyoruz:
• bozuk kaldırımların üzerinde buz tutmuş
çamur parçalarını kırarak : zarf tümleci
• erkenden işe gidenler : özne,
• fabrikanın önünde : dolaylı tümleç,
• bir parça : zarf tümleci,
• Dinlenirlerdi : yüklemdir.
• Bunun yanında gidenler ögesini yan cümlenin
yüklemi olarak aldığımızda;
• işe : dolaylı tümleç,
• Erkenden: zarf tümleci,
• bozuk kaldırımların üzerinde buz tutmuş
çamur parçalarını kırarak : zarf tümlecidir.
Örnekler

Yağmurun yağmasına aldırmadan/ bahçede


oynamaya devam eden çocuklar/ ıslandılar.
• Düşünen insanların ürettikleri /düşünceme göre
daha sağlamdır.
• Gerçekleri anlatmak isteyen sanatçıların
topluma verebilecekleri,/ sanıldığının aksine daha
fazladır.
• Yukarıda belirtilen fiilimsilerin hepsi aynı zamanda
yan yargı, yan cümlecik oluşturur.
a) Fiil ismi(isim fiil) grubu:
• Fiillerden, mastar eki de denen
• -ış; -ma, -me; -mak, -mek
• ekleriyle türetilen isimlerin kendilerinden önce gelen
unsurlarla birlikte oluşturdukları kelime grubudur.
İsimfiil ekleri, fiillerin veya fiillerin gösterdiği oluşun
adını yaparlar, fiillerin isimlerini yaparlar. -mak, -mek’li
fiil isimleri hareket isimleri yaptığı için kullanıma daha
elverişlidir: alış veriş yapmak, pazara gitmek, resim
yapmak, yemek yemek, canı istememek, toplantıya
katılmak, sinirlerini bozmak, gece gündüz çalışmak,
kolu kırılmak, öğrencileri evlerinden okula götürmek;
Ankara’ya yürüyüş…
Dikkat!
• Çakmak, yemek (aş), dolma, sarma, buluş
(icat), görüş (fikir) gibi kelimeler fiilimsi
değillerdir. Çünkü kalıplaşmış(kalıcı) isimlerdir.
b) Sıfatfiil grubu:
• Sıfatfiil, fiil tabanına sıfatfiil ekleri getirilerek elde
edilen isimlerdir.Bu isimler sıfat olarak kullanıldığından
sıfatfiil adını alır.
• Sıfatfiil ekleri :
• -an (-en)
• -ası (-esi)
• -mez (-maz)
• -ar (er, ir, ır, r)
• -dik (-tık, -dığı, -diğimiz, -dığını)
• -ecek (-acak, -eceğim, -acağım)
• -miş (mış…)
• Sıfatfiillerin temel işlevlerini üç açıdan ele
alabiliriz: Sözlüksel açıdan, öbek yapı açısından
• ve cümle açısından.
• Sözlüksel açıdan baktığımızda kalıcı isimler
türetebildiklerini, öbek yapı açısından
• baktığımızda fiilleri sıfatlaştırarak sıfat
tamlamaları içinde niteleyici olarak
kullanılmalarını sağladıklarını, cümle açısından
baktığımızda fiili sözdizimsel isimleştirici hâline
getirerek bitimsiz(yan)cümleler kurduklarını
görürüz.
• annesine hiç çekmeyen (kız), havadan gelen
(para), temiz havada yürüyüş yapan (adam),
günlerdir uğraşarak yazdığım (makale),
yıkandıktan sonra ütülenecek (çamaşırlar),
modası geçmiş (lâflar)…
• Sıfatfiiller ‘ecek, miş, er, mez, dik’ ekleri çekimli
fiillerin haber kipi eklerine benzer. Bu nedenle
sıfatfiillerle çekimli fiilleri karıştırabiliriz, cümleyi
doğru okumalıyız.
• Örnekler
• Sınava girecek öğrenciler yan sınıfta bekliyor.(s.f.)
• Sınava girecekler onun söylediğine göre.
(Buradaki fiildir, sıfat fiil değildir)
• Anlaşılmaz, çözümlenemez, kişiyi mutlu
etmez yönleri vardı. (Hepsi ‘yön’ kelimesini
niteliyor ve sıfat fiildir.)
c) Zarffiil grubu:
• Fiillerden zarffiil ekleriyle türetilen kelimelerin
kendilerinden önceki unsurlarla bir araya
gelerek oluşturduğu ve her zaman zarf olarak
kullanılan kelime grubudur: sabahtan akşama
kadar sağda solda konuşup, kaldığını sandığı
dersten geçtiğini öğrenince, sınıfın ortasında
birden ağlamaya başlayınca, bugüne kadar
kimseye eyvallah etmeden…
• İsimfiil ve sıfatfiil ekleri gibi zarffiil ekleri de
sözdizim içinde girişik cümleler kurmaya
• yararlar. Fiiller ve bu fiillere bağlı cümle
ögelerini başka fiillere bağlayarak zaman,
koşul, tarz, neden-sonuç gibi çok çeşitli anlam
ilişkilerini ortaya koyarlar. Zarffiillerle kurulan
• Girişik cümleler, zarf yan cümlesi veya belirteç
yan cümlesi olarak da adlandırılır.
Zarf Fiil Ekleri ve Örnekleri

• -ip : Koşup, koşmayıp, gelip


• -erek: Gülerek, düşünmeyerek
• -ken: Gelirken, çalışırken
• -dikçe: Çalıştıkça, çalışmadıkça
• -meden: Gelmeden, çalışmadan
• -ince: Gelmeyince, konuşunca
• -eli: Geleli, gideli
• -esiye: Ölesiye
• -meksizin: Durmaksızın
• -e …… -e: Koşa koşa, diye diye
• -ir …. -mez: Gelir gelmez, yatar yatmaz
• -mek için (İsim fiil + için edatı): Çalışmak için
• -diği için (Sıfat fiil + için edatı): Geldiği için,
sorduğu için
• -diği gibi (İsim fiil + gibi edatı): Geldiği gibi
• -di mi: Geldi mi uyur.
• – cesine: Ölürcesine
• diye: Gelmedi diye.
12)Kısaltma Grupları

• Kelime gruplarıyla cümlelerin kısalıp


yıpranması ve kalıplaşması ile ortaya çıkan
gruplardır. Bu grupların herhangi bir kuralı
olmamakla birlikte genellikle iki isim
unsurundan oluşur.
• baş başa, baş üstüne, eller yukarı (kalksın),
günaydın (olsun), güle güle (gidiniz), o gün
bugün, omuz omuza, yan yana, yüz yüze gibi…
13)İsnat Grubu
• İsnat(yükleme, atfetme), bir düşünceyi, bir
konuyu bir kişi veya sebebe dayandırmadır.
• Sıfatların addan sonra gelmesiyle oluşan isnat
grubu biri diğerine isnat edilen(dayandırılan)
iki isim unsurundan meydana gelir.
• İsnat grubu sıfat-fiil veya zarf-fiil grubunun
kısaltılmış bir şeklidir: başı açık (olan), burnu
havada (olan); baş açık (olarak), canı sıkkın
(olarak). Sıfat-fiil veya zarf-fiil gruplarından
kısalma yoluyla oluşan isnat grubunu bir
kısaltma grubu kabul edebiliriz.
• İsnat olunan unsur iyelik ekiyle kullanıldığı
gibi, iyelik eki almadan da kullanılır.
• İsnat edilen unsur sonda bulunur:
• isnat grubu = isnat olunan (kendisine isnat
yapılan) isim unsuru (-iyelik eki) + isnat edilen
isim unsuru
• İsnat grubunun birinci unsuru ekli olabilir:
• alnı(isnat olunan) açık(isnat edilen), ayarı
bozuk, saçı uzun aklı kısa, başı boş, çenesi
düşük, sohbeti tatlı, gözü tok, aslı belirsiz, üstü
kapalı, ağzı açık, alnı ak, gönlü zengin, hatırı
sayılır, vb. İsnat grubunda birinci unsurun
almış olduğu ek iyelik ekidir.
• Buradaki örneklerde isnat gruplarının deyim
olarak kullanıldığı görülmektedir.
• İsnat grubunun birinci unsuru eksiz olabilir:
baş açık, baş aşağı, ayak yalın, gözler yaşlı,
yürek taş, baba bir, para peşin, göz kapalı vb.
örnekler:
• Eteği son moda bir kadın geçti. İki düğmesi kopuk paltosunu giymişti.
• Bütün duvarları yağlı boyalı bir evde yaşıyordu. Bahçesinin dört yanı
tellerle çevrili bir evde oturuyordu.
• Uykusu ağır insanlar, gece top patlasa duymazlar. İçinizde yazısı güzel
• biri var mı? Örtüsü lekeli masaya oturma.” (Koç 1996: 350)
• Yıllarca taşlıklarda, mutfak köşelerinde duran küplerin arkasında, eli
• bıçaklı katiller saklıdır sandım. (GYD-3, 52)
• Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,/ Benim iman dolu göğsüm
• gibi serhaddim var. (M. Akif)
• Karşı komşunun camları yönü belirsiz bir ışımayı yansıtıyordu. (GYD-3,
• 61)
• ... arkasında götürdüğü ağzı bağlı kabak çekirdeği çuvalını çekmeğe
• çalıştı. (GYD-2, 28)
14)Deyimler
• Gerçek anlamları dışında kullanılan kalıplaşmış kelime
topluluklarına deyim denir.
• Bir milletin söz gücünden doğan ve doğduğu toplumun malı olan deyimler,
bazı istisnaları dışında mecazdırlar; kelime grubu olarak da
isim, sıfat,zarf görevlerinde bulunurlar:
• “İçten pazarlıklı bir adam” cümlesinde “içten pazarlıklı” deyimi sıfat olarak;
“keyfimi kaçırıp gitti” cümlesinde “keyfi kaçmak” deyimi zarf olarak
kullanılmıştır.
• Deyimlerle, bir duyguyu, düşünceyi, durumu kısa yoldan, özlü, çekici ve
etkili biçimde anlatabiliriz. Türkçemiz deyimler yönünden zengin bir dildir.
Sözlü ve yazılı anlatımlarda deyimlerden yararlanmak gerekir.
• Bazı deyimlerden örnekler :
• Boğaz boğaza gelmek, dut yemiş bülbüle dönmek, faka basmak,
hop oturup hop kalkmak, işi başından aşmak, leyleği havada görmek,
ömür çürütmek…
• 15. kelime grubu, Bileşik Fiillerdir.Bu konu
2.haftanın ders sunusunda anlatıldığı için, bu
konuya alınmadı.Bilgi için 2.haftanın konusu
tekrar edilmelidir.
*Söz öbekleri
• Bir sözcüğün karşıladığı ilk anlamına “temel (gerçek) anlam”
denir. Herkes tarafından bilinen anlamdır. Sözcük
kullanıldığında herkesin zihninde aynı kavram canlanır.
• Sözcükler zamanla,yan ,mecaz,terim anlamı kazanır.Türkçe
deyim aktarması,ad aktarması, somutlama ,soyutlama ve
deyimleşme yoluyla sözcüklere zamanla pek çok anlam
kazandırır.Buna anlam genişlemesi denir.
• Edebi yazılarda da anlam genişlemesini sağlayan yollardan
yararlanılarak söz öbekleri oluşturulur, böylece anlam daha
etkili hale gelir.
ÖRNEKLER
• Anılar yaşanılan günü renklendiriyorsa bir başka mutluluk verir insana.
• Geçmişin içinde bulunulan zamanı güzelleştirmesi

• Deneme yazmanın temel koşulu başka türlü düşünmektir.
• Özgün olmak

• Hep geçmişe özlem duymak, geçmişe demir atmak olur.
• Geçmişin sınırlarının dışına çıkamamak

• Şair, sözcükleri okurun karşısına bayramlık elbiseleriyle çıkarıyor.
• Sözcüklere yeni ve özgün anlamlar yüklemek

• O, adeta sözcükleri parmağında oynatır, onlardan bir şaheser oluştururdu.
• Sözcükleri dilediği gibi rahatlıkla kullanmak
KAYNAK
Gencan, T. Nejat;, Dilbilgisi, 2. Baskı, İstanbul,
1971
AKSAN, Doğan (1987). Türkçenin Gücü. T. İş
Bankası Kültür Yayınları.
Türkçe Biçim Bilgisi,Anadolu Üniv.,Açıköğretim
Fakültesi Yayınları, NO: 2440

You might also like