You are on page 1of 153

eylem anlamı taşıyan bir isimdir.

Zaten böyle
oldukları için bunlara isim-fiil diyoruz.
1.BÖLÜM FİİLİMSİ(EYLEMSİ) > İsim-fiiller, isim çekim eklerini alabilir.
Fiillere getirilen birtakım eklerle oluşturulan; Örnek(ler)
fiillerin isim, sıfat, zarf şeklini yapan » Bu çocuğun yürüyüşünde bile hayır yok.
sözcüklere fiilimsi denir. cümlesinde “yürüyüşünde” isim-fiili, iyelik (-ü) ve
Fiilimsiler, eylemden türeyen, ancak eylemin bütün hâl eklerini (-de) alarak kullanılmıştır.
özelliklerini göstermeyen sözcüklerdir. Bunlar bir UYARI İsim-fiiller, olumsuzluk ekini almış fiillerle
fiil gibi olumsuz yapılabilir; ancak bir fiil gibi karıştırmamalıdır.
çekimlenemez. Örnek(ler)
Örneğin; “silmek” fiilini “siliyorum” biçiminde » Ona, kalemi sakın kırma, demiştim.
çekimleyebiliriz; ama “silen” sıfat-fiilini cümlesinde “kırma” sözcüğü olumsuzluk
“sileniyorum” biçiminde çekimleyemeyiz. eki almıştır ve bir işin yapılmayacağını bildirir.
Fiilimsiler, fiillere getirilen “fiilimsi ekleri” ile » Odunları kırma işini bugün bana verdiler.”
ortaya çıkarlar. Yani fiiller bazı ekler sayesinde cümlesindeki “kırma” sözcüğü ise isim-fiildir;
fiilimsi olurlar. Bu ekler fiilden isim yapma çünkü sözcük olumsuz anlam vermiyor ve bir
ekleri olarak da bilinir ki bunlar eklendiği fiili isim eylemin adını bildiriyor.
soylu sözcük yaparak o sözcüğün cümlede “isim, UYARI İsim fiil eki almış olmasına rağmen
sıfat ve zarf” görevinde kullanılmasını sağlarlar. zamanla kalıplaşarak bir varlığın veya kavramın adı
(Fiilimsiler, fiilden isim yapma eki aldıkları için haline gelmiş sözcükler vardır. Bunlar fiilimsi
türemiş bir sözcük olarak kabul edilirler.) olarak kabul edilmezler.
Fiilimsilerin Özellikleri Örnek(ler)
1. Eylemlerden türetilirler. » Bahçedeki kazma herhalde kaybolmuş.
2. Olumsuzluk eki (-me / -ma) alabilirler. » Masadaki dolma çok güzel görünüyor.
3. Fiillerin aldığı “fiil çekim eklerini” yani şahıs » Danışmada beklediğini söyledi.
ekleri, haber ve dilek kiplerini alamazlar. » Elindeki çakmak ile oynaması annesini tedirgin
4. Yarım yargı bildirir, yan cümlecikte yüklem etti.
olurlar. Yan cümlecikte özne, tümleç gibi ögeler » Her gün dondurma yersen çok hasta olabilirsin.
bulunabilir. Geçişli olanlar nesne de alabilirler. » Kötü hava şartları sebebiyle tüm uçuşlar iptal
5. Cümlede ad soylu sözcük (ad, sıfat, zarf) gibi edilmiş.
görev yaparlar. Yukarıdaki cümlelerde altı çizili sözcükler, isim-fiil
> Fiilimsiler; isim-fiil, sıfat-fiil ve zarf-fiil olmak eklerini almış olmalarına rağmen, isim-fiil özelliğini
üzere üçe ayrılır. 1. İsim- yitirmiştir. Artık bu cümlelerde bir nesneye ve
Fiil (Mastar) kavrama isim olarak kullanılmıştır.
Fiillere getirilen “-ma / -me, -mak / -mek, -ış / -
iş / -uş / -üş” ekleriyle yapılır. Bu ekleri, aklımızda 2. Sıfat-Fiil (Ortaç)
daha kolay kalması için “-iş, -me, -mek” veya “- Fiillere getirilen “-an (-en), -ası (-esi), -maz (-
ma, -ış, -mak” şeklinde kodlayabiliriz. Bu ekler mez), -ar (-er / -ır / -ir / -r), -dık (-dik / -duk /-
fillere gelerek onları cümle içinde “isim” yaparlar. dük), -acak (-ecek), -mış (-miş / -muş / -müş)”
İsim-fiiller, fiillerin isim gibi kullanılabilen ekleriyle yapılır. Bu ekleri, aklımızda daha kolay
şekilleridir. kalması için “-an,-ası,-mez,-ar,-dik,-ecek,-
Örnek(ler) miş“ şeklinde
» Onunla tanışmayı ben de istiyorum. kodlayabiliriz. Çoğu zaman sıfat görevinde kullanılı
» Şiir okuyuşuna herkes hayran kaldı. rlar. Varlıkları niteledikleri için sıfat, yan cümlecik
» Balık tutmak bir yetenek işidir. kurdukları için de fiil sayılan kelimelerdir.
» Evin her tarafını Örnek(ler)
güzelce temizlemenizi istiyorum. » Çalışan öğrenci derslerinde başarılı olur.
» Bu köyden ayrılmak bana çok zor gelmişti. sıfat-fiil isim
» Kitap kaplayışını beğendim. cümlesinde “çalış-” fiili “-an” sıfat-fiil ekini almıştır.
Yukarıdaki cümlelerde altı çizili sözcükler fiil Görüldüğü gibi “çalışan” sözcüğü “öğrenci” ismini
değil, isim-fiildir. Dikkat ederseniz bunlar “kalem, anlamca tamamlamıştır. Yani sıfat görevinde
saygı, ölüm” gibi tam bir isim değil, yapısında
kullanılmıştır. Dolayısıyla “çalışan” sözcüğü sıfat- » Yırtılmış pantolon ile dışarı çıkma. “-mış, -miş,
fiildir. -muş, -müş” = Sıfat Fiil Eki (Sıfat görevinde)
» Yaralanan yolcular hastaneye kaldırıldı. » En sevdiği pantolonu yırtılmış. “-mış, -miş,
» Bu kırılası ellerinle mi vurdun minicik yavruya? -muş, -müş” = Öğrenilen Geçmiş Zaman Kip
» Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç. Eki (Yüklem görevinde)
» İnanılır bir olay değil yaşadığımız.
» Akşama kadar aramadık yer bırakmamışlar. > Sıfat – fiiller niteledikleri isim düştüğünde onun
» Sararmış yapraklar her tarafı kaplamış. yerine geçerek bir isim gibi kullanılırlar yani
Yukarıdaki cümlelerde altı çizili sözcükler sıfat- adlaşırlar. Sıfat-fiiller adlaşmış olsa bile fiilimsi
fiildir. sayılırlar.
UYARI Bazı sözcükler, sıfat-fiil eklerini alarak Örnek(ler)
kalıcı isim olur. Fiilimsi özelliğini kaybeder. » Geziden dönen öğrenciler salona geçsin.
Örnek(ler) cümlesinde “dönen” sıfat-fiili “öğrenciler” isminin
» Yakacak sıkıntısını bu yıl da çekeceğiz. sıfatı durumundadır.
» Dolmuş tıklım tıklımdı. » Geziden dönenler salona geçsin.
Yukarıdaki cümlelerde altı çizili sözcükler fiilimsi cümlesinde “öğrenciler” ismi düşmüş “dönen”
değildir. Fiilimsi özelliğini kaybetmiş, bir sıfat-fiili ismin yerine geçmiştir ve adlaşmış sıfat-
varlığa ad olmuştur. Hangi sözcüğün ad olup fiil olmuştur.
hanginin olmadığını anlamak için sözcüğü
olumsuz yapmayı deneyebiliriz. Eğer sözcük “-ma, 3. Zarf-Fiil (Bağ-Fiil, Ulaç)
-me” olumsuzluk ekiyle olumsuz yapılabiliyorsa, fiil Fiillere getirilen “-ken, -alı (-eli), -madan (-
olma anlamı devam ediyor demektir ve bu yüzden meden), -ince (-ınca / -unca / -ünce), -ip (-ıp / -up
sözcük sıfat – fiil olur. Ancak bu eklerle olumsuz / -üp), -arak (-erek), -dıkça (-dikçe / -dukça / -
yapılamıyorsa sözcük artık fiil anlamını tamamen dükçe / -tıkça /-tikçe / tukça / -tükçe), -e… -e (-a…
kaybetmiş ve isim olmuştur. Yukarıdaki cümlelerde -a), -r… -maz (-r… -mez), -casına (-cesine), -
geçen “yakacak” sözcüğünü “yakmayacak” şekline meksizin (-maksızın), -dığında (-diğinde / -
getiremeyiz; “dolmuş” sözcüğünü de “dolmamış” duğunda / -düğünde / -tığında / -tiğinde / -
şeklinde söyleyemeyiz. tuğunda / -tüğünde)” ekleriyle oluşturulan
Bu durum sıfatlarla sıfat – fiillerin ayrılmasında da sözcüklerdir. Birleşik bir cümlede iki cümleyi
kullanılabilir: bağladıkları için bağlaç; özne, nesne, tümleç
» Ağacın kırık dallarını kökünden kestik.” aldıkları için fiil sayılan kelimelerdir. Bağ fiillere
cümlesinde “kırık” sözcüğü sıfat-fiil değildir; çünkü “ulaç” da denir. Çekim ekleri almazlar. Cümlede
biz bu sözcüğü “kırmayık” şeklinde olumsuz zarf olarak kullanılırlar.
yapamayız. Ancak; Örnek(ler)
> Kimi zaman sıfat – fiiller çekimli fiillerle » Dereyi görmeden paçaları sıvama.
karıştırılabilir. Karıştırmamak için sözcüğün yüklem » El, elin eşeğini türkü çağırarak arar.
görevinde mi yoksa sıfat görevinde mi » Kol kesilirken parmak acımaz.
kullanıldığına bakmalıyız. » Çocuklar, konuşa konuşa yanımızdan geçtiler.
Örnek(ler) » İçeri girer girmez konuşmaya başladı.
» Tutmaz dizlerim birden düzeldi. “-mez, -maz” » O mahalleden ayrılalı tam üç yıl olmuş.
= Sıfat Fiil Eki (Sıfat görevinde) cümlelerinde altı çizili sözcükler zarf-fiildir.
» Dedemin dizleri tutmaz. “-mez, -maz” » Konuşarak halletmeliyiz bütün problemleri.
= Geniş Zaman Kipinin Olumsuzluk » Küçükken güle oynaya okula giderdik.
Eki (Yüklem görevinde) cümlelerinde “konuşarak” ve “güle oynaya” zarf-
» Koşar adımlarla yanıma geldi. “-ar, -er” = Sıfat fiilleri, yüklemi “durum” bakımından etkilemiştir.
Fiil Eki (Sıfat görevinde) Yükleme sorulan “nasıl?” sorusuna cevap verir.
» Her sabah mutlaka koşar. “-ar, -er” = Geniş » Sizinle İstanbul’a gelince görüşürüz.
Zaman Kip Eki (Yüklem görevinde) » Ders çalışırken uyuyakalmışım.
» Gelecek yıl şampiyonuz. “-acak, -ecek” = cümlelerinde ise “gelince” ve “çalışırken” zarf-
Sıfat Fiil Eki (Sıfat görevinde) fiilleri yüklemi “zaman” bakımından nitelemiştir.
» Seneye bize gelecek. “-acak, -ecek” = Yükleme sorulan “ne zaman?” sorusuna cevap
Gelecek Zaman Kip Eki (Yüklem görevinde) verir.
Müzik: Nota, akor, sol anahtarı…
2. BÖLÜM SÖZCÜKTE ANLAM Coğrafya: Meridyen, ölçek, izohips, Dünya,
boğaz…
Sözcükte Anlam İlişkisi Resim: Portre, palet, tuval…
Futbol: Taç, faul, gol…
> Bir sözcüğün terim olup olmadığı kullanıldığı
1. Gerçek (Temel) Anlam
cümleye göre değişir.
Gerçek anlam, bir kelimenin aklımıza ilk gelen
Örnek(ler)
anlamıdır. Kelimelerin, sözlükte yer alan ilk
» Camdan yansıyan ışık gözlerimi kamaştırdı.
anlamları da gerçek anlamlarıdır. Bu yüzden
(Gerçek anlam)
gerçek anlama, sözlük anlamı da denir.
» Sanatçımız, edebiyatımızın
Örnek(ler)
vazgeçilmez ışıklarından biridir. (Mecaz anlam)
» Uyanır uyanmaz perdeyi açıp pencereden dışa
» Bugünkü dersimizde ışık konusunu işleyeceğiz.
baktım.
(Terim anlam)
“Perde” kelimesini duyduğumuzda aklımıza ilk
» Doğru haber veren gazeteler de var. (Gerçek
olarak “pencerelerin önüne takılıp ışığın girmesini
anlam)
engellemeye yarayan örtü” gelir. Bu cümlede
» İki noktadan tek doğru geçer. (Terim anlam)
“perde” sözcüğü aklımıza ilk gelen bu anlamıyla
» Olaya bir de şu açıdan bakalım. (Mecaz anlam)
kullanıldığından gerçek anlam taşımaktadır.
» İkizkenar üçgenin taban açıları eşittir. (Terim
» Karabaş, bir şeyin kokusunu aldı.
anlam)
(koku: Nesnelerden yayılan zerrelerin burunda
> Bir sözcük, birden fazla alanda terim
uyandırdığı duygu)
oluşturabilir.
» Kör adama kimse yardım etmedi.
Örnek(ler)
(kör: Görme engeli)
» Oyunun birinci perdesi bitti. (Tiyatro terimi)
» Kitaplarını boş bir kutuya yerleştirdi.
» Kaz, perde ayaklı bir hayvandır. (Biyoloji terimi)
(boş: İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey
Sözcükler Arası Anlam İlişkisi
bulunmayan)
1.Eş Anlamlı Kelimeler: yazılışları ve okunuşları
2. Mecaz Anlam
farklı olmasına rağmen aynı anlamı taşıyan
Bir ilgi veya benzetme sonucu sözcüğün gerçek
kelimelerdir. Eş anlamlı sözcükler birbirlerinin
anlamından tamamen uzaklaşarak kazandığı yeni
yerine kullanılabilir. Eş anlamlılık çoğunlukla
anlamlara mecaz anlam denir. Mecaz anlamda
Türkçe sözcüklerle dilimize yabancı dillerden
kullanılan sözcükler genellikle soyut anlam kazanır.
girmiş sözcükler arasındadır.
Örnek(ler)
Örnek(ler)
» Konsere gidemeyince biletlerimiz yandı.
» siyah – kara
“Yanmak” fiilini duyduğumuzda aklımıza ilk gelen
» cevap – yanıt
anlam (yani gerçek anlam) “ateş almak,
» kalp – yürek – gönül
tutuşmaktır. Bu cümlede ise “biletlerimiz yandı”
» kelime – sözcük
sözüyle “biletlerin alev aldığı” anlatılmamaktadır.
» ileti – mesaj
Burada “yanmak” fiili gerçek anlamından tamamen
» özgün – orijinal
uzaklaşarak mecaz anlam kazanmış ve
» dil – lisan
“geçerliliğini yitirmek” anlamında kullanılmıştır.
» bellek – hafıza
» Ortalıkta savaş kokusu vardı.
» uygarlık – medeniyet
(koku: Belirti, işaret)
> Bazı durumlarda eş anlamlı kelimeler birbirinin
» Olaylara karşı kör ve sağırdır.
yerini tutmayabilir:
(kör: Duyarlılığını yitirmiş)
Örnek(ler)
3. Terim Anlam
» Kara bahtlı bir adamdı.
Bir sözcüğün bilim, sanat, spor ya da meslek
cümlesindeki “kara bahtlı” söz grubu “kötü şanslı”
alanına özgü kavramları karşılığında kazandığı
anlamında kullanılmıştır. Dolayısıyla kara
anlama terim anlam adı verilir.
bahtlı yerine siyah bahtlı demek de anlamsız olur.
Bazı bilim, sanat ve meslek dalları ile ilgili terimler:
Bu yüzden bu cümledeki “kara” kelimesinin eş
Örnek(ler)
anlamlısı “kötü” kelimesidir.
Matematik: Doğal sayılar, kare, polinom…
Tiyatro: Sahne, perde, kostüm…
2.Yakın Anlamlı Kelimeler Örnek(ler)
Yazılışı ve okunuşu farklı olan, anlamdaş gibi » Dün akşam bize geldi. (gerçek anlam)
göründüğü hâlde birbirinin yerini tamamen » Bu işin sonu nereye gider? (mecaz anlam)
tutamayan, yani aralarında anlam ayrıntısı bulunan Yukarıdaki
kelimelerdir. Bunlar çoğunlukla Türkçe cümlelerde gelmek ve gitmek birbirinin karşıtı
kelimelerdir. değildir; çünkü gelmek gerçek
Örnek(ler) anlamıyla, gitmek mecaz anlamıyla kullanılmıştır.
» basmak – çiğnemek – ezmek 4. Eşi Sesli(Sesteş) Kelimeler:
» tutmak – yakalamak Yazılış ve okunuşları aynı olan; ama anlamları
» korkak – çekingen birbirinden farklı olan sözcüklere eş sesli (sesteş)
» saçmak – dağıtmak sözcükler denir. Bunlar yalın hâlde olabildikleri
» dargın – küskün – kırgın gibi ek almış hâlde de olabilirler.
» tanıdık – bildik Örnek(ler)
» Çiçeklere basmak. Yol
» Çiçekleri çiğnemek. » Bu yolu takip etmemiz gerek. (yol: Bir yerden bir
» Çiçekleri ezmek. yere ulaşmak için üzerinde yürüdüğümüz
yer) » Kardeşimle birlikte bahçedeki otları yolduk.
> Yakın anlamlılıkta çoğu zaman sözcüğün (yolmak: Çekip koparmak)
cümledeki kullanımı belirleyici olmaktadır. Yüz
Örnek(ler) » Yüzü bana dönüktü. (yüz: Çehre, surat, sima)
“Yasaları çiğnemek” sözcük grubunda mecaz » Düğününe yüz kişi gelmiş. (yüz: Doksan
anlamda dokuzdan sonra gelen sayı)
kullanılan çiğnemek sözcüğüyle basmak veya ez » Kıyıda iki çocuk yüzüyordu. (yüzmek: Suda
mek sözcüğü arasında yakın anlamlılıktan söz ilerlemek)
edilemez. » Koyunun derisini yüzdüler. (yüzmek: Derisini
3. Zıt Anlamlı Kelimeler: çıkarmak, soymak)
Anlamca birbirinin karşıtı olan, birbiriyle çelişen El
kelimelere zıt anlamlı kelimeler adı » Telefonu bütün gün elinden bırakmadı. (el:
verilir. Türkçemizde her sözcüğün eş anlamlısı İnsanın tutmaya ve iş görmeye yarayan organı)
olmadığı gibi zıt anlamlısı da yoktur. Zıt anlamlı » Eller ne derse desin, önemli değil. (el: Yabancı)
sözcükler genellikle nitelik veya nicelik bildiren > Dilimizde düzeltme işareti ( ^ ) olan
sözcüklerde yani sıfat ve zarf özelliğindeki sözcüklerde okunuşları, yazılışları ve anlamları
sözcüklerde bulunur. farklı olduğu için sesteşlik özelliği aranmaz.
Örnek(ler) Örnek(ler)
» uzak ↔ yakın » Hava soğuktu kar yağıyordu.
» bulanık ↔ berrak » Bu seneki kârımız iyi.
» kirli ↔ temiz » ama – âma » hala – hâlâ » aşık –
» ileri ↔ geri âşık » adet – âdet » yar – yâr
» güzel ↔ çirkin
> Bir sözcüğün olumsuzu, o sözcüğün zıt > Bir sözcüğün temel anlamıyla yan anlamı
anlamlısı değildir. arasında sesteşlik özelliği aranmaz. Çünkü bu tür
Örnek(ler) sözcükler arasında anlam bağlantısı kopmamıştır.
» gelmek – gelmemek (olumsuzu) Örnek(ler)
» gelmek – gitmek (zıt anlamlısı) » Karabatak suya daldı.
» kirli – kirsiz (olumsuzu) » Uzmanlığını hangi dalda tamamladı? Bu
» kirli – temiz (zıt anlamlısı) cümlelerde dal sözcükleri birbirinin sesteşi
» almak – almamak (olumsuzu) değildir; çünkü birinci cümlede dal sözcüğü gerçek
» almak – vermek (zıt anlamlısı) anlamıyla, ikinci cümlede dal sözcüğü ağacın bir
organı olan dal sözcüğünün yan anlamıyla
> Sözcüklerin karşıt anlamlı olabilmesi için her kullanılmıştır.
ikisinin de gerçek ya da mecaz anlamlı olması > Bir sözcüğün temel anlamıyla mecaz anlamı
gerekir. arasında sesteşlik özelliği aranmaz.
Örnek(ler) olayında somut-soyut ilişkisi kurulmaktadır.
» Kuru otlar, bir kibrit değse tutuşuverecekti. 8. Nicel Anlamlı Kelimeler
(Temel anlam) Kavramların sayılabilen, ölçülebilen, azalıp
» Bu yazarın kuru bir anlatımı var. ( Mecaz anlam) çoğalabilen özelliklerini gösteren sözcüklere nicel
5. Genel ve Özel Anlamlı Kelimeler anlamlı sözcükler denir.
Söylenişte tekil olmasına rağmen anlamca geniş Örnek(ler)
kapsamlı olan sözcüklere genel anlamlı » Bu binadaki dairelerin oldukça geniş odaları var.
sözcükler; anlamca daha dar kapsamlı olan » Ağacın uzun dallarını testereyle kestim.
sözcüklere ise özel anlamlı sözcükler denir. » Okul, yüksek binaların arasında kalmış.
Örnek(ler) » Sırtında ağır bir çantayla güç bela yürüyordu.
» varlık – canlı – bitki – çiçek – papatya » İşyerime yakın bir ev satın almak istiyorum.
GENEL . . . . . . ↔ . . . . . ÖZEL Yukarıdaki örneklerde koyu yazılan sözcükler –
Yukarıdaki örnekte sözcükler genelden özele odanın genişliği, dalların uzunluğu, binaların
doğru sıralanmıştır. Buradaki sözcüklerin en genel yüksekliği, çantanın ağırlığı, evin yakınlığı –
anlamlısı “varlık”tır, en özel anlamlısı ise ölçülebilir özellikleri gösterdiği için nicel
“papatya”dır. Yine bu örnekte “çiçek” sözcüğü, anlamlıdır.
“bitki” sözcüğüne göre daha özel anlamlıdır; 9. Nitel Anlamlı Kelimeler
“çiçek” sözcüğü, “papatya” sözcüğüne göre daha Varlıkların nasıl olduğunu, niteliğini gösteren;
genel anlamlıdır. 6. sayılamayan, ölçülemeyen bir değeri, özelliği ifade
Somut Anlamlı Kelimeler eden sözcüklere “nitel anlamlı sözcükler” denir.
Beş duyu organımız olan göz, deri, kulak, dil ve Örnek(ler)
burundan en az biriyle algılayabildiğimiz varlıkları »Ekşi yoğurdu ayran yaparak değerlendirebilirsin.
karşılayan sözcüklere “somut anlamlı sözcükler” » Annemin lezzetli yemekleri burnumda tütüyor.
denir. Bir başka deyişle elle tutup gözle » Güleç yüzüyle çevresine neşe saçıyordu.
görebildiğimiz, koklayıp tadabildiğimiz veya » Cimri insanların kimseye hayrı dokunmaz.
koklayabildiğimiz varlıkları karşılayan kelimelerdir. » Okula yırtık ayakkabılarla gidiyordu.
Beş Duyu Organımız Yukarıdaki örneklerde koyu yazılan sözcükler –
Örnek(ler) yoğurdun ekşiliği, yemeklerin lezzetliliği, yüzün
» Rüzgâr, yağmur, soğuk, sıcak, ekşi, acı (tat), güleçliği, insanların cimriliği, ayakkabıların yırtıklığı
çiçek, gürültü, aydınlık, karanlık, mavi, koku, uzun, – ölçülemeyen özellikleri, nitelikleri ifade ettiği için
deniz… nitel anlamlıdır.
Yukarıdaki kelimeler beş duyu organımızdan en az > Sözcükler cümle içindeki kullanımına göre
biriyle algılanabilir. Sıcak, soğuk, rüzgâr bazen nicel bazen de nitel anlamlı olabilir.
dokunmayla; gürültü işitmeyle; mavi, uzun, deniz, Örnek(ler)
çiçek görmeyle algılanabilir. Bu yüzden bu » Okul yıllarında onunla yakın arkadaştık. (nitel
sözcükler somuttur. anlam)
7. Soyut Anlamlı Kelimeler » Stadyum evimize çok yakındı. (nicel anlam)
Beş duyu organımızdan herhangi biriyle Birinci örnekteki “yakın” sözcüğü “içten, sıkı”
algılayamadığımız kavramları ifade eden anlamında kullanılmıştır. İki arkadaş arasındaki
sözcüklere “soyut anlamlı sözcükler” denir. yakınlık belli bir ölçü aletiyle ölçülemez. Bu yüzden
Örnek(ler) yakın sözcüğü nitel anlamlı bir sözcüktür. İkinci
» Kin, iyilik, kötülük, nefret, kıskançlık, ayrılık, örnekteki “yakın” sözcüğü ise, ölçülebilir bir özellik
özlem, aşk, sevgi, acı (üzüntü), mutluluk, vicdan, olduğu için nicel anlamlıdır. Evin stadyuma olan
umut, sevinç, keder… uzaklığı metreyle ölçülebilir.
Yukarıdaki kelimelerin hiçbiri beş duyu organımızla 3. BÖLÜM CÜMLENİN ÖGELERİ
algılanamaz. Örneğin “nefret” dokunulabilen, Cümle, bir düşünceyi, bir dileği, bir haberi ya da
görülebilen, duyulabilen, koklanabilen veya duyguyu tam olarak anlatan, bir veya birden çok
tadılabilen bir varlık değildir. Bu yüzden soyuttur. sözcükten oluşmuş anlatım birimidir. Cümle
> Somut anlamlı sözcüklerle soyut anlamlı içindeki sözcüklerin tek başlarına ya da diğer
sözcükler arasında doğrudan bir ilişki yoktur. sözcüklerle grup oluşturarak yaptıkları göreve
Ancak aktarmaların temeli sayılan “somutlaştırma” de öge denir.
Cümlenin oluşumu için çekimli bir fiil ya da ek fiille
çekimlenmiş isim soylu bir sözcük gerekir. Bu iki özne sorusunu yükleme “yapan kim, olan ne?”
unsurdan birinin özelliklerine sahip bir sözcük, bir biçimlerinde sormamız daha doğru olur.
cümleyi oluşturmak için yeterlidir. Örnek(ler)
Cümlenin öğeleri, temel ögeler, yardımcı ögeler ve » Çocuklar bahçede neşeyle koşuyor. (koşan kim?/
ara sözler olmak üzere üç temel grupta incelenir: kim koşuyor?)
cümlesinde “koşma” eylemini gerçekleştiren
Bir düşünceyi, bir dilek ya da duyguyu söz veya “çocuklardır. Bunu yükleme sorduğumuz “koşan
yazı ile anlatabilmek için en az iki öge gereklidir. kim?” sorusu ile bulabiliyoruz.
Bunlar yüklem ve öznedir. Bunlara cümlenin temel » Bugün hava çok güzeldi. (güzel olan ne?)
öğeleri denir. cümlesinde özneyi bulmak için sorumuzu yüklemle
birlikte sorarız: “Güzel olan ne?” Cevap duru-
1.1. Yüklem (Fiil, Eylem) mundaki “hava” sözcüğü özne görevindedir.
Cümledeki işi, hareketi, yargıyı bildiren çekimli > Özne; gerçek özne, gizli özne ve sözde özne
unsura yüklem denir. Yükleme, cümlede yargı olmak üzere üç grupta incelenir:
bildiren çekimli öge de diyebiliriz. Yüklem,
yukarıda belirttiğimiz gibi, cümlenin temel 1.2.1. Gerçek (Açık) Özne
ögesidir. Yani yüklem olmadan cümle de oluşmaz. Yüklemin bildirdiği yargıyı gerçekleştiren ya da
Örnek(ler) yargının konusu olan varlığın cümlede açıkça ifade
» Ben işlerimi zamanında yaparım. edildiği öznedir.
cümlesinde “yapmak” sözcüğü, bir yargı taşıdığı Örnek(ler)
için yüklemdir. » Bu konuyu bize Aydın anlatacak. (anlatacak olan
» Buradaki evlerin hepsi çok güzeldi. kim?/ kim anlatacak?)
cümlesinde “güzeldi” sözcüğü bağımsız bir yargıyı cümlesinde “Aydın” öznedir. Çünkü yüklemde
sonuca bağladığı için yüklemdir. bildirilen “anlatma” işini yapan durumundadır.
» Komşu, komşunun külüne muhtaçtır.
1.2.2. Gizli Özne
cümlesinde ise “muhtaç” ismi, ek eylemin geniş
Cümlede bir sözcük olarak bulunmayan, yüklemin
zamanı ile çekimlenerek yüklem görevini
çekiminden anlaşılan öznelere gizli özne denir.
üstlenmiştir.
Örnek(ler)
NOT Yüklemi bulmak için herhangi bir soru
» Bu konuyu size anlatacağım. (anlatacak olan
yoktur. Fiiller ya da isim soylu sözcükler
kim?/ kim anlatacak?)
çekimlenerek bu görevi üstlenir. Yüklem bir
cümlesinin yüklemi “anlatacağım” sözüdür. Özneyi
sözcükten oluşabileceği gibi sözcük grubundan da
bulmak için “anlatacak olan kim?” diye soruyoruz,
oluşabilir.
“Ben” cevabı alıyoruz; ancak bu söz cümlede yok,
Örnek(ler)
biz bunu yüklemin bildirdiği şahıstan çıkarıyoruz.
» Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.
Öyleyse bu cümlenin öznesi gizli öznedir.
cümlesinde “üstündeki kandır” sıfat tamlaması,
» Dün akşam çok eğlendik. (eğlenen kim? → biz →
» Kadın, çocuğunu çok merak ediyordu.
gizli özne)
cümlesinde “merak ediyordu” birleşik eylemi,
» Bize soğuk davranıyor. ( soğuk davranan
» Babamın çantası, arabanın bagajındaymış.
kim? → o → gizli özne)
cümlesinde “arabanın bagajındaymış” isim
tamlaması yüklem görevinde kullanılmıştır. 1.2.3. Sözde Özne
Eylemin kim tarafından yapıldığı belli olmayan
1.2. Özne
cümlelerde işten etkilenen unsur özne kabul edilir.
Yüklemin bildirdiği iş, oluş ya da durumu yapan
Böyle öznelere sözde özne denir.
veya cümledeki olanı karşılayan ögeye özne denir.
Örnek(ler)
Özne, cümlenin temel öğesidir; ancak her cümlede
» Bu konu çok iyi anlaşıldı.
bulunmak zorunda değildir. Özne, fiil cümlelerinde
cümlesinin yüklemi “anlaşıldı” sözüdür. Özneyi
işi yapandır. İsim cümlelerinde bir eylem
bulmak için “anlaşılan ne?” diye soruyoruz, “Bu
bulunmadığı için özne, yüklemin bildirdiği
konu” cevabı alıyoruz. “Bu konu” sözü burada
durumda olandır. Özne, yükleme sorulan “kim,
özneymiş gibi gözükse de aslında işi yapan değil,
ne?” soruları ile bulunur. Ancak özellikle “ne”
işten etkilenen konumundadır. “anlaşılma”
sorusu, nesneyi bulmak için de sorulduğundan,
eyleminin kimin tarafından yapıldığı belli değildir,
bu eylem sonucunda “bu konu”nun anlaşıldığı Örnek(ler)
bellidir. Eylemin kimin tarafından yapıldığı belli » Adam bir çuval taşıyordu? (ne taşıyordu?)
olmadığı için “bu konu” özne olarak kabul (belirtisiz nesne)
edilmektedir. cümlesinde yükleme sorulan “ne” sorusuna “bir
NOT Söz ya da söz öbekleri cümlede özne çuval” cevabını alıyoruz. Bu sözcük yalın olarak
olabilir. Ad tamlaması, sıfat tamlaması özne olarak kullanıldığından yani belirtme hâli eki
kullanılabilir. almadığından belirtisiz nesnedir.
Örnek(ler) NOT Cümlenin öğeleri bulunurken özne ve
» Uzun boylu, genç biri kapıyı açtı. nesneyi karıştırmamak için önce yüklemi, sonra
cümlesinde “uzun boylu genç biri” sıfat tamlaması özneyi, daha sonra da nesneyi bulmalıyız.
özne durumundadır; çünkü “açtı” eylemini yapan Örnek(ler)
kişidir. » Kalemi dün akşam kaybolmuş.
» Dolabın kapısı kilitliydi.. özne yüklem
cümlesinde “dolabın kapısı” belirtili isim tamlaması cümlesinde özneyi bulmadan “Neyi kaybolmuş?”
özne göreviyle kullanılmıştır; çünkü özneyi bulmak sorusunu sorar ve “kalemi” sözcüğüne nesne der-
için sorulan “kilitli olan ne” sorusuna “dolabın sek yanılmış oluruz. Çünkü önce özneyi bulmalıyız.
kapısı” ad tamlaması cevap vermektedir. Buna göre “Kaybolan ne?” sorusunu sorduğumuz-
da “kalemi (Onun)” cevabını alırız. Demek ki “kale-
2. Yardımcı Ögeler mi” sözcüğü nesne değil, öznedir.
Cümlenin yardımcı öğeleri nesne, dolaylı tümleç
2.2. Dolaylı Tümleç (Yer Tamlayıcısı)
(yer tamlayıcısı), zarf tümleci (zarf tamlayıcısı) ve
Cümlede yaklaşma, bulunma, uzaklaşma bildiren,
edat tümlecidir.
yüklemi yer anlamıyla tamamlayan öğedir. Yer
2.1. Nesne tamlayıcısı “-e, -de, -den” ekleriyle oluşan sözcük
Nesne, cümlede öznenin yaptığı işten etkilenen veya sözcük gruplarıdır. Dolaylı tümleç, yükleme
öğedir. Nesne, sadece yüklemi geçişli olan fiil sorulan “kime, kimde, kimden; nereye, nerede,
cümlelerinde vardır ve yükleme sorulan “ne, neyi, nereden; neye, neyde, neyden?” gibi sorularla
kimi?” sorularıyla bulunur. bulunur.
Örnek(ler) Örnek(ler)
» Bugün seni çok aradım. (kimi aradım?) » Baş ucumdaki lâmbayı yakıp, saate baktım. (neye
cümlesinde yükleme sorulan “kimi?” sorusuna ce- baktım?) (yer tamlayıcısı)
vap veren “seni” sözcüğü nesnedir. cümlesinde yükleme sorulan “neye” sorusuna ce-
» Fuardan kardeşime kitap aldım. (ne aldım?) vap veren “saate” sözcüğü dolaylı tümleçtir.
cümlesinde “ne” sorusuna cevap veren “kitap” söz- » Seninle evde konuşacağım. (nerede
cüğü nesnedir. konuşacağım?) (dolaylı tümleç / yer tamlayıcısı)
> Nesneyi belirtili nesne ve belirtisiz nesne olmak cümlesinde yükleme sorulan “nerede” sorusuna
üzere iki grupta incelemek mümkündür: cevap veren “evde” sözcüğü dolaylı tümleç
görevindedir.
2.1.1. Belirtili Nesne NOT İsmin “-e, -de, -den” hâl eklerini alan her
Yükleme sorulan “neyi, kimi?” sorularına cevap sözcük cümlede dolaylı tümleç görevinde
veren sözcük ya da sözcük gruplarıdır. Belirtili bulunmaz. Bu ekleri alan sözcükler, cümlede
nesne durumundaki sözcük ya da sözcükler zaman veya durum bildirirse, zarf tümleci olur.
yükleme belirtme hâl ekiyle (-i) bağlanır. Örnek(ler)
Örnek(ler) » Tam iki saat ayakta bekledik.” (zarf tümleci)
»Bu maçı mutlaka izlemeliyim. (neyi izlemeliyim?) » Unutma, akşama seninle buluşacağız.” (zarf
(belirtili nesne) tümleci)
cümlesinde “neyi” sorusuna cevap veren “bu maçı” Yukarıdaki cümlelerde “ayakta ve akşama” sözleri
sözü belirtili nesne olarak kullanılmıştır. zarf tümleci görevindedir. Bunu yükleme sorduğu-
muz sorulardan da anlayabiliriz. Birinci cümlede
2.1.2. Belirtisiz Nesne
hâl ekini alan sözcük “nasıl”, ikinci ve üçüncü cüm-
“-i” belirtme hâl ekini almayan ve özneyi
ledeki sözcükler ise “ne zaman” sorularına cevap
bulduktan sonra yükleme sorulan “ne?” sorusuna
vermektedir.
cevap veren sözcükler, belirtisiz nesne olur.
Örnek(ler)
2.3. Zarf Tümleci (Zarf Tamlayıcısı) » O, bütün yazılarını, dolma kalemle yazar. (ne ile
Yön, zaman, tarz, sebep, miktar, vasıta ve şart yazar?)
bildirerek yüklemi tamamlayan ve yükleme sorulan » Bu araştırmayı arkadaşlarıyla yapmış. (kiminle
“ne zaman, nasıl, niçin, niye, neden, ne kadar, yapmış?)
ne şekilde?” gibi sorulara cevap veren söz ya da » Bu yemekleri sizin için hazırladım.(kimin için?)
söz öbekleri cümlede zarf tümleci (zarf tamlayıcısı)
olarak kullanılır. 3. Ara Söz
Örnek(ler) Herhangi bir ögenin açıklayıcısı olarak cümleye gi-
» Batuhan bugün derse gelmedi. (ne zaman ren, iki virgül veya iki kısa çizgi arasında yer alan,
gelmedi?) (zarf tümleci) cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamında her-
cümlesinde yükleme sorulan “ne zaman” sorusuna hangi bir daralmaya yol açmayan, bazen bağımsız
cevap veren “bugün” sözü zaman bildiren zarf olarak da cümleye girebilen sözcük ya da sözcük
tümlecidir. gruplarına ara söz denir.
» Tuğçe derslerine çok çalışırdı. (ne kadar Örnek(ler)
çalışırdı?) (zarf tümleci) » Dil, insanın en güçlü silahı, konuştukça etkisini
cümlesinde yükleme sorulan “ne kadar” sorusuna gösterir.
cevap veren “çok” sözcüğü miktar bildiren zarf » İzmir’e, doğduğu kente, gidiyordu.
tümleci görevinde kullanılmıştır. » Yaşlı adam onu, kara kuru çocuğu, bağrına bastı.
NOT Aşağı, yukarı, içeri, dışarı, ileri, geri vb.” Yukarıdaki cümlelerde ara söz, cümlenin sırasıyla
sözcükler, yalın halde kullanıldığında zarf “özne, dolaylı tümleç, nesne” gibi öğelerini
tümlecidir. Ancak bu sözcükler isimlere eklenen oluşturmuştur.
hâl eklerini aldıklarında zarf tümleci olmaz, » Ülkenize, Belçika’ya, bizi de davet eder misiniz?
cümlenin farklı bir ögesi olur. » Dünyanın en yüksek noktasına, Everest’e, bir
Örnek(ler) Türk sporcu da tırmandı.
» Ahmet, dışarıya çıkmıştı. (nereye çıkmıştı?) cümlelerinde “Belçika” ve “Everest’e” sözleri ara
(dolaylı tümleç / yer tamlayıcısı) sözdür ve dolaylı tümleçlerin açıklayıcısı olarak
cümlesinde “Nereye çıkmıştı?” sorusuna cevap ve- kullanılmıştır.
ren “dışarıya” sözcüğü “-e” hal eki aldığı için NOT Ara söz, bir ögenin açıklayıcısı olarak
dolaylı tümleçtir. kullanılmışsa, daima açıkladığı ögeden sonra gelir.
» Görevli, içeriyi kontrol etti. (nereyi kontrol etti?) Bir ögenin açıklayıcısı olarak kullanılmamışsa
(nesne) cümlede bağımsız olarak kullanılır ve cümle dışı
cümlesinde “Nereyi kontrol etti?” sorusuna cevap unsur olarak kabul edilir.
veren “içeriyi” sözü hal eki aldığı için nesne göre- Örnek(ler)
vindedir. » O günün akşamı, sen de hatırlayacaksın, çay
» Aşağı bakma sakın. bahçesinde oturmuştuk.
cümlesinde “Nereye bakma?” sorusuna cevap ve- cümlesinde “sen de hatırlayacaksın” sözleri ara
ren “aşağı” sözü hal eki almadan yön bildirdiği için sözdür; ama herhangi bir ögenin açıklayıcısı olarak
zarf tümlecidir. kullanılmamıştır dolayısıyla cümle dışı unsurdur.
2.3.1. Edat Tümleci NOT: CÜMLEDE VURGULANAN ÖGE YÜKLEME
Yüklemin ne ile (hangi araçla), kimin ile, hangi EN YAKIN ÖGEDİR.
amaçla, yapıldığını gösteren söz öbeklerine edat  Arkadaşlarını yemeğe çağırmış.(bu
tümleci denir. Yükleme sorulan “ne ile, ne için, cümlede vurgulu öge dolaylı tümleçtir.)
kiminle, kimin için?” sorularıyla bulunur.  Ali masada defterini unutmuş. (bu
Edat tümleci olarak adlandırılan tümleçler de cümlede vurgulu öge belirtili nesnedir.)
birer zarf tümlecidir. Çıkmış sorularda,
seçeneklerde bile olsa, edat tümleci adının geçtiği
görülmemiştir. Ancak bazı soruların çözümünde
yardımcı olduğu söylenebilir. Eğer seçeneklerde
“edat tümleci” adı geçmiyorsa, siz “edat tümleci”
olarak gördüğünüz söz öbeklerine zarf tümleci de
diyebilirsiniz.
3. Kişileştirme (Teşhis)
4. BÖLÜM SÖZ SANATLARI İnsan dışındaki varlıklara insana özgü özelliklerin
Söz sanatları abartma, benzetme, kişileştirme, verilmesine kişileştirme denir. Bu sanatta
konuşturma ve karşıtlık olmak üzere beşe ayrılır: hayvanlara, bitkilere ve diğer varlıklara insana
1. Abartma (Mübalağa) özgü özellikler verilerek ifade daha çekici hâle
Bir şeyin özelliklerini, bir olayı veya bir durumu getirilir, duygular daha güzel anlatılır.
olduğundan daha büyük veya daha küçük Örnek(ler)
göstermeye abartma denir. » Yukarıdaki videoda kalem, silgi, defter, çanta gibi
Örnek(ler) cansız varlıklara çok çalışmak, formda olmak,
» Bu videodaki kişi, futbol geçmişini ve futbol hazırlıklar yapmak gibi insana özgü özellikler
yeteneğini olduğundan daha büyük yüklenerek kişileştirme söz sanatına yer
göstererek abartma söz sanatını kullanmıştır. verilmiştir.
» Çantayı taşımaktan kolum koptu. » Köyün çayı boş yere akmaktan sıkılıyor, bir
Bu cümlede kişi, kolunun fiziksel olarak koptuğunu bostanı sulayacağı günlerin gelmesini iple
değil, “çok yorulduğunu” abartma yaparak çekiyordu.
anlatmaktadır. Bu cümlede “köyün çayı” kişileştirilmiştir.
» Bir ah çeksem dağı taşı eritir “sıkılmak”, “iple çekmek (sabırsızlıkla beklemek)”
Gözüm yaşı değirmeni yürütür insana özgü niteliklerdir. İnsana özgü nitelikler
Bu hasretlik beni dahi çürütür “köyün çayına verilerek çay kişileştirilmiştir.
Bana sıla da bir, gurbet il de bir » Toplanırken göklerde bulutlar yığın yığın
Hırçın bir fırtınayı düşünüyordu deniz.
2. Benzetme (Teşbih) Bu dizelerde “kişileştirilme” vardır. Burada
Anlatımı kuvvetlendirmek, sözün etkisini artırmak “düşünüyordu” denerek “deniz” kişileştirilmiştir.
için aralarında değişik yönlerden ilgi bulunan iki
şeyden zayıf olanın kuvvetli olana 4. Konuşturma (İntak)
benzetilmesine benzetme denir. İnsan dışındaki varlıkları konuşturma, onların
Tam bir benzetmede benzeyen, benzetilen, ağzından söz söyleme
benzetme yönü ve benzetme edatı olmak üzere sanatına konuşturma (intak) denir.
dört temel unsur vardır fakat bir cümlede Konuşturma, genellikle kişileştirme sanatı ile
benzetme yapılması için sadece benzeyen ve birlikte kullanılır. Kişileştirme ile insan özelliği
benzetilen olması da yeterlidir. kazandırılan varlıklar, konuşturulduğu zaman
► Benzeyen: Zayıf unsur. konuşturma sanatı yapılmış olur.
► Benzetilen: Kuvvetli unsur. Örnek(ler)
► Benzetme yönü: İki unsur arasındaki benzetme » Yukarıdaki videoda konuşma söz sanatından
sebebi. yararlanılarak ekmekler, karşılıklı atıştırılmış ve
► Benzetme edatı: Benzetmede kullanılan “gibi, konuşturulmuştur.
kadar” edatlarıdır. » Akşam rüzgârları der ki Ali’ye:
Örnek(ler) “Gözler ileriye, gönül geriye…”
Serkan keçi gibi inatçı bir çocuktur. Sanki köydekiler görünsün diye
Yukarıdaki cümlede “Serkan”, “inatçılık” Tepeler alçalır, dereler dolar!
bakımından “keçiye benzetilmiştir. Burada Bu dörtlükte “rüzgârlar” önce kişileştirilmiş, daha
“keçinin” inatçılık özelliği herkes tarafından sonra da konuşturulmuştur. Zaten şiirde
bilindiğinden, benzetme çok rahat anlaşılmakta, konuşturma varsa, konuşturulan varlığın sözleri de
söz daha etkili olarak anlatılmaktadır. vardır.
» Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım 5. Karşıtlık (Tezat)
Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım Birbirine karşıt olan durum, kavram ve fikirlerin bir
İstiklâl Marşı’ndan alınan bu dizelerin ilkinde şair arada kullanılmasına karşıtlık (zıtlık) denir.
kendisini “sele benzetmiştir. İkinci dizede ise Örnek(ler)
“dağları yırtarım” sözüyle abartma sanatına » Gülen çehremi görüp
başvurmuştur. Sanmayın beni bahtiyardır.
Her kahkahanın içinde
Bir damla gözyaşı vardır. » Ünlü kişilerin kendi yaşamlarını anlattıkları
Yukarıdaki dörtlükte gülmek ve bahtiyar (mutlu) yazılara otobiyografi denir.
olmak ile ağlamayı ve hüznü çağrıştıran gözyaşı 4. İçerik (Konu) Cümleleri
kelimeleri bir arada kullanılarak zıtlık (tezat) söz Yazarın, yapıtında ele aldığı konuya değinilen
sanatına yer verilmiştir. cümlelerdir.
» Ağlanacak halimize güleriz çoğu zaman. Örnek(ler)
» Sanatçı, eserinde bir çobanın köydeki yaşamını
anlatıyor.
5. BÖLÜM CÜMLEDE ANLAM » Şiirlerinde ayrılık acısını işlemiş.

5. Üslup (Biçem) Cümleleri


Anlatımına Göre Cümleler
Üslup bir duygunun, düşüncenin kişisel anlatım
Anlatım bakımından cümleler öznel, nesnel,
biçimidir. Sanatçının dili kullanma biçimi, anlatım
dolaylı, dolaysız, aşamalı durum bildiren
şekli üslupla ilgilidir. Cümlelerin uzunluğu, kısalığı,
cümleler ile tanım, içerik ve üslup
sözcük seçimi, sanatlı ya da yalın oluş, sanatçının
cümleleri olmak üzere dokuz başlıkta incelenir:
üslubunu ortaya koyar.
Herhangi bir metne yönelttiğimiz “Nasıl
1. Öznel Anlatımlı Cümleler anlatılmış?” sorusu, üslupla ilgili ifadeleri
Söyleyenin kendi düşüncesini, duygusunu veya bulmamıza yardımcı olur.
beğenisini içeren; doğruluğu ya da yanlışlığı Örnek(ler)
kişiden kişiye göre değişen cümlelerdir. » Sanatçı, eserinde gerçekleri kısa, yalın cümlelerle
Örnek(ler) dile getirmiş.
» Roman en güzel yazı türüdür. » Şiirlerinde süslü, söz oyunlarına dayalı bir dil
Yukarıdaki cümle, söyleyenin kişisel düşüncesini yerine, günlük konuşma dilini tercih etmiştir.
yansıtmaktadır. Kanıtlanması olanaksızdır. Çünkü
her insanın sevdiği yazı türü farklıdır. Bu yüzden
bu cümle, öznel yargı bildiren bir cümledir.
6. Doğrudan (Dolaysız) Anlatımlı Cümleler
» İstanbul Boğazı’nın seyrine kimse doyamaz.
Başkasına ait bir sözün hiç değiştirilmeden
2. Nesnel Anlatımlı Cümleler
aktarılmasına doğrudan anlatım denir. Olduğu
Söyleyenin duygu veya düşüncesini içermeyen;
gibi aktarılan söz genellikle tırnak işareti içerisinde
doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye göre
yazılır. Tırnak işaretinin dışında virgül kullanılarak
değişiklik göstermeyen, herkesçe kabul görmüş,
da aktarılabilir.
kanıtlanabilir yargıları içeren cümlelerdir.
Örnek(ler)
Örnek(ler)
» Atalarımız, kalem kılıçtan keskindir, der.
» Ozon tabakasındaki delik her yıl büyüyor.
» Atatürk: “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.”
Yukarıdaki cümle, nesnel bir yargı ifade
diyerek bir gerçeği dile getirmiştir. (Atatürk’e ait
etmektedir. Çünkü bu sözleri söyleyenin kişisel
söz değiştirilmeden aktarılmış)
düşüncesi cümleye karışmamıştır. Bu, bilimsel bir
veridir; araştırma ile kanıtlanabilir.
» Kırmızı, ana renklerden bir tanesidir. 7. Dolaylı Anlatımlı Cümleler
» Eser, dört bölüm halinde sinemaya uyarlanmış. Başkasından alınan sözün, cümledeki yargıyı
» İstanbul 1453′te fethedildi. değiştirmeden, kendi sözcüklerimizle
» Yazar, bu romanında aile bireyleri arasındaki aktarılmasına dolaylı anlatım denir. Dolaylı
sorunları anlatıyor. anlatımlı cümleler “söyledi, belirtti, açıkladı” gibi
3. Tanım Cümleleri eylemlerle biter ya da yüklemleri öğrenilen geçmiş
Varlıkların ne olduklarını tam olarak belirtmek için zamanla çekimlenir.
kurulur. Tanım cümleleri “Bu nedir?”, “Bu kimdir?” Örnek(ler)
sorularına cevap verir. » Doktor, babama ilaçları mutlaka içmesi
Örnek(ler) gerektiğini tembih etti.
» Lirik şiir, duyguların çok etkili ve coşkulu bir » Atatürk hayatta en gerçek yol göstericinin ilim
biçimde dile getirildiği şiir türüdür. olduğunu söylemiştir. (Yazar kendi anlatımıyla
Atatürk’e ait sözü değiştirerek aktarmış)
» Sanatçı, hayatı kendi yorumuyla vermelidir.
8. Aşamalı Durum Bildiren Cümleler » Sanatçı, hayatı anlatırken ayna görevi
Bir olayın veya durumun giderek değiştiğini üstlenmelidir.
bildiren cümlelerdir. Eylem aniden değil, süreç 3.Neden (Sebep) – Sonuç İlişkili Cümleler
içinde gerçekleşir. Bir eylemin hangi gerekçeyle veya hangi sebeple
Örnek(ler) yapıldığını bildiren cümlelerdir. Bu cümlelerin
» Diktiğimiz fidanlar günden güne uzuyor. yüklemine “niçin?” , “neden?” soruları
» Uçak önce havalandı, sonra yavaş yavaş sorulduğunda bu sorular cevapsız kalmaz. Neden-
bulutların arasında kayboldu. sonuç cümleleri iki bölümden oluşur: Birinci bölüm
neden (sebep), ikinci bölüm ise sonuç bildirir.
Genellikle “için, -den, -diğinden, ile” gibi ekler ve
Cümlede Anlam İlişkileri edatlar kullanılır.
Anlam ilişkisi bakımından cümleler; yakın Örnek(ler)
anlamlı, zıt anlamlı cümleler, neden-sonuç, » Hasta olduğum için okula gelemedim.
amaç-sonuç, koşul-sonuç, açıklama ve Yukarıdaki cümlede koyu renkle yazılmış bölüm,
karşılaştırma cümleleri olmak üzere yedi başlıkta eylemin yapılış nedenini belirtmektedir.
incelenir: » Okulların açılmasıyla masraflar arttı.
Cümlede Anlam İlişkileri Kavram Haritası » Seni uyandırmayalım diye radyoyu açmadık.
» Yağmur yağınca maç iptal oldu.
1. Yakın Anlamlı Cümleler » Malzeme yetersizliğinden inşaat yarım kaldı.
Eş anlamlı cümlelerde, biri diğerinin yerini > Neden-sonuç ilişkisi bağımsız iki cümle ile de
tutabilecek iki cümle söz konusu idi. Yakın anlamlı ifade edilebilir.
cümlelerde ise aynı özü, aynı ruhu taşıyan iki Örnek(ler)
cümle vardır. » Çiçekleri gece sula; daha çabuk büyür.
Örnek(ler) » Bir daha böyle konuşma; beni üzüyorsun.
» Hayatını insanların mutluluğuna adamıştı. Bu örneklerde birinci cümlede ifade edilen eylem,
» İnsanları mutlu etmek için ömür boyu ikinci cümlede ifade edilen eylemin nedeni
çalışmaktan zevk aldı. durumundadır. Buna “gerekçe” de denmektedir.
Bu cümlelerin ikisinde de söz konusu kişinin ömür Bu tür ifadelerde sebep cümlesi ile sonuç
boyu insanların mutluluğu için çalıştığı ifade cümlesinin yerleri değiştirilebilir.
edilmektedir. Buraya kadar eş anlamlılık söz 4. Amaç-Sonuç İlişkili Cümleler
konusudur. Ancak ikinci cümlede “bu çalışmadan Eylemin hangi amaca bağlı olarak gerçekleştiğinin
zevk almak” gibi bir ayrıntı vardır. Bu ayrıntı belirtildiği cümlelerdir. Bu tür cümlelerde de “için,
sebebiyle bu cümlelere yakın anlamlı cümle diye, üzere” gibi edatlardan yararlanılır. Amaç –
diyoruz. sonuç cümleleri, eyleme sorulan “hangi
» Bazı sanatçılar yaşları ilerledikçe eserlerinde amaçla?” sorusuna cevap verir.
tekrara düşerler. Örnek(ler)
» Olgunluk döneminde sanatçıların bir kısmı » Sınavı kazanmak için çok çalışmış.
özgünlüklerini kaybedebilir. Yukarıdaki cümlede koyu renkle yazılmış bölüm,
eylemin yapılış amacını belirtmektedir.
2. Karşıt (Zıt) Anlamlı Cümleler » Bildiklerini anlatmak üzere karakola başvurdu.
Anlamca birbirine zıt olan, birbiriyle çelişen » Kilo vereyim diye spor yapıyor.
cümlelerdir. Bu tür cümlelerde konu genellikle » Yazar, eleştirmene şirin görünmek
aynıdır; fakat konuya bakış açısı farklıdır. maksadıyla iki yüzlü davranıyor.
Örnek(ler) » Ona sık sık öğüt verirdi; iyi bir insan olsun diye.
» Sanayileşme, çevreye zarar vermektedir.
Amaç-Sonuç Cümleleri ile Neden-Sonuç
» Gelişmek isteyen toplumlar, sanayiye önem
vermelidir. Cümleleri Arasındaki Fark
Bu cümlelerde konu sanayileşmedir. İlk cümlede Amaç-sonuç cümleleri, neden-sonuç cümleleri
sanayileşmenin kötü yönü, diğerinde ise iyi yönü birbirine çok benzemekte bu yüzden sık sık
anlatılmaktadır. karıştırılmaktadır. Amaç-sonuç cümleleri ile neden-
sonuç cümlelerini ayırt etmek için şu yolu
izlemeliyiz: 7. Karşılaştırma Cümleleri
Amaç-sonuç ile neden-sonuç cümlelerinin Birden fazla varlık, kavram ya da durumun
karıştırılmasının en büyük sebebi amaç-sonuç karşılaştırıldığı cümlelerdir. Karşılaştırmada
cümlelerinin, neden-sonuç cümlelerini bulmak için benzerlik, farklılık, üstünlük gibi değişik durumlar
kullandığımız “neden?” sorusuna da cevap ifade edilir. Karşılaştırma ilgisi “gibi, kadar, en,
verebilmeleridir. Bu yüzden amaç-sonuç daha, çok, göre, fazla” gibi sözcüklerle kurulur.
cümlelerinin sorulduğu sorularda önce Örnek(ler)
mutlaka “hangi amaçla?” sorusu sorulmalıdır. Eğer » Kışın Sivas, İstanbul’dan daha soğuktur.
önce “neden?” sorusunu sorarsak neden-sonuç » Televizyon da sinema kadar etkilidir.
cümlesini amaç-sonuç sanarak yanılırız. » Köyün en güzel çileği bahçemizde yetişir.

5. Koşul (Şart) – Sonuç İlişkili Cümleler


Bir olayın veya durumun gerçekleşmesinin, başka Cümle Yorumlama
bir olayın veya duruma bağlı olduğunu belirten
cümlelerdir. Bu tür cümlelerde birinci bölüm (yan 1. Cümlenin Konusu
yargı) koşul, ikinci bölüm ise o koşula bağlı olarak Cümlede üzeride durulan kavramlar cümlenin
ortaya çıkan sonuçtur (temel yargı). Türkçede konusunu verir. Sorularda bir cümle verilir ve bu
koşul anlamı asıl olarak “-se” şart ekiyle sağlanır. cümlede neyin anlatıldığı, yani cümlenin konusu
“ise”, “-ince”, “-dikçe”, “mi”, “ama”, “üzere”, “yeter sorulur.
ki” ile de koşul anlamı sağlanabilir. Yapılması gereken, verilen cümleyi yorumlayarak
Örnek(ler) anlatılanı bir iki söz ile ifade etmektir. Bunun için
» Ödevini yaparsan oyun oynayabilirsin. cümleye “Bu cümle neyi anlatıyor?” sorusu sorulur
Bu cümlede koyu renkle yazılmış bölüm, eylemin ve sorunun cevabı aranır. Alınan cevap cümlenin
yapılabilmesinin bağlı olduğu koşulu konusu olacaktır.
belirtmektedir. Örnek(ler)
» Temiz bir dünya istiyorsan yerlere çöp atma. » Öğretmen bir toplumun yapı taşıdır.
» Müzik dinleyebilirsin ama sesini fazla Bu cümlede öğretmen, “yapı taşı”na benzetilmiş.
açmayacaksın. Taştan yapılan binalarda temel malzeme taş
UYARI Cümleye istek, dilek anlamı katan –se, -sa olduğuna göre, bu malzeme olmadan bina
ile koşul anlamı veren –se, -sa ekini karıştırmamak yapılamaz. Öğretmen için toplumun yapı taşı
gerekir. İstek cümleleri de –se, -sa eki almasına dendiğine göre, toplumun ortaya çıkması için
rağmen, koşul anlamı taşımaz. öğretmene ihtiyaç var demektir. Öyleyse toplumun
Örnek(ler) oluşmasında öğretmen çok önemlidir. Yani bu
» Otobüsle gelmese de trenle gelse. cümlenin konusu, anlatmak istediği, “öğretmenin
6. Açıklama İlişkili Cümleler önemi”dir.
Neden- sonuç ilişkisinin tersidir; önce sonucun,
sonra nedenin belirtildiği cümlelerdir. Bu tür 2. Cümlenin Ana Fikri (Ana Düşüncesi)
cümleler genellikle “çünkü, demek ki, öyleyse, Bir cümlede asıl anlatılmak istenen fikir veya
anlaşılıyor ki” bağlaçlarıyla oluşturulur. cümlede verilmek istenen mesaja ana fikir
Örnek(ler) denmektedir.
» İzmir’i seviyorum çünkü en güzel yıllarım orada Örnek(ler)
geçti. » Eğer bir romancı yazdığı eserlerin geniş kitleler
Bu cümlede koyu renkle yazılmış bölümde, tarafından okunmasını, beğenilmesini arzu
kendinden önce belirtilen yargının nedeni ediyorsa yapacağı ilk iş seslendiği halkın
açıklanmıştır. anlayabileceği bir dil kullanmak olmalıdır.
» Bir kez bile arayıp sormadı, demek ki bizi pek Bu cümlede anlatılmak istenen düşünceyi “Yalın
sevmemiş. bir dil kullanan sanatçı, daha fazla okunur.”
» Yüzünden düşen bin parça, anlaşılan üzgünsün. şeklinde öz olarak ifade edebiliriz. Bu da cümlenin
ana düşüncesi olur.
3. Cümleden Çıkarılabilecek Yargı
Bir cümle verilir ve bu cümlede anlatılmak 5. Cümle Tamamlama
istenenin veya cümleden çıkarılabilecek yargının Verilen cümlelerde veya karşılıklı konuşma
ne olduğu sorulur. metinlerinde boş bırakılan yerlerin anlam
Bu tip soruların çözümünde yapılması gereken, bütünlüğünü ve uyumunu sağlayacak şekilde
verilen cümleyi yorumlayarak cümlenin söyleniş doldurulmasıdır.
sebebinin bulunmasıdır. Çünkü hiçbir cümle boş Yapılacak iş, cümlenin gelişinden çıkarılan anlam
yere söylenmez, her cümlenin bir söyleniş amacı doğrultusunda boşlukları doldurmaktır. Bu
vardır. İşte bu tip sorularda bize düşen onu yapılırken dil bilgisi kuralları göz önünde
bulmaktır. Biz buna cümlenin ana düşüncesi de bulundurulmalıdır. Yani eklenecek sözcüklerin hem
diyebiliriz. anlamca hem de yapıca cümleye uygunluk
“Bu cümlede yazar bize ne demek istedi?” taşıması gerekir.
sorusuyla anlatılmak isteneni bulabiliriz. Tamamlanacak ve tamamlayacak cümleler ya da
Örnek(ler) sözler arasında;
» Yazar, eserlerinde günlük hayatta olan şeyleri – Anlamsal ilişki doğru kurulmalıdır.
olduğu gibi, hiçbir abartmaya gitmeden – Zaman ve kişi yönünden uyum olmalıdır.
anlatmıştır. – Cümleleri anlamca bağlamak için uygun
Bu cümlede yazar, eserlerinde günlük hayatı bağlaçlar kullanılmalıdır.
olduğu gibi anlatmışsa toplumun yaşamını işlemiş > Böyle sorular seçeneklerden gidilerek de
demektir. Öyleyse bu cümlede anlatılmak isteneni çözülebilir.
“Yazar, eserlerinde içinde yaşadığı toplumu Örnek(ler)
anlatmıştır.” şeklinde ifade edebiliriz. » Anneme Anneler Günü için bir …………………
aldım.
4. Cümleden Çıkarılamayacak Yargı Anneler Günü’nde çocuklar annelerine hediye alır.
Bir cümle verilir ve bu cümleden çıkarılamayan ya Öyleyse bu boşluğu “hediye” sözcüğüyle
da cümlenin anlamıyla çelişen yargıları bulmamız tamamlayabiliriz.
istenir.
Yapılacak iş verilen cümleyi yorumlayarak 6. Cümle Oluşturma (Kelimeleri Doğru
cümleden çıkarılabilecek yargıları bulmaktır.
Sorular dört seçenekten oluştuğuna göre, Sıralama)
seçeneklerin üçündeki yargılar, verilen cümleden Sözcük ya da sözcük gruplarına ayrılmış olarak
çıkarılabilecek niteliktedir. Dolayısıyla cümleden verilen cümlelerin genellikle anlamlı ve kurallı bir
çıkarılabilecek yargılar belirlenince, cümleden cümle haline getirilmesi istenir.
çıkarılamayacak yargı kendiliğinden ortaya Yapılacak iş, öncelikle yüklemi belirlemek ve eğer
çıkacaktır. Bu süreçte cümle çok iyi okunmalı, kurallı bir cümle isteniyorsa yüklemi sona
hangi ifadeden nasıl bir sonuç çıkarılabileceği iyi yerleştirmek, daha sonra varsa edat gruplarını,
tespit edilmelidir. bağlaçları ve tamlamaları bulmaktır.
Örnek(ler) > Bu konuyla ilgili sorular seçeneklerden
» Mehmet’in kardeşi dün de okula gitmedi. gidilerek de çözülebilir.
Bu cümleden çıkarılabilecek ve çıkarılamayacak
anlamları bulalım:
7. Düşüncenin Yönünü (Akışını) Değiştiren
1. “Mehmet evin tek çocuğu değildir.”
2. “Mehmet ‘in kardeşi 0-6 yaş arasında değil.”
Sözcükler
3. “Mehmet ‘in kardeşi bugün de okula
Cümle içindeki kelimeler anlamca birbirini
gitmemiş.”
tamamlar. Fakat bir konudan başka bir konuya
4. “Mehmet kardeşinden başarılıdır.”
geçilirken “fakat, ama, lakin, ancak, oysa, ne var
Yukarıdaki cümlelere baktığımızda 1. cümle
ki, yalnız, halbuki” gibi anlamın akışını değiştiren
kardeş, 2. cümle okul, 3. cümle dün de
sözcükler kullanılabilir. Bu tür sözcükler cümlede
sözcüklerinden çıkar. 4. cümleyi verilen cümleden
anlamın akışını değiştiren sözcüklerdir.
çıkaramıyoruz.
Örnek(ler)
» Ahmet çalışkan, dürüst, efendi bir öğrencidir; 4. Öz Eleştiri Cümleleri
ama… Bir kişinin kendi davranışları üzerinde yürüttüğü
“ama” bağlacından sonra kullanacağımız ifade yargıları içeren cümlelerdir.
daha önce kullanacağımız ifadenin zıddı olacaktır. Örnek(ler)
Ahmet çalışkan, dürüst, efendi bir » Zamanı iyi kullanmadığım için sınavda başarısız
öğrencidir; ama yazısı güzel değil. oldum.
ifade » On dört yaşına geldim ama hâlâ güzel yazmayı
olumlu ifade olumsuz öğrenemedim.
» Hasta adam, iyileşmek için doktor doktor » Düşünmeden konuşarak arkadaşımın kalbini
dolaştı; ne var ki hastalığına çare bulamadı. kırdım.
» Ankara güzel, düzenli, planlı bir 5. Davranış Cümleleri
şehirdir; fakat denize kıyısı yoktur. Birine veya bir şeye karşı sergilenen hâl, hareket,
» Parası yok, arkadaşı yok, gidecek kimsesi muamele, tavır ve tutumları anlatan cümlelerdir.
yok; yalnız temiz bir kalbi var. Örnek(ler)
» Gelemeyeceğini söyledi, hâlbuki vakti vardır. » Yıllardır görmediği dayısına doyasıya sarıldı.
Anlamlarına Göre Cümleler » Ev sahibi bizi çok sıcak karşıladı.
6. Ön Yargı (Peşin Hüküm) Cümleleri
Bir kişi veya bir durumla ilgili belirli şart, olay ve
1. Öneri (Teklif) Cümleleri görüntülere dayanarak önceden edinilmiş olumlu
Bir sorunu çözmek veya daha iyiye ulaşmak için veya olumsuz yargıları belirten cümlelerdir.
görüş ve düşüncelerin öne sürüldüğü cümlelerdir Örnek(ler)
» Daldaki elmayı almak için merdiven » Bu işi kesinlikle başaramayacak. (Olumsuz ön
kullanmalısın. yargı)
» Bu işe sabırlı yaklaşmanız daha doğru olacak. » Bu kitap bu yılın en çok okunan kitabı olacak.
» Konuyu iyice anlamak istiyorsan, önce tekrar et, (Olumlu ön yargı)
sonra da bol bol soru çöz. » Ben zaten onun suçlu olduğunu baştan
biliyordum.
2. Varsayım Cümleleri 7. Uyarı Cümleleri
Gerçekleşmemiş bir olayın gerçekleşmiş gibi ya da Kişi ya da kişileri yanlış davranışlardan uzak tutmak
gerçekleşmiş bir olayın hiç gerçekleşmemiş gibi için bir konu, sorun ya da olumsuz bir durum ile
kabul edildiği cümlelerdir. Varsayım anlamı taşıyan ilgili ikaz ve hatırlatmaları içeren cümlelerdir.
yargılarda genellikle “tutalım ki, diyelim ki, farz Örnek(ler)
edelim, düşün ki” gibi ifadelere yer verilir. » Kışın zincir takmadan yola çıkmayın.
Örnek(ler) » Üzerime bu kadar gelmeyin.
» Diyelim ki bu uçağa yetişemedin. » Dilini tutmayı öğrenemezsen etrafında
» Bir an için rüyalarının gerçekleştiğini düşün. kimsecikler kalmaz.
» Tut ki puanın yetmedi ve üniversiteye giremedin. 8. Görüş Cümleleri
Bir olay, varlık veya düşünce üzerinde varılan
3. Eleştiri Cümleleri yargıyı belirten cümlelerdir.
Bir yapıtın, bir insanın veya bir durumun doğru ya Örnek(ler)
da yanlış yönlerini belirten cümlelerdir. Eleştiri, » Resim sanatı insanı dinlendirir.
olumlu eleştiri ve olumsuz eleştiri olmak üzere » Hepimiz hatalarımızdan ders çıkarmalıyız.
ikiye ayrılır. » Bu projedeki eksikleri gidermeliyiz.
9. Yakınma (Şikayet) Cümleleri
Bir durumdan duyulan rahatsızlığı ifade eden
Örnek(ler) cümlelerdir.
» Konuları açık ve anlaşılır bir dille ele almış. Örnek(ler)
» Hakem, son maçı çok iyi yönetti. » Gittiğinden beri hiç aramadı.
Yukarıdaki cümlelerde hoşa giden yönler » Nerede nasıl davranacağını bir öğrenebilse.
belirtildiğinden olumlu eleştiri yapılmıştır. » İnsanlar hâlâ uğradıkları haksızlıklara ses
çıkarmıyor.
10. Hayıflanma Cümleleri
Bir kişinin herhangi bir olaydan veya yapmadığı bir 14. Azımsama Cümleleri
işten dolayı duyduğu üzüntüyü anlatan Bir şeyin miktarca az olduğunu, yetersiz
cümlelerdir. görüldüğünü ifade eden cümlelerdir.
Örnek(ler)
Örnek(ler) » Bir tanecik mi ayakkabın var?
» Öğretmenin anlattıklarını keşke defterime » Bu kadarcık ücretle çalışamam.
yazsaydım. » Günlerdir çalışıyorsun, ne kadar az iş yapmışsın.
» Gençlikte bir güzel gezip eğlenmek varmış.
» Zavallı kedi soğukta çok üşümüş. 15. Şaşırma Cümleleri
Beklenmeyen bir durum karşısında ne yapacağını,
11. Pişmanlık Cümleleri nasıl davranacağını bilememe, hayrete düşme
Yapılan bir hata veya yanlış sonucunda duyulan anlamı taşıyan cümlelerdir.
üzüntüyü belirten cümlelerdir. Örnek(ler)
Örnek(ler) » Böyle ansızın gideceğini hiç düşünmemiştim.
» Keşke ona bu sözleri söylemeseydim. » Sınav sonucunu çok yüksek beklerken düşük
» Bu arabayı almamız bir hataydı. gelmesin mi!
» Buzlu yolda bu kadar hızlı araba » Ne, demek doktor oldun!
kullanmamalıydım. 16. Beklenti Cümleleri
» Hayıflanma cümleleri ile pişmanlık cümleleri Gerçekleşmesi beklenen davranış ve işleri bildiren
arasındaki fark şudur: Hayıflanma cümlelerdir. Beklentiler bazen gerçekleşir bazen
cümlelerinde yapılmayan bir işten dolayı duyulan gerçekleşmez.
üzüntü anlatılır, pişmanlık cümlelerinde Örnek(ler)
ise yapılan bir işten dolayı duyulan üzüntü söz » Sınavdan yüksek not almayı umuyorum.
konusudur. » Bizi bu sefer daha sıcak karşılayacağını
düşünmüştük. (gerçekleşmemiş beklenti)
12. Sitem Cümleleri » Annem doğum günümde bana en sevdiğim
Bir kimsenin yaptığı bir hareketten dolayı duyulan oyuncağı alacak.
üzüntünün, kırgınlığın dile getirildiği cümlelerdir. 17. Özlem (Hasret) Cümleleri
Örnek(ler) Geçmişte yaşanan günlerin tekrar yaşanma isteğini
» Davete bir beni çağırmamışsın. ya da bir yeri veya kişiyi görme isteğini dile getiren
» İnsan, kendisine bunca emeği geçen insanı bir cümlelerdir.
kere de olsa arayıp sorar. Örnek(ler)
» Bir yudum mutluluğu bize çok gördünüz. » Yıllardır görmediğim köyüm burnumda tütüyor.
» Sitem cümleleri ile yakınma cümleleri » Eskiden bayramlar bir başka kutlanırdı.
arasındaki fark şudur: Sitem cümlelerinde bir » Fırsat olsa da onu tekrar görebilsem.
durumdan veya bir kişiden duyulan
rahatsızlık kişinin kendisine söylenir, yakınma 18. Tasarı Cümleleri
cümlelerinde ise bir durumdan veya bir kişiden Gelecekte yapılması planlanan işlerin belirtildiği
duyulan rahatsızlık başkalarına anlatılır. cümlelerdir.
Örnek(ler)
13. Küçümseme Cümleleri » Önümüzdeki ay tatile çıkmayı düşünüyorum.
Bir kişiye veya bir olaya değer vermeme, onu » Bu işin altından başarıyla kalkmayı amaçlıyoruz.
küçük görme, önemsememe, hafife alma anlamı 19. Tahmin Cümleleri
taşıyan cümlelerdir. Akla, sezgilere, gözlemlere veya birtakım verilere
Örnek(ler) dayanarak, olacak bir şeyi önceden kestirebilme
» O da güya okuyacak da adam olacak. sonucunda ortaya çıkan cümlelerdir.
» Bu maçı kazanıp da şampiyon olacakmış. Örnek(ler)
» Sen kim, sanatçı olmak kim! » Annem meraktan patlıyordur şimdi.
» Gökyüzü bulutlarla doldu, yağmur yağabilir.
» Şu anda öğretmen derse başlamıştır.
20. Olasılık (İhtimal) Cümleleri Örnek(ler)
Gerçekleşmesi kesin olmayan bir olayın veya bir » Kazandığımız paraları yarı yarıya paylaştık.
durumun ortaya çıkmasının beklenilmesi, umut » Boyca birbirleriyle aynılar.
edilmesi ile ilgili cümlelerdir. » Elmayı tam ortasından ikiye böldü.
Örnek(ler)
» Tatilde Karabük’e gidebiliriz. 6. BÖLÜM METİN TÜRLERİ
» Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın.
» Sanıyorum o konu anlatılmadı. 2. Düşünce (Fikir) Yazıları
» Olasılık cümleleri ile tahmin cümleleri Bir toplumu; sosyal, siyasal, bilimsel vb. konularda
arasındaki fark şudur: Olasılık anlamlı cümlelerde düşündürmek amacıyla fikri temelleri olan, bir
“ikilem” söz konusudur. Yani bahsedilen şey için kısmı kişisel düşünceler olurken bir kısmı
“Öyle de olabilir, böyle de olabilir.” anlamı ispatlanmış gerçeklere dayanarak yazılan
hakimdir. Tahmin anlamlı cümlelerde bu “ikilemi” yazılara düşünce yazıları denir. Düşünce
görmeyiz. Tahmin anlamlı cümlelerde yazılarında açıklayıcı ve tartışmacı anlatım
tecrübelerden hareketle “emin oluş” havası vardır. teknikleri çokça kullanılır. Fikri alt yapısı olan türler
Olasılık anlamlı cümlelere göre, tahmin anlamlı olması sebebiyle de düşünceyi geliştirme
cümlelerde “kesinlik anlamı” daha yoğundur. yollarından sayısal verilerden yararlanma, tanık
21. Beğeni Cümleleri gösterme, örneklendirme ve karşılaştırmalara sık
Bir varlığa veya bir olayın sonucuna yönelik sık başvurulur.
beğenme, takdir etme, övme veya onaylama işini 2.1. Makale
bildiren cümlelerdir. Herhangi bir konuda bilgi vermek veya bir gerçeği
Örnek(ler) savunmak için yazılan yazılara makale denir.
» Her türlü rezaletin yaşandığı bu çevrede dürüst > Makalenin temel öğesi fikirdir.
ve tertemiz bir insan olarak yetişti. > İnceleme ve araştırmaya dayanır.
» Araba dediğin böyle rahat ve geniş olmalı. > Bir tezi savunmak, desteklemek amacı taşır.
» Yazar, olayları sıradanlığa düşmeden güzel bir > Makalelerde bilimsel verilerden yararlanılır.
üslupla yansıtmış. > Gazete ve dergi yazısıdır.
22. Endişe (Kaygı) Cümleleri Örnek(ler)
Olumsuz bir durumun gerçekleşme olasılığından » Kitap okumayı sevmiyoruz. Bu kitap okuma
dolayı duyulan kaygıyı anlatan cümlelerdir. oranlarından da belli. Nüfusu yedi milyon olan
Örnek(ler) Azerbaycan’da kitaplar ortalama 100.000 tirajla
» Acaba yolda başlarına bir şey mi geldi? basılırken Türkiye’de bu rakam 3000 civarında.
» Bu kadar bekledik ama ya gelmezse… Gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen yıllık kitaba
23. Kararlılık Bildiren Cümleler harcanan para ortalama 100 dolar, bizde ise 10
Kararında direnme, kesin karar vermiş olma doların altında. Türkiye’de her yüz kişiden beşi
durumunu belirten cümlelerdir. kitap okuyor. Bütün bunlar bizim kitaba ne kadar
Örnek(ler) uzak bir toplum olduğumuzun göstergesi.
» Hiçbir güç beni annemden ayıramaz. 2.2. Deneme
» Sorularına asla cevap vermeyeceğim. Bir yazarın herhangi bir konu üzerinde, özel görüş
» Bu yolda ölmek var dönmek yok benim için. ve düşüncelerini iddiasız, kesin kurallara
24. Kararsızlık Bildiren Cümleler varmaksızın anlattığı yazılara deneme denir.
Herhangi bir konuyla ilgili olarak karar > Denemede konu sınırlaması yoktur. Yazar,
verememeyi ifade eden cümlelerdir. istediği konuyu ele alıp işleyebilir.
Örnek(ler) > Yazarın anlattıklarını kanıtlama kaygısı yoktur.
» Acaba kazağı buradan mı alsam, yoksa öteki > Yazar kendisiyle konuşuyor gibi bir anlatım
mağazadan mı? kullanır. Daha doğrusu kendi içiyle yaptığı
» Tiyatroya mı gitsem, sinemaya mı? konuşmaları yazıya geçirir.
> Anlatılanlar kesin bir sonuca bağlanmaz.
25. Eşitlik Bildiren Cümleler > Denemede alabildiğine kişisellik ve kendine
İki veya daha çok şeyin eşit olması durumunu özgülük vardır.
ifade eden cümlelerdir. > Dünya edebiyatında Montaigne, Türk
edebiyatında ise Nurullah Ataç bu türün en önemli doğrusunu anlatır.
temsilcisidir. 2.5. Eleştiri (Tenkit)
Örnek(ler) Bir sanat eserinin olumlu ya da olumsuz yanlarını
» Gönlümüzün güzelliği sevgi ise beynimizin somut verilere dayanarak yargılayıp eserin gerçek
güzelliği de düşünebilme yeteneğimizdir. O değerini ortaya koymak amacıyla yazılan yazı
yeteneği her an, her dakika kullanmalıyız. türüne eleştiri denir.
Unutmayalım ki düşünen insan, özgür insandır. Kişi > Eleştiri yazıları, bir eseri tanıtmayı amaçlar.
düşünebiliyorsa pek çok sorununu çözecek, pek > Eleştiri yapan kişiye eleştirmen denir.
çok şeyi bilecektir. Onun için bir karar alırken > Değerlendirme yazılarıdır.
annenizin, babanızın, çevrenizdekilerin görüşlerini > Eleştiri denince, akla eserin olumsuz yanlarının
alın ama o görüşleri de sorgulayın. Sonra da belirlenip okuyucuya aktarılması gelir. Bu yanlış bir
oturup kararınızı kendiniz alın. Bu durumda düşüncedir. Gerçek bir eleştiride eleştirilen eserin
eziyetler de güçlükler de size aittir artık. Karar hem olumlu hem de olumsuz yanları bir arada
alırken sorumluluk almayı da bilin. İşte bu, verilir.
büyümek ve olgunlaşmaktır. Aynı zamanda özgür > Eleştirinin amacı, okuyucuya ve yazara
olma yolunda atılan ilk adımdır. kılavuzluk yapmaktır.

2.3. Söyleşi (Sohbet) 2.6. Nutuk (Söylev)


Yazarın, gündelik olaylarla ilgili düşüncelerini, Bir topluluğu coşturmak, belli bir amaca
okuyucu ile karşı karşıya oturup konuşuyormuş yöneltmek; onlara bir düşünceyi, bir duyguyu, bir
gibi içten bir hava içinde yazdığı ülküyü aşılamak amacıyla söylenen uzun ve
yazılara sohbet denir. coşkulu konuşmalardır.
> Karşılıklı konuşma havası içinde yazılır. > Nutuk türünde konuşma yapan kişiye hatip
> Belirli konusu yoktur. Yerine ve zamanına göre (söylevci) denir.
sıkıcı olmayan her şey sohbet konusu olabilir. > Hatipler konuşurken jest ve mimiklerine, vurgu
> Gazete ve dergi yazılarıdır. ve tonlamalarına, konuşmalarının açık ve anlaşılır
> Yazarın kendi kişisel düşüncesi ağırlıktadır. olmasına dikkat etmeli; dinleyicilerin nabzını
> En önemli özelliği, samimi bir üslupla kaleme tutmalıdır.
alınmasıdır. > Nutuk siyasi, askeri, hukuksal, dinsel ve
> Yazarın öğretme ve kanıtlama amacı yoktur. akademik alanda yapılabilir.
3. Bildirme Yazıları
2.4. Fıkra (Köşe Yazısı) Bir bilgiyi iletmek; bir yeri, kişiyi veya ürünü
Bir yazarın, herhangi bir konu üzerinde, kişisel tanıtmak; istek ve şikayette bulunmak amacıyla
anlayış, görüş ve düşüncelerini güzel bir üslupla, yazılan metinlere bildirme yazıları denir.
hiçbir kanıtlama gereği duymadan anlattığı yazı 3.1. Biyografi (Yaşam Öyküsü)
türüne fıkra denir. Tanınmış, eserler yazmış, ün bırakmış kişileri
İki tür fıkra vardır: Gazete fıkraları, nükteli hikâyecik tanıtmak amacıyla yazılan yazılara biyografi denir.
türündeki fıkralar. Yazı türü olarak “gazete fıkraları” > Önemli şahısların hayatı başkası tarafından
kabul edilmektedir. Gülmece yazılardan olan anlatılır.
fıkraları, gazete yazı türü olan fıkrayla > Anlatılan kişinin hayatı tarih sırasına göre ele
karıştırmamalıyız. alınır.
> Gazete yazısıdır. > Kurgusal değildir, gerçekçidir.
> Yazar düşüncelerini kanıtlama yoluna gitmez. > Üçüncü kişinin ağzıyla anlatılır.
> Dil doğaldır. Günlük deyimlere, yer yer nükteli Örnek(ler)
sözlere yer verilir. » Faruk Nafiz ÇAMLIBEL, 18 Mayıs 1898 tarihinde
> Okuyucuyla sohbet ediyormuş havası hakimdir. İstanbul’da doğdu. Kayseri, İstanbul ve Ankara’da
Anlatım senli benlidir. öğretmenlik yaptı. İstanbul’dan milletvekili seçildi.
Fıkra ile Makale Arasındaki Farklar: “Anayurt” adında bir dergi çıkardı. Türkçenin
1 Makalede ispat vardır, ciddi bilimsel bir dil gelişmesine büyük katkıları oldu. 8 Kasım 1973’te
kullanılır; fıkra ise daha serbest ve mizahi ögeler vefat etti. Eserlerinden bazıları şunlardır: Çoban
içerir ve ispat yoktur. Çeşmesi, Han Duvarları…
2 Makalede yazar doğruyu, fıkrada ise kendi
3.2. Otobiyografi (Öz Yaşam Öyküsü)
Bir insanın, kendi hayatını kendisinin yazdığı 3.5. Gezi Yazısı (Seyahatname)
eserlere otobiyografi denir. Biyografilerde kişinin Gezilip görülen yerlerin ve o yerlerle ilgili
hayatı, çalışmaları başkası tarafından yazılırken izlenimlerin anlatıldığı yazılara gezi yazısı denir.
otobiyografilerde kişi kendisini anlatır, yazar. > Gezilip görülen yerler edebî bir üslupla anlatılır.
> Kaynak olarak kişi kendisini ve aile > Yazarın duygu ve düşüncelerini içerebilir.
büyüklerinden aldığı bilgiyi kullanır. > Gözlem gücüne dayanır.
> Birinci kişinin ağzıyla anlatılır. > Anlatılanlar gerçektir, hayal ürünü değildir.
Örnek(ler) Örnek(ler)
» KENDİMİN POPÜLER TARİHİ » Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde anlattığı
1960’larda 6’ncı ayın 16’sında saat 6’yı 56 geçe, 06 Amasya’yı gezmeye gidiyorduk. Yolculuğumuz on-
trafik kodlu şehirde doğdum. Bu altılar hayatım on iki saat sürdü. Otobüs şoförü bizi şehrin
boyunca peşimi bırakmadı. Bir ailenin tek göbeğinde indirdi. Amasya, bütün güzelliğiyle
çocuğuyum. Can Bartu’dan ad koymuşlar bana. gözümüzün önündeydi artık. Yeşilırmak, şehrin
Dolayısıyla tutacağım takımı seçme şansım tam ortasından geçiyor. Şehrin bir yanında
kalmadı. 1964 yılında kreşe vermişler beni. Yedi Amasya Kalesi bir yanında Ferhat Dağı var. Amasya
yaşıma geldiğimde okumayı öğrendim… Kalesi’nin eteklerinde Yeşilırmak boyunca uzanan
3.3. Haber Safranbolu evlerine benzeyen tarihî Yalıboyu evleri
Belli bir zaman içerisinde geçen olayları anında var. Hemen arkasında ise Kral Kaya Mezarlıkları…
okuyucuya bildiren gazete yazılarına haber denir. Şehir, sanki açık hava müzesi. Şehri kuş bakışı
Gazetelerde haber toplayan kişilere muhabir denir. görmek için Çakallar Tepesi’ne çıktık. Tarih kokan
> Haber yazılarında temel ilke nesnelliktir. muhteşem bir şehir sanki ayaklarımızın altındaydı.
> Bir haber yazısı 5N1K (kim, ne, nerede, ne 3.6. Dilekçe
zaman, nasıl, niçin?) sorularına cevap vermelidir. Bir isteği, bir şikayeti duyurmak veya bir konuda
> Haber; ilginç, yeni, doğru ve önemli bilgi vermek, bilgi istemek için yazılan başvuru
olmalıdır. yazısına dilekçe denir.
3.4. Röportaj Dilekçe Yazarken Dikkat Edilmesi Gereken
Gazetecilerin bir yeri, bir kurumu ziyaret ederek o Kurallar:
yerin özelliklerini, orada gördüklerini, kişisel 1 Dilekçeler, konularına göre uzun veya kısa
düşünceleriyle birleştirip fotoğraflarla belgeleyerek olabilir. Konular kısa ve öz olarak belirtilir. Gereksiz
kaleme aldıkları yazılardır. ayrıntılara yer verilmez.
Örnek(ler) 2 Dilekçelerde ciddi, ağırbaşlı bir dil kullanılır.
»Muhabir: Küçüklüğünüzde arkadaşlarınızın Anlatımın yalın ve duru olmasına özen gösterilir.
futbol oynaması yasakken anneniz sizin futbol Süslü, yapmacık, laubali ifadelerden kesinlikle
oynamanızı hep desteklermiş. Biraz anlatır mısınız kaçınılmalıdır.
o günleri? 3 Dilekçeler; çizgisiz, beyaz dosya kağıdına
Rıdvan: Bizim mahallede “okul başarısını daktiloyla (bilgisayarla) veya dolmakalemle,
düşürecek” diye kimse çocuğunun futbol okunaklı el yazısıyla yazılmalıdır. Dilekçe yazarken
oynamasını istemezdi. Ben de o yaşlarda futbola kağıdı iyi ortalamak gerekir.
meraklıydım ve annem de her gün giydiğim 4 Sağ üst köşeye (kağıdın üst kısmından belli bir
eşofmanı hazır ederek okuldan sonra top aralık bırakıldıktan sonra) tarih yazılır.
oynamama izin verirdi. Bunu yapan başka aile 5 Dilekçe hangi kuruma veriliyorsa, bu makamın
yoktu. adı başa yazılır. Kurum adının sağ altına kurumun
Muhabir: Profesyonel futbol hayatına geçişiniz bulunduğu şehir adı yazılır.
nasıl oldu? 6 Daha sonra konunun belirlendiği metin
Rıdvan: 13-14 yaşındayken Nazilli Spor’dan 25 bölümüne geçilir. Bu bir şikayet dilekçesiyse,
futbol topu karşılığında Muğla Spor’a transfer şikayet sağlam kanıtlara dayandırılmalıdır. Eğer iş
oldum. Böylelikle profesyonel futbol hayatım isteme dilekçesiyse, öğrenim durumu, yaş, kısa bir
başladı. özgeçmiş, kurumca aranan seçkin nitelikler açık
seçik belirtilmelidir.
7 Ardından arz bölümüne geçilir. Bu bölümde
dilekçede bir durum belirtiliyorsa, son cümle “…
bilgilerinize saygılarımla sunarım/arz ederim.”, bir
istek belirtiliyorsa “Gereğinin yapılmasını
saygılarımla arz ederim.” gibi ifadeler kullanılarak
dilekçenin metin kısmı tamamlanır.
8 Dilekçe bitiminde sağ alt köşeye dilekçe
sahibinin ad ve soyadı yazılır ve altına imza atılır.
9 Sol alt köşeye açık adres yazılmalıdır.
10 Adresin altına eğer varsa dilekçemizde
başvurulanla ilgili ekler “Ek 1:…,2…” şeklinde alt
alta belirtilerek yazılır.
MATEMATİK KAREDEN KAREKÖKE

ÖZET

Kareden Kareköke
Bir kenarı a birim olan bir karenin alanı a2dir.
a Alan = a2

a a

Bir karenin alanını elde bulabilmek için, bir kenarın uzunluğunu kendisi ile çarparız. Buna
göre kenar uzunluğu verilen karelerin alanlarını aşağıdaki gibi hesaplarız.
Karenin
1 cm 2 cm 3 cm 4 cm
kenar uzunluğu
Karenin alanı 1 cm2 4 cm2 9 cm2 16 cm2

Bu şekilde bir pozitif sayının karesi olan sayılara tam kare sayılar denir.
Örneğin 1, 4, 9 ve 16 tam kare sayılardır.

Karenin alanı bir kenar uzunluğunun karesi alınarak bulunduğuna göre, alanı verilen bir
karenin bir kenar uzunluğunu bulmak için alan değerinin hangi sayının karesi olduğunu
bulmak gerekir. Bir sayının hangi sayının karesi olduğunu bulmaya sayının karekökünü

alma denir ve karekök “ ” sembolü ile gösterilir.

Örneğin, alanı 9 cm2 olan bir karenin bir kenar uzunluğunu bulalım.
9 cm2, 3 cm’nin karesidir. Öyleyse 9 sayısının karekökü 3’tür. Yani 9 = 3 ’tür. Buna göre bu

karenin bir kenar uzunluğu 3 cm’dir.

Bu şekilde, karesi verilen bir sayının karekökü alınabilir. Bir sayının karekökü alındığında
elde edilen sayı, karesi verilen sayı ile aynıdır.
Örnek:
4’ün karesi 16 ise, 16’nın karekökü alındığında elde edilen sayı yine 4 olur.

62 = 36 36 = 62  6

92 = 81 81 = 92  9

1/2
MATEMATİK KAREDEN KAREKÖKE

ÖZET

Tam kare sayıları hem negatif, hem de pozitif bir sayının karesi olarak yazabiliriz.
Örnek:
16 sayısı hem 4’ün hem de (–4)’ün karesi olduğundan

16  42  (–4)2 şeklinde yazılabilir.

Fakat –4 sayısı karenin bir kenar uzunluğu olamayacağından, 16 kök dışına her zaman
mutlak değer içinde çıkar.

16  42  (–4)2

|4| = |–4| = 4 olur.

Buna göre x2 = a ifadesinde;

x= a ya da x = – a olur.

Tam Kare Olmayan Sayıların Kareköklerini Tahmin Etme


Tam kare olmayan sayıların karekökleri verilen sayıya en yakın tam kare sayıların
kareköklerinden yararlanılarak bulunabilir.
Örneğin 10, 17, 19 sayılarının karekökleri tam sayı değildir. Yani bu sayılar tam kare sayılar
değildirler.
10 sayısını ele alalım. 10’a en yakın tam kare sayılar 3’ün karesi olan 9 ve 4’ün karesi olan
16’dır. 9 < 10 < 16’dır.
Şimdi bu tam kare sayıların kareköklerinden yararlanarak 10 ’u tahmin edelim.

9 < 10 < 16 → 3 < 10 <4 olduğundan 10 sayısı 3 ile 4 arasında bir değere eşittir.

10 – 9 =1 ve 16 – 9 = 7 olduğuna göre 10 sayısı 9’a daha yakındır. Öyleyse 10 da 9 ’a

daha yakındır. Buna göre 10  3 ’tür.

Kareköklü Sayıları Sıralama


Kareköklü sayılar sıralanırken karekök içindeki sayılar karşılaştırılır. Karekök içine yazılan
sayılardan hangisi büyük ise onun karekökü daha büyüktür.
Örneğin 27, 32, 16 ve 83 sayılarını sıralarsak 83  32  27  16 olur.

2/2
MATEMATİK KAREKÖKLÜ İFADELERLE ÇARPMA VE BÖLME İŞLEMLERİ

ÖZET

Kareköklü İfadelerle Çarpma ve Bölme İşlemleri


Kareköklü İfadelerle Çarpma İşlemi
Kareköklü ifadelerle çarpma işleminde, katsayılar kendi aralarında, karekök içindeki ifadeler
de kendi aralarında çarpılır. Karekök içindeki ifadelerin çarpımı ise tek kök içine yazılır.

a, b, x ve y negatif olmayan sayılar olmak üzere,

olur.

Örnek:

2 2 · 5 3  2·5  2·3
 10 6

Kareköklü Bir İfadeyi Uygun ifade ile Çarparak Doğal Sayı Elde
Kareköklü bir ifade bir sayı ile çarpıldığında, kareköklü ifade içindeki ifade tam kare oluyorsa
bu çarpan verilen kareköklü ifadeyi doğal sayı yapar.

Örneğin, 27 ’i doğal sayı yapan çarpanlara 3 , 4 3 ve 27 sayıları örnek olarak


verilebilir:
27  3  3333 27  4 3 = 4 3  3  3  3 27  27 = 3  3  3  3  3  3

 32  32 = 4 32  32 = 32  32  32

 32  32 = 4  32  32 = 32  32  32

 33 = 433 = 333

9 = 36 = 27

Kareköklü Bir İfadeyi Kök Dışına Çıkarma


Kareköklü bir ifadeyi "a kök b" şeklinde yazmak için, sayı asal çarpanlarına ayrılır ve karekök
içinde tam kare bir ifade varsa bu ifade karekök dışına çıkarılır. Tam kare olmayan ifade ise
karekök içinde kalır.

1/3
MATEMATİK KAREKÖKLÜ İFADELERLE ÇARPMA VE BÖLME İŞLEMLERİ

ÖZET

Örneğin, 450 sayısını "a kök b" şeklinde yazalım.


450 2 Öyleyse
225 3
75 3
25 5
5 5
1

Kareköklü Bir Sayının Kat Sayısını Kök İçine Alma


Karekök içinde karesi olan bir sayı varsa bu sayının kendisi kök dışına çıkarıldığına göre,
kareköklü bir sayının katsayısını karekök içine alırken bunun tersini yapılır.
Diğer bir deyişle, "a kök b" şeklinde bir ifadede, katsayıyı kök içine almak için katsayının
karesi karekökün içine yazılır.

Örneğin, 5 7 sayısındaki katsayıyı karekök içine alalım.


Bu durumda,

5 7 = 52  7
= 25  7
= 25  7
= 175 olur.

Kareköklü İfadelerle Bölme İşlemi


Kareköklü ifadelerle bölme işleminde, katsayılar kendi aralarında, karekök içindeki ifadeler de
kendi aralarında bölünür. Karekök içindeki ifadelerin bölümü ise tek kök içine yazılır.

a, b, x ve y negatif olmayan sayılar olmak üzere,

olur.
Örnek:

8 12 8 12
=
4 3 4 3
=2 4

= 2 22
= 22
=4

2/3
MATEMATİK KAREKÖKLÜ İFADELERLE ÇARPMA VE BÖLME İŞLEMLERİ

ÖZET

Ondalık Gösterimlerin Karekökleri


Ondalık gösterimlerin karekökleri bulunurken, kareköklü ifadelerle bölme işleminden
yararlanılır ve aşağıdaki adımlar izlenir.
 Karekök içindeki ondalık gösterim kesir sayısı olarak yazılır.
 Kareköklü ifadelerle bölme işlemi kullanılarak pay ve payda ayrı ayrı yazılır.
 Karekök içinde yazılan pay ve paydanın karekökleri bulunur.
 Bulunan kesir ondalık gösterim olarak yazılır.

Örneğin,
64
0,64 =
100

64
=
100

82  –8 2
= =
102  –10 2

8 –8
= =
10 –10
8
=
10
= 0,8 olur.

3/3
MATEMATİK KAREKÖKLÜ İFADELERLE TOPLAMA VE ÇIKARMA İŞLEMLERİ

ÖZET

Kareköklü İfadelerle Toplama ve Çıkarma İşlemleri


Kareköklü sayılarla toplama işlemi yapılırken, karekök içleri aynı olan ifadelerin katsayıları
toplanır ve ortak kök aynen yazılır. Benzer şekilde, çıkarma işlemi yapılırken de karekök içleri
aynı olan ifadelerin katsayıları ile çıkarma işlemi yapılır, ortak kök aynen yazılır.

Örneğin, hem toplama hem de çıkarma işlemi içeren 250 + 90 – 4 10 – 125 + 3 5


işleminin sonucunu aşağıdaki gibi buluruz:
250 + 90 – 4 10 – 125 + 3 5 = 5 10 + 3 10 – 4 10 – 5 5 + 3 5
=  5 + 3 – 4  10 +  –5 + 3  5
= 4 10 – 2 5

Verilen işlemi incelediğimizde, ifadelerin ortak karekökü yokmuş gibi görünüyor. Böyle
durumlarda, yukarıda yaptığımız gibi, karekök içinin en sade şekli yazıldıktan sonra işlem
yapılmalıdır.
Verilen işlem hem toplama hem de çıkarma işlemi içeriyorsa bu işlemde işlem önceliği
yoktur. Önce toplama ya da çıkarma işlemi, daha sonra diğeri yapılabilir.

Kareköklü ifadelerle toplama işlemi, yalnızca benzer terimler arasında yapılabilir. Benzer
terimler, karekök içindeki sayı değeri aynı olan terimlerdir.

Örneğin;
4 5 + 4 10  3 5 ifadesinde benzer terimler 4 5 ve 3 5 ’tir.
Toplama işlemi yapılırken, karekök içleri aynı olan ifadelerin katsayıları toplanır ve ortak kök
aynen yazılır.
4 5 + 4 10  3 5  4 10 + (4 + 3) 5  4 10 + 7 5
Benzer şekilde, çıkarma işlemi yapılırken de karekök içleri aynı olan ifadelerin katsayıları ile
çıkarma işlemi yapılır, ortak kök aynen yazılır.
3 7 – 5 7  (3 – 5) 7  –2 7

Genel olarak ifade etmek istersek


a c  b c  (a  b) c
şeklindedir.

1/2
MATEMATİK KAREKÖKLÜ İFADELERLE TOPLAMA VE ÇIKARMA İŞLEMLERİ

ÖZET

UYARI
Karekök içerisindeki ifade her zaman bir tamsayı olmayabilir. Karekök içerisindeki
ifade, ondalık gösterim ya da kesir olduğunda da yapılacak işlem tam sayı olduğunda
yapılanla aynıdır.

Örneğin, 125 + 3 5 ifadesinde benzer terim görünmüyor.

Ancak, 125  25  5  5 5 olduğundan, 125 + 3 5  5 5 + 3 5  8 5 elde ederiz.

Kareköklü ifadelerle toplama ve çıkarma işlemi yaparken, benzer hâle gelebilecek


terimleri gözden kaçırmamak için en iyi yöntem, ifadede yer alan tüm kareköklerin
içindeki tam kare ifadeleri kök dışına çıkarıp karekökleri en sade hâliyle yazmaktır.

2/2
MATEMATİK GERÇEK SAYILAR

ÖZET

Gerçek Sayılar
İrrasyonel Sayılar
a
a ve b tam sayı olmak üzere  b  0  şeklinde yazılabilen sayılara rasyonel (oransal)
b
sayılar denir. Rasyonel sayı şeklinde ifade edilemeyen sayılara ise irrasyonel sayılar denir.
İrrasyonel sayıların ondalık gösteriminde ondalık kısım devretmeden sonsuza dek uzayıp
gider.
Tamkare olmayan sayıların karekökleri ( 2 = 1,41421... ) ve pi sayısı (  = 3,14159... ) gibi
özel sayılar irrasyonel sayılardır.

Devirli Ondalık Gösterimleri Rasyonel Sayı Biçiminde İfade Etme


Bir devirli ondalık gösterimi rasyonel sayı biçimde yazabilmek için;
1. Yol:
1- Öncelikle devirli sayının değerine x gibi bir değer veririz.
2,123 = 2,12333...333... = x

2- Daha sonra ise devreden basamaklardan kurtulmak için, sayıyı devreden basamak
sayısı kadar 10’un kuvvetini alır ve sayıyı 10’un bu kuvveti ile çarparız.
21,23 = 212,333...333... = 10x

3- Çarparak elde ettiğimiz sayı ile ondalıklı sayının kendisini taraf tarafa çıkartırız ve
böylece sonlu bir ondalıklı gösterim elde ederiz.
10 x = 21,2333...333... = 21,23

x = 2,1233...333... = 2,123
–____________________
9x = 19,11

4- Daha sonra elde ettiğimiz ondalık gösterimi de virgülden kurtulacak şekilde 10’un
katları ile çarparız ve bu eşitlikte x değerini yalnız bırakırız.
900 x =1911
1911
x=
900
Böylece devirli bir ondalıklı gösterimi rasyonel sayı biçiminde ifade etmiş oluruz.

1/2
MATEMATİK GERÇEK SAYILAR

ÖZET

2. Yol:
İlk yöntemden ortaya çıkan bu yolu kullanarak, eşitlik kurmadan da devirli bir ondalık
gösterimi rasyonel sayı biçiminde yazabiliriz. Bunun için;
1- Virgülü göz ardı ederek sayının tamamından devretmeyen kısmı çıkararak paya
yazarız.
2- Paydaya ise sayının ondalık kısmında devreden rakam sayısı kadar 9, devretmeyen
rakam sayısı kadar 0 yazarız.
2123  212 1911
2,123 = =
900 900

Gerçek Sayılar
Rasyonel ve irrasyonel sayıların tamamına gerçek sayılar denir.
Aşağıdaki tabloda şimdiye kadar öğrendiğiniz sayıların birbirleri ile olan ilişkilerini
görebilirsiniz.

Gerçek Sayılar
Rasyonel ve irrasyonel sayıların tamamına denir.

Rasyonel Sayılar İrrasyonel Sayılar


Payda sıfırdan farklı olmak üzere iki tam sayının oranı olarak Rasyonel sayı şeklinde ifade edilemeyen sayılardır.
ifade edilebilen sayılardır.
• Kesir gösterimi ile ifade edilebilen sayılar • Tamkare olmayan sayıların karekökleri
• Sonlu ya da devirli ondalık gösterimle ifade edilebilen sayılar • Pi gibi ondalık kısmı devretmeden uzayıp giden özel
sayılar

Tam Sayı
Paydası 1 olan kesirler ve ondalık kısmı sıfır olan ondalık
gösterimler tam sayılardır.
• Negatif Tam Sayılar
• Sıfır
• Pozitif Tam Sayılar = Sayma Sayıları

Doğal Sayılar
• Sıfır
• Pozitif Tam Sayılar = Sayma Sayıları

Sayma Sayıları
Pozitif tam sayılar ya da sıfır dışındaki tüm doğal sayılardır.

2/2
MATEMATİK ÇİZGİ VE SÜTUN GRAFİKLERİNİ YORUMLAMA

ÖZET

Çizgi ve Sütun Grafiklerini Yorumlama


Çizgi Grafiklerini Yorumlama
Çizgi grafikleri; zaman, sıcaklık gibi sürekli değişebilen faktörlere bağlı olarak elde edilen bir
ya da birden fazla veri grubundaki değerlerin eş aralıklı ölçeklerde izlenmesi amacıyla
kullanılır. Çizgi grafiğinde kullanılan faktörler birbirlerine bağlı olduğundan, bu faktörler uygun
şekilde eksene sıralanarak incelenir.

Örneğin, sıcaklığa bağlı olarak bakterilerin


A Bakterisinin Sıcaklığa Bağlı
Çoğalma Miktarı çoğalma miktarının incelendiği bir çizgi
grafiğinde, sıcaklık değerleri birbirlerine bağlı
oldukları için yatay eksene küçükten büyüğe
Bakteri Sayısı

sıralanır. Bu durumda grafiğe bakılarak farklı


sıcaklık değerlerindeki genleşme miktarının
karşılaştırılmasının yanı sıra kategorilerin
aldığı değerler arasındaki değişim ve bu
Sıcaklık (°C)
değişimin miktarı da incelenebilir.

Böylelikle çizgi grafikleri yorumlanırken;


• Aynı faktöre bağlı değişen veri gruplarının değerlerinin karşılaştırılması
• Bir veri grubunda ardışık değerler arasındaki değişim (artma, azalma, değişmeme) ve
bu değişimin miktarı
• Aynı faktöre bağlı değişen veri gruplarındaki değişimin karşılaştırılması (bütün
değerler birlikte artış gösterdi, bir veri grubunda artış olurken diğerleri azaldı vb.)
• Grafikteki değerlerin ortalaması, ortancası, tepe değeri
gibi bilgiler elde edilebilir.

Çizgi grafikleri gösterilecek veri grubu sayısına göre tekli, ikili veya üçlü olabilir. Örneğin;
• Bir yıldaki elma fiyatındaki değişimi incelemek için tekli çizgi grafiği,
• Bir yıldaki elma ve armut fiyatlarındaki değişimi ve bu meyvelerin fiyatları arasındaki
ilişkiyi incelemek için ikili çizgi grafiği,
• Bir yıldaki elma, armut ve muz fiyatlarındaki değişimi ve bu meyvelerin fiyatları
arasındaki ilişkiyi incelemek için üçlü çizgi grafiği kullanılabilir.

1/2
MATEMATİK ÇİZGİ VE SÜTUN GRAFİKLERİNİ YORUMLAMA

ÖZET

Sütun Grafiklerini Yorumlama


Sütun grafikleri, farklı kategorilere göre sınıflandırılabilen bir ya da birden fazla veri
grubundaki değerlerin karşılaştırılması amacıyla kullanılır. Sütun grafiğinde çizgi grafiğinden
farklı olarak, verilerin ayrıldığı kategoriler birbirlerine bağlı olmayabilir. Bu nedenle,
kategoriler eksene yerleştirilirken aralarında belli bir sıralama yapılmasına gerek yoktur.

Bahçedeki Ağaçların Türlerine Örneğin, bir bahçedeki ağaç türlerine göre


Göre Sayıları sayılarının verildiği bir sütun grafiğinde,
ağaç türleri bir değişkene bağlı olmayan
kategorilerdir. Bu yüzden, ağaç türleri
arasında sıralama yapmak ve türlerin
sayılarını incelemek anlamlı değildir.

Böylelikle sütun grafikleri yorumlanırken;


• Bir veri grubunda en yüksek ve en küçük değerlerin hangi kategorilere ait olduğu
• Farklı veri gruplarının aynı kategorilerde aldığı değerler arasındaki fark
kolayca okunabilir.
Bunun yanı sıra çizgi grafiğinde olduğu gibi, sütun grafiklerindeki kategoriler birbirlerine bağlı
ve eş aralıklı sıralanmış ise; (Örneğin, yıllara göre okul bando takımındaki kız ve erkek
öğrenci sayılarını gösteren bir sütun grafiği)
• Bir veri grubunda ardışık değerler arasındaki değişim (artma, azalma, değişmeme)
ve bu değişimin miktarı
• Aynı faktöre bağlı değişen veri gruplarındaki değişimin karşılaştırılması (bütün
değerler birlikte artış gösterdi, bir veri grubunda artış olurken diğerleri azaldı vb.)
yorumları da yapılabilir.

Sütun grafikleri gösterilecek veri grubu sayısına göre tekli, ikili veya üçlü olabilir. Örneğin;
• 6. sınıfa giden bir öğrencinin haftalık ders türlerine göre ders sayılarını göstermek için
tekli sütun grafiği,
• Biri 6 biri 7. sınıfa giden öğrencilerin haftalık ders türlerine göre ders sayılarını
göstermek için ikili sütun grafiği,
• Biri 6 biri 7. diğeri ise 8. sınıfa giden öğrencilerin haftalık ders türlerine göre ders
sayılarını göstermek için üçlü sütun grafiği kullanılabilir.

2/2
MATEMATİK ÇİZGİ, SÜTUN VE DAİRE GRAFİĞİ ARASINDA DÖNÜŞÜM YAPMA

ÖZET

Çizgi, Sütun ve Daire Grafiği Arasında Dönüşüm Yapma


Çizgi Grafiği
• Zaman, sıcaklık gibi sürekli değişen faktörlere bağlı veri gruplarının değerleri doğru
parçaları ile birleştirildiği için ardışık değerler arasındaki değişimi izlemek için en uygun
grafik çizgi grafiğidir.
• Veri gruplarına değişimin incelendiği faktörler birbirlerine bağlı ve eş aralıklı olmak
zorundadır. Bu yüzden, araba modelleri gibi aralarında birbirine bağlı bir ilişki ve eş
aralıklı sıralama bulunmayan kategorilere ayrılmış veri gruplarını göstermek için uygun
değildir.
• Birden fazla veri grubundaki değişimlerin birbirleriyle ilişkisinin incelenmesi için en uygun
grafiktir.

1/3
MATEMATİK ÇİZGİ, SÜTUN VE DAİRE GRAFİĞİ ARASINDA DÖNÜŞÜM YAPMA

ÖZET

Sütun Grafiği

• Sütun grafikleri, özellikle birbirinden


bağımsız farklı kategorilere göre
sınıflandırılabilen bir ya da birden
fazla veri grubundaki değerlerin
karşılaştırılması için kullanılır.
Örneğin, aşağıda verilen grafikte bir
bahçedeki toplam ağaç sayısı, bu
ağaçların türlerine göre kategorilere
(kavak, çınar, elma vb.) ayrılmıştır
ve ağaç türlerinin arasında belirli bir
ilişki olmadığından bu kategoriler
bağımsızdır.
• Sütun grafiklerinde her bir kategori
bir kolon ile gösterildiği için bu
kategorilerdeki verilerin gerçek değerinin incelenmesi kolaydır

Daire Grafiği

• Bir veri grubunun ayrıldığı kategoriler


ile verinin tamamı arasındaki oran
(parça-bütün) ilişkisini göstermek için
en uygun grafiktir.
• Diğer grafiklerden farklı olarak,
kategorilerdeki veri miktarları
verilmeyebilir. Kategoriler arasındaki
oransal ilişki incelenir.

2/3
MATEMATİK ÇİZGİ, SÜTUN VE DAİRE GRAFİĞİ ARASINDA DÖNÜŞÜM YAPMA

ÖZET

Veri gösterim biçimleri arasında dönüşüm yaparken, elimizdeki grafikte verilen bilgiyi alıp
göstermek istediğimiz yeni grafik üzerine aktarmamız gerekir.

UYARI
Veri gösterim biçimleri arasında dönüşüm yaparken,
• Oluşturacağımız yeni grafiğin elimizdeki verilere uygun olması gerekir.
• Sütun grafiğinde, veri grubunun ayrıldığı kategoriler bağlı değilse ve
aralarında bir sıralama yoksa (araba modeli), çizgi grafiğine
dönüştürülmesi uygun değildir.
• Bir daire grafiğinde kadın ve erkeklerin en sevdiği meyveler gibi iki
bütün (kadınlar ve erkekler) içeren veri grupları incelenemez.

3/3
MATEMATİK OLASI DURUMLARI BELİRLEME

ÖZET

Olası Durumları Belirleme


İçerisinde 3 tane karamelli, 2 tane sütlü ve 2 tane de bitter çikolata bulunan bir kutuyu,
bakmadan karıştırıp içinden bir çikolata seçelim. Elimize hangi çikolatanın geleceğini
bilemeyiz. Ancak, bu kutudan gelecek çikolatanın 3 karamelli, 2 tane sütlü ya da 2 tane bitter
çikolatadan bir tanesi olacağını söyleyebiliriz.

Matematikte, yukarıdakine benzer şekilde, sonucu bilinmeyen fakat olası sonuçlarını


belirleyebildiğimiz durumlar olasılık konusu altında ele alınır ve deney olarak adlandırılır.
Deney sonucunda gözlemlenebilecek farklı sonuçların her birine ise çıktı denir.

Deney: Kutudan bir çikolata seçme


Deneyin çıktıları: Kutudan alınacak her bir çikolata bu deneyin farklı birer sonucudur. Bu
nedenle, k karamelli, s sütlü ve b de bitter çikolatayı göstermek üzere çıktılar;
k1, k2, k3, s1, s2, b1, b2 şeklinde sıralanabilir.

Bir deneyin sonunda elde etmek istediğimiz sonuca ya da gözlemlemek istediğimiz duruma
ise olay denir. Örneğin, kutudan çekilen çikolatanın sütlü olması, kutudan çekilen çikolatanın
bitter olması gibi beklenen sonuçlar birer olaydır. Deneyin çıktıları arasından, beklenen
sonuca uygun olan çıktılara ise olayın çıktıları denir.
Deney kutudan bir çikolata seçme, olay ise çekilen çikolatanın sütlü olması olmak üzere, bu
olayın çıktıları; s1, s2 şeklinde sıralanabilir.

Bir deneyin çıktıları arasından gözlemlemek istediğimiz sonuca, yani olaya ait çıktıların sayısı
ne kadar fazla ise bu olayın gerçekleşme şansı, bir başka deyişle olasılığı o kadar fazla olur.

Örnek: Yukarıda bahsedilen durumu ve bu durumla ilgili olayların çıktı sayılarını inceleyelim.
Deney: Kutudan bir çikolata çekme
Deneyin çıktıları: k1, k2, k3, s1, s2, b1, b2
Olay Olayın Çıktıları
Çekilen çikolatanın karamelli olması k1, k2, k3
Çekilen çikolatanın sütlü olması s1, s2
Çekilen çikolatanın bitter olması b1, b2

1/2
MATEMATİK OLASI DURUMLARI BELİRLEME

ÖZET

Görüldüğü gibi, çekilen çikolatanın karamelli olmasına ait çıktılar, deneyin 7 çıktısından 3
tanesidir. Çekilen çikolatanın sütlü olması ise deneyin 7 çıktısından 2 tanesidir. O hâlde, bu
kutudan bir çikolata çekildiğinde, bunun karamelli olması olasılığının sütlü olması
olasılığından daha fazla olduğunu söyleyebiliriz.
Benzer şekilde, sütlü ve bitter çikolataların sayıları eşit olduğundan, kutudan sütlü çikolata
çekme olasılığının bitter çikolata çekme olasılığı ile eşit olduğunu söyleyebiliriz.

2/2
MATEMATİK OLASILIK

ÖZET

Basit Olayların Olma Olasılığı


Verilen durumun gerçekleşme ihtimalini ifade eden ve parça-bütün ilişkisi ile oluşturulan oran
matematikte olasılık olarak adlandırılır.

Olasılık bir olayın olma şansını sayılarla ifade etmemizi sağlayan bir ölçmedir ve aşağıdaki
şekilde bulunur.

Eş Olasılıklı Çıktılar
Eşit şansa sahip olan olayların çıktıları olasılıkta eş olasılıklı olarak adlandırılır. Bu çıktıların

olasılıkları ise n, deneyin çıktılarının sayısı olmak üzere 1 ile bulunur.


n

Kesin Olay ve İmkânsız Olay


Her koşulda gerçekleşecek olaylara olasılıkta kesin olay denir. Kesin olayların olma
olasılıkları 1’dir.

Gerçekleşmesi imkânsız olan olaylara olasılıkta imkânsız olay denir. İmkânsız olayların
olma olasılıkları ise 0’dır.

UYARI
Bir olayın olma olasılığının alacağı değer en büyük 1, en küçük de 0
olacağından olasılık değeri daima 0 ile 1 arasında bir değer alır.

1/1
MATEMATİK CEBİRSEL İFADELERLE ÇARPMA İŞLEMİ

ÖZET

Cebirsel İfadelerle Çarpma İşlemi


Cebirsel İfadeleri Farklı Biçimde Yazma
Cebirsel ifadeleri, üslü gösterimlerin özelliklerinden faydalanarak farklı biçimlerde yazabiliriz.
Örnek:

Verilen ABCD paralelkenarının AB kenarının uzunluğu 4x ve


bu kenara ait yüksekliğin uzunluğu ise kenarın 4’te 1’idir. Bu
paralelkenarın alanını veren cebirsel ifadeyi yazalım.

Paralelkenarın AB kenarı 4x ise bu kenara ait yüksekliğin uzunluğu;


4x
|Kenara ait yükseklik| = = x olur.
4
Paralalkenarın alanı = |Kenar| · |Kenara ait yükseklik|
= 4x · x
= 4 · x1 · x1
= 4x1 + 1
= 4x2 olur.
Benzer şekilde, başka cebirsel ifadeleri de farklı şekillerde yazabiliriz.
Örnek:
 x2 · y = x · x · y
 x2 · 5 = 5x2 = 5x · x
 2x· 3x = 6x2 = 6x · x

Cebirsel İfadelerde Terim, Sabit Terim, Katsayı ve Benzer Terim


Bir cebirsel ifadeyi oluşturan toplananların ya da çıkarılanların her birine terim denir.
İfadedeki değişken içermeyen terimlere sabit terim adı verilir.
Değişkeni çarpan sayı katsayı olarak adlandırılır.
Aynı değişkeni içeren terimlere benzer terim adı verilir.

terim
6s ile 5s benzer terimlerdir.
6s + 3 + 5s + (–2)
3 ile –2 benzer terimlerdir.
katsayı değişken sabit terim

1/2
MATEMATİK CEBİRSEL İFADELERLE ÇARPMA İŞLEMİ

ÖZET

Cebirsel İfadelerle Çarpma İşlemi


Herhangi iki sayının çarpımı, kenar uzunlukları bu sayılar olan bir dikdörtgenin
alanına eşittir. O hâlde, herhangi iki cebirsel ifadenin çarpımı bulunurken, kenar
uzunlukları bu ifadeler olan bir dikdörtgenin alanını bulmak yeterlidir. Cebir karoları
kullanarak kenar uzunlukları cebirsel ifade olan bir dikdörtgenin alanı kolaylıkla
hesaplanabilir.

Örnek:
(2x + 1) ve (3x + 1) ifadelerin çarpımını bulalım.
Bunun için önce, kenar uzunlukları (2x + 1) ve (3x + 1) olan bir dikdörtgen oluşturalım ve
kenarları cebirsel ifadelerde yer alan terimlerin en basit hâllerine bölelim. Daha sonra,
oluşturduğumuz dikdörtgeni cebir karoları ile kaplayalım.

Dikdörtgenin alanı, cebir karolarının alanları toplamına eşittir. Buna göre;


(2x + 1) · (3x + 1) = 6 · x2 + 5 · x + 1 · 1
= 6x2 + 5x + 1 olur.
Cebirsel ifadelerle çarpma işlemini model kullanmadan da yapabiliriz. Buna göre, cebirsel
ifadeler çarpılırken çarpanlardan birindeki her terim ile diğer çarpandaki her bir terim ayrı ayrı
çarpılır. Elde edilen sonuçlar arasında benzer terimli olanlar toplama ve çıkarma işlemi
yapılarak sadeleştirilir.
Örnek:
(2x – 5) · (4 + x) işlemini cebir karoları kullanmadan yapalım.

(2x – 5) · (4 + x) = 2x · 4 + 2x · x – 5 · 4 – 5 · x (Sırayla çarpılacak ifadeler yazılır.)


= 8x + 2x2 – 20 – 5x (Çarpma işlemleri yapılır.)
= 2x + 3x – 20
2
(Benzer terimlerle işlem yapılır.)

2/2
MATEMATİK ÖZDEŞLİKLER

ÖZET

Denklem ve Özdeşlik
İçerdikleri değişkenlere verilecek bazı değerler için doğru olan eşitliklere denklem, tüm
gerçek sayılar için doğru olan eşitliklere özdeşlik adı verilir.
Örnek:

5x + 5 = x – 15 eşitliği bir özdeşlik midir? 2(3x – 6) = 3(2x – 4) eşitliği bir özdeşlik midir?
5x + 5 = x – 15 2(3x – 6) = 3(2x – 4)
5x – x = – 15 – 5 2 · 3x – 2 · 6 = 3 · 2x – 3 · 4
4x = 20 6x – 12 = 6x – 12
x=5 0=0
Buna göre, bu eşitlik bir özdeşlik değil, bir Buna göre, bu eşitlik bir özdeşliktir.
denklemdir.

İki Terimin Toplamının Karesi Özdeşliği

İki terimin toplamının karesi özdeşliği: (a + b)2 = a2 + 2ab + b2

(a + b)2 = (a + b) · (a + b)
=a·a+a·b+b·a+b·b
= a2 + ab + ba + b2
= a2 + 2ab + b2

Şimdi bu özdeşliği bir de model ile gösterelim. Bir kenar uzunluğu a + b olan bir kare alalım,
bu kareyi aşağıdaki şekilde parçalara ayıralım ve bu parçaların alanlarını bulalım.

Oluşan parçaların alanları toplamı, büyük karenin alanına eşit olacaktır.


Öyleyse (a + b)2 = a2 + ab + ab + b2
(a + b)2 = a2 + 2ab + b2dir.

Örnek: (5x + 6)2 = (5x)2 + 2 · 5x · 6 + 62 [(a + b)2 = a2 + 2ab + b2]


= 25x2 + 60x + 36

1/3
MATEMATİK ÖZDEŞLİKLER

ÖZET

İki Terimin Farkının Karesi Özdeşliği

İki terimin farkının karesi özdeşliği: (a – b)2 = a2 – 2ab + b2

(a – b)2 = (a – b) · (a – b)
=a·a–a·b–b·a+b·b
= a2 – ab – ba + b2
= a2 – 2ab + b2

Şimdi bu özdeşliği bir de model ile gösterelim. Bir kenar uzunluğu a olan bir kare alalım, bu
kareyi aşağıdaki şekilde parçalara ayıralım ve bu parçaların alanlarını bulalım.

Oluşan parçalardan yeşil renkli karenin alanı, büyük kare ile sarı renkli dikdörtgenlerin ve
kırmızı renkli karenin alanları toplamının farkına eşit olacaktır.

Öyleyse (a – b)2 = a2 – b   a – b  + b   a – b  + b 


2

(a – b)2 = a2 – b  a – b  b + b  a – b  b + b 
2

(a – b)2 = a2 – ba – b + ba – b + b 
2 2 2

(a – b)2 = a2 – 2ba – b 
2

(a – b)2 = a2 – 2ba  b dir.


2

Örnek: (2x – 7)2 = (2x)2 – 2 · 2x · 7 + 72 [(a – b)2 = a2 – 2ab + b2]


= 4x2 – 28x + 49

2/3
MATEMATİK ÖZDEŞLİKLER

ÖZET

Tam Kare Özdeşlikler


Karekökü tam sayı olan 1, 3, 4, 9 gibi sayılar tamkare sayılar olarak adlandırılır. Benzer
şekilde, (a + b)2 ve (a – b)2 şeklindeki ifadelere de tamkare ifadeler denir. Buna göre,
tamkare ifadelerin yer aldığı “iki terimin toplamının karesi özdeşliği” ve “iki terimin farkının
karesi özdeşliği” tamkare özdeşlikler olarak da adlandırılır.

(a + b)2 = a2 + 2ab + b2
Tamkare özdeşlikler
(a – b)2 = a2 – 2ab + b2

İki Kare Farkı Özdeşliği

İki kare farkı özdeşliği: a2 – b2 = (a – b) · (a + b)

(a – b) · (a + b) = a · a + a · b – b · a – b · b
= a2 + ab – ba – b2
= a2 – b2

Şimdi bu özdeşliği bir de model ile gösterelim. Bir kenar uzunluğu a olan bir kare alalım ve bu
kareden bir kenar uzunluğu b olan bir kare keserek çıkaralım, kalan parçayı da iki dikdörtgen
oluşturacak şekilde birleştirelim.

Buna göre, elde ettiğimiz şeklin alanı, diğer bir ifadeyle oluşan iki dikdörtgenin alanları
toplamı, bir kenarı a olan kareden bir kenarı b olan karenin çıkarılması ile elde edilen şeklin
alanına eşit olacaktır.
Öyleyse a2 – b2 = b(a – b) + a(a – b)
a2 – b2 = (a – b)(a + b)’dir.

Örnek: 16x2 – 9 = (4x)2 – 32 [(a – b)2 = (a – b)(a + b)]


= (4x – 3)(4x + 3)

3/3
MATEMATİK CEBİRSEL İFADELERİ ÇARPANLARA AYIRMA

ÖZET

Cebirsel İfadeleri Çarpanlara Ayırma


Bir cebirsel ifadeyi çarpanlarının çarpımı biçiminde yazdığımızda, o cebirsel ifadeyi
çarpanlarına ayırmış oluruz.
Cebirsel ifadelerle çarpma işlemini modellerken, kenar uzunlukları çarptığımız cebirsel
ifadelere eşit olan bir dikdörtgenin alanını bulmaya çalıştığımızı hatırlayalım. Cebirsel
ifadeleri çarpanlarına ayırırken ise alanı verilen cebirsel ifadeye eşit olan bir dikdörtgenin
kenar uzunluklarını bulmaya çalışırız. Dikdörtgenin alanı kenar uzunluklarının çarpımına eşit
olduğundan, alanı verilen cebirsel ifadeyi dikdörtgenin kenar uzunluklarının çarpımı biçiminde
yazabilirsek bu ifadeyi çarpanlarına ayırmış oluruz.

Örnek: 2x2 + x cebirsel ifadesini çarpanlarına ayıralım.


Bunun için aşağıdaki cebir karolarını kullanarak alanı, verilen cebirsel ifadeye eşit olan bir
dikdörtgen oluşturalım.
1

x x

Cebir karolarıyla dikdörtgeni oluşturduktan


sonra dikdörtgenin alanını kenar uzunluklarının
çarpımı şeklinde ifade ettiğimizde verilen
cebirsel ifadeyi çarpanlarına ayırmış oluruz.

2x2 + x = x · (2x + 1)

Ortak Çarpan Parantezine Alma


Bir cebirsel ifadeyi çarpanlarına ayırmak istediğimizde, ilk önce terimler arasında ortak bir
çarpan bulunup bulunmadığına bakarız. Ortak çarpanı bulmak için, her bir terimi kendi içinde
çarpanlarının çarpımı şeklinde yazarız.

Örnek: 3yx2 + 6xy + 12y cebirsel ifadesini çarpanlarına ayıralım.


3yx2 + 6xy + 12y = 3 · y · x · x + 3 · 2 · x · y + 3 · 2 · 2 · y
= 3 · y (x · x + 2 · x + 2 · 2)
= 3y (x2+ 2x + 4)

1/3
MATEMATİK CEBİRSEL İFADELERİ ÇARPANLARA AYIRMA

ÖZET

Tamkare Özdeşlikleri Kullanma


Cebirsel ifadeleri çarpanlara ayırırken, daha önce öğrendiğimiz özdeşliklerden
faydalanabiliriz. Tamkare özdeşlikler de denilen iki terimin toplamının karesi özdeşliği ve iki
terimin farkının karesi özdeşliği bunlardan bazılarıdır.

İki terimin toplamının karesi özdeşliği İki terimin farkının karesi özdeşliği

Verilen bir üç terimli cebirsel ifadede, terimlerden iki tanesi tamkare, üçüncü terim ise bu
terimlerin kareköklerinin çarpımının 2 katı ise bu cebirsel ifadelerin tamkare ifadeler olduğunu
anlayabiliriz.
Cebirsel ifadenin iki terimin toplamının karesi mi yoksa farkının karesi mi olduğunu anlamak
için ise tamkare olmayan terimin katsayısına bakarız. Bu terimin katsayısı pozitif ise ifade iki
terimin toplamının karesi şeklinde, negatif ise farkının karesi şeklindedir.
Örnek: 4x2 + 12x + 9 ve 9x2 – 12x + 4 ifadelerini çarpanlarına ayıralım.

Verilen cebirsel ifadelerin her ikisinde de üç terimden ikisi tamkare, üçüncü terim ise tamkare
terimlerin karekökünün çarpımının iki katıdır. Dolayısıyla, bunlar tamkare ifadelerdir. O hâlde,
tamkare özdeşliklerden faydalanırız. Tamkare olmayan terimin işaretine göre hangi özdeşliği
kullanacağımıza karar veririz. Buna göre, özdeşlikleri şu şekilde çarpanlarına ayırmış oluruz:
4x2 + 12x + 9 = (2x + 3)2 9x2 – 12x + 4 = (3x – 2)2

2/3
MATEMATİK CEBİRSEL İFADELERİ ÇARPANLARA AYIRMA

ÖZET

İki Kare Farkı Özdeşliğini Kullanma


İki kare farkı özdeşliği şu şekildedir: a2 – b2 = (a – b)(a + b)
Verilen bir cebirsel ifadede tamkare iki terimin farkı varsa iki kare farkı özdeşliğini
kullanabiliriz.
Örnek: 9x2y2 – 16 cebirsel ifadesini çarpanlarına ayıralım.

UYARI
Verilen bir cebirsel ifadeyi çarpanlarına ayırırken, yukarıda verilen
yöntemlerden birkaçını birden uygulamamız gerekebilir. Yöntemlerden birini
uyguladığımızda elde ettiğimiz çarpanlara bakarak, bu çarpanları da
çarpanlarına ayırıp ayıramayacağımızı kontrol etmeliyiz. Bir cebirsel ifadeyi en
basit çarpanlarının çarpımı şeklinde yazdığımızda, ifadeyi çarpanlarına ayırma
işlemi bitmiş demektir.

Örnek: 4yx2 + 12yx + 9y ifadesini çarpanlarına ayıralım.

4yx2 + 12yx + 9y = y(4x2 + 12x + 9) (Ortak çarpan parantezi)

= y(2x + 3)2 (Tamkare özdeşlikler)

3/3
8. Sınıf / Fen Bilimleri 1 MEVSİMLER-İKLİM-HAVA HAREKETLERİ Ahmet KARAYEL

DÜNYA

ÖZELLİKLERİ:
• Dünya soldan sağa doğru kendi etrafında “dönme”,
Güneş etrafında “dolanma” hareketi yapar.

• Dünyanın Güneş etrafında dolandığı yörünge düzlemi


“elips” şeklindedir.

• Dünya, kendi ekseni etrafındaki dönme hareketini 24


saatte tamamlar. Bunun sonucunda “gece-gündüz” ve
“günlük sıcaklık farkları” oluşur.

• Dünya, Güneş etrafındaki dolanma hareketini eliptik


bir yörüngede 365 gün 6 saatte tamamlar. Bunun
sonucunda “mevsimler” ve “yıllık sıcaklık farkları”
oluşur.
MEVSİMLER

• Dünyanın dönme ekseni yörünge düzlemine doğru


23027’ eğiktir. Bazı kaynaklarda kısaca 230 veya 23,50
olarak geçer.

NASIL OLUŞUR:
• 2 etken mevsimleri oluşturur;
1- Dünyanın eksen eğikliği
2- Dünyanın Güneş etrafında dolanması

KAÇ MEVSİM VARDIR:


•Sırasıyla İlkbahar-Yaz-Sonbahar-Kış mevsimleri görülür.

KYK VE GYK DA AYNI MEVSİMLER Mİ YAŞANIR:


• Aynı anda farklı yarım kürelerde farklı mevsimler
yaşanır.
Mevsim başlangıç tarihleri şöyledir;

21 MART 21 HAZİRAN 23 EYLÜL 21 ARALIK


KYK İlkbahar Yaz Sonbahar Kış
Not: GYK Sonbahar Kış İlkbahar Yaz
KYK: Kuzey Yarım Küre Türkiye KYK’de yer alır.
GYK: Güney yarım Küre
İletişim: karayel-65@hotmail.com
1
8. Sınıf / Fen Bilimleri 1 MEVSİMLER-İKLİM-HAVA HAREKETLERİ Ahmet KARAYEL

• Mevsimlerin başlangıç ve bitiş aralıkları;

21 MART-20 HAZİRAN 21 HAZİRAN-22 EYLÜL 23 EYLÜL-20 ARALIK 21 ARALIK-20 MART


KYK İlkbahar Yaz Sonbahar Kış
GYK Sonbahar Kış İlkbahar Yaz

*** UNUTMA! Dünyanın Güneşe yaklaşıp uzaklaşmasının mevsimlerin oluşmasına etkisi yoktur!
Yaklaşıp uzaklaşma sadece mevsimlerin süresini etkiler.
Örneğin; Dünya Güneşe en yakın olduğu 3 Ocak tarihinde daha hızlı dönerken, Güneşe en uzak olduğu 4 Temmuz
tarihinde daha yavaş döner. Bu yüzden Ocak ayında KYK’de kış mevsimi, GYK’de yaz mevsimi kısa sürer. Aynı şekilde
Temmuz ayında KYK’de yaz mevsimi, GYK’de kış mevsimi daha uzun sürer.

İletişim: karayel-65@hotmail.com
2
8. Sınıf / Fen Bilimleri 1 MEVSİMLER-İKLİM-HAVA HAREKETLERİ Ahmet KARAYEL

ÖNEMLİ TARİHLER:
NOT:
• Gündönümleri: Yaz ve Kış başlangıçları olan 21 Haziran ve 21 Aralık tarihleridir. Aydınlanma
(Yaz Gündönümü – Kış Gündönümü) dairesi Ekvatoru
daima iki eşit
• Ekinoks Tarihleri: İlkbahar ve Sonbahar başlangıçları olan 21 Mart ve 23 Eylül tarihleridir. parçaya böldüğü
Ekinoks tarihlerinde bütün Dünyada 12 saat gece, 12 saat gündüz (gece-gündüz eşitliği) yaşanır. için Ekvatorda
(İlkbahar Ekinoksu – Sonbahar Ekinoksu) her zaman 12
saat gece, 12
• Dönenceler: KYK’de yer alan Yengeç Dönencesi ve GYK’de yer alan Oğlak Dönencesi saat gündüz
görülür.

*** UNUTMA! Dünya’ya ışınların dik açıyla geldiği yerler, eğik açıyla geldiği yerlerden daha sıcak olur.
Işınlar dik veya dike yakın gelirse “dar bir alan” ısınır. Dar alanlarda birim yüzeye düşen enerji miktarı daha fazladır.
Işınlar eğik açıyla gelirse “geniş bir alan” ısınır. Geniş alanlarda birim yüzeye düşen enerji miktarı daha azdır.

Geniş Alan

Dar Alan

• Güneş ışığının dik (900) geldiği yerlerde gölge oluşumu gözlenmez. Işığın eğik geldiği yerlerde gölge oluşur.
Buna göre bir yerdeki en uzun gölge boyu kış vaktinde, Güneş doğarken veya batarken görülür.
En kısa gölge boyu da yaz mevsiminde, öğle vakti Güneş tam tepede iken görülür.

*** Işınların dik açıyla geldiği yerlerde (YAZ): Gündüz Süresi > Gece Süresi
Işınların eğik açıyla geldiği yerlerde(KIŞ): Gece Süresi > Gündüz Süresi

İletişim: karayel-65@hotmail.com
3
8. Sınıf / Fen Bilimleri 1 MEVSİMLER-İKLİM-HAVA HAREKETLERİ Ahmet KARAYEL

• Türkiye KYK’de ve Yengeç Dönencesinin üst kısmında yer aldığı için Güneş ışınlarını hiçbir zaman dik açı ile almaz.

TÜRKİYE

21 MART 23 EYLÜL

• Tüm Dünyada ekinoks (gece-gündüz eşitliği) görülür. • Tüm Dünyada ekinoks (gece-gündüz eşitliği) görülür.
• KYK’de İlkbahar, GYK’de Sonbahar başlar. • KYK’de Sonbahar, GYK’de İlkbahar başlar.
• Güneş ışınları öğle vakti Ekvatora dik gelir. • Güneş ışınları öğle vakti Ekvatora dik gelir.

21 HAZİRAN 21 ARALIK

• KYK’de Yaz, GYK’de Kış mevsimi başlar.


• Güneş ışınları öğle vakti Yengeç Dönencesine dik gelir. • KYK’de Kış, GYK’de Yaz mevsimi başlar.
• KYK’de en uzun gündüz, GYK’de en uzun gece görülür. • Güneş ışınları öğle vakti Oğlak Dönencesine dik gelir.
•21 Hazirandan itibaren KYK’de gündüzler kısalmaya, • KYK’de en uzun gece, GYK’de en uzun gündüz görülür.
geceler uzamaya başlar. GYK’de ise geceler kısalmaya, • 21 Aralıktan itibaren KYK’de geceler kısalmaya,
gündüzler uzamaya başlar. gündüzler uzamaya başlar. GYK’de ise gündüzler
kısalmaya, geceler uzamaya başlar.

İletişim: karayel-65@hotmail.com
4
8. Sınıf / Fen Bilimleri 1 MEVSİMLER-İKLİM-HAVA HAREKETLERİ Ahmet KARAYEL

Eksen Eğikliğinin Sonuçları Eksen Eğikliği Olmasaydı

• Mevsimler oluşur. • Güneş ışınları daima Ekvatora dik açıyla


• Bir noktaya düşen Güneş ışınlarının yıl boyunca gelirdi.
açısı sürekli değişir. • Mevsimler oluşmazdı.
• Aydınlanma dairesi sürekli yer değiştirir. • Yıllık sıcaklık farkı oluşmazdı.
• Gece-gündüz süreleri sürekli değişir. • Aydınlanma dairesi daima kutuplardan
• Bir noktaya dikilen çubuğun gölge boyu yıl geçerdi.
içerisinde sürekli değişir. • Daima gece-gündüz eşitliği sağlanırdı.
• Dönenceler oluşur. • Güneşin doğuş-batış saati ve yeri değişmezdi.
• KYK ve GYK’de aynı anda farklı mevsimler • Güneş ışığının öğle vakti gelme açısı
oluşur. değişmezdi.
• Mevsimlik sıcaklık ve basınç farkları oluşur. • Kutuplarda alaca karanlık görülürdü.
• Güneşin doğuş-batış saati ve yeri değişir. • Dönenceler oluşmazdı.
• Bitki ve hayvan türleri azalırdı.

1 YÖNÜNDE KUZEY YARIM KÜREDE 1 YÖNÜNDE GÜNEY YARIM KÜREDE


• Geceler kısalır, gündüzler uzar. Fakat 21 • Gündüzler kısalır, geceler uzar. Fakat 21
Mart tarihine kadar geceler gündüzlerden Mart tarihine kadar gündüzler gecelerden
daha uzundur. daha uzundur.
• Güneş ışınlarının gelme açısı büyür. • Güneş ışınlarının gelme açısı küçülür.
• Birim alana düşen enerji miktarı artar. • Birim alana düşen enerji miktarı azalır.
• Gölge boyları kısalmaya başlar. • Gölge boyları uzamaya başlar.

2 YÖNÜNDE KUZEY YARIM KÜREDE 2 YÖNÜNDE GÜNEY YARIM KÜREDE


• Gündüzler kısalır, geceler uzar. Fakat 23 • Geceler kısalır, gündüzler uzar. Fakat 23
Eylül tarihine kadar gündüzler gecelerden Eylül tarihine kadar geceler gündüzlerden
daha uzundur. daha uzundur.
• Güneş ışınlarının gelme açısı küçülür. • Güneş ışınlarının gelme açısı büyür.
• Birim alana düşen enerji miktarı azalır. • Birim alana düşen enerji miktarı artar.
• Gölge boyları uzamaya başlar. • Gölge boyları kısalmaya başlar.

İletişim: karayel-65@hotmail.com
5
8. Sınıf / Fen Bilimleri 1 MEVSİMLER-İKLİM-HAVA HAREKETLERİ Ahmet KARAYEL

İKLİM VE HAVA OLAYLARI • Hava olayları tahmini olduğu için kesinlik bildirmez,
kısa süre içerisinde değişkenlik gösterebilir.

• Hava olaylarını inceleyen bilim dalına Meteoroloji,


hava olaylarını inceleyen bilim insanına Meteorolog
denir.
• Hava olayından bahsedilirken “Güneşli”, “Yağmurlu”,
“Karlı”, “Rüzgârlı” gibi kavramlar kullanılır.

*** Hava olayları yeryüzü şekillerinin oluşmasında


etkilidir. Örneğin; Peri Bacaları, Mantar Kayalar,
Buzul Vadileri, Kumullar…

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ

İKLİM • Dünya üzerinde insanların faaliyetleri sonucu


iklimlerde değişmeler meydana gelmeye başlanmıştır.
• Geniş bir bölge içinde, 35-40 yıl gibi uzun yıllar Atmosfere salınan sera gazları hava sıcaklığının
boyunca değişmeyen, uzun bir süre boyunca artmasına bu da iklim değişikliğine neden olmaktadır.
gözlemlenen sıcaklık, nem, hava basıncı, rüzgâr, yağış, Sera gazlarının salınımı sonucu küresel ısınma meydana
yağış şekli gibi meteorolojik olayların meydana getirdiği gelir. Küresel ısınma ile buzullar erimekte, deniz
ortalama hava koşullarına iklim denir. seviyelerinde artış oluşmaktadır. Mevsimsel değişiklikler
ile beraber sel, kasırga gibi doğal afetler daha sık
• İklimden bahsedilirken “Kurak”, “Yağışlı”, “Soğuk”, yaşanmaktadır.
“Sıcak” gibi kavramlar kullanılır.
Örneğin; • Fosil Yakıtlar (kömür, petrol, doğal gaz) → CO2 →
▪ Karadeniz bölgesi her mevsim yağışlıdır. Sera etkisi → Küresel ısınma → İklim değişikliği, doğal
▪ İç Anadolu’da yazlar kurak geçer. afetler ve canlı türlerinde azalma.
▪ Erzurum’da kışlar sert ve soğuk geçer.
• İklim değişikliğini önlemek için;
• Bitki örtüsü, yeryüzü şekilleri, denize uzaklık, denizden ▪ Yenilenemez enerji kaynakları (fosil yakıtlar, nükleer
yüksekliği, ekvatora uzaklık, kalıcı kar süresi gibi enerji) yerine, yenilenebilir enerji kaynakları (rüzgâr,
etmenler iklim tipini etkiler. Türkiye’de Akdeniz, güneş, hidroelektrik...) kullanılmalıdır.
Karadeniz ve Karasal iklim tipleri görülür. ▪ Enerji tasarrufu sağlayan A+++ sınıfı elektrikli araçlar
kullanılmalıdır.
• İklim kesinlik bildirir ama değişmez değildir.
Bir bölgede var olan iklim zaman içinde değişebilir. ▪ Atıkların geri dönüşümü sağlanmalıdır.
▪ Ormanlar ve yeşil alanlar korunmalıdır.
• İklimi inceleyen bilim dalına Klimatoloji denir. ▪ İnsanlar küresel ısınma ve çevrenin korunması
konusunda bilinçlendirilmelidir.
• İklimi inceleyen bilim insanına Klimatolog denir.
Kar: Gökyüzünde soğuk havanın etkisiyle havadaki nem
HAVA OLAYI
buz kristallerine dönüşür. Bu kristaller birleşerek karı
oluşturur.
• Dar bir bölgede, günlük veya haftalık gibi kısa bir süre
içerisinde gerçekleşen hava olaylarıdır.

• Günlük olarak Barometre(Basınç Ölçer), Higrometre


(Nem Ölçer) ve Termometre (Sıcaklık Ölçer) gibi
araçlarla yapılan nem, basınç, rüzgâr ve sıcaklık
gözlemlerine göre tahminlerde bulunulur

*** UNUTMA! Hava olaylarını meydana getiren asıl


etken havadaki su buharı (nem) ve sıcaklık farkıdır.
İletişim: karayel-65@hotmail.com
6
8. Sınıf / Fen Bilimleri 1 MEVSİMLER-İKLİM-HAVA HAREKETLERİ Ahmet KARAYEL

Dolu: Gökyüzünde soğuk hava etkisiyle bulutlardaki su Çiy: Yeryüzünde gece hava soğuduğunda, havadaki su
damlacıkları donar. Donan tanecikler bir araya gelerek buharı ağaçlar, yeşillikler üzerinde yoğuşarak sanki
doluyu oluşturur. yağmur yağmış gibi su damlacıklarını oluşturur.

Yağmur: Gökyüzünde bulutlardaki su buharı yoğuşarak


damlacıklarına dönüşür. Daha sonra bu damlacıklar
birleşerek yağmur şeklinde yağar.
Kırağı: Yeryüzünde gece hava çok fazla soğursa
havadaki su buharı çiye dönüşmeden direkt donarak
sanki kar yağmış gibi bir görüntü oluşturur.

Sis: Yeryüzüne yakın yerde hava içindeki su buharının


yoğuşması veya donarak kristalleşmesi sonucu ortaya
çıkan çok küçük su damlacıkları veya buz kristallerinden
meydana gelir.
RÜZGÂR

• Bölgeler arasında sıcaklık ve basınç farklılığından


dolayı yatay yönde oluşan hava hareketidir.

• Rüzgâr her zaman yüksek basınç alanından alçak


basınç alanına doğru akar. YB (Soğuk) AB (Sıcak)
İletişim: karayel-65@hotmail.com
7
8. Sınıf / Fen Bilimleri 1 MEVSİMLER-İKLİM-HAVA HAREKETLERİ Ahmet KARAYEL

Alçak Basınç (AB) Yüksek basınç (YB)

• Bu alanda hava yoğunluğu az, hava sıcaklığı fazladır. • Bu alanda hava yoğunluğu fazla ve hava sıcaklığı
düşüktür.
• Buharlaşma olayı fazladır. Bu sebeple AB alanında olan
yerlerde bulutlanma ve yağış oluşumu gözlenir. • YB alanındaki yerlerde hava açık ve güneşlidir.
Bulutlanma ve yağış oluşumu gözlenmez.
• AB alanlarında rüzgâr çevreden merkeze doğru eser.
• YB alanlarında rüzgâr merkezden çevreye doğru eser.
• AB alanlarında yükselici hava hareketi görülür.
• YB alanlarında alçalıcı hava hareketi görülür.
*** UNUTMA! Sıcaklık ve nem doğru orantılıdır.
Bir bölgede sıcaklık artarsa buharlaşma hızı artar. *** AB alanında bulutlanma ve YB alanındaki
Buharlaşma artarsa havadaki nem de artar. Güneşlenme olaylarına dikkat et! Sıcak olan yer Güneşli
bölge değil bulutlanmanın olduğu bölgedir.

• Yandaki şekli yorumladığımız zaman;

▪ A bölgesi YB altında, B bölgesi AB altındadır.

▪ A bölgesi soğuk, B bölgesi sıcaktır. (Birbirlerine


göre)

▪ A bölgesinde hava açıktır ve yağış oluşumum


gözlenmez.

▪ B bölgesinde hava bulutludur ve yağış oluşumu


gözlenir.

İletişim: karayel-65@hotmail.com
Dökümanın Pdf Hali 8
8. SINIF ÜNİTE 2
DNA VE GENETİK KOD Konu Özeti 1

fenburada.com DNA ve Genetik Kod


Canlıda canlılık özelliği gösteren en küçük Canlı Kromozom sayısı
birime hücre denir. Hücrenin yönetim merke-
zi çekirdektir. Çekirdek içerisinde de hücrenin İnsan 46
yönetimini gerçekleştiren canlıya ait kalıt-
Soğan 16
sal bilgileri taşıyan yapılar yer alır. Çekirdek
içerisindeki bu kalıtsal yapıların karmaşıktan Moli balığı 46
basite(büyükten küçüğe) doğru sıralanışı şu
şekildedir. Eğrelti otu 500
Kromozom > DNA > Gen > Nükleotid Güvercin 16
Kolay hatırlanması amacıyla KeDiGeNi şek- Fil 56
linde şifrelenebilir.
Not: Kromozom sayısı ile canlının gelişmişliği
arasında hiçbir ilişki yoktur. Önemli olan kro-
mozomların yapısındaki kalıtsal bilgilerdir.
Kromozom sayısı canlıdaki hücre çeşidi-
ne göre farklılık gösterir. Canlılarda vücut ve
üreme hücresi olmak üzere iki çeşit hücre
vardır. Canlılarda üreme hücrelerindeki kro-
mozom sayısı vücut hücrelerindeki kromo-
zom sayısının yarısı kadardır. Canlılarda vü-
cut hücresindeki kromozom sayısı 2n, üreme
hücrelerindeki kromozom sayısı n ile ifade
Süleyman YAZICI

edilir. Örneğin insanın vücut hücresinde 2n=


46 kromozom bulunurken, üreme hücresinde
KROMOZOM n= 23 kromozom bulunur. İnsanlardaki 2n=46
kromozomun n= 23 tanesi anneden, n= 23 ta-
Hücre bölünmeye başladığında DNA kı- nesi babadan gelir.
salıp kalınlaşarak X şeklindeki protein kılıfların
içine yerleşir. Bu şekilde DNA ve protein kılıf- DNA (Deoksiribo Nükleik Asit)
ların birleşmesiyle oluşan yapılara kromozom DNA hücrenin yönetici molekülü olup,
denir. hücrede beslenme, solunum, boşaltım, enerji
Kromozom= DNA + Protein Kılıf(özel protein) üretme, üreme ve bölünme gibi yaşamsal fa-
Kromozomların Genel Özellikleri aliyetleri yönetir.
• Kromozom sayısının canlının gelişmişliği ile Görevi:
ilgisi yoktur. • Canlıların tüm genetik(kalıtsal) bilgilerini
üzerinde taşır ve nesilden nesile aktarıl-
• Bir canlı türünün tüm sağlıklı bireylerinin masını sağlar.
kromozom sayısı aynıdır.
• Hücrenin tüm yaşamsal faaliyetlerini
• Kromozom sayısının canlının vücut büyüklü- yönetir.
ğü ile ilgisi yoktur. DNA’nın Özellikleri:
• Tüm canlıların hücrelerinde bulunur.
• Kromozom sayısının aynı olması canlılar
arasında akrabalık olduğunu göstermez. • Çift zincirli sarmal bir yapıya sahiptir.
• Adenin(A), Guanin(G), Sitozin(S) ve Ti-
• Farklı tür canlıların kromozom sayısı aynı
min(T) olmak üzere dört çeşit nükleotid-
olabilir.
den oluşur.

1
• DNA’da Adenin(A) nükleotidinin karşısına 2. DNA zincirlerinin ayrılması sırasında nük-
Timin(T), Guanin(G) nükleotidinin karşısı- leotidler arasındaki zayıf hidrojen bağları
na Sitozin(S) nükleotidi gelir. kopar ve nükleotidler de birbirinden ay-
rılır.
• Canlının üreme hücreleri hariç, tüm hüc- 3. Ayrılan nükleotidlerin karşısına sitoplaz-
relerindeki DNA’ların nükleotid dizilimi mada serbest halde bulunan nükleotidler
aynıdır. çekirdeğe girer ve uygun olacak şekilde
DNA’nın Yapısı: yerleşir.
DNA’nın sarmal yapıdaki zincirleri birbi- 4. Eşlenme tamamlandıktan sonra başlan-
rine, organik bazlar arasındaki zayıf hidrojen gıçtakinin aynısı iki DNA meydana gelir.
bağlarıyla bağlanırlar. DNA molekülünde ay-
rıca nükleotidler birbirine fosfat bağlarıyla
bağlanırlar.

D
D

D
D

D
D P
Süleyman YAZICI

• DNA molekülünde Adenin nükleotidi sa-


yısı Timin nükleotidi sayısına, Guanin nük-
leotidi sayısı Sitozin nükleotidi sayısına GEN
eşittir.
DNA üzerinde bulunan ve her biri bir ka-
• Her bir nükleotidde organik bazla beraber rakterin ortaya çıkmasını sağlayan bölgelere
birer tane fosfat(P) ve deoksiriboz şeke- gen denir. Saç rengi, göz rengi, kan grubu
ri(D) bulunur. gibi kalıtsal özelliklerimiz ve bazı hastalıklar(-
şeker hastalığı) genlerde taşınmaktadır. DNA
• A+ G+ S+ T= Nükleotid sayısını verir. üzerinde çok sayıda gen bulunmaktadır.
Gen Gen Gen
• Toplam nükleotid sayısı = Fosfat sayısı =
Deoksiriboz sayısı

DNA’nın Kendini Eşlemesi:


Hücreler durmaksızın bölünür. Hücre bö- NÜKLEOTİD
lünmesinden önce DNA’nın kendini eşleme- DNA’nın en küçük yapı birimine nükleotid
si (kopyalaması) gerekir. Kopyalama sonrası denir. Bir nükleotid, şeker, fosfat ve organik
DNA kendini iki katına çıkarır. DNA’nın ken- bazın bir araya gelmesiyle oluşur.
dini kopyalamasındaki amaç, kalıtsal bilgilerin Nükleotid = Deoksiriboz şekeri + Fosfat + Or-
yeni oluşacak hücrelere aktarılmasıdır. ganik Baz
DNA’nın yapısında dört farklı nükleotid
DNA’nın Kendini Eşlemesi Sırasında: bulunmaktadır. Nükleotidleri birbirinden ayı-
1. DNA’yı oluşturan zincirler özel enzimler ran yapılarındaki organik bazlardır. Bu bazlar;
yardımıyla bir fermuarın açılması gibi bir- 1-Adenin(A) 2- Guanin(G)
birinden ayrılır. 3- Sitozin(C veya S) 4- Timin(T)
fenburada.ogretmen İnstagram sayfasından
2 bilgi kartlarını takip edebilirsiniz.
8. SINIF ÜNİTE 2
DNA VE GENETİK KOD Konu Özeti 2

fenburada.com Kalıtım
Kalıtsal özelliklerin nesilden nesile aktarıl- Heterozigot(Melez) Döl
masını inceleyen bilim dalına kalıtım(genetik) Anne ve babadan gelen genlerin farklı olması
denir. Nesilden nesile aktarılabilen özelliklere durumudur.
ise kalıtsal özellikler denir.
Melez Karakter
Dd
KALITIMLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

Karakter Bezelyelerde tohum şekli(düz, buruşuk) ba-


Canlının çevre ve kalıtımın etkisi ile sahip ol- kımından tanımlarını yaptığımız terimleri in-
duğu her bir özelliğe denir. Bezelyelerde çiçek celeyelim.
rengi(mor-beyaz), tohum şekli(düz-yuvarlak) Bezelyelerde düz tohum şekli(D), buruşuk to-
ve tohum rengi(sarı-yeşil) karakterlere örnek hum şekline(d) baskındır.
olarak verilebilir.
Gen Yapısı Dış Görünüş
Gen
(Genotip) (Fenotip)
Kromozomlar üzerinde kalıtsal karakterleri ta-
DD (Saf döl baskın) Düz
şıyan bölümlere denir. Kalıtımla ilgili çalışma-
larda genler; A, a, B, b gibi harflerle gösterilir. Dd (Melez döl) Düz
Her karakter bir çift gen tarafından belirlenir.
dd (Saf döl çekinik) Buruşuk
Alel Gen
Canlının sahip olduğu her bir karakter için biri
İnsanlarda görülen kalıtsal özelliklerden kı-
anneden diğeri babadan gelen her bir gene
vırcık saç düz saça, siyah saç rengi sarı saç
alel gen denir.
rengine, ayrık kulak memesi yapışık kulak me-
Süleyman YAZICI

Baskın(Dominant) Gen mesine baskındır.


Etkisini her zaman gösterebilen gendir. Bü-
yük harfle gösterilir.( S, Y, Z ve C gibi) MENDEL VE KARAKTER ÇAPRAZLAMALARI
Çekinik(Resesif) Gen
Kalıtım alanında araştırma
Etkisini baskın gen olmadığı zaman göstere-
yapan bilim adamlarının
bilen gendir. Küçük harflerle gösterilir.( s, y, z
başında Gregor Mendel
ve c gibi)
gelir. Kalıtım biliminin ku-
Genotip rucusu olarak kabul edilir.
Canlıların gen yapısına genotip denir. İki harf Gregor Mendel çalışmala-
ile ifade edilir.(SS, Ss, ss gibi) rında bezelye bitkisini kul-
Fenotip lanmıştır.
Canlıların dış görünüşüne ait özelliklere denir.
Gregor Mendel’ in çalışmalarında bezelye
Canlının dış görünüşünde gen yapısı ve çev-
bitkisini seçmesinin nedenleri;
renin birlikte etkisi vardır. Bezelyelerde yuvar-
• Bezelyelerin kolay yetişmesi.
lak ve buruşuk tohum fenotipe örnek olarak
verilebilir. • Kısa sürede çok sayıda döl vermesi.
Homozigot(Saf veya Arı) Döl
Anne ve babadan gelen genlerin aynı olması • Karakter çeşidinin fazla olması.
durumudur.
• Kapalı çiçek yapısına sahip olması.
Saf Baskın Karakter Saf Çekinik Karakter
• Tozlaşmanın kontrol altında tutulabilmesi.
DD dd
• Dişi ve erkek organın aynı çiçekte olması.

1
Çaprazlama İNSANLARDA CİNSİYETİN BELİRLENMESİ
Genotipi verilen anne ve babanın meydana
Sağlıklı bir insanın 46 kromozomu bulunur.
gelebilecek çocuklarının genotip ve fenotip
Bu kromozomların 44 tanesi vücut 2 tanesi
oranının gösterilmesine çaprazlama denir.
cinsiyet kromozomudur. Cinsiyeti belirleyen
Gregor Mendel’ in bezelye bitkisi ile yaptığı X ve Y kromozomları çiftler halinde bulunur.
çaprazlama örneği; Dişilerde cinsiyet kromozomu XX, erkeklerde
S : Sarı tohum rengi s : Yeşil tohum rengi XY’ dir.

Bezelyelerin Bezelyelerin Tohum


Genotipi Rengi
SS (Saf döl baskın) Sarı

Ss (Melez döl) Sarı

ss (Saf döl çekinik) Yeşil


İnsanlarda doğacak çocuğun kız ya da erkek
olma olasılığı %50’ dir.Bu ihtimal değişmez.
Çocuğun cinsiyetini ise babadan gelen sperm
SS ss belirler. Babadan X kromozomu taşıyan
sperm geldiğinde çocuk kız, Y kromozomu
taşıyan sperm geldiğinde çocuk erkek olur.

Ss Ss Ss Ss
AKRABA EVLİLİĞİ
Süleyman YAZICI

Aralarında kan bağı olan kişiler arasında ya-


pılan evlilikler sonucu doğacak çocuklarda
SS Ss Ss ss kalıtsal hastalık görülme ihtimali artar. Sebebi
ise, kan bağı olan kişilerin aynı kalıtsal hastalı-
ğı çekinik olarak taşıma ihtimalinin yüksek ol-
masıdır. Akraba evliliklerinde anne ve babada
1 - Bezelyelerde sarı tohum rengi yeşil tohum çekinik olarak taşınan hastalığın çocuklarda
rengine baskındır.Saf döl sarı tohumlu bezel- görülme ihtimali artar. Fakat akraba evliliği
ye(SS) ile yeşil tohumlu bezelye(ss) tozlaştı- sonucu doğacak çocuklar kesinlikle kalıtsal
rılıyor. hastalıklı doğar denilemez. Kalıtsal hastalıkla-
ra hemofili, orak hücreli anemi ve renk körlü-
2 - Birinci kuşakta oluşan tüm bezelyeler me-
ğü örnek olarak verilebilir.
lez sarı tohumlu(Ss) olmuştur. Birinci kuşak-
taki bezelyeler tekrar kendi aralarında tozlaş-
tırılarak ikinci kuşak bezelyeler elde edilmiştir.

Sonuç olarak;
F1 dölünde(1. kuşak) ; %100 sarı melez(Ss)
bezelyeler elde edilmiştir.

F2 dölünde(2. kuşak) ise;


%50 sarı melez(Ss),
%25 saf döl sarı(SS)
%25 saf döl yeşil(ss) elde edilmiştir.

fenburada.ogretmen İnstagram sayfasından


2 bilgi kartlarını takip edebilirsiniz.
8. SINIF ÜNİTE 2
DNA VE GENETİK KOD Konu Özeti 3

fenburada.com Mutasyon ve Modifikasyon


MUTASYON Mutasyon Örnekleri
Canlının genetik yapısında meydana gelen
değişikliklere mutasyon denir.

Canlının Genetik Yapısındaki Değişiklikler

• Canlının kromozom sayısı ve yapısında-


ki değişiklikler.
Altı parmaklılık Albino rakun
• DNA’ nın bir bölümü koparak kaybola-
bilir.

• DNA kendini eşlerken nükleotidlerin di-


zilişinde hatalar olabilir.

A S T G A G G

G A S T G S

Albino kaplan Down sendromu


Mutasyona; kimyasal maddeler, radyasyon,
zararlı ışınlar(X ışını, gama ışını gibi), ateşli
Süleyman YAZICI

hastalık, bazı ilaçlar, alkol, sigara, uyuşturucu,


Güneş ışınları, besinlerdeki katkı maddeleri
gibi etkenler neden olabilir.

Mutasyonun Özellikleri
• Mutasyon vücut hücrelerinde meydana
geliyorsa kalıtsal değildir. Fakat üreme
hücrelerinde veya üreme ana hücrelerin-
de meydana geliyorsa kalıtsaldır. Van kedisi Orak hücreli anemi

• Mutasyonlar üreme veya üreme ana hüc- Mutasyona, ıslah edilmiş tohumlar(yararlı mu-
releri ile vücut hücrelerinden hangilerinde tasyon), kanser, tavşan dudak, kaplumbağa-
gerçekleşirse gerçekleşsin kalıcıdır. Kalıcı lardaki iki başlılık, balık pulluluk, dört boynuz-
ile kalıtsal farklı kavramlardır. Kalıtsal de- luluk ve hemofili örnek olarak verilebilir.
mek, mutasyonun sonraki nesillere akta-
rılması demektir. MODİFİKASYON

Canlının dış görünüşünde çevrenin etkisi ile


• Mutasyonlar yararlı ya da zararlı olabilir.
ortaya çıkan kalıtsal ve kalıcı olmayan deği-
Canlının yaşama ve üreme şansını artıran
şikliklere modifikasyon denir. Modifikasyon-
mutasyonlar yararlı, tersi durum ise zararlı
larda canlının gen yapısı değişmez, sadece
mutasyonlara girer.
genlerin işleyişi değişir.

• Üreme hücrelerinde meydana gelen mu- Modifikasyona; sıcaklık, besin, basınç, Ph ve


tasyonlar kalıtsal çeşitlilik sağlar. spor gibi etkenler neden olabilir.

1
Modifikasyon Örnekleri

• Çuha çiçeğinin 15°C-25 °C sıcaklıkta kır- • Çeşitli kazalar sonucu sakatlanmalar.


mızı, 25°C-35°C sıcaklıkta beyaz olması.
• Himalaya tavşanlarının sırtına buz konu-
lan kısımlarında siyah tüylerin çıkması.

• Sirke sineğinin kanadının 16°C sıcaklıkta


düz, 25°C sıcaklıkta kıvrık olması.

• Güneşlenme sonucu ortaya çıkan bronz-


laşma.

Mutasyon İle Modifikasyon Arasındaki Farklar


Süleyman YAZICI

Mutasyon Modifikasyon

Sadece üreme ve Gelecek nesillere ak-


üreme ana hücrele- tarılamaz, yani kalıt-
• Spor yapan kişilerin kaslı yapıda olması. rinde görülenler ge- sal değildir.
lecek nesillere akta-
rılabilir.

Değişim genetik ya- Değişim sadece dış


pısında meydana ge- görünüşte meydana
lir. gelir.

• Aynı kovandaki arılardan arı sütü ve bal


ile beslenenlerin kraliçe arı, polenle besle- Değişimin tekrar Ortam koşulları de-
nenlerin işçi arı olması. eski haline dönmesi ğiştiğinde değişim
mümkün değildir. tekrar eski haline dö-
nebilir.

• Ortanca çiçeklerinin asidik toprakta kırmı-


zı, bazik toprakta mavi açması.

fenburada.ogretmen İnstagram sayfasından


2 bilgi kartlarını takip edebilirsiniz.
8. SINIF ÜNİTE 2
Konu Özeti 4
DNA VE GENETİK KOD
fenburada.com Adaptasyon ve Biyoteknoloji
ADAPTASYON
Canlının beslenme, yaşama ve üreme şansını
artırmak için bulunduğu ortama uyum sağla-
masına adaptasyon denir. Adaptasyon kalıt-
saldır yani nesilden nesile aktarılabilir. Canlı-
larda meydana gelen adaptasyonlar biyolojik
çeşitliliğe katkı sağlar.
Bukalemunun bulunduğu ortama göre renk
Adaptasyon Örnekleri değiştirmesi.

Kutup ayılarının beyaz kürk rengi ve geniş Kertenkelenin tehlike anında kuyruğunu ko-
ayak tabanlarına sahip olması, aynı zamanda pararak, düşmanlarının dikkatini dağıtıp or-
deri altına yağ depo edebilmesi. tamdan uzaklaşması.

Çöl tilkilerinin kulaklarının geniş, kuyruklarının


Süleyman YAZICI

uzun ve gövde boyunun büyük olması.

• Kutuplarda yaşayan ayı ve tilkilerin beyaz


kürk rengine sahip olması farklı tür canlıla-
rın benzer adaptasyonlar geliştirebileceği-
ne örnek olarak verilebilir.

• Çöl tilkilerinin büyük kulaklara, kutup tilki-


Kaktüsün iğne yapraklara sahip olması ve lerinin ise küçük kulaklara sahip olması aynı
gövde içine su depo edebilmesi. tür canlıların farklı adaptasyonlar geliştire-
bileceğine örnek olarak verilebilir.

Canlılar hayatta kalabilmek için mücadele


ederler. Canlıların bu mücadeleleri sonucun-
da ortama uyum sağlayanlar hayatta kalır,
uyum sağlayamayanlar ise zamanla azalarak
yok olur. Bu duruma doğal seçilim denir. Yır-
tıcı hayvanlardan kaçarken hızlı koşan ceylan-
ların hayatta kalması.

Tür içindeki çeşitliliğe varyasyon denir. İn-


sanda saç rengi, göz rengi ve saç şeklinin
Geniş yaprak yüzeylerine ve yapraklarında farklı olması varyasyona örnek olarak verile-
hava boşluklarına sahip olması. bilir. Canlılardaki varyasyonlar kalıtsaldır.

1
BİYOTEKNOLOJİ Gen Aktarımı
Canlıların kalıtsal özellikleri değiştirilerek, Hastalığa neden olan genleri etkisiz hale ge-
canlılara yeni özellikler kazandırılmasına yö- tirmek veya tedavi etmek amacıyla, tedavi
nelik çalışmalar yapan bilim alanına biyotek- edici gen aktarımı yapılır.
noloji denir. Biyoteknoloji alanında çalışma Islah Çalışmaları
yapan bilim insanlarına ise genetik mühendi- Canlılardaki istenmeyen özelliklerden arındır-
si denir. ma ve canlılara yeni özellikler eklenmesi ça-
lışmalarına denir. Daha verimli bitki ve hayvan
Biyoteknoloji çalışmaları sonucunda; ırklarının elde edilmesi ıslah çalışmasına ör-
• Hastalığa neden olan gen etkisiz hale ge- nek olarak verilebilir.
tirilir. Genetiği Değiştirilmiş Organizma(GDO)
Bir canlıdaki istenilen genetik özelliklerin kop-
• Tedavi edici gen aktarımı yapılır. yalanarak, bu özelliklere sahip olmayan başka
• Yararlı olan genler çoğaltılır. bir canlıya aktarılması sonucu üretilen canlıla-
ra, genetiği değiştirilmiş organizmalar(GDO)
• Farklı canlılardaki genler bir canlıda birleş-
adı verilir.Örneğin patates böceklerine karşı
tirilebilir.
zehir üreten bir bakterinin geni alınarak pa-
Biyoteknolojinin Uygulama Alanları tatese aktarılır. Böylelikle patates böceklere
karşı zehir üretir. Yeni gen yapısına sahip pa-
TIP
tates GDO’ lu olur.
• İlaç üretimi Biyoteknolojik Uygulamaların İnsanlığa
• Hormon, vitamin ve antibiyotik üretimi Fayda ve Zararları

FAYDALARI ZARARLARI
ÇEVRE
Süleyman YAZICI

• Kirli suların arıtılmasında biyoteknoloji


• Çeşitli ilaç ve aşılar. • Üretilen bitkilerde-
ürünü bakterilerin kullanılması
ki yeni genler alerjik
• İnsanda hastalığa reaksiyonlara neden
neden olan genlerin olabilir.
GIDA tespiti ve tedavisi.
• Ürünlerin raf ömrünün uzatılması • Ekolojik dengenin
• Yüksek verimli be- bozulmasına ve bi-
sinlerin üretimi. yoçeşitliliğin azalma-
sına neden olabilir.
TARIM • Sebze ve meyvele-
rin raf ömrünün uza- • Biyolojik silah yapı-
• Soğuğa dirençli bitkilerin üretimi
tılması. labilir.
• Kaliteli et ve süt üretimi
• Yeni üstün özellik- • GDO’ lu ürünler in-
Klonlama: lere sahip bitki ve sanlarda hastalığa
Bir canlının kalıtsal olarak aynısından üre- hayvanların üretimi. neden olabilmekte-
tilmesi durumudur. 5 Temmuz 1996 yılında dir.
• Yapay doku ve or-
klonlama sonucu dünyaya gelen ilk canlı Dol-
ganların geliştirilme- • Biyoteknoloji ürü-
ly(Doli) isimli bir koyundur. nü tohumlardan elde
si.
edilen ürünler ekildi-
• Kirli suların arıtıl- ği zaman yeni ürün
masında biyotekno- elde edilememekte-
loji ürünü bakterile- dir.
rin kullanılması.
• Doğal ürünler za-
manla azalmaktadır.

fenburada.ogretmen İnstagram sayfasından


2 bilgi kartlarını takip edebilirsiniz.
8. SINIF ÜNİTE 4
Konu Özeti 1
MADDE VE ENDÜSTRİ
fenburada.com Periyodik Sistem
Yapısında tek cins atom bulunduran saf 4-Dimitri İ.Mendeleyev(1834-1907) ve
maddelere element denir.Günümüzde doğa- Lothar Meyer(1830-1895)
da bulunan element sayısı 90 civarındadır. • Aynı dönemde birbir-
Yapay elementlerle birlikte bu sayı günümüz- lerinden habersiz ele-
de 118’dir. Elementlerin fiziksel ve kimyasal mentleri sınıflandırmış-
özelliklerindeki benzerliklerin fark edilmesi lar ve aynı sıralamayı
sınıflandırma çalışmalarını ortaya çıkarmıştır. bulmuşlardır.
Bilim insanları elementleri benzer özellikleri-
ne göre gruplandırmışlardır. Bu çalışmaların • Fakat Meyer ele- Dimitri İ.Mendeleyev
sonucunda birçok element tablosu yani pe- mentleri benzer fizik-
riyodik sistem(periyodik tablo) oluşmuştur. sel özelliklerine göre,
Elementlerin sınıflandırılmasının tarihsel geli- Mendeleyev ise atom
şimi aşağıdaki gibi olmuştur. ağırlıklarına göre sıra-
lamıştır.
1-Johann Döbereiner(1780-1849)
• Mendeleyev’in yaptığı
• Elementlerin sınıflandı- sıralama günümüzde
rılması ile ilgili ilk çalış- de kullanılan element-
mayı 1829 yılında yap- lerin sınıflandırılmasına
mıştır. yakındır. Lothar Meyer
• Sınıflandırmayı benzer
özellikteki elementler-
Süleyman YAZICI

den üçlü gruplar oluş-


turarak yapmıştır.
• Örneğin; lityum, sodyum ve potasyum 5-Henry Moseley(1817-1915)
benzer özelliklere sahiptir ve aynı grupta
olmalıdır. • Elementleri element
atomlarının proton
2-Alexandre Beguyer de Chancourtois
sayılarına göre dü-
zenlemiştir.
• Benzer fiziksel özellik
gösteren elementleri
dikey sıralarda sarmal
olarak sıralamıştır.

3-John Newlands(1837-1898)
6-Glenn T. Seaborg(1912-1999

• Elementleri atom • Periyodik sistemin


ağırlıklarına göre sıra- altına iki sıra daha
lamıştır. ekleyerek periyodik
• İlk 8 elementten son- siteme son şeklini
ra benzer fiziksel ve vermiştir.
kimyasal özelliklerin
tekrar ettiğini fark et-
miştir.
1
PERİYODİK TABLO
1A 8A
1.Periyot H 2A 3A 4A 5A 6A 7A He
2.Periyot Li Be B C N O F Ne
B Grupları
3.Periyot Na Mg Al Si P S Cl Ar
4.Periyot K Ca
5.Periyot
6.Periyot
7.Periyot

Lantanitler
Aktinitler

Metal Ametal Yarımetal

PERİYODİK TABLO VE ÖZELLİKLERİ ELEMENTLERİN SINIFLANDIRILMASI


Elementler metal, ametal ve yarı metal olmak
Periyodik tabloda elementler artan atom nu-
üzere 3 gruba ayrılır.
maralarına göre dizilirler.Aynı zamanda peri-
1-Metallerin Özellikleri
yodik tabloda benzer özelliğe sahip element-
ler alt alta dizilmişlerdir. • Tel ve levha haline getirilebilir.(Haddelenme)
• Isı ve elektriği iyi iletir.
• Periyodik tablodaki yatay sıralara peri-
• Oda koşullarında civa hariç hepsi katıdır.
yot denir ve periyodik tabloda 7 adet pe-
riyot bulunur. • Parlaktır.
• Periyodik tablonun sol tarafında yer alırlar.
• Periyodik tablodaki dikey sıralara grup • Atomik yapıdadır.
denir ve periyodik tabloda 18 tane grup
Süleyman YAZICI

vardır. Bu grupların 8 tanesi A grubu, 10 2-Ametallerin Özellikleri


tanesi B grubudur. • Tel ve levha hâline getirilemez.
• Isı ve elektriği iyi iletmez.
• Aynı grupta bulunan elementlerin kimya-
sal özellikleri genellikle benzerdir. • Oda koşullarında katı, sıvı ve gaz hâldedir.
• Mattır.
• Bazı grupların özel isimleri vardır. • Periyodik tablonun sağ tarafında yer alırlar.

1 A grubu: Alkali metaller (Hidrojen hariç)


• Molekül yapıdadır.
2 A grubu: Toprak alkali metaller
3-Yarımetallerin Özellikleri
7 A grubu: Halojenler
• Tel ve levha haline getirilebilirler.
8 A grubu: Soy(Asal) gazlar • Isı ve elektriği ametallerden iyi, metallerden
kötü iletirler.
NOT: H ametal olduğu halde 1A grubunda • Oda koşullarında katıdır.
bulunmaktadır.
• Parlak ya da mat görünümdedir.

fenburada.ogretmen İnstagram sayfasından


2 bilgi kartlarını takip edebilirsiniz.
Himmet TUNCER

8. SINIF Periyodik Sistemde Yer Bulma

Elementlerin Periyodik Sistemde Yerlerinin Örnek: Na (Sodyum) nötr halde 11elektrona


Bulunması sahiptir. periyodik tablodaki yerini bulunuz.
Bir elementi periyodik sistemdeki yeri nötr
durumdaki elektron dağılımına göre yapılır.

Elektron dağılımında;

1.Katman 2 elektron
2. Katman 8 elektron
3. Katman 8 elektron alabilir.

Katman sayısı = Periyot Numarası 3 katmanı olduğundan 3. Periyot


Son Katmandaki elektron sayısı = Grup
Numarasını verir. Son katmanda 1 elektron olduğundan 1A grubu
elementidir.

Örnek:
Lityum elementinin
Klor (Cl) elementinin nötr halde 17 elektronu
2 katmanı olduğu için 2. Periyot
bulunmaktadır. Periyodik tablodaki yerini
2. katmanda 1 elektronu olduğundan 1A bulunuz.
grubu elementidir şeklinde yerini bulabiliriz.

17Cl = 2)8)7)

3 katmanı olduğundan 3. Periyot

Son katmanda 7 elektron olduğundan 7A grubu


elementidir.
8.SINIF
MADDE VE ENDÜSTRİ KONU
4.ÜNİTE NO: 10
*Fiziksel ve Kimyasal Değişimler*
Bu konu anlatımı seti Metin GÖKTÜRK tarafından hazırlanmıştır. Konu anlatım seti ve diğer setler için www.fensepetim.com sitesini ziyaret edebilirsiniz. 2021 ©

::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
FİZİKSEL DEĞİŞİMLER

Günlük yaşamda karşılaştığınız kırılma,


yırtılma, ezilme, erime, donma gibi olaylarda
maddelerin sadece dış görünüşü değişir. Maddelerin
dış görünüşünde meydana gelen bu değişimlere
fiziksel değişim adı verilir.
Maddenin şekil, renk, büyüklük gibi dış görü-  Yoğurdun suyla karıştırılıp ayran hâline getirilmesi
nüşünün değiştiği fiziksel değişimlerde yeni maddeler
oluşmazken maddenin kimliği de değişmez.
Aşağıda bazı fiziksel değişim örnekleri verilmiştir.

 Yumurtanın yere düşüp kırılması.

 Kağıdın kesilip küçük parçalar hâline getirilmesi.


www.fensepetim.com

 Ekmeğin dilimlenip, parçalar hâline getirilmesi.

 Camın kırılması sonucu küçük parçalara ayrılması.


::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

 havuç ve salata gibi sebzelerin rendelenmesi.


 Mumun erimesi sonucu şeklinin değişmesi.

 Maddenin bir hâlden diğer hâle geçmesi.  Kile şekil verilip, heykel hâline getirilmesi.
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
KİMYASAL DEĞİŞİMLER

Günlük yaşamda karşılaşılan bazı olaylar


sonucunda maddenin yapısı (kimliği) değişir ve yeni
maddeler oluşur. Ekşime, yanma, küflenme, çürüme,
mayalanma bunlardan bazılarıdır. Bu tür değişimlere
kimyasal değişim adı verilir.
 Deniz kumundan cam elde edilmesi.
Aşağıda bazı kimyasal değişim örnekleri verilmiştir.

 Ekmeğin küflenmesi.

 Soyulan elmanın kararması.


www.fensepetim.com

 Yumurtanın haşlanması.

 Sütün mayalanıp, yoğurt haline getirilmesi.

 Demirin paslanması.
::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

 Odunun ya da kömürün yanması.

 Dişlerin çürümesi.

 Yaprağın sararması.

 Gümüşün kararması.

 Üzüm suyundan sirke yapılması.  Muzun kararması.


8. SINIF ÜNİTE 4
Konu Özeti 3
MADDE VE ENDÜSTRİ
fenburada.com Kimyasal Tepkimeler
Maddelerin kimyasal değişime uğrayarak • Yeni maddeler oluşur.(Tepkime sonunda
yeni maddeler oluşturması sürecine kimyasal su bileşiği oluşmuştur.)
tepkime denir. Kimyasal tepkime sırasında
maddelerin yapısında bulunan kimyasal bağ-
lar kırılır ve yeni bağlar oluşur. Bileşikler saf • Toplam proton ve elektron sayısı korunur.
maddelerdir ve kimyasal tepkime sonucunda
oluşur.

KİMYASAL TEPKİMELERİN • Girenlerin ve ürünlerin molekül sayısı ve


ÖZELLİKLERİ VE YAZIMI hacimleri değişebilir.
Kimyasal tepkimeler denklemlerle gösterilir.
Aşağıda suyun oluşmasını sağlayan kimyasal
tepkime denklemi verilmiştir.
KİMYASAL TEPKİME TÜRLERİ
Hidrojen gazı +Oksijen gazı Su 1-Yanma Tepkimeleri
(H2) (O2) H2O Maddenin oksijen gazı ile tepkimeye girerek
yeni bir madde oluşturması sürecine yan-
ma tepkimeleri denir. Alev oluşturan yanma
olaylarına hızlı ya da alevli yanma denir. Alev-
siz veya çok hafif alevle gerçekleşen yanma
olaylarına yavaş yanma ya da alevsiz yanma
denir.
Süleyman YAZICI

Kırılan bağ Oluşan bağ Alevli(Hızlı) Yanma


Kâğıdın yanması, kömürün yanması
• Atomlar arasındaki bağlar kırılır ve yeni
bağlar oluşur.(Tepkimeye girenler kısmın-
daki hidrojen gazı ve oksijen gazının kendi
içindeki bağlar kırılır ve ürünler kısmında
yeni madde olan su molekülü meydana
gelir iken yeni bağlar oluşur.)

• Toplam kütle korunur.(Tepkimeye giren


hidrojen gazı(H2) ve oksijen gazının(O2)
Alevsiz(Yavaş) Yanma
toplam kütlesi, ürünlerde oluşan su mole-
Demirin Paslanması, canlıların solunumla
külünün(H2O) toplam kütlesine eşittir.
enerji elde etmesi.

• Yeni atomlar oluşmaz ve atom çeşidi ko-


runur.(Tepkimeye giren ve ürünlerde olu-
şan atomlar H ve O’dir.

• Toplam atom sayısı korunur.(Tepkime-


ye giren ve ürünlerde oluşan atom sayısı
6’dır.)

1
Yanma Tepkimeleri

CH4 + O2 CO2 + H2O

H2 + 1/2O2 H2O

3Fe + 2O2 Fe3O4

Maddenin oksijen gazı ile tepkimeye girdiği


tepkimeler yanma tepkimeleridir.

2-Asit-Baz Tepkimeleri
Asit ve bazların bir araya gelerek tepkime-
ye girmesine nötralleşme denir. Nötralleşme
tepkimeleri sonucunda genellikle tuz ve su
oluşur.
Asit + Baz Tuz + Su

HCI + NaOH NaCI + H2O

KİMYASAL TEPKİMELERDE
KÜTLE KORUNUR MU?

Kimyasal tepkimelerde tepkimeye giren mad-


Süleyman YAZICI

delerin kütleleri toplamı, ürünlerde oluşan


maddelerin kütleleri toplamına eşittir. Buna
kütlenin korunumu denir.
Örnek:
Kütle(g)

12

6
Z
S
Y

Zaman(s)
S + Y Z
12 g 6g ?

Z = 12 g + 6 g

Z = 18 g

2 fenburada.ogretmen İnstagram sayfasından


bilgi kartlarını takip edebilirsiniz.
8. SINIF ÜNİTE 4
Konu Özeti 4
MADDE VE ENDÜSTRİ
fenburada.com Asit ve Bazlar
ASİTLER Asitlerin Bulunduğu bazı gıdalar:
Suda çözündüğünde hidrojen(H + ) iyonu Bulunduğu Gıda Asit Adı
oluşturan maddelere asit denir.
Limon Sitrik asit
Asitlerin Genel Özellikleri Yoğurt Laktik asit
• Tatları ekşidir. Sirke Asetik asit
• Mavi turnusol kâğıdını kırmızıya çevirirler. Üzüm Tartarik asit
• Bazlarla tepkimeye girerek tuz ve su oluş-
BAZLAR
tururlar

+
Sulu çözeltileri H iyonu oluşturur. Suda çözündüğünde hidroksit(OH- ) iyonu
oluşturan maddelere baz denir.
• Ph cetvelinde 0-7 arasında değer alırlar.
Bazların Genel Özellikleri
• Yakıcı ve tahriş edicidir.
• Tatları acıdır.
• Metal ve mermere etki eder.
• Sulu çözeltileri elektrik akımını iletir. • Kırmızı turnusol kâğıdını maviye çevirir.

• Metal ile tepkimeye girer. Tepkime sonun- • Asitlerle tepkimeye girerek tuz ve su oluş-
da H2 gazı açığa çıkar. Bu nedenle asitler turur.
metal kaplarda saklanmaz. -
• Sulu çözeltileri OH iyonu oluşturur.
Bazı Asitler ve Kullanım Alanları
• Ph cetvelinde 7-14 arasında değer alırlar.
Asit Bilimsel Adı Piyasa Adı
• Tahriş edici özelliğe sahiptir.
Süleyman YAZICI

HCI Hidroklorik asit Tuz ruhu • Cam ve porseleni matlaştırır.


H2SO4 Sülfürik asit Zaç yağı • Sulu çözeltileri elektrik akımını iletir.

HNO3 Nitrik asit Kezzap • Ele kayganlık hissi verir.


H3PO4 Fosforik asit Fosfat asidi Bazı Bazlar ve Kullanım Alanları

Kullanım Alanları Baz Bilimsel Adı Piyasa Adı


Asit Kullanım Alanı
HCI Banyo ve tuvaletlerde temiz- NaOH Sodyum Sud kostik
(Tuz ruhu) lik maddesi olarak kullanılır. hidroksit
KOH Potasyum Potas kostik
HNO3 Çeşitli patlayıcılar, dinamit, hidroksit
(Kezzap) azotlu gübre ve plastik yapı- Ca(OH)2 Kalsiyum Sönmüş kireç
mında kullanılır. hidroksit
H2SO4 Patlayıcı yapımı ile boya ve NH3 Amonyak Amonyak
(Zaç yağı) gübre sanayinde kullanılır.

H3PO4 İlaç, gübre ve gıda sanayin-


(Fosfat asidi) de kullanılır. Bazların sulu çözeltisine;
Asitlerin sulu çözeltisine;
suda NaOH Na++ OH -
H + CI -
+
HCl

suda
H + SO4 -2
+
H2SO4 Ca(OH)2 Ca+2 + OH -

1
Kullanım Alanları Bazı Maddelerin pH Değerleri
Baz Kullanım Alanı Madde adı ve pH değeri Türü
NaOH Sabun, yapay ipek, tekstil, Sülürik asit(pH: 0,3) Çok kuvvetli asit
(Sud kostik) kağıtt, deterjan ve boya Limon suyu(pH: 2,1) Kuvvetli asit
yapımında kullanılır.
Kola(pH: 2,5) Asit
KOH Arap sabunu, pil ve gübre Çay(pH: 5,5) Zayıf asit
(Potas kostik) yapımında kullanılır. Saf su(pH:7) Nötr

Ca(OH)2 Kireç ve çimento yapımın- Kan(pH: 7,4) Zayıf baz


(Sönmüş kireç) da kullanılır. El sabınu(pH: 10,5) Baz
Çamaşır suyu(pH: 12,5) Kuvvetli baz
NH3 Gübre üretimi, cam temiz-
(Amonyak) leme ürünleri, boya ve ilaç Sud-kostik(pH: 13,5) Çok kuvvetli baz
yapımında kullanılır. Asit ve Bazlarda Kullanılan Belirteçler
Bir maddenin asit mi yoksa baz mı olduğu-
Bazların Bulunduğu Bazı Maddeler nu belirlememizi sağlayan maddelere belir-
Bulunduğu Madde Baz Adı teç(ayıraç) denir.
Turnusol kâğıdı: Asitlerde kırmızı, bazlarda
Sabun Sodyum hidroksit
mavi renk alır.
Arap sabunu Potasyum hidroksit
Metil Oranj: Asitlerde kırmızı, bazlarda sarı
Çamaşır suyu Sodyum karbonat renk alır.
Diş macunu Kalsiyum karbonat Fenolftalein: Asitlerde renksiz, bazlarda
pembe renk alır.
pH CETVELİ ASİT YAĞMURLARI
Süleyman YAZICI

Bir çözeltinin asitlik veya bazlık derecesini Fosil yakıtların(kömür, benzin vb.) yanması
belirten ölçü birimine pH adı verilir. Asit ve sonucu oluşan CO2, SO2 VE NO2 gibi zehirli
bazların pH değerine bakılarak kuvvetli ya da gazların havada yağmur damlaları ile birleş-
zayıf olduğunu söyleyebiliriz. pH değeri 0-14 mesi sonucu asit yağmurları meydana gelir.
arasındaki değerlerden oluşur.

Asit Yağmurlarının Zararları ve Korunma


Yolları
Zararları;
• Akarsu, göl ve deniz sularına karışarak
• pH değeri 0-7 arasında olan maddeler asi- canlılara zarar verir.
diktir. • Ormanları tahrip eder.
• Tarihi binalara ve eserlere zarar verir.
• pH değeri 7-14 arasında olan maddeler
• Arabaların ve metal yüzeylerin aşınması-
baziktir.
na neden olur.
• pH değeri 7 olan maddeler nötr’ dür. Korunma yolları;
Asit ve Bazların Etkileri • Fosil yakıt kullanımı azaltılmalıdır.
Asit ve bazların genel olarak; aşındırıcı, alev • Ormanlık ve yeşil alanlar artırılmalıdır.
alıcı, patlayıcı ve zehirli etkileri vardır. Bu yüz- • Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı
den kimyasal maddeler üzerinde bulunan işa- artırılmalıdır.
retlere dikkat etmeliyiz. Özellikle kuvvetli asit • Fabrika bacalarına ve araba egzozlarına
ve bazların çözeltileri çok zararlıdır. filtre takılmalıdır.

fenburada.ogretmen İnstagram sayfasından


2 bilgi kartlarını takip edebilirsiniz.
Teliflidir, öğrencilerle paylaşılabilir; fakat kaynak gösterilse bile başka sitelerde yayınlanamaz.
8. SINIF ÜNİTE 4
Konu Özeti 5
MADDE VE ENDÜSTRİ
fenburada.com Maddenin Isı İle Etkileşimi
ISINMANIN MADDENİN CİNSİ İLE İLİŞKİSİ Isı- Öz Isı İlişkisi
Eşit kütle(100g) ve sıcaklıktaki(10°C) su ve
Bir maddenin 1 gramının sıcaklığını 1°C artır-
zeytinyağı son sıcaklıkları 50°C oluncaya ka-
mak için verilmesi gereken ısıya öz ısı denir.
dar ısıtılıyor.
Öz ısı;

• Saf maddeler için ayırt edici bir özelliktir.


50°C 50°C
• Madde miktarına bağlı değildir.
Su Zeytinyağı
• Maddenin cinsine bağlıdır.

• ‘’c’’ sembolü ile gösterilir ve birimi J/g.°C


ya da cal/g.°Cşeklinde ifade edilir.

Bazı maddelerin öz ısıları tabloda verilmiştir.


Madde Öz ısı(J/g.°C) Öz ısı(cal/g. °C)
Öz ısısı büyük olan suya daha fazla ısı enerjisi
Su 4,18 1 verilmesi gerekir. O hâlde, ısı ile öz ısı doğru
orantılıdır.
Zeytinyağı 1,96 0,47

Civa 0,14 0,03


Süleyman YAZICI

Örnek 1:
Eşit kütlede bir bardak su ile demir çubuğun
Demir 0,45 0,11
yaz ve kış mevsimindeki sıcaklıklarını karşılaş-
tıralım.
Buz 2,09 0,50
Suyun öz ısısı: 1 cal/g.°C
Demirin öz ısısı: 0,11 cal/g. °C

Tablodan da anlaşılabileceği gibi her madde- • Yaz mevsiminde demir çubuğun sıcaklığı
nin öz ısısı farklıdır. daha fazla olur.
Sıcaklık- Öz Isı İlişkisi:
• Kış mevsiminde ise demir çubuk daha faz-
Eşit kütle(100g) ve sıcaklıktaki(10°C) su ve
la soğur.
zeytinyağı özdeş ısıtıcılarla 5 dk. ısıtılıyor.
Örnekten çıkarabileceğimiz sonuç; öz ısısı
40°C 50°C küçük olan maddeler çabuk ısınıp çabuk so-
ğur.
Su Zeytinyağı

Örnek 2:
1 ton demir bloğun öz ısısı ile 1 gr demirin öz
ısısı eşit ve 0,11 cal/g. °C ‘tır.
Öz ısısı küçük olan zeytinyağının sıcaklığı
daha fazla artmıştır. O hâlde sıcaklık öz ısı Örnekten çıkarabileceğimiz sonuç; öz ısı
ters orantılıdır. madde miktarına bağlı değildir.

1
ISINMANIN MADDENİN KÜTLESİ VE MADDENİN HÂLLERİ VE ISI ALIŞVERİŞİ
SICAKLIK DEĞİŞİMİ İLE İLİŞKİSİ
Maddenin katı, sıvı, gaz hâlleri arasındaki ge-
Kütle-Sıcaklık Değişimi İlişkisi
çiş olaylarına hâl değişimi denir.
İlk sıcaklıkları eşit(10°C) olan sular eşit süre
ısıtılıyor. Süblimleşme

I II
Erime Buharlaşma
Buz
Su Su
50g Su 100g Su Donma Yoğuşma buharı

Kırağılaşma

Isı verir Isı alır


Kütlesi az olan I. kabın sıcaklık artışı daha faz-
la olur. Kütle ile sıcaklık değişimi ters oran- Maddeler erirken, buharlaşırken ve süblimle-
tılıdır. şirken ısı alırlar. Fakat donarken, yoğuşurken
ve kırağılaşırken ısı verirler. Saf maddeler hâl
Isı-Kütle İlişkisi:
değiştirirken ısıları artabilir veya azalabilir, fa-
İlk sıcaklıkları eşit(80°C) olan sulara özdeş
kat sıcaklıkları sabit kalır.
buz kalıpları atılıyor.
Hâl Değiştirme Isıları
Erime Isısı(Le):
Erime sıcaklığındaki 1 gram saf katı madde-
Süleyman YAZICI

I II nin tamamen erimesi için gerekli ısı miktarına


denir.
Donma Isısı(Ld):
50g Su 250g Su
Donma sıcaklığındaki 1 gram saf sıvı madde-
nin tamamen donması için vermesi gereken
Kütlesi fazla olan II. kap daha fazla buz kalıbı ısı miktarına denir.
eritebilir. Yani kütlesi fazla olanın ısı enerjisi • Saf bir maddenin erime ısısı(Le) donma
daha fazladır. Isı ile kütle doğru orantılıdır. ısısına(Ld) eşittir.
Le = Ld
Isı Sıcaklık Değişimi İlişkisi:
Buharlaşma ısısı(Lb):
Eşit kütlede ve ilk sıcaklıkları eşit olan sular
Kaynama sıcaklığındaki 1 gram saf sıvı mad-
özdeş ısıtıcılarla eşit süre ısıtılıyor. Fakat II.
denin tamamen buharlaşması için gerekli ısı
kaptaki ısıtıcı sayısı ikidir.
miktarına denir.
10°C 10°C Yoğuşma ısısı(Ly):
100g 100g Yoğuşma sıcaklığındaki 1 gram saf gaz mad-
Su Zeytinyağı
denin tamamen yoğuşması için vermesi gere-
ken ısı miktarına denir.
• Saf bir maddenin buharlaşma ısısı(Lb) yo-
ğuşma ısısına(Ly) eşittir.
Lb = Ly

II. kaptaki suyun sıcaklık artışı daha fazla olur. Not: Hal değiştirme ısıları(Le,Ld,Lb,Ly) mad-
Çünkü II. Kabın aldığı ısı enerjisi daha fazladır. deler için ayırt edici bir özellik olup, birimi
Isı ile sıcaklık değişimi doğru orantılıdır. J/g ya da cal/g ‘dır.

2
Hâl Değiştirme Grafikleri • A-B noktaları arasında madde gaz(su bu-
a) Isınma Grafiği harı) hâldedir. Verilen ısı su buharının sı-
caklığını düşürmüştür.
-10 °C ilk sıcaklığa sahip buzun ısınma grafi-
ğidir. • B-C noktaları arasında madde gaz-sıvı(su
Sıcaklık(°C) buharı-su) karışımı hâlindedir. Su buharı
F
110 yoğunlaşmakta olup, hâl değiştirdiğinden
100
D E dolayı sıcaklık sabit kalmıştır.
• C-D noktaları arasında madde sıvı(su)
hâldedir. Verilen ısı suyun sıcaklığını azalt-
mıştır.
• D-E noktaları arasında madde sıvı-katı(-
B C
Zaman(dk) su-buz) karışımı hâlindedir. Su donmakta
t t t t t olup, hâl değiştirdiğinden dolayı sıcaklık
-10 A 1 2 3 4 5
sabit kalmıştır.
• E-F noktaları arasında madde katı(buz)
• A-B noktaları arasında madde katı(buz)
hâldedir. Verilen ısı buzun sıcaklığını
hâldedir. Alınan ısı buzun sıcaklığını artır-
azaltmıştır.
mıştır.
Not: Madde D noktasında su, D-E arasında
• B-C noktaları arasına madde katı-sıvı(-
buz-su karışımı, E noktasında ise tamamen
buz-su) karışımı hâlindedir. Buz erimekte
buz olmuştur.
olup, hâl değiştirdiğinden dolayı sıcaklık
sabit kalmıştır. Her iki grafikte de sıcaklığın sabit kaldığı za-
man dilimlerinde madde hâl değiştirmiştir.
• C-D noktaları arasında madde sıvı hâlde-
Süleyman YAZICI

dir. Alınan ısı suyun sıcaklığını artırmıştır.


Hâl Değiştirme Örnekleri
• D-E noktaları arasında madde sıvı-gaz(-
su-su buharı) karışımı hâlindedir. Su bu- • Kesilen karpuzun Güneş altında soğuma-
harlaşmakta olup, hâl değiştirdiğinden sı(Buharlaşma)
dolayı sıcaklık sabit kalmıştır.
• Denizden dışarı çıktığımızda üşümemiz.
• E-F noktaları arasında madde gaz(su bu-
(Buharlaşma)
harı) hâldedir. Alınan ısı su buharının sı-
caklığını artırmıştır. • Naftalinin sıvı hâle geçmeden gaz hâle
Not: Madde B noktasında buz, B-C arasında geçmesi.(Süblimleşme)
buz-su karışımı, C noktasında ise tamamen su
• Soğuk havalarda çimlerin üzerinde su bu-
olmuştur.
harının katılaşması.(Kırağılaşma)
b) Soğuma Grafiği
110 oC ilk sıcaklığa sahip su buharının soğuma • Dolaba konulan tereyağının donması.
grafiğidir. (Donma)

Sıcaklık(°C) • Toprak testideki suyun soğuk olması.(Bu-


A harlaşma)
110
B C
100 • Sıcak bir yaz günü dondurmanın sıvı hâle
geçmesi.(Erime)

• Buluttan yağmur yağması.(Yoğuşma)

D E
Zaman(dk)
t t t t t5
1 2 3 4
-10 F
fenburada.ogretmen İnstagram sayfasından
3 bilgi kartlarını takip edebilirsiniz.
Teliflidir, öğrencilerle paylaşılabilir; fakat kaynak gösterilse bile başka sitelerde yayınlanamaz.
8. SINIF ÜNİTE 4
Konu Özeti 6
MADDE VE ENDÜSTRİ
fenburada.com Türkiye’de Kimya Endüstrisi
KİMYA ENDÜSTRİSİ
Kimya endüstrisi, kimyasal maddelerin üretim
aşamaları ve bu aşamaları yapan tesislerin ta-
mamına denir. Kimya endüstrisi, sanayi dalla-
rının büyük kısmına hammadde ve ara ürün
üretiminde bulunur. Bu yönüyle gerek üre-
tim gerekse de dış ticarette önemli bir role
sahiptir. Kullanmış olduğumuz malzemelerin
çoğu kimya endüstrisi sanayinde üretilmiştir.
Kimya endüstrisi ürünlerine; sabun, ilaç, boya,
plastik, kâğıt, deterjan, cam, yapıştırıcı, teks- ÜLKEMİZDE KİMYA ENDÜSTRİSİ
til ürünleri, kauçuk, kozmetik, mineral yakıtlar, • Kimya sektörü, birçok alana sağladığı
petrokimya örnek olarak verilebilir. ürünler nedeniyle ülkemizde önemli bir
konuma sahiptir.

• Ülkemizin kimya endüstrisi alanında itha-


lat verileri ihracat verilerinden daha faz-
YAZ
ICI ladır.
Sabu
nları
• Ülkemizin kimya endüstrisi alanındaki en
önemli ihraç ürünleri; mineral yakıtlar/
yağlar, sabun, kozmetik, boya, plastik ve
kauçuktur.
Süleyman YAZICI

• Ülkemiz kimya sektörü konusunda hızla


gelişmektedir.

• Ülkemiz dünya’ da plastik sektöründe 7. ,


otomotiv üretiminde ise 17. sıradadır.

Türkiye’ de Kimya Sektörünün Gelişimi


• Osmanlı döneminde temizlik ürünleri, sa-
bun ve barut üreten tesisler kurulmuştur.
Kimya endüstrisi diğer sektörlerin gelişmesini
sağlar. Bu sektörlere; inşaat, elektronik, tarım, • Cumhuriyet’ in ilanından sonra ilk kimya
enerji, tekstil, gıda ve sağlık örnek olarak ve- sanayi tesisleri devlet tarafından kurul-
rilebilir. muştur. Bunlar; Makine ve Kimya Endüst-
risi Kurumu, Bor Sanayi Tesisleri, Gemlik
Suni İpek Fabrikası ve Azot Sanayi Tesis-
leridir.

• 1950’ den itibaren başlatılan ithalat, kim-


yasal maddelerin ülkemizde üretilmesi ih-
tiyacını ortaya çıkarmıştır.

• 1960’ lı ve 1970’ li yıllarda, azot sanayi, bo-


rik asit ve boraks fabrikası ve soda fabri-
kalarıyla gelişme göstermiştir.

1
• PETKİM(1965) ve TÜPRAŞ(1983) dev- Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü(BOREN)
let eliyle kurulmuş ve önemli hammadde
sağlayıcı şirketlerdendir. Petrokimya Endüstrisi Genel Müdürlüğü
(PETKİM)
• 2000’li yıllarda küçük ve orta boy fabrika-
lar açılmıştır. Maden Tetkik Arama(MTA)

• Ülkemizde kimya sektörü ithalata bağım-


Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı(TPAO)
lıdır. Kullanılan hammaddenin %70’ i ithal
edilmekte, %30’ u yerli üretimle karşılan-
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
maktadır. Ülkemizde kimya sanayi şirket-
Araştırma Kurumu(TÜBİTAK)
leri daha çok kıyı bölgelerimizde yoğun-
laşmıştır.
Türk Kimya Sanayicileri Derneği(TKSD)

KİMYA ENDÜSTRİSİNDE MESLEK DALLARI

Kimya endüstrisi alanında bir çok meslek dalı


yer almaktadır.
Kimya Mühendisi: Kimyagerlerin çalışmaları
sonucu elde ettiği bilgileri, fabrikalarda üre-
time çevirir.

Kimyager: Kimyasal maddelerin analizi ve


sentezi ile ilgilenir.
Süleyman YAZICI

Kimya Teknisyeni: Kimyagerler ile işçiler ara-


sında ara eleman olarak çalışır.

Petrol Mühendisliği: Ham petrol veya doğal


gaz gibi maddelerin üretimi ile ilgilenen mü-
hendislik dalıdır

Gıda Mühendisliği: Gıdaların güvenli bir şekil-


de üretilmesi, işlenmesi, paketlenmesi ve da-
ğıtılması ile ilgilenen mühendislik dalıdır.

Ziraat Mühendisliği: Tarımsal ürünlerin işlen-


mesi, tarımsal sorunlara çözüm bulma, toprak
ve suyun korunması ile ilgilenen mühendislik
dalıdır.

Maden Mühendisliği: Madenlerin yerinin tes-


pit edilmesi, çıkarılması konularında ilgilenen
mühendislik dalıdır.
KİMYA ENDÜSTRİSİ KURUMLARI
Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu(MKE)

Türk Standartları Enstitüsü(TSE)

Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. (TÜPRAŞ)

fenburada.ogretmen İnstagram sayfasından


2 bilgi kartlarını takip edebilirsiniz.
Teliflidir, öğrencilerle paylaşılabilir; fakat kaynak gösterilse bile başka sitelerde yayınlanamaz.
T.C. İNKILAP TARİHİ ve ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ I.DÖNEM DERS NOTLARI

BİR KAHRAMAN DOĞUYOR

UYANAN AVRUPA ve SARSILAN OSMANLI

AVRUPA’DA YAŞANAN GELİŞMELER:


1- Dogmatik Düşünce: Kilise söylemlerinin sorgulanmadan doğru kabul edildiği düşünce
sistemidir.
2- Coğrafi Keşifler: Keşifler sonucu okyanuslara açılan Avrupalı devletler hem Amerika
kıtasını keşfettiler hem de doğunun zenginlik kaynağı olarak bilinen Hindistan’a denizden ulaştılar.
Keşfedilen bu bölgelerdeki kaynakları kendi ülkelerine taşıyarak zenginleştiler.
3- Rönesans (Yeniden Doğuş): Avrupa’da ekonomik kalkınmayla birlikte bilim, sanat ve
edebiyat alanında gelişmelerin yaşandığı döneme “yeniden doğuş” anlamına gelen Rönesans adı
verilir. Rönesans’la akıl ve bilim ön plana çıktı ve dogmatik düşünceler sorgulanmaya başlandı.
4- Reform: Katolik kilisesinin kendini düzeltmek için yapmak zorunda kaldığı yeniliklere
reform denir.
5- Aydınlanma Çağı: Avrupa'da insanın önemini dine göre değil, akla dayanarak açıklayan
düşünce sistemidir.
Aydınlanma Bilim İnsanları: Newton, Kopernik, Galileo, Descartes, Jan Jack Russo,Mozart.
Bilgi Notu: Aydınlanma çağında meydana gelen bilim, sanat ve teknolojik gelişmeler sanayi
inkılabına sebep oldu.
6- Sanayi İnkılabı: Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin üretimde kullanılmasına denir.
Buhar gücüyle çalışan makinelerin üretimde kullanılmasıyla Sanayi İnkılabı başladı.
Sanayi İnkılabı ilk olarak İngiltere'de başladı.
Sanayi İnkılabının Sonuçları:
Fabrikalar açıldı.
Fabrikada çalışanlar işçi sınıfını oluşturdu.
Tarımda iş azaldığı için fabrikada çalışmak için köyden kente göçler başladı.
Şehirlere göç sebebiyle şehirlerde altyapı, çevre kirliliği, çarpık kentleşme sorunları
yaşandı.
İşçi sorunlarını çözmek ve haklarını korumak için sendikalar kuruldu.
İnsan gücüne ihtiyaç azaldı, makine gücü kullanıldı.
Hammadde ve pazar ihtiyacını karşılamak için güçlü devletler güçsüz devletlere baskı
uyguladılar, bu durum sömürgecilik faaliyetlerine sebep oldu.
Sömürgecilik sebebiyle I. Dünya Savaşı başladı.

BİLGİ NOTU: Osmanlı Devleti sanayi inkılabından olumsuz etkilendi. Avrupa'ya ayak
uyduramadı, Avrupalılar hammadde ve Pazar olarak Osmanlıyı kullandılar.

20. YY’DA OSMANLI DEVLETİNİN DURUMU


Osmanlı Devleti XVII. yüzyılla birlikte devlet askerî, siyasi ve ekonomik gücünü kaybetmeye
başladı. Devletteki kötü gidişatı durdurmak için yapılan ıslahat çalışmaları çeşitli nedenlerle başarısız
oldu. Yapılan savaşlar üst üste yenilgiyle sonuçlandı. Savaşlarla birlikte toprak da kaybedildi. Savaş
masrafları ekonomiyi iyice sarstı. Devletin giderleri artarken gelirleri azaldı. Yöneticiler devlet işleriyle
yeterince ilgilenmedikleri için bu sorunlar gittikçe büyüdü.
Coğrafi Keşifler daha sonra yaşanan sanayi İnkılabı ile birlikte ekonomi iyice kötüye gitti.
Devlet bütçe açığını kapatmak için vergileri artırdı. Bu durum halkta huzursuzluğa sebep oldu.
XIX. yüzyılda Avrupalı devletlerden yüksek faizle borç alınarak giderler karşılanmaya çalışıldı.
İlk kez Kırım Savaşı sırasında alınan borçlar büyük oranda israf edildi. Devlet, otuz yıl içinde
1
borçlarının faizini dahi ödeyemez hâle gelerek iflas etti. Bunun üzerine alacaklı devletler -Osmanlı
yönetiminin çağrısıyla- bir araya gelerek Düyûn-u Umûmiye adında uluslararası bir teşkilat kurdular
(1881). Osmanlı gelir kaynaklarının büyük bir kısmına el koyan bu teşkilat, vergileri topluyor ve
alacaklı devletler arasında paylaştırıyordu. Osmanlı Devleti kapitülasyonlar ve Düyûn-u Umûmiye
teşkilatının etkisiyle ekonomik bağımsızlığını kaybetti. Bu durum devletin siyasi bağımsızlığına da
zarar verdi.
Fransız ihtilali: 1789’da Fransız İhtilali sebebiyle “adalet, eşitlik, özgürlük ve milliyetçilik”
akımları ortaya çıktı. Özellikle milliyetçilik akımı sebebiyle Avusturya ve Osmanlı gibi devletlerde
Rusya ve İngiltere'nin kışkırtmasıyla isyanlar çıktı, azınlıklar bağımsızlığını ilan ettiler. İsyanların
etkisi devletin özellikle Doğu Avrupa ve Balkan topraklarında daha yıkıcı oldu. İsyanlar sonucunda
Balkanlarda huzur bozuldu.

OSMANLI'YI KURTARMA AKIMLARI


1- Osmanlıcılık: Ülkede yaşayan herkesin din, dil ırk ayrımı gözetilmeden eşit tutulması
halinde devletin dağılmaktan kurtulacağını savunan düşünce akımıdır. Bu fikir Jön-Türkler ve
İttihatçılar tarafından da desteklenmiştir.
Meşrutiyet’i ilan ettirmek için Selanik'te örgütlendiler. Sonuçta 1908 de İkinci Abdülhamit'e
meşrutiyet'i ilan ettirdiler.
2- İslamcılık (Ümmetçilik): Bütün Müslümanların halife egemenliği altında toplanmasını
amaçlayan düşünce akımıdır. Mehmet Akif ve Padişah II. Abdülhamit tarafından da desteklenmiştir.
3- Batıcılık: Osmanlı'nın kurtuluşunun tek yolunun batıya ayak uydurmak olduğunu belirten
düşünce akımıdır. Tevfik Fikret gibi aydınlarca savunulan bu düşünce Atatürk Dönemi’nde inkılaplar
yapılırken de etkili oldu.
4- Türkçülük (Turancılık): Bütün Türkleri tek bir devlet ve bayrak altında toplamak isteyen
düşünce akımıdır. Mehmet Emin (Yurdakul), Ziya Gökalp gibi aydınlar tarafından desteklenmiştir.
NOT: Yukarıdaki düşünce akımlarının hiçbiri Osmanlı devletini içinde bulunduğu kötü
durumdan kurtaramamıştır. Sadece Türkçülük fikri Kurtuluş Savaşının kazanılmasında etkili
olmuştur.
Osmanlı devlet adamları da azınlık isyanlarını önleyebilmek için çeşitli çalışmalar yaptılar.
Padişah iradesiyle yayınlanan Tanzimat Ferman ı (1839) ile azınlıkların zaten var olan hakları yasal
güvence altına alındı. Bu yolla azınlıkların devlete olan bağlılığını artırmak ve devleti dağılmaktan
kurtarmak istediler. Ancak bağımsızlık hayaline kapılan azınlıklar, atılan bu adımlara rağmen isyan
etmekten vazgeçmediler. Bunun üzerine 1856’da Avrupalı devletlerin de baskısıyla Islahat
Fermanı adıyla yeni bir ferman yayınlandı. Bu fermanla azınlıkların hakları Müslümanlarla eşit hâle
getirildi. Buna rağmen azınlık isyanları önlenemedi.

Jön Türkler bu fikre katılmayan Padişah Abdülaziz’i tahttan indirdiler. Bir süre sonra, anayasa
hazırlama ve meşrutiyet sistemine geçme sözü aldıkları II. Abdülhamit’i padişah yaptılar. II.
Abdülhamit verdiği sözü tuttu. Kanun-i Esasi adıyla Türk tarihinin ilk anayasasını hazırlattı
(1876). Anayasa hükümleri doğrultusunda Mebusan Meclisi adıyla bir meclis açıldı. Bu Mecliste
Müslümanların yanında azınlıklar da temsil ediliyordu.

Her ne kadar Jön Türkler güçlerini kaybetseler de onların fikirlerinden etkilenen bazı aydınlar,
İttihat ve Terakki adıyla gizli bir cemiyet kurdular (1889). Meclisin yeniden açılmasını ve meşrutiyet
yönetiminin fiilen uygulanmasını amaçlayan İttihatçılar daha ziyade ordu içerisinde teşkilatlandılar.
Zamanla güçlenerek Padişah’a yaptıkları baskıyı artırdılar. Artan baskılar sonucu Padişah II.
Abdülhamit, otuz yıl aradan sonra Mebusan Meclisini yeniden açtı (1908). Böylece II. Meşrutiyet
Dönemi başladı. Bu, İttihat ve Terakki Cemiyeti için büyük bir zaferdi. Ancak İttihatçılar II.
Abdülhamit’in meclisi yeniden kapatmasından endişe ediyorlardı.

2
1909 yılının nisan ayında, meşrutiyet karşıtları İstanbul’da gösteri yapmaya başladılar. 31 Mart
Vakası diye tarihe geçen bu olay üzerine meşrutiyeti korumak isteyen İttihat ve Terakki üyesi
subaylar, Selanik’te, Hareket Ordusu adında bir ordu hazırladılar. Başkanlığını Mahmut Şevket
Paşa’nın ve kurmay başkanlığını Mustafa Kemal’in yaptığı bu ordu, İstanbul’a gelerek isyanı bastırdı.
Ardından II. Abdülhamit tahttan indirilerek yerine V. Mehmet Reşat getirildi (1909). 31 Mart
Vakası’ndan sonra devletin yönetimi büyük ölçüde İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin kontrolüne geçti.

İttihatçıların etkili olduğu son dönem aralıksız savaşlarla geçti. 1911 yılında İtalya Trablusgarp’a
saldırdı. Trablusgarp Savaşı devam ederken Balkanlarda da savaş çıktı (1912). Bu savaşların her ikisi de
kaybedildi. 1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşı ise Osmanlı Devleti’nin son savaşı oldu.

MAVİ GÖZLÜ ÇOCUK: MUSTAFA


MUSTAFA KEMAL'İN OKUDUĞU OKULLAR:
1- Mahalle Mektebi (1886) (Mezun olmadı (X)) : Medrese usulü,dini eğitim veren bir
okuldur.Annesinin isteğiyle okula kaydolmuştur.
2- Şemsi Efendi İlkokulu (1886) (Mezun oldu (√) : İlk müslüman Türk okuludur. Modern
usülde eğitim vermektedir.
3- Selanik Mülkiye Rüştiyesi (1894) (Mezun olmadı (X)) :
4- Selanik Askeri Rüştiyesi (1894) (Mezun oldu (√) : Matematik öğretmeni tarafından
“Kemal” adını aldığı okuldur.
5- Manastır Askeri İdadisi (1896) (Mezun oldu (√) : Türk-Yunan Savaşı'na katılmak için
okuldan kaçmıştır. Türk ve yabancı aydınların etkisinde kaldı. Arkadaşı Ömer Naci sayesinde edebiyata
ilgi duydu.
6- İstanbul Harp Okulu (1899) (Mezun oldu (√) : “Teğmen” rütbesi aldığı okuldur.
7- İstanbul Harp Akademisi (1902) (Mezun oldu (√) : 1905 yılında “kurmay yüzbaşı” olarak
mezun oldu.
Not: Atatürk döneminde dini ağırlıklı medreseler, batılı okullar, azınlık okullar ve yabancı
devletler tarafından farklı okul ve programların olması Osmanlı'da eğitim ve öğretimde Birlik
olmadığını gösterir. bu durum farklı okullarda mezun olan kişiler arasında kültür çatışması
oluyordu.

3
BUHRANLA BÜYÜK KAHRAMANLAR DOĞURUR
MUSTAFA KEMAL’İN FİKİR HAYATINA ETKİ EDEN YERLER ve OLAYLAR
Şehir Adı Bugün Hangi Ülkede ? Önemli Özellikleri
--- Osmanlı'nın batıya açılan kapısıdır.
--- Çocukluk ve gençlik yılları burada geçmiştir.
--- Liman ve demiryolu ile Avrupa'nın farklı yerlerine
bağlanması sebebiyle ticaret gelişmiştir.
--- Avrupa'daki gazete ve dergiler kolayca temin edilmiştir.
SELANİK Yunanistan --- Azınlıklar Osmanlı Devleti'ni parçalama etkinliklerine
giriştikleri için milliyetçilik gelişmiştir.
--- Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'nin şubesini açmıştır.
--- Farklı milletlerin yaşaması sebebiyle kültürel zenginlik çok
fazladır.
--- Konsolosluklar ve ticaret şehridir.
--- Vatan şairi Namık Kemal ve Türkçülüğü ön plana çıkaran
Mehmet Emin Yurdakul ve Ziya Gökalp’ten etkilenmiştir.
--- Tarih öğretmeni Kolağası Tevfik Bey sayesinde tarih bilinci
gelişmiştir.
MANASTIR Makedonya --- Avrupalı düşünürlerin hürriyet, özgürlük, eşitlik gibi
düşüncelerinden etkilenmiştir.
--- Türk-Yunan Savaşı sonrası düşünceleri gelişmiştir.
--- Arkadaşı Ömer Naci sayesinde edebiyat ve hitabet sanatı
gelişmiştir.
--- Ülke sorunları ile ilgili gazeteler çıkarmış, toplantılar
yapmıştır.
İSTANBUL Türkiye --- Fransızca yayınları okuyarak Avrupa'daki gelişmeleri
öğrenmiştir.
--- Askeri ateşe olarak görev yapmıştır.
--- Türklerle yakından ilgilenmiş, meclislere katılarak sorunlarını
çözmüş, çözemediğini Osmanlı'ya rapor etmiştir.
SOFYA Bulgaristan --- Avrupa devletlerinin temsilcileriyle görüşme imkanı
bulmuştur.
--- Kostümlü yeniçeri kıyafetiyle baloya katılmıştır.

MUSTAFA KEMAL'İN FİKİR HAYATINI OLUŞTURAN


DURUMLAR 1- Yaşadığı şehirlerin etkisi ve okuldaki öğretmenleri
2- Okuduğu kitaplardan kazandığı Türk tarihi ve kültürü sevgisi
3- Akılcı ve bilimsel düşünme becerisi
ADIM ADIM LİDERLİĞE
MUSTAFA KEMAL'İN ASKERİ GÖREVLERİ:
Yıl Görevi Önemli Özellikleri
--- İlk askeri görevidir.
1905 Şam 5. Ordu (2 yıl)
--- “Vatan ve Hürriyet Cemiyeti” ni kurdu.
13 Nisan 1909 31 Mart Olayı --- Kurmay Başkanı olarak görev yaptı.
(31 Mart 1325) (ayaklanması) --- M. Kemal ilk defa tarih sahnesine çıktı.
--- Yerel halkı örgütlemesi “teşkilatçılık” özelliğini gösterir.
1911 Trablusgarp Savaşı --- M. Kemal’in ilk askeri başarısıdır.
--- “Binbaşı” rütbesini almıştır.
--- Çanakkale boğazını koruma görevi sebebiyle bölgeyi
1912 Balkan Savaşları
tanıması Çanakkale Savaşındaki başarısını sağladı.
Sofya Askeri --- Bulgar meclislerine katılıp Türklerin sorunlarıyla ilgilendi.
1913
Ataşeliği --- “Yarbay” rütbesini almıştır.
4
--- 19. Tümen komutanı olarak görev yapmıştır.
--- Arıburnu, Conkbayırı ve Anafartalar'da savaştı.
1915 Çanakkale Savaşları --- “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum.”
emrini vermiştir.
--- “Albay” rütbesini almıştır.
--- 16. Kolordu Komutanı olarak görev yapmıştır.
1916 Kafkas Cephesi
--- Muş, Bitlis, Erzurum ve Erzincan’ı Ruslardan geri aldı.
--- 7. Kolordu komutanı ve Yıldırım Orduları Grup Komutanı
1917 Suriye Cephesi
olarak görev yapmıştır.
1915-1917 I. Dünya Savaşı --- Çanakkale, Kafkas ve Suriye cephelerinde savaştı.

MİLLİ UYANIŞ: BAĞIMSIZLIK YOLUNDA ATILAN ADIMLAR


I. DÜNYA SAVAŞINA YOL AÇAN GELİŞMELER
Birinci Dünya Savaşı'nın Genel Sebepleri:
1- Milliyetçilik akımı: Fransız İhtilali'nin yaydığı milliyetçilik akımı Avrupa'da siyasi ve sosyal
hayatta değişikliklere sebep oldu. Milliyetçilik akımı ile Osmanlı ve Avusturya Macaristan gibi çok
uluslu devletler parçalandı.
2- Sömürgecilik yarışı: Sanayi İnkılabı sonrası sanayileşen Avrupa devletleri ürettikleri ürünler
için pazar ve sanayi için hammadde arayışına girdi. Bu durum devletler arasındaki sorunlar ve rekabet
ile çıkar çatışmasına neden oldu.
Birinci Dünya Savaşı'nın Özel Sebepleri:
İngiltere ve Almanya arasındaki sömürgecilik yarışı
Fransa'nın Alsas-Loren’i Almanya'dan geri almak istemesi
Rusya'nın Panslavizm (Balkanlar'daki Slav ırkındakileri kendi yönetimine almak) politikasıyla
sıcak denizleri ve boğazları ele geçirmek istemesi
İtalya ve Almanya'nın güçlenmesinin İngiltere ve Fransa'yı telaşlandırması
Avusturya-Macaristan'ın, Rusya'nın balkanlardaki ilerleyişinde rahatsız olması

Üçlü İttifak Üçlü İtilaf


Almanya İngiltere

Avusturya Macaristan Fransa

İtalya (Sonradan İtilaf tarafına geçti.) Rusya


Savaşa Sonradan Katılanlar
Osmanlı Devleti Yunanistan, Romanya, Japonya, Sırbistan,
Bulgaristan Brezilya, Portekiz
Savaşı Başlatan Olay : Avusturya-Macaristan veliaht’ının Sırplı bir öğrenci tarafından
öldürülmesi.
Osmanlı'nın Birinci Dünya Savaşı'na Almanya Yanında Girme Nedenleri:
Osmanlı'nın siyasi yalnızlıktan kurtulmak istemesi
İttihat ve Terakki yöneticilerinin Almanya'nın savaşı kazanacağına
inanmaları Kaybedilen yerleri geri alma düşüncesi
Rusya'nın boğazlar üzerindeki isteklerini engelleme isteği
Almanya'nın Osmanlı'yı savaşa katmak istemesinin sebepleri: Savaşı geniş
alana yayarak Almanların savaş yükünü azaltmak istemesi İngiltere ve
Fransa'nın boğazlar yoluyla Rusya ile bağlantısını kesme düşüncesi
Osmanlı'nın hammadde ve insan gücünden yararlanmak düşüncesi
Süveyş Kanalı yoluyla İngiltere'nin uzak doğu'daki bağlantısını kesme düşüncesi
Halifenin dini gücünden yararlanarak Müslümanları ayaklandırma düşüncesi
5
Osmanlı'nın Savaşa Girme Olayı: Yavuz ve Midilli gemilerinin Karadeniz’e açılarak Rus
limanlarını topa tutması
OSMANLI DEVLETİ’NİN SON SAVAŞI: I. DÜNYA SAVAŞI
OSMANLI'NIN SAVAŞTIĞI CEPHELER
CEPHE ADI AÇILMA NEDENİ ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ
--- Kafkaslara ulaşarak Türkleri Ruslara karşı
ayaklandırmak İlk taarruz cephesi
KAFKAS
--- Hindistan'a ulaşarak İngiltere'nin sömürgeleri ile
CEPHESİ bağlantıları kesmek Mustafa Kemal savaştı.
--- Bakü petrollerinin denetimini ele geçirmek
--- Süveyş kanalını ele geçirerek İngiltere'nin uzak doğu
KANAL Almanya'nın isteğiyle
sömürgelerine giden bağlantıyı kesmek
CEPHESİ açılan taarruz cephesi
--- Mısırı İngiltere'den geri almak
-- İstanbul'u, boğazları alarak Osmanlı'yı savaş dışı
bırakmak Savunma cephesi
ÇANAKKALE --- İstanbul'u, boğazları alarak Osmanlı'yı savaş dışı
CEPHESİ bırakmak Kazandığımız tek cephe
--- Rusya'ya yardım göndermek
Mustafa Kemal savaştı.
--- Almanya Osmanlı arasındaki bağlantıyı kesmek
HİCAZ-YEMEN --- Hicaz (Mekke-Medine) bölgesini savunmak için Fahrettin Paşa Medine
CEPHESİ İngilizlerle mücadele edilmiştir. savunması
Savunma cephesi
--- Musul Kerkük petrollerini ele geçirmek
IRAK CEPHESİ --- Rusya'ya yardım götürmek Kutul Amarede Türk
ordusu başarılı olmuştur.
Savunma cephesi
SURİYE
CEPHESİ --- Kanal cephesinde yenilen Osmanlıyı durdurmak Mustafa Kemal'in
son görev yeridir
GALİÇYA
Müttefiklere yardım için
MAKEDONYA
ROMANYA açılan cepheler
Ermeni Sorunu:
Balkanlardaki birçok azınlık isyan ederken Ermeniler böyle bir isyanı akıllarından bile
geçirmemişlerdi. İşte bu nedenle Ermeniler, Osmanlı yönetimince “millet-i sâdıka” (sadık millet)
olarak adlandırılmışlardı.
Ermenilerden kendi çıkarları için yararlanmaya çalışan iki devlet, birbirine düşman olan Rusya
ve İngiltere olmuştur. Rusya, Ermenilerin yardımıyla Akdeniz’e inmenin hayalini kurarken İngiltere de
Ermenileri kullanarak Rusya’nın Akdeniz’e inmesini engellemeye çalışmıştır. Böylece Ermenilerin
yaşadığı coğrafya iki büyük devletin çekişme alanı olmuş, bölgede yaşayan hem Ermeniler hem de
Müslümanlar bu çekişmeden zarar görmüştür.
Osmanlı Devleti, ölüm kalım savaşının verildiği bir ortamda Ermeni çeteleriyle uğraşmak
zorunda kalmıştır. Ermenilerin olumsuzlukları üzerine Osmanlı Hükûmeti, çıkardığı Sevk ve İskân
Kanunu ile (27 Mayıs 1915) olaylara karışan Ermenilerle onlara yardım edenleri ülkenin daha sakin bir
bölgesi olan Suriye’ye nakletme kararı almıştır.

Wilson İlkeleri (8 Ocak 1918):


ABD Başkanı Wilson tarafından yayınlanan 14 maddeden oluşan ilkelerdir.
Yenen devletler yenilen devletlerden toprak almayacak.
Devletler arasında gizli antlaşmalar yapılmayacak.
Antlaşmazlıklar barış yoluyla çözümlenecek.
İmparatorluklar içinde yaşayan milletlere kendi geleceklerini belirleme hakkı verilecek.

6
Paris Barış Konferansı (18 Ocak 1919):
Amaç: Yenilen devletlerle imzalanacak barış antlaşmalarının şartlarını belirlemekti.
Katılan devlet sayısı: 32
Söz sahibi devletler: İngiltere, Fransa, ABD.
Konferansın konusu: 1- Avrupa haritasını yeniden çizmek. 2- Osmanlı topraklarının yeniden
paylaşım planını yapmak.

Alınan kararlar:
İtalya'ya bırakılan İzmir ve çevresi Yunanistan'a verildi.
Milletler Cemiyeti'nin kurulmasına karar verildi.
Wilson ilkelerindeki galip devletlerin toprak alamayacağı ilkesi sebebiyle “Manda ve Himaye”
adlı yeni bir sistem ortaya çıktı.

Osmanlı'nın Savaşa Girmesinin Sonuçları:


Yeni cepheler açıldı.
Savaş geniş alana yayıldı.
Savaşın süresi uzadı.
İtilaf Devletleri Rusya'ya yardım götüremedi.

İŞGAL YILLARINDA ANADOLU


MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI
30 Ekim 1918 tarihinde Limni adasının Mondros limanında imzalandı. Osmanlı adına Bahriye
Nazırı Rauf Bey İtilaf Devletleri adına Amiral Calthorpe tarafından imzalandı.

ANTLAŞMA MADDESİ ANTLAŞMA MADDESİ YORUMU


Çanakkale ve İstanbul boğazları açılacak ve bu yerdeki --- İstanbul ve Anadolu arasındaki bağlantı
istihkamlar itilaf devletleri tarafından işgal edilecekti. kesildiği için İstanbul'un güvenliğini tehlikeye
(Madde 1) girmiştir.
Sınırlarının korunması ve iç güvenliğinin sağlanması için --- Osmanlı'nın savunma gücü ortadan
gereken birlikler dışında Osmanlı ordusu derhal terhis kalkmıştır.
edilecekti. (Madde 5)
--- Antlaşmanın en ağır maddesidir.
İtilaf Devletleri güvenliklerini tehdit edecek bir --- Anadolu'da istedikleri yeri işgal etme
durumda herhangi bir stratejik noktayı işgal hakkı elde ettikleri için Anadolu'nun
edebilecekti. (Madde 7) tamamı işgal altına girmiştir.
İtilaf devletleri Osmanlı demiryollarından yararlanacak, --- İtilaf devletleri Osmanlı Devleti'nin
Osmanlı ticaret gemileri itilaf devletlerinin hizmetinde ekonomik ve ulaşım imkânlarını kendi
bulunacaktı. (Madde 8) çıkarları doğrultusunda kullanmak istemiştir.
Toros tünelleri itilaf devletleri tarafından işgal edilecekti. --- İtilaf Devletleri'nin Osmanlı devletinin
(Madde 10) ulaşımını denetimi altına almak istemiştir.
--- İtilaf devletleri ulaşım ve haberleşmeyi
Hükümet haberleşmesi dışındaki telsiz, telgraf ve kontrol ederek işgallerin diğer bölgelerde
kabloların kontrolü itilaf devletlerinin denetimine duyulmasının ve Türk halkının işgallere karşı
geçecekti. (Madde 12)
koymasını engellemek istemiştir.
Doğudaki altı ilde (Erzurum, Van, Diyarbakır,
Elazığ, Sivas, Bitlis) bir karışıklık çıkarsa İtilaf --- Bu maddeyle doğuda bir Ermeni devleti
devletleri bu vilayetlerin herhangi bir yerini işgal kurulması amaçlanmıştır.
edebilecektir. (Madde 24)
İtilaf Devletleri, barış antlaşmasının imzalanmasını dahi beklemeden Mondros Ateşkes
Antlaşması’nın 7. maddesini dayanak göstererek Osmanlı topraklarını işgale başladı. İngilizler ilk
olarak Musul’u, daha sonra Antep, Urfa ve Maraş’ı işgal etti. Samsun, Çanakkale, Kars, Batum ve
7
Ardahan’a asker çıkardı. Fransızlar Adana ve Mersin çevresini, İtalyanlar ise Antalya, Konya ve
Muğla çevresini işgal etti.
İtilaf Devletlerinin donanmaları 13 Kasım 1918’de İstanbul’a geldi. O gün düşman gemilerini
gören Mustafa Kemal Paşa “Geldikleri gibi giderler.” diyerek bir mücadeleye gireceğinin işaretini
verdi. Mustafa Kemal’in bu sözü onun ileri görüşlülüğüne örnektir.

BİLGİ NOTU: İtilaf devletleri ateşkes hükümlerini her türlü yoruma açık şekilde hazırlamıştır.
Amaç bu hükümleri istediklerini uygulamaktı.

Mondros Ateşkes Antlaşması İle İlgili Tutumlar:


İstanbul Hükümeti: İşgalleri kolaylaştırmak için elinden geleni yaptı. Hatta Anadolu'ya
nasihat heyetleri göndererek işgallerin geçici olduğunu ve karşı konulmaması gerektiği konusunda
halkı ikna etmeye çalıştı.
Mustafa Kemal: Mondros’un maddelerinin her türlü yoruma açık olduğunu, İstanbul'a çektiği
telgrafta antlaşma maddelerinin yanlış uygulanabileceğini, ordunun terhis edilmemesi gerektiğini
söyledi, emrindeki yedinci orduyu dağıtarak genelkurmay emrine girdi.
Halkın tutumu: İşgaller tepki ile karşılandı. Yunanlıların İzmir'i işgali üzerine bütün yurtta
protesto mitingleri düzenlendi.

Mondros Ateşkes Antlaşması'nın Sonuçları:


Osmanlı Devleti fiilen sona erdi.
İstanbul ve Anadolu işgal edildi.
Milli Mücadele ve Kuvay-i Milliye ruhu ortaya çıktı.
Milli cemiyetler kurulmaya başladı.

BİLGİ NOTU: Osmanlı topraklarının paylaşımı konusundaki anlaşmazlık sebebiyle Sevr


antlaşması geç imzalanmıştır.
CEMİYETLER VE KUVÂ-YI MİLLÎYE
MİLLİ VARLIĞA DÜŞMAN CEMİYETLER (ZARARLI CEMİYETLER)
Azınlıkların Kurduğu Zararlı Cemiyetler
CEMİYET ADI AMACI ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ
İzmir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
Mavri Mira --- Bizans’ı yeniden diriltmek, Yunan bu cemiyetin faaliyetini yok etmek için
Cemiyeti işgalini kolaylaştırmak kurulmuştur.
Trabzon Muhafaza-i Hukuku
Pontus Rum --- Samsun merkez olmak üzere Milliye Cemiyeti bu cemiyetlerin
Cemiyeti Karadeniz'de Rum devleti kurmak
faaliyetini yok etmek için kurulmuştur.
Vilayet-i Şarkiye Müdafaa-i Hukuk
Hınçak ve Taşnak -- Doğu Anadolu'da Ermeni devleti kurmak Cemiyeti bu cemiyete karşı
Cemiyeti kurulmuştur.
Türklerin Kurduğu Zararlı Cemiyetler
CEMİYET ADI AMACI
Kürt Teali Cemiyeti --- Amaç Anadolu’da bir Kürt Devleti kurmaktı.
---İttihat ve Terakki Cemiyeti yerine kurularak milli
Hürriyet ve İtilaf Fırkası
mücadeleye tepki göstermekti.
İngiliz Muhipler Cemiyeti -- İngiliz mandasına girmeyi sağlamaktı.
---İngiliz desteğini alarak saltanat ve hilafetin devamını
İslam Teali Cemiyeti
sağlamaktı.
--- Ülkenin kurtuluşunun “padişah ve halifenin emirlerine sıkı
Sulh ve Selamet-i Osmaniye Cemiyeti
sıkıya bağlı kalmakla” gerçekleşeceğini savunuyordu.

8
MİLLİ CEMİYETLER ( YARARLI CEMİYETLER)

CEMİYET ADI AMACI


Vilayet-i Şarkiye Müdafaa-i --- Doğuda kurulacak Ermeni Devleti'ne karşı gazete çıkararak propaganda
Hukuk Cemiyeti yapmak--- İstanbul’da kuruldu.
--- Kadınların milli mücadele'ye katılımını sağlayarak yardım
Anadolu Kadınları
kampanyalarıyla düzenli ordunun ihtiyaçlarını sağlamak---- Sivas’ta
Müdafaa-i Vatan Cemiyeti
kuruldu.
İzmir Müdafaa-i Hukuk ve
-- İzmir ve çevresinin Yunanlılara verilmesini engellemek
Reddi İlhak Cemiyetleri
Trakya-Paşaeli Müdafaa-i
--- Trakya'nın Yunanlılar tarafından işgalini önlemek--- Edirne'de kuruldu.
Hukuk Cemiyeti
Trabzon Muhafaza-i --- Rum ve Ermenilerle mücadele ederek Karadeniz'de Rum devletinin
Hukuk-u Milliye Cemiyeti kurulmasını önlemek
--- Adana ve çevresinin Fransızlar tarafından işgal edilmesini önlemek---
Kilikyalılar Cemiyeti
İstanbul'da kuruldu.
--- Dünyada Türkler aleyhine yapılan olumsuz propagandaları yok etmek
Milli Kongre Cemiyeti --- Diğer cemiyetlerden farklı olarak basın yayın yoluyla mücadele
etmişlerdir, bölgesel değil ulusaldır.

BİLGİ NOTU: Yararlı cemiyetler bölgesel olarak kurulmuştur, her cemiyet kendi bölgesini
savunmaktadır. Bu yüzden Mustafa Kemal birleştirici ve bütünleştirici gücünü kullanarak tüm
yararlı cemiyetleri Sivas Kongresinde “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında
birleştirmiştir.
BİLGİ NOTU: İşgallere karşı ilk direniş Hatay Dörtyol'da başladı.
BİLGİ NOTU: Batıda ilk kurşun İzmir'in işgali üzerine Gazeteci Hasan Tahsin tarafından
atılmıştır.
Kuvay-ı Milliye: 1- Türk milletinin bağımsız yaşama ve vatanseverlik duygusundan ortaya
çıkan direniş azmi. 2- Düşmana karşı düzensiz silahlı mücadele için kurulan birlik.
Terhis edilen askerlerin de yer aldığı bu birliklere eli silah tutan kadın-erkek bütün vatanseverler
katılabiliyordu. Büyük çoğunluğunu sivil halkın oluşturduğu bu birliklerin ihtiyaçları da yine halk
tarafından karşılanıyordu. Kuvâ-yı Millîye birlikleri, düzenli ordu kurulana kadar işgalci devletlere
karşı mücadele ettiler. BMM açıldıktan sonra meclise karşı çıkarılan isyanların bastırılmasında görev
aldılar. BMM açıldıktan sonra Kuvâ-yı Millîye birlikleri birleştirilerek düzenli orduya dönüştürüldü.

Manda ve Himayecilik: Kendisini idare edemeyecek kadar zayıf ve güçsüz ülkelerin güçlü
devletler tarafından yönetilmesi sistemidir.
Wilson İlkeleri Paris Barış Konferansı Manda ve himayecilik
(İzmir'in işgali)

9
İSTİKLAL YOLCULUĞU
SAMSUN'A ÇIKIŞ :
İstanbul Hükümeti Rumlarla Türkler arasındaki olayları incelemek için Mustafa Kemal'in
9. Ordu Müfettişi olarak Samsun'a gönderdi. Mustafa Kemal'in amacı, Anadolu'ya geçip milli
mücadeleyi başlatmaktı.
HAVZA GENELGESİ (28 Mayıs 1919)İşgalcilere karşı protestolar yapılacaktır.

İtilaf devletlerine ve İstanbul Hükümetine uyarıcı telgraflar çekilecektir.


Yapılan mitinglerle halkın işgale karşı birlik olması sağlanacak.
Milli cemiyetlerin etkinliği arttıracaktır.

Havza Genelgesi'nin Önemi: Bu genelge milli mücadele ile ilgili ilk belgedir ve ilk kez
işgallere karşı çıkılmıştır.

AMASYA GENELGESİ (22 Haziran 1919):


1. madde yorumu: Kurtuluş Savaşı'nın gerekçesi belirtilmiştir.
2. madde yorumu: Kurtuluş Savaşı'nın gerekçesi belirtilmiştir.
3. madde yorumu: Kurtuluş Savaşı'nın amacı ve yöntemi belirtilmiştir.
4. madde yorumu: İlk defa milli bir kurulun varlığından bahsedilmiştir.
6. madde yorumu: Milli mücadele taraftarı kişilerin seçilmesine çalışılmıştır.
7. madde yorumu: İstanbul Hükümeti'nin ve itilaf devletlerinin Sivas kongresini engellemeye yönelik
faaliyetlerine karşı önlem alınmıştır.
Amasya Genelgesi'nin Önemi:
Kurtuluş Savaşı'nın amacı yöntemi ve gerekçesi belirtmiştir.
Kurtuluş Savaşı için atılan ilk önemli adımdır.
İlk defa millet egemenliğinden bahsedilmiştir.
İlk defa İstanbul Hükümeti'nin görevini yapamadığından ve milli bir kurulun varlığından
bahsedilmiştir.
BİLGİ NOTU: Mustafa Kemal, Erzurum Kongresi öncesi askeri ve resmi görevinden istifa etmiştir.
ERZURUM KONGRESİ (23 Temmuz-7 Ağustos 1919):
Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti tarafından kongre yapılmıştır. Amaç, doğuda
Ermeni devletinin kurulmasını önlemekti.
1. madde yorumu: Türklerin çoğunlukta olduğu yerler ifade edilerek vatanın bölünmezliği vurgulandı.
2. madde yorumu: İşgallere karşı direniş hareketlerinin birleştirilmesi amaçlandı.
3. madde yorumu: İstanbul Hükümeti'nin teslimiyetçi politikasına karşı çıkılmıştır.
4. madde yorumu: Milli bağımsızlık ve millet egemenliği amaçlanmıştır.
5. madde yorumu: Azınlıkların bağımsız devlet kurmalarına karşı çıkılmıştır.
6. madde yorumu: Tek şart tam bağımsızlıktır.
7. madde yorumu: Halkın yönetim üzerindeki etkinliğinin artırılması amaçlanmıştır.

Erzurum Kongresi'nin Önemi:


Toplanış amacı bölgesel, aldığı kararlar ulusal bir kongredir.
9 kişiden oluşan Temsil Heyeti seçilmiş, başkanı Mustafa Kemal olmuştur.
İlk kez milli sınırlardan bahsedilmiştir.
İlk kez manda ve himaye reddedilmiştir.
Azınlıklara yeni haklar verilemeyeceği belirtilmiştir.

10
Erzurum Kongresi kararları bazı değişiklikler ile kabul edildi.
Manda ve himaye kesin olarak reddedildi.
Milli cemiyetler, “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adıyla birleştirildi.
Temsil Heyeti sayısı 9’dan 15’e çıkarıldı.
Sivas Kongresi'nin Önemi:
Toplanış amacı ve aldığı kararlar bakımından ulusaldır.
Manda ve himaye kesin olarak reddedilmiştir.
Milli cemiyetler “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adıyla birleştirilerek
milli mücadelenin tek merkezden yönetilmesi amaçlanmıştır.
İrade-i Milliye adıyla Sivas Kongresi kararlarını duyurmak için gazete çıkarıldı.
Ali Fuat Paşa, Batı Cephesi Komutanlığına atandı, bu durum temsil heyetinin hükümet
gibi yürütme yetkisini kullandığını gösterir.

AMASYA GÖRÜŞMELERİ (20-22 Ekim 1919):


İstanbul Hükümeti adına Bahriye Naziri Salih Paşa, Temsil Heyeti adına Mustafa Kemal
arasında imzalandı.
1- İstanbul Hükümeti Sivas Kongresini kabul edecekti.
2- İtilaf devletleri ile görüşülürken Temsil Heyetinin fikri alınacaktı.
3- Osmanlı Mebusan Meclisi açılacaktı. (İstanbul'da değil Anadolu ve güvenli bir yerinde)
Amasya Görüşmelerinin Önemi:
İstanbul Hükümeti Temsil Heyetini resmen kabul etti.
Alınan kararlardan sadece Mebusan Meclisi'nin açılması uygulandı.

MİLLİ MÜCADELE’NİN SESİ OLAN ÇALIŞMALAR


İrade-i Milliye Gazetesi: Mustafa Kemal, Sivas Kongresi’nde alınan kararları halka
duyurmak, içte ve dışta kamuoyu oluşturmak için bir gazete çıkarılmasını istedi. Millî
Mücadele’nin ilk yayın organı olan İrade-i Millîye gazetesi bu düşünceden doğdu.
Mustafa kemal İrade-i Milliye gazetesi için “Benim Gazetem” demiştir.
Hâkimiyet-i Millîye Gazetesi: Mustafa Kemal Ankara’ya gittikten sonra Hâkimiyet-i Millîye
adıyla yeni bir gazete çıkardı. Hâkimiyet-i Millîye gazetesi Millî Mücadele’nin resmî yayın
organı oldu.
Anadolu Ajansı (AA): Millî Mücadele’yi içte ve dışta savunmak, bazı çevrelerin yürüttüğü
yalan haberlere karşı halka gerçekleri anlatmak için 6 Nisan 1920'de Anadolu Ajansı kuruldu.

BİR MİLLETİN YEMİNİ: MISAKIMILLÎ


TEMSİL HEYETİNİN ANKARA'YA GELMESİ (27 Aralık 1919)
Temsil Heyetinin Ankara'yı Seçme Nedenleri:
Batı Cephesi'ne yakın olması.
İstanbul'a yakın olması.
Ankara'nın işgal edilmemiş olması.
Demiryolu ve karayolunun kesişim noktasında olması.
Şehrin güvenli konumda olması.
Ankaralıların milli mücadeleye destek vermesi.

11
MİSAKI MİLLİ (28 OCAK 1920)
Toplantının amacı: Osmanlı'nın İtilaf devletleri ile yapacağı barış şartlarının Türk halkının
kabul edileceği şekilde ortaya koymak.
Toplantı kararları: Misakı Milli'nin kabul edilmesi sağlandı.
Maddelerin Özellikleri:
1. madde yorumu: Milli sınırlar çizilerek ülke bütünlüğü vurgulanmıştır.
3. 4. maddeler yorumu: Çoğunluğun Türk olmasına güvenilmiştir.
6. madde yorumu: Devletler arasında eşitlik ilkesi sağlanmıştır.
7. madde yorumu: Kapitülasyonlar kaldırılmıştır.
Misakı Milli'nin Önemi:
İtilaf devletleri ile yapılacak barışın esasları dünyaya duyurulmuştur.
Vatanın sınırları çizilerek parçalanamayacağı vurgulanmıştır.
Ulusal Egemenlik ve bağımsızlığın önemi belirtilmiştir.
İSTANBUL'UN İŞGALİ : (16 Mart 1920)
Başta İngilizler olmak üzere İtilaf Devletleri, Misakımillî kararlarının geri alınması için Ali Rıza
Paşa Hükûmetine baskı yaptılar. Bunun üzerine Ali Rıza Paşa 3 Mart 1920’de istifa etti. Bununla
yetinmeyen İtilaf Devletleri 16 Mart 1920’de İstanbul’u resmen işgal ettiler. Türk milletine gözdağı
vermeyi hedeflemişlerdi. Buna rağmen Türk milleti baskılara boyun eğmedi ve Millî Mücadele’ye
desteğini artırarak bağımsızlık yolundaki azim ve kararlılığını ortaya koydu. İstanbul’un işgali,
Anadolu’da büyük tepkiyle karşılandı.

Mustafa Kemal’in İstanbul’un İşgaline karşı aldığı önlemler:


İstanbul ile haberleşme kesildi.
İşgalin Anadolu’ya yayılmasını engellemek için Geyve-Ulukışla dem ir yolu tahrip edildi.
İstanbul’da tutuklanan Türk subaylara karşılık Anadolu’daki bazı İtilaf Devleti subayları
tutuklandı.
Ulusal Egemenlik: Devletin gücü olan egemenliğin doğrudan ulusa ait olmasıdır.
TBMM'nin açılması ulusal egemenlik ile ilgilidir.
Tam Bağımsızlık: Siyasi, ekonomik, hukuki, kültürel ve tüm alanlarda özgürlük ve
egemenliktir. Misakı Milli'nin ilanı tam bağımsızlıkla ilgilidir.

TBMM'NİN AÇILMASI (23 Nisan 1920)


TBMM Yasama ve yürütme yetkisine sahiptir. (Yasama, yürütme yargı yetkisinin tek
kurumda
toplanması güçler birliği ilkesi denir. Bu ilkenin amacı olağanüstü koşullarda hızlı karar almak
ve uygulamaktır.)
Meclis başkanı hükümetin de başkanıdır. Meclis Hükümet Sistemi ile çalışıldığı için bu
hükümete TBMM hükümeti adı verilmiştir.
BİLGİ NOTU: TBMM'nin açılması ile temsil heyetinin görevi sona ermiştir.
Amasya Görüşmeleri Misakı Milli İstanbul'un işgali TBMM'nin açılması

BÜYÜK MİLLET MECLİSİNE KARŞI ÇIKARILAN AYAKLANMALAR


Kuvay-ı İnzibatiye (Padişah Ordusu): Kuvay-ı Milliye’yi engellemek, Kuvayi Milliye’ye
karşı ayaklanmaları desteklemek için padişah tarafından kurulan orduya denir.
TBMM'YE KARŞI AYAKLANMALAR NEDENLERİ:
Azınlıkların devlet kurma arzusu
Bazı Kuvay-ı Milliyecilerin düzenli orduya katılmak istememesi
İstanbul Hükümeti'nin aleyhte fetva yayınlaması
Mustafa Kemal ve arkadaşlarının gıyabi bir mahkemede idama mahkum edilmeleri

12
TBMM'YE KARŞI ÇIKAN AYAKLANMALAR

İstanbul İstanbul hükümeti ve Kuvayı Milliyecilerin Azınlıkların


Hükümeti'nin ihtilafların çıkardığı çıkardığı isyanlar çıkardığı isyanlar
çıkardığı ayaklanmalar
ayaklanmalar

Cemil Çeto Yörük Ali Efe Rumların


Ahmet Anzavur
Koçgiri çıkardığı isyanlar
Ayaklanması
Şeyh Eşref Demirci Mehmet Efe
Çopur Musa Ermenilerin
Kuvayi inzibatiye
Konya-Bozkır Çerkez Ethem çıkardığı isyanlar
ayaklanması
Bolu-Düzce
Milli-Aşireti
Afyon

TBMM'nin İsyanlara Karşı Aldığı Tedbirler:


Hıyanet-i Vataniye Kanunu (Vatana ihanet kanunu) çıkarıldı.
Hıyanet-i Vataniye kanununa uymayanları cezalandırmak için İstiklal Mahkemeleri kuruldu.
(Bu durum TBMM'nin yargı yetkisini kullandığını gösterir.)
İtilaf devletlerinin ve İstanbul Hükümeti'nin halkı yanlış yönlendirmemesi için Anadolu
Ajansı kuruldu.
Ankara müftüsü Rıfat Börekçiden karşı fetva alındı.
İstanbul Hükümeti ile bütün ilişkiler kesildi.

GEÇERSİZ BİR ANTLAŞMA: SEVR ANTLAŞMASI


San-Remo Konferansı (19-26 Nisan 1920)
Amaç: İtilaf Devletleri'nin Osmanlı ile yapılacak barış antlaşmasının şartlarını belirlemek.
Yer: İtalya'nın San-Remo kenti.
İtilaf devletleri Osmanlıya barış şartlarını kabul ettiremeyince Yunanlılara ilerleme emri
verdiler. Yunanlılar Balıkesir ve Bursa'yı işgal etti. İlerlemeyi engellemek için padişah antlaşmayı kabul
etti. Saltanat şurasında anlaşma kabul edildi. Osmanlı'nın düşüncesi “tamamen yok olmaktansa İstanbul
ve Anadolu'da küçük bir devlet olmaktı.”

SEVR BARIŞ ANTLAŞMASI (10 AĞUSTOS 1920)


1. madde yorumu: İtilaf devletleri Osmanlı devletini savunmasız bırakarak Sevr Anlaşması'nı
uygulayacak ortam hazırlamak istediler.
2. madde yorumu: Osmanlı Devleti'nin boğazlar üzerindeki egemenlik hakları sona ermiştir.
3. madde yorumu: Osmanlı askeri yönden savunmasız duruma getirildi.
4. madde yorumu: İtilaf Devletleri Osmanlı'nın iç işlerine karışma hakkını elde etti.
5. madde yorumu: Osmanlı Devleti ekonomik bağımsızlığını kaybetti.

13
BİLGİ NOTU: Mebusan Meclisi daha önce dağıldığından ve antlaşma Mebusan Meclisi'nde
onaylanmadığı için hukuken geçersiz bir antlaşmadır. “Ölü doğmuş” bir antlaşmadır.
Sevr Antlaşması'na TBMM'nin tutumu:
TBMM anlaşmayı tanımadığını bildirdi.
Antlaşmayı imzalayanları vatan haini ilan etti.
Sevr Antlaşması'na halkın tutumu:
Türk milletine yaşama hakkı tanımayan ölüm fermanı gibidir. Antlaşma Türk halkı üzerinde
olumsuz bir etki oluşturmadı, aksine vatanı işgalden kurtarma azmini artırdı.
BİLGİ NOTU: Sevr Antlaşması ölüm fermanı gibi olan ölü doğmuş, uygulanmayan bir
antlaşmadır.
Sevr Antlaşması'na Mustafa Kemal'in tutumu:
Siyasi, adli, ekonomik, mali bağımsızlığı yok eden, yaşama hakkı tanımayan bizce mevcut
olmayan bir antlaşmadır.

3. ÜNİTE: MİLLİ BİR DESTAN : YA İSTİKLAL YA ÖLÜM !

DOĞU VE GÜNEY CEPHELERİ


DOĞU CEPHESİ:
Doğu Cephesi'nde Ermenilere karşı savaşıldı. 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa
Ermenileri yenilgiye uğratmıştır.
Ermenilerle 2-3 Aralık 1920’de Gümrü Barış Antlaşması imzalandı.
Gümrü Barış Antlaşması'nın şartları:
Kars, Sarıkamış, Iğdır TBMM'ye bırakıldı.
Ermeniler işgal ettikleri yerleri boşalttılar.
Gümrü Barış Antlaşması'nın önemi:
TBMM'nin uluslararası alanda ilk siyasi ve askeri başarısıdır.
TBMM’nin gücü ve saygınlığı artmıştır.
Misakı Milli ve TBMM’yi tanıyan ilk devlet olmuştur.
Doğu cephesindeki savaş sona erdi, askerler Batı Cephesi'ne kaydırıldı.

GÜNEY CEPHESİ:
Fransızlar ve Ermenilerle savaşıldı. İlk direniş Hatay Dörtyol'da Kara Mehmet tarafından
başlatıldı.
MARAŞ:
Fransızlar Maraş'ı işgal etti, Suriye'den getirdiği Ermeniler Türklere karşı saldırdılar. İlk
direniş Sütçü İmam tarafından başlatıldı. Binbaşı Suzi Bey, Yörük Salim ve Kılıç Ali direnişi devam
ettirdiler.
TBMM tarafından Maraş'a 1973’te “Kahraman” ünvanı ve İstiklal Madalyası verildi.
URFA:
Fransızlar Ermenilerle işbirliği yaparak Urfa'yı işgal ettiler. İlk direniş Yüzbaşı Ali Saip Bey
3.000 kişilik ordu ile direnişi başlattı. Fransızlar şehri terk edene kadar direniş sürdü.
TBMM tarafından Urfa başarısından dolayı 1984 yılında “Şanlı” ünvanı verildi.
ANTEP:
Fransızlar Antep'i işgal edince Şahin Bey Suriye yolunu keserek konvoyu durdurdu. Daha
sonra şehit olarak direnişin sembolü oldu. BMM 8 Şubat 1921’de Antep'e “gazi” ünvanı verdi.

14
BİLGİ NOTU: Antep, Urfa ve Maraş'a TBMM tarafından ünvan verilmesinin temel nedeni;
halkın gösterdiği direniş ve fedakârlıktır.
BİLGİ NOTU: Sakarya Savaşı'ndan sonra TBMM ile Fransızlar arasında 20 Ekim 1921’de
yapılan Ankara Antlaşması ile işgal ettikleri yerlerden (Hatay hariç) çekilmişler ve bu cephedeki
mücadele sona ermiştir.
BATI CEPHESİ
Düzenli Ordunun Kurulması:
Kuvayi Milliye düşman ilerleyişini yavaşlatıyor ancak durduramıyordu. Çünkü düzensiz ve
dağınık birliklerdi. Yunanlılara karşı yapılan taarruzun başarısız olması düzenli orduya geçilme
gereğine neden oldu.
9 Kasım'da Kuvayi Milliye kaldırılarak birliklerin düzenli orduya katılması istendi. Batı Cephesi
Batı ve Güney olarak ikiye ayrıldı. Batı Cephesi Komutanlığına Albay İsmet İnönü, Güney cephesine
Albay Refet Bey getirildi.

I. İNÖNÜ SAVAŞI (6-10 Ocak 1921)


Yunanlılar Çerkez Ethem isyanını fırsat bilerek saldırdılar. Türk ordusu sayıca üstün olan
Yunanlıları yendi, daha sonra Çerkez Ethem İsyanı da bastırıldı.
BİLGİ NOTU: I. İnönü Savaşı düzenli ordunun ilk savaşı ve ilk başarısıdır.
İ SMET İNÖNÜ: 1884’te İzmir’de doğdu. I. Dünya Savaşı sırasında Kafkas Cephesi’nde
Kolordu Komutanı olarak Atatürk’le birlikte çalıştı. TBMM’de Edirne milletvekili olarak yer aldı.
Genelkurmay Başkanlığı ve Garp Cephesi Komutanlığına getirildi. I. ve II. İnönü Muharebelerinde
Yunan ordusunun Anadolu içlerine ilerleyişini durdurdu. I. İnönü Muharebesi ile “tuğgeneral
rütbesine yükselen İsmet Paşa, Mudanya Ateşkes görüşmelerinde TBMM’yi temsil etti. Lozan
Konferansı’na Türk heyeti başkanı olarak katıldı ve TBMM adına Lozan Antlaşması’nı imzaladı.
Cumhuriyetin ilanından sonra, 1923-1924 yıllarında ilk hükûmette başbakan olarak görev aldı.
1934’te Soyadı Kanunu çıktığında Atatürk’ün verdiği “İ nönü” soyadını aldı. Atatürk’ün ölümünden
sonra, 1938’de TBMM tarafından Türkiye’nin ikinci cumhurbaşkanı seçildi. II. Dünya Savaşı
sırasında Türkiye’yi savaş felaketinin dışında tutmayı başaran İnönü, 25 Aralık 1973’te hayatını
kaybetti ve Anıtkabir’e defnedildi.
MEHMET ÂKİF ERSOY:
Mehmet Âkif, 1873’te İstanbul’da doğdu. 15 yaşındayken babasını kaybetti. 16 yaşındayken
evleri yandı. Ailesinin geçimini sağlayabilmek için Baytar Mektebine kaydoldu. “Sırat-ı
Müstakim” mecmuasında başyazarlık yaptı. Derginin adı bir süre sonra “Sebil'ür-Reş ad” olarak
değiştirildi. Nisan 1920’de Millî Mücadele’ye katılmak üzere Ali Şükrü Bey’le birlikte Anadolu’ya
geçti. Burdur mebusu olarak Meclise giren Mehmet Âkif, Bursa’nın işgal edildiği haberleri üzerine
meşhur “Bülbül” şiirini yazdı. Büyük Taarruz öncesi Ali Fuat Paşa ile birlikte cepheleri dolaşarak
askerlerimizi cesaretlendirici konuşmalar yaptı. 27 Aralık 1936’da hayatını kaybetti ve İstanbul’daki
Edirnekapı Şehitliği’ne defnedildi.

I. İnönü Savaşı'nın Sonuçları:


Moskova Antlaşması Sovyet Rusya ile yapıldı.
İstiklal Marşı kabul edildi.
Londra Konferansı yapıldı.
Afganistan’la dostluk antlaşması yapıldı.
Teşkilatı Esasiye (20 Ocak 1921) ilk anayasa yapıldı.
Halkın düzenli orduya güveni arttı.
Albay İsmet İnönü generalliğe yükseltildi.

15
BİLGİ NOTU: Batı Cephesi'nde yapılan tüm savaşlarda Yunanlıların temel amacı; Ankara'ya
ilerlemek, TBMM’yi ele geçirip milli mücadeleyi sona erdirmek, Sevr Antlaşması'nı uygulamak,
Anadolu’yu işgal etmektir.

LONDRA KONFERANSI (21 Şubat 12 Mart 1921)


I. İnönü Savaşı'ndan sonra İtilaf Devletleri görüş ayrılıklarına düştü. Sevr Antlaşması'nı gözden
geçirmek için Londra'da konferans topladılar. Konferansa Osmanlı Devleti'ni çağırdılar. TBMM’yi
dolaylı yoldan çağırdılar, TBMM doğrudan çağrılırsa katılacağını bildirdi. İtalya aracılığıyla doğrudan
çağrılınca TBMM'yi resmen tanımış oldular. İtilafların Osmanlı ve TBMM’yi birlikte çağırmalarının
amacı her iki tarafı birbirine düşürüp anlaşmazlıktan yararlanmaktı.
TBMM Londra Konferansı'na katılma nedenleri:
Türk ulusunun haklı davasını ve Misakı Milliyi tüm dünyaya duyurmak
İtilaf devletlerinin “Türkler barışa yanaşmıyor.” propagandalarını
çürütmek Türk Milleti'nin yasal temsilcisinin TBMM olduğunu ispatlamak
BİLGİ NOTU: Londra Konferansı ile itilaf devletleri TBMM'yi resmen kabul ettiler. Bu
durum TBMM'nin uluslararası alanda siyasi başarısıdır.

AFGANİSTAN’LA DOSTLUK ANTLAŞMASI (1 Mart 1921)


Mustafa Kemal ile Afganistan Kralı Amanullah arasındaki iyi ilişkiler sebebi ile dostluk
antlaşması imzalandı. TBMM’yi tanıyan ilk müslüman ülke Afganistan oldu.
Taraflardan birisi saldırıya uğrarsa diğeri yardım edecekti. TBMM subay ve öğretmen
gönderecekti.
MOSKOVA ANTLAŞMASI (16 Mart 1921)
Rusya'nın savaştan çekilmesi ve yaptığı gizli anlaşmaları açıklaması sebebi ile itilaf devletleriyle
düşman oldular. Ortak tehdit unsurları olan İtilaf Devletleri Rusya ve TBMM’yi yakınlaştırdı, anlaşma
imzalandı.
Taraflardan birinin tanımadığı antlaşmayı diğeri de tanımayacaktır.
Kars, Ardahan TBMM'ye ; Batum Gürcistan'a bırakılacaktı.
Sovyetler Birliği Misakı milliyi kabul edecekti.
BİLGİ NOTU: Sovyetler Birliği TBMM’yi tanıdı Böylece TBMM’yi tanıyan ilk Avrupa
ülkesi oldu.
Batum’un Gürcistan'a bırakılması Misakı Milli'den ilk tavizdir.

II. İNÖNÜ SAVAŞI (23 Mart-1 Nisan 1921)


İtilaf Devletleri Londra Konferansı'nda istediklerini kabul ettiremeyince Yunanlılara tekrar
saldırmalarını istediler. Yunanlılar savaş sonunda yenilgiye uğratıldı.
İkinci İnönü Savaşı'nın Sonuçları:
İtalyanlar Anadolu'dan çekilmeye başladılar.
Mustafa Kemal Batı Cephesi komutanı İsmet Paşa'ya şu telgrafı çekti: “Siz orada yalnız
düşmanı değil, milletin makus (kötü) talihini de (kaderini) yendiniz.”

16
KÜTAHYA-ESKİŞEHİR SAVAŞLARI (10-24 Temmuz 1923)
Yunanlılar yeniden saldırdı. Türk ordusu malzeme eksikliği sebebiyle başarılı olamadı. Mustafa
Kemal Sakarya'nın doğusuna orduyu çekerek güçlendirmek istedi. Yunan saldırıları sebebiyle Kütahya,
Eskişehir, Afyon Yunanlıların eline geçti.
BİLGİ NOTU: Kütahya-Eskişehir savaşları kurtuluş savaşındaki tek yenilgidir.
BAŞKOMUTANLIK GÖREVİ (5 Ağustos 1921):
Mustafa Kemal'e TBMM’nin tüm yetkilerini (yasama, yürütme, yargı) alarak 3 ay süreyle
başkomutanlığa seçildi.
Mustafa Kemal'in yetkileri istemesinin nedeni, savaşın zor şartlarında hızlı karar alıp
uygulamak içindir.
MAARİF KONGRESİ
MAARİF KONGRESİ (15-21 Temmuz 1921):
Amacı: Türkiye'nin eğitim politikasını belirlemek, milli ve çağdaş bir eğitim için yapılacak
çalışmaları belirlemek.
Zamanı: Kütahya-Eskişehir savaşları devam ederken.
Katılımcı sayısı: 180 öğretmen
Yeri: Ankara
BİLGİ NOTU: Mustafa Kemal'in savaş ortamında bile eğitim kongresini toplaması eğitime
verdiği önemi gösterir.

MİLLÎ MÜCADELE, MİLLÎ SEFERBERLİK: TEKALİF-İ MİLLÎYE


TEKALİFİ MİLLİYE (MİLLİ TEKLİFLER) EMİRLERİ:
Yunanlıların saldırıya geçeceği haberi üzerine Mustafa Kemal ordunun ihtiyaçlarını
karşılamak için 7-8 Ağustos 1921’de Tekalifi Milliye emirlerini yayımladı.
BİLGİ NOTU: Tekalifi Milliye emirlerinin ardından halk milli birlik ve beraberlik örneği
göstererek elinden gelen her şeyi yapmış ve emirlerin gereğini yerine getirmiştir.
BİLGİ NOTU: Tekalifi Milliye emirlerinin uygulanması dayanışma örneğidir. Böylece Türk
vatanın bağımsızlığı elde edilmiştir, milli birlik ve beraberlik sağlanmıştır.

17
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
LGS DENEME SINAVI 2
Sultan çok sevdiği dedesinin vefatından bir hayli etkilenmişti. Ölüm
gerçeğini derinden hissetmiş ve dünya hayatında mutlu olmanın önemli ol-
madığını düşünmeye başlamıştı. Birkaç gün düşündükten sonra kendince
kararlar aldı. Bundan sonra her günü oruçlu geçirecekti. Geceleri de az uyu-
yacak, vakit namazlarının yanında nafile namazlar kılacaktı. Birkaç hafta
sonra masasında bir not buldu. Ondaki değişimi her an takip eden annesi
Zahide Hanım bırakmıştı notu ve kâğıtta şunlar yazıyordu:

Abdullah Bin Amr Bin As (r.a.) çok ibadet eden biriydi. Kendisini o kadar
ibadete vermiştir ki, gece gündüz ona yetmez olmuştur. Hatta Resûlullah
(s.a.v.) onun bu durumuna müdahale etme ihtiyacı duymuştur. Sevgili Pey-
gamberimiz onu çağırttı ve ona itidali (ölçülü davranmayı), orta yolu takip
etmeyi tavsiye etti. Huzuruna geldiğinde ona şöyle dedi:

"Ey Abdullah! Bana senin gündüzleri yemeyip oruç tuttuğun, geceleri de


uyumayıp namaz kıldığın haber verildi?" O da: "Evet ya Resûlallah! Öyledir
dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz ona:

"Böyle yapma! Bazı günlerde oruç tut, bazı günlerde iftar et. Gecenin bir kısmında uyu, bir kısmında da namaz kıl. Çünkü bedenin
senin üzerinde hakkı vardır. Gözünün hakkı vardır. Hanımının hakkı vardır. Komşunun da bir hakkı vardır. Bu hakları yerine getir. Her
ay üç gün oruç tutman sana yeter." buyurdu.

Abdullah: "Ya Resûlallah! Benim bundan daha fazlasına gücüm yeter ..." dedi. Sevgili Peygamberimiz: "Her cuma günü hariç haf-
tada iki gün oruç tutman sana yeter" buyurdu. Abdullah (r.a.) "Benim bundan daha fazlasına gücüm yeter" deyince Peygamberimiz:
"Öyleyse Davut orucu gibi tut. En makbul oruç, kardeşim Davud aleyhisselam'ın orucudur. O, bir gün yer bir gün tutardı." buyurdu.

W 1 ve 2. soruyu yukarıda verilen metne göre ce-


vaplayınız.

Yukarıdaki metne göre:

I. Kişi zamanının çoğunu ibadetler için harcamalıdır.


II. Sürekli ibadet etmeyi başaran insanlar en üstün insan-
lardır.
III. Peygamberimiz, her ay üç gün ya da haftada iki gün oruç
tutmayı tavsiye etmektedir.
1. Aşağıda verilen sonuçlarından hangilerine ulaşılabilir? 3. Aşağıda verilen ifadelerden hangisine ilişkin bir kavra-
ma yukarıdaki bulmacada yer verilmemiştir?
DİNKULTURU.ORG

A) Yalnız I B) Yalnız III


A) Diğer zekât verilecek şartların sahip olunması halinde %
C) I ve II D) I, II ve III 2,5 oranında zekâtı verilmesi gereken ihtiyaç fazlası mal
türlerinden biridir.
B) Bir insanın hem insanların hem de diğer canlıların sıkın-
tıları karşısında duyarlı olmaya ve yardım etmeye sevk
eden acıma duygusudur.
2. Yukarıda verilen metne göre aşağıdakilerden hangisi
söylenemez? C) Bir Müslüman'ın dinen zengin sayılabilmesi için sahip ol-
ması gereken ihtiyaç fazlası asgari maddi güç
A) Zahide Hanım, Sultan’a Peygamberimizin yaşamından
dünya ve ahiret dengesine dair bir örnek vermiştir. D) Aynı toplumda yaşayan insanların maddi veya manevi
bakımdan birbirleri ile iletişim ve işbirliği içinde olması
B) Sürekli ibadet eden insan, ailesinin ve yakın çevresinin
ihtiyaçlarına cevap veremez. Bu da dinimizin istemediği
bir durumdur.
C) Sultan’ın hayatını ibadetle geçirme planı annesi tarafın-
dan da desteklenmelidir, bu sayede Sultan ve annesi çok 4. Aşağıda verilenlerden hangisi “Din” kavramını tanımlar-
sevap kazanır. ken kullanılabilecek sözcülerden biri değildir?
A) Fazilet B) Hüküm
D) Dinimiz her konuda olduğu gibi çalışma ve ibadet haya-
tımızda da ölçülü davranmamızı ve sosyal hayattan kop- C) Teslimiyet D) Kanun
mamamızı ister.

Ön Hazırlık ve Sorular: Betül ÇOBAN  Bilal SÖNMEZ  İsmail YURT  Mevlüt KESMAN Son Güncelleme: 31 Mart 2020 Salı
DİNKULTURU.ORG 1
Materyal Tasarım: Mevlüt KESMAN
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
LGS DENEME SINAVI 2
5. Aşağıda verilen yorumlardan hangisi İslam'ın emek ve Allahü lâ ilâhe illâ …1… Lâ tehuzühû sinetün ve la nevm.
rızık konusundaki anlayış ve değerlerini yansıttığı söy- …2… vemâ fil ard. Menzellezî yeşfeu indehû illâ biiznih.
lenemez? Yalemu mâ beyne eydîhim vemâ halfehüm …3… min il-
A) Başka insanların sırtından geçinmek hoş karşılamaz. mihî illâ bimâ şâe vesiâ kürsiyyühüs semâvâti vel ard.
B) Hem dünya hem de ahiret için gayret göstermek emre- …4… ve hüvel aliyyül azîm.
dilir. 8. Yukarıda Ayet’el Kürsi’nin (Bakara Suresi 255. ayet)
C) Allah katında, çalışmak da bir ibadet olarak değerlendi- okunuşu verilmiştir. Verilen ayette boş bırakılan bölüm-
rilir. lere sırası ile aşağıda kelime gruplarından hangileri gel-
melidir?
D) Rızık elde etme konusunda bütün yollar meşru kabul edi-
lir. A) velâ yuhîtûne bişey’in - Velâ yeûdühû hifzühümâ - hüvel
hayyül kayyum - Lehû mâ fissemâvâti
B) hüvel hayyül kayyum - Lehû mâ fissemâvâti - velâ yuhîtû-
ne bişey’in - Velâ yeûdühû hifzühümâ
C) Velâ yeûdühû hifzühümâ - hüvel hayyül kayyum - Lehû
Yasanın Özelliği Yasanın Adı mâ fissemâvâti - velâ yuhîtûne bişey’in
D) hüvel hayyül kayyum - Velâ yeûdühû hifzühümâ - Lehû
İnsanlar arası ilişkiler ile ilgili Fiziksel
I A mâ fissemâvâti - velâ yuhîtûne bişey’in
yasalardır. Yasalar

Tüm canlılar ile ilgili Biyolojik


II B
yasalardır. Yasalar

Teknolojik ürünlerin ortaya Toplumsal


III C
çıkmasında etkili yasalardır. Yasalar
Hz. Ömer şöyle bir olay anlatmıştır: "Mekke'nin dış mahallele-
rinden birinde âmâ bir ihtiyar kadın vardı. Her gün ona uğrayıp
DİNKULTURU.ORG

Aycan, bazı özellikler ile bu özelliklerin ilgili olduğu yasa ev işlerinde yardımcı olmak istiyordum. Fakat ne zaman git-
isimlerini eşleştirerek yukarıdaki tabloyu oluşturmuştur. Fa- sem, benden evvel birinin uğrayıp her işi yaptığını görüyor-
kat tablonun doğruluğundan emin değildir. dum. Merak ettim, her gün bu sevabı işleyen kimdir diye. Bir
6. Yukarıdaki tablo için aşağıdakilerden hangisi söylene- gün çok erken yanına uğradım bu ihtiyarın. Bir de ne göreyim! Bu
bilir? hayrı işleyen Ebu Bekir'miş."
A) Aycan doğru bilgiler içeren bir tablo oluşturmayı başar- 9. Hz. Ebu Bekir'in yukarıda verilen davranışı aşağıdaki
mıştır. kavramlardan hangisi ile doğrudan ilişkilendirilebilir?
B) Tabloda A ve B yasaları yer değiştirmelidir. A) Fıtır Sadakası B) İnfak
C) Tabloda A ve C yasaları yer değiştirmelidir. C) Sadaka D) Zekât
D) Tabloda A bölümüne B, B bölümüne C, C bölümüne A .
yasası yazılmalıdır.

“Gördün mü, o hesap ve ceza gününü yalanlayanı! İşte o, 10. Hz. Musa (a.s.) ile ilgili aşağıda verilen bilgilerden han-
yetimi itip kakan, yoksula yedirmeyi özendirmeyen kimsedir. gisi yanlıştır?
Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, Onlar namazlarını ciddi- A) Hz.Musa’nın hayatı Kur’an-ı Kerim’de kıssların en güzeli
ye almazlar. Onlar (namazlarıyla) gösteriş yaparlar. Ufacık şeklinde dile getirilir.
bir yardıma bile engel olurlar.” (Maun Suresi/1-7)
B) Soyu Hz. İbrahim (a.s.) dayanan ve İsrailoğullarına gön-
7. Aşağıdakilerden hangisi Maun Suresi’nde eleştirilen in- derilmiş peygamberlerden biridir.
sanların özellikleri arasında gösterilemez? C) Kur’an-ı Kerim ve sahih hadilerde kendisinden en fazla
A) Riyakâr davranışlar sergilemek söz edilen peygamberlerden biridir.

B) İyiliklere engel olmak D) Yüce Allah’ın kendisi ile konuştuğu kişi anlamına gelen
“Kelimullah” olarak bilinir.
C) Namaz kılmaya özen göstermek
D) Muhtaç kimseleri itip kakmak

Ön Hazırlık ve Sorular: Betül ÇOBAN  Bilal SÖNMEZ  İsmail YURT  Mevlüt KESMAN Son Güncelleme: 31 Mart 2020 Salı
DİNKULTURU.ORG 2
Materyal Tasarım: Mevlüt KESMAN
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
LGS DENEME SINAVI 2
Konulara Göre Soru Dağılımı SORULAR

Ünite Konu 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
Kader İnancı Kader ve Kaza İnancı /
Kader İnancı İnsanın İradesi ve Kader

Kader İnancı Kaderle İlgili Kavramlar /


Kader İnancı Bir Peygamber Tanıyorum: Hz. Musa (a.s.) /
Kader İnancı Bir Ayet Tanıyorum: Ayet el-Kürsi ve Anlamı /
Zekât ve Sadaka İslam’ın Paylaşma ve Yardımlaşmaya Verdiği Önem /
Zekât ve Sadaka Zekât ve Sadaka İbadeti /
Zekât ve Sadaka Zekât ve Sadakanın Bireysel ve Toplumsal Faydaları

Zekât ve Sadaka Bir Peygamber Tanıyorum: Hz. Şuayb (a.s.)

Zekât ve Sadaka Bir Sure Tanıyorum: Maûn Suresi ve Anlamı /


Din ve Hayat Din, Birey ve Toplum / /
Din ve Hayat Dinin Temel Gayesi /

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
CEVAP ANAHTARI B C D A D C C B C A

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri için tasarladığımız birbirinden kaliteli ve özgün çalışmalardan oluşan etkinlik, materyal ve slaytlardan zamanında haber-
dar olmak için sosyal medya hesaplarımızdan bizi takip edebilirsiniz.

algolia /Dinkulturu_org FACEBOOK-SQUARE /Dinkulturu.org TWITTER-SQUARE /Dinkulturu_org telegram/dinkulturu.org

W Bu kitapçıkta yer alan soruların tüm hakları yazarına ait olup, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri ve bu dersi okuyan öğrencilerin kullanımına
sunulmak üzere hazırlanmıştır. Kitaçıkta yer alan sorularıların tamamı ve bir kısmı izinsiz olarak hangi maksatla olursa olsun ticari hiçbir mecrada
kullanılamaz. Bu duruma popülarite veya reklam geliri elde etme niyeti taşıyan her türlü web tabanlı platform da dahildir.

Ön Hazırlık ve Sorular: Betül ÇOBAN  Bilal SÖNMEZ  İsmail YURT  Mevlüt KESMAN Son Güncelleme: 31 Mart 2020 Salı
DİNKULTURU.ORG 3
Materyal Tasarım: Mevlüt KESMAN
1. ÜNİTE: KADER VE KAZA İNANCI 3. Toplumsal Yasalar: Toplumun sağlıklı bir şekilde varlığını
sürdürebilmesi için uyması gereken yasalara toplumsal yasalar denir.
1- ALLAH HERŞEYİ BİR ÖLÇÜYE GÖRE YARATMIŞTIR: Toplumsal olaylar arasında var olan sebep sonuç ilişkilerini gösteren
Allah evrende var olan her şeyi bir plan ve ölçü içerisinde yaratmıştır. Bu yasalardır. Bunlara Sosyal Yasalar da denir.
ölçü evrendeki varlıkların uyumlu bir sistem oluşturmasını sağlamıştır. ❖ Gelir dağılımının adil olduğu toplumlarda yoksulluk azalır.
Allah’ın yarattığı hiçbir şeyde dengesizlik ve düzensizlik görülmez. Hayvanlar ❖ Adaletin olmadığı toplumlarda barış bozulur. Eşitlik ve adalet yoksa
alemi ve bitki alemindeki uyum, insanın görme, koklama, dokunma, işitme, toplumsal bunalım ve kargaşa ortaya çıkar.
tatma duyuları arasındaki koordinasyonda yine bu düzeni göstermektedir. ❖ Her toplumsal olayın nedeni, kendisinden önce oluşan başka bir
Kur’an-ı Kerim: olaydır. Her toplumsal olay, başka toplumsal olaylara neden olur.
→ Evren ve içindeki varlıkların belli bir düzen içinde yaratıldığını ifade eder. ❖ Toplumsal yasalar fiziksel ve biyolojik yasalar kadar kesin değildir.
“Biz her şeyi bir ölçüye (bir düzene-plana) göre yarattık.”(Kamer Suresi 49.Ayet) ❖ Kur’an da geçmiş milletlerin kıssalarının anlatılması toplumsal
yasalardır. Toplumsal, ahlaki ilkelere uyan toplumların huzur bulduğu,
→ Güneşin ve ayın belli bir hesaba göre yaratıldığını ve hareket ettiklerini uymayanların ise huzursuz olduğu bizlere örneklerle gösterilmiştir.
söyler. “(Öyle) Bir fitneden sakının ki aranızdan yalnız haksızlık edenlere
“Güneş ve ay bir hesaba göre hareket eder. Yıldızlar ve ağaçlar Allah’a erişmekle kalmaz (hepinize erişir)...”(Enfal Suresi 25.Ayet)
secde ederler.” (Rahman Suresi 5–6. Ayetler) 3- KADER İLE İLGİLİ KAVRAMLAR
3.1. İNSAN İRADESİ VE KADER:
→ İnsanın en güzel şekilde yaratıldığını ifade eder. → İnsan akıl ve irade sahibi bir varlıktır. Bu özellik insanı diğer varlıklardan
“Şüphesiz ki biz insanı en güzel biçimde yarattık.”(Tin Suresi 2. Ayet) ayırır ve onu davranışlarında sorumluluk sahibi bir varlık olmasını sağlar.
→ İnsan aklıyla düşünür, araştırır ve bilir. İyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan
→ İnsan ve hayvanlardan önce yeryüzünün onların yaşamalarına uygun ayırt edebilir ve İnsan iradesiyle iyiyi ya da kötüyü seçer.
olarak yaratıldığını açıklar. → İrade: Kişinin en az iki seçenekten birini seçme ve seçtiğini yapabilme
“Allah her şeyi yaratmış, ona bir ölçü, biçim ve düzen vermiştir.” gücüdür. İnsan irade ve seçme hürriyetiyle dilediği davranışı gerçekleştirir.
(Furkan Suresi 2. Ayet) “Ona iki yolu (iyiyi ve kötüyü) gösterdik.” (Beled Suresi 10. Ayet)
Bilimsel Araştırmalar: → İnsan, kendi özgür iradesiyle yaptığı her şeyden sorumludur.
→Evrende mükemmel bir ölçü ve düzenin olduğunu gösterir. →Sorumluluk; İnsanın verdiği kararların sonuçlarını üstlenmesi, yaptığı ya
→ Dünyamızın şeklinin, büyüklüğünün ve atmosfer tabakasının yaşam için da yapması gerekirken yapmadığı işlerden dolayı hesap vermek zorunda
uygunluğunu ortaya koyar. olmasıdır.
→Güneş ile dünya arasındaki uzaklığın, yeryüzündeki canlı hayatı için en → İnsan davranışlarına özgür iradesiyle yön verebilir. Ancak insan iradesi
uygun mesafede olduğunu ifade eder. de sınırlıdır.
Not: Bilimsel Araştırmaların sonuçları ile Kur’an-ı Kerim’deki bilgiler birbiriyle Allah’ın İradesi: Allah’ın (c.c) istediğini istediği gibi dilemesi ve seçmesi,
uyum içindedir. mutlak ve sınırsız olan iradesine Külli İrade denir.
2- KADER ve EVRENDEKİ YASALAR: İnsanın İradesi: Allah (c.c.) tarafından insana verilen sınırlı özgürlük ve
insanın tercih etme kabiliyetine Cüz’i İrade denir.
Kader: Allah’ın her şeyi belli bir ölçü, düzen ve uyum içerisinde
planlaması ve programlaması demektir. (İlim, Kudret, İrade Sıfatı) KÜLL-İ İRADE (Allah’ın İradesi) CÜZ-İ İRADE (İnsanın İradesi)
Kaza: Allah’ın planladığı ve programladığı olayların zamanı gelince Sorumlu Olmadığımız Alan Sorumlu Olduğumuz Alan
gerçekleşmesine (meydana gelmesine, ortaya çıkmasına) denir. (İrade, Seçemediklerimiz Seçebildiklerimiz
Kudret ve Tekvin Sıfatları) İnsanın: İnsanın:
EVRENDEKİ YASALAR Yaşadığı çağ-zaman, Dini,
** Evrendeki her olay Allah’ın belirlediği yasalar çerçevesinde gerçekleşir. Annesi, babası, ailesi, İnancı,
** Hiçbir varlık, Allah’ın koyduğu yasaların dışına çıkamaz.
** Kader, evrendeki ölçü ve düzenin, Evrensel Yasaların genel adıdır. Cinsiyeti, Ahlakı, Mesleği
** Evrendeki tüm olaylar Allah’ın koyduğu evrenin yasalarına göre Fiziksel özellikleri, Sözleri (iyi ya da kötü),
gerçekleşir. Irkı, rengi, milleti, Davranışları (iyi ya da kötü),
** Allah’ın (c.c.) evrendeki uyumu sağlamak için koyduğu bu yasalara
sünnetullah veya âdetullah denir. Doğum ve ölüm zamanı… Kararları (iyi ya da kötü) …
3.1.İnsanın Özgürlüğü ve Sorumluluğu:
1. Fiziksel Yasalar: Madde ve enerjinin oluşumu, değişimi, yapısı, → Kişinin bir zorlama ve baskı olmaksızın kendi istek ve iradesiyle bir
hareketi ve maddeler arası ilişkilerle ilgili prensiplerdir. şeye karar vermesi ve ona göre yapmasına “Özgür Olmak” denir. İnsan
❖ Evrendeki cisimler birbirini çeker ve iterler. davranışlarında sınırsız özgür değildir.
❖ Güneş, çekim kuvvetiyle gezegenleri bir yörüngede tutar. → Allah’ın insana verdiği bir özgürlük ve sorumluluk alanı vardır.
❖ Suyun kaldırma kuvveti vardır. → İnsanın davranışlarından sorumlu tutulması akla ve özgür iradeye
❖ Su belli bir derecede donar ve kaynar. bağlıdır.
❖ Dünya, çekim kuvvetiyle ayı kendine bağlar. ❖ İnsan kendi istek ve özgür iradesiyle yaptığı şeylerden sorumludur.
❖ Kısacası evrenin nasıl yaratıldığı ve evren içinde var olan mükemmel Dinin emir ve yasaklarından sorumlu olan kişiye dini terim olarak Mükellef
düzen ile ilgili olan tüm yasalar fiziksel yasalar kapsamındadır. denir. Mükellef olmanın şartları: Akıllı olmak, Ergenlik çağına girmiş olmak
❖ Bilim adamlarının fiziksel yasaları inceleyerek yeni teknolojik tasarımlar Özgür olmak (İrade sahibi olmak)
yapar ve bunun neticesinde uçak, bilgisayar, telefon gibi ürünler icat ➢ Buna göre insan akıllı ve irade sahibi bir varlık olarak, iyilik ya da
ederler. kötülük yapabilecek şekilde yaratılmıştır.
“Geceyi ve gündüzü, Güneşi ve Ayı yaratan odur. Her biri bir yörüngede ➢ Dinini, inancını, iyi ya da kötü söz ve davranışlarını kendi özgür
hareket etmektedir.” (Enbiya Suresi 33. Ayet) iradesiyle seçen ve gerçekleştiren insan her davranışından sorumludur.
➢ “Ben kader mahkûmuyum”, “Alın yazım böyleymiş”, “Allah böyle
2. Biyolojik Yasalar: Canlıların yapısı, beslenmesi, üremesi, yazmış” gibi sözlerle kişi yaptıklarının sorumluluğundan
korunması, gelişmesi ile ilgili yasalardır. kurtulamaz.
❖ Hayvanların vücut yapıları yaşadıkları ortama uygundur. 3.2. Esma-i Hüsna (Hz. Allah’ın İsimler)
❖ Bir insanın yaşaması, dolaşım, sindirim, solunum, sinir ve boşaltım Allah: Kâinatı yaratan ve idare eden en yüce varlık. Varlığı zorunlu olan ve
sistemlerinin işlemesine bağlıdır. bütün övgülere layık bulunan Allah’ın (c.c.) özel ve en kapsamlı adı.
❖ Duyu organlarımız biyolojik yasalara göre işler. Rezzak: Mahlükatına, Maddî ve mânevî her türlü rızkı bol bol ihsan eden.
❖ Bitkilerin yaşaması da biyolojik yasalara göredir. El-Aliyy: İzzet, şeref ve hükümranlık bakımından en yüce, aşkın olan.
❖ Canlılar, yaşadıkları çevre ve doğa şartlarına uyum sağlarlar. El-Azîm: Zatının ve sıfatlarının mahiyeti anlaşılamayacak kadar ulu olan.
“(Ey insanlar!) Biz sizi basit bir sudan yaratmadık mı? İşte o suyu, belli bir El-Hayy: Varlığı devamlı olan, hayat sahibi, ölmeyen diri, her şeyin varlığı
süreye kadar sağlam bir yere yerleştirdik, sonra da ona ölçülü bir biçim onun varlığına bağlı olan.
verdik...” (Mürselat Suresi 20–23. Ayetler) El-Kayyum: Varlığı kendinden, kendi kendine yeterli, yarattıklarına hâkim ve
onları koruyup gözeten
3.3. İnsanın Çabası: Emek ve Rızık: “Azmedip de bir işe başlayınca, Allah’a tevekkül et, Ona güven! Allah size
Emek: Kişinin kendisi, ailesi veya içinde yaşadığı toplum yararına bedensel yardım ederse, kimse size galip gelemez. Size yardım etmezse, kimse yardım
veya zihinsel olarak gösterdiği çabaya denir. Rızık: Yüce Allah’ın, canlıların edemez. O halde, müminler Allah’a tevekkül etsinler! “
(Âl-i İmran Suresi 159–160.Ayetler)
yeryüzünde hayatlarını sürdürebilmeleri için verdiği her şeye denir.
“…Kararını verdiğin zaman artık Allah’a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine
→ İslam dini her insanın gücü nispetinde çalışmasını ve çaba sarf etmesini dayanıp güvenenleri sever. (Âl-i İmrân suresi, 159. Ayet)
ister. Çalışmadan tembel tembel oturmak, “Kaderimde ne varsa o olur, rızkı
Önce deveni sağlam kazığa bağla sonra Allah’a tevekkül et. (Hadis-i Şerif)
veren Allah’tır” diye düşünmek doğru değildir.
→ Peygamberler de çalışmış, emekleriyle geçimlerini sağlamışlardır. (Hz.
3.6. Başarı ve Başarısızlık
Âdem çiftçilik, Hz. Davud demircilik, Hz. İdris terzicilik, Hz. Musa çobanlık ve
→ Bir insanın rızkını kazanabilmesi için emek sarf etmesi gerekir. Yani insan
Hz. Muhammed (s.a.v) ticaret yaparak geçimlerini sağlamışlardır.)
başarılı olabilmesi için önce çaba göstermesi gerekmektedir.
→ İnsana düşen, rızkını sağlamak için çalıştıktan sonra sonucu Allah’tan
→İnsan, gerekli çalışmayı gösteriyor veya göstermiyorsa, karşısına çıkan
beklemektir.
sonucun, başarı veya başarısızlığın, sorumluluğunu üzerine alıyor demektir.
→ Hangi dinden, milletten, ülkeden olursa olsun, çalışan kazanır, yatan
→Örneğin, bir sporcunun başarılı olması için beslenmesine,
kaybeder.
antrenmanlarına, uyku düzenine dikkat etmesi gerekmektedir.
→Rızkı veren Allah’tır (c.c.). Ancak kulların da çalışıp çabalayıp kendilerine
→Hak ve adaletten ayrılarak zulüm ve haksızlıkla bir şeyleri elde etmek
takdir edilmiş olan rızkı kul hakkı yemeden helal yoldan kazanmak için
başarı sayılmaz. Bu kul hakkına girmektir. Kul hakkı dinimizde günahtır.
gayret göstermeleri gerekmektedir. Kumar, şans oyunları, gasp, hırsızlık gibi
→Başarı yolunda insanın önüne çok sayıda engel çıkabilir. İnsan bu
haksız kazanç yollarından gelir elde etmeyi dinimiz haram saymıştır.
engellere karşı pes etmemeli ve azim ve kararlılıkla sorumluluktan
"İnsana ancak çalıştığının karşılığı vardır."(Necm Suresi 39. Ayet) kaçmamalıdır. Elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmalı ve Allah’tan
"Hiçbir kimse, asla kendi kazancından daha hayırlı bir rızık yememiştir." ümidini kesmemelidir.
(Hadis-i Şerif) “Allah, kendisine karşı gelmekten sakınanları başarıları sebebiyle kurtarır.
Yeryüzünde yaşayan bütün canlıların rızkı Allah’a aittir…(Hûd suresi 6. Ayet) Onlara kötülük dokunmaz. Onlar üzülmezler de. (Zümer suresi, 61. Ayet)
3.7. Sağlık ve Hastalık
3.4. Dünya Hayatının Sonu: Ecel ve Ömür: → İnsan Yediği, içtiği şeylerin sağlıklı olmasına; çevrenin hijyen şartlarına
Ömür: İnsanın ve diğer canlıların doğumundan ölümüne kadar geçen uygun olmasına, yaşadığı ortamın ısı, ışık, hava gibi etkenlerinin yeterli
zaman dilimine denir. Ecel: Allah’ın (c.c.) takdir ettiği bu ömrün bittiği, olmasına; uyku ve dinlenme gibi hususlara dikkat edilmesinin hastalıklardan
hayatın sona erdiği âna denir. korunmamız ve sağlıklı kalmamız için büyük bir önem arz ettiğini
unutmamalıdır. Bunların yanı sıra dinimizde helal ve temiz olanı tercih
— Kişinin ömrü, yaşadığı hayat şartlarına göre değişir. Bu nedenle herkesin
etmek, haramdan uzak durmak da beden ve ruh sağlığı açısından önemli
yaşam süresi farklıdır.
olduğunu unutulmamalıdır.
— İnsan ömrünün, bir toplumun sağlık, eğitim, beslenme gibi etkenlerle
“Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin helal ve temiz olanlarından yiyin!..”
ilişkisi vardır. Bu nedenle bazı ülkelerde ölüm yaşı yüksek, bazı ülkelerde
Bakara suresi 168. ayet.
düşüktür.
“Ey İnananlar! İçki, kumar, putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi pisliklerdir;
— İnsan, Allah’ın verdiği ömrü, sonuna kadar sağlıklı bir şekilde yaşamak
bunlardan kaçının ki saadete eresiniz.” Mâide suresi, 90. ayet.
için gayret göstermelidir. Çünkü, kötü alışkanlıklar, yanlış beslenme, kötü
hayat şartları, iş ve trafik kazaları, cinayetler ve savaşlar insan ömrünü 4. Bir Peygamber Tanıyorum: Hz. Musa (a.s.)
kısaltan etkenlerdendir. → Hz. Musa Mısır’da Dünyaya Geldi. Baş Düşmanının adı FİRAVUNdur.
— Kişi, kendisinin ve başkalarının canına zarar verecek şeylerden uzak → Hz. Musa Bir adamı öldürdüğü için Mısır’dan Medyen’e kaçtı. Medyen’de
durmalıdır. Hz. Şuayb’ın yanında 10 yıl çobanlık yaptı. Hz. Musa’ya Tur Dağında;
— Dünya hayatının da bir sonu vardır. Buna kıyamet denir. Kıyametin Peygamberlik verildi, Asa ve Elinin beyazlaşması mucizesi verildi,
zamanını da ancak Allah bilir. Kardeşi Harun’u yardımcısı olarak istedi. Burada KELİMULLAH sıfatını
aldı.
— Evrendeki her şeyin bir sonu vardır. Ezeli ve ebedi olan yalnızca Hz.
Allah’tır. İnsan, kendini dünya hayatına kaptırmamalı ve bir gün dünyada →Hz. Musa İsrailoğullarına gönderildi. Hz.Musa ve İsrailoğullarına
yaptıklarının karşılığını alacağını unutmamalıdır. Çünkü insan ömrü gelip, düşmanlık yapan KIPTİ adında bir halk vardı. Hz.Musa İsrailoğullarını
geçicidir ve kalıcı hayat dünya hayatı değil, Ahiret hayatıdır. Dünya da ne Mısır’dan Kurtardı. Kızıldenizi ikiye ayırma mucizesi gerçekleştirdi Hz.
ekersek ahirette de onu biçeceğimiz unutulmamalıdır. Musa’ya 10 EMİR verildi ve kutsal kitap olarak Tevrat verilmiştir.
“Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de hayırla da deneyerek imtihan 5. ÂYET’EL KÜRSÎ
ediyoruz ve siz bize döndürüleceksiniz.” (Enbiya Suresi 35.Ayet) Okunuşu:Bismillâhirrahmânirrahîm. Allahü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm, lâ
“Biz, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları hak ve hikmete uygun te’huzühû sinetün velâ nevm, lehû mâ fis semâvâti ve mâ fil ard, men zellezî
olarak ve belirli bir ecel için yarattık. (Ahkâf suresi, 3. ayet.) yeşfeu indehû illâ bi iznih, ya’lemü mâ beyne eydîhim ve mâ halfehüm, ve lâ
yühîtûne bi şey’in min ilmihî illâ bimâ şâ’, vesia kürsiyyühüs semâvâti vel ard, ve
"Eğer siz, lezzetleri yok eden ölümü ansaydınız, bu kadar çok lâ yeûdühû hifzuhümâ, ve hüvel aliyyül azîm.
konuşmazdınız. O lezzetleri yıkanı çokça anın!” (Hadis-i Şerif) Anlamı:Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur.
“İnsanoğlu kıyamet günü beş şeyden hesaba çekilmedikçe bir tarafa hareket O daima diridir (hayydır), bütün varlığın idaresini yürüten (kayyum)dir. Onu ne
etmeyecektir:” Ömrünü nerede ve nasıl tükettiğinden, gençliğini nerede ve uyuklama tutar ne de uyku. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi onundur. İzni
nasıl geçirdiğinden, malını nereden kazandığından, malını nereye olmadan huzurunda şefaat edecek olan kimdir? O, kullarının önlerinde ve
harcadığından, bildikleriyle amel edip etmediğinden. (Hadis-i Şerif) arkalarında ne varsa hepsini bilir. Onlar ise onun dilediği kadarından başka
3.5. Allah’a Güvenmek (TEVEKKÜL) ilminden hiçbir şey kavrayamazlar. Onun sonsuz kudreti, gökleri ve yeri kaplar.
Onları görüp gözetmek ona ağır gelmez. Gerçekten yüce ve büyük olan yalnızca
Tevekkül: Tevekkül kelime olarak güvenmek, dayanmak, teslim olmak gibi odur.
anlamlara gelir. Dini olarak, hedefe ulaşmak için elimizden gelen, maddi ve → Allah'tan başka ilah yoktur. Allah diri, canlı, sonsuz hayat sahibidir. Allah
manevi sebeplerin hepsini yaptıktan sonra Allah’a dayanıp güvenmek ve her şeyi koruyup gözetendir. Allah yüce ve büyüktür. Hiçbir şey Allah'tan
ondan ötesini Allah'a bırakmak demektir. habersiz olmaz.
→Hz. Peygamber, yaşadığı birçok olayda önce tedbir almış, sonra Allah’a → Ayet’el Kursi Kur’an-ı Kerim’in 2.Suresi olan Bakara Suresi’nin
tevekkül etmiştir. 255.Ayetidir. (Bir ayetten oluşur) İsmini içinde geçen “Kursi” kelimesinden
→Bir kimsenin yerine getirmesi gereken şartları yapmadan Allah’a alır. Kürsi, Allah’ın sonsuz gücü, kudreti ve hükümranlığı anlamlarına gelir.
güvenmesi, “Allah büyüktür, nasıl olsa sonucu benim adıma hayırlı şekilde
sonuçlandırır” demesi doğru değildir. Yani Tevekkül, tembellik etmek ve
sorumluluktan kaçmak değildir. Kişinin bir konuda gücü nispetinde tüm
6. Kader ve Kazaya İman Eden Kimse:
önlemleri aldıktan sonra sonucu ve başarıyı Allah’tan beklemesidir. Böylelikle → Zor ve sıkıntılı durumlarda ümitsizliğe düşmez, isyan etmez. İyi ve güzel
kişi, “Ben kendi üzerime düşeni yaptım.” diye güven ve huzur duyar. O hâlde, ameller yapmaya istekli olur.
biz de önce çalışmalı, sonra Allah’tan yardım beklemeliyiz. → Her şeyin bir ölçü ve düzen içinde yaratıldığını bilir.
→ Kibirden uzak durur, tek güç ve kudret sahibinin Allah olduğunu bilir.
→Örneğin bir çiftçi zamanında tarlasını sürüp ekime hazırlarken, tohumu
→ İyilik ve cömertlik duygularını artırır. Aç kalırım endişesiyle cimrilik
atacak, sulayacak, zararlı bitkilerden arındıracak, gerekirse gübresini de
yapmaz, cömert olur ve düşkünlere yardım eder. Çünkü Allah’ın rızık verici
verecek; tüm bunları yaparken de iyi ürün vermesi için Allah’a (c.c.) güvenip
olduğunu bilir.
dayanacak ve sonucu O’ndan bekleyecektir. Yine bir öğrenci önce derslerine
→ Kendi isteği ile yaptığı işlerden sorumlu tutulacağını bildiği için seçme
gereken gayreti gösterecek, sonra tevekkül edecektir.
hürriyetini iyi şeylerde kullanır.
“Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin. Kendiniz için her ne iyilik işlemiş
2. ÜNİTE: ZEKÂT ve SADAKA olursanız, Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah bütün
yaptıklarınızı görür.” Bakara suresi, 110. ayet.
İslam’ın Paylaşmaya ve Yardımlaşmaya Verdiği Önem “Ey iman edenler! Hiçbir alışverişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin
— İnsanın yeme, içme, barınma ve korunma gibi temel ihtiyaçları vardır. olmadığı kıyamet günü gelmeden önce, size rızık olarak verdiklerimizden
— İnsan temel ihtiyaçlarını tek başına karşılayamaz. Başka insanlara ihtiyaç Allah yolunda harcayın (infak edin)” Bakara suresi, 254. ayet.
duyar. (Örneğin: Eğitimimiz için öğretmene, sağlığımız için doktora, ekmek “Her iyilik bir sadakadır.” (Hadis-i Şerif)
için fırıncıya vb. ihtiyaç duyarız)
— İnsanlar yaşadıkları toplumda eşit imkânlara sahip değildirler. Bu
nedenle her toplumda zenginler ve fakirler bulunur. Nisap Miktarı ve Temel İhtiyaç Nedir?
— Her insan, Hz. Allah’ın kendisine vermiş olduğu nimetleri imkanları Temel ihtiyaçlar, Bir Müslümanın
ölçüsünde paylaşmalıdır. Zekât ve fıtır sadakası verebilmek,
kendisi ve ailesinden bakmakla
— İnsanlar manevi yönden de başkalarına ihtiyaç duyarlar. Sevinçlerini, hacca gidebilmek, kurban
yükümlü olduğu kimselerin yeme,
üzüntülerini, sıkıntılarını paylaşmak isterler. kesebilmek ve diğer bazı mali
içme, barınma, giyinme, sağlık,
— Paylaşma ve yardımlaşma, cimrilik, bencillik, kıskançlık gibi kötü huylara ibadetleri yerine getirebilmek için
eğitim, ulaşım gibi giderleridir. Bu
engel olur. Sevgi, dayanışma ve sorumluluk gibi duyguları gelişmesini Allah (c.c.) ve Resulü tarafından
nedenle temel ihtiyaçlar
belirlenen mali yeterlilik ve
sağlar. kapsamına giren malların zekâtı
zenginlik ölçüsüne NİSAB denir.
— Eğer toplumdaki bireyler birbirlerini ihmal eder ve yardımlaşmayı terk verilmez.
ederlerse, insanlar arasında sevgisizlik, düşmanlık, çatışma artar.
→Zekât, verilecek malların Nisap Miktarları farklıdır.
Toplumdaki birlik, beraberlik ve huzur ortamı zarar görür.
→Bir kimse temel ihtiyaçlarını karşıladıktan ve varsa borçlarını ödedikten
—İnsan paylaşma ve yardımlaşmaya önem verirse hem
sonra dinen belirlenen miktarda mala sahipse zengin sayılır.
—Allah’ın (c.c.) rızasını hem de kulların sevgisini kazanır.
→Zekât, hicretin 2. Yılında farz kılınmıştır.
İnsan, Hz. Allah’ın kendisine yüklemiş olduğu iyi bir olma sorumluluğunu
→Zekât verilecek malın üzerinden bir yıl geçmesi gerekir.
yerine getirmelidir.
→ Zekât, yılda bir kez verilir.
—İyilik ve güzellikte insanlar birbirleri ile yarışmalıdır. Ancak, kötülük
→Toprak ürünlerinden alınan zekâta öşür adı verilir.
yapmamalı veya kötülüğü engellemeye çalışmalıdır.
Kim bir Müslümanın dünya sıkıntılarından bir sıkıntısını giderirse, Allah da onun
kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim darda kalan bir kimsenin işini Kimler Zekât Vermelidir?
kolaylaştırırsa, Allah da dünya ve ahirette onun işlerini kolaylaştırır. Kim bir →Müslüman ve Zengin Olmak,
Müslümanın ayıbını örterse, Allah da dünya ve ahirette onun ayıplarını örter. Kul, →Malını dilediği gibi kullanma ve harcama hakkına sahip olmak yani
kardeşinin yardımında olduğu sürece, Allah da onun yardımcısı olur. (Hadis-i özgür olmak da diyebiliriz,
Şerif) →Akıllı ve ergenlik çağına girmiş olmak,
“Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça, gerçek iyiliğe asla →Nisab miktarından fazla mala sahip olmak ve Zekât verilecek malın
erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir.” (Âl-i İmrân suresi, 92. üzerinden 1 yıl geçmesi,
ayet.)
Müminler birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet etmede ve şefkat
göstermede bir bedenin organları gibidir. Bedenin bir organı rahatsızlandığında 1. Yoksullara 5. Köleler (Özgürlüğünü
diğer organlar da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıya ortak olur. (Hadis-i Şerif) yitirmiş olanlar),

“(Ey müminler!) Siz hayır işlerinde yarışın” (Mâide suresi, 2. ayet.) 2. Düşkünlere 6. Zekât toplamakla
görevli zekât memurlarına
Zekât
Zekât ve Sadaka İbadeti
3. Borçlulara Kimlere
→ İslam’ın beş şartından biri olan zekât, namazdan hemen sonra gelir. 7. Kalbi İslam’a
Namaz dinin direği, zekât ise İslam’ın köprüsüdür. Zekât, hicretten iki Verilir ısındırılmak istenenler,
yıl sonra FARZ kılınmıştır.
→Zekât, akıllı, ergenlik çağına girmiş zengin Müslümanlara Allah’ın (c.c.)
bir emridir. 4. Yolda kalmışlar 8. Allah (c.c.) yolunda
Zekât, sözlükte Zekât, Dinen zengin çalışanlar
temizlenme, sayılan Müslümanların
Örnek, 40 koyunu olan birinin
çoğalma, yılda bir kez mallarının
1 koyun vermesi, 30 sığırı olan
bereket, belli miktarını ihtiyaç
birinin 1 sığır vermesi gibi
gelişme gibi sahiplerine
anlamlara gelir vermelerine denir. Anne, Baba, Zenginlere
İnfak, Müslümanın Nine, Dedeye zekât verilmez.
İnfak, Örnek, Bayramlarda, düğünlerde
Allah’ın (c.c.) rızasını zekât verilmez.
Sözlükte sünnet merasimlerinde çocuklara
kazanmak için sahip
harcama harçlık vermek, Ramazan’da
olduğu mallardan, Müslüman
yapmak
Yüce Allah'ın emrettiği
iftarlarda yemek ikram etmek, Erkek evlat, Zekât
anlamına yerlere harcama
arkadaşlarımıza bir şeyler Kız evlat ve Kimlere Olmayanlara
ısmarlamak torunlara
gelir. yapmasına denir. Verilmez
Örnek, Para ile yapılan iyilikler, zekât verilmez.
Sadaka, bir insanlara yardım etmek, camiye Anne babası
Eşler (karı-
Sadaka, doğru Müslümanın Allah’ın gitmek, güzel söz söylemek, zengin bir
koca) birbirine
söylemek ve (c.c.) sevgisini tebessüm etmek, Gelip geçenleri çocuğa
verdiği sözde kazanmak amacıyla rahatsız eden bir şeyi yoldan alıp zekât verilmez.
durmak yaptığı her türlü hayırlı atman, kötülüklerden ve kötü
demektir. işlerin tamamına sözden uzak durmak, İnsanların Kardeşe, Amcaya, Halaya, Dayıya, Teyzeye,
denir. üzüntülerini paylaşmak ve onları Geline, Damada, Kayınpedere, Kayınvalideye
teselli etmek muhtaç olmaları durumunda zekât verilebilir.
→Zekât, sadece zenginlere ait bir sorumluluk olmasına rağmen infak
ve sadaka bütün Müslümanları kapsar. Bu ibadetleri zengin-fakir, kadın-
erkek, büyük-küçük tüm Müslümanların yapması gerekir.
TABLOYU İNCELEYELİM Zekât ve Sadakanın Bireysel ve Toplumsal Faydaları:
MAL MİKTARI ZEKÂTI →Zekât, Allah’ın verdiği nimetlere şükürdür. Veren kişinin malını
bereketlendirir.
Altın 85 GR 1/40 (% 2,5)
→ Zengin ve fakir farklılığının ortaya çıkaracağı kin, düşmanlık, haset gibi
Gümüş 560 GR 1/40 (% 2,5) kötü duyları engeller.
Nakit para 85 gr altının nakit değeri 1/40 (% 2,5) →Zekât, toplumdaki ekonomik dengesizliği azaltır, fakirlerin durumunu
Ticaret düzeltir.
85 gr altın veya nakit değeri 1/40 (% 2,5)
malları →Zekât toplumda birlik ve beraberlik duygularını pekiştirir.
→ Zekât toplumdaki barış ve kardeşlik ortamını geliştirir.
Koyun - Keçi 40–120 ADET 1 KOYUN
(1/40 →Zekâtını veren kimse Allah’ın emrini yerine getirmenin (O’na ibadet
121–200 ADET 2 KOYUN etmenin) mutluluğunu yaşar.
oranında)
→ Mala karşı aşırı düşkünlük ve cimrilik kusurlarını temizler, mali
1-30 yardımlaşmayı artırır.
Sığır,Manda 30–40 ADET 2 YAŞINDA 1 BUZAĞI →Zekât, zenginlerin fakir ve kimsesizleri düşünmelerine yardımcı olur,
(1/30 41–59 ADET 3 YAŞINDA 1 BUZAĞI insandaki merhamet duygularını pekiştirir.
oranında) → Yoksulları, düşkünleri ve kimsesizleri hayata bağlar, ümitsizlikten
kurtarır.
20 DEVEYE KADAR HER →Zekât dilenciliği önler. Hırsızlık gibi kötü davranışların en aza inmesini
Deve 1 KOYUN veya KEÇİ sağlar.
5 DEVE İÇİN
→Yüce Allah zekât ibadetiyle zenginlere, toplumda bulunan ihtiyaç
sahiplerini düşünmeyi ve kollamayı öğretir.
→Bu yardımseverlik duygusu birlik ve beraberliği sağlayarak toplumu
güçlendirir. Böylece zekât, fakirlik ve sosyal adaletsizliğin doğuracağı
Toprak toplumsal sorunların önüne geçilmesine yardımcı olur.
MİKTARI NE OLURSA
Ürünleri 1/10
(Kendi
OLSUN Sadakatin İfadesi: Sadaka
yetişen) Sadaka: Bir kişinin sadece Allah rızasını gözeterek yaptığı her türlü maddi
Toprak ve manevi yardıma denir.
Ürünleri MİKTARI NE OLURSA →Sadaka vermenin belli bir miktarı ve zamanı yoktur. Sadaka vermek için
1/20 zengin olma şartı da yoktur. Herkes imkânına göre sadaka ibadetini yerine
(Masraf OLSUN
getirebilir.
edilen)
→Sadaka çeşitleri: fıtır sadakası ve sadaka-i cariye
ÇIKAN MADENİN
Madenler 1/5
MİKTARINA BAKILMAZ
Fıtır Sadakası(fitre) Sadaka-i Cariye
Fıtır sözlükte; yaratılış, Ramazan’ın İnsanın ölümünden sonra da sevabı
→ Nakit Para ve ticaret mallarının nisabı, o günkü sona ermesi ve iftar vakti orucun devam eden sadakadır. Yani, var
altının gram fiyatının 85 ile çarpılmasıyla bulunur. açılması iken, dini olarak Yüce Allah'ın olduğu sürece insanların
→ Toprak ürünlerinden zekât vermek için üzerinden bize bahşettiği varlığımızın bir şükrü, yararlandığı; okul, cami, hastane,
1 yıl geçmesine gerek yoktur. Zekâtı hasatta verilir. Ramazan ayında oruçluyken istemeden yurt, çeşme gibi yerler yaptırmak
→ Zekâtta niyet etmek önemlidir. yaptığımız kusurlu davranışlarımızın bir veya bunların yapımına katkıda
özrü olarak verilir. bulunmak, bilimsel keşif ve icatlar vb.
Zekât verilecek kimseler ve Tanımları: →Ramazan ayına özgü ve bayram “İnsan öldüğü zaman amel defteri
Nisap miktarından daha az malı olan muhtaç namazına kadar verilmesi gereken bir kapanır. Ancak üç kişinin amel defteri
Yoksullar
kimselerdir. Bunlara fakir de denir. sadakadır. Verilmesi dinen Vaciptir. kapanmaz: İnsanlara faydalı ilimle
Hiçbir malı veya geliri bulunmayan çok zor →Zengin olan Müslümanların vermesi uğraşanlar, Sadaka-i Cariye
Düşkünler/Miskinler
durumda olan kimselerdir. gerekir. Miktarı az olduğu için zengin yapanlar, kendisine dua eden hayırlı
Zekât toplayan memurlar Devlet adına zekâtı toplamakla görevli kimselerdir. olmayanlar da fitre verebilirler. evlat yetiştirenler.” (Hadis-i Şerif)
→Fitre ailedeki kişi miktarı sayısınca
Gönülleri İslam’a Müslüman olmadığı halde İslam’a ısındırılmak verilir. Yeni doğan çocuklar için de aile Gözleri görmeyene rehberlik etmen,
ısındırılacak olanlar istenen kimselerdir. reisi fitre vermekle sorumludur. sağır ve dilsize anlayacakları bir
Köleler Özgürlüğü elinden alınmış kimselerdir. → Fitrenin miktarı bir kişinin bir günlük şekilde anlatman, ihtiyacı olanın
yiyecek miktarıdır. Bu miktarın ne kadar ihtiyacını gidermesi için ona rehberlik
Borçlu olup nisap miktarından daha az malı etmen, derman arayan dertliye
Borçlular olduğunu her yıl Diyanet İşleri
bulunan kimselerdir. yardım için koşuşturman, koluna girip
Başkanlığı belirler.
İslam’ın yayılması ve öğretilmesi için çaba güçsüze yardım etmen, konuşmakta
Allah yolunda olanlar → Zekâtın verilebileceği kimselere fitre
gösteren kimselerdir. güçlük çekenin meramını ifade
Memleketinden uzakta bir nedenden dolayı de verilir. Zekâtın verilemeyeceği
Yolda kalanlar kimselere fitre de verilmez. edivermen, bütün bunlar sadaka
parasız ve çaresiz kalan kimselerdir. çeşitlerindendir... (Hadis-i Şerif)

VAKIF: İslam’a göre helal kabul edilen mallardan faydalanma hakkını GÜNÜMÜZDE DE İHTİYAÇ SAHİPLERİNE YARDIM VE DAYANIŞMA
Allah’ın (c.c.) rızasını umarak toplumun kullanımına veren hayır kurumudur. İÇİN OLUŞTURULMUŞ KURUMLAR BAZILARI ŞUNLARDIR:
→Kur’an-ı Kerim’de vakıfla ilgili ayet şudur: “En çok sevdiğiniz şeyleri Allah
yolunda harcamadıkça hayra tam olarak erişemezsiniz.” (Âl-i İmran suresi, ➢ Kızılay: Deprem, sel, yangın, çığ gibi afetlerde insanlara yardımcı olur.
92. ayet.) Hastalanan kimselerin kan ihtiyaçlarını karşılar.
→Hz. Peygamber, vakıf yapma konusunda Müslümanlara öncü olmuş ve
➢ Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı: Kaymakamlıklar
Medine’deki yedi parça arazisini Müslümanlara vakıf olarak bağışlamıştır.
bünyesinde yardıma ihtiyacı olan kimselere yakacak, giyecek, eşya,
tedavi giderleri, maddi yardım, eğitim giderleri… gibi konularda yardım
Yardımlaşma Kurumlarımız: eden kuruluş.
❖ Aşevleri: Yoksul ve kimsesizlerin doyurulması için
➢ Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu: Fakir, kimsesiz,
❖ Darüşşifa: Hastaların tedavisi için
sokakta kalmış çocukların veya şehitlerin eş ve çocuklarının bakım,
❖ Darülaceze: Yaşlıların korunması için barınma, eğitim vb. ihtiyaçlarını karşılayan kuruluş.
❖ Öğrenci Yurtları: Öğrencilerin barınması için
“Kim Müslüman kardeşine yardım eder ve onun ihtiyacını giderirse, Allah da
ona yardım eder. Kim bir Müslümanın bir sıkıntısını giderirse Allah da onun Okunuşu: Bismillâhirrahmânirrahîm.
sıkıntısını giderir.” (Hadis-i Şerif) 1. Eraeytellezî yükezzibu bid-dîn.
2. Fezâlikellezî yedu’ul yetîm.
Zekât ve Sadaka Verirken Nelere Dikkat Etmeliyiz: 3. Velâ yehuddu alâ taâmil miskîn.
1- Allah’ın rızasını kazanmak Niyet edilerek verilmeli ve malımızın 4. Feveylün lilmusallîn.
en iyisi en kalitelisinden vermeliyiz. 5. Ellezîne hüm an salâtihim sâhûn.
2- En yakınımızdan başlamalı, yoksa komşularımız veya başka 6. Ellezîne hüm yürâûne
ihtiyaç sahibi olanlara verebiliriz. Zekât miktarı fazla ise birkaç kişiye 7. Ve yemneûnel mâûn.
bölebiliriz.
3-Zekâtı verirken başkalarının onurunu rencide etmemeliyiz. Anlamı: Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
Gösterişten uzak, mümkünse gizlice “Sağ elin verdiğini sol el
1. Gördün mü, o hesap ve ceza gününü yalanlayanı!
duymayacak” şekilde vermeliyiz. Bu şekilde verilen zekât ve sadaka,
2-3. İşte o, yetimi itip kakan, yoksula yedirmeyi özendirmeyen
malı arttırır ve bereketlendirir.
kimsedir.
" Eğer sadakaları (zekât ve benzeri hayırları) açıktan verirseniz ne âlâ! Eğer
onu fakirlere gizlice verirseniz, işte bu sizin için daha hayırlıdır. Allah da bu 4. Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki,
sebeple sizin günahlarınızı örter. Allah, yapmakta olduklarınızı bilir. " Bakara 5. Onlar namazlarını ciddiye almazlar.
Suresi 271 6. Onlar (namazlarıyla) gösteriş yaparlar.
"...Size verilse, gözünüzü yummadan alamayacağınız kötü malı, hayır diye 7. Ufacık bir yardıma bile engel olurlar.
vermeye kalkışmayın." Bakara Suresi 267

" Mallarını Allah yolunda harcayıp da arkasından başa kakmayan, fakirlerin


Maûn suresinde verilen bazı mesajlar:
gönlünü kırmayan kimseler var ya, onların Allah katında has mükâfatları
vardır. Onlar için korku yoktur, üzüntü de çekmeyeceklerdir. Güzel söz ve →Surede yetimlere ve yoksullara kötü davranan, onlara sevgi ve
bağışlama, arkasından incitme gelen sadakadan daha iyidir... Ey iman şefkat göstermeyen kimselerin ahiret gününe gerçek anlamda
edenler! Başa kakmak ve incitmek suretiyle, yaptığınız hayırları boşa inanmadıkları ifade edilmiştir.
çıkarmayın..." Bakara Suresi 262-264
→Kendisinden başkasını düşünmeyen kimseler kötülenirken
ZEKÂT SADAKA samimi Müslümanlar da yardımlaşmaya özendirilmektedir.
Verilmesi farzdır. Sünnettir.
→Namaz kılmalarına rağmen yardımlaşma bilincine sahip
Belli bir zamanı vardır. Belli bir zamanı yoktur. olamayan bu bencil kimselerin; kıldıkları namazlarının özünden
Senede 1 kez verilir. İstediğimiz kadar verebiliriz. uzak oldukları, ibadetlerini gösteriş olsun diye yaptıkları ve hayra
Nisap Miktarı vardır. Belli bir miktarı yoktur. engel oldukları haber verilmektedir.
Zengin olmak şartı vardır. Zenginlik şartı aranmaz →İbadetler gösteriş için değil, Allah rızası için yapılmalıdır. Gösteriş,
yani Riya maksadıyla yapılan ibadetlerin Allah katında bir karşılığı
BİR PEYGAMBER TANIYORUM HZ. ŞUAYB yoktur. Çünkü, Hz. Allah riyayı sevmez.

→Kur’an-ı Kerim’de peygamberler, tebliğ mücadeleleriyle bizlere →Surede, Allah’a (c.c.) gönülden ibadet edenlerin yardımsever
tanıtılır. Hz. Şuayb da (a.s.) bize kendi döneminde ortaya koyduğu kimseler olduğu da anlaşılmaktadır. Bu kişiler birçok iyilik yaptığı gibi
tebliğ mücadelesiyle tanıtılmaktadır. (Tebliğ: Peygamberlerin başkalarının da iyilik yapmasına ön ayak olur. Yardımlaşma ve
Allahtan aldığı vahiyleri insanlara iletmesidir.) dayanışmanın önünü tıkamaz. Aksine yardımseverliğin gelişip
→Hz. Şuayb (a.s.), Medyen halkına gönderilmiş bir peygamberdir. yaygınlaşmasına, toplumsal ve kurumsal bir yapı kazanmasına
→Medyen, ticaret yolları üzerinde kurulmuş önemli bir şehirdir. katkıda bulunur.
→Medyen halkı Allah’a (c.c.) kulluk etmeyi unuttukları gibi,
ticaretlerinde de hile yaparak haksız kazanç elde etmeyi meşru
görüyordu.
→Hz. Şuayb halkını hem Allah kulluk etmeye hem de ölçü ve tartıda
adaletli olmaya çağırmıştır. Medyen halkı Hz.Şuayb’i dinlememiş
ona tepki göstermişlerdir.
→Medyen halkı inat ederek Allah’a (c.c.) kulluktan yüz çevirdiler. Bu
yüzden Allah (c.c.) onları cezalandırdı. Hz. Şuayb (a.s.) ve ona
inananlar Yüce Allah’ın yardımıyla kurtuldular.
→Hz. Şuayb’ın (a.s.) verdiği mücadele Müslümanlar için de önemli
dersler içermektedir. Bir Müslüman Medyenlilerin yaptığı gibi ölçü ve
tartıda hile yapmamalıdır. İnancına yaraşır biçimde ticari hayatta
dürüst olmayı kendisine ilke edinmelidir.

BİR SURE TANIYORUM MAUN SURESİ VE ANLAMI

→Bu sure; Mekke döneminde inmiştir. 7 âyettir.


→Maûn, yardım ve zekât demektir.
→Kur'an-ı Kerim'in yüz yedinci suresidir. Tekâsür suresinden sonra
Kâfirûn suresinden önce Mekke’de inmiştir.
→Surede, biri Allah’ın (c.c.) nimetlerini ve hesap gününü inkâr eden
nankör, diğeri amellerini gösteriş için yapan riyakâr olmak üzere iki
tip insan tasvir edilmektedir.
→Din, insanın bireysel ve toplumsal hayatını kendi yararına olacak
3. ÜNİTE: DİN VE HAYAT şekilde düzenler. Dua, namaz, oruç, hac gibi ibadetlerle yaşadığı
dinî tecrübeler insandaki güvenme duygusunu, bir varlığa sığınma
3.1. Din, Birey ve Toplum ve bağlanma ihtiyacını giderir. Zekât, sadaka gibi ibadetler ise
insanlara, birbirlerine karşı hak ve görevlerini hatırlatarak daha
Akıl sahibi bireyleri kendi özgür iradeleriyle iyiye ve mutlu bir sosyal çevrenin oluşmasını sağlar.
Din doğruya yönelten ve onların mutluluğunu →Din, dünya ve ahiret mutluluğuna yöneltir.
amaçlayan ilahî kurallar bütünüdür.
Toplumları oluşturan ve düşünsel, duygusal, →Din, akrabalar ve komşularla iyi ilişkiler kurmayı önerir.
Birey iradeyle ilgili nitelikleri toplum içinde belirlenen →Din, Allah’a (c.c.) kulluk etmeyi ve insanlara saygılı olmayı ister.
insanların her biri, fert, kişi.
Aynı toprak parçası üzerinde bir arada yaşayan ve
Toplum temel çıkarlarını sağlamak için iş birliği yapan 3.2. Dinin Temel Gayesi
insanların tümü, insan topluluğu, cemiyet. →Dinin temel gayesi insanların dünya ve ahiret mutluluğunu
Dinin Ana 1-İnanç esasları 2- İbadetler, sağlamaktır.
Konuları 3-Ahlak ilkeleri 4-Toplumsal ilişkiler →İslam’ın açıkladığı emir ve yasakların amacı; insanı ahlaken
yüceltmektir.
→İnsan akıllı bir varlıktır. Aklı sayesinde etrafında olup bitenleri
→İslam dininin ahlaki ve hukuki düzenlemeleri bireysel ve toplumsal
anlamaya ve anlamlandırmaya çalışır. Bu anlamlandırma sürecinde
hakları güvence altına alır.
Evreni kim yarattı? Bu mükemmel düzeni kim sağlıyor? İnsan niçin
var edildi? Bu varlıkların sonu ne olacak? Bu ve benzeri sorulara din HAK NE DEMEKTİR?
cevap verir. Gerçek, doğru, gerçeğe uygun, adalet, pay ve
Sözlükte
→İnsanlık tarihi incelendiğinde, arkeolojik kalıntılara, toplumsal emek karşılığı verilen ücret anlamlarına gelir
motiflere ve ilahi yazmalara bakıldığında her dönemde ve her yerde Hak; dinin ve hukuk düzeninin kişiye tanıdığı
inanan insan ve din gerçeği ile karşılaşılır. Terim olarak
yetki ve ayrıcalıktır.
→İnsanın iki yönü vardır. Birincisi Maddi, ikincisi ise Manevidir. Kur’an-ı Gerçeğe uygun söz, doğru haber, doğru yol gibi
Maddi yönü, beslenme, giyinme, barınma, dinlenme gibi ihtiyaçları Kerimde anlamlarda kullanılmıştır.
olan insanın, manevi açıdan da güvenme, bağlanma, inanma gibi
Varlığı kesin olan, kuşkuya yer bırakmayacak
ihtiyaçlarıdır. Manevi yönü ise, İnsanda her zaman yüce ve güçlü bir Hadislerde kesinlikte gerçek ve sabit olan şey anlamında
varlığa güvenme, ona sığınma ve ondan yardım isteme eğilimidir.
kullanılmaktadır.
Bu açıdan bir varlığa inanma insanda fıtridir. İnsanın bu isteklerini
en güzel şekilde karşılayan dindir.
→Fıtri demek, insanın doğduğu anda inanma özelliğiyle İslam Dininin Haklara Verdiği Önem ile İlgili Hadis
doğmasıdır. Yani, İnsan, Yüce Allah tarafından bildirilen tevhid Hz. Muhammed (s.a.v.) bir keresinde, “Müflis (iflas etmiş kişi) kimdir
inancını benimsemeye yatkın olarak yaratılmıştır. Tevhit demek, bilir misiniz?” diye sorar. Sahabe “Bizim aramızda müflis, parası ve
Allah’ın bir ve tek olmasına inanmak demektir. Ayrıca İslam’da eşyası olmayan kimsedir.” diye karşılık verince şöyle buyurur:
Allah’ın (c.c.) varlığına ve birliğine inanılması istenirken O’na hiçbir “Benim ümmetimden müflis o kimsedir ki kıyamet gününde namaz,
şeyi ortak koşmamak ve yalnızca O’na kulluk edip ancak O’ndan oruç ve zekât (gibi ibadetlerin sevabıyla) gelir. Ancak şuna sövmüş,
yardım dilemek emredilir. buna iftirada bulunmuş, ötekinin malını yemiş, berikinin kanını
“Sen yüzünü hanif olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere dökmüş, diğerini de dövmüş olarak gelir. Hesap gününde hakkına
yaratmış ise ona çevir. Allah’ın yaratmasında bir değişme girdiği kimselere onun iyiliklerinden alınıp dağıtılır. Eğer yaptığı
yoktur. İşte dosdoğru din budur fakat insanların çoğu bilmezler.” iyilikleri kötülüklerinin cezasını karşılamaya yetmezse hak
Rûm suresi, 30. ayet. sahiplerinin günahlarından alınarak onun üzerine yüklenir. Sonra da
Dünyaya gelen her insan fıtrat üzere (tek olan Allah’a inanma günahkâr bir kimse olarak cehenneme atılır. İşte asıl müflisbu kişidir.”
(Müslim, Birr ve Sıla, 59.)
eğiliminde) doğar…Buhârî, Cenâiz, 92; Müslim, Kader, 22-25.
→İslam dinine göre, insanın hayatını en güzel ve mutlu bir şekilde
“… Haberiniz olsun, kalpler yalnızca Allah’ın zikriyle tatmin devam ettirebilmesi için din, dil, ırk ayırımı yapılmaksızın doğuştan
bulur.” Ra’d suresi, 28. ayet. sahip olduğu, bazı temel hakları vardır. Dinin gayelerinden biri de bu
→Din bireyin yaşamına anlam katar. “Ben kimim? Niçin yaratıldım? hakların korunmasıdır. Bunlar:
Nereye gideceğim? Dünyanın sonu ne olacak?” gibi sorularına
cevap verir. Bu bilgi yaşamını kolaylaştırır.
→Din, insana günlük hayatta karşılaşacağı olumsuzluklara karşı Dinin
dayanma gücü verir. İnsan, dünya ve ahiret mutluluğunu din Korunması
sayesinde elde eder.
→Din, birey ve toplumları barış ve huzur içinde yaşamaları için, iyiye Canın Malın
ve güzele yöneltmek için hükümler ortaya koyar ve sevgi, şefkat ce Korunması Temel Korunması
merhametin yaygınlaşmasını sağlayarak toplumlarda mutluluğun Haklar
oluşmasına vesile olur.
→Din; inanç, ibadet ve ahlak yönüyle toplumu kuşatır ve öğütlerde
bulunur. Neslin Aklın
→Dinî değerler etrafında birleşerek yardımlaşan toplumlar Korunması Korunması
yaşadıkları sosyal, ekonomik ve siyasi sorunları daha rahat bir
şekilde çözebilir. Din duygusunun güçlü olduğu toplumlar, zorluklar
karşısında daha dirençli olur.

1
3.2.1 Canın Korunması “Ey İnananlar! İçki, kumar, putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi
pisliklerdir, bunlardan kaçının ki saadete eresiniz.” Mâide suresi,
→Canın korunması İslam dinine göre en temel haktır. Çünkü
90. ayet.
bireyin varlığını sürdürmesi, iş ve faaliyetlerini devam ettirebilmesi
“İçki bütün kötülüklerin anasıdır. Nesâî, Eşribe, 44.
buna bağlıdır. Bu yüzden İslam bireyin yaşama hakkını henüz
anne karnında iken güvence altına alır.
→İslam’a göre insan hayatı kutsaldır. Bir canı kurtarmak bütün 3.2.4 Malın Korunması
insanlığı kurtarmak kadar yüce bir erdem sayılmıştır. Bir cana →Malın korunması; mülkiyet, ekonomik haklar, üretmek, sahip olmak,
kıymak ise bütün insanlığı öldürmek kadar büyük bir günah olarak satmak ve tüketmek ile ilgili hakları kapsar.
değerlendirilmiştir. →Her bireyin çalışıp emek sarf ederek meşru yollardan elde ettiği
→İslam, sadece Müslümanların değil, tüm insanların yaşam mallarına sahip çıkma ve kazandığı malı harcama hakkı vardır.
hakkının korunmasını ister. →İslam dini, çalışmayı teşvik eder. Kişinin kendi elinin emeğiyle
→İslam’daki canın korunması ilkesi iş sağlığı ve güvenliğini de geçinmesine ve üretmesine özendirir.
kapsar. Hz. Muhammed (s.a.v.) birçok hadisinde can güvenliği “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.” Necm suresi, 39. ayet.
konusunda Müslümanları uyarmıştır. “Hiç kimse kendi el emeğiyle kazandığından daha hayırlı bir lokma
“Fakirlik korkusuyla çocuklarınızın canına kıymayın. Biz onların da yememiştir…”Buhârî, Büyû’, 15.
sizin de rızkınızı veririz. Onları öldürmek gerçekten büyük bir →İslam Dininde İnsanın kazandığı malı onun izni olmadan almak ve
günahtır. İsrâ suresi, 31. ayet. kullanmak büyük günahlardan sayılmış ayrıca insanların mallarının hile,
rüşvet, kumar gibi haksız kazanç yollarıyla ellerinden alınması
“ … Kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim yasaklanmış, tartıda hile yaparak haksız kazanç elde edenleri
de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi kınanmıştır.
olur…”Mâide suresi, 32. ayet. “İnsanların mallarını ve haklarını eksiltmeyin. Yeryüzünde
“Müslümanın Müslümana malı, ırzı (şeref ve namusu) ve kanı bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.”Şuarâ suresi,183. ayet.
haramdır (dokunulmazdır)…” Ebû Dâvûd, Edeb, 35. “Çalışana ücretini teri kurumadan veriniz.” İbn Mâce, Ruhûn, 4.
“Allah’ın lâneti, rüşvet verenin ve rüşvet alanın üzerinedir.” İbn Mâce,
Ahkâm, 2.
3.2.2 Neslin Korunması
→Neslin korunması toplumun devamı için bir zorunluluktur. Neslin →Haram kazanç elde etmeyi yasaklayan İslam dini, Malın
korunabilmesi sağlıklı bir aile kurmakla mümkündür. Bu nedenle korunması ve bereketlenmesini engelleyen faizi de haramlar
İslam dini, aile kurumunun temeli olan nikâh üzerinde önemle kapsamında saymaktadır.
durmuştur. “Faiz yiyenler ancak şeytanın çarparak sersemlettiği kimse gibi
→İslam dininin aileye önem vermesinin sebebi, kişinin ilk eğitim kalkarlar. Bunun sebebi onların, ‘Alım satım da ancak faiz gibidir.’
aldığı yerin aile olması ve ailenin çocuklarını hayata demeleridir. Halbuki Allah alım satımı helâl, faizi ise haram
hazırlamasından dolayıdır. Birey, iyiyi, doğruyu, toplum içinde nasıl kılmıştır...”Bakara suresi, 275. ayet.
davranacağını, dini değerleri, güzel ahlaki davranışları, anne →İslam dini, yeme içme gibi temel ihtiyaçların karşılanmasında
babasından öğrenir. Çocuklar milli ve manevi değerleri, sevgi, dengeli davranılmasını istemektedir. Bu yüzden İslam dininde israf
şefkat, merhamet, birlikte iş yapma gibi ahlaki değerleri yine aile haram kılınmıştır.
ortamında edinirler. Bu yönüyle aile okul gibidir. Böylece aileler, “…Yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.”
çocuklarının gelişimini tamamlamalarına yardımcı olurlar. A’râf suresi, 31. ayet.
“Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler
yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun
(varlığının ve kudretinin) delillerindendir…”Rûm suresi, 21. ayet.
3.2.5 Dinin Korunması
→Dinin korunması için doğru anlaşılması, doğru anlaşılması için de
“Ey gençler! Aranızda gücü yeten evlensin. Çünkü evlenmek gözü temel kaynaklardan yararlanılması gerekir. İslam dininin temel
haramdan korumak ve iffeti muhafaza etmek için en iyi kaynakları Kur’an-ı Kerim ve Hz. Muhammed’in (s.a.v.) sünnetidir.
yoldur…”Buhârî, Nikâh, 3. Kur’an ve sünnete dayanmayan din anlayışları kabul edilemez. Dinin
korunması kitap ve sünnete uygun olarak yaşamakla mümkündür.
3.2.3 Aklın Korunması Dinde dayanağı olmayan ve sonradan ortaya çıkan
→Allah’ın (c.c.) insana verdiği en önemli nimetlerden biri de akıldır. Bid’at
yaklaşımlara denir.
Kişinin dinen Mükellef(sorumlu) olabilmesi için akıl sağlığının
yerinde olması gerekir. “Sözlerin en hayırlısı Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim’dir. Yolların en
→İslam dini, insanın akıl sağlığına zarar veren alkol, uyuşturucu hayırlısı Muhammed’in yoludur. İşlerin en kötüsü sonradan ortaya
maddeler ve diğer zararlı maddelerin kullanımını yasaklamıştır. çıkarılan bid’atlerdir. Bütün bid’atler de dalalettir.”Müslim,Cum’a, 43.
→Alkol ve uyuşturucu maddeler aklın sağlıklı işlemesine engel olur. →İslam’ın aslından olmayan, dine sonradan giren ve din gibi
Beyin ve sinir sistemini etkileyerek bireyi iradesiz kılar ve insanı algılanan hususlara denir.
bağımlı hale getirir. Bu bağımlılık insanın kaygı ve stresini artırır. →Hurafeler dinden olmayan masal, efsane ve rivayetlere
Bunun sonucunda da bireyler hem kendilerine hem de topluma zarar dayanır.
verirler. Hurafe →Genellikle sihir, büyü, ruh çağırma gibi çeşitli batıl
→Alkol kullanmanın zararları arasında trafik kazalarına neden inanışlarla karşımıza çıkar.
olması, aile ilişkilerini bozması ve aile içinde ciddi huzursuzluklara →Bunlar dinin yanlış anlaşılmasına sebep olur. Dinin
korunması kapsamında bütün hurafelerden, yanlış anlayış
neden olması da sayılabilir.
ve inanışlardan uzak durulmalıdır.
“Şu üç kimseden sorumluluk kaldırılmıştır: Ergenlik çağına
Saptırma, çarpıtma, değiştirme, bozma, bozulma anlamına
gelinceye dek çocuklardan, uyanıncaya kadar uyuyandan, akli Tahrif gelir.
dengesi yerinde olmayandan.” İbn Mâce, Talak, 15.

2
→Dinin korunması Allah’ın (c.c.) çizdiği sınırlar içerisinde kalarak dinin →Kıtlık, Hz. Yusuf’un (a.s.) babasının memleketinde de vardı.
emir ve yasaklarını uygulamakla mümkündür. Abileri buğday almak için Mısır’a geldiler. Hz. Yusuf (a.s.) onları
→Dinin korunmasında dikkat edilecek en önemli davranış dini Allah’a tanımıştı ama onlar kardeşlerini tanımamışlardı. Hz. Yusuf (a.s.),
tahsis ederek ibadet etmektir. İslam dininde Müslüman yalnızca Allah’a kendini ağabeylerine tanıtınca yıllar önce yaptıklarından büyük
(c.c.) kulluk ederek inancını koruyabilir. utanç duydular. Hz. Yusuf (a.s.) onları affettiğini söyleyerek ailesinin
→Dinin korunması Allah’ın (c.c.) haklarının ve sınırlarının tamamını Mısır’a davet etti.
muhafazasıyla mümkündür. Helaller ve haramlar Allah’ın (c.c.) koyduğu → Yusuf suresi 111 ayettir ve Mekke’de inmiştir.
sınırlardır.
→Dinin korunması bireysel bir sorumluluk olduğu kadar toplumsal bir
“Anne ve babasını makamına çıkarttı; diğer on bir kardeşi ise Hz.
görevdir. Çünkü toplumun kurtuluşu ve huzuru Allah’ın (c.c.) sınırlarının
Yusuf’un önünde saygıyla eğildiler. O zaman Yusuf; “Babacığım,
korunmasıyla mümkündür.
işte bu vaktiyle gördüğüm rüyanın gerçekleşmesidir. Rabbim onu
gerçekleştirdi. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozmuştu.
3.3. Bir Peygamber Tanıyorum: Hz. Yusuf (a.s.) Beni hapisten çıkaran, sizi çölden getiren Rabbim, bana pek çok
iyiliklerde bulundu. Doğrusu Rabbim, dilediğine lütufkârdır. O
→Hz. Yusuf (a.s.) Kur’an-ı Kerim’de ismi geçen şüphesiz, bilendir, hâkimdir.” Yûsuf suresi, 100. ayet.
peygamberlerdendir.
→Onun hayatını anlatan kıssa Kur’an-ı Kerim’de “kıssaların en 3.4. Bir Sure Tanıyorum: Asr Suresi ve Anlamı
güzeli” olarak nitelendirilir.
→Sure, adını birinci ayette geçen “asr” kelimesinden alır.
Hikâye, hikâye etme ve anlatma, haber verme gibi →Asr; zaman, çağ, ikindi vakti gibi anlamlara gelir. İslam bilginleri
Kıssa anlamlara gelen kıssa, terim olarak Kur’an-ı Kerim’deki “asr” kelimesini daha çok Hz. Muhammed’in (s.a.v.) asrı ve ahir
geçmiş peygamberler ve milletlerle ilgili ibretli ve tarihi zaman şeklinde yorumlamışlardır.
olaylardır. →Surenin başında zamana yemin edilerek onun insan hayatındaki
yerine ve önemine dikkat çekilmiştir.
→Hz. Yusuf (a.s.), Hz. Yakub’un (a.s.) on iki oğlundan biridir. Hz. →Bu surede İnsanın ömrünü Allah’ın (c.c.) emrettiği şekilde
Yakub (a.s.), Hz İshak’ın (a.s.), o da Hz. İbrahim’in (a.s.) oğludur. değerlendirmesi tavsiye edilmiş aksi takdirde ziyanda olacağı
bildirilmiştir.
→Hz. Yusuf güzel ahlakı, sevecenliği ve merhameti ile herkesin
→Asr suresinde bir Müslümanın sahip olması gereken temel
ilgisini çekmiştir.
özelliklere vurgu yapılmıştır. Bunlar;
→Hz. Yusuf rüyasında on bir yıldız, güneş ve ayın Ona secde • Samimi bir şekilde iman etmek.
ettiklerini gördüğünü babasına anlattı ve babası ona rüyasını • Salih amel işlemek.
kimseye anlatmamasını yoksa kardeşlerinin tuzak kurabileceğini • Hakkı (doğruluğu) tavsiye etmek.
çünkü şeytanın insanın şeytanın apaçık düşmanı olduğunu • Sabrı tavsiye etmek.
söyleyerek nasihatte bulundu.
→Hz. Yusuf’un (a.s.) annesi, kardeşi Bünyamin’i doğururken vefat Bismillâhirrahmânirrahîm.
etmişti. Bu sebeple Yusuf (a.s.) ve Bünyamin öksüz olarak 1. Vel asr.
büyümüşlerdi. Anne sevgisinden mahrum kalan bu iki kardeşe Hz. 2. İnnel insane le fi husr.
Yakup (a.s.) daha fazla özen gösteriyor onları çok seviyordu. 3. İllellezine âmenû ve amilü’s
Yusuf’un (a.s.) ağabeyleri, babalarının Yusuf’a (a.s.) gösterdiği ilgiyi sâlihâti ve tevâsav bi’l hakkı ve
kıskanıyor, hatta ondan nefret ediyorlardı. Yusuf bu yüzden tevâsav bi’s sabr.
kardeşlerinin kötülüğüne uğramış ve kurdukları bir planla kuyuya
atılmıştır. Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
→Kuyudan, Mısıra giden bir kervan sayesinde kurtulup Mısır 1. Andolsun zamana ki
emirine köle olarak satılarak Mısır emirinin evine yerleşmiştir. 2- İnsan gerçekten ziyan içindedir.
3. Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı
→ Hz. Yusuf (a.s.) kısa sürede herkesin sevgisini kazanmıştı. O
tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (onlar
varlıklı adamın yanında iyi eğitim görmüş, bilgisini ve görgüsünü
ziyanda değillerdir).
artırmıştı. Ancak; Mısır emirinin karısı Züleyha’nın iftirası nedeniyle
zindana atılmıştır.
→Yüce Allah, Yusuf’a (a.s.) zindanda iken peygamberlik görevi
verdi.
→Bir gün Mısır’ın hükümdarı rüyasında yedi zayıf ineğin yedi semiz
ineği yediğini ve yedi yeşil başakla yedi kuru başak gördü. Bu
rüyanın yorumunu yaptırmak istedi. Hiç kimse bu rüyayı
yorumlayamadı.
→Allah’ın kendisine vermiş olduğu rüya tabir etme yeteneği
sayesinde Hz. Yusuf (a.s.), yedi sene bolluk olacağını, peşinden
gelen yedi senenin ise kıtlıkla geçeceğini söyledi. Bu yorumu çok
beğenen hükümdar, Yusuf’a hazinenin sorumluluğunu teklif etti.
Yusuf’ta üzerine atılan iftiranın açığa çıkmadan bu görevi kabul
etmeyeceğini söyledi ve İftiracı suçunu itiraf edince hazinenin
sorumluluğunu kabul eden Hz. Yusuf bolluk yıllarında bütün
ambarları buğdayla doldurttu, kıtlık yılları gelince de oradan halka
dağıtmaya başladı.

3
8th GRADE UNIT 1 FRIENDSHIP

ACCEPTING AND REFUSING

“Accepting and refusing”, İngilizcede “kabul etme ve reddetme” anlamına gelir. Kabul etme ve
reddetme ile ilgili ifadeleri görmeden önce, davet etme, öneride bulunma ve teklif etmede
kullanılan İngilizce ifadeleri görmenizde fayda var.

WOULD YOU LIKE (TO) …….?

Bu ifade “……-mek ister misin?” anlamını vermek için kullanılır. “Would you like” ifadesinden
sonra fiil kullanılırsa “to” eklenir. İsim kullanılırsa “to” kullanılmaz.

Would you like to join us? (Bize katılmak ister misin?)


Would you like some fruit juice? (Biraz meyve suyu ister misin?)

DO YOU WANT (TO) …….?

Bu ifade de “……-mek ister misin?” anlamını verir. “Do you want” ifadesinden sonra fiil
kullanılacaksa “to” getirilir. İsim kullanılacaksa “to” kullanılmaz.

Do you want to drink something at a cafe? (Kafede bir şey içmek ister misin?)
Do you want some cake? (Biraz kek ister misin?)

HOW ABOUT ……? & WHAT ABOUT ……?

Bu iki ifade “…… -meye ne dersin?” anlamına gelir ve öneride bulunmak için kullanılır.

How about going to the cinema tonight? (Bu gece sinemaya gitmeye ne dersin?)
What about playing soccer? (Futbol oynamaya ne dersin?)

Dikkat: “What about you?” kalıbı “Peki ya sen?” / “Ya sen?” anlamına gelir.

WHY DON’T WE ……?

Bu ifade fiile “niçin … yapmıyoruz?” anlamını vermek için kullanılır. İngilizcede bir tür
öneride bulunma biçimidir.

Why don’t we have a barbecue next week? (Niçin gelecek hafta mangal yapmıyoruz?)

SHALL WE ……?

Diğer bir öneride bulunma şekli olan “Shall we ……?” ifadesi “…… yapalım mı?” anlamına gelir.

Shall we watch a comedy movie? (Komedi filmi izleyelim mi?)


Shall we have a picnic together? (Birlikte piknik yapalım mı?)

LET’S ……?

“Let’s …” fiile “Haydi …… yapalım” anlamını katar. “Let’s …” ifadesinden sonra fiil kullanılır.
Bu da öneride bulunmak için kullanılan bir ifade şeklidir.

Let’s meet at the city park at 7 o’clock. (Saat 7’de şehir parkında görüşelim.)

1
8th GRADE UNIT 1 FRIENDSHIP

ACCEPTING (KABUL ETME)

Aşağıda ders kitaplarından alınan bazı ifadeler bulunmaktadır. Bu ifadeler, bir teklifi, öneriyi veya
daveti kabul ederken kullanılabilir:

Yes, I would love some. (Evet biraz isterim.)


Sure, that sounds fun! (Elbette kulağa hoş geliyor.)
Yeah, that would be great. (Evet bu harika olur.)
Yeah, why not? (Evet neden olmasın?)
Sure, it sounds good/ great/ awesome. (Elbette kulağa iyi/harika/müthiş geliyor.)
I’m so busy, but I can’t refuse it. (Çok meşgulüm ama bunu reddedemem.)
That’s awesome / great. (Bu müthiş / harika.)
That sounds fun / awesome / great. (Bu kulağa eğlenceli / müthiş / harika geliyor.)
Yeah, sure. Thanks for inviting me. (Evet tabi ki. Beni davet ettiğin için teşekkürler.)
Of course. Where is it? (Elbette. Nerede?)

Alp : Would you like to come to my birthday party on Saturday?


Sue : Sure, I’d love to. It sounds awesome.

Tom : Would you like to go to the shopping mall in the afternoon?


Kate : Yeah, that would be great. Let’s meet at 3 p.m. in front of the school.

REFUSING (REDDETME)

Aşağıdaki ifadeler, bir teklifi, öneriyi veya daveti reddetmek için kullanılabilir:

I’m sorry, but I can’t come over because … . (Üzgünüm ama gelemem çünkü … .)
I’m sorry I’m going to visit my grandparents. (Üzgünüm ben büyükannemleri ziyaret edeceğim.)
No, thanks. I’m full / stuffed. (Hayır teşekkürler. Tokum.)
I'd love to but I feel ill. (Çok isterim ama hasta hissediyorum.)
I’m sorry, but I can’t. (Üzgünüm ama gelemem.)
I’d love to, but I’m busy. (Çok isterim ama meşgulüm.)
Sorry, but I’m too busy on Sunday. (Üzgünüm ama Pazar günü çok yoğunum.)

John : Shall we have a picnic together?


Susan : I’m sorry I’m going to visit my grandparents. Maybe another time.

Bill : Would you like to drink something and chit-chat at a cafe?


Lisa : I would love to, but I’m going to study for the exam tonight.

Kate : How about organizing a slumber party at my home tonight?


Leyla : I’d love to, but I’m too busy tonight. I’m going to finish my project.

2
8th GRADE UNIT 1 FRIENDSHIP

APOLOGIZING

İngilizcede özür dilemek için genellikle “Sorry” ifadesi kullanılır. Özellikle bir teklifi, öneriyi veya
daveti reddederken özür dilemek için “Sorry” veya “I am sorry” ifadelerini kullanılırız.

Sorry. (Üzgünüm.)
I’m sorry, but … . (Üzgünüm ama … .)
I’m sorry, but I can’t. (Üzgünüm ama gelemem/yapamam.)

Bir teklifi reddederken, özür dileme ifadesinin kullanımından sonra genellikle bir mazeret/bahane ile
karşıdaki kişiye açıklama yapılabilir.

I’m sorry I’m going to visit my uncle at the weekend.


(Üzgünüm, haftasonu amcamı ziyaret edeceğim.)

I’m sorry, but I can’t attend the event. I’m going on vacation on April 30.
(Üzgünüm ama etkinliğe katılamayacağım. 30 Nisan’da tatile gidiyorum.)

GIVING EXPLANATIONS AND REASONS

Genellikle bir teklifi, öneriyi veya daveti reddettiğimizde ya da kabul ettiğimizde bir açıklama veya
sebep bildirmek gerekebilir. Bir şeyin sebebini sormak için “Why?” (Neden/Niçin?) soru kelimesini
kullanırız. Sebep bildirirken “because …” (çünkü …) ifadesini kullanabiliriz. Ancak karşıdaki kişi
sebebini sormasa da teklifi reddetme sebebimizi özür dileme ifadesinden sonra belirtmemiz
gerekebilir. Ders kitaplarında geçen açıklama, sebep ve mazeret bildiren ifadeleri inceleyelim.

I’m sorry, but I can’t come over because my cousin is coming tomorrow.
(Üzgünüm ama gelemem çünkü yarın kuzenim geliyor.)

No, thanks. I’m full / stuffed. / I’m not hungry.


(Hayır teşekkürler. Tokum. / Aç değilim.)

I’d love to, but I feel ill. / I don’t feel well.


(Çok isterdim ama hasta hissediyorum. / Kendimi iyi hissetmiyorum.)

Sorry, but I can’t because I have to finish my project.


(Üzgünüm ama gelemem, çünkü projemi bitirmek zorundayım.)

I’d love to, but I’m too busy.


(Çok isterim ama çok yoğunum.)

No, thanks for the invitation. I have a plan with my family.


(Hayır, davet için teşekkürler. Ailemle bir planım var.)

I’m so busy but I can’t refuse it. Because I like sci-fi movies so much.
(Çok üzgünüm ama bunu reddedemem. Çünkü bilim kurgu filmlerini çok severim.)

I’d love to, but I’m going to go on a picnic with my family.


(Çok isterim ama ailemle pikniğe gideceğiz.)

3
8th GRADE UNIT 1 FRIENDSHIP

BECAUSE

İngilizcede sebep bildirirken “because” (çünkü) ifadesini kullanırız.

I like watching comedy films because they are funny.


(Ben komedi filmlerini izlemeyi severim çünkü gülünçtür.)

SO

“So” bağlacı “bu yüzden” anlamına gelir ve sonuç bildirmek için kullanılır.

I’m not interested in football, so I don’t want to come to the match with you.
(Futbola ilgi duymuyorum, bu yüzden sizinle maça gelmek istemem.)

BUT / HOWEVER

“But” ve “However” ifadeleri “fakat, ama” anlamına gelir. Birbirine zıt cümleler arasında
zıtlığı belirtmek için kullanılır.

I would like to come, but I don’t know where the concert hall is.
(Gelmek isterim, ama konser salonunun nerede olduğunu bilmiyorum.)

Friends sometimes argue. However, they often get on well with each other.
(Arkadaşlar bazen tartışırlar. Fakat sıklıkla birbirleriyle iyi geçinirler.)

MAKING SIMPLE INQUIRIES

Konuşma esnasında karşıdaki kişi, bir etkinlik veya herhangi bir olay ya da durum hakkında daha
fazla bilgi edinmek amacıyla sorular sorabilir.

İngilizcede soru sorma şekli ikiye ayrılır:

1.Wh- sorular: What (ne), when (ne zaman), who (kim), where (nerede), why (niçin), what kind of
(ne tür), how (nasıl), how often (ne sıklıkta) gibi soru kelimeleriyle sorulan sorular. Bu tür sorular,
doğrudan bilgi verilerek cevaplandırılır. Yani bu tür sorulara Yes/No (Evet/Hayır) ile cevap verilemez.

Ece : When is your birthday?


Sue : It’s on 23rd April.

Ali : What is your favorite movie?


Ted : It’s Real Steel.

2.Yes/No Sorular: Bu tür sorular genellikle “do/does”, “did”, “am/is/are”, “was/were” gibi yardımcı
fiiller cümlenin en başına getirilerek sorulur. Bu tür soruların Türkçedeki karşılığı soru eki “…mi?” ile
sorulan sorulardır. Bu sorulara genellikle “Yes/No” ile cevap verilir.

Susan : Are you busy tonight?


Maria : No, not at all. Why?

Ada : Do you have any plans on Sunday?


Kevin : No, I don’t.

Alper : Are you doing anything on Saturday night?


Sarah : Yeah. I’m going to visit my grandparents.

4
8th GRADE UNIT 1 FRIENDSHIP

Şimdi İngilizce ders kitaplarında 1.ünitede geçen konumuzla ilgili olan bazı temel soruları inceleyelim.

Are you busy tomorrow evening? (Yarın akşam müsait misin?)


What are you doing tomorrow afternoon? (Yarın öğleden sonra ne yapıyorsun?)
Why? / Why do you ask? (Neden soruyorsun?)
Do you want to come to the shopping mall? (Alışveriş merkezine gelmek ister misin?)
Would you like to come over tomorrow? (Yarın uğramak ister misin?)
Would you like some fruit juice? (Biraz meyve suyu ister misin?)
Where do you want to invite your friends? (Arkadaşlarını nereye davet etmek istersin?)
What should Burak bring with him? (Burak yanında ne getirmeli?)
Who is the sender? (Gönderen kim?)
Who is the receiever? (Alıcı kim?)
What is the event? (Etkinlik ne?)
What time does the event start? (Etkinlik saat kaçta başlar?)
Where is the tournament? (Turnuva nerede?)
Do you have any sister/brothers? (Senin hiç kardeşin var mı?)
What type of movies do you watch? (Ne tür filmleri izlersin?)
What is your favorite color? (Favori rengin ne?)
What type of music do you listen? (Ne tür müzik dinlersin?)
Who is your favorite singer? (Favori şarkıcın kim?)
Which team do you support? (Hangi takımı destekliyorsun?)
What are your hobbies? (Hobilerin neler?)
Which subjects do you like at school? (Okulda hangi dersleri seversin?)
How do you refuse your friends’ requests? (Arkadaşlarının ricalarını nasıl reddedersin?)
Where do you generally invite your buddies? (Arkadaşlarını genellikle nereye davet edersin?)
What is your best excuse? (En iyi bahanen nedir?)
What do they like doing with their friends? (Onlar arkadaşlarıyla ne yapmayı severler?)
Are you doing anything at the weekend? (Hafta sonu bir şey yapıyor musun?)
What are you doing tonight? (Bu gece ne yapıyorsun?)
Do you have any plans on Sunday? (Pazar gününe planların var mı?)

What do you like doing with your family? (Ailenle ne yapmayı seversin?)
What would you like to have? (Ne almak istersiniz?)
May I take your order? (Siparişinizi alabilir miyim?)
Would you like to have a dessert? (Tatlı almak ister misin?)
Would you like anything to drink? (Bir şey içmek ister misiniz?)
What would you like to eat? (Ne yemek istersiniz?)
Where is it? (O nerede?)
When is it? (O ne zaman?)
What’s the event/activity? (Etkinlik ne?)
What’s her excuse for refusing the invitation? (Onun daveti reddetme sebebi nedir?)
What kind of movie do they decide to see? (Onlar ne tür bir film izlemeye karar verir?)
What time are they meeting? (Onlar saat kaçta buluşuyorlar?)
What’s the name of the school? (Okulun adı ne?)
How can people get more information? (İnsanlar nasıl daha fazla bilgi edinebilirler?)
What’s the deadline for joining the event? (Etkinliğe katılmak için son tarih nedir?)
What type of reunions are there in Turkey? (Türkiye’de ne tür bir araya gelme etkinlikleri var?)
What do people usually do at reunions? (İnsanlar tekrar bir araya gelme etkinliklerinde genellikle ne
yaparlar?)

5
TEEN LIFE
Daily Routines Types of Music
get up/wake up (kalmak, uyanmak)
rap pop classical
wash hands and face
hip‐hop jazz rock
(ellerimizi ve yüzümüzü yıkamak)

have breakfast (kahvaltı yapmak)


slow opera techno
brush teeth (dişleri fırçalamak)

have a shower (duş almak)


heavy metal folk (halk müziği)
take a bath (banyo yapmak)

get dressed (giyinmek)

go to school (okula gitmek) beatbox (ağızla değişik enstrüman sesleri çıkarmak)


walk to school/ go to school on foot
bhangra
(okula yürüyerek gitmek)
(Hindistan'a özgü bir müzik türü)
skate to school (okula patenle gitmek)

ride to school (okula bisikletle gitmek)

take the bus (otobüse binmek)


Types of Books
take classes at school
Detective: Travel: seyahat
dedektif, polisiye
(okulda derslere gitmek)
Science-Fiction:
have lunch (öğle yemeği yemek)
bilim kurgu
arrive home (eve varmak)
Gothic: gotik
follow after school activities
Biographical: biyografik,
(okul sonrası etkinliklere katılmak)
yaşam öyküsü
rest/ have a rest (dinlenmek) Children’s: Çocuk kitabı
tidy your room (odasını toplamak) Fantasy: kurgu
go out (dışarı çıkmak) Realistic: gerçekçi
have dinner (akşam yemeği yemek)

spend time with family

(aile ile vakit geçirmek)


Camping Equipments
listen to music (müzik dinlemek) Sleeping Bag: uyku tulumu Tent: çadır
read a newspaper (gazete okumak)

go to the gym (spor salonuna gitmek) Torch :el feneri Campsite:kamp alanı
do homework (ödev yapmak)

chat with friends online


Pocketknife: çakı
(arkadaşlarla internette sohbet etmek)
Compass:pusula
Rope:halat
surf the Internet (internette gezinmek)
Matches:kibrit
watch TV programs
Map: harita
(tv programları izlemek)

go to bed (yatmak)
Backpack:sırt çantası Campfire:kamp ateşi
SIMPLE PRESENT TENSE
Alışkanlıklar, genel b l nen Cümley olumsuz yapmak ç n; Soru cümles oluşturmak ç n;
gerçekler ve tekrarlayan don't (I - You - We - They) Do (I - You - We - They)
eylemler ç n kullanılır. doesn't (He - She - It) Does (He - She - It)

I don't r de a b ke. Do you have a rest?


I go to the gym once a week.
You don't have lunch. Do I surf the nternet?
You have a rest after school.
They don't l sten to mus c. Do they skate to school?
They play football on Fr days.
We don't go bowl ng. Do we play football?
We surf the nternet n the even ngs
He doesn't wash hands. Does he have lunch?
He reads newspaper. She doesn't go to school. Does she l sten to mus c?
She r des to school. It doesn't dr nk m lk. Does t run fast?
It runs very fast.

always (her zaman, da ma)


once .... b r kez every... her
usually/ generally (genell kle) tw ce ... k kez
...t mes... ... kez/kere... every day (hergün)
often/ frequently (sık sık) every week (her hafta)
once a week (haftada b r kez) every month (her ay)
somet mes (bazen) once a month (ayda b r kez) every year (her yıl)
tw ce a day (günde k kez) every summer (her yaz)
rarely / seldom (nad ren) tw ce a year (yılda k kez) every morn ng (her sabah)
every Sunday (her pazar
hardly ever (neredeyse h ç) four t mes a year (yılda dört günü)
kez)
never (asla) seven t mes a month (ayda
yed kez)

n w nter IN ON AT
n summer at 6 o'clock
n March on Sunday at 2 a.m
n September on Fr day at 10 p.m
n 1995 on weekdays at noon
n the morn ng on / at weekends at n ght
n the afternoon at/on weekends
n the even ng

50

All of : Hepsi
GRAFİK SORULARI
40
Most : En çok
Most of : Çoğu
Least : En az
30 Half of : Yarısı
% 48 :nearly half of (yaklaşık olarak
20
Only a few of : Sadece bir kaçı
yarısı)
None of : Hiçbiri
% 38 : more than %30 (% 30 dan fazla)
10
Nearly / About :Yaklaşık olarak
% 40 : less than %60 (%60 dan az)
0
More than : Daha fazlası
Öğe 1 Öğe 2 Öğe 3 Öğe 4 Öğe 5 % 3 : only a few (sadece birkaçı)
Less than : Daha azı
LIKES - DISLIKES
Like ( beğenmek ) Dislike (sevmemek )
Enjoy ( keyif almak, hoşlanmak)

Love ( sevmek) Don’t like (hoşlanmamak)


Be crazy about ( çılgınca sevmek )

Be interested in ( ilgili olmak ) Hate (nefret etmek )


Be into ( ilgili olmak )

Be fond of ( düşkün olmak ) Can’t stand ( katlanamamak )


Be keen on ( meraklı/ düşkün olmak) (aşırı nefret etmek)
Be good at (birşeyde iyi olmak)
Be bad at (birşeyde kötü olmak)

Verb + ng = yukarıda bel rt len fadelerden


sonra gelen f llere + ng eklemey unutmayalım Verb + ng = yukarıda bel rt len fadelerden sonra
gelen f llere + ng eklemey unutmayalım.
I l ke l sten ng to mus c
He enjoys watch ng mov es. I d sl ke watch ng horror mov e.
She loves do ng sports. She doesn't l ke l sten ng to jazz mus c.
They are crazy about play ng football. They don't l ke play ng tenn s.
We are nterested n tak ng photos. You hate jo n ng part es.
I ' m nto cook ng. I can't stand l sten ng to loud mus c.
He s fond of play ng chess. She hates arrogant people.
They are keen on clean ng. I don't l ke theatre.
She s nto pop mus c. He doesn't l ke act on mov es.
I 'm good at draw ng p ctures. We hate rock concerts.
He s bad at danc ng.

PREFER (TERCİH ETMEK)


I prefer basketball.
Terc hler m z bel rt rken - prefer - kullanılır.
prefer kel mes nden sonra yazılan s m veya f l They prefer coffee to tea.
terc h ed lend r.
terc hler n arasında - to - kullanılır. He prefers pop mus c to rock mus c.
prefer cümleler nde s m de kullanılab l r , f l She prefers danc ng.
de kullanılab l r. You prefer read ng books.
f l kullanılırsa - ng takısı eklen r
I prefer sw mm ng to runn ng.

He prefers play ng football to play ng tenn s.

About teenagers (Gençler hakkında)


Take selfies (selfi çekmek)
Learn about their history and traditions
Be respectful to the elderly people
(tarihi ve gelenekleri öğrenmek)
(yaşlılara saygılı olmak)
Use photo and video sharing applications
Walk around in their local area
(fotoğraf ve video paylaşım uygulamalarını kullanmak)
(kendi bölgelerinde dolaşmak)
Keep up with the latest fashion (en son modayı takip etmek)
Be realistic (gerçekçi olmak)
Be honest with their friends and parents
Save money (para biriktirmek)
(ailesine ve arkadaşlarına dürüst olmak)
Follow rules (kurallara uymak)
Share something on social media
Play video games
(sosyal medyada birşeyler paylaşmak)
Behave fairly (adil davranmak)
Protect their cultural heritage (kültürel mirası korumak )
Be a video blogger
Write comments on trending topics
look fit: formda görünmek (popüler konulara yorum yazmak)
Asking for opinion Expressing opinion (fikir belirtme)
I think ...(bence ...) - I believe ...(inanıyorum ki...)
What do you think about.....?
I hope... / I expect... / I suppose... (umuyorum ki ...)
....hakkında ne düşünüyorsun?
In my opinion, ... :Benim fikrime göre
What's your opinion of..........?
In my view, ... : Benim görüşüme göre
... hakkındaki fikrin nedir?
It’s my opinion that ... :Bu benim fikrim...
How do you feel about.....?
From my point of view, ... :Benim görüşüme göre...
...hakkında ne hissediyorsun ?
For me / To me ... : Bana gore ...
What's your point of view......?
To be honest, I think.... : Dürüst olmak gerekirse , bence...
....ile ilgili görüşün ne?
If you ask me,....... : Eğer bana sorarsanız
Do you think……?
Actually.... : aslında
... düşünüyor musun?

Agreeing an Opinion (Bir fikre katılma) Disagreeing an Opininon(Bir fikre karşı olma)
I agree with you: sana katılıyorum I don't agree with you: Sana katılmıyorum
You are right: Haklısın/dogrusun... I disagree with you: sana katılmıyorum
My view about this is positive :bununla ilgili I'm afraid... /I am sorry: Korkarım ki... / Üzgünüm
görüşüm olumlu You are wrong: yanlışın var
This idea is absolutely right : bu fikir kesinlikle I don't agree that: Buna katılmıyorum
doğru I don't think so: öyle olduğunu düşünmüyorum
I think this idea is good: bence bu fikir iyi

Adject ves (sıfatlar) casual: not formal clothes, daily, ordinary


fashion: the style of the most popular dressing
unbearable : katlanılamaz impressive: causing a feeling of admiration and respect
ridiculous :saçma, tuhaf,gülünç outfit: a set of clothes that we wear together
terrific :müthiş trendy : fashionable
exciting :heyecan verici unbearable: something that you can’t stand
boring : sıkıcı ridiculous: laughable, absurd
impressive: etkileyici snob: someone who has no respect to people, who insults
daily :günlük other people.
snob :burnu havada Nerd: an unstylish and unattractive person / doesn’t pay
trendy / fashionable :modaya uyan attention to his/her appearance and really hardworking
harmonic: ahenkli, uyumlu serious: not joking
energetic :enerjik type = kind [genre: kitap türü]
relaxing :rahatlatıcı trendy = fashionable = stylish (modaya uygun)
terrible: berbat, kötü can’t stand = can’t bear= unbearable (katlanılmaz)
serious: ciddi outfit = clothing
successful :başarılı till = until (- e kadar)
healthy :sağlıklı however = but (fakat)
absurd :saçma, gülünç opinion = idea = view : görüş, fikir, düşünce
ordinary: sıradan before :... - den önce
interesting: ilginç after: ... - den sonra
awful : kötü, berbat from ... to .. : .... den ... de
casual : sıradan, günlük (kıyafet) casual (informal) clothes X formal clothes
huge = enormous : kocaman , devasa early (erken) X late (geç)
UNIT QUESTIONS COMMON EXPRESSIONS

What do you do in the evenings? I enjoy going to concerts.


(Akşamları ne yaparsın?) (Ben konserlere gitmekten zevk alırım.)
What type of music do you prefer? I hate shopping with my parents.
(Ne tür müzik tercih edersin?) (Ebeveynelerimle alış‐veriş yapmaktan nefret ederim)
Does she drive to work? I prefer listening to classical music.
(O işe arabayla mı gider?) (Klasik müzik dinlemeyi tercih ederim)
What does she like doing in her free time? To be honest, I don’t listen to pop music.
(O boş zamanında ne yapmayı sever?) (Dürüst olmak gerekirse, ben pop müzik dinlemem.)
What do you do at the weekend? She rarely goes to the theatre.
(Hafta sonu ne yaparsın?) (O nadiren tiyatroya gider.)
How often do you go to the cinema? I’m fond of camping. (Ben kamp yapmaya düşkünüm.)
(Ne sıklıkta sinemaya gidersin?) Indian music is energetic, so I like it.
Who do you do sports with? (Hint müziği enerjik, bu nedenle onu severim)
(Kiminle spor yaparsın?) I prefer pop music because it’s exciting.
How does she go to school? (Pop müziğini tercih ederim çünkü heyecan vericidir.)
(O okula nasıl gider?) Camping is a relaxing activity
Who likes eating healthy food? (Kamp yapma rahatlatıcı bir aktivitedir.)
(Kim sağlıklı yiyecek yemeyi sever?) I play basketball every weekend.
How often do you read travel books? (Her hafta sonu basketbol oynarım)
(Ne sıklıkta seyahat kitapları okursun?) He does his homework regularly.
Do you like listening to folk music? (O ev ödevini düzenli olarak yapar)
(Halk müziği dinlemekten hoşlanır mısın?) It’s my favourite daily activity.
Are you keen on listening to jazz music? (O benim favori günlük aktivitemdir.)
(Caz müziği dinlemeye meraklı mısın?) I’ll text the names of the books.
What kind of books do you like? (Kitapların isimlerini mesajla yollayacağım.)
(Ne tür kitaplar seversin?) I think it’s impressive. (Bence o etkileyicidir.)
Are you kidding? She goes to her course at two o’clock.
(Şaka mı yapıyorsun?) (O saat ikide kursuna gider.)
What’s up? (Naber?) My mother sometimes bakes a cake.
What are your regular activities? (Annem bazen kek / pasta pişirir.)
(Düzenli aktivitelerin nelerdir?) I get up late at the weekend.
Which sports would you like to try? (Hafta sonu geç kalkarım.)
(hangi sporu denemek istersin?) I think science fiction books are exciting.
What do you think of rap? (Bence bilim kurgu filmleri heyecan vericidirler.)
(rap müzik hakkında ne düşünüyorsun?) I don’t miss any plays (Hiçbir oyunu kaçırmam.)
What do you usually do with your family? I’m on the way of bookstore. (Kitapçıya gidiyorum.)
(ailenle en çok ne yapmayı seversin?) I highly recommend. (Şiddetle tavsiye ediyorum.)

insult: küçük düşürmek, aşağılamak Border : Sınır, hudut


basic equipment: temel ekipman keep up with : ayak uydurmak
pitch a tent ::çadır kurmak Heritage : miras
stay up late :geç saatlere kadar uyumamak set goals : hedef belirlemek
By the way: ... bu arada vacation:tatil
Punctuation: noktalama in a hurry:aceleyle
in turn: sırayla Downtown:şehir merkezi English
get high grade/mark : yüksek notlar almak Countryside: Kırsal kesim by Z

Pay attention : dikkat etmek regularly : düzenli


every in
• every day • in summer
• every week • in August
• every weekend • in the morning
• every month • in the afternoon
• every year • in the evening
• every Monday

at
on • at weekends
• on Saturday • at noon
• on Tuesday • at night
• on weekdays • at 4 o’clock
• at 9 p.m

Adverbs of Frequency

• always
• once a day
• usually
• often • twice a week
• sometimes
• three times in a month
• rarely/seldom
• hardly ever • six times in a year
• never
Positive Form Negative Form
I I
You You do not
play chess every week. play chess
We We don’t
They They

He He play chess
does not
She plays chess every week. She
doesn’t
It It

Example: I play soccer every weekend. Example: I don’t listen pop music.
She gets up very early. She doesn’t watch TV every day.

Question Form

Do
you
we
play chess every day
?
they

Does
he
she
it
play chess every day
?
Short&Long Answer
Yes,I do. / Yes I play chess.
No,I don’t / No,I don’t play chess.

Example: A: Do they play basketball every Sunday?


B: Yes,they do./ No,they don’t.

A: Does Jack go to concerts every month?


B: Yes,he does. / No,he doesn’t.
What? What time?

Where? How?

When? How often?

Why? How many?

Who? How much?

Which?

Examples:
1. What is your favourite daily activity?
- My favourite activity is doing exercises at home.
1. What time does she get up?
- She gets up at 7 o’clock.
2. How do you go to school?
- I go to school by bus.
3. Who enjoys following the fashion?
- Sally. / Sally enjoys following the fashion.
4. How often does Tom play soccer?
- He plays soccers once a week.
5. Which sports do they prefer?
- They prefer basketball.
1. like
- I like jazz music.
- They like swimming.
- She likes spending time with her friends.

2. love
- I love chocolate cake.
4. be fond of
- He loves reading a book.
- We love playing soccer. - I am fond of camping.
- She is fond of playing an instrument.
3. enjoy
- We are fond of following the fashion.
- You enjoy listening to music
- She enjoys watching comedy movies.
5. be crazy about
- They enjoy taking photos.
- I am crazy about basketball.
- He is crazy about cycling.
- They are crazy about eating pizza.

6. be keen on
- I am keen on playing baseball.
- She is keen on drinking coffee.
- You are keen on singing.

7. be interested in
- I am interested in books.
- They are interested in classical music.
- My father is interested in documentaries.
1. don’t like 3. hate
- I don’t like rap music. - I hate detective books.

- She doesn’t like singing. - My sister hates riding a horse.

2. dislike 4. can’t stand


- I dislike romance movie. - I can’t stand loud music.

- He dislikes taking photos. - They can’t stand

Exercise ‘’likes&dislikes’’

A. Unscramble the sentences.

1. coffee / fond of / my mother / drinking / is


__________________________________________.
2. they / hip hop music / crazy about / are
__________________________________________.
3. hates / hamburger / Rita / eating / and / French fries.
__________________________________________________.
4. playing / don’t / online / I / like / games
________________________________.
5. keen on / my sister / are / my brother / and / art
_____________________________________________.
Prefer: tercih etmek

1. Subject + prefer + noun to noun

- I prefer tea to coffee.


- She prefers pop music to jazz music.
- They prefer healthy food to junk food.

2. Subject + prefer + Verb(ing) + to + Verb(ing)

- I prefer drinking tea to drinking coffee.


- My brother prefers swimming to cycling.
- We prefer reading a book to watching TV.
Tarif Wrap : sargı, sarmak
Can you give met he recipe of pasta? Various : çeşitli
Bana makarnanın tarifini verebilir misin? The most : en çok Recipe: Tarif
Traditional : geleneksel Ingredients: Malzemeler
First : ilk olarak After : sonra Serve : servis etmek Process:Süreç
Related to : alakalı Preparation: Hazırlık
Step: Adım
Second ikinci olarak Before : önce Remove : ayırmak, çıkarmak
Cuisine: Mutfak
Raw : çiğ
Pays attention : dikkat etmek
Next: sonra First step : ilk adım Put : koymak How do you cook fish?
Observe : gözlemlemek (Balığı nasıl pişirirsin?)
Then: daha sonra Second step: 2. adım Necessary : gerekli I usually fry it.
Mixture : karışım (Genellikle yağda kızartırım.)
After that: ondan sonra Longest : en uzun
next step:sonraki adım
Improve : geliştirmek
Hour : saat
Finally: son olarak Last step : son adım Homemade : ev yapımı
Guess : tahmin etmek Yemek Pişirme Yöntemleri
Fresh : taze
Flavor : aroma, tat
Firmly : sıkıca
Önemli ifadeler Effectively : etkili
I am in the mood of dessert. Enjoy it : afiyet olsun
Canım tatlı çekiyor. Everywhere : her yer
How do you serve it ? Extract : çıkarmak
Onu nasıl servis ediyorsun? Detail : detay
Which country does it belong to? Dissolve : eritmek, çözülmek
Hangi ülkeye aittir? Description : tarif
Serve warm. Belong to : ait olmak Ways of Cooking: Yemek Pişirme Yolları
Ilık servis edin. Dish : yemek
Stir constantly. Choice : seçenek
Cover : üstünü örtmek BOIL: kaynatmak
Sürekli karıştırın.
Combine : birleştirmek, karmak BAKE: fırınlamak
How long does it take to cook? Beef : biftek
Pişmesi ne kadar sürer? Blank : boşluk FRY:yağda kızartmak
What are in it? Beef broth : et suyu
İçinde neler var? GRILL:ızgarada pişirmek
As fast as : olabildiğince hızlı
What is the last step? All together : hep beraber ROAST:fırında kızartmak
Son aşama nedir? A little : azıcık
Also : ayrıca STEAM:buharda pişirmek
A few : bir kaç
5
Şehmus YAŞAR 6 Şehmus YAŞAR 1
Mutfak Gereçleri
Hazırlık Malzemeler
What are the ingredients? / What is in it? What do you need to chop the onions?
Soğanları doğramak için neye ihtiyaç
(Malzemeler nelerdir?)
1 4 duyarsın?
I need a knife to chop the onions.
Chop :ince ince doğramak Soğanları doğramak için bıçağa ihtiyacım
Mushroom:mantar var.
Grate:rendelemek
Knead:yoğurmak Cabbage:lahana
Peel:kabuğunu soymak Cucumber: salatalık
Stir:karıştırmak Onion:soğan
Whisk:çırpmak Fork spoon knife plate
Parsley: maydanoz
Crack:kırmak çatal kaşık bıçak tabak
Mix:karıştırmak Carrot: havuç
Spread:sürmek Garlic:sarımsak
Mash:ezmek Cilantro: kişniş
Slice:dilimlemek Cumin: kimyon
Pour:dökmek Oil:yağ
Roll:yuvarlamak bowl pan oven saucepan
Salt:tuz kase tava fırın tencere
Heat:ısıtmak
Powdered sugar:toz şeker
Add:eklemek
Melt:eritmek Baking powder:
Drain:süzmek kabartma tozu
Rince:durulamak Ginger.zencefil
Sprinkle:serpmek Eggplant:patlıcan fridge strainer grater baking tray
Dice:küp küp doğramak Pepper:biber buz dolabı süzgeç rende fırın tepsisi
Squeeze:sıkmak Bell pepper:dolmalık biber
Freeze :dondurmak
Egg:yumurta
Fold:katlamak sweet :tatlı
Meat:et
sour: ekşi
Noodle.erişte
bitter:acı
Rice:pirinç oily :yağlı
Flour:un greasy :yağlı
chop dice cut
Sausage:sosis fatty: yağlı
20 Beef/steak:biftek spicy:baharatlı
Fish:balık healthy: sağlıklı
tasty:lezzetli
slice peel 2 3 salty:tuzlı 4
Unit-4 / On the Phone
İletişim yönlerini sormak için en önemli kalıplar: History of Communication
*Arkadaşlarınla nasıl bağlantı kurarsın? Smoke signals: 1800 BC
How do you communicate with your friends? Messenger birds: 1150
How do you keep in touch with your friends? Printing machine: 1454
How do you contact your friends? Telegraph: 1794
Telephone: 1876
Ways of Communication Radio: 1896
Text a message: mesaj yazmak Television: 1927
Write a letter: mektup yazmak Cell phone: 1973
(old fashioned way: eski yöntem ) The Internet : 1983
Make a phone call: telefonla aramak
Talk face to face : yüz yüze konuşmak
Send an email: e-posta yollamak
Ex.
Use social network: sosyal medya kullanmak
HISTORY OF COMMUNICATION
Ex.
Text message
Write a letter
7%
3%
Young
Make a phone people
call 20% use different ways to
Talk face-to-face 5%
communicate
Send an email 15% with each other. The
chart above shows
Use social networks 50% their preferences.

Use social networks 50% 1150 1454


Send an email 15%

Talk face-to-face 5%

Make a phone call 20%

Write a letter 3%

Text message 7% 1794 1876


0% 10% 20% 30% 40% 50% 60%

People used ---.


Which of the following is CORRECT A) messenger birds after printing
according to the results? machine
A) Talking face-to-face is popular B) printing machine just after the
telephone
among young people.
C) different ways of communication in
B) Most young people write letters history
to communicate. D) telephone before messenger birds.
C) Using social networks is the most
common way to communicate.
D) They never send emails to each
other.
Unit-4 / On the Phone
Smart Phone Applications : Akıllı Telefon Uygulamaları
For what purposes do you use the applications? Uygulamaları hangi amaçlarla kullanıyorsunuz?

Improve a foreign Find my way in Share my ideas Upload and Watch popular
language the traffic and opinions share photo videos

Translate a Practice my Buy something Order something


sentence lessons online to eat

Ex.

PETER’ FAVORITE APPS


Which of the following is NOT correct?

A) Peter has an application to share his


photos and videos.
B) He always improves his foreign
language and he can translate the
sentences with this application.
C) He uses an application to do online
shopping.
D) He can find his way in traffic easily.
Unit-4 / On the Phone
What kind of voluntary work will you do in the summer? Yazın ne çeşit gönüllü çalışmaları yapacaksın?

Will : Gelecek zaman kipidir. (ecek-acak) I hope...(umarım), I believe... (inanıyorum ki),


I suppose...(sanırım), I think...(bence),
I am sure...(eminim), I am afraid...(korkarım), gibi
yapılardan sonra gelen cümle ‘will’ ile ifade edilir.
I am sure he/she will help disabled children.
Engelli çocuklara yardım edeceğine eminim. I hope she will find a good job after university.
I believe he will be a good player in the future.
I think they will donate clothes for the people in need. I’m afraid she will not come here again.
İhtiyac sahibi insanlara kıyafet bağışlayacaklarını düşünüyorum. I think he won’t come to the meeting on time.

I guess they will plant trees. Perhaps... (belki), Probably (muhtemelen) ve


Sanırım ağaç dikecekler. Maybe (belki) gibi zarflar ile “will” kullanılır.

He/She will probably give medical care in Tanzania. Perhaps, she will stay here a few more days.
Muhtemelen Tanzanyada tıbbi yardım yapacaklar. He will probably come to the party.
Maybe, we will go abroad for our summer holiday.
I suppose they will collect garbage for a clean environment.
Sanırım temiz bir çevre için çöp toplayacaklar. Footnote
will not won’t • she will she’ll
I believe they will send materials to the refugees. you will you’ll • I will I’ll
Inanıyorum ki mültecilere material yollayacaklar.

Ex.
We started a new organisation to help the environment at school this year. There
are lots of volunteers from the students and teachers. We will plant trees and collect
garbage. We will find people who want to donate clothes for people in need and
send some useful materials to refugees around the World. I hope we will have more
volunteers in the future.
Which of the following pictures is NOT mentioned in the text?

A) B) C) D)
Unit-4 / On the Phone
For what purposes do you phone a call center? İnsanların ne söylediğini
Ne amaçla çağrı merkezini ararsın? duymadığımız zaman:
Can you repeat that, please?
Make a complaint: şikayet etmek Tekrar eder miniz? lütfen.
Change a product: ürün değiştirmek Can you say it slowly, please?
Chance an item you bought: aldıgın ürünü değiştirmek Daha yavaş söyler misin?
Report delivery problems: kargo problemlerini bildirmek Excuse me? Afedersiniz?
Learn about a bill : fatura hakkında bilgi ögrenmek Say it again, please!
Book a ticket: bilet ayırt etmek Tekrar söyleyiniz lütfen!
Make a reservation for transportation: Repeat it, please! Tekrar edin lütfen!
ulaşım için rezervasyon yapmak
Learn about something more:
Birşey hakkında daha fazla bilgi öğrenmek Ex.
Buy something: bir şey satın almak Graham : Hello, this is Graham.
Ask for a service: servis talep etmek Can I speak to Mabel?
Mr. Watson : Sorry, but it is difficult to
Ex. hear you. ---
Call Center: Borealis Airways. How may I help you? Graham : Can I speak to Mabel?
John: Hello. I’d like to make a flight reservation from
Mr. Watson : I think it’s a bad line. ---
Washington to Istanbul.
Call Center: ----- Graham : I am Graham from college.
John: Single, please. Mr. Watson : Mabel is not here. She will
Call Center: ----- come back in one hour. ---
John: On April 8th Graham : Okay. I will call back. Thank
Call Center: Okay. We have three flights. At 9.30 a.m., you.
1.00 p.m. and 5.30 p.m.
John: At 1.00 p.m., please Which question does Mr. Watson
Call Center: May I have your name, please? NOT ask Graham?
John: John Barth
A) Can you repeat that, please?
Call Center: -----
John: Of course. J-O-H-N B-A-R-T-H B) Can you say your name again?
Call Center: Your flight is reserved. You must confirm
C) Can you call back again?
your ticket via our call center in two days.
D) Can I call you back?
Which of the following questions does NOT
call center ask John?
A) Can you spell it, please?
B) Can I have your phone number, please?
C) Would you like to have single or return ticket?
D) When do you want to fly?

İngilizce Dosya Paylaşım Grubu-Borealis Learned ELT


Haktan Bağış KIRKKESELİ

Unit-4 / On the Phone


Phone Conversations: Telefon Konuşmaları
This is John: Ben John Ex.
It is John: Ben John
Robert : Good morning. Robert Smith
This is John speaking/talking: John konusuyor speaking.
(Ben john)
Tina : Good morning. This is Tina.
It is John calling: John arıyor (Ben john) I would like to speak to
Mr.Brown.
Is your sister in? Kız kardeşin içeride mi?
Robert : Oh sorry, Mr. Brown is not
Is your sister there? Kız kardeşin orada mı? here, yet.
May I speak to your sister?
Tina : Can you tell me when he will
Kız kardeşinle konusabilir miyim? (resmi dil ) be in?
Can I talk to your sister?
Robert : Probably around 4 p.m ---
Kız kardeşinle konusabilir miyim? (samimi dil )
Tina : No. I will call again later then.
Thank you.
She is not avaliabe at the moment: Şu an müsait
değil Robert : You’re welcome. Bye.
She is engaged now. Şu an meşgul. Tina : Bye.
She has gone out. O dışarı çıktı.
Read the phone conversation
Hold on / Hang on / Hold the line: Hatta bekleyin. between Robert and Tina and find
I will get her : Onu çağırayım. the question that completes the
dialogue best.
Let me try to connect you: Size bağlamayı deniyeyim.
I will put you through: Sizi aktarıyorum. A) Would you like to leave a message?
B) Can I ask who is calling?
Would you like to leave a message? Mesaj bırakmak ister misiniz?
May I have your message? Mesajınızı alabilir miyim? C) Can you repeat that, please?
Do you want to leave a message? Mesaj bırakmak ister misiniz? D) Why don’t you call back later?
May I leave a message? Mesaj bırakabilir miyim?

Could you tell him to call me back?


Beni geri aramasını söyler misiniz?
Could you tell him to call Mr. Pak? It is about our project.
Bay Pak‘ı aramasını söyler misiniz? Projeyle alakalı.
Can you tell him to call me as soon as possible?
En yakın zamanda aramasını söyler misiniz?

İngilizce Dosya Paylaşım Grubu-Borealis Learned ELT


Unit-4 / On the Phone
= means synonyms (eş anlamlı)
X means antonyms (zıt anlamlı)

notes
• hold on = hang on
!!! hang up (telefonu kapatmak, aramayı sonlandırmak)
Short •

pick up the phone = answer the phone
put sb through = connect = transfer
• keep in touch with sb = communicate
• available X engaged
1) WAYS OF COMMUNICATION
*How do you communicate with your friends? Eğer soru “how” ile geliyorsa cevap herhangi bir iletişim
yolu olmalıdır. Ex: talk face to face, text messages, video chat, send letters, use social networks…etc

2) BOOKING A FLIGHT TICKET


*Genel diyalog mantığı, nereden nereye gitmek istediği, uçak saatleri ve fiyatları, tek yönlü mü ya da
gidiş dönüş mü olacağı, geri ödemeli ya da geri ödemesiz-ucuzluk ve pahalılık- durumu,ödemeyi nasıl
yapacağı ve rezervasyonun yapıldığı ama onaylaması gereken zaman üzerine ilerler. Yani ağırlıklı olarak;
from_to, departure-arrival, single or return, refundable or non-refundable, credit card or cash, book (v)
ve confirm kelimelerinin bilinmesi gereklidir.

3) PURPOSES OF PHONING A CALL CENTER


Genellikle; Make a complaint( şikayet etmek), return / change the product(ürün iade etmek ya
da değişmek), ask about its warranty(garantisi ile ilgili bir şeyler sormak), report the delivery
problems(dağıtım/ kargo problemlerini bildirmek), learn more details(daha fazla detay öğrenmek) için
aranır.

4) TELEPHONE CALLS
*Diyalogta arayan ve açan tarafı belirlemek, diyalog sorularını çok daha pratik yapmanıza yardım eder.
Genel anlamda; arayan kişi kendini tanıtarak (Maria speaking..etc) görüşmek istediği kişiyi sorar.

(Is Kate there / in? or May I speak to Kate…etc) Eğer görüşeceği kişi oradaysa telefonu açan, karşı
taraftan beklemesini rica eder.(Hold/ hang on please. I’ll get him/ her..etc.) Eğer orada yoksa veya
müsait değilse bunu ifade eder (I’m sorry s/he is not available etc) ve mesaj bırakmak isteyip istemediğini
sorar(Would you like to leave a message etc) Eğer iki tarafta birbirini anlamakta zorluk çekiyorsa hat
kötüdür ve tekrar etmesini ister.(I think it’s a bad line. Could you repeat that please. etc) Arayan kişi
mesaj bırakır (Can you tell him to call me etc) ya da bırakmaz. (No,thanks.I’ll call back later etc) Eğer bir
şirket aranmışsa genellikle diyalog sekreter ile başlar. (Hello, …..company. How may I help you?) Arayan
kişi görüşmek istediği kişiyi söyler. (Could you put me through to Mr.Jones please?) Sekreter, arayan
kişinin kim olduğunu öğrenmek ister. (Who is calling please? or Can I have your name please?)

NOT: Diyalogun mesaj bırakılması kısmında özne ve fiillere dikkat edilmesi gerekir.
Telefonu açan kişi: May I take a message? (Mesaj alabilir miyim?) or Can you leave a message?(Mesaj
bırakabilir misiniz?) Arayan kişi: May I leave a message?(Mesaj bırakabilir miyim?) or Can you take a
message? (Mesaj alabilir misiniz?)
account: hesap sign up: hesap oluşturmak username: kullanıcı adı

attachment: eklenti register: kayıt olmak password: şifre

web browser: ağ tarayıcısı smartphone: akıllı telefon search engine: arama motoru

comment: yorum yapmak computer: bilgisayar file: dosya

confirm: onaylamak laptop: dizüstü bilgisayar research: araştırma

connect: bağlanmak webcam: kamera safety rules: güvenlik kuralları

connection: bağlantı software: yazılım


application: başvuru

Internet connection delete: silmek

log in/on: oturum açmak download: indirmek

log out/off: oturum kapatmak upload: yüklemek

reply: yanıtlamak addiction: bağımlılık

social networking sites screen: ekran

(sosyal ağ siteleri) click: tıklamak

worldwide: dünya çapında online: çevrimiçi

location: konum offline: çevrimdışı

connect to the Internet: Internet: internete bağlanmak download e-book: e-kitap indirmek

attach a file: dosya eklemek share photos: fotoğraf paylaşmak

log in/on an account: hesaba giriş yapmak comment on photos: fotoğraflara yorum yapmak

click a button: tuşa tıklamak check notifications: bildirimleri kontrol etmek

confirm friend request: arkadaşlık isteğini onaylamak delete the old files: eski dosyaları silmek

reply messages: mesajları cevaplamak surf social networking sites: sosyal ağ sitelerinde
gezinmek
upload videos: video yüklemek
do the online shopping
internetten alışveriş yapmak
buy something online

search for information


araştırma yapmak
do research

chat with friends


arkadaşlarla yazışmak/iletişimde kalmak
keep in touch with friends online

make new friends


yeni arkadaşlar edinmek
meet new friends online

practice a foreign language: yabancı dili geliştirmek

use social networking sites: sosyal ağ sitelerini kullanmak

play online games: çevrimiçi oyun oynamak

pay the bills: faturaları ödemek do online banking: internet bankacılığı kullanmak

watch movies and videos: film ve video izlemek

buy tickets: bilet satın almak

read newspapers, books and magazines: gazete, kitap ve dergi okumak

make travel arrangements: seyahat düzenlemesi yapmak

learn different recipes: farklı yemek tarifleri öğrenmek

follow online courses: çevrimiçi dersleri takip etmek


What do you mean? Ne demek istiyorsun?

Do you mean ”_______” ? “_______” mı demek istiyorsun?

What do you mean by that exactly? Bununla tam olarak ne demek istiyorsun?

What does it mean? Bu ne anlama geliyor?

Can you explain what it means? Ne anlama geldiğini açıklayabilir misin?

Can you explain it more,please? Biraz daha açıklayabilir misiniz lütfen?

I mean ___________________. _______________ demek istiyorum.

What I mean is that __________. Demek istediğim __________________.

Sorry, I can’t follow you. Üzgünüm,anlayamadım.

In other words,__________. Diğer bir deyişle, _______________.

Emily: You should obey the Internet safety rules.

Jack: What do you mean by that exactly?

Emily: I mean, don’t share you personal information and password.

Ryan: My Internet is broken.

Lisa: What do you mean? Do you mean the Internet connection?

Ryan: Yes, it isn’t working properly.


• Don’t share your personal information on the Internet.

• Don’t share your address with strangers.

• Refuse unknown people’s friend request.

• Create a strong password. (kl4sfL?.!Y1w)

• Keep your password secret except your family members.

• Don’t agree to meet your online friends.

• Don’t believe in all news on the Internet.

• Before downloading a file,check it with an adult.

• Avoid using dangerous sites.

• Be careful with what you post on the Internet.

ASAP: as soon as possible CU: See you TC: Take care

BTW: by the way! 2NITE: tonight LOL: lots of love

THX: thanks WUWU: What’s with you? U2: you,too

GR8: great ILY: I love you GWS: get well soon!

B4N: bye for now F2F: face to face WWU: Where were you?

OMG: Oh My God NP: No problem L8R: later


AND (ve)

Birbirine paralel aynı yapıda olan cümleleri ve kelimeleri


birbirine bağlar.

- I usually upload some photos and make


comments about my friends’ photos.

BUT (fakat/ama)

İki zıt bilgiyi birbirine bağlar.

- I usually play online games, but my mother gets


angry with me when I spend too much time.

BECAUSE (çünkü)

Sebep sonuç bildiren cümlelerde kullanılır.

- I chat on the Internet,because I like making new


friends from other countries.

How often do you spend time on the Internet? (Ne sıklıkta internette vakit geçiriyorsun?)

Where do you usually use the Internet? (İnterneti genellikle nerede kullanıyorsun?)

Which device do you usually prefer when you use the Internet? (İnternet kullanırken hangi cihazı kullanırsın?)

How do you connect to the Internet? (İnternete nasıl bağlanıyorsun?)

For what purposes do you use the Internet? (İnterneti ne amaçla kullanıyorsun?)

How many hours do you spend on the Internet? (İnternette kaç saat vakit geçiriyorsun?)

Are you an Internet addict? (İnternet bağımlısı mısın?)

Who uses the Internet in your family mostly? (Ailende çoğunlukla kim interneti kullanıyor?)

What’s the total number of active social media users in the world?

(Dünyada toplam aktif sosyal medya kullanıcı sayısı nedir?)


ÖĞRENME ALANI: KUR’AN-I KERİM VE MESAJI
ÜNİTE: KUR’AN-I KERİM’İ TANIYALIM 8.
MATERYAL TÜRÜ: ÜNİTE ÖZETİ SINIF
MATERYALLERİ

KUR’AN-I KERİM’İ TANIYALIM


I.KUR’AN-I KERİM’İN TEMEL KONULARI

1. Tevhit
Tevhit, İslam’ın özü olması itibariyle inanç esasının temelini oluşturmaktadır. Bu
bağlam da tevhit; Allah’ın bir ve eşsiz olduğunu belirtir. Tüm peygamberlerin getirdiği
ortak inançtır.

2. Risalet
Risalet, resul olan peygamberlerin gerçekleştirdikleri görevdir. Risalet; sözlükte
“göndermek, elçilik, mektup, mesaj” gibi anlamlara gelir. Terim olarak risalet; Allah’ın
vahiy yoluyla öğrettiği bilgileri ve O’nun emirlerini insanlara ulaştırıp ilahi elçilik görevini
yapmaktır.
İslam’ın üç temel esasından birisi olan Risalet, peygamberlik görevini ifade eden bir
kavramdır. Üç temel esas; Tevhit, Risalet ve ahirettir.

3. Ahiret
Ahiret, dünya hayatının İsrafil adlı meleğin sura ilk üfürmesiyle sona erip, ikinci defa
sura üfürmesiyle başlayacak olan sonsuz hayattır. Ahireti daha iyi kavrayabilmemiz için
bazı kavramları genel hatlarıyla bilmek gerekir.
Kıyamet: Evrende bulunan her şeyin yok olmasıyla, ölen tüm insanların yaptıklarının
hesabını vermek için diriltilecekleri zaman.
Berzah: Ölümden sonra, yeniden dirilinceye kadar geçen ruhani hayatın bulunduğu
dönemdir.
Mahşer: Yeniden dirilen insanların bir araya toplandıkları yerdir.
Mizan: Dünya hayatında yapılan iyiliklerin ve kötülüklerin tartıldığı ilahi terazidir.
Sırat köprüsü: Kıyamet koptuktan sonra insanların mahşerde sorgulanmalarının
sonucunda cennetlik veya cehennemlik olmak için üzerinde geçecekleri yol.
Cehennem: İnanılması gereken şeylere inanmayan ya da inandığı halde inanmayanların
hayatını sürdüren ve günahı affedilmeyen insanların ahiret aleminde cezalandırılacakları
yer.
Cennet: Günahsız, günahları affedilen ya da günahlarının cezasını cehennemde çekmiş
olan müminlerin içerisinde sonsuza dek kalacakları ve içerisinde sayısız nimetlerin
bulunduğu ebedi mükafat yurdu.

II. KUR’AN’IN MESAJINI ANLIYORUM


1. Kur’an Kıssaları Öğreniyorum: Hz. Yakup, Hz. Yusuf
Hz. Yakup, İshak peygamberin oğlu, İbrahim peygamberin torunudur. Hz. Yakup,
evlat acısı ve evlat ihaneti ile imtihan edilmiştir. Fakat o, sabrı ve ümidiyle insanlığa örnek
olmuştur. Allah onun sabrına karşılık vermiş, nice yıllar sonra oğlu Yusuf’a kavuşturmuştur.
Hz. Yakup’un neslinden birçok peygamber gelmiştir. Bunlar; Hz. Musa, Hz. Harun, Hz
Davut, Hz. Süleyman, Hz. Zekeriyya, Hz. Yahya ve Hz. İsa’dır.
8.
Hz. Yusuf, Hz. Yakup’un oğludur. Küçük yaşta kardeşleri tarafından kuyuya atılarak
SINIF
MATERYALLERİ
babasından koparılmıştır. Hz. Yusuf bir süre zindan da kalmış daha sonra Mısır’a vezir
olmuş bir peygamberdir.

2. Sureleri Tanıyorum: Hucurat Suresi


Adını 4. ayette geçen ve ‘odalar’ anlamına gelen “Hucurat” kelimesinden alır.
Hucurat’tan maksat, Mescid-i Nebevi’nin yanındaki Hz. Peygamber ve ailesine ait
odalardır.
Sure Medine döneminde, hicretin 9. yılında nazil olmuştur. Surede, Müslümanların
peygamber efendimize gösterecekleri saygı ile birbirlerine karşı takınacakları edep ve
ahlak üzerinde durulmuştur. Allah katındaki değerin ölçüsü ve iman edenlerin bazı
özellikleri bildirilmiştir.

3. Kur’an’dan Dualar Öğreniyorum (Neml 19)


Dua, insanın aracısız bir şekilde Allah ile konuşmasıdır. Allah, kulunun yaptığı
duaları işitir ve ona karşılık verir. Neml suresi 19. Ayetteki dua ise bizleri ahlaki yönden
olgunlaştırmaya yöneliktir.
“Ey Rabbim! Beni, gerek bana gerekse ana-babama verdiğin nimete şükretmeye ve
hoşnut olacağın iyi işler yapmaya muvaffak kıl. Rahmetinle, beni iyi kulların arasına kat.”

4. Kur’an Kavramlarını Öğreniyorum: İslam, Takva, Sabır, Sulh


İslam
İslam, ilk insan ve ilk peygamber Hz. Adem’den son peygamber Hz. Muhammed’e
(s.a.v) kadar gelen bütün peygamberlerin getirdiği dinin ortak adıdır. Allah’a bağlılığın,
teslimiyetin adıdır.

Takva
Takva, Allah’ın sevgisini kaybetmekten korkarak, O’nun emirlerini yerine getirip,
yasakladığı kötülükleri terk etmektir. Takvalı olan kişiye muttaki denir. Takva, Allah’a karşı
edepli olmaktır. Allah’ın her an bizi gördüğünün bilincinde olarak, O’nun hoşlanmadığın
şeyleri yapmamaktır. Takva kavramında öne çıkan davranış Allah’a karşı saygıdır.

Sabır
Sabır; tutma, engelleme, direnç gösterme, kararlılık, cesaretli olma, acele etmeme gibi
anlamlara gelmektedir. Nefse ağır gelen şeyler ve insanı zorlayan durumlar karşısında
ruhsal dengeyi bozmamak için, dünya ve ahiret yararlarını düşünerek, insanın kalbinde yer
tutan sükunet ve dayanma kuvvetine zorluklar karşısında Allah’a sığınıp güvenmeye sabır
denilmektedir.

Sulh
İnsanlar yaşadıkları toplumda huzur, barış ve kardeşlik isterler. Kargaşadan, kaostan,
düzensizlikten uzak bir hayat sulh ile mümkündür. Barış, kardeşlik, huzur ve toplumsal
düzenin sağlanmasına sulh denir. Bu bağlamda İslam başlı başına bir sulhtur.
ÖĞRENME ALANI: KUR’AN-I KERİM VE MESAJI
ÜNİTE: KUR’AN-I KERİM’İ TANIYALIM 8.
MATERYAL TÜRÜ: KAVRAMLAR SINIF
MATERYALLERİ

KAVRAMLAR
tevhit: 1.Birleme, bir şeyin bir olduğuna karar verme, tek kılma. 2. “Allah’tan
başka ilah yoktur, Muhammed onun resulüdür.” anlamına gelen “La ilahe illallah,
Muhammedün resulullah.” cümlesine kalp ile inanıp dil ile söyleme.

risalet: 1. Peygamberlik, nebilik, elçilik, nübüvvet 2. Allah’ın gönderdiği


vahiyleri, emir ve yasakları alıp insanlara dinin gerçeklerini duyurma; söz, tutum ve
davranışlarıyla açıklama makamı olan peygamberlik.

ahiret: Dünya hayatının İsrafil adlı meleğin sura üflemesiyle sona erip, ikinci defa
sura üflemesiyle başlayacak olan sonsuz hayat.

İslâm: İlk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem’den (a.s.) son peygamber Hz.
Muhammed’e (s.a.v.) kadar gelen bütün peygamberlerin getirdiği dinin ortak adıdır.

takva: Allah’ın (c.c.) sevgisini kaybetmekten korkarak, O’nun emirlerini yerine


getirip, yasakladığı kötülükleri terk etmektir.

muttakî: Takvalı olan kişi.

sabır: Tutma, engelleme, direnç gösterme, acele etmeme gibi anlamlara


gelmektedir. İnsanı zorlayan durumlar karşısında ruhsal dengeyi bozmamak için,
dünya ve ahiret yararlarını düşünerek zorluklar karşısında Allah’a sığınıp güvenme.

sulh: Barış, kardeşlik, huzur ve toplumsal düzeninin sağlanması


ÖĞRENME ALANI: KUR’AN-I KERİM’İ OKUMA VE EZBERLEME
ÜNİTE: KUR’AN’I KERİM’İ GÜZEL OKUMA 8.
MATERYAL TÜRÜ: ÜNİTE ÖZETİ SINIF
MATERYALLERİ

KUR’AN-I KERİM’İ GÜZEL OKUMA


II. TECVİT BİLGİSİ
1. İdgamlar
İdgam, sözlükte “bir şeyi diğerine katmak” anlamına gelmektedir. Sakin bir harfi
kendisinden sonra gelen hareketli harfe katarak şeddeli okumaya idgam denir.
Altı çeşit idgam vardır. Bunlardan ikisi tenvin ve sakin nunla, üçü diğer harflerle
ilgilidir. Biri de elif lam takısından sonra meydana gelir.

1.1. İdgam-ı Mea’l-gunne: Gunneli idgam denir. Tenvin veya sakin nundan
sonra vav, nun, mim, ye harflerinden biri gelirse idgam-ı mea’l gunne olur.

1.2. İdgam-ı Bila-gunne: Gunnesiz idgam demektir.Tekvin veya sakin nundan


sonra ra, lam harflerinden biri gelirse idgam-ı bila gunne olur.

2. Sakin Mim’in Okunuş Şekilleri


“Cezimli mim harfine “sakin mim” denir. Sakin mimin okunuşuyla ilgili üç tecvit kuralı
vardır.
1. Sakin mimden sonra harakeli bir mim harfi gelirse idgam-ı misleyn mea’l-
gunne olur.
2. Sakin mim ‘den sonra be harfi gelirse dudak ihfası ( ihva-i şefevi) olur.
3. Sakin mim’den sonra mim ve be’nin dışındaki dışındaki harflerden biri gelirse
sakin mimin izharı (izhar-ı şefevi) olur.

3.Ra’nın Hükümleri
4. Vakıf, İbtida, Vasıl ve İşaretleri
Vakıf: Sözlükte “durmak” anlamına gelir. Kur’an okurken nefes alıp yeniden başlamak
üzere durmaya vakıf denir.
İbtida: “Başlamak, işe girişmek” anlamlarına gelir. Kur’an okumaya başlamaya veya
vakıf yaptıktan sonra devam etmeye ibtida denir. İbtida, harekeye ve anlama uygun
yerden yapılır.
Vasıl: “Birleştirmek, yan yana getirmek, ulaştırmak” anlamlarına gelir. Kur’an
okurken bir kelimeyi kendisinden sonra gelen kelimeye, sesi ve nefesi kesmeden
birleştirmeye vasıl denir. Vasıl yapılması Kur’an tilavetini kolaylaştırır, ayetlerin akıcı
bir şekilde okunmasını sağlar.

5. Ayetleri ve İşareti
Kur’an-ı Kerim’de on dört yerde secde ayeti vardır. Bu ayetlerin geçtiği sayfalarda
secde işareti bulunur. Tezhip ile süslenmiş olan şekillerin içinde arapça “secde”
kelimesi yazılıdır. Bu işaretlerin hizasındaki secde ayetlerini okuyan veya dinleyen
kimselerin tilavet secdesi yapması vaciptir.
Tilavet Secdesi: Kur’an-ı Kerim’de 14 yerde geçen secde ayetlerinden birini okumak
veya işitmek durumunda yapılan secdeye denir.

You might also like