You are on page 1of 3

MESAFE KISALMIYOR, HATTA UZUYOR

Tarihte kanallar zaman ve yol tasarrufu sağlamak için yapılmıştır. Panama ve


Süveyş Kanalı gibi örnekler, kat edilen mesafeyi ortalama 15 bin kilometre
kısaltarak hem zaman hem para tasarrufu sağlamıştır. Kanal ise Boğaz'dan 15 km
daha uzun olacak. Boğaz gibi 15 km daha kısa bir su yolu varken, gemiler neden
Kanal'ı tercih etsin?
 

 
MARMARA ÖLÜ BİR DENİZE DÖNÜŞECEK!
Halen alt ve üst akıntılarla doğal dengesini koruyan Boğazlar Sistemi’ne yapılacak
müdahale ile Karadeniz’in oksijen oranı bakımından zayıf ve kirli suları
Marmara’ya dolacak. Marmara ölü bir denize dönüştüğü takdirde, tehdit altındaki
üç yunus türü dahil 86 canlı türü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.
 
BALIKÇILIĞA BÜYÜK DARBE OLACAK!
Karadeniz, denizel biyolojik çeşitliliğinin %80’ini Marmara’dan gelen bol
planktonlu sulara borçlu. Türkiye balıkçılığının %90’ı bu iki saha üzerinde
yapılırken, Boğazlar, deniz memelileri, lüfer, uskumru, palamut, hamsi gibi
balıkların geçişini sağlıyor. Marmara’nın ölü bir denize dönüşmesi balık stoklarının
sona ermesi anlamına geliyor: Balıkçılar geçim, insanlar ise önemli bir besin
kaynağından mahrum kalabilir.
 
İSTANBUL’UN DOĞAL ALANLARI ÖNEMLİ KAYBA UĞRAYACAK
Halen tek başına Hollanda, İngiltere gibi ülkelerden daha zengin bir floraya sahip
olan İstanbul’da ekolojik bakımdan sürdürülebilirlik ya da doğayla uyumlu bir
yaşam hayal olmaktan öteye geçemeyecek.

 Botanik Değerler: Aralarında küresel ve ulusal


ölçekte nadir ve tehlike altında olan türlerin de
bulunduğu çok sayıda bitki türü ve topluluğu
İstanbul’da yok olma riskiyle karşı karşıya
kalacak.

 Yaban Hayatı: Kuşlar, memeliler ve diğer


canlılar için önemli üreme, göç ve kışlama alanı
olan Küçükçekmece, Sazlıdere ve Terkos gölleri
ile etrafındaki doğal alanlarda habitatların zarar
görmesi ile İstanbul’daki canlı popülasyonları
önemli ölçüde azalacak.
 Doğal Kıyı Kumulları ve Denizel Canlı
Türleri: Karadeniz’in doğal kıyı kumullarına
özgü nadir bitki örtüsü ve sığ sularında yaşayan
denizel canlı türleri, kanaldan çıkacak hafriyat ile
kıyı boyunca yapılacak 38 km uzunluğundaki
dolgunun altında kalacak.

 Orman Alanları: ÇED raporuna göre, proje için


458 hektar orman alanı yok olacak; etrafındaki
yapılaşma ile bu miktar katlanarak artarken
İstanbul’daki ormansızlaşma süreci yeni bir ivme
kazanacak.

 Tarım ve Mera Alanları: ÇED raporuna göre,


projenin uygulamaya geçmesi halinde 4.071
hektar tarım ve mera alanı yok olacak;
etrafındaki yapılaşma ile bu miktar katlanarak
artarken İstanbul doğal yaşamdan biraz daha
uzaklaşacak.

Prof. Dr. Doğanay tolunay

"AZIMSANMAYACAK MİKTARDA TARIM ALANI KAYBEDİLECEK"

“Kanal İstanbul güzergahı ve iki yakasında kurulacak olan yeni şehrin alanı 36 bin 453 hektar.
Bu alanda göller, bir kısmı muhafaza statüsünde olan ormanlar, kıyı kumulları, bataklıklar,
sulak alanlar, dereler gibi çok sayıda ekosistem bulunmakta. Bu ekosistemler İstanbul’da
kentleşme baskısı nedeniyle zaten oldukça zarar görmüş olup, bir kısmı endemik olan
yüzlerce canlı türüne ev sahipliği yapmakta. Bu alandaki endemik ve tehdit altındaki türlerin
taşınarak korunacağı ÇED Raporunda önlem olarak yazılmış. Ancak nasıl taşıma suyla
değirmen dönmezse tür taşımayla da biyoçeşitlilik korunmaz. 36 bin 453 hektarın 16 bin
hektarı tarım ve mera alanı. Bu alanlarda halen hayvancılık yapılmakta ve başta buğday ve
ayçiçeği olmak üzere ürün yetiştirilmekte. Ülkemizin tarım alanlarının sürekli azaldığı dikkate
alındığında hiç de azımsanmayacak miktarda bir tarım alanı kaybedilecek. “

"ÇED RAPORUNDAKİ ÖNERİ SU SORUNUNU ÇÖZMEYECEK"

Kanal İstanbul’un en önemli etkilerinden biri de İstanbul’un yaklaşık 20 günlük suyunu


sağlayan ve aynı zamanda Istrancalardan aktarılan suyun depolandığı Sazlıdere Barajının
tamamen yok olacak olmasıdır. Sazlıdere Barajının su verimi 49,3 milyon m3’tür. Bu su
yaklaşık 700 bin kişinin bir yıllık su tüketimine karşılık gelmektedir. Ek olarak Terkos
Gölü'nün su toplama havzası da daralacak ve su verimi 3 milyon m3 kadar azalacaktır. Yeraltı
su seviyelerinin de azalacağı ÇED raporunda dahi kabul edilmektedir. ÇED Raporunda
Sazlıdere’nin bir kolu olan Şamlar’da yeni bir baraj yapılarak su kaybının azaltılacağı
yazılmaktadır. Ancak bu barajın maliyeti ÇED Raporunda açıklanmamıştır. Geçtiğimiz yılki
kuraklıkta İstanbul’un yaşadığı su kıtlığı ve Melen Barajı'ndaki aksamalar ile en az 500 bin
kişinin yerleşeceği yeni şehrin su tüketimi dikkate alındığında su kıtlığının gelecek yıllarda da
İstanbul’un en önemli sorunu olacağı söylenebilir. ÇED Raporunda su sorunun çözümü için
önerilen yeni barajlar İstanbul’un su kaynaklarını arttırmamaktadır.”

You might also like