You are on page 1of 8

T.C.

MARDİN ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ

EDEBİYAT FAKÜLTESİ

ARAP DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ

FİNAL ÖDEVİ

TÜRKİYENİN BEYİN GÖÇÜ SORUNU

Ğiyas Hafız

Sorumlu Öğretim Görevlisi


ZEHRA NURDAN CAN

Mardin-2022

1
GİRİŞ

2
İÇİNDEKİLER

GİRİŞ……………………………………………………………………..................... 1

BEYİN GÖÇÜ NEDİR……………………………………………………………… 3

BEYİN GÖÇÜ NEDEN YAPILIR…………………………………………………. 4

BEYİN GÖÇÜNÜN TARİHİ………………………………………………………...5

BEYİN GÖÇÜNÜN POZOTİF VE NEGATİF YÖNLERİ……………………..... 8

SONUÇ……………………………………………………………………………… 13

3
1. Beyin Göçü Nedir?

Bir ülkedeki nitelikli iş gücünün başka ülkelere göç etmesi anlamına gelir. Nitelikli iş

gücü, geniş kapsamlı bir terim olup birçok meslek grubunu içine alır. Bilimsel alanda en fazla

beyin göçü veren uzmanlık alanlarının başında kimya, tıp ve biyoloji gelmektedir. Kültürel ve

sanatsal alanda ise yazarlık, müzisyenlik ve oyunculuk, en çok beyin göçü veren meslekler

arasında yer alır.

Bir ülkede beyin göçü oranlarının azaltılması için talep edilen hakların verilmesi ve

mevcut şartların iyileştirilmesi gerekir. Bu şartların başında ise ekonomi gelir. Bunun dışında,

iş ortamlarının iyileştirilmesi, mobingle mücadele ve çeşitli mesleklere daha fazla kaynak

ayrılması da, beyin göçünü azaltan önlemler arasında yer almaktadır. Beyin göçü çoğunlukla

fakir ülkelerden zengin ülkelere doğru oluyor. Güneyden kuzeye göçe teknoloji ile ilgili

öğrenciler ve araştırmacılar, kuzeyden güneye göçe daha fazla sosyal bilimci katılmaktadır.

2000 yılında göçmenlerin %60'ı gelişmekte olan ülkelerden geldi. 1990-2000 yılları arasında

OECD ülkelerindeki üniversitelerden mezun olan yabancıların sayısı %63 arttı. Tüm OECD

ülkeleri yabancı beyin göçünü kolaylaştıran politikalar uygulamaktadır. Bu ülkeler arasında

beyin göçünün 2/3'ü Kuzey Amerika'ya yöneliyor. Birkaç ülke beyin göçünden büyük ölçüde

yararlanıyor. ABD'nin payı %51'dir. Buna Kanada ve Avustralya da eklenirse %70, Fransa,

Almanya ve İngiltere eklenirse oran %85'e ulaşıyor.

4
2. BEYİN GÖÇÜ NEDEN YAPILIR?

Hakkında birçok çalışma ve araştırma yapılan konulardan birisi de beyin göçünün

nedenleri üzerinedir. Yaşamın hemen her alanında rekabetin zirve noktasını yaşadığı

günümüzde, gelişmiş ülkeler için nitelikli bireye duyulan ihtiyaç daha da önem kazanmıştır.

Bu durum da, bu ülkelere olan talebin giderek artmasına sebep olmuştur. Artan talebin altında

yatan temel sebepler ise beyin göçü sebepleri olarak karşımıza çıkmaktadır, böylece çekici

sebepler ve itici sebepler olarak iki farklı kategoriye ayrılmaktadırlar. Her ne kadar böyle bir

ayrım yapılsa da beyin göçünün altında daha çok ekonomik nedenler yatmaktadır. Bunları

detaylandıracak olursak;

 Çekici sebepler; adından da anlaşılacağı üzere beyin göçünü çekici kılan

unsurlardan oluşmaktadır. Bunun altında yatan asıl sebepler kendi arasında çeşitlilik

göstermektedir. Daha kaliteli bir hayat beklentisi, yüksek maaşa kavuşma arzusu, ekonomik

anlamda refaha ulaşma, araştırma koşullarının daha gelişmiş olacağının beklentisi ve yabancı

eğitim alma imkânı gibi unsurlar beyin göçünün çekici nedenlerini oluşturmaktadır.

 İtici sebepleri ise; bireyleri gelişmemiş ülkeden gelişmiş olana iten ana

unsurlar olarak düşünebiliriz. Bunlar arasında ekonomi politikalarındaki yanlışlar, yüksek

işsizlik oranı olması, vergilerdeki sürekli artış, kalifiye ve nitelikli çalışanın değerinin

bilinememesi, ülke maaşlarındaki çeşitli sorunlarla birlikte düşük ücretler ile çalıştırılmak,

nitelikli yöneticilerin çok az olması ve gelecek kaygısı gibi nedenler örnek olarak

gösterilebilir.

5
Bir ülkede bilime, sanata ve teknolojiye gerekli önemin verilmemesi, geleceğe yönelik

yapılan araştırmaların, projelerin ve girişimlerin yeterince desteklenmemesi de beyin göçüne

yol açan diğer önemli sebeplerdendir. Eğitim sisteminde yaşanan sorunlar, fırsat eşitliğinin

olmaması ve özellikle akademik anlamda ilerleyip gelişmenin önüne çeşitli engeller

çıkarılması da beyin göçünün eğitimsel anlamdaki sebeplerindendir.

3. BEYİN GÖÇÜNÜN TARİHİ?

Eğitimli insan gücü hareketi olarak değerlendirilen beyin göçünün geçmişi çok eskilere

dayanmaktadır. Çeşitli dini, siyasi ve bilimsel nedenlere dayalı beyin göçü ilk ve orta çağlarda

yaşanmıştır. II. Dünya Savaşı'ndan önce birçok bilim adamı Hitler'den kaçarak ABD'ye

yerleşti. Bu gelişmeler Amerika'nın gelişmesinde büyük rol oynadı. Albert Einstein da

Almanya'dan ABD'ye göç eden bilim adamlarından biridir. Beyin göçü tarihinin bilim tarihi

ile başladığı konusunda ortak bir görüş vardır. MÖ 600-300 yılları arasında beyin göçünün

yönü Atina'ya doğruydu. Yolculuk tehlikeli ve zor olduğunda öğrenciler, araştırmacılar ve

eğitimciler Atina'ya gidiyordu. MÖ 300'den sonra bilimin merkezi yani beyin göçünün yönü

İskenderiye'ye doğru olmuştur. İskenderiye Kütüphanesi'nin insan gücü ihtiyacı beyin göçü

ile karşılandı. Bilimsel çalışma ortamı ve ücretleri dünyanın farklı yerlerinden bilim

insanlarını burada toplamıştır. M.S. 500'den sonra dünyanın bilim merkezi İran'ın doğusu

olmuştur. Cündishapur Üniversitesi özellikle dünyanın dört bir yanından gelen Hristiyan bilim

adamlarını bir araya getirdi. 8. ve 9. yüzyıllarda Emevi ve Abbasiler döneminde Bağdat ve

Şam'da bilim merkezi olmuştur. Kurulan merkezlere önce bireysel, ardından Suriyeli, Yahudi,

Hindu ve İranlı araştırmacılar ilgi gösterdi. Avrupa'da Orta Çağ'da Avrupa ülkeleri arasında

bir beyin göçü yaşandı. Bu dönemde devletler tarafından beyin göçünü teşvik eden ve

yasaklayan kararlar alındı. 8. yüzyıldan sonra üniversitelerde manastır ve kiliselerde eğitim

verilmeye başlandı. Avrupa'da 1250'de 20 olan üniversite sayısı 15. yüzyılın sonunda 80'e

ulaştı. 1204'te Haçlıların İstanbul'u, 1453'te Osmanlılar'ı almasıyla bilim adamları Avrupa'ya

6
gittiler. Bu bilim adamları Padura, Oxford, Heidelberg ve Prag'da bilim merkezlerinin

kurulmasına öncülük ettiler. 14. ve 15. yüzyıllardan sonra ulus devletlerin kurulmasıyla

birlikte beyin göçü durdurulmaya çalışılmıştır.

7
8

You might also like