You are on page 1of 68

2013- YDS SONBAHAR KELİMELER 2013-YDS İLKBAHAR KELİMELER

NOUN NOUN
regularity düzenlilik / düzen access
incentive teşvik dedication
requisite koşul insight
tendency eğilim addiction
estimate tahmin tendency

ADJECTİVE ADJECTİVE
insufficient yetersiz applicable
eager istekli penetrable
entitle yetkilendirilmiş / görevlendirilmiş notable
vulnerable savunmasız / hassas / korunmasız sustainable
inconsistent tutarsız provable

ADVERB ADVERB
mistakenly yanlışlıkla / hata ile incidentally
comparatively nispeten hazardously
precisely kesin olarak throughly
increasingly artarak fatally
adversely olumsuz şekilde / zararına offensively
utterly tümüyle / tamamen
similarly benzer şekilde VERB
competitively rekabetçi bir şekilde extract
compulsorily mecburen / zorunda olarak fulfill
incidentally tesadüfen unify
ensure
VERB foster
weaken zayıflatmak / güçsüzleştirmek jeopardize
stimulate uyarmak / harekete geçirmek / sebep olmak withdraw
confirm onaylamak / doğrulamak underestimate
distinguish ayırt etmek recognize
postpone ertelemek deteriorate

PHRASAL VERB PHRASAL VERB


get up kalkmak take off
do away with yürürlükten kaldırmak / yok etmek / fesh etmek hand down
look down on küçümsemek / tepeden bakmak/ hor görmek throw up
look up to hayran olmak / gıpta etmek keep off
come out of ortaya çıkmak / -den meydana gelmek root out
put up with katlanmak take out
take over devralmak / üstlenmek put aside
carry out yapmak / yürütmek bring down
account for açıklamak / izahat etmek / sorumlu olmak figure out
give away armağan etmek / hibe etmek count upon
refer to atıfta bulunmak / atfetmek / ima etmek cut down on
leave out hariç tutmak go in for
get through zor bir zaman geçirmek turn back
give in teslim olmak / boyun eğmek fall behind with
back up desteklemek / arka çıkmak / yedeklemek (veri) make up for
fight down savaşmak
DS İLKBAHAR KELİMELER

erişim
adama / bağlılık
anlayış / sezgi / içgörü
bağımlı olma
eğilim

uygulanabilir
nüfus edebilir
önemli / kayda değer
sürdürülebilir
kanıtlanabilir / ispat edilebilir

tesadüfen
tehlikeli bir şekilde
bütünüyle / tepeden tırnağa / hakkıyla / layıkıyla
ölümcül
saldırgan bir şekilde

özünü çıkarmak / almak


yapmak / ifa etmek / yerine getirmek
birleştimek
temin etmek / sağlamak / garantiye almak
beslemek / teşvik etmek / bakmak/ büyütmek
tehlikeye atmak
geri çekilmek
küçümsemek / önemsiz görmek
tanımak
kötüye gitmek / fenalaşmak

kalkış yapmak (uçak)


aktarmak / iletmek
kusmak / yetiştirmek
uzak durmak / yaklaşmamak
kökünü kazımak / kökünden sökmek
çıkarmak / dışarı çıkarmak / hariç bırakmak
askıya almak / ertelemek
indirmek / alt etmek / yenmek
anlamak / çözmek
güvenmek
azaltmak / kısmak
bir işe girişmek / kalkışmak
geri dönmek
gerisinde kalmak / gecikmek / sürüncemede kalmak
telafi etmek
2014-İLKBAHAR KELİMELER 2014-SONBAHAR KELİM

NOUN NOUN
clarification açıklama/açıklığa kavuşturma/ termination
deterioration bozulma/ kötüye gitme estimation
examination inceleme, araştırma, sınava sokma perception
realisation farkına varma,anlaşılma exploitation
prevention önleme, engelleme
assessment değerlendirme ADJECTIVE
prescription reçete/talimat/ emir unavailable
invention icat /buluş infrequent
application uygulama intact
experiment deney unbearable
association ilişki inseparable
adoption benimseme/evlat edinme
treatment tedavi etme/ muamele etme/ davranma ADVERB
indicator gösterge suspiciously
achievement başarı innovatively
ADJECTIVE rapidly
massive büyük,devasa controversially
constant sürekli,sabit
challenging zorlu,zorlayıcı,meydan okuyucu VERB
repetitive tekrarlayan declare
complementary tamamlayıcı promote
articulate
ADVERB differentiate
severely ciddi bir şekilde defeat
fundamentally temelde regret
promptly derhal, hemen select
gradually aşamalı olarak host
relatively nispeten conquer
renew
VERB maintain
receive almak claim
eliminate ortadan kaldırmak
overcome üstesinden gelmek PHRASAL VERB
convey iletmek, aktarmak, göstermek lead to
abandon terk etmek pertain to
set up
PHRASAL VERB cut off
depend on bağlı olmak put down
look into bir şeyin içine bakmak/araştırmak leave out
comply with kurallara uymak /uygun olmak/ uyum sağlamak
bring about sebep olmak/ gerçekleştirmek
send out göndermek/yollamak
give off yaymak (koku vs.)
take up bir hobi,mesleğe başlamak
call for çağrıda bulunmak/ talep etmek
pull over çekmek/kenara çekmek
hand in teslim etmek (ödev,proje vs)
2014-SONBAHAR KELİMELER

OUN
son verme/ sonlandırma
tahmin/ fikir
algı/algılama
sömürme/suistimal

ECTIVE
elde edilemez/ bulunmayan
az bulunur /seyrek/ nadir
el değmemiş / dokunulmamış
katlanılmaz/ çekilmez
ayrılmaz/ bağlı

VERB
kuşkuyla / şüpheyle
yenilikçi bir şekilde
süratle, hızla, çarçabuk
çekişmeli olarak / ihtilaflı bir şekilde

ERB
beyan etmek/ilan etmek
desteklemek/ teşvik etmek /katkıda bulunmak
söylemek/ açıkça söylemek
farklılaştırmak
mağlup etmek / yenmek
pişman olmak
seçmek/ elemek
ev sahipliği yapmak / ağırlamak/ barındırmak
fethetmek /ele geçirmek
yenilemek /onarmak
sürdürmek
iddia etmek

AL VERB
neden olmak
ile ilgili olmak / -e özgü olmak
kurmak /ileri sürmek
kesmek / yok etmek / imha etmek
eleştirmek
hariç tutmak
2015-SONBAHAR KELİMELER 2015-İLKBAHAR KELİMELER

NOUN NOUN
diversity çeşitlilik challenge zorlu iş
requirement gereklilik appreciation takdir etme / anlama
expenditure harcama consciousness farkındalık
dimension boyut assurance garanti/ teminat
influence etki designation resmetme / seçilme - atama

ADJECTIVE ADJECTIVE
hostile düşmanca worthwhile değerli / faydalı
irrelevant ilgisiz,alakasız, konu dışı legitimate meşru
misleading yanıltıcı, aldatıcı obligatory zorunlu
additional ilave, ek , fazladan questionable sorgulanabilir
observable gözlemlenebilir implicit imalı/ üstü kapalı
sensitive hassas / duyarlı
ADVERB immense muazzam / engin / kocaman
favourably olumlu bir şekilde/ tercih edilebilir bir şekilde total toplam
separately ayrı bir şekilde genetic genetik
significantly önemli ölçüde main temel / ana / esas
dangerously tehlikeli bir şekilde
cautiously dikkatli bir şekilde ADVERB
impressively etkileyici bir şekilde
VERB accurately doğru bir şekilde
confront karşı karşıya olmak/ yüzleşmek eventually nihayetinde / sonunda
respond cevap vermek/ tepki vermek unbearably katlanılmaz bir şekilde
surpass aşmak, geçmek exclusively sadece / yanlızca / özellikle
initiate başlatmak
allow izin vermek/ müsaade etmek VERB
incorporate birleştirmek/ bir araya getirmek appear 1. gibi görünmek / ortaya çı
rehearse prova yapmak expire süresi dolmak
convert dönüştürmek qualify nitelendirmek / vasıflandırm
threaten tehdit etmek fluctuate dalgalanmak
review gözden geçirmek/yeniden değerlendirmek weaken zayıflatmak / güçsüzleştirm
weaken zayıflatmak
eliminate ortadan kaldırmak PHRASAL VERB
expand genişletmek call for istemek, talep etmek
demand talep etmek/ istemek turn over geri çevirmek, reddetmek
utilize kullanmak/faydalanmak put off ertelemek
take apart parçalara ayırmak
PHRASAL VERB pull up kaldırmak / yukarı çekmek
rely on güvenmek put on kilo almak/ giyinmek
look up yukarı bakmak / araştırmak lay out düzenlemek / tasarlamak
put off ertelemek/ heves kaçırmak show off hava atmak / gösteriş yapm
bring back geri getirmek give in boyun eğmek / teslim olma
run out of bitmek/ tükenmek pass over aşmak / aldırmamak
end up with sonlandırmak/ ortadan kaldırmak deal with 1. anlam ile ilgili olmak / 2.
make up for telafi etmek rely on güvenmek / bağlı olmak
get back to geri dönmek aggre upon hemfikir olmak
cut down on kısmak/ azaltmak hand over iletmek / aktarmak
hold up dayanmak / direnmek
KBAHAR KELİMELER

takdir etme / anlama


farkındalık
garanti/ teminat
resmetme / seçilme - atama

değerli / faydalı

sorgulanabilir
imalı/ üstü kapalı
hassas / duyarlı
muazzam / engin / kocaman

temel / ana / esas

etkileyici bir şekilde


doğru bir şekilde
nihayetinde / sonunda
katlanılmaz bir şekilde
sadece / yanlızca / özellikle

1. gibi görünmek / ortaya çıkmak


süresi dolmak
nitelendirmek / vasıflandırmak
dalgalanmak
zayıflatmak / güçsüzleştirmek

istemek, talep etmek


geri çevirmek, reddetmek
ertelemek
parçalara ayırmak
kaldırmak / yukarı çekmek
kilo almak/ giyinmek
düzenlemek / tasarlamak
hava atmak / gösteriş yapmak
boyun eğmek / teslim olmak
aşmak / aldırmamak
1. anlam ile ilgili olmak / 2. anlam üstesinden gelmek/ mücadele etmek
güvenmek / bağlı olmak
hemfikir olmak
iletmek / aktarmak
dayanmak / direnmek
2016-SONBAHAR KELİMELERİ 2016- İLKBAHAR KELİM

NOUN NOUN
compulsion zorunluluk precaution
frustration hüsran, hayal kırıklığı substitution
evidence kanıt necessity
significance önem prospect
fulfilment icra, yerine getirme permission
counterpart
provision
consumption
distribution
management
ADJECTİVE ADJECTİVE
dramatic kayda değer, önemli ölçüde immense
permanent kalıcı predictable
empirical deneysel equivalent
subtle hemen göze çarpmayan, sinsi, ince ince işlenmiş relevant
hectic telaşlı, ateşli sustainable

ADVERB ADVERB
arguably Tartışılabilir bir şekilde/ muhtemelen doubtfully
jointly birleşerek reflectively
eventually sonunda,nihayetinde externally
completely tamamen obscurely
desperately umutsuzca /aşırı şekilde considerably
scarcely neredeyse hiç / hemen hemen hiç namely
firmly kesinkes /sıkıca
moderately ılımlı bir şekilde /ortalama bir şekilde
severely şiddetli bir şekilde
VERB VERB
discriminate ayırmak/ ayrımcılık yapmak disapprove
hinder engellemek pretend
undermine zarar vermek /baltalamak ensure
tackle üstesinden gelmek/ baş etmek realise
protect korumak estimate
accelerate hızlanmak/ hızlandırmak/ ivmelenmek
utilize kullanmak, faydalanmak PHRASAL VERB
challenge karşı çıkmak, meydan okumak stand for
recruit işe almak, askere almak run into
PHRASAL VERB come up with
depend on bağlı olmak / dayanmak do away with
turn down sesini kısmak / reddetmek get along with
refrain from kaçınmak look for
cope with üstesinden gelmek / baş etmek / ele almak bring in
carry out yürütmek , yapmak paid for
break in bir yere zorla girmek keep on
dispose of imha etmek , atmak take away
rest on dayanmak/ bağlı olmak
tear apart yırtarak ayrılmak/ eleştirmek
2016- İLKBAHAR KELİMELERİ

OUN
önlem
ikame, yerine geçme, yedek
gereklilik
ihtimal, olasılık
izin , müsaade
akranı/ benzer/ muadil
önhazırlık
tüketim
dağıtım
yönetim
ECTİVE
sınırsız, devasa, büyük
tahmin edilebilir
eşit
ilgili, alakalı
sürdürülebilir

VERB
şüpheli olarak
yansıtarak
haricen
anlaşılması zor biçimde
önemli ölçüde, oldukça
diğer bir deyişle, şöyle ki

ERB
onaylamamak
gibi görünmek / -mış gibi yapmak
garanti etmek, sağlamak , temin etmek
fark etmek
tahmin etmek, hesaplamak , değerlendirmek

SAL VERB
simgelemek / temsil etmek
karşılaşmak / rast gelmek
bulmak (fikir vb.) / ileri sürmek
ortadan kaldırmak/ yürürlükten kaldırmak
iyi geçinmek/ anlaşmak
aramak
işe almak/ getirmek / kazanç getirmek
ödemek / parasını ödemek / bedelini ödemek ( hata suç vb)
devam etmek
götürmek /uzaklaştırmak / dışarıya çıkarmak
2017- SONBAHAR KELİMELERİ 2017- İLKBAHAR KELİM

NOUN NOUN
aspiration istek/ arzu opportunity fırsat
defect kusur regulation düzenleme
exception istisna /dışta bırakma shift değişim /dönüşüm /vardiya
influence etki /tesir assumption varsayım
complaint şikayet conflict çatışma / uzlaşmazlık
recognition tanıma violation ihlal (kanun vs)
deterioration kötüye gitme/ bozulma justification haklı çıkarma/ meşruiyet
distribution dağıtım abandonment terk etme /bırakma
fluctuation dalgalanma accessible ulaşılabilir/ erişilebilir
reduction azalma
ADVERB
ADJECTİVE initially başlangıçta / öncelikli olarak
tremendous büyük,devasa accurately kesin olarak / tam olarak / doğru olara
frustrating moral bozucu/sinir bozucu conventionally geleneksel olarak
debatable tartışılabilir narrowly güç bela/ zar zor
redundant gereksiz/ fazlalık strictly katı bir biçimde / şiddetle / ser birt şek
exhausted aşırı yorgun/ tükenmiş
impoverished fakirleşmiş VERB
immeasurable ölçülemez /sonsuz/ sınırsız commit işlemek ( suç vb.)
unreasonable mantıksız entitle yetki vermek / isimlendirmek
indispensable vazgeçilmez delay ertelemek
unintentional kasıtlı yapılmayan /bilerek yapılmayan acknowledge kabul etmek/ kabullenmek /itiraf etm
ADVERB relieve rahatlamak /rahatlatmak
appropriately uygun olarak/ uygun şekilde enhance geliştirmek /iyileştirmek
urgently acilen/ hemen/ derhal surpass aşmak/ geçmek
subtly sinsice / kurnazca endure katlanmak
compulsorily zorunlu bir şekilde influence etkilemek
notably özellikle /bilhassa avoid kaçınmak
slightly hafifçe/ az miktarda trigger tetiklemek
steadily sabit bir şekilde / istikrarlı bir şekilde improve geliştirmek /ilerletmek
equally eşit olarak
immensely son derece / çok fazla PHRASAL VERB
make out bulmak /anlamak/ çözmek
VERB hand down karar vermek / kuşaktan kuşağa iletm
display göstermek/ sergilemek take over yönetimi ele geçirmek /devralmak / ü
alter değiştirmek put back geri koymak
achieve başarmak
reject reddetmek
eradicate yok etmek / kökünü kurutmak

PHRASAL VERB
draw on faydalanmak / yararlanmak
put forward ileri sürmek / önermek
bring about sebep olmak
2017- İLKBAHAR KELİMELERİ

şim /dönüşüm /vardiya

ma / uzlaşmazlık

çıkarma/ meşruiyet
etme /bırakma
labilir/ erişilebilir

angıçta / öncelikli olarak


n olarak / tam olarak / doğru olarak
neksel olarak
bela/ zar zor
bir biçimde / şiddetle / ser birt şekilde

mek ( suç vb.)


vermek / isimlendirmek

l etmek/ kabullenmek /itiraf etmek


tlamak /rahatlatmak
tirmek /iyileştirmek
ak/ geçmek
tirmek /ilerletmek

mak /anlamak/ çözmek


r vermek / kuşaktan kuşağa iletmek, aktarmak
timi ele geçirmek /devralmak / üstlenmek
2018- YDS İLKBAHAR KELİMELER 2018-YDS SONBAHAR KELİMELER

NOUN NOUN
challenge zorlu iş / zorluk
division bölme/ ayrım incentive teşvik, güdü
implication ima/ çıkarım attempt girişim
drawback eksiklik / dezavataj / zorluk purpose amaç / hedef
requirement gereksinim / ihtiyaç excuse mazeret / özür
progression ilerleme / gelişme feature özellik
manipulation idare etme/ idare advancement ilerleme
detection tespit/ bulma/ ortaya çıkarma compensation telafi
transmission aktarma / iletme obstacle engel
inheritance miras /kalıtım objective hedef / amaç / maksat
classification sınıflandırma
ADJECTIVE
delicate hassas/ narin/ kırılgan ADJECTIVE
excessive aşırı compelling zorlu / zorlayıcı
vigorous dinç /enerjik /güçlü doubtful şüpheli
elaborate ayrıntılı/ dikkatle işlenmiş erroneous hatalı / yanlış
swift hızlı/ süratli refutable çürütülebilir / aksi ispatlan
ambiguous muğlak / belirsiz
ADVERB
mutually karşılıklı ADVERB
convincingly ikna edici bir şekilde severely haşin / ciddi / sert bir şekil
drastically ani ve sert bir şekilde suspiciously şüpheli bir şekilde
purely yanlızca / sadece / saf olarak uniquely eşsiz
deniably inkar edilebilir bir şekilde extensively geniş ölçüde
vaguely belirsiz şekilde instantly hemen, derhal, aniden
truly gerçekten
partially kısmen VERB
seemingly görünüşe göre discover keşfetmek
VERB accept kabul etmek
encompass kapsamak /içermek / çevrelemek regulate düzenlemek
create oluşturmak /yaratmak conduct yönetmek / yürütmek
suspend askıya almak influence etkilemek
confine sınırlamak alter değiştirmek / dönüştürme
object (to) itiraz etmek recover iyileşmek
switch değişiklik yapmak endure dayanmak / katlanmak
respond yanıtlamak /karşılık vermek apply başvurmak
accommodate uyum sağlamak /yerleştirmek / yaşayacak yer temin etmek exist var olmak

PHRASAL VERB PHRASAL VERB


get away from uzak tutmak/ bir şeyden uzak tutmak fill out doldurmak (form vb.)
fight back against bir şeye karşı savaşmak bring about sebep olmak
look up to gıpta etmek / hayran olmak switch off kapatmak
come up with bulmak / ileri sürmek turn down reddetmek / geri çevirmek
hand over iletmek / aktarmak
call off iptal etmek
rely on güvenmek / bağlı olmak
take in geçirmekl / içine almak
go through geçirmek/ geçmek ( kötü b
cut down kısmak / azaltmak
SONBAHAR KELİMELER 2018-YDS 3 KELİMELER

NOUN
eliminationeleme / ortadan kaldırma /
teşvik, güdü diversity çeşitlilik / tür
regulation düzenleme
amaç / hedef clarity açıklık / belirginlik
mazeret / özür disruption bozulma , kargaşa
exploitatiokullanma / sömürme
contradictiaykırılık / çelişki
deprivationmahrumiyet
terminatioyok etme
hedef / amaç / maksat allocation pay etme / paylaştırma
sınıflandırma

ADJECTIVE
zorlu / zorlayıcı reactive duyarlı / tepkili
urgent acil
hatalı / yanlış excessive aşırı
çürütülebilir / aksi ispatlanabilir peculiar tuhaf / garip
muğlak / belirsiz viable uygulanabilir / yaşayabilir

ADVERB
haşin / ciddi / sert bir şekilde decently hoşgörüyle / doğru dürüst
şüpheli bir şekilde recklessly umursamazca
offensivelysaldırgan bir şekilde
geniş ölçüde arbitrarily keyfi olarak / isteğe bağlı olarak
hemen, derhal, aniden profoundlyönemli ölçüde

VERB
keşfetmek herald müjdelemek / ilan etmek
kabul etmek jeopardise tehlikeye atmek
düzenlemek reverse tersine çevirmek
yönetmek / yürütmek enforce zorlamak / zorla yaptırmak
etkilemek protect korumak
değiştirmek / dönüştürmek
PHRASAL VERB
dayanmak / katlanmak give up vazgeçmek / bırakmak
başvurmak take on benimsemek / üstlenmek
var olmak work out başarılı olmak / idman yapmak / tasarlamak
turn down geri çevirmek / reddetmek
go throughgeçirmek / geçmek ( kötü bir zaman vb.)
doldurmak (form vb.) lead to sebep olmak
sebep olmak sell off tümünü satmak / tasfiye etmek
kapatmak wear out yıpratmak / aşınmak
reddetmek / geri çevirmek bring downalt etmek
iletmek / aktarmak call back hatırlamak
iptal etmek
güvenmek / bağlı olmak
geçirmekl / içine almak
geçirmek/ geçmek ( kötü bir zaman vb.)
kısmak / azaltmak
2019- YDS 1 (24 MART) KELİMELER 2019- YDS 2 ( 8 EYLÜL ) KELİMELER

NOUN NOUN
suspension askıya alma / erteleme violation ihlal
deterioration bozma / bozulma conclusion sonuç / nihayet
maintenance devam ettirme / sürdürme development gelişme
elaboration ayrıntılandırma / detaylandırma compulsion zorunluluk
persistence devamlılık / süreklilik obstacle engel
measure önlem scarcity kıtlık
adjustment ayarlama / düzenleme urgency aciliyet
incentive teşvik ambiguity ikilem / muğlaklık
threat tehdit efficacy etkinlik
obligation zorunluluk

ADJECTIVE ADJECTIVE
unavailable ulaşılamaz / elde edilemez inconvenient uygun olmayan / elverişsiz
indispensable vazgeçilemez unremarkable önemsiz
indestructible bozulmaz / yıkılmaz / yok edilmez inexplicable açıklanamaz
inconclusive neticesiz / sonuçsuz unsophisticated doğal / saf
unprecedented eşi benzeri görülmemiş inseparable ayırd edilemez
sceptical kuşkucu /şüpheli
tolerable dayanılabilir / katlanılır
variable değişken ADVERB
prominent seşkin admirably överek / takdire şayan
misleading yanıltıcı notoriously adı çıkmış bir şekilde / herkesin bildiği gibi
questionably şüpheli bir şekilde
ADVERB properly hakkıyla / adamakıllıca
incidentaly kazara / tesadüfen
firmly sıkı sıkıya / kesin olarak
instantly hemen / aniden VERB
adequately yeterli bir şekilde overcome üstesinden gelmek / çözmeye çalışmak
eligibly uygun bir şekilde ignore görmezden gelmek / göz ardı etmek
convertibly değiştirilebilir biçimde provoke kışkırtmak
identify kimliğini tespit etmek
VERB improve geliştirmek
initiate başlamak / başlatmak lead önderlik etmek
detect saptamak / tespit etmek expose maruz bırakmak
reveal açığa çıkarmak attribute atfetmek / dayandırmak
hinder yasaklamak / engellemek dedicate adamak
boost arttırmak / yükseltmek convey iletmek / aktarmak
oppress eziyet etmek / baskı yapmak blur bulandırmak / lekelemek
neglect ihmal etmek endure dayanmak / direnmek
prohibit yasaklamak determine belirlemek
convince ikna etmek exhaust bitkin düşürmek / yormak
deter engellemek threaten tehdit etmek

PHRASAL VERB PHRASAL VERB


take over üstlenmek / devralmak / benimsemek call off iptal etmek
stem from … dan meydana gelmek / … dan kaynaklanmak stem from … dan meydana gelmek / … dan kaynaklanmak
make up oluşturmak bring down alt etmek
pin down zorunlu kılmak / mecbur etmek take out hariç tutmak
get through geçmek / geçirmek (zor bir zamanı vb) figure out anlamak / çözmek
2019- YDS 3 (2 ARALIK) KELİMELER

NOUN
remnant kalıntı
attraction cazibe / alımlılık
adjustment düzenleme
precaution önlem
illustration örnekleme / açıklama
extension genişleme / uzama / kapsam
resistance direnç / tahammül
jeopardy tehlike
distinction ayrım
corruption bozulma / yozlaşma

ADJECTIVE
pervasive yaygın
restraining kısıtlayıcı / sınırlayıcı
insignificant önemsiz
disruptive yıkıcı / bozucu
dampening ...geçirmeyen

ADVERB
tediously sıkıcı ve bıktırıcı bir şekilde
intricately anlaşılması güç bir şekilde
persistently devamlı olarak /inatla / ısrarla
incidentally tesadüfen
objectively nesnel olarak

VERB
wander dolaşmak
escalate yükselmek / artırmak / kızışmak
stretch uzamak / yaymak
emigrate göç etmek
circulate deveran etmek

PHRASAL VERB
break into zorla girmek
put away öldürmek / ortadan kaldırmak
make out anlamak / çözmek
take on benimsemek
bring about sebep olmak
dispense with vazgeçmek / bir şeyden vazgeçmek
relate to ile ilgili olmak
compensate for telafi etmek
put off ertelemek
benefit from ...den faydalanmak
fade away solup gitmek / yok olmak/ ortadan kaybolmak
n kaynaklanmak break out patlamak / başlamak (savaş/yangın vb.)
fall behind geri kalmak / gerisinde kalmak
go off bozulmek / kesilmek /
run out bitmek / tüketmek
2020 (27 EYLÜL) YDS

NOUN
inquiry sorgu, araştırma
fallacy yanlış düşünce, yanılım
incentive teşvik
complaint şikayet
precaution önlem, tedbir
succession ard arda, birbirini izleme
collision çarpışma
conversion dönüşüm, dönüştürme
fluctuation dalgalanma
deviation sapma, ayrılma

ADJECTIVE
fragile kırılgan, hassas
profitable kazançlı, karlı
confidential güvenilir
peculiar acayip,garip / özel eşya
notorious kötü şöhretli

ADVERB
remarkably dikkate değer şekilde
elaborately detaylı bir şekilde incelemek
ambiguously muğlak/belirsiz olarak
sufficiently yeterli şekilde
promptly acil olarak

VERB
penetrate nüfuz etmek
overcome üstesinden gelmek
implement uygulamak/ yerine getirmek
fortify desteklemek/ kuvvetlendirmek
receive almak, teslim almak

PHRASAL VERB
make up for telafi etmek
cut down on kısmak, azaltmak
get away with yapılan iş yanına kar kalmak
look around for bakınmak, araştırmak
come down with hastalığa yakalanmak, yatağa düşmek
2021 18 NİSAN YDS

NOUN
resemblance benzerlik
adjustment ayarlama,ayar
deterrent caydıran kimse,vazgeçiren şey
submission arz,bildirme,teklif
adherence bağlılık,sadakat
utilisation faydalanma,kullanma
withdrawal bırakma,vazgeçme
precaution önlem,tedbir
termination son verme,son bulma
prevalence yaygınlık

ADJECTIVE
hospitable konuksever
convertible değiştirilebilir,çevirilebilir
instantaneous ani,anlık
detrimental zararlı
preliminary ilk,ön

ADVERB
exponentially üssel
conveniently uygun olarak,rahatlıkla
alternatively karşılıklı,alternatif olarak
precisely açık olarak,belli,tam
fruitfully yararlı bir biçimde,kazançlı bir şekilde

VERB
exclude hariç tutmak,dahil etmemek
relieve rahatlatmak
deteriorate bozulmak,fenalaşmak
restrict sınırlamak,kısıtlamak
attain elde etmek,erişmek

PHRASAL VERB
hand over teslim etmek,bağışlamak
look for aramak,bakmak
turn down ters çevirmek,geri çevirmek
give up bırakmak,vazgeçmek
run into rast gelmek,karşılaşmak
2021 10 EKİM YDS

NOUN
assurance güvence,teminat
competence yeterlilik
balance denge
recession durgunluk,gerileme
insurance sigorta
discrimination ayırt etme, ayırım
substitution ikame,yerine koyma
exposure maruz bırakma
controversy çekişme, tartışma
neglect ihmal, aldırmama

ADJECTIVE
evident beli,açık,aşikar
arbitrary keyfi
convenient uygun,elverişli
constructive yapıcı, olumlu
mediocre vasat,bayağı,sıradan

ADVERB
strictly katı bir biçimde
drastically şiddetle,sert şekilde
cautiously dikkatlice, temkinli bir şekilde
ardently gayretle, hevesle
merely yalnızca, sadece

VERB
alienate yabancılaştırmak
improve geliştirmek, gelişmek
manifest açıkça göstermek
diminish azalmak,eksiltmek
receive teslim almak

PHRASAL VERB
rely on güvenmek,bel bağlamak
break into zorla girmek
pass for diye kabul edilmek
call off iptal etmek
lead to neden olmak
2013-2014 2015-2016
clarification açıklama/açıklığa kavuşturma/ deal with
account for açıklamak / izahat etmek / sorumlu olmak appear
dedication adama / bağlılık counterpart
hand down aktarmak / iletmek obscurely
perception algı/algılama look for
receive almak pass over
figure out anlamak / çözmek surpass
insight anlayış / sezgi / içgörü discriminate
give away armağan etmek / hibe etmek separately
increasingly artarak depend on
put aside askıya almak / ertelemek initiate
gradually aşamalı olarak break in
refer to atıfta bulunmak / atfetmek / ima etmek jointly
distinguish ayırt etmek incorporate
inseparable ayrılmaz/ bağlı run out of
infrequent az bulunur /seyrek/ nadir give in
cut down on azaltmak / kısmak dimension
addiction bağımlı olma come up with
depend on bağlı olmak respond
achievement başarı diversity
adoption benimseme/evlat edinme distribution
similarly benzer şekilde fluctuate
foster beslemek / teşvik etmek / bakmak/ büyütmek hold up
declare beyan etmek/ilan etmek rest on
take up bir hobi,mesleğe başlamak worthwhile
go in for bir işe girişmek / kalkışmak empirical
look into bir şeyin içine bakmak/araştırmak keep on
unify birleştimek namely
deterioration bozulma/ kötüye gitme cautiously
throughly bütünüyle / tepeden tırnağa / hakkıyla / layıkıyla accurately
massive büyük,devasa convert
severely ciddi bir şekilde hostile
call for çağrıda bulunmak/ talep etmek lay out
controversially çekişmeli olarak / ihtilaflı bir şekilde hinder
pull over çekmek/kenara çekmek put off
take out çıkarmak / dışarı çıkarmak / hariç bırakmak put off
assessment değerlendirme equivalent
experiment deney influence
promptly derhal, hemen impressively
back up desteklemek / arka çıkmak / yedeklemek (veri) realise
promote desteklemek/ teşvik etmek /katkıda bulunmak consciousness
take over devralmak / üstlenmek ensure
regularity düzenlilik / düzen assurance
tendency eğilim genetic
tendency eğilim expand
intact el değmemiş / dokunulmamış requirement
unavailable elde edilemez/ bulunmayan necessity
put down eleştirmek turn over
access erişim get back to
postpone ertelemek bring back
host ev sahipliği yapmak / ağırlamak/ barındırmak pretend
realisation farkına varma,anlaşılma take away
differentiate farklılaştırmak review
conquer fethetmek /ele geçirmek observable
withdraw geri çekilmek rely on
turn back geri dönmek rely on
fall behind with gerisinde kalmak / gecikmek / sürüncemede kalmakexpenditure
send out göndermek/yollamak externally
indicator gösterge sensitive
count upon güvenmek show off
leave out hariç tutmak subtle
leave out hariç tutmak aggre upon
look up to hayran olmak / gıpta etmek accelerate
invention icat /buluş frustration
claim iddia etmek moderately
pertain to ile ilgili olmak / -e özgü olmak fulfilment
convey iletmek, aktarmak, göstermek prospect
association ilişki substitution
examination inceleme, araştırma, sınava sokma additional
bring down indirmek / alt etmek / yenmek hand over
eager istekli relevant
take off kalkış yapmak (uçak) irrelevant
get up kalkmak implicit
provable kanıtlanabilir / ispat edilebilir dispose of
unbearable katlanılmaz/ çekilmez call for
put up with katlanmak recruit
precisely kesin olarak bring in
cut off kesmek / yok etmek / imha etmek get along with
requisite koşul permission
root out kökünü kazımak / kökünden sökmek allow
deteriorate kötüye gitmek / fenalaşmak refrain from
comply with kurallara uymak /uygun olmak/ uyum sağlamak pull up
set up kurmak /ileri sürmek permanent
throw up kusmak / yetiştirmek evidence
suspiciously kuşkuyla / şüpheyle challenge
underestimate küçümsemek / önemsiz görmek confront
look down on küçümsemek / tepeden bakmak/ hor görmek run into
defeat mağlup etmek / yenmek unbearably
compulsorily mecburen / zorunda olarak dramatic
lead to neden olmak firmly
comparatively nispeten cut down on
relatively nispeten put on
penetrable nüfus edebilir protect
adversely olumsuz şekilde / zararına utilize
confirm onaylamak / doğrulamak utilize
eliminate ortadan kaldırmak legitimate
come out of ortaya çıkmak / -den meydana gelmek immense
fatally ölümcül scarcely
notable önemli / kayda değer eventually
prevention önleme, engelleme qualify
extract özünü çıkarmak / almak favourably
regret pişman olmak disapprove
prescription reçete/talimat/ emir eliminate
competitively rekabetçi bir şekilde do away with
offensively saldırgan bir şekilde paid for
fight down savaşmak significance
vulnerable savunmasız / hassas / korunmasız significantly
bring about sebep olmak/ gerçekleştirmek considerably
select seçmek/ elemek provision
termination son verme/ sonlandırma precaution
exploitation sömürme/suistimal take apart
articulate söylemek/ açıkça söylemek rehearse
rapidly süratle, hızla, çarçabuk designation
maintain sürdürmek exclusively
sustainable sürdürülebilir turn down
constant sürekli,sabit immense
estimate tahmin stand for
estimation tahmin/ fikir end up with
complementary tamamlayıcı eventually
recognize tanımak questionable
treatment tedavi etme/ muamele etme/ davranma sustainable
hazardously tehlikeli bir şekilde expire
jeopardize tehlikeye atmak severely
repetitive tekrarlayan doubtfully
make up for telafi etmek predictable
fundamentally temelde estimate
ensure temin etmek / sağlamak / garantiye almak appreciation
abandon terk etmek demand
incidentally tesadüfen completely
incidentally tesadüfen arguably
hand in teslim etmek (ödev,proje vs) threaten
give in teslim olmak / boyun eğmek dangerously
incentive teşvik make up for
inconsistent tutarsız hectic
utterly tümüyle / tamamen main
stimulate uyarmak / harekete geçirmek / sebep olmak total
application uygulama consumption
applicable uygulanabilir desperately
keep off uzak durmak / yaklaşmamak cope with
overcome üstesinden gelmek tackle
mistakenly yanlışlıkla / hata ile misleading
fulfill yapmak / ifa etmek / yerine getirmek reflectively
carry out yapmak / yürütmek tear apart
give off yaymak (koku vs.) management
renew yenilemek /onarmak look up
innovatively yenilikçi bir şekilde carry out
insufficient yetersiz undermine
entitle yetkilendirilmiş / görevlendirilmiş weaken
do away with yürürlükten kaldırmak / yok etmek / fesh etmek weaken
weaken zayıflatmak / güçsüzleştirmek challenge
get through zor bir zaman geçirmek obligatory
challenging zorlu,zorlayıcı,meydan okuyucu compulsion
2015-2016 2017-2018 2019-2020
1. anlam ile ilgili olmak / 2. anlam üstes urgent acil benefit from
1. gibi görünmek / ortaya çıkmak urgently acilen/ hemen/ derhal dampening
akranı/ benzer/ muadil clarity açıklık / belirginlik stem from
anlaşılması zor biçimde transmissioaktarma / iletme stem from
aramak bring downalt etmek urgency
aşmak / aldırmamak purpose amaç / hedef reveal
aşmak, geçmek drastically ani ve sert bir şekilde inexplicable
ayırmak/ ayrımcılık yapmak suspend askıya almak dedicate
ayrı bir şekilde excessive aşırı notoriously
bağlı olmak / dayanmak excessive aşırı bring down
başlatmak exhausted aşırı yorgun/ tükenmiş figure out
bir yere zorla girmek surpass aşmak/ geçmek make out
birleşerek contradictiaykırılık / çelişki intricately
birleştirmek/ bir araya getirmek elaborate ayrıntılı/ dikkatle işlenmiş boost
bitmek/ tükenmek reduction azalma suspension
boyun eğmek / teslim olmak work out başarılı olmak / idman yapmak / tasattribute
boyut achieve başarmak adjustment
bulmak (fikir vb.) / ileri sürmek initially başlangıçta / öncelikli olarak inseparable
cevap vermek/ tepki vermek apply başvurmak distinction
çeşitlilik vaguely belirsiz şekilde elaboration
dağıtım take on benimsemek / üstlenmek initiate
dalgalanmak fight back bir şeye karşı savaşmak determine
dayanmak / direnmek disruption bozulma , kargaşa take on
dayanmak/ bağlı olmak division bölme/ ayrım exhaust
değerli / faydalı come up wibulmak / ileri sürmek run out
deneysel make out bulmak /anlamak/ çözmek deterioration
devam etmek tremendoubüyük,devasa corruption
diğer bir deyişle, şöyle ki conflict çatışma / uzlaşmazlık indestructible
dikkatli bir şekilde diversity çeşitlilik / tür go off
doğru bir şekilde refutable çürütülebilir / aksi ispatlanabilir blur
dönüştürmek distributiondağıtım attraction
düşmanca fluctuationdalgalanma tolerable
düzenlemek / tasarlamak endure dayanmak / katlanmak endure
engellemek switch değişiklik yapmak variable
ertelemek shift değişim /dönüşüm /vardiya convertibly
ertelemek/ heves kaçırmak alter değiştirmek maintenance
eşit alter değiştirmek / dönüştürmek persistently
etki vigorous dinç /enerjik /güçlü persistence
etkileyici bir şekilde fill out doldurmak (form vb.) circulate
fark etmek reactive duyarlı / tepkili resistance
farkındalık regulation düzenleme unsophisticated
garanti etmek, sağlamak , temin etmek regulation düzenleme wander
garanti/ teminat regulate düzenlemek adjustment
genetik drawback eksiklik / dezavataj / zorluk obstacle
genişletmek eliminationeleme / ortadan kaldırma / deter
gereklilik obstacle engel put off
gereklilik delay ertelemek unprecedented
geri çevirmek, reddetmek equally eşit olarak efficacy
geri dönmek uniquely eşsiz oppress
geri getirmek influence etki /tesir get through
gibi görünmek / -mış gibi yapmak influence etkilemek development
götürmek /uzaklaştırmak / dışarıya çıkarminfluence etkilemek improve
gözden geçirmek/yeniden değerlendirmekimpoverishfakirleşmiş extension
gözlemlenebilir draw on faydalanmak / yararlanmak fall behind
güvenmek opportunitfırsat emigrate
güvenmek / bağlı olmak go throughgeçirmek / geçmek ( kötü bir zamanignore
harcama go throughgeçirmek/ geçmek ( kötü bir zaman vproperly
haricen take in geçirmekl / içine almak take out
hassas / duyarlı conventiona geleneksel olarak instantly
hava atmak / gösteriş yapmak improve geliştirmek /ilerletmek violation
hemen göze çarpmayan, sinsi, ince ince iş enhance geliştirmek /iyileştirmek neglect
hemfikir olmak extensivelygeniş ölçüde ambiguity
hızlanmak/ hızlandırmak/ ivmelenmek truly gerçekten convince
hüsran, hayal kırıklığı requiremengereksinim / ihtiyaç relate to
ılımlı bir şekilde /ortalama bir şekilde redundant gereksiz/ fazlalık convey
icra, yerine getirme turn down geri çevirmek / reddetmek call off
ihtimal, olasılık put back geri koymak remnant
ikame, yerine geçme, yedek look up to gıpta etmek / hayran olmak incidentaly
ilave, ek , fazladan attempt girişim restraining
iletmek / aktarmak seemingly görünüşe göre provoke
ilgili, alakalı display göstermek/ sergilemek scarcity
ilgisiz,alakasız, konu dışı narrowly güç bela/ zar zor identify
imalı/ üstü kapalı rely on güvenmek / bağlı olmak sceptical
imha etmek , atmak slightly hafifçe/ az miktarda expose
istemek, talep etmek justificatio haklı çıkarma/ meşruiyet objectively
işe almak, askere almak delicate hassas/ narin/ kırılgan inconclusive
işe almak/ getirmek / kazanç getirmek severely haşin / ciddi / sert bir şekilde make up
iyi geçinmek/ anlaşmak erroneous hatalı / yanlış put away
izin , müsaade call back hatırlamak lead
izin vermek/ müsaade etmek objective hedef / amaç / maksat insignificant
kaçınmak instantly hemen, derhal, aniden unremarkable
kaldırmak / yukarı çekmek swift hızlı/ süratli measure
kalıcı decently hoşgörüyle / doğru dürüst precaution
kanıt manipulatiidare etme/ idare illustration
karşı çıkmak, meydan okumak violation ihlal (kanun vs) admirably
karşı karşıya olmak/ yüzleşmek convincinglikna edici bir şekilde break out
karşılaşmak / rast gelmek put forwarileri sürmek / önermek detect
katlanılmaz bir şekilde advancemeilerleme bring about
kayda değer, önemli ölçüde progressionilerleme / gelişme prominent
kesinkes /sıkıca hand over iletmek / aktarmak firmly
kısmak/ azaltmak implicationima/ çıkarım tediously
kilo almak/ giyinmek deniably inkar edilebilir bir şekilde fade away
korumak call off iptal etmek conclusion
kullanmak, faydalanmak aspiration istek/ arzu questionably
kullanmak/faydalanmak exception istisna /dışta bırakma threat
meşru commit işlemek ( suç vb.) threaten
muazzam / engin / kocaman object (to) itiraz etmek jeopardy
neredeyse hiç / hemen hemen hiç recover iyileşmek compensate for
nihayetinde / sonunda accept kabul etmek incidentally
nitelendirmek / vasıflandırmak acknowledgkabul etmek/ kabullenmek /itiraf et incentive
olumlu bir şekilde/ tercih edilebilir bir şekiavoid kaçınmak unavailable
onaylamamak switch off kapatmak eligibly
ortadan kaldırmak encompasskapsamak /içermek / çevrelemek inconvenient
ortadan kaldırmak/ yürürlükten kaldırmakhand downkarar vermek / kuşaktan kuşağa ile stretch
ödemek / parasını ödemek / bedelini ödeme mutually karşılıklı overcome
önem unintentionkasıtlı yapılmayan /bilerek yapılmaytake over
önemli ölçüde strictly katı bir biçimde / şiddetle / ser birt indispensable
önemli ölçüde, oldukça endure katlanmak dispense with
önhazırlık accurately kesin olarak / tam olarak / doğru olamisleading
önlem discover keşfetmek prohibit
parçalara ayırmak arbitrarily keyfi olarak / isteğe bağlı olarak hinder
prova yapmak cut down kısmak / azaltmak pervasive
resmetme / seçilme - atama partially kısmen adequately
sadece / yanlızca / özellikle protect korumak disruptive
sesini kısmak / reddetmek deterioratikötüye gitme/ bozulma escalate
sınırsız, devasa, büyük exploitatiokullanma / sömürme break into
simgelemek / temsil etmek defect kusur pin down
sonlandırmak/ ortadan kaldırmak deprivationmahrumiyet compulsion
sonunda,nihayetinde unreasonabmantıksız obligation
sorgulanabilir excuse mazeret / özür
sürdürülebilir inheritancemiras /kalıtım
süresi dolmak frustrating moral bozucu/sinir bozucu
şiddetli bir şekilde ambiguousmuğlak / belirsiz
şüpheli olarak herald müjdelemek / ilan etmek
tahmin edilebilir create oluşturmak /yaratmak
tahmin etmek, hesaplamak , değerlendirmimmeasurab ölçülemez /sonsuz/ sınırsız
takdir etme / anlama profoundlyönemli ölçüde
talep etmek/ istemek feature özellik
tamamen notably özellikle /bilhassa
Tartışılabilir bir şekilde/ muhtemelen allocation pay etme / paylaştırma
tehdit etmek relieve rahatlamak /rahatlatmak
tehlikeli bir şekilde reject reddetmek
telafi etmek turn down reddetmek / geri çevirmek
telaşlı, ateşli steadily sabit bir şekilde / istikrarlı bir şekilde
temel / ana / esas offensivelysaldırgan bir şekilde
toplam bring aboutsebep olmak
tüketim bring aboutsebep olmak
umutsuzca /aşırı şekilde lead to sebep olmak
üstesinden gelmek / baş etmek / ele almakclassificati sınıflandırma
üstesinden gelmek/ baş etmek confine sınırlamak
yanıltıcı, aldatıcı subtly sinsice / kurnazca
yansıtarak immenselyson derece / çok fazla
yırtarak ayrılmak/ eleştirmek complaint şikayet
yönetim doubtful şüpheli
yukarı bakmak / araştırmak suspiciouslşüpheli bir şekilde
yürütmek , yapmak recognitiontanıma
zarar vermek /baltalamak debatable tartışılabilir
zayıflatmak jeopardise tehlikeye atmek
zayıflatmak / güçsüzleştirmek compensatitelafi
zorlu iş abandonmeterk etme /bırakma
zorunlu reverse tersine çevirmek
zorunluluk detection tespit/ bulma/ ortaya çıkarma
incentive teşvik, güdü
trigger tetiklemek
peculiar tuhaf / garip
sell off tümünü satmak / tasfiye etmek
accessible ulaşılabilir/ erişilebilir
recklessly umursamazca
viable uygulanabilir / yaşayabilir
appropriateuygun olarak/ uygun şekilde
accommoda uyum sağlamak /yerleştirmek / yaşayacak yer temin etmek
get away f uzak tutmak/ bir şeyden uzak tutmak
exist var olmak
assumptionvarsayım
indispensabvazgeçilmez
give up vazgeçmek / bırakmak
respond yanıtlamak /karşılık vermek
purely yanlızca / sadece / saf olarak
entitle yetki vermek / isimlendirmek
wear out yıpratmak / aşınmak
terminationyok etme
eradicate yok etmek / kökünü kurutmak
take over yönetimi ele geçirmek /devralmak / üstlenmek
conduct yönetmek / yürütmek
enforce zorlamak / zorla yaptırmak
compellingzorlu / zorlayıcı
challenge zorlu iş / zorluk
compulsorilzorunlu bir şekilde
2019-2020 2021
...den faydalanmak peculiar acayip,garip / özel eşya
...geçirmeyen promptly acil olarak
… dan meydana gelmek / … dan kaynprecisely açık olarak,belli,tam
… dan meydana gelmek / … dan kaynmanifest açıkça göstermek
aciliyet receive almak, teslim almak
açığa çıkarmak instantaneous ani,anlık
açıklanamaz look for aramak,bakmak
adamak succession ard arda, birbirini izleme
adı çıkmış bir şekilde / herkesin bildiğisubmission arz,bildirme,teklif
alt etmek adjustment ayarlama,ayar
anlamak / çözmek discrimination ayırt etme, ayırım
anlamak / çözmek diminish azalmak,eksiltmek
anlaşılması güç bir şekilde adherence bağlılık,sadakat
arttırmak / yükseltmek look around for bakınmak, araştırmak
askıya alma / erteleme evident beli,açık,aşikar
atfetmek / dayandırmak resemblance benzerlik
ayarlama / düzenleme withdrawal bırakma,vazgeçme
ayırd edilemez give up bırakmak,vazgeçmek
ayrım deteriorate bozulmak,fenalaşmak
ayrıntılandırma / detaylandırma deterrent caydıran kimse,vazgeçiren şey
başlamak / başlatmak collision çarpışma
belirlemek controversy çekişme, tartışma
benimsemek fluctuation dalgalanma
bitkin düşürmek / yormak convertible değiştirilebilir,çevirilebilir
bitmek / tüketmek balance denge
bozma / bozulma fortify desteklemek/ kuvvetlendirmek
bozulma / yozlaşma elaborately detaylı bir şekilde incelemek
bozulmaz / yıkılmaz / yok edilmez remarkably dikkate değer şekilde
bozulmek / kesilmek / cautiously dikkatlice, temkinli bir şekilde
bulandırmak / lekelemek pass for diye kabul edilmek
cazibe / alımlılık conversion dönüşüm, dönüştürme
dayanılabilir / katlanılır recession durgunluk,gerileme
dayanmak / direnmek attain elde etmek,erişmek
değişken utilisation faydalanma,kullanma
değiştirilebilir biçimde ardently gayretle, hevesle
devam ettirme / sürdürme improve geliştirmek, gelişmek
devamlı olarak /inatla / ısrarla assurance güvence,teminat
devamlılık / süreklilik confidential güvenilir
deveran etmek rely on güvenmek,bel bağlamak
direnç / tahammül exclude hariç tutmak,dahil etmemek
doğal / saf come down with hastalığa yakalanmak, yatağa düşmek
dolaşmak neglect ihmal, aldırmama
düzenleme substitution ikame,yerine koyma
engel preliminary ilk,ön
engellemek call off iptal etmek
ertelemek alternatively karşılıklı,alternatif olarak
eşi benzeri görülmemiş strictly katı bir biçimde
etkinlik profitable kazançlı, karlı
eziyet etmek / baskı yapmak arbitrary keyfi
geçmek / geçirmek (zor bir zamanı vbfragile kırılgan, hassas
gelişme cut down on kısmak, azaltmak
geliştirmek hospitable konuksever
genişleme / uzama / kapsam notorious kötü şöhretli
geri kalmak / gerisinde kalmak exposure maruz bırakma
göç etmek ambiguously muğlak/belirsiz olarak
görmezden gelmek / göz ardı etmek lead to neden olmak
hakkıyla / adamakıllıca penetrate nüfuz etmek
hariç tutmak precaution önlem, tedbir
hemen / aniden precaution önlem,tedbir
ihlal relieve rahatlatmak
ihmal etmek run into rast gelmek,karşılaşmak
ikilem / muğlaklık deviation sapma, ayrılma
ikna etmek restrict sınırlamak,kısıtlamak
ile ilgili olmak insurance sigorta
iletmek / aktarmak termination son verme,son bulma
iptal etmek inquiry sorgu, araştırma
kalıntı drastically şiddetle,sert şekilde
kazara / tesadüfen complaint şikayet
kısıtlayıcı / sınırlayıcı make up for telafi etmek
kışkırtmak turn down ters çevirmek,geri çevirmek
kıtlık receive teslim almak
kimliğini tespit etmek hand over teslim etmek,bağışlamak
kuşkucu /şüpheli incentive teşvik
maruz bırakmak implement uygulamak/ yerine getirmek
nesnel olarak conveniently uygun olarak,rahatlıkla
neticesiz / sonuçsuz convenient uygun,elverişli
oluşturmak exponentially üssel
öldürmek / ortadan kaldırmak overcome üstesinden gelmek
önderlik etmek mediocre vasat,bayağı,sıradan
önemsiz alienate yabancılaştırmak
önemsiz merely yalnızca, sadece
önlem fallacy yanlış düşünce, yanılım
önlem constructive yapıcı, olumlu
örnekleme / açıklama get away with yapılan iş yanına kar kalmak
överek / takdire şayan fruitfully yararlı bir biçimde,kazançlı bir şekilde
patlamak / başlamak (savaş/yangın vbprevalence yaygınlık
saptamak / tespit etmek sufficiently yeterli şekilde
sebep olmak competence yeterlilik
seşkin detrimental zararlı
sıkı sıkıya / kesin olarak break into zorla girmek
sıkıcı ve bıktırıcı bir şekilde
solup gitmek / yok olmak/ ortadan kaybolmak
sonuç / nihayet
şüpheli bir şekilde
tehdit
tehdit etmek
tehlike
telafi etmek
tesadüfen
teşvik
ulaşılamaz / elde edilemez
uygun bir şekilde
uygun olmayan / elverişsiz
uzamak / yaymak
üstesinden gelmek / çözmeye çalışmak
üstlenmek / devralmak / benimsemek
vazgeçilemez
vazgeçmek / bir şeyden vazgeçmek
yanıltıcı
yasaklamak
yasaklamak / engellemek
yaygın
yeterli bir şekilde
yıkıcı / bozucu
yükselmek / artırmak / kızışmak
zorla girmek
zorunlu kılmak / mecbur etmek
zorunluluk
zorunluluk
k yer temin etmek
benefit from ...den faydalanmak assessment
dampening ...geçirmeyen worthwhile
stem from … dan meydana gelmek / … dan kaynakswitch
stem from … dan meydana gelmek / … dan kaynakshift
peculiar acayip,garip / özel eşya variable
urgent acil convertibly
promptly acil olarak convertible
urgently acilen/ hemen/ derhal alter
urgency aciliyet experiment
reveal açığa çıkarmak empirical
precisely açık olarak,belli,tam balance
manifest açıkça göstermek promptly
clarification açıklama/açıklığa kavuşturma/ back up
account for açıklamak / izahat etmek / sorumlu o fortify
inexplicable açıklanamaz promote
clarity açıklık / belirginlik elaborately
dedication adama / bağlılık keep on
dedicate adamak maintenance
notoriously adı çıkmış bir şekilde / herkesin bildiği gipersistently
counterpart akranı/ benzer/ muadil persistence
transmission aktarma / iletme circulate
hand down aktarmak / iletmek take over
perception algı/algılama namely
receive almak remarkably
receive almak, teslim almak cautiously
bring down alt etmek cautiously
bring down alt etmek vigorous
purpose amaç / hedef resistance
drastically ani ve sert bir şekilde pass for
instantaneous ani,anlık unsophisticated
figure out anlamak / çözmek accurately
figure out anlamak / çözmek wander
make out anlamak / çözmek fill out
intricately anlaşılması güç bir şekilde convert
obscurely anlaşılması zor biçimde conversion
insight anlayış / sezgi / içgörü recession
look for aramak reactive
look for aramak,bakmak hostile
succession ard arda, birbirini izleme regulation
give away armağan etmek / hibe etmek adjustment
increasingly artarak regulate
boost arttırmak / yükseltmek lay out
submission arz,bildirme,teklif regularity
suspension askıya alma / erteleme tendency
suspend askıya almak tendency
put aside askıya almak / ertelemek drawback
gradually aşamalı olarak intact
excessive aşırı unavailable
excessive aşırı attain
exhausted aşırı yorgun/ tükenmiş elimination
pass over aşmak / aldırmamak put down
surpass aşmak, geçmek obstacle
surpass aşmak/ geçmek obstacle
attribute atfetmek / dayandırmak hinder
refer to atıfta bulunmak / atfetmek / ima etmdeter
adjustment ayarlama / düzenleme access
adjustment ayarlama,ayar postpone
inseparable ayırd edilemez put off
discriminate ayırmak/ ayrımcılık yapmak delay
discrimination ayırt etme, ayırım put off
distinguish ayırt etmek put off
contradiction aykırılık / çelişki unprecedented
separately ayrı bir şekilde equivalent
inseparable ayrılmaz/ bağlı equally
distinction ayrım uniquely
elaboration ayrıntılandırma / detaylandırma influence
elaborate ayrıntılı/ dikkatle işlenmiş influence
infrequent az bulunur /seyrek/ nadir influence
reduction azalma influence
diminish azalmak,eksiltmek impressively
cut down on azaltmak / kısmak efficacy
addiction bağımlı olma host
depend on bağlı olmak oppress
depend on bağlı olmak / dayanmak impoverished
adherence bağlılık,sadakat realise
look around for bakınmak, araştırmak realisation
achievement başarı consciousness
work out başarılı olmak / idman yapmak / tasarla differentiate
achieve başarmak utilisation
initiate başlamak / başlatmak draw on
initially başlangıçta / öncelikli olarak conquer
initiate başlatmak opportunity
apply başvurmak ensure
evident beli,açık,aşikar assurance
determine belirlemek ardently
vaguely belirsiz şekilde go through
adoption benimseme/evlat edinme go through
take on benimsemek take in
take on benimsemek / üstlenmek get through
similarly benzer şekilde conventionally
resemblance benzerlik development
foster beslemek / teşvik etmek / bakmak/ improve
declare beyan etmek/ilan etmek improve
withdrawal bırakma,vazgeçme enhance
give up bırakmak,vazgeçmek improve
take up bir hobi,mesleğe başlamak genetic
go in for bir işe girişmek / kalkışmak extensively
fight back against bir şeye karşı savaşmak extension
look into bir şeyin içine bakmak/araştırmak expand
break in bir yere zorla girmek truly
jointly birleşerek requirement
unify birleştimek necessity
incorporate birleştirmek/ bir araya getirmek requirement
exhaust bitkin düşürmek / yormak redundant
run out bitmek / tüketmek turn down
run out of bitmek/ tükenmek withdraw
give in boyun eğmek / teslim olmak turn over
dimension boyut turn back
deterioration bozma / bozulma get back to
disruption bozulma , kargaşa bring back
corruption bozulma / yozlaşma fall behind
deterioration bozulma/ kötüye gitme put back
deteriorate bozulmak,fenalaşmak fall behind with
indestructible bozulmaz / yıkılmaz / yok edilmez look up to
go off bozulmek / kesilmek / pretend
division bölme/ ayrım appear
blur bulandırmak / lekelemek attempt
come up with bulmak (fikir vb.) / ileri sürmek emigrate
come up with bulmak / ileri sürmek send out
make out bulmak /anlamak/ çözmek ignore
throughly bütünüyle / tepeden tırnağa / hakkıyla seemingly
massive büyük,devasa indicator
tremendous büyük,devasa display
deterrent caydıran kimse,vazgeçiren şey take away
attraction cazibe / alımlılık review
respond cevap vermek/ tepki vermek observable
severely ciddi bir şekilde narrowly
call for çağrıda bulunmak/ talep etmek assurance
collision çarpışma confidential
conflict çatışma / uzlaşmazlık rely on
controversy çekişme, tartışma count upon
controversially çekişmeli olarak / ihtilaflı bir şekilde rely on
pull over çekmek/kenara çekmek rely on
diversity çeşitlilik rely on
diversity çeşitlilik / tür slightly
take out çıkarmak / dışarı çıkarmak / hariç bır properly
refutable çürütülebilir / aksi ispatlanabilir justification
distribution dağıtım expenditure
distribution dağıtım externally
fluctuation dalgalanma leave out
fluctuate dalgalanmak leave out
tolerable dayanılabilir / katlanılır take out
hold up dayanmak / direnmek exclude
endure dayanmak / direnmek sensitive
rest on dayanmak/ bağlı olmak delicate
come down with
severely
değerlendirme erroneous hatalı / yanlış
değerli / faydalı call back hatırlamak
değişiklik yapmak show off hava atmak / gösteriş yapmak
değişim /dönüşüm /vardiya look up to hayran olmak / gıpta etmek
değişken objective hedef / amaç / maksat
değiştirilebilir biçimde instantly hemen / aniden
değiştirilebilir,çevirilebilir subtle hemen göze çarpmayan, sinsi, ince ince işlenm
değiştirmek / dönüştürmek instantly hemen, derhal, aniden
deney aggre upon hemfikir olmak
deneysel accelerate hızlanmak/ hızlandırmak/ ivmelenmek
denge swift hızlı/ süratli
derhal, hemen decently hoşgörüyle / doğru dürüst
desteklemek / arka çıkmak / yedeklemek (vfrustration hüsran, hayal kırıklığı
desteklemek/ kuvvetlendirmek moderately ılımlı bir şekilde /ortalama bir şekilde
desteklemek/ teşvik etmek /katkıda bulunmakinvention icat /buluş
detaylı bir şekilde incelemek fulfilment icra, yerine getirme
devam etmek manipulation idare etme/ idare
devam ettirme / sürdürme claim iddia etmek
devamlı olarak /inatla / ısrarla violation ihlal
devamlılık / süreklilik violation ihlal (kanun vs)
deveran etmek neglect ihmal etmek
devralmak / üstlenmek neglect ihmal, aldırmama
diğer bir deyişle, şöyle ki prospect ihtimal, olasılık
dikkate değer şekilde substitution ikame, yerine geçme, yedek
dikkatli bir şekilde substitution ikame,yerine koyma
dikkatlice, temkinli bir şekilde ambiguity ikilem / muğlaklık
dinç /enerjik /güçlü convincingly ikna edici bir şekilde
direnç / tahammül convince ikna etmek
diye kabul edilmek additional ilave, ek , fazladan
doğal / saf relate to ile ilgili olmak
doğru bir şekilde pertain to ile ilgili olmak / -e özgü olmak
dolaşmak deal with ile ilgili olmak / üstesinden gelmek/ mücadel
doldurmak (form vb.) put forward ileri sürmek / önermek
dönüştürmek advancement ilerleme
dönüşüm, dönüştürme progression ilerleme / gelişme
durgunluk,gerileme hand over iletmek / aktarmak
duyarlı / tepkili hand over iletmek / aktarmak
düşmanca convey iletmek / aktarmak
düzenleme convey iletmek, aktarmak, göstermek
düzenleme relevant ilgili, alakalı
düzenlemek irrelevant ilgisiz,alakasız, konu dışı
düzenlemek / tasarlamak association ilişki
düzenlilik / düzen preliminary ilk,ön
eğilim implication ima/ çıkarım
eğilim implicit imalı/ üstü kapalı
eksiklik / dezavataj / zorluk dispose of imha etmek , atmak
el değmemiş / dokunulmamış examination inceleme, araştırma, sınava sokma
elde edilemez/ bulunmayan bring down indirmek / alt etmek / yenmek
elde etmek,erişmek deniably inkar edilebilir bir şekilde
eleme / ortadan kaldırma / call off iptal etmek
eleştirmek call off iptal etmek
engel call off iptal etmek
engel aspiration istek/ arzu
engellemek eager istekli
engellemek call for istemek, talep etmek
erişim exception istisna /dışta bırakma
ertelemek recruit işe almak, askere almak
ertelemek bring in işe almak/ getirmek / kazanç getirmek
ertelemek commit işlemek ( suç vb.)
ertelemek object (to) itiraz etmek
ertelemek/ heves kaçırmak get along with iyi geçinmek/ anlaşmak
eşi benzeri görülmemiş recover iyileşmek
eşit permission izin , müsaade
eşit olarak allow izin vermek/ müsaade etmek
eşsiz accept kabul etmek
etki acknowledge kabul etmek/ kabullenmek /itiraf etmek
etki /tesir refrain from kaçınmak
etkilemek avoid kaçınmak
etkilemek pull up kaldırmak / yukarı çekmek
etkileyici bir şekilde permanent kalıcı
etkinlik remnant kalıntı
ev sahipliği yapmak / ağırlamak/ barındırmak take off kalkış yapmak (uçak)
eziyet etmek / baskı yapmak get up kalkmak
fakirleşmiş evidence kanıt
fark etmek provable kanıtlanabilir / ispat edilebilir
farkına varma,anlaşılma switch off kapatmak
farkındalık encompass kapsamak /içermek / çevrelemek
farklılaştırmak hand down karar vermek / kuşaktan kuşağa iletmek, akta
faydalanma,kullanma challenge karşı çıkmak, meydan okumak
faydalanmak / yararlanmak confront karşı karşıya olmak/ yüzleşmek
fethetmek /ele geçirmek run into karşılaşmak / rast gelmek
fırsat mutually karşılıklı
garanti etmek, sağlamak , temin etmek alternatively karşılıklı,alternatif olarak
garanti/ teminat unintentional kasıtlı yapılmayan /bilerek yapılmayan
gayretle, hevesle strictly katı bir biçimde
geçirmek / geçmek ( kötü bir zaman vb.) strictly katı bir biçimde / şiddetle / ser birt şekilde
geçirmek/ geçmek ( kötü bir zaman vb.) unbearably katlanılmaz bir şekilde
geçirmekl / içine almak unbearable katlanılmaz/ çekilmez
geçmek / geçirmek (zor bir zamanı vb) put up with katlanmak
geleneksel olarak endure katlanmak
gelişme dramatic kayda değer, önemli ölçüde
geliştirmek profitable kazançlı, karlı
geliştirmek /ilerletmek incidentaly kazara / tesadüfen
geliştirmek /iyileştirmek precisely kesin olarak
geliştirmek, gelişmek accurately kesin olarak / tam olarak / doğru olarak
genetik firmly kesinkes /sıkıca
geniş ölçüde cut off kesmek / yok etmek / imha etmek
genişleme / uzama / kapsam discover keşfetmek
genişletmek arbitrary keyfi
gerçekten arbitrarily keyfi olarak / isteğe bağlı olarak
gereklilik fragile kırılgan, hassas
gereklilik restraining kısıtlayıcı / sınırlayıcı
gereksinim / ihtiyaç cut down kısmak / azaltmak
gereksiz/ fazlalık cut down on kısmak, azaltmak
geri çevirmek / reddetmek cut down on kısmak/ azaltmak
geri çekilmek partially kısmen
geri çevirmek, reddetmek provoke kışkırtmak
geri dönmek scarcity kıtlık
geri dönmek put on kilo almak/ giyinmek
geri getirmek identify kimliğini tespit etmek
geri kalmak / gerisinde kalmak hospitable konuksever
geri koymak protect korumak
gerisinde kalmak / gecikmek / sürüncemedprotect korumak
gıpta etmek / hayran olmak requisite koşul
gibi görünmek / -mış gibi yapmak root out kökünü kazımak / kökünden sökmek
gibi görünmek / ortaya çıkmak notorious kötü şöhretli
girişim deterioration kötüye gitme/ bozulma
göç etmek deteriorate kötüye gitmek / fenalaşmak
göndermek/yollamak exploitation kullanma / sömürme
görmezden gelmek / göz ardı etmek utilize kullanmak, faydalanmak
görünüşe göre utilize kullanmak/faydalanmak
gösterge comply with kurallara uymak /uygun olmak/ uyum sağlama
göstermek/ sergilemek set up kurmak /ileri sürmek
götürmek /uzaklaştırmak / dışarıya çıkarmak throw up kusmak / yetiştirmek
gözden geçirmek/yeniden değerlendirmek defect kusur
gözlemlenebilir sceptical kuşkucu /şüpheli
güç bela/ zar zor suspiciously kuşkuyla / şüpheyle
güvence,teminat underestimate küçümsemek / önemsiz görmek
güvenilir look down on küçümsemek / tepeden bakmak/ hor gör
güvenmek defeat mağlup etmek / yenmek
güvenmek deprivation mahrumiyet
güvenmek / bağlı olmak unreasonable mantıksız
güvenmek / bağlı olmak exposure maruz bırakma
güvenmek,bel bağlamak expose maruz bırakmak
hafifçe/ az miktarda excuse mazeret / özür
hakkıyla / adamakıllıca compulsorily mecburen / zorunda olarak
haklı çıkarma/ meşruiyet legitimate meşru
harcama inheritance miras /kalıtım
haricen frustrating moral bozucu/sinir bozucu
hariç tutmak immense muazzam / engin / kocaman
hariç tutmak ambiguous muğlak / belirsiz
hariç tutmak ambiguously muğlak/belirsiz olarak
hariç tutmak,dahil etmemek herald müjdelemek / ilan etmek
hassas / duyarlı lead to neden olmak
hassas/ narin/ kırılgan lead to neden olmak
hastalığa yakalanmak, yatağa düşmek scarcely neredeyse hiç / hemen hemen hiç
haşin / ciddi / sert bir şekilde objectively nesnel olarak
inconclusive neticesiz / sonuçsuz
eventually nihayetinde / sonunda
comparatively nispeten
relatively nispeten
qualify nitelendirmek / vasıflandırmak
penetrable nüfus edebilir
penetrate nüfuz etmek
favourably olumlu bir şekilde/ tercih edilebilir bir şeki accessible ulaşılabilir/ erişilebilir
adversely olumsuz şekilde / zararına unavailable ulaşılamaz / elde edilemez
make up oluşturmak recklessly umursamazca
create oluşturmak /yaratmak desperately umutsuzca /aşırı şekilde
confirm onaylamak / doğrulamak stimulate uyarmak / harekete geçirmek / sebep olmak
disapprove onaylamamak application uygulama
eliminate ortadan kaldırmak implement uygulamak/ yerine getirmek
eliminate ortadan kaldırmak applicable uygulanabilir
do away with ortadan kaldırmak/ yürürlükten kaldırmak viable uygulanabilir / yaşayabilir
come out of ortaya çıkmak / -den meydana gelmek eligibly uygun bir şekilde
paid for ödemek / parasını ödemek / bedelini ödeme
conveniently uygun olarak,rahatlıkla
immeasurableölçülemez /sonsuz/ sınırsız appropriately uygun olarak/ uygun şekilde
put away öldürmek / ortadan kaldırmak inconvenient uygun olmayan / elverişsiz
fatally ölümcül convenient uygun,elverişli
lead önderlik etmek accommodateuyum sağlamak /yerleştirmek / yaşayacak yer temin etm
significance önem keep off uzak durmak / yaklaşmamak
notable önemli / kayda değer get away fromuzak tutmak/ bir şeyden uzak tutmak
significantly önemli ölçüde stretch uzamak / yaymak
profoundly önemli ölçüde exponentiallyüssel
considerably önemli ölçüde, oldukça overcome üstesinden gelmek
unremarkableönemsiz overcome üstesinden gelmek
insignificant önemsiz cope with üstesinden gelmek / baş etmek / ele almak
provision önhazırlık overcome üstesinden gelmek / çözmeye çalışmak
precaution önlem tackle üstesinden gelmek/ baş etmek
measure önlem take over üstlenmek / devralmak / benimsemek
precaution önlem exist var olmak
precaution önlem, tedbir assumption varsayım
precaution önlem,tedbir mediocre vasat,bayağı,sıradan
prevention önleme, engelleme indispensablevazgeçilemez
illustration örnekleme / açıklama indispensablevazgeçilmez
admirably överek / takdire şayan give up vazgeçmek / bırakmak
feature özellik dispense withvazgeçmek / bir şeyden vazgeçmek
notably özellikle /bilhassa alienate yabancılaştırmak
extract özünü çıkarmak / almak merely yalnızca, sadece
take apart parçalara ayırmak misleading yanıltıcı
break out patlamak / başlamak (savaş/yangın vb.) misleading yanıltıcı, aldatıcı
allocation pay etme / paylaştırma respond yanıtlamak /karşılık vermek
regret pişman olmak fallacy yanlış düşünce, yanılım
rehearse prova yapmak mistakenly yanlışlıkla / hata ile
relieve rahatlamak /rahatlatmak purely yanlızca / sadece / saf olarak
relieve rahatlatmak reflectively yansıtarak
run into rast gelmek,karşılaşmak constructive yapıcı, olumlu
prescription reçete/talimat/ emir get away withyapılan iş yanına kar kalmak
reject reddetmek fulfill yapmak / ifa etmek / yerine getirmek
turn down reddetmek / geri çevirmek carry out yapmak / yürütmek
competitivelyrekabetçi bir şekilde fruitfully yararlı bir biçimde,kazançlı bir şekilde
designation resmetme / seçilme - atama prohibit yasaklamak
steadily sabit bir şekilde / istikrarlı bir şekilde hinder yasaklamak / engellemek
exclusively sadece / yanlızca / özellikle pervasive yaygın
offensively saldırgan bir şekilde prevalence yaygınlık
offensively saldırgan bir şekilde give off yaymak (koku vs.)
deviation sapma, ayrılma renew yenilemek /onarmak
detect saptamak / tespit etmek innovatively yenilikçi bir şekilde
fight down savaşmak adequately yeterli bir şekilde
vulnerable savunmasız / hassas / korunmasız sufficiently yeterli şekilde
bring about sebep olmak competence yeterlilik
bring about sebep olmak insufficient yetersiz
lead to sebep olmak entitle yetki vermek / isimlendirmek
bring about sebep olmak entitle yetkilendirilmiş / görevlendirilmiş
bring about sebep olmak/ gerçekleştirmek disruptive yıkıcı / bozucu
select seçmek/ elemek wear out yıpratmak / aşınmak
turn down sesini kısmak / reddetmek tear apart yırtarak ayrılmak/ eleştirmek
prominent seşkin termination yok etme
firmly sıkı sıkıya / kesin olarak eradicate yok etmek / kökünü kurutmak
tediously sıkıcı ve bıktırıcı bir şekilde management yönetim
classification
sınıflandırma take over yönetimi ele geçirmek /devralmak / üstlenmek
confine sınırlamak conduct yönetmek / yürütmek
restrict sınırlamak,kısıtlamak look up yukarı bakmak / araştırmak
immense sınırsız, devasa, büyük escalate yükselmek / artırmak / kızışmak
insurance sigorta do away withyürürlükten kaldırmak / yok etmek / fesh etmek
stand for simgelemek / temsil etmek carry out yürütmek , yapmak
subtly sinsice / kurnazca undermine zarar vermek /baltalamak
fade away solup gitmek / yok olmak/ ortadan kaybodetrimental zararlı
immensely son derece / çok fazla weaken zayıflatmak
termination son verme,son bulma weaken zayıflatmak / güçsüzleştirmek
termination son verme/ sonlandırma weaken zayıflatmak / güçsüzleştirmek
end up with sonlandırmak/ ortadan kaldırmak get through zor bir zaman geçirmek
conclusion sonuç / nihayet break into zorla girmek
eventually sonunda,nihayetinde break into zorla girmek
inquiry sorgu, araştırma enforce zorlamak / zorla yaptırmak
questionablesorgulanabilir compelling zorlu / zorlayıcı
exploitationsömürme/suistimal challenge zorlu iş
articulate söylemek/ açıkça söylemek challenge zorlu iş / zorluk
rapidly süratle, hızla, çarçabuk challenging zorlu,zorlayıcı,meydan okuyucu
maintain sürdürmek obligatory zorunlu
sustainable sürdürülebilir compulsorily zorunlu bir şekilde
sustainable sürdürülebilir pin down zorunlu kılmak / mecbur etmek
constant sürekli,sabit compulsion zorunluluk
expire süresi dolmak compulsion zorunluluk
drastically şiddetle,sert şekilde obligation zorunluluk
severely şiddetli bir şekilde
complaint şikayet
complaint şikayet
doubtful şüpheli
questionably şüpheli bir şekilde
suspiciously şüpheli bir şekilde
doubtfully şüpheli olarak
estimate tahmin
predictable tahmin edilebilir
estimate tahmin etmek, hesaplamak , değerlendirmek
estimation tahmin/ fikir
appreciation takdir etme / anlama
demand talep etmek/ istemek
completely tamamen
complementartamamlayıcı
recognition tanıma
recognize tanımak
debatable tartışılabilir
arguably Tartışılabilir bir şekilde/ muhtemelen
treatment tedavi etme/ muamele etme/ davranma
threat tehdit
threaten tehdit etmek
threaten tehdit etmek
jeopardy tehlike
hazardously tehlikeli bir şekilde
dangerously tehlikeli bir şekilde
jeopardize tehlikeye atmak
jeopardise tehlikeye atmek
repetitive tekrarlayan
compensationtelafi
make up for telafi etmek
make up for telafi etmek
make up for telafi etmek
compensate fotelafi etmek
hectic telaşlı, ateşli
main temel / ana / esas
fundamentallytemelde
ensure temin etmek / sağlamak / garantiye almak
abandonmentterk etme /bırakma
abandon terk etmek
turn down ters çevirmek,geri çevirmek
reverse tersine çevirmek
incidentally tesadüfen
incidentally tesadüfen
incidentally tesadüfen
receive teslim almak
hand in teslim etmek (ödev,proje vs)
hand over teslim etmek,bağışlamak
give in teslim olmak / boyun eğmek
detection tespit/ bulma/ ortaya çıkarma
incentive teşvik
incentive teşvik
incentive teşvik
incentive teşvik, güdü
trigger tetiklemek
total toplam
peculiar tuhaf / garip
inconsistent tutarsız
consumption tüketim
sell off tümünü satmak / tasfiye etmek
utterly tümüyle / tamamen
k / sebep olmak

yaşayacak yer temin etmek

/ ele almak
mak / üstlenmek

etmek / fesh etmek


abandon terk etmek dampening ...geçirmeyen
abandonment terk etme /bırakma dangerously tehlikeli bir şekilde
accelerate hızlanmak/ hızlandırmak/ ivmelenmek deal with ile ilgili olmak / üstesinden gelmek/ mücadel
accept kabul etmek debatable tartışılabilir
access erişim decently hoşgörüyle / doğru dürüst
accessible ulaşılabilir/ erişilebilir declare beyan etmek/ilan etmek
accommodate uyum sağlamak /yerleştirmek / yaşayacadedicate adamak
account for açıklamak / izahat etmek / sorumlu dedication adama / bağlılık
accurately doğru bir şekilde defeat mağlup etmek / yenmek
accurately kesin olarak / tam olarak / doğru olarak defect kusur
achieve başarmak delay ertelemek
achievement başarı delicate hassas/ narin/ kırılgan
acknowledge kabul etmek/ kabullenmek /itiraf etmekdemand talep etmek/ istemek
addiction bağımlı olma deniably inkar edilebilir bir şekilde
additional ilave, ek , fazladan depend on bağlı olmak
adequately yeterli bir şekilde depend on bağlı olmak / dayanmak
adherence bağlılık,sadakat deprivation mahrumiyet
adjustment ayarlama,ayar designation resmetme / seçilme - atama
adjustment ayarlama / düzenleme desperately umutsuzca /aşırı şekilde
adjustment düzenleme detect saptamak / tespit etmek
admirably överek / takdire şayan detection tespit/ bulma/ ortaya çıkarma
adoption benimseme/evlat edinme deter engellemek
advancement ilerleme deteriorate bozulmak,fenalaşmak
adversely olumsuz şekilde / zararına deteriorate kötüye gitmek / fenalaşmak
aggre upon hemfikir olmak deterioration bozulma/ kötüye gitme
alienate yabancılaştırmak deterioration kötüye gitme/ bozulma
allocation pay etme / paylaştırma deterioration bozma / bozulma
allow izin vermek/ müsaade etmek determine belirlemek
alter değiştirmek deterrent caydıran kimse,vazgeçiren şey
alter değiştirmek / dönüştürmek detrimental zararlı
alternatively karşılıklı,alternatif olarak development gelişme
ambiguity ikilem / muğlaklık deviation sapma, ayrılma
ambiguous muğlak / belirsiz differentiate farklılaştırmak
ambiguously muğlak/belirsiz olarak dimension boyut
appear 1. gibi görünmek / ortaya çıkmak diminish azalmak,eksiltmek
applicable uygulanabilir disapprove onaylamamak
application uygulama discover keşfetmek
apply başvurmak discriminate ayırmak/ ayrımcılık yapmak
appreciation takdir etme / anlama discrimination ayırt etme, ayırım
appropriately uygun olarak/ uygun şekilde dispense with vazgeçmek / bir şeyden vazgeçmek
arbitrarily keyfi olarak / isteğe bağlı olarak display göstermek/ sergilemek
arbitrary keyfi dispose of imha etmek , atmak
ardently gayretle, hevesle disruption bozulma , kargaşa
arguably Tartışılabilir bir şekilde/ muhtemelen disruptive yıkıcı / bozucu
articulate söylemek/ açıkça söylemek distinction ayrım
aspiration istek/ arzu distinguish ayırt etmek
assessment değerlendirme distribution dağıtım
association ilişki distribution dağıtım
assumption varsayım diversity çeşitlilik
assurance güvence,teminat diversity çeşitlilik / tür
assurance garanti/ teminat division bölme/ ayrım
attain elde etmek,erişmek do away with yürürlükten kaldırmak / yok etmek / fesh
attempt girişim do away with ortadan kaldırmak/ yürürlükten kaldırmak
attraction cazibe / alımlılık doubtful şüpheli
attribute atfetmek / dayandırmak doubtfully şüpheli olarak
avoid kaçınmak dramatic kayda değer, önemli ölçüde
back up desteklemek / arka çıkmak / yedeklem drastically şiddetle,sert şekilde
balance denge drastically ani ve sert bir şekilde
benefit from ...den faydalanmak draw on faydalanmak / yararlanmak
blur bulandırmak / lekelemek drawback eksiklik / dezavataj / zorluk
boost arttırmak / yükseltmek eager istekli
break in bir yere zorla girmek efficacy etkinlik
break into zorla girmek elaborate ayrıntılı/ dikkatle işlenmiş
break into zorla girmek elaborately detaylı bir şekilde incelemek
break out patlamak / başlamak (savaş/yangın vb.elaboration ayrıntılandırma / detaylandırma
bring about sebep olmak/ gerçekleştirmek eligibly uygun bir şekilde
bring about sebep olmak eliminate ortadan kaldırmak
bring about sebep olmak eliminate ortadan kaldırmak
bring about sebep olmak elimination eleme / ortadan kaldırma /
bring back geri getirmek emigrate göç etmek
bring down indirmek / alt etmek / yenmek empirical deneysel
bring down alt etmek encompass kapsamak /içermek / çevrelemek
bring down alt etmek end up with sonlandırmak/ ortadan kaldırmak
bring in işe almak/ getirmek / kazanç getirmek endure katlanmak
call back hatırlamak endure dayanmak / katlanmak
call for çağrıda bulunmak/ talep etmek endure dayanmak / direnmek
call for istemek, talep etmek enforce zorlamak / zorla yaptırmak
call off iptal etmek enhance geliştirmek /iyileştirmek
call off iptal etmek ensure temin etmek / sağlamak / garantiye almak
call off iptal etmek ensure garanti etmek, sağlamak , temin etmek
carry out yapmak / yürütmek entitle yetkilendirilmiş / görevlendirilmiş
carry out yürütmek , yapmak entitle yetki vermek / isimlendirmek
cautiously dikkatlice, temkinli bir şekilde equally eşit olarak
cautiously dikkatli bir şekilde equivalent eşit
challenge zorlu iş eradicate yok etmek / kökünü kurutmak
challenge karşı çıkmak, meydan okumak erroneous hatalı / yanlış
challenge zorlu iş / zorluk escalate yükselmek / artırmak / kızışmak
challenging zorlu,zorlayıcı,meydan okuyucu estimate tahmin
circulate deveran etmek estimate tahmin etmek, hesaplamak , değerlendirmek
claim iddia etmek estimation tahmin/ fikir
clarification açıklama/açıklığa kavuşturma/ eventually sonunda,nihayetinde
clarity açıklık / belirginlik eventually nihayetinde / sonunda
classification sınıflandırma evidence kanıt
collision çarpışma evident beli,açık,aşikar
come down withhastalığa yakalanmak, yatağa düşmek examination inceleme, araştırma, sınava sokma
come out of ortaya çıkmak / -den meydana gelmeexception istisna /dışta bırakma
come up with bulmak (fikir vb.) / ileri sürmek excessive aşırı
come up with bulmak / ileri sürmek excessive aşırı
commit işlemek ( suç vb.) exclude hariç tutmak,dahil etmemek
comparatively nispeten exclusively sadece / yanlızca / özellikle
compelling zorlu / zorlayıcı excuse mazeret / özür
compensate for telafi etmek exhaust bitkin düşürmek / yormak
compensation telafi exhausted aşırı yorgun/ tükenmiş
competence yeterlilik exist var olmak
competitively rekabetçi bir şekilde expand genişletmek
complaint şikayet expenditure harcama
complaint şikayet experiment deney
complementary tamamlayıcı expire süresi dolmak
completely tamamen exploitation sömürme/suistimal
comply with kurallara uymak /uygun olmak/ uyum saexploitation kullanma / sömürme
compulsion zorunluluk exponentially üssel
compulsion zorunluluk expose maruz bırakmak
compulsorily mecburen / zorunda olarak exposure maruz bırakma
compulsorily zorunlu bir şekilde extension genişleme / uzama / kapsam
conclusion sonuç / nihayet extensively geniş ölçüde
conduct yönetmek / yürütmek externally haricen
confidential güvenilir extract özünü çıkarmak / almak
confine sınırlamak fade away solup gitmek / yok olmak/ ortadan kaybolmak
confirm onaylamak / doğrulamak fall behind geri kalmak / gerisinde kalmak
conflict çatışma / uzlaşmazlık fall behind with gerisinde kalmak / gecikmek / sürüncemed
confront karşı karşıya olmak/ yüzleşmek fallacy yanlış düşünce, yanılım
conquer fethetmek /ele geçirmek fatally ölümcül
consciousness farkındalık favourably olumlu bir şekilde/ tercih edilebilir bir şekilde
considerably önemli ölçüde, oldukça feature özellik
constant sürekli,sabit fight back againstbir şeye karşı savaşmak
constructive yapıcı, olumlu fight down savaşmak
consumption tüketim figure out anlamak / çözmek
contradiction aykırılık / çelişki figure out anlamak / çözmek
controversially çekişmeli olarak / ihtilaflı bir şekilde fill out doldurmak (form vb.)
controversy çekişme, tartışma firmly kesinkes /sıkıca
convenient uygun,elverişli firmly sıkı sıkıya / kesin olarak
conveniently uygun olarak,rahatlıkla fluctuate dalgalanmak
conventionally geleneksel olarak fluctuation dalgalanma
conversion dönüşüm, dönüştürme fluctuation dalgalanma
convert dönüştürmek fortify desteklemek/ kuvvetlendirmek
convertible değiştirilebilir,çevirilebilir foster beslemek / teşvik etmek / bakmak/ büyüt
convertibly değiştirilebilir biçimde fragile kırılgan, hassas
convey iletmek, aktarmak, göstermek fruitfully yararlı bir biçimde,kazançlı bir şekilde
convey iletmek / aktarmak frustrating moral bozucu/sinir bozucu
convince ikna etmek frustration hüsran, hayal kırıklığı
convincingly ikna edici bir şekilde fulfill yapmak / ifa etmek / yerine getirmek
cope with üstesinden gelmek / baş etmek / ele almfulfilment icra, yerine getirme
corruption bozulma / yozlaşma fundamentally temelde
count upon güvenmek genetic genetik
counterpart akranı/ benzer/ muadil get along with iyi geçinmek/ anlaşmak
create oluşturmak /yaratmak get away from uzak tutmak/ bir şeyden uzak tutmak
cut down kısmak / azaltmak get away with yapılan iş yanına kar kalmak
cut down on kısmak, azaltmak get back to geri dönmek
cut down on azaltmak / kısmak get through zor bir zaman geçirmek
cut down on kısmak/ azaltmak get through geçmek / geçirmek (zor bir zamanı vb)
cut off kesmek / yok etmek / imha etmek get up kalkmak
give away armağan etmek / hibe etmek
give in teslim olmak / boyun eğmek
give in boyun eğmek / teslim olmak
give off yaymak (koku vs.)
give up bırakmak,vazgeçmek
give up vazgeçmek / bırakmak
go in for bir işe girişmek / kalkışmak
go off bozulmek / kesilmek /
go through geçirmek/ geçmek ( kötü bir zaman vb.)
go through geçirmek / geçmek ( kötü bir zaman vb.)
gradually aşamalı olarak
hand down aktarmak / iletmek paid for
hand down karar vermek / kuşaktan kuşağa iletmek, aktapartially
nden gelmek/ mücadel hand in teslim etmek (ödev,proje vs) pass for
hand over teslim etmek,bağışlamak pass over
hand over iletmek / aktarmak peculiar
hand over iletmek / aktarmak peculiar
hazardously tehlikeli bir şekilde penetrable
hectic telaşlı, ateşli penetrate
herald müjdelemek / ilan etmek perception
hinder engellemek permanent
hinder yasaklamak / engellemek permission
hold up dayanmak / direnmek persistence
hospitable konuksever persistently
host ev sahipliği yapmak / ağırlamak/ barındırmak pertain to
hostile düşmanca pervasive
identify kimliğini tespit etmek pin down
ignore görmezden gelmek / göz ardı etmek postpone
illustration örnekleme / açıklama precaution
immeasurable ölçülemez /sonsuz/ sınırsız precaution
immense muazzam / engin / kocaman precaution
immense sınırsız, devasa, büyük precaution
immensely son derece / çok fazla precisely
implement uygulamak/ yerine getirmek precisely
implication ima/ çıkarım predictable
implicit imalı/ üstü kapalı preliminary
impoverished fakirleşmiş prescription
impressively etkileyici bir şekilde pretend
improve geliştirmek, gelişmek prevalence
improve geliştirmek /ilerletmek prevention
improve geliştirmek profitable
incentive teşvik profoundly
incentive teşvik progression
incentive teşvik, güdü prohibit
incentive teşvik prominent
incidentally tesadüfen promote
incidentally tesadüfen promptly
incidentally tesadüfen promptly
incidentaly kazara / tesadüfen properly
inconclusive neticesiz / sonuçsuz prospect
n vazgeçmek inconsistent tutarsız protect
inconvenient uygun olmayan / elverişsiz protect
incorporate birleştirmek/ bir araya getirmek provable
increasingly artarak provision
indestructible bozulmaz / yıkılmaz / yok edilmez provoke
indicator gösterge pull over
indispensable vazgeçilmez pull up
indispensable vazgeçilemez purely
inexplicable açıklanamaz purpose
influence etki put aside
influence etki /tesir put away
influence etkilemek put back
k / yok etmek / fesh influence etkilemek put down
ürlükten kaldırmak infrequent az bulunur /seyrek/ nadir put forward
inheritance miras /kalıtım put off
initially başlangıçta / öncelikli olarak put off
initiate başlatmak put off
initiate başlamak / başlatmak put on
innovatively yenilikçi bir şekilde put up with
inquiry sorgu, araştırma qualify
inseparable ayırd edilemez questionable
inseparable ayrılmaz/ bağlı questionably
insight anlayış / sezgi / içgörü rapidly
insignificant önemsiz reactive
instantaneous ani,anlık realisation
instantly hemen, derhal, aniden realise
instantly hemen / aniden receive
insufficient yetersiz receive
insurance sigorta receive
intact el değmemiş / dokunulmamış recession
intricately anlaşılması güç bir şekilde recklessly
invention icat /buluş recognition
irrelevant ilgisiz,alakasız, konu dışı recognize
jeopardise tehlikeye atmek recover
jeopardize tehlikeye atmak recruit
jeopardy tehlike reduction
jointly birleşerek redundant
justification haklı çıkarma/ meşruiyet refer to
keep off uzak durmak / yaklaşmamak reflectively
mak / garantiye almak keep on devam etmek refrain from
k , temin etmek lay out düzenlemek / tasarlamak refutable
evlendirilmiş lead önderlik etmek regret
lead to neden olmak regularity
lead to neden olmak regulate
lead to sebep olmak regulation
leave out hariç tutmak regulation
leave out hariç tutmak rehearse
legitimate meşru reject
look around for bakınmak, araştırmak relate to
mak , değerlendirmek look down on küçümsemek / tepeden bakmak/ hor gör relatively
look for aramak,bakmak relevant
look for aramak relieve
look into bir şeyin içine bakmak/araştırmak relieve
look up yukarı bakmak / araştırmak rely on
look up to hayran olmak / gıpta etmek rely on
nava sokma look up to gıpta etmek / hayran olmak rely on
main temel / ana / esas rely on
maintain sürdürmek remarkably
maintenance devam ettirme / sürdürme remnant
make out bulmak /anlamak/ çözmek renew
make out anlamak / çözmek repetitive
make up oluşturmak requirement
make up for telafi etmek requirement
make up for telafi etmek requisite
make up for telafi etmek resemblance
management yönetim resistance
manifest açıkça göstermek respond
manipulation idare etme/ idare respond
massive büyük,devasa rest on
measure önlem restraining
mediocre vasat,bayağı,sıradan restrict
merely yalnızca, sadece reveal
misleading yanıltıcı, aldatıcı reverse
misleading yanıltıcı review
mistakenly yanlışlıkla / hata ile root out
moderately ılımlı bir şekilde /ortalama bir şekilde run into
mutually karşılıklı run into
namely diğer bir deyişle, şöyle ki run out
ak/ ortadan kaybolmaknarrowly güç bela/ zar zor run out of
necessity gereklilik
cikmek / sürüncemedneglect ihmal, aldırmama
neglect ihmal etmek
notable önemli / kayda değer
ih edilebilir bir şekilde notably özellikle /bilhassa
notorious kötü şöhretli
notoriously adı çıkmış bir şekilde / herkesin bildiği gibi
object (to) itiraz etmek
objective hedef / amaç / maksat
objectively nesnel olarak
obligation zorunluluk
obligatory zorunlu
obscurely anlaşılması zor biçimde
observable gözlemlenebilir
obstacle engel
obstacle engel
offensively saldırgan bir şekilde
mek / bakmak/ büyüt offensively saldırgan bir şekilde
opportunity fırsat
nçlı bir şekilde oppress eziyet etmek / baskı yapmak
overcome üstesinden gelmek
overcome üstesinden gelmek
yerine getirmek overcome üstesinden gelmek / çözmeye çalışmak

n uzak tutmak

r bir zamanı vb)

ü bir zaman vb.)


tü bir zaman vb.)
ödemek / parasını ödemek / bedelini ödemescarcely neredeyse hiç / hemen hemen hiç
kısmen scarcity kıtlık
diye kabul edilmek sceptical kuşkucu /şüpheli
aşmak / aldırmamak seemingly görünüşe göre
acayip,garip / özel eşya select seçmek/ elemek
tuhaf / garip sell off tümünü satmak / tasfiye etmek
nüfus edebilir send out göndermek/yollamak
nüfuz etmek sensitive hassas / duyarlı
algı/algılama separately ayrı bir şekilde
kalıcı set up kurmak /ileri sürmek
izin , müsaade severely ciddi bir şekilde
devamlılık / süreklilik severely şiddetli bir şekilde
devamlı olarak /inatla / ısrarla severely haşin / ciddi / sert bir şekilde
ile ilgili olmak / -e özgü olmak shift değişim /dönüşüm /vardiya
yaygın show off hava atmak / gösteriş yapmak
zorunlu kılmak / mecbur etmek significance önem
ertelemek significantly önemli ölçüde
önlem, tedbir similarly benzer şekilde
önlem,tedbir slightly hafifçe/ az miktarda
önlem stand for simgelemek / temsil etmek
önlem steadily sabit bir şekilde / istikrarlı bir şekilde
açık olarak,belli,tam stem from … dan meydana gelmek / … dan kaynaklanmak
kesin olarak stem from … dan meydana gelmek / … dan kaynaklanmak
tahmin edilebilir stimulate uyarmak / harekete geçirmek / sebep olmak
ilk,ön stretch uzamak / yaymak
reçete/talimat/ emir strictly katı bir biçimde
gibi görünmek / -mış gibi yapmak strictly katı bir biçimde / şiddetle / ser birt şekilde
yaygınlık submission arz,bildirme,teklif
önleme, engelleme substitution ikame,yerine koyma
kazançlı, karlı substitution ikame, yerine geçme, yedek
önemli ölçüde subtle hemen göze çarpmayan, sinsi, ince ince işlenmiş
ilerleme / gelişme subtly sinsice / kurnazca
yasaklamak succession ard arda, birbirini izleme
seşkin sufficiently yeterli şekilde
desteklemek/ teşvik etmek /katkıda bulun surpass aşmak/ geçmek
acil olarak surpass aşmak, geçmek
derhal, hemen suspend askıya almak
hakkıyla / adamakıllıca suspension askıya alma / erteleme
ihtimal, olasılık suspiciously kuşkuyla / şüpheyle
korumak suspiciously şüpheli bir şekilde
korumak sustainable sürdürülebilir
kanıtlanabilir / ispat edilebilir sustainable sürdürülebilir
önhazırlık swift hızlı/ süratli
kışkırtmak switch değişiklik yapmak
çekmek/kenara çekmek switch off kapatmak
kaldırmak / yukarı çekmek tackle üstesinden gelmek/ baş etmek
yanlızca / sadece / saf olarak take apart parçalara ayırmak
amaç / hedef take away götürmek /uzaklaştırmak / dışarıya çıkarmak
askıya almak / ertelemek take in geçirmekl / içine almak
öldürmek / ortadan kaldırmak take off kalkış yapmak (uçak)
geri koymak take on benimsemek / üstlenmek
eleştirmek take on benimsemek
ileri sürmek / önermek take out çıkarmak / dışarı çıkarmak / hariç bırakmak
ertelemek/ heves kaçırmak take out hariç tutmak
ertelemek take over devralmak / üstlenmek
ertelemek take over yönetimi ele geçirmek /devralmak / üstlenmek
kilo almak/ giyinmek take over üstlenmek / devralmak / benimsemek
katlanmak take up bir hobi,mesleğe başlamak
nitelendirmek / vasıflandırmak tear apart yırtarak ayrılmak/ eleştirmek
sorgulanabilir tediously sıkıcı ve bıktırıcı bir şekilde
şüpheli bir şekilde tendency eğilim
süratle, hızla, çarçabuk tendency eğilim
duyarlı / tepkili termination son verme,son bulma
farkına varma,anlaşılma termination son verme/ sonlandırma
fark etmek termination yok etme
almak, teslim almak threat tehdit
teslim almak threaten tehdit etmek
almak threaten tehdit etmek
durgunluk,gerileme throughly bütünüyle / tepeden tırnağa / hakkıyla / layıkıyla
umursamazca throw up kusmak / yetiştirmek
tanıma tolerable dayanılabilir / katlanılır
tanımak total toplam
iyileşmek transmission aktarma / iletme
işe almak, askere almak treatment tedavi etme/ muamele etme/ davranma
azalma tremendous büyük,devasa
gereksiz/ fazlalık trigger tetiklemek
atıfta bulunmak / atfetmek / ima etmektruly gerçekten
yansıtarak turn back geri dönmek
kaçınmak turn down ters çevirmek,geri çevirmek
çürütülebilir / aksi ispatlanabilir turn down sesini kısmak / reddetmek
pişman olmak turn down reddetmek / geri çevirmek
düzenlilik / düzen turn down geri çevirmek / reddetmek
düzenlemek turn over geri çevirmek, reddetmek
düzenleme unavailable elde edilemez/ bulunmayan
düzenleme unavailable ulaşılamaz / elde edilemez
prova yapmak unbearable katlanılmaz/ çekilmez
reddetmek unbearably katlanılmaz bir şekilde
ile ilgili olmak underestimaküçümsemek / önemsiz görmek
nispeten undermine zarar vermek /baltalamak
ilgili, alakalı unify birleştimek
rahatlatmak unintentional kasıtlı yapılmayan /bilerek yapılmayan
rahatlamak /rahatlatmak uniquely eşsiz
güvenmek,bel bağlamak unprecedenteeşi benzeri görülmemiş
güvenmek unreasonablemantıksız
güvenmek / bağlı olmak unremarkableönemsiz
güvenmek / bağlı olmak unsophisticatdoğal / saf
dikkate değer şekilde urgency aciliyet
kalıntı urgent acil
yenilemek /onarmak urgently acilen/ hemen/ derhal
tekrarlayan utilisation faydalanma,kullanma
gereklilik utilize kullanmak/faydalanmak
gereksinim / ihtiyaç utilize kullanmak, faydalanmak
koşul utterly tümüyle / tamamen
benzerlik vaguely belirsiz şekilde
direnç / tahammül variable değişken
cevap vermek/ tepki vermek viable uygulanabilir / yaşayabilir
yanıtlamak /karşılık vermek vigorous dinç /enerjik /güçlü
dayanmak/ bağlı olmak violation ihlal
kısıtlayıcı / sınırlayıcı violation ihlal (kanun vs)
sınırlamak,kısıtlamak vulnerable savunmasız / hassas / korunmasız
açığa çıkarmak wander dolaşmak
tersine çevirmek weaken zayıflatmak / güçsüzleştirmek
gözden geçirmek/yeniden değerlendirmek weaken zayıflatmak
kökünü kazımak / kökünden sökmek weaken zayıflatmak / güçsüzleştirmek
rast gelmek,karşılaşmak wear out yıpratmak / aşınmak
karşılaşmak / rast gelmek withdraw geri çekilmek
bitmek / tüketmek withdrawal bırakma,vazgeçme
bitmek/ tükenmek work out başarılı olmak / idman yapmak / tasarlamak
worthwhile değerli / faydalı

You might also like