You are on page 1of 12

2010 LYS ÇIKMIŞ KELİMELER

NOUN
origin köken
province vilayet, il
species tür
worker işçi,çalışan
settler göçmen, yerleşen, yerleşimci

ADJECTIVE
suitable uygun, elverişli
separate ayrı, ayırma
urgent acil, ivedi
distinct belirgin,açık, bariz
complete bütün,eksiksiz

ADVERB
unfairly haksızca
partly kısmen
anxiously endişeyle
suddenly birdenbire, aniden
newly yeni, yeni olarak

VERB
return dönmek, geri dönmek
admit kabul etmek
survive hayatta kalmak
compete rekabet etmek
remain geriye kalmak

PHRASAL VERB
keep up yetişmek, seviyesine ulaşmak
look after ile ilgilenmek, göz kulak olmak
put aside askıya almak,ertelemek
deal with üstesinden gelmek, ile ilgilenmek
get off yırtmak, inmek, ayrılmak
2011 LYS ÇIKMIŞ KELİMELER
NOUN
contribution katkı
investment yatırım
integration bütünleme, birleşme
reduction azalma
resignation istifa

ADJECTIVE
profound engin, çok derin
redundant gereksiz, lüzumsuz
controversial karşılıklı
spiritual ruhusal, manevi
previous önceki

ADVERB
instantly hemen, anında
separately ayrı ayrı
frequently sık sık
commonly ortak olarak, sıradan biçimde
rapidly hızlı şekilde, hızla

VERB
discover keşfetmek
reveal meydana çıkarmak
compete rekabet etmek
regard saymak, hesaba katmak
find bulmak

PHRASAL VERB
give off yaymak, salmak
work out işe yaramak
call for talep etmek, çağrıda bulunmak
put off ertelemek
build upon e dayalı olmak
2012 LYS ÇIKMIŞ KELİMELER
NOUN
belonging aidiyet, ait olma
pattern model, desen
compliment iltifat, övgü
invention buluş, icat
service hizmet

ADJECTIVE
weak güçsüz
strict katı
simply sade, yalın
risky riskli
wealth varlıklı, zengin

ADVERB
uniquelly eşsiz olarak
hazardously tehlikelice
rapidly hızla
generously cömertçe
steadily sabit şekilde

VERB
pretend yapar gibi görünmek
reject reddetmek
appoint atamak
accompany eşlik etmek
detect keşfetmek, belirlemek

PHRASAL VERB
get rid of kurtulmak
cut down on kısmak, azalmak
keep up with ayak uydurmak
look up to hayran olmak, gıpta etmek
run away from kaçmak
2013 LYS ÇIKMIŞ KELİMELER
NOUN
distribution dağıtım, dağıtma
demand talep, istek
restriction kısıtlama, sınırlama
benefit yarar, fayda
indication gösterge, belirti

ADJECTIVE
excessive aşırı
valid geçerli
redundant gereksiz
hazardous tehlikeli
preventable önlenebillir

ADVERB
illegally yasadışı olarak
incidentally tesadüfen
abusively ağzı bozuk bir şekilde
adversely zararına, kötü yönde
separately ayrı olarak

VERB
spoil şımartmak, berbat etmek
relieve rahatlatmak
threaten tehdit etmek
overcome üstesinden gelmek
highlight belirtmek, vurgulamak

PHRASAL VERB
put on giymek, kilo almak
cut on yok etmek, kopartmak
set up kurmak
clear out tahliye etmek, ortadan kaldırmak
call for talep etmek, çağrıda bulunmak
2014 LYS ÇIKMIŞ KELİMELER
NOUN
preservation koruma
accuracy doğruluk, kesinlik
objectivity tarafsızlık
diversity çeşitlilik
decline alçalma, azalma

ADJECTIVE
adequate yeterli, kafi
definite belirli, belli
selective seçici, seçmeli
initial ilk
urgent acil

ADVERB
immediately hemen, derhal
adversely zararına, kötü yönde
obscurely anlaşılmaz şekilde
comparatively nispeten
hesitantly tereddütle

VERB
explain açıklamak
accomplish sonuçlandırmak,başarıyla tamamlamak
reduce azaltmak, düşürmek
deliver teslim etmek
specify belirlemek, belirtmek

PHRASAL VERB
switch off kapatmak (devreyi)
set back geri bırakmak
send out yaymak, göndermek
search for aramak
scale down azaltmak, azalmak
2015 LYS ÇIKMIŞ KELİMELER
NOUN
elimination eleme
expectation beklenti, ümit
responsibility sorumluluk
application uygulama, başvuru
diversity çeşitlilik

ADJECTIVE
profitable kar edilebilir
abrupt ani
severe sert
dependent bağımlı
consistent sürekli, tutarlı

ADVERB
deliberately kasten, bilerek
dramatically önemli ölçüde
approximately yaklaşık olarak
respectively sırasıyla
incidentally tesadüfen

VERB
remove kaldırmak, çıkarmak
exclude dışlamak, hariç tutmak
adopt benimsemek / evlat edinmek
deliver teslim etmek
unearth meydana çıkarmak

PHRASAL VERB
carry out yerine getirmek, uygulamak
take over devralmak
cope with üstesinden gelmek
bring about sebep olmak
keep away uzak kalmak
2016 LYS ÇIKMIŞ KELİMELER
NOUN
addiction bağımlılık
tendency eğilim
rejection reddetme
exposure maruz kalma
dedication adama, bağlılık

ADJECTIVE
comprehensive kapsamlı
additional ek, ilave
temporary geçici
intentional kasıtlı
exceptional istisnai

ADVERB
inadequately yetrsiz şekilde
incomparably kıyaslanamaz bir biçimde
inevitably kaçınılmaz şekilde
inequally eşit olmayan bir şekilde
ineffectively etkisiz bir halde, geçersiz bir biçimde

VERB
overcome üstesinden gelmek
dismiss kovmak
highlight vurgulamak, belirtmek
undergo maruz kalmak
exchange takas etmek

PHRASAL VERB
rely on güvenmek
call off iptal etmek
bring up kusmak / çocuk yetştirmek
catch up yakalamak
turun down geri çevirmek, reddetmek
2017 LYS ÇIKMIŞ KELİMELER
NOUN
extension uzatma, genişletme
prevention önlem
prevalence yaygınlık
restriction kısıtlama, sınırlama
outcome netice, sonuç

ADJECTIVE
sympathetic anlayışlı
memorable hatırlanmaya değer
fierce sert
hostile düşmanca
speculatıve kurgusal

ADVERB
ultimately sonunda
annually yılda bir
privately özel olarak
formally resmi olarak
notably açıkça

VERB

PHRASAL VERB
get along biriyle geçinmek
grow apart bir ilişkide ayrı düşmek
look into soruşturmak, araştırmak
bring about sebep olmak
take after biri gibi davranmak
2018 YDT ÇIKMIŞ KELİMELER
NOUN
invention buluş, icat
prediction tahmin, öngörü
intervention müdahale
accomplishment başarma, başarı
condition durum, koşul

ADJECTIVE
crucial çok önemli
complicating karışık
provable kanıtlanabilir
virtual sanal
limiting sınırlayıcı

ADVERB
eventually sonunda, nihayet
importantly önemli biçimde
exactly tamamen
consistently sürekli olarak
partially kısmen

VERB
threaten tehdit etmek
occupy işgal etmek, meşgul etmek
maintain sürdürmek, devam ettirmek
initiate başlatmak
provide sağlamak, temin etmek

PHRASAL VERB
set up kurmak
put aside askıya almak, ertelemek
turn down geri çevirmek, reddetmek
come out çıkmak, yayımlanmak
keep off uzak tutmak
2019 YDT ÇIKMIŞ KELİMELER
NOUN
isolation soyutlanma
concern kaygı, endişe
demand talep, istek
variety çeşitlilik
awareness farkındalık

ADJECTIVE
prevalent yaygın
negligible önemsiz
damaging zarar verici
consistent sürekli, tutarlı
abundant bol, çok

ADVERB
independently bağımsız olarak
significantly önemli ölçüde
deliberately kasten, bilerek
mutually karşılıklı olarak
preciously değerli bir şekilde

VERB
initiate başlatmak
accelerate hızlandırmak
precede den önce gelmek
counter karşı çıkmak
provide sağlamak, temin etmek

PHRASAL VERB
get along geçinmek
derive from den türemek
account for izahat vermek, açıklamak
go through yaşamak, geçirmek
bring about sebep olmakl
2020 YDT ÇIKMIŞ KELİMELER
NOUN
promise söz, vaat
mistake hata, yanılgı
assumption varsayım
priority öncelik, üstünlük
compliment iltifat, övgü

ADJECTIVE
offensive saldırgan
artificial yapay, suni
inadequate yetersiz
independent bağımsız
outdated modası geçmiş, miadını doldurmuş

ADVERB
initially başlangıçta
frankly açıkça
virtually neredeyse
ultimately nihayetinde, sonunda
merely yalnızca, sadece

VERB
enhance arttırmak, geliştirmek
insist ısrar etmek
require gerekmek
suspect şüphelenmek
provide sağlamak, temin etmek

PHRASAL VERB
rest on dayanmak, güvenmek
go through yaşamak, geçirmek
account for izahat vermek, açıklamak
bring down alt etmek, düşürmek
stem from den kaynaklanmak
2021 YDT ÇIKMIŞ KELİMELER
NOUN
capability kabiliyet, yetenek
prejudice ön yargı
deception aldatma, kandırma
resistance direnç, direnme
nomination aday gösterme,atama,tayin

ADJECTIVE
compatible uyumlu, uyuşur, bağdaşan
vulnerable hassas, savunmasız
predictable tahmin edilebilir, öngörülebilir
disastrous feci, talihsiz, korkunç
indicative belirten,gösteren

ADVERB
deficiently yetersizce, eksik olarak
decisively kararlı bir biçimde, kesin olarak
suspiciously kuşkuyla, şüpheyle
adversely zararına, kötü yönde
roughly yaklaşık olarak

VERB
attach bağlamak, eklemek,iliştirmek
occupy işgal etmek, meşgul etmek
consider göz önünde bulundurmak, hesaba katmak
inhabit iskan etmek, ikamet etmek
encompass kuşatmak, sarmak, çevresini sarmak

PHRASAL VERB
bring about sebep olmak, gerçekleştirmek
take over devralmak
keep on devam etmek, sürdürmek
turn down geri çevirmek,reddetmek
give off koku vb. yaymak
work out işe yaramak
put off ertelemek, geciktirmek
get away kurtulmak, atlatmak
fall apart parçalara ayrılmak, hayatı kararmak

You might also like