Professional Documents
Culture Documents
Mezopotamya adı verilen bölge antik dönemde Purattu adı verilen Fırat nehriyle
Diglat adı verilen Dicle nehirleri arasındaki kısımdır. Bu bölgeye antik dönem Yunan
kaynakları ırmak ortası anlamında mesos (orta) ve potamos (ırmak) adını vermişlerdir.
Yunanlıların mesos potamos adını verdikleri Mezopotamya'ya Araplar iki nehir arası
anlamına gelen Beynennehreyn adını vermişlerdir. İran kaynakları ise bu coğrafyaya nehirler
ortası anlamında Meyanrevedan adını vermişlerdir. Kuzey sınırı Güneydoğu Toros Dağları
doğu sınırı İran’daki Zağros Dağları, batı sınırı yaklaşık olarak Amanoslar ve güney sınırı
ise Fırat ve Dicle’nin birleşerek döküldüğü Basra körfezidir. Basra körfezine antik dönemde
verilen isim Acı Deniz veya Aşağı Deniz tabiridir. Mezopotamya uygarlıkları Akdeniz'e de
Yukarı Deniz adını vermişlerdir. Mezopotamya'nın batısında bulunan Suriye coğrafyasına
verilen isim de Sami dillerinde batı anlamına gelen Martu sözcüğüdür. Mezopotamya
coğrafyasının kuzeyi dağlık ve yüksek stepler, orta kısmı ovalar ve güney kısmı ve batısı ise
çöllerle kaplıdır. Günümüz Anadolu coğrafyasında yer alan kuzey bölgesine İslam
fetihlerinden sonra el-Cezire adı takılmıştır.
Bu coğrafya taş, maden ve kereste açısından oldukça fakir bir coğrafyadır. Bundan
dolayı antik dönem Mezopotamya uygarlıklarına ait mimari eserler günümüze kadar
gelememişlerdir. Mezopotamya coğrafyasında ortaya çıkan her uygarlık kendisinden önceki
uygarlığa ait binaları yıkarak bunların taşlarını kendi mimari eserlerini yapmada
kullanmışlardır. Bundan dolayı çok sayıda yerleşim yeri tahrip olmuştur1. Mezopotamya
uygarlıkları taş, maden ve kereste ihtiyaçlarını Toroslar ve Zağroslardan temin etmişlerdir.
- kilin pişirilmesi
- tarım yapılır
HALAF dönemi kültür bölgesi Amik ovası, Çukurova, Van Gölü ve Kuzey İran
topraklarını da etkileyen önemli bir kültür bölgesidir. Bu dönemde BAKIRIN kullanılması
yaygınlık göstermiştir. Büyük yerleşim yerleri ortaya çıkmıştır. Bu yerleşim yerlerinin etrafı
geniş tahkimatlarla çevrilmiştir. Bu yerleşim yerlerinin etrafında hayvancılık ve tarımla
uğraşan kasabalar ortaya çıkmıştır. Büyük yerleşim yerlerinde MÜBADELE usulüyle ticaret
gelişmeye başlamıştır. Bu dönemde THOLOS adı verilen dairesel evler yapılmaya başlanmış,
iki katlı evler ortaya çıkmıştır. Artık ocaklar evlerin içerisine konulmaya başlanmıştır. Bu
kültür dönemi insanları ölülerini toprağın içerisine cenin usulü gömmekteydiler. Bu
dönemde mutfakta kullanmak için değil süs amacıyla renkli çanaklar yapılmaya başlanmıştır.
Bu dönemde Doğu Anadolu’nun dağlarından elde edilen OBSİDİYEN ile doğal camlar
üretilmeye başlanmıştır. Kumtaşı, kireçtaşı ve mermerden derin kap yapımına
rastlanılmaktadır. Bu dönemde farklı buğday cinsleri ıslah edilmiş, nohut, arpa, badem ve
fıstık üretilmiştir. Keten tohumundan yağ üretilmeye başlanmıştır. Bu dönemde büyük baş
hayvanlar tarımda kullanılmaya başlanmıştır. Bu dönemde saz ve kamıştan hasır ve sepet
yapımına başlanmıştır.
- Tholos adı verilen dairesel evler yapılmış, iki katlı evler yapılmıştır.
UBAYD kültürü, Kuzey Mesopotamya’da Halaf kültürü devam ederken güneyde Ubayd
kültürü ortaya çıkmıştır. Bu kültür Halaf kültürünün aynısıdır. Bu kültürün kuzeyden
güneye inerek burada kuru tarımdan sulu tarıma geçen Halaf kültürüne mensup insanların
taşıdığına inanılır. Hassuna ve Samarra kültür bölgelerinden geçen Halaf kültürü insanı; bu
kültür bölgelerinin özelliklerini de alarak Güney Mezopotamya'ya inmişler ve Ubayd
kültürünü ortaya çıkarmışlardır. İlk Sümer yerleşim yeri olan Ur höyüğü yakınlarındaki
Ubayd höyüğündeki kazılarda bu kültüre rastlanmıştır. Bu kültür dönemi insanları REFAH
içerisinde yaşamıştır. İlk defa TAPINAKLAR bu dönemde ortaya çıkmaya başlamıştır.
Daha sonraları bu kültür bütün Mezopotamya’ya yayılmıştır. Bu dönem ekonomisi tamamen
TARIM ve HAYVANCILIĞA dayanmaktaydı ve SULU tarımın etkisiyle gelişme
göstermiştir. Ölülerin evlerin içine gömülmesi geleneği devam etmiş ahret inancından dolayı
ölüler eşyaları ile beraber gömülmüştür. Bu dönem evleri iki katlıdır.