You are on page 1of 34

ENERJİ DEPOLAMA

SİSTEMLERİ
(SEÇMELİ DERS)

DERS NOTLARI

DR. DOĞAN ERDEMİR

ŞUBAT 2018
2
Table of Contents
1. BÖLÜM: GİRİŞ .................................................................................................................... 4
1.1. Enerji Depolama Nedir? .............................................................................................. 4
1.2. Enerji Depolamanın Faydaları ..................................................................................... 4
1.3. Enerji Depolama Türlerinin Sınıflandırılması............................................................... 8
1.4. Enerji Depolamanın Önemli ve Gerekliliği .................................................................. 9
1.5. Enerji Depolama Sistemlerinin Çalışma Prensibi ....................................................... 10
1.6. Akıllı Enerji Sistemleri ve Çözümleri .......................................................................... 11
1.7. Enerji Depolamanın Tarihi ........................................................................................ 13
2. BÖLÜM: MEKANİK ENERJİ DEPOLAMA ............................................................................ 14
2.1. Mekanik Enerji Depolama Nedir? ............................................................................. 14
2.2. Hidrolik Depolama (Hydro-storage, Pumped storage) .............................................. 14
2.3. Sıkıştırılmış Havayla Enerji Depolama (Compressed Air Storage) ............................. 15
3. BÖLÜM: ISIL (TERMAL) ENERJİ DEPOLAMA ..................................................................... 17
3.1. Giriş ........................................................................................................................... 17
3.2. Isı Enerjisi (Termal Enerji) ......................................................................................... 18
3.3. Isıl Enerji Depolamanın Temel Çalışma Prensipleri ................................................... 19
3.4. Isıl Enerji Depolama Sistemlerinin Sınıflandırılması .................................................. 20
3.5. Duyulur Isıl Enerji Depolama..................................................................................... 21
3.5.1. Isıl tabakalı (sıcaklık tabakalı) ısıl enerji depolama tankları ............................... 22
3.5.2. Isıl tabakalaşmaya sahip sıcak su tanklarının ısıl yönden değerlendirilmesi ...... 24
3.5.3. Betonda ısıl enerji depolama (concrete thermal energy storage) ...................... 24
3.5.4. Kaya ve Su/Kaya ortamında ısıl enerji depolama ............................................... 25
3.5.5. Diğer Duyulur Isıl Enerji Depolama Ortamları ve Sistemleri ............................... 25
3.6. Gizli Isıl Enerji Depolama........................................................................................... 26
3.6.1. Faz değiştiren malzemeler (FDM)....................................................................... 27
3.7. Soğuk Isıl Enerji Depolama ........................................................................................ 28
3.7. Buzda Enerji Depolama (BED) ................................................................................... 30
3.7.1. Statik BED sistemleri .......................................................................................... 30
3.7.2. Boru üzerinde buzlanmalı statik BED sistemleri ................................................. 30
3.7.3. Kapsüllü BED sistemleri ...................................................................................... 31
3.7.4. Dinamik BED sistemleri ...................................................................................... 32
3.7.5. Buz hasatı (Ice harvester) BED sistemleri ........................................................... 32
3.7.5. Buz çamuru (ice slurry) BED sistemleri ............................................................... 33

3
1. BÖLÜM: GİRİŞ
Bu bölümde, enerji depolama ile ilgili genel bilgiler verilecektir. Bu bölümün genel amacı;
enerji depolamanın en genel anlamda ne olduğunu, türlerini, önemi ve gerekliliğini
göstermektedir.

1.1. Enerji Depolama Nedir?

Enerji depolama; enerjinin, enerji kaynağının aktif olmadığı ya da kullanımının pahalı olduğu
zamanlarda kullanmak üzere, enerji kaynağının aktif ya da ucuz olduğu dönemlerde
kullanılmak üzere geçici olarak depolanması olarak tanımlanır [1]. Enerji depolamanın bu
tanımından görüldüğü üzere, enerji depolama sistemleri için enerji kaynağının ne zaman
depolanıp ne zaman kullanılacağının ve depolama ortamının önemi oldukça önemlidir.
Yenilenebilir enerji kaynakları gibi enerji kaynağının sürekli aktif olmadığı ya da aktif olduğu
saatlerin değişkenlik gösterdiği durumlarda enerji kaynağından sürekli yararlanmak için enerji
depolama sistemleri kullanılmaktadır. Ayrıca yine enerjinin kaynağından yararlanmanın pahalı
olduğu saatlerdeki kullanım miktarını enerji kaynağından yararlanmanın ucuz olduğu saatlere
kaydırmak için yine enerji depolama sistemlerinden yararlanılır. Bu duruma soğuk enerji
depolama sistemleri ve jeneratör-batarya sistemleri örnek gösterilebilir. Kısaca enerji
kaynağının aktif olduğu zaman ile enerjinin ihtiyaç olduğu zaman arasındaki çakışma
problemini çözmek, enerji kaynağından mümkün olduğu kadar düşük maliyet ile yararlanmak
ve taşınabilir enerji kaynağı elde etmek için kullanılabilecek etkili yöntem enerji depolama
sistemleridir.

1.2. Enerji Depolamanın Faydaları

Enerji depolama sistemlerinin yukarıda açıklanan enerji kaynağından sürekli yararlanma ve


enerji kaynağından düşük maliyet ile yararlanmanın dışında çok sayıda faydayı bulunmaktadır.
Bu faydalar aşağıdaki gibi sıralanabilir [1]:

1. Fosil kaynaklı enerji tüketimini azaltır


2. Enerjinin üretim periyoduyla kullanıldığı periyot arasındaki çakışma problemini çözer
3. Enerji tüketim maliyetlerini düşürür
4. Enerji kaynadığından sürekli olarak yararlanmaya olanak sağlar
5. Ekipmanların kapasitelerini düşürmeye olanak sağlar
6. İlk yatırım ve bakım maliyetlerini düşürür
7. Sistem ekipmanlarının verimlerini yükseltir
8. Enerji dönemsel olarak dengeli bir şekilde kullanılmasına olanak sağlar
9. İşletme şartlarının esnekliğini arttırır
10. Fosil yakıtların daha az kullanılmasını sağlar
11. Karbon salınımını azaltmaya yardımcı olur

Enerji depolama sistemleri konvansiyonel enerji dönüşüm sistemlerine entegre edildiği zaman
bu sistemlerin daha verimli ve yüksek performanslı çalışmasını sağlar. Ayrıca fosil kaynaklı
olmayan enerji dönüşüm sistemlerinden daha uzun süre ve daha yüksek performans ile
yararlanmaya da yardımcı olur. Bu nedenlerden dolayı enerji depolama sistemleri fosil yakıt
temelli enerji tüketimini azaltır. Örneğin güneş enerjili sıcak su sistemlerinde, gündüz
saatlerinde üretilen sıcak su ile sıcak su elde etmede kullanılacak fosil yakıtların tüketimi

4
azaltılır. Bu duruma ek olarak güneş enerjisinden akşam saatlerinde yararlanmaya da olanak
sağlar. Benzer durum güneş enerjisinin büyük ölçekli depolamalarında da geçerlidir. Örneğin
mekân ısıtmada kullanılan güneş enerjili ısıtma sistemlerinde mekânın ısıtmasında kullanılan
fosil yakıt kullanımı azaltılırken aynı zamanda depolanan ısı enerjisi ile binanın güneşin
olmadığı saatlerde ısıtılması da gerçekleştirilmektedir.

Şekil 1: Erciyes Üniversitesinde kurulmuş olan güneş enerjili spor salonu ısıtma sistemi [2]

Enerji depolama sistemleri sayesinde enerji tüketim maliyetlerinin azaltılması iki şekilde
gerçekleşmektedir. Bunlardan ilki enerji ihtiyacını depolanması ile daha ucuz bir kaynaktan
sağlanması, ikinci ise enerjinin kullanımını sırasında enerji kullanım birim fiyatını daha düşük
fiyatlı bir zaman periyoduna kaydırması ile gerçekleşir. Örneğin bir binanın ısıtılmasında
kullanılacak fosil temelli yakıt ya da elektrik enerjisi yenilebilir enerji kaynaklarına göre daha
yüksek maliyetli olacaktır. Özellikle bina soğutma sistemlerinde klima sistemlerine olan ihtiyaç
genellikle elektrik birim fiyatının yüksek olduğu döneme denk gelmektedir. Soğuk ısıl enerji
depolama sistemleri sayesinde elektriğin pahalı olduğu dönemlerdeki soğutma yükleri elektrik
birim fiyatının ucuz olduğu periyotlara kaydırılabilir. Böylece soğutma işlemi daha düşük
maliyetler ile gerçekleştirilir. Şekil 2’de Ankara’da yer alan bir hipermarket için buzda ısıl enerji
depolama sisteminin kullanıldığı ve kullanılmadığı durumda saatlik soğutma grubu
kullanımının saatlik değişimi görülmektedir. Şekil 2’den görüldüğü üzere, hipermarketin pik
soğutma yükleri elektriğin en pahalı olduğu puant saatlere denk gelmektedir. Yani enerji
depolama yapılmaması durumunda binanın soğutması en pahalı elektrik tarifesi üzerinden
gerçekleşecektir. Ancak soğutma yükünün tamamı depolanırsa, soğutma grupları sadece
elektriğin en ucuz olduğu gece tarifesinde çalışacağından soğutma işlemi en düşük maliyetle
gerçekleştirilebilecektir.

Yukarıda daha önce açıklandığı üzere, enerji depolama sistemleri sayesinde enerjinin ihtiyaç
olduğu dönemle enerjinin üretildiği dönem arasındaki zaman uyuşmazlığı problemini çözer ve
enerji kaynağından sürekli olarak yararlanmaya olacak sağlar. Örneğin güneş enerji sistemi
entegre hidrojen üretilebilir ve üretilen hidrojen depolanması ile güneşin olmadığı zamanlarda
enerji kullanımına devam edilebilir.

Enerji dönüşüm sistemlerinin tasarımında pik yükler kullanılır. Bu pik yükler ise genellikle
sadece yılın birkaç gününe denk gelmektedir. Yani yılın sadece birkaç günlük yüksek ihtiyacı
için yüksek kapasiteleri ve maliyetli cihazlar ve ekipmanlar kullanılır. Enerji depolama
sistemleri ile pik yükler depolanabilir. Böylece hem cihaz kapasiteleri hem de maliyetleri
düşürülebilir. Şekil 3’de bir hipermarket için soğutma pik yükünü kaydırma ve dengeli soğutma

5
grubu kullanılmak için soğuk ısıl enerji depolama sistemi kullanımının etkisi görülmektedir.
Şekil 3’den görüldü üzere, enerji depolama yapılmadığı durumda yaklaşık 800kWh’lik bir
soğutma grubu kullanmak gerekirken, enerji depolama sistemi sayesinde bu kapasite 380 kWh
civarına düşmüştür. Düşen bu kapasite ile sistemin ilk yatırım, bakım ve servis maliyetleri de
düşer.

Şekil 2: Bir hipermarket için soğuk ısıl enerji depolamanın yapıldığı ve yapılmadığı
durumlarda soğutma grubu kullanımının saatlik değişimi ve elektrik birim fiyatının gün
içerisindeki değişimi [3]

Şekil 3: Bir hipermarket için soğutma pik yükünün kaydırılması [3]

6
Enerji dönüşüm sistemlerin performansında termodinamik verimler oldukça önemlidir. Çünkü
artan termodinamik verimleri ile (TD1K ve TD2K) sistemin hem ısıl performansı hem ekonomik
performansı hem de çevresel etkileri olumlu yönde değişim göstermektedir. Enerji depolama
sistemleri ile bir kaynaktan sağlanan enerji miktarı ya da süresi artacağından sistemin
termodinamik verimleri artış gösterecektir. Ayrıca yine enerji dönüşüm sistemlerinin çalışma
periyotları sistem açısından daha yüksek verim sağlayacak saatlere kaydırılabilir. Örneğin
yukarıda açıklanan soğuk enerji depolama sistemleri sayesinde soğutma grupları COP’nin daha
yüksek olacağı gece saatlerinde çalıştırılır.

Enerji tüketimi dönemsel olarak (günlük, aylık, yıllık vb.) ciddi değişiklikler göstermektedir. Bu
değişim enerji kaynaklarında da dengesiz bir şekilde yararlanmaya neden olur. Enerji
depolama sistemleri sayesinde dengeli bir enerji tüketimi sağlanabilir. Şekil 4’de tipik bir
hastane binası için elektrik enerjisi tüketiminin günlük değişimi görülmektedir. Şekil 4’den
görüldüğü üzere, soğutma yükünün depolanması ile günlük bazda daha dengeli bir elektrik
tüketimi gerçekleşmektedir.

Şekil 4: Bir hastane binası için günlük enerji kullanımının enerji depolamanın yapıldığı ve
yapılmadığı durumdaki değişimi

7
Enerji depolama sistemlerinin yukarıda sıralanan faydaları, bu sistemlerin direk olarak
sağladığı faydalardır. Bu faydalar bağlı sağladığı diğer önemli fayda ise fosil yakıtların daha az
kullanılması ve karbon salınımını azaltmasıdır. Bu faydalar, yukarıda açıklanan faydalardan
dolayı edinilmektedir. Çünkü enerji depolama sistemleri ile fosil temelli yakıtların tüketimi ve
bu yakıtlara bağlı karbon salınımı azalmaktadır. Ayrıca sistemlerin düşük verimle yoğun bir
şekilde kullanılmasının önüne geçerek daha esnek ve verimli kullanım şartları sağlamaya
yardımcı olur.

1.3. Enerji Depolama Türlerinin Sınıflandırılması

Enerjinin çok sayıda türü olduğu gibi çok sayıda depolama şekli vardır. Enerji depolama türleri
aşağıda görülmektedir. Şekil 5’den görüldüğü üzere, enerji depolama metotları en genel
anlamda 5’e ayrılmaktadır. Bu metotların ve alt dallarının da kendi içerisinde çok sayıda türü
bulunmaktadır. Bu metotların birbirine göre avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. Bu
yüzden bu sistemlerden hangisinin tercih edileceği bazı önemli faktörlere bağlıdır. Bu faktörler
aşağıdaki gibi sıralanabilir.

Şekil 5: Enerji depolama metotları [1]

1. Enerji kaynağının türü


2. Depolanacak enerji miktarı
3. Enerjinin ne kadar süre ile depolanacağı
4. Depolama malzemesinin türü
5. Depolamanın yapılacağı yerin fiziki şartları
6. Depolanacak enerjinin nasıl kullanılacağı

Sıralanan bu maddeler göz önünde bulundurularak bir enerji dönüşüm sistemi için en uygun
enerji depolama metodu seçilebilir. Enerji kaynağının türü enerji depolanırken dönüşüm
yapılıp yapılmayacağı hususunda önemlidir. Dönüşümler sırasındaki ve depolama süresince
sistemde belli miktarda kayıp olmaktadır. Bu kayıpları minimum seviyede tutmak için enerji
kaynağına uygun depolama türü seçilmelidir. Depolanacak enerjinin miktarı da depolama
türünün seçiminde önem arz etmektedir. Çünkü depolama miktarı depolama hacmi ile direk
alakalıdır. Artan hacim ile kayıplarda artacağından depolama miktarına göre en az kayıpla
depolama yapılacak metot tercih edilmelidir. Depolama süresi kayıp miktarı ve depolama
hacmi ile direk alakalıdır. Bu yüzden depolamanın ne kadar süre ile yapılacağı sistem
performansı açısından göz önünde bulundurulmalıdır. Depolama malzemesinin türü enerji
kaynağı ile uyumlu olmalıdır. Uyumlu olmama durumunda ekstra enerji dönüşümleri
gerekeceğinden sistemde meydana gelen kayıplar artacaktır. Depolama yapılacak yerin fiziki

8
şartları hem ne kadar depolama kapasitesi sağlanacağı hem de sistem ekipmanlarının
verimliliği açısından önemlidir. Bu yüzden, depolananın yapılacağı yerin fiziki şatları sistem
tasarımında mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Depolanacak enerjinin nasıl kullanılacağı,
yani depolandıktan sonra kullanım için bir enerji dönüşümü gerektirip gerektirmediği sistemin
performansı açısından önemlidir. Fazladan yapılacak her dönüşüm sistemin performansını
olumsuz yönde etkileyecektir.

Yukarıda açıklanan faktörler göz önüne alındığı zaman bir enerji dönüşüm sistemi için enerji
depolama sisteminin entegre edilmesi ve bu sistemden maksimum fayda ile yararlanmak
oldukça ciddi tasarım işi gerektirmektedir. Yukarıdaki faktörlerin tamamını sağlamak mümkün
olmayacağından sistem tasarımında tercihler en iyi şekilde ve dikkatle yapılmalıdır. Hatalı
sistem tercihleri ilk yatırım maliyetlerini arttırabilir, geri ödeme süresini uzatabilir ya da
sistemin performansını düşürebilir. Bu olumsuzların biri olabileceği gibi hepsinin de
gerçekleşmesi mümkündür. Bu yüzden enerji dönüşüm sistemleri ve enerji depolama
sistemleri tasarlanırken iyi bir optimizasyon çalışması yapılmalıdır.

1.4. Enerji Depolamanın Önemli ve Gerekliliği

Enerji depolama önceki bölümlerde sıralanan avantajlarından dolayı enerji dönüşüm


sistemleri için oldukça önemlidir. Çünkü sistemden elde edilen fayda miktarını arttırmakta ve
sistemin daha yüksek performansla çalışmasını sağlamaktadır. Sağladığı diğer önemli bir
avantaj ise enerji kaynağının aktif olduğu zamanlar ile enerjinin ihtiyaç olduğu zaman
periyotları arasında uyumsuzlukları çözer. Bu sayede yenilebilir enerji kaynaklarından
kaynağın aktif olduğu dönemler dışında da yararlanmak mümkün olmaktadır.

Günümüzde enerji ihtiyaçlarını karşılamak için farklı enerji dönüşüm sistemleri ve santralleri
kullanılır. Bu sistemlerden elde edilen enerji anında tüketilmediği durumda boşa gider. Bu
yüzden enerjinin üretildiği ve ihtiyaç olduğu zamanları çakıştırmak önem arz etmektedir.
Ancak gerçekte böyle bir durum söz konusu değildir. Çünkü hem enerji üretimi hem de
tüketimi hem kısa periyotta hem de uzun periyotta sürekli değişim göstermektedir. Örneğin;
elektrik enerjisi en çok 17:00 ile 22:00 arasında tüketilirken, en az 00:00 ile 06:00 arasında
tüketilmektedir. Isıtma sistemlerine yaz aylarında gerek duyulmazken, kış aylarında ısıtma
sistemlerinin tükettiği enerji miktarı ciddi bir şekilde artmaktadır. Benzer şekilde soğutma
sistemleri soğuk dönemlerde kullanılmazken, yaz aylarında sürekli olarak kullanılmaktadır.
Hatta ülke bazında elektrik tüketim rekorları genellikle yaz ayrında kırılmaktadır. Ayrıca bu
cihazların gün içerisinde kullanımı da ciddi şekilde değişmektedir.

Tüketimde yukarıda açıklanan değişimler görünürken, benzer şekilde üretim de hem uzun
periyotta hem de kısa periyotta değişimler gözlenmektedir. Bu değişim genellikle yenilebilir
enerji kaynaklarının olduğu santrallerden kaynaklanmaktadır. Çünkü fosil yakıtlı enerji üretim
tesisleri tam zamanlı olarak faaliyet göstermektedir. Ancak bir güneş enerjili elektrik üretim
tesisinden geceleri yararlanmak mümkün olmamaktadır ya da kış aylarında sistemin
performansı ciddi şekilde düşmektedir. Benzer durum diğer yenilebilir enerji kaynaklı
sistemlerde de problem olarak karşımıza çıkmaktadır.

Enerji mühendisliğinin temel konularından biri üretim ile tüketim arasındaki bu uyumsuzluğu
azaltmaktır. Üretimi ve tüketimi mümkün olduğu kadar eşitlemek amaçlanır. Bu amaç
doğrultusunda uygulanabilecek en önemli metot enerji depolama sistemleridir. Enerji

9
depolama sistemleri ile üretilen fazla enerji daha sonra kullanılmak üzere depolanabilir ya da
enerji ihtiyaçlarının bir kısmı enerji ihtiyaçlarının daha az olduğu dönemlere taşınabilir.
Böylece daha dengeli bir enerji tüketimi ve kullanımı sağlanabilir.

Ülkemizde Kasım 2017 itibari ile üretilen elektrik enerjisi miktarı 264,876,924,030 kWh iken,
elektrik tüketimi ise Kasım 2017 itibari ile 264,320,709,320 kWh’dir. Üretilen elektrik
enerjisinin enerji kaynaklarına göre dağılımı Şekil 6’de görülmektedir.

Şekil 6. Kasım 2017 itibari ile ülkemizde üretilen ve tüketin elektrik enerjisi miktarları
[Kaynak: TMMOB, EMO aracılığı ile TEİAŞ, 12.12.2017]

Ülkemizde 2016 yılında 6,330,300,000 kWh (6330.3 GWh) elektrik enerjisi ithalatı
gerçekleştirilmiştir. Buna karşın yine 2016 yılında ise 1,451.7 GWh elektrik enerjisi ihraç
edilmiştir. Şekil 6’deki veriler kıyaslandığı zaman, ülkemizdeki elektrik üretiminin tüketimine
yetmiş olması ve ithal edilen elektrik enerjisi olmaması gerekmektedir. Ancak TEİAŞ verileri
göre ciddi miktarda elektrik enerjisi ithal ettiğimiz görülmektedir. Bu duruma sebep olan en
büyük etmen üretilen elektriğin üretildiği zamanlarda ihtiyaç olmaması ya da elektrik
kullanımının yoğun olduğu zamanlarda elektrik kurulu gücünün ihtiyacı karşılayamamasıdır.
Ayrıca yedekte bekletilmek zorunda olan ve bakımda olan tesisler de bu duruma neden
olmaktadır. Bu verilerden görüldüğü üzere, enerjinin depolanması ile ülkemizin elektrik
ithalatını azaltmaya yardımcı olunabilir.

1.5. Enerji Depolama Sistemlerinin Çalışma Prensibi

Enerji depolama sistemlerinin temelde üç çalışma periyodu bulunmaktadır. Bunlar;

• Enerji yükleme periyodu(charging)


• Depolama, bekletme periyodu (storing)
• Enerji boşaltma periyodu (discharging)

10
Enerji yükleme periyodunda kaynağından alınan enerji dönüştürülerek ya da
dönüştürülmeden bir depolama ortamı içerisine yüklenir. Örneğin bir güneş enerjili ısıtma
sisteminde depo içerisinde ısıtılan materyal, güneş enerjili sistem ile elde edilen hidrojen vb.
Enerji yükleme periyodu enerji kaynağının aktif ya da ucuz olduğu dönemlere denk
gelmektedir. Daha sonra yüklenen bu enerji ihtiyaç olacağı zaman bir depolama tankı, taşıyıcısı
ya da deposu içerisinde bekletilir, depolanır. Bu depolama süresinde kayıpların mümkün
olduğunca az olması istenir. Depolanan enerji, enerji boşaltma periyodunda kullanılarak enerji
ihtiyacı karşılanır. Enerji boşaltma periyodu enerji kaynağının aktif olmadığı ya da pahalı
olduğu dönemlerde gerçekleştirilir. Aşağıda Şekil 7‘de enerji depolama sistemlerinin çalışma
periyotları şematik olarak görülmektedir.

Şekil 7: Enerji depolama sistemlerinin çalışma mekanizması [4]

1.6. Akıllı Enerji Sistemleri ve Çözümleri

Günümüzde insanlığın çok uğraş verdiği konulardan biri ve en önemlisi enerjidir. Çünkü enerji
hali hazırda hayatımızı kapsayan her türlü makine, cihaz ve ekipmanın çalıştırılması için
gereklidir. Sıralanan bir ekipman ve sistemlerin yaygınlaşması ile enerji tüketimi sürekli olarak
artmaktadır. Geçmişten günümüze enerji tüketimi sürekli olarak artış göstermektedir. Gelecek
için yapılan tahminlerde de bu artışın devam edeceği ön görülmektedir. Şekil 8’de dünya
genelindeki elektrik tüketimin yıllara göre değişimi görülmektedir. Şekil 8’den görüldüğü
üzere, elektrik tüketimi yıllar içerisinde ciddi miktarda artış göstermiştir. Enerji tüketimindeki
artış ve artış beklentisi mühendisleri ve araştırmacıları enerji kaynaklarından mümkün olan en
iyi seviyede yararlanmaya sevk etmiştir.

Şekil 8: Dünya genelinde elektrik tüketiminin yıllar içerisindeki değişimi [5]

Günümüzde enerji dönüşüm sistemlerinde bir kaynaktan maksimum seviyede yararlanmak


amaçlanmaktadır. Bu kapsamda, akıllı enerji sistemleri ya da çözümleri olarak adlandırılan

11
sistemler gittikçe yaygınlaşmaktadır. Şekil 9’de akıllı bir enerji dönüşüm sisteminde olması
gereken aşamalar görülmektedir. Konvansiyonel eski tip bir enerji dönüşüm sisteminde bir
kaynaktan alınan enerji bir sistemde hizmet almak için dönüştürülürdü. Ancak akıllı enerji
sistemlerinde kaynaktan alınan enerji çoklu bir sistemde (multigeneration) dönüştürülerek
hizmete sunulur. Ayrıca hem kaynakla sistem arasında hem de sistemle hizmet arasında
depolama yapılabilmektedir. Böylece kaynaktan maksimum seviyede yararlanmak mümkün
olmaktadır.

Şekil 9: Akıllı enerji sistemleri ve 3S + 2S kuralı []

Bir enerji dönüşüm sisteminin olması gereken ve sistem performansını değerlendirmede


kullanılan 8 önemli faktör Şekil 10’de görülmektedir. Burada görülen 8 temel unsurun ya da
bu unsurlardan mümkün olanların başarılması ile bir enerji dönüşüm sistemi akılı hale
getirilebilir. Buna ek olarak, bu faktörler üzerinden sistemin farklı durumlardaki performans
kıyaslamaları gerçekleştirilebilir.

Şekil 10: Akıllı enerji sisteminde olması gereken 8 temel unsur []

12
1.7. Enerji Depolamanın Tarihi

Enerji depolama çok eski zamanlardan beri insanlık tarihi

13
2. BÖLÜM: MEKANİK ENERJİ DEPOLAMA
2.1. Mekanik Enerji Depolama Nedir?

Mekanik enerji lineer ve dönme hareketlerinin kinetik enerjisiyle, yüksekliği değiştirilen bir
materyalin potansiyel enerjisiyle, elastik malzemelerin sıkıştırılması ya da şekil
değiştirilmesiyle veya gazların sıkıştırılmasıyla depolanabilir. Yani mekanik enerji depolamada
herhangi bir enerji kaynağı kullanılarak mekanik enerjiye dönüştürülür ve depolanır. Mekanik
enerji depolamaya örnek olarak hidrolik enerji depolama, sıkıştırılmış hava depolama,
zemberekler ve volanlar örnek verilebilir. Büyük miktarda enerjileri lineer hareketli sistemler
ile depolamak çok mümkün değildir. Çünkü hareket mesafesi kısa olduğundan depolanacak
enerjinin miktarı da kısıtlıdır. Ancak dönme hareketinin kinetik enerjisi ile depolama yapmak
hem daha basit hem de daha yüksek kapasitede enerji depolaması sağlar. Bu ders kapsamında
hidrolik depolama, sıkıştırılmış hava ve volanlar üzerindeki durulacaktır.

2.2. Hidrolik Depolama (Hydro-storage, Pumped storage)

Hidrolik depolama oldukça basit bir çalışma prensibine sahiptir. Geceleri elektrik birim fiyatı
ucuzken yüksek seviyeye su pompalanır. Elektrik birim fiyatının yüksek olduğu dönemlerde de
yüksek seviyedeki su kullanılarak elektrik üretimi yapılır. Bu depolamanın amacı elektrik
ihtiyacını daha düşük maliyet ile karşılamaktır. Hidrolik enerji depolamada su kaynağı olarak
nehir, göl vb. su yatakları ya da toprak altı su kaynakları kullanılır.

Şekil 11: Nehir kaynaklı bir hidrolik enerji depolama sistemi

Şekil 12: Yeraltı suyu kaynaklı bir hidrolik enerji depolama sistemi

14
Şekil 11 ve Şekil 12’de nehir su kaynaklı ve yeraltı suyu kaynaklı iki hidrolik enerji depolama
sistemi sırasıyla verilmiştir. Bu sistemlerde genellikle elektriğin gün içerisindeji tarife
farklığından yararlanılır. Enerji yükleme periyodunda yani elektriğin ucuz olduğu tarife
zamanında su kaynağından daha yukarı seviyede bir yere (depo, kuyu, göl, havuz vb.)
pompalar aracılığı ile su pompalanır. Hidrolik enerji depolama sistemlerinde pompalama için
gerekli olan enerji yenilenebilir enerji kaynaklarından da sağlanabilmektedir. Yukarı seviyede
depolanan su elektrik üretileceği zamanda kadar bekletilir (depolama periyodu). Son olarak
enerji boşaltma periyodunda, yukarı seviyedeki su aşağı doğru hareketlendirilerek bir türbin
vasıtasıyla elektrik enerjisi üretilir. Böylece elektirk enerjisinden daha düşük maliyetler ile
yararlanılabilir. Bu depolama türünün iki faydası bulunamaktadır. Bunlardan ilki elektrik
tüketim maliyetlerini düşürmesi, ikincisi ise elektrik üretimini ve tüketimini dengeli bir şekilde
kullanmaya olanak sağlamasıdır. Çünkü depolanan enerji ile gündüz ya da akşam
tarifelerindeki enerji tüketimi karşılanır. Böylece hem pik azaltılmış hem de pik olmayan
saatlere kaydırılmış olur. Hidrolik enerji depolama santrallerinin verimi yaklaşık olarak %50
‘dir. Enerji yukarı seviyelere pompalanırken enerjinin %30’u kaybolur. Ayrıca yukarıda suyun
seviyesi değiştirilerek enerji üretirken de diğer %30’si kaybolur. Bir hidrolik enerji depolama
santralinin ortalama 20 yıl ömrü vardır. Ayrıca enerjiye ihtiyaç duyulduğu zaman, sistem sahip
olduğu gücün %100’e çok kısa bir sürede ulaşmaktadır. Hidrolik enerji depolama sistemlerinde
boru ve boru bağlantılarındaki kayıpları mümkün olarak düşük tutmak sistemin performansı
açısından önemlidir. Çünkü düşük kayıplarda pompanın gü. gereksinimi daha düşük olacaktır.
Böylece enerji yükleme periyodunda gerekli olan enerji miktarı da düşecektir.

Hidrolik enerji sistemleri depolanacak enerji miktarına bağlı büyük hacimler gerekmektedir.
Ayrıca bu depolama hacminin referans seviyeden mümkün olduğu kadar yüksekte olması
gerekmektedir. Bu şartlar göz önünde bulundurulduğu zaman bu tesis için ne önemli tasarım
kriteri jeografik şartlardır. Jeografik şartların uygun olmadığı yerlerde yeraltı su kaynakları
kullanılabilir (Şekil 12). Bu sistemler su yer altından çıkarıldığı için yükseklik farkı önemli bir
problem değildir.

Amerika’da 38 hidrolik depolama yapan tesis bulunmaktadır. Bu tesisler ülkenin toplam


elektrik üretme kapasitesinin yaklaşık %2’sini kapsamaktadır. Benzer şekilde Avrupa’da
toplam kapasitenin %5’i ve Japonya’da ise toplam kapsitenin %10’unu kapsayan hidrolik enerji
depolama tesisleri bulunmaktadır. Bu tesislerin temel amacı ülkedeki elektrik üretimi ve
tüketimi arasındaki denge sağlamaktadır. Gece saatlerinde düşük fiyatlı elektrik birim
fiyatından depolanan enerji, daha sonra elektirk kullanımının yoğun olduğu yüksek fiyatlı birim
fiyatlı elektrik kullanımında tüketilmektedir. Böylece hem pik yük azaltılmış olur, hem de
elektrik tüketim maliyetleri düşürülmüş olur.

Uygulama 1: Bir hidroelektrik santralin güç analizi

2.3. Sıkıştırılmış Havayla Enerji Depolama (Compressed Air Storage)

Sıkıştırılmış havayla enerji depolama sistemlerinde; hava, pik olmayan saatlerde (gece tarifesi)
büyük mağaralarda, tuz tepelerinde, kullanılmayan madenlerde, tükenmiş gaz ve petrol
yataklarında ya da yapılmış mağaralarda sıkıştırılır. Daha sonra sıkıştırılmış hava pik saatlerde
gaz türbinlerinde kullanılarak elektrik üretilir. Bu enerji depolama sisteminin temel amacı,
elektrik pik yükünü azalmak ve elektrik tüketim maliyetlerini düşürmektedir. Sıkıştırılmış
havayla enerji depolama sistemlerinde, elektriğin ucuz olduğu pik olmayan saatlerde

15
kompresörler ile hava depolama ortamında sıkıştırılır (enerji yükleme periyodu). Sıkıştırılan
hava mümkün olan en düşük kayıp ile depolanır (depolama periyodu). Son olarak, depolanan
sıkıştırılmış hava türbinde kullanılarak elektrik üretimi gerçekleştirilir. Böylece pik yükün
kaydırılması ve ucuz elektrik tüketim maliyeti sağlanmış olur. Ayrıca acil durumlar için geçici
depolama olarak da kullanılmaktadır.

16
3. BÖLÜM: ISIL (TERMAL) ENERJİ DEPOLAMA
3.1. Giriş

Isıl enerji depolama, bir enerji türünün ısı enerjisine dönüştürülerek geçici olarak
depolanmasıdır. Depolanan enerji ısı enerjisi olarak kullanılabileceği gibi başka bir enerji
türüne de dönüştürülüp kullanılabilir. Isıl enerji depolama sistemleri 1. Bölümde sıralanan ve
açıklanan enerji depolamanın sağladığı tüm avantajlara sahip olmasından dolayı oldukça
önemlidir. Ancak, dünya üzerinde tüketilen enerjinin %70’i ısı olarak tüketilmekte ya da
dönüştürülmektedir. Yani enerjinin 2/3’lük kısmı ya ısı olarak kullanılmaktadır. Ayrıca enerji
dönüşüm cihazlarının tamamının atık enerjisi ısıdır. Bu rakamlardan görüldüğü üzere ve yine
1. Bölümde açıklanan akıllı enerji dönüşüm sistemleri göz önünde bulundurulduğu zaman, ısıl
enerji depolama sistemleri enerji depolama sistemleri arasında önemli bir yere ve potansiyele
sahiptir. Ayrıca enerji depolama sistemleri arasında en yaygın kullanılan, en olgunlaşmış ve
eski türdür.

Ticari, endüstriyel ve kamu sektörlerinin enerji ihtiyacı günlük, haftalık ve mevsimlik olarak
değişiklikler göstermektedir. Enerjinin ihtiyaç olduğu zamanla enerji kaynağının aktif olduğu
zaman arasındaki eşleşme sorunu, ısıl enerji depolama sistemlerinin kullanılması ile ortadan
kaldırılabilir. Isıl enerji depolama sistemleri ile alakalı; ısıtma, soğutma, iklimlendirme, klima
gibi ısıl uygulamaları kapsayan çalışmalar yoğun bir şekilde sürdürülmektedir. Son yarım asırda
sanayileşmiş ülkelerde, çok sayıda ısıl enerji depolama sistemi geliştirilmiştir. Isıl enerji
depolama sistemlerindeki bu gelişmede en büyük etmen; ısıl enerji depolama sistemlerinin ısıl
sistemlerde kullanılan ekipmanları daha verimli, daha düşük kapasite ile ve/veya daha az
işletme maliyeti ile kullanılmasına olanak sağlamasıdır. Sağladığı bu faydalardan dolayı ısıl
enerji depolama sistemleri ekonomik ve çevresel açıdan ciddi bir potansiyele sahiptir.

Enerji dönüşüm sistemlerinin ısıl performanslarında, ısıl enerji depolama sistemleri önemli rol
oynamaktadır. Isıl enerji depolama sistemleri sayesinde atık ısıdan yararlanmak mümkün
olduğu gibi elektrik enerjisi kullanımında pik yükleri kaydırmak da mümkün olmaktadır. Bu
sayede önemli miktarda ekonomik tasarruflar elde edilebilmektedir. Bölüm 1’de çok sayıda
enerji türü ve enerji depolama çeşidi olduğu açıklanmıştı. Ancak bu duruma karşın, çoğu
ülkede enerji, ısı olarak üretilmekte ve aktarılmaktadır. Bu sebepten dolayı enerji dönüşümü
açısından ısıl enerji depolama sistemleri önem arz etmektedir. Bu duruma ek olarak
kojenerasyon ve hibrit sistemlerin yaygınlaşması da ısıl enerji depolama sistemlerinin önemini
arttırmıştır. Isıl enerji depolama, geçmişten günümüze birçok araştırmacı tarafından
incelenmiş ve iyileştirilmeye çalışılmıştır. Günümüzde ısıl enerji depolama sistemleri, enerji
depolama sistemleri arasında en gelişmiş ve alt yapısı en çok bilinen yöntemdir.

Gelişmiş bir teknoloji olarak ısıl enerji depolama sistemleri; hacim ısıtma-soğutma, su ısıtma-
soğutma, iklimlendirme gibi ısıl sistem uygulamalarında artan bir ilgiye sahiptir. Isıl enerji
depolama sistemleri; sistem elemanlarını daha verimli kullanmak, sistem elemanlarının
kapasiteleri düşürmek ve enerji tüketim periyotunu kaydırmak adına büyük bir potansiyele
sahiptir. Yani enerjinin ihtiyaç olduğu ve üretildiği zaman arasındaki, zaman eşleşmesi
problemini çözebilecek en önemli yöntemlerden biridir. Bunun yanında, elektrik birim
fiyatındaki tarife farkından yararlanarak, enerji sistemlerinden daha az maliyetli bir şekilde
yararlanmayı da sağlar.

17
Yukarıdaki açıklamalar göz önünde bulundurularak, ısıl enerji depolama en genel anlamda,
enerjinin geçici olarak depolanması olarak tanımlanabilir. Isıl enerji depolamada temel amaç,
enerji kaynağı aktif değilken ya da pahalıyken enerjinin daha sonra kullanmak için bir
depolama ortamında ısı olarak depolanmasıdır. Isıl enerji depolama sistemlerine, güneş
enerjili ısıtma sistemleri ve soğuk enerji depolama sistemleri örnek gösterilebilir. Güneş
enerjili ısıtma sistemlerinin depolama ünitesinde, güneş enerjisi ısı enerjisi olarak akşam
kullanımı ya da kış kullanımı için depolanır. Soğuk enerji depolama sistemlerinde, kışın elde
edilen buzlar yazları soğutma için kullanılabilir. Ayrıca soğuk enerji depolama uygulamasına;
pik olmayan saatlerde, bir depolama biriminde soğuk materyal elde edip, pik saatlerde ise bu
depolanan soğuk materyal kullanılarak yeniden soğutma sağlayan sistemler de örnek
verilebilir.

Artan nüfus, yükselen sosyal yaşam kalitesi, azalan fosil yakıtlar ve çevresel olumsuz
etmenlerden dolayı, insanların yenilebilir enerji kaynaklarına ve enerjiyi verimli kullanmaya
olan ilgileri artmıştır. Yenilenebilir enerji kaynakları doğası gereği sürekli olarak enerji
üretemezler. Bu yüzden bu kaynakların etkin ve verimli kullanılması, enerji depolama
sistemleri ile sağlanabilir.

Isıl enerji depolama, enerjinin; bir maddenin ısıtılması-soğutulması, erimesi-katılaşması,


gazlaşması-sıvılaşması ya da bir kimyasal reaksiyon ile depolanmasıdır. Sıcaklık değişimiyle
gerçekleşen ısıl enerji depolama duyulur ısıl enerji depolama, faz değişiminden yararlanılarak
gerçekleştirilen ısıl enerji depolama gizli ısıl enerji depolama ve kimyasal reaksiyonlar ile
gerçekleştirilen ısıl enerji depolama ise kimyasal ısıl enerji depolama olarak adlandırılmaktadır.

3.2. Isı Enerjisi (Termal Enerji)


Isı enerjinin miktarı sıcaklıkla değişmektedir. Bir maddenin sıcaklığını arttığı zaman sahip
olduğu enerjisi de artar. Bir maddenin belli bir hacmini bir sıcaklıktan başka sıcaklığa çıkarmak
için gereken enerji

𝐸 = 𝑚𝐶 (𝑇' − 𝑇) ) = r𝑉𝐶 (𝑇' − 𝑇) )

Burada “C” maddenin özgül ısısıdır ve maddeden maddeye değişiklik göstermektedir. Bir
malzemeden enerji alındığı zaman o malzemenin sıcaklığı da düşer. Aksi durumda bir
malzemenin bünyesinde enerji arttığı zaman o malzemenin sıcaklığı artar. Bu enerji
değişimine; yani malzemenin enerjisinin sıcaklıkla değiştiği ısı enerjisine “duyulur ısı enerjisi”
adı verilmektedir.

Malzemelerin faz değişimi sırasındaki enerji değişimi ise “gizli ısı enerjisi” olarak tanımlanır.
Örneğin, buzun erimesi için gerekli olan ısı enerjisi miktarı, suyun buharlaşması için gerekli
olan ısı enerjisi miktarı ve bunların tersi durumlarında (donma ve yoğuşma durumları) açığa
çıkan enerji miktarları gizli ısı enerjisi olarak tanımlanır. Gizli ısı enerjisi aynı zamanda faz
değişme enerjisi olarak da tanımlanır. Faz değişimleri saf maddeler için genellikle sabit
sıcaklıkta gerçekleşir. Bu sıcaklıklar kaynama noktası, donam noktası olarak da adlandırılır.
Ayrıca maddelerin faz değişimleri için gerekli olan ya da açığa çıkan enerji miktarları, duyulur
ısıl enerji değişime göre oldukça yüksektir. Örnek olarak, 1 kg buzun buhar haline dönüşmesini
inceleyelim. Bu durumda, 0 °C buzun erimesi için gereken enerji miktarı 80 kcal’dır. 0 °C’deki
suyun 100 °C’ye ulaşması için gerekli olan enerji miktarı ise yaklaşık olarak 100 kcal’dır. Son
olarak 100 °C’deki suyun tamamen buharlaşması için gerekli olan ısı enerjisi miktarı ise yaklaşık

18
olarak 540 kcal’dir. Bu işlem için toplam gereken enerji miktarı yaklaşık 720 kcal’dir. Bu
örnekten görüldüğü üzere, faz değişimleri sırasındaki enerji değişimleri duyulur enerji
değişimlerine göre çok daha fazladır.

3.3. Isıl Enerji Depolamanın Temel Çalışma Prensipleri

Isıl enerji depolama sistemlerinin temel çalışma prensibi diğer enerji depolama sistemleri aynı
olup üç temel aşamadan oluşmaktadır. Bunlar;

1. Enerji yükleme periyodu


2. Depolama, bekleme periyodu
3. Enerji boşaltma periyodu

Yukarıda sıralanan enerji depolama periyotlarının şematik olarak gösterimi aşağıda Şekil 13’de
görülmektedir. Isıl enerji depolama sistemlerinde enerjinin yüklenilmesi ve boşaltılması
esnasında bir ısı transferi akışkanı (ITA) kullanılmaktadır. Bu ısı transferi akışkanı enerji
kaynağındaki enerjiyi depolama ortamına taşır. Taşıdığı enerjiyi depo içerisindeki depolama
malzemesine aktarır. ITA’ların su, hava, etilen-glikol, antifriz vb. gibi türleri bulunmaktadır.

Şekil 13: Isıl enerji depolama sistemlerinin temel çalışma prensiplerinin şematik olarak
gösterimi

Enerji yükleme periyodunda enerji kaynadığından alınan enerji ITA aracılığıyla ya da ITA
olmadan depolama malzemesine iletilir. Örneğin güneş enerjili su ısıtma sistemlerinde, güneş
enerjisi güneş kolektörleri aracılığı ile ısı enerjisine dönüştürülür ve dönüştürülen bu enerji
kolektör ile sıcak su tank arasında çevrim halinde çalışan ITA’ya (su, hava ya da antifriz)
aktarılır. Kolektörde sıcaklığı artan ITA; depoya gider ve sıcak su tankı içerisindeki suyu ısıtır.
Bu sırada sıcaklığı düşer ve geri ısınmak üzere kolektöre döner. Bu çevrim, güneş aktif oldukça
devam eder ve sıcak su tankı içerisinde suyun sıcaklığını yükseltir.

Depolama (bekleme) periyodunda ise ITA’nın bir etkileşimi yoktur. Bazı sistemlerde depolama
ünitesinde tutulduğu gibi bazı sistemlerde boşaltılabilmektedir. Bu periyotta, enerji yükleme
periyodunda şarj edilen enerji minimum kayıp ile kullanılacağı zamana kadar bekletilir. Güneş
enerjili sıcak su sistemlerinde, sıcak su kullanılacağı zamana kadar mümkün olan en az kayıpla
yalıtımlı bir sıcak su tankı içerisinde bekler.

19
Enerji boşaltma periyodunda, yüklenen ve depolanan enerji ITA aracılığıyla ya da direk olarak
kullanılabilir. Güneş enerjili sıcak su sistemlerinde, depolanan sıcak su direk olarak kullanılır.
Böylece güneş enerjisinden güneşin olmadığı zamanlarda da yararlanmak mümkün olmuştur.
Sıcak su elde etmek için kullanılabilecek fosil temelli yakıtların (doğalgaz, LPG ya da elektrik)
kullanımı azaltılmış olur. Güneş enerjili sıcak su sistemlerinin ülkemize yıllık 700-800 milyon
dolar arasında ekonomik katkı sağladığı tahmin edilmektedir.

Benzer şekilde soğutma yükünün, soğuk kapasitenin depolanmasında benzer çalışma


prensipleri geçerlidir. Soğuk enerji depolama sistemlerinde enerji kaynağı elektrik enerjisidir.
Elektrik enerjisi, enerji yükleme periyodunda soğutma gruplarında düşük sıcaklıkta ısı
enerjisine dönüştürülür ve bir depolama tankı içerisindeki depolama ortamının ya
soğutulmasını ya da katılaşmasını sağlar (soğutulmuş sulu ya da buzda enerji depolama). Bu
işlem sırasında bir ITA kullanılır. ITA olarak genellikle etilen-glikol çözeltileri kullanılır. Enerji
yükleme periyodu elektriğin ucuz olduğu gece tarifesinde yapılmaktadır. Daha sonra yüklenen
enerji kullanılacağı zamana kadar tank içerisinde minimum kayıpla bekletilir (depolama
periyodu). Son olarak depolanan soğuk kapasite kullanılarak bir ITA’nın soğutulması yapılır ve
binanın soğutulması gerçekleşir.

Güneş havuzları (solar pond) yaygın olarak kullanılan ısıl enerji depolama sistemlerinden
biridir. Bu sistemde, güneş ışınları direk olarak havuz yüzeyine gelir ve havuz içerisindeki suyun
ısınmasını sağlar. Böylece bir ITA kullanmadan güneş enerjisi depolama ortamında ısı
enerjisine dönüştürülür ve kullanılır. Daha sonra bu enerji ihtiyacı olup kullanılıncaya kadar
minimum kayıpla bekletilir. Son olarak ihtiyaç halinde, ısınan suyun direk kullanılması ya da
güneş havuzun içerisine yerleştirilen bir ısı değiştiricisi ve ITA aracılığı ile depolanan enerji
boşaltılır.

3.4. Isıl Enerji Depolama Sistemlerinin Sınıflandırılması

Isıl enerji depolama sistemlerinin çok sayıda sınıflandırma şekilleri vardır. Ancak bu şekiller
içerisinde en yaygın olarak kullanılan ısı enerjisinin türüne göre olan;

1. Duyulur ısıl enerji depolama: depolama malzemesinin sıcaklık değişimi esasına


dayanan ısıl enerji depolama
2. Gizli ısıl enerji depolama: depolama malzemesinin faz değişimi sırasında gerekli olan ya
da açığa çıkan ısı enerjisi değişimi esasına dayanan ısıl enerji depolama
3. Kimyasal ısıl enerji depolama: kimyasal ısıl enerji depolama kimyasal reaksiyonların
endotermik ya da ekzotermik olması durumu ile alakalıdır. Bir endotermik reaksiyon
sırasında enerji yüklenir ve daha sonra bu reaksiyonun aksi yönünde ekzotermik bir
reaksiyon ile de enerji boşaltılır.

Isıl enerjinin diğer bir sınıflandırma şekli enerji depolama süresi ile alakalıdır.

1. Kısa süreli depolama: günlük ve saatlik depolamaları ifade eder. Güneş enerjili sıcak su
depolama, soğutma yükü depolama vb.
2. Uzun süreli depolama: haftalık, aylık, mevsimlik, yıllık vb. uzun sürede büyük
kapasitede depolamayı ifade eder. Kaya yataklarında depolama, çakıl yataklarında
depolama ve büyük güneş havuzu sistemleri gibi sistemler uzun süreli ısıl enerji
depolamaya örnek verilebilir.

20
Depolama sıcaklığı ile alakalı sınıflandırma;

1. Düşük ve orta sıcaklıkta ısıl enerji depolama: 30-90 °C sıcaklık aralığında yapılan ısıl
enerji depolamadır.
2. Yüksek sıcaklıkta ısıl enerji depolama: 100 °C ve üzerindeki yapılan ısıl enerji depolama
sistemlerini ifade eder.
3. Soğuk enerji depolama: 10 °C ve altında soğuk kapasitenin depolanması için yapılan ısıl
enerji depolama sistemleridir.

3.5. Duyulur Isıl Enerji Depolama

Duyulur ısıl enerji depolamada enerji, su, hava, yağ, kaya yatağı, tuğla, kum ve toprak gibi
depolama ortamının sıcaklığı değiştirilerek depolanır. Isıl enerji depolamaya duyulur ısı
makinesi ile giren enerji miktarı, depolama ortamının kütlesi, depolama sıcaklık değişimi ve
özgül ısısı ile orantılıdır. Her bir depolama ortamı kendine göre avantaj ve dezavantajlara
sahiptir. Örneğin su kaya ve toprağa göre en az 3 kat daha fazla özgül ısıya sahiptir. Su sahip
olduğu yüksek özgül ısıdan dolayı sıcak su depolama tankları duyulur ısıl enerji depolama için
mantıklı bir seçim olmaktadır. Daha düşük özgül ısıya sahip olan kayalar seramikler büyük
sıcaklık değişimlerinin olduğu yerlerde kullanılmaktadır.

Tipik bir duyulur ısıl enerji depolama sistemi, bir depolama ortamı, bir depolama ortamını
taşıyan depo ve giriş/çıkış cihazlarından oluşmaktadır. Taşıyıcı depo hem depolama
malzemesini korurken aynı zamanda hem de minimum enerji kaybıyla bu işlemi
gerçekleştirmelidir. Taşıyıcı içerisinde sıcaklık tabakalaşmasının oluşması istenir. Sıcaklık
tabakalaşmasının elde edilmesi ve korunması katılarda sıvılara göre oldukça kolaydır.

Duyulur ısıl enerji depolama malzemeleri sıcaklık değişiminin etkisi altındadır. Bu yüzden
depolanan enerji miktarı aşağıdaki gibi hesaplanabilir.

𝑄 = 𝑚 𝐶 𝛥𝑇 = 𝜌 𝐶 𝑉 𝛥𝑇

Yukarıda ifadeden görüldüğü üzere malzemenin yüksek yoğunluğa ve özgül ısıya sahip olması
o malzemenin depolama miktarını arttırmaktadır. Bu yüzden bir malzemenin duyulur ısıl enerji
depolama kabiliyeti bu iki değer üzerinden değerlendirilir. Bu iki değerin çarpımının yüksek
olduğu malzemeler yüksek duyulur ısıl enerji depolama kabiliyetine sahipken, düşük olanlara
daha düşük duyulur ısıl enerji depolama kabiliyetine sahiptir. Duyulur ısıl enerji depolama
sistemlerinde kullanılan bazı malzemelerin özellikleri aşağıdaki tabloda verilmiştir.

21
3.5.1. Isıl tabakalı (sıcaklık tabakalı) ısıl enerji depolama tankları

Sıcaklık tabakalaşmasına sahip tanklar uzun yıllardır ısıtma, soğutma ve iklimlendirme gibi çok
sayıda enerji dönüşümü uygulamalarında yayın olarak kullanılmaktadır. Aşağıdaki şekilde
sıcaklık tabakalaşmasına sahip iki tank görülmektedir. İçerisinde su bulunan efektif bir ısıl
enerji depolama tankı için aşağıda sıralanan üç unsur önem arz etmektedir.
1. Tank ısıl yönden tabakalaşmış olmalıdır. Yani farklı yüksekliklerde farklı sıcaklığa doğal
olarak ısı enerjisine sahip su bölgeleri olmalıdır.
2. Şekil 14: Bir sıcak su tankındaki giriş ve çıkışların pozisyonu efektif su miktarıŞekil 14’de
görülen ölü bölgeler minimize edilmiş olmalıdır.
3. Tanktan çevreye olan ısı kayıpları mutlaka azaltılmalıdır.

Şekil 14: Bir sıcak su tankındaki giriş ve çıkışların pozisyonu efektif su miktarı

Duyulur ısıl enerji depolama sistemlerinde kullanılan çok sayıda sıcak su tankı türü
bulunmaktadır. Bu tank türleri aşağıda verilmiştir.

22
Sıcaklık tabakalaşması tank içerisindeki suyun yoğunluğunun sıcaklıkla değişimi esasına göre
doğal yollarla oluşur. Sıcaklık tabakalaşmasının oluşması için herhangi bir cihaz ya da ekipman
kullanılmamaktadır. Tanka giren sıcak su ya da su ısındıkça tankın üst kısımlarına doğru
kendiliğinden hareket eder. Böylece tankın alt kısımlarında daha düşük sıcaklıkta su, üst
kısımlarında ise daha yüksek sıcaklıkta su tutulur. Sıcaklık tabakalaşması duyulur ısıl enerji
depolama ve sıcak su depolama tankları için en önemli performans parametresidir. Bu yüzdeni

23
tank içerisinde sıcaklık tabakalaşmasını iyileştirme ve korumak için çok sayıda çok ve yöntem
geliştirilmiştir ve halen araştırılmaktadır. Aşağıda ısıl tabakalaşmış bazı tank türleri
görülmektedir.

Şekil 15: Farklı tank konfigürasyonlarının şematik görünümü

3.5.2. Isıl tabakalaşmaya sahip sıcak su tanklarının ısıl yönden değerlendirilmesi

Isıl tabakalaşma diğer deyişle sıcaklık tabakalaşması sıcak su tankları için en önemli performans
kriteridir. Bu yüzden sürekli olarak araştırmacılar tarafından iyileştirilmek istenmektedir. Sıcak
su tankları içerisindeki sıcaklık tabakalaşmasının derecesinin belirlenmesinde çok sayıda yok
ve yöntem kullanılmaktadır. Değerlendirmeler boyutlu ve boyutsuz sayılar üzerinden
yapılmaktadır. Tank içerisindeki sıcaklığın yükseklikle değişiminin boyutlu ve boyutsuz olarak
verilmesi sıcaklık tabakalaşmasının derecesini belirlemede kullanılabilecek en kolay en hızlı
metotlardan biridir. Ayrıca yine sıcaklık tabakalaşmasının derecesini belirlemek için boyutsuz
Stratification sayısı, MIX number, Pathahooklaren sayısı gibi çok sayıda boyutsuz sayıda
araştırmacılar tarafından kullanılmaktadır. Bunlara ek olarak bir enerji dönüşüm sistemi için
uygulanabilecek en elverişli yöntemlerden biri termodinamik analizlerdir. Sistemin
termodinamiğin birinci ve ikinci kanunları yönünden değerlendirilmesi sistem ile alakalı her
türlü performans bilgisini verecektir.

UYGULAMA 2. Yatay mantolu bir sıcak su tankının termodinamiğin birinci ve ikinci kanunu
yönünden değerlendirilmesi

3.5.3. Betonda ısıl enerji depolama (concrete thermal energy storage)

Beton yapılar düşük fiyatından ve kolay uygulanabilirliğinden dolayı ısıl enerji depolama
sistemlerinde tercih edilmektedir. Pahalı olmayan eklentilerin olduğu betonlar genellikle
kullanılır. Beton aşağıda sıralanan önemli özelliklere sahiptir.

24
• Yüksek özgül ısı
• İyi mekanik özellikler (yüksek basma mukavemeti)
• Isıl genleşmesinin düşük olması
• Isıl yükleme için yüksek mekanik direnç

Bir beton ısıtıldığı zaman, betonun özelliklerinin değiştirecek bazı dönüşümler ve kimyasal
tepkimeler meydana gelebilir. Beton 100 °C’ye kadar ısıtıldığı zaman, beton içerisindeki su
dışarı atılır. Kalan su ya küçük kapalı gözenekler içerisinde kalır ya da kimyasal olarak absorbe
edilir. Bu kalan su 120 ile 600 °C’ye kadar ısınan beton içerisinden atılır. Çoğu dehidrasyon 30
ile 300 °C arasında gerçekleşir. Bu su kaydı betonun ağırlığı %2-4 arasında değiştirir. Betonun
özgül ısısı 20 °C ve 120 °C arasında %20 oranında azalır. Bu problemlerden ve ısıl genleşme
problemlerinden sakınmak için bazalt esaslı betonlar kullanılmaktadır. Ayrıca beton yapı
içerisinde çelik vb. yapılar kullanılarak da bu durumun önüne geçilebilir. Ayrıca beton
depolama ortamının inşasında çelik kullanılması malzemesinin ısıl iletkenliğini de arttırır. Bu
gibi beton depolama prefabrik plakalar ile sağlanabilir. Alternatif olarak, betonlar büyük
bloklar halinde de dökülebilir. Bu yapılardan hangisinin tercih edilebileceği yerel şartlara göre
değişim göstermektedir.

3.5.4. Kaya ve Su/Kaya ortamında ısıl enerji depolama

Kaya özgül ısısı suya göre çok düşük olmasına rağmen çok ucuz elde edilebilecek bir malzeme
olmasından dolayı ısıl enerji depolama sistemlerinde kullanılmaktadır. Kayanın suya göre en
önemli avantajlarından biri sıcaklığının 100 °C’nin üstüne kolaylıkla çıkarılabilmesidir. Ayrıca
su ve kaya karışımından oluşan depolama ortamları da kolaylıkla elde edilebilir ve kullanılabilir.
Örneğin, bir ısı pompası sisteminde ısı kuyusu ısıl enerji depolama ortamı olarak seçilirse
sistemin verimi artar.

Şekil 16: Kaya ve kaya/su enerji depolama ortamının farklı kullanım seçecekleri

3.5.5. Diğer Duyulur Isıl Enerji Depolama Ortamları ve Sistemleri

Duyulur ısıl enerji depolamada yukarıda sıralanan türler dışında yeraltı su kaynaklarına ısıl
enerji depolama ve güneş havuzu sistemleri de bulunmaktadır. Yeraltı su kaynaklarına ısıl
enerji depolamada, enerji yükleme periyodunda yeraltı su kaynağına enerji yüklenir ve daha

25
sonra enerjinin ihtiyaç olduğu zamanlarda depolanan enerji kullanılır. Depolama ortamının
hacminin çok yüksek ve doğal olarak hazır olmasından dolayı bu sistem göreceli olarak faydalı
gibi görünmektedir. Ancak ilk kurulumun zor olması ve ilk yatırım maliyetlerinin yüksek
olmasından dolayı yaygın olarak kullanılmamaktadır.

Güneş havuzları uygulama kolaylığından dolayı yaygın olarak kullanılmaktadır. Ayrıca hem
düşük hem de yüksek hacimde depolama yapmak için elverişli bir yöntemdir. Bu sistemde
güneş kolektörü kullanılacağı gibi kullanılmaya da bilir. Kolektör olmayan sistemde güneş
enerjisi direk olarak güneş havuzunun üzerine gelir ve havuz içerisindeki suyu ısıtır. Isınan su
havuzdaki suyun kirlenmesinden dolayı genellikle direk olarak kullanılmaz. Bu yüzden, güneş
havuzunun içerisine bir ısı değiştiricisi yerleştirilir. Bu ısı değiştirici aynı zamanda güneş
kolektörü olan sistemlerde kolektörden gelen sıcak ısı transferi akışkanının enerjisini güneş
havuzuna aktarmada da kullanılmaktadır.

Şekil 17: Güneş havuzunun şematik olarak gösterimi

3.6. Gizli Isıl Enerji Depolama

Maddelerin faz değiştirmesi için gerekli olan ısı geçişine gizli ısı adı verilir. Gizli ısı değişimi
duyulur ısı değişimine göre aynı hacimdeki, aynı madde için genellikle çok daha fazladır. Örnek
olarak su ele alınacak olursa, Şekil 18'den görüldüğü gibi suyun sıcaklığını 5 °C değişmek için
gerekli olan ısı enerjisi miktarı ile, buz halinden su haline geçtiği zamanki ısı enerjisi miktarı
arasında yaklaşık 16 kat fark bulunmaktadır. Hacim açısından sağladığı büyük avantajdan
dolayı büyük kapasiteli sistemlerde genellikle gizli ısıl enerji depolama (GED) tercih
edilmektedir. Ayrıca depolama hacminin küçük olması, depolama ortamının yüzey alanını
düşüreceğinden, depolama ortamından çevreye olan ısı kaybı miktarını da azalacaktır.

Şekil 18: Su için duyulur ve gizli ısı değişimi miktarları

26
GED sistemlerinde kullanılan depolama maddesine faz değiştiren malzeme (FDM) adı
verilmektedir. Yaygın olarak kullanılan FDM'lere su/buz, tuz çözeltileri ve bazı polimerler örnek
verilebilir. Bunların yanında ötektik tuzlar da FDM olarak yayın olarak kullanılmaktadır. Parafin
ve zeolit de uygulamada kullanılan FDM'lerdendir.

GED sistemleri kullanılan FDM'lerin faz değiştirme sıcaklıklarına göre düşük sıcaklıklı ve yüksek
sıcaklık GED sistemleri olarak ikiye ayrılır. Ayrıca soğutma ve klima sistemleri için enerjiyi soğuk
olarak depolayan sistemlere ise "soğuk ısıl enerji depolama" sistemleri adı verilmektedir.

3.6.1. Faz değiştiren malzemeler (FDM)

Bir malzeme ya da madde eridiği ya da buharlaştığı zaman enerji absorbe eder. Bu durumun
aksine katılaştığı (kristalleştiği) ya da sıvılaştığı (yoğuştuğu) zaman ise enerji açığa çıkarır. Faz
değişimi sırasındaki bu enerji yutma ve yayma durumu FDM'ler içerisinde ısıl enerji
depolamanın temelini oluşturmaktadır. Faz değişimi sırasındaki açığa çıkan ya da gerekli olan
enerji miktarı, duyulur ısı değişimindeki gerekli olan ya da açığa çıkan enerji miktarından çok
yüksek olduğu için, depolama ortamı hacmi açısından gizli ısıl enerji depolama sistemleri çoğu
sistemde tercih edilmektedir.

Eski zamanlardan beri su-buz ve ötektik tuzlar FDM olarak kullanılmaktadır. Isıl enerji
depolama sistemlerinde FDM'nin bilinen en eski kullanımı 1800'lerin sonununda İngiliz
demiryolu araçlarında koltuk ısıtma olarak kullanılmasıdır. Soğuk kış günlerinde sodyum
tiyosülfat penta hidrit 44.4 °C erime ve katılaşma noktasıdır) metal ve plastik taşıyıcılara
doldurularak kullanılmıştır. Günümüzde ise ötektik plakalar demir yolu taşıtlarında ve
kamyonlarda kullanılmaktadır. Ayrıca günümüzde uzay teknolojilerinde gizli ısıl enerji
depolama sistemlerinin önemli bir yeri vardır. Uzay araçlarının elektrik ekipmanlarının ısıl
kontrolünü sağlamak için FDM geliştirilmesi ile alakalı NASA'nın çok sayıda projeleri vardır.

FDM'lerin gereksinimleri: Sıcaklığı 0 ile 120 °C arasında değişen FDM'ler düşük sıcaklık
FDM'leri olarak adlandırılır. Genellikle yüksek sıcaklık gerektirmeyen kapalı mekan ısıtma,
sıcak su üretme, ısı pompası destekli mekan ısıtma, sera ısıtma, güneş enerjili soğutma gibi
uygulamalarda kullanılmaktadır. Faz değişme sıcaklığı 120°C 'den yüksek olan FDM'li ısıl enerji
depolama sistemleri ise nükleer tesisler ve uzay araçlarında yaygın olarak kullanılmaktadır.
Gizli ısıl enerji depolama sistemlerini en uygun şekilde tasarlamak için FDM'nin gizli ısısı ve
uygulama için gerekli olan ısı değiştiricisini hakkında iyi bilgiye sahip olmak gerekmektedir.

FDM'lerin erime ve katılaşma karakteristiği ısıl enerji depolama sistemi açısından kısa ya da
uzun süreli depolama, ısıl çevrim ve sistem elemanlarının belirlenmesi ve tasarımı açısından
oldukça önemlidir. Gizli ısının belirlenmesi için iki farklı ölçüm tekniği mevcuttur. Bunlar
kalorimetrik analiz ve ısıl analiz yöntemleridir.

FDM'lerin karakterizasyonu: FDM'lerin karakterize edilmesi için çok sayıda özellik


bulunmaktadır. Hiç bir malzeme tüm istenen özellikleri barındırmayacağından, FDM'nin
kullanılacağı depolama sistemin özelliği ve türüne göre en uygun seçimi yapmak gerekir. Bu
özellikler içerisinde en önemlileri; malzemenin türü (karışım ya da saf madde olması), nasıl bir
ortamda tutulacağı, faz değiştirme sırasında ısıl kapasitesinin değişim miktarı ve faz değişimi
sırasındaki hacim değişimi miktarıdır.

27
FDM'lerin zorlukları: FDM'lerin ve ısıl enerji depolama sistemlerinin sağladığı büyük
avantajlarının yanında, bazı önemli sorunları da bulunmaktadır.

• Depolama sıcaklığına uygun sıcaklıkta depolama yapacak depolama materyali bulmak


• Uzun süreli depolamada ısıl davranışlardaki belirsizlik
• Çevreye olan ısı kaybı
• Depolama hacminin miktarı

FDM'lerin uygulamaları: Isıtma ve soğutma uygulamalarına göre FDM'lerin kullanıldığı çok


sayıda depolama türü bulunmaktadır.
• 0 °C 'nin altıdaki sıcaklıklardan $5\,^{\circ}\mathrm{C}$'ye kadar erime ve katılaşma
noktası olan FDM'ler soğutma uygulamalarında kullanılmaktadır.
• 5 – 15 °C sıcaklıkları arasında erime noktası olan FDM soğuk depolama için
kullanılabilir.
• Oda sıcaklığına yakın erime noktası olan FDM'ler, kapalı hacimlerin sıcaklığını günlük
olarak sabit tutmak için kullanılabilir.
• 20 – 35 °C sıcaklıkları arasında erime noktası olan FDM'ler ısı pompası sistemleri ile
birlikte ısıtma uygulamalarında kullanılır.
• 20 – 35 °C sıcaklıkları arasındaki erime noktası olan FDM'ler, güneş enerjili ısıtma
sistemlerinde depolama materyali olarak kullanılabilir.
• 40 – 60 °C sıcaklıkları arasındaki erime noktası olan FDM'ler güneş enerjili ısıtma
sistemleri için gündüz ve gece kullanımı için depolama materyali olarak kullanılabilir.
• Sıcak su sistemleri için 60 – 95 °C arasında erime noktası olan FDM'ler kapsül içerisinde
kullanılabilir.
• Pik olmayan saatlerde 25 °C'den daha yüksek erime noktasına sahip FDM'ler ısıtma
sistemlerinde kullanılabilir.
• Erime noktası 100 – 175 °C sıcaklıkları arasında olan FDM'ler yoğunlaştırılmış güneş
enerjisi sistemlerinde depolama materyali olarak kullanılabilir.

FDM'lerin değerlendirilmesi: FDM'lerin değerlendirilmesi için aşağıda sıralanan kriterler


kullanılmaktadır. Sıralanan bu maddelere göre FDM'lerin bir sisteme uygunluğu
belirlenmektedir.
• Donma ya da katılaşma
• Aşırı soğutma (supercooling)
• Çekirdeklenme (Nukleation)
• Isıl çevrim (Thermal cycling)
• Kapsülleştirme (Encapsulation)
• Uygunluk

3.7. Soğuk Isıl Enerji Depolama

Mahallerin soğutulması için yapılan ısıl depolama; aynı zamanda soğuk depolama, soğu
depolama, soğuk ısıl enerji depolama olarak da bilinen; gelişmiş ve halen üzerinde çalışmalar
yapılan bir teknolojidir. Mahallerin soğutma yükü, soğuk ısıl enerji depolama sistemleri
kullanılarak depolanabilir. Soğuk enerji depolama sistemlerinin kullanılmasıyla iki önemli
avantaj sağlanır. Bunlardan ilki soğutma için gerekli olan elektrik enerji maliyetlerini

28
düşürmesi, ikinci ise mahallerin soğutma pik yükünü azaltarak soğutma sistemi kapasitelerini
düşürmesidir. Soğutma için kullanılan elektrik maliyetini düşürme, elektrik tarifesinin gün
içerisindeki değişiminden yararlanarak gerçekleştirilir. Mahal için gerekli olan soğutma
kapasitesi bir depolama ortamına elektrik kullanımının pik olmadığı (gece) tarifesinde yüklenir.
Depolanan bu enerji daha sonra elektrik kullanımının daha pahalı olduğu pik ve gündüz
tarifelerinde mahal soğutma için kullanılır. Böylece mahalin soğutma ihtiyacı, soğuk ısıl enerji
depolama sistemleri sayesinde normal soğutma sistemleri göre çok daha düşük maliyet ile
sağlanır. Mahallerin pik soğutma yükleri genellikle gün içerisinde çok kısa bir zamana denk
gelmektedir. Bu kısa süreli ancak ihtiyaç olan yükü karşılamak için yüksek kapasiteli soğutma
sistemleri kullanılır. Soğutma sistemlerinin kapasiteleri arttıkça maliyetleri de ciddi bir oranda
artmaktadır. Soğuk enerji depolama sistemleriyle pik yükünün bir kısmının depolanması ile
mahal için gerekli olan soğutma sistemi kapasitesini düşürülebilir. Böylece soğutma
sistemlerinin hem boyutu hem kapasitesi hem de maliyeti düşürülmüş olur. Daha önce
belirtildiği üzere, soğuk enerji depolama sistemlerinin ekonomik anlamda çok önemli
avantajları vardır. Bu avantajlardan dolayı gittikçe yaygınlaşan bir ilgiye ve uygulama alanına
sahiptir. İyi bir şekilde tasarlanmış soğuk ısıl enerji depolama sistemleriyle mahal için gerekli
olan soğutma sistemlerinin ilk yatırım maliyetleri, işletme ve bakım masrafları da
azaltabilmektedir. Amerika'nın "Federal Energy Management Program" adlı biriminde, 2000
yılı için hazırladığı raporda soğuk ısıl enerji depolama sistemleri ile yıllık 50 milyon dolar
tasarruf edilebileceği duyurulmuştur. Aşağıda sıralanan durumlardan bir ya da birkaçı bir
mahal için geçerliyse, o mahal için soğuk ısıl enerji depolama sistemini kullanmak cazip olarak
kabul edilebilir.

• Elektrik enerjisi fiyatları gün içerisinde ciddi bir şekilde değişiyorsa


• Elektrik kullanım fiyatlarının pahalı olması
• Ortalama soğutma yükünün, pik soğutma yükünden ciddi miktarda az olması
durumunda
• Soğuk depolama sistemlerini kurmak için teşviklerin olması
• Kapasite artışı gereken bir soğutma sisteminin var olması
• Yeni bir mahalin yapılıyor olması
• Eski soğutma sisteminin yerine yeni soğutma sisteminin kurulacak olması

Soğuk ısıl enerji depolama sisteminin çalışma prensibi, daha önce açıklanan enerji depolama
sistemlerinin ve ısıl enerji depolama sistemlerinin çalışma prensibi ile aynıdır. Yani enerjinin
yüklendiği, depolandığı ve boşaltıldığı üç çalışma periyodundan oluşmaktadır. Bu periyotların
uygulanma şekli ve sistemleri soğuk enerji depolamanın türüne ve enerjinin depolanacağı
maddenin çeşidine göre değişmektedir. Soğuk ısı depolama sistemlerinde depolama maddesi
olarak soğutulmuş su, su-buz (GED) ve ötektik tuzlar yaygın olarak kullanılmaktadır. Suyun
kolay bulunabilirliği, zararsızlığı, termodinamik özellikleri ve sistem elemanlarının kolay
bulunabilirliği gibi önemli özelliklerinden dolayı soğuk ısıl enerji depolama sistemlerinde
yaygın olarak kullanılmaktadır. Soğuk olarak ısı enerjisi depolanırken, depolama işleminin
duyulur olarak mı; yoksa gizli olarak mı yapılacağı hakkındaki karar aşağıda sıralanan
parametrelere göre verilebilir. Bu parametrelerin tamamı göz önünde bulundurularak bir
mahal için en uygun soğuk ısıl enerji depolama sistemi tasarlanabilir.

• Depolama kapasitesi
• Depolama süresi (kısa süreli, uzun süreli)

29
• Depolama ortamı ya da malzemesi
• Enerji kaynağı (güneş, rüzgâr, hidrolik, elektrik vb.)
• Çevrenin fiziksel şartları (alanı, hacmi vb.)
• İşletme şartları

3.7. Buzda Enerji Depolama (BED)

Buzda soğuk ısıl enerji depolama ya da kısa adıyla buzda (buzlu) enerji depolama (BED)
sistemleriyle soğutma yükü, su-buz faz değişimi sırasında gerekli olan ya da açığa çıkan gizli
enerjiden yararlanılarak daha sonra kullanmak için depolanabilir. Su-buz karışımı, soğutulmuş
suya göre ciddi miktarda hacim avantajına sahip olduğu için yüksek soğutma yüküne sahip
mahallerde genellikle tercih edilmektedir. BED sistemlerinin çalışma prensibi; enerji depolama
ve ısıl enerji depolama sistemlerinin çalışma prensipleri ile aynıdır. BED sistemlerinde, enerji
yükleme periyodunda buz elde edilir. Daha sonra bu buzlar bir depolama tankı içerisinde
kullanılıncaya kadar bekletilir (depolama periyotu). Son olarak depolanan buzlar; enerji
boşaltma periyotunda, soğutma yapmak için eritilir. BED sistemlerinde enerji yükleme elektrik
kullanımının gece tarifesinde yapılır. Elektrik kullanımının pahalı olduğu gündüz ve pik
saatlerde ise enerji boşaltma işlemi yapılır. Böylece BED sistemleriyle bir mahali soğutma için
gerekli olan elektrik tüketim maliyetleri düşürülebilir. Bu sayede hem soğutma daha ucuz bir
şekilde sağlanmış olur hem de elektrik kullanımının pik yükünü azaltmaya katkı sağlamış olur.
BED sistemleri, buzun depolama tankına nasıl geldiğine göre statik ve dinamik olmak üzere
ikiye ayrılmaktadır.

3.7.1. Statik BED sistemleri

Statik BED sistemleri, literatürdeki BED sistemleri arasındaki en eski yöntemdir. Statik
sistemlerde buz, ITA aracılığıyla bir depolama tankı içerisinde elde edilir. Bu sistemlerde ITA
ile su-buz birbirine karışmamaktadır. Buz; tank, boru, boru demeti, serpantin, kapsül gibi
içerisinde su bulunan kapalı hacimler içerisinde elde edilir. Buzun eritilmesi yani kullanılması
aşamasında da yine ITA kullanılır. Enerji yükleme periyotunda elde edilen buzlar, enerji
boşaltma periyotunda tank içerisinde eritilmekte ve ITA soğutulmaktadır.

3.7.2. Boru üzerinde buzlanmalı statik BED sistemleri

Bu statik BED türünde suyun katılaşması boru üzerinde gerçekleşir. Şekil 19'de boru üzerinde
katılaşmanın olduğu BED sisteminin şematik görünümü verilmiştir. Bu sistemde, buz depolama
tankı içerisinde boru demetleri bulunmaktadır. Bu boruların içinden ise ITA akmaktadır. Tankın
içerisinde su bulunmaktadır. Enerji yükleme periyotunda, boru demetleri içinden sıcaklığı
suyun donma sıcaklığından daha düşük olan ITA geçer. Soğuk ısı transferi akışkanı boru
demetleri üzerindeki suyun donmasını sağlar. Enerji boşaltma periyotunda ise boru içerisinden
sıcaklığı buzun sıvılaşma sıcaklığından daha yüksek sıcaklıkta ITA akar. Bu akışkan enerjisini
boru üzerindeki buza aktararak soğur. Soğumuş ITA bina dağıtım birimlerine giden ısı
değiştiricisine gider. Burada bina dağıtım merkezinden gelen sıcak suyu ya da sıcak havayı
soğutmada kullanılır.

Boru üzerinde katılaşmanın olduğu BED sistemlerindeki boru demetlerinin görünümü Şekil
19'de görülmektedir. Bu sistemlerde sistem performansı üzerindeki en büyük etkiye boru

30
demetlerinin yapısı sahiptir. Boru demetlerinin birbiri arasındaki mesafe buzlanmanın
kontrolü açısından önemlidir. Depolanacak enerji miktarına göre boruların çapı, aralarındaki
mesafe, dizilim şekilleri (sıralı ya da kaydırılmış), boruların uzunluğu iyi bir şekilde
tasarlanmalıdır. Boru üzerinde buzlanma sistemleri büyük kapasiteli sistemlerde kullanıldığı
kadar küçük kapasiteli sistemlerde de yaygın olarak tercih edilmektedir. Bu sistemler aynı
zamanda buz bankası BED sistemleri olarak da adlandırılmaktadır.

Şekil 19: Boru üzerindeki buzlanmalı BED sistemlerinin şematik gösterimi

3.7.3. Kapsüllü BED sistemleri

Kapsüllü BED sistemleri, statik BED sistemi olup; buz depolama tankı içerisinde çok sayıda
kapsül adı verilen elemanlar bulunmaktadır. Kapsüller, hacmi buz depolama tankına göre çok
küçük olan içerisinde su bulunan elemanlardır. Kapsüllü BED sistemlerinin şematik görüntüsü
Şekil 20'de görülmektedir. Bu şekilden görüldüğü üzere kapsüllü BED sistemleri; depolama
tankı, soğutma ünitesi, buz kapsülleri, ısı değiştiricisi ve pompadan oluşmaktadır. Depolama
tankı içerisinde, depolanacak enerjinin miktarına göre çok sayıda buz kapsülü bulunur.
Kapsüllü BED sistemlerinde enerji yükleme periyotunda buz tankı içerisine sıcaklığı 0 °C'nin
altında ısı transferi akışkanı gönderilir. Böylece kapsüllerin içindeki suyun katılaşması sağlanır.
Enerji boşaltma periyotunda ise tanka sıcaklığı 0 °C'nin üstünde sıcaklıkta ısı transferi akışkanı
yollanır. Böylece ısı transferi akışkanın sıcaklığı, buz kapsüllerine ısı enerjisi aktardığından
düşer. Sıcaklığı düşen ısı transferi akışkanı ise ısı değiştiricisine gönderilir. Burada bina dağıtım
birimlerinden gelen sıcak suyun ya da havanın soğutulmasını sağlar.

Kapsüllü BED sistemlerinde kullanılan kapsüllerin çok sayıda farklı şekli vardır. Bu şekiller en
genel anlamda prizmatik, silindirik ve küreseldir. Bu şekillerin hacminin yüzey alanına oranı
dikkate alındığı zaman küresel kapsüller prizmatik kapsüllere göre ısı geçişi açısından daha iyi
performansa sahiptir. Ayrıca kapsüller etrafındaki dış akış dikkate alındığı zaman, basınç
düşümü açısından yine küresel kapsüller daha iyi performans göstermektedir. Kapsüllü BED
sistemlerinde depolama tankı içerisinde tank boyutuna göre çok küçük boyutta ve çok sayıda
kapsüller bulunmaktadır. Bu yüzden, içerisinde buz kapsülü bulunan tank gözenekli ortam
olarak modellenmektedir. Küresel kapsüller tank içerisinde gözeneklilik açısından da diğer

31
kapsül tiplerine göre daha iyi performans göstermektedir. Yukarıda sıralanan nedenlerden
küresel kapsüller uygulamalarda yaygın olarak kullanılır.

Buz kapsüllerinin (buz topu (ice ball), buz küresi (ice sphere) olarak da adlandırılmaktadır)
içerisinde saf su bulunmaktadır. Ayrıca su-buz faz değişimi sırasındaki hacim değişimini tolere
etmesi açısından buz kapsüllerinin içerisinde bir miktar hava boşluğu bırakılmaktadır. Ayrıca
su içerisine, donma sıcaklığı altında katılaşma (supercooling ya da undercooling) etkisini
azaltmak için az miktarda mineral tuzda eklenebilmektedir. Bu tuz donma esnasında katılaşma
olmadan suyun 0 °C altına düşmesini engellemektedir. Donma sıcaklığı altında katılaşma etkisi
buzlanma için gerekli olan enerji miktarını ve katılaşma süresini arttırmaktadır. Bu yüzden bu
olumsuz etkiden kaçınılmak istenmektedir.

Şekil 20: Kapsüllü BED sistemlerinin şematik gösterimi

3.7.4. Dinamik BED sistemleri

Dinamik BED sistemlerinde buz, depolama tankının dışında buz yapma yüzeyinde periyodik
olarak elde edilir ve depolama tankına gönderilir. Dinamik BED sistemlerinde ITA ve su-buz
birbirine karışmaktadır. Statik BED sistemleri ısıl performans açısından dinamik BED
sistemlerine göre daha düşük durumda olmasına rağmen, statik BED sistemleri uygulamalarda
yaygın olarak tercih edilmektedir. Bu duruma neden olan en önemli etken dinamik BED
sistemlerinin, statik BED sistemlerine göre daha karmaşık yapıda sisteme sahip olmasıdır. Bu
karmaşıklık sistemin hem ilk yatırım maliyetlerini hem de bakım ve servis masraflarını da
arttırmaktadır.

3.7.5. Buz hasatı (Ice harvester) BED sistemleri

Buz hasatı BED sistemlerinde buz, düşey posizyonda duran soğutma sisteminin
buharlaştırıcısında elde edilmektedir. Su, depolama tankı ile buharlaştırıcısının yüzeyi arasında
periyodik olarak sirküle ettirilir. Suyun sirkülasyonu sırasında buharlaştırıcı yüzeyinde buz elde
edilir. Yüzey üzerinde elde edilen buzları hasat etmek için buharlaştırıcı plakaların iç yüzeyine
$5\,^{\circ}\mathrm{C}$ sıcaklıkta gaz yollanır. Böylece buharlaştırıcının yüzeyinden buz hasat
edilmiş olur. Elde edilen buzlar buharlaştırıcının altında bulunan buz depolama tankına iletilir.
Su ve sıcak gaz peryodik olarak çevrim halinde çalışır. Tipik bir buz hasat sisteminin şematik

32
gösterimi Şekil 21'de görülmektedir. Buz hasatı BED sisteminin düşey plaka üzerinde buz elde
etmenin yanında boru üzerinde de buz elde etmenin olduğu sistemlerde vardır.

Şekil 21:Buz haatı BED sisteminin şematik gösterimi

3.7.5. Buz çamuru (ice slurry) BED sistemleri

Buz çamuru çok yönlü bir soğutma ortamıdır. Buz çamurunun soğutma kapasitelerinin
yanında, taşınma özellikleride (akıcılık) buz konsantrasyonunun ayarlanmasıyla istenilen
özellikte ayarlanabilir. \% 20-25 buz konsantrasyonunda, buz çamuru geleneksel soğutulmuş
su gibi akar ve beş kat soğutma kapasitesi sağlar. \%40-50 buz konsantrasyonunda, bir buz
çamuru akışı, yoğun kıvamlı çamur özellikleri gösterir. \%65-75 konsantrasyonda, buz
çamurunda yumuşak dondurma kıvamı vardır. Buz çamuru kuru formda (\%100 buz)
üretildiğinde, çeşitli ürün ve süreçlerde doğrudan kullanılabilen, yapışmayan dökülen buz
kristalleri formunu alır.

Buz çamuru, pompalanabilen kristalize su bazlı bir buz çözeltisidir ve pompalamak için yeterli
miktarda sıvı kalırken, soğuk termal enerji depolaması için ikincil bir soğutma ortamı sunar.
Geleneksel soğutulmuş su gibi akarken, beş ila altı kat daha fazla soğutma kapasitesi sağlar.
Yani buz çamuru sistemi, diğer dinamik sistem türlerine göre pompalanabilir bir karakteristik
avantajı sunan dinamik bir BED sistemi türüdür. Şekil 22'de buz çamuru BED sisteminin
şematik görünümü verilmiştir. Buz çamuru BED sisteminde, buz hasatı BED sisteminde olduğu
gibi suyun katılaşması buz depolama tankının dışında gerçekleşir. Sistemde elde edilen buzlar,
buz tankına pompa aracılığı ile gönderilir. Enerji boşaltma durumunda da tank içerisindeki buz
çamuru bir ısı değiştiricisi içerisinde bina dağıtım sistemlerine giden suyun soğutulmasını
sağlar.

• Yüksek enerji verimliliği


• Maliyet açısından daha efektif tank tasarımı
• Kompakt ekipman
• Daha düşük sıcaklık sağlama
• Esnek tank tasarımı
• Daha az bakım gerektiren tank tasarımı
• Kolay modifikasyon
• Yüksek kapasitelere daha kısa sürede cevap verebilmesi

33
Yukarıda sıralanan olumlu özelliklerine rağmen buz çamuru BED sistemleri statik sistemler
kadar yaygın değildir. Çünkü ilk yatırım maliyetleri statik sistemlere göre oldukça yüksektir.
Sistemin kendisi ve ekipmanları daha kompleks bir yapıya sahiptir. Bu yüzden genellikle
depolama kapasitesinin yüksek olduğu yerlerde tercih edilmektedir.

Şekil 22: Buz çamuru BED sisteminin şematik gösterimi

Uygulama 3: BED sisteminin bir hipermarket için sağladığı ekonomik fayda

34

You might also like