You are on page 1of 33

MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ

MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ

MAK 435-Mekanik Sistem Tasarımı


Doç. Dr. Naci KURGAN
Mekanik Sistem Tasarımı
Genel İlkeleri
MAK 435-Mekanik Sistem Tasarımı

Hafta-2
Mekanik Sistem Tasarımı Genel
İlkeleri
• Giriş
• Mekanik sistem tasarımı farklı bilimsel,
endüstriyel ve sosyal faaliyetlerin kontrol
edilen bir hiyerarşi içinde birarada olduğu
bir faaliyettir.
• Bu çerçevede uyumlu bir bütünlüğü
oluşturan mekanik, sistem ve tasarım
kavramlarının irdelenmesi faydalı olacaktır.
"Mekanik" fizik bilimcilerin, cisimlerin durağan
halini veya kuvvet etkisi altındaki hareketlerini
inceleyen dalı olarak tanımlanabilir.
Mekanik genel olarak üçe ayrılır:
 Rijit cisimlerin mekaniği,
 Şekil değiştiren cisimlerin mekaniği,
 Akışkanlar mekaniği,
Cisimlerdeki kuvvet-hareket ilişkisi katı, sıvı ve
gaz hallerinde farklı fiziksel özelliklerinin
(yoğunluk, ısıl iletkenlik ve genleşme, elastiklik)
tanımlanması ve incelenmesini gerektirir.
"Sistem" kavramı ise belli bir uyum içinde
birarada olmayı ifade eder. Sistem en geniş
anlamda, birden fazla parça, eleman, fonksiyon
ve işlevin uyumlu olarak çalıştığı bir bütün olarak
tanımlanabilir.
Sistemin temel özelliği, onu oluşturan her şeyin
kontrollü bir etkileşim içinde olduğu ve ancak bu
yolla varlığını ve işlevini sürdürdüğüdür.
Mekanik bilimi kapsamında incelendiğinde,
binalar, iş makineleri, günlük hayatta
kullandığımız bir buzdolabı ve daha pek çok şey
sistem olarak örneklendirilebilir.
"Tasarım" kavramıysa, belli bir fonksiyon veya
işleve yönelik insanoğlunun geliştirdiği tüm
düşünsel ve fiziksel aktivitelerin ortaya koyduğu
ürün olarak tanımlanabilir.
Belli bir tasarımın geliştirilmesinde temel hareket
noktası, istenen bir fonksiyonu veya işlevi önceden
belirlenmiş koşullarda yerine getirecek az veya çok
sayıdaki fiziksel parçaların düzenli bir biçimde bir
araya gelmesinden oluşan bir yapı oluşturmaktır.
Tasarım faaliyeti istenen işleve yönelik sistemin ve
alt sistem parçalarının taslak modellerinin boş bir
kâğıda çizilmesiyle başlar.
• Bu aşamada başlayan şekillendirme işlemi
nihaiyi hedefe ulaşıncaya dek farklı adımların
sistematik olarak atılmasıyla sürer gider.
• İnsanoğlu tarih boyunca değişik ihtiyaçlara
yönelik ve farklı koşullar için sayılamayacak
sayıda tasarım gerçekleştirmiştir.
• Örneğin bir yerden bir yere gitmek amacıyla
değişik tasarım prensiplerini kullanan pek çok
araç yapılmıştır. Ancak farklı enerji
kaynaklarını kullanan arabaların tamamında
izlenen yöntemler ortaktır.
• Bununla birlikte günümüzde kullanılan
araçlarda mutlaka bulunan içten yanmalı
motor, lastikler, kaporta gibi değişik
parçalar bir farklı tasarım grupları
tarafından geliştirilmiş birer alt sistemdir.
• Ancak temel taşıma ( mal veya insan )
işlevi, tüm bu alt sistemlerin bir fabrikada
planlanarak bir araya getirilmesiyle elde
edilir.
1.1. Mühendislik Tasarımı ve Genel İlkeleri

• Mühendislik tasarımı, önceden çözümlenmemiş


problemlere çözüm üretmek için ya da önceden
başka yollarla çözümlenmiş problemlere yeni
çözümler getirmek için gerekli olan çalışmaların
tamamıdır.
• Mühendislik tasarımcısı zekasını; bilimsel
bilgileri kullanmada, piyasada kabul görecek
ürün tasarımında ve üreticinin en uygun
yöntemini kullanarak üretimini yapmasını
sağlamada kullanır.
• Bir ürün kabul görür derecede performansa
sahip değilse ya da açık bir şekilde belirtilmemiş
bir kullanım yöntemi yoksa o ürünün tasarımı
tamamlanmamış demektir. Günümüzde birçok
mühendislik tasarımı ileri derecede disiplinli bir
takım çalışmasının ürünüdür.

• Geleneksel disiplinler, makina, elektrik,


elektronik, kontrol mühendisliği, inşaat ve hatta
kimya mühendisliği arasındaki ayrılıklar ortadan
kalkmaktadır. Hatta farklı görünen bu alanlar
birbirleri ile yakın ilişkiye girmeye başladı.
• Örneğin otomobilleri düşünün; yakın bir zaman
öncesine kadar sadece makina mühendisliğinin
uzmanlık alanıydı. Günümüzde ise,
otomobillerde karmaşık motor işletim sistemleri,
ABS fren sistemlerii, süspansiyon sistemleri, 4-
tekerlekten çekiş sistemleri, hava yastığı, aktif
gergili emniyet kemer sistemi ve benzeri birçok
yeni gelişmeler olmuştur.
• Bütün bu sistemler çok karmaşık olup birçok
farklı alandaki mühendisin birlikte ideal
tasarımlarını gerektirmektedir.
• Bir Mekanik Sistemin tasarlanması için öncelikle
sistemden beklentiler tanımlanmalıdır. Yani
ortada bir ihtiyaç olmalıdır. Burada ihtiyaç ile
kastedilen o tasarıma piyasada mutlak bir
talebin mevcut olması değildir.
• Tasarımcının kişisel merakı veya tatmin
duygusu da bir ihtiyaçtır. Bazen ileri görüşlü bir
tasarımcı önce ürünü sonra da talebi oluşturur.
• İkinci aşamada sistem kâğıt üzerinde
(günümüzde bilgisayar ortamında)
oluşturulmalıdır. Bu aşama proje aşaması
olarak anılır.
• Proje aşamasında, sistemi oluşturacak
elemanların birbirleri ile fiziki temaslarının nasıl
oluşacağı, hangi malzemelerin hazır elemanlar
olarak temin edileceği, hangi malzemelerin hangi
yöntemlerle üretileceği gibi kararlar verilecektir.
• Proje aşamasında tasarımcı görsel öğeleri de
dikkate almak zorundadır. Araştırmalar aynı işi
yapan, aynı fiyat aralığındaki ürünlerden göze
daha çok hitap edenlerinin alıcılar tarafından
tercih edildiğini göstermiştir.
• Proje aşamasında tasarlanan sistemin teknik
resimleri yeterli düzeyde çizilmelidir.
• İşi tasarlayan ile üreten aynı atölyede ise çoğu
zaman taslak resimler ile dahi iş yürüyebilir.
Fakat işi tasarlayan ile üreten bazen çok farklı
yerlerde olabilirler veya herhangi bir nedenle işi
tasarlayan işten ayrılabilir.
• İşte o zaman detaylı teknik resimlerin önemi
ortaya çıkar. Teknik resimleri mevcut bir sistem
kişiye bağlı olmaktan çıkar.
• Bilgisayarlar iş hayatımıza girmeden önce her
ciddi tasarım öncelikle bir prototip ile başlardı.
Bir prototip hazırlanır, onun üzerinde
olumsuzluklar belirlenir iyileştirmeler yapılırdı.
• Sistemin son teknik resimleri de prototip
aşamasından sonra hazırlanırdı. Bu gün
prototip ihtiyacını bilgisayarlar ortadan
kaldırdı.
• Pro Engineer, Solidworks gibi programlar ile
tasarlayacağınız bir sistemi ekranınızda
çalıştırabilir, varsa hataları size göstermesini
isteyebilir, hatta analizler yaptırabilirsiniz.
• Bu gün kurumsallaşmış işletmelerde yeni bir
ürünün ortaya çıkmasının belirli aşamaları
vardır. Bu aşamalar aşağıdaki gibidir.
1. Öneri
• Yeni bir ürünün başlangıç noktası fikirdir. Bu
fikir firma içinden veya müşterilerden talep
olarak gelebilir. Bir fikrin araştırılmak için
firma yönetimine sunulmasına Proje Teklifi
denir.

2. Araştırma
• Projeler firmaların ilgili kişileri tarafından
değerlendirilir. Bu kişiler, üretim ve pazarlama
konusunda deneyimli kişilerdir.
• Gerek imalat gerekse pazarlama açısından
öneriler değerlendirilir, yapılabilirlikleri araştırılır.
Öneri uygun bulunursa finansman açısından da
değerlendirilir. Üretim, pazarlama ve finansman
açısından uygun bulunan öneriler yatırım
planlarına dâhil edilirler. Çoğu zaman bu yeni
yatırıma bir yönetici atanır.

3. Ürünün Ana Hatlarının Belirlenmesi


• Önerilen ve yatırım planına alınan ürün için
müşteri beklentileri ve pazar koşulları gibi kısıtlar
göz önüne alınarak teknik ve ekonomik özellikler
belirlenir.
• Rakiplerinden farklı olması istenen özellikleri de
bu aşamada ortaya konur. Bu aşama en bilinen
adı ile Ar-Ge aşamasıdır.

4. Tasarım
• Ürünün ana hatlarının belirlenmesi ile tasarım
aşaması başlar. Ortaya konan hatlar tasarımcı
için kısıtlamaları oluşturur. Tasarım daha önce de
söylediğimiz gibi bilgi ve hayal gücünün çizim
becerisi ile harmanlanması ile ortaya çıkar.
Tasarımcı, tasarımında müşteri beklentileri kadar
işletmeyi ve üretim bölümünü de gözetmek
zorundadır.
5. Mühendislik Açısından Değerlendirme
• Bir ön numune yapılmadan önce, hatta bazen
tasarım aşamasında gereken mühendislik
hesaplarının da işin içine girmesi gerekir.
Bugün ürünün kullanıcı açısından güvenliği
veya garanti süresi çok önemli kıstaslardır.
Güvenlik ve çalışan parçaların ömrü yeterli
mühendislik bilgisi ile sağlanabilir.
• Yapılacak prototip üzerinde veya çoğu zaman
bilgisayarda CAD dataları üzerinde yapılan
analizler gereken iyileştirmelerin önünü açar.
• Örnek ürünlerin son hali tasarımın da kaderini
belirler. Neticede kabul edilen tasarım için
üretim kararı alınır. Gerekiyorsa bu aşamada
patent başvuruları da yapılır.

6. Üretim Hattının Revizyonu


• Yeni ürün yeni üretim araçlarına ihtiyaç
duyabilir. Yeni tezgâhlar, yeni elemanlar
alınabilir. Bazen üretim için fixtürler (iş
kalıpları) hazırlanması gerekir. İhtiyaç varsa
üretim kalıpları tasarlanır ve üretilir.
• Dışarıdan tedarik edilecek parçalar için
tedarikçilerle görüşülür yeni tedarikçiler bulunur.
Bazen tedarikçilerin eğitilmesi gerekir. Üretim
planına göre siparişler açılır. Test ve kalite kontrol
cihazları belirlenir.

7. Üretimin Başlaması ve Seri üretim


• Üretim deneme üretimi ile başlar. Bu aşamada
daha önce öngörülemeyen sorunlar ayıklanır.
Kalite belgelendirilmesi için gerekli başvurular
yapılır. Ürünler test edilir. Deneme üretimi seri
üretimin ilk adımıdır. Seri üretimden çıkan ürün
pazara sevk edilir.
8. Ürün-Geliştirme
• Pazara çıkan ürün takip altında tutulur. Müşteri
öneri ve şikâyetleri çok önemlidir. Bunlar sürekli
değerlendirilir, uygulanabilir öneriler ürüne dâhil
edilmeye çalışılır. Şikâyetlerin ise mutlaka
giderilmesi gerekir. Bu süreç aslında bir geri
besleme devresidir. Pazardan gelen bu veriler
üretimin hangi aşamasını ilgilendiriyorsa o
aşamada üretime etki ederler.
• Tasarımcılar, üretim sorumluları ve pazarlama
sorumluları bu değerlendirmeleri birlikte
yaparlar. Bu süreç sürekli tekrarlanır.
• Bizi bu süreçler içinden tasarım ve imalat
ilgilendirmektedir. Büyük kurumsallaşmış
işletmelerde tasarım ve imalat sorumluları
mühendislerdir.
• Bir MYO mezununun bu ortamda kendine yer
bulması çok zordur. Ancak ülkemizde imalat
sanayinin sayıca çok büyük kısmı küçük ve orta
ölçekli işletmelerden oluşmaktadır. Kendini
yetiştirmiş bir teknisyen KOBİ olarak
adlandırdığımız bu işletmelerde iyi bir yer edinebilir.
• Küçük ve orta ölçekli işletmelerde de ürün gelişimi
ve tasarım aynı yolu izler. Sadece bölümlerin
sınırları kesin çizgilerle ayrılmamıştır.
• Bir küçük ölçekli işletmede finansman
kaynakları daha sınırlı olduğu için teknik
elemanların daha ekonomik ve daha seri
çözümler üretmesi beklenir.
• İşte bu nedenlerle Mekanik Sistem Tasarımı
hakkında bilgi sahibi olmak önem kazanır.
• Küçük ve orta ölçekli işletmelerde de tasarım
teknik personelin görevidir. Bu nedenle
tasarımın temel ilkelerini bilmemiz gerekir.
1.1.1. Tasarım için Genel İlkeler

1. Tasarımcı toplumun töre ve inançlarını göz


önüne almak zorundadır. Örneğin Avrupa ve
Amerika’da kumbara domuz yavrusu şeklinde
simgelenmiştir. Oysa bu şekil bizim
ülkemizde tepki çeker.

2. Tasarım sonucu yapılan ürün toplum


tarafından kullanılacaktır. Bilgi düzeyi yeterli
olmayan toplumlar için karmaşık sistemler,
kullanamama korkusu ile tepki oluşturur
3. Tasarım konusu sistemin kullanılacağı
yörenin iklimsel koşulları da önemlidir. 70 ve 80
li yıllarda çok kullanılan, motorları hava
soğutmalı Volkswagen arabalar yazın,
ülkemizin kuzeyinde randımanlı çalışırken
Akdeniz yöresinde sorunlar yaşamıştı.

4. Tasarımcı, tasarımının çalışma koşullarını


yapacağı işe etkileri açısından da göz önüne
almalıdır. Örneğin gıda maddeleri üreten bir
sistemde sağlığa uygunluk göz önüne alınmalı,
ürün ile temas eden kısımlarda krom gibi uygun
malzeme kullanılmalıdır.
• Bu tip makinelerde örneğin yağlama
ünitelerinin ürüne teması kesinlikle
engellenmelidir.

5. Tasarımcı tasarım sonucu ortaya çıkacak


ürünün ekonomik olması gerektiğini bilmelidir.
Ekonomik olma kavramı görece bir kavramdır.
Mutlaka ucuz olma anlamına gelmez.
Benzerleri ile rekabet edebilme anlamında
ekonomik olmalıdır.
• Ekonomiklik günümüzde çok önemli bir
kavramdır.
6. Bu gün tasarımların çevreye etkileri ve geri
dönüşümleri de önem kazanmıştır. Örneğin
otomobil fabrikaları boyahanelerinde plastik
yerine kâğıt maskeleme elamanlarını tercih
etmektedirler.

7. Müşterileri, çalışanları ve toplumu koruyan


birçok yasa ve standart vardır. Tasarımcı
bunları bilmek veya araştırmak zorundadır.
• Örneğin çiftel kumandalı olmayan eksantrik
preslerin kullanımı ülkemizde yasaklanmıştır.
• Bu durumda eskiden olduğu gibi sadece ayak
pedallı bir pres tasarlamak ve yapmak olası
bir iş kazasında kusura ortak olmak anlamına
gelir. Ayrıca bir imalatçı doğrudan yasaya
karşı çıkmadan da ürününün hataları nedeni
ile olabilecek kazalardan sorumludur.
• Bu genel ilkeler dışında tasarımın daha özel
kısıtlamaları da vardır. Bu özel kısıtlamalarda
tasarımcı daha ziyade işletmenin koşullarını
göz önüne almalıdır. Bu özel ilkeleri de
aşağıdaki gibi sıralayabiliriz;
• Tasarım işletmenin ekonomik yapısına uygun
olmalıdır. Bir torna atölyesinin araba
tasarlaması hayallerin tatmininden öteye
gidemez.

• Tasarım işletmenin teknolojik yapısına da


uygun olmalıdır. Hiç olmazsa uzun vadede
üretim, mümkün olduğunca işletmenin öz
kaynakları ile yürütülebilmelidir.

• Tasarımı yapanın hayal gücü geniş olmalıdır


ama bilimsel ilkelere ters düşmemelidir.
• Zorunluluk yoksa büyük hacimlerden
kaçınılmalı, tasarımlar daha küçük ünitelere
bölünmeli, nihai ürün bu ünitelerin birleşimi ile
ortaya çıkmalıdır. Örneğin, bir fotoğraf banyo
makinesi çok büyük tasarlanıp ve üretildiği için,
yapıldığı yerden çıkartılamamıştır (çok büyük
olduğundan).

• Tasarımda mümkün olduğunca standart parça


kullanılmalıdır. Aynı standart parçalarda da az
çeşit kullanmakta fayda vardır. Böylece üretim
ve bakımda daha az takım kullanılır.
• Tasarımda ürünün bakımı ve buna bağlı olarak
sökme takma kolaylıkları da düşünülmelidir.

• Tasarım çevreyi kirletmemelidir, elden geldiğince


ses kirliliği de önlenmelidir.

• Her tasarımın sonunda insan ile temas vardır. Bu


nedenle ergonomik olmalıdır.

• Makineleri kullananların her zaman ehil kişiler


olamayacağı göz önüne alınmalı, kullanıcı
hatalarının mümkün olduğunca önüne
geçilmelidir.
• Örneğin bugün eklemli vinçler yan ayakları
açılmadan bomlarına hareket
verememektedir. Yada enjeksiyon
makineleri, emniyet kafesleri kapalı
değilse mengeneleri kapanmamaktadır.

You might also like