Professional Documents
Culture Documents
Zamanaşımı
MADDE 12 – (1) Kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun
bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra
ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren iki yıllık
zamanaşımına tabidir. Bu süre konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda
taşınmazın teslim tarihinden itibaren beş yıldır.
(2) Bu Kanunun 10 uncu maddesinin üçüncü fıkrası saklı olmak üzere ikinci
el satışlarda satıcının ayıplı maldan sorumluluğu bir yıldan, konut veya tatil
amaçlı taşınmaz mallarda ise üç yıldan az olamaz.
(3) Ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri
uygulanmaz.
SATICININ AKTS. – DİĞER SORUMLULUK HÜKÜMLERİYLE İLİŞKİSİ
TBK m. 112 hükmüne dayalı tazminat talebiyle ilişkisi
Ayıplı ifa hali aynı zamanda kötü ifadır. TBK m. 112 anlamında
«sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi» (akdin müspet ihlali) söz
konusudur.
Konu 818 sayılı BK bakımından tartışmalı bulunmaktaydı.
15
SATICININ AKTS. – DİĞER SORUMLULUK HÜKÜMLERİYLE İLİŞKİSİ
16
SATICININ AKTS. – DİĞER SORUMLULUK HÜKÜMLERİYLE İLİŞKİSİ
Buna göre, TBK m. 227/II hükmünde alıcının «genel
hükümlere» göre tazminat isteme hakkının bulunduğu
düzenlenmiş olduğundan, alıcı, gözden geçirme ve
bildirme külfetlerini yerine getirmesi gerekmeksizin
zararının tazmini için genel hükümlere başvurabilir.
Bu halde satıcının kusur karinesi mevcut olmak üzere
kusur sorumluluğu vardır. Za olarak da TBK m. 146
17 hükmündeki 10 yıllık za uygulanır.
SATICININ AKTS. – DİĞER SORUMLULUK HÜKÜMLERİYLE İLİŞKİSİ
TBK m. 30 vd. (irade sakatlıkları) ile ilişkisi
Satıcının AKTS’na temel teşkil eden hallerde alıcının
esaslı yanılmaya veya aldatmaya dayanarak sözleşmeyi
iptal hakkının bulunup bulunmadığı tartışmalıdır. Zira
konuya ilişkin olarak TBK m. 227/II hükmünde yer alan
açık ifadeden farklı olarak bu hallerde genel hükümlere
dayanılarak sözleşmenin iptal edilebileceğinin
18 düzenlendiği bir kanun hükmü mevcut değildir.
Konuya ilişkin olarak ileri sürülen bir görüş satıcının
AKTS bakımından kk’nun aradığı son derece sıkı maddi
şartların yanı sıra şekli şartları da gerekçe göstererek…
SATICININ AKTS. – DİĞER SORUMLULUK HÜKÜMLERİYLE İLİŞKİSİ
…bu halde alıcının irade sakatlığına dayanarak akdi iptal
etme olanağına sahip olmadığını; zira AKTS’nun özel
hükümlerde yer alan bir kapalı sorumluluk düzeni olduğunu
kabul etmektedir. (lex specialis derogat legi genarali) (Azınlık
görüş)
Konuya ilişkin olarak ileri sürülen ve esas itibariyle özel
hükümlerin genel hükümlerle aksi çok açık şekilde yasal
19
düzenlemeden çıkarılmadıkça tamamlanması gerektiğini
savunan bir diğer görüşe göre ise, satıcının AKTS’nun
bulunduğu hallerde alıcı, şartları oluştuğu takdirde
esaslı yanılmaya veya aldatmaya dayanarak sözleşmeyi
iptal etme olanağına sahiptir. (Baskın görüş)
SATICININ AKTS. – DİĞER SORUMLULUK HÜKÜMLERİYLE İLİŞKİSİ
Burada önemle belirtilmelidir ki esaslı yanılma ve
aldatmaya dayanılarak sözleşmenin iptali imkanının
bulunduğu durumlarda TBK m. 231 hükmündeki za
değil, bu haklara ilişkin TBK m. 39 hükmünde yer alan
hds uygulanacaktır. Öte yandan bu gibi hallerde alıcının
şekli şartları yerine getirmiş olup olmadığının da bir
önemi olmayacak ve alıcı, gözden geçirme ve bildirme
20 külfetini zamanında yerine getirmemiş olsa bile, ilgili
durum çerçevesinde ayıbı kabul ettiği sonucu doğmamak
şartıyla esaslı yanılmaya veya aldatmaya dayanarak
sözleşmeyi iptal hakkına sahip olacaktır.
SATIŞ SÖZLEŞMESİNDE ALICININ BORÇLARI VE TEMERRÜDÜ
Alıcının borçlarının aşağıdaki şekilde bir ayrıma tabi
tutulması mümkündür:
Alıcının Borçları ve
Yükümleri
Faiz ödeme
Satış bedelini Satılanı teslim Diğer yan edim
borcu (kanun /
ödeme borcu alma borcu yükümlülükleri
sözleşme)
Alıcının Borçları ve Temerrüdü
1. Satış Bedelini Ödeme Borcu
a) Genel Olarak
Satış sözleşmesinde satış bedelini (semeni) ödeme
borcu, alıcının aslî edim yükümünü teşkil eder (TBK m.
232).
Taraflar, bedeli, Türk parası üzerinden ve eğer Türk
Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar’a
(TPKKH 32 sayılı Karar) 85 No’lu Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesi ile getirilen düzenlemelerdeki istisnalar
mevcutsa yabancı para üzerinden kararlaştırabilirler.
SATIŞ SÖZLEŞMESİNDE ALICININ BORÇLARI VE TEMERRÜDÜ
Alıcının satış bedelini ödeme borcu(asli edim yükümü)TBK
m. 232/I hükmünde düzenlenmiştir.
36
TBK 234//II uyarınca; Alıcının, satış bedelini ödemekte
temerrüde düşmüş olmamasına rağmen: başka bir
ifadeyle temerrüt öncesi faiz ödeme yükümlülüğüne
ilişkin iki istisna hükümde yer almaktadır:
Satış ister adî ister ticarî satış olsun, Satıcı, ancak sözleşmede açıkça saklı
alıcının temerrüdü üzerine satıcı, mehil tutmuşsa sözleşmeden dönme hakkını
tayin etmeksizin derhal bildirmek kullanabilir. Aksi takdirde satıcı sadece
koşuluyla sözleşmeden dönebilir. (TBK TBK m. 125’ teki diğer iki haktan birini
m. 235/I) (“ifa + temerrüt faizi + aşkın zarar” yahut
Satıcı, genel hükümlere göre mehil kural olarak mehil tayin ederek “aynen
vermesi gereken hallerde mehil vererek ifadan vazgeçerek müspet zarar”)
TBK m. 125’de öngörülen diğer seçimlik Mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışlarda
haklarını kullanabilir. bu hak saklı tutulmuş sayılır.
Satıcının sözleşmeden dönme hakkı
51 Satıcının sözleşmeden dönmesi TBK m.
235 uyarınca kolaylaştırılmıştır. sınırlandırılmış, sözleşmeden dönmesi
zorlaştırılmıştır.
ALICININ SATIŞ BEDELİNİ ÖDEMEDE TEMERRÜDÜ
ALICININ SATIŞ BEDELİNİ ÖDEMEDE TEMERRÜDE
DÜŞMESİ HALİNDE SATICININ ZARARININ
HESAPLANMASI
TBK m. 236 hükmünde düzenlenmiştir. Esasen bu
hükümde nasıl hesaplanacağı düzenlenmiş olan zarar
satıcının müspet zararıdır.
İlgili hükme göre, alıcının satış bedelini ödemede
52 temerrüde düşmesinde satıcının zararının hesaplanması
bakımından iki ayrı yöntem söz konusudur:
Somut yöntem
Soyut yöntem
ALICININ SATIŞ BEDELİNİ ÖDEMEDE TEMERRÜDÜ
TBK m. 236 hükmü şu şekildedir:
2. Taşınmazların kaydedilmesi
a. Kaydedilecek taşınmazlar
Tapu siciline taşınmaz olarak şunlar kaydedilir:
1. Arazi,
2. Taşınmazlar üzerindeki bağımsız ve sürekli haklar,
3. Kat mülkiyetine konu olan bağımsız bölümler.
Arazinin tapu siciline kaydı, özel kanun hükümlerine tabidir.
57 Bağımsız ve sürekli hakların kaydedilmesi için gerekli koşullar ve usul
tüzükle belirlenir. Süreklilik koşulunun gerçekleşmesi için hakkın süresiz
veya en az otuz yıl süreli olması gerekir.
Kat mülkiyetine konu olan bağımsız bölümlerin taşınmaz olarak kaydı,
özel kanun hükümlerine tabidir.
TAŞINMAZ SATIŞI
Keza Kat Mülkiyeti Kanunu m. 13/IV hükmü de şu ifadeyi
taşımaktadır:
Kat mülkiyeti kütüğüne tescil edilen her bağımsız bölüm ayrı bir gayrimenkul
niteliğini kazanır ve kütükte o bölümün tasdikli planındaki numarayı alır.
59
TAŞINMAZ SATIŞI
Gemiler, taşınır eşya olarak kabul edilmektedir.
-Tapuya kayıtlı olmayan taşınmazlar bakımından
Yargıtay 22.11.1944 t. ve 27/32 s. İBK ile bunların haricen
satışını geçersiz olarak nitelendirmiş ve hemen iki yıl
sonra 09.10.1946 t. ve 6/12 s. İBK ile zilyetliği bir ayni hak
sayarak, tapuya kayıtlı olmayan taşınmazlarda zilyetliğin
devrinin mümkün olduğunu, bunun da herhangi bir şekil
60
şartına bağlı olmadığını ve bu şekilde tapuya kayıtlı
olmayan taşınmazların şekle uyulmaksızın satışının geçerli
olduğuna hükmetmiştir.
TAŞINMAZ SATIŞI
Ancak Yargıtay nispeten yeni tarihli kararlarında tapusuz
taşınmazların satışına ilişkin sözleşmeyi taşınır satış
sözleşmesi olarak nitelendirdiğine; hatta, ancak tapusuz
taşınmazdaki zilyetliğin devri ile geçerli olarak kurulan sözlü
bir satış sözleşmesi (real sözleşme) olarak değerlendirdiğine
ilişkin kararları mevcuttur.
Taşınmaz satışı TBK’da m. 237-246 hükümleri arasında
düzenlenmiştir. Hükümlerin bu denli sınırlı olmasının nedeni,
TBK m. 246 gereği, taşınmaz satışında taşınır satışına ilişkin
hükümlerin «kıyasen» uygulanmasıdır. Bu şekilde taşınır
61 satışına ilişkin hükümler aksi yönde hüküm
bulunmadıkça ve taşınmaz satışının yapısıyla uygun
düştüğü ölçüde taşınmaz satışları bakımından da
uygulama alanı bulacaktır. (Doğrudan değil, kıyasen
uygulama)
TAŞINMAZ SATIŞI
B) Taşınmaz Satış Sözleşmesinin Şekli
1- Genel Olarak
TBK m. 237/I hükmü gereği taşınmaz satış sözleşmesi
resmî geçerlilik şekline tabidir.
Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için, sözleşmenin resmî şekilde dü-
zenlenmesi şarttır.
Keza TMK m. 706/I hükmü de şu ifadeyi taşımaktadır:
Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olması,
62
resmi şekilde düzenlenmiş bulunmalarına bağlıdır.
Bu halde resmî şeklin öngörülmesinin amacının tarafların
korunması olduğu kabul edilmektedir. (Bir diğer amaç da
resmî sicillerin tutulmasında kolaylık sağlanmasıdır.)
TAŞINMAZ SATIŞI
Taşınmaz satış sözleşmesi tapu memuru tarafından hazırlanır,
taraflar ve görevli memur veya memurlar tarafından imzalanır;
müdür veya görevlendirilen memur tarafından onaylanır. (Tapu
Kanunu m. 26/V, c. 1)
TBK m. 243 gereği taşınmaz satışı geciktirici veya bozucu koşula
bağlı olarak yapılabilir. Geciktirici koşul gerçekleşmeden tescil
yapılmaz. (Mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta bu koşul tescil
edilemez.)
2- Şeklin Kapsamı
Taşınmaz satış sözleşmesinin objektif esaslı unsurları satışa
63 konu taşınmaz ve satış bedelidir. TBK m. 207/III hükmünde satış
bedelinin belirlenmesinin gerekli olmadığı, belirlenebilir olmasının
yeterli olduğu düzenlenmiştir. Ancak taşınır satışlarında sorunsuz
şekilde uygulama alanı bulan bu hüküm acaba taşınmaz satışı
bakımından da geçerli midir?
TAŞINMAZ SATIŞI
I. G.: TBK m. 207/III taşınırlarda olduğu kadar taşınmazlarda
da uygulama alanına sahiptir.
II. G.: TBK m. 207/III hükmünün taşınmazlar bakımından
uygulanabilmesi için tarafların sözleşme kurulurken resmi
senette sonradan bedelin belirlenmesine esas olacak objektif
kriterleri ortaya koymaları gerekir.
Satılan bakımından da satılanın belirlenebilir olmasının yeterli
olduğu kabul edilmektedir. Ancak Türk Hukukunda öğreti ada
parsel numarası gösterilmesi gerekmese de taşınmazın resmi
64 senette tereddüde yer bırakmayacak şekilde tayinini mümkün
kılan hususların belirtilmiş olmasını aramaktadır.
Önemle belirtilmelidir ki tapu uygulaması bakımından
hem satılanın hem de satış bedelinin belirli olması
aranmaktadır.
Taşınmaz satışında şeklin kapsamına öncelikle objektif
esaslı noktalar dâhildir. Bu bağlamda, sözleşmenin
şekli içerisinde tarafların adlarının, satış konusu
taşınmazın, satış bedelinin ve hukuki sebebin senette
düzenlenmesi gerekir. Subjektif esaslı noktalar,
tarafların diledikleri bir hususu esaslı nokta haline
getirdiği hallerdir. Bu noktaların resmi şekille
yapılmasının gerekip gerekmediği tartışmalıdır. Ama
ceza koşulu ve bağlanma parası, asıl sözleşmenin
şekline tabi olduklarından resmi şekilde yapılmalıdır.
Satış vekil veya temsilci ile yapılıyorsa bunların kimliği
ve temsil ilişkisi senette gösterilmelidir.
TAŞINMAZ SATIŞI
Bu halde yanıtlanması gereken bir diğer soru, taşınmaz
satışında şeklin objektif esaslı unsurların yanı sıra subjektif
esaslı unsurları da kapsamasının gerekip gerekmediğidir.
I.G.: Şeklin zorunlu kapsamına sadece objektif esaslı
unsurlar girer. (Satılan ve satış bedeli – obj.esaslı uns.)
II.G.: Satılan ile satış bedelinin yanı sıra tarafların edim ve
karşı edimlerini belirginleştiren ya da edim yükümünü
66 güçlendiren anlaşmalar da resmin şeklin zorunlu kapsa-
mında yer alır. (Ceza koşulu, faiz ödeme şartları, sorumsuz-
luk anlaşmaları vb. resmî şeklin kapsamına girer.) (obj.
esaslı uns. + edimleri belirginleştiren/güçlendiren anl.)
TAŞINMAZ SATIŞI
III.G.: Taşınmaz satış sözleşmesinde resmî şeklin objektif
esaslı unsurlar ile tarafların edim ve karşı edimlerini belir-
ginleştiren ya da edim yükümünü güçlendiren anlaşmaların
yanı sıra sözleşmenin subjektif esaslı unsurlarını da içermesi
gerekir. (obj.esaslı uns. + edimleri belirginleş-
tiren/güçlendiren anl. + subj.esaslı uns.)
Bu görüş altında bir diğer görüş subj.esaslı unsurlardan
sadece edim yükümlülükleriyle ilgili subj.esaslı
unsurların resmî şeklin kapsamında yer alması gerektiğini
67 savunmaktadır.
Öte yandan taşınmaz satış sözleşmesinin vekil aracılığıyla
yapıldığı hallerde vekilin kimliği ve vekalet sözleşmesinin asli
unsurları gibi hususların resmî şeklin kapsamına girip
girmediği tartışmalıdır.
Resmi şeklin kapsamı konusunda ileri sürülen bu
görüşlerden baskın görüş; taşınmaz satış
sözleşmesinde objektif esaslı noktalar ile bu
sözleşmeyle doğrudan doğruya ilişkisi bulunan
sübjektif bakımdan esaslı noktaların resmi şekilde
düzenlenmesi yani resmi senette yer almasının
gerektiğini kabul etmektedir.
Bütün sübjektif esaslı noktaların değil, edim ve karşı
edim ile maddi temas halindeki sübjektif esaslı
noktalar şeklin kapsamına dahildir.
TAŞINMAZ SATIŞI
3- Taşınmaz Satış Sözleşmesinde Geçerlilik Şekline
Uyulmamasının Sonuçları
Kesin hükümsüzlük görüşü: Yargıtay’ın da kabul ettiği
görüştür (7.4.1954 t., 8/18 s. İBK). Bu görüş, kesin
hükümsüzlüğün dürüstlük kuralına aykırı olarak ileri
sürülemeyeceğine ilişkin kabul çerçevesinde
dengelenmektedir.
69
TAŞINMAZ SATIŞI
C) Taşınmaz Satış Sözleşmesinde Yarar ve Hasarın
Geçişi
Temel ilke hasar ve yararın geçişinin düzenlendiği temel
hüküm olan TBK m. 208/I hükmünde yer almaktadır.
70
Kanundan, durumun gereğinden veya sözleşmede öngörülen özel koşullar-
dan doğan ayrık hâller dışında, satılanın yarar ve hasarı; taşınır satışla-
rında zilyetliğin devri, taşınmaz satışlarında ise tescil anına kadar satıcı-
ya aittir.
TAŞINMAZ SATIŞI
Buna göre taşınmaz satışlarında hasar ve yarar alıcıya
taşınmazın tescili ile birlikte geçecektir. KK, bu temel
ilkenin kanun gereği uygulanmadığı bir duruma TBK m.
245 hükmünde yer vermiştir. Anılan düzenleme şu
şekildedir:
III. Yarar ve hasar
Satılanın tescilden sonraki bir zamanda alıcı tarafından teslim alınması
için sözleşmeyle bir süre belirlenmişse, onun yarar ve hasarı, alıcıya tes-
71
limle geçer. Bu hüküm, alıcının satılanı teslim almada temerrüde düşmesi
durumunda da uygulanır.
Bu sözleşmenin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlıdır.
80
81
TAŞINMAZ SATIŞI
6098 sayılı TBK’da kanun koyucu, bina kavramı yerine yapı
kavramını kullanarak, sadece binaların değil diğer
yapıların ayıplı olması durumunda da za süresinin TBK m.
244/III hükmüne göre belirleneceğini düzenleme altına
almış bulunmaktadır.
Hükmün gerekçesinde de daha evvel bina denilmiş
olmasına rağmen yapı olduğu belirtilmek suretiyle 5 ve 20
82
yıllık za sürelerinin uygulama alanının genişletilmiş olduğu
belirtilmiştir. Bu şekilde kk, «taşınmazları» değil,
«yapıları» kastetmekte olduğunu hükümde vurgulamış
olmaktadır.
TAŞINMAZ SATIŞI
Sonuç olarak, taşınmaz satışında satıcının ayıptan
doğan sorumluluğu çerçevesinde; satıcının
sorumluluğu
«yapı türünden bir taşınmazın sözkonusu olduğu
hallerde mülkiyetin geçmesinden başlayarak 5 yılın
geçmesiyle ve eğer satıcı ağır kusurlu ise 20 yılın
83 geçmesiyle zamanaşımına uğramış olacaktır.