Professional Documents
Culture Documents
ilmi Eserler/181
Yayın Yönetmeni
Dr. Yüksel ·SALMAN
Yayın Koordinatörü
Yunus AKKAYA
· Redaksiyon/Tashih
Ramazan ÖZALPDEMLR
Grafik&Tasanm
AliYÜCEER
Baskı
ÇmarBasım
iletişim
Dini Yayınlar Genel Müdürlüğü
Hz. Peygamber, Medine'ye hicret ettikten sonra ilk işleri günlük namazların kılın
ması, eğitim ve öğretimin yapılması ve barınabilecekleri bir bina inşa etmeye teşebbüs
etmek olmuştur. Bugün "Mescidu'n-Nebi" diye anılan bu kutlu mekanda üç ayn bö-
lüm bulunmaktaydı. Namaz kılınması için geniş bir kısım, okul ve yatakhane olarak
kullanılan Suffa, bir de Hz. Peygamber'in (s.a.v.) hantmlarının kaldığı odalar. Kıblenin
tahvilinden sonra Mescid-i Nebevi'de de bazı değişiklikler olmuş, bu sırada Suffa'nın
yeri güneyden kuzeye alınmıştır. Günümüzde Suffa, tamamen Mescid-i Nebevi'nin
içinde kalmıştır.
Suffa' nın mekan olarak genişliğini tam olarak bilemiyoruz. Hz. Peygamber (s.a:v.),
Hz. Zeynep (r.a.) ile evlendikleri zaman Suffa'da ve hane-i saadette verilen davete üç
yüzden fazla davetli iştirak etmiştir. 1 Bir defasında Suffa'da Temim Kabilesine mensup
seksen kişi misafir edilmişti.2
221
2~14
kutludogurıı
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Suffa'da kalan sahabilerin sayısı hakkında kesin rakamlar vermemiz mümkün gö-
zükmemektedir. Zira bu sayı sürekli değişmekte idi. Medirıe'ye gelen heyetler çoğal- ·
dıkça Suffa'da kalanların sayısı da arhyordu. Diğer taraftan Mekke'den muhacir olarak
gelip devamlı kalanlar da vardı. Bu sayı, bazen dört yüze kadar çıkıyordu. Ebu Nuaym,
Hilye'de Suffa'da kalan yüz kadar sahabinin isimlerini veriyor.
Suffa'nın sakinleri, öncelikli olarak mallarını, mülklerini bırakıp Mekke'den Me-
dine'ye hicret eden muhacirlerdir. Bu bakımdan Suffa için "Suffatu'l-Muhacirin" tabiri
de kullanılmaktaclır. 3 Diğer taraftan Müslüman olup da Hz. Peygamber'e biahnı bildir-
mek üzere Medirıe'ye gelen ve kalacak bir yeri de olmayan kimseler Suffa'da misafir
ediliyorlardı. Medirıe'de bir tanıdığı olan onun yanına gidiyor, hiçbir tanıdığı olmayan
da Suffa'da k~yordu.
Suffalılar fakir insarılardı.4 EbuHureyre'den (r.a.) Buhari'nin naklettiğine göre Suf-
fa'da kalan yetmiş sahabinin hiçbirinin üzerinde tam bir elbiseleri yoktu. Ya bir izar-
larıya da boyunlarına bağladıkları kisaları vardı. Bazılarınınki baldırlarının yarısına,
bir kısmı da topuklarına kadar uzuyordu. Avret yerleri görülmemesi için elbiselerini
elleriyle tutarlardı. 5 Bir başka rivayette de doğru dürüst elbisesi olamayan otuz kişinin
olduğu kaydediliyor. 6 Hz. Peygamber namaz kıldırırken bazı suffalılar açlıktan ayakta
duramıyor, yere yığılıyorlardı.7 Bazen de Hz. Peygambere hurma yemekten usandık
larını söylemişlerdir. 8
Suffa'nın idari işlerine Ebu Hureyre (r.a.) ba)uyordu. Hz. Peygamber (s.a.v. ), onları
davet etmek istediğinde Ebu Hureyre'ye (r.a.) bildirir, o da onları çağırırdı. Bir gece Hz.
Peygamber (s.a.v.), Ebu Hureyre'ye (r.a.) Suffalıları çağırmasını söylemiş, o da onları
hane-i saadetirı kapısına toplarnışh. Onları içeri alan Hz. Peygamber (s.a.v.), arpadan
yapılmış bir yemek ikram etmiş ve "Bismillah" diyerek almalarını tavsiye etmişti. 9 Hz.
Fahma (r.a.) kendisine yardım etmek üzere bir hizmetçi istemiş, Hz. Peygamber, Ehl-i
Suffa'nın ihtiyaçlarını karşılayamadığı için bu arzusunu geri çevirmiştir. 10 Hurmaların
222
HZ. PEYGAMBER'iN İNSAN YETİŞTİRME UYGULAMALAR! 2~14
kutludogurrı
hasat zamanı geldiğinde herkes gücüne göre hurma salkımlarını getirir, mescide asar,
Ehl-i Suffa'dan acıkanlar bunlarla karınlarını doyururlardı. 11
Diğer taraftan Suffa'dan bazı sahabilerden bizzat çalışarak geçimlerini temin eden-
16\ de vardı. Bazıları gündüzleri mescide su taşıyarak, dağdan getirdikleri odunları satarak
ihtiyaçlarını temin ediyor, geceleri de Kur'an tilaveti ve ilimle meşgul oluyorlardı. 12
Suffa'run, Hz. Peygamber'in vefatından sonra nasıl bir seyir takip ettiğine dair kay-
naklarda çok az bilgiye rastlıyoruz. İbn Sa'd, Hz. Ömer'in hilafeti döneminde Müslü-
manların mali durumlarının iyileşmesine kadar Suffa'nın devam ettiği kaydediliyor. 13
223
2~14
kutludogunı
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Ehl-i Suffa'daiı Selman (r.a.) ve Habbab (r.a.) bu ayetin kendileri hakkında nazil
olduğunu ve bu ayetin gelişinden sonra Hz. Peygamber' in (s.a.v:) onlarla birlikte olmaya
ayrı bir itina gösterdiğini belirtiyorlar.
Daha sonralan Kehf suresuideki şu ayet nazil oldu: "Sabah ve akşam sırfRablerinin
rızasınıdileyerek O'na dua eden kimselerle beraber sabret. Dünya hayatının süsünü
arzu edip de gözlerini onlardan ayırma ... " (Kehf, 18/28) Bu ayetin gelişinden sonra
Hz. Peygamber (s.a.v:) onlar kalkmadan onları terketmez ve onlara dua ederdi. 15
Suffa'da kalan fakir sahabilerin yemeleri için Medinehler hurma salkımlarını getirip
mescide asarlardı. Suffalılar bunlardan olgunlaşanlarını yiyerek açlıklarını giderirlerdi.
Bir ara çok kalitesiz hurmalar gelmeye başlayınca Bakara Sillesinin 267. ayeti nazil oldu.
Bu ayetin gelişinden sonra hurmaların en iyileri gelmeye başladı. 16
Bakara Sillesinin 273. ayeti de Ehl-i Suffa hakkında nazil olmuştur. Suffalılar bütün
vakitlerini ilim öğreru"nek ve cihadla geçirdikleri için, başka şeylerle uğraşmaya vakit
bularnıyorlardı. 17 Ayette şöyle buyuruluyor: "Bu sadakalar kendileriniAllah yoluna ada-
yan ve bu yüzden yeryüzünde dolaşıp geçimlerini sağlama imkanı bulamayan, fakirler
içindir. iffetlerinden dolayı bilmeyenler onları zengin sanır. Sen onları yüzlerinden ta-
nırsın. Onları yüzsüzlük ederek halktan bir şey istemezler. Siz hayır olarak ne verirseniz
mutlakaAllal1 onu bilir." (Bakara, 2/273)
Ehl-i Suffa'dan İbnü Ümmi Mekturn'la (r.a.) ilgili bir hadise de yine Mekke döne-
minde olmuştur. Hz. Peygamber (s.a.v:) müşrikleri ikna etmeye uğraşıyordu. Bu sırada
gözleri görmediği için o da '.'.Allah' ın sana öğrettiklerinden bana da öğret Ya Resulallah"
diyerek söze başladı ve bunu birkaç defa daha tekrarladı. Müşrikler yanlarında fakir
kimselerin söze karışmasından hoşlanmazlardı. Bu duruma Resullullah' ın (s.a:v.) canı
sıkıldı. Bu sırada Abese suresinin ilk ayetleri geldi. Bu hadiseden sonra Resulalah (s.a:v.)
onu gördükçe "Merhaba, Rabbin1in beni azarlamasına sebep olan arkadaşını" diyerek
cübbesini serip onun üzerine oturtur, bir arzusunun olup olmadığını sorardı. 18
Ehl-i Suffadan İbnü Ümmi Mek~ (r.a.) Hazreti Bilal (r.a:) ile birlikte Medi-
ne'de müezzinlik yapardı. Hz. Peygamber (s.a:v.) savaşa giderken namazları kıldırmak
üzere Medine'de onu yerine vekil bırakırdı. Görme engelli birisi olmasına rağmen Hz.
Peygamber'in (s.a.v.) on üç defa onu kendi yerine vekil bıraktığı kaydedilmektedir. 19
224
· HZ .. PEYGAMBER'[N [NSAN YET[ŞT[RME UYGULAMALARl 2~14
kutludoguııı
Ammar b. Yasir (r.a.) kendisi, babası ve annesi ile birlikte Müslüman olmuşlardı.
Babası ve annesi müşril<lerirı ağır işkenceleri altında şehid oldular. Hz. Ammar (r.a.)
çok işkence çekti. Medirıe'ye ilk hicret edip Suffa'da kalanlardandı.
\ Hz.Ammar (r.a.) ile Halid b. Velid (r.a.) arasında söz kavgası olmuş, Hz. Halid (r.a.)
ona ağır şeyler söylemişti. Bu duruma çok üzülen Ammar'ı (r.a.) bizzat Hz. Peygam-
ber (s.a.v.) şöyle diyerek teselli etti: "Kim Ammar'a (r.a.) düşman olursa, Allah'a düş
man olmuş gibidir. Kim Ammar' ı (r.a.) kızdırırsa Allah' ı kızdırır:' Bunun üzerirıe Hz.
Halid (r.a.) gelip .onun rızasını aldı. 20
Hz. Peygamber (s.a.v.) Suffa'da kalanları koruyup himaye ediyordu. Hz.
Ömer'irı (r.a.) hilafeti zamanında onu Kufe'ye vali olarak göndermiş ve şöyle demişti:
"Size Ammar'ı emir, Abdullah b. Mes'ud'u (r.a.) da vezir ve muallim olarak gönderi-
yorurn:·21 Her ikisi de Suffa'da kalan en seçkirı sahabelerden idiler.
Ebu Süfyan (r.a.) henüz Müslüman olmadığı bir sırada içlerirıde Selman (r.a.),
Suheyb (r.a.) ve Bilal'irıde (r.a.) bulunduğu bir topluluğun içerisirıden geçerken onlar
"VallahiAllah'ın kılıçları düşmanlarının boynundaki yerirıi almamıştır" dediler. Bunu
işiten Hz. Ebubekir (r.a.): "Siz bunu Kureyş'irı büyüğü ve reisi içirı mi söylüyorsunuz?"
diyerek onlara karşılık verdi ve bu durumu Hz. Peygamber (s.a.v.)'e anlattı. Hz. Pey-
gamber (s.a:v.) on~ "Ya Ebu Bekir, belki sen onları kızdırrnışsındır. Eğer onları gücen-
dirdiysen muhakkak Rabbirıi de gazaba getirirsin" buyurdu. Bunun üzerirıe Hz. Ebu
Bekir (r.a.) onların yanlarına varıp, onlardan helallik aldı. 22
Hz. Selman'ın (r.a.) da bulunduğu bir toplulukta herkesirı kendi nesebirıi sayma-
sı söyleniyor. Sıra ona gelince "İslam oğlu Selman" şeklinde cevap veriyor. Mecliste
bulunan Hz. Ömer (r.a.) bu duruma kızarak kendisirıi "İslam oğlu Selman'ın kardeşi
Ömer" şeklinde takdim etmiştir. 23
Yukarıda kaydedilen ayetlerden de anlaşılacağı üzere Hz. Peygamber (s.a.v.) Cahi-
liyeden gelen ve soy sop üzerirıe irışa edilen sistemi yıkıp "... Allah katında en değerli
olanınız, ona karşı gelmekten en çok sakınanınızdır ... " (Hucurat, 49/13) ayetirıirı
hükmünü ikame ederek yeni bir toplum irışa ediyordu. Bu işirı merkezirıde de suffa-
lılar vardı.
225
2~14
l..'Utludoguııı
. ÜÇÜNCÜ OTURUM
Diğer taraftan her davranışında ona uymaya çalış:ın sahabeler, kölelere iyi dav-
ranmada ve köle azad etmekte yarışıyorlardı. Suffa'nın ileri gelenlerinden Abdullah b.
226
HZ. PEYGAiv\BER'[N İNSAN YETiŞTiRiv\E UYGULAiv\ALARl 2~14
kutludogurrı
Ömer (r.a.) kölelerine çok iyi davranır1 yemek sofrasına onları da oturtur1 ilk fırsatta da
hürriyetlerine kavuştururdu.29
Diğer taraftan Suffa'da kalıp Hz. Peygamber'in (s.a.v.) hizmetini gören sahabiler
d~ Hz. Peygamber'in (s.a.v.) ailesinin bir ferdi gibi kabul edilmiş1 hatta ehl-i beytten
sayılmışlardır.
Vasile b. Eska (r.a.) Müslüman olduktan sonra Hz. Peygamber'e (s.a.v.) hizmet
1
etmiş ve Suffa'd;ı. kalmıştır. Hz. Peygamber (s.a.v.) 1 Hz. Ali (r.a.)1 Hz. Hasan (r.a.) 1 Hz.
Hüseyin (r.a.) ve Hz. Fatma'yı (r.a.) Ehl-i beytinden sayıp onlar hakkında dua edince,
"Ya Resulallah ehl-i beyte bende dahil miyim?" diyerek sordu. Hz. Peygamber "Sen de
dahilsin" buyurdular. Hz. Vasile (r.a.) en çok güvendiği amelinin bu olduğunu özellikle
belirtmektedir.30
Rebi b. Ka'b, Hz. Peygamber'in kapısının önünde sabahlar1 abdest ve diğer işlerinde
ona yardımcı olurdu. Resulalah (s.a.v.)'den cennette onunla beraber olmaları için dua
istemiş, Hz. Peygamber de ona "Çok dua ederek bana yardımcı ol" buyurmuşlardır.
Suffa'da kalır1 seferde ve hazarda devamlı olarak Hz. Peygamber'in (s.a.v.) hizmetine
koşardı. 31
Suffa'dan Bilal (r.a.) ile Abdullah b. Mes'ud (r.a.) Hz. Peygamber'in (s.a.v.) has
dairesinde gece giindüz hizmetine koşar, ondan ayrılmazlardı. Mekke'nin fethi giinü
Bilal'in (r.a.) Kabe'nin damında ezan okurnasını1 Mekke'liler çok garip karşıladılar.
Kureyşliler'in bu tavırlarına "Rasulüllah (s.a.v.) şöyle diyerek cevap vermiştir: "Bilal
müezzirılerin efendisi ve piridir:'32
Bir defasında Selman-ı Farisi (r.a.)ı Süheybi Rumi (r.a.) ve Bilal-i Habeşi'nin (r.a.)
bulunduğu bir topluluğa birisi gelip "Bunlar Resulalah'a yardımcı olan Evs ve Hazreçliler
ya bunlar da kimler?" diyerek onları kastediyordu. Hz. Muaz (r.a.) 1 bu zatı yakalayıp Hz.
Peygamber'in yanına götürdü ve bu durumu ona anlattı. Hz. Peygamber (s.a.v.) insanları
mescide topladı ve Allah'a hamd ettikten sonra şöyle buyurdu: "Ey insanlar, Rabbiniz
birdir. Babanız Adem birdir. Dininiz birdir. Dikkat edin1 Araplık sizin için arınelik ve
babalık değildir1 o sadece bir lisandır. Kim Arapça konuşursa, o Arabdır:' buyurdular. 33
227
2~14
kutludogunı
ÜÇÜNCÜ OTURUM
228
HZ. PEYGAMBER'İN İNSAN YETİŞTİRME UYGULAMALARl 2~14
kutludogurıı
36 Buhari, Büyı1, 1.
37 Müslim, Salatü'l-Misafirin, 251; Ebu Davud, Salat, 349; Ahmed b. Hanbel, Aıiiisııed, rv; 154.
38 İbnMace,Muk:addime, 17.
39 Ebu Davud, Hurufve'l-Kıraat, 1.
40 Ebu Nuayrn, Hilye, I, 342.
41 Buhari, Fedailü'l-Kur'an, VI, 102.
229
2~14
kutludoguııı
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Ubey b. Ka'b (r.a.) vefat edinceye kadar Suffa'da Kur'an öğretmeye devam etmiş,
son günlerini yaşarken bile Hz. Peygamber'in (s.a.v.) verdiği bu vazifeyi ihmal etme:
miştir.42
Ebu Hıneyre (r.a.) ayda en az üç giin oruç tutar, gecelerirı çoğunu ibadetle geçi-
rirdi. Üzerirıde birı düğüm olan bir ipi vardı. Her gece Allah' ı tesbih ederek bitirmeden
uyumazdı.44
230
HZ. PEYGAMBER'[N lNSAN YET[ŞT[RME UYGULAMALAR! 2~14
kutludogımı
Abdullah b. Mes' ud (r.a.) da çeşitli vesilelerle Hz. Peygamber'in (s.a.v.) duasına mazhar
olmuş seçkin sahabilerden birisidir.
Hz. Aişe (r.a.) annemizin rivayetine göre, Selman-ı Farisi (r.a.) birçok geceler mes-
ddde Hz. Peygamber'le (s.a:v.) yalnız kalırdı. Bu gecelerde ezvac-ı tahirat bile onların
yanına giremezdi. Hz. Selman'ın (r.a.) Hz. Peygamber'e (s.a.v.) olan bu yakınlığı Rasu-
lüllah'ın (s.a:v.) vefatlarına kadar devam etmiştir.48
Bu arada sµfRamazan ayını ihya etmek üzere mescide gelenler de vardı. Abdullah
b. Üneys el-Cüheni (r.a.) Medine'den biraz uzakta çölde otururdu. Ramazan geldiğinde
Medine'ye gelir, gündüzleri mescidde geceleri de Suffa'da geçirirdi. 49 Bu rivayet gös-
teriyor ki Suffa'da sadece bekar ve fakir insanlar kalmıyor, evi barkı olup mali durumu
iyi olanlar da ilim ve ibadet için orada kalabiliyorlardı.
Hz. Peygamber SuffalılardanEbu Rezin'e (r.a.) şöyle buyurdu: "Ya Ebu Rezin, boş
kaldığın zaman dilinle Allah' ı zikret." Yine
o mezarlıktan geçerken bir şey yapmasının
gerekip gerekmediğini sordu. Hz. Peygamber de onlara selam vermesini tavsiye ettiler.sa
Ehl-i Suffa'dan Hazim b. Harmele'yi (r.a.) Hz. Peygamber (s.a:v.) yanına çağırdı
ve şöyle buyurdu: "Ey Hazim, la havle ve'la kuvvete illa billahi'l-aliyyi'l-azim" demeyi
artır. Çünkü bu cennet hazinelerinden bir hazinedir.si
231
2~14 ÜÇÜNCÜ OTURUM
kutludogunı
7.Arşın altında bir hazine olan "La havle ve' la kuvvete illa billahi" çokzikretmemi.53
232
HZ. PEYGAMBER'iN lNSAN YET[ŞTlRME UYGULAMALAR! 2~14
kutludogurrı
Artık ondan sonra devamlı sağ eliyle yedi ve vefatına kadar da, sağ elinden hiç şikayet
etrnedi.59
Ehl-i Suffa'dan Tıhfe b. Kays'ı (r.a.) bir akşam Rasulüllah (s.a.v.) Hz. Aişe (r.a.)
a\nemizin evine akşam yemeğine getirdi. Yemekten sonra T ıhfe, karnı üzeri uykuya
daldı. Gece vakti Rasulüllah (s.a.v.) geldi ve: "Bu yatış Allah'ın buğzettiği biryabştır"
diyerek onu ikaz etmiştir. 60
6. BazıAşrrılıkların Giderilmesi
Hz. Peygamber (s.a:v.) özellikle Ehl-i Suffa'ya çok yakın olduğu için onları gözetim
altında tutuyor, bazı aşırılıklarına da müdahale ediyordu. Osman b. Maz'un (r.a.) çok
erken dönemlerde Mekke'de Müslüman olup, zahidane hayat yaşayan bir sahabe idi.
Hicret izni çıkınca Medine'ye ilk hicret edenlerden birisi oldu. Gündüzleri devamlı oruç
tutuyor, geceleri de namaz kılıyordu. Çok az uyuyordu. Kadınlardan ve şehevi hislerden
uzakidi. Osman b. Maz'un (r.a:) kadınlardan uzaklaşıp devamlı ibadetle meşgul olması
için Hz. Peygamber'den izin istedi. Fakat Rasulüllah (s.a:v.) ona bu izni vermedi. Sa'd b.
Ebi Vakkas (r.a.) diyor ki: "Şayet Rasulüllah (s.a:v.) ona izin verseydi, biz de kendimizi
hadım edecektik."61
Bir defasında Osman b. Maz' un' un (r.a.) hanımı Rasulüllah' ın (s.a.v.) hanımlarına
gelerek ondan şikayetçi oldu. Rasulüllah (s.a.v.) onu çağırarak şöyle buyurdular: "Böyle
yapma, gözünün senin üzerinde hakkı vardır, cesedinin sende hakkı vardır. Ailenin sende
hakkı vardır. Bazen namaz kıl, bazen uyu. Bazen oruç tut, bazen de tutrna:' 62
Osman b. Maz'un (r.a.) kendisine hususi bir yer yapıp, devamlı olarak orada iba-
detle meşgul oluyordu. Bu durumu öğrenen Rasulüllah (s.a.v.) kaldığı yerin kapısını açb
ve ona şöyle buyurdu: "Ey Osman Allah beni ruhbanlık tesis etmek için göndermedi ...
Allah indinde dinin hayırlısı kolaylık üzere olanıdır."63
Vefatında Osman b. Maz'un'un cennetlik olduğunu söyleyen bir kadına Hz.
Peygamber (s.a.v.) müdahale ederek kendisinin peygamber olduğu halde bu durumu
kendisinin dahi bilmediğini özellikle belirtmiş ve gözyaşları arasında onun cenazesini
öpüp defnetmiştir. 64
233
2~14 ÜÇÜNCÜ OTURUM
kutludoguın
Bir gün Hz. Peygamber'in kıyameti anlattığı bir mecliste içlerinde Hz. Ebu Be-
kir (r.a.), Hz.Ali (r.a.) veEhl-iSuffa'danAbdullah b.Mes'ud (r.a.),Abdullah b.Amr (r.a.),
Ebu Zerri'l-Gıfari (r.a.), Salim (r.a.) ve Selman-ı Farisi'nin (r.a.) de bulunduğu bir grup
sahabi Osman b. Maz'un'un (r.a:) evinde toplanıp devamlı oruç tutmak, geceleri ihya
etmek, yatakta yatmamak, et ve yağ yememek, kadınlara yaklaşmamak ve dünyayı terk
etmek üzere aralarında anlaştılar. Bu durumu haber alan Rasulüllah (s.a.v.) onların ya-
nına gitti. "Şu konular üzerinde sözleşenler sizler misiniz?" diye onlara sordu. Onlar bu
işi hayır umdukları için yaptıklarını söyleyince onlara şöyle buyurdu: "Ben bununla
emrolunmadım. Nefsinizin sizin üzerinizde haldcı vardır. Bazen oruç tuturi, bazen tut-
mayın. Gecenin bir kısmında ibadet edin, bir kısmında uyuyun. Benim sünnetimden
ayrılan ~enden değildir:' Rivayete göre bu hadise üzerine şu ayet nazil oldu.65 "Ey iman
edenler!'Afüıh'ın size helal kıldığı güzel ve temiz şeyleri kendinize haram etmeyin. Haddi
aşmayın, çüı:iküAllah haddi aşanları sevmez." (Maide, 5/87)
Ehl-i Suffa'dan Sa'd b. Ebi Vakkas (r.a.) Veda Haccında ağır bir şekilde hastalandı.
Hz. Peygamber'e malının hepsini Allah yolunda harcamak istediğini söyledi. Geriye
varis olarak küçük bir kızı vardı. Fakat Rasulüllah (s.a:v.) buna razı olmadı. Yarısını
vermek istedi, yine razı olmadı. Üçte birini vermek istediğinde Hz. Peygamber (s.a.v.)
"Üçte bir de çok ama olsun. Ey Sa'd, senin varislerini zengin bırakman, onları muhtaç
bırakıp halka el avuç açtırmandan daha hayırlıdır:' 66
Hz. Peygamber (s.a:v.) Suffalıları devamlı gözetim altında tutmuş ve onların bazı
aşırılıklarını gidermiştir.
7. Haram-Helal Duygusu
Hz. Peygamber (s.a:v.) özellikle dinin temel prensiplerinin yaşanmasında hassasi-
yet göstermiş, gerektiğinde Suffalıları ikaz etmiştir. Rasulüllah (s.a.v.) kendisine gelen
hediyelerin sadaka mı yoksa hediye mi olduğunu sorardı. Hediyeden bir miktar alır,
sadakaların hepsini Suffa'ya gönderirdi. Bir gün torunu Hz. Hasan'm (r.a.) zekat hur-
malarından bir tane alıp yediğini görünce, parmağını ağzına sokup geri çıkarmış ve
Ehl-i Beyt'in sadaka yemesinin helal olmadığını belirtmiştir. 67
Ehl-i Suffa'dan Sad b. Ebi Vakkas Bedir kazasında büyük kahramanlıklar gösterdi
ve öldürdüğü bir müşrikin kılıcının kendisinde kalması için Hz. Peygamber'den (s.a.v.)
müsaade istedi. Fakat Resulalal1 (s.a:v.) müsaade etmedi. Sa'd ısrar ettiyse de müsaade
234
HZ. PEYGAMBER'[N İNSAN YET[ŞT[RME UYGULAMALARl 2~14
kutludogum
alamadı ve bu hadise üzerine savaş ganimetleri ile ilgili olarak Enfal süresinin ilk ayetleri
geldi.68
Hz. Peygamber'in (s.a.v.) mali işlerine bakan Hz. Bilal'in yanında Rasulüllah (s.a:v.)
b\. yığın hurma gördü ve ne olduğunu sordu. Hz. Bilal de (r.a.) Hz. Peygamber (s.a:v.)
ve onun misafirleri için ayırdığını söyledi. Rasulüllah (s.a.v.) bu durumu hoş karşılamadı
ve hemen dağıtmasını istedi.69
235
2~14 ÜÇÜNCÜ OTURUM
kutludogurıı
lime olmuştu. Onu saracak bir kefen de bulamadılar. Eski kaftanı ile başını örttüklerinde
ayakları, ayaklarını örttüklerinde de başı açıkta kalıyordu. Rasulüllah Efendimizin (s.a.v.)
emri ile başını örtüp, ayaklarını da ızhır otu ile örtüp Uhud şehitleri arasına defnettiler.74
Bilal de (r.a.) başta Bedir olmak üzere bütün gazalara iştirak etti. Kendisine işkence
eden Ümeyye b. Halefi bizzat kendisi öldürdü. Hz. Ebu Bekir' in (r.a.) hilafeti zamanın
da cihada iştirak etmek istediğini söylediyse de, Hz. Ebu Bekir (r.a.) artık yaşlandığını
ve Medine'de kalmasının daha uygun olacağını söylemiştir. 75
Ehl-i Suffa'dan Sa'd b. Ehi Val<lcas da (r.a.) başta Bedir olmak üzere bütün gazalara
katılmış, Hz. Peygamber tarafından gönderilen seriyyelere komutan ve bir nefer olarak
iştirak etmişti. Allah Rasulu (s.a.v.) onun için '.'.Anam, babam sana feda olsun. At Sa'd at"
diyerek 6n~ ok atmaya teşvik ediyordu.
Suffalılardan Ebu Ubeyde b. Cerrah da (r.a.) iyi bir komutan olup Bedir'den iti-
baren bütün gazalara iştirak etmiştir. Hatta Bedir'de düşman saflarındaki babasını öl-
dürmüştür. Hz. Mus'ab da kardeşini öldürmüştü. Ebu Ubeyde b. Cerrah (r.a.) İslam'ı
anlatmak üzere tebliğci istenen Yemen ve Necran gibi yerlere Hz. Peygamber (s.a.v.)
tarafından gönderilmişti.76
Hicretten sonra Hz. Peygamber'i (s.a.v.) evinde barındıran İstanbul' un aziz misafiri
Ebu Eyyub el-Ensari (r.a.), Bedir'den itibaren bütün gazalara iştirak etmiş, ilerlemiş ya-
şına rağmen cihad ruhu sönmemiş, İslam orduları ile İstanbul'a kadar gelmiş ve orada
şehid olmuştur.
Ehl-i Suffa'dan bazıları da harplere iştirak etmek istedikleri halde Rasulüllah (s.a.v.)
onlara binek ve savaş malzemesi bulamadığı için üzülerek geri dönüp gidiyorlardı. Suf-
fa'dan Irbad b. Sariye (r.a.) ve Salim b. Umeyr (r.a.) Tebılk seferine iştirak edemediler
ve bunun üzerine şu ayet nazil oldu: "Ey Resulüm, binek temin etmek için sana geldik-
lerinde, sizi bindirecek bir şey bulamıyorum deyince bu uğurda harcayacakları bir şey
bulamadıklarından dolayı, üzüntüden gözlerinden yaşlar döke döke dönüp gidenlere
de bir sorurrıluluk yoktur:' (Tevbe, 9/92) .
Burada verdiğimiz birkaç örneğin dışında Ehl-i Suffa'nın İslam' ın tebliği için maddi
ve manevi büyük fedakarlıklara katlandıklarını ve birçoğıınun harp meydanlarında şehit
olarak bu fani dünyadan göçtüklerini görmekteyiz.·
236
HZ. PEYGAMBER'[N lNSAN YET[ŞT[RME UYGULAMALARl 2~14
kutludogurrı
D.SONUÇ
İslam'da ilk eğitim müessesi diyebileceğimiz Suffa'yı Hz. Peygamber (s.a.v.) tesis
etmiş1 kendisi de orada dersler vermiştir. Suffa'daki eğitim ve öğretim pren~ipleri de
~zzat Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından konulmuştur.
Suffa'da gece kalan yatılı öğrenciler bulunmakla birlikte evi Medine'de olup da
günübirlik gelenler de vardı. Uzak yerlerden İslam' ı öğrenmek üzere gelip1 bir müddet
kaldıktan sonra, memleketlerine dönüyorlardı. Her yaştan insanın kalabileceği Suffa'da
eğitim parasız ve karşılıksızdı.
BİBLİYOGRAFYA
Ahmed b. Hinbel; Miisııecl Beyrut 1969.
Alusi1 Şihabüddin Mahmud; Rıılııı'l-Ma'ani, Mısır1 1353.
Baktır1 Mustafa; İslaııı'da İlk Eğitim Müessesesi: Sııjfa Ashabı, İstanbul 1984.
Baktır1 "Suffe" mad.1 TDV İslam Aıısiklopedisi1 İstanbul 20091 XXVIlı469-470.
Buhfui Muhammed b. İsmail; Salıi/ı, İstanbul 1979.
1
237
2~14 ÜÇÜNCÜ OTURUM
kutludogurrı
Hocam buyurun.
238