Professional Documents
Culture Documents
Miras Hukuku Pratik Çalışma No-5
Miras Hukuku Pratik Çalışma No-5
EĞİTİMLER
20.12.2022
OLAY I:
Çocukluk arkadaşı Bayan (E)’yi kaybeden Bay (M), 07.10.2012 tarihinde katıldığı cenaze
töreni sonrasında ofisindeki işlere odaklanmaya çalışırken hayatın aslında ne kadar kısa
olduğunu ve bir gün kendisinin de bu hayata veda edeceğini düşünmeye başlamıştır. Ertesi
gün de işe gitmeyen Bay (M), günlük programını kontrol etmek için ajandasını açtığı sırada
Bayan (E)’nin son arzularını dile getirmeye bir türlü fırsat bulamadığını hatırlayıp, son
arzularını içeren metni halihazırda açık olan ajanda sayfasında kaleme almıştır. Söz konusu
ajanda sayfasını yırtıp bir zarfın içine koyan Bay (M), zarfı kapatıp imzasını da zarfın üzerine
atmıştır.
Kader, Bay (M)’yi ne yazık ki haklı çıkartmıştır ve Bay (M) 10.11.2013 tarihinde hayatını
kaybettiğinde oğlu Bay (U), söz konusu metinde kendisine neredeyse hiçbir değerli malvarlığı
değeri bırakılmadığını fark etmiştir.
1- Bay (M)’nin kaleme aldığı metnin hukuki niteliğini ve şekil şartlarını belirtiniz.
2- Söz konusu metnin hüküm ve sonuç doğurmasını istemeyen Bay (U)’nun
başvurabileceği hukuki yollar nelerdir?
3- Bu kapsamda, metnin bir ajanda sayfasında yer alması ve tarihin el yazısı ile kaleme
alınmamış olmasının neticelerini tartışınız.
4- Bu kapsamda, metnin yer aldığı sayfaya imza atılmamış olmasının neticelerini
tartışınız.
OLAY II:
Uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle 23.03.2015 tarihinde kısıtlanan ve kısıtlama kararı bir hafta
sonra ilan edilen Bay (G)’nin uyuşturucu mafyasına hali hazırda yüklü bir borcu
bulunmaktadır. 29.05.2015 tarihinin gecesinde tek başına gezinmekte olan Bay (G), silahlı üç
kişi tarafından bir depoya götürülmüştür. Başına silah dayayan adamlardan biri, “Sarıyer’deki
dairenin sen öldükten sonra, yıllardır borcunu ödemediğin (Y)’ye kalacağını yazmazsan şimdi
seni, yarın da kızını öldürürüm.” diyerek Bay (G)’nin eline bir kalem ve kağıt tutuşturmuştur.
Bay (G) apar topar dikte edilen metni yazmış ve imzasını da atarak kağıdı tehdit savuran
adama vermiştir. Tehdit savuran adam, “Bay (Y)’nin bu daireye sandığından da erken ihtiyacı
var.” dedikten sonra, tetiği çekip Bay (G)’yi oracıkta öldürmüştür. Cenaze töreninden sonra
ortaya çıkan Bay (Y), söz konusu taşınmazın kendisine devredilmesini yasal mirasçılardan
talep etmiştir.
1- Söz konusu metni kaleme alma bakımından Bay (G)’nin gerekli ehliyet şartlarını
taşıyıp taşımadığını tartışınız.
2- Babasının bir depoda öldürülmesinden işkillenen kızı adli psikolog Bayan (K), adli tıp
raporunun da kendilerine teslim edilmesi üzerine, söz konusu metnin korku etkisinde
tanzim edildiğinden emin olmuştur ve Avukat (A) nın yardımıyla korkutma sebebine
dayanarak metnin hüküm ve sonuçlarını doğurmasını engellemeye yönelik bir dava
açmıştır. Dava dosyası önüne gelen Hakim (H) ise bu metinde tarih olmadığını fark
etmiştir. Hakim (H)’nin tarih yokluğunu göz önüne alarak hüküm verip veremeyeceği
hususunu tartışınız.
YANITLAR
OLAY I:
1- Bay (M) kaleme aldığı metin ile ölüme bağlı son dileklerini açığa vurma iradesini
ortaya koymayı hedeflemiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu miras hukukunu
düzenleyen üçüncü kitabında, son arzuların biçimsel ve içeriksel kalıplarını belirlemek
adına “ölüme bağlı tasarruflar” başlıklı ikinci bölümü ihdas etmiştir. Bu bölüm
uyarınca;
Miras bırakanın ölüme bağlı son dileklerinin açığa vurulduğu biçimi, ölüme bağlı
tasarrufun şekli yönünü oluştururken,
Miras bırakanın doğrudan doğruya son dileklerini, yani ölüme bağlı tasarrufun
içeriğini belirten dilekler, ölüme bağlı tasarrufun maddi yönünü oluşturur.
Bu olay çerçevesinde incelendiğinde Bay (M), ölüme bağlı son dileklerini oluşturmayı
hedeflemiştir. Bir ölüme bağlı tasarruf olarak ortaya konan bu metni şekli yönden
inceleyecek olursak, vasiyetname türlerinden el yazılı vasiyetname oluşturulmak
istendiğini belirleyebiliriz. TMK m. 538’de düzenlenen el yazılı vasiyetnamenin
hüküm ve sonuçlarını doğurabilmesi bakımından yasa koyucu, nitelikli şekil şartı
öngörmüş olup,
Söz konusu el yazılı vasiyetnamenin iptali talep edildiğinde, yasanın lafzına bağlı
kalınarak pekala tarihin elle yazılmamasından bahisle ölüme bağlı tasarrufun iptalinin
sağlanabileceği düşünülebilir. Ne var ki, böyle bir konumda tarihin tamamen yokluğu
ve iptal edilebilirliği, animus testandi ve favor testemanti ilkeleri kıskacında
değerlendirmeye değerdir. Çünkü, son arzularını nitelikli şekil şartına uygun
yapmamış olan miras bırakanın bir kez daha olsun dinlenme ve görüşünün alınması
artık mümkün değildir.
Olayda, Bay (M)’nin imzasını el ile attığını gönül rahatlığı ile söyleyebiliyoruz. Ne
var ki imza, metnin yer aldığı ajanda sayfasına değil; ajanda sayfasının içine
konulduğu zarf kapatıldıktan sonra zarfın üzerine atılmıştır. Görüldüğü üzere burada
imzanın şekil şartına uygun olup olmadığı “imzanın vasiyetnameyi kapatıp
kapatmadığı” noktasında önem taşımaktadır. Bu sebeple vasiyetnamenin iptalinin
mümkün olup olmadığı bakımından da bir görüş ayrılığı mevcuttur:
Zarfın üzerine atılan imza ile vasiyetname metni arasında düşünsel bir bağ
kurulabiliyor olabilmesi.
Zarfın kapatılmış olması (Zira, açık bırakılan zarfın üzerine atılan imzanın
vasiyetnameyi kabul edildiğinden bahsedilemez.)4.
1- Vasiyetname düzenleyebilmek için ayırt etme gücüne, akla uygun bir biçimde karar
vererek ona uygun davranma yeteneğine sahip sahip olup, on beş yaşını tamamlamış
olmak gerekir (TMKm. 502).
Kısıtlanmış olmama yasa koyucu bakımından özel bir şart olarak öngörülmediği için
pekala kısıtlanmış kimseler de el yazılı vasiyetname ile ölüme bağlı tasarrufta
bulunabilecektir. Bu sebeple, Bay (G)’nin el yazılı vasiyetname düzenlemeye ehil
olduğunu belirtmek gerekir.
2- Tespit edildiği üzere Bay (G)’nin tanzim ettiği el yazılı vasiyetnamenin iptal edilebilir
olmasına imkan kılan ve TMK m. 557’de sayılan iki vakıa gerçekleşmiş
bulunmaktadır. Bunlar: el yazılı vasiyetnamenin şekil şartlarına uymaması (tarihin
bulunmaması) ve korkutulma üzerine tanzim edilmiş olmasıdır.
Bay (G) ‘nin kızı Bayan (K) ise ölüme bağlı tasarrufun iptali davasını, miras bırakanın
ölmesinden bahisle açmıştır. Ne var ki dava dosyası önüne gelen Hakim (H), el yazılı
vasiyetnamede el yazısı ile yazılmış olması gereken tarih unsurunun bulunmadığını
fark etmiştir. Böylesi bir durumda Hakim (H)’nin ölüme bağlı tasarrufun iptalini tarih
yokluğunu re’sen göz önüne alarak şekil eksikliğine dayandırıp dayandıramayacağı
tartışılmalıdır.
Kocayusufpaşaoğlu ve İmre/Erman:
- İsabetli bulmaktalar.
- Vasiyetname dava malzemesi olmuştur. Hakim, netice-i talebi haklı gösteren tüm
delilleri re’sen nazara almakla mükelleftir (HMK m. 33).
- Hakim, şekil noksanlığını da göz önüne alır.
- Ancak, ölüme bağlı tasarrufun hükümsüzlüğünün ileri sürülmediği davalarda
(Nitekim, netice-i talep değildir.) re’sen göz önüne alınmamalıdır.
Oğuzman:
- Muteber olmayan bir ölüme bağlı tasarrufun iptali için mutlaka dava açılmasını
arayan bir sistemde hakimin dayanılmayan sebebi re’sen göz önüne almaması
gerektiğini ifade etmektedir.
Hatemi:
- Şekle aykırılığın sonucu yokluk ya da kesin hükümsüzlük oldu mu hakim re’sen
nazara alabilir. El yazılı vasiyetnamedeki gibi iptal edilebilirlik rejiminin
bulunduğu durumlarda, hakim re’sen şekil noksanlığını nazara almamalıdır.