Professional Documents
Culture Documents
Aytaç Yürükçü HİNT-424-A Final Sınavı Ödevi
Aytaç Yürükçü HİNT-424-A Final Sınavı Ödevi
Bir yaşam felsefesi, bir yaşam öğretisi olarak doğan sonraları bir din haline gelen
Budizm’de, kadının konumu ele alan bu makale çalışmasında yazar çoğunlukla Batılı
kaynakları referans almıştır. Öncelikle şunu belirtmek gerekmektedir; konu ile ilgili orijinal
kaynakların Sanskritçe veya Pali dilinde olması ve yazarın bu orijinal dillerdeki kaynakları
kullanmayıp, İngilizceden çeviri yaparak makaleyi yazmasından ötürü makalede çeviri
hatalarından kaynaklı hatalı bilgilendirmeler bulunmaktadır.
Tarih içinde dünyadaki kadın algısına bakıldığında kadının birçok alanda ezilmekte
hatta bazı toplumlarda insan yerine dahi konulmadığı görülmektedir. Eski Yunan, Roma,
Hint, Çin, Arap vb. uygarlıklarında belirli bir şekilde ataerkil aile tipi baskındır. Bu aile
tipinde kadının eş ve anne rolü ön plana çıkarılmakta ve kadın baskı altına alınmaktadır.
Zira, Eski Hint toplumunda kadın hür değildi. Ya babası, ya kocası ya da oğlunun
tasarrufu altındaydı. Çünkü kadını herhangi bir şekilde kendi başına bırakmaya gelmezdi.
Aksine kadının kocasıyla birlikte ölmesini, cesedinin de onun cesediyle birlikte yakılmasını
gerekli görürlerdi. Eğer ölmekten korkup kaçarsa, sonsuza kadar ona lanet edilirdi. Ve ölen
kocasıyla beraber canlı olarak yakılırdı (Eren, 2017).
1
Makale İnceleme ve değerlendirme; Hammet ARSLAN, “Budizm’de Kadının Konumu” Dokuz Eylül
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2014/1, Sayı 39, ss. 147-179.
1
Kadınlarda kimlik bunalımına neden olan bu durumdan Budizm’in kast sistemini yok
sayan felsefesi sayesinde kurtulabileceklerini düşünen kadınlar Budizm’in coğrafyalarında
yayılması üzerine kurtuluşa erişebileceklerini düşünmüşler ve Budda’nın manevi rehberliği
altına girmek istemişlerdir.
Üzerinde durulması gereken bir başka nokta da, kutsal metinlerin kompoze ediliş
sürecidir. Çünkü Budist kutsal metinlerinin Budda’nın ölümünden uzun süre sonra ve
erkeklerden oluşan konsillerde belirlendiği ve kayda geçirildiğine değinilmektedir. Bu durum
da Budda’nın kadınlar hakkında aslında nasıl düşündüğünü kavramamızı zorlaştırmaktadır.