Professional Documents
Culture Documents
HUKUKİ DURUMU
• Temsil
AVUKATLIK VE
• İş Sözleşmesi NOTERLİK HUKUKU
İÇİNDEKİLER
• Vekalet Sözleşmesi
BİLGİSİ
• Avukatlık Sözleşmesi
Prof. Dr. M. Refik
KORKUSUZ
•Temsil
•İş sözleşmesi
•Vekalet Sözleşmesi ve
•Avukatlık sözleşmesi ile
bağlantıları ve bunlara ilişkin
hususlar hakkında bilgi sahibi
olabileceksiniz.
ÜNİTE
3
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Avukatın Yaptığı İşin Hukuki Durumu
İş Sözleşmesi
Vekalet Sözleşmesi
Avukatlık Sözleşmesi
GİRİŞ
Avukatlar sundukları hizmet itibarıyla müvekkilleri ile bir hukuki ilişki
içerisindedir. Bu ilişkinin niteliğinin tespiti, taraflar arasındaki ilişkide uygulanacak
kuralların tespiti açısından önemlidir. Avukatlık sözleşmesi niteliği itibarıyla temsil,
vekâlet ve iş sözleşmeleri ile yakından ilgili olduğu için bu kurumların gözden
geçirilmesinde yarar vardır.
Bu ünitede öncelikle temsil kurumu açıklandıktan sonra iş sözleşmesine;
temsil yetkisi ile avukatlık sözleşmesi arasındaki farklılığa kabaca değinilip genel
olarak avukatlık sözleşmesi ve vekâlet sözleşmesi üzerinde durulacaktır. Avukatlık
sözleşmesinin, vekâlet sözleşmesi ve iş sözleşmesi ile benzerlikleri ve farklılıklarına
değinilerek ne tür bir sözleşme olduğuna açıklık getirilmeye çalışılacaktır.
Bu kapsamda her bir kurumun tanımı yapılacak, unsurları açıklanacaktır. İş
sözleşmesiyle çalışan avukatların durumuna değinilecek, vekalet sözleşmesinin
diğer iş sözleşmelerinden farkı incelenecektir. Son olarak da avukatlık sözleşmesi
detaylı şekilde ele alınarak avukatlık sözleşmesinin diğer iki sözleşmeden farklı
olan noktaları ortaya konacaktır. Bu farklılıklar özellikle ücret yönünden, kişi
yönünden, tarafların yükümlülükleri bakımından, işe son verme ve işten çekilme
bakımından ve tazminat isteklerinde zaman aşımı bakımından detaylandırılacaktır.
Bu ünite sonunda gerek avukatların yaptığı işin hukuki niteliği öğrenilecek,
gerekse yapılan işe uygulanacak hükümlerin tespiti mümkün olacaktır.
İş Sözleşmesinin Unsurları
İş görme
İşçinin iş sözleşmesinden kaynaklanan temel borcu bir işin görülmesidir. İşçi
bu borcunu kural olarak bizzat kendisi yerine getirmekle yükümlüdür ve bir
başkasına devredemez. İşçinin yerine getirdiği işin onun fikri faaliyetlerine veya
bedensel faaliyetlere dayanmasının bir önemi yoktur. Burada söz konusu olan iş,
bir gerçek kişi olan işçinin ekonomik bakımdan iş olarak değerlendirilebilen her
türlü çalışmasıdır. Ancak, ilgili avukatın yaptığı işin “iş sözleşmesi” ya da “vekâlet
sözleşmesi” ne dayandığını belirlemede tek başına bu ölçüt yeterli değildir.
Bağımlılık
İş sözleşmesinden kaynaklanan temel yükümlülük olan bir işin görülmesi iş
verenin yönetimi altında gerçekleşir. Bu nedenle işçinin iş verene bağımlı olarak
çalıştığı kabul edilir. İş sözleşmesini diğer sözleşmelerden ayıran bu özellik 8.
maddede açıkça belirtilmiştir. Genel anlamda bağımlılık, işçinin, belirli ya da
belirsiz bir süre, iş verenin talimatına göre ve onun denetimi ne bağlı olarak
çalışmasını ifade eder. Hiyerarşik bir bağı içinde ortaya çıkan bu olgu, iş
sözleşmesini diğer iş görme sözleşmelerinden (vekalet, eser ve avukatlık
sözleşmelerinden) ayırt eder. Bağımlılık unsuru işçinin işin yapılması sırasında iş
Bağımlılık unsuru iş verenin talimatlarına sıkı sıkıya bağlı olması ve iş verece denetlenmesi
sözleşmesini eser ve anlamındadır. Bağımlılık unsuru iş sözleşmesini eser ve vekalet gibi diğer iş görme
vekâlet gibi diğer iş borcu doğuran sözleşmelerden de ayırmaktadır. Mesela eser sözleşmesinde
görme borcu doğuran müteahhit, bir bedel karşılığı olarak iş sahibine bir eser yapıp teslim eder ama işini
sözleşmelerden de
yaparken bağımsız hareket eder. İş sahibinden işin yapılması ile ilgili talimat almaz.
ayırmaktadır.
Burada önemli olan eserin anlaşmada belirlenen niteliklere uygun olarak ve
belirtilen sürede yapılıp teslim edilmesidir. Yine vekalet sözleşmesinde vekil belirli
bir işin görülmesi yükümlülüğü altındadır. Sözleşme veya teamül varsa ücret de
isteyebilir. Ancak burada vekil ile iş sahibi arasındaki bağımlılık unsuru iş
sözleşmesine nazaran çok zayıftır. Vekil işini iş vereden ekonomik açıdan bağımsız
bir şekilde kendi araçları ve personeli ile ve genellikle kendi iş yerinde
yapmaktadır.
Bu durumda, kendi işyerinde çalıştığı hâlde, bir işyerinde “sigortalı işçi”
olarak gözüken bir avukat ta, kural olarak, işçi sayılmayacak ve yaptığı iş “iş
sözleşmesi” olarak değil, “avukatlık sözleşmesi” olarak değerlendirilecektir.
Ücret
İş sözleşmesinin temel unsurlarından biri de işin ücret karşılığında
görülmesidir. Bu nedenle işçi ücret almadan çalışmaya zorlanamayacağı gibi
çalışmadan ücret de talep edemez. İşçinin ücreti, hiçbir şekilde yasal olarak
belirlenen “asgari ücret” miktarından daha düşük olamaz. Ücret sözleşmede
kararlaştırılmamış olsa dahi, iş sözleşmesinin ücret karşılığı olmadığı söylenemez.
İşçilik ücreti, asgari ücretin üstünde olduğu iddia ediliyor ise, emsal işyerlerinde ve
emsal vasıflı işçilerin alacağı miktar esas alınarak, bilirkişi marifeti ile tespit edilir.
Avukatın ücreti ise, yapılan işin durumuna göre, taraflar arasında yapılan
sözleşmede belirtilen şekilde ödenir. Ücret belirlenmemiş ise, Avukatlık Asgari
Ücret Sözleşmesi (AAÜT)’ ne göre tespit edilecektir.
İş sözleşmesinde ücret, kural olarak, zamana göre belirlenirken, avukatlık
sözleşmesinde, kural olarak, zamana göre değil, yapılan işe göre, belirlenir. Öte
yandan, işçi ve iş verelerin anlaşması ile bile, bedava çalışma olmamasına karşılık,
avukat ile müvekkil arasında, sınırlı durumlarda ücretsiz dava olabilecektir.
1
Yarg. 9.HD. 30.6.2005 T., 2004/33336 E. Ve K. 2005/23372 Sayılı ilamı.
Tarafların iradesi
Sözleşmenin kurulmasını, iki tarafın karşılıklı ve birbirine uygun iradesini
beyan ettikleri ana bağlayan BK’nun 1. maddesinin burada uygulanmaması için bir
neden bulunmamaktadır. Vekâlet sözleşmesinde de tarafların iradesinin açık
olabilmesi gibi zımni olabilmesi de mümkündür. Önemli olan tarafların
sözleşmenin esaslı unsurlarında anlaşmaları (BK. m. 2) hususudur. Vekâlet
Vekilin borçları
Vekilin iş görme ve özen borcu
Vekâlet sözleşmesinin kurulması ile birlikte vekilin iş görme borcu doğar.
Önemli olan husus vekilin işi gerekli özeni göstererek yerine getirmesidir. Vekalet
sözleşmesine konu işin görülmesi için birinin vekil kılındığı durumlarda, vekil
genellikle görülmesi beklenen işin uzmanı durumundadır. Bu bakımdan vekilin
gerekli dikkat ve özeni göstermesi işinin icabından dolayı kendisinden
beklenmektedir.
Özen borcuna aykırı davranarak müvekkilinin zarar görmesine neden olan
vekil, müvekkilinin bu nedenle uğradığı zararları tazmin ile mükelleftir. Müvekkil,
özen borcunun yerine getirilmemesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen
basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas almak gerekir (506/2). Bu
Müvekkilin hakları
Müvekkilin hakları genel anlamda vekilin borçlarının karşılığı olduğundan ve
vekilin müvekkiline karşı borçlarına ilişkin olarak yukarıda değinilmiştir. Ancak,
burada, ilgili kısma atıf yapmak ile yetinmek istiyoruz.
Müvekkilin borçları
Borçlar konusuna ise vekilin hakları konusunda değinilmiştir. Burada da
sadece ilgili kısma atıf yapmak ile yetinilecektir.
Burada değinilmesi gereken ayrı bir husus birlikte vekalet verenlerin vekile
karşı sorumluluğu konusudur. BK. m. 511 Bir kişiye birlikte vekâlet verenler, vekile
karşı müteselsil olarak sorumludurlar.
Vekâleti birlikte üstlenenler, vekâletin ifasından müteselsil olarak
sorumludurlar ve yetkilerini başkalarına devir hakları olmadıkça, vekâlet vereni,
ancak birlikte yaptıkları fiil ve işlemleriyle borç altına sokabilirler.” denilmektedir.
Müvekkilin vekile karşı sorumlu olabileceği durumlar: vekilin ücrete hak
Vekâlet veren ve vekil, kazanması, vekilin yaptığı masrafların vekile ödenmesi, yapılan iş nedeniyle vekilin
her zaman sözleşmeyi
bir zarar uğraması durumunda vekilin zararının karşılanması hususları olup
tek taraflı olarak sona
erdirebilir. müvekkilin borcu bu durumlarda doğabilecektir. Birlikte vekâlet veren kişiler
kanunun düzenlemesi karşısında müteselsilen sorumlu olacaklardır.
Azil
Müvekkilin sözleşmeyi tek yanlı iradesi ile sona erdirmesine “azil”
denilmektedir. Bu hakkı (sözleşmeyi sona erdirmeyi) kullanan tarafın iradesinin
İstifa
Vekilin tek yanlı olarak sözleşmeyi feshetmesine istifa denir. BK‘ya göre,
düzenlenen istifa ve azil, tarafların iradesine bağlı olarak, bir nedene
dayandırılması gerekmeyen tek taraflı, varması gerekli bir beyanla her zaman
sözleşmenin ortadan kaldırılması imkânını sağlamaktadır.
Bu anlamda taraflar bu haklarından önceden feragat edemezler.
Vekâlet sözleşmesinde, BK. m. 512 “Vekâlet veren ve vekil, her zaman sözleşmeyi tek taraflı olarak
kural olarak, belirli bir sona erdirebilir. Ancak, uygun olmayan zamanda sözleşmeyi sona erdiren taraf,
sonuca yönelik olarak diğerinin bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.” denilmekle tarafların
yoğun bir emek
uygun olmayan zamanlarda vekâlet sözleşmesini sona erdirmelerinin önüne
harcaması esastır.
geçilmiştir. Yasanın düzenlemesinde uygun olmayan bir zamanda taraflardan biri
sözleşmeyi sona erdirdiği takdirde diğer tarafın bu nedenle uğramış olduğu zararı
ödemek durumunda kalacaktır.
gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip
etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek…”
Belirli bir hukuki yardımın yapılması, Avukatlık Kanunu’nun m. 35/ 1
maddesi ile münhasıran avukatlara tanınmış bir hak olması nedeniyle, avukatlık
sözleşmesine konu bir işin gerçekleştirilmesi ancak vekilin bir avukat olması
durumunda mümkün olacaktır.
Şuyuu davası
Zira, izale-i şuyu davalarında, müvekkile sağlanan yeni bir parasal hak
bulunmamaktadır. Niteliği gereği maktu vekalet ücreti ile tespit edilecek bu gibi
durumlarda, nispi vekalet ücreti belirlenemez. Belirlenmesi hâlinde, doğabilecek
bir uyuşmazlıkta çıkacak kararın, avukatın aleyhinde sona ermesi her zaman
mümkündür.
• Yakalanan kişi veya sanık, 18 yaşını bitirmemiş veya sağır veya dilsiz veya
kendisini savunamayacak derecede malul olur ve bir müdafi de
bulunmazsa, talebi aranmaksızın kendisine müdafi tayin edilir.
Avukatlık sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen rızai bir iş görme akdidir.
Bu nedenle, avukatlık sözleşmesini sona erdirme hâlleri de yine taraflar arasında
yapılmış sözleşme ile belirlenir. Ancak, taraflar arasındaki akdedilmiş sözleşmede,
sözleşmenin sona erme hâlleri gösterilmemiş ise, genel hükümlere göre sözleşme
sona erecektir. Aşağıdaki hâllerde sözleşmenin sona erdiği genel hükümlere göre
belirlenir;
• Avukatın üzerine almış olduğu işi, sözleşmedeki usul ve esaslara göre,
sona erdirmesi ve böylece sözleşmenin fiilen gerçekleşmesi,
• Avukat ile müvekkilin anlaşarak, davayı ya da ilgili işi sona erdirme
konusundaki anlaşmaları,
• Bir dava ve takip için tarafların anlaşması ve anlaşma doğrultusunda işin
tamamlanması veya somut olayın özelliğine göre sona erdiğinin kabul
edildiğinin anlaşılması,
• Avukatın davadan veya vekâlet sözleşmesinden istifası,
• Avukatın, müvekkil tarafından azli,
• Taraflardan birinin ölümü,
• Taraflardan birinin ehliyetini yitirmesi,
• İş sahibinin iflası,
• Avukatın meslekten geçici veya sürekli olarak yasaklanması,
durumlarında “avukatlık sözleşmesi” sona erer.
Bireysel Etkinlik
•Temsil, bir şahsın hukuki hüküm ve neticeleri başkasına ait olmak üzere,
başkası adına ve hesabına veya sadece hesabına bir hukuki muamele
yapabilme yetkisidir. Yetkili bir temsilci tarafından bir başkası adına ve
hesabına yapılan hukuki işlemin sonuçları, doğrudan doğruya temsil
olunanı bağlar
Özet •Hukukumuzda, temsil kurumunun amacı başlıca şu üç şekilde açıklanabilir:
Masraf ve zamandan tasarruf amacı taşınmış olabilir. Asilin gizli kalma
amacı gözetlenmiş olabilir. Yapılacak sözleşmenin uzmanlık gerektirmesi
nedeniyle temsil yetkisi verilebilir.
•4857 Sayılı İş Kanunun 8. maddesinde İş sözleşmesinin tanımı yapılmıştır.
Buna göre iş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi diğer
tarafın (iş veren) da ücret ödemeyi üstlenmesiyle oluşan sözleşmedir. Buna
göre; “İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın
(iş veren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir.” (4857
s.y. m.8) Aynı konu BK’ da düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu'nun 393.
Maddesinde de “ Hizmet sözleşmesi, işçinin iş verene bağımlı olarak belirli
veya belirli olmayan süreyle işgörmeyi ve iş verenin de ona zamana veya
yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.
•İşçinin iş verene bir hizmeti kısmi süreli olarak düzenli biçimde yerine
getirmeyi üstlendiği sözleşmeler de hizmet sözleşmesidir.” hükmünü
düzenlemiştir.
•Avukatın ücreti ise, yapılan işin durumuna göre, taraflar arasında yapılan
sözleşmede belirtilen şekilde ödenir. Ücret belirlenmemiş ise, Avukatlık
Asgari Ücret Sözleşmesi (AAÜT)’ ne göre tespit edilecektir.
•BK m. 502 “Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi
veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde bir tanım
yapılmıştır. Bu tanım, vekilin iş görme borcunu çok sınırladığından,
doktrinde değişik tanımlamalar yapılmıştır. Vekilin sözleşme ile
yükümlendiği işi yönetmeyi ya da hizmet ifasını borçlandığı ve bu iş
görmenin kanun hükümleriyle düzenlenen akitlerden herhangi birinin
konusuna girmediği, buna karşılık ancak sözleşme veya teamül olan
durumlarda ücrete hak kazandığı iş görme borcu doğuran bir sözleşme
olduğu ifade edilmiştir.
•Vekâlet sözleşmesinde, vekilin iş görme borcu, kısaca BK’da; yüklendiği işin
idaresi veya kabul ettiği hizmetin ifası olarak belirlenmiştir. Bu yönüyle bir
iş görme sözleşmesi olan vekâlet sözleşmesinin mezkur tanımı ile kanuni
tanıma ek olarak diğer iş görme sözleşmelerinden farklılığına değinilmiştir.
En büyük farklılık, diğer iş görme sözleşmelerine nazaran vekilin kural
olarak bağımsız sayılabilmesinde görülebilmektedir.
•Avukatlık sözleşmesi, avukatlık sözleşmesinde özel hüküm bulunmadığı
sürece, kural olarak, BK. m. 502 vd. maddelerinde düzenlen “vekâlet
sözleşmesi”ne tabidir. Bu nedenle, vekâlet sözleşmesi kurumuna kısaca
değinmek gerekir. Zira, iş görme akitlerinde, herhangi bir sözleşme tipine
girmeyen iş veya işlemler, vekalet sözleşmenin kapsamında olmaktadır
Özet (devamı)
verilmeyeceğini, bu ücretin ne kadar olacağını kararlaştırabilirler. Eğer
taraflar arasında ücret konusunda bir anlaşma yoksa vekâletin konusu
olan işin görülmesinin, iş hayatındaki geleneklerin gerekli kılması
durumunda, bir ücret kararlaştırılmamış olsa dahi ücret ödenmesi gerekir.
•Vekâlet sözleşmesinde ücretin zorunlu unsur olup olmadığı hususu
üzerinde durmuştuk. Ücretin zorunlu unsur olmadığı ve ancak
kararlaştırılmış olması ya da adet olması durumunda vekilin ücrete hak
kazanacağı sonucuna varmıştık. Bu çerçevede müvekkilin, vekilin emek ve
mesaisine karşılık, işin önem ve mahiyetine göre belirlenecek bir ücreti
vekile vermesi gerekmektedir.
•Vekilin yapmış olduğu giderleri ve ödemiş olduğu avansları talep etme
hakkı da vardır.
•Vekâlet sözleşmesinin kurulması ile birlikte vekilin iş görme borcu doğar.
Önemli olan husus vekilin işi gerekli özeni göstererek yerine getirmesidir.
Vekalet sözleşmesine konu işin görülmesi için birinin vekil kılındığı
durumlarda, vekil genellikle görülmesi beklenen işin uzmanı
durumundadır. Bu bakımdan vekilin gerekli dikkat ve özeni göstermesi
işinin icabından dolayı kendisinden beklenmektedir.
•Vekalet sözleşmesinin ifa ile, tek taraflı olarak ya da taraflardan birinin
ölümü ile sona ermesi mümkündür.
•AVUKATLIK SÖZLEŞMESİ
•Avukatlık sözleşmesi, “ bir tarafında, serbest bir meslek ve kamu hizmeti
olan avukatlık hizmetini ifa eden, yargının kurucu unsurlarından olan
bağımsız savunmayı serbestçe temsil eden Avukat ile diğer tarafta
müvekkil (iş sahibi) arasında avukatlığın amacı olan hukuki
münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve
anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve
hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derece yargı organları,
hakemler, resmî ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamayı konu
edinen tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir”.
•Avukatlık sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen rızai bir iş görme akdidir.
Bu nedenle, avukatlık sözleşmesini sona erdirme hâlleri de yine taraflar
arasında yapılmış sözleşme ile belirlenir. Ancak, taraflar arasındaki
akdedilmiş sözleşmede, sözleşmenin sona erme hâlleri gösterilmemiş ise,
genel hükümlere göre sözleşme sona erecektir.
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Temsil ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
a) Temsil sadece hukuki işlemlerde geçerli olur.
b) Temsil yetkisinin verilmesi herhangi bir şekle tabi değildir.
c) Hukuksal işlem temsilci tarafından yapıldığı hâlde, hukuksal işlemin
hüküm ve sonuçları temsil olunan kişi üzerinde doğmaktadır.
d) Bir kişiye temsil yetkisi verilmesi iki taraflı bir hukuki işlemdir.
e) Sınırlı ehliyetsiz bir kişi temsilci olabilir.
Cevap Anahtarı
1.d, 2.a, 3.e, 4.c, 5.b, 6.e, 7.d, 8.c, 9.b, 10.e
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Akıntürk, Turgut (2003). Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Ankara: Beta
Yayınları, 9. Bası,
Aydın, Murat (2006) Avukatlık Ücreti, Ankara: Seçkin Yayınları, 3. Baskı
Centel, Nur (1984). Ceza Muhakemesi Hukukunda Müdafi. İstanbul: Kazancı
Yayınları
Erem, Faruk (1995). Avukatın İşi Reddetme Hakkı, Avukatlık Mesleği,
Sorunlar-Çözüm Perspektifleri. Antalya: İstanbul Barosu Başkanlığı,
Sempozyumu 25-29 Ekim 1995
Erem, Faruk (2002). Meslek Kuralları Şerhi, Ankara: Ankara Barosu Yayınları
Gören, Ömer (2010). Karşılaştıralı Avukatlık-Noterlik Hukuku, Ankara:
Adalet Yayınları
Günday, Metin(1998). İdare Hukuku. Ankara
Güner, Semih(2009). Avukatlık Hukuku. İzmir: Seçkin Yayınları.
Günergök, Özcan (2009). Avukatlık Sözleşmesi. Ankara: Seçkin yayınları, 2.
Baskı
Hatemi, Hüseyin; Serozan, Rona; Arpacı, A., (1992). Borçlar Hukuku Özel
Bölüm, İstanbul
Karateke, Songül (2006). Avukatlık Sözleşmesinde Ücret. Ankara: Turhan
Kitabevi
Korkusuz, Refik Mehmet (2005). Uluslararası Belgelerde ve Türk
Anayasalarında Temel Hak ve Özgürlükler. İzmir: AB DİHEP Yayını
Metin, Hulusi (1995). Savunma Sanatı ve Görevi Üzerine Düşünceler,
Avukatlık Mesleğinin Geleneksel Rolünün Güçlendirilmesi,
Demokratikleşme, İnsan Hakları ve Hukuk Devleti Bağlamında
Avukatlık Mesleği, Sorunlar-Çözüm Perspektifleri. Antalya: İstanbul
Barosu Başkanlığı, Sempozyum
Özkan Sungurtekin, Meral (2006). Avukatlık Hukuku. İzmir: Fakülteler Barış
Kitabevi
Sungurtekin, Meral (1999). Avukatlık Mesleği, Avukatın Hak ve
Yükümlülükleri. İzmir: Barış Yayınları
Uluer, Yıldırım (1998). Anayasa Hukukunda ve idare Hukukunda Kamu
Hizmeti, Anayasa yargısı. Ankara
Yavuz, Cevdet (2004). Borçlar Hukuku Dersleri, Özel Hükümler. İstanbul:
Beta Yayınevi, 3. Basım