You are on page 1of 737

üçüncü

enternasyonalin
kısa tarihi

alexander soboîev

üçüncü enternasyonal'in kurulması


yeni koşullarda işçi sınıfı partilerinin görevleri
birleşik işçi cephesi için mücadele
troçkizmin yenilgiye uğratılması
ideolojik ve örgütsel birleşmeye yöneliş
faşizme ve savaşa karşı birleşik cephe mücadelesi
komintern’in sona erişi
üçüncü enternasyonal gelenekleri ve günümüz
ÜÇÜNCÜ ENTERNASYONALİN KISA
TARİHİ

SBKP Merkez Komitesi Marksizm-


Leninizm Enstitüsü bilim emekçilerinden
A.I. Soholev başkanlığında K.K.
Shirinya, F.I. Firsov, N.Y. Korolev,
A.B. Reznikov, G.F. Zastavenko, L.G.
Churbanov, ve Y.N. Sokolov'dan
oluşan bir grup tarafından;
W. Ulbricht, D. Ibarruri, J. Duclos,
T. Buck, K. Bagdache, V. Codovilla,
G. Cogniot, I. Lehtinerı, D. Nemes,
F. Fürnberg, E. Sereni, P. Dutt, B. Ponomarev,
R. Avramov ve A. Rothstein gibi
Komintem yöneticileri, büro elemanları
ve basın görevlilerinin işbirliğiyle yazılmıştır.

Çeviren:
N. Okman
SBKP ,Mîu;ksizm-Lenlnizm Enstitiisû'nden Alexander Sobolev
'başkanlığın^ bir grup bilim emekçisi tarafından yazılıp, tngi-
• lizce bir iiici, basımı Outline H'ıstory o f t he Commtmist Internet-
tional adıyja ^ ogress Publishers tarafından 1971 yılında Mos-
.kovfe^da‘ yapılan bu eser. Bilim Yayınlan’nca çevirtilip Üçiincü
Entemasyöntfl'ih Kısa Tariki adıyla, dizgi ve basımı Haziran 1979'
da İstanbul'da Kent Matbaasında yaptırılarak, yayınlanmıştır.
İÇİNDEKİLER

ı
ÜÇÜNCÜ ENTERNASYONALİN OLUŞMASI. KOMlNTERN:
DÜNYA DEVRİMCÎ GÜÇLERİNİNÖNCÜSÜ (1919-1920) .......... 23
Komintem’ın Oluşmasındaki Tarihsel önşartlar ...................... 23
Komintern'İn Kuruluşu .................................................................. 44
Komintem'in ikinci Kongresi ....................................................... 74

II
ÜÇÜNCÜ ENTERNASYONALİN KİTLELERİ KAZANMA, BÎRLE-
ŞIK İŞÇİ CEPHESİNİ SAĞLAMLAŞTIRMA VE SOVYET CUM­
HURİYETİNİ g ü ç l e n d i r m e m ü c a d e l e s i (1921- 1323) . . . 119
Yeni Koşullarda Bilimsel Sosyalist Partilerin Görevleri ... 119
Entemasyonal'in Üçüncü Kongresi ............................................ 144
Bir Birleşik işçi Cephesi için M ücadele................................... 175
Entemasyonal'in Dördüncü Kongresi ........................................ 198
1923 Güzündeki Devrimci Olaylar Sırasında Komintern’İn
Strateji ve Taktikleri .................................................................... 220

III
KAPİTALİZMİN KISMI SAĞLAMLAŞMA YILLARINDA SSCB’DE
SOSYALİST İNŞANIN GELÎŞMESl SIRASINDA KOMlNTERN,
KOMlNTERN ÜYESİ PARTİLERİN İDEOLOJİK VE ÖRGÜTSEL
SAĞLAŞMASINA GlDEN YOL (1924-1928) .............................. 253
Komintern'İn Beşinci Kongresi. Üye Partilerin ideolojik ve
Örgütsel Sağlamlaşmasına Yöneliş ......................................... 259
Komintern'İn işçi Sınıfını Sermayeye Karşı Bir Birleşik
Anti-Emperyalist Cephede Birleştirme Çabalan ................... 276
Komİntern ve Yeni Koşullarda Dünya Devrimci Harekelinin
Gelişme Sorunları. Troçkizmin Y enilgisi................................... 2%
Komintern’İn Altıncı Kongresi ................................................... 3.W

IV
KAPİTALİST DÜNYADA EKONOMİK BUNALIM YILLARI VE
SSCB’DE SOSYALİZMİN TEMELLERİNİN ATILMASI
SIRASINDA KOMlNTERN (1929-1933) ...................................... 363
Kapitalist Dünyanın Derinleşen Ekonomik Bunalımı
Sırasında Komintern'İn Strateji ve Taktikleri ........................ 36.1
Komintern’İn Faşizme Meydan Okuması .................................. 389
Ulusal Kurtuluş Hareketinde işçi Sınıfı Partilerinin
Taktikleri 423

V
FAŞİZME VE SAVAŞA KARŞI BÎRLEŞtK BÎR tŞÇt VE HALK
CEPHESİ MÜCADELESİNDE ÜÇÜNCÜ ENTERNASYONAL
(1934-1939) 433
Komintern'İn ve Bölümlerinin Strateji ve Taktiklerinde
Dönüm Noktası ....................................................................... 433
Üçüncü Enternasyonalin Yedinci Kongresi ............................. 461
Eylemde Yeni Strateji ............................................................ 500

VI
HALKLARIN ANTİ-FAŞİST MÜCADELESİNİN ÖNCÜ KOLLA­
RINDA KOMlNTERN ÜYESt PARTİLER, KOMİNTERN’İN
SONA ERMESİ ....................................................................... 565
Dünya Savaşının Birinci Dönemi Sırasında Komintem ve
Komintern Üyesi Partiler (Eylül 1939- Haziran 1941) 567
Almanya’nın SSCB'ye Saldırmasından Sonra Komintern'İn ve
Üye Partilerin Çalışmaları ...................................... 59ft

VII
ÜÇÜNCÜ ENTERNASYONAL GELENEKLERİVE GÜNÜMÜZ
IŞÇÎ SINIFI HAREKETİ ............................................................ 649
Komintern Mirası ve Dünya işçi Sınıfı Hareketinin Büyümesi 649
Komintern'İn Devrimci Gelenekleri ve Günümüz Bilimsel
Sosyalist Hareketinin Genel Çizgisi ....................................... 670
Proleter Enternasyonalizmi Gelenekleri ve Bilimsel Sosyalist
Safların Birliği için Mücadele .................................................... 693
GİRİŞ

Ekim Sosyalist D evrim inin öncülük ettiği insanlı­


ğın kapitalizm den sosyalizme geçiş çağında, u lu slar­
arası işçi hareketi, yeni, büyük devrim ci görevlerle
k arşı karşıyadır. Bu görevlerin yerine getirilm esi için
verilen mücadele, Ü çüncü E ntem asyonal’in (Komin-
te m ’in) gerçekleştirm iş olduğu çok çeşitli devrim ci
çalışm alara aynlm az b ir biçimde bağlıdır.
Ö rgütlenm esine Lenin’in öncülük ettiği K om intern
K. M arx ve F. Engels’in yönettiği Kom ünist Birliği ve
Birinci E ntem asyonal’in tarihsel mirasçısıydı. İkinci
E ntem asyonal’in en üstü n geleneklerini benimsedi.
Kom intern, bilimsel sosyalist p a rtile r a ra sın ­
d ak i birlik ve uyum u geliştirerek ve onları m arksist-
leninist ideoloji, ulu slararası dayanışm a ve yüce ilke­
le r ru h u y la eğiterek, yaklaşık çeyrek yüzyıl Önderlik
ettiğ i bugünkü u lu slararası bilimsel sosyalist h arek e­
ti başlattı. Ü çüncü E nternasyonal ve bölüm leri h e r za­
m an kendi dönem lerindeki en önemli toplum sal ça­
tışm aların m erkezinde y er ald ılar ve etkinlik k azan ­
dılar. îşçi sınıfını, burjuvaziye k a rşı m ücadele, pro-

7
le te r egem enliğinin kurulm ası, sosyalizm in zaforl için
toparlam aya çaba gösterdiler.
Üçüncü Enternasyonal, kapitalizm in genel bunalı­
mı, d ü n y a n ın iki'sistem e~sösyaîrst; ve k a p ita lis t-a y ­
rılm ası ve ara ların d ak i m ücadele koşullarında, prole­
tary an ın sınıf m ücadelesinin giderek u lu slararası bir
nitelik kazanm asının doğal bir belirişi; yeni durum da,
p roleta ry an ın fa rk lı ulusal m üfrezelerinin devrim ci
öncü k o lla n a ra sın d a karşılıklı ilişki ve yardım laşm a­
nın en etkin biçim lerini bulm a konusundaki tarihsel
gerekliliğin b ir som utlanışı olarak o rtaya çıktı. Bilimsel
r sosyalistler M arx’ın «farklı ülkelerin işçileri a ra sın d a '
j olm ası gereken ve k u rtu lu ş için tüm m ücadelelerinde
\ o n la n omuz om uza direnm eye teşvik eden b u kardeş-
j lik bağının gözardı edilmesi, uyum suz çab a la n n m or­
ta k yenilgisiyle cezalandınlacaktır.»<l) anlam ındaki
sözlerini h e r zam an hatırlam ışlardır.
îşçi sınıfının, pro letary a egem enliği ve sosyaliz­
m i kurm ak için kapitalizm e k arşı verdiği yiğit m üca­
delesinin tarih sel yükselişi, tem elde u lu slararası nite­
liktedir. İşçi sınıfı hareketinin u lu slararası niteliği,
proletaryanın d ü n y a çapındaki tarihsel görevinin do­
ğası, bunun som utlanm a k o şullan ve sosyalist siste­
m in kapitalist sistem in yerini alm asındaki Özelliklerle
belirlenir. K apitalizm ulusal sın ırla n aşm ış ve ulusal
ekonom ileri u lu slararası burjuvazinin tüm d ü nya
em ekçilerini söm ürdüğü b ir sistem halini alm aya baş­
layan bütünleşm iş b ir d ü n y a kap italist ekonomisi için­
de birleştirm iştir. Serm aye adım ını attığ ı h e r yerde,
acım asızca söm ürülen ve ezilen b ir ücretli işçiler sınıfı
yaratm ıştır. Sınıf m ücadelesi deneyim i, fark lı ülkelerin
işçilerine tek b ir d ü şm an lan -dünya burjuvazisi-, b ir
tek hedefleri - söm ürenlerin altedilm esi ve sosyalizm e
geçilm esi-, bu hedefe u laşm anın b ir tek yolu - egem en

8
sınıflara k a rşı tu ta rlı ve yiğit b ir devrim ci mücadele-,
b ir tek güç kaynağı - ö rg ü t- ve b ir tek ideoloji - m ark-
sizm-Ieninizm - ve bir tek zorunlu m ücadele koşulu
- u lu slararası dayanışm a - olduğunu kanıtlam ıştır. Ser-
İn ay e ulu slararası bir g ü ç tü r ve ona karşı savaşı k a­
zanm ak için herhangi b ir ülkede sosyalizme geçişi sağ­
lam ak için, em ekçilerin u lu slararası kardeşliği, karşı­
lıklı yardım laşm a ve ulu slararası görevine bağlılık,
tü m ülkelerin proletaryası açısından, zorunludur.
Toplumsal ilişkilerin d a h a da karm aşıklaştığı ve
sınıf m ücadelesinin giderek genişleyen b ir cepheye y a­
yıldığı o ran d a gelişen u lu slararası proleter dayanışm a­
sı çeşitli türde ayrılıkçı ve milliyetçi eğilim lerle k a r­
şılaşır ve çeşitli örgütsel biçim ler alır.
Bu biçim lerin çeşitliliği ve belirli tarihsel koşullar-
daki te rcihleri, d evrim ci hare k e tin"'düzeyine, em ekçi­
lerle söm ürülenler arasındaki ulusal ve uluslararası
ölçekte güçler dengesine, proletarya ve burjuvazi a ra ­
sındaki sınıf m ücadelesinin boyut ve niteliğine, işçi sı­
nıfının ulusal Öncülüğünün olgunluk derecesine ve di­
ğ e r k oşullara bağlıdır.
Devrimci proletaryanın ilk ulu slararası örgütü
K om ünist Birliği’ydi. îşçi sınıfının büyük hedefi - bu rju ­
vazinin altedilm esi ve sınıfsız toplum un kurulm ası -
ilk kez, b u birliğin program ında - M anifesto’d a - açık
seçik belirtildi. Birliğin esin veren çağ n sı - «Bütün Ül­
kelerin İşçileri, B irleşin!»-uluslararası pro letaryanın
savaş sloganı oldu. Sınıf m ücadelesinin derinleşm esi
ve dünya devrim inin itici güçlerinin büyüm esiyle bu
özdeyiş geliştirildi ve zenginleştirildi. «Tüm Ü lkelerin
İşçileri ve Ezilen Halkları, Birleşin!» - Ekim Devrimin-
den sonraki m ücadelede d ü nya devrim ci güçlerini
birleştiren slogan buydu.
K apitalizm in belli başlı ülkelerde egem en olması

9
dönem inde ve yeni b ir hız k a zan an işçi hareketi
ve dem okratik h areketin etkisi altında, proleter day a­
nışm anın yeni ve geliştirilm iş örgütlenm e biçim lerine
g erek doğdu. 1864 yılında Birinci E nternasyonal K ari
M arx ve Frederick Engels’in önderliğinde faaliyete
geçti. Bilimsel sosyalizmin kurucuları, fark lı ül­
kelerin işçi sınıflarının kardeşçe birliğini k u rm ak
için etkin b ir m ücadele y ürüttüler. «Fark lı ü lkelerin
işçilerinin k u rtu lu ş ordusundaki k ardeşler ve yoldaş­
la r olduklarını salt hissetm ekle1k alm ayıp böylece _dav-
ranm alarım sağlam ayı»(î> E n tern asy o n alin en önemli
hedeflerinden biri kabul ettiler. Paris Komünü, ta rih te
işçi sınıfının ve tüm em ekçilerin devletini y a ra tm a yö­
nündeki bu ilk girişim Birinci E n tern asy o n alin büyük
eseriydi.
Birinci E nternasyonal yaşadığı süre içinde A vrupa
ve A m erika işçi sınıfının uluslararası dayanışm asını
büyük ölçüde güçlendirdi. Lenin'in sözleriyle «işçilerin
serm ayeye yönelik devrim ci saldırılarının h azırlan m a­
sı için, uluslararası b ir işçi örgütünün tem elini attı.»13*
«Sosyalizm için, proleter, ulu slararası m ücadelenin te­
melini attı.»<4)
19. yüzyılın sonunda m arksizm in yaygınlaşm asıy­
la işçi hareketindeki yeni b ir yükselm e başladı ve bir
kaç ülkede işçi partileri oluşturuldu. Engeîs, işçileri
toparlam a ve b irleştirir d ve m arksizm i yaygınlaştırm a
konusunda önemli çalışm alar y ap an İkinci E n tern as­
y o n a lin k u ru lu şu n a katıldı. Ancak, İkinci E nternas­
y o n a lin siyasal ve kuram sal çalışm alarına giderek
oportünizm egem en oldu. Kapitalizm in görece barışçıl
gelişme dönemi, işçi sınıfı h arek etin in büyüm esi ve
proleter olm ayan tab ak alard an üyelerin de katılm ası,
işçi hareketine uzlaşm a düşüncesini sokan b ir işçi a-
ristokrasisi ve işçi bürokrasisinin o rtaya çıkışı, tüm

10
b u n la r «sonunda, bu E nternasyonal’in şerefsi/co çökü­
şü n e yol açan, devrim ci düzeyde geçici bir düşüşo vo
oportünizm in geçici olarak güçlenm esine neden ol­
d u .^1 Dolayısıyla, İkinci E ntem asyonal’in çöküşü, yüz­
yılın sonunda yer alan tarihsel süreçler b ü tü n ü n ü n
bir sonucuydu. Am a o sırad a bile, işçi h arek eti için­
de, en. tu ta rlı silahı, R usya’d a Lenin’in önderliğinde
yükselen Bolşevizm olan farklı, gerçekten devrim ci
bir eğilim vardı ve etkili oluyordu. Bolşevizm reform iz-
me karşı etkin bir m ücadele y ü rü ttü ve d ü n y a işçi h a ­
reketindeki devrimci, entem asyonalist eğilim i güçlen­
dirip toparlam aya yardım etti.
tkinci E nternasyonal’e katılan bir çok p artin in sos-
yal-şovenist b a tağ a saplanm ası, proleter h arek etin yü­
reğinde nesnel olarak varolan u luslararası dayanışm a
eğilim ini yok edemedi. Sol devrim ci gruplar, em per­
yalist savaşın güç y ıllan sırasında bile u lu slararası i-
lişkilerini sü rd ü rd ü ler ve u luslararası bağlarını geniş­
lettiler. Sosyal-dem okrasinin sol u n su rla n arasın d ak i
bu birlik eğilim inin m erkezinde, proleter enternasyo­
nalizm inin bayrağını yükselten ve bir Ü çüncü Enter-
nasyonal’in kurulm ası için kam panya açan, Lenin Ön­
d erliğindeki Bolşevik P arti vardı.
D ünya proleter devrim in e önderlik eden Ekim
Devrimi, kapitalizm in genel bunalım ının keskinleşme-
siT m ı ^ ^ e serm ayer^em peryalist ü 1keîeröeTsÖmüfg§~~
h alk ları ve yarı-söm ürge bölgeler arasın d ak i üzlaş-"
m az çelişkilerin^ giderek artm ası - bühlariiTTüm ü~güh"
ya devrim ci bunalım ının derinleşm esine yol açtı. Bir
p roleter devrim ler çağı, kapitalizm e doğ ru d an birjsai-^
d ırı çağı, insanlığın sosyalizme geçiş çağı başladı. Bu
koşullar altında, işçi sınıfının ulusal g ru p la n a ra sın ­
d a k i uluslararası dayanışm a, b u n la n n öncü k o llan a-
rasındaki yakın ilişkiler ve karşılıklı yardım laşm a, iş­

li
Çi sınıfının o rta k düşm ana - u lu slararası serm aye -
karşı savaşındaki çabasının eşgüdüm ü h e r zam ankin­
den d a h a önem li oldu.
Tüm b u tarihsel koşullar hem ulusal çerçevede
hem de ulusal ölçekte, yeni nitelikte, gerçekten dev­
rim ci bir işçi sınıfı örgütüne d u y u lan gereksinim i a r­
tırdı.
Ü çüncü Enternasyonal, d ü n y a devrim ci hareketi-
nin en iyi geleneklerini özümseyen, geliştirip zengin­
leştiren ve o nlara yeni bir örgütsel biçim veren, böyîe
yeni bir örgütlenm eydi.
T arihte d ü nya bilimsel sosyalist h arek etin in ta rtış­
m asız önderi olarak kabul edilen Lenin, k u ru lu şu n a ön­
cülük ettiği K om intern’İn aynı zam an d a d a örgütleyi-
cisiydi.
Lenin, Ü çüncü E ntern asy o n alin kuru lm ası gere­
ğini ortaya koyan kuram sal ve politik k a n ıtla r geliş­
tirdi. Em peryalizm in ortaya çıkardığı yeni ta rihsel k o-
şullann, kapitalizm e doğrudan sald ırı dönem inin yak­
laşm asının, hem ulusal hem de uluslara ra sı k ardesli-
ğin a rta n ro lü n ü n ve reform izm in k u ram ve u ygula­
m alarına gerçekten devrim ci b ir k u ra m ve uygulam ay­
la m eydan okum anın yaşam sal zorunluluğunun bu
gerekliliği kaçınılm az kıldığını gösterdi.
Lenin- Ü çüncü E ntem asyonal’in kuru lm asın a yö­
nelik dev çalışm alarına u lu slararası işçi hareketinin
devrim ci kanadını sağlam laştırarak başladı. Bu çalış­
ma, Birinci D ünya Savaşı’n d a İkinci Enternasyonal
önderlerinin ihanetinin b ir sonucu olarak işçi sınıfı
ideolojik, örgütsel ve politik anlam d a öndersiz bırakıl­
dığında en yoğun düzeyine ulaştı.
Lenin işçiler arasındaki u lu sla rarası kardeşlik
bağlarım yeniden birleştirm ek gibi büyük b ir tarih sel
görevi kendine özgü enerjisi ve k ararlığ ıy la ele aldı.
H a in önderlerin te rk ettiği m arksist İdeolojik vo ku­
ra m sa l tem elleri yeniden işçi hareketine kazandırm alı
için çok çalıştı. Lenin, düşüncelerini yavaş yavaş k a­
b u l eden sol g ru p la n çevresinde toparladı ve Bolşe-
viklerie birlikte, Ü çüncü E ntem asyonal’in cenini olan
u lu sla ra ra sı çekirdeği oluşturdu.
Lenin, m odern bilimsel sosyalist h arek etin büyük
yaşam sal gücüyle onayladığı ve bugüne dek önem leri­
n i hiç yitirm em iş olan tem el ilkeleri geliştirdi.
Lenin, K om intern’İn ideolojik ve kuram sal tem el-
terini o rtaya k oydlu, "'B ilim sel sosyalist partileri
bu yeni tarihsel çağda - em peryalizm ve kapitalizm ­
d e n sosyalizme geçiş çağında - toplum un gelişm esinin
özel niteliklerine ilişkin bilgilerle donattı ve bu çağda­
ki devrim ci m ücadelenin ayırdedici nesnel ve öznel
koşullarını açıkladı.
Lenin, tarihsel deneyim in genelleştirilm esini, u-
lu sla rarası işçi sınıfının m ücadelesini ve halkların ulu­
sal k u rtu lu ş hareketlerinin incelenm esini temel ola­
rak m arksizm i yaratıcı b ir biçimde geliştirdi ve zen­
ginleştirdi; yeni b ir düzeye yükseltti, m arksist bilim in
yeni b ir evresi - leninizm - şekillendi.
D ünya proletaryasının büyük Öğretmeni ve önderi,
m arksist p a rti öğretisini, Rusya ve tüm dünyadaki
devrim ci m ücadele deneyleriyle zenginleştirdi. Bu öğ­
retiyi çağa uygun olarak som utlaştırdı ve Ü çüncü En-
te m a sy o n a l’in örgütsel İlkelerini geliştirdi, İşçi sınıfı
p a rtileri içinde istem ve eyl»m birliğini sağlayan de­
mok ra tik merkeziyetçilik; etkinlik, insİyaUf ve özgü­
venin son sınırın a dek geliştirilm esi, bilimsel sosyalist
saflar arasın d ak i bilinci, öncülerin kitlelerin ç ık a r la - "
n n a sahip çıkma, kitlelere yakınlaşm a ve Lenin’in söz^
îeriyle geniş emekçi kitlelerle, b a şta p ro letary a olm ak
üzere, proleter olm ayan kitlelerle de kay n aşm a yete-'

13
neğini temel a lan en katı p a rti disiplini, ulusal çerçe­
vedeki çalışm aların başarısı için, bü tü n o larak bilim ­
sel sosyalist h a re k etin kaderi İçin h e r p a rti tarihsel
sorum luluğunu kavrayıp devrim ci m ücadelenin hedef­
lerine ulaşm ayı başarırk en ulu slararası pro leter disip­
lini ve öz disiplini de içeren enternasyonalizm ; v a r olan
koşullarda devrim ci yardım laşm anın en etkili ve uy­
g u n biçim lerinin uygulam aya konm ası, b u ilkelerin en
önemli özellikleridir. ’
Lenin’in çözümlediği politik, örgütsel ilkeler Ko*
m in te m ’in ulu slararası bilimsel sosyalist h arek et için­
deki öncü rolünü başarıyla yürütm esine olanak sağla­
dı ve ona devrim ci savaş yeterliliği ve politik k ıv rak ­
lık kazandırdı. Bu ilkeler yaygınlaştı ve tüm bilimsel
sosyalist p artiler için temel b ir önem kazandı.
Lenin d ü nya bilimsel sosyalist h arek etin in s tra te ­
ji ve tak tikleri İçin kuram sal ve uygulam aya yönelik te ­
m elleri ortay a koydu. Farklı ülkelerdeki çeşitlilikleri
temel alarak bilimsel sosyalist partileri, bu stratejiyi
belirleyecek ve taktikleri hazırlayacak yöntem bilimle
donattı; m ücadelenin değişen evrelerine ve o rtay a çı­
kan yeni tarihsel koşullara uygun olarak politik çiz­
giyi değiştirm e gereğini gösterdi. Lenin, Ü çüncü E nter­
n asy o n a lin en önemli k a ra r taslak larm ın h azırlan m a­
sında etkin b ir rol üstlendi.
Bilimsel sosyalist partilerin p olitika, strateji ve tak ­
tiklerinin çerçevelendirilm esi açısından Lenin’in öğ-
fStısinlri a şağıdaki noktaîari~KömmTerlîTIçih sorT de -
rece önemliydi.
ta ) sosyalist devrim arifesinde kapitalizm in en üst
ve en son aşam ası oîarak em peryalizm in araştırıcı ve
kapsa mİ ıİDİr~çöz ümî em esi { ... ......... ....
TbT yeni çağın özetlemesi olarak, iki k arşıt sis­
tem, kapitalizm ve sosyalizm arasın d ak i m ücâdelenin

14
ve kapitalizm den sosyalizme geçişin bir tammlumıtM,
(c) em peryalizm çağında d ü nya sosyalist devrimi •
nin genel eğilim lerinin ve ayırdedici özelliklerinin bi­
limsel olarak değerlendirilm esi; tek b ir ülkede sosya­
lizmin zaferinin olanaklı olduğu sonucu; sosyalist dev­
rim e doğru evrim îeşen bu rju v a dem okratik devrim
ve devrim in farklı aşam alarında proletaryanın m ü t­
tefikleri h ak k ın d a tezler ve d ü nya proleter devrim inin
gelişm esinde ulusal k u rtu lu ş h areketinin önemi;
(d) kapitalizm den sosyalizme geçişi yöneten genel
yasaların tanım lanm ası jve som utlanm ası, geçiş döne­
minde proleter devletin rolü ve çeşitli biçim lerinin de-
ğerlendirilm esi; pro letary a diktatö rlü ğ ü n ü n özü, islevi-
şi sosyalist dem okrasinin içeriği ve ta rih sel önem inin
çözümlenmesi.
Lenin’in önderliğindeki K om intern’İn çalışm aları,
bilimsel sosyalist hareket tarihinde önemli b ir bölüm
oluşturur. Ü çüncü Enternasyonal, kendisini, leniniz-
m in ku ram ve uygulam asını som utlayan uluslararası
b ir örgüt olarak çalışm akla görevlendirm iştir. Komin­
tern bilimsel sosyalist partilere leninizm i öğretmiş,
yaygınlaştırılm ası için m üm kün olan h e r araç ve k an al­
dan yararlanm ış, kollektif çabayla geliştirip zenginleş­
tirm iş ve yaşam ın öne çıkardığı acil soru n larla u ğ ra ­
şırken yaratıcı olarak uygulam ıştır.
Kom inter'in tarih i m odem bilimsel sosyalist ha-
reketin oluşum unun ve hızlı gelişiminin tarih id ir, işçi
sınıfı p artilerinin politik olarak büyüm e ve olgunlaş­
m asının, h e r çizgiden oportünistlere karşı'"verilen, şid-
detli m ücadele içinde y ü k se le n m a fk sl St-'leıı iri te l bilgi
düzeylerinin tarihidir, bilim sek sös'yalîst'K afgkgttrrtTtF—
günün en önemli politik gücü haline gelişinin ta rih i­
dir.
K om intern, devrim ci güçleri m arksizm -leninizm
b ayrağı altında birleştirm e ve tüm k ıta la rd a bilimsel
15
sosyalist pa rtile ri oluşturm ada öncü b ir rol oynam ıştır.
K om intern, işçi hareketi tarih in d e gerçekten d ü n y a
çapın d a ilk bilimsel sosyalist örgüttü. Biîimşel sosya-
list h arek et Komin te rn'İn Önderliğinde A vrupa ye A-
m erika sınırlarım aşıp Asya ve A frika’da hızla yayıl-
m aya başladı, dünya sahnesinde tarihsel ilerlem enin
güçlü b ir hızlandırıcısı olarak o rtay a çıktı ve d ü n y a­
n ın toplum sal ve politik yaşam ını giderek d ah a fazla
etkiledi.
K om intern. bilimsel sosyalist p artilerin devrim ci
Çizgilerini belirlem elerine ve ideolojik ve politik ola­
ra k güçlenm elerine büyük ölçüde yardım cı oldu; sos-
yal-dem okrasınin uzlaşm acı m irasını altetm elerine, re ­
form ist ald atm aca ve önyargıların yükünden k u rtu l­
m alarına, işçi sınıfının am acı için görev yapm anın ve
sosyalizmin zaferi için m ücadelenin ta rih i yoluna çık­
m a la rın a yardım etti.
Bilimsel sosyalist p artilerin oluşum ve sağlam laş­
m a süreci başlı başına tarihsel b ir dönem oluşturdu. Bu
süreç, d a h a çok ulu slararası nitelikte yenilmesi gereken
bazı ciddi güçlükleri içermekteydi; b ir takım tem el
m eselelerde doğru çözümü bulm ak için kollektif çab a
gerekiyordu. Bilimsel sosyalist h arek etin hu o rta k gö­
revleri K om intern çerçevesi içinde ve Önderliğinde ele
-alındı.
Bilimsel sosyalist p artilerin oluşumu, gelişimi ve
başarılı etkinlikleri, saldırgan b ir anti-kom ünist ta v ır
benim seyen sosyal-dem okrasinin sağ -k an at önderleri­
nin şiddetli direnişiyle karşılandı. Bilimse] sosyalizmin
işçi h a re k eti içinde a rta n etkisi, m erkezciler ve anarko-
sendikalistlerin m uhalefetiyle karşılaştı, işçi h arek eti
içinde devrim ci b ir çizginin savunulm ası ancak bilim­
sel sosyalist p artilerin K om intern önderliğindeki birle­
şik eylem iyle başarılı olabilirdi.
D ah a sonra, bilimsel sosyalist h arek etin kendi
içinde hizipçi bölünm eler tehlikesi belirdi. Suğ opu; m
nistler, «aşın solcular*, troçkistler ve sektörler, işçi
sınıiı partilerin e anti-leninist bir politik çizgiyi benim ­
setm eye çalıştılar, bilimsel sosyalist h arek etin birliği­
ni parçalam aya çalıştılar ve savaşm a yeterliliğini geliş­
tirm e yoluna engeller çıkardılar. O portünistlerin hizip­
çi m ücadeleleri ulu slararası nitelikteydi ve ancak işçi
sınıfı partilerinin ortak ve k a ra rlı çabalarıyla yenile­
bilirdi. K om intern d ü nya bilimsel sosyalist hareketi
içindeki revizyonizm e ve küçük burjuva devrim ciliğine
k arşı m ücadelenin başını çekti. O dönemde çalışm ak­
ta olan oportünist hizipler, K om intern önderliğinde,
ideolojik, politik ve örgütsel olarak bozguna uğ rad ı
Tüm b u n la r işçi sınıfı p artilerin in güçlenm esine n e­
den oldu, m ücadele alanında bilimsel sosyalist h are­
ketin saygınlığını artırdı, politik olgunluk ve kendi
kendine yeterliliklerinin artm asın a katkıda bulundu
ve devrimci m ücadeledeki öncü rollerini yüceltti.
Komintern, m arksist-îeninist kuram ı yaygınlaştır­
m a ve geliştirme, ulu slararası işçi hareketinin mark-
sizm-İeninizmle olan ilişkisini ku rm a konusunda bü­
yük işler başardı. Bilimsek sosyalist hareketin önünde­
ki bir çok dev soruna biçim olarak kollektif, içerik o-
larâfc m arksist ve nitelik Olarak yaratıcı yanıtla? g etir­
di ye_ farklı ülkelerin işçi sınıfı p artilerin in politik
strateji ve taktiklerinin düzenlenm esine önemli k atk ı­
la rd a bulundu.
K om intern’İn geliştirip desteklediği ve emekçi k it­
lelerin çoğunluğunu devrim e kazanm ayı, b a n s ve de­
m okrasi mücadelesini sosyalizm m ü cad e 1esi n m.bağia.-.
m ayı h edefleyen politika, b u rjuvaziye karşı savasın
önemli bir etm eni olarak birleşik bir işçi cephesi po­
litikası, sosyalist devrim e bir geçiş evresi o larak bir
işçi ve köylü hüküm eti düşüncesi, verimli ve oldukça

F. 2; Enternasyonal
17
etk ili antı-faşist b ir birleşik işçi ve geniş h alk cephe­
si kavram ı, ezilen halk lar arasın d a devrim ci hareketin
güçlendirilm esini hedefleyen birleşik bir anti-em per-
yalist cephe politikası ve b u nun pro leter devrimiyle
birleştirilm esi d ü nya işçi sınıfı hareketine büyük za­
fe rle r k azan d ıran ve dünya çapında b ir etki sağlayan
leninist politika, strateji ve taktik lerin ö n e m lijşa re t
taşlan d ır.
Kom intern, işçi sınıfı partilerin e d u rm aksızın k it­
lelerin ve devrim ci hareketin politik önderi olm anın
ince ve güç sanatını, kitleleri a rd ın d a toplam a, m ark-
sizm -leninizm ilkelerini yaratıcı b ir biçimde sınıf m ü­
cadelesinin som ut koşullarına uygulam a b ecerisini
öğretti.
K om intern’İn işçi sınıfı partilerine öğrettiği savaş­
m a yeterliliği, büyük ölçüde, kendisini birim olarak,
önderlik rolünü b aşarıyla sü rd ü ren p ro letary an ın di-'
ğ er işçi sınıfı örgütlerine görece en ü st biçim deki sınıf
örgütü olarak gören işçi sınıfı partisine, sürekli olarak
m arksizm -Ieninizm i öğrenen ve tü m çalışm alarında
k u ra m ve uygulam anın birliğini gözeten işçi sınıfı p a r­
tilerine bağlıdır. Politik sloganlar hazırlayıp kitleler
m ücadeleyi toparlarken, işçi sınıfı partilerinin, dev­
rim ci h arek etin som ut koşullarını, iç ve dış durum un
özgün koşullarını gözönünde bulundurm ası ve tüm ül­
kelerdeki işçi sınıfı p artilerinin biriktirdiği deneyim ­
leri h a tırd a tutm ası, ilke olarak, önemlidir. İşçi sınıfı
p artilerin in yükselen önderlik rolü, yüce ilkeleri ve
devrimciliği en büyük esneklilikle, stratejik ve taktik
kıvraklıkla bağdaştırabilm elerine, sınıf m ücadelesinin
h e r biçim ini hem legal hem de illegal koşullarda usta­
lıkla kullanm a ve proletaryanın günlük taleplerini
sosyalist devrim in tem el görev ve hedefleriyle bağdaş­
tırm a yeteneklerine bağım lıdır. K om intern, Lenin’in

18
talim atların a uygun olarak, işçi sınıfı partilerine kon
di çalışm alarım eleştirisel olarak değerlendirm eyi vo
h a taların ı açıklayıp üstesinden gelerek işçi sınıfı p a r­
tizan larını eğitmeyi öğretti.
K om intern, k a ra rla rıy la ve işçi sınıfı partilerine
yaptığı uyarılarla, işçi sınıfı p artizan ların ın m arksist-
ieninist gelişim ine k atk ıd a bulundu ve dem okratik
merkeziyetçilik ilkelerini tem el alan sıkı disiplinin Ko-
m intern tüzüğünde o rtay a konulduğu gibi uygulan­
m asına yardım etti. îşçi sınıfı p artizanları arasın d a
burjuvaziye k a rşı hem savunm a ve hem de saldırı sa­
v aşları dönem lerinde sınıf m ücadelesinin kaderine
ilişkin bir sorum luluk duygusunu, bir devrim cilik duy­
gusunu geliştirdi.
K om intern’İn yerine getird iği büyük tarihsel hiz­
m etlerden biri, seçkin bir önderlejr grubu, işçi sınıfı
"davasının politik olarak yetkin ve ideolojik o larak çe-
İlkleşmiş, yiğit ve k a ra rlı savaşçılar ını eğitm iş olma-
sıdır. O rtak devrim ci eylem ler sırasında, kollektif ya­
ratıcı çalışm alar sürecinde, m ücadelenin politik çizgi­
sini ve taktiklerini ortak çabalarla çerçevelerken, işçi
sınıfı partileri içinde k u ra m la uygulam ayı bağdaştı-
rabilecek, devrim ci h areketin salt ulusal değil, ulus­
la ra ra sı m eselelerini de m arksist-leninist b ir açıdan
ele alabilecek deneyimli, kuram sal olarak yetkin ön­
d erler ortaya çıktı.
M arksist-leninist kadroların oluşturulm ası, işçi sı­
nıfı partilerinin erginliği için, gelişmenin yeni b ir aşa­
m asına geçişleri için, a rtık ulu slararası ölçekte b ir
m erkezi önderliğin olm ayacağı ve h er p artin in dünya
bilimsel sosyalist hareketinin genel çizgisine uygun o-
larak, kendi politik çizgisini belirleyip kendi ülkesin­
deki devrim ci mücadeleyi yöneteceği dönem de özgü­
venin sağlanm ası için son derece Önemlidir.

19
K om intern işçi sınıfı p artilerin in sırad an üyeleri­
n i eğitm ede Önemli bir rol oynadı; a d ın a bilimsel sos­
yalist denen yeni b ir politik kitle önderi tipinin dünya
sahnesine çıkışını büyük Ölçüde bu ö rg ü t gerçekleştir­
di. Halk kitleleri arasın d a büyük b ir saygınlık k azan an
ve insanlığın tarihsel kaderi üzerinde önemli rol oyna­
yan bilimsel sosyalist insanın politik, ideolojik ve ah ­
laki özellikleri, Lenin’in talim atların a uygun olarak ve
K om intern önderliğinde biçimlendi. Bilimsel sosyalist­
ler arasında işçi sınıfı davasına adanm ış b ir bağlılık
ruhu, partiye ve halka karşı ideolojik inanç ve d ü rü st­
lük, sosyalizm m ücadelesinde bükülm ez b ir kararlılık,
cesaret ve yiğitlik, p a rti çıkarlarını kendi kişisel çıkar­
la rı gibi görm e yeteneği K om inter’in etkisiyle gelişti­
rilm iştir. Bilimsel sosyalistin ideolojik, politik ve a h la ­
ki değerleri geçmiş tüm dönem lerdeki devrim cîlerin
en üstü n özelliklerini som utlam ıştır ve o sınıfsız top­
lum daki insanın ilk örneğidir.
Bilimsel sosyalist hareketin büyüm esiyle korkuya
kapılan kapitalist toplum un egem en sınıflan, politik,
yönetsel, baskıcı ve ideolojik aygıtlarının tü m gücünü
k u lla n a rak h areketin üstüne yürüm üştür. Bilimsel sos­
yalist hareketle savaşm ak için herşey - anti-kom ünist
iftiralar, azgın terör, toplam a kam plan, zalim işkence­
le r ve kitle k atliam ları - kullanılm ıştır. Ama bilimsel
sosyalistler davalarından vazgeçm em işlerdir. Gericile­
rin tüm sald ırılan n ı püskürtm ekte ve yıldan yıla ko-
n u m la n n ı güçlendirm ekte yaygınlaştırm aktadırlar.
K om intern, sosyalizmin ilk v a ta n ı Sovyetler Bir-
Iiği’nin desteğiyle bilimsel sosyalistlere ahlaki, politik
ve m addi açıdan büyük yardım da bulundu ve 1919’da
M acaristan’d a devrim in yenilgisinden sonra, îtalva,
B ulgaristan, Polonya, Yugoslavya ve A lm anya'daki
azgın faşizm ve gerici te rö r sırasında, 1934 Şubatında

20
V iyana proletaryasının yenilgisinden ve 193y’da Ispuıı
yol C um huriyetinin yıkılm asından sonra olduğu gibi
binlerce eylemciyi ve önderi yok edilm ekten k u rtard ı.
İşçi sınıfı hareketinin K om intern eğitilen Önderle­
ri ve etkin üyeleri devrim ci m ücadelede, ulusal k u rtu ­
luş hareketinde, sosyalizmin kurulm asında m odern ça­
ğın tüm ilerici hareketleri içinde önde gelen b ir rol oy*
n am ışlardır ve h âlâ d a oynam aktadırlar.
K om intern, devrim ci h areketin yönetim merkezi,
em ekçilerin davası için verilen m ücadelenin k ararlı
ve tu ta rlı örgütleyicisi olarak insanlık tarih in e geç­
m iştir. Kom intern, çağın en keskin çelişkilerinin o rta ­
sında, dünya ilerici güçlerinin Ön safların d a y er aldı.
D ünya devrimci sürecini bir b ü tü n olarak ele aldı ve
işçi smıfı partilerini yardım laşm a ve işbirliğine yö-
, neltti.
K om intern, ilk sosyalist devlet Sovyetler Birliği’-
nin korunm asında, faşizmi, savaş tehlikelerine karşı
m ücadelede ve ulu slararası devrim ci güçlerin topar­
lanm asında önemli bir rol oynadı. Lenin’in ölüm ün­
den sonra çeşitli dönem lerde K om intern’İn çalışm aları
ciddi eksikliklerden, ve bazan d a sekter nitelikteki
h a talard a n z a ra r gördü. A m a bu başarısızlıklar ve
h atalar, işçi smıfı partilerinin kurulm ası ve sağlam ­
laştırılm ası, dünya devrimci güçlerini toparlayıp, on­
ları faşizm e ve savaşa karşı, barış, ulusal bağımsızlık
ve sosyalizm için verilen m ücadelede harekete geçir­
mede K om intern’İn sağladığı büyük tarihsel hizm etle­
ri olumsuzlayamaz.
K om intern tarih i keskin bir ideolojik çekişme ko­
nusudur. Burjuva ve reform ist tarihçiler K oıhintern’in
çalışm alarını lekelemeye çalışırlar. İşçi h a re k eti,için ­
de, h a tta işçi smıfı partilerinin üyeleri arasın d a Ko-
m in te m ’İn sağladığı önemli hizm etleri bir y an a b ıra­

21
kıp, dikkâtleri h a ta la r ve yanlış k a ra rla r üzerine çek­
meye çalışanlar vardır. A ncak Kom intern tarihine
böylesi b ir yaklaşım , tarihsel gerçeğin çarpıtılm asına
yol a ç a r ve bilimsel sosyalist h arek etin deney ve gele­
neklerinin bugünün sınıf mücadelesinde kullanılm asını
sağlayacağı yerde, önler. Dahası, K om intern’İn h a ta ­
larının ve bir ya d a b ir başka yanlış k a ra rın eleştiri­
si, bazı d u ru m lard a bilimsel sosyalist h arek etin temel
ilkelerine, h e r şeyden önce, bugün d ü n y a devrimci
güçlerini birleştirip bağlayan enternasyonalizm ilke­
sine yöneltilecek doğrudan saldırılar için b ir gerekçe
gibi kullanılm aktadır. H içbir leninist-m arksist, hiç bir
enternasyonalist K om intern tarih in in böyle çarpıtıl­
m asına göz yum am az.
Üçüncü E ntem asyonal’in çalışm aları, işçi sınıfının
uluslararası devrim ci hareketin in tarihinde son dere­
c e . önemlidir. K om intern kongrelerinin ve Y ürütm e
K urulunun aldığı k a ra rla r zengin ideolojik içerikle
doludur. Temel olarak, K om intern’İn çalışm aları em ek­
çilerin davasına hizm etin b ir örneği, m arksist-leninist
hedeflerin saygın b ir aracıdır.
H atalardan ve sonraki gelişm elerden a n n m ış ola­
ra k K om intern’İn deneyim i ve devrim ci gelenekleri,
dünya bilimsel sosyalist hareketine, tüm devrimci
güçlere ait bir hazinedir. İşçi sm ıfı partileri bu dene­
yim ve gelenekleri barış, dem okrasi ve ulusal bağım ­
sızlık m ücadeleleri içinde, sosyalizm m ücadeleleri
içinde devraldılar.

22
I

ÜÇÜNCÜ ENTERNASYONAL İN
OLUŞMASI
KOMİNTERN, DÜNYA DEVRİMCİ
GÜÇLERİNİN ÖNCÜSÜ
(1919-1920)

KOMİNTERN’İN OLUŞMASINDAKİ
TARİHSEL ÖN ŞARTLAR
S avaş Strüsında
İşç i H a rek eti İçin d ek i
D eğişiklikler

Yeni tip devrim ci partilerin oluşması ve Ü çüncü


E n tem asyonal’de birleşmesi, proletaryanın em perya­
lizm ve proleter devrim ler çağındaki sınıf m ücadelesi­
nin gereksinim leriyle koşullanan tarihsel b ir zorunluk-
tu. Birinci D ünya Savaşı’nm başlarında, İkinci E nter­
n a sy o n a lin çöküşünden hem en sonra, yani gerçekten
devrim ci b ir enternasyonalin oluşturulm ası so rununu
ilk kez, Lenin ortaya attı.
1914 yazında başlayan savaş, h e r iki ta ra f için de
em peryalist, yağm acı b ir savaştı. Savaş u lu slararası iş-

23
çi hareketi içinde v a r olan, tüm eğilim ler açısından zor­
lu bir tarihsel sınav oldu. İkinci E ntem asyonal'in ideo­
lojik ve politik iflasım insafsızca açığa çıkardı ve sos-
yal-dem okrat p a rtile rin çoğunun saplandığı oportünist
batağ ı apaçık ortaya serdi. 4 Ağustos 1914'te tüm Al­
m an sosyal-dem okrat parlam ento üyeleri -İk in ci En-
ternasyonal’deki en güçlü ve en etkili p artin in üyeleri -
R eichstag’da savaş borçları için yapılan oylam ada b u r­
juvaziye ve büyük toprak sahiplerine katıldılar. Avus-
turya-M acaristan, Fransa, İngiltere, Belçika ve diğer
birçok ülkenin sosyalist partileri de, adil olm ayan em ­
peryalist sav aşta «kendi» hüküm etlerini savundular.
Böylelikle oportünist önderler açıkça «kendi» ulusal
burjuvazilerine destek oldular. Bu, işçi sınıfının çık ar­
larının kaba bir biçimde ihanete uğratılm asıydı. O por­
tünistler İkinci E ntem asyonal’in savaş aley h tarı k a ­
ra rla rın a karşı çıkarak, u luslararası işçi hareketinin
birliğine yıkıcı b ir darbe indirdiler, çünkü «kendi» b u r­
juvazileriyle birleşm ek demek, işçi sınıfının hem ulu ­
sal hem de u luslararası plan d a örgütsüzleşm esi ve bö­
lünm esi demekti.
Em peryalist savaş, işçi harek eti içindeki bunalım ı
en üst noktasına çıkardı ve kapitalizm in görece barışçı
gelişme dönem inde uzun sü red ir irin toplayan yarayı
o rtay a ç ık a r d rjiu dönem in nesnel koşulları oportünist
eğilimler i besleyip büyüttü. Tekelci burjuvazi a şın k â r­
larını bazı işçileri ve işçi önderlerini satın alm ak için
kullandı ve böylece işçi aristokrasisi ve işçi bürokrasisi
biçim inde koca bir toplum sal ta b ak a y arattı. P ro letar­
yanın küçük burjuva yoldaşlanyla birlikte, yaşam
tarzları, kazançları ve kafa yapılarıyla b ü tünüyle o rta
sınıf olan bu burjuvaîaştırılm ış işçiler tabakası, b u rju ­
vazinin işçi sınıfı içindeki başlıca dayanağı ve oportü­
nizm in a n a kaynağı haline geldi. İkinci E nternasyonal

24
p a rtile ri oportünizm e giderek d a h a fazla boyun eğdi ­
ler. İkinci E nternasyonal, savaşı izleyen yıllarda sol
güçlerin etkisiyle doğru k a ra rla r alm ıştı am a sağ ön­
derlerin uygulam ası giderek bu rju v a politikasının çı­
k arlarıy la uzlaştırıldı.
İşçi h arek eti içindeki bunalım burjuvazinin y an d a­
şı olarak oportünizm in foyasını m eydana çıkardı. «Aşı­
rılara» k arşı birleşik bir p a rtin in «yasal b ir kılıfı» ola­
ra k oportünizm in eski K autsky’ci kuram ı, işçi sınıfına
söylenen bir yalan haline gelmişti. Lenin, «Bugün, 1914
ertesinde, sosyalist devrim için proleter m ücadelenin
birliği, işçi p artilerin in kendilerini oportünistlerin p a r­
tilerinden tam am en ayırm alarını zorunlu kılıyor.» diye
yazıyordu.(1)
Savaş sırasında, ulusla ra ra sı işçi ve sosyalist h a re ­
k eti içinde üç akım şekillendi: şosyal-şoveniştler, mer-
kezciler ve devr imci entem asyonalistler,
Sosyal-şovenistler, y a da oportünistliklerini gizle­
m eyenler, ta la n savaşında sınıflar a ra sın d a «iç barış»
ve «anayurdun savunulm ası» gerektiğini açıklayarak
egem en sınıfın işçileri, burjuvazinin çıkarları adına
em peryalist katliam a sürüklem esine açıkça yardım et­
tiler. A raların d a Ebert ve Scheidem ann (A lm anya),
A dler (A vusturya), Renaudel, Guesde ve Sem bat
(F ransa), H yndm an (İngiltere), Plekhanov (Rusya),
Bİssolati (İtalya), V andervelde (Belçika) ve B ran tın g ’
in (İsveç) de bulunduğu sosyal-dem okrasinin tanınm ış
önderlerinin çoğu, sosyal-şovenist bir ta v ır aldı. F ran­
sa, Belçika ve İngiltere’de sosyal-şovenistler b u rju v a
hüküm etlerinde y er aldılar. Tüm ülkelerde ulusal b u r­
juvaziye destek oldular ve proletaryanın sınıf düşm an­
ları haline geldiler.
Politik b ir olay olarak merkezcilik, aslında sosyal-

25
şovenizmin işçi hareketi içindeki gizli ajanıydı. M er­
kezciler, ya da gizli oportünistler, sözde savaşa karşıy­
dılar am a eylem de sosyal-şovenistlerle birlikte ta v ır aj-
dılar, sosyal-şovenizmin kitleler arasın d ak i tav rın ı des­
teklediler ve sağ önderleri işçilerin gözünde ahlakî ve
politik anlam da iflas etm ekten k u rtard ılar. Sosyal-şo-
veııistler işçi h a reketini sağa, sürükledikleri zam an ; ..
İkinci E ntem asyonal’in en önemli kuram cısı Kar]
Kautsfcy’nnTıdebloğu olduğu İnerkeziciîîk, savaş sıra -'
sında sosyal-şovenizmin açığa çıkarıIm asm f ve p ro leter’~~
kitrelerin devrim ci b ir ta v ır alm asını önleyen a n a en-
ğef olarak öne çıktı. Lenin «Emekçi kitleleri a n ın d a dış-
\ layan gizlenm em iş oportünizm , oportünist uygulam a­
ları temize çıkarm ak için m arksist sloganları k u llan an l
i ve b ir dizi safsatay la devrim ci h arek etin olgunlaşm a-;
mış vb. olduğunu k anıtlam aya çalışan bu ılımlılık k u-\
ram ı k a d ar ü rk ü tü c ü ve z ararlı değildir.»(2> diye yazı-'
yordu. M erkezciliğin tipik temsilcileri, A lm anya’d a
Kautsky, H anse ve Ledebour; A vusturya’d a Adler,
F ran sa’d a Longuet ve Pressem ane; İngiltere’de Mac Do-
nald ve Snowden; R usya’d a M artov ve Troçki; İtaly a’d a
T u ratı ve Modigliani-, ABD’de H illguit ve İsviçre’de
G rim m ’di.
Proleter kitlelerin yaşam sal çıkarlarını devrimci ')
j enternasyonalist eğilim dile getiriyordu. Sadece onlar {
S sosyalizme bağlı kaldılar, «kendi» em peryalist burju- ^
I vazilerine k arşı devrim ci m ücadelelerini sü rd ü rd ü ler j
| ve sosyal-şovenizme ve m erkeziyetçiliğe m eydan oku- ^
i dular. J
^ Sırp sosyalistleri 31 Tem m uz 1914’te Skup S tina’da
savaş borçlarına k arşı oy kullanırken, yağm acı savaşı
ve şovenizmi lanetlem ek için parlam ento k ü rsü sü n ü
kullandılar. B unu ulu slararası devrim ci proletaryanın

26
temel ilkelerine bağlılığın bir örneği olarak değerlen­
diren Lenin, Sırp sosyalistlerinin aldığı ta v rı övgüyle
karşılam ıştı, 8 Ağustos 1914’te, R usya'da D ördüncü Du­
m a'nın kürsüsünden em peryalist savaşa k a rşı güçlü
b ir protesto sesi yükseldi. Bolşevik m illetvekilleri sa­
vaş borçlarına açıklam alar y ap arak karşı oy verm ekle
'kalm adılar, kitleler arasın d a coşkulu bir pro p ag an d a
yürüttüler. Devrimci proleter p a rti sözcülerinin k a ra r
saati geldiğinde nasıl d avranm ası gerektiğini herkese
gösterdiler. 2 A ralık 1914’te K ari Liebnecht A lm an Re-
ichstag’ında Bolşevik örneğini izledi. Bu yiğit proleter
devrimcisi, R eichstag’da, em peryalist savaşa «hayır»
diyen tek insandı.
İkinci E nternasyonal partilerinin takındığı sosyal-
şovenist tavır ve bu örgütün, am açlarını kendi em per­
yalist hüküm etleriyle birleştiren düşm an p artilere bö­
lünmesi, İkinci E ntem asyonal’in ideolojik ve örgütsel
anlam da tüm üyle çöktüğünü, proletaryanın u lu slara­
rası örgütü olarak çözüldüğünü ve öldüğünü ortaya
koydu. İkinci E ntem asyonal’i yıkanlar, anti-kom ünist-
lerin öne sürdüğü gibi, Bolşevikler ve Lenin değil, işçi
sınıfına ih a n et eden ve boylece ulu slararası işçi h a re ­
ketinin birliğini bozan oportünistler, sosyal-şovenist-
lerdi.
D ünya proleter hareketi, ya tarihsel olarak zorun­
lu olan devrim ci hedeflerini b ir yana bırakm a ve b u r­
juvaziyle bir uzlaşm a d u ru m u n a geçme, ya da sosyal-
şovenizm den tam am en koparak proletaryan ın sınıf çı­
k a rla rın ı savunabilecek ve işçi sınıfının bü yük öğret­
m enleri K ari M arx ve Frederick Engels’den devralm an
en tem asyonalist gelenekleri sürdürebilecek yeni bir
u lu slararası devrimci örgüt k u rm a seçenekleriyle k a r­
şı karşıyaydı.
İkinci E ntem asyonal’in dağılm ası ve m arksizm e,

27
oletaryam n kurtuluşunun çıkarların a ve u lu slarara-
proleter dayanışm ası am açlarm a ih an et etm iş olma-
devrim ci m arksistleri yeni, devrim ci b ir enternasyo-
•1y a ra tm ak gibi acil bir sorunla k a rşı karşıy a bıraktı.
Bu donem e gelindiğinde, b ir u lu slararası işçi sınıfı
jü tü n ü n yaratılm ası için gereken koşullar olgunlaş-
şh. Bu kapsam lı nesnel ve öznel koşullar, em perya-
m in keskinleşen çelişkileri ve proleter sm ıf m ücade-
;inin gelişim inin bir sonucu olarak o rtay a çıktı. Bu­
da belirleyici bir etm en, kapitalizm in genel bunalım
nem i ve proleter devrim ler dönem inin yaklaşm ış ol-
ısıydı Lenin, em peryalizm in sosyalist devrim in pre-
iü (girişi) olduğunu, em peryalist ülkelerin eşitsiz,
sak ekonom ik ve politik gelişm elerinin kapitalizm in
n°l Uzlaşmaz çelişkilerim yoğunlaştırm aya yol açtı-
11 y& dsınam ayacak bir şekilde kanıtlam ıştı. İKitlele-
l e n g in devrimci harek etlerin in kaçınılm azlığı, em-
fyalizm in dünya zincirinde zayıf h alk aların ortaya
;ıŞi v e bu n ların proleter devrim leriyle kopm a olası­
ları bu nedenleydi. Lenin dünyanın "yükselen sınıf "'
/a şla ra ve "devrimci 'ayaklanm alara doğru sü rü k len ­
m e olduğu sonucuna vardı.
Y ak laşan sosyalist devrim ler ve devrim ci savaş-
da b jr önderliğe duyulan gereksinm elerin zorlam a-
proleter devrim cileri hem ulusal hem de u lu slararası
m da m ilitan b ir Örgüt içinde birleştirm eyi son dere-
gero k li kıldı. Çeşitli ülkelerde m arksist devrim ci
ıp la b olm asm a karşın, Rusya’daki Bolşevik P arti dı-
d a b u ç b ir ülkede, kitleleri devrim ci m ücadeleye yö-
İteBi^ecek' devrim ci m arksist p artilerin olm adığı göz-,
kılındığında, yeni çağd ak i sınıf mücadelesinin te-_
^ gereksinm elerinden k a y n ak lan an b u görev da h a
önekti kazanıyordu.
kerkin «Üçüncü E ntem asyonal’e, kapitalist h ü k ü ­
m etlere yönelik devrim ci bir saldın, iktidarın elo g e ti­
rilm esi için tüm ülkelerin burjuvazisine k a rşı b ir iç su-
v a ş ve sosyalizm in zaferi için proleter güçleri örgütle­
me görevi düşüyor.» (3> diye yazdı.
Yeni b ir ulu slararası devrim ci proleter örgü tü n y a­
ra tılm asın a ilişkin çok önemli b ir koşul, bilimsel sosya­
list h arek etin Lenin ve Bolşevikler ta ra fın d a n form üle
edilen ideolojik, taktiksel ve örgütsel ilkelerinde b u lu n ­
m aktadır. Lenin, hem Rusya hem de dünyadaki dev­
rim ci işçi sınıfı m ücadelesinin uygulam aların d an çı­
kardığı yeni sonuçlarla zenginleştirdiği m arksizm öğ­
retisini, sapkın akım ların oportünistlerine karşı verdi­
ğ i k av g ad a geliştirdi. Lenin, Em peryalizm, K apitaliz­
m in En Üst Aşaması, A vrupa Birleşik Devletleri Slo­
ganı Üzerine, P roleter Devrimin A skerî Program ı ki­
taplarında, ulusal ve tarım sal so ru n lara ilişkin m aka­
lelerinde ve diğer bazı yazılarında, m arksist sınıf m ü­
cadelesi ve sosyalist devrim kuram ını em peryalizm ça ­
ğ ın a u y arlay arak geliştirdi. Lenin em peryalizm in uz-
laşm az çelişkilerinin k a psam lı bilimsel bir çözümleme­
si tem elinde sosyalist devrim in başlangıçta birkaç h a f­
ta b ir tek ülkede'bile' zafere ulaşabileceği sonyeim a
vardı. İlk kez 1915'te form üle edilen bu sonuç, m arksist
bilim de p arlak b ir bulguydu. Bu, ulu slararası p ro letar­
y anın yeni bakış açılarını o rtay a koydu ve çeşitli ülke­
lerdeki işçi sınıfının insiyatifine özgür b ir etkinlik a la ­
nı sağladı.
Lenin işçi sm ıfı ve köylülük a rasın d a sağlam b ir it-
W ak gereksinim ini, devrim ci m ücadelede dem okratik
taleplerin önemini, dem okratik devrimin_sosyalist dev-
r ime doğru evrim leşm e eğilimini ve sosyalizm m ücade­
lesinin ulusal k urtuluş hareketiyle bütünlüğü n ü gös­
tererek temel nitelikte sonuçlar çıkardı. Lenin, prole­
ta ry an ın gelişmiş ülkelerdeki burjuvaziye karşı yûr üt-

29
tüğü devrim ci m ücadelen in, ezilen ülkelerdeki b ir dizi
dem okratik ve devrim ci u lusal k u rtu lu ş h a re k e tleriyle
.birleşeceğine işa re t etti. Lenin, aynı zam an d a savaş,
devlet, proleter p a rti ve p artin in rolüne ilişkin m ark ­
sist kuram ı geliştirdi.
Lenin ve Bolşevik P artin in en k arm aşık ve fark lı
ko şuîlar altın d a s u r düra^ m ücadelesi sıra sın d a :
sınanıp zenginleşen kuram sal s o n u la r , K om m tern’in jj
ideolojik, p o litik ve örgütsel program ının a n a madde- jl
îerini, strateji ve taktiklerinin tem elini oluşturdu. i
Yeni devrim ci ilkelere duyulan yaşam sal gereksi- H
nim çok geçm eden sosyal-şovenistlerle m erkezcilerin
politikasının ne denli zararlı etkileri olduğunu gören
kapitalist ülkelerdeki önde gelen işçiler ta ra fın d a n d a
acı acı hissedildi. Bu işçilerin istem ve çabaları, dev­
rim ci enternasyonalist p a rtile r ve g ru p lar ta ra fın d a n
İfade edildi.
Devrimci enternasyonalist eğilim, Lenin başkanlı­
ğındaki Rus Bolşevikleri, Bloğpyev. Kirkov ve K olarov
başkanlığındaki B ulgar Teşniyakları, A lm an Sdu (K ari
Liebknecht, Rosa Luxemburg, Franz M ehring), Sırp
sosyalistleri (Filİpoviç, Papavİç. Kat.zlonoviç), Polonya
sol sosyal-dem okratları (Hanecki, VVarski), Letonyalı
sosyal-dem okratlar (Berzin), H ollanda T ribunistleri
(Pannekoek, W ijnkoop), İsveç, Norveç, İtalya, Avus-
turya-M acarlstan, Fransa, İngiltere, ABD, A rjantin,
D anim arka, İsviçre ve diğer ülkelerin sol sosyalistle­
rinden oluşuyordu. Leninizm açısından, B atı’daki sol
sosyal-dem okratlarm konum u yeterince sağlam ve tu ­
ta rlı değildi. Ama, a n a görevi (kendi ülkelerinde şove­
nizmle savaşm a görevini) a n lad ılar ve özverili b ir
adanm ışlıkla bu görevi yerine getirm eye koyuldular.
işçi h arek eti içinde, kendi burjuvazilerine ve sos-
yal-şovenistlere k arşı savaşan devrim ci enternasyona-

30
list p a rti ve g rupların o rtay a çıkışı, Ü çüncü E n tern as­
y o n a lin oluşturulm asında b aşk a bir önem li önko­
şuldu.
Lenin ve Bolşevikler yeni devrim ci b ir e n tern as­
yonalin yaratılm ası için gereken şartların olgunlaş­
m asını yakından izlediler ve ulu slararası işçi h arek eti
içinde gerçekten enternasyonalist öğeleri, solu topar­
lam ak için etkin bir m ücadele y ürüttüler. Savaşın p a t­
lam asından az sonra em peryalist katliam a k a rşı çıkm a
sloganıyla bu yönde uygulam aya dönük ad ım lar atıl­
mıştı. Bolşevik Parti, sosyalizm ve proleter en tern as­
yonalizmi am acı için bir cesaret, bağlılık ve Özveri ör­
neği o rtay a koyarak, örgütlü birleşik bir cephe içinde
em peryalist savaşa karşı çıktı. Bolşevikler, oportüniz­
me k a rşı yıllardır süren aralıksız m ücadelelerinin bir
sonucu olarak, sınav gününde önlerinde d u ra n ta rih ­
sel göreve layık olduklarını gösterdiler. 1 Kasım 1914’
d e Lenin’in «Savaş ve Rus Sosyal-Demokrasisi» başh-
ğıyla kalem e aldığı RSDİP M erkez Komitesi Bildirgesi
İsviçre’de yayınlandı. Bu belge em peryalizm e, savaşa
ve oportünizm e karşı devrim ci m ücadelenin kapsam lı
b ir program ını sunuyordu. Bolşevikle r em peryalist sa-
vaşın iç savaşa dö nü ştü rü lm esini a n a slogan olarak
öne sürüyorlardı. Bu slogan Paris K om ünü deneyim ini
tem el alıyordu ve Basel Bildirgesinin geliştirilm iş bir
örneğiydi. Bildirge doğrudan doğruya sosyal-şovenist-
lerin kendi burjuvazisiyle «iç barış» sloganına saldırı­
yordu.
Lenin’in sloganı hem Rus hem de yabancı oportü­
n istler ta ra fın d a n k in d ar b ir düşm anlıkla karşılandı.
A lm an sosyal-şovenist E duard David Bolşeviklerle po­
lemiğe girerek, «Dünya savaşını iç savaşa döndürm ek
delilik o l u r » d i y e yazdı. K autsky, sosyal-şovenistleri

31
tekrarladı, «Aslolan, bir tek mesele var, kendi ülkeni­
zin zaferi ya d a yenilgisi.»
«Elbette, kişi sosyalizmi ve sınıf m ücadelesini unut-
saydı bu doğru olacaktı.» diye y an ıtlad ı Lenin, «Ancak,
kişi sosyalizm düşüncesini ak im d an çıkarm azsa, bu
doğru değildir. Ayrıca, başka b ir asıl mesele d ah a var:
köle sahipleri arasın d ak i bir savaşta k ör ve cansız kö­
leler gibi yok m u olmalıyız, yoksa köleliği o rtad an kal­
dırm ak am acıyla köleler arasın d a ‘kardeşleştirm e’ ça­
b a ların a m ı koyulmalıyız?»
«Gerçekte ‘asıl’ konu budur.»lI)
K autsky «Savaşta-barış mücadelesi, b an şta-sın ıf
m ücadelesi»<e> diye açıkladı. Bu tav ır Bolşeviklere k a­
d a r Alm an solu ta ra fın d a n da sert b ir biçimde eleştiril­
di. Rosa Lüxemburg, iğneli b ir dille, K om ünist Bildirge­
nin tarihsel çağrısının Kautsky sayesinde önemli bir
değişikliğe uğrayıp şu şekli aldığını yazdı: «Tüm ülke­
lerin işçileri, barış zam anı birleşin, savaş zam anı birbi­
rinizi boğazlayın.» (7> ..........
Em peryalist savaşı iç savaşa döndürm e sloganın­
dan b ir başka politik slogan türedi, em peryalist savaş­
ta «kendi» hüküm etinin yenilmesi. Bu slogan sosyal-
şovenist «anayurdun savunulması» politikasına k arşı
çıkıyordu ve tüm savaşan ülkelere maledilmişti.
M erkezciler «ne zafer ne yenilgi» sloganını öne
sürdüler. G örünüşte bu sosyaî-şovenıst «anayurdun sa­
vunulması» tavrından farklıydı am a aslında sadece
onun başka b ir şekliydi. «Ne zafer ne yenilgi» sloganı­
nın savunucuları gerçekte burjuvaziyi ve işçi sm ıfı
hüküm etlerine karşı ulu slararası devrim ci eylem olası­
lığına olan inançsızlıkları ve böyle b ir eylemi hızlan­
dırm adaki isteksizlikleri konusunda sosyal-şoven isti eri
destekliyorlardı. Lenin, «Kim ‘ne zafer ne yenilgi’ slo­
g a n ın d an yanaysa, bilinçli ya d a bilinçsiz o larak b ir şo-

32
venisttir; en azından uzlaşm acı b ir küçük b u rjuvadır
am a h e r hal ve d u ru m d a p ro leter politikasının b ir düş­
manı, varolan hüküm etlerin, bugünkü egem en sınıf­
ların b ir taraftarıdır.» (8>
Lenin M erkezcilerin tüm ülkelerde açıkladığı pa-
sifist barış çağrısını açığa çıkarm ak için de çok uğraştı.
Bolşevikler kitlelere b arıştan bekledikleri y a ra rla ­
rın sosyalist b ir devrim olm aksızın olanaksız olduğu-
n u açıkladılar. Lenin, «Savaşlara son, ulusla r a rasın d a
barış, ta la n ve şiddetin kesilmesi - am acım ız budur,»
diye yazdı, «Ama bu amacı, doğrudan ve acil b ir dev­
rim ci "eylem çağrısından kopm uş olarak, kitleleri " B ö l- "
mek için ancak burjuva sofistleri kullanabilir.»<6)
Yeni, üçüncü b ir enternasyonal çağrısında bulu­
n a n "slogan ilk kez Lenin ’in bildirgesinde öne sürüldü.
«Proleter e n ternasyonali ölmemisür... ve... ölmeyecektir»__
diye yazdı. «Bütün engellere karşın, işçi kitleleri yeni
bir enternasyonal y a ra tac a k tır... Y aşasın oportünizm e
k arşı proleter enternasyonalizm i.»c30)
Z im m erw a ld
Harekeli

Savaşm doğurduğu bunalım , önce işçiler arasın d a


büyük bir şaşkınlığa neden oldu. Birçok ülkede işçiler
kendilerini sosyal-şovenistlerin önderliğini izler du­
ru m d a buldular, aynı p arti içindeki oportünistlerle
devrim ciler arasın d ak i uydurm a birlik gösterisine al­
danm ış ya d a b ir ölçüye k a d ar burjuvazinin tu tu ştu r­
duğu şovenist karam sarlığa yenik düşm üşlerdi. Eski
sosyal-dem okrat partilerin içinde süregelen bölünm e­
nin, p ro leter kitlelerin sürekli olarak sosyal-şovenist
önderlerden uzaklaşıp sola, devrim ci düşünce ve tav ır­
la ra ve devrim ci önderlere yönelm eleriyle açığa çıkışı
1915 başlarını bulm adı bile.
F. 3: Enternasyonal 33
Savaşın dehşeti, katliam lar, kıtlık ve perişanlık,
yüklediği sıkıntılar bir yana, kitlelerin güçlerini topla­
m alarına, istem lerini çelikleştirm elerine, savaşın g e r­
çek nedenleri üzerine kafa yo rm aların a yol açtı ve
olayları net bir devrim ci anlayışla k a v ra m ala rın a n e­
den oldu. İşçiler arasındaki savaş a ley h tarı hareket,
kitlelerin sola doğru bu büyük atılım ının çarpıcı bir
belirtisiydi. Bu h arek et 1915 güzünde Zim m erw ald’taki
(İsviçre) U luslararası Sosyalist K onferans’ta ideolojik
ve örgütsel anlam da şekillendi ve Zimmervvald H are­
keti olarak adlandırıldı.
Zim m erw ald K onferansı 5-8 Eylül 1915’te toplandı
ve 12 A vrupa ülkesinden (Almanya, Fransa, İtalya,
Rusya, Polonya, Letonya, B ulgaristan, Romanya, İsviç­
re, Hollanda, Norveç ve İsveç) 37 delege ve b ir gözlem­
ci katıldı.
Konferans, politik an lam d a türdeş değildi, sadece
7 ülkeden 8 delege tu tarlı bir devrim ci-entem asyona-
lıst ta v ır alıyordu. Bu delegeler, konferanstaki sol Zim-
m erw ald grubunu oluşturdu. G rup kendi k a ra r taslağı­
nı ve bildirgesini önerdiğinde ideolojik olarak, Lenin
başkanlığındaki bürosunu seçtiğinde de örgütsel ola­
rak, şekillendi. B üronun diğer üyeleri (RSDİP M er­
kez Komitesini temsil eden) Zinoviev, (Polonya Sosyal-
D em okrat Partisi Y ürütm esi’ni tem sil eden) Radek’di.
Zimmerwald Sdu Bolşevikler, Polonya Rozlam istleri
(sosyal-dem okrat m uhalefet), Letonya sosyal-demok-
r a tla n ve İsveç, Norveç, İsviçre ve A lm anya sosyal-
dem okrat p artilerinin sol u n su rların ın tem silcilerini
kapsıyordu. D aha sonra H ollanda, Sırbistan, Fransa,
B ulgaristan, A vusturya ve ABD sol sosyalistleri de bu
bloka katıldılar. Lenin, devrim ci entem asyonalistlerin
Zim m erwald sol gru b u n d a toparlanm asını konferansm
en büyük kazanım ı olarak görüyordu.

34
D iğer 29 delege konferansın, Zim m erw ald çoğunlu­
ğu olarak bilinen, sağ k an ad ım oluşturdu. B uradaki
tav rı m erkezcileri destekleyen K autsky’çiler belirliyor­
du. Zim merwald sağı devrim ci reform ist ta k tik le r a r a ­
sında k ararsız kalan pasifistlerle, bazı tu tarsız enter-
nasyonalistleri de kapsıyordu. Bunlar, em peryalizm e
ve savaşa karşı başarılı bir kavga verm ek için sosyaî-
şovenizmden bütünüyle kopm ak gerektiğini görm ekte
ya da farketm ekte ortak bir isteksizlik ve beceriksizlik
gösteriyorlardı.
Zim m erwald gündem inin a n a konusu proletarya­
nın b a n ş İçin eylem i meselesiydi. Zim m erw ald Solu,^
belgelerinde, em peryalist savaşa son verm ek için teki
yolun, toplum un sosyalist örgütlenm esi am acıyla politik/^
iktidarı kazanm ak için, işçi kitlelerini kapitalist hükü- /
m etlere karşı devrim ci b ir m ücadeleye açıkça çağ ır­
m ak ve onları yönetm ek olduğunu belirtti. K autsky’ci-j
le r ve yandaşlan, aksine, devrim zam anının henüz gel­
mediğini ve bu nedenle, devrim ci sloganlan öne s ü r­
mek ve em peryalizm e k arşı m ücadelede proletaryanın
som ut taktiklerini belirlem ek için çok erken olduğunu
ileri sürdüler. O nlara göre, konferans kendisini genel
b ir b arış'çağ rısıy la sınırlam alı ve asla eski e n tern as­
yonale m uhalif yeni b ir örgütün y aratılm asın a kalkış­
mamalıydı.
Lenin görüşm ede konuşarak, K autsky’cilerin pasi-
fist üslûp k u llan arak işçilerin günün önemli konula­
rıy la k a rşı k arşıy a gelmesini engellem e çabaların ı açı­
ğ a çıkarm ayı sü rd ü rd ü ve em peryalist d ü ny a savaşı
koşullarında insanın proleter devrim le ilişki kurm aksı-
zın b a rıştan söz edem eyeceğini gösterdi. D ünya sava­
şı A vrupa’d a devrim ci bir durum yaratm ıştı ve bu ne-
d enle Jkonferansm «kitlelere devrim in gerekliliğini
açıklam ak, devrim için çağrı yapm ak, gerekli örgütleri

35
oluşturm ak ve etkili m ücadelenin çeşitli yöntem lerini
Ve ‘tekniğini5-korkusuzca ve en som ut biçimde belirt-
mek»<n>lü yüküm lü olduğunu vurguladı.
Zimmerwaİd K onferansı, 19’a 12’lik b ir çoğunlukla
solun önerdiği ilkeli k a r a n red d etti ve m ücadelenin gö­
rev ve yöntem lerini som utlaştıram ayan b ir bildirge
açıkladı. K onferans, sosyalistleri D um a’d ak i Bolşevik
m illetvekilleri örneğini, K ari Liebnecht örneğini ve di­
ğ er devrim ci b a n ş ve sosyalizm savaşçılarını izlemeye
çağıran, bir savaş k u rb a n la rıy la dayanışm a açıklam a­
sını d a benimsedi. A ynca, konferans R obert Grimm,
C harles Naine, Oddino M orgari ve Angelica Balabono-
va’dan oluşan b ir yönetim k u ru lu -U lu sla ra rası Sos­
yalist Komisyon - seçti.
_Lenin Zimmerwald k a ra rla n n ın u lu slararası sos-
yal<lem okrasinin sol kanadı açısından taşıdığı önemi
ta rta ra k , konferansın «Üçüncü E ntem asyonal’e ilk
adım; oportünizm den kopm aya yönelik isteksiz ye k a ­
rarsız bir adım . Bir ‘yeniden kötülem e’ olasılığı»(12) ol­
duğunu yazdı.
Zimmervrald’d a benim senen bildirge dünya savaşı-
m em peryalist bir savaş o larak tanım lıyor ve bu savaş-
taki «anayurt savunması» düşüncesinin b îr b u rju v a y a­
lanı olduğunu ilan ediyordu. Solun çabalarıyla bildir­
ge, devrim ci m ücadele olm aksızın barışın boş, yalan bir
deyim o ld u ğ u v e savaşın dehşetinden k u rtu lm an ın yo-
lunun sosyalizm için devrim ci m ücadelede aran m ası
gerektiği düşüncesine anlam kazandırdı.
Bildirge, ikinci E ntem asyonal’in Stuttgard, Kopen­
h a g ve Basel kongrelerinin k a ra rla rıy la öne sürülen
y aptırım lara birçok sosyalist p a rtin in k arşı koyduğunu
ve U luslararası Sosyalist B üronun d a görevini yap a­
m adığını belirtiyordu. Bu a ra d a bildirge, bun u n ra s t­
lantısal ve bireylere a it başarısızlıklar olduğunu im a

36
ederek nedenlerini açıklam ıyordu. İkinci E nternasyo­
n al önderlerinin «anayurt savunm ası» meselesinde,
burjuvaziyle aynı yalanı yinelediği olgusuna hiç deği­
nilmiyordu.
Lenin, Zimmerw ald Bildirgesinin istek sizliğin i ve
kararsızlığını eleştirm ekle birlikte, oportü n izm den ide­
olojik ve p ra tik anlam da bir kopuşa yönelik ileri bir
adım ı belirleyen b ir belge olduğunu kavra y a ra k , im-
zalam ayı gerekli buldu.
Zim m erwald Konferansı, Zim m envald birliğinin
- devrim ci enternasyonalistlerle, sosyal-şovenistlere
k a rşı bazı K autsky’cileri de içeren k ararsız u n su rla r
arasın d a politik b ir blok - başlangıcını o rtay a çıkardı.
Bu uzlaşm a em peryalist savaşa karşı olanların tü m ü ­
n ü birleşm eye yöneltti ve entem asyonalistler a rasın d a
ayrıca güç toplam asına yol açtı. Gerçi Zim m erwald
K onferansı belgelerinde, resm î olarak, sosyal-şove-
nizm den kopm ak gibi böylesine önemli b ir konuya de­
ğinm em iş de olsa, sosyal-dem okrat p artilerin resm i ön­
derliğinin k a ra rla rın a rağm en savaşa karşı çıkan bu
u lu slararası sosyalist konferansın toplanm ış olması bi­
le, tüm ülkelerin sosyal-şovenistleri için ciddi b ir şa­
m ardı. Zim m erwald ru h u y la yapılan çalışm a devrim ci
işçileri oportünist önderlerden soğuttu. Bu, pro letary a­
nın kendi ülkesinin ulusal burjuvazisinden kesin ola­
ra k kopm ası ve kapitalizm in devrim ci yenilgisi için iş­
çi sınıfının ulu slararası birliğinin yeniden kurulm ası
dem ekti. I
Zim m envald K onferansı em ekçi kitlelerin em per­
yalist savaşa karşı ilk, am a henüz yarı-bilinçli olan
protestosunu biledi. Aynı zamanda, savaş ve b arışın en
önemli sorunlarına değindi, düşünm ek için bol bol m al­
zeme sağladı ve askerî rejim lerle ezilmiş ve şovenist

37
p ropagandayla şaşkına çevrilm iş olan işçilerin sınıf b i­
lincine itici b ir güç sağladı.
Zim m envald K onferansı'nın çağrısı, A vrupa, Ame­
rik a ve G üney A frika’nın devrim ci işçileri arasın d a
ateşli bir yanıt buldu. Fossano kentindeki sosyalist
topluluğun lideri ve daha sonra önde gelen b ir İtalyan
kom ünisti olan G erm anetto, Zim m envald Bildirgesini
okurken yaşadığı yoğun coşkuyu şu sözlerle anlattı:
«İşte b ir şeyler başladı! İlişkiler yeniden kuruldu. Ön­
derlerin ihaneti dayanışm a duygusunu Öldüremedi!
Dehşetli sevindim Codovilla ve Ghioldi’nin başı
çektiği devrim ci m arksist g ru b u n etkinlikleri sayesin­
de, Zim m envald Bildirgesi A rjantin işçilerine de ta n ı­
tıldı. Çeşitli ülkelerin işçileri için bildirge, eylem için
bir m ücadele çağrısı, Zim m envald sözcüğü de proleter
enternasyonalizm inin canlanm asının b ir simgesi oldu.
Zim m envald Bildirgesiyle birlikte, Zim m envald So-
lu ’nun Rusça, A lm anca, Fransızca, İngilizce, İtalyanca,
Lehçe ve Letonya dilinde basılmış olan belgeleri, Bol-
şeviklerin ve sol sosyal-dem okratlann çabalarıyla, çe­
şitli ülkelerde yayınlandı. Lenin, 1915 K asım ında y a­
yınlanan ve Zim m envald Solu’nun k a ra r taslağını ve
bildirgesini kapsayan Internationale Flügblâtter b ro ­
şürünü, «Ne yapılm alı ve ne yöne gidilmeli sorusuna
açık, kesin ve tam b ir yanıtı olan tüm ülkelerin sol sos-
yal-dem okratlarm m çekirdeğinin ilk yayını»tl4> olarak
tanım ladı.
Sol Zim m envaldcılar, K autsky’nin Die N eue Zeit’ı-
n a bir karşılık olarak başlatılan u lu slararası kuram sal
yaym o rganları V orbote’la d ah a d a büyük b ir b a ş a n
elde ettiler. Çeşitli ülkelerin enternasyonalistleri, d e r­
gide proletaryanın devrim ci m ücadelesinin k u ra m ve
uygulam asına ilişkin çeşitli güncel so ru n ları tartıştılar.
Dergi, Zim m envald Solu'nun ideolojik ve politik p la t­

38
form unun yaygınlaştırılm asında ve sosyal-şoveni s il o r
ve onları koruyan m erkezcilerin öğretisel döneklikle­
rin in ve h ain taktiklerinin açığa çıkartılm asında önem ­
li b ir rol oynadı.
1916 b ah arın d a A vrupa ülkelerinin çoğunda sınıf
çelişkileri oldukça keskinleşm iş ve kitlesel devrim ci
h arek etin gelişiminde b ir dönüm noktasına gelinmişti.
C ephelerdeki dev ölüm ç a n la n açlık, yoksulluk ve yük­
sek yaşam maliyeti, hem işçiler hem de küçük bu rju v a­
zi arasın d a kitlesel b ir hoşnutsuzluk ve savaş aleyhtarı
bir duygu uyandırdı. Savaşa tepkiler, savaşan güçlerin
ask erleri arasındaki kardeşleşm e olaylarının giderek
d a h a da sıklaştığı orduya k a d ar ulaştı, 1916 N isanın­
d a İsviçre, K ienthal’de, 8 ülkeden - A lmanya, Fransa,
Rusya, Polonya, Sırbistan, İsviçre ve Portekiz - 41 dele­
genin katıldığı ikinci b ir «Zimmenvald Konferansı» bu
ş a r tla r altında toplandı.
Zim m envald Solu, K ienthal’de Zim m erw ald’d a ol­
d u ğ u n dan d ah a güçlüydü. 10 delegeleri vardı. Çeşitli
k o nularda b aşk a 12 delege ta ra fın d a n destekleniyor­
lardı. Sol Zim m erw aldcılar gene azınlıkta olm akla bir­
likte, düşüncelerinin etkisi artm ıştı. Lenin’in önderli­
ğinde örgütlü ve birleşik b ir cephe haline gelm işlerdi
Zim m envald Sağı 8 ülkeden gelen 31 delegeden oluşu­
yordu. Bu grup Zim m envald’ta olduğu gibi, açık m er­
keziyetçilerden tutarsız enternasyonalistlere kadar,
son derecede karışık u n su rlard an oluşan b ir gruptu.
Am a bu kez, Lenin’den alıntı yaparsak, «Zimmenvald
Sağ kanadının kendi politikasını sürdürebilecek k a d a r
büyük bir çoğunluğu yoktu.»<1S)
Proletaryanın farklı barış pro g ram ların a yönelik
tu tu m ları sorununun tartışılm ası sırasında, Sol Zim-
m envaldcılar, m erkezci çoğunluğun m uhalefetine k a r­

39
şın, kitleleri devrim ci sınıf m ücadelesinden soğutm ak
için burjuva aldatm acasının b ir tü rü o larak tanım la­
nan sosyal-pasifizmi lanetleyen b ir dizi form ülasyonla
kalem e alınm ış bir k a r a n geçirm eyi başardılar,
Zim m erw aldcılann U luslararası Sosyalist Büro­
nu n toplantısına ilişkin tavırların ın tartışılm ası, ideolo­
jik m ücadelenin en keskin noktası oldu. Başlıca ta rtış­
m a konusu, işçilerin eski, iflas etm iş enternasyonali
onarm aya mı, yoksa yeni, üçüncü b ir enternasyonalin
k urulm ası için çalışm aya m ı çağrılm ası gerektiğiydi.
K autsky'ci çoğunluk USB'den h erh an g i b ir kopuşa
kesinlikle karşıydı. Sonunda USB’nin sosyal-şovenist
politikasını resm en lanetleyen, ancak, İkinci E n tern as­
yonal önderlerinin proleter davasına ihaneti olgusun­
dan p ra tik hiç b ir sonuç çıkarm ayan uzlaştırıcı b ir k a ­
r a r benim sendi. K onferans sosyal-şovenizmin keskin
b ir eleştirisini içeren «Savaşın Yıkıp Ö ldürm ekte O ldu­
ğu Halklara» başlıklı b ir çağrıyı kabul etti.
Lenin K ienthal K onferansının sonuçlarını inceler­
ken şöyle yazdı:
«Sonuç
ileriye doğru küçük bir adım
genel olarak yerinde saym a
kararsızlık.»CÎS)
Sağ Zim m erw aldcılar kitlelerin devrim ci ve savaş
aleyhtarı h areketin büyüm esiyle K ienthal’de sola tes­
lim olm aya zorlanm ışlardı. Am a sosyal-şovenizm ve pa-
sifizmi kenetleyen k a ra rla rı im zalarken, uygulam ada
kendi sosyal-pasifist görüşlerini değiştirm edikleri gibi,
sosyal-şovenistlerle uzlaşm a kapısını k apam aya d a h a
da az çabaladılar. Sağ Zim m erw aldcılar kesin olarak
Ü çüncü E nternasyonal düşüncesini reddetm elerine ve
USB toplanır toplanm az USK’nin feshedilm esi gereği­

40
ni te k ra rla m aların a karşın, sosyal-şovenistlerle bir it­
tifak halinde devrim ci entem asyonalistlerle olan bir­
leşmeyi reddetm eye h azır olduklarını belli ettiler.
K ienthal’deki tartışm alar, m erkezcilerin istem lerini
konferansa kabul ettirm ek için giderek d a h a sık ola­
ra k kaba kuvvete başvurduklarını ve konferans İkinci
E nternasyonal’den ayrılm ak ta direnirse Zim m envald
örgütlenm esini p arçalam ak la teh d it ettiklerini gös­
terdi.
Sol Zim m envaldcılar, d a h a K ıenthal'de, Zimmer-
wald örgütlenm esinde kalm aya değip değmeyeceği so­
ru su y la k a rşı k arşıy a kalm ışlardı. O an için K autsky1'
çilere k a rşı kavgayı sürdürm ek ve k ararsızların kendi­
lerini m erkezcilik b atağından sıyırtıp proleter politi­
kası h a ttın a gelm elerine yardım etm ek için, k alm ay a
k a ra r verdiler.
Lenin 1916 Eylülünde, K autsky’çilerin zorlam asıy­
la Zim m envald örgütlenm esinin içine itildiği büyüyen
çıkm azın nedenlerini çözüm lerken şöyle yazdı: «Opor­
tünizm e karşı m ücadeleyle sıkı sıkıya bağlı olm ayan
em peryalizm e k a rşı m ücadele y a boş b ir deyim dir ya
d a sahtekarlıktır. Zim m envald ve K ienthal’m başlıca
k u su rların d an biri, Ü çüncü E ntem asyonal’in bu cenin­
lerini b ir fiyaskoyla sonuçlanabilm e olasılığının baş-
lıca nedenlerinden biri, oportünizm le savaşm a mese­
lesinin, oportünistlerden kopm a gereğinin açıklanm a­
sı an lam ında çözülmesi bir yana, açık açık ortay a bile
konm am ış olmasıdır.» ° 7)
1916 sonu, dünya politikasında em peryalist savaş­
tan, em peryalist barışa bir dönüşe tan ık oldu. Nesnel
koşullar ve devrim korkusu bazı ülkelerdeki belirli
em peryalist çevrelori, uzayan savaşı sona erdirm enin
yollarını a ram ay a zorladı. Pasifist propagand a böylece

41
sosyal-şovenistlerle, Zim m erw aldcıların sağ k a n a t ara*
.sında oluşturulan politik b ir uzlaşm ada ad eta nesnel
bir temel buldu.
Sağ Zim m erw aldcılar sosyal-pasifizmin o rta k ’
! platform unda sosyal-şovenistlerle birleşerek Zimmer-I
j wald ve K ienthal’de o denli ciddiyetle açıklanm ış olan/
^ em peryalist savaşa ve kapitalizm e k arşı devrim ci mü-/’
j cadele düşüncesine ih an et ettiler, Zim m envald çoğun-*,
Iuğu Zim m envald bayrağını sosyal-şovenizm ve burju- i
va reform izm ini örtm ek için bir perde gibi kullanm ak* \
la, Zim m envald örgütlenm esinin ideolojik ve politik ç ö -:
küşünden sorum luydu.
Rusya’daki Şubat burjuva-dem okratik devrim i Sol
ve Sağ Zim m erw aldcılar arasın d a oluşan uçu ru m u d a ­
ha d a genişletti. R usya’daki olaylar, em peryalist sa­
vaşın iç savaşa dönüşm eye başladığını gösterdi. Rus­
ya işçi sınıfı dehşetli b ir devrim ci güç geliştirdi ve y a ­
sal şartlard a çalışm a şansı bulan partisi, m ücadeleyi
barış ve devrim konularında billurlaşm ış, dünyada
açık bir program ı olan tek parti, doğal olarak d ü nya
proletaryasının devrim ci güçleri için b ir çekim m erke­
zi haline geldi ve Üçüncü E nternasyonal için zem in
hazırlam a insiyatifini üstlenm ek zorunda kaldı.
Lenin devrimci entem asyonalistlerin Zim m envald
örgütlenm esinde daha fazla kalam ayacağını d ü şü n ü ­
yordu. «Zimmenvald b atağına d a h a hoşgörü gösteri­
lemez» diye yazdı. «Zimmenvald ’K autsky’cilerinm ’
h atırı için Plekhanov’ların, Scheidem arnı’ların şovenist
enternasyonaliyle yarım ittifakı siırdürm em eliyiz. Bu
enternasyonalden d erh al ayrılmalıyız. Sadece bilgi
am acıyla Zim m envald içinde kalmalıyız.» (18> Lenin ye­
n i devrimci, proleter bir enternasyonalin d erhal k u ­
rulm asında ıs ra r etti.

42
Partinin Zim m erw ald aldatm acalarından h âlâ e t­
kilenen bazı üyeleri Lenin’in çağrısını hem en benim ­
sediler. RSDIP(B)’nin N isan 1917 Kongresi delegeleri­
nin çoğunluğu Zimmenvald Örgütlenmesinde K autsky’
çilerin baskın olduğunu henüz bilm iyordu. Kongre,
Zim m envald Solu'nun taktiklerini desteklem ek a m a ­
cıyla Zim m envald birliği içinde kalm a k a ra rı aldı ve
M erkez Komitesine Stokholm ’de U luslararası Sosya­
list Komisyon’un çağrısıyla toplanacak olan Ü çüncü
Zim m envald K onferansına Boişeviklerin katılışını d ü ­
zenlem elerini tavsiye etti. Lenin’in salt bilgi am acıyla
Zim m envald birliğinde kalm a önerisi reddedilm işti,(19)
Partide Zim m envald aldatm acalarını Zinoviev y a­
yıyordu. Zinoviev m erkezcilerden kopm a konusunda
k ararsızlık gösteren sol sosyal-dem okratları destek­
ledi ve Zim m erw ald’da kalıp, çoğunluğu Ü çüncü En-
tern aly onal’e kazanm aya çalışm ayı önerdi. Bu bakış
açısını N isan K ongresi’nde de ondan sonra da savun­
du. 1917 H aziranında «şimdi Zim m envald E n tern as­
yonalini ele geçirm ek iyi olur» diye ısra r etm eyi sü r­
dürdüğünde, Lenin şöyle yanıtladı: «Bence bu, aşırı
■oportünist ve zararlı b ir ta k tik tir... Bu, tüm ilkeleri­
mizi fırlatıp atm ak, m erkeze karşı yazdığımız ve söy­
lediğimiz h e r şeyi unutm ak, kendimizi çam u ra atıp re­
zil etm ek demektir.» <a°>
Lenin sürekli olarak, Zim m envald örgütlenm esi­
nin yaşam ım tükettiğini ve Boişeviklerin ondan ay ­
rılm am akla Ü çüncü E ntem asyonal'in hızla kurulm ası­
n a yönelik p ratik adım lar atm ayı kendi kendilerine
d a h a d a güçleştirm ekten başka bir şey yapm adıkları­
nı vurguladı. N isan Kongresi’nden sonra Lenin b u h a ­
tan ın düzeltilm esi için baskı yaptı. 1917 yazında ve gü­
zünde M erkez Komitesinden ve M erkez Komitesi Dış
Tem silciliğinden «sadece sollara d ay an an ve sadece

43
K autsky’cilere karşı, gerçek b ir Ü çüncü Enternasyo­
nal» {21) kurm ak için bir dünya enternasyonalistleri
kongresinin toplanm asını hızlandırm alarını te k ra r tek­
r a r istedi.
A ncak MK’de Zinoviev, Y urtdışı B ürosunda Ra-
dek, Lenin’in direktiflerini sabote ettiler. Böyle bir
kongrenin delege sayısının azlığı nedeniyle başarısız
olduğuna inanıyorlardı. Lenin bu sav lara k arşı çıka­
rak: «'Çok’ sayıda katılım cı ‘beklem ek’ ve şu an d a ‘az’
olm alarından ‘şaşkınlığa kapılm ak’ ölçülemeyecek d e­
recede ahm aklık olur. Ç ünkü şim dilik böyle b ir kong­
re, k atılanların sayısından bağımsız o larak m anevi b ir
güç olacaktır, oysa d ah a sonra h a sır altı edilebilir.»<îfl>
Lenin P artinin Yedinci (Nisan) ve Altıncı K ongresi’n-
de alınan k a ra rla rd a ve aynı zam anda Boişeviklerin
yeni program taslağında «Bütün dünyaya, em perya­
lizm in ortaya attığı so ru lara açık y a n ıtla r sunabilecek
ve sosyal-şovenistleri ve K autsky’cileri m ahkûm ede­
bilecek (Vorbote, Tribüne, A rbeiterpolitik ve diğerleri­
ne ek olarak) yeterli İdeolojik tem elin olduğunu»(23)
vurguladı, ^
Lenin’in direktifleri, maalesef, o zam an yerine ge­
tirilmedi. Boişeviklerin temsilcileri 5-12 Eylül 1917’de
Stokholm ’de yapılan Üçüncü Enternasyonal K onferan­
s ın a katıldılar. Lenin’in önceden gördüğü gibi, belir­
leyici rolü M erkezciler oynadığından d ü n y a devrim ci
h arek eti açısından konferans anlam sızdı.

KOMİNTERN’İN KURULUŞU
Dünya
Devrimci Bumltmt
7 Kasım 1917’de (Eski Takvimle 25 Ekim ’de) Rus­
ya’da sosyalist devrim zafere ulaştı. Silahlı ay ak lan ­

44
m an ın bir sonucu olarak y erkürenin altıd a birindo
burjuvazinin egem enliği yıkıldı ve pro letary a d ik ta tö r­
lüğü kuruldu.
Em peryalist savaş sırasında kapitalizm in tüm çe­
lişkilerinin son derecede şiddetlenm esinin bir sonucu
o larak gelişen Ekim Devrimi, kapitalizm in genel b u ­
nalım ını b aşlattı ve insanlık tarihinde yeni b ir çağ
- ulusların kapitalizm den sosyalizme geçiş çağını - açtı,
Bu,~duriyâ sosyüTst^devrîm inin ilk eylemiydi. Lenin
«Kapitalizmin ve kalıntılarının yok edilmesi ve k o m ü ­
n ist düzenin tem ellerinin atılm ası, d ü n y a tarih in in baş­
lam ış olan yeni çağının içeriğini belirlem ektedir.»<24) di­
ye yazdı.
Sosyalist devrim, görülm em iş çeşitlilikteki toplum ­
sal ilişkilerin bulunduğu b ir ülkede y er aldı. Çarlık
Rusyası hem kapitalist gelişm elerin hem de feodalizm
k alıntılarının y arattığ ı çelişkilerin odak noktasıydı. Ka­
pitalist d ü nya içinde en önemli k o n u lar olan köylü
meselesi ve ulusal mesele aşırı derecede ağırlaşm ıştı.
Ekim Devrim i dünyayı iki sistem e ayırdı: k ap italist
sistem ve sosyalist sistem. Em peryalizm in tüm çeliş­
kilerini keskinleştirdi ve d ü n y a işçilerine şiddet ve bas­
k ı sistem ine k a rşı m ücadelelerinde esin verdi. Ekim
Devrim i’nin zaferi hem gelişmiş kapitalist ülkelerde
hem de geri kalm ış ülkelerdeki devrimci m ücadeleye
güçlü bir ivme kazandırdı.
K apitalist ülkelerin işçi sınıfı, devrim ci h arek etin
öncülüğünde ilerledi. Barış, özgürlük ve sosyalizm için
savaştı, tüm ezilen ve söm ürülenlerin çıkarlarını or­
tay a koydu. Emekçi kitlenin nesnel hedefi sadece uza­
yıp giden savaşı sona erdirm ek değil, tü m kap italist
sistem i yok etmekti.
1918 O cağında A vusturya-M acaristan ve A lm an­
y a’d a yaklaşık iki milyon işçi, em peryalist devletlerin

45
Brest Litovsk’ta Sovyet R usya’y a sundukları yağm acı
barış koşullarını protesto etm ek için greve gitti. İşçi­
ler, Sovyet hüküm etinin önerdiği, sıkıyönetim in k al­
dırılm ası, yiyecek dağıtım ının düzenlenm esi koşulları­
n ı içeren bir barış anlaşm asının hem en sonuçlandırıl­
m asını talep ediyorlardı. Bir dizi sanayi m erkezinde
işçi tem silcileri sovyetleri (konseyleri) oluşturulm uştu.
A vusturya-M acaristan ve A lm anya’daki Ocak eylemi
halk kitlelerinin büyük devrim ci gücünü o rtay a k oy­
du, A ncak bu güç, grev# k in ci oportünistler tarafın d an
felce_ uğratıldı.
1918 Ocak ayının sonunda, Finlandiya’d a b ir pro­
leter devrim i patladı. Finlandiya Sovyet R usya’dan
sonra Lenin’in sözleriyle: «Hiç b ir sovyetin olm adığı
am a... ne olursa olsun yeni tü r b ir iktidar, proletarya
iktidarının olduğu»(2S) işçi ve köylülerin cum huriyeti­
ne sahip olan ilk ülkeydi.
Finlandiya’daki b u rju v a hüküm eti, halkın gaza­
bından kaçarak, ülkenin kuzeyine fira r etti ve san a ­
yileşmiş güney bölgelerinde ik tid ar işçilerin eline geç­
ti. 28 O cak’ta, sol sosyal-dem okratlar M annor, Sirola,
Kuusinen ve diğer sosyal-dem okrat önderlorin y er al­
dığı devrim ci bir hüküm et kuruldu. Sosyal-Demokrat
Partinin çoğunluğu arkalarm daydı. îşçi hüküm etinin
devrim ci hedeflerine ulaşm ak için yerel a lan lard a işçi
örgütleri «sejm»Ieri, işçi komiteleri, fab rik a işçi he­
yetleri kurulm uştu.
Devrimci hüküm et, işçilerin ve topraksız ortakçı
çiftçilerin istem lerini açıklayan b ir dizi kapsam lı de­
m okratik reform yaptı. İşverenleri 8 saatlik işgününe
kesinlikle uym aya zorunlu kıldı, topraksız çiftçilere iş­
ledikleri toprağı parasız olarak verdi, kapitalistlerin
terkettiği sanayi ku ru lu şların ı ulusallaştırdı, fab rik a­

46
la rd a işçi denetim ini kurdu, hukuksal reform ları g er­
çekleştirdi ve Finlandiya B ankası’m denetim a ltın a a l­
dı. 1 M art 1918’de hüküm et Finlandiya Sosyalist C um ­
huriyeti ile RSFSC arasında, ilk kez, iki sosyalist cu m ­
h uriyet arasındak i dostluk ilişkilerini belirleyen bir
dostluk ve kardeşlik anlaşm ası imzaladı. Finlandiya’
d ak i işçi hüküm eti 1918 M ayısının başına dek ik tid ar­
da kaldı. N isan'da Finli beyaz m uhafızlara yardım için
Kaİser A lm anyasından a sk e r geldi. Hep birlikte ülke­
deki iç savaş ateşini tu tu ştu ru p sosyalist cum huriyeti
kan içinde boğdular.
İşçilerin a y rı ayrı yenilgileri B atıdaki devrim ci h a ­
reketi durduram azdı. Devrimci coşkunun tem elinde
y atan nedenler ortadan kaldırılm am ıştı. U zayan sa­
vaş sürüp gidiyordu ve em peryalizm in zulm ü ulusun
horlanm ış, ezilmiş kesim lerinin gözünü açarak ve k it­
leleri giderek d a h a fazla politikaya ve devrim ci m üca­
deleye çekerek h e r zam ankinden d a h a çarpıcı b ir b i­
çimde sürüyordu. Lenin «Dünya işçileri, yolum uzun
üzerindeki engeller ne denli büyük olursa olsun, Rus
devrim i davasının kendi öz davası olduğunu hissedi­
yor... H er yan d a iki grup em peryalist arasındaki s a ­
vaşa paralel olarak b ir başka savaş başlıyor.- Rus Dev­
rim i örneğinden esinlenen işçi sınıfının kendi b u rju ­
vazisine karşı ilan ettiği savaş.»t2S) diye yazdı.
1910 Eylülünde B ulgar ordusunda silahlı b ir ay ak ­
lanm a patladı (Vladi A yaklanm ası). A skerler m o n ar­
şinin devrildiğini açıkladılar ve bir cum huriyet ilan
ettiler. A ncak hüküm et asker kitlesinin bu kendiliğin­
den hareketini yabancı askerlerin yardım ıyla sert b ir
biçimde bastırdı.
1918 güzünde, cephedeki askeri yenilgilerin, ordu
ve donanm adaki başkaldırm aların, işçiler arasın d ak i

47
devrim ci dem okratik hareketin, Çek, Slovak, Güney
Slav, Leh, Batı U krayna ve Romen to p rak ların d a g i­
derek yükselen u lusal kurtuluş h arek etin in b ir sorunu
^olarak A vusturya-M acaristan m onarşisi 'dağılm aya
b aşladı. Ekim ve Kasım’da A vusturya-M acaristan’da-
ki burjuva-dem okratik devrim gerici H absburg r e ji­
m ini ortad an kaldırdı. P roletarya bu devrim in itici gü­
cüydü am a sosyal reform istler tarafın d an yönetildi­
ğinden m ücadele sırasında b ir çok k entte devrim ci ik •
tıdarm işçi temsilcileri sovyetleri gibi henüz gelişmemiş
organlarının ortaya çıkmış olm asına rağm en kendisi­
n i baskın güç haline getirip iktidarı ele geçirem edi. So-
ı nuç olarak, A vrupa'nın bu bölüm ünde - A vusturya, Çe­
koslovakya^ Polonya ve Sırp -Hırvat-SIoven Krallığı
(1929'dan itibaren Yugoslavya) - b ir dizi yeni burjuva
devleti oluştu.,
, 3 Kasım 1918’de Kiel’deki do n an m a içindeki b ir
î ayaklanm ayla A lm anya’da bir devrim başladı. H er y er­
de işçi ve ask er sovyetleri oluştu. 9 K asım ’da, Sparta-
kistlerinC*) ve devrim ci önderlerin çağrısıyla silahlı
işçi ve ask erler B erlin’in - Alman em peryalizm inin
m erkezinin - denetim ini ele geçirdi ve K aiser rejim ini
alaşağı etti.
A lm anya’daki devrim, bir ölçüye k a d ar proleter
a ra ç ve yöntem lerle yürütülm ekle birlikte, b ir b u rju ­
v a dem okratik devrim den öteye gitmedi. Sadece II.
W ilhelm ’in m onarşisini o rtad an kaldırdı, burjuvazinin
jk tid a rın a dokunm adı. Sosyalist cum huriyet adı konu­
sunda son derece ikiyüzlü d a v ra n an yeni hüküm et,
sağ sosyal-dem okratlar ve m erkezcilerden kurulm uştu.
«Sosyalist» tabelası, kitlelerin d ah a geri kesim lerinin
■J- *

(*) Alman sol sosyal-demokrat lan nın devrimci bir örgütü olan
Spartaküs Birliği’nin üyeleri.

48
desteğiyle ik tid arın burjuvazinin çıkarları d o ğ ru ltu ­
su n da kullanm asını önlemiyordu.
Alman oportünistleri devrim ci h a re k eti p arçalam a­
yı ve devrim i burjuva dem okratik sın ırlar içinde tu ­
ta ra k denetlem eyi başardılar. D oğrusunu söylem ek g e­
rekirse, b ir burjuva organı olan U lusal Meclis’in ilk
toplantısının öne alınm ası bayrağı altında sağ sosyal-
dem okrat önderler tüm gerici güçleri bir a ra y a g e tir­
d iler ve orduyla birlik olup işçi sınıfına a ğ ır b ir d arb e
indirdiler. Bir sağ k a n a t önderi olan Noske, işçi sını­
fın ın devrim ci Öncülüğünü sindirm ek gibi kanlı b ir gö­
revi üstlenirken, «çaresi yok. B irinin razı olm ası ge­
rek. Ben b u sorum luluktan korkm uyorum !»Lî7) diye
açıklıyordu. A lm an işçi sınıfının uğradığı yenilginin
başlıca nedenleri sosyal-dem okrat önderlerin ih an eti
ve devrim başladığında yeni tip b ir proleter p a rtin in
olm amasıydı.
Sınıf m ücadelesinin galip ülkelerde de keskinleş­
tiği gözleniyordu. Franşa. lngiltere, İtaly a ve ABD’de
güçlü bir grev hareketi oluşuyordu. Jap o n y a’d a on
m ilyondan fazla insanı kapsayan «pirinç ay ak lan m a­
ları» patladı. Tüm dünyadaki işçiler, 8 saatlik işgünü,
ü c re t artışı, sendika hakkı ve dem okratik özgürlükler
talep ediyordu. Bir çok d u ru m d a işçi sınıfının ekono­
m ik ve politik h a k la n için verdiği mücadele, sav aştan
z a ra r görm üş köylülerin to p rak için verdiği m ücade­
leyle ıçiçeydi. Birkaç ülkenin emekçi halk ı o rta k ç a ­
balarıyla d a h a kapsam lı oy hakkı, d ah a kısa b ir işgünü
ve d ah a yüksek ücret elde etm eyi başardılar.
1919 yılı, İngiltere’deki işçiler a rasın d a «Sovyet
R usya’dan Ellerinizi Çekin!» sloganı altında birleşen
yaygın bir harekete tanık oldu. Bu h arek et emekçi
h a lk la r arasın d ak i ulu slararası dayanışm anın çarpıcı

F, 4: Entetnnsyonat 49
b ir örneğiydi. Sovyet R usya işçileriyle k ard eşlik day a­
nışm asının saygın b ir örneğini de Rus karşı-devrim ci-
lerine yardım için K aradeniz’e gönderilen Fransız fi­
losunun askerleri gösterdi. Fransız askerleri emekçi
h alk a karşı sü rd ü rü len savaşta ta ra f olmayı red d etti­
le r ve Rus işçileriyle dostluk k u rm a y a başladılar. 1919
N isanındaki bir gösteride savaş gem ilerine kızıl bay­
ra k la r çektiler ve Sovyetleri destekleyen sloganlar
söyleyen Sivastopol işçilerine katıldılar. Fransız deniz­
cilerinin bu yiğit davranışı çeşitli ülkelerin emekçi
halk ları ara sın d a büyük yan k ılar uyandırdı. Lenin
bundan büyük bir coşkuyla sözetti: «Karadenizimiz-
de hizm et eden denizcilerin ad ları b ü tü n F ran sa ’da
Rus devrim inin anılarıyla birlikte söyleniyor; Fransız
işçileri, şu an d a F ran sa’d a a ğ ır hapis cezası çekm ekte
olanların K aradeniz’de Rus işçi ve köylülerinin kasabı
olmayı reddettikleri için ayaklandıklarını biliyor.>128>
Tüm dünyada yükselen devrim ci h arek etin önemli
b ir özelliği, söm ürge ve bağım lı ülkelerin h alk ları için­
deki ulusal k urtuluş m ücadelesinin anti-em peryaüst
öncülüğüydü. Ekim Devrimi, söm ürge em peryalizm ine
a ğ ır b ir darbe indirdi ve söm ürge sistem inde b ir bu­
nalım ı alevlendirdi.
Latin A m erika'nın bağım lı ülkelerinde yabancı bo­
yunduruğu, adaletsizlik, yoksulluk ve yaşam pahalılı­
ğına karşı verilen savaşa salt em ekçiler değil, köylüler,
kentlerdeki küçük burjuvalar, ay d ın lar ve öğrenciler
de katıldı, A rjantin, Brezilya, M eksika, Peru, U ruguay
ve Şili’deki emekçi h a lk ta n m reform u, 8 saatlik işgü­
nü, d a h a yüksek ücret, yaşlılık güvencesi, kadın ve ço­
cu k lar için iş güvenliği, işçi send ik aların a girm e özgür­
lüğü ve üniversite reform ları talep ettiler.
Çin (4 Mayıs H arek eti), H indistan (A m ritsar O la­

50
yı), Kore (1919 A yaklanm ası) ve Endonezya'daki bü­
yük kitleler güçlü anti-em peryalist, anti-feodal h are­
ketin içine çekiliyordu. Suriye, Lübnan, Irak, Mısır,
Libya, Sudan ve Somali köylüleri yabancı egem enliği­
ne k a rşı ayaklandılar. Söm ürgeciliğe karşı m ücadele­
deki ilk adım ları Tropikal A frika'nın (Nijerya, Sierra
Leone, Belçika Kargosu, Senegal) köleleştirilm iş h a lk ­
la rı attı. Ezilen h alk ların ayak lan m aları çoğu d u ru m ­
d a em peryalist güçler ta ra fın d a n sert b ir şekilde bas­
tırılıyordu. Gene de Türkiye, Iran, A fganistan ve Mo­
ğolistan halkları, Sovyet R usya’nın yardım ları saye­
sinde ulusal bağım sızlıklarını kazanm ayı başardılar.
Böylece d ü n y a devrim ci süreci, em peryalizm in sa­
dece m etropoldeki d ayanaklarını değil, söm ürgelerdeki
day an ak ların ı d a etkiledi. M ilyonlardan oluşan kitleler
tüm k ıta la rd a m ücadeleye giriştiler. Sovyet iktidarının
Rusya’d a sağlam laşm ası ve sınıf m ücadelesinin kapi­
talist dünyadaki güçlü atılımı, d ü n y a proleter devri-
m inin hızla önem kazandığını gösterdi. Bundan ü rk en
em peryalist burjuvazi, hem kendi ülkelerinde hem de
Sovyet R usya’daki proleter h arek eti bastırm ak için bü­
yük ç ab alar harcadı. Bir iç savaşı kışkırttı ve Rusya’
ya k a rşı silahlı b ir m ücadele örgütledi. Kapitalizme
saldırı dönem i gelmişti, sınıf savaşları do ru ğ u n a u la ­
şacak biçimde ilerliyordu, devrim ci güçlorin en hızlı
biçimde birleşm esini ve ulu slararası dayanışm ayı güç­
lendirm esini gerektiren önemli so ru n lar o rtay a çıkı­
yordu.
Lenm'in
fittim sel Sosyalist Hareketin
fdeolojik Temellerini
Güçlendirme Çabaları
Sovyet Rusya, sadece varolduğu için bile, uluslar­
arası işçi sınıfı üzerinde güçlü b ir devrim cileştirm e

51
etkisine sahipti. A ncak diğer ülkelerde p ro letaryanın
devrim ci sınıf bilinci R usya’d a olduğundan d a h a y a ­
vaş gelişiyordu, çok d a h a sıkıntılı ve güç b ir süreçti.
Bu durum da, Ekim D evrim i deneyinin m arksist ge­
nellem esi ve buıiun devrim ci işçiler tarafın d an özüm-
senmesi, u lu slararası devrim ci h arek etin güçlenm esi
için son derece önemli oldu. Egem en sınıfların ve sos-
yal-dem okrat uşaklarının, kendi ülkelerindeki olayla­
rın JRusya’dakine benzer bir biçim alm asını engelle­
m ek üzere tüm önlem leri alm ış olm aları, b u görevi d a ­
h a d a acil kılıyordu. Şiddet ve yalan, teh d it ve vaatler
kısaca kitleler a ra sın d a giderek a rta n hoşnutsuzluğu
sindirm ek için h e r a ra ç kullanılıyordu. P ropaganda
m ekanizm ası, Rus devrim ine ilişkin b ir yığm yanlış
bilgi ve iftira dolu u y d u rm alarla işçileri ald atm ak ve
yanlış yöne sevketm ek için h a re k ete geçti.
Sosyal-şovenistler ve m erkezciler önce Rus prole­
tary asın ı k u tla y a rak gösteriş yaptılar. Sosyal-demok-
r a t önderler açısından bu, geniş işçi kitlelerin ve sıra­
dan sosyal-dem okratlarm Sovyet R usya’ya ilişkin iyi
duygularına verilm iş b ir ödündü, am a b u n u h e r za­
m anki gibi Bolşevizmin kötülenm esi izledi. H er ren k ­
ten reform istler Ekim Devrimi düşüncelerinin Batı Av­
ru p a işçileri üzerindeki etkisine k arşı çıkm ak İçin yı­
kıcı savaşm d ö rt yılı, yabancı m üdahale ve beyaz m u­
hafız ayaklanm alarının Sovyet C um huriyeti'nin Önü­
n e çıkardığı güçlüklerin ticaretin i y a p arak benzeri gö­
rülm em iş çap ta yöntem lerle dev b ir k am panya b aşlat­
tılar.
Bu aşağılık anti-sovyet ve anti-kom ünist k am p an ­
yanın ideolojik esin kaynağı, m erkezciliğin önde ge­
len kuram cısı K ari K autsky idi. K autsky I9f8 A ğusto­
su n d a yayınladığı b ir k ita p ta p ro letary a dik tatö rlü ğ ü ­

52
ne ilişkin m arksist öğretiyi çarpıttı ve Sovyet egemon-
liğini kapitalizm in ve savaşın neden olduklarından d a­
h a büyük felaketler ve sıkıntıların kaynağı o larak ta ­
nım layarak, R usya’daki sosyalist devrim i karaladı.
K autsky’nin kuram sal tartışm aların ın asıl am acı, iş­
çileri devrim den ürkütm ek, m ücadele istem lerini fel­
ce uğratm ak, kafalarını afyonlam ak ve kapitalizm in
barış içinde adım adım sosyalizme evrim leşm esi ola­
sılığı hakkm daki reform ist aldatm acaları işçiler a ra ­
sında güçlendirm ekti.
K autsky, R usya’d a başlam ış olan d ü ny a devrim i-
ne saldırırken, kendini en iyi biçimde, Boişeviklerin
çarpıttığını iddia ettiği ortodoks m arksizm i «savunur»
gibi görünerek, proleter devrim den kopuşunu içi bo­
şaltılm ış m arksist sözlerle gizledi. Kautsky, sofistlerin
yardım ıyla, m arksizm i devrim ci canlılığından arıttı;
m ücadelenin devrim ci yöntem lerini reddetti ve prole­
te r devrim inin ideolojik ve politik olarak hazırlanm ası
ve kitlelerin bu yönde eğitilmesi gereğini in k a r etti.
M erkezcilerin oportünist tu tu m la rı ve önderleri
K autsky’nin görüşleri, d ü n y a devrim ci harek eti için
büyük bir tehlikeydi. Lenin, Kautskizm in ideolojik ve
kurum sal yenilgisini, proletaryanın sınıf m ücadelesi­
nin gelecekteki gelişmeleri açısından son derece Önem­
li buluyordu. Lenin 1918 Ekimi başında, ciddi y a ra ları
henüz kapanm ışken, u luslararası m erkezciliğe karşı
savaş verm ek üzere kalem ini eline aldı. Proleter Dev­
rimi ve Dönek Kautsky başlığıyla bir m akale, so n ra d a
b ir kitap yazdı.
Lenin K autsky'ye karşı sü rdürdüğü tartışm ad a
pro leter devrim inin, sadece Rusya ve Bolşevikler için
değil, bütün olarak u luslararası işçi ve bilimsel sosya­
list h a re k et için geçerli olan en önem li so ru n ların ı ay ­

53
dınlattı. Lenin böylece u lu slararası İşçi sınıfını, em per­
yalizme ve oportünizm e k a rşı verdiği m ücadelede si­
lahlandırdı.
Lenin en büyük dikkatini p ro letary a d ik tatö rlü ­
ğü meselesine verdi. K autsky’nin, m arksizm i y alan la­
m a ç ab a la n n d a üzerinde durduğ u konu buydu. M arx’
m, kapitalizm den sosyalizme geçiş dönem inde prole­
taryanın devrim ci diktatörlüğün ü n gerekliliği üzerin­
deki ünlü saptam ası, K autsky’nin kitabında, M arx’ın
ağzından kaçınverdiği ve Boişeviklerin tam zam anın­
d a kendi a m aç la n için kullandıkları b ir sözcük gibi ta­
nım lanm ıştı.^6’ D aha sonraları, b ir zam an b ir yanlış
anlaşılm a konusu olduğunu iddia ederek «proletarya
diktatörlüğü» fikrini tüm den reddetm eyi Önerdi.
Lenin, K autsky’n in safsataların ı o rtay a sorerken,
«proletarya diktatörlüğü» form ülünün, Marx ve En-
gels’in, 1848 devrim i ve özellikle 1871 Paris Komünü
deneyim leri dolayısıyla söz ettikleri proletaryanın gö­
revinin (burjuva devlet m ekanizm asının yıkılması) ta ­
rihsel o larak d a h a som ut ve bilimsel olarak kesin bir
ifadesinden başka bir şey olm adığını yazdı. Lenin, p ro ­
le ta ry a diktatörlüğünün, burjuvaziye karşı zorla k aza­
nılıp sürdürülen p ro letary a iktidarı, silahlı halkı düş­
m an ların a k a rşı ay ak ta tutm ak ve burjuvazinin d ire­
nişini bastırm ak için gereken ik tid a r olduğunu o rta ­
y a koydu. Lenin devrim nasıl b ir yol izlerse izlesin - b a ­
rışçıl y a d a barışçıl olm ayan - h e r ülkede, «sömürücü­
lerin sınıf olarak zor k ullanm a yoluyla baskı altın d a
tutulm ası ve sonuçta, ‘a n dem okrasinin’, b aşk a b ir d e­
yişle, eşitlik ve özgürlüğün b u sınıf açısından zedelen-
m esi<î0) p ro letary a d ik tatö rlü ğ ü n ü n tem el b ir özelli­
ğidir» diye yazdı.
Lenin, K autsky’nin salt bu rju v a dem okrasisinin ta ­

54
rihsel sınırlam alarım ve yerini proletarya- d ik ta tö rlü ­
ğüne te rle tm e sin in kaçım lm azhğını gizlemek için ta ­
sarlanm ış olan «dem okratik sosyalizm* ve «arı dem ok­
rasi» savlarını açığa çıkardı. Lenin «burjuva dem okra­
sisi ortaçağın inanç ve adetleriyle karşılaştırıldığında
büyük bir tarihsel adım olm akla birlikte daim a, sınırlı,
güdük, yanlış ve sahte,, zenginler için, bir c en n e t ve sö­
m ürülenler için b ir k ap an ve aldatm aca olarak kalır
ve kapitalizm koşullarında öyle kalm aya m ahkûm ­
d u r» (S1> diye belirtti.
Lenin proleter dem okrasisini burjuva dem okrasi­
siyle karşılaştırdı. P roletarya diktatörlüğünün, sınıflı
toplum lardaki en ü st dem okrasi tü rü olduğunu gös­
terdi. «Sovyet egem enliği en dem okratik bu rju v a cum ­
h uriyetlerinden milyon kez d a h a dem okratiktir, çün­
k ü devletin yönetilm esinde geniş kitleleri dışlam am ış,
onları sabit ve belirleyici b ir etm en olarak kendisine
çekmiştir» dedi. Bolşevizm, proletarya dik tatö rlü ğ ü
sözcüğünün tüm emekçi halkın en başında yürüyen iş­
çi sınıfının iktidarını tem sil ettiğini göstererek, bu dü­
şünceyi tü m dünyaya a n latm ak la tarihsel b ir hizm eti
yerine getirdi.
Lenin kitabm da ulu slararası proleter dayanışm a­
sının devrim ci kuram , uygulam a ve ilkelerinin y aratıcı
gelişiminde Bolşeviklerin oynadıkları Önemli rolü o r­
ta y a koydu, Lenin, Bolşevik taktiklerinin dünya devri­
m i konusunda ikiyüzlü b ir korkuyu değil, A vrupa dev­
rim ci d urum unun doğru b ir değerlendirm esini tem el
alm aları nedeniyle tek doğru tak tik ler b ü tü n ü olduğu­
n a İşaret etti. «Bu tak tik ler enternasyonalist nitelikli
tek taktikdir, çünkü bunlar, b ir ülkede tü m ülkeler­
deki devrim in gelişmesi, desteklenm esi ve u y an d ın l-
m ası için olası h e r şeyi kapsam aktadır.»(K)

55
Bolşevikler, em peryalist burjuvazinin devrim le ye­
nilmesi için de tüm ülkelerin işçilerine öncülük eder­
ler, sosyal-şovenistler bu burjuvaziden y an a çıktılar,
m erkezcilerse em peryalizm e uyum sağlam a ve teslim
olmayı ve em peryalizm in reform larla «iyileştirmesini»
savundular. Giderek a rta n sayıda işçi, Scheidem ann’
ların ve K autsky’lerin politikasının onları savaş ve üc­
re t köleliğinden kurtarm ad ığ m ı anladı. Aynı z a m a n ­
d a işçiler, savaşın dehşetinden ve em peryalizm den k u r­
tulm anın doğru yolunu Bolşeviklerin gösterdiğini,
«Bolşevizmin herkes için bir tak tik ler modeli olabile­
ceğini»tS3) giderek d a h a açık b ir şekilde gördüler.
Bu politik çizgi çok büyük b aşarılar elde etti ve
u luslararası b ir güç haline geldi, çünkü politikası tüm
dünyadaki emekçi kitlelerin sevgisini'kazandı. Böylece
Bolşevizm Scheidem ann’la r ve K autsky’lerin, R enau-
del'ler ve Longuet’lerin, H enderson’la r ve Mac D onald’
la rın E nternasyonaline yıkıcı b ir darbe indirdi, «Bol­
şevizm, hem dingin çağın kazanım larını hem de baş­
lam ış olan devrim ler çağının deneylerini dikkate a la ­
cak bir Üçüncü E nternasyonal’in, gerçekten proleter
ve bilimsel sosyalist nitelikte bir enternasyonalin ideo­
lojik ve taktiksel tem ellerini yaratm ıştır.»
K apitalist ülkelerdeki devrim ci dalgalanm aya, iş­
çilerin kitle örgütlerinde hızlı bir büyüm e eşlik etm iş­
tir. Sosyal-dem okrat partilerin, işçi sendikalarının ve
kooperatif birliklerin üye sayısındaki hızlı artış, işçi
sınıfı ve küçük burjuvazinin d a h a geri ve ezilmiş k e­
sim lerinin yükselm ekte olan geniş kitlesel politik et­
kinliklerini yansıtıyordu. Bu dalgalanm a, devrim in d a­
h a d a derinleşm esi için gereken b ir önkoşuldu. A n­
cak, m ücadeleye girişen kitlelere çoğunlukla reform ist
p a rtile r önderlik ediyordu. O nlar için sosyal-şovenist-
lerin ve m erkezcilerin zam anın m odasına u y gun re ­

56
form ist program ım kavram ak, eski toplum un köklü bir
biçimde y e n id ea örgütlenm esini öngören bilimsel sos ­
yalistlerin program ını a n lam ak tan d a h a kolaydı. Kit­
lelerin reform ist ald atm acalard an kurtulm ayı, opor­
tünistlerden kopm ayı ve devrim ci m ücadele yolunu
tutm ayı deneyleriyle öğrenm eleri için zam an a gerek­
sinim leri vardı. Kendi yaşam sal çıkarlarının fa rk ın a
v arm aları ve güçlerini kapitalizm in altedilm esine ka-
nalize etm eleri için ancak yeni tipte b ir devrim ci pro­
leter p a rti kitlelere yardım edebilirdi.
Sosyalist devrim in zaferi için h e r ülkede böyle bir
partin in yaratılm ası güç ve acil b ir gereksinm e, zo­
ru n lu bir koşuldu. Zim m envald Solu'nun b ir çok y a n ­
daşı bile nedense böyle b ir gereksinm enin varlığına
tam anlam ıyla inanm ıyordu. Farklı ülkelerdeki e n ter­
nasyonalist gruplar, k u ra l olarak, eski sosyal-demok-
r a t p artilerin sın ırla n içinde h arek et ediyor ve ö rg ü t­
sel o larak o n lardan kopm akta k ararsız d av ran ıy o rlar­
dı. Lenin 1918 Ekiminde, bu konuda şöyle yazdı:
^A vrupa’nın en büyük talihsizliği ve tehlikesi hiç
b ir devrim ci p artisi olm am asıdır...
«Kuşkusuz, güçlü b ir devrim ci halk h arek eti bu
sakıncayı o rtad an kaldırabilir am a bu, gene de, ciddi
bir talihsizlik ve elim b ir tehlikedir.
«Kautsky gibi dönekleri açığa çıkarm ak, böylelik­
le bü tün ülkelerde bulunabilecek gerçekten e n tern as­
yonalist işçilerin devrim ci g ruplarını desteklem ek için
elimizden geleni yapm ak zorunda oluşum uzun nedeni
budur,»t3S)
D ünya devrim ci bunalımı, enternasyonalist g ru p ­
la r ve akım lardan bağım sız bilimsel sosyalist p artile­
rin ve grupların ideolojik ve örgütsel oluşum una güç­
lü b ir ivme kazandırdı. 1918 O cak ayında, 1920 yılı so­

57
n u n d a A rjantin K om ünist P artisi adm ı alan, A rjan ­
tin U luslararası Sosyalist P artisi kuruldu. 1918’in ikin­
ci y ansında Finlandiya, A vusturya, H ollanda, M aca­
rista n ve A lm anya’d a bilimsel sosyalist p artiler k u ru l­
du. Polonya’d a K om ünist Parti, iki devrim ci işçi p a r­
tisinin - Polonya ve Litvanya K rallığı Sosyal-Demokrat
P artisi ve Leh Sosyalist P artisi’n in - birleşm esiyle oluş­
turuldu. O sıra lard a devrim ci-enternasyonalist b ir ta ­
vır alan partiler a ra sın d a B ulgar Sosyal D em okrat işçi
P artisi (Tesnyaklar), İsveç Sol Sosyal-Dem okrat P a rti­
si, Sırp-Hırvat-Sloven K rallığının Sosyal-Demokrat
Partileri, Norveç İşçi Partisi, Y unan Sosyalist İşçi P ar­
tisi ve M eksika Sosyalist İşçi Partisi vardı. 1918-1919
ara sın d a Çekoslovakya, Romanya, İtalya, Fransa, İn­
giltere, D anim arka, İsviçre, ABD, K anada, Brezilya,
Çin, Kore, A vustralya, G üney A frika Birliği ve diğer
ülkelerde bilimsel sosyalist grup ve çevreler oluştu­
ruldu.
Batı A vrupa’daki en büyük bilimsel sosyalist parti,
S partaküs Birliği’nin diğer sol akım larla birleşm esi so­
n u n d a k u ru lan Alman K om ünist P artisi’ydi. Alman
Kom ünist Partisi 30 A ralık 1918 ve 1 O cak 1919 a ra ­
sın d a Kari Liebknecht ve Rosa Luxem burg’u n katıldığı
açılış kongresinde kuruldu.
İdeolojik, kuram sal ve örgütsel zayıflık, Sparta-
kistlerin Kasım Devrim i sırasında kitlelere önderlik
edebilecek m ilitan b ir proleter p artiyi vaktiyle y a ra t­
m asını engelledi. Lenin bu konuya şu sözlerle değindi:
«Bunalım başladığındaysa, ayrılm anın çok geç ortaya
çıkm ış olm ası ve serm ayenin çürüm üş (Scheidem ann’
lar, Legien’Ier, David ve O rtakları) ve om urgasız d al­
kavuk çeteleri CKautsky’Ier, H ilferding’le r ve O rta k ­
la n ) ile lanetli ‘birlik’, geleneği nedeniyle A lm an işçi­
leri gerçekten devrim ci b ir p artid en yoksundu.»

58
Taslağını Rosa Luxem burg’un hazırladığı ve p a r­
tinin açılış kongresinde kabul edilen A lm an Kom ünist
Partisi Program ı, kapitalist em ek köleliği sistem ine sa­
dece p ro letary a diktasının son verebileceği v a rsay ı­
m ından yola çıkıyordu. Program , bütününde, A lm an iş­
çi sınıfının m ilitan görevlerini doğru olarak tanım lıyor
ve d ünyanın ilk sosyalist devletinin - Sovyet Rusya -
desteklenm esine ilişkin b ir talebi içeriyordu. A ncak
program , birkaç k u ram sal konuda (tarım sorunu, ulu ­
sal k urtuluş savaşları ve diğer) işçi sınıfını ve köylü­
lüğü A lm an em peryalizm ine k a rşı genel mücadeleye
çekm enin yolları konusunda ciddi olarak belirsizdi.
K om ünistlerin çalışm alarını fark lı ülkelerde çok
çeşitli koşullar altın d a yürütm eleri, fa rk lı görüş ve
düşüncelere yolaçtı. A ncak bu farklıklar, tü m kom ü­
nistlerin uygulam ada birleştikleri tem el ideolojik d a ­
yanağı, yani, b ir sosyalist devrim e ve sosyalizme geçiş
için proletarya diktatörlüğüne ilişkin zorunluluğun
farkedilm esini etkilemedi.
üçüncü Enternasyonal'in
Birinci (Açılış) Kongresi

Ekim Devrim i bütün ulu slararası d u ru m u dehşet­


li değiştirm iş ve Ü çüncü E nternasyonal'in kurulm ası
için yeni, d a h a elverişli ş a rtla r yaratm ıştı. Bu, in san ­
lık tarih in d e toplum un sosyalist şekil değişim ine iliş­
kin m arksist-leninist düşünceleri uygulayan ve bu d ü ­
şüncelerin doğruluğunu ve büyük değiştirm e gücünü
kesinlikle o rtay a koyan ilk devrim di. Bu, devrim ci k u ­
ram ın reform izm e karşı zaferiydi, leninizm in sosyal de­
m okrasiye k a rşı zaferiydi. Ekim Devrimi, d ü n y a dev­
rim ci sürecinin başını çeken bilimsel sosyalistleri d ü n ­
ya tarihinde Önplana çıkardı. Ekim D evrim inin etkisiy­
le, işçi hareketi içinde giderek a rta n sayıdaki ilerici po­

59
litik örgüt, devrim ci akım a k atıld ı ve leninizm tem e­
linde ideolojik ve politik o larak birleşm eye başladı. Le­
ninizm, işçi hareketi ve ulusal k u rtu lu ş h a re k eti için­
de ideolojik bir güç haline geldi.
Ekim Devrimi, R usya’daki Bolşevik P artin in k u ram
ve uygulam ası, ulu slara barış, gerçek özgürlük ve sos­
yalizme giden tek doğru yolu gösterdi. K ari Liebknecht
«Rus Sovyet C um huriyeti, m ücadelenin bayrağı, en ­
ternasyonalin bayrağı haline gelm iştir, diğerlerini yü­
reklendirm ekte, k ara rsız o la n la n cesaretle doldurm ak­
ta ve savaşçıların yiğitliğini ve kararlılığını on k a t a r­
tırm aktadır.»^’1 diye yazdı. Ekim D evrim inin zaferi,
d ü n y a bilimsel sosyalist hareketin e d a h a önce hiç sa­
hip olmadığı bir kitle tab an ı kazandırdı. Sovyet Cum ­
huriyeti, bir üçüncü enternasyonalin k u ru lm ası d ü ­
şüncesini, em peryalizm e saldırm ak, ü cret köleliğine ve
söm ürge baskısına karşı çıkm ak için ayaklanm ış olan
k apitalist dünyanın emekçi m ilyonları açısından a n la ­
şılır kıldı. P roletaryanın ve tüm emekçi halkın sınıf m ü ­
cadelesinin çıkarları, em peryalizm e öldürücü b ir d a r­
be indirm ek için güçlerin o lan ak lar içinde en büyük
ölçüde yoğunlaştırılm asını ve k u rtu lu ş h arek etin in tüm
savaşçılarının harcadıkları çabaların eşgüdüm lenm e-
sini gerektiriyordu. Bu görevi ancak, d ü n y a ölçeğinde
örgütlenm iş yeni tip b ir proleter p a rti üstlenebilirdi.
1918 O cağında P etro g rat’ta Ü çüncü Enternasyo­
n a lin hazırlanm ası için ilk u lu slararası toplantı yapıl­
dı. Toplantıya Boişeviklerin, sol sosyalist-devrim cilerin,
İsveç, Norveç, İngiltere ve ABD sol sosyal-dem okrat-
lan n m , Leh, Romen, Çek ve H ırv at entem asyonalıst-
lerinin tem silcileri katıldı. Toplantı aşağıdaki şa rtla rla
bir sol konferans çağrısı yapm aya k a ra r verdi: «1 -
Partilerin ve örgütlerin acü b ir b arış için kendi h ü k ü ­
m etlerine k arşı devrim ci m ücadeleye girm eyi kabul et-

60
mesi; 2 - Ekim Rus Devrim inin ve Sovyet h ü k ü m eti­
nin desteklenmesi.»1'3®1 Bu k a ra r sol p artilere ve g ru p ­
la ra dağıtıldı ve fark lı ülkelerin enternasyonalist güç­
lerini birleştirm ek için özenle y ürütülen çalışm aların
tem elini oluşturdu.
RKP(B) M erkez Komitesine bağlı Y abancı G rup­
la r Federasyonu ve RKP(B) M üslüm an Ö rg ü tleri M er­
kez Bürosu, Ü çüncü E nternasyonal düşüncesinin yay­
g ınlaştırılm asında önemli b ir rol oynadı, Lenin y ab an ­
cı g ru p ların çalışm alarına çok değer verdi. O n lar sa­
yesinde savaş esirleri, siyasi göçm enler ve d a h a Önce
m ücadeleci birliklerde görevli olan ask erler R usya’da
Bolşevizm hakkında eğitim gördüler ve inançlı enter-
nasyonalistler d u ru m u n a geldiler. Ü lkelerine döndük­
lerinde görüp deneyim ledikleri şeyler arasın d a ilişki
k u rd u la r ve kendi y u rttaşla rı a ra sın d a Ekim Devrimi
hakkındaki gerçekleri yaym ak ve işçileri Ü çüncü En­
ternasyonal bayrağı altın d a toparlam ak için çok çalış­
tılar.
Birkaç ülkede bilimsel sosyalist p a rti ve g ru p la ­
rın kurulm ası, Ü çüncü Enternasyonalin aslında v a r ve
işlem ekte olduğunu belirtiyordu. Yapılması gereken
bilimsel sosyalist h areketin varo lan m üfrezelerini ör­
gütsel olarak birleştirm ek ve bu yolla kitleler a ra sın ­
daki güç ve etkilerini artırm aktı. Bu görevin acil d u ­
ru m a gelm esinin b ir b aşk a nedeni de o sırad a sosyal-
şovenistler ve m erkezcilerin, bilimsel sosyalist h a re ­
ketle m ücadele am acıyla, görünüşte İkinci Enternas-
yonal’i yeniden kurm ak için, reform ist bir u lu slararası
örgüt oluşturm aya başlam ış olm alarıydı. Bu du ru m d a j
RKP(B) 24 A ralık 1918’de, farklı ülkelerin bilim sel sos- h
y ahşilerini Ü çüncü E nternasyonal’de birleşm eye ç a - f
ğırdı.
Başka b ir u luslararası toplantı, Ocak 1919’da Mos-

61
Jcoya’da^ yapıldı. Bu toplantı Lenin’in, çok k ısa b ir ge­
lecekte Üçüncü E ntem asyonal’m açılış kongresinin top­
lanm asına ilişkin önerisini oybirliğiyle kabul etti. Sov­
yet Rusya. Polonya, M acaristan, A vusturya, Letonya
C um huriyeti, Finlandiya K om ünistleri ve de Devrimci
Sosyalist B alkan Federasyonu ve A m erikan Sosyalist
İşçi P artisi’nin tem silcileri bu konuda b ir çağrı im za­
ladılar. Ç ağrı RKP(B) ve S partakü s Birliği’n in p ro g ra­
m a ilişkin belgelerini tem el olarak, önerilen e n tern as­
yonalin ideolojik ve politik program ını kısaca belirle­
di ve ulu slararası işçi sınıfı harek etin in hedeflerini,
taktiklerini ve örgütsel ilkelerini çizdi. Toplantı Ü çün­
cü E nternasyonal’in kurulm ası konusunu tartışm ak ve
kuruluş kongresinin çalışm aların a k atılm ak üzere 39
kard eş parti, grup ve örgüte çağrı yaptı,
i M oskova’d aki toplantıya çağrılı olanlar, Lenin’in
belirttiği biçimiyle, birinci olarak «şimdiden Ü çüncü
Enternasyonal program ına katıldığını ve Ü çüncü En-
tem asy o n al’m resmen kurulm ası konusunda y eterin ­
ce görüş birliği içinde olduğunu varsaym ak için geçerli
nedenler olan p a rti ve gruplar»; ikinci o larak «kendi­
lerinden yakınlık ve kabul beklenen, bu n a yakın p a rti­
ler»; üçüncü olarak «az çok Bolşevizme yakm sosyal-
milliyetçi p a rtile r içindeki gruplar ve akım lar»(39) idi.
j Sosyal-şovenıstler ve m erkezciler, 1919 Şubatında
B ern’deki b ir konferansta, proleter kitlelerin sosyalist
devrim bayrağı altın d a toplanm alarını önleme çabası
içinde, İkinci E n tern asy o n alin cesedini dirilttiler. Le­
n in ’in sözleriyle bu enternasyonal, kendisini «uluslar­
arası emperyalizmin işçi hareketi içinde çalışan ve bu
hareketi bu rju v a etkisiyle, bu rju v a düşüncelerivle,
burjuva yalanlarıyla ve burjuva çürüm üşlüğüyle dol­
d u ran b ir a ja n la r örgütü»(40) olarak açığa çıkarıverdi.
Bern E nternasyonalinin gerçek amacını önderleri de

62
saklam ıyordu. İngiliz oportünisti M ac Donald, -tüm
ikinci E nternasyonal anti-Bolşevisttir. A skeri uygula­
m alard an başka Bolşevizme k a rşı tek gerçek siper kuş­
kusuz İkinci E nternasyonaldir.»(,|1) diye açıkyüreklilik-
le kabul ediyordu.
İşçi sm ıfı partilerinden delegeler 1919 Şubatının
sonunda, büyük güçlükleri, ablukayı ve iç savaş cep­
helerinin oluşturduğu zinciri a şa ra k M oskova’y a ulaş­
m ay a başladılar. İtalyan Sosyalist P artısi’nin delege­
leri ve Fransa, İngiltere ve A m erika sol-kanat sosyalist
g ru plarının tem silcileri geçem ediler. M acar Kom ünist
P artisi’nin delegeleri ve b ir A lm an delege, Sovyet Rus­
y a ’ya gelirken tutuklandı. Delegelerin b ir kısm ı geç
geldi.
Y aklaşan kongrenin açılışını, tüzüğü ve gü n d em i­
ne ilişkin sorunlarım ta rtışm ak üzere 1 M art’ta Le­
n in ’in başkanlığında, birkaç delegenin katılım ıyla bir
ön toplantı yapıldı. Bu toplantıda A lm an K om ünist Par-
tisi’n i tem sil eden Hugo Eberlein, Partisinin M erkez
Komitesince kendisine verilen talim ata uygun olarak,
Ü çüncü E ntem asyonal’in hem en k u rulm asın a karşı
çıktı. AKP’nin ta v rı ve diğer ülkelerden bazı delegele­
rin o rad a bulunm am ası nedeniyle toplantı, Üçüncü
E ntem asyonal’in k u ruluşu meselesine önceden k a ra r
verm eksizin, b ir program hazırlayacak, bîr büro seçe­
cek ve kardeş partilere katılm a çağrısı yapacak bir
u lu slararası bilimsel sosyalist konferans o larak top­
lanm ayı k ararlaştırdı.
2 M art 1919 akşam ı ulu slararası konferans Krem-
lin'de açıldı. Lenin (Sovyet Rusya), Eberlein (A lm an­
ya) ye Platten (İsviçre) başkanlık k u ru lu n a daim i üye
seçildiler. K onferansa Avrupa, A m erika ve A sya’nın 21
ülkesinden 35 örgütün 52 delegesi katıldı. O ndokuz ör­

63
g ü tü n oy hakkı vardı, onaltısının d a söz h ak k ı var, oy
h ak k ı yoktu. D elegeler A vusturya, B ulgaristan, Çekos­
lovakya, Finlandiya, Fransa, A lm anya, Ingiltere, M a­
caristan, H ollanda, Norveç, Polonya, Rom anya, Sırp-
H ırvat-Sloven Krallığı, Sovyet Rusya, İsveç, İsviçre ve
ABD’nin kom ünist ve sol sosyalist p a rti ve gru p ların ı
tem sil ediyordu. U krayna, Letonya, Litvanya, Belorus-
ya, Estonya, E rm enistan, Volga Bölgesi A lm anları, T ür­
kistan, G ürcistan ve A zerbaycan kom ünist ö rgütlerin­
den de ayrı ayrı delegasyonlar vardı. İran. Çin, Kore
ve T ürkiye’nin ezilen h alklarının tem silcileri de ilk kez
böyle b ir forum a katıldılar.
K onferansta gerçekten kitlesel b ir üye sayısıyla
tem sil edilen tek p a rti RKP(B) idi. Finlandiya, Avus­
turya, Hollanda, M acaristan, Polonya ve A lm anya Ko­
m ünist partileri yeni oluşturulm uştu ve henüz sağlam
olarak kurulm am ıştı. Ama İşçi h arek eti böyle yükse­
lirken, devrim ci m ücadele konusunda hızla deney k a­
zanıyorlardı. D elegelerin çoğu bilimsel sosyalist grup
ve p a rtile r olarak gelişm enin h âlâ ilk evrelerinde olan
sol sosyal-dem okrat partileri tem sil ediyordu. Zaten,
o ‘dönem de Ü çüncü E ntem asyonal’in başlıca görevle­
rinden biri sol sosyalistlerin ve dünya işçi sınıfı h a re ­
ketinin ilk yabancı m üfrezelerinin kendilerini ideolo-
jik ve örgütsel olarak resm ileştirm elerine ve leninist
kuram ve uygulam anın zem inine sağlam ca b asm ala­
rın a yardım etm ekti.
Lenin, K onferansı açarken, devrim ci h arek etin
tü m ülkelerde yükseldiğine ve işçilerin, m ücadeleyi ge­
liştirm enin önem ini giderek d a h a fazla k avram aya
başladıklarına işaret etti. Emekçi kitleler, R usya’daki
Sovyet egem enliği sayesinde pro letary a d ik tatö rlü ğ ü ­
n ü n uygulam adaki biçim ini o rta y a çıkarm ışlardı.
K onferans çeşitli ülkelerdeki devrim ci h arek etin

64
büyüm esine ilişkin ra p o rla rı dinledikten sonra, 3 M art'
ta, gündem in a n a konularının -u lu sla ra ra sı bilimsel
sosyalist h arek etin taslak program ının - tartışılm asına
geçti (taslağı su n an la r Eberlein ve B ukharin’d i). Tas­
lak, Öz olarak, Lenin’in em peryalizm ve sosyalist dev­
rim kuram ı öğretisinin tem el tezlerini öne sürüyordu.
Belge «Yeni b ir çağ doğm uştur: kapitalizm in çöküşü,
kendi içinde çözülme çağı. P roletaryanın devrim ça­
ğ ı .» b i ç i m i n d e devam ediyordu. Çağın b u leninist ta ­
nımı, proletaryanın görevi ve m ücadele yöntem lerine
ilişkin ilerideki k a ra rla rın tü m ü için kuram sal b ir te­
mel o l d u . _____ _________ _
j I Program , | p ro letary a diktatörlüğünün) kurulm ası-
^ n m b ir çok kapitalist ülkede acil b ir görev h aline gel­
diğine işaret ediyordu. P rogram proletaryanın politik
iktidarı kazanm ası, sadece hüküm etteki bazı kişilerin
değiştirilm esine indirgenem eyeceğini, p roletaryanın
politik ık tid a n kazanm ası eski devlet m ekanizm asının
ordusuyla, polis gücüyle, bü rokrasisiyle kırılmasını,
burjuvazinin silahsızlandırılm asını, proletary an ın şi-
lahlanm asını ve yeni prole te r yönetim örgütlerinin k u ­
rulm asını gerektirdiğini belirtiyordu.
P roletarya diktatö rlü ğ ü n ü n kendisi b ir am aç de-
ğil, tüm emekçi halkın çıkarları doğrultusundaki top­
lum sal ve ekonom ik reform ları yürütm enin b ir aracıy-
4 ı dı ^Program ın planladığı acil ekonomik görev, m ülk sa-
“ hiplerinin m ülksüzleştirilm esi, özel m ülkiyetin kaldı­
rılm ası ve büyük sanayi ve taşınm az m alların proleter
devletin m ülkiyetine geçirilmesiydi. Program , «küçük
m ülkiyetin hiçbir biçimde k a m u laştrılm ay acağ ım ve
kiralık em eği söm ürm eyen mal sahiplerinin h erh an g i
b ir şiddet eylemiyle karşılaşm ay acak lan * w gerçeğini
vurguluyordu.
D aha sonra program , sağ sosyal-dem okratlar ve
F. 5: Enternasyonal 65
m erkezcilerden kesin olarak kopm anın p ro letaryanın
başarılı m ücadelesi açısından zorunlu b ir ö n şart ol­
duğunu söyleyerek, devam ediyordu. Aynı zam anda,
sendikalistler ve d a h a önce sosyalist olm ayan, şimdi
Sovyetler biçim indeki p ro letary a d ik tatö rlü ğ ü d ü şü n ­
cesini kabul eden işçi h arek eti içindeki diğer u n su r­
la rla bir blok oluşturm anın gerekliliğine işaret edi­
yordu.
t Ü çüncü E ntem asyonal’in program ı, pro leter e n ter­
nasyonalizm i ilkesini ilan etti, devrim ci pro letary a açı­
sından eylem lerin u lu slararası b ir ölçekte eşgüdüm -
lenmesi ve ülkesel çerçevedeki sınıf m ücadelesine iliş­
kin çıkarların dünya devrim ine ilişkin görevlerle bağ­
lanm ası gerekliliğini vurguladı. K om intern, em perya-
,/ list ülkelerdeki proletaryanın mücadelesiyle, söm ürge,
i ve yarı-söm ürge ülkelerin ezilen halklarının ulusal k u r­
tuluş hareketleri arasın d a yakın bir ilişki sağlam ak
: ve yürütm ek, ezilen halklurın m ücadelesini «em­
peryalist dünya sistem inin kesinlikle yok edilm esini
' d ah a ileri götürm ek için»l'M| desteklem ek görevini üst-
5 lendi.
K om intern bu arada, proleter egem enliğinin zafe­
re ulaştığı ülkeler arasında, k azan ım lan n m o rtak ola­
ra k savunulm ası ve sosyalizmin kurulm ası am acıyla,
yakın b ir ittifak ve kardeşçe yardım laşm ayı savundu.
P rogram taslağının tartışılm asın a b ir çok delege
katıldı. Bu delegeler bazı değişiklik ve eklem eler öner­
diler. Ad o k u n arak yapılan oylam ada çekim ser kalan
Norveç İşçi P artisi delegesi dışında herkes son m etni
kabul etti.
K onferans ertesi gün Lenin’in b u rju v a dem okra­
sisi ve p ro letary a diktatörlüğü üzerindeki tezlerini ve
raporunu dinledi. Lenin, klasik y ap ıtları Devlet ve Dev-

66
rim , P roleter Devrim i ve D önek K autsky ve diğer y a­
zılarında açıkladığı en önemli kuram sal ve politik so­
n u ç la n bu tez ve rap o rlard a geliştirdi, Lenin, burjuva
dem okrasisinin tüm sınıfsal sınırlam alarını o rtay a koy­
d u ve proletarya diktatörlüğü ta ra fın d a n devralınm ası-
nıı; tarihsel gerekliliğini in a n d ın c ı b ir biçimde göster- ;
^ di. Lenin bilimsel sosyalizmle reform izm a ra şm a kesin L
b ir a yr ım kovdu ve gerçeklikte p ro leter devrim cilerle j
oportünistleri ay ıran uçurum u gösterdi.
' Sosyal dem okratlar, proleter devrim ine k arşı çık-
r m ak için devam eden devrim ci bunalım da « a n dem ok­
rasi» sloganını kullandılar. Lenin burjuvazi ve sosyal
reform istlerin «an demokrasi» denen şeyi savunm ak
için k u llan d ık lan aldatıcı sa v la n ç ü rü ttü ve dü n y a
devrim ci bunalım ı ve b u rju v a yapısına doğ ru d an bir
saldırı d u ru m u n d a «burjuvazinin d iktatörlü ğ ü ya d a
p ro letarya diktatörlüğünden başka bir almaşık» o la­
m ayacağını vurguladı.
Lenin, «genel olarak demokrasi» ya d a «arı d e­
mokrasi» konusundaki savların aslında burjuvazinin
ve onun söm ürm e a y n ca lık la n m n savunulm ası an la­
m ına geldiğini açığa kavuşturdu. Toplanm a ve basın
özgürlüğü, eşitlik, burjuvazi ve onun sosyal-dem okrat
u şak ları bu sloganların tü m ü n ü proletaryayı a ld a t­
mak, serm ayenin egem enliğini gizlemek ve burjuvazi­
nin dik tatö rlü ğ ü n ü temize çıkarm ak için kullanıyor­
lardı. Lenin proletarya diktatörlüğünün, d iğ er sınıfla­
rın, toprak sahipleri ve kapitalistlorin dik tatö rlü ğ ü n ­
den temelli fa rk lı olduğunu gösterdi. Lenin b u fark ın
«toprak sahipleri ve burjuvazinin diktatö rlü ğ ü n ü n n ü ­
fusun büyük çoğunluğunun, yani emekçi h alk m dire-
nişini zor kullanarak bastırm ak: buna k a rşılık, pro-
letary a diktatörlüğünün, söm ürücülerin, b aşk a b ir d e­
yişle nüfusun önemsiz b ir azınlığının,.toprak sahipleri

67
ve kapitalistlerin direnişinin zor k u llan arak bastırıl­
ması» olgusu olduğuna işaret etti.t46) Böylece proletar-
; ya diktatörlüğü, dem okrasinin em ekçi h alk ve söm ürü-
[ len kitleler açısından d a h a önce görülm em iş ölçüde ge-
v nişletilm esi an lam m a geliyordu.
Sovyet egemenliği, kitlelerin kendi kendilerine
keşfettikleri som ut bir devlet biçimiydi. İk tid arın sö­
m üren azınlıktan söm ürülen çoğunluğa ak tarılm ası
bu rju v a p a rla m en ter dem okrasisinin eski çerçevesi
içinde gerçekleşemezdi, proleter dem okrasisinin yeni
biçim lerini üretem ezdi.
Sovyet devlet örgü tü n ü n ayırıcı b ir özelliği k ap i­
talizm in sınıf olarak e n çok yoğunlaştırdığı ve eğittiği
proletaryanın önderlik rolüne bağlı olm asıdır. Lenin,
tarih in deneyim inin, «sadece proletaryanın, emekçi ve
söm ürülen n ü fu su n dağınık ve geri kesim lerini birleş­
tirip yönetecek konum da olduğunu»1OT> gösterdiğini
söyledi. Rusya’daki devrim ci uygulam a, sadece, prole­
ta ry a dik tatö rlü ğ ü n ü kullanan Sovyet iktidarının b u r­
juva yönetim aygıtını ortadan kaldırabilecek ve em ek­
çi h alk a gerçek Özgürlük ve dem okrasi su n acak b ir ko­
n u m d a olduğunu kanıtlam ıştır.
Lenin rap o ru n u n sonuç kısm ında, proletaryayı k a ­
pitalist sistem le doğrudan m ücadele için h azırlayan
p artilerin a n a görevlerinin aşağ ıd a b elirtilenler oldu­
ğ u n a işaret eden b ir k a ra r önerdi;
«(1) Geniş işçi kitlelere, b u rju v a dem okrasisinin
ve p a rla m en ter sistem in yerini alm ası gereken yani,
proleter dem okrasinin tarihsel önemini, politik ve ta ­
rihsel gerekliliğini açıklam ak;
«(2) Sovyetlerin örgütlenm esini, sanayinin b ü tü n
dallarındaki işçiler arasında, ordudaki ask erler ve do­
nanm adaki denizciler arasın d a ve çiftlik em ekçileri ve
yoksul köylüler a ra sın d a yaygınlaştırm ak;

68
«(3) Sovyetler içinde sağlam b ir bilimsel sosyalist
çoğunluk oluşturm ak.»t48>
Lenin kapitalist ülkelerdeki devrim ci h arek etin b ü ­
yüm esinin güçlüklerini çözüm lerken, A lm anya’d a bile
bu rju v a p a rla m en ter ve reform ist önyargılar ru h u y la
eğitilmiş olan politik bakım dan uyanık İşçi kitleleri
için Sovyetler sistem inin hen ü z pek açık olm adığına
işaret etti. Lenin, bilimsel sosyalistlerin Sovyetler sis­
tem ini d ah a geniş a la n la ra yaym ak için yeterince ça­
lışm adıklarına d a işaret etti. «Zafer ancak, salt k en t
işçileri değil, kırsal pro leterler de örgütlendiği ve es- j
kisi gibi değil, - işçi sendikaları ve kooperatif birliklerim
içinde - Sovyetler içinde örgütlendikleri zam an kaza- ^
nılm ış sayılabilir, s14*’ dedi. Ve «Zaferimiz o zam an k a ­
zanılm ış o lacaktır ve düny ad ak i hiçbir güç devrim e
k a rşı h erh an g i b ir şey yapam ayacaktır. B unu yapa­
m azsak, zafer kolay kazanılm ayacak ve kalıcı olm a­
yacaktır.»15^ dedi.
K onferans, le n in ’in b u rju v a dem okrasisi ve pro­
letary a d ik tatö rlü ğ ü üzerine ra p o ru n u ve tezini b ü ­
yük b ir dikkatle dinledi. Bilimsel sosyalist p artilerin
görevlerine ilişkin tez ve k a ra r, uluslararası bilimsel
sosyalist h arek etin tem el program belgesi o larak oy­
birliğiyle kabul edildi.
f Program ın ve Lenin'in tezinin oybirliğiyle onay-
] lanm ası, u lu slararası bilimsel sosyalist h arek etin ye- ;
terli deneyim i biriktirdiğini ve program a İlişkin bel- j
gelerde öne sürülecek olan m ücadelenin genel ilk ele-;
rin i ve hedeflerini yerine getirebilecek b ir y e tk in lik !
düzeyine şim diden ulaşm ış olduğunu gösterdi. Bu b e l-1
geler, farklı ülkelerin işçi smıfı p artizan la rı a rasın d ak i \
görüş ve eylem biri iğini kurdu ve leninizm in dünya '
İşçi sm ıfı politik~hareketinin ayrüm az^lm ram ı olarak
u lu slararası mfelîğmT kanıtladı.

69
P rogram a ilişkin belgelerin kabul edilmesiyle,
Ü çüncü E nternasyonal’in resm en k u ru lu şu n u n d a h a
d a ertelenm esi için hiçbir d ay an a k kalm adığı apaçık
o rtay a çıktı. Yeni delegelerin gelmesiyle 4 M art gece­
si, Ü çüncü E n tern asy o n ali oluşturm a konusu b ir kez
d a h a ortaya atıldı. A vusturya ve M acaristan K om ünist
Partileri, İsveç Sol Sosyal-Dem okrat P artisi ve Balkan
Devrimci Sosyal-Dem okrat Federasyonu’n u n tem silci­
leri, «Üçüncü E ntem asyonal’in kurulm ası kayıtsız şa rt­
sız tarihsel b ir zo runluluktur ve M oskova U luslararası
K onferansı ta ra fın d a n gerçekleştirilm elidir.»l51) a n la ­
m ına gelen bir o rta k demeç yayınladılar. Ü çüncü En­
te rn a sy o n a lin kurulm asının, p ro letary a dik tatö rlü ğ ü
İçin başarıyla m ücadele etm ek, işçileri bilimsel sos­
yalizm bayrağı altın d a toplam ak ve oportünist Bern
E nternasyonalini püskürtm ek için zorunlu olduğunu
belirttiler.
K onferansa sunulan bu dem ecin ışığı altında, kon­
ferans, Üçüncü E n tern asy o n alin k urulm ası konusunu
yeniden ele aldı. A lm an K om ünist P artisi delegesi
Eberlein, enternasyonalin hem en k u ru lm asın a ilişkin
itirazlarını yineledi. Böyle bir k a ra rın alınm asını ta k ­
tiksel nedenlerle olgunlaşm am ış buluyordu. A ncak de­
legeler, Ü çüncü E nternasyonal'in kurulm ası için zam a­
nın oldukça olgunlaştığını düşünüyorlardı. Finlandiya
K om ünist P artisi’nden delege olan O. Kuusinen, toplu­
luğun küçük oluşunun M arx ve a rk ad aşların ı Birinci
E n tern asy o n ali ku rm ak tan alıkoym adığım konferan­
sa hatırlattı. «Yeni E n tern asy o n alin gücü, devrim ci
proletaryanın gücüne eşit olacaktır, bu k ü çük g ru b u n
gücüne değil»t!ö) dedi.
A vusturya Kom ünist Partisi’n in temsilcisi K. Stein-
h a rd t şöyle dedi: «Tüm ülkelerin b u ra d a tem sil edil­
memesi bizim hatam ız değildir. Ü çüncü E nternasyonal

70
ilk elde, henüz bilimsel sosyalist tem elde hiç bir cir-
g ü tü olm ayan ülkelerde böylesi örgütlerin yaratılm a
sanı sağlam alıdır.»(53) Eino R ahja (Finlandiya Komünist
Partisi) Ü çüncü E nternasyonal’in kurulm asının, tu ta r­
lı b ir k a ra r verm ekte ikircikli d a v ra n an la rın tüm ünü,
getirdiği açıklıkla ikna edeceğini ve bu yolla devrim ci
h arek ete güçlü bir ivme kazandıracağını söyledi. Ch.
Rakovski (Balkan Devrimci Sosyal-Dem okrat Federas­
yonu) Ü çüncü E n tern asy o n alin ku ru lu şu n u ertelem e­
nin devrim ci işçi h arek eti açısından istenm eyen m oral
ve politik sonuçları olabileceğini söyledi. Ü çüncü En­
te rn a sy o n a lin hem en k u ru lm asın a ilişkin talep ler O.
G rim lund (İsveç Sol Sosyal-D em okrat Partisi) J. Sa-
doul (Fransız Kom ünist G rubu), J. Finebrg (İngiliz Ko­
m ünist G ru b u ), Lea K asher (İsviçreli K om ünist G rup)
ve diğerlerinden de geldi.
T artışm adan sonra ad okunarak tüm delegelerin
katıldığı bir oylam a yapıldı, A lm an K om ünist P artisi’
nin delegesi karşı oy kullandı. D iğerlerinin tüm ü Ü çü n ­
cü E nternasyonal’in hem en kurulm ası için oy k ullan­
dılar. Kabul edilen k a ra r «sekiz aylık süre içinde tüm
parti, örgüt ve g rupların Ü çüncü E nternasyonal’e k a ­
tıldıklarını ilan etm e h ak ların ın saklı olduğunu»<M)
açıklıyordu. O ylam adan sonra Eberlein, A lm anya'ya
döndüğünde, p artisinin K om intern'e üye olması İçin hiç
b ir çaba harcam ayacağını bildirdi. Oysa, Alman Ko­
m ünist P artisi Ü çüncü E nternasyonal’e ilk k atılan lar
arasındaydı.
U luslararası konferans toplantılarını 4 M art 19)9’
dan b aşlayarak Enternasyonal Birinci (Açılış) Kong-
resi olarak sü rdürdü. O gün, önde gelen birkaç Zim-
m erw aldcm ın önerileri üzerine, yaşam ının sona erdi­
ği gerekçesiyle Zimmerwa!d örgütlenm esini fesheden
bir k a ra r çıktı. Sonraki toplantılarda, b irkaç önemli

71
k a ra r alındı. K uram sal olarak K om intem ’in program ı
ve Lenin’in tezi içinde sunulan tü m öneriler «‘Sosya­
list’ P artiler ve B ern K onferansına İlişkin Tavır»,
«U luslararası D urum ve U yuşm a Politikası» ve «Sos­
yalizm M ücadelesinde P roleter K adınların İşbirliğinin
Zorunluluğu» başlıkları altındaki ra p o rla r ve k a ra rla r­
d a som utlaştırıldı ve aydınlatıldı. Finli K om ünist Y.
Sirola’nm sunduğu ra p o r nedeniyle alm an «Beyaz Te­
rö r Üzerine» başlıklı karar, tüm ülkelerin işçilerini, k a­
pitalizm in neden olduğu cinayet ve yağm a sistem ine
b ir son verm eye çağırıyordu. Birinci Kongre «Enter­
nasyonalin D ünya İşçilerine Bildirgesi» ve «Tüm Ülke­
lerin işçilerine ve A skerlerine Çağrı» yı d a onayladı.
K om intem ’in Birinci K ongresinde kabul edilen bel­
geler, u luslararası proletaryayı ik tid a r m ücadelesinin
m ilitan b ir program ıyla donattı. Bu belgeler işçi sınıfı
p artilerin in taktiklerinin görevlerini ve a n a y önünü
açıkça tanım ladı.
Kongre, K om intem ’in önderliği için Sovyet Rus­
ya, A lm anya, A vusturya, M acaristan, B alkan D evrim ­
ci Sosyal-Demokrat Federasyonu, İsviçre ve İskandi­
n av y a Komünist p artilerinin tem silcilerinden oluşan
b ir Y ürütm e Komitesi (KEYK) oluşturm ayı k a ra rla ş ­
tırdı. Sonuçta belirtildiği gibi enternasyonal, kesin ola­
ra k bir sonraki kongrede kurulacaktı, bu a ra d a beş
kişilik bir büro, örg ü tü n çalışm alarıyla görevlendiril­
mişti. Bir süre sonra RKP(B)’ni tem sil eden G. Zino-
viev K om intern Y ürütm e K urulunun Başkanı, Angeli-
k a B alabanova ve J. Berzin de seketerleri o larak onay­
landı.
Lenin, kapanış konuşm asında, Birinci K ongrenin
başarılı çalışm alarına değinerek şöyle dedi: «Polisin
tüm eziyetlerine ve y arattığ ı güçlüklere karşın, b ir a r a ­

72
ya toplanabilm iş, hiç b ir önemli farklılık olmaksızın
ve kısa b ir sürede, çağdaş devrim ci çağın yaşam sal
aciliyet taşıyan so ru la n üzerinde önemli k a ra rla ra v a­
rabilm iş olmamızı, tüm d ü n y a p ro leter kitlelerinin ey­
lem leriyle bu so ru la n p ra tik te o rta y a çıkarm ış ve on­
la rla uğraşm aya başlam ış olm alarına borçluyuz.»t55>
K om intern’in Birinci (Açılış) K ongresi u lu sla ra ra ­
sı açıdan büyük önem taşıyordu. Bu kongre resm i ola­
ra k Ü çüncü E nternasyonal’in k u ru lu şu n u ilan etti, k u ­
ram sal olarak b aşlam ak ta olan d ü n y a proleter devrimi-
nin İlk adım larını özetledi ve tüm ülkeler işçilerinin
leninizm bayrağı altındaki ideolojik ve örgütsel birli­
ğinin tem ellerini attı. Kongre, sosyal-şovenistlerin h ain
politikasına k a rşı toptan b ir savaş çağ n sı yaptı, grev
k ın c ıla n n s a n örgütü o larak tanım ladığı B ern E nter­
nasyonalini rezil etti ve m erkezciliğin önderlerini yıkı­
cı o larak eleştirm e ve açığa çıkarm anın gerekliliğini
ve b u n lard an örgütsel olarak kopuşun tarihsel kaçınıl­
m azlığını o rta y a koydu. D ünya tarih in d e ilk kez bu
kongrede A vrupa ve A m erikalı işçiler söm ürge ve b a­
ğımlı ülkelerin emekçi h alkıyla birleşti.
Lenin «Üçüncü E ntem asyonal’in kurulm ası... yal­
nız Rus işçilerinin değil, Alman, AvusturyalI, M acar,
Finli, İsviçreli - kısaca, d ü nya işçilerinin - kazanım la-
n n ın b ir belgesidir. Kesinlikle bundan dolayı, Üçüncü,
E n tern asy o n alin tem eli gerçekten de sağlam dır.»(M) di­
ye yazdı. Y ani enternasyonalin ayırıcı bir özelliği, sağ­
lam, b ir temele, yani ulu slararası devrim ci m ücadelede
proletarya diktatörlüğü ve onun kapitalizm e k a rşı za­
feri için direnen Sovyet Rusya’ya dayanm asıdır.
Lenin Üçüncü E ntern asy o n alin tarih tek i yerini şu
sözlerle tanım ladı;
«Birinci Enternasyonal, p ro leter entem asy o n alişt
sosyalizm m ücadelesinin tem elini attı.

73
«İkinci E nternasyonal, birkaç ülkede h arek etin ge­
niş ve kitlesel yaygınlaşm ası için zem inin hazırlandığı
bir dönemi b elirledi.
«Ü çüncü E nternasyonal, İkinci E n tem asy o n al’in
çalışm alarının m eyvalarm ı toplamış, oportünist, sos-
yal-şovenist, bu rju v a ve küçük burjuva posalarını sal
dışı etm iş ve proletarya d ik tatö rlü ğ ü n ü uygulam aya
başlam ıştır.»t57)

KOMİNTERN'İN İKİNCİ KONGRESİ


1919-1920 Yıllarında
Dünya Devrimcî Hareketi

Batı A vrupa’daki devrim ci olaylar, çok geçmeden,


K om intern’İn kapitalist sistem in b ü tü n o larak sosyalist
devrim e h azır olduğuna ilişkin ku ram sal tezinin doğ­
ru lu ğ u n u kanıtlayacaktı. M acaristan, B avyera ve Slo-
vakya’da Sovyet C um huriyetlerinin o rtay a çıkışı, pro­
letary a diktatörlüğünün reform istlerin öne sü rd ü ğ ü gi­
bi Rusya’ya özgü b ir olay değil, kapitalizm den sosya­
lizme geçisin ayrılm az ve kaçınılm az b ir koşulu oldu­
ğ u n u gösterdi.(M acaristan’daki sosyalist devrim in baş­
lıca özelliği, b uradaki proletaryanın banscıl b ir yolla,
silahlı ayaklanm aya başvurm adan, ik tid a ra gelmiş ol­
masıydı) Bu, p ro letary a diktatö rlü ğ ü n ü n hep kan ve
şiddeti de beraberinde getirdiğine ilişkin oportünist
protestoları yalanladı.
M acar işçi sınıfı, keskin b ir ulusal bunalım a n ın ­
d a ülkeyi k arg aşad an k u rta rm a k ve em peryalist saldı­
rıla ra karşı savunulm asını örgütlem ek için tüm ulusu
ard ın d a toparlayabilecek tek gücün kendisi olduğunu
gösterdi. M acar bilimsel sosyalistleri, işçi sınıfını d a ­
h a kavgacı kılm a ve saflarındaki ayrılıkların üstesin­

74
d e n gelme ç a b a la n içinde, sosyal-dem okratlarln 1>iıl >-
şerefe, 21 M art 1919’da, b ir Sovyet cum huriyetinin luı
ruim asm da Önemli rol oynayan M acar Sosyalist Par
tisi'ni kurdular. D evrim sırasın d a k u ru lan H alk Komi­
serleri Konseyi, M acar Sovyet C um huriyetini ilan etti,
Sovyet ik tid a n için m ücadele sırasında k u ru lan isçi sı-
nıfı birliği, p ro letary ay a hızlı ve kansız b ir zafer saer-
iada
Lenin, birleşm e sürecinin k arm aşık lık lan ve çe­
şitli etkilerinden söz etti. Sosyalistlerle gerçek b ir pro­
letary a diktatö rlü ğ ü program ında birlik sağlayabilen
M acar devrim cilerinin b a ş a n la n n a olum lu sözlerle de­
ğindi. Aynı zam anda, hızla bilimsel sosyalist oluveren
d ü n ü n sosyal-dem okratlan ara sın d a ih a n etler ve k a ­
rarsızlık olabileceği ve bunun p ro letary a d ik ta tö rlü ğ ü ­
n ü m ahvedebileceği konusunda u y a n d a bulundu. M a­
yıs 1919’d a M acar işçilerine seslenirken şöyle dedi:
«Şimdi sizler, A n tan t D evletlerine k arşı şiddetli b ir sa­
v a şta mevzi kaybetm em ek gibi güzel ve güç b ir gö­
revle k arşı karşıyasm ız. Sağlam olun. Dün, size, prole­
ta ry a d iktatörlüğüne omuz veren sosyalistler a ra sın ­
da, ya da, küçük burjuvazi arasında, kaypaklık başgös-
terecek olursa, bunu kararlılık la karşılayın.»t5tt)
D aha sonraki olayların akışı, bilimsel sosyalist bir
program benim sem iş olan birleşik partinin sa fla n a ra ­
sında salt devrim ci işçiler değil, proletarya d ik tatö rlü ­
ğüne ancak sözde inanan m erkezciler ve sağ sosyal-
dem okratlar d a olduğunu gösterdi. Ne yazık ki, M aca­
ristan 'd a Sovyet egem enliğini sağlam laştırm ak için yi­
ğitçe savaşan bilimsel sosyalistler ve sol sosyalistler,
birleşik p a rti saflarını, h üküm et y ap ılan n ı ve Sovyet
C um huriyetinin diğer kurum larım h ain ve k aypak u n ­
su rlard an tem izleyem ediler. Bu u n su rla r devrim i en
güç an d a ark ad an vurdular. S ağ-kanat sosyal-demok-

75
ra tla n n ihaneti ve m erkezcilerin y u fk a yürekliliği ve
kararsızlığı, u luslararası karşı-devrim in M acaristan ’
d aki proletarya dik tatö rlü ğ ü n ü alaşağ ı etm esini ko­
laylaştırdı. Lenin «Hiç bir devrim ci, M acar Sovyet
C um huriyetinin derslerini unutm am alı. M acar devrim-
; çilerinin reform istlerle birleşm iş olması, M acar prole-
tary asm a pahaE ya m al " ö ld ü .» d e r d i.
D üşm anla çevrilm iş olan M acar Sosyalist Federa­
tif Sovyet C um huriyeti 21 M art 1919’dan, 1 A ğustos
1919’a kadar, 133 gü n yaşadı ve savaştı. Bu kısacık sü ­
rede M acar işçileri pek çok şey gerçekleştirm eyi b a şa r­
dılar. Sırtm ı A ntant Devletlerine dayam ış olan R om an­
y a ve Çekoslovakya beyaz m uhafız ask erlerin in saldı­
rıların ı püsk ü rten b ir işçi ve köylü kızıl ordusunu ö r­
gütlediler. Sovyet hüküm eti, sanayi ve b an k aları ulu ­
sallaştırdı, 8 saatlik işgününü getirdi, kilisenin devlet­
le olan ilişkisini kesti, parasız okul sistem ini g etirdi ve
sarayları, villalan ve sanatoryu m ları em ekçi halkın
kullanım ına sundu.
Bu arada, Sovyet M acaristan h ü k ü m eti ta n m ve
köylü m eselesini ele alırken bir h a ta yaptı. K ırsal a la n ­
daki büyük çiftlikleri ulusallaştırdı ve b u n ları devlet
çiftlikleri ya d a kooperatif çiftlikleri haline getirdi. M a­
c a r işçileri, toprağa susam ış yoksul köylülerin g erek ­
sinm elerini tatm in etm em ekle, burjuvaziye k a rşı v e ri­
len etkin m ücadeledeki doğal m üttefikini seferb er e t­
m ekte başarısız oldu, böylece pro letary a d ik tatö rlü ğ ü ­
nü n kitle tabanını zayıflattı. Lenin b u h a ta y a işaret
ederken, yoksul köylünün taleplerini karşılam anın,
Sovyet hüküm etinin zorunlu görevi olduğunu söyledi.
«Aksi olunca, küçük köylü eski düzenle Sovyetlerin
diktatörlüğü ara sın d a hiçbir fa rk görem eyecektir. Pro­
leter devlet bu yolda h arek et etmezse, iktidarı elinde
tu ta m a y a c a k tır .» N is a n 1919’da, M acaristan ta rih in ­

76
de ilk kez, 18 y aşın a gelmiş tüm y u rttaşla rın yeraldıgı
genel seçim ler yapıldı.
Sovyet R usya ve Sovyet M acaristan'ın em ekçi h al­
kı iki sosyalist devlet ara sın d a politik olduğu k a d a r as­
keri b ir ittifak oluşturm ak için ellerinden geleni yap­
tılar. A ncak bağlantı ç a b a la n b ir işe yaram adı. M acar
işçileri ve o n la n n öncüleri Sovyet C um huriyetini k o ru ­
m ak için yiğit ç ab a la r harcadılar. Y abancı m üdahale-
ciler ve içteki k arşı devrim güçlerinin üstü n lü ğ ü k a r­
şısında cum huriyet devrildi. C um huriyetin d u ru m u n u
zâ^üfîaton^bn^tm en, M acar Kızıl O rdusu’nun, Clamen-
ceau’n u n ültim atom unda ü stü kap alı o larak belirti­
len, Romen A n tan t askerlerinin M acaristan ’dan çekil­
mesi ve barış görüşm elerinin başlam ası um uduyla,
k u rtard ığ ı b ilgelerden çekilm esi olm uştur. Bilindiği gi­
bi bu vaat, A n tan t D evletleri ta ra fın d a n haince bozul­
m uştu.
Sovyet egem enliği B avyera'da (13 Nisan loto -
1 Mayıs 1919) ve Slovakya’d a (16 H aziran 1919 - 5 Tom-
m uz 1919) d ah a d a k ısa sürdü. M acaristan'da olduğu
gibi iç ve dış k arşı devrim güçlerine yenik düştü. Ge­
ne de, B atıdaki ilk Sovyet C um huriyetlerinin deney ve
dersleri K om intern açısm dan çok öğreticiydi. Bu de­
neyler işçi sınıfının, kitlelerle yakından ilişki içinde
olan ve köylülere ve kentli küçük burjuvaziye yönelik
doğru b ir politika y ü rü ten deneyim li, disiplinli b ir p a r­
tisi olm aksızın zaferini sağlam a bağlayam ayacağını
gösterdi.
İşçi sınıfının bu eylem lerinin birkaç ülkedeki yenil­
gisi, hiç de azım sanm ayacak ölçüde, savaşın so n a e r­
mesiyle em peryalist güçlerin devrim alan ların ı baskı
a ltm a alm ak için b u ra la ra büyük askeri g ü çler yığm a­
sın a bağlıydı. A ntant, birkaç ülkenin askerlerini Sov­

77
y et M acaristan’a sürdü. M üttefik kuvvetlerin de rız a ­
sıyla, A lm an em peryalizm i U krayna, B elorusya ve Bal-
tık bölgesinde işgal a ltın d a bulunan to p rak lard ak i Sov­
yet egem enliğinin h u n h a rc a bastırılm asında görev al­
dı. D ünya h a rita sın ı galip devletlerin taleplerini k a r­
şılayacak biçimde yeniden çizen ve b ir b aşk a savaşın
tohum larını eken em peryalist V ersay barışı, ay n ı z a ­
m anda güçlü bir anti-sovyet eğilim taşıyordu ve Av­
ru p a ülkelerindeki devrim ci h arek etle m ücadele için
Önlemler getiriyordu. V ersay A ntlaşm ası A lm an em ­
peryalizm ine A lm anya’d aki devrim ci p ro letary ay ı ez­
meye ve Sovyet R usya’ya k a rşı vurucu b ir güç gibi
dav ran m ay a yetecek k a d a r enerji sağladı.
M acaristan ve B avyera’d aki Sovyet egem enliğinin
h u n h a rc a bastırılm asından sonra, p ro letary an ın dev­
rim ci etkinliklerinde belli belirsiz b ir d üşüş oldu am a
hareketin özü zedelenm em işti. Bu d u ru m 1920’n in Al­
m an y a’daki K app P utsch’a k a rşı 12 milyon in san ın ka­
tıldığı genel grev, İtalya işçilerinin fab rik aları ve im a­
lathaneleri ele geçirmesi, Fransa, İngiltere, ABD»ve
Japonya’daki güçlü grev hareketleri gibi olaylar da
o rtay a çıktı. K ural olarak, grevler zorlu ve inatçıydı.
Pek çok durum da polis ve askerlerle yapılan k an lı ç a r­
pışm aları d a beraberinde getirdi ve açık silahlı m ü ­
cadele biçim ini aldı.
Bu keskin sınıf savaşları işçilerin düşünce yapı­
sında değişiklikler yaptı, örgütlenm e ve birliğe yö­
nelik çabalarını artırd ı. Savaş ertesindeki ilk y ıllar­
d a tüm ülkelerde sosyal-dem okrat partilerin, işçi sen­
dikalarının ve diğer geleneksel kitle örgütlerinin üye
sayısı arttı. A ynı zam anda kitleler a ra sın d a sola kayış
açık bir hale geldi. Bu, d ü nya bilim sel sosyalist h a re ­
ketinin hızlı gelişim inde ifadesini buldu.
K om intern’in Birinci K ongresinden sonra, d ü nya

78
bilimsel sosyalist hareketi ileriye doğru büyük bir tul imi
attı. 1919 M ayısında B ulgar Tesnyak P artisi Koni ün İsi
P arti olarak yeniden örgütlendi. M art 1919 - Kasım 1920
arasın d a Yugoslavya. ABD, M eksika, D anim arka, İs­
panya, Endonezya, Iran, Ingiltere, Türkiye, U ruguay
ve A vustralya’d a kom ünist p a rtile r kuruldu. A rjantin
U luslararası Sosyalist Partisi, Y unanistan Sosyalist İş­
çi Partisi, R om anya Sosyalist Partisi, İsveç Sol Sosyal-
D em okrat Partisi, Norveç İşçi Partisi, İtalyan Sosya­
list Partisi, İngiliz Sosyalist Partisi, İngiliz Bağımsız
İşçi Partisi’nin İskoç Şubesi, Lmcemburg Sosyalist P a r­
tisi ve çeşitli ülkelerdeki devrim ci g ru p la r ve İşçi sen­
d ik aları K om intem ’e bağlılıklarını açıkladılar.
Devrimci işçilerin baskısıyla, a ra la rın d a A lm anya
Bağımsız Sosyal-D em okrat Partisi, Fransız Sosyalist
Partisi, A m erika Sosyalist İşçi Partisi, İngiliz Bağım­
sız İşçi Partisi ve İsviçre Sosyal-Dem okrat P artisi’nin
de bulunduğu çeşitli p a rtile r İkinci E nternasyonal’den
ayrıldıklarını açıkladılar. K om intern sola kayan sos-
yal-dem okrat kitleleri safların a kabul ederken refor-
mizmin ideoloji ve uygulam alarından kopm am ış un­
su rların örgütlerine sızm asına izin veremezdi. Bu u n ­
su rla ra izin verilm esi Ü çüncü E nternasyonal’in dev­
rim ci tem ellerini tehlikeye sokardı.
En başından beri devrim ci hareketin k a ra rg a h ı
olarak d av ran an K om intern yürütm esi fark lı ülkelerin
bilimsel sosyalistlerine çok büyük y ard ım lar sağladı.
Bilimsel sosyalistlerin katledilm esi, deneyli kadroların
olmaması, Sovyet R usya’nın kuşatılm ası, iç savaş - b ü ­
tün b u n lar Birinci Kongreyi İzleyen uzun b ir dönem
boyunca kapitalist ülkelerdeki işçi sınıfı p artilerin in
çoğunu K om intern Y ürütm e Komitesi’ne tem silci gön­
derm ekten alıkoydu. Bu nedenle yürütm enin güncel

79
işlevini o dönem için K om intern’deki RKP(B) tem sil­
cileri yürütüyordu.
Y ürütm enin bileşimi sonunda kesin şeklini aldı ve
çalışm ala r Sovyet Rusya. M acaristan, Finlandiya, Yu­
goslavya ve İsviçreli bilimsel sosyalistler tarafın d an
yürütüldü. O lası h e r durum da, d iğ e r ülkelerden yol­
d a şla rın işbirliği isteniyordu. B unlar ara sın d a H ollan­
da, İsveç, Norveç, Fransa, ABD, İtalya, İngiltere, Avus­
turya, Kore ve Ç in’in kom ünist ve sol sosyalist p a rti­
lerinin tem silcileri vardı. K om intem y ü rütm esinin tüm
çalışm alarını, b ü tü n önemli to p la n tıla ra k atılan Le-
nin yönetiyordu.
Farklı ülkelerdeki işçi sınıfı partileriyle bağlantı
kurm anın büyük zorluklarına rağm en, KEYK Birinci
Kongreden sonra işçi harek eti içinde bilimsel sosya­
list düşünceleri yaym aya yönelik çok şey yaptı. 1919
Mayısı K om ünist E nternasyonal dergisinin ilk sayısı­
nın basım ına tanık oldu. Dergi Rusça, Almanca, İngi­
lizce ve Fransızca olarak basılm ıştı, so n rad an İspan­
yolca ve Çince bask ılar d a eklendi. Dergi tüm işçi sı­
nıfı p a rtile ri İçin önemli bir ideolojik silah haline geldi,
KEYK ilk günden başlayarak, proleter e n tern as­
yonalizm inin propagandası ve çeşitli ülkelerin işçile­
rinin devrim ci eylem lerine etkili b ir yardım ın ö rg ü t­
lenm esine en büyük önemi verdi.
Y ürütm e K urulu 1919 b a h arın d a M acaristan ve
Rusya Sovyet C um huriyetlerini korum ak için A vrupa
işçilerini u lu sla rarası bir grev y ap m ay a çağırdı. 21
Tem m uz 1919’d a İtalya, A vusturya, Norveç ve A lm an­
ya’d a bu grev yapıldı. A m a Ingiltere ve F ran sa’d a re ­
form istler grevi torpilledi. Sosyal-dem okrasinin a şın
sağ önderlerinin güçlü m uhalefetine karşın, kapitalist
ülkelerdeki day an ışm a hareketi genişledi ve çekim g ü ­

80
cü n ü artırdı. 1920 sonunda Polonya'nın Sovyet Rusya'
y a yaptığı saldırıdan sonra do ru ğ u n a ulaştı. Tüm kı­
talardaki m ilyonlarca em ekçi «Sovyet R usya'dan Elle­
rinizi Çekin!» sloganıyla b u n a k a rşı çıktı. A lm anya’dan
A rjan tin ’e k a d a r b ir çok ülkede, Sovyet R usya’ya Y ar­
dım Kom iteleri boy verdi. Lenin yabancı İşçilerin Sov­
yet Rusya’y a sağladıkları kardeşçe yardım a şü k ra n la ­
rını sunarken «uluslararası burjuvazinin kendi işçileri
tarafın d an alaşağı edilm esi için bize b ir el kaldırm ası
yeter.»(8I> dedi.
KEYK, ulu slararası gençlik, k ad ın ve sendika h a ­
reketlerinin bilimsel sosyalizm bayrağı altın d a toplan­
m asında Önemli b ir rol oynadı. Mayıs 1919’d a Y ürütm e
K urulu, devrim ci gençlere b ir G ençlik Enternasyonali
örgütlem eleri için ç a ğ n yaptı. Aynı yılın K asım ında
K om ünist G ençlik E nternasyonali birinci U luslararası
K ongresi B erlin’de illegal olarak toplandı. Kongreye
13 ülkeden 20 delege katıldı. Kongre, K om intern’İn bir
bölüm ü haline gelen G enç K om ünist E nternasyonalini
kurdu.
Temmuz 1920’de M oskova’da, KEYK insiyatifinde
b ir ulu slararası kadm işçiler konferansı yapıldı. Kon­
feran sa 16 ülkeden 21 delege katıldı. K onferans işçi
k ad ın lara b ir bildirge ve proleter kad ın lar arasın d ak i
bilimsel sosyalist çalışm anın a n a h atların ı o rta y a ko­
y an bir tez kabul etti. Kom intern yürütm esi 1920 K a­
sım ında konferans k a ra rın a uygun o larak çeşitli dil­
lerde p ro p ag an d a yazını yayınlayan bir Uluslararası
K adın Sekre ta ry ası kurdu.
KEYK çeşitli ülkelerdeki devrim ci işçi sendikala­
rım birleştirm ede önemli bir rol oynadı. 1920 yazında,
KEYK insiyatifinde, Sovyet Rusya, B ulgaristan, Y u­
goslavya, İtalya, F ransa ve İspanya devrim ci işçi sen-

F. 6: Enternasyonal 81
d ik aları dokuz milyon işçilik üye sayısıyla b ir Ulus­
la ra ra sı İşçi S endikaları Konseyi oluşturdular.
KEYK d ü n y a bilim sel sosyalist h arek etin in ideolo­
jik ve örgütsel olarak sağlam laştırılm asını en önem li
görevlerinden biri olarak görüyordu. Bu am açla, prole­
te r devrim de politik p artilerin rolü, legal ve illegal ça­
lışm aları bağdaştırm ak, parlam entarizm , işçi sendika­
la rı ve İngiliz işçi h areketinin özel nitelikleri gibi önem ­
li kon u lard a izlenecek yolları gösteren m ek tu p lar y a ­
zıldı.
İşçi sınıfı p a rtilerin in oluşum u ve gelişimi k a rm a ­
şık b ir süreçti ve genç işçi sınıfı p artileri m ücadelele­
rin in başlarında büyük güçlüklerle karşılaştılar. Bu
p artiler işçi h arek eti içinde, kapitalist ülkelerdeki iş­
çilerin çoğunluğunun önderliğini izledikleri deneyli re ­
form ist örgütlerle k arşılaştılar. Bilimsel sosyalistler ile­
rici işçileri kazanm ayı başardılar, am a geniş kitleler
a rasın d ak i etkileri çok yavaş a rttı ve oldukça zayıf k al­
dı. K apitalist ülkelerde geniş işçi kitlelerini bilimsel
sosyalizmin bayrağı a ltın d a toplam a süreci solcu ve
sek ter h a ta la rla d a h a d a güçleştiriliyordu. Ö rneğin
İngiltere’de b ir çok devrimci, b u rju v a p arlam entosun­
d a y er alm aya k a rşı olum suz b ir ta v ır aldı ve İşçi P a r­
tisine kollektif üyelik esasıyla katılm ayı reddeden İn ­
giliz K om ünist P artisi’nin kitleleri etkilem e ve o n lan
yanı sıra sürüklem e şansını sınırladı.
Solcu sekter görüş ve hava, A hnanya, A vusturya,
Fransa, İtalya, ABD, H ollanda ve d iğ er ülkelerde d e
yaygınlaştı. A lm anya’d a aşırı-sol u n su rlar, 19^0 N isa­
n ın d a Alman K om ünist P artisi’n in sosyal-dem okrat iş­
çilere yaklaşm a ç a b a la n nedeniyle, şiddetle saldırıp ay ­
rı b ir Kom ünist İşçi P artisi oluşturdular. KÎP’nin ön­
derleri - W alffheim ve L eufenberg tü rü «sol» edebiyat­
ç ıla r- AKP’n i oportünizm ve bağım sızlarla b ir uzlaş­

82
m a a ra m a k la suçladı. KEYK, A K P nin taktiklerini sa­
vundu. A lm anya Komünist İşçi P artisi’ne açık b ir m ek­
tupla, A lm anya Bağımsız Sosyal-D em okrat P artisi’nin
m erkezci önderleri ile, büyük çoğunluğu Ü çüncü E n­
ternasyonalin desteklenm esinde d ü rü st ve içten d av ra­
n a n bu p a rtin in sıradan üyelerinin a y rı tu tu lm ası ge­
rektiğine işaret etti. M ektup, «Bağımsızlar p a rtisi saf-
larm da örgütlenm iş olan, a m a zam an içinde öğrendik­
leriyle h e r "ğurTb"fze"^IQaşacak olân~yaklaşık bir mil­
yon işçiyle bir uzlaşm a sağlam ak, hiç de oportünizm
değil, AlmanyaTdakı Tier ciddi' bilimsel' sosyalistin bi­
rinci g ö r e v id ir .» d iy o r d u .
Lenin, s ÖT sekler H ataların işçi sınıfm a çok zararlı
olduğunu söyledi. Bu h a ta la r düzeltilm eden bilimsel
sosyalistlerin emekçi halkm sırad an ve politik olm a­
yan kesim leri içinde etkili olarak çalışm alarının söz ko­
nusu olam ayacağım belirtti. Bilimsel sosyalist h arek et
içindeki «solculuğa» k arşı savaş, bu nedenle, günün
acil ve birinci g örevi haline geldi. Birinci tarihsel h e­
defe "(sîmjpbilinci olan proletaryayı Sovyet iktidarı ve
işçi sınıfı diktatörlüğünden y a n a kazanm ak), oportü­
nizm ve sosyal-şovenizme k a rşı tam b ir ideolojik ve
politik zafer kazanılm aksızın ulaşılam ayacağı gibi, sol
doktrinerciliğin o rtad an kaldırılm ası olmaksızın ve
h a ta la rı tüm den ortadan silmeden, kitleleri, devrim de
öncülüğün zaferini sağlayan yeni bir konum a yönelt­
m ekten oluşan ikinci ve acil hedefo ulaşılam az.»(63)
' Lenin
Dünya îşçİ Sm tft
Hareketinin
Önemli Sorunları
Üzerine
1920 b a h a rın a doğru d ü nyada süregelen d u ru m
güç ve olağanüstüydü. P roletarya d ik tatö rlü ğ ü n ü n

83
Sovyet R usya’d a sağlam laştırılm ası, ezilen h a lk la r a r a ­
sında hızlanan ulusal kurtuluş h a re k eti ve b u a ra d a
devrim ci gelişim in kapitalist ülkelerdeki hızının yavaş­
lam ası, d ü nya devrim ci sürecinde düzensiz b ir geliş­
meyi gösteriyordu.
Lenin, Batı A vrupa proletaryasının karşılaştığı ak ­
saklıkların nedenini açıklarken şöyle yazdı: «Devrimin
ilk dönem lerinde b irço k lan em peryalist savaş biter
bitm ez B atı A vrupa’d a sosyalist devrim in başlayaca­
ğı um udunu taşıyordu; kitlelerin silahlı olduğu sırad a
Batılı ülkelerin bazılarında başarılı b ir devrim olabi­
lirdi de. Batı A vrupa proletaryası içindeki ayrılık ve
eski sosyalist önderlerin ihaneti düşü n d ü k lerin d en d a ­
h a derin ve d a h a büyük olm asaydı, b u olabilirdi» <64>
Burjuvazi, sosyal-dem okrasinin refo rm ist önderleri ve
işçi sendikalarının yardım ıyla, B atıda pro letary an ın ilk
devrim ci saldınsm ı püskürtm eyi başardı. A m a işçi sı­
nıfının gücü kınlm am ıştı. Bu sınıf, kap italist köleliğe
k a rşı yenileşm iş b ir m ücadeleye hazırlanıyordu.
Değişen d u ru m ve 1919 - 1920 sınıf sav aşların ın Öğ­
rettikleri, K om intern1'den, d ü n y a bilim sel sosyalist h a ­
reketinin işçi sınıfının çoğunluğunu bilimsel sosyaliz­
me kazanm anın, kitlesel m üttefikler bulm anın ve k it­
leleri devrim e götürm enin yeni yollarını ve araçlarım
bulm aya çabalam ası için d a h a esnek strateji ve ta k ­
tik ler hazırlam asını talep etti. Lenin 1920 b aşların d a
K om intern’İn tkinci K ongresi dolayısıyla yazılm ış olan
«Sol-Kanat» Komünizm i, Bir Çocukluk H astalığı k ita ­
bında, bu. acil sorunla uğraştı.
ç' İşçi sınıfı p artilerin i ideolojik ve örgütsel o larak ■
( güçlendirm e ve on ları devrim ci m ücadelenin gerçek i
j önderleri ve örgütleyicileri haline g etirm e görevi, bi- i
I limsel sosyalist hareket içindeki sol doktrinercüik, |
■^dogmatizm ve sekterliğe k a rşı esaslı b ir p an zeh ir ge- I

84
rektiriyordu. B urjuva p arlam entoları ve reform ist İşçi
j sendikaları içinde çalışm anın reddedilm esi, güçlerin
i gerçek düzeyini hesaba katm adaki yeteneksizlik ve is*
| teksizlik, p a rti ilkelerine ve genel olarak p a rti disipli- \
j nine karşı inançsız b ir tavır, politik uzlaşm anın reddi J
j «solculuğun» bü tü n bu beîirtileri-büyüyen bilimsel ]
\ sosyalist h arek etin kitlelerden soyutlanm asına yol açan i
j ve işçi sınıfı partisini b ir m ezhebe d ö n ü ştü ren zaafla- !
i rıydı.
Bilimsel sosyalist h a re k et içindeki «solculuk» ge­
nellikle devrim ci işçilerin oportünist sosyal-dem okrat
önderlere duyd ukları köklü n e fre tte n kaynaklanıyor­
du. Bu nefret, in san ları körleştiriyor, onları yanlış yön­
lendirilm iş ve ilkel eylem lere sürüklüyor, serinkanlı­
lıkla düşünm elerini, anlam lı ve esnek bir tak tik ve
strateji h azırlam alarını önlüyordu. Sol yanlışların pek
çok d urum daki b ir başka nedeni, bilimsel sosyalistle­
rin devrim ci sabırsızlığı, politik deneysizlikleri, gerekli
tüm şartların hazırlanm ası için yeterli tolerans tan ım a­
dan, herşeyin R usya’da.olduğu gibi m üm kün olduğun­
ca çabuk olması yönündeki istekleriydi.
Lenin a yn ı zam anda, «solculuğun» küçük b u rju ­
vazinin şiddetli saldırılarını ve bunların işçi sınıfı üze­
rimdeki b a s k ı n ı yan sıtan küçük burjuva devrim cili­
ğinin derinliklerinde kök saldığını d a gösterdi. Lenin
şöyle yazdı: «Kapitalizmde h er zam an ezilen ve y a­
şam koşullarında çok sık en keskin ve a n i kötüleşm e­
ler h a tta iflaslar görülen küçük m ülk sahibi, küçük
üretici (bir çok A vrupa ülkesinde çok yaygın, h a tta
kitlesel ölçekte varolan bir toplum sal Tipi, kolaylıkla
devrim ci u ç lara gider, am a kararlılık, Örgütlülük, di-..
siplin ve seb attan yoksundur.»((!G)
Proletaryanın saflarına k a tılan savaşın m ahvett i­
ği küçük burjuva kitlesi, b eraberin d e b ir küçük b u r­
juva devrimciliği, anarşizm , sabırsızlık ve işçi h areke-
tinın derlediği deneyleri yoksaym a h av asım d a g etir­
di. Sonuçta işçi sınıfının bir bölüm ü de küçük b u rju ­
vazi a ra sın d a yeni o rtay a çıkan bu küçük b u rju v a dev­
rim ciliği m ikrobunu kaptı, İşçi sınıfının b u kesim leri­
nin talepleri, henüz sürekli m ücadele içinde eğitilm e­
miş olan p artililer üzerinde önem li etk iler yapıyordu.
Lenin, «sol» kom ünizm i sah te devrim ci b ir eğilim
olarak gösterirken, sadece oportünistlere k a rşı değil,
küçük burjuva, y a n - a n a r ş ik devrim ciliğe k a rşı veri­
len sert m ücadelede de çelikleşmiş olan Boişeviklerin
deneylerinden yola çıktı. Lenin’in b u k ita p ta g ü ttü ğ ü
başlıca amaç, dünyadaki tüm kom ünistleri bu deneye
o rta k etm ekti,
Lenin h e r şeyden önce, bilim sel sosyalist strateji
ve taktiklerin bilimsel ilkelerini ele aldı. Politikanın,
I varolan b ir durum daki b ü tü n sınıfsal güçlerin ve bu
güçlerin dünya Ölçeğindeki sıralam asının ölçülü ve son
derece nesnel bir değerlendirm esini tem el alm ası ge­
rektiğini savundu ve bu konudaki öznelciliği lanetle-
| di. Bilimsel sosyalist politika «sadece b ir tek g ru p ve­
y a p a rtin in istekleri ve görüşleriyle, sınıf bilinci dü-
• zeyiyle ve m ilitanlığıyla belirlenm em elidir.»(66) dedi,
i Lenin k itabında bilim sel sosyalist politikanın temelie-
' rini eje alırken, devrim ci durum k u ram ın ı ve b ir bi-
! lim ve san a t olarak politika k uram ın ı geliştirdi.
Lenin’in, bilimsel sosyalist politika alan ın d a genel
ve Özel, u lu sla rarası ve ulusal olanın ilişkileri üzerine
oluşturduğu tezler çok önemliydi. Farklı ülkelerde, öz­
gün yerel ş a rtla r gözönüne alınm aksızın Bolşevik tak ­
tiklerin körü körüne taklid edilmesi, d ü n y a proleter
devrim ini geliştirm e am acına ilişkin ciddi tehlikelere

86
neden olm a eğilim ini taşıyordu. Lenin bu nedenle tüm
ülkelerdeki bilimsel sosyalist işçi h arek etin in u lu slar­
a ra sı taktiğinin birliği, farklılıkların yok edilmesini,
ulusal ayrılıkların silinm esini değil, tem el bilimsel sos­
yalist ilkelerin «bu ilkeleri belirli a y rın tıla rla doğru
o larak değiştirebilecek, b u n la rı ulusal ve u lu sal - dev­
let fark lılık ların a doğru o la ra k uyarlayıp uygulayabi­
lecek»^^ b ir uygulam asını g ere k tirir dedi. Bu sonuç,
Lenin’in d a h a 1916’d a şekillendirdiği ve «Tüm u lu slar
sosyalizme u laşacak tır - bu k açınılm a zdır, am a bunu,
hepsi, tıpatıp aynı yolla yapm ayacaktır, h e r b iri de-
m okrasinin b ir biçimine, proletary a d i^ a tö rlü ğ ü n ü n
b ir çeşidine ve toplum sal yaşam ın fark lı y an ların d ak i
sosyalist dönüşüm lerin değişen h ızlarına kendilerin­
den Joir _.şeyX erJtat^ (63_> anlam ındaki tezinin
geliştirilm iş bir biçimiydi.
Lenin, Ekim D evrim i’nin u lu slararası önem ine iliş­
kin çözümlemesinde Bolşevizmin ta rih i ve taktikleri
içinde genel b ir uygulam a ve anlam ı olan gelişim ve
k onuları seçip çıkardı. Lenin, Rus devrim inin, özgün
ve çok ulusal nitelikler taşım ay an b u genel özellikle­
rini, pro letary a d ik tatörlüğü v e güçlü b ir biçimde kay-
n a şmış ve disiplinli b ir bilimsel sosyalist p artin in v a r­
lığı olarak görüyordu.
Sovyet Rusya deneyi, tah tın d an indirilm iş olan
burjuvazinin direnişini bastırm anın, işçi sınıfı ve k ü ­
çük m eta üreticisi arasın d ak i karm aşık so ru n ları çöz­
m enin, ve işçilerin kendilerini küçük bu rju v a önyar­
g ıları ve alışkanlıklarından k u rta rm a la rın ın p ro letar­
y a diktatörlüğü olmaksızın gerçekleşm eyeceğini gös­
term ekteydi. Lenin, «proletarya diktatö rlü ğ ü esk i t op-
lum un güçleri ve geleneklerine karşı - kanlı ve kansız,
şiddetli ve barışçıl askeri ve ekonomik, eğitim sel ve
idari - k a ra rlı bir m ücadele d e m e k tir.» ^ diye yazdı.

87
Lenin, p ro letary a ve emekçi halk ın proleter olm a­
yan bir çok tab ak ası (küçük burjuvazi, köylülük ve
aydınlar) a rasın d ak i sınıf ittifakınm özel b ir biçimini,
serm ayeye k arşı bir ittifakı, burjuvazinin altedilm esi
ve direnişinin bastırılm asını hedefleyen b ir ittifakı,
sosyalizmin inşası am acını güden b ir ittifak ı tem sil et­
tiğine işaret ettiği proletarya dik tatö rlü ğ ü n ü n sınıfsal
içeriğinin dar, tek yanlı yorum lanm asına k a rşı öteki
ülkelerin bilimsel sosyalistlerini uyardı. Bu sınıf ittifa­
kının Özel b ir niteliği ittifakı yöneten gücün p ro letar­
y a olmasıydı.
Lenin d a h a sonra, proletaryanın, işçi sm ıfı p a rti­
si olm aksızın düşm anlarım altedem iyeceğini gösterdi.
Ekim Devrimi deneyinden ö rnek ler vererek, proletar­
y a dik tatö rlü ğ ü n ü tanıyan, a m a dem ir disiplinli, katı
m erkeziyetçi b ir işçi partisinin gerekliliğini ve kitleler­
le yakın b a ğ la n yadsıyan bazı solculann savlarının
geçersizliğini o rta y a koydu. îşçi sınıfı partisinin, prole­
ta ry a n ın sınıf ö rg ü tü n ü n en üst biçimi olduğunu v u r­
guladı. Böyle b ir p a rti olm aksızın pro letary a d ik ta tö r­
lüğü olanaksızdı ve emekçi kitleler yenilgiye m ah ­
kûm du. Lenin şöyle yazdı: «Partimizdeki çok sıkı ve
gerçekten dem ir disiplin, y a d a tü m işçi sm ıfı kitlesi­
nin, yani işçi sınıfı içindeki geri tab ak a la rı yönetebi­
lecek ve on ları kendi y an ların a çekebilecek, düşünen,
dürüst, adam ış ve etkili u n su rla rın tüm ünün, tam ve
şartsız desteği olmaksızın, Boişeviklerin, b ırak ın iki b u ­
çuk yılı, iki buçuk a y bile ik tid a rd a k alam ayacakları,
sanıyorum şimdi hem en hem en evrensel o larak a n la ­
şılm ıştır.»(TO>
Lenin, proletarya diktatö rlü ğ ü m ekanizm asında
P artin in rolünü o rtay a koyarken, işçi sınıfı iktidarının
em ekçi halkın kitie örgütleri yoluyla - işçi sendikaları,
Sovyetler, kooperatif birlikleri, gençlik, k ü ltü rel ve

88
eğitsel d iğ e r örgütler- ve p a rtin in yardım ıyla uygulan
dığını yazdı. Sonuç, esnek, göreli o larak geniş, biçimsel
o larak bilimsel sosyalist olm ayan, p a rti önderliğinde
işçi sınıfının d iktatörlüğünü uygulayan güçlü b ir pro­
leter m ekanizm adır.
Lenin işçi sınıfının devrim ci m ücadelesinde prole­
te r önderlerin önem li rolünü b ir v u rg u noktası hali­
ne getirdi. Bu, bazı ülkelerdeki «solcuların» önderle­
rin rolünü yadsım ası ve onlarla parti, p a rti ile sınıf ve
sınıfla kitleler a ra sın a bir a y ın ın koym ası olgusu k a r­
şısında, gerekliydi. K itlelerin önderlerine duydukları
hoşnutsuzluk, sıkjsık ta k u ıd ık la n dü şm an ca tavır, Jku-
ral^ olarak, b urju vaziye y altakla n an oportünist önder-
İerin d a v ranışlarından kayna k lan ıyordu. Am a bu, pro­
letaryanın m ücadelesini önderleri olm aksızın y ü rü te­
bileceği an lam ın a gelm iyordu. Lenin proletarya bur-...
juvaziyi yenm ek istiyorsa, kendi politikacılarını, burju-
j/a z in in k iler k a d a r iyi olması gereken politikacılarını, _
y aratm ak zorundadır diye yazdı.
Lenin kitleleri devrim e h azırlam a k o n u su n a ol­
dukça büyük Önem verdi. Bilimsel sosyalistlerin /.alim­
lere k arşı verilecek kesin savaşı özenle zam anlam ayı
öğrenm ek zorunda olduklarını belirtti, ö n c ü le r tek
b aşların a kazanam azdı. Tüm sınıf ve kitloler bu öncü­
leri doğrudan d estekleyen b ir tutum alm am ışken, y a ...
da en azından ona karşı yardım sever b ir ja ra fsiz lik
içme~ğlrm eıhişken ve düşm anını desteklem e konu su n ­
d a tam am en isteksizken, öncüleri sav aşa sürüklem ek
sadece sersem lik değil b ir suç olurdu. _
Bir çok «sol» kom ünist safça, işçi sınıfı ve em ekçi
tıalkm, bu kitleleri söm ürenlerin a lt edilmesi için, y a­
pılacak b ir çağrıya an ın d a tepki gösterm eleri için, böy­
le b ir duyuruyu yapm anın yeterli olduğuna inam yor-

89
lardı. Lenin, böylesi yöntem lerle, kitlelere devrim ci m ü­
cadelenin gerekliliğinin anlatılam ayacağını, «tek başı­
n a propaganda ve ajitasyon, b ü tü n b ir sınıfın, geniş e-
mekçi halk kitlelerinin, serm ayenin baskısı altın d a çı­
lan ların böyle b ir ta v ır alm ası için yeterli değildir. Bu­
n u n için kitlelerin kendi politik deneyleri olmalıdır.
Tüm büyük devrim lerin temel özelliği budur.»*71'' diye­
re k ikna edici bir biçimde gösterdi. Lenin’e göre kitle­
lerin böyle bir ta v ır alm asına yardım etm ek ve onları
sosyalist devrim e ve proletarya d iktatörlüğüne doğru
yönlendirm ek için deney kazanm ak, işçi sınıfı p artile­
rinin a n a göreviydi.
Bu sorunun çözüm ündeki başlıca engel «sol» ko­
m ünistlerin burjuva parlam ento ların d a ve reform ist
işçi sendikalarında çalışm ayı reddetm eleri ve h e r tü rlü
anlaşm aya karşı çıkm aları biçiminde kendini o rtay a
koyan sol doktrinarizm di. «Sollar» bilimsel sosyaliz­
m in kuram sal katıksız!ığın koruyucuları pozunda,filke)
politik uzlaşmalariNolarak kabul edilemez ilan ettiler,
saçm a «İşçi S endikalarından Çıkın!» sloganını ortaya
a ttıla r ve parlam entarizm i tarih sel ve politik olarak
eskim iş ilan ettiler. Lenin, işçilerin reform ist politika­
c ılara duydukları n efret ve kızgınlığa d ayandığı d u ­
ru m lard a bile, sek ter bağnazlık ve d a r görüşlülüğü
şiddetle lanetledi. İnsanın p ro leter ve y a n proleter kit-
lelerin olduğu h e r y erd e, ne denli g erici olursa olsun
tüm organj&rda, topluluklarda ve birliklerde sistemli,
sebatlı, k a ra rlı ve sabırlı b ir biçimde p ro p ag an d a ve
aiitasyon yürütm ek için, en aşılm az engellerin ü ste­
sinden gelerek h e r tü rlü fedak arlığ ı yapabilecek d u ­
ru m d a olm ası gere k ir diye belirtti,
«Biz Bolşevikler en k a r^ ^ ^ e v rîm c i parlam en to ­
la ra katıldık, ve deneyler bu katılım ın sadece y ararlı
değil, devrim ci p ro letaryanın p artisi İçin ay n ı zam an­

90
d a vazgeçilmez olduğunu gösterdi...»t,!) diye yazdı. P ar­
lam enter etkinlikler, bu rju v a - dem okrat ve parlam on
te r geleneklerin kitlelerin zihinlerinde çok derin loru
kök saldığı Batı A vrupa'daki bilimsel sosyalistler açı­
sından d a h a d a önemliydi. Lenin, parlam entonun, tüm
sınıfların katıldığı ve tüm sınıf çık arları ve çelişkile­
rin in o rtay a konduğu bir m ücadele a lan ı olduğunu be­
lirtti. P arlam ento kürsüsü, geniş küçük b u rju v a ta b a ­
k a la rın zihinlerini şekillendirm ede büyük önem ta şı­
yordu. Bu nedenle devrim ci proleter p artiler, kendi sı­
nıflarının geri kesim lerini eğitm enin, gelişmemiş, ezil­
miş ve cahil kitleleri geliştirm e ve eğitm enin b ir aracı
olarak p a rla m en ter seçim ler ve parlam en to k ü rsü sü
için verilen m ücadeleye k atılm ak zorundaydılar.
Lenin a n ti - parlam entarizm i, göreneklere uym a­
yan, oportünist olm ayan, k a riy a rist olm ayan b ir par-
lam entarizm tü rü n ü n y aratılm ası gibi güç b ir görevi
yok saym a çabası olarak gördü. Aynı zam anda, p a r­
lam enter m ücadele biçim lerini gereğinden fazla bü­
yütm eye k a rşı bilimsel sosyalistleri uyard ı ve k ap ita­
list ülkelerdeki işçi harek etin in temel m eselelerinin
b urjuva parlam entolarında değil, sadece işçi sınıfının
kitlesel devrim ci m ücadelesi içinde belirlendiğini v u r­
guladı.
Lenin, genç işçi sınıfı partilerine istisnasız tü m ve
h e r tü rlü - legal ve illegal, barışçıl vo barışçıl olm ayan,
p arlam en ter ve p a rlam ento dışı - mücadele biçimini us­
talıkla kullanm ayı ve bir m ücadele biçimin den djğeri-
ne ani ve çabuk değişikliklere h azır olm ayı pğrettL .
~Bu ş a rtla r an cak bilimsel sosyalistlerin esnek ta k tik ­
ler ve politik uzlaşm a san a tın d a kusursuzluğa ulaş­
m asıyla sağlanabilirdi. Lcııin, da h a güçlü hasm ın, a n ­
cak, b ü y ük bir güç h a rcay arak ve n e denli küçük olur-
*.sa olsun d ü şman içindeki h er çatlağı ve ne denli kü-

91
çök, h a tta sadece geçici, kararsız, tutarsız, güvenilm ez
ve denem e niteliğinde olursa olsun, kitle m üttefiki k a ­
zanm a fırsatların ın tü m ü n ü en Özenli, kapsam lı ve u s­
talıklı bir biçimde k u lla n a ra k yenilebileceğini belirtti.
Bir çok «sol» kom ünist h e r h an g i b ir uzlaşm aya
karşı çıkm ayı devrim ciliğin tem el b ir belirtisi olarak
gördüler. Bu tutum ları, bilim sel sosyalistlerin a ra ev­
relerde durm aksızın, uzlaşm alara girişm eden am açları­
n a ulaşabileceklerini, bunların sadece zafer g ü nünü
ertelediğini ve kölelik dönem ini uzattığını savunan
B lankistlerin takındığı ta v rı anım satıyordu. Engels
1870’lerde bu görüşleri eleştirdi.(73> A ncak uzlaşm a ko­
nusundaki olumsuz tavır, b ir çok devrim ci arasın d a
gene de sü rü p gitti. Bunun nedeni büyük ölçüde, ulus­
la ra ra sı işçi h a re k eti içinde h a in nitelikler taşıy an çok
fazla uzlaşm a olmasıydı.
A m a «uzlaşm alar vardır, uzlaşm alar vardır» diye
öğretti Lenin. U zlaşm alar b ir kalem de, «ilke olarak»,
reddedilem ezler. Bolşevik P a rti gerektiğinde kıvraklığa
ve uzlaşm alara, başvurm ak zorun d a kalm ıştı.
Böylesi b ir zorla yapılm ış b ir uzlaşm a, genç Sov­
yet C um huriyetine empoze edilen Brest A nlaşm asıydı.
«Sol» kom ünistlerin bakış açısından bu, em peryalist­
lerle olan tüm alış verişler gibi, kab u l edilm ez b ir şey­
di. A slında o sırada geçerli som ut k o şu llard a böyle b ir
uzlaşm a zorunluydu, çü nkü bu, R usya’daki Sovyet ik ­
tidarının korunm ası, A lm anya ve d iğ er ülkelerdeki
devrim ci h arek etin gelişmesi açısından belirleyici b ir
önem taşıyordu.
Lenin te k ra r te k ra r uzlaşm aları nok talay acak h e r
h an g i b ir kural, h e r d u ru m İçin geçerli k esin b ir k u ­
ra l geliştirm enin olanaksız olduğunu vurguladı. Kişi
b u n u h e r a y n d u ru m için yeniden, kendi b a şın a gelış-

92
tirm ek zorundaydı. Lenin «uzlaşm alar üzeri no» ( n o t
b ah arın d a yazılmış) m akalesinde şu n a işa re t etti: «Uz­
laşm a fikri reddedilm em elidir. Mesele, koşulların zor­
lam asıyla en devrim ci sınıfın en devrim ci p artisin e bi­
le bazen zorunlu olarak empoze edilen tüm uzlaşm a­
la r yoluyla, devrim ci tak tik ve örgütlenm eyi, devrimci
bilinci, işçi sınıfı ve onun Örgütlü öncüsü p a rtin in İta-
rarlılık v e hazırlığını koruyabilm ek, güçlendirebilm ek,
çelikleştirip geliştirebilm ektir.»
Lenin, burjuvaziye gerekli olan u n su rla rla sav aşır­
ken, aynı zam anda proletaryaya gerekli olan bazı d u ­
rum larda, böyle gerekli u n su rla rla uzlaşm a yapm anın
bilimsel sosyalistler açısından doğru tak tik olduğunu
öğretti. Lenin’in uzlaşm a konusundaki önemli kuralı
şuydu - pazarlık yap ama, ilkelerden fedakarlık etm e­
den.
Lenin’in çalışm aları, gördüğüm üz gibi, Bolşevik-
lerin zengin deneyim ini B atının genç işçi sınıfı p a rti­
lerine a k ta ra n gerçek bir bilimsel sosyalist strateji ve
tak tik le r ansiklopedisidir,
Lenin’in «Sol-Kanat» Komünizmi, Bir Çocukluk H as­
talığı kitabı uiuslarası işçi hareketinde elden ele do­
laştı. Kitap K om intern’in İkinci Kongresi dolayısıyla
1920 yazında M oskova’d a Rusça, İngilizce ve Fransızca
o larak basıldı. Aynı yıl, kitabın Alm anya, İngiltere,
Fransa, B ulgaristan, A rjantin, H ollanda ve İsveç'te b a­
sılışı gerçekleşti. 1921’de İtalya, ABD ve F inlandiya’d a
satışa çıkarıldı. K itap farklı ülkelerdeki sınıf bilinci­
ne sahip işçilerin çoğunluğu ve bilimsel sosyalistler
ara sın d a yaygın b ir biçimde beğenildi.
İngiltere Kom ünist P artisi’nin ku ru cu ların d an Wil-
liam G allacher, Lenin’in bu kitabının ilk an d a üzerin­
de bıraktığı etkiyi yazarken, A lm anya’y a ilişkin kısm ı

93
oldukça kayıtsız bir biçim de okum aya başladığını söy­
ledi, «ama İngiltere’ye değinen bölüm e geldiğinde ve
hak k ın d a ne dediğini gördüğünde, yerim den doğrul­
dum.»17^ Lenin’in kitabının özenli b ir incelem esi ve
d ü nya proletaryasının büyük önderiyle kişisel k arşı­
la şm alar ve konuşm alar, G allacher ve b ir çok b aşk a
bilimsel sosyalistin h a ta la rın ı düzeltm elerine ve zorlu
devrim ci m ücadeleye giden doğru yolu b u lm aların a
yardım cı oldu. /
Lenin’in bilimsel sosyalist h a re k etin stratejisi tak-,
tikleri ve örgütsel ilkelerine ilişkin yaşam sal sorunla­
rım ele alan kitabı, m arksizm - leninizm in hâzinesine
p a h a biçilmez b ir katkıdır. B ugüne dek Öneminden h iç ■
b ir şey yitırm em iştir ve bilimsel sosyalistlere politik
m ücadele sanatım , kazanm ak için savaşm a san a tın ı
Öğretmeye devam etm ektedir.
Bilimsel Sosyalist Hareketin
K om intem ’in İkinci Kongresinde
Geliştirilen Strateji ve Taktikler
K om intern’in İkinci Kongresi d ü n y a bilimsel sosya-
list hareketinin oldukça güçlendiği ve tü m k ıta la rd a
gelişme k ay dettiği bir dönemde toplandı. Bilimsel sos­
yalist h a re k etin ulusal m üfrezeleri b aşarıların ı büyük
ölçüde K om intern’in dev çab aların a ve d ü n y a işçi h a ­
reketini yeniden yönlendirm ede kişisel o larak Lenin’e
borçluydular. Lenin d a h a sonraki b ir ta rih te «Eski tip
A vrupa p arlam en ter p artisini - ki aslında refo rm isttir
ve sadece belli belirsiz b ir biçimde devrim ci ren k ler­
le tonlanm ıştır- yeni tip partiye, gerçekten devrimci, ye­
ni tip bir partiye dönüştürm e süreci, son derece zorlu
bir s ü r e ç t i r . » d i y e yazdı. Ne olursa olsun güçlükle­
rin üstesinden gelinmişti.
Bilimsel sosyalizm in hızla büyüm esi, aynı zam an­

94
d a h arek etin d a h a sonraki gelişm elerini baltalayan
iki h a ta ve zaafı o rta y a koydu. B unlardan biri, henüz
m erkezciliğin ideoloji ve uygulam asından kopm am ış
olan bir çok sosyalist p a rtin in Ü çüncü E n tern asy o n ale
bağlılığını açıklam asıydı. Bu d u ru m güçlü bilim sel
sosyalist p a rtile rin oluşum u ve gelişmesi için b ir en ­
geldi ve sosyal - oportünizm in bilimsel sosyalist h are­
k et içine sızm ası ve h areketin devrim ci eğilim ini yok
etm esi tehlikesini taşıyordu. D iğer hata, solculuğa yö­
nelik eğilim, bazı bilimsel sosyalistlerin geleneksel k it­
le örgütlerinde çalışm ayı ve kapitalizm in y a ra ttığ ı k it­
lelerden politik bir devrim ordusu kurm ay ı reddetm e­
leriydi.
1919 -1 920 sınıf savaşlarının öğrettikleri, bu h a ta ­
ların büyük tehlikesini Ön plana çıkardı ve K om intern’i
d ü n ya devrim ci harek etin in en karm aşık mesele­
leriyle, yani yeni tip proleter p a rtile rin sosyalist dev-
. rim deki rolü, bilimsel sosyalist"partilerin kitleleri k a ­
zanm a çabası ve ik tid a r m ücadelesinde p ro letary an ın
. m üttefikleri m eseleleriyle k a rşı karşıya bıraktı. Komııî-
te m ve İkinci K ongresinin üstlendiği görev b u y aşam ­
sal sorunların çözülmesiydi.
Kongreye 37 ülkedeki 67 örgütten 217 delege k a ­
tıldı.- Bilimsel sosyalist p a rti ve g ru p la r ve bazı sendi­
ka'" örgütleri tem sil ediliyordu. İki m erkezci p artid en
-A lm anya Bağımsız Sosyal - D em okrat Partisi ve F ra n ­
sız Sosyalist P a rtis i-o y kullanm ayan delegeler vardı.
K ongre 19 Temmuz 1920’de P etrograd’d a açıldı. Son­
rak i o tu ru m lar 23 Temmuz -7 Ağustos arasın d a Mos­
kova’d a yapıldı. Kongre, Kızıl O rdu’n u n Beyaz Polon­
yalIlara yönelik kararlı karşı saldırının ve hızla Va-
şova’ya ilerlem esinin y arattığ ı genel b ir coşku havası
içinde toplandı. Tüm ülkelerin işçileri Sovyet Rusya’­
nın emekçi halkıyla dayanışm alarını içtenlikle açıkla-

95,
dıiar. Genel coşku Kongre delegelerinde de kendisini
gösterdi.
Tüm kongre işlem lerini, hazırlık lar için Özenle b ü ­
yük b ir zam an ve güç h a rc ay a n Lenin yönetiyordu.
Sol - K anat Komünizmi, Bir Çocukluk H astalığı kitabı
önceden üç dilde basılm ış ve delegelere dağıtılm ıştı.
Lenin a n a ra p o ru ve gündem in önemli sayılan hem en
hem en tü m n o k taların d ak i tezleri h azırlad ı ve Kong­
renin on kom itesinden üçüne katıldı.
Lenin, ilk to p lan tılard a sun u lan u lu slararası d u ­
ru m ve E nternasyonalin temel görevlerine İlişkin rap o ­
runda, bilimsel sosyalistlere b ir re h b e r olm ak üzere,
dü nya devrim ci bunalım ının kapsam lı b ir çözüm lem e­
sini sundu. B unalım ın o sırad a güncel olan iki h atalı
değerlendirm esini eleştirdi. Bir yan d a refo rm istler bu­
nalım ı k ısa sürede yok olup gidecek b asit b ir «kaygı»
meselesi olarak sunuyorlardı. Bu değerlendirm enin
özünde, işçi aristokrasisinin bencil çıkarları, b u rju v a­
zinin ik tidarını altetm ek için devrim ci bunalım dan y a­
ra rlan m ay ı reddetm esi vardı. Lenin «Oportünizm baş
düşm am m ızdır. îşçi sınıfı h arek etin in d a h a ü st safla­
rındaki oportünizm , bu rju v a sosyalizm idir, pro leter
sosyalizmi değil. O portünist çizgiyi izleyen işçi sınıfı
.eylem cilerinin burjuvaziyi bizzat burjuvaziden dah a
iyi savundukları p ra tik te ortaya konm uştur. O n lar iş­
çilere önderlik etmese, burjuvazi ik tid a rd a kalam az­
d ı.» d e d i.
Öte yandan bazı «sol» kom ünistler, burjuvazinin
bunalım dan k u rtulm asının kesinlikle hiç b ir yolu olm a­
dığına inanıyorlardı. Bu görüş, kapitalizm in kendili­
ğinden çöküşüne ilişkin yanlış ku ram d an ve deneyim ­
siz bilimsel sosyalistlerin devrim ci sabırsızlığından k ay ­
naklanıyordu. Lenin, «m utlak olarak um utsuz du ru m
diye bir şey yoktur. Burjuvazi çılgına dönm üş arsız

^8
yağm acılar gibi davranıyor; ahm aklık üstüne, a h m ak ­
lık yapıyor ve böylelikle durum u şiddetlendiriyor ve
çöküşünü hızlandırıyor. B unların tüm ü doğru. A m a hiç
kimse, burjuvazinin söm ürülenlerin küçük b ir azınlığı­
nı küçük ödünlerle pasifize ederek, ezilen ve söm ürü­
lenlerin h e r hangi b ir kesim inin h erh an g i b ir h arek e­
ti ya da ayaklanm asını bastırm asının kesinlikle ola­
naksız olduğunu kam tIayam az»(TS) dedi.
Lenin olgunlaşm ış b ir devrim ci d u ru m d a öznel e t­
m enin belirleyici önem ine işaret ederken şöyle dedi:
«Tüm dünyada, burjuva sistem i devasa b ir devrim ci
bunalım deneyi yaşıyor. Şimdi devrim ci p a rtile r ye­
terli anlayış ve örgütlülüğe ve söm ürülen kitlelerle
b a ğ lara ve bu bunalım ı başarılı ve m uzaffer b ir dev­
rim için kullanm a k ararlılığı ve becerisine sahip ol­
d uklarım pratik te ‘kan ıtlam alıd ırlar’.»115>
Lenin dünyadaki ekonom ik ve politik d u ru m u ta ­
nım larken, alev alm ak için kolay tu tu şan m alzem eler
ve güdülerle dolu olduğunu belirtti. Egem en sınıflar
arasındaki bunalım ın genel du ru m u bilinen b ir olguy­
du. Ne v a r ki sorun, çoğu kapitalist ülkede p ro letar­
yanın diktatoryasm ı kurm aya hazır olmamasıydı. H a­
reketin o günkü görevi proletaryanın devrim ci eylem
hazırlığını hızlandırm aktı. Bu konudaki belirleyici ro ­
lü bilimsel sosyalist p a rtile r oynayacaktı.
Tüm ülkeler de yeni tip proleter p artilerin y aratıl-
ma’s ı ve güçlendirilm esi K om intern’in İkinci K ongre­
sindeki esas konuydu. Taslağını Lenin’in hazırladığ ı ve
Kongrede kabul edilen Enternasyonalin tem el görev-
lerine iiişkin tez, başlıca görevin proletaryanın, prole­
ta ry a .diktatörlüğü biçim indeki politik iktid arı ele ge­
çirm e hazırlığı çalışm alarını on k a t yoğunlaştırm ak
için dağınık bilimsel sosyalist güçleri birleştirm ek, h e r

F. 7: Enternasyonal 97
ülkede bir tek bilimsel sosyalist p a rti oluştu rm ak (ya
d a zaten v a r olan ı güçlendirip yenilem ek) oiduğunu
belirtti.
O portünistler açığa çıkarılıp ih raç edilmeden, «sol»
h a ta la r düzeltilm eden ve kitleler bilimsel sosyalistlerin
yanm a kazanılm adan işçi sınıf m m burjuvaziyi altet-
m ek için hazırlanm ası olanaksızdı. Tez, «Üçüncü En­
te rn a s y o n a li katılan tü m partiler, h er ne p ah asın a o-
lu rsa olsun, ‘kitleler’ sözcüğünden kapitalizm in söm ür­
düğü tüm işçi kitlesini, -özellikle d ah a az ö rg ü tlü ve
aydınlanm am ış, en fazla ezilen ve Örgütlenmeye dah a
; az yatkın olanları a n lay a ra k şu özdeyişleri h a y ata ge-
; girmelidir: ‘K itleler içinde d a h a derinlere’, ‘kitlelerle
■daha yakın ilişki içinde’» d i y o r d u .
Yeni tip partiyle em ekçi kitleler arasın d ak i ilişki,
K ongrenin «Proleter Devrimde P artin in Rolü» başlıklı
başka bir k a ra rın d a ele alınm ıştı, Eju k a ra r P a rti kav­
ram ının, Sınıf k avram ından , kesinlikle ayırdedilm esi
gerektiğini belirtiyordu. Bilimsel sosyalist parti, işçi
sınıfının bir parçasıydı, en ileri, sınıf bilinci en fazla
ve en devrim ci parçası. Bilimsel sosyalist parti, işçi
kitlesinden, İşçi sınıfının tarihsel yolunu b ü tü n olarak
incelemiş olm asıyla ve bu yoldaki h e r köşe başında
işçi sınıfının a y rı ayrı g ru p la n ve a y rı m eslek g ru p ­
la n m a değil, b ü tü n ü n ü n ç ık arlan n ı savunm uş olm a­
sıyla ay n lır. Bilimsel sosyalist parti, işçi sınıfının en
ileri kesim inin proleter ve y arı - pro leter kitlesine doğ­
ru yolu bulm ak için klavuzluk eden örgütsel ve politik
' b ir kaldıraçtır.
K arar, eski sosyal - dem okrat p artilerin p a rç a ­
lanm asının p ro leter p a rtile rin parçalan m ası gibi de­
ğerlendirilm em esi gerektiğini vurguladı. Bilimsel sos- ■
yalist p arti işçi sınıfının k u rtu lu şu n u n başlıca aracıy ­

98
dı. İktidarı ele geçirdikten sonra, p a rtin in rolü azal­
m az h e r zam ankinden d a h a fazla önem kazan ır. Parti,
işçi sınıfının ekonomik, politik, k ü ltü rel ve eğitsel m ü ­
cadelesini yönetm ek zorundadır. P a rti bu görevi ancak
Sovyetler, işçi sendikaları, kooperatif birlikleri ve di­
ğ er kitle örgütleri içinde belirleyici b ir etkisi v arsa
yerine getirebilir.
K arar, bilimsel sosyalist p a rtile rin tem el örgütsel
ilkesinin dem okratik m erkeziyetçilik olduğunu v u rg u ­
ladı. U ygulam ada bu, üst birim in asıl birim tarafın d an
seçilmesi, üst birim in em irlerinin onun altındaki bi­
rim için kesinlikle bağlayıcı olm a niteliği, k a ra rla rı iki
kongre a ra sın d a tüm p artilileri bağlayan yetkili bir
p a rti m erkezinin varlığı dem ekti. D em okratik m erke­
ziyetçilik ilkesi zam anın sınavından geçm iştir. O lay­
lar, ancak m erkezileşm iş,bir önderliğin tüm güçleri
birleştirip tek b ir am aca yöneltebileceğini ve farklı
işçi gruplarının eşgüdüm lenm em iş çabaların d a birli­
ğin sağlanabileceğini o rtay a koym uştur. Aynı zam an
da uygulam alar, p artin in genel istem inin belirlenm e­
si için ön iyi yolun, fa rk lı görüş ve önerilerin h erk e­
si bağlayıcı b ir k a ra rın kabul edilm esine yolaçan de­
m okratik, koilektif bir biçimde tartışılm ası olduğunu
gösterm iştir.
^ Yeni tip b ir proleter p a rtin in ideolojik, taktiksel ve
örgütsel ilkelerinin tü m ü Enternasyonale kabul edil­
m enin «21 şart» ı olarak bilinen belgede kısaca özet­
lenmişti. Böyle bir belge olmaksızın K om intern’i ideolo­
jik o larak bütüncül b ir örgüt haline getirm ek olan ak ­
sızdı. K om intern, ideolojik olarak reform izm den ve
anarko-sendikalizm m irasından kopm am ış olan k a ra r­
sız ve kendini belli etmeyen u n su rla r ta ra fın d a n k a­
rıştırılm a tehlikesi içindeydi. Sağ ve «sol» d a n gelen
tehlike, K om intern’İn kapılarını Enternasyonal teme-

99
ünde sağlam b îr tavrı olm ayan p artilere k apalı tu ta ­
cak kesin kabul koşullarının hazırlanm asını zorunlu
kıldı.
E n tern asyonale üyeliğin temel koşullarn ..proletar­
y a dik tatö rlü ğ ü n ü n ve_onun sağlanm ası için tu ta rlı ve
sistem li b ir m ücadelenin benim senm esi; refo rm istler­
d en ve m erkezcilerden tüm üyle kopm ak ve onların p a r­
tid e n ihracı; m ücadelenin legal ve illegal biçim lerinin
, bağdaştırılm ası; kırda, orduda, reform ist işçi sendıka-
la n n d a ve b u rju v a parlam entoların d a sistem li olarak
çalışm aydı. Kom intern p artilerin e kom ünist p a rti adi
verilecekti ve^ bu p a rtile r dem okratik m erkeziyetçilik
ilkesi üzerine k u rulacaktı. K om intern kongrelerinin ve
Y ürütm e K urulunun tüm k a ra rla rı, Enternasyonale
b a ğ lı'tü m 'p a rtile r açısından bağlayıcıydı. Kongre, Ko­
m intern ve Y ürütm e K urulunun «farkh p artilerin içm ek
d» çalışm ak ve mücadele~etme£ zo ru n d a oldukları ko­
şulların çeşitliliğini’» gözönüne alm ak ve «genel olarak
bağlayıcı k a ra rla n an cak böylesi k a ra rla rın olası ol­
duğu konularda alm ak»(61:’ yüküm lü olduğunu v u rg u ­
ladı.
Kongre delegelerinin ezici b ir çoğunluğu, uluslar-
arası-proletaryanm m ilitan bütü n cü l b ir Ö rgütünün k u ­
rulm ası açısından «.2.1.. şart»ın önem ini kabul etti ve
bu temel belgeyi tüm üyle onayladı. A ncak belgedeki
bazı n o k talara bazı delegeler karşı çıktı. Ö rneğin İtal­
yan Sosyalist P artisi delegasyonuna başkanlık eden
Senati, Ü çüncü E nternasyonal’in kap ıların ın katılm ak
isteyen tüm p artilere a rd ın a k a d a r açılm ası gerektiği­
ne inanıyordu. Açık sözlü reform istlerin p artisin d en
derh al atılm asına d a karşıydı. A lm anya Bağımsız Sos-
yal-D em okrat P artisi’ndeıı W ilhelm D ittm ynn ve Art-
h u r Crispien p ro letary a d ik tatö rlü ğ ü n ü n benim senm e­
si zorunluluğuna k arşı çıktılar. Aynı zam an d a İtalyan

100
Sosyalist Partisi, H ollanda K om ünist Partisi, Genç Ko
m ünist E nternasyonal ve «sol»un diğer delegeleri, Fraıı
sız Sosyalist Partisi, A lm anya Bağımsız Sosyal-Demok-
ra t Partisi, Norveç îşçi P artisi ve İkinci E nternasyonal­
den kopan bir kaç b aşk a p a rtin in tem silcileriyle h er
hangi bir görüşm eye kesinlikle karşıydılar, «Solcular»
konuşm alarında yanlış b ir biçimde, op o rtü n ist Önder-
leri, bu pa r tilerin şim diden devrim ci b ir ta v ır alm ış
jaLan sıradan üyelerinin çoğuyla b ir tutuyorlardı.
Lenin, konuşm aları b u rju v a düşünce biçim ini or­
tay a koyan C rispıen ve B ittm an n ’la tartışırken, «21
şart»ı h a ra retle övdü. Aynı zam anda A lm anya Ba­
ğımsız Sosyal - D em okrat P a rtisin in konuşm alar için
çağrılm ış olm asından hoşnutsuz olan «sol» kom ünist­
leri de eleştirdi. Lenin «Kautsky bize saldınp, bize k a r­
şı k itap lar çıkarttığında onunla sınıf düşm anım ız ola­
ra k tartışırız. A m a devrim ci işçilerin akın etm esinin
bir sonucu olarak genişlem iş olan Bağımsız Sosyal - De­
m okrat P arti görüşm eler için buraya gelirse, onların
tem silcileriyle konuşm ak zorundayız çünkü o n la r dev­
rim ci işçilerin b ir kesim idir.»(S2> dedi.
T artışm adan sonra, kabul edilm enin «21 şart»ı iki­
ye karşı kongrenin ezici çoğunluğu ta ra fın d a n kabul
edildi. Böylelikle d ü nya bilimsel sosyalist h arek etin in
ideolojik, politik ve Örgütsel (bütünlüğüne güvenilir bir
k o runm a sağlayan b ir şa rt yaratılm ış oldu.
îkinci Kongre, K om intern’İn yabancı u n su rların
ak ın m a karşı k orunm ası için, bilimsel sosyalist p a rti­
lerin en önemli görevlerinden birinin sek ter bağnaz­
lıkla uğraşm ak ve kitleleri kazanm ak olduğunu vur-
guiadı. K ongrenin bilimsel sosyalistlerin b u rju v a p a r­
lam entolarında ve reform ist İşçi sendikalarında çalış­
m aları ve İngiliz bilimsel sosyalistlerinin İngiliz îşçi
r 'O .

101
r
P artisi’ne k atılm aları sorunlarını ele alm ası b u bakış
açısından kaynaklanıyordu.
Bazı delegeler - Amadeo Bordigo (İtalya), W illıam
G allacher (İngiltere), Jacob Herzog (İsviçre) ve diğer­
leri- bilimsel sosyalistlerin burjuva parlam entolarında
y er alm aların a tüm den k a rşı çıktılar ve b u n ların h e r
du ru m d a boykot edilmesinde direndiler.
Lenin p açlam en tarizm jizerin e konuşm asında boy-
kotçu taktiklerin büyük tehlikesini o rtay a koydu. İşçi
sınıfının geri unsurlarının, küçük burjuvazi ve köylü­
lerin, p arlam entonun onların çık arların ı tem sil ettiği­
ne h âlâ büyük ölçüde inandıklarını söyledi. Bu neden­
le bilimsel sosyalistler, bu devlet ku ru m u n u n , b u rju ­
vazinin diktatoryasınm bir aracı o larak nasıl d a v ra n ­
dığını pratikle gösterm ek için b u rju v a p arlam entola­
rın d a y er _aln^k-J££^ O portünistler k a p ita ­
list sistem i korum ak, savunm ak ve kitleleri devrim ­
ci m ücadeleden uzaklaştırm ak için p a rla m en ter de­
m okrasi sloganını kullanıyordu. Dolayısıyla, o dönem ­
de Lenin’in konuya ilişkin yargısı, d a h a so n ra proleter
dem okrasisi ta ra fın d a n alt edilecek olan b u rju v a par-
lam entarizm ini açığa çıkarm ak am acıyla parlam ento­
d a y er alm a zorunluluğu, sorunu o rta y a koym anın tek
doğru biçimiydi.
Delegelerin çoğunluğu «sol- k o m ü n istlerin jsek ter
önerilerine karşı çıktılar ve Lenin’in «Sol-K anat» Ko-
münizmi. Bir Çocukluk H astalığı kitabında geliştirdiği
tezlerin özünü iç e re n .k a ra r taslak! a r ırn desteklediler.
Kongre bilim sel sosyalist ^partilerden legal çalışm ayı
illegal çalışm ayla bağdaştırm a s ın ı. _taİ£îL.ei;,tk -.sıradan
ü yeleri bilim sel sosyalizme kazanm ak am acıyla bilim ­
sel sosyalist p a rtile rin reform ist işçi sendikalarında ça­
lışm alarını zorunlu kıldı; burjuva parlam entolarında
\

102
yer a lan bilimsel sosyalistlerden y a n a olduğunu uçılt*
ladı. İngiliz bilimsel sosyalistlerinin, yapısı devrimci
p ro p agandanın yürütülm esine izin verdiği ölçüde İşçi
Partisi’ne katılm alarını önerdi.
Kongre em peryalizm e k a rşı m ücadelelerde işçi sı­
nıfının m üttefikleri k o n u su n a d a h a tırı sayılır ölçüde
ilgi gösterdi. Bu anlam da ta n m so ru n u n a ulusal soru-
nu ve söm ürge sorununu ele aldı. Lehin" h e r iki ko­
nudaki tezleri h a z ır la d ı^ e ’bünaTihşkin k a ra rla n k a ­
leme a lan kom itelerde etk in o larak çalıştı.
İşçi sm ıfı ve köylülük arasın d ak i ittifak leninizm in
temel düşüncelerinden biridir. M arx ve Engels, 1848
devrim ci savaşlarında Batı A vrupa proletaryasının ye­
nilgisinin sonuçları ve 1871 P aris K om ünü’n ü n öğret­
tikleri gözönüne alınınca böyle b ir ittifakın gereklili­
ğinden söz etmişlerdi. Bilimsel sosyalizmin k u ru cu ları­
nın köylü sorununa ilişkin kapsam lı düşünceleri, İkinci
E nternasyonal oportünistlerince unutulm ay a terkedil­
mişti, am a Lenin için, Bolşevik P arti ve Komintern'İn
ta n m program ını belirlemede b ir h arek et noktası oluş­
tu rd u lar.
Lenin, tarım meselesi üzerindeki tezinin dologeler-
ce tartışılan ilk taslağında, işçi sm ıfı ve köylülük a ra ­
sındaki yakm b ir ittifakta, düşm anları ortak - k ap ita­
lizm - olan h e r iki sınıfın d a yaşam sal çıkarı olduğunu
göstererek başladı. K ırsal kesimin emokçi kitleleri için
söm ürüden kurtulm anın, proletarya ile bir ittifak k u r­
m aktan, proletaryanın toprak sahipleri ve burjuvazi­
nin b oyundunığunu fırlatıp alm ak için verdiği devrim ­
ci m ücadeleye tüm gücüyle destok olm aktan b aşk a hiç
b ir yolu yoktu. Öte yandan sanayi işçileri de kendileri­
ni d a r z a n a a t ve meslek çıkarlarının kab u ğ u n a hap-,
sedecek olsalar insanlığı kapitalizm in baskısından ve
fetih savaşlarından k u rta rm a görevlerini asla yerine

103
getirem ezlerdi. Lenin «Proletarya, an cak tüm em ekçi
ve söm ürülen halkın öncüsü olarak o rtay a çıkıp, sö­
m ürücülerin altediîm esi m ücadelesinde o n lara önder­
lik ettiği zam an gerçekten devrim ci b ir sınıf olur ve
gerçekten sosyalistçe davranır, a m a bu, sınıf m ücade­
lesi kırsal alan a götürülm eden, k ır emekçisi kitleler
kent proletaryasının partisi ard ın d a birleşm eden ve
proletarya ta ra fın d a n eğitilm eden gerçekleşemez.»tB3)
dedi.
Lenin, köylülük içindeki çeşitli toplum sal g ru p ların
durum unu ele a lan kapsam lı bir çözüm lem eye d ay an a­
rak, bilimsel sosyalist ta rım politikasına ilişkin güçlü
açıklam alar yaptı. K apitalizm e k a rşı m ücadelede h a n ­
gi köylü g ru p la n işçilerin m üttefiki olabilirdi? Lenin
bu soruya, açık ve ayrıntılandın lm ış b ir y an ıt verdi:
H er şeyden önce, yaşam larını kap italist tarım sal işlet­
m elerde ücretli işçi olarak k a zan an ta n m işçileri, ik in ­
ci olarak, geçim ini kısm en kapitalist ta ra fın d a n istih­
dam edilerek, kısm en de kendisine a it y a da kiralanm ış
toprak p arçasında çalışarak sağlayan yarı - proleterler,
üçüncü olarak kendisinin ve ailesinin gereksinm eleri­
n i kendisine a it yada kiraladığı küçük ta rla la rd a dı­
şard an em ek istihdam etm eden, çiftçilik y a p arak k a r­
şılayan küçük köylüler.
Bu üç grup, birlikte ele alınınca, kap italist ülke­
lerdeki kırsal nüfusun en büyük bölüm ünü oluşturur.
B unlar kapitalistlerin ve toprak sahiplerinin altedil-
m esinden an ın d a ve gerçekten y a ra rla n ırla r. Bu n e­
denle, sosyalist devrim in kırsal alandaki kesin b a şa rı­
sı garantilenm iştir. A ncak Lenin, b u köylü grupların
desteğinin hem en beklenem eyeceğine işaret etti. Ekim
D evrim i’nın deneyim i kırsal nüfusun horlanm ış, dağı­
nık, yılgın ve y a n - b a r b a r yaşam koşullarına m ah ­
kûm edilmiş bu kesim lerinin, sosyalizmin ekonomik,

104
toplum sal ve kü ltü rel zaferine ilgi ctu.vtlukliinııı hhih
b u ezilmiş köylülerin devrim ci proletaryayı ancak İm
yük toprak sahipleri ve kapitalistlerin hızla, ortadan
silinm esinden sonra, ancak o n la ra yardım ve Önderlik
edebilecek k a d a r güçlü ve sağlam , örgütlü b ir önder­
leri ve koruyucuları olduğunu p ra tik te gördükten son­
ra, güçlü bir deştek sağlayabileceklerini gösterm iştir,
Lenin, o rta köylüleri nitelerken bunların, ekono­
m ik anlam da kapitalizm in b ir k u ra lı olarak sadece a i­
le ve çiftliğin yaşam asını sağlayacak ölçüde değil, am a
en azından iyi yıllarda serm ayeye dönüştürülebilecek
belli bir artık -ü rü n verebilecek ölçüde to p rak p a rç a la ­
rın a sahip olan y a d a k ira la y an ve sık sık d ışard an
em ek istihdam eden küçük çiftçiler olarak ele alınm a­
ları gerektiğini yazdı. Lenin, kendi dönem inin devrim ­
ci m ücadele deneyim ini genelleştirirken, orta köylüler
söz konusu olduğunda, devrim ci proletaryanın - en
azından yakın gelecekte ve pro letary a dik tatö rlü ğ ü ­
n ü n ilk dönem lerinde - bu tab ak ay ı kendi yanına k a ­
zanm a görevini üstlenem eyeceğine, onu tarafsızlaştır­
m a göreviyle yetinm esi gerektiğine işaret etti. Lenin
o rta köylülerin tarafsızlaştırılm ası ve burjuvazidon ko­
parılm asından sonraki adım ın onlarla güçlü b ir ittifak
oluşturm ak olduğuna işaret etti.
İşçi sınıfının büyük çiftçilere karşı oldukça farklı
bir politika benim sem esi gerekiyordu. Büyük çiftçiler­
den kasıt, tarım d a genel b ir k u ra l olarak, b ir kaç ki­
ralık em ekçinin yardım ıyla kendi çiftliklerini işleten
ve «köylülükle» tek b a ğ lan düşü k k ü ltü r düzeyi, y a­
şam tarzı ve çiftliklerinde bizzat çalışm ak olan kapi­
talist işverenlerdi. Büyük köylüler (kulaklar) devrim ­
ci işçi sınıfının en doğrudan ve k a ra rlı düşm anı olarak
d a v ra n an en kalabalık b u rju v a tabakasıydı. P ro letar­
yanın k entteki zaferinden sonra, b u ta b a k a k a rşı dev-

ıo s
rim ci nitelikteki tü m sabotaj ve silahlı ay ak lan m alara
başvurm ak zorundaydı. Bu nedenle proletarya, bu ta ­
bakayı tüm üyle silahsızlandırm aya ve ondan gelecek
tüm direnişleri kırm ay a hazırlıklı olmalıydı.
Lenin, maddî, özellikle teknik ve toplum sal ş a rtla r
henüz yetersiz olduğundan büyük köylülerin m ülk-
süzleştirilm esinin bile m uzaffer p roletaryanın acil gö­
revi olam ayacağına işaret etti. Genel b ir k u ra l olarak,
m uzaffer p ro letary a büyük köylülerin, an cak em ekçi
halkın iktidarına direnm eleri d u ru m u n d a kam ulaştırı-
lacak olan topraklarını ellerinde tu tm a la rın a izin v er­
m ek zorundaydı. Ekim Devrim inin deneyim i, «en k ü ­
çük bir direnm e girişim ine sert b ir d ers verildiğinde
bu tabakanın proleter devletin belirlediği görevleri
bağlılıkla yerine getirebildiğini...»t<M) gösterdi.
Devrimci proletarya toprak sahibi ta b a k a ve bü­
yük toprak sahiplerinin, yani kapitalist ülkelerde doğ­
rudan ya d a çiftçilor yoluyla kiralık em eğin ve kom şu
küçük köylülerin (genellikle de o rta köylülerin) sis­
temli olarak söm ürülm osine başvuran; bedensel çalış­
m ayla uğraşm ayan ve büyük ölçüde feodal ağ alarm
y a da, p arab ab aların ın soyundan gelen, ya d a h e r iki
söm ürgenler ve aylak zenginler sınıfının m elezleri olan
bu insanların tüm to p rak lan derh al ve şartsız olarak
kam ulaştınlm alıydı.
Tarım sorunu, kongrenin hem kom itelerinde hem
■Me tüm üyelerin katıldığı toplantılarında keskin b ir
ta rtışm a konusuydu. Bazı delegeler, taşınm az m a lla n n
küçük ve o rta köylüler ara sın d a paylaştırılm asın a şid­
detle karşı çıktılar. Lenin tezlerinde K om intern’in, ge­
lişmiş kapitalist ülkeler söz konusu olduğunda taşın ­
m az m allara dokunm ayıp o n la n R usya'daki devlet
çiftlikleri biçim inde işletmeyi doğru bulduğuna işaret
ederek bu tü r itıra z la n Önceden yanıtlam ıştı. «Ancak

106
bu, bu ku ralı a b a rta ra k y a d a klişeleştirerek, m ülk­
süzleştirilm iş m ülk sahiplerine a it olan toprağın bir
parçasının kom şu olan küçük ve bazen o rta köylülere
parasız olarak verilm esine asla izin verm em ek son d e­
rece hatalı olacaktır.»(S5)
Bazı delegeler sosyalist devrim in zaferi açısından
proletarya ve küçük köylüler arasındaki güçlü ittifa­
kın önem ini h âlâ kavrayam ıyorlardı. B u n lar Lenin’i
küçük burjuva eğilim ler taşım akla suçladılar. Ö rneğin,
Crispien (Alm anya) ve S errati (İtalya), küçük köylüle­
re yapılan vaadlerin proletaryayı oportünizm çizgisi­
ne çekeceğini İddia ettiler. S errati devrim e k a d a r «pro­
leter sınıfın çıkarlarını zedelem em ek için köy küçük
burjuvazisine vaadlerde bulunm am ayı»(86) önerdi. De­
legelerin çoğunluğu bu bakış açısını benim sem edi ve
tezlerinde sadece Rus devrim inin deneyini değil, M a­
c a r ve B avyeraSovyet cum huriyetlerinin öğrettiklerini
de hesaba k a ta n Lenin’i destekledi.
K ongrenin Önündeki son derece önemli bir konu
u l u s a r k u r t u l u ö m ü r g e sorunu idi. Bu, temel olurak.
işçi sınıfı ve köylülük a rasında uluslararası ölçekte b ir _
ittifak sorunuydu. Çünkü söm ürge ve bağımlı ülkeler­
deki köylülük toplum un büyük çoğunluğunu o lu ştu ru ­
yordu. H erhangi bir ülkede, işçi sınıfı ve köylülük a ra ­
sında ittifak kurulm aksızm burjuvaziye karşı zafer k a­
zanm anın olanaksız olması gibi, devrim ci p roletarya
Ve ulusal k urtuluş hareketi arasın d a bir ittifak olmak-
Tızın d ü nya em peryalizm ine karşı zafer kazanılm ası
olanaksızdT.'Kohğr e tek bir unti-em peryalist akım oluş­
tu rm ak 'iç in yeni tarihsel çağda ulusal k u rtu lu ş h a re ­
ketlerinin dünya sosyalist devrim inin ayrılm az b ir bi­
leşeni haline geldiğini gözönüne alarak, ezilen halkla,
rıh ulusal kurtuluş m ücadelesini gelişmiş k ap italist ül­

107
kelerdeki proletaryanın devrim ci m ücadelesiyle kay-
Tiâşfıfma"goreVıriı on’planaleiSIrdı.
teniîıi dünya bilimsel sosyalist h arek etin in bu st­
ratejik görevinin tanım lanm asında belirleyici b ir rol
oynadı. Ekim D evrim inden sonraki y azıların d a dünya
devrim ci hareketinin çeşitli m üfrezeleri arasındaki k a r­
şılıklı ilişkilerin en karm aşık sorunlarını ele aldı ve k a ­
pitalist ülkelerdeki proleter devrim lerin, ezilen h alk la­
rın k u rtu lu ş m ücadelesi üzerindeki etkilerini artırd ılar.
K om intern'İn İle inci Kongresinin açılışından önce
Lenin, ulusal ve söm ürgeler so ru n ların a ilişkin tez tas­
laklarını tartışm aya sundu ve fark lı ülkelerden gelen,
delegelerin görüş bildirm elerini istedi. Delegelerden
bazıları eleştirilerini ve ellerindeki bilgileri göndere--
/ re k bu dileği y an ıtla d ıla r Lenin bu n lard an y ararlan d ı.
Sonuçta, Kongrenin Lenîn’in başkanlık ettiği özel b ir
\ kom itesinde büyük bir koli o küf çalışm a yapılm ış oldu.
} Lenin’in dileği üzerine H int delege M. Roy, ulusal
i k urtuluş harekelinin «Hindistan’daki ve İngiltere’nin
j baskısı altında olan diğer büyük Asya ülkelerindeki du-
I ru m açısından»tW) nitelendirildiği b ir tam am layıcı tezi;
j kalem e aldı. A yrıntılı bir tartışm ad an sonra kom ite
i küçük değişikliklerle Lenin’in tezini ve Lcnin’in deği-
j şiklikleriyle Roy’un tam am layıcı tezini oybirliğiyle lta-
\ bul etti.
Lenin, K ongrenin tüm üyelerinin katıldığı b ir otu­
rum unda kom itenin çalışm alarına İlişkin raporuna,
kom itenin belli başlı tüm n o k talard a tam b ir görüşbir-
liğine ulaştığını söyleyerek başladı. Tezler, em peryalizm
ve sosyalizm a rasın d aki karşıtlığı yeni çağın, temel k a r­
şıtlığı olarak tanım lam akla başladı. Lenin artık tüm
d ünya gelişm esinin emperyalist u ju s la n n '. " S o v y e t . Rus­
ya'ya karşı m ücadelesiyle şartlandığını söyledi. «Bu­
nu hesaba katm adan, isterse dünyanın en uç noktası-

108
nı ilgilendirsin, tek bir ulusal k urtuluş ya da som uran
soru n unu doğru olarak ortaya koyamayız. Hem ileri vn
hem de geri ülkelerdeki bilimsel sosyalist p artiler a n ­
cak bu kabulden yola çık arlarsa politik so ru n ları doğru
olarak o rtay a koyup çözebilirler.»(a3) dedi. Sözü edilen 1
yargıdan yola çıkarak K om m tern’in en önemli görevi,,
tüm ulusal ve söm ürge k urtuluş h arek etleri ve Sovyet;
Rusya arasında, o rta k düşm ana - d ü nya n ü fu su n u n bü­
yük çoğunluğunu söm üren ve ezen b ir g ru p emperya-j
ü s t gücün - tem sil ettiği d ü nya em peryalizm ine karşı I
.yakın bir ittifakı gerçekleştirm ekti. j
idenin bu varsayım dan yola çıkarak ezilen ülkeler­
deki bilimsel sosyalistlerin ulusal k u rtu lu ş m ücadele- \
sinde öncü b ir güç olarak d avranm ak zorunda oldu- i
ğunu ve belirli ş a rtla r söz konusu olduğunda öyle dav- j
ranabiîeceklerini söyledi. Lenin ezilen halkların u y an ­
mış ulusal bilincinin ilerici rolüne işaret etti ve dev­
rim ci ve m illiyetçi Doğu’nu n büyüyen b ir anti-em por- J
yalist güç olduğunu, vurguladı. Doğu’daki ulusal kur- ;
tuluş hareketi ve B atı’d aki sosyalist devrim in am acı
arasın a b ir ayrım koym a çabalarının tüm üne şiddetle
karşı çıktı. «Batının kaderinin tüm üyle Doğu ülkelerin­
deki devrim ci h areketin gelişme, düzey ve güf;üne b a ­
ğımlı olduğu»(39) savını tem elsiz bularak reddetti.
Lenin aynı zam anda «geri ülkelerdeki burjuva-de-
m okratik k u rtu lu ş eğilim lerine bilimse! sosyalist gö­
rü n ü ş verm e çab aların a karşı kan ırt t bir m ücadelenin
gerekliliğini...»*^ vurguladı. Daha, sonra Lenin, azge­
lişmiş ülkelerde oluşturulabilecek partileri nitelerken,
örneğin Moğolistan gibi bir ülkede «çoban öğelerin
proleter b ir kitle haline gelm esinden önce devrim cile­
rin, devleti, kültürel ve ekonom ik faaliyetleri geliştir­
mek için çok çalışm aları gerekecektir ki bu, sonunda
H alkın Devrimci Partisinin K om ünist P a rti’ye ‘dönüş-

109
m eşine’ yardım cı olsun. Sadece tab elaları değiştirm ek
z ararlı ve tehlikelidir.»(M) diye yazdı.
K om intern sınıfsal içerik olarak burj uva-dem okra-
tik b ir h arek et olan ulusal k u rtu lu ş h arek etin i nasıl ve
hangi şa rtla r altında destekleyecekti? Lenin’in tezi bu
soruya da açık bir yanıt veriyordu. Bilimsel sosyalistler
gerçekten devrimci olan ve em peryalizm i yok edecek
bir a raç olarak hizm et eden h e r tü rlü ulusal kurtuluş
hareketini destekleyecekti. «Enternasyonal, söm ürgeler
ve geri ülkelerdeki devrimci hareketlerle, am a onlarla
bütünleşm eden ve h âlâ cenin halinde olsa bile proleter
hareketin bağım sız niteliğini koruyarak, geçici ilişkiler
h a tta birlikler kurm alıdır.»<W)
Lenin’in görüşüne göre, ezilen ülkelerdeki bilimsel
sosyalist unsurların görevleri: sadece adıyla bilimsel
sosyalist olm akla kalm ayan devrim ci p a rtile r y arat-
mak; bilimsel sosyalist doktrini h er ulusun diline çe­
virmek; bu ülkelerin söm ürülen kitleleriyle dünya pro­
letaryası arasında bağlar kurm ak; hangi düzeyde olur­
larsa olsunlar kitleleri devrimci çalışm aya ve bağımsız
eyleme sokmak; acil taleplerinin yerine getirilm esi için
savaşm aktı. Lenin, Doğu ülkeleri bilimsel sosyalistleri­
nin «Bu h a lk la r arasında, uyanm ası gereken ve u y a­
n an ve tarih sel k a y n ak la n olan burjuva milliyetçiliği­
ni» kendilerine destek yapm ak zorunda"611 olduklarını
vurguladı.
Lenin, söm ürgelerdeki gerçekten devrimci burjuva
dem okratik güçlere - işçi sınıfı devrim cilerinin örgütsel
ve ideolojik bağım sızlıklarını korum aları şartıyla - des­
tek olm aları sloganını ortaya a ta ra k aslında, birleşik
b ir anti-em peryalıst cephe düşüncesine, tezinde g ü n ­
cellik kazandırdı.
Sorunu o rtay a koyuştaki bu tem elli farklı biçim,.

110
bazı Kongre delegelerinde m uhalefet yarattı. Ö rneğin
S errati (İtalyan) ve Sultan-Zade (İran) burjuvazinin
yer aldığı ulusal hareketlerin devrim ci h arek etler ol­
m adığını savundular. S e rrati’n in görüşüne göre u lu ­
sal k u rtu lu ş m ücadelesinde ulusal burjuvazinin des­
teklenm esi «proletaryanın sınıf bilincini yalnızca yoz-
laştırırdı...»(M) H int delegesi Eoy’un tezinin özgün y a­
zım ında benzer bir düşünce o rtay a konm uştu. Roy, sö­
mürge ve bağım lı ülkelerde yerel burjuvazinin ulusal
bağımsızlık hareketi ile İşçi ve köylü kitlelerin söm ü­
rüye k a rşı h areketinin birbirlerinden çok ayrı olduğu­
nu ve birlikte gelişem eyeceklerini düşünüyordu.
Bir tartışm adan so n ra delegelerin çoğunluğu, ulu­
sal k urtuluş hareketinin, proletaryanın em peryalizm e
k arşı m ücadelesi için bir m üttefik olam ayacağını öne
sü ren savın dayanaksızlığm ı farkettiler. Kongre, sö­
m ürge ve bağım lı ülkelerde, bilimsel sosyalistlerin, nes­
nel olarak devrim ci ro lünü yitirm edikçe yerel burju-
va-dem okratık hareketi desteklem esi gerektiği sonu­
cuna vardı. Ama, bilimsel sosyalistler ve ulıı.sal-cîey-
rim ci güçler arasındaki anlaşm alar a ncak İkincisinin ...
«köylülük ve söm ürülen kitlelerin devrimci bir ru h la
eğitilm esi ve örgütlenm esi çalışm alarım ızı engellem e­
mesi»<4,5) .şartıyla olasıydı.
Kongre, işçi sınıfı ve ezilen halkların unli-em per-
yalist çabalarının birleştirilm esi işini ciddi olarak ze­
deleyebilecek küçük burjuva milliyetçi alışkanlıkların
tüm ünün, k afalard an kazınm asının acil gerekliliğini
de vurguladı. Lenin’in tezleri şöyle diyordu: «Bu bela­
ya karşı ve derine kök salm ış luiçük-burjuva m illiyet­
çi önyarg ılara (ırk düşm anlığı, ulusal n e fre t ve y ah u -
di aleyhtarlığı gibi çeşitli biçim lerde ortaya ç ık arlar)
karşı mücadele, proletarya diktatö rlü ğ ü n ü n değiştiril­
m esi,ulusal temelden (başka bir deyişle b ir ülkede var-

111
olan ve dünya politikası üzerin de etkili olam ayan) ulus­
lararası bir diktatörlüğe (başka bir deyişle dünya po­
litikasına etk i edebilecek, en azından birkaç gelişmiş,
ülke proletaryasının diktatörlüğüne) dönöürülrnesinin
acil gerekliliğinden ötürü d a h a şiddetle. Ön p lan a çı­
karılmalıdır.»
Lenin işçi h areketinin u lu slararası eşitliğini v u r­
gulayan. genel proleter ve uluslararası hedef ve görev­
leri ihm al eden üyelerin milliyetçi bencilliğini o rtay a
koyarak, proleter enternasyonalizm inin birinci olarak,
belli bir ülkedeki proleter m ücadelenin çıkarlarının
"dünya ölçeğindeki m ücadelenin çık arların a tabi kılın­
masını, ikinci olarak burjuvaziye karşı zafer kazanm ış
ulusların, uluslararası kapitalizm in altedilebilm esi için
büyük ulusal fed ak ârlık lar yapm aya yetenekli ve h a ­
zırlıklı olm alarını gerektirdiğini yazdı.
Ulusal k u rtu lu ş ve söm ürge so ru n u n u n tartışılm a­
sı sırasında, yeni ülkelerde kapitalist olm ayan b ir kal-
. kıtım a yolu olasılığı meselesi de ele alındı. Kongre de-
: legsleri Sovyet devlet örgütünün Sovyet O rta A sya’da-
;■ ki başarılarını övdüler ve Lenin’in «gelişmiş ülkeler
f* proletarya s mm yardım ıyla, geri ülkelerin Sovyet şıs-
tem ine ve belirli gelişme evreleriyle kapitalist evreden
■j geçmek zorunda kalm adan kom ünizm e geçebilece­
ği görüşünü oybirliğiyle benim sediler, O rta Asya
;j Sovyet C um huriyetleri ve Moğol H alk C um huriyeti’
I nin tarihsel gelişimi bu çok önemli kuram sa] öneriyi
f uygulam ada d a doğruladı.
\ Lenin, bilimsel sosyalistlerin Doğu ülkelerindeki gö­
revlerinden söz ederken şöyle dedi: «Kapitalizm öncesi
ilişkilerin geçerli olduğu ülkelerde, emekçi halkm Sov­
yetleri vb. k u ra c ak tüm çabalarını Sovyet sistem inin te ­
mel ilkelerini uygulam aya yöneltm ek özellikle önem ­
lidir.» B urada Lenin’in düşündükleri köylü sovyet-

112
leri, b aşk a bir deyişle sınıf yapısı olarak proleter ol­
m ayan ik tid a r organlarıydı. Lenin, geri ülkelerdo bi­
lim sel sosyalistlerin ik tid ara gelm esinin bu ülkelerin
k ap italist olm ayan yollarla gelişm esi için zorunlu bir
koşul olm adığına d a işaret etti.
K ongre birkaç b aşk a önemli meseleyi ele aldı. Bir
bildirge, Sovyetlerin oluşturulacağı ş a rtla r üzerine bir
k a ra r, d ü n y a em ekçi erkek ve kadınlarına, tü m ülke­
lerin İşçi sendikalarına, Fransız Sosyalist P artisi’nin
tüm üyelerine ve F ransa'nın sınıf bilincine sahip işçi­
lerine, P etrograd işçilerine, RSFSC’n in Kızıl O rdusu ve
don anm asına çağ rılar ve M acaristan’ın cellatları aley­
hine bir çağrı onayladı.
Kongre, K om intern ve örgütlenm esinin, dem okra­
tik m erkeziyetçiliği temel a lan yapısını tam o larak ta ­
nım layan Enternasyonal Tüzüğü’n ü oybirliğiyle onay­
ladı.
Kongrede tüzük üzerinde b ir konuşm a y ap an Bulgar
Komünist P artisi delegesi K. Kabakçiev, pro leter güç­
lerin toparlanıp m erkezileştirilm esinin, burjuva karşı
devrim inin birleşik cephesine karşı savaşta proleter
devrim inin başarısı için birinci koşul olduğunu söyle­
di. K om intern, d ü nya proletaryasının güçlerini birleş­
tirm eye çağrıldı. B unun gerçekleşm esi için, e n tern as­
yonal, tüm ülkelerdeki proletaryanın etkinliklerini de­
netleyen, yöneten ve eşgüdüm leyen güçlü, iyi disiplin­
li ve sıkı sıkıya m erkezi bir örgüt olmak zorundaydı.
Tüzük m addeleri E nternasyonal’in tüm dünya
emekçi h alklarını Özgürleştirme görevini üstlendiğini
belirliyordu. Bu nedenle h e r ırk ve ren k ten halklar,
d ü n ya çalışanları K om intern saflarında birleştirilm iş­
ti. Tüzük m addeleri «Enternasyonal, tüm am açlar açı­
sından, farklı ülkelerde çalışan partilerin tek t,ek bö­
lüm lerini oluşturduğu tek bir evrense) bilimsol sosyu-

I". S: rıılom oayonol


list partiyi tem sil etmek» ^ zorundadır diye açıkça be­
lirtiyordu.
K om intem ’e bağlı tüm p a rti ve örgütlerin dünya
kongresi enternasyonalin en ü st organı olarak ta n ın ­
mıştı. D ünya kongresi, k u ra l olarak, h er yıl toplana­
caktı. K om intern’in program ında değişiklik yapm ak
ve belli başlı strateji ve tak tik so ru n lard a k a ra r verm e
hakkı sadece ona aitti.
K ongreler arasın d ak i yönetici organ kongreye k a r­
şı sorum lu olan Y ürütm e K urulu idi. Tüzüğe göre Yü­
rütm e K urulu’n u n üyelikleri h er defasında kongre ta ­
rafın d an belirlenirdi. Y ürütm e K urulu’n u n yerleştiği
ülkenin kom ünist partisin in kuruld a oy k u llan an beş
üyesi-vardı; kongrede belirlenen en büyük 10 y a d a 13
p artin in yanı sıra Genç K om ünist E n tern asy o n alin ve
Devrimci İşçi Sendikaları Ö rgütü’n ün de k u ru ld a oy
kullanan b ire r üyesi vardı. D iğer p a rti ve ö rg ü tler yü­
rütm eye oy hakkı olm ayan tem silciler gönderebilirler­
di. îkinci Kongre’nin son toplantısında Y ürütm e K uru­
lu genişletildi ve k u ru la yeni üyeler a tam a hakkı ta ­
nındı.
Y ürütm enin görevleri, kongreden kongreye Ko­
m intern’in çalışm alarını yönetmek. K om ünist E nter­
nasyonal dergisini çeşitli dillerde yaym lam ak, gerekli
ç a ğ n ve em irleri enternasyonal a d m a yayınlam aktı.
Tüzük, K om intern Y ürütm e K urulu’n a «uluslararası
proleter disiplinini ihlal etm ekten suçlu olan üye g ru p ­
ların ın bağlı p artilerden ve d ü nya kongresinin k u ra l­
ların ı ihlal etm ekten suçlu partilerin enternasyonalden
ihracını talep etm e hakkını verm iştir.»000' Çeşitli p a r­
tiler arasındaki tüm önemli politik ilişkiler, genel oir
k u ra l olarak, Y ürütm e K urulu tarafın d an y ü rü tü lü rd ü .
K om intem ’in ikinci Kongresi, u lu slararası prole­
ta ry a delegeleri ve ezilen halkların tem silcileri için

114
h ay ran lık veren bir politik üniversiteydi. Tüm üyele­
rin katıldığı toplantılarda ve kongrenin a lt kom itele­
rin d e yaygm olan ciddi, yapıcı hava, dostça to p lan tılar
ve Lenin’le sohbetler, tüm b u n la r delegelerin d ü n y a bi­
limsel sosyalist h areketinin hedef ve görevlerini d a h a
derinlem esine a n lam ala rın a katk ıd a bulundu. Kongre­
de, Lenin’in kişiliğinin güçlü etkisi altın d a kalm ayan
tek delege yoktu. Fransız işçi sınıfının önde gelen bir
önderi M arcel Cachin, o dönem de «Hem kuram cı, hem
de eylem adam ı, Lenin şimdi d ü nya işçi sınıfı h arek e­
tinin en büyük simasıdır.» diye yazdı.<m>
7 Ağustos 1920’de K om intern'İn İkinci K ongresi so­
n a erdi. Aynı gün K om intern’in yirm i bölüm ünden b ir
tem silciler yürütm e kom itesi oluşturuldu. Böylece gün­
cel işleri yürütecek, yürütm enin tüm üyelerinin katıl­
dığı toplantılar için gerekli m alzem eleri hazırlayacak
olan ve G. Zinoviev (B aşkan), N. B ukharin (İkinci Baş­
k an ), M. Kobetsky (S ekreter), E. M eyer ve A. Rudn-
yanski’den oluşan beş kişilik b ir yürütm e k u ru lu D ar
Bürosu (Presidium ) onaylandı.
K om intern’in İkinci K ongresinden kısa b ir süre
so n ra Doğu H alklarının Birinci Kongresi B akû’de top­
landı. Kongreye O rta Asya Sovyet C um huriyetleri, Hin­
distan, Çin, A fganistan, Türkiye, îra n ve Doğu’n u n di­
ğ e r ülkelerinden gelen yaklaşık iki bin delege, Av­
ru p a ve A m erika’dan konuklar katıldı. Kongre, Komin-
te m 'in İkinci Kongresinde alm an k a ra rla rla aynı özde
b irk aç belgeyi kabul etti ve savaş sloganını ilan etti:
«Tüm ülkelerin işçileri ve d ünyanın ezilen halkları,
birleşini*
Lenin bu k a ra rla rın büyük önem ini v u rg u lark en
şöyle dedi: «Enternasyonalin M oskova’daki kongresi ve
Doğu halk ları tem silcilerinin B akû kongresiyle elde
edilenler, hem en değerlendirilem ez y a d a doğrudan he-

115
saplanam az, am a bu bazı askeri zaferlerden d a h a bü­
yük önem taşıyan bir kazanım olm uştur. Ç ünkü Bol-
şeviklerin deneyinin, çalışm a ve program ının, k ap i­
talist ve em peryalistlere k arşı devrim ci m ücadele çağ ­
rılarının d ü nya çapında kabul gördüğünü k an ıtlam ak ­
ta d ır..,» '10^
K om intern'İn İkinci K ongresi’nin dünya çapındaki
önemi, d ü n y a bilimsel sosyalist harek etin in em perya­
lizme karşı m ücadeledeki politik çizgisini belirlem iş ol­
m asıdır. İkinci Kongre, devrim ci proletaryanın köylü­
lük ve ezilen halk ların ulusal k u rtu lu ş hareketiyle k a ­
lıcı b ir ittifak kurm ası sorununun a n a h atların ı ortaya
koydu. K om intern’İn kapılarını oportünistlere kapadı,
bilimsel sosyalist harek et içindeki solcu h a ta la rı düzelt­
m enin yollarını çizdi ve partilerin ideolojik ve örgütsel
olarak güçlendirilm esi, kitlelerle olan bağlarının sağ­
lam laştırılm ası görevini belirledi, ikinci K ongre’n in «21
şart»ı ve tüzüğü benimsemesiyle, K om intern u lu slara­
rası proletaryanın birleşik b ir d ü ny a partisi o larak ke­
sin örgütsel şeklini aldı ve ulu slararası pro leter disip­
lini ilkelerini o rtay a koydu. Lenin, A vusturya devrim ­
cilerine yazdığı b ir m ektupta şöyle dedi: «Borçlarını
bilgileri ve istem leriyle Ödeyen ve boylece eylem leriyle
(Rennerler, Fritz A lderler ve O tto B auerlerin yaptığı
gibi sözle değil) işçilerin tüm d ü ny ad a sınıfsız toplum
için verdikleri m ücadelenin birliğine b a ş a n k azan d ıran
ve çeşitli ülkelerdeki işçilerin deneylerine olan şü k ra n ­
larım ızı da belirterek, işçilerin ku rtu lu şları için v er­
dikleri m ücadelelerindeki büyük so ru n ları devrimci
proletaryanın u lu slararası disiplinine b aşv u rarak çö­
zümlemiş olm aktan kıvançlıyız.»'103'
Lenin K om intern’İn 1919’d a kurulm asından b aşla­
y arak d ü n y a bilimsel sosyalist harek etin in elde ettiği
b a şarılara değinirken, İkinci Kongre’nin sadece prole­

116
te r devrim inin ilerici öncülerini değil, kitlelerle btıgları
olan güçlü örgütlerin delegelerini de toparladığını yu/
dı. Komin te rn ’in Birinci (Açılış) Kongresi u lu slararası
proletaryanın bilimsel sosyalizm bayrağı altındaki b ir­
liğinin ideolojik ve örgütsel tem ellerini a ta rk e n İkinci
K ongre'bir sonraki adım ı attı. K a rarların d a u lu sla ra ra ­
sı bilimsel sosyalist h areketin k u ra m ve uy g u lam ala­
rının tem el sorunlarını geliştirdi.
n
ÜÇÜNCÜ ENTERNASYONAL İN
KİTLELERİ KAZANMA,
BİRLEŞİK İŞÇİ CEPHESİNİ SAĞLAMLAŞTIRMA
VE SOVYET CUMHURİYETİNİ GÜÇLENDİRME
MÜCADELESİ (1921 - 1923)

YENİ KOŞULLARDA BİLİMSEL SOSYALİST


PARTİLERİN GÖREVLERİ
İşçi Hareketi İçindeki
Durum
K om intern’in İkinci ve Ü çüncü K ongreleri a ra sın ­
daki dönem, u lu slararası d u ru m ve dünya devrimci
hareketi içindeki ciddi değişikliklerle belirlenm iştir.
1920’nin sonunda, Sovyet R usya’daki yabancı as­
keri m üdahale ve iç savaş hem en hem en so n a erm işti,
Bolşevik P a rti’n in yönettiği ve ulu slararası p ro letary a­
nın desteklediği Sovyet halkı, Büyük Ekim Sosyalist
Devrimi’nin kazanım larını, Sovyet egem enliğini ve ül­
kenin bağım sızlığını em niyete almıştı. U lu slararası em ­
peryalizm in dünyanın ilk sosyalist devrim ini boğm a
girişim leri başarısızlığa uğram ıştı. Genç sosyalist dev-

119
letin m üdahaleciler ve içteki karşı-devrim cilere karşı
kazandığı zafer, yeni toplum sal sistem in yenilm ezliği­
ni, d a h a yeni haşlam ış olan kapitalizm in çöküşü sü­
recinin geri dönülm ezliğini o rtay a koydu; d ü n y a sos­
yalist devrim inin bu kalesinin, k ap italist ülkeler ve
söm ürgelerdeki savaşan kitlelerin bu devrim ci m eşa­
lesinin sağlam laşm asını gösterdi.
Y ükselen ulusal k u rtu lu ş hareketi, dünya politika­
sı ve em peryalizm e k arşı devrim ci m ücadele içinde et­
kin ve büyüyen b ir unsurdu. J921’de anti-em peryalist,
anti-feodal h alk devrim inin ertesinde M oğolistan, em ­
peryalizm in söm ürge sistem inden koptu ve ozgur’ ve
bağımsız dem okratik b ir ülke olarak gelişebildi. D evri­
mi 1 M art I9j&’de ku ru lan Moğol Halk Partisi yönet­
mişti.
Aynı zam anda kapitalist ülkelerdeki devrim ci m ü­
cadele dalgasında gözle g ö rü lü r b ir düşüş vardı. B ur­
juvazi, sağ sosyal-dem okratlarm desteğiyle, 1920’nin
ikinci y a n sı ve 1921’in başlarında kızışan devrim ci sa­
v aşlard a proletaryayı yenm eyi başardı. Eylül 1920’de
fa b rik a îa n ele geçiren Kuzey İtalya işçilerinin kavga-
; sı başansızlıkla sonuçlandı. Burjuvazi A ralık’ta Çekos-
: lovakya’d a işçilerin genel grevini bastırdı. M art 1921’de
j A lm an gericileri, o rta A lm anya’da ilerici işçilerin dev­
rim ci ayaklanm asını kışkırttı, so n ra d a onu boğdu.
K apitalist ülkelerin çoğunda burjuvazi, p ro le ta r­
yaya k a rşı saldırıya geçti, işçi sınıfı, 1920-1921 döne­
m inde kap italist ülkeleri avucunun içine a lan uzun eko­
nom ik bunalım şa rtla rın d a zorlu savunm a savaşları
yapm ak zorunda bırakıldı. M ilyonlarca insan sokağa
atılm ıştı, çalışanların d a ücretleri düşürülüyordu, işçi­
lerin sav aştan so n ra ele geçirilen politik ve ekonomik
kazanım larm m çoğu tehlikedeydi ve bazı ülkelerde yi­
tirilm ekteydi. K apitalizm in işçilerin yaşam stan d artla-

120
rin a yönelik saldırısına politik gericiliğin yoğunlaştım
sı eşlik ediyordu. G rev kırm anın, silahlı faşist grupla
rı da içeren, vur-kaç yöntem leri işçilere karşı giderek
d a h a sık kullanılıyordu. Çoğu durum da, grevler ve iş­
çilerin diğer eylem leri yenilgiyle sonuçlandı.
î A vrupa ve A m erika burjuvazisi, baskı ve terö r po-
■litikasıyla saptırm a ve ödün verm eyi ustalıkla birleş­
tirdi. İşçi sınıfının çoğunluğu üzerinde etkilerini siir-
:düren reform ist önderlerin desteği arkalarm daydı. Dev­
rim ci ayaklanm a yıllarında, kapitalist ülkelerdeki mil­
y o n la rc a emekçi h alk kitleleri arasın d ak i politik fa a -1
;liyet bakım ından keskin bir a rtış vardı. Ancak, burju- i
vazinin iktidarı ve deneyimi, sosyal-reform ist partile-1
rin ideolojik ve örgütsel etkisi, kitlelerin yetersiz poli- j
tik olgunluğu, emekçi halk içinde derinlere kök salmış
Önyargılar ve inançlar, b ir b u rju v a dem okrasisinde çı-
:k arların ın tam anlam ıyla gözetilebileceğine İlişkin saf­
ça in a n çlar ve ayrıca genç bilimsel sosyalist partilerin
güçsüzlüğü ve deneysizliği, önemli sayıda işçinin ve
em ekçi halkm d iğ e r tab ak aların ın doğru devrim ci yo­
lu bulm ada başarısız kalm alarına ve reform istlerin ön- j
iderliğini izlem elerine neden oldu, i
1921’de sosyal-dem okrat ve sosyalist p artilerin üye '
sayısı yaklaşık sekiz milyon ve reform istlerin b aşk an ­
lığındaki îşçi Sendikaları U luslararası Federasyonu’
n u n (A m sterdam Enternasyonali) hem en hemen yir­
mi iki milyon üyesi v ardı.<î}
Bu a ra d a sağ sosyalist önderler ve reform ist işçi
sendikalarının önderleri, «sınıf barışı» ve «kapitalizmin
sosyalizme dönüşmesi» vaazları veriyor ve ekonom inin
«sosyalizasyonu» denen p lanlarının geniş çap ta propa­
gandasını yapıyorlardı. B unlar dünya savaşından son
ra, p ro letary a için, devrim olm aksızın, parlam onlor d e­
m okrasi yoluyla sosyalizme giden yolun açıldığını ve
bu nedenle sosyalist p artilerin görevinin p ro g ram ları­
n a p arlam en ter seçim lerde bir zafer kazanm ayı koy­
m ak olduğunu ilan ettiler. A m sterdam E nternasyonali’
nin önderlerinden biri olan Jam es Thomas, em ekçi sı­
n ıflar «kendi iktidarlarının da oy-kutuları yoluyla yö­
netilm esinin gerektiğini an lam ak zorundadır. Oy, k u r­
cundan güçlüdür ve eninde sonunda zafer k azan acak ­
tır»(2) diyordu. Reform istler, dem agoji yoluyla işçiler
arasındaki dem okratik havadan y a ra rla n ara k , «de­
m okratik sosyalizme» giden yolu açtıkları iddiasıyla
ve kitlelerin devrim ci eylem lere yönelm elerini engelle­
mek için güçlerinin yettiği h e r şeyi yaparak, sınıf m ü ­
cadelesi davasında elde edilm iş tüm kazam m lardan
pay çıkardılar. Sosyal-dem okratlar, sınıf m ücadelesinin
en canalıcı anlarında, sık sık devrim in katili ve celladı
rolüne girdiler. Bilimsel sosyalistlere k arşı sert b ir k av ­
g a verdiler, o n la n h a lk ta n ayırm ay a ve bilimsel sos-,
yalist p artilerin işçi sınıfı üzerindeki etkisini felç et-
rniye çalıştılar. R eform istler bu am açla bilimsel sos­
yalistleri işçi sendikalarından u zak laştırd ılar ^ve™onTâ-
n h etTtiîerinin güçlü olduğu sendikaları işçi sendikala­
rı birliklerinden ihraç ettiler.
/ A lm anya, Çekoslovakya ve d iğ er ülkelerde, dev­
rim ci işçilerin reform ist işçi sendikalarından ayrılıp
ay rı işçi sendikası örgütleri kurm asını savunan «sol»
v kom ünistlerin h a ta la rı d a reform istlerin bölücü tak-
\ tiklerine yardım ediyordu. G örünüşte radikal olan bu
eylem çizgisinin, reform istlerin işçi sendikalarını böl­
melerini kolaylaştırm aktan başka b ir etkisi yoktu. îşçi
sendikalarından ihraç edilenler kendi sendikalarını
kurm aya yöneliyor ve devrim ci b ir ta v ır alm aların a
karşın, kendilerini reform ist işçi sendikalarında k alan
geniş kitlelerden kopmuş b ir halde buluyorlardı.
U luslararası işçi h a re k eti içindeki z ararlı politika,

122
m erkezci p artilerin önderleri tarafın d an d a kİskit'i.)11 ■
yordu. M erkezci p a rtile rin Önderleri sağ sosyal'dom oh
ra tla rd a n uzaklaşan ve devrim ci eylem in gerekliliğini
k av ram ay a başlayan işçilere bilimsel sosyalizm in y o ­
lunu k ap am ay a çalıştılar. Sözde, devrim ci değişiklikle­
rin doğruluğunu ve önem ini h a tta proletary a d ik ta tö r­
lüğünün k urulm ası gerektiğini kabul eden m erkezci
önderler, aslında işçi harek etin in kanın ı söm ürm ede
sağ sosyal-dem okratlara yardım ettiler. İkinci E nter­
nasyonal'! reform ist b ir örgü t olm akla eleştirdiler,.am a
uygulam ada aynı oportünist çizgiyi v e ^ o lü n irita k tik -
leri izlediler. M erkezci p a rtile r içindeki b u gelişm elerin
tümu7 sağa kayan önderlerle sola k ay an sırad an üye­
le r arasın d a derinleşen bir uçurum a yol açtı.
M erkezci p a rtile r 1Ö21 Ş ubatında V iyaha’da, İki-
B uçukuncu E nternasyonal adı verilen, Sosyalist P a r­
tilerin U luslararası Birliği'ni kurdular. M erkezciler
devrim ci deyim lerin ve te k ra r te k ra r dem agojik birlik
çağrılarının yardım ıyla İki-Buçukuncu E n tern asy o n ali
bilimsel_ sosyalistlerin kitleler arasındaki a rta n etkisi­
ne karşı çıkm ak için kullandılar.
Lenin, bu enternasyonalin saym b a y lan «devrim­
ciler gibi ta v ır alıyorlar; am a h e r ciddi d u ru m d a kar-
şı-devrimci o ld u k lan m kanıtlıyorlar, çünkü eski dev­
let aygıtının şiddet k u lla n a rak ortadan kaldırılm asın­
d a n ürküyorlar; işçi sınıfı güçlerine hiç inançları yok»<3)
diye yazıyordu.
U luslararası işçi sınıfı içindeki sosyal-dem okrat Ön­
derliğin ihanetinin ve sınıf m ücadelesinin reform ist
Önderler ta ra fın d a n sabote edilm esinin neden olduğu
bölünme, proletaryanın gücünü zayıflattı ve bu rju v a­
zinin işçi sınıfı üzerine tüm gücüyle yaptığı saldırıyı
geliştirm esini kolaylaştırdı. Burjuvazi, kapitalist ülke­
ler işçi sınıfını geçici olarak yenilgiye u ğ ratm ayı ve

123
dünya devrim ci sürecini yavaşlatm ayı başardı, am a bu
süreci d u rd u rm ay a gücü yetmedi. Kapitalizm in genel
bunalım ı d a h a da şiddetlendi.
Proletaryanın yenilgisinin bir sonucu o larak dev­
rim ci d algalanm ada bir düşüşün açık belirtilerine k a r­
şın, durum nesnel an lam d a devrim ci b ir d u rum olarak
kaldı ve kapitalist ve söm ürge ülkelerde k urulm uş olan
«tutuşturucu madde» yeni b ir devrim ci patlam ayı ola­
naklı kıldı.
j Yeni
j Bilimsel Sosyalist)Partilerin
Oluşumu

Bu dönem de sınıf m ücadelesinin d ah a karm aşık


koşullarına rağm en, işçi harek eti safları içindeki fa rk ­
lılaşm a süreci yoğunlaşm ıştı. Ç atlam anın sonucu ola­
rak sosyalist p artilerin en iyi, en ilerici u n su rları bi­
limsel sosyalizmin yanında y e r aldılar.
İkinci Kongre kararları, özellikle «21 şart» temelde
m erkezci p artiler o larak kalıp Ü çüncü E nternasyonal’e
k atılm a isteklerini açıklam ış olan p artiler içinde ateşli
ta rtışm a lar yarattı. A lm anya Bağımsız Sosyal-Demok-
ra t Partisi, Fransız Sosyalist Partisi, İtalyan Sosyalist
Partisi ve birkaç başka p a rti içinde devrim ci kanadın,
«21 şart»ı benim sem eyi reddeden oportünist, m erkezci
u n su rla ra karşı verdiği keskin b ir m ücadele gelişti.
O portünistler, K om intern ve özellikle RKB(B)’n i b ir
«dikta» eğilimi, işçi hareketini «Moskova’nın çıkarları»
d oğrultu sunda yönetm e isteği içinde bu lu n m ak la suç­
ladılar. Lenin A lm an ve Fransız işçilerine yazdığı bir
m ektupta bu iftirayı şu sözlerle açığa çıkardı: «Mosko­
va’n ın ‘em irleri’ vesaire konusundaki tüm p atırtı b ir
şaşırtm acadan ibarettir. Aslında, Enternasyonal Y ü rü t­
me K urulu’n u n yirm ibeş üyesinden sadece beşi R usya

124
Komünist P artisi’ndendir. ‘E m irler’ falan konuşundu)!ı
bu sözlerin tü m ü y a kendi kendini ald atm ak tır ya dn
işçilerin aldatılm asıdır.»(4) M eselenin aslı, devrim ci pro­
leter un su rlarla, proleter p a rti içinde proletary ay a b u r­
juvazinin etkilerini benim setm eye ve proletaryayı b u r­
ju v a reform izm ine bağlam aya çalışan oportünist kü-
çük-burjuva u n su rla r arasın d ak i bir m ücadelenin sü r­
m ekte oluşuydu. «Ancak, bu ve b u n a benzer in san lar­
d an kopulm ası devrim ci proletaryanın burjuvaziye
k arşı u lu slararası birliğine ve burjuvazinin a lt edilm e­
sine yol açabilir.»<S)
/ M erkezcilerin açığa çıkarılm ası ve Ü çüncü Enter-
' nasyonal partilerinden ih raç edilm esi bilim sel sosya­
list p artilerin oluşması sürecinin, ulu slararası bilimsel '
sosyalist h areketin birliğinin sağlam laştırılm ası süre- 1
, cinin, tem el bölüm ünü oluşturuyordu. /
A lm anya’da, Bağımsız Sosyal-D em okrat Parti, Al­
m an K om ünist P artisi'nin yardım ıyla, sırad an üyeleri
kendi y a n m a kazandı ve H alle’deki kongrede oyların
çoğunluğunu elde etti ve K om intem ’e k atılm a ve
AKP’yle birleşm e k a ra rım aldı. Sağ u n su rla r ayrıldılar
ve p artiy i böldüler. A ralık 1920’de B erlin’deki k ongre­
sinde ABSDP’nin sol kanadı A lm an Kom ünist Parti-
si’yle birleşti ve A lm anya Birleşik Kom ünist P artisi’ni
( A B K P ) o lu ş tu r d u . Alman proletaryasının devrim ci
öncülüğünün toparlanm ası ve Alman Kom ünist P a r­
tisi’nin kısa b ir süre içinde b ir kitle partisine dönüş­
türülm esi, u lu slararası bilimsel sosyalist h arek etin di­
ğer ülkeler üzerinde güçlü b ir etki sağlayan önemli b ir
kazanım ıydı. «Endüstrileşmiş bir ülkenin iki işçi p a r­
tisinin o rta k mücadelesi, bu p artilerin devrim ci bir te­
melde bir tek p arti olarak kenetlenm esine yol açtı.»(7)
Fransız Sosyalist P artisi’nin Kongresi A ralık 1921
sonunda Tours’da açıldı. Toplantıdan önce p a rti için-

125
deki devrim ci u n su rla r m arksist-leninist b ir ta v ır alm -
m ası ve «21 ş a rtlın benim senm esi k onusunda yoğun
bir m ücadele verdiler. Kongre, K om intern’İn etkisiyle
ve yardım ıyla p a rtin in en sonunda devrim ci b ir tavır
alm aşım ve gerçekten bilimsel sosyalist b ir p a rti nite­
liği kazanm asını olanaklı kılan k a ra rla r aldı. Sovyet
Rusya’y a ilk ziyareti ve Lenin’Ie yaptığı konuşm alar­
dan sonra özverili bir devrimci h aline gelen M arcel
Caclıin, K om intern çizgisinin etkin b ir savunucusu ve
F ransa K om ünist P artisi’n in yılm az kurucusuydu. To-
urs K ongresi’ne gizlice gelen C lara Zetkin, K om intern
Y ürütm e K urulu a d ın a kongreyi sınıf m ücadelesinde
devrim ci b ir ta v ır alm aya ve bir bilimsel sosyalist p a r­
ti kurm aya çağırdı. «Daha ileri gidebilm ek için, güçlü,
birleşik, m erkezi ve iyi disiplinli b ir p a rti y aratm ak ve
Ü çüncü E nternasyonal’e bağlılığınızı açıkça ilan etm ek
zorundasınız» dedi.
Kongre dörtte üç oy çokluğuyla E n te rn a sy o n a li
k atılm a k a ra rı aldı.
Bir bildirge k ab u l etti; Paul V aillant-C outurie’n in
okuduğu bildirge şöyle diyordu: «Tours’dakı kongre
sosyalizm in F ran sa’d aki uzun ve şanlı tarih in d e h a tır­
lanm aya değer b ir gün olacaktır. Bu kongre, M arx ve*
Engels’in bir zam an lar bizim için k u tsal olan, a m a uy­
gulam ada çok sık unuttuğum uz, güvenilir k av ram ları­
nı ve öğretilerini bizim için yeniden o n arırk en aynı za­
m anda, gelecekte yöntem lerim izi ve eylem lerimizi ye­
n i dönem in gereklerine ve dünya devrim ci bunalım ının
kaçınılm az olarak önüm üze koyduğu zorunluluklara
u yarlam ayı d a öğretm ektedir... Dileğimiz partim izin
salt sıradan üyeleri için değil, önderleri için de güçlü,
disiplinli ve otoriter olmasıdır!»
Tours'daki kongre, Fransız işçi h arek etin i m ark-
sizm-leninizmle bağdaştırm anın şa rtla rın ı sağladı. FKP1

126
sağ k an atçıların ve m erkezcilerin reform ist ve opm in
nist politikasından koptu ve Fransız proletaryasının
devrim ci geleneklerinin m irasçısı olarak ta rih sah n e­
sine çıktı. Parti, varlığının ilk gününden b aşlay arak iş­
çi sınıfı arasın d a geniş etkisi olan ve bir kaç kırsal
alan d a sağlam b ir temele sahip olan bir kitle ö rgütüy­
dü. Yine de, h âlâ devrim ci eylem in gerçek p artisi ola­
caksa, p a rtin in kendisini birkaç sosyal-dem okrat k a ­
lıntıdan arındırm ası gerekiyordu.
A ynı dönem de İtalyan K om ünist Partisi de k u ru l­
du. İtalyan Sosyalist Partisi 1920’de Üçüncü E n tern as­
yonal üyesiydi, a m a ülkedeki devrim ci harekete önder­
lik edecek d u ru m d a değildi. İçsel b ir ideolojik ve ö rg ü t­
sel birlikten, sıkı b ir politik disiplinden yoksundu. Hem
devrim ci dalganın yükselişi durum unda, hem de b u r­
juva saldırısı ve faşist faaliyetler karşısında doğru ey­
lem çizgisine girm ekte başarısız kaldı. P arti içinde dev­
rim ci k anadının yanı sıra açık oportünistler vardı ve
yönetim i b ir m erkezci grup elinde tutuyordu. Reform ist
sağ kanat; pro letary a diktatörlüğü sloganının «21 şart»
m benim senm esine k a rşı çıktılar, m erkezci yönetim
de reform istlerden kopm ayı reddetti. Yönetimin, p a r­
tinin kökten yenilenm esi ve gerçekten devrimci prole­
te r b ir p artiye dönüştürülm esi (ki bu reform istler te­
m izlenm eden olanaksızdı) gerekliliğini k av ray am am a­
sının sonucu olarak, p a rti içinde derin bir bunalım baş
verm ek üzereydi. O cak 1921'de Liveno’daki kongrede
m utlak çoğunluğa sahip olan m erkezciler reform ist­
lerden ayrılm ayı reddedince, bilimsel sosyalistler kop­
tu la r ve İtalyan K om ünist Partisfirii kuriJuIarTTComin-
te m yürütm esi, yeni partiyi Ü çüncü E ntem asyonal’in
İtalya’daki bölüm ü olarak tanıdığını açıH ad rT K P ’nın
k u ru lu şu tta ly a n işçi hareketi ta rih m ın ü h d e gelen olay­
la rın d an biridir. Ülke, böylece ideolojik olarak m ark ­

12T
sizm-Ieninizmi tem el alan, işçi sınıfının gerçek devrim ­
ci partisine kavuştu. Ne v a r ki, eski Sosyalist P a rti’nın
çok az sayıda üyesi İKP’ye katıldı. Bir çok devrim ci iş­
çi eski p a rti içinde kaldı. iKP’nin yönetim i Bordiga sek-
te r g ru b u n u n eline geçti. Antonio Gramsci, Palm iro
Togliatti ve U m berto T erracini’nin önderlik ettiği,
m arksist-leninist ta v ır a lan O rdine Nuovo g ru b u sade­
ce Turrn örgütüne dayanıyordu ve sosyalist h arek et
içinde Bordiga’nın destekleyicilerinden d a h a az etkisi
vardı. Bu nedenle, başlangıçta bu g ru p yeni örgütlen­
miş olan p a rtin in yönetim ini ele geçiremedi. D aha en
başlarda parti, ülke ölçeğinde boyutlara ulaşm ay a baş­
layan faşist saldırılara k arşı zorlu b ir m ücadele ver­
m ek zorunda kaldıvx
8 Mayıs 1921'de, R om anya Sosyalist Partisi Kongre­
si ezici b ir çoğunlukla p artin in adının Kom ünist Parti
olarak değiştirilm esine ve Ü çüncü E nternasyonal’e k a­
tılm asına ilişkin bir k a ra r aldı. Kongre Öncesinde p a r­
ti içindeki bilimsel sosyalist grup, örgütlerin çoğunlu­
ğunu yanm a çekm eyi b a şa ra n etk in b ir çalışm a y ü rü t­
tü. G ericiler p artiy i ezmeye çalıştılar. Kongre delegele­
rin in çoğu tu tu k lan d ı ve hapse atıldı, a m a tüm baskı­
la ra k arşın RKP gene de varlığını sürdürdü.
Aynı ay içinde Çekoslovakya Kom ünist Partisi k u ­
ruluş kongresini yaptı. Sosyal-Demokrat P arti'nin, Bo-
h u m ir Sm eraî önderliğindeki m arksist, sol devrim ci
kanadının, p a rtin in Ü çüncü E ntem asy o n al’e katılm ası
için verdiği zorlu b ir m ücadeleden so n ra p a rti üyele­
rin in m utlak çoğunluğu m arksist solun y an ın d a yer
aldı. Sağ liderler ayrılm aya k a ra r verdiler, bundan
sonra m arksist sol Eylül 1920'de ilke olarak K om intern
çizgisine bağlı olduğunu açıklayan ve m erkez kom ite­
sine Ü çüncü E nternasyonal’e katılm ak üzere görüş­
m eler yapm a yetkisi veren ayrı b ir p a rti oluşturdu.

128
Çekoslovak Sosyal-Dem okrat Parti (Sol) Itongım i,
M ayıs 1921’de K om intem ’e katılm a ve partiyi Çokurı
lovakya K om ünist P artisi olarak yeniden adlandırm a
k a ra rı aldı. Bu p a rti d ah a başlangıcında Sovyet Rusya
ve A lm anya kom ünist partilerinden hem en sonra go-
len b ir üye sayısına sahip, b ir kitle partisi o larak ku­
ruldu.
1921 yılında Çin, G üney A frika, Belçika, K anada,
Luxem burg, İsviçre, Filistin, Portekiz ve Yeni Z elanda’
da; 1922’de Brezilya, Jap o n y a ve Şilı’de; 1923’te N or­
veç’te enternasyonale üye p a rtile r kuruldu. D ünya bi­
limsel sosyalist h areketinin büyümesi, «Enternasyonal,
geçen yaz M oskova’daki İkinci K ongresinden beri Av­
ru p a ’nın bellibaşlı gelişmiş tüm ülkelerindeki işçi sı­
nıfı hareketinin a n a konusu haline gelm iştir - dahası,
u lu slararası politikada başlıca etm en olm uştur.»(U>
Bilimsel sosyalist partilerin oluşumu, devrim ci iş­
çilerin büyük b ir kazam m ıydı. Bu kazanım , b u ülkeler­
deki işçi h areketinin gelişim inde bir dönüm noktası
belirledi. Bu p artilerin şahsında a rtık kitlelerin tu tarlı
olarak devrimci, m ilitan bir öncüsü vardı.

Kitleleri Kazanmak:
Bilimsel Sosyalist Partilerin
Temel Görevi

K om intern ve üye jpartiler stratejik ve ta k tik çiz­


gilerini _belirlerken, kapitalizm in genel bunalım ının ,
ulusla ra ra s ı durum daki değişikliklerin, bü tü n olarak
dünyada ve tek tek ülkelerdeki sınıfsal güç dengesinin,
geçmişin devrim ci savaşlarının deneyim inin ve 1918-
"İ92d~sirasihda kapitalist ülkelerde işçi sınıfının yenil­
gisinin nedenlerinin çözüm lem esinden yola çıktılar.

f . 9: Enternasyonal 129
İşçi sınıfını savunm a konum una iten burjuvazinin
saldırısı, bilimsel sosyalist p artilerin önüne yeni so ru n ­
la r çıkardı. K itlelerin acil talepleri ve ekonom ik çık ar­
larını savunm ak, işçilerin devnrmci ay âk lan m a döne­
m inde kazandıkları dem okratik ıSzgürlüklerirföpIüm -
sal ve politik T iiaz^^ genişletmek*'
yeni savaş tehlikesiyle m ücadele etm ek, Sovyetler Bir-
liği’n i "köriim ak vF^gel^eX tekT'3ew im cr"ça rp ^ m a îâ r
için daîia kapsam G ^azırTıkTar' y ap m ak ' 'p rö le tary îrv e
onun devrim ci örgütleri İçin acil bîr*gorev H aline' geF
di. Ba ş â n iş ç ile rin safî arın i'n e ’Hen li sıklaştırabildiîOe”-
rine bağımlıydı. Bu nedenle, bilimsel sosyalist p artile­
rin birincil görevi proletarya güçlerini örgütlem ek için
yapılacak zorlu ve günü gününe çalışm aları sü rd ü r­
mekti. B urjuvazinin saldırısı em ekçi halkın tüm kesim ­
lerini etkiledi, a m a bu sa ld ın herşeyden çok b ir bü­
tü n olarak işçi sınıfına yöneltilmişti. Bu nedenle, poli­
tik görüşleri ve sendika üyelikleri ne o lu rsa olsun tüm
işçiler bu sald m n m püskürtülm esiyle ilgileniyorlardı.
Bu, işçi sınıf m m fark lı gruplarının eylem birliğini sağ-
lam a nesnel olanağını yarattı. ”
Bilimsel sosyalizm in kitleler arasın d ak i etkisinin_
yayılm ası açısından ciddi b ir engel çoğu p a rtile rin dü-
sük üve sayısı ve den eyim sizlikleriydi. 192İ’in başların ­
d a ilk verilere göre kom ünist p artilerin saflarinda
[RKP(B> hariç] yaklaşık 760.000 üye vardı.<U)
Yeni tip işçi sınıfı partilerinin oluşm ası ve üye sa­
yılarının genel olarak artm asıyla u lu slararası bilimsel
sosyalist h a re k et 1921 yazm a dek oldukça önemli bir
nicel gelişme kaydetti. K om intern Ü çüncü Kongre­
si Temsil Komisyonu’nun verdiği bilgilere göre, üye
sayısı 722.000'i RKPfBJ’nde ve 1.516.000’i de kapitalist
ülkelerde olm ak üzere 2.238.000’e yükseldi.02’ Bilimsel

130
sosyalist p artilerin proleter kitleler üzerindeki ı îlm.ı
oldukça a rttı. Ancak, proletaryanın en b ü y ü k bolü mu
gene de sosyai^-demokraT p a rtile r ve diğer reform isi.
örgütlerin önderliğini izlemeye d evam etti.
Genç kom ünist p a rtile r kitlelerle çalışm ada deney
ve beceriden yoksundular. Kitleleri yeni ş a rtla r altın ­
daki sınıf savaşlarına hazırlam a görevini h e r zam an
doğru olarak kavrayam ıyorlardı. Lenin 1921’de şöyle
yazdı.- «D ünyanın h e r yanında bir kom ünistler ordu­
muz var. Bu ordu h â lâ yeterli olarak eğitilm em iş ve"
"yeterli "ola ra k “örgütlenm em iştir. Bu gerçeği unu tm ak
ya d a kabu^ etm ekten korkm ak son derece zararlı ola­
caktır. K endim izi özenli ve şiddetli bir sınava sokarak
ve kendi hareketim izin deneyim ini İnceleyerek, bu o r­
du ye te r in ce eği öneliyiz; onu^ğerekTıp1glbl^orgutlet1'
meli ve h e r tü rlü m anevrada, Her türTu savaşta, saldı­
rı ve geri çeKİImede ^ ıh â m â h ^ z rB ü liz u n ve zörm bküi
'donem i ölmak'sizın Razânam a yızT^” ! "
K om intern’in yardım ıyla kardeş p a rtile r emekçi
kitleleri birleştirm enin yollarını ve araçların ı belirle­
diler, tüm h areketin kollektif deneyim ini zenginleştir­
mek için deney b iriktirdiler. İşçileri kapitalizm in sal-
dırısına k arşı k oym ak üzere örgütlem ede önem li bir
hısiy atif ve yeni bir y a klaşım örneğini ÂBKP gösterdi.
!9 2 l’in b aşların d a ABKP kitleler arasın d a b u ru n b u ru ­
na d a h a geniş çalışm a sorunuyla uğraştı. İşçi sınıfı
arasındaki eylem birliğini sağlam a çabası içinde de­
m okratik h a k ve özgürlüklerin savunulm ası ve geniş­
letilmesini hedef a lan taleplere olduğu k a d a r emekçi
halkın ^ gün lük ekonomik taleplerine de ilgi gösterdi.
Parti içi sendikaları ve diğer proleter kitle örgütleri
içinde olağan çalışm aları başlattı ve hedeflerini açık­
lam ak ve kitleleri toparlam ak için parlam ento kürsü-

131
ve etkin b ir azınlığın y ü rü ttü ğ ü eylemin belirleyici ro ­
lü oynadığı inancıyla, emekçi kitleleri bilim sel sosya­
list p artilerin yanm a kazanm anın gerekliliğini red d et­
tiler. Bu görüşler, bilimsel sosyalist p artilerin işçi sını­
fının sadece b ir azınlığının desteğine sahip olduğu sı­
radaki devrim ci b ir düşüş dönem inde h e r zam ankin­
den d a h a tehlikeliydi. «Solların» yeni ş a rtla r altındaki
politikası, h arek et içindeki başlıca tehlike haline geldi;
bu durum , olgunlaşm am ış eylem de devrim ci p ro letar­
ya için yenilgi anlam ına geliyordu ve p a rtile rin yalnız
kalm asına yol açtı.
«Solların» açık m ektuba k a rşı olan bazı görüşleri­
nin K om intern Y ürütm e K urulu Başkanı G. Zinoviev
ve Y ürütm e K urulu üyesi N. B ukharin ta ra fın d a n pay­
laşılm asıyla durum d a h a d a karm aşıklaşm ıştı. 22 Şu­
bat 1921 tarihli Y ürütm e K urulu toplantısında ABKP
taktiklerinin tartışılm ası sırasında Zinoviev, açık m ek­
tubu yapay b ir a ra ç olarak adlandırdı ve açık m ektu­
bun önerdiği tak tikleri tüm üyle uygulanam az olm akla
suçladı. Bilimsel sosyalistlerin diğer işçi partileriyle hiç
bir anlaşm a aram am aları gerektiğini belirtti, dedi.
B ukharin, açık m ektubu «devrimci davranış» olarak
değerlendirdi, B ukharin, işçilerin günlük çıkarlarının
savunulm ası kavgasıyla p artin in devrim ci politikası
a ra sın a b ir çizgi çekerek, ABKP’nin gerçek m ücadele­
den kaçtığını ve yapay p lan lar kurduğunu söyledi.
Zinoviev ve B ukharin’in takındığı bu tavır, üye
partilerin yeni politik çizgisini yok olma tehdidiyle k a r­
şı k arşıy a b ırak tı ve sekter solcu görüşlerin Komin-
te m üyesi p a rtile r içinde yayılm asına k a tk ıd a b u lu n ­
du. Lenin bu tehlikeyi açıklarken, içtenlikle destekle­
diği açık m ektubun tartışılm asına, heyecanla m ü d ah a­
le etti. C lara Zetkin ve Paul Levi’ye gönderdiği b ir
m ektupta şöyle yazdı: «Tam anlam ıyla doğru tak tik ler

134
olarak, düşündüklerim i gördüğüm tek şey açık nmk
tuptur. (Bu m ektuba karşı çıkan ‘Sollar’ımızın kuryıt
görüşlerini kınadım ).»(l5> Lenin, ABKP’nİn m ektubunu,
b ir birleşik p ro leter cephe k u rm a k için doğru b ir g iri­
şim olarak değerlendirdi. «Örnek b ir politik adım ...
Bu b ir örnektir, çünkü işçi sınıfının çoğunluğunu k a­
zanm anın p ra tik b ir yöntem ine ilişkin ilk eylem dir.»(:B)
diye nitelendirdiği açık m ektupta önerilen taktikleri
diğer p a rtile rin benim sem elerinin Önemini te k ra r tek ­
r a r o rta y a koydu.
Lenin’in açık m ektubu şiddetle savurtm ası ve «sol»
sekterciliğe k a rşı çıkm asına, «solların» tem silcileri ta ­
rafın d an sek ter m aceracı görüşlerin yayılm ası gibi çok
büyük b ir tehlikeli* neden oldu. K itlelerin devrim için
h azır oluşunun abartılm ası ve «sollarm» sm ıf m ücade­
lesinin nesnel şanslarını ciddiyetle tartm ayı, devrim ci
yükselişin düştüğü ve burjuvazinin proletary ay a yö­
nelttiği saldırının arttığ ı koşullarda gerekli görevler
ve çalışm a yöntem lerini doğru olarak tanım lam ayı
reddetm eleri - tü m b u n la r öncülerin kitlelerden tehli­
keli b ir biçimde soyutlanm asına yol açm akla kalm adı­
lar, p artilerinin varlığını bile tehlikeye düşürdüler. (
«Sollar» işçi sınıfını birleştirm e m ücadelesinin talçf-
tiklerine alm aşık olarak «saldır ı kuramı» denen bir
tu tu m u önerdiler. Bu kuram bilimsel sosyalist p artile­
rin h e r zam an saldırgan tak tik ler uygulam ası gerekti­
ğini, nesnel ş a rtla r ne olursa olsun, h e r d u ru m d a si­
lah lı saldırıya başvuracaklarını ve «öncü sav aşlar» ve­
receklerini söylüyordu. Alman, M acar, Çekoslovak,
İtalyan, A vusturyalI ve Fransız parti üyeleri arasın d a
b u k u ram ın yan d aşları vardı.
Bu «saldın kuram ı» tartı şm alan, A lm anya’d a 1921
M art olayları ertesinde en keskin noktasın a ulaştı. H a­
tırlanacağı gibi Sosyal-Demokrat P a rti’nin sağ önderle-

135
r inin yardım ıyla karşı-devrim , bilimsel sosyalist etki-'
n in güçlü olduğu O rta A lm anya işçilerini silahlı bir
ayaklanm aya kışkırttı, lö M art’ta Saksonya Bölgesinin
«Oberprâsident» ti O tto H örsing’in em ri üzerine fab ri­
k a la ra polis sokulm uş ve işçiler b u n a dehşetli içerle-
mişlerdi. Polisle çatışm alar ve protesto grevleri silahlı
m ücadeleye dönüştü. P arti ve A lm an işçi sınıfı tü m ül­
kede silahlı b ir ayaklanm aya h azır değildi; savaş O rta
A lm anya bölgesiyle (özellikle M ansfeld bölgesiyle) sı­
nırlanm ıştı. Partililerin yönettiği devrim ci işçiler gös­
terdikleri yiğitliğe rağm en a ğ ır b ir yenilgiye uğradılar.
O sırada ABKP'si yönetim i M art olaylarını p a rtin in k it­
leler a rasın d an o rtay a çıkaracağı genel b ir devrim ci
ayaklanm anın başlangıcı olarak gören sek ter u n su rla ­
rın denetim indeydi. «‘S a ld ın k u ram ı’n d an k ay n ak la­
nan m aceracı, öznelci politika, sınıf d ü şm an ın a fırsa t
verecek biçimde davranıyordu.»tlT)
Bu sırad a ABKP M erkez Komitesi’nden istifa etm iş
olan P. Levi p artisini a rk a d an vurdu. M art olayların­
d a n sonra partiyi ve K om intern’i kom ploculukla suç­
layarak, böylece de burjuvazi ve sosyal-dem okratlara
b ir provokasyon m alzem esi sunarak, b asında boy gös­
terdi. ABKP M erkez, Komitesi Levi’yi p a rti disiplinini
kesin olarak ihlal etm ekten ve iftira dolu kitapçığının
basım ı yoluyla neden olduğu ta h rib a tta n dolayı, p a rti­
den ih raç etti. Levi’nin dem agojik etkisi yönetim in sol-
sek ter görüşleriyle m ücadele edilm esini d a h a d a güç­
leştirdi.
«Saldırı kuram ı» partinin İşçi sınıfı arasın d ak i et­
kisini zayıflattı ve onu kitlelerden kopm a tehlikesiyle
k arşı karşıya bıraktı. Bilimsel sosyalistlerin kitleler
arasın d ak i etkili çalışm alarının başlıca engeli haline
gelmiş olan sol oportünizm in olası en hızlı b ir biçim de
üstesinden gelm ek gerekiyordu. Zinoviev, B ukharin,
Radek ve bazı K om intern üyesi partilerin unlnymmı
d ık la n buydu. O n lar hâlâ, sadece sağ oportünizm i lulı
likeli görüyorlardı ve K om intern taktiklerinde herlıun
gi b ir değişikliğe karşıydılar. Bu durum , Enternasyonal
Ü çüncü K ongresi'nin zorlu b ir kavga verm ekle karşı
karşıya kaldığı, K om intern üyesi p a rtile r içindeki
sek ter havayı güçlendirm eye bahane oldu.
Komintern'İn
Üçüncü Kongresi
îçin Hazırlıklar
U luslararası bilimsel sosyalist hareket, tak tik lerin i
d ü n y a gelişm esindeki yeni evrenin^ gereklerine_gör<£
yeniden düzenleme^zorunluluğuyla k arşı k arşıya kaldı.
Bir ç o k p a rtin in temsilcileri, Ü çüncü K ongre’n in h azır­
lık larında etkin bir şekilde y er aldılar. D aha bu evre­
de bile, kongre k a ra rla rın a «saldırı kuram ı» düşüncesi­
ni sokm ak isteyenlerle keskin b ir tartışm a başlam ıştı.
İzlenecek ta k tik le r konusunda h e r ikisi de b u «ku­
ram cın etkin destekleyicileri olan Bâla Kun ve ABKP
M erkez Komitesi üyesi A ügüst Thalheim er, Koriüri-
te rn ’in güç toplam ayı am açlayan propagandacı döne­
m ini tam am ladığını ve a rtık yeni b ir - eylem donemi-^
ne - geçmesi gerektiğini sav u n an tezlerin taslak ların ı
hazırladılar. «Sollara» ödün vererek, d ah a so n ra bır^’
kaç düzeltm e yapan R adek de bazı tez taslak ları h a zır­
ladı. Bu ta slak la r eline ulaştığında Lenin’in yorum u,
Kun - T halheim er tezlerinin politik olarak doğru olm a­
dığı ve «solculuk» oynadıklarıydı. Lenin R adek’in tasla­
ğının eksikliklerini, özellikle «‘solcu’ sersem liğe ödün­
ler» olarak adlandırdığı eksiklikleri, ayrıntılı o larak in­
celedi. Lenin, kendi taslağında «işçi sınıfının, çoğunlu­
ğunu kazanm a» m n gerekliliğini b ir yana bırakıp, onun
yerine «işçi sınıfının toplum sal o larak k a ra rlı kesim le-

137
rin i kazanm ak» deyim ini kullandığı için Radek'i sert
bir biçimde eleştirdi. Lenin şöyle yazdı: «Burada, böyle
b ir dille, işçi sınıfının tam anlam ıyla çoğunluğunu 'bi­
limsel sosyalizmin ilkelerine’ kazan m an ın gerekliliği­
ni zayıflatm ak, m askaralığın e n ü st noktasıdır. İk tid a­
rı kazanm ak için, belirli koşullarda (İşçi sınıfının ço­
ğunluğu bilim sel sosyalizm in ilkelerine kazanıldığın­
d a bile) işçi sınıfının toplum sal o larak k a ra rlı kesim ­
lerinin çoğunluğu tarafından, belirleyici n o k tay a bir
darbe vurm aya gereksinm eniz v ard ır.110> «Herhangi
b ir yerdeki bilimsel sosyalist partilerin hiç biri, henüz
sadece örgütsel önderlik acısından değil, bilimsel sos­
yalizm in ilkelerine de işçi sınıfının çoğunluğunu k a ­
zanm am ıştır. Bu, h e r şeyin tem elidir. Tek m antıklı ta k ­
tiğin b u özünü ‘zayıflatm ak’ m üthiş b ir sorum suzluk­
tu r.» 11^
Lenin, tezlerin a n a düşüncesini form üle etti: «En­
ternasyonalin taktikleri, ilk olarak eski İşçi sendikala­
rı içinde, işçi sınıfının çoğunluğunu k azanm ak için sağ­
lam ve sistemli b ir çabayı temel alm alıdır. O ndan son­
ra, olayların akışı ne olursa olsun kesin o larak k aza­
nırız. O layların olağanüstü m utlu akışı içinde k ısa bir
süre için ‘k azan m ay a’ gelince - h er hangi b ir ah m ak
b u n u yapabilir... Bu nedenle: Açık m ektubun tak tiğ i
kesinlikle Heryerde uygulanm alıdır.»(M) Lenin’in bu
çok kesin tutum u, sonunda enternasyonalin kongre ta ­
rafın d an benim senen stratejik çizgisinin tem elini oluş­
turdu. Lenin te k ra r tekrar, tezlerin, b urju v azinin öne
sürdüğü genel savaşı vaktinden önce kabul eden p a r­
tilere ve «solculuk» oynam aya karşı b ir u y a n taşım ak
zorunda olduğunu vurguladı. Bu tezlerin ABKP’nin
1921 M art olayları sırasındaki som ut h a ta la n m tam a-
miyîe o rtay a koyulm asında ve bu h a taların yinelenm e­
sine k arşı şiddetle uyarm asında ıs ra r etti. Taktik üze-

138
rin e taslak tezler Lenin'in eleştirilerine uygun olarak
düzeltildi ve birkaç p a rti delegasyonuyla birlikte ön
to p lantılarda tartışüdı ve RKP(B) a d ın a kongreye su­
nuldu. Lenin kongrede «Tezlerimizin b ir uzlaşm a oldu­
ğ u kuşkusuz sır değildir. Hem neden olm asın? Üçüncü
kongrelerini toplam ış ve kesin tem el ilkeler oluştur­
m uş olan bilimsel sosyalistler a ra sın d a uzlaşm alar, be­
lirli koşullar altında, gereklidir. Rus delegelerinin su n ­
duğu tezlerim iz en özenli biçimde incelenm iş ve h azır­
lan m ıştır ve çeşitli delegasyonlarla yapılan uzun ta r ­
tışm alar ve toplantıların sonucudur. dedi.
İşçi h areketinin Önündeki yeni görevler, genç p a r­
tilerin örgütsel o larak güçlendirilm esini, p a rti k u rm a ­
n ın olgunlaştırılm ış ilkelerini, p a rti çalışm asının geliş­
kin yöntem lerini gerektiriyordu. Bu konudaki tez tas­
lak larını O. K uusinen hazırladı. K uusinen, tezlerle b ir­
likte örgütsel mesele üzerinde bu taslakları temel ala­
ra k yazdığı bir m akalenin b ir kısm ını Lenin’e g ö n d er­
di. Lenin b u n la n onayladı ve kendisine, kongreye Al­
m an Kom ünist P artisi’nin b ir delegesi tarafın d an su­
nulm asını uygun gördüğü, b ir ra p o r hazırlam asını
ön erd i/ 22>
Lenin bu tezlerde, Batı’d aki yasal partilerin çoğun­
d a «Partinin h e r üyesi tarafın d an yapılan hiç bir g ü n ­
lü k çalışm a fdevrimci çalışm a) yoktur. Bu başlıca a k ­
saklıktır. Bunu değiştirm ek hepsi ndon güç iştir. Am a
en önemli olan, bud u r.» ^11 dîye önemle u y a n d a b u ­
lundu.
r Lenin, bilimsel sosyalistlerin -örgütsüz p roletarya
/ ve sarı sendikalarda (İkinci vo İki B uçukuncu Enter-
ji nasyonaller dahil) örgütlenm iş olan proletary a kitlesi
j ve emekçi halkın proleter olm ayan kesim leri arasm -
\ daki»f“:) görevlerinin d a h a ayrıntılı olarak ifade edil­
m esini de tavsiyo etti. Lenin’in tavsiyeleri ve u y a n ları

136
sürekli olarak bilimsel sosyalistlerin kitlelerin tam or­
tasın d a çalışm alarını ve o n la n en yaşam sal çık arları­
nın savaşçısı olan partilerinin ard ın d a toparlam alarını
teşvik etti. Bilimsel sosyalist partiler, kendilerini pro­
letaryanın politik olarak en uyanık kesim inin d a r çem­
beri içine sıkıştıram azlardi; işçi sınıfının devrim ci p a r­
tileri reform ist p a rti ve örg ü tler içinde y er a lan işçile­
re özel bir d ik k at göstererek, kitlelerin en geniş kesim ­
leri arasın d a çalışm a yapm ak zorundaydılar. Lenin’in
uyarıları, bilimsel sosyalist p artilerin birleşik b ir pro­
leter cephesinin taktiklerine olan gereksinm eyi a n la ­
m aların a yardım etti. Kuusinen, kongrede bu k onuda
b ir konuşm a yapan A lm an delege W ilhelm Koenen'
in yardım ıyla tezi düzeltti.
Yeni k a ra rla r hazırlam a meselesinde KomintenV
in h e r bölüm ünün uygulam a ve çalışm a deneylerini
derleyip toparlam ak görevinin büyük önem i vardı.
P arti temsilcileri, kardeş p artilere çıkardıkları sonuç­
la r ve görüşler hakkında bilgilendirm eye çalıştılar ve
böylece ulu slararası h areketin strateji ve tak tik lerin in
kollektif olarak h azırlanm asına katk ıd a bulundular.
Genç p artiler, kendi çalışm aları için örnek aldıkları
RKP (R) ’nin deneylerini özel b ir dikkatle incelediler.
Rusya Kom ünist Partisi, u lu slararası p ro letary a­
nın kollektif o rganına - K om intern Kongresi - çalışm a­
larının b ir hesabını verm eyi ulu slararası b ir görev bil­
di. RKP (B) M erkez Komitesi ad ın a Lenin, RKP (B )’
nin taktikleri üzerine b ir ra p o r hazırladı RKP CBİ’nin
politikasının d ah a iyi anlaşılm ası için delegelere Ko­
m ünist E nternasyonal dergisinde yayınlanm ış olan Le­
n in ’in «Aynî Vergi» m akalesinin A lm anca, İngilizce ve
Fransızca çevirileri sunuldu.
KEYK toplantıları, çeşitli p artilerin d u ru m ların ın
çözümlendiği kongrenin hem en arefesinde yapıldı. Le-

140
nin ’iu delegelerle yaptığı to p lan tılar ve sohbetler İm
yük önem taşıyordu. B u ralard a bilimsel sosyalist h a ­
reketin en acil so ru n ları tartışıld ı ve bazı tem silcilor
‘açısından bu so ru n lara ilişkin yaklaşım lar, varolan d u ­
ru m u n gerektirdiği, kitleler a ra sın d a k i g ü n lü k yorucu
çalışm alardan kaçm a ve onun yerine «devrimci» slo­
g a n la r ve eylem çağrılarını koym a eğilim i taşıdığından
bu ta rtışm a lar sık sık keskinleşiyordu.
Alman delepe Fritz Heckert, Lenin’in ABKP de­
legelerine şu soruyu sorduğu bir toplantıyı an latm ak ­
tadır; «‘İşçileri savaşa sokup d a M ansfeld’de olduğu gi­
bi b ir bozguna u ğ ram aları halinde ne düşüneceklerini
um dunuz?’ Koenen yanıtladı: ‘İşçiler yedikleri d arb e­
lerden ders a lırla r.’
«Lenin’in ‘şimdi, işsiz kald ık ların d a da m ı?’ diye
k arşı çıkışını Koenen şöyle yanıtladı: ‘O zam an mide,
beyinlerini devrim ci enerjiyle heyecanlandırır.’
«Lenin bu deyim de bu konulardaki tüm tavrım ızı
alay a alm aya y aray acak b ir şey buldu. H er h an g i bir
konuda, durum um uzun h a ta ve tehlikesini bize k an ıt­
larken, h e r defasında m u tlak a ekledi: 'Evet, tabii, çün­
k ü sizin beyninizi m ideniz heyecanlandırıyor...'»t2S)
Lenin «saldın kuram ı» m ve ABKP önderliğinin
M art olay lan sırasındaki h a taların ı sert b ir biçimde
eleştiren C lara Zetkin’i destekledi.
K ongreye hazırlık olm ak üzere, Fransız K om ünist
P artisi’nin çalışm alan 16-18 H aziran 1921’deki KEYK
to p lantılarında tartışıldı. «Solcular», gençlik içindeki
yetersiz çalışm alan ve özellikle ‘H um anitö’de partilile­
ri «soğukkanlı olup, disiplini sürdürm eye» çağıran m a­
kaleden ö tü rü Fransız K om ünist Partisi yönetim ine sal­
dırdılar. Lenin bunları kesin o larak p üsk ü rttü . Sadece
sağ oportünist h a taların varolduğunu d ü şü n en ler
yahnıyorlar, dedi. «Sol» h a ta la r d a vardı. «Sollann*

141
öğütlerini tutarsan ız «devrimci harek eti ö ld ü rü rsü ­
nüz... Fransız P artisi eleştirilecektir, a m a bu eleş­
tiri partinin belirli, yanlış, oportünist eylem lerine yö­
neltilm elidir; partiye gelişigüzel saldırılm am alıdır, bö­
lünm em en ve oportünist eylem leri önlem ek İçin «sol»
saçm alıklar çıkartılm am alıdır. Lenin «Marksizm, belli
koşullarda izlenecek olan politikayı belirleyebilm eyi
içerir»(37) diye açıkladı. «Fransa, İngiltere ve A lm anya’
d a kom ünizm in zaferini önlem enin b ir tek yolu v a rd ır
- bu d a solcu saçm alıklar yapm aktır. O portünizm e k a r­
şı savaşımızı u ç lara gitm eden sürdürürsek, kazan aca­
ğımız kesindir.»(28; Lenin, kitlelerin bize yaklaşm asıyla
işçi sendikalarını kazanm alıyız diyordu. O nları k aza­
nırsak, diye devam ediyordu, bu bizim en büy ü k zafe­
rim iz olacaktır. Mesele h e r şeyden önce çoğunluğu k a ­
zanm aktır. A ncak ondan sonra devrim i yapm aya,
oportünizm ve sol saçm alıklara k arşı b ir kavga verm e­
ye başlayabiliriz.
B ulgar delege V. Kolarov an ıların d a «Lenin’in
konuşm ası delegelerin gözünde d u ru m u açıklığa k a­
vuşturdu» diye yazar. «Bu konuşm a delegelere konu­
şan kişinin d ü n y a devrim inin büy ü k önderi olduğunu,
zaferden kesinlikle em in olduğunu ve enternasyonalin
düm enini sıkı sıkı ellerinde tu ttu ğ u n u hissettirdi.» ^
Çekoslovakya’daki m ücadeleye ilişkin m eseleler yü­
rütm e k u ru lu n u n kongreden kısa b ir süre önceki top­
lan tıla rın d a tartışıldı. Çekoslovakya K om ünist P artisi”
nin oluşum sürecinin birkaç evreden (önce sol k a n a ­
dın, d ah a önce Sosyal-Dem okrat P a rti’ye üye olanların
çoğunluğunun kabul edildiği ayrı b ir p a rti kurm aları,
sonra bu sol p artin in kom ünist p a rti o larak yeniden
kurulm ası) geçmiş olm ası gözönüne alın arak yöneti­
min, özellikle B. Sm eral’in politikası, K om intern’deki
«sol» u n su rla r ve M art 192l’de k u ru la n ÇKP’n in Al­

142
m an bölüm ü üyelerinin keskin eleştirilerine hedef ol­
du. «Solcular» S m eral’e ÇKP’n in oluşum una açıkça
k arşı koym ak a n lam ın a gelen b ir suçlam ada bu lu n d u ­
lar. O nu m erkezci ilan e ttile r ve ÇKP’n in yönetim inden
alınm asını taleb ettiler. Çekoslovakya K om ünist P a rti­
si’n in kitlesel niteliğini korum adaki başarısını Sm eral
başkanlığındaki m ark sist sol yönetim in esnek politika­
sın a borçlu olduğunu anlam adılar. Aynı zam anda
Sm eral de çalışm alarında bazı h a ta la r işlemişti, özel­
likle ÇKP'nin, A lm an bölüm üyle bütünleşm esinin za-
m anlanm ası konusunda bu h a ta la r açıktı. Lenin, Sms-
r a l’i savundu ve Ü çüncü K ongre’nin tak tik ler h ak k ın -
daki tez m etninden, Sm eral’in m erkezcilerin destekle­
yicisi olduğu yolundaki yanlış tanım lam ayı ç ık a rttır­
dı. Ama, ÇKP ve A lm an bölüm ünün bütünleşm esinin
gereksiz yere uzatıldığına işaret etti.(*) Çek yoldaşla­
rın konum larım d a h a açık olarak tanım lam aları konu­
sundaki dileği belirtti. Lenin d a h a sonra, Sm eral'in açı­
lış kongresindeki ra p o ru n u d a h a dikkatli İnceledi. Ra­
porun tem el önerilerinin altını çizdi ve partin in kitle­
sel niteliğinin önemi, işçi sınıfının y an m a m üttefikler
k azan m ay a ve esnek b ir politikaya olan gereksinim e
ilişkin m eselelerde S m eral’in görüşlerini benim sediği­
ni o rtay a koydu. Lenin bu rap o ru n m etninde aşağıda­
ki p asajların altını çizdi:
«Orta A vrupa burjuvazisi askeri yenilgilerinden
sonraki ilk k ritik an larım geçirm iş vo eski söm ürü ay ­
gıtını yeniden k u rm a y a başlam ıştır... sosyal-milli-
yetçiler, can alıcı anda, kapitalizm in doğru d an sav u n u ­
cu ları o larak o rtay a çıkarlar... Bu p a rtile r kitle p a rti­
lerinde örgütlenm iştir ve biz, o n lara karşı ve k ap ita­
listlere karşı, ancak büyük bir parti, kitlelerin p artisi

(*> ÇKP vc Alman b&lümüniin Birlik Kongresi 30 Ekim -


4 Kasım 1921’de yapıldı.
143
haline gelebilirsek kazanabiliriz...» S m eral’in kitleleri
kazanm ak için «serinkanlı açıklam a, hoşgörü ve sabır
taktiğinin gerekli olduğu» anlam ındaki sözleri, işçile­
rin ulusal duygularına ve Slovakya’daki yoksulların
dinsel in an çların a yönelik saygılı ta v n n Önemini v u r­
gulayan sözleri Lenin’in dikkatini çekmişti. Lenin ra ­
porda, p artin in «kitlelerin etkin h areketlerini, grevleri,
protesto gösterilerini, h a tta yiyecek kıtlığından k ay ­
n a k lan a n ayaklanm aları, som ut şiddet eylem lerine
karşı, gericiliğe k arşı protesto gösterilerini» destekle­
mesi gerektiğini, p a rtin in h e r zam an kitlelerle birlikte
olm ası ve kitlelerin gereksinm elerine uygun olan so­
m u t taleplerin desteklenm esi için kitlelerin eylem lerini
bizzat örgütlem esi gerektiğini belirten pasajın altını
çizdi. Lenin «koşullan gözönüne alm aksızın y ap ay ola­
ra k b ir savaş durum u y a ra tm a isteğine» k a rşı çıkan
ve «en güçlü protestonun ilk olarak böylesi tak tik lere
karşı yapılm ası gerektiğini» söyleyen Sm eral’le ta m a ­
m en anlaştığını açıkladı. Lenin, S m eral’in rap o ru n d a­
ki bazı h a talı tezleri, önem li olarak ÇKP'nin A lm an bö­
lüm üyle hem en bütünleşm esine olan itira z la n ve bazı
birkaç h atalı öneriyi de işaretledi, (3°> Lenin’in, Sme-
ra l’in ra p o ru n u n m etnine ilişkin değerlendirm esi, bi­
limsel sosyalist p artilerin deneylerini ne denli d erin ­
lem esine incelediğini ve K om intern’İn doğru politik
çizgisi, strateji ve taktiklerinin hazırlan m asın d a b u de­
neylerin kullanılm asına nasıl özen gösterdiğini o rta ­
y a koym aktadır.
ENTERNASYONALİN ÜÇÜNCÜ KONGRESİ
Kongre
ve Parti
Taktikleri
Enternasyonalin Ü çüncü Kongresi 22 H aziran 1921’
de M oskova’d a açıldı. 48 ülke partilerinden, 28 gençlik

144
birliğinden ve diğer birkaç pro leter örgütten (kongreye
toplam 52 ülkedeki 103 örgütten 605 delege katıldı) d e ­
legeler, değişen koşullarda K om intern ve bölüm lerinin
politikasını kollektif çabalarıyla belirlem ek ve uluslar­
a ra sı bilimsel sosyalist hareketin gelişm esine ilişkin d i­
ğ e r acil sorunları ele alm ak üzere toplandılar. Kongre­
nin gündem inde şu m addeler vardı: d ü n y a ekonom ik
bunalım ı ve K om intem ’in yeni görevleri; y ü rü tm e k u ­
ru lu n u n raporu, K om intem ’in tak tikleri ve RKP’nin
tak tiklerinin tartışılm ası; K om intern ve bölüm lerinin
örgütlenm esi; işçi sendikası, kooperatif, gençlik ve k a­
dın h areketlerinin sorunları; bazı p a rtile r içindeki du­
ru m ve çeşitli m addeler. U luslararası durum ve p a rti­
lerin, strateji ve taktikleri m eseleleri kongre ta rtışm a­
larının en heyecanlı noktasıydı. Lenin kongrede üç
kez söz aldı: RKP’n in taktiklerine ilişkin b ir rap o ru n
görüşülm esinde, İtalyan meselesi üzerine k o n u şm alar­
d a ve Ü çüncü E nternasyonal taktiklerin i savunm ak
için.
Kongre, devrim ci h arek etin kitlelerin kendiliğin-
\ den baskısı, yöntem ier ve hedeflerdeki b ü tü n lü ğ ü n öl-
j dü k ça eksik olması ve egem en sınıfın paniği ile niteîe-
•nen savaştan sonraki birinci dönem inin büyük ölçüde
■tam am landığını kaydetti. Tüm ülkelerdeki burjuvazi
. hem ekonom ik hem politik cephelerden em ekçi kitle- ,
i lere karşı saldırıya geçmişti, Proletaryanın ik tid ar için
devrim ci m ücadelesinde d ü nya ölçeğinde b ir aksam a
ve yavaşlam a gözleniyordu. A ncak kapitalist savaş er- i
; tesi denge yeniden kurulm am ıştı.
^ K apitalizm in sağlam lığı a rta n söm ürüye bağım lı
olduğundan, işçiler sürekli olarak grevler ve sınıf m ü­
cadelesinin diğer biçim lerine başvurm ay a itiliyordu.
K apitalist ülkelerdeki durum nesnel olarak h âlâ dev­
rim ciydi am a devrim ci h arek et bir d u rak lam a evresi
F. 10: Enternasyonal 145
( içindeydi. «G üncel bunalım da partin in tem el g ö rev i,!
\ proletaryanın bugünkü savunm a savasım yönetmek, !
yay m ak, genişletm ek, birleştirm ek ve b u savaşı ev- ;
rim in a kışına uygun o larak n ihai politik m ücadeleye ■
d oğru bilem ektir.»<31) Temel devrimci ilkeleri fa rk lı ül­
kelerdeki özgül koşullara uygulayabilm ek için kapi­
talizm in devrim ci b ir biçimde altedilm esi h azırlık la­
rın d a uzun b ir m esafe katetm eyi kabul etmek, devrim
için d a h a kapsam lı hazırlanm ak ve k ap italist ülkeler­
deki sınıf m ücadelesinin som ut gelişm esinin derinle­
m esine b ir incelem esini yapm ak gerektiği, d u ru m u n
ve devrim ci h areketin sonraki gelişim olanaklarının bu
değerlendirm esinden hareketle o rta y a konuldu. Lenin
kongrede «Kapitalist anlam da gelişmiş b ir ülkedeki
p ro letary a ne denli Örgütlü olursa, ta rih devrim için
h azırlan m a konusunda bizden o k a d a r b ü yük b ir özen
talep eder ve bizim işçi sınıfının çoğunluğunu o k a ­
d a r büyük ölçüde kazanm am ız gerekir.»(K) B undan do­
layı, dünya devrim inin baştak i büyük hızıyla kesinti­
siz olarak ilerlediğini, «ikinci devrimci d alg an ın d o ru ­
ğ u n d a olduğumuzu» ve devrim in zaferinin tüm üyle
p artilerin ve çalışm alarının istem ine bağım lı olduğu­
n u savunan «sol» hayallerin yok edilmesi gerekliydi.<3S>
Lenin ve çeşitli p artilerin Zetkin, K uusinen, Kola-
rov, Sm eral, Jacguem otte, M inör (Ballister) gibi önde
gelen yöneticileri ve onu destekleyen birçoklan, kon­
greyi u lu slararası bilimsel sosyalist h arek etin d u ru m u ­
n a ve görevlerine uygun k a ra rla r alm ay a yönelttiler.
Delegelerin büyük b ir bölüm ü «saldın kuram ının»
onaylanm asını sağlam ak ve bu k u ram ı K om intern
üyesi partilerin sonraki etkinlikleri için b ir tem el h a ­
line getirm ek havası içinde kongreye geldiklerinden
b u çizgiyi b a şa n y a ulaştırm ak hiç de kolay olmadı.
Y u k a n d a belirtilen görüşleri savunan gençler geneî

146
olarak, varolan d u ru m d a p artilerinin a n a lıodof Itıin
ne olm ası gerektiğini yanlış anlayan ve «sol» yanlık­
ları devrim ci heyecan ve deneysizlikten k ay n ak lan an
d ü rü st ve özverili insanlardı. Bu, kolkola girm iş yol­
d aşlar arasındaki, an a meselede yani p ro le te r devrim
için çalışm anın gerekliliği konusunda kendi a ra la rın ­
d a anlaşm ış a m a m ücadelenin yöntem leri ve yollan
k onusunda uyuşam ayan benzer politik görüşlere sahip
in san lar arasındaki, b ir tartışm aydı. Uç n o k tad a ise
sek ter ve m aceracı b ir ta v ır alan küçük b ir «aşırı-sol-
cu» grup oy hakkı olm ayan danışm an sıfatıyla kongre­
ye katılan bir grup vardı. B unlar A lm anya K om ünist
İşçi P artisi ve güçlü b ir anarko-sendikalist eğilim taşı­
y a n H ollanda «sol» delegeleriydi.
Zinoviev’in KEYK’in ç alışm alan n a ilişkin ra p o ru n ­
d a d a solcu eğilim ler görüldü. Lenin’in dikkatlerin par-
tilerin kitlelerle olan bağlarının güçlendirilmesi, işçi
sınıfının çoğunluğunun kazanılm ası ve partilerin ça-
Iışm alarm daki «sol saçm alıkların» düzeltilm esi üzerin­
de yoğunlaştırılm asına ilişkin tavsiyelerine rağ m en ^
Zinoviev, delegeleri d a h a çok p a rtile r içindeki sağ ve
m erkezci u n su rla ra k arşı verilen kavganın h ızlan J ırfl~
m asına yon e ltti. Bu kavganın «başlıca görev» olduğu­
n u savundu. (M)~ Çeşitli partilerden bazı delegeler (Edi-
gio G ennari ve U m berto Terracini, İtalya; Fritz Hec-
k e rt ve W ilhelm Koenen, Almanya; ve M athias Rako-
si, M acaristan), bilimsel sosyalist p artilerin d a h a es­
n ek bir politika uygulam ası gerektiğini sav u n an ları d a
h atalı olarak b u unsu rların a ra sın a k atarak , m erkezci
ve yan-m erkezci u n su rlara karşı verilen kav g an ın son
hızla yürütülm esini ve bunların kom ünist p artilerd en
ih raç edilm esini talep ettiler. «Solcular» aslında, sos-
yal-dem okratlann oportünist ve m erkezci önderlerine
k a rşı takınılacak tavrı, bilimsel sosyalist p artilere ka-

147
tılm ış am a henüz d a h a önceki k av ram ve önyargıların
yükünden kurtulam am ış eski sosyal-dem okratlara k a r­
şı takınılacak ta v ırla bir tutuyorlardı. Bu nedenle so­
ru n yeni p a rti üyelerinin yeniden eğitilm esi değil, p a r­
tilerin «anlığı için» m ekanik olarak savaşm ak ve h a ta ­
lı görüşlerinden henüz kurtulm am ış herkesi ih raç et­
mek meselesiydi. A slında «sol» u n tu tu m u bilimsel sos-
yalist partilere kitlesel b ir nitelik yerm ek için çalışm a-
n ı n .g e r a k h li & L n i ı s d d e d i y g r d ü , . - Q ı ı ^
m ak için p artilerin çalışm alan n ın yeniden örgûtlenm e-
sinin önem ini kavrayam adılar.jkitîeleri d evrim in yam-^
n a kazanm anm b elirleyici önem ini anlayam adılar. Le­
n in ’in görüşüne göre, u luslararası bilimsel sosyalist
h a re k et açısından m eselenin Özü buydu. «...Enternas-
. yonal’in en iyi ye en etkili bazı bölüm leri b u görevi tam
olarak anlam adılar; 'merkezciliğe k a rşı m ücadeleyi’
çok sık utanm azca ab arttılar; bu m ücadelenin b ir eğ­
lenceye dönüştüğü ve devrim ci m arksizm in onuru n u n
tehlikeye atıldığı sın ın çok sık u tan m azca aştılar...
«A bartm a küçüktü; am a yarattığ ı tehlike çok b ü ­
yüktü.»<9S> Ve «düzeltilmezse, ab artm an ın enternasyo­
nali öldüreceği kesindi.»t36> «Merkezciliğe k a rşı m üca­
delenin abartılm ası, m erkezciliğin korunm ası dem ek­
tir, m erkezciliğin du ru m u n u n ve işçiler üzerindeki et­
kisinin güçlendirilm esi d e m e k tir.» ^
Lenin kom ünist p artin in sağ oportünizm ve «sol»
sekterlerle savaşırken, şimdiye dek edinilm iş devrim ci
deneyden, ilk olarak Bolşeviklerin deneyinden, m üm ­
kü n olduğunca y ararlan m ası gerektiğini söyledi. Lenin
Bolşevik P arti ve Ekim Devrim i deneyinin d ü n y a ça­
pında bir önemi bulunduğuna ve Bolşeviklerin ta k tik ­
lerinin tüm u lu slararası bilimsel sosyalist h a re k et için
b ir örnek olduğuna te k ra r te k ra r işaret etti. Aynı za­
m anda bu deneyin k örü körüne kopya edilm esine ya

148
d a aynen çoğaltılm asına k a rşı d a ilgilileri uyunlı
Kongrede «Biz İtaly a’d a S e rrati’n in Rus devrim ini kop
y a etm esini hiç b ir zam an istem edik. Bu saçm a olurdu
Biz böylesi saçm alıklardan kaçabilecek k a d a r akıllı
ve esneğiz.»t3S1
Lenin bilim sel sosyalist p a rtinin gelişm esindeki ilk
evrenin re form izm den ciddi, tam , a ç ık v e kesin b ir kop­
m a olduğunu söyledi, «ikinci evre asla, devrim ci slo-
ğ a n la n n yineTenmesTBeğildir.nBü "evre aKTnfve u staca
k ararlarım ızın benim senm esi olacaktır. Bu k a ra rla r
^ e r zamarTşöyîe oiacak ve h er zam an şunu söyleyecek­
tir: tem el devrim ci ilkele r çeşitli ü lkelerin ö zg ü l k o şu l­
larına uyarlan m alıdm »t39)
Lenin kom ünistlerin dikkatini esnek ve uyanık
taktiklerin kullanılm ası gereğine çekerken, onları b u ­
n u n asla devrim ci m ücadelenin reddedilm esi anlam ına
gelm ediği k onusunda da şiddetle uyardı. «Herhangi
bir kimse, yüz binlerin katıldığı bir m ücadeleden son­
ra Levi gibi d a v ra n ır ve bu m ücadeleye karşı çıkarsa,
o zam an o kim se ih raç edilm elidir.»{40) Lenin fark lı ü l­
kelerin işçilerinin m ücadelesinin eşgüdüm lenm esine
olan gereksinim , nüfusu d a h a küçük olan b ir ülkenin
d a h a varlıklı ve kalabalık b ir b a şk a ülke eyleme geçe­
ne dek beklem ek d u ru m u n d a olduğu biçiminde yorum ­
lanırsa, bunun büyük b ir aldatm aca olacağını söyledi.
«Başka ülkelerden, h an g i a n la rın önemli olduğunu
tam olarak bilen yoldaşlarla eşgüdüm sağlanm alıdır.
Eşgüdüm ün gerçekten önem li b ir yorum u şudur: iyi
b ir örneğin en iyi ve en hızlı biçimde taklid edilmesi.»t41>
Kongre üye p artilerin, Çekoslovakya’m nki de d a­
hil, «tüm m erkezci gelenekler ve havadan k u rtu lm a ­
sı» (43> gerektiğini bildirdi. Lenin, Alman, Leh, Çekoslo­
vak, M acar ve İtalyan kom ünist p artilerinin delegele­
riyle yaptığı bir toplantıda şöyle dedi: «Şimdi bizi en ­

149
dişelendiren şudur: Çekoslovakya'da işler sald ın için
gerçekten hazırlanm a evresine gelecek mi, yoksa salt
güçlüklerden söz edilmekle m i kalına c a k .» ^
Eğer h a ta «eyleme geçme k a ra n y la ilgili ise, o h al­
de bu hiç de küçük b ir h a ta değil, b ir ih a n e ttir,., Bir
devrim yapacağız a m a ancak ilk önce b aşk aları h are­
kete geçtikten sonra kuram ı, son derece yanlıştır, »
1 Tem m uzda Ü çüncü Kongre’nın yayın organı
M oskau gazetesi, Alman, A vusturya ve İtalyan dele­
gasyonlarının im zasıyla taktiklere ilişkin tez taslağın­
d a değişiklikler yayınladı. Bu değişiklikler M art olay­
la rı sırasında A lm anya Birleşik Kom ünist P artisi M er­
kez Komitesi’nin yaptığı h a ta la ra ilişkin hiç b ir eleştiri
taşım ıyordu ve «saldın kuramı» nın benim senm esini ve
«sabırsız ve politik anlam da deneyim siz devrim ci u n ­
s u r l a r ı n gösterdiği eğilimlere yönelik h e r tü rlü sert
sözün yazıdan çıkarılm asını öneriyordu. Değişiklikler,
p artilerin işçi sınıfının çoğunluğunu bilimsel sosyaliz­
m in ilkelerine kazanm aları ile ilgili cüm lesinde yer
a lan «çoğunluk» sözcüğünün çıkarılm asını ve açık
m ektuba değinilen bölüm ün silinmesini öneriyordu. Üç
, delegasyonun önerdiği ve Çekoslovak Kom ünist Parti-
si’n in Alman bölümü, M acar delegasyonunun çoğunlu­
ğu ve Genç Kom ünist Enternasyonal delegelerince des­
teklenen değişiklikler kongredeki tartışm ayı büyük öl­
çüde keskinleştirdi.
Lenin kongredeki Temmu z ’d a yaptığı konuşm asın­
da, K om intern taktiklerinin dayandığı ilkeleri form üle
etti ve bilimsel sosyalist h a re k et açısından «sol» opor­
tünizm tehlikesini açıkladı. Lenin «Kongre böylesi y an ­
lışların böyle ‘solcu’ saçm alıkların üzerine etkinlikle
yürüm eyecek olursa, bü tü n h arek et yok olur. Benim
içtenlikle inandığım budur.»(45> dedi. Taktiklere ilişkin
tezler K om intern’İn temel çizgisini oluşturm ayı hedef­

150
liyordu ve şimdi, bilimsel sosyalistlerin gorçok ınnılut/.
çileri salt biçimsel olarak lanetlem ekle kalm uyıp mı
la n p artid en ih raç ettiği b ir dönem de, h e r zam ankin­
d en d a h a fazla gerekliydi. Lenin kongreye, Birinci ve
İkinci K ongrelerdeki slogarim ^^tahrolsun merkezciler»
olduğunu h a tırlattı. M erkezci önderlere k a rşı verilen
zorlu savaş K om intem ’e, A lm anya, F ran sa ve d iğ er ül­
kelerdeki m erkezci p artilerin devrim ci-kafalı üyelerini
kazandırm ıştı. Lenin d a h a d a ileri gitm eliyiz dedi.
«Şimdi, gene tehlikeli o larak değerlendirdiğim iz b aşk a
b ir konuyu ele almalıyız.» ^ «Şimdi başka, m erkezci­
lere yapılan saldırılardan d a h a önem li so ru n larla kar-
şr karşıyayız.» (47> «Yoldaşlar a rtık gerçek b ir devrim ci
m ücadele verm eyi öğrenm elidirler.»(48) «Boş sözlerle
zam an kaybetm em eliyiz; aksine yapılan y a n lışla n te­
m el alarak, hem en, m ücadeleyi nasıl d a h a iyi örgütle­
yeceğimizi öğrenm eye başlam alıyız.»C49)
Lenin tezler üzerindeki değişikliklerde bu denli'
i çarpıcı biçimde o rtay a konan «solcu» eğilim lerin çok
z ararlı ve tehlikeli b ir hale geldiğini «bu eğilime k arşi
acım asız b ir savaş verilm esi zorunludur, yoksa ne ko­
m ünizm k alır ne de enternasyonal»(5,) sözleriyle vu rg u ­
ladı. Lenin, «solculardın işçi sınıfının çoğunluğunu k a ­
zanm a görevi konusunda takındıkları olum suz ta v rı ve
oportünist b ir nitelik taşıdığını iddia ettikleri açık m ek­
tu b a karşı çıkm alarını onursuz b ir ta v ır olarak tanım ­
ladı. «Hemen hem en tüm proleterlerin örgütlü olduğu
A vrupa’d a işçi sınıfının çoğunluğunu k azan m ak zo­
rundayız ve bunu an layam ayan b iri h a re k et açısından
kaybedilm iştir....»C51) Lenin işçi sınıfının, genel olarak
emekçi halkın, çoğunluğunu kazan m a tezini o rtay a ko­
yup savunurken şöyle söyledi: «Rusya’d a biz küçük b ir
partiydik, a m a tüm ülkelerdeki işçi ve köylü tem silcile­
ri Sovyetlerinin çoğunluğu bizimle birlikteydi... Sizin

151
böyle bir şeyiniz v a r mı? Bizim yanım ızda o sırad a en
a zın d an on milyon insan dem ek olan o rd u n u n hem en
hem en y a n sı vardı. Siz gerçekten ord u n u n çoğunluğu­
n u ardınızda toparladınız mı? B ana böyle b ir ülke
gösterin!»(52> «Eğer büyük bir partim iz olm am asına
karşın R usya’d a zafer kazandığım ız söylenirse, bu sa­
dece, bunu söyleyenlerin Rus devrim ini anlam am ış ol­
d u klarını ve b u n la n n bir devrim hazırlığının nasıl ola­
cağını kesinlikle kavrayam am ış o ld u k lan n ı kanıt-
. 1ar.»(53)
le n in kongre delegelerine geniş kitlelerin kazanıl­
m asının gerekliliği konusunda baskı yaparken, bizzat
«kitleler» kavram ının d a m ücadelenin doğasındaki d e­
ğişikliklerden etkilenen değişken b ir kav ram olduğuna
işaret etti. M ücadelenin ilk evrelerinde birkaç bin dev­
rim ci kitle sözcüğünün kullanılm asını h ak lı çıkarm a­
y a yeterdi. P arti sadece kendi üyelerini değil, partili
olm ayanları d a harek ete geçirip m ücadeleye çekmeyi
başarırsa, bu. kitleleri kazan m a h arek etin in başlangı­
cıdır. JDevrim sırasında «kitleler» k av ram ı çoğunluğu
k a p sa r ve bu çoğunluk yalnız işçilerin değil, tüm söm ü­
rü len lerin çoğunluğudur. Lenin te k ra r te k ra r «iktidarı
kazanm ak ve sürdürm ek için gerekli olan sadece işçi
sınıfının çoğunluğu değildir... Emekçi ve söm ürülen
.kırsal nüfu su n d a ç o ğ u n lu ğ u d u r » s ö z le r in i yineledi.
Devrimci b ir p a rti içinde devrim ci saldırının gerekliliği^
konusunda hiç b ir ta rtışm a olamaz; sorun b u s a ld ın - ?
nın hazırlanm asının yani k e n t ve k ır em ekçi kitleleri­
nin çoğunluğunun kazan ılm asın ın . b aşarın ın b ırin c r
koşulu olduğunu doğru o larak anlam aktır.
Lenin «sol» kom ünistlerin h a taların ı o rtay a koydu
ve bu h a ta la n n cesaretle kabul edilip düzeltilm esini is­
tedi. H araretli konuşm asını bitirirken «H atalarım ızı
düşm andan sakl&mamalıyız» dedi. «Bundan korkan,

152
devrimci değildir. Aksine işçilere açıkça 'Evet, h a lalar
y aptık’ diye ilan edersek, bu, o h a taların yinelenm eye
ceği ve zam anı d a h a iyi seçmeyi başarabileceğim iz a n ­
lam ına gelir. Ve m ücadele sırasında em ekçi h alkın ço­
ğunluğu - sadece işçilerin değil, tü m söm ürülen ve ezi­
lenlerin çoğunluğu - bizim yanım ızda olduğunu k a n ıt­
larsa, o zam an gerçekten zafer kazanırız.»tsS)
Lenin’in konuşm ası delegeler üzerinde çok etkili
oldüTVV Köe nem anılarında: «Kongrenin, gergin, sinir-
lfT ıavası yok oldu»<se>diyor. O sıra lar «sol» görüşleri
etkinlikle sav u n an Terracini^ Lenin’in konuşm ası sıra­
sında «birkaç d a k ik a Önce işittiğim sert suçlam anın,
üzerine düşen en büyük görev ad ın a onun ağzından
döküldüğünü an latm ak İçin gözlerinin beni a ra ştırd ı­
ğını» fark ettiğ in i yazdı. «O görev beni, hepimizi, sa­
dece bizim açım ızdan değil, en büyük ve en yüce dav a
olan, o rtak davam ız, toplum sal k u rtu lu ş açısından d a
düzeltilm esi olanaksız ve ölüm cül olabilecek b ir h a ta ­
dan k u rtarm ak tı... Ve bu dersin,'gelecekte sü rd ü rece­
ğim 40 m ücadele yılında çok y a ra rlı olacağını biliyor­
d u m .» ^
A m erikan K om ünist P artisi delegasyonu ad ın a Fto-
b e rt M inör (Ballister) «Rus delegasyonunun öne sü r­
düğü, taktiklere; ilişkin tüm tezlere» tüm üyle katıldık­
larını ilan etti.<50) Lenin’în konuşm ası, «Dünya devri­
m inin etkisi altın d a eski dünyanın çözülm ekte olduğu
b ir dönemde bize yöntem leri ve m ücadele biçim lerini
sunan Rusyalı kardeşlerim ize teşekkür ederiz, Rusya
p roletaryasına d a h a d a çok teşekkür ederiz. O nlara
h e r şeyden önce, kendi örnekleriyle, devrim ci m ücade­
le istem i içinde nasıl sonsuz bir güç ve irade b ulundu­
ğunu gösterdikleri için teşekkür ederiz.»(£>9) diyen Cla-
r a Zetkin tarafın d an d a içtenlikle desteklendi.
V aillant-C outurier, «Fransız delegasyonu, RKP’nin

153
sunduğu tezleri tüm üyle onaylam aktadır» ^ diye açık­
ladı. Thomas Bell, İngiltere Kom ünist Partisi delegas­
yonunun Önerilen tezleri esas o larak onaylam akta ol­
duğunu söyledi. Çekoslovakya ve d iğ er ülkelerin dele­
gasyonları d a tezleri destekledi.1(#1) T artışm aların za­
m an zam an kızışm asına karşılık, kongre çalışm aları
kardeşçe bir işbirliği ve proleter enternasyonalizm i r u ­
huyla yürütüldü. P arti temsilcileri, bilimsel sosyalistle­
rin nasıl çalışm aları gerektiği, gelecekteki sald ın ve
savunm a sav a şlan n a nasıl hazırlan m ak gerektiği so­
ru la rın a doğru bir y an ıt bulm ak için kollektif o larak
çalıştılar. Dolayısıyla, tartışm an ın doğal b ir sonucu
«solların» h a talı görüşlerinin delegelerin m u tlak ço-
ğunluğunca reddedilm esıydi. Lenin’in so ru n lara ve
p a rti çalışm a yöntem lerine olan yaklaşım ının, u lu slar­
arası bilimsel sosyalist h areketin fark lılaştın lm ış de­
neylerinin genellem esini tem el aldığını ve p ro letary a­
nın sınıf m ücadelesinin çıkarlarını artırd ığ ın ı ve k it­
leleri bilimsel sosyalizme kazan m a yollarını açtığını
anladılar.
K uusinen an ıların d a «Kongre Lenin’in y an ın d a yer
aldı»(63) dedi. «Sol» değişikliklerin savunucuları baş­
kanlık kuruluna, yalnızca ve kesinlikle Lenin’in ve
RKP (B )’nin diğer konuşm acılarının o rta y a koyduğu
görüşler anlam ında, Rus delegasyonunun önerdiği ta k ­
tiklere ilişkin tezleri tem el ilkelerde onayladıklarını be­
lirten yazılı b ir ra p o r su n d u lar.1tM)fKongre, bilimsel sos­
yalist p artilerin en önem li görevlerinin h e r şeyden ön­
ce işçi sınıfının çoğunluğu üzerinde büyük b ir etki k a ­
zanm ak, işçi sınıfının en kararlı bölüm ünü m ücadele­
ye çekmek, emekçi kitlelerin m ücadelesinde doğrudan
y e r alm ak, bu m ücadelenin devrim ci önderliğini b a şa r­
m ak ve m ücadele süreci içinde büyük, devrim ci, bilim -.
sel sosyalist kitle p a rtile ri y a ra tm ak olduğunu belirten
154
la k tik le re ilişkin tezleri oybirliğiyle kabul uLLİ,1',t' Tu/
I_er bilimsel sosyalistlerin, proletaryanın günlük pıu
tik taleplerini k arşılam ak için verilen sav aşta yor ul-
m alarının önem ini vurguluyordu^K ongre, işçilerin ta ­
leplerinin savunulm ası hareketinin, kitlelerin sosyalist
devrim in görevlerini d a h a iyi k a v ra m a o lan ak ları üze­
rindeki doğrudan etkisine işaret etti^Bilimsel sosyalist- ,
ler «ancak proletaryanın günlük m ücadelesine önder-
lik edebileceklerini k anıtlam aları halinde, an cak bu
çelişkileri ilerletebilm eieri halinde, proletary an ın bü- i
yük kitlelerini proletarya iktidarı m ücadelesini k azan ­
m ayı b aşaracaklardır.»t65)
^ £ Kongre, sınırlı talepleri savunm a düşüncesini kü-
s çük gören ve tüm çabaların silahlı ayak lan m an ın ör-
j gütlenm esinde yoğunlaştırılm asını isteyen «solcularda
■ karşılık olarak «yaşam ın gerçek ve acil gerekleri için .
< verilen proleter m ücadelenin proleteryanın kendi dik-
■ tatörlüğü yoluyla elde edebileceği b ir zam a n a dek bir
; y a n a bırakılm ası»nın söz konusu olam ayacağına işaret
etti/®*’ Tezler, kapitalizm in çerçevesi içinde destek bu­
lup a n arşik yapısını geliştirm e eğilim indeki sosyal-de­
m okrat model üzerinde bilimsel sosyalist p artilerin hiç
bir asgari program öne sürm eyeceğini söylüyordu,
içtKongre proletaryanın som ut talepleri için mücadele et- :
i meyi öne sürerken, bu taleplerin gerçekleşm esinin so- ■
' n u çta burjuvazinin gücünü azalttığı, proletaryayı ör- \
s gütlediği ve işçi sınıfının ik tid a r m ücadelesinde b it ı
\ aşam a haline geldiği varsayım ından yola çıktı. Som ut
taleplere yönelik hareketin büyümesiyle, p artin in yeni:
sloganlar o rtay a a ta ra k işçilerin m ücadelesini d ah a;
üst bir düzeye çıkarm ası gerektiğini belirtti.#K ongre
«Böyle kısmi taleplerin oluşturulm asına h e r k a rşı çıkış,
bu kısmi m ücadelelero ilişkin h e r reform izm suçlam a- ■
sı, bazı bilimsel sosyalist grupların işçi sendikalarının '

155
etkinliklerinde ve p a rla m en ter eylem de y er alm aya
k a rşı çıkm ası biçim inde kendisini gösteren, devrimci
eylem in yaşam sal m eselelerini k a v ra m a konusundaki
beceriksizliğin b ir sonucudur. K om ünistler p ro letary a­
y a n ih ai hedeflerini Öğretmekle yetinm em eli, p ro letar­
yayı n ih ai hedefler için m ücadeleye yöneltecek b ü tü n
p ra tik h areketlere ivm e k a z a n d ı r m a l ı d ı r . » d i y e
' uyardı.
, Kongre işçilerin somut, sınırlı talepleri için verilen
; mücadeleyle, o n la ra kapitalist sistem in altedilm esi ge-
I reğinin anlatılm ası arasın d ak i önemli bağlantının kap-
■samlı bir çözüm lem esini ve anlatım ını sundu. Lenin’in
sosyalizm m ücadelesinin y o llan k av ram ın a som utluk
kazandırdı.
ı Kongre «saldırı kuram ı»na şiddetle k arşı çıktı ve
devrim ci anlam da sabırsız ve politik an lam d a deneysiz
u n su rların bazı k o n u la rd a aslında kesin devrim ci a y ak ­
la n m a yöntem leri olan en uçtaki yöntem lere b aşvurm a
çabalarının en tehlikeli tü rd en m aceracılıkla dolu ol­
duğunu ve gerçekten uygulanacak olursa p ro letary a­
nın ik tid a n ele geçirm esi için yapılan gerçek devrimci
hazırlık çalışm alarının tüm ünü m ahvedebileceğim
vurguladı.
Kongre değişik ülkelerdeki işçi sınıfı m ücadelesi­
nin deneyim lerinden ve ABKP’n in açık m ektup örne­
ğinden yola çıkarak, işçi sınıfının tüm m üfrezelerinin
ve örgütlerinin g ünlük yaşam sal gereksinm eleri için
verilen m ücadeleye çekilm esinin zorunlu olduğu sonu­
c u n a vardı. «Batı A vrupa ve A m erika’daki işçilerin iş­
çi sendikaları ve siyasi p a rtile r içinde örgütlenm iş ol­
du k ları ve bu nedenle kendiliğinden h arek etin bu dö­
nem de söz konusu olm adığı gözönüne alınırsa, bilim ­
sel sosyalist p artilerin görevi, işçi sendikaları içindeki
etkilerini kullanarak, d iğ er p a rtile r üzerindeki baskı-

156
la n ın a rtıra ra k , em ekçi kitlelerle blılllıht, |>(o| m(mivh
n ın acil gereksinim lerini elde etm e tmlcmlolımbıl bııo
çıkarm aya çalışm aktır.»1601
Böylece işçi h arek eti pratiğ in in gonulloşlij iIiiihni <
| vekoÜ ektif olarak tartışılm ası yoluyla vo Lonm'ltı pn
| h a biçilmez yardım ıyla K om intern’in Üçüncü Koıı^ı c
\ sinde üye partiler, u lu sla rarası bilimsel sosyalist Imı o
j ketin tarih in d e yeni bir evreyi - b ir birleşik proleter
t cephe oluşturm ak için m ücadele evresini - başlattılar.
v ı;: K ongre aynı zam an d a üye partilere, kapitalizm le
saldırısına k arşı geniş bir dem okratik cephe o lu ştu r­
m ak için halkın yarı-proleter ve küçük b urjuva ta b a ­
kalarını, h e r şeyden önce küçük köylülüğü ve küçük
burjuvazinin b ir bölüm ünü ve m aaşlı işçileri ve aydın­
ları, pro letary an ın y am n a kazan m a görevini verdi.
Lenin Birleşik A lm an K om ünist P artisi Kongresi'
ne yazdığı b ir m ektupta kongre k a ra rla rın ın önemi
üzerinde d u ru rk en şöyle yazdı.- «Alman proletaryası­
nın yapm ak zorunda olduğu ve yapacağı - ve bu, zafe­
rin g aran tisid ir - soğukkanlılığım korum ak; geçmişin
h ataların ı sistem li olarak düzeltm ek; işçi sendikaları
içindeki ve dışındaki işçi kitlelerini sürekli o larak k a ­
zanm ak; olayların h e r biçim inde kitlelere gerçek bir
önderlik sunabilecek güçlü ve akıllı b ir bilimsel sosya­
list p artiyi sabırla oluşturm ak; ve genelde u zu n yılla­
rın, özelde de ‘Rusya deneyinin’ tecrübeleriyle ‘aydınla­
tılm ış’ ve en ileri burjuvazinin en iyi ulu slararası stra ­
tejisiyle aynı düzeyde bir strateji hazırlam aktır.»w
Lenin m ektubunda Üçüncü Kongre ’de kabul edilen tez­
le r ve tak tik ler İçinden İtalyan Kom ünist P artisi'n e iş­
çi sınıfının tüm örgütlerini faşizm e k arşı verilen m ü­
cadele için birleştirm e görevinin verildiği bölüm ü özel­
likle aktardı. Lenin bir birleşik cephe için verilen m ü ­
cadelede, reform ist p artilerin sıradan üyelerinin bu

157
p artilerin yönetim inden kopm alarını ş a rt koşm uyor­
du. Önemli olan, sıradan üyeleri birleşik cephe m üca­
delesine çekmekti; bu süreç İçinde, birleşm e zorunlu­
luğu ve bilimsel sosyalistlerin politikasının doğruluğu
o n lara anlatılacak ve bilimsel sosyalizmin önderliğini
izlemeleri konusunda ik n a edileceklerdi. «Bu k azan ­
m a konusu, tüm d ü n y ad a h e r an lam d a sürekli o larak
a rta n bir önem taşım aktadır. Bu konuda d a h a k ap ­
sam lı ve özenli hazırlıklar yapalım ; burjuvazi p ro letar­
yayı bir mücadeleye zorladığında ciddi hiç b ir olana­
ğın elimizden kaçm asına izin vermeyelim; pro leter k it­
lelerin bizimle birlikte ay ak lan m ak tan b aşk a yolu ol­
m adığı anı doğru olarak belirlem eyi Öğrenelim.
«O zam an, büyük m ücadelem izdeki bazı yenilgiler
ve geçişler ne denli a ğ ır olursa olsun, zafer kesinleş­
miş olacaktır.»w
Lenin* in
RKP (B)'nin Taktikleri
Üzerine Raporu
5 Temmuz’da Lenin R K PiB l’nin taktikleri konu­
sunda kongrede bir konuşm a y a p arak u lu slararası d u ­
ru m ve devrim ci m ücadelenin ufu k ları ve görevlerine
ilişkin kapsam lı bir çözümleme sundu. D ünya devrim ci
hareketini, üç a n a gücün yani, m uzaffer proletaryanın
ülkesi, kapitalist ülkelerdeki devrim ci h arek et ve ezi­
len halkların kurtuluş hareketi, varolduğu bütünsel bir
süreç olarak niteledi. «Dünya devrim indeki yaklaşan
belirleyici savaşlarda n ü fusunun çoğunluğunun b aş­
langıcında ulusal k u rtu lu şa yönelik olan hareketi, k a ­
pitalizm ve em peryalizm e k arşı çıkacaktır» {71> diyerek
ulusal k u rtu lu ş h arek etin i etkin b ir devrim ci u n s u r
olarak değerlendirdi.
Lenin, RKP’nin u luslararası görevi, d ü n y a devrim ­
ci hareketinin gelişimine en önemli katkısı ,olarak sos­
158
yalizm in inşasını gördüğü Sovyet R usya’daki sosyalini
dönem lerin önem ini o rta y a koydu. «Şimdi u lu stu n ın rn
fe v rim üzerindeki başlıca etkim izi ekonomik polilı
kam ız yoluyla kullanıyoruz. İstisnasız ve ab artm ası/,
tüm ülkelerin em ekçi h alk ların ın gözü Sovyet Rusya
C um huriyeti’nin üzerindedir... Bu alandaki m ücade­
le a rtık b ü tü n dünyayı kapsam aktadır. Bir kez bu
sorunu çözünce ulu slararası ölçekte kesinlikle v e n i ­
h a i olarak kazanacağız.»
Lenin Ü çüncü Kongre’ye sunduğu rap o ru n d a sos­
yalizm yolunu seçmiş tüm ülkelere uygulanabilir olan
Y eni Ekonom ik Politikanın (YEP) genel ilkelerini nite­
ledi. YEP’in yerel b ir sorun olmadığını, d ü n y a devrim i­
nin gelişimine ilişkin önemli b ir konu olduğunu gös­
terdi. ^YEP. m uzaffer pro letary an ın geçiş dönem indeki
ekonomik politikasını o rtay a koyuyordu. Amacı, tarım ı
d a yeniden Örgütleyebilecek çok yönlü b ir sanayi geliş­
mesi yoluyla sosyalizm için b ir ekonom ik tem el k u r­
m aktı. Amacı, işçiler ve köylüler arasında, sanayi ve
ta n m a ra sın d a ekonomik işbirliğini ve söm ürücü sınıf­
lara» kesin olarak saf dışı edilm esini temel alan, p ara-
m al ilişkileri m ekanizm asını kullanıp Özel kapitalist çı-
k a r l a r a a bir ölçüde özgürlük tan ıy arak sosyalizmin
kapitalizm karşısındaki zaferini tam am lam aktı. Lenin,
pro letarya d ik tatörlüğünün en yüce ilkesi o larak ta ­
nım ladığı işçi smıfı ve köylülük arasın d ak i ittifak ın ge­
rekliliğini ve bu sınıflar arasın d ak i ekonom ik bağların
doğal gelişmesi ve güçlenm esini o rtay a koydu. Sovyet
R usya’da artık-ü rüne el koym a sistem i yerine ayni v er­
ginin getirilm esi, bu ittifakın ekonom ik tem elini oluş­
turdu, köylülüğün sosyalizmin inşasına yavaş yavaş
katılm asının biçimini belirledi ve dünyanın ilk sosya­
list devletinin içteki ekonom ik ve politik sağlam laşm a­
sının yaşam sal bir etm eni oldu.

tr»(>
Lenin, bu «sosyalist insanın tü m k ap italist ülkeler­
de karşısın a çıkacak en güç görevlerinden biridir...»(T3)
diye vurguladı.
RKP(B) sosyalist inşanın p ra tik yollarını YEP’i te­
mel a la ra k belirlerken, Sovyet R usya ekonom isinin öz­
gül geçiş özelliklerini çeşitli biçim leriyle birlikte ele al­
dı, bunların başhcalan: sosyalizm, küçük ölçekli köylü
ekonomisi ve kapitalizm di. Parti, kapitalizm den sosya­
lizme geçişin som ut biçim lerinin, sosyalizmin k u ru lm a­
sının hangi koşullar a ltın d a başladığına, özellikle belli
bir ülkede büyük ölçekli m akina üretim inin mi yoksa
küçük ölçekli ekonom inin m i baskm olduğuna bağlı oh
duğunu gözönüne aldı.
Yeni Ekonom ik Politika çok biçimli b ir ekonom inin
yavaş yavaş sosyalist b ir ekonom iye dönüşm esini sağ­
layan böylesi biçim leri ve yöntem leri kullanacak bi­
çimde tasarlanm ıştı. K entle kır a ra sın d a alışveriş ve
tic a ret b ağ ları yoluyla, köylü kitlelerin sosyalist biçime
geçm elerini h azırlam ak düşüncesiyle pro leter devletin
küçük ölçekli ekonomi üzerindeki etkisini sağlam laş­
tırm ayı hedefliyordu. Bu, ancak işçi sınıfının politik
önderliği, ülkenin sosyalist sanayileşm esi ve devletin
köylülüğe ekonom ik yardım sağlam ası koşuluyla ola­
sıydı. RKPCBİ’nin Yeni Ekonomik Politikası, Lenin’in
ülkenin sanayileşm esi ve elektrifikasyonu ve köylü
ekonom isinin kooperatif biçim inde yeniden örgütlen­
mesi arasın d ak i organik ilişkiler hakkm daki d ü şü n ce­
lerine dayanıyordu.
«Aşırı-sol» g rupların konuşm acıları - A lm anya Ko­
m ünist İşçi Partisi, H ollanda «Solu», RKP(B) içindeki
«İşçi M uhalefeti» hizibi - kongrede Yeni Ekonomik Po­
litikayı eleştirdiler. YEP’in dünya devrim inin gelişm e­
sinde güçlükler yarattığ ın ı ve tüm d ü n y ad a kapitaliz­
mi güçlendirm eye yaradığını savundular. «Aşın-sol»

160
kapitalist ülkelerdeki devrim ci proletaryanın ^ıkııılıı
rıyla Sovyet C um huriyeti’nin çıkarları arasım la çnllg
kiler olduğunu k anıtlam aya çalıştı. Bu «aşırı-sol- nolı
te rle r dünya devrim ci sürecinin gerçek akışını, Sovyet
R usya’d aki sosyalist inşanın d ü n y a çapındaki tarihsel
önem ini görm üyorlardı; devrim i m üm kün olduğunca
çabuk ilerletm esi sloganınım n çığırtkanlığını yapıyor*
la r ve evrensel «sabotaj»m örgütlenm esi gibi çeşitli
m aceracı talepler öne sürüyorlardı. «Aşın-sol», üye
p artilerden gelen ciddi bir tepkiyle karşılaşınca* p a rti­
le r ve enternasyonal içinde b ir m uhalefet oluşturm a
denem esine erişti, ulu slararası bilimsel sosyalist h a re ­
k et safların d a b ir p arçalan m a y a ra tm ay a çalıştı.
K ongrede «aşırı-sol» a d ın a konuşan H enriette Roland-
Holst, K om intem ’in norm al ve sağlıklı gelişimi için,
K om intern disiplinine uym ayı reddetseler de «sol» ve
«aşırı-sol» partilerin varlığına gereksinm esi olduğunu
açıkladı. K om intern içinde böylesi b ir m uhalefetin v ar­
lığının, devlet kaygılarıyla devrim in gelişimini engelle­
y en RKPtBJ’n in etkisine k a rşı çıkm ak için gerekli ol­
d uğunu savundu. «Aşırı-sol» un kongredeki dav ran ışla­
rı ye konuşm aları ulu slararası bilimsel sosyalist h are­
ketin sa fla n içindeki tüm m uhaliflere özgü politik m ü­
cadele yöntem lerini olduğu gibi o rta y a koydu, yani:
dog m alannı p artilere empoze etm eye ve bu am açla h a ­
rek eti bölmeye ve b ir çatlağ a neden olm aya ve k ap ita­
list ülkelerdeki p artilerle d ü nya devrim ini red d etm ek ­
le su çladıklan Bolşevik P arti a ra şm a bir a y ın m koy­
m aya çah ştık la n açığa çıktı.
Üçüncü K ongre’den sonra «aşın-sol» u lu slararası
bilimsel sosyalist h a re k ette n koptu ve hızla işçi sınıfı
üzerinde hiç b ir etkisi olm ayan önemsiz b ir m ezhep
biçim ini a la ra k yozlaştı.
Üye partilerin tem silcileri «aşırı-sol»un sald ın ların a
F. 11: Enternasyonal 101
k a rşı koydular ve RKP(B) ’nin politikasını bü tü n güç­
leriyle desteklediklerini açıkladılar. Kongre «en baş­
ta n beri h er durum daki tehlikeleri doğru o larak gören
ve devrim ci m arksizm in temel k u ra lla rın a sadık olan
Kusya K om ünist Partisi, h e r zam an b u n ları uygulam a
yollan n ı ve araçlarını bulmuştur.» ve «Sovyet R usya’
nın d ü nya devrim inin ilk ve en önemli kalesi o larak gö­
rülm esinin nedeni sadece R usya Kom ünist P artisi’nin
bu tu tarlı ve sağduyulu politikasıdır.»C74) diye vu rg u ­
layarak, p arti çalışm alarını oybirliğiyle onayladı. Kon­
gre tüm ülkelerin işçilerini Sovyet Rusya em ekçi h al­
kını desteklem eye ve proletaryanın zaferi için çarpış­
m aya çağırdı.

Bilimsel
Sosyalist Partilerin
Örgütlenmesi

İşçi sınıfının çoğunluğunu k azan m a görevi bilim­


sel sosyalist partileri örgütsel olarak güçlendirm eyi ge­
rektiriyordu. Bilimsel sosyalist p a rtile r sosyal-demok-
ra tla n n örgütlenm e m odelini izleyemezlerdi. P arti k u r­
m anın yeni ilkeleri ve b u n la ra paralel örgütsel yapının
hazırlanm ası gerekiyordu. Bu an lam d a kongre ö rg ü t­
lenm e m eselelerini ve p a rti çalışm asının yöntem leri ve
kapsam ını tartıştı. Kabul edilen tez, «parti örgütleri,
büyük ve o rta sanayide çalıştırılan pro leter kitleler
a ra sın d a en yakm b ağ lar olmaksızın, p a rti hiç b ir b ü ­
yük kitle eylem ini ve gerçekten devrim ci h a re k eti yü-
rütem eyeceği»(73) partililerin kitleler a ra sın d a g ünlük
çalışm a sürdürm eleri gereğini belirtiyordu. Partililerin,
fab rik a birim leri o lu ştu rarak ve kitle örgütlerinde ça­
lışan bilimsel sosyalistleri birleştirerek, m ahalle-işyeri
örgütlenm esi ilkesine göre yeniden örgütlenm esi soru­

162
nu o rtaya atıldı. D em okratik m erkeziyetçilik puı tımn
iç yaşam ının tem eli o larak onaylandı.
BAKP temsilcisi Koenen üye p a rtile r içinde m er­
keziyetçiliği proleter dem okrasisiyle bağdaştırm a gere­
ğini belirten tezler h ak kındaki önerilerini açıklam ak
üzere kongreye yaptığı konuşm asında şöyle dedi: ^Par­
tiler çalışm alarında gerçek bir m erkezileşm e olması­
na, a m a b ürokratik b ir m erkeziyetçilik olm am asına
büyük özen gösterm elidir ve bu am açla işçi kitlelerinin
Önderliğinde gerçek b ir yoğunlaşm ayı sağlayacak m e­
k anizm alarını sürekli olarak geliştirm eli ve incelem e­
lidir. M ekanizm aların bürokratlaşm asına k arşı en k e­
sin önlem p a rti yönetim i ve tüm p a rti o rgan ları a ra sın ­
da canlı bir bağdır.»tî!I)
K om intern Kongresi, p a rti birliği sorun u n a büyük
önem verdi. K ardeş partiler, K om intem ’i, h e r biri
Ü çüncü E n tern asy o n alin tüm çalışm alarından sorum ­
lu u luslararası birleşik bir örgütün eşit bir üyesi olan
ulusal bölüm lerin ortak çabasıyla yaratılm ış b ir d ü nya
partisi olarak görüyordu. BAKP delegasyonunun öne­
risi üzerine kongre, üye p a rtile r «yürütm e k u ruluyla
en yakın ilişkiler içinde olmak için ellerinden geleni
yapm alıdır, a m a yürütm e k u ru lu n u d a en iyi bilgiyle
sürekli beslem elidirler. A ncak bu yolla yürü tm e k u ru ­
lu o rtaya çıkabilecek h erhangi bir politik sorunda ger­
çek belgeleri ve ayrıntılı m alzem eyi tem el a la ra k b ir
tav ır alacak durum da o l a b i l i r » h ü k m ü n ü g etiren bir
k a ra r aldı. K arar, önemli to p lantılarda karşılıklı temsil
ve yönetici kadro değiş tokuşu yoluyla Örgütsel ve bil­
gi anlam ındaki ilişkiler olması gereğini de belirtti.
«Temsilcilerin bu değiş tokuşu, am aca önemli y a ra rla r
sağlayabilecek tüm bölüm ler açısından m u tlak olarak
zorunlu b ir koşul haline getirilm elidir.»(78) Y ürütm e
ku ru lu n u n tüm p artilerin tem silcilerini İçerecek biçim­

163
de genişletilm esine k a ra r verildi ve bu, uygulam aya
.kondu.
Eylül 1921'de Y ürütm e K urulu D ar Bürosu, Y ü rü t­
m e Komitesi Presidium u olarak yeniden adlandırıldı.
A ralık 1921’de O. K uusinen’in seçildiği Y ürütm e Genel
Sekreterliği m akam ı kuruldu. A ralık 1922’de ise V. Ko-
larov Genel S ekreter oldu.
Ü çüncü Kongre delegeleri p artililer arasın d a y a­
kın birlik, tüm ü için tek b ir disiplin ve p a rti ve Ko­
m in tern ’in k a ra rla rın ı yürütm ek için k atı b ir zorunlu­
luğun gerekli olduğunu vurguladılar. 9 Tem muz 1922’
de BAKP delegasyonu ve RKPtB) M erkez Komitesi’nin
tem silcileri a ra sın d a yapılan b ir toplantıda Lenin, p a r­
tinin disiplini gözetmesi ve aksak lık ların ı o rtaya çı­
k a rm a k tan kaçm am ası gerektiğini söyledi. Bu a k sa k ­
lıkları sessizce geçiştirm ek d a h a büyük b ir tehlikeydi.
Aynı zam anda h er tü rlü hizipçi girişim leri şiddetle
suçladı ve üyeleri, p artiler ve K om intern’in birliğini
güçlendirm eye çağırdı. Lenin «Burada enternasyonal
üyeleri sıfatıyla bulunuyoruz ve enternasyonal içinde­
ki herkesin disiplini gözetmesini talep ediyoruz»(T9) de­
di. P artilerin m arksist-leninist bir tem elde birliği, ulus­
la ra ra sı bilimsel sosyalist h areketin b ü tü n ü n ü n birliği,
işçi sınıfının k urtuluş m ücadelesi için b ir b aşarı yem i­
niydi.
Ü çüncü Kongre, p artilerin birliğinin ve p a rti di-
j siplinınin, kollektif olarak alınm ış ve K om intern tara-
I fm dan onaylanm ış k a ra rla rın K om ıntem ’e bağlı tüm
j partileri bağlayıcı olmasının, p a rti ve p a rti örgütle-
| rinin aldığı k a ra rla rın tü m p artilileri bağlayıcı olması
\ gerekliliğini vurguladı. Kongre, p a rti disiplinine uy­
m ayı reddetm enin ve p a rtin in u lu sla rarası h arek eti
içindeki çizgisine k arşı çıkm anın p a rti üyeliğiyle bağ­
daşm adığını açıkladı. Kongre «O rtak birleşik cephenin

164
herhangi bir biçimde zayıflatılm ası y a d a p a rç ala n m a
sı, disiplinin en kötü bir biçimde bozulm asıdır ve dov-
rim çi m ücadeledeki en kötü hatadır,» diye kaydetti.
«Bütün p a rti üyelerinin en yüce görevi, p a rti ve h er
şeyden çok enternasyonali anti-kom ünistlere k a rşı sa­
vunm aktır. B unu unutan, d a h a d a ötesi p artiy e y a da
K om intem ’e açıkça saldıran, p a rtin in düşm anı olarak
görülm elidir.»(80)
Ö rgütsel meselede K om intern’İn kabul ettiği tezin,
tem elde doğru olm akla birlikte, ciddi b ir aksaklığı v a r­
dı. K om intern’İn D ördüncü K ongre’sinde Lenin bu k a ­
ra rın «çok Rus» olduğuna işaret etti. Bu sadece
RKP(B)’n in deneylerini tem el alıyordu ve çeşitli ülke­
lerde sü rd ü rü len m ücadelenin özgül koşullarını ve h e­
deflerini gözönüne alm ıyordu. Lenin h e r ülkede ve
h e r durum daki özgül ulusal farklılıkların gözönüne
alınm asının önem ine ve gereğine d ik k at çekti; b u a n ­
lam da R K P(B )’n in deneyim i m ekanik o larak kopya
edilmemeli, yorum lanarak belli b ir ülkenin yerel ko­
şu lların a yaratıcı olarak uygulanm alıydı. «Bunun fa r­
k ın a varm azsak, d ah a ileri gidemeyiz. Bence... hepim iz
için, Rus ve yabancı yoldaşlar için aynı şekilde, en
Önemli olan, oturup çalışm aktır.»(S1) Lenin, yabancı yol­
d aşlar «Rus deneyim inin b ir kısm ını özüm sem elidir...
Biz R uslar d a bu k ararın İlkelerini y ab an cılara açıkla­
m anın yollannı ve araçlarını aram alıyız. Biz b u n u yap­
m adan, o n la n n b u n u yürütm esi m utlak o larak olan ak ­
sız olacaktır*tSÎ) dedi.
D aha sonraki b ir ta rih te Ü çüncü K ongre'nin ör­
gütsel mesele üzerindeki tezinin yetersizlikleri h ak k ın ­
d a yazarken K uusinen, bu tezin partilerin önüne koy­
duğu görevlerin temelde doğru ve gerekli olduğunu,
am a h e r kapitalist ülkenin koşullarına ve h e r p a rtin in
görevlerine eşit ve dolayısıyla tam olm ayan b ir biçim-

165
de uygulanm ak üzere o rtay a konduğunu söyledi. H an ­
gi görevlere öncelik verileceği ve h an g i görevlerin ikin­
ci sırad a olduğu konusunda hiç b ir şey belirtilm em işti.
Tezler RKP(B)’nin deneyinin ışığı altında, üye p artile­
rin Örgütsel çalışm a alanında genel o larak h an g i gö­
revlerle karşı k arşıy a kalabileceğini sadece kuram sal
olarak o rtay a koyuyordu. K uusinen «Karar, sonuç ola­
rak, gerçekte örgütsel bolşevikleşm enin k u ram sal bir
program ıydı. A m a gene de k a ra r, p ra tik b ir em ir olm a
iddiasını taşıyordu. Ve hatası d a buydu.»(a3> diye yazdı.
Üçüncü Kongre
ve Partililerin Kitle
Örgütlerindeki Çalışmaları

Ü çüncü Kongre bilimsel sosyalist p artilerin işçi


sendikaları, kooperatif birlikleri, kadın ve gençlik ö r­
gütleri içindeki çalışm alarına ilişkin sorunları tartıştı.
«Aşırı-sol» sekterler kongre konuşm alarında eski işçi
sendikalarının parçalanıp yeni «devrimci» sendikala­
rın kurulm asını talep ettiler. A lm anya K om ünist İşçi
Partisi a d ın a konuşan L. M eyer CBergnann) reform ist
işçi sendikalarının, «kapitalist devletin b ir parçası, çok
d a önemli b ir parçası» haline geldiğini ve bu nedenle
«Komünistlerin sloganının işçi sendikalarını kazanm ak
değil, o n la n yok etm ek ve hem en ard ın d an yeni ö rg ü t­
ler k u rm ak olm ası gerektiğini»<M> öne sürdü. Kongre
sekterlerin savlarına k a rşı çıktı ve partilileri «proleter-
' lere yenilerini kurm adan eski sendikaları terketm ekte
k urtuluş aram am aya, b u n u n sadece, proletaryayı b ağ - 1
< la n tıla n olm ayan b ir sürüye döndüreceğini anlatm aya;
I işçi sendikalarının devrim cileştirilm esinin, re fo rm ist;
I önderlerle birlikte reform izm ru h u n u n atılm asının ve
i' böylelikle işçi sendikalarını devrim ci proletaryanın
/ gerçek bir desteği haline getirm enin gerekliliğini açık­

166
lamaya* ^ çağırdı. Bir bilimsel sosyalist partinin gücü
n ü n en iyi göstergesi işçi sendikaları üyelerinin çoğun
luğu üzerindeki gerçek etkisiydi. Parti, işçi sendikaları
üzerinde, onların «küçük gardiyanları* gibi d av ran m a
isteği gösterm eksizin etkili olabilmeliydi.
Kongre, reform istlerin çığırtkanlığım yaptığı, poli-
tik m ücadelede İşçi sendikalarının tarafsızlığı d ü şü n ­
cesine ve b u yolla işçi sendikalarını devrim ci m ücade­
lenin dışında tu tm a ç ab a la rın a şiddetle k arşı çıktı.
Kongre tezleri, ulu slararası serm ayenin işçi sınıfı için­
deki başlıca dayanağı olan A m sterdam İşçi Sendikala­
rı E ntem asyonali’yle m ücadele etm e ve reform istlerin'
işçi sendikası örgütlenm elerini p arçalam a girişim leriy­
le savaşm a görevlerini belirledi.
K öm lnfern’in Ü çüncü K ongresinde p artililerin işçi
sendikaları içindeki görevlerinin tartışılm ası, 3-19 Tem­
m u z d a M oskova’d a yapılan Devrimci işçi ve Sanayi
Sendikaları Birinci U luslararası K ong resin in açılışına
rastladı. Lenin İS kongresine gönderdiği k u tlam a m esa­
jında şöyle yazdı: «İşçi1 sendikacılarının kom ünizm e
kazanılm ası h e r yerde, tü m ülkelerde, dünyanın h er
yanında karşı konulm az b ir ilerlem e kaydediyor. Sü­
reç dağınık binlerce engeli aşıyor, a m a karşı konulm az
b ir ilerlem e kaydediyor. İşçi Sendikalarının U luslara­
rası Kongresi bu hareketi hızlandıracak. H areketim iz
işçi sendikaları içinde zafer kazanacak. D ünyada hiç
b ir güç kapitalizm in çöküşünü ve işçi sınıfının b u rju ­
vazi karşısındaki zaferini önleyemez.»<,lll) Bu sırad a b ir­
kaç ülkede a rtık bağım sız devrim ci işçi sendikaları
vardı ve bunları birleştirm e gereği ortadaydı. Kongre
hazırlıkları Temmuz 1920’de M oskova’d a kurulm uş
olan ve işçi sendikalarında devrim ci sınıf m ücadelesi
düşüncelerinin yayılm asıyla u ğ raşan İşçi Sendikaları
U luslararası Konseyi ta ra fın d a n yapıldı.

167
ÎS Kongresi, b ir birleşik m ilitan örgütü, tek b ir
uluslararası k a ra rg a h ı - U luslararası Kızıl İşçi Sendi-
| kası (Profintem ) - k u rm ak ve d ü n y a devrim ci işçileri-
> n in h areketinin öncüsü Ü çüncü E nternasyonal ile ya-
^ kın işbirliği k u rm ak k a ra rın ı aldı. Devrimci işçilerin es­
ki reform ist işçi sen d ik aların a ilişkin ta v ırla rı konu-
1sunda kongre, bu sendikaların yok edilm eden ve ayrı,
dağınık işçi sendika gru p ları oluşturulm adan kazanıl­
m aları gereğine işaret etti. Kongre k a r a n «Devrimci
m ücadele, sendikalan, b aşk a b ir deyişle eski sendika-
\ la rd a birleşmiş m ilyonluk kitleleri, m ahvederek değil,
kazanm a esası çevresinde verilm eli ve oluşturulm alı­
dır» (ft7> diyordu.
/ Kongre, U luslararası Kızıl îşçi Sendikası’n a (Pro-
./ fin te m l b ir M erkez Konseyi seçti. S.A. Lozovsky Genel
I S ekreter seçildi. Profintem , A m sterdam E nternasyo­
n a li içinde olm ayan işçi sendikası m erkezleri ve işçi
sen d ik alan n ı birleştirdi, bunlar; îşçi S en d ik alan Tüm-
Rusya M erkez Konseyi, A vustralya, Belçika, B ulgaris­
tan, K anada, Şili, Çin, Kolombiya, Çekoslovakya, Es-
tonya, Fransa, Hollanda, Endonezya, İrlanda, Kore, Lit-
vanya, Moğolistan, İran, Peru, U ruguay ulusal devrim ci
işçi m erkezleri ve birkaç k ap italist ülkedeki reform ist
işçi sen d ik alan içindeki m uhalefet g ru p la n ve akım la-
V n ydı. Serm ayenin ve faşizm in sald ırıların a karşı, em ­
peryalist savaş tehlikesine karşı, işçi sınıfının talepleri­
n in korunm asında devrim ci b ir m ücadele tem elinde ve
Sovyet Rusya İşçi sınıfıyla d a h a yakın ilişkiler için, iş­
çi sendikası h areketinin birliğini sağlam a düşüncesini
etkinlikle destekledi.
K om intern’İn Ü çüncü K ongresi’n in p artililerin
kooperatif birlikleri içinde, k ad ın lar ve gençlik a ra ­
sındaki çalışm asına ilişkin k a ra rla n işçilerin çeşitli k it­
le örgütlerinin işçi sm ıfı m ücadelesinde d a h a etkin b ir

168
yer alm asının sağlanm ası gerekliliğini vurguladı. Gönç
Kom ünist E nternasyonal ve çeşitli ülkelerdeki genç ko­
m ünist birliklerinin en önemli görevlerinden biri genç
kuşağı devrim ci bir ru h içinde eğitm ek, bu gençlik ör­
gütlerini p artilerin yedek gücü ve yardım cıları haline
getirm ekti.
Ü çüncü Kongre çalışm alarının başlam asından kısa
b ir süre önce, 9-15 Temmuz a ra sın d a M oskova’d a Ka­
dın K om ünistlerin İkinci U luslararası K onferansı top­
lanm ıştı. Kongreye 28 ülkeden 82 delege katıldı. Kon­
ferans k ad ın lar arasın d ak i çalışm anın biçim ve yön-
^ emTerinT v e ' U luslar arası K adın ^Sekretary a s in in gö-
__revlerini tartıştı. Ü çüncü K om intern Kongresi, İconfe-
; ra n sm k a ra rla rın ı onayladı ve üye partileri kadın işçi-
! le r arasın d ak i çalışm alarını hızlandırm aya çağırdı,
çünkü «proletaryanın ik tidarı ele geçirm esi ve k ap ita­
list devletin altedildiği ülkelerde başarı, an cak geniş
p roleter ve yan -p ro leter kadın kitlelerin etk in k atılı­
m ıyla gerçekleşebilir.*
E nternasyonal’in Ü çüncü K ongresi u lu slararası b i­
limsel sosyalist h arek etin tarih in d e önemli b ir aşam ay­
dı. Kongre devrim ci m ücadelenin deneyim lerini ve ye­
ni, değişm iş k o şu llan gözönüne a la ra k bilim sel sosya­
listlerin devrim ci dalgalanm anın azaldığı b ir d u ru m d a
izleyecekleri yolu tanım ladı; işçi sınıfının ve em ekçi
kitlelerin çoğunluğunu kazan m a ve gelecekte devrim ­
ci savaşlar için d a h a kapsam lı hazırlık yapm a m üca­
delesine ilişkin so ru n lara dikkatlerini çekti.
Lenin’in önderliğinde kongre «sol* sekterlerin p a r­
tileri pro letary a açısından a ğ ır yenilgilerle sonuçlana­
bilecek tehlikeli «devrimci* m aceracılık ve zam ansız,
hazırlıksız ay ak lan m alar yoluna iteleyerek d ü n y a bi­
limsel sosyalist hareketine empoze etmeye çalıştıkları
son derece zararlı politikayı şiddetle reddetti. Lenin

169
d a h a yetkin ve deneyli p a rti önderlerinin desteğiyle
kongrede doğru b ir taktiksel çizgi izledi - kitleler İçin
savaşm a çizgisi.
Ü çüncü K ongre’de yapılan çalışm alar genç p a rti­
le r için gerçek b ir okuldu. Kongre, deney toplayarak
ve partilerin görevlerini ve çalışm a yöntem lerini kol-
lektif olarak ta rtış a ra k dünya bilimsel sosyalist h a re ­
ketinin strateji ve taktiklerine önemli b ir k a tk ıd a bu­
lundu. K ongrenin vardığı sonuç p a rtile rin tü m m üfre­
zelerini işçi sınıfının günlük yaşam sal çık arları için ve­
rilen o rta k m ücadeleye çekmek zorunda olmalarıydı;
em ekçi halkın günlük ekonom ik çıkarlarını korum ak
ve o n la n n dem okratik hak ların ı savunm ak, b u n u y a­
p ark en de kitleleri yeni devrim ci sav aşlara hazırlam ak
zorundaydılar. Kongre kapandıktan so n ra yayınlanan
KEYK ç ağ n sı «Ancak işçilerin sırad an gereksinim leri
ve çık arları için m ücadele etm e yoluyla, burjuvaziye
k arşı proletaryanın b ir birleşik cephesini oluşturabili­
riz ve burjuvazinin varlığının sürm esi için tem el olan
proletaryanın parçalanm asına b ir son verebiliriz»CS0)
diyordu.
Lenin, p arti ve Sovyet devleti Önderliğinin tüm yo­
ru cu sorunları içine göm ülü olm asına karşın, sürekli
olarak y u rt dışından gelen p a rti temsilcileriyle buluştu,
o n larla konuştu ve emekçi kitleler arasın d ak i çalışma,
yaşam koşulları ve kitlelerdeki gelişm eler konusunda
sorular sordu. Bu sohbetler, kitlelerin yaşam ve m üca­
delesiyle sürekli yakın ilişki içinde k alm asına yardım
ediyordu. O nun işçiler arasındak i d u y g u la n d ah a iyi
anlam asına ve p artilerin taktiklerini doğru olarak be­
lirlem esine yardım ediyordu.
Lenin, Ağustos 1921’in b aşların d a K om intern Yü­
rütm e K urulunda, İngiltere K om ünist P artisi’nin tem ­
silcisi olan Thom as Bell’le karşılaştı. Thom as Bell an ı­

170
larında -Jşçi Sondikalan vo İşçi Purllnlylc Im nluım Ih
giliz işçi sınıfı hareketi içindokı güm II gücü vn
hakkında Komünist Partim iz hakkındu, kim kim dlı vu
işçiler arasındaki etkisi nedir diye konuştuk • '""ı ılıyın
N isan-H aziran 192l’de İngiltere’de m adenciler ücretler
de kesinti yapılacağını ilan eden m aden suhiplm lım
k arşı zorlu b ir mücadele veriyordu. On milyondun Uu
la insanı kapsayan m adenciler grevi, m adencilerin g««
nel d ayanışm a grevine sekte v u ran reform ist işçi sun
dikası önderlerinin ihan etin in b ir sonucu o larak yenik
düştü. Lenin m adenciler arasın d ak i hareket, ru h h a l­
leri ve bilimsel sosyalistlerin onlar arasındaki çalış­
m aları hak k ın d a Bell’i iyice sorguya çekti.
Birkaç gün so n ra Thom as Bell Lenin’e, G üney Gal-
le r m adencilerinin son kongresi ve Ü çüncü E ntem as-
yonal’e katılm a k a rarları, grevi k ırm ak için köm ür-m a-
denleri bölgelerine gönderilen deniz askerlerinin oy­
nadığı rol ve işçilerle ask erler arasın d ak i kardeşleşm e
olayları h a k k ın d a bilgi veren b ir m ektup gönderdi.
Lenin bu m ektubu y an ıtlark en G üney G aller m a­
dencilerinin verdiği savaş üzerine olum lu yorum lar
yaptı ve «belki de bu İngiltere’de kom ünist anlam da
gerçek proleter kitle h areketinin başlangıcıdır» um u­
dunu açıkladı, çünkü o güne dek o rad a «gerçekten k it­
lesel kom ünist h a re k et hiç» olmamıştı.
Lenin İngiliz kapitalistlerinin k u rn a z ve akıllı ol­
d u ğunu ve işçilerin dikkatini politik hedeflerden u zak ­
laştıracak h erhangi b ir ekonomik önlemi (kom ün m ut­
fakları gibi) destekleyeceklerini vurguladı. A şağıdaki,
en önemli görevleri önerdi:
«1) İngiltere’nin bu kesim inde çok iyi, gerçekten
proleter, gerçekten kitlesel b ir K om ünist P arti yani ül­
kenin bu kesim indeki tü m işçi hareketi içinde gerçek­
te n önder güç olabilecek bir p a rti y aratm ak . (Üçüncü

171
Kongre ta ra fın d a n kabul edilen p a rti örgütlenm esi ve
çalışm ası üzerine k a r a n ülkenizin b u kesim inde uygu­
layın.)
«2) Ülkenizin bu kesim indeki işçi sınıfı için, gün­
lü k b ir işçi sınıfı gazetesi çıkarm aya başlayın.»'92> Le­
n in İngiliz yoldaşlara uzun uzun işçilerin desteği ve
k atkılarıyla b ir gazetenin nasıl örgütleneceğini ve b u ­
n u n «kitlelerin m ücadelesinde ekonomik ve politik b ir
araç» haline nasıl getirileceğini anlattı.<S3)
Lenin İngiliz işçileri a ra sın d a Sovyet R usya’y a
k a rşı güçlü bir sem patinin olm asına k arşın işçi kitle­
leri a ra sın d a henüz devrim ci b ir ru h h alinin yaygın­
laşm am ış olduğunu anlam ıştı. Bu ned en le kitleleri çev­
resinde toparlayabilecek b ir gazete yayınlam aya baş­
lanm asını önerdi. A ncak o dönemde İngiliz devrim ci­
leri onun Öğütlerine uygun olarak d av ran acak b ir ko­
n u m d a değillerdi. Daily Worker gazetesini düzenli ola­
ra k çıkarm aları ancak 1930'da oldu.
Lenin İKP’n in çalışm alarını yakından izledi ve
Boişeviklerin deneylerinden y a ra rla n m ala rın a yardım ­
cı olunm ası gerektiğini yazdı. Berzin'e yazdığı 8 Eylül
1921 tarih li b ir m ektupta şöyle dedi: «İngiliz yoldaşlara
öğretilm elidir, Boişeviklerin çalıştığı gibi çalışm aları
öğretilm elidir: m akalelerle öğretilm elidir, yay ın larla
öğretilm elidir, basınla, K om intern’İn Ü çüncü K ongre­
sinin p artilerin çalışm asına İlişkin k a ra rıy la d a öğre­
tilm elidir.»^1
Aynı gün Lenin V. V oravski’ye, İtalyan yoldaşla­
r a d a «Boişeviklerin çalıştığı gibi çalışm alarını öğre­
terek, öğreterek ve öğreterek, m akalelerle öğreterek,
basında yazılar yazıp öğreterek»<s5) yardım edilmesi ge­
rektiğini yazdı. Lenin bu ülkede çıkan önemli sayılabi­
lecek m akalelerin, broşürlerin ve k itap ların kendisi­
ne gönderilm esini ısra rla istedi.

172
Lenin kapitalist ülkelerdeki işçi hurokuU hakkın
d a d a h a geniş bilgi gereksinim ini gözönüno ulnmH,
A lm anya’d a bu konuda m alzem e toplayacak bir büro
k u rulm asını önerdi. Bu b ü ro n u n görevlerini ve çalış­
m a yöntem lerini ayrın tılı olarak belirledi. «Tam ve doğ­
ru bilgiye gereksinm em iz var. Ve gerçek, hizm et öde­
neği kişiye bağım lı olm am alıdır.»{B6) diye yazdı. Lo-
n in ’in öğütleri KEYK Presidium uııun 6 Eylül 1921 ta ­
rihli, B erlin’de E. V arga’nm b aşkan seçildiği b ir ista­
tistik ve Enform asyon E nstitüsünün kurulm asını sağ­
layan k a ra rın tem elini oluşturdu.
Lenin bilimsel sosyalistlerin ilkeli devrim ci nite­
likli çalışm alarını, m anevra yapm a san atıy la bağdaş-,
tırm alarının önem ini ısra rla vurguladı; «esneklik.mes-
nel koşullardaki değişiklikler talep ederse hızlı ve an i
tak tik değişiklikleri b a şa rm a yeteneği, d a h a önce se­
çilen yol o an için aykırı y a d a olanaksız olduğunu o r­
taya koyarsa, am acım ıza erişm ek için b aşk a b ir yol
seçme yeteneği»nin önem ini öğretti.(9?) P arti üyelerini,
ta m olarak gelişmesi için izin verilm esi gereken yük­
selen devrim dalgasm ı değerlendirm ek için p ra tik ça­
lışm alarda aceleciliğe karşı, a n i atılım lara k a rşı u y ar­
dı. Bilimsel sosyalistler, devrim i boğm ak için olgunlaş­
m am ış-ayaklanm a! a rı körüklem eye çalışacak o lan b u r­
juvazinin kışk ırtm aların a geçit verm em eliydi. «Burju­
vazi 100-300 insanı öldürürse, bu am acı m ahvetm ez.
A m a 10-30 bin işçiyi öldürm ek üzere b îr katliam ı kış­
kırtm ayı b a şa rırsa bu devrim i birkaç yıl için d ah i e r­
teleyebilir.»^3' Lenin bu nedenle bilimsel sosyalistlere
İçendi kendini kontrolü ye sabrı, esnekliği ve ayırde-
debilmeyi, devrim ci k a b arm a do ru ğ u n a u la şa n a dek
bekleyebilmeyi ve bunun için günlük sınıf sav aşların ­
d a proleter öncülüğü hazıriayabilm eyi öğretti.
KEYK isteği üzerine Lenin Fransız Kom ünist P ar­

173
tisi M erkez Komitesi’nin yayınladığı tarım sal mesele­
ye ilişkin tezleri okudu ve 11 A ralık 192l’de özel b ir
makalede, bu tezleri genel o larak oldukça doğru bul­
duğunu açıklayan a n a önerilerinin kapsam lı b ir çö­
züm lem esini sundu. Lenin Fransız kom ünistlerinin ta ­
rım sal meselede açık b ir program olu ştu rm aların a y a r­
dımcı oldu ve köylülerin devrim in zaferinden sonra
kollektif bir tarım biçim ine gönüllü olarak geçişlerine
elverişli bir «geçiş önlem leri program ı» nın h azırlan m a­
sını, aynı zam anda kırsal nüfusun büyük çoğunluğu­
nun, tarım em ekçilerinin ve küçük çiftçilerin koşulla­
rın d a hızlı bir İyileştirilme sağlanm asına özel b ir ilgi
gösterilm esini salık verdi. Kendi topraklarım işleyen
küçük m ülk sahiplerine sürekli (m iras yoluyla geçen)
işleme hakkının sağlanm asının önemini vurguladı.
«Küçük köylü tarım ına (sadece F ran sa'd a değil tabii,
küçük köylü ziraatının olduğu tüm ülkelerde) genel
m ülksüzleştirm enin hem en uygulanm ası, büyük b ir
h a ta olur.»w
Lenin Fransız em peryalizm inin izlediği politika­
nın, köylülük arasın d ak i safsataların ve pasifizm ideo­
lojisinin, d a h a güçlü olarak o rtay a çıkarılm asını ge­
rekli görüyordu. Partiyi, kendisini 1789 burjuva-dem ok-
ra tik devrim inin gelenekleri, Fransız halkının k u rtu ­
luş m ücadelesinin gelenekleriyle yönlendirm eye ça­
ğırdı.
Lenin bu m akalede yeni çağdaki sav aşların doğa­
sını ele aldı. «Sadece proleter devrim inin tüm savaşla­
r a b ir son verebileceği ve vereceği k onusunda hiç b ir
kuşku yoktur. Am a b ir ülkedeki, diyelim F ran sa ’da,
m uzaffer b ir proleter devrim in tü m savaşa a n ın d a ve
kesinlikle son verebileceğini düşünm ek pasifist b ir al­
d atm aca olur.»(1#0) Em peryalist savaşların devrim ci sa­
v aşlar ve k urtuluş savaşlarından ayırdedilm esi zorun-

174
iu d ur dedi. -Gerici savaşlar, özellikle de ompervaliM
sav aşlar nasıl suçlu ve ölüm cül İse... devrimci savaş
la r d a öyle haklı ve adildir, b aşk a bir deyişle, ez ile n
sınıfların savunulm ası için kapitalistlere karşı v erilen
savaşlar, bir avuç ülkenin em peryalistleri tarafındım
ezilen u lu slan n savunulm ası için ezenlere karşı veri
len savaşlar, yabancı istilacılara k arşı sosyalist devri­
m in savunulm ası için verilen savaşlar haklı ve adil­
dir.»(m>
Lenin kom ünist partilerin strateji ve tak tik leri ile
uğraşırken, proleter olm ayan kitlelerle ittifak kurul­
ması, em peryalizm le m ücadelede ilgili tüm toplumsa!
güçlerin birleşik b ir cephesinin kurulm ası politikası­
nı d a şiddetle zorladı.

BİR BİRLEŞİK İŞÇİ CEPHESİ İÇİN MÜCADELE


Bir Birleşik
İşçi Cephesi Taktiklerinin
Çerçevelenmesi

Ü çüncü K ongrenin çizdiği birleşik cephe taktikle-


rinin uygulanm ası bilimsel sosyalistlerin işçi sınıfının
çoğunluğunu, emekçi kitlelerin en büyük kesim ini ka-
zan m a olanakla rım sağladı. Bu an lam d a emekçi h al­
kın günlük gereksinim leri ve talepleri için m ücadele
etm ek çok büyük önem taşıyordu, çünkü bilimsel sos­
y alistler ancak bu m ücadelede başı çekerek h alk kitle­
lerini y an ların a kazanabilirlerdi. 1 Ağustos 1921’de
KEYK özel bir çağrı yayınladı, çağrıda şöyle deniyor­
du: «Tüm ülkelerin emekçi kitlelerini, kapitalizm in sal-
d ın la n n a k arşı birleştirm e m ücadelesinin, em ekçi k it­
lelerin ortak kurtuluşu için verilen savaşın en Önünde
mücadele etmek: kitleleri enternasyonalin (proletarya­
yı burjuvazinin etkisinden kurtarabilecek, onu birleş­
tirebilecek ve burjuvaziye karşı b ir güç o larak çıka­
rabilecek tek canlı enternasyonalin) ard ın d a to p arla­
yacağım ız görevi b u d u r.»(1M}
Birleşik cephe sloganı kapitalist ülkelerdeki işçi sı­
nıfı a rasın d a geniş bir yankı uyandırdı. Bu slogan işçi
^kitlelerinin savaşı izleyen yıllarda k azandıkları dem ok­
ra tik Özgürlükleri, ekonom ik ve politik k azanım ları ko­
ru m a ve genişletm ede b aşarı kazan m ak için verdikleri
m ücadeleyle uyuşuyordu. Ancak, işçi sınıfı içindeki bö-
lünm e işçi sınıf inin gerçek bir„birleşik. cephesinin y a­
ratılm asın ı önlem ek için ellerinden gelen h e r şeyi y a­
p a n u lu slararası reform ist Örgütlerin varlığı, gene bi:
'Tunsel 'sosyalist partilerin güçsüzlüğü ve üye sayısının
azlığı, proletaryanın devrim ci öncülüğüne k arşı doğ­
ru d a n şiddet ve k a b a kuvvetin y an ı sıra kısmi ödün
yöntem leri uygulayan burjuvazinin esnek politikası -
tü m b u n la r bir birleşik proleter cephe ku rm ay ı son
derece güçleştirdi. Sağ sosyal-dem okratlar, birleşik
I cephe sloganının bilimsel sosyalistler için b ir m anevra
\ olduğunu iddia ederek işçilerin eylem birliğini sabote
>ettiler. Bu sav la n n ı desteklem ek üzere, birleşik cephe
hedefini tek yönlü sekter bir tav ırla yorum layan Ko-
I m in te rn ’in Zinoviev ve B ukharin gibi bazı önderlerin-
■d e n alın tılar yaptılar.
E nternasyonal Lenin'in önderliğinde, birleşik cep-
) he taktiklerinin hedeflerini ve önemini, işçi sınıfının
’ eylem birliğini sağlam anın yöntem lerini tanım ladı. Le-
| nln~ «birleşik cephe taktiklerinin am acı ve anlam ı d a h a
s d a h a büyük isçi kitlelerini serm ayeye k arşı verilen mü-
! cadeleye çekm ektir, bu İkinci ve İkibuçukuncu E nter-
: nasyonallerin önderlerine birlikte m ücadele etm ek için
te k ra r te k ra r öneri yapm ak anlam ın a gelse bile»(1IM) d i­
ye yazdı. Bilimsel sosyalistler birleşik cephe sloganını
öne sürm ekle, kitleleri kapitalizm e karşı, işçilerin or-

176
ta k d üşm anına k a rşı toparlam ayı hedefliyorlardı. Kıı.
işçileri doğrudan ilgilendiren en acil p ra tik m eseleler­
de birleşik eylemi sağlayarak ve kitlelerin kendi m ü­
cadeleleri yoluyla yapılmalıydı. Lenin aynı zam anda
birleşik eylemi gerçekleştirm e yolunu açm ak am acıy­
la sosyal-dem okrasinin önderleriyle konuşm aya çalış­
m anın gerekliliğinden söz etti. A slında Lenin’in birle­
şik işçi cephesi taktikleri, kitlelerin acil gereksinm ele­
rin in karşılanm ası için verilen m ücadele boyunca iş­
l i l e r i n eylem birliğinin sağlanm asında odaklanıyor; iş­
çi sınıfının, reform istlerin etkisi altın d a o lan lar d a d a­
hil, en geniş kesim lerini h areketin içine çekmeyi, pro­
letary ayı bu m ücadele sürecinde devrim ci ru h la eğit­
meyi ve onu a n a göreviyle -b u rju v a düzeninin altedil­
mesi, proletarya diktatörlüğünün kurulm ası ve sosya­
lizmin inşası göreviyle- uğraşm aya hazırlam ayı h e­
defliyordu. Birleşik isçi cephesi taktikleri bilimsel sos­
yalistler açısından b ir m an ev ra değil, çalışm alarının
tem elinde yatan b ir ilke, tüm emekçi halkın yaşam sal
ç ık arların a uygun b ir politik çizgiydi.
Enternasyonal 1921’de tüm işçi p a rtile ri ve örgüt-_
le rini içeren d ü n ya ölçeğinde b ir birleşik cephe kur-
m a k için te k ra r tek ra r ç a ğ n yaptı. 30 T e m m u z 1921’de
Komintern Y ürütm e K urulu, tüm ülkelerin emekçi e r­
kek ve kad ın ların a Sovyet R usya'nın kıtlık çeken böl­
gelerindeki aç h alk a yardım etm eleri için çağrı yaptı.
K om intern tüm bilimsel sosyalist partilerden, tahıl ve
tıbbi m alzem e satm alabilm ek için p a ra toplam ak am a­
cıyla h alk kitleleri ara sın d a ajitasyon yapacak yardım
kom iteleri oluşturm ak için tüm işçi örgütleriyle iliş­
kiye geçm elerini istedi. 12 Ağustos’ta Berlin’de KEYK’
nin yönetim i altında bulunan ve d a h a sonra U luslar­
a rası îşçi Yardımı olarak yeniden örg ü tlenecek olan
R usya’daki A çlara İşçi Y ardım ı ü rg ü tü ’n m b i r ü iş Kû-
F. 12: Enternasyonal 177
m itesi kuruldu, C lara Zetkin kom itenin başkanı, W illi
M ünzenberg sekreteri seçildi. Komite üyeleri arasın ­
d a A lbert Einstein, M artin-A ndersen Nexö, B ernard
Shaw, A natole France ve H enri B arbusse de yeralıyor-
du. Komite kıtlık çeken bölgeler için büyük b ir yardım
kam panyası başlattı. 15 Ağustos’ta Komite A m sterdam
Enternasyonali, ikinci ve îkibuçukuncu E nternasyonal­
lere o rta k eylem Önerdi, a m a bu örgütlerin önderleri
komiteyle işbirliği yapm ayı reddettiler. Bilimsel sosya­
list p artiler h er yerde yardım kom iteleri k u rd u la r ve
tanınm ış kişilerin, y a za rla r ve bilim adam larının işbir­
liğini sağladılar. K om intern ve üye p a rtile r y ardım ko­
m iteleri kurm ak için sosyal-dem okratlann işbirliğini
sağlam aya yönelik adım lar attılar, a m a reform istlerin
bölücü politikaları yüzünden bu tü r kom iteler sadece
Çekoslovakya ve İtalya'da, o d a çok kısa b ir süre için,
kurulabildi.
j Öte yandan, kıtlık çeken Volga bölgesi için yar-
[dım kam panyası b ü tü n d ü n y ad a geniş kitleleri içine
aldı. Bu kam panya proleter enternasyonalizm inin ger-
/çek b ir göstergesiydi. K itlelerin baskısıyla îşçi Sendi­
k a l a r ı A m sterdam E nternasyonali kam panyaya k atıl­
dı. Ekonom ik bunalım , ü cret kesintileri ve işsizliğe
k a rşın kapitalist ülkelerin işçileri Sovyet R usya’n ın
yardım ına koştular.
1923’ün yazm a gelindiğinde yardım kom itesi yi­
yecek malzemesi, m al ve toplam beş milyon dolarm ü s­
tünde p a ra bağışı toplam ış ve Sovyet R usya’y a gönder­
mişti. Bu p aran ın yaklaşık b ir milyon dolarını îşçi
S endikaları A m sterdam E nternasyonali toplamıştı.
U luslararası proletaryanın dayanışm ası, kıtlık çeken
bölgelerdeki çoğu çocuk binlerce insanın h ay atın ı k u r­
tardı. Lenin, u lu slararası proletaryanın kardeşçe y a r­
dım ının Sovyet Rusya’n ın ekonom ik o n an m ı ve em ­

178
peryalizm dünyasına karşı genel mücadelesi İc;in layı
dığı önemi te k ra r te k ra r vurguladı. «U luslararası mali
serm ayenin boyunduruğuna, u lu slararası gericiliğe
k arşı m ücadelenin barışçı a ra çla rı arasında, Sovyet
Rusya ekonom isinin onarılm asına yardım etm ek k a­
d a r hızlı ve kesin zafer vaadeden hiç bir araç yoktur.»
diye yazdı. Y ardım kam panyası kapitalist ülkelerin iş-
çilerini birleştirm eye yardım etti ve sınıf bilinci ve p ro ­
le te r enternasyonalizm ini ilerletti. V,
E nternasyonal, gericiliğin en azgın olduğu ülkeler­
deki emekçi halka yardım ın etkin b ir savunucusuydu.
KEYK, 9 Ekim 1921’de, B alkanlar ve îsp an y a’d ak i be­
yaz (faşist) teröre karşı o rta k eylem için îşçi Sendika­
ları A m sterdam E n tern asy o n alin e b ir Öneri yapm aya
k a ra r verdi. Toplantı ve o rta k eylem önerisi Komin­
tern Y ürütm esi ve Prof in te m Y ürütm e B ürosu’n u n 19
Ekim 1921 tarih li b ir çağrısı içinde yem liyordu. 17 Ka-
sım ’d a KEYK Presidium u A m sterdam Enternasyonali
Y ü rü tm esin e yazılmış, İspanya ve Y ugoslavya em ekçi
h alk larını desteklem ek için K om intern ve P ro fin tem
tem silcileriyle «mücadelenin biçimlerini, yöntem lerini
ve araçların ı tartışm ak üzere özel b ir toplantı»(1M) d ü ­
zenlem e önerisini yineleyen özel b ir m ektubu onayladı.
A m sterdam E nternasyonali’n in reform ist Önderleri
öneriyi savsakladılar.
Bilimsel sosyalist partiler, işçilerin o rtak eylemi
için çalıştı. Ekim 1921’in sonlarında A lm anya Kom ü­
nist P artisi diğer işçi p a rtile ri ve işçi sendikaları ön­
derliklerine, işçi haklarının savunulm ası, vergi yükle­
rin in m ülk sahibi sınıfların om uzuna aktarılm ası, tü m
karşı-devrim ci örgütlenm elerin silahsızlandırılm ası ve
dağıtılm ası, işçilerin özsavunm a organların ın k u ru l­
ması, devlet aygıtı ve ordunun işçi sınıfının denetim i

179
a ltın a alınm ası ve m onarşist u n su rla rd a n tem izlenm e­
si vb. için o rta k eylem önerdi. ~AKP, işçi sendikası ön­
derliğinin tekellerin saldırısına k a rşı öne sü rd ü ğ ü 10
talebi etkinlikle destekledi. Parti, em ekçi halk ın d e­
m okratik özgürlüklerinin ancak kitlelerin gericiliğe
k arşı vereceği mücadeleyle korunabileceğini vu rg u la­
dı. A lm anya Kom ünist Partisi KEYK desteğiyle birle­
şik işçi cephesinin oluşturulm asını sağlam ak için b ir
tem el o la ra k önerdiği dem okratik talep ler program ı h a ­
zırladı. P arti çalışm alan, işçi sınıfının çık arları doğ­
ru ltu su n d a b ir politika izleyecek b ir işçi hüküm eti için
m ücadele çevresinde toplanıyordu ve p a rti belirli ko­
şullard a böyle b ir hüküm ete katılm ay a h a z ır olduğu­
n u açıkladı.(105) Sosyal-dem okrasinin sağ -k an at ö n d er­
leri bunu AKP’yi b ir komplo p lan lam ak la suçlayıp sis­
tem li bir iftira kam panyası b a şla ta ra k ve AKP’nin b ir­
leşik cephe için yaptığı öneriyi reddederek y a n ıtla­
dılar.
Genç bilim sel sosyalist p a rtile rin birleşik cephe
taktiklerini doğru olarak k av ram aları için KEYK, 18
A ralık 1921’de, RKP(B) M erkez Komitesi Polit B ürosu’
nun insiyatifinde, birleşik işçi cephesi, İkinci ve İki-
buçukuncu E nternasyonal ve A m sterdam E nternasyo­
nali içindeki işçilere ve anarko-sendikalist örgütleri
destekleyen işçilere karşı tu tu m üzerine tezleri h a zır­
lay arak ve benim seyerek Üçüncü E nternasyonal prog­
ram ını geliştirdi. Bu belge, birleşik cephe taktikleri
m eselesini kapsam lı b ir anlayış ve açıklıkla o rta y a koy­
du ve p artilerin b u n ları uygulam adaki görevlerini be­
lirledi. Tezler «işçilerin birleşik cephesinden anladığı­
mız, kapitalizm e k a rşı savaşm ak isteyen tüm işçilerin
birliğidir».,.(llîe) diyordu. «Tüm ülkelerin partileri, pro­
leter kitleler üzerinde ta m b ir ideolojik etki olanağını
sağladıktan sonra, şimdi de bu kitlelerin p ra tik eylem­

180
ler için d a h a kapsam lı ve d a h a tam bir birliğini sun
lam ayı hedefliyorlar.»(I07)
K om intern’İn İkinci ve îkibuçukuncu E nternasyo­
nal partileriyle anlaşm aya giren ve p a rtile r için koy­
duğu tem el koşul, h e r birinin görüşlerini açıklam a ve
bilimsel sosyalistlerin m uhaliflerini eleştirm e konusun­
da m utlak politik bağım sızlıklarını korum alarıydı. Bir­
leşik cephe tezine Lenin’in önerisi üzerine, reform izm e
k arşı aralıksız bir m ücadele yürütürken, sık sık Men-
şeviklerle an laşm alar yapan ve onlarla ittifak lara ya
d a yarı ittifak lara giren Rus Bolşeviklerinin deneyini
ele alan b ir ek le m e yapıldı. Esnek b ir taktik izleyen ve
kapitalistlere k a rşı işçilerin devrim ci talepleri için ve­
rilen p ra tik m ücadelede kitlelerin birliği İçin çalışan
Boişeviklerin politikası, Bolşevik P artin in işçi sınıfının
çoğunluğunu kazanm asıyla sonuçlanm ıştı. Kom intern,
sağ u n su rla rın birleşik cepheyi İkinci E n tern asy o n alle
İdeolojik b ir uzlaşm a olarak yorum lam aya çalışm ala­
rı ve bilimsel sosyalist p a rtile rin reform istlerle ilkesiz
bir blok içine girm elerinde ıs ra r etm eleri konusunda
üye p a rtile ri uyardı. Bu oportünist yorum un birleşik
cephenin gerçekleşm esinde esneklikle devrim ci politi­
k a ilkelerini sıkı sıkıya savunm ayı birleştirm eyi g e re k ­
tiren taktiklerle ortak hiç b ir yanı yoktu. Tezler bilim ­
sel sosyalistlerin diğer Örgütlerle yaptığı görüşm elerin,
gerekli politik deneyi edinebilm eleri İçin geniş işçi k it­
lelerine duyurulm ası gerektiğini belirtiyordu.
Ü çüncü E nternasyonal, işçi sınıfının yaşam sal çı­
k arlarını savunm ak b ir başka em peryalist savaş te h ­
likesine k arşı m ücadele etm ek am acıyla, İkinci ve îki-
buçukuncu E nternasyonaller ve A m sterdam E ntem as-
yonali’yle b ir uzlaşm aya v a rm a önerisini te k ra rla d ı ve
bu örgütlerin K om intern’İn p ra tik önerilerinden b ir y a
d a b ir başkasını benim sem eye yanaşm am alarının, k it­

181
leler a rasın d a derin kökleri olan ve sistemli, sapm az
bir biçimde geliştirilm esi gereken taktiklerin b ir y a n a
bırakılm asına neden olm ayacağını açıkladı, 1 O cak
1922’de K om intern Y ürütm esi ve P ro fin tem Y ürütm e
Bürosu tüm bilimsel sosyalist işçilere, «her yerdeki,
tüm dünyadaki, fab rik alard ak i ve toplantı salonunda­
k i tüm içtenlikli işçilere... günün bü tü n so ru n ların ­
d a serm ayeye k a rşı birlikte direnecek tek b ir İşçi aile­
si içinde birleşm e»tI0E> çağrısını yaptı.
Ç ağn «Ancak siz, atölye ve fab rik ad ak i proleterler
böyle birleştiğiniz zam an, proletaryaya d ay an an ve
onun ilgisini bekleyen tü m partiler, kapitalizm e karşı
o rta k bir savunm a savaşı için birleşm eye yönelecek­
tir.» diye sürüyordu. «Ancak o zam an kap italist p a r­
tilerle olan ittifak lan n ı bozm aya zo rlan acak lar­
dır.»009’ Çağrı, işsizlik ve ücret kesintileri, işçilerin ü re ­
tim üzerindeki denetim i için ve silahlanm a yarışına
ve b ir b aşk a em peryalist savaşa karşı, A lm anya’nın
em peryalist A ntant tarafın d an talan edilm esine karşı
ve Sovyet R usya’nın tanınm ası için m ücadelenin so­
m ut b ir program ını içeriyordu. Ü çüncü Enternasyonal,
geniş kitlelerin çıkarlarını genişleten bu program ı te­
mel alarak işçi sınıfı ve örgütleri arasındaki eylem b ir­
liğini y aratm ay a çalışıyordu.
Bilimsel sosyalist partilerin bazı liderlerinin birle­
şik cephe sloganım kavram ası için biraz zam an gerek­
ti. «Sol» un su rlar, örneğin İtalya’da Bordiga, bu ta k ­
tikleri işçi sendikalarında ekonomik m ücadele yoluy­
la işbirliği gibi yorum ladılar. F ran sa’d a Ludovic Fros-
sard birleşik cephe taktiklerinin FKP'nin Sosyalist P ar­
tiyle örgütsel anlam da kaynaşm asına yol açabileceği­
n i savundu ve bunun kendisini devrim ci sendikalist-
lerle işbirliği göreviyle sınırladığını öne sürdü. Bordi­
g a ve Valecki, A lm an Kom ünist P artisi M erkez Komi­

182
tesi'nin İkinci ve İkibuçukuncu EnleınaHyoıııılli'to, m
ta k eylem önerm enin olum luluğuna ilişkin t ilamlı Anı
lık 1921’in sonunda K om intern Y ürütm osino yaptığı
önerileri işitince KEYK’ne tel çekerek «bu oylumla
F ran sa ve diğer ülkelerde neden olacağı hoşnutsuzluk
ve keskin iç çekişmeler» konusundaki kaygılarını b«-
lirttiler.çtllö) «Sol» un sek ter görüşleri bilimsel sosya­
list p artilerin doğru tak tik ler geliştirm elerini ve geniş
lir ttile r/110’ «Sol» un sek ter görüşleri bilimsel sosya-
tilerin safları içindeki sağ oportünistler, bilimsel sos­
yalist p a rtile ri reform izm çizgisine itm ek için birleşik
cephe taktiklerini kullan m ay a çalıştılar.
Lenin ve K om intern, birleşik cephe taktiklerinin
partilerce uygulanm asını dikkatle izlediler ve o n lara
yardım ederek h a taların ı düzeltm elerini sağladılar. In­
g iltere’de yaklaşan p a rla m en ter seçim ler dolayısıyla,
Lenin, 12 O cak’ta KEYK’nin «Ingiltere K om ünist P a r­
tisin d e n tüm kom ünistlerin, b ir kom üniste oy verm e­
nin burjuva adayına zafer kazandırm ayacağının k e ­
sinlikle em in olarak söylenebildiği birkaç çok ender
d u ru m dışında Ingiliz işçi P artisi üyeleri için k am p an ­
y a yapm aları' ve oy k ullanm alarını talep eden e tra f­
lıca tartışılm ış b ir karar» geçirm esini isteyen b ir ta sa ­
rıyı tartışm ay a su n d u .(111) 13 O cak’ta KEYK Presidiu­
mu, «Ingiliz kom ünistlerine seçim lerde işçi P artisi’ni
desteklem elerini salık verm eyi kesinlikle gerekli gö­
ren» b ir k a ra r aldı.<mj M art 1922’de Ingiltere Kbmü-
nist P artisi, KEYK’nin tavsiyelerini izleyerek, seçimler-
d e T iîrlş ç i hüküm etinin zaferi için savaşm a sloganm ı
öne sürdü. Bu k a ra ra uygun olarak IKP güz seçijrnlC'
rinde Jngiİiz İşçi P artisi adayları yara rın a adaylıkla­
rım geri çekti ve bu k a ra rın nedenlerini işçilere açık­
la d ı
Lenin bilimsel sosyalist p artilerin çalışm alarını de-

183
ğerlendirirken, esnek taktiklerin gerekliliğini te k ra r
te k ra r öne sü rd ü ve büyük «sol» oportünizm ve m a­
ceracılık tehlikesine k a rşı u y a n d a bulundu. «Bir y a n ­
d a aşırı ted b ir h a ta la ra yol açar. Öte y an d a u n u tu l­
m am ası gerekir ki durum u serinkanlılıkla ta rtm a k ye­
rine sadece ‘d u y g u la ra ’ kapılırsak y a d a k ü çü k kırm ızı
b a y ra k lar sallam aya koyulursak; güçlüklerin büyük
olm asına rağm en hiç gereksiz yere yok olabiliriz.»<m>
diye yazdı.
Lenin aynı zam anda, henüz eski alışkanlıklarını,
partinin rolü hakkm daki eski düşüncelerini atam am ış
pek çok eski sosyal-dem okratın bulunduğu partilerin,
p artilerinin bü tü n yapısını ve tüm çalışm alarını yeni­
den şekillendirm ek ve partiyi kitlesel ölçekte üyesi
olan gerçekten devrimci, m ilitan, bilimsel sosyalist
partilere dönüştürm ek gibi uzun b ir süreçle k arşı k a r­
şıya olduğunu vurguladı. «Günlük yaşam daki P arti
çalışm asının tü m ü n ü değiştirm e, onu yavan m ecra­
sından çıkarm a süreci; P artin in kitlelerden ayrılm ası­
n a izin verm eden, aksine onları giderek d a h a yakm
b ağlarla b ağ lay arak ve o n la n devrim ci bilinçle dol­
d u ra ra k ve devrim ci m ücadele için h arek ete geçirerek
devrim ci p roletaryanın öncüsü d u ru m u n a getirm e sü­
reci çok güç, a m a en önemli görevdir.»'111’
Lenin bilimsel sosyalist p artilerin gerçekten dev­
rim ci p a rtile r haline gelm elerinde önemli y ard ım lar­
d a bulundu; o n lara yüce m arksist ilkeleri tem el alm a­
yı öğretirken büyük özen gösterdi ve onların yeni tip
p a rtile r olarak sağlam laşm asına yardım etti. O nları
politik etkinliklerini geliştirm ek için teşvik etti ve p a r­
tililerin d ü n y a proleter devrim inin am acına, sosyaliz­
m in zaferine karşı b ir sorum luluk d u y g u su n a sahip
olm alarına k a tk ıd a bulundu. Lenin p artilere doğru b ir
politika saptam ayı ve onu yürütm e hünerini, sınıf m ü­

184
cadelesinin gereklerine uygun olarak kitlelerle ililin
k u rm anın yapısını ve örgütsel biçim lerini yeniden du
zenlemeyi öğretti. Lenin Ş ubat 1922’de «gerçekten ko­
m ünist, proletary anın gerçekten devrim ci Öncüsü olan
p artiler y aratm an ın sessiz, kararlı, sakin, çok hızlı ol ■
m ayan a m a büyük çalışm ası A vrupa ve A m erika’da
b aşlam ıştır ve ilerlem ektedir.»015* diye yazdı.

U luslararası B ir İşç i
K on feran sı İçin H azırlıklar
K E Y K ’nin Birinci
B irleşik Oturumu

Bir cephe oluşturm ak ve bu am açla işçi p artileri


ve örgütlerinin bir dünya kongresini toplam a d ü şü n ­
cesi geniş destek buldu ve İşçi basm ında ve A lm anya,
Çekoslovakya, Fransa, İngiltere ve diğer ülkelerin iş­
çi toplantılarında geniş ölçüde tartışıldı. İkibuçukun­
cu E nternasyonal’e üye olan Fransız Sosyalist Partisi
Kongresi, bu E nternasyonal B ürosundan İkinci ve
Ü çüncü E nternasyonal tem silcilerini ortak b ir konfe­
ra n sa davet etm esini istedi. İkibuçukuncu E nternasyo­
n al yönetim i İngiliz İşçi P artisi'nin sadece İkinci ve İki­
buçukuncu E nternasyonal tem silcilerinden oluşan bir
konferans toplam a önerisini bile reddetti. Böylece re ­
form istlerin bilimsel sosyalistler katılımı olrrfadan ve
o n lara karşı b ir birleşik cephe oluşturm a girişim leri,
em ekçi kitlelerin eylem birliğine yönelik istekleriyle
desteklenen Üçüncü E nternasyonal’in etkin m ücade­
lesinin b ir sonucu olarak engellenm iş oldu. 13 Ocak
1922’de KEYK Presidium u Y ürütm e K urulu’nun, Şu-
b a t’ta yapılacak genişiotiİmiş toplantı gündem ine
u lu slararası politikanın Cenova K onferansı’nda ta rtı­
şılacak- temel sorunlarını (A lm anya sorunu, V ersay
A nlaşm ası’nm gözden geçirilmesi ve Sovyet R usya’ya

185
yardım m eseleleri de b u n la r arasındaydı) görüşm ek
üzere K om intern ve tüm diğer u lu slararası işçi örgüt­
lerinin ortak b ir konferansını toplam a m eselesini de
aldığını üye p artilere bildirm eye k a ra r verdi. 14-15
Ocak a rasın d a B erlin’deki toplantısında îkibuçukuncu
Enternasyonal B ürosu tüm işçi p artilerin i genel bir
konferansa davet etm e konusundaki görüşm eleri baş­
latm aya k a ra r verdi ve 19 Ocak 1922’de K om intern
Y ürütm esine A vrupa’nın ekonomik d u ru m u n u n sorun­
larını ve gericiliğin saldırılarına k arşı işçi sınıfının ya­
pacağı eylem leri incelemek üzere üç enternasyonalin
b ir dünya konferansı öneren b ir yazı yazdı. 21 O cak’
ta KEYK Presidium u bu davetin kabul edilm esinden
yana olduğunu açıkladı ve yürütm enin genişletilm iş
tüm üyelerinin katılacağı toplantısının gündem ine bu
meseleyi de kattı.
Lenin, Kom intern Y ürütm esinin bu konferans için
yaptığı hazırlıklarda etkin bir rol aldı. K om intern d e­
legasyonunun tem el d avranış çizgisini belirledi. «Top­
lan tıd a ele alınacak soru n lar dizisi önceden incelen­
meli ve toplantıya k atılan h e r partiyle an laşm a sağ­
la n a ra k seçilmelidir. Biz kendi adımıza, bu listeye sa­
dece emekçi kitlelerin p ra tik ortak eylemine do ğ ru ­
dan etkisi olan ve katılacak h e r üç örgütün resm i b a­
sın bildirisinde vazgeçilm ez bulu n an m eselelere deği­
nen sorunları katm alıyız.»(11S) Lenin b ir kez d a h a bi­
limsel sosyalistlerin dikkatini sıradan em ekçilerin ey­
lem birliği, devrim ci ve reform ist J irg ü tle r a rasın d a
varolan köklü politik farklılıklara karşın elde edile­
bilecek olan birlik için çalışm anın önem ine çekti. Le­
nin, reform istlerin M enşeviklere ve diğerlerine yöne­
lik ta v ırla ra ilişkin meseleleri Öne sü rerek birleşik
cepheyi bozm aya çabalam aları halinde, b u n a îkinci
ve îkibuçukuncu E ntem asyonal'in 1912 Basel M ani­

186
festosuna karşı takındığı dönek tavrı, reformi;*! pinti
lerin, destekledikleri b u rju v a hüküm eti yoluyla Al
m an y a’daki kom ünistlerin katledilm esindeki suç ur
taklığını ve bu p artilerin söm ürgelerdeki devrimcilin
rin katledilm esine İlişkin benzer tu tu m ların ı vb, me­
seleleri tartışm ayı talep ederek y an ıt verm eyi önerdi.
Lenin «İkinci ve İkibuçukuncu Enternasyonalleri k ar­
şı devrim ci d ü nya burjuvazisiyle b ir blok içinde tu ta r­
sız ve kararsız u n su rla r olarak gördüğüm üzü ve b ir­
leşik cephe üzerine b ir toplantıya katılm ayı k itleler
açısından doğrudan eylem in olası p ra tik birliğini sağ ­
lam a adına ve İkinci ve İkibuçukuncu E nternasyonal­
lerin tü m konum larının politik yanlışını o rtay a koy­
m ak için katıldığım ızı açıklam a fırsatı bulmalıyız» di­
ye yazdı.(11T) Lenin, birleşik cephe için esn ek tak tik le­
rin gereğini savunurken, P arti ve Sovyet hüküm etini,
d ü n ya bilimsel sosyalist harek etin i zayıflatabilecek
politik ilke ödünleri verilm esine şiddetle k a rşı çıktı.
Birleşik işçi cephesi taktikleri meselesi 21 Şubat
- 4 M art arasın d a yapılan K om intern Y ürütm e Kuru-
lu’nun tüm üyelerinin katıldığı birinci toplantıda ay rın ­
tılı olarak tartışıldı. Toplantıya 36 p a rti katıldı. Lenin
üç enternasyonalin konferansına katılm aya ilişkin k a ­
r a r taslağını inceledikten sonra birleşik o turum un bu
taslağı kabul etm esini son derece önem li gördü. Kon­
ferans d üşüncesini reddetm eleri için b ir gerekçe sağ­
lam am ış olm ak için İkinci ve İkibuçukuncu E n tern as­
yonal yöneticileri için sert sözler kullanılm am ası ge­
rektiğine işaret eden birkaç, d üzeltm e, yaptı. «Başlıca
düzeltm em İkinci ve İkibuçukuncu E nternasyonal yö­
neticilerini d ü nya burjuvazisinin suç o rtak ları olarak
ad lan d ıran pasajın çıkartılm asını hedefliyor... Başka
bVr zam an ve başka b ir yerde bin kez azarlay acak ol­
duğum uz alçakları azarlam anın olağanüstü zevkine

187
varabilm ek uğruna, politik önemi çok büyük olan bir
meseleyi m ahvetm eyi göze alm ak kesinlikle an lam ­
sızdır.» diye yazdı.<1M)
KEYK Birleşik O turum u’ndaki keskin tartışm a la ­
rın ardından çoğunluk (İtalyan, İspanyol ve Fransız
delegasyonunun çoğunluğunun oylarına karşın! birle­
şik cephe üzerine A ralık Tezlerini onayladı ve konfe­
ra n s ta dünyanın tüm işçi örgütlerinin tam anlam ıyla
tem sil edilmesini sağlam ak için tüm işçi sendikaları­
nın ve bunların ulusal ve ulu slararası o rg an ların ın
dav et edilm esini salık vererek yapılacak D ünya İşçi
Ö rgütleri K onferansı’n a katılm a k a ra n aldı. «İşçi Ö r­
gütlerinin D ünya K onferansı kendisine büy ü k b ir gö­
rev verm elidir: u luslararası serm ayeye k a rşı işçi sını­
fının savunm a mücadelesinin örgütlenm esi.»lll0)
KEYK Birleşik O turum u yeni b ir em peryalist sa­
vaş tehlikesine ilişkin meseleyi tartıştı. C lara Zetkin
konuşm asında «savaşa ve em peryalizm e k a rşı koym ak
için güçlü bir proletarya cephesi k u rm ak zorunda­
yız.» (120) dedi. Toplantı, üye partileri sav aşlan önlem ek
için sınıf savaşının ideolojik ve örgütsel hazırlıkla­
rını yapm akla yüküm lendirdi ve kitleleri haksız sa­
vaş sonrası anlaşm aların tü m ü n ü bozma, silahlanm a­
yı sınırlandırm a, savaş ve tazm inat yüklerini b u rju ­
vazinin om uzlarına a k ta rm a ve Sovyet R usya’nın sa­
vunulm ası sloganı a ltın d a toparlam ay a teşvik etti.
Ü çüncü Enternasyonal, kitlelerin en derin um utlarını
dile getirerek, em ekçi halkları yeni em peryalist savaş
tehlikeleriyle savaşm aya, b arış için savaşm aya ça­
ğırdı.
Üç E n ternasyonalin
K on feran sı

D ünya işçi kongresinin hazırlıklarını ta rtışm ak


üzere üç enternasyonalin yürütm e tem silcileri konfe­

188
ran sı 2-5 Nisan arasın d a Berlin'de ya p ıld ı, lllıtıu ı lop
lan tıd a K om intern Y ürütm esi adına k u m ışıu ı i İnin
Zetkin, «yapılacak olan d ü nya k o n fe ra n sın ın andım ı
kitlelerin pratik, ortak eylem ini doğrudan ilgiloııdırnn
ve kitleleri bölmeyen, birleştiren meseleleri tarlışnmnı
nı» önerdi./01’ K om intern Y ürütm e K urulu delegasyonu
d ü n y a konferansının gündem ine serm ayenin, gerici h
ğin ve yeni b ir em peryalist savaş hazırlığının saldırılır
rin a k a rşı savunm a, Sovyet R usya’ya yardım , Ver say
A nlaşm ası ve harabolm uş bölgelerin yeniden c an la n ­
dırılm ası m eselelerinin alınm asını önerdi. Ancak,
İkinci Enternasyonal adına konuşan Vanderveldo,
kongrenin ancak bilimsel sosyalistlerin işçi sendika­
la rı içinde hücreler k u rm ak tan vazgeçmeleri. Kızıl
O rd u ’n u n G ürcistan’dan çekilmesi ve M enşevik H ükü­
m etin kurulm ası, Sovyet yetkililerince tu tu k lan an
sosyalist-devrim ci te rö ristle rin , savunm asının İkinci
Enternasyonal tem silcilerine devrine izin verilmesi
koşuluyla toplanabileceğini açıkladı. Bu, kabul ede­
meyeceği talepler karşısında Kom intern delegasyonu­
n u uzlaşm ayı reddetm eye kışkırtm ak ve konferansın
yapılam am asının suçunu onların üzerine yıkm ak için
girişilm iş açık bir çabaydı, İkibuçukuncu Enternasyo­
n a ld e n Paul Faure İkinci E ntem asyonal’in taleplerini
destekledi.
İkinci ve İkibuçukuncu Enternasyonal delegeleri­
n in tav ırları nedeniyle, konferans ta rtışm aların d a b ir
bunalım çıktı. 3 N isan’d a K om intern Y ürütm e K urulu
delegasyonu, Başkanlık Komitesine ve îkibuçukuncu
E nternasyonal delegasyonuna polemiğin sona erd iril­
m esini ve tü m delegasyonların «dünya kongresine k a ­
tılm aya hazırlıklı olup olmadıkları» sorusunun sorul­
m asını öneren bir yazı yazdı.022’ B una rağm en, 4 Ni­
s a n d a k i konferans toplantısında, Ram say M ac Donald

189
ve O tto B auer önceki taleplerini yinelediler. Bir uzlaş­
m aya varılabilm esi için K om intern delegasyonu, Sov­
yet yetkililerinin sosyalist devrim ci teröristlere ölüm
cezası verm eyeceğini ve İkinci ve İkibuçukuncu E n ter­
nasyonal tem silcilerinin d u ru şm a lara katılm asın a izin
vereceğini kabul ederek önemli ö dünler verdi. Bu tek
yanlı ödünlerle K om intern Y ürütm e K uruîü’iiun em ir­
leri çiğnenm işti. «İkinci ve İkibuçukuncu E nternasyo­
n a l tem silcilerinin baskılarının b ir sonucu olarak, Ko­
m ünist E nternasyonal, ulu slararası burjuvaziye poli­
tik bir ödün verm iş ve karşılığında hiç b ir ödün alm a­
mıştır.» Lenin «Çok Fazla Verdik» başlıklı b ir m a­
kalede şöyle yazdı: «Burjuvazi, diplom atlarının kişili­
ğinde, bir kez d ah a Kom ünist E nternasyonal’in tem ­
silcilerini altetm iştir. Berlin K onferansı’m n öğrettik­
leri budur.»'134' Lenin uzlaşm anın onaylanm ası gerek­
tiğini düşünm ekle birlikte, Sovyet Rusya ya da u lu s­
la ra ra sı proletaryanın kapitalizm e k arşı savaşan di­
ğ er m üfrezelerine az çok eşit sayılabilecek ö dünler ve­
rilm eden, ulu slararası burjuvaziye hiç b ir politik ödün
verm em enin b ir ilke haline getirilm esinde ıs ra r edi­
yordu.
K onferansta, 20 N isan ve 1 M ayıs’ta sekiz saatlik
işgünü için işsizliğe karşı, serm ayenin sald ırıların a
karşı, Rus devrim inin savunulm ası için, R usya’nın k ıt­
lık çeken bölgelerine yardım için, tüm ülkelerin Sov­
yet R usya’yla politik ve ekonom ik ilişkileri başlatm ası
jiçin ve birleşik proleter cephesinin kurulm ası için slo-
şganı altm d a o rta k to p lan tılar yapm a ve o rta k eylem
'koym a olasılığından söz eden b ir açıklam a kabul edil­
di. K onferans, işçi örgütlerinin d ü n y a kongresinin hız-
la toplanm ası gerekliliğini tesbit etti ve gelecekteki
k o n fe ra n stan ve kongreleri örgütlem ek için dokuz ki­
şilik b ir yönetim k u ru lu oluşturdu (Her enternasyonal­

l i
den üçer tem silci). Ancak, k o n gre nin toplamını im ıhı
ya da birleşim i konusunda belirgin hiç b ir hu/ırlıl< va
pılm adı.
Berlin K onferansının sonuçları, kesin ohımmnkİM
birlikte, köklü politik farklılıkların varlığına rağm en,
çalışanların pratik çık arların a ilişkin en acil sorunlar
üzerinde işçi sınıfının çeşitli m üfrezeleri arasın d a bir
uzlaşm anın olanaklı olduğunu gösterdi. Bu, K omin­
te rn ’in politik çizgisinin ve birleşik işçi cephesi ta k ­
tiklerinin doğruluğunu açıkça o rtay a koydu. Konfe-
ra n s ta K om intern delegasyonunun İkinci ve İkibu­
çukuncu E nternasyonal tem silcilerine tek yanlı ödün-
le r verm ekle kötü b ir h a ta yapm ış olm asına karşın,
B erlin’de varılan an laşm a b ir birleşik cephenin y a ra tıl­
m ası için u fu k la r açtı ve bilimsel sosyalistlerin kitle­
le r arasın d ak i çalışm alarını kolaylaştırdı. Lenin b u ko­
n u d a «Komünistler kendi y ağlarm da kavrulm am ak,
b urjuva tem silcilerinin işçi sınıfını etkilem ekte oldu­
ğu yasak tartışm a ların içine sızm ayı öğrenm elidir; b u ­
n u yaparken de bazı özverilerde bulunm ak tan kaçın­
m am alı ve başlangıçta h e r yeni ve güç girişim de kaçı­
nılm az olan yanlış y apm aktan korkm am alıdırlar.»(IÎİ!)'
diye yazdı. Lenin, bilimsel sosyalistlerin işçi sınıfının
h âlâ İkinci ve İkibuçukuncu E nternasyonallerin etkisi
altında olan geniş k atm an ları arasın d a çalışm aları ge­
rektiğini vurgulayarak, B erlin’de v arılan an laşm ad an
sonra, İkinci ve İkibuçukuncu E nternasyonallerin po­
litikalarının eleştirisinin b ir ölçüde hafifletilm esi, d a­
h a açıklayıcı, sabırlı ve kapsam lı bîr nitelik kazan m a­
sı gerektiğini belirtti; bu eleştiri ser t sözlerle işçileri
ü rk ü tü p kaçırm am alı, tem silcilerinin BerTin^He beriinv
sediği sloganlarla, reform ist p o h ü k a â ra sıh d â k ru z la ş­
m az çelişkileri bü tü n o la ra k o rtay a koymalıydı. «Bir­
leşik cephe taktiklerinin, bu kitlelerin kapitalizm le sa-

191
yaşm aların a yardım etmek, o n la n n u lu slararası eko­
nom i ve u lu slararası politikadaki iki cephenin ‘k u rn az
işleyişini’ an lam ala rın a yardım etm ek için kabul et­
tik ve bu tak tikleri sonuna dek izleyeceğiz.»
Ü çüncü Enternasyonal Berlin K onferansı’nm so­
nuçlarını h e r şeyden çok Sovyet delegasyonunun Ulus­
la ra ra sı Cenova K onferansı’n d a öne sü rd ü ğ ü silahlan­
m anın genel o larak kısıtlanm ası p rogram ını destekle­
m ek üzere barış için m ücadele konusunda, işçi sınıfı­
n ın birleşik eylem ini örgütlem ek için olum lu b ir fır­
sat olarak değerlendirdi. 17 N isan’d a Lenin ve RKP(B)
Politbürosunun diğer üyelerinin im zalarıyla B erlin’de­
ki K om intern delegasyonuna, delegasyonun çalışm a­
larım değerlendiren ve yeni görevleri belirten b ir te lg ­
ra f gönderildi. Telgraf şöyle diyordu: «Cenova’daki gö­
rüşm eler konusunun dokuz kişilik kom itede d erhal ele
alınm asını öneririz. Silahsızlanm a m eselesi ve y ab an ­
cı büyük serm ayedarların özel borçlarının tanınm ası­
n a ilişkin A n tan t Devletleri talepleri konusunda h er
an b ir bölünm enin o rtaya çıkabileceği kanıtlanm ıştır.
Silahsızlanm a talebinin İkinci ve ikibuçukuncu En­
ternasyonallerin taleplerinden biri olduğuna işaret
edin. Yirmi dö rt saa t içinde, ağırd an alacak olurlarsa,
kendiniz, tü m işçileri protesto etm eye çağıran b ir bil­
dirge çıkarın.»
18 N isan’d a KEYK Presidium u Berlin K onferan­
s ın d a varılan anlaşm ayı onayladı ve dokuz kişilik ko­
m itenin, P ro fin tem ve A m sterdam E nternasyonalinin
tem silcileri a ra sın d a aşağıdaki gündem de b ir toplantı
yapm ası konusunu tartışm ay a açm asını salık verdi: Cl)
Savaş tehlikesine karşı mücadele; (2) Serm ayenin sal­
dırısına k a rşı mücadele. KEYK Presidium u dokuz ki­
şilik kom itedeki tem silcilerini de (C lara Zetkin, Fros-
sard ve Ftadek) Cenova K onferansı’nm başarısız k al­

192
m a tehlikesine ilişkin olarak üç enternasyonalin orlıık
eylem inin örgütlenm esine yönelik adım lar atm ak üze­
re görevlendirdi.
20 N isan’d a KEYK’n in dokuz kişilik kom itedeki
temsilcileri, İkibuçukuncu E nternasyonal önderi F.
A dler’e ve A lm anya Sosyal-Dem okrat P artisi Başkanı
O tto W els’e D okuzlar K om itesinin KEYK Presidium u-
nu n k a ra rın d a içerilen sorunları tartışm ak üzere kırk-
sekiz s a a t içinde toplantıya çağrılm asını öneren b ir
telg raf gönderdiler.’ O. W els’in böyle b ir ç a ğ n için
gerekli yetkilerinin olm adığını bildirm esi üzerine Ko­
m ite toplanm adı.’129*
K apitalist ülkelerdeki emekçi kitleler, Berlin Kon-
feran sı’nın ortak eyİem çağrısı yapan k a ra n n ı içten-
“ IiKle selam ladılar. 2Ö N îsan ve l M ayıs’ta birleşik cep-
‘he sloganları artında, A vusturya, A lm anya, İsveç ve
N orveç’te büyük işçi gösterileri yapıldı. A ncak bu, Do­
k u z lar Komitesi'niri toplantısm ı ertelem ek için ellerin­
d en gelen h e r şeyi yapan ve b ir d ü n y a işçi kongresi­
n in hazırlıklarım sabote eden reform istlerin plan ları­
n a ters düştü.
16 Mayıs 1922'de Lenin’in katıldığı RKP(B) M er­
kez Komitesi Birleşik O turum u, RKP(B) tem silcisine
D ünya İşçi K ongresi’nin d a h a erken b ir ta rih te to p ­
lanm asını şiddetle talep eden (D okuzlar Kom itesi’nin
toplanm asıyla ilgili olarak) b ir talim at taslağım Ko-
m in tem Y ürütm esinin onayına sunm a em rini verdi.
«Bu konunun İkinci E nternasyonal ta ra fın d a n sabote
edilm esi sü rdürüldüğü takdirde, K om intern derhal
T em silcilerin i D okuzlar Komitesi’nden çekecek ve du­
ru m a göre biçim alacak olan birleşik cephe ajitasyon-
ların ı sürdürecektir.»
«Dokuzlar Komitesi’ndekı Rus temsilcisi, RKP(B)
adına, Sovyet Rusya’nın savunulm asına ilişkin taah h ü -

F. 13: Enternasyonal' 193


tü n o rta k program dan çıkarılm asına ve tü m m ücade­
lenin 8 saatlik işgününün savunulm ası ve işsizlik vb.ne
karşı savaşm ada odaklanm asına h azır olduğum uzu
uygun bir biçimde açıklayacaktır.»
«Aynı zam an d a ikinci ve İkibuçukuncu E n tern as­
yonaller, görüşlerini değiştirir ve sadece sözde değil,
eylem de de kongreyi toplam aya h azır tem silciler gön­
derirlerse, delegelerim izi D okuzlar K ongresi’ne geri
gönderm eye hazır olduğum uz belirtilmelidir.» <130>
17 Mayıs’ta KEYK Presidium u RKP(B) M erkez
Komitesi’nin önerisini kabul etti ve D okuzlar Komite-
si'ndeki tem silcilerine şu açıklam ayı yapm a em rini
verdi: «İkinci ve İkibuçukuncu E nternasyonallerin yö­
neticileri, K om intern açısından birleşik cephe ta k tik ­
lerinin salt Sovyet R usya’nın devlet kaygılarıyla be­
lirlendiğini sık sık açıklam ışlardır. Rus kom ünistleri­
n in k a ra rla rı aksini kanıtlıyor. Komintern, b ir bü tü n
o larak İkinci ve İkibuçukuncu En ternalyonallerin tem ­
silcilerinden Rus kom ünistlerinin açıklam asına ilişkin
resm i b ir k a ra r talep etm ektedir. İkinci ve İkibu­
çukuncu E nternasyonal tem silcileri Sovyet R usya’yı
destekleyen sloganın şu veya bir başka biçimde kaldı­
rılm asında gerçekten ısra r edecek olurlarsa, Komin­
tern delegasyonu İkinci ve İkibuçukuncu E nternasyo­
nal tem silcilerinin bu k a ra rın ı gözönüne alm aya ve ge­
rektiği gibi ta rtışm a y a hazırdır.»(I3n RKP(B) M erkez
Kom itesi'nin K om intern Y ürütm esi Presidium u ta r a ­
fından desteklenen girişimi, K om intern açısından b ir­
leşik cephe taktiklerinin am acının, işçilerin acil talep ­
leri için burjuvaziye k arşı m ücadelelerinde tüm ü lk e­
lerin emekçi kitlelerini birleştirm ek olduğu ve b u ta k ­
tiklerin İkinci E nternasyonal yöneticilerinin iddia et­
tiği gibi Sovyet R usya’nın dış politika hedeflerinden

194
ra tik h ak ları korum ak kaygısında olan işçi sın ıfı, koy
lülük ve kentli küçük burjuvaziyi faşizm e karşı sım ış
ta b ıra ra y a toparlayam adığını kanıtladı* İşçi s ın ıfı u/o-
rinde bü yük bir etkisi olan Sosyalist P arti b ir «pasif
direniş» politikası izledi, h a tta Ağustos 1921’de faşist­
lerle, h e r iki ta ra fın birbirlerine k a rşı d üşm anca ey­
lem lerden vazgeçm esini öngören u tan ç verici b ir «ya­
tıştırm a paktı»nı kurdu. Sosyalist P a rti’nin b u adımı,
işçi sınıfının faşizme karşı verdiği m ücadeleye büyük
z a ra r verdi. Bu adım, İtalyan Sosyalist P artisi’n in anti-
faşist hareketi yönetm ek konusundaki yeteneksizliği­
n i ortaya koydu.
H enüz genç olan İtalyan K om ünist Partisi, faşiz­
me k arşı etkinlikle savaştı. A ncak Bordiga başkanlığın­
d a k i p a rti yönetimi, sek ter görüşleri savunuyordu. Fa­
şizm in'İktidara gelişini, hatalı olarak, önceki bu rju v a
rejim inin çerçevesi içinde hüküm et düzeyindeki in san ­
ların ya d a g ru p ların basit b ir değişmesiyle özdeş tu tu ­
yordu. Bu yorum devrimci Öncülüğün yalnız kalm ası-
|i n a yol açtı, «işçi sınıfını, d ah a gerici güçleri yalnız bı­
rak m ak ve dem okrasi ve sosyalizm m ücadelesinde ge­
rekli olan bütünleşm eyi sağlam ak için, fark lı toplum-
; sal g ru p la r ve o n la n n politik p artileri konusunda
olum lu b ir çalışm ayı geliştirm e olasılığından yoksun
bıraktı.»<135) K om intern Yürütm esi, sek ter yanlışlarını
düzeltm esinde, Italyan Komünist P artisi’ne yardım et­
mek konusunda hiçbir çabayı esirgem edi ve İtalyan
kom ünist ve sosyalistlerine «saflarını sıklaştırm alarını
ve m ilyonlarca k ent ve kır proletaryasını, p ro letary a­
nın giderek güçsüzleştirilm esine ve faşist gericiliğin
a rta n saldırısına k arşı ortak m ücadele için işçi h ü k ü ­
m eti sloganı altında birleşmeye» çağırdı.(I3S) Bordiga
yönetim inin sekter tav rın a rağm en Italyan kom ünist­
leri anti-faşist savaşçıların ön safların d a y er ald ılar ve

197
faşizm le sonuna dek savaşm a konusunda işçilere bir
cesaret, özveri ve gönüllülük örneği oldular.
Faşizm in saldırısı durdurulam adı. Ekim 1922’de,
İtaly a’d a terörist, faşist diktatö rlü k kuruldu. Bu, işçi
sınıfı ve İtalyan halkının tüm dem okratik güçleri için
acı b ir yenilgi dem ekti,
Italya/daki olaylar, kapitalist dünyadaki politik^
sahnede y e n iy e son derece etkin b ir gerici jgücün yani
tekelci serm ayenin devrim ci ve dem okratik hareketi
bastırm ak ve kendisinin açık terörist diktatoryasm ı
k u rm ak için kullandığı faşizm in o rtay a çıkışını açıkça
gösterdi. Mussolini darbesi Alm anya, Polonya ve d i­
ğ er ülkelerdeki faşist örgütlere b ir ivme kazandırdı.
Faşist tehlikeye k arşı savaşm ak, u lu slararası işçi sını­
fı açısından giderek a r ta n b ir önem kazandı. Bu m üca­
delenin yöntem lerini ve a ra çla rım belirlem ek ve faşiz­
m e k arşı b ira ra y a getirilebilecek politik güçleri tan ım ­
lam ak ve proletaryanın devrim ci hedeflerine ulaşm ak
açısından, anti-faşist m ücadelenin yeri ve önem ini be­
lirlem ek gerekiyordu. D ünya bilimsel sosyalist h arek e­
ti, bu m ücadelenin önem ini anlad ı ve yaşam ın bizzat
o rta y a koyduğu bu so ru n la ra b ir yanıt aradı.
ENTERNASYONALİN DÖRDÜNCÜ KONGRESİ
D ördüncü Kongre,
v e B irleşik Cephe
T a k tik leri

E nternasyonal'in D ördüncü Kongresi 5 Kasım 1922’


de P etrograd’d a açıldı, sonraki toplantıları ise Mosko­
v a'd a yapıldı. Kongreye 58 p a rti ve birkaç işçi örgütü
ile toplam 58 ülkeden 66 p a rti ye örgütün 408 delegesi
katıldı. K ayıt Komitesi’nin verdiği bilgiye göre, o dö­
nem de bilimsel sosyalist partilerin 825.000'i kapitalist
ülkelerdeki p a rtile rin safların d a olmak üzere toplam

198
1.253.000 üyesi vardı.'*1 Onyedi ptırU ısı' uy" ruıy ılıttı
h ak k ında hiçbir bilgi vermemişti.
K ongrenin ilk toplantısında Lenin ’deıı goltm bit
kutlam a m esajı okundu, m esaj şöyleydi: «Komıinhl
p artilerin önündeki dev engellere rağm en, Üçüncıi Kıt
ternasyonal büyüyor ve güçleniyor. A na am aç hülü,
işçilerin çoğunluğunu kazanm aktır. Bu am aca her şu
ye rağm en ulaşm alıyız... Sovyet Rusya, kapitali/.ıni
altetm ek için verdikleri zorlu m ücadelede tüm dünya
işçilerine yardım etmeyi en büyük o nur olarak g ö r­
m ektedir.
Yaşasın Üçüncü E nternasyonal!»(I38)
Kongre, K om intern Y ürütm e K urulu’n u n ra p o ru ­
nu; Lenin’in söylevi «Rus D evrim inin Beş Yılı ve D ün­
y a Devrim inin Ufukları» m ; serm aye ve faşizm in saldı­
rışı, enternasyonalin program ı, bilimsel sosyalistlerin
işçi sen d ik a la n içindeki çalışm alarının görevleri, işçi­
lerin açlık çekenlere yardım ı, Doğu meselesi, ta n m m e­
selesi, gençlik hareketi, kooperatif hareketi, k ad ın lar
ara sın d a çalışma., bilimsel sosyalistlerin eğitsel çalış-
ı m alan , V ersay B anş A nlaşm ası ve bazı üye p artilerin
\ d u ru m u n a ilişkin sorunları tartıştı.
K om intern Y ürütm e K urulu, kurul başkanı Zino­
viev tarafın d an sunulan ra p o ru ve R adek’in serm aye­
nin saldırıları konusundaki söylevi, ulu slararası d u ru ­
m u değerlendirdi, işçi sınıfının savunm a m ücadelesi­
nin hedeflerini o rtay a koydu ve birleşik cephe ta k tik ­
lerinin sürekli olarak u yg u la n m a sın ı savundu. Zino-

ı*) Kapitalist ülkelerdeki partililerin sayısındaki eksilme devrim­


ci dalgalanmada sürmekte olan düşüşe ve gericiliğin saldı­
rılarına, b ir de kararsız unsurların istifalarına bağlanabilir.
Aynca 1921-1922 arasında RKP(B) içinde b ir eleme yapıl­
mıştır.

199
viev’in raporu, devrim ci gelişme olasılıklarına ilişkin
değerlendirm elerde ciddi y anlışlar içeriyordu. Bir y an ­
da, kapitalizm in varolan duru m d an b ir çıkış yolu bu­
lam adığını ilan ediyordu. Öte y an d a sözlerinden, bü­
tü n O rta A vrupa’d a faşizm in ik tid a ra gelm esinin bek­
lenebileceği anlam ı çıkıyordu. Zinoviev, geniş b ir b a­
kış açısından, bunun «İtalya’d a devrim cileştirici b ir et­
men,» an cak tekil b ir olayın yoğunlaşm ası «proleter
devrim in olgunlaşm asında bir aşama» olacağını söy­
ledi.*13^
Kongre bu görüşü benimsedi. RKPCB) delegeleri
de dahil, delegelerin çoğunluğu Zinoviev'in anti-faşist
m ücadelenin geleceğine ilişkin so ru n lar üzerindeki sol­
cu ve teslimiyetçi değerlendirm elerini d erh al reddetti.
K ongre ta ra fın d a n onaylanan tak tik ler üzerine tezler,
işçilerin devrim ci m ücadelesini bastırm ak için k u llan ı­
lan «yasal» yöntem lerin burjuvazi için a rtık y eterli ol­
m adığını söylüyordu, «Bu, burjuvazinin h e r yerde pro­
letary an ın tü m devrim ci m ücadelesine k arşı Özel be­
yaz m uhafızlar yaratm asına, İşçilerin konum larını d ü ­
zeltm ek için gösterecekleri h e r çabayı en k ab a biçim­
de ezmesine neden o l u y o r .» K o n g r e n i n , faşizm in
egem enliğinin «bütün olarak burjuva dem okrasisinin
de tem ellerine yönelik»(U1) olduğu, burjuvazinin de­
mokrasi" rejim i yerine acım asız b ir beyaz m uhafız v e
terörist gericiliğini koym aya kalkıştığı anlam ındaki
yargısı anti-faşist h arek etin oluşturulm ası açısından
büyük önem taşıyordu. Kongre, faşistlerin silahlı terö ­
rist örg ü tler k u rm ak la kalm ayıp, toplum sal ve milli­
yetçi dem agojiler yoluyla kitlelerin - köylülük, küçük
burjuvazi, h a tta proletaryanın geri kesim leri - desteği­
n i de kazanm aya çalıştığını kaydetti. Kongre, faşizm in
özelliklerini ve kökenini, rolünü ve toplum sal tab an ın ı
çözümleyerek, faşizm tehlikesinin birçok k ap italist ü l­

200
ke için varolduğunu vurguladı. Dördüncü K ongır, üı
limsel sosyalist p artilerin en önemli görevlerinden J>i ■ı
nin faşizm e k arşı direnişin örgütlenm esi olduğunu de­
lirtti. Bilimsel sosyalist p a rtile r «tüm işçilerin faşist,
çetelere karşı verdiği m ücadelede başı çekm ek ve ille­
gal örgütlenm e yöntem lerinin kesinlikle gerekli oldu­
ğu bu çalışm a alanında d a birleşik cephe taktiklerini
coşkuyla yürütm ek» z o ru n d a y d ıla r/14^ K om intern, bir­
leşik cephe politikasını işçilerin genel dem okratik ta­
lepleri ve günlük gereksinm elerinin savunulm ası gö­
revleriyle d a h a da yakından birleştirdi.
İtalyan K om ünist P artisi’nin D ördüncü Kongre de­
legelerinden Cam illa R avera, Lenin’in İtalyan kom ü­
nistleriyle yaptığı bir konuşm a sırasında «İşçi sınıfı h e r
zam an, b u rju v a egem enliği ta ra fın d a n sınırlandırıldı­
ğında bile, dem okratik h ak ların ı kazanm ak ve koru­
m ak için savaşır. Ve onları yitirdiği zam an, yeniden ele
geçirm ek için savaşır ve b u a ra d a kendisine m ü ttefik ­
le r a ra r...» (143) dediğini belirtm ektedir.
K om intern, kapitalist ülkelerdeki sınıf m ücadelesi­
n in d a h a d a gelişm esinin ya doğrudan b ir proleter dev­
rim e yol açabileceğini y a d a böyle b ir devrim e yolaçan
geçiş evrelerine sahip olabileceğini düşünüyordu.
K ongrenin tezi açık bu rju v a gericiliğinin egem en oldu­
ğu dönem le devrim ci p roletaryanın burjuvaziye k a rşı
tam bir zafer kazanm ası a rasın d a çeşitli içiçe evreler
ve geçiş dönem leri olasılığı vardır.» diye sürüyordu.
«Enternasyonal ve bölüm leri böyle olasılıkları akılda
tutm alı ve tüm koşullarda devrim ci konum ları sav u n ­
m aya hazırlanm alıdır.»(144) Kongre, sosyalist devrim in
zaferine giden geçiş evresinin görevlerini h esaba k a­
ta ra k ve bilimsel sosyalist p artilerin deneylerini genel-
*' leştirerek, «hareketin yeni b ir evresi için başlam a nok­

201
tası olabileceğini» vurguladığı birleşik cephe taktikle­
rine ilişkin sorunları ayrıntılı olarak ele aldı.<11S)

îş ç i H ü kü m eti
Sloganı

D ördüncü Kongre, birleşik pro leter cephesi tak tik ­


lerini geliştirirken, b ir işçi hüküm eti o luşturm a olana­
ğını d a inceledi. Bu slogan çevresinde Kongrede keskin
bir ta rtışm a gelişti. Dogmacı solcu u n su rla r bunu pro­
letarya diktatörlüğüne term inolojik anlam da eş değer­
li olarak yorum lam aya çalıştılar. ( «İşçi hük ü m eti d ü s­
tu ru n a gelince... Proletarya diktatö rlü ğ ü n ü n yerini a la ­
bilir» B enzer görüşleri, 1922 yazm da, KEYK Birle­
şik O tu ru m u ’nda, b ir işçi hüküm etinin p ro letary a dik­
tatörlüğüyle aynı şey olduğunu, b u nun Sovyet h ü k ü ­
m eti için ta k m a b ir ad olduğunu iddia eden Zinoviev
savunm uştu. °'17) Bu görüşleri eleştirirken, RKP(B) de­
legasyonu d a dahil D ördüncü K ongre’nin b ir çok dele­
g e si, işçi hüküm eti sloganının doğ rudan doğruya birle­
şik cephe taktiklerinden kaynaklandığını, kitleleri m ü ­
cadelenin içine çekm eyi kolaylaştırdığını ve p roletarya
diktatörlüğüne geçişin olası b ir biçimi o larak görül­
m esi gerektiğini söylediler.
Enternasyonal, işçi hüküm eti m eselesini o rtay a ko­
yarken, kendi ülkelerinin som ut koşullarında proleter
devrim e yönelişin y a d a geçişin biçim ini belirlemeye
çalışan bilimsel sosyalist partilerin deneylerini reh b er
edindi. Bu yolla tüm d ü nya bilimsel sosyalist h a re k eti­
nin ortak deneyim ini zenginleştirm eye yardım cı oldu.
A lm anya Kom ünist Partisi delegasyonu AKP’nin poli­
tik iktidarın ele geçirilm esinden önceki geçişin ölçüt­
leri, bu a ra d a işçi hüküm eti sloganını, meselesine bü­
yük önem verilen b ir taslak program ı tartışm ak için

202
Kongreye sundu. Program taslağı, pro letary a tını im
ğimsiz kitle h areketinin belirli b ir düzeye u lattığ ı, pm
letarya, burjuvazi ve b u n larla ilişki içindeki işçi ün
: derleri arasındaki uçurum un genişlediği, a m a prolu
t ary anın çoğunluğunun bu rju v a dem okrasisinin çerçe
i veşini kırm aya henüz h a z ır olm adığı b ir dönem de, bit'
) İŞSİhükümeti talebinin p ro leter kitlelerin burjuvazi ik-
: tidarından k u rtu lu şu n u ilerletm enin uygun b ir a ra c ı
■olduğuna işaret ediyordu. Bu durum da, b ir işçi h ü k ü ­
m etinin kurulm asını talep etm ek proleter diktatörlü-
; ğ ü için verilen m ücadelede d a h a geniş b ir başlam a
| noktası olabilirdi. îşçi hüküm eti, silahlanm ış işçilere
| day anarak, biçimsel o larak b u rju v a sistem F çerçeveli
j içinde kalm akla birlikte, aslm d a serm aye sahiplerinin
j m ülkünü ve k ap italist k â rla rın ı kullanm a h ak ların ı kı­
sıtlayacak bazı politik, ekonom ik ve m ali önlem ler ala­
c a k tı. B urjuvazinin direnişi, işçi h ü küm etin i bu kısmı
önlem lerin ötesine gitm eye doğal o larak çekecekti ve
kitlelere üretim a ra çla rın ın b u rju v a m ülkiyetini tam a­
m en ortadan kaldırm a gerekliliğini, eski b u rju v a dev­
let m ekanizm asının o rta d a n kaldırılıp, pro leter dikta-
törlüğünûn ku ru lm ası gerektiğini gösterecekti. AKP
delegasyonu a d ın a E m st Meyer, Edwin HoernJe ve W al-
te r Ulbricht, T asarılar Komitesi’ne tak tik ler üzerinde­
ki tez taslak ların d a işçi hüküm eti sloganının d a h a açık
ve k e s in b ir tanım ını içeren ve böyle hüküm etlerin de­
ğişik tü rlerin i nitelendiren bazı değişiklikler önerdiler.
Değişiklikler Komite ta ra fın d a n kabul edildi ve Kong­
re tarafın d an onaylandı,
îşçi hüküm eti sloganı, reform istlerin b u rju v a çı­
karlar^ d oğrultusunda burjuva partileriyle koalisyon
hüküm etleri oluşturm a çabalarına k arşı çıkm ak için
tasarlanm ıştı. D ördüncü Kongre bu sloganı, tüm emek-
*’çi halkın birleşik cephesi ve ekonomik, politik alan lar-'

203
da burjuva egemenliğiyle m ücadele etm ek ve onun
kesin o larak altedilm esini sağlam ak için tüm işçi p a r­
tilerinin bir koalisyonu olarak değerlendirdi. Bir işçi
hüküm eti p arlam en ter tem elde de o rtay a çıkabilirdi
a m a bu ancak, burjuvaziye k arşı verilen devrim ci m ü­
cadeleyle yakın ilişki içinde, an cak kitlesel m ücadele
sürecinde, kitlelerin ve yoğunlaştırılm ış b ir devrimci
h arek etin desteğini a la ra k kurulabilirdi. Kongre işçi
hüküm eti sloganının, genel b ir ajitasyon hedefi olarak,
hem en h e r yerde kullanılabileceğini vurguladı. Ama
bu slogan, gerçekleri politik b ir slogan olarak, işçile­
re ve burjuvazi arasındaki güçler dengesinin hük ü m et
meselesini acil b ir çözüm gerektiren p ra tik b ir zorun­
luluk olarak gündem e getirdiği ü lk eler için önem taşı­
m aktaydı. H enüz bir proleter d ik tatö rlü ğ ü hüküm eti
haline gelmemiş b ir işçi hüküm etin in hedefleri, işçi
sınıfını silahlandırm ak ve burjuva, karşı-devrim ci ör­
gütleri silahsızlandırm ak, üretim i denetlem ek, vergi
yüklerini m ülk sahibi sınıflara yüklem ek ve k arşı dev­
rim in direnişini bastırm aktı. Bu Önlemlerin tu ta rlı ola­
ra k uygulanm ası, emekçi halkın devrim ci eğitim inin
hızlandırılm ası ve bilimsel sosyalist p a rtile r ard ın d a
toparlanm asıyla birlikte, sosyalist devrim in yolunu
açabilirdi.
Bilimsel sosyalistler, bilimsel sosyalist olm ayan iş­
çi p a rtile ri ve işçi örgütleriyle, bu hüküm etin b u rju v a­
ziye k arşı gerçekten m ücadele etm esi koşuluyla, bir
işçi hüküm eti oluşturm aya h azır olduğunu açıklam a­
lıydı. Böyle b ir hüküm etin bilimsel sosyalist üyeleri
partilerinin en sıkı denetim i altında ve kitlelerin dev­
rim ci örgütleriyle yakın ilişki içinde olm alıydılar. Bi­
limsel sosyalist p arti kendi çehresini korum alı ve aji-
tasyonlarm da tüm üyle bağım sız olmalıydı. Tüm ülke­
lerde işçi hüküm etinin kurulm ası ve yaşam ası b u rju ­

204
vaziye k arşı verilen s ın ıf m ücadelesinin a y rılm a / bir
parçasıydı.
İşçi hüküm eti sloganı, kitlelere sosyalist devrim
düşüncesini benim setm e yollarının araştırılm asın d a
önemli b ir adımdı. Emekçi halkın günlük ekonom ik
ve politik çıkarlarını savunm a m ücadelesi düşüncesiy­
le, kitleleri sosyalizm m ücadelesi içine sokan genel de­
m okratik talepler için m ücadeleyi kendi içinde birleş­
tiriyordu. M arksist-leninist proleter devrim Öğretisi­
nin yaratıcı olarak geliştirilmesiydi.
Lenin'in
«Rus Devriminin Beş Y ıh Ve
Dünya Devriminin
Ufuklar» Raporu

Lenin, m arksist k u ram ı ve u lu slararası bilimsel


sosyalist h areketin deney birikim ini bilimsel sosyalist­
lerin kendi ülkelerinde geçerli olan som ut d u ru m a y a­
ra tıc ı olarak uygulam alarını teşvik etti. Lenin, bilim ­
sel sosyalist partileri, burjuvaziye karşı b ir saldırıya
geçişin olanaklarını h azırlam akla kalm ayıp, b ir geri
çekilm e olasılığı ve böyle bir geri çekilişi em niyet altı-'
n a alm a zorunluluğuna da hazırlıklı olm aları g erekti­
ğini savundu. Devrim saldırı durum undayken ve k a­
zanırken ne yapılacağını bilmek, bilimsel sosyalistler
için yeterli değildir. «Bir devrim de hasm ım izm aklım
yitirdiği zam anlar hep olur ve böyle bir d u ru m d a sal­
d ırırsak kolay bir zafer kazanabiliriz. Ama bu önemli
değildir, çünkü düşm anım ız, eğer yeterince d ay an ık ­
lıysa, güçlerini önceden toparlayabilir falan. Bizi ko­
layca kendisine saldırm aya kışkırtıp sonra d a yıllarca
geriye fırlatabilir.»<Uf!> Bilimsel sosyalistler, faşizm in
İtaly a’daki zaferinden ders alm alıdır. Lenin, faşizm teh ­
likesinin gericilikle savaşm a görevlerini Öne çıkardığı

205
ve bilimsel sosyalist p artilerin bu kav g ad a edinecekleri
deneyim in RKP(B)’n;in devrimci deneyini özüm sem e­
lerine ve uygulam aların yardım cı olacağı konusunda
uyarıda bulundu. Lenin, diğer ülkelerin devrim cilerinin
RKP(B) ’nin deneylerini dogm atik b ir biçimde değil,
yaratıcı olarak özüm sem elerini ve devrim ci k u ram ı uy­
gulam aya koymayı öğrenm elerini teşvik etti. K ardeş
p a rtile r açısından, «devrimci çalışm anın örgütlenm esi­
ni, yapısını, yöntem ve kapsamını» an lam an ın çok
önemli olduğunu söyledi,<m>
Lenin, içsavaşm bitim ini izleyen Sovyet gelişmesi­
nin en büyük sorunlarını, sosyalist inşanın görevlerini
ve Yeni Ekonomik Politikanın b aşarıların ı değerlen­
dirdi.
Bolşevik Partinin Önderi, RKP(B)’nin sosyalizmin
zaferini sağlayan olanaklı tek politikayı belirleyip yü­
rü ttü ğ ü n ü ve böylece diğer ülkelerin izlemek zorunda
olduğu bir yol çizdiğini gösterdi. Lenin «Biz iktidarı iş­
çiler için ele geçirdik ve... hedefimiz bu iktidarı sosyalist
sistem i kurm ak için kullanm aktır. Bu nedenle, bizim
içi’n en Önemli olan, sosyalist ekonomi için ekonomik
temel oluşturm aktır.»<150) dedi. RK PtBİ’nin izlediği Ye­
ni Ekonomik Politika sosyalist ekonom inin kurulm ası
için doğru olan tek yoldu, çünkü devrim in zaferinden
hem en so n ra katıksız sosyalist ekonomi ve dağıtım
biçim lerinin uygulanm asının olanaksız olduğu ortaya
çıkmıştı. Lenin, ulusal ekonomiye kabul edemeyeceği
bir gelişme hızı yüklem eye çalışm anın büyük tehlike­
lere neden olacağını-, ekonomiyi güçsüzleştirip işçi sı­
nıfıyla köylülük arasın d ak i ittifak ı bozacağını söyleye­
rek, ekonomik gelişm enin genel eğilimini gerçekçi ola­
ra k hesaba k atm anın gerekliliğinden söz etti.
Lenin ra p o ru n d a Sovyet R usya’nın sanayileşm esi­
ne ilişkin olarak geliştirdiği çok önem li tezini ayrın-

206
tılandırdı. Lenin «Ağır sanayii k o r u m ıt/ım k, nıııı ı-mıl
den kurm azsak, hiçbir sanayi k u r m a y ı b ırp u u ı ı m v \»
ve san ay i olm adan bağım sız bir ü lk e o la r a k im i m » /
B unun çok iyi farkındayız.»*151* dedi. Ağır mihhvmiıı
canlandırılm ası için kaynakların b i r i k l i r i l m e M t u n <>,nJ
b ir önemi üzerinde durdu ve ticaretin ö n e m in i vı- İm
k ay n ak ları a rtırm an ın bir a ra cı olarak en g u ç lu İm
ekonomiye olan gereksinm eyi vurguladı. L e n in II.KI*
(B)'nin birinci görevinin, devleti yönetmek, u lu s a l nlm
nom iyi gerektiği gibi idare etm ek için bilgi eclinnmk.
d u rm adan çalışm ak olduğuna işaret etti.
Lenin’in rap o ru RK PfB)’n in Sovyet R usya’da sos­
yalizm in zaferine giden yolu politik ve ekonomik im ­
lam da açarken edindiği deneyim i genelleştirdi ve dün
y a bilimsel sosyalist harek etin i bu deneyle silahlan
dırdı.
Kongre delegeleri, d ü nya işçi sınıfı h arek etin in ö n ­
cüsü olarak tanım ladıkları Bolşevik P artin in çalışm a­
ları konusunda çok olum lu g örüşler belirttiler. Clara
Zetkin, 12 K asım 1922’de Lenin’e «Yeni Politika Rus­
y a ’d a varolan koşullarda sadece kaçınılm az değil, ko­
münizm e geçiş için zorunludur. Başka ülkelerdeki pro­
letary a da, politik iktidarı ele geçirdikten sonra, mu-
tatis m u ta n d is/* ' Yeni Ekonom ik Politika’nın zorlu
am a kuşkusuz sizin karşılaştığınızdan çok d ah a olum ­
lu koşullarda, yolundan yürüm ek zorunda k alacak lar­
dır.» diye yazdı.<1!2) D ördüncü K ongre’nin Rus devrim i
m eselesine ilişkin kararı, Sovyet R usya’nın, d ü n y â p ro ­
letaryası için en zengin tarihsel devrim ci deneyim h â ­
zinesi olduğunu belirtti. Kongre Rusya’daki proleter
devrim in, em peryalist güçlerin saldırısına ve b urjuva
yapısının yeniden k u ru lm asın a karşı ancak d ü n y a pro-

(*■) Lal ince. Gerekli değişiklikler yapılmış olarak (ç.n.)

207
letaryasm m ortak çabalarıyla güvence altın a alınabi­
leceğine işaret etti. D ünya işçilerini Sovyet R usya’yı
desteklem eye çağırdı. Kongre Sovyet R usya’ya prole­
te r yardım ı m eselesini tartışırken , ekonom isini can lan ­
d ırm a çabalarında, sadece kendi ülkelerinde devrimci
b ir politik m ücadele vererek değil, geniş kitlelerin yü­
rüteceği ekonomik yardım ı d a örgütleyerek Sovyet
R usya’ya acil ve etkili b ir destek sağlam anm tüm işçi
p artilerin in ve örgütlerinin, h e r şeyden Önce de bilim­
sel sosyalistlerin görevi olduğunu vurguladı, çünkü
«Rusya’nın, dünyadaki ilk işçi sınıfı devletinin içinde
bulunduğu koşullarda ortaya çıkacak h e r gelişme,
ulu slararası proletaryayı, sınıf düşm anına, burjuvazi­
ye k arşı verdiği m ücadelede güçlendirir.»

Komintern
Taslak Programının
Tartışılması

Kongrede K om intern’in taslak program ının ta rtı­


şılm ası yapıcı bir biçimde yürütüldü. K om intern Yü­
rütm esinin İkinci Genişletilm iş Birleşik O turum u prog­
ra m taslağını h azırlam ak üzere Lenin, Zetkin, Cachin,
Sm eral, Kuusinen, Bela Kun, Kabakçiev, Sen K ataya-
raa ve diğer bilimsel sosyalist p a rti önderlerinden olu­
şan bir Program Komitesi kurm uştu. Program Komı-
tesi’nde ve p a rti basını sü tunların d a K om intern Prog-
ram ı’nın ne olması gerektiği konusunda canlı b ir ta r ­
tışm a gelişti. Program ın, çağdaş dönemin ve em perya­
lizmin b ir tanım ını içermesi, sosyalist devrim in kaçınıl­
mazlığı ve p ro letary a diktatörlüğü, sosyalizm ve ko­
m ünizm için kanıtlı b ir açıklam a getirm esi gerektiği
konusunda görüş birliği vardı. A ncak p ro gram ın kapi­
talist ülkelerdeki sınıf m ücadelesinin som ut so ru n ları­
n a hangi y a n ıtla n vereceği, p artilerin politik iktidarı

208
ele geçirm eden önceki dönemde, ulkeleımdulti iwgııl
koşullan ele a la ra k d ah a genel slogunlıın vn iuU>|tlnti
nasıl sunacağı konusunda görüş aynlıltlıuı vıınlı
Kimileri program ın, partilerin, k it l e le r e jnnlelın
devrim hedeflerini sunduğu evrenin içeriğim «»huğumu
d a h a genel geçiş taleplerine (işçi hüküm eti ninnimi,
işçilerin ü retim üzerindeki denetim i ve diğoı ie r i) iliş
kin tezleri kapsam am ası gerektiğine inanıyordu. Un
sorunların, p artilerin pratik çalışm aları alan ın a g ir d i
ğini düşünüyorlardı ve bu nedenle bunların Komin
te rn P ro g ram fn d a genelleştirilm esine karşıydılar
T artışm aya katılanların b aşk a bir bölümü ki. / e t ­
kin, Sm eral ve V arga da aralarm daydı. Program ın, p a r­
tilere sadece işçi hareketi m ücadelesinin açık ilkelerini
değil, fa rk lı ülkelerde proletaryanın politik egemenli­
ğini k u rm a m ücadelesinin som ut p ra tik yöntem lerini,
emekçi kitleleri serm ayeye karşı m ücadele için harek e­
te geçirm eye yarayacak d a h a genel geçiş taleplerini
içeren bir stratejik plan sunm ası gerektiğini d ü şü n ü ­
yorlardı. Geçiş taleplerini sosyalist devrim in nihai he­
defleriyle ilişki içine sokm a sorunu çevresinde yoğun­
laşan bu tartışm a, K ongre’de de sürdürüldü.
B ukharin'in taslak olarak hazırladığı Program , k a ­
pitalizm ve em peryalizm in tanım lanm ası, kom ünist
toplum a ilişkin genel tezler ve proleter devrim i ve pro­
letary a diktatörlüğünün önündeki görevlere ilişkin bir
k a ra rla sınırlı idi.(154>Bilimsel sosyalist p artilerin h azır­
lanm ak ve proleter devrim in zaferini kesinleştirm ek
için ne yapm ası gerektiğine ilişkin hiç bir çözümleme
içerm iyordu. B ukharin, d a h a genel geçişe ilişkin ve y e ­
rel talepler için K om intern P rogram ı’n d a ku ram sal k a ­
n ıtlam a gerekliliğini genel olarak yadsıyordu, Bukha-
rin ’in bakış açısı, Kongre delegelerince özellikle b u ge­
çiş taleplerinin Program kapsam ına alınm asının gerek-

F. 14; Enternasvonal 209


Kliğini savunan A lm an ve B ulgar Kom ünist Partileri­
nin konuşm acıları ta ra fın d a n sertçe eleştirildi. B ulgar
delegesi Kabakçiev «Komünist p artin in program ı anlık,
geçiş talepleri içeren bir program değil, tarih sel d ü n y a
görüşüm üzün, devrim ci proletaryanın iktidarı ele ge­
çirm esinden önceki geçiş dönem inde ve proleter d ik ta­
törlüğü dönem inde ulaşm ak için m ücadele verdiği te­
mel talepleri de içine alan, kuram sal ve ilkeli b ir me­
tin olm alıdır.»(l“ * dedi.
RKP(B) delegasyonu B ukharin’in taslağını önce­
den tartışm am ıştı. Lenin K ongre’ye sunduğu rap o rd a
K ongrenin kabul edilmesi d a h a sonraki b ir ta rih e e r­
telenm esi gereken taslak program ı genel o larak ta rtış­
m akla yetinm esini önerdi. Lenin program da, özellikle
strateji ve taktiklere ilişkin sorunların; geçiş slogan­
larına, «olası bir geri çekilme ve bun u n hazırlıkları»na
ki, «bu sorun kapitalizm in altedilm esi ve sosyalizm in
kurulm ası gibi dünyadaki temel değişiklikler ve b un­
la rın büyük güçlükleri göze alındığında, m utlak özen
gösterm em iz gereken bir s o r u n d u r , i l i ş k i n sorunla­
rı d a h a kapsam lı ve çok yanlı olarak geliştirm esinin
gerekli olduğunu düşünüyordu. RKP(B) delegasyonu,
B aşkanlık Komitesi’nden, delegasyonuna b ir toplantı
yapıp geçiş taleplerinin K om intern P ro g ram ın d ak i ye­
ri meselesini ta rtışm a fırsatı tanınm asını istedi. Baş­
kanlık Komitesi bu isteği yerine getirdi.
20 Kasım’da Lenin’in başkanlığındaki RKPtB) d e­
legasyonu taslak program meselesini tartıştı ve geçiş
taleplerinin p a rti pro g ram ların a alınm ası ve K om intern
Program ı’nın önsözünde kuram sal olarak form üle edil­
mesi gerektiğini s a p ta d ı/1” * Kongrede kabul edilen k a­
rar, geçişe ilişkin ve kısmî tüm taleplerin k u ram sal bir
kanıtlam ayı m utlak içerm esi ve fark lı ülkelerin, örne­
ğin bir yanda İngiltere, öte yan d a H indistan ve diğer­

210
lerinin ekonomik ve politik yapılarım İn lıi imimi bol*
lihklar bulunm asının sonucu olarak linkli ...... İn.
sim lerin geçiş taleplerine İlişkin temel Imılr.oi ı ipim tu
açıkça ortaya koyulm ası m utlak olarak zum u in oklu
ğu için, Program taslak çalışm alarının bir ...... dul m
sürdürülm esini gerektiriyordu. Kongre '•geçe, inloplı*
rinin p ro g ram a alınm asını oportünizm olanık gn-.in
m ek isteyen tüm ç a b a la n ve temel devrimci görevi ke.
mî taleplerle gizlemek ya d a onların yerine koy mu en
balarını» şiddetle kınadı.°5,) K ongrenin tüm kararlın ı
partilileri, kitleleri devrim le tan ıştırm a görevlerini Un
tay laştıracak som ut yollar a ra m a y a zorladı.
D ördüncü K ongre’nin tarım meselesine ilişkin İm.
ra rla n , p artilerin pro leter devrim in zafere u la şm asın ­
d an önceki dönem de kırsal emekçi n ü fusu n günlük
çıkarlarının savunulm ası için öne sürdüğü sloganlara
som ut b ir anlam kazandırdı (ta ra n proletaryasının çı­
k arların ı savunm ak, serm ayenin yoksul ve orta köy­
lü ler üzerindeki h e r tü rlü söm ürüsüne k a rşı çıkmak,
yoksul köylüler için vergi bağışıklığının sağlanm ası,
ortakçı köylülerin durum larını iyileştirm ek ve kirayı
azaltm ak, to p rak sahibi am a yoksul köylüye toprak,
hayvan üretim a raçları vb. sağlam ak). H er ülkedeki
bilimsel sosyalist partilerin, köyde yaşayan emekçi
h alk tan y a n a durm aksızın çalışarak, gerçekten tüm
emekçi halkın ve ezilenlerin p artisi olduğunu k an ıtla­
m ası gerektiğini belirtti.
Birleşik Bir
Ant i-E nıpe ryat ist
Cephe îçin Mücadele
D ördüncü Kongre söm ürge ve bağım lı ülkelerdeki
ulusal k urtuluş h areketlerinin duru m u n u ayrıntılı
o larak değerlendirdi. Bu dönem de a rtık T ürk halkının

211
bağımsızlık savaşı zaferle sonuçlanm ıştı. H indistan, Mı­
sır, Fas, Çin ve Kore’de k u rtu lu ş h arek etlerin in büyü­
mesi, Doğu ülkelerinde işçi harek etin in başlam ası ve
bilimsel sosyalist p a rtile rin o rtaya çıkışı K om intem ’in
ulusal sorun ve söm ürge sorunundaki leninist politika­
sının. ulusal k u rtu lu ş hareketlerin in d ü n y a proleter
devrim inin ayrılm az bir parçası olduğun*u gösteren le­
ninist öğretinin doğruluğunu çarpıcı b ir biçimde o rta ­
ya koydu. E nternasyonal, bilim sel sosyalist p artilerin
çekirdeğini yaratm ayı, anti-em peryalist ulusal-devrim -
ci hareketi olası h e r biçimde desteklenm eyi ve bilim ­
sel sosyalist p a rtile ri bu h arek etin Öncüsü haline geti­
rerek ulusal k u rtu lu ş m ücadelesinin çerçevesi içinde
toplum sal h arek eti başlatm ak ve güçlendirm eyi sö­
m ürge ve y a n söm ürge ülkelerdeki bilimsel sosyalist­
lerin birinci görevi o larak görüyordu.
U zak Doğu Devrimci Ö rgütleri Kongresi O cak ve
Şubat 1922 arasın d a M oskova ve Petrograd’d a yapıldı.
Kongreye Çin, K or e ~ Japon y â ,' M oğolistan , Hi n di s ta n ,
Endonezya ve Sibirya h a lk la n m n delegeleri katıldı.
K ongre K om intern kongrelerinin ulusal sorun ve sö­
m ürge sorununa ilişkin k a ra rla rıy la tam b ir dayanış­
m a içinde olduğunu açıkladı ve «ulusal devrim ci h a ­
reketlerle, işçilerin toplum sal k u rtu lu şları için verdikle­
ri m ücadele arasın d ak i ilişkilerin doğru olarak k a v ra n ­
m ası gereği vardır, çünkü em peryalizm in köleleştirdiği
U zak Doğu’n u n emekçi kitleleri an cak uluslararası
proletaryayla ittifak içinde o lu rlarsa ulusal ve toplum ­
sal k u rtuluşlarım k a z a n a b ilir le r .» s ö z le r in e Özellik­
le de değindi.
Japon işçi hareketinin deneyim li Önderi ve Japon­
ya Kom ünist P artisi’nin k urucusu Sen K atayom a Dör­
düncü Kongre’de konuşurken, bu Kongrede «bir b ir­
leşik cephe kurduk. Başlangıç noktası Japon, Çin ve

212
Kore kom ünistlerinin Japon oınpoı ynlj/.nnn<> l<ı*ng M»
leşik bir cephe y a ratm alarıy d ı.-' 1,“'1 deılı.
D ördüncü Kongre K om intern'İn ulunu! .’><>muı
soruna ilişkin politikasını geliştirerek, birleşik I»ı ı mili
em peryalist cephe sloganım öne sürdü. Program ı İm
ğımsız bir cum huriyet k u r mark, tüm feodal link v<> nv
r m alıkları ortad an kaldırm ak, bir tarım rol'orımı vn ıln
rici b ir iş yasası getirm ek, politik sistemi den m Umul»
İeştirm ek ve benzeriönlem lerle a n ti-em peryalist, aııiı
feodal ve dem okratik b ir devrim i yürütm eyi .savunu
yordu. Böyle bir devrim için b aşarı koşulu, uluslm unun
p rn le tâ ry a - ve Sovyet cum huriyetleri arasındaki itti
faktı. D ördüncü Kongre ulusal burjuvazinin tu farsı/
lığına işaret etti ve ulusal-devrim ci harek eti destek
leme ve anti-em peryalist m ücadelenin temel hedefleri
ne ulaşm ada ulusal burjuvazinin kazanılm ış hakların
d a n y a ra rla n m a zorunluluğunu vurguladı. «Sömürge
ve yarı-söm ürge ülkelerdeki işçi harek eti kendisini her
şeyden önce o rtak anti-em peryalist cephe içinde b a­
ğımsız bir güç duru m u n a getirm ek zorundadır. B urju­
va dem okrasisiyle geçici b ir uzlaşm a an cak bu bağım ­
sızlığın tanınm ası ve tam bağım sızlığın korunm asını
tem el alırsa kabul edilebilir ve gerekli b ir uzlaşm a
olur.»(llîl) işçi sınıfı bu ülkelerin köylü ve y a rı proleter
kitleleriyle b ir ittifak için usanm adan çaba gösterm e­
lidir.
Kongre söm ürgelerdeki devrim ci harek e tin, geniş
köylü kitlelerin eylemini tem el alm aksızın başarıya
'ulaşam ayacağını vurguladı! Doğu ülkelerindeki bilim­
sel sosyalistlerin öne sürdüğü tarım program ı feoda­
lizm ve kalıntılarının tam am iyle yokedilmesini talep
ediyor ve köylü kitlelerin ulusal k u rtu lu ş için verilen
m ücadeleye etkin olarak katılm alarını sağlam ayı he­
defliyordu. Komintern, geri kalm ış ülkelerin ulusal

213
burjuvazisi a rasın d ak i ilerici eğilim lerden em perya­
lizm ve feodalizm le m ücadele için y a ra rla n m an ın bu
ülkelerdeki K om intern üyesi partilerin önemli b ir gö­
revi olduğunu açıkça o rtay a koydu. D ördüncü Kongre
feodal beyleri ve feodal bürokrasiyi söm ürgelerdeki
yabancı em peryalizm in başlıca d ay an ağ ı olarak tan ım ­
larken aynı zam anda, feodal-ataerkil yaşam biçim inin
henüz yerli aristokrasiyi halk kitlelerinden bütünüyle
ayırabilecek ölçüde çözülm ediği yerlerde, «bu üst sı­
nıfların, em peryalizm saldırısına k arşı verilen m ücade­
lenin etkin önderliğini üstlene »bile çeklerin e işaret et­
t i / 142’ Bu açıklam a A sya ve A frik a’n ın bazı ülkelerin­
deki devrim cilerin bu ülkelerdeki m ücadelenin olası
yollarına ilişkin sorusuna b ir y an ıt sağladı.
«Komintern, değişen tarihsel koşullarda b ir ulu ­
sun politik bağımsızlık isteğinin en fark lı sın ıflar ta r a ­
fından ortaya konabileceğinin tam am iyle bilincinde
olarak, em peryalizm e k arşı verilen tüm ulusal-devrim -
ci hareketleri destekler. Bu a ra d a ezilen kitleleri a n ­
cak, kitlelerin etkin desteğini tem el a lan tu ta rlı bir
devrim ci politika çizgisinin ve sınıfı ko ru m ak için em ­
peryalizm le uzlaşm anın savunm asını y a p a n la r tü m ü n ­
den kayıtsız olarak kopm anın zafere götürebileceğini
de gözden kaçırm az.»{163} K ongre Doğu proletaryasının
kendisini politik önderlik rolüne hazırlam ak için «ken­
disinin ve kendisiyle yakın ittifak içindeki toplum sal
sınıfların eğitilm esi üzerinde» uzun uzun çalışm a gö­
reviyle yüzyüze olduğunu vurguladı. Söm ürgelerdeki
bilimsel sosyalistlerin «bağımsız sınıf çık arların ın ‘ko­
ru n m ası’ adı altında em peryalist egemenliğe k arşı ve­
rilen m ücadelede yer alm ayı reddetm eleri salt Doğu­
daki proleter devrim i gözden düşürm ek için p lan lan ­
mış en alçak türden b ir oportünizm dir. ‘Ulusal birlik'
y a d a burjuva dem okrasisiyle ‘iç b a rış’ ad ın a işçi sı-

214
m fm m acil ve günlük çıkarlunnıiım fıuyu)İMtumı
bası d a d a h a az tehlikeli bulunımııımlıdıı - ..... hmın
re, «hâlâ az çok cenin evresinde* olun D o g ı ı'm ı ıı M llııt
sel sosyalist p artilerinin «kendilerini kil.lolom oluklu <ı
c a k h er h arek ette yer alm ası g e re k tiğ i.-',M| ufuıun
ve yarı söm ürge ülkelerin işçi sınıflarının d e v r im c i On
d e r ro lü n ü an cak em peryalizm e karşı m ücadele od m eli
üstlenebilecekleri ve işçi sınıfının ekonomik ve politik
örgütlenm esinin m ücadelenin devrim ci etkinlik a l a n ı n ı
a rtırd ığ ı k a ra rm a vardı.
G ördüğüm üz gibi D ördüncü K ongre’nin To/.kıri,
ezilen ülkelerdeki proletaryanın sınıfsal ve ulusal he­
defleri arasındaki yakın, ilişkiyi açıkça tanım lıyord n.
A lm aşıklar olarak değerlendirilem eyecek bu hedefi or
birbirlerini tam am lıyorlardı. D oğudaki birleşik anti-
em peryalist cephe taktiği, B atıdaki birleşik işçi cep­
hesi sloganıyla yakından ilişkiliydi, Bunlar, p ro letar­
ya ve partisin in devrim sürecindeki önderlik rolünü,
b ir birleşik cephe çerçevesi içinde, aralıksız günlük m ü­
cadele yoluyla elde ettiği aynı taktiğin uygulanm asın­
daki farklı yönleridir._Bu önderlik rolünün elde edil­
mesi^ b ir y a d a b ir b aşk a politik gücün bu cepheye
«kabul edilmesi» için bir koşul olarak asla görülem ez.
Kongre birleşik bir a n ti-e m pery alist cephe için verilen
m ücadelenin «Doğu’d aki tu ta rsız ve k ararsız bazı b u r­
juva milliyetçi g ruplarının açığa çıkm asını kolaylaştı­
ra c ağ ın a » '16^ işaret etti.
Ulusal k urtuluş hareketinde kaydedilen önemli ge­
lişme, yeni koşulların h alk kitlelerini devrim ci m üca­
deleye çekm enin yeni yollarına ve biçim lerine yol aça­
bildiğim gösterdi.
K om intern, söm ürgelerde yaşayan A vrupalı işçi sı­
nıfı ve yerli h alk arasın d a d a h a yakın bağların k u ru l­
m asını önleyen milliyetçi ve ırkçı Ö nyargılara şiddetle

215
k a rşı çıktı. «Sömürgelerdeki çalışm anın, kapitalist ve
milliyetçi önyargılar konusunda aşırılaşan bu u n su r­
ları değil, h e r şeyden önce yerli işçi sınıfı gençliğini
temel alacağını» vurguladı.1157* D ördüncü K ongre’de
kabul edilen Doğu meselesine ilişkin tez, Lenin’in sos­
yalist proleter devlet, k apitalist üikeierin devrim ci pro­
letaryası ve ulusal kurtuluş hareketi arasın d ak i yakın
ittifakın gerekliliğini ele alan öğretisiyle doluydu. Dör­
düncü K ongre’nin öne sü id ü ğ ü birleşik~âhtî-em perya-
list cephe sloganı ezilen h alkların özgürlük ve bağım ­
sızlık m ücadelelerine önem li bir k atk ı oldu.

Dördüncü Kongre
Ve Partilerin
Kitleler Arasındaki
Çalışmaları
Kongrenin önem i
Pa rtililerin kitleler arasın d a d ah a etkin çalışm ala­
rı h e r partilin in Jd tle ler için bir örgütçü, pro p ag an d a­
cı, ajita tö r ve eğitim ci olm asını gerektiriyordu. Kong­
re p artilerin kitleleri eğitme ve yetiştirm e alanındaki
çalışm aları m eselesini özel o larak ele aldı. Bu mesele­
ye ilişkin ra p o rla rı A lm an delegesi H oernle ve Nodezh-
d a K rupskaya sundu. Bu d elegeler eğitim çalışm ala­
rın ın hem p artilerin kendi içlerinde hem de geniş
emekçi halk kitleleri arasın d a yürütülm esi gerektiğini
söylediler. Eğitim ve propaganda çalışm ası kitlelerin
günlük deneyleri ve herg ü n k ü m ücadeleleriyle yakın -
dan ilişkili olm alı ve onların politik eğitim leri ve dev­
rim ci sınıf savaşçılarının yetiştirilm esi hedeflerine hiz­
m et etmeliydi; p a rtin in savaşm a yeterliliğinin ve ör­
gütlenm e ve propaganda güçlerinin artırılm asın a ya-
ram alıydı. K rupskaya, ideolojik çalışm anın önem ini
a n latm ak için Bolşevik P artinin deneyim ini aktardı.

216
«Komünist P arti ajitasyon ve propaganda moselnlm mı
a n a çalışm alarından hiç ayırm am ıştır. Ajitasyon vr
p ropaganda P artin in tem el çalışm asını oluşturm uştur ■
dedi.<m>
D ördüncü Kongre partililerin kitle örgütleri - işçi
sendikalan, kooperatifler, kadın ve gençlik örgütleri -
içindeki çalışm alarını değerlendirdi. K ararları, Ko­
m intern üyesi partileri, fark lı proleter örgütlerini
emekçi halkın çık arların ı savunm anm ve devrim ci eği­
tim in bir aracı haline getirm eye yöneltti. Kongre Lo-
zovsky’nin rap o ru üzerine kabul edilen partililerin işçi
sendika hareketi içindeki görevlere İlişkin tezde, işçi
sendikalarm da b ir bölünm eyi Önlemek, işçi sendika h a ­
reketinin birliğini korum ak ve reform istlerin bu bir­
liği bozduğu yerlerde yeniden k u rm ak için çalışm anın
gerekliliğini vurguladı. îşçi sendika hareketinin birliği
sloganı 19 Kasım - 2 A ralık 1922’de M oskova’d a topla­
nan Kızıl İ ş ç i, S en d ik alan E nternasyonali’nin İkinci
K ongresince kabul edilen k a ra rla rın tem elini oluş­
turdu.
30 K asım ’da, Eski Bolşevikler D erneği’nin bir üyesi
olan Felix K on’un önerisi üzerine am acı «tutuklu yol­
d aşlarım ıza sadece m addi anlam da değil, moral olarak
d a yardım etmek» olan U luslararası Kızıl Yardı m ’m
kurulm ası için b ir kararlSenfms¥hdT(W> Bu u lu sla rara ­
sı Örgüt işçiler arasın d ak i ulu slararası dayanışm ayı ge­
liştirm e, sağlam laştırm ada ve beyaz terörün k u rb a n la ­
rına, faşizm ve savaşa k a rşı m ücadele verenlere y a r­
dım sağlam ada önem li bir rol oynadı. UKY, Julian
M arçlevski, C lara Zetkin, Yelena Stasova ve W ilhelm
Pieck gibi ulu slararası işçi hareketinin Önemli önder­
leri ta ra fın d a n yürütülüyordu.
D ördüncü Kongre, K om intern’İn çeşitli bölüm leri
içindeki durum a da büyük ilgi gösterdi. Fransa, îspan-

217
ya, İtalya, Çekoslovakya, ABD, Yugoslavya, Polonya,
D an im ark a ve diğer ülkelerin bilimsel sosyalist p a rti­
lerinin çalışm aları, K ongre’nin ve kom itelerinin tüm
üyelerin katıldığı oturum larında tartışıldı. Kongre ve
kom itelerin k a ra rla n , sosyal-dem okrat kalıntıların ve
sekter dogm atik h a ta la rın üstesinden gelm ek ve Ko­
m intern bölüm lerini yeni tip m arksist-leninist p artilere
çevirm e konusunda partilere çok yardım cı oldu. Kong­
r e 5 A ralık 1922’deki kapanış otu ru m u n d a Y ürütm e
K urulu’nu seçti. Y ürütm enin K ongrenin b ir toplantı­
sında seçilmesi (daha önce p a rti temsilciliği temel alı­
n a ra k oluşuyordu) K om intem ’in birleşik b ir d ü nya
partisi olarak b a şa n lı sağlam laşm a sürecinin ve d ün­
ya bilimsel sosyalist hareketi içindeki birliğin gelişme-
sinin kanıtıydı.
Dördüncü Kongre, işçi sınıfının birleşik cephesini
k u rm ay a yönelik yeni bir adım attı. K om intern, Ams­
terdam E nternasyonali’nin yeni b ir d ü n y a savaşı teh ­
likesine karşı çıkan emekçi kitlelerin baskısıyla, A ra­
lık 1922’de H aguc’de bir U luslararası Barış Kongresi
için çağrı yapm ış olm asından yararlandı. Bu Kongre­
ye İkinci ve ikibuçukuncu Enternasyonal partileri, b u r­
juva pasifist örgütleri Sovyet işçi sendikaları ve koo­
p e ra tif birlikleri de dahil işçi sendikaları ve koopera­
tif birlikleri çağrılıydı. K om intern’in D ördüncü Kong­
resi, H aguc Kongresi, İkinci ve İkibuçukuncu E nter­
n asyonaller ve tüm ülkelerin işçi sendikaları, serm a­
yenin saldırıları ve savaş tehlikesine karşı, üretim in
denetlenm esi için, proletarya için sekiz saatlik işgünü
ve geçim için yeterli ü cret ve işçi sınıfının acil çıkar­
ları için verilen m ücadelenin bir a ra cı o larak o rtak
hedeflerde birleşm iş b ir işçi partileri hüküm eti için
açık bir m ektupla o rta k eyleme ç a ğ ırd ı/1,0} Sovyet işçi
sen d ik alan delegasyonu, Haguc K ongresi’nin k ü rsü sü ­

218
n ü savaş tehlikesine karşı m ücadele etmok vo İm hu
Ieşik işçi cephesinin y a ra tılm a sı için kullandılar, uımı
kongredeki oportünist çoğunluk Sovyet delegasyonu
nu n önerilerini reddetti.
E ntem asyonal’in D ördüncü K ongresi uluslararası
işçi ve bilimsel sosyalist h a re k e ti tarihinde önemli bir
y er tu tar. K ongre, genel d em o k ratik taleplerin savu­
nulm ası h e r şeyden önce gericilik ve faşizmle savaşm a
görevleriyle bağladığı birleşik p ro leter cephesi ta k ti­
ğ in i geliştirdi. Kongre, işçi h ü k ü m etin i işçi sınıfının ik ­
tid a ra gelmesi ve p ro letary a d iktatörlüğü n e geçişin
olası b ir biçimi olarak g ö stererek partileri kitleleri pro­
leter devrim e hazırlam an ın y eni yollarını yaratıcı
b ir biçimde a raştırm ay a yöneltti. D ördüncü Kongre
. ezilen ve bağım lı ülkelerdeki u lu sal kurtuluş m ücade­
lesinin deneyim ini genelleştirirken, anti-em peryalist
cephe sloganını öne sü rd ü ve bu ülkelerdeki anti-em ­
peryalist, anti-feodal ve d em o k ratik devrim lerin prog­
ram ını çizdi.
K om intern d ü n y a bilim sel sosyalist hareketinin
k u ra m ve taktiklerini geliştirirken Lenin’in yapıtları­
n ın içerdiği d ü n y a devrim ci süreci çözümlemesini iz­
ledi. Bu yapıtlarda, Sovyetler Birliği Kom ünist P artisi’
nin etkinliklerinin tem elini o luşturan SSCB’de sosya­
lizmin kurulm ası planı açıklanıyordu. Lenin d ü nya
devrim ci h areketinin olanaklarını değerlendirirken,
em peryalizm e karşı m ücadelede proleter devrim in ga­
lip geldiği ülkenin, k ap italist ülkülerdeki işçi h arek eti­
nin, ezilen halk ların ulusal k u rtu lu ş m ücadelelerinin
d ü n y a nüfusunun m utlak, ezici çoğunluğunu oluştu­
ra n güçlerinin birleşm iş olduğuna d ik k at çekti. Lenin
bilimsel sosyalistlere, devrimci yaratıcılığı, sınıf m üca­
delesinin ve kendi ülkelerindeki som ut koşullarda dev­
rim in gelişme özelliklerini kavrayabilm eyi, d u ru m a uy­

219
gun doğru bir politika izleme gereğini, kendi ülkelerin­
deki güçler arasm daki ittifak ve devrim ci m ücadele
hedeflerini, dünya devrimci h arek etin in hedeflerini öğ­
retti. U luslararası bilimsel sosyalist harekete çalışm a­
larında h e r zam an Ü çüncü E n tern asy o n alin kurucusu
ve önderi Vladim ir îlyiç Lenin’in direktifleri yol gös­
term iştir.

1923 CÜZÜNDEKİ DEVRİMCİ OLAYLAR SIRASINDA


KOMİNTERN’tN STRATEJİ VE TAKTİKLERİ
Uluslararası Durumun
Bımaltmh Okluğu
Koşullarda
Birleşik Cephe
Mücadelesi
K om intem ’in Dördüncü Kongresi u lu slararası du­
rum un değerlendirilm esinde, burjuvazinin sürekli sal­
d ırıların a rağm en, durum un nesnel olarak en ufak bir
nedenle büyük devrimci savaşların başlam a noktası
haline gelebilecek devrim ci bir du ru m olarak kaldığı­
n a işaret etti. Bu önkestirim 1923'ün devrim ci olayları
sırasın d a doğrulandı.
Ru h r’un F ransız em peryalistleri tarafın d an askeri
:o lara k işg al edilm esi ulu slararası durum u birden şid-
/ detlendirdi- Ocak 1923’te Essen’de İngiltere, Belçika,
A lm anya, İta ly a , H ollanda, F ran sa ve Çekoslovakya
bilimsel sosyalist p a rti tem silcileri ve Alm anya, F ran ­
sa devrim ci işçi sendikaları delegeleri, Profintern ve
Genç Kom ünist E n ternasyonald en delegasyonların
katıldığı bir konferans toplandı. K onferans A vrupa
emekçi halkını R uhr’un işgalinin b ir sonucu olan b a ­
rışa yönelik ciddi tehdite k a rşı uyardı ve serm ayenin
saldırıları ve savaş tehdidine k a rşı ortak mücadeleye
çağırdı.

220
K om intern Y ürütm e Komitesi, l’rol'ınloı ıı Vımıı
me B ürosu’yla birlikte İkinci ve Am slordanı Kni.oı ini"
yonallerine yeni bir savaşı önlem ek için ortuk oy ....
girişm ek üzere görüşm elere başlam ayı önordi.'1'’’ ı:>
O cak’ta reform ist sendikaların yönetim lerine faşizmin
savaşm ak ve İtalyan proletaryasını desteklem ek için
o rta k p ra tik önlem ler k a ra rla ştırm ak için öneri yapıl
dı.(1,2) K om intern’in tü m önerileri, reform ist önderler
ta ra fın d a n reddedildi. Ü çüncü E nternasyonal tüm işçi,
köylü ve askerlere, R uhr’d aki Fransız-Belçika saldır­
ganlığına k arşı u lu slararası b ir kam panya başlatm ak
ve yükselen faşist tehlikeye k a rşı etkin bir m ücadele­
ye girişm ek için doğrudan çağrı yaptı.
R uhr’un işgal edilmesi, b u n u n A lm anya ekonom i­
si bakım ından olum suz etkileri, A lm an işçileri ü zerin ­
deki söm ürünün artm ası, ülkedeki sınıf m ücadelesi­
ne yeni bir ivme kazandırdı. A lm an işçi sınıfının top­
lum sal özgürlük ve ulusal k u rtu lu ş m ücadelesinin
önünde, K om intern’in tam desteğine sahip olan A lm an­
ya Kom ünist Partisi vardı. AKP, yabancı ask eri m ü ­
dahaleye karşı şovenizm ve hüküm etin ulus düşm anı,
gerici politikasına karşı, em ekçi halkın m ahvedilm e-
sine ve yoksullaştırılm asına karşı, faşizm ve bölücü­
lüğe karşı yapılan grevler ve eylem lerde başı çekti. 28
Ocak - 1 Şubat 1923’te Leipzig’de yapılan A lm an Ko­
m ünist P artisi Kongresi Partiyi, işçilerin toplum sal ve
dem okratik h ak ların ın ve bütünüyle ulusun ç ık arları­
nın korunm ası için b ir kitlesel mücadeleye, saldırı ey­
lem lerine ve bir işçi hüküm etinin k u rulm asın a dönü­
şen b ir savunm a m ücadelesine yöneltti. Kongredeki
solcu u n su rla r (Ruth, Fischer, A rkadi, Maslow ve di­
ğerleri) aslında b ir kez daha, birleşik cephe taktiğinin
reddedilm esi için çabaladılar. İşçi hüküm eti sloganını
proletarya diktatörlüğü gibi yorum ladılar. Kongre b un­

221
ların görüşlerini reddetti ve işçi hü k ü m etin i p ro letar­
y a diktatörlüğüne yönelik b ir geçiş evresi o larak ta ­
nım landı.
Böylece, A lm anya Kom ünist P artisi K om intern’İn
yardım ıyla, proletarya diktatö rlü ğ ü n ü n «bir sıçra­
ma» yla kurulam ayacağına ilişkin doğru sonuca v ard ı
ve proletarya diktatörlüğüne giden b ir geçiş evresi ola­
ra k işçi hüküm etinin kurulm ası yolunu seçti. Bu, Ko­
m in tern ’İn D ördüncü K ongresi’n in k a ra rla rın a som ut
b ir biçim verm ekti ve A lm an bilimsel sosyalistlerinin,
A lm anya gibi bir ülkede kitleleri devrim e h azırlam a
yollarının p ra tik kararlılığına doğru attık ları önemli bir
adım dı. Bu a ra d a A lm an K om ünist P arti K ongresi’nin
birleşik cephe ve bir işçi hüküm etine ilişkin tezler ve
taktikleri ve bazı diğer k a ra rla n , E n tem asy o n al’in, işçi
hüküm etini burjuvazinin nihai o larak altedilm esi için
b ir m ücadeie aracı olarak yani p ro letary a d ik ta tö rlü ­
ğüne bir geçiş evresi olarak değerlendirm esine karşın,
işçi hüküm etinin burjuva dem okrasisi çerçevesinde
uzun süre varlığını sürdürm e olasılığı konusundaki
sağ-oportünıst aldatm acaların yayılm asına olanak ve­
ren eksik ve hatalı form ülasyonlar içeriyordu. Komin­
te rn Y ürütm e K urulu, AKP içindeki fark lılık lara iliş­
kin k a ra rın d a Leipzig Kongresi k a ra rla rın d a içerilen
h atalı form ûlasyonlara işaret etti. K om intern Y ü rü t­
m esinin k a ra n , «îşçi H üküm eti, varolan dem okratik
k u ru m la n tem el a la ra k kurulabilir, ancak, bu k u ru m ­
la r burjuvazinin p ro letary a üzerine yaptığı saldınlar,
sosyal-dem okrasiyi izleyen işçiler de dahil olm ak üze­
re geniş işçi kitlelerini dem okrasinin, proleter çıkar-
la n İçin savaşm ada yeterince güçlü b ir silah olm adı­
ğını anlattığı zam an ortadan kaldm lacaktır.» diyordu,
«îşçi hüküm eti program ını yürütm eye b a şla r başlam az
ve varlığını sürdürm ek için burjuva tehlikesiyle sa­

222
vaşm ak zorunda k alır kalm az, bu rju v a yönetim aygı­
tını o rtad an kaldırm alı ve bir pro leter yönetim a yg ıtı
kurm alıdır.*<113)
K om intern AKP’yi, işçi hüküm eti so ru n u n u n Al­
m anya'nın ayrı ayrı eyaletleri çerçevesinde başarıyla
çözülemeyeceği ve tüm A lm anya işçi hüküm etinin he-
deflenm esinin gerekli olduğu konusunda uyardı. Ko­
m intern Y ürütm esi AKP’nin görevinin «Saksonya’daki
Sosyaİ-Demokrat H üküm eti tehdit eden İm paratorluk
H üküm eti tehlikesini ve tüm ülkedeki faşizm tehditini.
kullanarak, ulusal bir İşçi hüküm etinin kurulm ası için
canlı bir kam panyaya girişmek» olduğuna işaret e t­
ti.*1,4> K om intern Y ürütm esinin bu tavsiyesi A lm an
partisinin çalışm aları için açık b ir bakış açısı oluş­
turdu.
17-20 M art arasın d a F ran k fu rt A.M. M ain’da,
Rheİm sch-W estphalian İşçi Temsilcileri Komitesi’nin,
R u h r’un işgaline k arşı b ir kam panya örgütlem ek ve
faşist gericilik ve yeni b ir savaş tehditine karşı savaş­
m a am acıyla çağırdığı u lu slararası b ir konferans top­
landı. İkinci, îkibuçukuncu ve  m sterdam E n tern as­
yonalleri konferansa katılm ayı reddettiler. K o n feran ­
sa K om intern, Genç Kom ünist Enternasyonal, Profin­
tem , A vrupa ülkelerinin bilimsel sosyalist partileri ve
devrim ci işçi sendikaları, bazı A lm an sosyal-dem okrat
örgütleri ve İşçi Temsilcileri Komiteleri katıldı. Konfe­
ran s «Tüm Ülkelerin İşçilerine!» başlıklı b ir bildirge
yayınladı ve Fransız em peryalizm inin R uh r’a yaptığı
yağm acı saldırıya, yeni bir savaş tehdidine, faşizm e
karşı mücadeleye ve birleşik proleter cephesinin k u ­
ru lm asına ilişkin bir k a ra rı kabul etti. Konferans, Cla-
r a Zetkin, Fritz H eckert ve H enri B arbusse başkanlı­
ğında, proletaryanın u lu slararası Ölçekte b ir birleşik
cephesinin yaratılm ası için kam panya açm ak göreviy-

223
le yüküm lendirilen, Savaş Tehlikesi ve Faşizme Karşı
U luslararası Eylem Komitesi’n i seçti."75’ F ran k fu rt
K onferansı reform ist sen d ik alara birleşik b ir anti-fa-
şist cephenin Örgütlenmesini öneren b ir delegasyon
gönderm e k a ra rım aldı, am a bu çaba d a sağ-merkezci
bölücüler tarafın d an sabote e d ild i/176’
Kom intern Yürütm esi, işçileri, tüm dem okratik
hak ve Özgürlüklerin y oked il m eşinin, f aşiştle r i n î tal -
ya'da kurdukları terö r ve şiddet rejim inin diğ er kapi­
talist ülke halkları için de bir tehlike olduğu konuşun-,
d a uyardı. «Faşizm, işçi sınıfı içindeki salt şu veya bu
eğilime karşı değil, bütü n olarak sınıfa k arşı savaşır,
çünkü burjuvazi k ap italist yeniden k u ru lu şu n tek o la ­
nağını söm ürünün yoğunlaştırılm asında ve tüm işçile­
rin m utlak anlam da politik olarak boyun eğdirilm esin-
de görm ektedir.""77’ Faşizm yönetimi, toplum sal savaş­
lard a ortaya koyduğu vahşiliğin aynısını göstereceği
em peryalist sav aşlara yol açm aya m ahkûm du. Komin­
tern Y ürütm esi Fransa, A lmanya, İngiltere, A m erika
ve diğer ülkelerin işçilerini faşizm e karşı verdikleri sa­
vaşta İtalya işçilerine sağladıkları politik yardım ı ge­
nişletm eye çağırdı. K om intern Y ürütm esinin 18 Ocak
1923 tarihli çağrısı. «İtalyan faşizm ine karşı sav aşır­
ken, kendi k u rtuluşunuz için savaşm akla ve şimdi İtal­
ya’da kol gezen despotluk ve cinayet egem enliğinin di­
ğ er ülkelere sıçram asına asla izin verm eyeceğinizi ege­
men sınıflara göstermektesiniz.»*17"’ diyordu. Ve faşiz­
min bu yayılm a tehlikesi giderek d ah a da belirginle­
şiyordu.
Ekonomik durum daki önemli bozulm a nedeniyle,
A lm anya’daki faşist örgütler hızla milliyetçi ve şove-
nist dalganın en ucuna yükseldiler. H itler’in, tekelci
serm aye ta ra fın d a n desteklenen sözüm ona N asyonal-
Sosyalist İşçi Partisi büyük burçuvazinin en gerici çev-

224
relerinden p a ra sa l yardım alıyordu. Puşnil"! tim ilin
rın d a n kopm uş u n su rla r arasında, kent ve Itırın, İni
çük burjuva ve o rta ta b ak aları a rasın d a destek Im/ruı
m a çabası içinde yaygın bir sosyal demagojiye bu.şvu
ruyor, şovenist ve tekelci sloganlar öne sürüyorlardı.
N aziler askerileşm iş tak ım lar kuruyor, işçi topluntı
la rın a saldırıyor, bilimsel sosyalistleri öldürüyor ve ik­
tidarı ele geçirm eye hazırlanıyorlardı.
K om intern Y ürütm esi büyüyen faşizm tehlikesi,
savaş tehdidi ve işçilerin birliği konusunda F ran k fu rt
K o n feransında belirtilen özlemi gözönüne alarak üye
partilere 1 M ayıs’ta b ir gösteriye hazırlan m aları için
bir m ektup gönderdi. K om intern S ekretary ası’n m bu
m ektubu şöyle diyordu: «Bizim görüşüm üze göre l M a­
yıs gösterilerim iz doğrudan doğruya faşizm e k arşı yön­
lendirilm elidir, Faşizm e k a rşı etkili b ir m ücadele için
ilk ve en önemli koşul birleşik proleter cephesinin, ge­
liştirilm esidir... 1 M ayıs gösterilerim iz savaş tehdidine
karşı yönlendirilm elidir.»<m> K om intern Y ürütm esinin
1 Mayıs çağ n sı «İşçiler, 1 M ayıs’ta faşizm e karşı, sa­
vaş tehlikesine karşı - proletaryanın birleşik cephesi
için, Sovyet Rusya için gösteri yapın!»(180) diyordu. Ko­
m intern üyesi p a rtile r sosyal-dem okrat p artilere X Ma-
yıs’ta ortak eylem önerdiler am a reddedildiler. O gün
Berlin’de 500.000 kişilik b ir gösteri oldu. G östericiler
Cuno ve Poincare hüküm etlerinin devrilmesini, faşist­
lere karşı silahlı özsavunm a m üfrezelerinin o lu ştu ru l­
m asını talep eden p a n k a rtla r ve H itler’in b ir tasv iri­
nin sallandığı yalancı b ir darağacı taşıdılar.(lH)
İtalya, İspanya, Polonya, Letonya C um huriyeti ve
Jap o nya’da 1 M ayıs’ı kutlam ay a çıkan işçilere polis
ve faşistler vahşice saldırdı.
îşçi sınıfının tüm g ru p la n arasın d a birleşm eye yö­
nelik çab alar sürekli olarak mevzi kazanırken, refo r­
F. 15: Enternasyonal 225
m ist önderler Mayıs 1923'te H am burg’d a yapılan bir
kongrede İkinci ve İkibuçukuncu E nternasyonallerin
bir sağ-kanat sosyal-dem okrasi program ı etrafın d a
Sosyalist îşçi Enternasyonali o larak birleşm elerini k a­
rarlaştırd ılar. İkibuçukuncu E ntem asy o n al’den m er­
kezciler bir sosyal devrim in ve pro letary a d ik tatö rlü ­
ğünü sözle de olsa kabul etm eyi reddederek sağ ö n ­
derlere teslim oldular. İkinci ve İkibuçukuncu E nter­
nasyonallerin kenetlenm esi sosyal-dem okrasinin sağ
önderlerinin duru m u n u güçlendirdi ve u lu slararası iş­
çi hareketindeki bölünmeyi derinleştirdi. Sosyalist İş­
çi E nternasyonali’ne bağlı p artilerin 1923’te 6.700.000'in
üzerinde üyesi vardı.(18:!,
H am burg Kongresi, otu ru m lard an birinde, p a rti ve
işçi sendikası üyeliği ne olursa olsun tüm ülkelerin iş­
çilerinin, o rta k tehdit olan faşizm ve savaşa k arşı bir­
likte m ücadeleleri meselesinin tartışılm asını Öneren
Savaş Tehlikesi ve Faşizme Karşı U luslararası Eylem
K omitesi’nden gelen delegasyonu dinlemeyi bile re d ­
detti.
K E YK ’in
Üçüncü
Birleşik Oturumu

R eform istlerin b ölücü politikasının aksine, Kom in-


te m Y ürütm e K urulu’nun 12-23 H aziran 1923’te, yirm i
altı kom ünist p artin in tem silcisinin katıldığı, Mosko­
va’da yapılan Ü çüncü Genişletilmiş Birleşik O turum u,
faşist tehlikeye k a rşı işçi sınıfının birleşik cephesi için
m ücadeleye ilişkin m eselelere bü yük önem verdi” Y ü­
rütm e, ikinci ve ikibuçukuncu Enternasyonallerin
H am burg’d aki birleşm esini m erkezcilerin reform istle­
re teslim iyeti o la ra k ta n ımladı ve Kominte rn üyesi p a r­
tileri işçi h arek eti içindeki reform izm e k a rşı verdikleri

226
savaşı hızlandırm aya çağırdı. »Ancak, İm muU» o ı<»»-
Tetaryanm ulusal ve uluslararası ölçekteki hlı lı»>llı <>>|ı
hesi için m ücadele program ı uyarınca y u n ı h ı l ı lıiln
böylece yürütülm elidir. Birleşik cephe mücadeleni. ı nm
ülkelerde d ah a d a sistem li ve kararlı olarak ve mı im
m ut ve anlaşılır biçim de verilm elidir. Sosyal ym ise
verler ve burjuvazinin birleşik cephesine, tüm <ı/.llım
lerin burjuvaziye k a rşı birleşik cephe mücadelemvlı‘
k arşı konm alıdır; İşçi p artilerinin kapitalistlerle kna
lisyonuna, tüm işçi p artilerinin kapitalistlere luu\,ı İm
işçi ve köylü hüküm eti için o rta k m ücadeleleriyle luu
şı konm alıdır.
İşçi sınıfı ve köylülük a rasın d ak i ilişki uluslararası
p ro leter devrim inin en önemli konularınd an biridir.
Y ürütm enin Birleşik O turum u, K om intern’in İkinci
K ongresi’nde çerçevelendirilen ve D ördüncü Kongre-
si’nde som utlaştırılan tarım m eselesine ilişkin p ro g ra­
m ı tem el alarak, b u iki kongrenin k a ra rla rın ı içeren
ve genişleten yoğun b ir politik form ül o larak işçi ve
köylü hüküm eti sloganını öne sürdü. Birleşik O tu ru ­
m un k a ra n , «Komünist Parti hem en yan-n bile b u rju ­
vaziyi yenilgiye u ğ ra tm a y a h azır olmalıdır, bu neden­
le de görevi, d a h a bugünden kendisine ulus çapında
hedefler koym ak ve nüfusun, toplum sal k o n u m lan en
önemli an d a pro leter devrim in! desteklem elerine ola­
nak tanıyan tüm kesim lerini, proletaryayı destekle­
m ek üzere kazanm aya çalışmaktır.» d i y o r d u . Y i r ­
milerde, kapitalist ülkelerdeki devrim ci işçilerle köylü
kitlelerin bağlarını güçlendirm ede önemli b ir rolü,.Ko-
m in tern ’e bağlı, p a rti olm ayan b ir köylü örgütü, Ulus­
la ra ra sı Köylü Konseyi (Köylü Enternasyonali) oyna­
dı.. Bu örgüt Ekim 1923’te U luslararası Köylü Konfe-
raıısı’nda kuruldu. U luslararası Köylü Konseyi köylü­
leri birleştirm eye ve onları toprak sahipleri ve kapi­

227
talistlerin etkisinden k u rta rm a y a çabalıyordu. Başlı­
ca sloganları «Tüm ülkelerin işçileri ve köylüleri, b ir­
leşin!» ve işçi, köylü h üküm eti sloganıydı.
Bilimsel sosyalist p a rti - işçi sınıfının p artisi - köy­
lülük ve proleter olm ayan diğer emekçi kitlelerin eko­
nom ik çıkarlarının savunulm asında kendisiyle birlik­
te emekçi halkın b ü tü n kesim lerini sü rü k ler ve onları
kapitalizm e k a rşı eyleme sokar. İşçi ve köylü hüküm eti
sloganı serm ayenin saldırılarına, gericiliğe ve faşizm e
karşı m ücadelenin ulusal ölçekteki hedeflerini, h e r şey­
den önce işçi sınıfı ve köylülük arasın d ak i ittifak ı o r­
taya koym anın önem ini açıklar. İşçi ve köylü h ü k ü ­
m eti sloganı D ördüncü K ongre’de o rtay a atılan işçi h ü ­
küm eti sloganına som ut b ir ah latım k azandırdı ve
KEYK Birleşik O tu ru m ü n u n K ararın d a belirtildiği gibi
birleşik cephe taktiklerinin uygulanacağı tem eli geniş­
letti ve «proletarya diktatörlüğüne giden yolu açtı.»(1S5)
Birleşik O turum , K om intern'in strateji ve taktiklerini
dah a da geliştirdi.
Birleşik O turum ’da, birleşik cephe meselesi üzeri­
ne Zinoviev’in raporu, bu taktikleri kendince birleşik
b ir cepheyi kabul etm eyecekleri açık olan sosyal-de­
m okrat partileri teşh ir etm ek için tasarlan m ış «stra­
tejik b ir m anevra» olarak sekterce yorum İuyordu.(1#tî)
Böyıesi b ir yorum aslında Lenin’in birleşik cephe ta k ­
tiklerine ilişkin öğretisinin çarpıtılm ası ydı ve p ratik te
birleşik cephe sloganına gölge düşürüyordu. Zinoviev’
in bakış açısı Birleşik O turum k a ra rla rın d a yer almadı.
Birleşik O tu ru m ’d a faşizm e k arşı m ücadele üzeri­
ne ra p o ru C lara Zetkin sundu. Bu sorunun tartışılm ası
9 H aziran 1923’te B ulgaristan’d a m eydana gelen faşist
askeri darbe, Stam boliski dem okratik hüküm etinin
devrilm esi ve askeri faşist b ir d ik tatö rlü ğ ü n k u ru lm a ­
sı gözönüne alındığında çok önemliydi. Bu olaylar sı­

228
rasın d a Bulgar Komünist. Partisi yimoUnıi, iimi< mlulı*
nin burjuvazinin iki kam pı -kırsa) vıı l u a ı l s a l mı*
sında olduğunu ve Kom ünist Paı ti’nin İm mürmlnIiHİn
y er alm ayacağını açıklayarak yanlış bir tavır ulunalı
BKP yönetim i b u n u n b ir burjuva hüküm etinin ymint
b ir başkasının alm asından oluşan basit bir miM'ln i «i
mayıp, gerici te rö rist bir rejim in kurulm ası vo dmımu
ra tik özgürlüklerin yok edilmesi olduğunu unluyuınn
mıştı. KEYK Birleşik O turum u B ulgar Partisi yönetimi
ni, faşist askeri d arb e sırasında Partinin opoıiimınt
eylemsizliğine yol açan se k te rv e doktriner tavrım eni
ne boyuna eleştirdi.
C lara Zetkin ra p o ru n d a faşizm in «olağanüstü teli
likeli ve korkunç b ir düşm an...» gibi görülm esi gerek
tiğini, «Faşizme karşı savaşın bütün proletaryanın işi -
olduğunu söyledi.(1S7) Zetıkin, faşizm i bu rju v a te rö rü ­
nü n basit bir a ra cı olarak gören k a b a faşizm k av ram ı­
nı reddetti. Faşizmin, n ü fu su n önemli b ir kısm ını - k ü ­
çük burjuvaziyi, sınıfından kopm uş u nsurları, h a tta
p ro letaryanın geri kesim lerini- a rk asın a alm asıyla ge­
rici burjuva diktatörlüğünün diğer biçim lerinden ay­
rıldığını söyledi. Gericilik, genelde bu rju v a dem okrasi­
sini bile zalimce ezmek için bu desteği ustalıkla kullan­
dı. «Faşizm çeşitli ülkelerde, orada geçerli som ut koşul­
la ra uygun fa rk lı özellikler taşır. A m a iki özelliği
tüm ülkeler için ortaktır: birincisi, geniş toplum sal k it­
lelerin ru h haline, çık arların a ve taleplerine çok b ü ­
yük b ir u stalıkla uyarlanm ış u ydurm a b ir devrim ci
program , İkincisi de, en zalim şiddet kullanım ıdır.» <1S3>
Faşizme karşı m ücadele için, faşizm i tek b aşın a b ıra k ­
m anızı ve nüfusun en geniş kesim lerini ona k arşı to­
parlam anızı ve orta tabaka, köylülük ve aydınları,
«ekonomik ve toplum sal k o şu llan onları büyük serm a­
yenin karşısına koyan tüm kesimleri» kazanm anızı

229
sağlayacak esnek bir politika g e re k ir/U!>) Birleşik otu­
ru m u n k a r a n işçilerin sınıf bilinci d a h a az olan u n ­
surlarının faşizm e akın etm esini önlem ek için egemen
sınıl'a karşı canlı b ir devrim ci eyleme girişm edikleri
durum da İtalyan işçi sınıfının kad erin i paylaşacakları
anlatılm alıdır, diyordu. Bu nedenle işçi örgütleri bü­
tün güçleriyle geniş kitleleri söm ürüden, baskıdan ve
vurgunculuktan korum ak için kapitalizm e saldırm a -
Iı, ciddi ve örgütlü b ir kitle m ücadelesiyle faşizm in
sahte devrim ci ve dem agojik sloganlarına m eydan oku­
m alıdır. «Partiler kendi ülkelerindeki faşizm in ilk ör­
gütlenm e çabalarını önlem ek için ellerinden gelen h er
şeyi yapm alı ve İtalya'daki, dünyanın geri k a lan kıs­
m ındaki faşizm le savaşm anın en iyi yolunun kendi ül­
kelerinde vargücüyle savaşm ak olduğunu akıldan hiç
çıkarm am alıdırlar.»(,90>
K om intern, işçilere faşizm e k arşı saflarını sıklaş-
tırm ala n İçin yılm adan çağrı yaptı. KEYK’in, Profin-
te m Y ürütm e Bürosu, Sosyalist İşçi ve A m sterdam En­
ternasyonallerine hitap eden 25 Ağustos 1923 tarihli
açık m ektubunda «Faşizm A lm anya’d a güçleniyor.
P roletaryanın ulu slararası örgütleri faşizm i p ü sk ü rt­
m ek için A lm an devrim ci işçilerine yardım etmelidir.»
çağrışım y aptı.1fm>K om intern Y ürütm esi A lm an işçi sı­
nıfıyla b îr ulu slararası dayanışm a konferansı topla­
m ayı ve o rad a b a n ş için m ücadele m eselelerini ta rtış­
m ayı önerdi. Reform ist önderler K om intern’in önerile­
rini yine gözardı ettiler.
E n donezya ve Çin'de
Birleşik 4 ıı ti-E m pe rya i is t
C ephe S orunları

Komin te rn Yürütm esi, K om intern’in İkinci, Ü çün­


cü ve D ördüncü K ongrelerinin ulusal-söm ürğeseİ m e­

230
s e le y e ilişkin kurarlarının tu tarlı nluıulı ym ulııbuHM
için somut a d ım la r a ttı. Y ürîitm onin İm unlnıııılnlıl mm
tipik tavrı, Endonezya ve Ç in ’deki kurtuluş mıh minin
sineı ilişkin ulusal p o litika sorunlarındaki tavrıydı
K om intern Y ürütm esi, Endonezya’daki pııı l illini in
jdevrimci-milliyetçi örgütler, özellikle o sıra<la k 11lamıI
niteliği olan S arekat İslam** > içinde çalışm aların m uy
gunluğu ve gerekliliğine te k ra r te k ra r İşarot otu En
donezya Kom ünist Partisi'nin bazı Önderleri bu tahıllı
lere k arşı çıktılar.
K om intern Y ürütm e K urulu 1923’ün başında En
donezya K om ünist Partisi’ne yazdığı bir m ek tu p la l )n
ğ u ülkelerindeki ulusal-devrim ci hareketin an bamı
peryalist niteliğine dikkati çekti. M ektup «Sarekat l.v
lam hareketinin bizim için ne denli önemli olduğunu
çok iyi biliyorsunuz. Bunun önem ini yazm aya gerek
yok, çünkü partim iz en başından beri S arek at İslam'
la b ir işbirliği sağlam aya çalışm aktadır. Üçüncü En­
ternasyonal de bu h areketle doğrudan İlgilenmekte­
d ir... S arek at İslam 'ın iki üç önderinin yaratabileceği
güçlükler, S a re k a t İslam kitlesinin bize sağlayacağı y a­
ra rla r yanında hiç kalır.» K om intern Y ürütm esi, En­
donezya K om ünist Partisi yönetim i eliyle S arek at İs­
lam ’m güçlü önderlerinden b iri olan O m ar Said Tjok-
roam inoto’ya gönderdiği bir m ektupta S arek at İslam
ö rg ü tü n ü n geniş kitlelerin çık arların a uygun talepler
öne sürdüğüne ve bu taleplerin 1921 M artında örgütün
kongresinin «tüm to p ra k la n köylülüğe devretm e, fab ­
rik a la r ve m adenlerde ortak m ülkiyet ve işçi denetim i
uygulama» sloganlannı ifade etm esinden başlayarak,
en çarpıcı b ir biçimde o rtay a konduğuna işaret etti.
Mektup, S arekat İslam ’ın K E Y K gözünde «sıradan bir

4*> İslam Birliği - çn.

231
milliyetçi hareketten» d a h a fazla b ir şey olduğunu be­
lirtiyordu. «Amacımızın h e r zam an S arek at İslam ’m-
kiyle uyuşm adığını biliyoruz»... «am a bu o rtak anti-
em peryalist m ücadele için b ir engel olamaz.» M ektup,
K om intern Y ürütm esinin hedefinin «Sarekat İslam ve
Ü çüncü E nternasyonal a ra sın d a b ir eylem birliği» oluş­
turm ak olduğunu belirterek sürü y o rd u .0*^
Endonezya K om ünist P artisi’nin o sıradaki yöneti­
mi b u taktiği kabul edilemez olarak değerlendirdi. Sa­
re k a t İslam ’dan kopm ayı ve bu örgütün, Kızıl S arek at
İslam ve esas olarak b ir köylü örgütlenm esi olan Sa­
re k a t R akjat (Halkın Birliği) kesim lerini o lu ştu ran b ü ­
yük b ir bölüm ünü yan m a çekm eyi hedefleyen b ir yol
benimsedi, Endonezya K om ünist P artisi önderlerinin
dem okratik politik güçler ve kitle örgütleri b ü tününde
bilim sel sosyalist p a rtin in yeri ve rolüne ilişkin n et d ü ­
şünceleri yoktu ve b u durum , bilim sel sosyalistlerin
dem okratik h a re k et içinde yokolup gitm e tehlikesini
doğuruyordu. Özel olarak S a re k a t R akjat örgütlenm e­
siyle olan ilişkilerinde de açık ve kesin ay ırım lar yok­
tu. K om intern EndonezyalI partililere kendi rollerini
güçlendirm e ve S arek at R akjat’ı, p a rtin in bu örgüt üze­
rindeki etkisini çok fazla güçlendirerek Kom ünist
Partiyle yakın b ir ittifak içinde h a re k et edecek ayrı b ir
ulusal-devrim ci partiy e dönüştürm eleri yoluna gitm e­
lerini salık verdi.
K om intern Y ürütm esinin Doğudaki ulusal-dev­
rim ci ve işçi köylü p artilerinin kurulm asını sav u n u r­
ken, bilimsel sosyalist p a rtile rin çalışm alarını safdışı
etm ek gibi b ir am acı yoktu. Aynı zam an d a çoğunlukla
işçi ve köylü üyelere sahip ulusal-devrim ci partiler,
kendi önderliğini işçi-köylü politikası için b ir güven­
ce olarak da görm üyordu. Bu konuda sorun, bilimsel

232
sosyalistlerin bu rju v a unsurlurhı ılt'itnl IimI' t bu "iM
ve üstünlük için yarışacağı kitlo «>rı-;ııtJ<<r Ivılı
K om intern Y ürütm esi Çin'deki hIhmiI ıİMt ıirm ı
güçlerle birleşik b ir cephe sorununa çok <nklı im .iık
k a t gösterdi. Çin Kom ünist P artisi’nin Temmu.' m i m
de toplanan Birinci Kongresi başka partile rle ı-.lmi IijM
yapm a taktiğini reddetti. K ararlarından b in -İli.'
p ro letaryanın çıkarlarını sonuna dek korumalıyı/. v<
başka partilerle hiçbir ilişkiye g i r m e m e l i y i / . ılıyın
du. O sırada Çin bilimsel sosyalistlerinin b ir ç u ğ u :;m.
yalist devrim i acil görevleri o larak görüyordu. K o nu n
te rn ’in Ç in’deki tem silcileri ra p o rların d a Çin biliııısnl
sosyalistlerinin işçi sınıfı ve ulusal-devrim ci hareke!
ten soyutlandıklarına değm iyordu. Bu «‘Sol-kanat’ ço
cukluk h a s ta lığ ın ın Doğudaki partilerin çoğuna Özgii
özel b ir biçimiydi. Çin bilimsel sosyalistlerinin K omin­
te rn ’in salık verdiği çizginin doğru çizgi olduğunu a n ­
lam aları için, m ücadele deneyi gerekiyordu.
D oğru b ir politika oluşturm aya yönelik İleri bir
adım , milliyetçilerle (yani K uom intang’la) birleşik b ir
cephe çağrısı yapan b ir k a ra rı kab u l eden Çin Komü­
n ist P artisi İkinci K ongresi’nin kararıydı,. K a ra r diğer
şeylerin yanı sıra «ortak çabalarım ızla m ilitarist ve
em peryalistlerin partisin i devirm ek ve gerçekten d e­
m okratik ve bağım sız b ir ulusun tem elini atm ak için
tü m devrim ci partilerle birleşm eli ve b ir birleşik cep­
he örgütlem eliyiz.»(1M) diyordu.
12 O cak 1923’te KEYK «Çin Kom ünist P artisi’nin
K uom intang P artisi’ne İlişkin Tavrı Üzerine» b ir k a ra r
kabul etti. Y ürütm e «Çin için odak noktası oluşturan
sorunun em peryalistler ve onların içteki feodal tem ­
silcilerine karşı b ir ulusal devrim »(m) olduğunu, «Çin’
deki en ciddi ulusal-devrim ci topluluğun liberal-de-
m okratık burjuvazinin ve küçük burjuvazinin b ir kıs-

233
mı ve aydınlarla işçilerin bir kısm ının desteğine sahip
Laflan K üöm inlang Partisi» <!99> olduğunu ve işçi sınıfının
ulusal devrim in zaferiyle doğrudan ilişkili olduğunu
söylüyor ve Çin Kom ünist Partisi üyelerine Kuomin-
ta n g İçinde çalışm alarını sadık veriyordu. Bu, hiç bir
anlam da, K om ünist P arti'n in bağımsızlığı açısından
bir kayıp ya d a zayıflam ayı gerektirm ezdi. Çin Komü­
nist Partisi, m ücadelenin acı deneylerinden (Şubat
1923’te dem iryolcuların Pekin-Hankow grevinin yenil­
gisi) ders a la ra k kitlesel m üttefiklerin gereğini duydu
ve parti yönetimi, K om intern’İn salık verdiği taktikle­
rin doğru olduğu sonucuna vardı. Çin K om ünist Par-
tisi’nin Ü çüncü K ongresi (H aziran 1923) sek ter ve sağ
o p o rtü n ist unsu rların direnişinin üstüne giderek KEYK’
in 12 Ocak 1923 tarih li k ararın d ak i düşünceleri tem el
a lan bir k a ra r kabul etti.
K om intern ezilen ülkeler proletaryasının ulusal
anti-em peryalist hedefleriyle kendi sınıfsal hedefleri­
nin birbirlerine hiçbir biçimde ters düşm ediklerini d ü ­
şünüyordu. Bu açıdan, üye p artilerin Doğu’daki ulu ­
sal-devrimci örg ü tler içindeki konum unun güçlendiril­
mesi, proletaryanın doğrudan sınıfsal çık arların a uy­
gundu ve ulusal-devrim ci hareketi geliştirm eye ve p a r­
tileri Lenin’in yak laşm ak ta olduğundan söz ettiği Do­
ğu’daki o «büyük savaşlara ve devrimle re h azırlam a­
y a eğilimliydi.»
Kom intern ulusal-söm ürgesel meseleye ilişkin poli­
tikasında, Lenin’in ulu slararası işçi hareketiyle Doğu­
daki devrim ci h arek et arasındaki ittifakı vurgulayan
tezini izliyordu. M. Borodin Kom intern temsilcisi sıfa­
tıyla 1923’te Çin’e gittiğinde, em peryalizm e k arşı sa­
vaşta h er şeyden çok o ülkedeki ulusal k u rtu lu ş h a ­
reketinin çıkarların] gütm ek em rini almıştı.
KEYK Ç in’in devrim ci güçlerine sistem li olarak

1234
yardım sağladı. Kasım 1923 te Yunılıun KhmiIo Hin
sa l K urtuluş H areketi Meselesi Üzenim v« Kumum
tan g P artisi Ü zerine K arar»ı kabul etil.""'1 Km m I»ey
lülük ve kentsel nüfusun geniş kitlolenım ı dmlngı o|
m aksızm sürdürülen yönetim içi politik nıucmlelnııin
etkisizliği konusunda K uom intang’ın dikkatim ı,elıiı
K ararın kilit noktası K uom intang’m «topluma mal <>l
m uş üç ilke»sinin (milliyetçilik, dem okrasi vıı ......
refahı) içeriğine ilişkin K om intem ’in bakış açısını lif
lirten cümleydi.
Milliyetçilik ilkesi, köylülük, işçiler, aydınlar ve ıı
caret, sanayi çevrelerinin desteklediği, Ç in’in bağım
sizliği için dünya em peryalizm i ve onun uşaklarına
k arşı K uom intang’m yürüteceği m ücadele, başka bir
deyişle, anti-em peryalist bir m illiyetçilik o larak yo­
rum lanıyordu. Emekçi nüfus için milliyetçilik feodal­
de spot boyunduruğun ve yabancı serm ayenin olduğu
k a d ar yerli serm ayenin de sınırsız söm ürüsüne son ve-
rilm esi an lam m a geliyordu. Bu ilkenin b ir b aşk a yanı
d a Çin’deki ulusal hareketle, Ç in’li egem en çevrelerce
ezilen m illiyetler arasındaki k u rtu lu ş mücadelesinin
birleşm esi ve bu m illiyetlere kendi kaderini tayin h a k ­
kının tanınm asıydı.
Demokrasi, em peryalizm e k a rşı m ücadele p ro g ra­
m ını paylaşan nüfus ve örg ü tler için tüm hak ve öz­
g ürlüklerin sağlanm ası ilkesi olarak yorum lanıyordu.
K om intem ’in görüşüne göre «kamu refahı» ilkesi
de ancak yabancı firm aların, işletm elerin, bankaların,
dem iryollarının, denizyollarının ulusallaştırılm ası, top­
rağ ın onu işleyenlere devredilm esi ve vergi yükünün
hafifletilm esi biçiminde yorum lanırsa, kitleler için dev­
rim ci b ir Önem taşıyabilirdi.
K arar Çin'deki k u rtu lu ş h arek eti ve işçi köylü dev­
leti - Sovyet Sosyalist C um huriyetler Birliği - arasın d a

235
birleşik b ir anti-em peryalist cephe k u rm an ın gerekli­
liğine işaret etti. K uom intang’m Birinci K ongresi (Ocak
1924) örgütün Sun Yat-Sen başkanlığındaki yönetim i­
nin K om intern’İn bir ulusal-devrim ci h a re k et oluştur­
m aya ilişkin tavsiyesini kabul ettiğini gösterdi.
K om intern’İn Çin konusundaki k a ra rla n , Kuomin-
ta n g ’ı kitlesel bir m illiyetçi p a rti o larak yeniden ö rg ü t­
lemede sağladığı p ratik yardım ve Sovyetler Birliği’nin
Ç in’in ulusal hüküm etine sağladığı destek - bunların
tüm ü Lenin’in birleşik anti-em peryalist cephe h akkm -
d aki düşüncelerini gerçekleştirdi. K uom intang, dev­
rim ci öncüsü olan kom ünistlerle birlikte Çin’in anti-
em peryalist güçlerinin tüm üne d a y an a n b ir p a rti h a ­
line geldi, K uom intang’ın ulusal b ir partiye dönüşm e­
si -b u süreç K om intern’İn etkinlikle k a tk ıd a bulundu­
ğu bir süreçtir - Çinli halk kitlelerini bu örgüte k attı
ve Çin devrim inin hazırlanm asında önemli b ir u n su r
oldu Bu özel «çok-sınıflı» p a rti çerçevesi içinde, devrim ­
ci u n su rla rla burjuva-toprak sahibi çevreler arasın d a
yönetim için m ücadele gelişmeye başladı.

Bulgaristan’daki Eylül
Ayaklanması Ve
Polonya’daki Genel Grevin
Öüret tikler i

KEYK bu dönem de Bulgar bilimsel sosyalistlerine


önemli yardım larda bulunm uştu. K om intern’İn y ard ı­
mı sayesinde B ulgaristan K om ünist Partisi h atalı sek-
te r politikasını terkedebilm iş ve tüm anti-faşist güçle­
ri, k ent ve k ır em ekçilerinden oluşan tek b ir blok için­
de toplam aya yönelik sağlam b ir yol seçmişti," 'Ülke
içinde b ir ayaklanm a için h azirîık lar başlatılm ıştı.
A yaklanm anın hedefi genel dem okratik b îr hedef: mo-

236
narşist-faşist diktatörlüğün dovnlmnai, Mı iyi,i mi Mi*
lü hüküm etinin kurulm ası olarak lammluım uşi ı Avnlt
J^nına tüm dem okratik güçleri içoroıı yayMiıı Mı hum
k e t olarak hazırlanm aktaydı. V, Kolarov v n (i lıimH
rov P a rti’nîn yeni çizgisinin belirlenmosindo nnoınlı I>ı■
ro l oynadılar. D im itrov’un P a rti’nin morko/, ynvın <>ı
g ani R abotnichesky V estnik’te yayınlanan ınalm İnimi
birleşik cephe sorunlarım ele alıyor, faşist dikin imi ngn
k arşı toptan b ir mücadele için tüm emekçi halkla. «ılka
nin dem okratik güçleri arasındaki işbirliğinin yaşam
sal zorunluluğunu o rtay a koyuyor; anti-faşist m um da
lenin genel dem okratik içeriğini açıklıyordu. Dimii.mv
«Faşizm hiç de sadece kom ünizm e k arşı değil, aynı zn
m anda h alk a karşıdır» diye yazıyordu. «Kitlelerin v n
ay d ın ların olduğu k a d a r politik p artilerin ve ekotm
mik Örgütlerin yaşam sal çıkarları şimdi, özgürlükleri
nin, haklarının, o nurlarının ve hay atların ın ortak çaba­
larıy la savunulm asını ve bu rju v a gericiliğinin ve oıımı
en tipik belirişinin -faşizm - d a h a başlark en bastırıl­
m asını talep ediyor.»cm> Dimitrov, kitlelerin ve onların
politik p a rtile ri ve ekonom ik örgütlerinin o rtak cephe­
sinin ülkeye, ülkenin ekonomik, k ültürel ve politik y a­
şam ını ve tüm toplum sal gelişmeyi emekçi halkın ge­
reksinm elerini karşılam a ve haklarını, Özgürlüklerini,
hayatlarını, refah ların ı ve barışı sağlam a yönüne ka-
nalize etm ek anlam ına gelecek b ir işçi ve köylü h ü k ü ­
m eti yoluyla gerçekten halka a it b ir egem enlik için gü­
vence sağlayacağını yazıyordu. Böylece u lu slararası bi­
limsel sosyalist h a re k et içinde, anti-faşist m ücadele­
nin hedef ve görevlerinin som ut b ir çözümlemesi te­
melinde, gericilik ve faşizm e k a rşı d a h a geniş dem ok­
ra tik h a k la r için verilen genel dem okratik mücadele
görevlerinin, sosyalizm için verilen m ücadelenin gö­
revleriyle giderek d ah a yakından bağlantılı olmaya

237
başladığı k u rtu lu ş h arek etin in yeni gelişme yolları
kav ram ı o rtay a çıktı.
K om intern B ulgaristan’d a işçi sınıfı ve köylülük
a ra sında bir ittifakın y a ra tılm a sın a çalıştı. Kom intern
Y ürütm esinin Eylül 1923 tarih li b ir çağrısı «Bulgaris­
ta n işçileri ve köylüleri saflarım sıklaştırarak, tüm ül­
kede illegal g ru p la r örgütleyerek, yüzbinlerce, milyon­
la rc a em ekçi a ra sın d a kitleseli ajitasyon yoluyla ve
vakti geldiğinde b ir işçi ve köylü hük ü m eti k u ra ra k
Zankoff’un kışkırtıcı politikasını yanıtlam alıdır.» di­
yordu. «Beyaz cellatların hüküm etine k arşı oluşan n ef­
re t dalgası giderek yükselm ektedir; B ulgar işçi ve köy­
lülerinin çektikleri zalim liğin karşılığını adil b ir biçim ­
de verecekleri an gelecektir.»(m)
B ulgar K om ünist Partisi, B ulgaristan Çiftçi P a rti­
si, Sosyal-Demokrat P arti ve diğ er dem okratik p a rti­
lere bir birleşik cephe oluşturm ayı önerdi. Ö neriyi sa­
dece Çiftçi P artisi’nin sol k anad ı kabul etti. B ulgar Ko­
m ünist Partisi, b u n larla işbirliği içinde Eylül 1923’teki
silahlı halk ayaklanm asının başına geçti. Bu, ta rih te
bilimsel sosyalistlerin yönettiği ilk anti-faşist a y ak la n ­
maydı. Yenilgiye uğradığı halde, BKP ve k itleler İçin,
d ü nya bilim sel sosyalist h areketin in tüm ü için, büyük
b ir ders oldu. BKP’n in antı-faşist b ir cephe için verdiği
yürekli m ücadele, p artililerin gösterdiği k ah ram an lık
ve pro leter sınıf m ücadelesinin görevlerini gericilik ve
faşizm e k a rşı m ücadelenin genel dem okratik hedefle­
riyle doğru o larak bağlanm ası, partiyle kitleleri y ak ­
laştırdı ve «Partiyi dem okrasi ve sosyalizm m ücadele­
sinde k ent ve k ır em ekçi h alkların ın gerçek Önderi h a ­
line getirm enin önşartlannı» yarattı/**05
1923 güzünde işçi sınıfının büyük y a n k ılar uyan-
d ıran gösterileri Polonya’nın bu rjuva-toprak sahibi re-
jim inin t em ellerini sarstı. G rev hareketi benzeri görül­

238
memiş b ir güçle gelişti. G revler sık sık politik bu ııth<
lik taşıyor ve sokak gösterileri ve polisle girişilen (.n
tışm alarla birlikte yürüyordu. Polonya Kom ünist Knmk
P artisi işçilerin m ücadelesinin başında yürüyordu.
Ağustos 1923’te Leh Sosyalist P artisi ve «Wyzwolien io
Köylü P artisi’ne, kitlelerin çıkarlarını savunabilecek,
toprakları topraksız ve az topraklı köylüye karşılıksız
devredebilecek, ulusal azınlıkların kendi kaderlerini
tayin hakkını tanıyabilecek ve Polonya’nın em perya­
list güçlerden bağımsızlığını sağlayabilecek ve SSCB
ile d ah a yakın ilişkiler kurabilecek bir işçi ve köylü
hüküm etinin kurulm ası için o rta k bir cephe oluştur­
m ayı önerdi. PKİP’n in 19 Eylül - 2 Ekim 1923’te top­
lan an îkinci K ongresi Polonya işçilerini b ir birleşik
cephe kurm aya, işçi sınıfı, köylülük ve ezilen m illiyet­
ler arasın d a işçi sınıfı önderliğinde bir ittifak oluştur­
m aya ve burjuva-toprak sahibi sistem ini altederek bir
işçi ve köylü egem enliği kurm ak için güçlerini birleş­
tirm eye çağırdı. Taslağını Adolf W arski, M aria Kos-ı
zutska, G. W alecki, E. Pruçnİak ve partin in diğer ön­
de gelen yöneticilerinin hazırladığı Kongre k ararları,
Lenin’in öğretilerinin Leh koşullarına yaratıcı olarak
uygulanm asını örnekliyordu.
1923 güzündeki yoğun grev hareketinin m erkezle­
rinden birinde, Y u k a n Silezya’da, sendika tem silcileri
kom iteleri kongresi, kom ünistler, sosyalistler ve işçi
sendikacılarından oluşan b ir birleşik cephe organı
- «2l’le r JCom ttesîk^adlrL ıir..organ seçti. Komiteye bi-
limseT~sosyalist J. W eczorek başkanlık ediyordu. 15
Ekim’de Y ukarı Silezya’d a *21’le r Komitesi'nin» önder­
lik ettiği, m adenciler, m etal işçileri, dem iryolcular, pos­
ta işçileri, belediye işçileri ve diğerlerinin katıldığı b ir
genel grev patladı. H üküm et yükselen grev dalgasına
ülkede olağanüstü durum ilan ederek tepki gösterdi.

239
Leh Sosyalist Partisi önderliği ve reform ist işçi sendi­
kaları, işçilerin baskısına boyun eğerek, 5 K asım ’da
dem iryollarının, ask eri kontrol a ltın a alın m asın a ve as­
keri m ahkem elerin k u ru lm asın a k a rşı genel b ir protes­
to grevi ilan etm eye m ecbur kaldılar. O portünist p a r­
tilerin önderleri grevlerle eş zam anlı o larak bazı ö d ü n ­
ler alm a ve grevi bitirm e um ud u y la h üküm etle g ö rü ş­
melere girdiler. Kom ünist Parti, em ekçi halkı, m ücade­
leyi birleşik b ir cephe içinde b u rju v a hüküm etini devir­
mek için sürdürm eye çağırdı.
5 Kasım grevi tüm ülkede b ir çok bölgeyi etkiledi.
K rakov’d a silahlı çatışm aya dönüştü. Ancak, isyancı­
ların b ir yönetim m erkezi yoktu. K rakov bilim sel sos­
yalistlerinin çoğu hapisteydi ve o ra d a olanların çoğu
d a ayaklanm anın önderliğini üstlenem em işti. Leh Sos­
yalist P artisi’n in önderleri yetkililerle b ir pazarlık y ap ­
tıla r ve işçileri silahsızlandırm anın yolunu arad ılar.
Bunu genel grevi sona erdirm e k a ra rı izledi. S ert b a s­
k ıla rla güçsüzleşm iş olan ve h âlâ işçi sınıf m m çoğun­
luğu üzerindeki etkisi yeterli olm ayan Polonya Komü­
nist Emek Partisi, genel grevin sürdürülm esini sağla­
yam adı.
KEYK K rakov’d aki olayları değerlendirirken «Kra­
kov’da k an la dam galanan işçi ve köylü ittifakı, Leh
devrim inin zaferi için başlıca koşuldu. Krakov olayla­
rından alınacak başlıca ders, kom ünistlerin başlıca
görevi buydu.»(2,1> diye işaret etti. KEYK K rakov isyan­
ların a ih an et eden Leh Sosyalist Partisi yöneticilerini
teşh ir etti ve Leh işçi ve köylülerini, Leh kapitalist ve
toprak sahiplerinin baskısı altındaki ulusal azınlıkla­
rın em ekçi halklarını K om intern bayrağı altın d a top­
lanm aya, kapitalist ve toprak sahiplerinin hüküm etini
devirip bir işçi ve köylü hüküm eti kurm aya çağırdı.

240
A tm a lı M tH ıth M
h ıım ltıfe n + 'd t

1923’te ulu slararası proletaryanın dllıkni.ı Alıntın


y a ’daki olaylara çevrildi. Ülkede ARP öndurliftimi»,
Ç uno H üküm etinin, gerici politikasına karşı bir MM»
h arek eti başladı. G rev h arek eti 1923 baharım la vo y*
zında yaygm laştı. A lm an Kom ünist P artisi’nin .saygın­
lığı arttı. Sosyal-dem okrasi ve işçi sendikalarının nuft
önderlerinin etkisi, h âlâ işçi sınıfının çoğunluğu bunla
n n a rk a ların d a olm akla birlikte, azaldı. İşçilerin birle­
şik eylem e yönelik istekleri birleşik cephe organlarının
k u ru lu şu n d a - sendika tem silcileri kom iteleri ve işsizler
kom iteleri- faşizm ve savaş tehdidine k arşı prolotor
özsavunm a m üfrezelerinin oluşturulm asında ifadesini
buldu. Mayıs 1923’te AKP M erkez Komitesi Cuno Hü­
küm etinin devrilm esi ve bir işçi hüküm etinin k u ru l­
m ası için m ücadele çağrısı yaptı. AKP ülkedeki büyür
yen faşist tehlikeye büyük b ir dikkat gösterdi. 29 Tem-
m uz’d a P arti b ü tü n ülkede, yüzbinlerce işçinin katıl­
dığı b ir A nti-Faşist G ün örgütledi. Cuno H üküm etinin
d evrilm esi sloganı, kendi önderlerine baskı yapan sos­
yal-dem okrat işçiler arasın d a da giderek a rta n b ir yay­
gınlık kazandı. 11 A ğustos’ta Devrimci Sendika Temsil­
cileri Berlin Komitesi Cuno H üküm etinin devrilm esi
için b ir genel grev çağrısı yayınladı. Aynı gün Berlin
işçilerinin grevi başladı. 12 A ğustos’ta AKP MK ve Sen­
dika Temsilcileri U lusal Komitesi tüm ülkede b ir genel
grev çağrısı yaptılar. Sağ sosyal-dem okrat önderler
hüküm etten desteklerini çekmek zorunda kaldılar. C u­
no H üküm eti düştü. Stresem ann sağ-kanat sosyal-de-
m o k ratlarm tem sil edildiği bir koalisyon hüküm eti
oluşturdu.
O layların aldığı biçimden ürken Alman burjuva^
zisi tüm güçlerini devrim ci h arek eti bastırm ak için b ir
F. 16: Enternasyonal 241
a ra y a getirdi. 27 Eylül'de ülkede olağanüstü durum
ilan edildi. B urjuva-dem ökratik özgürlüklerin o rtad an
lüddm lrnâsı, egem en' slm fın a rtık eski yollarla ikti­
d a rı elinde tutam ayacağını kanıtladı. Bu a ra d a işçile-
: rin "yaşam koşullarındaki kötüleşm enin sürm esi sınıf
çelişkilerinin keskinleşm esine ve sınıf m ücadelesinin
yoğunlaşm asına yol açtı.
AKP’nin 1923 başında Leipzig K ongresinde sap ta ­
n a n stratejik eylem çizgisi, dem okratik özgürlüklerin
genişletilmesi, ekonom ik koşulların iyileştirilm esi, işçi
sınıfı ve emekçi halkın diğer ta b ak a la rı arasın d ak i it­
tifak ve işçi-köylü hüküm eti için verilen m ücadele­
nin geliştirilm esi için bir savunm a savaşı yoluyla bir­
leşik proleter cephesinin k u rulm asın d an oluşuyordu.
A lm anya’da geçerli olan som ut koşullarda, b urjuva
hüküm etinin oldukça büyük bir askeri güce sahip ol­
m ası ve faşist çetelerin giderek d a h a etkin hale gel­
mesi karşısında, kom ünist p a rti kitle m ücadelesinin
önderliğini silahlı b ir ayaklanm anın h azırlıklarıyla
bağdaştırm ak zorundaydı.1t“ S)
Genel grev ve Cuno H üküm etinin düşüşünden son-
j r a AKP ve K om intern Y ürütm esi, A lm anya’da dev-
/ rim ci bir bunalım ın hızla doruğa yaklaştığı varsayı-
l m ından yola çıktılar. 28 A ğustos’ta AKP MK Politbü-
rosu altı MK üyesini ayaklanm ayı örgütlem ek üzere
hazırlık çalışm alarını yürütm ekle görevlendirdi. Ayak­
lanm anın askeri örgütlenm esi için b ir p lan h azırlayan
ve proleter savaşçı birim leri oluşturm aya, eğitm eye ve
silahlandırm aya başlayan b ir A skeri Konsey k u ru l­
du.{î03) Parti örgütleri dikkatlerinin büyük bölüm ünü
p lan lan an ayaklanm anın askeri a y rın tıların a verdiler.
! Ancak Partinin Heinrich Brandler başkanlığındaki yö-
■ netimi işçi sınıfının toplumsal ve demokratik hakları-
ı nm savunulması için kitle hareketi oluşturmayı sür-

242
[d ü rm en in önemini küçüm sediler KKYh Oınlt h i/tl*
I «Cuno grevinden sonra kesin mücudulnyn t İnli lı tınıldı
'-ğinden hareketleri d urdurm ak istomo lmt.mii vtııultnuj
!tı» diye kaydetti; «Belirleyici h a fta içindeki teknik lıu
I zırlıklarm ateşliliği, m ücadelenin salt Par II tine ndele
| si olduğu görüşü, öncül ve toparlayıcı kısmi i m i m d e
| leler ve kitle harek etleri olm aksızın ‘son darbe' n/eı m
! de yoğunlaşm a, güç ilişkilerini doğru değeıicm lirm evi
' ve uygun ta rih le r saptam ayı olanaksız kıldı.»'""1 Ptırll
yönetim i kitlelerin belirleyici savaşlar için hazımlımı
derecesi ve devrim ci bunalım ın gelişme hızı için aşırı,
em peryalist ve m ilitarist güçlerin m anevra yeteneği
için düşük tahm inlerde bulundu.^6
KEYK A lm anya Komünist P artisi’ne yardım sağ
lam ak düşüncesiyle, A lm anya, Fransa, Çekoslovakya.
Kom ünist P artileri ve RKP(B) tem silcilerinden oluşan
b ir konferans için çağrı yaptı. K onferans 21 Eylül 1923 '
te açıldı. Lenin o sırada a ğ ır hastaydı ve konferansa
katılmadı.'**
H einrich Brandler, A lm anya’nın d u ru m u n a ilişkin
b ir ra p o r sundu. K om ünist P artinin iktidarı ele geçir­
mek için kesin savaşa h a zır olm a derecesini a b a rttı ve
Sosyal D em okrat P arti içindeki durum u yanlış aktardı.
| Geniş işçi kitlelerinin Cuno H üküm etine karşı girişi­
len genel greve katılm alarını A lm an işçi sınıfının Ko­

(*) Pravâa, 22 Eylül 1923. Bu konferansa katılan O. Kuusinen


daha sonra şöyle yazdı: «Bu noktada Brandler, devrimci ha­
yal gücünü başıboş bırakmıştı. îktidann ele geçirilmesi şim ­
di ona kolay ve kesin bir iş gibi geliyordu. Partinin mü­
cadeleye hazır oluşunu ve askeri hazırlıklarını çok fazla
abartarak Yürütme Kurulıı’nun Alman hareketinin acil güç­
lükleri ve gereksinmeleri hakkında doğru bir fikir edinebil­
mesini çok güçleştirdi.» (O. Kuusinen, Neudavshcyesya İz.ob-
razMeniye ’netnetskogo oktabrya' (Alman Ekimi’nin Aldatıcı
Bir Portresi)!, Moskova, Leningrad, 1924, s. 11.

243
m ünist P a rti önderliğinde ülke çapında m ücadeleye
katılm aya h a z ır olması biçim inde yorum ladı, İktida­
rın AKP tarafın d an ele geçirilm esinin ciddi b ir d ire­
nişle karşılanm ayacağm ı savundu. «Biz üst düzeydeki
görevliler, iktidarın ele geçirilm esinin oldukça uygun
ve güç olm ayan bir görev olacağını düşünüyoruz.»
dedi.
B randler Alman K om ünist P artisi'n ın devrim ci sa­
vaşlara hazırlığını açıklarken, P artin in 250.000(*} kişi­
yi bulan savaşçı birliklere sahip olduğunu ve b unları
onbeş tüm en içinde örgütlem eye başladığını açıkladı.
D ahası silah sorununun d a büyük ölçüde çözüldüğünü
ve tek teknik güçlüğün, polis, m üfrezeleri silahlandır­
m a çalışm alarını engellem eden bu silahların dağıtıl­
m ası sorunu olduğunu savundu/**’
B randler’in o rtay a koyduğu abartılm ış iyim ser tab ­
loya E m st T halm ann ve Hugo Eberlein k a rşı çıktılar.
Thâlm ann, B randler’in rap o ru n u n tü m ülkedeki du­
ru m u n ve güçler dengesinin bir çözümlemesine değil,
salt birleşik işçi cephesi hareketin in en yaygın olduğu
Saksonya ve T hu rin g ia’daki d u ru m u n b ir d eğerlendir­
m esine dayandığını söyledi. T hâlm ann genel grevin,
kitlelerin b ir silahlı ayaklanm an ın gereğini görm eye
başladıklarını o rta y a koyduğuna işaret ederek, B ran d ­
le r’in gene de güçlerin duru m u n u ab arttığ ım açıkladı.
Proleter birim lerin askeri eylem İçin tüm üyle hazırlık­
sız olduğunu ve hiç sila h lan olm adığını söyledi. B rand­
le r’in hızla silahlandırılabileceklerini sav u n an iyim ser

1*> Gerçekte bunların sayısı 1923 Ekimi ortalarında 133.000’di.


MPA, MLE, 495/19/70/29.
(**> KEYK AKP MK yazdığı 5 Kasım 1923 tarihlî mektupta şöy­
le diyordu: «örgütlenme ve teknik hazırlık konusunda,
Özellikle silahlanma için, Moskova’da sunduğunuz raporlar
çok abartılmıştı.» MPA, MLE, 495/19/70/85,

244
yargısını reddetti. T hâlm ann AKP vo MK'ımı ;t Kamın
1923’teki toplantısında «Moskova’d a hom politik İkmii
ask eri h azırlık lar gerektiği gibi yapılm adıysa pınlaltu
devrim e oynayam ayacağm ızdan çok ciddi olarak n<u
ettik.» diye vurguladı. T hâlm ann «Brandler tü m en im
den söz etti, oysa gerçekte d u ru m öyle ki savaşçıları
mızı silahlandırm a olanağım ız hiç y o k .» '^ ' d iyonik
P artin in ideolojik ve politik olarak iç savaşa hazırlık
sız olduğu konusunda uyarıda bulundu.
Eberlein Partinin d u ru m ve m ücadele olanakları
n m değerlendirilm esi konusunda uyum içinde b u lu ­
nulduğunu, B randler’in ise savaşçı örg ü tler ve silah lar­
dan söz ederken a ş ın b ir iyim serlik gösterdiğini, oysa
h âlâ oluşum süreci içindeki m üfrezelerde silah sıkıntısı
çekildiğini söyledi. A ncak toplantı T hâlm ann ve Eber-
lein’in bu ciddi tartışm aların ı gözönüne alm adı.
AKP içindeki «sol» m uhalefeti tem sil eden Fischer
ve Masİow, bir işçi ve köylü hüküm eti yerine, P artinin
pro letarya d iktatörlüğü ve Sovyet iktidarı için savaş­
m ayı ve iktidarın doğrudan ele geçirilm esine yönelik
b ir politika oluşturm ayı acil bir görev edinm esi g erek ­
tiğini savundu. Zinoviev o n ların bu önerilerini ak tif
bir biçimde savundu. 4 Ekim’de tartışm ay ı k ap atırk en
A lm anya’nın varolan gelişme aşam asında işçı ve köy­
lü hüküm eti sloganının yetersiz olduğunu söyledi ve
kitlelere işçi ve köylü hüküm etinin Sovyetler biçim in­
de b ir proletarya diktatörlüğünden başka b ir şey ol­
m adığının anlatılm ası gerektiğini savundu.
Zinoviev konferansa taslağının büyük bölüm ünü
kendisinin hazırladığı ve RKP M erkez Komitesi B ir­
leşik O tu ru m u ’nun 23 Eylül'de kab u l ettiği «Yaklaşan
A lm an Devrimi ve RKP’nin Görevleri» tezi h ak k ın d a
bilgi verdi, Tçz_ A lm anya'daki koşulların pro leter dev­
rim inin zaferi için olgunlaştığını belirtiyordu. «Alman-

245
y a'd a proleter devrim in sadece kaçınılm az olduğu d e­
ğil, oldukça yakın ve el altın d a olduğu da şim di bayağı
açıktır. Alman K om ünist Partisi pro letary an ın etkin
kesim lerinin çoğunluğunu kazanm ıştır. Çok yakın bir
gelecekte A lm an K om ünist P artisi bü tü n p ro letary a­
nın çoğunluğunu ard ın d a toparlayacak b ir konum da
olacaktır.»(2UÎ) Tez A lm an Sosyal-Demokrat P artisi’nin
keskin bir bunalım ın eşiğinde olduğunu ve kitleler a ra ­
sındaki saygınlığını yitirdiğini belirtiyordu. Tez, sos­
yal-dem okrat işçilerin çoğunluğunun «sol» m uhalefe­
tin yanında olduğunu ve «Sosyal-Demokrat P a rti’nhı
‘yeni’ önderlerinin eski politikayı izlediklerini görür
görmez K om ünist P a rti’nin gösterdiği yolu izleyecek­
lerini» belirtiyordu. Tezde Stresem ann H üküm eti g e r­
çek bir iktidara sahip olm ayan b ir hüküm et olarak ta ­
nım lanıyordu.
^ K E Y K Ekim ’de AKP temsilcileriyle yaptığı bir top-
lantıda, AKP tem silcilerinin, Saksonya ve T huringia’
daki eyalet hüküm etlerinin başındaki sol sosyal-de-
m okratlarm Saksonya’yı, faşistlerin etkin hale geldiği
B avyera’ya k arşı korum aya, 50-60 bin işçinin silah]an­
dı a la ra k Alman H üküm etinin devrim ci mücadeleyi
bastırm ak için Saksonya’ya gönderdiği G eneral M iti­
le r'e karşı direnm eye h a zır olduklarını bildirmeleri
koşuluyla bu hüküm etlere katılm alarının uygun ola­
cağına ilişkin bir k a ra r kabul etti. Aynı şey T huringia
için de geçerliydi. K a ra r ülkede 4-6 h a fta içinde silah­
lı b ir ayaklanm a olacağı, Saksonya ve T huringia h ü ­
küm etlerinin birleştirilm esinin devrim in başlam ası
İçin AKP’ye yardım cı olacağı inancını tem el alıyor-
d u .(2W>
P artinin toplantıda taslağı h azırlan an eylem planı
aşağıdaki n o k ta la n temel alıyordu: pro letary a Sakson­
y a’da eyleme girişecek ve işçi hüküm etinin savunm a-

246
sim y ap arak ortaya çıkacaktı. Suloıoııyu pı uluim v*um
silah lanm ak için devlet gücünü kullunncnltlı vo ( h U
A lm anya’nın güneydeki karşı-devrim ci llııvyoııı vu İm
zeydeki faşizm a rasın d a k alan yoğun nüfuslu pıol»luı
bölgelerde b ir set oluşturacaktı. Eş zam anlı ulımılt l'm
ti kitleleri toparlayacak ve ülke ölçeğinde oylıuım ı;lı I
şecekti.(30£,)
A lm anya’daki d u rum un çözümlenmesinde dıını
m un olgunluğu fazla, hasm m gücü de az tahm in edil
inişti.*** 1923’ün güzüne gelindiğinde, Alman işçi .sınıfı
arasın d a devrim ci ru h halinin güçlü olm asına vo l’nr
tinin en önemli işçi sendikalan, en büyük işletmolor-
deki sendika temsilcileri kom itelerinde d a h a güçlü bir
konum da olm asına karşın, AKP h âlâ işçi sınıfının ço­
ğunluğunun önderliğini ele geçir ememişti, işçi şendi1
kaİarm ın desteğine sahip olan sosyal-demokrasi, Al­
m an proletaryasının en büyük bölüm ü üzerindeki e t­
kisini h âlâ sürdürüyordu.
T oplantı k a ra rla n A lm anya’d aki d u ru m u n gere­
ğinden fazla iyim ser b ir değerlendirm esine dayanıyor­
du. P artiyi o anın gerektirdiği üzere A lm anya’da b ir
işçi ve köylü hüküm eti için kitleleri toparlam aya yö­
neltm ek yerine m ücadele evrelerini atlam ak anlam ı­
n a gelen görevler belirliyorlardı; K om intern’İn Dör­
düncü K ongresi’nin k a ra rla n n d a değinildiği üzere k it­
leleri devrim e hazırlam anın yollarını a ra ştırm a önem ­
senm em işti. 8 Ekim’de AKP yönetim i «Alman p ro le ta r­
yasına» yaptığı b ir çağrıda beyaz d ik tatörlü ğ ü n kızıl
b ir diktatörlükle ezilm esini ve R eichstag yerine ikti­
(*) RKP(B) MK Leh Komünist Partisi MK’ne 4 Şubat 1924’te yaz­
dığı mektupta şöyle diyordu: «Komintern Yürütmesi Ekim­
de hepimizin durumun olgunluk düzeyini fazla, hasmm gücü­
nü de az tahmin ettiğimizi itiraf ediyor.» Noıvy Przeglaâ, Gli?
wice, 1924, No, 3, s. 666.

24t
d a rın b ir Sovyetler kongresine devredilm esini talep
eden b ir slogan Öne sürdü. W alter U lbricht bu k o n u ­
d a «Tüm ülke için b ir Sovyet hüküm eti talep etm ek
yanlış zam anlanm ıştı ve doğal o larak b u açıklam a
Saksonya ve T huringia’d a A lm an Sosyal-Dem okrat
P artisi’yle b ir koalisyon hüküm etine k atılm aya ilişkin
eşzam anlı açıklam ayla uzlaşam azdı.»(îl0) diye eleştiri
yaptı.
A lm anya’daki gerçek durum B randler'in Mosko­
va’daki toplantıda çizdiği «pırıltılı tablo» (*}ya p ek ben­
zem iyordu. B randler durum u doğru o larak değerlen­
dirm ede böyle başarısız kalınca, P artiyi p arlam en ter
çalışm alara doğru yöneltti. B urjuva yasaları çerçevesi
içinde hüküm et çalışm alarının oportünist b ir yorum u
ve birleşik b ir cephe içinde kitlesel m ücadelenin k ü ­
çüm senm esi AKP’nin ülkede devrim ci b ir h a re k et oluş­
tu rm a k için Saksonya ve T huringia işçi hü k ü m etlerin ­
d e n yararlan am am ası sonucunu doğurdu. Sağ B rand-
ler'ci oportünistlerin hatası nedeniyle p roletaryayı si­
lahlandırm ak için yeterli çaba gösterilmedik* *> AKP
yönetim inin 1923 Ekim’indeki sağ oportünist politika­
sı, P arti çalışm alarına olumsuz etki yaptı. U lbricht
«Devlet m eselesindeki kararsızlık ve sağ-oportünist ve
aşın-sol yorum lar P artin in işçi sınıfının çoğunluğunu
kazanm asını engelledi.»<ÎU) diye eleştirdi.
Saksonya’d a Reichsw ehr birim lerinin gönderildi­
ğinin öğrenilm esi üzerine AKP 20 Ekim’de sendika tem ­
silcileri komiteleri, işçi sen d ik alan ve Saksonya dene­
tim kom itelerinin b ir toplantısında 21 Ekim 'de b ir ge­
nel grev yapılm ası k a ra rın ı alm aya k a ra r verdi. Grev

(*> Daha sonra 13 Kasım 1923 tarihli bir mektupla Clara Zet-
kin’e itiraf ettiği gibi, MPA, MLE, 495/19/70/136.
(**) 21 Ekim’de proleter savaşçı birimlerinde ancak onbin ka­
dar tüfek vardı. MPA, MLE, 495/19/70/29.

348
H am burg'da silahlı bir ayaklunnm yu doml^l di i i Ih*tık
ti. A ncak sol-kanat sosyal-demok rutinim m « ihv Ikkhi
sundaki ta v ırla rı araştırılm am ıştı*at)) v<> hunim < limit
n itz K o n feran sın d a AKP’ye k arşı çıkınca, AKI* omlm
liği p lan d an vazgeçti.
ASDP içindeki sol u n su rla n n can alıcı antla um mİ
grev önerisini desteklem eyi reddetm eleri vu sol fionyal
d em okratların A lm anya'da 1923 güzündeki olaylın m
rasm daki k ararsız ve tu tarsız politikaları devrimci ha
rekebe büyük z a ra rla r verdi. AKP sol sosyal-dem okrat
ların kararsızlığıyla b aşa çıkam adı ve sağ öndorlnm
rağ m en onları AKP ile birleştirm eyi başaram adı. Salt
sonya ve T huringia’daki işçi hüküm etleri azledildi.
Sosyal-dem okrasinin sağ önderleri devrim ci hareketin
bastırılm asında etkin b ir rol oynadılar.
Gerici güçlerin saldırısı karşısında AKP MK’niıı
B randler yönetimi, hiçbir geniş protesto h arek eti ö r­
gü tlem ed i A slında gericilere teslim oldu. Tek istisna
H am burg’daki devrim ci işçilerin T hâlm ann yönetim in­
deki yiğit ayaklanm alarıydı. A ncak ayaklanm a yalnız
bırakıldı ve altm ış saatlik zorlu b ir m ücadeleden son­
r a d urduruldu. A lm an işçi sınıfının 1923 güzündeki
devrim ci m ücadelesi yenilgiyle sonuçlandı. B unun n e ­
deni büyük ölçüde sosyal-dem okrasinin sağ önderleri­
nin k arşı devrim ci güçlere sağladıkları etkin desteğin
ve sol sosyal-dem okratlarm kararsızlık ve tutarsızlığı­
n ın o rtay a çıkardığı elverişsiz g ü çler dengesiydi. AKP
çan alıcı a n d a işçi sınıfının çoğunluğunu ve geniş köy­
lü kitlelerini kazanm ayı başaram adı. P artin in Brand-
ler-T halheim er g ru b u başkanlığındaki yönetimi. P a rti­
n in ülkedeki devrim ci h a re k eti geliştirm esini ve yo­
ğunlaştırm asını önleyen h em sağ-oportünist hem de
«solocu nitelikle bazı büyük h a ta la r işledi.
1923 güzündeki A lm an olayları, B ulgaristan ve Po­

249
lonya’d a olanlar gibi, u luslararası bilimsel sosyalist h a ­
rek ette yakından incelenm esi gereken b ir konu haline
geldi.
İşçi ve köylü hüküm eti sloganı, proletarya d ik ta­
törlüğüne giden bir yol, gericilik ve faşizm in saldırıla­
rın a k a rşı m ücadeleyi b ir işçi ve köylü hüküm eti kav­
gasıyla birleştirm e girişim i ve bu tem elde işçi sınıfının
eylem birliğine ulaşm a ve emekçi halkın geniş kitle­
lerinin desteğini işçi sınıfına .kazanm a çabası olarak
büyük önem taşıyordu. A m a 1923 güzünde belirleyici
olayların m eydana geldiği sırada, K om intern üyesi p a r­
tiler bu stratejik çizgiyi henüz tam ve derinlem esine
belirlememişti. Devrim in zaferine tek b ir «belirleyici
darbe» ile, m ücadelenin a ra evreleri atlan arak , u laşı­
labileceği düşüncesi kim ilerinin k afasın d a h âlâ güç-
lüydü. P artiler işçi sınıfının çoğunluğunu, pro leter ol­
m ayan emekçi kitlelerin çoğunluğunu kazanam am ış,
işçi sınıfı ve köylülük arasında sağlam b ir İttifak k u ­
ram am ıştı. Hem sosyal-dem okrasi m irasının oportünist
kalıntıları, hem de sekter dogm atik h a ta la r bilimsel
sosyalist p artilerin çalışm alarını baltaladı.
K ardeş p artilerin ideolojik ve örgütsel sağlamlığı,
kitleler arasın d a çalışm anın h er biçimi ve yöntem i ko­
nusundaki ustalıkları, strateji ve tak tik lerin gelişti­
rilm esi d ü nya bilimsel sosyalist h arek eti için belirle­
yici b ir önem taşıyordu. Birleşik cephe taktiklerinin
sağ oportünist tahriplerine karşı m ücadelede sol-sek-
te r nitelikte h a ta la r işlenmişti.
B unun önemli b ir nedeni burjuvazinin devrim ci
harekete yönelik m ücadelesine yardım etm ekte ısra r
eden ve bu am açla uluslararası işçi hareketinde yıkıcı
çalışm alar yü rü ten sağ sosyal-dem okratlarm anti-ko-
m ünist politikasına gösterilen tepkiydi. Aynı zam anda
sosyal-dem okrasinin sol kanadı 1923 güzünde A lm an ­

250
y a ’daki keskin sınıf mücadelesi sıı n u ın ıln luıı im lı lılı
-eyleme girişm eyi reddetti. Bu durum , «tıımlıçi Ii HİhIm
arasındaki bölünm eyi derinleştirdi.
AKP’nin B randler yönetim inin opoti.it n l H İ t ı v h i i İm
ması, sosyal-dem okratlann kararsızlığı. S ıılu ıo ııy n vıı
Thuringİa işçi hüküm etlerinin yenilgisi vo ASİ il1 mtfı
k a n a t Önderlerinin karşı devrim ci çalışm aları, Alıımu
K om ünist P artisi ve K om intern Y ürütm esi içimini»!
solcu u n su rların geçiş iktidarı biçim leri düşünrnı.ıııi
reddetm eleri için bir zemin hazırladı. Solcu unsurlm
t buna dayanarak, işçi hüküm etinin proletary a diktatör
j lüğü için b ir takm a ad olarak yorum lanm ası gerektiği
' ni savundular, öte yandan birleşik cephe taktiğini da
■dar anlam da sosyal-dem okratlan te şh ir etmenin bir
yöntem i olarak değerlendirdiler.
Bilimsel sosyalist h areketin bazı önderleri (Clanı
Zetkin, W. Pieck, Leh K om ünist Partisi yönetim i ve di­
ğerleri) bu değerlendirm elerin sol-sekter doğasını eleş ­
tirdiler. Leh K om ünist P artisi yönetimi K om intern’e
gönderdiği bir m ektupta birleşik cephe taktiğinin suç­
lanm ası biçiminde yorum lanacak h erhang i b ir formü-
lasyonun yanıltıcı olduğunu belirtti. A ncak bu savlar,
gözonüne alınm adı. Sosyal-dem okrasinin «faşizmin bir
kanadı» olduğu açıklandı. Bu anlam da b ir cüm leyi Zi­
noviev KEYK Presidium u’n u n Ocak 1924'te Alman so­
ru n u n u n tartışıldığı bir toplantısında söyledi.<3I3) Sol
sosyal-dem okrasinin başlıca düşm an olduğu ve savaşın
salt onlarsız değil, onlara k a rşı verilm esi gerektiği ve
birleşik cephenin sadece aşağıdan, sosyal-dem okrat yö­
neticilerle hiçbir görüşm eye girişilm eksizin y ü rü tü lm e­
si gerektiği tezini öne sürdü. Bu tezler KEYK Presıdiu-
rnu’nun k a ra rm a y an sıtıld ı/31^ Sol-sekter-dogm atik h a ­
ta la r ulu slararası bilimsel sosyalist h arek ete ve işçi
sınıfının birliği için verilen mücadeleye ciddi z ararlar

251
verecekti. D aha sonraki yıllarda biriktirilen yeni ta ­
rihsel deneyler temel alın arak b u h a taların üstesinden
gelindi ve b u n la r düzeltildi.
K om intern üyesi p artilerin 1923 güzünden aldığı
ders, h e r şeyden önce m arksist-leninist k u ram ı y aratıcı
o larak uygulam a, u lu slararası bilimsel sosyalist h a re ­
ketin strateji ve taktiklerini geliştirm e ve p artileri isçi
sm ıfı ve tüm emekçi halkın en geniş kesim leriyle y a ­
kın ilişki içinde olan m ilitan kitle p artileri haline ge­
tirm e zorunluluğuydu.

232
in
KAPİTALİZMİN KISMİ SAĞLAMLANMA
YILLARINDA VE SSCB’DE SOSYALİST İNSANI!
GELİŞMESİ SIRASINDA KOMİNTERN
KOMİNTERN ÜYESİ PARTİLERİN
İDEOLOJİK VE ÖRGÜTSEL
SAĞLAMLAŞMASINA GİDEN YOL
(1924-1928)

Kapitalizmin
İstikrar Kazanması

1924'ün b aşına gelindiğinde sav aştan sonraki ilk


yılların devrim ci dalgalanm ası sona erdi. D ah a 1921-
1923’to birkaç kapitalist ülkedeki burjuva rejim lerinde
yavaş yavaş bir sağlam laşm a gözleniyordu am a o sı­
ra d a yeni başlam ış olan kapitalizm in istik rar k azan ­
m ası henüz d ü n y a ölçeğinde bir önem kazanm am ıştı.
A lm anya, B ulgaristan ve Polonya’da 1923'teki proleter
ay ak lan m aların yenilgisinden sonra kapitalist dü n y a
geçici, kısm î bir istik ra r dönem ine girdi.
B urjuva rejim lerine yönelik doğrudan saldırıların
başarısızlığa uğram ası kapitalist ülkelerdeki devrim ci

253
sürecin bir yavaşlam a dönem ine geçişini belirleyen te­
m el etm endi. A m a b u rad a etkin olan b aşk a u n su rla r
da vardı.
K apitalist ekonomi savaş sonrası bunalım h alin ­
den çıkmış ve b ir can lan m a aşam asın a girm işti. Bu.
sanayinin teknik ve örgütsel anlam d a yenilenmesini,
em ek üretkenliği ve üretim hacm inin artışım d a b era­
berinde getirm işti. Ü retim in yoğunlaşm ası ve serm aye­
nin toplulaşm ası d a h a önce görülm em iş boyutlara u la­
şarak, dev tekelci şirketlerin o rta y a çıkm asına yol a_ç-
mıştı.
Y irm ilerdeki iş faaliyetinin hızlı gelişmesine, b u r­
juva rejim lerinin yerleşm esi eşlik etmişti. B urjuva p a r­
tileri yitirdikleri taban ların ın b ir kısm ını yeniden ka
zanm aya başladılar.
K apitalizm in geçici bir istik ra r kazanm ası ulus­
la ra ra sı ilişkiler alan ın a d a yayıldı. D ünyanın V ersay
ve W ashington an laşm aların d a saptandığı biçim de ye­
niden bölünmesi, önde gelen kap italist güçler a ra sın ­
daki etki a lan ları konusunda geçici b ir anlaşm anın te­
m elini oluşturdu. Galip ülkeler W ashington K onferan-
. sı’n d a (Kasım 1921 - Şubat 1922) Ç in’in yarı-söm ürge
j konum unu korum a ve güçlendirm e ilkesine dayalı ola­
ra k Çin halkının o rtak laşa söm ürülm esi konusunda bir
anlaşm aya varabilm işlerdi. VVashington K onferansı Pa­
sifik'teki em peryalist devletler arasın d a geçici b ir güç
dengesinin kurulm asına yol açmış, am a araların d ak i
uzlaşm az çelişkileri ortadan kaldırm am ıştı,
A vrupa'nın m erkezinde anti-sovyet b ir güç y a ra t­
m aya çalışan ABD ve İngiltere egem en çevrelerinin ıs­
ra rla rı üzerine 1924’te, A lm anya'nın yaptığı tazm inat
ödem elerini oldukça azaltan, askeri ve ekonomik po­
tansiyelini yeniden kurm ası için A lm anya’ya Anglo-
A m erikan yardım ları sağlayan Dawes Planı kabul edil­

254
di. A lm anya ve galip ülkeler uiumikIhUi ııslruııım* v#
lişkileri geçici olarak yum uşatan Duvvos 1'lnrtı «yat t*
m anda Sovyetler Birliği’ni A lm anyu'nııı fiıutnvi mitlin
rı için bir p a za r haline getirm ek vo SuvyııMm Hlıllfol
nin sanayileşm e planlarını bozm ak için tasni İnı)ı t ı 1 1
Locarno A nlaşm ası (Ekim 1925) uyarınca Ani ani mıı
peryalistleri A lm anya ve Fransa, A lm anya vn llnlçiluı
arasındaki sınır bölgelerinin V ersay A nlaşması yİn yu
sallaştınlacağını g a ra n ti ediyordu. B unun yanı sim
A lm anya ve Polonya, A lm anya ve Çekoslovakya ara
sm daki sın ır bölgeleri için güvence verm eyi reddıult
yor ve. böylece A lm anya'nın gelecekteki sald ırılan için
b ir «Doğu çıkışı» belirliyorlardı.
Kapitalizm in kısmî istik rarı burjuvazinin omokçı
h alk üzerindeki ideolojik ve politik etkisinin güçlen
mesiyle birlikte gelişti. Ekonom ideki canlanm a, İşsiz ■
lik o ranındaki düşüş ve işçilerin bazı kesim leri arasın
daki yaşam düzeyinin belli belirsiz yükselm esi, n ü fu ­
sun büyük b ir bölüm ü arasında, varolan ilişkilerin ka
hcılığm a olan inancı güçlendirdi. B urjuva-parlam enta-
rist, pasif is t düşünceler ve kapitalizm in kötü y an ların ­
d an arındığı inancı yaygınlaşm ıştı. Sağ sosyal-demok-
ra tla r yığınsal reform ist işçi Ö rgütlerini burjuvaziyle
birleşm eye çekmeyi başardı. B urjuva ve sağ sosyal-
\ dem okrat ideologlar ve politikacılar kapitalizm in uzun
b ir b aşarı dönem inin geldiğini ilan ettiler.
K om intern ve üye p a rtile r kapitalizm in çöküş dö­
nem inden çıktığı ve uzlaşm az çelişkilerinin üstesinden
geldiğine ilişkin burjuva reform ist sa v la n kesinlikle
çürüttüler.
K apitalizm in is tik ra n kalıcı olamazdı, çünkü Rus­
y a’d aki Ekim Sosyalist Devrim i’n in zaferine başlıca k a­
n ıt olan kapitalizm in genel bunalım ı, dünyanın iki sis­
tem e aynlm ası ve em peryalizm in a lan ların ın d aralm a­

255
sı koşullarında oluşuyordu. Sovyetler Birliği’n in varlı­
ğı, gücünün ve saygınlığının a rtm ası kapitalizm in sağ­
lam laşm asını zayıflatan güçlü etm enlerdi. Sovyetler
Birliği’nde proleter devletin ve sosyalist inşanın ilerle­
mesi tüm d ü nya üzerinde büyük b ir devrim cileştirm e
etkisi taşıyordu.
İstik ra r kapitalizm y asaların ın nesnel işleyişini
«ortadan kaldıram az* dı. İşçilerin ve nü fu su n başka
kesim lerinin söm ürülm esi yoğunlaştırılm ıştı: kapitalist
rasyonalleşm e em eğin yoğunlaşm asında keskin b ir a r­
tışa yol açtı; işsizlik m üzm inleşti. K apitalizm in geliş­
mesi, kendi içindeki bütün uzlaşm az çelişkilerin d a h a
d a keskinleşm esine yol açm ak zoru n d a olan u n su rla r
taşıyordu.
K apitalist istik ra r koşullarında pro letary a sık sık
keskin özellikler taşıyan sınıf m ücadelesini sürdürdü,
fem m uz 1924’de yaklaşık yarım milyon insanın katıl­
dığı İtaly a’daki anti-faşist grev; Ekim 1924’de Fransız
em peryalizm inin söm ürge savaşlarına k arşı Fransa*
daki kitle gösterileri ve grevler, Mayıs 1926’da ülkenin
■ekonomik yaşam ım felce u ğ ratan Ingiltere’deki genel
grev; Temmuz 1927’de V iyana sokaklarındaki b a rik a t­
lar, işçi sınıfının Almanya, Çekoslovakya ve başka ül­
kelerdeki m ücadelesi - bu eylem lerin tüm ü kapitalist
istikrarın köklerine darbe indirdi. K apitalizm i zayıfla­
ta n bir başka etm en de em peryalist söm ürge sistem i­
nin derinleşen bunalım ıydı. 1917 Ekim D evrim i’yle u y a­
nan Doğu h a lk la n ulusal kurtuluş için k a ra rlı b ir m ü ­
cadele başlattılar. A nti-em peryalist ay ak lan m aların kı­
vılcımları bu y ıllaraa Suriye, Fas ve Endonezya’y a ya­
yıldı; 1925-1927 arasındaki yıllarda Çin ulusal devrim i
başladı. A sya ve A frika halklarının giderek d ah a bü­
yük bir bölüm ü politik mücadeleye giriştiler. Birleşik
D evletler ve Ingiliz em peryalizm ine yönelik h a re k et

256
L&ıin A m erika em ekçi halk kitleleri umaıml» güç (tu
zandı.
İstik rarm yayılm a Özelliği, farklı ülkelm ln n«llf
m elerinde em peryalistlerarası uzlaş m uz çelişkilerin
kaçınılm az olarak d ah a d a keskinleşm esiııo yol açnıı
eşitsizliğin a rtm a sm a d a bağlıydı. Birleşik Devletler,
Japonya ve A lm anya' nm ekonom ik gücü hı/.lu ur U r­
ken, İngiltere’nin d ü nya ekonom isindeki payı u/uldı,
F ran sa ise olduğu yerde saydı. Em peryalist leranmı çn
lişkilerin yeni, karm aşık düğüm leri oluştu.
Bilimsel sosyalistlerin önceden tahm in ettiği gibi
tü m bu etm enler, kapitalist sağlam laşm anın parçalun-
m asına yol açm aya ve devrim ci m ücadelede b ir k a b a r­
m a y aratm ay a m ahkûm du. Bu olayların olası akışı­
n ın bilimsel b ir kestirim iydi. Am a kapitalist ilişkilor
geçici olarak güçlendirildikçe, d ü nya devrim ci süreci
«dünya devrim inin az çok uzatm alı bir gelişme» evre­
sine girerek yavaşlam ak zorundaydı.0 *
U luslararası bilimsel sosyalist ve işçi hareketi, t a ­
rihsel olarak m ahkûm edilm iş am a maddi, politik, as­
keri ve ideolojik kayn ak ların ın tüm üne sahip olan h â ­
lâ güçlü b ir düşm an, d ü nya serm ayesi ile k a rşı k arşı­
yaydı. U fukta uzun, zorlu b ir k av g a vardı. Bu m üca­
delede devrim ci güçlerin başlıca dayanağı Sovyetler
Birliği’ydi.
Sağ sosyal-dem okratlar kap italist sistem in en etki­
li «istikrar sağlayıcıları» o larak davrandılar. Ö nderleri
işçiler arasında, kap italist sistem in tem ellerini o rtad an
kaldırm adan, kitlelerin koşullarının oldukça iyileştiri­
lebileceği ve toplum sal k u rtu lu şa ulaşılabileceğine iliş­
kin oportünist düşünceleri savundular, işçi sınıfının ge­
niş kesim lerinin reel ücretlerde belirli b ir artış sağla»
m ak için verdikleri m ücadelenin sonucunda bazı başa­

F. 17: Enternasyonal 257


rıla ra ulaşm ış olm alarını sosyal-dem okratlar ustalıkla
kullandılar.
K apitalist istik ra r yılları sırasında Sosyalist İşçi
E n tern asy o n alin e bağlı reform ist işçi p artilerin in yak­
laşık 6.5-7 milyon üyesi vardı. İşçi Sendikaları Ams­
terdam Enternasyonali, ABD, K anada, Japonya ve Hin­
distan reform ist işçi sendikaları m erkezlerinin ise 17.5
milyon işçi üyesi vardı. Y aklaşık 25 milyon in san bu
dönem de reform istlere oy veriyordu.
Sosyalist İşçi Enternasyonali’nin 1925’tekİ M arsil­
ya Kongresi’nin kapitalizm in sosyalizme evrim leşm e­
sinden söz eden k a ra rla rı işçileri yanlış yöne şevketti.
A lm anya Sosyal-Demokrat P artisi’nin 1925’te Heidel-
b erg’de kabul edilen program ı serm ayenin yoğunlaş­
m asını üretim araçlarının yavaş yavaş kam u m ülkiye­
tine geçtiği b ir süreç olarak tanım ladı. Alman sosyal-
dem okrasisinin kuram cısı R. H ilferding bunalım ve
üretim anarşisiyle başedebilecek «örgütlü kapitalizm»
çağının geldiğini iddia etti. H ilferding trö stler ve k a r­
tellerin sağlam laşm asını, u luslararası bağlarının güç­
lenip yaygınlaşm asını ve ekonom inin tekelci-devlet d ü ­
zenlem elerini «kapitalist özgür rek ab et ilkesinin yeri­
ne sosyalist planlı üretim ilişkisinin, ilkeli o larak k on­
ması» biçim inde görüyordu.(3) Bu düşünceler Sosyalist
E nternasyonal p artilerinin tüm sağ-kanat önd erlerin ­
ce savunuluyordu.
R eform ist önderler küçük burjuva tab ak aların ve
A vrupa işçi aristokrasisinin ru h halini belli ederek as­
lında söm ürgelerdeki baskı politikasını haklı çık arıy o r­
du. Bu, Sosyalist E n tern asy o n alin Brüksel Kongresi
•(1928) k a ra rla rın a d a yansım ıştı. K itleler ara sın d a k a ­
pitalizm in a rtık em peryalist olmadığı, a rtık söm ürgeler
-ve p a za rla r ele geçirm ekle ilgilenmediği ve k ap italist

258
ülkeler a ra sın d a sürekli barımın artılı ulattı nlılııflu yit
rü şleri yayılmıştı.
Tüm bu iddialar burjuvaziyle en gouii) (ılı. udu blı
sınıf işbirliği politikasının İdeolojik tümelini o IuşIumIh
Sağ sosyal-dem okrasi d a h a önce o yıllarda oklumu «l
bi bu denli büyük bir emekçi kitlesini burjuvaziyle itj
birliği uygulam asına çekmeyi hiç başaram am ışıı
Kapitalizm in kısmî istikrarı devrim ci m ücadelenin
gelişmesi için güçlükler yarattı. Yeni durum Knınlıı
tern ve bölüm lerinden ulu slararası işçi ve bilimsel sun
yalıst h areketlerinin ve bütün olarak dünya devrimci
sürecinin asıl görevlerini ve olanaklarını yeniden ta ­
nım lanm asını talep ediyordu. îşçi sınıfı partilerini saf.'
lam laştırm a ve kitlelerle olan bağlarını genişletm e ve
güçlendirm e sorunları olunca büyüklükleriyle Komin
te rn ’in karşısında duruyordu.

KOMİNTER'ÎN BEŞÎNCÎ KONGRESİ


ÜYE PARTİLERİN İDEOLOJİK VE
ÖRGÜTSEL SAĞLAMLAŞMASINA YÖNELİŞ
Beşinci Kongrenin
Açılışı
K om intern’in Beşinci K ongresi 17 Haziran 1924’te
M oskova’da açıldı. Bu, Üç üncü E ntern asy o n alin k u ru ­
cusu ve önderi - Lenin - olm adan toplanan ilk kong­
reydi. Devrimci proletaryanın önderinin ölüm ü d ü nya­
n ın h er köşesindeki m ilyonlarca emekçi h alk için bü­
yük b ir şoktu. D ünya bilimsel sosyalist harek etin in bu
yeri doldurulm az kaybı sa fla n d a h a d a sıklaştırdı.
Beşinci K ongre’ye 49 kom ünist ve işçi partisi, b ir
devrim ci halk partisi ile 10 ulu slararası örg ü tü (Pro-
fintern, K om ünist Gençlik Enternasyonali, U lu slarara­
sı İşçi Y ardım ı ve diğerleri) tem sil eden 504 delege
katıldı. Beşinci K ongre’nin yapıldığı sırada üye p a rti -

259
lerln yaklaşık y a n sı RKP(B) içinde olm ak üzere
1 319.000 üyesi vardı. Toplam üye sayısı 1922’dekinin
biraz d a h a altındaydı. Bunıin nedeni işçi sınıfının 1923
sınıf savaşlarındaki yenilgisi, k ap italist ülkelerdeki
birkaç partinin çalışm alarını yürü tm ek zorunda kaldı­
ğı yeraltı koşullarının güçlüğü ve reform istlere k a tı­
lan tutarsız u n su rların aynlm asıydı.
Beşinci Kongre delegeleri son kongreden itibaren
onsekiz ay boyunca d ü nya bilimsel sosyalist h a re k eti­
nin önünde boy gösteren birkaç kuram sal, p ro g ram a
ilişkin ve taktiksel sorunu ele alacaklardı.
Kongredeki en önemli konu, işçi sınıfı ve tüm d ü n ­
ya devrim ci h areketinin saflarını, serm ayenin saldırı­
ların a karşı toparlam ak ve özellikle K om intern üyesi
p artileri güçlendirm ek göreviydi. Bu, ancak m arksizm -
leninizm in kuram sal, program a ilişkin ve taktiksel so­
nuçlarının d ah a d a değiştirilm esi ve RKP(B)’nin ta ­
rihsel deneyinden yaratıcı olarak y ararlan ılm ası ve
şu ya da bu ülkenin som ut koşullarına uygulanm ası
temel alın ırsa başarıyla çözülebilirdi.
Kongre, Kom intern üyesi p artilerin yeni koşullar­
daki politika ve taktikleri meselesini de ele alm ak zo­
rundaydı. Kom intern içindeki «sol- u n su rla r 1923 g ü ­
zünde Almanya, B ulgaristan ve Polonya’daki olayların
yeni bir devrim ler çağı açtığında ısra r ettiler. Bu d e­
ğerlendirm eden kapitalist ülkelerde pro letary a d ik ta­
törlüğünün doğrudan kurulm asının ve em ekçi kitle­
leri m ücadeleye kazanm anın temel b ir ilkesi değil de
sadece b ir m anevra olarak gördükleri ve dolayısıyla
geçici olduğunu düşündükleri birleşik cephe taktikle­
rinden vazgeçilmesinin hedeflenm esi gerektiği sonu­
cuna vardılar. Kongredeki tartışm a n o ktalarından b ir
başkası olan ulusal-söm ürgesel meselede «sol», saldı-

260
n la n n ın ağırlık noktasını birleşik uııl.ı tun)mı vmIi*i
cephe sloganında yoğunlaştırdı.
K ongrenin k arşı k arşıy a olduğu kıutımşılı km aııt
ve uygulam a sorunlarının çözümü, tüm dit uyu. hlllm
sel sosyalistlerinin kongrelerini bu kez Lonln’ııi/. h>|iUt
m ış olm alarıyla son derece güçleşmişti. Uluslunu»»») )>ı
lim sel sosyalist h a re k etin önderinin ölüm ü KonılnUu u
için gerçekten onarılm az b ir kayıptı.
K om intern Y ürütm esi ve P ro fin tem Y ürütm e İtil
rosu 23 O cak 1924’te yayınladıkları çağrıda dünyadaki
m ilyonlarca em ekçinin duygularım dile getirerek, l.o-
n ın 'in ölüm ünün neden olduğu derin üzüntü n ü n bilim
sel sosyalistlerin cesaretini sarsm adığını; önderlerinin
büyük Örneğinden güç a la ra k onun tarihsel em rini ye­
rin e getirm ek için çalışacaklarını açıkladılar. Çağrı
«Marx gibi, Lenin de Ölümüne karşın, sonsuza dek ön­
derim iz olarak kalacaktır,» diyor ve şu sözlerle sona
eriyordu: «Tüm d ü n y ad a bize omuz veren m ilyonlara
yoldaşım ıza sesleniyoruz: ‘Lenin’in partisinde ve em e­
ğiyle y arattığ ı h e r şeyde yaşayan em irlerini izleyin,’
Lenin’in savaştığı gibi savaşın, Lenin gibi kazanırsı­
nız.»<3)
K om intern’İn Beşinci K ongresi’nin açılışında
KEYK’nİn G enel S ekreteri V. Kolarov şöyle söyledi:
«Son kongrem iz d ah a onsekiz ay önce yapıldı. Bu çok
k ısa b ir dönem dir, am a bu kısa dönem içinde hem u lu s­
la ra ra sı ilişkilerde, hem de tek tek partilerim izin yaşa­
m ı ve gelişim inde b ir çok önem li olaylar, bü yük deği­
şiklikler olm uştur... Bu m ücadelede kısm î yenilgilerle
karşılaştık, a m a önem li zaferlerim iz de oldu. Ve İşi­
miz oldukça ağırdı. Bu kongreyi b aşlatırk en sözünü
etm em iz gereken ilk şey dev kayıplanm ızdır. Ve ilk
sözüm üz d ü nya devrim inin en büyük önderinin -L e­
n in Yoldaş’ın - kaybı üzerine olm alıdır.»(,)

261
18 H aziran’d a Kongre delegeleri Lenin’in Mozole­
sinde b ira ra y a geldiler. SSCB M erkez Y ürütm e Komi­
tesi B aşkanı M.I. K alinın b u ra d a «Leninizm ve Komin­
tern» konusunda b ir konuşm a yaptı. K alinin şöyle de­
di: «Yoldaşlar, K ongrede söylenecek ilk sözcüğün Le­
nin hakkında olacağını h e r birinizin K ongreden çok
önce bildiğinizi sanıyorum . Bunu söylemeye gerek yok.
Rus devrim inin, Bolşevizmin önderi, K om intern’in de
önderiydi. Bu tarihsel b ir ra stla n tı değildir. ‘Leninizm ’
diye adlandırdığım ız h e r şey, kendi içinde en tu tarlı
en eksiksiz ve e n etkili enternasyonalizm i taşım ak ta­
d ır.» ^

Komintern Üyesi Partilerin


İdeolojik re Örgütsel
Olarak Güçlenmesi
Boîşeviklcşme Sloganı

Beşinci Kongre bilimsel sosyalist h arek etin temel


hedeflerini belirlerken, «proleter safların ve onların
kom ünist öncülerinin (partiler) örgütlenm e aşam ası­
nın, bü tü n tarih sel çağnı en önemli sorunu haline gel­
diğine» işaret etti,(S' Kongre, K om intern’in Üçüncü
Kongresİ’nin kabul ettiği «kitlelere!» sloganının bütün
önem ini koruduğunu vurguladı. Emekçi kitlelerinin s a ­
yısal çoğunluğunu kazanm ış olmayı savunan ve bilim ­
sel sosyalistler tüm İşçilerin %99’unu kazan m ad an cid ­
di devrim ci savaşların söz konusu olam ayacağına in a ­
nan sağ-kanatçılar arasındaki eğilimi l a n e t l e d i . Ö t e
yandan, Beşinci Kongre «kitlelere!» sloganının önem ini
kavrayam ayan «aşırı-sol »un görüşlerini de kesinlikle
reddetti. Kongrede işaret edildiği gibi sekterler, bilim ­
sel sosyalist partilerin, kitle partileri h aline gelmemiş
olsalar bile, işçileri h e r a n savaşa yöneltecek b ir du­
rum da olduklarını savunuyorlardı.(8)

282
Ü çüncü ve D ördüncü Kongrelerin çl/gluim l/leymt
Beşinci K ongre’nin talim atları doğru / m u m u İm m ı ı ı ndı ,
çünkü birkaç p a rti içinde sağ tehliken İn varlığı mm IfM
re t ederken bir «aşın-sol» sapm a İçino giren etkili un
su rla r vardı. U luslararası sınıf m ücadelesinin mı İma
sas kesim lerinden birinde çalışm akta olan Alınım Kn
m ünist Partisi içinde olan, buydu. Brandlor-TlıJtlIml
m er grubu 1924’ün başm da A lm anya’da, d ah a sum a
Beşinci K ongre’de M oskova’da, Ekim 1923 olaylannıv
ilişkin son çözümlemede, hasım ın gücünü azımsanın h
tan k ay naklanan teslim iyetçi h ataların ı tem ize çıkar
m aya çalıştılar. Öte yandan A lm an Kom ünist Partisi
M erkez Komitesi içindeki «aşın-sol» grup (Fischer,
Maslow ve Scholem) Saksonya ve T huringia’daki olay­
ların birleşik cephe düşüncesinin yanlış olduğunu gös­
terdiğini savundular. Bu g ru p sosyal-dem okrasiyle tüm
b a ğ la n kop artm ak tan y a n a ta v ır aldı ve sol k an at
fsosyal-dem okratlara) yönelik saldırılarını yoğunlaş­
tırdı. «Aşın-sol», işçi sendikası birliği için verilen m ü ­
cadelenin hem A lm anya’d a hem de u lu slararası ölçek­
te terkedilm esini talep ediyordu. «Aşırı-sol» grup
B randler’in Thalheim er’in sağ oportünist h ataların ın
eleştirisi ve sosyal-dem okrat önderlerin d av ran ışları­
nın devrim ci düşünceye sahip işçiler arasın d a u y an ­
dırdığı güçlü duygulardan y a ra rla n ara k , AKP önder- ;
liğinin denetim ini ele geçirdiler. AKP’nin F ran k fu rt
Kongresi (7-10 N isan 1924) bu g ru b u n baskısıyla, yeni
b ir devrim ci dalganın hızla yaklaşm akta olduğu sonu­
cuna vardı. «Aşın-sol» KEYK tem silcilerinin -K uusi-
nen, M anııilsky ve Lozovski - k a rşı çıkm alarına ra ğ ­
men, aslında birleşik cephe taktiğini reddeden b ir k a ­
ra rı geçirm eyi başardılar.
O dönem de «aştn-sol» eğilim ler îtaîyan Kom ünist
Partisi içinde de güçlüydü. Bordiga g rubunun h atalı gö-

263
rüşleri, Bordiga’nın Beşinci K ongre’deki konuşm asın­
d a yoğun bir an latım buldu. Bordiga politik gerçekleri
ve reform izm in İşçi h arek eti üzerindeki etkisini tü ­
m üyle görm ezden gelerek şöyle dedi: «Proletaryanın
devrim ci ve politik eğitim i için yaptıklarım ızın tü m ü n ü
değersiz kılm ak istem iyorsak, kom ünist p artid en baş­
k a herhangi b ir işçi partisinin varolacağı düşüncesini
aklım ızdan çıkarm alıyız...»t#) Bu, birleşik işçi cephesi
gibi h erhangi bir politikanın olum suzlanm ası anlam ım
taşıyordu.
Bu koşullar altında, Beşinci K ongre’nin bilimsel
sosyalist partileri emekçi kitlelerden koparm a tehdidi
taşıyan «aşırı-sol» sapm ayı lanetlem esi özellikle önem -
liydi. Kongre «Taktikler Meselesi» tezinde şunu belirt­
ti: «Bolşevizm, b ir h arek et olarak devrimci- Rus prole­
taryasının salt menşevizm ve merkezciliğe k arşı değil,
‘aşın-sol' eğilim lere karşı d a verdiği m ücadele içinde
şekillendi. U luslararası Bolşevik b ir örgüt o larak Ko­
m in te m sağ oportünizm ve çoğunlukla oportünizm in
ö bür yüzünden başka bir şey olm ayan 'aşın-sol’ sap ­
m alara karşı am ansız b ir m ücadele y ü rü ttü .» (1C)
Beşinci Kongre, işçi sınıfı p artilerin in ideolojik ve
örgütsel güçlendirilm esinin önem ini vurguladı ve Ko-
m in tem bölüm lerinin Bolşevikleşmesi sloganını öne
sürdü. Beşinci Kongre ideolojik an lam d a çelikleşm iş
. kitle örgütleri haline getirilecek olan p artilerin Bolşe-
vikleşm esini K om intern çalışm alan m n a n a görevi ola­
ra k görüyordu. B urjuva rejim lerinin doğrudan saldırı­
sının, işçi sınıfının serm ayeye karşı uzatm alı b ir «si­
p e rle r savaşı»na yol açtığı b ir durum da, p ro leter ör­
gütlerini, h e r şeyden önce de devrim ci p ro letaryanın
öncüsü ve yol gösterici gücünü - partisini - güçlendir­
mek için h e r olan ak tan y a rarlan m ak gerekiyordu.
1918-1923 devrim ci savaşları sırasın d a K om intern

284
üyesi p artilerin örgütlenm e yolıımi/lifti, g*mlq İttlinim
İe sağlam bağ ların yeterince kurulam am anı, ttuıukll
deneyim ve dayanıklığın eksikliği sık sık hlnnoılılmlt)
ti. K om intern bunu gözönüne alarak bu ynyıilıhltıı ı uı
ta d a n kaldırm a görevini öne sürdü. O sım dn (lovıitm ı
b ir d alg alan m a için nesnel koşu llan n bir koz. du l .
gunlaştığım ve bu nedenle tüm öznel önkoşulların dn
hazırolm ası gerektiğini düşünüyordu. İşçi sınd ı İm yn
n i dalgalanm ayı, emekçi halkı zafere götürebilocok da
yanıklı, iyice çelikleşmiş bilimsel sosyalist partiloro s a ­
h ip olarak karşılam alıydı. Bu nedenle partilerin Bol şu
vikleşmesi p artileri ve işçi harek etlerin i yaklaşan s a ­
v aşlara h azırlam ada önemli b ir öğeydi.
Lenin, K om intern çalışm alarının ilk adım larından
beri bu so ru n a çok büyük özen gösterm işti. Komintern
kongrelerindeki rap o rları ve konuşm aları, «Sol-kanat»
Komünizmi, Bir Çocukluk H astalığı kitabı, tüm k u ram ­
sal ve uygulam a çalışm aları, genç p a rtile ri güçlendir­
meye, onları d a h a savaşçı yapm aya yönelik olmuştu.
Lenin kardeş p a rtile r açısından herkes için geçerli bir
tak tik ler örneği olan Boişevizm deneyini yaratıcı ola­
ra k kullanm anın ne denli önemli olduğundan sıjk sıic
söz ederdi, çünkü Bolşevizmin a rd ın d a üç devrim in de­
neyim leri vardı, proletaryanın d ü nya devrim ci h a re ­
keti içinde değerli olan h e r şeyi özümsemiş ve geliş­
tirm işti, işçi sınıfının çık arların a sonuna k a d a r bağlı
olduğunu gösterm işti. Bu çıkarların savunulm ası için
ilkeli yüce b ir ta v ır o rtaya koymuş, Lenin'in işitilm e­
m iş sıkıntılar ve özveriler, benzersiz devrim ci yiğitlik,
inanılm az enerji ve adanm ış b ir araştırm a, eğitim, de­
n ey ve çeşitlendirm e ve A vrupa’n ın deneyim iyle k a r­
şılaştırm a y ıllan olarak tanım ladığı dönem lerden geç­
mişti. Lenin, sürekli olarak R usya örneğinin m ekanik
o larak çoğaltılm asına izin verilem eyeceğini vurguladı;

265
Bolşevik deneyinin, özellikle dogm atizm i örtm e çabası
ya d a Bolşevizm bilim ini kendi ülkesinin som ut koşul­
ların a uygulayam am a nedeniyle kullanıldığı d u ru m ­
larda, kabaca m utlaklaştırılm ası ve m ekanik olarak
uygulanm asını sertçe eleştirdi. Lenin, k ardeş partileri
Bolşevikierden ders alm aya çağırırken, Rus deneyinin
özüm senm esini ve uygulanm asını sağlam ak üzere elin­
den gelen h e r şeyi yapm asını, RK P(B)'nin uluslararası
görevi olarak görüyordu.
Lenin’in Bolşevik deneyinin ustalıkla kullanılm a­
sına ilişkin düşünceleri, K om intern bölüm lerinin ideo­
lojik, kuram sal ve örgütsel olarak güçlenm esine i l i ş k i
K ongre kararların ın tem elini oluşturdu. K om intern’İn
Beşinci Kongresi b u n a dayanarak , Bolşevikleşmenin .
som ut görevlerini tanım ladı. Bolşevikleşme, partiyi
ş gerçekten bilimsel sosyalist bir p arti haline getirm eye,
M arx ve Lenin’in düşüncelerinin bayrağı altında k it­
lesel bir devrim ci h arek et oluşturm aya giden uzun ve
zorlu b ir süreçti; marksizm-Ieninizm ilkelerini uygula-
: m a yeteneği ve som ut durum un çözüm lenm esini ge­
rektiriyordu.
Bilimsel sosyalist partileri kitle örgütlerine dönüş­
türm enin tem el koşulları ve ön gerekleri Kongre ta ra ­
fından şöylece o rtay a kondu: fab rik alard ak i hücreleri
p a rtinin tem eli haline getirecek yeni b ir örgütlenm e;
işçi şendikalar^içinde_ doğru bilimsel sosyalist çalışma;
köylülüğe k arşı doğru bir politika-, ulusal meselede
m arksist-leninist b ir politika.
Kongre gerçek b ir Bolşevik p artin in tem el Özellik­
lerini şöyle tanımladı-.
P arti hem legal hem de illegal koşullarda işçi k it­
leleriyle en yakın ve ayrılm az bağlarını sü rd ü ren gerL
çek bir kitle p artisi olm alı ve kitlelerin gereksinm ele­
rini ve özlem lerini o rtaya koym aya hizm et etmelidir.

266
P arti d ogmatizm ve sektorllkhm mıımtm «iMiınk hlı
ta k tik izlemelidir, sınıf düşm anıyla mdcndnlu ut nudı
için tüm stratejik yedekleri yanına çolıohllıııolldlı
K açınılm az olarak şaşm az ve her koşulda |>ı nlnlm
y an ın burjuvaziye karşı zaferini d ah a da yn.lt lırjhı tındı
olan a n a am acına ulaşm ak İçin çalışan devrinu l, mark
sist bir p a rti olmalıdır.
Sadece m ekanik olmayıp, p a rti istemi ve puı l.t nv
lem inin birliğini o rtay a koyan katı disiplinli morko/i
leşmiş bir p arti olmalıdır.
P artin in Bolşevikleştirilm esi sloganı bü tü n d iin yu
bilimsel sosyalist hareketi deneyim inin yaratıcı olandı
incelenmesi ve uygulanm ası için bir çağnydı. Beşinci
Kongre, «Partiyi Bolşevikleştirm ek, Rus Bolşevizmindr
u lu slararası olanı ve genel olarak uygulanabilecek ola­
nı bölüm lerim ize uygulam aktır.»(11) Kongre bu sloga­
nın R usya’daki Bolşevik P arti deneyinin m ekanik ola­
ra k tüm diğer p artilere uygulanm ası anlam ını ta şım a­
dığ ın a işaret etti. «Komünist P a rti’nin Bolşevikleşme-
si, Lenin’in em irlerine tam anlam ıyla uygun olarak
yürütülm elidir am a h e r ülkenin som ut koşullarına da
özen gösterilm elidir.»(12>
Kongre «bu sürecin başlangıcı zaten vardır» diye
işaret etti. Çoğu bölüm lerde p a rti önderliği, örgütler
ve tek tek ü yeler a rta n , yavaş d a olsa a rta n çalışm a­
la r gösterm eye başlam ıştır. En iyi p a rtile r h e r olayın
ertesinde devrim ci insiyatıf, k a ra rlı bir enerji ve çar­
pıcı bir sığa, akıllı bir m anevra yeteneği ve gerçekten
devrim ci bir m ücadele 'örgütünün bilinçli dem ir disip­
linini ortaya koym aya başlam ışlardır.»CI3)
Kongre, Bolşevikleşmenin a n a hedeflerinden b iri­
nin m arksist-leninist kuram ın saptırılm asına k a rşı .mü­
cadele etm ek olduğuna işaret etti. «Sağ ve sol sapm a­
lar, m arksizm -Ieninizm den sapm alar, proletaryanın sı-

267
nıf ideolojisinden sapm alardan kay n ak lan ır.» (14) Kong­
rede kabul edilen «Komintern ve Bölüm lerinin Pro­
p ag an d a Ç alışm alarına İlişkin Tezler», «komünist p a r­
tiler kendilerini kitleler ara sın d a m arksizm -leninizm in
belli başlı ilkelerinin propagandasını yapm akla sınır­
lam am ak, yöntem li ve sistem li p ro p ag an d ay la p arti
üyelerini bir b ü tü n olarak m arksizm -leninizm le tanış-
tırılm alıdır... Bu nedenle K om intern’İn en önem li ve
acil görevlerinden biri enerjiyi b u öğretilerin en geniş
propagandasında yoğunlaştırm ak ve bu p ro p ag an d a­
nın sistemli gelişmesi için örgütsel güvenceler oluştur­
maktır.» diyordu.(ls> Kongre RKPtBJ O nüçüncü Kong­
resi’nin, M arx ve Engels’in tü m yapıtları ve yazışm a- ■
larının eksiksiz bir derlem esini yayınlam a k a ra rın ı <
j onayladığını açıkladı.*W)
! RKP(B)’nin deneyim inin yaratıcı o larak uygulan­
ması, bilimsel sosyalist partilerin sistem li ve k a ra rlı
ideolojik ve örgütsel sağlam laşm ası, kitlelerle olan bağ­
ların ın genişletilmesi, gelecek dönemin, işçi sınıfı ve
bilimsel sosyalist öncüsünü ilerideki belirleyici savaş­
la ra h azırlam ak üzere kullanılm ası, m arksist-leninist
kadroların özenle seçilip eğitilm esine giden yolu gös­
teren Bolşevikleşme sloganı, kapitalizm in kısmı sağ­
lam laşm a dönem indeki politik gerçeklerin y arattığ ı ta ­
lepleri tam olarak yanıtladı. D ünya bilimsel sosyalist
harek etin in desteklediği K om intern Beşinci Kongresi,
bu slogana gereken Önemi kazandırdı.
Bolşevikleşmenin kaçınılm az b ir koşulu m arksist- t,
len in ist p a rtin in birliğinin güçlendiriîm esiydi. Birlik i
için* m ücadele h e r şeyden çok gerekliydi, çünkü birlik
ilkesi, hizipçi g ru p ların sald ın hedefi olmuştu.
1923 güzünde RKPCB) içinde Troçki'nin başın ı çek­
tiği anti-leninist m uhalefet örgütsel anlam da oluşm a­
c a başladı. M uhalifler sıra d an üyeleri p a rti m ekaniz-

268
m asına karşı ç ık artm ay a çalıştılar; hizipçi çulışıımt*
n n özgür bırakılm asını Yeni Ekonomik l’nliuka'nm IH
m üyle terfkedilmesini talep ettiler vo İşçi mıııfıyl» Ufty
lülük arasın d ak i ittifa k a k arşı çıktılar. Furt! ü/m iım
b ir anlaşm azlık y aratm ay ı zorladılar. IIKP(M) içimi»
sert b ir tepkiyle karşılaşan m uhalefet, kap 1tul Int. itilin
lerdeki genç p artiler, özellikle «aşırı-sol» u n s u r l a r ııuı
sında destek aradı. Sovyet bilim sel sosyalistlerinin
troçkizm e k a rşı verdikleri m ücadelenin deneyimi pur
tilerin ideolojik ve örgütsel olarak sağlam laşm anı i çin
bu nedenle büyük Önem taşıyordu.
27 H aziran’d a RKPtB) MK Beşinci Kongre'y»
«SSCB’nin Ekonomik D urum u ve RKP İçindeki T a r t ı ş ­
m aya İlişkin* bir rapor sundu. Sovyetler Birliği bilim
sel sosyalistleri, uluslararası bilim sel sosyalist haroko-
te sosyalist inşanın ilerlem esi, başarılan ve güçlükleri
h a k k ın d a ra p o r verdiler. Rapor p a rti içindeki g ru p lar
ve hiziplerle m ücadele etm enin önem ini vurguluyordu;
m uhalefetin p artiye karşı güçler İçin bir çekim merkez, i
haline geldiğine işaret ediyor ve genç üyeleri yaşlı p a r­
ti görevlilerinin üzerine sürm ek gibi tipik troçkist yön -
tem i lanetliyordu.
26 H aziran 1924’te Alman, Fransız, A m erikan ve
İngiliz delegasyonları «Rus Meselesi Ü zerine Öneri» yi
ta rtışm a y a sundular, Öneri şöyle diyordu: «Aşağıda im ­
zası b u lunan delegasyonlar Rus p artisi tartışm asını
en başından beri yakın b ir ilgi ve derin b ir üzüntüyle
izlem ekte olan ve RKP M erkez Komitesi’nden yan a çı­
k a n p a rtile r a d ın a konuşm aktadırlar. B unu yapıyor­
la r çünkü m uhalefetin önerilerinde proletary a d ik ta­
törlüğü ve p a rtin in birliği için b ir tehlike görm ektedir­
ler... K om intem ’in Beşinci K ongresi RKP O nüçüncü
K ongresi’nin k a ra rın ı onaylam alı ve m uhalefetin gö­
rü şlerinin k ü çük b u rju v a oportünist b ir sapm ayı be­

269
lirlediğini vurgulam alıdır. B urada Rus m eselesinin ulu­
sal bir sorun olmayıp, ulu slararası önem taşıdığını vur­
gulam aktayız.» (17)
Kongre bu delegasyonların verdiği önerinin h a v a ­
sına uygun b ir k a ra r aldı, O nüçüncü P arti K onferansı
ve RKP(B) O nüçüncü K ongresi’nin m uhalefetin prog­
ram ını «ve eylem lerini p artin in birliği ve giderek
SSCB’ndeki proletarya d iktatörlü ğ ü için b ir tehlike
olarak» suçlayan k a ra n n ı onayladı,(18) Troçkist m u h a­
lefeti suçlayarak u lu slararası bilimsel sosyalist h a re ­
ket RKP(B)’ye büyük yardım da bulundu.

Beşinci Kongre
Ve Parti Taktikleri

K om intern’İn Beşinci Kongresi, tak tik ler meselesi-


ni işçi harek etinin iki devrim ci dalg a arasın d a bulun­
ulduğu varsayım ıyla ele aldı. KEYK'in u lu slararası d u ­
ru m üzerine rap o ru devrim ci k ab arm ad a aslında bir
düşüş olduğunu kaydetti, a m a aynı zam anda devrim ci
bunalım ın hızla güç kazanacağı um udunu d a b e lirt­
ti. Beşinci Kongre k a ra rla n , henüz kapitalizm in sağ­
lam laşm asının başladığına ilişkin tezi içerm iyordu. De:
legelerin bazıları, aslında artçı nitelikte olan 1923 sınıf
savaşlarını yeni bir devrim ci kabarm an ın başlangıcı gi­
bi değerlendirdiler. Sol-eğilimli devrim cilerin, d urum u
doğrudan eylem için uygun görm eleri gibi varolan g er­
çekleri pek yansıtm ayan değerlendirm e Beşinci Kong­
re ’nin taktiklerine ilişkin bazı sorunları, özellikle birle­
şik işçi cephesi, işçi ve köylü hüküm eti, işçilerin acil
: talepleri için m ücadele üzerindeki k a ra rla rın d a etki-
. sini kesin olarak gösterdi. Zinoviev ve y a n d a şla n 1923
sınıf m ücadelelerinin özellikle A lm anya’daki yenilgisi­
n in öğrettiklerinden söz ederken, Ü çüncü ve D ördün-

270
cü Kongrede form üle edilen birloşlk toplm İHİılllılml
n in yeniden gözden geçirilm esi gerekliği .>>omı< ııııu vıtı
d ılan Zinoviev ra p o ru n d a birleşik ceplın laktık İm inin
K om intern açısından sadece b ir ajitasym ı ve kil İttim ı
to p arlam a yöntemi, b ir m a n ev ra olduğu mı İminin
D ördüncü K ongre'nin bu konudaki k ararla n mm luıl
dırılm asını önerdi,
Zinoviev işçi ve Jköylü h ü k üm eti sloganınrhın uo/
ederken bunu proletarya diktatö rlü ğ ü n ü n b ir •lakına
adı» olarak nitelendirdi ve böylelikle Kom intern Dür
düncü Kongresi’n in k a ra rla rın ı yeniden gözden geçi
rilmeye, sloganı, b ir geçiş süresi olarak taşıdığı politik
an lam dan sıyrılm aya m ahkûm etti. O nun görüşüne
■ göre D ördüncü K ongre’nin bilimsel sosyalist ve sos-
yal-dem okrat p artilerin eylem birliğine, tüm emekçi
halkm birleşik cephesine yönelik rehberliği, "Oporlü
nizmin kutsal b ir kitabı»ndan b aşk a b ir şey değildi,
Zinoviev birleşik cephe taktiklerinin bu sek ter yorum u­
n a uygun olarak, saldırı hedefinin sosyal-demokrasiye,
özellikle de onun sol k a n ad ın a yöneltilm esini önerdi.
Zinoviev’in tavrı, birleşik cephe düşüncesinin p a r­
tilerin gerçek politikası içine alınm ası gerektiğini h a k ­
lı olarak düşünen bazı delegelerin tepkisiyle karşılaş­
tı. B ulgar temsilcisi ve K om intern Y ürütm esinin Ge­
nel Sekreteri Kolarov, B ulgar Kom ünist P artisi’nin
1923’te k l'^ rış m a la r ın a ilişkin çözümlemesinde şunu
vurguladı: «Partimizin h ataların ın asıl kaynağında
birleşik cephe taktiklerini yeterince geniş çap ta u y ­
gulayam am asının yattığını söylemeliyim. Birleşik cep­
he bizde ancak aşağıdan uygulandı. Tıpkı B ulgar men-
şeviklerini ve sosyal-dem okratlan olduğu gibi köylü
örgütlerini de gözardı ettik... H aziran yenilgisinden
sonra durum tüm üyle değişti ve partim iz hem aşağı­
d an hem de yuk arıd an birleşik cephe taktik lerin i be-

271
nim sedi... S orun şimdi han g i du ru m d ad ır? A şağıdan
ve yukarıdan, h e r yönde ve h e r tü rlü birleşik cephe
taktikleri uygulanm aktadır.» <w>
C lara Zetkin iyi hazırlanm ış b ir konuşm ayla Zino-
viev'in ta v n n ı şiddetle eleştirdi. Birleşik pro leter cep­
hesinin doğru yorum lanm ası ve uygulanm asının salt
A lm anya için değil, K om intem ’in b ü tü n bölüm leri için
son derece büyük, belirleyici b ir önem taşıdığım söyle­
di. «İtiraf etm eliyim ki, yoldaşlar ne Zinoviev Y oldaş’ın
raporu ne de ta rtışm a lar birleşik cephenin som ut ola­
ra k nasıl başarılabileceği so rusu n u yeterli b ir açıklık­
la ele alm am ıştır.»'”*1 Zetkin konuşm asını birleşik cep­
he taktiklerini doğru olarak uygulam ak için «kitleler­
le olan İlişkilerimizi gün gün geliştirebilm eli, kitlele­
rin gereksinm elerini, isteklerini ve ru h d u ru m ların ı
özenle inceleyebİlmeU. kendi eylem lerim izi özenle
planlayabilm eli ve proletaryanın çıkarlarım kuvvetle
savunabilmeliyiz,» diye sü rd ü rd ü .(il) Zetkin işçi ve köy­
lü hüküm eti konusunda şöyle dedf: «Zinoviev yoldaşın
işçi ve köylü hüküm etinin proletarya d ik tatö rlü ğ ü için
bir ta k m a ad, benzer ad ya d a h erh an g i b ir ‘a d ’d an
b aşka b ir şey olm adığı anlam ındaki sözlerini kabul
edemem.»'**1
Tim Buck «Kanada ve Birleşik D evletlerde işçi ve
köylü hüküm eti sorunu için acil b ir çözüm gerekliy­
di.» dedi. «Bu sloganın proletary a d ik tatö rlü ğ ü için
benzer b ir ad olduğu cümlesi K anada ve Birleşik Dev­
letler için geçerli değildi. K anada’d ak i b ir Çiftçi-îşçi
H üküm eti... Bir Liberal-lşçi H üküm eti olacaktır.»'**1
Zinoyiev’i K ongre’nin sek ter u n su rla rı destekledi.
Fischer, Zinoviev’İn birleşik cephe taktiklerine ilişkin
yorum uyla uyuşm ayan delegelere saldırdı. K ongrenin,
D ördüncü K ongre’n in birleşik cephe konusundaki k a ­
ra rla rım ve «bir ajitasyon aracı» o larak d a olsa İşçi

272
ve köylü hüküm eti sloganını a ç ık lı kim I u lm u m tıt İ m
lep eden Bordiga d a benzer bir tav ır u lıııış lı
Kongre k a ra rla n birleşik cephe tnkl.ikhul hıımı
su n d a bu taktiklerin d a h a önce ve şimdi p m l t 1 n t v h u m i
k a ra rlı kesim lerinin çoğunluğunu m ücadeleye çulunu
nin ve böylelikle burjuvaziye karşı bir saldın İnişini
m anın zem inini hazırlam anın b ir aracı olarak da vaz
geçilmez olduğunu belirtti.lJ4}
Kongre birleşik cephe taktiğini aşağıdan yüriitımı
nin ve bunu sadece yukarıdan olm asını önlemenin önti­
m ini vurguladı. Kongre aynı zam anda şunu da bolirt-
ti: «Sıradan üyeler içinde aşağıdan birlik ve aynı zu­
rnanda yöneticilerle yapılacak görüşm eler - b u sosyal-
d em o k ratlan n h âlâ güçlü olduğu ülkelerde çok sık uy­
gulanm ası gerekecek b ir yöntem dir.»(4S;
Kongre’nin Teknik S orunlar Alt-Komitesi, «sol»un
baskısıyla, işçi ve köylü hüküm eti sloganının iktidar
için m ücadelede b ir geçiş sloganı olarak değil de sek-
te r bir tavırla, bu rju v a diktatörlüğüne doğrudan b ir
sald ın sloganı olarak ele aldığı taktiklere ilişkin tez­
lerin taslağını hazırladı. K ararlar, fırsa t düştükçe sos-
yal-dem okrasinin faşizm in b ir k a n ad ı haline geldiğini /
belirten solcu tezleri yansıttı.(S5)
Taktiksel k a ra rla rd ak i bazı yanlış hesap lam alar
K om intern üyelerinin birleşik b ir cephe, bilim sel sos­
yalist ve sosyal-dem okrat partiler, işçi sendikalarının
birleşik eylemi için verdikleri m ücadele açısından h ır
engeldi. Bu sonuçlar, b ir çok yönden, genç h arek etin
savaş sonrası devrim ci kabarm a yıllarında p ro letary a­
nın sınıf düşm anlarına doğrudan destek sağlayan ve
sık sık onlarla uyum içinde saldırgan bir anti-kom ü-
nizm tavrıyla emekçi halkın devrim ci eylem lerini b as­
tıra n sağ sosyal-dem okrat önderlerin dav ran ışların a
tepkisini yansıtıyordu.

F. 18: Enternasyonal 273


K om intern’in Beşinci K ongresi işçi sendikaları h a ­
reketinin birliğini sağlam ayı hedefleyen önem li k a ra r­
la n da kabul etti. Bu konudaki rap o ru «işçi sendikala-
n n ı kazanm adan kitleleri kazanm ak olanaksızdır» di­
yen Lozovski sundu.(î7) R apor reform ist işçi sendika­
la rı içinde çalışm anın önem ini küçüm seyen ve kendi
yandaşlarını onlardan ayrılm aya zorlayan bazı bilim­
sel sosyalist partileri şiddetle eleştirdi, işçi sendikala­
rın d a n ayrılm ak bilim sel sosyalistler açısından b ir et­
kinlik belirtisi değil, b ir um utsuzluk eylemiydi. F ran ­
sa ve Çekoslovakya gibi paralel işçi sendikası m erkez­
lerinin olduğu ülkelerde başlıca slogan «genel b ir
kongre yoluyla birlik» olmalıydı. «Asla birliğin tekeli­
ni, ayrılm adan y an a reform istlere bırakam ayız.»(îe>
.RKP(B) delegasyonu u lu slararası işçi sendika ha-
re ketinin birliğini güçlendirm eyi hedefleyen önemli bir
Öneriyi tartışm ay a sundu. Ö neri Kızıl Profintern ve
A m sterdam E nternasyonali'ni tek b ir işçi Sendikaları
U luslararası Birliği içinde birleşm e am acıyla Profin-
tern ’in, A m sterdam İşçi Sendikaları E n tern asy o n alin e
üye sayısına oranlı temsilcilik tem elinde tüm işçi sen­
dikalarının u lu slararası bir kongresini toplam ayı öne-
rilm esini uygun görüyordu. RKP(B) M erkez Komitesi
delegasyonunun önerisi «Biz kom ünistler, ilke olarak
işçi sendikası h areketinin birliğini savunuyoruz, Rus­
y a’d a d a tüm p a rti bölünm eleri sırasında işçi sendika­
larının birliği bozulm adan sürdü.»(îB)
Beşinci Kongre birleşik b ir cephe için çalışm a gö-
revlerine uyg u n olarak Lozovski’nin ra p o ru üzerine b ir
k a ra r aldı. «Dünya işçi sendikası h arek etin in birliği
için m ücadele K om intem 'in tüm çalışm aları içinde çok
önemli b ir y er tu tm u ştu r. D urum böyledir, K om intern
örgütü fetiş haline getirdiğinden değil, kom ünistlerin
işçi sendikaları içinde birlik için m ücadele ederek, üye

274
p artilerin ve K om intern’in etki alanını gmıiıjliıiHkliMt
ne, bu a ra d a kitlelerle sürekli ilişki İçlinin ulılnlılııt ıım
inandığından bu böyledir. İşçi sendikanı İmi nlmllııln
birliği için m ücadele etmek, kitlelori ka/anm nnın mı
iyi a ra cı ve yöntem idir. K om intern ve ona bağlı ımı
tilerin bu konuda benim sedikleri çizgiyi hiç b ir ıjoy ı<ı
engellem esine izin verm em eleri bunun için '/eninin
dur. K om intern’in sloganları - îşçi Sendikalarını Kıt
zanm ak, Yok Etm ek Değil; îşçi Sendikalarının T e rlin
dilm esine K arşı Çıkmak; Sendikaları Terkedenlnri bu
ri G etirm eye Ç abalam ak; Birlik İçin M ücadele Etrıınk
h âlâ geçerlidir ve en kararlı, güçlü b ir biçimde uygu
lam aya konm alıdır.»(3#>
P ro fin tern ’in D ördüncü K ongresi Temmuz lOiM’l.n
M oskova’da toplandı. Kongre, birleşik b ir îşçi Şendi
k aları E nternasyonali sloganını öne sü rd ü ve Amstor
dam E nternasyonali ve sol kan ad ı işçi sendikası haro-
ketinin birliğinden y an a olan İngiliz îşçi Sendikaları
Genel Konseyi’yle görüşm elere b aşlam aya k a ra r verdi.
K om intem ’in Beşinci K ongresi işçi sendika hareke-
tinin b irliği sloganını önermekle, aslında birleşik işçi
cephesi taktiklerine ilişkin m eselelerde Öne sü r ü len b a ­
zı sekter tu tu m la ra k arşı çıkıyordu.
Kongre faşizm in devrim ci h arek et açısından taşı­
dığı özel tehlike ve İtalya’daki anti-faşist h arek etin h e­
deflerini gözönüne alarak, f aşizm e k arşı m ücadele
yöntem leri m eselesini inceledi. Kongre, faşizme karşı
verilen m ücadelenin sonucunun geniş kitlelerin, özel­
likle _tüm işçi sındının ve bilimsel sosyalist p artin in et­
kinlik derecesine bağlı olduğuna işaret etti. Hem m u­
zaffer b ir proleter devrim in sonucu olarak faşizm in
doğrudan altedilm esi hem de b u n u n yerini b urjuva de­
m okrasisinin b ir ya d a b ir b aşk a tü rü n ü n alm ası ola­
naklı görülüyordu. Faşizm in h e r koşulda an cak prole­

275
ta ry a diktatörlüğüyle altedilebileceğini savunan Bordi-
g a sekter grubuyla yapılan ta rtışm a lar sırasında İtal­
y a’nın politik so ru n ların a esnek b ir yaklaşım geliştiril­
di. K ongrenin kapanış oturum u n d a K om intern Yü­
rütm e K urulu seçildi.
P artilerin uygulam adaki deneyim leriyle sürekli
olarak zenginleşen ve bu deneyim i k u ram sal olarak
genelleştiren ve bunu sanki binlerce iplikle bölüm leri­
nin som ut çalışm alarına bağlayan K om intern'İn p a r­
m ağı bu büyük h arek etin nabzm daydı. K om inter’in
taktikleri, k u ra l olarak ve uzun dönemde, bölüm leri
içinde ve serm ayeye k a rşı verilen m ücadelenin g e­
nel d ü nya cephesindeki d u ru m u n u yansıtırdı. T arih­
sel görev, h er birinin ezilen ve söm ürülen kitlelerin
hareketine bir ivme kazandırm ası için d ü n y a bilimsel
sosyalist hareketinin tüm m üfrezelerini sağlam b ir
m arksist-leninist ideolojik ve örgütsel tem elde birleş­
tirm ekti. M ücadelenin yaşam a uygulanm ası, gerçekli­
ğin taleplerini karşılam ayan tüm şem aları yok etti.
Üye p a rtile r içinde K om intern’İn Beşinci K ongresi’nin
k a ra rla rın d a k i ru h la gelişen Bolşevikleşme sürecinin
bunda büyük rolü vardı.

KOMİNTERN'İN İŞÇİ SINIFINI


SERMAYEYE KARŞI BİR BİRLEŞİK
ANTİ-EMPERYALİST CEPHEDE BİRLEŞTİRME ÇABALARI
Komintern Üyesi Partilerin
Farklı Ülkelerde
Bir Birleşik Cephe İçin
Verdikleri Mücadele
Sovyet Sosyalist C um huriyetler Birliği -p ro le te r
diktatörlüğünün ilk devleti ve d ü n y a devrim ci süreci­
n in dayanağı - yirm ilerin o rtasın a gelindiğinde sosya­
list in şad a önemli ilerlem eler kaydetm işti. Yeniden

276
can landırm a dönemi sonuna yukluşıyonlıı üllm, mt*hm
yileşm enin ve ileri bir sosyalist ekonomi kın mumu y
ğun görevleriyle k arşı karşıyaydı.
Troçkistler leninizm in sosyalizmin tuk I»lt nikotin
zafere ulaşm ası olanağına ilişkin temel ilkesine İtli sel
d ırı başlatm ak için bu anı seçtiler. RKP(B) OııdonIHn
cü K onferansı (27-29 Nisan, 1925) Troçki’nin Avınım
p ro letaryasından gelecek siyasi yardım olm adun ao/tyn
lizm in kurulam ayacağı tezini şiddetle lanetledi vu p a r ­
tinin görevinin «hemen şimdi dosdoğru ve k ararlı hiı
biçimde sosyalizmin ku ru lu şu n a doğru ilerlemok* ol
d u ğ u n a işaret e t t i ğ i
RKP(B) Ö ndördüncü K onferansından az so n ıa
«Yeni M uhalefet» oluştu. Zinoviev ve Kamenev ~yavaş
yavaş, önce ü stü kapalı olarak, sonra açıkça Troçk i’y l
desteklem
r 111
eye başladılar. M uhalefetin saldırıları sosytı-
»mı ı—ı w * İl mimiwM«ır -ı--utta-

list inşa hedefini zedeleyecek etkiler taşıyordu.


A ralık 1925’te toplanan SBKP(B) Ö ndördüncü
Kongresi, Zinoviev ve K am enev’in başkanlığındaki,
troçkizm le o rtak düşünceler taşıyan «Yeni M uhalefet* i
yenilgiye uğrattı. Sosyalist inşanın m uhalifi ve bozgun­
cusu oldukları o rtay a çıkan m uhalefetçilerin m ahkûm
edilmesi, kapitalist ülkeler p a rtile ri a ra sın d a destek
aray an Troçki ve Zinoviev'cilerin önünde b ir engel y ük­
seltti.
SBKF(B)’nin ülkenin sanayileşm esine yönelik çiz­
gisi SSCB’niıı kısa sürede d ü nya devrimcî°"surecl uze-
rmde_ a rta n b ir etkiye sahip olacak buyuk b ir ekono­
mik, politik ve askeri güç haline gelmesi anlam ını ta-
şıyordu.
Sovy e t halkının partisinin^ önderliğinde ülkenin
sanayi!eşm esin i başlattıkları dönem de,’kapitalist ülke- ■
'erdeki bilimsel sosyalist p a rtile r em ekçi h alk ın günlük
ve acil gereksinm elerini sağlam ak için güçlü b ir mü-

277
cadele veriyorlardı. A lm anya’d a b u savaş, tekellerin
“saH ırîlarm a, gerici m onarşist gru p lara, kapitalizm in
sekiz saatlik işgünü ııe karşı giriştiği saldırılara, Dawes
Plam ’m n kötü sonuçlarına karşı yürütülüyordu. FKP
1925’te F ran sa ’da Rilf C um huriyetiyle hem en b ir barış
anlaşm ası yapılm ası ve tüm söm ürge h alk ların a b a­
ğımsızlık sloganıyla Fas'taki söm ürge savaşm a karşı
geniş bir kam panya başlattılar. P arti fa b rik a la rd a ko­
münist, sosyalist ve partisiz işçileri savaş aley h tarı m ü ­
cadeleye çeken birlik kom iteleri oluşturm a kam panya­
sına rehberlik etti. ÇKP Çekoslovakya’d a h a y at p a h a ­
lılığına karşı bir kam panya başlattı.
İngiltere’de İKP, örgütlenm esine yardım ettikleri
İşçi sendikalan arasındaki U lusal Azınlık H areketinin
(N ational M inorüy Movemend) öncüsüydü. İlk Ulusal
Azınlık H areketi K onferansı Ağustos 1924’te toplandı
ve Tom M ann Başkan, I-larry Pollitt de Genel S ekreter
seçildiler. İngiliz işçi sendikalarının, azınlık h arek eti­
nin tem sil ettiği sol kanadı İşçilorin üretim üzerinde,
denetim inin kurulm asını ve savaş tehdidine k arşı ve
İşçi sen d ik alan birliğinin elde edilmosi için m ücadele
edilm esini istedi.
1925 yazında ocak sahiplerinin m adencilerin ücre­
tini kesm e girişimi, işçilerin haklarını alm ak için m ü­
cadeleye olan k ara rlılık la n y la karşılaştı. Bu durum da
egem en çevreler boyun eğm ek zorunda kaldılar. İşçi­
ler 31 Temmuz 1925’e, İngiliz işçi sınıfına zafer g etiren
güne «Kızıl Cuma» adını verdiler. ÎKP, işçileri yeni sı­
nıf çatışm alarına hazırlıklı o lm alan için uyardı.
Bazı söm ürge ve bağım lı ülkelerde genç bilimsel
sosyalist p a rtile r hevesle ulusal bağım sızlık m ücadele- _
si no k a tı 1d ıIar.- Endonezya’da K om ünist Parti, kitleleri
Ftnmıın om peryalist egem enliğine k arşı toparladı ve
yo ikili bir politik güç haline geldi.

27(t
Komin tern önderliğinde, hor yunloltl ıiyn |m ıl||» |
emekçi kitlelerin çıkarlarının etkin suvuşçıluı ı ulılnluı
İşçilerin dem okratik hak ve özgürlüklerini kuı ttı [ılıkla
korudula r, yeni bir em peryalist savaş tehlikeni im ktutyi
m ücadele ettiler, Sovyetler Birliği’ni sa vundulur ve lılt
leler a r asın d a proleter enternasyonalizm i İlkelerini ve
bilimsel sosyalist ideallerini yaydılar.
Bilimsel sosyalist p artilerin devrim ci güçleri birleş­
tirm eyi ve sağlam laştırm ayı hedefleyen çalışm aları bü­
yük engellerle karşılaştı, burjuvazi ve sağ sosyal-du-
m o k ratlardan inatçı b ir direniş gördü. Savaş sonrası­
nın fırtınalı yıllarının deneyim inden çoîTşeyler öğren­
miş olan egem en burjuvazi kitleleri aldatm ak için hor
tü rlü savaş hilesini, önemli ve önem siz ödünleri, b u r­
juva parlam entarizm inin yöntem lerini ustalıkla kulla­
nırken, işlerin kontrolünden çıktığı h e r d u ru m d a işçi­
le r üzerinde acım asız b ir katliam ve sert sindirm e yön­
tem lerini alabildiğine uyguladı, ö rn e ğ in İngiliz m uha­
fa z ak â rla rı Ekim 1924’deki p a rla m en ter seçimlerden
birkaç gün önce, «Zinoviev Mektubu» olarak bilinen ve
K om intern’in İngiltere'de, bu rju v a egem enliğini altet-
m ek am acıyla silahlı bir ayaklanm anın örgütlenm esi
için em irler taşıdığı bildirilen sahte belgeyi yayınladı.
Bu kışkırtm a, seçim lerin ilk işçi hüküm etinin düşm esi­
ne yol açan sonucunu hiç de az olm ayan b ir Ölçüde et­
kiledi.
«Örgütlü kapitalizm» düşüncesi üzerine v aaz ve-
re n sağ sosyal-demok ra tla r bir çok ülkede uygulam ada
tekelci devlet önlem lerine destek sağlayan ve adına
«ekonomik demokrasi» denen b ir politika izlediler. .Ka­
pitalist devletin ülkenin ekonomik yaşam ına m ü d ah a­
le etm esi kitlelere, kapitalizm in tem ellerini"SâfSan ve
serm ayenin m utlak egem enliğini o rta d a n kaldıran"çok
büyük bir gelişme"c>larak suhülüyonTüT 1 '

27»
îşçi h arek eti içindeki en büyük tehlike olan refor-
mizm, biTimseİ sosyaTistTerln çeşitli g ru p la rın ı etkiledi
ve p a rtile r içinde sağ sapm alara yol a ç tı. Kom intern,
~~sürekTToütrâik~bu"sapm alara k arşı bitm ek bilm ez b ir
m ücadele verm elerinin gerekliliği konusuna bölümle-
rinin dikkatini çekti. N isan 1925*16 K om intern Y ürütm e
KuruîüT^CeEosîovalıya K om ünist P artisi içinde o rtay a
çıkan ve işçilerin kitle eylem lerini örgütsüzleştiren
sağ-kanat Bubnik g ru b u n u şiddetle lanetledi. Bu g ru­
bun çalışm alarını «politik ihanet» o larak nitelendirdi
ve «sosyal-demokrat m irasın yüküne» k arşı k a ra rlı ve
etkili bir mücadele talep etti ve o sırad a Çekoslovakya'
da geçerli olan koşullarda dikkatleri sağ tehlikede yo­
ğunlaştırm anın gerekli olduğuna işaret e tti.(32)
Kom intern M art 1926’d a Fransız K om ünist P artisi’
nin durum unu değerlendirirken, en büyük tehlike
«Parti içindeki sağ tehlikenin küçüm senm esidir. An­
cak, bu sağ tehlike şimdiden partin in kapılarım g ü rü l­
tüyle çalm aktadır» sözleriyle en büyük tehlikenin bu
olduğuna işaret etti.(M> KEYK. Rosmer - M onatte grubu
ve Souvarine’nin grubunu FKP içindeki sağ k a n a t etki­
sinin a ra çla rı olarak tanım ladı (sonunda bu g ru p la r
troçkizm le ittifak k u rd u lar ve açıkça p a rti a ley h tarı
b ir ta v ır a ld ıla r).
• En ilgi çekici bölüm ü bilimsel sosyalist h a reketin
f 'k u ram sal ve p ra tik kilit konularına ay rılan görüşm e-
:*v leFoIâîTKEYK' TSeşîncf “G enişle tilm İş Bîrle şık G tu ru m u
T2T‘M a r t-’'6 TOsâmTS2'5T''pârtileri îdeÖTbjik ve politik
anTamda güçten d irf^'^çalışm asın a cT n ern lT ^ırT ^k T

Beşinci Birleşik O turum , başlangıç olarak Komin-*


te rn Beşinci K o İT ^ e s T h lh ^ B ü lşe v lk le im e y riIiş M O ^
ra rla rm ı geliştirdi ve som utlaştırdı' Birleşik o tu ru m u n
k a b u l ettiği «Partiler veT ^m m tem ^m BoTşevikleşmesi-

280
ne İlişkin Tez» şöyle diyordu: -Dııtm Keminim u lu
Ü çüncü D ünya Kongresinde dünya devim im le «/
uzatm alı bir gelişmesinin arifesinde okluğum u/ tu, ıh çıt
belli oldu. Bu durum . Beşinci Kongre'do dalın dıı Imliı
ginleşti. Bolşevikleşme sloganı devrim in yavaşlayım v n
uzayan gelişm e hızıyla önemini yitirm em ek 1.0 , emmi
kazanm aktadır.»(â4) Birleşik oturum un k a ra n bıllimml
sosyalistlerin «her hal ve ş a rt aItihda~pröTcl7>r (Tevilin
için hazırlık yapm aya ve oitıu örgütlem eye uyguıi"TiTc
proleterçekirdekoluşturm aO çrhT ^âE aT azT âT ^ılrJriia
" s rg e re K tîğ i^ ^
Birleşik otürum ,"devrim ci p artin in g erek tiği gibi
gelişmesi ve sağlam laşm asının an cak iki cephede, yu.
m Kem sağ teh iik ey e k a rşı hem de «aşın-sol» sap m tıyu
Karşı” bir m ücadeleyle güvence a ltın a alınabileceğini.
"çuhKiTTKrisipmaniin da nesnel olarak"düşm an güçlere
yardım ettiğini belirtti.
î~Bîrle'şîîr’ rojtm, p artilerin savaşm a y eter­
liliğini güçlendirm e ve geliştirm enin belirleyici bir a ra ­
cı olarak, kuram sal ve politik düzeylerinin yükseltil­
mesi gerekliliğine özel olarak dikkat çekti. H er partiyi
m arksizm in gelişmesindeki yeni b ir aşam ayı temsil
eden ve onu üç Rus devrim inin deneyim i ve dünya dev­
rim ci hareketinin deneyim iyle zenginleştiren leninizmi
ustaca kullanm akla görevlendirdi. Birleşik otu rum,
m arksizm olm adan leninizm in olam ayacağını, leni- _
nizm olm adan da devrim ci m arksizm in olam ayacağım
v u rg u lay arak m arksizm ve leninizm arasın d a varolan

zam anın Ko'şullarına uyarîarnTrmsındaki özünü tanım la­


dı ve leninizm i tekelci ierm ay e' fem peiyalîzm ), em p en
valjıst savasla^ ve pr ol e te r ^ v r iî^ e îH Î E ^ ^
m i olarak ta rif etti. Birleşik o turum k a r a n K om intern’
'ın ^alışm aiarm da leninizm k u ra m ve uygulam asını

281
kapsayan b ir u lu slararası Örgüt haline gelmeyi görev
edindiğini söylüyordu. Birleşik oturum , leninizm k u ra ­
m ını ustalıkla kullanm ayı p artilerin ideolojik ve ö rg ü t­
sel sağlam laşm ası için önemli b ir önkoşul olarak d e­
ğerlendirdi.
K om intern Beşinci Kongresinde ve Y ürütm e K uru­
lu ’nun Beşinci Birleşik O turum unda şekillendirilen
Bolşevikleşme politikası, p artilerin ideolojik, politik ve
örgüLsel düzeylerinin yükselm esinde önemli b ir rol oy­
nadı ve m arksizm -leninizm ilkelerini ustalıkla k u llan ­
m alarına, savaşm a yeterliliklerini geliştirm elerine y a r­
dım etti. Palm iro Togliatti yabancı yoldaşların «Rus de­
neyinin bir kısmını» özüm sem elerine yardım cı olmak
için tasarlan an Bolşevikleşme kam panyası d a h a da öte­
ye gitti diyp yazdı. «Her ülkede, m arksist-leninist ilke­
leri Özümsemeyi ciddi olarak reddeden ve devrim ci b ir
partinin disiplini ve çalışm a yöntem lerine şiddetle di­
renen bireyleri ve grupları safdışı ederek p artilerin ve
önder kadroların oluşum unu ilerletm eye hizm et et­
t i .^ 36»
Bolşevikleşme süreci içinde partilerin yapısı b ir de-
ğişim ğeçîr'diT çalışm alar ' yerel "hücrelerle yoğunlaştı;
bu, örgütsel olduğu k a d a r politik b ir ödem taşıyordu:
böylece kollektif b ir önderlik oluşturuldu.
Bu a ra d a Bolşevikleşme politikasının uygulanm ası
sırasında t,a rk Iî’u3Eelerîn“'partilerİnin içinde çalıştık la
rTozğuT som ut k Ö ştn îâ ^ ^ e te rin c e önem verilmediği de
o îd u ~ ■
KEYK Beşinci Birleşik O turum u, birleşik oturum
kararın ın «Avrupa oportünizm i ve ‘sol-radi-kal* laf k a ­
labalığının» b ir karışım ı olduğunu belirttiği troçkizm
özel tehlikesine k a rşı u y a n d a bulundu. «Troçkizm,...
leninizmle savaşm anın oldukça eski b ir sistem idir.

282
Troçkizm salt Rusya’ya özgü bir olay dit dngıl. mIiimUm
a ra sı bir olaydır.»(S7)
Devrimde proletaryanın m üttefikleri ımiM'lmi lımi
nist ru h la belirlenm işti. Bu anlayış, «somut l*lı gömv
için som ut b ir m üttefiki sap tam a yeteneğindim olııtjiı
yor» d u .'33> Bazı partilerin geçmişte işlemiş ululuktun
suçlu oldukları ve «Komintern’İn bazı bölüm lor İnin
şimdi istediği»; köylülüğe ilişkin yanlış sekler tuvırlm
gibi h a ta la ra karşı eleştiri yöneltileli.'^B irleşik roplm
ta ktikleri kitleleri devrim ci m ücadeleye çekmenin )u
n inist yöntem leri o larak tan ım lanıyordu.TSatTAvrüpu’
. daki bazı ülkelere ilişkin olarak kentlerdeki beyaz ya­
kalı işçiler tabakasının - m em urlar, teknik elem anlar,)
vb. - burjuvazi ve proletarya a ra sın d a varolan güçlen
dengesi içinde b ir Ölçüye k a d a r savaşçı proletaryanır
m üttefiki haline gelebilecekleri ve belirli koşullar al
i tm d a köylülerin Rusya’daki proleter devrim in belirl
evrelerinde oynadığı role benzer b ir rol oynayabilecekj-
* leri belirtiliyordu.
Beşinci G enişletilm iş Birleşik O turum un aldığı k a ­
r a rla n belirleyen bir özellik, acil, sınırlı politik taleple-
re, h e r şeyden önce toplum sal ve politik yaşam ın de­
m okratikleştirilm esi kam panyasına verilen önem e' de-
ğinilmesiydi.
Ulusal mesele, birleşik oturum da ayrıntılı olarak
ele alındı. Bu m eselenin Beşinci Kongre’de tartışılm ası
sırasında a n a h a tla rı belirlenen öneriler som utlaştırıl­
dı. Beşinci K ongre’de RKP(B) delegasyonunun b ir üye­
si M anuilski’nin sunduğu rapor, olayların K om intern’
in p ro letary a ve ezilen ülkeler ve söm ürgeler a rasın d a­
ki birleşik devrim ci cepheye ilişkin düşüncelerinin doğ­
ru lu ğ u n u kanıtladığını söylüyordu. Konuşmacı, prole­
ta ry a ve çeşitli ülkelerdeki ezilen m illiyetler ara sın d a ­
k i birleşik devrim ci cephenin uygulanm ası meselesine

283
ilişkin olaylara d ay an an zengin m alzem enin genelleş­
tirilmesini; bazı ülkelerdeki bilimsel sosyalist partilerin
bu meseledeki h ataların ın incelenm esini ve «Sovyet
Rusya’da, Sovyet Sosyalist C um huriyetler B irliği'nin
kurulm asını, b ir çok milliyeti b arın d ıran b ir köylü ül­
kesinde uiusal m eselenin proleter d ik tatö rlü ğ ü altın d a
çözümleniş deneyi olarak* önem ine yeterli d ik k atin ve­
rilmesini talep e tti.w
Em peryalizme k arşı oldukça köktenci b ir m ücade­
le progrâniına’^s’âBîp îşçı ve "köylü p artileri k u rm a eğiTP'
mı gozonune alındığında Doğu’n u n K om intern ü y e s P
partilerin in bu örgütlere İlişk in tav ırların ı tanım lam a-^
la n gerekiyordu. Kom intern, Ja v a kom ünistlerine «iora-
daki yerel işçi ve köylü p artilerin in çalışm alarında et­
kin bir yer alm alarını»,<"> Çin kom ünistlerine de em per­
yalizme k arşı d ah a k a ra rlı bir tav ır alm asına yardım
etm enin bir aracı olarak K uom intang'la birleşmelerini-
salık verdi. M amüİski konuşm asında «Doğuyu devrim -
cileştiren olayları» inançsız bir tu tu m la «yok sayma»
ve bu a ra d a «küçük burjuvaziyle işbirliğine gidereke
proleter özelliklerini kaybetme» tehlikesinden söz
etti.CJ|2)
Birleşik o tu ru m bilimsel sosyalistlerin ulusal kur-
tuluş hareketine Y atılm a deneyim ini ta rtıştı v e ~6 "Ni­
s a n c a Hindistan, Endonezya T e M ısır’daki politik d u ­
ru m u değerlendiren ve bu ülkelerin bilimsel sosyalist­
lerine program a ilişkin ve taktiksel m eselelerde bazı
tavsiyelerde bulunan b ir k a ra r kabul etti.
Birleşik o turum «İngiliz em peryalizm inin kom ünist
u n su rla ra k arşı y ü rü ttü ğ ü sindirm e politikasının a ğ ır­
laşması, bir yanda işçi hareketi ve k ararlı m illiyetçiler­
le öte yanda ulusal h a re k et içindeki çelişkilerin, Hintli
kitlelerin İngiliz em peryalizm ine karşı örgütlü d iren i­
şini geçici olarak zayıflattığını» b elirtti.(W) Birleşik otu-

284
ram , işlerin bu d u rum unun ülkedeki ulusal luıdıılni)
hareketinin yenilgisi ya da çözülmesini değil. ;md<« <»
varolan ulusal p artiler içindeki geçici bir bunalımı gen
terdiği düşüncesiyle «H indistan'daki yoldaşların şu ;ıı
rad ak i en önemli görevlerinin H indistan’ın bağım sızlı­
ğı için ulusal k u rtu lu ş hareketini k a ra rlı b ir m ücade­
leyi tem el alarak şekillendirm e yolunda etkin olarak
çalışmak» olduğunu belirtti.0”1H indistan kom ünistleri­
nin «kitlesel bir ulusal-devrim ci p a rti ve tüm-Hindis-
tan anthem peryaiist blokunu yaratm ak» için U lusal'
K ongre Partisi - ülkedeki en büyük kitlesel milliyetçi
Örgüt"- içinde çalışm ayı sürdürm eleri*4^ ve «Hint bür-
juvazisinin d ah a ateşli bir politik m ücadele verm esinin
sağlanm ası ve birleşik anti-em peryalist cephe tem elin-
de em peryalizme karşı bütün direniş eylem lerinin des-
teklenmesi» için b ir yol bulm ası tavsiye ediliyordu.001
Birleşik oturum «komünist g ru p la n ve u n su rla rı işçi
sınıfının güçlü bir partisi içinde - K om ünist P a rti - bir­
leştirm ek için çalışmayı» H int kom ünistlerinin en b ü ­
yük görevi olarak görüyordu.071
Birleşik oturum Endonezya’daki d u ru m a ilişkin
değerlendirm esinde Endonezya K om ünist P artisi’nin
«Java’daki tüm ulusal-devrim ci p artilerin anti-em per-
yalist cephesi sloganını öne sürm esi gerektiği»ni belirt­
ti. A ncak Endonezya Komünist P artisi’nin bazı Önder­
leri anti-em peryalist dem okratik devrim evresini za­
m an ından önce a tla y ara k «Java için Sovyet egemenliği
sloganlarım , köylülüğün ve kentsel burjuvazinin geniş
kitlelerini ulusal-devrim ci S arek at R akjat P artisi a r­
d ın d a toparlayam ayacak sloganları kullanmayı» sü r­
d ü rd ü .051
Birleşik oturum Mısırlı kom ünistlere «ulusal kur-
tuluş hareketinin h e r biçim ini ve tabanını genişletip,r"

285
m ücadelesini derinleştirecek olası h e r yardım ı etkinlik-
le'destekleme» yi tavsiye etti.(jfl)
’Öirfeşik oturum ABD kom ünistlerinin Birleşik Dev­
letler em peryalizm i tarafın d an ezilen ülkelerdeki k u r­
tuluş hareketleri konusundaki taktiklerine ilişkin m e­
sele üzerinde bir k a ra rı d a kabul etti. A m erikan kom ü­
nistlerine «Şu an d a Birleşik Devletlerin söm ürgesi ya
d a yan-söm urğesı konum unda olan ülkelerdeki uiusal-
d e v rim c rh a re F e n ere ’en' etk in biçim de yardım etmele-
_ ________ rj_ı_u__1^ 4iıi|. .11 JJ JHI'in IHIMI I r T pı m illilin ı ı n T — — — - p " " ■■■-■-»— ...

n » ^ T B îru İK e le r a rasın d a özellikle Porto Riko, Filipin-


"ler ve K üba vardı 1; Filipin Kom ünist P artisi’nin kurul-
THasIna ve bu ülkedeki devrim ci işçi sendikası h arek e­
tinin sağlam laşm asına yardım etmesi; A m erika k ıta ­
sındaki diğer bilimsel sosyalist p artilerin tüm üyle bir­
likte O rta ve Güney A m erika’daki A m erikan em perya­
lizm ine karşı propagandayı hedefleyen b ir Tüm-Ame-
rik a A nti-Em pcryalist Birliği oluşturm ak için çalışm a­
yı tavsiye etti.
K om intern yürütm esi tarihsel açıdan ulusal k u rtu ­
luş hareketlerinin hızlanm akta olduğunu ve üye p a rti­
leri kendi içlerinde öncü bir katılım la yönelttiklerini sa­
vunuyordu. Aynı zam anda oziicn ülkelerin bilimsel
sosyalistlerini, kitlelerin desteklem ediği aceleci eylem­
lere karşı uyardı.
Komintern, partilileri proletaryanın ortasın d a k u r­
tuluş h areketinin tüm emekçi halkı ve söm ürülenleri
ve tüm anti-em peryalist güçleri altın d a toparlayabile­
cek önderi olarak etkin mücadeleye yöneltti. KEYK
aynı zam anda söm ürge ve yarı-söm ürgelerdeki işçi sı­
nıfının henüz oluşm akta olduğunu ve oradaki bilim ­
sel sosyalist partilerin an cak ilk adım larım attık ların ı
düşünerek, proleter egem enliğinin kurulm ası sloganı­
nı ve k u rtu lu ş h arek etin in bilim sel sosyalist önderlik
altın d a yürütülm esini şa rt koşm ayı zam ansız buldu.

286
Bu, sözü edilen ülkelerin en Kollşınlş mImihimIm ü İİh tu İl
bir görev olarak ele alınamazdı.
K om intern, ulusal kurtulup ınıu7ide|en)nd« d«lt«
etkin b ir y er aldıklarında ezilen ülkolm iu IiIİIihuhI um*
yaîist p artilerinin önünde açılacak b u y a lı ulum» Ulu im
işaret etti. B ah a k a ra rlı anti-em peryalist gm, İm ut İm
reketin Önderliğini bilimsel sosyalist puri.ilm m ini İmi
m eşine yardım ederek devrimcileştireccklm i ml«
lelere katılm aları ulusal kurtuluş hareketine daim gıı
aiş bir bakış açısı ve güç kazandırdı.
/ KEYK «halkçı-devrimci», halkın, «işçi vo koylu-
/ partileri oluşturm a sloganını öne sü rd ü ve Doğu İm
[ m ünistlerini bu partileri anti-em peryalist cephenin
politik örgütleri haline getirm ek için - h e r zam an ken­
di politik bağım sızlıklarını k o ru y a ra k - bu p artiler
içinde yoğun ve k a ra rlı b ir biçimde çalışm aya teşvik
etti.
Bu k a ra rla r İkinci ve D ördüncü K ongre’nin d ü şü n ­
celerini geliştirdi ve Kom intern ve söm ürge ülkeler
partilerinin p ratik eylem deneyim lerinin yaratıcı b ir
biçimde genelleştirilm esiydi. Bilimsel sosyalist h arek et
em peryalizm in ezdiği ve bağım lı kıldığı d a h a b ir çok
ülkede ortaya çıktı ve örgütsel olarak şekillendi, 1925
A ğustosunda K üba'da, d a h a sonra K om intern’in bir
bölüm ü haline gelen, b ir bilimsel sosyalist p a rtin in k u ­
rulm ası gerçekleştirildi. 1925’te L atin A m erika’d a 1.500
bilimsel sosyalist vardı. Genç p a rtile r ve K om intern
ara sın d a d a h a yakın ilişkiler ve Lenin'in ideolojik mi­
rasının özümsenmesi, Latin A m erika K om intern üyesi
p artilerinin anarşizm geleneklerinin üstesinden gel­
m esine ve m arksist-leninist k u ram ın ulusal gerçeklere
y aratıcı olarak uygulam asına yardım etti.
KEYK Beşinci Genişletilm iş Birleşik O turum u k a ­
r a rla n hem B atı’daki kapitalist ülkeler hem de Doğu’

287
n u n ezilen ülkelerindeki partilerin kitle çalışm ası po­
litikasını geliştirm ede azım sanm ayacak b ir rol oynadı.
1925-1926'da kapitalist ülkelerdeki p artiler b ir bir­
leşik işçi cephesi oluşturm a konusunda oldukça ilerle­
me kaydettiler.
K om intern üye partilere diğer işçi ya d a anti-faşist
partilerin yönetim lerine, işçi sınıfının eylem birliğini
j sağlam a düşüncesini gözönüne a la ra k som ut Öneriler-
\ de bulunm ayı salık verdi. 26 Kasım 1925 KEYK Presi-
' dium u İtalyan Kom ünist Partisi yönetim ine anti-faşist-
leri toparlam ak üzere birleşik cephe taktiklerinin uy­
gulanm ası hakkında b ir yazı yazdı. «Parti Özellikle fab ­
rikalardaki emekçi kitleler arasın d a birleşik..cephe ça­
lışm alarını geliştirm enin gereğini sav u n arak birleşik
cepheyi aşağıdan uyguladı. Bu geniş ölçüde doğrudur,
am a diğer p artilerin yönetim org an ların a sürekli ola­
rak Öneri yapm anın yararlığını dışlam az...»(5l)
, 9 Ocak 1926’d a Fransız Kom ünist Partisi M erkez
Komitesi Fransız Sosyalist P artisi’nin b ir olağanüstü
k ongre çağrısına İlişkin olarak bir çağrı yayınladı. Ko-
: m intern Y ürütm esi Fransız Kom ünist Partisi MK’ne bu
çağrıdaki h a ta la ra d ikkat çeken b ir yazı yazdı. Y ü rü t­
me K urulu partinin doğrudan kongre delegelerine ses­
lenm iş olması gerektiğini düşünüyordu. «Ancak, sizin
çağrınız, Fransız, işçilerine ve sosyalist işçilere sesleni­
yor. Böyle y a p arak kongrenin birleşik cephe önerinize
yanıt verm e olasılığını ortadan kaldırm ış oldunuz.» (Sî>
KEYK, Sosyalist P arti içindeki farklı eğilim leri «bir
a ra y a getirme» nin de bir h a ta olduğunu düşünüyordu.
M ektup «sosyalist işçilerin önderlerine yaklaşm alarım
kolaylaştırıyorsunuz, oysa bizim politikam ız onları ayı­
ra n uçurum u genişletm ektir.»(33) «Bu öneride Sosyalist
Parti'ye seslenirken kullandığınız üslup bile b ir birle­

288
şik cephe oluştuı mumn hor hııio r;ıııiNinı ılıklı y o Ol»
ce önderlere, üstelik bu üsluplu «Idmiİ v** «m uit tinim
sonra, onların reddetm esi halinde, şimdi yıphğiH iy v«
pıp onların kavrayışı dışındaki sınıdun aynime yolılui)
m ış olmanız gerekliliğini unutuyorsunuz, A um İt Oımıl
lerinizi reddetm eleri halinde onları hakkıyla uçıftu çı
kurm alısınız.»(5n
Birleşik işçi cephesi için verilen m ücadele içinde )>1■
lim sel sosyalist p a rtile r güç kazandı ve sağ vo -ani»
sapm aların üstesinden geldi. Birleşik cephe m ücadele
si bilimsel sosyalistlerin, p artilerin politikalarını etki­
leyen sol-sekter g ru p ların neden olduğu z ararı faı kut-
m elerine yardım cı oldu. K üçük-burjuva m aceracı eği­
lim leri tem sil eden aşın-sol g ru p la n n birkaç partinin
yönetim inden uzaklaştırılm aları bu dönem de oldu. Al­
m an y a’d a AKP yönetim inin başındaki Fischer-Maslovv
g ru b u n u n «aşın-sol» politikası p arti ve işçi h arek etin ­
de ciddi z a ra rla ra neden oldu, AKP’nin işçi sendikala­
rın d a edindiği mevzileri oldukça zayıflattı. A ralık 1924’
teki R eichstag seçim lerinde Fischer-M aslow grubu
«Proletarya D iktatörlüğü ve Sosyalizm îçin» sloganıyla
o rtay a çıktı. (îşçi ve köylü hüküm eti sloganı b ir seçim
sloganı olarak saf dışı bırakılm ıştı). Bu seçim lerde p a r­
ti 1924 b ah arın d ak i seçim lere göre yaklaşık b ir milyon
oy yitirdi. 1925’te A lm an «aşırı-sol»ları SSCB’deki «yeni
muhalefetle» d a y an ışm aîan n ı ilan ettiler. «Aşırı-sol»un
politik çizgisi devrim ci m ücadele ve p a rti gelişmesinin
taleplerinden o denli sapm ıştı ki bu sapm a kitlelerin
desteğini yitirm elerine neden oldu. «Aşın-sol» Kasım
1925’te p a rti yönetim inden uzaklaştırıldı ve yönetim iş­
çi sınıfının T hâlm ann başkanlığındaki denenm iş ve gü­
venilir önderleri ta ra fın d a n devralındı.. AKP’nin «aşı-
rı-sol» önderliği uzaklaştırm asında, Fischer-Maslow
gru bunu sert bir dille eleştiren ve T hâlm ann işçi grü-

F. 19: Enternasyonal 289


bunu destekleyen Kom intern yürütm esinin büyük y a r­
dım ları oldu.(5S'
KEYK «Almanya’daki aşırı-sol kanat, kitlelerin k a­
zanılm asındaki başlıca engeldir» diye işaret etti.(S6)
İtalyan Kom ünist Partisi içindeki Bordiga «aşın-
sol- sapm asına karşı verilen m ücadele d e sonuca u laş­
tı. P arti Lyon’da yapılan Üçüncü K ongresinde Gram sci
ve Togliatti’nin önderliğinde m arksist-leninist özüne
döUdü.
O dönemde Jap o n y a K om ünist Partisi solcu Fuku-
moto sapm asıyla uğraşıyordu; bu eğilim pro leter kitle
örgütlerinin ve işçi sınıfının sınırlı talepleri için m üca­
dele etm enin önem ini azım sıyordu.
«Aşın-sol» u n su rla ra indirilen darbe bilimsel sos­
yalist p artilerin kitle çalışm alannı geliştirm elerini ön ­
leyen ciddi engelleri., ortadan kaldırdı.
K om intern ve üye p artilerin sağ ve «sol» sapm ala­
ra karşı verdîgncai*aflı 'mücadele p a r tileri ideolojik ve—
örğutseFânlam da'ğüçîenH lrm eye yardım etti ve Bolşe-
vikleşmeye yol açtı.
K om intern üyesi p a rtile r birleşik cephe tak tik leri­
ni yaratıcı olarak nerede uyguladılarsa orada, kitle h a ­
reketlerinin gelişm esinde kaydadeğer b a şa n la r elde et­
tiler, Bu taktiklerin etkisinin saygın b ir örneği A lm an­
ya’da (1925’in sonu ve 1926’nın ilk yansında) bağım sız
prenslerin m ülklerine el konm ası için y ü rü tü len kam ­
panyalardı. Bilimsel sosyalist ve sosyal dem okrat işçi­
le r ve işçi sendikaları, birleşik b ir cephe içinde birlikte
harek et ederek, köylü, z a n a a tk a r kitleleri ve b irk aç ay ­
dının desteğini kazandılar. A lm anya Sosyal D em okrat
Partisi yönetimi kitlelerin baskısıyla, prenslerin mül-

290
kütıy ta/mimıl, ödeınoduıt ul lummıctı için AlnııiMVh hu
nııinist Partisi MK’ylo ortak bir luıın|mı>vıı yılı Utma ktı
nusunda anlaşm aya varm ak zorum la Italıb llttl'm un
dum sırasında ondört buçuk milyon suçınmı prmıaltu in
m ülkünün kam ulaştırılm ası için oy vordl. Ilıt AKI' vH
ASDP’nin d ah a önceki R eichstag seçimleritı<İn ka/ait
dıkları toplam oylardan oldukça fazlaydı.
T halm ann’m proletaryanın sınıf mücudolnsiııl k <K
lendirdiğini, A lm an Sosyal-Demokrat P artisi’nin Inııiu
va partileriyle olan bağlarını zayıflattığını vo onlun
AKP’nin insiyatifini desteklem eye yönelttiğini ve fab ­
rik a la rd a birlik kom iteleri k u ra ra k sosyal-demokral. vo
bilimsel sosyalist işçiler arasın d a uzun yıllardır durun
kalın du v arı kırdığım söylediği bu kam panya üzerimi
olum lu değerlendirm eler yaptı.<5,> A ncak sosyal-demok­
rasinin sağ önderleri çizgilerini sü rd ü rd ü ler ve işçi h a ­
reketini bölmeyi hedeflediler.
İtalya Kom ünist P artisi tüm dem okratik güçleri ül­
kedeki faşist diktatörlüğe k a rşı toparlam ak için et­
kin b ir m ücadele verdi. P arti Ü çüncü Kongresinde
(1926) İtalyan toplum undaki sm ıf çelişkilerini derinle­
m esine çözümledi ve işçi sınıfının bu rju v a dem okratik
devrim içinde çözülmemiş olan ulusal so ru n larla u ğ ­
raşm ası gerektiğini açıkça o rtay a koydu. Kongre p a r­
tinin proletarya ve m üttefiklerini ekonom ik am açlı ol­
m ası zorunlu olmayan, «bir dizi som ut eylem yoluy­
la» (M) proleter devrim e yöneltm esi gerektiğine ve p a rti­
nin etkinliklerini kolaylaştırm ak üzere «genel politik
so ru nlara a ra çözüm ler önerip, kitleler içinde bu n lar
için ajitasyon» yapabileceğine işaret etti.*50*Bu am açla,
anti-faşist y asalara karşı, m onarşiye karşı, emekçi
h alk a tanınacak dem okratik özgürlükler için, tarım sal
reform vb. için b ir mücadeleye çağıran sloganlara özel
önem verildi.

291
Komin te rn ve P ro fin tem ’in işçi sınıfının u lu sla ra -
£ ası 0‘Çe^teki eylem b i r l i ğ i n e " y ö n e l ü ^ i M ^ I ^ ^
eğilimlerdeki işçi sendika m erkezleri. Özellikle SSCB
işçi sendikaları ve kapitalist ülkelerin sendikalar ara-
sm ^ âk ıliâğ rarm ğüfflenm esîhHK'î^^
Kah arın d a ^ ş ç l ^ e n ^ iltâ îa H ^ H I ^ r ^ n g l o-Ru s Komite-
silnin (ARK) örgütlenm esi gerçekleştirildi. B unun g er­
çekletm esinde önemli bir rolü, baskılarıyla îngiliz İşçi
Sendikası önderleri bu adım ı atm ay a razı eden «Azın­
lık Hareketi» oynadı. ARK Sovyet ve îngiliz işçi sen d i­
kaları arasın d ak i ilişkileri geliştirm eyi ve serm ayenin
saldırısı ve anti-sovyet bir savaş tehlikesine k arşı u lu s­
la ra ra sı işçi sendikası hareketinin birliği için ortak ey­
lem örgütlem eyi görev edindi.
Birleşik ceple taktiklerinin önemi, üye p artilere
sosyal-dem okrat işçilorlo İşbirliğine olan gereğe b ir kez
dah a işaret eden KEYK Altıncı Genişletilm iş Bir leşik
O turum u (17 Şubat - 15 Mart, 102(1) ta ra fın d a n k an ıt­
landı. Birleşik oturum sosyal-dom ok rasinin burjuvaziy­
le uzlaşm aya ve koalisyon hüküm etlerine katılm ayı
sürdürm eye karşı çıkan sol-kanat üyelerinin, sıradan
sosyal-dem okrat işçilerin uzlaşm a politikasından hoş­
n utsuz olduklarını - güçlü bir biçimde olm am akla b ir­
likte - açıklad ık ların ı belirtti. «Komintorn ve bölümleri
sosyal-dem okrat işçilerin birlik için bu d ü rü st çabala
n m k ararlılık ve içtenlikle karşı] a ra a 11d ir.»<M'
K om intern sol sosyal-dem okrat!arla eylem birliği
oluşturm ayı İşçi harek etin in farklı m üfrezelerini bir­
leştirm eye yönelik önemli b ir adım o larak görüyordu.
Ç ünkü bu, işçi sınıfının geniş k atm an ların ı ve tüm
emekçi balkı kapitalizm e k arşı m ücadeleye çekecekti
ve sınıf savaşları içinde kitlelere reform ist ödevlerin
kararsızlık, tutarsızlık ve yalpalam alarını gösterecekti.

202
KEYK birleşik copho (tıluiltlotlıılıı uvg<ıl*iHOiıı*iH
daki başlıca etm enler olaruk şunları g ü n lv u td ır tıp,)
sendikaları içindeki sol unsurların yımlımluşmunı, l*çl
sınıfının birliğine yönelik eğilimleri clost.oklnmnloı l, hm
ülkedeki işçi sendikalarının birliğini onarm a vn bir Ihı
ieşik U luslararası îşçi Sendikası kurm a çabaları. KEYK ı
devrim ci düşüncelere sahip işçilerce asla kaimi adlin I
meyecek taleplerin ortak eylem için bir koşul nin mit /
öne sürülm em esine işaret etti; KEYK aynı zam anda bl /
limsel sosyalist ajitasyon özgürlüğünden vazgeçil ma I
mesi gerektiğini düşünüyordu. KEYK «Birleşik coplıa i
taktikleri h e r şeyden önce işçilerin ortak çalışm aları ta ■
meli üzerinde oluşturulur» diye işaret etti, «Ama birle­
şik cephe taktikleri b u n u n la sınırlı değildir. Olumlu ko­
şullar varsa, kom ünistler, y an -p ro leter ve burjuva sı­
nıfları çekebilecek kısmı talepler de öne s ü r m e l i d i r . j
K om intern «birleşik cephe taktiklerin i h e r zam an­
kinden d a h a büyük bir güçle sürdüreceğini, yani sos­
yal-dem okrat işçilere ve (partisiz işçilere) politika ve
ekonom inin sosyal-dem okrat işçilerle bilimsel sosya­
listler arasın d a b ir uyum sağlanabilecek bü tü n önemli
so runları üzerinde burjuvaziye karşı ortak m ücadele,
o rtak çalışm alar önereceğini» a ç ık lad ı/0**
FKP’nin önerileri «birleşik cephe taktik leri salt ön­
derlerin ihanetini açığa çıkarm ayı hedef alm am alıdır,
Örgütsüz kitlelere sıradan ve acil taleplerinin gerçek­
leşmesi için onlarla çalışm aya h a z ır olduğum uzu d a
göstermelidir» diyordu.t<3) Birleşik oturum k a ra rın d a
«Komintern’İn gelecek yıllardaki en önemli görevi ü ye
p artilerin politik eğitimine, çelikleşmesine, Örgütsel
oturm uşluğuna, ideolojik sağlam lığına, devrim ci ener^
iisine ve kitlelere yaklaşm a yeteneğine d a h a fazla özen
göstermek» old uğunu behrtiyordu Y ürütm e K ufülu *

293
«Tüın ülkelerin işçileri ve d ünyan ın ezilen halkları, bir­
leşin!» sloganının büyük önem ini b ir kez d a h a vu rg u ­
ladı.
Komintern’in Kadro Yetiştirm e
Ve Marksizın-Lenİnizmi
Yayma Çalışmaları
K om intern’in üye partileri güçlendirm eyi hedefle­
yen çaT ış^ â^ aT ^T aH n ıh ^h ^em irrerın d en biri kurartı-
slal ve p ö ^ p a rti iş^ le rin in yetişti-
fflm esıydi.binlerce p artili 'TJTüsIararasîtTeninist O k u i/* >
Dögu İşçilerinin Komünist Ü niversitesi ve K om intern
Y ürütm esi’nin him aye ettiği Sun Yat-Sen Ü niversitesi
gibi eğitim kuru m ların d a yetiştirildiler. Y irm ilerde Do­
ğu H alklarının Komünist Ü niversitesi’ne Çin, H indis­
tan, A rap ülkeleri, Endonezya, Çin Hindi, M oğolistan,
Japonya, Filipinler, Latin A m erika ve d ü n y an ın diğer
ülkeleri ve bölgelerinden devrim ciler devam etti. Bun­
la r m arksist-Ieninist kuram ı, p a rti kurm anın ilkelerini
ve kitleler a ra sın d a ajitasyon ve propaganda yöntem le­
rini Öğrendiler ve deneyim biriktirdiler. K om intern
üyesi p artilerin p ratik m ücadele okulunu b itiren ve
m arksist-Ieninist kuram ve proleter enternasyonalizm i
konusunda ustalaşan bir çok eylemcisi em ekçi kitlele­
rin has önderleri oldular.
K om ünist p artilerin m arksist-Ieninist o larak çelik-
leş roesmqe, K om intern ve oo lü m lerın ın b ıu m ser sosya­
lizmin kurucularının yapıtlarını yayınlam ası ve geniş
ölçekte d â ğ ı t m a s ı '^ y ^ 'o n m n ^ ^ yorHu7M ar^^n g els*
ve h e n iffın "yapıtları partililerin o lan ak 'lm ld u ğ u h e r
yerde legal olarak çevrildi ve yayınlandı. Partilerin il-
legal olarak çalıştığı ülkelerde hu'yapUTaF yeraltı” m at-
,r ITTT ı," T r " |M H a a M ^ W W W )W H l l < l ı i | | Huğ.u*>-4 rv -’ r « n M I I I M a P I W P " W < H

{*) 1926’da kurulmuş olan bu Okula 1928’e dek Uluslararası le-


ninist Dersler deniyordu.

294
b aalarm d a basılıp, takm a ad larla yayınlandı yu
y u rt dışında yayınlanıp ülkeye kaçak o larak Tnılıulıly
Üye p a rtile r K om ınternfin fofarx, Îîngels vo Lmıln'ln vıt
pıtlarını, KEYK kararlarını, m ektuplarını ve «.rıp.t ilmi
nı, toplantı raporlarının tam m etinlerini ve Kornlninni
Önderlerinin söylev ve m akalelerini içeren kitaplarını
ve broşürlerini dağıttılar. KEYK’nin Enformasyon 1101
teni flnprecorr) bir çok diide basılıyordu. Komintern*
in yayınları 1929’a k a d a r toplam 38 ülkede ve 40 dilde
çıktı.(65)
KEYK Presidium u 22 O cak 1924’te Lenin’in Seçmo
E serleri’nin bir cildini yabancı dillerde yayınlam aya
k a ra r verdİ.(IİS) Lenin’in yapıtlarının derlem eleri kısa
süre sonra Almanca, İngilizce, Fransızca, İtalyanca, İs­
panyolca, Norveçce, Japonca, Lehçe, Fince ve d iğ er dil­
lerde basıldı. 1929’a gelindiğinde Lenin’in yapıtlarının
A vusturya’da 15, İngiltere'de 29, M acaristan ’da 16, Al-
m anyada 82, İtaly a’da 13, ABD’de 18 , Çekoslovakya’da
22 ayrı baskısı yayınlanm ıştı. K om intern 1927’den b a ş­
lay arak Lenin E nstitüsü’n ü n de isbirliğivle Almanca.
İngilizce
^■^1 n^Miw«*Tve
fr-fTıT-Fransızca
-----rr*"-- imr11olarak Lenin’in I"wToplu
ıt^** Eserleri
"1
nin yayınlanm asına başladı, Bu dönem de en sık yayın-
laııan eserler Lenin’in Em peryalizm K apitalizm in En
Üst Aşaması, Devlet ve Devrim, P roleter D evrim ve
Dönek Kautsky, «Sol» Komünizmi: Bir Çocukluk H asta­
lığı, Sovyet H üküm etinin Acil Görevleri, Lenin’in Ko­
m intern kongrelerinde ve d ah a b ir çok kongredeki tez­
leri ve kararlarıydı, Lenin’in ideolojik m irası bilimsel
sosyalist p artilerin tem el eylem rehberi oldu. Leninizm
propagandası ve Lenin’in yapıtlarının işçiler, köylüler
ve ilerici aydınlar arasın d a yaygınlaştırılm ası Komin­
te rn ’in yerine getirdiği en önemli tarihsel görevlerden
biriydi.

295
KOMİNTERN VE YENt KOŞULLARDA
DÜNYA DEVRİMCt HAREKETİNİN GELİŞME SORUNLARI
TROÇKlZMÎN YENİLGİSİ

Sosyalizm
SSCB'de İlerliyor
Bunun Tarihsel Önemi
KEYK'in Yedinci
Genişletilmiş
Birleşik Oturumu

K om intern ve bölüm leri sınıf m ücadelesi içinde


h e r g ü n k ü işlere ait bir çok karm aşık sorunla u ğ raş­
m ak zorunda kaldılar. Aynı zam anda yirm ilerin ikinci
yansında, strateji ve taktik lerin değişen koşullar göz­
önüne a lın a rak som utlaştırılm ası gereği doğdu. Sos­
yalizmi kapitalist dünyayla çevrili tek b ir ülkede k u r­
m a olanakları ve bu ülkenin dünya devrim ci hareketi
içindeki rolü önemli bir odak noktası haline gelmişti.
Bu mesele salt Sovyetler Birliği Kom ünist P artisi’
nin politikası açısından değil, tüm K om intern için son:
derecede önemliydi. Proletaryanın sınıf m ücadelesinin
karşı karşıya olduğu som ut görevlerin gerektiği gibi
ele alınm ası için bu kilit konuların tüm üne açıklık ge­
tirilm esi yaşam sal b ir zorunluluktu.
SBKP Lenin’in, kapitalist kuşatm anın en güç ko­
şu llan altın d a bile, SSCB’de sosyalizmin b a şa n y la k u ­
rulm asının bütünüyle sağlanabileceğini söyleyen gö­
rüşüne sıkı sıkıya bağlıydı. Sosyalizmin kurulm ası, be­
raberinde getirdiği dev sosyo-ekonomik so ru n larla b ir­
likte «ulusal sınırlar» içine çekilmek ya da Sovyetler
Birliği’nin dünya devrim ci gelişmesindeki rolünün
azalm ası anlam ına gelmiyordu. Aksine bu d ü n y a dev­
rim inin en güçlü u n su rların d an biriydi. İşçi sınıfın ın
Sovyetler Birliği’nde sosyalizmi ku rm a çab a la n sadece
ülkenin bir iç meselesi değildi, bu büyük b ir uluslara-

286
4
rası görevin yer ine .getirilmesi^ tüm riıinymliı <luvı iın< j
savaşların verildiği genel cephonin ('mhhiiİi hu tın»)
miydi. ~
K om intern ve SBKP(B) önünde durun ı>niH"iuuı
ilişkin ve taktiksel meseleleri som utlaştırm anın ymjnııı
sal derecede önemli ve acil olm asının bir başlın muin
ni, troçkistlerin ve «Yeni M uhalefetsin yu/ı ulu
oluşturduğu ve SBK PlBl’nin genel çizgisine bir naldın
başlatan, birleşik anti-leninist, p a rti aleyhtarı bloklu
Troçkizm program ını hem bilimsel sosyalist hurokotln
p ro g ra m a ilişkin ilkeleri hem de'"özetİlîn ^ n ğ îT to ro vn
Ç in’i ilgilendiren som ut politik m eseleler üzerinde gn
ıişüfa ı:------- -------------------------— — .....
İngiltere’de Mayıs 1926’da p atlayan genel grev k a­
pitalizm in geçici sağlam lık yıllarında A vrupa p ro le ta r­
yasının ortaya koyduğu en büyük ve en k a ra rlı kille
eylemiydi. Bu grevin hazırlanm asında etkin b ir rolii
İngiltere K om ünist Partisi ve işçi sendikaları içindeki
«Azınlık H areketi- oynamıştı.**>
K om intern Y ürütm esi İngiltere’de a rta n çelişkiyi
değerlendirirken, ulu slararası proletaryayı İngiliz işçi­
leriyle genel bir dayanışm a h arek etim örgütlem eye ça­
ğırdı. 23 N isan’da KEYK Presidium u birk aç ülkedeki
m adencilerin ortak cephesi ve A m sterdam Enternas-

(*> Greve, yoğun olduğu sırada yaklaşık dört milyon işçi katıl­
dı. Grevi kömür madencileri başlattı. Grev sırasında işçiler
tarafından kurulan grev kümeleri ve «Eylem Konseyleri»
yerel bölgelerde hükümet organlarının işlevlerini üstlendiler.
Ancak işçi Sendikaları Genel Konsey i'nin uyguladığı uzlaş­
ma politikası nedeniyle hareket genel bir grev olma niteli­
ğini yitirdi Madenciler, kendileri de grevi bitirmek zorunda
kaldıkları Kasım sonuna dek mücadele ettiler. Sovyetler Bir­
liği isçileri îngiliz işçilerine büyük bir moral ve maddi des­
tek sağladı.

297
yonali ve Kızıl E ntem asyonal’in birleşik eylemi için
■çağrı yapan bir k a ra r yayınladı. K om intern «her ne p a ­
h asın a ve hangi koşullar altın d a olursa olsun o lu ştu r­
m aya k a ra rlı olduğum uz d ü nya proletaryasının ulus­
lararası eylem indeki dayanışm asının çık arları adına»
devrim ci ve reform ist örgütler arasın d ak i tü m fark lı­
lıkları azaltm anın gerekli olduğunu b ir kez d ah a açık-
ladı.<cı> Ancak reform ist Örgütlerin önderleri, KEYK
önerile: ini göz ardı ettiler. İşçi S en d ik alan Genel Kon­
seyi sağ-reform ist yönetim inin İngiliz burjuvazisine
sağladığı doğrudan yardım , genel grevin yenilgisindeki
başlıca nedenlerden biriydi. Genel Konsey Anglo-Rus
Komitesi’nin grev m eselesini ve Sovyet işçi sendikaları­
nın direttiği m adencilere yardım konusunu tartışm ak
üzere toplantıya çağrılm asını önlem ek için olası h er
türlü engelden yararlandı.
İngiltere'de daha sonra m adencilerin m ücadeleyi
tek bâşTâffim ylgüçe "sûrdü
gisi, troçkist m u ha loto tin birleşik cephe ta ktikleriyle
m ücadele etmeyi ve SBKP tBJ ve onun politikasını
gözden düşürm eyi hedefleyen kendi hizipçi çık arlan -
~rn yogünlaT^rm ak içfn'BTrge re kçeoldu. M u iıaieietltö ”
m in tern ve sSKî* (B) ‘nin Ângîü-Hus" iTomitesi’ne iliş­
kin politikalarını şiddetle eleştirirken bütünüyle acı­
masızdı.
Temmuz 1926’da Anglo-Rus Komitesi içindeki Sov­
yet İşçi Sendikası M erkez Konseyi «mümkünse kop­
mayı önlem ek ve grevdeki m adencilere olası en fazla
yardım sağlam ada Anglo-Rus Komitesi’nin İngiliz ta ­
rafının işbirliğini sağlam ak için elinizden geleni y a­
pın...» şeklinde b ir talim at aldı/®31 Öte y andan m u h a­
lefet SBKP(B) ve K om intern’e aslında İngiliz İşçi Sen-
-dikası büro k ratların ın çıkarları doğrultusunda b ir po­
litikayı kabul ettirm eye çalışıyordu. Zinoviev SBKPtB)

.298
M erkez Komitesi Politbûrosu’n d a Sovyet işçi .'»iiikİi Um
larm m Anglo-Rus Komitesi’nden derhal çekilıımsi in
lebini içeren bir tez su ndu. Zinoviev kapitalizm in If*
tik ra n n ın sona erdiğini y a d a sona yaklaştığını, kapı
talist sistem in b ir devrim ci p a tla m a la r dönem ine «ir
m ekte olduğunu ve bu gözönüne alınınca güç tohumu
taktiğinin geri p lan a d ü ştü ğ ü n ü düşünüyordu. Zino- 1
viev’i, Anglo-Rus Komitesi’nden çekilmeyi talep eden
ve büyük d arbenin Genel Konseyin sol k a n ad ın a indi­
rilm esini öneren Troçki ve Kam enev izledi. SBKP(B)
M erkez Komitesi Politbürosu Zinoviev’in tezlerini ve
K am enev-Troçki’nin önerisini reddetti.
8 H aziran’d a KEYK Presidium u «Ingiltere Genel
G revinin Ö ğrettikleri Üzerine Tezlerdi onayladı. Tez
grevin K om intern’in kapitalizm in göreli ve geçici bir
istik ra r dönem i olarak tanım ladığı dünya d u ru m u n a
ilişkin değerlendirm esinin doğruluğunu o rta y a koydu­
ğ u n u vurguluyordu. Tezler îngiliz işçi sendikalarının
reform ist önderlerinin h a in rolünü açıkladı ve «İşçi
h arek eti içindeki oportünizm i ezm eden k ap italist re ­
jimi ezmek olanaksızdır» diye işaret etti. Tezler şöyle
sürüyordu: «SSCB işçi sendikaları açısından ayrılm a
in siyatifi... çok ‘k a h ram an ca’, am a politik anlam da
çocukca ve uygunsuz b ir davranış olurdu.»(SD)
Zihoviev’in reform istlerin sol kanadının şimdi İn ­
g iltere’deki «en büyük düşm an* olduğu yargısı dah a
1 M ayıs’ta KEYK Presidium u’nun, T. Bell’in İngiltere
grevine ilişkin rap o ru n u n tartışıldığı özel b ir toplan­
tısında reddedilm işti.
KEYK Presidium u’n u n işçilerin sendikal birliği po­
litik asına yönelik tavrı, SBKP(B) M erkez Komitesi ve
M erkez D enetim Komitesi’nin Tem m uz O rtak Birleşik
O tu ru m u ’ndan önce b ir konuşm asında Togliatti ta ra ­
fından ortaya konulm uştu (Bu toplantıya KEYK Pre-

289
hidi um u üyeleri katıldı). TogİiattI şöyle dedi: «Nedir
AliK? Birleşik cephe taktiklerim iz için b ir usuldür,
kitleler a ra sın d a ilişki kurm ak İçin bulup çıkardığım ız
bir yöntem dir... ARK önderlerle b ir blok m u olm uş­
tur? ARK içinde kuşkusuz bu öğe de vardır. Birleşik
cephe taktiklerim izde b ir ya da b ir b aşk a ölçüde bu
türden öğeler hep olm uştur. Bu, kitlelerle d ah a sıkı
b ağ lar k u rm ak için kullandığım ız ve onlarla ilişkiyi
sürdürm em izi sağlayan bir yöntem dir... Birleşik cep­
he taktiklerinden sadece aşağıda değil, y u k arıd a d a
y ara rla n m ak zorundayız, kitlelerin bizim önderliğim i­
zi izlem elerini sağlam ak için onların önderleriyle yan-
y a n a d u rm ak zorundayız.* ARK’n i sona erdirm ek,
F ran sa’daki işçi sendikası birliği taktiklerinin ve İtal­
y an Kom ünist P artisi’nin uyguladığı birleşik cephe ta k ­
tiklerinin yok olm asına neden olacaktı. «Kısacası, bu
b ü tü n E nternasyonal’de birleşik cephe tak tik lerin in li­
kidasyonu olacaktır.»(M)
Mayıs 1926’da Zinoviev bir b aşk a sek ter tezle o r­
tay a çıktı. KEYK’nin Çin Kom ünist P artisi’ne Kuomin-
'tahğ’dan'âyriTm asıhı TâV^ye "eîmesih'İ 'önerdi. SBKP (B)
MA Polıtbürösu’ncfâ'bü 'ö n eri h a k lı' oTaralT*«Çin’deki
devrim ci hareketin likidasyonunu» hedefleyen b ir çiz­
gi olarak değerlendirildi.<71) KEYK’nin ulusal-söm ür-
gesel m eseledeki p ra tik çizgisi, Altıncı Genişletilm iş
Birleşik O turum un k a ra rla rın ın genel ve evresel bir
Önem taşıyan, D oğuda sömürge ve yarı-söm ürge ülke­
le r için özel b ir biçim olarak tüm anti-em peryalist güç­
leri toparlam a politikası olan taktiksel çizgisiyle - b ir
birleşik cephenin kurulm ası - tu tarlılık içindeydi.
Troçki-Zinoviev m uhalefeti K om intern çizgisine
karşı çıktı ve K om intem ’in dünya devrim ci sürecinin
ufu k ların a ilişkin temel değerlendirm elerinin ve so­
nuçlarının gözden geçirilm esini talep etti. M uhalef ete

300
kurşı verilen m ücadelenin mm k utucu fto.-iyalr/.nılıı f.ok
bir ülkede kurulm a olanağı u/.m lıuloyUl.
SBKP(B) n in Ö n beşine i konîum nsnı<lu (20 Kkim -
3 Kasım 1926) Troçki vo Zinoviev domugojik b ir hiçim­
de SSCB’de sosyalizmin kurulm asının güçlüklerine
işaret ettiler ve Lenin’in sosyalizmin tok b ir ülkede
zafere ulaşabileceğini savunan tezlerine açık ça karşı
çıktılar; pro letary a d iktatörlüğü ve köylülük a ra sın ­
d ak i çelişkinin «kaçınılm azlığı»nı k an ıtla m ay a çalış­
tıla r ve diktatörlüğün çöküşü i^in k e h an e tte bulun-
dular. P arti K onferansı onları sertçe geri p ü sk ü rttü .
Troçkist m uhalefet, gene de, yıkıcı hizip ç alışm a la rım ""
sü rd ü rd ü ve u luslararası ölçekte anti-lenin ist b ir blok
oluşturm aya çalıştı.
O sıra la r Dimitrov çok haklı olarak «içinde bulun­
duğum uz dönem de K om intern içinde u lu sla rarası bir
hizip oluşuyor» dedi. O nedenle ona k a rşı verilecek
m ücadele u luslararası b ir m ücadele olmalıydı. Bu «Ko­
m in tern ’in varolm ası için» verilen bir m ücadeleydi.(,î>
Troçkizm, Batı’daki proletarya «doğrudan siyasi
destek» sağlam adan, SSCB’de sosyalizm in kurulm a
olanağını reddediyordu. M uhalefet SSCB de sosyalist
^ IW M İH P W ft W ıııfcpMrrf Pw|W <IJV Prfif c . V ^ . ........ t :•. .... UaLU1!*—« ■■»

b ir toplum kurulm asının d ü nya devrim inin ufukları-


■ M W N M > ı « W n i l ı ı ı fH lM Jlu .H»ı i. _ıı_ı>t4 » ™ * « i-iK r a f* !» . t,
m reddetm ek, proleter e n te rn a sy o n a lız m ım o ır kena-
ra itm ek olduğunu iddia etti. Sovy etler Birliği nde sos-

tirm e görevinden yapay o larak ayrılıyor ve onun k ar-


şısm a konuluyordu. M uhalefetin am entüsü devrim in
Burjuva-dem okratik aşam asm ı «atlama» düşüncesini
savunan,
W W— PİM*!*»*»bütün ülkeler için g .......
!*".!»1................................... enel. "»b ir k u ra l■,ı,molm
uW aya
ıflpıM
mW
frnnıi»ıı»ılın*
...

ç alışan ve işçi sınıfıy)a_köyIM üİL^ ^ J ^ a K L İ Ü İ f a l a ^


güçlendirm e görevinderrL eninU n en Önemli k u ra lı-
vazgeçen troçkist sürekli devrim kuram ıydı.
■a*ı M WQ.J UtJ6lfrllllBWff UPW>''3W>N|IMW I T * WlllW W UIW W3IWIIg »T 'iı»»n •

Troçki devrim in ancak d ü n y a ölçeğindeki zaferi­

301
nin Sovyetler Birliği’ndeki proleter egem enliğini «yoz­
laşm a ve çürümeden» kurtarabileceğini sosyalist eko­
nominin; em peryalizm in ekonom ik ve politik baskısı
altın d a yıkılm aya ve SSCB’de kap italist ilişkilerin ye­
niden kurulm asına yol açm aya m ahkûm olduğunu;
güçlüklerden k urtulm a yolunun savaş dahil tüm ve
h e r tü rlü araç kulİanüarak'"cfunya devrlm ınm yapay
dOTSk"îltîŞ'ki‘f tıTması»ncTa11a ra n in a sıg e re k tiğ im sa v u “
du. i ’r oçki bu anlam da Sovyetler Birliği’nde sosyaliz-
mîn başarıyla kurulm ası ve d ü n y a devrim ci sürecinin
gelişm esinin ilerletilm esini sağlam anın b ir aracı ola­
ra k barışı korum ayı hedefleyen dış politikayı «ilkeler­
den ayrılma* olarak adlandırdı.
Bildiğimi/, gibi bu ta rtışm a lar d ah a 1918’lerde Le-
n in ’den şu eleştiriyi almıştı: «Y azarlar herhalde d ü n ­
y a devrim inin çıkarlarının kendisine b ir d ü rtü sağ­
lanm asını gorektirdiğino ve böylesi b ir d ü rtü n ü n an ­
cak savaşla, asla barışla değil, sağlanabileceğine in a­
nıyorlar, hangisi halka om peryalizm in ‘yasallaştırıldı-
ğı' kanısını verir? Böyle bir ‘k u ram ’ m arksizm den tam
anlam ıyla sapm aktır, çünkü m arksizm onları y a ra ­
ta n sınıf zıtlıklarının giderek keskinleşm esiyle gelişen
devrim leri ‘itelemeye* h e r zam an karşı çıkmıştır. Böy­
le b ir ku ram silahlı ayaklanm anın h e r zam an ve bü­
tün koşullar altın d a zorunlu bir mücadele biçimi ol­
duğu görüşü ile özdeştir. Gerçekte ise d ü n y a devrim i­
nin çıkarları, kendi ülkemizde burjuvaziyi alt etm iş
olarak Sovyet iktidarının bu devrim e yardım etm esini
a m a kendi gücüyle orantılı b ir yardım biçimi seçm esi­
ni talep etmektedir»
Troçkistler K om intern üyesi partileri Lenin’in bu
yargılarını reddetm eye zorladılar./;
Hizipçilerin en fazla tepki gösterdikleri ilke. SBKP
tB) nin izlediği ve bu yolla m uhalefetin yıkıcı çalış-

302
ım ıluntm karşı um ansız b ir m ücad ele verd iğ i L en in ist
I’t'irü suTTnrıûduki birliğe ilişkin leninist ilke id i.
üunynTdnvrimel sürecinin y o lu n u çizm ede ve Troç-
ki-Zinoviov hlokum iu u lu sla rarası p la n d ak i ideolojik
bir yonilglyıı ıığnıtılmıısında. önemli b ir rolü, d ü n y a
bilimsel sosyal İsi İn ire İte linin tartışm asız istem ini o rta ­
ya Itoyaıı KKYK Yedinci Omılşlotİlmİş Birleşik O tu-
r nnııı h 1.:.’. Kasını - 10 Aralık, I0:i0) oynadı.
SliKI’ (lî> içindeki durum a ilişkin raporu, parti
güçlerinin m uhalefetle m ücadele etm ek üzere to p ar­
lanm asında önemli bir rol oynayan Stalin sundu. Sta-
Jin rap o ru n d a «Partimizde bugün en acil sorun, ülke­
mizde sosyalizmin kurulm asıdır. Lenin tü m dünyanın
g özleri bizim üzerimizde, ekonom ik inşam ızın ûzerin-
de, yapıcı çalışm a cephem izin kazanm aları üzerinde
derken K a ^ y ^ T ^ n ^ 'B ıT ^ c e ^ e S e b a ş a n kazanm ak
için partim iz, p ro letary a tJîkF^orluğünün başlıca a ra ­
c ı/b u ça-İışmaya' H^ır"olrn'aîı,~bu goreTOÎ onem inİ Kav-''
r am alı ve ülkem izdeki sosyalist inşanın zaferi için bir
k aldıraç görevi g ö r e b i l m e l i d i r ^ Konuşm acı «55CB
p roletaryasının ’^ i ı h ^ a J ^ ^ ''‘'^üluslararası görevleri­
nin, tüm ülkelerin işlilerin i kapitalizm den k u rta rm a k
gibi tek b îr'ortak"görevde toplan d ığ ın ı vurguladı. Çe­
şitli partintem^n51eimîınmr^ e m a rd ~ 5 m e ra l, " Togliatti,
Thâlm ann, Kolarov, Zetkin, K atayam a ve diğerleri -
rap o rları ve konuşm aları, m uhalefetin an ti - leninist
görüşlerini ve yıkıcı çalışm alarını eleştirdi.
M uhalefet KEYK Yedinci Birleşik O turum unda,
kapitalist ülkelerdeki p artilerin desteğini sağlam a
p lan ların d a başarısız kaldıklarını anladılar. Birleşik
O turum da Rus m eselesine ilişkin tartışm a troçkistîerin
tam am en yalnız kaldıklarını ortaya koydu. Delegeler
tek b ir vücut gibi m uhalefetin kuram sal, örgütsel ve

303
taktiksel program ım ve proletarya diktatörlüğüne düş­
m an olanların ekm eğine yağ süren çalışm alarını la-
netlediler. Birleşik Ö türüm ~Yroffii1mn"snftvfl. ıis t dAvri-
*nün^5!F'tek- ü JI? e 3 e ^ â r^ - Im^anmasım n olanaksızlığı­
na- ilişk in 'tezlerini şiddetTe^e^^CeUÎ^^^SB K ^ (B 'rn in
SSCB’nin ülkede sosyalist toplum un tam am ıyla k u ru l­
m ası için ‘gerekli ve yeterli herşeye’ sahip olduğu in an ­
cıyla sosyalist inşanın m utlak an lam d a doğru b ir po­
litika yürüttüğü»ne işaret etti.(75) M uhalefetin leninist
partiye yönelttiği «dar milliyetçilik» suçlam ası partileri
adına konuşan delegeler ta ra fın d a n geri püskürtüldü.
Birleşik O turum daki tüm konuşm aların a n a n o k tası,
SBKP ( ^ i 'h f n ^ S ^ ’nde'^sösyâîıst"toplum un in~sasını
gerçekleştirirken ulu slararası devrim ci işçi h arek eti-
nerHaîîcfann ujusaT kurtuluş mücadelesine, u lu sla rara ­
sı partililer ordusuna büyük bir destek sağlam akta ol­
duğuydu.
TvEYK'nin kabul ettiği k a ra r «KEYK Yedinci
Genişletilm iş Birleşik O tu rumu, Sovyetler Birliği’nin
ulu sİ a r arası 3e vr imin 'fer^ î c a ' ^ gü’nenm e ı ^ r kezi'oİ~
d u g ü n a inanm aktadır. GenişletiTmiş Birleşik O turum
SBKP TB1 "mn 'ğSÇîmşm d e olduğu gibi bugünkü çalış­
m alarında da, enternasyonalizm ini, sözde değil, işte,
kanıtlam ış olduğunu ve göz kam aştırıcı b ir en tern as­
yonalizm örneği verdiğini kaydetm ektedir. G enişletil­
miş Birleşik O turum , SBKP (B )’ne yöneltilen d a r mil­
liyetçilik suçlam alarını iftira olarak değerlendirm ekte­
d ir.» ^ ) diyordu.
Birleşik O turum K om intern'İn tüm bölüm lerine
troçkizm ve m uhalefetin K om intern'İn ideolojik ve ör­
gütse! birliğini bozm a çab aların a karşı k ararlı b ir m ü­
cadele yürütm e em ri verdi. K arar, bu m ücadelenin em ­
peryalist güçlerin Sovyetler Birliği’ni k u şatm ay a ça­
lıştığı b ir d u ru m d a d a h a d a önemli olduğunu vurgu-

304
ltull vo S1İKP (11) Oıtbuşirırl Koninininnimi tini halef #1
bloltuna ilişkin kararını onayladı
Z etk in , T o g liu lli, G oschkn, S ın a in i, Kinininim. V«
iotsk i, Dimİf.rov, K a ta y a m a , M unnor, C u d n v illn vo ııltı*
lu rarast k o m ü n ist h a r e k e tin d iğ e r üııonılı Onılrnlnil ü.l
K kinı’do p a r tile r i a d ın a Z in o v iev 'in K o m in lm a imi ulu
ki ça lın m a la rın a İlişk in b ir ö n e r iy i ta r tışm a y a Mimin
lar. Bu b e lg e KEYK P r e sid iu m u ’n u n /.in o v in v 'm Ku
m in te m iç in d e d a h a f a z la ç a lış m a s ın ı isten m e y en Mı
şoy o la ra k g ö r d ü ğ ü n ü b e lir tiy o r d u .1” *
Presidium bu Öneriyi benim sedi ve Yedinci Mirin
şik O turum un görüşüne sundu. Zinoviev Kom intoııı
Yürütm e K uruiu ’n u n Başkanlık görevlerinden ı.ızloilll ■
cTT
M uhalefetin ideolojik ve politik yenilgisi u lu slar­
arası bilimsel sosyalist h areketin tarihinde b ir isainL
iaşıydıTlSomintern’in genel çizgisi üzerinden ciddi bir
engel kaldırılm ıştı. K om intern d ü n y a devrim inin ge­
lişme yollarına bilimsel sosyalist h areketin strateji ve
tak tik lerini ve m arksizm -leninizm i temel alarak saf­
ları içinde birliğin sağlanm a yollarını açık ve anlaşılır
bir biçimde ortaya koydu.
Yedinci Genişletilm iş Birleşik O turum , u lu sla rara ­
sı d u ru m ve K om intern’in görevleri meselesini ince­
ledi ve içinde bulunulan dönem in kapitalizm in b ir is-
tik ra r dönem i olduğunu vurguladı. K apitalist istikra-
r a geçici ve k ararsız niteliklerini' veren önem li etm en­
le r arasın d a özellikle, Sovyetler Birliği’nde sosyalizmin
gelişmesi, İngiliz kapitalizm inin çöküşü, İngiltere’deki
sınıf m ücadelesinin keskinleşm esi ve Ç in’deki ulusal
devrim sıralanıyordu.
Birleşik O turum İngiltere’deki grev m ücadelesinin
öğrettiklerini inceledi ve İngiliz işçi sendikalarının re ­
form ist önderlerinin teslim iyetçi tav ırların ı lanetledi.

F. 20: Enternasyonal 305


ARK içinde kalan ve Genel Konseyin dönekliğini eleş­
tiren Sovyet işçi sendikaları tem silcilerinin çalışm a­
la rın ın ve Bağımsız îşçi Partisi'yle uyum içinde grevci
m adencilere yardım örgütlem eye çalışan, îngiliz kom ü­
nistlerinin izlediği politikanın «işçileri serm ay ed arlara
k arşı m ücadeleye toparlam anın ve reform ist önderle­
rin ne olduklarını ortaya koym anın b ir aracı olarak
birleşik cephe taktiklerinin önem ini o rtay a koydu»ğu-
n a işaret e tti.(7®>
Birleşik O turum Örgütsel soru n ları ele alırken, Ko-
m in te rn ’in Y ürütm e K urulu’n a k a rşı sorum lu yönetim
organlarının yapılarında değişiklik yapm aya k a ra r ver­
di. KEYK Başkanlığı görevi kaldırıldı ve kollektif bir
organ - KEYK Politik Sekreterliği - kuruldu.

K E YK ’nin
Çin Meselesindeki
Taktikleri
K om intern çalışm alarının en titiz alan ların d an bi­
ri Çin meselesiydi. KEYK Çin’deki devrim ci gelişme­
leri yakın b ir ilgiyle izledi ve durum daki değişiklikle­
re yani, K uom intang ulusal-devrim ci ordularının k u ­
zeydeki ilerlemesi, işçi ve köylü hareketinin yüksel­
mesi, Çin Kom ünist P artisi’nin kitleler arasın d ak i etki­
sinin artm ası ve Çiang Kay-şek ve K uom intang yö­
netim lerinin a rta n anti-kom ünist eğilim lerini yeterin­
ce dikkate alarak bilimsel sosyalistlerin taktiksel çiz­
gisini belirledi. K om intern’İn Çin devrim ıne ilişk in tak-
tikleri tü m a n ti-e m ^ îy a T îirg ü çlerin toparlanm ası ilke­
sini temel lıTıyöMü.
TTonuntem Ç in’deki kurtuluş h arek etin in yüksel­
m esini gözönüne alarak, bölüm lerini bu ülkedeki ulu ­
sal k urtuluş güçlerine p ra tik yardım sağlam aya teşvik
etti.

306
Çin’deki 30 M ayıs 1925 olaylarından (Şanguy ıy. ı
luri ve öğrencilerinin Çin’deki ulusal devrim i baslnlnn
ıınti-em peryalist eylemi) h em en sonra, KEYK Presidi
um u Çin m eselesini ta rtıştı ve 17 H aziran'da k a p ita ­
list ülkelerdeki üye partilere şu telgrafı çekti:
«Çin’deki gelişm eler ve em peryalistlerin, öncelik­
le İngiliz ve Japon em peryalistlerinin açık silahlı m ü­
dahale biçim ini a lan saldırılarını gözönüne alarak,
K om intern Presidium u ve P ro fin tem savaşan Çin h al­
k ın a yardım etm ek üzere atılacak b ir dizi adım a r a ­
sında, İkinci E nternasyonal ve A m sterdam ’a. emper-
yalistieri açığa çıkarm ayı ve Ç in'e yönelik başka saldı­
rıları öjüemeyFTjedefleyen o rta k eylem ler önerm eye
k a ra r verm iştir. Presidıum protesto toplantıları, sos-
y alistler ve partisiz işçilerle ortak bağış toplam a kam -
p an y aları yapılm asını örgütleyerek sosyal-dem okratlar
ve A m sterdam Enternasyonali y andaşlarına o rtak ey­
lem önererek emekçi kitlelerin kam uoyunu Çin h alk ı­
n ın bağım sızlığı için verdiği m ücadeleye çekmek için
gerekli tüm adımları atm anızı talep eder. Sloganlar:
1. E m peryalistler Çin’den çıksın!" ‘ü ıiu r Kırıcı A n­
laşm alar Feshedilsin!; 3. Nüfuz Bölgeleri H akları Kal­
dırılsın; 4. Grevci İşçilerin Talepleri K arşılansın; 5.
Şangay, Hankow, Tsingtao ve diğer yerlerde işçiler ve
öğrencilerin vurulm asından sorum lu olanlar hakkında
d erh al k an u n i işlemlere başlansın.»<7fl>
Çin halkını desteklem eye yönelik bu gösteriler
ezen ve ezilen ülkelerin anti-em peryalist güçlerini to­
p arlam ay a yardım etti; B atı’daki işçi p artilerin in so­
m ut temel m eselelere ilişkin eylem birliği için b ir ze­
m in y a ra ttı ve birleşik cephe taktiklerinin çarpıcı bir
göstergesi oldu. KEYK Presidium u’n u n eylemi Komin-
te m ’in u lu slararası yaşam daki önemli olaylara göster­
diği tepkinin ne denli iyi zam anlandığm ı, K om intern’-

307
in düşm an kam pında b ir gedik açm ada nedenli u sta ol­
duğunu ve devrim ci h arek etin önüne çıkan o lan ak lar­
dan y ararlan m ak için ne büyük b ir güç topladığını
gösterdi. KEYK Presidium u’nu n k a ra rı yüzbinlerce in­
san ı Çin h a lk ın a yardım sağlam a h arek etin e çekmeye
yardım cı oldu; d ünyanın b ir ucundaki Çin devrim i k a­
pitalist ü 1ke 1ere^âlnnT aşîı£T e'T 5u^ tar-
yası için yaşamsEd^Slr”s a n m “h a lin e geldi. SSCB’n d e
başlatılan «Ellerinizi Çin’den Çekin» kam panyası tüm
dünyaya yayıldı. Fransa, A lm anya, a BU, "Ingiltere,
A vusturya, Japonya, Çekoslovakya, Kore, İtalya, Mı­
sır, Türkiye ve başka ülkelerdeki h alk toplantılarında
em peryalist güçlerin Ç in’in içişlerine m üdahalesine
k a rşı protestolar yükseltildi.<80)
KEYK’n in A ltıncı Genişletilm iş Birleşik O turum u
(Şubat - M art 1926) Ç in’de «Ulusal bağım sızlık ve halk
hüküm eti sloganları altında dev boyutlu genel-ulu-
sal bir hareketin»<81) oluşm akta olduğunu kaydetti. Çin
işçi sınıfını h areketin «vurucu gücü ve baş savaşçısı» o-
la ra k tanım ladı. Birleşik O turum un K a ra n K om intern
ve üye p artilerin K uom intang’ı «ülkenin bağımsızlığı
ve tek bir devrim ci-dem okratik hüküm et için em per­
yalistlere ve tüm m ilitarist-feodal düzene karşı» sa­
vaştığı sürece desteklediğini o rtay a koydu.(8!!) Y ürütm e
K urulu Çin K om ünist P artisi s a fla n içindeki, Çin p ro ­
letaryasının bağım sız sınıf hedeflerini gözardı eden
sağ likidatörleri de, «hareketin devrim ci-dem okratik
evresini atlayarak, doğrudan pro letary a diktatörlüğü
ve Sovyet ik tid a n n m görevlerine geçmeye çalışan» sol­
cuları d a şiddetle eleştirdi.(8î) KEYK m ilyonlarca Çin
köylüsünün Çin devrim ini şekillendirm ek üzere üstlen­
meye çağ rıld ık tan rolün olağanüstü önem ine işaret e t­
ti.
KEYK Yedinci Genişletilmiş Birleşik O turum u Çin'

308
deki devrimi Çin halkını yabancı boyunduruğundan
k u rtaracak , ülkeyi birleştirecek, işçi sınıfı ve köylülü
gün devrim ci-dem okratik bir diktatörlüğün ü k u ra ­
cak ve toprağın ulusallaştırılm ası ve yaban cı serma
yoye a it m ülkün kam ulaştırılm ası m eselelerini ele a la ­
cak b ir anti-em peryalist, burluva-dem okratik dev­
rim ola ra k tanım ladı. KEYK Çin devrim inin genel ulu­
sal bir evreden geçm ekte olduğunu, Ç in’deki burjuva-
dem okratik devrim in henüz gelişm esinin ilk evresinde
olduğunu ve itici gücünün geniş ta b an lı b ir anti-em ­
peryalist blok o lu ştu ran proletarya, köylülük, küçü
ve o rta burjuvazi ve büyük burjuvazinin b ir bölümü
olduğunu düşünüyordu. (*)
K om intern Çin devrim ine ilişkin m eselelerdeki tak-

<*> Yedinci Birleşik Oturumun Çin meslesine ilişkin tezlerinin


özgün örneğini çok daha gerçekçi bir hale getiren önemli de­
ğişiklikler Stalîn tarafından ortaya kondu. Tefecilik üzerin­
deki yasağın o sırada geçerli olan Çin koşullarında uygula­
namayacağını gözönüne alarak, Tezlerin bunun yerine «lo-
fecilikle şiddetle mücadeleyi» talep etmesini önerdi. Stalin
Komünistlerin Kuomintang’ın sol kanadının önderliğini me­
kanik olarak ele geçirmemeleri gerektiği talebi yerine şıı dr
yişi önerdi: «Komünistlerin sol kanat üzerindeki eikilcıi
mekanik yoldan gerçekleşmemelidir.» Çin devriminin bedel lr-
rine ilişkin bölümdeki «büyük işletmelerin, madenlerin ve
bankaların ulusallaştırılması» sözlerinin önüne «emperyalist
ayrıcalıklar taşıyan» deyiminin getirilmesini de önerdi,
(MPA, MLE, 495/165/278/1-2.) Stalin'in ulusal burjuva çev­
relerin üerici olanaklarına ilişkin bakış açısını yansılan dü­
zeltmeler Birleşik Oturum tarafından dikkate alındı.
Ancak Çiang Kay-şek ve Wang-Çin-Wcv karşı-d evrime i
hükümet darbelerinden sonra, Stalin'iıı sözleri Çin, Hindis­
tan, Çin Hindi, Endonezya ve birkaç ezilen ülkedeki ulusal
burjuvazinin ilerici olanakları konusunda giderek artan bir
kuşku ortaya koydu ve bu daha sonra ulusal kurtuluş hare­
ketine ilişkin birkaç meseledeki tavrında yansıdı.

309
tiksel çizgisini belirlerken, bilimsel sosyalist h arek etin
önünde d u ra n ve olduğundan d a büyük gözüken bazı
önemli kuram sal ve p ra tik sorun lar için doğru b ir yal
laşım buldu. Kom intern o sıralard a K ounıintan g ’ı sı-
ra d a n b ir b u rju v a p artisi y a d a genel o larak al ışıl mi
tipte b ir politik p a rti olarak değerlendirm iyor, onu için­
de değişik sınıflar ve politik güçler a ra sın d a b ir m ü ­
cadelenin sürm ekte olduğu geniş tatjanfr Llr Örgüt, bir
politik blok olarak görüyordu. K om intern 1925-1927
Çin devrim inin ilk evresindeki genel ulusal niteliğini
vu rg u lay arak m arksist düşünceye önemli b ir k atk ıd a
bulundu. Bu devrim deki askeri u n su ru n d a h a büyük,
b ir anlam da Özerk ve çoğu kez belirleyici rolüne de­
ğinen sözler de bir başka yenilikti. Yedinci Genişle­
tilm iş Birleşik O turum daki Çin Meselesi Komitesinin
sunduğu kapsam lı ve keskin Çin m ilitarizm i tanım ı d a
aynı nitelikte idi. O sırada, Çin Komünist P artisi yöneti­
m inin işaret ettiği biçimiyle «SSCB ile ilişki içinde ola­
cağımız ve ondan yardım alabileceğimiz, m üdahale teh ­
likesinin d a h a az olduğu» Kuzey-Batı Ç in’de kuvvetli
n o k ta la r k u rm a düşüncesi öne sürülm üştü.0*1
Yedinci Birleşik O turum Çin devrim inin genel ola­
nak ların ı değerlendirirken «Çin devrim inin sonucu n u n
ülkenin kapitalist gelişmesine neden o'lacak'politik ve
toplum sal koşulların yaratılm ası olmak zorunda olm a­
dığına» işaret etti.tM> Devrimin zaferinin b ir sonucu ola­
ra k y aratılan devlet, a rı b ir burjuva-dem okratik dev­
let olm ayacaktı. O «proletarya, köylülük ve d iğ er sö-
m ürülen sınıfların dem okratik d ik tatö rlü ğ ü n ü tem sil»
edecekti.(K,) ... " '
Yedinci Birleşik O turum ulusal-devrim ci ordula-
n n m ilitaristlerin orduları - Ç in’deki em peryalist etki­
n in başlıca d ay an ağ ı - karşısında zafer ü stü n e zafe r
kazan m ak ta oldukları b ir sırada toplandı. Birleşik otu-

310
rum Ç in’deki em peryalist m üdahalenin artnm ldu ulılu
ğunu, «Çin’deki ulusal devrim in kendisini goçoıı yu/,
yılda A vrupa’daki klasik b u rju v a devrim leri ve Husyıı.’-
daki 1905 devrim inden temelde ay ıran özgün koşullar­
d a gelişmekte» olduğunu gö rd ü (07)
Birleşik O turum Çin’deki ulusal-devrim ci h arek et
içinde y er alan toplum sal güçlerin yeniden gruplaşm a
.s ürecinin hızına ve büyük burjuvazinin çoğunun k a r-
şı-devrim ta ra fm a geçm elerinin kaçınılm azlığına işa­
re t e tti: tarım sal meseleyi «varolan d urum un odak nok­
tası» olarak tanım ladı; «işçi sınıfının buyuk bölüm ünü"
harekete çekme ve ulusal devrim deki konum unu güç­
lendirm e ve köylülüğü devrim e kazanm a»yı(M) hedefle­
yen som ut bir talepler program ının a n a h atların ı çizdi,
Çin devrim inin en önemli genel dem okratik görevlerini
sıraladı ve bilimsel sosyalistlerin K uom intang’ı b u rju ­
vazi ve toprak sahiplerinin p artisi haline getirm eye ko­
yulan K uom intang’m sağ yöneticilerine karşı hem sis­
tem atik ve k a ra rtı b ir m ücadele y urufm el eri n mTTı e m '"
de KüomlhîaıTğ’îrrTor'T^nâdiyTarTşHîHîgıne'^înhele
nin önem înı ÖzellilTfe"Vurguîadi'.~m*
Ulusal-devrim ci o rd u ların baş kum andanının g er­
çek anti-kom ünist rengini o rtay a koyan 20 M art 1926
olaylarından (Kwangchow’daki k a rşı devrim ci h ü k ü ­
m et darbesi girişim i) sonra, KEYK Çiang Kay-şek’in e r
y a d a geç Ç in’in devrim ci güçlerine saldırı cağ im a n la ^
di (*).... .....

(*) Kuomintang önderliği, Komünist Fai liyle birlikle hareket et­


tiği sırada «Kuomintang'm dünya devriminin genel kadro­
suyla en yakın İlişkilerini sürdürmesi gerekliği» «Komin te rn'-
in rehberliğine gerek duyduğu»; ve «Kııomintang’ın en bü­
yük isteğinin Komintern'le daha da yakın, İlişkiler içine gir­
mek olduğu» olgusunu vurgulamaktaydı. Kuomintang yürüt­
mesi bu örgütün Komintern'e katılmasını Önerdi. (Komin-

311
Yedinci Birleşik O turum büyük burjuvazinin, Çin
devrim i genişlem esine ve derinlem esine geliştikçe, a n ­
ti-em peryalist m ücadelenin kendi çık arları açısından
b ir tehlike olduğu sonucuna varacağ ın a ve devrim den
sıyrılarak onu ezmeye çalışacağına işaret etti. Bilim­
sel s o s y a lıs tT e H î^ ^ fe ^ Y î^ n n u n ^ H ıim e s T / Cin Ko­
m ünist P artisi’nin güçlenm esi ve karşı-devrim in y ak ­
laşan saldırılarına hazırlanm ası için gereken zam anı
kazanm aktı.
Am a o sıra lard a olum luluklar açıkça Kuomin-
ta n g 'd a n yanaydı. Bunun bir çok nedenleri vardı. Ge­
niş kitleler d ah a dün devrimci b ir örgüt olan Kuo-
m intang’a h âlâ inanıyorlardı. Kom ünist Partinin b ir
çok yandaşı, Parti K uom intang’m devrim ci ilkeleri
altın d a y er alm asaydı onun önderliğini izlemezdi. O r­
du kum andanlarının b ir çoğu K uom intang yönetim i­
n in etkisi altındaydı. Çin Kom ünist P artisi karşı-dev-
rim ci hüküm et darbesi ve askerî d ik tatörlüğün destek ­
leyicileriyle etkili olarak uğraşabilecek k a d a r güçlü d e­
ğildi. Bu açıdan hiç de küçüm senm eyecek b ir rolü d a ­
h a 1921-1924 sıralarında Kom intern çizgisine k arşı
çıkm aya çalışan Çin Komünist Partisi Genel Sekrete­
r i Çeng-Tu - Siu’nun 1927 b ah arı ve yazındaki çalışm a­
la rı oynadı: Şimdi de güçlü sağ oportünist eğilim ler
gösteriyor ve bu eğilim ler K uom intang yönetim inin
sağ kanadını ra h a tlatm ay a yarıyordu. Dahası, Çin Ko-

tem bu öneriyi reddetti). Başka bir deyişle, Kuomintang


yönetimi kendisini komünist renklerle boyamak için çok
uğraşıyordu. Komintern'İn Kuomintang'ın ulusal-devrimci
bir örgüt olduğu, komünist bir örgüt olmadığı konusunda
en ufak bir kuşkusu olmadığı kesinlikle söylenebilir. Muha­
lefetin bu noktadaki eleştirileri bir temelden kesinlikle yok­
sundu. (MPA., MLE., 495/165/66/31-33; 514/1/236/2-3, 141-
144)

312
m ünist Parü.si’jıin o sıra la r h â lâ kitlelerin doslogim
olinde tutan Çiang Kay-şek kliği gibi deneyli ve acı
maşız b ir d üşm anla uğraşm ası gerekiyordu. (*)
KEYK. Sekizinci Birleşik O turum u (Mayıs 1927)
Ç iang Kay-şek "Şangay’daki karşı-devrim ci h ü k ü ­
m et darbesinM başar3CIEanrsb1am^Cın*He^Hâ^a^îkan
yeni d u ru m u incelerken, devrim in yeni aşam asındaki
i tici güçleri - köylüler, işçiler, z a n a a tk a rla r ve b u rju -
vazinin bir bölüm ü - temsil eden W u h an ’d ak ı Sol Kuo-
m intang hüküm etinin eğer ^kitfel'ere™ yönelik» sağ-
lam bir yol çizeSüîH e™ olevnm cr^F T or^haya6irecek
d u,r u m d ^ '^ â îd u g u n u "g m ^ fr"]ffur‘C ^ ^ m u n î s F P a r f ı s i '>"
h i n ' ızîeyecegi Tâî:tîSseî“yolu belirleyecekti. P arti sol
K uom intang hüküm etinin çalışm alarına k a tıla ra k bu
hüküm eti devrim ci b ir çizgiye çekecek güçlü b ir k it­
le baskısı örgütleyecekti. W u h an ’ın devrim ci güçlerin
çekim m erkezi haline geleceği ve W uhan hüküm eti
üyelerinin S angav’da askeri b ir diktatörlük k u rm u ş
olan zorba Ç iang Kay-şek’i reddedecek b ir konum da
olacakları varsayılıyordu. A m a öyle olmadı. Temmuz
1927’de kısa süre önce Çiang Kay-şek’i hainlikle suç­
lay an W ang-Çin-W ey başkanlığındaki W uhan h ü k ü ­
m eti bilimsel sosyalistlerden ayrıldı, o n la ra baskı uy-
guladı ve Çin’deki anti-em peryalist cepheyi parçaladı.
D aha önce ulusal-devrim ci b ir p a rti olan Kuo-

(*) Çiang Kay-şek’in. Nisan 1927'deki hükümet darbesinden son­


ra bile Komintern’in, tek doğru çizginin hâki Çin'deki tüm
anti-emperyalist güçleri toparlama politikası olduğu v e
Çiang Kay-şek hükümet darbesinin yapılabilmiş olmasının
başlıca nedeninin karşı devrimin bîr güç üstünlüğüne sahip
olduğu görüşünü savunmak için her türlü gerekçesi vardı.
Çin Komünist PartisI'nin o sırada yaptığı hataların büyük
Ölçüde gençlik ve deneyimsizliğinden kaynaklandığına işa­
ret ediyordu. (MPA, MLE., 495/166/186/8-9.)

313
m intan g’m burjuva-m ilitarist, halk düşm anı b ir k a st
t ^ ^ m d ^ ^ e n ö t Tgrݧn ',M f bTg^n~TTaIme^etiriIınesi a r­
tık tam am lanm ıştı. fiaşta ÇRpTiler olm ak üzere em ek­
çi' h a T k â ^ y o n e T ü T e n azgın bir şiddet dalgasını d a bera­
berinde getiren bu dönüşüm , K om intern'İn ezilen ül-
k el erde ki ulusal 'burjuvazinin em peryalizm e k arşı et­
kin b ir m utıalefet ' ^ c ü sâyılm adıgı yargısm a v arm a­
sına yol açan etm enlerden biriydi. ' ”
19 ^/' baharı' ve y a z ın d a ' k o m in tern içinde Çin Ko­
m ünist P artisi’nin gücünün abartılm ası, 1921’de 30 üye­
si olan P artinin M art 1927’ye gelindiğinde b ir kitle Ör­
g ü tü ve etkili b ir politik güç haline gelmiş olması göz­
önüne alındığında anlaşılabilir b ir olgudur. P artin in
%58.8’i işçi, % 18,7’si köylü, %19.1’i aydın ve % 3.l’i o r­
d u görevlilerinden oluşan 58.000 üyesi vardı.(89) O lduk­
ça yüksek olan üye sayılarıyla birîikteT şçî sendikala­
rı ve çeşitli köylü birlikleri P artin in etkisi altındaydı.
P a rti ülkedeki devrim ci m ücadelenin en etkin gü­
cüydü.
Am a m uhalefet bunu K om ünist P artin in ik tid arı
ele geçirm ek am acıyla girişim de bulunm ası için ye­
terli bir dayanak olarak görürken K om intern bu
m aceracı tav rı reddetti ve Çin Kom ünist P artisi’nin ge-
nTşnatTeT^'linîî-em peryaH st, an t i-feö3aX~Eır devrim e
âyaklandırm ası, am a İktidar m ücadetesİnîb irleşik cep-
he çerçevesi içinde yönetm esi gerektiğini savundu.
B aşka b ir deyişle K om intern ve m uhalefet Çin devri-
m ine ilişkin m eselelerde ta b an ta b a n a zıt görüşler ta ­
şıyorlardı.
KEYK’nın Çin meselesinde Çin’in ^b ü tü n anti-em ­
peryalist güçlerini ÇKP öncülüğünde b ira ra v a to p ar­
lam a politikası olan çizgisi. Troçki-Zinoviev m u h a-
lefetinin sistemli ve şiddetli saldırılarıyla karşılaştı.
Çm tîevrimi ‘ sorunu m ühalefeteT tom in tern ve SBKP

314
(B)’nin genel çizgisi üzerine saldırm ak için bir /.c
m in oluşturdu. M uhalefet d a h a so n ra d a Çin devrimi
nin yenilgisini aynı am açla kullandı.
• M uhalefetin Çin meselesi üzerindeki görüşleri a şa ­
ğıda olduğu gibi toparlanabilirdi. K om intern’in ezilen
ülkelerde devrim ci nitelik taşıy an ulusal h arek etlerin
desteklenm esi gerektiğine ilişkin görüşü, h a talı olarak
kom ünist olm ayan anti-em peryalist güçlerle olan bağ-
, ları koparm ak için bir gerekçe biçiminde yorum ­
lanm ıştı. Çin devrim i güçler arasın d ak i ittifak lar ve
bu ittifakların nitelikleri açısından tem el o larak R us­
y a’daki 1905 devrim inin benzeri o larak görülüyordu.
Devrim in sosyalist bir devrim e evrim leşm esinin yakın
olduğu ilan ediliyordu. Sun Y at-Sen’cilik ileri atılm ış
bir adım, geniş kitlelerin ideolojinin d a h a ü s t biçimle­
rine hazırlanm ası - K om intern’in bakış açısı buydu -
o larak değil, tem elde gerici bir ideoloji o larak değer-
lendiriliyordu. Birkaç sınıftan oluşan b ir blokun çıkar­
larını tem sil elden b ir h üküm et k u rm a düşüncesi «an­
lamsız», «marksizmin olumsuzlanması» o larak ilan e-
dilmişti. K uom intang hiç b ir zam an devrim ci b ir ta ­
vır almamış, sadece devrim ci bir p a rti kılığına b ü rü n ­
müş, sıradan b ir bu rju v a partisi olarak tanım lanıyor­
du. Troçki-Zinoviev m uhalefeti devrim in gelişmesi­
n in geçiş evrelerini b ir y a n a b ıra k a ra k Çin’de derhal
Sovyetler’in, herşeyden önce ik tid ar organları olarak
işçi temsilcileri Sovyetleri’nin kurulm asını talep edi­
yordu. M uhalefet bu görüşlerini desteklem ek üzere,
kitlesel politik Örgütler - Emekçi Halk Sovyetleri, Sö­
m ü rü len ler Sovyetleri - ku rm a meselesini o rtay a a ta n
İkinci Kongre k a ra rla rın d a n riyakârca a lın tıla r yapı­
yorlardı. Başka b ir deyişle m uhalefet burjuva-dem ok-
ra tik devrim a şam asını bir y an a b ırakarak; Çin’de pro-
diktatörlüğü 'için

315
m eşini talep ediyordu. K uom intang’m, u ğ ru n d a veri-
T ^ ^ ' m u c âS ^ I^ sira sm d a kitlelerin bu program ı sa­
bote eden K uom intang yönetim inin değil ÇKP’n in a r ­
dında toparlanm asına yardım cı olabilecek, tarım sal
program ı K om intern’e, toprak reform unu tü m Çin öl­
çeğinde hızlandırm ayı hedefleyen b ir politikayı d a­
yatm aya çalışan m uhalefet ta ra fın d a n b ir y an a itildi.
N isan 1927’deki Ç iang Kay-şek karşı-devrim ci h ü ­
küm et darbesinden sonra m uhalefet, sağ K uom in­
ta n g önderlerinin yakın gelecekte d ışarı a tılacak ları­
nı ve Ç in’de «proletarya, köylülük ve k en tli yoksulla­
rın bir diktatörlüğünün» kurulacağını savundu. Bu
anlam da Sovyetler sloganına ka rşı çıkan herkesin W u-
h a n sol K uom intang H üküm etinden ih raç edilmesi
yolundaki gerçekçi olm ayan taleple birlikte «olası her-
yerde, öncelikle işçi bölgelerinde Sovyetler»<W) sloganı
b ir kez d a h a öne sürüldü.
Bu program ın uygulanm ası için girişilecek çaba
Çin K om ünist P artisi’nin devrim in d a h a ilk evrelerin­
de yenilgisine yol açm akla kalm ayıp, p artin in birleşik
ulusal cephe içindeki yıllar süren öncü katılım ıyla el­
de edilmiş olan devrim ci ağırlığın ölçeği ve kapsam ın­
d a d a kesin b ir eksilmeye neden olurdu. Çin devrim i
kitlesel aşam asından geçmemiş olurdu.
K om intern K om ünist P arti politikasının doğrulu -
ğunu bu m ücadele içinde kitlelere an latm ak üzere d a ­
h a büyük yığınları genel dem okratik sloganlar a ltın ­
d a devrim ci m ücadeleye çekmeye çalışırken, Troçki
kitlelerin kendi politik deneyim lerini edinm elerine b ü ­
yük bir önem veren görüşle alay ediyordu. Troçki, Ko-
m in te m ’in bakış açısını «Kuomintang’m tutucu ulu-
sal-burjuva hüküm eti, Çiang Kay-şek’in ask eri dik­
tatörlüğü ... kısacası m ülk sahibi ve egem en sınıfların
kurduğu, devrim ci kitle h arek eti için b ir engel olan b ü ­

316
tü n kurum lar, bu kuram a, ‘kitlelerin bi/zni* İm mı
geli kaldıracağı b ir zam an a dek politikamı/.ı bulum
yecek büyük b ir tarih sel aşam a haline gelm ekledir-
diye sunuyordu. T arih de, Troçki’ye gülecekti: Çin ııg
Kay-şek diktatö rlü ğ ü n ü n altedilm esi için uzun yıllar
süren b ir m ücadele ve u zlaşm alar gerekti bu h e ­
defe «kitleler-* olmaksızın u laşm a ç a b a la n sadece ye­
nilgilere yol açtı.
K om intern m uhalefetin d ay atm ay a çalıştığı ta k ­
tiksel çizgiye şiddetle k a rşı koydu. M uhalefetin Çin
devrim inin so ru n la rın a ilişkin yenilgisinde önemli bir
çaba, K om intern Y ürütm esinde Çin so ru n u n u n ta rtı­
şılm asında, b u n a ilişkin belgelerin taslak la n n m h azır­
lanm asında ve K om intem ’in Ç in’deki politikasının te­
mel çizgilerinin belirlenm esinde etkin b ir rol alan Sta-
lin'e aittir.
Devrimci güçlerin 1927’deki yenilgisinden sonra
Ç in’3eLoH râ^"çîkâH“Hû ru m n ^ Y K '6 (^ ü z ü n c u Birleşik
O turum u’nda 19-25 Ş ubat 1928) incelendi. Komintern
«işçilerin ve köylülerin geniş devrim ci hareketinin ilk
■dalgasının» ezici yenilgilerle sonuçlandığı; «içinde bu­
lunulan dönemde devrim ci kitle hareketinin ulusal Öl­
çekte güçlü b ir yükselm esinin söz konusu olmadığı»
b u rju v a dem okratik devrim in ekonomik, sınıfsal ve
ulusal hedeflerine varılm adığı; Çin devrim in i şim di­
den sosyalist devrim e doğru evrim leşm iş ya da «kalıcı
b ir devrim» o larak görm enin yanlış olacağı sonucuna
vardı. «Devrimin burjuva-dem okratik evresinin a tla n ­
m ası eğilim inin yanı sıra devrim in sürekli o larak ‘k a ­
lıcı’ b ir devrim gibi değerlendirilm esi, 1905’te Troçki’
n in yaptığı h a ta y a benzer b ir hatadır. Bu h a ta özellik­
le zararlıd ır çünkü sorunun böylesi b ir form ülasyonu
yan-söm ürgesel b ir devrim olarak Çin devrim inin ta ­

317
şıdığı kapsam lı ulusal özellikler ta ra fın d a n d a dışlan­
m aktadır.» <B2>
Birleşik O turum Çin’deki devrim ci h arek etin eşit­
siz bir biçimde gelişm ekte olduğunu d a kaydetti. «Bu
arada, şu andaki durum , bazı bölgelerde köylü hareke-
tınin d a h a d a gelişm esine karşılık, bazı sanayi m erkez­
lerinde işçi hareketinin k a n akıttığı ve benzeri
görülm em iş b ir beyaz şiddetle k a rşı karşıy a k a larak
belli bir ölçüde bir ölüşü gösterm ekte olduğunu nitele­
mektedir.» <BS>K om intern böylece d a h a 1928’in başların ­
da, Çin devrim inin gelecekteki yıllardaki yönünü b ü ­
yük ölçüde belirleyecek olan o çok önemli ve kendine
özgü eğilimi o rta y a çıkardı.
K om intern’İn görüşüne göre o dönem de Ç in Ko­
m ünist P artisi’n in başlıca görevi, sayıları m ilyonları
bulan işçi ve köylü kitlelerini m ücadeleye çekmek, on­
la rı politik olarak eğitm ek için çalışmak, P arti ve slo­
g anları çevresinde örgütlem ek ve g ü n lü k m ücadelele­
rin i yönetm ekti, KEYK Kom ünist P a rti’nin Kuoming-
ta n g işçi sendikalarında çalışm asının gerekliliğini be­
lirtti; Kom ünist P a rti’nin «sovyetleşmiş köylü bölge­
le r in d e k i başlıca görevinin tarım sal devrim i y ü rü t­
m ek ve sonunda hepsini bir tek tüm Çin Kızıl O rdusu
içinde birleştirm ek üzere Kızıl O rdu birim leri örgütle­
mek olduğunu düşünüyordu ve Çin Kom ünist P artisi’
ni k ent ve kırda eşgüdüm lü genel eylem ler için h a ­
zırlık yapm aya yöneltti.
KEYK K anton ayaklanm asını «proletaryanın Çin’­
de bir Sovyet hüküm eti örgütlem ek için gösterdiği yi­
ğit bir çaba» olarak tanım ladı. A yaklanm anın ciddi ek ­
siklikler taşıdığına d a işaret etti, bunlar: işçiler, köylü­
ler ve askerler arasındaki yetersiz hazırlık çalışm ala­
rı, K uom intang işçi sendikaları içindeki işçilere yöne­
lik yanlış bir yaklaşım ve p a rti ulusal m erkezinin

318
K an ton daki olaylara ilişkin bilgi eksikliği ıdı ■■'I ııın İm
yarijııu karşın, K an to » ayaklanm ası, at'l-ik !»ıy tik ( j n
tlovritniniıı önderleri olarak tarihsel görevierino sahip
çıknıu hakkını oldo eden Çin işçilerinin en büyük yi­
ğitliklerinin bir Örneği olarak değerlendirilm elidir.»(i,l)
Komintern Çin K om ünistlerini puçizme, «ayaklanm ay­
la oyun oynam a»ya k arşı uyardı. -
Komünist Partiye tavsiye edilen sloganlar büyük
çiftliklere el konm ası, sekiz saatlik işgücünün u y ­
gulanm aya konması, Çin'in ulusal olarak bü tü n leştiril­
mesi vo em peryalizm in boyunduruğundan k u rta rılm a ­
sı, varolan hüküm etin devrilmesi, işçi ve köylü d ik ta ­
törlüğünün kurulm ası ve Sovyetler’in örgütlenm esiy-
d|, K om intern’in politik çizgisinde proletary a ve köylü­
lüğün devrim ci-dem okratik diktatörlüğünün organ­
ları olarak Sovyetler’in örgütlenm esi için çağrı yapan
sloganın desteklenm esi biçim inde o rtay a çıkan değişik­
lik. K uom intang önderliğinin ihaneti, 1925-1927 dev-
rlm inin yenilgisi ve o sırada geniş b ir anti-em perya­
list ulusal cephenin oluşturulm ası için elverişli koşul-
lurın olm am asının bir sonucu olarak y aratılan yeni du­
ru m da o rtay a çıktı.
Komintern ve
Endonezya Komünist Partisi

K om intern’in ulusal-söm ürgesel meseledeki tak ­


tiksel çizgisinin doğruluğu, Endonezya’daki ku rtu lu ş
ve kom ünist hareketlere yönelik politikasında çarpıcı
b ir biçimde örneklendi.
Beşinci Birleşik O turum ’un kapanm asından hemen
sonra KEYK, Endonezya Kom ünistlerine Birleşik O tu­
ru m un benimsediği kararı, k a ra r kapsam ını açıklayan
b ir m ektupla birlikte sundu. KEYK «Sarekat îslâm b ir­
leşimi ve ideolojisi açısından b ir küçük b u rju v a örgü­

319
tüdür, böyle olunca d a kom ünistlere benzer b ir prog­
ra m a değil, bir ulusal k urtuluş p ro g ram ın a sahip ol­
malıdır» diye vurguladı.(BS>
KEYK Endonezya Kom ünist P artisi’nin A ralık
(1924) K onferansı’nm, geniş köylü kitlelerini birleşti­
ren S arek at R akjat ö rgütün ü dağıtm aya çağı­
ra n k a ra rla rın a karşı olduğunu kaydetti. KEYK «Ulus­
la ra ra sı Komünist h areketin deneyim i köylü çoğunlu­
ğunun etkin desteğini elde etm eksizin proletaryanın
m ücadelede başarısından söz edebileceği b ir tek ülke
olm adığını göstermiştir.» diye yazdı. «Bu, Endonezya
köylülüğünün H ollanda em peryalistlerine k arşı savaş­
ların d a o n lara önderlik etmeyi ihm al ederseniz, devri­
mi yıllarca ertelem iş olacağınızı açıkça ortay a koym ak­
tadır.» (M>
KEYK k ararıy la biçimsel o larak uyuşm asına k a r­
şın, o sırada içindeki sol sekter eğilim lerin en ü st nok-
tasında olduğu Endonezya Kom ünist P artisi yönetim i
■ ı.ı K n -.ı r.«, '.Irr DO.f. »t» . - m ı , ^ . m İ M ılI» ", J 1 .M'H'MMuU I W>(. PUlU T '~ )T ntTl ITT ^ ^

K om intem ’in tavsiyelerini dinlem edi ve önceki politi­


kasını izledi
KEYK Endonezya Kom ünist P artisi’ne sek ter h a ta ­
larından, köylülüğün rolünü değerlendirem em esinden,
işçilerin günlük çıkarları için verilen m ücadeleyi po­
litik m ücadeleyle birleştirm ekteki isteksizliğinden ötü­
rü p a rti politikasının ciddi olarak eleştirildiği b ir mek­
tu p d a h a gönderdi.
EKP önderliği K om intern’in tavsiyelerini «gerek­
siz talim atlar» olarak değerlendiriyordu. S arek at R ak­
jat ulusal-devrim ci Örgütlenmenin likidasyonunu h e­
defleyen b ir politika izlenm esinin getireceği elim so­
n u ç la n hesaba katam adı. P arti yönetim i H ollanda sö­
m ürgecilerinin 1926’d a aldığı se rt b astırm a Önlemleri­
nin y arattığ ı um utsuzluğu sonunda p arti için ciddi so­
nuçlara yol açan, a şın devrim ci b ir ta v ır alm aya zor-

320
lay a rak k itlele rin eylem e gerçeklen hazır old u ğu hn.ı
minde yorumladı.
- vazm da Endonezya Kom ünist P artisi M ert o/.
Komitesi’nden bir delegasyon K om interîfe geldi. Dele­
gasyon "KEYÎTne 1925’sbnunda Solo da t U rla J avâT p a r­
tinin en büyük şubelerini temsil eden MK, S arek at Bak-
jat örgütü üyeleri ve b ir kaç İşçi sendikasının katıldığı
b ir toplantının yapıldığını bildirdi. Toplantı «Partinin
kendisini nesnel o larak güçlü b ir direniş ve b ir ayak-
lanm ayla gericiliğe karşı koyabilecek denli güçlü his­
settiği» sonucuna vardı.(9,) Delegasyon Y ürütm eye E n ­
donezya’da, Komünist P a rti’nin sekiz bin, S arek at Rak-
ja t’in yüzbir bin üyesi olduğunu ve de EKP yirm iüç bin
ücretli ve m aaşlı işçi üyesi olan dokuz işçi sendika m er­
kezinin denetim i altın d a olduğunu söyledi.
KEYK 22 Temmuz’da EKP D elegasyonu’n u kabul
etti. Y ürütm e ad ın a söz a la n la r delegelerin ra p o r et­
tiği devrim ci durum un Endonezya’d a gerçekten v a r
olup olmadığı ve y aklaşan ayaklanm anın politik bir
program ı olup olm adığı konusunda çok endişeliydiler.
İkinci meseleden delegasyonun kendisi de pek em in
değildi. «Tüm halk, önderliğimizi izleyecek ve bundan
so n ra bir politik program çizeceğiz. Tabii zam anı ge­
lir gelmez ve biz h azır olunca iktidarı ele geçirece­
ğiz» diyorlardı. Delegasyon ayaklanm anın b a şa n y a ula­
şacağından em indi.w
EKP MK temsilcileri A ğustos’ta Kom intern Y ü rü t­
m esinin b ir üyesi olan S talin ’le tanıştılar. Delegasyon^
ülke içindeki d urum un kitlesel b ir devrim ci ayaklan-
--------- i m .iM iıı II — «u,ın m ıııı ^ ı „ ...n n a ıı ı j r r ' Lr . ı - r r r — -
m adan y an a olduğunu rapor etti. Stalin ayaklanm a­
nın gerektiği gibi hazırlanıp hazırlan maHı’ğı Foniısun-
dakı kaygılânnri5eE zam anda dfe’vHmTft'ülu-
sal-dem okratik evresinin atlan m asına”TTîşRiiî*l|îî£l58l£-
n n J ja ş a n şansınm ",luîçûT'üTOlJgUim vuıguladı. Dele-

F, 21: Enternasyonal 321


gasyon Eylül 1926’d a KEYK’n in Endonezya sorunu üze­
rindeki, an a n o k talan S talin’in görüşleriyle çakışan k a ­
r a r taslağını okudu. O nlarda, taslak oldukça keskin, o-
lum suz bir tavır uyandırdı.
KEYK’nin benimsediği Endonezya, meselesine iliş-
kin karar, Endonezya Komünist Partisi’nin en önemli
jgörev ıe rinden Ijırm ın jbKP n ın ö rg ü tsel ve politik tam
b ağımsızlığım koruyarak ülkedeki tüm ulusal-devrim -
cı u n su rla n TopaıTamak 've bir ulusal* birle sik cephe
k urm ak olduğunu belirtiyordu. Tavsiye edilen eylem
program ının a n a noktası ülkenin bağımsızlığı talebiy­
di.
Kasım 1926’d a H ollanda söm ürgecilerine karşı
ayaklanm a gerçekleştiğinde, Kom intern em ekçi kitle­
lerin yiğit isyancılarıyla dayanışm a hareketi için bir
kam panya başlattı. Tüm dünyanın önünde Endonezya
halkının cellatlarını açıkladı ve ülkedeki söm ürge bas­
kısına k a rşı verilen mücadelede Endonezya Komünist
P artisi’nin oynadığı öncü role işaret etti. K om intern da-
h a sonra EndonezyalI partililere, ayaklanm anın ye­
nilgiye uğram asının b ir sonucu olarak* "parçalanm ış
olan p a rtilerini yeniden k u rm a k lç m yardım sağlam ak
üzere çok çalıştı. D evrim ci-dem okratik kanadın a r­
ta n etkis îyle T5ılîmsel sosyalistlerle birleşik b ir cephe
k urm aya giderek d a h a fazla eğilim gösteren, Endonez­
ya’nın proleter olm ayan anti-em peryalist güçlerini
de bir çok kez destekledi.

Ant i-E m pe ryalis t


B irliğin K u rıdn tast

O sıralard a kendini duyurm aya başlayan ulusal


k urtuluş harek eti dalgasının yükselm esi anti-em per­
yalist güçleri d a h a büyük çaplı çalışm alara yönetti.

322
D aha 1926 Şubatında, bazı anti-em pervalist ör­
gü tlerin tem silcileri B erlin’deki bir
m ürge b a sk ıla rın a K a rş ıB irlik ’i oluşturm uşlardı. Kon-
feran s ezilen halk ların temsili bir ulu slararası kongre-
sini toplam aya d a k a ra r yerdi. K onferansın oluşturdu­
ğu yönetim k u ru lu kongrenin Brüksel’de toplanm ası­
n a k a ra r verdi ve aşağıdaki m eselelerin gündem e alın ­
m asını önerdi: Em peryalizm in söm ürge politikası ve
bunun sömürge ve yarı-söm ürge ülkeler üzerindeki et­
kisi; ezilen halk ların kurtuluş m ücadelesi ve bunun em ­
peryalist ülkelerin işçi hareketi ve ilerici örgütlerince
desteklenmesi; söm ürge ve em peryalist ülkelerdeki ulu­
sal kurtuluş ve işçi hareketlerinin ortak eylemi; tüm
ülkelerin ulusal k urtuluş ve işçi h areketlerin in birleş­
tirilm esi am acıyla söm ürge baskısı ve em peryalizm e
k arşı kalıcı bir ulu slararası örgütün kurulm ası.
Sömürge Baskısı ve Em peryalizme K arşı D ünya
Kongresi 10 Şubat 1927'de Brüksel’de açıldı. Kongreye
37 ülkeden 137 ilerici örgütü temsil eden 152 delege k a­
tıldı. B unlar ezilen halkların, kapitalist ülkelerin işçi
sınıfı ve aydınlarının temsilcileriydi.
Kongrenin kabul e ttiği belgelerin en önem lilerin­
den biri Ingiliz. H intli ve Cin delegasyonlarının ortak
ola ra k önerdiği karardı.
K a rar em peryalist ülkelerin işçi sınıfının ulusal
kurtuluş h a reketine ilişkin görevlerini şöyle form üle
ediyordu: ezilen h a lkların tam k u rtu luşları için onlar-
v m H M H - .n V 1 ' ...................................* ^ - ıa w ııııy rin r— T T m i l 1» » '! *! * ! H.n p r II ıipıı Ç ır ıi»ıWWı> İP İ M

la omuz omuza savaşm ak, sömürge halklarının baskı


altın d a tu tulm ası ve söm ürge sistem inin korunm ası
İçm tasaH ânan b o rçlanm alara k a rsı ov vermek: em per­
yalizmin politikasını açığa çıkarm ak ve «sınıf m üca-
delesi öğretisine uvgun"olarâk' kûfTüKTslT^Takmak.»v,c'
Kongrede tüm yabancı silahlı kuvvetlerin d erh al Çin’
den çekilmesi ta lebi de öne sürülm üştü. K ongre Hin-

323
d ista n ’a ilişkin k a ra rd a ülkenin yabancı baskıdan tüm ­
den k urtuluşu için sürdürülen harek eti kuvvetle des­
tekledi ve diğer ülkelerin işçi sınıfı've h alk ların ın H in­
d ista n ’a ordular gönderilm esini engellem ek için g erek ­
li eylem lere girişeceklerine olan inancını açıkladı.
Kongre söm ürgecilerin Suriye’deki eylem lerini lanet­
ledi.
U luslararası İşçi Yardımı Genel Sekreteri W illi Mü-
zernberg’in raporunda, Ulusa l Bağımsızlık İçin Em-
peryalizm ve Sömürge Baskısına K arşı Birlik adı veri-
len lulu sîa rarasî bir ö rg ü t'Kuruiması'kâfM'l&ii IH'llnilşll. -
Tüm ulusların kendi kaderini kendisinin belirlemesi,
tüm halkların ulusal bağımsızlığı, tü m ırk la r ve tüm
in san lara eşit h a k la r için kapitalist ve em peryalist ege­
menliğe karşı savaşan ve Brüksel K ongresi’nin k a ra r­
larını benim seyen tüm örgütler, partiler, işçi sendika­
la rı ve tek tek bireyler bu birliğe üye olabilirlerdi.
Kongre «Tüm Ezilen Halk lar ve Sınıflar» başlıklı
b ir bildir ge“^ay m ta d Y . E fiId irgede şöyle deniyordu: «Ezi-
len h alkların ve dünyanın h er yanından gelen işçi sı­
nıfı tem silcileri Kongrede toplanarak tem el h ak ların ı
ve gelişimlerini güvence altın a alm a konusundaki çı­
k arların d a kardeşçe b ir ittifak a girdiler... Ezilen halk­
la r ve ezilen sınıflar, b i r l e ş i n P r a v d a Brüksel
Kongresi’ne ilişkin olarak şöyle yazdı: «Hiç b ir çığlık
yükselen bu sloganı boğamaz: ‘Bütün ülkelerin işçileri
ve ezilen halk ları birleşin!’»
K om intern farklı anti-em peryalist güçlerin b ir bir-

lışm alarına h er türî^y^H m u^agT âcir.""”" ——


Bu feîrlik u lu slararası işçi sınıfı, kapitalist ülkele­
rin ilerici aydınları, A sya,"A frika v e T a tin Amerika*
nin sö m ürğe ve M'ctu II ıIlkh ’halM ânhm T emsıİ'ciTerinin
geniş tabanlı, cemlıe oraüT"

324
tüydü. Ö rgüte tüm k ıtalard an çok sayıda politik, sen­
dikal, k ültürel ve toplum sal örgütler katıldı.
G, Dimitrov, Temmuz lS29’da şöyle yazdı: «Dünya
A nti-Em peryalist Birliği, çoğunlukla büyük, söm ürge
ve yan-söm ürge ülkelerdeki em peryalizm e k arşı çalı­
şan b ir örgüt olarak kurulm uştu... B aikanlar’ı da kap­
sıyordu... Bu örgüt ortak cepheyi B alkan Y arım ada-
sı’n d an Çin, H indistan, Latin Amerika, Suriye, Fas, Mı­
sır, A fganistan, Iran ve anti-em peryalist cephedeki di­
ğ er ülkelerin halk ların a dek uzatmıştı.» ‘101)
Giderek Artan Anti-Sovyet
Savat? Tehlikesi Karşısında
Kotmniern Çalışmaları
K om intern’İn savaşa, savaş tehlikesine ve Çin dev­
rim inin sorunlarına k arsı m ücadeledeki görevleri
KEYK'nin Sekizinci Birleşik O turum u’nu n en önemli
noktalarıydı.
1927 bah arın d a em peryalist devletlerin egemen
çevreleri Sovyetler Birliği’ne k arsı b ir dizi k ışkırtm ayı .
sahneye k o y d u l^ ^ ulu slararası an-
ti-sovyel Fanîpanyada en etkin rolü oynuyordu. 6 N i­
san 1927’de Pekin askeri yetkililerinin birkaç yüz jan ­
d arm ası ve askeri, Sovyet Elçiliği’ni b a stılar ve elçilik
kadrosunu aradılar. Bu kışkırtm ayı İngiliz H aberalm a
Servisi örgütlem işti. Baskın sırasında ele geçirildiği id­
d ia edilen sahte belgelerin yardım ıyla İngiliz H ükü­
m eti SSCB’ni Çin’in içişlerine karışm akla suçlam aya
k a ra r verdi ve Sovyetler Birliği ile Kuzev Cinli mili-
ta ristle r arasın d a silahlı bir çatışm ayı kışkırttı. Hemen
a rd ım fa n ^ a ^ ğ K a y ’daltnSdvy^'r'lCönsolöslugTT kuşatıl­
dı, Birkaç gün sonra Çiang Kay-şek askeri b ir h ü k ü ­
m et '(TâfB eir"^pârairY 71f f d e v r i m cî"gücıeri'ıie â g ır"
H P I L U I Ş İ I İ ■M i l 1 T g j~ ---------------------------------------------------------------■:./!>« •• • .- '1 .. . H (W fc « B lW T »» L.l.. . . . . . T l ^ *

bir darbe indirdi. _


Pekin’deki provokasyonu h a b er alır alm az KEYK

325
Politik S ekretaryası üye p artilere şu telgrafı gönder­
di: «Pekin’deki Sovyet Elçiliğinin basılm ası, tu tu k la ­
m alar, küçük düşürm eler, Ş angay’daki Konsoloslu­
ğun İngilizlerce kuşatılm ası diplom atik k ad ro lar ta ra ­
fından gerçekleştirilm iştir. M izansenin SSCB’ne karşı
bir savaş kışkırtm akta olan İngiltere tarafm d an h azır­
landığı konusunda en ufak b ir kuşku yoktur. Çin li­
m anları em peryalistlerce İşgal edilm ektedir. D urum
son derece gergindir. Çin devrim ine k arşı savaş bir
gerçekliktir ve savaş SSCE’ni tehdit etm ektedir. Geniş
kitleleri ayaklandırm ak, yan Örgütlerin tüm ü ve genç­
likten y ararlan m ak tüm bilimsel sosyalist partilerin
görevidir. O lanaklı en kısa zam anda ve m üm künse în ­
giliz elçilikleri ve konsolosluklarının önünde İngiliz
aleyhtarı kitle gösterileri örgütlem ek m utlaka zorun­
ludur. M üm kün olan her yerde parlam entolarda soru­
la r sorulm alı ve hüküm etlerin tav ırların d a açıklık ta ­
lep edilm elidir,»'10^ Savaş tehdidi karşısında Komin-
te rn tü m dünyadaki "üyelerim harekete geçlrdiT~Bi-
limsel sosyalistler emekçi halkın savaş aley h tarı kitle
gösterilerine ve eylem lerine rehberlik ettiler.
A ncak gericiler kışkırtm alarını azaltm adılar. 12
M ayıs'ta İngiliz polisi Londra’daki Sovyet Ticaret De­
legasyonu ve' Anglo-Rus Kooperatif Birliği (ARKOB
Ltd.) binalarını bastı. B askıncılar d ö rt g ü n çılgınca suç
u n su ru bulm aya çalıştılar. Kısa b ir süre sonra İngiliz
H üküm eti SSCB ile diplom atik ilişkilerini kesti. On g ün
sonra V arşova’daki Sovyet Elçisi P.L. Voikov b ir sui­
kast sonucunda öldürüldü. Suçu beyaz m u h afızlar iş­
lemişti, a m a ucu Londra’ya uzanıyordu. U luslararası
durum h er zam ankinden d a h a gergin b ir hale gel-

işçi sınıfı çok yakın b ir em peryalist savaş tehlike­


siyle yüz yüze gelm ek durum undaydı. KEYK Sekizinci

326
Birleşik O turum u'nun k a r a n «tüm ülkelerin işçi kitle-
iorinin şimdi h er zam ankinden d a h a uyanık o l m a l a r ı
gerekm ektedir» diye belirtiyordu. «Tüm ülkelerin bi­
limsel sosyalistleri saflarını şıklaştırm alı, Ç in’de zaten
başlam ış olan savaş ve Sovyetler Birliği’ne k arşı ha-
zırlanm akta olan savaş karşısında tüm güçlerini h a ­
rekete geçirm elidir.»<1M)
Sekizinci Birleşik O turum em peryalist savaş kış­
k ırtm a politikalarının işçi sınıfını b astırm an ın faşist,
terörist yöntem lerini ve bu yöntem lerin «uluslararası
bir hale getirilmesini» içerdiğine işaret etti. «Savaşı
sürdürebilm ek için kapitalizm in geri plan d a ‘b a n ş ’a
gereksinm esi vardır. Çağdaş savaşın niteliği cephedeki
insan kitlelerine ek olarak dev savaş m akinasını bes­
leyecek dev b ir sanayi ordusunu gerektirir. Bu in san ­
la r o m akinenin dişlileri haline gelmeli, savaşm a is­
teklerinden tüm den sıynlm alıdır...»<lfH)
D ünya em peryalizm inin Sovyetler Birliği’n e karsı
bir haçlı seferi hazırlam akta olduğu b ir sıra d a sözde
em peryalist politikanın «aşırılarım» lanetleyen am a
o n a k a rşı hiçbir etkili önlem alm ayan sağ sosyal-de-
m 'o I ^ la n r T ta v n deyrimci isçiler arasın d a öfkeli duy-—
g u la r uyandırdı. Birleşik O tu ru m ’un k a ra rı sosyaî-de-
m okrasi ve Sosyalist İşçi E nternasyonali’nin M arsilya
K ongrelerinde «Bolşevızm dünyasının» barışın en bü­
yük tehditi olduğunu açıklayarak savaşın ideolojik ola­
rak hazırlanm asını üstlendiklerini belirtiyordu.(10S) Ko­
m intern bölüm lerini savaş tehlikesini herhangi b ir b i­
çimde küçüm sem ekten kaçınm aya çağırdı.
Emekçi halkın ulusal duygularına dem agojik b ir
dılle dokunan b u rju v a basım Sovyetler Birliği’n i teh ­
dit eden savaş tehlikesine k arşı verdiği m ücadelede Ko­
m intern’in «SSCB’nin çıkarları doğrultusunda d av ran ­
d ı ğ ım haykırıyordu. A ncak politik anlam da uyanık iş-

327
çiler Sovyetler Birliği’ndeki devrim in k azanım larını sa­
v u n arak d ü nya devrim inin siperini, u lu slararası bilim­
sel sosyalist hareketin başlıca dayanağını, yaşam sal
olarak en önemli anti-em peryalist gücü sav u n d u k ları­
nı ve böylece kendi h alklarının gerçek ulusal çıkarla­
rın a hizmet ettiklerini anladılar.
Sekizinci Birleşik O turum bir kez d ah a troçkistle-
rin süregelen hizipçi çalışm aları meselesine dönm ek
zorunda Kaldı. iVoçKr B İrfeşiir ö tu ru m 'd a K om intern
ve SBKP (B) ’ne k a rsı’ıftira'doİu*saîdunlarda bulunm ak
üzere tekr a r tekr a r söz aldı. Birleşik cephe tak tik lerin ­
den vazgeçilm esini talep etti. M uhalefet önderi k ap ita­
list istik rarın sona erdiği konusundaki «bulgularını»
yeniden o rtay a koydu. Birleşik O tu ru m ’d a b u inancın
temelsiz, bilimsel sosyalist ve işçi sınıfı için yanlış
bir yön gösterdiği ortaya kondu. Troçki ve onu izle­
yenlerin K om intern ve SBKP(B)'ne yaptığı sald ırılar
burjuva propagandası için cephane sağladığı ve anti-
sovyet k aralam a kam panyasında geniş Ölçüde k u lla­
nıldı. Troçki’nin Birleşik O turum ’daki konuşm aları
açıkça hizipçi hedefler gözetiyordu. Birleşik O turum ’
un k a ra rın d a Troçki ve yandaşlarının konuşm aları «bi­
reysel politik kaçkınların d ü n y a kom ünistler cephesi­
ne k a rşı sonuçsuz mücadelesi» olarak n ite len d irild i/105*
Birleşik O turum Troçki’nin hizipçi çalışm alarını
sürdürm esinl'KesInfikle yasakladı ve Birleşik O tu tü m **
un talebine uym adığı takdirde KEYK’ne Troçki’yi Y ü­
r ütm e Komitesi’nden ih raç etme yetkisi verdi. Birleşik
O turum ’d a K om intern ve SBKP (B) çizgisine karşı «so­
n u n a kadar» m ücadele edeceğini açıklayan Troçki tes­
lim olmadı ve hizipçi çalışm alarını’ sü rd ü rd ü . 27 Eylül’
de, KEYK Presidium u Birleşik O turum ’u n k a ra rm a
uy arak Troçki’yi Kom intern Y ürütm e Komitesi’nden
ihraç etti. Troçkisr~mufialefef K om m tern’den atıldı.

328
U lu sla ra ra sı bilim sel so sy alist h a re k e t ta ra fın d a n la ­
netlenen m uhalefet kom intern ve SDKP(B)’ne karşı"
verdikleri m ücadelede b ir m üttefik bulan uluslararası
ı l l 'J l MIH—

kom ünist hareketin d ü şm a n la n arasın d a giderek ar-


tan bir d e s t^ 'T ju I^ ^ Vest-
ntk î Iaziran l 9 ^ Ld 3 1şöyle yazdı: «M uhalefetin stalinist
çoğunluğa yönelik sald ın ları m uhalefetin program ı
açısından değil, eleştirileri açısından, Bolşevizmin çö­
zülmesi açısından, d ik tatörlüğün ‘b ü tü n cü l’ yapısının
tem ellerini sarsm ası, K om intem ’in ideolojik ve ö rg ü t­
sel tem ellerini altetm esi açısından önem lidir.»007)
Bu dönemde SSCB dış politika alanında önemli ba ­
şa rıla r elde etmişti. Savaş kışkırtıcıları Sovyetler Birli­
ği’ne k a rşı birleşik b ir kapitalist devletler ^
leyem em işlerdi. Savaşı önleyen belirleyici b ir etmen,
Bolşevik P arti ve onun M erkez Komitesi’nin k ararlılık ­
la sü rdürdüğü leninist b arış politikasıydı. SBKP(B)
MK ve MDK’nin Temmuz-Ağustos 1927’deki O rtak Bir­
leşik O turum u k a ra rla rın d a barışı korum anın gerekli­
liğini o rtay a koydu ve «barış geçen h e r yıl, geçen h er
ay la birlikte proleter devletin konum unu güçlendir-
mektedir» diye vurguladı.<10e)
SSCB’ne yeniden m üdahale etm e planları da başa­
rısız kaldı, çünkü em peryalist hüküm etler SSCB’nin
dünya işçilerinin gözünde kazandığı saygınlığı hesaba
katm am ışlardı. U luslararası proletarya, ezilen ülkeler­
deki ulusal-devrim ci güçler kendileri için başlıca d a­
yanağı ve um udu Sovyetler Birliği’nde görüyorlardı.
Sovyetler Birliği’ne yönelik olumlu du y g u lar en
çarpıcı b ir biçimde Ekim D evrim i’nin onuncu yıldönü­
m ünde o rtay a kondu. Tüm dünyadaki yüzbinlerce ezi­
len ve söm ürülen insan dünyanın ilk işçi ve köylü dev­
letinin yıldönüm ünü kendi bayram larını k u tla r gibi
kutladılar. Sovyetler B irüği’ne karşı bir iftira seli yağ-

329
d ıra n burjuva propagandasının çab aların a SBKP(B) ve
Sovyet H üküm etinin kapitalist ülkeler emekçi halkının
delegasyonları, söm ürge ve yarı-söm ürge h alk ların ın
tem silcileri için «açık kap ılar politikası» yoluyla karşı
koydu. Düzinelerle delegasyon SSCB’n i ziyaret etti ve
Sovyet halkının yaşam biçimiyle tartışm aların ın b ir
sonucu olarak hep birlikte yakın geçm işte ezilen ve
yoksun bırakılan Rusya emekçi h alk m m büyük b ir ül­
kenin efendileri haline geldikleri sonucuna vardılar.
Kendi gözleriyle oluşm akta olan sosyalizmin engin
tablosunu gördüler ve işçilerin - ancak yeni sosyalist
ilişkiler sistem i içinde m üm kün olan - çalışm a şevkle­
rinden etkilendiler. Sovyetler Birliği’ni ziyaret eden de­
legasyonların büyük bir kısmının, çoğu ziyaretlerini
yasaklayan liderlerine m eydan okuyarak SSCB’ye gi­
den sosyal-dem okrat işçilerden oluşm ası özel b ir önem
taşıyordu.
43 ülkeden 947 delegenin katıldığı Sovyetler Birli­
ğimin D ostlan Kongresi Kasım 1927’de M oskova’da
toplandı. Delegeler Doğu ülkeleri de dahil çeşitli ül­
kelerin işçi, köylü ve aydm lanm temsil ediyordu. Dele­
gelerin çoğu (yaklaşık %22) sosyal-dem okrat işçilerdi.
Kongre k a ra rı «sosyalizmin gerçek uygulam ada, yer­
kürenin altıd a birindeki en büyük deneyde canlılığını
şimdiden gösterdiği»ni belirtiyordu.(W9> Kongre «SSCB
ve Çin D evrim i’nin K orunm ası İçin Em peryalist Sava­
şa K arşı Tüm D ünya Emekçi H a lk lan n a Çağrı» yı ya­
yınladı. Bu Ç ağrı’d a delegeler SSCB’ne karşı savaşın
insanlığa k arşı işlenmiş en büyük suç olarak değer­
lendirileceğini açıkladılar.
Serm ayenin saldırılarına karşı verdikleri m ücade­
lede işçiler arasındaki uluslararası dayanışm anın büyü­
mesi, tüm dünyaya yayılan Sacco ve V anzettİ’nin sa-

330
vunuJması hareketinde çarpıcı bo y u tlara ulaştı. Bu iki
İtalyan işçisi A m erikan m ahkem esine düzm ece b ir ci­
nayet suçlam asıyla 1921’de Ölüme m ahkûm edilmişti.
Bu, A m erikan adliyesi açısından adam ların grev h a re ­
ketine k atılm alarına karşı bir sınıfsal öc eylem i idi ve
«Kızıllarca karşı başlatılan yeni kam panyanın sinyali
ve ABD’deki tüm ilericilere b ir u y a rı olarak ta sa rla n ­
mıştı. Mesele birkaç yıl sürüklendi, bu a ra d a Sacco
ve V anzetti ölüm cezasına çarptırılm ıştı. Protesto h a ­
reketi b ü tü n bu yıllar boyunca sü rdürüldü ve 1927 ya­
zında, cezanın değiştirilm eyeceği sonunda açıkça o r­
ta y a çıktığında, protesto özellikle yaygınlaştı. ABD,
K anada, İngiltere, Almanya, Fransa, İsveç, Çin ve La­
tin A m erika ülkelerinde ku ru lan Sacco ve V anzetti Sa­
vunm a K om iteleri’nin örgütlediği kitlesel protesto h a ­
reketi d ünyaya yayıldı.
Ö rneğin İngiltere’de sadece 1927 A ğustosunda 158
gösteri ve protesto toplantısı yapıldı. 10 A ğustos’ta New
Y ork’ta işçilerin 50.000 kişilik b ir gösterisi oldu. Ulus-
larası protesto hareketi farklı politik görüşler, eğilim­
le r ve inançlar taşıyan insanları birleşik b ir cepheye
çekti: İlerici aydınlar, sosyal-dem okratlar, bilimsel
sosyalistler, katolikler aynı s a fta birleşti. M ücadelenin
başını, in san lara Sacco ve V anzetti’ye yapılanların tüm
ülkelerdeki ilerici güçlere b ir sald ın olduğunu gösteren
U luslararası Kızıl Yardım Ö rgütü çekiyordu.
Sacco ve V anzetti idam edildi. Bu öç alm a eylem iy­
le kapitalist «demokrasi» tüm dünyaya gerçek yüzünü
gösterdi. Kom ünist Enternasyonal dergisi Eylül 1927
de «Sacco ve V anzetti’yi k u rta rm a m ücadelesi emekçi
halkın dev b ir gösterisine dönüştü. A m erikan cellat­
ların a karşı gelişen öfke öyle b ir doruğa u laştı ki n ü ­
fusun en geniş kesim lerine yayıldı ve bir kaç ülkede
ülke çapında b ir nitelik kazandı.» diye yazdı.

331
Birleşik Cephe Teltiklerinin N
1927-1928’deki Sorunları

1926 -1927 sıralarında b ir kaç kapitalisTltHeedgjCl"


sınıf m ücadelesinin keskinleşm e belirtileri açıkça or-
taya'çıktı. H aziran 1927’de Viyana, polisin silah gücüy-
le bastırdığı güçlü, kendiliğinden işçi gösterilerine sah ­
ne oldu. Sosyal-dem okrat önderlik gösterilerin dene­
tim ini elinden kaçırdı, Kom ünist P arti İse önderliği ü st­
lenemeyecek k a d ar güçsüzdü. Gene de A vusturya’daki
olaylar ilerici işçiler arasın d a m ilitan b ir duygunun
geliştiğini gösterdi, Sosyaî-demokrasi ve A m sterdam
İşçi Sendikaları E nternasyonali’nin önderleri, Komin-
te rn ’in serm ayenin saldırılarına, savaş tehlikesine, em-
paryalistlerin yağm acı söm ürge po litik aların a karşı bir
birleşik cephe kurm ayı hedef a la n politikasına sistemli
ve inatçı b ir biçimde karşı çıkm ayı sürdürdü. İşçi sı­
nıfının kitlesel eylem leri sosyal-dem okrat önderliğin
savunm aya k a ra rlı olduğu «sınıf barışını» teh d it ettiği
an d a d a bunları parçaladı. Reformist önderler b ir çok
ülkede giderek büyüm ekte olan faşizm tehlikesine göz­
lerini kapadılar, A m sterdam İşçi Sendikaları E n tern as­
yonali P rofintern’in u lu slararası işçi sendikası h arek e­
ti içindeki ayrılığa b ir son verm e önerisini geri çevir­
di. Bunun işçi kitleleri arasındaki bilimsel sosyalist
etkinin artm asın a yol açacağından korktu. Sol-kanat
sosyal-dem okratlarm önderleri kendi sağ-kanat ön­
derleriyle birlikte K om intern ve Sovyetler Birliği’ne
k arşı b ir iftira kam panyası başlattılar.
Aynı zam anda SSCB’deki sosyalist İnşanın hızla
ilerlemesi, kapitalist ülkelerdeki işçi h arek etin in gide-
1’eîT'lîmîTtanTaşınas^ örgütlenmesi, som ür-_
ge ve varı-söm ürgeh^Ik^rm m ^oB t3c"an1aT nda gide-
" i~ i ■'i m i n ı > ı ~ Mı • ıi T » r* . it

rek uyanm aları, em peryalistlerarası uzlaşm az çelişki-


j f s uıw *ıı i * .■ T T n n m m r M r y T ir m f ınTl.ı ıir-p; ■ ııı _ n ın j m u u J „ ___________ u u u jih h w ii w h i u j- 5 iiiix j in jı„ .' ’•

332
lerin yükselm esi bazı kom ünistler arasın d a kani inli/,
min geçici istik rarının kendi kendini tükettiğini d ü ­
şünme eğilimi taşıyan b ir görüş ortam ı y a ra ttı; bu dü-
nem in h e r an sona ereceğine, b u n u n b ü tü n kapitalist
sistem in tüm üyle çöküşünü belirleyeceğine ve devrini'
ci sürecin büyük Ölçüde hızlandırılm ası için gereken
koşulların şim diden olgunlaşm ış olduğuna inanıyor­
lardı . Bu koşullarda çoğu devrimci, em peryalizm e k ar-
şı m ücadelede esas d arbenin kapitadist ulkelerde sbs-
y^-dem oE rasiye, söm ürge ve~~yarı-sömürgelerde ulu ­
sal buruvaziye indirilm esi gerektiğini düşünüyordu. Bu
egdım ~lvöm aıtern’in' sosyal-demolrrasiye yöneiik po-
]îtn m sîn 3 aH S ^ de kendini belli etti.
Ekim 1927’de KEYK Politik S ekretaryası İngiltere
ve F ransa'daki Kom ünist P artilerin seçim taktikleri
m eselesini tartıştı. 1 Ekim ’de S ek retary a İngiltere Ko­
m ünist P artisi K ongresine «İşçi Partisinin b u rju v a ön­
derliğine karşı, h ertü rlü ve h e r biçimdeki p arlam en ter
kretinizm e karşı verilen m ücadeleyi hızlandırm ak ve
gelecek seçimlerde, İşçi P artisi’nin resm i adaylarının
KP’ne m uhalefet ettiği d u ru m lard a bile, kendi p ro g ra­
m ı ve adayları olan bağım sız bir p a rti olarak m üca­
dele etmeye hazırlanm aları,,.»nı tavsiye eden b ir telg­
ra f gönderdi.(ll0> Sekretaryanm bu öneri için öne sü r­
düğü neden İşçi Partisinin seçim lerdeki başarısının iş­
çi sınıfının koşullarını yeterli ölçüde etkilem eyeceğiy­
di. Benzer b ir te lg ra f Fransız Kom ünist Partisine gön­
derildi, Bunu KEYK’nin kom ünist p artiler m erkez ko­
m itelerine gönderdiği ve İngiltere ve F ransa Komünist
P artilerinin seçim ler sırasında b ir yanda Kom ünist P a r­
ti ve öte yanda burjuva partileri ve sosyal-dem okrat-
Ia r olm ak üzere a ra la rın a açık bir ayırım çizgisi çek­
meye çalışm alan gerektiğini bildiren b ir m ektup izle­
d i / 1" 1

333
BÖylece K om intern içinde, so n rad an resm î olarak
«sınıfa-karşı-sımf» taktiğ i'o larak Bilmen yeni bir taktik
o rtay a çıkm aya başlacfı.'"
K eskinleşen sınıf m ücadelesinin y a ra ttığ ı yeni tak-
tik, sosya.l-demokrasi ve burju va p a rtileri bloküna
karşı çıkmayı hedefleyen ve işçi sınıfının birleşik cep-
besini y a ra tarak sosyal-dem okratlarm teslim iyetçi
politikasına lia rş ı'v e rile n m ücadeleyi111lnziandırm ayı
a m a çlıyordu. Bilimsek sosyalistlerin inancına göre «sı­
nıfa- karşı-sln IT>> taktiği proletaryanın sınıf bilinci­
ni güçlendirm ek, onu burjuvaziden d a h a bağımsız ve~
d a h a dövüşken kılm ak için tasarlanm ıştı. Birkaç par-
tinin sag oportunızıhe kâf-şı 'Verdıg'ı m ücadeleyi hızlan­
dırm alarına, reform ist aldatm acaların etkisinden k u r­
tu lm aların a ve ideolojik ve politik konum larını güçlen­
dirm elerine olanak tan ıy an yeni tak tiğ in özü b u rad a
yatıyordu.
Aynı zam anda «sınıfa-karşı-sımf» taktiği refo r­
m ist örgütlerin bütünüyle ve tam anlam da buriuva sı-
nîümın yanm a g eçtiği varsa yımını temel alıyordu. Sağ-
k a n a t”önderleri ve sıradan sosyaM ern o k ratlar a ra ­
sında uygun bir ayırım yapılmamıştı! «Smıfâ-k arsı -
şmıf» taktiğinin h a y ata geçirilmesi sırasında, o rtava ko­
n a n sek terlik, bilimsel sosyalistler ve sosyal-demok-
ra tla r arasın d a birleşik 'eyTem e ^ e g ıt^ sösvâl-demok­
r a t örgütlerin'üyeleriyle d ah a gergin ilişkilere yol aç-
tı. §os^C T em oE ral'' pârfıler'~«PurJ5Ta*işçr parlılerı» ya
d a «burjuvazinin üçüncü partileri» o1a ra k gör ülüy or­
du. A slında bu ta k tik em ekçi halkm pro leter olm a­
yan kesim leriyle, nüfusun, nesnel olarak, tekelci ser­
m ayenin egem enliğine k a rşı mücadele'Hevrim ci işçi sı-
nıfının m üttefiki olan bütün a ra gruplarıyla b ir işbir-
"l^ritü n h aİaH n ard a'^ y 'aram ad ı. BllimseT sosyalistlerin
sosyal-dem okrat ve radikal p artilerin ad ay ların a oy

334
verm elerini ya d a onlarla seçim blokları o lu ştu rm ala­
rını olanaksız kıldı, o n ların kitleler ara sın d a k a p ita liz ­
m in saldırılarına, giderek a rta n faşizm ve savaş tehli-
kesine k arsı işçi sınıfının birleşik cephesi İçin çalışm a­
l a r ı m güçleştirdi, reform ist Önderlerin bilimsel sosya­
list p a rtileri kitlelerden ayırm a çabalarındaki m anev­
ra! arını kolaylaştırdı.
~Birçok ülkede potansiyel olarak anti-em peryalist
harekete katılabilecek olan toplum sal güçlerin işçi sı-

1927’yi izleyen dönemde, M aurice Thorez’in daha


sonra yazdığı gibi, Fransız Kom ünist P artisi içinde bir ­
leşik cephe taktikleri yadsındı ve uygulam ada b ir y a­
n a bırakıldı. «Bu dönem de sadece p a rti içinde değil b ü ­
tü n yönetim inde de, kitlelere aldırm az b ir ta v ır takı­
n a n ve onlarla çalışm a konusundaki beceriksizliğini
ortaya koyan sek ter h a ta la r yapıldı. îşçi sınıfının acil
talepleri bir kayıtsızlığa terkedilm işti. Sekterler «bir
dilim biftek için m ücadele etm e zam anının geçtiği»ni
açıkladılar; sosyal-dem okrat işçiler liderleriyle aynı
kefeye kondu .<m)
KEYK'nin 9-25 Şu bat 1928’de toplanan D okuzun­
cu Birl^îIT'TTturum uTngiliz ve Fransız m eselelerine
ilişkin k a ra rla rın d a «sınıfa-karşı-sımf» taktiklerini
onayladı.
Işçf*sendikası h areketinin sorunları d a aynı açı­
d an ele alındı.
1928’in başlarında K om intern S. Lozovskı'den işçi
sendika hareketindeki taktiklerin temel so ru n ların a
ilişkin bir öneri aldı. S. Lozovski «ülkede devrim ci b ir
m erkezin varolduğu b ir durum da reform ist sendika-
larda~^çalısmak, kazanılm ış 0lan~Y)rgutlenh~"fl5VltflTgr
m erkeze kabul edilmesi gibi m antıksal b ir hedef gö­
zetmelidir» diye"îjelîrtiyördurnîf"Retormıst işçi sendiKa-

335
la n içinde çalışm anın an cak a y rı ayrı g ru p la rı arad an
çekip çıkarm aya yarıyorsa anlam lı olacağı tezi, nesnel
olarak bilimsel sosyalistlerin işçi sendikası hareketi
içinde etkili olm alarını engelledi.

KOMİNTERN’ÎN
ALTINCI KONGRESİ
Kongre Öncesi
Durum

Kapitalizm in geçici sağlam laşm a dönem inde bi­


lim sel sosyalist hareket, tüm güçlüklere ve gericili­
ğin indirdiği darbelere karşın, sürekli o larak gelişmeye
devam etti. K om intem ’e bağlı p a rtile r işçi kitleleri ü ze­
rin d eki politik ve ideolojik etkilerini yaygınlaştırdılar.
Bilimsel sosyalizm düşünceleri Latin A m erika ülke­
leri ve birçok A sya ve A frika ülkesinde geniş b ir des­
tek sağladı. K om intern'in Besinci K ongresinden s o n ra ...
kapitalist ülkelerin bilimsel sosyalist partileri safla­
rını, boIşevîH ^ tir m e 'ç^îTşrnâîafm ı hızlandırdılar
Bazı partilerde üye sayısında b ir artış oldu. A ncak
kapitalist ülkelerdeki p a rtile r arasındaki genel eğilim
üve sayısında b ir düsüs biçimindeydi. Bu n u n başlıca
nedenleri reform izm in işçi hareketi içindeki etkisinin
geçici olarak artm ası, sağlam olm ayan u n su rların ge­
rilemesi ve partilerin kitle çalışm alarındaki yetersiz­
liklerdi. îşçi sendikaları içinde, köylülük, gençlik ve
k a d ın lar arasın d ak i çalışm alar çoğu p artilerin çalış­
m alarının zayıf noktasıydı.
Sosyal-dem okrasinin işçi sınıfının geniş kesim le­
ri üzerindeki h a tırı sayılır etkisi K om intern’in bazı bö­
lüm leri içine sızan sağ-oportünist eğilim lerin nede­
niydi. Sağ sapm alar kendilerini k ap italist istik rarın
abartılm ası p artilerin yerel hücreler tem elinde yeni-

336
den örgütlenm esine m uhalefet biçim inde gösteriyordu.
K om intern'İn Beşinci ve A ltıncı K ongreleri arasın d ak i
dönem de çeşitli sağ-oportünist g ru p la r K om intern
saflarından ve bölüm lerinden ihraç edildi.
K om intern sa fla n içinde kapitalist istik ra n n re d ­
dedilmesi, bilimsel sosyalistlerin reform ist işçi sendi­
k aları içinde çalışm alarına karşı çıkılması ve birleşik
cephe taktiklerinin b ir y a n a bırakılm ası biçiminde or­
tay a konan «aşın-sol» sap m alara k a rşı d a k a ra rlı bir
m ücadele yürü ttü . "
K om intern troçkizm e karşı m ücadeleye özel b ir
Önem verdi. Ç ünkü troçkist g ru p lar Kom intern ve
SBKP (B> ne karşı sert m ücadelelerini sü rd ü rü y o rlar­
dı. Troçkizme karşı m ücadelede W illiam Poster «sade­
ce R usya'daki Devrim in değil, d ü nya bilimsel sosya­
list h areketinin kaderi de tehlikedeydi» diye yazdı.<1,4>
Kom intern. bilimsel sosyalist hareketi içindeki troc-
kizm, sağ-oportûnizm e ve «aşın - sol» sapm alara k a r­
şı verdiği mücadelede, m arksist-leninist öğretinin a n -
n ıp fT > Y tıjı'ı- '- t/ o v it ;ı_r>ffrr t(lı rantnnfnVıl f ııiî m ı *rr~Tııi*ıTıv* r 'V ı ’ l rl *Tf ' 1" '''*••îr m

ı 1KiBi.y »

v u n d u.

Altıncı Kongrede
Uluslararası Durum Ve
Komintern'İn Görevleri

Kom in te rn ’İn Altıncı Kongresi 17 Temmuz ile l Ey­


lül 1928 a rasın d a "Moskova’da toplandı.HKon ^ e ye>'5T
p arti ile aralarında. K o m ü n ist Genciik Enternasyonali.
Profintern, U luslararası Kızıl Y ardım ve U luslararası
İşçi" Yardım?nın~3a*oîcfuğTr^orgüiten S32 defegtTkaüT"
di. k ay rT l^ m T t^ rn m ",Ter(ITği bilgilere göre dün y ad a
T m flyon 211 bini SBKP CB1 üyesi ya da aday üyesi olan
1 milyon 799 bin p artili vardı.<n5> D ünyanın h er ya-

F. 22 : Enternasyonal 337
nından bilimsel sosyalist ve işçi partileri kongrede
tem sil edildi.
Altıncı Kongre aşağıdaki temel so ru n ları tartıştı;
KEYK’nin raporu, K om intern’in program ı; em peryalist
savaş tehlikesiyle m ücadele etm enin araçları; söm ür­
ge ve yarı-söm ürgelerdeki devrim ci hareket, SSCB’-
ndeki ekonomik durum ve SBKP (B) içindeki durum .
G ündem deki k o n u lar u luslararası bilimsel sosyalist
h areketin karşısındaki acil sorunları tam anlam ıyla
yansıtıyordu.
Y ürütm e K urulu'nun çalışm alarına ilişkin rap o ­
ru n tartışılm asında yaklaşık yüz delege söz aldı. Ra­
porda B ukharin’in taslağını hazırladığı bazı öneriler
ve ulu slararası durum ve K om intern’in görevlerine
ilişkin tezler ayrıntılı b ir eleştiriye uğradı. Delegelerin
bazıları taslak tezlerin kapitalist istik rarın dayanıklı-
lılığını a b arttığ ın a işaret ettiler. K apitalizm in çöküşü­
n ü n an cak kapitalist ülkeler arasında, dışsal zıtlıkla­
rın d a h a d a keskinleşm esini izleyen askerî çatışm ala­
rın b ir sonucu olarak gerçekleşebileceği tezine şiddet­
le karşı konuldu. Kongre, kapitalizm in çöküşünün k a ­
pitalist sistem in içsel olduğu k a d ar dışsal, tüm celiski-
lerinin keskinleşm esinin bir sonucu, emekçi halkın dev-
—m m r i ~ l ~ ı • i m ¥1 i n p m iı İlil ı ı T H î T ı t ı r t - ■ '! P ~T T ır ırf I ' n ' ı ı ,* , - - 7-, •

rim ci m ücadelesinin b ir sonucu o larak gerçekleşeceği


anlam ındaki leninist tutum u onayladı.
K om intern Y ürütm esinin rap o ru yapıcı b ir ru h la
tartışıldı.
K ongre em peryalistlerin karşı-devrim ci blokunun
SSCB’ne k arşı savaş hazırlıklarını dünya burjuvazisi­
nin politikasındaki baskın eğilim olarak değerlendir­
di. Kongre bilimsel sosyalist h arek etin o an d ak i te­
mel ulu slararası görevlerini şöyle tanım ladı: Em per­
yalist savaş tehlikesine karşı mücadele, SSCB’h in sa- '"
yunul m a ilim in 'e' ''yapdacak~"m ü<Jâh^y e "ve~"bunaT vö-T „

338
ııolik eğilim lere k arşı mücadele ve Çin devrim inin vu
»sömürge ihtilallerinin savunulm ası.
Kongre tüm p a rtile ri işçi sendikaları içindeki ça ­
lışm alarını son hızına çıkarmaya', ulusal ve ' u lu slar­
arası ölçekte işçi sendikası h areketinin birliğini sağ­
lam ak için çaba gösterm eye çağırdı. Köylülük, genç­
lik ve kadın işçiler arasın d ak i çalışm ayı geliştirm e ge­
reğine Özel olarak dikkati çek'tiT
A ltıncı Ko n îrreu y g u lam ay a konan ve sadece bur-
juva partilerine k a rşı değil, sosyal-dem okrasiye k a r­
sı verilen m ücadeleyi de hıztândırm avı hedefleyen ye-
ni politikayı onaylad ı.
Bazı delegeler basitleştirilm iş sosyal-dem okrasi
tan ım m a ve bunun giderek faşizm le özdeşleştirilm e­
sine k a rşı çıktılar. Ö rneğin isviçreli delege Bodemann,
«iyimdi sosyal-dem okrasiye k arşı d ah a keskin b ir ta ­
v ır alacak olursak... birleşik cephe konusunda, yetersiz
de olsa, önceki çalışm alarım ız d ah a d a zayıflatılacak-
tır» diye açıkladı.ıne> Togliatti sosyal-dem okrasinin
bazı d u ru m lard a açıkça faşist yöntem ler kullandığını
söyletti, a m a «Bu konuda, a s ın genellem elerden sakın-
malıyız, çünkü ciddi farklılıkla r vardır. Faşizm, bir
Kitle hareke ti oTarak7*büyiık burjuvazi ve büyük çiftlik
sahiplerin in egem enliği altındaki kiliçuk ve orta b u r­
juvazinin bir h a re ketidir, dah ası işçi sınıfının gelenek­
sel örgütlenm esi i
d a sosyal-dem okrasi işçi ve küçük-burjuva kökenli
b ir harekettir: gücünün en büyük bölüm ünü büyük
işçi kesim ierince sın ıfîar-m n r^Ien ek seİ örgütü olarak
kabul e d ile n 'b ir' örgüt'ten^ain'^’^ ^ d iy e vurguladı.
Kongre bilimsel sosyalist partilerin birleşik cep­
he konusundaki çalışm alarını tabanda yoğunlaştır­
m alarını talep etti. Bilimsel sosyalistlerin sosyal-de-

339
m okrat işçilerle, sosyal-dem okrat yönetim a rasın d a
b ir ayırım yapm aları görevleri dolayısıyla zorunluydu.
Kongre K om intern safları içindeki oportünist sap­
m alara k arşı verilen m ücadeleyi hızlandırm anın g e­
rekliliğine işaret etti. «Kapitalizmin kısm ı istik rarm a
d a y an a ra k ve doğrudan sosyal- dem okrasinin etkisiy­
le, partiler içinde doğru politik tavırdan sapm anın te­
mel çizgisi, içinde bulunulan dönemde, sağa yönelik­
tir* sonucuna v a rd ı'11*1 Kongre, göreli o larak güçlü .
sosyal-dem okrat p artilerin varlığı gözönüne alındığın- ‘
da sağ sapm aların özellikle tehlikeli olduğuna ve on­
lara karşı m ücadelenin öncelikli b ir görev haline geti- :
rilm esi gerektiğine işaret etti. Bilimsel sosyalist p a r­
tilerin başka bir önemli görevi, birleşik cephe taktik- ;
lerinin olum suzlanm ası, işçi sendikası çalışm asının ■
önemini kavrayam am a, devrim ci gevezelik politikası, i
komplocu eğilim ler (Çin’de) biçiminde o rtay a konan
«sol» sapm alarla mücadele etmekti. O portünizm e k a r­
şı mücadelede, p artilerin kuram sal çalışm alarının ge­
liştirilm esinin gerekliliğine Özel bir önem verilmişti.
Kongre KEYK’ni K om intern ve bölüm lerinin bir­
liğini güvence altın a alm ak için b ü tü n adım ları atm a­
ya yöneltti. K om intern üyesi partilerin etkinliklerin­
deki h a ta la r ve eksikliklerin üstesinden ancak parti- '
ler içinde p a rti içi dem okrasiyi güçlendirerek d a h a üst
düzeyde bir politik yaşam sağlanarak gelinebileceğini
vurguladı. .t * 1
Komintern
Programının
Benimsenmesi

Altıncı K ongrenin en ilgi çekici yanı K om intern


Program Th^"{aH işıIm ası ve" kabul" edilmesiydi. Prog­
r a m meselesi ilk kez KEYK’nin H aziran 1922’dieki ikinci

340
Genişletilm iş Birleşik O turum unda tartışılm ıştı. Beşinci
K om intern Kongresi, bölüm lerin tartışm ası için tomol
olm ak üzere taslak program ı benim sem iş ve kesin ona­
yı b ir sonraki kongreye bırakm ıştı. Y ürütm e K urulu’-
n u n program komitesi, 1928’in başında K om intern bö­
lüm lerinde enine boyuna tartışılan yeni b ir taslak h a ­
zırladı. Bu taslak program ın hazırlanm asında SBKP
(B) M erkez Komitesi etkin bir rol oynadı. K om intern
üyesi tüm p artiler program taslağının hazırlanm asın­
d a etkin b ir rol aldılar. Altıncı K ongre’de program ın
kesin olarak kalem e alınm ası için, kırk değişik p a rti­
den temsilcileri kapsayan bir kom ite kuruldu.
Program Komitesi’nde ve Kongre o tu ru m ların d a­
ki ta rtışm a lar sırasında yaklaşık altıyüz ekleme ve d e­
ğişiklik önerisi yapıldı.01'*» Hiç b ir ilke farklılığı yoktu.
T artışm a birkaç önemli mesele çevresinde yoğunlaş­
mıştı, örneğin: Yeni Ekonomik Politika’nın kaçınılm az­
lığı, gerekliliği ve savaş kom ünizm i dönemi; faşizm
ve toplum sal köklerinin tanım ı; «mali sermaye» teri­
m ini n anlam ı ve diğer meseleler.
Bazı delegeler savaş kom ünizm inin bütün ülke­
le r için genel b ir kural olduğu anlam ındaki bîr cüm ­
lenin program a alınm asını önerdiler. Kapitalizmden
sosyalizme geçiş dönem inin h e r zam an bir savuş ko­
m ünizm i olacağını ve savaş kom ünizm inin dosdoğru
sosyalizme giden b ir yol olduğunu savundular. Büyült
ölçüde, geçiş dönem ine hükm eden nesnel yasalarını
an layam am aktan k ay naklanan bu bakış açısı dologe-
le r ara sın d a hiçbir destek bulmadı.
Bazı delegeler herhangi b ir gerici politikayı ta ­
nım lam ak için «faşizm» terim inin kullanılm asına k a r­
şı çıktılar. Faşizm diyorlardı, kapitalist gericiliğin tek
biçimi olarak değerlendirilem ez. Farklı ülkelerde b ü ­
yük burjuvazinin, İtalyan faşizm i türünden ayrı, fa rk ­

341
lı d ik tatörlük biçimleri vardır. Fransız Kom ünist P ar­
tisini temsil eden Sem ard, «gerçek politik duru m u n
doğru çözümlemesini b ir y a n a b ırak m a ve m ekanik
sınıflam alarla: sosyal-faşizm, faşist sol blok, faşist
hüküm et vb. ile yetinm e»(!M) eğilimine k arşı çıktı. Ko­
m intern program ı açık faşizmle, burjuvazinin istik­
rarlı olm ayan konum undan kayn ak lan an faşist eği­
lim ler a rasın a bir ayırım koydu.
Kongre «Üçüncü Enternasyonal Program ının ulus­
la ra ra sı devrimci proleter hareketin tüm tarihsel de­
neyim inin en üst eleştirisel genellemesi olarak, d ü n ­
ya d a proletarya diktatörlüğü için verilen m ücadelenin
program ı, dünya kom ünizm i için verilen m ücadelenin
program ı haline gelmekte» olduğunu belirtti.(I21) Prog­
ram ın Önsözünde Üçüncü E nternasyonal’in kuram sal
ve pratik çalışm aları «tümüyle ve kayıtsız şartsız
devrim ci m arksizm ve onun daha sonraki gelişmiş bi­
çimi leninizm i temel alm aktadır.» <m> deniyordu;
Üçüncü Enternasyonal^ Program ı em peryalizm in
ve devrim in gücünü değerlendirdi v e k ap italiz m in ge­
nel bunalım ının kapsam lı b ir çözümlem esini suna­
rak, kapitalizm in çöküşü ye dünya ^sosyalist devrim i-
n u T zaferin in kaçınılm az olduğu sonucuna vardı.
Ü çüncü E nternasyonal dünya devrim ci h a re k eti­
nin nihaî hedefi -sınıfsız toplum- için verilen m ücadele­
n in yollarını somutladı. Program «tüm tarihsel geli­
şim boyunca tem eli hazırlan an sınıfsız toplum , insanlı­
ğın te k çıkış yoludur, çünkü insan ırkm ı aşağı­
lanm ak ve yokolm akla tehdit eden k ap italist sistem in
çelişkilerini ancak o ortadan kaldırabilir.» diye belir­
tiyordu.(lî3)
Program daki önemli n o k talar kapitalizm den sos­
yalizme geçiş dönem ini ele a la n konulardı.
Program d ü nya devrim inin tüm d ü n y ad a eş za-

342
m anii olarak o rtay a çıkan tek b ir olay gibi görülem e­
yeceğini; sosyalizmin önce az sayıda, h a tta tek b ir k a ­
pitalist ülkede bile z a îe r kazanabileceğıril belirliyor­
du. Lenin’in, em peryalizm çağında fark lı ülkelerin
eşitsiz ekonom ik ve politik gelişm esine ilişkin öğre­
tisini tem el a lan bu sonuç, d ü nya bilimsel sosya­
list hareketinin politikası açısından birinci derecede
önem taşıyordu. •
Troçki sosyalizmin belirli b ir tek ülkede zafer k a ­
zanabileceği görüşüne k a rşı çıkan kendi program tas­
lağını kongreye gönderdi. KEYK ta ra fın d a n h azırla­
n a n taslak program ı «revizyonist b ir belge» o larak
nitelendirdi ve «belirli b ir tek ülkedeki proleter devri­
m in zaferi, dünya devrim inin desteği olmaksızın ola­
naksızdır» diyen b ir cüm lenin program a alınm asını
Önerdi. Troçki’nin anti-leninist görüşlerini üstü k a­
palı b ir biçimde p ro g ram a katm a ç ab a la n yenilgiye
uğratıldı.
Kongre farklı kapitalist ülkelerdeki sosyo-eko-
nom ik gelişm enin fark lı düzeyleri ve onlar için geçer­
li olan som ut özgül koşulları ele alarak şunu belirtti:
«Bu koşullar proletaryanın çeşitli yollarla ve çeşitli
h ızlarla ik tid a ra geleceğini; bazı ülkelerin pro letary a
diktatörlüğüne giden bazı geçiş aşam aların d an geç­
m ek ve çeşitli sosyalist inşa biçim lerini benim sem ek
zo ru nda olduğunu tarih sel olarak kaçınılm az kıl­
m aktadır.»024'
Program da tüm ülkeler, koşullar ve proletarya
diktatörlüğüne geçiş y o lla n açısından şöyle üç a n a tip ­
te toplanm ıştı:
(İl Temel politik gereksinm eleri proletarya dik­
tatörlüğüne doğrudan geçiş olan ü.si düzeyde gelişmiş
bir kapitalizm e sahip ülkeler;
(2) O rtalam a gelişmiş bir kapitalizm e sahip ve

343
burjuva-dem okratik reform ların ı tam am lam am ış ül­
keler. Program ülkelerin bazıları İçin burjuva-de-
m okratik devrim den sosyalist devrim e doğru d ah a
hızlıca bir evrimleşme; diğerleri için ise çok sayıda
burjuva-dem okratik görevleri gerçekleştirecek olan
farklı tipte proleter devrim lere geçiş olanağı.belirtiyor-
du.
(3) Proletarya diktatörlüğüne geçişin ancak,
burjuva-dem okratik devrim in sosyalist devrim e dö­
nüşm e dönem inin tüm ünün bir sonucu o larak elde
edilebileceği, bu a ra d a sosyalist inşanın çoğu d u ru m d a
ancak pro letary a diktatörlüğünü n k u rulduğu ülkeler­
den elde edilecek doğrudan destekle olanaklı olduğu
söm ürge, yarı-söm ürge ve bağım lı ülkeler.
Birkaç gerikalm ış söm ürge ülkede, p roletarya
d ik tatörlüğünün kurulm uş olduğu ülkelerden do ğ ru ­
d a n yardım ve destek sağlam a koşuluyla, kapitalizm
evresinden geçmeksizin sosyalizme doğru gelişm enin
olanaklı olduğu anlam ındaki program cüm lesi özel bir
Önem taşıyordu.
Program da SSCB’deki sosyalist in şa m eselelerine,
proletarya diktatörlüğünün vatanı olarak SSCB’nin
tüm ülkelerdeki devrim ci h arek etin gelişmesi açısın­
d a n taşıdığı öneme ilişkin m eselelere büyük ağırlık ve­
rilm işti. Program «Bu nedenle SSCB’nde proleter dev­
rim in içsel sağlam laşm ası, sosyalist inşa çalışm asında
elde edilen başarı, SSCB’nin proletarya kitleleri ve ezi­
len söm ürge halkları arasındaki etki ve otoritesinin a r t­
ması. u luslararası sosyalist devrim in sürm ekte, yoğun­
laşm akta ve yaygınlaşm akta olduğunu gösterm ekte­
dir.» diye belirtiyordu.*1^
Program iki ekonomik sistemin-SSCB’ndeki sosya­
list sistem ve diğer ülkelerdeki kap italist sistem- eş za­
m anlı olarak b ira ra d a varoluşunun, pro leter devlete

344
Jtapitalist dünyanın kendisine yönelttiği darbeleri sa­
v u şturm a görevini yüklediğini ve proleter devleti eko­
nom ik kıvraklığa başvurm ak ve kapitalist ülkelerle
yapılacak ekonom ik a n laşm alard an y a rarlan m ak zo­
ru n d a bıraktığını söylüyordu. «Bu konuda izlenecek ilk
ve tem el çizgi, dış ülkelerle - SSCB açısından y a ra rlı ol­
duğu belirlenen sın ırla r içinde, başka b ir deyişle baş­
ta SSCB’ndeki sanayinin güçlendirilm esi için - m üm ­
kün olan en geniş an laşm aları oluşturm ak olm alı­
dır.»tm>
Program «Üçüncü E nternasyonal’in b ir bölüm ü ve
SSCB’ndeki proleter diktatö rlü ğ ü n ü n önderi»(12,J ola­
ra k SBKP (B) nin ulu slararası ödevlerini kapitalist ül­
kelerdeki işçi hareketine, em peryalizm e k arşı söm ür­
ge hareketlerine ve h e r biçim deki ulusal baskıya k arşı
verilen m ücadeleye destek; u luslararası proletaryanın
SSCB’ne k a rşı ödevlerini ise SSCB’ndeki sosyalist İn­
şanın ilerlem esini hızlandırm ak ve SSCB’n i gücünün
yettiği b ü tü n a raçlarla kapitalist güçlerin saldırıları­
n a karşı korum ak biçim inde form üle ediyordu.
Program K om intern üyesi p artilerin önüne, bu
am açla bilim sel sosyalistlerin kitle örgütleri, h e r şey­
den önce işçi sendikaları içinde etkin b ir rol alması,
işçi sınıfının çoğunluğu üzerinde etki kazanm ası göre­
vini koydu. Bilimsel sosyalist p artiler köylülük, ay ­
d ın lar ve küçük burjuvazinin d ah a a lt ta b ak aları
arasın d ak i çalışm aları hızlandıracaklar ve sömürge,
yarı-söm ürge ve bağım lı ülkelerde dverim ci bir m ü ­
cadele yürüteceklerdi.
H er bilimsel sosyalist p a rti taktikler çizgisini be­
lirlerken som ut iç ve dış durum u, sınıf güçlerinin den­
gesini, burjuvazinin sağlam lık ve güçlülük derecesi­
ni, proletaryanın hazırlıklı olma derecesini ve çeşitli
1 a ra tab ak aların tav ırların ı hesab a katacaktı.

345
/ K om intern bilimsel sosyalist p artileri em peryalist
savaş tehlikesine k a rşı verilen m ücadeleyi hızlan­
d ırm aya çağırdı ve şu tem el sloganları öne sürdü: em ­
peryalist savaşı iç savaşa dönüştürm e; herkesin «ken­
di» em peryalist hüküm etini yenilgiye uğratm ası; m üm ­
k ü n olan h e r yolla SSCB ve ulusal k u rtu lu ş devrim le-
rin in savunulm ası.
Program u lu slararası bilimsel sosyalist h arek e­
tin birliğini güçlendirm e ve u luslararası sınıf disipli­
nini gözetm eye büyük önem verdi. «Bu u lu slararası
kom ünist disiplin, h areketin kısmî ve yerel çıkarları­
nın, genel ve sürekli çıkarlarına bağım lı kılınm ası ve
tüm üyelerin Üçüncü E ntem asyonal’in yönetici ku­
ru lların ca alınan k a ra rla ra kesinlikle uym ası biçimin­
de anlam kazanm alıdır.»<lM>
K om intern program ı bilimsel sosyalist h arek etin
temel hedeflerini form üle etti ve b u n lara ulaşılm ak
için kullanılacak y o llan çizdi. A ncak program , bazı
gereksiz form ülasyonlar ve değerlendirm eleri de içeri­
yordu. Program , sosyal dem okrasinin, belirli b ir po­
litik konum da bir m uhalefet partisi niteliğinde, b u rju ­
va hüküm etine saldırabileceğini belirtirken, aynı za­
m anda soşyal-dem okrasi ve faşizm" a ra sın a yeterince
açık b ir ayırım koym uyordu- Sol-kanat sosyal-de-
m okrasi «sosyal-demokrat p a rtile r içindeki en tehli­
keli hizip» olarak tanım lanıyordu.(Iî9> Sosyal-demok­
rasinin böylesi b ir değerlendirm esi, yani en büyük d a r­
ben in h e r şeyden önce (sosyal-dem okrasinin ç.n) sol
k a n ad ın a indirilm esi gerektiği yargısı, birleşik cephe
taktik lerin in uygulanm asında ve bilimsel sosyalist­
lerle sosyal-dem okrat işçiler arasındaki işbirliğini sağ­
lam ada önemli güçlükler y a ra ttı ve gelecekteki y ıllar­
d a bilimsel sosyalist h a re k et içinde sek ter görüşle­
rin yaygınlaşm asını hızlandırdı.

346
Genel olarak K om intern Program ı tarihsel önemi
büyük b ir belgeydi. D ünya bilimsel sosyalist h arek e­
tinin m arksizm -leninizm Öğretisini tem el alan bilim ­
sel b ir program ıydı. K om intern program ı pro leter en­
ternasyonalizm i ilkelerini içeriyordu. Ü çüncü E n ter­
nasyonal p artilerinin kollektif yaratıcı çabalarının b ir
ürünüydü.
K om intern’İn Altıncı Kongresi Program la birlikte
yeni K om intern Tüzüğü’n ü de kabul etti. Tüzük ilk
kez İkinci Kongrede kabul edilmiş, d a h a so n ra Beşin­
ci Kongrede, bazı değişikliklere uğram ış ve gözden ge­
çirilmişti.
Altıncı Kongrede kabul edilen tüzük K om intern-
U İusIararası İşçi Birliği - çeşitli ülkelerdeki kom ünist
p artilerin bir birliğidir; bir d ü nya partisidir.»(1SÛ) diye
belirtiyordu. H er ülkede Ü çüncü E ntem asy o n al’in bir
bölüm ü ve bu kurum un üyesi olan bir tek bilimsel sos-
yalist p a rti olabilirdi. Tüzüğe göre bilimsel sosyalist
p a rti örgütlenm esinin a n a birikim i işyerindeki (fabri­
ka, im alathane, m aden vb.) çekirdek ya d a hücreydi.
Tüzük, Üçüncü E nternasyonal ve bölüm lerinin dem ok­
ra tik m erkeziyetçilik ilkesini tem el a la ra k k u ru ld u ğ u ­
nu belirtiyordu.
Emperyalist Savaşlar
Tehlikesine Karşt
Mücadele

Altıncı Kongre Ü çüncü E ntem asyonal'in savaş m e­


selesi ve farklı savaş tiplerine ilişkin kuram sal ve po­
litik konum unu form üle etti ve bölüm lerine savaş teh ­
likesiyle m ücadeleyi h a y ata geçirme görevini verdi.
Savaş tehdidine k a rşı verilecek bu mücadele, sos-
yal-dem okrasi önderlerinin yeni bir em peryalist sa ­
vaşın h azırlıklarına k a rşı bilimsel sosyalistleri ortak

34?
b ir eyleme girişm eyi engellem ek için çaba h a rc am a ­
la rı karşısında, çok güçleşmişti. A vrupa sosyal-de-
m okrasisinin sağ önderlerinin ulusal çık arların savu­
nulm ası görünüm ünde burjuva hüküm etlerinin savaş
p lanlarını ve program larını destekleyen tavrı, Komin­
te rn ’in A ltıncı Kongresiyle aynı sırad a B rüksel’de top­
lan m ak ta olan Sosyalist İşçi E nternasyonali K ongre­
sinde açıkça o rtaya konm uştu. Bu kongrenin günde­
m inde de savaş tehlikesi meselesi vardı. A m a sosyal -
dem okrat p a rtile r em peryalist b ir savaş tehlikesinin
varlığını görm elerine karşın, b ü tü n u m u tların ı Cemi-
yet-i A kvam ’a bağlam ışlar ve savaş m aceracılarına k a r­
şı bağım sız eyleme geçileceğini açıklam ışlardı. Brüksel
K ongresi İngiliz Bağımsız İşçi Partisinin, Sovyet h ü k ü ­
m etinin toptan silahsızlanm a önerisini destekleyen sa­
vaş ödentilerinin reddi için bir oylam a talep eden ve
K om intern ve sosyalist işçi enternasyonalinin katılım ­
larıy la savaş-aleyhtarı bir dünya kongresinin toplan­
m ası için çağrı y ap an önerisini reddetti.<131)
Brüksel Kongresi sadece silahlanm anın «sınırlan­
dırılması», «ordunun dem okratikleştirilm esi» gereği
üzerine genel cüm leler içeren ve u lu slararası çelişkile­
ri «zorunlu hakemlik» gibi a ra ç la r yoluyla halletm eye
çalışan b ir k a r a n kabul etti.
Em peryalist savaş tehdidi ve bu konuya ilişkin k a ­
r a rla r Altıncı K om intern Kongresindek inden oldukça
fark lı bir havada tartışıldı ve kabul edildi.
Kongrede em peryalist savaşlar tehlikesine karşı
m ücadele yöntem lerine ilişkin raporu İngiltere delegesi
T. Bell sundu. Rapor kapitalist ülkelerin savaş h a zır­
lıkları konusunda som ut bilgiler içeriyordu ve SSCB'ne
karşı bir savaş tehlikesinin büyüdüğüne işaret ediyor­
du.
T artışm ada bilimsel sosyalist p artilerin savaş -

348
aley h tarı çalışm alarının çeşitli yönleri ele alındı. G. Di-
rnitrov «kapitalist devletler arasın d a bazı savaşların
olanaklı olduğu, h a tta oldukça yüksek bir olasılık ta ­
şıdığı konusunda hiç kuşku olm am akla birlikte... ge­
ne de, Sovyetler Birliği’ne karşı, ulu slararası prole­
ta ry an ın a n av a ta n ın a karşı b ir savaş tehlikesi... h ep ­
sinden büyük bir tehlikedir» dedi.<m>
K om intem ’in b ü tü n bölüm lerinin savaş konusun­
da tek bir politik çizgi izlem elerinin ve kitlelerin dünya
savaşı sırasındaki devrim ci m ücadele deneylerini ve
Bolşevik P artin in eski ordu ve donanm a içindeki ça­
lışm a deneyim lerini incelem enin K om intern’in bü tü n
bölüm leri için gerekli olduğunu Öne sürdü.
Diğer delegeler Lenin’in savaş konusundaki öğre­
tilerinin yaygınlaştırılm asının gerekliliği, p artin in sa­
vaşa karşı verilecek mücadelede örgütleyici güç ola­
ra k önemi, tanınm ış savaş aleyhtarı edebiyatın yay­
gınlaşm ası, savaş aleyhtarı çalışm aların k a d ın lar ve
gençlik arasın d a hızlandırılm ası ve başka so ru n lar üze­
rin e konuştular. Savaş tehlikesine k arşı m ücadelenin,
soyut b ir düzeyde kalm ayıp, işçi sınıfının günlük eko­
nom ik mücadelesi, h a k la n ve kazanım larm m savunul­
m asıyla Özdeşleştirilmesi gerektiğine işaret edildi.
K om intern’in Altıncı Kongresince kabul edilen em ­
peryalist savaş tehlikesine karşı m ücadelenin
a ra çla rın a ilişkin tezler proletaryanın bu konudaki
ta v n n ı ve taktiklerini belirledi. Tezler «Tarihsel b ir
olay olarak savaşın nedeni, insanoğlunun 'kötü doğası’
değil, hüküm etlerin ‘kötü’ politikası d a değil, toplum un
sınıflara, söm ürenlere ve söm ürülenlere bölünm esidir.
M odem ta rih te savaşların nedeni kapitalizm dir» diye
Nbelirtiyordu.(m>
Tezler, devrim ci proletaryanın, sosyalizm ve savaş­
la rın kaldırılm ası için m ücadele verirken adil savaş­

349
la r düşüncesini asla reddetm ediğini belirtiyordu. Pro­
letary a h e r savaşın tarihsel ve politik açıdan sınıf a n ­
lam ını ve egem en sınıfların savaştaki ro lü n ü dikkatle
çözüm lem ek zorundaydı.
Kongre, içinde bulunulan dönem de aşağ ıd a adı ge­
çen tipte savaşlara rastlanabileceğine işaret etti: em ­
peryalist devletler arasındaki savaşlar; em peryalist
karşı-devrim in proleter devrim e y a d a sosyalizmin k u ­
ru lm ak ta olduğu ülkelere k a rşı g ü ttü ğ ü sav aşlar ve
özellikle söm ürge ülkelerinin em peryalizm e k arşı v er­
diği ulusal-devrim ci savaşlar. «Ezilen b ir ülkenin em ­
peryalizm e k arşı verdiği savaş, aslm da, sadece adıl de­
ğil, devrim cidir, şim dilerde ise proleter d ü n y a devri­
m inin b ir parçasıdır.» (1M> proletarya, ulusal-devrim ci
savaşları d estekler ve proleter devrim i ve p roleterya
diktatörlüğü ülkelerinin savunulm asını örgütler.
Kongre, em peryalist b ir savaşın patlam ası h alin ­
de bilimsel sosyalistleri, Bolşevik P artinin Birinci D ün­
y a Savaşı sırasında izlediği program ı re h b e r edinm e­
ye çağırdı. Program ın başlıca hedefi em peryalist sa­
vaşı, proletaryanın burjuvaziye k arşı verdiği b ir iç sa­
vaşa çevirm ekti.
K ongre Sovyet H üküm etinin toptan silahsızlanm a
için yaptığı önerilerin taşıdığı önemin altını çizdi. Kong­
re Sovyet devletinin leninist barış politikasının Sovyet
iktidarının «kapitalizmle uzlaştığı» anlam ım asla ta ­
şım adığına işaret etti. Bu politika «kapitalizmle m üca­
dele etm enin - varolan koşullar altında - d a h a y a ra rlı
b ir biçim inden başka birşey değildir; SSCB’in Ekim
D evrim inden beri sürekli olarak uyguladığı b ir biçim ­
dir.» <13S>
A rtan savaş tehlikesi ve em peryalist güçlerin Sov­
yetler Birliği’ne yönelik doğrudan saldırı tehdidi göz-
önüne alındığında, K ongrenin Sovyetler Birliği’n in sa-

350
vunulm asım n savaş aleyhtarı m ücadelenin kilit nok­
tası olması gerektiği anlam ındaki açıklam ası özel b ir
önem kazanm aktadır.
Altıncı Kongre tüm bilimsel sosyalistlere Lenin’­
in savaşa karşı m ücadele etm enin hiç de kolay b ir iş
olm adığı hakkındaki sözlerini anım sattı. Tüm bölüm ­
lerini savaşa karşı verilen m ücadeleye d a h a u lu slar­
arası bir nitelik kazandırm aya ve devrim ci eylemi ulus­
la ra ra sı ölçekte eşgüdüm lem eye çağırdı.

Sömürge ve Yan-Sömürge
Ülkelerdeki
Devrimci Hareket

Altıncı K ongrenin gündem indeki önemli b ir b a şk a


konu söm ürge ve yan-söm ürge ülkelerdeki devrim ci
h arek et meselesiydi. Bu döneme gelindiğinde birçok ezi­
len ülkenin h alk ları anti-em peryalist m ücadelede uzun
b ir eğitim dönem inden geçmişlerdi.
K apitalizm in geçici ve kısmî istik ra r döne­
m inde Doğudaki bilimsel sosyalist h arek etin geliş­
meye yönelik süreci, İşçi hareketinin politik olgunluğu
ve Ö rgütlenmesindeki artışın doğrudan b ir sonucu ola­
ra k sürdü. Yasal H indistan Kom ünist Partisinin Açı­
lış Kongresi A ralık 1925; Kore Kom ünist P artisininki
N isan 1925’te yapıldı; aynı yıl Çin H indi’nde ilk m ark ­
sist örgütlerin kurulm ası başarıldı. Söm ürge soru­
n u üzerine rap o ru Kongrede O. K uusinen sundu.
Altıncı K ongre «Lenin’in çizdiği ve İkinci K ongre­
de kâbul edilen, U lusal ve Sömürge Sorununa İliş­
kin Tezler h âlâ tüm üyle geçerlidir ve bilim sel sos­
yalist p artilerin d a h a ilerideki çalışm aları için b ir re h ­
b er olarak hizm et etmelidir» diye açıkladı.035'
SSCB’nde sosyalizmin inşası ve kapitalist ülkeler-

351
deki bilimsel sosyalist h areketin giderek a rta n gücü
söm ürge dünyası üzerinde devrim cileştirici b ir etki
yapıyordu.
Kongre söm ürge h alklarının em peryalizm in bo­
yund u ru ğ u n d an k urtulm ak için verdikleri m ücadele­
nin Sovyetler Birliği proletaryası ve kapitalist ülkeler­
deki işçi hareketi tarafın d an desteklenm esine olağan­
ü stü önem verdi. K ongrenin kabul ettiği tezler «SSCB
ve em peryalist ülkelerin devrim ci proletaryasıyla ku­
ru lacak ittifaklar, Çin, H indistan ve diğer söm ürge ve
yan-söm ürge ülke halklarının emekçi kitlelerine kapi­
ta list sistem in egem enliği evresinden h a tta genel ola­
ra k kapitalist ilişkilerin gelişm esinden k açın arak b a­
ğımsız özgür b ir ekonom ik ve kültürel gelişme olanağı
yaratm aktadır» diye vurguladı.*137>
K uusinen'İn rap o ru n u izleyen tartışm ada, em per­
yalizm in söm ürgelerdeki rolü üzerinde b ir anlaşm az­
lık çıktı. Bazı delegeler em peryalist söm ürge politika­
sının söm ürgelerde sanayileşm eyi Öngördüğünü ve
Örneğin H indistan’da İngiltere denetim inde b ir san a­
yileşme sürecinin sürm ekte olduğunu savundular. Bu-
bakış açısı nesnel olarak, em peryalizm in söm ürgeler­
de kapitalist gelişm enin hızını zo rlayarak ve söm ür­
geleri kapitalist ülkeler haline getirerek ilerici b ir rol
oynadığını söyleyen sosyal-dem okrat «sömürgelikten
çıkma» kuram ının savunulm asıydı. Söm ürgelikten
çıkm a kuram ı söm ürgelerdeki em peryalist politikayı
haklı çıkarm ak ve halkların em peryalist b ask ılara k a r­
şı m ücadelesini zayıflatm ak için tasarlanm ıştı.
K ongre bazı delegelerin em peryalizm in söm ürge­
lerdeki rolüne ilişkin görüşlerinin yanlışlığına işaret
etti ve söm ürgelikten çıkm a politikasının gerici özü­
nü ortaya koydu. Em peryalizm in söm ürgelerin sanayi­
leşm esini geciktirdiğini ve ü retfci güçlerinin tam a n ­

352
lam ıyla gelişmesini engellediğini vurguladı. Em perya-
Hst "politikam a söm ürgelere yönelik a n a eğilim i sö­
m ürgelerin bağım lılığını korum ak ve artırm aktı. Tez­
ler «em peryalistler ve onların uşaklarının em perya­
list güçlerce yürütülm ekte olan' söm ürgecilikten çık­
m a politikası hakkında, ‘kolonilerin özgür gelişmele*
r i’nin öngörüldüğü konusundaki tü m lafazanlıklarının
em peryalist yalandan başka birşey olm adığı o rtad a­
dır. Hem em peryalist, hem de söm ürge ülkelerdeki bi­
limsel sosyalistlerin bu yalanı tüm üyle açığa çık ar­
m aları son derece önemlidir.»(!3Î,) diyordu.
Kongre Çin, H indistan ve diğer ezilen ülkelerdeki
devrim ci hareketin olanaklarını gözönüne alarak bu
ülkelerdeki devrim ci h areketin burjuva-dem okratik
evrede olduğunu belirtti. Söm ürgelerdeki burjuva-de­
m okratik devrimle, em peryalist kölelikten k u rtu lm a
m ücadelesi birbirlerine ayrılm az b ir biçimde bağlıydı.
B urjuvazinin ulusal kurtuluş hareketi içindeki ro ­
lü meselesi Kongre tezlerinin tartışılm ası sırasındaki
en canlı n oktalardan biriydi. Tezler söm ürge ülkeler­
deki ulusal burjuvazinin em peryalizm e karşı benzer
b ir ta v ır alm adığını belirtiyordu. Bu burjuvazinin bir
bölüm ü doğrudan em peryalizm in çıkarların a hizm et
ediyor ve ulus düşm anı, em peryalist yanlısı b ir görüş
taşıyordu, «Yerli burjuvazinin geri kalan bölüm len.
Özellikle yerli sanayinin çıkarlarını yansıtan bölüm,
ulusal hareketi destekliyor ve ulusal reform izm (ya da,
Ü çüncü E nternasyonal İkinci Kongresi tezlerinin ku l­
landığı terminolojiyle bir «burjuva-demokrat» eği­
lim) diye adlandırılabilecek, pzel, k ararsız b ir iizlaş—
rriacı eğilimi temsil ediyordu.»<m> Kongre feodal-em-
peryalist kam ptan farklı olarak, küçük-burjuva kitle­
ler, köylülük ve işçi sınıfının b ir kısmı üzerinde etki
sahibi olan bu rju v a ulusal reform izm inin önem inin a - ’

K 23: Enternasyonal 353


zım sanm asım n bilimsel sosyalistlerin emekçi kitleler­
den uzaklaşm asına yol açabileceğine vb. ne işaret ett:.
Kongre k a ra rla n «hiç bir sağlam tem ele d ay an ­
m asa d a burjuva m uhalefetinin egem en em peryalist-
feodal bloka k arşı gösterilen, geniş emekçi kitlelerin
politik uyanış süreci üzerinde bazı hızlandıncı etkiler
yapabilir, ulusal-reform ist burjuvaziyle em peryalizm
a rasın d ak i som ut açık çelişkiler, kendi içlerinde önem ­
siz de olsalar, belirli koşullarda, dolaylı olarak d ah a d a
büyük devrim ci kitle eylem lerinin o rtaya çıkm asının
nedeni olm aya yarayabilirler.» (M0> diyordu.
Altıncı Kongren.in.-Sömürge_meselesine ilişkin tez­
leri ayhı 'zâm anda ulusal k u rtu lu ş hareketinin stra ­
teji ve taktikleri ve ulusal burjuvazinin rolü üzerine
bazı h atalı ve çelişkili önermeleri, de içeriyordu. Kong­
re k a ra rla rın d a burjuva ulusal-reform izm i ve feodal-
em peryalist kam p a ra sın a bir ayırım koym akla birlik­
te, ulusal burjuvazinin rolüne ilişkin genel değerlen­
dirm e sekter bir nitelik taşıyordu. Ö rneğin «ulusal b u r­
juvazi em peryalizm e k arşı m ücadelede önemli Bir gü­
ce sahip değildir» diye iddia ediliyordu.'141* Tezler «Ko­
m ünist P arti ve ulusal-reform ist m uhalefet a ra sın d a
h erh an g i bir blokun oluşm asına k arşı çıkm ak gere­
kir.» diyordu.'142*
D aha sonra, SBKP’nin Yirminci K ongresinde K uu­
sinen, Altıncı Kom intern Kongresinin söm ürge ve y a­
n-söm ürge ülkelerdeki ulusal burjuvazinin' rolüne
ilişkin değerlendirm esinin «kesin olarak sek ter b ir
h a v a ta ş ıd ığ ın ı söyledi.'143*
Kongrei Doğu ülkelerindeki bilimsel sosyalistlerin
kitleler arasındaki çalışm alannda elde etm ek için uğ­
ra şm ala rı gereken hedefleri tanım larken Çin Komü­
nist P artisi’nin dikkatini p a rti içindeki solcu h a ta la ­
rın (puçizm, savaş m aceracılığı, bireysel şiddet vb.)

354
düzelülm esinin gerekliliğine çekti. «Parti, varolan acı­
masız sınıf şiddeti koşullarında p a rtin in emekçi kitle­
lerden uzaklaşm a tehlikesini artırm ay a y a ra y an zor­
lam a ve em retm e yöntem leri yerine kitleleri ik n a et­
me ve eğitme yöntem lerini koym a konusundaki b ü tü n ■'
eğilim lerden yararlanm alıdır»<144)
Bilimsel sosyalist grupların birliği ve bağımsız
m erkezi bir partinin oluşması kongre ta ra fın d a n Hint
K om ünistlerinin başlıca görevi olarak değerlendiril­
mişti.
Kongre em peryalist ülkelerin bilimsel sosyalist
partilerinin, harekete etkin b ir destek ve p ra tik y a r­
dım sağlam ak üzere söm ürgelerdeki devrim ci h a re ­
ketle yakın, düzenli ve sürekli ilişkiler kurm asını is­
tedi.
Söm ürge meselesi Sosyalist îşçi E n tern asy o n ali­
nin Ağustos 1928, Brüksel K ongresi’nde de tartışıldı ve
bu k onuda b ir «program» kabul edildi. Kongre söm ür­
ge halklarının tam bağımsızlık taleplerine k arşı çıktı.
Resmen bağımsız olma hakkı, ulusal k urtu lu ş m üca­
delesinde zaten önemli b aşarılar kazanm ış olan Çin,
Mısır, Suriye ve Irak gibi ülkelere tanınıyordu. Sosya­
list İşçi E nternasyonali H indistan gibi b ir ülke için sa­
dece yerel öz yönetim ini k u rm a hakkı tanıyor ve bu
ülkenin tam b ir politik bağım sızlık hakkını reddedi­
yordu, K ongrenin k a ra rı gelişm enin h âlâ ilkel b ir ev­
resinde olan söm ürge halkları için, yabancı egem en­
liğin d erh al ortadan kaldırılm asının ulusal k ü ltü re
yönelik ileri bir adım değil, b arb arlığ a b ir geri dönüş
an lam ın a geleceğini belirtiyordu.(MS)
Kongreye katılan söm ürge ülkelerin temsilcileri,
sosyal-dem okrasi sağ önderlerinin burjuvazinin söm ür­
ge politikasını desteklediklerini görünce Kongreyi terk
ettiler. Brüksel Kongresi’nin söm ürge meselesinde al-

355
dığı ta v ır sağ önderlerin ezilen söm ürge halklarının
çıkarlarım um ursam adığını açıkça o rtay a koydu ve
bu önderlerin em peryalist devletlerin söm ürge poiiti-
üûlarm a sağladıkları desteğin bir anlatım ı oldu.

SSCB’tnn Başarıları
ve SBKP(B) içindeki
Dunun

K om intern’in Altıncı Kongresi SSCB ve SBKP (B)


içindeki durum u inceledi. Bu mesele önemliydi, çünkü
SBKP (B) büyük bir ülkede sosyalizmin kurulm asını
yöneten tek, K om intern bölüm üydü ve SSCB’ndeki
proletarya diktatörlüğünün deneyim leri bilimsel sos­
yalist p artilerin günlük m ücadeleleri açısından büyük
önem taşıyordu.
E. V arg a’nm SSCB’deki ekonom ik d u ru m a ilişkin
rap o ru Sovyetler Birliği’nde kaydedilen ekonom ik iler­
lem eden ve Sovyet toplum undaki sosyalist öğelerin
büyüm esinden söz ediyordu. P lanlam anın Sovyet eko­
nomisi içindeki rolünü vurguluyor ve sosyalist inşa­
nın karşılaştığı güçlükleri ve gelişme olanaklarım o r­
ta y a koyuyordu.
M anuilski SBKP (B) içindeki d urum a ilişkin rap o ­
ru n d a troçkist m uhalefetin salt ulusal düzeyde bir
olay olm adığını belirtti. B una k arşı verilen m ücadele
ulu slararası Ölçekte yürütülm üştü ve tüm bilimsel sos­
yalist p artilerin Bolşevikleştirilm esinin ayrılm az bir
parçasıydı.
K ardeş p artilerin delegasyonları SBKP (B) ’nin ve
M erkez Komitesinin politik ve taktiksel çizgisini b ü ­
tünüyle onayladılar. SBKP (B) MK’nin doğru politika­
sının, em peryalist kuşatm anın en zorlu koşulları al­
tın d a bile, sosyalist inşada önemli b ir ilerlemeye, işçi

356
ve köylü kitlelerin m addî ve k ültürel düzeylerinde b ir
yükselm eye yol açtığına; işçi sınıfı ve köylülük arasın­
daki ittifakı güçlendirdiğine ve SSCB’nin uluslararası
saygınlığını artırdığına işaret ettiler.
Kongre JSSCBjdeki .sosyalist in ş a n ın kazandığıJ®-..,
şa n la rın 'u lu slararası işçi sınıfının konum unu güçlen­
d ird iğ in iv e kitlelerin d a h a hızlı devrimcileşmasine
yol açtığını ortay a koydu.
K om intern’İn A ltıncı Kongresi SBKP (B) Onbeşin-
ci Kongresi ve KEYK D okuzuncu Birleşik O turum u’-
n u n troçkist m uhalefet içinde y er alm a ve onun gö­
rüşlerinin propagandasını yapm anın Bolşevik Parti
üyeliğiyle bağdaşam ayacağını belirten k ararların ı
onayladı. Troçki’nin eski konum una dönm ek için yap­
tığı başvuruyu reddetti ve şu açıklam ayı yaptı: «Troç­
kist g rup program , politika ve örgüte ilişkin konular­
daki görüşleriyle M enşevizmin d u ru m u n a düşm üştür
ve nesnel olarak Sovyet İk tid arın a k a rşı m ücadelenin
b ir organı haline gelm iştir. Bu nedenle, SBKP (Bl ’den
ih raç edilm eleri uygun ve kaçınılm azdır.»046)
Kongre Maslow ve Fischer’in A lm an Komünist
P artisi’ndeki görevlerine dönme isteklerini reddetti ve
a y n ı zam anda AKP MK’nin yayınladığı «Troçkist grup
içinde y er alm aları nedeniyle partiden ihraç edilen
tü m işçilerin, Maslow, R uth Fischer ve d iğ er kom ü­
nizm döneklerinden kopm aları ve Ü çüncü E nternas-
yonal’in tüm k a ra rla rın a kayıtsız şartsız uym alari ko­
şuluyla, A lm an Kom ünist P artisi’ne dönme yolları
açık tutulacaktır.» anlam ındaki k a ra rın ı onayladı.(147)
K om intern’İn a rta n etkisi, yeni bilimsel sosyalist
p artilerin ortaya çıkışı ve b u n ların E nternasyonale
olan bağlılıklarında anlatım buldu. Altıncı K ongre Ko­
re, Küba, Yeni Zelanda, Paraguay Kom ünist P artile­
rini, İrlanda İşçi Birliği, Ekvator Sosyalist P artisi ve

35 7
Kolombiya Sosyalist Devrimci P artisi’n i yeni bölüm leri
o larak kabul etti.
Kongre işçi ve köylü kitleleri ve ezilen h alk ların
Ü çüncü E nternasyonal’e duydukları güvenin yeni b ir
k anıtı olarak yedi yeni bölüm ün ku ru lu şu n u ve Ko-
m in tern ’e katılışım müjdeledi.
Altıncı K ongreden sonraki gelişm eler dünyadaki
ekonom ik ve politik d u ru m a ilişkin genel değerlendir­
m elerin doğruluğunu kanıtladı.
K apitalizm in sağlam laşm ası, sosyal-dem okrasi sağ
önderlerinin kehanetlerinin aksine h e r zam ankinden
d ah a sarsak b ir hale geldi.
Devrim ci işçi hareketindeki ilk can lan m a belirti­
leri 1928’in sonlan ve 1929’un başlarında o rtay a çıktı.
B unun k a m tla n n ı işçi sınıfının Lods’daki genel grevi,
R uhr’daki m adenciler grevi, F ransa’daki köm ür m a­
dencileri ve tekstil işçileri grevleri gibi eylem ler sağla­
dı.
K om intern Program ı bilimsel sosyalist p artilerin
ideolojik ve politik anlam da güçlenm eleri, strateji
ve taktiklerini belirlem eleri için b ir tem el oluşturdu.
Bu dönem de Latin A m erika’daki b irk aç kom ünist p a r­
ti ülkelerindeki devrim in anti-em peryalist, tanm cı,
dem okratik b ir nitelik taşıyacağı sonucuna vardılar.
Devrimin niteliğine ilişkin m eseleler 1-12 H aziran 1929'
d a Buenos A ires’de toplanan Latin A m erika Ülkeleri
K om ünist P artileri Birinci K o n feran sın d a tartışıldı.
K onferansa A rjantin, Brezilya, Bolivya, Kolombi­
ya, Küba, Ekvator, Salvador, G uatem ala, M eksika, Pa­
nam a, Paraguay, Peru, U ruguay ve V enezuela Komü­
nist P artilerinden 38 delege katıldı. Şili Kom ünist P ar­
tisi delegasyonunun K onferansa katılm ası ülkedeki
polis baskısı yoluyla engellendi.
K onferans 1928’de ilk Latin A m erika işçi sendika­

358
la rın genel m erkezini - Latin A m erika îşçi Sendikala­
r ı K onfederasyonu - k u ra n işçi sınıfının birliğini güç­
lendirm eye özel b ir Önem verdi. İşçi ve köylüler ara sın ­
daki ittifakın devrim in am açların ı biçim lendirm ede­
ki belirleyici önemi vurgulandı. Latin A m erika Komü­
n ist P artilerinin K onferansı, troçkistlerin Latin A m eri­
k a ’daki devrim in hem en sosyalist bir nitelik taşım ası­
n a ilişkin tezini kabul ettirm e çab aların a k a rşı çıktı.
K onferansta tak tik ler meselesi üzerine keskin bir
tartışm a alevlendi. Bazı delegeler, kişisel görüşlerini
açıklam a anlam ında, pro leter devrim i bekleyerek za­
m an yitirilm em esini ve h e r bölgede ay ak lan m a m er­
kezleri yaratılm asını Önerdiler. Latin A m erika’da ko­
şulların devrim için olgunlaştığım savundu lar ve d er­
h al silahlı bir ayaklanm anın başlatılm asını önerdiler.
K onferans bu delegelerin bakış açısını, uygulam a­
d a proleter p artilerin likidasyonuna ve küçük-burju-
va u n su rla rın k argaşası içinde boğulm aya yol açan
b ir öznellik bildirgesi olarak tanım ladı. Konferans, kü-
çük-burjuva kararsızlıklarına k arşı bir m ücadele ver­
mek, işçi sınıfının belli başlı m üfrezeleriyle d a h a y a­
kın ilişkiler k u rm ak ve işçi sınıfının m ilitan eylem­
lerine önderlik etm ek için, genç Latin A m erika Komü­
nist Partilerine yardım etti.
Temmuz 192jfda top lan a n KEYK O nuncu Birleşik
O turumu," K om intern etkisinin ve bölüm lerinin örgüt-
sSi^ve ideolojik sağlam laşm asının a rtm a k ta olduğunu
kaydetti.
Birleşik O turum un k a ra rla n sağ-oportünist sap-
m ay ark arşı m ücadelenin, parti-içi politika a lan ın d a
K om intern ve bilimsel sosyalist p artilerin görevlerinin
odak noktası olmayı sü rd ü rd ü ğ ü n ü belirtiyordu. Bilim­
sel sosyalist p a rti saflarındaki sağ sapm anın en belir­
g in özellikleri, kapitalist sağlam laşm anın abartılm ası.

359
savaş tehlikesinin azım sanm ası ve dem ir b ir disipline
olan gereğin reddedilmesiydi. ABD Kom ünist Partisi
içindeki sağ oportünist Lovestone grubu. A m erikan k a ­
pitalizm inin sadece b ir tek kesim e açık olma halini o r­
tay a koyan ve sosyal-dem okrat b ir disiplin yorum u y a­
p a n kendi program ıyla Kom intern çizgisine karşı çık­
tı. Bu g rup kom ünistlerin kitleler arasındaki devrimci
çalışm alarım geliştirm elerini engelledi. Çekoslovakya
K om ünist P artisi’n in Jilek-Bolen oportünist g ru b u sos-
/ yal-dem okrasiye saptı. İtalya Kom ünist P artisi içinde
/ (Tasça g rubu), A lm anya Kom ünist Partisi içinde
(Brandler, T halheim er). İsveç Kom ünist P artisi için-
' de (Kilbom grubu) ve birkaç başka p a rti içindeki sağ
oportünist u n su rla r işçi sınıfı safların a küçük burju-
ya pesimizmi (karam sarlık) sokm aya çalıştılar.
Birleşik O turum birkaç kom ünist p artin in aldığı,
oportünist u n su rları safların d an ih raç etm e k a ra rla ­
rın ı onayladı ve sağ-oportünist görüşler taşım anın bi­
lim sel sosyalist p a rti üyeliğiyle bağdaşam ayacağına
işa re t etti.
KEYK O nuncu Birleşik O turum u, SBKP (B) MK
ve MDK’nin 23 N isan 1929’daki O rtak Birleşik O tu ru ­
m u n d a aldığı, B ukharin’i Kom intern içindeki göre­
vinden çekme k a ra rın ı onayladı. KEYK Birleşik O tu­
ru m u n u n k a ra rı şöyleydi: «Bukharin Yoldaş Altıncı
K om intern Kongresi’nden de önce SBKP (B )’nin genel
politik çizgisiyle uyuşm azlık belirtileri gösteriyordu.
B ukharin ve Partinin politikasına karşı taşıdığı görüş­
leri paylaşanların y ü rü ttü ğ ü m ücadele sırasında bu
anlaşm azlık a y n b ir oportünist program , aslında bir
sağ sapm a program ı, biçim ini aldı.» <14S)
K om intern Y ürütm esi bilimsel sosyalist partileri,
dikkatlerini sağ oportünist sapm aya k arşı m ücadele­
de yoğunlaştırm aya çağırırken aynı zam anda parti

360
saflarındaki «sol» sektör sapm alarla m ücadele edilm e­
si gerektiğini azımsadı. B irkaç durum da, reform ist ö r­
gütlerle birleşik eyleme yönelik çabaları b ir sağ sap­
m a akım ı o la ra k değerlendirm e eğilimleri oldu. KEYK’
nin O nuncu Birleşik;,.Otu r um u bu sekter .akım ları a r t ­
tırıcı eğilimler, öneriler ve form ülasyonlar taşıy o rd u -
Birleşik O turum un temel belgesi olan «U luslararası
D urum ve Ü çüncü E n tern asy o n alin Acil G örevleri
Ü zerine Tezler», «güçlü sosyal-dem okrat p artilerin ol­
duğu ülkelerde, faşizm, sosyal-faşizm özel biçim ini
a lır...» (W9) diyordu. Bilimsel sosyalist partilere «işçi
hareketi içinde, bilimsel sosyalizmin en tehlikeli düş­
m anı ve işçi kitleleri arasın d ak i m ilitan etkinliklerin
gelişm esinin başlıca engeli olan
özeîlikle de onun ‘sol’ k an ad ın a
cadelenın k a ra rlı olarak yoğunlaştırılm ası görevi» ve­
rilm işti.(150) Bu değerlendirm e doğrudan doğruya sağ
sosyal-dem okrasinin em ek düşm anı uzlaşm a politika­
sına gösterilen b ir tepkiydi. A ncak sosyal-demokrasiyi
faşizm le b ir tu tm ak ve asıl d arbenin gericilik ve faşiz­
me k a rşı bilimsel sosyalistlerin m üttefiki haline gele­
bilecek sol u n su rların a indirilm esi sloganını öne s ü r­
mek, Birleşik O turum un belirlediği, işçi sınıfının ço­
ğunluğunu kazanm a, görevinin yerine getirilm esini
ak satan b ir hataydı.
KEYK O nuncu Birleşik O turum u, Altıncı Komin­
te rn K ongresi’nin Em peryalist Savaş Tehlikesine Karşı
U luslararası Bir M ücadele G ünü belirlenm esine ilişkin
k a ra rı uyarınca, Mayıs 1929’da B rüksel’de toplanan, ve
b u günü 1 Ağustos olarak belirleyen onüç bilimsel sos­
yalist p artin in konferansının k a râ rım onayladı. Birle­
şik O turum un k a ra rı işçi sınıfının 1 A ğustosta em per­
yalist savaş ve gericiliğe k arşı girişeceği u lu slararası
eylem in işçi sınıfının sıradan savaş aleyhtarı gösteri-

361
lerinin sınırlarını a şan b ir olay özelliği taşım ası gerek­
tiğini vurguladı. îşçi sınıfının tü m ekonom ik ve poli­
tik mücadelesiyle yakından bağlantılı olacak ve pro­
letaryanın kapitalizm e k arşı yü rü ttü ğ ü devrim ci eylem ­
leri d ü nya Ölçeğinde birleştiren güçlü b ir araç haline
gelecekti.
İşçi sınıfının em peryalist savaşa k arşı SSCB’nin
savunulm ası için giriştiği 1 Ağustos gösterileri birçok
ülkede, proletaryanın devrim ci güçlerinin m ilitanca
bir yorum u niteliğine büründü.
1924-1927 arasın d a Ü çüncü E ntem asyonal’in et­
kinlikleri d a h a güç koşullar altında gerçekleşti. D ünya
bilimsel sosyalist h areketinin önderi Lenin’in yokluğu
K om intern etkinliklerinin belli alan ların d a kendini
hissettirdi. Bu dönem de ulu slararası işçi ve bilimsel
sosyalist h areketin çeşitli so ru n la n tu ta rlı b ir m a rk ­
sist-leninist yöntemle ele alınm adı. Aynı zam anda bi­
limsel sosyalist hareket, saflarının ideolojik ve ö rg ü t­
sel sağlam laşm ası açısından ileri b ir adım attı. Komin-
te m ve bölüm leri sağ oportünizm ve «aşın-sol» sap­
m a lara k a rşı yılm az b ir m ücadele verdiler. K om intern
ve SBKP (B)’nin sağladığı önemli b ir hizm et de, b i­
limsel sosyalist hareketin genel çizgisini yeniden göz­
d e n geçirm ek için ortaya çıkan troçkizm in ideolojik
ve politik olarak yenilgiye uğratıl maşıydı. Program a
ilişkin önemli belgeler ortak çabalarla taslaklandı.

.362
IV
KAPİTALİST DÜNYADA EKONOMİK
BUNALIM YILLARI VE SSCB’DE
SOSYALİZMİN TEMELLERİNİN
ATILMASI SIRASINDA KOMİNTERN
(1 9 2 9 - ( 9 3 3 )

KAPİTALİST DÜNYANIN DERİNLEŞEN EKONOMİK


BUNALIMI SIRASINDA KOMİNTERN’İN
STRATEJİ VE TAKTİKLERİ

Dünya Ekonom ik
Bunalımı
Ve işçilerin Yükselen
Devrimci Mücadelesi

Ü çüncü Enternasyonal yeni, keskin b ir dünya eko-


nomik bunalım ının kaçınılm az olduğunu kapitalist
sağlârnlajm a yılların d a h ab er vermişti. B u' yargı, k a ~
pitalist gelişm enin uzlaşm az çelişkilerinin kapsam lı
b ir m arksist-leninist çözümlemesine dayanıyordu. Ko­
m in te m ’in Altıncı K ongresi kapitalist ülkelerdeki hızlı
ekonomik büyüm enin kapitalist antagonizm alarm d a ­
h a da büyük b ir Ölçekte yeniden üretilm esine yol aça-

363
cağım, tem elden yoksun kapitalist sağlam laşm a dö­
nem inin sonuna yaklaşm akta olduğunu ve bunalım ın
acım asız gölgesinin belirdiğini işaret etti.
KEYK O nuncu Birleşik O turum u’ndaki ra p o rla r
ve konuşm alarda işaret edildiği gibi, önde gelen k a ­
pitalist ülkelerdeki ekonomik durum b ir yükselm e eği­
limi gösterm ekle birlikte, «yeni b ir bunalım ın olumlu
belirtileri şim diden ortadaydı.»(1) K om intern’İn bu ta h ­
m inlerini olayların bütünüyle doğrulam ası için uzun
bir zam an gerekm edi.
1929 güzünde ABD d ah a Önce görülm em iş boyut­
lard a bir serm aye piyasası paniğiyle karşılaştı. Diğer
ülkelere sıçrayan m aliye ve b a n k a iflasları dünya eko­
nom ik bunalım ının ilk belirtisiydi.
1929-1933^ bunalım ı salt en uzun değil, aynı z a ­
m anda kapitalizm in o güne dek t anıdığı ekonomik b u -
n alım lan n en derin ve yıkıcı olanıydı. K apitalizm in
genel bunalım ı içinde y er aldığı biçimiyle bunalım k a ­
pitalist dünyanın tüm ülkelerini kavradı ve burjuvazi­
nin ekonomisi, politik tem elleri ve ideolojisine p arça­
layıcı d arb eler indirdi. Kapitalizm in genel bunalım ı
d a h a d a keskinleşm işti.
Bu bunalım kapitalist ekonom inin tüm yönlerini
etkiledi: sanayi, tarım , p a ra ve b an k a sistemi, ticaret,
u lu slararası iş ilişkileri. Yüksek b ir düzeye erişm iş
olan kapitalist üretim d aralan b ir pazarla k a rşı k a r­
şıya kaldı ve hızla düşmeye başladı. 1929’un sonun­
dan 1930’un so n lan n a k a d a r geçen b ir tek yıl içinde
Önde gelen k apitalist ülkelerdeki sanayi çıktısı % 10 - 17
o ranında düştü. K apitalist ekonomi 1932’de en düşük
düzeyine erişti. Sanayi çıktıları, ABD’de bunalım Ön­
cesi düzeyinin % 46; A lm anya’da % 47; İngiltere’de
% 16.5; F ran sa’d a %3l ve İtalya’da% 33; Çekoslovakya,.
Belçika ve H ollanda’da %37 oranında d ü ştü .(2) Ge-

364
nel olarak 1930-1933 a ra sın d a kapitalist dünyadaki
sanayi çıktısı % 38 oranında azaldı.(3) Geniş ü retim k a ­
pasiteleri boş duruyordu, işletilm eyen m adenler, sön­
m üş m aden eritm e ocakları, terkedilm iş fa b rik a b in a­
ları, m ak in a m ezarlıklarına dönm üş işletm eler kapi­
talizm in kendi üretken güçlerini m ahvetm ekte oldu­
ğunu kanıtlıyordu. Tekeller, satılm am ış ü rü n stokla­
rın ı azaltm a, fiy atlar ve k ârlard ak i sürekli düşüşü de­
netlem e çabası içinde büyük m ik tarlard a m al stokla­
rın ı yok ettiler ve yeni m akinaları parçaladılar.
Sanayideki bunalım tarım sal bunalım la kaynaştı
ve onu kötüleştird i. Ham~maüde Ve"îay¥ceO iy a'tT an m
d ak i düşüş, tarım sal üretim de bir azalm aya yol açtı.
1929-1933 arasın d a tarım sal üretim h a cmi üçte b irden
fazla düştü. Maliye ve bankacılık sistem i tüm üyle Ör­
gütsüzdü. Binlerce banka iflas etti. 56 ülk ede p aran ın
satm alm a gücü azaldı. Dış ticaret, değerinin üçte biri­
ne düştü.
B unalım em peryalist ülkeler arasındaki p a za r m ü­
cadelesini yoğunlaştırdı. D ünyayı etki alan ların a ayır­
m ak üzere d a h a önce varılan bü tü n an laşm alar u y ­
gulam ada altü st edilmiş ve b ir y an a bırakılm ıştı.
V ersay-W ashington anlaşm a sistem leri p arçalan m a­
y a başladı. _Bunalım , burjuva kuram ı «sürekli refah»
ve k apitalizmi temel hastalık ların d an k u rtarm ış ol­
m ası gereken sağ oportü n ist «örgütlü kapitalizm» ku-
r a m larına yıkıcı b ir darbe indirdi. Bilimsel olm ayan
k av ram lara day an an bu rju v a ve sağ oportünist aldat­
m acalar bütünüyle yok edildi. Bunalım kapitalist sağ­
lam laşm anın kalıcı olduğuna ilişkin sağ-oportünist,
iddiayı da geçersiz kıldı.
B unalımın tü m k a p italist dünyadaki bu yıkıcı et­
kisinin a rk a planındaki en ezici etki Sovyetler Birliği ^
ekonom isinin yüksek gelişme hızıydı. Bu yıllarda, K o/ ;

365
m ünist P a rti önderliğinde Sovyet H alkı Birinci Beş Yıl­
lık P lan’ın dev görevlerini başarıyla yerine getirdi ve
kazanım larıyla dünyayı hayrete düşürdü. O laylar iki
sosyo-ekonomik sistemin -sosyalizm ve kapitalizm in-
farklı gelişme yollarını çarpıcı b ir biçimde o rtay a koy­
du. Kapitalizm in sanayi çıktıları düşüş gösterirken,
Sovyetler Birliği 1929 -1932 arasındaki çıktılarını iki
k atm a yükseltti. 1932’de, p rogram lan an d an Önce ta ­
m am lanan Birinci Beş Yıllık Plan dönem inde Sovyet­
le r Birliği sanayileşm e yolunda dev b ir ilerlem e kay­
detmişti: A ralarında K harkov T raktör Fabrikası, Kuz-
netsk D em ir ve Çelik Kompleksi, D nieper H idroelekt­
rik Enerji İstasyonu ve Berezniki Kimya Fabrikası gi­
bi dev projelerin de olduğu 1500 yeni işletm e k u ru l­
m uştu.
T a n m d a kooperatifleşm e hızlı b ir ilerlem e kay­
detti: küçük, yetersiz köylü çiftliklerinin yerini kollek-
tif çiftlikler aldı; ülkedeki en son söm ürücü sınıf olan
k u lak lar saf dışı bırakılıyordu.
Sovyet toplum unun önemli b ir tonlumsa! kazanım ı
İşsizliğin tüm üyle ortadan kald ırılmasıydı. K ültürel
devrim yÖT alıyord u .
Sovyet halkının başarılarının taşıdığı büy ü k önem
insanlık tarihinde sosyalizmin tem ellerini k u rm a a m a ­
cını güden ilk çaba olm asında yatıyordu. Sovyet h a l­
kı yaptığı işlerle yeteneklerinin eski söm ürü sistem i­
ni yok etm ekle sınırlı olmadığını, bilimsel sosyalizmin
soylu ideallerini taşıyan yeni b ir toplum u başarıyla
kurabileceğini de d ünyaya kanıtladı. Sovyetler Birli-
ği’n in gelişimi kapitalizm le karşılaştırılınca sosyaliz­
m in büyük y ararlarını, planlı sosyalist ekonom inin k a ­
pitalist ekonomi ve onun üretim anarşisine olan üs­
tünlüğünü ortaya koydu. K apitalist ülkelerin bilimsel
sosyalist partileri, SSCB’deki kazanım ları b ü tü n u lu s­

366
la ra ra sı işçi h areketinin zaferi, sosyalizm düşüncele­
rin i d ü nyada etkili kılacak b ir etm en ilan ettiler. Mo­
d ern tekniklerle donanm ış sosyalizmin em peryalizm e
k arşı çıkan büyük b ir m addî güç haline gelm ekte ol­
m ası dev bir önem taşıyordu, SSCB’nin gelişimi işlerin
kapitalist dünyadaki durum uyla çarpıcı b ir zıtlık oluş­
turuyordu.
D ünya ekonomik bunalım ı kapitalist ülkelerdeki
kitlelere a ğ ır bir darbe indirm işti. B urjuvazi bunalı­
m ın tüm yükünü onların om uzlarına yıkm aya çalışı­
yordu. B unalım dan en fazla z a ra r gören, ü cretlerin
sürekli düşm esi ve işsizliğin dehşetli büyüm esiyle iki
k a t sıkm tı içine giren proletaryaydı. Çoğu kapitalist
ülkede işçilerin ve diğer ücretlilerin ü cret fo n ları
% 30-50 k a d ar düştü. İşsizlik görülm edik bo y u tlara ulaş­
tı. O tuzbeş m ilyondan fazla insan sokağa atıldı ve tü ­
müyle işsiz kaldı. B unların 16 milyonu ABD'de, 5,5 mil­
yonu A lm anya'da, 3 milyonu İngiltere'de, 2.8 milyonu
Japonya'da, 2.3 milyonu F ran sa’da; 900.000’i Çekoslo­
vak ya'da ve 800.000’i M acaristan’daydı. İşçilerin d a h a
da büyük b ir bölüm ü kendilerini kısmî b ir işsizlik
içinde buldular. B urjuva hüküm etleri «tasarru f p lan ­
la n a n a d ay an arak işsizlik ödem elerini ve d iğ er tüm
toplum sal y a ra rla n sistemli olarak kestiler. Birçok ül­
kede devlet işsizlik sigortası sistem i hiç yoktu. Birle­
şik Devletler, A lmanya, İngiltere ve diğer ülkelerde mil­
yonlarca insan iş bulm ak ve yaşam larını k azanm ak
için sokaklara döküldüler.
Bunalım m ilyonlarca çiftçiyi m ahvetti. 1929-1933
dönem inde iflas etm iş olan yaklaşık bir milyon çiftlik
satışa çıkanldı. Çoğu kapitalist ülkede açık artırm a
ile satışa ç ık an lan çiflik sayısı üç k a tta n fazla arttı.
K ural olarak b u n la r küçük çiftliklerdi. K entlerdeki iş­
sizler ordusu yoksullaşan k ır sakinleriyle güç kazandı.

367
B unalım dan etkilenen yüzbinlerce zan aatk ar, k ü ­
çük işletmeci, tü ccar ve kam u hizm etlisi yaşam larını
kazanm a olanağını yitirdi.
H alk arasındaki yoksulluğun en keskin olduğu
yerlere söm ürgeler ve yarı-söm ürgelerdi. Bu ülkele­
rin ham m adde üretim i -tarım sal ham m addeler ve yi­
yecek- dünya p azarın d a Önemli b ir değer kaybına uğ­
radı. Aynı zam anda söm ürgelerin em peryalist talan ı
yoğunlaştırılm ıştı. Söm ürgelerdeki m ilyonlarca köylü­
n ü n toprağına tefeciler ve toprak sahipleri el koym uş
ve on m ilyonlarca insan açlıktan Ölmenin eşiğine gel­
mişti. Tüm b u n la r kitleler arasın d a em peryalist sö­
m ürgecilere duyulan nefreti artırdı.
K apitalist ülkelerde işçilerin ve orta sınıfların m ad-
d i ve vasal konum larında son sınırına v a ra n b ozul-
,/s ma, sınıf m ücadelesini keskin b ir noktaya getirecek
biçimde yoğunlaştırdı. Devrimci güçler etkili olm aya
başladı. G rev hareketi büyüdü. 1929 - 1932’de D ünyanın
en büyük 15 ülkesinde 8.500.000 ücretliyi k ap say an y ak ­
laşık 19.000 grev yapıldı.{4>
îşçi sınıfı ü cret kesintilerine, işten çıkarm alara,
sosyal güvenlik ödentilerindeki kesintilere ve h ü k ü ­
m etlerin emekçi halkın dem okratik kazanım larm ı h e­
d ef alan ivedilik önlem lerine k arşı y ü rü ttü ğ ü m ücade­
leyi hızlandırdı. ABD, Alm anya, Fransa, Polonya, M aca­
ristan, Rom anya ve Çekoslovakya’d a birçok grev, d a ­
h a bunalım ın ilk yıllarında, yetkililer ve polisle sert
çatışm alara yol açtı. Ekim 1930’d a 130.000 B erlin’li me­
ta l işçisi greve gitti. Ruhr, Dombrowa ve K rakow 'daki
Polonya köm ür y atak ların d ak i m adencilerin büyük
grevi 1931 başında yapıldı.
1 Eylül 1930’da M acaristan’da, bilimsel sosyalist­
le r ve sosyal-dem okratlann m ilitan devrim ci b ir ey­
leme dönüştürdükleri yüzbin kişilik b ir işçi gösterisi

368
yapıldı. Polis ateş a ça ra k işçileri vurdu. Bir yıl so n ra
ülke, işçilerin büyük politik gösterileriyle b ir kez d a­
h a sarsıldı. H üküm et işçilere k a rşı polisi olduğu k a ­
d a r askerleri ve toplu silahları d a kullandı.
1931’in o rtalarında ABD’de m adencilerin d ah a iyi
yaşam koşulları için başlattıkları b ir grev patladı. İş­
çiler ateşli silahlar ve gözyaşartıcı gaz ku llan an polis­
le çatışm aya zorlandı. Çoğu kapitalist ülkede grev h a­
reketi yükseliyordu.
İşsizlik oranındaki artışla birlikte, toplum sal gü­
vence, aileleri açlıktan k u rta rm a k için b ir kam u m e­
kanizm ası program ının benim senm esini talep eden
işsizler arasındaki h a re k et hızla önem kazandı. ABD,
Alm anya, Polonya, Çekoslovakya, İngiltere, Fransa,
A vusturya, K anada ve diğer ülkelerde açlık yürüyüş­
leri yapıldı, h er yerde işsiz kom iteleri boy verdi.
O sırada Ü çüncü E nternasyonal işi olanlarla iş­
sizler a rasın d a b ir birleşik cephe y aratm ak ve b u rju ­
vazinin bu iki kesim in a rasın a uyum suzluk to h u m lan
ekm esini önlem ek am acıyla işsizlerin harek etin i ge­
liştirm eye önem verdi. O cak 1930’da, KEYK Politik
S ekretaryası bölüm lerine verdiği em irlerde bu am aç­
la, işi olanlar arasın d a seçilecek tem silcilerin işsizler
konseyleri içinde yer alm asının gerekli olduğuna işa­
re t etti. «İşsizlerin talepleri için verdikleri m ücadele­
yi, işçi sınıfının ekonomik ve politik mücadelesiyle
bağlam ak gereklidir. Burjuvaziye karşı m ücadelenin
genel sloganlarına ek olarak h alk a m al edilebilir, ken­
d i ülkenizdeki koşullara uygulanabilir som ut slogan­
la r öne sürm ek gereklidir.»(6)
Bilimsel sosyalist partiler ve K om intern’in destek­
lediği ve işsizlerin kitle gösterileri, h alk toplantılarıyla
gerçekleşen işsizliğe K arşı U luslararası M ücadele G ü­
n ü 6 M art 1930 ve 25 Şubat 1931 ’de yapıldı. İşçi sınıfı-

F. 24: Enternasyonal 369


nin eylem leri m ilyonlarca emekçiyi yoksulluk ve çile
çekm eye m ahkûm eden burjuva k u ru m u n a yönelik
nefretin giderek arttığ ın ı ortay a koydu.
Sınıf m ücadelesi k ırd a d a soluk kazandı. Çiftçiler,
çiftliklerinin zorunlu olarak satışa çıkarılm asına b ir
son verilm esini, vergilerin azaltılm asını ve borçların
iptalini talep ediyorlardı. Birkaç ülkede kitlesel köylü
ayak lan m aları güç kazanıyordu.
Bunalım derinleştikçe huzursuzluk ve hoşnutsuz-
luk kentli o rta sınıflara d a sıçradı. Bu tab ak alard an
b ir çokları işçilerle yan y an a m ücadeleye katıldı. Ama
o rta tab ak a la rın um utsuzluk ve kötüm serlikle dolu
olan önemli bir bölüm ü h âlâ gerici p artilerin dem ago­
jisine hay ran lık duyuyor ya d a kararsızlık gösteriyor­
du. Burjuvazi bu k alabalık «rahatsız edici unsurdun
işçi sınıfının yanında yer alm asından korkuyordu.
K apitalist d ü nya keskin b ir sınıf m ücadelesi dö-
nem inden geçiyordu. Devrimci güçlerin faaliyetleri
1931’de Ispanya’da m onarşinin yıkılm ası ve burjuva-
dem okratik bir devrim in gelişmesi, A lmanya, Polonya, ■
Çekoslovakya ve diğer birkaç ülkedeki işçi h arek eti­
nin yükselm esi gibi önemli olaylarla o rtay a kondu.
Söm ürge ve bağımlı ülkelerdeki ekonomik buna­
lım ın derinleşm esi, em peryalistlerin b u n la r üzerindeki
baskılarının yoğunlaşm ası, işçiler üzerindeki söm ürü­
n ü n artm ası ve çiftçilerle zan a a tk arların kitle halin­
de yıkım a uğram asıyla birlikte tüm ezilen h alk lar a ra ­
sında giderek a rta n b ir hoşnutsuzluk, anti-em perya-
ü st m ücadelenin boyutlarında bir gelişme o rtay a çık- ..
ti. Söm ürge"ülkelerde b ir işçi grevleri, kitle gösterileri,
"kentli isyanları ve köylü ayaklanm aları rü zg ârı esti.
Ulusal burjuvaziyle b u n la rı ulusal k u rtu lu ş h arek eti
içinde d a h a etkin b ir yer alm aya zorlayan em perya­
lizm arasın d ak i çelişkiler keskinleşti. Bir çok ülkede:

370
türdeş olm ayan sınıfsal güçleri em peryalizm e k a rşı b ir­
leşik b ir ulusal cephede toparlam ak için gerçek b ir
olanak sağlanm ıştı.
Hind istan , söm ürge yetkililerine yönelik b ir sivil
itaatsizlik kam panyası başlatm ıştı. İşçiler, köylüler ve
kentli yoksulların kitlesel katılım ı bu kam panyaya m i­
litan b ir nitelik kazandırdı. 1930’d a C hittagong ve Pes-
h aw ar’d a anti-em peryalist b ir ihtilal başgösterdi; b ü ­
yük sanayi m erkezi Sholapur işçileri m ücadeleye gi­
riştiler: îngiliz yetkililerin tem silcilerini ve yerel polisi
k en t dışına sürdüler, devrim ci öz-hüküm et o rg an ları
olu ştu rd u lar ve askerlerle birkaç gün süren kanlı sa­
v aşlard a dövüştüler; söm ürgecilere k a rşı h alk ay ak ­
lanm ası Kuzey-Batı Sınır Bölgesi'ne sıçradı. H int h al­
kının k urtuluş m ücadelesi söm ürgecilerin giriştiği k it­
lesel tu tu k lam alarla karşılandı. 1930’d a içlerinde
G andhi başkanlığındaki ulusal-reform ist p artin in
-H in t U lusal Kongresi - önderleri de olan altm ış bin ­
den fazla yurtsever tutuklandı. UK önderliğinin kitle
h areketinin boyutları ve niteliğinden ürk en ve İngiliz
yetkililerinden bazı ödünler sağlam aya çalışan çoğun­
luğu söm ürgecilerle b ir anlaşm a yaptı. H indistan’ın
bağım sızlığının d a h a tu tarlı savaşçıları -bilim sel sos­
y alistler - reform istlerin söm ürge yetkilileriyle yaptık­
ları anlaşm aya şiddetle karşı çıktılar.
Bu dönemde Çin’de köylülerin birkaç bölgedeki nn-
ti-feodal mücadelesi yayılıyor ve büyük bölgelerde
devrim ci üsler oluşturuluyordu. B urada bilimsel sos­
yalistlerin önderliğinde, işçi ve köylü egem enliğinin
o rg anları olarak çalışan Sovyetler kurulm uştu. Bu ü s­
lerin bulunduğu a lan lard a gerilla m üfrezelerinden
devrim in silahlı gücü - Çin Kızıl O rdusu - oluşturulu­
yordu. Bu ordu 1931’de yüzbın kişilik b ir güce sahipti

371
ve K uom intang askerlerinin Çin S o v y e t' bölgelerine
karşı ilan ettiği seferberliği başarıy la p ü sk ü rttü .
A nti-em peryalist h a re k et Endonezya’d a d a etk in ­
leşti. 1930’d a Fort Ienbai (Kuzey V ietnam ) V ietnam
garnizonu ve bazı başka yerel askeri birim ler Fransız
söm ürgecilerine k arşı ayaklandı. A m a Fransız söm ür­
gecileri bu dağınık p arlam aları yatıştırm ayı b aşard ı­
lar. İçinde bulunulan dönemde O rta V ietnam ’daki b ir­
kaç bölgede köylüler bilimsel sosyalistlerin önderliğin­
de iktidarı ellerine geçirdiler, Sovyetler k u rd u la r ve
taşınm az m allara el koydular. B uradaki halk egem en­
liği üç ay sürdü. Söm ürgeciler ay ak lan an köylülere
karşı, isyancı köyleri bom balam ayı d a içeren en acı­
masız baskı yöntem lerini kullandılar. Y etkililer Çin
Hindi Komünist Partisi önderliğini tutuklam ayı b a şa r­
dılar.
1930-1931 donemi de Burma, anti-feodal, anti-em ­
peryalist köylü savaşıyla sarsıldı. Bu dönem de Mısır
em ekçi halkının İngiliz söm ürgecilerine k arşı giriştik­
leri gösteriler iki kez silahlı ayaklanm aya dönüştü Fi-
lipinler köylüsü ülkelerini A m erikan em peryalizm in­
den k u rta rm a k için silahlı ayaklanm aya başvurdu.
1933’te H ollanda D onanm asındaki EndonezyalI b ah ri­
yeliler arasın d a huzursuzluk başgösterdi.
A nti-em peryalist m ücadele Latin A m erika’daki
birkaç ülkede alevlendi. 1931’de Şili’de bahriyeliler
ayaklandı, kızıl b ay rak çekip devrim ci kom iteler k u r­
dular. H üküm et, gem ileri bombaladı. Ertesi yıl ay ak ­
la n an işçiler Şili’de Sovyet ik tid a n n ı ilan etm e girişi­
m inde bulundu. Sömürge ve bağım lı ülkelerde d u rm a­
d a n yeni m ücadele m erkezleri boy veriyor ve ezilen
kitlelerin m ilyonlarcası d ah a em peryalizm e k arşı ay ak ­
lanıyordu.

372
Böylece dünya, kapitalizm in görece sağlam laşm a
dönem inden sonra, yükselen b ir devrim ci işçi ve ulu ­
sal k u rtu lu ş hareketine sahne oldu. Ekonom ik b u n a­
lım ın derinleşm esi ve sınıf m ücadelesinin yoğunlaş­
ması kapitalist rejim lerin sağlam lığını tü k etti ve b u r­
juvazide bu rejim lerin kaderine ilişkin bir kuşk u uyan­
dırdı. B urjuva ekonom istleri ve politikacıları bunalı­
m ın ilk yılında ekonom ik gönence hızla dönülebilece­
ği konusunda u m u tla r taşırken, derinleşen bunalım
varolan düzene yönelik tehlikelerden söz etm e ve bu­
nalım la m ücadele için türlü türlü p ro g ram lar Öner­
m elerini zorunlu kıldı. Aslında hepsi de kapitalist sö­
m ü rü ^sistemini korum ak ve desteklem enin yollarını
arıyordu. Ö nde gelen burjuva ekonomistleri, İngiliz
ekonom isti J.M. Keynes de dahil, kapitalist p a z a r m e­
kanizm ası ve serbest rekabetin a rtık kapitalist ekono­
m inin tek düzenleyicisi olarak kalam ayacağı ve onu
bunalım ın korkunç darbelerinden koruyam ayacağı so­
nu cu n a vardılar. Keynes serbest piyasa yasaları ve dev­
letin ekonomiye m üdahalesini temel alan, yani tekelci-
devlet düzenlem esine day an an kapitalist yeniden üre^
tim m ekanizm asını geliştirecek bir ekonpmik politika
önerdi.
B ir çok kapitalist ülkedeki egem en çevrelerin d a­
h a sık başvurm aya başladıkları tekelci-devlet düzen­
lemesi önlem leri salt ekonomik nedenlerle değil, sos­
yalist ve kapitalist ekonom iler arasında başlam ış olan
yarışm a, kapitalist ülkeler içindeki sosyo-politik çeliş­
kilerin ve em peryalistlerarası antagonizm aların kes­
kinleşm esi nedeniyle oluşturulm uştu. Kapitalizm tekel­
ci-devlet biçiminde yeniden örgütlenm enin yardım ıyla,
zayıflam akta olan tem ellerini desteklem eye çabalıyor­
du. Bu yeniden örgütlenm e çoğu ülkede emekçi halkın
ekonom ik ve politik anlam da d a h a yoğun o larak köle-

373
leştirilm esi ve d a h a da gerici yapıların oluşm ası gibi
b ir çizgi izledi.
B urjuva gericiliği ve toprak sahibi kesim lerin ön­
derleri ve askeri klikler, m anevra yöntem leri ve b u r­
juva dem okrasisi sınıf m ücadelesi dalgasını a rtık Ön-
ri e ye mez "olunca, İta b a kuvvet kunallanım ı ve politik
m aceracılığa doğru giderek a rta n b ir eğilim ortaya
koydular. Açık terörist bir diktatö rlü k k u rm a k ve işçi­
lerin, köylülerin devrimci harek etin i ezmek için h e r
tü rlü canavarlığı ve suçu işlemeye hazırlıkhydılar. Em-
peryalist gericilik b ir çok ülkede faşizmi, devrim g ü ç-
lerinin oluşmasını, h e r biçimdeki işçi protestosuriu~âc i~
m asızca ezerek önlem enin tek a ra cı olarak değerlendi-
riyordu. Tekeller faşizm de işçi sınıfını bunalım ın yü­
küne k atlan m ak zorunda bırakacak ve serm ayeye yük­
sek k â rla r sağlayacak bir zor kullanm a yeteneği görü­
yordu. Tekelci-devlet kapitalizm inin faşist tü rleri ve
bu n ların totaliter rejim leri em peryalist burjuvazinin
gerici çevrelerine çok çekici geliyordu. Em peryalist
çevreler, başarılarıyla sosyalizmi tüm d ü n y a işçileri
açısından özellikle çekici kılan Sovyetler Birliği’ne k a r­
şı yıkıcı bir güç olarak d a faşizm e u m u t bağlam ışlar­
dı. Faşizm i b ir em niyet supabı gibi görm e eğilimi, b ir
çok ülkedeki burjuva rejim lerinin giderek faşistleşti­
rilm esi ve faşist p artilerin hızla büyüm esiyle anlatım
buldu.
Lenin, em peryalizm in hem dış hem de iç politika­
d a dem okrasiden politik gericiliğe doğru b ir değişik­
likle nitelendirildiğine işaret etti. Em peryalizm dem ok­
rasinin çiğnenm esine, gericiliğe yöneliyordu.<0) D ü n y a/
ekonom ik bunalım ı ve sınıf m ücadelesinin keskinleşm e/
yıllarında faşist eğilim lerin artışı, kendini giderek da-i,
h a halk düşm anı, insanlık düşm anı b ir güç olarak o r - \

374
ta y a koyan em peryalist burjuvazinin a rta n gerici do­
ğasım açıkça o rtay a koydu.
Burjuvaziyle sınıfsal b ir uzlaşm a politikasına tes­
lim olan sağ-kanat sosyal-demokrasi kitlelere bunalı­
m ın neden olduğu felaketlerden k urtulm a yoluna işa­
re t etm ede tüm üyle başarısız kaldı. Bunalım yılların­
d a yoldan çıkıp kapitalizm i çökmekten, devrim den k u r­
tarm ay a çalıştı; devrim ci harekete etkin b ir biçimde
k arşı çıktı. Sosyal-dem okrasinin önderleri işçileri b u n a ­
lım atlatılıncaya k a d a r yardım cı olm aya ve iç savaşı
önlem ek için özveride bulunm aya ve bazı kazanm ala­
rın yitirilm esine boyun eğmeye zorladı. A lm an sosyal-
dem okrasisinin 1931’deki Leipzig K ongresinde, önder­
lerinden biri olan Fritz Tornew açık açık ilan etti: «Biz
kapitalizm in h a sta yatağının başında sadece teşhis ko­
yucu olarak durm uyoruz... Biz vasiyet edilenler oldu­
ğum uz duygusunu k orurken ciddi olarak iyileştirmeyi
dileyen hekim ler gibi davranm aya kararlıyız.» (7> Sos­
yal-dem okrat parlam ento gru b u n u n başkanı E rnst
T hâlm ann «Sosyal-demokrasinin tümüyle, kapitalizm in
çöküşünü önlem ek için çalışm akta olduğunu söyleme­
ye gerek yoktur.»<8) diye yazdı.
Sosyal-dem okrat önderler^ en büyük saldırılarını
devrim ci işçilere, k a rg a şa y a ra tm ak la sucla d ık lan . bi=.
lim sel sosyalistlere yönelttiler, oysa ekonomik k argaşa,
yoksulluk ve kıtlık y a ra ta n sosyal-dem okratların sa­
vunduğu kapitalizm di. Sağ sosyai-dem okratlar b ir dev­
rim in, bunalım ların en derininden çok d a h a büyük sa­
yısız güçlüklere neden olacağını iddia ederek kitleleri
ürkütm eye çalıştılar. Devrim in iç savaşa, kitleler için
a cılara ve üretken güçlerin yıkım ına yol açacağını
söylüyorlardı. Sağ sosyai-dem okratlar bu ve b u n a ben­
z e r savlarla, reform ist işçileri etkin gösterilerden u zak
tu tm ay a çalışıyorlardı. Sosyal-demokrasi, p ro leter ik-

37î>
_____
tid a n için mücadele, devrim ve iç savaş düşüncesin­
den bile ürküyorlardı.<s>
S ağ-kanat sosyal-demokrasi kendisini işçilerin ya­
ra rın a bazı önemsiz sınırlı taleplerle kısıtladı. Sosya­
list İşçi E nternasyonali ve İşçi Sendikaları A m sterdam
E nternasyonali O rtak Komisyonu’n u n Ocak 1931'de
Z ürih’teki toplantısında kabul ettiği özel b ir açıklam a
sosyal-dem okrasinin «ekonomik bunalım dönem inde
devlet önlemleriyle çelişmeyi değil, üretk en kam u hiz­
m etleri için olası en büyük uyarlam aları» destekledi­
ğini belirtiyordu... Böylece sosyal-demokrasi, bunalım ı
hafifletm ek am acıyla tekelcı-devlet düzenlem eleri­
nin peşine takıldı. Ü cret kesintilerine k arşı m ü­
cadele etm e sloganını öne sü rd ü ve «bu yolla işsizlere
iş olanağı sağlam ak üzere» beş günlük b ir iş haftası
için kam panya başlatm ayı d a Önerdi.(,tl) Sağ sosyalist
önderler ücretlerin d a h a da kesilm esinin ve işsizliğin
a rtm asının sadece bunalım ı kızıştıracağı ve varolan d ü ­
zene d a h a büyük bir tehlike oluşturacağı endişesini
açıkladılar.
Sosyalist İşçi E nternasyonali D ördüncü K ongresi’
nin (Temmuz-Ağustos 1931) en coşkulu tartışm aları
serm ayenin saldırılarıyla m ücadele etm e ve A lm an­
y a ’yı ekonomik çöküşten k u rta rm a so ru n u n a ilişkin
olanlardı. Reform ist önderlerin görüşüne göre bu, ül­
keyi faşizm den k u rtaracaktı.
Sosyal-dem okrasinin önderleri işçileri greve g it­
m ekten alıkoydu ve h a tta bunalım sırasında b ir grev
m ücadelesinin, üretim i daha da kısm a eğilim inden ötü ­
rü, suç olduğu anlam ında bir sloganı bile öne sürdü.
«Kötünün iyisi», başka bir deyişle faşizm i y a d a «Sol­
dan gelecek b ir radikalizmi» önlem enin b ir aracı ola­
rak, zorunlu buldukları burjuva hüküm etlerinin g eri­
ci, em ek düşm anı önlem lerini desteklediler. A slında b ü ­

376
yük burjuvazinin ılımlı çevreleriyle uzlaşm a politikası,
gericiliğe verilen bir ödünden b ir başkasına, faşizm in
saldırısına k a rşı k a ra rlı bir m ücadelenin reddedilm e­
sine yol açtı. Sağ sosyal-demokrasi, bunalım yıllarında
giderek d ah a gerici bir hale gelm elerine ve birkaç ü l­
kede faşistleşm eye katkıda bulunm aların a rağm en,
p arlam enter-burjuva rejim lerini reform ist b ir politika
işlem enin olanaklı olduğu tek tem el olarak değerlendi­
riyordu.
Sağ sosyal-dem okratlar faşizm in saldırısını k a rşı­
lıksız bırakırken, etkin b ir anti-sovyet, anti-kom ünist
kam panyaya giriştiler. Sosyal-dem okrasinin önderleri
sosyalizmin k u ru lm ak ta olduğu SSCB’nin canlı örne­
ğine ilişkin gerçeği b ir y alan lar ve k a ra lam a la r deni­
zinde boğm aya çalıştılar. Sovyetler Birliği’nin «sosya­
lizm değil, devlet kapitalizm i- k u rm ak ta olduğu ve Beş
Yıllık P lan’ın diğer kapitalist ülkelerde çoktan yapıl­
m ış olanı güç kullanarak yapm a çabasından başka b ir
şey olm adığı tezini satm aya kalktılar.
SSCB ve bilimsel sosyalist harekete yönelik en ta ­
lihsiz saldırıları K. K autsky yaptı. Bolşevizm Çıkmaz
S okakta kitabında, tüm dünyadaki sınıf m ücadelesi ge­
reklerine m eydan okuyarak b ir beyaz m uhafız k arşı­
devrim inin Bolşevizmden d ah a az tehlikeli olduğunu
iddia etti: Kautsky; dünyadaki bunalım ın en önde ge­
len nedenlerinden birini Rusya’d a Bolşevizmin egem en
olması ve pazarının sanayileşm iş A vrupa’d an ay rılm a­
sı o larak belirten sözleriyle ne olduğunu gösterdi.
Açıkça «Bolşevizmin ayak altından tem izlenm esi ge­
rektiği... bunun sadece Rusya için değil, A v n ıp a’nm
tü m ü için re fa h a giden yolun açılm ası anlam ına gele-
ceği»(ll) ni söyledi. Dönek K autsky anti-kom ünizm e d a ­
y a n arak kendisini anti-sovyet b ir em peryalist savaşın
açık sözlü savunucularıyla özdeşleştirdi.

377
Sosyal-dem okrasinin sağ önderlerinin izlediği ge­
riciliğe göz yum m a politikası ve anti-kom ünist k a ra la ­
m a k am panyaları işçi smıfı içindeki ayrılığı derinleş­
tirdi ve onu saldırgan gericilik karşısında güçsüzleş-
tirdi.
Dünya Ekonom ik Bunaltım
Sırasında Komintern
Strateji ve Taktiklerinin
Sorunları
K E YK ’in Onbirinci
Birleşik Oturumu
Bunalım sırasında em peryalist gericiliğe k a ra rlı ve
u zlaşm az b ir biçimde karşı çıkan tek örgütlü politik
güç bilim sel sosyalist h a re k etti. D ünya ekonom ik b u n a­
lımını önceden h a b er veren Üçüncü E nternasyonal
ekonomik bunalım ın gelişmesiyle em peryalizm in temel
iç ve dış çelişkilerinde, hem kapitalist ülkeler hem de
söm ürgelerdeki devrimci h arek ette yeni b ir atılım a hız
k azandıracak keskin bir artış olacağı konusunda bi­
lim sel sosyalist partileri yönlendirdi. D aha Ş ubat 1930’
d a KEYK Presidium u genişletilm iş toplantısı d ü nya
ekonom ik bunalım ının daha da yıkıcı b ir hale gelm ek­
te ve toplum sal çelişkileri derinleştirm ekte olduğuna
işaret etti. Bu, giderek b ir yand a sınıf m ücadelesinin
yoğunlaşm asına, kitleleri bastırm ak için kullanılan
şiddete dayalı yöntem lerin artırılm asın a ve faşizme, öte
y an d a «yükselen b ir devrimci dalgaya, devrim ci m ü­
cadele cephesinin genişlemesine, söm ürgeler ve birkaç
kapitalist ülkenin köylü kaynaklarının da genel dev­
rim ci cepheye katılm asına»<w> yol açlı.
M art-N isan 1931’de yapılan KEYK O nbirinci Birle­
şik O turum u dünyadaki durum u çözüm lerken, iki sis­
tem arasın d a giderek a rtm a k ta olan karşıtlığı - ileriye
yönelen sosyalizm ve yıkıcı b ir bunalım ın pençesinde­

378
k i kapitalizm - vurguladı. Birleşik O turum bunalım n e­
deniyle toplum sal çelişkilerin d a h a d a şiddetlendiğine,
burjuvazinin bunalım ın tüm etkilerini emekçi halkın
om uzlarına yıkm aya çalıştığına ve «sadece... işçi sını­
fın a k arşı değil, k ent ve kırdaki diğer geniş çalışan ke­
sim lere karşı» bir sald ın d a örgütlem ekte olduğuna işa­
re t etti.(1S) Burjuvazi kendisini bunalım dan k u rta rm a k
ve iktidarını sağlam laştırm ak için politik gericiliğini
yoğunlaştırdı ve faşizm e giden yolu izledi. «Burjuvazi
terö rist faşist g ru p la r Örgütlemekte, işçi ve diğer tüm
devrim ci örgütleri parçalam akta, işçileri ve emekçi
köylüleri toplantı yapm a hakkından ve özgür basın­
d a n yoksun bırakm akta, zorunlu hakem lik ve şiddet
yöntem leriyle grevleri bastırm akta, işsizlerin gösteri­
lerine ve grevci işçilere ateş açm ak ta ve devrim ci köy­
lü h areketlerini acım asızca bastırm aktadır.»(I4)
Birleşik O turum bunalım ın derinleşm esi ve em per­
yalistler arası çelişkilerin keskinleşm esi nedeniyle k a ­
pitalist ik tid a rla r açısından savaşa doğru giderek a r­
ta n b ir isteğin, bu çelişkileri Sovyetler Birliği’ne karşı
b ir savaşta çözümleme çabasının varlığına işaret etti.
Yöneticileri dünya aren asın d a anti-sovyet em peryalist
dolapların h er türlüsünde etkin rol a lan b ir ülkenin,
F ran sa’nın, Kom ünist P a rti temsilcisi M arcel C achin’in
su n d uğu SSCB’ye k arşı askeri m üdahale tehlikesine
ilişkin rap o ru n ard ın d an Birleşik O turum , bilimsel sos­
yalist p artilerin SSCB ve Çin devrim ine k arşı geliştiri­
len em peryalist p la n la n ve entrik aları olduğu gibi o r­
ta y a koyan ve halk kitlelerine ordularda, savaş san a ­
yiinde, parlam ento kom iteleri vb.nde bir savaş düzeni
olu ştu rm ay a yönelik som ut adım ları a n latan anti-m i-
litarist çalışm alan hızlandırm anın büyük önem ini v u r­
guladı.
KEYK O nbirinci Birleşik O turum ü bilimsel sosya-

379
ü st partilerin başlıca görevinin «burjuvaziye k arşı za­
fe r kazanm anın ye işçi sınıfını pro letary a diktatörlüğü
için verilecek belirleyici savaşlara h azırlam anın temel
b ir koşulu olarak işçi sınıfının çoğunlu ğ u n u k azan ­
mak» olduğunu belirtti.05' SBKP temsilcisi M anuiİski’-
nin ra p o ru n d a belirttiği gibi bilimsel sosyalist p a rtile r
kitleleri kazanm ak için, emekçi halkın günlük talepleri
u ğ ru n a verilen m ücadelenin önem ini küçüm sem em eli
ve «günlük gereksinm elerini temel alarak kitleleri h a ­
rekete geçirme» konusundaki yeteneksizliklerinin üste­
sinden gelm elidir.05' Polonya Komünist P artisi tem sil­
cisi Ju lian Lenski, o rta k rap o ru n d a «Açlık, yoksulluk
ve işsizliğin y arattığ ı acil talepler için verilen m üca­
delenin sistem li bir biçimde Örgütlenmesi p roletarya­
n ın kesin çoğunluğunu kazanm anın başlıca aracı h a ­
line gelmelidir.» ° 7) A lm an Kom ünist P a rtisin i
tem sil eden E. T hâlm ann ve Çekoslovakya Kom ünist
P artisi’ni temsil eden K lem ent G uttw aldin ortak ra p o r­
larının olduğu k a d a r SBKP(B) ’ni tem sil eden I. Pyat-
nitski’nin konuşm asının da kilit noktası bilimsel sos­
yalist partilerin işçi sınıfı ve proleter olm ayan geniş
kentsel ve kırsal kitlelerin günlük çıkarlarını, kendile­
rin i ilgilendiren bir tek sorunu dahi atlam ad an sav u n ­
m ak üzere gerçek bir kavgaya girişmeliydi. K onuşm a­
cılar grev m ücadelesinde ekonomik b aşarılard an d u ­
yulan sekter korkuya k arşı çıktılar ve kavgayı d ah a
geniş bir tem elde geliştirm eyi olanaklı kılan şeyin grev­
le r sırasında bazı m addi kazam m larm elde edilmesi ol­
duğunu gösterdiler.05>
Birleşik O turum , k a ra rla rın d a bilimsel sosyalist
partilerin kitleleri aşağıdaki a n a h a tla rı İzleyerek y ü ­
rütecekleri mücadele yoluyla kazanm aları gerektiğini
belirtti.
(1) K apitalist saldırıya karşı, ücret kesintilerine.

380
toplu işten çıkarılm alara karşı, d ah a yüksek ü cretler
için, işverenlerin ödeyeceği sosyal güvence için ve iş­
sizlere acil yardım için;
(2) B urjuva diktatörlüğünün bütün biçim lerine
karşı, işverenler ve polisin terö rü n e karşı, devrim ci iş­
çi örgütlerinin özgürlüğü için, faşist örgütlerin dağı­
tılm ası ve silahsızlandırılm ası için, faşistlere karşı k it­
lesel özsavunm asının yaratılm ası için, burjuva d ik ta­
tö rlü ğünün politik gericiliğine karşı kitlesel politik
grevlerin örgütlenm esi için;
(3) Em peryalist savaş ve anti-sovyet askeri m ü d a­
hale hazırlıklarına karşı, Ç in’deki Sovyet a lan ların a
m üdahaleye k arşı.(Ifl)
Birleşik O turum konularm ın_önem li bir özelliği fa-
şizm üzerine, b a şta faşizmin, kapitalizm in çözülmesi
ve güçsüzleşm esinin bir belirtisinden başka b ir şey ol­
m adığı tezi olm ak üzere, bazı h atalı görü şlerin eleşti-
risiydi. M ânuiİski tartışm ayı to p arlark en, faşizmin, ka-
pitalizm in çözülmesi içinde kaçınılm az bir tarih sel ev-
re olduğu ve hızla kapitalizm in çöküşüne yol açtığı bi­
çimindeki. görüşü eleştirdi. M anuilski «Böylece, bunu~~
faşizm in gelişinin neredeyse istenen b ir şey olduğu so­
nucu izleyecektir: ne k ad ar kötü olursa o k a d a r iyi.
Faşizm in gelişm esinin kom ünizm in zaferini hazırladı­
ğını s öyle çekler.» dedi.'20'
K om intern bu tü r görüşleri reddetti. İtalyan Ko­
m ünist P artisi’ni tem sil eden R. G reika (G arlandi) ko­
nuşm asında faşizm in kaçınılm az b ir tarihsel evre ola­
ra k değerlendirilem eyeceğini ve faşizm in işçi sınıfının
m ücadelesini güçleştirdiğini ortaya k o y d u /21’ M anuils­
ki faşizm in sadece kapitalizm in çözülmesi ve bunalı­
m ının b ir belirtisi olmayıp, «kapitalizmin bunalım ın a t­
latılm asına y aray an öğeler taşıyan saldırı biçim lerin­
d en biri... kapitalizm açısından faşizm in hem saldırı

381
hem de bir savunm a» olduğunu söyledi.(22) Bir faşist
diktatörlüğün kurulm ası proletaryanın geçici olarak
yenilm esi dem ek olacaktı. Bu nedenle bilimsel sosya­
list p a rtile r sadece varolan faşist diktatörlüğe k arşı de­
ğil, faşizm in girişeceği tüm saldırgan eylem lere karşı,
faşistleşm eye karşı, gerici hüküm etlerin faşizm in yolu­
n u açan tü m önlem lerine karşı, bütün güçleriyle m ü­
cadele etm ek göreviyle k a rşı karşıyadır.
Birleşik O turum bilimsel sosyalistlerin dikkatini
A lm anya’daki H itler hareketinin özel tehlikesine çekti.
KEYK O nbirinci Birleşik O tu ru m u ’n u n k a ra rla n
bilimsel sosyalist p artilerin m ilitan, devrim ci ruhunu,
kitleleri cesaretle kapitalizm e karşı savaşa yöneltme
çabalarını ortaya koydu. A ncak bu k a ra rla r devrimci
bunalım ın do ru ğ u n a yükselm ekte olduğu hızı kesin­
likle abartıyor ve sınıf düşm anının g ücünü küçüm sü-
yordu.
Çoğu bilimsel sosyalist uzun süreden beri «burju­
vazinin atlatam ayacağı ve proleter devrim in zafe­
riyle sonuçlanm ak zorunda olan son bunalım »<23) ola­
ra k değerlendirdikleri ekonomik bunalım ın yıkıcı do­
ğasını abarttılar. Bu tavır sık sık belli b ir ülkedeki sı­
nıf çelişkilerinin gelişmesine d ay an arak devrim ci du­
ru m u n ne denli olgunlaştığını belirleyen ciddi b ir çö­
züm lem enin yerini aldı. Sosyalist bir devrim in nesnel
ve öznel önkoşulları bilimsel sosyalist basında sık sık
abartılıyordu.
A ncak bunalım yıllarında sosyo-ekonomik koşul­
la r ve tüm üyle sınıf m ücadelesi karm aşık ve çelişen
biçimlerde gelişti.
Bilimsel sosyalistler sınıf güçlerinin hızlı b ir biçim­
de kutuplaşm akta olduğunu, burjuvazinin faşistleşm e
yolunda daha büyük ad ım lar atm ak ta olduğunu, bu
a ra d a burjuva-dem okratik özgürlüklerin savunucusu^

382
olma konusunda İddialı olan p artilerin gericilik ve fa ­
şizm in saldırılarına karşı koyam adıklarını gördüler.
Bilimsel sosyalistler geniş işçi kesim leri arasın d a em ek­
çi halkı yoksulluğa, m ahrum iyete ve haksızlığa m ah­
kûm eden gerici burjuva yapısına duyulan hoşnutsuz­
luğun giderek a rtm a k ta olduğunu; işçi sınıfının ileri
kesim leri a rasın d a kapitalizm i ortadan kald ırm a ve b ir
p ro letary a diktatörlüğü ku rm a sloganının giderek d a­
h a yaygınlaştığını d a gördüler. O dönemde bazı b u r­
juva ideologları bile kapitalist sistem in kaderinin be­
lirlendiğini düşünüyordu.
K om intern ve bilim sel sosyalist p a rtile r geniş a n ­
lam da kitlelerin değil de sadece ileri işçiler a r asın d aki
"duygula n hesaba k atarak , bu nedenle de yeterli ne-
denlere dayandırm anın, emekçi halkın burjuva-dem ok-
ra tik özgürlükleri savunm a konusundaki isteklerini yi-
tirm ekte olduğuna ve kısa sürede proletary a d ik ta tö r­
lü ğünden y an a b ir tav ır alacaklarına inanıyorlardı. Bi­
limsel sosyalistlerin burjuvaziye karşı çıkm ak üzere
yaptığı yiğit dürtülerle binlerce işçinin h arek ete geçi­
rildiği d u ru m lar sosyalist devrim yandaşlarının safla­
rın ın hızla güçlendiği biçiminde yorum lanıyordu. Bu
abartılm ış değerlendirm eler bilimsel sosyalistlerin, b ir
yandan kapitalist ülkelerdeki bunalım ve faşistleşm e-
nin, öte yandan sosyalizmin Sovyetler Birliği ve diğer
ülkelerdeki başarılarının işçi sınıfını, burjuva dem ok­
rasisi de dahil, h er tü rlü kapitalist diktatörlüğe karşı
k a ra rlı b ir m ücadeleye yönelttiğine inanm aların a yol
açtı. O nbirinci Birleşik O turum devrimci işçilerin eko­
nom ik talepleri ve haklarının gericilik ve faşizme k a r­
şı savunulm ası m ücadelesini, sosyalist devrim i doğru-
d an h azırlam a^örevlerivl&- ba_g]a7Tı
Sosyalist b ir devrim ve proletarya diktatörlüğüne
ilişkin zorunluluğun kavranm ası b ir bilimsel sosyalis-

383
ti ve gerçek devrim ciyi reform istlerden ve uzlaşm acı­
lard an ayırıyordu. A ncak işçi sınıfının n ih ai hedefi ola­
ra k doğruluğunu"koruyan^iroİetaryia. d ik tatö rlü ğ ü slo-
ganı, o yıllarca kapitalist d ü nyad a o rtay a çıkan k ar ­
m aşık ve çelişkili d u ru m a tam b ir y an ıt değildi. H er
şeyden önce bu slogan henüz hiç b ir biçim de işçi smıfı
ve diğer em ekçilerin çoğunluğunun desteğini k azan ­
mamıştı.
Bildiğimiz gibi Lenin h erhang i bir devrim ci eylem
açısından işçi sınıfının örgütlülüğü ve zihinsel olarak
; hazırlıklı oluşunun taşıdığı rolün ne denli önemli ol-
i duğunu te k ra r te k ra r vurgulam ıştı. Böyle bir devrim in
; sadece nesnel önkoşullarının olgunlaştığı b ir zam anda
devrim ci sınıfların b ir devrim i b aşarm ay a yetecek gü­
ce sahip olduğuna ilişkin ve tüm üyle saçm a bulduğu
görüşü reddetm işti. «Hayır, insan toplum u ilerici öğe­
ler açısından bu denli akılcı ve bu denli ‘elverişli’ b ir
yapıda değildir. Bir devrim olgunlaşm ış olabilir, am a
; devrim ci yaratıcılarının onu yürütm ek için yetersiz ol­
dukları ortaya çıkabilir..,»(24) D ünya ekonom ik bunalı­
mı sırasında bilimsel sosyalist partiler, kitleler arasm -
■ daki devrim ci coşkunun derinliği ve emekçi halkın ço-
| ğunluğu arasın d a sosyalist bir devrim için mücadeleye
| devrim ci anlam da hazırlıklı olma halinin olgunlaşm a
hızı konusunda abartılm ış düşünceler taşıyordu.
Bunalım yıllarında nesnel du ru m d a araştırıcı bir
■çözümlemeyi gerektiren önemli değişiklikler yer alı­
yordu. Bunalım m , bırakın işçi sınıfını, nü fu sun b ü tü n
dem okratik kesimleriyle em peryalizm in (ve onun ön­
c ü s ü - faşizm) arasındaki çelişkileri k a m ç ıİa ^ n T d e -
rinleştiren bir etkisi vardı. Gericilik ve faşizm kitlele­
rin dem okratik h a k ve özgürlüklerine sald ırarak bu
kitlelerde, hak ve özgürlükleri u ğ ru n a savaşm ak için
giderek a rta n bir istek doğurdu. Tekelci serm ayenin

384
başlıca politik vurucu gücü olm aya başlayan faşizm in
saldırısı sonuç olarak bü tü n durum u değiştirdi ve bir
çok yönden 1918-1923 dönem inden farklılaştırdı.
Em peryalizm in derinleşen çelişkileri em ekçi h al­
kın önüne yeniden açıkça anti-faşist, anti-tekelci içe-
rlkii genel dem okratik hedefler k o v d u .^ m c^rviTizm
d a h a gerici nitelikler kazandıkça emekçi h alk için de­
m okratik talepler d a h a büyük bir önem taşım aya baş-
ladı. Sınıf m ücadelesi koşullarındaki nesnel değişiklik­
lerin altında y a ta n tem el eğilim buydu. Bu eğilirrT"fa-
şizm in ilerlem ekte olduğu ülkelerde belirgin b ir hale
geldi: diğer em peryalist ülkelerin tüm ünde yavaş y a­
vaş ve d a h a az belirgin olarak olgunlaştı. Böylece olay­
la r bilimsel sosyalistlerin işçi sınıfı ve onun m üttefik­
lerini mücadeleye, h e r şeyden Önce anti-faşist, genel
dem okratik talepler için mücadeleye ayaklandırm a ge­
reğini k avram asına neden oldu, Bu koşullar a ltu ıd a
em peryalizm ülkelerindeki devrim ci mücadele, ilk evre­
sinde ya d a ilk adım larında, nesnel ve Öznel nedenler­
d en Ötürü, sosyalist bir biçime evrim leşm eden önce ge­
nel b ir dem okratik, anti-faşist nitelik taşım ak zorun­
daydı. Bu nedenle Ü çüncü Enternasyonal’in politika­
sında ciddi bir değişiklik yapılm asına, kapitalist ü lk e ^
lendeki mücadele açısından kaçınılm az olan genel dçr
m ok r a tik ve anti-em peryalist evreyi de kapsayabilecek
yeni b irş tra te jik çizgi saptanm asına giderek a rta n b ir
gereksinm e vardı.
Bilimsel sosyalist hareket, durum daki Jcendine öz-
g ü değişiklikleri ve buna bağlı olarak, ç a b a la n Önce
genel demokratik," anti-faşist görevleri ele alm a Konu­
sunda yoğunlaştırm anın gerekliliğini değerlendirm ede
gecikti.
K om intern ve bölüm leri işçi sınıfını acil b ir hedef

F. 25: Enternasyonal 385


olarak proletarya diktatörlüğüne hazırlam a görevini
öne sürerken ve sağ sosyal-dem okrasinin proleter dev­
rim e k a rşı b ir ta v ır aldığı ve işçi sınıfının çoğunluğu­
n u bilimsel sosyalist partilerden ta ra fa geçm ekten alı­
koymayı başardığı 1918-1923 dönemiyle b ir analoji y a­
parken, yeni koşullar altında sosyal-dem okrasiyi b u r­
juvazinin başlıca dayanağı olarak değerlendirm enin
d a h a geçerli nedenleri olduğuna inanıyorlardı. Sosyal-
dem okrasinin sağ önderlerinin dünya ekonomik buna­
lımı sırasındaki politikası, işçilerin devrim ci m ücade­
lesinin gelişm esine karşı çıkm ak için b u gücün elin­
den gelen h e r şeyi yaptığını o rtay a koydu. Sıradan üye­
le r ara sın d a önderlerin izlediği çizgiye k arşı b ir g ü ­
vensizlik duyulm aya başlanm asının ve faşizm e karşı
d a h a etkin mücadele talep eden sol eğilimlerin, sol
g rupların ortaya çıkm asının başlıca nedeni de buydu.
Bu eğilim ler o sırada bilimsel sosyalistlerce tam olarak
k avranam am ıştı.
KEYK Onbirinci Birleşik O tu ru m u ’n u n k a ra rla rı
sosyal-dem okrasinin tüm gelişm esinin «faşizme doğru
kesintisiz b ir evrimleşme süreci» olduğunu belirtiyor­
d u .(î5) Bu tüm anti-faşist güçleri to parlam anın yolunu
\ k ap ay an b ir çizgiydi.
Bilimsel sosyalist p artilerin dünya ekonom ik bu­
nalım ı sırasında sosyal-demokrasiye yönelik sert sal­
dırıları ve sosyal-demokrasiyi sosyal-faşizm olarak de­
ğerlendirm eleri büyük ölçüde bilimsel sosyalistlerin sağ
reform ist önderlerin hain politikasm a gösterdiği tep­
kiydi. Sağ sosyal-dem okrasinin dav ran ışlarıy la faşist-
leştirm eyi destekleyen ve devrim ci işçilere şiddet uy­
gulanm asında duraksam ayan bazı önderlerinin ta k ın ­
dığı ta v ır on ları sosyal-faşizmle suçlam ak için haklı
gerekçeler sağlıyordu.

386
1929’da Berlin’deki 1 Mayıs gösterilerine Kent Po­
lisi Zoergiebel’İn Sosyal-Dem okrat B aşkanınm emriyle
ateş açılm asından sonra devrim ci işçiler arasın d ak i
duyarlılık arttı. Bilimsel sosyalistler bu tü r eylem leri
sosyal-faşizm olarak nitelendiriyordu. A ncak bu n ite ­
lendirm eyi b ü tü n olarak sosyal-demokrasi ve safların ­
da m ilyonlarca işçiyi birleştiren reform ist işçi sendi­
k a ların a uygulam ak yanlış olurdu. Sosyal-faşizm fo r­
m ülü bilimsel sosyalistleri, faşizm in gelişiyle birlikte
sağ önderler ve sağ-kaııat gru p ları dışındaki sosyal-
dem okratlarm anti-faşist m ücadelede yer alabilecekle­
ri olgusunu zam anında k avram aktan alıkoydu. Sosyal-
faşizm form ülü bilimsel sosyalistlerin d ü şm an ların a
sosyal-dem okrat partilerin m ilyonlarca sıradan üyesi
için bu terim i kullanm aları nedeniyle bilimsel sosya­
list p artileri suçlam ak için b ir gerekçe de sağladı. On-
b irin ci Birleşik O turum ’un reform ist örgütlerin t epe­
den tırn a ğ a faşistleşm ekte olduğu görüşü, bilimsel sos-
yalist p a rtile ri re form ist işçilerle bilimsel sosyalist iş­
çileri y ak laştırm anın gerçek yollarını a r a ma k ta n alı­
koydu. Aksine bu görüş, «sınıfa-karşı-sınıf* tak tik leri­
nin uygulam ada sağ-oportünist önderlere olduğu k a ­
d a r reform ist örgütlerin yerel görevlerine de yöneltil­
mesine yol açtı. Bu keskin «smıfa-karşı-sınıf» taktiği,
sonunda, reform ist önderlerin büyük bölüm ünü k azan ­
m ak yerine, bilimsel sosyalistlerle olan ilişkilerini es­
kisinden de d ah a gergin bir hale getirdi.
Bu dönemde birkaç bilimsel sosyalist p a rti «Kızıl
Birleşik Cephe», «Birleşik Faşizm Cephesine K arşı Bir
Birleşik Komünizm Cephesi» vb. sloganlar öne s ü rd ü -.
Ier. Aslında bu, birleşik cephenin sadece bilinçli ola-
ra k bilimsel sosyalistleri destekleyen işçileri birleşti-
rebileceği, reform istlerin önderliğini izleyen işçileri bir-

38?
leşik cephenin sınırları dışında bırakacağı an lamını ta ­
şıyordu.
KEYK’n in O nbirinci Birleşik O turum u Beşinci Pro-
fin tern K ongresi’nin (Ağustos 1930) çoğu k ap italist üi-
kedeki devrim ci işçi sendikası m uhalefetini işçilerin
ekonomik kavgasına önderlik edecek ve işçileri etkin
devrim ci mücadeleye ayaklandıracak bağımsız devrim ­
ci işçi sendikalarına çevirm enin gerekliliğine ilişkin Ka­
ra rla rın ı destekledi. Bu tavsiyeler, sonraki u y g u lam a-'\
la rın gösterdiği gibi, bilimsel sosyalistlerin kitleler a ra ­
sındaki çalışm a alanlarını d a ra lttı ve devrim ci azın ­
lığı işçi kitlesinden uzaklaştırdı.
Birleşik O turum «faşizm ve b urjuva dem okrasisi
ara sın a ve burjuvazinin diktatö rlü ğ ü n ü n p arlam en ter
biçimiyle açık faşist biçimi arasına» ayırım koym a uy­
gulam asına b ir son verm enin gerekli olduğu sonucuna
vardı.(2S) Bu yargı, faşizm tüm burjuva-dem okratik ku­
ru m la n ezmek ve emekçi halkın kısıtlı h ak ların ı bile
ortadan kaldırm ak üzere saldırıya geçtiği sırad a bilim­
sel sosyalist partilerin burjuva dem okrasisiyle faşizm
arasındaki çelişkileri gerçekçi olarak değerlendirm esi­
ni, faşizm e ve em peryalist gericiliğe karşı dem okratik
özgürlüklerin savunm asına girişen geniş kitleleri to­
p arlam a olanağını kullanm asını engelledi.
B urjuva-dem okrat egem enlik yöntem lerinin faşiz- j.
minîtiTerleT özdeşleştirilmesi faşizm in belli Ölçüde kü- \
çüm senm esine, çeşitli burjuva p arlam en ter rejim lerin
, faşist rejim ler olarak tanım lanm asına yol açtı. Bu, ger-
Vçek faşist güçlerin tem sil ettiği tehlikenin gerçek bo­
yutlarını gizledi. Bu çizgi, bilimsel sosyalist h arek etin
dünya ekonomik bunalım ı sırasında geniş emekçi halk
kitlelerini gericilik ve faşizme karşı m ücadeleye çek­
m ek için kendisine ta n ın a n sonsuz o lanaklardan y a ra r­
lanm asını ciddi olarak engelledi.

388
KOMÎNTERN'ÎN FAŞİZME MEYDAN OKUMASI
Sım f Çelişkilerinin
Keskinleşmesi
Bilimsel Sosyalist Partilerin
Faşizm ve Gericiliğe
Karşı Mücadelesi

1932 yılı sınıf m ücadelesinin d ah a d a Keskinleşme­


sine tan ık oldu. Yılın başlarında patlayan"Polonyalı'm i-
cTencilerin grevi, işçilerle silahlı polis ara sın d a şiddetli
b ir çatışm aya dönüştü. M art 1932’de ülkede bilimsel
sosyalistlerin etkin b ir rol oynadığı b ir günlük genel
grev ilan edildi. Grevciler, hüküm eti işçi sınıfının elde
etm iş olduğu birkaç toplum sal kazanım ı ortad an k a l­
d ırm a düşüncesinden vazgeçmeye zorladı. Grev h a re ­
keti yeni b ir m ücadele biçimi ü re tti - işçilerin işletm e­
yi işgal ettiği oturm a grevi. Bu m ilitan eylem örneğini
diğer ülkelerin işçileri de izledi.
Grev hareketi Çekoslovakya’da oldukça yüksek b ir
noktaya erişti. Ü lkenin başlıca köm ür alan ların d ak i
m adencilerin 1932 baharındaki grevlerine işçilerle, po­
lis ve jandarm a arasındaki çatışm alar eşlik etti. Ko­
m ünist P arti Kuzey Bohem ya köm ür bölgesindeki tüm
işçileri bir birleşik cephe içinde greve çekmeyi b a şa r­
dı. Bu nedenle de grevin önemi ülke sınırlarının çok öte­
sine taştı.
Grev hareketi ve işsizlerin mücadelesi ABD, F ran ­
sa, İngiltere, Belçika, Romanya, Kanada, Yugoslavya
ve birçok başka ülkede d a h a etkin b ir hale geldi. 1932
yazında ABD’deki savaş em eklileri W ashington’d a
em eklilik hakkı talep eden b ir yürüyüş örgütlediler.
O nlan, vahşi m isillem elerde bulunan G eneral Mac A rt-
h u r kom utasındaki ask erler karşıladı. Eski askerlerin
çoğu y aralandı ve b ü tü n varlıklarının içinde olduğu
kam p yerleri yakıldı.

389
Romen dem iryolcularının kavgası keskin b ir çeliş­
ki biçim ini aldı. Şubat 1933’te grevci işçiler G rivita’da-
ki (Bükreş’te bir bölge) dem iryolu istasyonlarını işgal
ettiler ve üstlerine salıverilen askerlere k a rşı saatler
süren düzenli bir savaş verdiler. G rivita’daki olaylar
bütün ülkedeki büyük işçi kitlelerini sarstı ve anti-fa-
şist birliğe katkıda bulundu.
A lm anya’daki m ücadele yüksek b ir yoğunluk d ü ­
zeyine erişti. Yalnız 5 Eylül ve A ralık 1932 arasın d a
pek çoğu işçilerin zaferi ya da kısmî b aşarısıyla sona
eren 1.100 grev yapıldı.(21) Ülkede politik güçlerin kes­
kin bir kutuplaşm ası söz konusuydu, b ir yan d a bilim ­
sel sosyalistler etki kazanırken, öte y an d an faşizm hız­
la güç kazanıyordu.
Birkaç ülkede, üyeleri sadece borçların azaltılm a­
sı ya d a kaldırılm asını değil toprağın yeniden d ağıtı­
m ını da talep eden köylü h arek eti dalgası hızla yük­
seliyordu. Büyük bir silahlı köylü ayaklanm ası 1932
yazında Polonya’da - Batı U krayna ve V olhnia’nın Lis-
sa bölgesinde - oldu. Yoğun çelişkiler Japonya kırsal
bölgelerini sarstı. ABD’de bir çiftçi grevleri dalgası do­
laştı. Kırsal bölgelerde keskinleşen sınıf m ücadelesinin
genel görünüm ü bazı ülkelerde yetkililere k arşı derin
b ir kırgınlık ve direniş, bazılarında büyük gösteriler,
bazılarındaysa kitlesel silahlı ay ak lan m alar biçim in­
deydi.
Y ükselen d evrimci m ücadele emekçi halkın eyle­
m ini ezmeye, totaliter rejim ler kurm aya ve kitlelerin
o rta y a koyduğu h ¥ r Y ü rlü ^h li^u tsü ^ lfg u 'Ylaha Jrıaşm-
d a boğazlam aya çalışan söm ürücü sınıfların sertleşen
ve öfkeli direnişiyle karşılandı. Bu, em peryalist geri­
ciliğin yavaş yavaş faşistleşm esinde an latım buldu. Fa­
şizm hızla destek kazandı ve bir çok ülkede gerici em ­
peryalist burjuvazinin başlıca partisi, sosyalizm, barış,

390
dem okrasi ve ilerlem e konusunda kötü niyetli b ir n ef­
re t besleyen herkesin bir a ra y a toparlandığı b ir yer
haline geldi. Tekelci burjuvazinin d a h a d a gerici b ir
konum a doğru evrim leşm esini yansıttı.
Em peryalist gericiliğin ve faşizm in saldırıları otuz­
la rın b aşlarında A lm anya’d a en ü rk ü tü c ü boyutlarına
ulaştı, O radaki N asyonai-Sosyalist P arti uç n o ktadaki
saldırganlığıyla ayırdedilen m ali serm ayenin önde ge­
len gruplarından giderek d ah a etkin b ir destek sağ­
lıyordu. A lm anya’d aki em peryalist gericilik, faşizm de
proletaryayı şiddet yoluyla, «zorbalık ve ateş» k u llan a­
ra k ezme, H itler’in «dem okrasinin k an ser gibi bir has­
talığı» diye tarif ettiği nesneyi yok etme, «katı otoriter
b ir devlet yönetimi» kurm a, diğer ülkeleri yok etm ek
ve köleleştirm ek, Lebensraum ’u ele geçirm ek ve ilhak
edilen bölgeleri A lm anlaştırm ak sonra d a Alman ırk ı­
nın dünya yüzündeki üstünlüğünü ortaya koym ak üze­
re girişilecek b ir savaşın hazırlıklarına başlam a ola­
n ak ları buluyordu.(38) H itlerci faşizm tekelci serm aye­
nin en gerici, insan düşm anı özelliklerini kendi içinde
yoğunlaştırm ıştı ve saldırgan anti-kom ünizm ın somut-
lanm asıydı.
U luslararası em peryalizm Alman faşistlerini, N a-
zileri, desteklediler, onlara mali yardım" sağladılar ve'
ik tid ar m ücadelelerinde yardım ettiler, çünkü onda b i­
limsel sosyalist h a re k et ve Sovyetler Birliği’n i hedef
alan bir vurucu güç gördüler.
Temmuz 1932’de A lm anya’daki R eıchstag seçim­
lerinde N aziler 13.80Q.000 oy alarak ülkenin en büyük
politik gücü haline geldiler. Evet, bilimsel sosyalistler^
ve sosyal-dem okratlar sırasıyla 5.4 ve 8 m ilyon oy al­
m ışlardı am a seçim lere a y n ayrı katılm ışlardı, N azi­
le r işçi sm ıfı saflarındaki bu ayrılıktan en iyi biçimde

391
y a ra rla n d ıla r ve terörcü çetelerinin devrim ci işçilere
yönelttiği saldırılar giderek yüzsüzleşti.
Faşist hareket Fransa, Avusturya, Ispanya, Yuna-
nistârTve Bal tık devletlerinde ğozle"gÖrülür b ir ilerlem e
kaydetti: ............. ........... .
Üçüncü E nternasyonal ve bilimsel sosyalist p a rti­
le r giderek a rta n faşist tehlikeye dik k at çektiler, fa ­
şizmi saldırılarının hedefi yap tılar ve kitlelere, b u rju ­
v a ve sosyal-dem okratlarm faşizme ilişkin, onun sınıf­
sal özünü gizlemeye çalışan görüşlerinin z ararların ı
a n lattıla r. Alm anya Kom ünist Partisi 1930 yazında k a ­
bul edilen «Alman H alkının Toplumsal ve Ulusal K ur­
tu lu şu n u n P rogram lında, aşırı gericiliğin b ir partisi
o larak faşizm in çok ciddi b ir tehlike olduğuna ve he­
deflerinin Alman halkının gerçek ulusal çıkarlarıyla
o rtak hiç bir yanı olmadığına, aksine a şın gerici ve
saldırgan em peryalist çevrelerin özlem lerini yansıttı­
ğına d ikkat çekti. 1932’nin başında A lm anya Kom ünist
P artisi MK Birleşik O turum u b iran önce güçlerini to ­
parlam am aları halinde işçilerin, büyüyen faşizm ta r a ­
fından ezileceği tehlikesine d ik k at çekti. Bu nedenle
birleşik işçi cephesi politikası faşizm i teslim alm anın
tek aracı, P arti politikasındaki başlıca h alk a olarak
ta n ım la n m ıştı/29’
A lm anya Komünist Partisi Brüning-Papen H ükü­
m etinin, emekçi halkm yaşam stan d a rtların a darbe in­
diren ivedilik yasalarına karşı yürekli b ir savaş verdi.
Bu m ücadeleyi giderek d a h a etkin anti-faşist gösteri­
lere bağladı. 1932 yazında AKP, faşist etkisinin kitle­
le r arasın d ak i artışını d u rd u rm ad a önemli bir rol oy­
n ay an yığınsal b ir anti-faşist eylem kam panyası baş­
lattı. AKP faşizm e ve d ah a fazla ücret kesintilerine
k arşı gerçekten savaşm ak isteyen tüm örgütlerle omuz

392
om uza savaşm aya h azır olduğunu açıklayan b ir k a ra r
yayınladı.(3°> Thâlm ann 8 Temmuz 1933’te Sosyai-De-
m okrat P a rti’nin yirm i kıdemli görevlisiyle yaptığı b ir
konuşm ada şöyle dedi: «Böylesi koşullar altın d a ve Al­
m anya'nın b ir ateş ve darağacı ülkesi haline getiril­
m ekte olduğu sırada ve böylece elim bir tehlike k arşı­
sında biz bilimsel sosyalistler, bütün içtenliğimizle, bir
birleşik anti-faşist proleter cephesi yönünde çaba gös-
term eyip de ne yapabiliriz.»(31) AKP güçlü anti-faşist
gösteriler ve to p lan tılar örgütledi. Birkaç k en t ve k a ­
sabada AKP insiyatifinde, bilimsel sosyalistler olduğu
k a d ar p a rti dışından olanları ve bazı sosyal-dem okrat-
la n d a içine alan özsavunm a m üfrezeleri (Schutzbundl
kurulm uştu. N azilerin ik tid ara gelişini izleyen altı ay
içinde AKP ATmanya S o s y â l - l T e f aşız-
me k arşı bir genel grev Örgütlemek için yaklaşık^ bir
düzine öneri yaptı am a h er seferinde reddedildi.(32)
Fransız JComünist Partisi, kitlelere gerici burjuva
p artilerinin ülkede şimdiden bir faşistleşm e politika­
sı izlediklerini vurguladı. Bilimsel sosyalistler 1932’de-
ki seçim kam panyasına savaşa, yoksulluğa ve faşiz­
me k arşı çıkan sloganlarla katıldılar. Bilimsel sosya­
listler bu sloganlar altın d a grev hareketinde etkin ola­
ra k rol aldılar. FKP proletaryayı gericilik, faşizm ve
savaşa karşı birleştirm enin b ir aracı olarak birleşik
işçi cephesi politikasına büyük önem veriyordu. 1932’-
de A m sterdam ’d a faşizm ve savaşa karşı b ir kongre
toplanm asını am açlayan kam panyaya katıldı. Sosya­
list P artinin 141 şubesi ve önemli sayıda ilerici aydı­
nın bu kam panyada yer alm asını sağlam ayı b a­
şardı.w
Grev m eydanlarında önemli ölçüde bir birleşik
çephe deneyim i kazanm ış olan Çekoslovakya Komü­
n ist Partisi, faşizme k arşı mücadeleyi hızlandırdı. ÇKP

393
1937 ortaların d an başlayarak kitleleri hem dıştan, Al­
m anya yönünden, hem de içten, devleti faşistleştirm e-
ye koyulm uş olan yerli gerici çevrelerden gelecek fa ­
şist tehlike konusunda uyardı. ÇKP G ottw ald’ın yaz­
dığı biçimiyle amacı, bir birleşik cephe halinde o rta­
ya çıkm ak ve «silahlı faşist çetelerin Çekoslovak kent­
lerinin sokaklarında cirit atıp işçileri vurm asını önle­
mek olan bir anti-faşist kam panya başlattı.» Çekos­
lovakya işçi smıfı işçiler ve köylülerin keyfi cinayet­
lere k u rb an olm asına bir son verebilecek yeteneğe sa­
hipti. Çekoslovakya işçi smıfı Çekoslovak Papenleri,
Schleicherleri ve H itlerlerinin İktidara gelm esini ön­
leyebilir.» (M>
Sınıf çelişkilerindeki gelişm elerin en uç n o ktalara
eriştiği Polonya’da Komünist Parti, işçilerin grev h a ­
reketi, kitle gösterileri ve köylü eylemlerini, em ekçi
halkı faşist rejim e k a rşı genel b ir politik greve h azır­
lam a göreviyle bağdaştırm aya ç alıştı/35’
Faşizme k arşı savaş İspanya, Romanya, M acaris­
tan, Yugoslavya, Y unanistan, İngiltere ve diğer ülke­
lerin Kom ünist Partilerince de oldukça hızlandırılm ıştı.
K om intern ve bölümleri faşizm e ilişkin küçük-bur-
juva, sağ-sosyalist ve troçkist görüşlerin o rtay a kon­
duğu ve faşist h areketin an a h a tla rın a ilişkin, güçsüz
yan ların ı ve gelişmesinin nedenlerini açıklayan dah a
araştırıcı bir çözümlemenin sunulm aya çalışıldığı
yaygın bir ideolojik kam panya yürüttüler. Sosyal-de-
m o k ratlar ve h er tü rlü küçük burjuva ideologunun
verdiği faşizm tanım ı o sıralarda hâlâ kitleler a ra sın ­
daki yaygınlığını sürdürüyordu. Sosyal-demokrasinin
Önde gelen birçok kuram cısı faşizm i küçük burjuva­
zinin bir hareketi ve diktatoryası olarak tanım lıyor ve
böylece kitleleri onun gerçek niteliğinden başka yön­
lere yöneltiyordu.

394
Sosyal-dem okrat önderler faşizm in hem p ro letar­
y a hem de büyük burjuvazi üzerinde despot bir ege­
m enlik k u rd u ğ u n u açıklayarak faşizm in tekelci ser­
m aye ve katıksız gericilikle olan bağlarını ya reddedi­
yor ya da küçüm süyordu. K üçük-burjuva kuram cıları
ve troçkistler faşizm i genellikle sınıfîarüstü b ir güç,
ne burjuvazinin ne de proletaryanın egem enliklerini
d o ğ rudan kullanabilecek b ir konum da olmadığı za­
m an ortaya çıkan bir tü r B onapartizm olarak tanım ­
lıyordu. Bu tü r görüşler kitlelerin faşizm e k arşı m ü ­
cadele için harekete geçirilm esini engelliyordu. Sos­
yal-dem okrat ve liberal-burjuva basınının yaydığı, nes­
nel nedenlerden ö tü rü çoğu, «demokratik» ülkede fa ­
şizmin olanaksız olduğunu savunan, bunun en önemli
nedenini bu ülkelerin faşist hareketin kitle tabanını
o lu şturacak k a d ar kalabalık b ir lum pen-proletaryaya
sahip olm ayışına bağlayan görüş de azım sanm ayacak
b ir z a ra ra neden oldu. Batı A vrupa’daki sosyal-demok­
ra t önderlerin faşizme bağışık olduğu varsayılan «de­
m okratik bölge» h akkında söyleyecek sözleri çoktu.
Kom intern ve bölüm leri basını, sürekli olarak_fa-
jşizm i açığa çıkardı ve onun büyük serm ayenin terö­
rist d iktatörlüğü olduğunu gösterdi. Bilimsel sosya­
lis tle r” bir politik çizgi olarak faşizm in kapitalizm in
genel bunalım çağında, sınıf çelişkilerinin yoğunlaştı­
ğı ve burjuva rejim lerinin güçsüzleştiği dönem lerde
sınıf m ücadelesi alan ın a girdiğini vurguladı. Faşizm
kapitalizm in düşüş gösterm esi ve çöküşüyle bağlantı­
lıydı ve bu anlam da burjuvazinin güçsüzlüğünün ke­
sin b ir belirtisiydi. Ancak aynı zam anda gerici burju­
vazinin h e r ne p ahasına olursa olsun, en kaba a ra çla r
ve kanlı şiddetle, bu güçsüzlüğü altetm ek ve varolan
düzene ne olursa olsun, hiçbir karşı gösteriyi hoş gör­
m eyen açık terörist rejim ler kurm ak konusundaki çıl­

395
gınca arzusunu da yansıtıyordu. Bilimsel sosyalist p a r­
tiler KEYK Onbirinci Birleşik O turum unda vurgula­
n a n bu sonuçları, kitleler ve bazı bilimsel sosyalistler
arasın d a görülen, faşist tehlikeyi küçüm sem e eğilimiy­
le m ücadele etm ek için kullandı,
Komintern, emekçi halkın dikkatini faşizm in d ün­
ya sahnesinde sosyalizmin karşıtı olarak, sosyalizme,
Sovyetler Birliği’ne en düşm an güç olarak boy göster­
diği ve ilk sosyalist devleti yok etmeyi hesapladığı ol­
gusuna çevirdi. Faşizmin gelişi anti-sovyet, em perya­
list bir savaşın giderek a rta n tehlikesi üzerinde doğ­
ru d an bir etkiye sahipti.
Komintern ve Komin tern üye s i p a rtile r faşizm in
milliyetçi ve toplum sal demagojisiyle, yıkılmış küçük-
burjuvazi ve jıü fu s u n sınıflarınd an kopm uş k esimle-
rin i saflarına çekerek kendisine b ir kitle tab an ı y a ra t­
tığ ın a dikkat çekti. Bunalım yıllarında yüzbinlerce
o rta sınıf üyesi yıkım a uğradı ve kendilerini toplum ­
sal kadem elenm enin en dibinde buldular,
Lenin b ir keresinde şöyle yazdı*. «Küçük üreticinin
hoşnutsuzluğu sık sık varlıklarını küçük m ülk sahibi
olarak savunm a başka bir deyişle bugünkü düzenin
tem ellerini savunm ak, h a tta geriye döndürm e isteği
d o ğ u ru r (ve bu isteğin içlerinde, y a da önemlice b ir bö­
lüm ünün içinde ortaya çıkm ası kaçınılm azdır.) (36> Bu,
sözler bunalım yılları sırasında küçük m ülk sahipleri­
nin büyük bölüm ünü tam anlam ıyla niteliyordu. Yı­
kılmış ve um utsuz küçük m ülk sahibi m aceracılığa ve
terörizm e doğru b ir eğilim gösteriyordu. Faşistlerin
anti-kom ünist, anti-dem okratik çağrılarına,,ustalıklı şo-
venist propagandalarına, küçük adam a özüne duydu­
ğu saygıyı geri verm eyi ve ülkeyi «ulusal yücelik» sağ­
lam ayı vaadeden sloganlarına duyarlı bir hale geli­
yordu. Milliyetçi propagandanın, Özellikle savaşta ye-

396
nik düşm üş ve nüfusu savaş sonrası antlaşm aların
yükünü taşım ak zorunda bırakılm ış olan ülkelerde,
faşistlerin bir kozu olduğu kanıtlanm ıştı. Bu durum
şovenist uyuşturucularla kitlelerin başını döndürm ek
ve dikkatlerini içinde bulundukları kötü duru m u n
gerçek nedenlerinden uzaklaştırm ak için kullanılıyor­
du, K om intern ve bölüm leri bu tehlikeli gelişmeyi cö-__
züm leyerek nüfusun orta ta b ak a la rı arasın d a k i anti-
faşist çalışm alarını hızlandırm ayı hedef aldı. Komin-
te rn üyesi p a rtile r bazı bilimsel sosyalistlerin sav u n ­
duğu, bu tab ak aların faşizm in «doğal nesneleri» oldu­
ğ u görüşüne karşı b ir m ücâdele başlâtfîtâr.

Bilimsel Sosyalist Hareketin


Yayılması
Komintern Üyesi Partiler İçindeki
Sol-Sektör Gruplarla
Mücadele

Bilimsel sosyalistler faşizm ve em peryalist gerici­


liğin saldırısına k arşı m ücadelelerini güç koşullar al­
tın d a y ürüttüler. B urjuva devlet m ekanizm ası bilimsel
sosyalistlere karşı sert baskı önlem leri almıştı. Komin­
tern üyesi p a rtile r faşist çeteler ve h e r türden gerici
askerileşm iş örgütün terörist eylem lerinde hedef gös­
terilm işti. B undan en çok z a ra r görenler henüz legal
ve illegal çalışm ayı ustalıkla bağdaştırm a san atın d a
gerektiği gibi yetkinleşm em iş olan partilerdi. D üşm an
ilk darbesini deneyim li devrim cilere indirdiğinden
p artilerin o rta kadrosu ve önderliğinde hiç de azım ­
sanm ayacak kayıplar verilm işti.
A ncak bilimsel sosyalist h arek et şiddet ve k atli­
am a, ölümcül bilimsel sosyalist avın a karşın dünya eko­
nom ik bunalım ı yılların d a güç k azan dı. Komintern ve
bölüm lerinin emekçi h alk ın çıkarlarını sebat ve tu ta r-

397
lılıkla korum ası, faşizm e ve em peryalizm e k arşı sa­
vaştaki yiğitliği ve boyun eğm eyen istem i bilimsel sos­
yalistlere ileri işçiler, köylüler ve sol-kanat ay d ın lar
arasın d a giderek a rta n bir destek sağladı. Bu ta b ak a ­
ların en seçkin kişileri p a rti saflarını güçlendirdiler.
Faşizme karşı m ücadelenin ulu slararası cephesinin
m erkezinde d u ran A lm anya Kom ünist Partisi hızla
büyüdü. 1933 başlarında 300.000’den fazla üyesi vardı.
Çin, Çekoslovakya, Finlandiya ve b aşk a birkaç ülke­
deki p artilerin de üye sayısı arttı.
K om intern’in birkaç yeni bölüm ü o rtay a çıktı. Bir
Fransız söm ürgesi olan Çin H indi’ndeki bilimsel sos­
yalist g ru p la r 1930’d a Çin H indi Kom ünist P a rtisini
kurdular. Bu p a rti 1931’deki KEYK O nbirinci Birleşik
oturum unda bağım sız b ir bölüm o larak K om intern
"yalist g ru p lar 1930’da Çin Hindi Kom ünist P artisi'n in
olüşturülm asında öndegelen rolü Ho Chi M in oynadı.
1030’da, 1 Kasım gibi h atırlan m ay a değer b ir günde,
Filipin A daları Kom ünist Partisi kuruldu. B aşlangıçta
yasal olarak çalıştı a m a A m erikan söm ürgecileri d a ­
h a 1931’de partiyi yasa dışı ilân ettiler.
1930-1931’de M alaya ve Kıbrıs’ta d a bilimsel sos­
yalist p a rtile r şekillenm eye başladı. Aynı zam anda
Latin A m erika kıtasında çeşitli bilimsel sosyalist g ru p ­
la r Salvador, Venezuela, Kolombiya ve Kosta Rika ko­
m ünist partilerini oluşturdular.
A vrupa’da İzlanda (1930) ve İrlan d a’da (1933) Ko­
m ünist p a rtile r oluştu.
1925-1933 arasın d a H indistan’da, H indistan Komü­
nist P artisi M erkez Komitesinin tüm üyeleri tutukevin­
de olduğundan bilimsel sosyalist h arek et m erkezi bir
önderlikten fiilen yoksundu. 1933’te H int bilimsel sos­
yalistlerini toparlam a yönünde önemli b ir adım atıl­
dı: P a rti önderliğini ulusal ölçekte ele geçiren yeni b ir

398
M erkez Komitesi seçildi, H indistan K om ünist Partisi
aynı yıl K om intern’e katıldı.
K om intern saflarının büyüm esi ve yeni bölüm le­
rin oluşm ası bilimsel sosyalist h areketin d a h a d a sağ­
lam laştığının bir kanıtıydı.
K om intern ve K om intern üyesi p a rtile r kitleleri
serm aye ve faşizm in sald ırıların a k a rşı toparlarken,
safları içindeki sağ oportünizm le m ücadele etm enin
yanı sıra, doğru b ir politikanın belirlenm esini ve g er­
çek anlam da yığınsal anti-faşist çalışm anın y ü rü tü l­
m esini sarsak latan sol-sekter u n su rla ra d a b ir d arb e
indirm e zorunluluğuyla k a rşı karşıyaydı.
1932’de İspanya K om ünist Partisi, KEYK y ard ı­
m ıyla p a rti önderliğini b ir süredir denetim i altında tu ­
ta n Bullejos-TriIIa sekter-oportünist_ grubu kesin ola­
ra k yenilgiye uğrattı. Bu g rup Ispanya’da 1931’de b aş­
lam ış olan devrim in burjuva-dem okratik nitelikte ol­
duğunu ve odak noktasının tarım sal mesele olduğunu
anlayam ıyordu. Bullejos ve Trilla «proletaryanın sade­
ce kendisi için savaşm ası g e re k tiğ in e inanıyordu ve
b u nedenle şu sloganı Öne sürdüler: «Kahrolsun B ur­
juva Cumhuriyeti!» ve böylece Komünist Partinin,
burjuva-dem okrat reform lar için savaşan kitlelere
yaklaşım m da büyük güçlükler yarattı.
Grup, K atalonya, Bask Bölgesi ve Galiçya ulusal
bölgelerinin d erh al ve zorunlu olarak ayrılm asını ta-
lebederek ulusal meselede de h a talı b ir ta v ır aldı. Bu
sek ter d o k trin er g ru p kitleler arasındaki çalışm ayı ih ­
m al etti ve p artin in kitlelerin Örgütleyicisi olm a ro ­
lü n ü küçüm sedi.
R adikalleşm iş küçük-burjuvazinin düşünce siste­
mini yansıtan bu g ru b u n partiden ihraç edilmesi, p a r­
tinin gelişip güçlenm esinde önemli b ir rol oynadı; «Par­
tin in gelişm esini a k sa ta n ve b ir ölçüye k a d a r onu k it­

399
lelerden uzaklaştıran d a r dogm acı çizgi düzeltilm iş­
ti.13^ P arti önderliği Jose Dıaz, Dolores Ib ârruri, Vicentz
Unbe ve diğerleri gibi devrim cilerce devralm m ıştı.
Parti, gerici toprak sahiplerine ve faşizm e k arşı m ü ­
cadele yolunda burjuva-dem okratik devrim i tam am la­
m ak üzere İlerlemeye başlam ıştı.
Fransız Kom ünist JPartisi içinde sol-sekter Barbe-
Celor g rubuna karşı verilen keskin m ücadele sonuna
yaklaşıyordu. Bu grup F ran sa’daki ekonomik ve poli­
tik bunalım ın boyutlarını abartıyo r ve Tardiev H ükü­
m etinin şim diden faşist diktatörlü k u y gulam akta ol­
duğunu savunuyordu. G rup sahte devrim ci sloganlar
öne sürüyor, devrim ci laf kalabalığına girişiyor, aynı
zam an d a «geçmiş tarih» olarak değerlendirdiği birle­
şik cephe taktiklerini baltalayıp sınırlı talepler için
m ücadeleyi reddediyordu.
B arbe ve Celor sosyalist partin in tüm üyelerine,
işçiler de dahil, «sosyal-faşistler» ve «burjuvazinin ta ­
zı köpekleri» diyordu, bu da reform ist önderlerin sos­
yalist işçileri bilimsel sosyalistlere k arşı kışkırtm ala­
rın a yardım cı olm aktan başka b ir işe yaram ıyordu.
Bu g ru b u n politikası üye sayısı düşen partiye ciddi
z a ra rla r verdi.<3S)
Barbe-Celor g rubunun 1930'da p a rti önderliğin-
den azledilmesi ve M aurice T ho rezjn P arti M erkez
Komitesi Genel Sekreterliğine seçilmesi ve M art 1932’-
de FKP T edm crK ohgfesinde bu g rubun sek ter politi­
kasının sonuçları üzerindeki araştırıcı eleştiri, p arti­
nin dikkatini serm aye ve faşizm in saldırısına k arşı bir
birleşik işçi cephesi için verilecek m ücadelenin sorun­
ların d a toplam asına ve kitleler arasındaki çalışm ala­
rın, hızla iyileştirm esine olanak sağladı.
K om intern ve A lm anva Kom ünist P a rtisi önder­
liği, Neumanh-Kemmele sekter-oportünist g ru b u n a

400
k a rşı keskin bir mücadele verm ek zorunda kaldı. Bu
g ru p ekonomik bunalım ın bir devrim e yol açm ak zo­
ru n d a olduğunu savunuyordu ve bu nedenle sınırlı ta­
lepleri emekçi halkın günlük gereksinm eleri için veri­
len m ücadeleyi pek az önemsiyordu. Faşizm tehlike­
sinin küçüm senm esi ve n azilsrin ik tid ar m ücadelesi­
n in A lm anya’daki devrim i sadece hızlandıracağı gö­
rü şü bu grup üyelerinin özelliklerindendi. Aynı za­
m anda N eum ann, Remmele ve o n la n destekleyenler;
devrim ci işçiler ve AKP’nin olanaklarını gerçekçi ol­
m ayan b ir biçimde tanım lıyordu. N eum ann 1931’de
Kom ünist Partinin faşizm in ilerlem esini şim diden «dur-
d u rm ayı başardığını», seçim lerde çoğunluk elde ede­
ceğini ve 1931-1932 kışının «en devrim ci kış» olacağım
savunuyordu.
Bu^ g rup faşizm e karşı savaşı fasıst çetelerle ca- ^
tıjm a İa ra indirgem işti. Bu durum bireysel şiddet yön- '
tem lerine doğru kaym a tehlikesini de beraberinde ta-
şıyordu. Sol sekterler sosyal-dem okrat işçilere «sosyal
T âşîitlİr» ve «küçük Zoergiebel» diyorlar ve böylece
onların etkin devrim ci m ücadeleye çekilme olanağım
yadsıyorlardı. Bu g ru p birleşik işçi cephesi sloganının
yerine, birlik politikasını d ah a başında d araltan , «Kı­
zıl İşçi Cephesi» sloganını öneriyordu. Bu g rubun za­
ra rlı sol-sekter görüşleri Genç Alman Kom ünist Bir­
liği önderliğinde özellikle yaygındı.
N eum ann - Remmele grubu K om intern personeli­
nin bazı solcu üyelerinin- özellikle zam an zam an Al­
m an K om ünistlerine sekter nitelikte tavsiyelerde b u ­
lu n an V. K norin'ın desteğine sahipti.
AKP tanınm ış ö n d erleri-T h âlm an n , Pieek, Ulb­
ric h t ve diğerleri - p a rti forum ları ve p a rti basınında
solcuların görüşlerine te k ra r te k ra r karşı çıktılar.
AKP MK’n in 1932’deki Şubat Birleşik O turum u sek-

F. 26: Enternasyonal 401


terlerin savunduğu birçok öneriyi eleştirdi. Nisan-M a-
yıs 1932’de KEYK Politik Komisyonu N eum ann,
Kemmele ve AKP tem silcilerinin önünde bu g rubun et­
kinliklerini inceledi; hizipçi ve sekter olm akla suç­
la d ı/36* Bu, p arti önderliğine çok önemli b ir yardım dı
ve N eum ann - Remmele grubun u n hızlı yenilgisine
k atk ıd a bulundu.
Birkaç bilimsel sosyalist p a rti içindeki sol-sekter
g ru p la ra indirilen darbe, bilimsel sosyalistlerin kitleler
arasın d ak i çalışm alarının hızlanm ası, böylece anti-fa-
şist işçileri toparlam ada d a h a esnek bir politika izle­
m enin yolunu açm ası bakım ından büyük önem taşı­
yordu. Bu darbe Kom intern bölüm lerinin ideolojik ve
örgütsel sağlam laşm ası açısından çok önemliydi.
K om intern Y ürütm esi dünya ekonom ik bunalım ı
yıllarında Rom anya K om ünist P artisi’ne büyük y a r­
dım larda bulundu. 1920-1930’d a bu p artid e p a rti için­
de bir bölünmeye yol açan ve p artin in kitleler a ra sın ­
daki etkisini zayıflatan keskin b ir hizip m ücadelesi
başladı. Ağustos 1930’da KEYK Politik S ekretaryası
«Romanya Kom ünist P artisi İçindeki İlkesiz Hizip M ü­
cadelesi ve Birliğin Onarılması» üzerine özel b ir k a ­
r a r aldı. KEYK hizip çekişmesini, önderliğin bürok­
ra tik yöntem lerini ve h e r İki karşıt g rubun küçiik-bur-
juva m aceracı niteliğini suçladı ve p artin in birliğini
onarm a ve norm ale döndürm enin İyeni, geçici b ir ön­
derlik kurm ak, b ir p a rti tartışm ası açm ak, kongre
için h azırlıklara girişm ek) yollarını özetledi/'"*'
K om intern üyesi partilerin ideolojik ve örgütsel
sağlam laşm asının en önemli yönlerinden biri Komin-
te m bölüm lerinin önderliğinde m ilitan b ir m arksist-le-
ninist özün oluşturulm asıydı. P arti kadroları sağ ve
«sol» oportünistlere karşı girişilen keskin b ir mücadele,
burjuvazi ve faşizm in saldırılarına k arşı verilen sınıf

402
savaşları sırasında bilimsel sosyalist h areketin çelik­
leşmiş önderleri haline geldiler. B unlar p artilerin m er­
kez kom itelerinde doğru bir çizginin izlenm esini gü­
vence a ltın a alan sağlam çoğunluğu oluşturdular.

K EYK
Onikittci Birleşik
Oturumu
Serm ayenin, faşizm in, em peryalizm in ve sava-
şm saldırılarına k a rşı kitleleri toparlam a sorunları
AğÜstös-EyIül'l932’de toplanan K om intern Y ürüim e-
si Onikinci Birleşik Oturum u n u n en h a ra retli ...knnnla..
rıydı. Birleşik O turum birkaç kapitalist ülkede yüksel­
m ekte olan devrim ci bunalım ı gözönüne a la ra k Ko­
m in tern üyesi p artilere şu görevi verdi, «işçi sınıfının
çoğunluğunu kazanm ak ve işçi sınıfının devrim ci e t­
kinliğini yükseltm ek için b ira n bile geçirm eden Bol­
şevik kitle çalışm ası yoğunlaştırm ak ve hızlandır­
mak.» <«>
K uusinen Birleşik O turum a sunduğu rap o ru n d a
K om intern üyesi partileri kitle çalışm alarında işçileri
o a n d a en fazla rah atsız eden sorunları ve günlük
o lay lan re h b e r edinmeye, birleşik işçi cephesi politi­
kaların ı sadece «proletaryanın o andaki sm ıf m üca­
delesinin acil pratik hedeflerine, bilimsel sosyalist po­
litikanın asıl eylem sloganlarına..., p artili olm ayan ve
reform ist işçiler açısından henüz anlaşılam ayan bi­
limsel sosyalist program ilkelerine değil, gerçekleşe­
cek kısmı m ücadeleler sırasında onlar a ra sın d a yay­
gınlaştırılm ası gerekenlere» dayandırm aya çağır-
dı.<<2> Konuşm acı sosyal-dem okrat işçileri kazanm a­
nın hem en hem en olanaksız olduğu («onlarla hiçbir
görüşm e yapılam am ıştır»), kısmî talepler için savaş­
m anın o k a d a r önemli olmadığı görüşlerini şiddetle

403
eleştirdi. Kuusinen, sosyal-dem okrasinin sağ önder­
lerine işçilerin çıkarlarını savunan tek gerçek ve y a­
ra rlı politika olarak kendi politikalarını sunm a olana­
ğını veren bu olm uştur, dedi. R apor bilimsel sosyalist-
lerin p artili olm ayan kitleler, sosyal-dem okratlar ve
sendikalist işçilerle d ü zenli ilişkile r "dürdürm esini ve
onların güvenini kazanm asına olan gereği vurguladı.
K uusinen ’^şağTdarT Tnrlepk" c opı e »i î ı n -
yalist p artilerin işçilere yaptığı çağrıların «özel, ola­
ğan dışı durum larda kom ünist birlik önerisinin sa­
dece d a h a alt düzeydeki b ir işçi sendikasına, h a tta ye­
rel b ir sosyal-dem okrat Örgüte gönderilebilm e olana­
ğını o rtad an kaldırm adığını»{43> bir birleşik cephe öne­
rilirken d a h a en başında reform ist işçilerin önderle­
rinden kopm asm ı talep etm enin yanlış olacağını açık­
ladı.
T hâlm ann da, ekonomik grevler ve işsizlerin m ü­
cadelesinden alınacak dersleri çözüm lerken Komin-
te m üyesi partilerin dikkatini sınırlı talep ler için ve­
rilen m ücadele ve K om ünistlerin işçi sen d ik a la n için­
deki çalışm aları meselesine çekti. Kısmî sav aşlan n
sahte-devrim ci b ir biçimde reddedilm esini ve işçi sen­
dikası politikasına ilişkin olarak orda b u rd a «refor­
m ist işçi sen d ik alan n ı ezmek» sloganını Öne sürm e ça-
b a la n n d a an lam bulan sol sekterliği lanetledi. Refor­
m ist işçi sen d ik alan n ı «bir kapitalizm okulu», «tepe­
den tırn a ğ a gerici b ir kitle» olarak değerlendirm enin
yanlış olduğunu söyledi; bu sen d ik alan n sırad an üye­
leri serm ayenin saldırılarına karşı savaşm ayı istedi­
ler, bu nedenle bilimsel sosyalistlerin reform ist sen­
dik alard an çıkm am ası, o rad a kazanacağı h e r santim
için savaşm ası gerekir, reform ist işçi sendikalarının
çeşitli yerel organlarını - grev kom iteleri, işsizlik ko-
m isyonlan, vb.- boykot etm em eleri o nların çalışma-

404
la n n d a en etkin b ir biçimde y e r alm a la rı ve işçilerin
güvenini k azanm aya çalışm aları g erek ir dedi.
Acil günlük talepleri ve kitleler açısından yakm
ve an laşılabilir m ücadele biçim lerini öne sürm enin
Önemini vurgulayan G ottw ald’ın o rta k rap o ru aynı ko­
nu ları ele aldı. İşçi örgütleri üzerinde bilimsel sosya­
list p a rtin in önderliği iddiasında olm ak yetmez, b ir­
leşik b ir işçi cephesi ve onun önderliği için yılm adan
gece gündüz çalışm ak gerekir, dedi.
Gottwald «Lenin’i dikkatle okudum , 1917’de Sov­
yetler hakkında ne dediğini okudum . H içbir yerde Le­
nin ’in ‘Bolşeviklerin önderliği altında Sovyetler ku­
ru n ’ sloganm ı Önerdiğine rastlam adım . O sırad a bü­
tü n söylediği şuydu: ‘işçi, köylü ve ask er m illetvekille­
ri Sovyetleri k u ru n ,..’ Birleşik cephenin şimdiki organ­
ları - eylem kom iteleri, grev kom iteleri vb.- Sovyetlerle
karşılaştırılınca çok küçük, am a gene de biz sık sık
b u n ların sadece bizim önderliğim iz altında kurulm ası
gerektiğinde ıs ra r ediyoruz. G erçek önderlik yu k arıd an
dayatılam az, ilan ederek de elde edilemez. Bu, prole­
te r dem okrasisine d a y a n a ra k sağlanm alıdır, p ro letar­
yanın sınıf çıkarları k ararlı, sabırlı ve özverili b ir bi­
çimde savu n u larak sağlanm alıdır.» dedi.(J4> Gottwald
pro leter dem okrasisi ilkelerinin kitle çalışm ası içinde
oynadığı önemli rolü vurguladı ve bilimsel sosyalist
p artilerin grev komiteleri, işsizler kom itesi vb. organ­
ları y u k ard an atam am ası, bunların proleter dem okra­
sisi ilkelerine d a y an a ra k tü m işçiler ta ra fın d a n seçil­
m esini sağlam ası gerektiğini söyledi. Bilimsel sosya­
listlerin emekçi kitlelelerle yakın ilişki içine girebil­
mesi, neyi savunduklarım o n la ra yaşam ın içinde gös­
term esi ve sosyal-dem okrat işçilerle kişisel dostluk
ilişkileri kurabilm esinin tek yolu buydu.

405
KEYK Birleşik O turum unda v a n la n tüm bu so­
nuçlar, birleşik cephe politikasının uygulam a alanının
kesinlikle genişlediğini, reform ist p a rtile r ve işçi sen­
dikalarının d ah a a lt kadem elerinin faşistleştirilm esi
tezi, sosyal-dem okrat bir partin in yerel örgütlerine bi­
le birleşik eylem önerisiyle yaklaşm anın olanaksızlığı
gibi d a h a önceki bazı kabullerin yeniden düzenlendi­
ğini belirtiyordu. Onikinci Birleşik O turum un k a ra r­
ları Kom intern üyesi partileri, kitleleri kendilerinden
y an a kazanm ak am acıyla kitleler arasındaki çalışm a­
larını hızla geliştirm eye yöneltti. Birleşik O turum un k a ­
r a n «Komintern üyesi p artilerin b u sorunu çözerken
kavram ak zorunda oldukları başlıca ilişki, geniş kitle­
lerin günlük ekonomik ve politik ç ık arlan için, gide­
rek a rta n yoksulluk, baskı, şiddet ve teröre k a rşı ve­
rilecek m ücadeledir.»(4i> diyordu. Birleşik O turum pro­
letaryanın, giderek çeşitli biçim lerdeki politik çalışm a­
larla d a h a sık bağdaştırılan, sınırlı talepleri için ver­
diği ekonom ik mücadeleyi kitleleri gelecekteki büyük
devrim ci savaşlara yöneltm enin tem el bağlantısı ola­
ra k değerlendiriyordu. (1,*>
Birleşik O turum kapitalist toplum da y er a lan sü­
reçleri nitelerken devletin ekonomiye m üdahalesinin ve
özel tekellerin devlet üzerindeki denetim inin arttığını
belirtti. Birleşik O turum «büyük burjuvazinin faşist
birim lerinin savaş örgütlem ekte, politik haydutluk,
beyaz şiddet, siyasi tu tu k lu lara işkence etme, kışkırtm a,
sahte belgeler hazırlam a, grevcileri ve göstericileri
vurm a, işçilerin örgütlenm elerini çözme ve bastırm a
sistem i k u rm ak ta olduğu» kapitalist ülkelerin çoğun­
d a politik gericiliğin ve faşistleşm enin d ay an ak k azan ­
m ayı sürdü rd ü ğ ü n ü bütün kanıtlarıyla o rtay a koy­
du.<41> Birleşik O turum milliyetçilik ve şovenizmin Al­
m anya ve diğer ülkelerdeki şiddetli patlam asına, fa ­

406
şistlerin kendi çıkarları için k u llanm akta oldukları şo-
venist duygu dalgasına değindi.
Birleşik O turum daki konuşm acılar sağ-kanat sos­
yalistlerinin, bu rju v a gericiliğiyle suç ortaklığı biçi­
m ini a lan «kötünün iyisi» politikasını haklı olarak la­
netlediler.
Birleşik O turum Japon Em peryalizm inin Ç in’e
yaptığı sald ın ve M anw rya’yı ele geçirm esinden son­
r a o rtaya çıkan uluslararası durum u çözüm lerken em-
p ery alistlerarası çelişkilerin derinleşm ekte olduğunu
akılda tu tarak , em peryalizm kam pında görülen çeliş­
kileri Sovyetler Birliği pahasm a ve U zak Doğu’dakı
etki alanlarının yeniden paylaşılm ası yoluyla çözm e
eğilimini belirtti. Birleşik O turum un k ararı, gündem ­
deki sorunun Çin’in parçalanm ası için silahlı m üca­
dele ve SSCB’ne m üdahale «olduğunu bildiriyor­
du.»00» Uzak Doğu’d a uğursuz bir savaşın o rtay a çık­
m ası ve m ilitarist Japonya'nın Kuzey Ç in’de SSCB sı­
nırı boyunca güçlenm esinin yanı sıra diğer birçok ol­
gu savaş tehlikesinin büyüdüğünü gösteriyordu, b un­
lar: F ransa ve İngiltere’nin anti-sovyet bir pan-Av-
ru p a bloğu k u rm ay a yönelik em peryalist p lan lan ,
Fransız em peryalizm inin Doğu A vrupalı m üttefikleri­
ni d a h a fazla anti-sovyet faaliyete kışkırtm a çab alan ,
kapitalist ülkelerde dünya pazarındaki sözümona
«Sovyet dampingi» olgusuna karşı yürütülen şiddetli
kam panya, Papa XI. Pius’un Sovyetler Birliği'ne karşı
b ir haçlı seferi düzenlem ek için yaptığı çağrılar, Ce­
nova K onferansının silahsızlanm a konusundaki Sovyet
önerisini kabul etm eye yanaşm am ası, vb. idi.
KEYK O nikinci Birleşik O turum u bu tehlike belir­
tileri taşıyan ulu slararası olaylan çözümlerken, savaşı
koyverme eğilim lerini faşizm in hızlandırdığını ve bi­
limsel sosyalist p artilerin em peryalistlerin savaş ha-

407
z ırlık lan n a k a rşı gerçekten etkin b ir mücadele Örgüt­
lem ek zorunda olduklarım kaydetti.
KEYK Birleşik O turum uyla aynı zam an d a topla­
n a n ve örgütlenm esinde bilimsel sosyalistlerin önemli
b ir rol oynadığı, A m sterdam 'daki U luslararası Savaş
A leyhtarı Kongre (Ağustos, 1932) halkları ikinci em ­
peryalist savaşı önlemeye ve em peryalistlerin SSCB
üzerine saldırm alarını engellemeye çağırdı. Önemli sa­
yıda partisiz işçi, sosyal-dem okrat ve ilerici aydınların
katıldığı kongre bu güçleri faşizm ve savaşa k arşı bir-
a ra y a getirm eye yardım etti.
Onikınci Birleşik O turum K om intern bölüm lerinin
başlıca görevlerini şöyle tanım ladı: (1) kapitalist sal-
ı d ın y a karşı; (2) faşizm ve gericiliğe karşı; (3) yakla-
işan em peryalist savaş ve Sovyetler BirIiği’ne m ü d ah a­
leye karşı; som ut bir. mücadele, verm ek.(49)
O nikinci Birleşik O turum kitleleri faşizm, gerici­
lik ve savaşa k arşı mücadeleye toparlam ak için birçok
som ut görev tanım lam akla birlikte, b ir önceki Birleşik
O turum un bazı tek yanlı yönlendirm elerini geçerli bı­
ra k tı ve bazı durum larda onayladı. Em peryalist b u r­
juvazi ve faşizm in devrimci proletaryadan d a h a b ü ­
yük b ir hızla güç topladığı bir dönem de devrimci d al-
ganm hızını abarttı.
HirTeşBTTlTimlmda, faşizm in A lm anya’daki geliş­
m esinin sadece o ülkeye özgü tem el b ir süreç olarak
değerlendirilm esinin yanlış olduğu ve A lm anya’daki
tem el sürecin A lm an ekonomisinin parçalanm ası, çe­
lişkilerin keskinleşmesi, kom ünizm güçlerinin büyü­
mesi ve bunların yanı sıra devrim e karşı mücadele et­
m ek için burjuvazi güçlerinin b ir yoğunlaşm ası biçi­
m inde faşizm in büyüm esi olduğu ortaya kondu. Al­
m an Kom ünist P artisi’ne faşist dik tatö rlü k sloganına,
Sovyet Sosyalist A lm anya sloganıyla k arşı çıkması

408
salık verildi. Birleşik O turum asıl d arbenin buriuvazi-
niıı toplum sal dayanağı olarak sosyal-dem okrasiye in­
dirilm esi gerektiğini on a y ladı. Faşizmin birkaç ülkede
ik tid ar m ücadelesi içinde bulunduğu b ir dönemde bu
yönlendirm eler faşizm e karşı olan tüm güçleri birleş­
tirm enin gereklerini karşılayanındı.

Maziler Almanya'da
İktidara Geliyor.
Komintern'İn
Anti-Faşistleri
Birleştirm ek İçin
Attığı Önemli Adımlar

K E Y K O nikinci Birleşik O turum undan kısa b ir sü­


re sonra ortaya çıkan olaylar faşizm in ne denli bir
tehlike haline gelmiş olduğunu gösterdi. B unlardan
en dehşet verici olanı d a olayların A lm anya’daki, ge­
lişimiydi. N azi h a reketinin azcok yavaşlam aya basla-
dığı ve Komünist Partinin... .etkisinin_a rtm a y a .devam ..
ettiği bir sırada mali serm ayenin gerici çevreleri f a - ..
şistleri iktidara çağırm aya k a ra r verdi. D a h a.27 Ocak
Î932’de Hitler, program ını onaylayan «tanrılar konse­
yinde» - tekelci serm aye, askeriye ve Ju n k erlerin 300
temsilcisi- b ir konuşm a yaptı.
30 O cak 1933’te tekelciler H itler’i ik tid ara getirdi­
ler, Bugünlerde A lm anya bilimsel sosyalistleri, işçileri,
faşizm e k arşı b ir genel greve ayaklandırm ak için d eh ­
şetli çaba gösterdiler. A ncak Alman sosyal-demokrasi-
sinin sağ önderleri «sükûnet ve olgunluk» çağrısında
bulundu. M ücadelenin anayasal yöntem lerinin yeter­
liliğine, faşistlerin çoktandır terö rist yöntem lere baş­
v u rm ak ta olduğu b ir sırada seçim lerin gücüne körükö-
rüne inanıyorlardı. Alman sosyal-demo k rat partisi ön­
derliği, H itler’in ik tid a ra gelm esinden sonra bile, b ü-

4CÛ
yük kitlelerin desteğini sağlam ış olm asına güvenerek,
'Kom ünist'"Partinin 'g&neFğrev~ ~örgütlem e " ç a Salarım
baltaladı. S osyal-dem oFf^^oT w ârts, «taktiksel sağdu­
y u grevin ertelenm esini gerektiriyor» diye yazdı.<K,)
Alman Sosyal-Demokrat P artisi’nin önderleri Hitier
hüküm etinin «anayasal niteliği» üzerine söylevler ver­
diler ve ileri işçilere karşı terörist b ir haçlı seferi baş­
latm ış oldukları bir sırada faşistlere oy-pusulalarıy-
la karşı çıkılm asını önerdiler. İşçi sınıfı içinde sağ sos­
yalist politikanın burjuvaziyle uzlaşm asının b ir sonu­
cu olarak ortaya çıkan derin ayrılık, A lm an işçileri­
nin tarih tek i o çok önemli dönemde en ölümcül düş­
m anlarını püskürtm ekteki başarısızlıklarının en bü­
yük nedenlerinden biridir.
N azilerin ik tid ara gelmesiyle birlikte A lm anya ta ­
rihindeki en karanlık sayfalardan biri açılmış oldu.
D ünya gericiliğinin merkezi, d a ra ğ a ç la n ve toplam a
kam pları devrim ciler ve dem okratlara k arşı kanlı mi­
sillem eler dolu, Özgür düşüncenin acım asızca katledil­
diği bir yer oldu. N azilerin ik tid a ra gelmesi başka
ulusları köleleştirm ek ve yok etm ek için çılgınca nef­
re t dolu p lan lar dem ekti ve «Alman ırkının» dünyaya
olan üstünlüğünü sağlam ak Alman dış politikasının
temel çizgisi haline geldi. A vrupa’da uğursuz b ir sa­
vaş ortam ı belirdi. Bu, totaliter nazi devletinde, te-
itelci-devlet örgütlenm esinin bu en acım asız biçimin­
de, m odern kapitalizm in en gerici özelliklerinin tüm ü
ekonom inin tüm üyle mali serm ayenin çıkarlarına
bağım lı kılınması, ne denli küçük olursa olsun tüm
m uhalefetin acım asızca bastırılm ası, devlet ve ekono­
mi m ekanizm asının hızlandırılm ış savaş düzeni p lan ­
larına koşum lanm ası - çarpıcı bir biçimde o rtay a ko­
nuyordu.
Nazi zaferi dünyanın en gerici güçlerini harekete

410
geçirdi ve diğer ülkelerde yeni bir faşist dürtüye yol
açtı.
A ncak burjuvazi bü tü n ülkelerde fasistleşm eyi ve
faşizm i a n a yol olarak seçmedi. ABD’de burjuvazinin
c a h a uzak görüşlü "çevreleri üjkedaki toplum sal
rilıini hafifletm ek için tekelci-devlet düzenlem e-
lerini gerçekleştirm eye çalıştı. Roosevelt H üküm etinin
işsizliği ortadan kaldırm ak için kam u hizm etlerinin
yaygınlaştırılm asını ve işçilere bazı ödünler verm eyi
öngören «NewDeal»e yansıtılm ıştı. Çoğu kapitalist, baş­
tan olm aktansa şapkadan olm ak iyidir, inancıyla «New
Deal» düzenlem elerinin gerekli olduğunu gördü. An­
cak m alî oligarşinin en gerici kesim i ülke içindeki top­
lumsal çelişkilerin faşizm yöntem leriyle çözüm lenm e­
sinden yanaydı. İsveç, D anim arka ve birkaç başka ül­
kenin egemen çevreleri *New Deal»e benzer b ir yol
izlemeye koyuldular. A ncak genel olarak kapitalist
d ü n ya faşist faaliyetlerde keskin b ir a rtışa tan ık oldu.
Almanya'daki nazi zaferinden sonra K om intern
ve K om intern üyesi p a rtile r başlangıçta nâziierirT sa­
dece “'«'Bir "günlük sultan» dlâcâkIF n/ faşizm in k ap ita­
lizmin çözülm esine yol açacağı/ bu a ra d a A lm anya'­
daki devrim ci h arek etin hızla önem k a z a n a ra k faşist
diktatörlüğü silip süpüreceği um udunu açıkladılar,^'1 ’
Ne v a r ki, bu u m u tla r gerçekleşmedi. Faşistler A lm an­
ya K om ünist P artisi’ne, özellikle o rta kadem e görevli­
lerine a ğ ır bir darbe indirdiler.’ Faşistlerin kışkırttığı
R eichstag yangınını tü m devrim ci işçilere karşı terö ­
rist bir cihad izledi, N aziler 3 M art 1933’te AKP önde­
ri E m st T halm ann’ı, birkaç gün sonra d a A vrupa An-
tİ-Faşist îşçi K ongresini örgütlem ek için A lm anya’da
bulunan' büyük B ulgar devrim cisi ve KEYK Batı Av­
ru p a B ürosu başkam Georgi Dim itrov’u ele geçirm e­
yi başardılar,

411
A lm anya’daki faşist çetelerin yaydığı nefret ve
k an a susamışlık, A lm an İşçi sınıfının tüm politik ve
ekonomik Örgütlerinin baskı altında tutulm ası, işçi
sm ıfı içindeki bölünm e ve sağ-kanat sosyal-dem okrat
önderlerin nazilerin zaferine yardım eden politikası,
ulu slararası işçi h areketinin tem ellerini sa rstı. A lm an­
ya’daki olaylar faşizm e k a rşı pro leter ve genel de­
m okratik h arek et ulu slararası ölçekte yeni b ir d ü rtü
sağlayan, proletarya ve tüm em ekçilerin saflarında
faşizm ve savaşa karşı birleşik cephe doğrultusunda
istek u y an d ıran b ir a larm işaretiydi. İşçi sınıfı a ra sın ­
da bir eylem birliğinin oluşturulm ası işçi hareketinin
giderek ivedilik kazanan, yaşam sal b ir gereği h aline
geldi. Faşizm, proletaryanın devrim ci harek etin i ve
dem okratik h arek eti ezme görevini üstlenerek m eza­
rını kazacak olan güçlerin birliği ve gelişmesi doğrul­
tusunda bir m ahm uz görevi de görüyordu.
K om intern ve bölüm leri tü m anti-faşistleri to p ar­
lam anın ve faşist saldırıyı püskürtm enin gerçek yol­
ların ı içtenlikle a ram ay a başladılar. 13 Şubat 1933’te
Fransa, A lm anya ve Polonya Kom ünist P artileri sos­
yalist işçilere «proleter m ücadelesinin yılmaz b ir b ir­
leşik cephesini oluşturm ak için» o rtak b ir çağrı y a­
yınladılar.(52)
Bilimsel sosyalistlerin faşizm e karşı birleşik ey­
lem önerileri şimdi gözlerinin Önündeki Alm an fela­
ketine tan ık olan sosyal-dem okrat işçiler arasın d a
olum lu b ir tepki uyandırdı. Bilimsel sosyalistlerle sos-
yal-dem okratlar arasın d a b ir anlaşm a düşüncesi gide­
rek d âh a fazla destek kazan d ı’ 6 Ş ubat’ta Yedi Sos-i
yalîst* P a rtin in (Norveç İşçi Partisi, İngiltere Bağımsız!
İşçi Partisi, İtalyan Sosyalist Partisi, Fransız Proleter!
Birlik Partisi, H ollanda Bağımsız Sosyalist Partisi, Po­
lonya Bağımsız Sosyalist İşçi Partisi ve A lm anya Sos-j

412
! yalist İşçi Partisi) P aris'te toplanan konferansı, Komin-
, tern ve Sosyalist İşçi E ntern asy o n alin e faşizm e karşı
bir ortak eylem planı hazırlam ak üzere d erh al İki En-
te ra a sy o n a iin katılacağı b ir konferans çağırm a öne­
risinde bulundu.
A vrupa’n ın birkaç ülkesindeki sosyal-dem okrat iş­
çiler içinde İkinci ve Üçüncü E nternasyonaller a ra sın ­
d a b ir «saldırmazlık paktına* gerek olduğu düşünce­
si yerleşti. Sosyalist İsçi E nternasyonali bu çabaları
d a h a fazla görm ezlikten gelemezdi. 19 Şubat 1933’te
Sosyalist İşçi E nternasyonali Y ürütm e Komitesi Büro­
su d ü n y a işçilerine sosyalistlerin ortak anti-faşist ey­
lem için K om intera’le görüşm elerde bulunm ayı kabul
ettik lerin i belirten bir çağrı yayınladı. A ncak çağrı
hiçbir som ut m ücadele program ı içerm iyordu. Bütün
Önerdiği bilimsel sosyalistlerle sosyal-dem okratlarm
k arşıhklı saldırılarına son vermesiydi. Ç ağrı refor­
m ist E ntem asyonal’in politikasını süslem ek için ta ­
sarlanm ış belli ölçüde bir demagojiyi de içeriyordu.
K om intern üyesi p a rtile r sosyalist önderlerin önerile­
rindeki edilgen niteliğe işaret ettiler ve dem agojileri­
n i o rtay a koydular. A m a bu yeterli değildi. O laylar
a n ti-faşist işçilerin b ira ra y a getirilm esi yolunda olum ­
lu ad ım la n zorunlu kılıyordu. Bu adım ı K om intern
attı.
KEYK 5 M art, 1933’te b ütün ülkelerin işçilerine,
b ir eylem birliği program ı olarak h e r iki işçi p artisi
açısından somut, m ilitan b ir antr-faşîsT m ücâdelF
ram i öneren ‘bîr ' çâgiY 'yaylnladr' Ç âg ri ş o y î e o r d u :
«Komintern' ’T Ü rütm e KömTEesir dü nya gericiliğinin
tüm güçlerini A lm anya işçi sınıfının üstüne salıver­
m ekte olan faşizm karşısında, tüm kom ünist p a rti­
leri sosyal-dem okrat p artiler aracılığıyla sosyal-demok­
r a t işçilerle birleşik b ir m ücadele cephesi kurm ak üze­

413
re bir girişim de d ah a bulunm aya çağırır. KEYK, bu
girişim i sınıf m ücadelesini tem el a lan b ir birleşik işçi
sınıfı cephesinin serm aye ve faşizm in saldırısını püs­
kürtebileceği ve tüm kapitalist söm ürünün kaçınılm az
sorunu olağanüstü hızlandırabileceği konusundaki
sarsılm az inancıyla g erçekleştirm ek ted ir/53’ Böylece
1932’de zorunlu d u ru m lard a reform istlerin an cak ye­
rel örgütleriyle anlaşm aya çalışmış olan Komintern
şimdi bilimsel sosyalist ve sosyal-dem okrat p a rtile r
arasın d a önderlikler düzeyinde b ir anlaşm a öneriyor­
du.
KEYK’nin sosyal-dem okrat p artilere yaptığı diğer
öneriler şunlardı: Bilimsel sosyalistler ve sosyal-de-
m o k ratlar faşizm ve gericiliğin politik, işçi sendikası,
kooperatif ve diğer işçi Örgütleri, işçi basını, toplantı
özgürlüğü, gösteriler ve grevler üzerine yönelttiği sal­
dırılara k arşı bir savunm a eylemi örgütlem eye ve yü­
rütm eye; faşist çetelerin silahlı sald ırıların a k a rşı sa­
vunm a örgütlemeye, özsavunm a g ru p la n kurm aya,
Ücret kesintileri ve işsizlik h a k lan n d a k i kesintilere
karşı ortak b ir m ücadele vb. ni örgütlem e b iran önce
b a şla m a lıd ır/54’ K om intern böylece hem bilimsel sos­
yalistler hem de reform ist işçiler açısından o rtak olan
acil anti-faşist talepleri aynntılan d ırd ı. Bu, birleşik
işçi cephesi politikası için d a h a d a geniş b ir temel oluş­
turdu. Komintern, bilimsel sosyalist partilere b u ko­
şulları uygulam aya koyarken serm aye ve faşizm in
saldırılarına k a rşı ortak m ücadele sırasında sosyal-de­
m okrat Örgütlere yönelik keskin b ir polem ikten k a ­
çınm alarını salık verdi. Bu sosyal-dem okratlann b ir
birleşik cephenin oluşturulm ası halinde polemiğin so­
n a erdirilm esi yönündeki önerisini yanıtlıyordu.
Bu, K om intern'in attığı önemli b ir adım dı. Ko-
m in te m üyesi p artilerin acil dem okratik, anti-faşist

414
görevlere d a h a fazla özen gösterm elerine yardım cı ol­
du. Faşizm e k arşı çıkm aya başlayan sosyal-dem okrat-
la ra ilişkin tavırda belirli bir değişm eyi ve birleşik
işçi cephesi taktiklerinin d a r görüşlü sek ter yorum la­
m alarından öteye atılm ış b ir adım ı d a belirliyordu.
Ancak Sosyalist îşçi E nternasyonali’nin önce Sek-
retaryası, sonra d a Y ürütm esi olumsuz yanıt verdi­
ler. Öne sürülen neden, K om intern’İn Enternasyonel-
ie r düzeyinde görüşm e yapm ayı reddetm esi ve «fark­
lı ülkelerde görüşm eler Önermekle yetinmesiydi» ve
bu n u n bir m anevradan başka birşey olm adığını sa ­
vunuyorlardı*5 5 Sağ-kanat sosyalist önderlerin Önce
b ü tü n Ü çüncü E nternasyonalle, farklı ülkelerdeki bi­
limsel sosyalistlerle sosyalistler arasındaki an laşm ala­
rın peşinden geleceği b ir anlaşm aya varm ak istedik­
lerini belirten sözleri eylem birliği konusunda u lu slar­
arası bir anlaşm aya m uhalefet edenlerin Öne sürdüğü
bir bahaneden başka birşey değildi. Bu, sağ-kanat sos­
yalist önderlerin d a h a sonra eylem birliğinin uluslar­
arası ölçekte sağlanm azdan önce farklı fark lı ülkeler­
de sağlanm ası gerektiğini öne sürerek K om intern’le
b ir birleşik cepheyi reddetm eleriyle kanıtlandı.
K om intern üyesi p artilerin bir birleşik anti-faşist
cephe oluşturm ayı önerdikleri tüm sosyalist partiler,
bu öneriyi çeşitli bahanelerle reddettiler. (*1 Bilimsel
sosyalistler gene de anti-faşist işçileri ve o n la n n m üt-

{*) îşçi Yandaşlan işçileri hem faşist hem de «bilimsel sosya­


list diktatörlükle savaşmaya çağırdı. Çekoslovakya Sosyal-
Demokrat Partisi Çekoslovakya Komünist Partisinin burju­
va demokrasisinin programını tanımasını şart koştu. Avus­
turya sosyalistleri birleşik bir anti-faşist cephenin ancak
uluslararası ölçekte sağlanabileceğini açıkladı. Fransız Sos­
yalist Partisi ve diğer sosyalist partiler benzer açıklamalar
yaptılar, DanimarkalI sosyal-demokratlar yanıtlarında sos-

415
tefritlerini faşizm e k a rşı toparlam anın yollarını a ra ­
m ayı sürdürdüler.
K om intern ve Kom intern üyesi p a rtile r içinde
KEYK’nin Sosyalist İşçi E nternasyonali önderliğiyle
görüşm e olanaklarını a ra ştıran b ir görüş alışverişi
başladı. K. Gottvvald Çekoslovakya Kom ünist Partisi
MK adına KEYK’ne gönderdiği 1 Nisan, 1933 tarih li telg­
ra fta K om intern’in «ortak m ücadele m eselesini ta rtış­
mak üzere» bu tü r görüşm eler önerm esini salık veri­
yordu. «Bu, Sosyalist Enternasyonal önderlerinin birlik
sorununun ulusal ölçekte tartışılam ayacağı konusun­
daki bütün savlarını o rtad an kaldıracak ve aşağıdan
bir birleşik cephe eylem ini güçlendirecektir. Bu öneri
birleşik cephe m uhaliflerini u tan d ıracak ve a ra la rın ­
daki ayrılıkları artıracak tır.» tS6) KEYK Fransız ve In­
giliz K om ünist Partileri'nin M erkez ve Y ürütm e Ko­
m itelerinden de benzer görüşler aldı. A m a KEYK sos­
yal-dem okrat önderlerin ta v n n m Enternasyonaller
düzeyindeki görüşm elere ilişkin tüm olanakları Orta­
'dan kaldırdığına inandığından böyle b ir öneriyi uy­
gun bulm adı.
Bilimsel sosyalist ve sosyal-dem okrat p artilerin iş­
çilerini biraraya getirm e yönünde atılan önemli bir
adım, A vrupa  nti-Faşist işçiler K on g resin in toplan-
ınasıydı. Kongre H aziran 1933’te P aris’teki P] ey el Sa­
lonunda yapıldı. Bilimsel sosyalistlerin yönettiği kong­
re A vrupa’nın üç m ilyondan fazla işçisini -bilimsel sos­
yalistler, sosyal-dem okrat İşçilerin bazıları ve ilerici
aydınlar, temsil ediyordu. Kongre faşizm ve em perya-
yal-demokrat parti önderliğinin DanimarkalI işçileri ve ör­
gütlerini «kendilerini kullandırmamaya ve bu yeni ve ince bir
örtüye sanlı bölücü girişimi reddetmeye» teşvik edeceğini
belirtti, c, Prâvo Lİdu, 26 Mart, 1933; Arbeiter-Zeîlung. Vi­
yana 5 Nisan, 1933; Social - Demokrat en, 26 Mart, 1933,

•416
list savaşla m ücadele etm ek ve işçilerin dem okratik
h ak ların ı ve ekonomik taleplerini savunm ak için ge­
niş b ir program öne sürdü. K ongrenin kilit konusu
p a rti yandaşlığı, işçi sendikası üyeliği ve dinsel inanç­
ları ne olursa olsun faşizm i alaşağı etm ek ve halkların
b aşk a bir em peryalist k atliam a k u rb a n olm asını ön­
lem e çabasına katılm aya h azır olan tüm anti-faşistle-
rin geniş tabanlı m ilitan b ir birleşik cephesini oluş­
tu rm a k tı/5^ Gerçi kongre belgelerindeki bazı folm ülas-
yonlar h âlâ biraz sekter b ir esinti taşıyordu am a bü­
tününde, tüm anti-faşist işçilerin kabul edebileceği bir
program dı. Togliatti d a h a sonra «Pleyel K ongresinin
ardından, h erhangi b ir partiyle ilişkili olm am akla b ir­
likte, en azından bir ülkede, yani Fransa'da, işçileri
sosyal-dem okrat p artilerin a lt kadem elerdeki görevli­
lerini ve reform ist işçi sendikalarını K om intern üyesi
p artilere ve önderlik eden bilimsel sosyalist p a rti iş­
çilerine y ak laştıran tem eli y a ra ta n b ir h arek et başla­
dı.» (5S>
K ongre’nin kurduğu anti-faşist m erkez komitesi
birçok anti-faşist kam panyayı yönetti. Lim andaki Al-
iftâiF ğemîIermıiîT)Öykötü, A lm an elçilik ve konsolos­
lu klarının önünde protesto gösterileri, faşist film lerin
boykotu için bir propaganda m ekanizm ası oluşturdu
ve yasa dışı yollardan, A lm anya’ya anti-faşist edebi­
y a t kaçırdı.
A nti-Faşist M erkez Komitesi ve 1932’de A m ster­
dam K ongresi’nde kürulm üş olan Barış iç in Iviücadele
D ünya Komitesı A ğüstos 1933’te Em peryalist Savaş ve
Faşizm e 'K a f ş r O r iâ k Dûriyâ 'Röm itesi'ni olu şturm ak
üzere birleştiler. A m sterdam -P leyel H areketi olarak
bilinen bu "Hareket A lm an faşizm inin iç ve dış politi­
k a ların ı ortaya sermede, A vrupa’nın emekçi h alk ları­
nı faşist tehlikeye k arşı m ücadeleye toparlam ada ve

h 27: Enternasyonal 41?


isçileri diğer anti-faşist güçlerle yakınlaştırm ada Önem­
li bir rol oynadı.
A nti-faşist birliğe doğru bundan sonraki güçlü
d ü rtü y ü çoşkun devrim ci Georgi Dimitrov ve Leipzig
D uruşm asındaki diğer bilimsel sosyalistlerin savunul­
m asını am açlayan ulu slararası k am panya ve Dimit-
rov’un konuşm aları sağladı. N aziler bu duruşm ayı yö­
n etirk en bilimsel sosyalistlerin ülkede b ir iç savaş ha^
z ırlam akta olduklarını ve R eichstag’ı ateşe verdikleri­
n i «kanıtlamayı* hesaplıyorlardı. N aziler diğer ülkele­
rin egem en çevrelerine bilimsel sosyalizmle olası en
iyi şekilde m ücadele ettiklerini gösterm eyi hesaplıyor­
lardı. Dimitrov Leipzig D uruşm asında faşizm in acım a­
sızlığını ve terörist politikasını yiğitçe o rtay a koydu
ve yangının Kom ünist Partiye k arşı kanlı misilleme­
lerde bulunm ak ve ülkede bir şiddet ve sindirm e re ­
jimi kurm ak am acıyla nazilerce başlatıldığını inandı­
rıcı b ir biçimde kanıtladı. Dimitrov b ir pro leter dev­
rim cinin nasıl davranm ası gerektiği k onusunda d ün­
yaya m üthiş bir örnek sundu; «Ben töhm et altındaki
bir bilimsel sosyalist olarak kendim i _ ö v ü nüyorum»
dedi. «Ben kendi bilimsel sosyalist onurum u savunu­
yorum. D üşüncelerim i, bilimsel sosyalist inançlarım ı
savunuyorum , ben yaşam ım ın anlam ve içerigîrii savü-
nuvorum .»<6B>
İşçi sınıfını, tüm emekçileri, tüm dem okratları ve
anti-faşistleri o rta k düşm ana - faşizm e - k arşı birleş­
meye çağıran b ir bilimsel sosyalistin sesi faşist m ah­
kem eden çıkıp b ü tü n dünyada yankılandı. Dimitrov
d uruşm adaki konuşm alarında bilimsel sosyalistlerin
anti-faşist m ücadeledeki politikasına ilişkin önemli b ir­
kaç öneri o rtay a koydu. Faşizme k arşı m ücadelenin
b aşarı kazanm ası isteniyorsa sosyal-dem okrat ve di­
ğ er işçilerle b ir birleşik cephe oluşturm anın gerekli-

418
liginden söz etti. D im itrov faşist zindancıların pençe­
sinden k u rtu ld u k tan sonra b ir röportajda m ahkem e­
deki konuşm alarından söz ederken «sadece bilimsel
sosyalist işçileri ve K om ünist P artiyi değil, sosyal-de­
m okrat işçileri de, h a tta b ir ölçüde sosyal-dem okrat
p artiyi savundum . ... Bunu yaptım çünkü politik ola­
ra k doğruydu»<60) dedi.
D im itrov’u n yaptığı tüm konuşm alarda izlenen dü­
şünce. bilimsel sosyalistlerin, hiçbir zam an olmadığı
kadar, tüm anti-faşistleri birleştirm e olanağını en üst
düzeye çıkartabilecek m ücadele yöntem lerini k u llan ­
m aya şimdi, hiçbir zam an olmadığı k a d a r zorunlu ol­
duklarıydı. Dimitrov nazi saldırılarına karşı Bulgar
ulusunun çıkarlarını savunurken, bilimsel sosyalistle­
rin faşizm e k arşı savaşta ulusal taleplerin savunm ası­
nı nasıl ele alm aları gerektiğini Örnekledi.
Leipzig D uruşm asında nazilerin işlediği suçların
o rtay a konm ası, tüm dünyadaki anti-faşist güçlere bir
ivme kazandırdı. Dimitrov ve suçlanm akta olan diğer
bilimsel sosyalistlerin savunulm asına yönelik kitlesel
k am panya gerçek b ir ulu slararası eylem e dönüştü.
N azi terö rü n e k arşı güçlü b ir toplantı ve protesto gös­
terileri dalgası çoğu kapitalist ülkede dolaştı. Aralık
1933'te Leipzig’dek i faşist m ahkem e k ararın ı hazırla­
dığı sırad a P aris’te kentin işçi bölgelerinde say ılan
bazen günde yirm iye v aran protesto gösterisi yapılı-
yordu.(61) H areket sadece bilimsel sosyalist işçiler a ra ­
sında değil, sosyal-dem okrat işçiler, reform ist ve H ı­
ristiyan işçi sendikalarm m üyeleri ve ilerici aydınlar
arasın d a da yaygınlaştı. îlk kez oldukça kalabalık bir
ay d ın lar gru b u anti-faşist m ücadelede etkin olarak yer
aldı. N azilerin işlediği canavarca suçlara ilişkin g e r­
çeğin yaygınlaştırılm ası konusunda oldukça iyi çalış­
m alar yapıldı.

419
Aslında D im itrov'un kendisi de birleşik cephenin,
h erhangi bir anlaşm a yapılm am ış olm akla birlikte, ilk
kez suçsuz bilimsel sosyalistlerin savunulm ası h a re ­
keti sırasında k u ru ld u ğ u n a değindi. «Komünistler,
sosyal-dem okratlar, a n arşistle r ve partisiz emekçiler
Alman faşizm ine karşı çıktı. M ilyonlarca em ekçi er­
kek ve kadın Leipzig’deki m ücadeleyi gece gündüz iz­
ledi. M ilyonlarca küçük-burjuva köylü ve aydın birle­
şik anti-faşist cepheden yanaydı.»<C2>
Sosyal-dem okrat işçilerle bilimsel sosyalistler a ra ­
sındaki d a h a yakın İlişki reform ist p artiler içinde fa ­
şizme k a rşı devrim ci b ir m ücadeleye geçm eyi talep
eden sol eğilim lerin güçlenm esiyle d ah a açık seçik or­
tay a çıktı. Sosyalist İşçi E n tern asy o n alin in Ağustos
1933'te yapılan Paris K onferansı sosyalist p artiler için­
deki yeni süreci yansıttı. K itlelerin p artilerin e karşı
sarsılm ış olan güvenini onarm aya çabalayan sağ sos­
yalist önderler, sosyal-dem okrasinin faşizm e k a rşı k a­
rarlı b ir savaşçı olduğunu k anıtlam ay a çalıştılar. Bu
a ra d a sağ Önderlerin sözleri K om intern üyesi p a rti­
ler ve onların birleşik cephe politikasına yönelik k a ­
ra lam alarla doluydu. Bilimsel sosyalistlerle h e r tü rlü
o rtak eylem kesinlikle reddediliyordu. K onferansta söz
a lan F. A dler birleşik işçi cephesi için şunları söyledi:
«Şimdiye dek olduğu gibi hangi şekilde ve biçimde
olursa olsun M oskova’nın yürü ttü ğ ü h e r tü rlü birleşik
cephe m anevrasına tü m gücüm üzle k arşı çıkaca-
ğız.(M) KEYK’nin 5 M art 1933 tarih li birleşik eylem öne­
risi reddedildi. Bu, anti-faşist güçler arasındaki ay­
rılığı sü rd ü ren b ir politikaydı ve nesnel olarak faşist­
lerin işine yaradı.
Am a K onferanstaki sol eğilim kendisini güçlü bir
biçimde o rtay a koydu. B unlar Kom ünist Partiyle bir
eylem birliğine eğilimli olan Fransız Sosyalist Parli-

420
si’nden Zyromski g ru b u ve İtalyan Sosyalist P artisi’­
nin önderliğiyle, İspanya ve Belçika sosyalist gençlik
örgütleri, A vusturya Sosyal-Dem okrat P artisi'n in sol-
kanadı ve diğerleriydi, Sosyal-dem okrat b ir program a
bağlı kalm akla birlikte, faşizm e karşı p ra tik eylem ­
ler konusunda bilimsel sosyalistlerle b ir an laşm aya
varılm asını talep ediyorlardı. Sol-kanatçılarm ortaya
koyduğu görüşler sosyal-dem okrasinin sırad an üyele­
ri a ra sın d a bilimsel sosyalistlerle oluşturulacak b ir
anti-faşist birliğe doğru giderek a rta n b ir kaym ayı b e­
lirliyordu.
Kasım.- Ara lık lOaa’t e . .yapılan K om intern -Yürüt-
mesi O nüçüncü Birleşik O turum unda ulu slararası p ro ­
letaryayı faşizm, em peryalizm ve savaşa k arşı m ücâ­
deleye toparlam a görevinin sorunları tartışıldı.
Birleşik O turum K om intern üyesi partileri faşiz­
m in ciddi tehditlerine karşı uyardı. Faşizm m alî ser­
m ayenin en gerici, en şovenist ve en em peryalist u n ­
su rlarının açık diktatörlüğü olarak tanım lanıyordu.<M)
Bu tanım gelişmiş k ap italist ülkelerdeki faşizm in g er­
çek sınıfsal doğasını o rta y a koyuyordu. Birleşik O tu­
rum aynı zam anda «faşizm, yaşam larının olağan akı­
şından koparılm ış olan köylülere, z an aatk ârlara, büro
görevlilerine ve kam u hizm etlilerine, özellikle büyük
kentlerdeki sınıflardan kopmuş u n su rla ra hoş görüne­
rek, işçi sınıfının içine de sızm aya çalışarak küçük b u r­
juvazi arasın d a tekelci serm aye için b ir kitle tab am
sağlam aya çalışır.»**'* diye vurguladı. Birleşik O tu ru ­
m un değerlendirm eleri K om intern üyesi partilerin doğ­
ru b ir ân ti-fâşİst politika saptam alarım sağladı. Faşiz­
min sınıfsal doğasının' nitelendirilm esi, Birleşik O tu­
ru m u n tekelci kapitalizm in p arlam en ter yöntem leri,
genel olarak bu rju v a dem okrasisini o rtad an k ald ır­
m aya yönelik b ir yol çizm ekte olduğu anlam ındaki

421
sonucu tüm anti-faşist, dem okratik güçleri birleştir­
me olanağına ilişkin d a h a sonraki çık arsam alara bir
temel olarak hizm et etti. Birleşik O turum faşist dik­
tatörlüğün burjuvazinin d ik tatörlü ğ ü n ü n b ü tü n ülke­
lerdeki kaçınılm az b ir evresi olm adığım ve bunu en­
gelleme olanaklarının savaşan proletaryanın gücüne
bağımlı olduğunu b ir kez d a h a v u rg u la d ı/60’
Birleşik O turum da faşizm in çöküşünün hem en a r­
dından doğrudan proletarya dik tatö rlü ğ ü n ü n k u ru l­
m asının beklenem eyeceği düşüncesi dile getirildi. Bu
sözler faşizm e karşı m ücadelenin kesin hedefi faşist
diktatörlük olan, genel dem okratik b ir h arek et olaca­
ğı düşüncesinin ceninini taşıyordu.
Savaş aley h tarı m ücadelenin sorunları O nüçüncü
Birleşik O turum da yeni b ir biçimde geniş olarak ele
alındı. Birleşik O turum A lm anya’daki faşist hüküm e­
tin A vrupa’d a savaşın başlıca kışkırtıcısı olduğunu ve
savaş aleyhtarı kam panyanın onu hedef alm ası ge­
rektiğini açıkça belirtti. Birleşik O turum K om intern
üyesi p artilerin önüne «henüz savaş b aşlam ad an ge­
niş kitleleri savaşa karşı h arekete geçirm e ve böylece
kapitalizm in kaderini hızlandırm a»<61) görevini koydu,
K om intern üyesi p artiler em peryalist savaşı önlem e­
nin olanaksız olduğuna ve gerçek b ir devrim in ancak
b aşka bir em peryalist savaşm sonucu olarak başlaya­
cağına ilişkin kaderci görüşlerle m ücadele etm ek zo-
ru n d a y d ı/68’
Birleşik O turum faşizm e k a rşı b ir birleşik işçi
cephesi için m ücadeleye ilişkin sorunları ta rtıştı ve
K om intern üyesi partileri «sosyal-demokrasinin hain
önderlerine rağm en ve onların isteklerinin aksine sos­
yal-dem okrat işçilerle b ir birleşik m ilitan cephenin
gerçekleşm esi için ısra rla m ücadele etmeye» çağırdı.(6f>>
A ncak Birleşik O turum birkaç önemli noktada ye-

422
n i koşullan k arşılam ayan yönlendirm elerde bulundu.
Örneğin, A lm anya’d a «yeni bir devrimci- kabarm a»nın
başlam akta olduğu varsayım ından yola çıktı.(!l>) Birle­
şik O turum faşist saldırının boyutlarını küçüm sedi.
Emekçi halkın büyük bir bölümü, anti-faşistlerin ço­
ğ u n luğu henüz bu düşünceyi benim sem em ışken geliş­
miş kapitalist ülkelerin bilimsel sosyalist p artilerin i
b ir sosyalist ayaklanm aya yöneltmeye devam etti. Bir­
leşik O turum faşizm in gelişiyle koşullarda y aratılan
değişikliklere karşın, sosyal-dem okrasiyi^ faşist ülke­
lerin ki de dahil, burjuvazinin başlıca dayanağı olarak
değerlendiren görüşü onayladı. Önceki gibi, aşağıdan
birleşik cephe taktiği şem atik olarak yuk arıd an birle-'
şik cephe taktiğiyle karşı karşıya konuldu. Gene de
Birleşik O turum un faşizm e ve savaşa k arşı m ücade­
lenin som ut hedeflerine ilişkin yönlendirm elerinin ço­
ğu K om intern üyesi p artilerin çalışm alarına önemli
yardım lar sağladı.

ULUSAL KURTULUŞ HAREKETİNDE


İŞÇİ SINIFI PARTİLERİNİN TAKTİKLERİ

Ulusal kurtuluş hareketi dalgasının d ü n y a ekono-


m ik bunalım ı sırasında yükselmesi, bu h a re ketle il-
gisi olan politik güçlerin faaliyetlerinde hızlı b ir a r­
tışa yol açtı. Ulusal bu rju v a partileri kendi am açları­
n a ulaşm ak ve kitlelerin özellikle devrim ci işçilerin
politik eylem lerini önlemek için bu h arek etin Önder­
liğini üstlenm eye çalıştılar. Ulusal burjuvazinin sağ-
k a n a t politik g ru p lan , içteki feodal güçlerle uğraşm a
ve söm ürgecilere teslim olma eğilimindeydiler. Küçiik-
b urjuva p a rtile r ve örgütler genellikle ulusal-dev­
rim ci b ir ta v ır alıyor, işçilerle uyum içinde hareket
ediyor, radikal b ir politik program öne sü rü y o rlar ve

423
anti-em peryalist anti-feodal b ir devrim e yönelik k a­
ra rlı bir çizgiyi destekleyebiliyorlardı.
Bilimsel sosyalist partiler, ezilen h alk ların d ev -
rim ci-kurtuluş m ücadelesi içindeki en tu tarlı güçtü.
K om intern ve söm ürge ve yarı-som ürge ülkelerin iş­
çi sınıfı partileri ulusal kurtuluş h arek etin in devrim ­
ci güçlerini sağlam laştırm ak için çok çaba h arcad ı­
lar. Bilimsel sosyalistler heryerde fed ak âr b ir adan-
mışlık ve yiğitlik ortaya koyarak devrim ci-kurtuluş
m ücadelesinin ön sa fla rın d a -yürüdüler: -----------
Komintern, ulusal k u rtu lu ş m ücâdelesinde önemli
b ir yere sahip büyük bir K om intern bölüm ü olan Çin
K om ünist P artisi’nin politikasına özel b ir ilgi gösteri­
yordu.
K om intern, devrim in 1925-1927'deki yenilgisinin
öğrettiklerini çözümledi ve Çin Kom ünist P~artisi’n in
Çeng Tu-Siu başkanlığındaki sağ-oportünist sapm ayı
yenilgiye u ğ ra im asın a ’v epoH fik ç lz g l m ‘biçimi e h d îr-
mesıne yardım etti, KEYK Çin Komünist P artisi’ni ü l­
ke içindeki devrim ci m ücadeleyi geliştirm ek am acıyla
proletarya, köylülük ve kentli yoksullan toparlam ada
d ah a büyük bir çaba gösterm eye yöneltti. KEYK, Çin
K om ünist Partisi MK’ne A ralık 1929’d a gönderdiği m ek­
tu p lard a şimdi önemli olan şeyin «kitleler üzerinde et­
ki kazanm ak için mücadele» olduğu, «işçi ve köylüle­
rin devrim ci harek etin in gelişm esini ilerletm ek için*
varolan durum un kullanılm ası gerektiğini ve P arti­
n in işçi sendikası hareketine d ah a fazla ilgi gösterm e­
si, işçi sınıfı içindeki konum unu güçlendirm esi, «tüm
em peryalist güçlere karşı anti-em peryalist h a re k etlin
önderliğini ele geçirmeye çalışm ası gerektiğini vur-
g u l a d ı . <7ü A ncak ÇKP yönetim i. Partiye m aceracı..bir
çizgiyi dayatm aya çalışan Li Li - san g ru b u n u n eline
geçti. Li Li - san ve yandaşlarının hazırladığı kam-

424
p an y a planı, Çin devrim inin d ü nya devrim inin tem el
direği olacağı, Çin’deki ayaklanm anın patlam asıyla,
Jap onya’nın SSCB’ne m üdahalesi dahil, em peryaliz­
m in başlıca güçlerinin m ücadeleye girm ek zorunda
kalacağı ve (Çin devrim inin -çn.) bir dünya devri­
m inin kıvılcımı olacağı» varsayım ından yola çıkıyor­
d u / 7^ Li Li-san önderliğinin aldığı k a ra rla r ilk adım
o larak birkaç bölgede iktidarın derhal ele geçirilm e­
sini ve en büyük kentlerde silahlı ayaklanm ayı öne­
riyordu. O sırada ÇKP 1. Cephesi Cephe Komitesinin
başm da bulunan Mao Tse-tung bu çizgiyi h a ra re tle
destekliyordu. Li Li-san yönetimi, kitleler arasındaki
etkisinin boyutları ve proletarya ve köylülüğün silahlı
a y ak lan m alara ne denli hazırlıklı olduğu konusunda
KEYK’ni yanıltm ak çabasıyla bu m aceracı plan ların ı
K om intern'den gizledi. Birkaç ay süreyle Li Li-san ve
y andaşları K om intern'in ÇKP’yi felakete götürecek bu
çizgiden vazgeçirm eye çalışan tavsiyelerini görm ezlik­
ten geldiler.
Bu a ra d a ÇKP içinde «Çin’in ulusal ayrıcalığı» kis­
vesi altında p a rti program ıyla K om intern arasın d a bir
ayırım koyma çabalan, p a rti içinde K om intern yöne­
tim i hakkında güvensizlik to h u m lan ekme ç a b a la n ve
yerel kadroları, eğitim lerini KEYK Lenin okulu ya da
b aşk a Moskova okullarında görm üş olan görevlilere
düşm an etm ek biçiminde belirgin m illiyetçi eğilim ler
o rtay a çıktı.
K om intern Y ürütm esi ve KEYK Doğu Sekretar-
yası, olgunlaşm am ış savaşlarda yenilgi tehlikesi o r­
tay a koyan Li Li-san puçist çizgisinin uygulam alarını
Önlemek ve ÇKP’n in politik çizgisini düzeltm ek için
güçlü adım lar attılar. KEYK Politik Komisyonunun
Ağustos 1930 sonundaki b ir toplantısında Doğu Sek-
re ta ry a sı adına söz a lan b ir konuşm acı ÇKP için ge­

425
rekli olan işlemleri şu sözlerle tanım ladı: «Kızıl O rdu­
nu n en güvenli bulduğu bir Sovyet bölgesinde bir
Sovyet hüküm eti oluşturulur. Sovyet hüküm eti ta rım ­
sal ve anti-em peryalist program ını belirler ve form ü­
le eder, açıklar ve sağlam bir bölgesel temele daya­
n a ra k program ını uygulam aya koyar; so n ra bu böl­
gesel tem el gerektiği gibi kurulduğunda ve Kızıl O r­
du güçlendiğinde p arti Çin'de, kural olarak, em perya­
lizmin saldırılarını hedef a lan bir ya da birkaç büyük
san ay i merkezini, genellikle büyük kentleri güvenlik
altın a alm ayı görev edinebilir ve edinm elidir.»(W)
KEYK’nin Ekim 1930’d a ÇKP’ye gönderdiği Li Li-sa-
nizme ilişkin m ektubu ÇKP önderliğinin m aceram pü-
ç is tlıH â İ â r ıh f şiddetfe~eleşlîriyordu. M ektup tarım sal
devrim in yapısının henüz yaygınlaşm adığına, Güney
dışında «köylülüğün yeni yeni adım atm aya b a ş la d ığ ı­
na, işçi hareketinin hâlâ a ğ ır b ir ilerleme içinde oldu­
ğuna, «proletaryanın yeterince örgütlü olmadığı»na,
«büyük sanayi m erkezlerindeki güçler dengesinin si­
lahlı bir ayaklanm a için uygun o lm a d ığ ın a , bizzat
Sovyet belgelerinde bile «Sovyet iktidarının sağlam laş­
m am ış olduğu»na, ÇKP önderliğinin «devrimin silahlı
güçlerini devasa bir biçimde abartm ış olmaktan»
suçlu olduğuna ve Kızıl O rdu’nun, askeri gereçler de
dahil, hâlâ birçok eksiklikleri olduğuna işaret ediyor­
du. (M) Bu koşullar altında kentlerin d erhal ele geçiril­
m esini hedefleyen Li Li-san çizgisi (Ç angşa’nin ele ge­
çirilmesi ve yitirilm esinin gösterdiği gibi) devrim in
k anh yenilgilerine yol açtı.
KEYK Onbirihcî~Bîrleşik O turum unun d a h a son­
ra belirttiği gibi, Çin «sol»u durum u yanlış değerlen­
dirdi ve «Çin'de h en ü z başlayan devrimci yükselişin
çeşitli belirtilerini Çin'de ve bütü n dünyada devrim ci
bir durum un başlangıcı olarak yorum lam aya ve bur-

•LM)
d a n yola çıkarak tüm üyle hatalı puçist sonuçlara var-
' m aya çalıştı.»(T5)
KEYK m ektubunda, ÇKP önderliğinin derinliğini
ve önem ini ancak d ah a sonra, farklı koşullar alim da
değerlendirebildiği bir düşünce öne sürdü. KEYK, k en t­
lerdeki işçi sınıfını m ücadeleye ayaklandırırken, «Sov- ;
yet olm ayan bölgelerde köylü hareketini oluşturm a- _/
yı b u ra la rd a gerilla savaşını geliştirm eyi, en büyükleri '
de dahil, kentleri b ir köylü karışıklıkları çem beriyle/
sarm ayı...» salık verdi.(W) ■'
KEYK’nin ÇKP KEYK delegasyonuyla yakın b ir iş­
birliği içinde hazırladığı Li Li-sanizme ilişkin k a ra r­
la rı ÇKP’n in sağlıklı güçlerinin aşırı-devrim ci, küçük-
burjuva, milliyetçi Li Li-san çizgisini ve y an d aşlar mı
yok etm e m ücadelelerinde sağlam bir tem el oluştur­
du. ÇKP’nin devrimci m ücadele evresinde Sovyetler
sloganı altın d a oluşturacağı strateji ve taktiklerinin
tem elleri atılmıştı.
Ç in’deki Sovyetler’in, yani devrim ci üslerin bulun­
d u ğ u alan lard ak i işçi ve köylü ik tid a r organlarının
Birinci Kongresi 1931’de yapıldı. Kongre geçici bir
m erkezi Sovyet H üküm eti seçti ve toprakla ilgili bir
yasa oluşturdu. Sovyet bölgelerindeki büyük özel
m ülk sahiplerinin to p ra k la n derhal parasız olarak yok­
sul ve o rta köylüler y a ra rın a boşaltılacaktı. Toprak
yasası köylü kitlelerini devrim ci m ücadeleye çekm e­
ye yaradı.
Sovyet bölgeleri ve Kızıl O rdu k u rm a yolu ÇKP’­
nin ulusal k u rtu lu ş h areketinin gereklerini yerine ge­
tirebilecek yeni bir birleşik cephe oluşturm anın koşul­
la rın ı hazırlam ada kullanılacak taktiksel b ir evre ola­
ra k zorunluydu. ÇKP Ç in'in tüm üyle Sovyetleştirilme-
si t «Çin’i Yalnız Sovyetler K urtarabilir» sloganı) ve

427
iktidarı h e r yerde, ki varolan koşullarda olanaksızdı,,
ele geçirm e politikası izlemeye çabaladı.
Japonların M ançurya'yı işgal etm esinden (Eylül
1931) sonra Ç in’in milliyetçi güçleri arasın d a ülkeyi
em peryalist boyunduruktan korum ak am acıyla birli­
ğe doğru bir eğilim baş gösterdi. Bu konuda KEYK ve
ÇKP anti-em peryalist m ücadeleyi güçlendirm ek ve
ÇKP’nin yandaşlarını a rtırm ak İçin bazı adım lar attı.
A ncak birleşik anti-em peryalist cephe yolunda bazı
engeller vardı, bunlar: ulusal burjuvazinin kararsızlığı
ve K uom intang’m K om ünist P arti ve Sovyet bölgelere
karşı yürü ttü ğ ü silahlı m ücadeleydi. ÇKP’nin solcu
h ataların ın d a etkisi oldu. P arti önderliği K uom intang
içindeki farklı g ru p la r arasın d a varolan ciddi çelişki­
leri hesaba k atam ad ı ve Çin ulusal burjuvazisinin g e­
niş kesim leri arasın d ak i anti-em peryalist eğilim leri
küçümsedi. ÇKP MK Ş angay’daki O laylara İlişkin
Ç ağrısında (31 Ocak. 1932) «Kuomintang’m tüm g ru p ­
ları tüm Çin burjuvazisinin, Japon em peryalizm inin
dalkavukları» olduğunu yazdı. ÇKP yönetimi, emekçi
halk kitlelerinin «emperyalizmi altetm ek için em per­
yalizm in m aşasını - Çin K uom intnng’ı - altetm enin zo­
runlu» olduğunu anladığı konusunda b ir yanılgı için­
deydi, Aslında Jap o n istilacılarına karşı mücadeleye
girişm iş olan halkm birçok kesimi h âlâ K uom intang’a
güveniyordu ve henüz Çin’de Sovyet iktidarı için m ü­
cadele etm eye h azır değildi. Kom intern yürütm esinin
Çin'deki koşullar altın d a anti-em perynîist harek eti ge­
liştirm e görevlerini bir y an a bırakm aya göz y u m u l­
m ayacağına ilişkin önemli tavsiyesi yerine getirilm e­
di.
Bu arada, otuzların b aşların d a K om intern’in Çin
Komünist P artisi’ne sunduğu yönlendirm elerin b a z ıla ­
rı devrim ci yükselişin düzeyini, K uom intang"rejimi

■un
içindeki bunalım ın boyutlarını ve devrim ci g ü d erin
o lan ak ların ı a b a rta n değerlendirm eler taşıyordu.
ÇKP içindeki sekter u n su rla r Çin’deki politikanın
«ulusal b ir bunalım» varsayım ına, h a tta devrim ci bir
durum un varlığına dayandırılm asını talep ediyorlar­
dı. Bu p a rti çalışm alarını olumsuz yönde etkiledi. Bu
h a ta la r ve güçlüklere rağm en Çin’deki Sovyet h are­
keti bu yıllarda gelişmeyi ve zengin deneyim ler edin­
meyi sürdürdü. Sağlam Sovyet bölgelerinde üslenen
Kızıl O rdu 1930-1933 dönem inde Ç ıang Kay-şek ask er­
lerinin dört saldırısını püskürttü. Sovyet bölgeleri ül­
kenin yaşam ında önemli politik etm enler haline gel­
diler. Ç in’in ilerici güçleri bu bölgeleri Japon em per­
yalist saldırganlığına karşı m ücadelenin k aynağı ola­
ra k görüyordu.
K om intern b ir politik çizgi oluşturm ak için yardım
ettiği kadrolarını eğittiği ve m ücadelelerini hem po­
litik hem de m addî açıdan desteklediği diğer ezilen
ü lkelerin bilimsel sosyalist partilerine büyük yardım ­
la r sağladı.
Kore, Çiiı Hindi, Filipinler ve diğer ezilen ülkeler­
deki bilimsel sosyalistler em peryalizm e karşı baskı ve
işkenceden yılm ayan yiğit savaşçılar olduklarını gös­
terdiler. H alkın silaha sarıldığı her yerde bilimsel sos­
yalistler savaşan safların cn önündeydiler. M eerat
D uruşm asındaki otuzüç tutuklunun savunulm ası için
kitleleri ayaklandırdıkları H indistan’d a olduğu gibi,
p roleter önderlere yapılan işkencelere k arşı k am p an ­
y a la r ve grevler örgütlediler.
Endonezya Komünist P artisi’n in eylem p ro g ra­
m ında şöyle deniyordu: «Emperyalizm en başta yiğit
partim iz olmak üzere tüm devrim ci h arek etin ölüm ü­
ne dek savaş ilan etm iştir... Binlerce devrim ci zin­
d an lard a çürüm ektedır, binlercesi sınır dışı edilmiş ve

429
vurulm uştur. Yüzlerce gösteriye ateş açılmış, düzine­
lerce köy yakılıp kül edilm iştir. Çin Hindi kan kus­
m aktadır.» (77)
Baskı ve işkencelere rağm en bilimsel sosyalistler
kitleler arasın d ak i çalışm alarım sürdürdüler. Komin­
tern, işçi sınıfı partilerinin dikkatini ezilen ülkelerde­
ki geniş köylü kitleleri arasın d a Özellikle h a ra retli bir
çalışm a gereğine çekti.
Doğu ülkelerindeki işçi sınıfı p artileri yiğitçe bir
mücadele sürdürürken, o dönem e göre k öklü prog-
ra m la r öne sürdüler. Kitlelerin köklü b ir dem okratik
devrim için h azır olm alarını a b a rta n değerlendirm e­
lerden yola çıkarak, kuru lu şu n u devrim in sosyalist
devrim e doğru gelişm esinin başlangıcı o larak değer­
lendiren bir işçi köylü hüküm eti sloganı ilan ettiler.
H int K om ünistleri eylem program ı ta slak ların d a «Sov­
yet H üküm etinin kurulm ası» m, «Hindistan Feodal İş­
çi ve Köylü Sovyet C um huriyeti’nin y a ra tılm a s ın ı ta ­
lep ediyorlardı.(7<1) Program ulusal burjuvazinin anti-
em peryalist m ücadeleye katılm a olasılığım reddedi­
yordu.
O dönem de Endonezya Kom ünist P artisi «sloga­
nının ‘hem en sosyalizm ’, ‘Sovyet Endonezya’, ‘proletar­
ya diktatö rlü ğ ü ’, vb. olması g e re k tiğ in e inanıyordu.1(70>
Filipinler K om ünist P artisi’nin Birinci Kongre (1931i
belgelerinde de em peryalizm ve ulusal burjuvazi a ra ­
sındaki çelişkiler hesaba katılm am ıştı. Birçok sömürge,
yarı-söm ürge ve bağım lı ülkedeki bilimsel sosya­
list p a rtile r b ir «Sovyet devrimi» hazırlayıp y ü rü tm e­
ye koyuldular. «Sovyet devrim i»nden a n b ir sosyalist
devrim değil, ilk evresinde burjuva-dem okrat hedefle­
rin a ğ ır basabileceği b ir devrim anlaşılıyordu. Ancak,
bazı d u ru m lard a KEYK’nin tavsiyelerine dayanm akla

430
birlikte bu sloganlar birçok ezilen ülke açısından h e'
nüz nesnel olarak olgunlaşm am ıştı.
Doğu ülkelerindeki birkaç bilimsel sosyalist p a r­
tinin sol-sekter h a ta la rı kuruluşu bilimsel sosyalistler
ve d iğ er ilerici güçlerin önemli bir kazanım ı olan An-
ti-Em peryalist Birliğin (1927-1935) am açlarım etkile­
di, Birliğin bazı k a ra rla rı ulusal-reform ist örgütlerle
birleşm eyi güçleştirdi. H indistan U lusal Kongresi, Tüm
H indistan İşçi Sendikaları Kongresi, M ısır U lusal P ar­
tisi, Endonezya U lusal Partisi ve diğerleri gibi ö rg ü t­
ler birlikten ayrıldı.
Doğu ülkelerindeki bilimsel sosyalist p artilerin ta­
vırlarındaki birçok nokta işçi sınıfının belirli bir kesi­
mi açısından, kitlelerin tarif edilemez acı ve sıkıntıla­
rın d an olduğu kadar, kararsızlık gösteren ve sık sık
em peryalizm le p azarlığa eğilimli ulusal burjuvaziye
duyulan güvensizlikten kaynaklanan devrim ci sab ır­
sızlığa bağlanıyordu.
Söm ürge ve yan-söm ürge işçi sınıfı p artilerin in
karşılaştıkları tüm güçlüklere, y aptıkları bazı vanlıs-
la ra karsm ..kazandılU aıxm ucadele deneyim i..o n la ra
y aratıcı ve ölüm süz m arksizm -leninizm Öğretisinin ge ­
rektirdiği gibi bü tü n anti-em peryalist güçleri birleştir;
meyi ve h e r ülkenin som ut tarihsel ve ulusal .koşulla- -
rm a uygun bir strateji ve taktik oluşturm a gereğini
öğretti.
1920-1933’ün fırtınalı olaylan sırasında bilimsel
sosyalist hareket, m arksizm -leninizm in devrim ci bay- j
ra ğ ın a bağlı k alarak em peryalist gericiliğin ve faşiz- j
m in saldırısına karşı m ücadele eden tek örgütlü politik j
güç olduğunu kanıtladı. Sosyal-dem okrasinin sağ-ka-
n ad ınm işçi sınıfını bölme politikasını sü rd ü rd ü ğ ü ve
en sonunda teslim olduğu faşizm in saldırıların a gide­
rek d a h a fazla boyun eğdiği b ir dönem de bilimsel sos-
J
431
yalist partiler, bütün devrimci güçleri birleştirm ek
için çalıştılar, K om intern ve işçi sınıfı p artileri güç­
lükleri ve h a taları yenerek değerli deneyler kazandı­
la r ve değişen koşulları karşılay an bazı önemli adım ­
la r a ttıla r ve işçi sm ıfı arasınd ak i fark lı ak ım la n fa ­
şizme k arşı m ücadelede yakınlaştırm ak için b ir yol
çizdiler, İşçi sınıfı hareketi yavaş yavaş, acı deneyler­
den ders alarak, kapitalist ülkelerdeki m ücadelenin
stratejisini ve ezilen ülkelerdeki bilimsel sosyalist p a r­
tilerin görevlerini yeni koşullarda som utlam anm ge­
rekli olduğu sonucuna vardı. Am a bilimsel sosyalist
p artiler, tüm devrim ci ve dem okrat güçler arasın d a
faşizm, em peryalizm ve savaşa k arşı m üm kün olan en
yakm birliğini sağlam ayı hedefleyen yeni b ir politik
çizgi oluşturm ak için birkaç savaşı d a h a göğüslem ek
\ zorundaydı.

432
V
FAŞİZME VE SAVAŞA KARŞI BİRLEŞİK
BİR İŞÇİ VE HALK CEPHESİ MÜCADELESİNDE
ÜÇÜNCÜ ENTERNASYONAL
(1934-1939)

KOMtNTERN’tN VE BÖLÜMLERİNİN
STRATEJİ VE TAKTİKLERİNDE
DÖNÜM NOKTASI

İşç i S ın ıfı P artilerinin


F aşizm e K a rşı M ücadeledeki
Y en i D eneyleri

O tuzların sonuna doğru d ü nyada gelişen d u ru m a


iki önemii etm en hükm ediyordu: SSCB'de sosyâİfzmîn
çığır açan b aşarıları ve kapitalist Ülkelerde faşizm* ve
em peryalist gericiliğin saldırısı. Sosyalizm ve k ap ita­
lizm arasındaki fa rk bu iki ayrı gelişme çizgisinde çar­
pıcı b ir biçimde ortaya çıkıyordu,
Sovyetler Birliği işçi sınıfı, köylülerle birleşerek
Kom ünist P arti önderliğinde e n kısa süre içinde SSCB’­
de sosyalizmin zaferini güvence a ltın a aldı. İnsanlık
tarihinde ilk kez İnsanın insanı söm ürm esini ortadan

F. 23: Enternasyonal 433


k ald ıran b ir toplum o rtaya çıktı. Bu toplum, ü retim
araçların ın kam u, sosyalist m ülkiyetini tem el aldı ve
Sovyet toplum unun ideolojik ve politik birliği bu te­
mel üzerine kurulup geliştirildi.
Sosyalist inşanın büyük tarihsel kazanım ı, SSCB’­
nin ileri, güçlü bir sanayi-tarım devletine dönüştü-
rülm esiydi. Sovyetler Birliği emekçi halkı, Lenin’in ola­
sı b ir saldırıyı püskürtebilm ek için Rusya’yı en kısa
zam anda «büyük ölçekli m akina sanayii ve elektri­
fikasyon atılım ı»(1) içine sokm a em rini yerine getirdi.
Başlıca hedefi sosyalizmi m ahvetm ek olan faşizm in
ve em peryalist gericiliğin dünya ölçeğinde güçlendi­
ği gözönüne alınınca, bu. sorunun çözüm ü son dere­
cede önemliydi.
Sosyalizmin SSCB'deki zaferi ve sosyalist inşanın
başarıları, dünyadaki sınıf güçleri dengesini kapitalizm
z ararın a bütünüyle değiştirdi. Şimdi u lu slararası pro­
letaryanın, SSCB’nin kişiliğinde sanayi ve ask eri gü­
cünü hızla oluşturan ve böylece dünyada sosyalizmin
ka za m m la n n ı güçlendirip d ah a iyi savunabilm esine
olanak veren bir öncü m üfrezesi vardı. Sosyalizmin
anayolu belirlenm işti. Bu, uluslararası işçi h areketine
güvenilir bir pusula verdi, emekçi h alk a esin kaynağı
oldu, çalışm alarını hızlandırdı ve zafere olan inançla­
rın ı güçlendirdi. Tüm devrimci ve anti-faşist güçler
için b ir çekim m erkezi olarak Sovyetler Birliği’nin ro ­
lü a rttı.
O tuzların o rta la rın a gelindiğinde faşizm , k ap ita­
list ülkelerdeki saldırılarını yoğunlaştırdı. Bu, em per­
yalist burjuvazinin kapitalizm in keskinleşen genel bu­
nalım ına, bazı ülkelerde devrim ci b ir durum un o rtay a
çıkışına ve sosyalizmin Sovyetler Birliği’ndeki b aşa­
rıların a gösterdiği tepkiyi güçlü olarak yansıtıyordu.
Bunalım yıllarında işçi smıfı arasın d a hızla yükselen

4*4
devrim ci hareket, em peryalist gericiliğin azgın saldı­
rılarıy la karşılaştı. Faşistler nazilerin A lm anya’daki
zaferinden yüreklenerek, birçok k ap italist ülkede ça­
lışm alarını yoğunlaştırdılar. Em peryalist burjuvazinin
b ir bölümü, rejim in yeniden örgütlenerek faşistleştiril­
mesini, parlam ento yetkilerinin kısıtlanm asını, grev
h akkı vb. dahil dem okratik özgürlüklerin hasıraltı
edilm esini ve giderek o rtad an kaldırılm asını savundu­
lar. D iğerleri ise, çeşitli faşist örgütleri a rk a la rın a a la ­
ra k bir h ü küm et darbesi hazırlam aktaydı.
Fransa, A vusturya ve Ispanya’d ak i fa şist teh like
ü rk ü tü cü boyutlara ulaşm ıştı. B ulgaristan’d a faşist
d arbe hazırlıkları yapılıyordu. Polonya ve~ Magarisjl&h’'
da egem en çevreler politik rejim lerin faşistleştirilm e^
sini tam a in lam aya çalışıyorlardı. Faşist h a re k et Fin­
lan d iy a’da önem kazanıyordu. Faşist ö rg ü tler Birleşik
D evletler’de d a h a etkin bir hale geliyordu. Jap o n y a’
da ülke yöneticilerinin d a h a d a gerici ve saldırgan b ir
çizgi izlem esini talep eden faşist askeri g ru p la r politi­
k a sahnesine çıktılar. Faşizm in uğursuz gölgesi Av­
ru p a ’nın tüm üne yayılm a''^nfM ânT ığrönlârcaT ^ıî' ge­
riye götürerek b aşk a k ıta la ra sıçram a tehlikesl_taşı-__
yordu.
Faşist çeteler sadece H itler A lm anyası’n d a değil,
h e r yerde saldırılarının a n a hedefi oiarak işçi sınıfını
seçtiler; bilimsel sosyalist p a rtile ri ve işçi sınıfının di­
ğ e r örgütlerini k an lı şiddetle ezmeye ve p roletarya­
nın sınıf güçlerini toparlam asını önlemeye çalıştılar.
Faşizm, emekçi halkın yıllar süren zorlu m ücadeleler­
le kazandığı h a k ve Özgürlüklerin tü m ü n ü yok etmeyi
ve işçileri m ali serm ayenin uysal köleleri haline ge­
tirm eyi hedefliyordu. A m a faşizm sadece sosyalizme
ve işçi sınıfına savaş açm adı - nüfusun tüm dem okra­
tik kesim lerine düşm andı. Faşistler burjuva-dem okra-

435
tik k u ru m la n bunalım dan darbe alm ış olan k ap ita­
lizm için b ir tehlike olarak değerlendiriyorlardı. Bu
nedenle burjuva-dem okratik kuru m lara, p arlam en ter
rejim lere ve dem okrasinin h e r biçimine azgın saldırı­
la r yönelttiler.
Faşizm in ve em peryalist gericiliğin saldırıları, sos­
yalizm in vatanı, u luslararası işçi hareketi, emekçi h al­
kın dem okratik hak ve özgürlükleri ve b ir çok ülke­
nin ulusal varlığı açısından ölüm cül b ir tehlikeydi.
Em peryalizm ve onun vurucu gücü -faşizm- sadece
Sovyetler Birliği ve uluslararası işçi sınıfına değil, tüm
dem okratik ve barışsever güçlere giderek a rta n bir
m eydan okum a haline geldi. Bu, gelişm elerin k ap ita­
list ülkelerdeki işçi sınıfını ve m üttefiklerini herşeyden
önce anti-faşist, genel dem okratik sorunlarla, ki a ra ­
larında en önemlisi faşizm le mücadeleydi, u ğ raşm a zo­
runluluğuyla k a rşı karşıya bırakm ası demekti.
O tuzların o rta la rın a gelindiğinde işçi sınıfı ve de-
mokratlK tab ak a la rın ilerici üyeleri, tüm anti-faşistler
ara sın d a birlik sağlayabilecek yeni b ir politikaya şid­
detli biı gereksinm e duyuyorlardı. Bu gereksinm e ne
küçük-burjuva dem okrat örgütlerce ne de sosyal-de­
m okrat partilerce karşılanabilirdi. İşçi_smıfı hareketi,
gecikerek de olsa, tüm devrim ci ve dem okra tik güçle -
ri faşizm in yenilgisi için birleştirmeyi h edef alan veni
bir strateji oluşturm aya başladı. Bilimsel sosyalistler,
sosyal"'gelişm e" yolunun an cak faşizm in yenilgiye
u ğ ra tılm ışıy la açılabileceğine işaret ettiler:
KEYK Politik S ekretaryası d ah a 1934 başlarında,
bilimsel sosyalistlerin, geniş kitleleri kazanm ak ve on­
la rı başlıca düşm an olarak faşizm e k arşı yöneltebil­
mek için ustalıklı b ir politikaya ve işçilerin acil talep­
lerine zam anında tepki gösterm eye gereksinm esi ol­
duğunu vurgulam ıştı.

436
1934’teki olaylar, özellikle Fransa, İspanya ve
A vusturya’d a faşizm e k arşı girişilen çarpışm alar, işçi
sınıfının anti-faşist m ücadelesinin gelişim inde b ir dö­
n üm noktasıydı. Bu olaylar sürecinde ve deneyim le­
rine d a y an a ra k K om intern ve bilimsel sosyalist p a rti­
ler adım adım yeni bir çizgi oluşturm aya koyuldular.
Bilimsel sosyalist hareket, Lenin’in birleşik işçi cephe­
si ve emekçi halkın geniş birliği konusundaki d ü şü n ­
ce ve görüşlerini geliştirdi ve bunları faşizm e karşı
m ücadelenin a n a görev haline geldiği koşullarda y a­
ratıcı olarak uygulam aya çalıştı.
Fransız Kom ünist Partisi d a h a geniş b ir birleşik
İşçi cephesi politikası benimsedi. 1934'ün başlarında,
F ran sa’daki faşist örgütler konum larını güçlendirm iş­
lerdi ve iktidarı ele geçirmeye hazırlanıyorlardı. FKP
a n a tehlikeyi doğru değerlendirerek, faşizm i en k a ­
ra rlı biçim de püskürtm ek ve tüm em ekçi h alkın de­
m okratik özgürlükleri ve ekonomik hak ların ı savun­
m ak üzere b ir talepte bulundu. Şubat 1934’te faşist
çeteler sokaklara çıkıp İktidarı ele geçirme girişim in­
de bulunduğunda Komünist P arti eğilimi n e olursa ol­
sun bütün işçileri direnişe ve faşist çeteleri dağıtm a­
ya çağırdı. İşçi sınıfının birleşik eylemi faşistlerin püs-
kürtülm esinde en önemli rolü oynadı. Partililerin ve
sosyalistlerin ortak olarak çağrıda bulundukları ve
dört buçuk milyon insanı içeren 12 Ş ubat genel grevi
proleter birliğinin büyük gücünü o rtay a koydu, İşçi
sınıfı faşizm in F ran sa’daki ilk önemli saldırısını püs­
k ü rttü . Faşizm in saldırıları karşısında duyulan telaş,
yerini faşizm in yenilebilir olm asından kaynaklanan
güvene terketti.
Fransız Kom ünist Partisi bu olaylardan aldığı ders­
lerin rehberliğinde birleşik işçi cephesi politikasını g e­
liştirdi ve onu yeni, önemli çıkarsam alarla zenginleş­

437
tirdi. M art 1934’teki birleşik otu ru m u n d a FKP MK’si
politik eğilimi ne olursa olsun tüm işçilerin eylem b ir­
liğinin kurulm ası ve genel anti-faşist talepler temel alı­
n a ra k güçlendirilm esi gerektiğini belirtti.{î>
FKP’nin H aziran 1934’ün sonunda to p lan an Lury'
deki U lusal K onferansı «proletarya kitlesinin bütün
eylem gücünün emekçi nüfusun tüm kesim lerinin ey­
lemiyle birlikte» faşizme k a rşı yoğunlaştırılm ası için
çağrıda bulundu.(3) Kom ünist Parti başlıca am acın fa ­
şizmin yenilm esi olduğunu ve partililerin dem okratik
özgürlükleri güvence altın a alm ak ve genişletm ek İçin
m ücadele ettiklerini; ve sadece işçileri değil, geniş köy­
lü kitlelerini, küçük-burjuvaziyi ve aydınları d a faşiz­
me karşı, dem okrasi ve acil ekonomik talepler için v er­
dikleri m ücadeleye çekmeye çalıştıklarını açıkladı. Ge­
niş b ir anti-faşist cephe politikasının a n a h a tla rı şe­
killenm eye başladı.
K om ünist Parti, kitleler arasın d a etkin b ir çalışma
başlattı, birlik toplantılarını ve gösterilerini yönetti ve
h er faşist hücum a k arşı bir geri püskürtm e örgütledi.
Anti-faşist eylem birliğine yönelik istek, işçilerin gide­
rek a rta n kesim leri -sosyalistler ve reform ist işçi sen­
dikası üyeleri- arasm d a yaygınlaştı. Eş zam anlı olarak
FKP, Fransız Sosyalist P artisi -SFIO(1)- ve yönetim ine
birleşik bir cephe için ısrarlı önerilerde bulundu.
Kom ünist P arti’n in a rta n çalışm aları sayesinde bir
çok k ent ve şubede FKP ve SFIO yönetim leri arasm d a
birleşik cephe için an laşm alara varıldı. SFIO yöneti­
mi, tab an d an gelen bask ılar karşısında, FKP’nin iki
p a rti ara sın d a faşizm e k a rşı b ir birlik p ak tı önerisini
kabul etti. Bu p ak t 27 Temmuz 1934’te resm en im za­
landı. Bilimsel sosyalistler SFIO tarafın d an yapılan b a­
zı önerilere razı olurken, b ü tü n işçi h arek eti açısından
bir kazanım d a sağladılar, yani: h e r iki p a rti faşizm

438
ve gericiliğe karşı sınıf m ücadelesinin etkili yöntem ­
lerini kullanm ayı kabul ettiler. F ran sa’daki birleşik iş­
çi cephesi b ir gerçeklik haline geldi ve d ü n y a işçi sı-
m fı h a reketinde önemli b ir dönüm noktası oldu. ÎCcT
münisitler ve sosyalistler arasın d a y ıllar sü ren keskin
m ücadeleden sonra ilk kez, o rta k d ü şm an a -faşizm-
k a rşı eylem birliği konusunda b ir anlaşm ay a varıldı.
F ran sa’daki birleşik işçi cephesi diğer kap italist ülke­
lerdeki işçi h arek eti için b ir esin kaynağı oldu.
1934 başların d a A vusturya’d a y a şa n a n olaylar,
u lu slararası işçi sınıfına önemli b ir ders oldu. Faşistler
bu ülkede konum larını yavaş yavaş güçlendirerek, sal­
d ırılarını başlattılar. Kom ünist Parti, işçileri y ak la­
şan faşist saldırıya k a rşı uyardı ve tüm anti-faşist iş­
çilerin o rta k eylemine olan gereksinm eyi vurguladı.
Am a Kom ünist P arti güçsüzdü, buna karşılık A vustur­
y a sosyal-dem okratları o dönem de işçi sınıfının ezici
çoğunluğunun desteğine sahipti. «A vusturya M arksist-
leri» durum gerektirdiğinde eylem e geçecekleri an la­
m ında açıklam alar y ap ark en cöm ert davranıyorlardı.
P artin in sıradan üyeleri arasın d a sol u n su rla r güçlüy-
dü. Y etkililerden gizlenm iş silah lara sahip Sosyal-De-
m okrat Schutzbund vardı. Am a m erkezci b ir ta v ır alan
p a rti yönetim i sadece cesur sözler ediyor ve sürekli ola­
ra k giderek d ah a da yüzsüzleşen faşizm e k a rşı p a rla ­
m ento dışında kitlesel eylem lerini sınırladığı işçileri
aldatıyordu. 12 Ş ubat’ta faşistler Linz’de A vusturya
Sosyalist P artisi’nin binasına saldırıp Linz’deki Schutz­
bund, faşistler ve polisle silahlı çatışm aya girince, a n ­
cak o zam an V iyana’daki sosyal-dem okrat önderler
genel bir grev için gecikm iş b ir çağrı yaptılar. Komü­
nistlerin etkin bir y er aldığı d ö rt günlük silahlı çatış­
m a işçilerin yenilgisiyle sonuçlandı.
A vusturya'daki olaylar sosyal-dem okrasinin mer-

439
kezci politikasının faşizm e k a rşı koym ada ta rih in sı­
n avına dayanam adığını o rtay a çıkardı. Reform ist po­
litika ve tak tik lerin b ü tü n biçim lerinin sald ırg an fa ­
şizm karşısında yenik düştü ğ ü çok açıktı.
F ran sa’daki birleşik cephenin öğrettikleri d ü nya
işçilerine faşizm in b aşarıy la püskürtülebileceğini or­
taya koyarken, A vusturya örneği, reform ist p artilerin
k a ra rlı bir sınıf eylemi içine girm ekten kaçınm aları­
nın uzun dönemde işçilerin ciddi yenilgilerine yol aça­
cağını anlattı.
A vusturya’daki olaylar, sosyal-dem okrasinin sıra­
dan üyelerinin, önderlerine rağm en etkin sınıf m üca­
delesi yolunu seçtiklerini de o rta y a koydu. Şubat 1934'
ten sonra yaklaşık 13.000 eski sosyal-dem okrat birkaç
ay içinde, o güne dek yaklaşık üç bin üyesi olan Avus­
turya K om ünist P artisi’ne katıldı.<5> A vusturya Sosyal-
D em okrat P artisi içinde de güçlü sol g ru p la r ortaya
çıktı.
İspanya Kom ünist Partisi kitlelerin gericilik ve fa ­
şizme k a rşı geniş tabanlı birliği için çalıştı. P artililer
faşizm in yenilgiye uğratılm asının ülke içinde dem o k -.
ra tik bir devrim in gelişm esi için zorunlu b ir koşul oldu­
ğ u n u kitlelere an lattılar. D aha 1933’te Kom ünist P ar­
ti, gericiliğin önünü kesm eye h azır olan herkesin ge­
niş kitlesel h arek eti olarak değerlendirdiği anti-faşist
cephe sloganını öne sü rm ü ştü .<6) Bu yolda elde edile­
cek ilk başarılard an biri M alağa kentinde Kasım 1933’
deki seçimleri k azan an kom ünistler, sosyalistler ve
cum huriyetçilerden oluşan bir h alk blokunun oluştu-
rulm asıydı. Açıkça anti-faşist b ir eğilim taşıyan birle­
şik proleter cephesi politikası Kom ünist P a rti’ye sa­
dece sosyalistler ve anarşistlerle değil, sol-kanat cum ­
huriyetçilerle de birkaç ortak eylemi gerçekleştirm e
olanağı sağladı.

440
• Ispanya Genç Sosyalist Birliği, Genç Komünist Bir-
liği’yle m ilitan bir ittifak ta birleşti. Eylül 1934’te Ko­
m ünist Parti, sosyalistlerin rehberliğindeki «işçi m ü t­
tefikleri» ile, birleşti. Komünist P arti bunu yaparken
dem okratik devrim in önemli b ir itici gücü o larak köy­
lülerin o rta k anti-faşist cepheye çekilmesi gerektiğini
açıklam ış oldu. İspanya Komünist P artisi işçi m ütte­
fikleriyle birleşerek ve köylülerin geniş katılım ları için
k am panya açarak anti-faşist birlik politikası yönünde
önemli bir adım attı.
Ekim 1934’te Ispanyol işçileri genel b ir grev ilan
ettiklerinde yalnızca sosyalistler, an arşistle r ve bilim ­
sel sosyalistlerin birlikte çalıştığı A sturias’ta geçici bir
zafer kazanıldı. Gerici güçlerin isyancı işçileri kanlı
bir biçimde bastırm aların a k arşın Ispanya’daki Ekim
olayları önemli b ir ders verdi: faşizme karşı zafer k a­
zanm ak için politik eğilim leri ne olursa olsun tüm iş­
çilerin eylem birliğinin sağlanm ası zorunluydu, a n a r­
şistlerin ve Sosyalist P a rti’nin politikasının özellikle­
rinden olan sekterlik, d a r görüşlülük ve h arek etin Ön­
derliği üzerinde tekel olm a iddialarının üstesinden gel­
m ek zorunluydu. Aynı zam anda bilimsel sosyalistler,
sosyalistler ve anarşistlerin birleşik eylem inin olanaklı
olduğu uygulam ayla kanıtlanm ıştı.
İtalya’daki bilimsel sosyalistler, anti-faşist bir
program ı temel a lan birleşik işçi cephesi politikasına
geçtiler. Bilimsel sosyalistler ve sosyalistler a rasın d a­
ki b ağ lar faşizm e karşı direniş sırasında sağlam b ir
biçimde güçlendi. A ğustos 1934’te birleşik eylem için
b ir anlaşm aya varıldı. Pakt, faşizm in altedilm esi için,
barış ve özgürlük için, işçiler a rasın d an d ah a iyi yaşam
k o şullan için verilecek m ücadeledeki ortak hedefleri
tan ım lıy o rd u /7’ Bu p a k t hem y u rt içindeki hem de göç­
m enler arasındaki anti-faşistlerin m ilitan program ı ol­

441
du, O sırad a birçok bilimsel sosyalist p a rti politik eği­
lim leri ne olursa olsun tüm işçileri em peryalist geri­
cilik, faşizm ve savaşa k a rşı m ücadeleye toparlam a
yollarım etkin olarak araştırm ak la uğraşıyordu. De­
ney kazanıyorlar ve p ratik m ücadelenin öğrettiklerini
yeniden değerlendiriyorlardı,

K om intern 'in
Y ed in ci K on gresi
A rifesin de
İşç i S ınıfı H areketinin
G örevlerine İlişkin
T a rtışm a

U luslararası işçi sınıfı hareketinin yeni politik yö­


nelişi, bilimsel sosyalist p a rtile r ve K om intern yönetim
organlarının ortak çabalarının b ir sonucu, Lenin’in d ü ­
şüncelerinin yeni d u ru m a yaratıcı b ir biçimde uygula­
nışının bir sonucu olarak şekillendi. KEYK Presidium u
ve Politik Sekretaryası, Fransa, İspanya, A vusturya ve
diğer ülkelerdeki sm ıf m ücadelelerinin öğrettiklerini
sıcağı sıcağına tartışırk en b a şta SBKP(B) olm ak üze­
re K om intern bölüm lerinin tem silcileriyle yakın ilişki
içinde çalışarak bilimsel sosyalist p artilerin elde ettiği
çıkarsam aları özünde destekledi ve bu çıkarsam aların
d a h a da geliştirilm esine katkıda bulundu. Tüm işçi sı­
nıfının faşizm e k arşı birliği yolunda engel oluşturan
bazı eskim iş ve yanlış hedefler yavaş yavaş Komin­
te m ’in yönetim organları içinde yeniden gözden ge­
çirildi.
11 H aziran 1934’te KEYK. Fransız Komü n ist P ar-
tisi MK’ne FKP’n in KEYK’deki temsilcisiyle işbirliği
içinde hazırlanm ış b ir m ektup gönderdi. Bu m ektup.
Fransız kom ünistlerinin Lury’deki k o n feran sta önemli
k a ra rla r alm aların a yardım cı bazı tavsiyeler taşıyor­

442
du. M ektup asıl d arbenin faşizme yöneltilmesi gerek­
tiğini, politik eğilim leri ne olursa olsun tü m işçi cep­
hesinin bu düşm ana karşı çıkm ası gerektiğini vu rg u ­
luyordu. N üfusun geniş kesim ve Ö rgütlerinin talep­
lerini içerecek bir faşizm e k a rşı m ücadele program ı
geliştirm eyi salık veriyordu. M ektup, bilimsel sosya­
listlerin küçük bu rju v a ta b ak a la rm gerici olm ayan,
proletarya ve diğer emekçi halkın çık arların a ters düş­
meyen b ü tü n taleplerini ustalık ve kararlılıkla savun­
m ası gerektiğini belirtiyordu. B urjuva dem okrasisine
k a rşı b ir tav ır değişikliği sorunu alevlendirilm işti. M ek­
tu p paHniIer^^ bu tü r'd e y işle r «politik olarak hatalı»
olduğundan basm da ya d a b aşk a yerlerde p artin in
burjuva-dem okrasisini ortadan kaldıracağı yolundaki
sözlerine b ir son verm esi gerektiğini söylüyordu. Gö­
rev sadece faşizm ve burjuvazinin büyük Ölçüde de­
m okratik özgürlükleri ortadan kaldırm a y a da hasıral-
tı etm e çab aların a karşı v a r gücüm üzle m ücadele et­
mek değil, «bu özgürlüklerin yaygınlaşm ası için m ü­
cadele etmek» tir.
O sırada KEYK Politik S ekretaryası’n ın A vustur­
ya, Y unanistan, Bulgaristan, K anada ve diğer ülkeler­
deki bilimsel sosyalist p artilerin m ücadele hedeflerine
ilişkin aldığı birkaç kararda, işçi sınıfı p artilerin in d a­
h a geniş bir birleşik işçi cephesi politikasına yönelik,
çabalarının desteklenm esiyle yetinilmemiş, bu politi­
k ada reform ist işçi sen d ik alan kon u sunda d a h a cesur
davranm aları, küçük-burjuva kitleleri anti-faşist kam -
pa çekmek için çabalam aları ve emekçi halkın d emok-
ra tik h a k ve özgürlüklerinin gerçek a n la m d a s a y u -
nulm ası için som ut sloganlar b u lm a la n ve bu p ro g ra-
m a day an ılarak anti-faşistlerin birleşik eylem için ça­
lışm alarını salık verm işti................................ .................. .
1934 yâzm da ve güzünde K om intern yönetim or­

443
g an ları İçinde K om intern'in Yedinci Kongre hazırlık­
larına ilişkin olarak, sınıf m ücadelesinin öğrettikleri
konusunda kapsam lı ve ayrıntılı görüşm eler, eskim iş
hedeflerin yeniden gözden geçirilm esini talep eden h a­
raretli ta rtışm a lar güçlü bir biçimde gelişti.
28 M ayıs 1934’te KEYK Presidium u Yedinci Kon­
g re ’nin gündem ini, açılış protokolünü belirledi ve iş­
lerin dağılım ı konusunda k a ra r verdi. K om iteler g ü n ­
dem in başlıca m addelerini kısa ta slak lar biçiminde
oluşturdular. K om iteler SBKPCB) ve K om intern’in di­
ğer büyük bölüm lerinin önde gelen Önderlerinden olu­
şuyordu, Dimitrov, Kuusinen, M anuilski, Pieck, Tog-
liatti, Bela Kun, Sm eral, Heckert, Pyatnitski, V arga,
Lozovski, Broııkowski (Bortnowski) M addalena ve W an
Mın b u n la r arasındaydı. Sonuç o larak diğer birçok ko­
m ünist p a rti tem silcileri kom itelerin çalışm asında et­
kin olarak y er aldı. O rtaya çıkan b ir çok yeni sorunda
Kom intern yönetim organlarınd ak i SBKP(B) temsilci­
leri çok önemli rol oynadılar. Bilimsel sosyalistlerin
acil sorunlara kollektif olarak yeni çözüm ler a rad ık la­
rı hazırlık kom iteleri toplantılarında u lu slararası işçi
hareketinin sorunları adam akıllı tartışıldı.
14 H aziran 1934’teki ilk toplantıda hazırlık kom ite­
si, kongre gündem inin 1. m addesindeki proletaryanın
gelişmiş kapitalist ülkelerdeki sınıf m ücadelesinin te­
m el görevleri m eselesine değindi. SBKP(B) temsilcisi
M anuilski proletarya d iktatörlüğ ü için doğrudan m ü­
cadele sloganının b ir çok kapitalist ülkede varolan ko­
şulları karşılam adığını öne sürdü. Sosyalizm, h arek e­
tin n ih ai hedefi olm ayı sürdürüyordu. «Bununla birlik­
te d a h a som ut m ücadele program larım ız olması ge­
rekir.» dedi. «Proletarya diktatörlüğünü değil, sosya­
lizmi değil, kitlelere proleter diktatörlüğü ve sosyalizm
için m ücadeleyi an latan b ir program ım ız olması ge-

444
rekir.»(8) Böylece, m ücadelenin anti-faşist, genel de­
m okratik bir evresinin kaçınılm az olduğu düşüncesi ol­
gunlaştı. Bu toplantıda söz alan Kuusinen, işçi smıfı
h arek eti taktiklerinin yeniden gözden geçirilm esi ko­
n u su n d ak i gerekliliğe d ikkat çekti.
D im itrov’un KEYK’ne ve SBKP (B) MK’ye yazdığı
m ek tuplar ve hazırlık kom itesinde kongre gündem inin
ikinci m addesiyle ilgili 2 H aziran 1934 tarih li konuş­
m ası ve «Faşist Saldırı ve İşçi Sınıfının Faşizm e K arşı
M ücadelesinin Birliği İçin M ücadelede Kom ünist En­
te rn a sy o n a lin Görevleri» üzerine bîr ra p o r h azırlan ­
m ası önerisi yeni bir yönelişe doğru büyük b ir adım
oldu. Bu belgeler faşizm in saldırısı ve savaş tehdidi­
ne k arşı b ir birleşik işçi cephesi için m ücadele soru­
n u n u Yedinci Kongre’n in tartışm a ve k a ra rla rın ın a n a
konusu haline getirm enin gerekliliğini v u rg u lu y o rd u ..
Dimitrov, değişen du ru m gözönüne a lm a ra k_eskimiş
taktiksel k u ralların korkusuzca yeniden düzenlenm e­
si gerektiğini söyledi. P artililerin seH ey'hatâların ı kes-
kin b ir dille eleştirdi ve p artililerin sosyal-dem okrat
işçilere ulaşm asını engelleyen, sosyal-dem okrasiyi "ğe-~
Iişigüzol bir biçimde sosyal-faşizm olarak niteleyen d e - "
ğerlendirm oyo savaş açtı. Sosyal-dem okrasinin her*
yerde ve h e r zam an burjuvazinin başlıca toplum sal d a­
yanağı olarak, sol sosyal-dem okrat grupların a n a teh ­
like olarak görülm esine karşı çıktı. Birleşik 1 ş ç r x e p -
hesinin ancak ta b a n d a n y ü rü tü lü rse bâşânlahileceği
konusundaki tezY öleştîf d r v e bilimsel sosyalist parti-
lerin anti-faşist m ücadeleye' "kazan dır il m â si ~ger eke n ~
sosyal-dem okrat p a rtile r ve reform ist işçi sendikaları ..
personeline yönelik ta v ırla rın d a bir değişiklik yapıl­
ması için çağrıda bulundur-Partm in- © gem eıüiğini-bü- -
tünleşm enin iik koşulu haline getirm eden, devrim ci ve
reform ist işçi sendikalarının bütünleştirilm esi gerek­

445
tiğini söyledi. Birleşik cephe taktikleri, «faşizmin sal­
dırısına karşı verilen kitlesel m ücadelede etkili b ir et­
men» haline getirilm eliydi.119}
D im itrov sık sık gerçekliğin m arksist b ir çözüm­
lemesi yerine konan ve bilimsel sosyalist p artilerin a n ­
ti-faşist m ücadelenin gerçek örgütleyicisi ve önderi
haline gelm elerini engelleyen klişeleşm iş h azır deyiş­
lere bir son verm e gerekliliğinden söz etti. K om intern'
in tüm bölüm lerine bir tek m erkezden başarıyla ön­
derlik edilebilmesi olanaksız olduğundan, Dimitrov,
K om intern’in çalışm a yöntem lerini yeniden gözden
geçirerek işçi sınıfı hareketinin genel ideolojik ve po­
litik rehberliği üzerinde yoğunlaşm asını önerdi. «Ra­
por Planı» bilimsel sosyalist partilerin burjuvaziyle uz­
laşm a politikasını reddeden ve devrim ci m ücadele yo­
luna adım atm ış olan sosyal-dem okrat örgütlerle b ir­
leşme olanaklarına ilişkin; bilimsel sosyalist p artile­
rin anti-faşist m ücadelede kullandıkları sloganlara iliş­
kin; küçük-burjuvazinin farklı ta b ak aların a yönelik ta ­
v ırlar ve diğer m eselelere ilişkin konular üzerinde de
duruyordu.00’ Bu, anti-faşist pro leter birliğinin önün­
de d u ran sekter k u ralların ve h a taların keskin b ir eleş­
tirisi ydi.
D im ıtrov’un SBKP(B) K om intern tem silcilerinin
desteğiyle taslağım hazırladığı ve sınıf m ücadelesinin
yeni koşullarına Leninizmin yaratıcı b ir biçimde uygu­
lanm asını temel alan önerileri diğer p artilerin tem sil­
cileri arasın d a olumlu b ir tepki gördü. K uuslnen h a­
zırlık kom itesinin gündem in l. m addesi üzerine 22
Ağustos 1934’te yapılan toplantısında sunduğu «Dün­
yadaki D urum ve K om intern’in Görevleri» tez taslak ­
ların a ilişkin rap o ru n d a ve 29 A ğustos’taki konuşm a­
sında, devrim ci bunalım ın erginlik düzeyini a b artm a
eğilim lerinden ötürü sağlıksız olan d a h a önceki for-

446
m ülasyonlar bir y a n a b ırakılarak d u rum u n ciddi bir
çözüm lem esinin yapılması; bazı açılardan yanlış y a
d a değişen koşulları karşılayam ayan p a rti tak tik leri­
nin gözden geçirilmesi; sol-sekter sapm alar ve h a ta la ­
r a k a rşı ciddi b ir m ücadele verilmesi; safların d a önem ­
li değişikliklerin yer aldığı, sol g ru p lar ve eğilim lerin
o rtaya çıktığı ve faşizm e k arşı b ir direniş politikasını
savunan sosyal-dem okratlara yönelik tav ırların göz­
den geçirilm esi gerektiğini şiddetle savundu.(U>
Bilimsel sosyalist p artilerin işçi sendikası h arek e­
ti içindeki politikası hazırlık kom itelerinin toplantıla­
rın d a eleştirel b ir çözümlemeye tutuldu. Dimitrov, M a­
nuilski, Kuusinen, A lm an K om ünist P artisi temsilcisi
M addalena ve diğerleri, devrim ci işçi sendikalarının
faşizm e karşı m ücadelede birlik adına reform ist sen­
d ik alarla birleşm esini savundular.
T artışm aya katılanlar, birleşik işçi cep h esi mese­
lesini kilit bir mesele olarak belirlerken, bu cepheyi
proleter olm ayan ta b a k a la r ve partilerle ittifak lar oluş­
tu rm a yoruy!a"ğemşletme^ıTırInf He ~örte y ira iIıla r. Ma-
nüilski, bılımseT “sosyaTîst p artilerin küçük-burjuva,
köylü partileri ile ve faşistlerin denetim a ltın a alm ak
istediği d iğ er örgü tlerle g ö rü şm eleri başlatm asını sa­
vundu. Polonya Kom ünist Partisinden B. Bronkowski,
birleşik cephenin başta devrim ci köylü örgütleri ol­
m ak üzere, köylülük ve küçük-burjuvaziyi de kapsa­
m ası gerektiğini Öne sürdü. Böylece sonunda h alk cep­
hesi biçimini a lan b ir düşünce anlatım bulm uş oldu.
T artışm a boyunca çeşitli bakış açıları o rtaya kon­
du. Bazı kom ite üyeleri -Böla Kun, Lozovskı, K norin
ve W an Min- başlangıçta eskimiş k u ralları savundu­
la r ve ancak taktiklerde bazı değişiklikleri kabul etti­
ler. B unlar K om întem ’i gerçekçi olm ayan kestirim leri
k ab u l etm eye zorlayarak devrim ci dalganın erginliği

447
konusunda d ah a cöm ert değerlendirm eler yapılmasın]
talep ettiler. B aşlangıçta sosyal-dem okratlarm h âlâ
burjuvazinin başlıca dayanağı o larak değerlendirilm e­
sini, sağ sapm anın h â lâ u luslararası işçi sınıfı h arek e­
ti içindeki a n a tehlike olarak görülmesini, bilimsel sos­
yalist devrim ci işçi sendikalarının b ir çok ülkede b a ­
ğım sız kalm asını vb.ni savunuyorlardı.*13> A ncak yo­
ğ u n ta rtışm a lar sırasında yavaş yavaş görüşlerin üs­
tesinden gelindi ve b u n ları savu n an ların kendileri de
bu görüşlerin yeniden gözden geçirilm esinin gerekli
olduğunu kabul ettiler.
H aziran - Ağustos 1934’te yapılan hazırlık kom ite­
leri tartışm a ları işçi sınıfı hareketinde yeni b ir politik
yönelişinin tem ellerini attı.
T artışm alar, kongre için ayrıntılı ve d a h a kapsam ­
lı hazırlıkların gerekli olduğunu gösterdi. Bu d u ru m
karşısında ve son derece karm aşık olan uluslararası
durum u gözönüne a la ra k KEYK Presidium u, 5 Eylül
1934'te Yedinci K om intern Kongresi tarih in in 1935’in
ilk y a n sm a kaydırılm asına ilişkin b ir k a ra r aldı.(IS>

Kom intern'İn
Y en i P olitik Y önelişinin
B aşlam ası

Bu tartışm aların sonucunda varılan çıkarsam alar,


K om intern’İn som ut k a ra rla rın d a d erhal ele alındı.
Böylece KEYK Presidium u, d ah a Alm an Kom ünist P ar­
tisi’n in faşizm e k arşı m ücadelesinin hedeflerini ele
alan 9-10 Temmuz toplantısının k a ra rla rın d a birleşik
işçi cephesi m eselesini Öncekilerden çok d a h a geniş bir
biçimde ortaya koydu. Lenin’in birleşik işçi cephesi d ü ­
şüncesi, bu hedeflere uygun olarak som utlandı ve k it­
lelerin çıkarlarını etkileyen en acil taleplerin en azı,

448
birleşik cep h e için b ir te m el olarak ö n e sürüldü. A lm a n
K om ünist P artisi’ne serbest işçi sendikalarını onarm ak
ve d a h a önce serbest yani reform ist işçi sendikalarına
üye olan görevliler de dahil olm ak üzere anti-faşist iş­
çileri b u ra la rd a birleştirm ek görevini üstlenm esi salık
v e r i l d i . B u k a ra rla r da işçi sınıfı h areketin in işçi sen­
dikası birliğinin kurulm ası için giriştiği yeni b ir y ak ­
laşım ın başlangıcını yansıtıyordu.
KEYK Sekretaryası, Fransız Kom ünist P artisi M er­
kez Komitesi’ne yazdığı 21 Ağustos 1934 tarih li b ir m ek­
tupta, FKP’nin politikasını onayladı ve partiyi «esnek
ve tu tarlı b ir politikanın yardım ıyla birleşik cephenin
m üm kün olan en büyük gelişimini sağlam aya», SFIO
sağ Önderlerinin birleşik cepheyi baltalam a çabalarını
engellem eye ve işçilerle o rta k eyleme d a y an a ra k yerel
a lan lard a birleşik cephe kom iteleri oluşturm aya ça­
ğırdı. KEYK, FKP'nin işçi sendikalarını birleştirm ek ve
b ir işçi sendikaları birliği kongresi hazırlam ak için
kam panya başlatm ayı hedefleyen çizgisini destekledi.
FKP’ye kanton seçim lerinin ikinci tu ru n d a sosyalist ve­
ya kom ünist ad ay lard an biri için oyların çoğunluğunu
sağlam ak üzere, SFIO önderliğine karşılıklı olarak
adaylarını çekmek için bir anlaşm a önerm esi de salık
verildi.
KEYK. SFIO’yla organik birlik, yani onunla b ir­
leşm ek için verilecek m ücadelenin olan ak ların a ilişkin
meseleye olum lu yanıt verdi; am a m ektup b u birliğe
giden yolun güç olduğunu ve birliğin an cak SFIO’n un
burjuvaziden tüm üyle kopm ası ve m arksizm -îeniniz-
m in temel ilkelerini benim sem esi koşuluyla elde edilebi­
leceğini belirtiyordu.
K om intern ve bölüm lerinin o rtak düşünceleri ve
o rta k deneyleri giderek yeni bir politik yönelişin bi­
çim lenm esine yol açtı. Bu konuda önem li b ir katkı,

f . 29; Enîernosyonnl 449


Fransız Kom ünist P artisi’n in öne sü rd ü ğ ü h alk cephe­
si sloganı, faşist birlikleri durdurm ak, silahsız b ırak ­
m ak ve dağıtm ak, işçilerin dem okratik h a k ve özgür­
lüklerini savunm ak ve «ikiyüz ailenin» baskı altın d a
tu ttu ğ u herkesin acil ekonomik taleplerini karşılam ak
İçin tüm p ro leter ve dem okratik güçlerin ittifakı slo­
ganı oldu.<15) Bir h alk cephesi kurulm asına ilişkin prog­
ram ı ilk kez 24 Ekim 1934’te N antes’daki b ir toplantı­
d a M aurice Thorez açıkladı. FKP’nin k a ra rı bazı Ko­
m intern işçilerinin görüşlerindeki evrim leşm eyi önce­
den dile getiriyordu. Bu Thorez’in neden N antes’daki
konuşm asından birkaç s a a t önce «halk cephesi form ü­
lü n ü ve düşüncesini b ir y an a bırakması» tavsiyesiyle
karşılaşm ış olduğunu açıklar.(ie>
Faşizm e karşı geniş b ir ittifak o luşturm a gereksi­
nim ini k arşılay an yeni fikir, hızla kitlelerin aklına y at­
tı ve politik m ücadele içinde kök saldı. KEYK Presi-
d îum u'nun 9 A ralık 1934 toplantısında desteklendi. Ko­
m intern bölüm tem silcilerinin çoğunun (toplam 170
üyeden fazla) katıldığı bu toplantıda Thorez, Fransız
K om ünist P artisi’nin birleşik işçi ve geniş h alk cephe­
si için verdiği m ücadelenin deneyleri üzerine b ir rap o r
sundu. Yeni politikanın eylem birliği paktının. Komü­
n ist P arti’n in kitleler arasındaki saygınlığını ve etki­
sini büyük ölçüde artırd ığ ın ı o rta y a koydu. «Parti ül­
kenin yaşam ında etkili b ir politik etm en haline gel-
m iştir.*(W> Thorez birçok ta rtışm a konusu o rtay a attı,
bunlar: işçi sendikası birliğine varm anın yolları ve ko­
şulları meselesi; h alk cephesi program ındaki tekellerin
ulusallaştırılm ası sloganı; faşist çetelere k arşı önlem ­
le r alm ası ve emekçi halkın y a ra rın a önlem leri iş­
leme koym ası halinde sosyalist ve sosyalist rad ik aller­
den oluşacak b ir hüküm etin desteklenm esi m e­
seleleriydi, Thorez, bilimsel sosyalistlerin böyle b ir h ü ­

450
küm ete katılıp katılm am ası gerektiği konusunda o rtak
b ir bakış açısı belirlemeyi de önerdi. KEYK Presidium u
toplantısındaki tartışm alar, K om intem ’in çeşitli üyele­
ri açısından (Lozovski) FKP’n in yeni politikasının b a­
zı k onularına k a rşı b ir önyargıyı o rtay a çıkardı. Bazı
konuşm acılar birleşik cephenin büyük önem ini kabul
etm ekle birlikte bunun bilimsel sosyalist p artilerin eli­
ni kolunu bağlayacağı, kitleler a ra sm d a «cum huriyetçi
duygulan» körükleyeceği ve işçi sınıfı a ra sm d a dev­
rim ci d ü rtü lerin büyüm esini önleyeceği yolundaki en ­
dişelerini belirttiler.1®
KEYK Presidium u 9 ve 19 A ralık 1934’teki toplan­
tıların d a yeni politikanın küçüm senm esini eleştirdi ve
Fransız K om ünist Partisi deneyinin ulu slararası öne­
m ini vurguladı. K uusinen ve M anuilski kom ünist ve
işçi h arek etin in yeni sorunlarının ele alm ışına yöne­
lik sekter ve m ekanik yaklaşım ları sert ve araştırıcı b ir
eleştiriye tuttu lar; bu yaklaşım, eskimiş klişe form ü-
lasy onlann kullanılm asıyla ve geniş kitleleri anti-fa­
şist harek ete çeken çizgiye yönelik reform izm ya
d a sağ oportünizm suçlam alarıyla örnekleniyordu.
SBKP(B) önderleri, Fransız K om ünist P artisi’nin poli­
tikasını desteklediler. M aurice Thorez, S talin ’in «Parti­
mizin yürü ttü ğ ü ve leninizm in ru h u n a uygun b ir po­
litika olduğunu vurguladığı cesur birlik politikası ko­
n u su n d a hoşnutluğunu belirttiğini» yazdı.(W)
K om intern Y ürütm esi’nin desteği, Fransız Komü­
n ist P artisi’n in birlik politikasını geliştirm esine y a r­
dımcı oldu. P artin in politikası sayesinde 1935’in o rta­
la rın a doğru F ran sa’d a b ir h alk c^TîeSnSurüImuşîu".
Bu d a h a önce a şın sağın bu rju v a politik partilerine
m uhalefet etm ek üzere «sol bloklar» adı altında oluş­
tu ru lan la rd a n tem elinde farklılık gösteren b ir dem ok­
ra tik güçler birliğinin ilk kez ortaya çıkışını belirliyor­

451
du. «Sol bloklar*, burjuvazinin Önderliğinde çalışıyor
ve son çözümlemede burjuvazinin politikasını y ü rü tü ­
yordu. Dahası, b u n la r üst-düzey ittifaklarıydı. Halk
cephesi, kitlelerin kendi çalışm alarını tem el a lan ge­
niş emekçi kitlelerin bir birliğiydi. Birleşik cephenin
yol gösterici gücü, köylülük ve kentlerdeki küçük-bur-
juva ta b ak alarla birlik içinde h arek et eden işçi sını­
fıydı. H alk cephesinin temel hedefleri, tüm em ekçi h al­
kın, tüm dem okratların kapitalist gericiliğin en u ğ u r­
suz tü rü n ü -faşizm- püskürtm ek ve kitlelerin h ak ları­
n ı güvence a ltın a alm ak konusundaki ateşli istekleri­
ne denk düşüyordu.
F ran sa’da birleşik işçi cephesinin kurulm ası ve
halk cephesi politikasm m benim senm esi Fransız işçi
hareketini kapitalist A vrupa ülkeleri a ra sın d a en ön
saflara getirdi.(a))
Birleşik işçi cephesi ve geniş halk cephesi h areke­
ti, hüküm etin A sturias’ta k i ayaklanm anın yenilgisin­
den sonra kom ünistler ve ilerici işçilerin üzerine sa­
lıverdiği k a b a şiddete karşı Ispanya'da d a hız kazandı.
Bilimsel sosyalistler, poîitik tutu k lu ların affı ve ser­
best bırakılm ası ve sıkıyönetim in kaldırılm ası İçin yü­
rü ttü k leri kam panyada işçi örgütleriyle olan bağlarını
güçlendirm ekle kalm adılar, burjuva-dem okrat güçler­
le de ilişki kurm ayı başardılar. Çeşitli sol politik g ru p ­
ların eski tü r koalisyonlara eğilimli olm alarına rağm en
K om ünist P arti 1935 yazında h alk cephesi için y ü rü tü ­
len k am panyada gerçek b ir ilerlem e kaydetm eyi b a­
şardı. Ispanyol Komünist P artisi’nin mücadele deneyi­
mi Yedinci K om intern K ongresi’nin k a ra rla rın ın çer-
cevelendirilm esinde önemli b ir rol oynadı.
O dönem de Y unanistan, İtalya, İngiltere, Çekoslo­
vakya, Polonya, ABD ve bazı b aşk a ülkelerin işçi sınıfı
partileri, yeni bir yönelişe doğru önemli ilerlem eler

452
kaydetm işlerdi. K om intern yönetim o rg an ların d a bu
p artilerin m ücadelelerindeki hedeflerin tartışılm ası ye­
ni önemli k a ra rla rın benim senm esine y a d a yanıt bu­
lunm ası gereken soruların o rtay a atılm asına yol açtı,
KEYK Presidium u A ralık 1934’ün başların d a ABD’
deki bilimsel sosyalistlerin görevlerini ta rtıştı ve ko­
m ünist p artin in işçi sendikası politikası meselesine ge­
niş bir yaklaşım getirdi. Sadece, devrim ci işçi sendi­
kalarının A m erikan İşçi Federasyonu’n a katılm asının
sağlanm ası salık verilm ekle kalm am ış, orada işçilerin
g ü nlük çıkarlarının savunulm ası için etkin b ir k am ­
p anya geliştirilmesi, AIF içindeki partililerin hedefle­
rin in b ir «azınlık hareketi» y a d a sadece partililere y a­
kın İşçileri birleştiren b ir «muhalefet» in yaratılm asın a
indirgenm em esi, AIF’in çok sayıdaki sırad an üyeleri­
nin güvenini kazanm ak için çalışm aya özen gösteril­
mesi de salık verilm işti.(I1) Bu anlam da, kom ünist p a r­
tinin işçi sendikası politikasının d a h a önceki bazı slo­
ganlarına, özellikle «ekonomik m ücadelenin bağım sız
önderliği» sloganına, K olarov’un «mücadelenin bağım ­
sız Önderliği savm a bağlı kalınarak, uygulam ada ko­
m ünistler bu m ücadelenin dışında kalacaktır.» sözle­
riyle değindiği d a r görüşlülüğe eleştiriler yöneltildi.<33>
Am erikan Komünist P artisi’nin İşçi-Çiftçi P artisi’nin
k uruluşuna yönelik çizgisi onaylandı.
KEYK Politik S ckretaryası ve Presidium u 1934'ün
sonu ve 1935'in başında Y unan K om ünist P artisi’nin
birleşik işçi cephesi için verdiği m ücadele deneyim ini
çözüm lerken, Y unanlı kom ünistlerin politikasını onay­
ladı ve birleşik cephe taktiğinin faşizm e k a rşı b ir ta ­
v ır alabilecek b ü tü n p artilere ve ta b ak a la ra yayılm a­
sını salık verdi. ^
KEYK Presidium u M art 1935’te H arry Pollitt’in In­
giltere Kom ünist Partisi O nüçüncü K ongresi’nin h a-

453
z ırlık lan n a ilişkin rap o ru n u tartıştı. H arry Pollitt’in r a ­
poru ve özellikle Yedinci K om intern K ongresi’nin
Önündeki sorunları ele a la n makalesi, birleşik cephe
politikası içinde sekterliği safdışı etm eyi hedefliyordu.
Yazar, em ekten y an a işçilerle eylem birliği için onlar
açısından kabul edilemez ve hiç b ir p ra tik sonuç v er­
m eyen koşullar öne sürm e uygulam alarım su çla d ı/24*
Pollitt, sosyal-demokrasiyle ulu slararası ölçekte b ir bir­
leşik cephe kurulm asına ilişkin birkaç soru d a ortaya
attı. Bu öneriler, İngiltere Komünist P artisi’n in yeni
yönelişin çerçevelendirilm esine sağladığı olum lu k a t­
kılardı.
K om intern’İn yardım ıyla içlerindeki sol-sekter
g rup u n su rların yeni politikaya inatçı b ir direniş gös­
terdiği bilimsel sosyalist p a rtile r de yeni yönelişi be­
nim sediler.
Y eraltında güç koşullarda çalışan ve faşist terö ­
rü n bitm ek bilmez darbeleri altın d a ezilen A lm an Ko­
m ünist P artisi d a h a 1934’ün yazında, birleşik cepheye
yönelik taktiksel değişikliğini belirlemişti. A m a AKP
bunu uygularken, aslında «aşın-sol» N eu m an n -R em -
mele çizgisinin devam ı olan ciddi b ir sekterlik h a sta ­
lığıyla karşılaştı. AKP MK içindeki Schubert - Schulte
g ru b u birleşik işçi cephesi politikasını sabote e tti ve
p a rti basınında sol sosyal-dem okratlara k arşı b ir kam ­
panya açtı. Grup, Pieck ve U lbricht’i sağ sapm a olm ak­
la suçladı ve AKP y eraltı örgütleri ve Sosyal-Dem okrat
P arti a rasın d a varılan ilk anlaşm aları sert b ir biçimde
eleştirdi. S ekter-doktriner grup, yeni politikaya geçişi
erteleyerek partiye büyük z a ra r verdi.
K om intern Y ürütm esi Politik S ekretaryası ve P re­
sidiumu, Ekim, A ralık 1934’ü n sonu ve Ocak 1935’te
AKP’nin politikası m eselesini inceledi ve partiye, sek­
terlik ve «sol» doktrinerlikle h e r düzeyde k a ra rlı bir

454
mücadeleye girişm esini salık vererek sekterliği la n e t­
ledi. Politik Sekretarya, 19 O cak 1935’deki k ararın d a,
p artiye A lm anya’d a geniş b ir anti-faşist h alk cephesi
k u rm a yollarını ve araçların ı tartışm asını salık v er­
di.<J5) KEYK’nin desteği, Pieck ve U Ibricht’in politbü-
ro n u n çoğunluğu ve d a h a sonra AKP MK’nin tü m ü ­
nü yaratıcı bir m arksist-Ieninist politikanın desteklen­
m esi ve faşist A lm anya’da varolan koşullara uygun ay­
rıntılı b ir birleşik işçi ve h alk cephesi politikasının oluş­
tu ru lm ası konusunda to p arlam aların a yardım cı oldu.
A lm an K om ünist Partisi, K om intem ’in Yedinci
K ongresi’ne faşist diktatörlük k o şullan a ltın d a birle­
şik İşçi ve h alk cephesi m ücadelesi deneyimi, acım asız
b ir katliam ortam ında ve diğerlerinin y an ı sıra em ek­
çi halkı da içine a lan bütün bir kitlesel faşist örgütler
sistem i karşısında anti-faşist çalışm alard a bulu n m a
deneyim iyle dolu olarak geldi.
K om intern, B ulgar K om ünist P artisi’n in sekter ha-
ta la n n ı ele alm asına d a yardım cı oldu. P artin in sek­
te r yönetim i uzun sü re d ir faşist tehlikeyi küçüm se-
mişti ve köylülüğün büyük çoğunluğunu birleştiren
T arım Birliği ve Sosyal-D em okrat P a rti’yi saldırıları­
nın başlıca hedefi yapmıştı. 19 Mayıs 1934’deki faşist
darbedon sonra «sol» sektörler h a taların ı düzeltem e­
dikleri gibi, a rtırd ılar vo Tarım Birliği ve Sosyal-De-
m okral ParLi’yİ faşizme karşı bir birleşik cephede bir-
a ra y a getirm ek yerine, b u n la ra yönelik saldırılarım
sürdü rdüler.<2") K om intern, başını Dimitrov ve Kola-
zov’un çektiği, p a rtin in Bolşevik özünü destekledi. P ar­
ti yönetim inin yeniden Örgütlenmesi p a rti çizgisinin
düzelm esine yardım cı oldu. KEYK, B ulgar K om ünist
Partisi ’ne safları arasındaki sekterliğin üstesinden gel­
mesi için büyük yard ım lard a bulundu ve kitle m üca­

455
delesi yoluna çıkm asına ve birleşik ve halk cephesi
taktiğini ustalıkla uygulam asına yardım cı oldu.
Eskimiş kuralların yeniden gözden geçirilmesi sü-
reci, M acaristan Komünist Partisi içinde de başladı.
B urada durum , devrimci harekete büyük hizm etlerde
bulunm uş olan önemli önder Böla K un’un sekterliğe
yönelik kesin bir eğilim ortaya koymuş olmasıyla k a r­
m aşık laşmıştı. 1935 b ah arın d a h âlâ birleşik İşçi cephe­
si taktiğinin anti-faşist değil anti-kapitalist b ir prog­
ra m a dayan d ırılarak kurulm ası gerektiği inancında
ıs ra r ediyordu.1(37> Am a p arti d ah a o zam andan, gerici
H orthy rejim ine k arşı verdiği p ratik m ücadelesinde
anti-faşist b ir birlik politikası ve bu birliğin biçim leri­
ni a ra ştırm ay a başlam ıştı.
O sırada çok yakın olan faşist teröre k a rşı açılan
geniş uluslararası kam panya, antı-faşistleri birbirleri­
ne y aklaştırm ada çok Önemliydi. Alman bilimsel sos­
yalistlerinin önderi E rnst T hâlm ann, Finli işçilerin yi­
ğit savaşçısı Toivo A ntikainen ve diğer devrim cilerin
savunulm ası için bir çok ülkede işçi sınıfı ve ilerici ay ­
dın lar arasın d a b ir h arek et başlatılm ıştı. Faşizm in tu ­
tukladığı in sanlarla dayanışm a k am p an y aları fark lı
politik eğilim lerden anti-faşistlor a ra sın d a işbirliğinin
kurulm asını sağladı.
K apitalist ülkelerdeki kom ünist partiler, Yedinci
K om intern Kongresi’ne faşizm e karşı m ücadeleye iliş­
kin yapıcı görüşler ve önemli deneylerle dolu o larak
geldiler.
Eş zam anlı olarak, durum u n tüm anti-em perya-
list güçlerin eylem birliğini acil o larak gerektirdiği sö­
m ürge ve bağım lı ülkelerdeki bilimsel sosyalist p a r­
tiler içinde yeni politik k a ra rla r için b ir aray ış sü rü ­
yordu.
Çin K om ünist Partisi bu sırad a güç b ir dönem den

4M
geçiyordu. P arti önderliğinin denetim ini yeniden eie
geçiren Li Li-san başkanlığındaki solcu-sekter u n su r­
la r varolan koşulları görm ezden gelerek, gene tüm
ülkedeki kentlerin silah kullanılarak eie geçirilm esini
ve K uom intang re jiminin askerî güçleriyle zorlu b ir
savaşa girm eyi hedefleyen bir çizgi İzliyorlardı. ÇKP
Çin’i köleleştirm e tehlikesi taşıyan Japon saldırganlı­
ğına karşı ilan edilen birleşik cephe politikasını tu tarlı
olarak yürütm üyordu. Solcularla, ulusal burjuvazinin
b ir bölümüyle ve Japon em peryalistlerine karşı d ire­
niş Öneren askerî-politik g ruplarla b ir birleşik cep­
he oluşturm a olanağım yadsıyordu; küçük-burj uvazi-
yi bile karşı-devrim ci olarak değerlendiriyordu. Ma­
ceracılık, «sol» sapma, ulusal bir Japon aley h tarı cep­
heye olan gereksinm enin kavranam am ası ve esnek­
likten yoksun taktikler, ÇKP politikasında b ü yük za­
ra rla ra neden oldu. Çiang Kay-şek’in beşinci saldırısı­
nın püskürtülem em esiyle devrim ci üslerin bulunduğu
geniş alanların kaçınılm az olarak yitirilm esine biraz­
d a bu h a ta la r neden olmuştu. Çin Kızıl O rdusu, zorlu
b ir mücadele vererek ve ağır kayıplara k a tla n a ra k
1934-1935’te Kuzey-Batıda bir gedik açtı ve b u rad a
Sovyetler Birliği sıntrına yakın yeni bir a lan d a dev­
rimci üsler kuruldu,
1934 y e n ilg is in d e n alınan dersler, ÇKP’den «sol­
cuların» m aceracı çizgisinin reddedilm esini talep edi­
yordu. Japon saldırganlığının yaygınlaşm ası, p artili­
leri tüm yurtsever Japon aleyhtarı güçleri toparla­
m ak için hem en bir kam panya açm a göreviyle karşı
k arşıy a bıraktı. H aziran 1935’ te devrim ci üslerin M er­
kezi H üküm eti ve Devrimci A skerî Konseyinin yayın­
ladığı bir ç a ğ n «Japon em peryalizm i ve Ç iang Kay-şek’e
k a rşı m ücadele eden herkesi içine alacak b ir birleşik
h alk cephesi* kurulm ası fikrini öne sürüyordu.*23’

457
KEYK, yeni politikayı hazırlam ada Çin Komünist
P artisine büyük yard ım lard a bulundu. KEYK Çin Ko­
m ünist P artisi MK ve Geçici İşçi ve Köylü H üküm eti­
nin yıkıcı m ücadeleye b ir son verilm esi için çağrıda
bulunan ve Kızıl O rdunun Ç iang Kay-şek askerlerine
yönelik düşm anlıkları sona erdirecek Jap o n em per­
yalizm ine karşı o rta k b ir m ücadele örgütlem eye h a ­
zır olduğunu bildiren çağrının (1 Ağustos 1935 Dekle-
rasyonu diye bilinir) hazırlanm asında etkin b ir y er
aldı.'39) Bu, Çin’in anti-em peryalist güçlerinin birleş­
tirilm esi politikasında önemli bir dönüm , noktasıydı.
Birçok söm ürge ve bağımlı ülkenin işçi sın ıfı p a r­
tileri K om intern’in yardım ıyla, İkinci ve D ördüncü Ko-
m in te ra K ongreleri k a ra rla rın d a ve diğer bazı Komin­
tern belgelerinde içerilen bir düşünceyi birleşik bir
anti-em peryalist cephe m ücadelesi sloganım, b ir kez
d a h a ilan ettiler.
İşçi sınıfı partileri başlangıçta henüz bu konuya
ilişkin sek ter görüşlerin üstesinden gelmeyi b aşara-
m adan böyle b ir cephe y a ra tm ay a çabalam ışlardı. Hin­
distan K om ünist Partisi, A ralık 1934’te anti-em per­
yalist cephe sloganını önerirken, b u cephenin, nüfu-
■sun diğer anti-em peryalist kesim lerini kendine çek-
m eksizin salt işçi sınıfı, köylülük ve küçük-burjuva
anti-em peryalist u n su rla rı birleştireceğine inanıyor­
du. Bu cepheye henüz olgunlaşm am ış b ir biçimde ve­
rilen görev, b ir işçi ve köylü Sovyeti cum huriyetinin
kurulm ası ve taşınm az m allarla k ap italist sanayiye
bedelsiz olarak elkon m aşıydı.<3Ü) Bu, yeni sloganın h e­
deflerinin aslında tü m anti-em peryalist g ü çler a r a ­
sında geniş b ir ittifakı engelleyen, d a r b ir kâvram laş-
tırm asıydı. D aha bu h a ta lı kav ram laştırm aların o rta­
d a n kaldırılm ası gerekiyordu.
L atin A m erika işçi sınıfı partileri, Ekim 1934’de

458
M ontevideo’d aki b ir o rta k ko n feran sta tarım sal köylü
devrim inin em peryalizm e karşı ulusal k urtu lu ş m üca­
delesi üzerinde yakın b ir etkisi olduğu görüşüne v a r­
d ıla r ve bu nedenle -en geniş ulusal anti-em peryalist
cepheyi» kurm a görevini öne sürdüler.(31) K onferansta­
k i delegeler ulusal-reform ist ve küçük-burjuva p a r­
tilere yönelik sek ter ta v n n tüm üyle üstesinden gele­
m em iş olm akla birlikte, bu örgütlerle em peryalist bas­
kıya k arşı ortak b ir m ücadele için an laşm a sağlam a­
nın gerekliliğini görm üşlerdi. Bu politikayla donan­
mış olan Brezilya, Şilİ ve K üba K om ünist P artileri an ­
ti-em peryalist örgütleri ve h areketleri birleştirm ek
için bir kam panya başlattılar.
Yedinci K ongrenin arifesinde K om ünist E nternas­
yonal dergisi söm ürge ve bağım lı ülkelerde birleşik
anti-em peryalist cephe için verilen m ücadelenin so­
ru n la rın ı ele a lan uzun b ir yazı yayınladı. Yazı, bilim ­
sel sosyalistlerin ulusal k u rtu lu ş hareketi içindeki b a­
zı sekter h ataların ı eleştirirken, anti-em peryalist
güçlerin geniş b ir birliğini hedef a lan bazı bilimsel
sosyalist p artilerin çalışm alarının b ir çözümlemesini
yapıyor ve ulusal burjuvazinin büyük bölüm ünü anti-
em peryalist m ücadeleye çekm ek de dahil, böyle bir
birliğin olanaklarını inceliyordu. G eri kalm ış ülkelerde
geçerli olan koşullar altın d a Sovyet egem enliğinin k u ­
rulm ası sloganının an cak bir propaganda özdeyişi ola­
ra k öne sürülebileceği, yani bu sloganın, taşınm az
m alların tazm inat ödenm eden boşaltılm ası talebi gi­
bi, b ir ya d a b ir b aşk a ezilen ülkedeki devrim in evre­
si ve m ücadelenin özgül nitelikleri gözönüne alınm ak­
sızın öne sürülem eyeceği olgusu vurgulanıyordu. Ya­
zı, «Ulusal burjuvaziyle em peryalizm e karşı girişile­
cek o rtak eylem in taşıyacağı sözümona tehlikeler göz­
önüne a lın a rak birleşik ulusal cephe taktiklerinin red ­

459
dedilmesi, aslında ulusal k urtulu ş devrim i için çalış­
mayı reddetm ektir ve kaçınılm az olarak kom ünist
p artilerin geniş halk hareketinden soyutlanm asına yol
açar.» diyordu.<33)
Bilimsel sosyalistlerin faşizm ve em peryalizm e k a r­
şı verilen m ücadelede doğan yeni politikası, p artile­
rinin faşist şiddete k a rşı etkin b ir m ücadelede bilim­
sel sosyalistlere katılm asını talep eden birçok sosyal-
dem okrat işçiyi etkiledi.
KEYK, 10 Ekim 1934’te Sosyalist İşçi E nternasyo­
nali Yönetimine, savaşan İspanyol proletaryasına y a r­
dım etm ek üzere hem en ortak eylem örgütlem ek için
bir öneride bulundu. KEYK, Thorez ve C achin’i bu ko­
nudaki. görüşm eleri yürütm ekle yetkilendirdi.. 15 Ekim­
de Brüksel’de yapılan görüşm elerde Sosyalist İşçi En­
ternasyonalinin Önderleri V andervelde ve Adler, Ko­
m intern önerisinin içtenliğinden kuşku duym aya kal­
kıştılar. A radan bir ay geçm eden SİE Y ürütm esi, Ko­
m intern önerisine ilişkin resm i b ir k a ra r çıkardı. Bu
yardım için a rtık çok geç olduğunu açıklayarak İspan­
yol işçilerine yardım am acıyla ortak b ir k am p an y a
önerisini reddetti. SİE Y ürütm esinin b ir toplantısında
Fransa, İspanya, İtalya, A vusturya ve diğ er ülkelerin
sosyalist p a rtile ri SİE’nin K om intern’le ilişkiye geçm e­
sini ve «savaşa karşı, dem okratik özgürlüklerin v a r­
lıklarım sü rdürdüğü ülkelerde b u n ların savunulm ası­
nı, faşizm in bu özgürlükleri yok ettiği ülkelerde dev­
rim ci b ir m ücadele için uluslararası ölçekte b ir eylem
birliğinin koşullarının araştırılm asını» talep eden b ir
«Azınlık Açıklaması» sundular. <33> SİE Y ürütm esi ta ­
bandan gelen baskıya boyun eğerek, bölüm lerinin bi­
leşik cephe için bilimsel sosyalistlerle anlaşm aya gir­
m esini engelleyen yasağı kaldırdı. Bu zam ana dek bu
yasak birkaç ülkede bozulmuştu. A ncak SİE Y ürütm e­

460
sinin kendisi bilimsel sosyalistlerle birleşik b ir cephe
düşüncesine k arşı çıkm aya devam etti.
Bilimsel sosyalistlerin ortaya koyduğu tüm anti-
faşistlerin birleşik eylem i düşüncesi, ilerici aydınla­
rın d a ak lına yatm ıştı. B unların en Önde gelen tem ­
silcilerinden binlercesi dem okrasi, hüm anizm , yaratıcı
çalışm a özgürlüğü ideallerini ve uygarlık değerlerini
kanlı faşist terö r ve ortaçağ bağnazlığına k arşı k a­
ra rlı b ir biçimde savunm a zam anının geldiğini göre­
rek, h alk cephesi hareketine katıldı. M axim Gorki,
H enri Barbusse, Romain Rolland, Paul Langevin, Tom
M ann, Leon Feuchtw anger, M artin A ndersen Nexö,
Rafael Alberti, R abindranath Tagore gibi dü n y aca ü n ­
lü birçok kişi anti-faşist birlik için içtenlikle çağrıda
bulundular.
D ünyanın ilk sosyalist devleti, anti-faşistler a ra ­
sında giderek a rta n b ir sem pati kazandı. İleri işçiler
ve en ileri ay dınlar um utlarını, içinde, bütü n dünyaya
asılı d u ra n faşist boyunduruk tehlikesine k a rşı b ir öz
gördükleri Sovyetler Birliği’ne bağladılar.
Yedinci Kongre arifesindeki Kom intern, za lim fa ­
şizm in yolunu kesmeye k a ra rlı olan geniş kitlelerin
yoııi po litikayı şimdiden hararetle benimsediğini gö­
rebiliyordu.

ÜÇÜNCÜ ENTERNASYONALİN
YEDİNCİ KONGRESİ

25 Temmuz 1935’te M oskova’d a açılan Ü çüncü En­


ternasyonal Yedinci Kongresi yaklaşık bir ay sürdü ve
21 A ğustos’ta sona erdi. K om intern Kongre sırasında
ondokuzu sem patizan statüsünde olan 76 p a rti ve ör­
g ü tü b ira ra y a getirdi.
B ir önceki kongreden sonra geçen yedi yıl içinde

461
düny ad ak i bilimsel sosyalistlerin sayısı 3 milyon 140
binin üzerine çıkmıştı. K apitalist ülkelerdeki bilimsel
sosyalistlerin sayısı 445.300’den 785,000’e ulaşm ıştı.(î4)
Kom ünist gençlik saflarında d a -127.230’d a n 221,100 ü-
yeye- b ir a rtış vardı.<3S) K apitalist ülkelerin işçi smıfı
partileri em peryalist gericilikle m ücadele ederken güç
koşullar altın d a çalıştılar. 1935’te l l ’i A vrupa’d a olm ak
üzere an cak 22 p a rti legal y a d a yarılegal çalışm alar
yapabiliyordu; geri k alan ı yeraltın d a çalışıyor ve en
acım asız şiddetle k a rşı k arşıy a bulunuyordu.!*)
Kongreye 65 p a rti ve K om intem ’e bağlı b irkaç u-
lu slararası örgütü tem sil eden 513 delege katıldı. De­
legeler a ra sın d a ulu slararası kom ünist ve işçi h areke­
tinin önde gelen önderleri vardı: Khalid Bagdash, John
Gollan, B.A. Gonsalves, K lem ent Gottwald, Josö Dıaz,
Georgi Dimitrov, J. Jacque Motte, A ntonin Zâpotocky,
Dolores îbâ,rruri, M arcel Cachin, V asil Kolarov, Jo-
h a n n Koplenig, Böla Kun, Otto Kuusinen, J. Lenski, D,
M anuilski, Sanzo N osaka COkano Susum u), W iihelm
Pieck, H arry Poilitt, I. Pyatnitski, W aldeck Hochet,
Josef Stalin, Palm iro Togliatti, M aurice Thorez, W al-
te r Ulbricht, W illiam Foster, H ilding H agberg, Ho Chi
Minh, Lawrence Sharkey, J â n Sverma, B. Sm eral ve
diğerleri.
W ilhelm Pieck Kongreyi açarken, sosyalizmi ku­
ra ra k K a p ita lis t ülkelerdeki işçilerin yüreklerine yeni
b ir güç ve güven verm iş olan Sovyetler Birliği halkını
içtenlikle selam ladı. B urjuva rejim lerinin zin d an ların ­
d a çürüm ekte olan bilimsel sosyalistlerin yiğitliği ve
{*) Rundschau, age, 1935, No: 43, s. 1974. Görülüyor kİ bu rakam­
lar Çin Komünist Partisi'nin 1934 ve 1935’in ilk yansındaki
ağır sonuçlar getiren silahlı mücadelesinin neden olduğu ve
sonuçta üye sayısını önemli ölçüde düşüren kayıplarım he­
saba katmamaktadır. MPA, MLE, 491/1/400/3-4’e bkz.

462
özverisine saygılar sundu. Kongre, faşist hap ish an ed e
b u lu nan A lm an K om ünist P artisi Ö nderi T hâlm ann’ı
o n u r başkanı seçti.
Yedinci K ongrenin gündem i aşağıdaki m addeler­
d en oluşuyordu: (1) Ü çüncü E nternasyonal Y ürütm e
K om itesinin Ç alışm aları Ü zerine R apor (sunan: W . Pi-
eck ); (2) U luslararası Denetim Kom isyonunun Ç alışm a­
sı Ü zerine R apor (sunan: A ngaretis); (3) İşçi Sınıfının
Faşizme K arşı Birliği îçin M ücadelede Üçüncü Enter-
n asyonal’in Görevleri ve Faşist S a ld ın (sunan.* G, Di-
m itrov); (4) Em peryalist Savaş H azırlıkları ve Ü çüncü
E nternasyonal’in G örevleri (sunan: Ercoli-Togliatti);
(51 SSCB'de Sosyalist İnşanın Sonuçları (sunan: M a-
nuilski); (6) K om intern Yönetim K urullarının Seçimi.
Pieck’in K om intern Y ürütm esinin çalışm aları üze­
rine rap o ru u lu slararası işçi sınıfı h arek etin in Komin-
te ra ve işçi sınıfı p artilerin i b ir dizi karm aşık sorunla
k a rşı k arşıy a bırak an b ir dönüm noktası olarak tanım ­
ladığı A ltıncı K ongreden b u y an a verdiği m ücadele­
sinde kaydettiği ilerlem elere değindi. Bilimsel sosya­
list p a rtile r işçi sınıfının çıkarları için verdikleri m ü­
cadelede yiğitlik ve azm in olağanüstü örneklerini o r­
taya koym uşlardı. Pieck, «Ama olayların hızlı ve po- \
litik anlam da karm aşık gelişm eleri karşısında slogan­
larım o rtay a koym akta sık sık geciktiler, sınıf güçle­
rinin ilişkilerini h e r zam an doğru olarak kestirem e-
diler ve d a h a önceleri az çok doğru olan a m a d u ru - j
m un değişmesiyle eskim iş olan sloganlar ve m ücadele''
yöntem lerinde sık sık ıs ra r ettiler»<se> dedi. R apor bi­
limsel sosyalist partilerin önemli çalışm alarının ve bu
\ p artilerin o dönem in sınıf savaşları içindeki rolünün
b ir çözümlemesini verdi ve faşizm e karşı m ücadelenin
görevlerini öne çıkardı.
K ongre’deki en önemli olay, D im itrov’un sunduğu,

463
H azırlık Komitesi ve K om intern’in yönetim organla­
rım a a y la r süren o rtak çalışm aları k a d a r bizzat Di-
m itrov’un Önemli yaratıcı çabalarının d a b ir sonucu
olan rapordu. SBKP (B) MK R aporun k u ram sal öner­
m elerinin hazırlanm asında etkin b ir rol oynam ıştı ve
rap o ru n temel fikirleri, Kongreden Önce SBKP (B) Po-
litbürosunun ve K om intern’in diğer bölüm temsilcile­
rin in onaym ı almıştı. Hemen hem en tüm p artileri tem ­
sil eden 76 delege, raporda ele alm an, faşizme ve sa­
v aşa k arşı b ir birleşik işçi ve geniş halk kitlesi için ve­
rilecek m ücadelenin sorunları üzerine yapılan ta rtış­
m alara katıldı. Tümü yeni politik yönelişi destekledi
ve kendi ülkelerinin koşullarına u y arlay arak somut-
lam aya çalıştı.

F aşizm e K a rşı S avaş


V e Yedİnct K on gre

D im itrov’un raporu ve delegelerin konuşm aların­


d a faşist tehlike ve faşist diktatörlüğün nitelendiril­
m esine Özel bir özen gösterilm işti. K onuşm acı kapita- _
lizmin genel bunalım ının keskinleşm esi ve emekçi k it­
lelerin devrim cileşm esini gözönüne alarak , «egemen
burjuvazi em ekçilere karşı olağanüstü yağm acı ön­
lem ler alm ak ve em peryalist bir yağm a savaşı içiıı h a ­
zırlanm ak am acıyla... ve tüm bu a ra çla rla devrim i ön­
lemek için, faşizm e giderek d a h a fazla çıkış yolu a ra ­
m aktadır.» (3,) dedi. K ongre.. ciddi bir endişeyle faşiz­
m in ulu slararası b ir tehlike haline gelm ekte olduğu­
nu, faşizm in u luslararası işçi ve dem okratik hareke-,
tin şimdiye dek karşılaştığı en tehlikeli ve en acım a­
sız dü şm an olduğunu*, bu düşm anın sosyalizın^ de­
m okrasi ve ilerici güçleri yoketm ek ve em peryalist g e­
riciliğin terörist egem enliğini yaygınlaştırm ak için

464
çalışm akta olduğunu belirtti. Genel a n lam d a faşist
hare ketin e n ' gerici "ve en c an a v a r özelliklerini içinde
b arın d ıran A lm an faşizm inin olağanüstü tehlikeli ro­
lü vurgulandı. Dimîtrov, Aliman faşizm inin u lu slar­
arası'karşı-devrindSn baskı unsuru, d ü nya faşist ge­
riciliğinin başlıca gücü, ikinci bir em peryalist savaşın
a n a kışkırtıcısı ve Sovyetler Birliğİ’nin ölüm cül düş­
m anı olarak davrandığını söyledi.
Kongre, bilimsel sosyalist partileri faşist tehlikenin
herhanğT^bîf blçîmde küçüm senm esi tehlikesine kar-
şı~uyardî ve «faşist diktatörlüğün kendiliğinden ço-
küş^irkonusUiidaki tehlikeli hayalleri» .lanetledi. İşçi­
leri faşist h arek etin h e r adım ı karşısında u y anık dav­
ran m ay a çağırdı. Dimitrov, faşizm in saldırılarının a n ­
cak ülkenin sosyalist b ir devrim e yaklaşm akta oldu­
ğu zam an beklenebileceği konusundaki görüşlerin
yanlış olduğunu, faşizm in aslında, d ah a kitleler ken­
dilerini tam olarak devrim le özdeşleştirm eden, işçi sı­
nıfının örgütlerine ölüm cül b ir darbe indirm eye ça­
lıştığını hatırlattı. Bazı delegeler hem burjuvazinin po­
litik rejim lerinin yavaş yavaş faşistleşm esi hem de fa ­
şistlerin doğrudan saldırıya geçm eleri olasılığını bi­
limsel sosyalist p artilerin kabul etm eleri gerektiğini
söylediler.
Dimitrov, faşizm in sınıfsal özünü nitelerken r a ­
porunda, iktidardaki faşizm in en gerici, en şovenist ve
en em peryalist mal! serm aye u n su rların ın açık terö­
rist d iktatörlüğü olduğu yolundaki KEYK O nüçim cü
Birleşik O turum görüşünü yineledi.. Bu nitelem e tekel­
ci serm ayenin b ir a ra cı olarak faşizm in tem el sınıf­
sal işlevini ortaya koyuyordu. Kongre delegeleri, fa ­
şizmi b ir küçük-burjuva hareketi o larak değerlendi­
ren sosyal-dem okrat görüşün büyük zararların d an
sözettiler. Bu tü r görüşler işçi hareketinde karışıklık

F. 30: Enternasyonal 465


yaratıyor, halkın faşist tehdit karşısındaki uyanıklığı­
n ı ortadan kaldırıyor, sonuç" olarak işçffeH^"goğu~en
önemli an d a «faşizmde malî serm ayenin en k a n a su-
sam ış canavarını, kendisinin en büyük düşm anını gö­
remiyor» d u <M) Kongre, tekelci serm ayenin en gerici
çevrelerinin b ir aracı olarak faşizm in ro lünü v u rg u la­
dı ve «faşizmin özel niteliklerini ve tek tek ülkelerdeki
faşist diktatörlüğün çeşitli evrelerdeki çeşitli biçimle­
rini incelem ek ve hesaba k atm ak gerekliliğini» Öne sü­
re re k bu form ülün klişeleşmiş yorum larına k a rşı uya­
rıd a bulundu. <!9> îspanya, İtalya ve Polonya K om ünist
P artilerinin delegeleri kendi ülkelerindeki gerici top­
ra k sahipleriyle faşizm arasındak i bağların açıkça or­
tay a çıktığını belirttiler.
Kongre, «faşizmin ik tid ara jrelişinin b ir burjuva
hüküm etini b ir diğerinin olağan b ir biçimde izlemesi
değil, burjuvazinin sınıf egemenliğinin devlet biçimle­
rin d en birinin -burjuva dem okrasisi- yerini b ir başka
biçim inin -açık terörist diktatörlük- alm ası olduğu» so­
nucuna vardı.(M) Bu sonuç ilke açısından önemliydi,
çünkü faşizm i çeşitli burjuva p a rla m en ter rejim leriyle
b ir'tu tm a eğilimini reddediyor, faşizm ve b u rju v a de-,
m okrasisi arasındaki çelişkileri ortaya koyuyor ve bu
çelişkilerin anlaşılm ası ve kullanılm ası için bilim sel bir
temel sağlıyordu.
Dimitrov, Thorez, Kolarov, Palme D utt ve birkaç \
delege, Lenin’in bu rju v a egem enliğinin iki yöntem ine ‘
ilişkin tezlerinin bugünkü koşullar altında geçerli ol- \
duğunu ve bilimsel sosyalistlerin b u rju v a kam p konu- \
, sundaki katı görüşlerini gözden geçirmeleri, faşizm ve !
f o n u n la uzlaşm az olan politik eğilim ler a ra sın a b ir çiz­
ici çekm eleri ve saldırılarını a n a dü şm an a yöneltm eleri i
gbreğine işaret ettiler.

466
Kongre, faşizm in burjuva dem okrasisiyle k arşılaş­
tırılınca geriye doğru atılm ış dev bir adım olduğunu
belirtti.
«Faşist karşı-devrim şimdi emekçi kitlelerin en b a r­
b ar söm ürü ve baskı rejim ini k u rm a çabası içinde b u r­
juva dem okrasisine saldırm aktadır. Şimdi, bazı kapi­
talist ülkelerdeki em ekçi kitleler kesin b ir tercih yap­
m ak ve bunu bugün, proletarya d iktatörlü ğ ü ve b u r­
juva dem okrasisi arasın d a değil, bu rju v a dem okrasi­
siyle faşizm arasm d a hem en yapm ak zorunluluğuyla
k arşı karşıyadır.» <41> Kongre, bu dönem de k apita list ü l-
kelerdeki tüm. işçiler açısından en Önemli şeyin anti-
faşist "genel.. dem okratik hedefler olduğuna ve d ah a
t ileri adım ların bu^ hedeflerin elde edilm esine bağımlı.!
.olduğuna işare t etti.! Faşizme sadece SSCB ve sosyal
■lizme bağlı olan devrim ci işçiler değil, dem okrasi, ba-\
j n ş ve sosyal gelişme adına k ab a kuvvet ve sava-
şa k arşı çıkan herkes k arşı çıkıyordu. Bu koşullar al-/
tında «faşist» sözcüğü y a n proleter kitleleri ve anti-
faşist duyguları güçlenm ekte olan o rta ta b a k a la rı b ir­
leştiren p a rtile r ve örgütler için kullanıldığında son
derece tehlikeliydi^ K ongredeki konuşm asının büyük
b ir bölüm ünü bilimsel sosyalist p artilerin köylülüğe
ilişkin ta v ırla rın a ayıran Kolarov, köylü örgütlerinin
kaçınılm az olarak faşizm e çekileceği savını taşıyan
tezleri İnandırıcı bir biçimde çürüttü. Thorez, konuş­
m asında Fransız K om ünistlerinin kentlerin o rta ta b a ­
k aların ve.bu ta b ak aların faşistlerin denetim altm a al­
m aya çalıştığı örgütlerine ulaşm anın yolunu bulduk­
larını belirtti. Kongre devrim in h e r evresinde asıl d a r­
beyi a ra politik güçlere indirm eyi hedef aim am n ge­
rekli olduğuna ilişkin eskiden kalm a, tüm üyle işe y a­
ra m a z olduğunu kanıtlay an b ir «kuralı» dışladı. Bi­
limsel sosyalistler faşizm e k a rşı dem okrasi için veri­

467
len sav aşta a ra güçlerin önemli b ir olum lu rol oyna-
yabileceğini açıkça belirttiler.
K arşıt politik kam pların oluşm asının, bilimsel sos­
yalist p artilerin ve işçi sınıfının o rta tab ak a la rı anti-
faşist b ay rak altın d a toparlam ad a başarılı olup
olm adığına y a d a faşizm in bu tab ak aları
rak kendi gerici a m a ç la n için kullanm ada başarılı olup
olm adığına büyük ölçüde bağım lı olduğu, Kongrede
vurgulandı. Faşizmin kendisine nü fu su n o rta tabakala-
n arasın d a geniş bir kitle tab an ı yaratabilm ek için top.-.
lum sal ve milliyetçi dem agoji kullanm a çab aların a k a r­
şı verilen m ücadele bu anlam da büyük önem taşıyor­
du. O rta ta b a k a la r arasın d ak i faşist etkiyle m ücadele
etm ek ve faşist dem agoji ve faşist ideolojiyle savaşm ak
meselesi Kongre’de önemli b ir odak noktası oldu.
Dimitrov, kitlelerin bayağı m ülkiyet tutkularım
ve milliyetçi önyargılarını söm ürm ekle kalm ayıp sık
sık d a yağm acı büyük serm ayeye yönelik n efret duy­
g u la n ve emekçi halkın ilerici talepleriyle oyun oy­
nam aya kalkışan faşist kinizm ve dem agojinin yala­
nını o rtay a çıkardı. Delegeler, faşist dem agojiyi kit­
lelerin gözü önüne serm ek ve faşizm in ald attığ ı mil­
yonlarca küçük-burjuvaya faşistlerin hedefleri ve h a l­
kın çık arlan arasındaki uçurum u an latm a konusunda
bilimsel sosyalist partilere büyük görevler düştüğünü
açıkladılar.
Kongre, faşist ideoloji m ikrobunun -şovenizm, ırk ­
çılık ve insan düşm anlığı ideolojisi- y arattığ ı tehlike­
ye işaret etti. Faşist ideoloji, aldatıcı demagojik örtüsü
altında, çeşitli Özgül ulusal koşullan hesaba k a tan yıl­
maz, sağlam b ir ideolojik m ücadeleyle karşı çıkılması
gereken em peryalist gericiliğin zehirli b ir silahıydı.
Yedinci Kongrede a y rıntılarıy la belirl enojrı birle­
şik İşçi ve h alk cephesi politikası faşizm in adam akıllı

468
vü kapsam lı bir çözümlemesini tem el alıyordu. İşçi h a-
ceketinin birliği ve tüm dem okratik güçlerin faşizme
ve savaşa k arşı etkili b ir m ücadelede bu -bTflik‘'''âTmr
fın d a toplanm ası politikası Yedinci Komintern Korur-
reslnin kilit noktasıydı.

B irleşik tş ç i Cephesi
P olitikasın ın G elişm esi

Kongre, bir birleşik isçi cephesi oluştu ru lm ası gö-


revine büyük önem verdi.. A nti-faşist İşçileri toparla-
m anın yaşam sal gerekliliği, faşizme k a rşı b u n d an ön-
ce verilen m ücadeleden alm an en önemli .dersti—Di-
mitrov, «faşizm ik tid a ra gelebildi, bunun en önemli
nedeni sosyal-dem okrat önderlerin izlediği burjuvaziy­
le sınıfsal bütünleşm e politikasından ötürü, işçi sını­
fının burjuvazinin saldırısı karşısında bölünm üş, po­
litik ve örgütsel olarak silahsız olduğunu kanıtlam ış
olm asıdır. Öte yandan kom ünist p a rtile r sosyal-de-.-
m okrâtlardan ayrı ve onların karşısında olarak, k it­
leleri ayaklandırm ak ve onları faşizm e k arşı k ararlı
b ir mücadeleye yöneltm ek için yeteri k a d a r güçlü de­
ğillerdi» dedi.H!) Kongre, faşist eşkiyanın ik tid a r için -
girişim de bulunduğu bir sırada, kendisini izleyen işçi
sınıfının çoğunun eylemsiz kalm asından sorum lu olan
sağ sosyal-dem okrasinin tarihsel suçunu vurguladı
Kongre faşizme uzlaşm az bir biçimde güya k arşı çı­
kan ve h e r zam an tüm anti-faşist işçileri birleştirecek
bir biçimde d avranm ayan bilimsel sosyalist partilerin
h ataların ı şiddetle eleştirdi. Bilimsel sosyalistler işçi­
lerin eylem birliğine yönelik isteklerinde salt faşist
çetelerinin saldırılarına k arşı savunm aya dönük bis
tepki değil, gelecekteki karşı saldırılan için işçilerin
m ilitan birliğinin b ir ceninini de gördüler. Dimitrov
rap o ru n d a «proletaryanın uluşa! ve uluslararası ölçek-.

46Ü
te eylem birliği, işçi sınıfını faşizm e karsı, sınıf düşm a­
n ına k arşı sadece başarılı b ir savunm a de^il ay n ı za^
m anda başarılı b ir k arşı saldırıd a bulunm asını sağla-
yacak güçlü b ir silahtır» d e d i/4*' " -----
s Yedinci K om intern Kongresi, Fransa, İspanya ve x
diğer bazı ülkelerdeki bilimsel sosyalist p artilerin b ir­
leşik işçi cephesi için verdiği mücadeleye ilişkin de­
ğerlendirm esinde böyle bir cephenin en başarılı biçim ­
de anti-faşist, genel dem okratik sloganlar çevresinde
■ yaratılabileceğini açıkça belirtti. Farklı politik eğilim-
lerdeki örgütler içinde y eralan İşçiler henüz kapitaliz­
m in altedilm esi için birleşem ezlerdi, am a acil taleple­
ri için faşizm e k a rşı b iraray a gelebilirlerdi, Kongre
k a ra rla rı tü m k a pitalist ülkelerde işçisınıfım n acil eko­
nom ik ve politik taleplerinin savunulm asının, b unların
faşizme k arşı savunulm asının birleşik işçi cephesinin
çıkış noktası ve içeriğinin ana^îrönusunu oluşturm ası
gerektiğini b e lirtti/44' Kongre, aynı zam anda du ru m u n
olanak verdiği yerlerde birleşik cephenin sosyalist bır_
devrim için yapılacak hazırlıklarda" kullanılabileceği­
ne de işaret etti. Böylece işçilerin birleşik eyîemI~pÖ"
litikası özünde bir değişikliğe uğ radı. (Bu p olit ika- cn.)
aslında işçi sınıfının çoğunluğunu sosyalist b ir devrim
İçin yapılacak doğrudan h azırlık lara k azan m a/ göre­
viyle bağlantılıyken, şimdi, önce ve temel olarak_kitle^
leri etkin eyleme çekebilecek ve onları dajha so n ra sı­
nıf m ücadelesinin sonraki evresine -sosyalist devrim -
katabilecek bir anti-faşist mücadeleydi. B urada Lenin
in b ir birleşik işçi cephesi politikasına ilişkin öğreti­
sinin geliştiğini görüyoruz.
Hem u lu slararası ölçekte hem de tek tek ülkelerde
bir birleşik işçi cephesinin kurulm ası herşeyden önce
bilimsel sosyalist p a rtile r ve sosyal-dem okrat p artiler
arasındaki ilişkilere bağımlıydı. İşçi sınıfı içindeki bö­

470
lünmeye neden olan ve bu bölünm eyi derinleştiren
sosyal-dem okrat, burjuvaziyle bütünleşm e politikası
bazı ülkelerde işçilerin yenilgisinden büyük ölçüde so­
rum luydu. A ncak faşist saldırı k o şullan altın d a birçok
ülkedeki so s^ T ^ e m d k ra tliH n tavrı gözle g ö rü lü r bir
d eğişikliğe uğ rad ı ve sıradan sosyal-demok ra tla r ara-
sında anti-faşist d u ygular gelişmeye başladı.
Sosyal-dem okratlannkiler de dahil işçi örgütleri­
nin ezilmesi ve faşist saldırganlığın birkaç ülkede ya­
rattığ ı tehlikeler, sosyal-dem okratlann burjuvazinin
başlıca dayanağı olm a rolünü sürdürebilm elerini güç­
leştirdi, h a tta bazı ülkelerde olanaksız kıldı.
Sosyal-dem okrasi içindeki sol gruplar g üçlendi ve
devriânH" sim Tm ücâd ele si program ı doğrultusunda bir
tav ır alm aya başladılar. K om intern s osy al-de m okr a si­
yi k â tı” b ir gerici kitle olarak değerlendiren.' görüşü ^
reddetti ve sosyal-demokrasiyle o rta k eylem .olanağı-,
nâ, onun sol g ru p la n ve çizgileriyle yakın ilişki k u r­
m a olanağına işaret etti. Kongre, bilimsel sosyalist
p artileri faşizm e k a rşı h e r düzeyde -kentlerdeki fab ­
rik alarda, ulusal ölçekte ve enternasyonaller düze­
yinde- sosyal-demokrasiyle birleşik b ir cephe ku rm ak
için ısra rla çalışm aya zorladı.
Kongre aynı zam anda bilimsel sosyalistlerin bir
birleşik işçi cephesi politikası izlerken bir a n için bi-
Te kendi bağım sız sınıfsal konum lanan, burjuvâziyle
sınıfsal bütünleşm e ideolojisi ye, p ra tiğ iy le ..m ücadele
etine gerekliliğini, unu tm am aları gerektiğini belirtti.
K arar, «sosyal-demokrat p a rtiler ve örgütlerle ortak
eylem, reform izm in, burjuvaziyle sınıf sal bütünlesm e-
nli n d e öloji ve ğ* i» mU-
di ve tutarlı, olarak eleştirilm esini ve sosyal-demok-
ra t işçilere kom ünizm in ilkeleri ve program ının sabır­

/471
la anlatılm asını b ir y an a bırakm az, aksine d a h a d a ge­
rekli kılar» diye sürüyordu.(15)
İşçi sendikası h areketinin birliği için verilen m ü­
cadeleyi ele alan m eseleler kongrede yeni b ir biçimde
ortay a kondu, çünkü bu birlik birleşik İşçi cephesinin
kurulm ası ve sağlam laşm asında en önemli bağlantıy­
dı. D elegeler kom ünist ve reform ist işçiler a ra sın a bir
set çeken ve onları sınıf d ü şm an lan karşısın d a güç-
süzleştiren sağ-kanat reform ist işçi sendikası Önderle­
rin in bölücü politikasını lanetlediler. Bilimsel sosya­
list p artilerin işçi sen d ik a la n politikası içindeki şek:
ter-dogm atik h atalarım d a eleştirdiler. R eform ist işçi'
sendikalarını b u rju v a devletinin o rg an ları olarak de­
ğerlendiren görüş, bağım sız bilimsel sosyalist işçi sen­
dikalarının kurulm asına yönelik çizgi, p artilerin dev­
rim ci işçi sen d ik alan ve reform istlerin önderliğinde
verilen grev m ücadelesine düşük katılım ları, b u hata:
la r arasındaydı.
Bazı bilimsel sosyalist partilerin delegeleri bazı ül­
kelerde şim diden atılm ış olan işçi sendikası birliğinin
onarılm asına yönelik adım ların a y n n tılı b ir çözümle­
mesini sundular. Fransız bilimsel sosyalistlerinin de­
neyine ek o larak Finlandiya Kom ünist P artisi’nin işçi
sendikası politikası, kongrede oldukça büyük b ir ilgi
topladı. Fin delegesi H annes M akinen, p artisin in dah a
1933’de tüm partililerin ve devrim ci işçilerin faşist d a r­
be sırasında sosyal dem okratlar tarafın d an ku ru lan
yeni işçi sendikalarına katılm aları k u ralın ı koyduğunu
söyledi. Bu, işçi sendikası hareketinin sol kanadını
güçlendirm işti.w
Yedinci Kongre, Fransa, Filandiya ve d iğ er ülke­
lerdeki bilimsel sosyalist p artilerin işçi sen d ik a la n b ir­
liği için verdikleri m ücadelenin olum lu deneylerine da­
y an arak , bu tü r birliğin k o şu lla n n a ilişkin meseleleri

472
güvenle ele aldı. Bilimsel sosyalistler sadece iki koşul
öne süriiyöflârSıTSm î? m ücadelesinin y ü rü tülm esi ve
sendika içi dem okrasinin g özetilmesi. Bilimsel sosya­
list p a rtile r işçi s e n d ^
ğımsızlığı sloganını benim sem eyi kabul ediyorlardı. Bu
slogan hiçbir biçimde bilimsel sosyaljstlerin-sm ıf p m i i - '
cadelesinde işçi sendikası tarafsızlığının destekleyici­
leri haline geldikleri anlam ını taşım ıyordu. Bilimsel
sosyalistler h e r zam an olduğu gibi işçi sendikalarının
en etkin sınıfsal konum undan yana, burjuvaziye ne
tü rd en olursa olsun b ü tü n bağım lılıklara karşı, tav ır
alıyorlar, am a birleşik işçi sendikalarının örgütsel ba­
ğımsızlığını tanıyorlardı. Dimitrov «Eğer, bu, işçi sen-"i
dikası birliğinin ç ık arları açısından gerekliyse, işçi sen- j
dikaları içinde kom ünist g ru p ların oluşturulm asından |
vazgeçmeye bile hazırız. Birleşik işçi sendikalarının |
tüm politik p artilerden bağım sızlığı konusunda bir an- *>
îaşm aya v arm aya hazırız. Am a İşçi sendikalarının bur- /
juvaziye karşı h erh an g i bir bağım lılığına kesinlikle i
karşıyız ve işçi sendikalarının p ro letary a ve burjuvazi!
arasındaki sınıf m ücadelesi karşısında tarafsız b ir ta-[
vır alm asının olanaksız olduğu konusundaki tem el ba-)
kış açım ızdan vazgeçm eyiz- dedi.*"* ^
Kongre, kitle örgütleri haline gelmemiş olan.-davr
rim ci işçi sendikalarının reform ist, sendikalara .katıl­
m asını salık verdi. Öte yandan yığınsal devrim ci sen­
d ik alar yığınsal reform ist sendikalarla eşit koşul)ar-
d a birleşm ek için ıs ra rla ve sabırla çalışacaklar d t.
Kongre, ikFişçi ’sendikası enternasyonalinin birleşme^....
si y o lu n d a b ir k a ra r d a aldı. P rofintern önderi Lozovski,
«U luslararası işçi sendikası hareketinin birliğine ulaş­
m ak için tüm politik sorunları ve örgütsel detayları
o turup ta rtışm ay a hazırız- dedi.(44)
K om intem ’in işçi sendikası birliğine verdiği önem

473
Yedinci K ongre’nin kapanışından sonraki ilk gün, bi­
limsel sosyalist partilerin işçi sendikası birliğini elde
etm ek için hangi p ra tik ad ım la n atm ayı düşündükleri
sorusuna bir yanıt verecek olan u lu slararası bir işçi
sendikası toplantısı için KEYK’nin çağrı yapm ış olması
ile kanıtlanm ıştır,(4S)
K ongrenin işaret e ttiği gibi, sosyal-dem okrat v e re-
form ist işçi sendikalarıyla b ir eylem birliğine v arıla­
bilmesi için bilimsel sosyalist p artilerin h e r yerde po7
litik görüşleri ne olursa olsun işçileri gerçekten...birleş-.
tirecek talepler öne sürm esi önemliydi^ Birleşik bir
cephenin sonucu olabilecek bir şey onun koşülü hâTme'
getirilem ezdi. Kitlelere salt kapitalizm in söm ürücü n i~
teliğini gösterm ejT ya da_reîöxmisîIShHerler4-~açığa^çi;..
karm ak am acıyla gerçekçi olm ayan talepler öne sürm e
alışkanlığı etkili önlem ler için bir engel olm akla suç­
lanıyordu. Kongredeki konuşm alarda işçilerin günlük
ihtiyaçlarının ve sınırlı taleplerinin k arşılanm ası için
başarılı b ir kam panya örgütlem enin ne denli önemli
olduğu, bilimsel sosyalistler açısından b ir y a d a bir
b aşk a işçi g ru b u n u n zihnini kurcalayan h e r soruyla
ilgilenm enin birleşik bir cephe ku rm ak için ne denli
büyük b ir önem taşıdığı sık sık yinelendi. Bilimsel sos­
yalist p a rtile r ancak geniş kitleleri bu talep ler icin^m u-
cadeleye çekerek kendilerine yeni ve d ah a ü st düzey­
de m ücadele hedefleri_saptayabilirlerdi^ ~
Birleşik işçi cephesi sadece bilimsel sosyalistleri ve
sosyal-dem okratlafrbtifleş'tirm eyecek, a n a rşist ve k a -
tolik işçileri ve faşist işçi sendikaları içindeki işçileri
de kazanacaktı. Delegelerin rap o rların d a ve~ konuşm a­
larında faşist diktatörlüğe k a rşı mücadelede bilimsel
sosyalistler açısından b ir başm a yiğitliğin y e te r if 'ü t''
m adığm a işaret edildi. G erekli olan, faşist işçi sendi­
k aları ve işçilerin birleştiği diğer kitle örgütleri içinde

474
ntıbırlı günlük çalışm alardı. Görev, bu örg ü tler jıçinde-
kl işçilerin en temel acil taleplerinin savunulm ası için
url.uk bir dil bulm aktı. K ongre, bilimsel sosyalistleri fa ­
şizmi o ra d a yok etm ek için fasist kitle ö rg ü tleri içine
girm ek düşüncesinden vazgecmemeve zorladı,
Yedinci 'Kongre, eylem birliğinin sağlanm ası h a ­
linde, işçilerin m ilitan işbirliğini sağ lam ak jçân .k ü h a ­
rekete kesin bir "örgütsel çerçeve hazırlam ak gereke-
ceğini belirtti. Kongre fabrikalarda, işsizler"arasında,
işçi m ahallelerinde, k a sa b a ve köylerde birleşik cep-
henin p a rtili olnaayan sınıf organlarının kurulm asa ge­
rektiğine işaret etti. Bu birleşik cephe o rg a n la n kendi
İçinde yeralan örgütleri o rtad an k ald ırm a k si^ n ^meîc-
çi halkın genişJSrgütsüz kitlelerini birleştirecekti.lJI>J
'Y edinci Kongre işçi cephesi politikasmT~ğeTiştirir­
ken politik birlik için, h e r ülkede işçi smıfınnı^yjğm-
saljp olitik .p artile rin in yanatüm ası.üçm ^eril&cek.^aü-'
cadelenin olanakları m eselesini..ortaya koydu.
Bu mesele ele alınırken bilimsel sosyalist p artile­
rin çoğunun anlam lı b ir sınıf m ücadelesi okulundan
geçtiklerine ve kendilerini troçkizm ve sağ ve «sol»
oportünizm den a rın d ıra ra k saflarının m arksist-leninist
tem elde birliğini sağlam ış olduklarına dikkat edildi.
P artiler örgütün oldukça güçlü belkem iğini oluşturan
k a d ro lara ve m arksist-leninist önder çekirdeklere sa­
hipti. Bilimsel sosyalistler için, sola kayan sosyal-de­
m okrat p artilerle birleşirken d ah a güçlü ve d ah a tec­
rübeli reform ist örgüt içinde boğulm a tehlikesi yoktu.
Kongre sosyal dem okrasinin sol kanadının bilimsel sos­
yalistlerin ideolojik konum una yaklaşm aya başladık­
larını d a gözönüne aldı.
îşçi sınıfının birleşik b ir p artisini k urm ak için bi­
limsel sosyalistler ve sosyal-dem okratla n n faşizm e k a r­
şı, serm ayenin saldırısına ve savaş tehdidine k a rşı or­

475
ta k bir ılıiicadele konusunda an laşm ay a v arm aları ye­
terli değildi. Politik birlik, an cak m a rksîst-Ieninist bir
tem elde gerçekle şebilirdi, K ongrenin k a ra rla rın d a , be­
lirtildiği üzere böyle b ir birliğin ko şu llan şunlardı-.
S os yal -d e m okrasi ve burjuvazi arasındaki ittifakın par-
çalanm ası ve burjuvaziden tüm üyle bağım sızlaşm a, ey­
lem birliğinin hazırlık uygulam ası, b urjuva egemenli­
ğinin devrim ci b ir yenilgiye uğratılm ası konusundaki
gerekliliğin kabul edilmesi ve p ro letary a diktatörlüğü-
nün kurulm ası, em peryalist sav aşta kendi burjuvazisi­
ni desteklem ekten kaçınılm ası ve p artin in dem okratik
m erkeziyetçilik tem elinde k u r u l m a s ı . B u koşullar
gelecekteki birleşik İşçi partilerinin devrim ci nitelik­
lerini belirliyordu.
Kongrede işçi gençlik arasın d ak i an ti-fa şis^ b jri ik
m ücadelesine iîtşktn hıeseleye de önem verildi. Dele­
geler konuşm alarında en etkin çalışm aların yetişmek;
te olan kuşak a ra sın d a yürütülm esi gerektiğine iş a re t.
ettiler. Bu. özellikle faşizm in geniş genç kitleleri kep-,
di m üfrezelerine kaydettiği ülkeler , için geçerliydk
Kongre k a ra rla rı şöyle diyordu: «Komünist ye sosya­
list gençlik birliklerinin sınıf m ücadelesi program ını
temel alan anti-faşist birliğini y a ra tm a görevi ön pla­
n a çıkarılmalıdır.»

Yedtnci Kongrede
Hazırlanan H alk Cephesi
Politikasının
Temel Sorunları

JProleter birliği politikası kongrede tüm anti-faşist


güçleri birleştirm e[görevinden ay n im az bir biçimde ele
alındı. Birleşmiş bile olsa işçi sınıfının çabalan b ir b a -
şma. faşizm e karşı zafer kazanm ayı güvence a ltm a al­

476
maya yeterli değildi. İttifa k lar politikası pro leter dik ­
tatörlüğünün y a n d a şla n olm am akla biriikteT'gelenek­
sel dem okratik Özgürlükleri güvence a ltın a aim avı ve
faşist köleleştirmeyi önlemeyi isteyen, diğecJpplum s& i
g ru p lara da yaygınlaştırılm aljydı. Bu çizgi, Yedinci
Kongre'nin çerçevelenm esine özel b ir önem v erdiği
halk cephesi politikasında anlatım buldu. Birleşik cep-
hd~poİitikası bilimsel sosyalistlerin dem okrasi ve sos-
yalizm m ücadelesi a ra sm d a varolan karşılıklı b ağım-
lılığı derinlem esine a n lam ala rın a dayanıyordu! k o n ­
gre, bilim selj& syalistlerin dem okrasiden yan a oldu­
ğunu; proletaryanın m ücadele etm ek zorunda bulun­
duğu koşullara - tekellerin açık terörist dik tatö rlü k ko­
şu llan ya da proletaryanın örgütlenm esi ve h arek eti­
nin ilerlem esi için d a h a geniş o lan ak lar bulduğu b u r­
juva dem okrasisi koşulları - k arşı tarafsız olmadığını
vurguladı. Lenin, bu rju v a dem okrasisi koşullarını ele
alırken şöyle yazıyordu.- «Daha geniş, d a h a özgür ye
d a h a açık bir sınıf müçadjelesi vo sınıf egemenliği bi­
çimi proletaryaya genel olarak sınıfların o rtad an kal-
d m lm ası için verdiği m ücadelede çok d a h a f azl a y a r -
dım cıdır.»(S3) B urjuva egem enliğinin hangi biçimi aldı­
ğı p roletaryanın kayıtsız kalacağı b ir konu değildi.
Ama bilimsel, sosyalistler b u rju v a dem okrasisini salt,
faşizmle karşılaştırıldığında ^kötünün iyisi* olduğu
için şavunm adılar. B urjuva dem okrasisindeki herşey
aynı değerde değildi. Bilimsel sosyalistler için' önemli
olan, halk kitlelerinin zorlu m ücadele y ılla n içinde, k a­
zandığı özgürlüklerdi. K ongrede bu Özgürlüklerin sar
vunulm ası ve yaygınlaştırılm ası burjuvazinin çoğu ge-,
rici güçlerinin konum larını zayıflatm aya ve işçi sınıfı
ve tüm emekçi halkın m ücadelesi İçin "yeni bakış açı-
la n n a yolaçan b ir yöntem olarak değerlendirildi.
Gen_ej,demokmtiİL.talepleriıı gayunulm asi sırasın*

477
d a emekçi halkın geniş tab ak aların ın birleştirilebilece­
ği, faşizm in yenilebileceği, serm ayenin gücü n ü n sınır­
lanabileceği ve sosyalizm için verilen m ücadelenin
olum lu koşullarının yaratılabileceği düşüncesi, halk
cephesi politikası altında y a tan en verim li fikirlerden
biriydi. Bu fikir, Lenin'in dem okrasi ve sosyalizm m ü­
cadelesi arasın d ak i karşılıklı bağımlılık konusundaki
öğretisini tem el alıyordu. Lenin, «Demokrasi için mü-
cadelenin proletaryayı^ sosyalist devrim den y a k la ş tı­
rabileceğini, onu gölgeleyip gizleyebileceğin! düşün-
m ek tem el bir h a ta olurdu. A ksine tam b ir dem okrasi
uygulam ayan hiçbir m uzaffer sosyalizm olam ayacağı
gibi, pro letary a da dem okrasi için d ö rt başı m am ur,
tu ta rlı ve devrim ci bir m ücadele verm eden burjuvazi
k arşısındaki zaferini h a z ır la y a m a z .» L e n in , sürekli
olarak dem okrasi için m ücadelenin işçileri burjuvazi
k arşısındaki zaferlerine hazırlam aya yardım cı olduğu­
nu, çünkü işçi sınıfı ve yandaşlarının b u m ücadelede
birleşerek bir deney okulundan geçtiğini ve sosyalist
hedefler için m ücadele etme gereğinin fark ın a yaydı­
ğını vurguladı; dem okrasi m ücadelesinin başlangıç
noktası, sosyalizm m ücadelesinin gelişm esinin prelüdü
haline gelebilirdi, çünkü «aslolan için verilen m ücade­
le kısmî olan için verilen m ücadeleyle başlasa da, alev­
lenebilir» ;(5Î) proletarya, dem okrasi için m ücadelede
kitlelerin, proleter olm ayan kitleler de dahil, önderliği
san atın d a u stalaşır ve politik egem enliğini uygulamak,"
politik hedeflerine ulaşm ak için hazırlık y a p a r
Kongre, Lenin’in dem okrasi m ücadelesinTsosya-
lizm m ü ca^ele sTyîe’ birieştü-m ey e ilişkin, proîetaryahîn
m üttefiklerine ilişkin öğretilerini tem el a la ra k h er ül­
kede nüfusun en geniş çoğunluğunun - proletarya, köy­
lülük, kentli küçük-burjüvazi, zan aatk arlar, aydınlar-
anti-faşist, genel dem okratik m ücadeledeki eylem 'bîr-

478
ligi olanağı ve gerekliliğini ele alan önemli kuram sal
sonuçlara vardı. B urjuvazi arasındaki anti-faşist d ü ­
şüncedeki u n su rla rın belirli koşullarda halk cephesi­
ne katılm a olanağı d a ele alındı.
H er ülkedeki bilimsel sosyalist p arti anti-faşist güç­
lerin birliği için çalışırken, nüfusun en geniş kitleleri­
nin genel politik isteklerini, herşeyden önce faşizm i
püskürtm e konusundaki taleplerini, emekçi halkın de­
m okratik h a k ve özgürlüklerinin savunulm asını, barı­
şın savunulm asını ve köylülük, kentli nüfusun orta
tab ak aları, ayd ın lar ve tü m dem okratik güçlerin eko­
nom ik talepleri de dahil tüm taleplerini yansıtacak bir
halk cephesi program ıyla o rta y a çıkm alıydı. İşçi sınıfı
a n e a iria le p le ri için etkin bir m ücadele yürütebilirse,
proletaryanın çık arların a ters düşm eyecek tüm talep­
lerini savunm ak üzere etkin b ir m ücadele yü rü teb ilir­
se dem okratik güçleri halk cephesine kazanabilirdi.
Thorez, Gottwald, Kolarov, Rochet ve Lenski’nin ko­
n u şm alarında vurguladıkları gibi bilimsel sosyalist
p artilerin acil talepler için, köylü kitlelerin en acil eko­
nom ik ve politik talepleri için b ir m ücadele örgütle­
mesi, kentli orta ta b a k a la ra doğru yaklaşım ı bulm ası
ve onları h alk cephesinin bu ta b ak aların yokolmasını
engellemeyi, onların proletaryanın h a tta lumpen-pro-
letaryanın safların a katılm asını önlemeyi am açladığı­
n a inandırm ası önemliydi.
Thorez, b ir h alk cephesi kurm avı basarm ış olan
Fransız K om ünist P artisi’m n deneyinden jsözederken
şöyle dedi: «Faşizme k a rşı birleşik h alk "cephesi-
n rb a ş a n y fa geliştirirken partim izin çıkış noktası, dik­
k atler f e r n e kçi kitlelerin doğrudan taleplerine^. onla-
nn~ jgünlük çıka rla rın ın savunulm asına çevirm ek-
tiV* Thorez, Fransız K om ünist P artisi’nin başa-

479
n sm d ak i ikinci unsurun __halkm dem okratik öz­
gürlüklerinin ve ulusal çıkarların ın k ararlılık la savu­
nulm ası olduğunu söyledi.'Bilimsel sosyalistler a n a y u rt­
ların a olan sevgilerini, halkın tüm devrim ci ve dem ok­
ra tik geleneklerinin savunucusu olduklarını b ir kez
d ah a o rtaya koydular. Bu politika, kitleleri, ülkenin öz­
gürlüğü ve bağım sızlığının gerçek ve tu ta rlı savaşçı­
larının, gerçek y u rtseverlerin bilimsel sosyalistler ol­
du ğ u n a İnandırdı.
Kongre, bilimsel sosyalistlerin, h alklarının ulusal
ç ık arların a kayıtsız kalam ayacağım , bilimsel sosyalist
partilerin ulu slararası konum larını ısra rla savunurken
gerçek ulusal politik güçler haline gelm eleri g erekti­
ğini açıkça o rtay a koydu. Kongre k ararları, İşçi sını­
fının, »halkın ulusal özgürlüğü ve bağım sızlığının tek
gerçek kahram anı olduğunu» belirtiyordu. «Komünist­
le r h er türlü burjuva milliyetçiliğinin ilke olarak uz-
laşm az m uhalifleri olm akla birlikte, hiçbir biçimde
ulusal nihilizmin, kendi halklarının kade ri konusunda
b ir kayıtsızlık tavrının dostokleyicıİeri değildirler.'*(57i
Bilimsel sosyalist partilore, o rta tab ak a la rın geniş
kitlelerini h alk cephesine çökmek için, bu örgütlerin
yönetim i burjuvazi ya da kapitalizm den yana u n su r­
ların denetim inde de olsa, bu tab ak aların birleştiği tüm
örgütlerde çalışm aları salık verildi. Kongre, «sol» opor­
tünistlerin, h alk cephesinin bilimsel sosyali sileri" kü-
çük-burjuva örgütlerle ilkesiz b ir bloklaşm aya s ü rük­
leyeceği anlam ındaki açıklam alarım çü rü ttü . Polonya
K om ünist P artisi temsilcisi Lenski, halk cephesinin re ­
form ist b ir fantazi değil, yaşam ın o rtay a koyduğu zo­
ru n lu b ir talep olduğunu söyleyerek bu görüşleri eleş­
tirdi. Lenski. «halk cephesi m ilyonlarca insanın m üca­
delesini başlatm alı, faşist engelleri kırm alı ve halkı
ezenlerin faşist kliklerini altetm eye çalışmalıdır.»

480
İşçi sınıfı hareketi h alk cephesinde genel demok-
raük, anti-faşist am açlar için m ücadelede işçi sınıfının
Öncü bir rol o y n a y ab ilec eğ i pplıtik olay’la-
* rm gelişm esinde belirleyici etkiye sahip bir güç olarak
davranabileceği bir birlik biçimi buldu. Proletaryanın
böylesi b ir rolü, m ücadelenin genel dem okratik görev­
lerinin yerine getirilm esi yoluyla yeni sosyalist düzey­
lerine doğru yükselm ek için kitlesel çalışm aları ola­
naklı kılacaktı.
Geniş kitleler m ücadele içinde b ir h alk cephesinde
btrleşerek ve gerici güçlere yönelttikleri saldırılarını
a rtıra ra k varolan gerici hüküm etleri yerinden edebilir­
lerdi. Bu d u ru m d a birleşik işçiler ya da anti-faşist halk
cephesi hüküm etini k u rm a meselesi gündem e gelirdi.
Yedinci Kongre h alk cephesi h ü k üm eti sloganını öne
sürerken. Ü çüncü ve D ördüncü K om m tern Kongrele-
rl'nîiaT en in ’le birlikte ' v ardığı sonuçlarını, özellikle *îş-
Çİ ve Jtöylü hükümeti* sloganını re h b e r edinm işti. Di-
m itrov’un Yedinci K o n g re 'de söylediği giBi,*'«ashnda o
konu d a tem elde bugün bizim tartıştığım ızla k arşılaş­
tırılabilecek bir sorun üzerinde dolaşıyordu.»(SS>
Kongre, birleşik cephe hüküm etinin hangi koşul­
la r altm d a ^ ü ru la b ile ce ğ in i tanım ladı: B urjuva devlet
m ekanizm ası işlemez haldeyse ve böyle b ir hüküm etin
kurulm asını önleyemiyorsa; emekçi kitlelerin.hareketi
yükseliyorsa am a kitleler henüz sosyalist devrim için
m ücadele etmeye hazırlıklı değilse; h alk cephesi için­
de y eralân p artiler faşistlere karşı acımasız. önlem ler
talep ediyorsa ve böylesi önlem leri bilimsel sosyalist­
lerle birlikte uygulam aya hazırsa.
Halk cephesi hüküm etinin görevi, her d u ru m d a fa :
şizm ve gericiliğe karşı kararlı öniem ler alm ak ve işçi
sınıfı ve tüm em ekçilerin konum unu güçlendirm ektC
H alk cephesi hüküm eti bazı durum larda, som ut köşul-

P-. 31: Enternasyonal 481


la ra d ay an arak , burjuva rejim lerinin tem eline dokun-
miadan faşizm jye gericiliğin püskürtülm esini Örgütler­
di; diğer d u ru m lard a özeüîkl'e'b u rju v a demökrâtîK'dev-
rim inin gerçekleştirildiği ülkelerde işçi sınıfı ve köy­
lülüğün dem okratik diktatörlüğ ü n ü n hüküm eti hali­
ne gelebilirdi. İşçi cephesi hüküm eti, tekellerin baskı­
sının dem okratfk talepler için verilen m ücadeleyi gi­
derek a rta n bir ivedilik sorunu haline getirdiği em per­
yalist ülkelerde proleter egem enliğine geçişin özel bir
biçimi haline gelebilirdi. D im itrov «Onbeş yıl önce Le­
nin, dikkatlerim izi ‘proleter devrim e geçişin ya d a
yaklaşım ın biçim lerini araştırm ay a yoğunlaştırm am ız’
için çağrıda bulunm uştu. Belki de bazı ülkelerde birle­
şik cephe hüküm eti en önemli geçiş biçim lerinden bi­
ri olduğunu kanıtlayacaktır»(60) ve pro letary a d ik ta tö r­
lüğüne giden yolu açacak tır dedi.
Kongre, bilimsel sosyalistleri h alk cephesi h ü k ü ­
m etlerine m üm kün olan h e r tü rlü desteği sağlam aya
teşvik etti ve bazı özel zorunluluklar halinde" Bilimsel
sosyalistlerin gericilik ve faşizm e k arşı m ücadele eden
böylesi b ir hüküm et içinde yeralm asını uygun ve olum­
lu buldu. Bilimsel sosyalistler halk cephesi hüküm eti ve
parlam ento içindeki anti-faşist önlem ler ve kapsam lı
dem okratik reform ların sorum luluğunu paylaşm aya
h azır olduklarını açıkladılar.
f Lenin «Sol» Komünizm, Bir Çocukluk H astalığı ki-
/ tab ın d a kitleler burjuva parlam entolarına inanm ayı
f sü rd ü rd ü ğ ü sürece bilimsel sosyalistlerin kitleleri eğit-
;i mek ve gerici bu rju v a politikasını açığa çıkarm ak için
; bu kürsüden yararlan m ak zorunda olduklarını açıkça
lo rta y a koydu. O tuzlarda, işçi ve kom ünist hareketinin
bazı kap italist ülkelerde güç kazanm asıyla birlikte,
p a rla m en ter m ücadele biçim lerinin faşizm ve gerici­
liğe karşı b ir sald ın örgütlem ede h e r zam ankinden da-

482
ha büyük bir rol oynayabileceği koşullar o rtay a çıktı.
Yedinci Kongre, bu olanaklara dikkat çekerek ve bi­
limsel sosyalistlerin ve diğer anti-faşist p a rtile rin p a r­
lam enter m ücadelede başarısm m ancak parlam ento dı­
şındaki kitlelerin geniş bir hareketinin desteğiyle sağ­
lanabileceğini vurguladı ve bilimsel sosyalist p a rtile ­
rin genel dem okratik m ücadele k o şullan altın d a par-
lam entarizm e yönelik politikasını geliştirdi.
B ir h alk cephesi politikasının hazırlanm ası, özel­
likle jjro ie ta rv a diktatöH uğünS‘lrrr-geçiş“ olaiTaği '^ a ;
rak h alk cephesi hüküm etinin sorunları, Lenin'in sos-
yİJist-devrîm üzerine, dem okrasi m ücadelesini sosya­
lizm m ücadelesiyle birleştirm e üzerine, işçi sınifırup.
emekçi halkın diğer ta b a k a la n y la ittifakı üzerine öğ­
retisinin yaratıcı olarak geliştirilmesiydi. Bu k o n u lar­
da işçi sm ıfı p artilerinin ortak yaratıcı çabalarının bir
sonucu olarak önemli kuram sal sonuçlara varıldı.
Lenin’in dem okrasi ve so sya lizm m ücadelesi a ra ­
sındaki karşılıklı bağım lılık üzerine öğretisinin geliş­
tirilm esi kavram ı, kapitalist ülkelerdeki devrim ci sü re­
cin hem en ve doğrudan sosyalist b ir devrim e doğru
gitmeyeceği, a m a m ücadelenin anti-faşist genel de­
m okratik evresi içinde sosyalist devrim e yaklaşacağı­
nı gözönüne alıyordu.
Bu yol hiçbir biçimde sosyalist hedeflerin gölge­
lendiği anlam ını taşım ıyordu. Aksine, birleşik isçi ve
h alk cephesi, en geniş kitleleri faşizm e karşı, yeni d e ­
m okrasinin zaferi için verilen m ücadeleye çekerek sos-
yalist b îr devrim için gerekli önkoşullar^ h azırlıy o rd u
Bu, h alk cephesi politikasının özünü oluşturuyordu! "
Böylece yeni yöneliş, sosyalist devrim e yönelik h a re ­
ket açısından yeni u fu k lar açıyordu.
Kongre k a ra rla n , faşizme karşı örgütlü mücadeîe-

483
nın «dünya sosyalist devrim inin gelişm esini hızlandır­
m akta olduğunu ve hızlandırm ayı sürdüreceğini» be­
lirtiyordu.1"1'

Sömürge ve
Bağtmtt Ülkelerdeki
Birleşik Antİ-Emperyalist
Cephenin Sorunları

. Yedinci K ongre’n in ulusal ku rtu lu ş hareketinin so­


ru n la rın a ilişkin sonuçları büyük önem taşıyordu. Bu
dönemde Alm anya, İtalya ve Japonya dünyanın yeni­
den paylaşılm ası için bir m ücadeleye başlam ışlardı.
Japon em peryalistleri ülkenin toprak b ü tü n lü ğ ü ve
Çin halkının ulusal varlığı için b ir tehlike oluşturarak
Çin’e yönelik. saldırganlıklarını artırıyorlardı. Faşist
İtalya, Etiyopya’ya saldırm aya hazırlanıyordu. Latin
A m erika ülkelerinde Alman ve İtalyan ekonomik ve
politik sızm alar hız kazanıyordu. Geniş söm ürge v a r­
lıklarına sahip olan em peryalist ülkeler - İngiltere,
Fransa, Hollanda, Belçika ve diğerleri - egem enlikleri­
ni sağlam laştırm aya vo bu to p rak lar üzerindeki bas­
kılarını artırm ay a koyuldular. Bütün b u n la r ezilen
h a lk la r arasın d a giderek a rta n bir hoşnutsuzluk y a­
ra ttı ve giderek a rta n sayıda m ilyonlarca insanı ulusal
k urtuluş hareketine çekti. Aynı zam anda söm ürge ve
bağım lı ülkelerdeki em peryalist güçler arasın d ak i uz­
laşm az çelişkilerin artışı, ulusal kurtuluş h areketleri­
nin bu uzlaşm az çelişkilerden kesin olarak y a ra rla n a ­
bileceği bir durum yarattı.
Ulusal k urtuluş hareketinin en önemli hedeflerin­
den biri, söm ürge ve bağım lı ülkelerde gelişm ekte ya
da doruğuna yaklaşm akta olan devrim ler in niteliğinin
belirlenmesiydi.
Yedinci Kongre, sömürge ülkelerdeki devrim in hız­

484
la sosyalist devrim e evrim le şen J>İr burju v a-dem okra-
ttk d evrim deri' başkâTâfFH çi mde niielendirileıneyece^i
yolundaki soîcu görüşleri reddetti. Söm ürge ye bağım lı
ülkeler işçi sınıfı partilerinin temsilcileri kongrede, bıj
ülkelerin çoğu açısından d ah a Önce form üle edilmiş
olan «işçi ve köylü devrinden», «Sovyet hüküm;eti* ve
benzeri sloganların olgunlaşm am ış olduğunu v u rg u la­
d ılar v e ^ e n e î "ulusal anti-em peryalist hedeflerin .ku-.
çüm sendiğini belirttiler.
Kongrede, çoğu söm ürge ve yan-söm ürge açısın­
dan gerçek b ir h alk devrim inin ilk adım ının zorunlu
olarak, m ücadelenin em peryalist zalim leri hedef alan
ulusal k urtuluş evresi olacağına işaret edildi. Söm ür­
gelerin k u rtuluşunun an cak proleter devrim ler yoluy­
la y a d a büyük kentlerdeki sosyalist devrim ler ard ın ­
d a n olanaklı olduğu düşüncesi reddedildi. Kgngre, ulu;
sal k u rtu lu ş a m a c ın ın , koşullar b ir işçi ve köylü h ü-
küm etinin zaferi için olgunlaşana dek ertelenem eyece-
ğîhTT^ım dla7^X ıdan em peryalist söm ürüye karşı. acî-
m asiz boyunduruğa karşı, emperyalîs^lgHîf^Kö'yülm âS ı'
için, ülkenin bağım sızlığı için»(6İ) savaşm ak. Kongre
k a ra rla n söm ürge ve yan-söm ürge işçi smıfı p artileri­
nin temel hedeflerini böyle tanım lıyordu. Em peryaliz­
m e çeşitli düzeylerde bağım lı olan söm ürge ve y an-sö­
m ürge ülkelerdeki anti-em peryalist m ücadelenin y ü ­
rü tü ld ü ğ ü koşullann büyük farklılıklarını dikkate a l­
m anın politik hedefleri tanım lam adaki gerekliliği v ur­
gulandı.
Birçok bağımlı ülkede bu ülkelerdeki nüfusun bü­
yük b ir kısmı ve em peryalizm arasın d ak i uzlaşm az çe­
lişkilerin keskinleşm esi nedeniyle anti-feodal, genel
dem okratik devrim in anti-em peryalist b ir eğilimi de
olm ak zorundaydı.
Bilimsel sosyalistler, anti-em peryalist devrim in ba-

485
ş a n sını güvence altın a alm ak için ezilen ülkelerde an-
îPem peryalist b ir b irleşik cepKeTçin çalışm ak z o r u n '
daydılar. Kongrem n jg île n ve bakımlı ülke hâlklari ıçîh"
öne sürdüğü temel slogan buydu. Bu cephe, tüm ulusal
kurtuluş güçlerini "birleştirebilirdi. '
A nti-em peryalist cephe sloganı, K om intem ’in Le­
nin rehberliğinde h azırlan an ulusal söm ürgesel mese­
leye ilişkin politikasının tu ta rlı b ir biçimde sü rd ü rü l­
m esini ve geliştirilm esini savunuyordu. Ezilen ülkeler­
deki kurtuluş hareketinin farklılaşm ış deneylerini ka­
zanan bilimsel sosyalistler, anti-em peryalist cephe slo­
ganını em peryalizm e karşı k a ra rlı b ir m ücadele için
ulusun tüm sağlıklı güçlerini toparlam anın b ir aracı
olarak görüyorlardı. Kongre, söm ürgelerin ulusal b u r­
juvazisini tüm üyle em peryalist yanlısı olarak değer­
lendiren ve bilimsel sosyalistlerin ulusal burjuvazinin
örgütlerini, saldırılarının a n a hedefi yapm asını talep
eden görüşleri şiddetle eleştirdi. Bu görüşler bilimsel
sosyalistlerin ulusal burjuvazinin yönettiği anti-em per­
yalist eylem lerde h a tta yığınsal küçük-burjuva h a re ­
ketlerinde etkin bir y er alm asını engelledi. K ongrede­
ki konuşm aların bazıları hâlâ, bu eski görüş ve k u ra l­
ların izlerini taşıyordu.
- Kongre söm ürge ve yarı-söm ürgelerin işçi sınıfı
partilerini, em peryalizm le uzlaşm az çelişkileri sadece
devam etm ekle kalm ayıp bazı ülkelerde oldukça kes­
kinleşmiş olan ulusal burjuvazi de dahil, em peryalizm ­
le savaşabilecek herkesi bir birleşik cephe içinde to­
parlam ayı am açlayan k a ra rlı bir politikaya yöneltti.
Aynı zam anda oldukça güçlü b ir ulusal burjuvazinin
oluştuğu ülkelerde bu burjuvazinin em peryalizm ve
toprak sahibi oligarşiyle b ir anlaşm a içine girm eye ne
denli eğilimli olduğu, öte yandan gelişen em peryalist

486
baskının ulusa! burjuvaziyi anti-em peryalist b ir tavır
alm aya ne denli zorladığı dikkatle tartılm ahydı.
Prole tary a ’nm a n ti-em peryalist b ir cephenin k u ­
rulm ası için boyunduruk”altındaki ülkeler n üfusun un
c o ğ u n lu ^ n u ^ p l’^ ^ â F 'k o v r ü lü k l e H r ittifak k urm as;,
Özel b ir önem taşıyordu. Ezilen, JÜk§ler~ hUimseL_s,og:
yalist partilerinin temsilcileri, köylülükle sıkı b ir itti­
fak kurm aksızm em peryalizm i asla yenilgiye uğrata-
m ayacaklannı açıkladılar. Böyle bir ittifakın y aratıl­
ması, k urtuluş m ücadelesinin gelişm esine yönelik dev
b ir adım demekti. A rap delegelerinin «büyük önem
taşıyan anti-em peryalist b ir güç» olarak tanım ladığı
kentli geniş orta ta b ak a la rı anti-em peryalist cepheye
çekm ek önemliydi(®3)
Yedinci Kongre, Çin’deki ulusal k u rtu lu ş m ücade­
lesinin sorunlarını çok ayrıntılı bir biçimde inceledi
ve bilimsel sosyalistlerin yabancı sald ırg an lara k arşı
savaşm ayı içtenlikle isteyen herkesle b ir an laşm aya
varm ası gerektiğini belirtti. K arar, «Çin Kom ünist Par*
tisi ulusal k urtuluş m ücadelesi cephesini yaygınlaştır­
m ak için Japon ve diğer em peryalistlerin hay d u tça sal*
dırılarını püskürtm eye h a zır olan tü m ulusal güçleri
bu cepheye çekmek için h e r tü rlü çabayı gösterm e­
lidir.» diyordu/®4’
Kongre, Doğu’daki A rap ülkeleri için b ü tü n Arap-
la r çapında b ir birleşik anti-em peryalist cephe, tüm
A rap devletlerinin ulusal k u rtu lu ş güçleri arasın d a
y akın b ir ittifak sloganı öne sürdü. Suriye Kom ünist
P artisi delegesi, «tüm A rap ülkelerinin anti-em perya­
list m ücadelesini birleştirm ek zorunludur.» dedi. «Bu
tem el koşul olm adan em peryalizm e k a rşı kesin bir za­
fe r kazanm ak olanaksızdır.»(6S)
Kongre, bilimsel sosyalist p artilerin tüm ezilen ü l­
kelerin özgül koşullarına uyarlanm ış som ut b ir anti-
em peryalist program hazırlam aların a özen gösterdi,
Çin için geçerli olabilecek b ir anti-em peryalist ve anti-
feodal program ayrıntılı olarak tartışıldı ve o evrede
ÇKP’nin politikasını d ah a açık b ir halkçı ve ulusal ni­
telik kazandırm ak için bazı önlem lerin yeniden göz­
den geçirilm esi için önerilerde bulunuldu.<e0)
Kongre, Latin A m erika'daki birçok ülke için bir
model olarak, anti-feodal ve dem okratik talepleri, em­
peryalist hegom onyanın o rtad an kaldırılm ası ve hal­
kın anti-em peryalist b ir devrim ci hüküm etinin k u ru l­
m ası talepleriyle birleştiren Brezilya Ulusal K urtuluş
İttifakının program ını inceledi.
Kongre, ezilen halk ların ulusal k u rtu lu ş h arek et­
leri ve ulu slararası işçi sınıfı arasındaki b irlik düşün­
cesini ısra rla vurguladı. Faşizm ve em peryalizm in ye­
nilgisi ve b ir d ü nya savaşını engellem edeki ortak çı­
karlar, u luslararası işçi hareketi ve ulusal ku rtu lu ş
m ücadelesi arasın d ak i yakın birliğin tem elini oluştu­
ruyordu. Kongrede söm ürge ve yarı-söm ürgelerdeki
devrim ci güçlerin Büyük Ekim Devrimi ve onun ta ­
rihsel zaferlerinin doğrudan ve büyük etkisi altm d a
geliştiği ve bu güçlerin Sovyetler Birliği ve tüm d ü n ­
ya proletaryasının desteğine dayandığına işaret edil­
di. Kongre, tüm dünya devrim ci güçlerinin birliğine
büyük b ir önem vererek «Sömürge ve yarı-söm ürge
ülkelerin, ezilen halklarının, özellikle Çin Sovyetler!
Kızıl O rdusu’n u n ulusal kurtuluş m ücadelelerini et­
kin olarak desteklem enin...» bilimsel sosyalist p arti­
lerin kaçınılm az b ir görevi olduğunu açıkladı.{OT>
Kongre, söm ürgelerdeki k urtu lu ş devrim lerini iş­
çi sınıfının devrim ci hareketiyle yakın b ir ilişki içine
sokm ak için, büyük kentler ve söm ürgelerdeki emekçi
kitlelerin enternasyonalizm ru h u y la ve şovenizmle uz­
laşm az b ir biçimde eğitilm elerinin gerekli olduğunu

488
belirtti. Faşizm ve em peryalist gericilik;, şovenizm r u ­
hunu salt an a y u rtlard a değil söm ürgelerde de yayı­
yordu. Lenin, söm ürge h alklarının em peryalizm ta ra ­
fından yıllardır baskı altın d a tutulm asının sadece
ezen uluslara yönelik b ir nefret değil, ezilen u lu slar­
d a kendi pro letary aların a bile genel b ir güvensizlik
uyandırdığını belirtti.168> Bu milliyetçi alışkanlıklar
zor giderilir: Bazı delegeler ulusal k urtu lu ş hareketi
saflarını bölmek çabasıyla söm ürgeciler tarafın d an
kışkırtılan şovenizm ve ulusal düşm anlık örneklerini
o rtaya koydular.
Rapor, Lenin’in ezilen ulusun bilimsel sosyalistle­
rinin kendi uluslarının saflarındaki şovenizme şiddet­
le karşı çıkm aları, bu a ra d a davranışlarıyla, halkı em ­
peryalist boyunduruktan k u rta rm a k için neler yap­
m akta olduklarim ortaya koym aları konusundaki dü­
şüncesini geliştirdi. Öte yandan an ay u rtların bilimsel
sosyalistleri ulusal k urtuluş m ücadelelerine yardım cı
olm ak için ellerinden geleni yapm ak zorundaydılar.
Ulusal kurtuluş devrim leri ve u luslararası işçi h a re ­
ketinin birliğinin em peryalizm e karşı m ücadelenin ge­
nel cephesini zayıflatan u çu ru m lara ve bölünm elere
neden olan şovenizmden uzak tutulm ası için sağlam
ulu1:’ :rarası tem eller üzerinde kurulm ası gerektiği
vurgulandı.

Komîntem'in
Sava? Aleyhtarı Mücadelenin
Sorunlarına İlişkin
Politikasının Gelişmesi

K om intern'in Yedinci Kongre tu tan a k ların d a ^ba­


rış için ikinci bir savaş tehlikesine ve anti-sovyet m ü-,
dahaleye k arşı m ücadele sorunları önemli b ir y er k ap ­
lıyordu, Bu konuda Togliatti özel bir ra p o r sundu.

489.
SBKP (B) tem silcileri ve önderleri, rap o ru n temel so­
ru n ların ın formülo edilm esinde etkin b ir y er aldılar.
Rapor, dünya em peryalizm inin saldırgan güçlerinin
em peryalist bir savaş, SSCB’ye karşı karşı-d evrim ci bir
savaşın doğrudan hazırlıklarına başladığını belirtiyor­
du.
Yedinci Kongre, uğursuz savaş tehlikesine işaret
ederek -Kom ünist p artilerin a n a sloganı şu olmalıdır:
Barış için mücadele»0^" 3iye"'vurguladı. Bilimsel "sos­
yalistler bu m ücadeleyi devrim güçlerinin kuvvetlen­
mesinin bir koşulu olarak göreceklerdi. Togliatti, ra ­
porunda -barışı, zayıf Tolstoycular’dan sayıldığımız
için değil, dovrim in zaferi için gerekli k o şu llan sağ­
lam aya uğraştığım ız için savunuyoruz* dedi'70* Bu,
KEYK On üçüncü Birleşik O turum u n u n sonuçlarında
geliştirilm iş olan barış İçin savaşın önemi konusuna
yeni b ir yaklaşımdı.
Kongre barış için savaşın sol-oportünist küçüm se­
m elerine ve devrimin yolunu açacak b ir a raç olarak
hizmet edeceği öne süriilon savaşa ilişkin solcu troç-
kist görüşlere karşı çıktı. Rapor, -K om ünistlerin sa­
vaştan y an a oldukları, um utlarını savaşa bağladıkları
devrim için, iktidarın ele geçirilmesi için verilecek m ü­
cadelenin olanaklı olacağı bir durum un sanki ancak
savaşla yaratılabileceği» yolundaki iftiracı iddiaları
y alan lad ı,'71>
K om intern, barış için m ücadeleyi b ir kilit no k ta­
sı olarak ele alırken, savaşı engelleme m ücadelesinin
u fuklarının ne denli gerçek olduğu sorusuna b ir yanıt
verm ek zorundaydı. Yedinci Kongre varolan koşullar­
d a barış için m ücadelenin hiçb ir olanağı olm ayan
um utsuz b ir m ücadele gibi görülem eyeceğine değin­
di. Bu m ücadele dünya sahnesindeki değişen sınıfsal
güçler dengesinin, Sovyetler Birliği'nin politik, ekono­

400
m ik ve askeri gücünün artm asının ve d ü n y a devrim ­
ci h arek eti saflarının güçlenm esinin bir sonucu ola­
ra k yeni b a ş a n şan sların a sahipti.
Knorin, b a n ş için m ücadelenin yeni olanaklarına
ilişkin fikri geliştirirken şöyle dedi: «Ekim D evrim i'nin
zaferi ve SSCB’n in etkin b ir b a n ş politikası İzleyen ve
bug ün savaş istem eyen tüm ulusları ve devletleri ken­
di a rd ın a çeken güçlü b ir sosyalist devlet haline gel­
miş olması, proletaryaya savaş Örğütleyicilerinin üze­
rinde etkili olabilm ek için yeni olanaklar sağlam ıştır.
Bu gücün emekçi halkın geniş yığınsal hareketiyle b ir­
leştirilmesi, barış için m ücadeleye bugüne dek olan­
d a n çok d ah a büyük b ir güç katacaktır.»
K ongre barışın korunm ası, h a tta savaşın geçici
o larak ertelenm esinin SSCB’deki sosyalizmin b aşarı­
sını, ekonomik ve politik gücünün büyüm esini daha
d a sağlam laştıracağını ve tü m dünyadaki devrimci
pro letaryanın ve tüm savaş aleyhtarı güçlerin konu­
m u n u güçlendireceğini belirtti. Barış için mücadele,
işçi sm ıfı partilerin e anti-faşist güçleri b ir h alk cep­
hesi içinde birleştirm ek, tüm m üttefiklerini ve savaşı
engellem eyi isteyen herkesi proletaryanın ard ın d a to­
p arlam ak için büyük olanaklar sağlıyordu.
Yedinci Kongre, savaşın başlatılm asında b ü tü n ül­
kelere eşit sorum luluklar yükleyen görüşü benim se­
medi, saldırılarını faşist savaş kışkırtıcılarına -Alman­
ya, Japonya ve İtalya- yöneltti. A lm an faşizm i barışın
başlıca düşm anı olarak tanım landı.
Kongre, faşist saldırının salt Sovyetler Birliği’ni
değil, d iğ e r bazı ülkeleri de tehdit ettiği du ru m d a Av­
ru p a ’da faşist sald ırg an lara karşı ulusal k u rtu lu ş sa­
vaşlarının olanaklı olduğu konusundaki önemli sonu­
ca vardı. Pieck, Çekoslovak Kom ünist Partisi delege­

491
leri Gottwald ve Sverma, H ollanda K om ünist Partisi
delegesi De Leeuw ve diğerleri, Kongre’de b u konuda
söz aldılar. De Leeuw, Lenin’in I. D ünya Savaşı sıra­
sında A vrupa’da ulusal kurtuluş savaşlarının olanak*
lı olduğuna ilişkin yorum larından alın tılar yaptı ve
nazilerin birçok A vrupa ülkesini köleleştirm eye ko­
yulduğu bir durum da Lenin'in bu sözlerinin d ah a cia
önem kazandığını vurguladı, ^
Kongre kararında, herhangi b ir küçük devlet bu
devletin ulusal bağım sızlığını ortad an k aldırm aya ko­
yulan bir ya da d ah a fazla em peryalist devletin sal­
dırısına u ğ ra rsa «böyle bir ülkenin ulusal burjuvazisi­
nin bu saldırıyı püskürtm ek için sürdüreceği savaşın
o ülkenin işçi sınıfı ve kom ünistlerinin de katılm ak
zorunda olduğu bir k urtuluş savaşı niteliğine b ü rü n e­
bileceğim» belirtti.174* Bu durum , bilimsel sosyalistle­
rin küçük ülkenin saldırıya hedef olan burjuva h ü k ü ­
m etini koşulsuz olarak desteklem esi anlam ını taşım ı­
yordu. Togliatti’nin tartışm ayı k ap atırk en söylediği gi­
bi proletarya, ülkenin ulusal k u rtu lu ş m ücadelesi için­
de savunulm asını geniş kitlelerin sınıfsal özlem lerinin
savunulm asıyla ustalık ve esneklikle birleştirebilm e-
İİ, rejim in dem okratikleştirilm esi, özellikle orduriün
dem okratikleştirilm esi İçin çalışm alı ve burjuvazinin
teslim iyete yönelik h e r tü rlü 'eğ ilim in i d ah a başından
yoketmeliydi. Kongre burjuva hüküm etlerinin sav u n ­
m a önlem leri konusunda esnek b ir politikadan yana
görüş belirtti. Kongre kararları, İşçi sınıfı p artilerin in
«ulusal bağımsızlık savaşçılarının Ön saflarında» yer
alm ası gerektiğini ve «kurtuluş savaşını ‘kendi’ b u r­
juvazilerinin saldırgan güçlerle kendi ülkelerinin çı­
k a rla rın a z a ra r verecek biçimde b ir p azarlığ a b aşla­
m asına izin verm eden b ir sonuca götürmesi» gerekti­
ğini belirtti.*75* Bilimsel sosyalistler ülkelerinin ulusal

492
çık arları konusunda gerçek yurtseverler v s k a ra rlı sa-
vunucular olarak davrandılar.
V arolan durum da faşist saldın tehlikesi k arşı­
sındaki küçük ülkeler tüm d ü n y a barış güçleri için
güvenilir b ir destek olan SSCB ile yakın b ir işbirliği
sağlam aya çalışıyorlardı. Bu istek b a n ş yanlılarının
d ü n y a Ölçeğinde toparlanabilm esi için elverişli koşul­
la r yarattı.
E m peryalistlerarası keskin uzlaşm az çelişkiler,
özellikle faşist güçlerin saldınları, SSCB ve o a n için
b a n şı korum akta y a ra r gören kapitalist ülkeler a ra ­
sındaki işbirliğini olanaklı kılan b ir d u ru m yarattı.
Sovyetler Birliği’nin b a n ş politikası böyle b ir işbirli­
ğinin oluşturulm asına k atk ıd a bulundu. Sovyetler Bir-
liği’n in M illetler Cem iyetine kabul edilmesi (Eylül
1934) ve Mayıs 1935’de Sovyet-Fransız ve Sovyet-Çe-
koslovak karşılıklı yardım antlaşm aların ın im zalan­
ması, A vrupa’d a ortak b ir güvenlik sistem i ve nazi
sald ırg an lan n ı püskürtm e am acıyla tüm barışsever
devletler arasın d a işbirliğinin tem ellerini attı.
Yedinci Kongre böylece, sadece işçi sınıfı, emekçi
h alk ve dem okratik ta b a k a la n değil, faşist saldırı teh ­
d idi karşısındaki tüm ülkeleri kapsayan m üm kün olan
en geniş barış cephesini oluşturm a meselesini ortaya
attı. Bilimsel sosyalistler savaşa karşı m ücadele etm e­
ye h azır olan tüm pasifistleri bu cepheye çağırdılar.
Böylesi geniş bir cephenin yaratılm ası ve tüm güçle­
rin in hızla eyleme girişmesi, dengeyi b a n ş yandaşla-
n n d a n y an a bozabilirdi.
Kongre kararı, em peryalist b ir savaş p a tla rsa bi-
lim sef liösyâlîstlerih söm ürgeci rejim leri ortad an kal­
dırm ak, b a n ş ve ulusal kurtuluşun yolunu açm ak üze­
re em peryalist savaşı burjuvaziye k arşı b ir iç savaşa
döndürm ek için çalışacaklannı belirtti.

493
Kongre, Sovyetler Birliği’nin, tüm d ü n y a em ekçi­
leri adına sosyalizm ve barışın çıkarlarını koruyan ül­
kenin savunulm asının uluslararası işçi sm ıfı hareke­
tinin en önemli görevi olduğunu belirtti. Bilimsel sos­
yalistlerin SSCB’ye açılacak k a rşı-d e v rim e i^ B S ^ e ^ ış
halinde emekçi halkı ellerinden gelen tüm a ra ç la n ku l­
lan arak Kızıl O rdu’nun em peryalist saldırganı a ra K a r-
şı zaferine k atk ıd a bulunm aya teşvik etm esi salık ve­
rildi. Kongre, işçi sınıfı partilerini sosyalizmin ilk v a­
tanını işçi hareketinin hem ulu slararası hem de ulu ­
sal çık arların a uygun esnek b ir taktikle savunm ak üze­
re ilkeli bir tavır oluşturm aya yöneltti.
Kongro, bir savaş karşısında en beklenm edik du­
ru m ların o rtay a çıkabileceği konusunda uy arıd a bu­
lundu vo tüm bilimsel sosyalist partileri, tüm k ad ro ­
larını, tek tek h er bilimsel sosyalisti m üm kün olan en
üst düzey dok i insiyatıf ve kişisel sorum lulukla şim di­
den eğitm enin gerokli olduğunu belirtti.
Bilimsel sosyalist partilerin yaklaşan d ü n y a sava­
şına ilişkin görevleri konusundaki Yedinci Kongre
P artileri gelecekte faşizmle girişecekleri silahlı çatış­
m alar konusunda silahlandırdı.

Yedinci Kongre ve
Sosyalizmin
SSCB'dekİ
Zaferinin
Tarihsel ön em i

Kongre* M anuilski’nin SSCB’dekİ sosyalist inşa­


nın'"Sönüçlan ve bu ülkedeki tarihsel dönüşüm lerin
dünya devrim inin gelişim i açısından taşıdığı öneme
ilişkin rap o ru n u izledi. Sovyetler Birliği K om ünist P ar­
tisi bu ra p o ru Kongreye sunm akla m uzaffer işçi sı­
nıfının ta rih te ilk kez sosyalizmin ilkelerini nasıl uy­

404
g ulam aya koyduğu konusunda u lu slararası işçi sını­
fına, tü m d ü nya em ekçilerine hesap veriyordu. SBKP
tB), sosyalist ülkeyi büyük b ir sanayi gücü ve dünya
sosyalist devrim inin yılmaz kalesi ve faşizm e ve sa­
vaş güçlerine k arşı zaptedilem ez b ir bu rç haline ge­
tirm ek için ne yaptığını ve ne yap m ak ta olduğunu
gösterdi. Rapor, tü m zaferleriyle sosyalizmin ilk v ata­
nının tüm d ü nya em ekçilerinin am acına hizm et etti­
ğini ve kazanım larm ın «milliyeti ve ırkı, dili ve rengi
ne olursa olsun söm ürü ve baskıya k a rşı sav aşan tüm
dünya em ekçilerine a it olduğunu» vurguladı,(TS)
K ongre delegelerinin belirttiği gibi, sosyalizmin
SSCB’deki zaferi, sosyalist sanayileşm e, sosyalizmin
insanlık tarih in in birbirini izleyen b ü tü n evreleri üze­
rindeki büyük etkisinin kaynağı idi. Sovyetler Birliği’-
nın büyük k azam m lan n i tem el a la ra k tüm dünya
em ekçileri, faşizm, em peryalist gericilik ve sav aşa k a r­
şı verdikleri m ücadelelerini d a h a büyük b ir güven ve
b aşarıyla yürütebilirlerdi. Kongre k a ra rla rı, sosyaliz­
m in SSCB’deki zaferinin «sınıfsal güçlerin dünya öl­
çeğindeki ilişkilerinde sosyalizm den yana, kapitalizm in
z ararın a yeni, büyük b ir değişikliği belirlediğini» ,<77>
SSCB’nin d ü nya politikasını etkileyen büyük b ir poli­
tik, ekonom ik ve k ültürel güç, em peryalist gericiliğe,
faşizme ve savaşa k arşı m ücadele eden tüm güçler için
b ir çekim m erkezi haline gelmiş olduğunu belirtti. Ka­
ra rd a dünyadaki devrim ci m ücadelenin gelişiminin,
b aşarıları d ü nya işçi hareketinin ve bilimsel sosyalist
öncüsünün önemini, sosyalizm düşüncelerinin önemi­
ni yücelten Sovyetler Birliği’n in sağlam laşm asına ay rıl­
m az b ir biçimde bağlı olduğu belirtiliyordu.
Kongre, faşizm ve em peryalist gericilikle yakın­
d a girişilecek olan çatışm anın yükünü SSCB’nin ta ­
şıyacağını görerek, u lu slararası işçi sınıfı ve tüm işçi

495
sınıfı partilerinin «SSCB’yi güçlendirm ek ve SSCB'nin
düşm anlarına karşı mücadele etm ek için b ü tü n güçle­
riyle ve ellerindeki bütün a ra çla rla yardım cı olm ala­
rı- görevini özellikle vurguladı. <'ft* " —■

Uitİuıse! Sosyalist Partiler ve


Kom'mtern'in Yönetim Organları
Arasındaki İlişkilere İlişkin
Sorunlar Ürerindeki Kararlat

Yedinci K ongrenin, p a rtile r ve K om intern’in yö­


netim organları arasındaki ilişkiler soru n u n a İlişkin
k ararları çok Önemliydi. Kongre, KEYK’ne çalışm aları­
nı dünya İşçi hareketinin temel politik ve tak tik he­
deflerinin oluşturulm asında yoğunlaştırm asını, bunu
yaparken hor ülkenin somut k o şu llan ve özelliklerini
hesaba katm asını salık verdi ve «bir ku ral o larak ko­
m ünist p artilerin örgüt İçi m eselelerine d o ğ rudan m ü­
dahaleden sakınm alarım » tavsiye etti.<78> Bu, işçi sı­
nıfı partilerinin kendi ülkelerindeki sınıf m ücadelele­
ri konusunda d ah a büyük sorum luluklar a lm a la n ve
h e r ülkede geçerli olan özgül koşullara d a h a etkili bir
biçimde u y arlam alar yapabilm eleri İçin bağım sız İnsi-
yatiflerinin geliştirilm esini am açlayan b ir çizgiydi. Bu
çizgi, b ir ülkenin bilimsel sosyalist partisinin çalışm a
biçimleri ve yöntem lerinin, koşulların -farklı olduğu bir
başka ülkeye klişeleşmiş ve m ekanik b ir biçimde uy­
gulanm asını ortadan kaldırıyor ve partilileri kardeş
p artilerin deneyleri konusunda d ah a y aratıcı ve etkin
bir tavır alm aya yöneltiyordu. D aha sonra, H aziran
1937'de, KEYK Sekretaryasının b ir toplantısında Di­
mi trov, p a rtile r İçin d a h a geniş b ir Özerklik ve bağım ­
sızlıktan söz etti: «K om intem ’in bilimsel sosyalist p a r­
tilere yönelik bu rehberlik alanın d a Yedinci K ongre’­
nin değişiklik yapm ış olması doğrudur. Partilerin gi-
derek d a h a fazla kendi a y a k la n üzerinde d u rm alan ,
kendi politika ve taktiklerini ve kendi fiilî önderlikle­
rin i h e r an belirleyebilm elerl gerekir. Ve bunun kesin
olarak, tüm bölümlerim izce başarılm asını istiyoruz.(eo>
A ncak bilimsel sosyalist p artilerin bağım sızlığının a rt­
m ası onlardan ulusal soyutlanm a yoluna kaym am ak
ve h areketin genel ulusal hedeflerine h e r zam an bağlı
kalm ak konusunda dikkatli olm alannı talep ediyordu.
Yedinci Kongre, İşçi sınıfı p artilerinin u lu sal ve
u lu slararası hedefleri arasındaki ilişki meselesini le­
ninist b ir anlayışla b erraklaştırm ak için çok çaba h a r­
cadı. Bilimsel sosyalistlerin çalışm alarındaki h e r türlü
ulusarniTıilızm belirtisini eleştirdi. Dimitrov, «proleter
enternasyonalizm i an ayurdunun köklerine nüfuz ede­
bilmek için h e r ülkede tab iri caizse ‘kendini iklime
uydurm ak’ zorundadır. P roleter sınıf m ücadelesi ve iş­
çi hareketinin tek tek ülkelerdeki ulusal biçim leri pro­
leter enternasyonalizm iyle b ir çelişki içinde değildir,
aksine proletaryanın u luslararası çıkarları ta m b u bi­
çim leri içinde başarıyla savunulabilir*(S,) dedi.
Kongre, işçi sınıf m m önünde yürüyen ve ulusun
gerçek çıkarlarının savaşçıları olan bilimsel sosyalist­
lerin h e r zam an çabalarının u luslararası birliğine özen
gösterm eleri gerektiğini vurguladı. Bu nedenle, her
p arti u luslararası devrim ci deney içindeki en iyi ör­
nekleri benimsemeliydi. Bu anlam da Yedinci Kong­
re ’nin k a ra rı »kendi deneylerinden olduğu k a d a r d ün­
y a işçi sınıfı h areketinin deneylerinden de y a ra rla n ­
m ak için kom ünist p artilere yardım etmeyi» KEYK’nin
zorunlu b ir ödevi haline ge tirdi,<S2) Yedinci Kongre,
bilimsel sosyalist p artilerin görevleri arasındaki fa rk ­
lılıkları ve karm aşıklıkları gözönüne alarak, işçi sını­
fı hareketinin düzeyini yükseltti, bilimsel sosyalist p ar­
tilerin u lu slararası birliğini güçlendirirken d ah a h a re ­

F. 32: Enternasyonal 497


ketli ve bağım sız olm alarına yönelik önemli b ir adı-
m ı da atm ış oldu.
Kongre, Ü çüncü E ntem asyonal’in şu yönetici o r­
ganlarını seçti: 46 üye ve 33 yedek üyeden oluşan Ko­
m intern Y ürütm e Komitesi; 20 üyelik U luslararası De­
netim Komisyonu. Y ürütm e Komitesine seçilenler:
Gottwald, Dimitrov, Cachin, Kolarov, Koplenig, K uu­
sinen, Lenski, M anuilski, M arty, M oskvin (Trilisser),
W an Min, Okano (N osaka), Pieck, Pollitt, Stalin, Tho-
rez, Florin, Foster, Ercoli {Togliatti). KEYK Sekretar-
yasm a üye olarak seçilenler.- Dimitrov (Genel Sekre­
te r), Togliatti, M anuilski, Pieck, Kuusinen, M arty ve
G ottw ald ile yedek üye olarak Moskvin, Florin ve W an
M in idi. D aha sonra 1939’da Diaz ve İb â rru ri Sekre-
ta ry a y a seçildiler.
Komintern'İn
Yedinci Kongresî'nin
Tarihsel ön em i

Ü çüncü E ntem asyonal’in Yedinci D ünya Kong-


resî’nin k a ra rla n , Lenin’in fikirleriyle dolu olm aian
nedeniyle uluslararası işçi sın ıfı harek eti ve faşizm, em ­
peryalizm ve savaşa karşı tüm devrim ci, dem okratik
güçlerin m ücadelesinin gelişimi açısından birinci de­
recede tarih sel b ir önem taşıyordu.
Kongre gerçek olayların m arksist-leninist kap­
sam lı-çözüm lem esini ve sınıf savaşları deneyim inin
genelleşm esini tem el a la ra k işçi sınıfı hareketiâçin. ye­
n i b ir yöneliş ortay a koydu: devrim ci m ücadelenin sos-
yalist evresine doğru ilerlem ek için yeni u fu k lar açan
anti-faşist genel dem okratik görevleri ele a lan birle­
şik b ir işçi ve geniş h alk cephesi politikası. Bu yalnız­
ca yeni b ir tak tik değil, dünyadaki değişen sınıf güç­
leri dengesinden, nüfu su n geniş kitlelerine "karşı "gı*

498
derek saldırganlaşan tekelci kap italizm in a rta n çeliş-
kilerinden "kaynaklanan yeni b ir stratejik çizgiydi. Ye-
dinci Kongre k a ra rla rı İşçi sınıfı harek etin in sınıf m ü ­
cadelesinin acil gereksinm elerine doğal b ir tepkisiy­
di. Kongre m arksist-Ieninist kuram ı zenginleştirdi. İş­
çi sınıfı hareketini ideolojik o larak yeni b ir düzeye
yükseltti ve faşizm ve savaşa karşı m ücadelenin u fu k ­
la rı konusunda n e t b ir anlayışla donattı. Kongre, bi­
limsel sosyalist p a rti k adroları için ideolojik ve ku­
ram sal bir okuldu;
Kongre k a ra rla n günün en canlı sorun ların a açık
b ir yanıt verdi. Emekçilere, tüm dem okratlara, tüm
b arış y anlılarına faşizm e karşı zafer kazanm anın doğ­
ru yolunu, b a n ş a ve sosyal gelişmeye giden yolu
gösterdi. Em peryalist gericiliğe k arşı insanlığın daha
m utlu bir geleceği için m ücadelede ulu slararası işçi
sınıfı ve onun Öncüsü -Sovyetler Birliği’nin- a rta n ro ­
lünü gösterdi
K om intern’in Yedinci Kongre k a ra rla rı sınıf m ü ­
cadelesinin en önemli sorunlarının b ir çözümlemesini
tem el a la ra k geleceğin kapılarını açan b ir politika
oluşturabileceğini kanıtlayan yaratıcı marksizm -Iem-
nizm güçlerini kucakladı.
Yedinci Kongre k a ra rla n , işçi sınıfı h arek eti için­
deki oportünizm dogm atizm ve sekterliğe a ğ ır b ir d a r­
be indirdi. H er bilimsel sosyalist p a rti için en geniş
insiyatifin '-e yaratıcı çalışm alann yolunu açtı. Kong­
re, sekter lıatalan, şu sırad a bilimsel sosyalist p a rti­
lerin y ü rü ttü ğ ü kitle politikası için en büyük engel ola­
ra k su çlad ı Aynı zam anda yeni yönelişin sağ opor­
tü n ist b ir biçimde yorum lanm asının tehlikesini vu rg u ­
ladı ve p a rtilere «sağ tehlikenin büyüyeceğini akılda
tu tm alarını- söyledi.(8Î)
K om intern’in Yedinci Kongresi, ulu slararası işçi

499
sınıfı h areketinin gelişiminde yeni b ir evrenin başlan­
gıcını belirledi.

EYLEMDE YENİ STRATEJİ

Yedinci Kongre
Tartışmalarının
Yankıları
Yedinci K om intern K ongresi’nin oluşturduğu yeni
politik yöneliş, toplum un çok fark lı kesim leri a ra sın ­
d a geniş b ir yankı uyandırdı. Bilimsel sosyalistler bu
k a ra rla n program olarak benim sediler. Pravda 28
Ağustos 1935’deki başyazısında «Yedinci Kongrede ana
h a tla rı belirlenen yeni yönelişi uygulam aya koym a so­
runu, şimdi olanca Önemiyle Üçüncü E n tern asy o n alin
tüm bölüm lerinin karşısında d urm aktadır. Bu yeni
yönelişin klişeleşmiş k ısır form üller ve şablonlaşm ış
şem alarla hiçbir ortak yanı yoktur. Bilimsel sosyalist­
lerin elinde zafere giden b ir a n a h ta r var. Ö nem li olan
bu a n a h ta rı gerektiği gibi kullanm aktır.» diye yazı­
yordu. Yeni k a ra rla rın bazı partilerce özümsenmesi,
ve sekter eğilim lerin gelişmesinden k ay n ak lan an bazı
güçlüklerle karşılaştı. Ancak, Yedinci K ongre k a ra r­
la n ve bazı bilimsel sosyalist p artilerin birleşik işçi
cephesi m ücadelesindeki deneyleri o denli inandıncıy-
dı ki, sekterlik ve dogm atizm hızla desteğini yitirm e­
ye başladı. Bilimsel sosyalist partiler, yeni yönelişle
silahlanm ış olarak sınıf m ücadelesinde kısa zam a nda
d a h a etkin b ir konum a geldiler; politik rolleri gözle
g ö rü lü r b ir biçim de'arttı. Böylece öznel etm enin smıf
m ücadelesindeki rolü, İşçi sınıfı h arek etin in güç koşul­
larda, kitlelerin acil gereksinm elerine ve bilinç düzey­
lerine uygun b ir politika hazırlam a konusundaki ye­
teneklerinin önemi çarpıcı b ir biçimde o rtaya çıktı. Ko-

500
m in tern ’in 1930’la n n o rtaların d a işçilere çok doğru bir
politika sunm uş olması, m ücadelenin gelişim ini hem en
etkiledi. Faşizm 1934’e, bazı ülkelerde b ir sonraki yıla
dek, ilerlem esini sü rd u rm ü şke n , bu ta rih te n başlaya-
T ak emekçi halkın anti-faşist m ücadelesi güç ve önem
kazandı, Bilimsel sosyalistlerin yeni politikası, işçi sı-*
nıfı ve nüfusun diğer dem okratik kesim lerinin faşizm
ve savaşa k a rşı verdiği m ücadelenin gelişim inde güç­
lü bir a n a h ta r haline geldi. K om intern’İn ideolojik ve
politik rolü Önemli ölçüde arttı.
Yedinci Kongre k a ra rla n sosyal-dem okrat işçile­
rin geniş kesim leri arasında, sosyal-dem okrasinin sol
g ru p la n a rasın d a olum lu karşılandı. Bu kesim ler haklı
olarak işçi sınıfının tü m g ru p la n ta ra fın d a n girişile­
cek o rtak b ir eylem için Yedinci K ongre'nin olumlu
b ir ortam y arattığ ım düşünüyorlardı. Birçok ülkede
sosyal-dem okrat işçiler K om intern’İn yeni yönelişini
hoşnutlukla karşıladılar, bilimsel sosyal isti eıg d ah a b ü ­
y ü ^ b ir güven, eylem birliğine karşı d a h a güçlü bir
istek duym aya banladılar, Sosyal-dem okrasinin sağ”
k a n a t önderleri bu eğilim lerin gelişm esinden ürkerek
Yedinci Kongre’ye karşı b ir propaganda kam panyası
açtılar. Sosyalist îşçi E nternasyonali Y ürütm e Kuru-
lu ’n u n Ekim ayı oturum u arifesinde Sosyalist E nter­
nasyonal Liderlerinden biri olan F. Adler, Y ürütm e Ku-
ru lu ’n u n tüm üyelerine, b ir m anevra, sadece «daha es-
nek b ir taktik» olarak tanım ladığı Yedinci Komintern
Kongresi k a ra rla rın a inanm am aları için y a k aran uzun
b ir m ektup gönderdi.1®0* Sağ sosyal-dem okrat önderle­
rin K om intern’İn Yedinci Kongre k a ra rla rın a göster­
dikleri tepki, bu politik gücün birleşik işçi cephesi için
verilen mücadeleye karşı direnm eyi sürdüreceğini gös­
teriyordu.
İşçi h arek eti ve dem okratik örgütler içinde solcu,

501
yan-troçkist u n su rla r K om intern’in Yedinci Kongre
k a ra rla rın ı «soldan» eleştirm eyi denediler. Komintern'i
sınıfsal konum undan vazgeçm ek ve reform ist ve kü-
çük-burjuva pasifist b ir ta v ır alm akla suçladılar. Bu
tü r «soldan» eleştiriler Yedinci K ongre’nin yeni çizgi­
sinin doğruluğu konusunda kuşku to h u m lan ekm ek
ve bilimsel sosyalist saflarda sek ter ö n y arg ılan bes­
lemek için gösterilen b ir çabaydı.
Birleşik işçi ve h alk cephesi politikasına birleşik
anti-kom ünist cepheyle karşı çıkılm asını talep eden ge­
rici b u rju v a basını, Yedinci Kongresi nedeniyle Ko-
m in tem 'e karşı hızlı b ir kam panya açtı.
B ütün politik eğilim ler Yedinci K ongre’nin, k a ra r­
la n konusundaki ta v ırla n n ı açıkladılar. Bu, yeni bi­
limsel sosyalist yönelişin tüm d ü n y a işçi sınıfı üzerin­
deki büyük etkisinin bariz b ir biçimde kabul edilm e­
siydi.

K E Y K Kadrosunun
Yeniden örgütlenmesi

Yeni yönelişin, K om intern yönetimini, çalışm aları­


nı tem el politik ve taktiksel ku ralların çerçevelendi-
rilm esinde yoğunlaştırm aya yönelterek bilimsel sosya­
list p artilerden d ah a büyük insiyatif ve hareketlilik ta ­
lep etm ekte olduğu gözönline alındığında, K om intern
Y ürütm e K urulu kadrosunun çalışm alarının ve bizzat
yapısının yeniden Örgütlenmesi zorunlu oldu. KEYK
S ekretaryası Eylül 1935’te KEYK işleyişini yeniden d ü ­
zenlem ek üzere b ir k a ra r aldı. Bu öneri KEYK Presidi-
um unun Ekim ayındaki toplantılarında onaylandı. P ar­
tilerin günlük yönetim leri doğrudan p artilerin kendi­
lerine geçtC B ü d ü rin h T arşısm d a , daha Önce b i r l u r
fiili önderlik görevi yapan bölgesel sekreterlikleF~tLâh-

502
dorsekretariats) kaldırıldı. KEYK'nin p artilere bağlı
yetkili tem silcilikler organı da aynı biçimde kaldırıldı,
Çünkü p a rtile rin yönetim görevlilerinin düzeyi yüksel­
miştik*) KEYK’nin eski bölüm lerinin yerine sadece iki
bölüm kurulm uştu: Personel Bölümü ve Propaganda ve
Kitle ö rg ü tle ri Bölümü. KEYK S ekretaryasının d a bir
Bürosu, bir İş Yönetimi Bölümü ve b ir H aberleşm e Ser­
visi vardı. Genel Sekreter ve KEYK sekreterleri görev­
lerini p artilerin kendi bölüm lerini ilgilendiren tavsi­
yelerin ya da k a ra rla n n hazırlanm asında önemli bir
rol oynayan KEYK temsilcileriyle işbirliği içinde ye­
rine getiriyordu. KEYK’nin h e r sekreteri, S ek retary a ve
Presidium a karşı, belirli bir grup ülkeden sorum luy­
du. Yeniden Örgütlenme, KEYK’nin bilimsel sosyalist
p artilerin çabalarını eşgüdüm lem e gereğine y a n ıt'v e ­
recek ve çeşitli bilimsel sosyalist p artiler için h azırla­
n acak politik hedeflerde uzm anlaşm asını sağlayacak
b ir işleyiş yarattı. Bu, h e r p artin in insiyatifi ve kendi

(*) KEYK'nin, görevlerini bilimsel sosyalist partilerin merkez


komiteleriyle çok yakın bir ilişki içinde yerine getiren yet­
kili temsilcileri, Komintern kararlarını uygulama ve somut
politik hedefleri belirlemede partilere büyük yardımlar sağ­
ladılar. Bu temsilcilerin çoğu, gönderildikleri ülkelerin bilim­
sel sosyalistleri arasında büyük ve haklı bir saygınlık kazan­
mışlardı. Şili Komünist Partisi Başkanı Elias Lafertte KEYK
temsilcisi Mıguel Contreas’ın partiyi ilgilendiren soranları
yakından bildiğini ve «çoğu kimsenin düşündüğü gibi, bir mü­
fettiş olmaktan uzak olduğunu» yazarak şöyle devam etti:
«Hayır, Komintern müfettişler değil, yoldaşlar, dostlar gön­
derdi.» {Bkz Elias Lafertte, Vida de un communtsta, Santiago
de Chile, 1957, s. 187.)
Fransız Komünistleri, KEYK'nin Fransız Komünist Partİsi’ne
bağlı temsilcisi E. Fried’den (CÎSment) çok olumlu söz eder­
ler. Bir anti-faşist direniş hareketi üyesi olan Fried, İkinci
Dünya Savaşı sırasında kahramanlara yaraşır bir biçimde
öldü.

503
kendine yeterliliğinin giderek d a h a fazla önem k azan ­
dığı b ir dönemde, ulu slararası işçi sınıfı hareketinin
karşılıklı ilişkilerinin gelişiminde yeni b ir evrenin baş­
langıcını belirlem ede önemli b ir Ölçüt olacaktı.

Faşist İtalya’nın
Etiyopya'ya Saldırısına
Karşı Mücadelede
K omintern Ve
Komintern Üyesi Faniler

Yedinci K ongre'den sonraki birkaç ay içinde, ulus­


la ra ra sı p ro letary a’nın güçlerini Faşist İtaly a'n ın Eti­
yopya’daki saldırısına karşı harekete geçirm e konu­
sunda K om intern’İn ve bilimsel sosyalist p artilerin acil
önlem ler alm ası gerekti. Bilimsel sosyalist partiler,
bundan çok önce, İtalyan faşistlerinin Etiyopya'ya k a r­
şı b ir savaş p lanlam akta olduğunu işçilere duyurm uş­
lardı.
1935 yazında, bilimsel sosyalistlerin etkin katılı­
mıyla, birçok ülkede faşist İtalya’nın saldırgan plan­
ların a k a rşı geniş b ir kam panya açan Etiyopya H alkı­
n ı Savunm a Komiteleri kurulm uştu. 3 Eylül’de Etiyop­
y a halkının ve barışın savunulm ası için b u kom itele­
rin P aris’te topladığı ulu slararası b ir konferans y a­
pıldı. İlerici aydınlar, anti-faşist örgüt ve işçi p artile­
rin in temsilcileri, M illetler Cem iyeti’nden savaşı engel­
lem ek İçin k a ra rlı ad ım lar atm asını ve sald ırg an lara
karşı tüm anti-faşist p a rti ve örgütlerin birliğini talep
ettiler. Bu koşullar altın d a Sosyalist İşçi Enternasyo­
nali, Y ürütm enin bundan sonra yapılacak ilk toplan­
tısında savaşa faşizm e ve Etiyopya’daki tehlikeye k a r­
şı bilimsel sosyalistlerle ortak eylem in koşullarını ta r­
tışm aya h azır olduğunu açıkladı. Ancak Sosyalist İşçi

504
Enternasyonali ve A m sterdam İşçi Sendikası E nter­
nasyonali Y ürütm e K om itelerinin 6 Eylül, 1935’deki
toplantılarında tüm u m utları M illetler Cem iyeti’ne
bağlayan b ir k a ra r kabul edildi. H er iki reform ist En­
ternasyonal de b ir kitle eylemi içiri çağ rıd a bulun­
m akta n kaçındı ve saldırg an a karşı kam uoyu nu h a ­
r ekete geçirm enin gerekli olduğunu kabul etm ekle ye­
tindiler.
Fransa, İngiltere, İtalya, Çekoslovakya ve diğ er ba­
zı ülkelerin kom ünist partileri o sırad a savaşı engel­
lem ek için tüm işçi Örgütlerinin ne tü r b ir o rtak ey­
leme girişebileceğini belirten som ut önerilerle ortaya
çıktılar. Sol sosyal-dem okrat g ru p la r ve p a rtile r de
u lu slararası işçi sınıfının uyum lu eylem lere girişebil­
m esinin yollarını a ra m ak için çağrılarda bulundular.
K om intern Y ürütm e K urulu, Etiyopya’daki savaşa
k arşı birleşik eylem için Sosyalist îşçi E n tern asy o n ali­
ne sunulacak önerilerin form üle edilm esinde önemli
bir insiyatif üstlendi. KEYK’n in İkinci Entem asyona'-
le yaptığı çağrının metni, S ek retary a’nm 24 Eylül 1935’-
deki toplantısında onaylandı ve K om intern’in bu ko­
nudaki görüşm eler için atadığı delegasyon kabul edil­
di.(W> Bu delegasyon içinde Cachin, Thorez, Pollitt ve
Sverm a vardı. 25 E y lülde Sosyalist İşçi Enternasyonali
S ek retaryası'na gönderilen telgraf, İtalyan ve Alm an
faşizm inin askeri önlem lerinin «bir d ü n y a savaşm a
yol açabileceğini» belirtiyordu. KEYK, yeni b ir em per­
yalist savaşın patlam ası tehlikesini gözönüne alarak,
iki enternasyonalin «uyum içinde davran m ası ve o r­
tak çabalarıyla faşist kışkırtıcıların savaş için h a re ­
kete geçm elerini önlemesi gerektiğini» açıkladı. KEYK
E nternasyonaller tem silcilerinin ortak bir toplantısında ^
barışı acil olarak korum a önlem lerinin ta rtışılm a sın ı,
önerdi.(93)

505
KEYK Sekretaryasınm K om intern delegasyonuna
verdiği direktifler, K om intern Önerilerinin «Yedinci
D ünya Kongresi’nin k a ra rla rı temel alın arak uluslar­
a ra sı ölçekte bir birleşik cephenin işleme konulm ası­
n a ilişkin tartışm alard a bir başlangıç noktası olarak»
görülm esi gerektiğini vurguluyordu.(M> Belge, Komin-
te rn ’in, yığınsal savaş aleyhtarı kam panyalar, İtalya
ve A lm anya'nın silahlanm asına uygulanacak yasakla­
ma, M illetler Cemiyeti tarafın d an verilecek cezalar,
Süveyş K analı’nm faşist İtalya’nın gem ilerine k ap atıl­
ması, İtalyan ve A lm an faşizmine, yapılan m alî y a r­
dım ların kısılması vb.ni talep eden Önerilerini form ü­
le ediyordu. Bu önerilerin «bir ültim atom niteliğinde
olmadığı, delegasyonun sınırlı birkaç noktada da olsa
bir anlaşm aya varm aya çalışm ası gerektiğine* de işa­
re t ediyordu.195'
Sosyalist İşçi E nternasyonali Sekretaryası, KEYK’­
nin telgrafına yanıt olarak, K om intern önerilerini - ti-
rütm e K urulu’na iletmeyi ve «bir sonuca u la şır ulaş­
maz» k a ra rla rım bildirmeyi vaadediyordu.<M> Bu ge­
cikme, barış düşm anlarının ekm eğine yağ sürdü. 3 E-
kim ’de faşist İtalya askerleri Etiyopya’yı istila ettiler.
K om intern Y ürütm esi 7 Ekim’de tüm işçilere ye
örgütlerine, tüm savaş aley h tarların a ve tüm uluslara
yönelik «Kahrolsun Savaş* çağrısını yayınladı KEYK
bu çağrıda şöyle diyordu: Faşist savaş kışkırtıcılarını
yalnız bırakm ak ve onlara e n gel olmak üzere tüm is-
jgi örgütlerinin ve b ü tü n ülkelerdeki tü m b arış dost-
larm m eylem b irliğ inin sağlanm ası konusunda b ir a n ­
lık bile olsa bir gecikme olm am alıd ır.» ^ ' Çağrı, g er­
çekleşmesi halinde Italyan faşist saldırısının sona e r­
m esine yolaçacak b ir som ut önlem ler program ı öneri­
yordu, Aynı gün, K om intern Y ürütm esi ad ın a Dimit­
r o v , S İ E ’ne K om intern önerilerine olum lu b ir y a­

506
n ıt verilm esi acil zorunluluğuna b ir kez d a h a işaret
eden ikinci b ir telgraf gönderdi.
SİE Y ürütmesi, K om intern önerilerini A vrupa ül­
kelerinde tab an d a çok sayıda sosyal-dem okratm ey­
lem birliği talep ettiği ve bu kez K om intern’İn insiya-
tifine olumsuz bir yanıt verilm esi konusundaki um ut­
larım açıkladığı bir dönemde, 12 Ekim 1935’te Brük­
sel’deki toplantısında inceledi. Y ürütm e toplantısına
katılan 17 p artiden 12’sinin tem silcileri faşist saldırı-
ya k arşı birleşik oviemden y an a olduk larını açıkladı-
lar. D iğer beş partin in tem silcileri -İngiltere, Hollan-
'dâ, İsveç, D anim arka ve Çekoslovakya, bilimsel sos­
yalistlerle birleşik eylem in reddedilm esi konusunda ıs­
r a r ettiler. 1*)
Eylem birliğinin sağ-kanat sosyal-dem okrat ön-
d erler tarafından engellenm esi ve bu önderlerin tü*
m üyle M illetler C em iyeti'nin cezalan n d an y a ra r um ­
m aları, b a n ş cephesinin kurulm ası m üm kün birliğini ve
sağlam laşm asını önledi. SİE, ulu slararası proletaryanın
bağım sız eylemine sırt çevirerek ve kendi eylem lerini
kendi burjuva hüküm etlerinin dış p o litik alan n a hizm et
edecek biçimde düzenleyerek M illetler C em iyeti’nin ve­
receği cezalan n desteklenm esini talep etm ekle yetin­
di: Böyle b ir tav ır M illetler Cem iyeti’n in savaşa ve sa­
vaş tehlikesine k arşı etkili adım lar atm ay a çekilme­
sine de yardım cı olmadı.
K om intern Y ürütm esi özel b ir k a ra rd a işçi sınıfı­
nın, b a n ş için m ücadelenin çıkarlarım k u rb a n eden­
leri, savaş a le y h ta n işçi harek etin i burjuvaziyle birlik
ad ına bölenleri şiddetle eleştirdi. KEYK, «birleşik cep­
he m uhaliflerinin direnişini bozmak, faşizm ve sa­
vaşa k arşı m ücadelede güç bölünm esine b ir son v er­
(*) Uhıslararast Haberler , 14 Ekim 1935, No: 35

507
m ek üzere» tüm anti-faşistlere b ir kez d a h a çağrıda
bulundu.w
K om intern ve bağlı partiler, faşist laly a’nm saldırı­
ların a ve Nazi A lm anyasm m saldırgan eğilim lerine
karşı sayıca hiç de az olm ayan gösteriler örgütlediler.
İngiltere, Fransa, Y unanistan, ABD, M eksika ve d iğ er
ülkelerin büyük lim anlarını savaş aley h tarı toplantı­
la r ve gösteriler dalgası kapladı. Bazı lim an lard a dok
işçileri faşist İtalya bandıralı gem ilere yüklem e ve bo­
şaltm a yapm ayı reddettiler. Bazı gem ilerin tayf alan ,
saldırgan ad ın a herhangi bir yük taşım ayı reddettiler.
Çeşitli ülkelerdeki İtalyan elçilikleri ve konsoloslukla­
rı göstericiler tarafın d an kuşaltıldı. Etiyopya’daki fa ­
şist fetih savaşını protesto dilekçeleri için im zalar top­
landı. Savaş ve Faşizmle M ücadele U luslararası Ko­
mitesi, a ra ia n n d a Kasım 1935 sonunda P aris’te yapı­
lan savaş ve faşizme k arşı uluslararası b ir konferan­
sın da olduğu çeşitli savaş aleyh tarı eylem leri gerçek­
leştirdiler, Bir Barış Fonu kuruldu ve sald ın kurbanla*
n n a yardım olarak bağış toplanm aya başlandı.
A ncak sağ sosyal-dem okrat bölücülerin h atası
yüzünden bu önlem lerin hiç biri gerekli boyutlara u la­
şam adı ve saldırgan üzerinde etkili olabilecek güçlü,
b ir u luslararası kam panya haline de gelemedi, Ü ste­
lik, birçok ülkedeki sağ-kanat sosyai-dem okratlar İtal­
ya ve A lm anya’ya verilecek sert cezaiann ancak, bir
dü nya savaşına yol açm a olasılığı taşıyabileceği ve bu
nedenle bu ülkelerle b ir anlaşm a sağlam aya çalışm a­
nın d a h a iyi olduğu tezini destekleyen b ir pro p ag an ­
dayı başlattılar. Bu propaganda, faşist sald ın tehlike­
sini küçüm süyordu ve işçi hareketi içine M illetler Ce-
m iyeti’nin aldığı önlem lerin barışı korum ak için büyük
ölçüde yeterli olduğu konusunda yanlış görüşleri sız-
dınyordu.

508
Y e m Y ön eliş U ygulanıyor

Bu dönem de Komintern, bölüm lerini birleşik işçi


ve halk cephesi politikasını d a h a büyük' b ir cesaretle
uygulam aya yöneltti. KEYK Presidium u ve Sekretar-
yasınm çeşitli bilimsel sosyalist partilerin görevlerine
İlişkin k ararların d a, bu p a rtile rin anti-faşistleri birleş­
tirm e konusunda esnek ad ım la r a ttığı vurgulanıyordu
KEYK, Y unanistan’d a m onarko-faşist gericiliğin tüm
m uhaliflerinden oluşan geniş b ir cephe fikrini onayla­
d ı ve Kom ünist P a rti’nin Liberal P arti de dahil tüm
cum huriyetçi güçlerle birleşm e önerisini destekledi.(,00)
KEYK 1935 K asım 'm ın başında İspanya Kom ünist Par-
tisi’ne yaptığı tavsiyede halk cephesinin kurulm ası için
d a h a etkin ç ab alar gösterilm esini istedi ve giderek a r­
ta n faşist darbe tehdidi karşısın d a Jacques Duclos'yu
Ispanya Sosyalist P artisi’nin öteki önderlerini «Komü­
n ist P a rti’yle h alk cephesi tü rü n d en b ir anlaşm aya
v arm anın gereğine»1 ik n a etm eye çalışm ası için sol-ka-
n a t sosyal-dem okratlann önderi Largo Caballero ile
görüşm elerde bulunm ak üzere gönderm eye k a ra r v er­
di.001> Bu a ra d a sol-cum huriyetçilerle ilişki k u rm a m e­
selesi de o rtay a atıldı.
KEYK Presidium u 20 K asım ’d a p a rti tem silcileriy­
le o rta k olarak birleşik cephe taktiğinin uygulanm a­
sındaki ak saklık lar m eselesini ele alm ak üzere toplan­
dı. Toplantıda söz a lan K uusinen, bilimsel sosyalist
p a rtile rin şimdiye dek birliğe m uhalefet edenlerin di­
renişini kırabilecek etkin kitlesel eylem ler koymaksı-
zın birleşik cephe için genel b ir propaganda y ü rü t­
tü k lerin i söyledi. Bu edilgenliğin üstesinden gelinme-
liydi,
KEYK Presidium u 1 A ralık 1935’deki toplantısın­
d a A lm an Kom ünist P artisi’nin D ördüncü Kongre so-

509
n u çlan n ı ta rtıştı ve A lm anya’d a geçerli olan som ut ko­
şullarda birleşik cephenin boyutlarm ı genişletm ek üze­
re bazı tavsiyelerde bulundu. A lm anya’d a faşizm e k a r­
şı ta v ır alabilecek b u rju v a p artisi k alıntılarının oldu­
ğ u n a ve h alk cephesinin, proletaryanın geçici m ütte­
fiklerini bile birleştirebileceğine işaret edildi.(i02)
A ncak K om intern. yeni politik çizginin, uygulan^
m asında, kitleleri toparlam a çalışm aları gevşetilerek
sosyal-dem okrat ve küçük-burjuva p artilerin in yöne­
tim leriyle yapılacak görüşm elere gereğinden fazla ö-
nem verilm esi halinde ciddi sağ-oportünist tehlikelerle
karşılaşılabileceğini de gözönüne aldı. O sıralard a bi-~
Ümsel sosyalist p artilerin bazıları b u tü r h a ta la r iş­
lem işti. K om intern Y ürütm esi, özellikle 1935 sonu ve
1936 b aşların d a KEYK Ş ekretaryası ve Presidium u’nda
Çekoslovakya Kom ünist P artisi’nin görevleri tartışılır­
ken sağ h a taların tehlikelerine ısık tuttu., , Gottwald,
P arti'n in kitleleri canlı eylem ler için harekete geçirm ek
yerine parlam ento grubunun sorum luluğunda atılan
bazı h atalı adım larla p arlam en ter b a ğ lan tılara Öncelik
verm e eğilimi gösterdiğine işaret e t t i / 1031 Bazı p artile­
rin yeni yönelişi uygularken sağ-oportünist yollara baş­
vurabileceği kuşkusu, K om intern’i Çekoslovak soru­
n u n d a bazı a ş ın keskin eleştiriler taşıyan b ir k a ra r al­
m aya zorladı. Ancak, KEYK Ş ekretaryası ve Presidi­
u m u’n u n b ir toplantısında sağ-kanat h a taların düzel­
tilm esinin partiyi sekterliğe kaydıracak b ir konum a
yol açm am ası gerektiğine işaret edildi.<IOi|)
K om intern, birleşik işçi ve halk cephesi konusun­
d a cesur b ir politika izlenm esi üzerine işçi sınıfı h a ­
reketinin bazı önderlerinin belirttiği abartılm ış kuşku­
ları oldukça hızlı b ir biçimde ortad an kaldırdı.
Böylece KEYK Ş ekretaryası 21 Şubat 1936’daki top­
lantısında, F ran sa’daki işçi sendikalarının birliğini

510
am açlayan kongre İçin yapılan hazırlık lara ilişkin so­
ru n la rı tartışırken, Lozovski’nin Fransız Komünist
P artisi’nin işçi sendikası politikasm a ilişkin bazı sek­
te r kuşkularını reddetti. Dimitrov, M anuilski ve diğer­
leri, FKP’nin işçiler arasm d a işçi sendikası birliğini
sağlam ayı am açlayan işçi sendikası politikası h ak k ın ­
d a olum lu değerlendirm eler yaptılar. (1°!)
KEYK, çeşitli p a rtile rin ortaya attığ ı so ru n lar
üzerinde tavsiyeler geliştirirken varolan sek ter Ön­
yargıları k a ra rlı b ir biçimde kırdı. Birleşik Cephe tak ­
tiklerinin başlıca so n u çlan ve savaş a le y h ta n m üca­
delenin en önemli görevlerine ilişkin m eselelerin ta r ­
tışıldığı, M art-N isan 1936’d a yapılan KEYK Presidi­
u m u toplantısı bu konuda önemli bir rol oynadı. Top­
lantıya, birçok p artin in temsilcileri de dahil KEYK
Presidium u üye ve yedek üyelerinin hem en hem en tü ­
m ü katıldı.
Presidium, Fransa, ABD, Polonya, A lmanya, Çe­
koslovakya ve İngiltere Kom ünist P artilerinin deney­
lerini ve Çin’deki anti-em peryalist m ücadelenin so­
ru n la rın ı ayrıntılı olarak inceledi. Fransa, İspanya ve
diğer birkaç ülkedeki birleşik cephe politikalarının
kesin b aşarıların a değinildi. Dimitrov, yeni yönelişin
doğruluğunun »artık ortada, onanm ış ve kanıtlanm ış»
olduğunu söyledi. Halk cephesinin som ut biçim lerinin
y aratılm a olanakları tartışıldı. Yeni politikanın b ir­
çok ülkede yeterince somu t olmadığı, «kitleleri JıareT
k ete geçirecek sloganların henüz bulunam adığı» v u r­
gulandı* Bu özellikle savaş a le y h ta n m ücadele için
geçerliydi. «Günümüzdeki kesin m ücadelenin savaşa
karşı som ut program ının» geliştirilm esi ve sosyal-de­
m okrat partilerin önem li bölüm üyle faşizm ve savaşa
k arşı verilen m ücadelede b ir birliğe varılm ası konu­
su n da istek belirtil di.(107)

511
Savaş a ley h tarı m ücadelenin sorunları, KEYK Pre­
sidium u’nu n M art-N isan 1936 top lan tılan n m a n a konu­
su oldu.
Faşizm bazı ülkelerde işçi sınıfına boyun eğdirmiş-
ti, şimdi de diğer ulusların h ak ların a ve bağımsızlıkla^
rin a saldırıyordu. H itler A lm anyası ve em peryalist
Japonya'nın saldırgan p la n la n uzun vadede SSCB’ye
yönelikti. U luslararası faşizm in ve em peryalist geri­
ciliğin a n a am acı hâlâ Sovyetler Birliği’ne karşı, sa­
vaştı. Dimitrov, «şu sırada nazi sald ın ları doğrudan
doğ ru y a Çekoslovakya, A vusturya, F ransa Polonya’yı
hedef alıyor» ve «Doğuda Sovyetler Birliği'ne indirile­
cek b ir darbe büyük bir olasılıkla H itler’in p la n la n için-
de ilk sıra lard a y er almıyor.» dedi.tl08> U zak D oğu'da
d a Japonya ilk darbesini Çin h alk ın a yöneltiyor ve biı
sonraki adım olarak SSCB’ye yönelteceği saldırıyı, h a ­
zırlıyordu. Bu durum da A vrupa ülkelerinin bilimsel
sosyalist partileri, h alklarını nazi saldırısına k a rşı ha*
zırlam ak zorundaydılar. Bu anlam da, b u rju v a h ü k ü ­
m etlerinin savunm aya yönelik önlemleri, askerî bütçe­
ler, M illetler C em iyeti'nin eylem leri vb. karşısındaki
tavırlarım belirlem ek zorundaydılar.
Presidium üyeleri, faşizm in teh d it ettiği ülkelerde­
ki bu rju v a hüküm etlerinin alacağı savunm a hazırhkîa-
n n a k a rşı olum suz b ir ta v ır alm anın yanlış olacağı­
nı ve işçi sınıfı h areketinin ulu slararası politikaTso-
ru n la n n d a olum lu bir program la o rtay a çıkm ası ge­
rektiğini belirttiler. Barışı savunan tüm güçleri sağlam ­
laştırabilecek böyle bir program ın som ut n o k taları ta r­
tışıldı. Faşist saldırının doğrudan tehdit ettiği ülkeler­
deki bilimsel sosyalist p artilerin faşizm tehlikesini yok
say arak bu tehlikeye gözlerini kapam am aları; bu ül­
kelerin savunulm ası için alınan önlemlerde, p a rla ­
m entonun çeşitli askerî kom isyonlarında etkin olarak

512
y er alırken, ordu içindeki çalışm ayı p artin in genel po*
litikasm ıri tem el bir u n su ru haline getirm eleri gerek­
tiğine işaret edildi.<1M>
KEYK Presidium u’n u n 1 N isan 1936 tarih li k a r a n
«faşist savaş kışkırtıcılarının yok edilmesi ve b a n ş İçin
verilen mücadele, bug ü n u luslararası p ro letary an ın
tü m ü n ü n en önemli görevidir» diye vurgu 1uy ord u Uû>
Bilimsel sosyalist p a rtile r kendi ülkelerinin savunma,
m eseleleriyle işçilerin dem okratik h akların ın genişle-
tilmesi, faşist ve gerici u n su rlard an tem izlenm esi ge-
rek en ordunun dem okratikleştirilm esi ve işçi ve köylü
kitlelerin en âcil istem lerinin karşılanm ası konusunda­
k i hedefler arasın d a m üm kün olduğu k a d a r yakın iliş-
Siler lm rm a l^ d r A ncak bu önlem ler özellikle ordunun
dem okratikleştirilm esi uygulam aya konduğunda ulu­
sun savunm a kapasitesi faşist b ir saldırıyı k arşılayacak
biçimde güçlendirilebilirdi. Burjuvazi, devlet m ekaniz-
m ası ve orduyu em ekçi h alk a karsı kullandığı süreoe
bilimsel sosyalistler burjuva hüküm etlerinin askerî po­
litikasını ve askerî bütçesini bütünüyle destekleyem ez­
lerdi. A ncak k a ra r, bun u n som ut olaylar karşısında
bilimsel sosyalistlerin kitleleri savaşın dehşetinden
korum ayı (gaz geçirm eyen sığm aklar, m askeler, am bu­
lans yardım ları vb.) ve faşist saldırı tehlikesi k a r­
şısında ulusun savunm a kapasitesini güçlendirm eyi
hedefleyen önlem leri desteklem eleri olanağını dışla­
m adığını belirtiyordu.
KEYK Presidium u, M illetler Cem iyeti’nin b a n şı
k o rum aya gerçekten yönelik önlem lerinin desteklen­
m esini k ararlaştırd ı am a bilimsel sosyalist p artileri bu
önlem lerin tutarsızlıklarım ve yetersizliklerini eleştir­
m ekle görevli kıldı K om intern, Sosyalist îşçi E n tern as­
yonali ve A m sterdam îşçi S endikalan E n tern asy o n ali­
yle birlikte, SSCB’yi de içine alacak evrensel b ir yar-

F. 33: Enternosyono) 513


dunlaşm a paktı için çalışm aya h azır olduğunu belirtti.
B anş cephesinin güçlendirilm esinin ve d a h a etkin kı­
lınm asının b ir aracı olarak, h e r ülkede ve u lu slararası
p landa sendikal birliğin, olağanüstü önemi v u r­
gulandı. KEYK Presidium u’n u n k a ra rla rı Yedinci Kong­
re ’nin b a n ş m ücadelesine ilişkin bazı hedeflerini so­
m utlaştırm akla kalm adı, o n la n geliştirdi ve kendi ül­
kelerinin faşist sald ın d an savunulm asına ilişkin m e­
selede etkin b ir politika yürütm eleri için bilim sel sos­
yalist partilere kuram sal bir tem el sağladı.

Komintern Ve
Fransız K omünist Partisi'nin
Halk Cephesi İçin
Verdiği Mücadele

Yeni yönelişle donanm ış olan K om intern ve bö­


lüm leri, kitleleri hızla birleşik işçi ve h alk cephesine
kazan an politikayı uygulam aya başladılar. Bilimsel
sosyalist partiler, Yedinci K ongre’nin sonuçlarım k en ­
di ülkelerindeki koşullara yaratıcı b ir biçimde uygu­
lay arak sınıf m ücadelesinin karm aşık sorunlarıhı ele
alm a ve kitleleri birleştirm e konusundaki yetenekle­
rin i o rta y a koydular. 1935-1937 dönem i u lu slararası
işçı^ve anti-faşist hareketinin birkaç ülkede gericiliğe
ciddi d arb eler indirm eyi ve birçok kesim de geri çekil­
meye zorlam ayı olanaklı k ılan çalışm alarının arttığ ı­
n a ve yükseldiğine tanık oldu.
Fransız Kom ünist Partisi, etkili b ir politika geliş­
tirdi. Sosyalist ve Radikal p a rti üyelerinin büyük bö­
lüm ünü H alk Cephesi program ına kazanm ayı b a şa r­
dı. Bu cephenin oluşturulm asıyla birleşik îşçi cephe­
si de güçlendi. 1938 baharın d a Confedöration G ânörale
du T ra v a il ve C onföderation G önerale d u Travail
U nitaire’in birleşmesiyle yönetim inde FKP’lilerin de

514
bulunduğu b ir tek bir leşik Genel İşçi Konfed erasyonu
(GlK veya CGT) y a ra tılm ıştı. GIK’n in üye sayısı hızla
arttı. H alk Cephesi’n in 1936 seçim lerindeki zaferi işçi
sınıfının köylülük ve kentli o rta tab ak a la rın içindeki
çalışm alarını d a h a d a geliştirm eye yarayacak geniş ola­
n a k la r yarattı. 1936 yazında d a h a kapsam lı toplum sal
ve ekonomik refo rm lar talebiyle b aşlayan güçlü grev-
ler tüm ülkeye yayıldı.
Kitlesel hareket, işverenler üzerinde güçlü b ir bas­
kı sağladı ve seçim lerden sonra Halk Cephesi’n in des­
teğiyle k u ru la n Leon Blum hüküm etini refo rm lar yap­
m ay a zorladı.
İşçiler %7 ilâ 15’e k a d a r b ir ü cret artışı ve asgari
ü cret güvencesi sistem i elde etm eyi başardılar; işçi­
lerin koşullarını görüşm elere tem el alan toplu sözleşme­
lere başlandı. Bir b u rju v a ülkesinin yasaları tarihte
ilk kez ulusal ölçekte kırk saatlik iş haftasını ve üc­
retli tatili kabul etti. İşçi sendikaları fab rik alard ak i
hak ların ı oldukça genişlettiler.
Bu a ra d a köylülük ve kentli o rta tab ak aların b a ­
zı talepleri de karşılandı. Böylece bilimsel sosyalistle­
rin öne sürdüğü h alk cephesi politikası Fransız halkı­
n a çok büyük toplum sal kazanım lar sağladı.
F ran sa’daki Halk Cephesi, faşist b arb a rlık ta n ko­
ru n m a konusunda ülkeye büyük y a ra rla r sağladı. İş­
çi sm ıfı saflarının birliğini güvence altın a alarak ve
o rta tab ak a la rın geniş kitlelerini ard m d a to p arlay a­
rak, faşist birliklerin p lânlarını ve entrikaların ı boşa
çıkardı. Bu b a şa rıla r ulu slararası açıdan büyük önem
taşıyordu.. Faşizm o dönemde bütün Batı A vrupa’da
egem enlik k u rm a k ta başarısızlığa uğradı.
F ransa işçi sınıfı, H alk Cephesi politikası sayesin­
de genel dem okratik m ücadelenin öncü gücü ve ülke­
nin etkin b ir itici gücü olarak gelişti. H alk Cephesi

515
politikası, ülkenin çıkarlarına ih an et eden tekelci ege­
m en çevrelere karşı ulusu birleştirm eyi am açlayan g er­
çekten yurtsever bir politikaydı. Halk Cephesi politika-
sı, K om ünist Parti'nin kendisini geliştirm esinde yaşam?
sal bir rol oynadı. FKP, kitloier arasındaki etkisin i artır-
di ve emekçi halkın kitle örgütleriyle bağlarını güçlen­
dirdi. FKP’nin üye sayısı 1936 ortalarından 1S37 son­
la rın a k a d a r sekiz k a t a rta ra k 320.000’e ulaştı.
FKP ülke içinde Halk Cephesi için verilen m üca­
delenin tem el politik gücüydü. Komin ter n ’den sürekli
olarak ideolojik ve politik yardım lar alarak H alk Cep­
hesi program ı için cesaret ve esneklikle çalıştı. Ko-
m intern'in yönetim organları FKP’nin en önde gelen
önderleriyle birlikte F ran sa’daki işçi hareketinin
ve anti-faşist hareketin başlıca sorunlarını sistemli
olarak tartıştılar.
H alk Cephesi partilerinin F ran sa’d a parlam ento
seçim lerindeki başarısından sonra KEYK Sekretaryası
P a rti’nin Halk Cephesi hüküm eti karşısındaki tavrı
meselesini te k ra r te k ra r tartıştı. F ransa’daki Halk Cep­
hesi d a h a çarpıcı bir zafer kazanm ış ve d a h a geniş
h alk kitleleri arasm d a bir birlik sağlanm ış olsaydı bir
FKP ve FSP hüküm eti kurm anın olanaklı olacağı be­
lirtildi. Ancak böyle bir birliğe henüz varılam am ıştı.
H üküm et, R adikaller ve diğer gruplar olm azsa yapa­
mazdı. FKP’nin hüküm et içinde yer alm ası Radikalleri
ü rk ü tü r ve gericilerin h alk cephesi hüküm etine karşı
bir cephe saldırısı başlatm aları için bir alarm olabi-
lirdi.(1U) Bu nedenle KEYK Sekretaryası bilimsel sos­
yalistlerin Leon Blum hüküm etinde yer alm aları me­
selesini b ir ilke sorunu değil, politik b ir çözüm mese­
lesi olarak inceledi. Kitle m ücadelesinin d ah a ilerf bir
aşam asında böyle bir katılım ın olabileceğine işaret
edildi.

nin
KEYK Presidium u H aziran 1936’da, P a rti'n in Halk
Cephesi program ının ’ y ü rü tülm esinde hüküm etle dü-
rü st ve sadık b ir işbirliğine gireceğini ve bu h ü k ü m eti
d e ste k le y g ce ^ il jvaadeden FKP. MK^si Birle^ik. Q turuın„
k a ra rın ı onayladı, KEYK, varolan* d u rum d a Komû-
nist P arti’nin K ü k ü H al k Cephesine
hiç b ir y a ra r sağlam ayacağı konusundaki Birleşik O tu,
rum görüşühe’3 k T ü d ir KEYK Presidium u, FKP’nin h ü ­
küm ete katılm ak tan vazgeçerken gözönüne aldığı ne­
denleri ve u n su rları özenle ta rta ra k , varolan durum ­
da a n a görevin H alk Cephesi program ının yürütülm e­
si olduğunu ve bünurTH aİk Cephesi partileri ve örgüt»
leri arasındaki işbirliğinin daha da geliştirilm esini ve
bu cephenin ta b an d a kitleler arasın d a güçlendirilm e­
sini gerektireceğini, k a ra rın d a vurguladı*112>
FKP’nin m ücadelesinin ortay a koyduğu b u sorun­
ların incelenmesi, K om intern Yedinci K ongresi’n in bir
halk cephesi hüküm etine bilim sel sosyalistlerin k atıl­
m a olasılığına ilişkin k a ra rın ı som utlaştırm asına ve
böyle bir katılım ın şa rtla rı ve önkoşulları meselesini
d a h a derinleştirm esine olanak verdi, Komintern, FKP’­
nin SFİO ve Eadikal-Sosyalistlerle olan bağlarını on­
la rla girişeceği ortak eylem için güçlendirm eye yöne­
lik önlemlerini destekledi. Ciddi b ir ilgi gerektiren bir
başk a soru Katolik kitlelerin m ücadeleye çekilmesiy-
di. Thorez'in ileri sürdüğü K atoliklere «el uzatm a» po­
litikası K om ıntern’de olum lu karşılandı.
Blum hüküm eti, H alk Cephesi program ım y ü rü t- ''
m ekte kaypak d av ran m ay a başlayınca varolan koşul­
lard a bu hüküm etin istifası, politik bir sağ a kayış de­
mek olacağından K om intern Y ürütm esi FKP’yi b ir h ü ­
küm et bunalım ını zorlam am a konusundaki çab aların ­
d a destekledi.*113>
1937’de Blum hüküm etinin istifası ve R adikal Chau-

517
temps hüküm etinin ik tid a ra gelm esinden sonra Ko­
m intern Y ürütm esi FKP’ııin Halk Cephesi’nin içten
zayıflatılm ası çabalarından koruyabilm ek için göster­
diği zorlu çabalarında FKP'yo yardım cı oldu.

Komintern Ve
Ispanya'daki
Ulttstıî-Dcvrimci Savaş
Sontnîart

1930’la n n ikinci yarısında kapitalist ülkelerde


yükselen işçi hareketinin ve dem okratik h arek etin do­
ruk noktasına İspanyol halkının ulusal-devrim ci sav a­
şı içindo ulaşıldı. Ispanyol K om ünist P a rti’sinin izledi­
ği politika sayesinde Şubat 1936’da, parlam ento TCor-
tes) seçimlorlndo gorici partileri a ğ ır b ir yenilgiye u ğ ­
ra ta n bir Halk Cephesi yaratıldı. Ülkede b ir dem okra­
tik devrim gelişmoyo başladı.
K om intern Y ürütm o Kurulu, o dönem de İspanyol
K om ünist P artlsi’nl domokral ik refo rm lara yöneltm iş­
ti. KEYK, direktiflerindo ülkedeki faşizm in h â lâ olduk­
ça büyük desteğe sahip olduğunu «ve h a lk cephesi
program ım baltalam ak için bir iç savaşı kışkırtm aya
çalışacağını» ısrarla vurguluyordu.("1) KEYK Sekretar-
yası ve İspanyol K om ünist Partisi önderliği Mayıs 1936’-
d a İspanyol em ekçilerinin başlıca am acının, İçinde bu­
lunulan dönem de burjuva dem okratik devrim den sos­
yalist devrim e geçişi gerçekleştirm e görevini üstlen­
m eden, dem okratik bir cum huriyet için m ücadele et­
m ek olduğunu açıkça b e lirttile r/115» K om intern sosyal-
dem okrat ve anarko-sendikalist işçilere yaklaşm a, Ka­
tolik kitlelere ulaşm a yollarını ara m a çabalarında, İKP’
yi destekledi. O rduyu gerici m onarşistlerden ve faşist
tortipçilerden arındırm a, işçi ve köylü m ilisini güç-

nın
lendirm e görevlerine özel b ir önem verildi. Komintern,
İKP’nin, tutarsızlıklarını eleştirm ekten vazgeçm ek­
sizin söbcüm hüfiyetçi h üküm eti desteklem e çizgisini
ve gelecekte kurulm ası m üm kün olan b ir h alk cephesi
politikasına yönelik tutum unu onayladı.<11S)
Demokratik devrim in gelişmesinden- ü rk e n Isnan-
y a’daki gerici güçle r Temmuz 1936’da faşist güçlerce
d ışard an -A lm anya ve İtalya’ca- desteklenen b ir ay ak -
lanm ayı başlattılar. Ispanya'da faşizm e k a rşı u lu slar­
a ra sı ölçekte m uhteşem b ir savaş başladı. Tüm cum ­
huriyetçi güçleri A lm an ve İtalyan m üdahillerince deş.
teKlenen faşist asilere karşı birleştirm e mücadelesi
kapsam lı genel dem okratik reform lar için verilen m ü­
cadeleyle içiçeydi. Bir tarım sal reform başlatıldı, b ü ­
y ü k işletm eler ulusallaştırıldı ve sosyo-politik yaşam ın
tü m ü dem okratikleştirildi. Sol Sosyalist Largo Cabaî- ’/
lero başkanlığındaki yeni hüküm ete katılan Kom ünist S
P arti isyancılara ve m üdahalecilere k arşı ask erî bir
zafer elde etm ek için büyük b ir güç h arc ay a ra k ıs ra r­
la tüm anti-faşistleri birleştirm eyi am açlayan b ir po-y
litika iz.'edi.
Ülke içinde gelişen dem okratik devrim d a h a önce
bilinen burjuva-dem okratik devri mİ erin çok ötesine
geçti. Devrim in niteliği ve hedefleri Ispanyol Komü­
nist Partisi ve diğer bağlı p a rti tem silcilerinin k atıl­
dığı K om intern yönetim organlarında ayrıntılı b ir a ra ş­
tırm a konusu oldu.
KEYK S ekretaryası d ah a 18-19 Eylül 1936’d a Ma-
nuilskl’n in Ispanya’daki d u ru m a ilişkin b ir raporunu
tartışırken, bu ülkedeki devrim in niteliği meselesini
o rtaya attı. Bu meseleye Dimitrov, Codovilla, Florin,
Kuusinen, Pieck, Gottwald, Pollitt ve diğerlerinin k a ­
tıldığı b ir tartışm ad a d a değinildi. Dimitrov b ir y an ­
d a dünyadaki sınıf güçleri dengesi ve Sovyetler Bir-

519
liğFnin varlığı, öte yanda birkaç b ü y ü k devlette fa ­
şist diktatörlüğün varlığı karşısında burjuva-demok-
ra tik devrim ve burjuva-dem okratik devlet m eselesi­
nin fark lı bir biçimde o rtay a konm ası gerektiğini sö y -.
ledi. Halkın u ğ runda m ücadele verm ekte olduğu İs­
panyol dem okratik cum huriyeti, eski dem okratik cum ­
huriyet değil, «gerçek bir halk dem okrasisine sahip
özel bir devlet» olacaktı. Gerçi b ir Sovyet devleti de­
ğil, am a burjuvazinin gerçek sol un su rların ın k a tıla­
cağı anti-faşist bir sol-kanat devleti» olacaktı.(UT>
Dimitrov, bir devletin temelde ya k ap italist ya da
sosyalist bir devlet olacağı anlam ındaki eski kuralla-,,
ra m eydan okuyarak, şimdi halk cephesinin belirleyi­
ci bir önemi taşıdığı» dem okratik b ir devletin ortaya
çıkm akta olduğunu söyledi, «Burada sorun kapitalist
özel m ülkiyeti tüm üyle ortadan^kafdırm adan üretim i _
örgütlem e; üretim i "işçi smıfı ve yandaşlarının... yani
küçük-burjuvazi ve köylülüğün katılım ı ve denetim iy­
le örgütlem e sorunudur. K uram sal olarak b u n a işçi sı­
nıfı ve köylülüğün dem okratik dik tatö rlü ğ ü n ü n özel
bir biçimi dem ek doğru bir ifade olabilir» dedi(1,8)
Togliatti, İspanyol devrim i İle ilgili m akalesinde bu
devrim i yeni ulu slararası koşullar ve proletaryanın
a rta n rolü altın d a yü rü tü len bir halk devrimi, u lusal
anti-faşist bir devrim olarak tanım ladı; «Ispanya'da
k u ru lm ak ta olan dem okratik cum huriyetin... yeni tip
bir dem okratik cu m h u riy et» /11^ b ir «yeni dem okra­
si» olduğu sonucuna vardı.
Ispanyol K om ünist Partisi G enel S ekreteri Josö
Diaz o dönem de kavganın, ayrıcalıklı sınıfların ege­
menliğinin sona erdirildiği ve em ekçilerin d u ru m ları­
n ı geliştirebilecekleri «yeni tip b ir dem okratik cum-
hu riy et _için» (!M> verildiği tezini form üle etti.
Yeni tip b ir devrim ve b ir yeni dem okrasi devletî
tezi K om intern'in Yedinci K ongresi ve Lenin'in devrim
Öğretilerinin kuram sal önerm elerinin yaratıcı bir bi­
çimde d ah a d a geliştirilm iş olduğunu o rtay a koyuyor­
du. Lenin Ekim Devrim i arifesinde devrim lerin çok-
çeşitliîiğinm bur juva^devfihu ve proleter d e v rim i a r a ­
sındaki bir an ti-teze indirgenem eyeceğini yazm ıştı.021*
D aha sonra, gerçek yaşam da «arı» biçimde bir devri-
m iîf'olam ayacağını, devrim in , gelişmesi biçim lerinin
ve yollar m ıh hazır şem alara uym adığını .v.e. dşyrim le-
rih h er zam an şem alardan d ah a karm aşık olduğunu,
genellikle devrim lerin açık, düz ve en kolay gibi görü­
nen b ir yol izlemediğini sık sık söyledi. Lenin'in dah a
1920’de; Batı ülkeleri bilimsel sosyalistlerini oîancc
güçleriyle, olanca dikkatleriyle proleter devrim e geçi­
şin ya d a yaklaşım ın biçim lerini aram aya» çağırm ış
olm asının nedeni buydu.013* îşçi sınıfı hareketi, yeni
tip bir dem okratik devrim ve b ir «yeni demokrasi»
devletinden m ücadelenin sosyalist aşam asına geçme
yaklaşım ını kuram sal olarak keşfetti ve yaşam a uygu­
lam aya başladı. Tüm bunlar, kapitalist ülkelerdeki îş­
çi sınıfı h areketinin stratejisi için son derece önemliy-
di.
K om intern ve İspanyol K om ünist P artisi’nin ulu-
/ sal devrim ci savaşın ve itici güçlerinin niteliğini ay ­
rıntılı b ir biçimde incelemesi, İspanyol kom ünistleri­
nin h alk cephesinin m üm kün olan en büyük güce k a ­
vuşm asına ve isyancılar ve m üdahalecilere k arşı zafer
kazanm ak için sosyalistler (İspanya Sosyalist Parti-
si-çn.) ve anarko-sendikalistlerle yakm m ilitan işbir­
liği oluşturulm asına yönelik politikalarına güçlü bir te­
d v in e ! sağladı. KEYK Presidium u 28 A ralık I936'da ulusal­
laştırm anın cum huriyetin savunulm asına yönelik çı­
k a rla ra hizm et etm esi ve sadece faşist ay ak lan m ad a
doğru olan ya d a dolaylı olarak y er alm ış o lan lara ait

521
işletm elere uygulanm ası gerektiği yolundaki Parti çiz­
gisinin doğruluğunu onayladı. KEYK, faşist sahiplerin­
den alınıp kam ulaştırılm ış toprakların köylülere dev­
redilm esi kararını, küçük ve o rta m ülk sahiplerinin
m ülkiyet haklarının korunm ası ve güvence altın a alın­
ması, k e n t ve kırdaki em ekçilerin m ükellefiyetine son
verilmesi politikasını d a onayladı. KEYK varolan ko­
şullar altın d a halk cephesinin vo fuşist isyancılara k a r­
şı m ücadelenin ortak am açlarını engelleyebilecek bir
politika olarak köylü tarım ının kolektifleştirilm esi
girişim lerini suçladı.<m>
Ispanya'daki halk cephesi politikası, SBKP (B) ön- v
derleri ve SSCB Hüküm otinin m ektubuyla d a h a da
ilerletildi. Stalin, Molotov ve Voroshilov'un im zalarıy­
la Largo Caballoro’ya gönderilen 21 A ralık 1936 tarih - <
li bu m ektupta İspanyol H üküm etine aşağıdaki dostça ^
öğütler veriliyordu:
«(ı) İspanya gibi bir tarım ülkesinde büyük Önem
taşım asından ötürü, köylülere özen gösterilm elidir.
Köylülerin, çıkarlarına hizm et edecek tarım sal ve ma-„
li politika k a ra rla rı alm ak, köylüleri orduya çekmek
y a d a faşist ordu saflarının ardın d a köylü g erilla m üf­
rezeleri oluşturm ak da yararlı olacaktır. Köylülerin
y a ra rın a alınacak k a ra rla r bunu da kolaylaştırabilir.™
«(2) Kentli küçük ve o rta burjuvazi, hüküm etin
yanm a kazamTmalı y a d a hiç değilse, k am ıüaştırm a
girişim lerinden k o ru n a ra k ve olabildiğince ö z g ü r . J ? i J L .
biçimde ticarî faaliyetlerini yürütebilm eleri sağ lan arak
olum lu b ir tarafsızlık ta v n alm aların a olanak verilm eli"
dir. B unlar başarılam azsa n ü fu su n bu kesim leri faşist-"
leri destekleyecektir.
«(3) C um huriyetçi P a rti’n in önderleri itilm em eli,
aksine kazanılm alı, d a h a y ak m a çekilmeli ve h ü k ü ­
m etle aynı yönde çalışm aya teşvik edilmelidir.»(lî4)

522
Bu tavsiye tüm cum huriyetçi güçlerin isyancılara
ve m üdahalecilere k a rşı geniş bir birlik k u rm aları fik­
rin i gözönüne alıyordu.
İspanyol Kom ünist Partisi yönetim i ve Kom intern,
Ispanya’daki h alk cephesini zayıflatm a çabalarının tü ­
m üne en kesin tepkiler gösterdiler ve geniş kitleleri
faşizme karşı m ücadelede toparlam ak için önlemler
geliştirdiler, Komintern, İK Pjıin _anarko-şendikalist_ iş­
çilere yakınlaşm ayı ve~faşist isyancılar ve m üdahale­
cilerin giderek d a h a fazla- bölgeyi ele geçirm ekte ol­
duğu b ir sırada *özgür komünizm» adm ı verdikleri şe­
yi b ira n Önce k urm aya çabalayan an arşistlerin m ace­
racı deneylerine k arşı koym ayı am açlayan esnek bir
politika oluşturm asına yardım etti. Ispanyol Komünist
Partisi, ilerlem ekte olan m üdahalecileri püskürtm ek
için cum huriyetçi güçlerin d ah a geniş birliğini sağla­
m a çabası içinde, KEYK’nin yardım ıyla 1938’de yeni
b ir slogan öne sürdü: Tüm Y urtsever İspanyollar Cep­
hesi. Bu am acı gözönüne a la ra k küçük ve o rta özel m ül­
kiyetin kam ulaştırılm ası uygulam alarında aşırılıklara
son verilm esini ve küçük ve o rta m ülk sahiplerinin za­
rarla rın ın ödenmesini, cum huriyete bağlı tüm y u rtta ş­
la ra dinî özgürlük güvencesi verilm esini talep etti.
Bu yıllarda Ispanya’d a işçi hareketi içindeki iki
akım arasın d a -K om ünistler ve Sosyalistler Csosyal-
d em okratlar -çnl) - d a h a yakın b ir ittifak k u rm a süreci
oldukça ilerledîT K om ünistler ve sosyalistlerin d en eti-
m indeki işçi sen d ik alan birleşti ve b u n u iki p artin in
gençlik örgütleri izledi. O güne dek genç sosyalistterîn-
b ir lideri olan S antiago C arrillo, birleşik örgütün ön­
derlerinden biri haline geldi. K atalonya’da d ö rt işçi p a r­
tisinin birleşm esinin sonucu olarak Birleşik Sosyalist
P arti kuruldu. 1937’de Kom ünist P arti ve Ispanyol sos­
yalistleri b ir U lusal İrtib at Komitesi olu ştu rd u lar ve

523
bir o rta k eylem program ı hazırladılar. Birleşik b ir pro­
leter p artin in oluşturulm a hazırlıkları başlam ak üze­
reydi. Kom intern bu gelişm eleri yakından izledi. Sosya­
listlerin bir kısm ının böyle b ir birleşm e için henüz h a­
zır olm adıkları ortaya çıkınca. Kom ünist Parti ve KEYK
K om ünistlerin «Komünist P a rti’nin Sosyalist Partiyle
birleşm esini zorlam am aları gerek tiğ i-, önemli olanın
«her iki partinin hüküm et içinde, hüküm et organla­
rının tüm ünde, işçi sendikalarında, orduda, sanayinin
yönetim inde de parlam ento ve belediye seçim lerinde
eylem birliği» olduğu sonucuna vardı,<125>Kom ünist Par­
tiye katılm aya h azır olan sosyalistlerin eylem birliğini
güçlendirm ek ve İki partin in birleşm esini sağlam ak
için Sosyalist Parti içinde çalışm ayı sürdürm elerinin
d ah a büyük y a ra rla r sağlayacağına ikna edilm eleri sa­
lık verildi. C um huriyetin cephelerdeki yenilgisi ve Sos­
yalist Parti içindeki teslim iyetçi un su rların can lan m a­
sıyla ortaya çıkan sonraki olaylar işçi partilerinin bu
birleşm e sürecini aksattı.
İspanyol C um huriyeti deneyi Yedinci K om intern
K ongresinin tarihsel k ararların ın doğruluğunu k an ıt­
lam akla kalm adı, uluslararası İşçi sınılı hareketinin ku­
ram ve pratiğini de zenginleştirdi. Dolores lb â rru ri «Is­
panya, faşizm e k arşı yürütülen savaş sırasın da İsci-
ler, köylüler, küçük ve o rta burjuvazinin dem okratik
dik^at^rİüğünün kurulduğu ilk ü l k e y d i . » d e d i . Bu
halk hüküm eti, gelişimi ve yeni dem okrasiyi k a ra rlı ve
tu ta rlı bir biçimde h a y ata geçirm esiyle sosyalist re­
form lara giden yolu yavaş yavaş açtı. Bu eğilim İspan­
yol C um huriyeti’nin yenilgisine rağm en açıkça ortaya
kondu.
Bazı p artililer .Yedinci K ongre’den so n ra bile.halk
cephesi politikasını sadece faşizm ve savaşa k arşı sa­
vunm a gereksinim inden doğan yeni b ir tak tik o larak

524
değerlendirdiler. îspanya'da olayların akışı son derece
önemli bir öîğuyu yani, h alk cephesinin yeni dem okra­
sinin, anti-faşist savunm a m ücadelesi ile n ihai hedef-
sosyalizm mücadelesi- arasın d ak i bir bağlantı olduğu­
n u açıklığa kavuşturdu. Komintern, devrim in sosyalist
evresine yaklaşım araçların ın kavranm ası açısından
İspanyol deneyinin Önemini tüm üyle kav rad ı ve gerek­
tiği gibi değerlendirdi.

Komintern’in
Diğer Kapitalist Ülkelerdeki
Komintern Üyesi Partilerin
Halk Cephesi Mücadelelerine
Sağladığı Yardım

A nti-faşist bir dem okratik devrim ve yeni tip b ir


dem okrasinin kurulm asını am açlayan çizgi İtaly a Ko­
m ünist (İKP) ve sosyalistleri (ÎSP) arasındaki~ eylem
birliğini güçlendirm eye yaradı. 1937’de a ra ların d a ye­
n i bir eylem birliği p ak tı oluşturdular. K om ünistler ve
sosyalistler toprak talebi, tekellerin iktidarının o rtad an
kaldırılm ası ve halkın h ak ların a ilişkin so ru n lara b ir
çözüm getirecek yeni b ir cum huriyeti birlikte savundu-
lar.{m> Böylece İtalya’d a geniş bir anti-faşist hareketin
tem elleri atılm ış oldu.
Birleşik işçi ve geniş halk cephesi sloganı altında
verilen m ücadele ABD işçilerine kesin y a ra rla r sağla­
dı. Sol güçler işçi sendikası hareketindeki etkilerini a r­
tırdılar. 1938’de o dönemde ilerici bir ta v ır a lan yeni bir
işçi sendikası m erkezi -Sanayi Ö rgütleri K ongresi
(SÖK) o rtay a çıktı. ABD işçileri toplum sal y a sa la r ala­
nında önemli ayrıcalıklar kazandılar.
Çizgisini K om intem ’in genel ilkelerine d ay an d ıran
ABD Kom ünist Partisi, h alk cephesini savunacak "ke­
sim leri ve g ru p la n Örgütleyecek olan b ir çiftçi-işçi p a r­

525
tisi ku rm a sloganı ortaya attı. Kısa süre so n ra Komü­
nist Parti, h alk cephesini henüz birçok politik grup
açısından benim sem em iş olan çiftçi-işçi partisiyle sı­
n ırlam am anın gerekli olduğunu gördü. N isan 1937’de
JĞEYK Sekretaryası, ABD Komünist Partisi'riin Demoît-
Tatık P arti'nin sol unsurların t halk cophesine çekme
çalışm alarını destekledi. Ancak, Sokrotaryanın toplan­
tıların d a W jlliam Poster, lloosovolt H üküm eti'nin po­
litikasını idealizo odeıı lUıosevoll'i destekleyen güçle­
rin halk cephesinin başlıca unsurlarından biri olaca­
ğını düşünen Kari lhovvdor (daha sonra b ir dönek ol­
du) hakkında eleştirisel yorum larda bulundu.<m>
Ocak HKJH’do KKYK Sokrotnryası A m erikan m ese­
lesini ele aldı vo P a rtin in «faşizm tehlikesine k arşı de-
mokratik bir cepho- kurm ayı am açlayan k a ra rlı h e-
deflerini onayladı. Ancak, Ptırti’nin «küçük-burjuva-
ziyle, ilerici vo dem okratik güçlerle geniş b ir o rtak h a ­
rekete» katılm a konusunda bazı İhanet k o rk u ları ta ­
şıdığını belirtti.<’J") Aynı zam anda KKYK, Browder’in
Roosevelt H üküm eti'nin politikasına ilişkin tek yönlü
değerlendirm esine ve partideki Ituyrukçuluk tehlike­
sine değindi ve bu politikanın ayrıntılı bir çözümle­
m esini yaptı.
Dimitrov, KEYK A m erikan Komisyonunda konu­
şurken ABD Komünist Partisi’ne bu hüküm etin ilerici
önlem leri karşısında ustalıklı bir deslok sağlam aları­
nı salık verdi, am a «Roosevelt’i savunm anın yanlış»
olacağını vurguladı; Roosevelt’in anti-faşist dem okra­
tik cephenin taleplerine ters düşen önlemleri doğrudan
eleştiriimeliydi.
KEYK’n in yardımı, AKP’nin d ah a etkin bir ta v ır al­
m alarına yardım cı oldu. Partililer, kitleler arasın d a e t­
ki kazanm ayı ve ülke içindeki işçi hareketini dem ok­
ratik hareketi d a h a etkin yapm ayı başardılar. AKP’-

520
n in s a fla n 1939’d a yaklaşık öO.OOO’e ulaşan b ir üye
sayısıyla hızla güçlendi.
Bilimsel sosyalistlerin yeni politikası îngiliz işçile­
rin in gericiliğe karşı, işçi sınıfının ekonomik ta lepleri
için, dem okrasi için, dış barış politikası için verdikleri
m ücadelede önemli b ir rol oynadı. İşçilerin kitlesel h a ­
reketi îngiliz faşistlerini denetim altın d a tu ttu . M ü­
cadele, Ekim 1936’da, L ondralılar Mosley katillerinin
yürüyüş yolunu k apadıklarında do ru ğ u n a ulaştı.
KEYK 1936’nın sonunda îngiliz K om ünist Partisi, Ba­
ğımsız fşçi P artisi ve Sosyalist Birlik arasındaki a n t­
laşm aya ve bu üç Örgütün işçi hareketin in birliği ve
İşçi P artisi’nin politikasında b ir değişiklik için b aşlat­
tık ları b ir kam panyaya yol açan birlik politikasının
çerçevelendirilm esine k a tk ıd a bulunm uştu. KEYK Sek-
retary ası 1937 güzünde îngiliz Kom ünist P artisi’nin İş­
çi P artisi’ne o rta k üye olarak katılm a kam panyasını,
bilimsel sosyalistlerin işçilere kendi p artilerin in îşçi
P artisi’nin tüzüğünü benim sediğini ve îşçi P artisi’n e
katılan diğer örgütlerle birlikte aynı görevleri alaca­
ğını ve onlarla aynı h a k la ra sahip olacaklarını a n la t­
m ak gereğine özel bir önem vererek onayladı.'130* Bi­
limsel sosyalistler işçi hareketi içinde birliği sağlam a­
nın bizzat îşçi Partisi içinde büyük ilerici değişiklik­
lere yol açacağm a ve bunun, iç ve dış politikada Cham -
berlain H üküm eti’ne başarılı b ir saldırı b aşlatm aya
olanak sağlayacağına inanıyorlardı.
Komintern, bölüm leriyle birlikte. Alman y a . A v u s ­
turya, M acaristan, Polonya, Y unanistan, B ulgaristan
ve faşist ya d a yarı faşist diktatörlüklerin egem enli­
ğindeki diğer ülkelerin anti-faşist güçlerini birleştir­
meyi am açlayan b ir politika izledi. Bu anlam da önemli
b ir etm en bu ülkelerdeki üye p artilerin ve Komtn-
te m ’in a n a amacı, y ani anti-faşist dem okratik cum ­

527
h u riyetlerin kurulm asını, açıkça tanım lam ış olmalşı-
riydîT tîu Hedef, A lm anya ve A vusturya gibi gelişmiş
kapitalist ülkeler için de geçerliydi. D im itrov d a h a
M ayıs 1936’d a bu sorun ele alındığında, bazı yoldaşlar
ve sol sosyal-dem okrat u n su rla r «dem okratik bir cum ­
huriyet için m ücadele etm e sloganım istem eyecek k a ­
d a r radikalse bu, insanların en tem el şeyleri anlam a­
dıklarını, anlam ak d a istem ediklerini gösterir» dedi.
Bilimsel sosyalistler ancak dem okratik b ir cum huri­
yet için b ir talep Öne sürerek geniş b ir m üttefikler
çevresi kazanabilir ve anti-faşistleri birleştirebilir-
di.031} W. U lbricht, KEYK S ekretaryasım n 7 Ş ubat
1937’deki bir toplantısında, demokratik" cum huriyet
sloganını sadece ustalıklı tak tik ler olarak değerlendi­
renlere karşı çıkarak «ama ben, H itler’in yenilgisinden
so n ra gerçekten yapm am ız gereken ilk işin dem okra­
tik bir cum huriyet k u rm ak olduğu, pro letary a dik­
tatörlüğü için m ücadele talebim izi ilerletm ek için bu
stratejik hedefin ele geçirilm esinden b aşk a b ir yol ol­
m adığı görüşündeyim» dedi.(133>
Faşist diktatörlük altındaki ülkelerdeki bilimsel
sosyalist partiler, o sırad a faşizm in tüm m uhalifleri­
ni, burjuva çevrelerinin anti-faşist m uhalefeti de d a­
hil, birleştirm eyi am açlayan, tu tarlı bir politika izliyor­
lardı. Bilimsel sosyalistler azgın terör, acım asız işken­
celer, zin d an lar ve acılara k arşın anti-faşist m ücade­
lenin önünde ilerliyorlardı. Bu ülkelerin çoğunda iş­
çi sınıfının bilimsel sosyalist partileri hem yerel hem
de ulusal ölçekte h alk cephesi kom iteleri kurm ayı b a­
şarm ışlardı. Bu kom iteler A lm anya ve Polonya’d a anti-
faşist m ücadelede Önemli bir rol oynadılar.
KEYK Sekretaryası 30 A ralık 1936 tarih li k a ra rın ­
da, Polonya Kom ünist P artisi’nin görevlerini ele alır­
ken Polonya K om ünistlerini geniş b ir dem okratik cep-

528
he için m ücadele etm eye yöneltti ve çabaların «Polon­
y a ’yı N azi Alman yasıyla bloklaşm adan koparm ak için
ülkedeki tüm dem okratik güçleri harekete geçirmeyi»
hedef alm ası gerektiğini vurguladı. K om ünist P a r ti­
nin dem okratik bir hüküm eti destekleyeceğini ve ül­
kenin dem okratikleşm esini yürütm eye ve barışçı bir
dış politikayı zorlam aya h azır olduğunu belirten k a­
r a n o n ay lan d ı/133)
K apitalist ülkelerin bilimsel sosyalist partileri Ko­
m in tern ’in yönetim organları önüne birçok karm aşık
sorun getirdiler ve burada, kural olarak p a rti tem sil­
cilerinin yakın işbirliğiyle ve durum un enine boyuna
incelenm esinden sonra, partilileri gericilik, faşizm ve
savaşa karşı m ücadelede d a h a kapsam lı bir politikaya
yönelten k a ra rla r saptandı.
K om intern yönetimi, Y ugoslavya K om ünist Parti-
' si’ne N isan 1936 Birleşik O turum unun sekter h a ta la ­
rın ı düzeltm esi için yardım etti. KEYK H aziran 1936’da
M oskova'da birleşik cephenin «sadece tabandan» k u ­
ru lm asın a yönelik sekter tu tu m u reddeden yeni tav ­
siyelerin hazırlandığı bir toplantı için çağrı y a p tı/134* i
KEYK ulusların kendi kaderini tayin sloganının Yugos- j
lavya’m n parçalanm ası için b ir direktif olarak yorum-
\ lanam ayacağına. Kom ünist P a rti’nin öncelikle ezilen
tüm ulusların bir iç özerklik elde edeceği fed eratif de­
m okratik cum huriyet sloganı altında dem okratik halk
j güçlerinin birliğini etkinlikle savunm ası gerektiğini
( işaret ederek, YKP’nin ulusal politikasının çerçeve­
lenm esine yardım etti. A yn b ir Slovakya ve H ırvatis­
tan K om ünist Partisi kurulm ası sorunu bu vesileyle
o rtay a çıktı. KEYK, YKP yönetim m ekanizm asının
\ y u r t içine transferi konusunda getirilen b ir öneriyi'-'
tlestek led i/1M) Bu, K om intern’in h e r üye p artin in insi-

F, 34; Enternasyonal 529


yatifini teşvik etme ve h e r ülkenin som ut koşullarına
uygun özenle hazırlanm ış bir politika uygulam a p ra ­
tiğine denk düşüyordu.
Kom intern, etkili b ir anti-faşist h alk cephesi poli­
tikası için yeni bir yöneliş konusunda, a ra ların d a Ma­
caristan, D anim arka, H ollanda p artilerinin de bulun­
duğu diğer birçok partiye önemli y ard ım lar sağladı.
A ralık 1937’de H ollanda Komünist P artisi’nin sekter
hataları, KEYK S ekretaryası Hollanda Komisyonunda
tartışıldı. Komisyon toplantısında H ollanda Kom ünist
Partisi saflarının çok derinlerine yayılm ış olan ciddi
b ir h astalığ a tu tulduğu sonucuna varıldı. «Bu h a sta ­
lık sekter kendini beğenm işlik ve kişinin kendi gücünü
büyütm e, olanaklarım abartm a, zorlukları ve düş­
m anın gücünü küçümsemeydi.» {1M> KEYK, P artin in
kitle çalışm alarını geliştirm esini ve sek ter h a taların ı
düzeltm eyi am açlayan bazı meselelerde som ut tavsi­
yelerde bulundu.
K om intern ve kapital istjü lk e jerdeki bilimsel sos-
yalist"partilerin birleşik işçi ve halk cephesine ilişkin
tu ta rlı çizgileri’ anti-faşist h a reketin b a sa n la rın ın v b
işçilerin K â ^ n lm la rın m tem elini o lu ştu rd u . Geniş
e m e k ç rk itle le r birçok ülkede faşizme k arşı h arek ete
geçirÜdTve faşizm geri 'çekilmeye zorlan d ı. İşçi sını­
fının u lü s lâ rin ^ a ^ iîn n H â k l rolü arttı. Bilimsel sosya­
list p a rti ve işçrHmfmTıTdiğer örgütleri büyük b ir a n ­
ti-faşist m ücadele deneyim i kazandılar. Birçok bilim­
sel sosyalist p a rti işçilerin m ücadelesinin ta n m a n ön­
cüleri haline geldi. Bilimsel sosyalistlerin saygınlığı
arttı. 1936-38 a ra sm d a birçok ülkedeki p a rtile r güç k a­
zandılar. 1939’d a kapitalist ülkelerdeki partililerin sa­
yısı Yedinci K om intern Kongresi dönem indekinden
%120 d a h a fazla olm ak ü z e re 'i,750.ooo'e ulaşm ıştı.(li7>

530
Komintern ve
Sömürge ve Bağımlt Ülkeler
Bilimsel Sosyalist Partileri’nin
Politikaları

İşçi sın ıfı hareketinin yeni s tra tejisi bilimsel sos-


yalisT partiier ln ^ ö m ürge ve yarı-söm ürge h alk ların ın
m ücadelesinde d a h a e{kiîT^olTtlîriansurlar haline gel­
m elerine o la n ak sağladı. K om intern’in Yedinci Kong­
resini izleyen yıllarda kitlelerin ulusal kurtuluş h a ­
rek eti söm ürge ve yan-söm ürgelerin geniş to p rak la­
rın d a yükselirken, bu a lan lard a em peryalist saldırgan­
ların ü stü n lü k ve etki alanlarının yeniden bölüşülmesi
am acıyla b aşlattıkları savaşın alevleri yayıldı. Milyon­
larca Çinli de dahil birçok ulus, kölelikle ve boğucu bir
ulusal felaketle tehdit ediliyordu. Bu koşullar altın d a
K om intem ’in ilan ettiği geniş anti-em peryalist cephe
politikası, ezilen halkların büyük çoğunluğu a rasın d a
söm ürgecilere karşı birliğe giden yolu açtı.
Bu politika, Çin’deki devrim ci m ücadelenin geliş­
mesi açısından olağanüstü b ir Önem taşıyordu. Çin Ko­
m ünist Partisi, K om intern'in Yedinci k a ra rla n ışığın­
da, ülkedeki iç savaşı sona erdirm ek ve Japonya aleyh­
ta rı b ir ulusal cephe kurm ak için bir kam panya b aşlat­
tı. Komintern, Çin’deki kurtuluş m ücadelesinin tem el
sorunlarını düzenli a ralık larla tartıştı. KEYK Sekretar-
yasınrn Ekim 1935’de yaptığı toplantı tüm anti-em pef-
yalist ve Japonya aleyhtarı güçlerin birleştir ilmesi ge-
reğini vurguladı ve ÇKP’nfn zengin Köylüleri ve tûc-
c arları m ülksüzleştirerek Ç in’deki m ücadelenin ü. ey-
resınde geniş b ir anti-em peryalist cephenin .kurulm a­
sını güçleştirm ekten başka b ir işe y aram ay an adım lar
a tm asını e le ştird i/IMJ
1935’in sonlarında K om intem ’in yardım ıyla Çin'de
birleşik b ir Japonya aley h tan ulusal cephe politikası-"

531
ıım tem el ilkele ri tanım lanm ıştı. ÇKP MK Politbüro-
sunun yeni b ir yol Öneren 25 A ralık 1935 ta rih li k a­
rarı, aslın d a Partiyi hem Japon istilacılarına hem de
K uom intang’a karşı eşzam anlı bir savaşa yönelten ba­
zı ciddi h a ta la r ve eski görüşleri de içeriyordu. KEYK
bu k a ra rı değerlendirirken, Çin halkının başlıca düş­
m anının, bu evrede oldeki horşeyin ona karşı verilecek
m ücadeleye yararlı kılınm ası gereken Japon em perya­
lizmi olması nedonlyle, böyle bir hedefin h a talı oldu­
ğunu belirtti. Dahası, hem Japon saldırganlarıyla hem
de Ç iang Kay-şok ile aynı a n d a savaşılm ası olanaksız­
dı. No K uom intang'ın tüm ü ne de Ç iang Kay-şek o r­
dusunun tüm ü Japonya’nın m üttefikleri o larak d eğer-
lendirilomozdl. KEYK’nin eleştirileri, ÇKP MK’nin bazı
hatalı hedeflerinin düzeltilmesine ve Jap o n em perya­
lizm ino karşı olan tüm ulusal güçlerin birliğini hedef-
leyen bir politika oluştu rul m asm a yardım cı oldu. Çin
Komü n is t Par Ms i, u İu sal burj uvaziyi birleşik cepheye
çekm ek vo tüm d ü rü st yurtseverleri Jap o n em perya­
listlerine karşı birloştirm ok için çalışm alara başladı..
Bû am aç gözönündo tu tu la ra k «İşçi ve Köylü C um hu­
riyeti* sloganının yerini «halk cumhuriyetim sloganı
aldı. N üfusun ulusal cephe içindeki tüm kesim lerinin
tem silcileri hüküm ete alındılar. Ulusal burjuvazinin iş­
letm elerinin korunm asına yönelik b ir politika İlan edil­
di.
K om intern Y ürütm esi, Çiang Kay-şek'in isyancı as­
k erler ta ra fın d a n tutuklandığı A ralık 1936 Sian olayla­
rı sırasında, birleşik b ir anti-em peryalist cephe için
verdiği m ücadelede Çin K om ünist P artisi'n e Önemli
y ard ım lar sağladı. KEYK’n in m üdahalesi, Ç in’de J a ­
pon em peryalistlerinin ekm eğine yağ sürecek yeni bir
iç savaşın patlam a tehlikesini ortad an kaldırm aya y a­
radı.

532
ÇKP, Kom intern çizgisine sadık _kalarak Kuomiıı-
ta n g ’a 'ü lk ed ek i iç savaşTsona erdirm ek için koşullar
önerdi ve dem okratik cumfcuriyeT^slÖgam veHne Ha)jf
cum huriyeti sloganını kullanmayı" ve taşınm az malJa-
n n kam ulaştırılm asını geçici olarak durdurm ay ı kg-
bul etti.
ÇKP’nin birleşik b ir ulusal anti-em peryalist cep­
he m ücadelesine ilişkin meseleler, düzenli o larak Ko­
m in tern yönetim organlarının gündem ine alm ıyordu.
Ağustos Iö37’de KEYK Sekretaryası, W an M in’in, Ç in’- v
^ deki d u ru m a ilişkin rap o ru n u izledi. W an M in ÇKP’nin
K uom intang ile anti-em peryalist, Japon aley h tarı b ir
cephe oluşturm asını savunuyor ve bu yapılırken p a r­
tin in bağım sızlığını korum a, Kızıl O rdu’nu n denetim i­
ni elinde tutm a, bilimsel sosyalistler ve sol güçleri ez- .
meye çalışan Çiang Kay-şek'e karşı u y an ık bulunm a
gereğini de vurguluyordu.<m> Bu politik çizgi benim ­
sendi.
Bu politikanın uygulanması, ülkedeki iç savaşın
kesilm esini ve birleşik bir Japon aleyhtan.-U İusalnep-
h enin k u rulm asına olanak verdi., Böylece Çin, Japon
em peryalizm ine k arşı başarılı bir mücadele için güçle­
rini toparlayabildi.
Bu dönem de Çin Komünist P artisi’n in gelişiminde
çelişkili eğilim ler gözlenmekteydi. P arti’nin birleşik bir
Japon aleyhtarı, anti-em peryalist cephe mücadelesi,
saygınlığım ve etkisini artırm ıştı. Köylü kitleler anti-
em peryalist güçlerin en büyük bölüm ünü oluşturdu­
ğ undan köylülük a rasın d a etkin çalışm a olum lu ve zo­
ru n lu b ir unsurdu. Öte y an d an G üney’deki devrim ci
üslerini kaybetm iş olan ÇKP’n in uzak kırsal bölgele­
re çekilmiş ve kendisini sanayi m erkezlerinden çok
uzaklaşm ış bulması, Partiyi işçi sınıfından soyutlam a
ve on a b ir köylü niteliği k azandırm a' eğTTnhTtaşîyor?

533
du. 1926’du ÇKP üyelerinin % 66’sı işçilerden oluşurken
1930’Iarda köylü üyelerin oranı % 90’a çıkm ıştı. ÇKP’­
n in köylü üy ol or in ağırlik ta olduğu b ir p artiy e dönüş-
mesi, safları içindoki küçûk-burjuva milliyejtçi tav ır­
ların büyüm esini ve görüşleri bu eğilimleri güçlü bir
biçimdo yansıtan Mao Tse-tung ve yandaşlarının p a r­
tinin yönetim kurullarındaki konum larını sağlam laş­
tırm asını beraberinde getirdi.
K om intern ÇKP'nin gelişm esinde bazı kesin olum­
suz y a n la r gördü ve partinin bunları yenm esi için y ar­
dımcı olm aya çalıştı.
KEYK S ekretaryası ve Presidium u, ÇKP temsilci­
leriyle birlikte Ç in’deki gelişm eleri dikkatle değerlen­
dirdiler ve P artinin ulusal, Jap o n aley h tarı cephe için­
deki ve özellikle büyük kentlerdeki işçi sınıfı a ra sın ­
daki rolünü güçlendirm esini ve sald ırg an lara k arşı si­
lahlı direnişi hızlandırm asını am açlayan tavsiyeler h a ­
zırladılar. KEYK Presidium u’nun 1 1 H aziran 1938 ta ­
rihli k a ra rı partinin bağım sız eylem ini geliştirm e,
ÇKP önderliği altındaki Sokizinci O rdu ve yeni Dör­
düncü O rdu’nun savaşm a yeterliliğini güçlendirm e ve
Özel Bölgeyi «tüm Çin C um hurıyetl’nin on dem okra­
tik bütünsel bölümü, b ir örnek- haline getirm e gere­
ğine özellikle dikkat çekti. KEYK, K uom intang b ölge­
leri ve b ü tü n Çin a lan ların d a özellikle b ü y ü k kentler ­
deki savaş sanayii işçileri ve dem iryolcular arasm d a
p a rti örgütlerinin kurulm ası ve p a rti kadrolarının
mark sist-Ieninist öğretiye d ay an arak eğitilm esine b ü ­
yük önem verdi/ 140> P arti içindeki küçük-burjuva mil­
liyetçi eğilim lerin büyüm esi gözönüne alındığında,
ÇKP k adrolarının m arksist-Ieninist eğitim i h e r zam an­
kinden d a h a önemliydi.
Çin’de ulusal anti-em peryalist b ir cephenin oluştu­
rulm ası tüm A sya’daki ulusal k urtuluş m ücadelesinin
gelişim ini önemli ölçüde etkiledi.
A nti-em peryalist cepfe politikası Hind ista n 'daki
ulusal k urtuluş '"hareketine de b ir ivme k a zandırdı.
KEYK Ş ekretaryası Şubat 1936’d a işçi ve köylülerin
anti-em peryalist örgütlerinin H indistan Ulusal Kong­
resi üyeliğine kabul edilm esi için, a nti-em peryalist b ir
seçim bloku oluşturm ak ve İngiliz em peryalizm ine ve
o nunla h erhangi b ir’uztaşm aya k arşı, ulusun tü m güç­
lerinin eyîerrT bİH îğf için caba harcam asını tn-vgiyn
eden b ir ^ ıT e n ^ r ita b ^ 'e tiG ^ 5 Bilimsel sosyalistlerin
H indistan Ulusal Kongresi’ne katılm asında so n ra ulu ­
sal burjuvazinin bu p artisi (Ulusal^ K ongre’ Partîsitı
içinde güçlü b ir sol-kanat o rta y a çıktı. Bırleşen İşçi
sendikaları ve birleşik ulusal köylü örgü tü n ü n deste­
ğine sahip olan bu sol-kanat, ulusal k u rtu lu ş harek eti
pro g ram ı ve gelişiminde hiç de azım sanm ayacak b ir
etkiye sahipti.
A rap ülkelerindeki p a rtile r de yeni politikayı be­
nim sediler. Komintern, A rap ülkeleri bilimsel sosya­
list partilerinin tem silcileriyle birlikte A rap ülkelerin­
deki çalışm aları eleştirel b ir değerlendirm eden geçir­
di. A rap partileri tem silcilerinin etkin b ir işbirliğiyle
yü rü tülen A rap halklarının ulusal k u rtu lu ş h arek eti­
nin d u ru m u n a ilişkin uzun ve özenli b ir çalışm adan
so n ra KEYK Ş ekretaryası Şubat 1936'da A rap ülkele­
rindeki çalışm aların birçok h a taların ı ve zayıflıkları­
n ı o rtaya koyan b ir k a ra n kabul etti. K a rar ulusal-
reform ist örgütlerle m ücadele etm eyi ve bağım sız bir
kızıl işçi sendikası h arek eti oluşturm ayı am açlayan
çizgiyi suçladı ve A rap ü lkelerinde olanaklı en geniş
anti-em peryalist cepheye olan gereksin imi" ’ vurğüTIdı7
K a rar «Arap ülkelerinin bilimsel sosyalistleri, h alk ­
ların ın ve ülkelerinin kaderinden sorum lu oldukları-

535
nin, ulusal bağımsızlık ve toplumsal kurtuluş m üca­
delesinin başarılı ve başarısız sonuçlum un sorum lulu­
ğunu taşıdıklarının, uluslarının on yüksek ulusal ve
k ültürel geleneklerinin mirasçısı vo savunucusu ol­
duklarının bilincino eksiksiz olarak varm ak zorunda­
dır» diyordu,/K om intorn üyesi partilere «ulusal-dev-
rim cilerle yakın bir işbirliği yağlam aları, ulusal-refor-
m ist örgütlorle birleşmek İçin çalışnıaiurı. bu örgütle-
rin em peryalizm e karşı taloplerlnl d obU)İdam elerirya,
em peryalizm le herhangi bir uzlaşm aya karşı şovenizm
ve siyonizmo karşı mücudeto etm eleri salık verildi, Ba-
zı A rap ülkelerinin bilimsel sosyalistlerine ulusal-dev­
rim ci yığınsal örgütlere katılm aları vo b u ra la rd a et­
kin olumlu çalışm alar yürütm eleri salık verildi. Tüm
bu sonuçlar A rap ülkülerinde partililerin dikkatini ulu ­
sal kurtuluş hnrokotinin karm aşık so ru n ları üzerinde
yoğunlaştırdı. Purl.lliler bu yeni k a ra rla rla donanm ış
o larak ulusal kurtuluş mücadelesi içinde d a h a etkin
b ir rol alm aya çabaladılar. Tunus vo Cozayir Kom ünist
P artileri bağımsız Kum in torn bülıımlori o larak çalış­
m aya başladılar.
H alk cephesi ve anti-em peryalist cophe sloganı al­
tındaki ulusal k u rtu lu ş mücadolosi vo dom okratik m ü­
cadele, Latin A m erika ülkelerindo faşizme a ğ ır bir'
darbe indirdi,
1936’d a Şili’de Komünist P arti’nin etkin işbırliğiy-
le biThaîîTcephesi oluşturulm uştu.. Bu cephe,"toplumun
sosyö-pölitik yaşam ın dem okratikleştirilm esini savu­
nan, yabancı serm ayeye karşı çıkan, ulusal bağım sız­
lıktan işçilerin ekonomik taleplerinin k arşılanm asın­
d a n y a n a olan tüm ilerici kesim lerini birleştirdi. Bi­
limsel sosyalistler b u geniş güçler ittifakını salt Ku-
zey-Am erika ve A lm an em peryalistlerine değiT,""Şilili
toprak sahiplerine, büyük Şiir Oligarşisine de yönelt--

536
m eye çalıştılar. Halk cephesinin 1938'de p arlam en to
seçim lerindeki zaferinin ardından Şiİi’de b ir h alk cep­
hesi hüküm eti kuruîdu. Büyük grevler dalgasıyla bir-
leşince bu b aşarı Şili gericiliğine ve yabancı em perya­
lizm ine a ğ ır b ir d arb e indirdi. Kitleler, gericilerin as-
kerî-faşist b ir diktatörlük ku rm a planların ı yerle b ir
etm işti. Şili em ekçileri bazı toplum sal ve ekonom ik k a ­
zanım lar elde ettiler.
A ncak Şili işçi sınıfı, h a lk cephesinde hen ü z ön­
d er bi f i olöynanııyordu ve bu da cephenin zayıf jio k -
tasıydı.
1936'da A rjantin’de sol güçlerin geniş b ir cephesi
o rtaya çıktı, am a bu cephe sağlam ve gereğince örgüt-
lenm em işti. Komünist P arti em peryalizm , gericilik ve
faşizm e k a rşı dem okratik b ir ittifak sağlam aya çalışı­
yordu. Kom intern, Temmuz 1937’de A rjantin Komünist
P artisi’n in sunduğu ta ş a n la rı onayladı ve dem okratik
İttifakın hedefinin «feodal k alıntıların o rtad an kaldı-
n lm ası ve A rjantin’de işçi sınıfının tüm emekçilerin,
ulusun b ü tününün h a k la n n ı ve ç ık arlan m savunm a
ve yaşam koşullarını iyileştirm e olanağı sağlayacak
dem okratik b ir rejim in kurulm ası» olduğu görüşüne
k a t ı l d ı . K E Y K aynı zam anda, dem okratik ittifak
program m da ülkenin zenginliğine ve halkın ü rü n leri­
ne el koyan yabancı zorbalara karşı verilecek m üca­
delenin sorunlarını d a o rta y a koym anın uygun olaca­
ğını da belirtti.
K üba'da 1937’de bilimsel sosyalistlerin insiyatifin-
de halkçı-devrim ci bir blok oluşturuldu. Blok K üba Ko­
m ünist Partisi, işçi sendikaları ve köylü birliklerinden
oluşuyordu. Bu blok, hüküm eti işçilere bazı ödünler
vermeye, KKP ve devrim ci işçi sendikalarına yasal
bir sta tü kazandırm aya zorladı.
H alk cephesi politikası M eksikalı işçilerin 1930’-

537
la n n sonunda anti-em peryalist reform ların kabul edil­
mesi için verdikleri m ücadelede önemli b ir rol oyna­
dı. Ulusal Devrimci Partinin sol-kanat lideri Lâzaro
C ard en as’ın kurduğu hüküm et yükselen kitle h areke­
ti karşısında, tarım sal bir reform uygulam aya ve ya­
bancı serm ayeyo ait dem iryolları ve petrol sanayiini
ulusallaştırm aya başladı. Partinin kendisi de, kitle ör­
gütlerini içino alınış ohmıkLan ötürü, M eksika Devrimi
Partisi (MDP) olarak yonidon örgütlendi.
Kom ünist Parti kondi bağımsızlığını güvence altı­
n a alarak ortak üyollk statüsüyle MDP’ye k atılm a is­
teğini açıkladı. Hu, MDP’nln geniş b ir ulusal cephe h a ­
line gelmosino olanak vorocekti. KEYK Presidium u,
Komünist Partinin bu laktiğini benimsedi. Kom intern,
partililerin açık bir blçinulo, M eksika'da b ir p ro letary a
diktatörlüğünün kuruluşu rnosolosinin gündem m ad­
desi olmadığının billncino varm aları vo halk cephesini
bölm ekten başka bir yararı olm ayacak biçimde dem ok­
ra tik m ücadele ovrositıl atlam aya kalkışm am aları ge­
rektiğini kavram alarının Önemini vurguladı. Ancak,
aynı zam anda bir kuyrukçuluk politikasına, K om ünist
Partinin küçük-burjuva devrim cilerinin hizm etine gir­
mesine yol açabilecek tüm eğilimloro kesinlikle karşı
çıkılm ası gerektiğini de güçlü bir biçimde vurgulan­
dı.0^
Latin A m erika ülkelerindeki halk cephesi pollti-
kası, geniş j ı rolelarya,„.köy 1ül ü k, küçük -b u rju v a , k it­
lelerini ve ulusal burjuvazinin radikal çevrelerini..ey­
leme çekti." Bir çok Latin, A m erika ülkesinde, faşist ge­
ricilerin uzun dönemii planla n kitlelerin h arek etiy le
boşa çıkarıldı.
A ncak söm ürge ve bağım lı ülkelerdeki anti-em ­
peryalist birlik m ücadelesi büyük engellerle k arşılaş­
tı. Sömürgeciler, em peryalist sermaye, ulusal b u rju v a­

r>38
zinin b ir bölüm ünü b ir uzlaşm a politikası içine çekm ek
için h e r tü rlü m anevrada n y a ra rla n dı- Birkaç bağım ­
lı ülkedeki ulusal burjuvazinin bazı g ru p la n , em ­
peryalistler arasındaki uzlaşm az çelişkilerden y a ra r­
la n m a çabasıyla; kendilerini baskı altm d a tu ta n em ­
peryalistlerin rakipleriyle yakm ittifak lar ku rm ay a
çalıştılar. Böyle b ir ittifak a ilişkin u m u tla r d a kitle h a ­
reketini güçsüzleştirm e eğilimi laşıyörd ü Am a b ü tü n
b u n la ra karşuT^sömürge ve bağım lı ülkelerdeki anti-
em peryalist, anti-feodal m ücadele b ir önceki dönemle
karşılaştırıldığında gücü ve boyutları açısından geliş­
mekteydi. Bilimsel sosyalistlerin yeni politikası bunda
önem li b ir rol oynadı.

' K o m in tern
F aşist S ava ş K ışk ırtıcıla rın a
K a rşt G eniş B ir B arış Cephesi
İçin V erilen M ücadelenin
B aşında

K apitalist güçlerin hızla geliştirm ektejD İduğu ar^


tan bir d ü nya savaşı' tehlikesi, K om intern ve u lu slar­
arası işçi sınıfı hareketine özel görevler yükledi. Sal­
d ırg an faşist devletler savaş hazırlıklarına ilişkin plan-
la n m ve eylem lerini giderek d a h a yakından eşgüd üm-
luyorlardı, Ekim 1936’d a A lm anya ve İtalya çoktan k a ­
rarlaştırılm ış olan ittifak ların ı k u rd u la r ve Berlin-Ro-
m a Birliğini oluşturdular. S ald ırg an lar yabancı top­
ra k la rın ta la n ı ve elegeçirilmesi için girişilecek b ir sa­
vaşa başlam a hazırlıklarını geliştirdiler. Kasım 1936’da
Japonya, A lm anya ve İtalya arasındaki ittifak a k a tı­
la ra k A nti-K om intem Paktı adı verilen ittifak 0 I11Ş7
turuldü. Bu pakt, "Sovyetler Birliği ve ulu slararası işçi
ve ulusal k urtuluş hareketine yöneltilmişti, am a b ir
hedefi de söm ürgelerin yeniden bölünm esi A vrupa ve

539
A sya’daki b ü tü n ülke ve ulusların köleleştirüm esiydi.
K om intern ve üye partiler, barışı destekleyen h e r
toparlam a yollarını a ra m a konusundaki çabalarını k a t
k a t artırd ılar. U luslararası proletaryayı Etiyopya’daki
îtalyan saldırısına k a rşı birleşik b ir eylem için örgüt­
leme girişim lerindeki gizli başarısızlık bilimsel sosya­
listleri um utsuzluğa düşürm edi, K om intern ve bilim ­
sel sosyalist p a rtile r ulu slararası savaş aley h tarı ye­
ni eylem ler buldular.
K om intern Y ürütm esi, Em peryalist Savaş ve Fa-
şizme K arşı O rtak D ünya Komitesi’ndekl bilimsel sos­
yalist ekibe, komiteyi olanaklı en yoğun çalışm aya teş
vik etm e ve faşizm ve savaşa k a rşı yığınsal eylem in
bir karargâhı., haline-gçtirm e görevini verdi. Bilimsel
sosyalistler, K om intern’in partiler-üstü niteliğini sıkı '
sıkıya gözetm ekle birlikte «tüm toplum sal ta b a k a la r
içindeki tüm barış dostlarını» barış harek eti çerçeve­
si içinde birleştirm ek için çaba gösterdiler. KEYK Sek-
retary ası dünya barış kongresinin h azırlık ların a iliş­
kin m eseleler tartışılırken 17 M art 1Ö36 tarih li k a ra ­
rın d a bu kongreye ilk davet edilecek olanların sosyal-
dem okrat p artiler ve işçi sendikalarının temsilcileri, bu
örgütlerin görevlileri, köylülerin, kentli o rta tab ak a la ­
rın aydınların ve burjuva pasifistlerin örgüt tem silci­
lerinin olacağım v u r g u l a d ı .Ç e v r e s i n d e tüm barışı
destekleyenleri birleştirecek bü tü r sorunların kongre­
de ortaya atılm ası Önerildi.
Dünya^Barış Kongres^ Ejylüi i93Ş’da B rüksel’de y a ­
pıldı. KEYK Sekretaryası. K ongrenin arifesinde p artili
delegelere verdiği öğütlerde, en önemli m eselenin «po­
litik y a d a dinî eğilim leri ne olursa olsun, b arışı savu­
n a n en farklı unsurlar, g ru p la r ve örgütlerin d a h a çok
ve m üm kün olan en geniş biçimde hareketin içine alın­
masını» sağlam ak olduğunu bir kez d a h a vurgula-

540
jdx.lllS) Bilimsel sosyalistlerin bu ta v rı b arış y an d aşla­
rının çeşitli örgütlerinin geniş b ir biçimde tem sil edil­
m esine yol açtı. K ongreye 35 ülkeden 750 ulusal ve 40
u lu slararası örgütü tem sil eden 4500 delege katıldı. Sos­
y a list'İşç i E ntenı asy on al î 've ' A ihsterdam İşçi "Sendi­
k aları E nternasyonali K ongrede resm i o larak y er al­
m adıkları halde işçi sendikası örgütlerinin çoğu ve
birkaç sosyalist parti, a ra ların d a h er iki enternasyo­
nalin önemli önderlerinin de bulunduğu tem silcile­
rini gönderdiler. Kongreye sadece işçi örgütlerinin de­
ğil, h e r tü rlü bu rju v a dem okratik, pasifist, dinî örgüt­
lerin ve savaş aleyhtarı bu rju v a g ru p ların tem silcileri
de katıldı.
Bilimsel jŞgsyaHstler Öze1 b ir p ro g ram öne sürm e­
diler v<Tbarışın d ü rü st destekleyicilerinin tüm ünce ka-
büT edilebilir hedeflşr için savaşm anın zoım dü oldu­
ğu görüşüne katıldılar. Kongre, temel program olarak
şu dö rt noktayı açıkladı: ( 1 ) u lu slararası anlaşm ala­
rın dokunulm azlığı, (2 ) silahlanm anın azaltılm ası ve
sınırlanm ası, (3) toplu güvenlik ve M illetler Cem iyeti’­
n in güçlendirilmesi, (4) b ir savaşa ned en olabilecek
u lu slararası gerilim leri ele alabilecek etkili b ir siste­
m in M illetler Cem iyeti çerçevesinde yaratılm ası. Bu
a ra d a ulu slararası b ir b a n ş plebisitinin yapılm ası i ç i n /
de bir öneri getirildi. Kongre sonuçları, em p ery alist
saldırganlara- A lm anya Jap o n y a ve İtaly a’ya -karşı çı­
k an güçlerin giderek a rta n birliğini kanıtlıyordu.(14T)
Aynı dönem de Cenova’d a toplanan U luslararası
G ençlik Kongresi değişik ak ım la n n gençlik örgütleri­
ne savaş tehdidine etkin bir biçimde k a rşı çıkm a çağ-
n sm d a bulundu.
Komintern, faşist saldırganların plan ların ı bıkıp
usanm adan açığa çıkardı ve kitlelere savaşın bu İki
a n a yuvasından -faşist A lm anva ve em peryalist Ja-

541
ponya- k ay n ak lan an ciddi tehlikeyi a n lattı ve ...bilimsel
sosyalist p artilerin h e r ülkede b arış güçlerini birleştir­
m eleri ve b ir u luslararası barış cephesi k u rm aları için
gerekli politikayı oluşturm aların a yardım etti.
K om intern, A vrupa em ekçilerinin dikkatini özel
olarak H itler’in Çekoslovakya’yı ve A lm anya’nın di­
ğer kom şu ülkelerini işgal etm e tehlikesine çekti.
KEYK Mayıs 1936'da A vusturya işçilerini ülkelerinin
bağım sızlığını yitirm e tehlikesiyle k arşı k arşıy a oldu­
ğu konusunda uyardı. Sekretaryanm 3 Eylül 1937 k a­
ra rın ın 1 . M addesi şöyleydi: «Şimdi A vusturya halkını
tehdit eden en büyük tehlike A vusturya’n ın bağım ­
sızlığının H itler A lm anyası tarafın d an yok edilm esi­
dir.»(1JU) K om intern 1938'in başlarında, belge ve duyu­
ru ların d a nazilerin A vusturya, Çekoslovakya ve diğer
ülkelere yönelik zalim saldırganlık eylem lerinin bek­
lendiğini birkez d ah a açıkladı.
K om intern üyesi partiler, bu tehlikeye y an ıt ola­
rak, emekçi halkın tüm örgütleri ve tüm b arış güçle­
riyle ülkelerinin faşist saldırganlık karşısındaki sav u n ­
m a kapasitelerini güçlendirm ek üzere o rta k eylem i
gerçekleştirm eye yönelik adım lar attılar.
D aha 1936’d a Çekoslovakya Kom ünist P artisi ül­
kenin H itlerci faşizm e k a rşı savunulm asına yönelik b ir
politika izleyerek toplum sal ve politik yaşam da ve or»
duda dem okratikleşm e ve em ekçilerin acil talepleri­
n in yerine getirilm esi için etkin b ir k am panya b a şla t­
tı; işçi partilerine, dem okratik partilere ve hüküm ete
Çekoslovakya'nın savunm a gücünü ve Sovyetler Bir­
liği ile olan dostluğunu a rtırm ak için som ut önlem ler
önerdi.
1938 ilk b ah arın d a A vusturya’nın n aziler ta ra fın ­
dan ele geçirilmesiyle Çekoslovakya A lm anya ta ra fın ­
dan yarı y a rıy a kuşatılm ış oldu. B urjuvazinin en ge­

542
rici kesim i H ıtler’ie an laşm ay a eğilimliydi, KEYK Sek-
je ta ry ası 25 Mayıs 1938’de Çek so ru n u n d a Çekoslovak
Kom ünist Partisi'nin cum huriyetin bağımsızlığım sa­
vunm ak için b ir cephe k u rm a çizgisini bütünüyle onay­
layan bir k a ra r aldı. Bu cepheye salt Çek ve Slovak
h alklarının değil Çekoslovakya’d a yaşayan A lm anlar,
M acarlar, U kraynalIlar ve PolonyalIlardan oluşan ge­
niş kitlelerin çekilmesi de önerildi K a rar -«Partinin ça­
balarının salt işçi sınıfı, k ö y lü lü k , k e n t küçük-bur/uva-
zisi ve emekçi aydınları değil, cum huriyetin bağım sız­
lığını yitirm esiyle çık arları tehlike içine girecek olan
ve ülkenin bağım sızlığını savunm aya eğilimli bu rju v a
kesim lerini de birleştirm eye yöneltm esi gerektiğini»
belirtiyordu. (14a> C um huriyetin bağım sızlığının savu­
n ulm ası için burjuvazinin yurtsever" üyeleri de dahil
fa rk lı toplum sal kesim lerin katılacağı b ir cephe k u ru l­
m asını isteyen slogan ÇKP’n in n a z iz m e k arşı ulusal
cephe politikasını benim sediğini gösteriyordu. Boyle-
ce gelecekteki direniş h arek eti politikasının tem elleri
atılm ış oldu.
Belçika, H ollanda ve İskandinavya Kom ünist Par-
tile rir Kitlelere nazi saldırısının tehlikelerini a n la ttı­
la r ve saldırganlığa direnebilecek, gericiliğe k arşı tüm
güçlerin ittifak ın ı oluşturm aya çabaladılar. K om intern
ve üye p a rtile r em ekçi h a lk a bir A vrupa y a d a d ü n y a
savaşı söz konusu olduğunda bu ülkelerin sav aştan k a ­
çınam ayacağını ve fa şist saldırganlık yolunun d erh al
k apatılm ası gerektiğini vurguladılar. KEYK 1938’de
Belçika, H ollanda ve İskandinav ülkeleri K om ünist
P artileri temsilcileriyle, bu partilerin görevlerini tek­
r a r te k ra r ta rtıştı ve o n la ra h alk kitlelerini faşizm e ve
nazi A lm anyasm m saldırgan tehditlerine k a rşı birleş­
tirm ek için ellerinden gelen çabayı h arcam aların ı öğüt­
ledi. P a rtiler bu am açla, faşistlerin devlet aygıtı ve

543
ordudan tem izlenm esini talep ederken savunm a me­
selelerine ilişkin olumlu bir program öne sürm ek zorun­
daydılar. Bilimsel sosyalistler H itler hüküm eti ve bu
ülkeler içinde onunla ilişkili olan gerici çevrelerin ta ­
leplerine boyun eğm ek anlam ını taşıdığı gerekçesiyle
İskandinav ülkeleri egemen çevrelerinin izlediği sözüm
o n a tarafsızlık politikasını reddettiler.
Egemen çevrelerin bu politikası toplu güvenliğin
reddedilm esi demekti.
H itler’in saldırgan planlarına karşı m ücadele Bal­
kan halkları için de acil bir sorundu. B alkan ülkeleri
bilimsel sosyalist partileri K om intem ’le birlikte nazi
A lm anyasım n bu bölgeye ekonom ik ve politik anlam ­
da sızm asına k arşı çıkan sloganlar öne sürdüler.
U luslararası işçi sınıfı hareketi barış için m üca­
delenin on tu tarlı gücü olarak davrandı. Faşist güçle­
rin saldırgan oylomlori, başlattıkları yerel savaşlar,
Komintern tarafından doğru bir biçimde b ir dünya sa­
vaşına yönelik adım lar olarak değerlendirildi. Komin-
tern, geniş kitlelori bu tohlikeye karşı birleştirm eye
çabaladı.
İsp a n ya v e Çin'in
Savaşan H alklarıyla
M ilitan D ayanışm a
İçin

A lm an-îtalyan m üdahalecilerine k arşı K om intern'-


in îspariyol C um huriyetiyle uluslararası anti-faşist b ir
dayanışm a kam panyası Örgütleme çabaları işçi sınıfı
hareketinin yaşam ında, savaş güçlerine m eydan oku­
yuşunda canlı bir sayfadır, KEYK Şekretaryası ve Pre­
sidium u Eylül 1936’da Ispanyol C um huriyetinin savu­
nulm ası için tü m işçi sınıfının ve dünya anti-faşistle-
rin in tüm ünün kapsam lı b ir o rta k eylem program ını

344
açıkladı. Ispanyol halkına şu ilkeler altın d a geniş bir
yardım kam panyası başlatılm asına k a ra r verildi: Al­
m anya, İtalya ve Portekiz faşist hüküm etlerinin ta ra f­
sızlığı bozm asına k a rşı çıkılması; isyancılara silah sağ­
lanm asının önlenmesi; İspanyol halkının savunulm a­
sı için b ir kam panya Örgütlenmesi; Ispanyol H üküm e­
tinin deniz yüklem e ve boşaltm alarına izin verilmesi
ve «çeşitli ülkelerin işçileri arasın d a askori eğitim gör­
m üş gönüllülerin Ispanya’ya gönderilm ek üzere kay­
dedilmesi.»(IW)
KEYK Ispanyol H üküm eti’n e o rta k p ra tik yardım
sağlam a meselesini tartışm ak üzere u lu slararası b ir
işçi örgütleri konferansı için çağrıda bulunurken Sos­
yalist işçi E nternasyonali’nin onayını alm ayı gerekli
gördü. Kom intern, Sosyalist İşçi E nternasyonali'ne is­
y an cılara silah sağlanm asını d u rd u rm aları ve Ispan­
y a’nın yasal hüküm etinin savunulm asında gerekli ön­
lem leri alm aları için em ekçilerin çeşitli ülkelerin h ü ­
küm etlerine ve M illetler Cem iyeti’ne baskı yapm aları­
nı örgütlem eyi Önerdi. K om intern işçi örgütlerini ve
tü m dem o k ratlan Ispanyol h alk ın a doğrudan m anevî
ve m addî yardım da bulunm aya çağırdı.
K om intern ve üye partilerin çağrısına y an ıt ola­
r a k Ispanya’ya b ir gönüllüler seli aktı. Ispanyol Cum­
huriyetine yönelik sem pati 1936 güzünde ABD'de y ak ­
laşık 300.000 kişinin C um huriyet ordusuna katılm a iz­
n i için İspanyol Elçiliğine başvurm asıyla k an ıtlan d ı.(1El)
A ncak Birleşik D evletler yetkilileri gönüllülerin çoğu­
n u n Ispanya'ya gitm esini engelledi.
Fransa, İtalya, A lm anya, Polonya, M acaristan, Bul­
garistan, Belçika, ABD Latin A m erika ve d iğ er ülke­
lerden Ispanya’ya gelen anti-faşist gönüllüler uluslar­
a rası tu g ay lar oluşturdu la r. B unların örgütlenm esi ve
asker! h arek âtların ın yönetim inde en önemli rolü, b ir

F. 35: Enternasyonal 545


kaçının adını verniek gerekir, a ra ların d a Togliatti, Lu-
igi Longo, Di Vittorio, Codovilla, Mâtö Zalka, Hans Be-
im ler ve Korol Swierczewski gibi önemli kişilerin bu­
lunduğu p artililer oynadılar. U luslararası tugayla r bü-
tü n politik akım lardan anti-fâşistleri birleştirdi ve b ir-
çok sosyalist ve partisiz insanı d a kapsadı. KEYK Pre-
sidium u 28 Â rahk 1938 tarihlî k a ra rın d a ulusla ra ra sı
tugayların «Ispanya Birleşik Halk ö rd u s u ’n u n b ir p a r­
çası, Ispanyol C um huriyeti hüküm etine ve askeri ku­
m andasına tam am en bağlı » '151 * olduğunu ve h alk cep­
hesi hüküm etinin am açlarından ayrı hiçbir am aç la n
olm adığını vurguladı. U luslararası tu g ay lard a 54 ülke­
den otuzheşbin gönüllü savaştı. A skeri açıdan bu b ir­
likler m üdahalecilerin 300.000 kişilik İtalyan-A lm an
ordusuna rakip olam azlardı. Ama b ağ ırla n n d a d ü nya
em ekçilerinin savaşan Ispanyol halkıyla dayanışm a
duygularını taşıyorlardı. U luslararası anti-faşist cep­
he, İspanya’nın savaş alan ların d a elle tu tu lu r b ir g e r­
çeklik, birçok partinin, birçok politik ve tanınm ış si­
m anın içinden geçtiği bir savaş ve politika okulu oldu.
Bu m ücadeleyi uluslararası faşizm e karşı verilen
genel m ücadelenin bir parçası olarak değerlendiren
Sovyetler Birliği, İspanyol em ekçilerinin y an ın d a et­
kin bir y er aldı. SSCB İspanyol C um huriyeti’ne önemli
yardım larda bulundu. Bu yardım , Ispanyol halkıyla da­
yanışm a ve bağış toplam a kam panyaları biçimini al­
dı, .Sovyetler Birliği, cum huriyetçiler için yiyecek, tıbbî
donatım ve silah dolu düzinelerce gemi gönderdi. İs­
panya SSCB’den tanklar, u ç ak la r ve a ğ ır silah lar al­
dı. Sovyet askeri u zm an lan - havacılar, tankçılar, top­
çular, denizciler, m ühendisler ve teknikerler - Ispanya
cephelerinde dövüştüler. Ve sayıca kalabalık olm a­
m akla birlikte hem asker olarak hem de Ispanyol Cum ­
huriyeti K om utasına yardım cı olarak çok Önemli bir
rol oynadılar.
546
îb ârru ri, «Ispanyol halkının faşist isyana, faşizm
ve u lu slararası gericilikle birlik içindeki güçlere k a r­
şı verdiği savaşta, Sovyetler Birliği h alk ların ın İspan­
yol halkıyla dayanışm ası, C um huriyet hüküm eti ve
İspanyol savaşçılara sağladığı etkili m addî y ard ım lar
olağanüstü önemli bir rol oynadı, İspanyol emekçileri,
k u rtu lu ş m ücadeleleri sırasında proleter enternasyo­
nalizm inin ne anlam a geldiğini, Sovyetler Birliğı’nin,
varlığının işçi sınıfı ve tüm halk ların k u rtu lu ş m üca­
delesi açısından n e anlam taşıdığını deneyleriyle öğ­
rendiler.» diye yazdı.<152>
Bilimsel sosyalistlerin insiyatifıyle, birçok ülkenin
anti-faşistleri Ispanyol C um huriyeti'ni desteklem ek için
harekete geçtiler. Ispanyol ...Ç um huriyeti’n e Yardım
İçin Ulu3lararasx £ şg ü d ü m . ve_Enform asyon Komitesi
kuruldu. İspanyol k a d m la n ve çocuklarına y a rd ım lç ln
u lu slararası konferanslar yapıldı. H eryerde bağış top­
landı ve önem li fonlar oluşturuldu. Bilimsel sosyalist­
le r toplantı ve gösteriler yaparak, p arlam en to lar ve
belediyelerde konuşm alar düzenleyerek işçi basm ında
m akaleler y azarak tüm d ü nyada sürekli b ir politik
kam panyaya öncülük ettiler. Birçok ülkede Ispanyol
C um huriyeti'nin Savunulm ası için O rtak Savunm a
Komiteleri, isyancılar ve m üdahaleciler için savaş m al­
zem elerinin yüklenm esini engelleyen U yanıklık Komi­
teleri o rtay a çıktı. Sadece bilimsel sosyalistler değil
tüm d ü rü st dem okratlar, barışseverler arasın d a birlik,
faşist saldırıya karşı birleşik eylem için içtenlikli çağ­
rıla r yaptılar. Y azarların Ispanya k ü ltü rü n ü faşist b a r­
barlığa k arşı savunm ak için oluşturdukları u lu sla rara ­
sı topluluk «Ispanyol halkının yenilgisinin dünya b a­
rışın a yönelik tehlikeyi artıracağını» ilan etti, ilerici
y azarların «İspanyolların zaferi yeni b ir d ü n y a sava­
şını hazırlam aya ve kışkırtm aya koyulan lan n planla-

547
n n d a d arb e indirecektir. Ispanyalılara faşizm i yen­
m eleri için yardım e d i l m e l i d i r . . d i y o r d u .
Birçok ülkedeki K om intern üyesi p a rtile r sosyal-
dem okrat partilere Ispanya için o rtak dayanışm a gös­
terileri yapm a konusunda p ratik adım lar atm ayı Öner­
diler.
Ispanya’daki ayaklanm anın patlam asından üç ay
sonra M Ekim 1030'du Oıclı i rt ve Thorez KEYK direk­
tifleri uyarınca Sosyalist işçi E nternasyonali yönetici­
leriyle temas ottiler vo acil olarak Ispanyol halkı için
ortak yard ımm örgü Den meşin i önerdiler, K om intern
25 Ekim, 7 Kasım vo 28 A ralık 1936’d a Sosyalist İşçi
Enternasyonali vo Am sterdam İşçi Sendikaları Enter-
nasyonali'no bu finorilorini yineledi.CIS4)
Ancak SİK yönetimi, Ispanya Curiıhurİyeti’nin sa­
vunulm ası için ortak eyleme girişmeyi reddetti. Cum ­
huriyetçi Ispanya çevresindeki kuşatm ayı kaldırm ak
için hiçbir şey yapmadı. SİK ve A m sterdam E nternas-
yonali'nin M art 1937'tlnki Londra K onferansında, Ispan­
yol sosyalistlerinin silaha gereksinm e duyduğu b ir sı­
rada, «dünya kam uoyunu Imrokote geçirm eye»<1S5) söz
verm ekle yetindiler. Ispanyol Sosyalist Partisi, k a ra rı­
nı protesto ettiğini belirtm ek ii/or© K onferansı terket-
ti.
U luslararası işçi sınıfının Ispanya’ya yardım etme
kararlılığı ve A lm anya’nın m üdahalelerini hızlandır­
m ası (A lm eria’m n nazi savaş gemileriyle bom bardım an
edilmesi) karşısında Komintern 1937 yazında Ispanyol
C um huriyeti’nin savunulm ası için bilimsel sosyalist ve
sosyal-dem okratlann ortak eylemi için b ir öneri d a­
h a yaptı. SİE yöneticileri dünya kam uoyunun baskı­
sıyla KEYK temsilcileriyle görüşm eyi kabul ettiler.
Haziran, Temmuz 1937’de F ran sa’da yapılan görüşm e­
ler birkaç ortak eylem için yapılan an laşm alarla so­

548
na erdi.(i3S) A ncak anlaşm a reform ist Önderler açısın­
dan b ir kağ'ıl"parçası olarak kalçlı.- yard im lan m gi­
yecek, yiyecek ve tıbbî malzem eyle sınırladılar. Bazı
ülkelerin hüküm etlerinde m evki sahibi olan bu Ön­
d erler İspanyol C um huriyeti’yle dayanışm a a n d la n
içtikleri halde, C um huriyetin çıkarlarını savunm ayı
reddettiler. Blum H üküm eti, «mücadele etm em e poli­
tikası* izleyerek aslında İspanyol C um huriyeti’ni ku­
şattı ve sınırlarını kapadı. Bu, cum huriyeti güç b ir du­
ru m a soktu. Belçika H üküm eti başkanı Sosyalist P ar­
ti üyesi Spaak u luslararası tugaylardaki gönüllülerin
katledilm esini teşvik etti. M illetler Cemiye ti’nde sosyal-
d em okrat bakanlar, aslında Ispanya’daki faşist saldır­
g a n lara ceza verm eye k arşı çıktılar. Sosyal-dem okra­
sinin önderleri İspanyol C u m huriyetine yardım için
birleşik eylemi reddederek h alk cephesinin anti-faşist
politikasına a ğ ır bir d arbe indirdiler.
Sadece K om intern ve ulu slararası işçi sm ıfı h are­
keti faşizm ve savaşa karşı m ücadelede kardeşçe y a r­
dım laşm a enternasyonalist ilkesine sadık kaldı.
Komintern, Çin halkının k urtuluş m ücadelesine
yardım etm ek üzere bir u luslararası İşçi sm ıfı k am p an ­
yası örgütlem ek için çok çalıştı. KEYK bu konuda tek­
r a r te k ra r k a ra r aldı. KEYK S ekretaryası 3 Ekim 1937’
deki İspanyol ve Çin H alklarına Y ardım ’a ilişkin tali­
m atların d a Çin halkını desteklem esi için üye p artile­
rin eylem program ım form üle etti.<!57) KEYK Sekre ta r-
yası 15 Ekim 1937'de reform ist enternasyonalleri...ve.
tüm s a v a şjıley h ta r ı Örgütleri Japon istilacılarına karşı
Çin haikınm y ü rü ttü ğ ü haklı m ücadelede dayanışm a
ve yardım a çağıran bir duyuruyu yayınlam a k a râ rı
aldı. S ekretarya A ralık 1937’de Çin halkına yardım
kam panyasının güçlendirilm esini b ir kez d a h a tartıştı
ve ABD, İngiltere, H ollanda ve diğer ülkelerin Komin-

549
te rn üyesi p artilerinin Çin'in D ostları Kom iteleri k u r­
m a k a ra n n ı onayladı. Bu kom iteler bağış toplanm ası,
bir dayanışm a kam panyasının örgütlenm esi ve Japon
m allarına boykot uygulanm ası sırasında önemli rol oy­
nadılar. Sovyetler Birliği, Çin halkının ulu sal k u rtu lu ş
m ücadelesine çok büyük yardım larda bulundu.
Sovyet halkı bu m ücadeleye sadece güçlü b ir m a ­
nevi destek sağlam akla kalm adı. Sovyetler Birliği
Ağustos 1937’de Çin C um huriyeti’yle b ir saldırm azlık
p ak tı im zalayarak Çin halkının em peryalistlere karşı
verdiği m ücadeledeki başarı u m u tların ı g ü çlen d ird i
Bu anlaşm a Ç in’de anti-em peryalist b ir cephenin oluş­
m asına katkıda bulundu. SSCB aynı zam an d a Çin h ü ­
küm etine silah alım ı için büyük b ir p a ra yardım ında
bulundu. Sovyet askeri danışm anları ve birkaç Sovyet
gönüllü h av a gücü birimi geniş Çin cephelerinde ça­
lıştılar. K om intern ve Sovyetler Birliği, Çin’de Japon
em peryalist saldırısına karşı direnişin örgütlenm esin­
de azım sanam ayacak bir rol oynadılar.

K o m in tern ’in
Uluslararası B ölüm lerinin
F aşizm v e Savaşa K a rşı
H a rek ete G eçirilm esi

K om intern faşizm ve sav aşa k arşı birleşik işçi v e ^


/ h alk cephesi m ücadelesi için Profintem , Genç Komü- j
f n ist Enternasyonali, Spor Enternasyonali, U lu slararası'
V Kızıl Y ardım ve diğerleri gibi kendisine bağlı u iu sW -
arası örgütlerin olanca gücünü harekete geçirdi.
tşçi S endikalan Kızıl E nternasyonali’n in Komin-
te m Y edinci Kongresinden sonra karşılaştığı en önem­
li görev, kapitalist ülkelerdeki işçi sendikalarının bir­
liğini sağlam ak, gericilik, faşizm ve sav aşa karşı,
işçilerin ekonomik talepleri ve h ak ların ın savunulm a-

550
sı için bir mücadele program ında birleştirm ekti. F ran­
sa deneyinin k an ıtladığı gibi, böyle bir işçi sendikası
birliği proletaryanın m ilitan gücünü artırm aktaydı.
K om intern yürütm esi bu nedenle P ro fin tern ’e çabaları­
n ı işçi sendikaları birliğini hem ulusal, özellikle de ulus­
la ra ra sı ölçekte sağlam aya yoğunlaştırm asını salık
verdi.
H aziran 1936’d a bazı ülkelerdeki kızıl işçi sendi­
k a la rı refofm ist sendikalara katılıp diğer ülkelerdeki
gelişm eler de hızla bu yöne ilerlemeye başladığında
KEYK Ş ekretaryası. P ro fin tem ’in hedefini şimdiden
birleşm iş olan işçi sen d ik alan y a d a birleşik işçi sen­
dikası m erkezlerinin desteğiyle ulu slararası b ir birlik
kom itesi kurm ak olarak tanım ladı. K arar, «Profintern,
çalışm aları b ir uluslararası işçi sendikası birliği komi-,
tesinin kurulm asında yoğunlaştın 1m alıdır» diyordu.(I!8)
Devrimci güçleri ulu slararası bir işçi sendikası h a ­
rek eti içinde birleştirm ek için çok çaba harcam ış olan
Kızıl işçi Sendikası E nternasyonali 1937’de bölüm leri­
nin büyük bir çoğunluğunun yığınsal reform ist sendi­
k a la rla birleşm iş ya d a bu sendikalara katılm ış olm a­
sından ö tü rü çalışm alarını sona erdirdi. Profintern ör­
g ü tü A ralık 1937’de fesh ed ild i/150' Böylece”K om intern
ve Profintern dünya işçi sınıfı hareketinin birliğine.gi­
d en yolu açm a konusundaki içtenlikli çabaları içinde
A m sterdam E nternasyonaline büyük ödünler verdiler.
P rofintem 'in işlevlerini sona erdirm esiyle, en b ü ­
yük örgütlerinden biri olan Sovyet işçi sen d ik alan b ir
tek koşul öne sürerek A m sterdam İşçi S endikalan En­
tern a sy o n a lin e katılm a m eselesini ortaya attı. Bu ko­
şul şuydu: A m sterdam işçi S endikalan Enternasyonali,
faşizm ve savaşa karşı tu ta rlı bir mücadele yürütecek­
ti. Reform ist işçi send ik alan m n yöneticileri birliğe yö­
nelik büyük b ir istekle dolu olan kitlelerin baskısı al-

551
tın d a kıvırtm aya başladılar. 1935 güzünde Sovyetler
Birliği sendikalarının A m sterdam E n tern asy o n alin e
katılm asını görüşm ek üzere M oskova’y a b ir delegas­
yon gönderdiler. Bu konuda bir k a ra ra varıldı, am a bu
k a ra r hiç b ir zam an uygulam aya konmadı; çünkü Cit-
rine, Schevenels ve diğer rei’orm ist önderler u lu sla rara ­
sı işçi sendikası h areketinin birliği için yapılan plan­
la n baltaladılar.
K om intern’İn Yedinci K ongresinden so n ra Genç
K om ünist E n tern asy o n alin in Altıncı Kongresi (Eylül-
Ekim 1935) faşizm vo savaşa karşı m ücadelenin kom ü­
nist gençlik birliklerinin yapısında b ir değişiklik ge­
rektirdiği anlam ında önemli sonuçlara vardı. Bu örg ü t-,
le r sadoco inançlı «hazır kom ünistlerdi değil, .bilimsel
sosyali’zmo yakınlık duyan ve öğrenm eyi isteyen h e r­
kesi birloştiron yığınsal işçi gençlik örgütlerine dönüş­
türülecekti. KEYK S ekretaryası’n m M art 1936 toplan­
tıların d a Gonç Komünist E n tern asy o n alin in bu alan ­
daki hedefleri şöylo tanım lanıyordu: «Bu genç kom ü­
nist örgütleri işçi gonçliğin, p arti olm ayan, am a tem el­
de devrim ci örgütler olan yığınsal örgütlerine dönüş­
türülecektir. »<1M) Bu m erkezi çekirdek tüm anti-faşist
gençlik birliklerini hızla çevresinde birleştirebilecek ye­
tenekteydi. Bu genel hedef, gençlik birliklerinin üye­
liklerine giden k a p ıla n d a h a d a a ralay an örgütsel de­
ğişikliklerle güçlendirildi. A nti-faşist gençlik a rasın d a
b ir birlik sağlam anın temeli hazırlanm ıştı. Ispanya’d a
K om ünist ve Sosyalist Gençlik Birlikleri birleştiler ve
N isan 1936’da, sonradan faşizm e k arşı direnişin önem ­
li bir gücü haline gelen Birleşik Genç Sosyalist Birliği
ortaya çıktı. Temmuz 1936’d a Letonya’d ak i Genç Ko­
m ünist ve Sosyalist B irlikler birleşti. Bazı ülkelerde
(Fransa, Belçika, B ulgaristan ve diğ er ülkeler) anti-fa­
şist eğilimli gençlik örgütleri ara sın d a eylem birliği için

552
a n laşm a la ra varıldı. GKE b ir çok ülkede tarım em ekçi­
si ve kafcolik gençlik örgütleriyle ilişki ve işbirliği k u r­
d u ve gençliğin faşizm ve savaşa karşı m ücadelesini
geliştirm ede bu bağlardan yararlandı. Genç Sosyalist
E nternasyonal önderlerinin Genç K om ünist Enternas-
yonali’yle u luslararası Ölçekte eylem birliğini red d et­
mesine karşın, GKE’in yeni politikası giderek a rta n
genç kitlelerini faşizm ve savaşa k a rşı verilen m üca­
deleye çekti.
Komintern, Spor Enternasyonali, U luslararası Kı­
zıl Yardım, U luslararası Devrimci Tiyatro Ö rgütü, Sov­
yetler Birliği’nin D ostlan D erneği ve diğerlerinin dik­
k atini geniş kitlelerin anti-faşist mücadeleye çekilmesi
görevine yoğunlaştırdı. Bu u lu slararası o rg a n la n n ye­
niden örgütlenm esi kitle çalışm asının kolaylaştırılm a­
sı konusundaki biricik am aca katkıda bulunuyor ve
h e r ulusun en seçkin u n su rla n n ı faşizm ve savaşa k a r­
şı birleştirm eye yardım ediyordu.
S o v y e tle r B irîiği'm n
D ünya Oevrimct Siirectnîn
K atesİ O larak
A rtan R olü

K om intern’in politikası Sovyetler Birliği’nin kişili­


ğinde önemli b ir desteğe sahipti. A nti-faşist ve savaş
a ley htarı mücadele henüz bir im ha ve faşist boyundu­
ru k savaşının bu korkunç tehlikesini engelleyebilecek
k a d a r güçlü değilken, em peryalist gericilik ve faşizm in
son hızla bir d ü nya savaşm a yönelmiş olduğu b ir dö­
nemde, bu destek, özellikle önem kazanıyordu. D ünya
devrim ci sürecinin k ad eri şimdi h e r zam ankinden faz­
la Sovyetler Birliği’nin h e r anlam da güçlenm esine b ağ ­
lıydı.
SSCB K om ünist P artisi ve Sovyet halkı bu büyük
tarihsel sorum luluğun bilincindeydi Sosyalist b ir top­

553
lum oluşturm ak için hiç bir çabad an kaçınm am ışlardı.
1937 yılında, İkinci Beş Yıllık Plan başarıyla tam am ­
landı. Sosyalist üretim ilişkileri, sanayi, ta n m ve ti­
c arete m utlak anlam da egem en olm aya başladı. Ülke,
san ay i gelişim inde yeni b ir dev aşam a yaptı. Yeni ku­
ru la n sanayiler, özellikle savunm a açısından son de­
rece önemli olan dallar, hızla büyüdü. Sosyalist a n a ­
vatanın askeri ve ekonomik gücü sosyalizm am acının
■dünyada asla em peryalist saldırganlarca k an la boğu-
lam ayacağının bir güvencesiydi. Lenin’in P artisi ve
Sovyet halkı, SSCB’yi sosyalizm ve barışın güçlü bir
kalesi haline g etirerek uluslararası görevlerini b a şa r­
dılar.
1936 yılı sonunda SSCB’de sosyalizmin zaferini
yansıtan ve Sovyet halkının büyük k azan ım lan n ı ve
haklarını yasal olarak tanıyan b ir an ay asa kabul edildi.
1938'de Sovyet halkı, gerçekleşm esi Sovyetler Bir-
liği’ni d ü nya devrim ci süreci için d a h a da güçlü bir
m addi güç haline getirecek olan Üçüncü Beş Yıllık
Plan’ın uygulanm asına başladı.
Bu dönem e gelindiğinde SSCB’de SBKP’n ın ideolo­
jisi ışığında sosyalizm, enternasyonalizm ve ulusların
kardeşliği düşüncelerine adanm ışlıkla eğitilm iş olan
yeni bir ku şak yetişmişti. Bu kuşak, Sovyet egem enli­
ğ in in k azan ım lan n ı ve tüm dünya k u rtu lu ş h arek eti­
n i güçlü b ir biçimde savunm aya hazırlıklıydı.
Sosyalizmin SSCB’de sağlam laşm ası, ülkenin sa­
nayileşmesi, askeri gücünün artm ası, ta n m ın k o le k ­
tifleştirilm esi, Sovyet toplum unun ahlaki ve politik bir­
liğinin sağlanm ası - yani dünyanın ilk sosyalist ülke­
sinin içte sağlam laşm ası- tüm bunlar, SBKP’nin ulus­
la ra ra sı işçi sm ıfı hareketinin am acına, tüm dü n y ad a­
ki devrim ci ve dem okratik güçlerin gelecekteki zafe­
rine yaptığı büyük katkıyı oluşturdu.

OM
Sovyetler Birliği, ulu slararası sahneye devrim ci ve
d em okratik güçlerin faşizm ve savaş karşısındaki bir­
liğini sağlayan b ir u n su r olarak d a çıktı. SSCB A vru­
p a 'd a toplu bir güvenlik sistem i için ve sald ırg an ların
önündeki bir engel olarak M illetler Cem iyeti’n in güç­
lendirilm esi için çalıştı.
K o m in tern Ü yesi
P artilerin
Faşizm v e S a va şa K a rşı
V erd ik leri M ü cadeledeki
G üçlükler

K om intern’İn politikası önünde oldukça önemli


gü çlükler duruyordu. Birçok ülkede iki-üç yıl boyun­
c a savunm aya çekilmeye ve geri basm aya zorlanm ış
olan em peryalist gericilik, faşizm ve savaş güçlerinin
1938’den b aşlayarak”işçilerirTve dem okratik hareke~tTn
üzerine saldırm aya başladıkları’ açıklık kazanm aya"
başladı. Y aklaşan genel d ü n y a savaşının arifesinde
konum üstünlü ğü için m anevralar yap an iki kam p
arasın d a keskin bir m ücadele sürüyordu. Bu m ücadele­
de kapitalist ülkelerdeki işçiler b ir çok nedenden ötü­
r ü ciddi güçlüklerle karşılaştılar.
Burjuvaziyle uzlaşm adan kopm anın olanaksız ol­
du ğunu düşünen sağ sosyal-demokrasi, birleşik işçi ve
h alk cephesi politikasına giderek d ah a fazla saldırm a­
ya başladı. Bu birliği, kurulduğu yerlerde yok etti.
F ran sa ’d a olan buydu. Büyük burjuvazinin örgütledi­
ğ i ekonom ik dönüşüm lerin, yoğun serm aye akım ının
ve gericiliğin giriştiği politik şan tajların baskısı al­
tında, d a h a d a Önemlisi gelişen halk cephesinin pers­
pektifleri karşısında ürken Radikal ve Sosyalist P a rti,
önderleri tekellere teslim olm a .yolunu tu ttu lar. H alk
cepheli program ının uygulanm asındaki «geçici ertele­
meyi» bu çalışm aların h asıraltı edilmesi izledi. İçten

555
bom balanm ış ve dıştan gerici burjuvazinin saldırısına
uğram ış olan F ransa halk cephesi, iö3ö’de yıkıldı,
Sosyal-dem okrasinin sağ önderleri h er yerde yeni
dem okrasi için verilen m ücadeleyi reddettiler. O nlar,
ekonom ik ve toplum sal yaşam da devlet düzenlem ele­
rini güçlendirm e ve bu yolla gerçok sorunları gizle­
yip toplum sal alt-üstlüklcrden kaçın mu planlarıyla
m eşguldüler.
A nti-faşist savaş aleyhtarı birliğin önündeki güç­
lü bir engel, em peryalistler arasıııduki çalışmaların^
yoğunlaştırm a eğilimi gösteren u luslararası anti-sov­
yet pakttı. Bu döneme gelindiğimle, birçok ülkedeki em­
peryalist burjuva çnvtelorj arasıııtltı faşl/.m-yanlısı duy­
g u la r vo Sovyetler Hlrllği'nin yok edilmesi ad ın a Hit-
le r’le bir pazarlığa girişme istekleri giderek d a h a da
belirginleşiyordu.
Sovyotlor Birliğl’nln gücünün artm asından, çeşitli
ülkelerdeki halk cephesinden, yükselen dovrim ci h a ­
reketten duyulan korluı, Ispanya’d a halk hüküm eti­
nin zafer olanaklarından duyulan korku -tüm b u n lar
burjuvaziyi H itler’in kucağım ı İtti. Y aklaşan d ü nya
çatışm ası karşısında em peryalist burjuvazi SSCB’ye
karşı, d ü nya devrim ci ve dem okratik hareketine k a r­
şı, nazilerle aynı safta olm aya can atıyordu.
Em peryalist gericilik ve faşizmin yeni saldırısı bir­
çok olayda Ispanya’da İtalyan-AInıaıı m üdahalesinin
artışında, F ransa ve diğer ülkelerdeki işçilerin bazı ey­
lem lerinin başarısızlığında, bazı küçük ülkelerdeki re ­
jim lerin d ah a da faşistleştirilm esinde açıklık .kazan­
dı, ö rn e ğ in R om anya’d a 1938’de b ir kraliyet d ik tatö r­
lüğünün kurulm ası, ülkenin faşistleştirilm esi ve nazi
A lm anyasınm bir uydusu haline getirilm esi konusun­
d a kesin bir adım ı belirliyordu.
Anti-sovyet bir anlaşm a politikası dört gücün -Aî-

ÖKü
m anya, İngiltere, F ran sa ve İtalya- hüküm etleri a ra ­
sında Eylül î93İTde'lm za]anan M ünih Paktıyla doruk
noktasına u la ştıj Bu p a k f Y^ekoslovakya’yı nazFsaTdir-
g an larm m insafına terketti ve naziîeri SSCB’ye sal­
dırm aya teşvik etti. On A vrupa ülkesinin, ABD ve Ka-
n a d a ’nın kom ünist partileri derhal d ü n y a u luslarına
«Münih İhanetinin barışa hizm et etm ediğini, sadece
tü m ülkelerdeki barış güçlerinin birliğine b ir darbe vu­
ra ra k ve faşistleri kışk ırtarak barışı tehlikeye a ttığ ı­
nı...» açıklayan b ir ortak duyuru yayınladılar.001’
M ünih Paktı İspanyol C um huriyeti için tehlikeli
bir d u ru m y arattı. A lm an ve İtalyan faşistleri cum hu­
riyeti e z m e k için sadece tam bir eylem özgürlüğü de­
ğil, İngiltere, F ran sa ve ABD egemen çevrelerinden
d oğrudan b ir destek de sağlam ış oldular. Çeşitli ülke­
lerin sözüm ona dem okratik hüküm etleri ve sosyal-
dem okrasinin sağ önderleri C um huriyetin boğulm ası
karşısında tarafsız izleyiciler rolüne girm eyi yeğledi­
ler.
M ünih paktı, ulu slararası işçi hareketine ve genel­
de savaş aleyhtarı harekete a ğ ır b ir d arb e oldu, Fa­
şist saldırıya yeşil ışık yakm akla kalm adı, tüm gerici
güçleri pro letary a ve dem okrasi güçlerine k arşı giriş­
tikleri m ücadelede kamçıladı.
K apitalist ülkelerde faşizm le belirleyici b ir sava­
şın arifesinde, işçi sınıfı ve tü m em ekçiler açısından
elverişsiz ve güç b ir durum un gelişm ekte olduğu açık­
lık kazandı.
Bu huzursuz dönem de K om intern sürekli olarak
SSÇB’ye yönelik em peryalist pazarlığı açığa vurdu.
Üyç partileri faşist saldırganlara karşı direniş h a re ­
k etleri oluşturm aya yöneltti. KEYK S ekretaryası 14 H a­
ziran 1939 tarihli, «Çekoslovakya’daki Yeni D urum ve
P a rti’nin Görevleri» başlıklı direktiflerinde nazilerin

557
Çekoslovakya’nın İlhak edilm iş bölgelerinde b ir soy­
kırım ı politikası izlediklerine ve Çekoslovakya Komü­
nist P a rtisi’nin görevinin şimdi «halkın direnişini ör-
gütlem ek»<162) olduğuna, p artililerin direnişin en uy­
gun ve doğru biçim lerini seçerek ulusal d avanm sa­
vunucusu haline gelm ekle yüküm lü olduklarına işa­
re t etti. Bu direktifler H itler faşizm ine direnm e gö­
revinin «kentlerdeki işçi, köylü ve küçük-burjuva ta ­
bakalardan, Alman şiddetinin baskısı altın d a tesli­
miyetçi tav ırlarından ve İşbirlikçilikten vazgeçmeye
eğilimli ve h alkla birlikte A lm an faşist sald ırg an ların a
direnm e yoluna girm eye h azır olan burjuva u n su rla ra
dek halk güçlerinin en geniş birleşik ulusal cephesini
gerektirdiğini» belirtiyordu.,lM>
H itler faşizm ine direniş görevleri KEYK’nin O rta
A vrupa, B alkanlar ve İskandinavya’daki p artilere ver­
diği talim atlard a form üle edilmişti.
Em peryalistler arasın d ak i pazarlık, SSCB’yi, 1939
yazının sonlarına doğru hem doğudan hem de batıd an
tehdit eden em peryalizm in d ü ny a cephesi k arşısında
ülkenin kendi kab u ğ u n a çekilmesi ya d a A lm an h ü k ü ­
m etinin b ir saldırm azlık paktı önerisini kabul ederek
geçici b ir ertelem ede bulunm ası seçenekleriyle k arşı
karşıya bıraktı. Böyle b ir p a k t im zalandı. Sovyet h ü ­
küm eti açısından bu dış politika değişikliğini g erekti­
ren nedenler ve d ü rtü le r o dönem de K om intern üye­
si p artilerin sa fla n içinde bile genel o larak ve gereğin­
ce değerlendirilem edi. Bu bazı d u ru m lard a A lm an fa ­
şizm ine k arşı verdikleri m ücadelede p artililer için be­
lirli güçlükler yarattı. O ysa bu paktın im zalanm ası
em peryalist güçler ara sın d a birleşik b ir anti-sovyet
cephesinin kurulm asını engelledi ve b ir süre için Hit-
le r’in SSCB üzerine saldırm asını geciktirerek Sovyet
halkının o kısacık süreden ülkeyi dah a d a güçlendir­

atm
m ek İçin yararlanm asını olanaklı kıldı. Aynı zam an d a
p a k t M ünih pazarlığına ezici bir darbe indirdi ve olay­
ların en elverişsiz akışını oluşturabilecekjbir gelişm e­
yi, yani tüm em peryalist güçlerin Sovyetler B irliğfne
k arşı ortak savaşını önledi.
İşçi sınıfı hareketinin kendi içinde de bazı önem li
g üçlükler vardı. KEYK Presidium u ve Sekretaryasm ın
1936-1939 arasındaki k ara rla rın ın çoğu bilimsel sosya­
list p a rti saflarındaki troçkizm ve düşm an çalışm alar
tehlikesine karşı doğru u y a n la rd a bulunm akla birlik­
te bilimsel sosyalist olm ayan çeşitli politik güçlere iliş­
kin h atalı değerlendirm eler taşıyordu. K om intern üye­
si p artilerin d ah a önce ilişki kurm uş oldukları bazı ö r­
gütler, d üşm an olarak tanım lanıyordu. Bu, du ru m sek­
te r eğilim leri kışkırttı ve K om intem ’in öylesine can la
başla ardından koştuğu geniş anti-faşist ittifak lar po-
litikasınm b ir yana bırakılm asına y a da_ d aralm asın a
yol açtı. İşler birçok ülkedeki'Sosyal-dem okrat p arti
yönetim lerinin birleşik işçi ve halk cephesini p arçala­
m a taktiklerine giderek d a h a açık başvurm alarıyla
d a h a d a karm aşıklaştı. Bu tav rın K om intern’in safla­
rın d a sosyal-dem okrat politika konusunda d a h a kes­
kin b ir eleştiri ve değerlendirm elere yol açm am ası ola­
naksızdı.
Bu dönem de işçi sınıfı hareketi içinde S talin ’in ki­
şiliğinin putlaşm ası ve b u nun hem SSCB hem de Ko­
m intern içinde ortaya çıkan olumsuz yan etkileriyle
ilişkili bazı güçlükler de ortaya çıktı.
_Stalin, sosyalizm m ücadelesinde ye işçi sınıfı h a-
reketinİnT üxriğinin~iüçlendirüm esinde üzerine düsen-
leri gerçekleştirm ede g ö rd ü ğ ü . hizm etlerle saygınlık
kazanm ıştı. A ncak S talin’in kişiliğinin Lenin’in kollek-
tif önderlik, sosyalist m eşruiyet ilkelerinin çiğnenm e­
sine ve kendini h alk a ve p artin in am acına adam ış ki-

559
silere yönelik baskılara yol açacak biçim de putlaştı-
rılması, Sovyet toplum una z a ra r verdi. U lu slararası"
em peryalizm in planları, düşm an b ir k ap italist k u şat­
m anın varlığı ve troçkistlerin karşı-üevrim ci saldırı­
larının ülkede parti içinde d a h a büyük b ir kenetlen­
meyi gerektiren bir gerilim ortam ı yarattığ ı açıktı. Bu
koşullar altın d a d ü rü st parti, yönetim ve askerî işler
görevlileri haksız olarak devlete karşı suçlar İşlemiş ol­
m akla suçlanm aktaydı,
Stalin'in kişiliğinin putlaşlırılm asım n ters etkile­
ri Kom intern yönetim i (personeli) ve politikasının çe­
şitli yönleri üzerinde de kendisini gösterdi. U luslar­
a rası işçi sınıfı hareketinin önde gelen yöneticileri b a­
zı ülkelerdeki p a rti önderleri 1937 ve 1938’de troçkist-
îikle, em peryalist güçler için p lan lar ve casusluk yap­
m akla suçlandılar ve baskı altın a alındılar.
Bu olumsuz özelliklerin tüm ü bü tü n ülkelerde sos­
yalist toplum sistem i ve bilimsel sosyalist p artilere yö­
nelik saldırılarda sosyalizm d ü şm an lan tarafın d an
kullanıldı; sağ-kanat sosyal-dcm okratlar işçi h arek e­
ti İçindeki bölücü çalışm alarını hızlandırdılar.
; O dönem deki karm aşık koşullar altın d a Polonya
I Kom ünist P artisi haksız yere yönetim inin sınıf düş-
i m anlarının eline geçmesine izin verm ekle suçlandı.
KEYK Presidium u bu suçlam aya d ay an arak Ağustos
1938’de Polonya Komünist Partisi'ni dağıtm a k a ra rı al­
dı. O K arard a gerici güçlerin işçi örgütleri, ulusal-de-

('*) Şubat 1956’d a Sovyetler Birliği Kc mü tı İst Partisi, Polonya


Birleşik İşçi Partisi, İtalyan Komünist Partisi, Bulgar Ko­
münist Partisi ve Finlandiya Komünist Partisi Merkez Ko­
mitelerince imzalanmış ve Polonya Komünist Partisi’nin da­
ğıtılmasının haksız olduğunu açıklayan bir karar yayınlan­
dı. Karar, Polonya Komünist Partisi'niıı devrimci geçmişi­
ne duyulan saygıyı belirtti. K arar da şöyle deniyordu: «Po-

560
m okratik ve küçük-burjuva örgütler içinde u y d u rm a
bölünm elere neden olduğu ve Kom ünist P artid en ya­
na geçen u n su rla r görüntüsü altında ajan ların ı yerleş­
tirdiği iddia ediliyordu. Gerici güçlerin birkaç ülke­
de ajan ların ı sızdırm ak için böylesi b ir yöntem k u llan ­
m aya çalıştığı biliniyordu. A ncak partiyle ittifak a ği-
t ren birçok grubu kılık değiştirm iş d ü şm an lar olarak
görm e eğilimi bilim sel sosyalist politikanın alanını d a­
ralttı. KEYK’nin kısa bir süre sonra p a rtin in yeniden
canlandırılm ası için b ir kurucu grup son ra d a geçici
b ir yönetim m erkezi oluşturm asm a karşm Polonya Ko­
m ünist P a rtisi’nin dağıtılm ası bu ülkedeki işçi h a re ­
ketine a ğ ır bir darbe indirdi. B undan önce de Letonya
Komünist P artisi yönetim i fiilen dağıtılm ıştı.
K om intern tarih in in b u dönem deki olum suz y an ­
ları, gene de emekçi kitlelerin faşizm ve savaşa k arşı
verdikleri m ücadelelerinin m erkezinde yer alan, on­
ları bu m ücadeleye toparlayan ve ölümcül d üşm anla­
rın ı -faşizmi- ezme yoluna, sosyalist ilerlem e yoluna
işaret eden bu örgütün büyük tarihsel ro lü n ü gölge­
leyecek nitelikte değildir.
K om intern’İn 1934-1939 arasındaki çalışm aları ve
özellikle birleşik işçi ve halk cephesi politikasının uy­
gulanışı, tarihinin en önemli dönem lerinden birini oluş­
tu ru r. Bu dönem deki politikası güçlü sınıf savaşları,
güçlü anti-faşist hareketlerle som utlanm ıştır.
Birleşik işçi ve h alk cephesi politikası faşizm e ağ ır
darbeler indirerek dünya devrim ci hareketinin tü m

lonya Komünistleri Partinin dağıtılmasından sonra bi)e Po­


lonya kapitalistleri ve toprak sahiplerinin faşist diktatörlü­
ğüne karşı, yaklaşan nazi saldırısı tehlikesine karşı, yığınsal
işçi köylü hareketinin varolan tüm örgütsel biçimlerini kul­
lanarak etkin b ir mücadele yürüttüler.» (Pravda, 21 Şubat,
1956).

F. 36: Enternasyonal 561


güçlerinin d ah a da sağlam laşm ası, için gerekli koşul-
la n yaratm ıştır,
K om intern ve bilimsel sosyalist p artilerin birleşik
işçi ve halk cephesi için verdikleri mücadele, Komin­
te rn ’in Yedinci K ongre’de belirlenen stratejik ve tak ­
tiksel çizgisinin doğruluğunu kanıtlam akla kalm am ış,
kapitalist ülkelerin emekçilerine dem okrasi m ücade­
lesinden geçerek sosyalizme ilerlem enin ufuklarını
açarak bu çizgiyi zenginleştirm iştir. Söz konusu ola­
nakların kavranm ası işçi sınıfı hareketini bü tü n bir
tarihsel dönem boyunca silahlandırm ıştır.
1934-1939 arasında birleşik işçi ve h alk cephesi
için verilen mücadele sosyo-politik alan d a İşçi sınıfı­
nın ve bilimsel sosyalist partilerin rolünü büyük ölçü­
de artırm ış ve işçi sınıfını genel dem okratik talepler,
için halklarının ulusal çıkarları için verilen m ücadele­
de öncü güç haline getirm işti. Bazı ülkelerdeki bilim ­
sel sosyalist partiler o dönemde ülkelerinin yaşam ın­
da önemli politik unsu rlar haline gelm işler ve kitle­
lerin geniş desteğini kazanm ışlardır. Önemsiz istisna­
la r dışında tüm dünyadaki Komintern üyesi pariiler
hızla güç kazanm ışlardır.
Lenin ve K om intern’in hazırladığı, söm ürge ve
yarı-söm ürge ülkelerdeki partilerin uyguladığı birle­
şik anti-em peryalist cephe politikası, ezilen ulusların
tüm anti-em peryalist güçlerini birleştirm eye yönelik
tek doğru yol olm uştur. Bu politika, söm ürgecilere k a r­
şı yürütülen mücadele cephesini genişletmeye ve güç­
lendirmeye yardım cı olmuş, ulusal k u rtu lu ş devrim ­
lerinin gelecekteki zaferinin tem ellerini atm ıştır.
K om intern ve bilimsel sosyalist partilerin, tüm
devrim ci ve dem okratik güçleri faşizm ve savaşa k a r­
şı birleştirm eyi am açlayan çizgisi, sadece 1934-1939 dö­
nem indeki sınıf savaşlarının kaderi açısından, büyük

562
bir önem taşım am ıştır. Bu çizgi ulu slararası işçi sınıf
vc ezilen halkların faşizm ve em peryalizm le silahlı m ü­
cadeleye hazırlanm ası, bu tarihsel savaşta halkların
Sovyetler Biriiği’yle işbirliği konularında derinlem esi­
ne bir eğitim sağlam ıştır.

563
VI

HALKLARIN ANTİ-FAŞİST MÜCADELESİNİN ÖNCÜ


KOLLARINDA KOMİNTERN ÜYESİ PARTİLER.
KOMİNTERN’İN SONA ERMESİ

1 Eylül 1939’d a H itler’in Polonya’ya saldırm asıyla


başlayan İkinci D ünya Savaşı, u lu slararası d u ru m u ve
dünya devrim ci sürecinin koşullarm ı değiştirdi. İnsan­
lık tarih in in en güç ve karm aşık dönem lerinden biri
başladı.
A vrııpa ülkelerinin çoğunu fetheden faşist A lm an­
ya, bu ülkelerde yağm acı *ycni d ü z e n in i kurdu. Ege­
m enlik a ltın a alm an h alklar ulusal k u rtu lu şları için
savaşm a göreviyle k a rşı karşıy aydılar. H itler A lm an-
yaâı saldırganlığını a rtıra ra k barış ve sosyalizmin bu
en büyük dayanağını, A lm an em peryalizm inin dünya
üzerindeki üstünlüğünün kurulm ası yolundaki başlı­
ca engeli yok etme am acıyla Sovyetler Birliği’ne h ain ­
ce saldırdı.
H alkların tüm devrimci, dem okratik ve ilerici ka-
zanım lannı tehdit eden, ulusal bağım sızlıklarım ve
h ayatlarını teh d it eden bu ölümcül tehlike an ın d a

565
SBKP önderliğindeki S u v y e i k - r B i r l i ğ i an ti-faşist g ü ç ­
lerin H itlerci koalisyona luıj-.şı verdiği m ücadelen hm
m erkezindeki a n a giiç olarak savaşa atıld ı ve H itlerci
koalisyonun yenilgisini g erçekleştirdi. S o v y etler Birliği
faşistlerin köleleştirdiği h alk ların k u rtu lu ş d a v a la rın a
kesin b ir k atk ıd a bulundu Sava çil a k azandığı zafer
birkaç ülkedeki h a l k ç a d u m o k ıd ık d e v Timlerin b a ş a ­
rısı ve b ir d ü n y a sosyalist Mstmıınıin o rta y a çıkışı ve
em peryalizm in ırzdı;:i ü l k e l e r d e k i k u rtu lu ş h arek e tin in
yükselişi için elverişli ö n k o şu llar y eraltı. Bu, SBKP'nin
izlediği, ülkeyi kısa su red e u lu sla rarası devrim ci h a ­
reketin, barış, d e m o k r a s i v n snsvıılı/.m g ü çlerin in zap-
tedilm ez kalesi İmi g e l n e n I m m ı ı s i po litik an ın ta ­
rihsel doğru lu ğ u koıuiMiııda ç a rp ın bir k an ıt sağladı.
S av aş vıllarındakı an lı taşrıl m ücadelede tü m ile­
rici lıalk harekellı rinde hıılk k itlelerinin a r ta n yerini,
işçi sınırının buvuk lolım ıı gnçlıı b ir biçim de o rta y a
koydu. Aııl.i laçıısi. d em o k ratik v e y u rtsev er b ir ta v ır
alm ış olan çeşdlı kesim leri v e g ru p ları a rd ın d a to p a r­
layan u lu sla ra ra sı pro letary a la şı/ın e k arşı m ü c a d e ­
lede önder sınıflı. İşçi .m ılı İm role bil im sel so syalist­
lerin örgütlediği b ü tün bir d e m o k r a s i ve sosyalizm m ü ­
cadelesi boyunca h azırlan m ıştı
D ünyadaki barışsever Imlklarm tümü için zorlu
bir deney olan savaş sırasında, u luslararası işçi sını­
fı hareketi en tutarlı ve en kararlı anti-faşist güç ol­
duğunu gösterdi. Bilimsel sosyal mi p artiler faşist isti­
lacılara karşı direniş hareketinin başını çektiler. H a­
reketin esin kaynağı ve örgü t ley irileri onlardı. Bilim­
sel sosyalistler faşizmle savaşta halkların hak ve öz­
gürlüklerin gerçek savaşçıları, güvenilir yurtseverler
ve ilerleme am acının yiğit savaşçıları olarak d a v ra n ­
dılar. Bu, geniş kitleler arasındaki saygınlıklarını bü­
yük ölçüde artırdı, îşçi sınıfı hareketi savaşın sonla­

mın
rin a doğru yeni bir aşam aya geçerek, d ü nya sah n esin ­
de önemi i bir politik u n su r haline geldi.
tşçi sm ıfı hareketi halkların anti-faşist m ücadele­
sinde büyük bir rol oynadı, K om intern’İn önderliğinde
edinilen deneylerin tüm ü onu bu role hazırlam ıştı. Baş­
lıca m üfrezesini SBKP üyelerinin oluşturduğu d ö rt mil­
yonluk partililer ordusu savaşa ileri bir dövüş gücüy­
le katıldı. K om intern’İn ardında birleşik, işçi ve anti-
faşist halk cephesi için verilen m ücadelenin zengin de­
neyleri vardı. İşçi sınıfı h arek eti savaşın güç ve sık sık
değişen koşullarında, nesnel ve öznel nitelikli engelle­
ri aşa ra k ilerledi ve m ücadele sırasında tüm anti-fa-
şistlerin başına geçti.

DÜNYA SAVAŞININ BİRİNCİ DÖNEMİ SIRASINDA


KOMİNTERN VE KOMİNTERN ÜYESİ PARTİLER
(Eylül 1939 - Haziran, 1941)
Snvaşifî Niteliği
Ve Üye Partilerin
Savaşa K arşı
Tutumları

İkinci Dünya Savaşı’nın patlam ası ve gelişmesi


dünya işçi sınıfı hareketini savaşın niteliğini ve ona
yönelik tu tu m u tanım lam a göreviyle karşı karşıy a bı­
raktı. Lenin «Bir m arksist için savaşın niteliğinin açık­
lığa kavuşturulm ası, ona yönelik tutum m eselesinin
belirlenm esi için zorunlu bir önkoşuldur. Am a böyle
bir açıklam ada bulunm ak için h er şeyden önce söz ko­
nusu olan savaşın nesnel koşullarını ve som ut d u ru ­
m unu belirlem ek gerekir. Savaşı yer aldığı tarihsel
çevre içinde değerlendirm ek gerekir, ancak o zam an
kişi ona yönelik tavrını belirleyebilir.»(1) dedi. Lenin,
savaşın doğasının tanım lanm ası için, onu «söz konu­
su olan devletin, söz konusu olan devletler sisteminin,

567
söz konusu d a n sınıfların önceki politikasının ü rü n le­
ri» İçinde ele alm anın zorunlu olduğunu vurguladı.<:ı
Lenin, rastlan tılard an kaçınm ak, soyut örnekler seç­
mem ek için savaşm akta olan iki g rubun politikaları­
nın uzun dönemde incelenmesi gerektiğini söyledi.
Savaşın niteliğinin tanım lanm ası meselesinde basitleş­
tirilm iş bir yaklaşım a karşı uyarıda bulundu. Şöyle
yazdı: «Savaşlar son derecede çeşitli, fark lı ve k a rm a ­
şık bir şeydir. O nlara genel bir modelle yaklaşıla-
maz.»<3)
İkinci D ünya Savaşı, Birinci D ünya Savaşı gibi em ­
peryalizm koşullarm dak i kapitalist ülkelerin^ eşitsiz
gelişme yasalarının İşleyişindon kaynaklandı. Em per­
yalist güçler arasındaki uzlaşmaz çelişkilerin şiddetli
olarak artışının, pazar, ham m adde k aynakları ve ser­
m aye yatırım alanları m ücadelesinin b ir sonucuydu.
Savaşın patlam asında sorum luluk b ü yük kapitalist
güçlerin egemen sınıflarına aitti.
Ancak, Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarını başla­
ta n ortak nedenlere karşın İkincisi çeyrek yüzyıl ön­
ce varolan birincisinden temel olarak fa rk lı b ir d u ­
ru m d a başladı. İkinci D ünya Savaşı, kapitalizm in a r­
tık evrensel bir sistem olmadığı ve dünyanın ilk sos­
yalist devletinin -Sovyet Birliği’nin- varolduğu ve sü­
rekli olarak güç kazandığı koşullar altın d a patladı.
D ünya iki k a rşıt toplum sal sisteme ayrılm ıştı ve bu,
yüzyılın yeni, temel, belirleyici b ir uzlaşm az çelişkisi­
ne - büyüyen sosyalizm ve ölüm döşeğindeki kapitalizm
arasın d ak i uzlaşm az çelişkiye yol açtı. Em peryalist uz­
laşm az çelişkiler a rtık dünya politikasındaki tek e t­
men değildi. Bu çelişkiler iki karşıt toplum sal sistem
arasın d ak i derin uzlaşm az çelişkinin karşılıklı etkileşi­
mi içinde geliştiler. Bu uzlaşm az çelişkinin sonucu, sa­
vaş halindeki iki kapitalist grubun, birbirleriyle sav a­

nı ııı
sırken aynı zam anda Sovyetler Birliği’n i yok etm ek ve
kapitalist dünyanın o eski b ü tü n lüğünü onarm aya ça­
lışmalarıydı. Sovyetler B irliğinin varlığı, gelişmesi ve
a rta n gücü ve tüm dünya işçileri üzerindeki büyük et­
kisi, d ünyanın kapitalist p atronlarının yüreğine k o r­
ku saldı. Em peryalistlerin d ünyanın ilk sosyalist dev­
letine son verm e istekleri, onları anti-sovyet b ir tem el­
de birleştirdi. Ama bu istek ve iki karşıt sistem a ra ­
sındaki uzlaşm az karşıtlıkların varlığı kapitalist sis­
tem içinde varolan uzlaşm az çelişkileri ortad an k al­
dırm adı.
İkine- Dünya Savaşı’nın bir başka özelliği b u ra d a ­
ki sorunun 1914-1918’de olduğu gibi dünyanın basit
bir yeniden paylaşım ı olmamasıydı. Nazi A lm anya -
sm m başkanlığındaki faşist grup d ü nyay a üstünlük
sağlam aya, tüm u lu slara boyun eğdirm eye h a tta o rta ­
dan kaldırm aya uğraşıyordu. Faşistler, u lu sların k a ­
derlerini ve sosyal gelişm enin tüm boyutlarını te r­
sine çevirm eyi planlıyorlardı. Bu, tüm d ü n y a k apita­
list sistem inin genel bunalım ındaki keskin artışı k a n ıt­
lıyordu. Bu, K om intern’İn sürekli olarak kitlelerin dik­
katini çektiği bir tehlikeydi. K om intern Yedinci Kong­
re k a ra rla rın d a «işçi sınıfı ve tüm kazan unları, tüm
emekçi kitleler ve onların temel hakları, barışçı ve
halkların özgürlüğü açısından yükselen faşist tehdide»
işaret etm işti.,4)
D ünya politik güçlerinin som ut ittifakı ve faşist
saldırganların kendilerine koyduğu hedefler ve görev­
lerin doğası, d ah a en başında faşizm e k a rşı ulusların
haklı bir k urtuluş savaşının nesnel olanaklarının v a r­
lığını açıklam aktadır.
A ncak bu nesnel eğilime Batılı güçlerin egemen
çevrelerinin politikasına yansıyan bir başka eğilimle
karşı çıkıldı. B unlar em peryalizm in uzlaşm az çelişkile­

569
rini SSCB’yi h a rc a y a ra k çözm eye çab alad ılar. N azi Al-
m a n y asın a k a rş ı etk in bir m ücadele y ü rü tm ed iler ve
onu S ovy etler B irliği'ne k a rşı sald ırg an lığ a k ışk ırtm ak
için ellerin d en geleni y ap tılar. Bu, sald ırg an ı y ü rek le n ­
diren ve h a lk la rın faşizm e k arşı m ücadelesini b a lta ­
lay an M ü n ih ö d ü n p o litikasında ifadesini buldu. Y a­
ni, y ak la şa n sav aşın niteliğini farklı biçim lerde etk i­
leyen İki eğilim söz konusuydu.
B irinciden fa rk lı olarak, İkinci Dıiııva S av aşı b ir­
d en b ire değil a ğ ır a ğ ır başladı, lü to la rd a ıı, b a şla y a ­
ra k d ü n y a y av aş a m a k ararlı b ir hiçim de yeni b ir d ü n ­
ya sav aşm a kaydı. Faşist İtalya'nın Kliyupyu’yı İstilası,
faşist g ü çlerin Isp a n y a ’ya m üdahalesi. .Japonların
Ç in’e saldırısı, nazi A lm anyasum ı e n c e A v u stu ry a’yı
d a h a so n ra Ç ekoslovakya'yı işgali luşisi sa ld ırg an ların
İkinci D ünya Savaşı alevini körüklem e ev releri b u n ­
la r oldu.
H alk lar bu sald ırg an rylı m in e ulıısul k u rtu lu ş
m ücadelesiyle y an ıt verdi. H alkların Alm an ve İtaly an
faşizm i ve A lm an empet yalı/.ıniııe karşı m ücadelesi
u lusal b o y u n d u ru ğ u karşı, ulusal bağım sızlık ve d e ­
m okrasi için verilen haldi b ir m ııcadoleydi.
H itle r’in Polonya’ya saldırısı d ü n y ay ı İkinci D ünya
S av aşı’n a iten sü reci tam am ladı F a ş i s t sald ırın ın k u r­
banı olan Polonya için bu sav aş d alıa n ı b aşın d a h a k ­
lı, k u rtu lu şa yönelik an ti-faşist b i r savaştı. Polonya
K om ünistleri b u n u doğ ru d eğ erlen d ird iler ve n azi iş­
galine k a rş ı ü lk e lerin in sav u n u lm asın d a etk in b ir yer
aldılar. F ra n s a ve İngiltere, d a h a önceden belirlenm iş
y ü k ü m lü lü k le ri nedeniyle P o lo n y a’ya yardım etm eleri
g erek tiğ in i b e lirte re k A lm a n y a’ya savaş İlan ettiler.
A ncak bu ü lk elerin egem en çev releri bu sav aşı an ti-
faşist b ir sav aş o la ra k sü rd ü rm e k o n u su n d a h iç_bir
istek taşım ıy o rd u . B u n la r P o lo n y a’yı ezd ik ten so n ra

Y/O
H itler'in Batı'ya değil Doğu’ya ilerleyeceğini um uyor­
lardı. İngiliz-Fransız egemen çevreleri H itler’le bir p a­
zarlık yapm aktan ve İkinci D ünya Savaşı’m SSCB ye
yöneltm ekten yanaydılar. Bu politika, savaşın nazi
saldırganlığına karşı bir savaş olduğu yolunda h ü k ü ­
met açıklam alarıyla zekice gizleniyordu ve boylece İn ­
giltere ve Fransa em peryalist burjuvazisinin izlediği po­
litikanın gerçek niteliği o dönemde geniş kitlelerce bi­
linmiyordu.
F ransa ve İngiltere Komünist Partilerinin savaş
karşısındaki tavrı, savaşın birçok ülke ve ulusu kendi­
ne bağlam ak isteyen nazi Alm anyası tarafın d an başla-
tıldığı ve bu nedenle bu savaşı gerçekten anti-faş’st,
ulusal bir k urtuluş savaşı haline getirm ek için, ola­
n ak ların elverdiği herşeyin yapılm ası gerektiğine d a ­
yanıyordu. Bilimsel sosyalist partiler kitleleri harekete
geçirm eye, kendi ülkelerinin egemen çevrelerine bas­
kı yapm aya ve onların savaşı sözleriyle değil, d a v ra ­
nışlarıyla anti-faşist bir savaş gibi yürütm elerini sağ­
lam aya çalışıyorlardı. F ransa ve İngiltere kom ünist­
leri kitlelerin ülkelerindeki gerici hüküm etlerin çekil­
m esine ve savaşta anti-faşist, özgürlükçü eğilim lerin
üstünlük kazanm asına yol açacak baskılarına güveni­
yorlardı.
Fransız K om ünist Partisi savaşın patlam asından
önce 25 A ğ u sto s 1939’da, yaklaşan faşist saldırganlığa
ilişkin tutum unu «Komünist Parti faşist saldırgana
karşı gerçek bir mücadelede en ön saflard a yer alm a
hakkına sahiptir- sözleriyle tanım ladı.(5) P arti F ra n ­
sız ukısunun nazi saldırganlarına k arşı birliği için çağ­
rı yaptı ve hüküm eti, ülkeyi savunm ak için gerekli b ü ­
tü n ad ım la n atm aya zorlam ak üzere girişim lerde bu­
lundu. FKP Fransız hüküm etinin halkın desteğiyle g e r­
çek b ir H itler a iey h tan savaş yürütm esini sağlam ak ge-

571
çektiğini açıkladı. «Halktan k orkan b ir h ü k ü m et yenil­
giye doğru yol alır.»'®1
İngiltere Komünist Partisi benzer ftir çizgi izledi.
Savaşm C ham berlain’in gerici politikasına k arşı veri­
len savaş gevşetilmeksizin faşizme k arşı gerçek b ir sa­
vaşa dönüştürülm esi gerektiğini açıkladı. İngiltere Ko­
m ünist P artisi Eylül 1939’un başında A lm anya’y a sa­
vaş ilan edilmesiyle ilgili bir açıklam asında iki cep­
hede «yani H itler’e k arşı ve C ham berlain’in politika­
sına k a rşı eş zam anlı ve C ham berlain H üküm etinin
çekilmesini talep eden» bir m ücadele için ç a ğ n yapı­
y o rd u /7’
Savaşın b aşın d a'd iğ er bilimsel sosyalist partilerin
de benim sediği bu tutum , faşist saldırının ülkelerinin
ulusal bağım sızlığı ve tüm insanlık için ne denli teh ­
likeli olduğunu kavradıklarını gösterdi. Bilimsel sos­
yalist p a rtile r nazi A lm anyasm a k a rşı gerçek b ir savaş
ve Polonya’y a yardım talep etm ekle ulusal olduğu k a ­
d a r u lu slararası görevlerini de yerine getiriyorlardı.
Bilimsel sosyalist p a rtile r İngiltere ve F ran sa ege­
m en çevrelerinin savaşa ilişkin em peryalist özlem leri­
ne dikkat çekmekle birlikte, savaşa gerçek b ir anti-
faşist nitelik verm eyi reddeden gerici b urjuva g ru p ­
larının direniş gücünü küçüm sediler.
O lgular, İngiltere ve F ran sa’daki egemen çevrele­
rin faşizm e karşı gerçek b ir savaş yürütm eye hiç n i­
yetli olm adıklarını giderek d ah a fazla o rtaya koydu.
Eylül 1939’un sonuna doğru, h u iyice açığa çıktı.
Batılı güçlerin egemen çevreleri, nazi Almanyası-
na, kendisinden Sovyetler Birlıği’yle im zalanm ış olan
saldırm azlık paktım bozmasını ve sosyalizmin v a ta n ı­
n a ka rşı ortak b ir cephe oluşturm ayı beklediklerini a n ­
lattılar. Bir yanda Polonya’ya yardım ın fiilen reddedil­
mesi, nazi A lm anyası karşısındaki cephedeki düşm an­

572
lıkların neredeyse tüm üyle sona erm esi («sahte savaş»)
öte yanda gericiliğin halkın h a k la rın a saldırm ası, sa­
vaşı gerçekten anti-faşist b ir savaşa çevirm ek için ça­
balayan bilimsel sosyalist p a rtile r b a şta olm ak üzere
dem okratik güçlerin bastırılm ası, tüm bunlar, geçici
olarak üstü n lü k sağlayan em peryalist eğilimin b ir y a n ­
sımasıydı. A ncak bu, savaşın başların d a Polonya ve
Çekoslovakya halklarının faşist baskıya k a rşı verdiği
ulusal k u rtu lu ş m ücadelesinde ortaya çıkan h ak lı a n ­
ti-faşist m ücadele öğelerinin yavaş yavaş oluşm asını
Önleyemezdi.
K om intern üyesi p a rtile r 1939 Ekim ayının başın­
da yayınladıkları açıklam alarında d u ru m u değerlen­
d irerek savaşı h e r iki ta ra f açısından em peryalist bir
savaş olarak tanım ladılar ve hüküm etlerinin anti-sov­
y et politikasını suçladılar.
A ynı zam anda nazi A lm anyasm a k a rşı çıkan ü l­
kelerin bilimsel sosyalist partileri, faşist saldırganlı­
ğın b ü tü n insanlık açısından tem sil ettiği tehlikeye
k arşı gereken uyanıklığı gösterdiler. F ran sa ve İngil­
te re K om ünist P artilerinin savaşta kendi hüküm etle­
rin in yenilgisi sloganını öne sürm em iş olm aları bun­
dandır.
A lm anya K om ünist Partisi için başlıca görev fa ­
şist savaşa k arşı ve ülkelerinin nazi zulm ünden k u r­
tulm ası için m ücadele etm ekti. Alman bilimsel sosya­
listlerinin m ücadelesi ezilen h alk ların özgürlük ve b a­
ğım sızlıkları için verdikleri m ücadeleye sıkı sıkıya bağ­
lıydı. A lmanya, A vusturya ve Çekoslovakya Komünist
P artilerinin 2 Kasım 1939’d a yayınladıkları o rta k açık­
lam a «Komünistlerin A lm an işçi sın ıfın ın k u rtu lu ş m ü­
cadelesini Çekler, Slovaklar, A vusturyalIlar ve Lehle­
rin (PolonyalIların) ulusal kurtuluş mücadelesiyle b ağ ­
lam ak ve A lm an em peryalizm ine karşı güçlü b ir birle-

573
şik cephe kurm ak için ellerinden geleni yaptıklarını»
vurguluyordu,^1 ^
Kasım 1939’un basında Komintern Y ürütm e Ku­
rulu uluslararası durum u değerlendiren ve üye p a r ti­
lerin savaşa ilişkin görevlerini tanım layan b ir çağrı
yayınladı. Çağrı, savaşı h er iki ta ra f açısından em per­
yalist bir savaş, günahı «tüm kapitalist hüküm etlere
özellikle de savaşan devletlerin egemen sınıflarına ait»
olan haksız bir gerici savaş olarak tan unlıyordu/ Bu
tanım kapitalist ülkelerdeki egemen çevrelerin savaş­
taki em peryalist özlem lerini vurgulam akla birlikte sa­
vaşın içindeki ulusal k urtuluş eğilimlerini dışarda bı­
rakıyordu,
Kom intern yönetimi savaşın patlam asıyla iki ka­
pitalist grup arasındaki farklılığın ortadan kalktığına
inanıyordu. Böyle bir görüş, herşeyden önce nazi Al-
m anyasını SSCB üzerine sürm ek için onunla pazarlığa
girişen İngiltere ve F ransa egemen çevrelerinin anti-
sovyet politikasını temel alıyordu.
Bu eğilimler Sovyet-Fin savaşı dönem inde en be­
lirgin halini aldı. İngiltere ve F ransa hüküm etleri Fin
gericiliğini SSCB ile bir savaşa itm ekte kalm adılar, bu
ülkeyi cöm ertçe silahlandırdılar. Bu ülkelerin genel
kurm ayları askerlerini Finlandiya’ya gönderm eye h a ­
zırlanıyor ve Sovyetler Birliği’ne güneyden saldırm ak
için planlar yapıyorlardı. Bu haince ta sa n la r, Kızıl O r­
dunun zaferleri, Sovyetler Birliği’nin doğru dış poli­
tikası ve SSCB ve Finlandiya arasın d a bir barış an laş­
m asının im zalanm asıyla suya düşm üştü.
H itler’in 1940 b ah arın d a D anim arka ve N orveç’i
istilasını, Belçika, H ollanda ve Lüksem b u rg ’un isti­
lası izledi, F ran sa’ya yönelik tehdidin artışı F ransa
ve İngiltere egemen çevrelerinin İzlediği politikanın
korkunç niteliğini ortaya koydu.

574
N azi saldırganlığının yayılması, A lm anya’nın Ba­
lı A vrupa'nın bazı ülkelerini işgal etmesi, buralarda
bir kaba kuvvet ve yağm a rejim i kurm ası- tüm b un­
la r halkm hoşnutsuzluğunu ve tüm anti-faşistlerin kö-
Jeleştirenlere karşı k a ra rlı ve acım asız b ir savaş baş­
latm a isteklerini artırdı. Bu, egemen çevreleri de et­
kiledi ve aralarındaki güçlerin H itler aley h tarı eğilim ­
lerden y an a yeniden gruplaşm asına yol açtı. S avaşta­
ki özgürlükçü d ü rtü ler destek kazandı ve savaşın nite­
liği belirgin bir değişikliğe uğradı.
Lenin 1916’da «emperyalist çağda ulusal savaşla­
rın A vrupa’d a bile olanaksız s a y ıl a m a y a c a ğ ın ı» s a ­
vaşların herzam an son derece karm aşık b ir olay oldu­
ğunu ve «ulusal b ir savaşın em peryalist b ir savaşa dö­
nüştürülebileceğini ya d a tam tersi olabileceğini» b elirt­
m işti.{1!)
1940’daki olaylar, A vrupa’daki nazi istilaları ele
geçirilen ülkelerde ulusal anti-faşist bir h arek eti öne
çıkardı. Bu durum da d ü nya işçi smıfı harek eti Komin­
te rn ’İn Yedinci Kongresi’nde çerçevelendirilen tüm
anti-faşist güçleri birleştirm e politikasını sürdürdü.
K om intern yönetim i nazi-İşgalindeki ülkelerdeki
Hollanda, D anim arka ve N orveç’deki üyelerine verdiği
direktiflerde işçilerin yaşam sal çıkarlarının savunul­
ması, ulusal bağım sızlığın onarılm ası için verilen m ü­
cadeleyi başlatm alarım öğütledi. Kom intern yönetimi
değişen durum u nitelerken H aziran 1940 sonunda Al­
m an em peryalizm inin «İtalya’yla birlikte birçok A vru­
pa ulusuna boyun eğdirmeyi ve ulusal bağım sızlıkla­
rın d an yoksun bırakm ayı amaçladığına» işaret etti.(!2)
Fransız Komünist Partisi, F ran sa’nın yenilgi teh­
likesinin artm ası karşısında ülkenin etkili olarak sa­
vunulm ası, em peryalist savaşı halkçı ulusal b ir şavaşa,
halkın bağımsızlığı için verdiği haklı bir savaşa dön»

575
dürm ek için bir program açıkladı. V er altı H um anite’-
sinde yayınlanan bu program , FKP ve işçi sendikalan
üzerindeki yasağın kaldırılm asını ş a rt koşuyor; tüm
devlet m ekanizm asını delik deşik eden faşizm ajan la­
rın ın zararsız hale getirilm esi gerektiğinden söz edi­
liyor ve nazi istilasını d u rdurm ak için halkın m ücade­
lesine dayanm ayı sa v u n u y o rd u /13* Bu program ın u y ­
gulanm ası F ran sa’yı ulusal ve politik an lam d a köle­
leşm ekten kurtarabilirdi.
H itler’in F ran sa ’ya saldırm ası giderek d a h a vahim
sonuçlar verm eye başladı. H aziran başında P aris için
doğrudan bir tehlike doğdu. 6 H aziran 1940’d a FKP
M erkez Komitesi adm a hüküm ete Paris’in savunulm a­
sına ilişkin öneriler sunuldu. Bu öneriler şöyle diyor­
du: «Komünist P arti P aris’in istilacılara teslim edilm e­
sini b ir ih an et kabul edecektir. P aris’in savunulm ası­
nı örgütlem eyi b a şta gelen b ir ulusal görev sayacak­
tır. Bu am açla:
«(1) Savaşı özgürlük ve bağım sızlık için ulusal bir
savaşa çevirerek niteliğini değiştirmek;
«(2) Kom ünist görevlileri ve m em urları olduğu k a­
d a r binlerce tu tukluyu ve gözaltm daki işçiyi salıver­
mek;
«(3) Parlam ento, bakanlıklar, h a tta Genel K urm ay
içinde kaynayan düşm an ajan ların ı d erhal tu tu k la ­
m ak ve sert biçimde cezalandırm ak;
«(4) Bu temel önlem ler ulusu şevklendirecek ve
hem en k a ra r altm a alınm ası gereken ulusal b ir savaşı
olanaklı kılacaktır;
*(5) H alkı silahlandırm ak ve Paris’i zaptedilmez
bir kale haline getirmek.» g erek iy o rd u /11*
A ncak h alk ı silahlandırıp ulusal b ir savaş örgüt­
leyerek bir felaket önlenebilir ve F ransa k u rtarılab i­
lirdi. A ncak Fransız burjuvazisinin h alk korkusu d a r

576
sınıf çıkarları ve anti-kom ûnizm i, ulusun çık arların d an
uftır bastı. H üküm et h alk ı silahlandırm ak yerine tes­
limiyeti, ülkeyi nazilerin denetim ine terketm eyi yeğle­
di.
F ransa'nm yenilgisinden sonra FKP’nin başlıca gö­
revi ulusun yurtsever güçlerini toparlam aktı. Bu, Ko­
m intern’in FKP’ye 22 H aziran 1940 tarihli, «halk güç­
lerini çeşitli yardım kom iteleri biçiminde toparlam ak
gereklidir...» diyen talim atlarıyla belirtilm işti. Bu tali­
m atlar işsizlere, sığınm ışlara, yaralılara, terh is edilen­
lere ve benzerlerine çeşitli yardım biçim lerini kastedi­
yordu. T alim atlar olanaklı en tedbirli biçimde d a v ra ­
n a ra k istilacının önlem lerine direniş örgütlem eye iliş­
k in önemli bir öğüdü de içeriyordu.» Provokasyon ve
ilkel eylem lerden k açın arak kitlelerin direnişini istila­
cıların şiddet, soygun ve keyfi yönetim ine k a rşı des­
teklem ek ve Örgütlemek zorunludur... Kom ünistler
h e r koşulda halkın yanında kalacak ve h er zam an k u r­
tuluş m ücadelesinin en ön safında y er alacaktır.»(lS)
Fransız Kom ünist Partisi MK’nin Fransız halkına
yaptığı ç ağ n bu anlam daydı, FKP MK’nin M oskova’­
daki üyeleri ve K om intern önderleri bu çağrının h a­
zırlanm asında görev aldılar. M aurice Thorez ve Jac-
ques Duclos’un im zalarını taşıyan «Fransız H alkm a
Çağn» 10 Temmuz 1940’d a yeraltı H um anit6’sinde b a­
sıldı ve sonradan yüzbinlerce kopya halinde tü m F ran ­
sa 'd a dağıtıldı. FKP, F ran sa ’nın tüm yurtsever güçle­
rin in birliğinin sağlanm ası Ülkenin ulusal bağım sızlığı-
nı yeniden kazanm anın başarısı için zorunlu b ir koşul
olduğundan tüm halkın birliğini k u rm a hedefini ilan et­
ti. Böyle b ir birliğin çekirdeğini ancak kom ünist p a rti
önderliğindeki işçi sınıfı oluşturabilirdi. Ç ağ n «Ulusal
ve toplum sal k urtuluş büyük um utlarını h alk a bağ­
lamıştır» diyordu. «Ve F ransa'nın kurtuluşu, bağım-

F. 37: Enler nosyon al 577


sizliği ve canlanışı için b ir cephe ancak geleceğe ait
olduğundan gayretli ve cömert, inanç ve cesaretle do­
lu işçi sınıfının çevresinde ve ancak sağlam b ir bilinçle,
onur ve yiğitlik partisi olan Komünist P arti ve re h b e r­
liğindeki işçi smıfı çevresinde yaratılabilir.»09)
Bu çağrı Fransız yurtseverlerinin yüreğine güç
saldı, m ücadele olanakları konusundaki inançlarını
güçlendirdi ve ulusal ve toplum sal k u rtu lu şa ulaşm a
yolunu gösterdi. Ç ağrı «tüm dünyadaki dem okratik ve
anti-faşist güçlerle ittifak içinde bizzat Fransız h alk ı­
n a bağlı olan ülkenin kurtuluş m ücadelesi için net
b ir bakış açısı ortaya koydu.»117}
1940 güzünde Fransız Komünist P artisi’nin direniş
hareketini örgütlem e çalışm alarının ilk so n u çlan alın­
m aya başlandı. 11 Kasım 1940, işgal altındaki Paris’te
bilimsel sosyalistlerin desteklediği Öğrencilerin ilk kit­
le gösterisi gerçekleştirildi. Fransız Kom ünist Partisi
«faşist teröre karşı y eraltı m ücadelesinin koşullarına
uyarlanm ış bir askeri örgütün» cenini haline gelen ve
Özel Savaş Ö rgütü diye bilinen silahlı g ru p la r oluştur­
mayı b aşardı.(I8)
Faşist istilacılara k a rşı direniş işgal edilen Öteki
ülkelerde de büyüdü, Belçika Komünist P artisi’n in çağ­
rısın a yanıt olarak, Belçika işçileri istilacılara k arşı g re­
ve gittiler. H aziran 1940’ta Lıege işçileri ve Eylül’de Bo-
rin ag e’daki binlerce m adenci greve gitti. 1940 g ü zün­
de Norveç Kom ünist Partisi çeşitli kentlerde anti-fa­
şist gösteri ve toplantılar örgütledi. Polonya’d a bilim ­
sel sosyalistler istilacılarla m ücadele etm ek için anti-
faşist örgütler kurm aya başladılar.
Direniş H areketi Ön saflarında bilimsel sosyalistle­
rin yürüdüğü halkların faşist, terörcü «yeni düzeni»
kabul etmeye hiç de niyetli olm adıklarını ve savaş­
m aya k a ra rlı olduklarını gösterdi. Bu tüm ulusları sa-

578
dik köleleri haline getirm eye çalışan faşist bağnazlık
ta ra fta rla rın ın yağm acı p lan ların a kitlelerin gösterdi­
ği doğal b ir tepkiydi. Direniş faşist istilacılara karşı
savaşın nesnel olarak haklı niteliğinin bir yansıması
ve göstergesiydi.
K om İntern’e bağlı p artiler en tu tarlı anti-faşisi
yurtsever politik güç olarak direnişte hızla önemli bir
yer edindiler. Nazi istilacılarına karşı savaşta bir bö­
lüm ü ahm aklık ve kaypaklık gösteren, diğer bölümü
utanç verici bir biçimde y altaklanan burjuva çevrele­
rinden farklı olarak partililer ulusal ku rtu lu şu n kor­
kusuz ve adanm ış savaşçıları olarak davrandılar. Bazı
politik g ru p ların uygulam ayı denedikleri «bekle ve '
gör» taktiğini reddettiler.
Bilimsel sosyalistler faşist kölecilere, onların as­
k erî em irlerine ve cezaî önlem lerine k arşı yürüttükleri
m ücadelede, savaş fab rik aların d a sabotajlar vb. ö rg ü t­
leyerek kendiliğinden direnm eye başlayan yurtsever
kitlelerin desteğinden güç aldılar. Bilimsel sosyalist
p artiler ulusun anti-faşist yurtsever güçlerini topar­
lam ada ve m ilitan direniş hareketini örgütlem ede yo­
ğun çalışm alar yaptılar.
Kom intern Üyesi Partilerin
I Yeni Görevleri Ve Yeniden
Örgütlenmeleri

Savaşın artık iyice alevlenmesiyle, Kom intern üye­


si p a rtile r h alk kitlelerini toparlam ak ve onları faşiz­
me karşı ulusal ve toplum sal k urtuluş savaşında yö­
netm ek göreviyle karşı karşıyaydılar. Bilimsel sosya­
listler bu rolü yerine getirm ek için savaş yeterlilikle­
rini ve m anevra yeteneklerini korum ak, güçlendir­
mek ve kendilerini m ücadelenin hızla değişen koşulla­
rın a esnek bir biçimde uydurm ak zorundaydılar. Bu

579
am a ç la d a p a rtile rin i bü y ü k b ir hızla yeniden ö rg ü tle ­
m ek zo ru n d ay d ılar.
Lenin ve K om intern'İn fo rm ü le ettiği, m ücad elen in
k o şu lla rın a uy g u n o la ra k p artin in örg ü tsel b içim leri­
nin esnek liğ i ve legal ve illegal yö n tem lerin g erek tiğ i
gibi b irleştirilm esi k o n u su n d ak i tezler, y e ra ltın d a ç a ­
lışan bilim sel so sy alistlerin elinde güçlü b ir silah ol­
d u ğ u n u b irk ez d a h a k an ıtlad ı. Bilimsel so sy alistler bu
tezlere u y g u n d a v ra n a ra k ve değişen k o şu lla r m ü ­
cadeleci özlerini k o ru m a a m a c ın a uygun en d o ğ ru ö r­
gütlenm e biçim lerini a ra d ıla r.
K om in tern üyesi p artilerin Jegal o la ra k çalışm ak ­
la olduğu ü lk elerd e g eric ile r sav aş h alin i b u n la rın ç a ­
lışm alarını m ü m k ü n olan h e r yo lu d en ey erek y a sa k la ­
m ak için bir gerekçe o la ra k k u llan m ay ı d en ed iler. Bi­
limsel sosyalist p artilerin ço k ta n y e ra ltın a itildiği f a ­
şist koalisyon ü lk elerin d e işle r d a h a d a zordu. Nazi
Al m anyası nin işgal ettiğ i ve istilacıların şid d et u y g u ­
ladığı ülk elerd e bilimsel so syalist p a rtile r b ir y an d an
k endilerine k itlelerin m ücad elesin d e b a şa rılı b ir ön­
d erlik o lan ağ ı sağ lark e n b ir y an d a n d a p a rti ö rg ü tü ve
k a d ro la rın ı faşist a sk e ri d a rb e le rin d e n k o ru y a c a k bir
ö rg ü tlen m e y a ra tm a y a zo rlad ılar. İşgal a ltın d a k i ü lk e­
lerdeki d u ru m p a rti y ap ısın ın k a tı b ir y eraltı çalışm a­
sı tem elinde y en id en örgü tlen m esin i, p a rtin in çeşitli
, ö rg ü tlerin in , gizlilik, izlenm e ve tu tu k la n m a olasılıkla-
i rın ı en aza in d irm ek için m erkezi o lm ay an b ir çalışm a
y ü rü tm esin i ta le p ediyordu.
Çekoslovakya Kom ünist P artisi bu yeniden örgüt­
lenm eyi ilk başlatan p a rti oldu, Slovakya’d a geçerli
olan özgül koşullar nedeniyle Mayıs 1939’d a Slovak-
ya Kom ünist Partisi b ir y eraltı yönetimiyle kuruldu.
Çekoslovakya Komünist P artisi’nin politik çizgisi ve ge­
nel yönetim inin birliği k o ru n d u . Bir y eraltı ağı y a r a t­

580
mak ve p a rti kadrolarını yeniden dağıtm ak üzere dev
çalışm alar yapıldı,
Fransız Kom ünist P artisi de Partinin yeniden Ör­
gütlenm esi için yeni b ir sistem oluşturdu. Üç kişilik bir.
grup ö rg ü tü n temel birim i oldu. Bu g ru p ta diğ er iki
kişinin kim olduğunu bilen ve b ir sonraki p a rti bağ­
lantısıyla tem as k u ran sadece başkandı. Bu ilke, p a r­
ti yapısının tem elini oluşturdu. Tüm çalışm aları M er­
kez Komitesi üyeleri yönetiyordu. Ülke ikiye bölünmüş
olduğundan (işgal altındaki) Kuzey bölgesine yerleşen
M erkez Komitesi Temmuz 1940'ta (işgal altında olm a­
yan) G üney bölgesinde temslicilik kurdu. Bu, P artinin
birliğini sürdürm eyi ve açığa çıkm a riskini en aza in ­
dirm eyi olanaklı kıldı. Aynı zam anda bu yöntem, ge­
niş kitlelerle ilişki k u rm a k ta bazı güçlükler yarattı.
K om intern bu durum karşısında Fransız Kom ünist
P artisi MK’sine yaptığı önerilerde P artin in «sempatizan
ve destekleyici b ir kitle çevresi yaratm ası, g ü n lü k ta ­
lepler için verilen m ücadelede p artin in kitleler a ra ­
sındaki etkisini politik ve örgütsel olarak güçlendir­
mesi» gerektiğini vurguladı (1£l) FKP illegal çalışm ayı
legal çalışm a biçimleriyle u staca k ay n aştırm ay a ça­
lıştı. ö rn e ğ in p a rti üyeleri Vichi H ü küm etin in him aye
ettiği resm i işçi sendikaları gibi legal örgütlerde görev
aldılar ve m ahalleler ya d a fab rik alard ak i Halk Ko­
m iteleri, Fransız K adınlar Birliği ve Genç Komünist
Birlik gru p ları gibi illegal örgütleri yönettiler. O rtaya
çıkabilecek m aceracı eylem lerden kaçınm akla birlikte,
bilimsel sosyalistler istilacılara k arşı pasif direniş bi­
çim lerine karşıydılar. Partililer kitlelerle olan bağları­
n ı sağlam laştırıp genişletirken halkın ulusal ku rtu lu ş
m ücadelesindeki öncü rollerini gerçekleştirm enin ön­
koşullarını yarattılar.
Bilimsel sosyalist p artilerin çalışm alarında sağlam,

581
düzenli olarak işlev gören p a rti m erkezinin oluşturul­
m ası büyük önem taşıyordu. Bu ilk anda Alman, İtal­
yan ve M acar Kom ünist P artileri için geçerliydi. AKP
M erkez Komitesi Politbürosunun KEYK işbirliğiyle h a ­
zırladığı ve KEYK’nin onayladığı «Alman Komünist
Partisi politik platformu» anti-faşist m ücadelenin bü­
tü n alan ların d a p a rtin in öncü rolünün sağlanm asına ve
bu anlam da A lm anya toprakların d a bizzat AKP M er­
kez Komitesine bağım lı günlük b ir p a rti yönetim i k u ­
rulm asına olan gerekliliği belirtiyordu. Bu, çok güç bir
işti. AKP MK yetkili elem anlarını - deneyim li p a rti gö­
revlilerini- fabrikalar, yerel a lan lar ve bölgelerde v a r­
olan p a rti örgütleriyle ilişkiye geçmek ve olm ayan y er­
lerde yeni yönetim o rg an ları k u ra ra k ülke içinde p a r­
tinin m erkezi günlük rehberliğinin yolunu açm ak için
A lm anya’ya gönderdi. P artin in y eraltı Örgütlerini bir­
leştirip çalışm alarım eşgüdüm leyecek olan Berlin Böl­
ge Komitesi’n in örgütlenm esine özel b ir önem verilm iş­
ti. Berlin Bölge Komitesi A lm anya’nın b ü tü n ü için bir
yönetim m erkezinin ku ru lacağ ı b ir tem el o larak ku l­
lanılabilirdi. 1940'da Berlin yeraltı p a rti örgütleri Ro-
b e rt U hrig başkanlığındaki tek b ir yönetim e bağlandı.
Bu yönetim büy ü k b ir örgütlem e görevi y ü rü ttü , diğer
kentlerin partili gruplarıyla ilişki kurdu ve çeşitli böl­
gelerdeki partili g ru p ların rehberliğini yapm aya baş­
ladı. A ncak y eraltı çalışm asının çok zor koşullarının
d a etkisiyle A lm anya’d a Kasım 1943’e dek AKP’nin
günlük yönetim i kurulam adı.(î0)
İtaly an K om ünist P artisi’nin ülke içinde b ir yöne­
tim m erkezi yaratm ası d a hiç kolay değildi. Ağustos
1939’da P a ris’te yapılan ÎKP K onferansında b u an lam ­
d a b ir k a ra r alınm ıştı. Savaş ve P artinin d ışard a üs­
lenm iş yöneticilerinin yaşadığı P aris’teki 1939-1940 olay­
ları bu k a ra rın yürü rlü ğ e konm asını önledi. Ülkeyle

582
olun bağlantılar kesilm işti ve d ışard a üslenm iş olan
yönetimin kendisi de Fransız yetkililerinin baskılarıy­
la k a rşı karşıyaydı. KEYK S ekretaryası İtalyan Ko­
m ünist Partisi içindeki durum u inceleyerek Ağustos
1940’d a Moskova’d a Togliatti başkanlığında geçici bir
P arti Dış Bürosu kurdu. Büro güçlü b ir illegal örgütlen­
me ve ülke içinde Önder b ir p a rti m erkezi örgütlem e­
ye başladı. U m berto M assola 1941 yazında M ilano ve
Torino yeraltı örgütleriyle yeniden ilişki kurm ayı b a­
şardığı İtalya’ya gönderildi. 1 Ağustos 1941’de Parti İç
Yönetim M erkezi M ilano’daki çalışm alarına yeniden
başladı.*” ’
M acaristan K om ünist Partisi de benzer görevlerle
k arşı karşıyaydı. Savaşın patlam ası partiyi polisin te­
rörüyle oldukça güçsüz bir biçimde yakaladı. Çeşitli
g ru p la r birbirleriyle olan bağlantılarım yitirm işlerdi.
KEYK S ekretaryası M acar Komünist Partisi içindeki
d u ru m u tartışırk en O cak 1940’d a P artinin başlıca gö­
revinin ülke içinde b ir p a rti yönetim i oluşturm ak ve
kitlelerle bağlantılı, güçlü örgütlerden oluşm ası gere­
k en p artiyi sağlam laştırm ak, başka bir deyişle birle­
şik m erkezileşm iş bir p a rti k u rm ak olduğuna işaret et­
ti. KEYK S ekretaryası Ağustos 1940’d a Partinin yeni­
den örgütlenm esinin bazı sonuçlarını özetledi ve birkaç
b a şa rıy a değindi, ülke içinde b ir p arti yönetim i k u ru l­
m uştu am a, bu yönetim in bazı bölgelerle h âlâ hiçbir
bağlantısı yoktu; bölge ve sem t p arti birim leri ülkenin
çeşitli bölüm lerinde işlev görmekteydi; partin in m er­
kez yayın organı, yay ın ların a başlam ıştı. A ncak Bu­
dapeşte’de bütünleşm iş bir p a rti örgütünü n yokluğu
M acaristan’d a henüz merkezileşmiş b ir p artin in olm a­
yışını g ö s t e r i y o r d u . 1940 b ah arı ve yazındaki p a rti­
lilerin toplu tu tu k lan m aları genişlem ekte olan p a rti­
n in işini çok güçleştirdi. Gene de b ir örg ü tler ağı ve

583
m erkezi bir yönetim k u rm a çalışm aları sürdü. Ocak
1941’de P a rti M erkez Komitesi ülke içinde çalışm aya
başladı. P artin in a ra ların d a B udapeşte p a rti kom itesi­
n in de bulunduğu b ir yerel ve sanayi örgütleri ağı oluş­
tu. Legal işçi Örgütleri içinde p artili g ru p la r ve kom i­
teler oluşturuldu; bu, g ru p la ra yasal b ir ö rtü ve yer­
altı çalışm asının koşullarına d a h a iyi uyum sağladı.
Ülke içinde m erkezileşm iş b ir p a rti ve yönetim inin ye­
niden k urulm ası M acar bilimsel sosyalistlerinin kitle­
lerle olan b a ğ lan güçlendirm elerine ve birleşik anti-
faşist cephe kam panyasını b aşlatm aların a olan ak v er­
di.
A vrupa’d a savaşın patlam asıyla, koşullar ABD Ko­
m ünist P artisi’nin çalışm alan için de güçleşti. Yetkili­
le r Partiye yönelik yoğun b ask ılan artırd ılar. Önemli
önderlerinin b azılan tutuklandı. Ekim 1940'da Birleşik
D evletler Kongresi, K om ünist P artiyi u lu slararası biı
örgüte üye olm a h akkından fiilen yoksun b ırak an bir
yasayı kabul etti. Kasım 1940’d a durum u değerlendir­
mek için New Y ork’d a ABD Kom ünist P artisi’n in ola­
ğanüstü b ir kongresi yapıldı. Kongre Partinin proleter
enternasyonalizm i ilkelerine olan sarsılm az bağlılığını
kanıtladı ve ABD Kom ünist Partisi’nin K om intem ’le ör­
gütsel ilişkisini kopardığını açıklarken b ir y an d an da
bu yasanın kaldırılm ası için yılm adan m ücadele etm ek
için k a ra r aldı. KEYK Presidium u A ralık 1940’m b a­
şında «ABD K om ünist Partisi O lağanüstü K ongresi’nin
k a ra rın ı politik olarak uygun ve doğru bulduğunu»
açıkladı. «Gerici A m erikan burjuvazisinin Birleşik Dev­
letler işçilerinin devrim ci sınıf p artilerin i ortad an k al­
dırm a çab aların a k arşın A m erikalı partililerin prole­
te r enternasyonalizm i ru h u y la propagandalarını ve ça­
lışm alarını hızlandırm ayı başaracağı...» konusundaki
inancını belirtti.(23)

584
ö te yandan P artinin ulu slararası örgütten çekil­
mesi, sözcülüğünü Brcm der'in yaptığı oportünist ve re ­
vizyonist eğilimler doğurdu.
Savaşın gerektirdiği K om intern’İn yardım ıyla yü­
rütülen K om intern üyesi p artilerin yeniden örgütlen­
mesi görevi partileri d a h a m ücadeleci kıldı. Son dere­
cede güç bir durum da eyleme çekilince, örgütlenm ele­
rini güçlendirdiler ve h alkların ulusal ve toplum sal
kurtuluş için verdikleri mücadelede öncü konum lara
geldiler.
Komintern’İn
Çin Komünist Par tisi'ne
Yardtnn
Komintern, A vrupa’daki savaş nedeniyle dikkatinin
çoğunu A vrupa’daki K om intern üyesi p a rtile r üzerine
toplam akla birlikte, Asya’d aki bilimsel sosyalist p a r­
tilerinin çalışm alarını da gözden kaçırm adı. Bu, özel­
likle, halkın Japon istilacılarına karşı verdiği m üca­
delenin başını çeken ve K om intern Yedinci K ongresi’­
nin k a ra rla n uy arın ca geliştirilen yeni tak tiğ i uygula­
y arak ülkede birleşik ulusal Japon aleyh tarı b ir cep­
he oluşturm ayı b a şa ra n Çin Kom ünist Partisi için ge~
çerliydi.
Çin K om ünist P artisi’nin çalışm aları KEYK P resi­
diu m u’n u n O cak ve M art 1940’ta yapılan to p lan tıların ­
d a incelendi. Presidıum k a ra rla rın d a ÇKP’nin halk
güçlerini Japon saldırganlara karşı harekete geçir­
mekle büyük bir görev başardığına ve birleşik ulusal
Japon aleyhtarı cephe taktiğini ısrarlı b ir biçimde yü­
rü ttü ğ ü n e işaret etti. KEYK Presidium u, Çin Komü­
nist Partisi'nin Japon saldırganlığına k a rşı etkili bir
direniş örgütlem ek, ulusal k urtuluş savaşında halkın
zaferini sağlam ak için gösterdiği çabaların salt Çin

585
haikm m am acı için değil, söm ürge ve bağım lı ülkele­
rin tü m halk ları açısından büyük önem taşıdığını v u r­
guladı. Presidium tü m K om intern üyesi p artileri Japon
istilacılarına karşı verdikleri m ücadelelerinde Çin h al­
kıyla dayanışm a ve yardım için geniş bir kam panya
başlatm aya çağırdı. K a rar aynı zam anda, ÇKP önderli­
ğinin dikkatini «demokratik m erkeziyetçilik ve parti
içi dem okrasi Bolşevik ilkelerinin tutarsız uygulam ala­
rın a (gerçi bunun nedeni büyük Ölçüde Çin Komünist
P artisi’n in m ücadelesini y ü rü ttü ğ ü olağanüstü güçlük­
lerdi)» çekti «Partinin onbir yıl boyunca kongre top­
lam adığı bir dönem de bir tek parti konferansı da ol­
m am ıştı ve bunun sonucu olarak MK üye ve yedek üye.
lerinin %80'i tutuklanm ıştı. Altıncı Kongre’nin p a rti
yönetim o rg an ların a prololor unsurların alınm ası için
ç a ğ n yapan k a ra rı (ÇKP MK'sımn şimdiki üyeleri a ra ­
sm da işçilerin toplamı l i’dir) da yürürlüğe konm a­
dı.» <21>
KEYK Presidium u ÇKP MK’nin yapılacak olan
kongre için hazırladığı temel politik hedefleri onayla,
dı. (*) B unları ÇKP yönetimi ve KEYK Presidium u’nun
atadığı bir kom isyon birlikte hazırlam ıştı. Ele alınacak
a n a görev K uom intang’m gerici u n su rların ın Japon
sald ırg an lan n a teslim olma tehlikesini ortad an k ald ır­
m ak için Çin haikm m h arek ete geçirilmesiydi. Birle­
şik ulusal Jap o n a le y h ta n cephe taktiği ve Komünist
P a rtin in bunu korum ak ve güçlendirm ek için elinden
geleni yapm aya h azır oluşu onaylandı.
K om ünist P artin in Çin halkının ulusal ku rtu lu ş
m ücadelesine b a şa n y la rehberlik edebilmesi için ulu ­
sal b ir p a rti haline gelmesi ve işçi sınıfı sa fla n n d a güç­

(*) Çin Komünist Partisi Yedinci Kongresi Nisan-Haziran 1945'e


dek yapılmadı.

586
lü bir etki kazanm ası gerekiyordu. KEYK bu am açla
partinin herşeyden önce «Çin işçi sınıfından, özellikle
Japon işgali altındaki sanayi alanlarında, geniş işçi
kitlelerinden» kopukluğunun üstesinden gelmesi; hem
işgal altındaki bölgeler hem de Ç in’in geri k a lan alan ­
larındaki işçiler arasın d a geniş çapta çalışm aya b aş­
laması, işçileri Kom ünist P arti safların a k atm ay ı hız­
landırm ası ve p a rti yönetim organlarında pro leter k ad ­
roların oranını artırm ası gerektiğine işaret e tti.|25>
Bu k a ra rla r Çin K om ünist P artisi’nin çalışm aları­
nı doğru b ir çizgiye oturttu.
Tüm Anti-Faşist
Güçlerin
Birliği İçir,

İşgal altındaki ülkelerde ulusun tüm yurtsever


güçlerini faşist boyunduruğa karşı m ücadelede birleş­
tirm e görevi, bilimsel sosyalist partilerin anti-faşist
halk cephesi politikasının olum lu deneylerine başvur­
m alarını gerektiriyordu.
K om intern Yedinci K ongresı’n in pro leter birleşik
cephe tem elinde geniş b ir anti-faşist halk cephesi oluş­
tu rm ayı hedef alan çizgisi ve bunun birkaç ülkedeki
başarılı uygulam aları faşizm e karşı h a lk la rın en sağ­
lıklı güçlerinin tüm ünün birliği için tem elleri atm ıştı.
A ncak savaşın arifesinde bazı A vrupa ülkelerindeki
em peryalist gericilik, birleşik cepheye ağır d arb eler in­
dirm işti. Sağ sosyal-dem okrasi bölücü taktikleriyle ge­
ricilerin dengeyi kendilerinden y an a çevirm elerine y a r­
dım etti. B unların en o n u r kırıcı olanı birçok ülkede sağ
sosyal-dem okrasinin M ünih politikasını desteklemesiy-
di. Tüm b u n la r savaşm başlarındaki dönem de anti-fa-
şistlerin eylem birliğine giden yolu güçleştirm işti.
Bilimsel sosyalistlerin yaııı sıra binlerce sosyaî-de-

587
m okrat ve birçok ilerici aydını da k u rb an eden faşist
«yeni düzen», tüm y urtseverler arasın d a ateşli b ir nef­
re t uyandırdı ve onları eyleme kışkırttı. Bilimsel sos­
yalist p artiler işçi sm ıfı ve tüm ulusun birliğini ısrarla,
ve yılm adan zorladılar. Yedinci K ongrenin form üle et­
tiği birleşik cephe fikri, savaşın güç koşulları altında,
taşıdığı değeri p arlak b ir biçimde kanıtladı. K om intern
üyesi p a rtile rin rehberlik ettiği anti-faşist ulusal cep­
heler faşizm e karşı zafer kazanm anın başlıca a ra çla ­
rın d an biri oldu.
K om intern yönetim i üye partileri işgalcilere karşı
m ücadele için ulusun tü m sağlıklı güçlerini birleştir­
meye yöneltti. Bilimsel sosyalist p artilerin yönetim in­
de işçi sınıfının anti-faşist ulusal k u rtu lu ş h a re k etin ­
deki öncü ro lü n ü sağlam a gereğini vurguladı. KEYK
Sekretaryası Çekoslovak Kom ünist Partisi MK’sm a 1940
sonunda yaptığı önerilerde ulusal ve toplum sal m üca­
dele arasın d ak i ilişkilere ve partisi yönetim indeki işçi
sınıfının özgürlük m ücadelesinin a n a gücü olm asının
Önemine işaret etti.
Geniş b ir anti-faşist cephe ile desteklenen anti-fa­
şist işçilerin birliğini kurm ak ve kitlelerin faşizm e k a r­
şı m ücadelesine öncülük etmek, A vrupa ülkelerinde­
ki K om intern üyesi p a rtile rin kendilerine verdikleri
görevdi.
İtalyan K om ünist P artisi’nin K om intern tarafın d an
onaylanan ve İtalya faşist A lm anya’nın yanında sava­
şa girdikten sonra, H aziran 1940’d a yayınlanan açık­
lam ası, «İtalya’da tüm halkı sağlam b ir tek blokta top­
layabilecek ve faşist diktatörlüğe em peryalist savaşa
karşı, b a n ş için m ücadelede o n lara önderlik edebile­
cek b ir güç v ard ır... Bu güç yiğit işçi smıfımızdır. îşçi
sınıfı ancak m üfrezelerini birleştirirse politik ve dini
inançları ne olursa olsun u lusun geri kalanını ardında

538
ı uğurlayabilir, ulusun savaşa ve faşist zulme düşm an
Kını güçlerini birleştirebilir» d i y o r d u . İ t a l y a n Ko­
m ü n ist P artisi benzer a m aç la r güden tüm p a rti ve grup,
larla birleşm eye h azır olduğunu açıklıyordu.
Ancak birleşik anti-faşist cephe fikrinin kitlelerce
anlaşılm ası ve desteklenm esi için K om intern üyesi p ar­
tilerin üyelerinin büyük çab alar harcam ası ve bizzat
kitlelerin deneyim kazanm ası gerekiyordu. Mayıs 1941'-
de İtalyan K om ünist P artisi «Ülkesini seven ve onun
geleceği için endişe duyan tüm İta ly an lara güçlerini
birleştirm ek ve savaşın hızla sona erdirilm esi, özgür­
lük, re fa h ve İtalyan halkının bağımsızlığı için k arar­
lı o larak savaşmak» için bir çağrı daha yaptı.(21) Fran­
sa’daki, Kom ünist ve Sosyalist Partiler, Ö zgürlük, Ada­
let grubu üyelerinden oluşan İtalyan siyasi göçmen­
leri Ekim 1941’de İtalyan H alkının Birliği İçin Eylem
Komitesini kurdular.
K om intern Y ürütm esi anti-faşist güçleri ve örgüt­
leri birleştirm e program larının form üle edilmesinde
p artilere sürekli olarak yardım etti. KEYK Sekretar-
yası Ağustos 1940’da R om anya Kom ünist P artisi’ne bir­
leşik cephe mücadelesi için bir program hazırlam ayı
öğütledi. Amacı «Romanya’nın savaşa katılm asına, ül­
kenin Alman em peryalizm inin bir uydusu haline ge­
tirilm esine karşı, barış için. Sovyetler Birliği’yle ya­
kın dostluk için» m ücadele etm ek olacaktı. KEYK bu
program ın, komşu halklarla olan tüm anlaşm azlıkların
barışçı yollardan çözümlenmesi, h e r türlü ulusal bas­
kının saf dışı edilmesi, genel af talep edilmesi, işçile­
rin dem okratik haklan, (toplantı, basm ve örgütlenme
özgürlüğü) ve em ekçilerin yaşam ve çalışm a koşuila-
n n d a önemli denebilecek gelişm eler için mücadele
edilmesi gibi tüm dem okratik ilkeleri kapsam ak zo­
runda olduğunu belirtti. N ihayet program da, «Komü­

589
nist P arti bu talepler için mücadele etmeye h azır olan
tüm politik g rup ve kişilerle birlikte çalışacaktır.» di­
ye belirtecekti. Rom anya Komünist Partisi bu tas­
lağa d a y an a ra k Ocak 194l’de yayınlanan, «Banş ve Ro­
m en H alkının Ulusal Bağımsızlığı İçin» başlıklı, anti-
faşist güçleri birleştirm ek için bir program niteliğinde
olan belgeyi oluşturdu. Belge, yukarıda değinilen ta­
lepleri sıralıyor ve Romen halkının ulusal bağım sızlı­
ğının korunm ası koşuluyla bu taleplerden herhangi
birini elde etm ek için Rom anya Komünist P a rtisin in
tüm yurtseverlerle işbirliğine hazır olduğunu belirten
bir açıklam ayı içeriyordu. Komünist partinin o sırad a
büyük ölçüde sağ-kanat sosyal-dem okrat liderler ve
burjuva-toprak sahibi partilerin yönetim lerinin m u h a­
lefetleri yüzünden anti-faşist güçleri bir birleşik cep­
hede toparlam ayı başaram am asına karşın p a rti ça­
lışm aları gelecekteki anti-faşist cephenin ilk taşların ı
koydu.
A nti-faşist güçlerin birleştirilm esinde Fransız Ko­
m ünist Partisi savaşın ilk dönem lerinde Önemli b aşa­
rılar elde etti. Parti »Fransa’nın özgürlüğü, bağım sızlı­
ğı ve yeniden doğuşu cephesi» için mücadele sloganı
altında, anti-faşistleri birleştirm ede önemli b ir rol oy­
nayan çeşitli yardım kom itelerinin kurulm asına k a tk ı­
d a bulundu. 1940 güzünde Parti, ulusu k u rta rm a k İçin
verilen m ücadelenin zorunlu bir koşulu olduğundan
işçi sınıfının birliğinin sağlanm ası gerektiğini vu rg u ­
layan «Sosyalist İşçiye M ektup»u yüzbin nüsha olarak
yayınladı. Parti, işçi smıfı ve köylülük, a y d ın lar ve
kentli orta ta b a k a la r arasın d a sağlam bir ittifak için
çalıştı. 1940’m sonunda «Radikal İşçiye Mektup» yayın­
landı. Parti, köylülere ve aydınlara da b ir ç a ğ n yayın­
ladı.
15 Mayıs ]941’de Fransız Komünist Partisi Mer-

590
İt (t* Komitesi h alk a yönelik şu açıklam ayı yayınladı:
-Ulusal bağımsızlık için verilen mücadelede ulusun
İti iliğin i sağlam ayı am açlayan Fransız Kom ünist P a r­
tisi, ülkenin y a ra rla rın ı herşeyin üstünde tu tarak , ge­
niş bir ulusal k urtuluş cephesi y aratm ak için, çaba­
larını F ransa’ya acı çektiren ulusal baskıya karşı, isti­
lacıların hizm etindeki hainlere karşı gerçek bir
mücadeleye yöneltecek herhangi b ir Fransız h ü k ü ­
metini, herhangi bir örgütü ve h erhangi b ir kişiyi des­
teklem eye hazırdır.»(SU)
Bu çağrı, Fransız yurtseverleri arasın d a geniş bir
yankı uyandırdı. Kısa sürede işçi smıfı, köylülük, za­
n aatk arlar, tüccarlar, ayd ın lar ve m em urları birleşti­
ren b ir Ulusal Cephe kuruldu. Bu cephe, giderek F ran­
sız direnişinin en geniş ve en etkili örgütü haline gel­
di.
Norveç, Belçika, H ollanda ve D anim arka Komünist
Partileri b ir birleşik anti-faşist cephe oluşturm a çiz­
gisini izlediler. H alkların k urtuluş m ücadelesinde b ü ­
yük rol oynayacak b ir birliğin tem ellerini attılar.
Böyle bir birliğe, halk ları m ücadele için harekete
geçirm eye duyulan gereksinim , h e r zam ankinden d a ­
h a acildi. Ç ünkü faşist saldırganlık giderek a rtıy o r­
du. Bazı Batı A vrupa ülkelerini işgal etm iş olan faşist
saldırganlar, B alkanların fethine ilişkin p lan ların ı uy­
gulam aya başladılar. B alkan halkları, faşist boyun­
durukla, devletlerinin Alman ve İtalyan faşizm inin uy­
duları haline gelmesiyle tehdit ediliyordu.
Y unan halkı faşist İtaly a’nın Ekim 1940’da Y una­
n ista n ’a saldırm asına tepki olarak em peryalist istilacı­
la ra k arşı ayaklandı. Y unanistan Komünist Partisi
halkı sald ırg an lan püskürtm eye çağırdı. Çağrı «Mus-
solini faşizmi Y unanistan’ı ezmek ve köleleştirm ek
için utanç verici, alçakça bir saldırıda bulunmuştur.»

591
diyordu. «Biz Y unanlılar şimdi özgürlüğüm üz, onu­
rum uz ve bağımsızlığımız için savaşıyoruz.» <30> KEYK
S ekretaryası Ocak 1941’in başında Y u n an istan ’daki
d u ru m u ta rtışırk e n İtalyan em peryalizm inin Y unanis­
ta n ’a yaptığı askeri saldırının Y unan topraklarını fet­
hetm e ve Y unan halkını yabancı egemenliğe boyun
eğdirm e am acını güttü ğ ü n ü ve ülkenin bağım sızlığı­
n ın ciddi olarak tehlikede olduğunu belirtti, Komin-
tem , Y unan K om ünist P artisi’nin halkı em peryalist
istilacılara k a rşı mücadele için birleştirm eye yönelik
çalışm alarını onayladı.
A lm an askerlerinin Rom anya ve B ulgaristan’a so­
kulm ası bu ülkelerin ulusal egemenliği için b ir tehli­
ke yarattı, faşist A lm anya’nın, bu ülkeleri Sovyetler
Birliği’ne karşı yapacağı saldırıda bir sıçram a tah tası
olarak kullanm aya niyetlendiğini o rtay a koydu. Alman
askerlerinin B ulgaristan'a gönderilm esi, O cak 1941’de
K E Y K Sekretaryasının özel bir tartışm a konusu hali­
ne getirildi. Bu konuda alm an k a ra r B ulgar Kom ünist
P artisi’nin B ulgar halkını savaşa k atm a ve to p rak ları­
nı bir savaş alanı haline getirm e tehlikesi taşıdığından
ve ülkenin bağımsız varlığını tehdit ettiğinden b u as­
k er sevkiyatm a şiddetle karşı çıkm ası gerektiğini be­
lirtiyordu. Kom ünist Partiye ülkede bir işgal rejim i k u ­
rulmasına, ve ekonomik kaynakların ve yiyecek k ay ­
naklarının ele geçirilm esine k a rşı b ir kitle hareketi
başlatm ak salık verildi. P arti M erkez K om itesinin
Ocak 1941'de yapılan Yedinci Birleşik O turum u ülke­
nin savaşa sokulm a tehlikesiyle k arşı karşıya olm a­
sını ta rtıştı ve bu tehlikeye karşı, Sovyetler Birliği’nin
Önerdiği dostluk ve yardım laşm a paktının im zalanm a­
sı için geniş b ir kitlesel m ücadele başlatm aya k a ra r
verdi.(31)
U lusal bağım sızlık için mücadele etme görevi Ro-

592
umuyu Komünist Partisi’nin de karşısına çıktı. Komin-
Innı Yürütm e Kurulu 22 N isan 1921 tarihli m ektubun­
da Romanya Komünist Partisi MK’nin dikkatini bu ko­
nuya çokti. Mektup, Partinin o andaki başlıca görevi­
nin «kitlelerin, Rom anya’nın kendisini köleleştireıılerin
umporyalist am açları için b ir a raç ve üs olarak k u lla­
nılmasına, Romen halkının B alkanlarda b ir savaşa çe­
kilmesine karşı ve büyük kom şusuyla- Sovyetler Birli­
ği- dostça ilişkilerden y an a olan hareketini yönetmek..,
olduğunu belirtti. «Partinin a n a çabaları ve kitle çalış­
ması bu temel görevde yoğunlaştırılm alıdır.» (*)
B alkan ülkeleri işçi sınıfı partileri, ülkelerinin Al­
man faşizm inin yörüngesine çekilmesine k a rşı y ü rü t­
tükleri tu ta rlı mücadeleye karşın ulusal b ir trajediyi
önleyemediler.
1941 baharında A vrupa’nın büyük b ir bölüm ü ken­
dini faşist İstilacıların ayakları altında buldu. Faşiz­
m in k ab a yüzü ve bazı ulusların toptan yokedilmesine
ilişkin b arb arca planları giderek daha açık o rtay a
çıkıyordu. Faşizmin tüm insanlık için oluşturduğu b ü ­
yük tehlike halkların bu kahverengi üniform alı fela­
keti denetim altına alm a k a ra rın ı güçlendirdi. Savaş­
ta nesnel, haklı, anti-faşist eğilim ler giderek dah a
Önemli olm aya başladı. Savaş giderek bir ulusal k u r­
tuluş savaşı niteliğini aldı.
A lm anya’nın Y unanistan ve Yugoslavya’yı işgali
bu h alkların nazi saldırganlarına karşı direnişine yol-
açtı. Y ugoslavya Komünist P artisi tüm ülkede görevi
silah sağlam ak ve anti-faşist sabotaj ekipleri k u ru p
eğitm ek olan askeri kom iteler oluşturdu. Bu ekipler
yavaş yavaş partizan m üfrezeleri biçim ini aldılar. 15

(*) M P.A.. M.L.E., 495/74/451/123.

F. 38: Enternasyonal 593


N isan 1941’de Yugoslavya Komünist P artisi MK ülke
halkına, saflarını ülkelerinin bağımsızlığı için verilen
m ücadeleye toplam aları için çağrıda bulundu. Ç ağrı
«Komünistler ve b ü tü n işçi sinıfı istilacılara k a rşı m ü­
cadelenin ö n saflan n d ak i nihai zafere dek direnecek­
tir.» diyordu.t3!)
Y unanistan Kom ünist P artisi MK 31 M ayıs 1941’-
de h alk a b ir çağrı yayınladı. MK K om intern’in genei
çizgisine uygun olarak başta partililer olm ak üzere
tüm Y unanlı yurtseverleri ulusal ku rtu lu ş için ü lk e -
çapında b ir m ücadele başlatm aya çağırdı. Ülkede ge­
niş b ir Direniş H areketi’nin başlatılm ası için ilk işareti
3İ Mayıs 1941’de faşist bayrağı Akropolden söken Y u­
n an lı yurtseverler Manolis Glezos ve Apostolos San-
tos’un yiğit eylem leri vordi. Halk bu eylemi düşm anla
savaşm ak için bir çağrı olarak gördü.
Faşist istilacılara k arşı m ücadele faşistlerin d a h a
önce işgal ettiği ülkelerde de önem kazandı. F ransa'­
d a Özel Savaş Ö rgütü birim leri çalışm alarını k a t kat
artırdılar. Mayıs 1941 sonunda Fransız K om ünist P ar­
tisi önderliğinde, kuzeyde yüzbin m adencinin grevi
başladı. Ş ubat 1941 sonunda H ollanda’d a A vrupa’nın
istilacılara k a rşı ilk genel grevi bütün ülkeyi kapladı.
Polonya’d a çeşitli p a rtiz an birim ler nazi istilacılara
karşı silahlı bir m ücadele veriyorlardı. Belçika’d a p a r­
tililerin katılım ıyla en büyüğü Mayıs 1941’de Liege böl­
gesi işçilerinin 100.000 kişilik grevi olan b ir grevler dal­
gası başladı. 1 Mayıs 1941’de Norveç’in başkenti Oslo’­
d a partililerin yönetim inde büyük bir anti-faşist işçi
gösterisi yapıldı.
İşçilerin işgalcilerin baskı ve zulm üne k a rşı b u ey­
lem leri p artililer için önemli b ir anti-faşist m ücadele
okuluydu. Bilimsel sosyalist p artiler kitlelerin örgüt-

594
ldyU:l;tl vo ünderi olarak öne çıktılar ve önderlikte de-
geril denoyler kazandılar. Ü çüncü Enternasyonal bi­
limsel sosyalist p artilerin savaş yılları sırasındaki ça­
lınmalarının sonuçlarını özetlerken şöyle yazdı:
-K om ünistler h alklarım savunurken, halklarının
çıkınlarım burjuvazinin bencil ç ık arların a k a rşı ko­
rurken, aynı zam anda d a halklarının yabancı em per­
yalizm tarafın d an köleleştirilm esine k a rşı m ücadele
ederken ve diğer ülkelerle em peryalist fetihlere ve ken-
(II burjuvazilerinin yabancı ulusları kitleleştirm esine
kararlılıkla k a rşı çıkarken, bu çalışm alar hem kendi
halklarına hem de diğer ülkelerin işçilerine en etkili
yardımı sağladığı için gerçek proleter enternasyonaliz­
minin am acına hizm et etm ektedir.»133>
Bilimsel sosyalist p a rtile rin kitleleri faşist istila­
cıların d a h a güçlü bir biçimde püskürtülm esi için to­
parlam adaki b aşarıları Yedinci Kongre çizgisinin - an-
tl-faşist m ücadele verm ek için ulusun tü m sağlıklı güç­
lerinin birliği çizgisinin- halkların faşist boyunduruk­
tan k u rtu lm asın a işaret eden şaşm az b ir pusula oldu­
ğunu gösterdi.
1941 yılı b ah arın a gelindiğinde K om intern üyesi
p artiler halk ları anti-faşist m ücadele için birleştirm e­
ye yönelik ilk Önemli adım ı atm ışlardı. Aynı zam anda
A vrupa ve tüm d ünyada varolan karm aşık d u rum ve
belli başlı kapitalist ülkelerdeki egemen sınıfların po­
litikalarındaki m ilitan anti-kom ünist ve anti-sovyet
eğilim ler K om intern ve üye p artilerin savaşın niteliği­
nin tüm yönlerini ve H itler aleyhtarı güçlerin gerçek­
ten geniş b ir cephesini y a ra tm a olanaklarını sap ta­
m alarını güçleştirdi.

595
ALMANYA'NIN SSCB’YE SALDIRMASINDAN SONRA
KOMİNTERN’İN VE ÜYE PARTİLERİN ÇALIŞMALARI
İkinci Dünya Savaşt’uın
Yeni Evresinde
Diİnya İşçi Sıntft Hareketinin
Politik Çizgisi.

Nazi_ A lm anyasınm SSÇR’ye sal dırısı*...İkinci


ya Savaşı’n d a yeni bir evreyi başlattı. Bildiğimiz gibi
naziler, Sovyet devletini ortadan kaldırm ak, to p rak ­
larını ele geçirm ek ve Alman «üstün ırkı»na «yaşam
alanı» k azan m ak için nüfusun bir kısmını yok etmek,
geri k a lan Sovyet halkını da köle haline getirm ek is­
tiyordu, SSCB’ye k arşı savaş, Alman em peryalistleri
açısından dünyada ü stü n lü k sağlam a ve d ü n y an ın tüm
uluslarını köleleştirm e girişim inde belirleyici b ir a şa ­
maydı. N aziler Sovyetler Birliği’ııin kişiliğinde, geniş
kapsam lı em peryalist planları için b ir engelle karşı
karşıyaydılar.
1941 yazına gelindiğinde A lm anya birçok A vrupa
ülkesini işgal etm iş ve kölcleştirmişti. A vusturya,'Ç e­
koslovakya, Polonya, D anim arka, Norveç, Belçika, Hol­
landa, Lüksemburg, Fransa, A rnavutluk, Yugoslavya
ve Y unanistan b u ra la rd a k ab a şiddet rejim leri kürm üş
olan faşist istilacıların ay ak ları altındaydı. Kendi b u r­
juvazileri ve toprak sahibi yöneticileri ta ra fın d a n fa­
şist A lm anya'yla bir ittifak a çekilmiş olan Finlandiya,
M acaristan, Rom anya ve B ulgaristan gibi ülkeler, as­
lında fiilen bağım sızlıklarını yitirm işler ve A lm anya’­
nın uyduları haline gelmişlerdi.
Dev insan gücü ve m addi k ay n ak larıy la A vrupa’­
nın hem en hem en tüm ü nazi A lm anyasınm elindeydi.
Ingiltere ve ABD gîbi büyük kapitalist devletlerin g ü ­
venliği sallantıdaydı.

596
Sovyet halkının Büyük A nayurt Savaşı’n m başlan ­
gıcı, dtinya savaşının saldırgan faşist bloka k arşı çı­
kan güçlerin giriştiği haklı b ir k u rtu lu ş savaşına dö-
mlşmo sürecinin tam am lanm asıyla birlikte gelişti.
İkinci D ünya Savaşı’nm niteliği büyük bir değişikliğe
uğradı. Şimdi Sovyetler Birliği faşist saldırganın yenil­
gimi ve yok edilmesi ve halkların faşist barb arlık tan
k u rtarılm ası için açık b ir program la ulusların faşizme
karşı silahlı m ücadelesinin en önünde yürüyordu. D ün­
yanın tüm dem okratik güçleri Sovyet halkının ardında
toplandı. İngiltere ve ABD, SSCB ile ittifak içinde sa­
vaştı, T arihte ilk kez son derece fa rk lı politik güçler­
den oluşan b ir ulu slararası cephe kurulm uştu: dev­
letlerin ve halkların nazi aleyhtarı koalisyonu sadece
Sovyetler Birliği ve işgal altındaki ülkeleri değil, İngil-
tore ve ABD gibi büyük kapitalist ülkeleri de kapsı­
yordu.
îç savaş ve m üdahale yıllarında Lenin, proletar­
ya d iktatörlüğünün v atanının politik ve askeri y a ra r­
lar nedeniyle b ir grup kapitalist güçle an laşm alar y a­
pabileceğine işaret etm işti. Bilimsel sosyalistlerin hiç
bir biçimde «böyle bir anlaşm anın Sovyet iktidarının
tomelini zayıflatm aksızm ■konum unu sağlam laştırabi-
loceği ve h erhangi b ir em peryalist gücün saldırısını
etkisiz kılabileceği d u ru m lard a diğerine karşı em per­
yalist koalisyonlardan biriyle askeri an laşm aları ge­
nelde...» reddetm ediğini söylem işti.(a4>Lenin’in bu tezi
Sovyetler Birliği Kom ünist P artisi’n i em peryalistler a-
rasındaki uzlaşm az çelişkileri d ü nya sosyalizm inin sağ­
lam laştırılm asının çıkarları için kullanm a politikasına
yöneltti. Savaştaki diğer ülkelerle faşist bloka karşı
b ir anlaşm aya varm ak SSCB için h e r şeyden çok ge­
rekliydi. Ç ünkü nazi A lm anyası ve m üttefiklerinin sal­
d ırg an hedefleri tüm dünyadaki sosyalizme, sosyal

597
gelişmeye ve b ü tü n insanlığın kaderine yönelik en
■büyük tehlikeydi.
ABD ve İngiltere hüküm etlerinin ulusal çık arları­
n a yönelik tehlikeler nedeniyle Sovyetler B irliğiyle iş­
birliğine girm ek zorunda kalm aların a karşın bu ülke­
lerdeki en gerici çevreler anti-sovyet tavırlarını savun­
m ayı sürdürdüler, nazilerle pazarlık yapılm asını sa­
v u n d u lar ve anti-faşist bir koalisyonda yer alm aya k a r­
şı çıktılar. B ütün savaş boyunca canlı b ir anti-sovyet
p ro p ag an d a y ü rü ttü ler ve Sovyetler B irliğini y ıp rat­
m a çabası karşısında faşist saldırgan bloka k arşı sa­
vaş girişim lerini durdurm ak için ne yapacaklarını şa­
şırdılar. İngiltere ve ABD’deki egemen çevrelerin b ü ­
yük bir bölüm ü savaştan sonra dünyada kendilerine
egem en konum sağlayacak bir u n su r o larak SSCB ve
A lm anya’nın tükenm işliğine güveniyorlardı. Bu çizgi,
İngiltere ve ABD hüküm etlerince izlenen A vrupa’da
ikinci bir cephe açm a meselesinin sürüncem ede b ıra­
kılm ası politikasında açıkça belli oldu.
Ancak, İngiltere ve ABD’nin savaş çabalarının sı­
nırlı niteliğine rağm en, nazi a le y h ta n koalisyonun o-
luşturulm ası büyük uluslararası önem taşıyan, ortak
düşm ana k a rşı verilen mücadelede fark lı toplum sal
sistem lere sahip devletler arasın d a işbirliği olabilece­
ğini gösteren bir olaydı.
N azi A lm anyası ve onun A vrupa’daki m üttefik­
lerine k a rşı verilen savaşın yükün ü taşıyan Sovyetler
Birliği, b u H itler a le y h ta n koalisyonun önderi oldu.
Sovyet-Alm an cephesi İkinci D ünya Savaşı’nın, ulusla­
rın tarihsel gelişm esinin ve uygarlığın kaderi m esele­
sinin belirlendiği an a cephesiydi.
Sovyetler Birliği’nin saldırgan devletler blokuna
k arşı verdiği k urtuluş savaşı, faşist işgal altındaki ül-

598
hplortlo Direniş H areketi’n in gelişimini büyük ölçüde
nikilnUl. Direniş, Y unan Y urtsever SavaşTm n başIarin-
ılım beri olayların Sovyet-Alman cephesindeki akışıy­
la yakından bağlantılıydı,
A lm anya’n ın Sovyetler Birliği’ne saldırm asından
ftoıım y aratılan zor durum da, d ü n y a işçi sınıfı h a re ­
keti, kendisini insanlığın en büyük düşm anı olan fa-
rjl/.mo k a rşı m ücadeleyi hızlandırm a sorunuyla k arşı
karşıya buldu. Tüm ilerici güçleri nazi A lm anyası baş­
kanlığındaki faşist blok devletlerine karşı m ücadele
İçin birleştirm ek; h alk ların köleleşm ekten ve yok ol­
m aktan kurtarılm ası, Özgürlük ve bağım sızlıklarının
güvence a ltın a alınm ası söz konusu olduğuna göre bi­
rincil ve yaşam sal b ir zorunluluktu. D em okratik ve
yurtsever güçleri birleştirm e meselesi savaşın bu yeni
evresinde birden a rta n b ir önem kazandı. K om intern
Y ürütm e K urulu işçi sınıfı hareketinin strateji ve tak ­
tiklerini belirlerken K om intern Yedinci K ongresi'nin
k ararların ı izliyordu.
22 H aziran’d a (35>KEYK Şekretaryasınm A lm anya’­
nın SSCB’ye saldırm asıyla bağlantılı olarak K om iritern
üyesi partilerin görevlerini tartıştığ ı b ir toplantı ya-
pıldr S ekretaryanm k a ra n KEYK’nin tüm çalışm asının
ivedilikle yeniden örgütlenm esini gerektiriyordu. Y ü­
rütm enin tüm çalışm alannı g ü n ü gününe yönetm ek
İçin Dimitrov, M anuilski ve Togliatti’den oluşan b ir
grup kuruldu.
N azi A lm anyasm m SSCB’ye saldırm asının b ir so­
nucu o larak ulu slararası alan d a y a ra tıla n du ru m u göz-
onüne a lan KEYK, bilimsel sosyalist p artilere Alman-
, ya’nm SSCB’ye yaptığı h ain saldırının sadece sosyaliz-
' m in v atan ın a değil, dünyadaki tüm ulusların özgür­
lük ve 'bağım sızlığına yönelik b ir darbe olduğunu be­
lirten m ektuplar gönderdi. Bu nedenle Sovyet h alk ın ın

599
savunulm ası, nazi çizmeleri altındaki tüm köleleştiril­
miş halkların savunulm ası, faşizm in tehdit ettiği tüm
diğer ulusların savunulm asıydı.
KEYK nazi A lm anyasına karşı m ücadelede İngil­
tere Kom ünist Partisi ve SSCB ile işbirliği y ap an diğer
ülkelerin bilimsel sosyalist partilerinin, kendi h alkla­
rını Alman faşizm inin tehdidine karşı savunm ak, Sov­
yet haikm m haklı savaşında dışardan destek sağlamalı,
burjuvazinin H itler yanlısı u nsurların ı açığa çıkarm ak
ve pasifizm ve tarafsızlık m askesi altında Alman fa ­
şizm ine yardım eden herkese karşı b ir m ücadele yü­
rütm ek göreviyle k arşı karşıya olduklarına işaret et­
ti. Gerici çevrelerin nazilerle anlaşm aya varm ak için
yaptıkları anti-sovyet planların tüm ünü çürütm ek ge­
rekiyordu.
KEYK, faşizme k arşı savaşan ülkelerdeki partilere
A lm an ve İtalyan faşist saldırgan ların a karşı,- faşiz­
min baskısı altındaki halkların ve Sovyet halkının .sa­
vunulm ası için uluslararası b ir cephe sloganı altında
bir kitle hareketi başlatm ayı öğütledi.
Faşist A lm anya’ya k arşı savaşan ülkelerin bilim­
sel sosyalist partilerine, halklarının ulusal çık arların a
hizm et edeceği ve Sovyetler Birliği’ne gerçek b ir y a r­
dım olacağından, hüküm etlerinin tüm savaş çabala­
rını desteklem eleri salık verildi. Bilimsel sosyalist p a r­
tiler böyle bir politika izlerken hüküm etleri karşısın­
daki bağım sızlıklarını koruyacaklardı.
K om intern Y ürütm esinin bu yönlendirici k a ra rla ­
rı Lenin’in sosyalist an ayurdun savunulm ası ve em per­
yalizm çağında ilerici savaşlar olanağına ilişkin öğre­
tisini temel alıyordu. Lenin, em peryalist b ir savaşta
burjuva anayurdun savunulm ası sloganına şiddetle
k a rşı çıkm akla birlikte Bolşeviklerin an ay u rd u n sa­
vunulm asına genel ilkelerde hiç bir zam an karşı çık-

600
ılındıklarını belirtti. «Biz ‘an ay u rd u n savunulm ası’n a
lt<'.'ijıılikl'; geııel olarak karşı değiliz, genel anlam da ‘sa ­
vunm a suvaşları’n a karşı değiliz. Bu saçm alığa b ir tek
kururda bile (ya da benim yazılarım dan h erh an g i bi­
rinde) rastlayam azsınız. Biz 1914-1919 em peryalist sa­
vaşında ve em peryalist çağa özgü başka em peryalist
savaşlarda an ayurdun savunulm asına ve b ir savun­
ma tu tu m u n a karşıyız. Am a em peryalist çağda ‘haklı,’
‘savunm a’ ve devrim ci savaşlar tadını koym ak gere­
kirse (D ulusal, 2 iç, (3) sosyalist ve benzerleri]
du olabilir.»'36> diye yazdı.
Lenin, an ayurdun savunulm ası «emperyalist sa­
vaşta bir yalandır am a dem okratik ve devrim ci savaş­
ta d urum böyle değildir.» diye vurguladı.(37)
Sovyetler Birliği’nin Büyük A nayurt Savaşı nazi-
hoyunduruğundaki halkların k urtuluş hareketiyle, tüm
dem okratik ve anti-faşist güçlerin mücadelesiyle kay­
naştı.
KEYK nazi A lm anyasınm işgal ettiği ülkelerdeki
v'bilimsel" sosyalist partilerin başlıca görevinin istilacı-
^ Jara karşı b ir k urtuluş m ücadelesi başlatm ak olduğu­
nu belirtti. K om intern’e bağlı p artilere h e r ülkede po­
litik eğilim leri ve nitelikleri ne olursa olsun tüm anti-
faşist güçleri dem okrasi ve ulusal bağım sızlığın fa ­
şist istilacılara k arşı savunulm ası genel sloganı altın ­
d a birleştirebilecek geniş bir ulusal cephe y aratm ak
İçin çalışm aları salık verildi. Ancak böyle b ir cephe
tüm kesim leri arasında nazi boyunduruğuna k arşı can ­
lı b ir eylem örgütleyebil irdi. İşgal altındaki ülkelerin
bilimsel sosyalistleri yığınsal politik m ücadeleyi nazi
ordularının hızlı ilerleyişini durdurm ak, askeri m alze­
me ve ask er şevkiyatını olanaksız kılm ak ve partizan
hareketini geliştirm ek için doğrudan eylemle bağdaş­
tırm ak zorundaydı.

601
Faşist ülkelerin K om intern üyesi p artileri faşist
rejim lerin yenilgiye uğratılm ası için nazi A lm anyası
ve m üttefiklerinin bozguna uğratılm asına çalıştılar.
Bu, sadece H itler aleyhtarı koalisyon ülkeleri h alk la­
rının değil, A lm anya ve diğer faşist blok ülkeleri halk­
larının d a yaşam sal çıkarlarının gereğiydi. KEYK bu
ülkelerin partilerine yazdığı m ektuplarda onları fa ­
şist rejim lere k arşı m ücadeleyi hızlandırm aya yönelt­
ti.
Ö rneğin B ulgar işçi P artisi’ne verdiği öğütte KEYK
Sovyetler Birliği’n in savunulm asının, egemen sınıfların
anti-sovyet bir m aceraya çekmeye çabaladığı Bulgar
haikm m d a savunulm ası olduğuna işaret etti. KEYK
B ulgar kom ünistlerine B ulgar gericiliğinin anti-sovyet
plan ların a k arşı çıkmayı, A lm an faşizm ine k arşı b ir­
leşik h alk cephesini güçlendirm eyi ve B alkan halkını
köleleştirm eye çalışan Alman ve İtalyan faşist soygun­
c ulara k arşı halkların birleşik ulu slararası cephesi için
b ir kam p an y a açm ayı salık verdi. KEYK, B alkan h a lk ­
larının bağım sızlığının ve geleceğinin SSCB’n in zafe­
rine bağım lı olduğuna işaret etti.
Tarafsız ülkelerin K om intern üyesi partilerine d a ­
h a farklı b ir görev verilmişti. Ö rneğin KEYK İsveç Ko­
m ünist P artisi’ne verdiği öğütlerde Sovyetler Birliği’­
nin savunulm asının sadece A lm anya’n ın işgal ettiği
ülkeler halklarının değil, nazi A lm anyasm ın boyun­
du ru k altın a alm akla tehdit ettiği İsveç halkının da
savunulm ası olduğunu belirtti. KEYK İsveç Komünist
P artisi’nin A lm anya’nın SSCB’ye k arşı savaşm a iliş­
kin olarak yaptığı açıklam ada öne sü rd ü ğ ü «İsveç’in
tüm devletlere karşı tarafsızlığı» sloganının gevşekli-
ğini ğözönüne alarak İsveç K om ünist P artisi’nin ülke­
sini Sovyetler Birliği’nin yanında, savaşa katılm aya ça­
ğırm ak zorunda olm adığını belirtti. P artin in yapm ası

lî02
gorilken «nazi A lm anyasm ın İsveç’in bağım sızlığını
tııhdit ettiğini ve İsveç de dahil küçük ulusların özgür­
lük ve bağımsızlığını savunan tek ülkenin SSCB oldu­
ğunu» gösterm ekti. «Sovyet halkının zaferini istem e­
nin İsveç haikm m yaşam sal çıkarlarının gereği oldu­
ğu gösterilm elidir.»(M)
Nazi A lm anyasm ın sosyalizmin ilk v atan ın a sal­
dırm ası tüm dünyadaki bilimsel sosyalistler açısından
faşizme karşı mücadelede çabalarını on misli artırm a
nnlam ına geliyordu.
Bilimsel sosyalist partiler, Sovyetler Birliği’ne k a r­
şı faşist saldırganlığı lanetleyen, halk ları Sovyetler
llirliğl’yle dayanışm alarını göstermeye ve özgürlük,
ve bağım sızlıkları İçin faşist güçler bloğuna k arşı et­
ilin bir m ücadele verm eye çağıran d u y u ru la r yaptı­
lar.
24 H aziran 1941 tarih li «Alman Kom ünist P art.işı’-
nin SSCB’nin Savunulm ası İçin Çağrısı» şöyle diyordu:
«Alman ordusunun Sovyetler Birliği’ne haince sald ır­
ması, iğrenç bir ihanet örneği, halkım ızın en soylu duy­
guları ve gelenekleri üzerinde b ir leke ve ülkenin ya
şumsal çıkarlarına yöneltilmiş ölümcül b ir darbedir.»
«Düşmanımız kendi ülkem izdir. Faşist köleciler,
düşm anlarım ızdır. U lusal k u rtu lu şları için m ücadele
öden Kızıl O rdunun ve ezilen halkların zaferi Alman
halkının d a zaferi olacaktır. »<S9) Alman Kom ünist P ar­
tisi, A lm an işçilerini, nazi çetesini devirm eye ve Al­
man haikm m özgürlüğü ve m utlu geleceği için savaş­
m aya çağırdı.
Fransız Komünist .P a rtisi- 22 H aziran 1941 tarihli
çııgrısında H itlerizm in yenilgiye m ahkûm olduğunu,
Nöyleyerek «Fransız adını alm aya layık herkes şimdi
kendisini SSCB’nin b ir m üttefiki olarak görm ek zorun­

603
dadır. H itler’in SSCB’ye karşı zaferi bizim yenilgimiz,
SSCB’nin H itler’e karşı kazandığı h er zafer bizim de
zaferim iz olacaktır» diyordu, Fransız Kom ünist Partisi
ülkede «Fransa’nın bağımsızlığı için m ücadelede u lu ­
sal b ir cephe» kurulm asını is te d i.^
İngiliz Kom ünist Partisi M erkez Komitesi tüm iş­
çileri «dünyadaki ilk sosyalist devletin halkıyla birlik
içinde güçlü b ir ortak halk cephesi kurmaya» çağır-
d ı . (41)
Birleşik Devletler Komünist Partisi 23 Temmuz
1941’de yayınlanan bir açıklam ada faşizme ve baskı­
dan n efret eden, barış ve Özgürlüğe değer veren, Sov­
yetler Birliği ve halklarının am acını tüm ilerici in san ­
lığın am acı olarak gören herkesin Sovyetler Birliği
halklarıyla etkin bir dostluk ve kardeşçe dayanışm aya
doğru çaba gösterm esi gerektiğini belirtti: «Kahrolsun
Alman faşizm inin Sovyetler Birliği’ne karşı canice sa­
vaşı! H itîerizm e karşı m ücadelesinde Sovyetler Birli-
ği’yle işbirliğini tüm üyle desteklem ek için göreve!
H erhangi bir biçimde H itler’in Sovyetler Birliği’ne sal­
dırm asına yardım etm eye çalışan h er çizgiden gerici­
lerin tüm üne k arşı gÖreve!»M2>
Y ugoslavya Komünist Partisi Merkez Komitesi 22
H aziran 1941’de ülke halklarını faşist istilacılara karşı
silahlı b ir m ücadele başlatm aya çağırdı. Ç ağrı «Ölüm
saati çalmıştır» diyordu. «îşçi sınıfının dolaysız düş­
m anlarına karşı kesin savaş, faşist canilerin SSCB’ye
-tüm dünya işçilerinin um uduna-haiııce saldırılarıyla
savaş başlam ıştır. Yiğit Sovyet halkının değerli kam
sadece sosyalizmin vatanının savunulm ası için değil,
tüm em ek dünyasının kesin toplum sal ve ulusal k u r­
tuluşu için dökülm ektedir. Bu nedenle bu bizim de m ü ­
cadelem izdir ve bu u ğ u rd a yaşam ım ızı versek de tüm
gücüm üzle savaşma!ıyız.»(43)

60 4
Yugoslav Komünist Partisi MK tüm yurtseverleri
iıttİlacılara k arşı geniş bir p a rtiz an m ücadelesi b aşlat­
maya çağırdı. K itleler p artin in çağrısını içtenlikle y a­
nıtladılar. H aziran 1941 sonunda Y ugoslavya’da özgür­
lükçü partizan m üfrezelerinin bir k a ra rg âh ı o lu ştu ru l­
du. 4 Tem m uz’d a P arti MK kısa sürede ülke içinde ge­
niş bir alana yayılan silahlı ayaklanm a k a ra rı aldı.
Yugoslavya’daki ulusal k urtuluş hareketi yığınsal bir
niteliğe bürünm eye başladı.
23 Temmuz 1941’de Çin Komünist P artisi MK Al­
m anya’nın SSCB’ye saldırısının «sadece Sovyetler Bir-
ligi’ne k arşı değil, tüm dünyadaki dem okrasi, Özgür­
lük ve bağım sızlığa karşı saldırganlık» o larak tan ım ­
ladığı, «Tüm D ünyada Birleşik Bir Anti-Faşist Cephe»
k ararın ı aldı. K a rar «faşist saldırganlara k arşı kutsal
savaş sadece Sovyet halkının ülkelerini sav u n m a sava­
şı değildir. Bu, aynı zam anda, tüm devletler ve ulusla­
rın faşist boyunduruğa k arşı savaşıdır.» diyordu.(J|#)
Latin A m erika.ülkeleri.bilim sel sosyalist p artileri
llitler’in SSCB’ye karşı savaşının cani niteliğini o rta­
ya koyan ve Sovyet halkıyla dayanışm a için çağrı y a­
pan k a ra rla r yayınladılar. A lm anya’nın SSCB’ye sal­
dı n şm d an bir gün sonra A rjantin K om ünist Partisi
MK, SBKP (B) MK’ne gönderdiği bir telg rafta Sovyet
balkının mücadelesiyle tam b ir dayanışm a içinde ol­
d uğunu açıkladı. Kom ünist P arti A rjan tin H alkına
yaptığı b ir çağrıda işçileri ve tüm dem okratları Sov-
yotler Birliği ne etkin b ir destek sağlam aya çağırdı.
-G ünün en yüce görevi SSCB’nin faşist saldırganlığa
luırşı savunulm asıdır!...»^5*
K om intern üyesi p artiler h e r yerde Sovyetler Bir-
Iiği’yle geniş b ir dayanışm a kam panyasını örgütlem e­
ye başladılar, Sovyetİer Birliği ve diğer H itler aleyhta­

605
rı koalisyon ülkelerinin savaş çabalarına p ra tik y a r­
dım lar sağladılar, kitleleri faşist saldırganlara karşı
silahlı m ücadele için harek ete geçirdiler ve faşizm in
canice hedeflerini ortaya koyan ve kitlelere Sovyet hal­
kının büyük özgürlükçü m isyonunu an latan etkin bir
kam panya açtılar.

Komintern Ve
Komintern Üyesi Partiler-
Tiİııı Aıui-Fıışist Güçlerin
Nazi Ahıutnyast’ım Karşı
Mİieatlclcnin Örgütleyicilcrİ

Bilimsel sosyalist partilerin görevleri, kitleler a r a ­


sındaki çalışm alarının biçimleri ve yöntemleri, savaş
nedeniyle son dereco karmaşıklaşmış ve çeşitlenmişti.
Partilerin birbirleri vo K om intern’le olan günlük iliş­
kileri çok güçleşti vo zam an zam an olanaksızlaştı. A n­
cak K om intern’in eğittiği bilimsel sosyalist p artilerin
olgunluğu kendisini en çarpıcı biçimde o rtay a koydu.
-En ters koşullarda çalışan ve sürekli olarak faşist is­
tilacıların fiziksel olarak ortadan kaldırm a tehditleri
altın d a olan p artililer faşist boyunduruğa k arşı h alkla­
rın özgürlüğü ve bağım sızlığının en tu tarlı ve etkin sa­
vaşçılarıydılar. Savaş, içinde bilimsel sosyalistlerin tü m
ilerici ve dem okrat güçlerin a ğ ır bir sınavdan geçtiği
bir okul oldu. K om intern’in proleter enternasyonalizm i
ru h u y la eğittiği bilimsel sosyalistler h er yerde h alkla­
rının özgürlük ve bağımsızlık m ücadelesini tüm d ü nya­
daki anti-faşist kurtuluş hareketiyle bağlayabilen g er­
çek yurtseverler olduklarını ortaya koydular. Komin-
te m üyesi p a rtile r faşist b arb arlığ a karşı h alk ların u y ­
garlığını savunm a m ücadelesinin başında yürüdüler.
Nazi aleyhtarı koalisyon ülkelerindeki (İngiltere,
ABD ve diğerleri) bilimsel sosyalist p a rtile r Alman-

606
y an ın SSCB'ye karşı y ü rü ttü ğ ü savaşın başından b e­
ri Imiktarının en geniş kesim lerini faşizm e karşı, h alk ­
ların özgürlüğü ve bağımsızlığı için, Sovyetler Birli-
ği'nl desteklem ek için verilen savaşa etkin b ir katılım
program ında birleştirm eyi am açlayan canlı çalışm alar
geliştirdiler. Bilimsel sosyalistler hiç b ir am acın Al­
man faşizm inin yenilm esinden d ah a Önemli olmadığı­
nı düşünerek hüküm etlerinin tüm savaş çabalarını
dostekleklediler. Bu, SSCB ve Direniş H areketine g er­
çekten yardım cı oldu. Bilimsel sosyalistler hiddetleri­
ni kendi ülkelerindeki H ıtler yanlısı u n su rla ra yönelt­
tiler ve dem okrasi ve ulusal bağımsızlığın savunul­
ması sloganı altında birleşik ulusal bir cephe için ça­
lıştılar.
Ingiltere ve ABD işçileri Sovyetler Birliği'nin oldu­
ğu k a d ar kendi ülkelerinin kaderinin de Sovyet-AI-
man cephesinde belirlendiğinin bilincine v a ra ra k Al­
m anya’nın SSCB’ye karşı savaşının b aşların d a Sovyet­
ler Birliği’ne yardım sağlam ak için harek ete geçtiler.
1041 yazında İngiltere ve ABD’nin büyük kentlerinde
kendi hüküm etlerinin Sovyetler B irliğine ivedi y a r­
dım da bulunm asını talep eden ve işçilerin faşist sal­
d ırg an lara karşı d erh al eyleme geçilmesi konusunda­
ki isteklerini dile getiren kitle gösterileri, m itingler,
konferanslar, toplantılar yapıldı. Londra ve W ashing-
ton’daki Sovyet elçilikleri Ingiltere ve ABD v a tan d a ş­
larının Kızıl O rdu saflarına katılm a ve faşist istilacı­
ları yenilgiye u ğ ratm a isteklerini dile getiren birçok
m ektup aldı.
Birleşik Devletler Komünist Partisi Başkanı Wil-
llam Foster H aziran 1941’de özel bir Ulusal Komite Top­
lantısında konuşurken şöyle dedi; «En acil görevim iz...
Sovyetler Birliği için yapılabilecek tü m yardım ı geliş­
tirmek, H itler’in ve nazi barbarlığının ortad an kaldı-

607
nlm asın ı sağlam aktır,,. Partim izin an a talebi, Birleşik
D evletler H üküm etinin şu anda H itler’e k arşı savaş­
m ak ta olan Sovyet ve İngiliz halk ların a h er tü rlü y a r­
dımı yapm asıdır.»(4T)
ABD Kom ünist Partisi, Roosevelt H üküm etinin
«Amerikan halkının büyük çoğunluğunun isteminin»
b ir ifadesi olarak Sovyetler Biri iği'ne yardım sağlam a
k a ra rın ı m em nunlukla karşılay arak böyle b ir yardım a
k arşı çıkan ve nazilerle anlaşm ayı savunan gerici çev­
releri d erh al açığa çıkarm ak İçin b ir kam panya baş­
lattı. K om ünist Parli hüküm etinin SSCB’ye yardım sağ­
lam a vaadinin gerçekleşm esi «ciddi o larak tehlikeye
girm iştir; A m erikan halkının en yaşam sal ulusal çı­
k arları p ahasına H itler’le anlaşm a zem ini a ra y an Ame­
rikan burjuvazisinin on gerici çevrelerinin büyük etkisi
ve baskısıyla tehlikoye girmiştir» dedi.(4S)
ABD Komüni:;l. Partisi tüm ulusal güçleri faşist sal­
d ırg an lara karşı birleştirm eye çalışırken aynı zam anda
sınıfsal konum unu da savundu ve SSCB’yle içtenlikli
ve sürekli bir işbirliği tavrı aldığı söylenen A m erikan
kapitalizm ini öven revizyonist u n su rlarla savaştı. O
sırada K om ünist Partinin Genel Sekreteri olan E.
B row der böyle revizyonist bir tav ır aldı.
İngiltere ve ABD Komünist P artileri ülkelerinin sa­
vaş çabalarını a rtırm ak için, özellikle savaş sanayiin­
de, üretim artışı için yü rü tü len kam panyaya öncülük
ettiler. İngiltere ve ABD işçi smıfı «üretim artışı m ü­
c a d e le sin d e etkin b ir yer ald ılar ve em ekleriyle b aşta
SSCB için, faşist blokun yerilm esinde kesin b ir katkı
olan ta n k üretim i olm ak üzere askeri ü retim i b ü tü ­
nüyle artırd ılar. H itler aleyhtarı koalisyon ülkelerinde
SSCB’ye yardım için bağışlar toplandı.
ABD ve İngiltere halklarının Sovyetler Birliği’yle
dayanışm a kam panyası, faşist A lm anya’ya k a rşı sa-

Ö08
vttçhı lııglliz-Sovyet ittifak anlaşm asının ve 1942’de va-
nU n Suvyel-Am erikan anlaşm asının im zalanm asına
katkıda bulunan önemli b ir u n su r olm uştur.
I l l t l o r a le y h ta n koalisyon ülkelerinin hüküm etleri
u r a n ı n d a k i anlaşm aya göre İngiltere ve ABD, SSCB’ye
yiyecek maddesi, silah lar ve çeşitli askeri gereçler gön-
dnrmoye başladılar. A ncak bu ülkelerin egem en çev-
rnlori, Sovyetler Birliği’ne A vrupa’da askeri h a re k â t­
lar yoluyla d ah a etkili yardım sağlam a konusunu ağ ır­
dım ulıyorlardı.
Ingiltere ve ABD’deki p artililer ve diğer ilerici güç-
lıır, Sovyet halkının Hitlerizme k a rşı m ücadelesinin
güçlüklerini ve büyyk önemini kitlelere a n la ta ra k ikin-
lıl bir cephenin açılm ası için bir kam panya başlattılar.
W llliam G allacher, Kom ünist P a rti K onferansının açıl­
ması dolayısıyla Mayıs 1942’de T rafalgar A lam ’ndaki
1)1r toplantıda konuşurken şöyle söyledi: «Kuşkusuz Av­
rupa k ıtasına ask er çıkartabiliriz. Şimdi eylem zam anı­
dır.»<W) İngiltere ve ABD’de, A vrupa’d a d erh al ikinci
bir cephenin açılm asını talep eden güçlü işçi gösteri­
leri yapıldı. Bu kam panyaya ayrılm az bir biçimde bağ­
lı olarak SSCB’yle işbirliğini ve ittifakı güçlendirm e
lulobi öne sürülüyordu. İşçiler, hüküm etlerinden yü­
küm lülüklerini yerine getirm esini talep ettiler. F ab rik a
İşçileri ve işçi sendikaları, işçilerin ikinci bir cephenin
tiçılmasının ertelenm esi konusundaki hoşnutsuzluğunu
dile getirm ek üzere bakanlıklara, parlam entoya ve
kongreye sözcülerini gönderdiler. 105.000 Londra işçisi­
ni te m siled e n bir delegasyonun C hurchill H üküm eti­
ne sunduğu k a ra r şöyle diyordu: «Hitler iki cephede
daha çabuk yenilgiye u ğ ratılabilir ve bizler*ikinci cep­
henin gerektireceği h e r tü rlü özveride bulunm aya h a ­
zırız, Bir başına Sovyetler Birliği’nin özveride bulun­
m asına a rtık izin verem eyiz... Eylem istiyoruz.»(M,

I 39: Enternasyonal 609


1942 güzünde korkunç S talingrad savaşının en şid­
detli noktasında, ABD işçi sendikalarının çoğunluğu
ulusal kongrelerinde hüküm eti A vrupa’d a ikinci bir
cephe açm aya çağıran k a ra rla r aldılar. Tutucu u n su r­
la rın denetim i altındaki AFL ve CIO ulusal kongrele­
rinde de benzer k a ra rla r alındı.
İngiltere ve ABD bilimsel sosyalistleri, A lm anya'ya
teslim iyeti sav u n an ların hüküm etten alınm ası ve ül­
kelerinin tüm askeri k aynakların ın nazi Alm anyası-
nın yenilgisi için m üm kün olan en yoğun b ir biçimde
seferber edilmesi için bir kam panya b aşalttılar.
îllegal olarak çalışm akta olan K anada Komünist
P artisi savaşa etkin olarak katılm ak için toplum u h a ­
rekete geçirme konusunda önemli işler başardı. Sava­
şın başlam asından itibaren Kom ünist P arti «Zafer İçin
U lusal Cephe» sloganı öne sürdü ve p a rti üyelerini
«savaşı kazanm ak için em eğin birliği m ücadelesinde
olanca çabayı o rtay a koymaya» ç a ğ ırd ı/51’
K anada Kom ünist Partisi, hüküm etin nazi A lm an-
yası ve m üttefiklerinin yenilgisini sağlam ayı am açla­
y a n çabalarını destekledi. Partililer legal o larak çalı­
şabilm eyi sağlam ak için «Zafere 'EVET' oyu ver!» ulu ­
sal sloganı altm d a b ir «Tim Buck Plebisit Komiteleri»
a ğ ı o lu ştu rd u la r/52’ Bu Komiteler d a h a so n ra ulusal
b ir kongrede b iraray a geldiler ve legal b ir politik ö r­
g ü t oluşturdular. Uzun, zorlu bir m ücadeleden sonra
1943 yazında İlerici Em ek Partisi adı altm d a yasallaş­
m ış b ir bilimsel sosyalist p a rti için gerekli koşullar y a­
ratıldı. Bu K anada bilimsel sosyalistleri açısından b ü ­
y ü k b ir başarıydı.
H indistan Kom ünist P artisi Hint halkının çık arları­
nı u lu slararası anti-faşist m ücadeleyle özdeşleştirerek
ve H indistan’da faşizme direniş o rtak program ıyla bir

610
hlrlttyik ulusal cephe çağrısı y a p arak u lu slararası gö­
revini etkinlikle yerine getirdi.
Hu a ra d a H itler aleyhtarı koalisyon ülkelerindeki
liçllorln savaş dönem i koşullarında faşist saldırganla­
ra yönelik savaş çabalarının gelişm esini köstekleyebi­
lmek grevlere ilişkin tav ırları sorunu ortaya çıktı. în-
«lltore, ABD, A lm anya ve m üttefiklerine k a rşı savaşa
girm iş olan diğer ülkelerin Kom ünist P artileri an laş­
m azlıkların işçilerle işverenler arasındaki görüşm eler­
in sonuca bağlanm asını savundular. İşçi sendikalan, iş­
çileri işverenlerin yüküm lülüklerini yerine getirm eleri
koşuluyla geçici olarak grevlerden vazgeçmeye zorladı.
Hu tav ır faşist saldırgan bl okuna karşı m ücadelenin
çık arlan y la uyum içindeydi. Am a SSCB’n in m üttefiki
olan İngiltere, ABD ve diğer ülkelerde başlatılan sa­
vaşta ulusal çabayı hızlandırm a hareketi, sm ıf m üca­
delesinin b astınlm asım n b ir göstergesi de olmadı. İş­
verenlerin işçi sendikalanyla sözleşmelerini kabaca
çiğnem eleri İşçileri, grev de dahil, kendilerini savunm a­
ya yöneltti. Bilimsel sosyalistler, anlaşm azlıkların gö­
rüşm elerle halledilm esini sav u n arak H itler aleyhtarı
koalisyonun güçlenm ekte olan çık arlarından y an a d av ­
randı. Aynı zam anda K om intern üyesi p a rtile r işçilerin
sınıf çıkarlarını savunm ayı, tekellerin yağm acı politi­
kalarını açığa çıkarm ayı sürdürdüler.
İkinci D ünya Savaşı’nın önde gelen özelliği işgal al­
tındaki ülke h alklarının k u rtu lu ş mücadelesiydi. Bu
mücadele H itler a ley h tarı koalisyon ülkeleri ve halk­
larının özgürlük ve bağım sızlıklarını savunm ak için fa ­
şist sald ırg an lara k a rşı verdiği ortak savaşın özünü
oluşturuyordu. İşgal altındaki ülkelerin yurtseverleri
nazi A lm anyası ve m üttefiklerinin yenilgisine önemli
katkıda bulundular.
İşgal altındaki ülkelerde y aratılan durum geniş an-

6 li
ti-faşist ittifakların kurulm asını olanaklı kıldı. Toplu­
m un farklı kesim leri - işçiler, köylüler, kentli orta ta­
b ak alar ve ulusal burjuvazinin bir kısmı - kurtuluş h a ­
reketinde yer aldılar. Faşizme karşı bu ulusal k u rtu ­
luş hareketindeki öncü rolü kom ünist ve işçi partilerin
önderliğindeki işçi sınıfı oynadı. Kabaca söylemek ge­
rekirse, küçük bir grup mali kodaman, toprak sahibi
ve diğer ulus düşm anı u n su rlar dışında, tüm toplumsal
tabakalar, faşist istilacıları dışarı atm a ve yenilgiye
uğratm ada görev aldılar. Bilimsel sosyalist p artiler tüm
an ti-faşistleri ve yurtseverleri birleştirm ek için b öyle­
sine çalışarak işgal altındaki ülkelerde ulusal cephele­
rin (Yugoslavya’d a Birleşik Halk K urtuluş Cephesi,
F ransa’da Bağımsızlık İçin Ulusal M ücadele Cephesi,
Y unanistan’d a U lusal K urtuluş Cephesi vb.) k u ru lm a­
sında belirleyici bir rol oynadılar.
Bilimsel sosyalist partiler K om intern’in Yedinci
Kongresinde belirlenen stratejik ve taktiksel hedefleri
geniş ölçekte uygulam aya başladılar. P artililerin bu
yöndeki ısrarlı çabaları, kitleleri toparlam aya, büyük
boyutlara ulaşan Direniş H areke ti’ni hızlandırm aya ve
bilimsel sosyalistlerin etkisini artırm ay a yardım etti.
Komintern, işgal altındaki ülkelerin üye partilerine
Direniş H areketi’nin geliştirilm esinde sürekli olarak
vardım etti. Bu yardım temel hedeflerin saptanm ası
ve personel, propaganda malzemesi yardım ları vb. k ap ­
sıyordu.
Komintern, Y ugoslavya’daki anti-faşist m ücadele­
nin örgütlenm esine büyük özen gösterdi. KEYK’nin Y u­
goslavya Kom ünist Par'tisi’ne yazdığı 22 H aziran 1941
tarihli m ektup, P artiyi ülkede b ir birleşik ulusal cephe
y aratm ay a ve istilacılara karşı kitlesel b ir m ücadele
örgütlem eye yöneltti.
Y ugoslavya’da Partililer partizan g ru p lar ve müf-

612
m /nlor oluşturdular ve kitlelere Sovyetler Birliği’nin
fayht A lm anya'ya ve onun uydularına k a rşı savaşa
katılm asının Yugoslavya halkına faşizme k a rşı zafer
lut/ıınmu ve özgürlük ve bağımsızlık elde etme ufuk­
ları açtığını anlattılar. Ülkede, bilimsel sosyalistlerin
Ön(lor liginde d a h a sonra düzenli Y ugoslavya U lusal
K urtuluş O rdusu olarak yeniden örgütlenen sayısız
p artizan m üfrezeleri ortaya çıktı. 1942 sonunda bu or­
duda 150.000 e r ve subay vardı.
K urtuluş m ücadelesi sırasında işçileri, köylüleri
ilerici aydınları, yurtsever subayları ve diğer anti-fa­
şist ve yurtsever güçleri içine alan Birleşik Ulusal K ur­
tuluş Cephesi oluşturuldu. U lusal cephenin yönetici
gücü Yugoslavya Komünist Partisiydi.
Ulusal k urtuluş güçlerine karşı sadece yerel faşist
birim ler değil, göçmen m onarşisi hüküm etin y andaş­
lım da düşm an bir tavır aldı. B unlar Ç etnikler olarak
bilinen ve yeni yeni p artizan hareketle çatışm aya baş­
layan silahlı m üfrezeler örgütlediler. Yugoslav y u rtse­
verlerinin başarılı m ücadelesinin sonucunda 1941 son­
larına doğru ülke topraklarının bir bölüm ü k u rtarıldı
vo U lusal K urtuluş Komiteleri b u ralard a devrim ci ik­
tidarın organları olarak işlev gördüler.
1942 güzünde Yugoslav Kom ünist Partisi MK «hü­
küm et niteliğinde bir organ» olarak değerlendirilen
Yugoslavya U lusal K urtuluş Komitesi’ni k u rm ak üze-
ı*o adım lar attı. KEYK, bunu «çok gerekli ve son dere­
ce önemli b ir adım» olarak tanım layarak, böyle bir
komite oluşturm a önerisini ilk olarak onayladı.
KEYK 20 Kasım 1942 tarihli bir telg rafta bu komiteye
-ulusal bir nitelik ve hem üyelik hem de eylem prog­
ram ı açısından genel p a rti niteliği» verilm esini öner­
di. KEYK, bu kom itenin ulusal k urtuluş m ücadelesi­
nin politik bir organı olarak değerlendirilm esini cum ­

613
huriyet sloganının ilkel b ir biçimde o rtay a konm am a­
sını ve Yugoslavya’daki m ücadeleye sadece ulusal bir
açıdan değil, faşist bloka k arşı m ücadelenin genel h e­
defleri açısından d a yaklaşılm asını tavsiye etti. KEYK
«daha fazla politik esneklik ve kıvraklık o rtaya koyar­
ken ulusal k urtuluş m ücadelesindeki konum unu güç­
lendirm ek için elden gelen herşeyin yapılmasını* sa­
lık verdi.{53)
KEYK’nin tavsiyeleri, Y ugoslavya’d a faşist istilacı­
la ra karşın e n geniş cephenin kuru lm asın a yönelikti.
Kasım 1942 sonunda k urtarılm ış B osna'nın Bihac
kentinde anti-faşist g ru p ların tem silcilerinin b ir açılış
toplantısı yapıldı, böylece tüm Yugoslavya politik mec­
lisi -Yugoslavya’nın Ulusal K urtuluşu A nti-Faşist Mec­
lisi- Yugoslav h alklarının ilk devrim ci parlam entosu
oluşturuldu. Bilimsel sosyalistlerin yanı sıra tüm anti-
faşist g ru p ların tem silcilerini içeren b ir anti-faşist
Meclis Y ürütm e Komitesi seçildi. YUKAFM Y ürütm e
Komitesi Y ugoslavya’daki k u rtu lu ş m ücadelesinin ön­
derliğini ele geçirdi.
YKP’nin, ülkedeki y urtsever güçleri A lm an ve İtal­
yan faşist istilacılarına k a rşı silahlı b ir m ücadele için
toparlam a deneyi, K om intern Y ürütm esince çok olum­
lu değerlendirildi ve diğer ülkelerin p a rti basınında
yaygınlaştırıldı.
K om intern özellikle Polonya işçi sınıfının m ark-
sist-leninist partisinin yeniden k u ru lm asın d a Polon­
y a K om ünist P artisi’ne büyük yard ım lard a bulundu.
Polonya bilimsel sosyalistleri A lm anya’n ın SSCB’­
ye saldırısından başlay arak kendi dağınık gruplarını
ve anti-faşist güçlerin tü m ü n ü birleştirm e çabalarım
hızlandırdılar. 1941 sonuna gelindiğinde bilim sel sos­
yalistlerin denetim indeki illegal örgütlerin üye sayısı
yaklaşık beş-altı bindi. C!4)

»14
Bilimsel sosyalistlerin denetim indeki en büyük a n ­
ti-faşist ö rg ü t sol-kanat sosyal-dem okratlann ve p a rti­
sizlerin, sendika görevlilerin içinde bulunduğu K u rtu ­
luş M ücadelesi Birliği’ydi. Ülkedeki diğer anti-faşist ör­
g ü tler a ra sın d a Devrimci İşçi ve Köylü Konseyleri, Sov­
y etler Birliği D ostları Cemiyeti, İşçi-Köylü Ö rgütü ve
Sizin, Bizim Ö zgürlüğüm üz İçin M ücadele Cephesi v a r­
dı.
Temmuz-Ağustos 1941’de KEYK SSCB’de k a lan Po­
lonya bilimsel sosyalistlerinden m arksist-leninist p a r­
tiyi yeniden k u rm a k için zem in h azırlam a am acıyla
Polonya’y a kaçırılacak olan b ir geçiş gru b u oluşturdu.
Geçiş G rubu yeni p artin in nazilere k a rşı geniş b ir ulu ­
sal cephe y a ra tm a görevini öne süren prog ram a iliş­
kin b ir açıklam a yaptı.
G rubun üyeleri A ralık 1941 sonunda ve O cak 1942
b aşm da Polonya’ya v a rd ıla r ve bilimsel sosyalistlerin
denetim indeki illegal anti-faşist örgütlerle ilişki k u r-
d u lar.(5S) Temelini birleşm iş illegal örgütlerin o luştur­
duğu Polonya İşçi Partisi -Polonya işçilerinin m arksist-
leninist partisi- kuruldu.
PİP’nin Ocak 1941 başındaki kuruluş toplantısında
Nownl,ko’nun Sokrolor olarak görev aldığı geçici b ir yö­
netim organı seçildi.
10 Ocak 1942'de «İşçilere, Köylülere, A ydınlara
Tüm Polonya Yurtseverlerine» b ir çağrı yayınlandı. Bu
belge Polonya İşçi P artisi’n in kuru lu şu n u ilan etti ve
tem el ilkelerini açıkladı. Parti, tüm Polonya halkını n a ­
zi istilacılarına karşı yılm az b ir m ücadele verm eye ve
h ain ler ve teslim iyetçiler dışında nüfusun tüm kesim ­
lerini içine a lan b ir Birleşik U lusal A nti-Faşist Cephe
o lu ştu rm aya çağırdı.
PİP’n in kuruluşu, Polonya halkının k urtu lu ş m ü ­
badelesinde yeni bir evreyi başlattı. Bilimsel sosyalist­

615
le r derhal istilacılara k a rşı m ücadeleye giriştiler.
Gvvardia Ludova (Halk Muhafızı) olarak bilinen b ir as­
keri örgüt kuruldu. Halk M uhafızının ilk birlikleri, Ma-
yıs-H aziran 1942’de düşm ana yapılan sald ırılarla ça­
lışm aya başladı. N azi istilacıları ve ülke içindeki gerici
çevrelerin şahsında güçlü ve acım asız bir düşm ana
k a rşı verilen zorlu bir m ücadele sırasında PÎP saflarını
h ızla güçlendirdi ve anti-faşist direnişin en etkin gücü
haline geldi.
K om intern Y ürütm e Kurulu İşgal altındaki ülke-,
lerin K om intern üyesi partiloriyle yakın ilişkide ol­
m aya çalıştı ve direniş hareketlerini güçlendirip ge­
nişletm eye yardım cı oldu.
Fransa'da, A lm anya’nın Sovyetler Birliği'ne sal­
dırm asından sonru dironiş hareketi d a h a üst b ir evreye
yükseldi. Thorez -22 H aziran’dan sonra yurtseverler d a ­
h a farklı düşünm eye başladılar. ‘Yalnız değilim. Sov­
yet halkı gibi bir m üttefikle özgürlüğe ulaşabiliriz, k a ­
zanabiliriz.’»(5C) diye yazdı. 1941 yazından b aşlayarak
gönüllü ask er ve gerilla m üfrezeleri oluşturuldu. FKP
b u n ların örgütleyicisi oldu.
Partililer Ulusal Cephenin sağlam laşm ası için ça­
lışm aya başladılar. Çeşitli işçi ve köylü örgütleri, F ran­
sız K adınlar Birliği, Gençlik Cephesi vb. Ulusal Cep­
heye katılm aya başladılar.
N azi yetkilileri ve onların m üttefikleri Vichi yet­
kililerinin şahsında Fransız yurtseverlerine k a rşı azgm
bir sindirm e h a re k atın a başladılar. Bundan en a ğ ır za­
r a r gören «kurşuna dizilenler partisi» o larak ta n ın m a­
ya başlayan Fransız Kom ünist P artisi’ydi. Sayıları yet-
m işbeşbine v a ra n p artili nazi istilacılarına k arşı ülke­
lerinin özgürlük ve bağım sızlığım korum ak için verdik­
leri sav aşta h ayatlarını yitirdiler. Ö ldürülenler a rasın ­
d a Parti M erkez Komitesinin, MK Sekreteri ve Demir-.

616
yolu İşçi Sendikalarının önderi Pierre Sem ard, Hum a-
nite gazetesinin yönetm eni G abrıel P eri’nin de dalıil
olduğu 8 üyesi de vardı. Partililer anti-faşist direnişin
gerçek k a h ra m a n la n olduklarını kanıtladılar.
Çekoslovakya’daki direniş hareketi A lm anya’nın
Sovyetler Birliği’ne saldırm asından sonra d a h a d a et­
kinleşti.
Eylül 1941’de Çekoslovak Kom ünist Partisi MK in-
siyatifinde direniş hareketinin temel gruplarınm tem ­
silcilerinden oluşan Çekoslovakya M erkezî Ulusal-
Devrimci Komitesi kuruldu. K asabalarda ve köylerde
halkın istilacılara k arşı m ücadelesinin organları ola­
rak çalışan yerel kom iteler oluşturuldu.
Çek bölgesinin naziler ta ra fın d a n ele geçirilm e­
sinden sonra tüm üyle A lm anya’ya bağım lı b ir kukla
devlet haline getirilen Slovakya’da p artililer ordu için­
de yaygın bir çalışma yürüttüler; askeri birim lerde il­
legal parti örgütleri o luşturdular ve askerleri Kızıl O r­
duya karşı savaşm am aya çağıran bildiriler dağıttılar.
Devrimci propagandanın etkisiyle Slovak H üküm eti’-
ıdh Sovynt-Alnmn cephosine gönderdiği ordu birim ­
lerin in tüm ü Kızıl Ordu vo Sovyet partizan ların ın ta ­
ra lın a goçl.j.
l im l'in sonunda Slovakya’da partizan m üfrezele­
rinin kurulm asını, Bohemya ve M oravya’da b enzer
m üfrezelerin kurulm ası izledi. Bilimsel sosyalistler Ulu­
sal C ephe’nin oluşturulm ası için bir kam panya b aş­
lattılar.
KEYK, İspanyol Kom ünist P artisi’nin çalışm aları­
n a k a rşı ciddi b ir özen gösterdi. İKP’nin görevlerine
ilişkin m eseleler KEYK S ekretaryasm da birkaç kez
tartışıldı. S avaşta resm en yer alm am akla birlikte Fran-
ko İspanyası nazi A hnanyasına giderek a rta n y a r­
d ım larda bulunuyordu. İspanya, A lm anya’ya büyük

617
m ik tarlard a stratejik ham m adde sağlıyordu. Franko,
m avi tüm enini Sovyet-Alman cephesine gönderdi. Bu
tüm en orada Alman ordusunun h ir bölüm ünü oluştur­
du. Faşist Ispanya’nın egemen çevreleri, ülkeyi nazi Al-
m anyasının yanında savaşa çekmeyi planlıyordu. Böy­
le bir politika İspanyol halkının yaşam sal çık arları açı­
sından b ir tehlikeydi.
İspanyol K om ünist Partisi, Franko rejim inin bu
m aceracı çizgisini açığa çıkardı ve tüm anti-faşistleri,
ulusal çıkarları önde tu ta n herkesi «İspanya’nm sava­
şa katılm asını Önlemek ve diktatörlüğün faşist güçle­
re sağladığı yardım a karşı m ücadele etmek» için bir­
leşmeye çağırdı.*57J İspanyol Kom ünist P artisi’n in iz­
lediği ulusal birlik politikası, İspanya’nın tarafsızlığı­
nın sadece sol güçler için değil, tutucu ve katolik çev­
reler, askerlerin bir bolümü vo İngiliz-Am erikan ser­
m ayesine bağlı İspanyol kapitalistlerinin önemli bir
kesimi dahil, nüfusun çoğunluğu için de b ir endişe ko­
nusu olm asına dayanıyordu.
İKP, ülkede, halkı İspanya top rak ların d a Franko
rejim ine ve onun İspanya’yı savaşa çekm e çab aların a
karşı a y ak lan d ıran tek partiydi.
Parti, Eylül 1942 bildirgesinde faşist diktatörlüğün
devrilm esinden ve politik özgürlüklerin yeniden sağ­
lanm asından sonra derhal halkın, özgürlük ve dem ok­
rasi koşullarında devletin gelecekteki politik yapısm ı
seçmesine olanak veren seçim leri yapacak b ir ulusal
birlik hüküm eti sloganı öne sürdü.
KEYK, Çin halkm m Jap o n istilacılarına k arşı si­
lahlı direnişinin örgütlenm esinde etkin olarak y e r alan
Çin Kom ünist P artisi’n in çalışm aları konusunda olduk­
ça özen gösterdi,
A vrupa ve A sya’daki olayların akışı, Jap o n y a’nın
SSCB’ye savaş açm a olanağını o rtad an k aldırm ak için

ü'l 8
.lupon aleyhtarı savaşın hızlandırılm asını gerektiriyor­
du, liu hem Sovyetler Birliği hem de b a şta Çin olmak
M/.ere diğer özgürlükleri için mücadele eden halkların
yurarınaydı.
Bir birleşik ulusal cephenin kurulm ası, Çin halkı­
nın ulusal k u rtu lu ş savaşının gelişmesi açısından çok
Imyük Önem taşıyordu. A ncak Çiang Kay-şek g ru b u ­
nun gerici çizgisi Çin Kom ünist Partisi için ciddi güç­
lükler yarattı. Çiang Kay-şek kliğinin kışkırttığı silah­
lı çatışm alar K uom intang askerleri ve U lusal K urtu­
luş orduları arasın d a sık sık yinelendi,
Çin halkının Japon istilacılarına k arşı b aşarılı ey­
lemlere girişm esini sağlam ak için KEYK ÇKP’ye ulu­
sal cepheyi ve K uom intang’la olan ilişkilerini güçlen­
dirm eye yönelik ad ım lar atm asını te k ra r te k ra r öğüt­
ledi. Bu nedenle KEYK, ÇKP MK’ne yazdığı 16 H aziran
1942 tarih li m ektubunda «İçinde bulunulan d u rum Çin
Komünist P artisı’n in K uom intang'la ilişkilerini geliştir­
mek ve Jap o n lara karşı m ücadelede Çin birleşik cephe­
sini güçlendirm ek için elinden gelen herşeyi yapm ası­
nı zorunlu kılm aktadır.» diye belirtiyordu. Kom ünist
Partinin saygınlığını yıkm aya ve onu kitlelerden uzak­
laştırm aya çalışan Ç iang Kay-şek ve diğer K uom intang
önderlerinin uyguladığı taktiklerin provokatif niteli­
ğine işaret eden KEYK «biz, bu provokasyonlara akıl­
lıca karşı çıkm ak yerine boyun eğmeyi halkım ız açısın­
dan doğru b ir politika olarak değerlen d ir eme yi z.» di­
ye vurguladı.(M)
Japon istilacıların şahlanm ası karşısında, özellikle
Çin’in kırsal alanlarında, K om ünist P arti önderliğinde
kitlesel b ir partizan savaşının gelişmesi için oldukça
olverişli koşullar o rtay a çıktı. Jap o n em peryalistleri­
nin SSCB sınırına b ir milyon insanı kapsayan b ir ordu
yığmış ve sonra Pasifik’te b ir savaş başlatm ış olması

619
ned en iy le Ç in ’deki sa v a şa a y ıra c a k çok sın ırlı g ü çleri
kalm ıştı. Ç in h alk ın ın k u rtu lu ş m ücadelesini h ız la n d ır­
m ak için u y g u n k o şu lla r vardı.
ÇKP, k u rta rılm ış bölgeleri gen işletm ek ve silah lı
k u v v etleri g ü çlen d irm ek için bu k o şu lla rd a n y a r a r la n ­
dı. A n cak P a rti içinde M ao T se-tung b aşk an lığ ın d ak i
yönetim e n b ü y ü k özeni 1941 y azın d a b a ş la tıla n ve 1 9 4 5 -
gü zü n e dek s ü rd ü rü le n p a rti ö rg ü tle rin in «çalışm a t a r ­
zını g eliştirm e- k a m p a n y a sın a gösterdi, M ao T se-tung
g ru b u b u k am p an y ay ı M ao T se-tung ve y a n d a şla rın ın
h o şlan m ad ığ ı p a rti g ö revlilerine k a rşı d ü zen li b ir h a ç ­
lı seferin e çevirdi. Bu p a r ti g ö rev lilerin in çoğu hiç b ir
biçim de sav u n u lam az b a sk ıla rla k arşıla ştıla r.
«Çalışm a T arzını G eliştirm e» k am panyası, M ao Tse-
tu n g ’u övm ek, g ru b u n u n p a rti y ö n etim in d ek i k o n u ­
m u n u g ü çlen d irm ek ve «Çin’in özgün k o şu lla rın d a
m arksizm » o la ra k s u n u la n m aoizm i h a lk a m aletm ek
için b ir b a h a n e o la ra k k u llanıldı. P arti-içi m ücad ele sı­
ra s ın d a M ao T se-tu n g 'u n d o k trin e r v a rsa y ım la rım P a r­
tin in egem en ideolojisi h alin e g etirm en in v e M ao’n u n
« h ata y ap m az b ir önder» o la ra k tan ıtılm ası için g e re k ­
li ideolojik ve Örgütsel ö n k o şu llar y a v a ş y a v a ş y a r a ­
tıldı.
P arti, g elişm esindeki b u olum suz -y a n la ra k a rş ın
k itlelerin g en iş y u rts e v e r h a re k e tin in etk isi ve K om in-
te m ’in y a rd ım ıy la ü lk en in Jap o n em p ery alistlerin bo­
y u n d u ru ğ u n d a n k u rta rılm a sı için u lu sal slo g an lar a l­
tın d a h alk ın v erd iğ i m ü cad elen in ö n c ü lü ğ ü n ü y ap m ay ı
b aşard ı.
H alk ların Ja p o n em p ery alistlerin e k a rş ı m ü cad e­
lesi M alaya, Filipinler, B urm a, Ç in H indi, E ndonezya
ve K ore’de de başladı. Ja p o n m ilitaristleri G üney Doğu
A sya ü lk e lerin i ele g e ç irirk e n «Anglo-Sakson em per-

620
yuli/.minin» boyunduruğundan «kurtarıcı» m askesi a l­
lı ım gizlenerek istilalara girişti,
fşgal edilen ülkelerde yerel burjuvazinin, toprak
.sahipleri ve resmi görevlilerin işbirlikçi un su rlarıy la
işbirliği içinde kukla yönetim ler oluşturan, Japon m i­
litaristlerinin iki yüzlü politikası Japonya’nın yardım ıy­
la bağımsızlık kazanm a olanağına in an an kesim ler a ra ­
sındaki düşüncelerle b ira ra y a gelince anti-em peryalist
güçlerin birliğinin sağlanm ası için bir engel o lu ştu ru ­
yordu. Ancak, Japon em peryalistlerinin ele geçirilen
ülkeleri acım asızca yağm alam ası ve kaba b ir şiddet
ve vahşet rejim i k u rm aları direniş hareketini o lu ştu r­
maya başlayan halk arasın d a yeni söm ürgecilere k a r­
şı n efret uyandırdı.
M alaya halkı, Japon söm ürgecilerine karşı etkin
b ir biçimde savaştı. İstilacılara savaş açan Komünist
Parti önderliğinde Japon aleyhtarı bir ordu kuruldu.
Japonlar, Fİlipinler’de k a ra rlı bir direnişle k arşı­
laştılar. 1942 b ah arın d a Komünist P arti insiyatifinde
işçi, köylü, öğrenci ve dini örgütlerden oluşan b ir b ir­
leşik Jap o n aleyhtarı cephe oluşturuldu. G erilla m üf­
rezeleri 1942 b ah arın d a ulusal Japon A leyhtarı O rdu
içinde birleştiler. Bu ordunun silahlı birlikleri kitlele­
rin desteğini sağlayarak ülkenin orlu ve güney bölge­
lerindeki bazı alanları kurtardılar.
Burm akla bilimsel sosyalistler tüm yurtsever güç­
leri birleşti m ıoyo çalıştılar, gerilla m üfrezeleri- oluş­
lu r<l ular vo islilucılara ve Japonların hizm etindeki ye­
rel askeri yönelim lere karşı m ücadelede diğer y urtse­
verlere katıldılar,
V ietnam ’da 1941’de Kom ünist Partinin insiyatifin­
de b ir birleşik cephe - Viet M inh (V ietnam Bağımsız­
lık Birliği) - kuruldu. S aflarında işçileri, köylüleri, k e n t­
li küçük-burjuvaziyi, ilerici ay dınlar ve o rta bu rju v a­

621
ziyi b irleştiriy o rd u . B irliğin Önderi Ho Şi M in h ’di. Viet
M inh, J a p o n is tila c ıla rın a k a rş ı d iren işi ve d a h a so n ra
ü lk e n in tü m sö m ü rg e b a sk ıla rın d a n k u rtu lm a sı için
verilen m ü cad eley i yönetti.
E n d o n ezy a’d a k i Ja p o n a le y h ta rı h a re k e te fa b rik a ­
la r ve d em iry o lların d a sabotaj eylem leri d ü zen ley en İş­
çiler, köy lü ler, ay d ın lar, ö ğ ren ciler ve g en çlik katıldı.
B irkaç y erd e k ö ylü a y a k la n m a la rı ve a s k e rle r a ra s ın ­
d a is y a n la r patladi-
Jap o n em p ery alistlerin e k a rş ı D ireniş H arek eti Ko­
r e ’ye de yayıldı. S a v a şta n Önce b u ra d a bilim sel so sy a­
listlerin ö n d erliğ in d e U lusal D iren iş C em iyeti k u r u l­
m uştu. M a n ç u ry a ’d a v e K ore sın ırın a b itişik b ölgelerde
çalışan K oreli g erilla m ü frez eleri bu cem iyeti d e ste k ­
liyordu.
Bilim sel so sy alistler G üney-D oğu A sya ü lk elerin in
y u rtse v e r g ü çlerin i J a p o n istila c ıla rın a k a rş ı b irle ştir­
m e h a re k e tin d e ve silah lı m ücadelede Ja p o n a le y h ta rı
cep h en in ö rg ü tley icileri o la ra k ön s a fla rd a gö rev y a p ­
tılar.
Faşist Blok Devletleri
Ve İşgal Altındaki Ülkelerde
Radyo Propagandasının
örgütlenmesi
R adyo ile p ro p a g a n d a d a d ah il a n ti-fa şist p ro p a ­
g an d a, k itleleri m ü cad eled e b irleştirm ed e g ü çlü biı
araç tı. S av aş k o şu lla rın d a, çoğu A v ru p a ü lk e sin in A l­
m a n o rd u la rın ın işgali a ltın d a olduğu b ir sırad a, anti-
faşist y e ra ltı h a re k e tin in g ü n lü k h ab erleşm esi rad y o y ­
la y ü rü tü lü y o rd u . S ovyetler B irliği’n d e n y ap ılan rad y c
y a y ın la rı ve n a z i işgali a ltın d a k i b azı to p ra k la rd a y a ­
p ılan illegal y ay m lar, u lu s la ra ra s ı d u ru m , cep h elerd e­
ki, işgal altın d a k i ve fa ş is t ü lk e le r içindeki d u ru m a

022
İlişkin güvenilir bilgi iletm enin e n önemli araçlarıydı.
M oskova’dan yapılan radyo yay ın lan nazi sald ırg an ­
larının politikasını reddediyor, nazilerin propaganda
gösterilerini açığa çıkarıyor ve anti-faşist direnişin so­
m u t so ru n ların a ilişkin önerilerde bulunuyordu.
Radyo yayınlan, h alk ların faşist istilacılara olan
am ansız nefretini, faşist h aydutların kaçınılm az yenil­
gisine ve halk ların özgürlük yolundaki haklı davasının
zaferine olan inançlarını ay ak ta tu tm an ın önemli bir
aracıydı.
D ünya işçi sınıfı h areketinin Gottwald, ibârruri.K o-
larov, Pieck, Togliatti, Thorez ve U lbricht’in de a ra la ­
rın d a olduğu önemli temsilcileri, bu radyo y ayınların­
d a görev aldılar. Tek tek ülkelere yapılacak yayınlar
için söz konusu olan ülkeler bilimsel sosyalist p artile­
rin in ü st düzeydeki üyelerinin tem sil edildiği özel y a­
yın k adroları oluşturuldu. Genel yönetim i ise KEYK
Sekretaryasm ın atadığı b ir M erkezi Yayın K urulu yü­
rütüyordu.
1943'te ulusal radyo yayınları 18 ayrı dilde hem en
hem en 24 saa t gece gündüz çalışıyordu; Almanca, Leh­
çe, Çekçe, Slovakça, Bulgarca, Sırpça, Slovence, İspan­
yolca, Fransızca, İtalyanca, M acarca ve d iğ er dillerde
yayınlar yapılıyordu. G erçekleri an latan radyo h ab er­
leri, işgal altındaki ülkelerin halkları a ra sın a sızıyor,
faşist işgalcilere k arşı özgürlük ve bağım sızlık sava­
şında onları yüreklendiriyordu. A nti-faşist propagan­
da, H itler bloku içindeki ülkelerin bilimsel sosyalist­
lerine ve ilerici işçilerine ulaştı ve oradaki anti-faşist
güçlerin büyüm esine yolaçtı.
KEYK S ekretaryası sık sık bu radyo yayınlarının
kaydettiği ilerlemeye ve Direniş H areketi’nin gelişm e­
sinde oynadığı role değinen ra p o rla r aldı. Sekretarya,
27 Şubat 1942’deki k a ra rın d a ulusal yayınlarda «savaş

623
çalışm alarını başlatm ak için d ah a elverişli bir durum»
bekleyen ve tüm um utların ı Kızıl O rdu’ya bağlayan b a­
zı anti-faşistlerm edilgen tav ırları konusunda b ir eleş­
tiri eksikliği olduğunu belirtti. KEYK, radyo pro p ag an ­
dasının anti-faşist h arek etin başarılarını abartm am ası
gerektiğini ve anti-faşist g ru p ların m ilitan eylem ini ve
geniş kitlelerin düşm ana karşı gösterilerini hızlandır­
mak için elinden geleni yapm asını talep otti, KEYK, za­
m anın, büyük kitle eylem leri ve faşist istilacılara karşı
d a h a kararlı m ilitan eylem ler için henüz olgunlaşm a­
dığı görüşüne k a rşı çıktı.
Sekretarya, radyo propagandasını geliştirm ek için
som ut önerilerde bulundu. K arar «Düşmanı bıkıp u san ­
m adan açığa çıkarm ayı sürdürürk en , ulusal yayınları­
nı H itler’in plan lam ak ta olduğu b ah ar saldırısının bo­
şa çıkarılm asına yöneltmek gorekiyor» diye sürüyordu.
Ulusal yayınların tüm yayın kadroları kitlelerin nazi-
lere ve nazi Alman yasın m egemen birliğinin hizm e­
tindeki hain hüküm etlere karşı ivedi eylem lere giriş­
mesi için yapılan propagandayı hızlandıracaklardı.
KEYK, hareketin çeşitli ulusal lıomiLeler biçimindeki
ulusal üslerinin derhal kurulm ası, rollerinin, önem le­
rinin ve görevlerinin belirlenm esi no ilişkin propagan­
danın gerekliliğini de belirtti. Bu komitelerin o rta k h e­
defi, savaşın derhal sona erm esi için mücadele etmek,
m üm kün olan h e r aracı k u llan arak HiÜcr’İn yenilgisi­
ne yardım cı olmak, h a lk la ra k urtu lu ş getirm ekte olan
Kızıl O rdu’ya olanaklı tüm yardım ları sağlam ak, Hit-
Ier A lm anyasının ve A lm anya'ya m üttefik ülkelerdeki
ulusal ih an et hüküm etlerinin altedilmesi için çalışm ak
ve gerçekten ulusal hüküm etler, barış, Özgürlük h ü k ü ­
m etleri oluşturulm ası için savaşm aktı. «Tüm bu am aç­
ların propagandası h e r ülkenin ulusal çık arların a d a­
yandırıl malıdır.» (S9>
KEYK Sekretaryası, anti-faşistlerin (özellikle Al­
m anya ve İtalya’d a illegal örgütlerini güçlendirm eye
ve olm ayan yerlerde k u rm ay a ve y u k ard an em ir bek­
lem eden ta b an d a n gelecek m üm kün olan en büyük in-
siyatifi ortaya koyarak çalışm alarını hızlandırm aya
çağrılm alarını tavsiye etti.
KEYK, cephedeki önemli olaylara tepki gösterdi ve
üye p artilere bu konuda Öğütler verdi. A lm an ordula­
r ı 1942’de yaz saldırılarına başladığında KEYK, özel
b ir k a ra rd a, «düşmanın geçici b a şa rıla rın a ilişkin düş­
m an propagandasına d a h a güçlü ve kesin b ir tepki gös­
termek» gereğini belirtti. «Hitler ordusunun a n a güçle­
rin in Sovyet-Alman sınırında bağlandığı gözönüne alı­
nınca ikinci bir cephe m eselesinin giderek d a h a acil ve
gerçekleşm esinin d a h a m üm kün b ir hale geldiği açık­
ça o rtay a konm alıdır. Bu, işgal altındaki ü lk eler h alk ­
ların ın mücadelesi, özellikle p artizan h a re k eti için
olum lu koşullar sağlar...» KEYK aynı zam anda, ikinci
b ir cephenin açılm asını bekleyerek edilgen b ir biçim de
yerinde saym a tehlikesine k a rşı anti-faşistleri uyardı.
KEYK «İstilacılara karşı m ücadele ikinci cephenin açıl­
masını beklem eden hem en şimdi başlatılm alıdır.»(M>
KEYK gençlik arasın d a propaganda m eselesini ta r­
tıştı. Sokrotarya 20 Temmuz 1042 tarih li k a ra rın d a Hit-
le r’in hızla yenilgiye uğratılm asının gençliğin başlıca
görevi olduğunu ve varolan koşullarda özgürlüğü k a ­
zanm anın b ir tek yolu bulunduğunu, bun u n d a silahlı
m ücadele olduğunu belirtti. Bu nedenle b ü tü n işgal
edilm iş ülkelerdeki gençler, halkın m ücadelesinin vu­
ru cu gücü olm ayı kutsal görevleri olarak değerlendir­
m ek zorundaydılar. Gençlik yayınlarının şu slogan al­
tın d a sürdürülm esi tavsiye edildi: «Ülkenin m u tlu lu ­
ğu benim için yaşam ım dan d a h a değerlidir.»(61) U lusal
radyo yayınlarında p artizan harek etin in pro p ag an d a­

F. 40: Enternasyonal 625


sın a büyük özen gösterildi. KEYK bilimsel sosyalistle­
re gönderdiği m esajlarda, koşulların uygun olduğu h er
yerde p a rtiz an harek etin i geliştirm eyi önerdi. Eylül
1942 sonunda KEYK Sekretaryası, ulusal radyo yayın­
l a n yaym kadrolarına, p a rtiz an hareketi için faşizme
k a rşı partizan savaşının, ta h rip eylem lerinin ve sabo­
ta jın haklılığını savunan g ü nlük pro p ag an d a yürütm e
em rini veren özel b ir k a ra r aldı.

Komintern
Ve S avaş T ufukluları A ra sın d a k i
P o litik Çalışm a

Savaş sırasında K om intern’İn önüne çıkan önemli


b ir sorun savaş tu tu k lu la n a ra sın d a çalışm a yapm ak­
tı. Faşist ülkelerin yöneticileri askerlere ve kitlelere
ırkçılık, şovenizm ve m ilitarizm ru h u aşılam ay a büyük
özen gösteriyordu. Savaş tu tu k lu la n n ın çok büyük
b ir çoğunluğu - eski askerler, A lm an ordusu ve İtalyan,
M acar, Romen ve diğer orduların subayları - anti-ko-
m ünist propagandadan oldukça etkilenm işti. Bu du­
ru m karşısında son derece önemli b ir görev o rta y a çık­
tı: savaş tu tu k lu larm ı anti-faşist ru h la yeniden eğit­
m ek ve onlardan faşizm e karşı dövüşecek savaşçılar,
kendi ülkelerindeki dem okratik toplum sal b ir sistem
için m ücadele edecek savaşçılar y aratm ak. Bu hiç de
kolay b ir görev değildi.
KEYK d a h a 1941 yazm da gerekli Sovyet yetkilile­
riyle an laşarak savaş tu tu k lu ları arasın d a sistemli b ir
çalışm a yürütm ek için savaş tu tu k lu k am p ların a tem ­
silcilerini gönderdi. Bu çalışm ada u lu slararası işçi smıfı
hareketinin önemli önderleri, tanınm ış A lm an y azarla­
r ı (Johannes Becher, W illi Bredel ve Erich W einert)
ve birçok A lm an bilimsel sosyalisti önemli b ir yer aldı.

626
SBKP üyeleri de savaş tu tu k lu ları arasın d ak i politik
çalışm ada etkin bir yer aldılar.
21 Ağustos 1941'de KEYK Şekretaryası Ulbricht,
D raganov ve Sverm a’nın Alman ve Romen savaş tu­
tu k ların a ilişkin raporunu dinledi ve H itler aleyhtarı
düşünceye sahip askerler ve subaylar için özel k u rs­
la r örgütlenm esini tavsiye etti.
Alman savaş tutuklularm m Alman Komünist P a r­
tisi temsilcileriyle ilk toplantısı Ekim 1941’de b ir tu­
tuklu kam pında yapıldı. Toplantı «Hitler’iıı yenilme­
si Alman halkının kurtuluşudur» diyen «Alman H al­
k ın a Çağrı»yı kabul etti. Büyük b ir Alman a sk e r grubu
Alm an h alk ın a savaşa son verm ek, H itler’i altetm ek
ve özgür ve bağımsız bir A lm anya kurm aya başlam ak
için ilk kez açıkça çağrıda bulundu. Bu ç a ğ n Sovyet­
le r Biriiği’ndeki savaş tu tu k la n kam plarında anti-fa-
şist b ir hareketi başlatm ası açısından büyük b ir po­
litik önem taşıyordu.(62)
KEYK savaş tu tu k lu ları arasındaki çalışm anın ör­
gütlenm e biçimi ve so n u çlan konusunda sistemli bir
çalışm a yapm ayı sürdürdü. Bu am açla dünya işçi .sı­
nıfı h areketinin önemli önderlerinin işbirliği istendi.
Ocak 1942 sonunda KEYK Şekretaryası savaş tutuk-
lu la n arasında politik çalışm a meselesini tartıştı. Bu
k onuda alm an k a ra r «savaş tutukluları birinci konfe­
ran sı çağrısı ve diğer ülkeler için kabul edilen ben­
zer çağ rılar savaş tutukluları arasın d a d ah a ileri ça­
lışm alar için bir tem el oldu...» diyordu.<S3) Sekretar-
ya, savaş tu tu k la n için üç aylık eğitim k u rsla rı vere­
cek b ir okul örgütlem e Önerisini onayladı. Bu okullar­
d a ders gören savaş tu tu k la rın a kam plarda politik ça­
lışm a y ap m alan salık verildi.
Savaş tu tu k lu la n arasın d a politik çalışm ayı >ö-

627
nelm ek için Uibricht, Koplenig ve Szanto’dan oluşan
biı* kom isyon kuruldu.
Sovyet O rdusu’nu n 1842 sonu ve 1943 başındaki
zaferleri ve faşist orduların çok sayıda ask er ve subay­
larının ele geçirilm esinin ardından KEYK savaş tutuk-
iuları a ra sın d a yığınsal b ir anti-faşist h a re k et b aşlat­
m aya k a ra r verdi. S ekretarya anti-faşist okulun ge­
nişletilm esini ve eylem cilerin eğitilm esi için kısa dö­
nem li k u rsla rın örgütlenm esini tavsiye etti. Subaylar
için özel sem inerler yürütüldü.*01*
KEYK S ekretaryasının tavsiyeleri u y arın ca H itler
ve m üttefiklerine karşı m ücadelede tu tu k lu ia n n poli­
tik görevlerini tartışm ak üzere Alman, İtalyan, M acar
ve Romen savaş tu tu k lu ları delege k o n feran sları ya­
pıldı.
Savaş tutukluları arasın d ak i zorlu politik çalışm a­
nın sonucu olarak A lm an ordusu ve diğer faşist blok
ülkeleri ordularının ask er ve subaylarının b ir çoğu, fa ­
şizme karşı m ücadelenin etk in savaşçıları haline geldi­
ler. 1943’te Ö zgür A lm anya U lusal Komitesİ’n in k u ru l­
m ası H itler’in tüm m uhaliflerinin birleşik b ir cephesini
y aratm ak için A lm an Kom ünist Partisi’nin verdiği m ü ­
cadelede önemli b ir olaydı. Ö zgür A lm anya hareketi
aslında, a ra la rın d a savaş tu tu k lu la n içinden çıkan or­
d unun ulusal güçleri de olm ak üzere, anti-faşistlerin,
Alman Kom ünist P artisi önderliğindeki işçi sınıfının
yönettiği m ilitan b ir ittifaktı, ö z g ü r A lm anya h a re ­
keti d a h a sonra yeni, dem okratik b ir A lm anya'nın ku­
rulm asında etkin b ir y er a lan kadroların eğitilm esine
yardım cı oldu.
Komintern
Ve Savaşırı
Dönüm Noktası
Tüm halk ların faşist boyunduruğa k a rşı m üca­

628
delesinin sonucu herşeyden önce Sovyet-AIman cephe­
sinde - İkinci D ünya Savaşı’nın başlıca cephesinde be-
Jijrlendi. A lm anya’n ın SSCB’ye saldırm asından başla­
y a ra k 1943’ün o rta la rın a dek H itler-bloku ülkelerinin
tüm ordularının üçte ikisi burada toplanm ıştı.
B üyük A nay u rt savaşının ilk dönem lerinde bazı
ciddi engellere k arşın Sovyet O rdusu azgın, kanlı sa­
v aşlarda direndi sonra d a savaşın dengesini değiştir­
di. 1942’nin ikinci y a n sı ve 1943’ün başlarında' Volga
ve Don a rasın d a girişilen büyük savaşlar faşist ordu­
la r için bütü n nazi savaş m ekanizm asını tem elinden
sarsan ve savaşm tüm akışını değiştiren ezici b ir ye­
nilgiyle sonuçlandı. Faşist istilacıların Sovyet toprak­
ların d an atılm asına başlandı.
Stalingrad zaferi A vrupa uluslarının nazi boyun­
d u ru ğ u n d an k u rtu lm ası için gerçek olanak lar sağla­
dı. Faşizmin kanlı boyunduruğu altında ezilen milyon­
ların yüreklerinde k u rtu lu ş saatinin hızla yaklaşm ak­
ta olduğu um udu güçlendi. Sovyet O rdusunun za­
ferlerinin etkisiyle Direniş, yaygınlık ve önem kazan­
dı. SBKP yönetim indeki Sovyetler Birliği'nin saygınlı­
ğı, tü m dünyadaki bilimsel sosyalistlerin saygınlığı,
ölçülemeyecek k a d ar arttı.
A m a u fu k ta h âlâ zorlu bir kavga, savaşın tüm cep­
heleri ve kesim lerindeki tüm anti-faşist güçlerin en et­
kin biçimde çalışm alarını gerektiren b ir kav g a vardı.
Bu yeni durum da Komin te rn Y ürütm e K urulu a n ­
ti-faşist propaganda ve ajitasyon alanlarınd ak i yeni
görevleri saptadı. KEYK Sekretaryasm m 10 Ş u b at 1943
tarih li k a ra n şöyle belirtiyordu: «Savaşın âkışindaki
belirleyici dönüm noktası ve H itler'in hızla yenilgiye
uğratılm ası o lan ağ ı şimdi Hitlerizm e k arşı m ücadele­
nin yeni koşullarına dayandırılm ası gereken propa­
gandam ızda tüm üyle değişiklik gerektirm ektedir.

629
Propagandam ız saldırıya geçmeli, olabildiğince m ili­
ta n ve k a ra rlı olmalı ve kitlelere savaşın belirleyici bir
evresine girdiğim izi anlatm alıdır.»(fa>
Savaştaki bu dönüm noktasm ın başlam asıyla Ko-
m intern Y ürütm esi anti-faşistleri ve yurtseverleri bir-
a ray a getirm e, halkların faşist sald ırg an lara k a rşı m ü ­
cadelesini yoğunlaştırm a İşini d a h a d a hızlandırm ayı
am açlayan bir çizgiyi kabul etti.
KEYK Ş ekretaryası bu dönemde u lu slararası d u ­
rum daki değişiklik karşısın d a F ransa ve İtalya’daki
partililerin görevlerine özel b ir dik k at gösterdi.
Thorez, M arty ve Togliatti’nin hazırladığı, M anu-
ilski ve D im itrov’un işbirliğiyle 1 A ralık 1942’de bir
KEYK kom isyonunca onaylanan Fransız Komünist
P artisi’nin acil görevlerine ilişkin Öneriler S talingrad -
daki Sovyet orduları saldırısının, A m erikan ve İngibz-
Ieritı Kuzey A frika’ya çıkm alarının ve F ran sa ’n ın işgal
altında olm ayan bölgesinin nazi işgaline girm esinin üu
ülkede yeni b ir d urum yarattığ m ı belirtti. Bu, ulusal
kurtuluş cephesinin tem elinin yaygınlaştırılm asını sağ­
ladı. Öneriler, yapılacak ilk şeyin d a h a önceki politik
farklılıkları ne olursa olsun H itler’e karşı savaşm ayı is­
teyen tüm Fransızları ulusal cepheye çekerek cephe­
yi güçlendirm ek olduğunu vurguladı. Fransız Kom ü­
nist P artisi’ne ulusun tüm güçlerinin birliğini sağla­
m a görevi verildi.
Bu birliğin çıkarları doğrultusunda FKP üyeleri, de
Gaulle başkanlığındaki hareketle, F ran sa ve K u­
zey A frika’d a H itler a ley h tarı mücadeleye içtenlikle
katılan diğer tü m yurtsever u n su rla rla birleşm eyi ge­
rekli gördüler.
Komisyon, Kuzey A frika’d a m üttefiklerle birlikte
d erhal askeri h a re k â tla r örgütleyebilecek b ir yöneti­
m in kurulm ası için ç a ğ n yaptı. Kom ünist Parti, F ran ­

(İ3 0
sız k u rtuluşu am acına adanm ış gerçek b îr u lu sal F ran ­
sız ordusu oluşturm ak üzere Kuzey A frik a’y ı b ir û s
o larak k u llan m a girişim lerinin tü m ü n ü destekleyecek­
ti.
Komisyonun Önerileri arasında, Kuzey A frik a'd a
dem okratik özgürlüklerin yeniden sağlanm ası, tu tu k ­
lu yurtseverler ve anti-faşistlerin serbest bırakılm a­
sı, ordu, polis ve yönetim organlarının beşinci kol a r­
tık larından arındırılm ası ve önderlerinin tu tu k lan m a­
sı talepleri yeralıyordu.
FKP üyeleri F ran sa ’d aki Direniş H areketi’n in Özel­
likle faşist istilacılara k a rşı p artizan harek etin in ola­
bildiğince yayılm ası için çalışacaklardı. Ç ünkü b u gö­
nü llü askerler örgütü ve p artizan ların genişlem esi, ge­
lecekteki ulusal ordunun özünü oluşturacak yeni bi­
rim lerin kurulm ası için zorunluydu. B ütün b u n la r k it­
lelerin savaşm a yeterliliğini artıra c ak ve F ran sa'n ın
k u rtu luşu için işgalcilere k a rşı genel b ir halk ay ak lan ­
ması için yapılan h azırlıkları hızlandıracaktı.(
1942 sonunda Fransız bilimsel sosyalistleri de Ga-
ulle’le F ransa’nın yurtsever güçlerini birleştirm e m e­
selesi açısından büyük önem taşıyan, nazi işgalcile­
rine k arşı savaşta birleşm ek İçin bir an laşm a im zala­
dılar.
FKP üyeleri ve y a n d a şla n ulusal k u rtu lu ş sloga­
n ı altında D irenişin ön sa fla n n d a yiğitçe savaştılar.
1943 b a h a rın a gelindiğinde ülkede çok sayıdaki
yeni gönüllü ask er ve p artizan birliği kurulm uştu. Bu
birliklerin çoğunda İspanyol, PolonyalI, Çekoslovak,
A lm an ve İtalyan anti-faşistleri Fransız yurtseverle­
riyle omuz om uza savaştı. Fransız p artizan ların ın saf­
la n F ransa’daki A lm an toplam a kam plarından k açan
çok sayıdaki Sovyet savaş tu tuklusunu da b a n n d ın -
yordu.

631
1943 b a h arın d a bilimsel sosyalistlerin rehberliğin­
deki U lusal Cephe ve burjuva direniş örgütleri tem sil­
cilerinden oluşan bir Ulusal Direniş Konseyi kuruldu.
Bu, ülkenin y urtsever güçlerinin daim d a sağlam laş­
tığını belirtiyordu. Fransız Kom ünist Partisi ve diğer
sol güçlerin direniş h arek eti içindeki etkisi arttı. Ulu­
sal Direniş Konseyi, bilimsel sosyulistlorin işgalcilere
ve satılm ış Vichi rejim ine karşı silahlı b ir ayaklanm a
için hazırlık yapılm ası önorisini dosloklodi. Bu, F ran ­
sız halkının özgürlük m ücadelesine yeni u fu k lar aç­
tı.
O dönem de Fransa'daki parti çalışm alarının Önem­
li bir alanı, işgalcilerin kiminiz İşçilerini A lm anya'daki
savaş fabrikalarım ı gotıdnnııofurlnl önlomek için ve­
rilen mücadoleydi. İşçi ve köylü kil,İnleri nazi 4 o pye­
kû n seferberiiği-ndoıı kurtulm ak İçin orm an lara k a ç ­
tılar. Partililor .seferberlikten kaçan işçi ve köylülerin
askeri eğilimini örgütledi vo onlu n p artizan ların saf­
ların a çekti, Pm rm z yurtsever güçlerinin «topyekün
seferberliğe» karşı m ücadeleleri öylosine boyutlara u-
laştı ki Vichi hüküm eti bıı konudaki yüküm lülükleri­
ni yerine getiremedi.
İtalyan ordularının Sovyol. cephesi vo Kuzey Af­
rik a 'd ak i yenilgisiyle birlikle İtalya'daki faşist reji­
m in d u ru m u 1942’nin sonlarına dogrıı bozulm aya baş­
ladı.
Bu koşullarda, faşist rojimln devrilm esini ve İtal­
y a ’n ın d erh al sav aştan çekilmesini sağlam a görevi acil
b ir hale gelmişti. Togliatti, Thorez ve M arty ’n in h a zır­
ladığı ve KEYK Sekretaryası K om isyonu'nun 1 A ra ­
lık 1942’de onayladığı önerilerdo İtalya'nın' sav aştan
çekilm esini engelleyen unsurun, ülkeyi nazi Alman-
yasm ın b ir uydusu ve A vrupa’nın güneyindeki Hitİer
savunm asının b ir kalesi haline getirm iş olan Mussoli-

632
n i h üküm eti olduğu belirtildi, Mussolini hüküm etinin
devrilm esi sadece anti-faşist güçler için değil faşist sa­
vaş politikasını reddeden herkes için geçerli olan do-
m ut ve acil bir görevdi. KEYK ve İtalyan Komünist
P artisi halkın desteğini sağlayacak ve düşm anlıklara
son vererek İa^&şın im zalanm ası için gerekli acil adım ­
la rı atabilecek, ülkeyi felaketten koruyacak b ir barış
h üküm eti kurm a sloganını o rtaya attılar. Mussolini
hüküm etinin devrilm esini ve bir barış hüküm etinin
kurulm asını ancak faşist diktatörlüğe k arşı özgürlük
ve barış için silahlı b ir ayaklanm a sağlayabilirdi.(G,)
1942 güzünden b aşlayarak yükselen b ir grev dal­
gası ülkeye yayıldı ve giderek d a h a inatçı b ir niteliğe
büründü; tüm ilerici güçleri faşizm e k arşı savaşta b ir­
leştirm e h arek eti genişlem eye devam etti. Torino ve
Kuzey İtalya’nın, kom ünist ve sosyalistlerin yanı sıra
H ıristiyan dem okratlar ve küçük-burjuva eylem p a rti­
sinin de temsil edildiği diğer kentlerinde U lusal Cep­
he Komilelori kuruldu. 1943 baharında Kuzey İta ly a ’­
d a ülkenin büyük sanayi m erkezlerini içine a lan bü­
yük b ir grev başladı. G revlerin sayısı üçyüzbine ulaştı.
G revler ekonomik dürtülerle başlayarak kitlesel poli­
tik gösterilere dönüştü. İşçiler, faşizm i red d ettiler ve
savaşa son verilm esini ve b arışın sağlanm asını talep
ettiler. G revlerle aynı zam an d a anti-faşist ve savaş
aleyhtarı sloganlar altın d a h a lk toplantıları ve sokak
gösterileri dalgası ülkeye yayıldı. Faşist egem enlik dö­
nem inde Mussolini hüküm eti ilk kez işçilere ödün v er­
m ek zorunda kaldı.
M art eylem leri İtaly a’da faşizm e a ğ ır b ir darbe in­
dirdi. Ülkeyi korkunç b ir savaşa sürüklem iş olan İtal­
yan faşizm inin yoğun askeri ve politik bunalım ı, artık
tartışılm az bir biçimde açığa çıkmıştı. ÎKP'nin etkisi

633
hızla a rtm ay a başladı ve İtalya'nın tüm İlerici güçie-
rin i birleştirm e hareketi Önem ka/undı.
D aha sonra İtalyan Halkının Birliği İçin Eylem
Komitesi’nin bir konferansı toplandı. Konferans dele­
geleri açıklam alarında, İ t a l y a ’nın kurtuluşu için ve­
rilecek savaşta o rta k olarak m ü c a d e le etm ek ve «ulu­
sal b ir ayaklanm a yoluyla t a h r i p k ü r faşist savaş po­
litikasına b ir son verme, Mııssollni hüküm etini devir:
me ve ayrı b ir barış im za lım ın .- yüküm lülüklerini ü st­
lendiklerini belirttiler.f<1JI^ Ey İn m K o m ite s i üyeleri İtal­
yan devletinin d e m o k r a t i k b i r timini üzerinde yeniden
kurulm ası doğrultusu tulu s a ğ la m bir yol izlemeye ve
faşizmle birlikte onu y a r a l a n e k o n o m ik , politik ve
toplum sal güçlori yok n lm n y n vu mı Önem li rolün em ek­
çilere ait olacağı bir d e m o k r a s in in kurulm asını sağla­
m aya k a r a r l ı o l d u k l a r ı n ı d a b e lir t tile r ,
İtalya’da, bıı süreç Içlııdn ynııl lııılk güçlerinin d u r­
m adan aııti-laşist mıioadnloyn katıldığı bir U lusal Cep­
he Eylemi oluşuyordu. Itüylüm kem sürede faşist Mus-
solini rejim ini silip süpürün a it II faşist cophenin güç­
lü bir atılım ına olanak sağlanmış oldu.
Y ugoslavya’d a düzenli Mallı K urtuluş O rdusu iş­
galcilere giderek d ah a etkili darhıilor İndirdi ve gide­
rek daha fazla bölgeyi kurtardı. Kaş İs t istilacılar ve
onların yerel burjuvazi vo toprak sahipleri arasındaki
u şak ların a k arşı ulusal kurtuluş savaşı dov b ir dalga
halinde yükseldi.
Y unanistan’da bilimsel sosyalistlerin önderliğinde
ülkenin tüm yurtsever güçlerini birleştiren b ir Ulusal
K urtuluş Cephesi (EAM) kuruldu. Sayısız silahlı is­
yancı müfrezeleri, Y unan Ulusal K urtuluş O rdusu
tELAS) içinde birleştiler. Bu ordu düşm anla silahlı
m ücadele sırasm da özellikle ülkenin kuzoyinde önemli
bölgeler kurtardı. Bilimsel sosyalistler hal km y arar-

li.'H
la n adına özverili m ücadeleleriyle halk kitleleri a l a ­
sında giderek a rta n bir etki kazandılar.
1941 yıh sonbaharında k u ru lan genç A rn av u t­
luk Kom ünist P artisi’nin etkisi hızla genişledi.
AKP’ni.n katkısıyla A rnavutluk Ulusal K urtuluş Cep­
hesi kuruldu ve 1943 bah arın d a Ulusal K urtuluş O r­
dusunda birleşen partizan birim ler oluşturuldu. Bu or-'
dunun çalışm alan 1943’te d a h a büyük boyutlara u la ­
şarak geniş a la n la ra yayıldı.
Polonya’da politik güçler sıralam asında büyük de­
ğişiklikler oldu. Londra ve VVashington’daki Polonyalı
göçmen çevreleriyle ilişki içindeki gerici ve tu tu cu güç­
lerin etkisi işgalcilere karşı yığınsal b ir k u rtu lu ş m ü ­
cadelesi için ciddi bir engeldi.' Bu örgütlerin üyeleri,
işgalcilere karşı direnişte aşırı edilgen b ir rol aldılar,
am a b u n la r Polonya îşçi Partisi önderliğindeki gerçek
vurtsever güçlerle m ücadele etm ekte çok etkindiler. Ne i
v ar ki, Polonya îşçi Partisi ve denetim indeki yurtsever ;
örgütler bu güç koşullar altında bile, büyük özverilere
ve ağır kayıplara karşın faşist işgalcilere yönelik sal­
dırılarını hızlandırdılar. 1943 b ah arın d a Polonya îşçi
Partisi’nin etkisi genişlemişti ve örgüt ağı hem en h e­
men tüm ülkeyi kaplıyordu. Polonya İşçi P artisi’nin
partizan m üfrezeleri birçok bölgede faaliyetteydi. SSCB
topraklarında Polonyalı Y urtseverler Birliği ve Thadde-
u s Kosciuszko’nun adının verildiği bir Polonya bölü­
m ünün kurulm ası Polonya’daki Direniş H areketi’ne
güçlü bir ivme kazandırdı.
K o m in tern Gottwald ve Sverm a’yla işbirliği içinde
Çekoslovakya K om ünist P artisi’n in politik çizgisi ve
acil görevlerine ilişkin Önerilerini saptadı. 5 Ocak 1943’
te kabul edilen bu öneriler de şöyle deniyordu.- »Nazi
A lm anyasıyla yakında girişilecek kesin sav aşlar göz-
önüne alın arak dikkatleri ülke içindeki k u rtu lu ş mü-

635
cadelesinin geliştirilmesi vu hızlandınİm asında yoğun­
laştırm ak gerekir.» <r’") Bohemya toprak kırındaki m ü ­
cadelenin işgalcileri ülküden al.ma an a sloganı altında,
Slovakya’daki m ücadelenin ııır/.i A lmanyasmın y an ın ­
d a savaşm aya son verm e s l o g a n ı altım la verilm esi g e­
rektiği tavsiyesinde bulunuldu.
Kentlerde silahlı savuş gruplarım , köylerde de
partizan birim lerini kurm ak vu partizan hareketini
tüm ülkeye yaym ak Çekoslovakya’daki ulusal k u rtu ­
luş hareketinin başlıca görevi olarak görüldü. K arar
ulusal birliğin sağlam laşm ası terimi am acıyla faşizme
karşı m ücadelede halkın birliğini temsil eden Ulusal
Kom itelerin kurulm asını tavsiye e|.l.|. Çekoslovak Ko­
m ünist Partisi üyeleri ve KKYK Sekretaryası, Slovak
halkını Alman zalimlerimi karşı ulusal bir İsyan ö rg ü t­
lemeye çağırm ayı gerekil gürdü. Karar, «Slovaklaria
Çeklerin am açları arasındaki yakın militan ve ta h rik ­
se! bağlantı vurgulanm alıdır" diyordu. -Bu, h alk ların
ortak m ücadelesinin Slovak Imikııııu ulusal k u rtu lu ­
şunun yaşam sal çıkarları İçinde olduğuna ve Slovak-
iarın kurtuluşunun Ç e k l e r için ü/gıırlıik sağlanm adan
elde edilemeyeceğine vo huıuın tam tersinin de geçerli
olduğuna (Slovaklar kurtıılnm dan Çekimin de k u rtu ­
lam ayacağına) işaret edilmelidir.
1943 b a h arın a gelindiğinde Çekoslovakya'daki di­
reniş hareketi güç kazanm ıştı. Çeşitli yerlerde p a rti­
zan m üfrezeleri ortaya çıktı ve sabotaj eylem leri toplu
b ir nitelik kazandı. İşçiler «yönetmek için çalış» slo­
ganını hiç aksam adan izlediler ve her yolu k u llan arak
em ek üretkenliğini azalttılar. i!)22‘do Sovyetler Birli­
ği’nde Ludvik Svoboda kom utasında bir Çekoslovak
askerî birliği kuruldu. Çekoslovakya Komünist Partisi
ulusal k urtuluş hareketindeki sıçram ayı gözönüne a-
larak 1943’te p artizan hareketi ulusal kurtuluş müca-

030
d ele sin in a n a halkası haline getirm e görevini k a ra rla ş­
tırdı.
D üşm an, kitlelerin m ücadelesini ezme çabasıyla
Çekoslovak yurtseverlerine, Özellikle ÇKP’lilere sert
baskılar yönetti. 1943 b a h arın a gelindiğinde Çekoslo­
vak ya K om ünist P artisi’nin iki ve Slovakya KP’nin üç
M erkez Komitesi kıyım a uğradı. A raların d a yiğit Juli-
us Fucik’in de olduğu binlerce partili faşist k asaplarca
katledildi y a d a ölümcül işkencelere uğradı. Gene de
direniş h arek eti sürekli olarak genişledi ve bilimsel
sosyalistlerin h arek etin içindeki etkisi arttı.
1943 b ah arın d a anti-faşist direniş, Belçika, H ollan­
da, D anim arka, L üksem burg ve N orveç’te geçerlilik
kazanm ıştı ve bu ülkelerde K om intern üyesi p artilerin
etkisi artm ıştı. Belçika’d a birçok kentte Kom ünist P a r­
tin in insiyatifinde p a rtiz a n la ra destek sağlayan y u rt­
sever milis birlikleri kurulm uştu. H ollanda’d a 1943 b a ­
h a rın d a topyekûn seferberliğe k a rşı protesto sloganı al­
tın d a b ir grev dalgası tüm ülkeyi sarm ıştı. N orveç'te
p artililer halkı, işbirlikçilerin Ş ubat 1943’te ilan ettiği
«topyekûn em ek seferberliği»ne karşı k a ra rlı b ir d ire­
nişte bulunm aya çağırdılar. N orveç halkının direnişi
sayesinde «topyekûn seferberlik» planı b ir fiyasko ol­
du.
Savaşın dönüm noktası, faşist blok ülkelerinde as­
keri ve politik bir bunalım ı vaktinden önce başlattı;
b u ülkeler yöneticilerinin Sovyetler Birliği’n in yenilgi­
sine ve topraklarının ele geçirilm esine bağladıkları u-
m u tla r yıkıldı. Y enilginin gölgesi faşist blok ülkeleri­
m in üzerinde dolaşm aya başladı.
Ç oğunlukla bilimsel sosyalistlerin önderliğindeki
illegal anti-faşist örgütler, 1942-1944’de A lm anya’daki
çalışm alarını genişlettiler. R obert U hrig’in anti-faşist
g ru b u B erlin’de çalıştı ve birçok k enttek i anti-faşist-

637
lerle bağlantıyı korudu. Saksonya’da Georg Schu­
marın m örgütlediği anti-faşist b ir grup, T huriııgia’da
Theodor N eubauer yönetim inde bir örgüt vardı. 1942’-
de Berlin ve diğer kentlerde faaliyet gösteren etkili bir
anti-faşist örgüt Schulze-Boysen vo Arvid von H arnack
örgütüydü. A nti-faşist örgütler Hamburg, Leipzig, Düs-
seldorf, M anheim ve diğer kentlerde do faaliyet gös­
teriyordu. 1943-1944’te Anion Saorkovv, Franz Jacob ve
B ernhard Bâstlein’in önderi iğimle AKP’nin en büyük
yeraltı örgütü kuruldu ve çeşitli Alman kentlerinde­
ki birçok anti-faşist gnıplıı lllşki_ kurdu. AKP Hitleriz-
me karşı, nazi/.ıııin tıinı m uhaliflerinin birliği için yi­
ğit bir müeadolo verdi, nnzilorin m aceracı politikasını
açığa çıkardı ve Alımın halkına nazilerin ülkeyi ask e­
ri bir yıkım a sü rii İt Ind Kilerin i anlatm aya çalıştı. N azi­
ler anti-faşistloriıı direnişini ezmek için yoğun b ir te­
rö r uygulam aya başladılar. Sayıları I933’te 300.000 olan
partililerden lîîo.ooo'i işkenceye m aruz kaldılar, zindan­
la ra ve biner biner öldükleri toplam a k am plarına a tıl­
dılar. U luslararası işçi hareketinin on başta gelen kişi­
lerinden biri Alman proletaryasının önderi E rnst Thal-
m ann da b u n la r arasındaydı,
Romanya, M acaristan, Ihılgaristan vo Finlandiya'­
d a anti-faşist mücadelede vo Kominl.ern’o bağlı P a rti­
lerin etkinliğinde önemli bir artış vardı. Bu p artiler
nazi A lm anyasm dan kopmak, nazıloro karşı silahlı bir
mücadele yürütm ek ve ülkelerindeki faşist rejim leri
devirm ek ve dem okratik bir egemenlik k u rm ak için
çalışan tüm güçlerin başına geçLilor. 1043 başında Ro­
m anya’da a ra ların d a Romanya Komünist Partisi, Ç ift­
çi Cephesi- yığınsal b ir köylü örgütü- ,Y urtseverler Bir­
liği ve Transilvanyalı M acarlar Dem okratik Birliği’nin
de olduğu çeşitli dem okratik örgütleri faşizm e karşı
birleştiren RKP’n in yönetim inde ağır bastığı b ir Y urt­

638
sever Cephe kuruldu. Y urtsever C ephenin program ı
R om anya'nın d erh al sav aştan çekilmesini ve anti-faşist
koalisyona katılm asını, A lm an istilacılarının R om an­
ya’dan atılm asını, Antonescu hüküm etin in devrilm e­
sini, gerçekten ulusal b ir hüküm et oluşturulm asını ve
dem okratik özgürlüklerin onarılm asını talep ediyor -
du. Bu program , em ekçiler arasın d a giderek a rta n b ir
destekle karşılandı.
M acar ordusunun Sovyet-Alman sınırındaki yenil­
gisinden sonra M acaristan’daki anti-faşist h arek et çok
d ah a etkin b ir hale geldi. Kamuoyu genellikle savaşın
sona erm esini talep ediyordu. M acar Kom ünist Partisi
ülkenin saldırgan bloktan çekilmesi ve H itler aley h ta­
rı koalisyona katılm ası için kam panya y ü rü ttü . MKP
ülkenin bağım sızlığını destekleyen herkesin U lusal
Cephede birleşm esi için çalıştı.
B ulgaristan’d a D ireniş H areketi giderek d a h a yı­
ğınsal ve örgütlü b ir niteliğe büründü. D aha 1941’de
B ulgar İşçi Partisi MK’si d ah a sonra ulusal ku rtu lu ş
güçlerinin k a ra rg âh ı haline gelen M erkezî A skerî Ko­
misyonu kurdu.
BÎP tüm anti-faşist güçleri 1942 o rtaların d a k u ru ­
lan Birleşik Y urtsever Cepheye toplam ak için b ir h a ­
rek et örgütledi. Bu cepheye bilimsel sosyalistler, sos­
yal-dem okrat Parti, B ulgar Çiftçi Partisi, Zveno Partisi
ve diğer Örgütler katıldı. Bu cephedeki itici güç Bul­
g ar îşçi P artisi’ydi.
P artizan h arek et ülke içinde hızla yükseliyordu.
M art-N isan 1942’de BİP, p artizan m üfrezeleri U lusal
K urtuluş İhtilalci O rdusu içinde birleştirdi. Silahlı m ü ­
cadele sürekli olarak d a h a geniş boyutlar aldı.
Finlandiya Kom ünist P artisi güç koşullar altında
çalıştı. K aba teröre karşın bilimsel sosyalistler k itle­
lere, savaşın Finlandiya açısından, ülkenin gerici yö­

639
neticilerinin savunm aya çalıştığı gibi bir savunm a sa­
vaşı değil Sovyet Birliği’no karşı bir yağm a savaşı ol­
duğunu an latm ay a çalıştılar. FKP itişi;;l. hüküm etin dev­
rilmesi, savaşın sona erdirilm esi vo Finlandiya’n ın fa ­
şist A lm anya'nın boyunduruğundun kurtarılm ası için
çağrı yaptı. A lm an ordusunun Stulingrud’d ak i yenilgi­
sinden sonra ülke içindeki savuş aleyhtarı du y g u lar et­
kin bir direnişe dönüştü.
Faşist blok ülkeler inde ki direniş bu ülkolorin k a­
deri açısından büyük bir önem taşıyordu. H alkın en
seçkin güçleri Alman KoınOnhl, Pintisi nin ve faşist
ülkelerin diğer bilimsel sosyalini, partllorlnin ard ın d a
toplandı ve nazi maceracılııı ımu canice politikasına
karşı, Hitlerciloriıı planlarını boşa çık artm ak için, fa ­
şist rejim lerin devrilmesi Içlıı, d a h a Jyİ bir gelecek için
cesaretle savaştılar, Almanya, İtalya, Jlomanya, M aca­
ristan, Bulguristun ve Finlandiya'daki anti-faşist h a­
reket özünde dünya hnlhlıınnıu İkinci D ünya Savaşı
yıllarında fıışi/.ıne karşı verdiği ıtıücudoloydi.
Komintern’in
Sona Ermesi
İşçi sınıfı harekelinin İkinci Dünya Savaşı sırasın­
d a tüm anti-faşist vo y u r t s e v e r güçleri birleştirm eyi
am açlayan politikası, olaylarla tam am en haklı çıktı ve
kitlelerin, tüm barışsever u lu s la r ın ölümcül düşm a­
n ı faşizm e karşı belirleyici mücadele İçin h arek ete ge­
çirilm elerini sağladı. Bilimsol sosyalistlerin politikası
sayesinde faşizm e karşı uluslararası bir cephe y a ra ­
tıldı. K om intern Yedinci Kongrosi’nln belirlediği çiz­
giyi böylece u lu sları faşizm e karşı zaforo g ötüren ge­
nel b ir stratejik çizgi haline geldi.
Sovyet halkı yiğitçe çabalarıyla savaşın yönünü
anti-faşist koalisyon devletleri ve halkları y a ra rın a de­

640
ğiştirdi. Faşist A lm anya ve uydularının Sovyetler Bir-
liği’ni yok etmek, A vrupa h alklarını köleleştirm ek ve
devrim ci ve dem okratik güçleri yıkm a girişim lerinin
başarısız kaldığı, giderek d a h a açıklık kazandı. Faşist
istilacılara ve o rtak ların a k a rşı verilen h alk m ücade­
lesinin ateşi boyunduruk altındaki ülkelerde giderek
d a h a p a rla k yanm aya başladı. Faşizm in köklerini k a ­
zım a ve faşist köleliğin korkulu olaylarının yinelen­
mesini önleme kararlılığı h a lk la r arasın d a olgunlaştı.
Faşizm e k a rşı sav aşta ön saflard a d u ra n K om intern’e
bağlı p a rtile r bencil olm ayan ad an m ışlık lan ve k a n ­
larıyla, kitlelerin derin saygı ve sem patisini kazandı­
lar. D ünya işçi sınıfı hareketinin yeni b ir yükselişi için
gerekli zem in hazırlanm ıştı.
K om intern üyesi p artilerin büyüm esi, anti-faşist
çalışm aların som ut sorunlarını anında ele alm a gerek-,
liliği ve p a rtile rin ulusal çık arlar Jjçln yerilen sav aşta
a rta n rolü bu p artilerd en eskisinden d a h a büy ü k b ir
bağımsızlık ve insiyatif talep ediyor ve a rtık p artilerin
çalışm alarının etkinleştirilm esi için bir engel h aline
gelmiş olan tek m erkezden yönetim BiçimlerindeiTvaz­
geçil meşini gerektiriyordu.
Ü çüncü E nternasyonal kurulduğunda Sovyetler
Birliği dışındaki bilimsel sosyalist p a rtile r hem ideoloji
hem örgütlülük konusunda güçsüzdü; h â lâ deneyim li
önderlerden yoksundu ve üye say ılan göreli o larak a z ­
dı. Bu durum da, bilimsel sosyalist p a rt iler ülkelerindeki
devrim ci h arek etin önderliğine ilişkin sorunları ve sı­
nıf m ücadelesinin strateji ve taktiklerini a n c a k o rta k
m erkezileşm iş organlarm ın -K om intern’in- şahsm da
tüm p artilerin ortak çabalarıyla ele alabilir ve. h azırla­
yabilirlerdi. K om intem 'in çalışm a dön^m inde üya.par-
tiler İdeoloj ik ~ve" Ü f |^ geliştiler, sınıf m ü ­
cadelesinin önderliğinde deneyim k azan d ılar ve m a rk ­

F. 41: Enternasyonal 641


sizm-Ieninizm ru h uyla eğitiIm iş,deneyindLönder kadro­
la r yetiştirdiler. K om intem ’e bağlı p artilerin sayısal
o larak büyüm üş olm aları ve bazılarının işçi sınıfının
yığınsal p artileri haline gelm ekte oluşu diğer önemli
b ir noktaydı.
Bu partilerin çalışm aları çeşitli a lan ları kapsaya­
r a k giderek farklılaştı ve bu, som ut ulusal k o şu llar ve
geleneklerin d a h a kapsam lı b ir biçimde h esab a k atıl­
m asını gerektirdi.
K om intern’İn Yedinci K ongresi bilimsel sosyalist
p a rtile rin em ekçi kitlelerin önderliği için m ücadelede
sürekli o larak a rta n rolü n ü ve sorum luluklarını d eğ er­
lendirerek, g ü n lü k Önderliğin bağlı p artilerin kendi
içinde toplanm asına olan gerekliliğe işaret etmişti.
KEYK’n in kendi çalışm alarının dünya işçi sm ıfı h a ­
rek etin in tem el politik ve taktiksel hedeflerinin oluş­
tu ru lm asın d a yoğunlaştırm ası ve bü tü n so ru n ların ele
alınm asında h e r ülkenin som ut ve özgül koşullarının
h esaba katılm ası ve k u ra l o larak p artilerin örgüt içi
m eselelerine doğrudan m üdahaleden kaçınılm ası ta v ­
siye edilmişti. Yedinci Kongre KEYK’n i «Üçüncü E nter­
n a sy o n a lin yönetim organları ve çeşitli bölüm leri a ra ­
sında K om intern Y ürütm e K urulu’n u n günlük çalışm a­
la rın d a E ntern asy o n alin en önemli kesim lerinin yetkili
tem silcilerinin d a h a d a etkin katılım ıyla d ah a yakın
ilişki sağlam ak»la görev len d ird i/” *
Savaşın y arattığ ı koşullar, çeşitli üye partilerin
konum larındaki büyük değişiklikler ve bilimsel sosya­
listlerin karşısındaki som ut sorun ların çeşitliliği savaş
öncesi dönem de olduğundan d a h a acil olarak p artilerin
bağım sızlıklarını korum alarını ve olabildiğince hızlı ve
esn ek davran m aların ı talep ediyordu. O layların akışı,
«Üçüncü E nternasyonal Birinci K ongresi’nin işçileri
birleştirm ek için seçtiği ve işçi sınıfı hareketinin yeni­

642
den doğuşunun ilk evresindeki gereksinm elere denk
düşen örgütsel biçimin, h arek etin gelişmesiyle ve ayrı
ayrı ülkelerdeki sorunların karm aşıklığının artm asıyla
giderek eskidiğini ve h a tta ulusal işçi sınıfı p artileri­
nin d ah a da güçlenm eleri için b ir engel haline geldiği­
ni» g österm işti/72’
Bilimsel sosyalist p artilerin özerkliği tüm yurtse­
ver güçlerin faşizm e k a rşı h arekete geçirilm esi için en
iyi koşulların sağlanm asında bir a raç olarak özellikle
önemliydi. Toplumun anti-faşist m ücadeleye katılm a­
y a h azır bazı kesim leri bilimsel sosyalist p artilerin u-
lu slararası taah h ü tleri ve bağlantılarına karşı b ir sa­
v u nm a d u ru m u n a geçiyor ve bilimsel sosyalistlerle
birleşik eylem e katılm a konusunda k u şk u lar taşıyor­
lardı. Faşizm e k a rşı zafer kazanm ak için anti-faşist ve
yurtsever güçlerin birleştirilm esi yolundaki tüm en ­
gellerin ortadan kaldırılm ası zorunluydu.
O laylar «düşmana k a rşı en hızlı zafer için ulusal
ayaklanm a ve kitlelerin harekete geçirilm esinin en iyi
ve en üretken olarak kendi devletinin çerçevesi içinde
h er ülkenin işçi sınıfı hareketi öncülüğünde gerçekleş­
tirileceğini» giderek d a h a açık bir hale g e tirm işti/'7’
Gericiler, şavaş. koşulları altında K om intern’in v a r­
lığım Sovyetler Birliği’ni ve çeşitli ülkelerin bilimse)
sosyalist p artilerini k a ra lam a k için kullandılar. Nazi
propagandası «komünizm tehlikesiyle burjuvaziyi a n ­
ti-faşist koalisyona katılm aktan korkutarak, bu k o r­
kudan alabildiğine yararlandı. Bu propagan d a Hitler
aley h tarı koalisyon içinde b ir bölünm e y aratm ak ve
işgal altındaki ülkelerdeki Direniş cephelerini ezmek
için gösterilen b ir çabaydı. Gerici propaganda ısrarla
M oskova’nın «diğer ülkelerin m eselelerine m üdahale
etmeye» çalıştığını, çeşitli ülkelerdeki bilim sel sosya­
list p artilerin dışardan aldıkları em irlere göre davran-

643
dığını, «yabancı çıkarları» tem sil etti İtlerini ve «yaban­
cıların partileri» (ajanları) olduklarım iddia eden y a­
lanlar. yayıyorlardı. A nti-kom ünistlor iftira dolu icat­
la r yoluyla bilimsel sosyalist partilerin otkisinı zayıf­
latm aya ve onları kitlelerdon u/ukluşl.ırm aya çalıştı­
lar.
KEYK Presidium u bu koşullanıl tüm ünü dikkate
alarak İ943 b a h arın d a K onıbdorn'i sona erdirm e m e­
selesini ortaya attı.
13 Mayıs 1943’te Prosidlıım üyeleri Dimitrov, Ma-
nuilski, Pieck, Thoroz, Marty, Koplnoig ve Kolarov;
KEYK üye ve yedek üyeleri |i)/uTuri, İlakosi, Ulbricht,
Sverma, W olf (karkas) ve parti temsilcileri A nna Pau-
ker (Romanya KP), Vlruıov (Yugoslavya KP) ve Leh-
tin en 'ın (Kin KİM k a lık lığ ı bir K K Y K Presidium u top­
lantısı yapıldı
T o p la ıılı K o m ln ie rn 'le sona erdirilm esi önerisini
ve bu konudaki karnı1 In sla ğ ın ı tartıştı. B aşkan Di­
mitrov, taslak ö n e rin in ü z e li n i sundu ve bu konuda
Özgür b ir gö rüş alışverişinde b u lu n u lm a sın ı istedi. Bu­
nun Ü çü n cü E n le n ıa s y o ııu rin biçimsel o larak değil,
ulu slararası İşçi s ın ıiı h a re k e lin in yönetim m erkezi ola­
ra k gerçekten sona e rd irilm e si so ru nu olduğunu söy­
ledi. Dimitrov KEYK P re sid iu m u üyolorini ciddiyetle,
enine boyuna düşünmoyo, Öııerl d o ğ ru ltu su n d a ve öne­
riye k arşı tüm savları larlm ııyn . ve bu önlemi politik
anlam da doğru ve zamanlı b ulup bulm adıkları konu­
sunda ciddi görüşlerini belirtm eye dnvot etti.
M anuilski m eselenin aşağıdaki p lan a göre tartı- .
şılm asm ı önerdi,: (a) Komintorıı'iıı sotıa erm esi poli­
tik anlam da doğru m udur?; (b) bu önlemi uygulam ak
için en doğru a n seçilmiş midir?; (e) Taslak k a ra rd a
sona erdirm e meselesi yeterince geliştirilm iş midir?;
(d) Taslağın gerektirdiği düzeltm eler nolordir?

(M 4
Thorez, K om m tem ’in sona erdirilm esi için verilen
öneriyi destekleyerek şöyle dedi: «İşçilerin u lu sla rara ­
sı ilişkilerinin eski biçimi, yaşam ının sonuna gelmiş­
tir; d a h a sav aştan Önce Fransız K om ünist P artisi bü­
yüm esini h alk cephesi politikasının uygulam asına borç­
ludur. Bugün, F ran sa'n ın nazıler ta ra fın d a n işgal edil­
m esinden sonra en geniş ‘ulusal cephe' için gerekli te­
mel yaratılm ıştır.» Thorez sona erdirm e zam anının çok
iyi seçilmiş olduğuna ve bu adım ın «Fransa’daki ulu ­
sal H itler aleyhtarı cepheyi genişletm eye yarayacağı-*
na» işaret e tti.,,4)
Pieck, K om intern’in sona erdirilm esine ilişkin öne­
riyi benim sediğini ve kendi görüşüne göre d ah a dene­
yimli Sovyet dostların A lm an K om ünist P artisi’ne b ir
biçimde ideolojik yardım sağlam asının isten ir b ir şey
olduğunu belirtti.
Kolarov, Ibârruri, Sverm a ve Presidium toplantı­
sına k atılan diğer üyeler K om intern’in sona erdirilm e-
sinin gerekli olduğunu açıkladılar.
Üçüncü E nternasyonal Y ürütm esi, dünya işçi sını­
rı hareketinin içinde bulunduğu politik d u ru m u n ve iş­
leyişin kapsam lı bir çözümlemesine d ay an arak , savaş
dönemi koşullarında b ir Enternasyonal kongresi ça­
ğırm anın olanaksız olduğu sonucuna vardı ve 15 Mayıs,
3943’te bağlı partilere K om intem ’in sona erdirilm esi
için b ir öneri sundu. KEYK Presidium u K om intern’in
tüm y andaşlarına tüm çabalarım işçilerin ölümcül düş­
m anı -Alman faşizmi ve m üttefikleri ve uydularının- en
hızlı biçimde yenilm esi için halkların ve H itler aleyhta­
rı koalisyonun kurtuluş m ücadelesini vargüçleriyle
desteklem eye ve etkin olarak katılm aya çağırdı.
KEYK Presidium unun önerisini 31 bölüm (parti)
destekledi. Bİrtek üye p a rti bile öneriye karşı çıkm a­
dı. P artilerin büyük çoğunluğu k a ra rla rın d a Komin-

645
te rn ’iri sona erişinin dünya işçi sim li hareketi ve pro­
leter dayanışm asının genel ideolojik bağlarında b ir za ­
yıflam a işareti olm adığını vurguladılar. Bu konuda tek
istisna, k a ra rın d a uluslararası işçi sınıfı hareketinin
ideolojik ve politik birliği düşüncesiııo doğil, Çin Komü­
nist P artisi’n in kendisini d ü nya İşçi sınıfı hareketine
karşı yüküm lülüklerden kurtulm uş bulduğu görüşüne
ağırlık veren Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi
idi.<ÎS>
KEYK bilimsel sosyalist ıntrMlorln k a ra r m etinle­
ri üzerindeki bir görüşmeden seıtıa (i H aziran 1943’te
K om intem ’in varolan bölüm lerinden Y ürütm e K u ru lu
k a ra rla rım tartışabilecek durum da olanların Komin-
te rn ’in sona ermesi için verilen önorlyı oybirliğiyle
onayladığını açık İndi. İhına uygun o larak 10 H aziran,
1943'ten başlayarak Kom intern, KEYK Presidium u ve
Sekretaryası ve Ulıısiıırumst Donelim K om isyonunun
feshedilmesi kararı alındı.
Eş zam anlı olarak Yürütıno Komitesinin b ir k a ra ­
rıyla Genç Kom ünist En ter nasyonal de çalışm alarım
durdurdu.
O layların d ah a sonraki akışı K om intern’in sona
erişinin doğruluğunu vo İyi /tınım ılandığını kanıtladı.
K om intern’in sona erm esinden sonra d ü n y a işçi sı­
nıfı hareketinin çökmeyo başlayacağını lıosaplayan ge­
riciler, u m utlarının yıkıldığını gördüler. M arksizm-le-
ninizm öğretisine bağlı bilimsel sosyalist p a rtile r iki
k a t enerji ve eskisinden daha biiyük bir esneklikle k en ­
dilerini anti-faşist ve yurtsever ulusal güçlerin birleş­
tirilm esi ve faşizm in yenilgisi için vorilen m ücadele­
ye adadılar. Bilimsel sosyalist partilorin çalışm aları ve
h a lk la rın çık arları için özverili m ücadoleleri nazi Al-
m anyası ve tüm faşist bloğun d ah a hızlı yenilm esine
katkıda bulundu.

046
Bilimsel sosyalist partilerin, politikası kitleler a ra ­
sında giderek d a h a fazla benimsendi. P artilerin sa fla n
faşizme k arşı sav aşanlarla güçlendi. Savaşm arifesin­
de dünyada 4 milyon 200 bin p artili varken, b u sayı sa­
vaşın sonunda 20 m ilyona ulaştı.
Sovyet halkının faşist istilacılara k a rşı kazandığı
ve u lu slararası d u ru m u n tü m ü n ü değiştiren büy ü k z a ­
fe rle r bilimsel sosyalist p artilerin anti-faşist güçlerin
öncüsü o larak y ü rü ttü ğ ü m ücadeleleri, bilim sel sosya­
listlerin giderek a rta n saygınlığı ve geniş kitleleri k a p ­
say an anti-faşist direnişin gelişimi işçi sınıfı h arek e­
tinde bir yükselme; bazı ülkelerde dem okratik h alk
devrim lerinin başarıyla geliştirilmesi, sosyalizm, b a n ş
ve dem okrasinin d a h a d a güçlendirilm esi İçin gerekli
koşulları yarattı.
Merkezinde, yaklaşık çeyrek asır boyunca Ü çüncü
E n tern asy o n alin yer aldığı d ü nya emekçi kitlelerinin
mücadelesi, insanlık tarihinde faşizm e k a rşı k azan ılan
zaferle, halk dem okrasisi ülkelerinin o rta y a çıkışıyla ve
d ü n y a sosyalist sistem inin oluşm asıyla başlayan yeni
b ir dönemi açm ıştır. Em peryalizm in söm ürge sistem i­
n in yıkıldığı ve kapitalist ülkelerdeki işçi h arek etin in
d a h a da güçlendiği dönem i başlatm ıştır.

647
V II

ÜÇÜNCÜ ENTERNASYONAL GELENEKLERİ


VE GÜNÜMÜZ İŞÇİ SINIFI HAREKETİ

KOMİNTERN MİRASI VE DÜNYA İŞÇİ SINIFI


HAREKETİNİN BÜYÜMESİ

Dünya işçi sınıfı h arek eti ve onun m arksist-leni-


nisL öncii kolu, yarım yüzyıl boyunca p a rla k b a şa rı­
larla dolu, güç am a şerefli bir yolda ilerlem iştir. H a­
reket, son dorece farklı koşullardaki m ücadelede, de­
ğişik deneyim ler sağlam ıştır.
K om intern'e bağlı partiler, gelişmiş, gelişm ekte
olan, yarı-söm ürge ve bağım lı ülkelerde ve h a tta b a ­
zen, örgütlü b ir proletaryanın az d a olsa olm adığı sö­
m ürgelerde bile, kitlelerin devrim ci m ücadelesine yol
gösterdiler. Hem illegal çalışm anın gündem de olduğu
sıkıyönetim ve zalim dik tatö rlü k koşullarında, hem de
burjuvazinin «meşru» şiddetine ve egem en sınıfların
toplum sal ve politik dem agojisine k arşı savaşm ak zo­
ru n d a kaldıkları burjuva dem okrasisi koşullarında ça­
lıştılar, Y arım yüzyıl boyunca, zam an zam an açıkça
iftiracı ya da haince m askelenm iş olan çılgın anti-ko-

649
m ünist p ropaganda engelini başarıyla yıktılar. Komin­
te rn üyesi p a rtile r hem barışçıl gelişme koşullarında,
hem de acı savaş koşullarında -em peryalist sav aşlar­
dan iç sav aşlara kadar-, hem ekonomik bunalım dö­
nem lerinde hem de görece dengeli yıllarda cesaretle
çalıştılar. Bilimsel sosyalistler devrim dalgasının hem
yükseldiği ve hem de alçaldığı zam an lard a kitlelerin
öncü kollan arasm daydılar.
Sosyalist ülkelerde bilimsel sosyalist p a rtile r ikti­
dardadırlar, tarihsel gelişim in yeni yollarını başarıyla
aydınlatm akta ve sosyalizmin inşasını yönetm ektedir­
ler.
Devrimci m ücadelenin somut, tarihsel, d ah ili ve
ulu slararası koşullarındaki şaşırtıcı çeşitlilik, işçi sını­
fının yapıcı çalışm aları ve bu koşullardaki ani deği­
şiklikler, d u ru m a en uygun politik çizginin oluşturul­
m asında, hızla değişen tarihsel d u ru m a uygun s tra te ­
jik k av ram ların belirlenm esinde, m ücadelenin taktikle­
rin i tam am layan sloganların Öne sürülm esinde, çalış­
m a yöntem ve biçim lerinin geliştirilm esinde, bilimsel
sosyalist p a rti yönetim lerinden olağanüstü büy ü k ta ­
leplerde bulunm uştur. Devrim ci dönüşüm sürecine yol
gösterilmesi, sınıf m ücadelesinin kesin bilimsel y asala­
rının, belirli k u ra lla r ve koşulların yönettiği büy ü k b ir
politik sanattır.
Bilimsel sosyalist partilere politik önderliğin ince
san a tın ı öğretm e, sm ıf m ücadelesinin karm aşık yasa­
larım kav ram alarm a ve bu yasaları yaşam içinde ku l­
lanm a ustalığı k azan m aların a yardım etm e konusun­
da Ü çüncü E nternasyonal önem li b ir rol oynam ıştır.
K om intern’in yüce Lenînist gelenekleri ve en önemli
ideolojik kuralları, K om intem ’in sona erişiyle geçmişe
gömülmemiş, dünya işçi sınıfı harek etin in gelişim ini et­
kilemeyi sürdürm üştür.

650
Komintern'İn
Lenİnİst Geleneklerinin
Yaşamsal Gücü
Devrimci p a rtin in kuram sal, siyasal ve örgütsel
ilkeleri, sm ıf m ücadelesine önderlik etm e ilkeleri, Marx,
Engels ve Lenin’in eserlerinde som utlanm ıştır.
Lenin’in oluşturduğu Komintern, bu ilkeleri ele al­
dı, geliştirdi ve dünya işçi sm ıfı hareketin in devrimci
geleneklerini zenginleştirdi. K om intern, îşçi sm ıfı h a ­
reketini, çağın en büyük kitle hareketi, e n yetkili ve
örgütlü politik gücü haline getiren süreçlerin k a y n a ­
ğında y e r aldı.
İşçi hareketinin bazı politikacıları ve kuram cıları
K om intern’İn geçmişte sağladığı hizm etleri içtenlikle
kabul etm ekte, am a çalışm alarının ta rih te kaldığını ve
artık d ü nya devrim ci harek etin in eski b ir sayfasını
oluşturduğunu söylem ektedirler. Sık sık toplum sal y a­
şam ın tüm alanlarında, sınıf m ücadelesinin bütünüyle
yoni kuram sal ve stratejik k avram ları gerektirdiği
varsayılan ani değişikliklerden söz etm ektedirler.
Kuşkusuz K om intern’İn sona erişinden b u y an a
dünyada büyük değişiklikler olm uştur. Bugün dünya,
K om intern’İn verimli çalışm alarının gerçekleştiği yıl­
lard an fa rk lı b ir görünüm dedir. Sm ıf m ücadelesinin
nesnel ve öznel k o şu llan köklü b ir biçimde değişm ek­
tedir. K onum unu güçlendiren b ir dünya sosyalist sis­
tem i biçim lenm iştir, M arksist-leninist sosyalist ideal
gerçekleşm ekle kalmamış, insan toplum unun gelişme­
sinde belirleyici bir etm en haline gelm iştir. D ünya sos­
yalizmi, kapitalizm dünyasındaki tüm sosyal, ekono­
mik, politik ve ideolojik süreçler, sm ıflan n davranışla­
rı ve partilerin politikalan üzerinde etkili olm aktadır.
Söm ürge im paratorlukları yıkılmış, d a h a önce baskı
altm d a olan düzinelerce ülke politik bağım sızlığım k a­

651
zanm ıştır, Ve gelişm ekte olan genç devletlerin çoğu­
nun iç ve dış politikalarında anti-em peryalist eğilim­
ler derinleşm ektedir. Em peryalizm in konum u zayıfla­
m akta ve g üçler dengesi dem okrasi ve sosyalizm lehi­
ne değişm ektedir. Bizzat kapitalizm de büyük değişik­
likler olm aktadır. U lusların çoğunun karşısında y ab an ­
cı ve düşm an bir güç o larak duran tekelci devlet k a­
pitalizm i sistem i son şeklini alm ıştır. M odern toplum ­
da devrim ci ilkelerin aracı olan işçi sınıfının kendisi
de ciddi değişikliklere uğram aktad ır. Devrimci süreç
içerik olarak derinleşm iş, alan olarak genişlemiş, itici
güçler açısından zenginleşm iş ve mücadele biçimleri
açısından d a h a karm aşıklaşm ışiır.
Ancak, bilimsel sosyalist p artilerin sayısız belge­
lerde vurguladığı gibi, ulusların yaşam ında, Marx, En-
gels ve Lenin’in o rta y a çıkardığı toplum un ve sınıf
m ücadelesinin gelişim yasalarını ve K om intern’in ça­
lışm alarım dayandırdığı tem elleri geçersiz kılabilecek
nitelikte değişm eler olm am ıştır. Toplumsal dinam ik
yalnızca m arksizm -leninizm in m eydana çıkardığı y a­
saları y aratıcı olarak uygulayarak, sınıf m ücadelesi­
nin zengin tarihsel birikimini, K om intern’inkı de dahil
İşçi sınıfı harek etin in birikim ini gözönünde tu ta ra k
anlaşılabilir ve açıklanabilir. Komintern, işçi sınıfı h a ­
reketine, Lenin’in önderliğinde ve onun fikirlerine uya­
ra k biriktirdiği bir ideolojik, politik, stratejik ve tak ­
tik değerler m irası bıraktığından, bu birikim dünya Öl­
çüsünde önem taşım aktadır.
Lenin’in fikirlerinin yaratıcı olarak uygulam ası,
K om intern’in varolan devrim ci gelenekleri geliştirm e­
sine ve zenginleştirm esine, onlara yeni b ir içerik k a ­
zandırm asına, d ü nya proletaryasının Ekim Devrimi za­
ferinden so n ra o rtay a çıkan sınıf m ücadelesi koşulla­
rın ı yansıtan yeni bir mesaj vermesine; K om intern’in

652
işçi sınıfı hareketini zenginleştiren yeni önemli sonuç­
lum varm asına olanak sağladı. Bu geleneklerin b îr ço­
ğu, günüm üz işçi sınıfı hareketi açısından, önem lerin­
den hiçbir şey yitirm em iştir. Komin te rn ’in çalışm ala­
rında dönem sel olarak gözlenen h a ta la r ve Öznel geliş­
meler, onun halkların özgürlük m ücadelesinde oyna­
dığı büyük role gölge düşürm em ektedir, m odern ko­
şullarda işçi sınıfı hareketinin zenginleştirdiği ve ge­
liştirdiği m uhteşem geleneklerinin önemini azaltm a­
m aktadır.
Doğal olarak, K om intern’in önerileri ve k a ra rla n
otom atikm an kopya edilemez ve günüm üz tarih sel ko­
şu llarına m ekanik olarak uygulanam az. Ancak, önem ­
le belirtm ek gerekir ki, Komintern, bugün işçi sınıfı
hareketinin uğraştığı en büyük sorunların b ir çoğuy­
la, o zam anki koşulların gerektirdiği ölçüde k arşı k a r­
şıya kalm ış ve ilgilenmiştir.
Kom intern, Lenin’in gözetiminde ve onun fikirle­
rine uygun olarak, tüm bilimsel sosyalist p artilerin, o
dönem in b ü tü n devrim ci hareketinin birikim ini genel­
leştirm iş ve emperyalizm, proleter devrim ler ve İki sis-
lemin -sosyalizm ve kapitalizm in- yarışm ası çağında­
ki sınıf m ücadelesinin en önemli ilkelerini o rtak laşa
çO/ümlomİşUr. Komintern, devrim ci m ücadelenin ku-
nuıı ve taktiklerini zenginieşm iştirm iş ve d ü n y a işçi
sınıfı h areketinin politik, stratejik ve taktiksel ilkele­
rini uzunca bir tarihsel dönem için evrim leştirm iştir.
Komintejm, çalışm alarında dünya devrim ci süreci­
nin devamlılığını, u luslararası ölçekteki çeşitli ilişkile­
ri arasın d ak i b a ğ lan som utlaştırdı. İkinci Enternasyo­
nal liderlerinin yere fırlattığı asayı aldı ve onu tüm in­
sanlığa yol göstererek, g u ru rla taşıdı. Sınıf m ücadele­
sinin teori ve pratiğini büyük ölçüde zenginleştirdi ve

653
dünya proleter devrim i bayrağın ı gelecek kuşağın sa­
vaşçılarına devretti.
K om intern, m arksist-Ieninist k uram ı yeni koşullar
altında, u lu slararası ölçekteki işçi hareketiyle birleşti­
rerek savundu ve geliştirdi. K om intem ’in k ararları,
doğru b ir politika oluştururken, hızla değişen gerçek­
leri, yaratıcı, m arksist-Ieninist b ir biçimde çözüm le­
m enin, bilimsel sosyalist p a rtile r açısından ro lünü ve
önem ini gösterdi. Kom intern, oportünizm in tüm eği­
lim lerinin, m arksizm -Ieninizm inin tüm revizyonist ç ar­
pıtılm alarının toplum sal ve ideolojik kökenlerini net
olarak ortaya çıkardı,- kuram alanındaki tüm k a ra r­
sızlıklara ve d u ra k sam a la ra karşı çıktı. Bilimsel sosya­
list p artilere marksizm -Ieninizm i sınıf m ücadelesinin
som ut koşullarına yaratıcı olarak uygulam ayı öğretti.
K om intern, Ekim Devrimi sonrası dönem de bilim ­
sel sosyalist p artilerin strateji ve tak tik ilkelerini d ü ­
zenledi Belgeleri, devrim ci hareketin, tarihsel d u ru m ­
daki değişikliklerden k ay naklanan yeni sorunlarının
çözümü için b ir yöntem -bilim sunm akta; değişik ev­
relerdeki bilimsel sosyalist partilerin politika ve ta k ­
tiklerinin biçim lendirilm esindeki temel yaklaşım ilke­
lerini netleştirm ektedir. Bu ilkeler, teori ve p ra tik b ir­
liğini; yeni görevlerinin ve d uru m u n gereklerinin en
eksiksiz biçimde uygulanm asını y an sıtan sloganları
sunmayı, nesnel koşullardaki değişm elere uyum lu ola­
rak sloganların zam anında değişm esini, taktiklerde es­
neklik ve varolan tarihsel koşullarda, varolan m ücade­
le evresinde ve varolan sınıf güçleri sıralam asındaki en
etkili m ücadele biçim ve yöntem lerini seçme yeteneği­
ni kapsam aktadır.
K om intern, proleter enternasyonalizm i gelenekle­
rini sü rd ü rd ü ve artırdı, onlara yeni b ir içerik k azan ­
dırdı. O dönem de Sovyetler Birliği’nde varolan gerçek

05 4
sosyalizmin tüm üyle desteklenm esinin ve savunulm a­
sının enternasyonalizm in en önemli belirtisi olduğunu
gösterdi. P roletaryanın dayanışm a ilkelerine bağlılığın
yaşam sal gerekliliğini, p artilerin kuram sal, ideolojik
ve p ra tik devrim ci eylem lerinde, tü m p a rti içi çalış­
m alarında ulusal ve u lu slararası u n su ru n organik bir­
liğini sağlam aları gerektiğini ortaya koydu. Komintern,
tu ta rlı proleter enternasyonalizm inin, sosyalizmin z a ­
feri için yaşam sal b ir koşul olduğunu açıkça k an ıtla­
dı. K om intern, b ü tü n çalışm aları boyunca, devrim ci
proletaryanın tarih sel am açların a ulaşabilm esine y a r­
dımcı olan bilimsel sosyalist p artilerin ideolojik, poli­
tik ve örgütsel birliğine k atk ıd a bulundu.
K om intern, uzlaşm acılığa ve küçük-burjuva m ace­
racılığa k a rşı mücadelesinde, işçi sınıfına ve tüm em ek­
çilere m utlak bağlılığı, onların çıkarların ın savunul­
masını, tekellerin egem enliğine karşı uzlaşm az m üca­
deleyi ve tekelcilerle h erhangi bir uzlaşm ayı ve sosya­
lizm hedefine z a ra r verecek hghangi bir politik işbir­
liğini şiddetle teşh ir etmeyi içeren devrim cilik ilkesini,
proleter devrim ler ve iki sistem in m ücadelesi çağm a
uygulayarak geliştirdi ve form üle etti, K om intern, n i­
h ai hedefe yönelik hareketi, proleteryanın ve tü m
em ekçilerin acil ve kaçınılm az talepleri için tu ta rlı ve
sabırlı bir m ücadeleyle bütünleştirm eyi öğretti. Dev­
rim ciliğin özü, kapitalist sistem in parçalanm ası, sosya­
lizmin inşası ve sınıfsız toplum a geçiş için tüm güç­
lerin ve a raçların seferberliği demekti.
Kom intern, söm ürge ülkeler halklarının uiusal k u r­
tu lu ş m ücadelesinin kapsam ını, itici güçlerini ve b a ­
kış açılarını belirledi; ulusal kurtuluş-söm ürge soru­
n u n u dünya devrim ci stratejisinin bir parçası düzeyine
yükseltti ve dünya devrim ci sürecinin tem el bölüm le­
rinin ulusal k urtuluş hareketi ve bu sürecin itici güç-

655
1erin in Sovyet C um huriyetleri H alkları, u lu slararası
işçi sınıfı ve ezilen h alk lar olduğunu gösterdi. Komin-
te m «Tüm ülkelerin işçileri ve ezilen h alk lar birleşin!»
sloganıyla bu güçleri tek bir anti-em peryalist akım da
birleştirm eye çalıştı.
K om intern, teorik ve pratik çalışm alarında b a n ş
için mücadeleyle, d ü nya devrim ci sürecinin gelişimi
arasın d ak i kopm az bağlantıyı gösterdi. Devrimci işçi
sınıfı hareketinin eskiden beri uyguladığı gelenekleri,
yani barış ve halkların güvenliği için m ilitarizm e ve
saldırgan em peryalist sav aşlara k arşı verilen m ücade­
leyi yüceltti.
Proletaryanın zaferi için yerine getirilm esi zorunlu
b ir koşul olan aşağıdaki Önermeler, K om ıntern'in Le­
n in ’in gözetim inde ve onun fikirleriyle uyum içinde va­
rılm ış olan, bilimsel sosyalistlerin ulusal ve d ü n y a po­
litikası, stratejisi ve taktikleri so ru n ların a ilişkin en
önemli k a ra rla r arasındadır.
işçi sınıfının çoğunluğunun devrim e kazanılm ası-
kapitalizm in tem el d a y an a k la rın a kesin saldırı için ge­
rekli önkoşul;
işçi hareketindeki bölünm enin altedilm esi ve şu
ya d a ülkede, şu ya d a bu evredeki som ut tarih sel ko­
şullara uygun düşen biçim lerde birliğinin sağlanm ası
(birleşik işçi cephesi, birleşik endüstriyel, ulusal ve
u luslararası sendikal örgütlenm eler, genel y a d a som ut
sorunlarda eylem birliği, vb.);
H er kapitalist ülkede işçi sınıfının köylülükle, or­
ta ta b a k a la rla ve tüm dem okratik güçlerle som ut ta-
j rihsel koşullara uygun biçim lerde ittifakının oluştu-
j rulm ası (halk cephesi, anti-faşist cephe, ulusal cephe,
i anti-tekel cephesi, vb.);
Lenin’in ulusal kurtuluş-söm ürge sorunuyla ilgili

656
öğretisinin kavranm ası; em peryalizm e k a rşı savaşta
yurtsever güçlerin talep ve görevlerinin belirlenmesi;
Ulusal bağım sızlık ve sosyal gelişme İçin sava­
şan ülkelerdeki tüm yurtsever, anti-em peryalist güç­
lerin birliğinin korunm ası (anti-em peryalist birleşik
cep h e);
D ünya devrim inin bileşeni tüm öğelerin -prole­
tary an ın zafer kazandığı ülkeler, kapitalist ülkelerde­
ki devrim ci h arek et ve ezilen halkların k u rtu lu ş m ü­
cadelesi - eylem birliğinin korunm ası; Lenin ve Komin­
tern u lu slararası proletaryayla ezilen halk ların ulusal
k u rtu luş m ücadelesi arasın d ak i yakın ilişkinin, dünya
devrim ci geleceği açısından taşıdığı birincil öneme bü­
yük özen gösterdiler;
Sosyalizm için savaşla, dem okrasinin savunulm a­
sı için a k tif m ücadelenin bütünlüğü;
Devrimci öncü kolun, yaratıcı m arksizm -Ieninizm
tem eli üzerinde ideolojik, politik ve örgütsel olarak sağ­
lam laştırılm ası ve bilimsel sosyalist hareketteki tüm
o p o rtü nist akım lara k a rşı -sağ oportünizm e, küçük-
burjuva sol m aceracılığa ve sektarizm e karşı azim li b ir
mücadele yürütülm esi; bilimsel sosyalist p artilerin dev­
rim ci harek ette ve sosyalizmin inşasındaki öncülük ro ­
lünü sağlam laştıracak ve diğer politik güçlerle olan
tü m ilişkilerinde bilimsel sosyalistlerin bağımsızlığını
sağlayacak ulusal ve u lu sla rarası birliğinin tarihsel ko-
şu llarca belirlenen biçim lerde oluşturulm ası.
K om intern’in' bu ve d iğ er devrim ci gelenekleri,
m arksist-leninist k a ra rla n ve önerm eleri bugün de can­
lılığını koruyor ve gelişiyor,
Barış, dem okrasi, ulusal bağım sızlık ve sosyalizm
m ücadelesi; dünya devrim ci sürecinin üç a k ımının b ir­
liği;

f . 42: Enternasyonal 657


tşçi sınıfının ulusal ve u lu slararası ölçekte birliği
ve devrim e kazanılm ası;
Gelişmiş kapitalist ülkelerde sol güçlerin, anti-te-
kelci cephenin birliğinin sağlanm ası;
G elişm ekte olan ülkelerde birleşik b ir anti-em per­
yalist cephenin oluşturulm ası, bilimsel sosyalist h a re ­
ketin birliğinin sağlanm ası, hem solcu-maceracı, hem
de revizyonist u n su rla ra k arşı m ücadelede devam lı ola­
ra k biriken deneyim in genelleştirilm esi tem el alına­
ra k m arksist-leninist ku ram ın yaratıcı biçimde geliş­
m esinin sağlanm ası;
Gibi günüm üzün en büy ü k so ru n ları ve diğ er so­
ru n la r K om intern’İn, SSCB’deki sosyalist gelişm enin
ve kapitalist dünyadaki devrim ci h arek etin yaklaşık
25 yıllık deneyim inin tam bir genellem esini su n an ide­
olojik, kuram sal ve politik m irası tem el a lın a rak çö­
züme kavuşturuldu.
Bilimsel sosyalist p a rtile r K om intern’İn deney ve
geleneklerinin günüm üz koşullarına m ekanik o la ra k
uygulanam ayacağını vurgulam ak tad ırlar. Bilimsel sos­
yalist p a rtile r bu deney ve geleneklerin büyük dönüş­
tü rü c ü gücünü ancak, devrim ci h arek etin m odern ko­
şu lla rın a yaratıcı olarak u y a rla y arak koruyabilirler.
K om intern’İn k u ruluşu ve çalışm alan, bilim sel sos­
yalist partilerin henüz ortay a çıktığı ve ideolojik ve
politik anlam da oluşma ve sağlam laşm a sürecinde ol-
d u k la n çağdaş bilimsel sosyalist h arek etin gelişm e dö­
nem ine bağlıdır. D ünya bilimsel sosyalizm inin politika
ve taktik lerinin altm d a y a tan ilkeler bu dönem de oluş­
turulm uştur. Bilimsel sosyalist p a rtile r bu so ru n ları an ­
cak birleşerek, kollektif çabayla çözebilirlerdi ve b u n a
en uygun örgütsel biçim Lenin’in K om intern adım v er­
diği «partilerin u lu slararası ittifakı*(l) idi.
Tüm ülkelerin bilimsel sosyalistleri, p artilerin in

658
varlığım ve başarılı çalışm alarını an cak uluslararası
bilimsel sosyalist örgütün bölümleri olarak elde ettiler.
Y alnızca böyle bir örgütün çatısı altında konum larını
güçlendirebilirler ve işçi hareketi içinde güçlü u lu slar­
arası bağ lan tılara sahip reform istlere, merkezcilere,
anarko-sendikalistîere ve diğer oportünist ak ım lara
karşı direnebilecek ve saîdırabilecek sağlam b ir güç
haline getirebilirlerdi. Bilimsel sosyalist partilerin Ko-
m in te m ’in denetim indeki ortak örgütlü eylemi, ulusal
ve u lu slararası serm ayenin saldırılarının püsk ü rtü lm e­
si. saldırıya geçilmesi ve bu saldırının ulusal ölçekte
ve dünya çapında tam am lanm ası ortam ının h azırlan ­
m ası için en uygun araçtı. D ünya devrim ci hareketinin
birikim ini kavram a ve genelleştirm e süreci partilerin
yeni koşullarda m arksizm -Ieninizm i yaratıcı o larak ge­
liştirm elerine ve genç bilimsel sosyalist p a rtile rin k ad ­
rolarını eğitm elerine ve pekiştirm elerine yardım cı ol­
duğundan, en iyi K om intern çatısı altında sü rd ü rü le­
bilirdi.
K om intem ’de proleter enternasyonalizm inin ö rg ü t­
sel ve politik bir biçimi olarak uygulanan dem okratik
merkeziyetçilik ilkesi, kuram ın gelişm esinde ve p ratik
çalışm alarda ortak uygulam alar ve işçi sınıfı h arek eti
içindeki partilerin ve m ücadelenin eşgüdüm ü hiçbir
p artin in h ak ların ı ihlal etmedi, özgül ulusal k a ra k te ri­
ni bozmadı. Aksine, sonunda bu ayırdedici ve Özgül
ulusal özelliklerin olgunlaşm asına yolaçtı, p artilerin
ideolojik ve politik gelişme ve sağlam laşm alarına k a t­
kıda bulundu ye tam bağım sızlıkları için gerekli olan
olan ak ları artırdı. T arih b u n u en açık biçimde k an ıt­
lam aktadır.
Devrimci m ücadelenin kapsam ı ve boyutları artıp
ilerici güçler genişledikçe biçim leri ve yöntem leri de
çeşitlendi; h alk ve işçi kitleleri d a h a büyük sayılarda

659
m ücadeleye özgül ulusal niteliğini vererek, onu kitle­
lere d a h a yakın ve anlaşılabilir k ılarak ve sosyalist
ideallere çekicilik k azan d ırarak devrim ci k u rtu lu ş h a ­
reketine katılınca, işçi sınıfı harek etin in m erkezi Ön­
derliğinin, m ücadelenin gelişimine a rtık olsa olsa en­
gel olabileceği ortaya çıktı. Bu tarihsel sürecin diya­
lektik Özü, K om intern’in daha büyük eylem ler için kit­
leleri h arek ete geçirm e, toplum un en geniş kesim lerini
uyandırm a ve politikaya çekme çabasında devam lı
o larak kendi o rtad an kalkışının nesnel toplum sal ön­
koşullarını y a ra tm a sürecini hızlandırm asıdır.
Öte yandan, bilimsel sosyalist partiler, onları güç­
lendiren ve pekiştiren K om intern'in bünyesinde, m ark-
sist-leninist eğitim in büyük okulundan geçerek, ülke­
lerinde belirleyici ulusal b ir politik güç haline gelme
olanaklarını büyük ölçüde a rtıra n sınıf m ücadelesinin
bağımsız önderliği için olgunlaştılar. A ynı zam anda,
yalnızca devrim ciliğin bir işareti değil, u lu slararası
çerçevede b aşarın ın d a gerekli b ir koşulu olan ulus­
la ra ra sı b a ğ la n yeni koşullara u y arlam a konusunda
d a olgunlaştılar. Son olarak, bilimsel sosyalist p a rti­
ler, tarihsel d u ıu m u n ve sınıf güçleri ittifakının b a­
ğımsız m arksist-Ieninist değerlendirm esi, m ücadelenin
eğilim lerinin yorum u, devrim in gelişm esinin som ut
y o llan ve olanakları ve devrim in önderliği kon u ların ­
d a olgunlaştılar. Bu durum da bilimsel sosyalist p a rti­
lerin m erkezî önderliği, ülkelerindeki sınıf m ücadele­
sinin a n a sorunlarını saptam a, çözümleme ve ele a l­
m alarındaki insiyatiflerine engel olabilir, devrim ci ya­
ratıcı çalışm anın alanını d a ra ltab ilir ve böylece bilim ­
sel sosyalist önder rolünü zayıflatabilirdi. Bilimsel sos­
yalist p a rtile rin güçlenm esini, üyelerinin m arksist-
Ieninist eğitim ini, kadrolarının çok yönlü ideolojik yet­
kinliğini ve p a rtile ri örgütsel o larak d a h a m ücadeleci

600
yapm ayı am açlayan çabalarıyla K om intern’İn kendi
ortad an kalkışının öznel koşullarını y a ratm ası ve or­
tad an kalkışını hızlandırm ası, d u ru m u n diyalektiğini
oluşturuyordu.
Dolayısıyla, K om intern'İn gizli ve açık d ü şm an ları
iıe derse desin saygınlığı, etkisi ve gücü herkesçe bili­
nen günüm üz u lu slararası işçi sınıfı harek etin in Ko­
m intern bünyesinden çıkmış ve gelişmiş olduğu kesin­
dir. Bilimsel sosyalist p artiler K om intern köklerinin
uzantılarıdır.
Bilimsel Sosyalist Hareketin
Günümüz Koşullarındaki
Gelişimi

İkinci D ünya Savaşı'ndan sonra, H itler ve m ü tte­


fiklerinin d ü nya işçi sınıfı hareketi ve tüm Özgürlüğe
susam ış h alk larla birlikte Sovyetler Birliği’n in belir­
leyici rol oynadığı bir bozguna uğram aların ın ve Sov­
yet halkının sosyalist gelişm edeki olağanüstü b aşarı­
larının ve kapitalizm e özgü çelişkilerin keskinleşm esi­
nin b ir sonucu olarak, kapitalist ülkelerde, söm ürge ve
yarı-söm ürgelerde vo bağım lı devletlerde kitlelerin a n ­
ti-faşist h arek et vo gericiliğe karşı verilen sav aşta k a ­
zandıkları goniş politik deneylerine d ay an an güçlü b ir
devrimci k urtuluş hareketi başladı. Bu hareketi, anti-
faşist m ücadele geleneklerinin devam ı olarak, diğer
devrimci, dem okratik örgüt ve g ru p larla ittifak ve iş­
birliği içinde bilimsel sosyalistler yönetti.
Bilimsel sosyalist hareketin yeni bir evresi başla­
dı. Bu evrenin önemli özellikleri şunlardı-. Bilimsel sos­
yalist h arek etin h er bakım dan hızla gelişmesi, bazı
bilimsel sosyalist partilerin diğer dem okratik güçler­
le birlikte ik tidarı ele geçirmesi; bilimsel sosyalist h a ­
rek etin b ir bü tü n olarak saygınlığının hızla artm ası;

661
bilimsel sosyalist partilerin ülkelerindeki politik y a­
şam ı üzerindeki etkilerinin genişlemesi; geniş ulusal
çalışm a alan ın d a bilimsel sosyalistlerin önplana çık­
ması; bilimsel sosyalist h areketin saflarında, birçok
partiyi kitlesel örgütlere dönüştüren hızlı b ir büyüme;
birçok bilimsel sosyalist partinin, parlam ento, yerel
yönetim ler, hüküm et ve idari k u ru m larm çalışm ala­
rına, işçi sınıfının burjuva dem okratik devlet m eka­
nizm ası üzerindeki etkisini güçlendirm eye yönelik et­
kin ve yaygın katılımı; p artilerin örgütsel ve politik
bağım sızlıklarının genişlemesi, ulusal politika, stra te ­
ji ve ta k tik le r konusunda a rta n kuram sal çalışm aları
ve özerklikleri. Böylece, dünya bilimsel sosyalist h a re ­
ketinin çağın belirleyici gücüne dönüşm e süreci, geniş
kapsam lı o larak başlam ış oldu.
Bu yeni evrede K om intern’in d ah a önce Lenin'in
önderliğinde ve onun fikirlerine uygun olarak, dünya
bilimsel sosyalist hareketinin politika ve stratejisini
belirlem e konusunda yaptığı dev çalışm anın önemi, çe­
şitli biçim lerde eskisinden d a h a n e t olarak açıklık k a ­
zandı.
K apitalizm zincirindeki yeni kopm alar, A vrupa ve
A sya'nın birçok ülkesinde büyük toprak sahibi-kapi-
talist rejim inin yıkılması, bu ülkelerde h alk dem okra­
silerinin kuruluşu, bilimsel sosyalist h arek eti d a h a üst
b ir düzeye ç ık artan önemli tarihsel olaylardı. Faşiz­
m in bozgununa dek sayısal olarak küçük olan ve ille­
gal ya d a y a n legal koşullar altında çalışm ak zorunda
kalan birçok bilimsel sosyalist parti, m üttefikleriyle
birlikte ik tid a ra geldiler ve h alk dem okrasileri çerçe­
vesinde yönetici p a rtile r oldular.
H alk dem okrasisi düşüncesi gene! biçimiyle Le­
n in ’in proleter ik tidarı biçim lerinin çeşitliliği kavram ı­
nı, birleşik işçi cephesi, birleşik anti-em peryalist cep-

662
Iıo, işçi-köylü hüküm eti tezlerini temel alarak , İspan-
ya’dakl iç savaş deneyim inin K om intern’İn o rta k ça­
balarıyla, gerçekleşen, yaratıcı m arksist-leninist genel­
lem esinden o rtaya çıktı.
Halk dem okrasisi düşüncesi, giderek, özellikle de
Alman faşist istilacılara, Jap o n m ilitaristlere ve yerel
gerici faşist güçlere k arşı verilen savaş sırasında, u lu ­
sal k u rtuluş m ücadelesinin anti-faşist m ücadelenin po­
litik b ir kavram laştırm ası, dem okratik devrim ve onun
sosyalist devrim e doğru b ir gelişme yolu niteliğini k a­
zan arak som utlaştırıldı ve güçlendi. Halk dem okrasisi,
pro leter egem enliğinin devlet biçimi haline geldi.
Halk dem okrasisi ku ram ve uygulam asının temel
bileşenleri, Lenin'in kitlelerin çoğunluğunu dem okrasi
ve devrim e kazanm a, işçi sınıfı içindeki ayrılıkların
üstesinden gelme, işçi sınıfının eylem birliğini ve m ark-
sizm -leninizm tem elinde kalıcı politik ve örgütsel bir­
liğini sağlam a, işçi smıfı, köylülük, emekçi halkın di­
ğ er kesim leri ve yurtseverlerin geniş anti-faşist y u rt­
sever ulusal cepheler, politik bloklar ya da K om intern
Yedinci K ongresi’nin h alk cephesine ilişkin düşünce­
lerini geliştiren ve som utlayan benzer örgütler biçi­
m indeki güçlü b ir ittifakını y a ra tm ay a ilişkin düşün­
celerini kapsıyordu.
A nti-faşist kurtuluşa yönelik halk m ücadelesinin
potasında, güçlü yurtsever devrim ci ayaklan m a dal­
gası içinde doğan h alk dem okrasisi; ne ku ram sal ve
ne de p ra tik açıdan hazır, tam am lanm ış ve tek biçim­
li birşey değildir. H er zam an şu y a d a bu ülkede v a r­
olan som ut tarihsel koşullara uygun olarak gelişmek­
te, sistem li olarak kusursuzlaşm akta ve d a h a iyi b ir
biçim alm aktadır. Am a kuşkusuz, Lenin’in, sosyaliz­
me geçiş biçim lerinin farklılıklarına ilişkin fikirleriy­
le k u ram sal olarak ilişkilidir.

663
Halk dem okrasisi ilkelerinin başarılı sosyalist ge­
lişmeleri, SSCB ile işbirliği içinde dünya p roletarya­
sının bir uzantısı, sosyalist devrim in d a h a d a ilerlem e­
si için güçlü bir maddi temel olan dünya sosyalist sis­
tem inin oluşm asına yolaçtı.
Sosyalist sistem e bağlı ülkelerin bilimsel sosyalist
partileri, büyük bir yol k a te ttile r ve ideolojik, politik,
örgütsel açıdan güçlendiler. Üye sayıları a rttı, kitlele­
re yeni bir yaşam oluşturm anın güç k o şu llan a ltın ­
d a önderlik etm e konusunda büyük b ir deneyim k a­
zandılar ve m arksist-leninist kuram ı y aratıcı b ir şe­
kilde uygulam aya ve kendi ülkelerinin som ut tarih sel
koşullan içinde toplum sal dirilişin çeşitli ve k arm aşık
görevlerini başarm ay a yetenekli olduklarını ortaya
koydular. O layların tarih sel akışı, sosyalist ülkelerde­
ki bilimsel sosyalist partileri toplum sal ve politik y a­
şam ın en ön safların a getirdi. Böylece d ü n y a sah n e­
sinde saygınlığı olan önder ulusal güç h aline geldiler.
Sosyalizm yolunda ilerleyen ülkelerin işçi sınıfı
partileri, em peryalizm e k a rşı m ücadelede oynadıkla-
n öncü rolün bilincindedirler ve dünyadaki anti-enı-
peryalist cephenin' dayanıklılığı ile gücünü a rtırm a ­
yı am aç edinm işlerdir.
D ünya sosyalist sistem inin oluşm ası ve b aşan la-
n , gelişmiş kapitalist ülkelerde çelişkilerin keskinleş­
mesi. kapitalizm in kalelerinde işçi sınıfı h arek etin i b ü ­
yük ölçüde güçlendirdi ve yaygınlaştırdı.
Bugün tüm kapitalist ülkelerde bilimsel sosyalist
p artiler v a rd ır ve çalışm aktadır. Bilimsel sosyalistle­
rin, ulusal çıkarların savunulm asında ve. faşizm e
k arşı m ücadelede oynadığı etkin rol, bilim sel sosya­
list p artilerin saygınlığını ve etkisini artırm ıştır; bu
herşeyden çok p a rti saflarındaki artışla kendisini gös­
terdi. 1939’d a kapitalist ülkelerdeki bilimsel sosyalist

664
p artilerin üye sayısı yaklaşık 1.200.000’di. Bugün k a­
pitalist dünyadaki bilimsel sosyalistler ordusunun saf­
ları yaklaşık dö rt milyon kişiyi bulm aktadır.
K apitalist ülkelerdeki bilimsel sosyalist p artilerin
örgütsel ve ideolojik olarak sağlam laşm asının, bağım ­
sızlıklarının ve devrim ci olgunluklarının artm asın ın
önemli b ir göstergesi, m arksizm -leninizm in değişen ta ­
rihsel d u ru m a ve m ücadelenin som ut koşullarına y a­
ratıcı olarak uygulanm asını temel a lan yeni, p ro g ra­
m a ilişkin hedefler oluşturm alarıdır. P artiler sağlam
b ir önderlik ve kitlelerle oldukça güçlü b ağ lara sahip,
bütünsel ve birlik içinde örg ü tler haline gelm işlerdir.
Bazı kapitalist ülkelerde bilimsel sosyalistler, se­
çimlerde aldıkları oy sayısı açısından önemli b ir yere
sahiptirler. Savaş sonrası yılların başında, bilimsel sos­
y alistler oniki ülkede hüküm ete katılm ış ve b ir çok ye­
rel özyönetim organlarında önemli yerlere gelm işler­
di. Bilimsel sosyalistler hem ulusal, hem de uluslar­
a rası ölçekteki işçi sendikaları içindeki konum larını d a
oldukça güçlendirdiler. Üyeleri bilimsel sosyalistlere
sem pati duyan ve barış, dem okrasi ve sosyalizm m ü­
cadelesini destekleyen güçlü sendika örgütleri oluştu.
Bilimsel sosyalistler, sağlam laşm ış politik konum ­
larını, hüküm et ve belediye örgütlerindeki üyelikleri­
ni, işçi sendikaları ve diğer kitle örgütleri içindeki et-
kilorini, em ekçilerin çıkarlarını savunm ak, dem okra­
sinin tem elini genişletip, derinleştirm ek ve ABD'nın
em peryalist yayılm asına k arşı b ir m ücadele örgütle­
m ek için kullandılar. İşçilerin önemli toplum sal kaza­
n ım lar elde etmesi, h a tta bazı d u ru m lard a b u h a k la n
y asalarla onaylatm ası bu yıllarda başanlm ıştır.
Ancak, kısa süre sonra ABD tekelcilerinin yöneti­
m indeki ulu slararası serm aye, bilimsel sosyalist p a r­
tilere k a rşı birleşik bir saldın başlattı. Bilimsel sosya-

665
ü st partilerin birçok ülkedeki politik çalışm aları ya
kısıtlandı, ya d a yasaklandı ve bilimsel sosyalistler
hüküm etlerden çıkarıldılar; gericiler tüm yasa ve gü­
vencelere karşın, bilimsel sosyalistleri ve dem okrat­
la n politik h a k ve özgürlüklerinden yoksun bıraktı.
Bilimsel sosyalistler, mücadeleyi b ir süre soğuk sava­
şın ve anti-kom ünizm isterisinin güç koşulları altın d a
sürdürm ek zorunda kaldılar.
K apitalist ülkelerin bilimsel sosyalist partileri, ba­
rışı, ulusal bağımsızlığı ve dem okrasiyi ısra rla savu­
n urken ve sosyalizm için savaşırken, p o litikalanm le-
nrnizme, kitleleri kazanm a vo tüm devrim ci ve dem ok­
ra tik güçleri işçi sınıfı birliği tem elinde toparlam a fik­
rine, dayandırdılar.
Bu yolda bazı bilimsel sosyalist partiler, önemli
b ire r ulusal güç olarak ön p lan a çıktı. D iğer ülkeler­
de bilimsel sosyalistler partilerin i işçi sınıfının politik
kitle örgütleri haline getirm ek ve geniş em ekçi ta b a ­
k a la r arasın d ak i konum larını güçlendirm ek için çok
çaba harcam aktadırlar. Bilimsel sosyalist partiler, her-
yerde devrim ci hareketin m ilitan öncüleri ve geleceğin
sahibi olarak gelişen politik güçlerdir.
Gelişm ekte olan ülkelerdeki bilimsel sosyalistler
güç politik ve ideolojik koşullar altın d a çalışm akta­
dırlar. Çekirdeğini sosyalist ülkelerdeki bilimsel sos­
yalist partilerin oluşturduğu d ü n y a bilimsel sosyalist
hareketi, ezilen halkların ulusal bağımsızlık için sö­
m ürgeciliğe k arşı verm eleri gereken başarılı b ir m ü­
cadelede elverişli koşullan y a ra tm a konusunda belir­
leyici bir etkiye sahip olm uştur. Lenin'in belirttiği ve
K om intern’in uyguladığı uluslararası işçi hareketiyle
ezilen h a lk la n n ulusal kurtuluş m ücadelesi a rasın d a­
ki ittifak politikası, önemli evrelerde dikkate değer
tarih sel sonuçlar verm iştir. Sosyalist sistem in hızla
sağlam laşm ası ve işçi h arek in in yükselm esiyle nitele­
nen bu dönem de, asırlard ır varlığım sürd ü ren söm ür­
ge im paratorlukları, ayaklanan halkların d arb eleri al­
tında çökm üştür. Bilimsel sosyalist partiler, halkların
anti-emperyalist, ulusal k urtuluş m ücad elelerin in . ön
saflarında yer alm ışlardır. Bu, m ücadele sırasında işçi
sınıfı hareketi, duru m u n u önemli Ölçüde güçlendirm iş
ve anti-em peryalist m ücadele içinde 20’den fazla yeni
bilimsel sosyalist p a rti kurulm uştur.
Ulusal k urtuluş m ücadelelerinin hızlı gelişimi, a n ­
ti-em peryalist m ücadele İçindeki bilimsel sosyalist p a r­
tilerin Önüne bağımsız, m arksist-leninist b ir çözüm
gerektiren birçok yeni soru n lar çıkardı. Bilimsel sos­
yalist partiler, söm ürge boyunduruklarım koparm ış
olan ülkelerin izlemesi gereken ilerici gelişm enin yol­
larım bilimsel bir inceleme konusu haline getirm e gö­
reviyle k arşı karşıya kaldılar; devrim ci dem okratik
güçlere ve partilere, dem okratik hüküm etlere yönelik
tav ırlarını ve g e lişm e k te olan to p ln m la n n yen i top­
lumsal, ekonomik ve politik modeli içinde, kendi y er­
lerini vo rollerini belirlem ek d urum unda oldular. Bazı
p artiler bu alanda sö k ter yanılgılara düştüler. A ncak
genellikle bilimsel sosyalist partileri ve b ü tü n olarak
dünya bilimsel sosyalist hareketi, genel anlam da Le­
n in ’in fikirlerine uygun, doğru ilkelere sahip b ir tav ır
aldı, b u n u yeni tarihsel koşullarda geliştirdi ve y a ra ­
tıcı bir biçimde uyguladı. Bilimsel sosyalist p a rtile r,
tü m yu rts ever ve anti-em peryalist güçleri b iraray a
toplam a politikasını ısra rla izlem ektedirler. Birkaç ül­
kede, anti-em peryalist, ulusal cepheler, y u rtsev er itti-
_fak ve blokların çeşitli tü rleri ortaya çıkmıştır. Bilim­
sel sosyalist partiler, bu ittifak lara katıldılar ya d a
gerçek ulusal Özgürlük, ekonomik gönenç ve sosyal
gelişm e m ücadelesini d ah a da geliştirm ek ve de­

667
rinleştirm eye k atk ıd a bulunarak b u n ları etkinlikle
destekled iler..
Gelişm ekte olan ülkelerde bilimsel sosyalist p a rti­
lerin a rta n politik etkileri, em peryalistleri ve yerli ge­
ricileri ciddi olarak ü rküttü, Endonezya gibi bazı ül­
kelerde bilimsel sosyalistlere karşı acım asız k ıy ım lara
girişildi. Ulusun, en seçkin evlatlarından yüzbinlercesi
yok edildi. A m a ne denli acı olursa olsun bu engeller
İşçi sınıfı h areketinin büyüm esi vo sağlam laşm asının
genel görünüm ünü değiştirem iyor.
K om intern’in sona ermosindon sonra işçi sınıfı h a ­
reketi devrim ci geleneklere, m arksist-Ieninist öğretiye
ve enternasyonalizm ilkelerine sadık kaldı, konum unu
güçlendirdi ve genişletti. Bilimsel sosyalistlerin gem i­
si sık sık azgın fırtınalı h av alard a yoluna devam et­
mek duru m unda kaklı. Burjuvazi ve sağ sosyal-demok-
ra tla r sık sık bilimsel sosyalizmin bunalım ı hakkında
atıp tu ttu lar. Ama İşçi sınıfı hareketi, tüm sınavların­
dan daha güçlenm iş ve çelikleşmiş o larak çıktı. Bilim­
sel sosyalistler başarı üzerine başarı kazanm akta, saf­
larını genişletm ektedirler. Bugün 88 ülkede bilimsel
sosyalist partiler v ard ır ve toplam üye sayıları yakla­
şık 44 milyondur.
Bilimsel sosyalist partiler, işçi sınıfının ve toplu­
m un tüm ilerici kesim lerinin çıkarlarını giderek daim
derin ve eksiksiz biçimde yansıtm akta ve tüm dem ok:
jratiİC anti-em peryalist güçlerle bağlarını
.g üçlendirerek, tarihsel gelişim in i n m antığı gereği,
tü n r h alk ların Önderliği rolün e seçilm ektedirler.
SBKP Yirminci K ongresinin k ararları, d ü nya
işçi sm ıfı h areketinin gelişimini büyük ölçüde etkile­
m iş tir/2’ SBKP’nin Yirminci K ongresinde alm an ta rih ­
sel k a ra rla r, SBKP ve SSCB’de sosyalizmin inşası
için büyük b ir önem taşım akla kalm am ış, a y rıc a dün-

668
ya bilimsel sosyalist hareketinde yeni b ir evreyi b aş­
latm ış ve bu evrenin m ar ksizm-le n iniz m tem elinde ge­
lişmesini sağlam ıştır. .
Y irm inci Kongre’nin ulusal ve u lu slararası politi­
kanın tem el konularına ilişkin k a ra rla n , kişilerin p u l­
laştırılm asının ve bunun sonuçlarının üstesinden gel­
m ek için, p a rti yaşam ının ve koilektif Önderlik yöntem ­
lerinin leninist norm larının yeniden kurulm ası ve ge­
liştirilm esi ve p a rti içi dem okrasinin ve Sovyet demok­
rasisinin derinleştirilip güçlendirilm esi için alm an ön-
lem ler-bunlarm tüm ü, sosyalist görüşlerin devri m el­
leştirm e gücünü ve bilimsel sosyalist harek etin in say­
gınlığını artırm ıştır. K ongre’de_ Lenin’in, kapitalizm ­
den sosyalizme geçiş biçim lerinin çeşitliliği, devrim in
^ barışçı ve barışçı olm ayan yollarının birleştirilm esine
ilişkin tezlerinin, bugünün koşulları .altında farklı top­
lum sal sistemlere.sadıip devletlerin barış içinde b irara-
d a y aşam a politikasının Özü, k ap italist ülkelerdeki işçi
hareketinin birliğini güçlendirm e m eselesine yaklaşım ,
tekelci devlet kapitalizm i k oşulları altın d a sınıf m ücâ-
dolosi n in özellikleri, a nti-tekelci^ gügjeri birleştirm e
olanakları, çağın en önemli toplum sal soru n ların ın ele
alınm asında dem okrasi m ücadelesinin önemi ve ulu ­
sal k urtuluş devrim inin yollarına ilişkin konuların ge­
liştirilm esi-, lü m . h n kilit .^meseleler markisist-îenmjst
devrim kuram ım y a ra tıcı olarak geliştirm iştir. "
,ı Bilimsel sosyalist p artilerin ulusal devrim ci h are­
li ketin önderliği yolundaki çalışm aları ve devrim ci niü-
| cad elenin polifık, stratejik ve taktiksel kav ram larm m
1geliştirilm esi, Yirminci Kongre’den sonra d a h a da art-
jmış, devam etm iş ve bun u n m arksist k u ra m ve uy-
jgulam a hâzinesine olan k atk ıları büyüm üştür.

669
KOMİNTERN'İN DEVRfMCf GELENEKLERİ VE
GÜNÜMÜZDE BİLİMSEL SOSYALİST HAREKETİN
GENEL ÇİZGİSİ
Vlusîararast İlişk ilerin
B içim lerinin
O rtaya Çtktşt

K om intern'İn sona erişinden sonra, bilimsel sos­


yalist p a rtile r arasın d ak i ulusal ilişkiler meselesi ve
u luslararası serm ayeye karşı m ücadelenin eşgüdüm
biçimleri, yeni bir boyut kazandı ve son derece önemli
ve yaşam sal bir d u ru m a geldi.
Bilimsel sosyalist h arek et içinde ilk bakışta birbi­
rine zıt, am a aslında birbiriyle organik o larak ilişkili
olan iki ayrı eğilim vardır.
Bir yanda, dovrimci h arek etin giderek en tern as­
yonalleşmesi söz konusudur. H angi ülkede y er alırsa
alsın, her dovrimci oylom, bu sürecin genel d u ru m u n a
bağlı olarak bütünleşm iş d ü nya devrim ci sürecinin bi­
leşenidir. H erhangi bir ulusal devrimci birim in başa­
rısı, tüm halkların özgürlük m ücadelesi için b ir k a ­
zançtır. Y erkürenin b ir noktasındaki yenilgi, m ücade­
lenin ortak cephesini olum suz olarak etkiler. U lusal
devrimci m üfreze m ücadelenin ulusal ve u lu slararası
olduğu k a d a r yerel koşullarını d a gözönüne alm a zo­
runluluğunu giderek d a h a sık duym aktadır.
Öte yandan, devrim ci h areketin Öznel ve nesnel
k o ş u l l a n giderek d a h a fark lılaşm ak ta ve h e r halkın
devrim ci m ücadele çabalarının özgül som ut ulu sal özel­
likleri d ah a büyük b ir önem kazanm aktadır.
Bu koşullar altında, bilimsel sosyalist p artilerin
kuram sal ve p ratik çalışm alarının eşgüdüm ü, tem elin­
de, işçi sınıfının dünyadaki tarihsel rolünün bugünün
dah a karm aşık koşullarında yerine getirm esinin yol ve
yöntem lerine yönelik b ir sorun olm aktadır. Komin-

670
te m ’in sona erişinden sonra, yeni koşullarda, u lu slar­
arası ilişkilerin ■ve eşgüdüm lü eylem in d ah a etkili bi­
çim leri aranm aktadır.
İkinci D ünya Savaşı’ndan sonra, Yugoslavya, Bul­
garistan, Rom anya ve M acaristan Kom ünist Partileri,
Polonya İşçi Partisi, SBKP ve Fransa, Çekoslovakya ve
İtalyan K om ünist P artileri tem silcilerinden oluşan b ir
Enform asyon B ürosu kurulm uştu. Bu p artilerin tem sil­
cileri ta ra fın d a n 1947’de V arşova’da yapılan b ir top­
lan tıd a şu k a ra r alınm ıştı:
«Toplantı, bu toplantıya katılan p a rtile r arasm da-
ki'ilişki eksikliklerini, şimdiki durum da ciddi b ir sorun
o larak değerlendirm ektedir. Deneyimler, kom ünist
p a rtile r ara sın d a böylesi iletişim eksikliklerinin y an ­
lış ve z ararlı olduğunu gösterm iştir. Savaş ertesinde,
u lu slararası durum un d a h a d a karm aşıklaştığı ve ko­
m ünist p a rtile r arasındaki kopuklukların işçi sınıfına
z a ra r verebileceği b ir sırada deney alışverişine ve çe­
şitli partilerin gönüllü b ir eşgüdüm içine girm elerine
olan gereksinm e, içinde bulunulan koşullarda, özellik­
le acildir.»*3»
Bilimsel sosyalist h areketin gelişmesi, m ücadele
koşullarındaki farklılaşm alar, bilimsel sosyalist p arti­
lerin politik ve k uram sal olgunluklarının artm ası En­
form asyon B ürosu şeklindeki ilişki biçim inin yetersiz­
liklerini o rtay a koydu ve sonraları bu büro kaldırıldı.
İki ya d a d ah a fazla ta ra fı içeren bağlantılar, de­
legasyonların karşılıklı ziyaretleri, deneyim kazanm a,
görüş alışverişi gibi ilişki tü rleri d ah a fazla önem k a ­
zandı. Son zam anlarda, birkaç p artin in politik çalış­
m alarının ve anti-em peryalist m ücadele sorunlarının
tartışıldığı bölgesel to p lan tılar ve konferan slar dah a
büyük bir rol oynam aya başladı.
Ama, ne denli Önemli ve değerli olsalar da, b u tü r

671
ilişkiler, bilimsel sosyalist hareketin, u lu sla rarası özü­
n ü tam anlam ıyla ortay a koym azlar.
Bilimsel sosyalist partiler arasın d a varolan d u ru ­
m a uygun yeni ve d ah a elverişli u lu slararası ilişki bi­
çim lerinin bulunm ası gerekliliği o rtay a çıktı. Bu ilişki
biçimleri, bilimsel sosyalist m üfrezelerin anti-em perya­
list politikasının birliğini, tüm bilimsel sosyalist p arti­
lerin bağım sızlığım ve eşitliğini, u lu slararası devrim ci
teori ve pratiğin ilkelerini kollektif olarak, oluşturm a
yoluyla m ücadelenin politik ve ku ram sal k av ram larım
m arksizm -leninizm i temel a la ra k form üle etm ede b a­
ğım sızlıklarını bağdaştırm ahdır. Bilimsel sosyalist h a ­
reketin b ağrında oluşan böyle b îr biçim, kom ünist ve
işçi p artilerinin u luslararası toplantılarında o rtay a
çıktı. Bu toplantılar, deneylerin gösterdiği gibi u lu slar­
a ra sı durum daki en son gelişm eleri tüm açılard an in­
celemek, b u n ların ortak bir m arksist-leninist değerlen­
dirm elerini yapm ak ve m ücadelenin o rta k am açlarını,
görevlerini, biçimlerini, yöntem lerini ve karşılıklı y a r­
dım laşm ayı belirlem ek için düzenlenm iştir.
K om intern’İn sona erm esinden sonra M oskova’da
<1957 ve 1960) iki u luslararası toplantı yapıldı ve bilim ­
sel sosyalist h arek etin gelişmesi açısından tem el b ir
önem taşıyan önemli k a ra rla r almdı. 1957 toplantısın­
da, d ah a sonra kapitalist ülkelerin bilimsel sosyalist
p a rtile ri ta ra fın d a n da im zalanacak olan, «Sosyalist Ül­
kelerin K om ünist ve İşçi P artileri Temsilciler Toplan­
tısı Deklerasyonu» hazırlandı ve kabul edildi. Toplan­
tı, tüm ülkelerin işçi ve köylülerine, tüm erkek ve k a­
d ın la ra ve tüm iyi niyetli in san lara seslenen b ir B an ş
Bildirgesi yayınladı. 81 m arksist-leninist partiden ge­
len tem silcilerin katıldığı 1960 toplantısı, b ir «Komü­
nist ve İşçi P artileri Temsilciler Toplantısı Raporu» ile

672
"bir «Dünya H alklarına Duyuru» hazırlayıp oybirliği ile
k abul etti.
1957 ve 1960 belgelerinde, bilimsel sosyalist p arti­
ler, bugünün tarih sel koşulları altında dünya işçi sı­
nıfı hareketinin genel çizgisini birlikte şekillendirdiler
ve oybirliğiyle kabul ettiler.
K om intern zam anında ortaya çıkmış olan u lu slar­
arası bilimsel sosyalist h areketin genel çizgileri kav­
ram ı, Lenin’in Birinci D ünya S a v a şın d a n b aşlay arak
gerçekleştirdiği kuram sal çalışm alarına dayanıyordu,
a m a o zam an bu terim kullanılm ıyordu. Lenin, 1915’te,
«U luslararası Ölçekte birleşik eylemi başarm ak, hem
tem el ideolojik görüşlerde b ir açıklık, hem de eylemin
tüm p ra tik yöntem lerine bir kesinlik gerektirir» diye
yazdı.(4)
■ K om intern gelenekleri, ulu slararası strateji ve tak-
j tik ilkelerinin, dünya ekonomisi ve politikasının enine
!boyuna değerlendirm esine dayanılarak belirlenm esi
| gerektiğini, öte yandan h e r p artin in taktiklerinin smıf
! güçleri sıralam asını sadece o ülke içinde değil, u lu slar­
a rası p landa d a hesaba katm ası gerektiğini gösterm ek­
teydi. îşçi smıfı, jçiçe geçmiş ulu slararası serm ayeye
k arşı zaferin ancak m ücadelenin ekonomik, politik ve
ideolojik h er alanında dayanışm a ve gerçek b ir ulus­
la ra ra sı eylem birliği içinde ulu slararası serm ayeye
| karşı çakılabilirse kazanılabileceğini giderek d a h a iyi
1 anlam aktadır.
Strateji ve tak tik ilkelerinin o rtaklaşa sap tan m a­
ları konuşandaki gerekliliğin b ir başka nedeni, dev­
rim ci kuram ın «tüm d ü nya ülkelerindeki devrim ci de­
neyim ler ve devrim ci düşüncelerin toplam ından kay­
naklanm asıdır.»^* Lenin, K om intern «taktiklerini ulus­
la ra ra sı olarak saptam alıdır...»(6>dedi. Bu, hem u lu slar­
arası işçi sınıfının serm ayeye k arşı vereceği m ücade­

f-. 43: Enternasyonal 673


ledeki çıkarların nesnel birliği nedeniyle, hem de h a ­
reketin ancak, tüm dünyadaki k urtu lu ş m ücadelesi de­
neyim lerinin dikkate alınm asıyla, ulusal d ışa k ap an ık ­
lılık ve tek yanlılık yanılgılarına düşm ekten k u rta rıla ­
bilmesi açısından zorunludur.
U luslararası toplantılar, ulu slararası strateji ve
tak tik ilkeleri çağın gereklerine uygun o larak ve kol­
lektif bir biçimde saptanm ıştır. 1957 ve 1960 toplantıla­
rın d a kabul edilmiş olan belgelerin b ir özelliği de y a­
ratıcı özleri ve devrim ci h arek etin tem el so ru n ların a
leninist yaklaşım larıdır.
D ünya bilimsel sosyalist harek etin in yeni genel
çizgisi oluşturulurken hem h areketin biriktirdiği ta rih ­
sel deneyim, hem de h er kardeş p artin in deneyleri dik­
kate alınm ıştır. Toplantılarda kabul edilen belgeler,
son dönem lerdeki devrim cî pratiğ in m arksist-Ieninist
b ir kuram sa] genellemesini, tü m ülkelerin bilim sel sos-
yalist partilerinin deneyim birikim lerini, kapitalizm den
sosyalizme geçiş kuranım ın gelişm esinde atılm ış b ir
adım ı tem sil etm ektedir; d ü n y a işçi sınıfı h arek etin in
genel eğilim ini belirlem ektedir.
Bu belgeler, sosyalist inşanın n esn el yasalarını,
dü nya devrim ci sürecine Özgü niteliklerini, kitleleri k a ­
zanm a m ücadelesi ve işçi sınıfının geniş emekçi ke­
sim lerle b ir ittifak kurm asının olanaklarını ve bilimsel
sosyalist p artilerin b an ş, dem okrasi ve sosyalizm m ü­
cadelesindeki strateji ve taktiklerini de içine a lan gö­
rü şleri geliştirm iştir.
Sınıf m ücadelesinin yeni aşam asında o rtay a çıkan
bu düşünceler, d ü nya sosyalist sistem inin varlığı ve
bilimsel sosyalist p artilerin bağım sız çalışm aları ko­
şu lla n altındaki devrimci m ücadelenin deneyim b iri­
kim ine d a y an a ra k d a h a d a geliştirildiler.

674
Toplantıların bu belgeleri, m arksist-Ieninist p a r­
tilerin o rta k yapıcı çalışm alarının b ir örneğidir. Dev­
rim ci m ücadelenin politikası, stratejisi ve taktiklerine
ilişkin tem el so ru n lar üzerinde o rtak laşa b ir çalışma,
Lenin zam anında, K om intern çerçevesinde başladı. Le*
n in , K om intem ’in karşılaştığı sorunların ay rın tılı ola­
ra k tartışılm asını, bilimsel olarak kanıtlanm ış olan tüm
yorum ların ve bilimsel sosyalist p artilerin geçirdikle­
ri deneyim lerin h e r zerresinin dikkate alınm ası gerek­
tiğini ısra rla savunuyordu, 1957 ve 1960 toplantıların­
d a bu leninist gelenek, işçi sınıfı hareketin in m odern
koşullara uygulanm asıyla onaylanm ış oldu.
Bilimsel sosyalist partiler, karm aşık b ir durum da,
a ra la rın d a görüş ayrılıkları ve farklılıkları gibi zorluk­
ların d a bulunduğu birçok ciddi güçlüğün üstesinden
gelerek, devrim ci teoriyi d ah a d a zenginleştirm enin or­
ta k biçim lerini geliştirm ektedirler.
Çağtn ve
M o d e m D evrim ci
Sürecin Tanım ı

K om ünist ve işçi partileri toplantıları belgeleri mo­


dern çağın kapsam lı bir nitelendirm esini de verdi ve
savaş sonrası dönem de devrim ci m ücadelenin tarihsel
koşullarını inceledi,
D eklerasyon «çağımızın a n a içeriği R usya'daki Bü­
yük Ekim Sosyalist D evrim i’yle başlam ış olan k apita­
lizmden sosyalizme geçiştir» <’>
Bu fik ir^K arar’da geliştirilm iş ve som utlanm ışti:
«Bugün toplum un tarihsel gelişm esinin başlıca içeri­
ğini, başlıca eğilim ini ve başlıca özelliklerini, dünya
sosyalist sistem i ve toplum un sosyalist dönüşüm ü için
em peryalizm e karşı m ücadele eden güçler belirlem ek­
tedir.»(8)

675
Bilimsel sosyalist partiler, Lonİn’in em peryalizm e
ilişkin düşüncelerini geliştirdiler, tokotci devlet kapi­
talizm inin bugünkü durum unun bilimsel b ir çözümle­
m esini su n d u lar ve m odern kapitalizm in o rtay a konan
çelişkilerinin en güçlü biçimdo başlıca em peryalist ül­
ke olan A m erika Birleşik Dovlotlori'ndo keskinleştiğini
gösterdiler.
A m erikan emperyalizmi vo m üttefiklerinin gerici
saldırgan politikasının bir som um olarak, n ü k leer bom­
b alar ve kitlesel ölümloro yol açan başka silah larla ve­
rilecek yeni bir d ü nya stıVUşı gerçek bir tehlike y a ra t­
mıştır, Bilimsol sosyalist partiler, Lonin’in fark lı top­
lum sal sislomloro s a h ip ü lk e le r in b a rış içinde b irarad a
yaşam a fikrini modanı çağa uygulanm ış biçimiyle so­
m utlaştırdılar.
T o p la n tıla r , sosyal gelişme için m ücadelenin
bir b ile ş e n i o la ra k b a rış için m ü c a d e le stratejisini ge­
liştirdiler. Iini» to p la n tıs ı -S a v ıış kaçınılm az değildir,
savaş ö n lo n o b ilir. b a rış k o r u n a b ilir vo güvence altın a
alınabilir» a n lu m ıtıd a k l önemli program atik tezi fo r­
müle e tti/’* Bu temel k u r a la d a y an a ra k bilimsel sos­
yalist p artiler b a rış ta n y a n a o la n tüm güçleri birleş­
tirm eyi am açlayan ç a lış m a la r ım hızlandırdılar. İşçi ve
köylülere, bilim ve sanat, a d a m d a n ım , öğretm enlere ve
m em urlara, gençlere, zan aatk arlara, tüccarlara, san a­
yicilere ve politik ve d in i in a n ç la r ı no olursa olsun iyi
niyetli tüm insanlara b a rış için, in s a n la rın güvenliği
için, silahsızlanm a için, atom vo b ld ro jo ıı bom baları d e ­
neylerine d e r h a l son v e rilm e s i, ü r e tilm e le r i ve kulla­
nılm alarının yasaklanm ası İçin verilen m ücadeleyi
hızlandırm ak için çağrıda b u lu n d u la r .
T oplantılar Lenin’in fikirlerini geliştirirken dem ok­
rasi ve sosyalizm güçlerinin gericilik vo kapitalizm

676
güçlerine karşı m ücadelelerinin birbirleriyle ilişkili, üç
eşit devrim ci sistem oluşturduğunu kaydetti.
• insanlığın ilerici gelişim inin öncü kolun d a yürü­
yen sosyalist ülkeler halklarının devrim cileştirici ça­
lışmaları;
9 kapitalist ülkelerdeki işçi sınıfının devrim ci h a ­
reketi;
• gelişm ekte olan ülkelerdeki h alk ların yeni sö­
m ürgeciler ve sömürgecilik kalın tıların a k arşı ulusal
k u rtu lu ş mücadelesi.
D ünya sosyalist sistem i m odern zam anın ilerlem e
için, gericiliğe karşı, sadece ulu slararası değil ulusal
ölçekte de suııf güçleri sıralam asında ve karşılıklı iliş­
kilerinde önder devrim ci güçtür. Sosyalist ülkeler halk­
ların ın yapıcı, devrim cileştirici çalışm alarının tüm ü
dünya devrim ci sürecinin b ir parçasını oluşturur.
Tarihsel anlam da söylemek gerekirse, sosyalist
sistem kapitalist toplum a toplum sal, ekonomik, politik
ve ideolojik bir m eydan okum adır, insanın inşam sö­
m ürm esine ve h e r tü rlü baskıya son verm iş olan, p lan ­
lı, bunalm ışız hızlı b ir ekonom ik gelişmeyi sav u n an
sosyalizmin tem el üstünlükleri ve m arksist-leninist
ideolojinin ilerici insancıl niteliği, sosyalizmin k ap ita­
lizmin karşısındaki tarihsel üstünlüğünün kanıtıdır.
Gelecek sosyalizmindir. Tüm b u n la r sosyalizm in kitle­
lere d a h a yakm gelmesine yol açm akta, kap italist ül­
kelerdeki sosyalist hareketi teşvik etm ektedir.
Sosyalist sistem in gücünün artışı sürekli olarak
güçler sıralam asını sosyalizm den y a n a çevirm ekte, k a ­
pitalizmin* konum unu zayıflatıp, geriletm ektedir.
Sovyetler Birliği’nin n ü k leer silahlara sahip olm a­
sı dünya barışı için önemli b ir güvence,' tüm saldırgan­
la ra yönelik ciddi b ir u y a n ve girişecekleri herh an g i
b ir askeri m acera için b ir panzehirdir. Sosyalist siste­

677
m in giderek a rta n ekonom ik ve askerî gücü ve çekim
gücünün b ir sonucu o larak tekelci burjuvazinin gerici
m anevralarının alanı d aralm akta, silahlı karşı-devrim
ihracı olanakları azalm akta ve em peryalistlerin diğer
ülkelerin içişlerine m üdahalede bulunm ası güçleş­
m ektedir. Bu koşullar altında, halkların ilerici gelişme­
leri için söm ürgecilere ve baskıcılara karşı verilen m ü­
cadele için ve b u n lara karşı silahlı b ir eylem başlatm ak
için d a h a geniş o la n ak lar o rtay a çıkmıştır.
Sosyalist ülkelerin a rta n ekonomik potansiyeli
genç ulusal devletlerin gerçek bir ulusal k u rtu lu ş ve
sosyal gelişme sağlam a çab aların a daha geniş ve
dah a etkili yardım larda bulunm alarına olanak ta n ı­
m aktadır.
D ünya sahnesindeki sm ıf m ücadelesinin önemli b ir
u n su ru sosyalist ülkelerin, sosyalist kazam m ların sa­
vunulm asına, em peryalist devletlerin gerici çalışm ala­
rın a engel olm aya ve barış, dem okrasi ve sosyal
gelişme için m ücadele eden halkları desteklemeye yö­
nelik dış politika çalışm alarıdır.
Toplantılar, kapitalist ülkelerdeki işçi h areketleri­
nin günüm üz devrim ci m ücadelesi içindeki ro lünü ve
önem ini o rtay a koym uştur. Bildiğimiz gibi Lenin sos­
yalist toplum un kurucusu o larak proletaryanın ta rih ­
sel rolü m eselesini o rtay a koyarken bunu m arksizm in
a n a ilkesi olarak adlandırm ıştı. Kom intern m arksist-
leninist k u ra m a sadık k alarak bü tü n çalışm alarında
dikkatinin büyük b ir bölüm ünü İşçi sınıfının tarih sel
olarak yükseltilm esine, politik eğitim i ve örgütsel bir­
liğine verm iştir. K om intern'İn tüm çalışm aları tarihsel
görevini en kısa sürede yerine getirm esi için işçi sını­
fın a yardım etm eye yönelikti.
K om intern ve bölüm lerinin karşıların d a geliştiril­
miş olan işçi sınıfının devrim cileştirici rolünün a rtırıl­

678
m asın a ilişkin genel sosyo-tarihsel anlayış bu güne dek
önem inden hiçbirşey yitirm em iştir; tarihtek i h e r kes­
kin dönemeçle ifade biçim lerini değiştirm ekte, yeni
özellikler, yeni niteliksel özellikler kazanm aktadır.
îçinde bulunulan dönem de işçi sınıfının toplum sal
ilişkiler sistemi içindeki yeri, tarihsel rolü ve devrimci
u fu k ları meselesi d ah a da keskin b ir politik ve ideolo­
jik m ücadele konusu haline gelm iştir. B urjuva ideolog­
ları, reform istler ve revizyonistler işçi sınıfının sos­
yo-tarihsel perspektiflerini yadsım akta ve İşçi sınıfının
proleterlikten uzaklaşm ası düşüncesinin birçok çeşit­
lemesini o rtay a koym aktadırlar. Aynı zam an d a tekelci
burjuvazi sağ sosyal-dem okratlarm desteğiyle işçi sı­
nıfını demoralize etm e yöntem lerini ve tekniklerini sü­
rekli olarak geliştirm ektedir. Sert bastırm a yöntem leri
son derece esnek b ir yozlaştırm a sistemiyle d ah a sık
kay n aştınlm aktadır.
Aynı zam anda işçileri politikadan uzaklaştırm ak
için teknolojideki en son buluşlardan geniş ölçüde y a­
rarlanılm aktadır. Yaşam ın giderek teknikleşm esi ve
yapay-kültürün yaygınlaşm ası işçilerin yaşam ının ide­
olojiden uzaklaşm asına yönelik geniş kapsam lı hedef­
lerine hizmet ctmok İçin tasarlanm ıştır.
Sosyalist Entornasyonal’in sağ k a n at önderleri ve
işçi sendikalarının gerici yöneticileri işçi sınıfı içinde­
ki bölünmeyi sürdürm ek ve derinleştirm ek için eski­
sinden de çok çalışm aktadırlar.
K apitalist ülkelerdeki proleteryanın devrim ci n i­
teliğini yitirdiği konusundaki anti-leninist tez kendi­
sine bilimsel sosyalist diyen bazı kim selerden destek
görm ektedir. Bu anti-m arksistler kapitalist ülkelerde­
ki işçi sınıfının devrim ci yoldan uzaklaştığına, d a r sı­
nıfsal, toplum sal ve ekonomik soru n larla h a şır n eşir
■olduğuna ve kapitalizm in altedilm esi kavgasını yürü-

679
tem eyeceğine inanm aktadırlar. Görevin, diğer sınıfla­
rın, özellikle «dünya kırlarında» yaşayanların, b ir baş­
k a deyişle köylülüğün misyonu olduğunu söylem ekte­
dirler.
T oplantıların belgeleri ve bilimsel sosyalist p a rti­
lerin k a ra rla rı kapitalist ülkelerdeki işçi h arek etin in te­
kellere karşı m ücadelede belirleyici vo a rta n önem ini
ortaya koym aktadır.
K apitalist ülkelerdeki işçi smıfı çağdaş politik Ha­
reketlerdeki rolüyle birlikte sayısal olarak büyüm ek­
tedir. Bilimsel sosyalist p artiler bugünün p roletarya­
sının niceliksel olarak büyüyen ve nitoliksel o larak ge­
lişen çok tab ak alı bir sınıf olduğunu vurgulam aktadır,
îşçi sınıfı, kapitalist ülkelerdeki toplum sal yaşam ve
sınıf m ücadelesinin gelişmosindo giderek a rta n b ir et­
kiye sahiptir.
Bilimsel sosyalist partiler, işçi sınıfının K om intern
geleneklerini sürdürecoği, gollşliroceği ve derinleştire­
ceği inancıyla dolu oluruk işçi sınıfını birleştirm ek, sı­
nıfsal bilincinin, sendikal vo politik ö rg ütünün düze­
yini yükseltm ek için yılm adan çalışm aktadırlar.
Savaş sonrası dönemin bütün tarih i işçi sınıfının
anti-tekelci m ücadelede a n a h ta r unsur ve toplum sal
değişimin başlıca itici gücü olduğunu gösterm ektedir
îşçi sınıfının sınıfsal çalışm aları vo politik m ilitanlığı
son birkaç yıl içinde oldukça yükselm iştir. îşçi smıfı
ve tekeller arasındaki mücadele govşomek b ir yana,
yoğunluk kazanm aktadır. İşçi sınıfı iktidarda olm a­
m akla birlikte burjuvaziye güncel çıkarlarım y an sıtan
ve uzun dönem li am açlarını elde etmoye yardım cı ola­
bilecek bazı k a r a r la n dayatabilm ektodir. K apitalist ül­
kelerde işçi sm ıf m m baskısıyla burjuvazi toplum sal ve
politik a lan lard a bir çok ödünler verm ek zorunda bı­
rakılm ıştır.

680
Bilimsel sosyalist p a rtile r em ekçilerin tüm kesim ­
lerini -ay d ın lar, öğrenciler, köylüler ve o rta ta b ak a ­
la r - içine a lan dem okratik hareketin güçlü gelişm esi­
n in kapitalist ülkelerin yaşam ında büyüyen b ir top­
lum sal ve politik etm en olduğunu da hesaba katm ak ­
tad ırlar. Bilimsel sosyalist p a rtile r bu yeni koşulların
çözümlemesine dayanarak, geniş ittifaklar, bunların
perspektifleri ve biçim lerine ilişkin m eselelerindeki h e­
deflerini sap tay arak Lenin'in düşüncelerini ve Komin­
tern k a ra rla rın ı geliştirm ektedirler. Bilim sel sosyalist
p a rtile r yeni koşullar altın d a işçi sınıfının köylülük,
aydınlar, öğrenciler ve o rta tabakayla yakın b ir iitifa-
. kini kurm aya çalışm akta ve tekelleri engellem ek vo
devrim ci süreci derinleştirm ek için bir önkoşul olarak
..geniş bir anti-tekelci cephe oluşturm ayı am açlam ak­
tadırlar,,
G ünüm üz devrim ci süreci şu ayırdedici özellikleri
taşım aktadır.
(a) Toplum un çoğunluğu ve tekelci burjuvazi a ra ­
sında son derecede keskinleşen uzlaşm az çelişkiler k a r­
şısında devrim in itici güçlerinin d ah a d a genişletilm e­
si. G ünün en önemli m eselelerinde (demokrasi, sosya­
lizm, ulusal bağımsızlık, vb.) tekellere k a rşı savaşa
■ giderek d a h a büyük yeni toplum sal güçler katılm ası,
; (b) Devrimci sürecin gelişme biçim lerinin, hem
' barışçıl hem de barışçıl olm ayan devrim ci eylem bi-
j çimleriyle genişlem esinin çeşitlenmesi,
j (c) Kitleleri devrim fikriyle tanıştırm an ın gide-
! re k çeşitlenen yöntem lerinin ve araçlarının, Lenin’in
İ K om intern’in Yedinci K ongresi'nin bu alandaki k a ra r-
; larım n altında yatan fikirlerinin doğruluğunu ve hem
i revizyonist devrim kavram ının, hem de m aceracı sol-
j sek ter devrim hazırlığı yöntem lerinin temelsizliğini
I kanıtlam ası. T oplantıların ve bilimsel sosyalist partı-

681
lerin belgeleri kitlelerin, p ra tik deneyim leri, bilimsel
sosyalist p artilerin doğru politik sloganları, esnek ve
etkili politikaları yoluyla devrimci harekete katıldı­
ğını vurgulam aktadır,
R11nrla.11 bilimsel sosyalist partilerin tak tik lerin e
ilişkin cok önemli b ir koşul ortaya çıkm aktadır, yâni:
ta rih sel m ilitanlık, esneklik, m anevra yeteneği ve in-
sîyatif. ' "" '
Bilimsel sosyalist partilerin bölgeleri dem okratik
mücadeleyle hareketin sosyalist hodoflori arasın d ak i
karşılıklı bağlılığı ortaya koym aktadır, Program atik
belgeler, içinde bulunulan donomdo stratejik görevle­
rin, b irb ö lü m ü olarak şu donıokm llk hodeflerTÖne çı-
karm aktadır: Kesin tokol egem enliğine k arşı savaş-
mak, dem okrasinin savunulm ası vo derinleştirilm esi,
banşuL .korunm ası vo İşçilerin toplumsaj,_ekonomik,
politik ve kültürol alanlardaki acil çıkarlarının^kar-
şılanması. ~—
-Bilimsel sosyalist partiler bu hodeflere uygun ola­
ra k K om intern’in Yedinci Kongresi tarafın d an _Öne_sü-
rülen halk cephesi düşüncesini geliştirm iş ve k ap ita­
list ülkelerde dem okratik mıti-lokolct b ir hüküm etin
.kunılması^ için çalışmayı öncelikli lıodofleri haline ge­
tirm işlerdir* ..
.Toplantıların belgolori ve kapitalist ülkelerin bi-
UmseL sosyalist partilerinin kararları, dom okratik an-
ti-tekelci b ir hüküm et için vorlleıı m ücadelede ve bu
hüküm etin çalışma ları sırasında honiı/. sosyalisT^ol m a - '
m akla birlikte gene de sosyalist reform uyguİam asm a
yaklaşan kapsam lı, devrimci, dem okratik reform ların
. uygulan m ası .gerek! iliğine işarot ölm ektedir.
Toplantılar K om intern’in işçi lıarokoti içindeki bö­
lünm enin üstesinden gelm enin gerekliliği ve olanakla­
rın a ilişkin fikirlerini geliştirm iştir.

682
1960 Toplantısı k a ra rla n proletaryanın am açları­
n ın önündeki a n a engelini, d a h a önce de olduğu gibi
safları içindeki bölünmeler, burjuvazinin, sağ sosyal-
d e m o k ra tla n n ve işçi sen d ik alan n ın gerici önderleri­
nin hem ulusal hem de u lu slararası ölçekte korunm a­
sında y a ra r gördükleri bölünm eler olm aya devam et­
tiğini söylemektedir.
İ5azı_sağ sosyal-dem okrat yöneticiler açıkça tekel­
lerin. -yanmda. yeiüalm ışlardır, Bazı ülkelerde sağ yö-
_ne tim ler sosval-dem okrat p a rtilere m arksizmi, sınıf
m ücadelesini ^ bilim sel—sosyalist., s 1o g an ları.:açıkça' ~
reddeden p rogram lar benim setm işlerd in A ncak sos-'
val-dem okrat p artiler ininde, sağ Önderlerin bu pöîîti-'
. k asm a karsı direniş gelişmiş ve barış, dem okrasi, sos­
yal gelişme mü cadelesinde işçi sınıfı ve diğer
m ekçilerin b irliğini savun a n güçler destek b u lm u sla n '
dır. Bilim sel sosyalistler, sosyalizm icin__ m ücadelede
bile sosyal-dem okr a tla rla işbirliğini olanaklı 'gorBîSl^- '
tedirler. '
1960 Toplantısı k a ra rla n bilimsel sosyalistlerin iş-
çi h arek eti içindeki bölünm enin üstesinden gelm ek
için güçlü b ir biçimde direndiklerini özel olarak v u r­
gulam aktadır. Bilimsel sosyalistler sosyal-dem okrat
işçileri sınıf kardeşleri olarak görm ekte ve o n larla bir­
likte. tüm işçi sen d ik alan üyeleri ve örgütsüz işçilerle
birlikte ortak am açlarına ulaşm ak için zorlu b ir m ü ­
cadele verm ektedirler. Bilimsel sosyalistler, sosyal-
dem okrat ideolojiyi ve oportünist uygulam aları eleş­
tirm ekten vazgeçm em ekte, am a p artiler arasın d a ide­
olojik konulardaki görüş ayrılıklarının varlığının, fi­
k ir alışverişini, yoldaşça b ir tartışm ayı ve herşeyden
önemlisi başta savaş tehlikesi olm ak üzere en önemli
taleplerin savunulm asında o rta k b ir m ücadeleyi en­
gellem eyeceğini düşünm ektedirler.

683
K apitalist ülkelerin işçi sınıfı bölünm enin üstesin­
den gelerek egem en çevreleri savaş hazırlıklarının
d urd u ru lm asın a zorlayabilir, tekelci serm ayenin saldı­
rıların ı püskürtebilir, işçilerin yaşam sal gereksinm e­
lerinin karşılanm asını sağlayabilir ve dem okrasiyi sa­
vunup derinleştirebilir.
Toplantılar, ulusal k urtuluş h arek eti k u ram ın a
yeni bir katk ıd a bulunm uştur. 1960 Toplantısı belge­
leri sömürgeciliğin çöküşünün kaçınılm azlığım ortaya
koym akta, ulusal k urtuluş harek etin i geliştirm enin
yollarım gösterm ekte ve gerçek ulusal bağımsızlık ve
sosyal gelişme m ücadelesinin strateji ve taktikle­
rini belirlem ektedir. 1960 Toplantısı tüm y u rtsev er
güçlerin birleşik ulusal cephesi fikrini geliştirm iş ve
olası bileşim ini ve itici güçlerini tanım lam ıştır.
Ulusal kurtuluş hareketi o günden bu y an a büyük
ilerlem eler kaydetm iştir. Ulusal politik bağım sızlık için
verilen m ücadele büyük ölçüde tam am lanm ıştır. Şim­
di gündem de„önem li toplum sal so ru n lar vardır. Ülke­
ler belirli ekonomik b a şa rıla r sağlam ışlar ve sosyalist
bir yönelişle sosyal gelişme yolunda büyük adım ­
la r atm ışlardır.
Bilimsel sosyalist p artiler ulusal k u rtu lu ş güçle­
rini anti-em peryalist m ücadelenin doğal b ir üyesi ola­
ra k görm ekte ve devrim ci dem okratik partilerle, tüm
anti-em peryalist güçlerle işbirliği olanaklarını olabil­
diğince artırm ay ı savunm aktadırlar.
T oplantıların ortak o larak hazırladığı ve topluca
kabul ettiği k a ra rla r bilimsel sosyalist p artileri tu ta rlı
devrim ci politika, strateji ve tak tik ilkeleriyle silah­
la n d ıra ra k m ücadele kapasitelerinin düzeyini yükselt­
m elerine yardım cı olm uştur.

684
Partilerin
Sosyalist Sistemin
Nesnel Gelişme Yasalarına
İlişkin Çözümlemesi
Dünya İşçi Sınıfı
Hareketi İçinde SBKP

Kom ünist ve İşçi P artileri Toplantıları kapitalizm ­


den sosyalizme geçişi yöneten nesnel y asaların çözüm­
lenm esine önemli bir k atk ıd a bulunm uştur.
Bu yasaları Lenin form üle etmiş, K om intern ve
SBKP ise Sovyetler Birliği’nde sosyalist toplum un k u ­
rulm ası ve geliştirilm esinde edinilen deneylere daya­
n a ra k bunları geliştirm işti. İkinci D ünya Savaşı’ndan
sonra farklı toplum sal ve ekonomik gelişme düzeyle­
rinde, belirgin ulusal fark lılık lara ve özgül tarihsel ve
politik geleneklere sahip b ir grup ülke sosyalizm yo­
lunu seçmiştir. B ütün b u n la r kapitalizm den sosyaliz­
me geçişin k u ra m ve pratiğ in i zenginleştirm iştir.
T oplantılara k a tılan lar en farklı koşullarda birik­
tirilen sosyalist gelişme deneyim ini özetlemişler ve kol-
lektif bir biçimde yeni toplum sal sistem in y aratılm a­
sının sosyalist yolu seçmiş tüm ülkeler için o rta k bazı
önemli nesnel y asalara dayandığı sonucuna varm ış­
lardır. Bu ortak y asalar şunlardır:
(a) Ö ncü gücünü m arksist-leninist p a rtin in oluş­
tu rduğu işçi sınıfının kitlelere önderlik etm esi ve şu
ya d a bu biçimde proletarya diktatö rlü ğ ü n ü n kurulm a­
sı;
(b) İşçi sınıfının, köylülüğün önemli kesimiyle,
aydınlarla, k ent ve k ır em ekçilerinin tüm üyle ittifa-
k l;
(c) K apitalist m ülkiyetin ortadan kaldırılm ası ve
tem el üretim araçların ın toplum sal m ülkiyetinin k u ­
rulm ası;

685
(d) Tarım da tedrici b ir sosyalist dönüşüm;
(e) U lusal ekonom inin sosyalizmi ve sınıfsız top­
lum u kurm ayı ve em ekçilerin yaşam standartla!, m ı
yükseltm eyi am açlayan planlı gelişmesi;
(f) Sosyalist devrim in İdeoloji ve k ü ltü r alan la ­
rında yürütülm esi, sosyalizm am acın a adanm ış geniş
bir entelijansiyanın yaratılm ası;
(g) Ulusal baskının o rta d a n kaldırılm ası ve halk­
la r arasın d a eşitlik, kardeşçe dostluk kurulm ası;
(h) îç ve dış düşm anların saldırılarına k arşı sos­
yalizm in kazanm alarının savunulm ası;
Cı) Tutarlı proleter enternasyonalizm i b aşk a b ir
deyişie belli bir ülkenin işçi sınıfının diğer ülkelerin iş­
çi sınıfları, tüm devrimci güçlerle dayanışm ası;
Bu nesnel yasaların gerçekleştirilm esi m arksist-
leninist kollektif düşünm enin önemli b ir başarısı,
marksizm -Jeninizm k u ram ın a önemli b ir katkıdır.
Aynı zam anda to p lan tılara k a tıla n lar bu genel
yasaları sosyalizme yaratıcı olarak uygulam anın ge­
rekliliğini vurguladılar, b aşk a ülkelerin bilimsel sos­
yalist partilerinin deneyim inin m ekanik o larak uygu­
lanm asına k arşı çıktılar, ö zg ü l ulusal özelliklerin a b a r­
tılm ası ve ulusal özelliklerin gözönüne alm m ası adı­
n a ortak y a sa la n n gözardı edilmesi tehlikesine işa­
re t ettiler. Bu tehlikenin sosyalist, ilkeleri zayıflatm a
ve milliyetçi içe kapanıklık y a ra tm a riskini taşım ak­
ta olduğunu belirttiler.
Sosyalist ülkelerin gelişm esinin bundan sonraki
b ü tü n tarihi, bilimsel sosyalist p artilerin sosyalizme ge­
çişi yöneten nesnel y a salara ilişkin k a ra rla rın ın doğ­
ru luğunu kanıtlam ıştır. D eneyler bu y a sa la n n çiğnen-
m esinin sosyalizmin am acı açısından h er zam an üzü­
cü sonuçlar doğurduğunu gösterm iştir.

686
M arksist-leninist kuram ın gelişim ine önem li b ir
katkı, toplantıların ve SBKP ve diğer bilimsel sosyalist
p artilerin program atik belgelerinde içerilen dünya
sosyalist sistem inin kurulm ası ve gelişm esini yöneten,
nesnel yasaların o rtay a koyduğunun sonucudur.
Deklerasyon «sosyalist ülkeler, ilişkilerini, tam e-
şitlik, toprak bütünlüğüne saygı, devlet bağım sızlığı
ve egemenliği, birbirlerinin içişlerine m üdahale etm e­
me ilkelerine dayandırır. B unlar yaşam sal İlkelerdir.
A ncak sosyalist ülkeler araların d ak i ilişkinin özünü or­
tad an kaldırm azlar. Bu ilişkilerin Özü kardeşçe y a r­
dım laşm adır. Bu yardım sosyalist enternasyonalizm in
çarpıcı b ir if a d e s id i r ,10} dem ektedir.
Sosyalizme geçiş yollarına ilişkin m arksist-leninist
tezlerin yaratıcı olarak h a y a ta uygulanm ası ve sos­
yalist enternasyonalizm ilkelerine bağlılık, ayrı a y n
ele alındığında h e r sosyalist ülkenin, b ü tü n olarak
dünya sosyalist sistem inin gelecekteki başarıların ın
b ir güvencesidir.
D ünya işçi sınıfı hareketinin etkin bir üyesi olan
SBKP yönetim indeki Sovyetler Birliği, dün y a sosyalist
sistem i içinde büyük bir güçtür.
Sovyetler Birliği’nin sosyalizm ve kapitalizm güç­
leri arasındaki m ücadeledeki gerçek tarihsel yeri, tüm
halkların sosyalist kazanım larım güvence altın a alan
b ir kalkan olan askeri ve ekonomik gücü, SBKP’nin
bilimsel sosyalizmin yolunu açm aktaki öncü rolü,
SBKP'ne son derece büyük bir ulu slararası sorum lu­
luk yüklem ektedir.
SBKP bu sorum luluğun bilincindedir ve Sovyetler
Birliğl’nin gücünü artırm ay ı birinci uluslararası göre­
vi saym aktadır. SBKP sosyalizmi kurm akla tüm h alk ­
la r için ilerici gelişm enin yolunu açm ıştır. SBKP ön­
derliğinde gerçekleşm ekte olan sosyalizmden sınıfsız

887
toplum a geçiş tüm dünyada dem okrasi ve sosyalizmin
konum unu güçlendirm ekte, tü m insanlığın d ah a m u t­
lu bir geleceğe kavuşm ası için verilen m ücadelenin
u fuklarını genişletm ektedir. SSCB'de y er alm ak ta
olan bilimsel ve teknolojik ilerleme, uzay ara ştırm a ­
larındaki b a şa rıla r sosyalizmin y a ra rla rın ı çarpıcı b ir
biçimde o rta y a koym akta ve çekim gücünü artırm ak ­
tadır.
SBKP bilimsel sosyalist partilerin, sosyalist ülke­
lerin, tüm ilerici, anti-em peryalist toplum sal ta b ak a ­
ların birliğini, dünya kapitalist sistemiyle y arışta sü­
rekli olarak üstünlük sağlam ayı ve barış, dem okrasi
ve sosyalizm için savaşanlarm konum larını güçlendir­
meyi am açlayan bir birliğin tu ta rlı savaşçısıdır.
SBKP, kongreleri ve birleşik oturum larında, ulus­
ların bilimsel sosyalist ittifakının eşit b ir üyesi olarak
dünya bilimsel sosyalizminin sorunlarına, devrimci
m ücadele ve sosyalist gelişm enin kuram sal m eselele­
rine giderek d a h a fazla dikkat h arcam ak tad ır.
Yirmiikincİ Kongrede kabul edilmiş SBKP P rogra­
m ı tüm insanlığı ilgilendiren meseleleri ele a lan önem ­
li bir m arkisst-leninist belgedir,
SBKP marksizm -Ieninizm kuram m ı geliştirip zen­
ginleştirerek, du rm ad an değişen tarihsel d u ru m u n ya­
ratıcı çözümlemeleri konusunda leninist geleneği sü r­
d ü rerek program ında ulusal olduğu k a d ar u lu sla rara ­
sı önem taşıyan bazı önemli değerlendirm eler ileri sür­
m üştür.
Program , sosyalizm yolunu seçen tüm ülkeler için
başlıca o rta k nesnel yasaları çözüm lem ekte ve dünya
sosyalist sistem inin ülkeler arasm d a yeni tip b ir eko­
nom ik ve politik ilişkiler, yeni tıp b ir u lu slararası iş
bölüm ünü som utlaştırdığını gösterm ektedir.
Program , kapitalizm in genel bunalım ının çağdaş

688
evresinin bir çözümlemesine d ay an arak kapitalizm e
karşı, barış, dem okrasi ve sosyalizm için m ücadelenin
strateji ve taktiklerine katkıda bulunm aktadır.^Lenin’-
in genel dem okratik m ücadele ve sosyalist devrim a ra ­
sın d aki karşılıklı bağım lılığa ilişkin düşüncesini geliş­
tirm ekte, bugünkü koşullar altın d a geniş ittifak lar
politikasını ve güçlü bir anti-em peryalist akım da bir-
^ leşen em ekçilerin farklı ilerici p a rti ve sınıfları a ra ­
sındaki an laşm alar ve işbirliği için çok biçimli örgüt­
sel çerçeveler ortaya koym akta, proletary a d ik tatö r­
lüğü için mücadelede-geçiş evrelerine ve gerek barışçıl,
^gerekse barışçıl olm ayan tüm m ücadele biçim lerinde
_ustalaşma" gerekliliğini, ortaya koym aktadır.
Program Lenin'in fikirlerini ve dünya işçi sm ıfı h a ­
reketinin bu meseledeki genel değerlendirm elerini
zenginleştirerek ulusal k urtuluş m ücadelesi kav ram ın a
yeni u n su rla r katm aktadır. Formüle edilen bazı önem ­
li sonuçlar şunlardır: «sosyalizmin ortaya çıkışı ezilen
h alk lar için b ir kurtuluş çağının gelişini belirlem ek­
tedir, ezilen ulusların milliyetçiliği, bilimsel sosyalist­
lerin belli bir evrede tarihsel olarak haklı bulduğu ge­
nel dem okratik bir içerik taşım aktadır; genç ulusal
devletler nesnel olarak ilerici, anti-em peryalist b ir güç­
tür; sosyalist ülkeler ve bu devletler arasındaki birli­
ğin sağlam laşm ası savaş tehlikesine karşı mücadelede
dünya barışının en önemli u nsurudur. P rog ram bilim­
sel sosyalistlerin am açlarının h e r ulusun en yüce çı­
k arların ı gözettiğini vurgulam aktadır.
SBKP program ı tarihsel iyimserlik, bilimsel sosya­
lizmin tü m dünyadaki zaferine sınırsız b ir inançla do­
ludur.
P rogram bilimsel sosyalizm «tüm insan ları toplum ­
sal eşitsizlikten, h e r tü rlü baskı ve söm ürüden, sava­
şın dehşetinden k u rta rm a tarihsel görevini yerine ge-

F . 44: Enternasyonal 689


tırm ekte ve yeryüzü halklarının tüm üne b a n ş, emek,
özgürlük, eşitlik ve m utluluk vaadetm ektedir.» d e r<U)
SBKP, Program ında proleter enternasyonalizm ine
bağlılığını teyid etm iştir. Program da P artin in SSCB’de
sınıfsız toplum un ku ru lu şu n u «bütün olarak dünya sos­
yalist sistem inin çıkarlarına ve u lu slararası proletar­
y a ve tüm İnsanlığın y a ra rla rın a uygun o larak Sov­
yet halkının büyük enternasyonalist görevi olarak de­
ğerlendirdiği» (lî) belirtilm ektedir.
SBKP’nin Marx, Engels ve Lenin’in eserlerini ya­
yınlam akla gerçekleştirdiği iş, tüm işçi sınıfı h arek e­
tinin ideolojik ve kuram sal düzeyini yükseltm e göre­
vine Önemli bir katkıdır. M arx ve Engels’in şimdiye
dek yayınlanm am ış yığınla yazısı güçlükle to p arlan ­
m ış ve karşılaştırılam ayacak k a d a r d ah a tam olan
ikinci Toplu Eserler baskısında yayınlanm ıştır. Bu bas­
k ı M arx ve Engels’in D em okratik Alm an C um huriye­
ti, Çekoslovakya, B ulgaristan. Polonya, M acaristan,
Rom anya ve Japonya'da yayınlanan toplu eserlerine
temel olm uştur.
D ünya entelektüel yaşam ında Önemli b ir olay Le-
nin'in yapıtlarının Beşinci Tam Basımıdır. Lenin'in tüm
yapıtları hem en hem en tüm sosyalist ülkelerde ve ço­
ğu kapitalist ülkede yayınlanm aktadır. Lenin'in yanıt­
la n tüm dünyadaki çeviriler arasın d a birinci sırayı al­
m aktadır. M arksizm in çağdaş koşullara uygulanm ış çe­
viriler arasın d a birinci sırayı alm aktadır. M arksizm in
b ir devamı, gelişmesi ve zenginleşm esi olan Lenin’in
büyük öğretisi, ulu slararası niteliktedir; d ü n y a h alk -
la n n a toplum sal yenilenm enin, sosyalizm ve sınıfsız
toplum un büyük ve karm aşık so ru n lan n ı çözmede y a r­
dımcı olm aktadır.
SBKP savaş sonrası dönem de işçi h arek etin in b ir­
liği için verilen m ücadelede d a h a d a etkin b ir yer al­
dı, SBKP yöneticilerinin birçok ülkenin sosyalist v e
690
sosyal-dem okrat p arti yöneticileriyle yaptığı toplantı­
la r ve bu toplantılarda işçi hareketinin a n a konuları­
nın tartışılm ası anti-em peryalist m ücadelenin bazı so­
ru n la rın a ilişkin bakış açılarını açıklığa kav u ştu rm a­
ya ve yaklaştırm aya yardım etti.
SBKP tüm m arksist-Ieninist partilerle birlikte oluş­
tu ru lan d ü nya işçi sınıfı h areketinin genel çizgisini
desteklem ekte k a ra rlıd ır ve işçi sınıfı harek eti içinde­
ki varolan bölünm enin üstesinden gelmek ve p a rtile r
arasm daki ilişkilerde m arksist-Ieninist ilkelerin zafe­
rini sağlam ak için çok çalışm aktadır.
D ünya işçi sınıfı h areketinin konum unu güçlen­
dirm eye ve yaygınlaştırm aya ve birliğini sağlam laştır­
m aya yönelik önemli bir katkıyı SBKP Y irm iüçüncü
Kongresi yapm ıştır: SBKP MK Kongreye sunduğu r a ­
p orunda işçi sınıfı hareketi içindeki çalışm alarını özet­
lerken şunları vurguladı: «Toplumsal gelişm enin bilim­
sel kuram ıyla silahlanm ış olan bilimsel sosyalizm»
dünyada insanlığın tarihsel ufuklarını açıkça görebi­
len tek politik harekettir. «Bilimsel sosyalist h arek e­
tin» 1957 ve 1960 T oplantılarında kardeş p artilerle or­
tak olarak hazırlanan genel çizgisi, b an ş, dem okrasi,
ulusal bağım sızlık ve sosyalizmin zaferini sağlayabi­
lecek olan tek çizgidir. Tüm insanlığın çıkarlarıyla u-
yum içindedir. Son birkaç yıl içinde Kom ünist P arti­
lerin çoğu bu temelde ulusal olduğu k a d a r uluslar­
a ra sı ç ık a rta n ve sorunları tanım layan yeni program
belgeleri kabul etm işlerdir.
«Söz-konusu dönemde SBKP MK’nin u lu slararası
çalışm aları, diğer Komünist ve İşçi Partileriyle birlik
ve kardeşçe dayanışm ayı güçlendirm ek ve dünya ko­
m ünist h areketinin genel çizgisinin uygulanm ası için
o nlarla birlikte çalışm ak konusundaki değişm ez istek­
le doludur.»(IS)

691
Kongre k a ra rla n SBKP’n in Kom ünist ve îşçi Par­
tileriyle kardeşçe dayanışm ayı güçlendirm ek ve d ü n ­
y a işçi sınıfı h areketinin genel çizgisini yürütm ekte
onlarla birlikte çalışm ak konusundaki değişm ez iste­
ğini vurgulam ıştır. Kongre dünya İşçi sınıfı hareketi
içinde hegom onyaya karŞı tüm p artiler arasın d a pro­
leter enternasyonalizm i ilkelerine d ay an an kardeşçe
ilişkilerden yana bir açıklam ada bulunm uş, sağ ve «sol»
revizyonizm e ve milliyetçiliğe karşı, m arksizm -leni-
nizm den h er tü rlü sapm ayı ortad an kaldırm ayı tem el
alarak, bilimsel sosyalist saflarda birliğin sağlanm ası
için tu tarlı bir savaş verm enin gerekliliğine değindi.
SBKP dünyadaki hem en hem en tüm bilimsel sos­
yalist partilerle yakm ilişkiler sürdürm ekte, delegas­
yonlarım kabul etm ekte, kendi delegasyonlarını gön­
derm ekte, deneyim alışverişinde bulu n m ak ta kardeş
partilerle devrim ci m ücadelenin ve d ü n y a işçi sınıfı
h areketinin önemli sorularım dostça ve yoldaşça bir
ortam da tartışm a k ta ve diğer partilerle birlikte em­
peryalizm e ve onun politik ve ideolojik çarp ıtm aları­
n a karşı çıkm aktadır.
SBKP K om intern’in d ü nya işçi smıfı hareketinin
tarih i içindeki rolüne büyük değer verm ektedir. SBKP
K om intern’i diğer partilerle birlikte k u rm u ştu r. Tüm
evrelerdeki çalışm alarında e n etkin biçimde y er alm ış­
tır ve bugün onun m arksist-leninist k a ra rla rın a ve ge­
leneklerine sadıktır.
SBKP MK’nin «Lenin Yüzyılı İçin H azırlıklara İliş­
kin» K ararı şöyle diyordu; «Devrimci güçlerin birleş­
tirilm esinde önem li bir ro lü Lenin'in reh b erlik ettiği
K om intern oynam ıştır. Lenin, kendine Özgü tü m dev­
rim ci tutkusuyla d ü nya işçi harek eti içindeki oportü­
nizm, m aceracılık ve milliyetçiliğe k arşı savaştı, ko­

692
m ünist p a rtile ri bunların devrim ve sosyalizmin am a­
cı açısından taşıd ık ları tehlikeye karşı uyardı.»
D ünya işçi sınıfı hareketi içindeki büyük bir olay,
m ücadelesinin zaferi Büyük Ekim Sosyalist Devrimi­
nin ellinci yıldönüm üydü. D ünyanın bilimsel sosyalist
p artileri k u tlam aların d a ve k a ra rla rın d a bu yıldönü­
m ünün tüm ilerici dürçya için büyük bir olay olduğunu
vurguladılar. Ekim D evrim i’n in zaferinden bu yana,
geçen elli yıl Sovyet halkının yaşam ında köklü deği­
şiklikler getirm ekle kalm am ış, dünya tarihin d e b ir dö­
n ü m noktası olm uştur. Bu elli yıl insanlığın zihnini
k u rcalayan en önemli konuların tüm üne verilen k u ­
ram sal ve p ra tik y a n ıtla ra tanık olmuş ve çağın tem el
çelişkilerinin ilerici çözümlemesinin b ir örneğini o rta ­
ya koym uştur.
Bu elli yıl SSCB’n in diğer sosyalist ülkeler ta ra ­
fından da izlenerek, geleceğin sahibi olan bilimsel sos­
yalist oir uygarlığın tem elini atm asına tan ık olm uştur.

PROLETER ENTERNASYONALİZMİ GELENEKLERİ


VE BİLİMSEL SOSYALİST SAFLARIN BİRLİĞİ İÇİN
MÜCADELE
P rot e le r E n te rnasyonaiizm inin
Gel İş} nesi

S öm ürücülere k arşı savaşta proleter dayanışm a


işçi sınıfı harek etin in en önemli devrimci gelenekle­
rinden biridir.
Rusya halkının işçi sınıfı önderliğinde y ü rü ttü ğ ü
Ekim DĞvrimi, işçi hareketinin ulu slararası niteliğinin
en büyük gösterilerinden biriydi.
Ekim Devrimi, m odern işçi sınıfı h areketin in o rta­
ya çıkışı ve d ü nya sosyalist devrim inin d a h a d a geliş­
mesi proleter enternasyonalizm in ideolojisini ve p rati­

693
ğini yeni bir düzeye çıkardı, içeriğini zenginleştirdi ve
gerçek politik rolünü bütünüyle artırdı. U luslararası
dayanışm a, u luslararası proletaryanın devrim ci m üca­
delesinde güçlü b ir silahı haline geldi.
D ünyada ilk Sovyet devletinin o rtaya çıkışı ve ye­
ni sosyalist devletlerin ortaya çıkm a olan ak ları kapi­
talist ülkelerdeki işçi hareketi SSCB’nin sağlam laşm a­
sı ve gelecekteki sosyalist devletler arasındaki k arşı­
lıklı ilişkiler meselesini Öne çıkardı. Bir yandan ulus­
lararası işçi sm ıfı Sovyet C um huriyeti’nin kişiliğinde
devrim cileştirm e çalışm aları için m addî b ir tem el bul­
du. ö te yandan Sovyet C um huriyeti ve diğ er sosyalist
ülkeler (daha ortaya çıkar çıkmaz) u lu slararası geri­
ciliğin o rta k saldırılarının hedefi oldu. Bu d u ru m k a r­
şısında Kom intern proleter enternasyonalizm inin yeni
bir özelliğini form üle etmişti; h e r partinin, h e r bilim ­
sel sosyalistin hangisi olursa olsun bü tü n sosyalist dev­
letlerin karşı-devrim ci güçlere karşı m ücadelesine güç­
lü bir destek sağlam a görevini belirtti. Sm ıf m üca­
delesinin keskinleşm esi ve dünya sosyalist devrim inin
gelişmesiyle bu özellik d a h a d a önem kazandı. Bu ilke­
nin gerçekleştirilm esi sosyalizmin dünya sahnesindeki
konum unun genişlemesi ve güçlenm esinde çok büyük
bir rol oynadı.
Bilimsel sosyalist p artilerin sağlam laşm ası ve pro­
letaryanın çeşitli ülkelerde yükselen devrim ci saldırı­
sı, m ilitan proletaryanın fa rk lı ulusal m üfrezeleri a ra ­
sındaki karşılıklı ilişkiler m eselesini yeni b ir biçimde
ortaya çıkardı. Lenin ve onun düşünceleri u y arın ca Ko­
m intern, proleter enternasyonalizm inin yeni koşullar­
d a işçi sınıfının ulusal m üfrezeleri açısından devrim ­
ci insiyatif ve bu insiyatif diğer ülkelerin işçilerinin
sağlayacağı m üm kün olan en fazla desteği içerdiğini
vurguladı. Lenin, proleter enternasyonalizm i «öncelik­

694
le h erh an g i b ir ülkedeki proleter m ücadelesinin çı­
k arların ın bu m ücadelenin tüm dünya ölçeğindeki çı­
k a rla rın a bağlı kılınm asını ikinci olarak da burjuvazi­
ye k arşı zafere ulaşm akta olan b ir ulusun, u lu slarara­
sı serm ayenin altedilm esi için en büyük ulusal özveri­
lerde bulunabilm esi ve bunu istem esini gerektirir» de­
m işti.(I1)
Kapitalizm in genel bunalım çağında tarih sel geliş­
m enin önemli bir özelliği em peryalizm e k arşı devrim ci
h arek ete em ekçilerin yeni bir g rubunun -sömürge, ya-
n-söm ürge ve bağımlı ülkelerdeki m ilyonlarca halk k it­
lelerinin- katılm ış olmasıdır. K urtuluş m ücadelesinin
yeni, geniş bir cephesi açılm ıştır. K om intern k a ra rla ­
rı kapitalizm in an a ülkelerindeki işçi hareketi ve ezi­
len h alkların ulusal k urtuluş hareketi arasındaki itti­
fak ve yardım laşm anın desteklenm esi konusunda bi­
limsel, kuram sal ve politik k a n ıtla r ortaya koym akta­
dır. Bu k a ra rla r K om intern’e katılm ak isteyen h e r p a r­
tinin söm ürgelerdeki k urtuluş hareketini sözle değil ey­
lemle desteklem esi ve kendi ülkesinin em peryalistleri­
nin bu söm ürgelerden çekilmesini talep etm esi gerek­
tiğini özellikle vurgulam aktadır.
Devrimci hareketin gelişmesi ve K om intern’in k u ­
ram sal ve politik çalışm aları, bilimsel sosyalist p a rti­
lerin politikalarında ulusal ve ulu slararası unsurlar,
p ro letaryanın kurtuluş m ücadelesinde yurtsever ve sı­
nıfsal u n su rla r arasındaki karşılıklı İlişkinin diyalekti­
ğini de zenginleştirm iştir. Bilindiği gibi sosyal-şovenist-
le r yurtseverlik tasladılar am a proletaryanın sınıfsal
ve ulusal çıkarlarına ih an et ettiler. Bilimsel sosyalist
h arek etin bazı önderleri bu resm i sahte-yurtseverliğe,
yurtseverliğin rolünü ve önem ini toptan yadsıyarak
tepki gösterdiler. Lenin ve onun önderliğinde Komin-
tem , İşçi sınıfının tüm ezilen ve söm ürülenlerin m er­
kezinde y er alm akla, ulusal, toplumsal, ekonomik ve
politik sorunların ilerici bir çözümü için yılm adan ça­
lışm akla hem sınıfsal görevini hom de ulusal, yurtse­
ver ödevlerini yerine getirm ekte olduğunu ısra rla açık­
ladılar, İşçi sınıfı ulusun ilerici gol eneklerinin, k ü ltü ­
rel zenginliğinin gerçek mirasçısı vo İzleyicisi ve savu­
nucusudur. En yüce yurtseverlik görevi ulus içindeki
sm ıf karşıtlıklarının kaynaklarını- ö/.ol m ülkiyet ve sö­
m ürücülerin politik iktidarını- ortadan k ald ırarak ulu ­
sal gelişme için nitelik olarak yonl koşullar y a ra tm ak ­
tır.
Enternasyonalistlor en İyi yurtsovorlordir - Komİn-
tem 'in bu konudaki temel tavrı buydu. K om intern’İn
çalışm aları sayesindo bilimse! sosyalistler enternasyo­
nalizm ve tutarlı yurtseverliğin goıoği gibi b ütünleşti­
rilmesinin, uluBal vo uluslararası görevlerin uygun b ir
ilişkisinin kurulm asının proleter m ücadelesinin b aşa­
rısı için zorunlu koşullar okluğunu anladılar. Sosya­
lizm am acı için yeni politik ve tıhlükl k ay n ak lar bulup
harekete geçirdiler, işçi sınırı içlıı yoni m üttefikler sağ­
ladılar.
Bilimsel sosyalist 1iare kel. sürekli olarak gelişen
ve derinleşen enternasyonalizm bayrağı altın d a dah a
ü st bir ideolojik, kuram sal ve politik düzeye ulaştı.
D ünya özgürlük mücadelesinin çeşitli akım ları ve ulu ­
sal gru p ları tek b ir beden haline geldi vo uluslararası
serm ayeye karşı bir saldırı başlatıldı. P roleter e n ter­
nasyonalizm i bayrağı altında Sovyetler Birliği’nde sos­
yalizm kuruldu, faşizme karşı büyük b ir zafer kaza­
nıldı, em peryalizm in zincirinde yoni, büyük kopm alar
ortaya çıktı ve üç kıtaya yayılan bir dünya sosyalist
sistem i oluşturuldu, p ro le te r enternasyonalizm i b a y ra ­
ğı altm da şim di dünya sosyalizminin güçleri ve dev1

6Ö6
..rim ci h areketin türn akım larıyla tekelci burjuvazi ara-
, suıda .büyük bir çatışm a olm aktadır.
G ünüm üzün dünya bilimsel sosyalist h arek eti
Marx, Engels ve Lenin’in yapıtlarında doğruluğunu k a­
nıtlayan, Birinci Enternasyonal’in çalışm alarına kök
salan, çalışm alarının en iyi dönem inde İkinci Enter­
nasyonal ta ra fın d a n sürdürülen ve K om intern’in teori
ve pratiğiyle yeni b ir düzeye yükseltilen proleter d a­
yanışm asının büyük geleneklerinin izleyicisi ve sür-
dürücüsü olarak davranm aktadır. Bütün bu dönem ler
boyunca proleter enternasyonalizm i ideolojisi egem en
burjuvazinin ve işçi hareketi içindeki oportünist hizip­
lerin azgın saldırılarına hedef oldu. Enternasyonalizm
ilkeleri bugünün koşullarında zorlu sınavlardan geç­
mekte, hem reform istler, hem de bilimsel sosyalist h a ­
reket içindeki reform ist ve milliyetçi unsurların bas­
kısıyla karşılaşm aktadır. A ncak proleter dayanışm ası
devrimci h areketin düşm anlarının bu saldırılarına ka­
rarlılıkla karşı koym akta ve bilimsel sosyalistlerin saf­
larındaki bölücü çatışm alarla başarıyla uğraşm aktadır.
Bilimsol sosyalist partiler toplu k a ra rla n ve prog­
ram a ilişkin belgelerinde çağımız koşullarında prole­
te r enternasyonalizm inin en önemli özellikleri olarak
değerlendirilen aşağıdaki ilkeleri ortaya koym aktadır­
lar:
— U luslararası serm ayeye karşı, tüm gerici güçle­
re karşı, b an ş, ulusal bağımsızlık, dem okrasi ve sosya­
lizm için verdiği m ücadelede işçi sm ıfınm tüm ulusal
m üfrezeleri arasm d a dayanışm a ve karşılıklı yardım ­
laşma,-
— H er sosyalist ülkede yeni toplum sal sistem in
konum unu güçlendirm ek, sosyalizmin dünya sahne­
sindeki etkisini genişletm ek ve saygınlığım, çekiciliği­
ni a rtırm ak için en fazla çabanın gösterilmesi;

697
— K apitalist ülkelerdeki işçi sınıfının h e r m üfre­
zesinin ülkesi içindeki devrim ci güçler ve tüm demok­
ra tik güçlerin konum unu güçlendirm ek ve işçi ve de­
m okratik h arek etin giderek a rta n gücünü tekelci b u r­
juvazinin ulusal ve uluslararası konum unu zayıflat­
mak, saldırgan ve gerici çalışm alarını engellem ek ve
em peryalizm in zincirinden yeni h alk alar koparm ayı
örgütlem ek için en fazla çabanın gösterilmesi;
— Tüm bilimsel sosyalist p artilerin dünya sosya­
list sistem ini güçlendirm eye yardım ederek, d ü n y a dev­
rim ci hareketinin belirleyici u n su ru o larak görerek,
sosyalist ülkelerin bilimsel sosyalist partileri arasın d a­
ki farklılıkları, hızla ortadan kaldıracak ve anti-em per­
yalist mücadelede dünya sosyalizm inin b ü tü n ü açısın­
d a n eylem birliğini sağlayacak b ir ulusal ve uluslar­
arası politika izlemeleri:
— Devrimci hareketin d ü ny a ak ım lan arasın d a
-dünya sosyalist sistemi uluslararası işçi sınıfı ve ulu­
sal kurtuluş hareketleri- a mı -emperyalist, anti-tekelci,
sosyalist hedeflere varm ada en fa-*kh biçim lerde h e r
anlam da karşılıklı yardım laşm anın sağlanm ası (ger­
çekten uluslararası bir nitelik kazanm ış olan bu k a r­
şılıklı yardım ın çarpıcı bir göstergesi, bilimsel sosyalist
p artilerin ve dünya işçileri ve dem okratik h arek etin
V ietnam ’daki ABD saldırganlığına k arşı sav aşıd ır);
— D ayanışm a ve hem ulusal sın ırlar içinde hem
de ulu slararası ölçekte uygun eylemle barış am acının
etkin o larak savunulm ası;
— Parti üyelerinin, işçi sınıfının ve tüm emekçile­
rin h alk lar a rasın d a dostluk, ulusların ve ırk ların eşit­
liği ru h u y la ve tü rlü şovenizm gösterisine, d iğ er halk­
la ra saygısızlığın tüm biçim lerine karşı hoşgörüsüz o-
larak eğitilmesi; işçi ve dem okratik hareketi bölen, onu
başlıca gücünden - d ü nya em peryalist güçleri karşısm -

€98
d a eylem birliği - yoksun bırakan tüm hegomonyacı,
üstün-ulus eğilim lerine ve gerici milliyetçiliğe k arşı k a ­
rarlı bir mücadele;
— U luslararası işçi sınıfının tu ta rlı olarak savunul­
m ası ve birliğinin güçlendirilm esi, bölünme, farklılık­
ların üstesinden gelmeyi, dünya em peryalizm ine karşı
m ücadelede tüm ulusal m arksist-leninist m üfrezelerin
eylem birliğini sağlam ayı, tüm kardeş p artilerin bağım ­
sızlığının ve eşitliğinin sıkı sıkıya gözetilmesiyle büyük
sosyalist ideallere ulaşm ayı am açlayan etkin b ir poli­
tika;
— M arksist-leninist kuram ın bütünlü ğ ü ve arılığı­
nın savunulm ası, d ü nya devrim ci sürecinin çağdaş ko­
şu llardaki gelişm esinin o rta k eğilim lerinin d a h a k ap ­
sam lı bir çözümlemesi için tüm partilerin o rtak çaba­
larıyla yaratıcı bir biçimde gelişmesi, h er ülkede i:;i
sınıfının devrimci dönüşüm çalışm alarının som ut ta rih ­
sel özelliklerinin gözönüne alınması;
— D ünya işçi sınıfı harek etin in ortak olarak be­
lirlenm iş genel çizgisine uyulm ası ve bu çizgiden hem
sağ-oportünist ku ram ve uygulam anın hem de sol aşı­
rılık, sekterlik ve m aceracı tak tik ler yönündeki sapm a­
ları tüm üyle altetm ek için ısrarlı ve sabırlı çab a göste­
rilmesi;
P roleter enternasyonalizm i ilkelerine tutarlılıkla
bağlı kalm ak işçi sınıfı hareketine yeni tarihsel bakış
a ç ıla n sağlar, birliğini güçlendirir, a rta n gücü n ü n ve
dönüştürücü etkisinin kaynağı olur ve sosyalizm ide­
allerinin tüm dünyadaki zaferine yol açar.
Bilimsel Sosyalist Safların
Bİrltği îçin
Mücadele
K om intern ve bölüm lerinin kurulm ası, gelişmesi

699
h e r tü rlü oportünist hiziplere, eğilimlere, g ru p la ra ve
akım lara karşı yoğun bir mücadele içinde gerçekleşti,
M arksist-lenİnistler işçi sınıfı hareketinin birliğini ve
devrim ci ilkelerini, bilimsel tem ellerinin arılığını ve
proleter enternasyonalizm i ilkelerine olan bağlılığını
sav u n d u lar ve reform istlerin, m erkezcilerin, anarko-
sendikalistlerin, troçkistlerin. revizyonistlerin, sağ opor­
tünistlerin, küçük-burjuva devrimciliği ve sol m acera­
cılığın savunucularının, sekter]erin ve d iğ er tu tarsız,
k ararsız u n su rların saldırılarını püskürttüler.
İçinde bulunulan çağda işçi sınıfı h arek etin in bir­
liğini ve m arksist-Ieninist kuram ın arılığını ve y a ra tı­
cı gelişm esini sağlam anın yolları ve a raçları meselesi
çok d ah a büyük bir ivedilik ve politik önem kazanm ış­
tır.
Bir yandan h er tü rlü m erkezileşm iş yönetim ve bi­
limsel sosyalist partilerin kuram sal ve p ra tik çalışm a­
la rı üzerinde m erkezi etkiler tarih e karışm ıştır. S tra­
teji ve taktiklerin belirlenmesi, politikasının izlenme­
sinde p artin in özerkliği ilkesi işçi sınıfı h arek eti içine
iyice yerleşm iştir ve tutarlılıkla sürdürülm ektedir.
Öte yandan, işçi sınıfı hareketinin hızlı gelişimi, d a­
h a önce ezilen ülkeler arasın d a olan ülkelerdeki dev­
rim ci m ücadeleye geniş halk kitlelerinin, em ekçilerin
proleter olm ayan tab akalarının katılm asıyla sosyal
gelişm enin itici güçlerinin genişlem esi ve kol emekçisi
olm ayan geniş bir em ekçiler kitlesinin p ro letaryanın
saflarını genişletm esi sosyalizme geçişin k arşı konul­
m az sürecine destek sağlam akla birlikte b u n la r olum­
suz y a n la r d a ta şır işçi sınıfı hareketine yabancı olan
özellikler, harekete katılm ıştır. P roleter olm ayan ide­
olojik öğeler, ideolojik ve politik kaypaklık, revizyonist
kararsızlıklar, devrim ci sabırsızlık, u lu slararası özdi-
siplinden hoşnutsuz olmak, u luslararası görevin ihm a­

700
li ve h er tü rlü milliyetçi eğilim lere uygun b ir zemin
vardır.
Lenin «geri ya da, yavaş gelişen ekonomik ilişkiler,
sürekli olarak işçi hareketinin genel o larak burjuva
dünya görüşünün özel olarak da burjuva-dem okratik
d ü nya görüşünün tüm geleneklerinden k a ra rlı b ir bi­
çimde kopam adıklarından m arksizm in sadece bazı y an ­
larını, yeni dünya görüşünün sadece belli p arçalarını
ya da tek tek sloganları ve talepleri özümseyen des­
tekçilerinin ortay a çıkm asına yol açar» diye yazm ış­
tı.^
A slında işçi sınıfı hareketi proleter olm ayan ide­
olojiler ve politikaların dehşetli baskılarına u ğ ram ak ­
tadır. Bu ideoloji ve politikaların, m arksizm -leninizm e
yabancı olan en yoğun ifadeleri, şovenizme dönüşm e
eğilim i taşıyan ve sağ ve «sol» oportünizm i besleyen
kendini beğenmiş gerici milliyetçiliktir.
K urtuluş m ücadelesinin gelişimi beraberinde anti-
em peryalist anlam da ilerici bir rol oynayan milliyetçi­
liğin de büyüm esini getirm iştir. A ncak işçi sınıfı h a ­
reketine, ve sosyalizm dünyasına proleter enternasyo­
nalizm ine bir m eydan okum a olarak sokulan m illiyet­
çilik olumsuz b ir rol oynam akta, hem ulusa hem de sos­
yalizm in ortak am acına z a ra r verm ektedir. K urtuluş
ve reform güçlerini zayıflatm akta, sosyal gelişmeyi en ­
gellem ektedir.
Lenin, «Milliyetçilik tavrını benimsem iş biri doğal­
lıkla kendi ulusunun, kendi ulusal işçi sınıfı hareketinin
çevresine b ir Çin Şeddi çekme isteği taşır; bun u n h e r
kentte, h e r küçük kasaba ve köyde a y n ayrı setler çek­
me anlam ına gelm esinden bile u tan ç duym az, bölme
ve üyelikten çıkarm a taktikleriyle tüm ulusların, tüm
ırkların, tüm dillerin proleterlerinin toparlanm ası ve

701
birliğine yönelik büyük çağrıyı sıfıra indirm ekte olm a­
sından bile u tan ç duym az.- diye y azm ıştı/18’
Sonuç olarak, işçi sınıfı harek eti içindeki milliyetçi
ayrılığın, farklılıkların dünya kapitalizm i ve dünya sos­
yalizmi arasındaki yoğun bir çatışm a d u ru m u n d a özel­
likle tehlikeli bir hale geldiğini söylemek gerekir. Em­
peryalist gericilik, tarihsel gelişimi kendi y a ra rın a te r­
sine çevirm eye çalışm aktadır vo İşçi sınıfı harek eti için­
de milliyetçi tav ırların varlığı, İçindeki bölünme ve sos­
yalist ülkeler arasındaki ilişkilerde karşıtlıklar ve güç­
lükler tekelci-burjuvaziye m aceracı karşı saldırılarda
bulunm ak için bir d ü rtü sağlam aktadır. Bu nedenle
milliyetçiliğe karşı, revizyonizıııo vo küçük-burjuva
devrim ciliğine ve solcu aşırılıklura karşı, m arksizm -
leninizme bağlılık için, proleter enternasyonalizm i il­
kelerine tutarlı bir biçimde bağlılık İçin m ücadele et­
m ek program atik ortaya konduğu gibi h er m arksist-
leninist partinin, hor on tor nasyonalist devrim cinin baş­
lıca görevidir.
Son çeyrek asır içinde blllmsol sosyalist p a rtile r sık
sık revizyonizm tehlikesiyle yüz yüzo gelm işlerdir. Re­
vizyonistler aslında, mut ksi/m-loninizmin uluslararası
niteliğini reddederler vo devrim ci kuram ı yaratıcı
olarak geliştirm e ve yeni olgu ve olayların genelleşti­
rilm esi m askesi altın d a devrim in gelişmesini, sosya­
lizmin kurulm asını ve sosyalist yaşam ın örgütlenm e­
sini yöneten ortak nesnel y asalara ilişkin öğretiyi kı­
sırlaştırm a çabası içinde varolan güçlüklerden ve Öz­
nel h a talard a n y ararlan ırlar. Revizyonistler k ap ita­
lizmden sosyalizme geçişin genol kuram ı karşısında
m utlak b ir değer yükledikleri özgül ulusal özellikleri
a b artırla r. BÖylece çeşitli «ulusal sosyalizm- fikirleri­
nin çığırtkanlığı ve yeni sosyalizm «modelleri- iddia­
sındaki propaganda hem biriktirilm iş deneyim i hem de

702
m arksist-leninist öğretiyi gözardı eder. A ncak acım a­
sız pratik, sosyalist toplum un özünün m arksist-leninist
anlayışından uzaklaşm aya yönelik h e r girişim in kor­
kunç politik ve ekonomik yenilgileri davet ettiğini ve
burjuvazinin d ah a etkin baskısına geniş olanak ta n ı­
dığını te k ra r te k ra r kanıtlam aktadır.
D ünya işçi sınıfı hareketinin birliğine a ğ ır b ir d a r­
beyi anti-leninist d u ru m lara düşen ve u lu slararası
p lan da ve dünya işçi sınıfı hareketinde sol m aceracı
b ir büyük-güç şovenizm politikası izleyen Mao Tse-
tung g ru b u indirm iştir.
Mao Tse-tung ve grubunun oportünist yozlaşm ası
m ahtıksal bir evrimleşme ve K om intern’İn b ir zam an­
la r mücadele ettiği h atalı politik ve kuram sal görüşle­
rinin son noktaya varm asıdır.
Mao Tse-tung ve g ru b u n u n ulu slararası işçi sını­
fı h areketinin genel çizgisine ilişkin bakış açısı bilim­
sel sosyalist p artilerin deklerasyon ve k a ra rla rd a öne
sü rü len politikası, stratejisi ve taktikleri konusundaki
en önemli sorunlarda m arksist-leninist görüşün b ir re ­
vizyonudur.
M aoistler dünya işçi sınıfı hareketin i bölmeyi
am açlayan azgın bir kam panya başlatm ışlardır ve a-
m a ç la n n a ulaşm ak için h er aracı kullanm ak ta tered­
d ü t etm em ektedirler. Diğer bilimsel sosylist p a rtile r
üzerinde egem enlik kurm aya ve o n la n bölmeye çalış­
m aktadırlar. M aoistler h e r tü rlü döneği, kariyeristi ve
p artilerd en ihraç edilmiş olan kişileri toparlam aya baş­
lam ışlardır. Çin Komünist Partisi'nin him ayesinde, cö­
m ertçe finanse edilen ve m aoist edebiyatı etkin b ir bi­
çimde yayınlayıp yaygınlaştıran sözüm ona «m arksist-
leninist p a rti ve gruplar» kurulm uş ve Mao gru b u
herşeyden önce kapitalist ülkelerin en güçlü bilimsel
sosyalist p artilerini zayıflatm aya çalışm ıştır.

703
M aoistler em ekçilerin uluslararası kitle örgütleri
arasında- işçi sendikaları, gençlik, öğrenci, kadın, y a­
z a r örgütleri vb.- benzeri yoğunlukta bölücülük ça­
lışm alarını başlatm ışlardır.
Mao Tse-tung «dünya kırının» «dünya kentine»
karşı haçlı seferi düşüncesini devrim k u ram ın d a yeni
b ir buluş olarak öne sürerken onu denetlem ek ve ken­
di büyük-güç hegomonyacı hedeflerinin gerçekleşm e­
sinde yararlan m ak üzere ulusal ku rtu lu ş hareketini
sosyalist ülkelerden ve u luslararası îşçi sınıfından ayır­
m aya çalışm aktadır.
M ao’nun kendi denetim i altm daki g ru p la ra d ay at­
tığı çok tehlikeli m aceracı politikası şimdiden birkaç
yenilgiye yol açmıştır.
M aoistler işçi sınıfı hareketin i ve dünya sosyalist
sistem ini bölme politikalarını sürdürm ekle aslında em­
peryalistlerin ekm eğine yağ sürm ekte, o nların askeri
m aceralarını, herşeyden önce V ietnam 'daki yağm acı
savaşlarını körüklem ektedirler.
Mao Tse-tung’un izlediği bölücü politika işçi sını­
fı hareketini zayıflatm aktadır. Bu nedenle işçi sınıfı
hareketinin birliği ve uluslararası dayanışm a için m ü­
cadele etm ek bütün bilimsel sosyalistlerin en b a şta ge­
len ve en önemli görevidir.
Komünist ve işçi P artilerinin K ararı «Dünya ko­
m ünist hareketinin birliği m arksizm -leninizm ve pro­
leter enternasyonalizm i ilkelerine d ay an ılarak k a ra rlı
b ir biçimde savunulm ası ve bu birliği bozabilecek h e r
tü rlü eylemin Önlenmesi, ulusal bağımsızlık, dem okra­
si ve barış m ücadelesinin zaferi için, sosyalist devrim in
ve sosyalizm, kom ünizm in kurulm ası görevlerinin ba­
şarıyla yerine getirilm esi için zorunlu b ir koşuldur.»
■diye özellikle v u rg u la m a k ta d ır/17*
D ünya gelişiminin geleceği, sosyalizm ve k apita­

704
lizm arasın d ak i m ücadelenin acil, h a tta ayrıntılı ufuk­
ları d ü nya sahnesinde herşeyden çok d ü ny a işçi sınıfı
h areketinin birliğine, tüm devrim ci güçlerin uluslar­
arası dayanışm asına bağlıdır.
Y ılların zengin deneyim i dünya işçi sınıfı h areke­
tindeki egem en eğilim inin birliğe yönelik b ir eğilim,
pro leter enternasyonalizm ine yönelik b ir eğilim oldu­
ğunu gösterm ektedir.
Bu eğilim ne düz bir çizgi üzerinde h a re k et eaer
ne de m ekanik olarak gelişir. İşçi sınıfı h arek eti için­
de, proleter olm ayan u n su rla rın etkisiyle dönemsel ola­
ra k o rtaya çıkan çeşitli zararlı, oportünist g ru p la r ıs­
ra rlı girişim lerine karşın kalıcı olm ayan niteliktedir­
ler. Birliğe dönük çalışm aların altında y a tan nesnel et­
m enlerin önemi, m ücadelenin h e r yeni evresinde a rt­
m aktadır. Nesnel o lan ak lar tu tarlı devrimci, m arksist-
leninist güçlerin etkin çabalarıyla gerçekleştirilm ekte-
dir.
îşçi sınıfı hareketinin birliği toplum un devrim ci
dönüşüm ünün nesnel b ir zorunluluğu ve güçlü b ir ta­
rihsel aracı, sosyal gelişm enin etkin b ir hızlandı­
rıcısı, anti-em peryalist m ücadelenin b ü tü n ü n ü n b aşa­
rısı için, gelişm ekte olan ülkelerde barışın korunm ası,
sosyal gelişm enin ve ekonom ik zenginliğin sağ lan ­
m ası için, sosyalizmin dünya Ölçüsünde zaferi için be­
lirleyici bir koşuldur. Toplumun tüm ilerici ta b ak aları­
nın tüm dem okratik p artilerin ve Örgütlerin, savaş teh­
likesine, faşizm e ve gericiliğin diğer biçim lerine k arşı
savaşan herkesin d ü n y a bilimsel sosyalist hareketinin
birliğinin güçlendirilm esinden çıkarı vardır.
Kom ünist ve îşçi P artilerinin 1960 Toplantısı Dek-
lerasyonunun işaret ettiği gibi u luslararası bilimsel sos­
yalist h areketin birliğinin sürekli olarak güçlendiril­
mesi h e r m arksist-leninist p artin in en yüce u lu slarara­

i-, 45: Enternasyonal 705


sı görevidir. Büyük olsun küçük olsun, ik tid ard a olsun
olmasın, h e r bilimsel sosyalist p a rti dünya devrim inin
ufukları, d ü n y a işçi sınıfı harek etin in birliği konusun­
d a büyük tarih sel sorum luluklar taşır.
Bilimsel sosyalist safların birliği için m ücadele sı­
ra sın d a p a rtile ra ra sı ilişkilerin ilkeleri oluşturulm uş ve
sürekli o larak geliştirilm iştir. Bu ilkeler, bilimsel sos­
yalist partilere a rta n bir bağımsızlık, d a h a büyük b ir
ulu slararası rol ve uluslararası sorum luluk verm ek­
tedir.
Bu ilkelerin temel özelliği işçi sınıfı hareketinin
uluslararası özüyle h e r bilimsel sosyalist p artin in ça­
lışm alarının özgül ulusal Özellikleri arasın d ak i k arşı­
lıklı bağım lılığın diyalektiğidir. Ve bu diyalektik en ö-
nem lilerine aşağıda y e r verilen bazı sonuçlarda ifade­
sini bulur:
ta) Proleter enternasyonalizm i ilkelerine tu ta rlı
b ir bağlılık, tü m çalışm alarda ulusal ve u lu slararası u n ­
su rla rın organik birleşimi;
(b) U lusal koşullara, sosyalizm am acına ve ulus­
la ra ra sı yüküm lülüklere uygun ilkeli b ir politika oluş­
tu rm a yeteneği;
Cc) İktidarda olup olmadığına, büyük ya da k ü ­
çük oluşuna, legal ya d a illegal oluşuna bakılm aksızın
h e r p a rtin in kendi politikasını belirlem edeki özerkliği;
(d) H erhangi b ir bilimsel sosyalist p artin in , b ir
başkasının içişlerine karışm am ası;
(e) Devrimci insiyatif gösterm e k onusunda eşit
fırsa tla r ve d ü n y a devrim ci hareketinin k aderi konu­
şunda eşit devrim ci sorum luluk d a d ah il h e r p artin in
sosyo-politik çalışm aların tüm alan ların d a eşitliği;
Cf) Devrimci görevleri yerine getirm ede karşılık­
lı politik, örgütsel ve kuram sal yardım , kapsam lı ve

700
içtenlikli b ir deney alışverişine day an an karşılıklı zen­
ginleştirm e; em peryalizm e karşı, onun sald ırg an poli­
tikasına ve anti-sosyalist güçlere k arşı m ücadelede k a r­
şılıklı yardım laşm a;
(g) D ünya politikasının en önem li konularında
ortak k a ra rla r; anti-em peryalist m ücadelenin tüm so­
ru n la rın d a kollektiflık ve bu ortak k a ra rla rın y ü rü tü l­
m esinde gönüllü sorum luluk;
(h) D ünya bilimsel sosyalist hareketin in kaderi,
d ü nya devrim ci sürecinin başarısı için tarih sel sorum
luluğun ve u lu slararası özdisiplinin h e r m arksist-le­
ninist p a rtin in ulusal bağımsızlığıyla birleştirilm esi;
(ı) Kendini soyutlam anın ve ayrılığın h erh an g i
b ir biçimiyle uzlaşm az olan ve tüm gerici milliyetçi gö­
rü şlere k arşı k a ra rlı bir m ücadeleyi içeren u lu sla rara ­
sı dayanışm a ve tu tarlı proleter enternasyonalizm i.
Bu ilkeler dünya bilimsel sosyalist h arek etin in b ir­
liğine gösterilen büyük duyarlılığı açıkça y ansıtm ak­
tadır. B unlar bölücü çalışm alara ve politik ayrılıkçıla­
ra yöneltilm iştir. Özgül ulusal özelliklere ta m b ir bo­
yut vö ulusal özanlatım lara en büyük olan ak lar sağ­
lam akla birlikte proleter enternasyonalizm i ru h u y la
doludur.
D oğalarının gereği enternasyonalist olan bilimsel
sosyalist p a rtile r h e r zam an deneyim kazan m ay a ve
eylem lerini eşgüdüm lem eye yaşam sal b ir gereksinim
duym uşlardır. Çok uluslu bölgesel to p lan tılar ulusal
devrimci m üfrezeler arasındaki u lu slararası dayanış­
m ayı güçlendirm e, d ü nya bilimsel sosyalist hareketini
birleştirm e ve kardeş partilerin eylem lerini eşgüdüm -
leme konusunda büyük bir rol oynam ıştır.
îşçi sınıfı h areketinin tarihinde önemli b ir kilom et­
re taşı N isan 1987’de K arlovy V ury’de (Çekoslovakya)

707
yapılan A vrupa Komünist ve işçi P artileri K onferansı
olm uştur.
Bu konferansa katılan p a rtile r fark lı toplum sal sis­
tem lere sahip olan devletler arasın d a barış içinde bir
a ra d a yaşam a ilkelerini temel a lan b ir toplu güvenlik
sistem inin yaratılm asına yönelik b ir program ı birlik­
te hazırlam ış ve kam uoyunun değerlendirm esine sun­
m uştur. Bu program şunları içerm ektedir: V arolan Av­
ru p a sınırlarının dokunulmazlığı; iki egemen ve eşit Al­
m an devletinin- DAC ve FAC- tanınm ası; FDC’nin h e r­
hangi bir biçimde nükleer silah lara sahip olmaması;
M ünih Paktının İm zalandığı an d an b aşlay arak geçer­
siz ilan edilmesi; tüm A vrupa devletlerinin karşılıklı
ilişkilerinde zor kullanım ı ve birbirlerinin iç ilişkileri­
ne karışılm asının reddi ve tüm tartışm alı sorunların
barışçıl yollardan çözümlenmesi için v arılacak b ir a n ­
laşm anın hazırlam ası ve im zalanm ası, FAC’de dem ok­
rasinin savunulm ası ve geliştirilm esinin tarihsel ge­
rekliliği; A vrupa'nın.sosyalist ve kapitalist ülkeleri a-
rasm daki ekonom ik İlişkilerde yapay o larak yaratılm ış
olan engellerin kaldırılm ası; silahsızlanm a konusunda
bazı önlem ler alınm ası ve askeri bloklardan arınm ış
bir A vrupa yaratılm ası. Delegeler, A vrupa’d a güvenlik
ve barışçıl işbirliği konusunda b ir A vrupa devletleri
konferansı toplam a ve b ir tüm A vrupa parlam entoları
temsilcileri konferansını düzenlem e önerisini destekle­
m işlerdir.
K onferans k a ra rla rın ın h e r bilimsel sosyalist p a r­
tinin barış ve sosyalizm in kaderi konusundaki tarihsel
sorum luluğu düşüncesinin kollektif bir form ülasyonu-
nu içerm esi dik k at çekicidir.
K onferans belgesi «Komünist p artilerin h e r biri
mücadeleyi yü rü tm ek zorunda olduğu özgül koşullar
altında, politikasından ülkesinin işçi sınıfı ve halkına

708
k arşı sorum ludur. Aynı zam anda h e r p a rti barışın ko­
ru n m ası ve uluslar arasm d a çağım ızın gereklerine uy­
gun yeni ilişkilerin oluşturulm ası konusundaki u lu slar­
arası sorum luluğunun bilincindedir.
«Bu sorum luluk duygusu bizden, A vrupa kom ü­
nist partilerinden, bu sorunları ele alırken güçlerim izi
birleştirm em izi talep eder. A vrupa’d a ve tüm dünyada
kom ünist ve işçi p a rtile ri arasındaki birlik ve dayanış­
m a ne denli güçlü olursa, m ücadelem iz de o denli b a ­
şarılı olacaktır.» <181
îşçi sınıfı hareketinin birliğini sağlam a çab aları
son zam an lard a oldukça hızlandırılm ıştır. Bildiğimiz gi­
bi em peryalizm a rtık bilimsel sosyalizme k a rşı ideolo­
jik m eydan okum asını yoğunlaştırm akta, sosyalist ül­
keleri ve bilimsel sosyalist p artilerin birliğini bozma
çab alarım a rtırm a k ta ve bu am açla h e r tü rlü milliyetçi
unsuru kullanm aktadır. Bu koşullar altında em perya­
lizme k arşı savaşanların tü m ü n ü n birliği ve herşeyden
önce bilimsel sosyalistler arasın d ak i birlik sorunu çok
büyük önem kazanm aktadır. Bilimsel sosyalist h arek et
içindeki tüm bölücü çalışm alar ve saflardaki birliğin
bozulm ası gericilik için gerçek b ir ta n n lütfudur.
Bilimsel sosyalist safların birliği ve savaşm a yeter­
lilikleri m arksizm -leninizm den tü rlü çeşitli sapm alarla
da- revizyonizm belirtileri, sol aşırılık ve milliyetçilik-
zayıflatılm aktadır. T utarlı m arksist-Ieninistler tüm bu
sap m alara k arşı uzlaşm az b ir mücadele verm ekte ve
işçi sınıfı h areketinin genel çizgisini, devrim ci prole­
ta ry a n ın denenm iş ve sınanm ış doktrini olan m ark-
sizm-leninizmin anlığ ın ı k ararlılıkla savunm aktadır­
lar. Son yıllarda anti-em peryalizm ortak tem elinde bi­
limsel sosyalist safların birliğine yönelik çab alar d a­
h a d a güçlenm iştir.

709
Bu am açla dünyanm bilimsel sosyalist partileri
1969’d a M oskova’d a yapüan yeni b ir u lu slararası Ko­
m ünist ve İşçi P artileri Toplantısı hazırlam a konusun­
d a çok çalışm ışlardır.
Bu Toplantının önem li bir tarihsel kazanım ı dele­
gelerin ortak çabalarıyla, toplum sal gelişmen in şimdi­
ki evresin d e dünya işçi sınıfı h a reketinin politik çizgisi
ve en önemli görevlerinin belirlenm esi olm uştur. T o p ­
lantı m alzem eleri içinde bulunulan dönem de tüm dev­
rim ci ve dem okratik hareketin, ona, belirleyici ve Ön-
çelikli görevinin em peryalizm e karşı etkin b ir m üca­
dele başlatm ak olduğu vurgulanm ış; bu m ücadele prog­
ram ının a n a h a tla rı belirlenm iştir. Toplantı belgeleri'
dünyadaki çağdaş sosyo-politik durum un em peryaliz­
me k arşı m ücadelenin yeni bir düzeye yükseltilm esine,
yapılacak saldırının kesin b ir üstünlük kazanm ak üze­
re hızlandırılm asına ve saldırganlık ve savaş politika­
sının yenilm esine olanak verdiğini belirtm ektedir. Top­
lan tı anti-em peryalist mücadelede, zaferi belirleyen ko­
şulun tüm a n ti-empe ryalist güçlerin birliği herşeyden
önce kom ünist ve işçi partilerinin birliği olduğunu be­
lirtm iştir. Toplantı, «Emperyalizme K arşı M ücadelenin
Şimdiki Evresinde G örevler ve Kom ünist ve İşçi P arti­
leri ve Tüm A hti-Em peryalist G üçlerin Birleşik Eyle­
mi» konusunda b ir A na Belge; «Vladimir Ilyiç Lenin’in
Y üzüncü Doğum Yılı» adlı bir Söylev; «Vietnam’a Ba­
ğımsızlık, Ö zgürlük ve Barış» başlıklı b ir Çağrı; ve Ba­
rışın Savunulm ası için b ir çağrı vb. kabul etm iştir.
Toplantı dünya işçi sınıfı h arek etin in m arksizm -
leninizm ilkelerinde birliğinin güçlenm esi için atılm ış
büyük b ir adım olm uştur. Toplantı belgeleri, d ü n y a bi­
lim sel sosyalist hareketinin birliğinin fark lı biçim leri­
n i ve içeriğinin sürekli olarak zenginleştirilişini y an ­
sıtm aktadır. Bilimsel sosyalistlerin birliği, ta rih in zo­

710
ru n lu kıldığı b ir koşuldur. Bilimsel sosyalistlerin birliği­
ni gerektiren, işçi sınıfının çıkarları, tüm insanlığın çı­
k arlarıd ır. Eğer tüm h a lk la ra m utlu bir gelecek sağla­
nacaksa bu birlik zorunludur.
Bilimsel sosyalist safların m arksizm -leninizm ilke­
lerini temel alan birliği düşüncesi büyük b ir canlılık
kaynağıdır, bilimsel sosyalist ve işçi p artilerin in kol­
lektif çabalarıyla gittikçe güç kazanm aktadır.
D İP N O TLA R

G İR İŞ

(1) Kari Marx-Frederick Engels, Seçm e Eserler (üç cilt), c. II,


Moskova, 1969, s. 17.
(2) Birinci Enternasyonal Genel Konseyi 1864-1866, Tutanaklar,
s. 341.
(3) V.I. Lenin, Toplu Eserler, c. 29, s. 306.
(4) a.g.e., s. 307
(5) ag.e., s. 306.

B Ö LÜ M : I
(1) V.I. Lenin, Toplu Eserler, c. 21, s. 11.
(2) a.g.e., s. 257,
(3) V.I, Lenin, Toplu Eserler, e, 21, s .40-41.
(4) E. David, Lie Sozialdemokratie. im Wcttkrieg, Berlin, 1915,
s. 172.
(5) V.Î. Lenin, Toplu Eserler, c, 21, s. 182.'
(6) K. Kautsky, Die Internationalitat usıd der Krieg, Berlin, 1915,
s. 40. .
(7) Die Internationale, sayı 1, Nisan 1915, s. 8.
(8) -V.Î. Lenin Toplu Eserler, c. 21, s. 279.
(9) ag.e., s. 293.
(10) o.g.e„ s. 33-34
(11) a.g.e., s 390.
(12) a.g.e., c. 43, s. 489.
(13) Giovanni Gerraanetto, Le Memorie di un Barbiere, Roma, 1949,
s. 84

713
<14) V.t, Lenin, Toplu Eserler, c. 35, s. 211.
(15) a.g.e., c. 23, s. 230-31.
(16) M.P.A. M.L.E , (Merkezi Parti Arşivleri, Marksizm-Leninizm
Enstitüsü), 2/1/^050.
(17) V.I. Lenin, Toplu Eserler, c. 23, s. 83.
(18) a.g.e., c. 24, s. 82.
(19) Sedmaya (Aprelskaya) VserossÜskaya Konjerentsiya RSDRP
(b). Protokoly (RSDtP (B)’nin Yedinci (Nisan) Tüm Rusya
Kongresi, Tutanaklar) Moskova, 1958, s. 228-33, 253-55,
(20) V î. Lenin, Toplu Eserler, c. 43, s. 635.
(21) a.g.e.
(22) a.g.e„ c. 35, s, 321.
(23) a.g.e., s. 322.
(24) a.g.e., c.-31, s. 392,
(25) a.g.e., s. 133.
(26) a.g.e., c. 28, s. 85.
(27) Gustav Noske, Von Kiel bis Kapp, Berlin, 1920, s. 68.
(28) V.I. Lenin, Toplu Eserler, c. 31, s. 400.
(29) Bkz. K. Kautsky, Die Diktalar des Proletariats, Viyana, 1918,
s. 20, 60.
(30) V.î. Lenin, Toptu Eserler, c. 28, s. 256.
(31) a.g.e., s. 243.
(32) a.g.e., s. 292.
(33) a.g.e., s. 293.
(34) a..g.e., s. 292-293.
(35) a.g.e., s. f i?
(36) a.g.e., c. 32, s. 513.
(37) F. Fisher'den alınmıştır, K ak zhil i borolsya Kari Liebknecht
(Kari Liebknecht Nasıl Yaşadı ve Savaştı), Moskova-Lenin­
grad, 1931, s. 56,
(38) Pravda, 12 Şubat (30 Ocak), 1918.
(39) V.I. Lenin, Toplu Eserler, c. 42, s. 120.
(40) a.g.e., c. 29. s. 502.
(41) l$çi önderi, 14 Ağustos, 1919, s. 5.
(42) Komünist Enternasyonal (Komintern Yürütme Kurulu Or-
garn), No: 1, 1919, s. 29.
(43) a.g.e., s. 51.
(44) a.g.e., s 52,
(45) V.I. Lenin, Toplu Eserler, c. 28, s, 463.
(46) a.g.e., s. 464.

714
s'
<47) a.g.e., s, 466. [
(48) a.g.e., s. 475.
(49) a.g.e., s. 473.
(50) a.g.e., s. 474.
(51) Pervy Kongress Kominterna (Kommtern'iıı Birinci Kong­
resi). s. 118-19.
(52) Der I. Kongress der Komnıunisiisclıen Internationale, Pro-
tokoll der Verhanâlungen in Moskau vom 2. bis zum 19.
Marz 1919 Petrograd, 1920, s. 151.
(53) a.g.e., s. 220
(54) Komünist Enternasyonal, No: 1, 1919, s. 68.
(55) V.Î. Lenin, Toplu Eserler, c. 28, s. 426.
(56) a.g.e., s. 478.
(57) a.g.e., c. 29, s. 307,
(58) a.g.e,, s. 391.
(59) a.g.e., c. 31, s. 207.
(60) a.g.e., s. 250.
(61) a.g.e., s. 309.
<62) K omünist Enternasyonal, No: 11-12, 1920, Petrograd, s. 2507.
(63) V.î. Lenin, Toplu Eserler, c. 31, s. 93.
(64) a.g.e., c. 30, s. 417.
(65) a.g.e., c. 31, s. 32.
(66) a.g,e., c. 31, s, 81,
(67) a.g.e., s. 92.
(68) a.g.e., c. 23, s. 69-70.
(69) a.g.c., c. 31, s. 44.
(70) a.g.e., s. 23.
(71) a.g.e., s. 93.
(72) a.g.e., s. 61.
(73) K. Marx-F. Engels, Toptu Eserler, (Rusça) c. 18, s. 510-17’ye
bakınız.
(74) V î. Lenin, Toplu Eserler, c. 30, s. 492.
(75) Komünist Enternasyonal, No: 10-12, 1937, s 1255.
(76f V.î. Lenin, Toplu Eserler, c. 33, s. 209.
(77) a.g.e., c. 31, s. 231.
(78) a.g.e., s. 227.
(79) a.g.e.,
(80) K omünist Enternasyonalin ikinci Kongresi, Tutanaklar,
Moskova 1920, s. 523-24.
(81) a.g.e., s, 536.

715
(82) V.î. Lenin, Topht Eserler, c. 31, s. 250-257.
(83) a.g.e, s. 153.
(84) a.g.e., s. 158,
(85) a.g.e., s 160.
(86) Komünist EntemasyonaFİn... a g.e,, s. 355.
(87) V.t. Lenin. Toplu Eserler, c. 31, s. 241.
(88) a.g.e., s. 241.
(89) Vestnik 2-go Kongressa Kotn m tın is ticheskogo Internatsiona-
la, No: 1, 27 Temmuz 1920.
(90) V.I. Lenin, Toptu Eserler, c. 31, s. 149
(91) a.g.e., c. 42, s. 361
(92) Komünist Enternasyonal... a.g.e., s. 575.
(93) V.l. Lenin, Toptu Eserler, c. 30, s. 162.
(94) Komünist Enternasyonal... a g.e., s. 154.
(95) V .l. Lenin, Toplu Eserler, c. 31, s. 242.
(96) Komünist Enternasyonal... a.g.e,, s. 573.
(97) V.î. Lenin, Toplu Eserler, c. 31, s. 244.
(98) M.P.A., M.LE., 2/1/14423/7.
(99) Komünist Enternasyonal... a g.e., s. 511.
(100) a g.e„ s. 513.
(101) Dünyanın Gözüyle, Moskova 1970, s. 187.
(102) V.î. Lenin, Toplu Eserler, c, 31, s. 330.
(103) a.g.e., s, 269.

BÖ LÜ M : I I
(1) Jahrbuch für Wirtschaft, Politik und Arbeiterbewegung 1923-
24, Hamburg, s. 51. Yezhegodnik Kominterna (Komintern
Yılbğı), Petrograd-Moskova, 1923, s. 54-55.
(2) Zamanlar, Londra, 26 Kasım 1920, s. 14.
(3) V.Î. Lenin, Toplu Eserler, c. 33, s. 25-26,
(4) a.g.e., c, 31, s. 280.
(5) a.g.e., s. 282. .
(6) Ağustos 192rde ABKP'ne yeniden Alman Komünist Partisi
adı verildi.
(7) Geschichte der âeutschen Arb eite rbewegurıgt c. 3, von 1917
bıs 1923, Berlin, 1966, s. 311.
(8) Jacgues Duclos, Octobre 17 vu de France, Paris, 1967, s. 312'-
den alınmıştır.
(9) a.g,e., s. 315-16

716
{10) V.î Lenin Toplu Eserler, c, 32, s. 167.
<U) Jahrbuch für Wİrtschaft, Politik und Arbeiterbewegung 1923-
24, Hamburg, s. 51.
<12) Bu rakamlar tam olarak doğru değildir, çünkü o günlerde
bilimsel sosyalist partiler üyelerinin sistemli bir kaydım tu­
tamazlardı ve bazen devrimci işçi sendikalarının üyeleri de
kendi sayılarına katılırdı. A. Tivel’in derlediği el kitabı 5 let
Komİnterna v resheniyakh i tsifrakh (Komintern'İn 5 Yılı:
Kararlar ve Rakamlar). Moskova, 1924, s. 26-27. Üçüncü En­
ternasyonal sırasında bağlı partilerin üye sayısını, 643.000'i
RKP (B)'nde, 1.320.000'i kapitalist ülkelerdeki partilerde ol­
mak üzere 1.963.000 olarak tahmin etmiştir. KEYK'nin ver­
diği rakamlara göre Kasım 1921'de bağlı partilerin 674.000'i
RKP (B)’nde, 1.326.000'i yabancı partilerde olmak üzere
2000.000 üyesi vardı. (Pravda, 13 Kasım 1921)
(13) V.I. Lenin, Toplu Eserler, c. 32, s. 520.
(14) a.g.e., c. 33, s. 208.
(15) a.g.e., c. 45, s 124.
<16) a.g.e., c. 32, s 470.
(17) Geschichte der deutschert Arbeiterbevoegung, c. 3, von 1917
bis 1923, BrI, 1966, s. 327-28.
(18) V.I. Lenin, Toptu Eserler, c. 42, s, 319-20.
(19) a.g.e., s. 320.
(20) a.g.e., s. 321.
(21) a g.e., c. 32, s. 468.
(22) a.g.e., c. 45, s. 185*86.
(23) a.g.e., c 42, s, 317.
(24) a.g.e., s. 318.
(25) Vosponıinantya o Lenine (Lcnin’e İlişkin Anılar), c. 2, Mos­
kova, 1957, s. 621.
(26) M/P.A., M.L.E., 2/1/19320/12.
(27) Vladimir îlyich Lenin. Biograjit Moskova, 1967, s. 684.
(28) M.PA, M.L.E,. 2/1/19320/13.
(29)f Lenin'i Tamdılar. Yabancı Çağdaşların Antları, Moskova,
s. 74.
(30) M.P.A., M.L.E., 2/1/20565/2, 5, 7, 8.
İ31) Komünist Entemasyonal’in Üçüncü Kongresinde Kabul
Edilen Tezler ve Kararlar (22 Haztran-12 Tem m uz 1921),
Moskova, 1921, s. 15.
(32) V.I. Lenin, Toplu Eserler, c. 32, s. 481.

717
(33) O. Lenin’e. Vospomİnanİya zarubezhnykh sovremennikov,.
s. 45.
(34) II I V sem im y Kongress Kommunistİcheskogo Internatsiona-
la. Stenograficheskİ otchet (Komünist Enternasyonal'in
Üçüncü Dünya Kongresi. Tam Rapor) Petrograd, 1922, s. 85,.
,
86 1 0 1 .
(35) V t Lenin, Toplu Eserler, c. 32, s. 520.
(36) a.g.e,,
(37) a.g.e., s. 521,
(38).a.g.e., s. 466.
(39) a.g.e., s. 465.
(40) a.g.e., s. 473.
(41) a.g.e., c. 42, s. 328.
(42) K o m ü n ist, Enternasyonal’in Üçüncü Dünya Kongresinde
Kabul Edilen Tezler ve Kararlar. (22 Haziran- 12 Temmuz.
1921), Moskova, 1921, s. 22.
(43) V.I. Lenin, Toptu Eserler, c, 42_ s. 328.
(44) a.g.e.,
(45) a.g.e., c. 32, s. 468.
(46) a.g.e., s. 477.
(47) a.g.e.,
(48) a.g.e.,
(49) a.g.e.,
(50) a.g.e^, s. 469.
(Slfa.g.e., s, 470.
(52) a.g.e., s. 471.
(53) a.g.e., s. 474.
(54) a.g.e. s. 476. -
"(55T'a.ğie., s. 477,
(56) O. Lenine. Vodpominaniya zarubezhnykh sovremennikov,
s. 368.
(57) Lenin’i Tanıdılar. Moskova, s. 218-19.
(58) K omünist EntemasyonaVin Üçüncü Kongresi. 22 Hazİran-12
Temmuz 1921’de Moskova’da Yapılan Toplantılar Üzerine
Rapor, Leningrad, s. 112.
(59) Protokol âes III Kongresses de Komimmiş t İschen Internati­
onale, Moskau, 22 Juni bis 12 Juli 1921, Hamburg 1921, s. 605.
(60) Bulletİn du I I I ,Congrds de VInternationale Communiste^
Moscou No: 13t 5 JuiUet 1921, s. 20.

718
(61) III Vsenıirny Kongress Kommunisttcheskogo Internatsiona-
ta, s. 256.
(62) O.V. Kuusinen, Izbranniye Proizvedeniya (Seçme Eserler),
Moskova, 1966, s. 670.
(63) M.P.A., M.L.E., 512/1/8133/1.
(64) Üçüncü Dünya Kongresi'nde Kabul Edilen Tezler ve Karar­
lar a.g.e., s. 19.
(65) a.g.e., s. 24.
(66) a.g.e„
(67) a.g.e., s. 25.
(68) a.g.e.r s. 27.
(69) V.L Lenin, Toplu Eserter, c. 32, s. 513*14.
(70) a.g.e., s. 522.
(71) a.g.e., s. 482.
(72) a.g.e., s. 437.
(73) a.g.e., s, 456.
(74) Üçüncü Dünya Kongresinde Kabul Edilen Tezler ve Karar­
lar a.g.e., Moskova, 1921, s. 63.
(75) a.g.e., s. 48.
(76) Protokoll des II I Kongresses der Kominunistischen Interna­
tionale a.g.e., Hamburg, 1921, s. 961-62.
(77) Üçüncü Dünya Kongresinde Kabul Edilen Tezler ve Karar­
lar a.g.e., Moskova, 1921, s. 55.
(78) a.g.e.,
(79) Lenin'in Almanca Sunulan 9 Temmuz 1921’deki Konuşma­
sından. Bkz. M.P.A, M.L.E., 2/1/25774/1.
(80) Komnuınistichcsky Internatsional ve dokumentakh (Belgeler­
le Komünist Enternasyonal), s. 222.
(81) V t. Lenin, Toplu Eserter, c. 33, s. 431.
(82) a.g.e.,
(83) Lenin ve Uluslararası İşçi Sınıfı Hareketi, Antlar, Moskova,
1934, s. 58. (Rusça).
(84) Protokoll des II I Kongresses der Kommunİstİschen Interna­
tio n a le a.g.e-, Hamburg, 1921, s. 725, 728.
(85) Üçüncü Dünya Kongresi'nde Kabul Edilen Tezler ve Karar­
lar a.g.e., s. 67.
(86) V.t. Lenin, Toptu Eserter, c. 32, s. 501.
(87) I Mezhdunaroâny kongress revolyutsİonnykh professionat-
nykh i proizvodstvennykh soyuzov {îşçi ve Sanayi Şendi ka­
la nnm Birinci Uluslararası Kongresi) Tam Rapor, Moskova,
1921, Rapora ek, s. 15.
719
(88) Üçüncü Dünya Kongresinde Kabul Edilen Tezler ve Karar­
lar a.g.e., Moskova, 1921, s. 76-77.
(89) a.g.e., s. 96.
(90) Lenin'i Tanıdılar, s. 207,
(91) V.I. Lenin, Toplu Eserler, c. 32, s. 510.
(92) a.g.e., c. 32, s. 510.
(93) a.g.e., s. 511
(94) M.P.A., M.L.E., 2/1/24694/1.
(95) a.g.e., 2/1/24963/1.
(96) V.I. Lenin, Toplu Eserler, c. 42, s. 339.
(97) a.g.e., c. 33, s. 58.
(98) a g.e., c. 42, s. 354.
(99) a.g.e., c. 33, s. 135.
(100) a.g.e., s. 132.
(101) a.g.e.,
(102) Deyatelnost Ispolnitelnogo Komiteta i Presİdiuma IK Kom-
munisticheskogo Intematsionala ot 13 lulya 1921 do t fev-
ralya 1922 (Komünist Enternasyonal Yürütme Komitesi ve
Presidiumu'nun 13 Temmuz 1921- 1 Şubat 1922 Arasındaki
Etkinlikleri), Petrograd, 1922, s. 73
(103) V.I. Lenin, Toplu Eserler, c. 42, s. 411.
(104) Deyatelnost 1spolnitelnogo Komiteta a.g.e,, s. 282
(105) Geschichte der deutschen Arbeiterbewegung, c. 3, s. 349-50.
(106) Uluslararası Basın Yazışmaları, c. 2, No: 3, Ocak 10, 1922,
s. 19.
(107) a g.e., s. 17,
(108) a.g.e., c. 2, No: 2, 6 Ocak 1922, s. 10.
(109) a.g.e.,
(110) M.P A„ M.L.E., 495/18/110/1.
(111) a.g.e., 2/1/22623/1.
(112) a.g.e., 495/2/12/11.
(113) V.I, Lenin, Toptu Eserler, c. 33, s, 210.
(114) a.g.e., s. 209.
(115) «.g.e., s. 209-10
(116) a.g.e., c. 42, s. 393.
(117) ag.e„ s. 394.
(118) « g.e., s. 400-01.
(119) Uluslararast Basın Yaztşmalart, c. 2, No: 29, 25 Nisan 1922,
s. 218.
(120) Dİe Taktik der Kom munis t ische« Internationale gegen dİe
Offensive des Kapitals, Hamburg, 1922, s. 143.

720
(121) Mezhdıtnarodnaya sotsİalistİcheskaya k&nferentsiya (Obye-
dinyonnoye zasedaniye Ispotkom ov trekh Internatsionalov)
(Uluslararası Sosyalist Konferans. Uç Enternasyonal Yü­
rütm esinin Ortak Toplantısı), Tam Rapor, Moskova, 1922,
s. 15.
(122) M.L.E., 495/18/86/219.
(123) V.Î. Lenin, Toplu Eserler, c. 33, s. 332.
(124) a.g.e., s. 333-34.
(125) a.g.e., s. 333.
(126) a.g.e., s. 334.
(127) M .PA, M.L.E , 2/1/25669/1-2.
(128) a.g.e., 495/18/86/18.
(129) a.g.e., 495/18/86/19.
(130) a.ge., 17/2/79/2.
(131) a.g.e., 495/2/12/108.
(132) Vorwarts, 20 Mayıs 1922.
(133) M.P.A., M L.E., 495/33/185/157-158.
(134) Uluslararası Bastn Yazışmaları, c. 2, No: 42, 27 Mayıs 1922,
s. 318.
(135) Togliattİ, Palmiro, ît Partito communista italİano, Der. Rltt-
niti, 1961, s. 44. . '
(136)-Pravda, 29 Temmuz 1922.
(137) M .PA, M.L.E., 491/1/339/2.
(138) V.t. Lenin, Toplu Eserler , c. 33, s. 417.
(139) Komünist EntemasyonaVin Dördüncü Kongresi Bülteni,
No: 3, 12 Kasım 1922, s, 3.
(140) a.ge., No: 32, 9 Aralık 1922, s. II.
(141) a.g.e., s. 11.
(142) a.g.e.,
'(143) D. Lenine. Vaspominanİya zarubezhnykh sovremennikov,
s. 471.
(144) Komünist Enternasyonal Dördüncü Kongresinin Kararlan
ve Tezleri, Londra, s. 28.
(145^. a.g.e., s. 31.
(146) Komünist EntemasyonaVin Dördüncü Kongresi Bülteni, No:
4, 13 Kasım 1922 s 16.
(147) Bericht über Tatİgkeit des Prüsidiums und der Exekutive
der Kommunİstischen Internationale für die Zeİt vonu 6.
Marz bis JJ Juni 1922, Hamburg, 1922, s, 123.
(148) V.t. Lenin, Toptu Eserler, c. 33, s. 421.

P. 46; Enternasyonal 721


(149) a.g.e,. s. 432.
(150) a.g.e., s. 427.
(151) a.g.e., s. 426.
(152) M.P.A. M L.E., 2/1/23461/1.
(153) Dördüncü Kongrenin Karartan ve Tezleri a.g.e., s. 90.
(154) Bkz. K voprosu o programme Kommunisticheskogo Inter-
natsionata. (Materialy) Komünist Enternasyonai'ın Progra­
mı Meselesi Üzerine (Materyaller), Moskova, 1924, s. 56-66.
(155) K voprosu o programme... a.g.e., s. 101.
(156) V.İ. Lenin, Toplu Eserler, c. 33, s. 420-421.
(157) a.g.e., c. 42, s. 427.
(158) Dördüncü Kongrenin Karar ve Tezleri a.g.e., s. 92.
(159) M.P.A , M.L.E., 495/154/170.
(160) Komünist Enternasyonalin Dördüncü Kongresi Bülteni No :
19, 1 Aralık 1922, s. 30.
(161) Dördüncü Kongrenin Karartan ve Tezleri a.g.e., s. 59.
(162) a.g.e., s. 54.
(163) a.g.e., s. 55.
(164) a.g.e., s. 58.
(165) a.g.e., s. 59.
(166) a.g.e., s. 59.
(167) Kommunistichcsky Internalsional v dokumentakh, s. 349.
(168) Komünist Enternasyonalin Dördüncü Kongresi Bülteni, No;
25, 5 Aralık 1922, s. 8.
(169) a.g.e., No: 27, 7 Aralık 1922, s. 16.
(170) Bkz. Voprosy istroü KPSS (SBKP Tarihinin Sorunları), 1962,
No: 1, s. 144-48.
(171) Uluslararası Basın Yazışmaları, No: 13, s. 105.
(172) a.g.e.,
(173) Kommunİsticheski Intematsional, 1923, No: 25, s. 6847.
(174) Kom ünist Enternasyonal, 1923, No: 25, s. 112.
(175) Internationale Presse-Korrespondenz, 1923, No: 52, s. 406-24.
(176) a.g.e.. No: 75, s. 651-52.
(177) Uluslararası Basın Yaztşmaları, c. 3, No: 16, Berlin, 1923,
s. 129.
(178) «.g.e., s. 120.
(179) M.PÂ., M.L.E., 495/18/44/236.
(180) Uluslarar as t Basın Yazışmalarıt c. 3, No: 33 (15), Berlin, 19
Nisan 1923, s. 272
(181) Pravâa, 3 Mayıs 1923.

722
(182) Jahrbuch für Wirtschaft, Politik und Arbeiterbewegung 1923-
1924, Hamburg, s. 51,
(183) Kommunisticheski Internatsional v dokunıentakh, s. 376.
(184) a.g.e.y s. 371.
(185) a.g.e.,
(186) Rasshirenny pîenutn Ispoînitelnogo Komiteta Kommunis-
ticheskogo Internatsionala (12-24 iyunya 1923). Otchol. (KEYK
Genişletilmiş Birleşik Oturumu, Rapor), Moskova, 1923, s. 13.
(187) Protokoll der Konfcrenz der Enveiterten Exekutive der
Kommtmistischen Internationale, Moskau, 12-13 Juni 1923,
Hamburg, 1923, s. 204-205.
(188) a.g.e., s. 211-12.
(189) a.g.e., s. 226
(190) Kommunisticheski Internatsional v dokunıentakh^ s. 383.
(191) Uluslararası Bastn Yazışmaları, c. 3, No: 59 (37), 6 Eylül
1923, s. 652.
(192) M P A , M L.E., Ayırımı yapılmamış belgeler kolleksiyonu.
(193) «.g.e., 514/1/13.
(194) a.g.e., 514/1/33,
(195) Straîegiai taktika Kominterna v natsionalno - kolonîalnoi
revolutsii na primere Kitaya (Çin Örneğinden Yola Çıkarak
Komintern'İn Ulusal SÖmürgesel Devrime ilişkin Strateji
ve Taktikleri), Moskova, 1934 s. 112.
(196) a.g.e.
(197) M.P.A., M.L.E., 514/1/36.
(198) G. Dimitrov, Izbranniye proizvedeniya (Seçme Eserler)t e.
1, Moskova, 1957, s. 100-01.
(199) Uluslararası Bastn Yazışmaları, c. 3, No: 64 (41), 4 Ekim
1923, s. 717.
(200) G. Dimitrov, Izbramtiye proizvedeniya, ç. 2, Moskova,
1957, s. 590.
(201) Pravâa,. 17 Kasım 1923.
(202) Bkz, Geschichte der deutschen Arbeiterbexvegung, c. 3, s. 416
(203; M P.A., M.L.E., 495/19/70/6.
(204) Uluslararası Basın Yazışmaları, c. 4, No: 14, 27 Şubat 1924,
s. 109.
(205) Geschichte der deutschen Arbeiterbemegung, c. 3, s. 422-23.
(206) Ocherki po istorii vooruzhonnogo vosstaniya (Silahlı Ayak­
lanm alar Tarihi Üzerine Makaleler), c. 2, Moskova, 1931,
s. 60, 61.

723
(207) M.PA., MXE., 17/2/101/6.
(208) Vroki Germanskikh sobytii (Alman Olaylarının öğrettikleri),
s. 55.
(209) a.g.e., s. 5.
(210) W. Ulbricht, Referat zum «Grundriss der Geschichte der de-
utschen Arbeİterbewegung», Einheİt, Sonderheft, Ağustos
1962. S. 36-37.
(211) Einheit, Sonderheft, Ağustos 1962, s, 37,
(212) M.PA., 495/19/67/51.
(213) Vroki Germanskikh sobytii, s. 57-67,
(214) a.g.e., s. 92, 99-100.

bölüm :m
(1) Uluslararası Basın Yazışmaları, ö zel Sayı, c. 5, No: 47, 4 Ha­
ziran 1925. s. 614
(2) Sozuddemokratischer Parteitag in Kiel, Berlin, 1927, s. 168.
(3) Pravda, 23 Ocak 1924.
(4) Pyaty vsemirny kongress Kom intem a (Komintern'in Beşinci
Kongresi), Tam Rapor, Moskova, 1925, Bölüm I, s, 5.
(5) a.g.e.t s. 33.
(6) Uluslararası Basın Yazışmaları, özel Sayı, c. 4, No: 62, 29
Ağustos 1924, s. 649.
(7) ag.e., s. 650.
(8) a.g.e., s. 650.
(9) Pyaty vsemirny kongress Komintema, BölUm 1, s. 383.
(10) Uluslararası Basrn Yazışmaları, Özel Sayı, c. 4, No: 62, 29
Ağustos 1924, s. 651.
(11) a.g.e., s, 653.
(12) a.g.e., No: 52, 30 Temmuz 1924, s. 550.
(13) a.g.e., s. 550.
(14) Pyaty vsemirny kongress Komintema, Bölüm 2, s. 97.
(15) Uluslararası Bastn Yazışmaları, özet Sayt, c. 4, No: 62, 29
Ağustos 1924, s. 661-62.
(16) a.g.e., c. 4, No: 64, 5 Eylül 1924, s. 696.
(17) Pyaty vsemirny kongress Komintema, Bölüm 1, s. 550.
(18) Uluslararası Bastn Yazışmaları, özel Sayt, c. 4, No: 64, 5 Ey­
lül 1924, s. 691.
(19) Pyaty vsemirny kongress Kominterna, Bölüm 1, s. 277-78.
(20) Uluslararası BaSın Yazışmalartt ö zel Sayı, c. 4. No: 47, 23
Temmuz 1924, s. 487.
724
(21) Pyaîy vsemirny kongress Kominîerna , Bölüm 1, s. 322.
(22) a.g.e„ s. 323.
(23) Uluslararası Basın Yazışmaları, Özel Sayı, c. 4, No: 45, 24
Temmuz 1924; s. 503.
(24) Kommunisticheski Internatsional v dokumentakh, s. 408.
(25) Uluslararası Basın Yaztşmalart, Özel Sayı, c. 4, No: 62, 29
Ağustos 1924, s. 51.
(26) a.g.e.,
(27) Pyaty vsemirny kongress K om intem a, Bölüm 1, s. 805.
(28) Uluslararası Basın Yazışmaları, c. 4, No: 55, 5 Ağustos 1924,
s. 583.
(29) M.P.A., M.L E., 492/1/134/19.
(30) Uluslararası Bastn Yazışmaları, Özet Sayıt c. 4, No: 62, 29
Ağustos 1924, s. 665.
(31) KPSS v resolyutsiyakh (Kararlarda SBKP), Moskova, 1954, Bö­
lüm II, s. 170.
(32) Uluslararası Bastn Yazışmaları, Özel Sayt, c. 5, No: 47, 4
Haziran 1925, s. 627.
(33) a.g.e., c. 6, No: 40, 13 Mayıs 1926, s. 635.
(34) a.g.e., s, 614.
(35) a.g.e.,
(36) Togliatti, Palmiro, Sul movımento operaio internazionale, Ro­
ma, 1964, s. 301.
(37) Uluslararast Basın Yazışmaları, özel Sayt, c. 5, No: 47, 4 Ha­
ziran 1925, s,. 616.
(38) a.g.e.t s. 618.
(39) a.g.e., s. 616.
(40) a.g.e., No: 54, 4 Ağustos, 1924, s. 570.
(41) a.g,e.,
(42) a g.e.,
(43) M.PA., M.L.E., 495/163/178/1.
(44) a.g.e.,
(45) /ı.g.e.,
(46) a.g.e„
(47) a.g.e.t
(48) Komünist, 1969, No: 4, s. 16-17.
(49) M.PA., M.LE., 495/163/180/2,
(50) a.g.e., 495/163/180/3.
(51) a.g.e., 495/2/43/40.
(52) a.g.e., 495/2/47/122.

725
(53) a.g.e,,
(54) a.g.e., 495/2/47/122-123.
(55) a.g.e., 558/2/6373/2.
(56) Kommunisticheski Internatsİonal v dokumentakh, s. 579.
(57) Bkz. E. Thalmann, Izbranniye stat yi i rechi (Seçme Makale­
ler ve Söylevler), c, 1, 1919-1928, Moskova, 1957, s. 235.
(58) Trenta anni di vita e lotîe del P.C., I, s. 98.
(59) a.g.e., s. 103.
(60) Uluslararası Basın Yazış malan, Özel Sayt, c. 6, No: 40, 13
Mayıs 1926, s. 618.
(61) a.g.e., s. 622.
(62) a.g.e., s. 618.
(63) Kommunisticheski Internatsİonal v dokumentakh, s. 596.
(64) Uluslararası Basın Yazışmaları, özet Sayt, c. 6, No: 40, s. 620.
(65) M.P.A., M.L.E., 495/78/58.
(66) a.g.e., 495/2/27/1.
(67) a.g.e., 495/2/55/106.
(68) «.g.e., 17/3/576.
(69) Uluslararası Basın Yazışmaları, c. 6, No: 47, 17 Haziran 1926,
s. 769.
(70) M P.A., M.L.E., 17/2/246/1/81-82.
(71) a.g.e.e, 558/1/5297/1.
(72) a.g.e., 495/2/63/42.
(73) V.î. Lenin, Toptu Eserter, c. 27, s, 71-72.
(74) J.V. Stalin, Toplu Eserler, c. 9, s. 63.
(75) Uluslararası Bastn Yazışmaları, c. 7, No: 11, 3 Şubat 1927,
s. 238.
<76) a.g.e., 1927.
(77) M.PA, M.L.E., 495/64/198-199.
(78) Kommunisticheski Internatsİonal v dokumentakh, s. 664.
(79) M.P.A., M.L.E., 495/2/40/90.
(80) Uluslararası Basın Yazışmaları, özel Sayt, c. 6, No: 40, s. 648,
(81) a.g.e.,
(82) a.g.e.,
(83) a.g.e,, s 649.
(84) M.P.A., M.L E., 495/166/159/39.
(85) Uluslararası Basın Yazışmaları, c. 7, No: 11, 3 Şubat 1927,
s. 231.
(86) a.g.e.,
(87) a.g.e.,

720
(88) a.g.e., s. 231, 233.
(89) M.P.A., M.L E., 495/166/159/42.
(90) a.g.e.,' 495/166/187/157.
(91) a.g.e., 495/166/196/151.
(92) Uluslararası Bastn Yazışmaları, özel Sayt, c, 8, No: 16, 15
Mart 1928,
(93) a.g.e.,
(94) a.g.e., s. 322.
(95) M.PA., M.L.E., Ayırımı yapılmamış belgeler.
(96) a.g.e. t
(97) a.g.e.,
(98) a.g.e.,
(99) Das Flammenglichen vom Palaîs Egmont, Offİzielles Protokoll
des Kongresses gegen Koloniale Unterdriİckung und Imperi-
alismus, Brüksel, 10-15 Şubat, 1927, Berlin 1927, s. 52.
(100) Das Flammenglichen vom Palais Egmont... a.g.e., s. 243, 250.
(101) G. Dimitrov, Jzbranniye proizvedeniya, Moskova 1957, cilt 1,
s. 310.
(102) M.P.A., M.L.E., 495/3/18/2.
(103) Uluslararası Basın Yazışmaları, c. 7, No: 40, 14 Temmuz
1927, s. 889.
(104) a.g.e., s. 890.
(105) a,g.e., s. 892.
(106) a.g.e.. No: 35, 16 Haziran 1927, s. 736,
(107) MPA., M.L.E., 17/2/317/14.
(108) KPSS v rczolyutsiyakh, Bolüm II, s. 363.
(109) Pravdıi, 13 Kasım 1927.
(110) M.P.A., M.L E., 495/3/46/11.
(111) a.g.e., 495/3/49/127/128.
(112) M. Thorez, Le quaraniiânıe anniversaire, du Parti communis-
te français, Paris, 1960, s. 15.
(113) M.PA., M.L.E., 508/1/56/39.
(114) William Z. Foster, Üç EntemasyonaVin Tarihi, N.Y., 1955,
, s£ 349.
(115) Uhıslararast Bastn Yazışmaları, c. 8, No: 81, 21 Kasım 1928,
s. 1531.
(116) a.g.e., No: 44, 3 Ağustos 1928, s. 775.
(117) a.g.e., No: 53, 23 Ağustos 1928, s. 941.
(118) a.g.e., No: 83, 23 Kasım 1928, s. 1577.
<119) Y, Yaroslavsky, Ob itogakh V I kongressa K om intem a (Ko­
mintern Altıncı Köngresİ'nin Sonuçları Üzerine), 1928, s. 7.
727
(120) Uluslararası Bastn Yazışmaları, c. 8, No: 66, 25 Eylül 1928,
s. 1197.
(121) a.g.e., No: 92, 31 Aralık 1928, s. 1750.
(122) ag.e .,
(123) s. 1755.
(124) a.g.e., s. 1761.
(125) a.g.e., s. 1762.
(126) a g.e., s. 1763.
(127) a.g.e.,
(128) a.g.e., s. 1768.
(129) a.g.e., s 1754.
(130) a.g.e., No: 84, 28 Kasım 1928, s. 1600
(131) a.g.e., No: 51, 17 Ağustos 1928, s. 900-01.
(132) a.g.e., No: 64, 19 Eylül 1928, s. 1144.
(133) a.g.e., No: 84, 28 Kasım 1928, s. 1585.
(134) a.g.e.t
(135) a.g.e.t s: 1590.
(136) a g.e.. No: 88, 28 Kasım 1928 s. 1659.
(137) a.g.e., s. 1661.
(138) a.g.e,, 12 Aralık 1928, s. 1664.
(139) a.g.e., s. 1665.
(140) a.g.e , s. 1667.
(141) a.g.e.,
(142) a.g.e., s. 1668.
(143) O. Kuusinen, Izbranniyc proizvedeniyat Moskova, 1966, s. 509.
(144) Uluslararası Bastn Yazışmaları c. 8, No: 88, s. 1672.
(145) Bkz. Kom m unisticheski Internatsional, 1928. No: 29-30, s. 115.
(146) Uluslararası Bastn Yazışmaları, c. 8, No: 83, s. 1579.
(147) V/ kongress Kominterna. Tam Rapor, No: 6, s. 178.
(148) Uluslararası Bastn Yazışmaları, c. 9, No: 45, 30 Ağustos 1929,
s. 964.
(149) K E YK Onuncu Birleşik Oturumunun Tezleri, Lnd., Dorrit
Press, s. 8.
(150) a.g.e., s. 15-/6.

B Ö LÜ M , IV
(1) X plem tm Kominterna (Komintern Yürütmesinin Onuncu
Birleşik Oturumu) 1. Gündem maddesi. Uluslararası Durum
ve Üçüncü Enternasyonal'in Görevleri, Moskova, 1929, s. 210.

728
(2) Bkz Mirovoye khozyaistvo v 1936 godu {1936’da Dünya Eko-
noııusi) iuiik, Moskova, 193/, s. 180, 184, löö, ivl, loo, iw , z il.
(3) b. Varga, Kapuaıtzm i Sotsıaiızm za Ut let (Kapitalizm ve
Sosyalizmin Yirmi iıu ), Moskova 1938, s. 37,
(4) VVİınam Foster, Dünya işçi Benaikası Hareketinin Ktsa Tarihi,
New iork, 1936. s. 313.
(5) M .PA, M.L.E., 495/19/242/14.
(6) Bkz. V.l. Lenin Toptu Eserler, c. 23, s. 43.
(7) Sozialdemokratiscüer Parteüag in Leipzig, 1931, Protokoll
Beriin, 1931, s. 45.
(8) Dos k'rete Wort, 1931, No: 29.
(9) Julius Braunthal, Geschichte der Internationale, c. II, Han-
nover,
(10) Sonvarts, 27 Ocak 1931.
(11) K. Kautsky, Ver Bolschewismus İn der Sackgasse, Berlin,
1930, s. 104, 140.
(12) Uluslararası Basın Yazışmaları c. 10, No: 13, 13 Mart 1930,
s. 231.
(13) K E YK Onbirinci Birleşik Oturumu, Tezler, Öneriler, Karar­
lar, Moskova 1931. s. 4.
(14) a.g.e., s. 5.
(15) a.g.e., s. 18.
(16) D.Z. Manuilski, Komünist Partiler ve Kapitalizmin Bunalımı,
2. baskı, Moskova, 1931.
(17) o.g.e.,
(18) a.g e.,
(19) K EY K Onbirinci Birleşik Oturumu, a.g.e., s. 19-20.
(20) Komünist Enternasyonal, c. 8, No: 11-12, 15 Haziran 1931,
s. 343.
(21) Uluslararası Bastn Yazışmaları, özet Sayı, e. 2, No: 36, 6 Ha­
ziran 1931, s. 661,
(22) Komünist Enternasyonal, c. 8, No: 11-12, 15 Haziran 1931,
s. 342,
(23) M.P.A., MI~E., 494/1/423/13.
(24) V.I. Lenin, Toplu Eserler, c. 9, s. 368.
(25) KEYK Onbirinci Birleşik Oturumu... ag.e., s. 13.
(26) a.g.e., s.9.
(27) Geschichte der deutschen Arbeİterbewegung, c. 4, Berlin, 1966,
s. 365-66.
(28) Ver NatiotütlsozîaHsmus. Dokumente 1933-1945, Frankfurt am
Main, 1957, s. 180-81.
729
(29) Geschichtc der deulseheri Arbciterbeıvegung, c. 4, s. 326.
(30) Dİe Rote Fahne, 27 Nisan 1932.
(31) Willi Bredel, Ernst Thalmann, Berlin 1953, s. 135.
(32) X V II Syezd VKP (b), (SBKP (B)’nin Onyedinci Kongresi),
Tam Metin, Moskova, 1934, s. 345,
(33) Bkz. La Correspondance Internationale, 1933, No: 15- s. 212.
(34) Klement Gottwald, Izbranniye proizvedeniya (Seçme Eser­
ler), c. 1, Moskova, 1957, s. 287-88.
(35) Bkz, J. Lenski, «Obostrenİye klassovoi borby v Poishe» (Po­
lonya'da Sınıf Mücadelesinin Yoğunlaşması), Pravda, 21 Ocak
1933.
(36) V.l. Lenin, Toplu Eserter, c. 6, s. 49.
(37) Is!ariya Koıumunist îcheskoi partii Ispanii (Ispanya Komü­
nist Partisi Tarihi), Moskova, 1961, s. 78.
(38) FKP’nin üye sayısı 1926'da 55 000 iken 1930’da 39.000’e düştü.
Maurice Thorez, Oeuvres, Livre 2, T. 1, Paris 1950, s. 45.
(39) Geschichte der deutschen Arbeiterbewegung, c. 4, s. 373.
(40) Bkz. Kommunisticheski Internatsİonal, 1930, No: 23, s. 54-59.
(41) K EYK Onikinci Birleşik Oturumu. Tezler ve Kararlar. «Ulus­
lararası Durum ve K.E. Bölümlerinin Görevleri» Modern
Books, Ltd., Londra, s. 15.
(42) a.g.e.' s. 85.'
(43) a.g.e., s. 83, 86.
(44) K Gottvvald, Izbranniye proizvedeniya, c. 1, s. 302-03.
(45) KEYK Onikinci Birleşik Oturumu. Tezler ve Kararlar. «Ulus­
lararası Durum ve K.E. Bölümlerinin Görevleri», Modern
Books, Ltd., Londra, s. 18,
(46) a.g.e., s. 28.
(47) a.g.e., s. 9.
(48) a.g.e., s.7.
(49) a.g.e.' s, 18.
(50) Vonvarts, 31 Ocak 1933.
(51) Komünist Enternasyonal, No: 9, 15 Mayıs 1933, s. 287.
(52) L'Humanitâ, 13 Şubat 1933.
(53) Uluslararası Basın Yazışmaları, c. 13, No: 11, 9 Mart 1933,
s. 261.
(54) a.g.e., s. 262.
(55) Le Poputaire, 8 Mart 1933.
(56) M.P.A., M.L E., 495/19/248/32.
(57) Komünist Enternasyonal, No: 13, 1 Temmuz 1933, s. 445-47.

730
<58) a.g.e., No: 16, 20 Ağustos 1935, s. 781.
(59) Steîla D. Blagoyeva, Dimitrov. Bir Yaşam Öyküsü, Martin
Lawrence, Ltd., Londra, s. 98.
(60) World Marxist Review, Aralık 1958, c, 1, No; 4, Prag’da ba­
sılmıştır, s. 65 64.
(61) Rundschau über Politik, Wirtschaft und Arbeiterbewegııng,
1933, No: 49, s. 1875.
<62) K omünist Enternasyonal, No: 15, 1935, s. 993.
(63) Le Populaire, 22 Ağustos 1933, s. 4.
(64) K EYK Onüçüncü Birleşik Oturumu. Tezler ve Kararlar. Mo­
dern Books, Ltd., Londra, s, 6.
(65) a.g.e..
(66) a.g.e., s. 7.
(67) ag.e., s. 16.
(68) a.g.e., s. 28.
(69) a.g.e., s. 20.
(70) a.g.e., s. 11.
<71) Uluslararası Bastn Yazışmaları, c 10, No: 2, 9 Ocak 1930, s. 30,
(72) Bkz. Hungchİh (Çince), 12 Nisan 1930.
(73) M.P.A., M.L.E., 495/19/238/3; 495/19/242/57.
(74) Çin Örneğinden Yola Çıkarak K om intern in Ulusal -Sömürge­
se! Devrimde Strateji ve Taktikleri (Rusça), s. 284, 285, 286, 287.
(75) KEYK Onbirinci Birleşik Oturumu (Rusça) s. 71.
(76) Çin Örneğinden Yola Çıkarak Komintern'in Ulusal ^Sömür­
gese! Devrimdeki Strateji vc Taktikleri (Rusça), s. 289.
<77) Progranıniye dokunıenty komi n ti tı is t ich eskikh partii Vostoka
(Doğu Komünist Partilerinin Program Belgeleri), Moskova,
1934, s. 117.
(78) Uluslararası Basın Yazışmaları, c. 10, No: 58, 18 Aralık 1930,
s. 1219,
<79) D N . Aidi t, K vatkaya is to riya Kommıınisticheskoi partii Indo-
nesii (Endonezya Komünist Parlisİ'nin Kısa Tarihi), Moskova,
1956, s. 19.

BÖLÜM; V
<i) V.î. Leııin, Toplu Eserler, c. 33, s. 501.
<2) La Correspondance Internationale, 1934, No: 34-35, s. 647.
(3) UHumanite, 6 Temmuz 1934.
<4) SFIO -Section Française de 1'Internationale Ouvrİere.

731
(5) Kontmunisiicheski Internatsional, 1934, Noı 35, s. 35, 36.
(6) Istoriya Kommunisticheskoi partü Ispanİİ (Ispanya Komünist
Partisi Tarihi), s. 82.
(7) Trenta anni di vita e lotte del P.C.I., s. 146-47.
(8) M.P.A., MJL.E, 495/1/1/7-8.
(9) G. Dimitrov, Mektuplar, 1905-1949, Sofya, 1962, s. 298.
(10) Bkz. Voprosy istorii KPSS, 1965, No: 7, s 85-86.
(11) M.PA. M.L.E., 495/1/3/28-37, 206.
(12) a.ge.,, 495/1/3/201-204.
(13) Kommunisticheski Internatsional, 1934, No: 28, s. 3.
(14) M.P.A., M.L.E, 495/2/189/252.
(15) L'Humanitâ, 25 Ekim 1934.
(16) Maurice Thorez, Fils du Peuple, Paris, 1960, s. 102,
(17) M.PA., M.L.E., 495/2/192/15.
(18) a.g.e., 495/2/192/15, 495/2/192/154-156.
(19) Maurice Thorez, Fils du Peuple, Paris, 1960, s. 102.
(20)Bkz D. Manuilski, Itogi VII kongressa Kommunisticheskogo
Internatsionala (Komünist Enternasyonal Yedinci Kongresi
Özeti. Moskova ve Leningrad Parti Çalışmalarına Sunulan Ra­
por), Moskova, 1935, s. 39.
(21) M.P.A., M-L.E., 495/2/191/124.
(22) a.g.e., 495/2/191/88.
(23) a g.e,, 495/2/196/87/93/103.
(24) a.g.e., 495/2/198/63.
(25) a.ge., 495/3/432/71.
(26) Bkz. Istoriya Bolgarskoi kommunisticheskoi partii (Bulgar
Komünist Partisi Tarihi), Moskova, 1960, s 303.
(27) Komünist Enternasyonal, No: 11, 5 Haziran 1935, s. 480.
(28) Rundschau über Politik, Wİrtschaft unâ Arbeiterbewegung,
1935, No: 34, s. 1960.
(29)' Bkz. Kommunisticheski Intematsİonat, 1935, No: 33-34, s. 106-
11.
(30) M.PA., M.L.E., 495/1/300/45, 50.
(31) Komünist Enternasyonal, No: 10, 1935, s. 571.
(32) Kommunisticheski Internatsional, 1935, No: 20-21, s, 109, >
(33) Rundschau über Politik, W irtschaft und Arbeiterbe-.vegımg,
1934, No: 61, s. 2718.
(34) M.PA., M.L.E,, 491/1/400/6.
(35) Komintern'İn Yedinci Kongresi, Moskova, 1939, s. 54,
(36) a.g.e., s. 33,

732
(37) G Dimitrov, Birleşik Cephe. Faşizm ve Savaşa Karşı Müca­
dele, Londra, L. Lawrence ve Wishart, 1938, s. 9,
(38) G. Dimitrov, a.g.e., s. 13.
(39) a.g.e., s 97.
(40) a.g.e., s. 12.
(41) a.g.e., s. 110.
(42) a.g.e., s. 19.
(435 a.g.e., s. 31
(44) Komintern’in Yedinci Kongresi, Moskova, 1939, s. 575,
(45) a.g.e., s 577.
(46) Bkz. Kommunisticheskiye partii Pribaîtikİ v borhe zd yed im
front protiv fashizma i voiny (Faşizm ve Savaşa Karşı Birle*
şik Cephe îçin Verilen Mücadelede Baltık Bölgesi Komünist
Partileri), Moskova, 1935, s. 19.
(47) Dimitrov, a.g.e., s 127.
(48) S. Lozovskİ, Birleşik Bir Dünya İşçi Sendikası Hareketi îçin
(Rusça), Moskova, 1935, s. 29.
(49) M.P.A., M L.E., 495/18/1061 (a.). Bu toplantıda Lozovski bir
rapor sundu. Bu tartışmalara katılan komünist parti dele­
geleri arasında Polonya, Çekoslovakya, Almanya, Japonya,
Avusturya, Çin, Finlandiya, Brezilya, İspanya, Bulgaristan,
Şili ve diğer birçok ülkenin temsilcileri vardı.
(50) Komin t cm 'in Yedinci Kongresi, Moskova, 1939, s. 578,
(51) «.g.e., s. 585.
(52) a.g.e., s. 582.
(53) V.î. Lenin, Toplu Eserler, c. 25, s. 454,
(54) a.g.e., s. 22,'s. 144,
(55) a.g e., c. 35, s. 268.
(56) Komünist Enternasyonal, No: 19-20, 1955, s. 1402.
(57) Komintern'in Yedinci Kongresi, Moskova, 1939, s. 581. .
(58) Uluslararası Basın Yazışmaları, özet Sayt, c. 15, No: 57, 30
Ekim 1935, s. 1409,
(59) Dimitrov, a.g.e., s. 72.
(60) a.g.e., s. 75,
(61) Komintern'in Yedinci Kongresi, Moskova, 1939, s. 586.
(62) ag.e., s. 583.
(63) M.P.A., M L.E., 494/1/295/10.
(64) Komintern’in Yedinci Kongresi, Moskova, 1939, s. 593.
(65) M.P.A., M.L.E., 494/1/295/14,
(66) a.g.e., 494/1/265/57-58.

733
(67) Komintern’in Yedinci Kongresi, Moskova, 1939, s. 593,
(68) V.t. Lenin, Topla Eserler, c. 31. s. 150.
(69) Komintern'm Yedinci Kongresi, Moskova, 1939, s. 591.
(70) Ercoli, Faşizm ve Savaşa Karşı Mücadele. Emperyalist Savaş
Hazırlıkları ve Komünist Enternasyonal’in Görevleri, M.-L.,
1935, s. 51.
(71) a.g.e., s. 52.
(72) M.PA M.L.E. 494/1/357/58.
(73) a.g.e., 494/1/368/7-8.
(74) Komintern'İn Yedinci Kongresi, Moskova, 1939, s. 593.
(75) a.g e.
(76) D. Manuilski, SSCB'deki Sosyalist İnşanın Sonuçlan, M.-L.,
1935, s. 64.
(77) Komintern'İn Yedinci Kongresi, Moskova, 1939. s. 602.
(78) a.g.e.
(79) a.g.e„ s. 566.
(80) M.P.A., M L E , 495/18/1206/101-102.
(81) Dimitrov, a.g.e., s. 80.
(82) Komintern'İn Yedinci Kongresi, Moskova, 1939, s. 567.
(83) a.g.e., s. 584.
(90) Jul ius Braunthal, Geschichte der Internationale, c. II, Han-
nover, 1963, s. 502.
(91) Rundschau, 1935, No: 46, s. 2055.
(92) M.PA., M.L.E., 495/18/1017,
(93) Uluslararası Basın Yazışmaları, e. 15, No: 48, 28 Eylül 1935,
s. 1207.
(94) M.P.A.M.L.E., 495/18/1018/24.
(95) a.g.e., 495/18/1018/24.
(96) Utuslararası Basın Yazışmaları, c. 15, No: 53, 12 Ekim 1935,
s. 1329.
(97) a.g.e., s. 1318.
(98) a g.e.
(99) a.g.e., No: 59, 9 Kasım 1935, s. 1447.
(100) M.PA., M.LE., 495/18/1024/1.
(101) Wortd Marxİst Review, Aralık 1965, c. 8, No: 12, s. 16.
(102) M .PA, M.L.E., 495/2/203/66.
(103) Komünist Enternasyonal, 1936, No: 2, s. 79-91.
(104) M.P.A., M.L.E, 495/18/1040/154,
(105) a.g.e., 495/18/1075/328.
(106) a.g.e., 495/2/215/6-8.

734
<107) a.g.e., 495/2/215/6.
(108 a.g.e„ 495/2/222/26.
(109 a.g.e., 495/2/222/34-39.
(110 Komünist, Moskova, 1969, No: 2, s. 4.
(111 M.PA, M.L.E., 495/18/1086/5.
(112 a.g.e., 495/2/229/130.
(113 a.g.e., 495/18/1125/71-72.
(114 a.g.e., 495/18/1075/85.
(115 a.g.e., 495/18/1092/6.
(116 a.g.e., 495/18/1092/7-14.
(117 a,g.e., 495/18/1135/7-8.
(118 a.g.e., 495/18/1135/8.
(119 Uluslararası Bastn Yazışmaları, c. 16, No: 48, 24 Ekim 1936,.
s. 1295.
(120 Komünist Enternasyonal, c. 14, 1937, No: 4, s. 1001,
( 12 1 Bkz. V.Î. Leııin. Toplu Eserter, c. 25, s. 416.
(122 a g.e., c. 31, s. 92.
(123 Komünist Enternasyonal, c. 14, 1937, No: 2, s. 865-66.
(124 Voİna i revolyutsiya v Ispanii 1936-1939, (Ispanya’da Savaş
ve Devrim 1936-1939), Moskova, 1968, s. 419-20.
(125 M.PA, M.LE., 495/2/257/77.
(126 World Marxist Revieıv, Aralık 1965, c. 8, No: 12, s. 34.
(127 Palmiro Togiiatti, İt parüto comminista Italiano, Der. Riuniti,,
1961, s. 76-77.
(128 M.P.A., M.L.E., 495/18/1188/13.
(129 a.g.e., 495/18/1234/17.
(130 a.g.e., 495/18/1223/8.
(131 a.g.e., 495/18/1086/12.
(132 a.g.e., 495/18/1169/192.
(133 a.g.e., 495/18/1133/6-7,
(134 Pregted İstiroije Savcza komi hımışta Jugoslavije, T, l t Bel-
grad, 1963, s. 235-36.
(135 M.PA, M.L.E., 495/18/1109/5.
(136 a.g.e., 495/18/1230/197.
(137 Velikaya hartiya komtn un is t İches kikh i rabochikh p a rt’ti (Ko­
münist ve tşçi Partilerinin Magna Carta'sı), Moskova, 1961,
s. 268.
(138 M.PA, M.L.E., 495/18/1014/276-278.
(139 a.g,e„ 495/2/263/23.
(140 a.g.e., 495/2/263/24-26.

735
(141) ag.e., 495/18/1073/403-404.
(142) a.g.e., 495/18/1079/21.
(143) a.g.e., 495/18/1210/9.
(144) a.ge., 495/2/264/187/189.
(145) a.g.e., 495/18/1082/62.
(14$) a.g.e., 495/18/1102/27.
(147) Rundschau, 1936, No: 41. s 1714.
(148) M.PA, M.L.E., 495/18/229/79.
(149) a.g.e., 495/18/1245/14.
(150) a.g.e., 495/18/1135/2.
(151) Mezhdunarodnoye znacheniye Oktyabrskoi revolyutsii (Ekim
Devriminin Uluslararası Önemi) Moskova, 1957, s. 10.
1152) Komünist Enternasyonal, No: 2, 1937, s. 866.
(153) Pravda, 9 Ekim 1936.
(154) Komünist Enternasyonal, No: 2, 1932, s. 866.
(155) Bulletin des Intemationalen Gewerkschaftbundes, 1937, No:
11. s. 4.
(156) Kommunisticheski Internatsional, 1937, No: 8, s 87.
(157) M.P.A., M.L.E., 495/18/225/131-142.
(158) a.g.e., 495/18/1079/586.
(159) ag.e„ 495/18/1230/89.
(160) a.g.e., 495/18/1079/586.
(161) L’Humanite, 9 Ekim 1938.
(162) M.P.A., M.L.E, 495/18/1282/99.
(163) «.g.e., 495/18/1282/101-102.

BÖLÜM» V I

<1) V î. Lenin, Toplu Eserler, c. 36, s. 297.


(2) a.g.e., c. 24, s. 402
(3) ag.e., c. 35, s. 273.
(4) Komintern'İn Yedinci Kongresi, Moskova, 1939, s. 574.
(5) UHumanite, 25 Ağustos 1939.
(6) La Vie Ouvriire, 21 Eylül 1939.
(7) R. Palme Dutt, Enternasyonal, Londra, 1964, s 269.
(8) W. Ulbricht, Zur Geschichte der neuestcn Zeit, c. 1 1955, s. 33
(9) World News and Views, c, 19, No: 53. 11 Kasım 1939, s. 1074.
(10) V.I, Lenin, Toplu Eserler, c. 22, s. 311.
(11) a.g.e„ s. 309.
(12) M.PA, M.L.E., 495/18/1322/5.

736
<13) he Parti communiste français dans la R6sistance, Paris, 1969,
s. 48.
(14) M. Thorez, Fits du Peuple, Moskova, 1951, s. 140-41.
(15) M.PA, M.L.E., 495/18/1321/190-191.
<16) M. Thorez, Oeuvres, Livre V. T. XIV, Paris, 1959, s. 58.
(17) Histoİre de Parti communiste français (el yazması), Paris,
1964, s. 389.
<18) M. Thorez, Fİls du Peuple, Moskova, 1951, s. 147.
<19) M.PA, M.LE., 495/18/1326.
<20) Geschichte der deatschen Arbeiterbewegung, c. 5, Berlin,
1966, s. 253, 256, 258, 280, 282, 298.
<21) Trenta anni dİ vila e İotte del P.C.I. s. 164, 257.
(22) M.PA, M.L.E., 495/18/1323.
(23) a.g.e,, 495/2/276/3-4.
<24) a,g.e., 495/2/275/15.
<25) a.g.e., 495/2/275/13.
(26) Trenta anni dİ vita e lotte del P.C.I., s. 192.
(27) a,g,e., s. 194.
<28) M.PA, M L.E, 495/18/1323.
(29) M, Thorez, Fils du Peuple, Moskova, 1951, s. 147.
(30) G.D. Kiryakidis, Gretsiya vo vtoroi mirovoi voine (ikinci
Dünya Savaşı'nda Yunanistan), Moskova, 1967, s. 65’ten alın­
mıştır.
(31) Bkz. Istoriya Bolgarskoi komm unîstich es kot partii (Bulgaris­
tan Komünist Partisi Tarihi), Moskova, 1960, s. 352-53.
<32) Zbornik dokumenatai podataka o narodnooslobodilackom ra­
tıl jugoslovenskih naroda. T.V., kn. I, Belgrad, 1952, ş, 7.
(33) Hkz, Rusça baskısı, 1941, No: 4, s. 12.
(34) V.t. Lenin, Toplu Eserler, c. 27, s. 361.
(35) M.PA, ML.E,, 495/18/1335/1-3.
(36) V.t. Lenin, Toptu Eserler, e. 35, s. 229.
<37) a.g.e., c, 23, s. 23.
(38) M.P.A., M.L.F-., 495/18/1335/14.
(39) Komünist Enternasyonal (Rusça baskısı), 1941 No: 6-7, s. 123-
24.
<40) L'H um aniti (yeraltı baskısı), 22 Haziran 1941.
<41) Daily Worker, New York, 23 Haziran 1941.
(42) a.g.e.,
<43) Zbornik dokumenata..., a.g.e , T.I, kn. I, Belgrad, 1949, s. 16.
<44) Mezhdunaroânaya solidarnost trudyashchikhsya v borbe za

F: 47: Entemosyonaf 737


mir i naisionaitıove osvobozhdeniye protiv fashistskoi agres-
sii, za polnoye unichtozh&niye fashizma v Yevrope i Azii
(Avrupa ve Asya'da Faşizmin Tümden Yok Edilmesi îçin
Emekçilerin Faşist Saldırıya Karşı Banş ve Ulusal Kurtuluş
tçin Verdiği Savaşta Uluslararası Dayanışma) (1938-1945),
Moskova, 1962, s. 305.
(45) Kommunisticheski Internatsİonal, 1941, No: 6-7, s. 126-27.
(47) Daily V/orkers, New York, l Temmuz 1941.
(48) a.g.e., 30 Temmuz 1921.
(49) a g.e,, 25 Mayıs 1942.
(50) Pravda, 8 Ağustos 1942.
(51) Tim Buck, 30 Yıl 1922-1952. Kanada1dahi Komünist Hareketin
Öyküsü, Toronto, 1952, s. 168.
(52) Tim Buck, 30 Yıl 1922-1952..., a.g.e., s. 171.
(53) M.P.A., M.L.E., 1942 Belgeleri Kolleksiyonu.
(54) Polskoyc rabochcye dvizhcniyc v gody voiny i gitlerovskcı
okkupatsii, (Savaş ve Hitler İşgali Sırasında Polonya îşçi Ha­
reketi) Eylül 1939-Ocak 1945, Moskova, 1968, s. 135.
(55) a.g.e., s. 141.
(56) M. Thorez, Fİls dit Pctıpic, Moskova, 1951, s. 147.
(57) Htstoria dal Parîido Commnnİsta de Espanîa. P. Ed. Soc. 1960,
s. 219.
(58) M.PA., M.L.E,, 1942 belgeleri kolleksiyonu.
(59) a.g.e., 495/18/1336/85-86.
(60) a.g.e., 495/18/1338/6-7, 9-10.
(61) a g.e., 495/18/1338/36-37.
(62) Geschichte der deutscheıı Arbcitcrbewegung, c. 5, Berlin, 1966,
s. 317-18.
(63) M.P.A., M.L.E., 495/18/1336/22.
(64) a.g.e., 495/18/1340/22.
(65) a.g.e., 495/18/1340/47-48.
(66) a.g.e., 495/18/1338/160-62.
(67) a.g.e., 495/18/1338/163-65.
(68) Trenta annt di vita e lotte del P.C.I., s. 195.
(69) M.PA., M.L.E., 495/18/1340/9.
(70) a.g.e., 495/18/1340/12.
(71) Komintern'in Yedinci Kongresi, Moskova, 1939, s. 567,
(72) Daily Worker, Londra, 24 Mavts 1943, «KEYK Presidiumu'-
nun Komintern’in Sona Erdirilmesine İlişkin Kararı».
(73) a.g.e.

738
<74) M.P.A., M.L.E., 495/18/1340/78-82.
<75) K omünist Enternasyonal, (Rusça baskı), 1943, No: 5-6, s. 23.

BÖLÜM: VII
<!) V.Î. Lenin, Toplu Eserler, e. 29, s. 307.
(2) Barış, Demokrasi ve Sosyalizm Mücadelesi, Moskova, s. 80.
(3) Informatsionnoye soveshehanîye predstavitelei nekotorykh
Kompartii (Bazı Komünist Parti Temsilcilerinin Konferansı)
Moskova, 1948, s. 11.
(4) V.İ. Lenin, Toplu Eserler, c. 21, s. 372.
(5) a.g.e., c. 21, s. 354.
(6) a.g.e., c. 31, s. 60.
(7) Banş, Demokrasi ve Sosyalizm Mücadelesi, Moskova, s. 6-7.
(8) a.g.e,, s. 39.
(9) a.g.e., s. 85.
(10) «.g.e., s. 79.
(11) Sovyetler Birliği Komünist Pariisi Programı, Moskova, 1961,
s. 8.
(12) a.g.e., s. 7-8.
(13) Sovyetler Birliği Komünist Partisi Yirmiüçüncü Kongresi,
Moskova, s. 25.
(14) V.İ. Lenin, Toplu Eserler, c. 31, s. 148.
(15) «.g.e,, c. 16, s. 348.
(16) a.ge., c. 6, s. 520-21.
(17) Banş, Demokrasi ve Sosyalizm Mücadelesi, Moskova, s. 79.
(78) KonferculSiya yevropciskikh kom m ım istidieskikh İ rabochikh
parlü po vvprosam bezopasnosti v Yevrope, Moskova, 1967,
s. 278.

739

You might also like